You are on page 1of 6

İSTANBUL’DA SINIFÇA GEZİ DÜZENLENEBİLECEK BEŞ YER

Eğitim ve öğrenme ile ilgili yerlerden bahsedildiğinde ilk akla gelen yer okuldur. Ancak
öğrenme okula ve okulda geçirilen zamana mahsus bir eylem değildir. İnsan doğduğu
andan öldüğü ana kadar bulunduğu her yerde sürekli yeni şeyler öğrenir. Bu sebepten
okuldaki eğitime okul dışı ortamlardaki deneyimlerle katkı yapıp onu perçinlemek
önemlidir.

İstanbul’da gezilecek yerleri saymak istersek elimizde upuzun bir liste belirir. Ömrü
boyunca yaşadığı şehirleri gezip görmekle çok meşgul olmamış birisi olarak burada
İstanbul’da sınıfça gezi düzenlenmeye müsait olabileceğini düşündüğüm beş yerden
bahsedeceğim.

BARIŞ MANÇO EVİ


Kadıköy’ün ziyaret etmeye değer belki de en meşhur yeri Barış Manço Evi’dir. Barış
Manço Türkiye’de yaşayan insanlar için tanıtılmaya ihtiyacı olmayan bir müzik
efsanesidir. Besteleri ve kültürler arası taşıyıcılık çalışmalarından ötürü Devlet Sanatçısı
ve Kültür Elçisi ünvanlarını kazanan Barış Manço, sadece kendi ülkesinde müzik
yapmakla kalmamış Türkiye kültürünü yabancılara ve yabancıların kültürünü Türklere
tanıtarak kültürlerarası taşıyıcılık yapmıştır. Barış Manço Evi sanatçının 1999 yılında
vefat ettiği yerdir ve bugün müze olarak kullanılmaktadır.

Barış Manço Evi’nin tam adresi Caferağa Mahallesi, Yusuf Kamil Paşa Sokak, No:5’tir.
Kadıköy Anadolu yakasındadır ve bu müzeye Anadolu yakasındakiler için ulaşmanın en
uygun iki yolu metro ve otobüstür. Moda semti metrodan yürüme mesafesindedir.
İstanbul’un Avrupa yakasında bulunanlar buraya Marmaray ve vapur kullanarak
ulaşabilir. Moda’ya gelindikten sonra merkezi bir yerde bulunan binaya ulaşmak
kolaydır çünkü ev sokaklardaki tabelalarla işaretlenmiştir. Ayrıca müze Moda’da “kime
sorarsan gösterir” denilen birkaç yerden birisidir.

Bugün 81300 Moda olarak bilinen müzenin kısaca tarihinden bahsetmek gerekirse bu
bina 1800’lerin sonunda bir İngiliz vatandaşı tarafından yaptırılan iki köşkten birisidir.
Zamanında zenginlerin özendiği diğer köşkler gibi yapı malzemeleri Avrupa’dan
getirilmiştir. İstanbul’da konut olarak kullanılmış tarihi öneme sahip sayılı eserden
birisidir. Bu ev Barış Manço’nun 1999’daki vefatından 11 sene sonra Kadıköy
Belediyesi tarafından müze haline getirilmiş ve 9 Haziran 2010’da açılışı yapılmıştır.

Kadıköy Belediyesi internet sitesinde sanal turu da olan bu müze, adına yaptırıldığı
şahsın Türkiye’deki müzik tarihi açısından önemine binaen müziğe ilgisi olan sınırlı
sayıdaki ilkokul öğrencisine gezdirilmek için uygundur.

KANDİLLİ RASATHANESİ
İstanbul’da yaşayan insanların sadece belli dönemlerde aklına gelen şeylerden birisi
deprem ve bu dönemlerde dikkatlerini çevirdikleri yer ise Kandilli Rasathanesi. Kandilli
Rasathanesi Çengelköy’de. Enstitü içinde deprem mühendisliği, jeodezi, jeofizik
anabilim dalları ile astronomi, jeomanyetizma, meteoroloji laboratuvarları var. Ziyarete
açık olan yerlerse Deprem İzleme Birimi’ne ek olarak Astronomi, Meteoroloji ve Afete
Hazırlık Eğitim Birimi.

Rasathanenin Türkçesi gözlem evi. Rasathaneler aslında deprem şiddeti ölçmek için
değil göğü gözlemek için kurulur. Kandilli Rasathanesi de 1868’de bilimsel amaçlarla
ve hava tahminleri yapılabilmesi için kuruldu. 31 Mart Vakası sırasında zarar gören
yapı Maçka’ya taşındı. Oradan da 1911 yılında en son bulunduğu yer olan Kandilli’ye
taşındı. Cumhuriyet döneminde MEB’e bağlı olan rasathane, 1900’lerin sonunda
çıkarılan bir yasa ile Boğaziçi Üniversitesi’ne devredildi.

Kandilli Rasathanesi çocukların erken yaşlarından itibaren dikkatlerini depreme çekme


potansiyeline sahip olması ve konuyu konunun incelendiği yerde yaşayarak
anlamalarına vesile olması için gezi düzenlenebilecek uygun bir mekan. Ücretsiz olan
geziye her eğitim-öğretim yılında bir okul için sadece bir defaya mahsus izin veriliyor.
Gezmeye gelen grup sayısı öğretmen ve öğrenci dahil 40 kişiyle sınırlı. Ayrıca
ilkokulun ilk üç sınıfında olan öğrenciler ziyaret için kabul edilmiyor. Geziyle ilgili
bilgiler ve randevu formu internet üzerinden şu bağlantıdan sağlanıyor:
http://www.koeri.boun.edu.tr/aheb/basvuru.asp
MINIATURK
“Türkiye’nin Vitrini” de denen Miniaturk, adından tahmin edilebileceği üzere
Türkiye’deki tarihi ve kültürel öneme sahip eserlerin maketlerinin sergilendiği bir park.
Toplamda 60000 metrekarelik bir alana yayılan bu tesiste otopark, restoran, kafeterya,
hediyelik eşya dükkanı ve gösteri alanı gibi ziyaretçilerin ihtiyaçlarını giderip
eğlenebilecekleri kısımlar da var. Bu tesis İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş.
tarafından 2 Mayıs 2003 tarihinde tamamlanarak ziyarete açılmıştır.

Miniaturk; İstanbul, Anadolu ve Yurt Dışı Eserleri olmak üzere üç kısımdan oluşur.
Parktaki 134 model, orijinallerinin 25’te biri boyutunda yapılmıştır. Parktaki eserlerin
yaklaşık yarısı İstanbul’da bulunan mekanların maketleri diğer yarısı ise Anadolu ve
Osmanlı’nın günümüz Türkiye’sinin dışında bulunan kısımlarında bulunan yerlerin
maketlerinden mürekkeptir.

Miniaturk’un tam adresi Örnektepe Mahallesi, İmrahor Caddesi, No.7 Sütlüce


Beyoğlu’dur. Buranın kendi adında bir otobüs durağı vardır. İstanbul içindeki çeşitli
İETT hat otobüsleri ve Seyrantepe - Topkapı minibüsleri ile buraya ulaşmak
mümkündür. Bunlara ek olarak Metrobüs ile ziyaret edilmek isteniyorsa Halıcıoğlu
durağında indikten sonra 41 ST (Seyrantepe-Topkapı) belediye otobüsüne veya
dolmuşuna binip Miniatürk durağında inerek buraya varılabilir.

Turistler arasında da popüler olan Miniaturk, Türkiye’nin üzerinde durduğu tarihi ve


kültürel uygarlığı bir yerde sergilemesi ve aynı anda bunların hepsini görmeye imkan
tanıması açısından önemlidir. İkokuldan liseye kadar her sınıftan ve her yaştan öğrenci
için gezilmeye uygundur. Miniaturk’un öğrenci ve öğretmenler için ziyaret ücreti 5
TL’dir. 10 öğrenciye bir refakatçi öğretmen ücretsizdir.

NEZAHAT GÖKYİĞİT BOTANİK BAHÇESİ


Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi İstanbul’un Anadolu yakasında, Atatürk ve FSM
köprülerinden gelen otoyollarla Ankara’ya giden Anadolu otoyolunun birleştiği
kavşakta bulunan bir botanik bahçesidir. 1995 yılında aslen hatıra parkı olarak kurulan
bu yer daha sonra amaç değiştirilerek botanik bahçesine dönüştürülmüş ve 2003 yılında
resmen Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi adıyla ziyarete açılmıştır.

Bu bahçe adalar şeklinde ayrılmıştır. Bu adalar içinde Merkez Ada’ya ek olarak


Ertuğrul, Mesire, İstanbul, Arboretum, Meşe, Anadolu ve Trakya adında her biri özel
bir bitki topluluğuna veya bitki çeşidine ayrılmış adalar bulunur. Bu adalar da kendi
içlerinde özel bir bitkiye odaklanacak şekilde bahçelere bölünmüştür. Bu parkta,
içlerinde türlü çeşitlerde bitkiler bulunduran adalara ek olarak bilimsel yöntemlerle
toplanmış bitkilerin kağıtlar arasında ezilerek kurutulduktan sonra yine bilimsel
yöntemlerle uygun boyutlardaki kartonlar üzerine yapıştırıldığı ve etiketlenerek çeşitli
sınıflandırma yöntemlerine göre saklandığı bir koleksiyon olan herbaryum ve bitkiler
üzerine çalışan uzmanlara ve meraklılara yönelik kurulmuş bir kütüphane de vardır.

Bu park özellikle içerdiği bitki koleksiyonunu görmek ve Türkiye’de bitkilerle ilgili bu


çapta çalışmalar da yapıldığını göstermek için İstanbul’da öğrenim gören öğrencilerle
bir günlüğüne sınıfça ziyaret edilebilir.

YEREBATAN SARNICI
Yerebatan Sarnıcı yukarıda sayılan gezi ortamlarına kıyasla daha iyi bilinen ve öğrenci
olsun diğer siviller olsun çoğu kişi arasında popüler olan bir gezi noktası. Fatih’in,
Tarihi Yarımada veya Suriçi denen kısmında kalan Yerebatan Sarnıcı, Ayasofya’nın
güneybatısında kalır. Doğası gereği içerisi karanlıktır. İçinde tarihi sütunlar ve heykeller
bulunur. Bizans zamanında sarayın su ihtiyacını karşılamak için imparator I. Jüstinyen
tarafından inşa ettirilmiştir. Burası veya bahsi geçen yarımada içinde kalan tarihi
yerlerden herhangi birisi öğrencilerin tarihe olan meraklarını canlandırmak için
kullanılabilir. Sarnıca giriş ücreti öğrenci ve öğretmenler için 5 TL’dir.

Sarnıcı ziyaret etmek için önce Tarihi Yarımada’ya gitmek lazımdır. Kabataş Tramvay
Hattı (T1), Yerebatan dahil Tarihi Yarımada’nın hemen hemen her yerine gitmek için
kullanılabilir. Bu hattı kullanmak için belediye otobüsleriyle Beyazıt’a kadar gelmek
yeterlidir. Otobüsler dışında vapur veya Marmaray ile Eminönü’ne gelinip oradan da bu
hatta binilebilir. Taksim’den gelinecekse buradan kalkan F1 veya İstiklal Caddesi’nin
sonundan kalan F2 füniküler hatlarından birisi kullanılabilir.

SONUÇ
İstanbul’a sonradan gelip burayı kendi şehri olarak kabul eden birisi olarak benim bu
beş potansiyel okul gezisi mekanından sadece ikisini ziyaret etme şansım oldu. İstanbul
tabii ki sadece buralardan ibaret değil. Tarih, Biyoloji ve diğer bilimler de sadece
kitaplar ve okulda gördüklerimizden ibaret değil. Geleceğin öğretmenleri olarak bence
aklımızda tutmamız gereken şeylerden birisi alanımızdan bahsederken bunun gerçek
hayatta bir karşılığı olduğunu da göstermemizin gerekliliği. Geziler bunu sağlamak için
kullanabileceğimiz zahmetli ama etkili bir yol.
KAYNAKÇA
http://barismanco.kadikoy.bel.tr/
https://www.hurriyet.com.tr/gundem/rasathane-ne-demek-kandilli-rasathanesi-nedir-
41425969
https://www.miniaturk.com.tr/
http://www.ngbb.org.tr

You might also like