You are on page 1of 14

LABORATUVARDA ÇALIŞMA TARZI

Fizik Laboratuvarı, Fen-Edebiyat ve Mühendislik Fakültelerinin birinci sınıf müfredatı


kapsamında öğrencilere anlatılan Temel Fizik yasalarını uygulamalı bir şekilde
desteklenmisini hedeflemektedir. Bu laboratuvar çalışmasından yeterli ölçüde yararlanılması
için öğrencilerin aşağıda özetlenen çalışma düzenine titizlikle uyması gerekmektedir.

1. Laboratuvarda kullanılan her türlü araç gereç deney öncesi esnası ve sonrasında dikkatli
kullanılmalıdır. Öğrenciler deneye başlamadan önce deneyin tüm detayları ilgili öğretim
elemanı tarafından anlatılmaktadır. Bu nedenle, öğrencilerin laboratuvarda bulundukları
süre boyunca öğretim elemanlarının uyarı ve önerilerine azami özen göstermesi büyük
önem teşkil etmektedir.
2. Deneysel çalışan her fizikçinin hazırladığı gibi öğrenciler de ilgili deney için bir rapor
hazırlayacaklardır. Raporlar her deney için üç ana başlık altında işlenecektir:

a. Teorik Hazırlık: Bu kesimde deneyin adı, amacı ve deney ile ilgili teorik
bilgiler nedenleri ile birlikte açık ve öz olarak yazılmalıdır.
b. Deneyin Analizi: Bu kesimde elde edilen ölçüm sonuçları çizelgeler halinde,
çözümlemeler, hesaplar ve grafikler verilmelidir.
c. Yorum: Varılan sonuç beklentileri ile karşılaştırılarak tutarsızlıkların
sebepleri ve hata kaynaklarının neler olabileceği tartışılmalıdır.
Not: Deneyler için hazırlanacak raporlarla ilgili detaylı açıklama sonraki bölümde
verilecektir.

3. Öğrenciler deney süresince yapmakta olduğu deneyle ilgili olarak öğretim elemanlarının
soracağı soruları sözlü veya yazılı olarak cevaplandırır.
4. Deneyde alınan veriler analiz edilip sonuçları yorumlanarak teorik hazırlığın sonuna
eklenerek görevli öğretim elemanına bir rapor halinde teslim edilmelidir.
5. Laboratuvar derslerinde öğrencilerin vize notları aşağıda olduğu gibi belirlenir:
Rapor Notu = Teorik Hazırlık (%30) + Deney Analizi (%50) + Yorum (%20)
Ort. Rapor Notu = Yapılan Deneylerin Rapor Notları Toplamı / Deney Sayısı
6. Öğrencilerin laboratuvara devam zorunluluğu vardır. Fakülte Yönetim Kurulunca kabul
edilen geçerli mazereti bulunan öğrencilerin yapamadığı deneyler tamamlanır. Geçerli
sebebi olmayan öğrencilerin katılmadığı deneyin katkısı “sıfır” olarak belirlenir.

1
DENEY RAPORUNUN TEMEL BÖLÜMLERİ

1. TEORİK BİLGİ

Deneyin Konusu: Bu kısımda deneyin konusu kısaca açıklanır.

Teorisinin Özeti: Deneyle ilgili kavramlar, formüller ve bu formüllerin çıkarılmasına ait


kısa teorik özet yer alır. Gerçekleştirilen deneyin dayandığı kuramlar, gerekli tanımlar kısaca
anlatılır, önemli eşitlik, grafik ve denklemler verilir. Deneyin anlam ve önemi üzerinde
durulur, Fizikteki öneminden ve diğer gerekli temel bilgilerden bahsedilir. Bu bölüme
yazılanlar konunun temelini teşkil etmeli, fazla, gereksiz ve tekrar bilgilerden kaçınılmalı,
sade ve net bir şekilde yazılmalıdır. Deney föyünde yazılan teorik bilgilerin aynısı kesinlikle
yazılmamalıdır.

2. DENEYİN YAPILIŞI VE ÖLÇMELER


Bu kısımda, deney sırasında yapılan işler ve alınan ölçümler, yapılan hesaplarla birlikte
tablolara işlenir. Bu bölümde edilgen bir dil kullanılmalıdır, birden fazla kısım varsa alt
başlıklar halinde anlatılmalıdır. Laboratuvarda yapılan işlemler gözlemler çerçevesinde
yazılmalıdır, deney kılavuzunda yazılanların aynısı geçirilmemelidir.

3. ELDE EDİLEN VERİLER

Deneyde elde ettiğiniz veriler (tablolar, ilgili sabitler v.s.) yazılır. Veriler ile ilgili açıklama
ve yorum bu kısımda yapılmaz.

4. HESAPLAMALAR

Elde Edilen Veriler bölümüne yazdığınız rakamsal veriler ile yaptığınız matematiksel
hesaplamalar bu bölüme yazılır. Deney esnasında ve deney tamamlandıktan sonra yapılan
hesaplamalar ve grafikler verilerek açıklamalarda bulunulur. İlk olarak hesapları yaparken
kullandığınız formül ve bağıntıların yazılması (düzenli olması) gerekmektedir. Sonra
hesaplamalara başlanmalıdır. Daha sonrasında hesaplanmış değerlerin birimleri yazılmalıdır.
Birimler belirtilmemiş ise bunlarda gerekli formüller kullanılarak türetilmelidir.

Ölçülen değerler ve hesaplamalar sonucu çizilmesi ya da oluşturulması gereken grafik veya


tablolar da bu bölüme yazılır. Grafikler milimetrik kâğıda çizilmelidir.

5. DEĞERLENDİRME VE HATA HESAPLARI

Elde edilen deneysel sonuçların teorik değerlerden farklılık nedenleri, sonuçların anlamı ve
mümkünse hassasiyet, doğruluk ve tekrarlanabilirlik ölçüleri verilir. Deney sonucunun
olumlu veya olumsuz olmasının sebepleri, deneyde hatalı yaptığınızı düşündüğünüz noktalar
veya beklemediğiniz dış koşulların etkileri, varsa daha sonra kullanmak ya da bu deneyi daha
sonra yapacak olanlar için öneriler bu bölümde belirtilir. Bunlar farklı paragraflar halinde de
yazılır. Kısaca deneyden ne öğrendiğinizi belirte bilirsiniz. Deneyi daha önce anlattığımız
için, İŞLEM BASAMAKLARINI TEKRAR YAZMAYIN

2
6. KAYNAKÇA
Rapor hazırlanırken kullanılan kaynaklar bilimsel raporlarda olması gerektiği şekilde
listelenir.

3
DENEY NO : 0

Laboratuvar ÇALIŞMALARINDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR

FİZİKSEL ÖLÇME

Ölçme ve Birim
Ölçme, fiziksel büyüklüğün, seçilen bir birimle karşılaştırılıp onun kaç katı olduğunu
belirleme işlemidir.

Ölçmede Belirsizlik
Yapılan her ölçümde bir belirsizlik vardır. Bu belirsizlik, ölçü aracı ve ölçü yapan kişiden
değil, ölçmenin özelliğinden ileri gelir. Hangi ölçü aracı kullanılırsa kullanılsın belirsizlik
yok edilemez, daha duyarlı araçlar kullanılarak azaltılabilir. Bir ölçme işleminde gerçek
değer bulunamayacağından, ölçmedeki belirsizlik bilinmiyorsa, bu ölçme hiçbir anlam ifade
etmez. Bu nedenle ölçme sonucu yazılırken belirsizlikte yazılmalıdır. Eğer yazılmamışsa,
ölçme sayısının sıfırdan farklı son ondalık birimi kadar olduğu kabul edilir. Örneğin ölçme
sonucu 12 s yazılmışsa belirsizlik 1 s, 2,45 g yazılmışsa belirsizlik 0,01 g, 150 cm yazılmışsa
belirsizlik 10 cm kabul edilir.

Ölçme Sonucunun Belirtilmesi

Ölçülen değer , ölçü aracının belirsizliği ise x gerçek değeri,

aralığında demektir. Bu nedenle bu ölçümün sonucu

şeklinde gösterilir.

Duyarlık
Bir ölçme işleminde gerçek değer ölçülememekle birlikte, gerçek değerin bulunduğu aralık
belirlenebilmektedir. Bu aralık ne kadar darsa, ölçme o kadar duyarlı demektir. Örneğin aynı
uzunluk mm bölmeli cetvel, kumpas ve mikrometre ile ölçülerek aşağıdaki değerler bulunmuş
olsun.

4
Bu ölçmelere bakılarak mikrometrenin kumpastan, kumpasında cetvelden daha duyarlı
olduğu söylenebilir.

Bağıl Belirsizlik
Bir ölçümün duyarlığı hakkındaki belirsizlik tek başına bilgi vermez. Örneğin; aynı cetvelle
ölçülen a ve b uzunlukları

olarak ölçülmüş olsun. Her iki ölçmede belirsizlik aynı olmasına karşılık ilk ölçmede ölçülen
değere göre çok küçük, ikincide ona yakındır. Bu nedenle belirsizliğin ölçülen değere oranı,
ölçmenin duyarlığı için daha kullanışlı bir göstergedir. Bu orana bağıl belirsizlik, 100 katına

yüzde belirsizlik denir. Ölçülen değer , ölçmedeki belirsizlik olmak üzere;

şeklinde yazılabilir. Aşağıda belirsizlikle ilgili örnek bir tablo verilmiştir.

Ölçülen büyüklük Belirsizlik


(cm) Mutlak Bağıl Yüzde
25,2±0,1 0,1 0,004 0,4
1,50±0,05 0,05 0,03 3
2 1 0,5 50
2,0 0,1 0,05 5
0,00052 0,00001 0,02 2

Anlamlı Rakamlar
Fiziksel bir ölçmenin sonucunu gösteren rakamlara anlamlı rakam denir. Bir ölçmedeki
anlamlı rakam sayısı, kesin olarak bilinen rakamlarla, belirsizlik taşıyan ve tahminle bulunan
(şüpheli) rakamdan oluşur. Şüpheli rakamdan sonra yazılan sayılar anlamsızdır. Örneğin,
x=(5,0±0,1)cm olarak verilen bir ölçmede 5 rakamı kesin, 0 ise şüpheli rakam olup, her ikisi
de anlamlıdır. Bu sonucun 5 şeklinde yazılması yanlıştır. Çünkü bu durumda 5 rakamına
şüpheli gözüyle bakılır. Bunun gibi ölçme sonucunun 5,0 yerine 5,00 yazılması da yanlıştır.

5
Anlamlı Rakamlarla İlgili Kurallar
Ölçme sonuçlarını anlamlı rakamlarla yazabilmek ya da verilen bir ölçme sonucunda hangi
rakamların anlamlı olduğunu görebilmek için şu aşağıdaki kurallara uymak gerekir.
Tam sayılarda;
 Sıfırdan farklı rakamlar ve iki rakam arasındaki sıfırlar anlamlıdır.
5340 3 anlamlı
3002 4 anlamlı
67 2 anlamlı

 Üzerinde gibi özel bir işaret olmadıkça tam sayıların sağındaki sayılar anlamsızdır.
240 2 anlamlı
24 3 anlamlı
240 4 anlamlı
Ondalık sayılarda;
 Ondalık sayının solundaki sıfırlar anlamsız, sağındakiler ise anlamlıdır.
0,075 2 anlamlı
0,0750 3 anlamlı
2,01050 6 anlamlı
 Virgülün yerinin değişmesi, ölçmenin birimi ile ilgili olup anlamlı rakam sayısını
değiştirmez.
350 cm 2 anlamlı
3,5 m 2 anlamlı

Sayıların Yuvarlatılması
Bazı durumlarda bulunan sonucu daha az rakamla ifade etmek gerekebilir. Sayıları yuvarlama
işlemi, gereğinden fazla rakamla işlem yaparak doğacak zaman kaybını önler. Sayıları
yuvarlamada şu kurallar uygulanır.
 Atılan rakam 5’ten büyükse bir önceki rakam bir arttırılır, 5’ten küçükse aynı kalır.

 Atılan rakam 5, bir önceki rakam sıfır veya çift ise aynen kalır, tek ise bir arttırılır.

 Birden fazla rakam yuvarlatıldığında kurallar sağdan sola zincirleme uygulanır.

6
Anlamlı Rakamlarla İşlemler
Bir hesaplamanın sonucu işleme giren en az duyarlı sayıdan daha duyarlı olamaz.
Toplama ve çıkarma işlemlerinde, sonucun belirsizliği, belirsizliği en büyük olan sayınınki
ile aynı olmalıdır.
Örnek: a=6,132 cm, b=1,53 cm olarak ölçüldüğüne göre (a+b) ve (a-b) işlemlerini
yapınız.
Burada a ölçümünde belirsizlik 1/1000, b ölçümünde 1/100’dür. Sonuçtaki
belirsizlikte 1/100 olmalıdır.
a+b=7,662 cm=7,66 cm sonucu bulunur. Diğer bir yol ise işlemlerden önce rakamları,
belirsizlikleri aynı basamakta olacak şekilde yuvarlamaktır.
Çarpma ve bölme işlemlerinde anlamlı rakamların bir tam sayı ile çarpılması veya
bölünmesinde, sonucun belirsizliği çarpılan veya bölünen anlamlı rakamlarla aynı basamakta
olmalıdır. Bunu yapmak için gerekirse sonuç yuvarlatılır.
Örnek:
8 x 4,75 g = 38 = 38,00 g

belirsizlik 0,01

304 g / 7 = 43,429 g = 43 g

belirsizlik 1

Anlamlı rakamların, anlamlı rakamla çarpılması veya bölünmesinde sonucun bağıl


belirsizliği, bağıl belirsizliği en az olan rakamla aynı basamakta olmalıdır. Bunu sağlamak
için sonuçtaki anlamlı rakam sayısı, en az anlamlı rakamı olan büyüklüğünkine eşit olması
sağlanır.
Örnek:

Yukarıdaki örnekte, ilk çarpan 3, ikinci çarpan 2, bölen 4 anlamlıdır. Bölen 3 anlamlı rakama,
sonuç 2 anlamlı rakama yuvarlatılmıştır.

7
HATA HESABI

Deneye dayanan bilimlerde her zaman ölçmeler yapılır. Ancak ölçü yolu ile niceliğin tam

değerini elde etmek mümkün değildir. Elde edilen sonuçların bazı hatalar bulundurması

daima olasıdır. Kısaca bir niceliğin gerçek değerinden olan sapmasına MUTLAK HATA

denir. Gerçek değer hiç bir zaman bilinemeyeceğinden mutlak hatayı bilme olasılığı yoktur.

Matematiksel olarak ifade edersek;

x; ölçülen değer, x0 ; gerçek değer ise x Mutlak Hatası

x= x-x0  (1)

olur.

HATA ÇEŞİTLERİ

Gerçek deneylerde iki cins hata vardır. Bunlar Sistematik Hatalar ve İstatistik

Hatalardır.

a) Sistematik Hatalar:

Bu tür hatalar, hatalı yahut ayarlanmamış ölçü aletlerinden, kullanılan metodun

yanlışlığından, deneycilerden ve çevre şartlarından ileri gelebilir. Bu tür hatalar hata

kaynaklarının düzeltilmesi ile azaltılabilir.

b) İstatistik Hatalar:

Böyle hatalar her çeşit ölçmede ortaya çıkar. Bunlar, deneyciden, kullanılan

araçlardan ve ölçülen niceliklerden ileri gelebilir. Ölçü sonunda bulunan değer gerçek

değerden büyük ya da küçük olabilir. Bu nedenle gerçek sonuca yakın bir değer elde

edilebilmesi amaç olmalıdır.

Gerçek sonuca ulaşmanın en kestirme yolu ortalama değeri bulmaktır. Diyelim ki bir

x değeri için x1,x2,x3,… değerleri ölçülmüş olsun. x’in ortalama değeri olarak gösterilir ve

8
(2)

eşitliğinden bulunur. Bu yolla bulunan x sonucu gerçek değere en yakındır. Bir ölçmede

güvenirlik önemli bir husustur ve sonuçlarda güvenirlik sınırlarının verilmesi gerekir.

a) Ortalama Değerdeki Ortalama Sapma;

Bir deneyde x1, x2, x3,…, xn ölçüleri yapılmış olsun. ortalama değeri (2) bağıntısındaki

gibi bulunur.Ortalama sapma ise

(3)

ile hesaplanır. x’e ortalama değerden ortalama sapma denir.Buna göre bir deney sonucu

(4)

olarak ifade edilir.

b) Standart Sapma;

Çoğu hallerde sapma

(5)

ifadesi ile hesap edilir.

Buraya kadar anlatılan ortalama sapma yada standart sapmanın ölçüleri x değerine

oranına Bağıl Hata denir. Kısaca bağıl hata

(6)

eşitliği ile bulunur.

9
Son olarak formüle dayandırılan hesaplamalarda bağıl hatanın bulunması önemlidir.

Konuya açıklık getirmesi bakımından bir kaç örnek verilecektir:

a) Toplama

şeklinde verilen bir bağıntıda bağıl hata

olarak verilir.

c) Çıkarma

şeklinde verilen bir bağıntıda bağıl hata

olarak verilir.

d) Çarpma

şeklinde verilen bir bağıntıda bağıl hata

olarak verilir

e) Bölme

şeklinde verilen bir bağıntıda bağıl hata

olarak verilir.

Bu kısımda ölçme ve ölçmedeki hatalar konusunda verilen hususlar çok kısa

bilgilerdir. Konu ile ilgili daha geniş kaynaklara başvurmak yerinde olur.

10
GRAFİK ÇİZME VE GRAFİKTEN YARARLANMA
Fizik kanunları ve denklemleri, kuramsal ve deneysel olmak üzere iki yoldan elde edilir.
Deneysel yöntemde genellikle iki değişkenle ilgilenilir. Bunlardan birincisine serbest
değişken, ikincisine bağlı değişken adı verilir. Örneğin bir esnek yayın ucuna asılan w1, w2, …
ağırlıkları ile yay x1, x2, … kadar uzayacaktır. Bunlardan w serbest, x bağlı değişkendir.
Değişkenler arasında bağıntı bulmanın en pratik yolu, bu değişkenler arasında grafik çizmek
ve bundan yararlanarak varsa, matematiksel bağıntıyı bulmaktır.

Grafik Çizilmesi
Grafikten beklenen yararların sağlanabilmesi için grafik çiziminde aşağıdaki hususların
dikkate alınması gerekir. Bu yapılmadığında grafikten yanlış bir bağıntı bulunabileceği gibi,
çizenin dışındakiler grafiği yorumlayamayabilir.

Grafik Çiziminde Başlıca Kurallar


1. Koordinat eksenlerinin seçimi ve işaretlenmesi: Serbest değişken yatay eksene (apsis),
bağlı değişken düşey eksene (ordinat) yerleştirilir. Değişkenlerin adı ve parantez içinde
birimleri yazılır.
2. Ölçek seçimi: Ölçek seçimi keyfi olmakla birlikte bu seçim; eğri, grafik kağıdın da en
büyük alana yayılacak şekilde yapılmalıdır. Bunu sağlamak için ölçek ve değişkenlerin
başlangıç noktasının seçiminde aşağıdaki kurallara uyulmalıdır;
a) Ölçek, ölçülen büyüklüğün 1,2,4,5, … ,10, …gibi değerlerini göstermeli fakat
3,6,7,9, … gibi değerlerini göstermemelidir. Bu kurala uyulmadığında, hem verilerin
işaretlenmesinde hem de grafikten değer okunmasında güçlük çekilir.
b) Veriler çok büyük ya da çok küçük sayılardan oluşuyorsa önce bunlar 10’un
kuvvetleri şeklinde yazılırlar ve ölçek seçimi bundan sonra yapılır. Adi grafik kağıdın da üslü
çarpan, parantez içerisinde büyüklüğün birimi ile birlikte yazılır.
c) Karşılaşılan verilere bağlı olarak x ve y eksenlerine ait ölçek birimleri aynı olmak
zorunda değildir.
d) Serbest ve bağlı değişkenlerin sıfır değerlerinin grafiğin orjininde çakışması
zorunlu değildir.
Şekil 2.(a)(b) ve (c)’de ölçek seçim kurallarına uyulmadan çizilen grafikler, (d)’de ise uygun
ölçeklendirilmiş bir grafik gösterilmiştir. Yanlış ölçeklendirilen grafiklerde eğrinin şekli ve
grafikten bulunacak bağıntı konusunda yanılgıya düşülebilir.

11
y y

x x

(a) y ölçeği küçük (b) x ölçeği küçük

y y

x x

(c) x ve y ölçeği küçük (d) Doğru ölçek seçimi


Şekil 2: Grafik çiziminde hatalı ölçek seçimi (a,b,c) ve doğru ölçek seçimi (d)

Verilerin işaretlenmesi
Verilerin yerleri kendilerine ait eksenlerden bulunur ve bu noktalardan eksenlere çıkılan
dikmelerin kesim noktaları Şekil 3.a’daki sembollerden biri ile işaretlenir. Veri değerleri
kesinlikle koordinatlara yazılmamalıdır. Aynı grafik kâğıdına birden fazla grafik çizilecekse
her bir eğri için ayrı bir sembol kullanılmalıdır. Veriler, ölçülen büyüklüğün gerçek değeri
olmayıp ona en yakın ortalama değerlerdir. Dolayısıyla bir hata içerirler. Bu yüzden bir veri
çiftinin yeri işaretlenirken onun hatası da gösterilebilir. Hata faktörü standart sapma veya
maksimum hata gibi değişkenlerden birinin ya da ikisinin hatalı ölçülmüş olmasına bağlı
olarak Şekil 3.b’deki sembollerden biri ile gösterilir.

(a) (b)
Şekil 3: Grafik çiziminde kullanılan işaretler; (a) verilerin işaretlenmesinde
(b) hata faktörlerinin gösterilmesinde

12
Eğrinin çizilmesi
Grafik analizinde, veri çiftlerinin eksenlere yerleştirilmesi ile oluşan eğrinin şekli ile
ilgilenilir. Burada eğri sözcüğü, hem doğru hem eğri çizgi anlamında kullanılmaktadır. Eğriyi
çizmeden önce işaretlenen veri çiftlerinin genel karakterlerine bakılır. Veri çiftlerini gösteren
noktalar ya bir doğru ya da düzgün bir eğri oluştururlar. Veriler hata içereceğinden, tüm
noktalar eğri üzerinde bulunmayabilir. Eğri, mümkün olduğu kadar çok sayıda noktadan
geçecek ve noktaları ortalayacak şekilde çizilmelidir. Şekil 4’de örnek eğri çizimleri
gösterilmiştir.
y y (1)
(2) (2) (2)
(1) (1)

x x x

Şekil 4: Grafikte eğri çizimi. (1) yanlış çizim, (2) doğru çizim.

Doğrusal (Lineer) Grafikler


Doğrusal grafikte, veri çiftlerini gösteren noktalar bir doğru oluştururlar. Doğrunun analitik
denklemi
(5)
şeklindedir. Burada m ve a’ya denklem sabitleri denir. Bu sabitler pozitif, negatif veya sıfır
gibi herhangi bir reel sayı olabilirler. Doğrunun koordinat eksenlerine göre konumu m ve a
denklem sabitlerinin işaretlerine ve değerlerine bağlıdır.

Doğrusal grafiklerden denklem sabitlerinin bulunması


Lineer grafiklerin m ve a denklem sabitlerini bulmak için doğru üzerinde birbirinden uzak
P1(x1,y1) ve P2(x2,y2) noktaları seçilsin. Bu iki noktanın koordinatları Denklem (5)’i
gerçekleyeceğinden,

; (6)
yazılabilir.
Bu iki denklemden m katsayısı;

13
(7)
bulunur. Bu katsayıya grafiğin fiziksel eğimi denir. Fiziksel büyüklükleri gösteren x ve y
değerleri boyutlu olduğundan Denklem (7) ile tanımlanan fiziksel eğim boyutludur. Bunu,
boyutsuz olan ve

(8)
şeklinde tanımlanan geometrik eğimle karıştırmamak gerekir. Örneğin bir grafiğin eğimi
103 N/m bulunmuşsa, bu eğimin karşılığı olan bir açısından söz edilemez. Başka bir
deyişle, eğimin 103 N/m olduğu grafikte, doğrunun x ekseni ile yaptığı açının ;
=arctg(103)≈90o olması söz konusu edilemez. Geometrik eğimde tan =1,00 bulunmuşsa

olur.
Sadece x ve y eksenlerindeki ölçek birimlerinin uzunlukça eşit olduğu özel halde, fiziksel
eğim sayıca geometrik eğime eşittir. Çizilen bir grafikten eğimin, dolayısıyla m denklem
sabitinin, bulunuşu Şekil 5’te gösterilmiştir. Şekilde görüldüğü gibi, eğimin bulunmasında;
P1(x1,y1) ; P2(x2,y2) noktaları seçilirken bunların mutlaka doğru üzerinde bulunmasına,
birbirinden olabildiği kadar uzakta ve grafikten kolayca okunabilecek değerler olmasına
dikkat edilmelidir. Eğimin hesabında, değişkenlerin birimlerine ve varsa birimin yanındaki üs
çarpanına dikkat edilmelidir. Bu çarpan unutulduğunda eğim (dolayısıyla m katsayısı) yanlış
hesaplanacaktır. Eğimin bulunmasıyla diğer denklem sabiti a, Denklem (6)’dan

veya (9)
bağıntılarından biriyle bulunabilir.

P2

y
P1
x

Şekil 5: Eğim bulunması

14

You might also like