You are on page 1of 16

Dinler Tarihi

Yahudilerin/Yahudiliğin
Tarihi

SUNAN: RÜMEYSA YALÇIN


Sunum Başlıkları
Ele Alınacak Başlıklar

Yahudilerin Tarihi
İbrahim'den Musa'ya Kadar Olan Dönem(Atalar
Dönemi)
Musa'dan I. Mabet'in Yıkılışına Kadar Olan
Dönem
Sürgünden Dönüş ve II. Mabet Dönemi
Yahudi Dini Tarihinin Safhaları
Atalar Dini/İbranilerin Dini
İsrail Dİni/Musa'nın Dini
Yahudilik
Rabbani Yahudilik

2022 | DİNLER TARİHİ


İbrahim' den Musa'ya Kadar Olan
Yahudilerin Dönem(Atalar Dönemi)

Tarihi Yahudi tarihi ile ilgili tek tarihsel kayıt, Kutsal


Kitap dışındaki kaynaklarda İsrailoğullarının
Kitap'tır. Kutsal
Mısır'a girişine
kadar onlarla ilgili hemen hemen hiçbir kayda
rastlanmamaktadır. Kutsal kitabın dışında ilk dönem İbrani-
İsrail-Yahudi tarihi hakkındaki en detaylı bilgi Kur' an' da yer
almaktadır.

Yahudiler kendi soylarının İbrahim' den geldiğine inanırlar.


Kutsal Kitap' a göre Yakup'un oğlu Yusuf peygamber
döneminde bütün İsrailoğullarının Mısır'a gittikleri anlaşılıyor ise
de, Mısır hatırasını muhafaza etmeyen kabilelerin bulunması,
bütün İsrailoğullarının tamamının oraya gitmedikleri şeklinde
yorumlanmıştır. Hiksoslar döneminin nihayete ermesinden
sonra bir müddet daha rahat bir hayat yaşamaya devam ederler;
ancak daha sonra başa geçen Firavunlar İsrail oğullarını
köleleştirmişler, Pitom ve Ramses kentinin inşasında onları işçi
olarak kullanılmışlardır.

2022 | DİNLER TARİHİ


Musa'dan I. Mabet'in Yıkılışına
Kadar Olan Dönem
İsrail oğullarının Mısır' da köle olarak kullanıldıkları bu
dönemde, Mısır devletinin başında bulunan Firavun (II.
Ramses MÖ. 1279-1212) bir rüya görür ve kahinler bu rüyayı,
doğacak bir erkek çocuğun tahtını ele geçireceği şeklinde
yorumlar. Bunun üzerine Firavun mezkur dönemde doğacak
olan bütün erkek çocukların öldürülmesini ister. Musa da bu
dönemde dünyaya gelir.

Sina Dağı'nda Musa'ya Tanrı tarafından iki levhaya yazılmış


On Emir verilir.

2022 | DİNLER TARİHİ


On Emir
1. Seni Mısır diyarından, esaret elinden çıkaran benim.
Benden başka Tanrın olmayacak.
2. Kendin için yontma put yapmayacaksın . Hiçbir şeyin
resmini yapıp tapmayacaksın.
3. YHVH'nin adını nedensiz olarak ağzına almayacaksın.
4. Şabat gününü hatırlayacaksın.
5. Babana ve annene hürmet edeceksin.
6. Öldürmeyeceksin.
7. Zina yapmayacaksın.
8. Çalmayacaksın.
9. Komşuna karşı yalancı şahitlik yapmayacaksın.
1 O. Komşunun evine tamah etmeyeceksin; komşunun
eşine, kölesine, cariyesine, öküzüne, eşeğine, hiçbir şeyine
göz dikmeyeceksin.

2022 | DİNLER TARİHİ


Önemli Tarihler

Musa'nın vefatından sonra yerine Yuşa b. Nun geçti.


İsrailoğullarını Kenan'a götürdü. Yahudilerin Kenan'ı
yeniden ele geçirmelerine dair rivayetler birbirinden farklı
olduğu gibi, fethin kesin tarihi de belli değildir (ancak XIII.
yüzyıl olması muhtemeldir). Yuşa da, Musa gibi,
İsrailoğullarına hem peygamberlik hem de liderlik yaptı.
Yeşu' dan sonra İsrailoğulları bir müddet lidersiz kaldılar.
İsrail kabileleri, Şoftim olarak isimlendirilen Hakimler
tarafından idare edildiler. Bu dönemde, gönderilmiş olan
herhangi bir peygamberden söz edilmez.

Bu ara dönemden ( MÖ. XII. XIII. yüzyıla kadar) sonra


Samuel, peygamber olarak gönderildi. Etraflarında
gördükleri milletlerin etkisiyle olsa gerek, İsrailoğulları
Samuel'den kendilerine bir kral tayin etmesini istediler.
Bunun üzerine Samuel, Saul'u (Kur'an'a göre Talut, Bakara
2/247) kral olarak atadı.
Saul'un ölümünden sonra monarşiyi kabul etmemiş olan Yehuda
aşireti Davud'u ( MÖ.1013-973) kral ilan etti. Davud Kudüs'ü alarak (
MÖ. 1000) (güney krallığı ve kuzeydeki kabilelerin birleşmesinden
oluşan) birleşik krallığın başkenti haline getirdi. Onun zamanında,
Tanrı tarafından Yakup'a yapılan vaat ve vadedilen toprakların
fethi tamamlanmıştır. Yahudiler tarafından yalnızca bir kral olarak
kabul edilen Davud (Kur'an onu, Zebur adında ilahi bir kitabın da
verildiği peygamber-kral olarak takdim eder: Nisa 4/ 163) Yahudi
tarihinin en önemli şahsiyetlerinden biridir

Davud'un ölümünden sonra yerine geçen oğlu Süleyman (MÖ.


970-928), hikmet sahibi bir hükümdar (Kur'an'da peygamber-
kral) olarak bilinir. Süleyman, Kudüs'teki Moria tepesinde büyük
bir mabet inşa ettirdi. Yahudiler arasında Bet ha-Mikdaş!beytü'l-
makdis diye isimlendirilen bu mabet, İsrail'in bağımsızlığının ve
tek tanrıcılığın simgesi olarak kabul edildi. Mabedin inşası (MÖ.
953), aynı zamanda Yahudi tarihinde yeni bir dönemi, Birinci
Mabet Dönemini de başlatmıştır.
Süleyman'ın ölümünden sonra, babasının yerine geçen Rehoboam,
babasının yönetimini sürdüremedi. Rehoboam'ın krallığı Yehuda tarafından
kabul edilmesine rağmen, İsrail kabileleri, Yeroboam'ı kendi kralları ilan
ettiler (MÖ. 931). Ülkede iki kralın ortaya çıkması, iki devletin meydana
gelmesine yol açtı. Bunlardan güneyde yer alan ve nispeten küçük olan
bölge, Kudüs başkent olmak üzere Yehuda Krallığı olarak Davud
hanedanının elinde kaldı.

Bu iki krallıktan kuzeydeki İsrail, MÖ. 722'de Asur kralı II. Sargan tarafından
ortadan kaldırıldı. Sonradan buraya gelen Asurlular Yahudi inançlarını kabul
ettiler. Ancak Yahudiler onları hiçbir zaman hakiki Yahudi olarak kabul
etmediler. Bunlardan, bugün Samiriler olarak bilinen ve sayıları oldukça az
olan grup günümüzde de varlıklarını devam ettirmektedirler.

İsrail krallığının yıkılmasının ardından Yehuda MÖ. 586'ya kadar varlığını


devam ettirdi. Ancak o da, Babil Kralı Nebukadnezar tarafından bu tarihte
işgal edildi. Kudüs'ün kaleleri yıkılarak şehrin tamamı ele geçirildi.

Süleyman Mabedi'nin (Bet ha-Mikdaş) yıkılması, Yahudi tarihinde Süleyman


tarafından mabedin inşası ile başlayan, 1948 'de İsrail devletinin kurulmasına
kadar süren sürgün ( Calut) döneminin de başlangıcı oldu.
Siyasi ve tarihsel anlamda bir dönüm noktası olan mabedin yıkılması
ve sürgün hayatının başlaması, İsrailoğullarınındin anlayışında da
temel birtakım değişikliklere yol açmıştır. Bu değişikliklerden dolayıdır
ki, bugün bu halkın dini için yaygın olarak kullanılan Yahudilik ismi,
sürgün sonrası Babil' de şekillenen İsrail dinini ifade eder.

Yıkılan mabedin yerine Tanrı başka bir mabet vermiştir ve bu mabet,


daha sonraki Rabbiler tarafından anlaşıldığı şekliyle, Sinagog'tur.

Babil sürgününde, insanlar dua ve kutsal metnin yorumu için bir araya
gelmekteydiler. Kudüs, kurbanın takdim edileceği tek yer olduğu için
artık kanlı kurban takdimi de yapılmamaktaydı. Bu yüzden ibadetlerde
hahamlara ve Levililere gerek yoktu. Okumuş laikler kutsal kitapları
okur ve ibadetleri yönetirlerdi. Sinagoglar, bir çalışma evi, tartışma
mekanı, cemaat merkezi ve dinsel bir dayanak haline geldi.
3.1.3. Sürgünden Dönüş ve II. Mabet Dönemi

Süleyman Mabedi'nin MÖ. 586'da Nabukadnezar tarafından yıkılmasıyla başlayan sürgün


(galut), İranlıların Babil'i fethetmeleriyle sona erdi.

İranlılar Yehuda'ya yönetici olarak Şeşbazar'ı atadılar. Şeşbazar, mabedi yeniden inşa etmeye
başladı. Böylece, II. Mabet Dönemi başlamış oldu.

II. Mabet Dönemi'nin iki önemli şahsiyeti vardır. Bunlardan Nehemya, MÖ. 445'te Yehuda'ya
yönetici olarak atandı. Babil'den dönen Nehemya, Yahudi halkının eski kuzey krallığının
kurulduğu yerde bulunan Samirilerle kurdukları ilişkileri kesin bir dille yasakladı. Diğer önemli
şahsiyet ise, Ezra' dır.

Ezra, İsrail topraklarında yaşayan Yahudiler arasında, sözlü yorumu bile unutulan Tevrat'ı
yeniden oluşturmuştur. Bu yüzden de, Yahudi tarihinde Ezra'ya çok büyük bir yer verilir. O bir
peygamber değildir, ancak peygamberden ötede bir konuma sahiptir.

Helenizm dönemini doğuran fetih hareketinden Yahudiler de hem kültürel hem de siyasi
olarak etkilenmişlerdir.
İsrail birkaç kez el değiştirdikten sonra MS. 301 yılında Mısır-Helen devletinin yöneticileri olan
Ptolemilerin hakimiyetine girdi. Ptolemilerin İsrail üzerindeki hakimiyetleri MÖ. 200'e kadar
sürdü. Selevkiler, Ptolemileri yenerek ülkeye hakim oldular. Böylece İsrail, Suriye-Helen
krallığının bir parçası haline geldi.

MS. 70'te Titus tarafından mabedin yıkılması, II. Mabet Dönemi'nin sonudur. Birincisinde
olduğu gibi, bu da İsrail tarihinde bir dönüm noktası teşkil eder. Bu, iki bin yıllık bir sürgün ve
kovulmanın başlangıcıdır. 70'ten itibaren Yahudiler bir daha devlet halinde bağımsız bir yapı
oluşturamadılar.

Zaman zaman bağımsızlığa yönelik Mesihi isyanlar olsa da bu durum değişmedi. Büyük kısmı
Romalılarla yapılan savaşta ölmüş, geri kalanlar ise sürülmüşlerdir. Bu olay, Yahudilerin bütün
dünyaya yayılmalarına yol açtı. Bu dağınıklık ve sürgün dönemi, daha sonra da ifade edileceği
gibi, 14 Mayıs 1948'de İsrail devletinin kurulmasıyla bir anlamda sona erdi.
Yahudi Dini Tarihinin
Safhaları

Atalar Dini/İbranilerin Dini


İsrail Dini/Musa'nın Dini
Yahudilik
Rabbani Yahudilik
Atalar Dini/İbranilerin Dini
Atalar dönemi, Musa'ya kadar olan dönemi kapsar. Bu dönemde dinin
temel özelliğinin ne olduğu hususunda birbirine taban tabana zıt
görüşler ileri sürülmüştür.

Mesela, din hakkındaki evrimci şemayı Yahudi tarihine uygulayanlar için


bu dönem, ilkel bir animizm dönemidir. Tanrı için farklı isimlerin (El
Bethel, El Olanı, El Roy) kullanılması ise, farklı tanrılara dolayısıyla bir
tanrılar panteonunun varlığına işaret ettiği kabul edilir.

Bu dönemin ibadetle ilgili uygulamaları, göçebe hayat tarzının


gerektirdiği kadar olup, oldukça basittir. Hayvan kurbanları ailenin reisi
tarafından idare edilmekte ve onun tarafından yönetilmekteydi. İnsanlar
kişisel olarak tanrıya dualarını yöneltmekteydiler. Erken dönem İbraniler,
idarecileri Avraham gibi, Tanrıyla olan ahitlerine ve kendileri için yapılmış
olan ilahi vaatlere inanmaktaydılar.
İsrail Dini/Musa'nın Dini
Atalar döneminde zımni olarak bulunduğu söylense de, bilinen anlamıyla
Yahudi monoteizmi, Musa ile ortaya çıkmıştır; bu anlamda Musa,
monoteizmi tebliğ eden ve putperest inançlara savaş açan ilk
peygamberdir.

Musa ile bilinir hale gelen Yahve, İsrailoğullarıyla bir ahit yaptı ve onları
kendi özel halkı olarak seçti. Yahve İsrailoğullarının tanrısıdır ve
İsrailoğulları da onun seçkin halkıdır.

Bu dönem aynı zamanda daha sonraki İsrail dininin merkezini oluşturan


Tevrat'ın Musa'ya Sina Dağı'nda verildiği dönemdir. Musa Tevrat'ı ahit
sandığına koymuştur. Bu sandığın bulunduğu mekan dinin merkezi
haline gelmiştir. Süleyman tarafından inşa edilen, mabedin Kudsü'l-
Akdes denilen kısmına konulmuştur. Bu yüzden, Musa'dan I. Mabet'in
yıkılışına (MÖ. 586) kadar olan dinin, bir mabet dini olduğunu söylemek
mümkündür.
Yahudilik
Mabedin yıkılması bir kısım ibadetlerin askıya alınmasını gerektirmiş ve
mabedin yerine getirdiği fonksiyonu icra edecek başka şeylerin ikame
edilmesine yol açmıştır.

Mabet merkezli olan din, yerini kutsal metin merkezli bir dine bıraktı.
Sürgünde başlayan bu süreç, sürgünden dönüşte de devam etti. Tevrat
dinin merkezi haline geldi.

Mabet döneminin etkili din adamları olan Sadukiler önemini kaybetti ve


kutsal metinle uğraşan Ferisiler, bir anlamda onların devamı sayılabilecek
olan Rabbiler ön plana çıkmaya başladı.
Rabbani Yahudilik
Teşekkül devri MS. 70-640 olan Rabbani Yahudilik, mabedin ortadan
kalkmasından sonra Yahudiliğin bir din olarak varlığını devam
ettirebilmesi için, esasen hukuki geleneği geliştirmekle uğraşan
Rabbiler tarafından ortaya konulan dünya görüşü ve hayat tarzıdır.

Bu din anlayışına, söz konusu dönemin ortaya koyduğu kutsal metin


külliyatından dolayı (Mişna, Gemara/Talmud) Talmudik; uzun süre
Yahudi dünyasında hakim din anlayışı olmasından dolayı Klasik ya da
Normatif Yahudilik de denir.

Bu Yahudiliğin üç temel özelliği vardır: Kutsal iman, kutsal insan ve


kutsal hayat tarzı. Birincisi, Musa'ya Sina' da vahyedilen çifte vahye
(yazılı Tevrat, şifahi Tevrat) imandır. İkincisi, bilgelerin/Rabbilerin
liderliğine inanç. Üçüncüsü, bilgelerin gözetimi altında Tevrat çalışarak
Tanrı'nın iradesini yerine getirme ve Rabbiler tarafından yorumlandığı
şekliyle Tevrat'ta var olan kutsal hayat tarzını yaşamaktır.

Mesih'in gelerek yeryüzüne dağılmış olan Yahudileri Siyan' da


toplamasına yönelik inanç da, bu dönem Yahudiliğinin temel
unsurlarından biri olmuştur

You might also like