Professional Documents
Culture Documents
Enver Paşanın Yurt Dışındaki Hayatı Ve Mücadelesi
Enver Paşanın Yurt Dışındaki Hayatı Ve Mücadelesi
DanıĢman
Prof.Dr.Mehmet Ali ÜNAL
Hazırlayan
Cabir DOĞAN
ISPARTA – 1998
ii
ĠÇĠNDEKĠLER
KISALTMALAR .................................................................................................... v
ÖNSÖZ .................................................................................................................. vi
ENVER PAġA'NIN YURT DIġINDAKĠ HAYATI VE MÜCADELESĠ..........viii
GĠRĠġ ...................................................................................................................... 1
BĠRĠNCĠ BÖLÜM
ĠKĠNCĠ BÖLÜM
2- Emircilerin Faaliyeti........................................................................ 98
EK 1 .................................................................................................................... 138
EK 2 .................................................................................................................... 143
EK 3 .................................................................................................................... 144
EK 4 .................................................................................................................... 147
v
KISALTMALAR
Ansk. : Ansiklopedi
Bkz. : Bakınız
c. : Cilt
Çev. : Çeviren
No : : Numara
s. : Sayfa
V. : Vesika
Yay. : Yayınları
vi
ÖNSÖZ
Enver PaĢa, Ģüphesiz ki son dönem Osmanlı Tarihi içerisinde en çok
tartıĢılan Ģahsiyetlerden birisidir. Fakat, yine onun son dönem Osmanlı tarihindeki
o rolünün belirleyiciliği her türlü tartıĢmanın ötesindedir. Üstelik Enver PaĢa,
örgüt içerisinde yalnızca bu rolü ile sınırlı kalmamıĢ ve bir dizi önemli kararların
alınmasında etkili rol almıĢtır. TeĢkilat-ı Mahsusa‟nın organize edilmesi,
hükümetin kararsız tutumuna karĢın Ġtalyanların Trablusgarb‟a yönelik
saldırılarına karĢı fiilen karĢı koyma giriĢimi, Balkan Harbi‟nin en kritik
noktasında Bulgar kuvvetlerine karĢı ileri harekâta giriĢmesi, Edirne‟nin
Bulgarlardan geri alınması için yapılan askeri harekâtta en önde yer alması,
Birinci Dünya SavaĢı‟na giriĢ kararının alınması gibi hepsi de birbirinden önemli
kararların tümünde Enver PaĢa en ön safta gözükmekte ve hatta bu fikirleri ortaya
atanda bizzat kendisidir.
Eski ittihatçı bir gazeteci olar Hüseyin Cahit Yalçın‟ın idare ettiği “Tanın”
gazetesinde “Tarihi Mektuplar” baĢlığı altında 1944-1945 yıllarında, yurt dıĢına
çıkan ittihatçılarla Enver PaĢa arasındaki mektupların yayınlanması o devre ait
önemli belgeler hazinesi içinde yer alır.
Cabir DOĞAN
Isparta-1998
viii
Enver Bey‟in aktif askeri ve siyasi hayatı onun 1906 Eylül‟ünde Osmanlı
Hürriyet Cemiyeti‟ne girmesiyle baĢlar. II. MeĢrutiyet‟in ilânı sırasında gösterdiği
faaliyetlerle birlikte Enver Bey‟in Ġttihat ve Terakki içindeki yıldızı yükselmeye
baĢlar.
Bir grub arkadaĢı ile birlikte Enver Bey 23 Ocak 1913‟te Bâb-ı Âli‟yi
basarlar.
GĠRĠġ
Enver PaĢa yazmıĢ olduğu hatıratında, doğum tarihi ile ilgili bilgiyi Ģöyle
sunmaktadır: “Rumi 1297 senesi TeĢrin-i sâni (Kasım) bidâyetinde, Hicri 1299
senesi Muharrem ayının birinci salı günü sabahı saat on iki raddelerinde,
Ġstanbul‟da Divanyolu‟nda eski Lisan Mektebi karĢısındaki evimizde dünyaya
geldim”1. Buna rağmen bir çok araĢtırmacı doğum tarihi konusunda farklı tarihler
belirtmiĢlerdir. Bunlardan bazıları; 3 Kasım 1881 2, 23 Kasım 1881 3, 6 Aralık
1882 4, 6 Ocak 1882 5
Ģeklindedir. Bu tarihlerde de görüldüğü üzere gün, ay ve
hatta yıl bile birbirini tutmamaktadır.
Enver Bey, binbaĢı iken doğum gününü öğrenmek için babasına bir
mektup yazar. Babası da anasının hafızasına müracaat eder. Anası doğum gününü
hatırlar. Babası da oğlu Enver‟e bildirir. AnlaĢılıyor ki Enver, 12 kasım 1297
Rumi tarihinde doğmuĢtur 6.
1
Halil Erdoğan Cengiz, Enver PaĢa’nın Anıları, Ġstanbul 1991, s. 29.
2
ġevket Sûreyya Aydemir, Makedonya’dan Orta Asya’ya Enver PaĢa, cilt I, Ġstanbul 1972,
s. 12.
3
Nezih Uzel, “Osmanlının Son PaĢası”, Aksiyon, yıl 2, sayı 82, s. 16.
4
M. ġükrü Hanioğlu, Kendi Mektuplarında Enver PaĢa, Ġstanbul 1989, s. 253; BeĢir
Ayvazoğlu, “Enver PaĢa”, Aksiyon, yıl 2, sayı 88, s. 56.
5
S. Yüksel Cebeci, “Bir Ġttihatçının öyküsü, Enver PaĢa” Yeni Yüzyıl, 3.8.1996, s. 12.
6
Cengiz, a.g.e., s. 30. Enver PaĢa bu tarihi ailesinden öğrendiğini belirttiğinden bizce de bu tarih
doğru olsa gerektir.
2
Enver PaĢa‟nın babasının adı Ahmet Bey, annesinin adı AyĢe Hanımdır.
Babası bayındırlık teĢkilatında (Manastır Vilayeti) kondüktör, yani Ģimdi ki tabirle
fen memuru olarak çalıĢıyordu. Kendisi ise babasının “yol ve inĢaat müdürü”7
olduğunu söyler. Annesi AyĢe Hanım‟ın bu evliliği ise ikinci evliliğidir8. Enver
PaĢa‟nın baba tarafı Gagavuz Türklerindendir9.
Enver Bey‟in tahsil hayatı henüz üç yaĢında iken, kendi isteği ile evlerinin
yakınında bulunan ibtidâi mektebine gitmesiyle baĢlar.10 Altı yaĢına kadar
Ġstanbul‟da çeĢitli ibtidâi‟lere devam eder. “Fatih Mekteb-i Ġbtidâisinin” ikinci
senesende iken babasının Manastır‟a tayini üzerine ibtidâi tahsili burada
tamamlar11.
7
Aydemir, a.g.e., cilt I, s. 180; S. Yüksel Cebeci, “Enver PaĢa”, Yeni Yüzyıl, 3.8.1996, s. 8;
Orhan Koloğlu, “Her Yönüyle Enver PaĢa”, Milliyet, 2.8.1996, s. 13.
8
Mustafa Müftüoğlu, Üç Bey’insiz Kafa, Ġstanbul 1994, s. 68, “Enver PaĢa‟nın ailesinin Enver
PaĢa‟dan baĢka beĢ çocuğu daha vardır. Bunlar: Hasena (1887-1963), Nûri PaĢa (1889-1949),
Mediha Orbay (1894-...), Kâmil (1898-1964), Ertuğrul (1907-1931)‟dur.” Cengiz, a.g.e., s. 33.
9
Aydemir, a.g.e., c. I, s. 182.
10
Hanioğlu, a.g.e., s. 253; Cengiz, a.g.e., s. 33.
11
Hanioğlu, a.g.e., s. 253.
12
Aydemir, a.g.e., c. I, s. 186.
3
Kurmay okulunu bitirdikten sonra artık YüzbaĢı Enver olarak ilk vazifesi,
sekiz ay müddetle “Sınuf-ı Selâsede” yani ordunun üç sınıfını teĢkil eden piyade,
topçu ve süvari sınıflarında staj görmektir. Bunun için de iki sene müddetle III.
Ordu‟ya tayin edilir. Gerekli sınıf stajlarını tamamladıktan sonra III. Orduda 16 ay
hizmete devam eder.
13
Hanioğlu, a.g.e., s. 254.
14
Cengiz, a.g.e., s. 34, 35.
15
Hanioğlu, a.g.e., s. 255: Cengiz, a.g.e., s. 37.
16
Bu konuda geniĢ bilgi için bkz. Cengiz, a.g.e., s. 39-43; Aydemir, a.g.e., cilt I, s. 191-195.
17
Hanioğlu, a.g.e., s. 259; Aydemir, a.g.e., cilt I, s.195.
4
18
Aydemir, a.g.e., cilt I, s. 195, 196.
19
Cengiz, a.g.e., s. 46; Hanioğlu, a.g.e., s. 260.
20
Aydemir, a.g.e., cilt I, s. 475; Cengiz, a.g.e., s. 48; Hanioğlu, a.g.e., s. 48.
21
Aydemir, a.g.e., cilt I, s. 482; Cengiz, a.g.e., s. 51.
5
22
Hanioğlu, a.g.e., s. 266; Cengiz, a.g.e., s. 56.
23
Aydemir, a.g.e., cilt I, s. 484.
24
Osmanlı Devleti BatılılaĢma hareketleri için bkz. Bernard Lewis, Modern Türkiye’nin
DoğuĢu, (Çev. Metin Kıratlı), T. T. K. yay., Ankara 1991, s. 106-172; Ercüment Kuran,
“Osmanlı Ġmparatorluğunda YenileĢme Hareketleri”, Türk Dünyası El Kitabı, Ankara 1977,
s. 1003-1013; Enver Ziya Karal,Osmanlı Tarihi, cilt V-VI, T.T.K. yay., Ankara 1993; Tevfik
Çavdar, Türkiye’nin Demokrasi Tarihi (1839-1950), Ankara 1995, s. 25-79; Sina AkĢin,
Ana Çizgileriyle Türkiye’nin Yakın Tarihi, Ankara 1996, s. 15-36; Stanford J. Shaw-Ezel
Kural Shaw, Osmanlı Ġmparatorluğu ve Modern Türkiye, cilt II, Ġstanbul 1983.
25
Fahir Armaoğlu, Siyasi Tarih 1914-1980, cilt I, Ankara 1922, s. 55.
6
26
Bu geliĢmeler için bkz. Lewis, a.g.e., s. 59-172; Bayram Kodaman, “1876-1920 Arası Osmanlı
Siyasi Tarihi”, Büyük Ġslam Tarihi Ansk., cilt XII, Ġstanbul 1993, s. 31-42; Aydemir, a.g.e.,
cilt I, s. 13-86; J. Shaw-Kural Shaw, a.g.e., cilt II, s. 217-235; M.Ali Ünal-Ahmet Halaçoğlu,
Türk Ġnkılâbı Tarihi ve Atatürk Ġlkeleri, Ġzmir, 1996.
27
Ġttihat ve Terakki‟nin kuruluĢu için bkz. Aydemir, Enver paĢa, cilt I, s. 163, 164; ġ. Süreyya
Aydemir, Suyu Arayan Adam, Ġstanbul 1965, s. 287; Necdet Yurdakul, Osmanlı
Ġmparatorluğundan Ortadoğu’ya ġark Meselesi, Ġstanbul 1976, s. 91,92; AkĢin,
Türkiye’nin Yakın Tarihi..., s. 37,38; Karal, a.g.e.,cilt VIII; Mustafa Sami, Tarih ve
Medeniyet, sayı 35, ġubat 1997 Ġstanbul, s. 33; Sina AkĢin, 100 Soruda Jön Türkler ve
Ġttihat ve Terakki, Ankara 1980.
28
Bu cemiyetin kurucularının kısa biyografileri için bkz. Aydemir, Enver PaĢa..., cilt I, s. 163-
164.
7
MeĢrutiyetin ilânı konusunda hem fikir olan bu iki cemiyet daha sonra Mart
1907‟de Terakki ve Ġttihat Cemiyeti çatısı altında birleĢeceklerdir.
“Evvela mıntıka Erkân-ı Harp Reisi Hasan Bey’e işi açtım. Derhal kabûl
etti. Sonra Erkân-ı Harp Yüzbaşısı Musa Kâzım Bey’le31 memleketin dertlerine
çare bulmak üzere, Bulgarlar gibi çalışacak bir komite teşkilini teklif ettim.
İkimizde bu komiteyi meydana getirecektik. Bütün kuvvetiyle çalışmaya hazır
olduğunu bildirdi. Elini sıktım. Üç kişi olmuştuk. Nihayet onlara bir gün Kâzım
Bey’in Manastır’da Karaköprü’deki Osman Paşa konukları selâmlığındaki
yerinde üçümüz birleştik. O zaman onlara, Selânik’te böyle bir cemiyetin
varlığından bahsettim. Her ikisi heyecanlıydı... Hatta Hasan Bey, hemen halkı
hükümet konağına toplayarak, umumi ihtilâl çıkarmaktan bile bahsetti...”
29
Osmanlı Hürriyet Cemiyeti‟ne giriĢ için bkz. Cengiz, a.g.e., s. 61; Ziya ġakir, Yakın
Tarihimizin Üç Büyük Adamı, Talât, Enver, Cemal PaĢalar, Ġstanbul 1944, s. 77, 78;
AkĢin, Jön Türkler..., s.61, 62; Karal, a.g.e., cilt IX, s. 9, 10.
30
Cengiz, a.g.e., s. 61.
31
Burada adı geçen ve Manastır Gizli Ġhtilâl Komitesi‟nin ikinci kurucusu olan Musa Kâzım,
Karabekir PaĢa’dır. Bu konuda geniĢ bilgi için bkz. Kâzım Karabekir, Ġttihat ve Terakki
Cemiyeti, Ġstanbul, 1993, s.105-111.
8
Ama bir gün gelecek, beni elbette, rahmetle ananlarda bulunacaktı. Artık
hayatla irtibatım kalmamış gibiydi...”
32
Aydemir, Enver PaĢa..., cilt I, s. 97, 98, 99; Cengiz, a.g.e., s. 61, 62, 63.
33
AkĢin, 100 Soruda Jön Türkler..., s. 68-75; Aydemir, Enver PaĢa..., cilt I, s. 547-550;
Karabekir, a.g.e., s.312-330; Cengiz a.g.e., s. 77.
34
Aydemir, Enver PaĢa..., cilt I, s. 523 ; Cengiz a.g.e., s. 94,95.
9
35
MeĢrutiyet‟in ilânı ile birlikte “Hürriyet Kahramanı” olarak temayüz eden Niyazi Bey,
MeĢrutiyet‟in ilânından sonra Ģahsi bir mesele yüzünden Arnavutlarca öldürülmüĢtür. GeniĢ
bilgi için bkz. Aydemir, Enver PaĢa..., cilt I, s. 492-497.
36
Karal, a.g.e., cilt IX, s. 33; Lewis, a.g.e., s. 206; Karabekir, a.g.e., s. 312-313; Samih Nafiz
Tansu, Ġttihat ve Terakki içinde Dönenler, Ġstanbul 1960, s. 42, 43.
37
AkĢin, Jön Türkler..., s. 77; . Aydemir, Enver PaĢa..., cilt I, s. 538; Karal, a.g.e., cilt IX,
s. 34.
38
II. MeĢrutiyetin ilânı için bkz. Tarık Zafer Tuna‟ya, Hürriyetin ilânı, Ġstanbul 1996, s. 5-14;
AkĢin, 100 soruda jön Türkler..., s. 71-78; Çavdar, a.g.e., s. 95-99; Karabekir, a.g.e., s. 325-
330; Karal, a.g.e., s. 27-40; Yusuf Hikmet Bayur, Türk Ġnkılâbı tarihi, cilt I, T. T. K. yay.,
Ankara 1991, s. 59-172; Ali Canip Yöntem, Yakın Tarihimiz, cilt II, Yıl 1962, s. 257-259.
10
Enver Bey‟i Berlin‟e, Hafız Hakkı Bey‟i Viyana‟ya ataĢemiliter olarak gönderdi.
Cemal Bey‟i Fransa‟ya yolladı. Ali Fethi Bey de tahtan indirilen II.
Abdülhamid‟in muhafızı olarak Selânik‟e gönderilir. Mustafa Kemal‟i karargâh
kurmaylığına memur etti. Sivil hayata geçmek isteyenleri ordudan ayırdı 39.
Enver Bey, Berlin ataĢemiliteri iken Almanlardan özel bir ilgi gördü. Onun
Alman ordusuna karĢı hayranlığı vardı. Zaten Almanlara ve Alman ordusuna karĢı
hayranlık, bizim harp okullarımızın geleneği idi. Çünkü bu okullarda daha Sultan
Mahmut zamanından beri ne zaman bir ıslah teĢebbüsüne giriĢilmek istense,
danıĢman veya hocalar Almanya‟dan getirilmiĢti. Ordunun silahları da Alman
silahları idi. Talim-terbiye esasları, yani kara ordusu talimatnameleri de
Almanca‟dan tercüme olunmuĢtu. Bu sebeplerdir ki aynı Ģekilde Hürriyet
Kahramanı olarak Ģöhrete kavuĢmuĢ Enver Bey‟de de Alman hayranlığının
oluĢmasında etken olmuĢtur. Nitekim onun 1909‟da diğer genç ittihatçı subaylar
arasında, kendisine ataĢemilterlik için Berlin‟i seçmesinde de bu hayranlık etkili
olmuĢtur.
39
Cemal Kutay, Üç PaĢalar Kavgası, Ġstanbul 1978, s. 38,39.
40
Aydemir a.g.e., cilt II, s. 542,543.
11
diyordu; sen başa geçtiğin zaman her istediğin yardımı yapacağım. İşte sana bir
askeri muşavirde buldum: General Makenzen...”
MeĢrutiyetin ilânıyla basın hayatında bir patlama oldu. Bir çok gazete ve
dergi çıkmaya baĢladı. Herkes istediğini yazıp, fikrini savunuyordu. Çoğunluğu
elinde bulunduran Ġttihat ve Terakki Partisi‟nin sertlik ve baskıya dayanan
politikası kısa zamanda basında muhalefete yol açtı. Muhalif bazı gazeteler bu
durumu büyük tepki gösterdi. Bir çok gösteriler yapıldı.
41
Ünal-Halaçoğlu, a.g.e., s. 47.
12
42
B.O.A., Yıldız Esas Evrakı, Karton No: 86/38, Evrak No: 3795.
43
J. Shaw-Kural Shaw, a.g.e., cilt II, s. 339; AkĢin, Jön Türkler..., s. 127; Bu konuda geniĢ bilgi
için bkz. Mustafa Ġslamoğlu, Ġttihad-ı Muhammedi Hareketi, Ġstanbul 1997; Ġsmail Hamdi
DanîĢmend, 31 Mart Vak‟ası, Ġstanbul 1986; Mevlânzâde Rıfat, 31 Mart Ġhtilâlinin Hikayesi,
Ġstanbul 1996.
44
Aydemir, Enver PaĢa..., cilt II, s. 164.
13
45
Karal, a.g.e., cilt IX, s. 98.
46
Aydemir, Enver PaĢa..., cilt II, s. 166-168.
14
47
Karabekir, a.g.e., s. 447-463; Karal, a.g.e., cilt IX, s. 102.
48
Abdülhamit‟in hal fetva metni için bkz. Karal, a.g.e., cilt IX, s. 104- 107; Bayur, a.g.e., cilt II/I.
Kısım, s.214-217.
15
49
Rıfat Uçarol, Siyasi Tarih, Ġstanbul 1985, s. 353.
50
Bayur, a.g.e., cilt II/I. Kısım, s. 93-98.
51
Trablusgarb SavaĢı hakkında bkz. Karal, a.g.e, cilt IX, s. 255-287; J., Shaw-Kural Shaw, a.g.e,
cilt II, s. 348,349; AkĢin, Jön Türkler..., s. 187-195; Aydemir, Enver PaĢa..., cilt II, s. 215-
242.
52
Uçarol, a.g.e, s. 353.
16
amcası Halil Bey (PaĢa)‟de aynı yolu zorlar ve sonunda muvaffak olur. Enver
Bey‟in kardeĢi Nuri Bey (PaĢa) ilk fırsatta Halil Bey‟in yanında yerini alır.
Mustafa Kemal ve arkadaĢları Mısır üzerinde geçmeye çalıĢırlar ve bunu da
baĢarırlar. Hülasa devletin dahi sahiplenmediği Trablusgarb topraklarına gönüllü
kurmay subaylar sahip çıkar ve iç bölgelerde Ġtalyanlara karĢı savunma hareketi
kurarlar. Bir avuç vatansever Osmanlı subayı yerli halkın da yardımıyla üstün
Ġtalyan güçlerine baĢarıyla karĢı koydular ve Ġtalyanları çok güç duruma
düĢürdüler53.
53
Enver PaĢa..., cilt II, s. 225.
54
Haniğlu, a.g.e, s. 75.
55
Aydemir, Enver PaĢa..., cilt II, s. 228.
56
O. Gazi AĢiroğlu, Enver PaĢa’nın EĢi Naciye Sultan’ın Hatıraları “Acı Zamanlar”,
Ġstanbul 1990, s. 33.
17
Enver Bey‟e Derne Cephesi için her ay Osmanlı Devleti 15.000 altın tahsis
etmiĢtir. Fakat bu para yeterli değildir. Onun için paranın yetiĢmediği zamanlarda
Enver Bey ve cephe kumandaları kağıt para çıkarırlar. Bu para tutar, sonuna kadar
itibarını kaybetmez.
57
Cemal Kutay, Trablusgarb’te Bir Avuç Kahraman, Ġstanbul 1963, s. 165, 166.
58
Kutay, Trablusgarb...,, s. 165, 166.
18
geliĢmez. Ġtalyanların sol kanatları iyi yerleĢmiĢlerdir, ister istemez geri çekilinir,
fakat zayiat olur.
59
AĢiroğlu, a.g.e., s. 37.
60
Karal , a.g.e., cilt IX, s. 298-304; Uçarol, a.g.e., s. 364-367; Ünal-Halaçoğlu, a.g.e., s. 54,55.
19
61
Aydemir, Enver PaĢa..., cilt II, s. 368.
20
azarlayıcı bir tonda bağırınca Yakup Cemil, Nazım PaĢa‟yı vurdu. Sonra Talât ve
Enver Bey‟ler sadrazam odasına girdiler, ondan istifa etmesini istediler. Bu sözleri
iĢitmemiĢ görünen Kâmil PaĢa niye geldiklerini sordu. Bunun üzerine Enver Bey,
halkın ve askerin galeyan halinde olduğunu, kendisinin sadaretten çekilmesini
istediklerini söyleyince, PaĢa biraz direnmek istedi. Fakat sonunda “cihet-i
askeriyeden vuku bulan talep üzerine...” diye baĢlayan istifasını yazdı.
Bab-ı Âli baskını ile istifa ettirilen Kâmil PaĢa hükümeti yerine, Mahmut
ġevket PaĢa hükümeti kurmakla görevlendirildi. 15 safer 1331 (24 Ocak 1913)‟de
Mahmut ġevket PaĢa‟nın takdim ettiği hükümet üyeleri listesi 16 Safer 1331
(25 Ocak 1913)‟de onaylandı64.
62
Kâmil PaĢa‟nın istifa metni için bkz. Ali Fuat Türkgeldi, Görüp ĠĢittiklerim, cilt II, Ankara
1949, s. 88,89; Aydemir, Enver PaĢa..., cilt II, s. 389.
63
Çavdar, a.g.e., s. 127-135; Türkgeldi, a.g.e., s. 77-86; Tansu, a.g.e., s. 104-115; Hüsamettin
Ertürk, Ġki Devrin Perde Arkası, Ġstanbul 1996, s. 78-82; ġeref ÇavuĢoğlu, Yakın Tarih, cilt
I, Yıl 1962, s. 193-196.
64
B.O.A., Ġrâde Dosya Tasnifi, Karton No: 4, Evrak No: 2604, s. 1.
21
taraftan Enver Bey, denizden sevk edilecek askerleri ġarköy‟e çıkarırken diğer
taraftan da Bolayır (Gelibolu) cephesine aynı istikâmette harekete geçilerek
Bulgarlar tam bir baskı altına alacaktı. Bu plan baĢarıya ulaĢtığı takdirde
Çatalca‟daki Bulgar kuvvetlerin arkasındaki ikmal yolları kesilmiĢ olacaktı. Ne
yazık ki Sarköy çıkartması65 vaktinde yapılamadı ve istenilen sonuç alınamadı. Bu
durumda barıĢ görüĢmeleri yeniden gündeme geldi.
66
30 Mayıs 1913‟de Londra‟da yapılan barıĢ görüĢmeleri sonunda Midye-
Enez hattı iki devlet arasında sınır olmak üzere barıĢ antlaĢması imzalanacaktır.
Bu anlaĢma ile Edirne Bulgarlara bırakılıyordu. Bu barıĢ Ġttihat ve Terakki‟nin
muhaliflerince yenilgi olarak yorumlandı.
65
Aydemir, Enver PaĢa..., cilt II, s. 390-401; Çavdar , a.g.e., s. 129-131.
66
Londra AntlaĢması için bkz. Uçarol, a.g.e., s. 367-368; Karal, a.g.e., cilt IX, s. 337-338; Mim
Kemal Öke, “Son Dönem Osmanlı Ġmparatorluğu” Büyük Ġslam Tarihi Ansk. cilt XII, s. 168.
67
Türkgeldi, a.g.e., s.105-106.
68
Metin Martı, Cemal PaĢa Hatırat, Ġstanbul 1996, s. 49-51; Türkgeldi, a.g.e., s. 106.
69
M. Hanefi Bostan, Said Halim PaĢa, Ġstanbul 1992, s. 37.
22
olmak üzere “Batı Trakya Muvakkat İslam Hükümeti” ismi altında bir hükümet
kuruldu70.
Enver Bey‟in sarayda talip olduğu kız Naciye Sultan, ġehzade Süleyman
Efendi‟nin kızıdır. ġehzade Süleyman Efendi, Sultan Abdülmecid‟in yedi
evladından biridir. Annesi AyĢe Tarziter kadın babasının üçüncü hanımıdır72.
Enver Bey‟in yanında Naciye Sultan‟a bir takım talipliler daha vardır.
Fakat Naciye Sultan onlar arasından Enver‟i seçer. PadiĢah Mehmet ReĢat‟ın da
bu evliliği onaylamasıyla Enver Bey‟in validesi Dolmabahçe Sarayına gelir.
PadiĢahın yanında, getirmiĢ olduğu niĢan yüzüğünü Naciye Sultana takar. Enver o
dönemde Berlin ataĢemiliteridir (1911).
70
Martı, a.g.e., s. 53-55.
71
Aydemir, Enver PaĢa..., cilt II, s. 402; Ünal-Halaçoğlu, a.g.e., s. 55-56.
72
Halit Ziya UĢaklıgil, “Enver PaĢa Nasıl PadiĢah Damadı OlmuĢtu”, Yakın Tarihimiz, cilt I,
Yıl 1962, s. 212, 213.
73
AĢiroğlu, a.g.e., s. 29-32.
23
Enver Bey, Balkan harbinden sonra apandisit krizi geçirir. Daha önce
apandisit ameliyatı geçirmiĢtir. Ġkinci defa apandisit ameliyatı olur74 (Aralık
1913). Ameliyattan sonra niĢanlısı kendisini hastahanede ziyarete gelir. Enver
Bey ve NiĢanlısı Naciye Sultan yüz yüze burada görüĢürler.
74
Dr. Hüsrev Hatemi, Dr. Nil Sarı, “Enver PaĢa‟nın apandisit Ameliyatı”, Tarih ve Toplum, Yıl
1984,s. 281.
75
“Bu evlilikten Enver PaĢa‟nın Mâhpeyker ve Türkan adlı iki kızı ile bir oğlu olmuĢtur, ancak
29 Eylül 1921‟de doğan oğlu Ali‟yi Enver PaĢa hiç görmemiĢtir. Enver PaĢa‟nın Türkistan‟da
ölümüyle 23 yaĢında dul kalan ve bir yıl sonrada Enver PaĢa‟nın kardeĢi Kâmil Bey ile evlenen
Naciye Sultan, 1952‟ye kadar yurt dıĢında kalmıĢ, bu arada Râ‟na adında bir kızı olmuĢtur.
Hânedanın kadın azalarının yurda dönmelerine müsaade edilmeleri üzerine 1952‟de Ġstanbul‟a
gelmiĢ, 5 Aralık 1957 tarihinde NiĢantaĢı‟nda vefat etmiĢtir.” AĢiroğlu, a.g.e., s. 45, 60, 68.
76
Cebeci a.g.m, Yeni Yüzyıl Gazetesi, 6 Ağustos 1986, s. 8.
24
Aynı günlerde Enver Bey, dönemin Sadrazamı Sait Halim PaĢa nezdinde
bir teĢebbüste bulunur ve ona78:
77
“SilâhĢor olarak adlandırılan bu kiĢiler, Ġttihat ve Terakki‟nin bir nevi muhafızları bir nevi
kanlı icra gücüdürler. Bunların hepsi asker kökenli olup daha sonra ordudan kopmuĢlar ve
askerlikten ayrılmıĢlardır. Bu kiĢilerin bazıları Ģunlardır: Yakup Cemil, Topçu Ġhsan, Sapancalı
Hakkı, Ġzmitli Mümtaz, Atıf Hilmi, Hüsrev Sami, Süleyman Askeri, Ömer Naci gibileri.”
Aydemir, Enver PaĢa..., cilt II, s. 417-421.
78
Ziya ġakir, a.g.e., s. 417-421; Cemal Kutay, Lavrens’e KarĢı KuĢcubaĢı, Ġstanbul 1965,
s. 25-29.
25
Harbiye Nazırı Ġzzet PaĢa‟nın istifa etmesi üzerine Said Halim PaĢa
tarafından hazırlanan tezkirede Enver Bey‟in Mirlivâlığa terfisi ve Harbiye
Nazırlığına teklifi isteniyordu. PadiĢaha sunulan tezkire Ģöyledir80.
79
Tansu, a.g.e., s. 227-230.
80
B.O.A., Ġrâde Dosya Tasnifi, Karton No: 4, Evrak No: 760.
81
B.O.A., Ġrâde Dosya Tasnifi, Karton No: 4, Evrak No: 760.
26
4 Ocak 1914 (5 Safer 1332 – 21 Kânun-î evvel 1329) tarihli irâde-i seniye
ile Enver Bey Mir-livâ (tuğgeneral) rütbesi ile Harbiye Nazırlığına tayin edildi82.
Enver PaĢa 6 Ocak 1914‟te Erkân-ı Harbiyye-i Umumiye Reisliği‟ne tayin
edildi83.
“Eski alışkanlıkla yeni tayinlere ayak sallayan her kumandan veya subay
derhal emekliye ayrıldı. İtiraz lakırdısı ağza alınmaz oldu. Herkese bir çeviklik,
bir sürat, bir askerlik geldi. Ordu, yeni bir dünya’ya doğdu. Harbiye Nezâreti’nin
kapıları kapandı. Ve içeriye iş sahiplerinden başka kimse giremez oldu. Alman
ıslahat heyeti görev başına geçti. Bu ıslahat heyeti’nin yardımıyla işlemler, fazla
formaliteden kurtularak, sade bir tarzda devam etmeye başladı. Ve ordumuz
orduya, subayımız subaya benzedi. Herkes gördü ki, akıl ve bilgi, kanun ve nizam
yolunda Türkler de, pekala yol arkadaşı olabilirmiş. Enver Paşa, Islahat
Heyeti’nin taşkınlıklarını önler ve itirazlara rağmen bildiği yolda giderdi. O
zaman ki Enver, Osmanlı tarihinin ilk kez gördüğü yenileştirici, çalışkan, kati ve
azimkâr bir Harbiye Nazırı idi”
82
B.O.A., Ġrâde Dosya Tasnifi, Karton No: 4, Evrak No: 760, s.6.
83
Aydemir, Enver PaĢa..., cilt II, s. 430.
84
Liman Van Sanders‟in SavaĢ Hatıraları, Hayat Tarih Mecmuası, (Çev. Osman ÖndeĢ), 1
Aralık 1967, Yıl 3, cilt II, Sayı 11, Sıra 35, s. 29.
85
Cebeci, a.g.m., Yeni Yüzyıl, 7.8.1996, s. 8.
86
Aydemir, Enver PaĢa..., cilt II, s. 402.
27
87
Sömürgeci faaliyetler için bkz. Yusuf Hikmet Bayur, XX. Yüzyılda Türklüğün Tarih ve
Acun Siyasi Üzerindeki Etkileri, T.T.K. yay., Ankara 1974, s. 61-66.
88
Martı, a.g.e., s. 111, 112.
28
89
Bayur, Türk Ġnkilâbı..., cilt II/4. Kısım, s.565; Akdes Nimet Kurat, Rusya Tarihi
(BaĢlangıçtan 1917’ye kadar), Ankara 1993, s. 417; A. Suat Bilge, Güç KomĢuluk (Türkiye
Sovyetler Birliği ĠliĢkileri 1920-1964), Ankara 1992, s. 1,2. “Said Halim PaĢa Hükümeti,
Almanya ile yapılan ittifaktan sonra diğer devletlerle de ittifak teĢebbüslerinde bulundu. 15
Ağustos 1914 (23 Ramazan 1332-2 Ağustos 1330) „te yayınlanan îrâde-i seniyede Talât Bey‟in
Edirne‟ye gittiğinden bahsedilir.” B.O.A., Ġrâde Dosya Tasnifi, Karton No: 4, Evrak No: s.11;
Ġrâde Dosya Tasnifi, Karton No: 4, Evrak No: 760, s.12.
90
B.O.A., Ġrâde Dosya Tasnifi, Karton No: 4, Evrak No: 760, s.15; Martı, a.g.e., s. 115-121;
Bayur,Türk Ġnkılâbı..., cilt I, 14. Kısım, s. 549-558; Kutay, KuĢçubaĢı..., s. 83.
91
B.O.A., Ġrâde Dosya Tasnifi, Karton No: 4, Evrak No: 760, s. 16.
92
Bayur, ,Türk Ġnkılâbı..., cilt II/ 4. Kısım, s. 626-629.
93
Enver Bolayır, Talât PaĢa’nın Hatıraları, Ġstanbul 1946, s. 223; Martı, a.g.e., s.121.
94
Martı, a.g.e., s.125-127; Nahid MenteĢe, Babam Halil MenteĢe’nin Hayatından Kısa
Notlar, Milas 1950, s. 14; Ali Ġhsan Sabis, Birinci Dünya Harbi, Ġstanbul 1990, cilt I, s. 31,
33, 40; Bayur Türk Ġnkılâbı..., cilt II/4. Kısım, s. 632-636 ; J. Shaw-K. Shaw, a.g.e., cilt II,
s. 327-373.
95
Martı, a.g.e., s.127.
29
96
Söz konusu ittifak anlaĢmasının orijinal metni Türk hariciyesi tarafından ortaya
konulamamıĢtır. Akdes Nimet Kurat‟ın Türkiye ve Rusya (1789-1919), Ankara 1970 adlı
eserinde Fransızca aslı mevcuttur. S. (630-631), Kurat‟ın belirttiğine göre, metnin aslı Bonn‟da
Alman DıĢiĢleri Bakanlığı ArĢivindedir.
97
Martı, a.g.e., s.128; Bolayır, a.g.e., s. 25.
98
Bolayır, a.g.e., s. 27.
99
Martı, a.g.e., s.128, 129.
30
ileri sürenlerin bunu ispatlayamadıklarını ve hatta Enver PaĢa‟nın böyle bir emir
vermediğini kendisine söylediğini belirtmektedir100.
100
Bu meselelerle ilgili olarak bkz. Sabis, a.g.e., cilt II, s. 40, 41; Bayur, Türk Ġnkılâbı..., cilt III/
1. Kısım, s. 233, 234; Bolayır, a.g.e., s. 29; Martı, a.g.e., s.128-133; Liman Von Sanders Hayat
Tarihi Mecmuası, (çev. Osman ÖndeĢ), 1 Ocak 1968, Yıl 3, cilt II, Sayı 12, Sıra 36, s. 43.
101
Bayur, ,Türk Ġnkılâbı..., cilt III/ 1. Kısım, s. 238; Karal, a.g.e., cilt IX, s. 392, 393.
102
Bayur, ,Türk Ġnkılâbı..., cilt III/ 1. Kısım, s. 260.
103
Kurat, a.g.e., s. 420, 421; J. Shaw-Kural Shaw, a.g.e., cilt II, s. 378.
104
Armaoğlu, a.g.e., cilt I, s. 112.
105
AkĢin, Türkiye’nin Yakın Tarihi, s. 87; Fahri Çeliker, Askeri Tarih Bülteni, 11-20 ġubat
1986, s. 97.
31
29 Nisan 1916‟da Türk ordusu bir baĢarı daha elde eder. Irak‟ta Kut-ül
amare‟de bir süredir Ġngiliz Generali Townshed komutasındaki bir orduyu
kuĢatmıĢ bulunan Osmanlı ordusu, bunları teslim olmak zorunda bırakır. Bu
olayın da Türk maneviyatını ne kadar kuvvetlendirdiği tahmin edilebilir. Fakat bu
106
Öke, “Son Dönem Osmanlı Ġmparatorluğu”, a.g.e., cilt XII, s. 181.
107
Uçarol, a.g.e., s. 386, 387.
108
Kanal harekâtı hakkında geniĢ bilgi için bkz. Martı, a.g.e., s. 156-188; Aydemir, Enver paĢa...,
cilt III, s. 164-180; Karal a.g.e., cilt IX, s. 24-29.
109
J. Shaw-K,Shaw, a.g.e., cilt II, s. 380.
110
Uçarol, a.g.e., s. 387.
111
Karal, a.g.e., cilt IX, s. 460-476.
32
baĢarı geçici olacaktır. Burada ki birliklerin bir kısmının Enver PaĢa tarafından
Ġran‟a kaydırılması üzerine Ġngilizler toparlanır ve 11 Mart 1917‟de Bağdat‟ı
alırlar112. Doğu Anadolu‟da da durum hiç parlak değildir. 11 Ocak 1916‟da Rus
taarruzu baĢlar. Bir kaç ay içinde Erzurum (16 ġubat), Rize (8 Mart), Trabzon (18
Nisan), Erzincan (25 Temmuz) düĢer113. Öte yandan Ġngilizlerle anlaĢmıĢ olan
Mekke Emiri ġerif Hüseyin, 1-2 Haziran 1916‟da gizlice isyan eder. Mekke‟yi ele
geçirir. Böylece Arapların bir bölümüyle yolların ayrılmıĢ olduğu, Ġttihat ve
Teraki‟nin ise Türk ulusçuluğunun örgütü olduğu daha da vurgulanmıĢ olur114.
Bir süre olsun Ġttifakın doğu cephelerinde Ģenlik vardı.12 ġubat 1918‟de
Türk ordusu ilerlemeye baĢlar ve o ay Erzincan ve Trabzon, Mart‟ta Erzurum,
Ardahan, Nisan‟da SarıkamıĢ, Van, Batum, Kars alınır. Ġmzalanan Brest-Litovsk
BarıĢı AntlaĢmasıyla 93 harbinde kaybedilen Kars, Ardahan, Batum sancakları
geri alınmıĢtır.
112
Aydemir, Enver PaĢa..., cilt III, s. 190-208.
113
Kurat, a.g.e., s. 421.
114
AkĢin, Türkiye’nin Yakın Tarihi..., s. 89.
115
Kurat, a.g.e., s. 433, 434.
116
Nâsır Yüceer, Birinci Dünya SavaĢında Osmanlı Devleti’nin Azerbaycan ve Dağıstan
Harekâtı, Ankara 1996, s. 14-17; B.O.A., Bab-ı Âli Evrak Odası, No: 25103.
33
Dönemin Harbiye Nazırı Enver PaĢa ise savaĢın son günleri içerisinde
Kafkasya ve Bakü‟de bulunan amcası Halil PaĢa ve kardeĢi Nuri PaĢa‟ya çektiği
telgraflarda bu bölgede bağımsız bir Türk hükümeti kurmalarını ve Ġngilizlere
karĢı bir cephe tesis etmelerini istiyordu118.
13 Ekim 1918‟de Ġttihat ve Terakki kabinesi istifasını sunarak hükümetten
çekildi119. 14 Ekim‟de Ahmet Ġzzet PaĢa hükümeti kuruldu. Yeni hükümet ilk iĢ
olarak mütareke talebinde bulundu. 30 Ekim 1918 tarihinde Ġngiliz Amirali
Calthorpe ile yapılan görüĢmeler sonunda Osmanlı Devleti açısından ağır
hükümler taĢıyan Mondros Mütarekesi imzalandı120.
117
Yüceer, a.g.e., s. 9-17.
118
Mondros mütarekesinden yaklaĢık bir ay önce Enver PaĢa‟nın Halil ve Nuri PaĢalara çektiği
telgraflar ve aldığı cevablar için bkz. Aydemir, Enver PaĢa..., s. 366-374.
119
Cemâl Kutay, “Talât, Enver ve Cemal paĢalar Memleketi Niçin ve Nasıl TerketmiĢlerdi?”,
Tarih KonuĢuyor, cilt I, Sayı 1, ġubat 1967, s. 22.
120
Ali Fuat Türkgeldi, Mondros ve Mudanya Mütarekeleri Tarihi, Ankara 1948, s. 6-10.
34
BĠRĠNCĠ BÖLÜM
ENVER PAġA’NIN YURT DIġINA ÇIKMASI VE FAALĠYETLERĠ
“Mâruzdur,
121
Tansu, a.g.e., s. 386; Cemal Kutay, Tarih KonuĢuyor, cilt I, Sayı 1, ġubat 1964, s. 22-26;
“Tarih Mektuplar”, Tanin, 15 Ekim 1944, s.1.
122
Masayuki Yamauchi, HoĢnut OlamamıĢ adam-Enver PaĢa Türkiye‟den Türkistan‟a, Ġstanbul
1995, s.19
123
ġakir, a.g.e., s. 141, 142.
35
Enver
124
Enver PaĢa ve arkadaĢlarının bindikleri gemi ve yola çıkıĢ tarih üzerinde nakiller birbirleriyle
çeliĢir. Bunlardan ġ. S. Aydemir, hareket tarihini 7-8 Kasım olarak yazmıĢtır. O günlere
arkadaĢlarıyla birlikte yaĢayan ittihatçı Emir ġekip Arslan ise 1918 yılının ikinci teĢrin ayının
birinci haftasında Ġstanbul‟dan ayrıldıklarını yazmaktadır. Bindikleri gemi konumunda ise
bazen bir denizaltı, bazen bir torpidodan söz edilir. Hatta bir Alman nakliye gemisinin adı bile
geçer. Ama Karadeniz‟de Alman torpidosu yoktu. Ruslardan alınan bir torpidonun kullanılmıĢ
olması akla gelir. Fakat (U) iĢareti Underwater alınarak Almanların genellikle denizaltı
anlamında kullandıkları bir iĢarettir Birinci ve Ġkinci Dünya harplerinde Almanlar bu iĢareti
kullandılar. Aydemir, Enver PaĢa..., cilt III, s. 505.
125
Aydemir, Enver PaĢa..., cilt III, s. 505.
36
“-Bizim siyasi ömrümüz artık sona ermiştir. İster haklı, ister haksız yere
olsun, bir kere üstümüze milletin kin ve gazap yüzü döndü. Bizim yürüyeceğimiz
en kısa ve münasip yol Avrupa’ya giden yoldur.”
Enver PaĢa ve arkadaĢları bindikleri Alman denizaltısı ile, ertesi gün Kırım
yarımadasında ve Sivatopol‟un yakınında Gözleve‟ye (Eupatorya‟ya) vardı.
Buradan bir Alman askeri treni ile Gözleve‟den hareket edilir. Hedef Akmescit
yolu ile batıya Berlin‟e ulaĢmaktır. Gözleve‟den hareket eden askeri tren,
Akmescit istikâmetinde ve ilk istasyonda bir gece bekler127. Enver PaĢa bu
istasyonda arkadaĢlarına hiçbir haber vermeden onlardan ayrılır128.
Rusya‟da kurulan yeni BolĢevik Hükümeti ile 3 Mart 1918 tarihinde imzalanan
Brest-Litovsk AnlaĢması ile 1878 Berlin AnlaĢması ile bu bölgede kaybedilen
yerler tekrar ele geçirilmiĢ ve buna hukuki bir nitelik kazandırılmıĢ oldu.
Birinci Dünya SavaĢı‟nın son günlerinde Enver PaĢa‟nın kardeĢi Nuri PaĢa
Kafkaslarda birlikleri “Ġslam Ordusu” olarak teĢkilatlandırmıĢtı. Amcası Halil
126
Emir ġekip Arslan , ġehit Enver PaĢa ve ArkadaĢları, (Çev. Aziz Akpınarlı), Samsun 1948,
s. 7-9.
127
Aydemir, Enver PaĢa..., cilt III, s. 498-499.
128
Bu konuda bkz. Aydemir, Enver PaĢa..., cilt III, s. 507-509.
37
Enver‟in amcası Halil PaĢa ve genç kardeĢi Nuri PaĢa, milli kahramanlar
olarak gömüldükleri Azarbeycan ve Dağıstan‟da ünlerinden yararlanmaya devam
etmekteydiler. Halil ve Nuri, kendilerin “Türkistan Cumhuriyeti” ve “Batum-
Kars-Ardahan‟dan oluĢan Cumhuriyetin” yeni liderleri olarak hayal
etmekteydiler. Mütarekeden hemen önce Enver PaĢa, çok büyük bir miktar olan
700.000 liranın Azarbeycan‟a gönderilmesi emretmiĢ ve burada direniĢ için silah
ve mühimmat toplamaya çalıĢmıĢtır.130
Enver PaĢa, bu amaç için Kafkasya‟da anlaĢma dıĢı bir mücadeleyi idare
etmek üzere Bakü‟yü ziyaret etmek istemekteydi. Kafkasya‟da birlikler 1918‟deki
gücüne ulaĢmıĢ bulunmaktaydı. Bu hazırlıklar saldırıyı püskürtmek için alınmıĢ
tedbirlerdi. Enver PaĢa daha sonra Moskovada‟ki ilk elçi Ali Fuat PaĢa‟ya bunu
Ģöyle açıklamıĢtır133.
129
Aydemir, Enver PaĢa..., cilt III, s. 381-383.
130
Yamauchı, a.g.e., s. 44
131
Aydemir, Enver PaĢa..., cilt III, s. 461-476.
132
Arslan, a.g.e., s. 9,10.
133
Ali Fuat Cebesoy, Moskova Hatıraları, Ġstanbul 1955, s. 13, 14.
38
ĠĢte Enver PaĢa ve ittihatçı liderlerin yurt dıĢına çıkma teklifini kabul ettiği
zaman kendisinin Kafkaslara geçerek orada çalıĢacağını, TeĢkilât-ı Mahsusa‟yı
devrettiği Albay Hüsamettin Ertürk‟e de söylemiĢti134.
134
Ertürk, a.g.e., s.164-170.
135
Arslan, a.g.e., s.10; Arif Cemil (Denker), Ġttihatçı ġeflerin Gurbet Maceraları, Ġstanbul
1992, s. 16.
136
Denker, a.g.e., s. 16, 17; ġakir, a.g.e., s. 143.
39
Batılılarla ilk görüĢme Berlin‟deki Ġtalyan delegesi ile olur. Fakat Ġtalyan
delegesi öyle pek iĢe giriĢmeyerek yalnız görüĢmelere vasıta olacağını söyleyip iĢi
kısa kesmiĢ ve konuĢmalar pek akademik cereyan etmiĢ.
137
“Tarihi Mektuplar”, Tanin, 17 Ekim 1944, s. 6; T.T.K.ArĢivi, Enver PaĢa Bölümü, 26 ġubat
1920, Klasör 32.
40
138
Aydemir, Enver PaĢa..., cilt 111. s. 529
139
Karl Radek, Parti Merkez Komite üyesiydi. 1919‟da faaliyetini geniĢleten III.
Entarnasyonal‟de faaldi. Musevi asıllı olup daha ziyade dıĢ temaslarla gazeteler ve basın
sahasında çalıĢdı. Rus partiler ve örgütlerler temaslar daha ziyade onun üstündeydi. Ġdari iĢlerle
uğraĢmadı. Ve Stalin iktidarı zamanın da diğer Ģeflerle bereber o da tasfiyeye uğradı ve
hayatını kaybetti.
140
Hans Voon Seect :Birinci Dünya SavaĢı sırasında Ġstanbul‟da Türk Orduları kurmay baĢkanlığı
yapmıĢ ve Enver PaĢa ile iyi münasebetler kurmuĢ bir insandır.
141
Aydemir, Enver PaĢa..., cilt III, s. 520-522.
41
Enver PaĢa Nisan 1919 ve Mart 1920 tarihleri arasında üç defa Alman
uçakları ile Moskova‟ya ulaĢmayı denemiĢtir. Bütün bu denemeler için gerekli
hazırlıklar Seeckt tarafından yapılmıĢ oluduğu bilinmektedir. Enver PaĢa‟nın
uçakla ilk Moskova yolculuğunu 31 Aralık 1919‟da yapar. Fakat uçak
142
Mektubun tarihi yoktur. Sadce 1919 tarihi yıl olarak sonradan eklenmiĢtir. Ancak
anlatılanlardan Nisan ayı olması kuvvetle muhtemeldir.
143
“Tarihi Mektuplar”, Tanin, 16 Ekim 1944, s. 6.
42
havalandıktan on dakika sonra bir bahçeye düĢer ve uçak altı parçaya ayrılır.
Fakat Enver PaĢa‟ya hiç bir Ģey olmamıĢtır144.
Ġkincisinde Ekim ayı baĢında Enver PaĢa ve Dr. Bahattin ġakir‟le beraber
bindikleri uçağın arıza yapması üzerine Litvanya‟ya mecburi iniĢ yaparlar.
Resimleri alınır ve haklarında tahkikata baĢlanır. Kovno cezaevine kapatılırlar.
Enver PaĢa hapishanede resim çizme iĢine sarılır. Bu arada hapishane müdürünün
ve ailesi fertlerinin resimlerini yapar. Onlarla dost olur.
144
“Tarihi Mektuplar”, Tanin, 16 Ekim 1944, s. 6.
145
Aydemir, Enver PaĢa..., cilt III, s. 544, 545; AĢiroğlu, a.g.e., s. 58, 59; Arslan, a.g.e., s. 11, 12.
146
AĢiroğlu, a.g.e., s. 56, 57; Aydemir, Enver PaĢa..., cilt III, s. 544.
43
147
Denker, a.g.e., s. 73.
44
Biri, tereddütlü durumda bulunan Ġslâm âlemi ile doğu milletlerine Enver
PaĢa ve arkadaĢları vasıtasıyla istiklâl ve hürriyet vereceğini vaadederek hem Orta
Asya‟da ve Hindistan‟da Ġngiliz emperyalizmi ile mücadeleyi temin ve hem de
Rusya ülkesinde kurulan BolĢevik rejimini takviye etmekti149.
148
Yamauchı, a.g.e., s. 23.
149
Cebesoy, a.g.e., s. 159; Feridun Kandemir, Enver PaĢa’nın Son Günleri, Ġstanbul 1943, s. 6;
Aydemir, Enver PaĢa..., cilt III, s. 559.
45
Enver PaĢa ve arkadaĢları, Rus Sovyet hükümeti ile çok iyi niyetle
anlaĢmak isterlerken, onların gizli maksatlarını ilk anda anlayamamıĢlardı.
Bununla beraber Ġslâm âlemindeki ve ġark milletleri üzerindeki Ģöhretlerine ve
Alman askeri erkânından bazılarının dostluğuna güvenerek ve o tarihlerde
dünyaya hakim olmak isteyen Ġngiliz emperyalizmine karĢı Ruslardan istifade
ederek bir cihat açmayı düĢünmüĢlerdi. Böylece ana vatana hizmet edeceklerine
inanıyorlardı.
150
Cebesoy, a.g.e., s. 159.
151
Yamauchı, a.g.e., s. 37.
46
Yeni Ankara hükümetinin tam yetkili temsilcileri ise askeri ve mali yardım
konusunda yeni Sovyet hükümeti ile bir anlaĢma yapmak için Moskova‟ya
gelmiĢtir. Arada bir dostluk baĢlatılmasına karĢılık diplomatik görüĢmeler
Sovyetler‟in Van ve MuĢ bölgelerinin Ermenistan‟a devredilmesini talep etmesi
üzerine çıkmaza girmiĢti. DıĢiĢleri Halk Komiseri Çiçerin Anadolu'ya yardım,
Ģartlarının kabulüne bağlıdır der. DıĢiĢleri Komiseri Vekili Karahan ise, Ankara
hükümetinin Ģartları kabulü halinde, 500 milyon altın rubleyi hibe etmeyi söz
vermiĢti.
152
Aydemir, Enver PaĢa..., cilt III, s. 568,569.
47
“Kardeşim Efendim,
M. Kemal‟in Enver PaĢa‟ya 4 Ekim 1920 tarihli cevabı kısa ve sade cevap;
“Kardeşim,
153
Yamauchı, a.g.e., s. 34.
154
Kâzım Karabekir, Ġstiklam Harbimizde Enver PaĢa ve Ġttihat ve Terakki Erkânı, Ankara
1990, s. 26-30; Cebesoy, a.g.e., s. 50, 51; Aydemir, Enver PaĢa..., cilt III, s. 546, 547.
155
Karabekir, Ġstiklal Harbimizde Enver PaĢa...,s. 40-43; Cebesoy, a.g.e., s. 55-57.
48
Ģeklinde bitmektedir. Yine bu vesile ile Enver PaĢa, M. Kemal‟e kısa bir mektup
daha yazar, daha ağır cümleler taĢır, bu ikisinin son mektuplaĢmasıdır.
156
Aydemir, Enver PaĢa..., cilt III, s. 549, 550.; “Tarihi Mektuplar”, Tanin, 28 ġubat 1945, s. 6.
157
TeĢkilât-ı Mahsusa‟nın en önemli elamanlarından biri olan Hacı Sami, Birinci Dünya SavaĢında
Orta Asya‟ya ve Uzak Doğu‟ya gönderildi. Bu bölgelerde Rusya‟yı içten karıĢtırmak ve bazı
mahalli isyanları geniĢletmek maksadıyla faaliyet gösterecektir. Enver PaĢa‟nın Moskova‟ya
gelmesi üzerine onlarla buluĢtu. Enver PaĢa‟nın Türkistan mücadelesine sürüklenmesinde
büyük rolü vardır. 1927‟da Yunanistan‟dan gizlice Türkiye‟ye geçerek Atatürk‟ü öldürmeyi
planlamıĢsa da jandarmalar tarafından vurularak öldürülmüĢtür. Aydemir, Enver PaĢa..., cilt
III, s. 622,623. Hacı Sami‟nin Türkistan‟daki faaliyetleri hakkında geniĢ bilgi için bk; Cemal
Kutay, Ana Vatan’da Son BeĢ Osmanlı Türk’ü, Ġstanbul 1964, s. 274-280; Kutay,
Lawrens’e KarĢı KuĢcubaĢı, Ġstanbul 1965.
49
göndermiĢtir. Hacı Sami Bey Türkistan ve Çin‟de casusluklarıyla ünlü olup, savaĢ
yıllarını Orta Asya ve Hindistan‟da saklanarak geçirmiĢti. Hacı Sami, Enver
PaĢa‟nın Moskova daveti üzerine gizlice Moskova‟ya gelir. Türkistan‟daki son
durum hakkında Enver PaĢa‟ya bilgi verir158. Bu görüĢme Enver PaĢa‟da
Türkistan mücadelesi fikrinin aksiyon haline geçmesini sağlayacaktır.
158
Cemal Kutay, Ana Vatanda Son BeĢ Osmanlı Türk’ü, Ġstanbul 1964, s. 274-280.
159
Yamauchı, a.g.e., s. 33
160
“Tarihi Mektuplar” Tanin, 18 Ekim 1944, s. 6.
50
161
Cemiyetin merkezinin Moskova olmasının nedeni Enver PaĢa Ģöyle açıklar: Moskova’da
bulunan bu cemiyet aracılığıyla amacımız Anadolu’daki mücadeleye insan ve silah yardımı
yapmaktı. Azerbaycanlılardan teşkil ve teslih edilecek piyade kuvvetleri ve Dağıstanlılardan
tutulacak süvari kuvvetleriyle Anadolu’ya yardımı düşünmüştük. Bu teklifime muvafakat eder
gibi göründüler. Fakat bir türlü tahakkuk ettirilemedi. Bundan sonra dünya tahakkümüne
başlayan İngiliz emperyalizmi müşterek düşman olarak kabul edilir. Bu emparyalizmin bir
taraftan Şarkın bekçisi olan Türkiye’yi diğer taraftan Şark milletlerini ve islâm memleketlerini
esaret altında inletmeğe devam etmek istiyordu. İngiliz emperyalizmi, yeni Rus rejimini
amansız düşman olarak belirtmişti. Bu müşterek düşmana karşı esaslı bir suretle harekete
geçmek fikrinden İslâm İhtilâl Cemiyetleri fikri merkez, Moskova oldu.” Cebesoy, a.g.e.,
s. 180, 181.
51
ġunu açıkça belirtmek gerekir ki; M. Kemal böylesine bir birliğe katılmayı
bir an bile düĢünmemiĢtir. O sürgündeki ittihatçıların Almanya ve Sovyet
Rusya‟nın aletleri olduğuna inanmaktaydı163.
162
Yamauchı, a.g.e., s. 47.
163
Yamauchı, a.g.e., s. 47, 48.
52
164
Yamauchı, a.g.e., s. 48.
165
Karabekir, Enver PaĢa..., s. 129; Ġbrahim Olgun, Ġttihatçıların KurtuluĢ SavaĢında Anadolu‟ya
Sızma TeĢebbüsleri ve Ġslâm Ġhtilâl Cemiyetleri Ġttihadı, VIII. Türk Tarih Kongresi, Bildiriler
III, Ankara 1983, s. 1969.
166
“Tarihi Mektuplar”, Tanin, 24 Ocak 1945, s. 6.
53
hürriyete teşne kılan bir akide ile bağlı beş yüz milyondan fazla olan bu halkın
istihsali hürriyete doğru olan bu harekâtını nazarı memnuniyetle görüyoruz.
“Livâ‟ı Ġslâm” ın baĢlangıç sayıları taĢ basmaydı, fakat daha sonra normal
olarak dizilip basılmıĢtır. Gazete dağıtımının baĢlamasından hemen önce, ünlü bir
Mısırlı Pan-Ġslamist yazar olan Abdülaziz ÇaviĢ, Arapça basım üzerinde ısrar
etmiĢ, fakat Türk meslektaĢları ile Türkçe‟nin yanısıra ikinci bir dil üzerinde
anlaĢmaya varmıĢtır. Gazetenin dili üzerinde böyle bir anlaĢmazlığın olması,
Ġttihat için olumsuz bir geliĢme olacak olan Araplar ile Türkler arasındaki hizipçi
mücadelenin ilk sebebidir.168
167
Yamauchı, a.g.e., s. 4-9; Aydemir, Enver PaĢa..., cilt III,s. 551.
168
Yamauchı, a.g.e., s. 48.
54
Ġslâm Ġhtilâl Cemiyetleri Ġttihatı‟nın ikinci kongresi her ne kadar küçük bir
toplantı ise de 27 Haziran 1921’de Moskova‟da açıldı. Kongre hazırlıkları için
“Müslüman Âlemi ve Emperyalist Avrupa” baĢlıklı bir baĢvuru, Enver PaĢa
tarafından tasarlanmıĢtı. Gerçekte Moskova Kongresi, Batı Avrupa‟da yaĢayan
müslüman ülkelerden gelen bir düzine mültecinin katıldığı küçük bir toplantı
olmuĢtur. Hem Türklerin hem de Arapların çoğunluğu Orta Doğu‟daki Fransız ve
Ġtalyan kolonilerden seçilmiĢ delegeler olup, hakikatte TeĢkilat-ı Mahsusa‟nın
eski ajanları idiler. Kongre, Müslüman Dünyasına hitaben bildirilerin
yayınlanmasıyla sona ermiĢtir. Kongre hakkında maalesef çok az Ģey
bilinmektedir, fakat rivayete göre, tutanaklar Türkçe konuĢan ve Arapça konuĢan
katılımcılar arasında gerginliğe sebeb olmuĢ ve sonuçtan; “ne Ruslar ne Türkler
ve ne de Araplar memnun kalmışlardır”169.
169
Moskova Kongresi, Ġttihat üyeleri arasında ki dayanıĢmada çatlaklar yaratmıĢtı. Kongrenin sona
ermesinden sonra Arap üyeler, organizasyondan çekilmeye karar vermiĢti. Onlar, Türk
milliyetçiliğine eğilimler gösterilmesini ve Türk ağırlıklı isteklerin Ġttihadın Pan-Ġslamist
idealleriyle tutarsız olduğunu düĢünmekteydiler. Örneğin Dr. Nazım, Türklerin müslümanları
kurtaracağını, fakat asla tersinin olamayacağını ve Pan-Türkist inançlarından dolayı gurur
duymaktaydı. Enver, Türk olmayan milletlerin seviyesizliğinden yakınmakta ve en genç ve
seviyesiz bir Türk‟ün dahi diğerlerinden daha seviyeli ve güvenilir olduğunu söylemekteydi.
Yamauchı, a.g.e., s.50-51.
55
170
Aydemir, Enver PaĢa..., cilt III, s. 570.
171
Cebesoy, a.g.e., s. 18.
56
172
Mahmut Goloğlu, Üçüncü MeĢrutiyet, Ankara 1970, s. 268-270.
173
Kurultay hakkında geniĢ bilgi için bkz. Cebesoy, a.g.e., s.19-21; Aydemir, Suyu Arayan...,
s. 197; Enver PaĢa, cilt III, s. 570-572; ayrıca kurultayın tam metinleri için bkz. Ali Alev,
Birinci Doğu Halkları Kurultayı, Bakû 1-8 Eylül (Stenoyla TutulmuĢ Tutanak), Ġstanbul
1990.
174
Alev, a.g.e., s. 49-51.
175
Vâlâ Nurettin, Bu Dünyadan Nâzım Geçti, Ġstanbul 1980, s. 229.
57
“... Türkiye Harb-i Umumi’ye girdiği zaman dünya ikiye ayrılmış idi.
Birisi emperyalist ve kapitalist olan eski Çar Rusya’sı ve müttefikleri, diğeri de
emperyalist ve kapitalist olan Almanya ve müttefiki idi. Bu iki grubtan bizi
doğrudan doğruya boğazlamak ve mahvetmek isteyen Çar Rusya’sı ve İngiltere
dostlarına karşı; yalnız hayâtımızı bağışlamaya râzı olan Almanlarla yan yana
harb ettik. Fakat biz her vakit Emperyalizmin aleyhinde bulunduk...”
sözleriyle bitirmektedir176.
176
T.T.K. ArĢivi, Klasör 32/Fihrist 1168.
58
177
Yamauchı, a.g.e., s. 39.
178
Yamauchı, a.g.e., s. 39.
59
179
Yamauchı, s. 40; Cebesoy, a.g.e., s. 53-55; Feridun Kandemir, ġehit Enver PaĢa
Türkistan’da, Ankara 1945, s. 90, 91.
60
Bu son kısa kalıĢı suresince, Enver ailesiyle Ġsvicre ve Ġtalya‟da güzel bir
tatil geçirmiĢtir. Bu arada, Ġslâm Ġhtilâl Cemiyetleri Ġttihadı‟nın kuruluĢu ve
Sovyetler adına hükümet idaresinde Ġtalyan ve Alman tüccarları ile silah ev
muhimmat alım satımı için iyi bir hazırlık yapmıĢtır. BolĢevik aydınları, Enver‟in
gerekli techizat maddeleri sağlaması halinde Sovyetler‟in Anadolu‟ya askeri
yardım göndermesini teklif etmiĢtir. Bu arada Enver, Berlin‟de “Paraya bağlı
olarak her Ģeyi yapmaya hazır, gizli küçük bir komite” kurmuĢtu. Komite, Ziya
Bey‟in Enver adına bağlantı kurduğu Alman subaylardan Kress Von Kressenstein,
Tchunke ve Fischer‟den oluĢmaktaydı. Enver, Roma‟dan ayrılarak, 23 Ekim 1920
de BudapeĢte‟ye varmıĢtır. Avrupa ziyaretinin görünüĢteki amacı, Almanya ve
Ġtalya‟daki Ġttihat taraftaralrı ile ihtilâl stratejisi ve programı üzerinde
tartıĢmaktı.180
180
Yamauchı, a.g.e., s. 65.
61
181
Halil PaĢa ile mektuplaĢmaları için, Sami Sabit Karaman, Ġstiklâl Mücadelesi, ve Enver PaĢa,
Ġzmit 1952, s. 104-120; Sâmi Sabit Karaman, Enver PaĢa ile Nasıl Mücadele Ettim, Yakın
Tarihimiz Dergisi, cilt I, Ġstanbul 1962, s. 340, 341.
182
Halil PaĢa‟nın, Karahan ile yaptığı görüĢmeyi anlattığı mektubu bu hususta oldukça önemli
görünüyor. Karaman, a.g.e., s. 108, 109.
183
Karaman, a.g.e., s. 108, 109.
184
Mete Tuncay,Türkiye’de Sol Akımlar, Ankara, 1978, s. 130, 131, 132.
62
185
Karabekir, Enver PaĢa..., s. 157, 158.
186
Yamauchı, a.g.e., s. 66.
64
ĠKĠNCĠ BÖLÜM
ENVER PAġA’NIN TÜRKĠSTAN MÜCADELESĠ
187
Ramazan Özey, dünya Platformunda Türk Dünyası,Ġstanbul 1997, s. 103; Mehmed Saray, Rus
iĢgali Devrinde Osmanlı Devleti ile Türkistan Hanlıkları Arasındaki Siyasi Münasebetler.
(1775-1875), Ankara 1994, s. 1.
65
188
Türkistan hanlıkları hakkında geniĢ bilgi için bkz. Baymirza Hayit,Türkistan Devletlerinin
Milli Mücadele Tarihi, T.T.K. yay., Ankara 1995, s. 23-28; Ekrem MemiĢ-Nuri Köstüklü,
Yeni ve Yakın Çağda Türk Dünyası Tarihi, Konya 1995, s. 42-50.
189
Rus iĢgalinden önce Türkistan hanlıklarının yüzölçümleri hakkında bilgi edinmek mümkün
olmamıĢtır.
190
Saray, a.g.e., s. 1,2.
191
Togan, a.g.e., s. 113-122.
66
etmiĢ ve bilhassa ateĢli silahlar sahasında geri kalmasına yol açmıĢtır. Bu arada
Türkistan hanlıklarının iyi geçinmeleri için Osmanlı Devleti‟nin yaptığı ilânlara
rağmen birbirleriyle kıyasıya mücadele etmeleri kendilerini daha çok yıpratmıĢtır.
Bu hanlıkları, bu vaziyette iken, iktisadî ve askeri yönden çok üstün durumda olan
Rusya‟nın tehdidi ile karĢı karĢıya gelmiĢlerdir.
67
192
Bu hususta geniĢ bilgi için bkz. Mehmet Saray, “Rusya‟nın Asya‟da Yayılması”, Tarih
Enstitüsü Dergisi, Ankara 1993, Sayı 10-11, Yıl 1981, s. 279-302.
193
Hayit, a.g.e., s. 41-45.
194
Mehmet Saray,Özbek Türkleri Tarihi, Ankara 1993, s. 18, 19.
68
195
Rus Hükümeti, Rusya‟nın Türkistan istikâmetindeki yayılıĢ sebeplerini dünya umumi efkârına
3 Aralık 1864‟de Ģöyle açıklama ihtiyacını hissetmiĢti: “Rusya‟nın orta Asya‟da karĢılaĢtığı
durum, hiçbir sosyal organizasyonu olmayan, yarı vahĢi ve göçebe halklar karĢısındaki bütün
medeni devletlerin problemleriyle aynıdır. Bu tip durumlarda daha medeni olan devletler kendi
sınırlarını ve medeniyetlerini müdafaa etmek zorunda kalmıĢlardır. Hudut bölgesinde
huzursuzluğu yaratan gruplar cezalandırıldıktan sonra kuvvetlerimizi geri çekmek mümkün
olmamıĢtır. Verilen ceza çabuk unutulmuĢ ve geri çekilmemiz bir nevi zayıflık addedilmiĢtir.
Çünkü Asyalılar görünür ve hissedilen kaba kuvvetin haricinde hiç bir Ģeye kuvvet
göstermemiĢlerdir. Onun içindir ki, biz bu iki Ģıktan birini seçmek durumunda kaldık: Ya
verdiğimiz bütün bu emekler, elde ettiğimiz ticari menfaatler ve sınır boylarında kurduğumuz
emniyet tertibatlarını unutup, ya her Ģeyden vazgeçecektik veya bu vahĢi Orta Asya
memleketlerinin derinliklerine inecektik.
Rusya, bu ikinci Ģıkkı tercih mecburiyetinde kaldı, Tıpkı A.B.Devletlerinin Kuzey
Amerika‟da, Ġngiltere‟nin Hindistan‟da, Fransa‟nın Cezayir‟de Hollanda‟nın kolonilerde
yaptığı gibi.”
196
GeniĢ bilgi için bkz. Hayit, a.g.e., s. 51-62; Togan, a.g.e., s. 159-168; Mehmet Saray, Kazak
Türkleri Tarihi, Ġstanbul 1993;Ġbrahim Yarkın, Türk Kültürü, Rus Ġdaresi Altında Türkistan
ve DeğiĢen GörüĢler, Sayı, 21, Temmuz 1964, s. 87-88.
69
Bunun üzerine Çarlık Rusya‟sı, Orta Asya Türk hanlıklarına yönelik bir
ferman çıkardı. Çar II. Nikola‟nın harpte geri hizmetlerde çalıĢtırmak ve kanal
kazdırmak için yaĢları 19-43 arasında olan Türkistanlılardan 250.000 amele
197
Yapılan bu anlaĢma demiryolları, posta telgraf ve telefon; Amuderya gibi büyük nehirlerde
vapur iĢletmek, gümrük iĢleri iktisadî müesseseler ve bütün Endüstri hudut muhafazası,
Ruslar‟ın eline geçti. Buhara Emiri ancak 12 bin milis asker besleme hakkına sahipti. Abdullah
Recep Baysun, Türkistan Milli Hareketleri, Ġstanbul 1943, s. 6.
198
Türkistan hanlıkları ile Rus mücadeleleri hakkında geniĢ bilgi için bkz. Saray, Türkistan
hanlıkları..., s. 66-103; Togan, a.g.e., s. 254-259; Kâmuran Gürun, Türkler ve Türk
Devletleri Tarihi, Ankara 1981, s. 445-455.
199
Buhara ve Hive hanlıkları Ruslarla yapılan bu anlaĢmalar ile iktisadî, mali, ticari ve harici
serbestisini kaybetti. Baysun, a.g.e., s. 6.
70
istiyordu200. 25 Haziran 1916 tarihini taĢıyan Çar II. Nikola‟nın bu fermanına, Rus
memurlarının daha önceki kanunsuzlukları da eklenince201 daha ilk andan itibaren
Türkistan‟ın her tarafında bomba tesiri yaptı. “Türkistanlılarda Türkiye ve hilafete
bağlılık hisleri çok kuvvetli idi. Cepheye iĢçi gönderilmesinin, Türkiye‟ye karĢı
harpte Ruslara yardım telakki edilmesi de Ruslara karĢı galeyanda büyük rol
oynuyordu202.
Fakat ne var ki, böyle bir ayaklanma teĢkilatsız ve lidersiz kalmıĢtı. Bir
ayaklanma halinde ne gibi tedbirlerin alınması gerektiğini görüĢmek üzere
Münnevver Kââri, Pehlivan Niyaz, Osman Hoca; Kââri Kâmil ve Abidcan
Mahmud‟un daha önce yaptıkları toplantıdan hiç bir netice çıkmamıĢ, bu ise
büyük bir talihsizlik teĢkil etmiĢtir204. Lidersiz, teĢkilâtsız ve üstelik silahsız bir
Ģekilde isyana katılanlar çok geçmeden Rus topları ve makinalı tüfekleri
karĢısında erimeye baĢladılar. Ruslar o kadar gaddar davranıyorlardı ki,
ayaklanmaya katılanların hepsini öldürdükleri gibi mal ve arazileri de müsadere
ediyorlardı205. Ayaklanma buna rağmen altı aydan fazla sürdü.
200
Togan, a.g.e., s.337; Ġsmail Kayabalı-Cemender Arslanoğlu, Orta Asya Türklüğün Tarihi ve
Bugünkü Durumu, Ankara 1978, s. 56; Nadir Devlet, Rusya Türkleri’nin Milli Mücadele
Tarihi (1905-1917), Ankara 1985.
201
Togan, a.g.e., s.336.
202
Ġbrahim Yarkın, “Türkistan‟da 1916 Ġsyanı Hakkında Bilgiler”, Türk Kültürü, Sayı 68,
Ankara 1968, s. 565.
203
Hayit, a.g.e., s. 208.
204
Hayit, a.g.e., s. 206.
205
Saray, Özbek..., s. 33.
71
Nitekim Hürriyet ve Ġstiklâl aĢkıyla yanan halktan birçok kiĢi, silahını alıp
mücadele için dağlara çıkmıĢtır. Bu silahlı kiĢilere halkın da katılmasıyla Ruslara
karĢı yeni bir istiklâl mücadelesi Sovyetler tarafından dünya milletlerine önemsiz
bir alay gibi Basmacılık207 (basan-haydutluk edenlerin) harekâtı olarak tanıtılmak
istendi. Sovyet iddialarının gülünçlüğünü Türkistan‟daki Kızıl-ordu birliklerinin
komutanı Frunze‟nin askerlerine verdiği Ģu emirden anlamak mümkündür.
206
Hayit, a.g.e., s. 209-211.
207
Saray Özbek..., s. 45.
72
208
Hayit, a.g.e., s. 277, 277.
“Boşaya Sovetskaya Enstsiklopediya” ise Basmacılar Hareketi üzerinde şu kanıya vardı:
“...Basmacı Hareketinin mantıklı olarak yönetilen, politik ve anti-Sovyet bir karakteri vardır.
Bu hareket, üç Cumhuriyette (Türkistan, Buhara ve Harezmide,) köylü halkın kitle hareketine
dönüşmüştür...”
Basmacı harekâtı sırasında bölge politik komiseri olan Skalov Ģu kanıdadır:
“...Basmacı Hareketi, Türkistan halkının yabancı egemenliğine karşı milli ayaklanması olarak
ortaya çıktı”
S. Urazaev, 1961‟de Ģunları yazdı:
“Basmacı Hareketi bir halk ayaklanmasıdır”
Kayabalı-Arslanoğlu, a.g.e., s. 50.
73
209
Ġbrahim Yarkın, Türk Kültürü, “Muhtar Türkistan ve AaĢ Orda Hükümetleri ile Basmacılık
Hareketi”, Eylül 1964, sayı 23, s. 42.
210
Kayabalı-Arslanoğlu, a.g.e., s. 58.
211
Hayit a.g.e., s. 278; Basmacı liderleri hakkında geniĢ bilgi için bkz. A. Bademci, KorbaĢılar
1917-1918 Türkistan Milli Hareketi ve Enver PaĢa, Ġstanbul 1975.
212
Saray, Özbek Tarihi, s. 46.
74
213
Joseph Castagne, (ç. M. ReĢat Üzmen), Türkistan Milli KurtuluĢ Hareketi, Ġstanbul 1980,
s. 120-128.
214
Kayabalı-Aslanoğlu, a.g.e., s. 60.
215
Saray, Özbek Tarihi, s. 47.
216
Hayit, , a.g.e., s. 281.
217
Togan, , a.g.e., s. 422, 423.
75
Birinci Dünya SavaĢı‟nın baĢından itibaren Enver PaĢa‟nın Orta Asya Türk
Dünyası‟na bilâkis önem verdiğini görmekteyiz. Bunun için hem bu bölgede ki
Türk insanının bağımsızlığını kazanması hem de Çarlık rusyası‟na karĢı bölge
halkını isyana teĢvik etmek amacı ile TeĢkilât-ı Mahsusa‟nın en önemli ajanlarını
bu bölgeye gönderildiğini görmekteyiz.
218
Y.H. Bayur, Türk Ġnkılâbı Tarihi, cilt III/4, Ankara 1983, s. 210.
77
Zeki Velidi, eski Buhara Emiri ile Veziri ve bir kısım muhafazakar kabile liderleri
ile bazı Sovyet taraftarı Ģahsiyetler bulunuyordu.
219
Z. Velidi Togan, Bugünkü Türkili Türkistan ve Yakın Tarihi, Ġstanbul 1981, s. 235
220
Joseph Costagne (Çev. M.ReĢat UZMEN), Türkistan Milli KurtuluĢ Hareketi, Ġstanbul 1980, s.
133.
221
Yamauchı, a.g.e., s. 73.
78
Enver PaĢa, büyük bir idealistti ama bu yeterli değildi. Çünkü idealist aynı
zamanda ideolojisini gerçekleĢtirebilmek için dönemin Ģartlarını ve realitelerini en
iyi Ģekilde değerlendirmelidir. Enver PaĢa‟nın sahip olduğu görüĢ ve ideoloji hiç
bir zaman tam olarak anlaĢılamadı.
222
Yamauchı, s. 74.
79
Emir Âlim Han, millete hitaben neĢrettiği beyanname ile her sahada
memleketin muhtaç olduğu ıslahatı yapacağını vadettiyse de bunda yeterince
baĢarılı olamadı. Rusya‟da tahsil gören Âlim Han‟ın, asrın yeniliklerinden uzak
kalan memleket ve hükümetin muhtaç olduğu iĢleri kavrayamadı. Sefih yaradılıĢta
olan insanları etrafında toplayarak zevk ve sefaya daldı223.
Bütün gençliği yeni kültür ve cereyan ile temasa getirmek, bir ideal
vermek gayesiyle kurulmuĢ olan “Terbiye-i Etfal” cemiyeti,225 yeni usulde gizli
223
Bademci , a.g.e., cilt I, s. 468; Togan, a.g.e., s. 257.
224
Baysun, a.g.e., s. 15.
225
Buhara‟da Ahmed Can Mahdum (Mahdum: Âlim oğullarına verilen isim): Sadreddin Aynı,
Osman Hoca (Hoca: Türklerin Oğuz devrinden beri münevver Ģahıslara verdiği sıfat);
Abdülvahid Rafi Mahdum, Abdülkadir Mahdum ile birleĢerek Terbiye-i Etfal namıyla gizli bir
cemiyet açmağa Karar verdiler. 1908 senesinin nisan ayında Buhara‟da Gazyan mahallesinde
Osman Hoca‟nın evinde toplanarak cemiyetin programı Ģu iki esas üzerinde hazırlanmıĢtı.
1-Metafizik zihniyete ve onun teĢkilatına karĢı mücadele yapmak;
2- Metafizik zihniyetten halkı kurtarıp asrın icaplarına göre Ģekillendirmek. Baysun, a.g.e.,
s. 15.
80
Ruslar, Emir Âlim Han‟a gazetelerin intiĢarı, yeni usul mekteplerin devamı
inkılâpçı bir halk yetiĢtirecek sizinde Ģahsi hakimiyetiniz sarsılacak gibi kuvvetli
telkinler yapmağa baĢladılar. Birkaç defa mektepler kapatmaya teĢebbüs eden
emir, nihayet 1913‟de gazeteleri, 1914‟de mektepleri kapatmağa muvaffak
olmuĢtur. Bunun için her iki teĢebbüsün önderliğini yapan Genç Buhara‟lılara
karĢı korkunç bir savaĢ açtı. YavaĢ yavaĢ dahili harbe sebep olan bu karar
karĢısında halk ta “Cedidi” ve “kadimi” diye iki kampa ayrılarak kıyasıya
mücadeleye baĢladı. Emir bu mücadelede yakalanan Cedidileri çok ağır
cezalandırdı. Canlarını kurtarabilenler Semerkant ve TaĢkent‟e kaçarak emir
aleyhinde mücadeleye baĢladılar227.
226
Baysun, a.g.e., s. 15, 16.
227
Bademci, a.g.e., cilt I, s. 449-470; Baysun, a.g.e., s. 16, 17.
228
Hayit, a.g.e., s. 263.
229
Ġbrahim Yarkın “Buhara Hanlığının Sovyet Rusya Tarafından Ortadan Kaldırılması” Türk
Kültürü, ġubat 1969, Sayı 76, s. 46.
81
1 Eylül 1920‟de Emir Âlim Han, Sitera Mahı Hassa adlı sarayından
beraberinde millete ait hazine ve mücevherlerle külliyetli altın stoku olduğu halde
Gicdıvan‟a kaçtı. Oradan ġarki Buhara‟nın merkezi olan Hisâr vilâyetine, daha
sonra yazlık Ģehir olan DuĢanbe‟ye gitti. Buradan da 18 ġubat 1921‟de maiyetiyle
birlikte Afganistan‟a iltica etti232.
230
Yarkın, a.g.m., Türk Kültürü, s. 47; Hayit, a.g.e., s. 264.
231
Cemal Kutay, Enver PaĢa Lenin’e KarĢı, Ġstanbul 1955, Kutay, Ana Vatanda Son BeĢ...,
s. 120-122.
232
Baysun, a.g.e., s. 42; Kutay, Enver paĢa Lenin..., s. 15, Kutay, Ana Vatanda Son BeĢ...,
s. 122.
233
Togan, a.g.e., s.405, 406; Hayit, a.g.e., s. 265.
82
Enver PaĢa 1921 teĢrin-i evvel (1921 Ekim) tarihinde Hacı Sami
(KuĢcuzade Selim), ihtiyat subayı Bartınlı Muhittin Bey‟lerle beraber Batum‟dan
Tiflis Bakû, Keresnabat, AĢkâbat, Merv, Bayramali, Carcöy yolu ile Buhara‟ya
gelir234. Enver PaĢa‟nın Buhara‟ya geliĢinde burada genç ve istiklâlci bir zümre,
bir Cumhuriyet idaresinin baĢındadır. Bu iktidar biraz da BolĢevik veya sol
güçlerin desteği ile sağlandığı için, mutlak veya garantili sayılamıyordu. Osman
Hocaoğlu, Buhara CumhurbaĢkanıydı. Kabine üyeleri yerliydi. Ruslar Buhara‟da
bir temsilcilik bürosu ile çalıĢıyordu. Orta Asya‟da BolĢevik milisler ve Kızıl
Birlikler hakimdi. TaĢkent gibi önemli bir merkez Rusların elindeydi235.
Enver PaĢa, Buhara‟ya geldiği ilk günlerde Türkistan‟ın durumu
hakkındaki daha geniĢ bilgi almak için o sırada Semerkant‟da bulunan BaĢkırt
lideri Z. Velid‟i Buhara‟ya çağırır, Velidi o günleri Ģöyle anlatır:
234
Baysun, a.g.e., s. 53.
235
Aydemir, a.g.e., cilt III, s. 629, 630.
83
236
Togan, a.g.e., s. 434, 435. “Zekî Velidi‟nin “BolĢevikler milli kızıl-ordu esası üzerine milli bir
Türkistan Sovyet Cumhuriyetinin kurulmasına razı olursa birleĢebiliriz.” Demesi bütün acı
tecrübelere rağmen Rusya‟da Komünist rejimi kuranların hakiki niyetlerini anlayamadığını
gösterir. Türklük davasına büyük hizmetleri geçen Zeki Velidi‟nin bin bir emekle kurduğu ve
sonunda Sovyetlere vermek mecburiyetinde kaldığı, BaĢkırt ordusunu Enver PaĢa‟nın emrine
tahsis edeceği yerde ona tekrar Sovyetlerle iĢbirliği yapabileceği ihtimalinden bahsetmesi
muhakkak ki, Enver PaĢa‟nın ve Türkistanlıların Sovyet hakimiyetine karĢı giriĢtikleri bu son
mücadele de menfi bir rol oynamıĢtır. Saray, Özbek Tarihi, s. 48; Hayit, a.g.e., s. 282, 283.
237
Kayabalı-Arslanoğlu, a.g.e., s. 94.
85
diye bahseder239.
238
Feridun Kandemir, Enver PaĢa’nın Son Günleri, s. 20; Baysun, a.g.e., s. 54; Kutay, Ana
Vatanda Son BeĢ..., s. 157. “Cemal PaĢa, Enver paĢa Berlin‟de iken Afganistan‟a ilk
seyahatini yapmıĢ ve Afgan hükümetinin resmi müĢaviri olmuĢtur. Bu seyahat imkanının
BolĢevik Rusya üzerinde tesir ve nüfuzunu kullanarak temsil edildiği kanaatı vardı. Fakat
Cemal PaĢa Buhara veya TaĢkent‟e görüĢeceklerdi. Ruslar Cemal paĢa‟nın Buhara‟da ancak üç
saat kalmasına müsaade edip TaĢkent‟te de bırakmayıp kendisinin, güya gayet müstacel
meseleler hakkında görüĢmek için, Moskova‟ya çağrılacağı bahanesi ile Moskova‟ya
göndermiĢlerdi.” Kutay, Ana Vatan’da Son BeĢ ..., s. 157; ġakir, a.g.e., s. 150, 151; Togan,
a.g.e., s. 434, 435.
239
Aydemir, Enver PaĢa..., cilt III, s. 633.
240
Togan, a.g.e., s. 436; Kandemir, Enver PaĢa..., s. 21.
86
1 teşrinisanı (kasım):
2 teşrinisani:
Dün gece bir rüya gürdüm. Bir dere boyunca yüksele yüksele tâ kaynağa
kadar gittim. Buirada, yeşil bir çimenlik ortasında, bir saray vardı. Bunun önünde
bir havuzun ortasında, fıskiyeden çıkan su, nehrin menbasını teşkil ediyordu.
Diğer tarafı büyük bir parktı. Uyandım, kalbim atıyordu...
Sabah Rus Sefareti tercümanı geldi. Cemal Paşa’dan bir telgraf getirdi.
Bunda benim, Moskova’ya avdetim isteniyordu. Fakat tarih tuhaf? Telgraf
Moskova’dan dün çekilmiş. Halbuki buraya geliş kaydı, iki gün evveli gösteriyor...
241
Kutay, Enver PaĢa Lenin..., s. 37. 38; Baysun, a.g.e., s. 54, 55.
87
4 teşrinisani:
5 teşrinisani:
Ertesi gün harekete karar verdik. Artık sana mektup yazmak imkânı
azalıyor. Bundan sonra bu deftere senin için yazacağım. Rus Sefaretinin
tercümanı gene geldi. Cemal paşa’dan iki ve Çiçerin’den bir telgraf getirdi. Ve
hemen Moskova’ya hareketimi söyledi. Ben, Çarşamba’ya gidebileceğimi
söyledim.Ondan sonra da Hacı Sami’nin gene uzun uzun hikayelerini dinlemeye
mahkum olarak oturdum.Hareket, Salı sabahı...
7 teşrinisanı:
diye imza attım. Artık ok yaydan çıktı. Dua et! Artık ancak tam muvaffakiyetten
sonra dönerim. Allah bu büyük işte utandırmasın. Sen bu biçare Türklük ve İslâm
âlemi için dua et Naciyem...”242
Enver PaĢa, eski Buhara Emirine ait olan saraylardan Setâre-i Mâh
sarayında misafir edilmekteydi. Enver PaĢa‟nın Buhara‟da son gecesinde Zeki
Velidi, onun Ģu sözlerini nakleder:
242
Aydemir, a.g.e., cilt III, s 639-642.
88
243
Togan, a.g.e., s. 437; Aydemir, Enver PaĢa..., cilt III, s. 634.
244
Kandemir, Enver PaĢa..., s. 22; Togan, a.g.e., s. 437.
245
Baysun, a.g.e., s. 54, 55; Kutay, Enver PaĢa Lenin..., s. 39; Yamauchı, a.g.e., s. 72; Cebesoy,
a.g.e., s. 317.
246
T.T.K.ArĢivi, Enver PaĢa Bölümü, 16 Ekim 1921, Klasör 29/Fihrist 19.
89
247
T.T.K.ArĢivi, Enver PaĢa Bölümü, 29 Ekim 1921, Klasör 32/Fihrist 695.
248
Yamauchı, a.g.e., s. 72.
249
T.T.K.ArĢivi, Enver PaĢa Bölümü, 4 Kasım 1921, Klasör 2/Fihrist 699.
90
250
Aydemir, a.g.e, Cilt III, s. 641-644.
251
Aydemir, a.g.e, Cilt III, s. 641-644.
92
“Böylece, ilk ihtilâl emrini, Başçardak’ta bir kamış kulübede yazdım. Gece
saat birdi. İnşallah utanmayız. Şimdiye kadar her iş yolunda gidiyor. Bu günü
köyde, iki metre genişliğinde, üç metre uzunluğunda, üzeri saz örtülü bu çamur
kulübe’de geçirdim...”
Enver PaĢa Çilli Göl‟de bulunduğu ilk gece Toğay Sarı sergerdelerinden
Astanakul Toksaba askerlerini bırakarak paĢa‟nın yanına gelir ve silahların
teslimini ister. Bu hareketin misafirlere karĢı çok çirkin olacağını anlatan ev sahibi
Abdülhakim Toksaba‟nın isteği ile çekilip giderler254.
252
Aydemir, a.g.e., cilt III, s. 645.
253
Kandemir, ġehit EnverPaĢa..., s. 14; Toğan, a.g.e., s. 438.
254
Baysun,a.g.e., s. 58.
93
Nihayet PaĢa ve maiyeti üç gün sonra 160 kadar askerle buradan hareket
ederek Kurgantepe‟deki Lakay Ġbrahim‟in dostlarından 3.000 kiĢilik bir (çete)
basmacı reisi 80 yaĢındaki Togay Sarı ile görüĢür256.
255
Kutay, Ana Vatanda Son BeĢ..., s. 162, 163; Cemal Kutay, Tarih Sohbetleri, cilt IV, Ġstanbul
1967, s. 232, 233; Baysun, a.g.e., s. 58.
256
Kutay, Enver PaĢa Lenin..., s. 42; Feridun Kandemir, Hür Türkistan Yolunda Enver PaĢa,
s. 142; Baysun, a.g.e., s. 58.
94
Emir‟in aleyhinde bulunması Emir taraftarı olan halkı gücendirir. Halk Enver
PaĢa‟yada “Ceditlik” damgasını vurur. Osmanlı Devleti‟nin padiĢahlarından
Abdülhamit‟i tahtan atmıĢ bahanesiyle gizli propagandaya baĢlar. Bu suretle PaĢa
yirmi bin nüfusun reisi olan Emir taraftarı Ġbrahim Lakay‟ın itimadını
kaybeder257.
Harap bir camide Cuma namazı kıldık. Lakay uluları, Türkmen ve Kırgız
uluları geldiler. Kendimi tekrar tanıtmamı ve Buhara’ya nasıl geldiğimi
anlatmamı istediler.Halife Damatlığından başlayarak, her şeyi söyledim. İnandık
257
Baysun, a.g.e., s. 59.
258
Kandemir, ġehit Enver PaĢa..., s. 142; Kutay, Tarih Sohbetleri, cilt IV, s. 232; Kutay, Enver
PaĢa Lenin..., s. 42, 43.
259
Kutay, Tarih Sohbetleri, cilt IV, s. 230.
95
260
Aydemir, a.g.e., cilt III, s. 646, 647.
261
Kutay, Enver paĢa Lenin..., s. 47.
96
Lakaylar. 2.000 kadar var. Ancak 150 kadar silahlı. Ötekiler sopalı. İbrahim Bey
Yaklaşınca atında indi. Ben de indim. kucaklaştık, oturduk, konuştuk...”262
onlarda
“ 1 kanunuevvel (aralık):
262
Aydemir, a.g.e., cilt III, s. 650.
263
Baysun, a.g.e., s. 60.
264
Baysun, a.g.e., s. 61.
97
yapılıyor. Taassuba dokunan her şeyi ortadan kaldırmak için, yanımda bulunan
eserleri de yaktım. Sizin resimlerinizde böylece yandı...
3 kanunevvel Göktaş:
4 kanunuevvel Göktaş:
5 kanunuevvel.
9 Kanunuevvel Göktaş:
Biz artık bir takım değersiz, akılsız kimselerin daha doğrusu; Ruslara
hizmet ettiklerine kâni olduğum Mehmet Yar Beyle, Molla Allahverdi gibilerin
eğlencesi olduk...
98
12 kanunuevvel.
14 kanunuevvel.
Buhara Emirine debir mektup yazdım. Buraya, bizi koruyucu bir şeyler
yazmasını rica ettim...
16 kanunuevvel.
27 kanunuevvel.
2- Emircilerin Faaliyeti
265
Aydemir, a.g.e., cillt III, s. 652-659.
99
Bey, GöktaĢ‟ta esir vaziyetinde bulunan Enver PaĢa ile irtibat temin edebilmiĢ,
hatta bir aralık gidip kendisini ziyaret etmeğe de muvaffak olabilmiĢti.
Enver PaĢa‟nın BolĢeviklere karĢı cephe dıĢında ilk fiili hareketi, Ali Rıza
Bey‟le birlikte Osman Hoca‟nın 10 Kanun-u Evvel 1921 (10 Aralık 1921) akĢamı
DuĢanbe‟deki Rus kumandanlarını davet ettikleri bir ziyafet sonunda yakalayıp
hapsetmeleri ve tam vaktinde yetiĢen Hacı Sami‟nin de yardımı ile bunlardan 250
tüfekle 16 mitralyöz ele geçirmiĢlerdi266.
DuĢanbe hastahane binasında bulunan diğer bir kısım Rus askerleri teslim
olmayarak mücadeleyi tercih ettiklerinden çarpıĢmalar devam etti. Emir‟in
adamları Lakaylar onlara yardıma koĢtular, bunlara yiyecek içecek, koyun ve
erzak yetiĢtirdiler. Rus Konsolosu, kendiside GöktaĢ mahalline gelip, Ġbrahim
Lakay ile görüĢtü. Ali Rıza Bey üç gün mücadeleden sonra 12 Ġlkkânunun
(12 Aralık)da DuĢanbe‟yi terketti; Bu esnada Lakaylar tarafından takip edile edile
Leteben köyüne geldi. Askerin bir kısmı Lakaylar‟a teslim oldular ve onlarda
Lakaylar tarafından öldürüldüler. Takip eden Lakaylar‟a karıĢ harp ilân edilirse
onlar Enver PaĢa‟yı öldürecekler, etmezlerse silahlarından tecrit edileceklerdi. 14
Ġlkkânunun (14 Aralık) da Hacı Sami kızıp, Lakaylardan birisine tabancası ile ateĢ
etmiĢ, o münasebetle Lakaylar da PaĢa‟yı az kalsın öldürecek olmuĢlardı. Netice
de Ali Rıza Bey Fırkasının askerleri, Lakaylar tarafından yağma edildi. 600 kiĢilik
maiyetinden ancak 150 kiĢi kalabilmiĢti. Yurçi yanında Seksentepe mevkiinde
ellerine geçerlerse Lakaylar tarafından muhakkak öldürülecek olanlardan Ali
Rıza, Hacı Sami ve Osman Hoca tekbaĢlarına KarĢı‟ya oradan da Afganistan‟a
Danyal ve Abdül Resül Bey‟ler ve maiyetlerinde bulunan genç Buharalı Kâri
Abdullah ise bir kısım askerler ile ġehr-i Sebz taraflarında savaĢtılar267. Bu suretle
Enver PaĢa nezdindeki kuvvet hem de Ali Rıza Bey‟in “cedit” ordusu imha
edilmiĢ oldu.
266
Kandemir, ġehit Enver PaĢa..., s. 143; Kandemir, Enver PaĢa..., s. 23.
267
Kandemir, Enver PaĢa..., s. 13; Togan, a.g.e., s. 438, 439.
100
268
Togan, a.g.e., s. 439; Kandemir, ġehit Enver PaĢa..., s.145.
269
Togan, a.g.e., s. 439.
270
Baysun, a.g.e., s. 77.
101
Ġbrahim Lakay bir sabah PaĢa‟ya haber vermeden altmıĢ askeri ile beraber
GöktaĢ karargâhına gider. Bu suretle bir buçuk ay kadar süren esaret hayatından
PaĢa kurtulur. Ġki hafta kadar kaldığı Rahati kıĢlağından Muin kıĢlağına gelen,
PaĢa‟yı ĠĢan Sultan büyük tezahüratla karĢılayarak askerleriyle beraber emrine
hazır olduğunu bildirdi271.
“Küffarın barışmaz düşmanı olan ben; size muhafaza-i din ve vatan için
mücahede eden gazilere selam ve bundan sonra bildiririm ki; Bu andan itibaren
Buhara-i Şerif ve bütün Türkistkan’ı istila eden Ruslardan tathir etmek üzere,
Ruslara ilân-ı cihad ile bütün islâm kuvvetlerinin kumandasını Biiznillâhi Teâlâ
deruhte ettim. Fergana ve Hive ve bütün Türkistan mücahitleriyle bütün bu
taraflarda ki İslâm alaylarına bildiririm ki, Buhara’daki bütün kuvvetlere ve
sizlere hâli muharebe’den fariğ olarak birlikte Livâ-i Muhammedi’nin Ruslara
karşı nusratına çalışmak emrini verdim. Bunun için size de malûm olmak üzere ve
öz müslüman kardeşler arasında kan dökülmeğe nihayet vermenizi talep eder,
emin bir adamını bu kâğıdın vüsuluyla beraber göndermenizi isterim...”272
271
Baysun, a.g.e., s. 78.
272
Kutay, Enver PaĢa Lenin..., s. 51, 52; Aydemir, Enver PaĢa, cilt III, s. 68.
273
Kutay, Tarih Sohbetleri, cilt IV, s. 240, 241.
102
ĠĢte kendi milleti olan Lakay Türklerinin esaretinden kurtulan Enver PaĢa,
Ġran unsuru olan Taciklere dayanarak sonkânun (Ocak) da DuĢanbe‟deki Rus
garnizonunu kuĢatmaya baĢlar. KuĢatmaya baĢladığı zaman 200 asker sayılan bu
Taciklerin ancak 13 tanesi Rus tüfeğine sahip olup, kalanları çakmaklı eski usûl
av tüfekleri ile donatılmıĢ veya büsbütün silahsızdır. Etraftaki Türk ve Tacik
köylerinden birkaç adam daha toplayıp yaptığı ilk hücumda Ruslardan 50 asker
esir alınır. Bundan baĢka 180 tüfek, iki mitralyöz Enver PaĢa‟nın eline geçer. 20-
22 Ocak çarpıĢmalarında Ruslar büyük zayiata maruz kalıp çekilirler. DuĢanbe
deki Ruslar; “Enver PaĢa‟ya mukavemet mümkün olmadığını” belirterek
kendilerine DuĢanbe‟den çekilmeğe müsaade isterler. 8 ġubat taarruzunda Ruslar
100 asker zayiat verirler, bunlardan baĢka 82 asker Enver PaĢa‟ya katılır. Kalan
Ruslar topları meydanda bırakıp kaçarlar. Fakat o topları kendi karargâhlarına
274
Mustafa ġahkulu, ĠĢan Sultan‟a refakat eden Darvazlıları Ģu Ģekilde anlatılmaktadır: “Bunlar
Ģeyhin müritlerinden ve mahdumlarından ibarettir. Halkı aldatıp, yiyip yürümeğe alıĢmıĢlardır.
Tacik‟te ĢiĢman adam az bulunursa da, bunların hepsi ĢiĢmandır. Bunları hiçbir zaman nizam
ve intizam altına almak kâbil değil, harpte hiçbir iĢe yaramazlar. Ayaklarında büyük ağaç
takunya (baĢmak)ları, atlarında (eyerleri üzerinde) büyük yorgan (körpecaları) her birinin eğer
kaĢında bir çaydanlığı olur, harp falan olup kaçmağa baĢlarsa bunların hemen hepsi düĢüp
kalır, ağaç takunyaları ise pek büyük olup, ölçüleri 5 santimden fazladır. Takunyaların burnu
çok kalın ve yüksek olduğundan üzengiye sığmaz, o sebepten evvel önce ökçe tarafını
üzengiye geçirirler. Bu sebepten at kaçıp takunyaları düĢerse kendileri de takunyaları ile
beraber düĢüp kalırlar. Yurçi‟den DuĢanbe‟ye gelen Rus müfrezesine tesadûf edip firarlardan
son ilgitay ahalisi Taçik baĢmağı ile bir ay çay ve yemek piĢirmiĢtir. Bu sebepten Lakay
Kongırat ve diğer Özbekler bunlarla daima alay ederler ve hiç adam sırasına koymazlar.
Togan, a.g.e., s. 440; Kandemir, ġehit Enver PaĢa..., s. 154, 155.
103
DuĢanbe savaĢından kısa bir süre sonra, Buhara Emiri Âlim Han daha çok
Emanullah Han‟ın tesiriyle Emirliğin askeri gücünü Enver PaĢa‟ya bıraktığını bir
mektup ile bildirdi. PaĢa‟nın emrindeki kuvvetler durmadan artıyordu. Kendisi de
bunları bir tek ûnvan altında toplamanın uygun olacağını düĢündü ve “Emir-i
LeĢker-i Ġslâm ve Buhara = Ġslâm ve BuharaAskeri Kumandanı” ûnvanını aldı.
PaĢa bu ûnvan ile maiyetindeki Türk subaylarını ve itimat ettiği Türkistanlı
subayları Ana Vatanın değiĢik bölgelerine göndererek milli cihadın baĢladığını
bildirdi278.
Enver PaĢa, DuĢanbe savaĢından kısa bir süre sonra Afgan Kralı
Emanullah Han‟a yazdığı (Nisan 1922) tarihli mektubunda Türkistan‟daki
çarpıĢmalar ve geliĢmeler hakkında Ģu bilgileri vermektedir:
275
Togan, a.g.e., s. 440; Kutay, Enver PaĢa Lenin..., s. 54-56; Baysun, a.g.e., s. 78-81.
276
Kandemir, Enver PaĢa..., s. 25; Kutay, Ana Vatanda Son BeĢ.., s. 179.
277
Togan, a.g.e., s. 441.
278
Kutay, Tarih Sohbetleri, cilt IV, s. 246, 247; Kutay, Enver PaĢa Lenin..., s. 58-60.
104
279
Yamauchı, a.g.e., s. 268, 269.
280
Togan, a.g.e., s. 441; Kandemir, Enver PaĢa..., s. 26, 27.
281
Togan, a.g.e., s. 441.
105
kadar asker ve hediyeler gönderdi. Enver PaĢa‟nın emriyle oradaki “mir” leri
Enver PaĢa‟ya itaat ettirdi. Karategin‟den Fuzayıl Mahdum bin kadar askeri ile
Pul-ı Hakiyan‟da Enver PaĢa‟nın yanına geldi282.
282
Baysun, a.g.e., s. 91; Kutay, Enver PaĢa Lenin..., s. 59.
283
Kandemir, Enver PaĢa..., s. 26.
284
Togan, a.g.e., s. 442.
285
Kutay, Tarih Sohbetleri, cilt IV, s. 248; Kutay, Ana Vatan’da Son BeĢ..., s. 178.
106
Kongrenin kararları:
286
Aydemir, a.g.e., cilt III, s. 664.
287
Cebesoy, a.g.e., s. 322; Kutay, Enver PaĢa Lenin..., s. 70, 71.
107
13- DüĢmanın muhabere aleti olan telgraf, telefon, tellerini tahrip etmek.
14- DüĢman casus teĢkilatına karĢı pek kuvvetli davranarak onları Ģiddetli
suretle cezalandırmak. Buna mukâbil bize edeceklerin günahları da varsa af ile
muamele edilmesi.
288
Baysun, a.g.e., s. 92, 93.
289
Cebesoy, a.g.e., s. 322.
290
Hive, Ürgenç, Dörtgöl taraflarının mücahidin baĢkumandanı olan Han Cüneyd Eylül 1928‟de
elinde kalan bin yüz askerleriyle Ġran Asterabadına iltica etti. Silahların teslimini isteyen Ġran
hükümetinin talebini kabul etmeyerek Afganistan‟a geçmiĢtir. Seksen yaĢında Hive‟yi iĢgal
eden Ruslarla baĢladığı savaĢa yılmadan uzun zaman devam etmiĢti.
109
291
Baysun, a.g.e., s. 85; Kutay, Tarih Sohbetleri, cilt IV, s. 249.
292
Kutay, Ana Vatanda Son BeĢ..., s. 183.
110
Bu cevabı götüren zat, on beĢ günlük bir mühlet ister. Fakat Sovyetlerden
herhangi bir cevap gelmez.
293
Hayit, a.g.e., s. 283.
294
Baysun, a.g.e., s. 94, 95; Cebesoy, a.g.e., s. 323; Kutay, Enver PaĢa Lenin..., s. 68, 69.
295
Enver PaĢa 19 Mayıs 1922 tarihli bu ültimatomda Sovyet Hükümetinden bir takım isteklerde de
bulunur. Bunlar: “Türkistan’da bulunan Sovyet Hükümetine ait idari teşkilatlar aynı mühlet
içinde feshedilmeli, bu kararlar Halk Komiserleri Konseyi’nin eline geçtiği andan itibaren
siyasi tutuklular ve rehineler serbest bırakılmalıdır...” Joseph Castagne, Türkistan Milli
KurtuluĢ Hareketi, s. 135-137.
111
Yine Emirci olan Evliya Kul Toksaba, ġehr-i Sebz‟li Cabbar‟ın askerini
bozup, kendisi PaĢa‟dan ayrılarak 400 askeri ile ġehr-i Sebz‟e gitti ve Ruslara
teslim oldu ve entrikalarla Cebbar Bey‟i katlettirdi297. Bu sırada Belcivan Vali ve
kumandanı Devletmend Bey, köylerinin Lakaylar tarafından baskına uğradığı
haberini aldı. O ana kadar Belcivan cephesinde Ruslara karĢı mücadele eden
Emirciler de, Ģimdi cepheden ayrılmıĢlardı. Fergana mücahidi ġir Mehmed
Bey‟de Rus baskısı karĢısında PaĢa‟nın maiyetinde bulunan süvarilerden bir
kısmını istedi.
296
Togan, a.g.e., s. 451; Baysun, a.g.e., s. 100-110; Kutay, Tarih Sohbetleri, cilt IV, s. 132.
297
Togan, a.g.e., s. 451.
298
Kutay, Ana Vatanda Son BeĢ..., s. 207, 208; Kutay, Tarih Sohbetleri, cilt IV, s. 451.
299
Baysun, a.g.e., s.98, 99; Kutay, Enver PaĢa Lenin...,s. 78.
112
Çok çetin, fakat muvaffakiyetli hücumlar yapan PaĢa da Rus avcı hatlarına
kadar ilerleyerek düĢmana büyük zayiat verdirdikten sonra bir çok ganimet
almıĢtı. Fakat Baysun Harekâtında burada bulunan Rus birliklerine karĢı daha
fazla mukavemet edemeyerek geri çekilinecektir.
300
Aydemir, Enver PaĢa, cilt III, s. 672.
301
Bak Salâhi R. Sonyel, Belleten, “Enver PaĢa ve Orta Asya‟da BaĢgösteren Basmacı Akım”,
cilt IV, Nisan 1990, Sayı 209, s. 1197.
113
302
Cebesoy, a.g.e., s. 324.
303
Aydemir, a.g.e., cilt III, s. 670.
304
Togan, a.g.e., s. 452.
305
Baysun, a.g.e., s. 106; Kutay, Ana Vatan’da Son BeĢ..., s. 222, 223.
114
306
Baysun, a.g.e., s. 104, 105; Cebesoy, a.g.e., s. 324; Togan, a.g.e., s. 452.
307
Cebesoy, a.g.e., s. 324.
308
Togan, a.g.e., s. 452.
309
Sonyel, Belleten, a.g.m., cilt LIV, Nisan 1990, Sayı 209, s. 1199.
310
Aydemir, Enver PaĢa..., cilt III, s. 674, 675.
115
komutasında ki birliklere saldırır; bu saldırı, Rus askerlerini kısa bir süre ĢaĢırtırsa
da Enver PaĢa mitralyöz ateĢi önünde atından düĢerek son nefesini verir; PaĢa‟nın
Çegen Tepesine saldırdığını öğrenen Belcivan Bey‟i Devletmend PaĢa‟ya yardım
amacıyla Çegen tepesine gelir fakat o da bu çarpıĢmada ölür316.
316
Aydemir, Enver PaĢa..., cilt III, s. 684-488; Baysun, a.g.e., s. 110; Yamauchı, a.g.e., s. 76;
Togan, a.g.e., s. 453; Castagne, a.g.e., s. 150.
317
Saray, Özbek..., s. 49; Togan, a.g.e., s. 453.
117
318
Hayit, a.g.e., s. 284.
319
Saray, Özbek..., s. 50.
320
Togan, a.g.e., s. 470.
321
Kandemir, ġehit Enver PaĢa..., s. 182.
322
BaĢkurdistan Harbiye Nazırı muavini Evhadi ÎĢmurzin, esir edildikten sonra, TaĢkent
hapishanesinden Moskova‟ya nakledilmiĢti. Esaretinden bir yıl sonra 6 Ağustos‟ta Moskova‟da
idam edildi. Alayda ele geçen Tohtamet ve Nurmet Beyler, Semerkant‟ta ele geçen Karakul,
Açıl Toksaba ve diğerleri, Nemengan civarında ele geçen Aman Pehlivan (Nemangan‟da
KorbaĢılar (hokand‟da); Fergana‟nın büyüğü Muhiddin Bey (Ağustos‟ta) ele geçirilerek idam
edildiler. Togan, a.g.e., s. 469.
118
323
Castagne, a.g.e., s. 171.
“Han Cüneyd 1924 Mayısında Hive‟ye taarruz etmiĢti 1927 yılına kadar mücadelesine devam
edip, o yılın Eylül‟ünde eski Ürgenç civarında, ziraatla meĢgul olmak Ģartı ile sulh akdetti.
Fakat BolĢeviklerin kendisini ele geçirmek istediğini görünce tekrar silaha sarılıp Almed Bey
ve ġaltay batır çeteleri ile birleĢerek Akbundof idaresi altında harbi inkilâp sürası teĢkil edip,
bu hareketin cidden tenkiline çalıĢarak Türkmenlerden bir çok silahsız ahaliyi kestiler. Ancak
bir yol sonra 1928 Eylül‟ünde Han Cüneyd, fazla mukabeleyi faydasız bulup, 600 kadar askeri
ile Astarâbad hududa gelip Ġran‟a iltica etti ve Ġran hükümetine silahını teslim etmeyip, 1929
yılında Ruslar Hive‟yi iĢgal ettiklerinde, bile harbetmiĢ ve hiçbir zaman Rus tâbiyetini kabül
etmemiĢ olan bir Türktü” Togan, a.g.e., s. 470.
324
Togan, s. 470.
119
idaresi altında “fevkalâde tribinal” göndererek, bir basmacı için bütün kâbilenin
katliam edileceğini ilân ettiler ve bunun tatbikatına da geçtiler325.
325
Togan, s. 471.
326
Hayit, a.g.e., s. 285, 286.
120
Enver PaĢa, hiç bir zaman bir kürsü adamı, kalabalıklara hitap eden ve
kalabalıklara sözleriyle etki yapan bir hatip olmamıĢtır. Fakat elde bulunan hatıra,
belge, not ve mektuplarından anlaĢılacağı üzere, içli, duygulu bir insandır. Donuk
ve her zaman içine kapalı görünen hallerine rağmen!... Bütün bu yazılarında,
duygusal tasvirlere kaçmayan, süslü kelimeler kullanmayan, sâde ama iç âlemini
tam ifade edici bir üslup vardır. 1908-1918 arasındaki resmi görev ve iktidarını
ilgilendiren emir, direktif ve kumanda tebliğleri ise, açık, kısa ve kesindir.
327
Aydemir, a.g.e., s. 190.
328
Aydemir, s. 190.
121
vekârlı ve müteşebbis...”
“Enver Paşa, şahsi meziyetleriyle iyi bir asker, iyi bir subay, iyi bir insan
olarak, cemiyetin kusur bildiği unsurlardan, insanın tasavvur edemeyeceği kadar
nasibi olmayan bir tiptir. Asker vasıfları bakımından vazifesever, çalışkan ve
korku nedir bilmez müslüman bir kahraman olarak, askerliğin aradığı ölçülerin
en yukarı seviyesinde yer almıştır.
329
Aydemir, s. 431, 432.
330
Yamauchı, a.g.e., s. 23.
122
Türk tarihine nasıl bir etki yapmıĢ olursa olsun, tarihe mal olmuĢ ve
Osmanlının kaderinde büyük rol sahibi olmuĢ olan Enver PaĢa‟nın Türkiye‟ye
getirilmeli mi idi? Bu soruya CumhurbaĢkanımız Sayın Süleyman Demirel güzel
bir cevap vermiĢtir: “Enver PaĢa, hatasıyla sevabıyla yakın tarihimizin önemli bir
simasıdır... Enver PaĢa‟nın naaĢı kendi arkadaĢlarının yanına getirilecek”332.
Enver PaĢa için Abide-i Hürriyet Parkı, içinde yer alan, Ġttihat ve Terakki
liderlerinden Talât PaĢa, Mithat PaĢa ve Mahmut ġevket PaĢa‟nın kabirlerinin de
331
Sabah Gazetesi, 3.8.1996, s. 11.
332
Milliyet Gazetesi, 3.8.1996, s. 12.
333
Sabah Gazetesi, 3.8.1996, s. 11; Milliyet Gazetesi, 4.8.1996, s. 12. Türkiye Gazetesi,
s. 3.8.1996, s. 1.
124
334
Sabah Gazetesi, 3.8.1996, s. 11; Türkiye Gazetesi, 3.8.1996, s. 15.
335
Milliyet Gazetesi, 4.8.1996, s. 12.
125
SONUÇ :
BĠBLĠYOGRAFYA
I- ARġĠV BELGELERĠ
AKġĠN Sina, Ana Çizgileriyle Türkiye’nin Yakın Tarihi, Ġmaj yay., Ankara
1996.
ALEV Ali, Birinci Doğu Halkları Kurultayı Bakü 1-8 Eylül (Stenoyla
TutulmuĢ Tutanak), Koray yay., Ġstanbul 1980.
ARSLAN Emir ġ., ġehit Enver PaĢa ve ArkadaĢları, Çev. Aziz Akpınarlı,
Samsun 1948.
AġĠROĞLU Orhan G., Enver PaĢa’nın EĢi Naciye Sultan’ın Hatıraları, “Acı
Zamanlar”, Ġstanbul 1990.
AYDEMĠR ġevket S., Makedonya’dan Orta Asya’ya Enver PaĢa, Cilt I-II-III,
Ġstanbul 1972.
BADEMCĠ Ali, Türkistan Milli Hareketi ve Enver PaĢa, Cilt I, Ġstanbul 1975.
BAYUR Yusuf H., Türk Ġnkılâbı Tarihi, Cilt I, T. T. K. yay., Ankara 1991.
BAYUR Yusuf H., XX. Yüzyılda Türklüğün Acun Siyasi Üzerindeki Etkileri,
T. T. K. yay., Ankara 1974.
132
CEBECĠ S. Yüksel, “Bir Ġttihatçının Öyküsi, Enver PaĢa”, Yeni Yüzyıl, 3.8.1996,
s.12.
ÇAVUġOĞLU ġeref, “Bab-ı Âli Baskını”, Yakın Tarih, Cilt I, Yıl 1962.
ERTÜRK Hüsamettin, Ġki Devrim Perde Arkası, Sebil yay., Ġstanbul 1996.
GÜRÜN Kâmuran, Türkler ve Türk Devletleri Tarihi, Bilgi yay., Ankara 1981.
KARAL Enver Z., Osmanlık Tarihi, Cilt V-VI, T. T. K. yay., Ankara 1993.
KOCABAġ Süleyman, Jön Türkler Nerede Yanıldı, Vatan yay., Ġstanbul 1991.
KURAT Akdes N., Rusya Tarihi (BaĢlangıçtan 1917’ye Kadar) T.T.K. yay.,
Ankara 1993.
134
KUTAY Cemal, Ana Vatan’da Son BeĢ Osmanlı Türk’ü, Ġstanbul 1964.
LEWĠS Bernard, Modern Türkiye’nin DoğuĢu, Çev. Metin Kıratlı, T.T.K. yay.,
Ankara,
ÖKE Mim. K., “Son Dönem Osmanlı Ġmparatorluğu”, Büyük Ġslâm Tarihi
Ansk., Cilt XII, Çağ yay.,
SANDERS Liman V., “SavaĢ Hatıraları”, Hayat Tarih Mecmuası Çev. Osman
ÖndeĢ, 1 Aralık 1967, Yıl III, Cilt II, Sayı 11, Sıra 35, s. 29.
SANDERS Liman V., “SavaĢ Hatıraları”, Hayat Tarih Mecmuası Çev. Osman
ÖndeĢ, 1 Aralık 1967, Yıl III, Cilt II, Sayı 12, Sıra 36, s. 42.
SONYEL Salâhi R., “Enver PaĢa ve Orta Asya‟da BaĢgösteren Basmacı Akımı,
Cilt LIV, Nisan 1990, s. 1197.
TOGAN Zeki V., Bugünkü Türkili (Türkistan) ve Yakın Tarihi, Enderun yay.,
Ġstanbul 1982.
UNAT Faik R., Hicri Tarihleri Miladi Takvime Çevirme Kılavuzu, T.T.K.
yay., Ankara 1984.
UġAKLIGĠL Halit Z., “Enver PaĢa Nasıl PadiĢah Damadı OlmuĢtu”, Yakın
Tarihimiz, Cilt I, Yıl 1962, s.212, 213.
UZEL Nezih, “Osmanlının Son PaĢası”, Aksiyon, Yıl 2. Sayı, 82, s. 16.
EK 1
Enver PaĢa tarafından Bakû Kongresi‟nde yapılan konuĢmanın orijinal
metni.*
Târihsiz (Ağustos-Eylül 1920)
Nutkun aslıdır
*
T.T.K. ArĢivi, Klasör 32/Fihrist 1168.
139
ArkadaĢlar.
Bizleri Berlin‟in müreffeh hayatından Trablus‟un kızgın çöllerine, fakir
Bedevî çadırlarına sevk eden ve onlarla hayatın en sıkıĢık ve ağır günlerini
yaĢattıran his hiç bir zaman emperyalizm hissi değil idi. Biz nasıl Trablus‟u ve
Trabluslular için kurtarmağa çalıĢtık ve nihayet tam dokuz sene mücadeleden
sonra Ġtalya Emperyalistlerini tardettiklerini görmekle mübâhî olduk ise,
Azerbaycan‟da baĢka bir emel beslemedik. Biz Azerbaycan‟ı zararlara pek
müte‟essifiz.
ArkadaĢlar.
Ben Harb-i Ümûmî‟de en mühim bir mevkî‟de bulundum. Fakat sizi
te‟mîn ederim ki, bu harbte yanyana harbettiğimiz Almanlar içerisinde
emperyalist düĢüncelerin bulunmuĢ olmasına müte‟essifim. Ve Alman
Emperyalizm ve emperyalistlerine de aynı Ġngiliz Emperyalizm ve Emperyalistleri
derecesinde hasımım. Bence bilâ-emel halkın kesesinden zengin olmayı düĢünen
her beyin parçalanmaya lâyıktır. ĠĢte benim emperyalizm hakkındaki
düĢüncelerim.
ArkadaĢlar.
Sizi te‟min ederim ki, eğer bugünkü Rusya o zaman mevcûd olarak
Ģimdiki gaye ile harbetsiydi, biz muhakkak bugün olduğu gibi Rusya‟nın
yanıbaĢında bize has olduğunu emsâliyle gösterdiğimiz hulûs ile ahz-i mevki‟
ederdik. Bu maksadımızı biraz daha izâh için Ģunu söylemek isterim ki, Rus
ġûrâlar Hükümeti ile berâber çalıĢmaya karâr verip teĢebbüs ettiğimiz zaman
Yudeniç Ordusu Petersburg civârına kadar yaklaĢmıĢ, Kolçak Uralları aĢmıĢ,
Denikin Moskova cenûbuna doğru takarrüb etmiĢ idi. Bu kuklaları oynatan
Avrupa Emperyalistleri de bu oyunu kazanılmıĢ sayarak yırtıcı diĢlerini
göstererek ellerini sevinçle oğuĢturuyorlardı. Biz bu vaziyetle Rusya ile hemhâl
olmaya çalıĢmıĢtık. Eğer Karadeniz‟in kasırgaları bindiğim geminin direklerini
kırarak beni geri atmamıĢ ve Kovno, Riga hapishanelerinin demir parmaklıkları
ve bindiğim tayyârelerin düĢüp parçalanması gibi mevâni yoldan alıkoymamıĢ
bulunsaydı, ben Rusya'‟ın en sıkıĢmıĢ bir zamanında aranızda bulunarak bu
lüzûmsuz hikâyeleri size söyleyerek bazı arkadaĢları tenvîre lüzûm
görmeyecektim.
140
ArkadaĢlar.
Bildiğiniz gibi Cihân Harbi‟nin ilk emperyalistleri mücâdelesinde maglûb
olduk. Fakat ben mazlûmlar mücâdelesi nokta-i nazarından mağlûb olduğumuz
kabûl etmiyorum. Çünkü Türkiye Boğazları kapamakla ceberûti ve dünyayı
yutmakla doymak bilmeyen Çarlık Rusya‟sının yıkılmasındaki ve yerine bugün
dünyâ ezilenleri için tabi‟î bir müttefik hâline geçen Rusya ġûrâlar Hükûmetinin
gelmesindeki âmillerden biri oldu. Ve böylece mâzlûmlar âleminin kurtuluĢ
yolunun açılmasına yardım etti. Ben bunu Dünyâ mazlûmları için bir gâlibiyet
addederim.
ArkadaĢlar.
Bugün bütün Emperyalist Dünyâsına arĢı meydân okuyacak kadar cesâret
gösteren ve kuvvetini Türkiye köylülerinden alan mücâhidler ordusu dediğim
gibi mağlûb olmadı idi. Yalnız bir ân için silâhını bırakmıĢtı. ĠĢte hele son onbeĢ
senedenberi mütemâdi harbettiği bu düĢmânlara karĢı, iki senedir, en büyük
mâhrûmiyetler içinde yeniden uğraĢıyor. Fakat bugünkü uğraĢma bundan
evvelkilere makîs değildir. Bâ-husûs böyle ġark âleminin üçüncü Enternasyonal
ile birlikte ya‟ni dünyânın mazlûm halkı ile mazlûm sınıflarının kendi mühlik
da‟vâsına iĢtirâkini görünce kat‟î ümîd-i muzafferiyet ile çalıĢacaktır.
ArkadaĢlar.
Transval Huhârebesinden baĢlayan Cihân-ı Harbin büyük meydân
muhârebesi 1914‟den 1918‟e kadar devâm ve emperyalistler arasında idi. Fakat
Ģimdi harb asıl kat‟î devresine girmiĢ bulunuyor. Ve herhâlde bizim ya‟ni
mazlûmların gâlibiyetiyle emperyalizmin değil teslim-i silâh fakat mahvıyla
neticelenecektir.
Bu kongrenin ictimâ‟î mazlûmlar müdâfa‟asında elindeki bayrağı kanla
boyayan Kızıl Ordu ile Türk muhâriblerine yeni bir i‟timâd-ı nefs bahĢedecek ve
herhâlde bu mücâdelenin bizim tarafın gâlibiyetiyle neticelenmesine yardım
edecektir. Bizi üçüncü Enternasyonale sevkeden sebeb yalnız girdiğimiz
mücâdelede kendimize dayanacak bir yer bulmak değildi. Belki aynı zamânda
prensiplerinde birbirine yakınlığıdır. Biz her vakit ihtilâl kuvvetimizi
halktan,halkın ezilen kısmı olan köylüden aldık. Belki bizim fabrika amelemiz de
141
kuvvetli olsaydı onları baĢta sayardım. Ma‟mâfih onlar da bizimle idi. Bunlar
istedikleriyle ruhlarıyla berâber çalıĢtılar. ġimdi de öyledir. binâ‟en-aleyh iĢte bu
sûretle halkın ezilmiĢ kısmına dayanarak onun dertlerini biliyoruz.Onunla
yaĢıyoruz. Onunla öleceğiz.
ArkadaĢlar.
Biz halkın arzusunu dinlediğimize göre onu da karârını vermekte serbest
bırakmak taraftârıyız. Biz bizi isteyenle birlikte yaĢar, onunla birlikte ölürüz.
Ġstemeyen halkın da kendi iĢini kendisinin düzmesi taraftarıyız. ĠĢte bizim
milletler hakkındaki nokta-i nazarımız bu.
ArkadaĢlar.
Biz harb ya‟ni insânların tecebbür için birbirini boğazlaması aleyhindeyiz.
Ve iĢte ebedî bir sulha varmak için de üçüncü Enternasyonal ile birlikte gidiyoruz.
Buna binâendir ki, biz bugün her türlü mevâni‟e rağmen en kanlı mücâdelelerde
bulunuruz ve devâm edeceğiz.
ArkadaĢlar.
Biz çalıĢan halkın refâhı taraftârıyız. Ya‟ni gerek Avrupalı ve gerek yerli
murabahacı ve muhtekirlerin emeklerini gasbetmesi aleyhindeyiz.
Memleketimizin büyük mikyâsta zirâ‟at ve sanâyi‟in inkiĢâfında müĢterek sâ‟inin
neticesinden istifâde taraftârıyız. Vergilerin müterakkî sûrette tevzî’ ile çalıĢan
fukarâ’nın menâfi’ini muhâfazayı hedef edinmiĢizdir. ĠĢte bugünkü iktisâdî
düĢüncelerimiz.
ArkadaĢlar.
Biz çalıĢan halkın ancak benliğini tanımasıyla refâh ve hürriyet bulacağı
kanâ‟atindeyiz. Bunun için de sâ‟î ile birlikte giden ve halkın mukaddesâtına
hürmet ederek hürriyet-i hakîkiyeyi te‟mîn eden esâslı bir ma‟ârifin memleketi
tenvîr etmesi taraftârıyız. Bu yolda ve amelde erkek ve kadın farkı bilmeyiz. ĠĢte
ictimâ‟î düĢüncelerimiz.
ArkadaĢlar.
Size Ģunu tebĢîr ederim ki, bu mücâdelemizde beni vekîl olarak buraya
göndermiĢ olan Cezâyir, Tunus, Trablusgarb, Mısır ve Arabistan‟la Hindistan
Ġhtilâl Cemi‟yetleri Ġttihâdı bu maksadda tamâmiyle bizimle müĢterektirler. Ve o
sûretle azmetmiĢlerdir ki, kullanacağı her türlü vâsıta-i ihtilâlîye ile üzerlerine
142
EK 2
144
EK 3
BABASI : Ahmet
DOĞUM YERĠ : Ġstanbul
DOĞUM TARĠHĠ : 1295 (1880)
SINIFI : Piyade
DUHULÜ : 2 Mart 1313
YÜZBAġI NASBI : 23 TeĢrinisani 1318
KOLAĞASI NASBI : 24 ġubat 1320
BĠNBAġI NASBI : 30 Ağustos 1322
KAYMAKAM NASBI : 18 Mayıs 1328
MĠRALAY NASBI : 2 Kânunuevvel 1329
MĠRLĠVA NASBI : 21 Kânunuevvel 1329
FERĠK NASBI : 19 Ağustos 1331
BĠRĠNCĠ FERĠK NASBI: 22 TeĢrinievvel 1333
Aydemir, a.g.e., cilt III.
145
EK 4
“ġEHĠD-Ġ MUHTEREM*
ENVER PAġA
HAZRETLERĠ”
(Mühür ve imza)
Turan Ġhtilâl Ordusu
Türkistan Cephesi Kumandanı
Ve Emir-i LeĢker-i Ġslâm-ı Buhara
Enver PaĢa‟nın Naibi Miralay
ALĠ RIZA
*
Aydemir, a.g.e., cilt III.