You are on page 1of 19

TÜRK EĞİTİM TARİHİ

HAFTA XII
CUMHURİYET DÖNEMİ’NDE EĞİTİM: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE OKUL
ÖNCESİ EĞİTİMİ VE İLKÖĞRETİM
Okul Öncesi Eğitim
Cumhuriyet kurulduğu zaman eğitim sisteminin teşkilat yapısında ilk basamağı anaokulları
oluşturmaktadır.
1915 tarihli Ana Mektepleri Nizamnamesi ile yeniden düzenlenen anaokulları ve anasınıfları
1923'te faaliyetlerine devam etmekteydiler.
Bu yılda 38 ilde 80 anaokulunda 5880 öğrenci eğitiliyordu.
Maarif Vekilliği tarafından 25 Ekim 1925 tarihinde yayınlanan bir tamim ile bina, öğretmen ve
ödenek sıkıntısı gerekçesiyle anaokullarının en azından bir süreliğine ilkokullarla birleşmesine
karar verilmiştir.
Maarif Vekaleti, 1930 tamiminde ülke şartlarının yetersizliği gerekçe gösterilerek mevcut
imkanların ilkokul kademesine yönlendirilmesi istenmiş ve anaokulları ikinci plana atılmıştır.
Okul Öncesi Eğitim
1960-1970 yıllarında ülke içinde bu tür kurumlara olan ihtiyacın artması, okul öncesi eğitim
kurumlarına gerek toplum, gerekse MEB'in ilgisini arttırmış, bir yandan açılan okul öncesi
kurumlara yenileri eklenirken MEB da bu kurumların öğretmen ihtiyacını karşılayacak okulların
sayılarının arttırılması çalışmalarına girişmiştir.
1960 yılında okul öncesi eğitim alanında öğretmen yetiştirmek amacıyla Kız Teknik Yüksek
Öğretmen Okulunda çocuk gelişimi ve eğitimi bölümü açılmıştır.
1962 yılında MEB'e bağlı resmî ve özel okul öncesi eğitim kurumlarının kuruluş, yönetim, eğitim,
görev ve işleyişi ile ilgili usul ve esasları düzenlemek amacı ile "Anaokulları ve Anasınıfları
Yönetmeliği" çıkarılmıştır.
Okul Öncesi Eğitim
1973 yılında yürürlüğe giren 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nda Türk milli eğitim
sisteminin genel yapısı içinde, okul öncesi eğitime, örgün eğitim sistemi içinde yer verilmiştir.
Okul öncesi eğitimin, mecburi ilköğrenim çağına gelmemiş çocukların eğitimini kapsadığı ve
isteğe bağlı olduğu belirtilmiştir.
Okul öncesi eğitim kurumlarının bugün de olduğu gibi bağımsız anaokulu olarak, ilkokula bağlı
anasınıfı olarak veya diğer öğretim kurumlarına bağlı uygulama sınıfları olarak açılabileceği ifade
edilmiştir.
Okul Öncesi Eğitim
1994 yılında okul öncesi eğitim programı hazırlanmıştır.
Türkiye'de 1994yılından önce okul öncesi eğitim kurumlarında öğretmenler, MEB tarafından
hazırlanan ve o öğretim yılı başında tebliğler dergisinde yayınlanan çerçeve programlardan (ünite
başlıkları) yararlanarak ünite ve günlük planlarını tamamen kendilerinin yazdığı hedef ve hedef
davranışlara göre oluşturmakta ve hazırlamaktaydılar.
2002 yılında 1994 yılından beri uygulanmakta olan okul öncesi eğitim programı hakkında uzmanlar ve
öğretmenlerden gelen geribildirimler sonucunda Okul Öncesi Eğitim Genel Müdürlüğü'nün talebi ve
çeşitli üniversitelerden akademisyenlerin işbirliğiyle "36-72 Aylık Çocuklara Yönelik Okul Öncesi Eğitim
Programı" oluşturulmuştur.
Talim Terbiye Kurulu (TTKB) tarafından denenmek ve geliştirilmek üzere kabul edilen ve 2002-2003
yılında yürürlüğe giren program çerçeve niteliğine sahip olup, öğretmenlere kurumun, çevrenin ve
çocukların ihtiyacına göre programda değişiklikler yapabilme esnekliği sağlanmıştır.
2006 yılı okul öncesi eğitim programı çoklu zeka ve yapılandırmacı yaklaşımın temel ilkeleri esas
alınarak oluşturulmuştur.
Okul Öncesi Eğitim
2012-2013 yılında program geliştirme çalışması yapılmıştır.
Program çocukların gelişimsel özelliklerini, ilgi ve gereksinimleri ile çevresel koşullarını dikkate
alan "gelişimsel", "sarmal" ve "eklektik" bir yapıda hazırlanmıştır.
Programın özellikleri çocuk merkezlilik, esneklik, oyun temelli, yaratıcılığı ön planda tutma,
günlük yaşam deneyimlerinden yararlanma vb. olarak açıklanmıştır.
Programda, kazanımlar, göstergeleri ve açıklamaları yer almıştır.
Programda çocukların gelişim özellikleri yaş gruplarına göre, kazanım ve göstergeler ise bütün
olarak ele alınmıştır.
Okul Öncesi Eğitim
Okul öncesi eğitimin Türkiye'de yaygınlaştırma çabaları içerisinde söz edilmesi gereken önemli
bir uygulama da zorunlu okul öncesi eğitim pilot uygulamasıdır.
Pilot uygulama 2009-2010 eğitim-öğretim yılında, 32 ilde başlatılmıştır. Uygulama genişletilerek
71 ile ulaşılmışken, eğitim sisteminde yapılan değişiklik, uygulamanın durdurulmasını
gerektirmiştir.
4+4+4 eğitimi sistemine geçilmesi ile ilkokula başlama yaşı 72 aydan 60 aya indirilmiştir. Yeni
sistemle 37-66 ay arasındaki çocukların anaokulunda veya uygulama sınıflarında, 48-66 ay
arasındaki çocukların ise anasınıflarında eğitim almalarının sağlanacağı belirtilmiştir.
Daha sonra bu kararda değişikliğe gidilmiş ve 60-66 aylık çocukların isteğe bağlı olarak, 66
aylıktan itibaren de 1. sınıfa kayıt yaptırmaları zorunlu hale getirilmiştir.
2013'de 66 ay olan okula başlama yaşı 2019'da 69 ay olarak değiştirilmiştir. Aynı yönetmelikte
anaokulu 36-68 aylık çocukların, ana sınıfı ise57-68 aylık çocukların eğitimi amacıyla açılan okul
ve sınıflar olarak tanımlanmış, okul öncesi eğitim yaş aralığı 36-58 ay olarak belirlenmiştir.
Okul Öncesi Eğitim
2023 Eğitim Vizyon Belgesi
İlköğretim
Bu dönemde eğitim ile ilgili yapılacak düzenlemelerin yol haritasını çizmek amacı ile "Heyeti
İlmiye" adı altında da bilim kurulları toplanmıştır (1921, 1923,1924 ve 1925).
Bu danışma toplantılarında; ilköğretim programları, zorunlu eğitim, küçük yerleşim birimleri için
yatılı bölge okullarının açılması, ilk, orta ve lise eğitim süreleri, öğretmenlik mesleği vb. konular
değerlendirilmiştir.
Cumhuriyet ile beraber milli eğitimin amacı, "Milli egemenlik ve tam bağımsızlık ilkelerini
benimsemiş, milli birlik ve bütünlüğe önem veren nesillerin yetiştirilmesi" olarak belirlenmiştir.
Cumhuriyetin ilk yılları; ilköğretimin düzenlenmesi, programlarının geliştirilmesi ve ilkokul
öğretmeni yetiştirme çalışmaları ile geçmiştir.
1924 İlk Mekteplerin Müfredat Program
Bu program cumhuriyet döneminde ilkokul kademesinin
düzenlenmesi adına atılmış ilk önemli adımdır.
Program, dönemin ihtiyaçları doğrultusunda hazırlanmış sınırlı bir
yapıya sahiptir.
Proje niteliğinde hazırlanmış program iki yıl uygulamada kalmıştır.
Programda dersler önceki uygulamaların devamı niteliğindedir.
Ders işlenişi kız-erkek karma şekilde olmakla birlikte kızlar ve
erkekler için ayrı ders cetvelleri oluşturulmuştur.
Programda dikkat çeken bölümlerden biri de dördüncü sınıftan
itibaren numune olarak okullara gönderilen nişan tüfeği ile atış
talimlerinin yaptırılacağına dair açıklamaların yer aldığı son
bölümdür.
Bu bölümde silah tutma, nişan alma gibi becerilerin öğretimi ve
dikkat edilecek hususlar hakkında açıklamalara yer verilmiştir.
1926 İlk Mekteplerin
Müfredat Program
1924 programında beş yıl olan öğretim süresi 1926
programı ile iki devreye ayrılmış, ilk üç sınıf birinci devre,
son iki sınıf ikinci devre olarak ifade edilmiştir.
Dewey'in raporu ve Heyet-i İlmiyelerde alınan kararlar
doğrultusunda hazırlanan programda "Hayat bilgisi, toplu
tedris ve iş okulu’’ kavramları yer almıştır.
Toplu öğretim sistemi kapsamında birinci devrede Tabiat
tetkiki, Musahabat, Tarih ve Coğrafya dersleri Hayat Bilgisi
adı altında birleştirilmiştir.
Bu ders bütün derslerin adeta bel kemiği olacak ve diğer
dersler daima bu ders etrafında işlenecektir.
Programda yer alan açıklamalara göre ikinci devrede
dersler bağımsız olarak işlenecek olsa da her dersin hayat
ile münasebetinin kurulmasına, öğrencilerin derse aktif
olarak katılımının sağlanmasına ve bireysel ilgi ve
yeteneklerine uygun olarak eğitim verilmesine özen
gösterilmesi gereği vurgulanmıştır.
1930 Köy Mektepler Müfredat Programı
Programda birleştirilmiş sınıflı okullarda ve ikili öğretim yapılan (Yarım gün mektepleri) okullarda
öğretimin nasıl yapılacağına dair açıklamalar yer almıştır.
1930 programının dikkat çeken bir yönü de programda din dersinin yer almamasıdır.
Programın son sayfalarında din derslerinin 5. sınıf öğrencilerinden ebeveyninin isteğine bağlı
olarak program haricinde haftada yarım saat konferans tarzında verileceğine dair bir ifade ile
İslam dininin esasları hakkında kısa bir bilgi yer almıştır.
1936 İlkokul Programı
1936'da, Cumhuriyet'in ilanı ile birlikte hız kazanan inkılapların gerektirdiği ihtiyaçlar
doğrultusunda ilkokul programlarında da değişiklikler yapılmıştır.
Yapılan düzenlemelerin temel hareket noktası inkılapların halka mâl edilmesi ve benimsetilmesi
olarak belirlenmiştir.
1936 ilkokul programında, Cumhuriyet Halk Partisi programının ulusal eğitim ilkelerinden
hareketle ilköğretimin hedeflerinin belirlendiği görülmektedir.
Bu hedeflerde, öğretmenin çocuk eğitiminin yanı sıra halkın eğitiminden de sorumlu olduğu,
Cumhuriyet yönetiminin, Atatürk ilke ve inkılaplarının çocuklara benimsetilmesi gereği üzerinde
durulmuştur.
Programa göre "Kuvvetli Cumhuriyetçi, ulusçu, halkçı, devletçi, laik ve devrimci yurttaş
yetiştirmek bütün öğretim derecelerinde yüküm ve özen noktasıdır."
1936 İlkokul Programı
Bütün derslerde milli unsurların vurgulanması, derslerin milli hayat ile ilişkilendirilmesi, okulda
gerçek yaşamın yaşatılması, okulun iş, yaşama ve faaliyet alanı olarak görülmesi, anlatım yerine
iş, hareket, muhakeme gerektiren yöntemlerin kullanılması, etkinliklerin çeşitlendirilmesi,
öğrencilerin işbirliği yapmasına sağlayan faaliyetlere yer verilmesi, ezberden sakınılması,
öğretimde öğrencilerin yaş ve gelişim özelliklerinin, ilgi, ihtiyaç ve yeteneklerinin göz önünde
bulundurulması, öğretim materyallerinin kullanılması, pratik bilgi ve becerilere önem verilmesi,
yakından uzağa ilkesi, ilk üç sınıfta toplu tedris esasının uygulanması, öğrencilerin duygu ve
düşüncelerini özgürce ifade edebilecekleri ortamların hazırlanması, boş zamanları
değerlendirme ve etkili çalışma tekniklerinin öğretilmesi vurgulanmıştır.
1948 İlkokul Programı
Bu dönemde köylerde 1930 köy mektepleri müfredat programının, şehir ilkokullarında da 1936
programının uygulanıyor olması ülke genelinde eşitsizliğe neden olduğu düşüncesinin
gelişmesine ve eleştirilere neden olmuştur.
Bütün okullar için ortak bir program ihtiyacı ile 1948 programı hazırlanmıştır.
Program, önceki programlarla kıyaslandığında hedefler, öğretim ilkeleri, derslerin özel amaçları,
açıklamalar, ünite ve konuların oldukça ayrıntılı bir şekilde verildiği görülmektedir.
Programda milli eğitiminin amaçları dört ana başlıkta verilmiştir:
◦ 1.Çocuğun ve gencin iyi bir vatandaş olarak “TOPLUMSAL BAKIMDAN” gelişmesini sağlamak.
◦ 2. Çocuğun ve gencin bir “birey” olarak “KİŞİSEL BAKIMDAN” gelişmesini sağlamak.
◦ 3.Çocuğun ve gencin bir “Aile üyesi” ve diğer insanlarla “Beşerî ilişkileri” olan sosyal bir varlık olarak
“İNSANLIK MÜNASEBETLERİ BAKIMINDAN” gelişmesini sağlamak.
◦ 4. Çocuğun ve gencin bir “Ekonomik varlık” olarak “EKONOMİK HAYAT BAKIMINDAN” gelişmesini
sağlamak.
1968 İlkokul Programı
1962 yılında ilköğretim için program taslağı hazırlanmış ve taslak 6 yıl denendikten sonra 1968-
69 öğretim yılından itibaren ülke genelinde uygulanmaya başlanmıştır.
Bu programda "Programın Uygulanması İle İlgili Genel Esaslar" bölümünde yakın çevre,
öğretimde toplulaştırma, konular ve üniteler, metot ve teknikler, planlama ve uygulama başlıkları
içinde ögretmene rehberlik edecek açıklamalara yer verilmiştir.
Programda ilkokul çağındaki çocukların varlıkları ve olayları bütün olarak algılayabildikleri, bilim
dallarına göre sıralanmış halde bilgileri kavrayamayacakları bilgisinden hareketle I. devrede
yapılmakta olan toplulaştırmanın II. Devre sınıflarında da uygulanacağı, Tarih, Coğrafya, Yurttaşlık
Bilgisi derslerinin Sosyal Bilgiler adı altında, Tabiat Bilgisi, Aile Bilgisi ve Tarım-iş derslerinin de
Fen ve Tabiat Bilgileri adı altında birleştirildiği belirtilmiştir.
Böylece II. Devredeki bütün dersler Sosyal Bilgiler, Fen ve Tabiat Bilgileri adlarını taşıyan iki
mihver ders etrafında toplulaştırılmıştır.
1997 İlköğretim Okulu Programı
Milli Eğitim Sistemi içerisinde bulunan ilkokullar ve ortaokullar 8 yıllık ilköğretim okuluna
dönüştürülerek programlarda bütünlük sağlamak üzere ilköğretim programları hazırlanmıştır.
1998 müfredatı davranışçı yaklaşıma göre genel olarak çerçeve müfredatı niteliğini taşıyan bir
yapıda hazırlanmıştır.
Programda hedefler hiyerarşisine ve hedeflerin daha net gözlenebilen, ölçülebilen davranışsal
ifadelerine yer verilmiştir.
Her ders için ünite sonlarında örnek işlenişler sunulmuş, öğrenme ve öğretme etkinlikleri ile
ölçme değerlendirme örneklerine yer verilmiştir.
2005 İlköğretim Programı
2005 öğretim programı, daha önceki programlardan farklı olarak yapılandırmacı eğitim yaklaşımı
ile oluşturulmuştur.
Programda hedef ve hedef davranışlar kaldırılarak her ünite için kazanım ifadeleri yazılmıştır.
Programda, öğretmenlerin işini kolaylaştıracak ayrıntılı örneklere ve açıklamalara yer verilmiştir.
Programda ürün değerlendirmesinden çok sürecin değerlendirilmesine önem verilmeye
başlandığı söylenebilir çünkü geleneksel ölçme ve değerlendirme yöntem ve tekniklerinin yanı
sıra alternatif ölçme ve değerlendirme olarak adlandırılan portfolyo, performans değerlendirme,
öz değerlendirme, akran değerlendirme gibi yöntem ve tekniklerle ilgili bilgiler ve örnekler
verilmiştir.
2017 İlköğretim Programı
2012-2013 eğitim öğretim döneminden itibaren zorunlu eğitim 8 yıldan 12 yıla (4+4+4)
çıkartılmıştır ve ilköğretime başlama yaşı 60-72 ay olarak belirlenmiştir.
Yapısal alanda yapılan düzenlemelere bağlı olarak eğitim programlarının da yenilenmesine
ihtiyaç duyulmuştur.
2017 de yenilenen programlarda da yapılandırmacılık anlayışı sürdürülmüştür.
2017 programı 2005 programı ile karşılaştırıldığında oldukça sadeleştirilmiş bir yapıda olduğu
görülmektedir.
2017'de diğer programlardan farklı olarak Türkiye Yeterlilikler Çerçevesinde belirlenmiş olan 8
anahtar yetkinlikten söz edilmiştir.
Bu yetkinlikler şunlardır: Anadilde iletişim, yabancı dillerde iletişim, matematiksel yetkinlik ve
bilim/teknolojide temel yetkinlikler, dijital yetkinlik, öğrenmeyi öğrenme, sosyal ve vatandaşlıkla
ilgili yetkinlikler, inisiyatif alma ve girişimcilik, kültürel farkındalık ve ifade.

You might also like