Professional Documents
Culture Documents
MUĞLA, 2023
GİRİŞ
Bilişsel uyumsuzluk teorisi, bireyin uyumlu ve tutarlı zihin yapısına ulaşma amacını ele alan
tutarlılık kuramlarının bir parçası olarak görülebilir. Bilişsel sistemdeki tutarsızlıklardan
kaynaklanan motivasyonel sonuçların kabul edildiği ve tanımlandığı ilk teoridir. 1960’larda
sosyal psikolojinin en fazla araştırılan konusu olan bilişsel uyumsuzluk, kişinin birbiriyle
tutarsız iki ya da daha fazla bilişe (bilgi parçaları) sahip olması sonucu ortaya çıkan psikolojik
rahatsızlık durumudur. Uyumsuzluğa neden olan tutarsız düşüncelere sahip olunduğunda
duygularla yüzleşmek olarak da tanımlanabilir. Bu uyumsuzluk tatsızdır ve birey farklı bakış
açısı sunan bilgi kaynaklarını önlemenin ya da kendi düşüncelerini rasyonalize etmenin
yollarını arar. Bireyler, bir seçim yapmaları gerektiğinde yapılan seçimle uyumsuz olan
bilişler rahatsızlık yaratır. Satın alma davranışları da bir seçim yapmayı gerektirdiğinden teori
tüketici davranışlarını anlamak için bir bakış açısı sunmaktadır (Yücel ve Çizel, 2018: 150).
Bilişsel Uyumsuzluk Teorisi Leon Festinger tarafından 1957 yılında ortaya atılmıştır. Bu
teori, insanın bilişsel yapılanmasında sıkça meydana gelen çelişkili durumların anlaşılması ile
ilgilidir. Teorinin açıklama getirdiği çatışma tarifi herhangi bir grup içindeki iki ya da daha
fazla kişi arasında değildir. Bu teori, tek bir insanda belirli bir olay, birey ya da grup
davranışına tepkisi sırasında sıkça ortaya çıkan bilişsel çelişki durumunu anlama ve araştırma
amacını taşımaktadır. Leon Festinger teorisi ile ilgili iki ana hipotez öne sürmektedir.
Bunlardan ilkine göre, bilişsel çelişki ortaya çıktığında birey tüm gücüyle iki ayrı şeması
arasındaki uygunsuzluk derecesini azaltmak ve bilişsel uyumu sağlamak için uğraşacaktır. Bu
davranışının sebebi, bu uyumsuzluğun kişide psikolojik olarak rahatsızlık hissi yaratmasıdır.
İkinci hipotez, ortaya çıkan rahatsızlık hissini azaltmaya çalışan bireyin bu tarz zorlandığı
durumlardan kaçınmaya çalışacağını öne sürerek ilk hipotezi desteklemektedir (ZenBlog,
2020).
SONUÇ
Bilişsel uyumsuzluk, tüketici davranışını anlamak için çeşitli yollar sunmaktadır.
Organizasyonel satın alma durumunda değil kişisel satın alma durumunda ortaya çıkar.
Alternatiflerin sayısı arttığında, alternatifler arasındaki farkın az olduğu ve marka
ilgileniminin arttığı durumlarda bilişsel uyumsuzluk da artar (Bawa ve Kansal, 2008: 38).
Kesinlikle tüm alım satım problemlerine tek çare değildir. Elbette ki tüm davranışları
açıklamaz; kesin tahminlere izin vermez ve sosyal bilimciler tarafından eksiksiz bir cevap
olarak sunulmamıştır. Bununla birlikte sektöre ve araştırmacılara insan davranışını anlamak
için geniş bir referans çerçevesi sağlayabilir Markaların ve tüketicilerin giderek daha
karmaşık hale geldiği pazarda, tüketicilerin güvenle alışveriş yapmalarını sağlayarak algılanan
riski ve satın alma sonrası bilişsel uyumsuzluğu azaltmak işletmeler açısından hayati önem
taşımaktadır. Benzer fiyat ve hizmete sahip işletmelerin kendilerinin tercih edilmesini
sağlayacak yeni hizmet özellikleri geliştirmesi ve bu özellikleriyle diğerlerinden ayrışması,
karmaşık ve rekabetçi pazarda ayakta kalabilmek için son derece önemlidir. Böylece
tüketicinin yaptığı seçimle ilgili kendine güveni artacaktır. Çünkü tüketicinin yaptığı seçimi
sorgulaması ve yanlış karar vermiş olabileceğiyle ilgili şüphe duyması olarak da
tanımlanabilen bilişsel uyumsuzlukta bireyin kendine güveni çok önemlidir. Kendine ve
kararlarına güvenen tüketiciler bilişsel uyumsuzluğu daha az deneyimlerler (Yücel ve Çizel,
2018: 161).
Bilişsel uyumsuzluk süreci rahatsızlık verici bir psikolojik durum olarak değerlendirildiğinde,
şahısların bu durumu minimize etmek veya bu durumdan kurtulmak için çaba harcayacağı
yönünde hareket edeceğinin düşünülmesi gerekir. Aynı zamanda uyumsuzluk halinin
güdüleyici bir etkisi olacağından ve bu etkiyi harekete geçirme amacı güden pazarlamacıların
rekabet halinde olunan markalar açısından uyumsuzluğu arttırıcı, kendi markalarına yönelik
ise uyumsuzluğu azaltıcı stratejileri belirlemesi beklenir (Elüstün, 2020: 47).
Öte yandan, bilişsel uyumsuzluk kuramının pazarlama bilim adamlarının ilgisini ancak
psikolojide sunulmasından birkaç yıl sonra çektiği görülmektedir. Bilişsel uyumsuzluk
kuramının uygulama alanı tüketici davranışı ve özellikle satınalma sonrası durumlar
oluşturmaktadır. Kabul edildiği ilk yıllarda uygulanabilirliği konusunda soru işaretleri
oluşmuş ve bilişsel uyumsuzluğun tüketici davranışını nasıl anlatabileceğini görmek için çok
sayıda çalışma yapılmıştır. Bu çalışmadan elde edilen bulgular kuramın hem lehine, hem de
aleyhine olmuştur. Daha önce de açıklandığı gibi, kuramın tüketici davranışlarını
açıklamadaki başarısını destekleyen çalışmalar daha fazla olmasına rağmen son yıllarda
teoriye gösterilen ilgide düşüş görülmektedir. Bu durum kuramın diğer sosyal bilim
dallarındaki uygulamalarıyla çelişkilidir. Kuram, özellikle psikoloji, eğitim ve ekonomide
hala sıklıkla kullanılmaktadır (Çabuk ve Yağcı, 2015: 220-221).
KAYNAKÇA
Aronson, E. (1968). Dissonance Theory: Progress and Problems. Rand McNally.
Aydın, H., & Yılmaz, Ö. (2018). Online Alışverişte Bilişsel Çelişki Davranışlarının
İncelenmesi. Anemon Muş Alparslan Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 6(18), 333-
339.
Cooper, J., & Fazio, R. (1984). A New Look At Dissonance Theory. Advances in
Ekizler, H. (2020). Tüketici Karmaşası- Bilişsel Uyumsuzluk İlişkisinde Satış Personeli ile
Kaish, S. (1987). Cognitive Dissonance and the Classification of Consumer Goods. Journal
Kim, Y.S. (2011). Application of the Cognitive Dissonance Theory to the Service Industry.
Services Marketing Quarterly, 32: 96–112.
O’Neill, M., & Palmer, A. (2004). Cognitive Dissonance and the Stability of Service Quality
Sharifi, S.S. ve Esfidani, R.M. (2014). The Impacts of Relationship Marketing on Cognitive
Dissonance, Satisfaction, and Loyalty. International Journal of Retail & Distribution
Management, 42(6): 553–575.
Taşar, B., & Dedeoğlu, A. Ö. (2019). Tüketimde Bilişsel Uyumsuzluk Öncüleri Üzerine Pilot
Yılmaztürk, Y., & Akyol, A. (2020). Materyalist Değerler, Bilişsel Satın Alma ve Satın Alma
Yücel, E., & Çizel, B. (2018). Bilişsel Uyumsuzluk Teorisi Üzerine Kavramsal Bir İnceleme:
teorisi/. https://www.zen.com.tr/bilissel-uyumsuzluk-teorisi/