You are on page 1of 3

Simple present tense:

Simple present tense Türkçedeki geniş zamanın karşılığıdır.

Yapı:

Geniş zamanın olumlu şekli özneden sonra fiilin mastar hali getirilerek yapılır.

For ex

İ work in a school.

Ben bir okulda çalışırım.

You live in Ankara

Sen ankara’da yaşarsın.

3. tekil şahıslarda (he she it) olumlu cümlelerde fiilin sonuna “S” takısı gelir.

He Works in a school.

O bir okulda çalışır.

She lives in Ankara.

O ankara’da yaşar.

Not: olumsuz ve soru cümlelerinde “does dosen’t” kullanıldığı için fiilin sonuna “S” takısı gelmez.

Negative sentences:

Olumsuz cümlelerde do yardımcı fiili kullanılır. İ, you, we, they ile don’t he she it ile dosen’t kullanılır.

For ex:

İ don’t work in a school.

Ben bir okulda çalışmam.

She dosen’t live in Ankara.

O ankarada yaşamaz.

You don’t play computer games.

Sen bilgisayar oyunları oynamazsın.

He dosen’t like dogs.

O köpekleri sevmez.

Question form:
Soru cümlelerinde do does yardımcı fiilleri başa getirilir. Ardından özne ve fiil gelir.

For ex:

Do you work in a school?

Sen bir okulda çalışır mısın?

Does she live in Ankara?

O ankarada yaşar mı?

Use:

1.: repeated actions, tekrar eden eğlemler:

İ play tenis.

Ben tenis oynarım.

She always forgets her purse.

O hep cüzdanını unutur.

Use second

Facts or generalizations: gerçekler veya genellemeler:

Geçmişte, bugün ve gelecekte konuşan kişinin açısından doğruluğunu hiç kaybetmeyen şeyler için
kullanılır. Aynı zamanda genelleme yaparken de kullanılır.

For ex:

Windows are made of glass

Pencereler camdan yapılır

Cats like milk:

Kediler sütü sever.

Time expressions in simple present tense. Geniş zamanda zaman belirten kelimeler.

Geniş zamanda en çok kullanılan zaman ifadeleri sıklık zarflarıdır

adverbs of frequence

Always, daima:

She always listens to rock music:

O hep rak dinler.

Usually, genellikle:
İ usually use computer in class

Ben genellikle sınıfta bilgisayar kullanırım

Often, sık sık:

They often visit us, onlar bizi sık sık ziyaret eder.

Sometimes bazen, ara sıra:

İ sometimes go shopping.

Ben ara sıra alışverişe çıkarım.

Rarely nadiren:

he rearly gets up early.

O nadiren erken kalkar.

Never asla:

She never smokes.

O asla sigara içmez.

Every, her:

İ go to gören kalpler every Monday.

Ben her pazartesi gören kalplere giderim.

You might also like