You are on page 1of 155

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ

AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ

SPOR ANATOMİSİ
DOÇ. DR. MEHMET ÜZEL
SPOR ANATOMİSİ
DOÇ. DR. MEHMET ÜZEL

Genel Yayın Yönetmeni


Prof. Dr. Levent Şahin

Kapak Tasarım
AUZEF

Grafik Tasarımı
AUZEF

Sayfa Tasarımı
Burhan Maden

ISBN: 978-605-07-1140-0

2022
Copyright � İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi
5846 sayılı Yasa’ya göre eserin tüm yayın, çeviri ve iktibas hakları Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi’ne
aittir.

II
ÖN SÖZ
Toplumda artan egzersiz ve spor bilinci ve gereksinimi donanımlı eğitmen
gereksiniminin de artmasına neden olmuştur. Spor bilimlerinin en temel
iki alanından biri olan anatomiye hâkim olmak spor ve egzersiz uzmanları
için yadsınamaz bir gerekliliktir. Spor Anatomisi dersinin amacı, bu alanda
profesyonelleşmek isteyen kişilere gerekli en temel anatomi bilgilerini vermektir.
Temel spor anatomi bilgisi olmaksızın meslek uygulamalarını doğru ve sağlıklı
biçimde yapmak olası olmadığı gibi, bu alanda gelişme de olanaksız hale
gelmektedir.
Bu derste spor anatomisi konuları en temel bilgileri kapsayacak şekilde
işlenmektedir. Spor anatomisinin hareket bilimi (kinesiyoloji) ve biyomekanik
ile ilgili daha ayrıntılı ve kapsamlı bilgileri çeşitli yerli ve yabancı kaynaklarda
bulunabilmektedir. Bu ders kitabının amacı da tüm spor anatomisi konularını
ayrıntılı olarak anlatmak değil, Spor Anatomisi dersinde çalışacağınız konular
için size çalışma kitabı olarak hizmet etmektir. Bu kitapta konular sadece yazılı
olarak anlatılmış olup şekil, resim veya fotoğraf kullanılmamıştır. Kitapta yer alan
konular ile ilgili görsel malzemeler, basılı veya elektronik anatomi atlaslarında
veya diğer kaynaklarda kolaylıkla bulunabilmektedir.
Spor bilimleri alanında ilerlemek ve işini iyi yapmak isteyen herkesin spor
anatomisi konusuna gereken önemi vermesini dilerim.

Doç. Dr. Mehmet ÜZEL

III
IV
İçindekiler
ÖN SÖZ III

1. ANATOMİYE GİRİŞ VE TEMEL KAVRAMLAR 1


1.1. Temel Anatomik Kavramlar 2
1.2. Terimler 4
1.3. Beden Bölümleri, Temel Eksen ve Düzlemler 5
Bu Bölümde Ne Öğrendik? 6
Kaynakça 7

2. KEMİKLER 9
2.1. Kemik Dokusunun Görevleri ve Yapısı 10
2.2. Aksiyel İskelet 11
2.3. Kafa Kemikleri (Cranium) 11
2.4. Omurga (Columna Vertebralis) 13
2.5. Göğüs (Thorax) Kemikleri 16
2.6. Appendiküler İskelet 18
2.6.1. Üst Ekstremite Kemikleri 19
2.6.1.1. Clavicula (klavikula, köprücük kemiği) 19
2.6.1.2. Scapula (skapula, kürek kemiği) 19
2.6.1.3. Humerus (kol kemiği) 20
2.6.1.4. Radius (döner kemik) 21
2.6.1.5. Ulna (dirsek kemiği) 22
2.6.1.6. El (manus) kemikleri 22
2.6.2. Alt Ekstremite Kemikleri 24
2.6.2.1. Kalça kemiği (os coxae) 24
2.6.2.2. Femur (uyluk kemiği) 25
2.6.2.3. Patella (diz kapağı) 26
2.6.2.4. Tibia (kaval kemiği) 27
2.6.2.5. Fibula (kamış kemiği) 27
2.6.2.6. Ayak (pes) kemikleri 28
Bu Bölümde Ne Öğrendik? 30
Kaynakça 31

3. EKLEMLER 33
3.1. Eklemlere Giriş ve Eklem Hareketlerinin Adları 34
3.2. Eklemlerin Sınıflanması 36
3.3. Aksiyel İskelet Eklemleri 40
3.3.1. Symphysis intervertebralis 40
3.3.2. Median atlantoaksiyal eklem 40
3.3.3. Faset eklemler 41
3.3.4. Sakroiliak eklem 41

V
3.3.5. Kostovertebral eklemler 41
3.4. Üst Ekstremite Eklemleri 42
3.4.1. Sternoklavikular eklem (art. sternoclavicularis) 43
3.4.2. Akromioklavicular eklem (art. acromioclavicularis) 43
3.4.3. Omuz eklemi (art. humeri) 43
3.4.4. Dirsek eklemi (art. cubiti) 45
3.4.5. Distal radioulnar eklem (art. radioulnaris distalis) 46
3.4.6. El bileği eklemi (art. radiocarpalis) 47
3.4.7. İnterkarpal, karpometakarpal, metakarpofalangeal, interfalangeal eklemler 47
3.5. Alt Ekstremite Eklemleri 48
3.5.1. Kalça eklemi (art. coxae) 48
3.5.2. Diz eklemi (art. genus) 50
3.5.3. Ayak bileği eklemi (art. talocruralis) 53
3.5.4. İntertarsal, tarsometatarsal, metatarsofalangeal, interfalangeal eklemler 53
Bu Bölümde Ne Öğrendik? 54
Kaynakça 55

4. KASLAR 57
4.1. Kaslar ile İlgili Genel Bilgiler 58
4.1.1. Kas dokusu ve özellikleri 58
4.1.2. Kas dokusu türleri 58
4.1.3. İskelet kaslarının görevleri 58
4.1.4. İskelet kasının yapısı 59
4.1.5. Kasların morfolojik tipleri 59
4.1.6. Kaslar ile ilgili bazı tanımlar 60
4.2. Baş Kasları 60
4.2.1. Temporal kas (m. temporalis) 61
4.2.2. Masseter kası (m. masseter) 62
4.2.3. Orbikularis okuli kası (m. orbicularis oculi) 63
4.2.4. Orbikularis oris kası (m. orbicularis oris) 63
4.3. Boyun Kasları 63
4.3.1. Sternocleidomastoideus kası (m. sternocleidomastoideus) 64
4.3.2. Skalen kaslar 65
4.4. Gövde Kasları 66
4.4.1. Göğüs Kasları 67
4.4.1.1. Pektoralis major kası (m. pectoralis major): 67
4.4.1.2. Pektoralis minor kası (m. pectoralis minor): 68
4.4.1.3. Diafragma 69
4.4.2. Karın Kasları 70
4.4.2.1. Rektus abdominis kası (m. rectus abdominis): 70
4.4.2.2. Eksternal oblik kas (m. obliquus externus abdominis): 71
4.4.2.3. İnternal oblik kas (m. obliquus internus abdominis): 71
4.4.2.4. Transversus abdominis kası (m. transversus abdominis): 72

VI
SPOR ANATOMİSİ

4.4.2.5. Kuadratus lumborum kası (m. quadratus lumborum): 73


4.4.2.6. Psoas major kası (m. psoas major): 74
4.4.3. Sırt Kasları 75
4.4.3.1. Trapezius kası (m. trapezius): 75
4.4.3.2. Latissimus dorsi kası (m. latissimus dorsi): 76
4.4.3.3. Levator skapula kası (m. levator scapulae): 77
4.4.3.4. Romboid kaslar (m. rhomboideus major ve minor): 78
4.4.3.5. Serratus anterior kası (m. serratus anterior): 78
4.4.3.6. Erektor spina kası (m. erector spinae): 79
4.4.3.7. Multifidus kası: 80
4.5. Üst Ekstremite Kasları 81
4.5.1. Omuz Kasları 82
4.5.1.1. Deltoid kas (m. deltoideus): 82
4.5.1.2. Supraspinatus kası (m. supraspinatus): 83
4.5.1.3. İnfraspinatus kası (m. infraspinatus): 84
4.5.1.4. Teres minor kası (m. teres minor): 84
4.5.1.5. Teres major kası (m. teres major): 84
4.5.1.6. Subskapularis kası (m. subscapularis): 84
4.5.2. Kol Kasları 85
4.5.2.1. Biseps brakii kası (m. biceps brachii): 85
4.5.2.2. Korakobrakialis kası (m. coracobrachialis): 86
4.5.2.3. Brakialis kası (m. brachialis): 86
4.5.2.4. Triseps braki kası (m. triceps brachii): 87
4.5.3. Ön Kol Kasları 87
4.5.3.1. Ön kol ön grup yüzeysel kasları: 87
4.5.3.2. Ön kol ön grup derin kasları: 88
4.5.3.3. Ön kol arka grup yüzeysel kasları: 88
4.5.3.4. Ön kol arka grup derin kasları: 88
4.6. Alt Ekstremite Kasları 88
4.6.1. Kalça kasları 89
4.6.1.1. İliopsoas kası (m. iliopsoas): 89
4.6.1.2. Tensor fasia lata kası (m. tensor fasciae latae): 90
4.6.1.3. Gluteus maksimus kası (m. gluteus maximus): 90
4.6.1.4. Gluteus medius kası (m. gluteus medius): 91
4.6.1.5. Gluteus minimus kası (m. gluteus minimus): 91
4.6.1.6. Piriformis kası (m. piriformis): 91
4.6.2. Uyluk kasları 92
4.6.2.1. Kuadriseps femoris kası (m. quadriceps femoris): 92
4.6.2.2. Sartorius kası (m. sartorius): 93
4.6.2.3. İç yan grup (adduktor) kaslar 93
4.6.2.4. Arka grup kaslar 93
4.6.3. Bacak kasları 94

VII
4.6.3.1. Tibialis anterior kası (m. tibialis anterior): 94
4.6.3.2. Ekstensor hallucis longus kası (m. extensor hallucis longus): 95
4.6.3.3. Ekstensor digitorum longus kası (m. extensor digitorum longus): 95
4.6.3.4. Dış yan grup kaslar: 95
4.6.3.4.1. Fibularis (peroneus) longus kası (m. fibularis longus, m. peroneus longus):
95
4.6.3.4.2. Fibularis (peroneus) brevis kası (m. fibularis brevis, m. peroneus brevis):
96
4.6.3.5. Arka grup kaslar: 96
4.6.3.5.1. Gastroknemius kası (m. gastrocnemius): 96
4.6.3.5.2. Soleus kası (m. soleus): 97
4.6.3.5.3. Tibialis posterior kası (m. tibialis anterior): 97
4.6.3.5.4. Fleksor hallusis longus kası (m. flexor hallucis longus): 98
4.6.3.5.5. Fleksor digitorum longus kası (m. flexor digitorum longus): 98
Bu Bölümde Ne Öğrendik? 99
Kaynakça 100

5. DOLAŞIM SİSTEMİ 101


5.1. Genel Bilgiler 102
5.2. Kalp 102
5.3. Kan Damarları 105
5.3.1. Arterler 105
5.3.2. Venler 108
5.4. Lenfatik Sistem 110
Bu Bölümde Ne Öğrendik? 111
Kaynakça 112

6. SOLUNUM SİSTEMİ 113


6.1. Giriş ve Genel Bilgiler 114
6.2. Üst Solunum Yolları 115
Bu Bölümde Ne Öğrendik? 120
Kaynakça 121

7. SİNİR SİSTEMİ 123


7.1. Genel Bilgiler ve Giriş 124
7.2. Merkezi Sinir Sistemi 124
7.3. Periferik Sinir Sistemi 128
Bu Bölümde Ne Öğrendik? 132
Kaynakça 133

8. ENDOKRİN SİSTEM 135


8.1. Giriş ve Genel Bilgiler 136
8.2. Hipofiz Bezi 137
8.3. Pineal Bez (Epifiz) 138

VIII
SPOR ANATOMİSİ

8.4. Tiroid Bezi 138


8.5. Paratiroid Bezleri 139
8.6. Böbreküstü Bezleri (Suprarenal Bezler) 139
8.7. Timus 140
8.8. Pankreas 141
8.9. Gonadlar (Over ve Testis) 141
8.10. Diğer Endokrin Organlar 141
Bu Bölümde Ne Öğrendik? 143
Kaynakça 145

IX
X
1. ANATOMİYE GİRİŞ VE TEMEL KAVRAMLAR
Egzersiz ve spor bilimlerinin temeli anatomi ve
fizyolojidir. Temeli sağlam oluşturursanız, üzerine
kuracağınız bilgiler de sağlam ve kalıcı olur.
Ders videosunu izlemek için
QR kodu taratın.

Kazanımlar Birlikte Düşünelim


• Anatomi türleri hakkında bilgi verebilir.
• Anatomik duruşu anlatabilir. 1. Anatomi bilgisi neden gerekli-
• Organ sistemlerini açıklayabilir. dir?
• Temel terimleri açıklayabilir.
• Beden bölümlerini sıralayabilir. 2. Anatomi öğrenmeye nereden
başlamalıyız?
Başlamadan Önce
Anatomi öğrenmenin en doğru şekli temel kavramları iyi anlamaktır. 3. Sağlam anatomi bilgisinin
Doğru kavranan temeller üzerinde gelişen anatomi çalışmaları hem temelleri nasıl kurulur?
doğru hem de kalıcı olmaktadır. Bu bölüm anatomi bilgilerinin
ezberlenmek yerine öğrenilmelerini sağlamak için temel bilgi ve 4. Anatomi alanında doğru ve
kavramları vermeyi amaçlamaktadır. yeterli bilgi sahibi olmak hangi
temel kavramlar öğrenilmelidir?

1
1.1. Temel Anatomik Kavramlar
Anatomi, canlıların yapısını inceleyen bilim dalı olup insan anatomisi,
hayvan anatomisi ve bitki anatomisi olarak farklı alt alanlarda ayrı ayrı çalışılır.
İnsan anatomisi, insan bedeninin yapısını, gelişimini, yaşlara göre değişimini ve
işlevler ile ilişkisini inceleyen bilim dalıdır. İnsan anatomisi bir bütün olmasına
rağmen, insan bedeninin nasıl ve hangi açıdan çalışıldığına göre farklı alt tiplere
Şekil 1
ayrılır:
İnsan Anatomisi Alt Tipleri

Makroskobik Anatomi: Gözle görülebilir yapıları incele-


yen anatomi alanıdır.

Mikroskobik Anatomi: Mikroskop ile görülebilen yapıla-


rı inceleyen anatomi alanıdır.

Sistematik anatomi: İnsan bedenindeki yapıları, belli


bir işlevi gerçekleştirmek için bir araya gelmiş organ
sistemlerine ayırarak inceleyen anatomi alanıdır.

Bölgesel (rejyonel) anatomi: İnsan bedenindeki yapıla-


rı, belli bir bölgede bulunan yapılar açısından inceleyen
anatomi alanıdır.

Topografik anatomi: İnsan bedenindeki yapıları, birbir-


lerine ve belli nirengi noktalarına göre konumları bakı-
mından inceleyen anatomi alanıdır.

Spor anatomisi: İnsan bedenindeki yapıları, spor ve


egzersize katkıları açısından inceleyen anatomi alanı-
dır.

Yüzeysel anatomi: İnsan bedeninde derialtında veya


derialtına yakın olarak bulunan yapıların deri üzerinden
tanınmalarını ve ayırt edilmelerini inceleyen anatomi
alanıdır.

Klinik anatomi: İnsan bedenindeki yapıları, klinik


girişimler ve uygulamalar bakımından inceleyen anato-
mi alanıdır.

Radyolojik anatomi: İnsan bedenindeki yapıları, radyo-


lojik görünümleri ve ilişkileri bakımından inceleyen
anatomi alanıdır.

Sanatsal (estetik) anatomi: İnsan bedenindeki yapıları,


görsel sanat çalışmalarında kullanılmak amacıyla
inceleyen anatomi alanıdır.

Gelişim anatomisi: İnsan bedenindeki yapıları, insanın


döllenme anından başlayarak yaşlılık dönemine kadar
geçirdiği gelişim evrelerinde uğradığı değişimler bakı-
mından inceleyen anatomi alanıdır.

Şekil 1. İnsan Anatomisi Alt Tipleri

2
SPOR ANATOMİSİ

İnsan bedeni incelenirken, yapıların konumları ve diğer yapılar ile ilişkisi


tanımlanırken, beden hareketleri tanımlanırken bir referans sistemine gerek
duyulur. İnsan bedeninde, bu tür tanımlamaları yapmak için referans sistemi
olarak “anatomik duruş” kullanılır. Anatomik duruş, kişinin ayakta ve dik
durduğu, yüzünün karşıya baktığı, kolların serbestçe bedenin yanında aşağı doğru
sarktığı, dirseklerin ve dizlerin düz olduğu, avuç içlerinin ve ayak parmaklarının
karşıya baktığı, ayakların birbirlerine paralel olduğu duruştur.
Şekil 2
İnsan bedeninde, birbirleri ile bir bütün olarak çalışan ancak farklı işlevlerde
uzmanlaşmış sekiz organ sistemi bulunmaktadır:

Organ Sistemleri

Hareket sistemi (lokomotor sistem): Temel amacı bedenin yer değiştirmesini sağlamak olan
lokomotor sistemin ayrıca organları korumak, kan üretmek, gerektiğinde kana kalsiyum
vermek, ısı üretmek gibi işlevleri de bulunmaktadır.

Dolaşım sistemi: Bedende dolaşan sıvıları içeren ve bu sıvıları dolaştıran sistemdir. İnsan
bedeninde, farklı amaçlar ile dolaşan iki farklı sıvı olduğu için iki alt bölüme ayrılarak incelenir.
Bunlardan birisi, içinde kanın dolaştığı kardiyovasküler sistemdir. Kardiyovasküler sistem kalp
(kardiyo) ve kan damarlarını (vasküler) kapsamaktadır. Diğer sistem ise lenf (akkan) sistemidir.
Bu sistem ise lenf damarlarını ve lenf organlarını kapsamaktadır.

Solunum sistemi: Görevi, bedenin gereksinim duyduğu oksijeni almak ve metabolizma sonucu
oluşan karbon dioksiti atmak olan bu sistem gerekli durumlarda kanın pH değerini de
ayarlamaya yardımcı olur.

Sinir sistemi: İnsan bedeninin içinden ve dışından gelen çok sayıda uyarını alıp bunlara uygun
yanıtlar üreten, iç ve dış ortamda sürekli değişen koşullara uyum göstermeyi sağlayan
sistemdir.

Sindirim sistemi: Bedenin gereksinim duyduğu besin maddelerini bedene almayı, işlemeyi,
kana geçirmeyi ve atıklarını bedenden uzaklaştırmayı sağlayan sistemdir.

Boşaltım sistemi: Bedendeki metabolizma sonucu oluşan bazı atık maddeleri idrar yolu ile
bedenden uzaklaştırmayı sağlayan sistemdir. Bu sistem bedendeki su miktarını ve kanın pH
değerini ayarlamaya da yardımcı olur.

Üreme sistemi: Organizmanın neslinin sürmesini sağlayan üreme işlevini sağlayan organların
oluşturduğu sistemdir.

Endokrin sistem: İnsan bedenindeki iç salgı bezlerinin oluşturduğu sistemdir.

Şekil 2. Organ Sistemleri


3
1.2. Terimler
Terim: Bir bilim, sanat, meslek dalıyla veya bir konu ile ilgili özel ve belirli bir
kavramı karşılayan kelime.
Anatomik
Çizim 1 ve tıbbi terimler Latince ve Grekçe kökenlidir.
Anatomi bilim alanında çok kullanılan bazı terimler ve Türkçe karşılıkları:

Terim Türkçe Karşılığı Terim Türkçe Karşılığı

Anrerior Ön Posterior Arka

Ventral Karna ait Dorsal Sırta ait

İnferior Alt Superior Üst


Orta hattan yanlara
Medial Orta hatta yakın olan Lateral doğru uzak olan

Proksimal Merkeze yakın Distal Merkezden uzak

Superficialis Yüzeysel Profundus Derin

Servikal Boyna ait Torakal Göğse ait

Lumbal Bele ait Sakral Kuyruk sokumuna ait

Palmar Avuç içine ait Plantar Ayak tabanına ait

Eksternal Dışta Internal İçte

Major Büyük Minor Küçük

Longus Uzun Brevis Kısa

Ipsilateral Aynı tarafta olan Kontralateral Ters tarafta olan

Dekster Sağ Sinister Sol

Santral Merkezde olan Periferik Merkezin dışında olan

Tablo 1: Anatomi bilim alanında çok kullanılan bazı terimler ve Türkçe


karşılıkları

4
SPOR ANATOMİSİ

Şekil 3

1.3. Beden Bölümleri, Temel Eksen ve Düzlemler

Beden Bölümleri

Caput: Baş
Collum veya cervix: Boyun
Truncus: Gövde
Thorax: Göğüs
Abdomen: Karın
Pelvis: Leğen
Dorsum: Sırt
Membrum superius: Üst ekstremite, üst taraf.
Omuzdan başlayıp el parmaklarının ucuna kadar
olan beden bölümü.
Omos: Omuz
Brachium: Kol. Omuz ile dirsek arasındaki beden
bölümü.
Cubitus: Dirsek
Antebrachium: Önkol. Dirsek ile el bileği
arasında kalan beden bölümü.
Carpus: El bileği
Manus: El
Pollex: El başparmağı
Membrum inferius: Alt ekstremite, alt taraf.
Kalçadan başlayıp ayak parmaklarının ucuna
kadar olan beden bölümü.
Coxa: Kalça
Femur: Kalça ile diz arasında kalan beden
bölümü.
Genu: Diz
Crus: Diz ile ayak bileği arasında kalan beden
bölümü.
Tarsus: Ayak bileği
Pes: Ayak
Hallux: Ayak başparmağı

Şekil 3. Beden Bölümleri

5
Bu Bölümde Ne Öğrendik?

* Bu bölümde anatominin türleri, bunların tanımları ve kapsamları, çok sık kullanılan anatomi terimleri,
insan bedeninin bölümlerinin Türkçe ve tıbbi terminolojik adlandırılmaları ele alınmıştır.

* Anatomi, canlıların yapısını inceleyen bir bilim dalıdır. İnsan anatomisi, hayvan anatomisi ve
bitki anatomisi gibi farklı alt alanları bulunmaktadır.

* Bunlardan insan bedeninin yapısını, gelişimini, yaşlara göre değişimini ve işlevler ile ilişkisini inceleyen
bilim dalı ise insan anatomisidir.

* İnsan anatomisi insan bedeninin nasıl ve hangi açıdan çalışıldığına göre farklı alt tiplere
ayrılmaktadır. Bunlar; makroskobik anatomi, mikroskobik anatomi, sistematik anatomi, bölgesel
(rejyonel) anatomi, topografik anatomi, spor anatomisi, yüzeysel anatomi, klinik anatomi,
radyolojik anatomi, sanatsal (estetik) anatomi ve gelişim anatomisi şeklindedir.

* İnsan bedeninde, birbirleri ile bir bütün olarak çalışan ancak farklı işlevlerde uzmanlaşmış sekiz organ
sistemi bulunmaktadır. Bunlar; hareket sistemi (lokomotor sistem), dolaşım sistemi, solunum sistemi,
sinir sistemi, sindirim sistemi, boşaltım sistemi, üreme sistemi ve endokrin sistemidir.

* Anatomik ve tıbbi terimler büyük çoğunlukla Latince ve Grekçe kökenlidir.

* Beden birçok bölümden oluşmaktadır. Bunlar; baş, boyun, gövde, göğüs, karın, leğen, sırt, omuz, kol,
önkol, el, kalça, uyluk, bacak, ayak.

6
SPOR ANATOMİSİ

Kaynakça
FEDERATIVE INTERNATIONAL PROGRAMME on ANATOMI- https://pixabay.com/tr/vectors/adam-tel-kafes-d%C3%-
CAL TERMINOLOGIES (2011). Terminologia Anatomica, 2 BC%C5%9F%C3%BCk-poli-%C3%A7okgenler-2773490/
ed. Stuttgart: Georg Thieme Verlag.
YILDIRIM, M. (2003). Lokomotor Sistem Anatomisi. İstan-
GRAY, H. (1918). Anatomy of the Human Body. Philadelp- bul: Nobel Tıp Kitabevleri.
hia: Lea & Febiger; Bartleby.com, 2000. www.bartleby.
com/107/.

7
8
2. KEMİKLER
Anatominin temeli kemik bilgisidir. Kemikleri iyi
bilmek, diğer konuların da kolayca anlaşılmasına
yardımcı olur.
Ders videosunu izlemek için
QR kodu taratın.

Kazanımlar Birlikte Düşünelim


• Kemik dokusunun özelliklerini sıralayabilir.
• İskeletin bölümlerini anlatabilir. 1. Kemik dokusunun temel özellik-
• Omurgayı oluşturan kemikleri açıklayabilir. leri nelerdir?
• Üst ekstremite kemiklerini sıralayabilir.
• Alt ekstremite kemiklerini sıralayabilir. 2. Kaç tür kemik vardır?

Başlamadan Önce 3. Egzersiz ve spor anatomisi


Önceki bölümde anatomiye giriş ve temel kavramlar konusu ele bakımından en önemli kemikler
alınmıştı. Bu bölümde ise kemikler konusu incelenecektir. İnsan hangileridir?
anatomisinin öğrenilmesinde en temel yapılar kemiklerdir. Kemik
anatomisinin yeterli ve doğru öğrenilmesi, diğer beden sistemlerinin
de iyi kavranmasını ve anlaşılmasını sağlayacaktır. Kemik anatomisinin
terminolojisi ve kemiklerin birbirleri ile ilişkisi, eklem ve kas bilgilerinin
anlaşılması için zorunludur. Kemik anatomisi bilginizi iyi oluşturarak
özellikle hareket sisteminin diğer konularını çok rahat öğrenebilirsiniz.

9
2.1. Kemik Dokusunun Görevleri ve Yapısı
Kemik, bol damarlı, mineralize bir bağ dokusu türüdür. İçeriğinde organik
ve inorganik maddeler bulunur. Organik maddeler kemiğe esneklik sağlarken
inorganik maddeler sağlamlık sağlar. İnorganik maddelerden en önemli olanları
kalsiyum bileşikleridir. Organik maddelerden en önemli olanları ise kollajenlerdir.
Okuma Önerisi Bir kemikten kesit alındığında iki bölümü olduğu görülür. Kemik dokusunun
Şekil 4
Fiziksel Aktivite ve Kemik Yoğun- yoğun ve sıkı olduğu, kemiğin dış tabakasını oluşturan bölüme korteks, kemik
luğu konulu makaleyi çevrim içi
dokusunun aralarında boşlukların olduğu, kemiğin iç bölümünü oluşturan
olarak aşağıdaki bağlantıdan
okuyabilirsiniz. bölüme spongiöz (süngerimsi) kemik adı verilir. Uzun kemiklerin uç bölümleri
epifiz olarak, ortadaki ana bölüm diafiz olarak, epifiz ile diafiz arasında yer alan
ve kemik büyümesi döneminde uzunlamasına büyümeyi sağlayan bölüm metafiz
olarak adlandırılır. Kemik dokusu en dışarıdan periost adı verilen bir zar ile
örtülüdür. Periost zarı kemiğin enine büyümesini, yenilenmesini, onarılmasını
sağlar; üzerinde bulunan sinirler sayesinde ağrı duyusunun algılanmasını sağlar.

Kemiklerin Görevleri

Destek: Kemik dokusu başka organ ve dokulara


destek, dayanak ve tutunma yeri olarak görev
yapar.

Kaslara tutunma yeri olmak: Çizgili kasların çoğu


kemiklerden başlayıp kemiklerde sonlanarak
hareketleri oluştururlar. Bazı kaslar ise
kemiklerden başlayıp yumuşak dokularda
sonlanırlar.

Mineral kaynağı olmak: Kan kalsiyum miktarı


belirli bir düzeyin altına iner ve bedene dışarıdan
kalsiyum alımında yetersizlik olursa, kemiklerde
bulunan kalsiyum kana geçerek kandaki
kalsiyum düzeyinin normal düzeyde kalmasına
yardım eder.

Kan hücrelerini üretmek: Kemik iliği, kan hücre-


leri olan alyuvar (eritrosit), akyuvar (lokösit) ve
kan pulcuklarının (trombosit) üretim yeridir.

Şekil 4. Kemiklerin Görevleri

10
SPOR ANATOMİSİ

Kemik Tipleri

Uzun kemikler: Boyu eninden fazla olan, silindi-


Yassı rik yapılı kemiklerdir.
Kemikler

Kısa kemikler: Boyu ve eni kabaca birbirine


Uzun Kemikler benzer olan kemiklerdir.
Düzensiz Kemikler

Yassı kemikler: Yassı yapılı kemiklerdir.

Kısa Kemikler
Susamsı Kemikler
Susamsı (sesamoid) kemikler: Yuvarlak veya
oval yapılı olan ve kasların kirişleri içinde
bulunan kemiklerdir.

Düzensiz (irregüler) kemikler: Şekilleri düzensiz


ve karmaşık olan, başka bir kemik tipi grubuna
sokulamayan kemiklerdir.

Şekil 5. Kemik Tipleri

İnsan iskeleti temel olarak iki bölüme ayrılarak incelenir. Bu bölümlerden


birisi aksiyel iskelet olarak adlandırılır ve orta bölümde bulunan kemiklerden
oluşur. Diğer bölüm ise appendiküler iskelet olup aksiyel iskelete yukarıdan ve
aşağıdan eklenmiş kemiklerden oluşur.

2.2. Aksiyel İskelet


Aksiyel iskelet, bedenin orta hattında bulunan kemiklerin oluşturduğu
iskelet bölümüdür. Aksiyel iskelet kemikleri üç grupta incelenir: kafa kemikleri,
omurga, göğüs kafesi kemikleri. Orta kulakta bulunan çekiç, örs, üzengi kemikleri
(malleus, incus, stapes) ve gırtlağın üzerinde, dilin altında yerleşmiş olan hyoid
kemik de aksiyel iskelete ait olmakla beraber spor anatomisi konusu kapsamına
girmemektedirler.

2.3. Kafa Kemikleri (Cranium)


Baş iskeletine kranium (cranium) adı verilir. Kranium kemikleri beyin ile
ilişkilerine göre iki gruba ayrılır. Beyni çevreleyen kemiklere nörokranium
(neurocranium) kemikleri, bunun dışında kalan ve yüz iskeletini oluşturan
kemiklere visserokranium (viscerocranium) kemikleri denir.
11
Os Frontale
Os Parietale
Os Temporale
Nörokranium Kemikleri Os Occipitale
Os Sphenoidale
Os Ethmoidale.
KAFA KEMİKLERİ

Maxilla
Mandibula
Os zygomaticum
Visserokranium Kemikleri Os nasale
Os lacrimale
Os palatinum
Vomer
Concha Nasalis Inferior

Şekil 6. Kafa Kemikleri

Görsel 1: Cranium’un önden görünümü (Gray’s Anatomy, 1918).

12
SPOR ANATOMİSİ

Görsel 2: Cranium’un soldan görünümü (Gray’s Anatomy, 1918).

2.4. Omurga (Columna Vertebralis)


Omurga, kraniumun altında bulunan ve omur (vertebra) adı verilen kemiklerin
çeşitli türde eklemler ile bir araya gelerek oluşturdukları sütunun adıdır. Erişkin
erkeklerde yaklaşık 70 cm, erişkin kadınlarda yaklaşık 60 cm uzunluğundadır.
Omurga hem taşıdığı yüklere dayanmak için kuvvetli hem de hareket edebilmek
için esnektir. Sağlıklı bir omurgaya önden veya arkadan bakıldığında düz olduğu,
yanlara doğru herhangi bir eğriliği olmadığı görülür. Ancak omurgaya yandan
bakıldığında birbiri ile devam eden iki adet S harfine benzer eğrilikleri olduğu
görülür. Bu eğrilikler, dışbükeyliği öne bakanlar (diğer bir deyişle içbükeyliği
arkaya bakanlar) ve dışbükeyliği arkaya bakanlar (diğer bir deyişle içbükeyliği
öne bakanlar) olmak üzere iki şekildedir. Dışbükeyliği öne bakan eğriliklere
lordoz, dışbükeyliği arkaya bakan eğriliklere kifoz adı verilir. Omurganın boyun
bölümünde lordoz (servikal lordoz), göğüs bölümünde kifoz (torakal kifoz), bel
bölümünde lordoz (lumbal lordoz) ve kuyruk sokumu bölümünde kifoz (sakral
kifoz) bulunur. Bu eğriliklerin normal sınırların dışına çıkması, vertebraların
üzerine gelen yüklerin vertebra yüzeylerine dengesiz dağılmasına neden olarak
vertebralarda veya vertebraları birleştiren yapılarda hasarlar oluşması sonucunu
doğurur. Omurganın yanlara doğru olan her türlü eğriliği anormal olup bu
eğriliklere skolyoz adı verilir.

13
Görsel 3: Omurganın soldan görünümü (Gray’s Anatomy, 1918).

Omurgayı oluşturan kemiklere omur (vertebra) adı verilir. Omurlar düzensiz


türde kemikler olup bulundukları bölgelere göre adlandırılırlar. Boyun
bölgesindeki omurlara boyun omurları (servikal vertebralar, 7 adet), göğüs
bölgesinde bulunan omurlara göğüs omurları (torakal vertebralar, 12 adet), bel
bölgesinde bulunan omurlara bel omurları (lumbal vertebralar, 5 adet), kuyruk
sokumu bölgesinde bulunan omurlara sakral vertebralar (5 adet) ve kuyruk
bölgesinde bulunan omurlara koksigeal vertebralar (3 veya 4 adet) adı verilir.
Sakral vertebralar birbirleriyle kaynaşıp sacrum (sakrum, kuyruk sokumu
kemiği), koksigeal vertebralar da birbirleriyle kaynaşıp coccyx (koksiks, kuyruk
kemiği) kemiğini oluştururlar. Vertebralar bulundukları bölgeye ve o bölgede
yukarıdan aşağıya doğru kaçıncı sırada olduklarına göre kodlanırlar. En üstteki
servikal vertebra C1, en alttaki servikal vertebra C7; en üstteki torakal vertebra T1,
en alttaki torakal vertebra T12; en üstteki lumbal vertebra L1, en alttaki lumbal
vertebra L5; en üstteki sakral vertebra S1, en alttaki sakral vertebra S5; en üstteki
koksigeal vertebra Co1, en alttaki koksigeal vertebra Co3-4 olarak kodlanır. C1
vertebranın özel adı Atlas, C2 vertebranın özel adı Axis, C7 vertebranın özel adı
vertebra prominens’tir.

14
SPOR ANATOMİSİ

Servikal, torakal ve lumbal vertebralar ortak bazı özelliklere sahiptirler.


Vertebralar önde oval kesitli, silindirik yapılı güçlü bir corpus vertebrae (omur
cismi) ve arkada corpus vertebrae’nin posterolateral (arka-dış) bölümlerine
tutunan arcus vertebrae (omur kemeri) adlı iki ana parçadan oluşurlar. Omur
cismi ve kemeri arasında kalan deliğe foramen vertebrale adı verilir. Corpus
vertebrae’nin posterolateral bölümünden çıkıp posterolateral yöne uzanan kısa
ve kalın çıkıntıya pedikül, pedikülün bittiği yerden posteromedian (arka-orta)
yöne uzanan ve karşı taraftan gelen eşi ile birleşen çıkıntıya ise lamina adı verilir.
Pedikül ve laminanın birleşme yerinden yukarıya doğru uzanan çıkıntıya proc.
articularis superior (üst artiküler çıkıntı), aşağıya doğru uzanan çıkıntıya proc.
articularis inferior (alt artiküler çıkıntı), yanlara doğru uzanan çıkıntıya proc.
transversus (transvers çıkıntı) adı verilir. Her iki laminanın birleşme yerinden
arkaya doğru uzanan çıkıntı proc. Spinosus (spinoz çıkıntı) olarak adlandırılır.
Servikal, torakal ve lumbal vertebraların ortak bazı özellikleri dışında
kendilerine özgü özellikleri de bulunmaktadır. Tüm servikal vertebraların proc.
transversus’larında foramen transversarium adı verilen ve içinden beyne giden
bir atardamar ve toplardamarların geçtiği bir delik bulunur. Ayrıca, Atlas (C1)
corpus’u olmamasıyla ve massa lateralis adlı yan kitlelere sahip olmasıyla,
Axis (C2) ise corpus’undan yukarı doğru uzanan dens axis adlı çıkıntısıyla
diğer tüm vertabralardan farklılık gösterirler. Torakal vertebralarının tümünün
corpus’larında ve T11 ve T12 dışındaki diğerlerinin proc. transversus’larında,
kaburgalar ile eklem yapan yüzler bulunmaktadır.
Erişkinde, beş adet sakral vertabranın birleşerek oluşturduğu kemiğe sakrum
(sacrum, kuyruk sokumu kemiği) adı verilir. Sakrum, tabanı yukarıda tepesi
aşağıda bir üçgene benzer. Ön yüzü konkav, arka yüzü konvekstir. Her iki yanında
facies auricularis adlı eklem yüzleri bulunmaktadır.

Görsel 4: Bir servikal vertebranın üstten görünümü


(Gray’s Anatomy, 1918).

15
Görsel 5: Bir torakal vertebranın üstten görünümü (Gray’s Anatomy, 1918).

Görsel 6: Bir lumbal vertebranın üst yüzünün soldan görünümü.


Şekildeki vertebra, corpus’u aşağıda, arcus’u yukarıya olacak şekilde
yerleştirilmiştir (Gray’s Anatomy, 1918).

2.5. Göğüs (Thorax) Kemikleri


Toraks iskeleti 12 adet torakal vertebra, 12 çift kosta ve bir adet sternum’dan
oluşur. Torakal vertebralar Omurga bölümünde anlatıldığı için burada tekrar
Anahtar Kavram edilmeyecektir. Toraks iskeletinde bulunan 12 çift kosta (costa, kaburga) yukarıdan
Kosta: Kaburga, aralarında
bulunan kaslar yardımıyla yukarı aşağı 1’den 12’ye kadar numaralandırılır. Tüm kostalar arkada torakal vertebralar
doğru yükselip alçalarak torakal ile eklemleşir. İlk yedi kosta önde sternum ile doğrudan, 8-10. kostalar ise dolaylı
solunum yapılmasını sağlarlar.
olarak eklemleşirken son iki kosta hiç eklemleşmez. Sternum, toraks iskeletinin
en öndeki kemiği olup yassı kemik türündedir.

16
SPOR ANATOMİSİ

Görsel 7: Thorax kemiklerinin soldan görünümü (Gray’s Anatomy, 1918).

17
2.6. Appendiküler İskelet

Şekil 7. Appendiküler İskelet Bölümleri


18
SPOR ANATOMİSİ

2.6.1. Üst Ekstremite Kemikleri


Üst ekstremite kemikleri kavşak kemikleri ve serbest üst taraf kemikleri olarak
iki bölümde incelenir. Kavşak kemikleri clavicula ve scapula olup, diğerleri serbest
üst taraf kemikleridir.

2.6.1.1. Clavicula (klavikula, köprücük kemiği)


Üst ekstremiteyi gövdeye bağlayan ve aksiyel iskelet ile eklemleşen tek
kemiktir. Hemen deri altında bulunan bu kemik yukarıdan bakıldığında hafif bir
Anahtar Kavram
S harfine benzer. Clavicula’nın medialdeki eğriliğinin konveksitesi, lateraldeki Clavicula: Bedenimizde, ilk kemik-
eğriliğinin ise konkavitesi öne bakar. Lateral ucu scapula’nın akromion adlı leşmeye başlayan ve kemikleşme-
si en son biten kemik köprücük
parçasıyla, medial ucu sternum ile eklemleşir.
kemiğidir.

Görsel 8: Sol clavicula’nın yukarıdan görünümü (Gray’s Anatomy, 1918).

2.6.1.2. Scapula (skapula, kürek kemiği)


Scapula, yassı kemik grubundan üçgen biçimli bir kemiktir. Dış yan, iç yan ve
üst olmak üzere üç kenarı (margo lateralis, margo medialis ve margo superior);
dış, üst ve alt olmak üzere üç köşesi (angulus lateralis, angulus superior, angulus
inferior) bulunur. Ön yüzünde (facies anterior) fossa subscapularis adlı çukur
bir alan bulunur. Üst kenarın lateral bölümünden öne-yukarı doğru uzanan L
şeklindeki çıkıntıya proc. coracoideus (korakoid çıkıntı) adı verilir. Bu çıkıntının
hemen medialinde bulunan çentiğe incisura scapulae adı verilir. Dış köşesinde
bulunan çukur alana cavitas glenoidalis (glenoid çukur), bu çukurun kenarının
üst bölümünde bulunan çıkıntıya tuberculum supraglenoidale, alt bölümünde
bulunan çıkıntıya tuberculum infraglenoidale adı verilir. Arka yüzünden (facies
posterior) arkaya doğru uzanan geniş çıkıntının adı spina scapulae’dir. Bu
çıkıntının üzerinde kalan boşluğa fossa supraspinata, altında kalan boşluğa ise
fossa infraspinata adı verilir. Spina scapulae dış yana doğru gittikçe büyür ve en
lateral bölümü yere paralel duruma gelir. Yere paralel olan bu bölüme acromion
(akromion) adı verilir.

19
Görsel 9: Sol scapula’nın önden görünümü (Gray’s Anatomy, 1918).

2.6.1.3. Humerus (kol kemiği)


Üst ekstremitenin brachium (brakium, kol) bölümünde bulunan bu kemik
uzun kemik grubuna aittir. Proksimalde scapula, distalde ise radius ve ulna ile
eklemleşir. Proksimal ucundaki düzgün yuvarlak yüzeyli bölüme caput humeri, bu
yüzeyin tabanını sınırlayan yuvarlak çizgisel bölüme collum anatomicum, caput
humeri’nin hemen altındaki köşenin olduğu yere collum chirurgicum adı verilir.
Proksimal ucun lateralindeki büyük çıkıntıya tuberculum majus, öne bakan daha
küçük çıkıntıya ise tuberculum minus adı verilir. Tuberculum majus’un aşağısına
doğru incelerek uzanan uzun çıkıntıya crista tuberculi majoris, tuberculum
minus’un aşağısına doğru incelerek uzanan uzun çıkıntıya ise crista tuberculi
minoris adı verilir. İki tuberculum ve crista arasında yukarı-aşağı doğrultuda
sulcus intertubercularis adlı oluk bulunur. Humerus’un diafiz bölümünün lateral
yüzünde tuberositas deltoidea bulunur. Diafizin arka yüzünde içinde radial
sinirin bulunduğu sulcus nervi radialis adlı sığ bir oluk bulunur. Kemiğin distal
ucunda iki adet eklem yüzü bulunur. Lateraldeki yuvarlak eklem yüzünün adı
capitulum humeri, medialdeki ortası oluk biçimli, kenarları yüksek, makaraya
benzer eklem yüzüne trochlea humeri adı verilir. Capitulum humeri’nin hemen
yukarısında, humerus’un ön yüzünde bulunan küçük çukura fossa radialis,
bunun hemen medialinde bulunan çukura ise fossa coronoidea adı verilir. Distal
ucun arka yüzünde fossa olecrani adlı çukur bulunur. Humerus distal ucunun
lateralindeki ve medialindeki en çıkıntılı noktalara epicondylus lateralis ve
epicondylus medialis adları verilir. Epicondylus medialis’in alt yüzünde sulcus
nervi ulnaris adlı oluk bulunur ve içinden ulnar sinir geçer.
20
SPOR ANATOMİSİ

Görsel 10: Sol humerus’un önden görünümü (Gray’s Anatomy, 1918).

2.6.1.4. Radius (döner kemik)


Üst ekstremitenin antebrachium (antebrakium, önkol) bölümünde bulunan
iki kemikten lateralde yerleşmiş olan bu kemik uzun kemik grubuna aittir.
Proksimalde humerus ve ulna, distalde ise ulna ve bazı karpal kemikler ile
eklemleşir. Proksimal ucuna caput radii, bunun hemen altındaki ince bölüme
ise collum radii adı verilir. Caput radii’nin üst yüzeyi çukur olup fovea articularis
olarak adlandırılır. Caput radii’nin çevresi silindirik yapıda olup circumferentia
articularis olarak adlandırılır. Collum radii’nin hemen distalinde ön yüzde
ve biraz mediale dönük olarak bulunan çıkıntıya tuberositas radii adı verilir.
Radius’un diafizinin medial yanındaki keskin kenarın adı margo interosseus’tur.
Distal ucun alt yüzü el bileği kemikleri ile eklemleşen bir yüzeye sahiptir. Alt ucun
lateral köşesi distale doğru uzanır. Bu uzantının adı proc. styloideus’tur. Distal
ucun medial kenarında, ulna’nın eklemleştiği incisura ulnaris, arka yüzünde ise
tuberculum dorsale bulunur.

21
Görsel 11: Sol radius ve ulna’nın önden görünümü (Gray’s Anatomy,
1918).

2.6.1.5. Ulna (dirsek kemiği)


Üst ekstremitenin antebrachium (antebrakium, önkol) bölümünde bulunan
iki kemikten medialde yerleşmiş olan bu kemik uzun kemik grubuna aittir.
Proksimalde humerus ve radius, distalde ise radius ile eklemleşir. Proksimal
ucunda bulunan ve içbükeyliği öne bakan çentiğe incisura trochlearis, bu
çentiğin üst bölümünü oluşturan ve arkaya doğru uzanan çıkıntıya olecranon,
bu çentiğin alt bölümünü oluşturan ve öne doğru uzanan çıkıntıya ise proc.
coronoideus adı verilir. Processus coronoideus’un hemen lateralinde bulunan
çentik incisura radialis, hemen altında bulunan çıkıntı ise tuberositas ulnae
olarak adlandırılır. Ulna’nın diafizinin lateral yanındaki keskin kenarın adı margo
interosseus’tur. Ulna distal ucundaki yuvarlak bölüm caput ulnae, bunun hemen
proksimalindeki ince bölüm ise collum ulnae olarak adlandırılır. Caput ulnae’nin
çevresi silindirik yapıda olup circumferentia articularis olarak adlandırılır. Caput
ulnae’nin medialinden aşağı doğru uzanan çıkıntıya proc. styloideus adı verilir.

2.6.1.6. El (manus) kemikleri


El iskeleti üç bölüme ayrılarak incelenir: el bileği kemikleri (karpal kemikler),
el tarak kemikleri (metakarpal kemikler), el parmak kemikleri (falankslar).

22
SPOR ANATOMİSİ

Karpal kemikler: El bileğinde proksimal ve distal olarak iki sıra şeklinde


dizilmiş sekiz kemik bulunur. Proksimal sırada bulunan kemikler lateralden
mediale sırasıyla şunlardır: os scaphoideum1, os lunatum2, os triquetrum ve
os pisiforme. Distal sırada bulunan kemikler ise lateralden mediale şu şekilde
sıralanır: os trapezium, os trapezoideum, os capitatum ve os hamatum. Os
pisiforme sesamoid, diğer kemikler kısa kemik türündedir.
Metakarpal kemikler: El tarak kemikleri beş adet olup lateralden mediale
doğru birden beşe kadar numaralandırılırlar. Hepsi uzun kemik türündedir.
Proksimal uçlarına basis, distal uçlarına caput adı verilir. Proksimalde distal sıra
karpal kemiklerle, distalde proksimal falankslar ile eklemleşirler.
Falankslar (phalanges): Başparmakta iki, diğer parmaklarda üçer adet olan
falanksların hepsi uzun kemik türündedir. Proksimal uçlarına basis, distal
uçlarına caput adı verilir. Metakarplar ile eklemleşenlerine proksimal falanks, en
uçta distalde olanlarına distal falanks, proksimal ve distal falanksların arasında
bulunanlarına orta falanks adı verilir. Başparmakta orta falanks bulunmaz.

Görsel 12: Sol el kemiklerinin önden görünümü (Gray’s Anatomy, 1918).

1 El bileğinin en çok kırılan kemiği os scaphoideum’dur.


2 El bileğinin en çok çıkan kemiği os lunatum’dur.

23
2.6.2. Alt Ekstremite Kemikleri
Alt ekstremite kemikleri kavşak kemiği ve serbest alt taraf kemikleri olarak
iki bölümde incelenir. Kavşak kemiği os coxae olup, diğerleri serbest alt taraf
kemikleridir.

2.6.2.1. Kalça kemiği (os coxae)


Alt ekstremiteyi aksiyel iskelete bağlayan kemik olup düzensiz türdedir.
Ergenlik döneminde birbirleriyle kaynaşan üç kemikten oluşur: ilium, pubis,
ischium. Ilium kemiğinin en yukarıdaki yuvarlak kenarına crista iliaca adı
verilir. Crista iliaca’nın ön ucuna spina iliaca anterior superior, bu çıkıntının
biraz aşağısındaki çıkıntıya da spina iliaca anterior inferior adı verilir. Crista
iliaca’nın arka ucuna spina iliaca posterior superior, bu çıkıntının biraz
aşağısındaki çıkıntıya da spina iliaca posterior inferior adı verilir. Coxa kemiğinin
lateral yüzünde üç kemiğin birleşme yerinde bulunan yuvarlak biçimli derin
çukura acetabulum (O: asetabulum) adı verilir. Acetabulum’un hemen altındaki
büyük delik foramen obturatum olarak adlandırılmıştır. Ilium kemiğinin arka
bölümünün medial yüzündeki kulak biçimli düzensiz alana facies auricularis
adı verilir. Coxa kemiğinin en alttaki parçası olan ischium kemiğinin arka-aşağı
doğru bakan yuvarlak ve kaba bölümü tuber ischiadicum olarak adlandırılır.
Foramen obturatum adlı deliğin ön bölümü pubis kemiği tarafından oluşturulur.
Pubis kemiğinin üstteki koluna ramus superior, alttaki koluna ramus inferior
adı verilir. Pubis kemiğinin en medialdeki parçasının üst kenarından yukarıya
doğru tuberculum pubicum adlı küçük bir çıkıntı uzanır. Her iki pubis kemiğinin
birbirlerine bakan yüzlerine facies symphysialis adı verilir.

24
SPOR ANATOMİSİ

Görsel 13: Sol os coxae’nin lateralden görünümü


(Gray’s Anatomy, 1918).

2.6.2.2. Femur (uyluk kemiği)


Bedendeki en uzun kemik olan femurun boyu ait olduğu kişinin boyunun
yaklaşık dörtte biri kadardır. Proksimal ucunda bulunan ve yukarı-mediale bakan
yuvarlak bölüm caput femoris, bunun hemen altındaki ince bölüm ise collum
femoris olarak adlandırılır. Collum femoris’in lateralinde bulunan trochanter
major adlı çıkıntıya bazı kalça kasları tutunur. Collum femoris’in altında, mediale
ve biraz arkaya doğru yönelmiş olan çıkıntı trochanter minor’dur. Femur diafizinin
arka yüzünde birbirine paralel olarak yukarıdan aşağıya doğru ilerleyen çizgi
şeklindeki çıkıntılara linea aspera adı verilir. Femur’un distal ucunda bulunan
iki büyük şişkinlikten lateralde olanı condylus lateralis, medialde olanı condylus
medialis olarak adlandırılır. Condylus lateralis’in en lateralindeki sivri çıkıntıya
epicondylus lateralis, condylus medialis’in en medialindeki sivri çıkıntıya
epicondylus medialis adları verilir.

25
Görsel 14: Sol femur’un arkadan görünümü (Gray’s Anatomy, 1918).

2.6.2.3. Patella (diz kapağı)


Quadriceps femoris kasının tendonu içine yerleşmiş olan bu kemik3 susamsı
kemik türündedir. Tabanı yukarıda (basis patellae) tepesi aşağıda (apex patellae)
olan bir üçgene benzer. Arka yüzü femur kemiğinin distal ucu ile eklemleşir.

Görsel 15: Sağ patella’nın arkadan görünümü (Gray’s Anatomy, 1918).

3 Patella, bedenimizdeki en büyük susamsı kemiktir.

26
SPOR ANATOMİSİ

2.6.2.4. Tibia (kaval kemiği)


Bacak (crus) bölgesinde bulunan iki kemikten medialde yerleşmiş olanıdır.
Uzun kemik tipindedir. Proksimal ucunda bulunan iki büyük şişkinlikten lateralde
olanı condylus lateralis, medialde olanı condylus medialis olarak adlandırılır.
Condylus lateralis’in en lateralindeki sivri çıkıntıya epicondylus lateralis, condylus
medialis’in en medialindeki sivri çıkıntıya epicondylus medialis adları verilir. Her
İpucu
iki condylus arasında, tibia’nın ön yüzünde bulunan belirgin çıkıntıya tuberositas Eklemler konusuna 3. bölümde yer
tibiae adı verilir. Proksimal ucun arkasındaki eğik, ince çizginin adı linea musculi verilecektir.
solei’dir. Tibia’nın ön kenarı deri altında çok kolay ele gelir. Lateralde bulunan
kenarının adı margo interosseus’tur. Tibia’nın alt ucu ayak bileği ile eklemleşir.
Alt ucun aşağı doğru uzanan çıkıntısına malleolus medialis adı verilir.

Görsel 16: Sağ tibia ve fibula’nın önden görünümü


(Gray’s Anatomy, 1918).

2.6.2.5. Fibula (kamış kemiği)


Bacak (crus) bölgesinde bulunan iki kemikten posterolateralde yerleşmiş
olanıdır. Uzun kemik tipindedir. Proksimal ucundaki şişkin bölüme caput fibulae,
bunun hemen altındaki ince bölüme ise collum fibulae adı verilir. Fibula’nın
tibia’ya bakan kenarının adı margo interosseus’tur. Distal ucundaki şişkin parçaya
malleolus lateralis adı verilir.

27
2.6.2.6. Ayak (pes) kemikleri

Şekil 8. Pes (ayak kemikleri) bölümleri

Tarsal kemikler: Ayak bileğinde proksimal ve distal olarak iki sıra şeklinde
dizilmiş sekiz kemik bulunur. Proksimal sırada bulunan kemiklerden yukarıda
bulunanı talus (aşık kemiği), aşağıda bulunanı calcaneus’tur (topuk kemiği). Distal
sıra kemikleri os naviculare, os cuneiforme mediale, os cuneiforme intermedium,
os cuneiforme laterale ve os cuboideum’dur. Ayak bileği kemiklerinin tümü kısa
kemik tipindedir.
Metatarsal kemikler: Ayak tarak kemikleri beş adet olup medialden laterale
doğru birden beşe kadar numaralandırılırlar. Hepsi uzun kemik tipindedir.
Proksimal uçlarına basis, distal uçlarına caput adı verilir. Proksimalde distal sıra
tarsal kemiklerle, distalde proksimal falankslar ile eklemleşirler.
Falankslar (phalanges): Başparmakta iki, diğer parmaklarda üçer adet
olan falanksların hepsi uzun kemik tipindedir. Proksimal uçlarına basis, distal
uçlarına caput adı verilir. Metatarslar ile eklemleşenlerine proksimal falanks, en
uçta distalde olanlarına distal falanks, proksimal ve distal falanksların arasında
bulunanlarına orta falanks adı verilir. Başparmakta orta falanks bulunmaz.

28
SPOR ANATOMİSİ

Görsel 17: Sağ ayak iskeletinin yukarıdan görünümü


(Gray’s Anatomy, 1918).

29
Bu Bölümde Ne Öğrendik?

* Bu bölümde kemiklerin temel yapısı, insan iskeletinin bölümleri, iskelet bölümlerindeki egzersiz ve
spor anatomisi bakımından önemli kemiklerin adları, önemli parçalarının adları, bu kemiklerin komşu
kemikler ile ilişkileri gibi konulara yer verilmiştir.

* Kemik, esneklik sağlayan organik maddeler ve sağlamlık sağlayan inorganik maddeler içeren,
bol damarlı ve mineralize bir bağ dokusu türüdür.

* Kemiklerin destek, kaslara tutunma yeri olmak, mineral kaynağı olmak ve kan hücreleri üretmek gibi
görevleri bulunmaktadır.

* Kemikler biçimlerine göre uzun kemikler, kısa kemikler, yassı kemikler, susamsı kemikler ve
düzensiz kemikler şeklinde beş gruba ayrılarak incelenmektedirler.

* İnsan iskeleti temel olarak orta bölümde bulunan kemiklerden oluşan aksiyel iskelet ve yukarıdan ve
aşağıdan eklenmiş kemiklerden oluşan appendiküler iskelet şeklinde iki bölümden oluşmaktadır.

* Aksiyel iskelet kemikleri kafa kemikleri, omurga, göğüs kafesi kemikleri olmak üzere üç grupta
incelenmektedir.

* Kranium adı verilen baş iskeleti beyni çevreleyen nörokranium (neurocranium) kemikleri ve yüz iskeletini
oluşturan visserokranium (viscerocranium) kemiklerinden oluşmaktadır.

* Hem taşıdığı yüklere dayanmak için kuvvetli hem de hareket edebilmek için esnek bir yapıya
sahip olan omurga, omur ile çeşitli türde eklemlerin oluşturduğu sütunun adıdır. Omurga,
erişkin erkeklerde yaklaşık 70 cm, erişkin kadınlarda yaklaşık 60 cm uzunluğundadır.

* Göğüs yani toraks iskeleti 12 adet torakal vertebra, 12 çift kosta ve bir adet sternum’dan oluşmaktadır.

* Appendiküler iskelet üst ekstremite kemikleri ve alt ekstremite kemiklerinden oluşmaktadır.

* Üst ekstremite kemikleri clavicula (klavikula, köprücük kemiği), scapula (skapula, kürek kemiği), humerus
(kol kemiği), radius (döner kemik), ulna (dirsek kemiği) ve el (manus) kemiklerinden oluşmaktadır.

* Alt ekstremite kemikleri ise kalça kemiği (os coxae), femur (uyluk kemiği), patella (diz kapağı),
tibia (kaval kemiği), fibula (kamış kemiği) ve ayak (pes) kemiklerinden oluşmaktadır.

30
SPOR ANATOMİSİ

Kaynakça
FEDERATIVE INTERNATIONAL PROGRAMME on ANATOMI- https://pixabay.com/tr/illustrations/iskelet-insan-ke-
CAL TERMINOLOGIES (2011). Terminologia Anatomica, 2 mik-kemikler-3342754/
ed. Stuttgart: Georg Thieme Verlag.
MARTINI, F.H., NATH, J.L., BARTHOLOMEW, E.F. (2012).
GRAY, H. (1918). Anatomy of the Human Body. Philadelp- Fundamentals of Anatomy & Physiology, 9. Baskı, San
hia: Lea & Febiger; Bartleby.com, 2000. www.bartleby. Francisco: Pearson Benjamin Cummings.
com/107/.
YILDIRIM, M. (2003). Lokomotor Sistem Anatomisi, İstan-
HAMILL J., KNUTZEN, K.M., DERRICK, T.R. (2015). Biome- bul: Nobel Tıp Kitabevleri.
chanical Basis of Human Movement, 4. Baskı. Philadelp-
hia: Lippincott Williams & Wilkins.

31
32
3. EKLEMLER
İskeletimizin bir bütün halinde olmasını büyük
oranda eklemlere borçluyuz.
Ders videosunu izlemek için
QR kodu taratın.

Kazanımlar Birlikte Düşünelim


• Eklemlerin türlerinin neler olduğunu anlatabilir.
• Eklemlerin yaptığı temel hareketleri sıralayabilir. 1. Kaç tür eklemimiz vardır?
• Temel eksenler ve düzlemleri ifade edebilir.
• Hangi eklem hareketleri hangi eksen ve düzlemlerde 2. Bedenimizdeki en hareketli
gerçekleştiğini gösterebilir. eklem hangisidir?
• Önemli eklemlerin anatomik özelliklerini açıklayabilir.
3. Eklem hareketleri hangi eksen
Başlamadan Önce ve düzlemlerde oluşur?
Önceki bölümde kemikler konusu ele alınmıştı. Bu bölümde ise
kemiklerin bir araya gelerek oluşturduğu birleşme yerleri olan eklemler
incelenecektir. Eklemlerin işlevlerini doğru anlamak için eklemlerin
hangi türlere ayrıldığını ve bu türlerin özelliklerini iyi bilmek gereklidir.
Bu bölümde yer alan temel eklem bilgilerinin kavranması kasların
işlevlerinin de doğru öğrenilmesine katkı sağlayacaktır.

33
Şekil 9

3.1. Eklemlere Giriş ve Eklem Hareketlerinin Adları


En az iki kemiğin bir araya gelerek oluşturduğu birleşme yerlerine eklem
(junctura) adı verilir. Eklemlerin bazıları hareket oluşturma yeteneğine sahipken
bazıları da bu yeteneğe sahip değildir. Eklemlerin ve beden bölümlerinin
birbirlerine göre konumlarının değişmesiyle oluşan hareketler belli adlar ile ifade
edilirler. Bu hareketlerin adlarını doğru bilmek ve kullanmak, anlatılmak istenen
hareketin başka kişiler tarafından doğru anlaşılmasını sağlar.

Eklem Hareketlerinin
Adları

Fleksiyon
Ekstansiyon
Abduksiyon
Lateral fleksiyon
Dış rotasyon
İç rotasyon
Pronasyon
Supinasyon
Skapula elevasyonu
Skapula depresyonu
Protraksiyon
Retraksiyon
Plantar fleksiyon
Dorsal fleksiyon (dorsifleksiyon)
İnversiyon
Eversiyon
Horizontal abduksiyon
Horizontal adduksiyon
Sirkumdüksiyon

Şekil 9. Eklem Hareketlerinin Adları

Fleksiyon: Kalça eklemi ve daha yukarıdaki eklemlerin ön açılarının, diz


eklemi ve altındaki eklemlerin arka açılarının azalmasıyla oluşan harekettir
(transvers eksende ve sagittal düzlemde oluşur).

34
SPOR ANATOMİSİ

Ekstansiyon: Kalça eklemi ve daha yukarıdaki eklemlerin ön açılarının,


diz eklemi ve altındaki eklemlerin arka açılarının artmasıyla oluşan harekettir
(transvers eksende ve sagittal düzlemde oluşur).
Abduksiyon: Beden bölümünün anatomik duruştan dış yana doğru uzaklaşma
yönünde yaptığı harekettir [sagittal eksende ve frontal (koronal) düzlemde oluşur].
Adduksiyon: Beden bölümünün abduksiyondan anatomik duruşa geri dönme
yönünde yaptığı harekettir [sagittal eksende ve frontal (koronal) düzlemde oluşur].
Lateral fleksiyon: Omurganın sola veya sağa bükülme hareketidir. Abduksiyon
olarak da adlandırılır [sagittal eksende ve frontal (koronal) düzlemde oluşur].
Dış rotasyon: Beden bölümünün, konumunu koruyarak ön yüzünün dışa
doğru dönmesiyle oluşan harekettir. Eksternal rotasyon ve lateral rotasyon olarak
da adlandırılır [vertikal eksende ve transvers (horizontal) düzlemde oluşur].
İç rotasyon: Beden bölümünün, konumunu koruyarak ön yüzünün içe
dönmesiyle oluşan harekettir. İnternal rotasyon ve medial rotasyon olarak da
adlandırılır [vertikal eksende ve transvers (horizontal) düzlemde oluşur].
Anahtar Kavram
Pronasyon: Önkolun iç rotasyonudur [vertikal eksende ve transvers Vertikal: Yatay bir yüzeye veya
(horizontal) düzlemde oluşur]. çizgiye dik veya 90° açıyla ayakta
Supinasyon: Önkolun dış rotasyonudur [vertikal eksende ve transvers durmak veya işaret etmek.

(horizontal) düzlemde oluşur].


Skapula elevasyonu: Skapulanın yükselmesi hareketidir [vertikal eksende ve
frontal (koronal) düzlemde oluşur].
Skapula depresyonu: Skapulanın inmesi hareketidir [vertikal eksende ve
frontal (koronal) düzlemde oluşur].
Protraksiyon: Klavikula ve skapulanın öne doğru kayma hareketidir [vertikal
eksende ve transvers (horizontal) düzlemde oluşur].
Retraksiyon: Klavikula ve skapulanın arkaya doğru kayma hareketidir [vertikal
eksende ve transvers (horizontal) düzlemde oluşur].
Plantar fleksiyon: Ayak tabanının (planta pedis) geriye doğru bakacağı şekilde
yapılan ayak hareketidir. Ayak fleksiyonu olarak da adlandırılır. Ancak spor ve
egzersiz terminolojisinde yanlış olarak ekstansiyon olarak adlandırılmaktadır
(transvers eksende ve sagittal düzlemde oluşur).
Dorsal fleksiyon (dorsifleksiyon): Ayak sırtının (dorsum pedis) bacağın ön
yüzüne yaklaşacağı şekilde yapılan ayak hareketidir. Ayak ekstansiyonu olarak
da adlandırılır. Ancak spor ve egzersiz terminolojisinde yanlış olarak fleksiyon
olarak adlandırılmaktadır (transvers eksende ve sagittal düzlemde oluşur).
İnversiyon: Ayak tabanının orta çizgiye doğru dönmesi hareketidir [sagittal
eksende ve frontal (koronal) düzlemde oluşur].
Eversiyon: Ayak tabanının orta çizgiden dışa doğru uzaklaşması hareketidir
[sagittal eksende ve frontal (koronal) düzlemde oluşur].
Horizontal abduksiyon: Üst veya alt ekstremitelerin gövde ile 90 derece
açı yapacak şekilde ve yere paralel olarak orta çizgiden uzaklaşma hareketidir
[vertikal eksende ve transvers (horizontal) düzlemde oluşur].

35
Horizontal adduksiyon: Üst veya alt ekstremitelerin gövde ile 90 derece açı
yapacak şekilde ve yere paralel olarak orta çizgiye yaklaşma hareketidir [vertikal
eksende
Çizim 2ve transvers (horizontal) düzlemde oluşur].
Sirkumdüksiyon: Bir beden bölümünün serbest ucunun havada dairesel,
konik hareketler yapmasıdır (üç eksen ve üç düzlemde de oluşur).

3.2. Eklemlerin Sınıflanması


Eklemler iki açıdan sınıflanırlar: yapısal (morfolojik) sınıflama ve işlevsel
(fonksiyonel) sınıflama.

SUTURA

FİBRÖZ GOMPHOSIS

SYNDESMOSIS

KESİNTİSİZ
SYNCHONDROSIS

KIKIRDAK
SYMPHYSIS
MORFOLOJİK
OSSEÖZ
SINIFLANDIRILMASI
EKLEMLERİN

KESİNTİLİ SİNOVYAL

HARAKETSİZ

FONKSİYONEL AZ HAREKETLİ

HAREKETLİ

Tablo 2: Eklem sınıflaması tablosu.

Yapısal (Morfolojik) Sınıflama


Bu sınıflama eklemi oluşturan kemiklerin birleşme biçimine göre yapılır.
Eklemler yapılarına göre üç türe ayrılırlar:
Fibröz eklemler: Eklemleşen kemiklerin, sağlam ve dayanıklı bir yumuşak
doku türü olan fibröz doku aracılığı ile birleştiği eklemlerdir. Üç tür fibröz eklem
vardır. Sutura, sindezmoz (syndesmosis), gomfoz (gomphosis). Sutura tipi
eklemler sadece kafa kemikleri arasında bulunurlar. Sindezmoz tipi eklemler

36
SPOR ANATOMİSİ

kemikler arasında uzanan fibröz doku yapılı bantlar ve membranlardır. Gomfoz


tipi eklemler diş kökleri ve çene kemikleri arasında bulunan eklemlerdir.
Kıkırdak (kartilaginöz) eklemler: Eklemleşen kemiklerin kıkırdak doku
aracılığı ile birleştiği eklemlerdir. İki tür kıkırdak eklem vardır. Sinkondroz
(synchondrosis) ve simfizis (symphysis). Sinkondroz türü eklemler, kemikleri
birleştiren kıkırdak dokunun homojen olduğu eklemlerdir. Simfizis türü
eklemler, kemik yüzeylerinin kıkırdak doku ile kaplı olduğu ve bunların arasında
birbirinden farklı görevleri olan iki bölüme sahip olan disk adlı bir yapının
olduğu eklemlerdir. Bu iki bölümden dıştakine anulus fibrosus, içtekine nucleus
pulposus adları verilir.
Osseöz eklemler: Önceden kıkırdak türde olan eklemlerin, kıkırdak doku
tamamen kemikleşerek oluşturduğu eklem türüdür.
Sinovyal eklemler: Eklemleşen kemiklerin birbiri ile yapışıklık göstermediği,
kemiklerin başka yapılar ile bir arada tutulduğu eklemlerdir.
Sinovyal eklemlerin temel özellikleri şunlardır:

- Eklem yüzleri: Kemiklerin eklemi katılan ve eklem kıkırdağı ile kaplı


bölümleridir. Bazı eklemlerde bu kıkırdaklara ek olarak bazı ek kıkırdak
yapılar da bulunmaktadır. Bu ek yapılar disk, labrum ve meniscus’tur.
Diskler yuvarlak biçimli olup bulundukları eklem boşluğunu ikiye
ayırırlar. Labrum, bulunduğu eklemi oluşturan kemiklerin eklem
yüzlerinden birisinin çevresinde bulunan yuvarlak biçimli bir kıkırdak
yapıdır. Meniscus’lar yüzeyleri birbiri ile uyumsuz olan iki kemiğin
arasındaki boşluğu doldurarak uyumsuzluğu gideren C şeklindeki
kıkırdak yapılardır.
- Eklem kapsülü: Ekleme katılan kemik bölümlerini çevreleyen ve
eklemi kapalı bir ortamda barındıran kılıftır. İki tabakadan oluşur:
dıştakine fibröz tabaka, içtekine sinovyal tabaka denir. Fibröz tabaka
eklem stabilizasyonuna katkı sağlar. Sinovyal tabaka ise hem eklem
kıkırdaklarını besleyen hem de eklem yüzlerinin kayganlaşmasını
sağlayan sinovyal sıvıyı1 salgılar ve geri emer. Sinovyal tabaka ayrıca
eklem içindeki basıncın atmosfer basıncından düşük olmasını (negatif
basınç) sağlar.
- Eklem boşluğu: Eklem kapsülü içinde bulunan hacimdir. Eklem boşluğu
içinde sinovyal sıvı, bazı eklemlerde de ek kıkırdak yapılar ve bağlar
bulunur. Boşluğun içindeki basınç atmosfer basıncından düşüktür
(negatif basınç).
- Eklem bağları (ligamentler): Eklemi oluşturan kemikleri birleştiren
fibröz bantlardır. Eklem kapsülü ile olan ilişkilerine göre üçe ayrılırlar:
ekstrakapsüler (kapsül dışı) bağlar, kapsüler (kapsüle ait) bağlar ve

1 Eklem kıkırdağının beslenmesi çok büyük oranda sinovyal sıvıya bağlıdır.

37
intrakapsüler (kapsül içi) bağlar. Ligamentler ait olduğu eklemin bazı
hareketlerini sınırlar ve bazı hareketlerine izin verir.
Sinovyal eklemlerin stabilitesi (sağlamlığı) eklem içi negatif basınç, eklemi
çaprazlayan kaslar, eklem yüzeylerinin uyumu ve eklem ait ligamentler tarafından
sağlanır.

Sinovyal eklemlerin türleri


Sinovyal eklemler şekillerine göre türlere ayrılmaktadır:
- Ginglimus (menteşe) türü eklemler: Bu tür eklemler sadece fleksiyon-
ekstansiyon hareketlerini yapabilirler.
- Trokoid (silindirik) eklemler: Bu tür eklemler sadece rotasyon hareketlerini
(dış-iç rotasyon, supinasyon-pronasyon) yapabilirler.
- Elipsoid eklemler: Bu tür eklemler fleksiyon-ekstansiyon ve abduksiyon-
adduksiyon hareketlerini yapabilirler; rotasyon hareketlerini yapamazlar.
- Sellar (eyersi) eklemler: Bu tür eklemler fleksiyon-ekstansiyon ve
abduksiyon-adduksiyon hareketlerini yapabilirler; rotasyon hareketlerini
ya yapamazlar ya da çok az yaparlar.
- Bikondiler (modifiye menteşe) eklemler: Bu tür eklemler fleksiyon-
ekstansiyon ve rotasyon hareketlerini yapabilirler; abduksiyon-
adduksiyon hareketlerini yapamazlar.
- Sferoid (küresel) eklemler: Bu tür eklemler fleksiyon-ekstansiyon,
abduksiyon-adduksiyon ve rotasyon hareketlerini yapabilirler.
- Plana (düz) eklemler: Bu tür eklemler tüm hareketleri yapabilirler.

Eklem hareketlerinin oluştuğu eksen ve düzlemler


Eklem hareketlerinin biyomekanik tanımlamalarında üç adet eksen (axis)
ve üç adet düzlem (planum) kullanılır. Eksenler matematikteki doğru kavramına
karşılık gelirler; tek boyutlu olup sadece uzunlukları vardır. Düzlemler ise
matematiksel olarak iki boyutlu olup uzunlukları ve genişlikleri vardır. Üç temel
eksen sagittal eksen, transvers eksen ve vertikal eksendir. Üç temel düzlem ise
sagittal düzlem, frontal düzlem ve transvers düzlemdir.
Sagittal eksen (axis sagittalis) bedeni ön-arka doğrultuda geçen ve yere paralel
olan eksendir. Transvers (mediolateral) eksen (axis transversalis) bedeni sol-sağ
Anahtar Kavram
Horizontal: Yere veya bir şeyin alt doğrultuda geçen ve yere paralel olan eksendir. Vertikal eksen (axis verticalis)
veya üst kenarına paralel. bedeni yukarı-aşağıya doğrultuda geçen ve yere dik olan eksendir.
Sagittal düzlem (planum sagittale) bedeni ön-arka doğrultuda kesen ve yere
dik olan düzlemdir; bedeni sol ve sağ parçalara ayırır. Sagittal düzlemlerin bedeni
tam ortadan kesen ve iki eşit parçaya ayıranına median düzlem veya midsagittal
düzlem adı verilir. Frontal (koronal) düzlem (planum frontale) bedeni sol-sağ
doğrultuda kesen ve yere dik olan düzlemdir, bedeni ön ve arka parçalara ayırır.
Transvers (horizontal) düzlem (planum horizontale) bedeni yere paralel olarak
kesen düzlemdir, bedeni üst ve alt parçalara ayırır.

38
SPOR ANATOMİSİ

Sinovyal eklemler kullanabildikleri eksen veya düzlem sayısına göre üç gruba


ayrılırlar:
- Tek eksenli (diğer bir deyişle tek düzlemli eklemler) eklemler sadece bir
temel eksen üzerinde (diğer bir deyişle sadece bir temel düzlem içinde)
hareket edebilen eklemlerdir. Ginglimus ve trokoid tür eklemler bu
grupta bulunurlar. Ginglimus eklemler sadece transvers ekseni ve sagittal
düzlemi, trokoid eklemler ise sadece vertikal ekseni ve transvers düzlemi
kullanabilirler.
- İki eksenli eklemler (diğer bir deyişle iki düzlemli eklemler) iki temel
eksen üzerinde (diğer bir deyişle iki temel düzlem içinde) hareket edebilen
eklemlerdir. Elipsoid, sellar ve bikondiler eklemler bu grupta bulunurlar.
Elipsoid eklemler sagittal ve transvers eksenler ile sagittal ve frontal
(koronal) düzlemleri kullanabilirlerken bikondiler eklemler transvers
ve vertikal eksenler ile sagittal ve transvers (horizontal) düzlemleri
kullanabilirler. İki eksenli eklemler sirkumdüksiyon hareketi yapabilirler.
- Üç eksenli eklemler (diğer bir deyişle üç düzlemli eklemler) tüm eksenler
üzerinde (diğer bir deyişle tüm düzlemler içinde) hareket edebilen
eklemlerdir. Sferoid ve plana tür eklemler bu grupta bulunurlar. Üç
eksenli eklemler sirkumdüksiyon hareketi yapabilirler.

İşlevsel (Fonksiyonel) Sınıflama


Bu sınıflama eklemin hareket kapasitesine göre yapılır. Eklemler hareket
kapasitelerine göre üç türe ayrılır:
- Sinartroz (synartrosis): Hareket etmeyen eklemlerdir.
- Amfiartroz (amphiarthrosis): Hareket kapasitesi az olan eklemlerdir.
- Diartroz (diarthrosis): Hareket kapasitesi yüksek olan eklemlerdir.

39
3.3. Aksiyel İskelet Eklemleri
3.3.1. Symphysis intervertebralis
Symphysis intervertebralis, vertebraların korpusları arasında bulunur (C1-
C2 arası hariç). Vertebraların korpuslarının alt ve üst yüzeyleri ince bir kıkırdak
doku ile kaplıdır. Kıkırdak dokuların arasında ise, discus intervertebralis olarak
adlandırılan ve birbirinden farklı görevleri olan iki bölüme sahip olan kıkırdak
bir yapı bulunur. Dıştaki bölüm anulus fibrosus olarak adlandırılır ve hem
dayanıklılık hem de iç bölümün yerinde kalmasını sağlar. İç bölüm olan nucleus
pulposus2 ise jel kıvamında bir kıkırdak doku olup vertebranın üzerine binen
yükleri vertebraların alt ve üst yüzeylerine ve anulus fibrosus’un iç yüzüne
olabildiğince eşit dağıtılmasını sağlar.

Görsel 1: Symphysis intervertebralis’in vertikal kesiti (Gray’s Anatomy,


1918).

3.3.2. Median atlantoaksiyal eklem


Atlas ön kemeri ile dens axis arasında oluşan trokoid türde sinovyal eklemdir.
Baş rotasyonunun çoğu bu eklemde oluşur.

Görsel 2:Median atlantoaksiyal eklemin yukarıdan görünümü (Gray’s


Anatomy, 1918).

3.3.3. Faset eklemler

2 Nucleus pulposus’un anulus fibrosus’un hasarlı bölümlerinden dışarı çıkması durumuna “disk
fıtığı” adı verilir.
40
SPOR ANATOMİSİ

İki komşu omurun proc. articularis superior ve proc. articularis inferior’ları


arasında oluşan plana türde sinovyal eklemlerdir.

3.3.4. Sakroiliak eklem


Sacrum ve coxa kemiklerinin facies auricularis’leri arasında oluşan plana
türde sinovyal eklemdir.

3.3.5. Kostovertebral eklemler


Kostaların baş bölümü ile vertebraların corpus’ları arasında ve kostaların
arkasındaki çıkıntılar ile vertebraların proc. transversus’ları arasında oluşan
eklemlerdir. Torakal solunum hareketleri bu eklemler ile yapılır.

41
3.4. Üst Ekstremite Eklemleri

Şekil 10. Üst Ekstremite Eklemleri

42
SPOR ANATOMİSİ

3.4.1. Sternoklavikular eklem3 (art. sternoclavicularis)


Clavicula’nın medial ucu ile sternum arasında oluşan sellar türde sinovyal
eklemdir. Eklem içinde disk bulunur; elevasyon-depresyon, horizontal
abduksiyon-horizontal adduksiyon, öne-arkaya rotasyon hareketlerini yapabilir.

3.4.2. Akromioklavicular eklem (art. acromioclavicularis)


Clavicula’nın lateral ucu ile acromion arasında oluşan plana türde sinovyal
eklemdir. Bazı kişilerde eklem içinde disk bulunur. Kayma hareketleri yapar.

3.4.3. Omuz eklemi (art. humeri)


Omuz eklemi4 insan bedenindeki en hareketli (hareket açıklığı en fazla)
eklemdir. Scapula’nın cavitas glenoidalis’i ile caput humeri arasında, sferoid
tipte sinovyal eklemdir. Cavitas glenoidalis’in kenarlarında labrum glenoidale
bulunur. Labrum glenoidale’nin üst bölümünden başlayan biceps brachii kasının
tendonu, eklem boşluğu içinde eklem kapsülü ile humerus başı arasından İpucu
geçerek kapsülü deler ve dışarı çıkar. Fleksiyon-ekstansiyon, abduksiyon- Biseps Brakii Kası konusuna 4.
bölümde yer verilecektir.
adduksiyon, dış ve iç rotasyon, horizontal abduksiyon-horizontal adduksiyon,
sirkumdüksiyon hareketlerini yapabilir. Kapsülünün ön bölümü glenohumeral
bağlar ile güçlendirilmiştir. Kapsülün alt duvarı en zayıf bölümüdür. Kapsülün üst
bölümünü korakohumeral bağ (lig. coracohumerale) destekler. Eklemin hemen
yukarısında proc. coracoideus, acromion ve bu iki kemik yapı arasında uzanan
korakoakromial bağ (lig. coracoacromiale) tarafından oluşturulan korakoakromial
kemer (arcus coracoacromialis) vardır. Bu kemer omuz eklemini üstten destekler.

3 Sternoklavikular eklem üst ekstremiteyi aksiyel iskelete bağlayan tek eklemdir.


4 Omuz eklemi bedenimizde en çok çıkan eklemdir.

43
Görsel 3: Sağ scapula’nın cavitas glenoidalis’inin lateralden görünümü.
Şekilde “Glenoid lig.” olarak adlandırılan yapı labrum glenoidale’dir
(Gray’s Anatomy, 1918).

44
SPOR ANATOMİSİ

Görsel 4: Sol omuz ekleminin önden görünümü (Gray’s Anatomy, 1918).

3.4.4. Dirsek eklemi (art. cubiti)


Humerus, radius ve ulna arasında oluşan, sinovyal türde eklemdir. Bu
eklem üç alt eklemden oluşur. Humerus ile radius arasında art. humeroradialis
(sferoid), humerus ile ulna arasında art. humeroulnaris (ginglimus) ve radius ile
ulna arasında art. radioulnaris proximalis (trokoid) bulunur. Dirsek eklemi bir
bütün olarak ele alınırsa türü ginglimustur. Dirsek eklemi fleksiyon-ekstansiyon
ve pronasyon-supinasyon hareketlerini yapabilir. Dirsek eklemini lateralden,
humerus’un epicondylus lateralis’i ile radius proksimal ucu arasında uzanan lig.
collaterale radiale desteklerken, medialden, humerus’un epicondylus medialis’i
ile ulna proksimal ucu arasında uzanan lig. collaterale mediale destekler.

45
Görsel 5: Sol dirsek ekleminin önden görünümü (Gray’s Anatomy, 1918).

3.4.5. Distal radioulnar eklem (art. radioulnaris distalis)


Radius distal ucu ile caput ulnae arasında oluşan, trokoid türde sinovyal
eklemdir. Pronasyon-supinasyon hareketleri yapar.

46
SPOR ANATOMİSİ

Görsel 6: Distal radioulnar, radiokarpal, interkarpal ve karpometakarpal


eklemlerin frontal kesitleri (Gray’s Anatomy, 1918).

3.4.6. El bileği eklemi (art. radiocarpalis)


Radius distal ucu, os scaphoideum, os lunatum, os triquetrum arasında
oluşan, elipsoid türde sinovyal eklemdir. Fleksiyon-ekstansiyon, abdüksiyon-
addüksiyon, sirkumdüksiyon hareketlerini yapabilir.

3.4.7. İnterkarpal, karpometakarpal, metakarpofalangeal,


interfalangeal eklemler
İnterkarpal eklemler karpal kemiklerin kendi aralarında bulunan eklemler
olup plana türde sinovyal eklemlerdir. Karpometakarpal eklemler distal sıra
karpal kemikler ile metakarpal kemikler arasında oluşan eklemlerdir; birinci
karpometakarpal eklem sellar, diğerleri plana türündedir. Metakarpofalangeal
eklemler metakarpal kemiklerin distal uçları ile proksimal falankslar arasında
bulunurlar ve elipsoid türdedirler. Bu eklemler fleksiyon-ekstansiyon, abdüksiyon-
addüksiyon, sirkumdüksiyon hareketlerini yapabilirler. İnterfalangeal eklemler
falanksların arasında oluşan eklemlerdir ve ginglimus türde sinovyal eklemlerdir.
Fleksiyon-ekstansiyon hareketlerini yapabilirler.

47
3.5. Alt Ekstremite Eklemleri

Şekil 11. Alt Ekstremite Eklemleri

3.5.1. Kalça eklemi (art. coxae)


Acetabulum ve caput femoris arasında oluşan, sferoid türde sinovyal eklemdir.
Acetabulum’un kenarlarında labrum acetabulare bulunur. Fleksiyon-ekstansiyon,
abduksiyon-adduksiyon, dış ve iç rotasyon, horizontal abduksiyon-horizontal
adduksiyon, sirkumdüksiyon hareketlerini yapabilir. Kapsülü iliofemoral,
pubofemoral ve ischiofemoral bağlar ile güçlendirilmiştir. Caput femoris ile
acetabulum tabanı arasında, intrakapsüler bir bağ olan lig. capitis femoris uzanır.

48
SPOR ANATOMİSİ

Görsel 7: Kalça ekleminin önden görünümü (Gray’s Anatomy, 1918).

Görsel 8: Kalça ekleminin arkadan görünümü (Gray’s Anatomy, 1918).

49
Görsel 9: Sağ kalça ekleminin kapsülü çıkarıldıktan sonra caput femoris,
acetabulum ve lig. capitis femoris’in görünümü (Gray’s Anatomy, 1918).

3.5.2. Diz eklemi (art. genus)


Femur distal ucu, tibia proksimal ucu ve patella arka yüzü arasında oluşan bir
karmaşık eklemdir. Bu eklem iki alt eklemden oluşur. Tibia ve fenur arasında art.
tibiofemoralis (bikondiler), patella ve femur arasında art. patellofemoralis (plana)
bulunur. Diz eklemi5 bir bütün olarak ele alınırsa türü bikondilerdir. Tibiofemoral
eklem fleksiyon-ekstansiyon ve rotasyon hareketleri yapar, patellofemoral eklem
yukarı-aşağı kayma hareketleri yapar. Femur ve tibia arasında iki adet menisküs
(menicus lateralis ve meniscus medialis) bulunur. Menisküsler femur ile tibia
yüzeyleri arasındaki uyumsuzluğu gidererek ekleme gelen yükün femur ve tibia
eklem yüzlerinde daha geniş bir alana dağılarak eklem yüzlerine zarar vermemesini
sağlarlar. Dizin dış ve iç olmak üzere iki grup bağı vardır. Diz eklemini lateralden,
femur’un epicondylus lateralis’i ile fibula başı arasında uzanan lig. collaterale
fibulare desteklerken, medialden, femur’un epicondylus medialis’i ile tibia’nın
condylus medialis’i arasında uzanan lig. collaterale tibiale destekler. Diz eklemini
önden destekleyen yapı lig. patellae’dir. Bu yapı patella’nın apeksi ile tibia’nın
tuberositas tibiae’si arasında uzanır ancak bağımsız bir bağ olmayıp uyluk ön
bölgesinde yer alan quadriceps femoris kasının tendonunun patella’nın ön ve

5 Diz eklemi bedenimizin en büyük eklemidir.

50
SPOR ANATOMİSİ

yan bölümlerini kapladıktan sonraki devamıdır. Eklem kapsülü içinde toplam beş
adet bağ olmakla beraber bunlardan ön çapraz bağ (lig. cruciatum anterius) ve
arka çapraz bağ (lig. cruciatum posterius) özellikle çok önemlidir. Ön çapraz bağ
tibia’nın öne kaymasını, arka çapraz bağ ise tibia’nın arkaya kaymasını engeller.

Görsel 10: Sağ diz ekleminin önden görünümü (Gray’s Anatomy, 1918).

51
Henry Gray (1827–1861)
İngiliz anatomist ve cerrah Henry
Gray, 1827'de Belgravia'da doğdu.
1845'te, St George's Hastanesi
Tıp Fakültesine öğrenci olarak
girdi. Eğitiminin ilk yıllarında bile
anatomik çalışmalara olan ilgisi
belirgin şekilde fazlaydı. Anatomiyi Görsel 11: Sol diz ekleminin arkadan görünümü (Gray ’s Anatomy, 1918).
izlemek yerine her bir organı kendi
başına keserek öğrendi. 1858'de,
ressam arkadaşı Henry Vandyke
Carter'ın çizdiği 363 figür içeren
750 sayfalık Anatomy'nin ilk
baskısını yayımladı. Kitap halen
Gray's Anatomy başlığı altında
yayınlanmaktadır ve tıp öğrencileri
için güvenilir bir ders kitabı olarak
geniş çapta takdir görmektedir.

Görsel 12: Sağ dizin menisküslerinin yukarıdan görünümü (Gray’s


Anatomy, 1918).

52
SPOR ANATOMİSİ

3.5.3. Ayak bileği eklemi (art. talocruralis)


Tibia, fibula ve talus kemikleri arasında oluşan, ginglimus türünde bir
eklemdir. Dorsifleksiyon (ekstansiyon) ve plantar fleksiyon (fleksiyon) hareketleri
yapar. Lateral yanında bulunan bağa lateral kollateral bağ (lig. collaterale
laterale), medial yanında bulunan bağa medial kollateral bağ veya deltoid bağ
(lig. collaterale mediale, lig. deltoideum) adı verilir.

Görsel 13: Ayak bileğinin frontal kesiti (Gray’s Anatomy, 1918).

3.5.4. İntertarsal, tarsometatarsal, metatarsofalangeal, interfalangeal


eklemler
İntertarsal eklemler tarsal kemiklerin kendi aralarında bulunan eklemler
olup plana türde sinovyal eklemlerdir. Tarsometatarsal eklemler distal sıra
tarsal kemikler ile metatarsal kemikler arasında oluşan eklemlerdir; birinci
tarsometatarsal eklem sellar, diğerleri plana türündedir. Metatarsofalangeal
eklemler metatarsal kemiklerin distal uçları ile proksimal falankslar arasında
bulunurlar ve elipsoid türdedirler. Bu eklemler fleksiyon-ekstansiyon, abduksiyon-
adduksiyon, sirkumdüksiyon hareketlerini yapabilirler. İnterfalangeal eklemler
falanksların arasında oluşan eklemlerdir ve ginglimus türde sinovyal eklemlerdir.
Fleksiyon-ekstansiyon hareketlerini yapabilirler.

53
Bu Bölümde Ne Öğrendik?

* Eklem en az iki kemiğin bir araya gelerek oluşturduğu birleşme yerlerine denilmektedir.

* Eklemlerin bazıları hareket oluşturma yeteneğine sahipken bazıları da bu yeteneğe sahip değildir.

* Eklemlerin ve beden bölümlerinin birbirlerine göre konumlarının değişmesiyle oluşan hareketler belli
adlar ile ifade edilirler. Fleksiyon, ekstansiyon, abduksiyon, adduksiyon, lateral fleksiyon, dış rotasyon,
iç rotasyon, pronasyon, supinasyon, skapula elevasyonu, skapula depresyonu, protraksiyon, retraksiyon,
plantar fleksiyon, dorsal fleksiyon, inversiyon, eversiyon, horizontal abduksiyon, horizontal adduksiyon,
sirkumdüksiyon bu hareketlerin adlarıdır.

* Eklemler yapısal (morfolojik) ve işlevsel (fonksiyonel) şeklinde iki açıdan sınıflanırlar.

* Yapısal sınıflama eklemi oluşturan kemiklerin birleşme biçimine göre yapılır ve fibröz eklemler, kıkırdak
(kartilaginöz) eklemler, osseöz eklemler ve sinovyal eklemler gibi türlere ayrılırlar.

* İşlevsel sınıflama ise eklemin hareket kapasitesine göre yapılır ve sinartroz (synartrosis),
amfiartroz (amphiarthrosis) ve diartroz (diarthrosis) şeklinde üç türde incelenirler.

* Aksiyel iskeleti oluşturan kafa kemikleri, omurga ve göğüs kemikleri arasında her türde eklem bulunmaktadır.
Bu eklemlerin spor anatomisi açısından en önemlileri symphysis intervertebralis, median atlantoaksiyal
eklem, faset eklemlerdir.

* Üst ekstremite eklemlerinin ise en önemlileri sternoklavikular eklem, akromioklavicular eklem,


omuz eklemi, dirsek eklemi, distal radioulnar eklem, el bileği eklemleridir.

* Alt ekstremite eklemlerinin en önemlileri de kalça eklemi, diz eklemi, ayak bileği eklemidir.

54
SPOR ANATOMİSİ

Kaynakça
FEDERATIVE INTERNATIONAL PROGRAMME on ANATOMI- https://pixabay.com/tr/illustrations/arthrocalman-osteo-
CAL TERMINOLOGIES (2011). Terminologia Anatomica, 2 artrit-diz-2384254/
ed. Stuttgart: Georg Thieme Verlag.
MARTINI, F.H., NATH, J.L., BARTHOLOMEW, E.F. (2012).
GRAY, H. (1918). Anatomy of the Human Body. Philadelp- Fundamentals of Anatomy & Physiology, 9. Baskı, San
hia: Lea & Febiger; Bartleby.com, 2000. www.bartleby. Francisco: Pearson Benjamin Cummings.
com/107/.
YILDIRIM, M. (2003). Lokomotor Sistem Anatomisi, İstan-
HAMILL J., KNUTZEN, K.M., DERRICK, T.R. (2015). Biome- bul: Nobel Tıp Kitabevleri.
chanical Basis of Human Movement, 4. Baskı. Philadelp-
hia: Lippincott Williams & Wilkins.

55
56
4. KASLAR
Kas dokusu, sağlıklı olmak ve sağlıklı kalmak
için çok önemlidir. Yaşa uygun kas kitlesine ve
kuvvetine sahip olmak günlük yaşamda bizi daha
hareketli ve sağlıklı yapar.
Ders videosunu izlemek için
QR kodu taratın.

Kazanımlar Birlikte Düşünelim


• Kas dokusunun özellikleri ve görevlerini açıklayabilir.
• İskelet kası türlerini sıralayabilir. 1. Kas türleri nelerdir?
• Gövde kaslarını anlatabilir.
• Üst ekstremite kaslarıni açıklayabilir. 2. Kasların anatomik özellikleri
• Alt ekstremite kaslarını sıralayabilir. nelerdir?

Başlamadan Önce 3. Önemli iskelet kaslarımız neler-


Önceki bölümde kemikler konusu ele alınmıştı. Bu bölümde ise dir?
kemiklerin bir araya gelerek oluşturduğu birleşme yerleri olan eklemler
incelenecektir. Eklemlerin işlevlerini doğru anlamak için eklemlerin 4. Hangi kas, hangi eklem veya
hangi türlere ayrıldığını ve bu türlerin özelliklerini iyi bilmek gereklidir. eklemlere hangi hareketleri
Bu bölümde yer alan temel eklem bilgilerinin kavranması kasların yaptırır?
işlevlerinin de doğru öğrenilmesine katkı sağlayacaktır.

57
4.1. Kaslar ile İlgili Genel Bilgiler
4.1.1. Kas dokusu ve özellikleri
Kas dokusu kasılabilme, uzayabilme, esneklik, uyarılabilme özelliklerine
sahip dokudur. Kendisine gelen elektrik uyarıları sonucu kasılıp boyunu kısaltır
ve uyarı ortadan kalkınca tekrar eski boyutuna döner.
Okuma Önerisi Şekil 12
Yıldırım M. (2003). Lokomotor
Sistem Anatomisi. İstanbul: Nobel 4.1.2. Kas dokusu türleri
Tıp Kitabevleri.
İskelet kası: Lokomotor sistemin bir parçası olan bu kasların çoğu bir kemikten
başlayıp başka bir kemiğe tutunurlar, kasılmaları sonucu beden hareketlerinin
veya postürlerinin oluşumunu sağlarlar.
Düz kas: Dolaşım, solunum, sindirim, üreme, boşaltım sistemi organlarının
bazılarının yapılarında bulunan kas türüdür.
Kalp kası: Morfolojik bakımdan iskelet kasına benzeyen, fizyolojisi farklı olan
ve kalpte bulunan kas türüdür.

Kas Dokusu Türleri

İskelet kası

Düz kas

Kalp kası

Şekil 12. Kas dokusu türleri

4.1.3. İskelet kaslarının görevleri


Hareket oluşturmak: İskelet kasları tutundukları kemik veya yumuşak
dokuların pozisyonlarını veya şekillerini değiştirerek hareket oluştururlar.

58
SPOR ANATOMİSİ

Postür sağlamak: İskelet kasları bedenin sabit ve hareketli postürlerinin


oluşmasını sağlar.
Yumuşak dokuları desteklemek: Karın kasları ve pelvisin alt bölümünü
oluşturan kaslar karın içindeki organları desteklerler.
Beden açıklıklarını kontrol etmek: İskelet kasları ağız, burun ve anüsün
açıklıklarını kontrol ederler.
Beden ısısını sürdürmek: İskelet kasları kasılarak ısı üretirler.
Bazı besin unsurlarını sağlamak: Bedende karbonhidrat ve protein düzeyleri
azalırsa ve dışarıdan elde etmek mümkün olmadığında bu maddeler kas dokusu
yıkılarak elde edilmeye çalışılır.

4.1.4. İskelet kasının yapısı


İskelet kası hücrelerine miyosit veya kas lifi adı verilir. Her kas lifi endomisyum
adlı bir zar ile sarılıdır. Endomisyum ile sarılı olan kas liflerinin oluşturduğu
kümeler perimisyum adlı bir zar ile sarılı olup bu kümelere kas demetleri adı
verilir. Çok sayıda kas demeti ise epimisyum adlı bir zar tarafından sarılarak kası
oluşturur.

4.1.5. Kasların morfolojik tipleri


İskelet kasları lif dizilimlerine göre farklı türlere sahiptirler. Fusiform (iğsi)
kaslar kas liflerinin kasın iki ucunda bir araya geldikleri, ortası şişkince olan
kaslardır. Şerit tipi kaslar kas liflerinin tamamen paralel olduğu kaslardır. Pennat
kaslar, kas liflerinin kasın ortasında bulunan uzun bir kirişe tutunduğu, kuş tüyü
görünümlü kaslardır. Pennat kaslar da kendi aralarında unipennat, bipennat ve
multipennat olarak üç gruba ayrılırlar (Şekil 1).

59
Görsel 1: İskelet kaslarının fusiform (A), unipennat (B) ve bipennat
(C) türleri.

4.1.6. Kaslar ile ilgili bazı tanımlar


Origo: Bir kasın başlangıç yeri. Kasların daha az hareket eden uçlarıdır.
İnsersio (intertio): Bir kasın sonlanma yeri. Kasların daha hareketli olan
uçlarıdır.
Tendon1: Kas kirişi. Kas dokusunu uzaktaki başka bir noktaya bağlayan, kablo
şeklinde, silindirik parçadır.
Vagina tendinis: Kas tendonlarının çevresinde bulunan ve tendon hareketleri
sırasında tendonun sürtünmesiz bir ortamda hareket etmesini ve çevre dokulara
sürtünerek zarar görmemesini sağlayan, içi sinovyal sıvı ile dolu kılıf sistemidir.
Aponevroz: Yassı ve geniş kasların geniş bir alan veya çizgiye tutunmalarını
sağlayan, geniş, yayvan yapıdır.
Bursa2: Kemikler, kaslar, tendonlar, bağlar ve deri arasında bulunan, içi
sinovyal sıvı ile dolu keseciklerdir. Bursalar, kas ve tendonların hareketler
sırasında çevre dokulara sürtünerek zarar görmesini engellerler.

4.2. Baş Kasları


Baş kasları spor anatomisi konusu kapsamında bulunmamakla beraber bazı
önemli baş kaslarından bu bölümde kısaca bahsedilecektir.

1 Tandon iltihabına “tendinit” adı verilir.


2 Bursa iltihabına “bursit” adı verilir.

60
SPOR ANATOMİSİ

Şekil 13. Baş Kasları

4.2.1. Temporal kas (m. temporalis)


Temporal kas bir çiğneme kası olup temporal kemiğin dış yüzünden başlar ve
mandibula’nın coronoid çıkıntısına (proc. coronoideus) tutunur (Şekil 2).

61
Görsel 2: Sol m. temporalis’in lateralden görünümü (Gray’s Anatomy,
1918).

4.2.2. Masseter kası (m. masseter)


Masseter kası bir çiğneme kası olup zigomatik ve temporal kemiklerden başlar
ve mandibula’nın dış yüzüne tutunur (Şekil 3).

62
SPOR ANATOMİSİ

Görsel 3: Sol m. masseter (1), m. orbicularis oculi (2) ve m. orbicularis


oris’in (3) lateralden görünümü (Gray’s Anatomy, 1918).

4.2.3. Orbikularis okuli kası (m. orbicularis oculi)


Göz çevresinde bulunan ve göz kapaklarını sıkıca kapatan kastır (Şekil 3).

4.2.4. Orbikularis oris kası (m. orbicularis oris)


Ağız çevresinde bulunan ve ağzı büzen kastır (Şekil 3).

4.3. Boyun Kasları


Bu bölümde boyun bölgesinde bulunan kaslardan ikisi hakkında bilgiler
verilecektir.

63
Boyun Kasları

Sternocleidomastoideus kası
(m. sternocleidomastoideus) Skalen kaslar

Şekil 14. Boyun Kasları

4.3.1. Sternocleidomastoideus kası (m. sternocleidomastoideus)


Başlangıç: Bu kasın iki başlangıcı vardır. Bir baş sternum’un üst bölümünden,
diğer baş ise clavicula’nın medial 1/3 bölümünden başlar. Bu başlar yukarı
yükselirken birleşirler (Görsel 4).
Sonlanma: Os temporale’deki proc. mastoideus.
İşlev: Bu kas distal bölümü sabitse boyna fleksiyon, ipsilateral lateral fleksiyon
ve ters yana rotasyon, başa ekstansiyon ve ters yana rotasyon yaptırır. Kasın eğer
proksimal ucu sabitse soluk almaya yardımcı olur, yardımcı solunum kasıdır.

64
SPOR ANATOMİSİ

Görsel 4: Sol m. sternocleidomastoideus’un (✶) lateralden görünümü


(Gray’s Anatomy, 1918).

4.3.2. Skalen kaslar


Üç adet skalen kas vardır: m. scalenus anterior, m. scalenus medius, m.
scalenus posterior (Görsel 5).
Başlangıç: Bu kaslar servikal omurların transvers çıkıntılarından başlar.
Sonlanma: Bu kaslar birinci ve ikinci kaburgaların üst yüzlerine tutunurlar.
İşlev: Bu kaslar boyna aynı yana lateral fleksiyon, ters tarafa rotasyon ve
fleksiyon yaptırırlar. Kaburgaları yukarı kaldırarak soluk almaya yardımcı olurlar,
yardımcı solunum kaslarıdır.

65
Görsel 5: Scalenus anterior, scalenus medius, scalenus posterior
kaslarının önden görünümü (Gray’s Anatomy, 1918).

4.4. Gövde Kasları


Gövde kaslarını göğüs kasları, karın kasları ve sırt kasları olarak üçe ayırarak
inceleyebiliriz.

66
SPOR ANATOMİSİ

Şekil 15. Gövde Kasları

4.4.1. Göğüs Kasları


4.4.1.1. Pektoralis major kası (m. pectoralis major): İpucu
Solunum Sistemi konusuna 6.
Başlangıç: Clavicula’nın alt kenarı, sternum’un ön yüzü ve rectus abdominis
bölümde yer verilecektir.
kasını saran kılıfın ön yüzü (Görsel 6).
Sonlanma: Humerus’taki crista tuberculi majoris.
İşlev: Omuz eklemine fleksiyon, adduksiyon, iç rotasyon, horizontal
adduksiyon yaptırır. Eğer omza hareket yaptıramıyorsa göğüs kafesini genişleterek
soluk almaya yardımcı olur, yardımcı solunum kasıdır.

67
Görsel 6: Sol m. pectoralis major’un (mavi çizgi ile çevrili) önden
görünümü (Gray’s Anatomy, 1918).

4.4.1.2. Pektoralis minor kası (m. pectoralis minor):


Başlangıç: 3.-5. kostaların ön yüzlerinden başlar (Görsel 7).
Sonlanma: Scapula’daki proc. coracoideus.
İşlev: Scapula’ya protraksiyon, depresyon, aşağı rotasyon yaptırır. Eğer
scapula’ya hareket yaptıramıyorsa göğüs kafesini genişleterek soluk almaya
yardımcı olur, yardımcı solunum kasıdır.

68
SPOR ANATOMİSİ

Görsel 7: Sol m. pectoralis minor’un (mavi çizgi ile çevrili) önden


görünümü (Gray’s Anatomy, 1918).

4.4.1.3. Diafragma
Diafragma göğüs ve karın boşluklarını ayıran kastır. Kubbe biçiminde olan
bu kasın ortası aponevroz yapısında olup periferik bölümü kas liflerinden
oluşmaktadır (Görsel 8). Kas lifleri üst lumbal omurlar, kaburgalar ve sternum’dan
başlayarak ortadaki aponevroza (centrum tendineum) yönelirler. Diafragma
kasıldığında karın boşluğuna doğru kasılır, kubbesinin yüksekliği azalır, göğüs
boşluğunun vertikal (üst-alt) çapı artar, göğüs boşluğunun hacmi artar ve basıncı
atmosfer basıncından daha düşük bir düzeye iner ve akciğerlere hava dolar.

69
Görsel 8: Diafragmanın alttan görünümü (Gray’s Anatomy, 1918).

4.4.2. Karın Kasları


Karın kasları ön grup, yan grup ve arka grup olarak üç bölümde incelenir.
Ön grupta rektus abdominis kası, yan grupta eksternal oblik, internal oblik ve
transversus abdominis kasları, arka grupta ise kuadratus lumborum ve psoas
major kasları bulunmaktadır.

4.4.2.1. Rektus abdominis kası (m. rectus abdominis):


Başlangıç: 5.-7. kaburgaların kıkırdak bölümleri (Görsel 9).
Sonlanma: Pubis kemiğinin ön bölümünün üstü.
İşlev: Gövdeye fleksiyon yaptırır; karın içi basıncını arttırır.

70
SPOR ANATOMİSİ

Görsel 9: Sol m. rectus abdominis (mavi çizgi ile çevrili) ve sol m.


obliquus externus abdominis’in (sarı çizgi ile çevrili) soldan görünümü
(Gray’s Anatomy, 1918).

4.4.2.2. Eksternal oblik kas (m. obliquus externus abdominis):


Başlangıç: 5.-12. kostaların dış yüzleri (Görsel 8).
Sonlanma: Crista iliaca ve karnın ortasındaki çizgi olan linea alba.
İşlev: Göğüs kafesine kontralateral rotasyon, gövdeye fleksiyon ve ipsilateral
lateral fleksiyon; karın içi basıncını arttırır. Anahtar Kavram
Eksternal: Bir şeyin/birinin dışın-
da yer alan veya onunla bağlantılı
4.4.2.3. İnternal oblik kas (m. obliquus internus abdominis): olan.
Başlangıç: Bel bölgesi ve crista iliaca’dan başlar (Görsel 10).
Sonlanma: 10.-12. kostalar ve karnın ortasındaki çizgi olan linea alba.
İşlev: Göğüs kafesine ipsilateral rotasyon, gövdeye fleksiyon ve ipsilateral
lateral fleksiyon; karın içi basıncını arttırır.

71
Görsel 10: Sol m. obliquus internus abdominis’in (mavi çizgi ile çevrili)
soldan görünümü (Gray’s Anatomy, 1918).

4.4.2.4. Transversus abdominis kası (m. transversus abdominis):


Başlangıç: Alt altı kaburganın iç yüzü, crista iliaca, bel bölgesi (Görsel 11).
Sonlanma: Karnın ortasındaki çizgi olan linea alba.
İşlev: Karın içi basıncını arttırır.

72
SPOR ANATOMİSİ

Görsel 11: Sol m. transversus abdominis’in (mavi çizgi ile çevrili) soldan
görünümü (Gray’s Anatomy, 1918).

4.4.2.5. Kuadratus lumborum kası (m. quadratus lumborum):


Başlangıç: Crista iliaca (Görsel 12).
Sonlanma: 12. kaburga ve ilk 4 lumbal vertebranın proc. transversus’ları.
İşlev: İpsilateral lateral fleksiyon, bele ekstansiyon.

73
Görsel 12: Sol m. quadratus lumborum’un (mavi çizgi ile çevrili) arkadan
görünümü (Gray’s Anatomy, 1918).

4.4.2.6. Psoas major kası (m. psoas major):


Psoas major kası kalça kasları bölümünde iliopsoas kası başlığı altında
işlenmiştir (Görsel 13).

74
SPOR ANATOMİSİ

Görsel 13: Sağ m. psoas major’un (mavi çizgi ile çevrili) önden görünümü
(Gray’s Anatomy, 1918).

4.4.3. Sırt Kasları


4.4.3.1. Trapezius kası (m. trapezius):
Başlangıç: Occipital kemik, servikal ve torakal omurların proc. spinosus’ları
(Görsel 14).
Sonlanma: Scapula’nın proc. spinosus’u ve clavicula’nın dış 1/3 bölümü.
İşlev: Bu kas baş-boyundan scapula’ya giden liflerin oluşturduğu inen
bölüm, yere paralel liflerin oluşturduğu orta bölüm ve alt torakal vertebralardan
scapula’ya giden liflerin oluşturduğu çıkan bölümlere sahiptir. İnen bölüm
scapula’ya elevasyon, orta bölüm scapula’ya retraksiyon, çıkan bölüm scapula’ya
depresyon yaptırır. İnen ve çıkan bölümler beraber çalışarak scapula’ya yukarı
rotasyon yaptırırlar.

75
Görsel 14: Sol m. trapezius’un (mavi çizgi ile çevrili) arkadan görünümü
(Gray’s Anatomy, 1918).

4.4.3.2. Latissimus dorsi kası (m. latissimus dorsi):


Başlangıç: Alt torakal vertebralar, lumbal vertebralar, crista iliaca (Görsel 15).
Sonlanma: Humerus’ta bulunan crista tuberculi minoris.
İşlev: Omuz eklemine ekstansiyon, adduksiyon ve iç rotasyon yaptırır.

76
SPOR ANATOMİSİ

Görsel 15: Sol m. latissimus dorsi’nin (mavi çizgi ile çevrili) arkadan
görünümü (Gray’s Anatomy, 1918).

4.4.3.3. Levator skapula kası (m. levator scapulae):


Başlangıç: İlk dört servikal omurun proc. transversus’ları (Görsel 16).
Sonlanma: Scapula’nın angulus superior’u.
İşlev: Scapula’ya elevasyon, aşağı rotasyon yaptırır. Boyna ipsilateral lateral
fleksiyon, ipsilateral rotasyon, ekstansiyon yaptırır.

77
Görsel 16: Sol m. levator scapulae (mavi çizgi ile çevrili) ve sağ romboid
kasların (sarı çizgi ile çevrili) arkadan görünümü (Gray’s Anatomy, 1918).

4.4.3.4. Romboid kaslar (m. rhomboideus major ve minor):


Başlangıç: Alt servikal ve üst torakal vertebralar (Görsel 16).
Sonlanma: Scapula’nın margo medialis’i.
İşlev: Scapula’ya retraksiyon, elevasyon ve aşağı rotasyon yaptırırlar.

4.4.3.5. Serratus anterior kası (m. serratus anterior):


Başlangıç: İlk 9 kostanın dış yüzü (Görsel 17).
Sonlanma: Scapula’nın margo medialis’i.
İşlev: Scapula’ya protraksiyon ve yukarı rotasyon yaptırır.

78
SPOR ANATOMİSİ

Görsel 17: Sol m. serratus anterior’un (mavi çizgi ile çevrili) önden
görünümü (Gray’s Anatomy, 1918).

4.4.3.6. Erektor spina kası (m. erector spinae):


Omurganın her iki yanında yerleşmiş olarak bulunan bu kas kitleleri üç kas
grubunun beraberce oluşturduğu yapılardır. Crista iliaca, omurlar ve kaburgalardan
başlayan çeşitli bölümleri, omurlar, kaburgalar ve kafa kemiklerinde sonlanırlar
(Görsel 18).
İşlev: Omurgaya ekstansiyon ve ipsilateral lateral fleksiyon yaptırırlar.

79
Görsel 18: Sağ m. erector spinae’nin (mavi çizgi ile sınırlı) arkadan
görünümü (Gray’s Anatomy, 1918).

4.4.3.7. Multifidus kası:


Başlangıç: Sakrum, lumbal, torakal ve servikal omurlar (Görsel 19).
Sonlanma: Lumbal, torakal ve servikal omurların proc. spinosus’ları.
İşlev: Omurgaya kontralateral rotasyon yaptırır.

80
SPOR ANATOMİSİ

Görsel 19: Sol m. multifidus’un (mavi çizgi ile sınırlı) arkadan görünümü
(Gray’s Anatomy, 1918).

4.5. Üst Ekstremite Kasları


Üst ekstremite kasları omuz kasları, kol kasları, ön kol kasları ve el kasları
olarak gruplanmaktadırlar.

81
Omuz Kasları
-Deltoid kas (m. deltoideus)
-Supraspinatus kası (m. supraspinatus)
-İnfraspinatus kası (m. infraspinatus)
-Teres minor kası (m. teres minor)
-Teres major kası (m. teres major)
-Subskapularis kası (m. subscapularis)

Kol Kasları
Biseps brakii kası (m. biceps brachii)
Üst Ekstremite -Korakobrakialis kası (m. coracobrachialis)
Kasları -Brakialis kası (m. brachialis)
-Triseps braki kası (m. triceps brachii)

Ön Kol Kasları
-Ön kol ön grup yüzeysel kasları
-Ön kol ön grup derin kasları
-Ön kol arka grup yüzeysel kasları
-Ön kol arka grup derin kasları

Şekil 16. Üst Ekstremite Kasları

4.5.1. Omuz Kasları


4.5.1.1. Deltoid kas (m. deltoideus):
Başlangıç: Clavicula’nın 1/3 lateral bölümü, acromion ve spina scapulae
(Görsel 20).
Sonlanma: Humerus’taki tuberositas deltoidea.
İşlev: Omuz eklemine fleksiyon, ekstansiyon, abduksiyon, dış rotasyon ve iç
rotasyon yaptırır.

82
SPOR ANATOMİSİ

Görsel 20: Sol m. deltoideus’un (mavi çizgi ile sınırlı) önden görünümü
(Gray’s Anatomy, 1918).

4.5.1.2. Supraspinatus kası (m. supraspinatus):


Başlangıç: Scapula’daki fossa supraspinata (Görsel 21).
Sonlanma: Humerus’taki tuberculum majus.
İşlev: Omuz eklemine abduksiyon (0-30°) yaptırır.

83
Görsel 21: Sol m. supraspinatus (1), m. infraspinatus (2), m. teres minor
(3) ve m. teres major’un (4) arkadan görünümü (Gray’s Anatomy, 1918).

4.5.1.3. İnfraspinatus kası (m. infraspinatus):


Başlangıç: Scapula’daki fossa infraspinata (Görsel 21).
Sonlanma: Humerus’taki tuberculum majus.
İşlev: Omuz eklemine dış rotasyon yaptırır. Omuz ekleminin en önemli dış
rotator kasıdır.

4.5.1.4. Teres minor kası (m. teres minor):


Başlangıç: Scapula’nın margo lateralis’i (Görsel 21).
Sonlanma: Humerus’taki tuberculum majus.
İşlev: Omuz eklemine dış rotasyon, adduksiyon yaptırır.

4.5.1.5. Teres major kası (m. teres major):


Başlangıç: Scapula’nın alt ucu (Görsel 21).
Sonlanma: Humerus’un sulcus intertubercularis’inin mediali.
İşlev: Omuz eklemine ekstansiyon, iç rotasyon ve adduksiyon yaptırır.

4.5.1.6. Subskapularis kası (m. subscapularis):


Başlangıç: Scapula’daki fossa subscapularis (Görsel 22).
Sonlanma: Humerus’taki tuberculum minus.

84
SPOR ANATOMİSİ

İşlev: Omuz eklemine iç rotasyon yaptırır. Omuz iç rotasyonunun en önemli


kasıdır.

Görsel 22: Sol m. subscapularis’in (mavi çizgi ile sınırlı) önden görünümü
(Gray’s Anatomy, 1918).

Supraspinatus, infraspinatus, teres minor ve subscapularis kasları beraberce


döndürücü kılıf (rotator cuff) kaslarını oluşturmaktadırlar. Bu kas grubu omuz
eklemi stabilizasyonunda görev alan yapılar içinde en önemlileridir.

4.5.2. Kol Kasları


Kol kasları, humerus’un önünde kalan ön grup ve humerus’un arkasında
kalan arka grup olmak üzere iki grupta incelenmektedir. Ön grupta biseps braki
kası, korakobrakialis kası ve brakialis kası bulunmaktadır. Arka grupta ise triseps
braki kası bulunur.

4.5.2.1. Biseps brakii kası (m. biceps brachii):


Biseps braki kası3 iki başlı (uzun baş ve kısa baş) bir kas olup bu başlar kol
ortasında birleşip beraberce distale doğru ilerlerler ve tek bir tendon ile radius
kemiğine tutunurlar (Görsel 23).

3 Biseps braki kası aktif ve pasif yetmezliğe girebilir.

85
Başlangıç: Uzun başı (caput longum) scapula’daki tuberculum
supraglenoidale’den, kısa başı (caput breve) scapula’daki proc. coracoideus’tan
başlar.
Sonlanma: Radius’taki tuberositas radii.
İşlev: Omuz eklemine fleksiyon, dirsek eklemine fleksiyon ve supinasyon
yaptırır.

Görsel 23: Sol m. biceps brachii (1), m. coracobrachialis (2), m.


brachialis’in (3) önden görünümü (Gray’s Anatomy, 1918).

4.5.2.2. Korakobrakialis kası (m. coracobrachialis):


Başlangıç: Scapula’daki proc. coracoideus (Görsel 23).
Sonlanma: Humerus’un diafizinin ortasının mediali.
İşlev: Omuz eklemine adduksiyon, fleksiyon yaptırır.

4.5.2.3. Brakialis kası (m. brachialis):


Başlangıç: Humerus’un diafizinin ortası (Görsel 23).
Sonlanma: Ulna’nın tuberositas ulnae’si.
İşlev: Dirsek eklemine fleksiyon yaptırır. Dirsek ekleminin en önemli
fleksörüdür.

86
SPOR ANATOMİSİ

4.5.2.4. Triseps braki kası (m. triceps brachii):


Triseps braki kası üç başlı (uzun baş, lateral baş ve medial baş) bir kas olup bu
başlar kol ortasında birleşip beraberce distale doğru ilerlerler ve tek bir tendon ile
ulna kemiğine tutunurlar (Görsel 24).
Başlangıç: Uzun baş4 (caput longum) scapula’daki tuberculum
infraglenoidale’den, lateral ve medial başlar humerus diafizinden başlarlar.
Sonlanma: Ulna’nın olecranon’u.
İşlev: Dirsek ve omuz eklemlerine ekstansiyon yaptırır. Dirsek ekleminin ana
ekstansörüdür.

Görsel 24: Sol m. triceps brachii’nin lateral başının (1) ve uzun başının
arkadan görünümü (Gray’s Anatomy, 1918).

4.5.3. Ön Kol Kasları


Ön kol kasları, radius ve ulna’nın önünde kalan ön grup kaslar ve radius ve
ulna’nın arkasında kalan arka grup kaslar olarak iki grupta incelenir. Ön grup ve
arka grup kaslar da kendi içlerinde yüzeysel ve derin tabaka kaslar olarak ikiye
ayrılırlar.

4.5.3.1. Ön kol ön grup yüzeysel kasları:


Başlangıç: Bu kaslar humerus’un epicondylus medialis’inden başlarlar.

4 Triseps braki kasının uzun başı aktif ve pasif yetmezliğe girebilir.

87
Sonlanma: Radius, karpal kemikler ve parmaklarda sonlanırlar.
İşlev: Pronasyon, dirseğe fleksiyon, el bileğine fleksiyon, el bileğine
abduksiyon, el bileğine adduksiyon, el parmaklarına fleksiyon yaptırırlar.

4.5.3.2. Ön kol ön grup derin kasları:


Başlangıç: Radius ve ulna’dan başlarlar.
Sonlanma: Radius ve el parmaklarında sonlanırlar.
İşlev: Pronasyon ve el parmaklarına fleksiyon yaptırırlar.

4.5.3.3. Ön kol arka grup yüzeysel kasları:


Başlangıç: Bu kaslar humerus’un epicondylus lateralis’inden başlarlar.
Sonlanma: Radius, karpal kemikler ve parmaklarda sonlanırlar.
İşlev: Dirseğe ekstansiyon, el bileğine ekstansiyon, el bileğine abduksiyon, el
bileğine adduksiyon, el parmaklarına ekstansiyon yaptırırlar.

4.5.3.4. Ön kol arka grup derin kasları:


Başlangıç: Radius ve ulna’dan başlarlar.
Sonlanma: Radius, el parmaklarına tutunurlar.
İşlev: Supinasyon, el parmaklarına ekstansiyon ve abduksiyon yaptırırlar.

4.6. Alt Ekstremite Kasları


Alt ekstremite kasları kalça kasları, uyluk kasları, bacak kasları ve ayak kasları
olarak gruplanmaktadır. Bu bölümde ayak kasları işlenmeyecektir.

88
SPOR ANATOMİSİ

Kalça kasları
-İliopsoas kası (m. iliopsoas):
-Tensor fasia lata kası (m. tensor fasciae latae):
-Gluteus maksimus kası (m. gluteus maximus):
-Gluteus medius kası (m. gluteus medius):
-Gluteus minimus kası (m. gluteus minimus):
-Piriformis kası (m. piriformis):

Uyluk kasları
-Kuadriseps femoris kası (m. quadriceps femoris)
Alt Ekstremit -Sartorius kası (m. sartorius)
Kasları -İç yan grup (adduktor) kaslar
-Arka grup kaslar

Bacak kasları
-Tibialis anterior kası (m. tibialis anterior)
-Ekstensor hallucis longus kası (m. extensor hallucis longus)
-Ekstensor digitorum longus kası (m. extensor digitorum longus)
-Dış yan grup kaslar
-Arka grup kaslar

Şekil 17. Alt Ekstremite Kasları

4.6.1. Kalça kasları


4.6.1.1. İliopsoas kası (m. iliopsoas):
Kalça ekleminin en güçlü fleksör kası olan bu kas m. iliacus ve m. psoas major
olarak adlandırılan iki kasın distalde, kalça eklemine yakın olarak birleşmesi
sonucu oluşur (Görsel 25).
Başlangıç: M. iliacus, coxa kemiğinin fossa iliaca adlı bölümünden, m. psoas
major ise lumbal omurlardan başlar.
Sonlanma: İki kas birleşerek femur’daki trochanter minor adlı çıkıntıya
tutunurlar.
İşlev: Kalça fleksiyonu ve dış rotasyonu.

89
Görsel 25: Sağ m. iliopsoas (1, m. iliacus; 2, m. psoas major) ve m.
tensor fasciae latae’nin (3) önden görünümü (Gray’s Anatomy, 1918).

4.6.1.2. Tensor fasia lata kası (m. tensor fasciae latae):


Başlangıç: Coxa kemiğinin spina iliaca anterior superior’unun arkasında, dış
yüzden başlar (Görsel 25).
Sonlanma: Uyluk bölgesini saran derin fasya olan fascia lata’nın bir bölümü
olan iliotibial bantta (tractus iliotibialis, IT bant) sonlanır. İliotibial bant ise
distalde tibia’nın ön bölümüne tutunur.
İşlev: Kalça eklemine abduksiyon ve fleksiyon yaptırır.

4.6.1.3. Gluteus maksimus kası (m. gluteus maximus):


Başlangıç: Os ilium, sacrum ve coccyx kemiklerinden başlar (Görsel 26).
Sonlanma: İliotibial banda ve femurun proksimal ucunun arka yüzüne
tutunur.
İşlev: Kalça eklemine ekstansiyon ve dış rotasyon yaptırır. Kalça ekleminin en
güçlü ekstansör kasıdır.

90
SPOR ANATOMİSİ

Görsel 26: Sağ m. gluteus maximus (1), m. gluteus medius (2), m.


gluteus minimus (3) ve m. piriformis’in (4) arkadan görünümü (Gray’s
Anatomy, 1918). Musculus gluteus maximus ve medius’un orta bölümleri
çıkarılmıştır.

4.6.1.4. Gluteus medius kası (m. gluteus medius):


Başlangıç: Os ilium’dan başlar (Görsel 26).
Sonlanma: Femur’daki trochanter major’a tutunur.
İşlev: Kalça eklemine abduksiyon ve iç rotasyon yaptırır. Kalça ekleminin en
güçlü abduktor kasıdır.

4.6.1.5. Gluteus minimus kası (m. gluteus minimus):


Başlangıç: Os ilium’dan başlar (Görsel 26).
Sonlanma: Femur’daki trochanter major’a tutunur.
İşlev: Kalça eklemine abduksiyon ve iç rotasyon yaptırır.

4.6.1.6. Piriformis kası (m. piriformis):


Başlangıç: Sacrum’un ön yüzünden başlar (Görsel 26).
Sonlanma: Femur’daki trochanter major’a tutunur.
İşlev: Kalça eklemine dış rotasyon ve horizontal abduksiyon yaptırır.

91
4.6.2. Uyluk kasları
Uyluk kasları ön grup, iç yan grup ve arka grup olarak üç gruba ayrılarak
incelenir.
Ön grup kaslar:

4.6.2.1. Kuadriseps femoris kası (m. quadriceps femoris):


Kuadriseps femoris kası uyluk ön bölge kaslarından birisidir. Dört parçadan
oluşan bir kastır. Bu parçaların adları m. rectus femoris5, m. vastus lateralis, m.
vastus intermedius, m. vastus medialis’tir (Görsel 27).
Başlangıç: Musculus rectus femoris parçası os ilium’daki spina iliaca anterior
inferior’dan, diğer parçalar femur’dan başlarlar.
Sonlanma: Tüm parçalar birleşerek ortak bir tendon ile tuberositas tibiae’ye
tutunurlar. Tendon patella’yı içine alarak distale ilerler. Tendonun patella ile
tuberositas tibiae arasında kalan bölümüne lig. patellae adı verilir.
İşlev: Musculus rectus femoris parçası kalçaya fleksiyon ve dize ekstansiyon
yaptırırken diğer parçalar sadece diz ekstansiyonu yaptırırlar. Kuadriseps femoris
kası diz ekleminin en güçlü ekstansörüdür.

Görsel 27: Sağ m. vastus lateralis (1), m. rectus femoris (2), m. vastus
medialis (3), m. sartorius (4) ve adduktor kasların (5) önden görünümü
(Gray’s Anatomy, 1918). Musculus vastus intermedius, m. rectus
femoris’in arkasında bulunduğu için resimde görülmemektedir.

5 Rektus femoris kası aktif ve pasif yetmezliğe girebilir.


92
SPOR ANATOMİSİ

4.6.2.2. Sartorius kası (m. sartorius):


Sartorius kası uyluk ön bölge kaslarından birisidir (Görsel 27).
Başlangıç: Os ilium’daki spina iliaca anterior superior’dan başlar.
Sonlanma: Tibia’nın proksimal ucunun medial bölümüne tutunur.
İşlev: Sartorius kası kalça eklemine fleksiyon, abduksiyon, dış rotasyon ve diz
eklemine fleksiyon yaptırır.

4.6.2.3. İç yan grup (adduktor) kaslar


Adduktor kaslar, uyluk bölgesinin iç yan grubunu oluşturan kaslardır.
Bu grupta altı adet kas bulunur: m. adductor magnus, m. adductor longus, m.
adductor minimus, m. adductor brevis, m. gracilis, m. pectineus (Görsel 27).
Başlangıç: Bu kaslar os pubis ve os ischii’den başlarlar.
Sonlanma: Musculus gracilis tibia’nın proksimal ucunun medial yüzüne,
diğer kaslar femur’un çeşitli bölümlerine tutunurlar.
İşlev: Bu kasların ortak işlevi kalçaya adduksiyon olup, m. pectineus kalçaya
fleksiyon, m. adductor magnus kalçaya ekstansiyon ve m. gracilis dize fleksiyon
da yaptırır.

4.6.2.4. Arka grup kaslar


Uyluk arka bölüm kaslarına topluca, ortak olarak hamstring kasları6 adı verilir.
Bu bölümde üç adet kas bulunur: m. biceps femoris, m. semimembranosus, m.
semitendinosus (Görsel 28). Anahtar Kavram
Musculus Biceps Femoris:
Başlangıç: Musculus biceps femoris’in uzun başı, m. semimembranosus Uyluğun arka yüzünün uzun bir
ve m. semitendinosus os ischii’deki tuber ischiadicum’dan başlarken, m. biceps kasıdır. Semitendinosus ve semi-
femoris’in kısa başı femur’dan başlar. membranosus kasları ile birlikte
hamstrings olarak bilinen kas
Sonlanma: Musculus biceps femoris fibula’ya, m. semimembranosus ve m. grubunu oluşturur.
semitendinosus tibia’ya tutunurlar.
İşlev: Hamstring kasları kalçaya ekstansiyon, dize fleksiyon yaptırırlar; diz
ekleminin en güçlü fleksörleridirler.

6 Hamstring kasları aktif ve pasif yetmezliğe girebilirler.

93
Görsel 28: Sağ m. semimembranosus (1), m. semitendinosus (2) ve m.
biceps femoris’in (3) arkadan görünümü (Gray’s Anatomy, 1918).

4.6.3. Bacak kasları


Bacak kasları ön grup, dış yan grup ve arka grup olarak üç gruba ayrılarak
incelenirler.
Ön grup kaslar:

4.6.3.1. Tibialis anterior kası (m. tibialis anterior):


Başlangıç: Tibia’nın üst ucundan başlar (Görsel 29).
Sonlanma: Ayak bileği kemiklerinin dorsal yüzüne tutunur.
İşlev: Ayağa dorsifleksiyon ve inversiyon yaptırır, her iki hareketin de en güçlü
kasıdır.

94
SPOR ANATOMİSİ

Görsel 29: Sağ m. tibialis anterior (1), m. extensor hallucis longus (2) ve
m. extensor digitorum longus’un (3) önden görünümü (Gray’s Anatomy,
1918).
4.6.3.2. Ekstensor hallucis longus kası (m. extensor hallucis longus):
Başlangıç: Fibula’dan başlar (Görsel 29).
Sonlanma: Ayak başparmağının dorsal yüzüne tutunur.
İşlev: Ayak başparmağına ekstansiyon ve ayağa dorsifleksiyon yaptırır.

4.6.3.3. Ekstensor digitorum longus kası (m. extensor digitorum


longus):
Başlangıç: Tibia ve fibula’dan başlar (Görsel 29).
Sonlanma: Kasın tendonu dörde ayrılarak her bir tendon 2.-5. parmakların
dorsal yüzlerine tutunur.
İşlev: Ayak parmaklarına (başparmak hariç) ekstansiyon ve ayağa
dorsifleksiyon yaptırır.

4.6.3.4. Dış yan grup kaslar:

4.6.3.4.1. Fibularis (peroneus) longus kası (m. fibularis longus, m.


peroneus longus):
Başlangıç: Fibula’dan başlar (Görsel 30).

95
Sonlanma: Malleolus lateralis’in arkasından geçerek ayak tabanına ulaşır ve
tarsal kemiklerin alt yüzüne tutunur.
İşlev: Ayağa eversiyon ve plantar fleksiyon yaptırır.

4.6.3.4.2. Fibularis (peroneus) brevis kası (m. fibularis brevis, m.


peroneus brevis):
Başlangıç: Fibula’dan başlar (Görsel 30).
Sonlanma: Malleolus lateralis’in arkasından geçerek 5. parmağın taban
bölümüne tutunur.
İşlev: Ayağa eversiyon ve plantar fleksiyon yaptırır.

Görsel 30: Sağ m. fibularis longus (1) ve m. fibularis brevis’in (2)


arkadan görünümü (Gray’s Anatomy, 1918).
4.6.3.5. Arka grup kaslar:
Bacak arka grup kasları yüzeysel kaslar ve derin kaslar olarak ikiye ayrılarak
incelenirler. Yüzeysel kaslar gastroknemius ve soleus kasları, derin kaslar ise
tibialis posterior, fleksör hallusis longus ve fleksör digitorum longus kaslarıdır.

4.6.3.5.1. Gastroknemius kası (m. gastrocnemius):


Gastroknemius kası7 femurdan iki ayrı baş olarak başlar ve bu başlar diz
eklemini geçtikten sonra birleşirler. Kasın tendonu soleus kasının tendonu ile
birleşerek Aşil tendonunu (tendo calcaneus) oluşturur (Görsel 31).

7 Gastroknemius kası aktif ve pasif yetmezliğe girebilir.


96
SPOR ANATOMİSİ

Başlangıç: Lateral başı (caput laterale) femur’un lateral kondilinin arka


yüzünden, medial başı (caput mediale) femur’un medial kondilinin arka
yüzünden başlar.
Sonlanma: Aşil tendonu topuk kemiğine (calcaneus) tutunur.
İşlev: Ayak bileğine plantar fleksiyon ve dize fleksiyon yaptırır.

Görsel 31: Sağ m. gastrocnemius’un caput mediale’si (1), caput


laterale’si (2), m. soleus (3) ve Aşil tendonunun (4) arkadan görünümü
(Gray’s Anatomy, 1918). Musculus gastrocnemius’un caput’ları ve Aşil
tendonu arasında kalan bölümü çıkarılmıştır.

4.6.3.5.2. Soleus kası (m. soleus):


Başlangıç: Tibia ve fibula’dan başlar (Görsel 31).
Sonlanma: Aşil tendonu topuk kemiğine (calcaneus) tutunur.
İşlev: Ayak bileğine plantar fleksiyon yaptırır. Plantar fleksiyonun ana kasıdır.

4.6.3.5.3. Tibialis posterior kası (m. tibialis anterior):


Başlangıç: Tibia ve fibula’dan başlar (Görsel 32).
Sonlanma: Malleolus medialis’in arkasından geçerek ayak tabanına ulaşır ve
tarsal kemiklerin alt yüzüne tutunur.
İşlev: Ayak bileğine plantar fleksiyon ve inversiyon yaptırır.

97
Görsel 32: Sağ m. tibialis posterior (1), m. flexor digitorum longus (2)
ve m. flexor hallucis longus’un (3) arkadan görünümü (Gray’s Anatomy,
1918).

4.6.3.5.4. Fleksor hallusis longus kası (m. flexor hallucis longus):


Başlangıç: Fibula’dan başlar (Görsel 32).
Sonlanma: Malleolus medialis’in arkasından geçerek ayak tabanına ulaşır ve
ayak başparmağının alt yüzüne tutunur.
İşlev: Ayak başparmağına fleksiyon ve ayağa plantar fleksiyon yaptırır.

4.6.3.5.5. Fleksor digitorum longus kası (m. flexor digitorum longus):


Başlangıç: Tibia’dan başlar (Görsel 32).
Sonlanma: Malleolus medialis’in arkasından geçerek ayak tabanına ulaşır ve
tendonu dörde ayrılarak 2.-5. parmakların alt yüzlerine tutunurlar.
İşlev: Ayak parmaklarına (başparmak hariç) fleksiyon ve ayağa plantar
fleksiyon yaptırır.

98
SPOR ANATOMİSİ

Bu Bölümde Ne Öğrendik?

* Kasılabilme, uzayabilme, esneklik, uyarılabilme özelliklerine sahip dokuya kas dokusu denilmektedir. Kas
dokusu kendisine gelen elektrik uyarıları sonucu kasılıp boyunu kısaltmakta ve uyarı ortadan kalkınca
tekrar eski boyuna dönmektedir.

* Kas dokusu türleri, iskelet kası, düz kaslar ve kalp kası şeklindedir.

* İskelet kaslarının görevleri arasında hareket oluşturmak, postür sağlamak, yumuşak dokuları desteklemek,
beden açıklıklarını kontrol etmek, beden ısısını sürdürmek ve bazı besin unsurlarını sağlamak yer
almaktadır.

* İskelet kası hücrelerine miyosit veya kas lifi adı verilmektedir.

* İskelet kasları lif dizilimlerine göre fusiform, unipennat ve bipennat gibi farklı türlere sahiptirler.

* Origo bir kasın başlangıç yerini; insersio (intertio) bir kasın sonlanma yerini; tendon kas kirişini;
vagina tendinis kılıf sistemini; aponevroz kasların geniş bir alan veya çizgiye tutunmalarını
sağlayan yayvan yapıyı; bursa ise içi sinovyal sıvı ile dolu kesecikleri ifade etmektedir.

* Baş kaslarından bazıları temporal kas, masseter kası, orbikularis okuli kası ve orbikularis oris kaslarıdır.

* Boyun kaslarının en önemlileri sternocleidomastoideus kası (m. sternocleidomastoideus) ve


skalen kaslardır.

* Gövde kaslarının en önemlileri pektoralis major kası, pektoralis minor kası, diafragma, rektus abdominis
kası, eksternal oblik kas, internal oblik kas, transversus abdominis kası, kuadratus lumborum kası, psoas
major kası, trapezius kası, latissimus dorsi kası, levator skapula kası, romboid kaslar, serratus anterior
kası, erektor spina kası ve multifidus kaslarıdır.

* Üst ekstremite kasları omuz kasları, kol kasları, ön kol kasları ve el kasları olarak gruplanmaktadırlar.

* Alt ekstremite kasları ise kalça kasları, uyluk kasları, bacak kasları ve ayak kasları olarak gruplanmaktadır.

99
Kaynakça
FEDERATIVE INTERNATIONAL PROGRAMME on ANATOMI- https://pixabay.com/tr/illustrations/kaslar%C4%B1-iske-
CAL TERMINOLOGIES (2011). Terminologia Anatomica, 2 let-yar%C4%B1m-v%C3%BCcut-2277447/
ed. Stuttgart: Georg Thieme Verlag.
MARTINI, F.H., NATH, J.L., BARTHOLOMEW, E.F. (2012).
GRAY, H. (1918). Anatomy of the Human Body. Philadelp- Fundamentals of Anatomy & Physiology, 9. Baskı, San
hia: Lea & Febiger; Bartleby.com, 2000. www.bartleby. Francisco: Pearson Benjamin Cummings.
com/107/.
YILDIRIM, M. (2003). Lokomotor Sistem Anatomisi, İstan-
HAMILL J., KNUTZEN, K.M., DERRICK, T.R. (2015). Biome- bul: Nobel Tıp Kitabevleri.
chanical Basis of Human Movement, 4. Baskı. Philadelp-
hia: Lippincott Williams & Wilkins.

100
5. DOLAŞIM SİSTEMİ

Dolaşım sistemi bedenimizin ulaşım altyapısıdır.

Ders videosunu izlemek için


QR kodu taratın.

Kazanımlar Birlikte Düşünelim


• Dolaşım sisteminin bölümlerini sıralayabilir.
• Kalbin temel yapısını açıklayabilir. 1. Tüm bedenimizin gereksinim
• Büyük ve küçük kan dolaşımını anlatabilir. duyduğu besin maddeleri ve
• Bedendeki önemli arterler ve venleri sıralayabilir. oksijeni bedene nasıl dağılır?
• Lenfatik sistem ile ilgili temel bilgileri anlatabilir.
2. Kalp boşlukları nelerdir ve hangi
Başlamadan Önce büyük damarlara bağlıdırlar?
Önceki bölümde kaslar konusu ele alınmıştı. Bu bölümde ise
dolaşım sistemi konusu incelenecektir. Bedenimizdeki metabolizmanın 3. Bedendeki önemli arterler ne-
sağlıklı biçimde sürmesi için sürekli olarak oksijen ve besin desteğine lerdir?
gereksinim vardır. Ayrıca, oksijen ve besinler kullanıldıktan sonra
oluşan atık maddeler de bedenden uzaklaştırılmaları için ilgili organlara 4. Bedendeki önemli venler neler-
gönderilmelidirler. Bunlara ek olarak bedenin normal işlevlerini dir?
sürdürmesi için salgılanan hormonlar da etki edecekleri uzak doku ve
organlara ulaşmak zorundadırlar. Tüm bu işlevlerin olmasını sağlayan 5. Lenfatik sistemin görevi ve yapı-
dolaşım sisteminin temel yapısını bilmek, antrenman planlanmasında, sı nelerdir?
antrenman değerlendirilmesinde ve bazı acil durumlara müdahale
edilmesinde gerekli bir unsurdur.
101
5.1. Genel Bilgiler
Bedenimizde dolaşan iki sıvı olan kan ve akkanın (lenf) içinde dolaştıkları
damarları ve bu kan dolaşımını sağlayan kalbi içeren sisteme dolaşım sistemi adı
verilir. Dolaşım sistemi, içinde bulunan sıvının türüne göre iki alt bölüme ayrılır.
Kalp-damar sistemi (kardiyovasküler sistem), dolaşım sisteminin kan içeren ve
ileten alt bölümüdür. Sıvı olan plazma ve plazma içinde yüzen hücrelerden oluşan
kan (haema), kalbin kasılma hareketleri ile damarlar içinde dolaşıp organlara
ulaşarak besinleri iletimi sağlar, oksijen ve karbon dioksidi akciğerler ve dokular
arasında taşır, atık maddeleri uzaklaştırır, hormonları hedef organlara iletir ve en
sonunda kalbe geri döner. Diğer alt bölüm lenfatik sistemdir.

5.2. Kalp
Dolaşım sisteminin merkezi organı olan kalp bir pompa işlevi görerek kanın
damarlar içinde dolaşmasını sağlar. İçi boşluklu bir organ olan kalp, göğüs
boşluğunda, iki akciğer arasında ve diafragmanın üzerinde bulunur. Kalbin üçte
Anahtar Kavram
Plazma: İnsan kanının %55'ini
birlik bölümü bedenin orta hattının sağında, üçte ikilik bölümü ise solundadır.
oluşturan ve kan hücrelerini içeren Kalp kabaca piramide benzemekte olup tabanı yukarıda, tepesi aşağıdadır. Kalbin
uçuk sarı sıvı. erkeklerdeki yaklaşık uzunluğu 12 cm, genişliği 9 cm ve önden arkaya doğru olan
derinliği 6 cm civarında olup yaklaşık olarak 300 gr ağırlığındadır; kadınlarda bu
ölçüler biraz daha azdır.

Kalbin boşlukları
Kalp dört adet boşluk içermektedir (Görsel1). Bu boşlukların ikisi yukarıda
ikisi aşağıda olup, yukarıdakilere sağ ve sol kulakçıklar (atriumlar), aşağıdakilere
ise sağ ve sol karıncıklar (ventriküller) adı verilir. Her iki atrium arasında ve her iki
ventrikül arasında birer bölme bulunur. Atriumlar arasındaki bölmeye interatrial
septum, ventriküller arasındaki bölmeye ise interventriküler septum adı verilir.
Bu bölmeler, bir atriumdan diğer atriuma ve bir ventrikülden diğer ventriküle
doğru kan geçişine izin vermezler. Buna karşın, sağ atrium ile sağ ventrikül
arasında ve sol atrium ile sol ventrikül arasında, atriumlardan ventriküllere doğru
tek yönlü kan geçişi bulunmaktadır. Atriumlar ile ventriküller arasında, kanın tek
yönlü geçişini garanti almak ve kalbin kasılması (sistol) sırasında ventriküllerden
atriumlara doğru ters yönde kan geçişini engellemek amacı ile kapakçıklar
bulunur. Bu kapakçıklardan sağ atrium ve sağ ventrikül arasında bulunanına
triküspit kapak, sol atrium ve sol ventrikül arasında bulunanına ise mitral kapak
adı verilir. İşlevsel bütünlük açısından sağ atrium ve sağ ventrikülün ikisine
birlikte sağ kalp, sol atrium ve sol ventrikülün ikisine birlikte sol kalp adı verilir.
Sağ atriuma bedenin üst bölümlerinden gelen deoksijene (oksijeni azalmış)
kanı taşıyan vena cava superior, bedenin alt bölümlerinden gelen deoksijene
kanı taşıyan vena cava inferior ve kalp dokusunun kendisine ait deoksijene
kanı taşıyan damarlar açılır. Sağ atrium’da toplanan venöz kan triküspit kapağı
geçerek sağ ventriküle ulaşır. Sağ ventriküle gelen venöz kan buradan truncus

102
SPOR ANATOMİSİ

pulmonalis (akciğer ana atardamarı) ve bunun dalları olan sağ pulmoner arter ve
sol pulmoner arter yolu ile akciğerlere gider. Akciğerlerde karbondioksidi verip
oksijeni alarak temizlenen kan dört adet pulmoner ven yolu ile sol atriuma gelir.
Sol atriumdaki kan mitral kapak aracılığı ile sol ventriküle geçer ve buradan da
Anahtar Kavram
aorta geçerek tüm bedene dağılır. Sol ventrikülden başlayıp sağ atriumda biten
Pulmoner: Akciğerlerle ilgili.
dolaşıma büyük kan dolaşımı (sistemik dolaşım), sağ ventrikülden başlayıp sol
atriumda biten dolaşıma ise küçük kan dolaşımı (pulmoner dolaşım) adı verilir.
Büyük dolaşım ile bedenin her yerine gidip oksijeni azalan kan, küçük dolaşıma
girerek akciğerlere gider ve akciğerlerden oksijen alır.

Görsel 1: Kalbin boşluklarının kalbe giren-çıkan damarların önden


görünümü (Gray’s Anatomy, 1918).

Kalbin katmanları
Kalp duvarı üç katmanlı bir yapıya sahiptir:
- Epikard: Kalbin en dış tabakası olup, kalbi çevreleyen bir torba olan
perikardın iç tabakasıdır.
- Miyokard: Kalp kasından oluşan bu tabaka kalbin en kalın tabakasıdır. Bu
tabakanın kalınlığı değişkenlik göstermektedir. Ventriküllerde atriumlara göre,
sol tarafta sağa göre daha kalındır. Yani, en kalın olduğu yer sol ventrikül, en ince
olduğu yer ise sağ atriumdur. Kalp kası istem dışı çalışır ve kendi kendine uyarı
üretme becerisine sahiptir.
- Endokard: Kalbin en iç tabakası olup kalp boşluklarını ve kapakçıkları
kaplar.

103
Kalbin Katmanları

Epikard: Kalbin en dış tabakası olup, kalbi


çevreleyen bir torba olan perikardın iç tabakasıdır.

Miyokard: Kalp kasından oluşan bu tabaka kalbin


en kalın tabakasıdır. Bu tabakanın kalınlığı
değişkenlik göstermektedir. Ventriküllerde
atriumlara göre, sol tarafta sağa göre daha
kalındır. Yani, en kalın olduğu yer sol ventrikül, en
ince olduğu yer ise sağ atriumdur. Kalp kası istem
dışı çalışır ve kendi kendine uyarı üretme
becerisine sahiptir.

Endokard Endokard: Kalbin en iç tabakası olup kalp


Miyokard
boşluklarını ve kapakçıkları kaplar.
Epikard

Şekil 18. Kalbin Katmanları

Kalbin damarları
Kalp tüm bedene kan dağıtmak için çalışırken kendini de beslemeyi ihmal
etmez. İçinden geçen kandan beslenme amacı ile yararlanamayan kalbi besleyen
özel damarlar vardır. Kalp dokusunu besleyen atardamarlara koroner arterler adı
verilir. Koroner arterlerden geçen kan kalp venleri yolu ile sağ atriuma dökülür ve
dolaşıma katılır. Koroner arterler sol ve sağ olmak üzere iki adet olup her ikisi de
aortun başlangıç bölümünden çıkmaktadır.

104
SPOR ANATOMİSİ

5.3. Kan Damarları

Kan Damarları

Atardamarlar Kılcal Damarlar Toplardamar


(arter) (kapiller) (ven)

Şekil 19. Kan Damarları

Kanı tüm bedene dağıtmak ve taşımak amacı ile oluşmuş olan boru
biçimindeki ileti yapılarına damar denir. Damarlar üç bölümde incelenmektedir:
atardamar (arter), kılcal damar (kapiller) ve toplardamar (ven). Arterler kanı
kalpten uzaklaştırıp bedene dağıtan ve kapillerlere ulaştıran damarlardır.
Sağ ventrikülden çıkan truncus pulmonalis ve dalları hariç diğer tüm arterler
oksijenize kan taşır. Atardamarlar ile dokulara gelen kan, kılcal damarlara geçerek
doku ile arasında gerekli alışverişleri (O2-CO2, besin, su, hormon, atık maddeler
vs.) yaptıktan sonra toplardamarlara geçer ve kalbe geri dönmek üzere yoluna
devam eder. Akciğerlerden sol atriuma gelen dört adet pulmoner ven hariç tüm
venler deoksijenize kan taşır.

5.3.1. Arterler
Akciğerlerden temizlenmiş olarak kalbe geri dönen kan, sol ventrikülden
aort yolu ile tüm bedene dağılır. Ana atardamarımız olan aort, sol ventrikülden
çıktıktan sonra yukarı doğru kısa bir mesafe yükselip bir dönüş (kemer) yapar,
göğüs boşluğunda aşağı inmeye başlar ve diafragmayı geçerek karın boşluğuna

105
ulaşır. Karın boşluğuna ulaşan aort L4 omur hizasında iki uç dala ayrılarak
sonlanır.

Önemli Arterler
Aortun kemer bölümünden çıkan arterlerden birisi baş, boyun, gövdeye
ulaşan dalları olan ve en sonunda üst ekstremiteye ulaşıp bunun beslenmesinden
sorumlu olan subklavian arterdir (a. subclavia). Arteria subclavia’nın dallarından
birisi, boyun omurlarının yan çıkıntılarında (proc. transversus’larda) bulunan
deliklerden geçerek kafa içine ulaşıp beynin beslenmesine katılan vertebral
arterdir (a. vertebralis). Subklavian arterden tiroid bezin beslenmesini sağlayan,
göğüs duvarının beslenmesini sağlayan, romboid kasların ve levator skapula
kasının beslenmesini sağlayan dallar da çıkar. Subklavian arter koltuk altı
bölgesine gelince adı değişir ve aksiller arter (a. axillaris) olarak adlandırılmaya
başlar. Aksiller arter omuz bölgesinde dağılan dallarını verdikten sonra kolda
brakial arter (a. brachialis) adıyla devam eder ve dirsek ekleminin önüne gelince
uç dalları olan radial arter (a. radialis) ve ulnar artere (a. ulnaris) ayrılarak
sonlanır (Görsel 2). Radial arter önemli bir nabız arteri olup el bileği ekleminin
hemen proksimalinde, radiusun önünde olarak deri altında kolayca ele gelebilir.

Görsel 2: Radial ve ulnar arterler (Gray’s Anatomy, 1918).

Aortun kemer bölümünden çıkan arterlerden diğeri, Türkçe adı şah damarı
olan, ortak karotis arteridir (a. carotis communis). Ortak karotis arteri boyunda

106
SPOR ANATOMİSİ

trakeanın lateralinde yükselirken kolayca ele gelebilir ve nabız ölçümü yapılabilir.


Ortak karotis arteri gırtlağın üst kenarı hizasında ikiye ayrılır ve dallarından birisi
kafa içine girip beynin beslenmesini sağlarken, diğer dal yüz bölgesine dağılır
(Görsel 3).

Görsel 3: Boynun sol yanındaki arterlerin görünümü (Gray’s Anatomy,


1918).

Aortun kemer bölümünden sonra inen bölümü gelir. İnen bölüm toraks
boşluğundan geçerken çeşitli yan dallar verir ve diafragmayı geçerek abdomen
boşluğuna ulaşır; abdomen boşluğunda da iç organlara giden çok sayıda dal
verdikten sonra L4 vertebra hizasında ortak iliak arterleri (sol ve sağ a. iliaca
communis’ler) oluşturmak üzere ikiye ayrılarak sonlanır (Görsel 4). Ortak iliak
arterler 4-5 cm sonra ikiye ayrılarak eksternal ve internal iliak arterlere (a. iliaca
externa ve a. iliaca interna) ayrılırlar. İnternal iliak arter pelvis ve gluteal bölgelerin
beslenmesini sağlarken, eksternal iliak arter alt ekstremitenin beslenmesinden
sorumludur. Eksternal iliak arter uyluk bölgesine geçince femoral arter (a.
femoralis) adını alır (Görsel 5). Femoral arter diz ekleminin arkasına gelince
popliteal arter (a. poplitea) olarak adlandırılır ve bacak bölgesine girerken ön ve
arka tibial arterlere (a. tibialis anterior ve a. tibialis posterior) ayrılarak sonlanır.

107
Görsel 4: Abdominal aort, uç dalları ve v. cava inferior’un görünümleri
(Gray’s Anatomy, 1918).

Görsel 5: Sağ femoral arterin önden görünümü (Gray’s Anatomy, 1918).

5.3.2. Venler
Dokulardaki kapillerlerden aldıkları kanı kalbe götüren damarlara toplardamar
(vena) adı verilir. Venlerin arterlerden önemli bir farkı çoğu venin kapakçık

108
SPOR ANATOMİSİ

içermesidir. Bu kapakçıklar, kalbin sistol hareketi (kasılma) ile ilerletilmekte olan


kanın ven içinde geriye doğru akmasını engelleyip göllenmeleri önlerler. Venler
derin fasyaya göre konumları bakımından yüzeysel veya derin olabilirler.
Sistemik dolaşıma tek bir atardamar (aort) ile çıkan kan, kalbe iki toplardamar
(v. cava superior ve inferior) ile döner. Pulmoner dolaşıma tek bir atardamar
(truncus pulmonalis) ile çıkan kan ise kalbe dört toplardamar (pulmoner venler)
ile geri döner.

Önemli Venler
Vena cava superior baş-boyun, üst ekstremiteler ve göğsün venöz kanını kalbe
getirir (Görsel 6). Vena cava superior’un oluşumuna katkı sağlayan iki büyük
venden birisi v. jugularis interna olup baş ve boyundan gelen venöz kanı toplar.
Vena cava superior’un oluşumuna katkı sağlayan diğer ven ise v. subclavia’dır ve
üst ekstremiteden gelen venöz kanı toplar.
Vena cava inferior karın boşluğu ve alt ekstremitelerin venöz kanını toplar
ve bedenin en büyük, en geniş venidir (Görsel 6). Vena cava inferior, L5 omur
düzeyinde sol ve sağ ortak iliak venlerin (v. iliaca communis’ler) birleşmesi ile
oluşur ve diafragmayı geçtikten hemen sonra sağ atriuma girer. Ortak iliak venler
eksternal ve internal iliak venlerin (v. iliaca externa ve v. iliaca interna) birleşmesi
ile oluşur. İnternal iliak ven pelvis ve gluteal bölgeden gelen kanı toplarken,
eksternal iliak ven alt ekstremiden venöz kan getiren femoral venin (v. femoralis)
devamıdır.

Görsel 6: Vena cava superior ve v. cava inferior’un görünümü (Gray’s


Anatomy, 1918).

109
5.4. Lenfatik Sistem
Dolaşım sisteminin diğer alt bölümü lenfatik sistemdir. Lenfatik sistemin
görevlerinden birisi, kan kapillerlerine giremeyecek kadar büyük olan moleküleri
toplayıp en sonunda kan dolaşımına ulaştırmaktır. Dokulardaki metabolizma
sonucu oluşan moleküllerin bazılarının büyüklüğü, kan kapillerlerini oluşturan
hücrelerin arasındaki boşluklardan geçemeyecek kadar büyüktür. Lenf
kapillerlerini oluşturan hücrelerin aralarındaki boşluklar daha geniş oldukları
için büyük moleküller lenf kapillerlerine geçerek lenf sıvısını oluştururlar.
Lenf damarlarının kan damarlarından önemli bir farkı, lenf damarlarının, kan
damarlarının tersine, kapalı devre ve hiç kesintiye uğramadan devam eden
bir damar sistemine sahip olmamasıdır. Lenf kapillerleri bedenin periferik
bölümlerinde uçları kapalı, U şeklinde tüpler olarak başlarlar, bu kapillerler kalbe
doğru ilerledikçe diğer lenf kapillerleri ile birleşerek lenf damarlarını oluştururlar
ve en sonunda tüm lenf sıvısı v. cava superior’a ulaşarak kalbe dökülür.
Lenf damarları, yolları üzerinde lenf düğümü adı verilen, oval, 1-25 mm
çapa sahip organlara ulaşarak içindeki lenf sıvısını bu organlara boşaltır. Lenf
düğümlerinde süzülen lenf sıvısı bu organları terkederek tekrar lenf damarlarına
dökülür ve yoluna devam eder. Lenf düğümleri bağışıklık sisteminin bir elemanı
olup bazı bağışıklık hücrelerini lenf dolaşımına verir ve bağışıklık maddeleri
üretir.
Lenf sıvısı da kan gibi, damarların içinde sürekli ilerlemelidir. Lenf sıvısının
lenf damarlarında hareketini sağlayan etkenler şunlardır: kan kapillerlerinden
İpucu süzülen sıvının oluşturduğu filtrasyon basıncı, lenf damarlarına komşu iskelet
Sinir Sistemi konusuna 7. bölümde kaslarının kasılmaları, lenf damarlarına eşlik eden arterlerin pulsasyonu,
yer verilecektir.
sempatik sinir sisteminin lenf damarlarındaki düz kasları kasması, dışarıdan
uygulanan basınçlı yöntemler (örn. masaj) ve yer çekimi.

110
SPOR ANATOMİSİ

Bu Bölümde Ne Öğrendik?

* Dolaşım sistemi bedenimizde dolaşan iki sıvı olan kan ve akkanın (lenf) içinde dolaştıkları damarları
ve kan dolaşımını sağlayan kalbi içeren sistemdir.

* Dolaşım sistemi, kalp-damar sistemi (kardiyovasküler sistem) ve lenfatik sistem olmak üzere
iki alt bölüme ayrılmaktadır.

* Kan (haema) sıvı olan plazma ve plazma içinde yüzen hücrelerden oluşmaktadır.

* Kanın, kalbin kasılma hareketleri ile damarlar içinde dolaşıp organlara ulaşarak besinlerin
iletimini sağlamak, oksijen ve karbondioksidi akciğerler ve dokular arasında taşımak, atık
maddeleri uzaklaştırmak, hormonları hedef organlara iletmek ve en sonunda kalbe geri dönmek
gibi görevleri vardır.

* Kalp, dolaşım sisteminin merkezi organıdır. Bir pompa işlevi görerek kanın damarlar içinde dolaşmasını
sağlamaktadır.

* Kalp ikisi yukarıda ikisi aşağıda olan dört adet boşluk içermektedir. Yukarıdakilere sağ ve sol
kulakçıklar (atriumlar), aşağıdakilere ise sağ ve sol karıncıklar (ventriküller) adı verilmektedir.

* Kalp duvarı epikard, miyokard ve endokard şeklinde üç katmanlı bir yapıya sahiptir.

* Koroner arterler kalp dokusunu besleyen atardamarlara denilmektedir.

* Kanı tüm bedene dağıtmak ve taşımak amacı ile oluşmuş olan boru biçimindeki ileti yapıları olan damarlar
atardamar (arter), kılcal damar (kapiller) ve toplardamar (ven) şeklinde üç bölümde incelenmektedir.

* Akciğerlerden temizlenmiş olarak kalbe geri dönen kan, sol ventrikülden ana atardamarımız
olan aort yolu ile tüm bedene dağılmaktadır.

* Dokulardaki kapillerlerden aldıkları kanı kalbe götüren damarlara toplardamar (vena) adı verilmektedir.

* Dolaşım sisteminin diğer alt bölümü olan lenfatik sistemin kan kapillerlerine giremeyecek kadar
büyük olan molekülleri toplayıp en sonunda kan dolaşımına ulaştırmak gibi bir görevi vardır.

111
Kaynakça
FEDERATIVE INTERNATIONAL PROGRAMME on ANATOMI- https://pixabay.com/tr/vectors/insan-v%C3%BCcu-
CAL TERMINOLOGIES (2011). Terminologia Anatomica, 2 du-dola%C5%9F%C4%B1m-sistemi-dola%C5%9F%C4%-
ed. Stuttgart: Georg Thieme Verlag. B1m-311864/

GRAY, H. (1918). Anatomy of the Human Body. Philadelp- MARTINI, F.H., NATH, J.L., BARTHOLOMEW, E.F. (2012).
hia: Lea & Febiger; Bartleby.com, 2000. www.bartleby. Fundamentals of Anatomy & Physiology, 9. Baskı, San
com/107/. Francisco: Pearson Benjamin Cummings.

YILDIRIM, M. (2017). Resimli Sistematik Anatomi, 2. Bas-


kı, İstanbul: Nobel Tıp Kitabevleri.

112
6. SOLUNUM SİSTEMİ

Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.

Ders videosunu izlemek için


QR kodu taratın.

Kazanımlar Birlikte Düşünelim


• Solunum sisteminin görevlerini açıklayabilir.
• Üst solunum yollarını anlatabilir. 1. Bedenimizdeki metabolik sü-
• Alt solunum yollarını anlatabilir. reçler için gerekli olan oksijen
• Akciğerlerin özelliklerini söyleyebilir. bedene nasıl alınır?

Başlamadan Önce 2. Hava alışverişimizi sağlayan


Önceki bölümde dolaşım sistemi konusu ele alınmıştı. Bu bölümde organların yapısı nedir?
ise solunum sistemi konusu incelenecektir. Bedende süregiden
metabolik süreçlerin birçoğu oksijene gerek duymaktadır. Bedenimize 3. Burundan soluk almak neden
enerji sağlayan süreçlerin bazıları da oksijen kullanarak çalışmaktadır. önemlidir?
Sürekli ve yüksek miktarda oksijen gereksinimi olan ve bu gereksinimi
egzersiz sırasında artan bedene gerekli oksijeni sağlamak üzere
özelleşmiş olan solunum sistemimiz, dolaşım sistemi ile beraber çalışıp
bedene sürekli oksijen sağlamakta ve metabolizma sonucu oluşan
karbondioksiti bedenden uzaklaştırmaktadır. Solunum sistemimizin
temel anatomisinin bilinmesi hem soluk alıp vermenin doğru
tekniklerini anlamaya hem de solunum fizyolojisini daha iyi kavramaya
yaramaktadır.
113
6.1. Giriş ve Genel Bilgiler
Bedenimizin gereksinim duyduğu oksijeni atmosferden alıp kana geçirmek,
metabolizma sonucu oluşan karbondioksidi kandan alıp atmosfere vermek
için özelleşmiş sisteme solunum sistemi adı verilir. Solunum sistemi oksijeni
bedene dağıtmak ve karbondioksidi atmosfere ulaştırmak için dolaşım sistemi
ile eşgüdümlü olarak çalışır. Solunum sisteminin diğer bir fonksiyonu da
bedendeki asit-baz dengesinin sağlanmasına yardım etmektir. Normal koşullarda
biyokimyasal reaksiyonlar ve böbrek tarafından gerçekleştirilen asid-baz dengesini
sağlama işine, bu iki sistem yetersiz kaldığında solunum sistemi de katılır.
Film Önerisi Bedene oksijenin alınması ve karbondioksidin atılması için bedene sürekli
Human Body (İnsan Vücudu), BBC olarak hava giriş-çıkışı sağlanmalıdır. Çeşitli iskelet kaslarının kasılması ile göğüs
ve The Learning Channel ortak kafesinin hacminin artarak içindeki basıncın atmosfer basıncından düşük bir
yapımı sekiz bölümlük bir belgesel
dizisidir. İlk olarak 1998'de yayım- düzeye inmesi ile bedene hava alınması işine inspirasyon (soluk alma), alınan
lamıştır. Robert Winston tarafından havanın dış ortama atılması işine ekspirasyon (soluk verme) adı verilir.
sunulan dizi, doğumdan ölüme
Solunum sistemi organlarının havayı atmosferden alıp akciğerlere ulaştıran
kadar insan vücudunun mekanik-
lerini ve duygularını incelemek- bölümüne iletici bölüm adı verilir. İletici bölümden sonra ise havanın kan ile
tedir. ilişkisini ve oksijen-karbondioksit değişimini sağlayan fonksiyonel bölüm gelir.
İletici bölüm organları ikiye ayrılarak incelenirler. Burun, yutak ve gırtlağa üst
solunum yolları, ana soluk borusu ve bronşlara ise alt solunum yolları adı verilir.

114
SPOR ANATOMİSİ

6.2. Üst Solunum Yolları

Burun (Nasus, Rhinos)

Yutak (Pharynx)

Gırtlak (Larynx)

Solunum Sistemi

Ana Soluk Borusu (Trakea)

Akciğer

Bronşlar

Şekil 20. Solunum Sistemi

Burun (Nasus, Rhinos)


Solunum havasını akciğerlere ulaşmadan önce ısıtmak, filtre etmek ve
nemlendirmek gibi işlevleri olan burnun, koku alma ve sesin tınısını ayarlama
işlevleri de vardır. Dış burun ve burun boşluğu olarak iki bölümden meydana
gelir. Yüz bölgesinde öne doğru uzanan, piramidal biçimli dış burnun kemik ve
kıkırdaktan meydana gelen bir iskeleti vardır.
Burun boşluğu (cavitas nasi), kemik ve kıkırdak dokudan yapılmış olan burun
bölmesi (septum nasi) ile sol ve sağ olmak üzere iki simetrik bölüme ayrılır (Görsel
1). Her iki burun boşluğunun üst, alt, dış ve iç duvarları bulunmaktadır. Burun
boşluklarının iç duvarları ortak olup septum nasi tarafından oluşturulur. İç duvar

115
ve alt duvarlarda anatomik olarak fazla özellik bulunmaz. Üst duvar ise burada
bulunan koku sinirleri aracılığı ile koku fonksiyonunda işlev görür. Dış duvar
da üzerinde bulunan nazal konka (üst, orta, alt) adlı yapılar sayesinde burun
boşluklarının yüzey alanının artmasını ve bu sayede, geçen havanın daha fazla
ısınmasını, nemlenmesini ve süzülmesini sağlar (Görsel 1). Burun boşluğuna,
çevredeki bazı kemiklerin içinde bulunan hava boşlukları (sinüsler) da açılır. Bu
sinüsler frontal, kemik, maksilla, etmoid kemik ve sfenoid kemikte bulunurlar.
Sinüsler kafatasının ağrılığının azaltılması, sesin rezonansının ayarlanmasında
rol oynayan oluşumlardır.

Görsel 1: Sol ve sağ burun boşluklarını ve burun boşluklarının dış


duvarlarındaki konkaları gösteren frontal kesit (Gray’s Anatomy, 1918).

Yutak (Pharynx)
Sistematik olarak sindirim sisteminin bir parçası olan yutak1, burundan veya
ağızdan geçen havanın gırtlağa ulaşmasında aracılık etmesi nedeni ile solunum
sisteminin de bir parçası olarak kabul edilir. Yutak, komşu olduğu boşluklara
göre üç parçaya ayrılıp incelenir: Burun boşluğunun arkasında kalan bölümüne
nazofarinks, ağız boşluğunun arkasında kalan bölümüne orofarinks, gırtlağın
arkasında kalan bölümüne laringofarinks adı verilir.

Gırtlak (Larynx)
Yaklaşık 4-5 cm uzunluğunda, kıkırdak ve kaslardan yapılmış bir organ olan
larinks, ses organı olarak da bilinir. Yutak ile ana soluk borusu arasındaki hava
geçişine olanak tanır. Esas fonksiyonu katı ve sıvı gıdaların, yabancı cisimlerin
solunum yollarına geçmesine engel olmaktır, ayrıca geçirdiği evrimle ses üretimi

1 Yutak iltihabına “farinjit” adı verilir.

116
SPOR ANATOMİSİ

ile ilgili bir fonksiyonu daha olmuştur. Bunlara ek olarak kimi durumlarda
(hapşırma ve öksürme sırasında göğüs boşluğu içindeki basıncı artmasına yardım
etmek, suya düşme veya zararlı gazların olduğu bir ortama girilmesi) hava geçişini
tamamen engelleme işlevi de görür.
Larinks yumuşak dokulardan oluşmuş bir organdır. İskelet yapısı toplam
dokuz adet kıkırdaktan oluşur (Görsel 2). Bunlardan üç tanesi büyük ve tektir.
İpucu
En üstte yer alanı yaprak şeklinde olan epiglottis kıkırdağıdır. Epiglottis kıkırdağı Tiroid Bezi konusuna 8. bölümde
yutkunma sırasında geriye doğru yatarak larinks girişini kapatır ve sıvı ve yer verilecektir.

gıdaların larinkse girmesine engel olur. En büyük kıkırdak tiroid kıkırdaktır.


Tiroid kıkırdağın öndeki, özellikle erkeklerde belirgin olan ucuna Âdemelması
(prominentia laryngea) adı verilir. Larinks kıkırdaklarının büyümesi testosteron
tarafından uyarılır ve bu nedenle de Âdemelması erkeklerde kadınlara göre daha Anahtar Kavram
Kıkırdak: Vücudun bölümlerini
büyük ve belirgindir. Tiroid kıkırdağın hemen altında yer alan krikoid kıkırdak
desteklemede ve birleştirmede ve
halka biçiminde olup, özellikle derin soluk alıp verme sırasında larinksin özellikle kemiklerin birbirine sür-
duvarlarının birbirlerine yaklaşıp havayolunu daraltmalarını engeller. tünmesini önlemek için eklemler-
de önemli olan güçlü beyaz doku.

Görsel 2: Gırtlağın sol-önden (A) ve arkadan (B) görünümleri (Gray’s


Anatomy, 1918).

Ana Soluk Borusu (Trakea) ve Bronşlar


Soluk borusu yaklaşık 10-13 cm uzunluğunda, 2,5 cm çapında, C şeklinde
kıkırdaklar ve bu kıkırdakların arasındaki bağlardan oluşan tüp biçimli bir
organdır. Boyunda gırtlağın devamı olarak aşağı doğru ilerler ve göğüs boşluğuna

117
girer. Kıkırdaklar trakeanın yapısını kuvvetlendirerek, soluk alıp verme sırasında
trakeanın kapanmasına engel olurlar. Trakea, alt ucunda ikiye ayrılarak sol ve sağ
ana bronşları oluşturur (Görsel 3).

Görsel 3: Trakea, ana bronşlar ve lober bronşların önden görünümü


(Gray’s Anatomy, 1918).

Akciğere giren ana bronşlar, dallanarak akciğer dokusu içine dağılırlar.


Akciğer dokusu içinde dağılan bu dallara bronş2 adı verilir. Dallanma ana
bronşlardan başlar hava keseleri olan alveollere kadar devam eder. Ana bronş
akciğere girdikten sonra, akciğeri oluşturan loblara giden dallara (lober bronş)
ayrılır. Sol akciğerde iki, sağ akciğerde ise üç adet lober bronş bulunur. Çapları 1
mm ve daha küçük olan, kıkırdak içermeyen havayollarına bronşiol denir.
İnsanların her bir akciğerinde 150 milyon civarında küçük kese (alveol)
bulunur ve bu alveollerin toplam alanı 70 m2 kadardır. Her bir alveol, pulmoner
arterin kapiller ağı tarafından sarılmıştır. Alveollerdeki oksijen ve karbondioksit
değişimi olduktan sonra akciğer kapillerleri pulmomer venlere dönüşerek kanı
kalbe (sol atriuma) götürür.

2 Bronş iltihabına “bronşit” adı verilir

118
SPOR ANATOMİSİ

Akciğerler
Akciğerler3, tabanı aşağıda tepesi yukarıda olan, piramide benzer şekle sahip
organlardır. Tabanları diafragmaya oturur, yuvarlak biçimli konik tepeleri göğüs
kafesinin üst açıklığının 4-5 cm üzerine çıkar. Duvarlarının büyük bölümü göğüs Anahtar Kavram
kafesinin iç yüzü ile komşudur, bir kısmı ise göğüs boşluğunun ortasına dönüktür Diafragma: Göğüs boşluğu ve
ve kalp ile komşudur (Görsel 4). Kalbin çoğunun göğüs boşluğunun sol tarafında karın boşluğu arasındaki kas taba-
kası, özellikle nefes almayı kontrol
bulunması nedeniyle sol akciğer sağ akciğere göre küçüktür. Sol akciğer, üzerinde etmek için kullanılır.
bulunan bir yarık sayesinde üst ve alt loblara, sağ akciğer ise üzerinde bulunan iki
yarık sayesinde üst, orta ve alt loblara ayrılır.

Görsel 4: Akciğerler ve kalbin önden görünümü (Gray’s Anatomy, 1918).

3 Akciğer iltihabına “pnömoni” adı verilir.

119
Bu Bölümde Ne Öğrendik?

* Solunum sistemi, bedenimizin gereksinim duyduğu oksijeni atmosferden alıp kana geçirmek, metabolizma
sonucu oluşan karbondioksidi kandan alıp atmosfere vermek gibi görevleri olan özelleşmiş bir sistemdir.

* Solunum sistemi, dolaşım sistemi ile eşgüdümlü olarak çalışarak oksijeni bedene dağıtır ve
karbondioksidi atmosfere ulaştırır.

* Bedendeki asit-baz dengesinin sağlanmasına yardım etmek de solunum sisteminin diğer bir fonksiyonudur.
Solunum sistemi normal koşullarda biyokimyasal reaksiyonlar ve böbrek tarafından gerçekleştirilen bu
işleme bu iki sistem yetersiz kaldığında katılmaktadır.

* Bedene hava alınması işine inspirasyon (soluk alma), alınan havanın dış ortama atılması işine
ekspirasyon (soluk verme) adı verilmektedir.

* Solunum sisteminin iletici bölümü havayı atmosferden alıp akciğerlere ulaştırmaktadır. İletici bölüm
organları üst solunum yolları ve alt solunum yolları şeklinde ikiye ayrılarak incelenmektedir.

* Burun, yutak ve gırtlağa üst solunum yolları; ana soluk borusu ve bronşlara ise alt solunum
yolları adı verilmektedir.

* Solunum sisteminin fonksiyonel bölümü ise havanın kan ile ilişkisini ve oksijen-karbondioksid değişimini
sağlamaktadır.

* Burun, solunum havasını akciğerlere ulaşmadan önce ısıtmak, filtre etmek ve nemlendirmek,
koku alma ve sesin tınısını ayarlama gibi işlevleri olan bir organdır.

* Yutak, sistematik olarak sindirim sisteminin bir parçası olsa da burundan veya ağızdan geçen havanın
gırtlağa ulaşmasında aracılık etmesi nedeni ile solunum sisteminin de bir parçası olarak kabul edilmektedir.

* Gırtlak, yaklaşık 4-5 cm uzunluğunda, kıkırdak ve kaslardan yapılmış, yutak ile ana soluk borusu
arasındaki hava geçişine olanak tanıyan bir organdır. Ses organı olarak da bilinir.

* Soluk borusu, yaklaşık 10-13 cm uzunluğunda ve 2,5 cm çapında, C şeklinde kıkırdaklar ve bu kıkırdakların
arasındaki bağlardan oluşan tüp biçimli bir organdır.

* Akciğerler, tabanı aşağıda tepesi yukarıda olan, duvarlarının büyük bölümü göğüs kafesinin
iç yüzü ile komşu olan, sol akciğer ve sağ akciğer şeklinde ikiye ayrılan, piramide benzer şekle
sahip organlardır.

120
SPOR ANATOMİSİ

https://pixabay.com/tr/vectors/anatomi-akci%C4%9Fer-
Kaynakça ler-nefes-insan-145696/
FEDERATIVE INTERNATIONAL PROGRAMME on ANATOMI-
CAL TERMINOLOGIES (2011). Terminologia Anatomica, 2 MARTINI, F.H., NATH, J.L., BARTHOLOMEW, E.F. (2012).
ed. Stuttgart: Georg Thieme Verlag. Fundamentals of Anatomy & Physiology, 9. Baskı, San
Francisco: Pearson Benjamin Cummings.
GRAY, H. (1918). Anatomy of the Human Body. Philadelp-
hia: Lea & Febiger; Bartleby.com, 2000. www.bartleby. YILDIRIM, M. (2017). Resimli Sistematik Anatomi, 2. Bas-
com/107/. kı, İstanbul: Nobel Tıp Kitabevleri.

121
122
7. SİNİR SİSTEMİ
Sinir sistemi bedenimizin haber alma ve eyleme
geçme sistemidir.
Ders videosunu izlemek için
QR kodu taratın.

Kazanımlar Birlikte Düşünelim


• Sinir sisteminin yapısını açıklayabilir.
• Merkezi ve periferik sistemini tanımlayabilir. 1. Sinir sisteminin görevleri neler-
• Beynin temel yapısını anlatabilir. dir?
• Omuriliğin temel yapısını anlatabilir.
• Periferik sinirlerin temel yapısını açıklayabilir. 2. Sinir hücrelerinin yapısı nedir?

Başlamadan Önce 3. Sinir sisteminin alt bölümleri


Önceki bölümde solunum sistemi konusu ele alınmıştı. Bu bölümde nelerdir?
ise sinir sistemi konusu incelenecektir. Bir organizmanın yaşamını
sürdürebilmesi için değişen iç ve dış ortam koşullarına göre kendisini 4. Merkezi sinir sistemi organları
ayarlaması gerekmektedir. İç ve dış ortamdaki değişimlerden haberdar nelerdir?
olmazsa gerekli düzenlemeleri de yapamayacaktır. İnsan bedeninde
bu tür ayarlamaları yapmak üzere özelleşmiş sisteme sinir sistemi adı 5. Periferik sinir sistemi nedir?
verilmektedir. Sinir sisteminin temel yapısını bilmek insan bedeninin
yaptığı hareketleri anlamada, kasların çalışma mekanizmalarını
kavramada önemli bir temel oluşturmaktadır.

123
7.1. Genel Bilgiler ve Giriş
Bedenin içinden ve dışından gelen uyarıları algılayan, işleyen ve bunlara
uygun yanıtlar oluşturan sisteme sinir sistemi adı verilir. Sinir sistemi bu işlevlerini
elektriksel ve kimyasal yollar ile yerine getirir. Sinir sistemi anatomik olarak iki
Okuma Önerisi
bölüme ayrılarak incelenir: merkezi sinir sistemi (MSS) ve periferik sinir sistemi
Yıldırım, M. (2017). Resimli Siste-
matik Anatomi, 2. Baskı. İstanbul: (PSS). Merkezi sinir sistemi, kafa kemikleri ve omurga tarafından korunan beyin
Nobel Tıp Kitabevleri. ve omurilikten oluşur. Periferik sinir sistemi ise kafa ve omurga dışında bulunan
diğer sinir sistemi yapılarını kapsar.

Sinir Sisteminin Yapısı


Sinir dokusu sinir hücreleri (nöronlar) ve bunlara destek sağlayan nöroglia
hücrelerinden oluşur. Sinir hücresinin iki ana uzantısı, dendrit ve aksondur.
Dendrit, hücre gövdesinden çıkan ve çoğunlukla birden fazla sayıda olan kısa
uzantılardır. Dendritler iletinin alınmasında ve bu iletinin hücre gövdesine
iletilmesinde rol oynar. Akson, sinir hücresinin bir adet olan ve en uzun
uzantısıdır. Aksonların çoğunun çevresinde, destek hücreleri tarafından
üretilen, aksonu koruyan ve ileti hızını arttırıcı özelliği olan myelin kılıfı adı
verilen katman bulunur. Myelin, sinir uyarısının komşu aksonlara geçmesini de
engelleyerek elektriksel yalıtım sağlayan önemli bir maddedir. Aksonun distal ve
geniş ucunda, içinde kimyasal bileşik (nörotransmitter) bulunan çok sayıda kese
bulunur. Bu nörotransmitterler bir aksondan diğer nöronun dendritine iletinin
aktarılmasını sağlarlar. Nöronlar hücre gövdesinden çıkan uzantı sayılarına göre
tek çıkıntılı (unipolar), iki çıkıntılı (bipolar) ve çok çıkıntılı (multipolar) nöronlar
olarak ayrılırlar. Nöronlar işlevlerine göre duyu, motor, ara nöronlar olmak üzere
üç tipe ayrılırlar. Eğer bir nöron periferden aldığı uyarıyı merkeze (beyin veya
omuriliğe) doğru getiriyorsa duysal (afferent) nöron, merkezden (beyin veya
omurilikten) aldığı uyarıyı perifere götürüyorsa motor (efferent) nöron, duysal
ve motor nöronlar arasındaki bağlantıyı sağlıyorsa ara nöron (internöron) olarak
adlandırılır.

7.2. Merkezi Sinir Sistemi


Merkezi sinir sistemi, kafa kemikleri tarafından korunan beyin ve omurga
tarafından korunan omurilikten oluşur. Beyin ve omurilik kesitleri incelendiğinde
beyaz veya beyaza yakın açık renkli bölgeler ve grimsi renkli daha koyu bölgelerden
oluştuğu görülür. Açık renkli alanlara ak madde (substantia alba), grimsi alanlara
gri madde (substantia grisea) adı verilir (Görsel 1, Görsel 2).

124
SPOR ANATOMİSİ

Görsel 1: Omuriliğin transvers kesitinin yukarıdan görünümü (Gray’s


Anatomy, 1918).

Görsel 2: Beynin sağ hemisferinin transvers kesitinin yukarıdan


görünümü (Gray’s Anatomy, 1918).

125
Beyin
Kafa boşluğu içinde yerleşmiş olan beyin, birbirine simetrik iki yarıküreden
(hemisfer) oluşur. Her bir yarıküre de belirli işlevler için özelleşmiş loblara
ayrılarak incelenir. Beyin loblarından birisi olan frontal lob iskelet kaslarının
hareketlerinin başlatılması, düzenlenmesi, soyut düşünce, hesaplama ve
benzeri işlevlerden, parietal lob bedenden gelen duyuların algılanmasından
ve düzenlenmesinden, oksipital lob görme, görülenin tanınması işlevinden,
temporal lob işitme, işitilen sesin anlaşılması işlevinden sorumludur. Beyinden
kesit alındığında beyin dokusunun en dışında görülen substantia grisea bölgesine
beyin korteksi, substantia alba içine gömülü olarak görülen substantia grisea
alanlarına ise beyin çekirdekleri adı verilir (Görsel 2).

Görsel 3: Beynin sol hemisferindeki lobları gösteren çizim (Gray’s


Anatomy, 1918).

Beynin aşağıya doğru devam eden uzantısı beyin sapı olarak adlandırılır ve
içerdiği merkezler sayesinde hem kalp atım hızı ve kuvvetini, hem de solunum
hızı ve derinliğini ayarlayan uyarılar çıkarır (Görsel 4).
Beynin arka bölümünün hemen altında yerleşmiş olan beyincik (cerebellum)
kas, tendon, eklem kapsülü, deri gibi organlardan gelen duyuları alıp pozisyon
duyusunu algılar, beyin tarafından istenen hareketlerin doğru yapılıp
yapılmadığını denetler ve gerekli düzeltmeleri yapar (Görsel 4).

126
SPOR ANATOMİSİ

Görsel 4: Beyin sapı ve beyinciği gösteren şekil (Gray’s Anatomy, 1918).

Omurilik (Medulla Spinalis)


Beyin sapının aşağı doğru devam eden ve oksipital kemiği geçtikten sonra
omurga kanalı içinde yer alan uzantısı olan omurilik aşağıda L1-L2 vertebra
hizasına kadar uzanır (Görsel 5). Omuriliğin her iki yanından çıkan sinirler Anahtar Kavram
İntervertebral: Omurlar (omurgayı
omurların aralarındaki delikler olan intervertebral deliklerden çıktıktan sonra oluşturan kemikler) arasında.
bedene dağılmak üzere ilerlerler. Omurilikten transvers bir kesit alındığında
ortada kelebek şeklinde bir substantia grisea alanı ve bunun dışında substantia
alba bölgesi olduğu görülür. Omurilikten sola ve sağa simetrik olarak çıkan bir çift
sinirin köken aldığı omurilik bölümüne segment adı verilir.

127
Görsel 5: Omurga ve omuriliğin sagittal kesitinin soldan görünümü
(Gray’s Anatomy, 1918).

7.3. Periferik Sinir Sistemi


Merkezi sinir sisteminden çıkıp bedene dağılan sinirlerin oluşturduğu
yapılara periferik sinir sistemi adı verilir. Periferik sinirler, köken aldıkları
merkezi sinir sistemi bölümüne göre kranial sinirler (kafa çiftleri) ve spinal
sinirler olarak sınıflandırılırlar. Kranial sinirler beyin ve beyin sapından köken
alan ve kafadaki kendilerine özel deliklerden kafayı terk edip perifere (özellikle
baş-boyun bölgeleri) dağılan sinirlerdir. Spinal sinirler omurilikten köken alan
ve omurların aralarındaki delikler olan intervertebral deliklerden çıktıktan sonra
bedene dağılan sinirlerdir.
Kafa çiftleri 12 çift (24 adet) olup beyin ve beyin sapından çıkış sıralarına göre
yukarıdan aşağıya doğru numaralandırılırlar, ayrıca her birinin özel adları vardır
(Tablo 1, Görsel 6).

128
SPOR ANATOMİSİ
Çizim 3

Numara Ad Temel İşlevler

1 N. olfactorius Koku siniridir

2 N. opticus Görme siniridir

Göz küresini hareket ettiren kasların


3 N. oculomotorius bazılarını çalıştırır

4 N. trochlearis Göz küresini hareket ettiren kaslardan


birisini çalıştırır
Yüzün dokunma duyusunu alır, çiğneme
5 N. trigeminus kaslarını çalıştırır

6 N. abducens Göz küresini hareket ettiren kaslardan


birisini çalıştırır

7 N. facialis Mimik kaslarını çalıştırır, tad duyusu alır

8 N. vestibulocochlearis İşitme siniridir

9 N. glossopharyngeus Bazı yutak kaslarını çalıştırır, tad duyusu alır


Larinks, farinks kaslarını çalıştırır, tat
10 N. vagus duyusu alır, göğüs ve karın boşluğundaki
organlara parasempatik uyarı taşır
Trapezius ve sternokleidomastoideus
11 N. accessorius kaslarını çalıştırır

12 N. hypoglossus Dil kaslarını çalıştırır

Tablo 3: Kafa çiftlerinin numaraları, adları ve temel işlevlerini göstern


tablo (N: nervus, sinir).

129
Görsel 6: Kranial sinirlerin (sarı renkli) beynin alt yüzü ve beyin sapından
çıkışlarını gösteren şekil (Gray’s Anatomy, 1918).

Omuriliğin her iki yanından ön ve arka olmak üzere toplam dört adet ince sinir
lif demetleri çıkar. Bir taraftaki ön ve arka lifler kendi aralarında, diğer taraftaki
ön ve arka lifler de kendi aralarında birleşerek bir çift spinal siniri (sol ve sağ)
oluştururlar (Görsel 7). Oluşan spinal sinirler kendi taraflarındaki intervertebral
deliklerden çıktıktan sonra bedene dağılmak üzere ön ve arka dallara ayrılırlar.
Omurganın boyun bölümünden 8 çift, göğüs bölümünden 12 çift, bel bölümünden
5 çift, sakral bölümünden 5 çift ve koksigeal bölümünden bir çift spinal sinir çıkar.
Spinal sinirler çıktıkları omurga bölümüne göre ve yukarıdan aşağıya doğru kaçıncı
sırada çıktıklarına göre kodlanırlar. Buna göre, omurganın boyun bölümünden
çıkan 8 çift spinal sinir C1’den C8’e kadar, omurganın göğüs bölümünden çıkan 12
çift spinal sinir T1’den T12’ye kadar, omurganın lumbal bölümünden çıkan 5 çift
spinal sinir L1’den L5’e kadar, omurganın sakral bölümünden çıkan 5 çift spinal
sinir S1’den S5’e kadar, omurganın koksigeal bölümünden çıkan 1 çift spinal sinir
ise Co1 olarak kodlanır.

130
SPOR ANATOMİSİ

Görsel 7: Omuriliğin sol tarafındaki bir spinal sinirin oluşumu (Gray’s


Anatomy, 1918).

İntervertebral delikten çıkan bir spinal sinir ön ve arka dallara ayrılır. Arka
dallar omurganın arkasında kalan beden bölgelerine giderken komşu arka
dallar ile birleşmeden ve sinir ağları oluşturmaksızın ilerlerler, ön dallar ise bazı
bölgelerde komşu ön dallar ile birleşip sinir ağları oluştururlar. Omurganın boyun
bölümünden çıkan ilk dört spinal sinirin (C1-C2-C3-C4) ön dallarının oluşturduğu
sinir ağına servikal pleksus (plexus cervicalis), boyun bölümünden çıkan son dört
spinal sinirin ve ilk torakal spinal sinirin (C5-C6-C7-C8-T1) ön dallarının oluşturduğu
sinir ağına brakial pleksus (plexus brachialis), lumbal bölümünden çıkan ilk dört
spinal sinirin (L1-L2-L3-L4) ön dallarının oluşturduğu sinir ağına lumbal pleksus
(plexus lumbalis), sakral bölümünden çıkan ilk dört spinal sinirin (S1-S2-S3-S4)
ön dallarının oluşturduğu sinir ağına sakral pleksus (plexus sacralis) adı verilir.
Servikal pleksustan çıkan sinirler baş-boyun bölgesinde, brakial pleksustan çıkan
sinirler üst ekstremitede, lumbal pleksustan çıkan sinirler uyluğun ön ve iç yan ve
bacağın iç yan bölgelerinde, sakral pleksustan çıkan sinirler ise alt ektremitenin
arka bölgelerinde, bacakta ve ayak tabanında dağılır.

131
Bu Bölümde Ne Öğrendik?

* Sinir sistemi, bedenin içinden ve dışından gelen uyarıları algılayan, işleyen ve bunlara uygun yanıtları
elektriksel ve kimyasal yollar ile oluşturan sistemdir.

* Sinir sistemi anatomik olarak merkezi sinir sistemi (MSS) ve periferik sinir sistemi (PSS) olmak
üzere iki bölüme ayrılarak incelenmektedir.

* Merkezi sinir sistemi, kafa kemikleri ve omurga tarafından korunan beyin ve omurilikten oluşurken;
periferik sinir sistemi ise kafa ve omurga dışında bulunan diğer sinir sistemi yapılarını kapsamaktadır.

* Sinir dokusu sinir hücreleri (nöronlar) ve bunlara destek sağlayan nöroglia hücrelerinden
oluşmaktadır. Sinir hücresinin iki ana uzantısı ise dendrit ve aksondur.

* Merkezi sinir sistemi, kafa kemikleri tarafından korunan beyin ve omurga tarafından korunan omurilikten
oluşmaktadır.

* Beyin ve omurilik kesitlerinde beyaz veya beyaza yakın açık renkli bölgeler ak madde (substantia
alba) ve grimsi renkli daha koyu bölgeler gri madde (substantia grisea) olarak adlandırılmaktadır.

* Beyin, birbirine simetrik iki yarıküreden (hemisfer) oluşmaktadır. Her bir yarıküre de belirli işlevler için
özelleşmiş loblara ayrılarak incelenmektedir.

* Beyin loblarından olan frontal lob iskelet kaslarının hareketlerinin başlatılması, düzenlenmesi,
soyut düşünce, hesaplama ve benzeri işlevlerden; parietal lob bedenden gelen duyuların
algılanmasından ve düzenlenmesinden; oksipital lob görme, görülenin tanınması işlevinden;
temporal lob ise işitme, işitilen sesin anlaşılması işlevinden sorumludur.

* Periferik sinir sistemi, merkezi sinir sisteminden çıkıp bedene dağılan sinirlerin oluşturduğu yapılara
denilmektedir. Periferik sinirler, kranial sinirler (kafa çiftleri) ve spinal sinirler olarak sınıflandırılmaktadır.

* Kranial sinirler beyin ve beyin sapından köken alan ve kafadaki kendilerine özel deliklerden
kafayı terk edip perifere dağılan sinirlerdir.

* Spinal sinirler ise omurilikten köken alan ve omurların aralarındaki delikler olan intervertebral deliklerden
çıktıktan sonra bedene dağılan sinirlerdir.

132
SPOR ANATOMİSİ

Kaynakça
FEDERATIVE INTERNATIONAL PROGRAMME on ANATOMI- https://pixabay.com/tr/vectors/beyin-insan-bilim-anato-
CAL TERMINOLOGIES (2011). Terminologia Anatomica, 2 mi-t%C4%B1bbi-303186/
ed. Stuttgart: Georg Thieme Verlag.
MARTINI, F.H., NATH, J.L., BARTHOLOMEW, E.F. (2012).
GRAY, H. (1918). Anatomy of the Human Body. Philadelp- Fundamentals of Anatomy & Physiology, 9. Baskı, San
hia: Lea & Febiger; Bartleby.com, 2000. www.bartleby. Francisco: Pearson Benjamin Cummings.
com/107/.
YILDIRIM, M. (2017). Resimli Sistematik Anatomi, 2. Bas-
kı, İstanbul: Nobel Tıp Kitabevleri.

133
134
8. ENDOKRİN SİSTEM
İnsan; bedeni gelişme, büyüme ve üremesini
büyük oranda endokrin sisteme borçludur.
Ders videosunu izlemek için
QR kodu taratın.

Kazanımlar Birlikte Düşünelim


• Bedenimizde salgılanan hormonları anlatabilir.
• Hormonların nerelerden salgılandığını anlatabilir. 1. İnsan nasıl büyür ve gelişir?
• Hormonların temel işlevlerini açıklayabilir.
2. Artan metabolik gereksinimleri-
Başlamadan Önce mizi nasıl karşılarız?
Önceki bölümde sinir sistemi konusu ele alınmıştı. Bu bölümde
ise endokrin sistem konusu incelenecektir. Bedenimizin normal 3. Stres altında, strese cevap ola-
büyüme, gelişme, üreme, karbohidrat metabolizması gibi birçok işlevi rak hangi maddeleri salgılar?
yaşa ve gereksinime göre düzenlenmek ve ayarlanmak zorundadır. Bu
ayarlamaları yapan maddelerin bir grubu da hormonlardır. Hormonlar 4. Tiroid hormonları nelerdir?
belirtilen işlevleri yapmanın yanında, egzersiz ile etkinliklerini
değiştirerek organlar üzerindeki etki düzeylerini de değiştirmektedirler. 5. Hormonlar hangi işlevlere sa-
Bu bölümde bedenimizdeki önemli hormonların nerelerde üretildiklerini hiptirler?
ve temel etkilerini okuyacaksınız.

135
8.1. Giriş ve Genel Bilgiler
Endokrin sistemin tanımını yapmak için hayatta kalmanın ilk şartı olan
homeostasisi anlamak gerekir. Homeostasis, tüm vücut fonksiyonlarının normal
Okuma Önerisi seviyelerde, dengeli olmasıdır ve vücutta gerçekleşen değişikliklere karşı var olan
Özata, M. (2011). Sağlıklı Vücudun dengenin korunmaya çalışılmasıdır. Canlı organizma, yaşamını devam ettirebilmek
Görünmez İşçileri: Hormonlar
ve Hormon Hastalıkları Rehberi.
için değişen iç ve dış çevre şartlarına karşı kararlılığını koruma eğilimindedir.
İstanbul: Hayy Kitap. Vücudun bütün sistemleri bu kararlılığın korunmasına destek olur. Endokrin
sistem sinir sistemi ile birlikte bu sistemleri kontrol ederek, homeostasisin yaşam
boyu sürekliliğini sağlamaya çalışır. Büyüme, gelişme, üreme, metabolizma,
hücrenin besinleri kullanması, strese yanıt verme gibi yaşam için önemli olan
olayları düzenler. Endokrin organlar bu kontrol mekanizmasını “hormon” adı
verilen kimyasal molekülleri salgılayarak gerçekleştirirler. Salgı fonksiyonundan
dolayı, endokrin sistemi meydana getiren organlar genellikle endokrin bez (iç
salgı bezi) olarak tanımlanır. Hormon salgılayan bu bezlerin vücuttaki yerleşimi
diğer sistemlerden farklı olup bedende dağınık olarak bulunurlar. Örneğin hipofiz
bezi kafa boşluğunda, böbreküstü bezleri karın boşluğunda yerleşmiştir.
Endokrin bezlerin, salgılarını verdikleri özel kanalları yoktur; salgılarını
doğrudan kana verirler. Hormonların kendilerine özel hedef hücreleri vardır
ve sadece bu hedef hücreleri etkilerler. Endokrin bezlerin hacimleri küçüktür.
Ancak fizyolojik etkileri ve bu etkilere verilen cevaplar yaşam için oldukça
önemlidir. Bazıları hayatta kalmanın bir gerekliliğidir (böbreküstü bezleri gibi).
Mide ve böbrek gibi organlar da başka sistemlere dâhil oldukları halde hormon
salgılayarak sistemik dolaşıma verirler. Bunun gibi asıl fonksiyonu endokrin
olmayan başka organlar da vardır (overler, testisler, kalp, plasenta gibi). Öğrenme
kolaylığı açısından endokrin fonksiyonu olan organ ve dokuları bölümlendirerek
inceleyebiliriz:

136
SPOR ANATOMİSİ

Endokrin Fonksiyonu Olan


Organ Ve Dokular

1- Hypothalamus: Endokrin sistem ile otonom sinir


sistemini kontrol eder. Beyinde yerleşmiştir.
Birçok nörohormon salgılar.

2- Temel endokrin organlar: Hipofiz bezi, pineal


bez (epifiz), tiroid bezi, paratiroid bezleri,
böbreküstü bezleri.

3- Endokrin hücreler içeren organlar: Bu organların


asıl fonksiyonu yanında endokrin fonksiyonları da
vardır (timus, pankreas, gonadlar (testisler ve
overler), plasenta, böbrekler, kalp,
gastrointestinal mukoza).

Şekil 21. Endokrin Fonksiyonu Olan Organ Ve Dokular

8.2. Hipofiz Bezi


Hipofiz, sphenoid kemikte yerleşmiştir. Beş yüz miligram ağırlığında oval
şekilli, gri-kırmızı renkli bir bezdir. Infundibulum denilen ince bir sap ile
hypothalamus’la bağlantılıdır. Hypothalamus, hipofizden hormon salgılanmasını,
hipofiz ise birçok endokrin organın salgısını kontrol eder. Hipofiz, embriyolojik
gelişim, yapı ve fonksiyon bakımından, adenohipofiz ve nörohipofiz olmak üzere
iki kısımdan meydana gelir.
Nörohipofizden salgılanan hormonlar hipotalamusta sentezlendikten sonra
nörohipofize gelir ve sistemik dolaşıma katılırlar. Bu hormonlar vasopressin
(antidiüretik hormon – ADH) ve oksitosindir. Vasopressin kan basıncını düzenler.
Oksitosin ise kadınlarda doğum sırasında salgılanarak uterus düz kaslarının
kasılmasını ve meme kanallarından süt gelmesini sağlar.

137
Çizim 4

Hormon Hedef Organ Etki

Büyüme hormonu Kemik, kas Büyüme


(somatotropin)

Prolaktin Meme Süt salgısı

Tirotropin Tiroid bezi T3, T4 hormonları salgılanması

Adrenokortikotropik Böbreküstü bezleri Aldosteron, kortizol, androjen salgılanması


hormon (ACTH)
Folikül stimülan
hormon (FSH) Over ve testisler Ovum ve sperm üretimi

Luteinizan hormon
(LH) Over ve testisler Östrojen ve testosteron üretimi

Melanosit stimülan Melanin üreten hücreler Melanin üretilmesi


hormon (MSH) (melanositler)

Tablo 4: Adenohipofizden salgılanan hormonlar ve görevleri

8.3. Pineal Bez (Epifiz)


Beyinde bulunan pineal bez melatonin ve serotonin salgılar. Bu bez
adenohipofiz, nörohipofiz, pankreasın endokrin kısmı, paratiroid bez, suprarenal
bez ve gonadların fonksiyonlarını inhibe eder (durdurur). Gonadlar üzerine
inhibe edici etkisi nedeni ile pubertenin, belli yaştan sonra başlamasına neden
Anahtar Kavram
Retina: Gözün arka kısmında ışığı olur. Yapılan çalışmalar pineal bez ve salgılarının yaşlanmayı geciktirdiğini
alan ve gözün gördüklerini beyne göstermiştir. Aktivitesi gün ışığına göre değişir ve uyku, metabolizma gibi
gönderen bölge.
biyolojik ritimleri düzenler. Retina’dan gelen ışık uyarısını nöroendokrin uyarıya
dönüştürür. Pineal bezin aktivitesi karanlıkta artar, aydınlıkta azalır.

8.4. Tiroid Bezi


Tiroid, kahverengi kırmızı renkli ve bol damarlı bir bezdir. Boynun ön
bölgesinde larinks ve trakea arasında yer alır (Görsel 1). Bazal metabolizmayı
stimüle eden (uyaran) tiroksin (T4) ve triiodotronin (T3) hormonlarını salgılar. Bu
hormonlar ayrıca büyüme ve gonadların (over ve testis) fonksiyonunu düzenler.
Bezin ağırlığı yaklaşık 25-40 gr kadardır. Kadınlarda erkeklere göre daha ağırdır.
Tiroid bezinin salgısı (T3 ve T4), hipofizden salgılanan TSH (tiroid stimülan
hormon) tarafından kontrol edilir. Tiroid hormonlarının kandaki düzeylerinin
azalması TSH salgılanmasına neden olur. Kandaki T3 ve T4 miktarı artınca TSH
salgılanması durur.

138
SPOR ANATOMİSİ

Görsel 1: Tiroid bezinin önden görünümü (Gray’s Anatomy, 1918).

8.5. Paratiroid Bezleri


Tiroid bezini saran kapsül içerisinde yer alan, çapları 6 mm civarında olan,
küçük, oval şekilli dört adet bezdir. Tiroid bezinin arka yüzünde, ikisi üst ve ikisi
alt kutuplarında yerleşmiştir. Her birinin ağırlığı yaklaşık 25 mg’dır. Kan ve doku
sıvısında kalsiyum düzeyini kontrol eden parathormon salgılarlar. Kalsiyum,
hücre membran geçirgenliği, kemik metabolizması, sinir ve kas fonksiyonu
için önemlidir. Paratiroid bezin aktivitesi kandaki kalsiyum konsantrasyonu ile
düzenlenir. Kandaki kalsiyum düzeyi düşerse bez aktive olur ve parathormon
salgısını artırır ve kemiklerden kana kalsiyum verilir. Kandaki kalsiyum seviyesi
artarsa parathormon salgısı azalır. Ayrıca, tiroid bezinden salgılanan kalsitonin
salgısı artarak, kandaki kalsiyum seviyesini düşürür.

8.6. Böbreküstü Bezleri (Suprarenal Bezler)


Böbreklerin üst uçları üzerinde yerleşmiş bir çift, küçük, sarı renkli bezlerdir.
Ağırlıkları 5-10 gr kadardır. Embriyolojik gelişim, yapı ve fonksiyon bakımından
birbirinden farklı olan iki kısımdan meydana gelmiştir. Dıştaki sarı renkli kısma
korteks, içteki kahve renkli kısma ise medulla denir. Adrenal korteks ve adrenal
medulla olarak da isimlendirilirler.
Adrenal korteks bezin toplam ağırlığının %90’ını oluşturur. Bu bölümün
salgıladığı mineralokortikoidler vücudun sıvı elektrolit dengesini düzenlerler; en

139
önemlileri aldesterondur. Bu bölümden salgılanan glukokortikoidler içindeyse
en önemlileri kortizol, kortikosteron ve kortizondur; yağ, protein ve karbonhidrat
metabolizmasının düzenlenmesi ile ilgililerdir; antiinflamatuar etkileri vardır.
Fiziksel ve ruhsal stresin etkilerini azaltır, alerjik reaksiyonları baskılarlar. Bu
bölümden, ayrıca erkeklik hormonu olan androjen ve kadınlık hormonu olan
östrojen salgılanır. Bu cinsiyet hormonlarının az miktarda overler ve testisler
üzerine etkileri vardır. Adrenal korteks hormonlarının salgısı hipofizden
salgılanan adrenokortikotropik hormon (ACTH) tarafından kontrol edilir.
Adrenal medullada katekolaminler (adrenalin, noradrenalin, dopamin)
sentezlenir, depolanır ve salgılanır. Bu hormonlar vücutta sempatik sistemin
etkisine benzer etkiler oluşturur. Örneğin kalp atım sayısının artması, kan
basıncının yükselmesi, vazokonstriksiyon (damarlarda kasılma). Adrenalin ve
noradrenalin vücudun kavga ve korku gibi stres durumlarında homeostasisi korur.

8.7. Timus
Timus lenfoid bir organdır. Ancak hormon yapısındaki salgıları nedeni
ile endokrin bir organ olarak da tanımlanır. Göğüs boşluğunda, sternum’un
arkasında, kalbin önünde yerleşmiştir (Görsel 2). Büyüklüğü yaşa göre değişiklik
gösterir. Yenidoğanda ve 2-3 yaşına kadar oldukça büyüktür. Ergenlikten sonra
timusun dokusu yağ ve bağ dokusuna dönüşür. Salgıladığı hormonlar bağışıklık
sisteminin elemanları olan T ve B lenfositlerin gelişimini sağlar.

Görsel 2: Timus bezinin yenidoğanda önde görünümü


(Gray’s Anatomy, 1918).

140
SPOR ANATOMİSİ

8.8. Pankreas
Pankreas sindirim enzimlerini, insülin ve glukagon adı verilen hormonları
salgıladığından dolayı hem ekzokrin (salgılarını kana değil sindirim kanalına
veren) hem de endokrin (salgılarını kana veren) bir bezdir. Pankreasta,
fonksiyonuna göre bir ekzokrin bir de endokrin kısım tanımlanır. Endokrin kısım
Langerhans adacıkları tarafından oluşturulur. Langerhans adacıklarında, yapı ve
fonksiyonlarına göre üç tip hücre ayırt edilir: Alfa hücreler insülinin antagonisti
olan glukagon salgılarlar, kandaki glukoz düzeyini yükseltirler; beta hücreler
insülin salgılar, insülin kandaki glukoz düzeyini azaltır; delta hücreler ise
glukagon ve insülin salgılanmasını azaltan somatostatin salgılar.

8.9. Gonadlar (Over ve Testis)


OVERLER
Overlerdeki teka interna hücrelerinden östrojen salgılanır. Östrojenin
salgılanması adenohipofizden salgılanan FSH ve LH tarafından kontrol edilir. Anahtar Kavram
Plasenta: Anne rahminde bir
Östrojen vücutta menstrüel siklusun düzenlenmesi, meme bezlerinin gelişimi ve fetüsü (gelişmekte olan bebeği)
ikincil cinsiyet karakterlerinin oluşumunu sağlar. Progesteron normal menstrüel besleyen geçici organ.
döngüde overden salgılanır. Vücudu gebeliğe hazırlar, gebelikte endometriumun
yıkılmasını önleyerek gebeliğin devamını sağlar. Gebeliğin dördüncü ayından
itibaren progesteron üretimi plasentada gerçekleşir.

TESTİSLER
Testiste bulunan ince boru şeklindeki yapılarda bulunan Leydig hücreleri
testosteron hormonunu salgılarlar. Testosteron embriyonik yaşamın sekizinci
haftasında salgılanarak erkek genital sisteminin anne karnında gelişimini,
testislerin karın boşluğunda aşağı doğru inmesini, ergenlikte sperm üretimini ve
ikincil cinsiyet karakterlerinin gelişimini sağlar. Leydig hücrelerinin fonksiyonu
hipofiz ön lobundan salgılanan luteinizan hormon (LH) tarafından kontrol edilir.
Testiste Sertoli hücreleri tarafından sentezlenen inhibin ise adenohipofizden
follikül stimülan hormonun (FSH) salgılanmasını inhibe eder.

8.10. Diğer Endokrin Organlar


PLASENTA
Plasentadan, gebeliğin devamını sağlayan human chorionic gonadotrop
hormon (HCG), human plasental laktojen (HPL) salgılanır. HPL gebelik süresince
memeleri süt vermeye hazırlar. Plasentadan salgılanan progesteron rahim
kası aktivitesini azaltır, gebelerde solunum merkezinin karbondioksite karşı
duyarlılığını arttırır.

BÖBREKLER
Böbreklerden salgılanan eritropoietin, kemik iliğini uyararak eritrosit
yapımını ve hemoglobin sentezini arttırır. Ayrıca kan basıncını düzenleyen renin

141
ve 1,25- dihidroksikolekalsiferol’ü (bir D vitamini türevi) yaparak kan dolaşımına
verir.

KALP
Atrium duvarında endokarddan salgılanan atriopeptin (atrial natriuretik
hormon) kan basıncı arttığında salgılanarak sodyum, potasyum ve suyun
böbreklerden atılmasını hızlandırır.

GASTROİNTESTİNAL SİSTEM MUKOZASI


Sindirim sistemi mukozasından salgılanan hormonlar bikarbonattan zengin
sıvının pankreastan salgılanmasını uyarır. Gastrin hormonu mide mukozasından
salgılanır ve midedeki HCl ve pepsin üretimini uyarır. Sekretin hormonu duodenum
mukozasından salgılanır. Kolesistokinin hormonu duodenum mukozasından
salgılanır ve safra kesesine kasılma yaptırır, pankreastan sindirim enzimlerini
salgılanmasını uyarır.

142
SPOR ANATOMİSİ

Bu Bölümde Ne Öğrendik?

* Tüm vücut fonksiyonlarının normal seviyelerde, dengeli olması ve vücutta gerçekleşen değişikliklere
karşı var olan dengenin korunmaya çalışılmasına homeostasis denilmektedir.

* Canlı organizma, yaşamını devam ettirebilmek için değişen iç ve dış çevre şartlarına karşı
kararlılığını koruma eğilimindedir. Vücudun bütün sistemleri bu kararlılığın korunmasına
destek olmaktadır.

* Endokrin sistem, sinir sistemi ile birlikte bu sistemleri kontrol ederek, büyüme, gelişme, üreme,
metabolizma, hücrenin besinleri kullanması, strese yanıt verme gibi olayları düzenleyerek homeostasisin
yaşam boyu sürekliliğini sağlamaya çalışmaktadır.

* Endokrin sistemi meydana getiren organlar genellikle endokrin bez (iç salgı bezi) olarak
tanımlanmaktadırlar.

* Hormon salgılayan bezlerin vücuttaki yerleşimi diğer sistemlerden farklı olup bedende dağınık olarak
bulunmaktadırlar. Örneğin hipofiz bezi kafa boşluğunda bulunurken böbreküstü bezleri karın boşluğunda
yerleşmiştirler.

* Hypothalamus, endokrin sistem ile otonom sinir sistemini kontrol etmektedir. Beyinde yerleşmiş
olan hypothalamus birçok nörohormon salgılamaktadır.

* Hipofiz bezi, pineal bez (epifiz), tiroid bezi, paratiroid bezleri, böbreküstü bezleri temel endokrin organları
oluşturmaktadırlar.

* Timus, pankreas, gonadlar (testisler ve overler), plasenta, böbrekler, kalp, gastrointestinal mukoza
gibi endokrin hücreler içeren organların asıl fonksiyonları yanında endokrin fonksiyonları da
bulunmaktadır.

* Hipofiz bezi sfenoid kemikte yerleşmiş olan beş yüz miligram ağırlığında oval şekilli, gri-kırmızı renkli
bir bezdir.

* Pineal bez, beyinde bulunan melatonin ve serotoninin salgılanmasını sağlamaktadır.

* Kahverengi kırmızı renkli ve bol damarlı bir bez olan tiroid boynun ön bölgesinde larinks ve trakea
arasında yer almakta ve tiroksin (T4) ve triiodotronin (T3) hormonlarını salgılamaktadır.

* Paratiroid bezleri kan ve doku sıvısında kalsiyum düzeyini kontrol eden parathormon
salgılamaktadır.

* Böbreküstü bezleri böbreklerin üst uçları üzerinde yerleşmiş bir çift, küçük, sarı renkli bezlerdir.

143
* Lenfoid bir organ olan timus salgıladığı hormonlar ile bağışıklık sisteminin elemanları olan T
ve B lenfositlerin gelişimini sağlamaktadır.

* Pankreas, sindirim enzimlerini, insülin ve glukagon adı verilen hormonları salgılayan bir bezdir.

* Gonadlardan olan overlerdeki interna hücrelerinden östrojen salgılanırken; testislerdeki Leydig


hücreleri de testosteron hormonunu salgılamaktadır.

144
SPOR ANATOMİSİ

Kaynakça
GRAY, H. (1918). Anatomy of the Human Body. Philadelp- KIZILKAN, N. (2011). Endokrin Sistem. F. VURAL, İnsan
hia: Lea & Febiger; Bartleby.com, 2000. www.bartleby. Anatomisi içinde (s. 116-121) İstanbul: Akademi Basın ve
com/107/. Yayıncılık.

145

You might also like