You are on page 1of 29

SERKAN DEMİR

GELİŞİM PSİKOLOJİSİ
GENEL KAVRAMLAR

GELİŞİM PSİKOLOJİSİ Hazırbulunuşluk: Bireyin zihinsel, sosyal ve be-


Psikoloji: İnsan ve hayvan davranışlarını incele- denen öğrenmeye hazır dönemde olması demek-
yen, bireyin davranışlarını ve onun altında yatan tir. Bireyim eğitim ortamına getirdiği tüm özellik-
sebepleri araştıran bilim dalıdır. leri (ilgi-tutum-istek-cinsiyet-yaş-ön bilgi-genel
sağlık durumu) dir.
Gelişim: Organizmanın döllenmeden ölüme ka-
dar geçen süreç içerisindeki tüm (bedensel, zi- Bir çocuğun bisiklet kullanabilmesi için el, ayak
hinsel, psikolojik, dil, duygusal, sosyal yönden) ve kasların belirli bir uzunluğa gelmesi büyü-
değişikliklerdir. me,…el, ayak ve kasların belirli bir düzeye gel-
Gelişme: Organizmanın, büyüme, olgunlaşma mesi olgunlaşma… sonrada bisiklet kullanmayı
ve öğrenmenin etkileşimi ile düzenli ve sürekli istemesi ve bu konudaki ön bilgilere sahip olması
olarak değişmesidir. Gelişme, gelişim sürecinde hazır bulunuşlukla ilgilidir.
ortaya çıkan üründür. Örneğin, bilişsel gelişim Öğrenme: Bireyin çevresiyle etkileşimi sonucu
bir süreçtir, okuma-yazmayı öğrenmek ise bir so- meydana gelen nispeten kalıcı izli davranış deği-
nuçtur (üründür). şikliğidir. Bireyin davranışlarında yaşantısı yoluy-
Gelişim psikolojisi: İnsan davranışlarında do- la kalıcı izli değişikliktir.
ğumdan ölümüne kadar,tüm yaşamı boyunca Çocuğun düzgün bir şekilde kalem tutabilmesi
gözlenen biyolojik ve psikolojik değişiklikleri in-
için el ve parmak kaslarının, kemiklerinin yeterli
celer. Bireyin belli dönemler halinde gelişimini ve
büyüklüğe ve olgunluğa erişmesi yetmez. Çocu-
bu evrelerde öğrenmesi gereken davranışlarını
ğun kalemin nasıl tutulduğunu görmesi, kalem
inceleyen bilim dalıdır.
tutma denemelerini yapması, düzgün tuttuğunda
EĞİT AKADEMİ

bundan haberdar edilmesi, pekiştirilmesi gerekir.


GELİŞİM PSİKOLOJİSİ VE TEMEL Okuma yazma davranışı, ip atlama, 100 e kadar
KAVRAMLAR sayma, konuşma…
Büyüme: Vücudun sadece boy, kilo ve hacim
olarak artmasıdır. Bireyde fiziksel özelliklerdeki
değişmedir. Sayısal (niceliksel) anlamda meyda- NOT: Öğrenmenin olması için önce büyüme, ar-
na gelen değişikliklerdir. Bir bebeğin, doğduktan dından olgunlaşma ve sonra hazır bulunuşluğun
bir ay sonra ağırlık ve boy uzunluğu bakımından olması gerekmektedir. Olgunlaşma bir anlamda
artış göstermesi… öğrenmenin ön koşuludur.
Basketbol oynayabilmek için gerekli boy uzunlu-
ğuna erişilmesi…. Kritik Dönem: Organizmanın uyarıcılara en açık
Olgunlaşma: Bireyin organlarının öğrenmenin olduğu dönemdir. Gelişimde bazı becerilen ka-
etkisi olmaksızın tamamen biyolojik ve kalıtım- zanılması gereken dönemler vardır. Bu beceriler
sal olarak kendilerinden beklenen fonksiyonları eğer o dönemde kazanılmazsa sonradan kaza-
yapabilecek düzeye ulaşmasıdır. Yani yaşa bağlı nılması çok zordur ya da imkansızdır.
olarak organizmanın kendisinden beklenen dav-
Bir ile bir buçuk yaşlarındaki bir bebek dili kullan-
ranışı yerine getirebilecek duruma gelmesidir.
mak için çevreden gerekli desteği alırsa dili kulla-
Yaş-zeka-sinir sistemi koordinasyonu gerektirir.
nabilir. Eğer bu dönem geçtiyse daha sonraki dö-
Ana okuluna giden bir çocuğun parmaklarıyla nemlerde dili kullanmayı öğrenirken güçlük yaşar.
makas tutabilecek düzeye gelmesi…
Tarihsel Zaman: Bireylerin gelişimi üzerinde bi-
5 yaşındaki bir çocuğun montunu askıya asabil-
reyin yaşadığı toplumu etkileyen olay ve olgular
mesi, 6 yaşındaki bir çocuğun kalemi dik ve düz-
önemlidir. Bu etkinin belli bir zamanla sınırlı ol-
gün tutabilmesi
duğu düşünüldüğünde içinde yaşanılan zaman
4 yaşındaki bir çocuğun tuvaletini tutabilmesi

99
GENEL KAVRAMLAR

diliminin gelişim üzerinde etkili olduğu söylenebi- 16. 4 yaşındaki bir çocuğun 10 yaşındaki bir ço-
lir. Örneğin internet kullanımı, savaşlar (11 Eylül), cuk gibi düzgün ve kontrollü şekiller çizeme-
deprem… mesi……..
Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere 17. Vücut organlarının kendinden beklenen gö-
gelişimle ilgili temel kavramlardan uygun revi zamanı geldiğinde yerine getirebilme-
olanları yerleştiriniz. si…...
1. Bir öğrencinin matematik dersinde denklem 18. Öğrenmenin gerçekleşmesi ön koşul………
konusunu öğrenmek için dört işlem bilmesi 19. Bir matematik öğretmeni daha önce üslü
gerekmektedir………. sayıları öğrettiği 7.sınıf öğrencilerine istekli
2. Ergenlerin üreme yeteneğini kazanma- olmalarından ötürü köklü sayıları kolaylıkla
sı…………… öğretebilmesi……
3. Çocuğun boyunun kapı kolunu tutacak kadar 20. Yazı yazabilmek için parmak kaslarının ye-
boy uzunlamasına sahip olması….…….. terli gelişmişlik düzeyine ulaşması….
4 yaşındaki çocuğun kalemi tutması için eli- 21. Bireyin olgunluk seviyesi, öğrenmeye yönelik
nin belirli büyüklükte olması………. tutumları, güdülenmesi, yeni öğrenme orta-
5. 2 yaşındaki bir çocuğun lego parçalarını eli mında etkili olan unsurlar…….
ile birleştirebilmesi………. 22. 0-1 yaş diliminde çocuğun ihtiyaç duyduğu
6. On üç aylık çocukla sık sık konuşulmalıdır. sevginin sunulması……
Bu dönem onun ilk sözcüğünü üretebilmesi 23. Bireylerin yaşamlarında bazı uyarıcıların en
EĞİT AKADEMİ

için önemli bir dönemdir……… güçlü etkiye sahip olduğu zaman dilimi……
7. Saçların uzaması………………… 24. Psiko-sosyal kişilik gelişimi kuramına
8. Günümüz gençlerinin meslek olarak manken göre çocuklarda 1-3 yaş özerklik duygu-
ya da şarkıcı olmak istemeleri……. sunun kazanılması açısında önemli olma-
sı……………..
9. 7 yaşında hastalığı nedeniyle okula başla-
yamayan bir çocuğun ileride okuma-yazma 25. Çocukların Irak Savaşından sonra savaş içe-
öğrenmesinin uzun zaman alması ve zorlan- rikli oyunları daha fazla oynamaları……..
ması……………… 26. 12-18 yaş döneminde olumlu kimlik gelişimi
10. Bir öğrencinin okuma yazma davranışının kazanamayan bir birey gençlik döneminde
göstermesi…….…….. sorun yaşaması……..

11. Bir çocuğun bilgisayar kullanabilmesi için ge- 27. 6 yaşındaki bir çocuğun iğneyi iplikten geçi-
rekli kas zihin ve sinir sistemi koordinasyo- rememesi
nuna erişmesi…………………ve buna istek 28. 6 yaşındaki bir çocuğun bilgisayar kullana-
duyması…………………. bilmek için gerekli kas, zihin ve sinir sistemi
12. 3 yaşındaki bir çocuğun tuvaletini tutabilme- koordinasyonuna erişmesi ve buna istek duy-
si……… ması…………..

13. 6 yaşındaki bir çocuğun el ve parmaklarının 29. Çocuğun şiir yazması….


makası tutabilecek büyüklükte olması……. 30. 12 yaşındaki çocuğa bir yıl önce alınan pan-
14. 6 yaşındaki bir çocuğun el ve parmaklarının tolonun kısa gelmesi….
makasla kağıt kesebilecek düzeye gelmesi… 31. 4 yaşındaki bir çocuğun 1 den 10 a kadar rit-
15. 6 yaşındaki çocuğun makasla kağıt kesme- mik sayamaması
si…………………………… 32. Tırnakların uzaması

100
GENEL KAVRAMLAR

33. 5 yaşındaki çocuğun hırkasını askıya asabil- 3. Gelişim nöbetleşe devam eder: Çeşitli dö-
mesi……… nemlerde gelişim alanları nöbetleşerek ön plana
34. Güreş yapabilmek için gerekli vücut ağırlığı- geçebilir. Bir gelişim alnının çok hızlandığı dö-
na erişmesi nemlerde,diğerleri duraklama gösterebilir.

35. Olgunlaşmanın üç temel kavramı …….. ➡ ör: Yürümenin ön plana çıktığı dönemde, ko-
……… …….. nuşma duraklama eğilimi gösterebilir. Diğer bir
örnek ise, okul döneminde zihinsel gelişim ön
planda iken cinsel gelişim duraksama gösterir,
NOT: Değişim, bir durumdan bir duruma geçmek- ergenlik döneminde ise tam tersi cinsel gelişim
tir. Değişme ise değişimin somut sonucudur. Bir ön planda iken zihinsel gelişim duraksama gös-
çocuğun ismini yazamazken yazar hale gelmesi terebilir.
bir değişimdir. Değişim ve değişme olumsuz da
(bir çocuğun yalan söylemeye başlaması) olabi-
lir ama gelişim ileriye yönelik olumlu değişimleri 4. Gelişim bir bütündür: Gelişimin bütün alanla-
kapsar. rı bir bütün halindedir,birbiriyle etkileşim içindedir.
Bir gelişim alanındaki olumlu ya da olumsuz bir
GELİŞİM İLKELERİ özellik diğer gelişim alanlarını da aynı yönde et-
kiler.
1. Gelişim, kalıtım ve çevre etkileşiminin bir
ürünüdür: Bireyin gelişimi, kalıtımdan getirdiği ➡ ör: Fiziksel bakımdan güzel bir çocuk, başka-
özellikler (saç rengi,göz rengi,cinsiyet,beden biçi- larının yoğun ilgisini çeker,sevilir. Sevilen çocu-
EĞİT AKADEMİ

mi) ile çevreden edindiği bilgi,beceri, ve tutumla- ğun duygusal gelişimi olumludur. Kendine güven
rın etkileşmesiyle şekillenir. duyar. Başkalarını sevebilir ve olumlu ilişkiler ku-
rabilir. Bu nedenle,sosyal gelişimi de olumlu bir
➡ ör: Kalıtım yoluyla getirilen zekâ kapasitesinin
şekilde etkilenir.
tam olarak kullanılabilmesi için, bireyin bilişsel
gelişimini besleyen bir çevre içinde etkileşimde
bulunması, zengin yaşantılar kazanması gerek- 5. Gelişimde belirli eğilimler vardır: Bu madde
mektedir. ile anlatılmak istenen 2 alt başlık bulunmaktadır.
Gelişim baştan ayağa, içten dışa doğrudur:
2. Gelişim süreklidir ve yordanabilir (tahmin Önce başın hareketi kontrol edilir. Daha sonra
edilebilir) bir sıra ile gerçekleşir: Gelişim göğüs, karın, bacaklar ve ayağın kontrolü sağ-
canlıyla birlikte başlar, sürekli devam eder. Ge- lanır. Ayrıca, önce beden ve iç organların, daha
lişimde her aşama kendinden öncekine dayalı, sonra dışa doğru olan kolların gelişimi sağlanır.
kendinden sonraki aşamaya hazırlayıcıdır(temel- Gelişim, genelden özele doğrudur: Çocuklar
dir). Ancak bu gelişim aşamaları birbirinden kesin önce tüm vücuduyla hareket eder, büyük kasla-
çizgilerle ayrılmış değildir. Birbiriyle iç içe girmiş rını kullanır. Daha sonra belli etkinlikle ilgili or-
olabilir. ganını kullanabilir hale gelir. Örneğin,çocuk top
➡ ör: Somut işlemler dönemini yaşayan bir ço- oynarken önce bütün vücuduyla topu tutar. Daha
cuğun bir sonraki aşama olan soyut işlemler dö- sonra küçük kasları geliştikçe sadece elleriyle
neminin alt yapısı kurulmuş olur. Bir başka örnek hatta parmaklarıyla topu tutabilir hale gelir.
ise, dil gelişiminde önce sesler, sonra harfleri yan
yana getirir, hecelemeye geçer, tek kelime söyler 6. Gelişimde kritik dönemler vardır: Org. bazı
ve en sonunda cümleler kurmaya başlar. gelişim alanlarında, öğrenmeye ya da gelişmeye
eğilimli olduğu belli bir zaman dilimi vardır. Bu dö-

101
GENEL KAVRAMLAR

nemde org. çevre etkilerine daha çok duyarlıdır 2. ÇEVRE: Çevre faktörü 3 evrede incelenir.
ve daha hızlı öğrenir. І. Doğum öncesi
➡ ör: Okul öncesi dönem, zihinsel gelişim ve dil II. Doğum Sırası
gelişimi için kritik dönemdir.
III. Doğum sonrası
І. Doğum öncesi: Anne karnında geçen süredeki
7. Gelişimde bireysel farklılıklar vardır: Her dış etkilenmeleri kapsar.
bireyin gelişim hızı aynı değildir. Gelişme, olgun- ➡ ör: Annenin sigara dumanı olan bir çevrede ya-
laşma ve öğrenmenin etkileşiminin bir ürünüdür. şaması, yüksek gürültülü bir çevrede yaşaması.
Olgunlaşmayı büyük ölçüde kalıtım,öğrenmeyi
II. Doğum sırası: Fetüsün (bebeğin) oksijensiz
ise çevre etkileşimleriyle kazanılan yaşantılar be-
kalması, kordon dolanması, uzman olmayanların
lirlemektedir. Her bireyin biyolojik kalıtsal mirası
bilinçsiz müdahaleleri doğum sırasında yaşanan
ve etkileşimde bulunduğu çevrenin farklı olma-
olumsuzluklardır.
sı nedeniyle,gelişimin de farklı olması doğaldır.
III. Doğum sonrası: Beslenme düzeni, hastalık
Bireysel farklılıklar: zeka, kişilik, yetenek, ilgi,
ve kazalar, aile yapısı, eğitim olanakları, arkadaş
tutum, denetim (kontrol odağı- yükleme stilleri)
çevresi gibi etkenlerdir.
odağı, benlik, öz saygı, cinsiyet rolü.
Çocukların doğuş sırası Ana-babalar ilk ço-
cuklarından çok şey beklerler. İlk çocukların
8. Gelişimin hızı, her yaşta aynı değildir (dö- yüksek motivasyonlu, hırslı, başarılı, kurallara
nemlere göre değişir): Örneğin, fiziksel gelişim uyan bireyler olarak yetişmelerini beklerler. Buna
EĞİT AKADEMİ

bebeklikten sonra yavaşlamaya başlar, ergenlikte rağmen kendilerine güveni azdır. Temkinli ve tu-
ise yeniden ani bir yükseliş gösterir. tuculardır. Sonuncu doğan çocukların özellikleri
de ilk çocuklara benzeyebilir. Ancak ilk doğanlar
genellikle erken olgunlaşırken sonuncular, uzun
GELİŞİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
süre çocuksu kalabilirler. İlk doğanlara göre daha
1. KALITIM: Bireyin genler yoluyla anne-baba- çok ilgi çekmeyi başarabilirler. Ortanca çocuklar
sından aldığı özeliklerdir. Bunlar; cinsiyet, göz ise, eğer cinsiyet farkı vb. istenilen özellikleri yok-
rengi, zeka kapasitesi, fiziksel özellikler (boy, ten sa, ilgi odağı olamazlar. Çok fazla ilgi görmedikle-
rengi, saç rengi ve biçimi), yaratıcılık ve düşünme ri için, daha bağımsızdırlar. Akranlarıyla daha iyi
kapasitesi, problem çözme becerileridir. ilişki kurarlar. Daha mutlu olurlar.
Anne rahminde, anneden gelen yumurta hüc-
resi ile babadan gelen sperm hücresi birleşerek Anne- Baba Tutumları
(23+23=46 kromozom) zigot meydana gelir. Zigot
Otoriter-baskıcı (yetkeci) tutum: Kurallar çocu-
hızla çoğalarak insan organizmasını oluşturur.
ğa sorulmadan konur ve kesinlikle uyulması bek-
Cinsiyet tamamen kromozom düzeniyle belirlenir.
lenir. Çocuk uslu, küskün, çekingen, içe kapanık,
Canlı hücrelerinde 23 çift kromozomun bir çifti
sosyal ilişkisi zayıf olabilir.
cinsiyet kromozomlarıdır. X ve Y olmak üzere iki
İzin verici tutum: Çocuğun her türlü davranışı
tip cinsiyet kromozomu vardır. XX: Kadın cinsiyet
hoşgörü ile karşılanır ve kabul edilir. Çocuk ken-
hormonu, XY: Erkek cinsiyet hormonudur. Genler
dini denetlemekte güçlük çeker, vurucu, kırıcı,
baskın ve çekinik olmak üzere 2 türlüdür. Baskın
saldırgan, doyumsuz ve paylaşmayı bilmez
genler özelliklerini dölüte geçirir .Anne babadan
Koruyucu tutum: Çocuğa gereğinden fazla
çocuğa kalıtım yoluyla geçen yapıya Genotip
özen gösterir, onu denetim altına alır. Çocuk ise
denir. Fenotip ise bu genetik yapının dışarıdan
kendi başına hareket etmekte ve karar vermekte
gözlenebilen şeklidir. Zeka ve bedensel özellikler
zorlanır.
büyük oranda genotiple belirlenir.

102
FİZİKSEL VE PSİKOMOTOR GELİŞİM

Tutarsız tutum: Anne ve babanın görüş ayrılığı 4. CİNSİYET: Bu salgı bezleri kadın ve erkekte
vardır. Çocuk bu durumda hangi davranışın uy- cinsel gelişimi sağlar (testosteron, östrojen)
gun olup olmadığını bilemez, doğru karar vere-
mez.
GELİŞİM GÖREVLERİ
İlgisiz tutum: Anne baba çocuğa yeteri kadar
zaman ayıramaz, bunun için çaba sarf etmez. Havigshurts'a göre gelişim görevi (ödev-kriz) ki-
Çocuk ta davranışın sonucunda ne olabileceğini şinin içinde bulunduğu yaşam döneminde başar-
düşünmeden hareket eder, okula ilgisiz ve zama- ması gereken görevler, kazanması gereken bazı
nı boşa harcar. özellikler ve geliştirmesi gereken davranışlar ola-
Demokratik tutum: Uyulması gereken kurallar rak tanımlanmaktadır.
çocukla birlikte belirlenir, kurallar çocuğun gelişi- Bireyin yaşamındaki belli bir dönemde ortaya
mine uygundur. Çocuk ta özgüvenli, sorumluluk
çıkan, başarıyla elde edildiğinde, daha sonraki
sahibi, yaratıcı, başarılı benlik algısı yüksek olur.
yaşantılarda başarıya ve mutluluğa götüren, ba-
Mükemmeliyetçi (Yetkinci) tutum: Anne baba şarılmadığı durumlarda ise mutsuzluğa ve top-
çocuktan başarılı olması için aşırı beklenti içeri-
lumun hoş görmemesine ve sonraki görevlerde
sindedir. Diğer çocuklarla kıyas yaparlar ve daha
zorluklara neden olan görevdir.
başarılı olmasını isterler. Çocukta aşırı hırslı,
başarısız, çekingen, yaşam sevincinden yoksun 1. Bebeklik Dönemi (0-2 Yaş)
olur. • Yürümeyi öğrenme
• Katı yiyecekleri yemeyi öğrenme
3. ZAMAN (TARİHSEL ZAMAN): Gelişim dö-
EĞİT AKADEMİ

• Konuşmayı öğrenme (Dili kullanmaya başlama)


neminde yenilikler ve değişimlerin oluşturulduğu
zaman bölümünü ifade eder. Örneğin günümüz- • Tuvalet alışkanlığı alıştırmalarının başlaması
de bilgisayar destekli öğretim, İnternet, cep tele- • Güven duygusu kazanma
fonun kullanımı giderek yaygınlaşmaktadır. Diğer
• Sosyal çevresindeki bireylerle (anne-baba-dayı)
bir örnek son beş yıldır 0-1 yaşındaki bebeklerde
ilişki kurma
hazır bez kullanımı giderek yaygınlaşmaktadır
yada Amerika’nın Irak’a girmesi ile birlikte çocuk-
ların oynadıkları oyunda savaş oyunlarına ağırlık 2. İlk Çocukluk Dönemi (2-6 Yaş)
verdikleri görülmüştür.
• Oyun dönemi veya okul öncesi dönem olarak
ta adlandırılır
HORMONLAR
• Ben merkezci (egosantrik) düşünme
Organizmanın şeklini, gelişim özelliklerini belirle-
• Doğru ile yanlışı ayırmaya ve vicdan gelişimine
yen temel yapı taşları, iç salgı bezlerinin salgıları-
na hormon denir. Bu yapı taşları vücudun büyük- başlama
lüğünü, iç dengeyi ve üremeyi sağlarlar. • Cinsiyet farklılıklarını öğrenir fakat henüz teşhir
1. HİPOFİZ: Tüm salgı bezlerinin salgılanmasını etmez
ve vücudun büyüme dengesini düzenler. Ergenlik • Okuma-yazmaya hazır hale gelir – El-göz koor-
döneminde çokca salgılanır ve büyümeyi sağlar. dinasyonunu sağlamaya başlar
2. TROİD: Troksin salgılar. Troksin vücudun me-
• Öz-bakım becerilerini yerine getirme (yeme-iç-
tabolizmasını düzenler. Fazlalığı uyuşukluk ve
me, ayakkabısını bağlama) – Tuvalet kontrolünü
üşümeye yol açar.
sağlar
3. PARATROİD: Vücudun kalsiyum ve fosfor
dengesini sağlar. Kemiklerin gelişimini ve kas- • Sosyal ve fiziksel gerçekliği tanımlamak için
ların ve sinir sisteminin çalışmasını düzenleyen kavramlar oluşturma ve dili öğrenme
salgı bezidir.

103
FİZİKSEL VE PSİKOMOTOR GELİŞİM

3. Son Çocukluk Dönemi (6-12 Yaş) lik-vergi-oy kullanma) Topluma ve kendine uygun
• Okul dönemi veya ikinci çocukluk dönemi olarak bir sosyal gruba girme (bir derneğe üye olma)
da adlandırılır.
• Başarma güdüsü artar ve önem kazanır 6. Yetişkinlik dönemi (30- 60 yaş)
• Mantıklı ve somut düşünme becerisi ortaya çı- • Üretkenlik duygusunu yaşamak -Ailesi ve ken-
kar dinden sonra gelecek kuşaklar için üretme isteği
• Toplumsal cinsiyet rollerini (sosyal rolleri) öğren- • Ekonomik bir yaşam standardı kurma ve sür-
me ve bunları teşhir eder dürme
• Vicdan, Ahlak ve değerler sistemi geliştirme • Kariyerini geliştirme
(otoriteye bağlılık) • Yetişkin vatandaşlık ve toplumsal sorumluluğa
• Okuma, yazma-hesap ve zaman ile ilgili temel erişme (seçilme hakkına sahip olma)
becerileri öğrenme • Boş zaman etkinlikleri geliştirme Kendini eşiyle
• Kişisel bağımsızlığa ulaşma (Banyosunu kendi- birlikte ele almak
si yapar, okula kendisi gider gelir) • Orta yaşın fizyolojik değişikliklerini kabul etme
• Grup ve iş birliği çalışmalarına yatkın
• Gündelik oyunlar için gerekli fiziksel becerileri 7. Yaşlılık Dönemi (65 + )
öğrenir (Kurallı oyun bu dönemde oynanır)
• Azalan fiziksel güç ve sağlığına uyum yapma
EĞİT AKADEMİ

• Emeklilik ve azalan gelire uyum yapma


4. Ergenlik Dönemi (12-18 Yaş)
• Eşin ölümüne uyum yapma
• Bedenini kabul etme ve etkili biçimde kullanma
• Doyurucu fiziksel yaşam düzenlemesi oluştur-
----kimlik statüsü
ma
• Akranlarıyla olgun ilişkiler geliştirme
• Duygusal bağımsızlığa ulaşma (ergenin kendi
BEDENSEL (FİZİKSEL) GELİŞİM
kararını kendisinin alması)
1. DOĞUM ÖNCESİ GELİŞİM:
• Kendine ait ahlaki değerler sistemi oluştur-
ma---soyut düşünme –ergen benmerkezciliği GEN: Bir organizmanın biyolojik yapısının nesil-
(egosantrizm) den nesile geçmesini sağlayan, DNA molekülle-
rinden yapılmış ve DNA’nın bir bölümü olan can-
• Androjen kişilik özelliği gösterme (kadının şoför,
lılık şifresidir.
erkeğin terzi olması gibi )
KROMOZOM: Hücre çekirdeği içinde yer alan
• Evlilik ve aile hayatına hazırlanma
genleri içeren ipliksi ya da çubuksu kalıtsal yapı-
• Bir mesleğe yönelme ve hazırlanmaya başlama dır. İnsanlarda 46 tane (23 çiften oluşan) kromo-
• Toplumsal açıdan sorumlu davranışı isteme ve zom bulunur.
yerine getirme GONOZOM: Cinsiyeti belirleyen kromozomlardır.
OTOZOM: Erkeklerde ya da kadınlarda bulunan
5. Genç Yetişkinlik Dönemi (18-30 Yaş) bazı kromozomlar şekil bakımından birbirlerinin
• Eş seçme, evlenme ve aile kurma --- Evi idare aynısıdır. Vücut kromozomu olarak bilinen bu ya-
etme (-yi öğrenme) pıya otozom denir. Otozomlar cinsiyet üzerinde
etkili değildir. İnsanlarda yer alan 46 kromozo-
• Bir işe girme/başlama
mun 44 tanesi (22 çift) otozom kromozomlarıdır.
• Vatandaşlık görevlerini yerine getirme (asker-

104
FİZİKSEL VE PSİKOMOTOR GELİŞİM

GENOM: Bir organizmanın sahip olduğu tüm genetik şifreler,diğer bir ifadeyle organizmanın kalıtsal ya-
pısıdır. Bu kalıtsal yapının dışarıdan duyu organlarımızla gözlemlediğimiz özelliklere fenotip, fenotipin
oluşması için gerekli genetik yapıya ise genotip adı verilir.
Mutasyon Gen ve kromozomların (DNA) kimyasal yapılarında meydana gelen kimyasal değişmelerdir.
Mutasyonlar DNA nın kendisini eşlemesi sırasında meydana gelir. Mutasyonla Meydana Gelen Değişim-
ler Ortadan Kalkmaz.
Modifikasyon Ortam şartlarının etkisiyle canlının dış görünüşünde meydana gelen kalıtsal olmayan geçici
değişikliklerdir .Modifikasyona etki eden faktörler = ISI , IŞIK , BESİN , NEM ,
1. Doğum Öncesi dönem bedensel gelişimin en hızlı olduğu dönemdir.
2. Doğum öncesi dönem kendi içerisinde 3 dönemden oluşmaktadır.
Dölüt Dönemi (Zigot- Ovum): İlk iki hafta
Embriyo dönemi: 3. Hafta ile 8. hafta sonu (Ektoderm, mezoderm, endoderm)
Fetüs Dönemi: 2. Aydan doğuma kadar olan süre
3. Doğum öncesinde ilk 3 ay annenin dışsal etkilere açık olması nedeni ile kritik dönemdir. Bu nedenle,
ilk 3 ay düşük riski daha fazladır.

Doğum Öncesi Gelişim Sürecini Gösteren Tablo

Aylar Temel Değişimler


3 Aylık Cinsiyet saptanır. Emme refleksi oluşmaya başlar. İç organlar işlevsel olmaya başlar. Göz
kapakları, dudaklar, el ve ayak parmakları oluşur.
4 Aylık Anne bebeğin hareketlerini hissetmeye başlar. Kemikler gelişmeye başlar.
5 Aylık Fetüs insan görünümünü almıştır. Parmak emme başlar.
6 Aylık Gözler tam olarak biçimlenmiştir. Eğer doğum gerçekleşirse bebek nefes alabilir.
7 Aylık Sinir, dolaşım ve solunum sistemleri bebeği hayatta tutacak kadar gelişmiştir.
8-9 Aylık Kilo artar. Tüm sistemler doğum sonrası için yeterli biçime gelir. Fetüs doğduğunda boyu
48-53 cm arasındadır. Ağırlığı ise 2500-4300 gr arasındadır.

2. BEBEKLİK DÖNEMİ (0-2 YAŞ)


1. Doğum öncesi gelişimden sonra, bedensel gelişimin en hızlı olduğu dönem, doğumdan sonraki ilk
yıldır.
2. Doğumda baş diğer organlara oranla daha büyüktür. Bebeklikte vücut uzunluğunun 1/4’ü kadar olan
kafa, yetişkinlikteki uzunluğunun sadece 1/8‘i kadar olacaktır.
3. Baş ve boyun kasları ayak kaslarından önce, karın ve omuz kasları, kol ve el kaslarından önce gelişir.
(Baştan ayağa, içten dışa)
4. Kan basıncı 6. haftadan sonra artmaya başlar. Kalp atışı yetişkinlerin iki kadardır.
5. Sindirim sistemi anne sütünde bulunan besinleri sindirir.
6. Bebeğin doğumdan sonra ilk yaptığı davranış, solunumdur.

105
FİZİKSEL VE PSİKOMOTOR GELİŞİM

Moro Refleksi: Yeni doğan bebeğin sağlığına dair ilk işareti veren reflekstir. Ani hareketlerde ya da gü-
rültülerde bebeğin bize verdiği tepkilerdir. Ellerini yana doğru uzatır sonra hızlıca göğsüne doğru çeker,
başını arkaya doğru eğer, bedenini büker. Bebek bu refleksleri yaparken genellikle ağlar. 3. aya kadar or-
tadan kaybolmaya başlamalıdır. Sürünme ve Yüzme Refleksleri: Bebeği yüzüstü yere koyduğumuzda
kolunu bacağını hareket ettirmesi ve bu hareketlerini su yüzeyinde de sürdürmesinden dolayı bu refleks
sürünme ya da yüzme refleksi olarak adlandırılır. Babinski Refleksi: Ayaklarının tabanına hafifçe doku-
nulan bebeklerin ayaklarını hareket ettirip parmaklarının aralarını açtıkları refleks türüdür. 1 yaş civarında
kaybolması beklenir. Planter Refleksi: Bebeğin ayak tabanının uyarılması sonucu ayak parmaklarını
büzmesidir. Landau Refleksi: Bebeğin yüzükoyun şekilde havada tutulmasıyla sırtını gerip boynunu kal-
dırması Galant Refleksi: omurganın her iki yanından yukarıdan aşağıya parmakla çizilir gibi yapılarak
elde edilir. Hangi taraftan çiziliyorsa çocuk o tarafa doğru tüm vücudu ile kıvrılır. Palmar Tutma Refleksi:
Elle yakalama, kavrama. Tonik Boyun Refleksi: Kol nereye giderse boyun o yöne gider. Sırt üstü yattığı
zaman baş yana döner, kol bacak aynı tarafa uzanır ve ters taraf bükülür. Emme refleksi: Emme hare-
ketlerinden meydana gelen refleks davranışıdır.

APGAR Skoru
Bebek doğduktan 1 ve 5 dakika sonra özel bir puanlama sistemiyle değerlendirilir. Bu değerlendirme
sistemine Apgar skoru denir.
Apgar skorunda şunlara bakılır:

KRİTERLER 0 1 2
KALP ATIM HIZI Yok. 100'ün altıdır. 100

SOLUNUM Yok. Yavaş ve düzensizdir. Düzenli ağlıyor.


CİLT RENGİ Tüm vücut mavi ve soluktur. Vücut pembe kollar ve Tüm vücut pembedir.
bacaklar mavidir.
REFLEKSLER Uyarılara tepki yoktur. Yüzünü buruşturdu. Ağlıyor.

3. İLK ÇOCUKLUK DÖNEMİ (2-6 YAŞ)


1. 2-6 yaş döneminde bedensel gelişim hızı, 0-2 yaşa göre azalmıştır. Kalbin büyümesi yaşına kadar
çok hızlıdır. Kalp atış hızı da giderek azalır ve ilkokula başlama yaşına doğru yetişkine benzer hale gelir.
Sindirim sistemi tüm besinleri sindirmeye hazır hale gelmiştir.
2. 2-6 yaşlarında etkinlik yüksektir. Uzun süre bir yerde oturmazlar. Koşmak, atlamak, tırmanmak, kay-
mak, sürünmek ihtiyacındadırlar. Büyük kasları küçük kaslarından daha iyi kullanırlar. Küçük kas hareket-
lerinde acemilik gösterirler.
➥ Büyük kas hareketleri: Üç tekerlekli bisiklete binmek, bir adım merdiven çıkmak, topu kollarla tutmak.
➥ Küçük kas hareketleri: Yazma,çizme, makasla kesme, ayakkabı bağı bağlama, topu parmaklarla
tutmak.

NOT: Bu dönemde erkek çocukları kızlardan daha uzun ve ağır olmalarına karşın kız çocuklarının ince
motor kaslarının gelişimi erkek çocuklarının gelişiminden biraz daha ileridir.

106
FİZİKSEL VE PSİKOMOTOR GELİŞİM

4. OKUL DÖNEMİ (6-12 yaş): dönemde beynin gelişimi hızlı, cinsel gelişiminin
1. İlkokul dönemi yıllarında, bedensel gelişme ilk hızlı olduğu dönemde(erinlik) beyin gelişimi ya-
yıllara göre yavaş bir ilerleme gösterir. 9 yaşına vaş olarak gelişir.
kadar erkekler kızlara göre daha uzun ve ağırdır. 7. Fiziksel ve cinsel yönlerden akranlarına göre
Ancak 10 yaşından 15 yaşına kadar kızların boy erken olgunlaşma erkek ve kızları farklı etkiler.
ve ağırlıkları erkekleri geçer. Erken olgunlaşan erkekler, akranlarınca daha
3. Bu dönemde küçük kaslar gelişir. Küçük ve fazla ilgi görmekte ve lider olarak kabul edilmek-
ince kalemle yazabilir, piyano ve diğer enstrü- tedirler. Bu tür erkekler toplumsal kurallara ve
manları çalabilir. Topu artık elleriyle hatta par- kültürel değerlere daha kolay uyum sağlarlar ve
maklarıyla tutabilir. dışa dönüktürler. Erken olgunlaşan kız çocuk-
larında ise durum farklıdır. Bu tür kızlar, sosyal
4. İç salgı bezlerinin önemli rolü vardır. Özellikle
ve kişisel özellikleri açısından çekingen ve gü-
Troid bezi yeterince çalışmayan çocuk edilgen ve
vensizdirler; Geç olgunlaşan kız çocukları güvenli
tembeldir.
olurlar ve daha dışa dönüktürler.

5. ERGENLİK DÖNEMİ (12-18 yaş)


NOT: Bedensel gelişmeler birincil ve ikincil de-
1. Ergenlik dönemi buluğa ermekle başlar. Ön er- nilen cinsiyet özelliklerinin değişmesiyle olur.
genlik dönemi (Erinlik dönemi) hızlı bir fiziksel,- Üreme fonksiyonu ile doğrudan ilgili olan birincil
bilişsel ve psikolojik gelişmenin olduğu dönemdir. cinsiyet özellikleri (erkeklerde penis, testisler,
Ergenlik ise,ön ergenlik döneminde meydana ge- kızlarda yumurtalıklar ve rahim) ve üreme fonk-
EĞİT AKADEMİ

len değişmelere uyum dönemidir. siyonuyla dolaylı olarak ilgili olan (tüylerin gelişi-
2. Buluğ dönemi cinsiyet salgıbezlerinin, aktif mi, erkeklerde ses değişikliği, göğüs ve kalçanın
hale gelerek cinsiyet hormonu üretimiyle başlar. oluşumu) ikincil cinsiyet özellikleri bu evrede
Bu hormonlar erkeklerde testesteron, kızlarda belirginleşmeye başlar.
östrojen adını alır.
3. Ergenlik dönemi aşağı yukarı 6 yıl sürer. Kızlar BİLİŞSEL (ZİHİNSEL-KOGNİTİF) GELİŞİM
muhtemelen 11 yaş civarında buluğa girerken,
Bilişsel gelişimde Biyolojik etkenler önemlidir:
erkekler 13 yaş civarında buluğa girerler. Kızlar-
Piaget, Bruner
da boy artışı 11 yaş dolaylarında kendini gösterir.
15 yaşına doğru yavaşlar. Erkeklerde yumurta ve Bilişsel gelişimde Sosyal Çevre önemlidir: Vygo-
penisin gelişimi 12-13 yaşlarda başlar, boy sıç- tsky
raması 14-15 yaşlarında görülür ve 21 yaşına
kadar sürer. Piaget ve Bilişsel Gelişim
4. Önce eller ve ayaklar büyür, sonra kollar ve ba- Bilişsel gelişim, olgunlaşma ve yaşantı kazanma
caklar daha sonra da beden gelişir. Buda geçici arasındaki sürekli etkileşimin bir ürünüdür. İnsan
bir sakarlığa ve beceriksizliğe yol açar. Kızlarda yavrusu, çok sayıda refleksle doğar. Bu refleks-
yağ dokusu erkeklerde kas dokusu fazlalaşır. ler, çevresine uyum sağlamasına yardım eder.
5. Kızlar erkeklere göre ergenliğe daha hızlı girer- Bebek, biyolojik olarak olgunlaştıkça ve çev-
ler. Kızlarda ergenliğe girme adet kanamaları ile resiyle etkileşimleri sonucu yaşantı kazan-
erkeklerde ise ergenliğe girme sperm üretme,cin- dıkça, refleksler değişikliğe uğrar. Refleksler,
sel organın büyümesi ile gerçekleşir. çocuğun çevresine uyum sağlamasına yardım
6. Cinsel gelişim beynin gelişiminin tam karşıtı bir konusunda yerlerini, bilinçli, karmaşık hareketle-
gelişme gösterir. Cinsel gelişimin yavaş olduğu re bırakırlar.

107
BİLİŞSEL GELİŞİM

Piaget, bilişsel gelişimi, dünyayı öğrenme yo- da sürekli olarak uyum sağlamak durumundadır.
lunda bir denge, dengesizlik yeni bir denge Uyumun iki yönü vardır. Bunlar, özümleme (assi-
süreci olarak görmektedir. Gelişen bireyin çev- milation) ve düzenlemedir (accomodation).
resiyle tüm etkileşimlerinde dengeleme süreci yer
alır. Dengeleme süreci bireyin çevreye uyumunu
1. Özümleme (Asimilasyon), bireyin, kendin-
ve dengeye ulaşmasını sağlar. Ancak, bireyin
de varolan bilişsel yapılarla çevresine uyumunu
denge durumu durağan (statik) değildir. Dolayı-
sağlayan bilişsel bir süreçtir. Diğer bir deyişle;
sıyla ortaya çıkan yeni uyarıcılarla, bireyin denge
çocuğun karşılaştığı yeni bir olayı, fikri, obje-
durumu bozulur. Bu dengesizlik, özümleme ve
yi, kendisinde daha önceden varolan bilişsel
düzenleme yoluyla giderilir ve yeni bir denge du-
yapı içine alması sürecidir.
rumu sağlanır.
Çevresine, kendisinde varolan bilişsel yapılar-
la tepkide bulunmasıdır. Örnek olarak çocuğun
Piaget’nin bilişsel gelişim kuramının temel koyunları köpek şeması içine yerleştirmesi bir
kavramları: özümleme örneğidir.
Zeka: Çevreye uyum yapabilme yeteneğidir. (KPSS 2006) Bir çocuk ilk kez gördüğü zebrayı
Piaget’e göre zeka her canlı yaşayabilmek için “çizgili at” olarak nitelendiriyorsa bu durum hangi
kendine en uygun koşulları bulmaya çalışır. Bunu zihinsel gelişim kavramı ile ilgilidir ? Özümleme
gerçekleştiren temel etkende onun zekasıdır.
(KPSS 2007) Dört yaşındaki Nursel sokakta yü-
rürken bir cüce görür. Annesine “şu çocuğa bak”
EĞİT AKADEMİ

Şema: Şema bireyin çevresindeki dünyayı anla- der. Annesi Nursel’e bazı yetişkinlerin böyle kü-
mak için geliştirdiği bir bilgisayar programı gibidir. çük olduklarını anlatmaya çalışır. Nursel “hayır
Çevresindeki problemleri anlama, çözme, dünya anne, o bir çocuk” diyerek ısrar etmesi hangisine
ile baş etme yolları yapıları olarak düşünülebilir. örnek olabilir? Özümleme
Şema yeni gelen bilginin yerleştirileceği bir
çerçevedir. En temel zihinsel yapıdır. Bebeğin
2. Uyumsama (Düzenleme- Acomodasyon),
ilk doğduğunda şeması refleksleridir. Emme,
dışardan gelen uyarıcıları, bireyin, sürekli ola-
yakalama gibi basit şemalardır. Daha sonra gör-
rak kendisinde varolan yapıları içine alması ve
me, işitme, tutma, vurma ve itme şemaları gelişir.
onlara göre tepkide bulunması gelişimi sınırlan-
Zihinsel şemaların büyük çoğunluğu çocukluk ve
dırır. Bu nedenle, yeni obje olay,durumları anla-
ergenlik yıllarında oluşturulmaktadır
mak,bilmek için varolan yapıların yeniden şekil-
Örnek: köye bir gezi sırasında, kırda yayılan ko- lendirilmesi, biçimlendirilmesi de gerekmektedir.
yunları ilk kez gören çocuk “baba köpeklere bak” İşte mevcut şemayı yeni durumlara, objelere,
der. Açıkça görülüyor ki koyunlar çocuğun bildiği olaylara göre yeniden biçimlendirme sürecine
köpek ölçütlerine en uygunudur. Koyun uyarıcı- “düzenleme” (accomodation) adı verilmektedir.
sıyla karşılaştığında, onu kendisinde varolan uy-
Her yaşantı özümleme ve düzenlemeyi kapsar.
gun şema içine yerleştirmiştir. Ancak koyunlarla
Eğer mevcut bilişsel yapılar, yeni durumlara ce-
etkileşimde bulunup yeni yaşantılar kazandıktan
vap vermek için uygun ise özümleme yapılır.
sonra, koyunun köpek olmadığını anlayıp onun
Yeterli değil ise mevcut bilişsel yapılar yeniden
için yeni bir şema, kategori oluşturacaktır.
düzenlenir. Bu yeniden düzenleme kabaca, öğ-
Uyum Sağlama (Adaptasyon-Uzlaşma): Uyum renmeye eş değer görülmektedir. Yeniden dü-
fonksiyonel bir değişmezdir, yaşam boyunca de- zenleme olmadan tek başın özümlemeyle öğren-
vam eder. Bilişsel gelişim açısından olduğu kadar me ve dolayısıyla gelişme mümkün değildir.
diğer fiziksel ve psikososyal gelişim açısından

108
BİLİŞSEL GELİŞİM

ÖRNEK: Bütün basketbol oyuncularının boyunun bilgiden farklı olduğu için şemamızda değişik-
çok uzun olduğunu düşünen Harun, çok kısa boy- lik yaparak arkadaşımızın olumsuz nitelikleri
lu bir basketbol oyuncusuyla karşılaştıktan sonra de olabileceğini düşünmemiz …….
“Basketbol oyuncularının bir çoğu uzun boyludur, 7. Bir çocuk yolculuk yaptığı otomobillerde sü-
ancak kısa boylu basketbol oyuncusu da olabilir” rekli erkek sürücüleri gördükten sonra bilin-
biçiminde düşünmektedir. Bu düşünme biçimi Pi- cinde erkeklerin otomobil sürücüsü olduğuna
aget in kuramında yer alan hangi kavramla ilgili- ilişkin yapı………..oluşmuştur. Bir süre sonra
dir? Uyum sağlama (Akomodasyon) bindiği bir otomobilde bayan sürücü görünce
Örgütleme: Birey edindiği bilgi parçalarını ya önce şaşırmış sonra bilincindeki şemayı “ba-
da düşünce biçimlerini birbirinden bağımsız de- yanlardan da otomobil sürücüsü olabilir” şek-
ğil, sürekli olarak ilişkilendirir ve bütünleştirir. linde değiştirmesi……………….
Böylece örgütleme yaparak giderek daha üst dü- 8. Televizyon kumandasını mikrofon olarak kulla-
zeyde bilişsel yapılar oluşturur. nan Defne’nin bu davranışı, Piaget’nin bilişsel
gelişim kuramına göre …………….. kavramı
ÖRNEKLER ile açıklanır (ÖSYM)

1. On yedi aylık Hazal’a babası gökyüzündeki 9. Yaşadığı kasabada arkadaşlarını her gördü-
yıldızı gösterip “kızım bak yıldız” deyip tekrar- ğünde onlara sarılıp öpüşen Zehra yurt dışına
ladığında Hazal “dızz” diye tekrarlar. Hazal’ın okumak için gittiğinde oradaki insanların ara-
yukarıda bulunan ve ışık saçan bir şey olarak sında öpüşmenin yaygın olmadığını gözlemle-
diği için öpüşmek yerine sarılmakla yetinmiştir.
EĞİT AKADEMİ

“dıız”ı zihninde yerleştirmesi……bir sonraki


gün gittikleri lokantada lambayı gördüğünde Zehranın yeni tutumuyla ilgili ……..…….. ger-
parmağını uzatarak “dıız” demesi….. çekleşmiştir.

2. Yıllarca bakır kaplarda yemek yapan bir ba- 10.Babasından sürekli sakin tavırlarla görme-
yanın yeni aldığı teflon tava ve tencereleri de ye alışmış Ezgi, bir gün babasının çok sinirli
metal kaşıklarla karıştırması ……….. davrandığını görür ve bu duruma çok şaşırır
……………Ezgi bu olaydan sonra babasıyla
3. Tavuk şemasına sahip bir çocuğun hindiyi gör-
ilgili düşüncesini ‘Babam genelde sakin biri
düğünde de ona tavuk demesi …….
olmakla beraber zaman zaman sinirlenebilir’
4. Yalnızca bayanların ağladığını bilen zihninde şeklinde değiştirmiştir……………….
buna göre …………. oluşturan bir çocuk bir
11. Emre coğrafya dersinde Marmara Bölgesinin
gün babasını ağlar durumda görünce, önce
iklim özellikleri ile ilgili bir bilgiyi bu bölgenin
buna bir anlam verememiş sonra da bilişsel
fiziksel yapısı ve ekonomik özellikleri ile ilişki-
yapısını erkeklerde ağlar şeklinde yeniden dü-
lendirerek öğrenmeye çalışması…………….
zenlemesi……………
5. Bir kişinin araba kullanabilmesi için gaz, fren,
debriyaj, vites kolu şemalarını bir araya getire- BİLİŞSEL GELİŞİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
bilmesi, bu şemalar arası koordinasyonu doğ- 1. Olgunlaşma: Olgunlaşma daha çok fiziksel
ru yapması……….. gelişimi ifade eder. Fiziksel gelişimle birlikte zi-
6. Olumlu nitelikleri ile tanıdığımız bir arkadaşı- hinsel ve kişilik olarak ta gelişmektedir. Kişinin
mızın yeni davranışını da olumlu ve iyi niyetli bedensel açıdan gelişmesi demektir. Kişi olgun-
algılarız …….ancak bazı durumlarda arka- laşması ile doğru orantılı zihin gelişimi ilerler.
daşımızın rahatsız olacağımız bir davranış
yaptığında bu durum mevcut şemamız ile çeli- 2. Yaşantı: zihin gelişimi kişinin geçirdiği yaşantı-
şecektir ………bu durumada yeni bilgi önceki

109
BİLİŞSEL GELİŞİM

larla artabilir. Özellikle yaşantı zenginliği kişinin zihin gelişimini de artırır. Bu faktör diğerlerine göre insa-
nın müdahalesine en uygun olan faktördür. Örneğin: Çocuğuna sürekli yeni oyuncaklar alan, farklı oyun
alanlarına götüren, ona yeni hikaye kitapları alıp okuyan bir anne Piaget’e göre bilişsel gelişimi etkileyen
hangi faktöre göz önüne aldığı söylenebilir? Bu kavram bireyin çevrelerindeki nesneleri manipule etmesi
ve düşünce kalıplarını yeniden örgütlemesi anlamında kullanılmaktadır. Bir çocuğun evlerindeki bir mus-
luğun nasıl çalıştığını anlamak armacıyla musluğu sökmesi, içindeki parçaları takıp çıkarması ve değişik
muslukları çalışma sistemleri hakkında düşünmesi aktif yaşantıya örnek olabilir.
3. Kültürel (toplumsal aktarma -sosyal geçiş) aktarım: Kültür bireylere yaşantı zenginliği sağlamasıyla
zihin gelişimini artırır. Toplum üyelerine aktardığı bilgiler zihin gelişimini artırır. İnsanlar kültürleri ileriki
nesillere aktarır ileriki nesillerde bu kültürleri geliştirerek yeni kültürler ve bilgiler elde eder. Genel anlamda
çocuğun aileden, öğretmenden, arkadaşlarından, kitaplardan, internetten, tv den öğrendiklerini zihinsel
olarak alma kapasitesiyle ilgilidir. Örneğin masa da yemek kurallarına uygun yemek yeme davranışını
yaşadığı toplumdan öğrenir.
4. Dengeleme: Zihin, dengeleme eğilimindedir. Yeni gelen bir bilginin oluşturduğu dengesizlik bilişte ge-
rilim oluşturur. Bu dengesizlik, özümseme ve uyumsama yapılarak öğrenme gerçekleşir ve böylece üst
düzey denge durumuna ulaşılır. Ne kadar etkili bir dengesizlik yaratılırsa öğrenme o kadar etkili olur. Eğer
öğretmenler, çocukların düzeyinin altında davranışlar kazandırmaya çalışırlarsa, verilen bilgiyi kolaylıkla
özümleyeceklerinden ilgileri dağılır. Onlar için bir dengesizlik söz konusu olmadığından dengeyi kurma
içinde bir çabaları olmaz. Çocukların düzeyinin çok üstünde problem çözmeleri beklendiğinde de, haliha-
zırda var olan şemalarıyla harekete geçmeleri mümkün olamayacağından problemi çözmekten vazgeçer-
ler. Bu her iki durumda da dengeleme meydana gelmez.
Piaget ve Bilişsel Gelişim Dönemleri

Dönem Yaş Temel Kavramlar


Duyusal (Sensori) motor 0-2 yaş • Kendisini dış dünyadan ayırır (Doğadan ayrışma – ben
dönemi öteki ayrımı)
• Nesnelerin sürekliliğini (kalıcılığı) kazanır Hafıza geli-
şimi (nesne sürekliliği ile)–pasif beklenti----İlk deneme
yanılma öğrenmeleri
• Döngesel tepki - Devresel Tepki
• Taklit ve Oyunlar - Ertelenmiş taklit – Ses buluşması –
İşlem Öncesi Dönemi 2-4 Yaş • Benmerkezci (Egosantrizm) konuşma ve düşünme
Sembolik yada • Sembolik zeka ( oyun – düşünce – mış gibi yapmak)
Kavram Öncesi • Paralel oyun- Toplu monolog

4-7 Yaş Sezgi- • Canlandırmacılık (Animizm)


sel Dönem • Odaklanma (merkezleme) – odaktan uzaklaşamama
!!!
• Özelden özele akıl yürütme (ilk akıl yürütme faaliyetle-
ri)
• Tersine çevirememe – tek özelliğe göre sınıflama sıra-
lama
• Kalıp yargılar – Büyüsel (majisik düşünme)
• Yapaycılık (Artifikializm)- Devresel Tepki –
• Zihnin kuramı (Benmerkezciliğin tam tersi)

110
BİLİŞSEL GELİŞİM

Somut İşlemler Dönemi 7-11 Yaş • Somut düşünme (duyu organlarına bağlı düşün-
me)-Mantıksal düşünme
• Odaktan kurtulma (uzaklaşma)
• Birden fazla özelliğe göre( çoklu) sıralama ve sınıfla-
ma - Tersine çevirebilme
• Dönüşümsel düşünme
• Korunumu kazanma (ödünleme – ayniyet – dönüşebi-
lirlik)
• Dolaylı gerçeği kavrayabilme (Çıkarsanmış gerçeklik)
• Perspektifi alma - parça bütün ilişkisini kavrama
Soyut İşlemler Dönemi 11-18 Yaş • Soyut düşünme (Duyu organlarından bağımsız düşün-
me)
• Üst düzey zihinsel düşünebilme (tümdengelim-tüme-
varım,analiz, sentez-birleştirici – hipotetik –esnek-yan-
sıtıcı)
• Ergen benmerkezciliği (egosantrizm) Omnipotent , ha-
yali seyirci , kişisel efsane (mit)

1. Tümevarım (Endüksiyon): Gözlenen tek tek olgulardan yola çıkarak genel yargılara ulaşmaktır. Özel-
den genele giden bir akıl yürütme türüdür. “Gözlediğim bütün kargalar siyahtı. O halde bütün kargalar siyah-
tır “ çıkarımı, tümevarım şeklinde bir çıkarmadır… Buluş yoluyla öğrenme... Toplumsal değişmenin olduğu
dönemlerde suç oranı artar. İstanbul’un değişme hızı çok fazladır. O halde İstanbul’da suç oranı artar.
2. Tümdengelim (Dedüksiyon): Gerek akıl gerekse gözlem ve deney yoluyla elde edilmiş genel bir
bilgiyi ayrı ayrı olaylara uygulamaktır. Başka bir deyişle özelin bilgisini genel yargılardan çıkarmaktır. “İn-
san ölümlüdür, Ahmet insandır öyleyse Ahmet de ölümlüdür” tasımı, tümden gelen bir tasımdır… Sunuş
yoluyla öğrenme…
3. Hipotetik Düşünme (varsayımsal): Günlük hayatta veya eğitim öğretimde karşılaşılan bir sorunu çöz-
mek için olası çözüm yolları geliştirip bunları belirli bir düzene göre yapmayı sağlayan düşünme sürecidir.
Eğer .... ve .... olursa .... olur şeklinde genel bir cümle yapısıyla ifade edilir.
Örnek; Dünya üzerinde yapılan bir deneyde, bir taş ve tahta parçasını aynı yükseklikten havasız bir or-
tamda serbest bıraktığımızda ikisi de aynı anda yere düşmektedir. Eğer bu deney ay yüzeyinde yapılmış
olsaydı, sonuç nasıl olurdu? Neden? Örnek: Eğer barometrede civanın yerine su konulsaydı barometre-
de ne tür bir değişiklik beklersiniz. neden? şeklindeki varsayımsal düşünme şeklidir.
4. Göreceli Düşünme (Kişiye, zamana ve yere göre düşünme): Diğer bireylerin düşüncelerine göre
kendi orijinal düşüncelerini geliştirir. Bazı olaylar karşısında birden fazla fikir olabileceğinin farkına var-
maktır. Örneğin; birey kendi ahlaki değerlerini geliştirir. Kendi doğruları ile başkalarının (anne-baba ya da
öğretmenlerinin) doğruları arasındaki farkı anlar ya da birey bir fotoğrafa bakarken kendine göre sol taraf
ile fotoğrafa göre sol taraf arasındaki farkı anlar.
5. Metabiliş (üsbiliş): Bireyin öğrenme sürecinde bilişsel etkinliklerini fark etmesi, bu süreci kontrol et-
mesi ve denetlemesidir. Bir öğrencinin bir derse hazırlanması için zamanını nasıl planlayacağını bilmesi,
kendi ilerlemesini değerlendirmesi, seçtiği çalışma şekli ile erişeceği başarı düzeyini tahmin edebilmesi
gibi kendi bilişsel yetisinin yöneticiliğini yapmasıdır. Metabiliş, aynı zamanda bireyin nasıl öğrendiğini
bilmesi; neyi bilip neyi bilmediğinin farkında olması; hangi bilgiyi nerede ve ne zaman uygulamaya koya-
cağını bilmesi anlamında da kullanılır.

111
BİLİŞSEL GELİŞİM

BRUNER’İN BİLİŞSEL GELİŞİM KURAMI VYGOTSKY’İN BİLİŞSEL GELİŞİM KURAMI


Bruner’e göre bilişsel gelişim yaşam boyu devam Bilişsel gelişimde, çocuğun sosyal çevresi ve kül-
eden bir süreçtir. Bilişsel gelişimi, zihinde ger- tür önemlidir. Çünkü tüm öğrenmelerin (fikir, tu-
çekleşen içsel süreçlerle açıklar. Bilişsel gelişim, tum, beceri, kavram) kaynağı bireyin sosyal çev-
tepkilerin uyarıcılardan bağımsız hale gelmesidir. residir. O halde bilişsel gelişimin kaynağı, kişisel
Bilişsel gelişim, bireyin bilgiyi işleme, depolama psikolojik süreçlerden önce, sosyal çevredir. Yani
ve kullanma gelişimine bağlıdır. Bilişsel gelişimde bütün kişisel psikolojik süreçler, kültür tarafından
dil önemli bir anahtardır. İnsanlar dili kullanarak biçimlendirilmiş sosyal süreçler olarak başlar.
birbirleriyle iletişim kurarlar, öğrenir ve öğretirler. Bu nedenle zihinsel gelişimde gerçek ve birincil
Öğrenciyi harekete geçiren önemli güdüler; me- bölüm sosyal süreçlerdir. Dil bilişsel gelişimde
rak, başarılı olmak ve birlikte çalışmaktır. Bruner; önemlidir. Vygotsky’e göre, çocuğun bilişsel geli-
sarmal programlama yaklaşımının kurucusudur. şiminde iki aşamalı bir süreç yaşanır. Birey önce
Bilginin yapılandırılıp bir bütün haline getirilme- sosyal yönünü geliştirir daha sonra, bilişsel
sinde birey aktiftir. Bilgi keşfedilmelidir (Buluş yönünü geliştirmeye başlar. Yani bilişsel geli-
yolu ile öğrenmenin kurucusudur). şim dıştan içe doğru olur.

1. Eylemsel dönem (0-3 yaş): Çocuk çevreyi Öğrenmede bireysel farklılıklar dikkate alınma-
eylemleriyle anlar ve bilgi toplar. Çocuk nesne- lıdır. Öğrenme sürecinde öğrenci yalnız ve aşırı
lerle doğrudan etkileşime geçerek (dokunarak, derecede bağımsız bırakılmamalıdır. Öğretmen,
vurarak, ısırarak, hareket ettirerek) yani yapa- öğrenme sürecinde rehberlik yapmalıdır. Çocuk,
rak-yaşayarak öğrenir. Bilgiyi, eylemleri temsil bir yetişkin rehberliğinde daha iyi öğrenir. Öğren-
EĞİT AKADEMİ

eder. Mesela; kaşık yemek yediği, bisiklet bindiği ciler eğitim süreci içerisinde birbirleriyle işbirliği
bir nesnedir. yapmalıdır.

2. İmgesel (ikonik) dönem (3-6 yaş): Bu dö- 1. Yakın Gelişim Alanı: Bu kavramla zihinsel
nemde gelişmiş olan dil ve görme duyusuyla gelişimin sosyal yönüne dikkat çekmiştir (Sosyal
değişik durum ve yaşantılar imgesel formüllere yapısalcı yaklaşım). Ona göre, insanların tek ba-
dönüştürülerek öğrenme gerçekleştirilir. Bilgiyi şına belli şeyleri öğrenebilmesi mümkündür fakat
imgeler temsil eder. tek başına öğrenebileceğinden daha fazlasını
sosyal çevresinin (yakın gelişim alanının) deste-
Görsel bellek gelişmiştir ve bilgi görsel resimler
ğiyle öğrenebilir. Çocuğun tek başına yapmakta
şeklinde saklanır. Çocuklar, algılarının tutsağıdır.
zorlandığı veya başarılı olamadığı, ancak baş-
Bir olayı, nesneyi nasıl algılarsa zihninde o şe-
kalarının rehberliğinde (İşbirlikli öğrenme ile) ba-
kilde canlandırır. Çocuk, bir olayı veya nesneyi
şarabileceği görevler (davranışlar) çokça vardır.
görmeden onları zihninde canlandırarak işlem
Bu alandaki kişiler ebeveynler, öğretmenler ve
yapabilir. Mesela; çocuk oturma odasının resmini
arkadaşlardır.
çizebilir.
2. İşbirlikli Öğrenme: Birey tek başına öğrenebi-
3. Sembolik dönem (7 yaş ve üstü): Çocuk tüm
leceğinden çok daha fazlasını yakın gelişim ala-
yaşantılarını sembollerle açıklar. Yani yaşamın
nıyla (çevre desteği) işbirliği yaparak öğrenebilir.
tümüyle mecazlar, grafikler, formüller ve simgeler
yoluyla kavranmasının anlatımıdır. Dil, mantık, 3. Yapı iskelesi (Destek Olma): Çocuğun ya-
matematik, müzik alanlarının sembollerini kulla- pacağı bir öğrenmede başlangıçta bir öğretici ile
narak iletişim kurabilir ve bilişsel işlemler yapa- desteğinin olması, daha sonradan aşama aşama
bilir. bu desteğin kesilmesi ve bu sayede çocuğun tek
başına yapamayacağı bir öğrenmeyi artık bir öğ-
retici desteği olmadan yapar hale gelmesini sağ-
layan tekniktir.

112
DİL GELİŞİMİ

4. Özel Konuşma ve İçsel Konuşma: Birey 3 yaşında benmerkezci veya monolog konuşur. Vygotsky
bu durumu özel konuşma olarak tanımlar. 6-7 yaşlarında benmerkezcilik azaldığından içsel konuşmaya
dönüşür. Birey artık kendi için konuşma ile diğeri için konuşma arasında ayrım yapar. İçsel konuşma bi-
reyin zihinden geçen, seslendirilmeyen (sözcüklerle sessizce düşünebilir) düşünme sürecini anlatır. İçsel
konuşma, benmerkezci konuşma sırasında, çocuğun içine doğru dönmesi ile ortaya çıkar. Birey kendi
kendine konuşarak farkındalık yaratır, kendini anlar, durumu değerlendirir ve zihinsel gelişimine katkı
yapar. Çocuk amacına ulaşmak için veya bir problemi çözerken sessizce düşünür ve içinden konuşur.

DİL GELİŞİMİ
1. Dil Gelişim Yaklaşımları
Davranışçı Yaklaşım: Bebekler kendilerini sonuca götüren sesleri tekrar ederek dili öğrenirler. Çocuklar
tesadüfi olarak çevrede işittikleri sözcüklere benzer sesler çıkardıklarında, yetişkinler onları ödüllendirir.
Böylece pekiştireç oldukça dil öğrenilir.
Sosyal Öğrenme Yaklaşımı: Bebek için anne-babanın model olması, çocuğun onları taklit etmesi, an-
ne-babanın pekiştirmesi ve düzeltici bilgiler vermesiyle dil öğrenilir.
Biyolojik (Psiko-Linguistik Yaklaşım) Yaklaşım: İnsanlar doğuştan konuşma ve iletişim yeteneğine
sahip olarak doğar. Birey doğuştan dil öğrenebilmek için özel bir mekanizmaya sahiptir ve bu mekanizma
sayesinde çevrede konuşulan dil içselleştirilerek anlama ve konuşma gerçekleşir.
2. Dil Gelişimini Etkileyen Faktörler:
Cinsiyet: Kız çocukları, erkeklere göre daha erken konuşur ve kelime hazineleri daha fazla olur.
Çevre: Tv, bilgisayar gibi araçlar çocukların kelime dağarcığını geliştirir.
Aile: Ailenin sosyo-ekonomik durumu, aile içi ortam (sevgi, bağlılık)
Oyun: Oyunlar aracılığıyla yeni sözcükler ve düzgün cümleler kurmayı öğrenirler.
Çocuğun Duygusal Dünyası: Kardeş kıskançlığı, baba dayağı gibi durumlar çocukları olumsuz etkiler.
Kalıtım: Bilişsel gelişimimiz (zeka) doğrudan dil gelişimini etkiler.

3. Dil Gelişim Aşamaları:

Agulama - Babıldama Bebek sesleri bilinçsizce çıkarır. İstediklerini ağlayarak dile getirir.
Evresi (0-6 ay)
Heceleme Konuşma organları olgunlaşmıştır. Bebek heceleri çıkarmaya başlar. Ba-
ba, ma-ma
Tek Sözcük Evresi Konuşmada kritik dönemdir. Tek sözcüklerle çok şey anlatılmak istenilir.
(12-18 ay) Buna Morgem denir. Kedi dediğinde kedi burada,kedi gitti anlamları verilir.
Kavram gelişimi başlar. Kavram gelişimi, çocuğun duyu organlarıyla aldığı
bilgiyi, nesnelerin zihinsel tasarıma dönüştürme işidir. Alıcı ve ifade edici
dil gelişmeye başlar.
Telegrafik Konuşma Çocuklar bu dönemde iki kelimeyi bir arada kullanır. Bunlardan biri isim
Evresi (18-24 ay) diğeri fiil ya da sıfattır. Kelimeler arasında bağlaç kullanılmadan sözcükler
kullanılır. “Anne su” “Baba çikolata”
İlk Gramer Süreci Cümleler ve gramer kuralları hızla öğrenilir, kelime hazinesi genişler, kurallı
(24-60 ay) ve grameri uygun cümleler geliştirir.

113
DİL GELİŞİMİ

Dil Gelişimi ile ilgili Kavramlar Benmerkezci Konuşma: çocuk karşısındaki ki-
Fonem: Bir dildeki en temel seslerdir. /d/ veya /b/ şiyle konuşurken diyalogları kendi belirler, kendi-
ni merkeze alır. (çocuk diyoki) bana adın ne diye
Morfem: Fonemlerin anlamlı bir diziliş haline dö-
sor (anne) adın ne? çocuk diyoki) ayşe. şimdi ne
nüştürülmesidir. Ev, dal, ray…
yaptığımı sor. (anne diyoki) ne yapıyorsun? vs
Semantik: Kelime ve cümlelerin anlam bilgisidir. vs..
Çocuğun kelime ve cümleden anlam çıkarabilme-
İçsel Konuşma: Çocuk bir problemi çözmek için
sidir.
düşündüklerini içinden konuşur. anne soruyor) ne
Söz dizimi (sentaks): Sözcükleri cümle haline yapıyorsun? (çocuk) legoları birleştiriyorum, köşe
getirmedir. İsim, sıfat, özne, tümleç ve yüklem parçayı arıyorum, evet buldum tamam.
gibi cümle öğelerinin kullanılması.
Benmerkezci konuşma, içsel (içinden) konuşma-
Pragmatik (Kullanım): Dili sosyal ortamına göre dan önce gelen bir gelişim aşamasıdır. Okul ça-
kullanabilme becerisi ğında benmerkezci konuşma ortadan kalkarken
Alıcı Dil: 1. Çocuğun diğer bireylerin dilini anla- içsel konuşma (6-7 yaş) gelişmeye başlamakta-
yabilme becerisidir. Babasının gazetem nerede dır. Dolayısıyla benmerkezci konuşma içsel ko-
diye sorduğunda bunu anlaması ve gazeteye nuşmaya dönüşmektedir.
yönelmesi. 2. Çocuğun bir sözcüğü öğrendiğinde Piaget: Otistik Konuşma – Benmerkezci konuş-
bu sözcükle ilgili diğer sözcükleri de öğrenmeye ma- Sosyal Konuşma
çalışması. Odadaki bir eşyanın adını öğrenen
Vygotsky: Sosyal Konuşma- Kendi kendine ko-
çocuğun diğer eşyaları da öğrenme eğilimi gös-
EĞİT AKADEMİ

nuşma-İçsel konuşma
termesidir.
İfade Edici Dil: Çocuğun kendisine yöneltilen bir
durumu anladıktan sonra bu duruma uygun ce- KİŞİLİK GELİŞİMİ KURAMLARI
vaplar verebilmesidir. Çocukta önce alıcı dil daha Kişilik: Bireyi başkalarından ayıran doğuştan
sonra ifade edici dil gelişir. getirdiği veya sonradan kazanılan özellikler bü-
Aşırı Kurallaştırma: Kuralları ilişkili olan ve ol- tünüdür. Duygularımız, yeteneklerimiz, huyumuz,
mayan bütün durumlara uygulama eğilimidir. Si- değerlerimiz, inançlarımız, tutumlarımız, görüşle-
mit satan kişiye simitci demeyi öğrenen çocuğun rimiz gibi bütün özelliklerimiz kişiliğimizi oluşturur.
tüm meslekler için –çi,ci kullanması. Berberci… Mizaç yani huy kişinin doğuştan getirdiği ve kolay
Eksik Kurallaştırma: Kuralları yalnızca öğreni- kolay değişemediği fizyolojik özelliklerinin davra-
len örneklerle sınırlandırarak öğrenmesidir. Ah- nışlara yansıyarak devamlı hale gelmesidir. Ör-
met e abi demeyi öğrenir diğer büyüklerine abi nek sıcakkanlı olma, soğukkanlı olma…
diyememesi… Karakter, toplum(çevre) tarafından kazanılan ve
Otistik Konuşma: Duyusal motor döneminde toplumca olumlu veya olumsuz olarak değerlen-
yapılan konuşmaların genel adı dirilen davranışların devamlı hale gelmesidir. Ör-
nek Misafirperver olmak, dürüst olmak, yardım-
Monolog: Çocuk yanında başka birisi varmış
sever olmak…
gibi kendi kendine konuşma yapar. Örneğin, ço-
cuk sahilde kumdan kale yaparken yaptıklarını Benlik: Bireyin gelişimsel özellikleriyle kendini
yanında birisi onu izliyormuş gibi “şimdi kumları algılaması, değerlendirmesi, kendi kimliğinin far-
buraya toplayalım, şimdi de biraz ıslatıp sıkıştıra- kında olması…Ben dürüstüm, ben kırılganım,
lım” çiçek yapacağım, bir çiçek yapacağım,çiçek ben çalışkanım vs
çizeceğim...(yanında kimse yok) İdeal benlik: Olmak istediğimiz benliktir.

114
KİŞİLİK GELİŞİMİ

1. PSİKANALİK YAKLAŞIM Ego (Benlik): İd den sonra gelişen ve gerçeklik


1. Freud tarafından geliştirilmiştir. ilkesine göre çalışan kişilik boyutudur. İd den kay-
naklanan ve hemen doyuma ulaşması gereken
2. Davranışlarımızın temelinde cinsellik ve sal-
istekleri toplumsal değerlelrle uyumlu hale getir-
dırganlık dürtüleri olduğunu kabul eder. (libido
mek egonun görevidir. Kişinin sosyal boyutunu
thanatos)
oluşturur.
3. 0-6 yaş arasındaki yaşantılar kişiliğin ilerleyen
Süper Ego (Üst Benlik): kişiliğin toplumsal
dönemlerini etkiler
kurallardan, ideallerden, standartlardan ve de-
4. Saplanma (Fiksasyon): kişiliğin herhangi bir ğer yargılarından oluşur. İstenmeyen dürtüleri
noktasında bir takılma ya da ilerlememe olma- bloke eden, bireye ailesi ve toplum tarafından
ması durumunda saplanma gerçekleşir. "yap" ya da "yapma"larla ilgili bilinçli bir güçtür.
5. Topagrafik Kişilik Kuramı – Yapısal Kişilik Ku- Örneğin, bireyin hırsızlık yapmanın ya da yalan
ramı – Psikoseksüel Kişilik Kurumı söylemenin toplum tarafından kabul görmeyen
davranışlar olduğunu daha çocukluk döneminde
öğrenmesi gibi. Çocuğun anne ve babasından
A) Topagrafik Kişilik Kuramı (Bilinç Sınıflama- öğrenmiş olduğu toplumsal kuralları gelenekleri,
sı) görenekleri, vicdan ve ahlak kurallarını içerir. Ki-
Bilinç: Farkında olduğumuz yaşantıların bulun- şiliğin törel yanı.
duğu yerdir. Tüm dikkatini dersine vermiş öğrenci
o anda ödevinin bilincindedir. Dersini bitirdiği an
C) Psikoseksüel Gelişim Kuramı
EĞİT AKADEMİ

karnı açsa açlığı, uykusu gelmişse uykusuzluğu


bilinçlenir. Gelişim evreleri beş evrede incelenmiştir. Her
evre baş edilmesi gereken bir gereksinim ortaya
Bilinç Öncesi: Bilincinde olmadığımız biraz zor-
koyar. Bu gereksinimlerin karşılanıp karşılan-
layınca bilince getirdiğimiz yaşantıların bulundu-
maması çocuğun ilerideki davranışlarını, duygu-
ğu bölgedir. Sürekli olarak bilinçle bağlantılıdır.
larını, insanlarla ilişkilerini etkileyecektir. Kişilik
Örneğin siz şu anda çevrenizde olan her şeyin
bozuklukları bu evrelerin başarı ile tamamlanma-
bilincinde değilsiniz. Bunların sözü edilir edilmez
masından kaynaklanır.
bu uyarıların bir resmi, daha doğrusu anısı bilinci-
(0 - 1 yaş) Oral Dönem: Enerjinin yoğunlaştığı
nizde canlanacaktır.
bölge; ağız, dudaklar ve dildir. Emme, çiğneme
Bilinçdışı: Bilincin dışında olan ve özel teknik-
ve ısırma ile enerji boşalır. Oral alan uyarıldığı za-
lerle bilince çıkarılan bölgedir. Kişiliğin büyük bir man, enerji serbest hale geçer ve tansiyon azalır.
kısmı burada bulunur. Arzu, duygu, dürtü, yasak- Kendi parmağını emen bir bebek emmeden aldı-
lanmış istek, korkular, ahlak dışı istekler burada ğı zevkle oto erotik bir davranışı gerçekleştiriyor-
barınır. (hipnoz, serbest çağrışım, rüya analizi, dil dur. Freud’a göre emme yalnızca beslenme değil
sürçmeleriyle bilince getirilebilir) aynı zamanda zevk verici bir faaliyettir.
Bu dönemdeki olumlu yaşantılar güven duygu-
B) Yapısal Kişilik Kuramı (Kişilik Yapısı) larını ve paylaşım özelliklerini geliştirir. Çocuğun
İd (Alt Benlik): İlkel benlik olarak bilinir. İçgüdü- memeden erken kesilmesi ya da uzun süre em-
lerimizi ve doğuştan var olan her şeyimizi içer- zirilmesi güvensizlik, bağımlılık ve karmaşık duy-
mektedir. Biyolojik isteklerden oluşmuştur. Haz gusal yapıya yol açar. İleri yaşlarda sigara-içki
ilkesine göre çalışır ve biyolojik gereksinimlerin bağımlılığı, aşırı yemek yeme, tırnak yeme, aşırı
iyimser, aşırı kötümser, karamsar, kıskanç, küfür
derhal giderilmesi gerektirir. Bu durumda burada-
etme, oral sadizm, oral maşozim gibi saplantılı
ki duygu ve düşünceler zaman, yer, dış dünyaya
davranışlar görülür.
uyum kavramı tanımazlar.

115
KİŞİLİK GELİŞİMİ

(1 – 3 yaş) Anal Dönem: Anüs bölgesindeki (6-11 yaş) Latent (Gizil) Dönem: Tehlikeli dürtü-
kasların olgunlaşmasıyla bu döneme geçilir. Ço- ler ve fanteziler bilinçaltına itilir. Bu dönemde kız
cuğun cinsel ilgilerinin odağı anal bölgedir. Ço- ve erkek çocuklar kendi cinsiyetlerine yaklaşırlar,
cuğun zevk arayışı boşaltım aktivitesinde toplan- oynadıkları oyunların niteliği farklılaşır. Cinsel ve
mıştır. Çocuğun dışkıyı tutup bırakma işlevi önem saldırganlık enerjileri araştırma ve diğer insan-
kazanmaktadır; çünkü kasların hareketinin kendi larla ilişki kurmaya yönelir, çocuk enerjisini, spor,
kontrolünde olduğunu görmeye başlar. Bu olay, oyun ve zihinsel etkinlikler gibi somut ve sosyal
enerjinin boşalımını ve yine gerilimin azalmasını olarak kabul gören davranışlara yöneltir. Çocu-
sağlar. Dışkısıyla ilgilenir ellemekten ve bulaştır- ğun kendi cinsiyetinden olan ebeveynle özdeşimi
maktan zevk alır. Ebeveynler buna izin vermez ve cinsiyet rollerini benimsemesi bu dönemde
ve mümkün olabildiğince tuvalet eğitimini kısa tamamlanmış olur. Bu dönem sağlıklı geçirilme-
tutmaya çalışırlar. Katı baskıcı tuvalet eğitimi kişi- diğinde çocuk içsel dürtülerin denetimini sağla-
likte kızgınlık, dik kafalılık, inatçılık, cimrilik, aşırı yamaz enerjisini öğrenme ve beceri geliştirmeye
düzensizlik yada aşırı titiz aşırı düzenlilik, aşırı yöneltemez. Aşırı bir denetim mekanizmasını ge-
mükemmeliyetçilik görülür. Bu dönemi olumlu liştirerek kişiliğinde obsesif (takıntılar) bir yapının
geçirenlerde özgür seçimler yapma, kendi kara- yerleşmesine neden olur.
rını kendi verme, yaratıcı aktif bir birey özellikler (12 – 18 yaş) Genital Dönem: Çocuğun fizyolojik
gözlemlenir. olgunluğa erişmesi ve bazı hormonların etkileri-
(3 - 6 yaş) Fallik Dönem: Enerji genital bölge- nin artması ile cinsel dürtüler başta olmak üzere,
de toplanmıştır. Çocuktaki fiziksel değişmeler, bu çeşitli dürtülerin gücü artar. Ergen, durağan bir
EĞİT AKADEMİ

bölgede enerjinin toplanmasına neden olur. Bu kişisel ve cinsel kimlik oluşturmaya çalışır. Odi-
dönemde çocuklar kendi cinsiyetlerinin farkına pal duygular tekrar bilince gelir fakat çocuk artık
varırlar ve penis hem kız, hem erkek çocuklar bunlarla baş edebilecek durumdadır. Freud’a
için ilgi nesnesi olur. Çocukların anatomik yapı- göre bu dönemde çocuğun asıl görevi kendini
larındaki bu farklılığı kavrayışları ve cinsel merak ebeveynlerinden kurtarmaktır. Bağımsızlığı ka-
psikolojik olaylara da yansır. Erkek çocuk anne- zanmak kolay değildir; çünkü yıllar süren bir iliş-
sine düşkün hale gelir; babasını sever fakat aynı ki içinde kurulan güçlü ebeveyn bağımlılığından
zamanda kıskanır. Anneyle ilgili duygularını bas- duygusal olarak kopmak sancılıdır. Freud’a göre
tırarak ve babayla özdeşim kurarak dönemi son- ergenler ebeveynleriyle beraberken kaygılanır ve
landırır. Oedipal krizin üstesinden gelmek için gergin olurlar ya aileden uzakta kalmaya ya da
bebek bir superego içselleştirir. Ebeveynin ya- kendilerini odalarına kapatmaya veya akranlarıy-
saklarını kendi yasakları olarak koyar. Superego la birlikte olmaya çalışırlar. Bazen ergenler ebe-
içselleştirilmeden önce çocuk dış eleştiri ve ceza- veynlerine saygısızlık ve itaatsizlik ederek onla-
dan korkarken superegodan sonra kendi kendi- rın bağımlılığından kurtulmaya çalışırlar. Anne
ne eleştiri getirir. Kızlarda da elektra kompleksi ve baba onların yaşamını baskı altına almaya
ortaya çıkar. Çocuk annesine karşı sevgiden nef- çalıştıkça ergenler enerjilerini onlara saldırmak
rete, nefretten sevgiye doğru değişen karmaşık için harcarlar. Freud’a göre ergenler, kendilerini
duygular besler. Ayrıca çocuklarda cinsel organın duygu ve dürtülere karşı savunmak için bazı stra-
kaybetme korkusu (kastrasyon – iğdişlik) yaşa- tejiler geliştirirler. Ya bütün zevk verici şeylerden
nır. Bu dönem olumlu özellikleri bireyde girişken- kaçar, aşırı diyetlere girer ya da otorite, özgürlük,
lik, amaçlı olma, sağlıklı cinsel yaşam özellikleri sevgi ve aile üzerine zengin kuramlar oluşturur-
görülürken, olumsuz geçmesinde ise eş seçimin- lar. Ergene terapi yerine ebeveyne rehberliğin
de zorlanma, girişimlerine karşı suçluluk duyma, daha uygun olacağı üzerinde durur. Ergene kendi
eşi ve çevresiyle anlaşamama, cinsel ilişkiden çözümlerini bulabilmesi için fırsat ve zaman ta-
korkma, cinsel soğukluk yaşanabilir. nınması gerektiğini ileri sürmüştür. Bu dönemin

116
KİŞİLİK GELİŞİMİ

amacı ana babasından bağımsızlaşarak aile 2. Bahane Bulma (Mantığa Bürüme): Kişinin
dışındaki karşı cinsten kişilerle olgun ilişkiler başarısızlığını, gerçek nedenin dışındaki kabul
kurabilmeyi öğrenmesidir. edilebilir nedenlerle açıklaması veya yaptıklarını
1. Çatışma: Bir kişinin kendisi için aynı önem mantıklı gösterme çabasıdır. Kendini haklı çıkar-
derecesine sahip iki farklı istek, duygu, düşünce ma temeline dayanır. “Kedi uzanamadığı ciğere
veya ihtimal karşısında kalması sonucu bunlar- mundar der.”
dan hangisini seçeceğine karar verememesi du- 3. Yansıtma (Projeksiyon) (Başkasını Suçla-
rumudur. Üç türlü çatışma vardır: ma): Yansıtma mekanizmasının iki şekli vardır:
a) Yaklaşma – Yaklaşma Çatışması: İstenen iki Birinci şekilde; kişi kendisince olumsuz saydığı
durumdan birini seçmek zorunda kalma halimiz- özellikleri suçluluk duygusu uyandıracak düşün-
dir. Mesela; bir kişinin, beğendiği 2 parfümden ce ve isteklerini başka insanlarda görmesi ya da
birini seçmek zorunda kalması. onlara yüklemek istemesidir. Yani kişi kendisinin
kötü özelliklere sahip olmadığını ve bu özellikle-
b) Kaçınma – Kaçınma Çatışması: İstenmeyen
rin başkalarında olduğunu söyler. Mesela; Ya-
iki durumdan birini seçmek zorunda kalma hali-
lan konuşmayı alışkanlık haline getiren birisinin
mizdir. Mesela; bir kişinin hem hasta olup hem
çevresindeki insanların çok yalan konuştuğunu
de iğne vurulmaktan korkması.
söylemesi, bencil birisinin çevresindeki insanla-
c) Yaklaşma – Kaçınma Çatışması: Aynı duru- rın bencil olduğunu söylemesi. Rüşvet alan bir
mun bir istenen bir de istenmeyen özelliğe sahip memurun “herkes alıyor” demesi. İkinci şekilde;
olması nedeniyle o durumu tercih yapmak zorun- kişi yetersizliğinin, başarısızlığının nedenlerini
EĞİT AKADEMİ

da kalması halidir. Mesela; bireyin yüzmek iste- kendi dışındaki eşya, olay veya insanlarda arar,
mesi fakat hasta olmaktan korkması nedeniyle yani burada kişi başkalarını suçlar. Mesela; Gol
kararsızlık yaşaması. yiyen kalecinin arkadaşlarına “bir adamı tutamı-
yorsunuz” demesi. Bir futbol maçını kaybeden
EGO SAVUNMA MEKANİZMALARI takımın başkanının suçu hakemlerde araması.
Dışsallaştırmada kader gibi elinde olmayan güç-
Engellenme ve çatışmanın oluşturduğu hayal kı-
lere yükler.
rıklığı, gerginlik ve kaygının etkisinden kurtulmak
isteyen bireyin, benliğini korumaya yönelik gös- 4. Yadsıma (İnkar etme): Benlik için tehlikeli
terdiği tepkilere savunma mekanizması (uyum olarak algılanan, sıkıntı ve kaygı yaratabilecek
mekanizması) denir. Sorunlarla baş edemeyen bir gerçeği yok saymak veya görmezden gel-
ego, bilinçdışı yönü sayesinde bu yola başvur- mektir. Birçok olumsuz deneyimlerimizi bilinçaltı-
maktadır. na atmakla kalmayız, aynı zamanda bunları hiç
yaşanmamış gibi yok sayarız. Öfke, kızma en
1. Bastırma (Güdülenmiş Unutma): Bireyin
çok yadsınan duygulardır. Mesela; Bireyin ölüm
benliğini rahatsız eden bir isteği, duyguyu veya
döşeğindeki annesinin öleceği fikrini kabul etme-
düşünceyi bilinçaltına bastırarak unutmasıdır. Bi-
mesi.
rinci savunma mekanizmasıdır. Diğer savunma
mekanizmalarının temelini oluşturur. Kişiyi rahat- 5. Karşıt Tepki Geliştirme (İkiyüzlülük): Gerçek
sız eden bu şeyler; ürkütücü nesne ve olaylar, acı duygularımızı göstermek için, içinde bulunduğu-
veren ve utanç duyulan anılar, suçluluk duyguları, muz ortam uygun değilse, gerçek duygularımıza
kişinin kendisiyle ilgili değersizlik düşünceleri vb. zıt olan ama ortama uygun davranışlar sergile-
dir. Mesela; İnsanın alacağı borcunu değil vere- memiz olayıdır. Yani bir kişinin gerçekte hisset-
ceği borcunu (kredi kartı, KYK borcu) unutması. tiği duyguların tam aksi davranış göstermesidir.
Dişçiden korkan birinin dişçi ile olan randevusunu Mesela; Kardeşini kıskanan birinin çevrede onun
unutması. koruyucusu gibi davranması.

117
KİŞİLİK GELİŞİMİ

6. Gerileme: Kendisi için olumsuz sayılabilecek 10. Yön (Yer) Değiştirme: Gerçek hedefine yö-
bir durumla karşılaşan bireyin yaşına uygun ol- neltildiğinde benlikçe kabul edilemeyen, kaygı
mayan, bulunduğu gelişim dönemine göre daha yaratan duygu ve davranışların asıl hedefinden
basit ve önceki gelişim dönemlerine dönerek daha az kaygı yaratacak farklı bir hedefe yönel-
kendisinden beklenmeyen (özellikle çocuksu) tilmesidir. Yani kişinin, öfkesini ve tepkisini olayın
tepkilerde bulunmasıdır. Mesela; Küçük kardeşini gerçek sebebi olan kişiye değil de gücünün yettiği
kıskanan bir çocuğun altını ıslatması. Bazı genç başka hedeflere yöneltmesidir. Mesela; Hakeme
kızların, özellikle sevgilileriyle çocuksu konuşma- kızan sporcunun formasını yırtması veya topa
sı. Yaşlı bir kadının genç kızlar gibi giyinmesi, aşı- vurması. Telefonda babasına kızan gencin tele-
rı makyaj yapması. fon ahizesini yere atması.
7. Özdeşim Kurma (Özdeşleşme) (Taklit 11. Çarpıtma: Bireyin kendi iç dünyasının ge-
etme): Kişi kendisinde olmasını istediği özellikleri reksinimlerine göre, kendi dışındaki olayları ve
(başarı, dış görünüş vb.), bunlara sahip kişilerle olguları gerçekçi olmayan bir şekilde değişikliğe
özdeşim kurarak sağlamaya çalışması veya baş- uğratarak açıklama eğilimidir. Bireyin olayları ve
ka kişi, kuruluşların başarısından kendine pay çı- olayların sonuçlarını kendi işine geldiği gibi yo-
karmasıdır. Bir taraftarın tuttuğu futbol takımının rumlaması ve anlamasıdır. Mesela; Kötü alışkan-
başarısıyla övünmesi. lıkları nedeniyle sevilmeyen bir kişinin, “ben çok
8. Ödünleme (Telâfi): Kişinin kendisindeki bir güzelim, akıllıyım, o yüzden meyve veren ağacı
eksiklikten dolayı veya bir alandaki başarısızlığın- taşlarlar.” diyerek sevilmediğini belirtmesi gibi.
dan dolayı hissettiği eksikliği veya ezikliği başka 12. Hayal kurma (Fantezi, Düş Kurma): Ulaşı-
EĞİT AKADEMİ

bir alanda (başka bir faaliyetle) başarılı olma ça- lamayan arzulara hayal kurma yoluyla ulaşılarak
basıyla telâfiye çalışmasıdır. Eksikliğinin ya da
bir bakıma avunma, telafi etmedir. Burada kişi
yetersizliğinin (boyu kısa olan, kilolu olan, bir kolu
düş kurma yoluyla kendisini olmasını istediği gibi
olmayan, kör veya sağır olan) etkilerini doğrudan
düşleyerek kendisinde oluşan hayal kırıklığını ve
gidermek yerine, kişi bir diğer yönünü geliştirerek
kaygıyı azaltmaya çalışır.
ya da ilgiyi bir diğer yönüne çekerek de bu eksik-
liğini ödünleyebilir. Özellikle bedensel kusurlar ilk 13. Polyannacılık (Tatlı limon, Aşırı İyimser-
başta ödünlenir. Mesela; Derslerinde başarısız lik): Bireyin, hayal kırıklığı yaratan durum veya
olan birinin okul futbol takımında başarılı olmaya olaya karşı iyi tarafından bakarak kaygıyı azalt-
çalışması. Çirkin bir bayanın karşı cinsle olumlu maya çalışmasıdır. Yani her olumsuz durumda
ilişkiler kuramaması nedeniyle evlenememesi an- olumlu ve iyi yönler görme eğilimidir. Bardağın
cak bu eksikliğini akademik alanda üstün başarı dolu tarafını görmeye çalışmaktır. “cana gelen
sağlayarak profesör olup telafi etmesi mala gelsin” demesi. Sınavdan kötü alan birisi-
nin, “olsun bu bana bir ders oldu” demesi gibi.
9. Yüceltme: Toplumca onaylanmayan ilkel nite-
likteki dürtü ve isteklerin (saldırganlık ve cinsellik) 14. Saplanma: Kişiliğin bazı yönlerinin gelişimi-
doğal amaçlarından çevrilerek, toplumca onayla- nin belli bir düzeyde durması ve olgunlaşmanın
nan etkinliklere (sanat, spor) dönüştürülmesidir. gerçekleştirilememesi durumudur. Freud’a göre
Burada toplumca onaylanan etkinliklere yönelile- bunun temel nedeni Fallik evreye saplanıp kal-
nen alan ile doyurulmamış asıl motivler (dürtüler) madır ve saplanma kişiliğin daha çok duygusal
arasında bir bağ vardır. Yani asıl güdüye ben- yönüyle ilgilidir. Ayrıca saplanmada çocukluk yıl-
zer bir alan ile bu güdüler doyurulmaya çalışılır. larında doyurulamamış bir ihtiyacın sonraki dö-
Mesela; Saldırganlıktan hoşlanan birisinin gidip nemlerde doyurulmaya çalışılması vardır.
asker, polis, boksör olması. Benlikte kaygı uyan- 15. Diğerkamlık (Özgecilik): Kendinden çok
dıran aşırı cinsel dürtülerin şiir, roman yazarak, başkasını düşünmek, saçını süpürge etmek
ressam olunarak yüceltilmesi

118
KİŞİLİK GELİŞİMİ

16. Bedenselleştirme (Organlaştırma): Kişinin Temel güven duygusundan yoksun olarak ye-
kaygılarının bedensel organlarda anlatım bulma- tişmiş çocuklar, ileriki yaşamlarında sosyal ilişki
sıdır. Okula gitmek istemeyen bir çocuğun başı- kurmaktan kaçınan, çekingen, kaygılı, kararsız
nın ya da midesinin ağrımaya başlaması. ve kendine güvensiz olma gibi kişilik özellikleri
geliştirirler.

PSİKO-SOSYAL GELİŞİM (ERİKSON) 2. Özerkliğe karşı kuşku ve utanç (1-3 yaş):


Bu dönem, Freud’un Anal döneminin karşılığı-
Erikson, Freud’dan etkilenmiştir. Erikson,
dır. Çocuk özerk bir şekilde davranıp bağımsız
Freud’dan farklı olarak kişilik gelişiminde, biyo-
eylemlerden zevk almaya başlar.Kendi kendine
lojik etmenlerden çok sosyokültürel etkenlerin
yemek yeme, eşyalarını toplama, giyinme ve so-
etkisini kabul etmiştir. Freud normal dışı dav-
yunma, giysisini seçme, kendisiyle ilgili konularda
ranışlar üzerinde dururken, Erikson daha çok
söz hakkı verme gibi davranışlarda çocuğa izin
normal davranışlar ve sağlıklı gelişim üzerinde
ve destek verilmelidir. Böylece çocukta bağım-
durmuştur. Erikson, Freud’dan farklı olarak, kişi-
sızlık duygusunun temelleri atılır. Anne-babanın
lik gelişiminde sadece yaşamın ilk yıllarının (0-6
aşırı kısıtlayıcı, koruyucu ve cezalandırıcı olma-
yaş) önem olmadığını, tüm yaşam boyunun kişi-
sı, çocuğun kendi kapasitesi hakkında kuşkuya
lik açısından önemli olduğunu ve kişiliğin yaşam
düşmesine ve utanç duymasına neden olacaktır.
boyu devam ettiğini ileri sürmektedir. Erikson’a
Ayrıca çocuk çekingen olma, kendi başına karar
göre benlik gelişimi, belirli zaman dilimleri içeri-
alamama, saldırganlık gibi davranışlar göstere-
sinde biyolojik temelli ve aşamalı olur (epigenetik
cektir. İleriki yaşamlarda görülen bağımlı (ipotek)
ilke). Erikson’a göre ise birey yaşam boyunca,
EĞİT AKADEMİ

kimlik, inatçılık, cimrilik-eli açıklık, düzenlilik-dü-


gelişim dönemlerinin her birinde farklı bir çatışma
zensizlik bu dönemde geçirilen yaşantıların sonu-
durumu (psikososyal kriz) yaşar. Bir dönemdeki
cudur.
kriz atlatılmazsa sonraki dönemlerde de devam
eder fakat uygun çevre koşullarının oluşması ha- 2013 KPSS: Üç yaşındaki Can, annesinden ken-
linde çözüme kavuşturulabilir. Yani gelişim krizleri disine omlet yapmasını ister. Annesi Can’a omlet
sonraki dönemlerde telafi edilebilir. Ancak bunun hazırlarken Can da mutfak tezgâhının önüne çek-
tersi de mümkündür. Yani uygun zaman diliminde tiği taburenin üstüne çıkar. Annesine “Sana yar-
kazanılan bir özellik, ilerleyen süreçte olumsuz dım etmek istiyorum. Yumurtaları ben kıracağım.”
çevre koşulları nedeniyle kaybedilebilir. der. Can’ın bu isteği, Erikson’un psikososyal geli-
şim kuramına göre aşağıdaki kavramlardan han-
1. Temel güvene karşı güvensizlik (0–1 yaş):
gisiyle açıklanır? D) Özerklik
Bu dönem, Freud’un Oral döneminin karşılığı-
dır. Sağlıklı kişilik gelişiminde ilk olarak bireyin 3. Girişimciliğe karşı suçluluk (3-7 yaş): Bu
kendisine, başkalarına ve dış dünyaya güven dönem, Freud’un Fallik döneminin karşılığıdır.
oluşturması önemlidir. Bu nedenle ilk kazanıl- Çocuk bu dönemde, belli amaçlara yönelik giri-
ması gereken özellik güven duygusudur. Temel şimler başlatır. Çocuk çevresinde olup bitenlere
gereksinimlerinin karşılanmasında tamamen dışa daha duyarlı ve meraklı hale gelmiştir. Çocuk
bağımlı olan bebeği, anne-babası veya bakıcısı çevresindeki olayları anlayabilmek için sık sık
yeterince besler, sevgi ve ilgi gösterir ve de onu sorular sorar, keşfetmeye ve araştırmaya yönelik
korursa bebek kendini güvende hissedecektir. bir takım girişimlerde bulunmak ister. Çocuğun
Mesela; güven duygusuna sahip olan birey, yeni sorularına anlayabileceği şekilde gerçekçi, net
kazandığı üniversiteye gittiği zaman, yeni ortam- ve açık cevaplar verilmesi gerekmektedir. Çocu-
daki arkadaşlarıyla hemen iletişim kurabilecek ğu sorduğu sorular yüzünden azarlamak, ceza-
ve ortama kolayca uyum sağlayabilecektir. Tersi landırmak ya da uygun cevaplar vermemek ve
durumda ise güvensizlik duygusu gelişecektir. araştırma çabalarının önüne geçmek çocuktaki

119
KİŞİLİK GELİŞİMİ

girişimcilik duygusunu köreltecek ve kendini suç- iyi ilişkiler kurabilme seviyesine gelmiştir. Bu dö-
lu hissetmesine neden olacaktır. Böylece çocuk nemde birey, karşı cins ile geleceğe ve evliliğe
kendi kabuğuna çekilecektir. Mesela; “evin bir kö- yönelik yakın ilişkiler kurmayı ister. Aynı zaman-
şesinde duran eski radyoyu gören Hasan’ın için- da bu yaşta kendi kişiliğine ve yeteneğine uygun
de ne olduğunu merak ederek radyoyu sökerek meslek seçme isteğini de taşır. Eğer birey evlilik,
incelemesi” girişimcilik duygusudur. arkadaşlık kurma veya meslek seçimi gibi konu-
4. Başarıya karşı aşağılık/yetersizlik duygusu larda başarısız olursa, yakın ilişkilere geçemiyor
(7-11 yaş): Bu dönem, Freud’un Gizil (Latent) dö- ise yalnızlığa düşer ve insanlardan uzaklaşır.
neminin karşılığıdır. Bu dönemde çocuk bir şeyler 7. Üretkenliğe karşı durgunluk (35-65 yaş): Bu
üretmek, yaptığı işlerde başarılı olmak, yaptığı dönemde birey, üretken ve yaratıcıdır. Birey ge-
işlerden beğeni toplamak, çevresi tarafından tak- rek kendisi için (anne-baba olmak, çocuk yetiştir-
dir edilmek isteyecektir. Yaptığı işlerde başarılı ol- mek), gerekse çevresi ve toplum için yararlı işler
dukça kendisine güven (akademik özgüven) du- yapmak ister. Bu dönemde bireyin üreticilik işlevi-
yacak, kendisine olan güveni arttıkça da çalışma ni yerine getirmesinde, genç kuşaklara rehberlik
ve başarılı olma güdüleri artacaktır. Aksi halde etmesi de önemli bir yer tutar. Üretken olamayan
aşağılık ve yetersizlik duygularına kapılacaktır. bireyde hiçbir işe yaramama duygusu gelişir. Bi-
Çocuğu başkalarıyla kıyaslamak, çocuklardan il- rey, durgunluk dönemine girer, çevresine karşı
giyetenek alanlarının dışında başarı talep etmek, kayıtsız kalır ve aşırı bireyselleşir.
gelişim düzeylerine uygun olmayan sorumluluklar 8. Ego (Benlik) bütünlüğüne karşı umutsuz-
vermek olumsuz benlik gelişimine sebep olur. luk (65 yaş ve üstü): Emeklilik dönemidir. Bu
EĞİT AKADEMİ

5. Kimliğe karşı kimlik-rol karmaşası (11/12- dönemde birey, geçmişini, yani tüm yaşamını
18 yaş): Bu dönem, Freud’un Genital dönemi- gözden geçirir; bir nevi yaşam muhasebesi ya-
nin karşılığıdır. Ergenlik dönemini kapsar. “Ben par. Verimli ve dolu bir yaşam geçirmiş, yaşamsal
kimim” sorusunun sorulduğu ve kimlik arayışının amaçlarına ulaşmış olduğunu hisseden bireyler
yoğunlaştığı dönemdir. Yani bu dönemde benlik benlik bütünlüğüne ulaşırlar. Bu sayede birey gü-
gelişimi söz konusudur. Benlik; bireyin kendine venli, mutlu, çevresine ve kendine faydalı, sevgi
ait duygu, düşünce ve değerlerinin toplamıdır. dolu bir yapıya sahip olurlar. Böylece birey ölümü
Olumlu benlik geliştirmek bu dönemin en öncelikli daha kolay kabullenebilmektedir. Aksi durumda
ihtiyacıdır. Bu dönemde birey, ya bir kimlik kaza- ise, hayatını boşa geçirdiğine inanan birey, ha-
nır ya da kimlik (rol) karmaşası yaşar. yatında değişiklik yapmak için çok geç olduğunu
Birey kendi ilgi ve yetenekleriyle ilgili uyumlu bir düşünür. Bu nedenle kendine güvensiz, uyum-
kimlik duygusu geliştirmişse, gelecek yaşamıyla suz, sevgiden mahrum bir yapıya sahip olurlar ve
ilgili kararlarını başarılı şekilde vermeye başla- ölümü kabullenmekte zorluk çekerler.
mış, kendine özgü bir değerler sistemi oluştura-
rak kişisel ve mesleki planlar oluşturabilmiş de- KİMLİK STATÜLERİ
mektir. Kimlik krizi ise, bireyin bu türden kararlar
Başarılı kimlik statüsü: Başarılı kimlik statüsün-
alamamış ve gelecekle ilgili herhangi bir plan
deki birey, kimlik krizini başarıyla atlatmış, ken-
yapmamış olmasıdır.
dine özgü değerler sistemi geliştirmiş, gelecek
6. Yakınlığa karşı uzaklık (yalnızlık, yalıtılmış- yaşamına ilişkin planlar yapmış ve kendi karar-
lık) (18-35 yaş): Bu dönemde birey, kimlik arayışı larıyla bir kimliğe bağlanmayı gerçekleştirmiş bir
(kazanma) çabalarını aşmış artık çevresindeki ergendir. Ergen, verdiği kararların doğru olduğu-
kişilerle yakın ilişkiler kurmaya, dostluk ve sevgi na inanan ve kararlarından dolayı memnun olan
ilişkilerine girmeye ve sorumluluk almaya hazır bir bireydir. Diğer insanların da kendilerini kabul
hale gelmiştir. Ergenliğe göre çevresiyle daha ettiklerine inanırlar.

120
KİŞİLİK GELİŞİMİ

Ertelenmiş veya Askıya alınmış (moratoryum) BAĞLANMA KURAMLARI (Etholojik Kuram)


kimlik: Kimlik krizini atlatamamış (yani halen Bowlby’e göre özellikle 0-1 yaş döneminde be-
kimlik bunalımı yaşayan) ve çözüm yolu bula- bekler yakın çevresindekilere bağlanma eğilimin-
mayan bireylerin sahip olduğu kimliktir. Bir kriz de olmaktadırlar. Bowlby’e göre bağlanma, “belirli
yaşanmasına rağmen herhangi bir seçeneğe bir kişiye karşı, özellikle stresli durumlarda yakın-
bağlanma olmamıştır. Bu nedenle kimlik oluşumu lık arama ve sürdürme eğilimi tarafından oluştu-
askıya alınır ve bir kararsızlık, erteleme, bekleme rulmuş sürekli, duygusal bir bağdır.” Bağlanma,
dönemine girilir. Mesela; genç kızların erken yaş- biyolojik temelli olan bir yakınlık ve ilişki kurma
ta evlenmek istemeleri, erkeklerin erken askere isteğidir. Yani öğrenilmemiş bir sosyal davranıştır.
gitmek istemeleri. a) Güvenli Bağlanma: İhtiyaçları tutarlı, düzenli,
Bağımlı (İpotekli, Erken Bağlanma) kimlik: Bi- zamanında karşılanan bebeklerin bağlandığı mo-
rey, kimlik krizi yaşamaz. Çevresindeki olanakları deldir. Bebeğin bağlandığı bireye güvenin esas
araştırmaz. Birey, kendisiyle ilgili önemli konular- olduğu, sağlıklı duygusal bağlanmadır. Güven-
da karar alma girişiminde bulunmaz. Kimlik konu- li bağlanan bebek, anneden bir süreliğine ayrı
sundaki tüm kararları anne-baba veya otorite ola- kalma konusunda hiçbir sıkıntı çıkarmaz, onun
rak kabul edilen diğer kişiler alır. Yani birey, kendi tekrar geri döneceğini bildiği için duyduğu geri-
lim normal seviyede olur. Yani üzülür, ağlar; anne
kimliğiyle ilgili başkasının verdiği kararları kabul
geri gelince onu sıcak karşılar, sevinir, onunla
etmiştir; bu nedenle kimlik arayışına girmez; ken-
etkileşim kurmaya çalışır, ancak hırçın davran-
disi için belirlenen kimliğe girer.
maz. Güvenli bağlanan bebekler, anneyi daima
Dağınık (Kargaşalı) Kimlik: Bu kimlik statüsün- bir yabancıya tercih ederler. Fakat yabancılarla
EĞİT AKADEMİ

deki bireyler bir kimlik krizi (kimlik bunalımı) ya- da rahat iletişim kurabilirler.
şamazlar. Meslek ve rol seçimleriyle ilgili bir gü-
b) Güvensiz-Kaçınan Bağlanma: Bebekle ye-
düleri ve endişeleri de yoktur. Bu nedenle bu tip
teri kadar ilgilenilmemesi, bebeğin ihtiyaçlarının
bireyler bir kimliğe bağlanmaktan kaçınırlar. Kim- yeteri kadar karşılanmaması veya düzensiz kar-
lik edinme konusunda ciddi bir girişimleri olmadı- şılanması sonucu bu bağlanma modeli oluşur.
ğı gibi, bu durum onları rahatsız da etmez. İçinde Bebek artık iletişimin gerekliliğine inanmaz. An-
bulunduğu grupları ve kararlarını sık sık değiştirir nesi onu terk ettiğinde bir sorun yaşamaz, tepki
ve kararsız davranışlar sergiler. Etkileşimin ve de göstermez; yani ağlamaz, umursamaz görü-
yönlendirmenin zayıf olduğu ailelerde görülür. nür. Annesi geri geldiğinde, bir tepki ya da onunla
Ters kimlik: Kimlik oluşumunda ergenin çevresi gitme eğilimi de göstermez. Anneyle etkileşim
tarafından kabul edilmesi önemlidir. Ters kimlik, kurmaktan kaçınır. Kendi kendine yetebilmeye
ailesi ve sosyal çevresi tarafından olumlu kabul aşırı önem verir.
görmeyen bireyin, ailesi ve sosyal çevresi tara- c) Güvensiz - Çelişkili (İkircikli, Dirençli, Ka-
fından istenmeyen bir kimliği seçmesidir. Mesela; rarsız) Bağlanma: Annenin bebeğini sık sık
ateist bir ailenin dindar oğlu, savcının suçlu oğlu. yalnız bırakması yüzünden, bebek her an yalnız
kalacağı (terk edileceği) endişesini taşır. Bu ne-
Gölgelenmiş kimlik: Ailesi ve sosyal çevresi
denle bebek, ayrılık durumuna direnç gösterir ve
tarafından baskı altında tutulan bireyin, onların
ayrılmak istemez. Bağlandığı kişiler ortamdan ay-
istediği davranışları, rolleri (kimliği) istemeyerek
rılırken aşırı üzüntü ve öfke duyar, döndüğünde
seçmesidir. Mesela; Demet mühendislik bölümü-
ise ya ona sımsıkı sarılır ya da onu iterek, dö-
nü tercih etmek ister, fakat ailesi onun öğretmen
verek, huzursuzluk çıkararak tepkilerini gösterir.
olmasını isteyip bu yönde baskı yapar ve Demet, Yani bebek fiziksel teması eş zamanlı olarak hem
bu baskı sonunda öğretmenliği tercih eder. arar, hem de buna direnir. Mesela; kucağa alın-
dığında bebek ağlayabilir, aşağıya inmek için de
öfkeyle tepinebilir.

121
KİŞİLİK GELİŞİMİ

d) Örgütlenmemiş (Yönlendirilmemiş- orga- fakat başka kişilere güvensizlik ve reddedilme


nize olmamış) Bağlanma: Bebekler, ayrılık du- korkusu yaşadıkları için sosyal onaya karşı aşırı
rumunda bazen belli bir davranış kalıbı göster- bir duyarlılık gösterirler. Bu bireyler, reddedilme
mezler. Bazen yabancı durumlarda kaçınan ve ihtimalini ortadan kaldırmak için sosyal ortamlar-
çelişkili bağlanma türlerinin bir karışımı olan bu dan ve yakın ilişkilerden kaçarak incinmemeyi
bağlanma tipini gösterir. Bebek karmaşa ve endi- güvence altına almaya çalışırlar.
şe içinde afallamış yani kararsız tepkiler gösterir. d) Kayıtsız/Kaçınan Bağlanma: “olumlu benlik”
+ “olumsuz başkaları” Kayıtsız bağlanma stiline
2. Yetişkin Bağlanma Stilleri Bartholomew ve sahip kişiler olumlu benlik algısı oluşturmak için
Horowitz (1991) özerkliklerine oldukça önem verirler, yakın ve
sosyal ilişkilerde bağımlı kalmayı reddederler. Bu
Benlik Modeli (Kendini Algılama)
nedenle bu kişiler, edilgen olarak yakın ilişkiler-
a) Güvenli Bağlanma: “olumlu benlik” + “olumlu den kaçınırlar. Bağımsızlığa aşırı değer verirler,
başkaları” Bu bağlanma stiline sahip olan kişi- yakın ve sosyal ilişkilerin çok da önemli olmadığı-
ler sağlıklı bir kişilik yapılanmasına sahiptir. Hem na inanırlar. Bunun sonucu hayatın kişisel olma-
kendilerine hem de diğer insanlara duydukları yan alanlarında da (iş yaşamı, boş zamanları faa-
saygı ve güven yüksektirler. Güvenli bağlanma liyetleri) belli bir şahsa bağlı olmayan boyutlarına
stili, kişinin ileri yaşamında içten, samimi ve uzun odaklanma eğilimi vardır.
ilişkiler kurabilme, tutarlı davranışlar sergileme,
doğal olma, iyi niyet ve yaşama karşı pozitif bir
AHLAK GELİŞİMİ
EĞİT AKADEMİ

bakış açısı takınmak gibi beceriler olarak kendini


gösterir. Ahlak; toplumun içinde kişilerin benimsedikleri
b) Saplantılı Bağlanma: “olumsuz benlik” + ve uymak zorunda oldukları değerler ve kural-
“olumlu başkaları” Bu bağlanma stiline sahip olan lardır. Ahlak gelişimi; temelde çocukların belirli
kişiler başkalarına karşı olumlu duygular besler- davranışları “iyi ya da kötü” olarak değerlendirme
ken aynı duyguları kendi benliğine göstermezler. biçimidir. Ahlak gelişimi yaşa bağlı olarak değişen
Kendilerini değersiz hisseder ve sevilmeye değer evreler içinde gerçekleşir.
görmezler. Saplantılı bağlanma stiline sahip kişi-
lerdeki en belirgin özellik kendine güven eksikliği- 1. PİAGET’İN AHLAK GELİŞİMİ
dir; hem reddedilmekten hem de terk edilmekten
Ahlak gelişimi bilişsel gelişime paralel olarak çev-
korkarlar. Eksik olan güven duygusunu başkala-
rede oluşan sosyal etkileşime göre gerçekleşir.
rına bağlı kalarak, başkalarının boyunduruğunda
Bu ahlaksal gelişim hiyerarşik bir sıra izleyen dö-
onlara hizmet ederek tamamlamaya çalışırlar.
nemler içinde ortaya çıkmaktadır.
Reddedilmek ve terk edilmek bu tarz bireyler için
katlanılması güç bir durumdur. Bu nedenle ilişki- Piaget, çocukların doğru ve yanlışa ilişkin yargı-
lerinde kendilerini kanıtlama eğilimi gösterirler. larının yaşlarına bağlı olarak değiştiğini gözlem-
lemiştir. Piaget’e göre okulöncesi dönemde (0-5
c) Korkulu Bağlanma: “olumsuz benlik” + “olum-
yaş), çocuklarda kural kavramı olmadığından,
suz başkaları” Güvenli bağlanmanın tersine kor-
bu dönemde ahlak söz konusu değildir. Bu dö-
kulu bağlanma stiline sahip bireyler kurduğu iliş-
neme biz ahlak öncesi dönem de diyebiliriz. Bu
kilerde hep güven sorunu yaşarlar. Reddedilmek
nedenle ahlak gelişimi, somut işlemler dönemine
ve incinmek gibi duygulardan kaçma amacıyla
(6 yaşa) kadar başlamaz (benmerkezci eğilimden
ilişkilerine hep bir mesafe koyarlar. Duygularını
dolayı).
ifade etmekten, içten ve samimi ilişkiler kurmak-
tan kaçınırlar. Sosyal temas ve yakınlık isterler,

122
AHLÂK GELİŞİMİ

Piaget, ahlak gelişimini iki dönemde incelemiştir. • Hak, adalet, özgürlük kavramları önemlidir.
1- Dışsal Kurallara Bağlı Dönem (6-10 yaş) • Davranışın iyi ya da kötü olması davranışın
2- Özerklik dönemi (11-+ yaş) altında yatan niyete bağlıdır.

1. Dışsal Kurallara Bağlı Dönem (Ahlaki ger- Örneğin; Kazayla 3 tabak kıran Emre, bilerek 1
çekçilik-Heteronom Ahlak) (6-10): tabak kıran Can’a göre suçsuzdur. Çünkü 3 tabak
kıran Emre bilmeyerek tabakları kırmıştır.
• Somut işlemler dönemini kapsar.
Dışsal Kurallara Bağlı Döneme göre: Emre
• Ahlak yargılarda başkalarına (otoriteye) ba-
suçlu Özerklik Döneme göre: Can suçlu
ğımlıdır.
• Çocuklar kuralların değişmezliğine inanır. Ku-
rallara uymayanların otomatik olarak cezalan- KOHLBERG’İN AHLAK GELİŞİMİ
dırılması gerektiğini düşünür. Kolhberg de tıpkı Piaget gibi ahlak gelişiminin bi-
• Kayıtsız şartsız kurallara uyma söz konusu- lişsel gelişime paralel olduğunu savunmaktadır.
dur. Kohlberg’e göre birey, karşı karşıya kaldığı bir
• İşlenen suçun önem derecesini, suça bağlı durum hakkında ahlaki yargıda bulunurken, bir
olarak ortaya çıkan fiziksel sonuçlar belirler. ikilem içindedir ve bu ikilemlere vereceği ahlaki
Sonuçta daha fazla zarara yol açan suçlar, tepkiler sonucunda giderek kendi ahlak anlayışını
daha az fiziksel zarara yol açan suçlara göre oluşturmaktadır. Bireyin seçtiği değeri seçme ne-
EĞİT AKADEMİ

daha kötüdür. Yani sonuç önemlidir. Niyet deni (niyetine) göre evreleri belirlemiştir.
önemli değildir. Kohlberg ahlaki gelişimi üç dönemde incelemiştir.
1. Gelenek öncesi düzey
Örneğin; Kazayla 3 tabak kıran Emre, bilerek 1 2. Geleneksel düzey
tabak kıran Can’a göre daha suçludur. Çünkü 3 ta- 3. Geleneksel sonrası düzey
bak kıran daha fazla fiziki zarara sebep olmuştur.
Örneğin; Özgür, annelerine sürpriz bir doğum
1. Gelenek Öncesi Düzey:
günü pastası yapmak isterken on yaşındaki
ağabeyinin mutfağı çok fazla kirlettiğine, on dört Piaget’in işlem öncesi bilişsel dönemine denk
yaşındaki ablasının ise, annesinin misafirler için düşer. Bu dönemde çocuğun ahlaki yargılarında
yaptığı pastadan gizlice yerken buzdolabının benmerkezcilik egemendir. Otoriteye itaat eder.
önüne küçük bir parça düşürdüğüne tanık olur Kurallar değişmez. Ödül ve ceza önemlidir.
(2007-KPSS). Ahlaki gerçekçilik döneminde
bulunan Özgür, mutfağı daha fazla kirlettiği için 1. İtaat ve Ceza Eğilimi
ağabeyini daha fazla kabahatli bulur. Özgür dav-
• Temel özellik otoriteye uyma ve cezalandırıl-
ranıştaki niyete bakmaz.
maktan kaçınmadır.
• Birey kurallara, doğruluğuna inandığı için de-
2. Özerklik Dönemi (Ahlaki görecelik - Oto- ğil, cezadan kaçındığı için uyar.
nom Dönem) (11- +):
• Olayların sonucuna göre değerlendirme esas-
• Soyut işlemler dönemiyle ortaya çıkar. tır. Niyet önemli değildir. Cezalandırılmışsa
• 11. yaşlarla birlikte çocuklar, kuralların insan- yapılan davranış yanlış, cezalandırılmamışsa
lar tarafından oluşturulduğunu ve gerektiğinde doğrudur.
değiştirilebileceğini anlamaya başlar.

123
AHLÂK GELİŞİMİ

• Otorite göz önünde değilse kurallar çiğnenebi- • Birey kendini diğer insanların yerine koyarak
lir. onların beklentilerine uygun davranır.
• Bu dönemde işlenen suçun büyüklüğüne yö- Mesela; Bir bireyin anne-babası kırılmasın diye
nelik algı da, verilen zararın fiziksel sonuçla- hiç istemediği ve sevmediği biriyle evlenmesi. Bir
rıyla doğru orantılıdır. gelinin kaynanası “Hamarat gelinin” desin diye
Mesela; Kimse görmediğinde hırsızlık yapmak, evini sürekli temizlemesi.
trafik polisi yokken kırmızı ışıkta geçmek.
Mesela; Kopya çekmedim çünkü yakalanırsam UYARI: Saf çıkarcı eğilim ile iyi çocuk eğilim
okuldan atılırım (2010-KPSS). arasındaki fark; saf çıkarcı eğilimde maddi men-
faat karşılığı iş yapılır ve bireyin kendi çıkarı,
mutluluğu ön plandadır. İyi çocuk eğiliminde ise
2. Saf Çıkarcı Eğilim (Araçsal ilişkiler eğilimi)
manevi menfaat için iş yapılır ve kendinden çok
• Temel özellik birey için her şey karşılıklıdır. başkalarının çıkarları ve mutluluğu ön plandadır.
Yani çıkarcılık önplandadır. Ama hep kendi- Mesela; bir hasta bakıcı, hastalardan para aldı-
si (Bencillik) önplandadır. Birey bir davranışı ğı için onları ön sıralara alıp muayene ettiriyorsa
kendi açısından yararlı buluyorsa, o davranış saf çıkarcı eğilim, para almaksızın eş, dost veya
doğrudur. akrabalarını ön sıralara alıyorsa iyi çocuk eğilimi
• “Birine bir şey vermiş isem, onun da karşılığını gösteriyordur.
vermesi gerekir” “Kaz geleceği yerden tavuk
esirgenmez” anlayışları egemendir.
EĞİT AKADEMİ

4. Kanun ve Düzen Eğilimi


• Temel güdü bireyin kendi ihtiyaç ve isteklerinin
• Temel güdü toplumsal düzeni korumaktır.
karşılanmasıdır. İhtiyacı karşılayan veya ödül
getiren davranışlar doğrudur. • Davranışların resmi ve toplumsal kurallara uy-
gun olması esas alınır.
Mesela; Rüşvet alarak iş yapmak, bir bireye
zengin olduğu için yakınlık göstermek, kendisine • Aşırı kuralcılık söz konusudur.
borç verdiği için birine borç vermek • Toplumu, kurumları, grupları korumak, yasala-
ra uymak ve yükümlülükleri yerine getirmek te-
mel düşünme biçimidir. (Hukuk kuralları-örf-a-
2. Geleneksel Düzey
detler-gelenek-görenek-sınıf kuralları)
Benmerkezci düşünce yerini empatik düşün-
Mesela; Her vatandaş vergisini ödemelidir, her
meye bırakır. Birey dış dünyayı başka kişilerin
sürücü kırmızı ışıkta durmalıdır, kanunun kestiği
duygularını, düşüncelerini dikkate alarak, onların
parmak acımaz, aşırı kuralcı ve her şeyi kanun ve
gözünden dünyaya bakmaya çalışır. Başkaları
yönetmeliklere uygun yapmayan çalışanlar.
(anne-baba-eş-akraba-arkadaş) tarafından takdir
kazanma anlayışı vardır.
UYARI: Kanun-düzen eğilimiyle İtaat-ceza eğilimi
arasındaki fark; kanun-düzen eğilimdeki birey ka-
3. İyi Çocuk Olma Eğilimi (Kişilerarası uyum)
nuna, düzene, kurallara isteyerek uyar, yani on-
• Grup normlarına ve beklentilerine uygun ları içselleştirmiştir. Fakat itaat-ceza eğilimindeki
davranma eğilimi baskındır. birey zaman zaman kanuna, düzene, kurallara
• Temel güdü grup tarafından kabul edilme, gru- uysa da bu uyma davranışını kanunu benimse-
bun iyi çocuğu olmadır. diği için değil de cezadan korktuğu, kaçındığı için
• Çevresinden onay almak ve takdir edilmek is- yapar.
ter.

124
AHLÂK GELİŞİMİ

3. Gelenek Sonrası (Ötesi) Düzey GİLLİGAN’IN AHLAK GELİŞİMİ


Bu dönemde insan hakları gözetilerek evrensel Kohlberg’in kuramına karşı çıkarak ahlak gelişim
değerlerin benimsenmesi vardır. Fakat bu dö- aşamalarının kesin ve evrensel olmadığını sa-
nemde insani değerlerle çatışan yasal düzen- vunmuştur. Ayrıca Kohlberg’in ahlaki ikilemlerini
lemeler sorgulanabilir, bu kuralların değişilmesi sadece erkek çocuklara uygulaması kuramın-
gerektiği savunularak reddedilebilir. Bu düzeye daki en büyük eksikliklerdendir. Kadınlarla ilgili
ulaşılabilmesi için üst düzey düşünme yollarına çalışmalar yapmadığı halde, elde ettiği bulguları
sahip olmalıdır.
kadınlara genelleyemez. Bu nedenle Kohlberg’in
kuramının kadın ahlakını tam olarak ortaya koy-
5. Sosyal Sözleşme Evresi madığını savunur.
• Bireysel farklılıklar gözetilir ve bu farklılıklar Ahlak gelişiminde “ahlak sevgisi” kavramının
doğal karşılanır. önemi üzerinde durur.
• Birey yasaların toplum yararına olarak, çoğun- Ahlak gelişimi cinsiyetlere göre farklılık gös-
luk tarafından konulması gerektiğine inanır. terir. Erkeklerin ahlaki özelliklerinde hak, hukuk
• Kurallar toplumun yararına değilse, toplum ta- kuralları, sosyal ilkeler etrafında yoğunlaştığını,
rafından yine toplum yararı göz önüne alınarak bayanların ise duygusallık, şefkat, merhamet ve
değiştirilebilir. koruma gibi özellikler etrafında yoğunlaştığını
• Bireyler bir arada yaşamanın gerektirdiği ku- savunur.
rallara ve davranış eğilimlerine uymayı sosyal
Gilligan
EĞİT AKADEMİ

bir uzlaşı (sözleşme) olarak kabul eder.


Mesela; Bir kişi konuşurken sözü kesilmez

6. Evrensel Ahlak İlkeleri


• Bu dönemde “tüm insanlar eşittir" düşünce-
DEWEY’İN AHLAK GELİŞİMİ
si temeldir. İnsanların cinsiyeti, dini, dili, ırkı ne
olursa olsun eşittir. Dewey ahlak gelişiminin temelinde zihin geli-
şiminin yer aldığını savunmuştur. Ayrıca ahlak
• Her koşul ve durumda insan hakları ön plan-
gelişimi bireyin eğitim düzeyiyle de yakından
da tutulmalıdır.
ilgilidir. Birey aldığı eğitimle kendini geliştirir ve
• Kurallar insanca yaşamak için konulur. Bu
kendi değerler sistemini oluşturur.
kurallar evrensel düzeydeki ölçütlere dayalı
olmalıdır. Eğer kurallar bu evrensel ölçütlere Ahlak gelişimini üç farklı evreye ayırmıştır.
dayalı değilse kurallara uyulmama eğilimi var- 1. Gelenek öncesi evre: Ahlaki yapı biyolojik ve
dır. sosyal dürtülerle veya ihtiyaçlarla şekillenir.
• Bu dönemdekilere göre “hiçbir şey insan ha- Mesela; Aç olanın yemek çalması gibi.
yatından daha değerli değildir.”
2. Geleneksel düzey: Bireyin içinde bulunduğu
Mesela; Savaş karşıtı olan birey “Savaş bir in- sosyal grubun değerlerini benimsediği evredir.
sanlık suçudur, hiçbir şey insan hayatından daha
Mesela; Hırsızlığın meslek edinildiği toplumda
önemli değildir.” demesi.
birey hırsızlığa olumsuz bakmayacaktır.
Mesela; Bir iş yerinde ilk yardım kursuna çağrı-
3. Özerk evre: Bireyin kendi akıl yürütme ve ka-
lan personelin bu kursa karşı verdiği şu tepki; “Bu
rar verme gücüne bağlı olduğu bu evrede birey
kursa gideceğim; çünkü öğreneceklerim sayesin-
kendi kurallarını koyar ve kendine özgü doğ-
de bir insanın yaşama şansını artırabilirim.” ev-
ru-yanlışların sahibi olur.
rensel ahlak ilkesi dönemine aittir (2007-KPSS).

125
EKSTRA KONULAR

EKOLOJİK SİSTEMLER KURAMI ARAŞTIRMA DESENLERİ


Urie Bronfenbrenner'in çevresel sistemi esas Kesitsel Desen: Farklı yaştaki, farklı bireyler-
den, tek seferde ölçüm almaktır. Eğer soruda bu
alan gelişim yaklaşımında 5 iç içe geçmiş sistem
üç özellik varsa kesitseldir. Dikkatinizi çekerim.
vardır. Bebeğin anneyle etkileşiminden başlar
Farklı yaştaki, farklı bireylerden ve tek seferde bir
kültürün etkilerine kadar genişler. Bu sistemler; ölçüm söz konusudur. Yani buradan anlayacağı-
mikrosistem (microsystem), mesosistem (me- mız deney grubu özelliklerine göre ayrılmaktadır.
sosystem), eksosistem (exosystem), makrosis- Dönem ve evreler hakkında bilgi verir. Bir o kadar
tem (makrosystem) ve kronosistem (chronosys- da ekonomik. Çok sayıda bireye uygulanır. Ne-
den – Sonuç ilişkisi vermiyor.
tem)dir.
Boylamsal Araştırma (İzleme): Aynı bireyden
Mikrosistem, Anneyle, akranlarla ve öğretmen- ya da aynı yaştaki bireylerden tekrarlı (uzun süre)
lerle etkileşim mikrosistemdir. ölçüm almaktır. Kesitselden farkı, aynı bireyler
Mesosistem, mikrosistemler veya çeşitli bağlam- olması ve tekrar tekrar ölçüm almasıdır. Bireyin
zaman içindeki gelişimini takip edebilmek için kul-
lar arasındaki bağlantılar ve ilişkilerdir. Örneğin
lanılır. Derin bilgi verir. Neden – Sonuç ilişkisi ko-
aile içi etkileşimle okulda akran ilişkilerinde göz-
lay bir şekilde kurulur. Bölük etkisi verir. Bireysel
lenen etkileşim arasındaki benzerlik ve farklılıklar farklılıkları vermiyor.
bu sistem içinde ele alınır. Sırasal Desen (Ardışık): Farklı yaş, farklı birey-
Egzosistem, bireyin aktif rolünün olmadığı bir ler ve tekrarlı ölçüm almaktır. Eğer soruda bu üçü
sosyal ortam ya da bağlamın bireyin aktif olduğu varsa sırasal desendir. Birnevi kesitsel desen ile
boylamsal araştırmanın birleştirilmiş halidir.
anlık çevresindeki deneyimlerini ve yaşantılarını
Deneysel Araştırma: Deney yönteminin ama-
EĞİT AKADEMİ

etkilemesidir. Örneğin, bir kadının iş yerindeki de-


cı neden – sonuç ilişkisini ortaya koymaktır. Bu
neyimleri eşiyle ilişkisini etkileyebilir. Annenin iş yöntemde incelenecek olayın koşulları araştır-
yerinde yükseltilmesi daha fazla seyahat etmesi macı tarafından belirlenir. Deneylerde, neden
anlamına gelebilir ve bu da eşiyle çatışma yarata- durumundaki etken bağımsız değişkendir. Sonuç
bilir, çocuğuyla etkileşimini etkileyebilir. Örneğin durumundaki veri ise bağımlı değişkendir. “Uyku-
bir belediyenin park, bahçe, kütüphane ve spor suzluk iş verimini etkiler.” hipotezinin sınandığı
bir deneyde “uykusuzluk” bağımsız değişken, “iş
alanları gibi hizmetler üretmesi o şehirde yaşa-
verimi” bağımlı değişkendir. Deney düzeneğinde
yanların davranışlarını etkileyecektir. her yönden eşlenmiş bireylerden oluşan iki grup
Makrosistem, bireyin içinde yaşadığı kültürdür. alınır. Gruplardan biri bağımsız değişkenin (etkisi
Kültürel inanç sistemleri, bir kültürdeki değerler araştırılan faktörün) uygulandığı deney grubudur.
Diğer gruba bağımsız değişken uygulanmadığın-
ve tutumlar bu sistemle ilgilidir.
dan o grup kontrol grubunu, oluşturur.
Kronosistem, zaman içinde değişen sosyo ta- Metanaliz: Araştırmaların araştırılması denilir.
rihsel olayların ve çevresel koşulların bireyin Meta-analizi, belirli bir konuda daha önceden
yaşamındaki geçişlere yansıması ve deneyim- yapılmış, birbirinden bağımsız, birden çok çalış-
lerini etkilemesidir. Sosyokültürel değişmelerde manın sonuçlarını birleştirme ve elde edilen araş-
bireyin gelişimini etkilemektedir. Örneğin, 20-30 tırma bulgularının istatistiksel analizini yapma
yöntemidir.
yıl öncesine göre günümüzde kadınlar kariyerleri
konusunda daha ısrarlı bir tutum içindedirler. Son
Betimsel Araştıma: Var olan bir durumu orta-
yıllarda biyoloji ve nörobiyoloji ile genetik alanın-
ya koymak, tespit etmek amacıyla kullanılır. Bir
daki gelişmeler sonucu kurama biyolojik faktörler
konu, uygulama ya da çalışma ile ilgili bireylerin
de eklenmiş ve kuram, BİYOEKOLOJİK KURAM duygu ve düşüncelerinin alındığı yöntemdir. Test,
olarak tanımlanmaya başlamıştır. anket, gözlem, görüşme, mülakat yapılarak dü-
şüncelerin tespit edildiği bir yöntemdir. Örneğin
Öğretmen adaylarının KPSS ile ilgili düşünceleri
nelerdir?

126

You might also like