You are on page 1of 65

Dil Gelişimi ve Dil Gelişimini

Etkileyen Faktörler
Ody. Abidin KAYA
Lisan ve Konuşma
• Doğumdan hemen sonraki ilk ağlama sesi ile konuşmaya ilişkin
ilk davranım oluşmaya başlar ve gelişimi engelleyici belirgin bir
sorun olmadığı sürece, gelişmeye devam eder.

• Konuşma; herhangi bir dilde, duygu ve düşünceleri tanımlayan


sözel sembollerin konuşma organları aracılığı ile üretilmesidir.

• Lisan ise; çok daha karmaşık bir yapıya sahiptir. Kişilerin, duygu
ve düşüncelerinin yazılı, sözel, mimik veya bir davranış
sembolü ile oluşturulması ve benzer davranışların
kavranılmasıdır.
organizmanın döllenmeden başlayarak

bedensel, bilişsel, dil, duygusal, sosyal yönden


belirli koşulları olan en son aşamasına
ulaşıncaya kadar

Gelişim,
sürekli ilerleme kaydeden

değişimdir.
Gelişim

• Gelişim yaşam boyu devam eden bir


süreçtir ve sadece fiziksel değişimleri değil,
zihinsel, duygusal ve kişilik yönünden tüm
değişiklikleri içerir.
Gelişimi Etkileyen Faktörler

Kalıtım Çevre Zaman


Çevre
Bireyin genetik özelliklerinin dışında çevre ile etkileşimi ve
öğrenmesi sonucunda geçen özelliklerdir. Bunlar;

Bazı fiziksel görünüm özellikleri

Zekanın kullanım oranı

Eğitim düzeyi

Bazı kişilik ve karakter özellikleri


Çevre faktörü üç evrede incelenir

• Doğum öncesi evre: Anne karnında geçen


sürede dış etkilenmeleri kapsar. Annenin
kullandığı ilaçlar, sigara ve alkol, radyasyon,
kan uyuşmazlığı gibi.
• Doğum sırası: doğum sırasında yaşanan
olumsuzluklar. Göbek bağının çocuğun
boynuna dolanması, oksijensiz kalma,
kullanılan araçlar vb.
• Doğum sonrası: Beslenme düzeyi, hastalık ve
kazalar, doğuş sırası, anababa tutumları,
ekonomik durum vb..
1. Kritik dönem

ZAMAN
Gelişimde belli davranışların
kazanılması gereken
dönemler vardır. İlgili
Gelişim açısından önemli
davranış ilgili dönemlerde
olan böyle dönemlere kritik
kazanılmadığı zaman daha
dönem denir.
sonraki dönemlerde telafi
edilemez veya kazanılması
çok zor olur.
KRİTİK DÖNEM

Birey belli gelişim dönemlerinde


Organizmanın belli türden
olgunlaşma ile açığa çıkan yetilerin
davranışları öğrenmeye belli
şekillenmesi bakımından çevreden
dönemlerde daha açık, daha yatkın
gelen uyarıcılara daha fazla
ve daha fazla hazır olma durumudur.
duyarlıdır.
• Gelişimin her dönemi kritik ve önemlidir.
•0-2 yaş temel güven duygusu için,
•6-7 yaş okuma yazma için,
•7-11 yaş başarılı olma- yeterlilik
duygusunun kazanılması için,
• Ergenlik kimlik edinimi için
• Yetişkinlik üretkenlik duygusu için
• İleri yetişkinlik benlik
bütünlüğünün kazanılması için
kritik dönemdir.
2. Zaman (tarihsel zaman)
• Tarihsel Zaman, gelişim döneminde kalıtım ve çevrenin özellikleri ile birlikte yeniliklerin ve
değişimlerin oluşturduğu gelişimi etkileyen faktörleri ifade eder.

• Teknoloji, savaşlar, afetler, moda vb.


• Günümüzde cep telefonu kullanımı yaygınlaşmaktadır.
• Mektup yerine sms veya e-posta kullanımı.
Normal Dil Gelişiminde Aşamalar
KONUŞM
• Yeni doğan dönemi (ağlama)/0-6 hafta
A • Gığıldama dönemi/6 hafta ve 3 ay(Cooing)
• Mırıldanma dönemi/3-6 aylar (Babbling)
ÖNCESI • Mırıldanmanın tekrarı dönemi/6-9 aylar (Reduplicatedbabbling)

DÖNEM
• Ses Sözcük Dönemi/9-12 aylar
KONUŞM •

Tek sözcük dönemi/12-18
İki Sözcüklü İfadeler Dönemi/18-24 aylar
A •

Üç ve daha fazla sözcüklü ifadeler/2-3 yaş
Gramer kurallarına uygun konuşma dönemi/3-6 yaş
DÖNEMI
0-3ay

Seslere başını çevirir. Mırıldanma ve Ünlü-ünsüz birleşimi heceler çıkarır


gülümsemeyle karşılık verir. (ah-ah, oh- oh).
3-6ay

• Anlaşılmaz sesler çıkarır (bababa,gagaga)


• İsmine yanıtverir.
• "ce" oyunu oynamaktanhoşlanır.
6-12ay

• Sözcükleri takliteder.
• "Hayır"a tepkiverir.
• "Anne" ,"baba"gibi sözcüklerisöyleyebilir.

• Kolay heceleri söyleyebilir (da, go,ga).


KONUŞM A ÖNCESİ DÖNEM

Yeni doğan • Yeni doğanın davranışlarının çoğu istemdışıdır.


dönemi • İlk 3 haftada çıkarılan seslerfarklılaşmamış, amaçsız,
anlamsız rastgeleçıkarılır.
(ağlama)/0-6 • İkinci 3haftalık dönemde farklılaşmış sesler ortaya çıkar.
haftalık bir Çıkarılan bu sesler, uyarıcı ile ilişkili olup genellikle açlık ve
rahatsızlıkağlamalarıdır.
dönemi kapsar. • Ağlama, bebeğin ihtiyaç ve isteklerini belirtenilk tek
iletişim yoludur.
• 1. ayın sonunda anne, sesin farklılığına göre ağlamanın
nedenini (açlık, kızgınlık, acı)belirleyebilir.
• Gığıldama dönemi/6 hafta ve 3 ay arasındaki dönemi kapsar.
• Ağlama ile birlikte bebekler basit seslerçıkarır.
• Çıkarılan bu sesler evrenseldir ve bebeğin bu sesleri çıkarmasında bilinç yoktur.
• 2 ve 3 aylık dönemde çocuk, sesi ses olarak çıkardığını bilir.Çıkardığı seslerden mutlu olur,ses oyunları
oynar ve kendiliğinden ses üretimi başlar.
• Rastgele olarak çıkarılan sesler a,u,o ünlü seslerini uzatır.
• Daha sonra da bu seslerin sonuna h eklenerek ah, uh, şeklinde sesler üretirken s, k,g gibi yumuşak damak
ve gırtlak seslerini çıkarır.
• Ses üretimi halarefleksiftir.
• Mırıldanma dönemi/3-6 aylar arasındagörülür.
• Bebeğin ses mekanizması üzerindeki kontrolünün arttığı görülür. Dili yuvarlama ve ileri uzatma becerisi görülür.
• Bebeğin çıkardığı sesler refleksif olmaktan çıkmış,tamamen amaçlı hâle dönüşmüştür.
• Bu dönemde bebek, ünlü ve ünsüz seslerin çeşitlerini üreterek bunları tekrar eder.Buna vokal jimnastikdenir.
• Bebeğin tekrar etmekten hoşlandığı busesler “ma-ma-ma”, “ba-ba-ba” gibi seslerdir.
• Görüldüğü gibi bebek, ünsüz benzeri seslerle ünlü benzeri sesleri birleştirerek iki heceli sözcükler oluşturmaya
başlar.
• Bu dönemde b, m, p gibi dudak sesleri çıkarır.
• Kendi kendine konuşmaya başladığıdönemdir.
• Mırıldanmanın tekrarı dönemi/6-9 aylararasında görülür.
• Bu dönem, ses oyunlarının tekrarı dönemi olarak da ifade edilir.Bebek, ses üretimi ile işitmeyi
birleştirir.
• Seçilmiş işitilen sesleritekrarlar.
• Mırıldanmanın tekrarının görülmemesi, bu dönemde dil problemlerinin, işitme kaybı, zihinsel
gerilik gibi durumların ortayaçıktığını gösterir.
• Çocuklar kelime söyleyene kadar,çocukla beraber bu seslerin tekrar edilmesi teşvik edicidir.
12-18 ay

• Sözcük dağarcığı 5-20arasındadır


• Basit direktifleri takipeder.
• İsmine karşılık verir.

• Bay bayyapmak

• İki basit sözcükle basit cümlekurar. Örneğin "Baba gitti".


18-24 ay

• İki ya da dört sözcükle cümle kurar


• Bilinen insanların, nesnelerin isminibilir.
• Yaklaşık 50 sözcükbilir.
KONUŞM A DÖNEM İ

Ses Sözcük Dönemi

• 9-12 aylar arasındagörülür.


• Bu dönem, tekrarlama ya da çeşitlenmiş mırıldanma dönemi olarak da ifade edilir. İnsan seslerini
bilinçli bir şekilde takliteder.
• Çocuğun sık sık mırıldanarak yetişkin konuşmasına benzeyen dizeleroluşturduğu görülür.
• Bu sesler anlamdan yoksun, akıcılık özelliği olan, düz cümle ya da soruya benzeyen acele mırıltı
şeklindedir. Bu anlaşılmaz konuşmalara, jargon denilmektedir.
• Teksözcük dönemi
• 12-18 aylar arasındagörülür.
• Çocuğun gerçek konuşmaya geçmesi bu dönemin özelliğidir.
• Çocuğun ilk anlamlı konuşmaları “mama”, “baba” gibi tek sözcüklerden meydana gelir.
• Tek sözcükler bir cümlenin anlamını taşıyabilir. Çocuk babasının resmini göstererek “baba” diyorsa bu
adlandırma, eğer babasının terliklerini göstererek “baba” diyorsaterliklerin babasına ait olduğunu
söylüyordur.
01 02 03
İkinci yılın sonuna doğru daha İlk sözcükler; kendine yakın İkinci yılın son yarısında
karmaşık ifadeleri içeren insanlarla (anne, baba), bebekler, duygularını “mutlu”,
sözcükler kullanılır. Bunlar, hareket eden nesnelerle (top, “üzgün”, “kızgın” gibi
etkinliğe ya da etkinliğin araba, ayakkabı), tanıdık sözcüklerle nitelendirmeye
nesnesine işaret eder. Çocuk, durumlarla (bay bay, başbaş, başlarlar.
suyun aktığını gördüğünde yukarı) tanıdık hareketlerin
“su” ve “ak” sözcüklerini sonuçları (kirli,ıslak) ile ilgilidir.
kullanarak durumu ifade eder.
• İki Sözcüklü İfadelerDönemi
• 18-24 aylar arasındagörülür.
• Budönemin başında çocuklar sözcükleri birleştirir.
• Ama bunlar iki tek sözcüğün ardarda gelmesiyle oluştuğu için iki sözcüklü cümleciksayılmaz.
• Budönem, iki sözcüklü cümleciklere geçiş dönemi olarak ifadeedilir.
• Sadece anlam taşıyan sözcüklerden oluşan cümlelere, telgraf konuşması olarak ifadeedilir.
• İki kelimenin birleşmesinden oluşan konuşmatarzı, gelişme gösterirken çocuk, kelimeleri yan yana
getirerek kendi ana dilinin gramer yapısını öğrenmeye başlar
• İki sözcüklü birleşimlerde yeni nesne veya fiil sözcükleri öğretilirken bu sözcüklerin aynı kalması da
yararlıdır. Örneğin “Topu ver”,Küpü ver”, “Keki ver”, “Kalemi göster”, “Kalemi al”, “Kalemi sakla”gibi…

• Çocuğa bir kişi ve nesne gösterilerek, çocuğun bu resimleri ayrı ayrı isimlendirmesi istendikten sonra
çocuk iki sözcüklü cümle kurulabilir. Örneğin, “Çocuk”,“Top” “Çocuk oynuyor”gibi…
• Üç ve daha fazla sözcüklü ifadeler/2-3yaş dönemini kapsar.
• Çocuk 3-4 kelimeyi bir araya getirerek tek bir düşünceyi bütün olarak ifade eder.
• 2-3 yaş çocuklarının cümleleri çok açık; fakat gramer yönünden eksikolabilir.
• Kitaplar çocuğun sözcük hazinesinigeliştirir.
• Özne-yüklem-nesne yapısına uygun cümleleri artırmak amacıyla resimli kartlardan bir seri
oluşturularak bu kartlarla oynanabilir. Örneğin “Ali elma yiyor”, “Ayşe resim yapıyor” gibi…(Üç sözcüklü
birleşimler ile ilgili etkinlik)
• Gramer kurallarına uygun konuşmadönemi/3-6 yaş döneminikapsar.
• 3-4 yaş çocuğunun kelime hazinesi gelişir.Yeni sözcükler öğrenirken, bildiği sözcükleri daha esnek
kullanır.
• Ana dilinin temel yapılarını öğrenir.
• Kendini rahatça ifadeeder.
• Dil kullanımı çok yönlü olup duygularını, düşüncelerini ilişkilerini anlatır.
• Fısıldamayı öğrenir.
• Hayali oyunda dilkullanır.
• Gramer kurallarına uygun konuşma dönemi/3-6yaş dönemini kapsar.
• Çocuk, kendine dönük açıklamalaryaparak benmerkezci konuşma sergiler.
• Söz diziminde özne, nesne ve yüklemarasındaki fonksiyonel ilişkileri anlar.
• Çekim kurallarının görülmeye başladığıdönemdir.
• Çocuk geçmiş, şimdiki ve geniş zamaneklerini kullanır.
• Çocuk önce “Kedi içer.” derken şimdi “Kediiçiyor.” şeklinde kullanır.
• “Nerede, ne zaman?” 3 yaş civarında olan çocuklar ne, kim? sorularınıgenişletirler.
• Yetişkinlerin kullandığı soru formlarındakicümleleri, 4 yaşlarında üretmeyebaşlarlar.
• 4-5 yaşta çocuk dili kolay ve doğru kullanılır. Anne ve babasının ses perdesini takliteder.
• Dili kullanmada kız çocukları, erkek çocuklarına göre daha iyidir.
• Benmerkezci konuşma sürdüğügörülür.
• Sözcük sayısı artmaya devam eder. Kelimehazineleri 1000 kadardır.
• Önceki döneme göre daha karmaşık cümle yapısı kullanmaya başlarlar.
• Çoğul kullanımı doğruyapılır.
• 5-6 yaşındaki çocuğun, dili kullanımı biryetişkin diline benzer.
• Sosyal etkileşimde konuşma artar veanlaşılır biçimde olduğugörülür.
• Çocuk, yetişkini daha az takliteder.
• Çekim kuralları ve kişi zamirlerinin çekimide doğru kullanılır.
• Çocuk, 5 yaşına geldiğinde olayları sırasına göre anlatır. “ Elimi yıkadım ve yemeğimi yedim”gibi.
• Olayları “ önce sonra”,“ sırasına dizme”;geçmiş, şimdiki, gelecek” zamanı kullanımıgelişir.
• Çocuk, 5 sözcük içeren cümlelerkurabilir.
Sonuçolarak;
Araştırmalardan elde edilen veriler normal dilgelişiminin
• evrensel ve dile özgü edinim sırasınagöre,
• birden değil, yavaş yavaşilerlediği,
• bilişsel ve sosyal faktörlerle yakından bağlantılıolduğu,
• öğrenme mekanizmalarının öğrenilmekte olan dilin istatistiksel niteliklerine
duyarlı olduğu,
• çocuğun algı ve bellek yetilerini, ve dile ait bilgisini kullanarak,
• anlamlı birimleri ayrıştırma, soyutlama, genelleme ve birleştirme gibi
bilişsel süreçlerle çıkarsadığı,
• bir düzeyde işlevini çözmüş olduğu bir yapıyı diğer bir düzeyin işleyişini
keşfetmek için ipucu olarak kullandığınıgöstermektedir.
İşitme-Dinleme
Farklıdır

Dinleme Yolu ile Dil ve Konuşma Becerilerinin Geliştirilmesi


İşitme KULAKLAR
dinleme BEYİN ile gerçekleşir

Dinleme neden önemlidir?


• Dinlemede bilişsel sürecin öğeleri
devreye girer. • Çocuklar küçük yetişkinler
• Dikkat (yönelme, seçme, değildir
sürdürme) • Bilgiyi sürekli eksiksiz ve uygun
• Hafıza (sıralama, depolama, geri olarak duymaları gerekir
çağırma, ilişkilendirme, kategorize
etme)
Aktif-Pasif Öğrenme

• Günlük yaşamlarının %90’ı pasif


öğrenme yolu ile bilgiyi edinerek geçer
• Deneyimler sonucu nöral
bağlantıları oluştururlar
• Dinleme doğal öğrenme için
• ŞARTTIR!
• DUYUSAL DENEYİMLER DİREKT OLARAK BEYNİN
DONANIMINI ŞEKİLLENDİRİR VE ÖĞRENMEYİ
MÜMKÜN KILAR

• Tekrarlayan işitsel uyaranlar daha güçlü nöral bağlantıların


oluşmasını sağlar, deneyime dayalı plastisite gerçekleşir.

• Prefrontal korteksin katılımı ile dikkat kazanılır.

• Çocuğun işitsel nöral gelişimi üzerinde etki yaratmak için


çocuğun ilgisini ve dikkatini çekebilmemiz gereklidir.
NÖROPLASTİSİTE, BEYİNDE DENEYİM VE EĞİTİM İLE ORTAYA ÇıKAN YAPıSAL
VE FONKSİYONEL DEĞİŞİKLİKLERİ İFADE ETMEKTEDİR.
BEYİN DENEYİMLERE GÖRE CEVAPLARıNı DEĞİŞTİRMEK ÜZERE DİZAYN
EDİLMİŞ BİR ORGANDıR.
• Erken deneyimler beyin yapısı üzerine
etkilidir, yetişkinlikte beyin yapısı ve
genişliğini tayin eder.
• Beyindeki bağlantılar deneyimlerle sağlanır.
• Tekrarlı kullanım sinapsları kuvvetlendirir.
Kullanılmayan bağlantılar elimine edilir.
Dil Gelişimi

• Çocuğun konuşması için, kendi ana dilinde


olan sesleri öğrenmesi gerekir.
• Bu ise çevredeki sesleri işiterek (sesleri fark
ederek, ayırt ederek, sesin kaynağının nerede
olduğunu bularak ve sesi anlamı ile
birleştirerek) öğrenilir.
• İşitsel sisteme ait beyin yapılarının gelişmesi
sürekli uyarıma bağlıdır.
• Dil edinimi çok karmaşık bir olay olduğu
halde, çocuklar ana dillerini ve
konuşmayı çok doğal bir biçimde ve çok
çabuk olarak öğrenmektedir.
• İşitme kaybı olan çocuklar ise, özel
yardım görmeksizin dili öğrenmekte
zorlanmaktadır.
İşitme Engellilerde Dil Gelişimi

• Doğuştan işitme engelli bebek, işiten


çocukların dil ve konuşma gelişimlerini
aynen izler.

• İlk dönemlerde anlaşılmaz sesler


çıkarır ve babıldar.
İşitme Engellilerde Dil Gelişimi

• Ancak bu seslerin ve babıldamanın niteliği işiten bebeklerden farklıdır.

• Çünkü işiten bebeklerin bu dönemlerde ses çıkarmaları yetişkinlerin sözel tepkileriyle desteklendiği
halde, işitme engelli bebek kendi sesini algılayamaz, başkalarını da işitemez.

• Bu geri bildirim eksikliği işitme engelli bebeklerin ses üretiminde “sesle-hareketi” birleştirmelerini
olumsuz olarak etkiler.
İşitme Engellilerde Dil Gelişimi
• İşitme engellilerin dil gelişimi, normal çocukların dil gelişimi basamakları ile benzerlik
göstermektedir.
• Birçok araştırma; aynı anlamsal ve gramer yapılarından geciktiklerini açıklamıştır.
• Bu sebepten; işitme engelli çocukların eğitiminde normal çocukların dil gelişimi temel
alınarak, eğitim modelleri kullanılmaktadır.
İşitme Engelli Çocukta Dil-Konuşma Gelişimini
Etkileyen Faktörler Nelerdir?
İşitme kaybı derecesi

İşitme kaybının başladığı yaş

Başka bir özrün bulunup bulunmaması (Zihinsel, görme engeli, otizm...)

İşitme kaybını tanılandığı yaş (Örn; 6 aylıktan önce ya da sonra yapılması)

Çocuğun zihinsel/bilişsel durumu

Eğitiminin ve danışmanlık hizmetlerinin başladığı yaş

Sunulan eğitim ve destek hizmetlerinin niteliği ve niceliği


iŞİTME KAYBıNıN ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ
OLUMSUZ ETKİLERİ ŞÖYLE
AÇıKLANABİLİR

• İşitme kaybı, alıcı ve ifade edici iletişim becerilerinin


gelişmelerinde gecikmelere yol açar (konuşma ve lisan).

• Çocukların konuşma ve lisanlarındaki bozukluk


öğrenme güçlüğüne, dolayısıyla akademik başarının
düşmesine neden olur.
iŞİTME KAYBıNıN ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ OLUMSUZ ETKİLERİ ŞÖYLE
AÇıKLANABİLİR

• İletişimde çekilen güçlükler sosyal izolasyon ve


kendine olan güvende eksikliğe yol açar.

• Mesleki seçim olasılıklarını olumsuz yönde etkiler.


Normal işitme ile doğmuş, dil-konuşma gelişimini
tamamlamış bir kişi de, işitmesini kaybettiğinde
konuşması bozulacaktır.

Postlingual (Dil
edinimi sonrası)
işitme kaybı
varlığında ;
İşitme kaybı derecesi arttıkça , konuşma bozukluğunun
miktarı da artar.
Postlingual (Dil edinimi sonrası) işitme kaybı
varlığında ;

• İşitme kaybının şiddeti arttıkça; konuşmada önce artikülasyon, sonra ses kalitesi ve ritmi
bozulur.
• İleri derecede işitme kaybı ne kadar uzun süreliyse konuşma bozukluğu o kadar
fazla olur.
• İşitme cihazı kullanımı ile konuşma bozukluğu engellenebilir.
• İşitme kaybının derecesi, işitme cihazından yararlanamayacak seviyede ise koklear implant
cerrahisi uygulanabilir.
Çocuklarda İşitme Kaybının Belirtileri

• Sık geçirilen kulak enfeksiyonları, özellikle tekrarlayan orta kulak enfeksiyonları??????


• Sık tekrarlayan kulak ağrısı
• Belli sesleri duymada ve sesin yönünü tayin etmede güçlük
• Yüksek şiddetteki seslere daha iyi yanıt verme
• Sözel komutları yerine getirmede güçlük çekme veya hata yapma
Çocuklarda işitme Kaybının Belirtileri

• Gürültülü ortamlarda işitmede güçlük çekme


• Konuşan kişinin yüzünü gördüğü zaman konuşmayı daha iyi anlama
• Konuşan kişiye daha yakın mesafede olmayı isteme
• Televizyon, radyo veya müziği yüksek sesle ya da yakın mesafeden dinlenmesi
• Telefon kullanırken bir kulağın diğerine tercih edilmesi.
16-40 dB Çok Hafif
Derecede İşitme Kaybı

• İşitme testi yapılmadan anlaşılması


zordur.
• Uzaktaki ve fısıltı düzeyindeki
konuşmayı anlamakta zorlanırlar.
• Bu düzeyde işitme kaybı, çocuğun
kimi etkinliklere katılmak için
özgüvenin yetersiz olmasına veya
bunu kaybetmesine sebep olabilir.
Çok Hafif Derecede İşitme kaybı (16-40 dBHL)

• Kısa ve vurgusuz kelimeler ile özellikle gürültülü ortamlarda yüksek frekanslarda bulunan
sesleri (Örn: p, s, z gibi) ayırt etmede zorlanırlar. Ünlü sesler rahat bir şekilde duyulabilir.

• Müdahale edilmezse zamanla işitsel öğrenme bozukluğu, dikkatsizlik, dil gecikmesi ve


konuşma bozukluğuna neden olur.
Çok Hafif Derece İşitme Kayıplı Bireylere
Yaklaşım

• Sınıf içinde uygun oturma düzeni sağlanmalıdır.


• Sınıf ortamı çok gürültülü ise, işitme cihazı ve yardımcı işitme cihazı (FM sistem) önerilebilir.
• Eğer uzman gerekli görürse, işitme kaybına uygun işitme cihazı önerilebilir.
• Sınıf öğretmeni, işitme kaybının dil gelişimi ve öğrenme üzerine etkileri konusunda
bilgilendirilmelidir.
41-55dB Hafif Derecede İşitme Kaybı

• Yaklaşık 30-40dB’lik işitme kayıplı


çocuk günlük konuşmaların ¼’ünü
kaçırabilir.
• Özellikle okul çağındaki çocuğun
akademik becerilerinin düşmesine
sebep olmaktadır.
41-55dB Hafif Derecede İşitme Kaybı

• Çocuk, düşük şiddetle konuşan konuşmacının, uzak, dudak okumanın yetersiz olduğu,
gürültülü ortam veya sınıftaki konuşmaların yaklaşık yarısını anlamakta zorlanabilir.
Hafif Derecede işitme Kaybı (41-55 dBHL)

• Bu çocuklarda
• -dikkatsizlik,
• -konuşmada gecikme,
• - konuşma ve öğrenme sorunları gözlemlenir.
• Bu çocuklar soyut anlamlı kelimeleri, gramer kurallarını öğrenmede zorluk çekerler.
• Ünlü sesleri daha iyi duyarlar. Kısa, vurgusuz kelimeleri, kelime sonlarındaki ünsüz sesleri,
bağlaçları (geldim, buz, annen) duymada zorlanırlar.
Hafif Derecede işitme Kaybı (41-55 dBHL)
• İşitme kaybı olan çocuklar, sınıf içinde “dikkatsiz”, “istediği zaman duyan” çocuklar olarak tanımlanırlar.
• Bu çocuklar, dinleme gerektiren durumlarda daha çok efor harcamakta ve daha çabuk
yorulmaktadırlar.
• Bu gruptaki çocuklar artikülasyon ve fonolojik bozukluklar yaşayacakları için ar>külasyon testleri yapılmalı
alıcı ve ifade edici dil becerileri değerlendirilmelidir.

• Hafif Derece İşitme Kayıplı Hastaların Ailelerine;


• -İşitme testlerini düzenli yaptırmalarını
• -rehabilitasyon sürecine düzenli olarak katılmaları tavsiyesinde bulunulmalıdır.
56-70 dB Orta Derecede İşitme Kaybı

• Bu şiddette işitme kaybı olan çocuk,


işitme cihazı olmadan konuşma
seslerinin % 50–70‘nini kaçırır.
• Bu düzeyde işitme kaybı olan çocuğun,
işitme cihazı olmadan, dil- konuşma
gelişimini tamamlaması güçtür.
56-70dB Orta Derecede İşitme Kaybı

• Dil-konuşma gelişimi ve ayırt etme yetersizdir.


• İşitsel feedback mekanizması bozulduğu için artikülasyon bozukluğu ortaya çıkar.
• Kelime hazineleri dardır.

• Bu derecede işitme kaybı olan çocuk, konuşma seslerinin neredeyse tamamına yakınını
kaçırmaktadır.
• Okulda bireysel veya grup etkinliklerinin büyük kısmında zorluk yaşarlar.
Orta Derecede İşitme Kayıplı Çocuğa Yaklaşım

• İşitme cihazı ve yardımcı işitmecihazı (FM sistem) uygulaması gereklidir.


• Dil gelişimi ve eğitimsel izlem için uygun olan özel eğitim merkezlerine
yönlendirilmelidir.
• İşitsel becerilerin gelişimini destekleyen özel eğitim programı ve işitsel rehabilitasyon
gereklidir.
• Okul çağındaki çocuklar için sınıf öğretmeni bu konuda bilgilendirilmeli gerekirse sınıf içi
birtakım düzenlemelere ihtiyaç olduğu anlatılmalı, dinlemesini kolaylaştıracak yardımcı işitme
cihazları hakkında bilgi verilmelidir.
İleri Derece İşitme Kaybı (71-90 dBHL)

• İşitme cihazı olmadan sadece şiddetli sesleri(uçak sesi, patlama, kapı çarpması…) duyarlar.
• İşitme cihazı ile konuşma seslerini fark edebilirler.
• Konuşma önemli ölçüde bozulur, öğrenme güçlüğü ve kısıtlı kelime haznesi olur.
• Konuşmanın anlaşılırlığında ve ses kalitesinde azalma görülür.
• Feedback mekanizması konuşmanın sürdürülebilmesi için yetersiz kalır.
İleri Derece İşitme Kayıplı Hastalara Yaklaşım

• İşitme cihazı ve yardımcı işitme cihazı (FM sistem) uygulaması gereklidir.


• Gerekli durumlarda koklear implant için aday olabilirler.
• Tam-gün özel eğitim gerekir.????
• Özel eğitim programlarında ağırlıklı olarak dil becerileri ve kavram gelişimi alanları
desteklenmelidir.
• Konuşma terapisi ve dudaktan okuma eğitimi verilmelidir.
• Özel eğitim uzmanlarının denetiminde, bireysel ve grup eğitimi almalıdır. Çocuğun gelişimine
uygun olarak entegrasyon programlarına dahil edilmelidir.
Çok İleri Derece İşitme Kaybı (91 dBhl ve
üzeri)
Çok ileri derece işitme kayıplı hastalar gerekli müdahaleler( cihazlandırma ve
rehabilitasyon) yapılmazsa konuşma ve dil gelişimini kazanamazlar.
• Sesten çok titreşimleri fark ederler.

• İşitme cihazları ile sadece yüksek şiddetli sesleri duyabilirler.

• İletişimde işitmeden çok görmeyi kullanırlar.

• Çok ileri derece işitme kayıplı hastalar koklear implant adayı hastalar olarak
değerlendirilebilirler.
Çok İleri Derece İşitme Kayıplı Hastalara
Yaklaşım

• Özel eğitim programlarında ağırlıklı olarak dil becerileri ile zihinsel gelişim alanları
desteklenmelidir.
• Her hasta için uygun rehabilitasyon programı hazırlanmalıdır.
• İletim becerilerini kazanabilmesi için hastanın dinleme becerileri, alıcı- ifade edici dil
becerileri değerlendirilmeli ve değerlendirme sonucuna göre hastaya program hazırlanmalı ve
bu program aile ile takip edilmelidir.

You might also like