Professional Documents
Culture Documents
Faruk Sönmezoğlu
Belirli topraklar üzerinde varolan bir dengeye dayalı diplomasinin yerini bir
devittin yerini bir yenisine bırakması başka denge anlayışına bırakışının ilk
olayı, tarihin genel akışı içerisinde çok habercileri görüldü. Bunagöre, Rusya’
ça rastlanılan bir durumdur. Bu türden ya karşı bir denge sağlamak için İngil
bir durumda genellikle hem bir eskiden tere’den çok Almanya’nın desteği alın
kopuş, bazı yeniliklere yöneliş eğilimin maya çalışılacaktı. Bu yeni denge anla
den, hem de devralınan mirasın kaçı yışı, II. Abdülhamid’i devirerek iktidarı
nılması güç yükümlülükleri çerçevesin ele geçiren İttihat ve Terakki Cemiye-
de geçmişle olan bağlardan söz etmek ti’nin yönetim döneminde daha da be
mümkündür. Bu yazıda ele alınan Tür lirgin bir görünüm kazanacaktı. İki ra
kiye Cumhuriyeti örneğinde ise esas kip iktidar odağının dış politikalarırı-
olarak sorunun birinci yönü üzerinde daki bu benzerlik farklı sayılabilecek se
durulacak, geçmişten devralınan diplo beplerden kaynaklanıyordu.
matik mirasla ilgili olarak çok genel
bir görünüm vermekle yetinilecektir. Kurtuluş Savaşı’nda
Dış Politika
Son Dönem
Bu yeni denge anlayışı içinde I. Dün
Osmanlı Diplomasisi ya Savaşı’na Almanya ve Avusturya-
Osmanlı İmparatorluğu’nun tarihin Macaristan İmparatorluğu safında ka
de 19. yy merkezin çevre üzerindeki et tılan Osmanlı İmparatorluğu savaş son
kisinin zayıfladığı, sürekli toprak ka rasında yenik düşen devletler arasında
yıplarıyla bir genel çöküşe doğru yol yer almıştı. Osmanlı orduları, özellik
alındığı bir dönemdi. Bu durum, Os le 1917 Rus Devrimi’nden sonra Kaf
manlının o yıllarda izlediği dış politi kasya cephesinde bazı başarılar elde et
kaya da yansımaktaydı. Gerçekten de tilerse de güney cephelerinde, sayı ve
19. yy’daki Osmanlı diplomasisini yön donanım bakımından kendilerinden
lendiren temel endişe “ elde olanı çok üstün İngiliz-Arap kuwetleri kar
korum ak” veya “ mümkün olduğunca şısında sürekli geri çekilmek zorunda
az kaybetmek” olmuş, nihayet I. Dün kaldılar. Sonuçta Osmanlı Devleti 30
ya Savaşı sonrasında ise sadece “ hane Ekim 1918’de Müttefiklerle Mondros
danı korum ak” noktasına gelinmişti. Mütarekesi’ııi imzalayarak savaşı sona
Özellikle 19. yy’ın ortalarından itiba erdirdi. Müttefikler, mütareke anlaş
ren Osmanlı İmparatorluğu'nun dış po masının 7. maddesinde yer alan, İtilâf
litikasında iki büyük devlet, İngiltere ve devletlerinin kendi güvenliklerini tehli
Rusya önem kazanmıştı. Aynı dönem ke altında gördüklerinde her yeri işgal
de, Avrupa güç dengesinin bu iki temel edebilecekleri ifadesine dayanarak ül
birimi, özellikle Asya’da yoğunlaşan kenin çeşitli bölgelerine asker çıkardı
büyük bir rekabet içerisindeydiler. Dö lar. Bu çerçevede İngilizler Güneydo
nemin Osmanlı diplomasisi de bu du ğu Anadolu ve Doğu Karadeniz’i,
rumdan yararlanmaya çalışmaktaydı. Fransızlar Adana’yı, İtalyanlar da An
Sürekli olarak Osmanlı İmparatorluğu talya’yı işgal ettiler. İstanbul da bu üç
aleyhine güneye doğru genişleyen Rus devletin yüksek komiserlerinin deneti
ya’nın sıcak denizlere açılma arzusu ve mi altında bulunuyor, bu iılkelerin iş
bu açıdan Boğazlara duyduğu ilgi, bu gal kuvvetleri istedikleri gibi bir barış
yıllarda Bâbıâli’nin en fazla endişe duy anlaşması hazırlayarak bunu Osmanlı
duğu konuydu. Rusya’nın bu arzu ve Devleti’ne kabul ettirmeye çalışıyorlar
eğilimleri, kendi çıkarları açısından İn dı. Nihayet 15 Mayıs 1919’da Yunan
giltere’yi de endişelendirmekteydi. Bu ordusunun İzmir’i işgal etmesiyle yeni
nun farkında olan Osmanlı diplomasi bir aşamaya geliniyordu.
si de, sürekli üzerinde hissettiği Rusya Başta Padişah Vahideddin olmak
baskısını, başarabildiği oranda İngiltere üzere dönemin Osmanlı devlet adam
desteğiyle dengelemeye çalaşıyordu. larının bir kısmı İtilâf devletleriyle ba
II. Abdülhaınid’in uzun süren salta şa çıkmanın imkânsız olduğunu, İngil
natı boyunca izlenen diplomasi de esas tere’nin himayesini kabul etmekten baş
itibariyle bu temele dayanmaktaydı. ka çare bulunmadığını öne sürüyorlar
Bununla beraber, özellikle dönemin dı. Fakat, başta Mustafa Kemal olmak
sonlarına doğru, yukarıda sözü edilen üzere bazıları da bu görüşte değillerdi.
1185
MÜTAREKE VE MİLLÎ MÜCADELE
Millî Mücadele ve Dış Dünya
Bu gibi kişiler birer birer Anadolu’ya kısmı, bunun ancak, başta Padişah ol çiınsel bir yapıya sahip olmasını sağla
geçiyor, biraraya gelmeye çalışıyorlar mak üzere İstanbul hükümetiyle birlikte mıştı. Erzurum Kongresi sırasında oluş
dı. Mustafa Kemal’in de Anadolu’ya davraııılınarak sağlanabileceğini düşü turulan Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i
geçişinden sonra sürdürülen çeşitli te nüyorlardı. Bazıları ise bunun ancak bir Hukuk Cemiyeti’nin yürütme organı
maslar sonucunda 1919 sonlarına doğ büyük devletin himayesini kabulle sağ- niteliğindeki Heyet-i Temsiliye Musta
ru iki kongre toplandı, 23 Temmuz-6 ian.ıbileceğini, bu iş için en uygun dev fa Kemal'in liderliğinde bu temsil' gö
Ağustos tarihleri arasında yapılan ve letin de ABD olduğunu ileri sürüyor revini üstleniyordu. Bu tarihten itiba
kapsamı itibarıyla “ Vilayât-ı Şarkiye lardı. Aralarında Mustafa Kemal’in de ren hareketin İstanbul hükümeti ve di
Kongresi” olarak da bilinen Erzurum yer aldığı ve genellikle asker kökenli ğer devletlerle olan ilişkileri bu organ
Kongresi'nin hemen ardından 4-11 Ey- üyelerden oluşan bir başka grup da bu ca yürütülüyor, yapılan yazışmaları bu
lu! günleri arasında Sivas’ta, tüm ülkeyi nun ancak, gerektiğinde direniş göste organ adına Mustafa Kemal imzalıyor
temsilen delegelerin yer aldığı Sivas rebilecek bağımsız bir hükümet tarafın du.
Kongresi gerçekleştirildi. Bu kongrele dan gerçekleştirileceğini savunuyordu. Bu dönemde İtilâf devletleriyle ve
rin Kurtuluş Savaşı’nda izlenecek dış Bu görüşler arasındaki etkileşim sür özellikle de ABD’yle temas kurmaya
politikayla ilgili olarak iki açıdan öne mekle beraber olayların genel gelişimi çalışan Mustafa Kemal, İstanbul hükü
mi vardı. ilkin, bu toplantılarda Ana içerisinde Mustafa Kemal’in önderliğin metiyle ortak bir tutum içerisine gire
dolu topraklarının bütünlüğünü korıı- de üçüncü eğilim ağırlık kazanmış, bu bilmek için çaba sarfetmişti. Bu amaç
ma, diğer devletlerle olan ilişkileri bu durum dış ilişkilere de yansımıştı. Bu la İstanbul hükümetini temsilen Bahri
eksene göre değerlendirme ilkesi, katı- çerçevede Anadolu topraklarının bü ye Nazırı Salih Paşa’yla 1919’un Ekim
lanlar arasında ortak bir payda oluştur tünlüğünün kabulü, diğer devletlerle gi ayında Amasya’da görüşmeler yapmış
muştu. Bununla beraber bu “ toprak rişilen ilişkilerde temel ölçüt alınmış, ge tı. Salih Paşa şahsen Heyet-i Temsili-
ların bütünlüğünü korum a” nın nasıl rilen ittifaklar, sürdürülen diplomatik ye’nin izlediği politikaya yakınlık gös
sağlanabileceği konusunda farklı görüş çabalar hep bu ölçüte göre belirlenmiş termiş, İtilâf devletleriyle yapılacak ba
ler mevcuttu. Nitekim, özellikle Sivas ti. rış görüşmelerine bu kuruluşun temsil
Kongresi sırasında konu üzerinde yapı Bu kongreler ikinci olarak da, A na ci göndermesini kabul etmişti. Fakat bu
lan görüşmelerin uzunluğu, bu kanıyı dolu hareketinin dış dünyayla giriştiği görüşünü İstanbul hükümetine kabul
desteklemekteydi. Kongre üyelerinin bir ilişkilerde, kendisini temsil edecek bi- ettirememişti. Her şeye rağmen sadece
YENİ D IŞ POI.İTIKA: Sivas Kongresinde toprakların bütünlüğü sorunu tartışılırken üyelerden bir bölümü İstanbul hükümetiyle
birlikte davranılmastm savunmuş, bir bölümü A B D ’nin himayesini istemiş, Mustafa Kemal ve arkad !IŞ/an hu sorunun ancak
bakımsız hir hükümetle çözüm/eneceğinde ısrar etmişti. Bu anlayış daha sonra kurulacak dış ilişkiler ve izlenecek dış politikada
belirleyici bir temel olacaktı.
1186 MÜTAREKE VE MİLLÎ MÜCADELE
Millî Mücadele ve Dış Dünya
S O V Y E T L E R ’L E İLİŞKİLER: Sovyetler
Birliği, Anadolu’da gelişen Millî
Mücadele’yle Erzurum Kongresi’nden
önce ilgilenmeye başlamıştı. Gerçekte
Sovyetler’in iyi ilişkiler kurmaya ihtiyacı
vardı. Ekim Devrimi’nden sonra gelişen
siyasal konjonktür bunu zorunlu
kılıyordu. Lıgiltere’nin her iki ülkenin de
düşmanı olması, Sovyetler’in güney
sınırını tehdit ederken, A nadolu’ya çıkan
Yunanistan ’ı desteklemesi gibi faktörler
bu yakınlaşmayı daha da pekiştirdi. 28
Mart 1922’de A nkara’ya giden Rus
■W Heyeti. Mustafa Kemal’in solundaki
Sovyet Elçisi Aralof'tur.
bu görüşmenin gerçekleşmesi bile, Bu gelişmeler olurken İtilâf devletleri lî amacına en yakın bir çözüm sağlana
Heyet-i Temsiliye’nin zımnen de olsa Osmanlı Devleti’yle yapılacak barış bilmesi, Ankara hükümetinin bu iki dış
İstanbul hükümeti tarafından tanınma antlaşmasının imzalanması için İstan politika aracını birbiriyle uyumlu, bir
sı anlamını taşıdığından Mustafa Kemal bul hükümetini Paris’te yapılacak ba birini tamamlayan bir şekilde kullan
ve arkadaşlan için yine de bir başarıy rış görüşmelerine katılmaya davet et ması zorunluydu. Bu amaca yönelik
dı. mişlerdi. Konferansta Damat Ferid P a olarak izlenen stratejinin ana hatları
Öte yandan Erzurum Kongresi’nde şa hükümetini Tevfik Paşa başkanlığın birkaç noktada toplanabilirdi. İlkin,
alınan kararların bir tanesi de, İstan da b ir heyet temsil ediyordu. İtilâf dev Ankara, İtilâf devletlerini dengeleyecek
bul hükümeti ülkenin bağımsızlığını letlerince kabulü istenen teklifler çok bir başka güç bulmak zorundaydı. Bu
sağlamaya yönelik önlemleri almadığı ağırdı. Bunlara göre, egemenliği kısıtlı güç, o dönemin koşullarında ancak
takdirde, bunu sağlamak amacına yö bir Osmanlı Devleti’ne O rta Anadolu’ Sovyetler Birliği olabilirdi. Ankara açı
nelik olarak geçici bir hükümetin oluş n u n ufak bir parçası kalıyor, Trakya sından, yeni Sovyet yönetimiyle İtilâf
turulmasını öngörüyordu. Nitekim İti bölgesi ve Edirne, bütün Boğazönü ve devletleri arasında sürmekte olan kıya
lâf devletleri 16 Mart 1920’de İstan Ege Adaları tamamen, İzmir ve çevre sıya mücadelenin değerlendirilmesi ge
bul’u resmen işgal ederek Meclis-i Me- si ise fiilen Yunanistan’a bırakılıyor ve rekiyordu. İkinci olarak, Yunanlıların
busanı kapattılar. Damat Ferid Paija Boğazlar’ın denetimi Osmanlı yöneti Anadolu’ya çıkışıyla iyice belirginleşen
Kabinesi yerine kurulmuş olan Ali R ı minden bağımsız olarak faaliyet göste Müttefiklerarası anlaşmazlıklardan ola
za Paşa kabinesi üyesi ve Anadolu h a recek bir komisyona devrediliyordu. bildiğince yararlanmak zorunluydu. Bu
reketine sempati besleyen birçok kijiiyi Doğu’da özerk Kürt yönetimi oluşturu konuda en önemli hedef, Yunanistan’ın
M alta’ya sürgüne gönderdiler. Bu du luyor ve Doğu illerinin çoğ,unu içine mümkün olduğunca yalmz bırakılma
rumda Heyet-i Temsiliye, Erzuı um alan bağımsız bir Ermeni devleti kuru sını sağlamak için İngiltere ile Fransa
Kongresi’nde alınmış olan sözkonusu luyordu. İlaveten, daha önceden sağ ve İtalya arasındaki anlaşmazlıkların
kararı uygulamak için harekete geçti. lanmış olan imtiyazların sınırları daha değerlendirilmesiydi. Bu şekilde askeri
Bu gelişmeler sonucunda 23 Nisan 1920 da genişletiliyordu. Nihayet İtilâf dev bir başarının yolu da açılmış olacaktı.
tarihinde A nkara’da Türkiye B üyük letleri Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde Lozan’da ulaşılan sonuç hatırlandığın
Millet Meclisi oluşturuldu. Mustak'a Ke etki alanlarına sahip olacaklardı. Sev- da, bu stratejinin oldukça başarıyla uy
mal’in meclis ve hükümet başkamı se res Antlaşması olarak bilinen ve özetle gulandığı söylenebilirdi.
çilmesi sonucunda Anadolu’n u n işgal bu noktaları içeren metin 10 Ağustos
altında bulunmayan bölgelerini . yönet 1920’de Osmanlı heyeti tarafından ka Doğu Cephesi ve Sovyetler
me durumunda bulunan de flıc to bir bul edilerek imzalanmıştı. İşte bu tarih
hükümet kurulmuş oldu. Böy’lece He- ten itibaren İtilâf devletleri ve onlarca
Birliği ile Hişkiler
yet-i Temsiliye’den daha k u n ımlaşmış desteklenen Yunanistan ile Ankara’da Anadolu hareketini yönetenlerin dev
bir yapıya sahip olan Ankara hüküme oluşturulmuş bulunan TB^MM hükümeti raldıkları dış politika mirası, sürekli Os
ti, fiili denetimi elinde bulur ıdurduğu arasında, her iki tarafın da kendi amaç manlı aleyhine genişleyen Rusya’nın
bölgelerdeki halkı temsil yetkisinin ol larını gerçekleştirmeye çalıştıkları bir (İngiltere veya Almanya gibi) bir büyük
duğunu ilan ediyor, M üttefiklerin elin mücadele başlıyordu. Bu mücadelede devletle dengelenmesi temeline dayan
de esir durumunda bulunanı İstanbul başlıca iki araç kullanılmaktaydı: Sa maktaydı. I. Dünya Savaşı öncesinde
hükümetinin yaptığı ve yapac; ağı antlaş vaş ve diplomasi. Bu açıdan, Anadolu oluşan İngiliz-Rus ittifakına karşı iyi
maların kendisini bağlam ayacağını hareketinin Heyet-i Temsiliye dönemin ce Almanya’ya yaklaşarak bu ülke ya
açıklıyordu. de şekillenmeye başlayan Misak-ı Mil nında savaşa katılan Osmanlı Devleti
MÜTAREKE VE MİLLİ MÜCADELE 1187
Millî Mücadele ve Dış Dünya
bu ülkenin mağlup olarak etkisiz hale etmek istiyordu. Bu türden bir durum lerarası iyi ilişkileri sürdürmeyi seçmiş
gelmesiyle uluslararası alanda oldukça ise Sovyetlerin çıkarlarına tamamen ay lerdi.
yalnız kalmıştı. Öte yandan 1917’de kırıydı. Ayrıca Sovyetler, İngilizler’in Sovyetler, Anadolu’da ortaya çıkma
Rusya’da Bolşeviklerin iktidarı ele ge Kafkasya’daki Ermenistan, Gürcistan ya başlayan millî hareketle daha Erzu
çirmesiyle bu ülkenin İngiltere ve Fran ve Azerbaycan devletleri aracılığıyla rum Kongresi öncelerinde ilgilenmeye
sa ile olan ittifakı da sona ermişti. Böy- oluşturdukları “ Cordon Sanitaire” i an başlamışlardı. 1919 Mayıs-Haziran ay-
lece Osmanlı diplomasisinin birbiri cak Ankara ile iyi ilişkiler içinde olur
üzerine oynamaya çalıştığı bu denge un larsa yıkabilirlerdi.
surları arasındaki mücadele yeniden, Diğer taraftan, Anadolu’da İngilte
belki de eskisine oranla daha da şiddetli re’nin desteğindeki Yunan ordusuna
bir şekilde ortaya çıkmıştı. Fakat An karşı bağımsızlık mücadelesi veren An
kara’nın İstanbul’dan devraldığı miras kara hükümetini desteklemek, Sovyet-
ta önemli bir değişiklik vardı. Ankara, ler Birliği’nin o dönemde tüm dünya
daha önceki durumların aksine bu de da izlediği genel siyasi stratejiye de ol
fa İngiltere’ye karşı giriştiği bir müca dukça uygundu. 1917 Rus devriminden
delede Rusya’yı denge unsuru olarak sonra yeni yönetimin liderleri, kısa bir
kullanmaya çalışacaktı. Nitekim Hari süre sonra sanayileşmiş Batı ülkelerin
ciye Vekili Ahmet Muhtar Bey yaptığı de de benzer hareketlerin ve iktidar de
bir konuşmada Yunan kuvvetleriyle ğişikliklerinin gerçekleşeceğini umuyor
sürdürülen mücadeleyi kastederek lardı. Özellikle 1918’de Almanya’da ik
“Ankara Millî hükümetinin muhtaç ol tidarın ele geçirilmesinde uğranan ba
duğu dış kaynağı Batı’da bulmanın im şarısızlık, Sovyet liderlerinin dünya
kânı yo ktu r" tesbitini yaparak, “Bizim devrimiyle ilgili beklentilerinin ağırlığı
istediğimiz, M illî sınırlarımız içinde ik nın Doğu ülkelerine, sömürgelere kay
tisadi ve siyasi istiklalimizdir. Bunu, ması sonucunu doğurdu. Rus devrimi-
bugün resmî ve aleni bir dil ile bize söy nin benzeri siyasal hareketlerin gelişme
leyecek ve kabul edecek her devlete şim si beklenen kapitalist Batı ülkelerinin
diden elimizi uzatmaya hazırız” diyor ekonomileri sömürgeleri olmadan ya
du. Bu son ifadeden de anlaşılacağı gi şayamazlardı. Dolayısıyla bu sömürge
bi, izlenen dış politikanın temel hedefi lerde, başta İngiltere olmak üzere Ba
Misak-ı Millîsınırlarının bütünlüğünün tılı ülkelere karşı hareketler geliştirile
sağlanmasıydı. Dolayısıyla bu amaca bilirse ve bu ülkeler Batılıların deneti
ulaşmak için izlenen dış politika çerçe minden kurtarılabilirse metropollerde
vesinde oluşturulacak ittifak ve koalis kriz başlayacak ve devrim için uygun
yonlarda, karşı tarafın bu konudaki tu şartlar oluşacaktı. Ayrıca bu durumda
tumu birincil öneme sahip olacaktı. Ta Batılı ülkeler coğrafi anlamda da Av
rafların siyasi rejimlerinin farklılığı rupa sınırlarına itilecekler ve askeri-
ikinci derecede bir sorundu. Nitekim stratejik açıdan eski avantajlı konum
Mustafa Kemal de dönemin Sovyet yö larını kaybedeceklerdi. Bu açıdan, baş
neticilerini kastederek “Görüşebilmek ta İngiltere ve bu ülkenin desteğindeki
için, komünist olunuz veya olmaya Yunanistan olmak üzere Batılılara karşı
mecbursunuz diye kimse bir şey deme anti-sömürgeci bir mücadele veren
diği gibi sizinle dost olmak için kom ü Anadolu hareketi desteklemneliydi. Bu
nist olmaya karar verdik dememişiz- raya kadar Sovyet liderleri arasında pek
dir” diyerek bu durumun iki ülke ara bir görüş ayrılığı yoktu. Fakat bu des
sındaki bir işbirliğine engel oluşturma- tek karşılığında Ankara hükümetinden
dığırn belirtmekteydi. ne gibi bir beklentinin sözkonusu ola G E L İŞ M E L E JİN SONUCU: TBM M ’nin
Öte yandan Sovyetler Birliği’nin de bileceği konusunda farklı görüşler mev açılmasından sonra Mustafa Kerrat
Anadolu hareketiyle iyi ilişkiler kurma cuttu. Fakat sonuçta, ideolojik düzey Lenin’e gönde, .Jiği mektupta Ankara ile
M oskova arasındaki ilişkilerin
ya ihtiyacı vardı. Bunun siyasi, askeri- de bir beklentinin resmen, hükümetle- başlamasını ve oir ittifak oluşturulmasını
stratejik ve ideolojik sebepleri vardı. rarası bir düzeyde gündeme getirilme istedi. Dışişleri Bakanı Çiçerin ise verdiği
Bir defa İngiltere her iki ülkenin de or diği, Mustafa Kemal’in yukarıda aktar cevapta Sovyt’l hükümetinin A nkara’y ı
tak düşmam durumundaydı. Dönemin dığımız ifadesinden de anlaşılmaktay tanıdığını resmen bildirdi. 1920’de
en güçlü devleti olarak gözüken İngil dı. Bununla beraber Sovyet yöneticile A nkara’ya elçi olarak atanan
tere Kafkasya, İran ve Afganistan’a hâ ri Anadolu’daki çeşitli hareketler, özel M edivani’derı sonra M oskova’ya da Ali
kim duruma gelerek Rusya’yı güneyden likle de Halk İştirakiyun Fırkası aracı Fuad Paşa (Cebesoy) gönderildi.
kuşatmıştı. Üstelik Mondros Mütareke- lığıyla, bu bağımsızlık mücadelesini sos Ardından 16 Mart 1921 ’de Türk-Sovyet
Dostluk A nt, aşması imzalandı. Bütün
si’yle Boğazlar da bu ülkenin denetimi yalist nitelikli bir harekete dönüştürme
bunlar olum/,u gelişmelerin sonucuydu.
altına girmişti. Ayrıca kendi denetimin yolunda çaba harcamışlardı. Her şeye Sovyet Dışiş/ı :ri Bakanı Çiçerin (üstte),
deki Yunanistan’ı Anadolu’ya yerleşti rağmen bu iki durum arasında kaçınıl A li Fuad Paşa (altta).
rerek bu bölgeyi de dotaylı yoldan elde maz bir tercih gerektiğinde, hükümet-
1188
MÜTAREKE VE MİLLÎ MÜCADELE
Millî Mücadele ve Dış Dünya
larında Albay Budiyenni Havza’da nun saldırısı başladığından ilk başlar niz’e sahildar devletlerce saptanması
Mustafa Kemal ile görüşmüş, aynı yı da Ermeni saldırıları durdurulamamış, görüşünü destekliyordu. Ayrıca her iki
lın sonlarına doğru bu defa Sovyetle- girişilen karşı hareket sımrlı tutulmak taraf da Osmanlı İmparatorluğu’yla
rin Kafkas Orduları Başkomutanı Eli- zorunda kalınmıştı. Ancak Eylül ayı Çarlık Rusyası arasında yapılmış olan
ava İstanbul’a gelerek Anadolu hare sonlarında genel bir harekata girişen her türlü siyasi ve mali anlaşmaları ge
ketiyle temas sağlamıştı. Nihayet, İti Türk Ordusu Sarıkamış, Kars ve Güm- çersiz ilan ediyorlardı. Böylece Ankâ-
lâf devletlerinin İstanbul’u işgal ederek rü’yü almıştı. Ermenistan’ın barış iste ra hükümeti Doğu’da hedeflediği dış
Meclis-i Mebusanı dağıtmaları üzerine mesi üzerine 3 Aralık 1920’de Taşnak politika amaçlarına büyük ölçüde ulaş
Ankara’da TBMM açılmış ve bundan Ermeni hükümetiyle Gümrü Antlaşma mış, esas mücadelenin sürdüğü Batı
üç gün sonra, 26 Nisan 1920’de Mus sı imzalanmıştı. Bu, Ankara hüküme cephesinin gerisini güvence altına almış
tafa Kemal, Lenin’e gönderdiği bir tinin imzaladığı ilk antlaşma olmaktay tı. Ayrıca daha önceki dönemde olduk
mektupta Ankara ile Moskova arasın dı. Tam bu sıralarda Bolşevikler de Er ça sınırlı kalmış olan Sovyetler’in yap"
daki ilişkilerin başlamasını, taraflar menistan’da iktidarı ele geçirdiler. Böy- tığı para ve silah yardımları bu antlaş
arasında askeri ve siyasi bir ittifak oluş lece Doğu cephesinde Sovyetler ile mayı takiben önemli ölçüde artmıştı.
turulmasını istemişti. Sovyet dışişleri Türkiye arasında İngiltere’ye yakın bir
bakanı Çiçerin 3 Haziran 1920’de bu yönetim olarak sadece Gürcistan’daki
mektuba verdiği cevapta hükümetinin Menşevik hükümet kalmıştı. Gelişme Batı’da Savaş ve Batı ile
TBMM Hükümetini tanıdığını resmen leri gören İngilizlerin de askerlerini Ba- Diplomatik İlişkiler
bildirmişti. Bununla beraber Çiçerin tum ’dan çekıneleri üzerine Sovyetler bu
herhangi bir ittifaktan söz etmiyordu. yönetim üzerindeki baskılarını iyice ar İtilâf devletlerine karşı girişilen mü
Oysa Ankara’nın böyle biır ittifaka ve tırdılar. Nihayet 1921 başlarında Kızı- cadelenin savaş ve diplomasi alanların
bu yolla sağlanacak yardınılara ihtiya lordu Gürcistan’a girdi ve 14 M art’ta da olmak üzere başlıca iki veçhesi ol
cı vardı. Bu amaca yönelik olarak da da Sovyetler ile Menşevik Gürcü hükü muştu: Bunlardan birincisi, esas itiba
ha Sevres Antlaşması metninin ortaya meti arasında ateşkes imzalandı. Böy- riyle Yunan ordusuyla girişilen muha
çıktığı gün, l l Mayıs 1920’de Sovyet- lece Kafkasya’daki durum belirginleşi rebelerdi. Gerçekten de, Anadolu’da
ler Birliği ile bir anlaşma yapmak ve bu yor, Ankara ile Moskova bütün hat bo yabancılara karşı belirgin direnişin, 15
ülkeden silah ve para temin etmek için yunca sınırdaş oluyorlardı. Mayıs 1919’da Yunan askerlerinin İz
Dışişleri Bakanı Bekir Sami Bey baş Bu gelişmeler sonrasında Ankara ile mir’e çıkması, daha doğrusu çıkarılma
kanlığında bir heyet Moskova’ya doğ Moskova arasındaki diplomatik ilişki sıyla başladığı söylenebilirdi. Özellikle
ru yola çıkmıştı. Yapılan temaslar so ler daha da gelişti. Bu arada Batı cep 1920’de Sevres Antlaşması’nın uygu
nucunda bir dostluk anlaşmasının esas hesinde I. İnönü Savaşı kazanılmış, do lanmasına engel olan Ankara hüküme
ları 24 Ağustos’ta hazır olmasına rağ layısıyla A nkara’nın prestiji artmıştı. tinin ortadan kaldırılması için İngiliz
men Kafkasya’daki gelişmeler dolayı Öte yandan Çiçerin tarafından 1920 lerin, Yunanlıları Anadolu içlerine sür
sıyla sonuca ulaşılamadı. Ekimi’nde Ankara’ya Sovyet Büyükel meleri bu direnişi daha da güçlendir
Kafkasya’nın durumu, Ankara ile çisi olarak atanan M. Budu Medivani mişti. Bu sırada Doğu cephesinde Er
Moskova arasındaki ilişkilerin gelişebil kente ancak 1921 Şubatı’nda ulaşabil menilerle mücadele eden Ankara hükü
mesi açısından son dereoe önemliydi. mişti. Buna karşılık Ali Fuad Paşa (Ce- meti kuvvetleri her şeye rağmen lO
İngilizlerin etkisindeki Azerbaycan, besoy) da Moskova’ya ulaşmıştı. 26 Şu- Ocak 1921’de Yunan ordusunu 1. İnö
Gürcistan ve Ermenistan devletleri iki b at’ta Ali Fuad Paşa ile Sovyet yetkili nü Muharebesi’nde yenıneyi başarmış
tarafın yakınlaşması önünde bir set leri arasındaki görüşmeler başlamış ve lardı. Bu başarı, dolaylı yoldan da ol
oluşturuyorlardı. Bu engellerin mutla 16 Mart 1921’de iki ülke arasında bir sa, Ankara hükümetinin Londra Kon-
ka ortadan kaldırılması gerektiği Mus Dostluk Antlaşması imzalanmıştı. Sov- feransı’na çağrılmasını sağladı. Fakat
tafa Kemal ve Kâzım Kavabekir paşa yet-İngiliz ticaret görüşmelerinin olum Batılılar hâlâ Sevres Antlaşması teme
lar tarafından da önem'ıe dile getiril lu sonuçlanması ve Anadolu hareketi linde bazı teklifler öne sürüyorlardı.
mekteydi. Tam bu sıralarda Bolşevik- nin Ermeni ve Yunan cephelerinde el Türkiye iseYunan ordusunun Anado
ler Azerbaycan’da iktidarı ele geçirmiş de ettiği başarılar da, bir süredir sürün lu topraklarını terketmesi ve Misak-ı
ler ve Ermenistan devlet i üzerinde de cemede kalan anlaşmanın gerçekleşme Millî ile belirlenen toprakların Ankara
önemli ölçüde etki sahibi olmuşlardı. sini kolaylaştıran etkenler olmuşlardı. hükümetinin egemenliğine bırakılma
Ankara hükümetinin temsilcileriyle Bu antlaşmayla Sovyetler Birliği Sevres sında ısrarediyordu. Sonuçta görüşme
Sovyet yetkilileri arasında Moskova’da Antlaşması’nı tanımayıp Misak-ı Mil- lerden bir sonuç alınamazken cephede
süren görüşmelerin çıkınıza girmesinin lî’de belirlenen sınırlar içindeki Türki Yunan ordusu 1921 Nisan’ında 2. İnö
bir nedeni de bu gelişmelerle ilgiliydi. ye’yi ve onun hükümeti olarak da A n nü Muharebeleri’nde ikinci defa mağ
Ermenistan üzerindeki Sovyet etkisinin kara hükümetini tanıyordu. İki ülke lup ediliyordu. Nihayet 23 Ağustos-13
artması üzerine Çiçerin Bekir Sami arasındaki bugünkü sınır kesinleşirken Eylül 1921 tarihleri arasında cerayan
Bey’den Bitlis, Van ve M uş’un Erme taraflar “ bütün milletlerin bağımsızlık, eden Sakarya Meydan Muharebesi’nde
nistan’a verilmesini istemiş, teklifin hürriyet ve arzu ettikleri hükümet sis Yunan ordusu bir defa daha yenilgiye
reddi üzerine görüşmeler tıkanmıştı. temini seçme hakkını” tanımaktaydı uğratılmca, askeri açıdan kesin zafere
Bu şartlar altında Ermeniler 1920 lar. Antlaşmaya göre Sovyetler, Boğaz giden yol açılmış oluyordu.
Temmuz’undan itibaren Türk bölgelerine lar üzerinde Türkiye’nin egemenliğini Mücadelenin bir de diplomasi cephe
saldırılara başlamışlardı. Tam bu sıra kabul ediyor, buna karşılık Türkiye de si vardı. Bu mücadelede Ankara hükü
larda Batı cephesinde Yunan Ordusu’- Boğazların statüsünün sadece Karade metinin karşısında o dönemin en güç-
1189
MÜTAREKE VE MİLLÎ MÜCADELE
Millî Mücadele ve Dış Dünya
dı. Nihayet, 1920 Kasım’ında İngiliz Fransız Yüksek Komiseri ülkesi adına liği ile bir Dostluk Antlaşması imzalan
dostu Venizelos’un seçimleri kaybetme bir anlaşma yapmaya yetkili olmadığı mıştı. Böylece Ankara hükümetinin
si ve Almanya’ya yakınlığıyla bilinen nı belirtmiş, bununla beraber ülkesinin prestijinin yüksek olduğu bir dönemde
Kral Konstantin’in iktidara gelmesi, İn Anadolu hareketine karşı olmadığını, Franklin Bouillon Fransa’yı temsilen
giltere’nin Yunanistan’a yaptığı yardı diğer ülkelere de bu yönde etkide bu A nkara’ya geldi ve Mustafa Kemal ile
mı etkileyecek önemde bir gelişmeydi. lunmaya çalışacağını ifade etmişti. uzun görüşmelerde bulundu. Sonuçta,
Nitekim İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Mustafa Kemal de bu görüşmeyle Fran 20 Ekim 192l’de Türk-Fransız Antiaş-
Curzon 1921’de ülkesinin Atina Büyü sa ile İngiltere arasındaki çatışmanın ması (Ankara İtilafnamesi) imzalandı.
kelçisi Lord Granville aracılığıyla Yu boyutu hakkında iyi bir fikir edinme Bu antlaşmayla A nkara’nın temel dış
nanistan hükümetine artık İngiltere’ye imkânı bulmuş, bundan yararlanmaya politika amacı bir Batılı ülke tarafın
güvenmemeleri gerektiğini iletiyordu. çalışmıştı. dan resmen onaylanıyordu. Ülkenin
Diplomasi düzeyindeki bu gelişmeler Bütün bu diplomatik yakınlığa rağ güney sınırı belirginlik kazanıyor, as
sonucunda olayların ağırlığı Ankara men Kilikya cephesindeki mücadele ol kerî açıdan da Doğu cephesinden son
hükümeti kuvvetleriyle Yunan ordusu dukça sert bir biçimde sürmüş, Fran- ra Güney cephesi de güvence altına alın
arasındaki askeri mücadele alanlarına sızlar Maraş, Urfa ve Antep’ten dire mış oluyordu. Dolayısıyla da, Kuva-yı
kayacaktı. İngiltere ile süren mücade nişin şiddeti yüzünden ayrılmak zorun Milliye tüm gücüyle Batı cephesine yük
lenin ikinci aşaması ise Lozan’da baş da kalmışlardı. Bu arada kazanılan 1. lenme imkânını elde ediyordu.
layacaktı. İnönü muharebesi, Ankara hükümeti Fransa’yı Avrupa’da izlediği politi
nin Londra Konferansı’na çağrılması kayla küstüren İngiltere, İtalya’yı da
sonucunu doğurmuştu. Esas itibariyle Yunanlıları İzmir’e çıkartarak kendin
Fransa ve İtalya ile İlişkiler bir çözüme ulaşılamayan bu toplantı sı den uzaklaştırmıştı. İtalyanlar, 19 15
Kurtuluş Savaşı sırasında Ankara hü rasında, 11 Mart 1921’de Türkiye tem Londra ve 1917 St. Jean de Maurienne
kümetinin bu iki ülkeyle olan ilişkile silcisi ve Dışişleri Bakanı Bekir Sami gizli antlaşmalarıyla İzmir ve Antalya
rini İngiltere faktöründen soyutlayarak Bey ile Fransızlar arasında, iki taraf yörelerinin kendilerine bırakıldığını öne
ele almak oldukça zordur. Savaş son arasındaki çatışmaları sona erdiren ve sürüyorlardı. İngilizler de Rus Çarlığı’-
rasında Fransa’nın en önemli dış poli Sevres’den farklı olarak Urfa ve An- nın yıkılmasından dolayı 1917 St. Je-
tika amacı, Almanya’ya bir daha beli tep’i Türkiye’ye bırakan bir antlaşma an de Maurienne Antiaşması’nın geçerli
ni doğrultamayacağı ölçüde ağır bir ba imzalandı. Fakat bu antlaşma, özellikle olmadığını, Londra Antiaşması’nda da
rış antlaşması imzalatabilmek ve bunun Fransızlara bazı ekonomik ayrıcalıklar İtalya’ya sadece Antalya yöresinin va-
uygulanmasını sağlamaktı. Bunun ger tanıması sebebiyle TBMM tarafından ad edildiğini iddia ediyorlardı. Bu an
çekleşebilmesi için ise İngiltere’nin des onaylanmadı. Bu arada 2. İnönü Mu laşmazlık sebebiyle İtalyanlar, özellik
teği zorunluydu. Bu sebeple Başbakan harebesi de kazanılmış ve Sovyetler Bir le Yunanlıların İzmir’i işgalinden itiba-
Clemanceau, İngiltere’nin Ortadoğu’
da “ aslan payı” nı almasına ses çıkar
mıyor, hatta ilk başlarda İngilizlerin
desteklediği Yunanlıların Anadolu’ya
çıkmalarını olumlu karşılıyordu. Oysa
İngiltere, klasik “dengenin dengeleyici
si” rolü gereği, herhangi bir Avrupa ül
kesinin (örneğin Fransa) bir diğer Av
rupa ülkesine (örneğin Almanya) kesin
üstünlük sağlamasını kendi çıkarlarına
aykırı görüyordu. Bu sebepten de İn
giltere, Ren Bölgesi ile ilgili sorunlar
da Almanya karşısında Fransa’yı des
teklemedi. Bu durum da Fransa’nın İn
giltere’ye karşı olan tutumunun değiş
mesine yol açacak, sonuç Kurtuluş Sa-
vaşı’na da yansıyacaktı.
Fransızlar, İngilizlerin boşalttığı Ki-
likya bölgesini işgal etmişler, fakat kı
sa bir süre sonra hatırı sayılır bir dire
nişle karşılaşmışlardı. Bu şartlar altın FRAN SA İL E İLİŞKİLER: İşgal ettikleri Maraş, Urfa ve A n te p ’teki direnişlerden sonra
da çatışmaları durdurmak, ilişkileri yu bölgeden çekilmek zorunda kalan Fransızlar ile Dışişleri Bakanı Bekir Sami Bey
muşatmak amacıyla Fransa’nın Suriye arasında Urfa ve A ntep'i Türkiye’ye bırakan bir antlaşmanın imzalanması ilişkilerde
yeni bir dönemi başlattı. Ankara hükümetinin prestijinin yüksek olduğu bir dönemde
Yüksek Komiseri Georges Picot 1919
Ankara'ya gelen Fransız temsilcisi Franklin Bouillon’un amacı ilişkileri ayrı bir düzeyde
Aralığı’nda Sivas’a gelerek Mustafa ve yumuşak bir biçimde götürmekti. Nitekim 20 Ekim 1921 'de imzalanan Türk-Fransız
Kemal ile görüşmüştü. İtilâf devletle Antlaşması bir bakıma A nkara’nın temel dış politikasının bir Batılı ülke tarafından ilk
rinden birinin yetkilisinin Heyet-i Tem- kez onaylanması anlamına geliyordu. Mustafa Kemal, Franklin Bouillon, İsmet Paşa,
siliye Reisi Mustafa Kemal ile ilişki kur Yusuf Kemal (Tengirşek).
ması diplomatik açıdan önemliydi.
1192
MÜTAREKE YE MİLLÎ MÜCADELE
Millî Mücadele ve Dış Dünya
ren Ankara hükümetine karşı, İngilte cek heyetin başkanının belirlenmesi çe lanma imkânını elde etmişlerdi. Sovyet-
re’den çok farklı bir tutum içerisine gir şitli tartışmalara yol açmıştı. Mustafa ler, Boğazların mümkün olduğunca ka
diler. Özellikle, daha işgal kuvvetlerin Kemal Lozan’a Osmanlı diplomasi ge palı tutulması görüşünü savunurken İn
de görevliyken İstanbul’da Mustafa Ke leneğinden yetişmiş bir diptomatın git giltere de bunun tam aksi görüşü dile
mal ile ilişkiye girmiş olan Kont Sfor- mesini istemiyordu. Bunun sakıncası, getirmekteydi. Türkiye de, başka bazı
za İtalya’da dışişleri bakanı olunca, Bekir Sami Bey’in Londra Konferan konularda aldığı tavizler karşılığında
Ankara hükümetiyle İtalya arasındaki sı’na katılışı sırasında ortaya çıkmıştı. İngiliz tezine yaklaşmış ve böylece Bo
ilişkiler daha da yumuşak bir döneme Bu heyete başkanlık edecek kişi yeni ğazların yeni statüsü bu temel üzerin
girmişti. İtalyan işgali çok yumuşak ol devletin amaç ve özelliklerini yakından de oluşturulmuştu.
duğu gibi Kuva-yı, Milliye bu bölgeler tanımalıydı. Mustafa Kemal, Mudan İsmet Paşa'nın Ankara’ya dönmesin
de çok kolay örgütlenebiliyordu. Kısa ya Mütarekesi görüşmelerindeki başa den sonra TBMM’de konuya ilişkin yo
cası İtalyanlar, kısmen İngiltere ve Yu rısından dolayı İsmet Paşa’nın bu gö ğun tartışmalar olmuş, sonuçta 6 Mart
nanistan’a karşı olan politikalarından, reve getirilmesini sağladı. Böylece dışiş 1923’de, görüşmelerin yeniden başla
kısmen bölgedeki ekonomik çıkarları leri bakanı olarak heyetin başkanlığı ması için tekiifte bulunulması kararlaş
nı koruma endişesinden, kısmen de na getirilen İsmet Paşa ve aralarında tırılmıştı. Yapılan temaslar sonucunda
kendi iç sorunlarıyla meşgul oldukların maliye bakanı Hasan Saka ve sıhhiye Lozan Konferansımın ikinci dönem
dan, Ankara hükümetiyle doğrudan bir bakanı Rıza Nur beylerin de bulundu toplantıları 23 Nisan 1923’te başladı.
çatışma içerisine girmek istemiyorlardı. ğu 20 kişiyi aşkın bir heyet Lozan’a Yaklaşık üç ay süren bu toplantılar sı
Bu hava içerisinde Kont Sforza ile Be gönderildi. rasında kapitülasyonlar konusunda yo
kir Sami Bey Londra görüşmeleri sıra Konferans 20 Kasım 1922’de açıldı. ğun tartışmalar olmuş, sonuçta Türki
sında iki ülke arasında bir antlaşma im Bu ilk dönem görüşmeleri sırasında İs ye çok küçük bir-iki nokta dışında Os
zalamışlardı. Antlaşma, İtalya’ya bazı met Paşa temelde, Türkiye’nin bağım manlInın bu mirasından yakasım kur
ekonomik imtiyazlar sağladığı için sız ve egemen bir devlet olarak varlığı tarmayı başarmıştı. Öte yandan. birinci
TBMM tarafından onaylanmamakla nın kabulünü sağlamaya ve diğer ülke dönemde halledilemeyen Yunanistan’ın
beraber İtalyanlar kendiliklerinden ya lerle eşit hak ve yetkilere sahip olduğu ödeyeceği tazminat sorunu da, bu ül
vaş yavaş bölgeden çekilmişlerdi. nu anlatmaya çalıştı. İngiltere adına gö kenin Karaağaç bölgesini tazminat kar
rüşmelere katılan dışişleri bakanı Lord şılığı olarak Türkiye'ye terketmesiyle
Curzon’un en çok üzerinde durduğu halledilmişti.
Mücadele Salonlara Kayıyor konu Musul ve Boğazlardı. Fransa ile, Nihayet antlaşma 24 Temmuz 1923’te
30 Ağustos 1922 zaferi ve ardından daha çok mali konulara ilişkin anlaş imzalanmıştı. Bu antlaşma 23 Ağustos
11 Ekim 1922'de de Mudanya Mütare- mazlık noktaları vardı. Konferansın ilk 1923’te TBMM’de 227 üyenin 213'ünün
kesi’nin imzalanması sonucunda aske bölümü 4 Şubat 1923’e kadar sürdü. kabul oylarıyla onaylanmıştı. Ardından
ri mücadele yerini diplomasiye bırakı İtilâf devletlerinin ortaklaşa sunduktan İtilâf devletleri kuvvetlerinin İstanbul’
yordu. Bu düzeydeki temel amaç da, bir tasarının bazı maddeleri Türkiye ta dan ayrılmalarıyla Misak-ı Millî büyük
askeri olarak ulaşılan durum a uygun rafından reddedilince görüşmeler kesil ölçüde gerçekleşmiş, mücadele sırasın
bir siyasi ve hukuki çözüm sağlanma- di. Bu ilk dönem görüşmeleri sırasın da izlenen dış politika temel hedefleri
sıydı. da Yunanistan ile esirlerin mübadele ne ulaşmıştı. Bununla beraber Lozan’
Mondros Mütarekesi’nden Lozan si, iki ülke arasındaki sınırların tesbiti, dan arta kalan birkaç konu yeni devle
Konferansı’na kadar İtilâf devletleri üç iki ülke arasında gerçekleştirilecek ahali tin dış ilişkilerinde ilk sorunları oluştu
defa bir anlaşma yapılması için girişim mübadelesi gibi konularda ya nihai çö racaklardı. Bunlar Yunanistan ile ger
de bulunmuşlardı. 1920, 1921 ve 1922 züm sağlanmış, ya da nasıl ve ne zaman çekleştirilmesi gereken ahali mübadele
yıllarına rastlayan her üç teklif de Sev- çözüleceği konusunda anlaşmaya varıl si, Fransa ile olan Osmanlı borçları so
res Antiaşması’nın izlerini taşıdığından mıştı. Sadece Yunan ordusunun yaptı runu ve İngiltere ile halledilmesi gere
Ankara hükümeti tarafından ya dikka ğı tahribatın tazmini konusunda her ken Musul sorunuydu. D
te alınmamış ya da reddedilmişlerdi. hangi bir anlaşmaya varılamamıştı. Si
Nihayet Mudanya Mütarekesi görüş yasi açıdan pek bir sorunun bulunma K AYN AK Ç A
meleri sırasında, bir barış anlaşması ya dığı Fransa ile ise Osmanlı borçlarının D'AKŞİN Aptüiahal, Atatürk’ün Dış Politi
ka İlkeleri ve Diplomasisi, İstanbul, 1964
pılabilmesi için bir konferans toplan ödenmesi konusunda bir anlaşmaya va- C ARMAOGl U Fahir, 20. Yüzyıl Siyasi Ta
ması kararlaştırılmıştı. Konferansa bir rılamıyordu. Yeni Türkiye Devleti’ni, rihi, 1914-1980, Ankara, 1983
yanda Türkiye, diğer yandan I. Dünya Osmanlı İm paratorluğunun bir deva C GÖNLÜBOL Mehmet - vd., Olaylarla Türk
Savaşı galipleri olarak İngiltere, İtalya, mı olarak gören İtilâf devletleri eskiden Dış Politikası, 1919-1973, Ankara, 1974
Japonya, Yugoslavya, Yunanistan ve elde etmiş oldukları imtiyazlan da ko C KÜRKÇÜOĞLU Ömer, Turk-İngiliz İlişki
Romanya katılacaktı. Sovyetler Birliği, lay elden bırakmak istemiyorlardı. İn leri (1919-1926), Ankara, 1978
C SELEK Sabahattin. Anadolu !htilali, isıan-
Ukrayna ve Gürcistan da Boğazlar so giltere ile yapılan temaslar sonucunda bul, 1968
runu görüşülürken toplantıda yer ala da Musul sorunu halledilememekle be C ÜLMAN Haluk, Birinci Diinyu Savaşı'na
caklardı. ABD’nin gözlemci gönde! !i- raber sonradaı görüşmeler yoluyla hal Giden Yol (ve Savuş) Ankara, 1973
ği konferansın toplanma yeri, M ütte ledilmesi konusunda bir anlaşmaya va
fiklerin ısrarı üzerine Lozan olarak ka rılmıştı. Boğazlar konusunda yapılan
rarlaştırılmıştı. görüşmeler ise daha çok bir İngiliz-
Öte yandan, İsviçre’nin Lozan ken Sovyet rekabeti şeklinde geçmiş, Tür
tine Ankara hükümetini temsilen gide kiye temsilcileri de bu durumdan yarar