Professional Documents
Culture Documents
TEORİLERİ
Gestalt kuramı görsel şekillerle kapsamlı bir tarzda
ilgilenen en önemli kuramlardan birisidir. Gestalt
kavramı, 20.yy başlarında sanat psikolojisi
alanında çalışan bir grup alman bilim adamının
1910'lu yıllardan itibaren ve öncülüğünü Max
Wertheimer, Kurt Koffka, Wolfgang Köhler, Kurt
Lewin gibi isimlerin yaptığı bir psikoloji akımıdır.
Temelde insanın gözünün görsel deneyimleri nasıl
organize edip algıladığını araştırır.
Gestalt kuramı, bellek, öğrenme, algılama, hatırlama ve
problem çözme konularında yenilik getirmiştir. Organize
bütünler birbirleriyle ilgisiz parçalardan çok daha kolay
öğrenilip akılda tutulurlar. Gestalt kuramına göre,
problemin bir bütün olarak derinliğine kavranıp buna
bütün halinde çözüm aranması, kişiyi hızlı ve özgün
buluşlara götürür.
‘ Sanat algısının en temel birimi form’ dur’ önerisi hem
sanat hem de psikoloji alanında bir dönüm noktası
sayılmıştır . Gestalt teorisi, şekillerin algılanmasında
şekillerin birbirleriyle ve çevreleriyle olan ilişkilerinin
etkisini ortaya koyan; ‘anlamsal organizasyon’ mantığına
dayalı, günlük hayatta da pek çok uygulaması bulunan
bir tasarım teorisidir.
Gestalt kuramcıları sanat eserini görsel ve psikolojik
deneyim olarak tanımlamışlardır. Sanatı ‘ duyarlıkla
düzenlenmiş bir bütün ‘ olarak ele almaktadırlar. Algı
sürecinde duyuların kaydettiği uyarılar beyinde
düzene sokulur. Sinirsel dürtülerimiz beyine
ulaştığında ‘ çekici ‘ ya da ‘itici ‘ olarak nitelenir, algı
sistemi düzenleme yeteneği ile aldığı duyumlara
anlam verir. Duyumlar algı ilkelerine göre
kümelenir, düzene sokulur ve anlam kazanır.
ALGI, ALGILAMA ve GÖRSEL ALGI
Algı, “duyu organlarından beyne ulaşan verilerin
örgütlenmesi, yorumlanması ve anlamlandırılması süreci”
olarak tanımlanmaktadır(Dökmen,1994:97) .
Algı,
“Bir şeye dikkati yönelterek o şeyin bilincine varma, idrak”
olarak da tanımlanmaktadır.
Algılama ise Çevik(1991) tarafından değişik alanlarda “bir
olgu duyusu yapmada belleğin kullanılması” veya
“çevre güzelliklerinin-etkilerinin sübjektif kabulü ve
çalışılması” ya da “canlı organizmanın ihtiyaçlarından
birisi, faydalı araçsal bir iş-çalışma” olarak
açıklanmaktadır.