You are on page 1of 8

Although kelimesiyle ilgili örnek Cümleler

Although it was a long way back to the station, little by little the old wagon drew near.
İstasyona geri dönüş uzun bir yol olmasına rağmen, eski vagon yavaş yavaş yaklaştı.

Although the life of Chinese people is getting better and better now, there is still room for improvement.
Çin halkının yaşamı şimdi gittikçe iyileşmesine rağmen, gelişme için hâlâ bir neden vardır.

Although it seems very difficult to study Chinese, it's not as hard as you think.
Çince öğrenmek çok zor gibi görünse de, düşündüğünüz kadar zor değil.

Although studying Chinese seems difficult, it's simpler than you think.
Çince eğitimi zor gibi görünse de, düşündüğünüzden daha kolaydır.

Although the conditions are slightly different, the result of our experiment was identical with Robinson's.
Şartlar hafifçe farklı olmasına rağmen, bizim deneyin sonucu Robinson'unki ile aynı.

Although teachers give a lot of advice, students don't always take it.
Öğretmenler bir sürü tavsiye vermelerine rağmen, öğrenciler her zaman onu almazlar.

Although the alarm rang I failed to wake up.


Alarm çalmasına rağmen uyanamadım.

Although I came back late from the party last night, I was as fresh as a daisy in the morning.
Önceki gece partiden geç dönmeme rağmen sabah bir papatya kadar dinçtim.

Although my car is very old, it still runs very well.


Arabam çok yaşlı olsa da, hala çok iyi çalışıyor.

Bears also tend to sleep more during the day than at night, although in the summer, with twenty-four hours of light,
this does not apply.
Ayılar gün içinde gece uyuduklarından daha çok uyurlar, ne var ki bu yazları, yirmi dört saat boyunca gündüz
olduğundan geçerli değildir.

Although many European researchers have studied ancient Persian literature in the nineteenth century, the new
world is not paying attention to our contemporary literature.
Birçok Avrupalı araştırmacılar on dokuzuncu yüzyılda eski Fars edebiyatı eğitimi almasına rağmen, yeni dünya
çağdaş edebiyatımıza dikkat etmiyor.

Although Bob was in disguise, I recognized him at a glance.


Bob maskeli olmasına karşın, ben onu bir bakışta tanıdım.

Although the pressure of studying at the University of Cambridge is very high, many students still have time to go out
and have fun.

1
Cambridge Üniversitesi'nde öğrenim zorluğu çok yüksek olmasına rağmen, çok sayıda öğrencinin hâlâ dışarı çıkmak
ve eğlenmek için zamanı var.

Although CFIT accounted for just over a third of crashes in the past six years, it caused 53% of the deaths.
CFIT son altı yıldır çarpışmaların sadece üçte birinin üzerinde olduğunu açıklamasına rağmen ölümlerin %53'üne
sebep oldu.

Although the economy is weak, some companies are still making a profit.
Ekonomi zayıf olmasına rağmen, bazı şirketler hâlâ kazanç sağlıyor.

Although Eri's suitcase looks heavy, it's actually very light.


Eri'nin çantası ağır gözükmesine rağmen, aslında oldukça hafiftir.

Tom doesn't want to be a doctor, although he's very good in science.


Fen bilgisinde iyi olmasına rağmen, Tom bir doktor olmak istemiyor.

Although the sun was out, it was cold.


Güneşli olmasına rağmen, hava soğuktu.

I'll be there, although I may be late.


Geç kalabilme ihtimalime rağmen orada olacağım.

Although he's young, he has a grey beard.


Genç olmasına rağmen gri sakalı var.

Although he is young, he is very careful.


Genç olmasına rağmen, çok dikkatlidir.

Although Go is probably the most popular Japanese game in my country, even Go isn't well known except among
some university students.
Go büyük ihtimalle benim ülkemdeki en popüler Japon oyunu olsa da o bile bazı üniversite öğrencileri dışında pek
bilinmiyor.

Although the government refuses to admit it, its economic policy is in ruins.
Hükümet bunu kabul etmeyi reddetse de, ekonomi politikası harap olmuş durumda.

Although it was a wonderful talk, the door opened of itself.


Harika bir konuşma olduğuna rağmen, kapı kendiliğinden açıldı.

Although I trusted the map, it was mistaken.


Haritaya güvenmeme rağmen o hatalıydı.

Although he was sick, he went to class.


Hasta olmasına rağmen derse girdi.

2
Although each person follows a different path, our destinations are the same.
Her insan farklı bir yol izlesede, hedeflerimiz aynıdır.

Although she grew up in Japan, she still speaks fluent English.


Japonya'da büyümüş olmasına rağmen İngilizce'yi akıcı bir şekilde konuşuyor.

Although he isn't ill-natured, he is not very kind.


Kaba olmamasına rağmen, çok nazik değildir.

Although 475AD is the year that shows the 'decline' of the Roman Empire, it is not the year of its 'fall'.
Milattan sonra 475 Roma İmparatorluğunun düşüşünü gösteren yıl olmasına rağmen o onun çöküş yılı değildir.

Although I may be unhappy, I won't commit suicide.


Mutsuz olmama rağmen intihar etmeyeceğim.

Although natto smells awful, it is delicious.


Natto kötü kokmasına rağmen, lezzetlidir.

Although he was writing carefully, he had many mistakes in his writing task.
O, çok dikkatli yazmasına rağmen, yazma ödevinde çok sayıda hataları vardı.

Although she is poor, she is satisfied.


O, fakir olmasına rağmen, tatmin olmuştur.

Although he has many friends, he is lonely.


Pek çok arkadaşı olmasına rağmen, o yalnız.

Although I tell you to, you don't do it.


Sana söylediğim halde yapmadın bunu.

Although Tom is sick, he's swimming again today.


Tom hasta olmasına rağmen bugün tekrar yüzüyor.

Although Tom is sick, he plans to get his homework done on time.


Tom hasta olmasına rağmen ev ödevini zamanında yaptırmayı planlıyor.

Although Tom is sick, he's planning on going to school.


Tom hasta olmasına rağmen okula gitmeyi planlıyor.

Although Tom is sick, he's swimming.


Tom hasta olmasına rağmen yüzüyor.

Although I graduated many years ago, I will never forget a single one of my teachers who taught me.
Yıllarca önce mezun olmama rağmen, bana öğretmenlik yapan öğretmenlerimden tek birini asla unutmayacağım.

3
Although he is very old, he is strong.
Yaşlı ama kuvvetli.

Although rainforests make up only two percent of the earth's surface, over half the world's wild plant, animal and
insect species live there.
Yağmur ormanlarının, dünya yüzeyinin sadece yüzde ikisini kaplamasına rağmen; vahşi bitki, hayvan ve bitki
türlerinin yarısından fazlası orada yaşar.

I went out although it was raining.


Yağmur yağmasına rağmen ben dışarı çıktım.

Although it rained, everyone had a good time.


Yağmur yağmasına rağmen, herkes iyi vakit geçirdi.

Although she lives nearby, I rarely see her.


Yakında yaşamasına rağmen , onu nadiren görürüm.

Although I was tired, I did my best.


Yorgun olmama rağmen, elimden geleni yaptım.

4
Although kelimesiyle ilgili örnek Cümleler

İstasyona geri dönüş uzun bir yol olmasına rağmen, eski vagon yavaş yavaş yaklaştı.

Çin halkının yaşamı şimdi gittikçe iyileşmesine rağmen, gelişme için hâlâ bir neden vardır.

Çince öğrenmek çok zor gibi görünse de, düşündüğünüz kadar zor değil.

Çince eğitimi zor gibi görünse de, düşündüğünüzden daha kolaydır.

Şartlar hafifçe farklı olmasına rağmen, bizim deneyin sonucu Robinson'unki ile aynı.

Öğretmenler bir sürü tavsiye vermelerine rağmen, öğrenciler her zaman onu almazlar.

Alarm çalmasına rağmen uyanamadım.

Önceki gece partiden geç dönmeme rağmen sabah bir papatya kadar dinçtim.

Arabam çok yaşlı olsa da, hala çok iyi çalışıyor.

Ayılar gün içinde gece uyuduklarından daha çok uyurlar, ne var ki bu yazları, yirmi dört saat boyunca gündüz
olduğundan geçerli değildir.

Birçok Avrupalı araştırmacılar on dokuzuncu yüzyılda eski Fars edebiyatı eğitimi almasına rağmen, yeni dünya
çağdaş edebiyatımıza dikkat etmiyor.

Bob maskeli olmasına karşın, ben onu bir bakışta tanıdım.

Cambridge Üniversitesi'nde öğrenim zorluğu çok yüksek olmasına rağmen, çok sayıda öğrencinin hâlâ dışarı çıkmak
ve eğlenmek için zamanı var.

CFIT son altı yıldır çarpışmaların sadece üçte birinin üzerinde olduğunu açıklamasına rağmen ölümlerin %53'üne
sebep oldu.

Ekonomi zayıf olmasına rağmen, bazı şirketler hâlâ kazanç sağlıyor.

Eri'nin çantası ağır gözükmesine rağmen, aslında oldukça hafiftir.

Fen bilgisinde iyi olmasına rağmen, Tom bir doktor olmak istemiyor.

Güneşli olmasına rağmen, hava soğuktu.

Geç kalabilme ihtimalime rağmen orada olacağım.

Genç olmasına rağmen gri sakalı var.

5
Genç olmasına rağmen, çok dikkatlidir.

Go büyük ihtimalle benim ülkemdeki en popüler Japon oyunu olsa da o bile bazı üniversite öğrencileri dışında pek
bilinmiyor.

Hükümet bunu kabul etmeyi reddetse de, ekonomi politikası harap olmuş durumda.

Harika bir konuşma olduğuna rağmen, kapı kendiliğinden açıldı.

Haritaya güvenmeme rağmen o hatalıydı.

Hasta olmasına rağmen derse girdi.

Japonya'da büyümüş olmasına rağmen İngilizce'yi akıcı bir şekilde konuşuyor.

Kaba olmamasına rağmen, çok nazik değildir.

Milattan sonra 475 Roma İmparatorluğunun düşüşünü gösteren yıl olmasına rağmen o onun çöküş yılı değildir.

Mutsuz olmama rağmen intihar etmeyeceğim.

Natto kötü kokmasına rağmen, lezzetlidir.

O, çok dikkatli yazmasına rağmen, yazma ödevinde çok sayıda hataları vardı.

O, fakir olmasına rağmen, tatmin olmuştur.

Pek çok arkadaşı olmasına rağmen, o yalnız.

Sana söylediğim halde yapmadın bunu.

Tom hasta olmasına rağmen bugün tekrar yüzüyor.

Tom hasta olmasına rağmen ev ödevini zamanında yaptırmayı planlıyor.

Tom hasta olmasına rağmen okula gitmeyi planlıyor.

Tom hasta olmasına rağmen yüzüyor.

Yıllarca önce mezun olmama rağmen, bana öğretmenlik yapan öğretmenlerimden tek birini asla unutmayacağım.

Yaşlı ama kuvvetli.

Yağmur ormanlarının, dünya yüzeyinin sadece yüzde ikisini kaplamasına rağmen; vahşi bitki, hayvan ve bitki
türlerinin yarısından fazlası orada yaşar.

Yağmur yağmasına rağmen ben dışarı çıktım.


6
Yağmur yağmasına rağmen, herkes iyi vakit geçirdi.

Yakında yaşamasına rağmen , onu nadiren görürüm.

Yorgun olmama rağmen, elimden geleni yaptım.

7
8

You might also like