You are on page 1of 22

1.

ÜNİTE

ÜNİTE 1 / ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ DERSİNİN AMACI VE KAVRAMLAR


Hazırlayan
Öğr. Gör. Onur AKDOĞAN
 KONU BAŞLIKLARI

1. TARİH NEDİR?

2. TARİH NİÇİN ÖĞRENİLMELİDİR?

3. ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ DERSİNİN AMAÇLARI

4. ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ DERSİNİN KAYNAKLARI

5. KAVRAMLAR

ÜNİTE 1 / ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ DERSİNİN AMACI VE KAVRAMLAR


ANAHTAR KELİMELER

 TARİHİN TANIMI

 TARİHİN ÖNEMİ

 DERSİN AMACI

 DERSİN KAYNAKLARI

 KAVRAMLAR

ÜNİTE 1 / ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ DERSİNİN AMACI VE KAVRAMLAR


1. TARİH NEDİR?

Tarih; geçmişteki olayları yer, zaman ve failleri göstererek kaynaklara dayalı olarak sebep ve
sonuç ilişkisi içerisinde inceleyen bilim dalıdır.

Bu tanımın anahtar kavramları; 1-geçmiş, 2-yer, zaman ve failler 3-kaynak, 4-sebep-sonuç


ifadeleridir. Tarihi bilim olarak ele alırken veya öğretirken ideal olanı tanımda geçen bu
kavramların kullanılmasıdır. Bu kavramlardan herhangi birinin ihmal edilmesi, tarihi başka
alanlara kaydıracağı gibi, tarih öğretiminde de maksimum verimin alınmasını önleyebilir.

Tarih nedir? sorusunun daha iyi kavratılabilmesi için tarihin tanımı içerisinde yer alan anahtar
kavramların, tarih bilimi ile olan ilişkilerinin irdelenmesi gerekir.

Zeki Velidi Togan'a göre; olayların gelişmesi,


NOT: hatta madde ve eşyanın geçmişi ve bugünkü
durumundan bahseden her yazı ve her hikâye
tarihtir. Böylece geçmişte meydana gelmiş
doğal olaylar, tarih biliminin konusu edilebilir.
Tarih, en basit ifadeyle “geçmişin bilimi” olarak
tarif edilmiştir. Ancak bu eksik bir tariftir. Fransız Fakat burada bizim için tarih, daha çok
Annales Okulu kurucularından Marc Bloch bu insanlığın ya da milletlerin tarihidir. Bu açıdan
tarifi “zaman içinde insanların ilmi” şekline “tarih” sosyal yapının üyesi olması nedeniyle
sokmuştur. Amerikalı tarihçi Turner ise tarihi
insanlığın eylem ve düşüncelerinin gelişimini
“geçmişten bize ulaşan, günümüzde ortaya çıkan
tenkitçi ve yorumcu bir anlayışla incelenen takip eden bilgidir. Tarih, insanlığın toplumsal
kalıntılar”, Ariel ve Will Durant ise kolayca ve siyasal bünyeler oluşturarak ilerleme ve
yorumlanacak şey olarak görmedikleri tarihi gelişmesinde kişiler ve toplumlar tarafından
“geçmişte olan hadiseler hakkındaki belgelerin
işlenen fiilleri ve ortaya çıkmış olayları inceler.
verileri” şeklinde tarif ederler.
Tarih bu olayların maddî ve manevî nedenlerini
Bazı filozoflar, eskiden beri iki Latince deyimle bu ve bu nedenle olaylar arasındaki ilişkileri
ayrımı yapagelmişlerdir. Geçmişte kalan insanî-
araştırarak ortaya çıkarır. Zaten Yunanca Istoria
toplumsal olaylar olarak tarihe "res gestae"; bu
olayları konu alan disipline ya da bilime de kelimesi de aslında "araştırma" anlamındadır.
"historia rerum gestarum" demişlerdir. Ama
filozofların birçoğu hem yaşanmış geçmişi Görüldüğü gibi tarih, vesikaya bağlı ve dayalı
adlandırmakta hem de bu geçmişi konu alan olarak beşerî geçmişi (maziyi) inceleyen ve
disiplini ifade etmede sadece historia (tarih) gerçeğe ulaşmak isteyen bir bilimdir. O halde
kelimesini kullanmışlardır. Günümüzde de tarih
tarih biliminin tanıkları belgelerdir.
kelimesi, bu iki anlamı kapsayacak şekilde
kullanılmıştır.

ÜNİTE 1 / ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ DERSİNİN AMACI VE KAVRAMLAR


Sonuç olarak Tarih; insan topluluklarının bütün faaliyetlerini, geçirdikleri gelişmeleri ve
topluluklar arasında geçen olayları yer ve zaman göstererek sebep-sonuç ilişkisi içinde, belgelere
dayalı olarak, ele alıp araştıran ve vardığı sonuçları günümüze aktaran sosyal bir bilimdir.
Kısacası tarih, toplumun zaman içindeki gelişme yönünü belirleyen, insanın kendi toplumu ile
diyalog kurmasını ve bütünleşmesini sağlayan, ondaki toplum şuurunu canlı tutan bir kültür
hazinesidir.

2. TARİH NİÇİN ÖĞRENİLMELİDİR?

Bilindiği üzere insan oğlu sosyal bir varlıktır. Bu sebeple çevresiyle birlikte yaşamak
durumundadır. Sağlıklı bir hayat veya düşünce tarzının teşekkülünde ise insanın önce kendisini
tanıması gerekir. Acaba insanlık hangi geçmişten bu zaman geldi? İnsanoğlu geçmişte nasıl
yaşadı? Hangi fikirler veya idealler nasıl uygulandı ne gibi sonuçlar doğurdu? Bu ve buna benzer
bütün sorulara cevap verebilmede öncelikle tarihe müracaat ederiz. Bir başka ifade ile tarih bir
milletin hafızasıdır. Bir fert için hafıza ne ise, meseleyi makro düzeyde ele aldığımız zaman
fertlerin oluşturduğu millet içinde hafıza yani tarih aynı önemi taşır. Hafızasını kaybeden bir
insanın istikrarlı bir geleceği olamaz. Hayatı her an tehlike ile doludur. Bu yüzden toplumların
veya milletlerin varlıklarını sağlıklı bir şekilde sürdürebilmeleri, onlar için bir hafıza niteliğinde
olan tarihi öğrenmeleriyle doğru orantılıdır.

Zira tarih, bir milletin hemen hemen bütün varlığına eşittir. Tarih, milletin geçmişteki varlığı,
onun mirası bugüne kalan hatırasıdır. Dil, edebiyat ve umumiyetle kültür kavramına giren her
şey, tarih boyunca gelişmiş, bize tarihten miras kalmıştır. Etrafımıza baktığımızda ecdadımızdan,
yani tarihten kalma, göz kamaştırıcı bin bir şey görürüz. Devrimizde tarih şuurunu taşıyan
milletler milli kudret ve medeniyet hamlelerinde bu hazineden faydalandıkça tarihin onlar için
faydası vardır. Bu sebeple tarih yazılıp bir kültür ve şuur kaynağı olmadıkça, toprak altında kalan
kıymetli madenler gibi, hiçbir mana ifade etmez.

Kültürün temel birtakım unsurları vardır. Bunlardan biri Tarihtir. Tarih, kültürün zaman içindeki
siyasi sosyal akışını ve sürekliliğini sağlar. Denilebilir ki, bir milletin tarihi onun bütün kültür
varlıklarının aksiyon haline geçmiş şeklidir.

Milletlerin tarihi tecrübeleri, uzviyette olduğu gibi irsi veya tohum olarak nesilden nesle geçmez.
Tarih hakkında bilgi, kültür yani öğrenme yolu ile elde edilir. Bir millet çocuklarına tarihini
öğretemezse, onlar kendiliklerinden bu bilgiyi edinemezler. Hatta buna ihtiyaç bile duymaya
bilirler. Milletlerinin tarihini bilmeyen nesiller, içlerinde milletlerine karşı canlı bir ilgi ve

ÜNİTE 1 / ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ DERSİNİN AMACI VE KAVRAMLAR


sorumluluk duygusu da hissetmezler. Böylelerinin yabancı tesirine kapılması ve yabancılara köle
olması çok kolaydır.

Millet prensibinin dayandığı tarih, fertleri geçmişin hatıraları ile birbirine bağlar. Tarih bir sosyal
ilim olarak hem kavim ve milletlerin kendi bünyeleri içinde, hem de milletlerarası alanda daimî
oluş halindedir. Her geçen gün tarihin malı olur. En yakın dünden en uzak geçmiş devreye kadar
incelenen tarihin, günümüzdeki anlamı, kavim ve milletlerin siyasi kuruluşlarının da dayandığı
medeniyet eserleridir. Bu bakımdan geçmişteki medeniyet eserlerini esaslı ve ayrıntılı olarak
bilmek, bugünkü kuruluşlarla mukayese etmek için gereklidir. Tarih gerçekten değişmenin,
ilerlemenin ve kalkınmanın ilmidir. Tarihten alınacak ders, çoğu zaman sanıldığı gibi dün olmuş
olanın yarın tekrar olacağı şeklinde değildir. Tarih, dünün evvelki günden niçin ve nasıl
farklılaştığını inceleyerek, yarının hangi manada düne karşı çıkacağını sezme vasıtasını bularak,
kalkınmanın yönünü ve dinamiklerini tespit etmektedir.

Bugün hala tarihi, sadece geçmişteki bir olaylar dizisi gibi gören, zekâ ve enerji gerektiren pek
çok verimli saha varken tarih yazmak için zaman harcanmasına akıl erdiremeyenler vardır.
Halbuki tarih, diğer ilim dalları yanında bir konudan ibaret değildir. Aynı zamanda insanlara,
doğru neticelere varmaları için yön veren bir düşünce tarzıdır. Bütün insanların geçmişten cesaret
almaya, onu öğrenmeye ve bu suretle tecrübe kazanmaya ihtiyacı vardır. Her millet atalarının
geçmişteki başarılarıyla iftihar eder. Gerek fertlerin gerekse toplumların ne olduklarını ve
nereden geldiklerini bilmeye ihtiyaçları vardır. Bunun sağladığı ruhi tatmin yanında pratik
birtakım faydaları da mevcuttur. Zira İnsanlar sadece kendi tecrübelerinden değil daha önce dile
getirmeye çalıştığımız gibi; kendilerinden öncekilerin tecrübelerinden de istifade ederler. Tarihi
gelişmelerin bilinmesi, çağdaş değerlerin de daha iyi takdir edilmesine imkân sağlar. İnsana
doğru değerlendirme yapmayı öğreten tarih, insanı çağdışı olmaktan kurtarır, gününü yaşayan,
geleceğe doğru uzanan değerleri içinde yapıcı rol oynamasına yol açabilir.

Tarih ilmi, toplumun kalkınma vetiresiyle sürekli olarak hareket eden ve ilerleyen bir ilimdir. Zira
gelecekte kendisine doğru ilerlediğimiz hedef, ancak biz ona ilerledikçe biçim almaya başlayan
ve biz ileri gittikçe alakalı yorumumuzu aydınlatan bir nesnedir. Bir taraftan toplumun,
tekamülünün yönünü tayin eden tarih, diğer taraftan, hisseden düşünen, tesir eden insan şuuruna
bol malzeme temin eder. Tarih mütefekkire ufkunu genişletmeyi, meselelerin karmaşıklığının ve
iç içeliğinin şuuruna varmayı öğretmekte, ona hayal edemeyeceği ve öngöremeyeceği çözümle
sunmakta veya bu çözüm yollarını tıkayabilecek engelleri gözler önüne sermektedir.

ÜNİTE 1 / ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ DERSİNİN AMACI VE KAVRAMLAR


Sonuç olarak, bir düşünme ve yorumlama bilimi olan tarih; öğretim yönünden kullanılan metotlar,
çalışma materyalleri ve oluşturulacak imkânlar yönüyle kendisine özgü nitelikler taşır. Sağlıklı
bir tarih öğretimi, özellikle gençliğinin önünde yeni ufukların açılmasını sağladığı gibi, bugünün
olaylarını değerlendirme yeteneğini de onlara verir. Bu bakımdan tarihi doğru bir çizgide
öğretmek ve uygulamak zorunluluğu kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.

Tarihi yazmak ve öğretmek milletlerin geleceği açısından en az tarih yapmak kadar önemlidir.
Çünkü günümüzde tarih bilinci taşıyan milletler, güç kaynağı olarak bu değerli hazineden
faydalanmaktadırlar. Bu nedenle tarih, yazılıp öğretilerek bir kültür ve bilinç kaynağı hâline
getirilmedikçe, toprak altında kalan değerli madenler gibi hiçbir anlam taşımaz. Bunun içindir ki,
günümüzde bütün ileri ve uygar milletler, yoğun biçimde tarih araştırma, yazma ve öğretme
çabalarına girişmiş ve bu alanda önemli adımlar atmışlardır.

3. ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ DERSİNİN AMAÇLARI

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi dersleri ilk defa, Ankara'da açılan Adliye Hukuk Mektebi'nde
okutulmuştur. Bu okulun kurucularından olan Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt'un ve Prof.
Dr. Cemil Bilsel’in teklifleri ile 1925'te “İhtilaller Tarihi” adlı dersin okutulmasına başlanmıştır.
Dersin adı İhtilaller Tarihi olmakla beraber, konusu; Türk İnkılâbının anlatılması ve önceki
ihtilaller gibi siyasi iktidarı ele geçirmek için kan dökülmesini amaçlamadığını ve Türk Milletini
müspet ilmin ışığında medeni bir toplum yapmayı hedef aldığını açıklıyordu. Bu dersin konması
ile büyük bir ihtiyacın karşılandığı görülmüş, diğer yüksekokul ve üniversitelerde de bu ders,
“İnkılâp Dersleri” adı ile okutmaya başlamışlardır.

Cumhuriyetin 10. Yılında (20 Haziran 1933) Darülfünun (İstanbul Üniversitesi) bünyesinde bir
“İnkılâp Tarihi Enstitüsü” açılmıştır. Üniversite reformu ile birlikte, Darülfünun İstanbul
Üniversitesine dönüştürülmüş; 4 Mart 1934'te dönemin Milli Eğitim Bakanı Yusuf Hikmet
Bayur’un verdiği konferansla başlayan “İnkılâp Tarihi” dersi, 20 Mart 1934'te de Başbakan İsmet
İnönü tarafından Ankara'da Ankara Üniversitesinde verilmiştir. Ayrıca dersin okutulmaya
başlandığı ilk yıllarda, Türk Devrim sürecinin lider kadrosu arasında yer alan, Cumhuriyetin
kuruluşuna tanıklık etmiş, dönemin önemli isimlerinden Yusuf Kemal Tengirşek, Mahmut Esat
Bozkurt ve Recep Peker'de bu dersin verilmesi görevini üstlenmişlerdir. İlk defa İstanbul
Üniversitesi bünyesinde verilmeye başlanan bu dersin daha sonra sorumluluğu 15 Nisan 1942'de
4204 sayılı kanunla, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'ne bağlı olarak kurulan
“Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü” ne verilmiştir. Dersin adı “İnkılâp Tarihi ve Türkiye Cumhuriyeti”ne
dönüştürülerek, fakülte ve yüksekokullarda baraj dersi olarak konmuştur. Derslerin ilk başlarda

ÜNİTE 1 / ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ DERSİNİN AMACI VE KAVRAMLAR


konferans biçiminde verilmesi tasarlanmış; ders canlı olarak radyo tarafından yayınlanmış, ayrıca
o tarihlerde çıkan gazetelerde, derslerde ele alınan konular aynen yayınlanarak halkın da
aydınlanması sağlanmıştır.

27 Mayıs 1960'tan sonraki süreçte; “Türk İnkılâp Tarihi ve Türkiye Cumhuriyeti” dersi, 20 Mart
1968'de “Türk Devrim Tarihi” adını almıştır. Türk Devrim Tarihi derslerinin içeriği bazı
değişiklikler ve ilavelerle, bütün fakültelerde iki sömestr, yüksekokullarda ise bir yıl süreyle
okutulmaya başlanmıştır. 12 Eylül 1980'den sonra Devrim sözcüğü İnkılâp olarak değiştirilmiş,
bu dersin adı en son “Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi” olarak düzenlenmiştir.

Türk inkılabı Atatürk'ün dehası, milletimizin anlayış ve fedakârlığı ile gerçekleşmiştir. Atatürk
İlkeleri ve İnkılap Tarihi dersinin amacı da tarihin genel amaç ve hedefinden soyutlanamaz. Bu
dersin amacı, esas olarak bağımsızlığın hangi şartlarda ve nasıl doğup geliştiğini, Modern Türkiye
Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ve milletimizin çağdaşlaşma yolunda büyük önder Atatürk’ün
liderliğinde yaptığı inkılapları ve onun ilkelerini öğretmeyi amaçlar.

Dersin okutulmasının amacı, Türk inkılâbının ruhunu ve amacını kavrayacak, kabullenecek ve


geliştirecek nesiller yetiştirmektir.

Dersin amacı YÖK tarafından 4 ana başlıkta toplanmıştır. Bunlar:

1. Türk Bağımsızlık Savaşı, Atatürk inkılâpları ve Atatürkçü Düşünce Sistemi, Türkiye


Cumhuriyeti tarihi hakkında doğru bilgiler vermek,
2. Türkiye ve Atatürk inkılâpları, ilkeleri ve Atatürkçü düşünceye yönelik tehditler hakkında
doğru bilgiler vermek,
3. Türk gençliğini ülkesi, milleti ve devleti ile bölünmez bir bütünlük içinde Atatürk
inkılâpları, ilkeleri ve Atatürkçü düşünce doğrultusunda ulusal hedefler etrafında
birleştirmek,
4. Türk gençliğini Atatürkçü düşünce doğrultusunda yetiştirmek ve güçlendirmek olarak
sıralanmıştır.

4. ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ DERSİNİN KAYNAKLARI

Dersin Temel Kaynakları


 Atatürk'ün Hayatı, Hatıraları, Belgeleri
 Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk / Söylev, IV Cilt, Türk Tarih Kurumu yayını.
 Kemal Atatürk, Nutuk / 1919-1927, (Bugünkü dile aktaran Zeynep Korkmaz), Atatürk
Araştırma Merkezi yayını.
 Mustafa Kemal Atatürk, Anafartalar Muharebatına Ait Tarihçe.

ÜNİTE 1 / ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ DERSİNİN AMACI VE KAVRAMLAR


 Mustafa Kemal Atatürk, Arıburnu Muharebeleri Raporu.
 Mustafa Kemal Atatürk, Atatürk'ün Hatıraları, (Haz. Falih Rıfkı Atay).
 Mustafa Kemal Atatürk, Atatürk'ün Hatıra Defteri, (Haz. Ş. Tezer).
 Mustafa Kemal Atatürk'ün Karlsbard Hatıraları.
 Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, (Bugünkü dile aktaran Ali Sevim vd.), Atatürk Araştırma
Merkezi yayını.
 Bugünkü Dille Atatürk'ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri, (Bugünkü dile aktaran Ali
Sevim vd.), Atatürk Araştırma Merkezi yayını.
 Afet İnan, Medeni Bilgiler ve Mustafa Kemal Atatürk'ün El Yazıları, Atatürk Araştırma
Merkezi yayını.
 Doğumundan Ölümüne Kadar Kaynakçalı Atatürk Günlüğü, (Haz. Utkan Kocatürk),
Atatürk Araştırma Merkezi yayını.
 Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı Yazışmaları, (Haz. Mustafa Onar), Kültür Bakanlığı yayını.
 Uluğ İğdemir, Atatürk'ün Yaşamı, Türk Tarih Kurumu yayını.
 Leman Şenalp, Atatürk Kaynakçası, II Cilt, Türk Tarih Kurumu yayını.
 Bilal N. Şimşir, İngiliz Belgelerinde Atatürk, IV cilt, Türk Tarih Kurumu yayını.
 Bilal N. Şimşir, Atatürk'ün Hastalığı, Türk Tarih Kurumu yayını.
 Atatürk'ün Bütün Eserleri, XX Cilt, Kaynak Yayınları.
Atatürk İlkeleri ve İnkılâpları, Atatürkçü Düşünce
 Utkan Kocatürk, Atatürk'ün Fikir ve Düşünceleri, Atatürk Araştırma Merkezi yayını.
 Atatürk Düşüncesinde Din ve Laiklik, (Haz. Ethem Ruhi Fığlalı vd.), Atatürk Araştırma
Merkezi yayını.
 Atatürkçü Düşünce El Kitabı, Atatürk Araştırma Merkezi yayını.
 Suna Kili, Atatürk Devrimi / Bir Çağdaşlaşma Modeli, Türkiye İş Bankası yayını.
 Afet İnan, Türkiye Cumhuriyeti ve Atatürk Devrimi, Türk Tarih Kurumu yayını.
 Düşünceleriyle Atatürk, (Der. Arı İnan), Türk Tarih Kurumu yayını.
 Suat Sinanoğlu, Türk Hümanizmi, Türk Tarih Kurumu yayını.
 Enver Ziya Karal, Atatürk ve Devrim, ODTÜ yayını.
 Enver Ziya Karal, Atatürk'ten Düşünceler, ODTÜ yayını.
 Şerafettin Turan, Atatürk'ün Düşünce Yapısını Etkileyen Olaylar, Düşünürler, Kitaplar,
Türk Tarih Kurumu yayını.
 Ahmet Mumcu, Tarih Açısından Türk Devriminin Temelleri ve Gelişimi, İnkılap Kitabevi.
 Atatürk ve Çağdaşlaşma, (Haz. Mehmet Saray), Atatürk Araştırma Merkezi yayını.
 Atatürk İlkeleri ve Dayandığı Tarihi Temeller, (Haz. İbrahim Kafeoğlu-Mehmet Saray),
İstanbul Üniversitesi yayını.
 Reşat Genç, Türkiye'yi Laikleştiren Yasalar, Atatürk Araştırma Merkezi yayını.
 Ahmet Taner Kışlalı, Kemalizm-Laiklik ve Demokrasi, İmge Kitabevi.
 Bilal Şimşir, Dış Basında Laik Cumhuriyetin Doğuşu, Bilgi Yayınevi.

ÜNİTE 1 / ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ DERSİNİN AMACI VE KAVRAMLAR


 Özer Ozankaya, Dünya Düşünürleri Gözüyle Atatürk ve Cumhuriyeti, Türkiye İş Bankası
yayını.
 Özer Ozankaya, Cumhuriyet Çınarı, Cem Yayınları.
 Özer Ozankaya, Türkiye’de Laiklik, Cem Yayınları.
Milli Mücadele
 Gotthard Jaeschke, Türk Kurtuluş Savaşı Kronolojisi, II Cilt, Türk Tarih Kurumu yayını.
 Sina Akşin, İstanbul Hükümetleri ve Milli Mücadele, II Cilt, Türkiye İş Bankası yayını.
 Selahattin Tansel, Mondros'tan Mudanya'ya, IV Cilt, Milli Eğitim Bakanlığı
 Bülent Tanör, Kurtuluş Kuruluş, Cumhuriyet Kitap.
 Tevfik Bıyıklıoğlu, Trakya'da Milli Mücadele, II Cilt, Türk Tarih Kurumu yayını.
 Bayram Sakallı, Milli Mücadele'nin Sosyal Tarihi (Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri), Atatürk
Araştırma Merkezi yayını.
 Fethi Tevetoğlu, Milli Mücadele Yıllarındaki Kuruluşlar, Türk Tarih Kurumu yayını.
 Erol Mütercimler, Bu Vatan Böyle Kurtuldu, Alfa Kitabevi.
 Bilal Şimşir, İngiliz Belgeleriyle Sakarya'dan İzmir'e.
 Sabahattin Selek, Anadolu İhtilali, Kastaş Yayınları.
 Zeki Sarıhan, Kurtuluş Savaşı Günlüğü, Türk Tarih Kurumu yayını.
 Turgut Özakman, Vahdettin, Mustafa Kemal ve Milli Mücadele, Yalanlar, Yanlışlar,
Yutturmacalar, Bilgi Yayınları.
 Alptekin Müderrisoğlu, Kurtuluş Savaşı’nın Mali Kaynakları, Türk Tarih Kurumu yayını.
 Ergün Aybars, İstiklal Mahkemeleri, 1920-1923 / 1923-1927, Zeus Yayınları.
 Cemil Bilsel, Lozan, II Cilt, Sosyal Yayınları.
 Seha Meray, Lozan Barış Konferansı, Tutanaklar-Belgeler, VIII Cilt, Yapı Kredi Yayınları.
 Salahi Sonyel, Türk Kurtuluş Savaşı ve Dış Politika, II Cilt, Türk Tarih Kurumu yayını.
 Stefanos Yerasimos, Kurtuluş Savaşı'nda Türk-Sovyet İlişkileri, 1917-1923, Boyut Yayınları.
 İzzet Öztoprak, Türk ve Batı Kamuoyunda Milli Mücadele, Türk Tarih Kurumu yayını.
Yakın Tarihin Önemli Hatıratları
 Kazım Özalp, Milli Mücadele, II Cilt, Türk Tarih Kurumu yayını.
 Rahmi Apak, İstiklal Harbi'nde Garp Cephesi Nasıl Kuruldu, Türk Tarih Kurumu yayını.
 Mazhar Müfit Kansu, Erzurum'dan Ölümüne Kadar Atatürk'le Beraber, II Cilt, Türk Tarih
Kurumu yayını.
 Ali Fuat Cebesoy, Milli Mücadele Hatıraları, Temel Yayınevi.
 Ali Fuat Cebesoy, Sınıf Arkadaşım Atatürk, Temel Yayınevi.
 Celal Bayar, Ben de Yazdım, 10 cilt, Celal Bayar Vakfı yayını.
 Fahrettin Altay, Görüp Geçirdiklerim: 10 Yıl Savaş ve Sonrası, İnsel Kitabevi.
 Falih Rıfkı Atay, Çankaya, Pozitif yayınları.
 Falih Rıfkı Atay, Zeytindağı, Pozitif yayınları.
 Falih Rıfkı Atay, Atatürk'ün Bana Anlattıkları, Pozitif Yayınları.

ÜNİTE 1 / ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ DERSİNİN AMACI VE KAVRAMLAR


 Fethi Okyar, Üç Devirde Bir Adam.
 Hasan İzzettin Dinamo, Kutsal Barış, IV Cilt, Tekin Yayınevi.
 Hasan İzzettin Dinamo, Kutsal İsyan, V Cilt, Tekin Yayınevi.
 İbrahim Ethem Akıncı, Demirci Akıncıları, Türk Tarih Kurumu yayını
 Ahmet İzzet Paşa, Feryadım, II Cilt, Nehir Yayınları.
 Kazım Karabekir, İstiklal Harbimiz, Emre Kitabevi.
 İsmet İnönü, Hatıralar, (Haz. Sabahattin Selek), Bilgi Yayınevi.
 İsmet İnönü, Defterler, (Haz. Ahmet Demirel), Yapı Kredi yayını.
 Fevzi Çakmak, Mareşal Fevzi Çakmak ve Günlükleri, (Haz. Nilüfer Hatemi), Yapı Kredi
Yayını.
 Şevket Süreyya Aydemir, Suyu Arayan Adam, Remzi Kitabevi.
 Hüsrev Gerede'nin Anıları, (Haz. Sami Önal), Literatür Yayınları.
 Cemal Paşa, Hatıralar, Türkiye İş Bankası yayını.
 Talat Paşa, Hatıralarım ve Müdafaam, Kaynak Yayınları.
 Liman Von Sanders, Türkiye'de Beş Yıl, (Haz. Resul Bozyel), Kesit Yayınları.
Yakın Dönem Türk ve Dünya Tarihi Üzerine İncelemeler
 Gotthard Jaeschke, Türkiye Krolonojisi (1938-1945), Türk Tarih Kurumu yayını.
 Utkan Kocatürk, Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Kronolojisi (1918-1938), Türk
Tarih Kurumu yayını.
 Sina Akşin, Ana Çizgileriyle Türkiye'nin Yakın Tarihi (1789-1980), İmaj yayıncılık.
 Erik Jan Zürcher, Modernleşen Türkiye'nin Tarihi, İletişim Kitabevi.
 Bernard Lewis, Modern Türkiye'nin Doğuşu, Türk Tarih Kurumu yayını.
 Stefanos Yerasimos, Azgelişmişlik Sürecinde Türkiye, III Cilt, İmge Kitabevi.
 Tarihi Gelişmeler İçinde Türkiye'nin Sorunları Sempozyumu, Türk Tarih Kurumu yayını.
 Selim Deringil, Denge Oyunu: İkinci Dünya Savaşı'nda Türkiye'nin Dış Politikası, Yapı
Kredi yayını.
 Arnold Toynbee- Kenneth P. Kirkwoood, Türkiye: İmparatorluktan Cumhuriyete Geçiş
Serüveni, Birey Yayınları.
 Feroz Ahmed, Modern Türkiye'nin Oluşumu, Kaynak Yayınları.
 Mete Tunçay, Türkiye Cumhuriyeti'nde Tek Parti Yönetimi'nin Kurulması, Tarih Vakfı
Yurt Yayınları
 Taner Timur, Türk Devrimi ve Sonrası, İmge Yayınları.
 Tevfik Çavdar, Türkiye’nin Demokrasi Tarihi, 2 Cilt, İmge Yayınları.
 Kemal Karpat, Türk Demokrasi Tarihi, Alfa Kitabevi.
 Niyazi Berkes, Türkiye'nin Çağdaşlaşması, Yapı Kredi yayını.
 Modern Türkiye'de Siyasi Düşünce, VII Cilt, İletişim Kitabevi.
 Bülent Tanör, Osmanlı-Türk Anayasal Gelişmeleri, Yapı Kredi yayını.
 Tarık Zafer Tunaya, Türkiye'de Siyasi Partiler.
 Tarık Zafer Tunaya, Türkiye'nin Siyasi Hayatında Batılılaşma Hareketleri.

ÜNİTE 1 / ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ DERSİNİN AMACI VE KAVRAMLAR


 François Georgedon, Osmanlı-Türk Modernleşmesi (1900-1930), Yapı Kredi yayını.
 Şerif Mardin, Türk Modernleşmesi, İletişim Kitabevi.
 İlber Ortaylı, İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı, İletişim Kitabevi.
 Stefanos Yerasimos, Milliyetler ve Azınlıklar, İletişim Kitabevi.
 Aykut Kansu, 1908 Devrimi, İletişim Kitabevi.
 Ali Akyıldız, Osmanlı Bürokrasisi ve Modernleşme, İletişim Kitabevi.
 Ali Akyıldız, Anka'nın Sonbaharı / Osmanlı'da İktisadi Modernleşme ve Uluslararası
Sermaye, İletişim Yayınları.
 Ahmet Bedevi Kuran, İnkılap Tarihimiz ve Jön Türkler, Kaynak Yayınları.
 Selim Deringil, Simgeden Millete: 2. Abdülhamid'den Mustafa Kemal'e Devlet ve Millet,
Yapı Kredi yayını.
 L. Macfie, Osmanlı'nın Son Yılları 1908-1923, (Çev. Damla Acar-Funda Soysal), Kitap
Yayınları.
 Osmanlı İmparatorluğu'nun Sonu ve Büyük Güçler, (Edt. Marian Kent), Tarih Vakfı Yurt
Yayınları.
 Kemal Karpat, Osmanlı Nüfusu 1830-1914, Tarih Vakfı Yurt Yayınları.
 Feroz Ahmad, İttihatçılıktan Kemalizme, Kaynak Yayınları.
 Sina Akşin, Jön Türkler ve İttihat Terakki, İmge Kitabevi.
 Olaylarla Türk Dış Politikası, 1919-1995, (Komisyon), Siyasal Kitabevi.
 Türk Dış Politikası, Kurtuluş Savaşından Bugüne Olgular, Belgeler, Yorumlar, (Edt. Baskın
Oran), İletişim Yayınları.
 Zafer Toprak, İttihad-Terakki ve Cihan Harbi, Savaş Ekonomisi ve Türkiye'de Devletçilik,
1914-1918, Homer Yayınları.
 Yahya Tezel, Cumhuriyet Döneminin İktisadi Tarihi, 1923-1950, Tarih Vakfı Yurt Yayınları.
 Paul Kennedy, Büyük Güçlerin Yükseliş ve Çöküşleri, 16. Yüzyıldan Günümüze Ekonomik
Değişim ve Askeri Çatışmalar, (Çev. Birtane Karanakçı), Türkiye İş Bankası yayını.
 Fahir Armaoğlu, 19. Yüzyıl Siyasi Tarihi, 1789-1914, Türk Tarih Kurumu yayını.
 Fahir Armaoğlu, 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi, Alkım Yayınları.
 Eric Hobsbawn, Kısa 20. Yüzyıl, 1914-1991 Aşırılıklar Çağı, Everest Yayınları.
 Georges Langlois, 20. Yüzyıl Tarihi, (Çev. Ömer Turan), Nehir Yayınları.
 Gökçen Alpkaya-Faruk Alpkaya, 20. Yüzyıl Dünya ve Türkiye Tarihi, Tarih Vakfı
Yayınları.
 David Fromkin, Barışa Son Veren Barış, Modern Ortadoğu Nasıl Yaratıldı?, 1914-1922,
Epsilon Yayınları.
 Rıdvan Karluk, Avrupa Birliği ve Türkiye, Beta Yayınları.
 Mehmet Uğur, Avrupa Birliği ve Türkiye, Bir Dayanak / İnandırıcılık İkilemi, Agora
Yayınları.
 Hilmi Ziya Ülken, Türkiye’de Çağdaş Düşünce Tarihi, Ülken Yayınları.
 Ahmet Taner Kışlalı, Siyasal Sistemler, İmge Yayınları.
 Erol Mütercimler, Gelibolu 1915, Alfa Yayınları.

ÜNİTE 1 / ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ DERSİNİN AMACI VE KAVRAMLAR


 Nigel Steel-Peter Hurt, Gelibolu / Yenilginin Destanı, Sabah Kitap.
Ansiklopediler
 Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi, İletişim Kitabevi.
 Tanzimattan Cumhuriyete Türkiye Ansiklopedisi, İletişim Kitabevi.
 Cumhuriyet Ansiklopedisi, Yapı Kredi Yayınları.
Romanlar
 Turgut Özakman, Şu Çılgın Türkler, Bilgi Yayınevi.
 Turgut Özakman, Diriliş, Çanakkale 1915, Bilgi Yayınevi
 Hıfzı Topuz, Çamlıca'nın Üç Gülü, Remzi Kitabevi.
 Hıfzı Topuz, Gazi ve Fikriye, Remzi Kitabevi.
 Halide Edip Adıvar, Ateşten Gömlek, Özgür Yayınları.
 Halide Edip Adıvar, Türkün Ateşle İmtihanı, Özgür Yayınları.
 İlhan Selçuk, Yüzbaşı Selahattin'in Romanı, Cumhuriyet Kitap.
 Kemal Tahir, Esir Şehrin İnsanları, İthaki Yayınları.
 Kemal Tahir, Esir Şehrin Mahpusu, İthaki Yayınları.
 Kemal Tahir, Hür Şehrin İnsanları, Tekin Yayınevi.
 Kemal Tahir, Kurt Kanunu, İthaki Yayınları.
 Kemal Tahir, Yorgun Savaşçı, İthaki Yayınları.
 Attila İlhan, Allahın Süngüleri: Reis Paşa, Türkiye İş Bankası yayını.
 Attila İlhan, Gazi Paşa, Türkiye İş Bankası yayını.
 Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, Türkiye İş Bankası yayını.
 Attila İlhan, O Sarışın Kurt, Türkiye İş Bankası yayını.
 Teoman Ergül, İşgal, İnkılap Kitabevi.
 Dido Sotiriyu, Benden Selam Söyle Anadolu'ya, Can yayınları.
 Mehmet Niyazi, Çanakkale Mahşeri, Ötüken Neşriyat.
 Peyami Safa, Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Ötüken Neşriyat.
 Peyami Safa, Fatih-Harbiye, Ötüken Neşriyat.
 Tarık Buğra, Küçük Ağa, Ötüken Neşriyat.
 Tarık Buğra, Firavun İmanı, Ötüken Neşriyat.
 Sevinç Çokum, Ağustos Başağı, Ötüken Neşriyat.
 Samim Kocagöz, Kalpaklılar, Dünya Aktüel.
 Samim Kocagöz, Doludizgin, Dünya Aktüel.
 Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Ankara, İletişim Kitabevi.
 Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Yaban, İletişim Kitabevi.
 Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Sodom ve Gomore, İletişim Kitabevi.
 Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Vatan Yolunda, İletişim Kitabevi.
 Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Panorama, İletişim Kitabevi.

ÜNİTE 1 / ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ DERSİNİN AMACI VE KAVRAMLAR


Arşivler
 Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivi
 Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi
 TBMM Arşivi
 Türk Kızılay Arşivi
 Genelkurmay ATASE Arşivi
 Yurtdışındaki Türk Büyükelçilik Arşivleri.
 Millî Eğitim; Bakanlığı Arşivleri.
 Maliye Bakanlığı Arşivleri.
 Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı Arşivleri.
 Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivleri.
 İstanbul Belediyesi Arşivleri.
 Kütüphaneler [Millî Kütüphane, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Türk Tarih Kurumu...)
ve Müzelerde bulunan Arşivler.
 Özel Arşivler.
Yabancı Arşivler
 Türkiye’deki Büyükelçilik ve konsolosluklarda bulunan arşivler.
 Yabancı ülkelerdeki Türkiye Cumhuriyeti’yle ilgili olan arşivler (millî-kütüphaneler;
bakanlıklar ve araştırma-kurumlan...- arşivleri).
Resmî ve Yerel Gazeteler
Bunların büyük bir bölümü işgal ve Millî Mücadele sırasında yayınlanmıştır. Anadolu ve
İstanbul'da çıkan bu gazeteler de önemli bir araştırma kaynağı oluşturmaktadır.
 Bunlardan İstanbul'da çıkanlar: Alemdar, Yeni Gün, Sebilürreşad, Tasvir- Efkâr Vakit, İleri,
Takvimli Gazete, Teşrih, Aydede, Ahval, Peyam-ı Sabah, Ümit, Vahdet Dersaadet, Yeni
Şark, Sabah, Söz, İkdam, İfham, Tevhid-i Efkar, Evkat, The Orient News... Anadolu'da
çıkanlar: Hakimiyet-i Milliye, Mefkûre, Köy Hocası Anka a İrade-i Milliye, Gaye-i Milliye
(Sivas), Efe, Ahenk, Şark, Anadolu (İzmir) Öğüt, Babalık (Konya), Adana Postası, Yeni
Adana (Adana), Adapazarı, Ahali (Edirne' Fırtına, Hayat, Aksiseda (Samsun), Ahrar,
Millet (Eskişehir), Misak-ı Millî, Adana'ya Doğru Erciyes (Kayseri), İstikbâl (Trabzon),
İzmir'e Doğru (Balıkesir), Açıksöz ^Kastamonu' Sada-ı Millet (Batum), Gamlı, Dertli (Bolu),
Ertuğrul (Bursa), Emel (Amasya) Doğru Albayrak (Erzurum) ve Güneş (Ordu)
gazeteleridir.

ÜNİTE 1 / ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ DERSİNİN AMACI VE KAVRAMLAR


5. KAVRAMLAR
İnkılap: Arapça bir kelime olup, “kalb” kökünden gelir. Bir halden bir hale geçiş demektir. İnkılâp,
toplumdaki mevcut sistemin yıkılarak yeni bir sistem kurulmasıdır. Mustafa Kemal Atatürk’ün
ifadesiyle inkılâp; Toplumun ihtiyaçlarına cevap vermeyen kurumların kaldırılması ve yerine
ihtiyaçlara uygun çağdaş kurumların kurulmasıdır. Daha geniş manasıyla; bir milletin sahip
olduğu siyasi, sosyal, askerî, kültürel alanlardaki kuramlarının devlet eliyle, makul ve ölçülü
metotlar ile köklü bir surette değiştirilerek yenileştirilmesidir. Dolayısıyla inkılâplar, sanayi
inkılâbı, bilim inkılabı, kültür inkılabı ve sosyal inkılaplar gibi çeşitli alanlarda olabilir.

İhtilal: Arapça “hal” kelimesinden gelir. Sözlük karşılığı bozma, karışıklık, düzensizlik,
perişanlıktır. Kavram olarak ise bir devletin siyasî yapısını değiştirmek amacıyla yasal kurallara
uymaksızın, zor ve kuvvet kullanılarak yapılan geniş halk hareketi demektir. Bu arada inkılâp ve
ihtilal kavramları yanlışlıkla birbirinin yerine de kullanılmaktadır. Mesela Fransız inkılâbı tabiri
yerine yanlış olarak Fransız ihtilali ifadesi kullanılmaktadır. Hâlbuki ihtilal kavramı inkılâp
kavramından daha dar kapsamlıdır. Atatürk’ün tabiriyle Fransız inkılâbı, “tam yüz yıl süreli bir
ihtilaller serisidir ve sonuç olarak bir inkılaptır. Dolayısıyla ihtilal, inkılâbın bir evresi olup,
yıkılan düzenin yerine yeni bir düzenin oluşması aşamasını kapsamaz.

İsyan: Sözlük manası olarak itaatsizlik, emre boyun eğmeme, ayaklanma anlamına gelir. Kavram
olarak ise; toplumsal desteğe sahip olup olmadığı belli olmayan bir grubun sınırlı amaç ve
hedefini gerçekleştirmek üzere devlete karşı başkaldırma hareketidir. Toplumsal beklentilerin
karşılanamadığı durumlarda ortaya çıkan isyanların fikrî alt yapısı yoktur. Ancak bir isyan
gelişme gösterirse ihtilale, ihtilal gelişme gösterirse inkılâba dönüşebilir.

Hükümet Darbesi: Darbe, bir ülkedeki mevcut iktidarın zor kullanılarak değiştirilmesi eylemidir.
Hükümet darbesi ise devletin emrindeki resmi kuvvetlerden herhangi birisinin mevcut hükümeti
devirmesi ve iktidara el koymasıdır. Darbeler genellikle kan dökülmeden yapılmakla beraber
kanlı biçimde son bulan örnekleri de mevcuttur.

Reform: Toplum hayatında devlet eliyle daha iyiye ve daha güzele doğru gitmek için yapılan
değişikliklere reform denir. Başka bir deyişle, toplum hayatında belirli alanlarda yapılan yenilik
ve düzenlemelerdir. Bu hareketteki asıl amaç, toplum düzenine ve kurumlara yeni bir şekil verme
ve toplumun ihtiyaçlarını daha ileri bir görüşle çözümlemektir. Reform hareketleri, mevcut
yasalara uygun biçimde gerçekleştirilir, yavaş seyreder, zorlayıcı değildir. Reform kelimesi ile
ıslahat kelimesi aynı anlamda kullanılmaktadır.

ÜNİTE 1 / ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ DERSİNİN AMACI VE KAVRAMLAR


Evrim (Tekamül): Basamak basamak aşamalarla, uzun bir süre içinde meydana gelen değişmeler
zinciridir. Evrim, olgunlaşma hareketi, bir başka deyişle yavaş yavaş açılma ve şekil almadır.

Batılılaşma: Islahat hareketleriyle birlikte başlayan Osmanlı Devleti'ndeki Batılılaşma süreci


"muasırlaşmak ve asrîlik" gibi kelimelerle ifade edilmiştir. Ancak aydınlar ve halk arasında
Batılılaşma, genellikle yanlış değerlendirilmiş ve eksik algılanmıştır. "Asrîlik" ve "Çağdaşlaşma"
deyimleri ile ifadesini bulan Batılılaşma, çoğu kez bir moda veya yaşam biçimi şeklinde biçimsel
değerlerle karıştırılmıştır. Halbuki Batılılaşma, esas olarak önce bilimsel ve teknolojik anlamda
bir değer taşır.

Bir başka ifadeyle; çağın gelişmiş kurumlarına, gelişmiş uygarlık düzeyine ulaşabilmek için
gerekli olan ekonomik, toplumsal, psikolojik, siyasal değişmeyi gerçekleştirmek demektir.

Rönesans: Kelime olarak yeniden doğuş manasına gelmekte olup; ilim, sanat, fikir ve edebiyatta
yeniden doğuşu ifade eden bir süreçtir. XV. yüzyılda başlayan bu süreç, aynı yüzyıl içinde bütün
Avrupa'ya yayıldı. Avrupa’da bilim ve sanatın geliştirilmesi, canlandırılması için girişilen ve
daha sonra Rönesans adı verilen hareket 1453’te İstanbul’un fethini müteakip ilk defa ciddi bir
şekilde İtalya’da ortaya çıktı. İtalya’da başlayan Rönesans hareketi kısa sürede bütün Avrupa’da
yayılarak, Fransa’da sanat; Almanya’da dinî tablo ve resimler, İngiltere’de edebiyat; İspanya da
ise resim ve edebiyat alanlarında gelişme gösterdi.

Tanzimat: Kelime olarak düzenleme, düzene koyma, mevcut devlet düzenine çekidüzen verme
manasındadır. Tarihimizde devlet düzenini sağlamak için 1839 yılında Tanzimat Fermanı olarak
bilinen Gülhane Hatt-ı Şerifî’nin okunmasıyla başlayan modernleşme ve yenileşme döneminin
adıdır. Tanzimat Dönemi II.Abdülhamit'in 1876'da tahta çıkması ve Meşrutiyet'in ilân edilmesiyle
sona ermiş kabul edilmekle beraber 1922'de Osmanlı Devleti’nin sona ermesine kadar sürdüğü
de söylenebilir.

Meşrutiyet: Arapça şart kökünden türetilmiş bir kavram olan meşrûtiyyet kelimesi, XIX. yüzyılın
ikinci yarısından itibaren Osmanlı siyasî literatüründe “anayasalı ve meclisli saltanat-hilâfet
rejimi” karşılığında kullanılmıştır. Türkçe literatürde, Kānûn-ı Esâsî’nin ilân edildiği 23 Aralık
1876’dan Meclis-i Meb‘ûsan’ın muvakkaten tatil edildiği 13 Şubat 1878 tarihine kadarki döneme
I. Meşrutiyet, meclisin yeniden toplanmaya davet edildiği 23-24 Temmuz 1908’den 30 Ekim 1918
Mondros Mütarekesi’ne veya 20 Ocak 1921 tarihli Teşkîlât-ı Esâsiyye Kanunu’nun neşri ya da
saltanatın ilga edildiği 1-2 Kasım 1922 tarihine kadarki döneme de II. Meşrutiyet denmektedir.
Meşrutiyet kavramı daha sonra Farsça’da “anayasalı monarşi” anlamıyla yer almış, ancak kök dili
olan Arapça literatüre girmemiştir.

ÜNİTE 1 / ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ DERSİNİN AMACI VE KAVRAMLAR


Emperyalizm: Fransızca “impérialisme” sözcüğünden gelen emperyalizm, kapitalizmin en üst
aşaması olarak da ifade edilmektedir. Emperyalizm, bir devletin ya da ulusun, başka bir devleti
veya devletleri siyasi ve ekonomik açıdan egemenliği altına alıp yayılmasıdır. Temel ilkesi
sömürüye ve rekabete dayalı olan bu sistem, aslında yüzyıllar boyunca “sömürgecilik” olarak
kullanılmış, ancak zamana bağlı olarak değişkenlik göstermiştir. XX. yüzyılın başlarından
itibaren etkinlik gösteren emperyalizm, sömürgecilik kavramının gelişmiş bir hâlidir. Ancak bu
iki kavramın aynı anlama gelmemektedir. Sömürgecilikte siyasal bağımlılık vardır. Buna karşılık
emperyalizmde ise sadece siyasal değil, aynı zamanda ekonomik bağımlılıktan da söz etmek
mümkündür.

Emperyalizmin çeşitli şekilleri mevcuttur; Siyasi Emperyalizm, Demografik Emperyalizm, Dinî


Emperyalizm, Kültürel Emperyalizm, İktisadi Emperyalizm gibi.

Liberalizm: Tarihsel geçmişi XVII. yüzyılın başlarına dek uzanan liberalizm, sosyal bir doktrin ve
felsefedir. Özgürlük, hürriyet ve serbestlik anlamlarına gelen bu sözcük İngilizce kökenli olup
libert kelimesinden türetilmiştir.

Liberalizm, bireyciliğe dayalıdır. Ayrıca bireylerin siyasal ve ekonomik hak ve özgürlüklerini


güvence altına almasını savunur. Devletin ekonomiye müdahalesinin en aza indirgendiği bir
doktrindir. Temsilcileri arasında Jonh Locke, David Hume ve Adam Smith gibi isimler vardır.

Liberalizm demokrasinin yalnız hürlük ilkesine göre yorumlanmasından doğar. Liberal


düşünürler, devletin; adalet, güvenlik, eğitim, sağlık ve altyapı gibi sosyal hizmetleri
üstlenmesini, bunun dışındaki mal ve hizmetlerin üretiminin piyasa ekonomisine bırakılmasını
savunmaktadır.

Sosyalizm: Fransızca “socialisme” kelimesinden gelmektedir. Tanımsal olarak “toprak ve sermaye


hâlinde üretim araçlarının mülkiyet hakkını ve sınıfsız bir toplum oluşmasını savunan
doktrin”dir.

Liberal demokrasinin ve kapitalizmin doğurduğu yetersizlikler ve adaletsizlikler, sosyalizmin


XIX. yüzyıl içinde ön plana çıkmasına ve önem kazanmasına sebep olmuştur.

Sosyalizm kapitalist sistemi adaletsiz bulduğu için, onu değiştirmek ve yerine geçmek isteyen bir
düzenin adıdır. XIX. yüzyılda bugünkü anlamını ve kapsamını kazanan sosyalizmin
gelişmesinde K. Marx’ın büyük rolü vardır. K. Marx, kendinden önceki bütün sosyalizm
çığırlarına “ütopik”, kendisinin ileri sürdüğü tarihî maddecilik görüşünü ise “ilmî” ya da bilimsel
kabul etmektedir. Bunun sebebi ise bilimsel bir yönteme, deney ve gözleme dayanmasıdır. Yani
evrenseldir. Günümüzde Batı toplumları içinde büyük bir rolü olan birçok sosyalizm akımı,

ÜNİTE 1 / ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ DERSİNİN AMACI VE KAVRAMLAR


Marksizm’in çeşitli şekillerde biçim değiştirmesinden oluşmuştur. Marksistler komünizm ile
“İlmî Sosyalizm”i eş anlamlı kabul etmektedirler. Ancak çeşitli yorumlamalara göre sosyalizm
evrimcidir. Komünizm ise devrimci ve ihtilalci bir karakter yapısına sahiptir

Monarşi: Bu sözcük Türkçeye Fransızca “monarchie” kelimesinden girmiştir. “monarchie” kelimesi


ise Yunanca “tek şef” anlamına gelen “monos archos” kelimelerinden türetilmiştir. Bu bağlamda
monarşinin “tek kişinin yönetimi” anlamına geldiğini söylemek yanlış olmaz. Türk tarihinde bu
kelimenin yerine hükümdar, sultan, padişah gibi bazı unvanlar kullanılmıştır. Buna göre monarşi
hükümdarın devlet gücünü tamamen elinde bulundurması olarak tanımlanabilir. Bu sistemde
hükümdar ya da kral devletin en yüksek organıdır.

Monarşilerde kural, başta devlet başkanlığı olmak üzere, üst düzey siyasal makamların babadan
oğula geçmesidir. Bilinen en eski ve yaygın yönetim biçimi olan monarşi günümüzde giderek
azalmıştır. Bazı devletlerde bizde olduğu gibi (1 Kasım1922) tamamen ortadan kaldırıldı.
Kimilerinde ise sembolik olarak devam etmektedir.

Oligarşi: Türkçeye Fransızcadan geçen bu kavram, Yunanca “az-birkaç” anlamlarına gelen “oligo”
ve yönetmek anlamına gelen “arkhein” kelimesinden türetilmiştir. Ünlü düşünür Aristo oligarşiyi
siyasal rejimin iktidardaki grubun kendi çıkarına göre işlediği rejim olarak tanımlamıştır. Bu
kavram günümüzde “azınlık iktidarına dayalı rejimler” olarak değerlendirilmektedir. Buna göre
oligarşi küçük bir grubun iktidarda olduğu yönetim şeklidir. Oligarşilerde iktidara egemen olan
az sayıda kişilerden oluşan grup, bir aile olabileceği gibi, çok dar bir sınıf da olabilir.

ÜNİTE 1 / ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ DERSİNİN AMACI VE KAVRAMLAR


BÖLÜM SONU SORULARI

1- Tarihi niçin öğrenmeliyiz?

2- Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi dersinin amaçları nelerdir?

3- Bu dersin kaynaklarından bazılarını yazınız?

4- Bu dersin kavramlarından bazılarını açıklayınız?

5- Tarihin tanımını kısaca yapınız?

ÜNİTE 1 / ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ DERSİNİN AMACI VE KAVRAMLAR


1) Atatürk, “Türk milletini son yüzyıllarda geri bırakmış olan kurumları yıkarak, yerlerine
milletin en yüksek uygar gereklere göre ilerlemesini sağlayacak yeni kurumlar koymuş
olmaktır.” sözüyle aşağıdakilerden hangisini tanımlar?

A. Çağdaşlaşma

B. İnkılap

C. Tekâmül

D. Batılılaşma

E. Islahat

2) Bir devletin mevcut siyasal yapısını, iktidar düzenini ortadan kaldırmak için bu
konudaki hukuk kurallarına başvurmaksızın, zor kullanarak yapılan geniş halk
hareketi olarak tanımlanan kavram aşağıdakilerden hangisidir?

A. İnkılap

B. Tekâmül

C. İhtilal

D. Islahat

E. Modernleşme

3) Türk İnkılabı’nın temel amacı aşağıdakilerden hangisidir?

A. Mevcut yönetime başkaldırmak

B. Ekonomiyi geliştirmek

C. Eskimiş kurumları iyileştirmek

D. Çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak

E. Geleneksel kurumları korumak

ÜNİTE 1 / ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ DERSİNİN AMACI VE KAVRAMLAR


4) Azınlık iktidarına dayalı, küçük bir grubun iktidarda olduğu yönetim şekli
aşağıdakilerden hangisidir?

A. Fedaral yönetim

B. Monarşi

C. Teokrasi

D. Oligarşi

E. Cumhuriyet

5) Kavram olarak toplum içinde belirli bir grubun veya herhangi bir teşkilatın sınırlı amaç
ve hedefini gerçekleştirmek üzere devlete karşı başkaldırma hareketi olarak tanımlanan
kavram aşağıdakilerden hangisidir?

A. Darbe

B. İnkılap

C. İsyan

D. Reform

E. Devrim

ÜNİTE 1 / ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ DERSİNİN AMACI VE KAVRAMLAR


BÖLÜM KAYNAKÇASI

SÜSLÜ, A. (2014). ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİNİN KAYNAKLARI. ONDOKUZ


MAYIS ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ DERGİSİ, 4(1), 26-33.

ÖZKAN, ASAF, ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ I, ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ.

ALPARGU, M., ÖZÇELİK, İ., & YAVUZ, N. (2003). ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ

GÜNDÜZ YAY.

KALELİOĞLU, O. (2017). ÜNİVERSİTELERDE, ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP DERSLERİ

NASIL OLMALIDIR? ULUSLARARASI BEŞERİ BİLİMLER VE EĞİTİM DERGİSİ, 3(2), 183-194.

METİN, E. (2017). TARİH NEDİR? NİÇİN TARİH ÖĞRENİLMELİDİR? BKZ. HTTP://WWW.

TURKDİVANİ. COM/WP-CONTENT/UPLOADS/TARİH-NEDİR. PDF, 10.

DOĞANER, Y. (2005). YÜKSEK ÖĞRETİMDE ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ

DERSİ ÖĞRETİMİNDE KARŞILAŞILAN PROBLEMLER VE YENİ YAKLAŞIMLAR-

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ. ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ DERGİSİ, 21(62),

589-612.

ÜNİTE 1 / ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ DERSİNİN AMACI VE KAVRAMLAR

You might also like