olarak anlamlar, duygu ve düşünceler uyandırma maksadıyla bir
uyarım şeklidir. Hiç kimse, bir başka birine bir hikâyeyi olduğu gibi bütün gerçekliği ile anlatamaz. En usta hikâye anlatıcısı, anlatmak istediği hikâyeyle dinleyicinin kendi kendisine anlatmas ına imkân verecek yolda uyarılmasını sağlamaktan öteye geçemez. Konuşmacı olarak yapılabilecek en doğru şey, dinleyicilerin zihinlerinde kendi tecrübelerine dair birtakım ögeleri uyandırıp harekete geçirebilecek resim - işitsel simgeler kullanmaktır. Bu se beple iyi bir konuşmacı olmak özen gerektirir. İyi bir konuşmacının özellikleri şöyle sıralanabilir: İyi bir konuşmacı, gözlem gücünü geliştirmiştir (Etrafına duyarlı olması gerekir.). Duyuları uyanık, canlı ve gerçek dünya ile sıkı sıkıya ilişkili olduğu için konuşması anlam bakımından zengindir. İyi bir konuşmacı, tercih ettiği konuşma alanlarında geniş bir bilgi birikiminin yardımından faydalanır. İyi bir konuşmacı, maksadına doğru yönde ve mantıki bir akış içinde düşünme kabiliyetini geliştirir. Alanına yönelik gerekli olan bilgi birikimine sahip olsa da bunu doğru bir şekilde karşı tarafa aktarmayı bilmeyen konuşmacı maalesef etkin olamaz. İyi bir konuşmacı, hem kendi kabiliyetlerini hem de karşısındaki kişinin yani dinleyicinin kabiliyetlerini ve ilgi alanlarını bilir. Bilhassa değişik düşüncelere sahipse bu görüşlerini yumuşatmak için “bana öyle geliyor ki, bana kalırsa, benim kanaatime göre” biçiminde hitaplarda bulunabilir. İyi bir konuşmacı dinleyicisini yakından tanır. Neleri, nasıl ve ne ölçüde sö ylemesi gerektiğini bilir. İyi bir konuşmacı konuşmada kişiliğin önemini bilir. Konuşmacı ne derecede çekici bir kişiliğe sahipse düşüncelerini ve duygularını dinleyicileriyle paylaşma, onları bu doğrultuda etkileme gücü de o oranda artar. İyi bir konuşmac ı, konuşma eylemini oluşturan fiziksel elemanların önemini bilir. Sesin tonları ve dalgalanmaları, jestler, hareketler, duruşlar, yüz anlatımları konuşma eylemini oluşturan elemanlardır. Dinleyicileri etkilemek için bu elemanların ustaca kullanılması gerek ir. İyi bir konuşmacı, kendisinin hassas bir eleştiricisidir. Konuşmacı, kendi konuşmasını inceleyerek etkin ve başarısız bulduğu yönleri belirler. Bunların sebeplerini araştırıp neleri yapması veya yapmaması gerektiğini saptayarak işinde daha etkin bir yo la gidebilir. İyi bir konuşmacı, ahlaksal sorumluluklarının olduğunu hatırından çıkarmaz. İnsani etkinliğin aşağı yukarı her alanında benimsenen dürüstlük, doğruluk konusu ile ilgili kuralları konuşma eylemi için de aynı ölçüde geçerlidir. Konuşmacı kanaat lerini, duygularını ve birikimlerini karşı tarafa iletirken “üslup” adı verdiğimiz farklı yollar kullanmaktadır. Üç tür üslup bulunmaktadır. Bunlar: - Sade üslup: Konuşmacının doğal ve açık anlatım biçimini kullanmasıdır. Bu üslupta basit ve anlaşılır bir tarz esastır. Pratik ve kolay öğretmek, eğlendirmek bu üslubun özellikleri arasında bulunmaktadır. - Yüksek üslup: Konuşmacının düşünce ve duygularını karşı tarafa iletirken çok yüksek, sanatlı ve muhteşem bir üslup kullanmasıdır. Bu üslupta sözcükler seçk in ve parlaktır. İmajlara ve söz sanatlarına dayalı ifadeler yer alır. Kültürlü insanlar bu tarz konuşmaları anlayabilir. - Karışık üslup: Herkesin anlayacağı nitelikteki anlatım özelliğidir. Sade ve yüksek üslubun karışımı kullanılır. Bu üslubu her sınıft aki insan anlayabilir