Professional Documents
Culture Documents
Tyt Turkce Son 13 Yil Cikmis Sorular
Tyt Turkce Son 13 Yil Cikmis Sorular
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimizin yazılı izni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu ve
testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
2022-TYT/TÜR TÜRKÇE TESTİ
1. XII. yüzyılda gözlüğün bulunması, sadece görme 3. Özellikle nezle veya grip olduğumuzda gündüz
kusurlarını ---- kalmadı aynı zamanda insanların
doğuştan getirdiği ya da zamanla oluşan tahribatları saatlerinde görece (genellikle) daha iyi hissederken
---- gerektiği inancını da yıktı. I
gece olduğunda hastalık belirtilerini (göstergelerini)
Bu cümlede boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden II
hangisi sırasıyla getirilmelidir? daha şiddetli hissederiz. Bunun nedeni, vücudun
A) gidermekle - kabullenmeleri bağışıklık sisteminin belli bir düzen (uyum) içinde
III
B) somutlaştırmakla - onaylamaları olmasıdır. Gün boyunca (süresince) vücudu savunan
IV
M
C) görmezden gelmekle - benimsemeleri bağışıklık sistemi aktifken (çalışırken) geceleri
ın
V
ız
D) aramakla - düzeltmeleri dinlenmeye geçer ve hücresel savunma azalır.
s
ak
E) ortaya koymakla - iyileştirmeleri Bu parçada numaralanmış sözcüklerden hangisinin
. olm
anlamı, ayraç içinde verilenle uyuşmamaktadır?
az i
A) I B) II C) III D) IV E) V
m zn
la ı i
nı zıl
Y
lla ya
2. Empati başkasının duygularına eşlik etmektir; birlikte
ya da aynı şekilde veya bir kişinin diğeri sayesinde
ku n
n ’ni
hissetmesi, duyması, etkilenmesidir. Bu, kuşkusuz
4. Füruzan’ın hikâyeciliğinde eleştirmenlerce zayıf
da M
başka bir boyuta taşıyabilir insanı çünkü kısmen de
bulunan yanlardan biri yeknesak karakter üretimidir.
fın SY
olsa “ben”in hapishanesinden çıkmayı gerektirir. Geriye,
Her hikâyesinde belli çevrelerde karşılaşılabilecek
kimle empati kurulduğunu bilmek kalır. Başkasının
ra Ö
Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen Bu parçada altı çizili sözü anlamca karşılayabilecek
aşağıdakilerden hangisidir? bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır?
ş
ku tir.
C) Farklı bakış açılarına karşı ön yargıları kırmak teknik unsurları bilmekten de öte gerçek sanatı
Ö
şi ı Ö
5. Çikolata tüketiminin faydaları nelerdir? 7. (I) İkinci Dünya Savaşı sonrası pek çok Avrupa
Çikolata tüketiminin etkileri hangi yaş grubunda ülkesinin şehirleri bir enkaz panoramasından ibaretti.
daha belirgindir? (II) Öyle ki sadece Almanya’da savaş sonrası inşa
edilen birçok devasa binanın molozu, yıllarca bu
Çikolata gibi besinleri sevmenin temel nedeni
enkazın içinden alınmıştı. (III) Savaş sonrasında
nedir?
Batı’da gelişerek savaşın sonuçlarıyla yüzleşen
Çikolata kişilerin hayata bakış açılarını nasıl edebiyat ise “enkaz/moloz edebiyatı” diye adlandırıldı.
etkilemektedir? (IV) Sonuçlarına eleştirel biçimde bakarak savaşın
mantığını tepetaklak eden bu edebiyatın, enkaz
Aşağıdaki araştırma sonuçlarından hangisi edebiyatı diye anılması yerindeydi. (V) Zira bu savaş
bu sorulardan herhangi biriyle ilişkili değildir? aynı zamanda Batı’da uygarlığın şafağına olan inancın
da yıkılışını simgeledi.
A) Kimi insanların çikolata, cips gibi yağlı yiyecekleri;
kimilerinin ise karnabahar, brokoli gibi sebzeleri Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili
sevmesinin arkasında yatan unsurun genetik faktörler
aşağıdakilerin hangisi yanlıştır?
olduğu ortaya konmuştur.
A) I. cümlede savaşın ardından Avrupa kentlerinin
B) Her gün bir parça çikolata yiyenlerin, hiç çikolata görünümü betimlenmiştir.
M
yemeyen ya da çok fazla yiyenlere göre olaylara
ın
daha pozitif yaklaştığı saptanmıştır. B) II. cümlede yıkımın etkisini anlatmak için
ız
örneklemeden yararlanılmıştır.
s
C) Yetişkin kişilerde, sanılanın aksine, çikolatanın tadını;
ak
kadınların erkeklere göre daha az sevdiği tespit C) III. cümlede savaş sonrası edebiyata verilen isim
. olm
edilmiştir. gerekçesiyle açıklanmıştır.
az i
D) Çikolata gibi yiyecekler, ergenlerde serotonin
m zn
D) IV. cümlede bu dönem edebiyatının ismiyle içeriğinin
salgılanmasını çocuklara göre daha fazla sağladığı
la ı i
tutarlığı vurgulanmıştır.
için bu besinleri tüketen ergenlerin çocuklara göre
nı zıl
daha mutlu olduğu belirlenmiştir.
Y
lla ya
E) V. cümlede savaşın Batı toplumu için anlamı
belirtilirken mecaza başvurulmuştur.
ku n
E) Çikolatanın ham maddesi olan kakaonun boğazdaki
n ’ni
sinir uçlarında bir tabaka yarattığı ve bu tabakanın, da M
sinirlerin tahriş olmasını engellediği ifade edilmiştir.
fın SY
ra Ö
ta lar
edilemezsin fakat kendini memnun etmek için de sonudur; heyecan diner ve deneyimlenmemiş
ya ait
D) Bulunma E) Belirtme
B) Özgünlük, dış dünyadan etkilenmek yerine öz benliğini
,k
ir k l
çb f ha
9. Ahmet Hamdi Tanpınar, ilk baskısı 1946’da yayımlanan 11. (I) Kendimi eski mahallemin Arnavut kaldırımlarında
çocukluğumu ararken buluverdim geçenlerde.
Beş Şehir denemesinin asıl konusunun hayatımızda (II) Bahçelerinde saklambaç oynadığım evlerin
I bakımsız, hüzünlü hâllerine bakarken saçılıverdi birden
kaybolan şeylerin ardından duyulan üzüntü ile etrafa anılarım. (III) Limon sarısı gibi görünen eskiliğin
yüzü, sadece bakımsızlıktan ibaret değildi elbette.
yeniye karşı beslenen özlem olduğunu söyler. (IV) Benim zihnimdeki eskilik: Duvarlarda çiviler, lekeler,
II paslanmış salça kutusundan saksılar... (V) Yoğurtçuya
Sadece milletlerin değil bireyin asıl manasını maziyle karşı pencereden seslenen Fatma teyzemin nidalarının
yokluğu da eskitmişti bu evleri.
tanımlayabileceğini düşünen yazara göre mazi, daima
III Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde
vardır. Kendimiz olabilmek için maziyle hesaplaşmaya yazım yanlışı vardır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
mecburuz. İşte Beş Şehir böyle bir mecburiyetin sesidir.
IV
Bu parçada numaralanmış sözcüklerin türü
M
aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla verilmiştir?
ın
A) Sıfat - zarf - edat - zarf
ız
12. Oldum olası kendime çekidüzen vermeyi hiç bilmem.
s
B) Sıfat - edat - zarf - sıfat
ak
I II
Sakal bir karış, saçlar öylesine, günlerce dolaştığım
. olm
C) İsim - edat - sıfat - zamir
olur. Bir Mehmet Bey vardı, komşumuz. Tanışır,
az i
m zn
D) İsim - zarf - zarf - edat
la ı i
konuşurdum ama adımı hiç merak etmemiş mi yoksa
nı zıl
E) Zamir - sıfat - zarf - bağlaç
Y
lla ya
unutumuvermiş, nedir? Bir gün benim için “Hani,
III
ku n
n ’ni
saçı sakalı akar gibi bir adam geliyor buraya, o işte!”
da M
IV
fın SY
demiş. Üstüme başıma özen göstermeyi beceremem.
ra Ö
----.
V
lu ru
S
bir yanda diğeri bir yanda.
ru So
bulunur
Ö
şi ı Ö
olur 13. İri gövdesi güneşte devasa bir petek gibi ışıldayan
,k
ir k l
D) bulunduğu dokudaki işlevine göre karmaşık yapılar Fatma Aliye, Halide Edip, Samiha Ayverdi (II) Uzaktan
ortaya çıkarır güçlükle işitebildiğim sesleri, vecd hâlinde kovanlarına
li
te
süresine sahiptir
ilgilenen bir telaş (IV) İki ayrı zaman, aynı tarihî konağın
la
ru
14. Kendinden sonraki cümleye bağlı olarak ret, kabul, 16. I. Roket kullanmadan uzay deneyimi yaşamak
teşvik bildiren kelimelerden sonra konur. isteyen Eustace, basınçlı bir uzay kıyafeti giymişti
Tırnak içinde olmayan alıntı cümlelerden sonra ve ince bir polietilen balonun altına asılıydı.
konur. II. İlkin gevşek bir dörtgen hâlinde göğe doğru
Anlamı güçlendirmek için tekrarlanan kelimeler yükseldi sonra pürüzsüz ve şişkin bir damla biçimi
arasına konur. aldı.
Metin içinde art arda gelen zarf-fiil eki almış III. Eustace hedefine yani gezegen yüzeyinden 25 mil
kelimelerden sonra konur. yüksekliğe ulaştığında ise balon; futbol stadı
büyüklüğünde, ışıl ışıl parlayan, kusursuz bir
Aşağıdaki cümlelerin hangisi, virgülün kullanımıyla küreye dönüştü.
ilgili bu bilgilerden birine örnek gösterilemez?
IV. Balon göğe sorunsuzca yükselirken içindeki
A) Benim de söyleyeceklerim vardı elbet sana ama helyum gazı genişlemeye başladı ve kat ettiği her
gözlerine bakmakla yetinmeyi bildim, dedi usulca. mesafede balonun şekli değişti.
V. Geçtiğimiz ay 57 yaşındaki Alan Eustace, kayış
B) Haydi, biraz da sen tutun rengârenk kanatlı yaban
gıcırtısı dışında hiçbir ses çıkarmadan New
kuşlarının çıkardığı umut rüzgârına.
Mexico Çölü’nden gökyüzüne doğru hareket etti.
M
C) Hayatta neyin önemli olduğunu anlamak için arkama
Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün
ın
dönüp bakıyorum ki iyilik, iyilik, hep iyilik.
oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan
s ız
D) O, bundan yıllar önce her şeyi arkasında bırakıp yeni üçüncü olur?
ak
bir şehre taşındığında kalbindeki aşkı da yitirmişti. A) I B) II C) III D) IV E) V
. olm
E) İnsan kendini sevip, yaptığı hatalardan ders çıkardıkça
az i
m zn
içindeki olgunlaşma hissi de tüm benliğini kaplar.
la ı i
nı zıl
Y
lla ya
17. (I) Yirminci yüzyıl, dünya kaynaklarını paylaşmak
için çıkmış savaşlarla ve bu savaşların birbirinden
ku n
n ’ni
uzaklaştırdığı toplumlarla tarihteki yerini alıyor.
da M
15. (I) Her toplumda kuşaklar arasında yinelemeler ve (II) Yirmi birinci yüzyılda gelişen sanat ve iletişim
fın SY
bunun karşısındaki değişimlerden oluşan bir karşıtlık olanakları sayesinde artık dilleri, giyimleri, dünya
örülür. (II) Eskiler ile bugünküler kavgası şu veya bu görüşleri farklı bireyler tahmin edilemeyen ortamlarda
ra Ö
biçimde, açıkça ya da sessizce tekrarlanır. (III) Ne kadar karşılaşıyor. (III) Bu imkânlar, insanlara farklı
ta lar
tarihsel çağ varsa o kadar modern dönem olduğu mekânlarda sanat aracılığıyla “öteki”ni tanıma fırsatı
lu ru
S
söylenir. (IV) Yine de birkaçı dışında hiçbir toplum sunuyor. (IV) Yönetmen Isabel Coixet, bu buluşma
ru So
gerçekte kendini modern olarak adlandırmamıştır. ortamlarını ve farklı kökenden gelen insanların bir
(V) Modernlik yalnızca zamanın geçişinin bir sonucuysa aradalığını sinema diliyle anlatıyor. (V) Böylelikle
ş
ku tir.
kendini modern olarak adlandırmak, modernliği çok insanlar arasındaki mekânsal ve düşünsel ayrım,
ya ait
çabuk yitirmeye razı olmak demektir. (VI) Her şeyin izini sinema aracılığıyla bulanık hâle gelmiş oluyor.
ve ye
A) I B) II C) III D) IV E) V
şi ı Ö
başlar?
,k
ir k l
çb f ha
A) II B) III C) IV D) V E) VI
li
te
rın
hi
la
ru
so
Bu
18. ----. Başka bir deyişle kitap yazmaya başlamak önemlidir 20. Dünyanın en yüksek dağı olan Everest’in zirvesi, deniz
ama önce yazma cesaretini toplamak gerekir. Neticede seviyesinden 8848 metre yüksektedir. İki tektonik
nasıl yazı yazacağınızı biliyorsunuz; parmaklarınız levhanın -yer kabuğu parçasının- çarpışması sonucu
var ve bir de hayatınız. O tek hayatta kelimelerinizi oluşan Everest Dağı, ----.
yazarak sesinizi duyulur hâle getireceksiniz sonra da
başkalarının sizi işitmesini sağlayacaksınız. Bunun için Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi
yapmanız gereken şey, yazmak. İnsanlar zihninizin getirilirse “Everest Dağı’nın fiziki özelliklerinde zamanla
içinde dolaşan fikirleri okuyamaz. Onlar ancak sizin değişiklik olduğu” sonucuna ulaşılır?
dikkatle ve muazzam bir aşkla kâğıda döktüğünüz
A) gelişen yükseklik belirleme yöntemlerine bağlı olarak
düşüncelerinizi okuyabilir. O hâlde yazmaktan başka
yüksekliği farklı sayılarla ifade edilen bir dağdır
çareniz yok.
B) birbirini itmeye devam eden bu iki levha nedeniyle
Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre
her yıl yaklaşık dört milimetre kadar yükselmektedir
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Bugüne kadar okurun karşısına çıkamamış mükemmel C) çevresel koşulların değişmesine bağlı olarak yeni
kitabınızın önündeki tek engel ertelemedir oluşan dağlarla birlikte dünyanın en yüksek dağı olma
özelliğini kaybedebilir
M
B) Yazarken yavaş hareket etmek yazma sürecinde
D) zirve noktasında ölçülen sıcaklık değeri, iklimsel
ın
geçen zamanın da tadını çıkarmaya olanak tanır
ız
koşullara bağlı olarak farklılık gösteren bir coğrafi yapı
s
C) Yazı masasına oturduğunuzda ihtiyacınız olan ilk şey özelliğindedir
ak
size öğretilen kalıplaşmış teknikleri unutmaktır
. olm
E) üzerinde belirlenen yeni rotalarla tırmanışlar için
D) Yazmayı bir yetenek olarak gördüğünüzde nasıl günden güne cazip hâle gelen bir yapı özelliği
az i
sergilemektedir
m zn
başlayacağınıza dair endişeniz yok olacaktır
la ı i
nı zıl
E) Taslak hâlindeki karalamaları hayal dünyanızın
Y
lla ya
renkleriyle canlandırdığınızda bir eser ortaya
koyarsınız
ku n
n ’ni
21. Süper kahraman karakterleri oluşturmada usta olan
da M
Stan Lee, Örümcek Adam karakterini tasarladığında
fın SY
Bütünün gerçekliğine inanmaz. Dolayısıyla sanatçıyı içinde Örümcek Adam serisi; Fantastik Dörtlü, Hulk ve
Barbar Conan gibi çizgi romanlardan bile çok satarak
ya ait
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir?
Ö
B) Sanat; sadece estetik kaygıyı değil, toplumsal üretilen işler, daha fazla kazanç getirebilir.
faydayı da esas alır
li
te
22. Orta Çağ sonuna kadar Çin’de yeni bir takvimin 23. Mozart’ın kariyeri; sanat tüketicisinin genişlediği, sanatın
imparatorlarca yürürlüğe konması, modernite öncesi piyasa mekanizmalarına dâhil olduğu karmaşık bir
Batı devletlerinde her imparator adına madeni para dönemde başlar. Sanatın yaygınlaşması sürecinde
basılmasına benzer bir uygulamaydı. Bu uygulamaların sanatçı eserini seçkinlerin dışında geniş kalabalıklara
ikisi de imparatorun değiştiğinin anlaşılmasını sağlıyor sunmak zorunda kalır. Bu durum, sanatçının estetik
ve egemenliğinin tanındığı anlamına geliyordu. Siyasal yönü güçlü “müzik eserler”inden ziyade herkes
egemenlik ile takvim arasındaki yakın ilişki nedeniyle tarafından kolayca tüketilebilecek “müzikal ürünler”
gök bilim incelemeleri için geleneksel olarak kullanılan vermesiyle sonuçlanır. Babasının Mozart’a önerisi;
cihazlar ve bunların yapımına ilişkin bilgiler, imparator müziğin üretim-tüketim ilişkisinde tüketimin başat hâle
adına çalışan bilim insanlarınca gizli tutuluyordu. geldiğini göstermek bakımından çarpıcıdır: “Sana
önerim, çalışmalarında yalnızca müzikten anlayanları
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? değil, anlamayanları da düşünmen. Bildiğin gibi
A) Hem Çin’de hem Batı’da yönetici değişimine dair bilgi, müzikten anlayan 10 kişi varsa anlamayanların sayısı
yaygın kullanılan kimi araçların değiştirilmesiyle 100’dür.”.
duyurulmuştur.
Bu parçaya göre müzikal ürünü, müzik eserinden
B) Takvim ile siyasal otorite arasındaki yakın ilişki Çin’de ayıran temel unsur aşağıdakilerden hangisidir?
M
gök bilim çalışmalarının ilerlemesini engellemiştir. A) Tüketici kitlesinin niceliği ve niteliği
ın
C) Batı’da imparator adına para basılması ekonomik
ız
B) Sanatçısının yetkinliği ve tanınırlığı
s
kaynakların yöneticinin kontrolünde olduğunun
ak
göstergesidir.
. olm
C) Üretildiği toplumun müziğe bakışı
D) Çin’de imparator için çalışan bilim insanları, gök bilim
az i
incelemelerine yönelik cihazlar tasarlamıştır. D) İcra edildiği ortamların fiziksel özellikleri
m zn
la ı i
E) Çin’de imparator değişimine dair kimi pratikler, E) Üretiminde rol oynayan piyasa ilişkileri
nı zıl
Batı devletleriyle etkileşimden sonra uygulanmaya
Y
lla ya
başlanmıştır.
ku n
n ’ni
da M
fın SY
25. Masal adalarının birinde ihtiyar bir balıkçı varmış. 27. Sanat, edebiyat ve eleştirinin kökeninin yakın dönemlere
Her akşam balıktan döndüğü zaman ada halkı başına dayandığını iddia ederken resim, şiir ve müzik türlerinin
üşüşür ve ona açık denizde neler gördüğünü sorarmış. izlerine daha önceki çağlarda rastlanmadığını değil; bu
Halkın ilgisini çekmek için herkesin göremeyeceği türlere bakışımızın önceki dönemlerden farklı olduğunu
canlılar ve tasavvur edemeyeceği tesadüfler icat eden ileri sürüyorum. Söz gelimi İlyada destanı 2000’li yıllarda
sanatkâr balıkçı; o gün açık denizde bir deniz kızı Arkaik Çağ’dakinden çok farklı işlevler görür. Modern
gördüğünü söyleyip bu hayali, türlü masallara okurlar için bir başyapıt olarak Batı edebiyatında önemli
dönüştürmüş. Günlerden bir gün balıkçı, açık denizde bir yeri vardır. Ama Antik Yunan’da yaşayanlar, onun
gerçekten bir deniz kızı görmüş. O gün balıktan edebiyat olduğunu düşünemezlerdi çünkü kavramsal
döndüğü zaman kendisine neler gördüğünü soranlara olarak henüz böyle bir sınıflama yoktu. Bu epik şiir,
bu sefer, “Bugün hiçbir şey görmedim.” demiş. kurmaca olması yönüyle benzersiz bir yazın tarzı payesi
almak şöyle dursun, toplumsal hayatla sıkı sıkıya
Bu parçaya göre aşağıdakilerin hangisi söylenebilir? bütünleşmişti; törenlerde okunuyor, öğretiliyor ve sık sık
hukuksal anlaşmazlıkların karara bağlanmasında
A) Deneyimler, sanatçıdaki yaratıcılığı harekete geçirir.
kullanılıyordu.
B) Dinleyicinin ilgisi, hikâyedeki kurguyu zenginleştirir.
Bu parçaya göre Antik Yunan’da İlyada destanının
M
günümüzdeki gibi bir edebî yapıt olarak
C) İnsanlar, gerçeklikten kaçmak için masallara sığınır. görülmemesinin nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
ın
ız
D) Nitelikli eserler, sıra dışı olaylardan ilham alır. A) Sözlü kültür geleneğinden beslendiği için toplumun
s
ürünü olarak algılanması
ak
. olm
E) Kurgu, gerçeklerden ziyade hayallerimizden beslenir.
B) Sosyal yaşamda bir amaca hizmet ettiği için faydacı
yaklaşımla incelenmesi
az i
m zn
la ı i
C) Hukuki metinlerin boşluğunu doldurduğu için estetik
nı zıl
yönüne odaklanılmaması
Y
lla ya
26. Günümüzde sahaf denince büyük çoğunluğun aklına D) Yazınsal metin kategorisi oluşmadığından bu yönünün
ku n
ikinci el kitap alıp satan kitapçı gelir. Ancak sahaflık
n ’ni
değerlendirilememesi
sadece bir ticaret olmayıp belli bilgi donanımını da da M
gerektiren bir meslektir. Osmanlı Türkçesi bilmek
fın SY
E) İçeriğinin, yazıldığı dönemin sosyal ve siyasal
bunun başında gelir. Eski harflerle basılı birçok önemli işleyişine yönelik tasarlanması
ra Ö
hangisi söylenebilir?
Ö
şi ı Ö
dönüştürür.
,k
ir k l
çb f ha
katkıda bulunur.
la
ru
algılanır.
Bu
28. 300’den fazla üstün zekâlı çocuğun 13 ila 38 yaşları 29. Kibir kendini beğenme, başkalarından üstün tutma,
arasında izlendiği bir araştırma; bu çocukların yarısının büyüklenme veya küçümseme anlamına gelir. Kibir
bugün önemli pozisyonlarda çalıştığını, iyi koşullarda kendinin neyse öyle oluşunu kabul etmeme durumudur
yaşadığını ve hayatından memnun olduğunu gösteriyor. ve şişirilmiş bir iç dünya algısıyla gelişir. İnsanı karşıt
Peki diğerleri? Pek çoğu, sınıfın geri kalanını onların görüşlere kapatarak kendi gücü ve yeteneği konusunda
seviyesine taşıyamadığı için konuyu sınıfta işlenmeye yanıltır, abartılı bir güçlülük düşleminden beslenir. Kibrin
başlamadan önce öğrenmiş bu öğrencileri görmezden kaynağı benlik saygısıyla ilgili kaygılardır. Söz gelimi
gelmek zorunda kalan öğretmenler ve kendilerine hitap küçümseme durumunda kişi başkalarıyla arasına
etmeyen öğrenme ortamları yüzünden konsantrasyon mesafe koyarak adeta bir ulaşılmazlık zırhına bürünür
problemleri yaşıyor. Ayrıca onların arkadaş edinme ve olası incinmelerden kendini korur. Büyüklenme
ve birlikte çalışma gibi konularda desteğe ihtiyaç durumunda ise kişi sürekli kendini över, yaptıklarını
duymayacaklarına inanılması; üstün zekâlıları derinden abartarak anlatır. Böylece kendine ve çevresine
etkiliyor, motivasyonlarını düşürüyor, böylece onları değersiz biri olmadığını kanıtlamaya çalışır.
potansiyellerinin altında bir hayat yaşamak zorunda
bırakıyor. Bu parçanın yazarının kibirle ilgili aşağıdakilerden
hangisini söylemesi beklenmez?
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisinin üstün
A) Kibir, insanda sağlam olmayan veya zedelenmiş
M
zekâlı çocukların potansiyellerinin altında kalma
bir benlik saygısının varlığını gösterir.
sebeplerinden biri olduğu söylenemez?
ın
ız
A) Grup içinde rekabet etmekte zorluk yaşamaları B) Kibrin ortaya çıkma nedenlerinden biri, kişinin sürekli
s
kendiyle yarış hâlinde olmasıdır.
ak
B) Gruba uyamamak sebebiyle arka planda kalmaları
. olm
C) Kibirli kişilerin ortak özelliği başka bir bağ tanımadan
sadece kendi doğrularına odaklanmaktır.
az i
C) Beklenenden daha fazla ön bilgiye sahip olmaları
m zn
la ı i
D) Kibirli biri için onaylanmak, kabul görmek ve
D) Öğrenme ihtiyaçlarının altında okul koşullarında
nı zıl
beğenilmek karşılanması beklenen gizli taleplerdir.
bulunmaları
Y
lla ya
E) Kibrin etkisindeki kişi için kendinde olmayanın
ku n
E) Sosyal etkileşim konusunda yardımdan yoksun
n ’ni
başkalarında olabileceğini düşünmek zordur.
olmaları da M
fın SY
ra Ö
ta lar
lu ru
S
ru So
ş
ku tir.
ya ait
ve ye
’
um M
ur SY
Ö
şi ı Ö
ki ar
,k
ir k l
çb f ha
li
te
rın
hi
la
ru
so
Bu
30. Türk edebiyatındaki yerini öykücü ve çevirmen olarak 31. Öykülerinde kahramanlarının duygu durumlarını
tanımlayan yazar, küçük yaşlardan itibaren yerli ve anlatırken şiirselliği tercih eden yazar, kelimeleri de
yabancı seçkin yazarları okuyarak büyür. Bu durum, titizlikle seçer. Öykü atmosferini yaratırken çarpıcı
ona çeviri dünyasının kapılarını aralar ve kendi imgeler kadar kültürel unsurlardan da yararlanır.
öykülerini yazacak olgunluğa geldiğine ikna olana Bilinç akışı tekniğini kullanarak hayatın anlamını
kadar çeviri yapar. Ortaokuldayken ders kitaplarından arayan kahramanların iç dünyalarına derinlik katmayı
bazı metinleri Türkçeye aktararak başlayan çeviri ihmal etmez. Yazarın, duygusal yaşantısında ve
serüveni, Poe’dan yaptığı Altın Böcek çevirisiyle iyice bilinç düzeyinde yaşadığı ruhsal yabancılaşmanın
ciddileşir. Zor bir metindir bu ve yazar bu öyküyü ayırdındaki kadınları ele alması oldukça önemlidir.
çevirirken dikkatini yoğunlaştırma disiplini kazanır. Onun kadınlarının bu öz bilinci, hayatı sorgulamalarına
Çevirirken en sıkıldığı metin, dil ve anlatımını bir türlü ve değişim için gereken cesareti göstermelerine neden
sevemediği için üzerinde dikkatle çalıştığı Nabokov’un olur. Böylece öykücülüğümüzün özgün ve dirençli
Pnin adlı eseridir. Kaynak metnin ait olduğu kültürel kadın kahramanları sahneye çıkar.
özellikleri, Türkçenin inceliklerine uygun biçimde
aktarmak için gösterdiği çaba ise satış rakamlarına Bu parçada söz edilen yazarla ilgili aşağıdakilerin
yansımaz. hangisi söylenemez?
A) Kahramanlarını görünürdeki özelliklerinin ötesinde
M
Bu parçada söz edilen sanatçıyla ilgili aşağıdakilerin
ele alarak işler.
hangisine ulaşılamaz?
ın
ız
A) Çeviriyi, özgün edebiyat metinleri yazmaya hazırlık B) Eserlerinde akılcılığı ve gerçekçiliği ön planda tutar.
s
olarak görmüştür.
ak
C) Seçtiği imgeler, eserlerinin etkisini artırmada
. olm
B) Üslubundan hoşlanmadığı eserleri de Türkçeye önemlidir.
kazandırmıştır.
az i
m zn
D) Eserlerinde sözcüklerin ifade gücüne özen gösterir.
la ı i
C) Çeviriye en uygun dil ve üslup arayışı içinde olması
nı zıl
okuru zorlamıştır. E) Kahramanları arasında duygusal farkındalığı yüksek
Y
lla ya
kadınlar yer alır.
D) Çeviride bire bir aktarım yerine dilin özelliklerini
ku n
n ’ni
yansıtmayı gözetmiştir. da M
fın SY
E) Çeviri yapmasının çalışma tarzının şekillenmesinde
etkisi olmuştur.
ra Ö
ta lar
lu ru
S
ru So
ş
ku tir.
ya ait
ve ye
’
um M
ur SY
Ö
şi ı Ö
ki ar
,k
ir k l
çb f ha
li
te
rın
hi
la
ru
so
Bu
32. Bir sanat eserinde ilk keşfedilen güzellikler en çabuk 33. Sanatın estetik bağımsızlığını savunan Monet’in
bıkılanlardır çünkü daha önce bildiklerimizden en az Nilüferler Serisi adlı resmi, ressamın felsefesini
farklı olanlar bunlardır. Vinteuil’ün sonatının en gizli yansıtan en tipik eserlerinden biri. New York Modern
detayları benim için artık görünür olduğunda eseri Sanat Müzesi’nin önde gelen koleksiyonlarının
en başta beğenmemi sağlayan güzellikler, alışkanlık nadide bir parçası olarak sergilenen eser, adından da
kazandığım için duyarlık etki alanımın dışına anlaşılacağı üzere bir nilüfer göletinin detayına
sürüklenmişti bile. İlk göze çarpan güzelliklerden odaklanıyor. Eserde suyun yüzeyi, nilüferler, bulutların
uzaklaşıp yeni bakış açılarıyla eseri dinlemeye göle yansıması en güzel hâliyle görülüyor. Ancak
başladığımda sonatın, dimağıma karışıklıktan başka bu eser, geleneksel manzara resimleri gibi çevresel
bir şey sunmayan hâliyle baş başa kaldım. Üsluptaki detaylar içermiyor. Bu nedenle Barok Dönemi manzara
bu anlaşılmazlık bana seveceğim bir tını bıraktı. resimlerindekiler gibi izleyicinin gözü ağaçlara, dağlara,
Güzelliğinin gücüyle görünmez olan bu tını, en son ufuk çizgilerine veya gerçekte var olsa da diğer
fark ettiğimdi ama en son terk edeceğim de yine oydu unsurlara değil, sadece suyun yüzeyine odaklanıyor.
çünkü onu sevmem daha fazla zamanımı almıştı. Böylece izleyici artık manzaranın dışında durmuyor,
esere dâhil oluyor.
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?
Bu parçada Nilüferler Serisi adlı resimle ilgili
A) Bir sanat eserini vazgeçilmez kılan geçmişten
M
aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir?
getirdiğimiz duyarlıklarımıza hitap etmesidir.
ın
A) Belli bir sanat anlayışını temsil ettiğine
ız
B) Bir sanat eserini değerlendirirken ilk dikkatimizi çeken,
s
eserin bize tanıdık gelen unsurlarıdır. B) Günümüz sanat anlayışının dışında kaldığına
ak
. olm
C) Bir sanat eserine aşinalığımız arttıkça onu C) Doğa manzarasını farklı bir tarzda yansıttığına
beğenmemizi sağlayan ilk unsurlar etkisini yitirir.
az i
m zn
D) Sanat dünyasında özel bir değer gördüğüne
la ı i
D) Bir sanat eserine sevgimizi uzun soluklu kılan; onun
nı zıl
keşfetmesi zor, alışılmadık yönleridir.
E) İzleyicisinin odak noktasını değiştirdiğine
Y
lla ya
E) Bir eserin detaylarını kavramak için harcanan zaman,
ku n
n ’ni
o eseri ne kadar seveceğimizi de belirler. da M
fın SY
ra Ö
ta lar
lu ru
S
ru So
ş
ku tir.
ya ait
ve ye
’
um M
ur SY
Ö
şi ı Ö
ki ar
,k
ir k l
çb f ha
li
te
rın
hi
la
ru
so
Bu
M
Bu parçada söz edilen teknolojiyle ilgili
ın
aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir?
s ız
A) Sağlığı koruma amacıyla geliştirildiğine
ak
. olm
B) Pratik bir kullanıma sahip olduğuna
az i
m zn
C) Yaygınlık kazanacağının düşünüldüğüne
la ı i
nı zıl
D) Gıdaların ömrünü belirlemeye yaradığına
Y
lla ya
ku n
E) Tüketicide tasarruf bilinci oluşturduğuna
n ’ni
da M
fın SY
ra Ö
ta lar
lu ru
S
ru So
ş
ku tir.
ya ait
ve ye
’
um M
ur SY
Ö
şi ı Ö
ki ar
,k
ir k l
çb f ha
li
te
rın
hi
la
ru
so
Bu
M
ilişkisi temelinde tersten başlar; öncelikle sonuç verilir,
ın
sonrasında nedenler ele alınır. Bu sayede hikâye; E) Ara sıra heyecanlandığım, bazen stres yaşadığım bu
ız
modern hayatın birbirini tekrar eden günlerinde nefes romanın sonuna geldiğimde mutlu olduğumu fark
s
almak isteyen okura, kendi güvenli ortamında bir gerilim
ak
ettim.
yaşama ve hikâyenin çözüme ulaşmasıyla rahatlama
. olm
fırsatı sağlar.
az i
m zn
la ı i
nı zıl
Y
lla ya
35. Bu parçadan modern insanla ilgili aşağıdakilerin
ku n
hangisine ulaşılabilir?
n ’ni
A) Rahatlamak için kurgusal dünya ve gerçek yaşam da M
arasındaki zıtlıklara sığınmaktadır.
fın SY
ra Ö
bütünleşmesini beklemektedir.
ve ye
’
odaklanmaktadır.
Ö
şi ı Ö
ki ar
,k
ir k l
çb f ha
li
te
rın
hi
la
ru
so
Bu
M
geri döner. Koşmanın cazibesine kapılmıştır ama
ın
elde ettiğini sandığı mutluluk gerçek değildir.
s ız
ak
. olm
37. Bu parçaya göre “mutluluk arayışı oyunu oynayan
az i
m zn
insanlar”la ilgili aşağıdakilerden hangisi
la ı i
söylenemez?
nı zıl
Y
lla ya
A) Gerçek mutluluğa ulaşmada zorlandıkları
ku n
n ’ni
B) Sürekli bir arayış içinde oldukları da M
fın SY
C) Kısır bir döngüde hapsoldukları
ra Ö
göze alması
,k
ir k l
çb f ha
istemesi
te
rın
hi
bulacağına inanması
ru
so
M
E) Cüneyt Ülsever, bilimi “yalnızca gerçeği arama
aktarırken karmaşık sayılar ve hesaplamaların yanına
yolculuğu” olarak ifade eder, asıl amaç onu bulmak
ın
bir örnek iliştirir: Zaman görelidir çünkü eliniz kaynar
değildir.
ız
suda iken bir dakika, bir saat gibi gelir; sevdiklerinizle
s
geçirdiğiniz bir saat ise bir dakika.
ak
. olm
az i
m zn
la ı i
39. Bu parçada aşağıdakilerin hangisine
nı zıl
değinilmemiştir?
Y
lla ya
A) Bilimsel çalışma yapmaya yeni başlayanlara verilen
ku n
öneriye
n ’ni
da M
B) Bilim insanlarının çalışmalarına yansıyan özelliklerine
fın SY
ra Ö
disiplinlere
lu ru
S
D) Bilimsel araştırma sonuçlarının ifade edilme biçimine
ru So
ş
ku tir.
ilişkilendirildiğine
ve ye
’
um M
ur SY
Ö
şi ı Ö
ki ar
,k
ir k l
çb f ha
li
te
rın
hi
la
ru
so
Bu
18-06-2022
TÜRKÇE TESTİ
1. A
2. B
3. A
4. C
5. C
6. D
7. C
8. E
9. B
10. D
11. D
12. C
M
13. A
ın
14. D
s ız
15. B
ak
16. D
. olm
17. A
az i
m zn
18. A
la ı i
19. E
nı zıl
Y
20. B
lla ya
21. E
ku n
n ’ni
22. A da M
23. A
fın SY
24. D
ra Ö
25. E
ta lar
lu ru
26. B
S
ru So
27. D
ş
ku tir.
28. A
ya ait
29. B
ve ye
30. C
’
um M
31. B
ur SY
32. A
Ö
şi ı Ö
33. B
ki ar
34. E
,k
ir k l
35. C
çb f ha
36. D
li
te
37. E
rın
hi
38. A
la
39. C
ru
so
40. B
Bu
T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimizin yazılı izni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu ve
testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
2021-TYT/Türkçe TÜRKÇE TESTİ
1. Bu roman, okuruna ilk bakışta çok keyfî, çok dağınık 3. Yorgunluk ve uykusuzluktan bitap hâlde göz kapaklarını
görünebilir. Yazar ---- yazmış gibi. Oysa bu dağınık kısarak saate baktı. Gün ağarmak üzereydi. Aklındakiler
görünüşlü malzeme ---- bir şekilde toplanmış ve dağılır diye korktuğundan olsa gerek radyonun sesini
yapısal bir bütün meydana getirecek şekilde örülmüş. kıstı. Başka şeyler düşünmeli dedi, kendi kendine.
Mesela bu ay; lambayı idareli kullanmalı, yakacaktan
Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden da biraz kısmalıydı. Ne yapsa olmuyordu, en sonunda
hangisi sırasıyla getirilmelidir? bıraktı kendini. Dünyanın yükünü sırtlanmış omuzlarını
A) talep edileni - bilinçli biraz kısarak eğreti oturduğu sandalyeden kalkıp
pencereye doğru yöneldi.
B) aklına geleni - titiz
Bu parçada “kısmak” sözcüğü aşağıdaki
anlamlardan hangisine karşılık gelecek şekilde
M
C) akışın getirdiğini - ahenkli kullanılmamıştır?
ın
A) Biraz kapamak B) Azaltmak, alçaltmak
ız
D) kendinden bekleneni - tutarlı
s
ak
E) uygun düşeni - aleni C) Büzmek, daraltmak D) Yatıştırmak
. olm
E) Eksiltmek, sınırlandırmak
az i
m zn
la ı i
nı zıl
Y
lla ya
ku n
2. Benim bu konudaki bilgilerim oldukça yalın kat; bir
n ’ni
uzmanın sahip olduğu bilgi ve görgü derinliğinden da M
gayet uzak. 4. arka: Zaman veya düşünce bakımından geçmiş.
fın SY
başlamak: Oluşmak, ortaya çıkmak, doğmak.
Bu cümledeki altı çizili sözü anlamca dert: Kaygı.
ra Ö
B) Bu şaşaalı davete, gösterişsiz bir kıyafetle katılarak başlayan günün ve bundan sonraki derdimiz,
herkese üstü kapalı bir mesaj vermişti. önümüzdeki zaman dilimini nasıl geçireceğimizdir.
ve ye
’
um M
C) Onun edebî yazıları, sığ konularda üstünkörü yazılmış B) Güne mutlu başlamak ve yeni anılar biriktirmek gibi
ur SY
karalamalar olarak eleştiriliyordu. büyük bir derdi vardı, bu nedenle iyi hissedeceğini
Ö
5. (I) Avustralya’da yaşayan Tetragonula carbonaria 6. I. Türkiye’de Türkçe müzik daha fazla dinleniyor ve
türü arılar, balı üzüm tanesine benzeyen çanaklarda reklam verenler daha çok Türkçe müzik yayını
depoluyor; yavrularını ise sarmal şekilli kuluçka yapan radyoları tercih ediyor.
peteklerinde yetiştiriyor. (II) Bir mühendislik harikası
olan bu kuluçka petekleri, birbirine bağlı yüzlerce II. Türkiye’de yayın yapan radyo kanallarının çoğu
gözden oluşan bir merdiveni andırıyor. (III) Zaman yerli müzik yayını yaparken yabancı müzik yayını
içinde gözlere, dışa ve yukarıya doğru sarmal yapı yapan kanal sayısı iki elin parmaklarını geçmiyor.
oluşturacak şekilde yenileri ekleniyor. (IV) Arıların
petekleri oluştururken kullandıkları ana malzeme, Numaralanmış I. cümle ile ilgili aşağıdakilerden
bitki reçineleri ve bal mumu karışımından oluşuyor. hangisi söylenebilir?
(V) Kraliçe arı gözlere birer yumurta bırakıyor, işçi
A) II. cümlede belirtilen durumun gerekçesini
arılar da hemen gelip bu gözlerin üzerini kapatıyor.
açıklamaktadır.
Bu parçada yer alan numaralanmış cümlelerde B) II. cümlede ortaya konulan durumun koşulunu
Tetragonula carbonarialar hakkında aşağıdakilerden belirtmektedir.
hangisi söylenemez?
A) I. cümlede, yaşadıkları yer ve üretim biçimlerinden C) II. cümledeki bilgileri farklı örnekler üzerinden
M
söz edilmiştir. değerlendirmektedir.
ın
ız
B) II. cümlede, ürettikleri kuluçka peteklerine ilişkin D) II. cümledeki açıklamayı çürütmek için yeni bir bilgi
s
öznel yargı kullanılmıştır. sunmaktadır.
ak
. olm
C) III. cümlede, kuluçka peteklerine nasıl şekil E) II. cümlede yer alan açıklamayı karşılaştırmalı ele
verdiklerinden bahsedilmiştir. almaktadır.
az i
m zn
la ı i
D) IV. cümlede, kuluçka peteklerini hangi maddeden
nı zıl
ürettiklerine işaret edilmiştir.
Y
lla ya
E) V. cümlede, aralarındaki iş bölümünün bal üretimi
ku n
n ’ni
üzerindeki olumlu etkisine değinilmiştir.
7. Başarılı olmak için çıktığın yolda bir gözün başkalarının
da M
fın SY
ne yaptığıyla ilgilenirse hedefine ulaşmak için
kullanabileceğin tek gözün kalır.
ra Ö
ta lar
hangisidir?
S
ru So
8. İşte ben hep böyle garip mahzun, 10. (I) Süper kahramanların çizgi romanlarda güçlerine
Bir şey beklermişçesine yaşıyorum. kavuşmaları, genellikle belli başlı şekillerde olmaktadır.
(II) Bilinmeyen bir dünyadan ya da doğrudan uzaydan
Bazen öyle günlerim oluyor ki Elâgözlüm,
gelen insanüstü güçlere sahip süper kahramanlar, en
Ne oldu, nasıl bitti şaşıyorum. yaygın bilinen örneklerdendir. (III) İkinci sıradakiler
Bazı bilmem, gün nasıl başladığında, radyoaktif etki sonucu güçlerine kavuşan süper
Kayıp kayıp gidiyor dünya bıkkın bakışlarımdan. kahramanlardır. (IV) Radyoaktif bir hayvan tarafından
ısırılan karakter, bir süper kahramana dönüşüp onu
Yaşıyorum, yaşıyorum da bitmiyor, ısıran hayvanın özelliklerine sahip olur. (V) Başvurulan
Bir tutam sakız oluyor ağzımda zaman. yöntemlerden bir diğeri de deney kazaları sonucu
ortaya çıkan kahramanlardır.
Bu dizelerde aşağıdaki ses olaylarından hangisi
yoktur? Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili
aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) Ünsüz yumuşaması B) Ünlü düşmesi
A) I. cümlenin öznesi, belirtili isim tamlamasıdır.
C) Ünsüz düşmesi D) Ünsüz benzeşmesi
B) II. cümlenin öznesi, sıfat tamlamasıdır.
M
E) Ünlü daralması
ın
C) III. cümlenin yüklemi, sıfat tamlamasıdır.
s ız
ak
D) IV. cümlenin öznesi, belirtisiz isim tamlamasıdır.
. olm
E) V. cümlenin yüklemi, sıfat tamlamasıdır.
az i
m zn
9. İnsan; daha güçlü canlılara karşı tek başına kendini
la ı i
nı zıl
koruyamaz, tek başına ihtiyaçlarını karşılayamaz
Y
lla ya
dolayısıyla bir arada yaşamak tabii ve zaruridir.
ku n
Bu cümlede aşağıdakilerden hangisi yoktur?
n ’ni
11. (I) Halil İnalcık’ı diğer tarihçilerden ayıran önemli
da M
A) Niteleme sıfatını niteleyen zarf hususlardan biri, araştırmalarında tarih dışındaki
fın SY
B) Yönelme durumuyla kullanılan edat hukuk, sosyoloji, sosyal antropoloji, iktisat, İslamiyet
ta lar
E) Belirtme durumu eki almış zamir sonra Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne de kayıt
yaptırarak eğitim hayatı yoğun bir tempoda devam etti.
ve ye
’
um M
A) I B) II C) III D) IV E) V
ki ar
,k
ir k l
çb f ha
li
te
rın
hi
la
ru
so
Bu
12. Dünya’nın merkezine ulaşmak için binlerce kilometre 14. Aşağıdaki cümlelerde yer alan birleşik sözcüklerden
içeri doğru yol almak gerekir. Merkeze doğru ilerlerken hangisinin yazımı yanlıştır?
sıcaklık dayanamayacağımız kadar, yaklaşık altı bin
A) Gezdiğimiz yerlerdeki nesnelerin üzerine, onların
derece, yükselir. Bu sebeple Dünya’nın merkezine gidip,
hakettiği heyecanı duymamızı sağlayacak sorular
orada araştırmalar yapıp dönmemiz kesinlikle mümkün
iliştirilmemişti.
değildir. Hatta bir makine, bir robot göndermemiz bile
imkânsızdır. Çünkü göndereceğimiz robot basınç B) Bütün bu güzellikler, onları göreceğim için kendimi
sebebiyle parçalanır, sıcaklıktan dolayı yanar. ayrıcalıklı addetmeme rağmen bende kayıtsızlık
uyandırıyordu.
Bu parçada virgülün aşağıdaki işlevlerinden
hangisinin kullanımı yoktur? C) Nehri ve vadiyi seyreden iki kişi o anda yalnızca
doğayla değil, birbirleriyle kurdukları dostluğu da
A) Birbiri ardınca sıralanan eş görevli kelime gruplarının
dönüştürmekteydi.
arasına konur.
D) Bize hükmeden mutluluk arayışı ise bu arayışın
B) Cümle içindeki ara sözleri ayırmak için ara sözlerin dinamiklerini açığa çıkaran etkinliklerden biri
başına ve sonuna konur. seyahatlerimizdir.
M
C) Metin içinde art arda gelen zarf-fiil eki almış E) Merak bazen uzun mesafeleri birleştiren küçük
ın
kelimelerden sonra konur. halkaların oluşturduğu, insanı cezbeden bir zincir
ız
gibidir.
s
D) Uzun cümlelerde yüklemden uzak düşmüş olan
ak
özneyi belirtmek için konur.
. olm
E) Sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için konur.
az i
m zn
la ı i
nı zıl
15. (I) Uygar kayıtsızlık, kişinin diğeriyle göz göze
Y
lla ya
gelmekten kaçınması veya onu hiç fark etmemiş
gibi davranmasıdır. (II) Kişi; bakmadığı, işitmediği ve
ku n
n ’ni
hepsinden önce çevredekilerin yaptıklarıyla ilgilenmediği
da M
13. Tramvay, Galata Köprüsü üzerinden tarihî yarımadaya havasını verecek bir tavır takınır. (III) Gözlemlemekten
fın SY
şehrin çehresine şahit olan yolcu, burada bir müddet (IV) Çoğu zaman kalabalık olan sokaklarda sırf bir
lu ru
beklemek zorunda kalacak. Roma hipodromu olan bakmayı, gözlemlemeyi gerektirir. (V) Bu nedenle göz
teması kurulan insanları rahatsız ve tedirgin etmeden
ş
II
ku tir.
At Meydanı çevresindeki yapıların ışıltısı karşısında gözlemlemek gerekir, uygar kayıtsızlığın özü de budur.
ya ait
III
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisi
ve ye
A) I B) II C) III D) IV E) V
IV V
Ö
şi ı Ö
yazımı yanlıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
li
te
rın
hi
la
ru
so
Bu
16. (I) Fotoğraf makinesi 1839'da Fox Talbot tarafından 18. İlk Çağ’dan beri bilimi, bilimsel bilgiyi tek ve hakiki bilgi
icat edildi. (II) Başlangıçta seçkinlerin kullanımına kaynağı olarak görenlerin yanı sıra bilimden kuşku
açık olan cihaz; 30 yıl gibi kısa bir süre sonra polis duyma, onu özellikle yaşam pratiği açısından değersiz
dosya kayıtları, savaş muhabirliği, aile albümleri ve hatta zararlı sayma eğilimi de var olmuştur. ----. Yakın
kartpostallar için kullanılmaya başlandı. (III) Kullanım zamanlar göz önüne alındığında bunların genelde
alanı hızla artan fotoğraf makinesinin halk için ucuz modern bilim ve teknolojinin neden olduğu çevre kirliliği,
maliyetli üretilen ilk örneği, pazara 1888'de sürüldü. işsizlik gibi etkenlerle ortaya çıkan hoşnutsuzluklardan,
(IV) Kullanım olanaklarının böylesine artması, fotoğraf kimi kültür ve uygarlıkların alternatif bilim anlayışından
makinesinin toplumu çok derinden ve can alıcı bir ve nihayet eleştirel teoriden kaynaklandığı söylenebilir.
biçimde etkileyeceğinin göstergesiydi. (V) Fotoğrafın,
görünümlere gönderme yapmada en baskın ve en doğal Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına
yol olması, sanayileşmenin sonuçlarının alınmaya göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
başlandığı dönemde gerçekleşti. (VI) Fotoğraf, her şeyi A) Her ne kadar bilimsel bilgiyi üreten, insanın kendisi
yakından gören tanık olarak dünyanın yerine o zaman de olsa o, üreticisinden bağımsız bir niteliğe sahiptir
geçti.
B) Bilime karşı takınılan bu tavır boşuna değildir,
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci arkasında toplum ve şartlara göre farklılaşan
M
paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle nedenler bulunmaktadır
başlar?
ın
C) Dikkatli bakıldığında burada birbirinden ayrı
ız
A) II B) III C) IV D) V E) VI
s
iki düşünce tarzının birleştiği ortak bir nokta
ak
görülebilmektedir
. olm
D) Bunun için gerçek bilimle sözde bilimi birbirinden
az i
ayırabilme; bilimsel yöntem ve bilginin kullanımına
m zn
bağlıdır
la ı i
nı zıl
17. Richard Strauss, bugünün orkestra repertuvarının E) Bilim felsefecileri bu noktada, bilimin yerini ve bilim
Y
lla ya
demirbaşları arasında sayılan bir dizi senfonik şiirle ile insan ilişkisi içindeki işlevini doğru belirlemek
ku n
ve opera alanındaki kalıcı eserle tanınan en önemli zorundadır
n ’ni
bestecilerdendir. Özellikle Salome adlı operası da M
sansasyon yaratmış, sayısı yüz elliyi aşan lietleri ile
fın SY
yoktur?
ve ye
A) Benzetme B) Öznellik
’
um M
ur SY
C) Tartışma D) Örnekleme
Ö
şi ı Ö
E) Karşılaştırma
ki ar
,k
ir k l
çb f ha
li
te
rın
hi
la
ru
so
Bu
19. Tiyatro ve sinemada, izleyicinin bütün dikkatinin 20. Eleştirel düşüncenin bireyde oluşma ve gelişme
sahneye ve perdeye yönelmesini sağlayacak bir aşamaları vardır. Sanatçının doğayı yansıtması,
yerleşim ve ışık düzeni vardır. Dikkatin dağılmaması ideal güzellik anlayışını benimsemesi gibi sanat
için, geç gelenler salona alınmaz. Buna rağmen, en iyi hakkındaki genel kabuller, eleştirel bakış için
koşullarda bile, bir filmin ancak %60’ının görülebildiği, olgunluğa ulaşmada önemli bir basamaktır. Eleştirel
%40 ayrıntının dikkatten kaçtığı saptanmıştır. Bu oranın, düşüncenin ilk aşamalarını oluşturan bu yargıların
radyo ve televizyon yayınlarında daha da düştüğü kabul ötesine geçemeyenler, çoğu zaman büyük sanatçıları
edilebilir. Çünkü radyo ve televizyon, genel olarak, ne beğenir ne de onların derinliklerine nüfuz edebilir.
günlük hayatın akışı içinde takip edildiği için kişi
yayından zaman zaman kopar. ---- . Bu sözler aşağıdaki soruların hangisine karşılık
söylenmiş olabilir?
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
A) Sanata yönelik farklı bakış açıları, eleştirel
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
düşünmenin gelişmesine nasıl bir katkı sağlıyor?
A) Yetişkinlerin düz bir konuşmayı dikkatle dinleme
süresinin, genel olarak radyoda beş dakika, B) Eleştirel bakışın oluşması için hangi yeterliklere
televizyonda on dakika olduğu saptanmıştır sahip olunması gerekiyor?
M
B) Ancak bunda senaryonun özgün veya çeviri olmasının C) Eleştirel düşüncenin oluşmasında ilk aşamadan
ın
yanında ses ve görüntü efektlerinin de etkisi vardır sonra kişi hangi değerleri benimsiyor?
s ız
C) Radyo ve televizyon dizilerinde bir sinema tekniği olan D) Bazı eleştirmenler önemli sanatçıların eserlerini
ak
geriye dönüşlerle ayrıntıların pekiştirilmesindeki ana anlamakta neden zorlanıyor?
. olm
neden budur
E) Sanat eserlerinin kalıcı hâle gelmesinde
az i
D) Uzun süreli bir programı, oyunu veya filmi dikkatle
m zn
eleştirmenler nasıl bir rol oynuyor?
izleme süresi yaş ve ilgiyle ilişkilendirilebilir
la ı i
nı zıl
E) Kimi zaman çizgi filmler ve radyo oyunları gibi çocuklar
Y
lla ya
için hazırlanmış programları yetişkinler de aynı ilgi ve
ku n
dikkatle izleyebilir
n ’ni
da M
fın SY
ra Ö
ta lar
lu ru
S
ru So
ş
ku tir.
ya ait
ve ye
’
um M
ur SY
Ö
şi ı Ö
ki ar
,k
ir k l
çb f ha
li
te
rın
hi
la
ru
so
Bu
21. Besin neofobisi -yeni besinleri denemeye karşı duyulan 22. Bir yayınevi tarafından yayımlanan kitap dizisinde,
isteksizlik ve korku- hakkında yapılan bir araştırmada metinlerin kitap hâline dönüştürülmesine okurların
yaşları 4 ila 7 arasında değişen ikizlerin %72’sinin da katılması istenir. Bu dizideki kitapların ön kapakları,
yeni besinleri denemekle ilgili isteksizliğinin genlerinden okurlar tarafından tasarlanması için boş bırakılarak
kaynaklandığı tespit edildi. Bu konuda yapılan önceki satışa sunulur. Kitap ile okur arasında kurulan bu
çalışmalarda da çocukların %78’inin, yetişkinlerin ise yeni etkileşim alanı hızla kabul görmüş olacak ki
%69’unun genlerinin etkisiyle yeni besin denemekten okurlar tarafından yayınevine yüzlerce kapak
kaçındığı görüldü. Araştırmaya katılan çocukların tasarımı iletilir. Gönderilen kapak tasarımlarının
çevresel etkenler bağlamında yeni besinlere duydukları seçilmiş örnekleri, yayınevinin İnternet sitesinde
korkuyu azaltabilecekleri belirlendi. Bu konuda sergilenir. Böylece okurlar, eserlere kattıkları
yetişkinlerin çocuklara örnek olması gerektiğini belirten yorumu diğer okurlarla paylaşma fırsatı yakalar.
uzmanlar; ebeveynlere evde yeni besinler denemeyi
ve çocuklara farklı besin seçenekleri sunmayı öneriyor. Bu parçada söz edilen yayınevi ile ilgili
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine
A) Okurların kendi arasında etkileşimde bulunmalarına
ulaşılabilir?
ortam sağladığına
A) Ebeveynlerinin yeterli besin çeşitliliği sağladığı
M
ve örnek olduğu çocuklar, yeni besinleri deneme B) Kitap üretim sürecine okuru dâhil eden bir uygulama
ın
eğilimindedir. gerçekleştirdiğine
s ız
B) Yeni besinleri denemeyi reddeden çocukların C) Başlatmış olduğu uygulamanın okurlar tarafından
ak
tutumunu uygun çevresel koşulları sağlayarak ilgiyle karşılandığına
. olm
değiştirmek mümkündür.
D) Okurların ortaya koyduğu fikirleri dikkate alıp
az i
C) Çocukluk çağında başlayan yeni besinleri denemeyi
m zn
değerlendirdiğine
reddetme, hayat kalitesini düşüren bir davranış
la ı i
bozukluğudur.
nı zıl
E) Kullandığı yöntemin okur sayısını artırmada etkili
Y
lla ya
sonuçlar verdiğine
D) Yeni besinleri denemeyi reddetmeye yönelik
ku n
çalışmalar, genetiğin etkisinin yaş ilerledikçe
n ’ni
azaldığını göstermektedir. da M
fın SY
gerekir.
ta lar
lu ru
S
ru So
ş
ku tir.
ya ait
ve ye
’
um M
ur SY
Ö
şi ı Ö
ki ar
,k
ir k l
çb f ha
li
te
rın
hi
la
ru
so
Bu
23. Çoğu zaman, edebiyat yapıtlarındaki bireyselliğin 24. Tüm zamanların en iyi bilim kurgu kitaplarından biri
yazardan kaynaklanan, yazarın bireyselliğinden olarak kabul edilen ve başka dillerin yanı sıra Türkçeye
yansıyan bir nitelik olduğunu öne sürenlere rastlarız. de aktarılan Zaman Yolculuğu adlı roman, geçmişe
Öylesine köklü bir inanıştır ki bu, kesin doğruymuş yolculuk yapan bir zaman makinesine odaklanıyor.
gibi benimsenir. Derler ki edebiyat yapıtı, bir birey Eser; bir hayalin edebiyattan fiziğe, sinemadan gündelik
olan yazarın damgasını taşıdığı için bireyseldir; hayatımıza uzanan olgunlaşma yolculuğunun öyküsünü
yazar biricik olduğu için yapıtı da biriciktir. İlk anda anlatıyor. Ayrıca zamanın anlamına, bilince, belleğe,
doğruymuş gibi görünen bu yargının, kesin olmak yaşama ve ölüme dair yepyeni bir dil yaratıyor.
şöyle dursun, birçok edebiyat yapıtı için düpedüz yanlış
olduğunu söyleyeceğim. Edebiyatta yapıtın bireyselliği Bu parçadan hareketle Zaman Yolculuğu romanı
ve biricikliği, yazarın bireyselliğine geri götürülebilen ile ilgili aşağıdakilerin hangisi söylenemez?
bir özellik değildir. Tersini savunmak, anonim halk
edebiyatı ürünlerinin, ortaklaşa hazırlanmış yapıtların A) Konusunu yansıtan bir isim taşıdığına
biricik olmadığı gülünçlüğüne düşmektir.
B) Farklı dillerde çevirisinin bulunduğuna
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada savunulanları
destekler niteliktedir? C) Kapsamlı bir içeriğe sahip olduğuna
M
A) Unutulmaması gereken bir şey var ki bireysellik,
D) Kendi türü içinde önemli bir yer edindiğine
ın
özerklikle bağlantılı olmasının yanında göreli bir
ız
kavramdır.
s
E) Anlatımında nesnelliği ön planda tuttuğuna
ak
B) Sanatçının kendi yaratıcılığıyla şekillendirdiği
. olm
sözcüklerden oluşmuş bir yapıt, topluma mal
edilemez.
az i
m zn
C) Tarihsel, toplumsal ve dilsel açıklamalar edebî bir
la ı i
yapıt ortaya koyan kişinin biricikliğini zedelemez.
nı zıl
Y
lla ya
25. “Mini beyin” olarak adlandırılan bir proje kapsamında
D) İster kimliği belli bir kişi isterse pek çok kişi tarafından pek çok ülkede farklı laboratuvarlarda tasarlanan insan
ku n
üretilmiş olsun, biriciklik ancak yapıtın kendisindedir.
n ’ni
beyinleri inceleniyor. Beyin organoidleri olarak
adlandırılan bu yapılar, insan beyninin boyutlarından
da M
E) Biricikliğin ne anlama geldiğini öğrenmek için bireysel
fın SY
oldukça farklı. Kalem ucundaki silgi büyüklüğünde olan
yapıtlarla anonim yapıtları karşılaştırmak gerekir. mini beyinler, kan damarları gibi kilit yapılar içermediği
ra Ö
26. “İnsan kalbi, başkalarının duygularına ancak kendi 28. Ahmet Hamdi Tanpınar, Beş Şehir adlı eserine yeni
tecrübeleri nispetinde açıktır.” der yazar. Peki, insan bir şehir eklese bu kuşkusuz Paris olurdu. Tanpınar;
kendi tecrübelerine yani onlardan bir şeyler öğrenmeye Yahya Kemal’den, Proust’tan okuduğu bu şehre
ne kadar açıktır? Kendinin farkında olduğu, kendisi ancak İkinci Dünya Savaşı sonrasında gidebildi. Yazar
üzerine düşünmeye katlandığı kadar... için gecikmiş bu ziyaret, hayalindeki Paris ile karşılaştığı
şehir arasında çatışmalara neden oldu. Tanpınar için
Aşağıdakilerden hangisi bu parçadaki düşünceyi düş kırıklıklarıyla dolu bu seyahatin izlerine, bazı
destekler niteliktedir? deneme ve mektuplarında rastlanır. Yazarın İstanbul’u,
kişisel tarihine dönerek arşınlamasına benzer biçimde
A) İnsanı anlamak; kendini tanımak, duyumsamak ve
Paris’i de kendi soyut tasarımlarındaki hâliyle görmeye
yorumlamaktan geçer.
çalıştığı ama gerçekte gördükleri karşısında şehre dair
bu zihinsel kabulleri terk ederek yepyeni bir çatı, daha
B) İnsan toplumla etkileşim kurduğu ölçüde kendine
derin bir temel arayışına girdiği anlaşılıyor.
yönelik farkındalık geliştirir.
Bu parçadan hareketle Ahmet Hamdi Tanpınar ile
C) Tecrübeleriyle arasına mesafe koyan insan, yeni
deneyimlere açık olur. ilgili aşağıdakilerin hangisi söylenemez?
A) Hayalindeki Paris’i, başkalarının anıları ile edebî
M
D) İnsanın başkalarıyla özdeşim kurması, aynı deneyime eserlerinden hareketle biçimlendirdiği
ın
ortak olmasına bağlıdır.
ız
B) İstanbul’u, edebiyatla iç içe oluşan hayallerden çok
s
E) Topluma duyarlı insan, başkalarının düşüncelerine somut deneyimleriyle yorumladığı
ak
göre davranmaya meyillidir.
. olm
C) Paris’e dair izlenimlerinin zaman zaman çeşitli
türlerdeki eserlerinde yer aldığı
az i
m zn
la ı i
D) İstanbul ve Paris’in, edebî yaşamında belirli bir yer
nı zıl
edinen şehirler arasında olduğu
Y
lla ya
27. Orhan Veli’nin “Kitabe-i Seng-i Mezar”ını sevmemiz,
ku n
E) Paris değerlendirmelerinde başlangıçtaki beklentilerin
n ’ni
onun, Süleyman Efendi’de, gelmiş geçmiş sayısız zamanla değişim gösterdiği
da M
silik insanı, basit fakat ezelî dertleri içinde duymuş
fın SY
olmasındandır. Şiir, ister Sultan Süleyman’a ister
Süleyman Efendi’ye yazılmış olsun sanat bakımından
ra Ö
aşağıdakilerin hangisidir?
ya ait
özgünlük kazanır.
ru
so
Bu
29. Neil Postman, Televizyon: Öldüren Eğlence adlı 30. Aşağıdaki parçalardan hangisi “İyi bir yazar şüphesiz,
kitabında televizyonun eğlenceyi amaç edinmesini insan psikolojisini çok iyi bilmeli, karakterlerini önce
eleştirir ve bu eleştirisini temellendirmek adına o ünlü kendisi anlamalıdır.” düşüncesine uzak düşmektedir?
“Biçim, içeriği dışlar.” ifadesini kullanır. Postman’a
A) Ed Catmull’un Yaratıcılık’ına biyografimsi denmesinin
göre televizyon, sürekli eğlenen bir toplum inşa eder
ve toplum içerisinde sorun olabilecek her şeyi eğlenceye sebebi, kendi çocukluğunu anlatıyor gibi görünse
indirger. Böylelikle televizyon, karşısında kendimizi de aslında herkesin çocukluğundan bahsetmesidir.
ölesiye eğlendirmek dışında bir şey yapmadığımız bir Karakterlerini o kadar içten tanıtıyor ki onlarla bir
kutuya dönüşür. arada yaşıyor gibi hissediyoruz.
M
zihnini ve duygularını ters yüz ederek çıktığı
C) İçerikte ele alınan konuları, bireyleri eğlendirme amacı
ın
maceranın masalsı bir zeminden yükselmesi
ız
güderek sunması ağızda güzel bir tat bırakıyor.
s
ak
D) Toplumda huzuru sağlamak için bireyleri eğlendirmeyi D) Nobel ödüllü yazar Saramago’nun eseri Körlük,
. olm
amaç edinmesi umutsuz ama insana cesaret aşılayan romanlardan
biri. Kitabın başarısı, bir döneme bağlı kalmadan
az i
m zn
E) Toplumu yansıtmayan içeriklerinin bireyi kendine insanı hem tarihsel derinlikte hem de kendi
la ı i
yabancılaştırması psikolojisinin diplerine inerek analiz etmesinde yatıyor.
nı zıl
Y
lla ya
E) Nahid Sıtkı Örik’in Kıskanmak’la yakaladığı başarı,
insan ruhunun derinliklerinde gördüklerini gün yüzüne
ku n
n ’ni
çıkarabilmesinde yatar. Çünkü yazar, kahramanını
da M
önce bağrına basmış, ondan sonra okurun karşısına
fın SY
çıkarmıştır.
ra Ö
ta lar
lu ru
S
ru So
ş
ku tir.
ya ait
ve ye
’
um M
ur SY
Ö
şi ı Ö
ki ar
,k
ir k l
çb f ha
li
te
rın
hi
la
ru
so
Bu
31. Çocuk genellikle yaptığı işin engellenmesi veya sevdiği 32. Aşağıdaki parçalardan hangisi “Bir insan, doğuştan
oyuncağın elinden alınması gibi somut, yetişkin ise yeteneği düşük olduğu bir alanda başarılı olabilir mi?”
daha çok toplumsal veya mesleki haksızlıklar gibi soyut sorusuna cevap vermektedir?
nedenlerle öfkelenir. Çocukla yetişkin arasında bulunan
A) Zekâ, sahibini şımartan hoş bir aroma gibidir.
ergen için hem somut hem soyut her türlü kışkırtma
öfkeye yol açabilir. Öfkenin dış görünümü çocuksu Zekâsına güvenerek çalışmaya gerek duymadan
(bağırma, ayaklarını yere vurma, şiddetli ağlama) ve ömrünü geçiren insanlar tanıyorum. Bu kişiler,
yetişkince (kaba sözler, ince alaylar) olabilir. Ergenlerin kalıtsal özellikleri sayesinde bir alanda başarılı
zekâ düzeyi ile heyecanı ifade biçimleri üzerine yapılan olmakla yetinirken çok daha başarılı olabilecekleri
bir araştırmada doğrudan doğruya öfkeye yol açan alanları gözden kaçırıyor.
nedene karşı tepki göstermenin zekâ göstergesi olduğu B) Beynin kendini değiştirebilmesiyle ilgili çalışmalar,
bulunmuştur. Görece düşük zekâya sahip olanlar, öfkeyi onun bir alana yoğunlaştığında başarılı olmasını
sorumlu olmayan dış etkenlere aktarma eğilimindedir. sağlayan beceriler kazanabildiğini gösteriyor.
Öfkeden doğan engellenme tepkisinin konuyla ilgisiz Sporcuların zamanla kaslarını güçlendirmesi gibi
kişilere yansıtılması ergenlikte sürüyorsa belirli bir beyin de yeni nöral bağlantılar kurarak kendini
zihinsel olgunlaşma gecikmesi akla gelir. geliştirebiliyor.
M
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine C) Zekâ testleri aklın sihirli bir göstergesi olmaktan
ulaşılamaz? ziyade belli bir tür testi çözme becerisini ölçen
ın
araçlardır. Testte başarılı olan kişilerin yeteneklerinin
ız
A) Ergenin zekâ seviyesi arttıkça öfke duygusunun dışa
s
yüksek olduğu değil, sorulara cevap verme konusunda
vurumunda azalma gözlemlenir.
ak
diğerlerinden daha iyi eğitim aldığı söylenebilir.
. olm
B) Ergenlikte öfke duygusunun ifadesi, konuşma veya
beden aracılığıyla gerçekleşebilir. D) Bireysel farklılıklar üzerine yapılan çalışmalar, daha
az i
m zn
önce göz önüne alınmamış olguların araştırılmasına
öncülük ediyor. Hepimizin günlük hayatta “Babası ve
la ı i
C) Engellenme tepkisini sorumlu olmayan kişilere
nı zıl
yöneltme, çocuklardan beklenen bir harekettir. annesi yetenekli, elbette yetenekli olacak çocuk!”
Y
demesi, bu araştırmalarla bilimsel olarak kanıtlanıyor.
lla ya
D) Ergenler çocukluk ruh hâlini tamamen bırakmamış
ku n
E) Herkes kendi belleğini geliştirmeyi öğrenebilir ama her
n ’ni
olsa da belirli bir olgunluğa sahiptir.
şeyi hatırlar diye bir kural yok. İnsan beyni kendinden
da M
beklenen davranışları yerine getirmeye odaklanır ama
fın SY
E) Ergenlik, çocukluğun ve yetişkinliğin öfke nedenlerinin
bir arada bulunduğu bir dönemdir. tersi de olabilir. Örneğin hatırlamak istediği bir olayı
ra Ö
33. Gazeteci: Denizin renginin mavi olduğunu söyleyen 34. Sanatın önemli bir dalı olan sinema, kitle iletişim aracı
genç dostunuza niçin şiir yazmayı bırakmasını salık olarak kültürün gelişmesine katkıda bulunurken insanları
verdiniz? bilgilendirir, eğlendirir ve onların bakış açılarını geliştirir.
Sinema; kendisinden önce var olan edebiyat, resim,
Şair: Deniz mavi olduğu için. müzik, tiyatro, heykel, dans gibi sanat dallarının hepsiyle
iç içedir. Ancak sinema, en güçlü bağını edebiyatla
Gazeteci: Aynı sözleri söyleyen bir ressam olsaydı kurar ve ortaya çıktığı andan beri edebiyattan beslenir.
yanıtınız yine aynı mı olacaktı?
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisi
Şair: Bir ressama denizin rengini sormazdım ki. Olsa söylenebilir?
olsa dalgaların sesini betimlemesini isterdim ondan. A) Sinema, insanı eğlendirmede diğer sanat dallarından
daha başarılı olmuştur.
Aşağıdaki yargılardan hangisinin bu diyalogdaki
şairin sanat anlayışıyla örtüştüğü söylenebilir? B) Edebiyat, sinemaya diğer sanat dallarından daha fazla
A) Bir eserin sanatsal bir nitelik taşıdığını anlamanın katkıda bulunmuştur.
en kolay yolu, onun gerçekliği olduğu gibi
C) Bireylerin bilgi edinmesinde sinema ve edebiyat temel
yansıtabilmesinden geçer.
M
iletişim aracı olmuştur.
ın
B) Bence sanatın amacı, sözcükler veya görsel tablolar
ız
aracılığıyla karşısındaki kişiyi duygusal bir ruh hâline D) Resim, heykel, tiyatro, dans gibi sanat dalları
s
sinemanın temelini oluşturmuştur.
ak
taşıyabilmektir.
. olm
C) Sanatın işlevinin, ele aldığı gerçekliği bir başka E) Edebî eser uyarlamaları, sinema kültürünün
düzleme taşıyarak onu dönüştürebilmesinde saklı yaygınlaşmasını sağlamıştır.
az i
m zn
olduğunu düşünüyorum.
la ı i
nı zıl
D) Sanatın; işlediği herhangi bir gerçeklik veya nesneyi,
Y
lla ya
onları kuşatan sınırlar içinde resmedebildiği ölçüde
başarılı olacağına inanıyorum.
ku n
n ’ni
E) Şiir, resim veya sanatın diğer alanları, insani gerçeklik da M
karşısında bir ayna olmayı başarabilirse asıl
fın SY
M
hayatlarına ilişmek, her fırsatta onlara müdahale
ın
etmektir; doğrusu senin bildiğin gibi değil, benim
ız
istediğim gibi olmalı diyebilmek için.
s
ak
. olm
az i
m zn
la ı i
35. Bu parçada “zindanda yaşamak” sözüyle anlatılmak
nı zıl
istenen aşağıdakilerden hangisidir?
Y
lla ya
A) Kendi iç dünyasının sınırlarının farkında olmak
ku n
n ’ni
B) İnsanların kişisel alanlarını önemsemeden yaşamak da M
fın SY
M
çocukluktan beri öğrendiğimiz belirli kalıplara göre
ın
tepkiler veririz. Oysa duyguları bastırmak onları yok
ız
etmez, onları yok saymak da sizi daha güçlü kılmaz.
s
Geç kalmış sayılmazsınız, duygularınızı inkâr etmeyin,
ak
ifade edin. Onlar sizin duygularınız, bırakın konuşsunlar.
. olm
az i
m zn
la ı i
nı zıl
Y
lla ya
37. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine
ku n
ulaşılabilir?
n ’ni
A) Duyguları yadsımak, insanın kendi varlık amacını da M
reddetmesi sonucunu doğurur.
fın SY
ra Ö
kabullerinden bağımsızdır.
ş
ku tir.
dayatmalarından kurtulur.
Ö
şi ı Ö
ki ar
,k
ir k l
çb f ha
li
te
rın
hi
la
ru
so
Bu
M
gözlem, o kuramı bir kenara atmamızı veya kaydetmemesi
ın
değiştirmemizi gerektirir.
ız
E) Boş uzayda uçsuz bucaksız pek çok galaksinin
s
ak
olduğunu keşfeden Hubble’ın gözlemlerini
. olm
gerçekleştirirken dolaylı ölçüm yöntemlerini kullanmak
zorunda kalması
az i
m zn
39. Bu parçada kuramla ilgili aşağıdakilerin hangisine
la ı i
değinilmemiştir?
nı zıl
A) Hangi durumlarda gereksinim duyulduğuna
Y
lla ya
ku n
B) Gündelik yaşama nasıl yön verdiğine
n ’ni
da M
C) Nasıl bir süreç sonunda ortaya çıktığına
fın SY
ra Ö
26-06-2021
TÜRKÇE TESTİ
1. B
2. C
3. D
4. A
5. E
6. A
7. B
8. C
9. D
10. D
M
11. E
ın
12. D
ız
13. E
s
ak
14. A
. olm
15. D
16. D
az i
m zn
17. C
la ı i
18. B
nı zıl
19. C
Y
lla ya
20. D
ku n
21. B
22. E
n ’ni
da M
fın SY
23. D
24. E
ra Ö
25. E
ta lar
26. A
lu ru
S
27. E
ru So
28. B
ş
ku tir.
29. C
ya ait
30. B
ve ye
31. A
’
um M
32. B
ur S Y
33. C
Ö
34. B
şi ı Ö
35. D
ki ar
36. A
,k
ir k l
çb ha
37. D
38. A
hi lif
te
39. B
ın
40. C
arl
ru
so
Bu
T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimizin yazılı izni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu ve
testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
2020-TYT/Türkçe TÜRKÇE TESTİ
1. “Mutlak olan hiçbir şey yoktur.” fikri yaygın bir mantık 3. Sanatta etkilenme, kaçınılmaz gibi görünse de öykünme
hatasıdır çünkü bu önermenin kendisi bile en azından tasvip edilecek bir durum değildir. Sanatın gerçekliği
bir mutlağı varsayar. Bu önermenin ---- inanmak, bunu hiçbir surette mazur görmez; özgünlüğün yeniden
"Herkes yalan söylüyor." diyen kişinin doğruyu üretimi şeklinde can bulur her defasında çünkü. Tersi bir
söylediğine inanmak kadar ---- içerir. durum onu kötürümleştirir.
Bu parçada boş bırakılan yerlere sırasıyla Bu parçadaki altı çizili sözcüğü anlamca
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? karşılayabilecek bir kullanım aşağıdakilerin
A) sağlamlığına - belirsizlik hangisinde vardır?
M
A) Genç insanların, kişiliklerini oluştururken özellikle
ın
B) geçerliğine - tutarsızlık saygı ve sevgi duydukları bir kişiliği taklit etme eğilimi
ız
göstermeleri olağandır.
s
ak
C) doğruluğuna - karışıklık
B) Kitap okuma alışkanlıklarındaki benzerlikler,
. olm
okuyucuların benzer kitaplardan aynı sonuçları
D) mantığına - sıradanlık
çıkardıkları anlamına gelmez.
az i
m zn
la ı i
E) yaygınlığına - karşıtlık C) Televizyon dizilerinin yapay kahramanları, hayatı
nı zıl
tanımlama biçimleriyle ister istemez gerçek dünyanın
Y
lla ya
bireyleri üzerinde etki bırakıyor.
ku n
D) Futbolcu, sahada sahip olması gereken öz güven ve
n ’ni
beceriyi ancak antrenörünün talimatlarına harfiyen
da M
uymasıyla kazanır.
fın SY
IV
Ö
şi ı Ö
V
gözünde savurgan bir kişilik canlanacaktır.
hi lif
te
kullanılmıştır?
ar
l
A) I B) II C) III D) IV E) V
ru
so
Bu
4. Gerçek eleştirinin amacı; bir sanat görüşünü 6. (I) Bu köhne tren garında birkaç saat önce bir araya
örneklendirmek, bir sanat yapıtının sanat değerini gelmiş üç yabancı olduğumuz hâlde, hızla birbirimizle
belirlemek, bir örnekten kalkarak çözümlemeler ve benzeşmiş gibiyiz. (II) Aynı biçimde sıkılmamızın, aynı
incelemeler yapmak ve bir görüşü temellendirmek meraklı bakışlarla etrafı izlememizin nedeni nedir?
olmalıdır. Böyle bir eleştiri anlayışıyla kaleme alınmış (III) Her biri diğerinin devamı olan hareketlerimiz aynı
yazıların amacı; falancayı yüceltmek, onurlandırmak beyin tarafından komut aldığımızı gösteriyor sanki.
veya filancayı ezmek, yerin dibine batırmak olamaz. (IV) Birimiz bir yana baktığında hep beraber aynı tarafa
Edebiyat çevrelerindeki güncel kıpırdanışlara değil, yöneliyoruz mesela. (V) Gözlerimizde biriken
felsefi bir temelden hareketle edebiyat olaylarına eğilir yorgunluklarımız da aynı desem yeridir.
bu tür eleştiriler.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde
Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen anlamca kesinlik söz konusudur?
aşağıdakilerden hangisidir? A) I B) II C) III D) IV E) V
A) Sanatçıların bir sanat görüşüne ağırlık vermesi
M
ın
B) Sanatçılar arasında rekabet ortamının oluşması
sız
C) Sanat dünyasındaki kısa süreli yönelimler
ak
. olm
D) Eleştiri yazılarının artış göstermesi ve sevilmesi 7. (I) “Ötekine önem ve değer vermek” şeklinde de
tanımlanan empati, kendimizin ve başkalarının
az i
m zn
E) Eleştirmen yorumlarının tartışmaya açıklığı sınırlarını belirlemekle başlar. (II) İlkel bir varoluştan
la ı i
gerçek ve ahlaki değerlere sahip bir insan olma yolunda
nı zıl
yükselişimiz empati sayesindedir. (III) Zihnimizin
Y
lla ya
sınırlarından çıkıp başkalarının zihinlerinde
dolaşabilmek, kendiliğinden elde ettiğimiz bir yeti
ku n
n ’ni
değildir. (IV) Empatinin ahlak temellerimizin ne kadar
derininde yer aldığını, empati ortamında büyüyen
da M
fın SY
çocukların ileride akranlarına kıyasla daha fazla empati
5. Keşişler, dünyanın tarihini anlatmayı hiçbir zaman kurabilmesinden anlayabiliyoruz. (V) Gerçek empati,
ra Ö
bitiremediler çünkü her defasında dünyanın yaratılması anlamak kadar başkalarının duygularını, duyarlılıklarını
ta lar
etmek yerine sürecin başını açıklamayı iş edinmeleri Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangi ikisi
aynı düşünceyi aktarmaktadır?
ve ye
A) I ve III B) I ve V C) II ve VI
dönemlerini öğrenmekle kavranabileceğine inanmaları
ur S Y
Ö
D) III ve IV E) IV ve VI
şi ı Ö
8. Kromofor adı verilen pigment molekülleri fotosentez 10. (I) Emprovize caz yapan müzisyenlerde çok önemli bir
sırasında güneş enerjisini tepkime merkezlerine hızlı yetenek var: Zihnin akış hâlini kullanmak. (II) Trans hâli
taşıdığından güneş enerjisinin hemen hepsi arada hiç olarak da bilinen akış, bütünüyle tek aktiviteye
ısı kaybı olmadan kimyasal enerjiye dönüşür. odaklandığımız durumlarda beliriyor. (III) Örneğin
maratonda koşuyorsanız tüm dikkatiniz vücudunuzun
Bu cümledeki ögelerin doğru sıralanışı hareketlerine odaklanıyor. (IV) Kas hareketlerinizi,
aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir? ayaklarınızın yerle temasını hissetmeye başlıyor;
A) Belirtisiz nesne - zarf tümleci - zarf tümleci - özne - yer benliğin kaybolduğunu gözlemliyorsunuz. (V) Böyle
durumlarda odaklanılan beceriler en üst seviyede
tamlayıcısı - yüklem
gerçekleştiriliyor.
B) Belirtili nesne - zarf tümleci - zarf tümleci - özne - yer
tamlayıcısı - yüklem Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde
sıfat tamlaması yoktur?
C) Özne - zarf tümleci - yer tamlayıcısı - zarf tümleci A) I B) II C) III D) IV E) V
M
- yüklem
ın
D) Zarf tümleci - özne - zarf tümleci - yüklem
sız
ak
E) Zarf tümleci - özne - zarf tümleci - yer tamlayıcısı
. olm
- yüklem
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde büyük harflerin
az i
m zn
yazımı ile ilgili yanlışlık yapılmıştır?
la ı i
A) Bu konuyla ilgili kanun, Resmî Gazete’de
nı zıl
yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Y
lla ya
ku n
B) Leyla İle Mecnun, Türk edebiyatında en çok işlenen
n ’ni
9. Her sene, zamanı gelince İstanbul’un mahallelerinden
I
da M anlatılardandır.
fın SY
Boğaz’ın köylerine göçler başlardı. Eski İstanbullular;
C) Bahar mevsiminde bu tepeden Çanakkale Boğazı’nın
II
ra Ö
III
D) Kültigin Anıtı, uçsuz bucaksız Orhun Vadisi’nin orta
lu ru
12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcüğün 15. Kentsel düş gücünü heceleyenler, kentin karakteri olan
yazımı yanlıştır? nesnelerdir. Bu nesneler, kentin tarihine tanıklık eden ve
onunla bütünleşen varlıklar olarak kendilerini kabul
A) Bu araştırmada bizi şaşırtan bulgu, çevreciliğin
ettirir. Dilsiz güçler rolünde hep sahnededirler. Galata
barışsever akımlarla çatışmasıdır.
Kulesi, Beyoğlu’nun yıkık dökük evleri, bir avlunun
B) O kadar merhametlidir ki yakın arkadaşları arasında gölgesindeki zarif bir kuyu, kim bilir güneşin
yakıcılığında hangi sohbetlere siper olmuş görkemli
karıncaincitmez olarak anılır.
asırlık çınarlar, yüzyıllık bir çeşme, küçük bir
C) Başkentin ortasındaki gökdelenler, etrafındaki binaları fotoğrafçının vitrinini süsleyen eski aile fotoğrafları…
yutacakmış gibi duruyordu. Bu nesnelerin işlevi; varlıklarıyla kentin romanını
yazmak, varlıklarını sürdürürken çağın yüklediği yeni
D) İnsanlar, çokbilmiş olarak tanınan kişilerle arkadaşlık anlamlara rağmen kente sahip çıkmaktır.
kurmaktan uzak dururlar.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi
vardır?
M
E) Orada yaşamamış, o insanlarla hiç bağ kurmamış
gibi ne değerbilir ne yol yordam. A) Öyküleme B) Örneklendirme
ın
sız
C) Tanık gösterme D) Tanımlama
ak
. olm
E) Karşılaştırma
az i
m zn
13. Anadolu’da hangi büyücek kasabaya (I) adım atsanız
la ı i
nı zıl
tuluat tiyatrolarından birine rast gelirsiniz. Hiç değilse
Y
çarşı duvarlarında kafilenin yakın zamanda buraya
lla ya
konup göçtüğünü gösteren (II) solmuş ve yırtık bir ilana
ku n
tesadüf edersiniz. Oyunlar kasabanın tiyatrosunda (III)
n ’ni
köy meydanında yahut en büyük kahvede sergilenir. 16. (I) John B. Watson tarafından, insan davranışlarını
da M
Ahali için arkalıksız kahve iskemleleri (IV) üç beş masa; açıklamak için davranışçılık kuramı geliştirildi.
fın SY
oyuncular için yerden birkaç karış yüksek bir sedir (V) (II) Davranışçı psikolojiye göre nesnel yöntemlerle
gözlemlenemeyen zihinsel süreçlerin incelenmesinin bir
ra Ö
virgül getirilemez?
tepki arasındaki bağla açıklayarak psikanalitik görüşün
A) I B) II C) III D) IV E) V
ş
14. Balıkçı ( ) orfinozu ( ) şimdiye dek tuttuklarına hiç Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci
ki ar
A) II B) III C) IV D) V E) VI
Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdaki
hi lif
te
17. (I) Asya’dan gelen göç dalgaları zaman zaman Batı 19. İnsanlar duygu ve akıl arasında tutturdukları dengeyle
Avrupa ülkelerinde büyük direnişleri tetiklemiştir. ayakta kalır ve yaşam denen yolda ilerler. Bunlardan
(II) Bununla beraber düşük doğum oranıyla başa birinin, kontrolü tamamen ele geçirmesi felaket
çıkabilmek için Batı Avrupa, doğrudan göçmenlere getirebilir. Bu gerçek şöyle bir benzetmeyle aktarılır: Bir
ihtiyaç duymuştur. (III) Batı Avrupalıların iş, kültür ve at arabasındasınız ve arabanız, güçlü iki at tarafından
kimlik açısından tehdit altında olduklarına dair oluşan çekiliyor. Atlardan biri aklın, diğeri duygunun temsilcisi.
kaygı, direnişlerin temelini oluşturur. Bir at sizi sürekli yolun bir tarafına, öbürü de diğer
(IV) Düşüncelerinde haklı olsalar da göçün topluma tarafına çekmeye çalışıyor. Sizin işiniz ----.
kazandırdığı değerlerin altı çizilirse bu kaygıların
giderilmesi de kolaylaşır. (V) Göçmenleri ağırlayan Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
toplumlar, çeşitliliği bir zenginlik olarak görmeye aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
başladığında tehdit ve kaygının sadece toplumsal bir
refleks olduğu anlaşılır. A) güvenli bir şekilde ilerleyebilmek için dizginleri sıkıp
ikisini de kontrol altında tutmaktır
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi
M
B) bir tarafın sizi uçuruma yuvarlamaması için arabadan
düşüncenin akışını bozmaktadır?
atlayacağınız anı iyi belirlemektir
ın
ız
A) I B) II C) III D) IV E) V
s
C) bu iki atın fırsatlar sundukları kadar kötü bir son
ak
getirebileceğini de aklınızda tutmaktır
. olm
D) atların çekişmesinin ilerlemenize engel olduğunu
az i
m zn
görünce güvenilir olan atı seçmektir
la ı i
nı zıl
E) rasyonellik adına aklınızın buyruğuna girmek yerine
Y
sezgilerinize kulak vermektir
lla ya
18. Sinema ve spor dendiğinde akla gelen başarılı filmler
ku n
n ’ni
yok mudur? Olmaz olur mu! Zaman zaman usta
yönetmenler bu konudaki klişeleri aşıp sporu filmlerine
da M
fın SY
ustaca yerleştirmişlerdir. Mesela Fabri'nin unutulmaz
filmi Cehennemde İki Devre bunlardan biridir. Bu önemli
ra Ö
dönüştürülmesini ustaca anlatır. ----. Buna benzer 20. (I) Batı etkisindeki çağdaş Türk şiiri eskiyi yok sayarak,
şekilde unutamadığım diğer bir film de Hitchcock'un eskiden gelen her şeyi silip atarak gelişmedi. (II) Kısa
ş
ku tir.
Trendeki Yabancılar'ı ve bu filmin ünlü tenis sahnesidir. sürse de eskiye karşı zorlu çıkışların yapıldığı, geçmişin
ya ait
göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? güzel ürünlerinden, güçlü ustalarından zaman zaman
’
um M
A) Ama spor, yalnızca izleyiciyi kendine çekmek için edebiyatının kimi unsurlarını eserlerine bazen örtülü
Ö
futbolun geriliminden ve çalımından ibaret bir etkinlik olarak bazen de açıkça taşıdı. (V) Hatta bunların
şi ı Ö
bir futbol maçının heyecanını içlerinde duyar kullanılamayacağı konusunda tartışmalara girdi.”
ın
cümlesi getirilebilir?
ar
21. Bu, kültüre hangi açıdan yaklaştığımızla ilgilidir. Nitekim 22. Resim eleştirmenleri eserleri incelerken belirli bir
bu alanda çalışan bilim insanlarının hemen hepsinin onu yönteme bağlı kalırlar. Betimleme, çözümleme,
yeniden tarif etme çabası da bunu göstermektedir. yorumlama ve yargıya varma olmak üzere dört işlem
Bununla beraber şimdiye kadar ortaya atılan bütün basamağını kapsayan bu yöntemle eserden bilgi
tarifler gözden geçirildiğinde hepsinde ortak olanı ve bu edinirler. Yöntemin ilk aşamasında tabloda yer alan ve
terimle ne kastedildiğini anlamak kolaydır. gözle görülen her nesne tek tek listelenir. İkinci
aşamada bu nesneler resmin içine yerleştirilirken nelere
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık dikkat edildiği örneğin konum, renk, kontrast, ton gibi
olarak söylenmiş olabilir? niteliklerin nasıl kullanıldığı belirlenir. Üçüncü aşamada
A) Kültürel yozlaşmanın temelinde yatan sebepler ressamın kullandığı nesneler ve bunların
nelerdir? organizasyonuyla vermek istediği mesaj ortaya çıkarılır.
Son aşamada ise o ana kadar elde edilen bütün veriler
B) Kültürün farklı şekillerde tanımlanmasıyla ilgili ne bir arada değerlendirilir, eseri iyi veya kötü kılan
düşünüyorsunuz? özellikler ortaya konur ve incelenen eserin niteliği
hakkında nihai karara varılır.
M
C) Sizce kültür, toplumdan topluma değişen bir olgu
ın
mudur? Aşağıdakilerden hangisi bu yöntemi kullanan bir
sız
resim eleştirmeninin süreç içinde soracağı
ak
D) Bugün kültürler arasındaki farklılıklar nasıl sorulardan biri olamaz?
. olm
açıklanabilir?
A) Verilmek istenen mesaj, hangi obje ve varlıklar
kullanılarak aktarılmaktadır?
az i
E) Toplumlar, son yıllardaki kültürel değişimlerden nasıl
m zn
etkileniyor?
la ı i
B) Ressam, tabloda görülen bileşenlerin
nı zıl
organizasyonunda nelere dikkat etmiştir?
Y
lla ya
C) Ressam, bu eserinde tam olarak ne anlatmak
ku n
n ’ni
da M istemektedir?
fın SY
D) Ressamı başarılı yahut başarısız yapan temel nitelikler
nelerdir?
ra Ö
ta lar
23. Bir antropolog olarak antropolojinin yöntemlerini, kendi 25. QWERTY sisteminin kullanıldığı daktilo, harf düzeninin
kültürüme bakıp içinde yaşadığım dünyayı incelemek sıkışmasını en aza indiren, ticari anlamda başarılı ilk
için kullanmaya karar verdim. Sayıları gittikçe artan daktilo olarak 1874’te ortaya çıkmıştır. Ancak QWERTY
şirket antropologlarından biri oldum. Zaten, egzotik bir klavyesinde vuruşların %32’si orta, %52’si üst ve %16’sı
şeyler bulmak için çok da uzaklara gitmeye gerek yok. da ulaşması en zor olan alt sırada yapılır. Dahası bu
Yapmamız gereken, bu betondan ormanda insanların diziliş, daha zayıf olan sol elin ve en zayıf olan serçe
iş dünyasında ayakta kalmak için hangi rekabet parmağın çok fazla kullanılmasını gerektirir. Ayrıntılı
içgüdülerine güvendiklerine, bireysel ve örgütsel çalışmaların ardından Dvorak 1932'de, QWERTY
hareketlerinde ne tür davranış kalıplarını klavyesini öğrenmek için gereken zamandan daha kısa
benimsediklerine odaklanmak. sürede öğrenilebilen, klavye kullanıcısının başarısını ve
hızını büyük oranda artıran yeni bir klavye geliştirdi.
I. Sanayileşmemiş bölgelerdeki yerli halkların Ancak Dvorak klavyesi, o günden bugüne İngiliz dilinin
kültürleriyle şehir kültürü arasındaki farklar standart klavyesi QWERTY’nin yerini alamadı.
M
başarı elde etmek ve grup içinde yükselmek için ulaşılabilir?
ın
geliştirdiği stratejiler
ız
A) Bir yeniliğin eski yöntem veya fikirden belirgin şekilde
s
iyi olması uzun vadede de olsa toplumda kabul
ak
III. Belli bir sektörde çalışanların bir grup kültürü
geliştirmesini sağlayan kişisel ve sosyal dinamikler edileceğini gösterir.
. olm
B) İcat edilen aletlerin ortaya koyduğu yenilikler, bu
Yukarıdakilerden hangileri bu sözleri söyleyen
az i
m zn
aletlerin esas amacının dışında farklı amaçlara da
kişinin çalışma alanına girer? hizmet etmesine neden olur.
la ı i
nı zıl
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve III
C) Yeniliği ortaya çıkaran kişinin unvanı, bu yeniliğin
Y
lla ya
D) II ve III E) I, II ve III insanlar tarafından kullanılma olasılığının artmasında
ku n
etkilidir.
n ’ni
da M
D) Bir yeniliğin benimsenmesi için toplumun gereksinim,
fın SY
değer ve hedefleriyle görece uyum içinde olması
gerekir.
ra Ö
ta lar
26. Türk edebiyatında ve sosyolojisinde Batılılaşma 27. Ey insan! Etrafında yarattığın düşmanlar seni kendi
olgusuna ilişkin, karmaşık süreçlere işaret eden geniş kusurlarının, eksikliklerinin farkına varmaktan alıkoyar.
bir literatür mevcut olmakla birlikte, bu çalışmada Başkalarını cezalandırdığın, aşağıladığın hatta yok
Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü filmi incelenirken ettiğin sürece dikkatini kendi içine yöneltemezsin.
Kemal Tahir’in görüşlerinden hareket edilmiştir. Bunun Böylece kendinle yüzleşme ihtiyacı da hissetmezsin.
da başlıca nedeni, Kemal Tahir’in Batılılaşma ve Yarattığın düşmanlar çaresizliklerinin yerini alır, onlar
sorunlarını, Osmanlı Devleti’nin kuruluş döneminden sayesinde zayıflıklarının üstünü örtersin. Şunu aklından
itibaren ele alıp sorgulamasıyla özgün bir yaklaşım çıkarma: “Sandığın gibi başkalarının günahları, seni aziz
ortaya koymuş olmasıdır. Ancak filmin yapmaz!”
yönetmen/senaristiyle Kemal Tahir’in devlet ve toplum
konusundaki görüşleri arasında belirgin ayrımlar Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine
bulunmaktadır. Diğer yandan bugünün sorunlarının ulaşılabilir?
kaynağının Osmanlı’nın kuruluş dönemine kadar A) Bireyin dışarıya ve başkalarına yansıttığı öfke ve
götürülmesi ve tarihe yaklaşım biçimleri bakımından ise nefret, zamanla kendi zaaflarından arınmasına neden
pek çok benzerlik de göze çarpar.
M
olur.
ın
Bu parçada söz edilen filmle ilgili aşağıdakilerden
ız
B) Bireyin yaşadığı toplumdaki öteki bireylerin hatalarına
hangisi söylenebilir?
s
karşı geliştirdiği tavır, kendi benliğiyle kurduğu bağı
ak
A) Kemal Tahir, filmdeki içeriği Osmanlı’da Batılılaşma güçlendirir.
. olm
olgusu temelinde ele almıştır.
C) Ötekileştiren ve ötekini düşman gibi gören birey,
az i
m zn
B) Yönetmen/senarist, filmi Kemal Tahir’in görüşlerine kendini eleştirme ve yargılama ihtiyacını
la ı i
dayanarak oluşturmuştur. hissetmeyerek kendini yüceltir.
nı zıl
Y
lla ya
C) Film, Kemal Tahir ve yönetmen/senaristin ortak bir D) Bireyin çevresindeki insanları tehdit olarak
çalışması olarak ele alınabilir. algılamasının temelinde toplumdan yalıtılmış bir hayat
ku n
n ’ni
sürmesi yatar.
D) Kemal Tahir’in görüşleri filmi incelemede önemli bir
da M
fın SY
dayanak noktası sunmaktadır. E) Kendilerine ve başkalarına yönelttikleri eleştirel sese
kulak vermeyi başarabilenler hatasız ve dengeli bir
ra Ö
geçmektedir.
lu ru
S
ru So
ş
ku tir.
ya ait
ve ye
’
um M
ur S Y
Ö
şi ı Ö
ki ar
,k
ir k l
çb ha
hi lif
te
ın
ar
l
ru
so
Bu
28. Doğa bilimleri gibi tarih de zorunlulukların ve doğal 30. Ozanlar, şiirin düzyazıdan üstünlüğü konusunda kanıt
düzenin insan hayatını, belli ölçüde de olsa, etkilediğini üretmeye bayılır. Şiir kolay ezberlenir, demek ki
kabul eder. Tarihî olaylar, onları ortaya çıkaran şartların üstündür; kısadır, demek ki üstündür; zor anlaşılır,
nedensellik ilkesi göz önünde tutularak açıklanmasıyla demek ki üstündür. Kimileri de düzyazının anlatım
anlamlandırılır. Belirli iklimsel ve ekolojik şartların olaylar gücünün bir yerde tükendiğine ama şiirin anlatım
üzerindeki etkisi hesaba katılmadan salt kaynaklardan gücünün hiç tükenmediğine inandıklarından “Şiir,
ve kanıtlardan yola çıkarak sonuçlara varmak mümkün düzyazının bittiği yerde başlar.” deyip çıkarlar işin
ve anlamlı değildir. Bununla birlikte tarih biliminin görevi, içinden. Düzyazının bir yerde tıkandığını nereden
tarihî olayları kendi özellikleri içinde incelemektir. çıkarırlar bilinmez.
Tarihî olayların gelişiminde genelgeçer kanunları ve
bunların olaylar üzerindeki etkisini araştırmak, tarih Bu parçanın yazarının aşağıdakilerden hangisini
biliminin değil belki de tarih felsefesinin görevidir. söylemesi beklenir?
A) Şiirin dile getirdiğini roman da öykü de dile getirebilir,
Bu parçaya göre aşağıdaki önermelerden hangisi sorun sanatçının hangi türde yazdığında değil
tarih biliminin bakışıyla örtüşür?
M
başarısındadır.
A) Her tarihî olay kendi coğrafi koşulları içinde incelenir.
ın
B) Bir şiiri kafamızda yıllarca taşıyabiliriz ama düzyazıyı
ız
değil, onun ağırlığı yaşamın odağına yerleşmesini
s
B) İnsanlık tarihindeki olaylar çoğunlukla tekrar eder.
ak
engeller.
. olm
C) Tarih bilimi de doğa bilimleri gibi kanunlar koyar. C) Şiirin giriftliği karşısında romanın, öykünün kendini
okuruna açması, kolayca anlaşılır olması okurun
az i
m zn
D) Tarih bilimi sadece yazılı belgeleri dikkate alır. seçimlerini etkiler.
la ı i
nı zıl
E) Tarih felsefesi genellemeler yapmaktan kaçınır. D) Şairleri kendi konumlarının altını çizmeye iten şey,
Y
lla ya
düzyazının günümüz okurları tarafından gördüğü
yoğun rağbettir.
ku n
n ’ni E) Her türün yükseldiği dönemler vardır; şiir
da M
fın SY
yavaşladığında düzyazı, düzyazı yeni ufuklar
bulamadığında şiir öncülüğü üstlenir.
ra Ö
ta lar
sorgulama türüdür.
Bu
31. Yeni nesil, maaş değil unvan peşinde! 33. Faust, Don Juan ve Don Kişot emellerinin peşinden
sabit bir fikirle koşar. Bu karakterlerin her biri aslında
Bir araştırma şirketi, maaşlı çalışan 18-25 yaş mükemmellik arayışıyla kibrin, istisnai bir yiğitlikle
aralığındaki 830 kişiyle yaptığı görüşmede kişilere yozlaştırıcı bir aşırılığın vücut bulmuş hâlleridir. Söz
unvan tercihine yönelik sorular sormuştur. Araştırma konusu karakterlere dair tespitlerim, aslında çok daha
sonucunda katılımcıların %80'inin “Çalıştığım yerdeki önce yaratılmış olan bu imgelerin romantik dönem
önceliğim unvan değil, maaşım.” cevabı verdiği, yorumuna dayanan izlenimlerimdi. Ancak Faust’un sırf
%18’inin “Unvanım yükseltilirse maaşımın aynı kalması merak duygusu yüzünden lanetlendiğini, Don Juan’ın
önemli değil.” görüşünü belirttiği, %2'sinin de “Unvanım gerçekten işkence gördüğünü artık düşünmüyorum.
yükselirse maaşımın düşmesi benim için önemli olmaz.” Hatta Don Kişot’un cömertliği bile gerçek mi emin
dediği tespit edilmiştir. Araştırma sonuçları, son değilim. Fakat bu karakterlerin bireyci toplumumuz için
dönemde popüler hâle gelen unvan pazarlamasının hâlâ özel birer tınısı olduğuna inanıyorum.
nasıl yapılacağı konusunda da şirketlere önemli geri
bildirimler sunmuştur. Bu parçanın yazarıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
M
Bu köşe yazısıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi A) Roman kişilerini, onların karakteristik özellikleri
ın
söylenebilir? üzerinden değerlendirmiştir.
s ız
A) Kanıtlanamayan varsayımlar üzerinde yorum
ak
yapılmaktadır. B) Roman kahramanlarına ilişkin değerlendirmelerinde
. olm
değişim olmuştur.
B) Kendi içerisinde tutarsızlıkları ve yanlılıkları
az i
C) Roman kahramanlarına ilişkin analizlerini belirli bir
m zn
bulunmaktadır.
dönem bağlamında ortaya koymuştur.
la ı i
nı zıl
C) İstatistiki verilerin gerçeği yansıtmadığı ortaya
D) İdealizm ve kontrolsüz eylemlerin kurgusal başarıyı
Y
lla ya
koyulmaktadır.
artırdığına inanmaktadır.
ku n
n ’ni
D) Güncel bir konunun ekonomik etkilerine
değinilmektedir.
da M E) Roman karakterlerinin toplum üzerinde süregelen bir
etkisi olduğunu düşünmektedir.
fın SY
karşılaştırılmaktadır.
ta lar
lu ru
S
ru So
ş
ku tir.
ya ait
E) Perspektif ve açı
M
A) Kendine has bir yapım sırrına sahiptir.
ın
ız
B) Sanatçının tecrübelerinin ürünüdür.
s
ak
C) Zamanın sınırlarını aşan bir gücü vardır.
. olm
D) Oluşturulduğu dönemin izlerini taşır.
az i
m zn
la ı i
E) Yaratıcısının tekniğini görünür kılar.
nı zıl
Y
lla ya
ku n
n ’ni
da M
fın SY
ra Ö
ta lar
lu ru
S
ru So
ş
ku tir.
ya ait
ve ye
’
um M
ur S Y
Ö
şi ı Ö
ki ar
,k
ir k l
çb ha
hi lif
te
ın
ar
l
ru
so
Bu
M
yakaladı. Tasavvufun mistik havası, halk şiirinin coşkun E) Uzun süre aynı başarıyı sürdüremeyeceğini
savunanları haksız çıkardığı
ın
sesi, synth-pop ile birleşen Arap popunun ritimleri ayrı
ız
ayrı ve bir bütün olarak duyuluyor albümde. Gözünün
s
gördüğüyle gönlünün bildiği bir olmayan âşıkların acısını
ak
söylerken Matiz, Şeyh Galip’ten Neşet Ertaş'a uzanan
. olm
bir köprü kuruyor. Böylece toplumsal normlara ve hayatı
çerçeveleyen ezici gerçeklere rağmen yüreğinin sesini
az i
m zn
dinleyenlerin çıkmazını anlatıyor. Değmekten,
la ı i
esinlenmekten, beslenmekten korkmuyor.
nı zıl
Y
lla ya
ku n
n ’ni
da M
fın SY
35. Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen
aşağıdakilerden hangisidir?
ra Ö
olgun olanlar
lu ru
S
ru So
edebilenler
ya ait
sıkışıp kalanlar
’
um M
olduğunu anlayanlar
Ö
şi ı Ö
ki ar
olduğunu bilenler
çb ha
hi lif
te
ın
lar
ru
so
Bu
M
yanı sıra Freud’un nesnel gerçeklerden bağımsız ve
ın
öznel yaşantı dünyası “id” için kullandığı sözcüktür.
ız
Gerçekten de karakterin zihnin kanalizasyonlarından
s
çıkmayan ama batmayan da bir şey oluşu, akla ilk önce
ak
Freudyen bir id’i getirir.
. olm
az i
m zn
la ı i
nı zıl
Y
lla ya
37. Bu parçada O adlı romanla ilgili aşağıdakilerden
hangisine değinilmemiştir?
ku n
n ’ni
A) Okuyucu tarafından büyük ilgi gördüğüne da M
fın SY
E) Sinemaya uyarlandığına
ya ait
ve ye
’
um M
ur S Y
Ö
şi ı Ö
ki ar
hangisidir?
hi lif
edilmesi
ın
ar
saklanabilmesi
so
M
sunmaktır. İdeal tipler, araştırmacının incelediği olguyla
E) Olguları anlaşılır kılacak benzerlikleri belirlemede
ın
ilgili gerçeğe ilişkin bazı problemleri ifade etmesine
zorluk yaşanması
ız
olanak sağlayan bir referans çerçevesidir. Bundan
s
dolayı ideal tiplerin hiçbir suretle doğru veya yanlış
ak
olduğu ifade edilemez.
. olm
az i
m zn
la ı i
nı zıl
Y
lla ya
39. Bu parçaya göre ideal tiplerle ilgili aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
ku n
n ’ni
A) Gündelik yaşamdaki olay ve olgulara ilişkin da M
gözlemlerden doğar.
fın SY
farklılık gösterebilir.
ta lar
lu ru
S
C) İşlevi konusunda araştırmacılar arasında görüş
ru So
farklılıkları bulunmaktadır.
ş
ku tir.
27-06-2020
TÜRKÇE TESTİ
1. B
2. E
3. A
4. C
5. A
6. D
7. E
8. E
9. A
M
10. D
ın
11. B
s ız
12. E
ak
13. A
. olm
14. E
az i
m zn
15. B
la ı i
16. C
nı zıl
17. B
Y
lla ya
18. C
ku n
n ’ni
19. A da M
20. D
fın SY
21. B
ra Ö
22. E
ta lar
23. D
lu ru
S
ru So
24. B
ş
ku tir.
25. E
ya ait
26. D
ve ye
27. C
’
um M
28. A
ur S Y
29. C
Ö
şi ı Ö
30. A
ki ar
31. B
,k
ir k l
32. C
çb ha
33. D
hi lif
te
34. B
ın
35. C
ar
36. D
l
ru
37. E
so
38. B
Bu
39. C
40. D
T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimizin yazılı izni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu ve
testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
2019-TYT/Türkçe TÜRKÇE TESTİ
1. Kimileri robotları insanlığın sonunu getirecek bir tehdit 3. Arka arkaya ses getiren filmler çekmiş, bunların arasına
I önemli bir su altı belgeseli ekleyerek bu alanda da
(tehlikeli bir durum) olarak görüyor, kimileri de ustalığını göstermişti. Herkes yeni çalışmalarını
merakla beklerken o, uzunca bir süre sessizliğe
insanları çalışmaktan kurtaracak (alıkoyacak) bir gömülmüş; röportaj tekliflerini bile geri çevirmişti.
II Geçen hafta ortak bir dostumuzdan yepyeni bir
yardımcı olarak. Suya sabuna dokunmayan (sakıncalı belgesel çekimi için hazırlıklara başladığını işittim.
III Meğer inziva süreci, aslında yeni projeleri için kuluçka
konularla ilgilenmeyen), evcil hayvan benzeri robotlar dönemiymiş.
hâlihazırda (şu anda) satılıyor. Bu robotlar etrafındaki Bu cümledeki altı çizili sözü anlamca
IV karşılayabilecek bir kullanım aşağıdakilerin
nesnelerin ne olduğunu anlıyor (kavrıyor), yüksekten hangisinde vardır?
M
V
düşmemeyi başarıyor, komutlara cevap veriyor hatta A) Toleranssız ve karamsar mizaçlı olduğu için her şeye
siyaha yakın bir grilikte yaklaşmaktan keyif alırdı.
oyunlar oynayabiliyor.
B) Yaşanan olaylara daima aynı pencereden baktığı için
Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisinin hiçbir zaman farklı bir şey göremeyecekti.
anlamı parantez ( ) içinde verilen açıklamayla
uyuşmamaktadır? C) Yaşadığı hayal kırıklıkları sonunda, kabuğuna
çekilerek hayatındaki "keşke"lerin muhasebesini
A) I B) II C) III D) IV E) V yapmaya başladı.
güçlendirmek
4. I. Uyku esnasında solunum sıklığının ve kalp atış 6. I. Pek çoğumuz tekstil ürünlerinin sadece koyun
hızının düşmesi, vücuda pompalanan kan yününden elde edildiğini düşünürüz.
basıncını azalttığından uykudayken daha fazla
II. Keçilerin ve develerin de lifleri bükülerek iplik
üşürüz.
hâline getirilir ve tekstil endüstrisinde kullanılır.
II. Özellikle iki üç aylık bebeklerde, uyurken değişen
vücut sıcaklığına bağlı olarak ortaya çıkan ani
ölümler, günümüzde yaygın olarak görülmektedir. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru
bir biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden
hangisidir?
Yukarıda verilen II numaralı cümleyle ilgili olarak A) Keçi ve deve liflerinden iplik üretilip tekstil sanayisinde
aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? kullanılmasına rağmen pek çoğumuz tekstil
A) I. cümlede ifade edilen konuyla çelişen farklı bir ürünlerinde yalnızca koyun yünü kullanıldığını
durumdan söz edilmektedir. sanıyoruz.
B) I. cümlede anlatılan durumun sebep olduğu bir B) Keçilerin ve develerin liflerinin iplik malzemesi olarak
olumsuzluktan bahsedilmektedir. tekstil sanayisinde çok az tercih edilmesi nedeniyle
genellikle yünün sadece koyundan üretildiğini
C) I. cümledeki olgunun, çocukları neden daha fazla düşünüyoruz.
M
etkilediği açıklanmaktadır.
C) Yaygın olarak yünün yalnızca koyundan üretildiğini
D) I. cümlede belirtilen olgunun her bireyde düşünsek de keçiler ve develerden elde edilen
gerçekleşmediği örneklenmektedir. liflerin geçmişten bugüne tekstil ürünlerinde
kullanıldığını biliyoruz.
E) I. cümlede değinilen düşüncenin bilimsel olarak
kanıtlandığı gösterilmektedir. D) Tekstil sanayisinde keçi ve develerden elde edilen
yünler de kullanılmasına karşın birçoğumuz iplik gibi
ürünlerin yalnızca koyundan üretildiğini zannediyoruz.
E) Birçoğumuz, keçilerin ve develerin liflerinin de iplik
malzemesi olarak tekstil endüstrisinde kullanıldığını
SY
göz ardı ediyor ve yünün yalnızca koyundan
üretildiğine inanıyoruz.
5. Çocuk, aklının doğal işleyişi sonucu her an ortaya çıkan
tuhaf sorulardan birine yanıt bulma amacıyla
gerçekleştirdiği her samimi girişim sayesinde, o amacın
sonucuyla kıyaslanamayacak oranda kalıcı kazanımlar
edinir.
Bu cümlede çocuklarla ilgili olarak asıl anlatılmak 7. Tüm hayvanların vücudu dokulardan ve dokuların
istenen aşağıdakilerden hangisidir? birleşmesiyle meydana gelen organlardan oluşur.
A) Tuhaf sorular sorma davranışlarının çocuklarda Dokular vücudun çeşitli kısımlarını ve organlarını
istemsiz biçimde gerçekleştiği oluştururken küçücük, kıvrımlı ve karmaşık yapılara
dönüşür. Epitel hücreler bu yapıların oluşmasında
B) Merak ettikleri konunun iç yüzünü öğrendikleri sürece temel bir işleve sahiptir. Bu hücreler sıkı bir şekilde
bilgi birikimlerinin arttığı istiflenerek derinin, kan damarlarının ve organların
dış tabakalarını meydana getirir.
C) Kendi hâllerine bırakıldıklarında tuhaf sorular sorma
alışkanlıklarının sona erdiği Bu parçada aşağıdaki ses olaylarından hangisi
yoktur?
Ö
8. Dede Korkut anlatılarının üçüncü hikâyesi olan 10. Daima, bu şehre ilk giren ve onu yeni baştan bir Türk
I şehri olarak kuran dedelerimizin yaşayışlarındaki halis
Bey Böyrek, neredeyse tüm Türk halklarının sözlü tarafa hayran oldum.
II
edebiyatında yer almaktadır. Bu anlatı, Oğuz boylarının Bu cümlenin yer tamlayıcısında (dolaylı tümlecinde)
III aşağıdakilerden hangisi yoktur?
arasında Bamsı Beyrek, Altay Türklerinde ise
A) İsim-fiil B) Sıfat-fiil C) Edat
Alıp Manaş, Başkurt ve Tatarlarda Alıpmenşen olarak
D) Bağlaç E) Zarf-fiil
bilinir. Bu destanın birbirine yakın biçimlerinin bu
IV
kadar geniş bir coğrafyada yaşaması, bu toplulukların
M
Bu parçada numaralanmış sözcüklerin hangisi
mesaja maruz bırakan yapısı, insana daha önce
"üçüncü çoğul kişi iyelik eki" almıştır?
deneyimlemediği bir uyum sürecini dayatıyor.
A) I B) II C) III D) IV E) V
Bu cümledeki ögelerin doğru sıralanışı,
aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir?
A) Özne - zarf tümleci - belirtisiz nesne - yüklem
12. Meslek gruplarının bazıları üyelerinin davranışlarından 14. (I) İnsan omurgasında bulunan omurların arasındaki
I diskler, yer çekiminin etkisiyle sürekli baskı altındadır.
sorumlu tutulur. Anneliğin de kimi açılardan bir meslek (II) Uzayda diskler üzerinde böyle bir baskı oluşmaz.
(III) Bu durum, disklerin arasının biraz daha açılmasına
grubu sayılmasına rağmen onlardan birinin kötü sebep olur. (IV) Sonuç olarak uzayda astronotların
II boyunun uzadığı görülür. (V) Astronotların sırt ağrısı
davranışı diğerlerine duyulan saygıyı pek etkilemez. çekmelerinin nedeni de budur.
III
Ancak iyi örgütlenmiş meslek gruplarının üyeleri, Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
insanların gözünde birbirleriyle öyle özdeşleşmiştir ki
A) I. cümlede sıfat-fiil kullanılmıştır.
IV
mesleği icra eden birinin tutumu tüm meslektaşların
V B) II. cümlede edat bulunmaktadır.
itibarını etkiler.
C) III. cümlede isim-fiil vardır.
Bu parçada numaralanmış sözcüklerden hangisi
zamir değildir?
D) IV. cümlede zarf-fiil kullanılmıştır.
M
A) I B) II C) III D) IV E) V
E) V. cümlede bağlaç bulunmaktadır.
16. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ifadenin 18. XX. yüzyılın son çeyreğinde plansız iç göçler sebebiyle
okunuşuna uygun bir ek getirilmemesinden kalabalıklaşan İstanbul; benzer kaderi yaşayan Ankara,
kaynaklanan yazım yanlışı vardır? İzmir, Bursa gibi şehirlere göre daha çok sorunla baş
başa kalmıştır.
A) Doktora araştırmasını TÜBİTAK’ın bursuyla
yürütmüştü.
Aşağıdakilerin hangisinde noktalı virgül (;) bu
B) Saat 16.30’da başlayan maç TRT’den naklen cümledeki işleviyle kullanılmıştır?
yayınlanıyordu. A) Yazar değil, eleştirmenler; metinler değil, yorumlar
yani bakış açıları değiştiği için edebiyat eserlerinin
C) Öğrenciliği zamanında Zonguldak’ın Ereğli ilçesindeki anlamı daima zenginleşmektedir.
KYK’da kalmıştı.
B) Kopuk dizelerin, anlatı parçacıklarının, çizimin
D) Kulüplerin 5. olağan toplantısı TFF’nin tesislerinde sınırlarında dolaşan bu melez metin; onun yaşam
gerçekleştirildi. haritasına göre farklılıklar gösterir.
E) Bir yaz günü saat 19.00’da TBMM’nin önünde buluşup C) Türkiye, İran, Rusya; Ankara, Tahran, Moskova
yola çıkmışlardı. isimlerinin birbirleriyle münasebetleri açık seçik
ortadadır.
M
D) Tokat'ta yetiştirilen ürünlerin başında domates, biber,
fasulye, patates; kiraz, vişne, elma, erik gelir.
E) Örneklemeye başvurulmuştur.
20. (I) Max Weber, meşhur Protestan Ahlakı ve 22. ----. Bütün yapıtlar kendilerinden önceki yapıtlarla
Kapitalizmin Ruhu adlı eserinde Protestan ahlak yapılmış bir konuşmanın izlerini taşır. Dostoyevski
anlayışının kapitalizmin doğuşunda oynadığı rolü İnsancıklar'da Gogol'la tartışır. Kafka, Dönüşüm’de
ortaya koymaya çalışmıştır. (II) Weber’in iktisadi Dostoyevski'nin elli yıl önce sorduğu soruyu, "İnsan
zihniyetle dinî inançlar arasında kurduğu bu ilişki hâlâ mıyım, yoksa böcek mi?" sorusuyla cevaplar.
ilgiyle takip edilmektedir. (III) Siyaset alanında Weber, Oğuz Atay romanlarını yaralı Don Kişotların, yeraltında
çağdaş siyaset biliminin temel konularından olan yaşayanların, hamam böcekleri ve metamorfozların
iktidar, egemenlik, otorite ve meşruiyet gibi olgularla yankılandığı bir vadide yazar.
ilgilenmiş, bürokrasi ve siyaset arasındaki ilişkilere
dikkat çekmiştir. (IV) Siyasal iktidarın meşruluğunun Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre
temellerini bir model çerçevesinde açıklamaya aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
çalışmıştır. (V) Ona göre siyaset kişinin diğer kişiler
üzerinde egemenlik kurmasıdır. (VI) Söz konusu A) Hiçbir yapıt boşluğa doğmaz; akan nehre sonradan
egemenlik farklı olabilmekte ve meşrulaştırılırken farklı eklenir
argümanlara dayanabilmektedir.
B) Hemen her anlatı çoktan kabul edilmiş doğruların
üzerinde yükselir
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci
paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle
C) Her yazar kendinden önce düğümlenmiş metinlerin
M
başlar? ilmeğini çözer
A) II B) III C) IV D) V E) VI
D) Her yapıt, olay örgüsü açısından biricik olma idealiyle
yola çıkar
23. Günümüzde, hizmet sektöründen iş dünyasına, 24. Stephen Fears'ın 2006 yapımı etkileyici filmi Kraliçe,
çocuk yetiştirmeden sanat üretimine kadar her alanda Prens Charles’tan boşandıktan sonra tüm İngiliz
tatmine, sorunsuz biçimde varabilme yollarının arayışı aristokrasisine sırtını dönen Prenses Diana’nın
içindeyiz. Everest’e tırmananlar, maraton koşanlar, ölümünü anlatıyor. Filmin esas odağı, Prenses
yoğun ve disiplinli bir çalışmanın sonunda alanlarında Diana’nın şaibeli bir trafik kazasında hayatını
ustalaşanlar ise yolun sonunda hissettikleri mutluluk kaybetmesinden hemen sonra kraliyet ailesinde
kadar, yol boyunca yaşadıkları belirsizliklerden ve yaşananlar. Pek çok yazılı ve görsel malzemeyle
aştıkları engellerden de coşkuyla söz ederler. Belki de desteklenen bir belgesel gibi çekilmesine rağmen film,
ilk bakışta çelişkili gibi görünen bu durum, çoğu zaman senaryosu fazlasıyla içeriden yazıldığı gerekçesiyle
gayet iyi giden bir işte veya ilişkide, farkında olmadan eleştirilmiştir. Bununla birlikte film, tipik İngiliz mizahı
pürüzler yaratmamızı açıklayabilir. ile bu mizahla atbaşı giden hüzün duygusunu her
karesinde birleştirmeyi başarmıştır.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir? Bu parçada söz edilen filmin senaryosunun
A) Sonucu değerli kılan, süreç içindeki öngörülemeyen eleştirilme nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
güçlüklerin üstesinden gelmektir. A) Prenses Diana’nın özel hayatıyla ilgili sırlara yer
vermesi
B) İsteklere kolayca ve fazla emek harcamadan ulaşmak,
M
mutluluğun ön koşuludur. B) Üzücü bir olayı sinemaya aktarırken mizahi ögeler
kullanması
C) Bilinç dışı dürtülerle, ortada sebep yokken sorun
çıkarmak, başarıyı tetikler. C) Olayları daha çok kraliyet ailesinin bakış açısıyla
sunması
D) Sonuç kadar sürece odaklanarak engelleri aşmak da
doyuma ulaşmada önemlidir. D) Hayatını belgeselleştirerek Prenses Diana’yı
idolleştirmesi
E) Çeşitli düzeylerde güçlüklerle mücadele etmek, sorun
çözme gücünü artırır. E) İçeriğinin kazanın hemen ertesinde olanlarla sınırlı
kalması
SY
Ö
25. Yazı, çoğu zaman içimizde taşıdığımız olağanüstü 27. Her yıl, milyonlarca ton plastik üretiliyor. Diğer yandan
duygu ve düşüncelerin soluk ve eksik yansımasından da plastik su şişeleri gibi geri dönüşümü sağlanamayan
başka bir şey değildir. Bu yansıma, karmaşık ve çok büyük miktarda atığın denizleri doldurmaması için
katmanlı bir bütünden kopup gelen parçacıklardır. çözüm arayışı sürüyor. Bu çözümlerden en umut verici
Yazının meselesi, yazarın esinlendiği o karmaşık ve olanı atıkları veya plastikleri parçalayan organizmalar.
çok katmanlı bütün, orada öylece durur. Ancak yazarın Ancak daha basit çözümler de var. Yakın zamanda
çaresizliği bu bütünden sadece bir parçayla yetinmek bir araştırmacı, plastiğin aksine kalıcı olmayan ve
zorunda olmaktır. kullanıldıktan sonra biyolojik olarak parçalanabilen
bir malzemeden şişe üretme fikrini ortaya attı.
Bu parçaya göre yazarın çaresizliği aşağıdakilerden
hangisidir? Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi
söylenebilir?
A) Coşkuyla yazıya döktüğü deneyimlerinin pek az kişi
tarafından takdir görmesi A) Biyolojik olarak parçalanabilen şişe, şimdilik tasarım
aşamasında olan sonuç odaklı çalışmalardan biridir.
B) Herkese hitap etmeyi başardığında bile yazdıklarının
kalıcılıktan yoksun olması B) Geri dönüşüm sorununun ortadan kaldırılmasında
parçalanabilen şişe fikriyle önemli bir adım atılmış
C) Yaşantı ve deneyimlerinin ancak sınırlı bir bölümünü oldu.
M
yazdıklarına aktarabilmesi
C) Plastiğin yerine alternatif malzeme üretme fikrinin
D) Yapıtın anlamının ve değerinin, kendisi kadar ortaya atılması, kısa vadede bir çözüm olarak
okurlarına da bağlı olması görünmüyor.
28. Zaman zaman televizyonlarda toplu balina 29. Pek çok kavramı toparlarken dağıtıyoruz ister istemez.
ölümlerine ilişkin haberler, karaya vurmuş balina Ama aşk konusunda bu tür tanımlara kalkışınca işler
görüntüleriyle karşımıza çıkar. Araştırmalar bu daha bir sarpa sarıyor. Öyle ki "günümüzde aşk"
ölümlere okyanusların endüstriyel ve kimyasal deyince gülmek geliyor içimizden. Neden? Galiba
atıklarla kirletilmesi, suların bulanıklaşması ve yıllar yılı "tek tip" bir aşk düşündüğümüzden. Aşkın
yanlış avlanmalar gibi etkenlerin sebep olduğunu mekânını, zamanını, onu yaşayanların sınıfsal
gösterir. özelliklerini hesaba katmadan "aşk"ı yücelttiğimizden.
Eski Yunan'da aşk, Orta Çağ'da aşk, Haliç Kıyısı'nda
Balinalar, okyanusta yüzerken kafalarının ön
aşk, Boğaz mehtabında aşk, kotrada aşk, grevde aşk...
kısmından gönderilen elektromanyetik dalgalarla
Bu ilişkiler aynı aşkta birleştirilebilir mi? İlişkiyi
yönlerini bulurlar. Bu özelliklerinden hem bulanık
yaşayanların beklentileri de aşkı biçimlendirmez mi?
sularda yüzerken hem de göç ederken
yararlanırlar. Ancak zaman zaman dünyanın
Bu parçanın yazarının aşağıdakilerden hangisini
manyetik alanının değişmesi ya da balinalardaki
söylemesi beklenemez?
yön bulma sisteminin hastalık sonucu bozulması
nedeniyle yönlerini tayin etmekte sorun yaşarlar A) Aşk, bireysel ve toplumsal yaşanmışlıklardan
ve karaya vururlar. soyutlanamaz bir olgudur.
M
Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
sahiptir.
söylenebilir?
A) Farklı görüşlerin aslında birbirini desteklediğini C) Her dönem ve mekân kendine özgü, bağımsız bir
göstermektedirler. aşk algısı yaratır.
B) İki farklı konuya ilişkin ortak bir görüş olduğunu D) Aşkı sürdürülebilir kılmanın yolu, onu idealize
vurgulamaktadırlar. etmekten geçer.
C) Aynı olguyu farklı yönleriyle değerlendirip ele E) Aşk, tek bir değişkene indirgenerek tanımlanabilecek
almaktadırlar. bir kavram değildir.
SY
D) Aynı düşünceyi pekiştirmeye yönelik farklı örnekler
sunmaktadırlar.
30. 1928-1992 yılları arasında yaşayan Philip K. Dick, bilim 31. Psikolojide "hatırlama efekti" olarak adlandırılan
kurgu edebiyatının en beğenilen yazarlarından biridir. daha eski anıların geri dönüşü, tam bir muammadır.
İlk hikâye ve romanlarından başlayarak tüm eserlerinde, Anıların en eski olandan başlayarak hatırlanması,
gerçeklik ve insanı insan yapan özellikleri birbirine bağlı "unutmanın ilk temel yasası" ile tezatlık göstermektedir.
iki tema olarak ele alır. Bu temaları başarıyla işlediği Bu yasaya göre bir olayın üzerinden ne kadar uzun
eserlerinden biri, 1968 yılında kaleme aldığı Androidler zaman geçmişse olayın hatırlanma ihtimali de o kadar
Elektrikli Koyun Düşler mi? adlı romanıdır. Romanın azdır. Ancak hatırlama efektinde durum tam tersidir.
ana karakteri Rick Deckard, Mars’tan kaçan altı androidi Kişi, yaşı ilerledikçe daha eski anılarını hatırlar. Bu
yakalamakla görevlidir. Ancak bu görevi sırasında, anıların ortaya çıkması için neden ihtiyarlığı beklediği
insanla robot arasındaki sınırın hiç de kesin olmadığını ise bilimin araştırdığı başka bir muammadır.
görür. Böylece eser bir yandan insan benzeri robotlar Kırklarında, ellilerindeki insanların da bunları kolaylıkla
ile gerçek insanlar arasındaki farkı sorgularken diğer anımsamaları gerekmez mi? Neden bu anılar, bellek
yandan gerçeklik algısı üzerine düşündürmektedir. gerçekten yaşlanınca gösteriyor kendini? Sanki bunca
Dick’in bu romanı, tüm zamanların en iyi bilim kurgu yıl boyunca yayın yasağı varmış da yasağın kalkması
filmlerinden biri olarak kabul edilen Bıçak Sırtı filmine de için belli bir süre geçmesi gerekiyormuş gibi...
kaynaklık etmiştir.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine
Bu parçada Philip K. Dick ile ilgili olarak ulaşılamaz?
M
aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Hatırlama efektinde, anılar genellikle en eski olandan
A) Belirli bir alandaki çalışmalarının takdir edildiği daha yeni olana doğru hatırlanır.
D) Gerçeğin ne kadar gerçek olduğu konusunu D) Bellekte yer alan ilk anıların bellek yaşlanmadan
sorguladığı ortaya çıkması, dış etkenlere bağlıdır.
SY
E) Romanlarında belirli bir karakterin maceralarını E) Hatırlama efektinin ortaya çıkması ancak
anlattığı ihtiyarlıkta, belleğin yaşlanmasıyla mümkündür.
Ö
32. Günümüzde büyük miktarda veri üretilerek bunlar 33. Öznel olmak kendi içine kapanmak, düşünceye dalmak,
sürekli depolanıyor. Dijital verilerin saklandığı diskler herkesten ve her şeyden ayrı olmak değildir. Aksine
"sunucu parkı" adı verilen devasa tesislerde tutuluyor. dışa doğru, başkalarına doğru bir çeşit yöneliştir.
Bu bilgilerin korunması içinse ciddi bir kaynak Bu yönelişledir ki benim dışımdakilere "benimdir"
harcanması gerekiyor. Bilim insanları çevre dostu diyebilirim. Ancak gerçekten yaşadığım, içinde kendimi
olmayan bu veri saklama yöntemine yeşil bir alternatif gördüğüm, bağlandığım bir şey benimdir. Çünkü beni
sunuyor: Bitkileri biyolojik bir sabit disk olarak benden başka olanla birleştiren bağı yalnız ben
kullanmak! Tüm bilgileri bitkilerin DNA’sının içinde yaratabilirim.
ikili kod olarak saklayabilmemize olanak tanıyan bu
yöntem sayesinde kütüphaneler dolusu bilgi, tek bir Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın yazarının
ağaca aktarılabilecek. Bu buluş, geliştirilmeye muhtaç düşüncesini destekleyen bir örnek değildir?
olsa da aile fotoğrafımızı en sevdiğimiz kaktüsün içinde
saklayabilecek veya bahçemizdeki ağaçtan müzik A) İçerisinde bulunmadığım bir ordunun elde ettiği bir
dinleyebilecek olma ihtimali gerçekten heyecan verici! zaferle sevinebilirim yeter ki o, kendi fetihlerimin bir
basamağı olsun.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine B) İnşa aşamasında hiçbir emeğimin olmadığı bir eve
ulaşılamaz? sahip olabilirim yeter ki o, içinde oturduğum bir ev
A) DNA’larda genetik bilgilerin yanı sıra farklı verilerin de olsun.
M
depolanması mümkün görülmektedir.
C) Himalaya’nın doruğuna tırmanan adamın yaşadığı
B) Veriler arttıkça bunların saklanması için gerekli olan serüven ile böbürlenebilirim yeter ki o, kendi başarısını
alanların da artması beklenmektedir. kanıtlamış olsun.
C) Ağaçlarda bilgi saklanmasına yönelik çalışmaların D) Şurada duran kimsenin sahiplenmediği toprak benim
geliştirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır. olabilir yeter ki o, ellerimle işlediğim bir toprak olsun.
D) Yeni bilgilerin üretilmesi, bunların depolanma E) Bir ülkenin uğradığı bozgunu iliklerimde duyabilirim
sorununu da beraberinde getirmektedir. yeter ki o, aramda bağlantılar kurduğum ülkede
yaşanmış olsun.
E) Kolay ulaşılabilirliği nedeniyle verilerin dijital ortamda
SY
saklanması tercih edilmektedir.
Ö
M
inançlarından vazgeçmiyor, kendilerine sadık kalıyorlar.
Bu anlamda bu üç kahraman yani İvan, Rublev ve Kris
bir bütün oluşturuyor.
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden 35. Bu parçadan hareketle Makber ile ilgili
hangisi sırasıyla getirilmelidir? aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) I. Müzik ve resim çalışmalarınızı yarıda bırakıp A) Ölü adlı şiir ile aynı yıl yazıldığı
sinemaya yönelmeniz nasıl karşılandı?
B) Okuyucuda duygusal karşılık bulduğu
II. Filmlerinizdeki üç oyuncunun benzer özelliklere
sahip olmasıyla neyi amaçladınız? C) Kısa süre içinde kaleme alındığı
SY
B) I. Sinemaya ilginiz ne zaman ve nasıl başladı,
sinemanın yaşamınızdaki yeri nedir? D) Bir kaybın yarattığı acıyı işlediği
II. Filmlerinizde erkek karakterlerin psikolojisine E) Yazarın taşkın ruh hâlini yansıttığı
ağırlık vermenizin nedeni nedir?
II. İnsan yaşamının açmazlarını Ivan, Rublev ve D) Her hatırlandığında acı veren bir anı olduğu
Kris karakterleri üzerinden verme fikri nasıl
ortaya çıktı?
E) Zihnen kabullenilmiş bir üzüntü olduğu
M
SY
tercihi olmaktan öte bir durumdur.
A) Uygulanma şekline
M
yargılayan sistem anlamına kavuşmuştur. Bugünün E) Sonradan popülerlik kazanan kimi kavramlarda olduğu
popüler kültür ve siyaset endüstrisinde ise artık anlam gibi etik kavramının da günümüzde kazandığı
enflasyonu nedeniyle milyonlarca sıfırla şişmiş bir yaygınlığın nedeni belirsizdir.
kavrama dönüşmüştür. O kadar çok şey için kullanılıyor
ki hemen hiçbir şey ifade etmiyor.
15-06-2019
TÜRKÇE TESTİ
1. B
2. A
3. C
4. B
5. E
6. A
7. E
8. E
9. B
10. C
11. D
12. E
M
13. B
14. B
15. B
16. C
17. A
18. B
19. E
20. B
21. A
SY
22. A
23. D
24. C
25. C
26. E
27. A
28. C
29. D
30. E
31. D
32. E
33. C
34. D
35. C
Ö
36. E
37. A
38. D
39. D
40. A
T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimizin yazılı izni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu ve
testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
2018-TYT/Türkçe TÜRKÇE TESTİ
1. Arkeogenetik, insanlığa dair geçmişi moleküler genetik 3. (I) Her atasözü bir genel kural, bir ilke niteliği taşır.
teknikler ---- araştıran bir bilim dalı olarak tanımlanabilir. (II) Bazı atasözleri sosyal ilişkiler üzerine görüş bildirir.
Bazı temel konular üzerindeki çalışmalar henüz (III) Bazı atasözleri ise uzun gözlemlere dayanarak doğa
sürmekteyse de hızla ---- bir bilim dalı hâline gelmiştir. olaylarının gündelik yaşam üzerindeki etkilerini anlatır.
(IV) Tecrübelere veya mantığa dayanarak doğrudan
Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden doğruya öğüt veren atasözleri de vardır. (V) İki yargı
hangisi sırasıyla getirilmelidir? taşıyan atasözlerinde ise yargılar arasında benzetme
A) yoluyla - değişken B) sayesinde - benimsenen ilgisinden ziyade iki yargının birbirini tamamladığı veya
birbirine karşıt olduğu görülür. (VI) Bir de genelin aksine
C) deneyerek - bilinen D) geliştirerek - sevilen temsilî ve mecazi anlatıma sahip olmayan atasözlerimiz
vardır.
E) kullanarak - gelişen Bu parçada numaralanmış cümlelerdeki açıklamalara
M
aşağıdaki atasözlerinden hangisi örnek olarak
gösterilemez?
A) II. cümle: Komşu komşunun külüne muhtaçtır.
5. I. Yazar, eserlerinde gelenekle arasına bir mesafe 6. Davies, eğitimi bireyleri kapasitelerine göre farklı
koymaktansa bu birikime, yaşadığı döneme özgü statülere yerleştiren bir sistem olarak
bir pencereden bakmayı tercih ediyor. değerlendirmektedir.
II. Yazarın hiçbir edebiyat geleneğine bağlanmayışı, Toplumsal tabakalaşmayı temel alarak en
onu çağdaşı yazarlardan ayıran önemli bir özellik yeteneklilerin en önemli mesleklerle
olarak ön plana çıkıyor. ödüllendirilmesi gerektiğine inananlar, bu görüşe
III. Yazar, bu kitabıyla kendinden önce üretilen eserleri destek vermişlerdir.
okumanın bir özgünlük sorununa yol açmayacağını Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir
herkese kanıtlıyor. biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden
IV. Yazar, tarihin kendisine aktardığı seslere kulak hangisidir?
tıkamıyor ancak onları kendi döneminin A) Davies, eğitimin tanımını yaparken, farklı yeteneklere
gerçekliğinin süzgecinden geçiriyor. sahip olan kişilerin buna bağlı olarak farklı mesleklere
V. Yazarın kendi olma sorununu tartıştığı bu kitapta, yerleştirilmesi gerektiğini ve bunun da toplumsal
yüzünün düne değil yarına dönük olduğu açık bir tabakalaşmanın gereği olduğunu savunmuştur.
biçimde gözlemlenebiliyor.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri B) Toplumsal tabakalaşma temelinde en yetenekli
insanların en önemli meslekleri elde etmesi gerektiğini
M
anlamca birbirine en yakındır?
düşünen kişiler; Davies’in, eğitimin bireyleri
A) I ve III B) I ve IV C) II ve IV kapasitelerine bağlı olarak farklı statülere yerleştiren bir
sistem olduğu düşüncesini desteklemişlerdir.
D) III ve V E) IV ve V
C) Meslek seçiminde eğitimin belirleyici olması gerektiğini
vurgulayan Davies ile toplumsal tabakalaşmayı esas
alıp yetenekli kişilerin statüsü yüksek mesleklere
yerleşmesi gerektiğini savunanların görüşleri
örtüşmektedir.
7. Ben, sisi zihnin bazı hâllerine benzetirim. Sis içindeyken 9. Sırf kendi için okuyan, gezen, eğlenen bir aydın kendini
I yaşarken öldürmüyor mu?
sanki başka bir dünyada, başka bir nizam içinde
Bu cümledeki ögelerin doğru sıralanışı
oynayan muhayyilem, beni daima şaşırtır. Kimi zaman aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir?
II A) Belirtisiz nesne - özne - zarf tümleci - yüklem
temel karakterler üzerinde kalıp ayrıntılardan
III B) Zarf tümleci - belirtili nesne - yüklem
uzaklaşmanın mutluluğunu yaşarım. Kimi zaman da
C) Özne - belirtili nesne - zarf tümleci - yüklem
zihnim ayrıntılara dalıp çevreyi kolaçan etmeye başlar.
IV D) Özne - zarf tümleci - yüklem
Birkaç gündür İstanbul’un üstünü bütünüyle örten sis de
E) Belirtisiz nesne - zarf tümleci - yüklem
zihnim gibi oyunlar oynuyor ve görülen, işitilen her şeyi
V
farklı bir şekle sokuyor.
Bu parçadaki altı çizili sözcüklerin hangisinde ünlü
M
düşmesi yoktur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
10. Cümledeki sözcüklerin arasına yerli yersiz, sıfat
yerleştirmenin edebiyat metninin bir özelliği olduğunu
sanan “yazar adayları” var. Bence yazmayla ilgili en
temel yanlışlardan biridir bu. Yakın anlamlı sıfatların
işlevsiz olarak kullanıldığı cümleler, dikiş izlerini belli
eden bir elbiseye benziyor. Böyle olunca okur, bir bütün
olarak kumaşı değil dikiş izlerini görüyor.
8. Gelecekteki bilişsel sistemlerin çevreyle etkileşim
I Aşağıdakilerden hangisi bu parçada eleştirilen bakış
hâlinde olması bekleniyor. Canlı organizmaların açısıyla yazılmıştır?
SY
A) Günler, kuvvetli bir rüzgârın sürüklediği beyaz bulut
sinir sistemlerinden esinlenerek geliştirilen bu
kümecikleri gibi birbiri ardına geçip gidiyordu ve biz
II
bunların sonunda muhakkak bir fırtına kopacağını
mekanizmaların en önemli özelliği, klasik işlemcilerin
seziyorduk.
III
aksine hafıza ve işlemci birimlerinin bir arada olmasıdır. B) Sonbahar; yemişleri, bulutları, güneşi, maviliği ve yeşili
ile insana şiir, edebiyat, musiki ve mesut insanlarla
İnsan beynine benzer biçimde çalışan elektronik cihazlar dolu bir dünya düşündürüyor.
IV
henüz tasarlanmamış olsa da yakın zamanda bu konuda C) Yağışlı, donuk ve karlı bir kış akşamının karanlığında
başlayan o derin yalnızlığım giderek artıyor; bu koyu
önemli gelişmeler yaşanması bekleniyor. kimsesizliğim beni, aydınlık ve ışıklı bir sabaha
V uzanmaktan men ediyor.
Bu parçada numaralanmış sözcüklerden hangileri
isim kökünden türemiştir? D) O haftayı ve ondan sonra geleni, sadece onu
düşünerek geçirdim; belki rastlarım ümidiyle birkaç
A) I ve II B) I ve III C) II ve IV defa Boğaziçi’ne gittim, Emirgân’da, Kandilli’de ve
şurada burada dolaştım.
Ö
D) III ve V E) IV ve V
E) Çardaklardaki yapraklar, kırmızının en son hâline
doğru ağır ağır, kızara kızara kırmızının renk oyunları
içinde düşmeden evvel sallanıp durdular.
11. Sosyalleşme süreci; gittikçe yoğunlaşan kontrol, yön 14. Körlük, Nobel ödüllü yazar Jose Saramago’nun
I 1995 yılında yayımlanmış romanıdır. Okuyucu,
verme ve biçimlendirme etkisiyle doğal bir varlık olan bu kitapta kahramanları; adıyla değil, onları tanıtan
II ifadelerle görür. Yazar her birini “doktor, doktorun karısı,
insanı; uygar, kanunlara saygılı, diğer insanların hak ve hırsız, koyu renk gözlüklü genç kız” gibi çeşitli sıfatlarla
III adlandırır. Kahramanların diyaloglarını da anlatıcının
sorumluluklarını hesaba katan, kendinden emin, sakin, sesine yedirerek metni uzun bir monoloğa dönüştürür.
IV Okur bu durum karşısında romanı takip etmekte güçlük
mutlu, mesleki yeterliğe sahip bireyler hâline getirir. çeker ve kendini âdeta bir labirentin içinde bulur. Ayrıca
V Saramago, roman boyunca nokta ve virgül dışında
noktalama işareti kullanmaz. Bu da metnin
Bu parçada altı çizili sözcüklerden hangisi yapım eki bütüncüllüğüne katkıda bulunan bir başka yöntemdir.
almamıştır?
Bu parçadaki altı çizili ifadeyle
A) I B) II C) III D) IV E) V
I. Eserde kişilerin, özellikleriyle anımsatılması
II. Birden fazla teknikten yararlanılmış olması
III. Olayların karmaşık bir şekilde aktarılması
M
durumlarından hangilerine gönderme yapılmamıştır?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
12. Toprakla uğraşanları maddi açıdan desteklemek
ülkemizin kalkınmasına önemli ölçüde katkı D) I ve II E) II ve III
sağlayacaktır.
Bu cümlenin öznesi, aşağıdaki sözcük gruplarının
hangisinden oluşmuştur?
A) Sıfat tamlaması B) İsim tamlaması
D) II ve V E) IV ve V
16. Aşağıdakilerin hangisinde nesne, sadece isim 18. Annesi şaşırarak şöyle dedi ( ) “Ne var ( ) neyi
tamlamasından oluşmuştur? düşünüyorsun?” Şen şakrak kızının yüzündeki
A) Uzunca bir süre trenin penceresinden ağaçlarla kaplı durgunluğa bir anlam verememişti ( ) “Bez bebeğimi,
dedemin aldığı bisikleti, kırmızı uçurtmamı, parlak
köyleri seyretti.
ayakkabılarımı ( ) Aslında ne kadar güzelmiş benim
B) Büyükbabam, ailenin en küçüğüne en güzel odayı çocukluğum ( ) değil mi anne?”
vermişti. Bu parçada parantezle ( ) belirtilen yerlere, aşağıdaki
noktalama işaretlerinden hangisi sırasıyla
C) Bunca yılın ardından sokak satıcılarının seslerini hâlâ getirilmelidir?
özlüyorum.
A) (:) (;) (.) (...) (,) B) (!) (,) (:) (.) (,)
D) Geçmiş günlerin özlemi içimde her gün biraz daha
C) (!) (;) (...) (.) (;) D) (:) (,) (.) (...) (,)
büyüyordu.
E) Emekliye ayrılınca evinin bahçesi âdeta sığınağı E) (,) (?) (:) (.) (!)
olmuştu.
M
19. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde kesme işaretinin
17. “Birleşik sözcüğü oluşturan sözcüklerden biri veya her kullanımıyla ilgili bir yanlışlık yapılmıştır?
ikisi birleşme sırasında anlam değişmesine uğramışsa A) Pamukkale travertenleri, Denizli’mizin önde gelen
sözcük bitişik yazılır.” turistik değerlerindendir.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu kurala
uyulmadığı için bir yazım yanlışı yapılmıştır? B) Bu yasa tasarısı Bakanlar Kurulu’nda uzun uzun
tartışıldı.
A) Adını şarkılarda duyduğumuz yalıçapkını, adalarda
SY
yaşayan bir kuş türüdür. C) Ferhunde Hanım’dan gelen son mektubu ailecek
sevinç içinde okuduk.
B) Yemekten sonra tatlı olarak birer porsiyon bülbülyuvası
siparişi verdik. D) Üniversitemizde tek ders sınavlarının 30 Haziran’da
yapılacağı açıklandı.
C) Doğum günüm için annem bana camgöbeği renginde
bir kazak örmüş. E) TDK'nin bir görevi de geçmişte yazılmış eserleri
günümüze kazandırmaktır.
D) Pek çok kişinin sandığının aksine denizyılanı nehirlerde
de yaşayabilir.
20. Bakmayın sahilinin dolguyla denizden yükseltilmiş 22. (I) Çoğumuz düşünmeyen bir dünyada yaşıyor olmaktan
olmasına; denizin içinden çıkıp içeri doğru yılan misali yakınıyoruz. (II) İnsanların büyük bir bölümü en az
kıvrılan yokuşun ta Galata Kulesi’nin gölgesine kadar düşünceyle bütün bir yaşamı omuzlamak gibi bir
uzandığı bir semt Tophane. Ana sokakları bayır, ara kolaycılığı benimsiyor. (III) Hatta kimileri düşünceyle
sokakları çıkmaz. Bu nedenledir ki adımlar hafif hafif, alay ederken kimileri gerçekten düşündüklerini
ağır ağır atılır burada. Sanki semti derinlemesine sanıyorlar. (IV) Büyük çoğunluğunu düşünmeyenlerin
hissettirmek ve geçmişi teneffüs ettirmek için yukarı oluşturduğu ve düşünmenin lüks sayıldığı bir dünyada
doğru uzadıkça uzar yol. her şeye karşın düşünen insanı “gerçek insan” diye
tanımlamak gerekir. (V) Düşünmek; insana, insan
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yaşamına bütünsel bir bakışla bakmaktır. (VI) Düşünce
yoktur? alanımızı daralttığımız zaman dünyaya yeterince
A) Karşılaştırma B) Benzetme yerleştiğimizi söyleyemeyiz. (VII) Düşünmek, dünyaya
bir veya birkaç açıdan değil bütün açılardan bakmayı
C) İkileme D) Niteleme bilmekle olur.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci
E) Mecazlı söyleyiş
paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle
başlar?
M
A) II B) III C) IV D) V E) VI
D) I ve II E) II ve III
24. Soyut matematik problemleri Heisenberg’i 25. Edebiyat ürünlerini kültür tarihinin deposu sayan anlayış
büyülemekteydi. Kanıtlamaya çalışıp da başarılı üzerine düşünürken tarih ve edebiyat araştırmacılarının
olamadığı Fermat’ın son teoremi de bunlar arasındaydı. durumunu tartışmak gerekir. Aslında her iki yaratıcı
O sıralarda bir arkadaşı ona Einstein’ın görelilik kuramı çabanın da kazı alanı ortaktır ve edebî metnin sunduğu
üzerine yazılmış bir kitap verdi. Heisenberg, kitap geçmişe ait bulgular üzerinde edebiyatçı da tarihçi de
üzerinde çalışarak kuramda kullanılan ve “Lorentz farklı yöntemlerle çalışarak ortak bir noktada buluşabilir.
dönüşümleri” adı verilen özel matematiksel araçları Ancak aralarında temel bir fark vardır. Edebiyatçının kazı
anlamak için epey çaba sarf etti. Yine de fiziği o sırada çalışmaları, yönünü geleceğe de çevirebilirken tarihçinin
meslek olarak düşünmüyordu. Onu büyüleyen fiziğin bakışı geçmişle çerçevelenmiştir.
arkasındaki matematikti. Bu ilgisi ileride onun bir fizikçi Bu parçaya göre edebiyat ve tarih araştırmacıları ile
olarak düşünüşünü de etkileyecek ve ona olanaksız ilgili olarak
görünen problemleri çözmede Einstein gibi ileri düzeyde
matematik kullanma ayrıcalığı tanıyacaktı. I. Kaynakları ortak olsa da yaklaşım ve yöntemleri
arasında belirgin farklılıklar vardır.
Bu parçadan Heisenberg ile ilgili olarak aşağıdaki
II. İnsan ve toplumun bugünü ve geleceğine dair
yargıların hangisine ulaşılabilir?
genel çıkarımlarda bulunurlar.
A) Einstein’ın görelilik kuramını geliştirmesine III. Üzerinde çalıştıkları kültür malzemesini
çalışmalarıyla katkıda bulunmuştur. değiştirmeyi amaçlarlar.
M
B) Fizik alanında başarılı olmak amacıyla ileri matematik yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
çalışmaları yapmıştır.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
C) Fizik alanında çalışmış olmasına rağmen daha çok
soyut matematikle ilgilenmiştir. D) I ve II E) II ve III
27. Başından beri biliyordum ki şu veya bu çevreden, şu 29. Zaman zaman susuzlukla karşı karşıya kalan büyük
veya bu sayıda insanın iyi ve sevimli bulduğu şiirler kentlerin asıl sorunu su kaynağı sıkıntısı değil, eldeki
yazmak mümkündü. Böyle bir yolu seçtikten sonra, suyun kalitesinin düşmesidir. Diğer bir deyişle kentte
geçerli ortalamayı fark etmek ve o normlara uygun olanı sınırsız su kaynağı bulunsa da susuzluk yaşanabilir.
üretmeyi sürdürmek de gerekiyordu. Ama böylesi bir yol, Bunun en büyük nedeni ise kirlenmedir. İçme suyu
toplumun beğenilerinin sürekli değişmesi yüzünden beni kaynaklarının kirlilik derecesi belli bir düzeyi aştıktan
kendime yabancılaşma batağına götürürdü. sonra en gelişmiş arıtma tesisleri bile bu kaynakları
temizlemede yetersiz kalır. Bu sebeple susuzluk
Aşağıdakilerden hangisi bu sözleri söyleyen bir sorununun çözümü için yeni su kaynaklarının
şairin düşüncesi olabilir? aranmasından çok baraj havzalarının daha iyi
A) Toplumdaki eğilimleri izlemek şairlerin üretkenliğini korunması, atıkların ayrıştırılarak yeniden kullanılması,
yitirmesine neden olur. çöplerin kontrol tesislerinde toplanması gibi
uygulamalara gidilmesi gerekir.
B) Bir şair beğenilmek için ortalamanın üstünde ürünler
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir?
ortaya koymalıdır.
A) Çöp ve atıkların dönüştürülmesindeki başarısızlığın
C) Geniş okur kitlelerinin bir şairi takdir etmesi onun su kaynaklarını azalttığına
sanatı adına kötüye işarettir.
M
B) Baraj havzalarındaki yetersizliğin günümüz kentlerinin
D) Şiirin kurallarına sıkı sıkıya uymamak şairin öncelikli sorunu olduğuna
popülaritesini olumsuz etkiler.
C) Su kaynaklarının kirlenmesinin arıtma tesislerindeki
E) Bir şairi özgün ve özel kılan, popüler olanı tercih yetersizlikten kaynaklandığına
etmiyor olmasıdır.
D) Temiz su kaynaklarındaki azalmanın atık kontrolü
uygulamalarını önemli kıldığına
belirlemek
30. "Bir ülkenin uygarlık düzeyi o ülkenin kâğıt tüketimi ile 32. Kurşun kalem yapan yaşlı bir adam, yaptığı kalemleri
ölçülür." diye bir söz hatırlıyorum. Bana göre bu düşünce satıcıya vermek için kutuya koyarken içlerinden birini
artık geçerliliğini kaybetti. Çünkü bugün kitap yazmak ve kenara ayırdı ve ona “Olabileceğin en iyi kalem olmak
yayımlamak kâğıt kullanmadan da mümkün. İleride ne istiyorsan şu beş şeyi asla unutma!” diyerek şu öğütleri
olacağı bilinmez ama şimdilik basılı ve elektronik kitaplar verdi:
varlığını birlikte devam ettiriyor. Hayatta başarılı olmak için öncelikle kendini, seni
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine kullanmayı bilen bir kişinin ellerine almasına izin
ulaşılabilir? vermelisin.
A) Uygarlık üretme ve yayma aracı olan kâğıt, işlevini Zaman zaman ucunu açacaklar ve bu sana acı
verecek fakat daha iyi bir kalem olmak için buna
günümüzün teknolojik imkânlarıyla paylaşarak
katlanmalısın.
sürdürmektedir.
Yaptığın yanlışlara üzülme, yeniden yazma fırsatın
B) Uygarlığın önemli ögelerinden olan kâğıdın tüketimi ile olacak daima. Bu fırsatları kaçırma!
üretimi arasındaki denge gelişmişlik göstergesidir. Seni sen yapan en önemli parçanın, içindeki
kurşun olduğunu unutma!
C) Uygarlığın gelişimi ve yayılımı ile kâğıt tüketimini Üzerinde dolaştığın her yüzeye kendine ait bir
ilişkilendirmenin ne kadar doğru olduğu bugün açıkça işaret bırakmalısın ve yazmaya devam etmelisin.
M
görülmektedir.
Bu parçada kurşun kalem ustasının kaleme verdiği
D) Uygarlığı yalnız kâğıt üzerinden ölçmeye çalışmanın öğütlere göre, kalemin başarı için sahip olması
ne denli sığ bir düşünce olduğu yaygın olarak gereken özellikler arasında aşağıdakilerin hangisi
bilinmektedir. yoktur?
A) Gerçekçi olmak B) Sabırlı olmak
E) Uygarlığın günümüzde ulaştığı nokta, elektronik kitap
çağının kapılarını sonuna kadar açmaktadır.
C) Umudunu korumak D) Özünü hatırlamak
E) Özgün olmak
SY
31. Bu eser, insanın içine taş gibi oturan öykülerle dolu
olmasıyla ayrı bir yere sahip. Çoğunda olaylar doğrudan
anlatılmıyor; en çok da bu hâliyle öyküler, didaktik
olmanın tuzağına düşmekten kurtuluyor. Yazarın
öykülerindeki bazı noktaları kendince birleştiren okur,
metne dâhil olarak yine kendince anlamlar üretiyor.
Anlatılan öyküler içimizden birilerinin hikâyesi
olduğundan okur, günün sonunda iç açıcı bir resimle
karşılaşmıyor. Çünkü her öykü, toplumun bireye sık sık
yaşattığı haksızlığa uğramışlık duygusunu okuruna
hissettiriyor.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada söz edilen
öykülerin bir özelliği değildir?
A) Etkileyicilik B) Yoruma açıklık
Ö
C) Yaşanmışlık D) Farklılık
E) Yol göstericilik
M
sırasıyla kömür, gaz, yenilenebilir enerji kaynakları ve
B) Seyircinin iç dünyasındaki tesirine nükleer enerji izliyor.
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden
C) Türk sinemasında yarattığı etkilere hangisi sırasıyla getirilmelidir?
D) Edebî bir eserden sinemaya uyarlandığına A) (I) Nüfus hareketliliğinin enerji gereksinimi ile ilişkisi
nedir?
(II) Yenilenebilir enerji kullanımı hakkında ne
E) Farklı kuşaklara hitap ettiğine
söyleyebilirsiniz?
M
35. Bu parçaya göre servi ağacıyla ilgili inanışların
ortaya çıkmasının temel nedeni aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Diğer ağaçlara göre daha geniş bir alana yayılması
M
37. Bu parçada söz edilen araştırmanın sonucundan
hareketle aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir?
A) Teknoloji, yaptığımız işlemleri koruyabildiği ve ileriki
aşamalarda tekrar kullanıma sunabildiği için kişilerin
hayatına kolaylık getirebilir.
SY
B) Farklı uygulama ve araştırmalarla desteklenmediği
sürece teknolojinin gelişim hızının ne kadar şaşırtıcı
olacağını görmek zaman gerektirir.
M
1816 yazında İngiliz yazar Mary Shelley, bu doğa olayı
yüzünden günlerce kapalı alanda yaşamak zorunda kaldı
ve 1818’de yayımlanan ünlü korku romanını işte bu
günlerde kaleme aldı.
30-06-2018
TÜRKÇE TESTİ
1. E
2. C
3. E
4. E
5. B
6. B
7. E
8. D
9. C
10. C
11. D
12. C
13. B
14. E
15. D
16. C
17. D
18. D
19. B
20. A
21. A
22. D
23. A
24. C
25. A
26. E
27. E
28. E
29. D
30. A
31. E
32. A
33. C
34. B
35. D
36. B
37. C
38. D
39. B
40. D
T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimizin yazılı izni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu ve
testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
2017-YGS/Türkçe TÜRKÇE TESTİ
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde verilen durum, "içi 3. Bilim ve toplum hayatındaki gelişmeler, şairleri kendi şiir
içine sığmamak" deyimiyle uyuşmamaktadır? sözlüklerini genişletmeye mecbur kılmıştı. Bu değişimin
yarattığı yaşam tarzı, dünyayı şiir içinde yeniden kurmak
isteyen şairlere, eskimiş imgelerden yararlanma imkânını
A) Çocuk, babasının elindeki oyuncağı görünce avuçlarını
kapatmıştı. Öte yandan çağlarının gerisinde kalmakta
birbirine vura vura ona koştu. ısrar eden şairlerin kendi kişisel şiir sözlükleriyle ilgili bir
problemleri zaten yoktu.
B) Yerinde duramıyor, ne zaman gelecekler diye gözlerini
saatten bir an olsun ayıramıyordu. Bu parçada geçen "şairlerin kendi şiir sözlüklerini
genişletmesi" sözüyle anlatılmak istenen
M
C) Okullar kapandıktan sonra ailesiyle geziye çıkacağı aşağıdakilerden hangisidir?
günü iple çekiyordu.
D) Uzun bir süredir amirine söylemek isteyip de A) Her sözcüğe farklı anlamlar yüklemesi
söyleyemedikleri için fırsat kolluyordu.
B) Kullandığı sözcüklerle çağını peşinden sürüklemesi
E) Kalabalığın içinde gözleri ona ilişince kalbi yerinden
çıkacak gibi atmaya başladı. C) Yeni imgelerle anlatımını zenginleştirmesi
I
Y
2. Kimi filmlerde klişe bir sahne (basmakalıp bir görüntü)
A) I B) II C) III D) IV E) V
A) I B) II C) III D) IV E) V
5. (I) Öğrenmeyi öğrenme adı verilen sürecin temeli, 7. (I) Türkiye'de bazı alanlarda olduğu gibi yayıncılıkta da
merakla ve merak edilen şeyi tecrübe etmekle başlar. ekonomik ve kültürel pek çok sorundan söz etmek
(II) Farklı yaş gruplarındaki kişilerin ilgi duydukları mümkün ama bu sorunlar, yayıncılar dâhil, kimin
şeyler değiştiğinden edindikleri bilgilerle onlara ulaşma umurunda! (II) Sanırım, burada herkes şikâyet etmekten
yolları da farklılık gösterir. (III) Örneğin çocukların ve dinlemekten yorulduğundan birtakım yanlışların
oynayarak, dokunarak ulaştıkları yeni bilgiler değişmesi için küçük de olsa bir şeyler yapmak,
belleklerinden kolay kolay silinmez. (IV) Yetişkinlikteki çözümler üzerine düşünmek gerek. (III) Butik yayıncılığın
kalıcı bilgiler ise görerek, okuyarak, araştırarak kazanılır. işlevi, tam da bu "bir şeyler yapma" ihtiyacıyla örtüşüyor.
(V) Fakat bu iki öğrenme düzeyinde dikkati çeken ortak (IV) Sadece onunla da değil; birey olmayla, edebiyat ve
yön, merak ve keşfetme arzusudur. sanatın geçirdiği dönüşüm ve başka dünya arayışlarıyla
da... (V) Yeri gelmişken ülkemizde, pek çok konuda
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde olduğu gibi, butik yayıncılıkla ilgili de bir kavram
neden-sonuç ilişkisi vardır? karmaşası bulunduğunu belirtelim.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde
A) I B) II C) III D) IV E) V
M
öneri vardır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
9. (I) İnsan ilişkilerinin pek çoğu akılla kavranamayacak, 11. Edebiyat-estetik bağlantısı üzerinde duran Tanpınar,
kavransa bile açıklanamayacak kadar karmaşıktır. I
(II) Hayranlık, nefret, sevgi ve kıskanma gibi duygularla gençlik yıllarından hayatının sonuna kadar denilebilir ki
biçimlenen ilişkileri; sebebi ve sonucuyla II III
açıklayamıyoruz. (III) Bu konuyla ilgili olarak hemen yalnız güzel eserleri önemsemiş, onlardan daha üstün
her dilde ve kültürde pek çok eser yazıldı, pek çok IV V
değerlendirme yapıldı. (IV) Ne var ki okuduklarımızın bir değerin varlığını tanımamıştır.
ve dinlediklerimizin çoğu, kişisel bir görüş olmaktan
öteye gitmiyor. (V) Tüm kültürlerde bunları tanımlayan Bu parçadaki numaralanmış sözcüklerden hangileri
ve sınıflayan değer yargıları oluşmadan, söylenenlerin hem yapım hem de çekim eki almıştır?
hiçbirini geçerli sayamayız.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak A) I ve II B) I ve IV C) II ve IV
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
D) III ve V E) IV ve V
M
A) I. cümlede öznel bir değerlendirme yapılmıştır.
E) Ünlü düşmesi
Ö
13. Aşağıdakilerin hangisinde altı çizili sözcükler tür 15. (I) Küçük Asya’nın en fark edilemeyen noktası Anamur...
bakımından aynıdır? (II) Dâhil olduğu bölgenin sanki dışında, karadaki ada
misali yalnız kalmış bir yer. (III) Hakkında etraflı bilgi
edinmek için kaynakları karıştıran birine küçük çapta bir
A) Bu yaşıma kadar dedemin hasta olduğunu hiç
hayal kırıklığı da yaşatabilir. (IV) Çünkü keşfedilmemiş
görmedim. gibi gizemli. (V) Kimsenin tanımadığı ama anlatacak çok
Tek başına kaldığı zamanlarda hasta düşünceler şeyi olan bir yabancı gibi...
beynini kemiriyordu.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak
B) Bütün bu sorumlulukları yalnız göğüslemen işini aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
zorlaştırır.
Yarınki toplantıyla ilgili düşüncelerimi yalnız sen
biliyorsun. A) I. cümlede derecelendirme zarfı vardır.
C) Akşamüzeri tepeler uzaktan bakır bir zirve gibi B) II. cümlede sıfat-fiil kullanılmıştır.
görünüyordu.
M
Güneşin ışıkları vurdukça ışıl ışıl parlıyordu bakır C) III. cümlede kişi zamiri bulunmaktadır.
saçları.
D) IV. cümlede edat kullanılmıştır.
D) Ahmet’le Hüseyin'i yan yana gördüğünü akşam
söylemişti. E) V. cümlede bağlaç yer almaktadır.
Akşam, günün bütün telâşını bitirmiş; şehre bir
sakinlik getirmişti.
14. Hayatta çalışmaktan hiç korkmadım ama yaşlanmak zor A) İlgi ekiyle türemiş sıfat
iş. Her gün yeniden kurulan dünyaya biraz daha eskimiş
olarak uyanıveriyor kendi içinde insan. B) İkilemeyle oluşmuş sıfat
Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
C) Belgisiz sıfat
söylenemez?
S
D) İşaret sıfatı
A) İsim ve fiil cümleleri vardır.
E) Sıra sayı sıfatı
B) Tezlik fiili kullanılmıştır.
17. Büyük İskender… Kimileri , onu insanlığın iyiliği uğruna 19. (I) Türkiye'nin konut mimarisine yönelik farkındalığı
I 1970'lerde kurumsallaşmaya başladı. (II) 1973 yılında
zaferden zafere koşan bir ülkü adamı olarak görmüştür. çıkarılan Eski Eserler Kanunu ile cami, kervansaray,
hamam gibi yapıların yanı sıra yöresel konutlar ve
Kimileri de davranışlarının , nedeninin katıksız bencillik kentsel sit alanları da koruma altına alındı. (III) Ardından
II 1976 yılında, eski evlerin korunması için Türkiye Tarihî
olduğunu , ateşli tutkusunun onun yolunu aydınlattığını Evleri Koruma Derneği kuruldu. (IV) Derneğin amacı,
III tarihî evlerin ortak bir kültürel mirasın parçası olduğunu
düşünmüştür. Bazıları, oynamış olduğu büyük oyunda halka göstermekti. (V) Evlerin bakımına katkı sağlamak
adına ev sahiplerine yardımda bulunmak da derneğin
sürdüğü her taşın , yaptığı her hamlenin ona muazzam öncelikleri arasındaydı. (VI) Türkiye Tarihî Evleri Koruma
IV Derneği için son derece anlamlı bir logo tasarlandı.
bir zekâ tarafından dikte edildiği görüşündedir. (VII) Osmanlı Dönemine ait tipik ahşap bir evin kolonlarla
desteklenmiş üst katının silüeti logoda yer almaktaydı.
Bazılarıysa onun, düşünmeden , kendine çok
M
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci
V
güvenerek talihini güle oynaya izlediğine inanmıştır. paragraf hangi cümleyle başlar?
A) I B) II C) III D) IV E) V
A) I B) II C) III D) IV E) V
Ö
21. (I) Bir oyun ya da senaryo, bir hamlede yaratılmaz; 23. Dün akşam genç bir şairin evinde toplandık.
yazarının zihninde, birdenbire ve bütünüyle belirmez. Misafirlerden biri elindeki kitabı karıştırıyor, bir başkası
(II) Yazarın ilk çabalarıyla ortaya çıkan, en fazla, ilkel da odanın köşesindeki gösterişli piyanonun tuşlarına
bir taslaktır. (III) Yazar, göstermeye dayalı eserini adım dokunuyordu. Bu sırada ev sahibi, bana taslak hâlindeki
adım geliştirerek ona son biçimini verir. (IV) En ilkel şiirini okudu ve ne düşündüğümü sordu. Ben, şiir
kurgu bile bir birikimin ürünüdür. (V) Bu sürecin bitmeden bir şey dememe imkân olmadığını söyledim.
uzunluğu, yazarın hazırlığına ve çalışma tarzına bağlıdır. Arkadaşım da şiiri değil de içindeki düşünceleri nasıl
bulduğumu sordu. Ben de şiir, sözcüklerle resim yapma
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi sanatıdır, dedim ve Mallarme'nin Degas'ya verdiği "Şiir
düşüncenin akışını bozmaktadır? düşüncelerle değil, sözcüklerle yazılır." yanıtını
hatırlattım.
A) I B) II C) III D) IV E) V Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
M
A) Tanımlama yapılmıştır.
B) Örneklemeden yararlanılmıştır.
22. Her iki yanı ağaçlarla kaplı bir ırmağın ve gitgide silinen
C) Öykülemeye başvurulmuştur.
gecenin kıyısında sessiz sedasız yürüdük. Acı bile
duyulamayacak kadar soğuk, çöllerden daha ıssız
D) Betimlemeye yer verilmiştir.
bozkırda ışığın gülümseyişini bekledik. Sırlarla dolu
ama her günü bayram şehirlerde yitirdik kendimizi.
Serçeler gibi uzaktan izledik bu güzelliği. E) Tanık gösterme vardır.
A) Açıklama
C) Kişileştirme
Y
B) Benzetme
A) I B) II C) III D) IV E) V
Ö
25. (I) Bir süredir takip ettiğim eleştirmen, eser 27. Fotoğrafçının işi, sürekli bir seçim yapmaktır. Seçtiği
değerlendirmelerinde genellikle nesnel ölçütler ya da seçmediğidir, başarısını belirleyen. Seçmek bir
kullanmıyor. (II) Bir eser hakkında ulaştığı yargılar zorunluluktur onun için. Kadraja dâhil ettikleri ve
havada kalıyor. (III) Bir gün beğendim dediğine başka etmedikleri, çekeceği an, hareket etkisi... Seçtiklerinin
bir gün beğenmedim demesine, bu yüzden oluşturacağı duygu ve düşünce tercih sebebidir
şaşırmıyorum. (IV) Okur, bunları örnekleriyle görmek fotoğrafçı için.
ister. (V) Ne var ki son zamanlarda dergiler, eleştiri
Bu parçada fotoğrafçının yaptığı işle ilgili olarak
dünyasına hiçbir katkısı olmayan yazılarla dolu.
vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden
sonra "Oysa gerçek eleştirmen eserle ilgili yargılarını
A) Konularını etkileyici olaylardan ve kişilerden çıkarma
gerekçelere dayandırır." cümlesi getirilmelidir?
B) Zaman içerisinde belirli bir deneyim düzeyine erişme
A) I B) II C) III D) IV E) V
C) Dış dünyaya sürekli bir ayıklama eylemiyle yaklaşma
M
D) "An"ı yakalarken insanda etkili hareket hissi uyandırma
29. Genlerimizde kayıtlı olan göz ve saç rengi gibi 30. Sevgili arkadaşlarım, öykülerinizde güzel bir cümle
özelliklerin kodları kesindir. Herhangi bir travma veya bulup sonra onun sürüklediği yere gitmek gibi bir illet
sıkıntı hâlinde yakalanma riskine sahip olduğumuz tespit ettim. Öncelikle şunu söylemek zorundayım:
rahatsızlıklar da genlerimizde yer alır. Örneğin aynı olay Cümlelerinize âşık olmamalısınız! Sözlerimi tuhaf
karşısında kimimiz kalp krizi geçirme riskine sahipken bulmayın. Her yazar, bulduğu bir sözcüğe hatta kurduğu
kimimiz depresyona girme eğilimindedir. Burada dikkat bir cümleye âşık olmaz mı? Olur. Bazen hoştur bu ama
edilmesi gereken, genlerimizde kayıtlı olan şeyin "risk" iyi yazar, silkinip kendine gelendir. Haydi diyelim ki
veya "eğilim" olup olmadığıdır. Yani mutlaka kalp krizi kendinize gelemediniz, o hâlde kaybolacağınızı bilin.
geçirilecek diye genlerimizde kesin bir kod yoktur. Kaybolmayın! Ha, kaybolmak da bir tercih dediniz. O
Yaşadığımız herhangi bir olumsuzluk sonrasında zaman da keşiflerle dönün. ----.
yakınlarımızdan göreceğimiz destek, peşi sıra gelen
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına
güzel bir olay, bakış açımızın değişmesiyle olaya
yüklediğimiz yeni anlam; bizi karamsarlıktan göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
uzaklaştırarak farklı bir tarafa da yönlendirebilir.
A) Genç kalemlerin bu yaygın hastalığa tutulması olağan
M
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine
ulaşılamaz? bir durumdur
31. En basitinden en karmaşığına kadar birçok buluş, hayata 33. Andy Weir aslında bir bilgisayar programcısı ama
geçmeden önce uzak bir hayalden ibarettir. Bu noktada hayat hikâyesinin bizi daha çok ilgilendiren yanı,
yapılamaz, gidilemez gibi sınırlamalar insanları bir çocukluğundan beri bilim kurgu edebiyatına tutkun
anlamda tahrik eder. ----. Çünkü olanaksıza boyun olması. Yazıp çizmeye de genç yaşlarda başlıyor.
eğmeme, meydan okuma içgüdüsel bir davranıştır. Tamamladığı ilk roman taslağı yayınevinden ret cevabı
Kuşkusuz cesaret, bilimde olmazsa olmazlardan biri ve alınca bu kitabı kendi sitesinde yayımlıyor. Sonrası tam
bilim insanlarında itici güç oluşturan bir unsur. Popper, bir başarı hikâyesi. Büyük ilgiyle karşılanan kitaba
olanaksızı deneyen bilim insanlarını "cesur tahminler yayınevlerinden teklifler yağıyor. Okurlar tarafından
yapan ve kendi tahminlerini çürütme yolunda ciddi 2014'ün en iyi bilim kurgu romanı seçilen kitap, bol övgü
çabalar gösteren kişiler" olarak tanımlar. ve birçok ödül alıyor. En nihayetinde, romanın yayın
hakları da satın alınıyor ve sinemaya uyarlanıp dünyanın
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına birçok ülkesinde gösterime giriyor.
göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Bu parçada Andy Weir ile ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Olmaz deneni gerçekleştirme isteği, insan doğasındaki
M
temel unsurlardandır
A) Esas mesleği dışında başka bir işle meşgul olduğuna
B) En uzak ihtimaller bile yoğun bir çabayla günün birinde
gerçeğe dönüşür B) İlk yazma denemelerine erken yaşlarda başladığına
C) Çok bilinen bir atasözü, talihin cesur insanlardan yana C) Karşılaştığı sorunu aşmak için bir çözüm geliştirdiğine
olduğunu söyler
D) Okumaktan hoşlandığı türde başarılı bir yazar
D) Bilimdeki her buluş ve yenilik, doğanın engellerine bir olduğuna
meydan okumadır
E) Eserini sinema izleyicisini düşünerek kaleme aldığına
E) Bilimsel başarının temelinde öğrenme isteği ve kişisel
gayret vardır
Y
32. Yaşı ilerledikçe insan çocukluğunun bahçelerini nerede
arar? Belleğimiz bizi ninnilere, saklambaç oyunlarına,
uçurtmaların iplerine nasıl götürür? Nasıl canlanır
çocukluktaki eski çarşılar, panayır yerleri, bayram
S
sabahları? Bizi bir yerlerde bekler mi buğday başakları
arasına yuvasını yapan tarla kuşu? Yoksa büyüdüğümüz
için ödediğimiz bedel kaybetmek midir doğduğumuz evi,
sokağı, köyü? Yitirdiysek eğer, nasıl yaşatmalı onları
anılardan çıkarıp?
Bu parçada;
I. sitem,
II. hüzün,
III. özlem
Ö
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) II ve III
34. Günümüzde kara parçalarının sekizde biri gibi önemli 36. Yakın zamanda hiç Balkan kökenli bir yazarın romanını
bir kısmı koruma altına alınmış durumdadır. Dünyada okudunuz mu? Veya Balkan kökenli bir yazar ismi
yüz binin üzerinde koruma alanı bulunmaktadır. Bunların sorulsa bir çırpıda cevaplayabilir misiniz? Muhtemelen
kapladığı alan, Çin ve Hindistan'ın toplam büyüklüğüne sayacağınız isimlerin çoğu eserlerini ya İngilizce ya
eşittir. Bu alanların tarihte hiç görülmediği kadar büyük Fransızca ya da Almanca yazmıştır. İsmail Kadare,
olması, yaşama alanlarını korumanın bir zorunluluk Herta Müller, Norman Manea, Elias Canetti, Miroslav
olduğu anlayışının geliştiğine işaret ediyor. Dahası bu Penkov... Listeyi daha da uzatabiliriz. Aralarında ödüllü
genişleme, endüstriyel gelişmeye de bir engel teşkil hatta Nobel ödüllü yazarlar da var. Fakat kendi dillerinde
etmiyor. Doğayı ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği, eser veren Balkan kökenli yazarlar gölgede kalmıştır.
bir raporunda yaşam alanlarını koruma altına almayı, Kendi içindeki bütünlüğü ve çeşitliliği ile Balkan
doğanın korunmasına yönelik yapılmış en önemli edebiyatını temsil etseler de yabancı okurlar için hâlâ
yatırım olarak gösteriyor. bilinen yazarlar arasında değiller maalesef.
Bu parçada koruma alanlarıyla ilgili olarak Bu parçada Balkan edebiyatı ile ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
M
A) Dünyanın dikkate değer bir bölümünü içine aldığına A) Yazarların kültürel zenginliği sergileme kaygısı
taşıdığına
B) Doğayı korumada uygun bir yol olarak görüldüğüne
B) Kimi yazarların ana dillerinden başka dillerde yazmayı
C) Sanayi üzerinde olumsuz bir etkisi bulunmadığına tercih ettiğine
D) Toplumların geçmişte bu konuya önem vermediğine C) Dünya çapında başarı kazanmış yazarların
bulunduğuna
E) Dünyayı koruma gerekliliğinin bir sonucu olduğuna
D) Yabancı okur kitlesi tarafından yeterince tanınmadığına
37. - 38. soruları aşağıdaki parçaya göre 39. - 40. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız. cevaplayınız.
(I) XV. yüzyılın ikinci yarısında Erzgebirge ve Alp (I) Dünyada bilinen en eski halı, Orta Asya’da Pazırık
Dağları ile Schneeberg’de gümüş yatakları bulundu. Kurganı'nda bulunan halıdır. (II) Bugün Rusya’daki
(II) Böylece gümüş miktarında muhteşem bir artış oldu Hermitage Müzesi’nde korunan bu halı, Türklerin göçebe
ve dönemin pek çok darphanesi bu madenle dolup taştı. alışkanlıklarını açıkça gözler önüne seriyor. (III) Yaklaşık
(III) Gümüş bolluğu Avrupa’da para basımının çehresini 2600 yıl önce dokunan bu halıdan günümüze kadar
değiştiren bir reforma da öncülük etti. (IV) 1472 yılında binlerce çeşit halı dokundu. (IV) Bu halılar sadece
Venedik’te başlayan bu reformla birlikte ilk kez ince, ihtiyaçlarımızı karşılamakla kalmadı, aynı zamanda her
yassı Orta Çağ sikkelerinden daha kalın ve sağlam bir ilmeğinde insana ait tüm duyguları desenlerle,
sikkeler basıldı. (V) Orta Çağ boyunca Avrupa’daki renklerle veya sembollerle ortaya koydu. (V) Bugün hâlâ
sikkelerin tümü altın veya gümüş üzerine basılıyordu. duyguların tercümanı olmaya devam eden Türk el
(VI) Hatta bu sikkeler öylesine inceydi ki bir elin dokuma halıları ilk kez 1843 yılında Sultan Abdülmecit
parmakları arasında kolayca kırılabiliyordu. (VII) Oysa tarafından Hereke'de kurulan fabrika ile adını tüm
M
Venedik’teki yeni sikkeler kesinlikle kıvrılıp dünyaya duyurdu.
bükülemeyecek kalınlığa sahipti.
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
C) Venedik’te basılan paraların niteliklerine
D) II ve IV E) III ve V
D) Darphanelerin teknik açıdan özelliklerine
2017-YGS
12-03-2017
TÜRKÇE TESTİ
1. D
2. D
3. C
4. E
5. B
6. B
7. B
8. A
9. C
10. C
11. B
M
12. D
13. C
14. D
15. C
16. E
17. B
18. E
19. E
20. B
Y 21.
22.
23.
24.
D
A
B
A
25. C
26. A
27. C
28. E
S
29. E
30. B
31. A
32. E
33. E
34. D
35. C
36. A
37. C
Ö
38. D
39. A
40. B
T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimizin yazılı izni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu ve
testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
2016-YGS/Türkçe TÜRKÇE TESTİ
1. Sina Akyol, şiir yaşamına Su Tadında’yla başladığı 3. Son yirmi yılda akıllı teknolojik cihazların ---- tasarımları
günden bu yana daima okurunu da işin içine katmış, ile ilgi çekici ---- stratejileri, bu cihazların bir önceki
hatta okurunu şair yapacak boşluklar bırakmaya sürümlerinin değerini kaybetmesine ve çöp ---- için
başlamıştır. Dizelerinde avazı çıktığı kadar susması potansiyel atık hâline gelmesine neden olmaktadır.
bundan. Bu suskunluk, okur için bir sağaltım süreci aynı Bu cümlede boş bırakılan yerlere, düşüncenin
zamanda. Akyol’u okumak; okuru besleyen, koruyan akışına göre, aşağıdakilerden hangisi sırasıyla
ve düşündüren bir uğraş... getirilmelidir?
Bu parçada geçen “avazı çıktığı kadar susmak”
sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden A) gösterişli - pazarlama - alanları
hangisidir?
B) güzel - piyasa - bölgeleri
A) Anlamı oluşturmada okurun da sorumluluk almasını
sağlamak
C) uygun - reklam - tesisleri
B) İlk şiirlerinden itibaren okurun düşüncesine uygun
yazmak D) resmî - tanıtım - kutuları
E) Edilgen bir okur kitlesi oluşturmaya çalışmak 4. “Kullanmak” sözcüğü, aşağıdaki cümlelerin
hangisinde “sarf etmek” anlamında kullanılmıştır?
5. Doğaya tıpatıp uygun! -amma da yalan: 7. (I) Yahya Kemal’in şiirlerini ikiye ayırarak yarısına eski,
Sığdırılabilir mi doğa küçücük bir resme? yarısına yeni demek garip bir hatadır. (II) Bir ruh nasıl
hem yeni hem eski olabilir, özellikle Yahya Kemal gibi
Doğanın en ufak parçası bile sonsuzdur!
kişiliği bilinen bir şairde birbirine karşıt iki dünya nasıl bir
Öyleyse ressam neyi çizer? Doğada görüp sevdiğini. arada yaşayabilir? (III) Herhâlde bu yanlışlık, onun
Peki ya neyi sever? Resmedebildiğini! gazellerini birer taklit olarak görmekten, Yahya Kemal’i
taklitçi olarak değerlendirmekten ileri geliyor. (IV) Belki
Bu mısraların bir bütün olarak içerdiği anlam
birçok kişi taklit yapabilir, taklitçi olabilir ama onun bu
aşağıdaki cümlelerden hangisiyle ifade edilemez?
sınıflandırmaya girmediği kesinlikle doğrudur. (V) O,
yeni şiir anlayışıyla oluşturduğu gazellerinde Türkçenin
A) Ressamlar aslında eserlerinde kendi seçtikleri ögeleri
lezzetine ve öz şiire susamış bir şair olarak çıkar
resmederler.
karşımıza.
B) İki ayrı ressamın aynı yere odaklanıp aynı resimleri Yahya Kemal’in anlatıldığı bu parçadaki
üretmeleri beklenemez. numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda
verilenlerden hangisi yanlıştır?
C) Ressamlar gördükleri yeri kendi tarz ve ruh hâllerinin
süzgecinden geçirerek kâğıda aktarırlar. A) I. cümlede, şiirlerine yönelik oluşmuş bir yanılgıdan
söz edilmiştir.
D) Ressamların görsel dünyayı birebir tuvale aktardıkları
tartışma götürmez. B) II. cümlede, kişiliğiyle ilgili araştırmaların yetersizliğine
değinilmiştir.
E) Ressamın kendi yaptığı resmi beğenme nedeni, resim
için seçtiği ögeleri sevmesidir. C) III. cümlede, şaire ilişkin bir görüşün sebebi
belirtilmiştir.
9. (I) Dizüstü bilgisayar ekranları çaprazlama, bir köşeden 12. (I) Çiğdemlerden sonra gök rengindeki elbisesiyle yeni
ters köşeye genellikle 12 ile 20 inç arasında boyutlara açmış sümbül görünür. (II) Gözleri yaşlı, saçları dağınık
sahiptir. (II) Büyük ekranların çözünürlükleri daha ve hâli perişandır. (III) Güzel kokusundan sarhoşa
yüksek olduğundan görüntü daha keskin olur. dönen şair, ona bu gönül okşayıcı kokuyu nereden,
(III) Büyük ekranlar daha çok yer kaplar, daha ağır olur hangi aktardan aldığını sorar. (IV) Sümbülün verdiği
ve pil ömrünü kısaltır. (IV) Dizüstü bilgisayar; film cevap çiğdemin cevabına karşılık gelmektedir.
izlemek, oyun oynamak veya video izlemek için (V) Önceleri ezel bağında henüz açılmadık bir gonca
kullanılır. (V) Temel işlemler için kullanacak veya sıkça olan ve güzel kokusunu sevgilinin rüzgârından alan
yanınızda taşıyacaksanız daha küçük ve hafif bir ekran sümbül, bu bahar ülkesinden hicran sahiline atılmıştır.
tercih etmelisiniz. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi,
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde yüklemin türü bakımından ötekilerden farklıdır?
hem bir karşılaştırma hem de öneri söz konusudur?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
A) V. B) IV. C) III. D) II. E) I.
D) Dinleme becerisinin geliştirilmesi için etkinlik önemli Bu parçadaki altı çizili sözcüklerden hangisinin
bir unsurdur. yazımı yanlıştır?
E) Dinleme eğitiminin bir diğer amacı zihinsel A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
becerilerin geliştirilmesidir.
15. Mutluluğun en önemli sırlarından bazıları bence 17. I. Kehribar, bir ağacın milyonlarca yılda oluşan
şunlardır ( ) ömrümüzün sonuna dek çalışmak ( ) reçinesidir.
yeteneğimiz elverdiği ölçüde yararlı yapıtlar ortaya II. Sadece iki ülkede olduğunu bildiğimiz ve ileriki
koymak ( ) gücümüz yettiğince ailemize ve çevremize yıllarda artık kalmayacağını düşündüğümüz bu
destek olmak ( ) malzemenin yurt dışına çıkarılması yasak.
Bu parçada ayraçlarla ( ) belirtilen yerlere, III. Bu pahalı reçinenin; sarılık, guatr ve stres başta
aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama olmak üzere çoğu hastalığa ciddi faydası vardır.
işaretleri sırasıyla getirilmelidir? IV. Bu nedenle doktorların guatr hastalarına kehribar
kolyesi tavsiye ettiği bilinir.
A) (;) (,) (.) (...) B) (:) (,) (,) (...)
V. Bu kadar uzun sürede oluştuğu için fiyatı oldukça
C) (:) (;) (,) (.) D) (:) (;) (,) (...) yüksektir.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin anlamlı bir
E) (;) (,) (;) (.) bütün oluşturması için aşağıdakilerden hangilerinin
birbiriyle yer değiştirmesi gerekir?
16. I. Evet, İzmit ve Bursa gibi büyük sanayi şehirlerini D) II. ile V. E) III. ile IV.
ve körfezdeki dev fabrikaları hatırlatan bir görüntü
bu.
II. Sabaha karşı şehre girerken yolun solunda sis,
duman ve alevler içindeki Karabük Demir Çelik
Fabrikası’nın silo şeklindeki dev bacaları 18. (I) Hikâye etme ve masal anlatma, Doğu kültüründe
hafızalarımızı yokluyor. önemli bir yere sahiptir. (II) Yakın Doğu ve Orta Doğu
ülkelerinin halk edebiyatları; efsane, hikâye ve
III. Gece yollara düşüyoruz, sabahın erken
masallarının çokluğuyla bunu ispatlar. (III) Bunların
saatlerinde Safranbolu’dayız.
derlenmesiyle oluşturulmuş kitaplar da birçok ailenin
IV. Yolda birkaç dakika seyrettiğimiz bu devasa kütüphanesinde bulunur. (IV) Olağanüstü ögelerin,
fabrikayı geçtikten sonra Karabük şehir merkezine hikâyelerde önemli bir yer tuttuğu inkâr edilemez.
giriyoruz. (V) Ama Türkler, Orta Asya bozkırlarında yaşadıklarını
V. Yalnız Safranbolu’dan önce Karabük’ten kısaca hikâye, masal ve efsane olarak İslam dünyasına
bahsetmek istiyorum. taşımıştır. (VI) İşte bu nedenle Türk edebiyatında
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün hikâyenin, başlangıçtan itibaren daha “gerçekçi” bir
söyleyiş kazandığı görülür.
oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan
üçüncü olur? Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci
paragraf hangi cümleyle başlar?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
19. (I) XIX. yüzyılda dışarıdan gelebilecek herhangi bir 22. Bolu’nun bence en güzel ilçesi Göynük, İstanbul’la
salgın hastalık tehlikesine karşı karantina idaresi Ankara’nın tam ortasındadır. Görünüşü ilk bakışta bile
kurulmuş. (II) Karantina, İtalyancadan alınmış ve “kırk, etkiler insanı: vadinin tabanında akan incecik dere, kıyı
kırklık, kırktan ibaret” anlamına gelen bir sözcük. ve yamaçlarında eski Türk evleri, tepede yenilenmiş
(III) Salgın hastalık tehlikesine karşı İstanbul’dan sonra saat kulesi, ağaçlar, çiçekler... Usta ressamın elinden
ikinci karantina idaresi 1840’ta İzmir’de kurulmuş. çıkmış resim gibidir Göynük. Bu tablodaki her şey çok
(IV) Önce gemiler İzmir Karantina İdaresinin bulunduğu dengeli. Abartılı renk, güzelliği bozan çirkinlik yok.
sahilde kırk gün bekler ve yolcular barakalarda kalırmış. Friglerden Osmanlıya birçok uygarlık bu topraklardan
(V) 1846’da Mithat Paşa Meslek Lisesinin yanındaki geçmiş, hepsi de iz bırakmıştır.
yerde bir karantina binası inşa edilmiş ve o günden Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
sonra semtin adı Karantina olarak kayıtlara geçmiş. hangisi söylenemez?
(VI) 1863’te Karantina İdaresi Urla’ya taşınsa da semt
sakinleri arasında bu ismin kullanımı günümüze kadar A) Karşıt anlamlı sözcükler kullanılmıştır.
devam etmiş.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi B) Betimlemelerden yararlanılmıştır.
düşüncenin akışını bozmaktadır?
C) Benzetme yapılmıştır.
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
D) Sayısal verilere yer verilmiştir.
24. Türkiye’nin programlı modernleşme çabalarıyla Türk 26. Genelde mistik Doğu’nun, özelde Türk edebiyatının en
romanının ortaya çıkışı eş zamanlı olmuştur. Batı büyük mutasavvıflarından biridir Mevlana. Halk ve Hak
Avrupa’nın doğusundaki kimi ülkelere ait romancılar gibi âşığı olan Mevlana, kişisel gelişim serüvenini “Hamdım,
Türk romancıları da çoğu zaman aşağılık duygusuna piştim, yandım.” ifadesiyle özetler.
varan bu gecikmişlik duygusunu, yakın zamanlarda Mevlana bu sözleriyle aşağıdakilerden hangisini
roman küresel bir yönelime girinceye kadar üstlerinden anlatmak istemiştir?
atamadılar. ----.
Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına A) Bu dünyanın geçici olduğunu
göre, aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
B) Her insanın kendine özgü bir serüveninin olduğunu
A) Ne yazık ki aradan koca bir yüzyıl geçmesine
rağmen Türk romanı beklenen atılımı henüz C) Olgunluğun aşamalar sonucu gerçekleştiğini
gerçekleştirememiştir
D) İnsan ruhunun mükemmelleşmek zorunda olduğunu
B) Çağdaş Türk romanının sorunlarını ve içinde
bulunduğu durumu daha iyi anlayabilmek için E) Hiçbir gelişmenin sebepsiz olmayacağını
Tanzimat yıllarına kadar gitmek gerekmektedir
A) Şiir, hikâye ve roman okuyanların sayısı büyük bir E) Sanatçı temel yapıyı kurduktan sonra yazma işi
hızla artıyor kolaylaşır.
28. Dünyada arasanız da benden daha küreselini 30. Indiana Üniversitesinden bir grup araştırmacının
bulamazsınız. Hangi memlekete gitsem yalnız orada gerçekleştirdiği çalışmaya göre uzun süre oturma
oturduğumu sanıyorlar. Küreselim ve bütün insanların durumunda kalanların saatte bir beş dakika yürümesi,
dostluk, kardeşlik, barış içinde sevgi ve saygıyla bacak atardamarlarının zarar görmesini önlüyor.
yaşamasını, yardımlaşmasını istiyorum. Oturma pozisyonundayken kalbe kan pompalayan
Bu parçada yazar, aşağıdakilerden hangisini gevşek kaslar yeterince kasılmıyor. Kan, bacaklarda
vurgulamaktadır? birikebiliyor ve bu durum artan kan akışından dolayı
damarların genişleme özelliğini olumsuz etkileyebiliyor.
A) Farklı ülkeleri gezmeyi çok sevdiğini Araştırmaya göre uzun süreli oturmanın, damarların
artan kan akışına karşı genişleme özelliğini bozduğu,
B) Her memlekette bir evi olduğunu bunun da kalp ve damar hastalıklarının işaretçisi olduğu
belirtiliyor.
C) Farklılıklara saygı duyulması gerektiğini Bu parçada aşağıdakilerin hangisine
değinilmemiştir?
D) Bütün dünyayı kendi evi gibi hissettiğini
A) Duruş pozisyonunun insan sağlığına olan etkisine
E) Her insanın bir bütünün parçası olduğunu
B) Kalp ve damar hastaklıklarını tetikleyen bazı
nedenlere
B) Okuma becerisinin zaman ve çaba gerektirmesi 31. Erkek diliyle yazan kadınlara rastladığım da oluyor,
eserlerini okuduğumda kadın olduklarına yemin
C) Küçük yaşta kazanılabilecek bir davranış olması edebileceğim erkekler de tanıyorum. Cinsiyetin yazıdaki
yansımaları özellikle dikkatimi çekiyor. Erkeklerin
erkeklikleriyle, kadınların kadınlıklarıyla nasıl
D) İnsanın sonradan geliştirdiği bir eylem olması hesaplaştığını izlemek, cinsel kodların nasıl da kolayca
sızıp yazıda kendine yer açtığını görmek hem can sıkıcı
E) Uzun zamanda edinilecek bir alışkanlık olması hem öğretici. Bunun farkında olabilmek ve ötesine
geçerek yazabilmek benim için çok önemli.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarılabilecek
bir yargı değildir?
32. Edebiyat eleştirileri, edebiyat tarihlerine öncülük 34. - 35. soruları aşağıdaki parçaya göre
etmek gibi ciddi ve önem gerektiren bir işlevi yerine cevaplayınız.
getirir. Bunun bilincine varmamış birçok uzman
eleştirmenimizin de amatörce eleştiri yazanlar gibi (I) Barnum Müzesi’ndeki öykülerin zengin bir hayal
ideolojik bir tavır sergilemeleri gözden kaçmayan bir gücü, dünyaya epey farklı bakan bir göz ve keskin bir
gerçektir. Bunun acı sonucu; eleştirmenlerin yazarları zekâyla yazıldıkları aşikâr. (II) Ancak öykülerin esas
ve eserleri kamplara bölüp etiketleyerek kendi ayırıcı özelliği; hayal, düş ve gerçeklik arasındaki o
ideolojileri doğrultusunda olmayanları yok saymaları kalın ve tozlu perdeleri kaldırıp yerine ince birer tül
ve bu etiketlemenin sağlıklı olup olmadığını dahi çekmelerinde. (III) Bu bakımdan Barnum Müzesi’ni
araştırma zahmetine girmeyişleridir. kütüphanelerinizdeki Borges ve Poe külliyatının yanına
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz? yerleştirmek yerinde olacaktır. (IV) Hem Poe Eureka’nın
başında, “Bu kitabı düşlerin tek gerçeklik olduğuna
A) Edebiyat eleştirmenleri okurları yönlendirirken büyük inananlara adıyorum.” demiyor muydu? (V) Sahiden
bir sorumluluk üstlenmiş olurlar. soruyorum o zaman, nedir bu gerçek?
38. - 40. soruları aşağıdaki parçaya göre 40. Bu parçada aşağıdakilerin hangisine
cevaplayınız. değinilmemiştir?
Çıkarcı yani reklamcı bir çağda yaşıyoruz. Buzdolapları A) Edebî eserlerin esin kaynağına
ve çamaşır makineleri gibi edebiyat ürünlerinin de
sürüm yöntemleri var. Bunların en sahteleri bile gerek B) Modern hayatın edebî eseri sunuş biçimine
televizyon aracılığıyla gerekse okunmadan yazılan
tanıtımlarla yaldızlanırsa hele ki bilmem kaçıncı baskıyı C) Eserin baskı adedinin satış taktiği olarak
yaptığı abartıyla anlatılırsa satış rekoru kırmaları işten kullanılmasına
bile değildir. Gerçekler ne kadar çalkantılı ne kadar
bulanık ne kadar çıkarcı olursa olsun, insanoğlu gene D) İnsanlığın her ortamda hayale ihtiyaç duymasına
de düşten vazgeçmiyor. Bakınız, ne güzel ne doğru
söylemiş Baudelaire: E) Sanat eserlerinin gerçeklik ve düş çatışmasından
“Bana gelince, elbet çıkacağım sevinçle doğmasına
Eylemle düşü kardeş saymayan bu dünyadan.”
Gerçekten de edebiyatın dorukları düşlerden doğmamış
mıdır?
TÜRKÇE
1. A
2. C
3. A
4. C
5. D
6. A
7. B
8. E
9. A
10. E
11. D
12. B
13. D
14. A
15. B
16. B
17. D
18. C
19. A
20. B
21. C
22. D
23. E
24. C
25. D
26. C
27. A
28. E
29. B
30. E
31. D
32. E
33. C
34. C
35. B
36. A
37. C
38. E
39. B
40. E
T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimizin yazılı izni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu ve
testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
2015-YGS/Türkçe TÜRKÇE TESTİ
1. Osmanlıların yetiştirdiği büyük sanatkârlar, icra ettikleri 3. Yüksek maliyetlerle inşa edilen ve şehir mimarisinde
sanatı Hakk’a ulaşabilmenin bir aracı olarak görmüştür. hacimli bir yer kaplayan yapıların, ---- yapılmasının en
İslam ahlakı ile yoğrulmuş ve nice gün doğumlarını çözümsüz yanı; yapıldıktan sonra çok büyük bir gayret
arkasında bırakmış olan bu derin ve yüksek sanat olmazsa eğer, aynı çirkinlikle onlarca hatta yüzlerce yıl
algısının, günümüzde anlayanı ve talep edeni ne yazık orada kalması ve genel manada manzarayı bozmasıdır.
ki bir elin parmakları kadar az kalmıştır.
Bu cümlede boş bırakılan yere, düşüncenin akışına
Bu parçadaki altı çizili sözle sanat algısına yönelik göre, aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir? A) geleneksel mimariyle yoğrulmamış olarak
M
B) Geniş bir boşluğu doldurması
C) rengârenk boyaların oluşturduğu farklı desenlerle
B) Güncel sosyal olaylara tanıklık etmesi C) Şiirde sesini duyurmak isteyen bir genç sanatçı,
kendinden öncekileri aşmalıdır.
C) Gelenek ve görenekleri günümüze aktarıp koruması D) İyi şair olmanın yolu, başkalarını besleyecek kaynaklar
ortaya koymaktır.
D) Halkın duygu ve düşüncelerinden beslenmesi
E) Şiirde yerleşik olan anlayışları yıkmak, genç sanatçılar
Ö
için zordur.
E) Dilden dile gönülden gönüle dolaşması
5. Kavakların alerjik polen üreterek insan sağlığını 7. (I) “Bir şiiri ilk okuyuşta anlıyorsanız o, şiir değildir.” der
olumsuz etkilediği yönündeki yaygın inanış, son bilimsel İlhan Berk. (II) Burada söylenmek istenen, şiirin
çalışmalarla yerini farklı görüşlere terk etmiştir. anlamsız olduğu değil, şiirdeki imgenin ve anlamın
yalnızca aklımızla kavradığımız anlamı aştığı ve bu
Bu cümleden kesin olarak çıkarılabilecek yargı anlama ulaşabilmek için aklımız kadar sezgilerimizi de
aşağıdakilerden hangisidir? kullanmamız gerektiğidir. (III) Bir örnek vermek
gerekirse “Yalnızlığı soruyorlar, yalnızlık bir ovanın düz
A) Kavakların alerjik polen üretmediği, son bilimsel oluşu gibi bir şey.” dizesiyle yalnızlığı imgeleyen Cemal
çalışmalarla kanıtlanmıştır. Süreya’yı yalnızca akılla kavramak isteyen okur şöyle
diyebilir: “Yalnızlık boşluk gibi bir şey, bomboş bir yer
B) Alerji bilimi araştırmaları, kesin sonuçlar verebilecek yani!” (IV) Oysa bu dizenin imgelediği şey “bomboş”
kadar ileri değildir. yalnızlık değil, düzlüktür; tekdüzelik ve yavanlıktır.
(V) Dahası, bu dizenin neyi imgelediğini sözcüklerle
C) Bilimsel gerçeklerle halk inanışları arasında ciddi bir anlatmaya çalışmamız, anlamsız değilse de kesinlikle
çelişki vardır. yetersiz kalmaya mahkûmdur.
D) Hangi bitkilerin alerjiye neden olduğu konusunda bilgi Şiir ve imge ilişkisinin anlatıldığı bu parçadaki
kirliliği söz konusudur. numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda
verilenlerden hangisi yanlıştır?
M
E) Alerji araştırmaları sonucunda, benimsenmiş bazı
A) I. cümlede, bir şaire ait düşünceye yer verilmiştir.
bilgiler değişmektedir.
6. Tarihi XVIII. yüzyıla kadar uzanan ve UNESCO C) III. cümlede, şiirdeki anlam örgüsünün dayanakları
tarafından Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınan belirlenmiştir.
Safranbolu Evleri, Türk mimarisinin önemli
örneklerindendir. D) IV. cümlede, anlamla ilgili bir yanılgı düzeltilmiştir.
SY
Bu cümleden kesin olarak çıkarılabilecek yargı E) V. cümlede, imgenin şiirdeki etkisine dair bir yargı
aşağıdakilerden hangisidir? ortaya konmuştur.
A) Safranbolu, Türk mimarisinin en önemli örneklerine ev
sahipliği yapmaktadır.
8. (I) Tire’ye gidince camileri görmeden sakın dönmeyin. 10. Edebiyat tarihi; edebî eserlerin kronolojik bir sıra içinde
(II) Çoğu XV. yüzyıla ait olan camilerin gerek
kubbelerinde gerekse minarelerinde tuğla işçiliğinin en
güzel örneklerini bulabilirsiniz. (III) Bu minarelerin kimi oluşturdukları ve birbirleriyle ilgisi olmayan eserler yığını
“zencirek formu”yla kimi de “çam kozalağı” tarzında I
yapılmış. (IV) Bu arada şunu da söylemeden
geçemeyeceğim: Tire’nin daracık sokakları “el sanatları değil, edebî olarak şimdiki zamanda yaşayan sanat
müzesi” sanki. (V) Bu yaşıma rağmen bazı eşyaların II
nasıl yapıldığını ilk kez orada gördüm. (VI) Örneğin
semerin, urganın ve keçenin yapılışını, bunların son eserlerinin oluşturduğu organik bir bütünün sonucudur.
ustalarını izleyerek öğrendim. III
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak Bu organik bütün içinde yer alan sanat eserleri, birbirine
aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede, ziyaretçilere yönelik bir öneride benzeyen nitelikleriyle belli bir kültürün ve o kültürün
bulunulmuştur. IV
B) II. cümlede, bazı yapılarda hangi malzemenin ait olduğu medeniyetin oluşturduğu bir edebiyat
M
kullanıldığı belirtilmiştir.
D) IV. cümlede, tarihî yapılarla ilgili bilgi verilmiştir. Bu parçadaki numaralanmış sözcüklerin hangisinde
birden fazla ses olayı vardır?
E) VI. cümlede, önceki cümlede belirtilenle ilgili bir A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
açıklama yapılmıştır.
SY
9. (I) Çocuk, anne babasını örnek alarak, onlarla
özdeşleşerek kişilik geliştirir. (II) Gerçekten çocuklukta 11. (I) Roman kahramanları; gerçek dediğimiz insanlar gibi
anne babaya benzemek çocuğa yetmektedir. (III) Çünkü hatta onlardan daha çok düşünen, sevinen ve acı duyan
çocuğun gözünde anne babası en akıllı, en yanılmaz kişilerdir. (II) Onların da bizim gibi yaşadıklarını
kişilerdir. (IV) İlkokul çağında ise öğretmen en iyi, en hangimiz düşünmedik ki? (III) Dünyamız, hayalî
üstün örnektir onun için. (V) Ergenlik döneminde anne dediğimiz ancak hakikatte bizden daha canlı olan roman
baba artık kusursuz örnek olmaktan çıkar. (VI) Genç; kişileriyle doludur. (IV) O kişiler aramızda dolaşıp
eleştirici gözle baktıkça beğenmediği, kendine aykırı dururlar. (V) Hele sıkıntılı zamanlarımızda aradıklarımız
gelen pek çok özellik bulmaya başlar. onlardır fakat roman kahramanları bütün gerçeklikleri ile
asıl kendilerini ortaya çıkaranlar için vardır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden
itibaren çocukta, anne babasıyla ilgili düşünce Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak
değişikliğinden söz edilmektedir? aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
12. (I) Mimari, heykel, resim, müzik, edebiyat olmak üzere 14. Bu soru iptal edilmiştir.
beş ana daldan oluşan güzel sanatlar, insanın ve
insanlık tarihinin inkâr edilmez bir gerçeğidir. (II) Hangi
çağa, hangi coğrafyaya, hangi milletin tarihine
bakarsanız bakın, sanat hep var olmuş. (III) Belki güzel
sanatlardan bazıları öne çıkmış, bazıları nitelikleri
yönüyle bugünkünden farklılıklar göstermiş ama sanat
hep var olmuştur. (IV) Çünkü sanat, insan ruhunun
vazgeçilemez aşklarından biri olan güzelliği esas alan
bir insan faaliyetidir. (V) Güzelliğin; insan eli, dili ve
sesinde var olan somut hâlidir.
M
C) III. cümlede, belgisiz zamir özne görevindedir.
16. I. Çevremizde zaman zaman yaşlı insanların, işe 18. (I) Yaşatmaya çalıştığım romanlar bir gün sahiden
yaramayan mobilyalarını atmak istemediğine şahit yaşamaya karar verdiler. (II) Üstelik hesap da
oluruz. soruyorlardı. (III) Her Gece Bodrum, aynı adı taşıyan bir
tatil kasabasında neler bulduğumu soruyor; Ölüm
II. Bu yaşlıların yetişkin yaştaki çocukları ise ana
İlişkileri’yse “Günlük hayattaki ilişkilere hiç
babalarının bu tavrını anlamakta güçlük çekerler.
değinmeyecek miyiz biz?” diye öfkeli öfkeli söyleniyordu.
III. Eskimiş komodinlerinden, kontrplakları çıkmış (IV) Çehov’un Martı’sında geçen bu sözle ince bir aşk
dolaplarından, yüzü aşınmış koltuklarından üçgeni kuracaktım. (V) Cehennem Kraliçesi’ne
vazgeçemezler. gelince bu Fellini Visconti havasından ne zaman
kurtulacağımın tasasına düşmüştü. (VI) Bir Akşam
IV. Bazen o eski eşyaları oldubittiye getirip atar,
Alacası ise söyleyecekleri için sırada bekliyordu.
yerine yeni ve sağlam mobilyalar koyarlar.
V. Oysa bu eşyalar, yaşlıların benliğinin bir parçası, Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
geçmiş yaşamlarının bir özetidir. düşüncenin akışını bozmaktadır?
M
A) I. ile II. B) II. ile III. C) II. ile V.
20. Başrol oynamak önemli miydi derseniz benim için 22. Bir sanatçının doğal çevresi, elbette içinde yaşadığı
önemli değildi. Şehir Tiyatrosu’nda çalışırken sinemayı ülkedir. Onun bu çevreyle içten bağlantılı olmaması
hiç önemsemiyordum. Arada ek iş olsun diye, sinemada düşünülemez kuşkusuz. Ancak konu, tek başına estetik
figüran rollerine çok çıktım. Dans eden kalabalığın bir değer taşımadığından, nereden alınırsa alınsın
arasında, kahvede oturan, mafya liderinin dövdüğü biri... sanatçının yaratıcı kişiliğiyle kaynaşarak sanat eserine
Arzu Film’de 1975 yılında Hababam Sınıfı’nda Badi dönüşür. ----.
Ekrem’i oynamamla birlikte yepyeni bir dönem başladı.
İlk başrol teklifi de geldi Ertem Eğilmez’den. Benden Bu parçanın sonuna, düşüncenin akışına göre,
kırsal kesimdeki uyanık adam tiplemesini başrolde aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
canlandırmamı istedi. Ben de sadece istediğim
projelerde yer alacağımı söyledim. Namuslu filmi de A) Dolayısıyla yabancı bir konuyla yerli bir eser vermek
öyle çıktı. Ondan sonrası da geldi; Değirmen, Muhsin her zaman mümkündür
Bey, Selamsız Bandosu ve Eşkiya’ya kadar...
B) Yani estetik yaratımı besleyen güç, sanatçının bağlı
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi olduğu gelenektir
yoktur?
C) Başka bir deyişle, eserin belirleyeni yazarın
A) Amaç-sonuç ilişkisi B) Öyküleme yaşadığı çevredir
M
D) Kaliteyi elde etmek ancak bu yolla mümkündür
C) Eksiltili cümle D) Benzetme
E) Bu bakımdan sanatçının başarılı olması işlediği
konuya bağlıdır
E) Devrik cümle
24. Çok sayıda okuyucusu olmayan her edebî eseri büyük 26. Gençken, yazdıklarına daha bir güvenir, onları önemser
saymak aklımdan geçmez. Ama itiraf edeyim ki şair, ayıklamak değil çoğaltmak ister dizelerini: “Biraz
zamanımızda yüzbinlerce satan kitaplardan çok, daha daha yazmalıyım… Daha, daha…” diye düşünür. Sanır
az alıcısı olanlara güvenim vardır. Basılır basılmaz çok ki ne kadar çok yazarsa o kadar ağırlıkla kanıtlayacaktır
satılan kitaplar bende hep kuşku uyandırmıştır. Bunların kendisini. Şiirini önemserken kendini önemsemektedir
büyük bir kısmı, uyandırdıkları ilgiyi bir esere aslında: Bütün güzel dizeleri o yazmıştır! Oysa
ölümsüzlük kazandıran biçim ve öz üstünlüklerine değil, yaşlandıkça yazdıklarını daha fazla irdeleyip onlar
o anda gündemde olan türlü sanat dışı oyunlara üzerinde daha çok düşünür.
borçludur. Bunlar sıcaklıklarını kaybedince eser de
unutulup gider. Edebiyat tarihi bunların kalıntılarıyla Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
doludur. ----. hangisidir?
Bu parçanın sonuna, düşüncenin akışına göre, A) Şair olgunlaştıkça daha titiz ve seçici bir kimliğe
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? bürünür.
A) Bu nedenle, bir eserin çok okunması bir değer ölçütü B) Şairler kendi şiirleriyle ilgili gerçekçi değerlendirmeler
sayılamayacağı gibi okunmaması da değersizlik ölçütü yapamazlar.
sayılmaz
C) Şairi şiir yazmaya iten asıl neden kendini benimsetme
M
B) İşte bu yüzden kimi eleştirmenlerin edebiyatı düşüncesidir.
güncelden uzak tutma düşüncesine katılmıyorum
D) Gençlik döneminde yazılan şiirlerin kalıcılık oranı
C) Zaman içinde böyle eserlerin okuyucusu sayıca azalır yüksektir.
ama asla tükenmez
E) Şairlerin okur kitleleri dönemsel olarak değişmektedir.
D) Kuşkusuz her okuyucunun sanat eserinden bir
beklentisi vardır, sanatçı bu isteğe kayıtsız kalamaz
28. Günlük küçük dertlerimizi önemsemez görünüp 30. İngiliz asıllı yazar Christopher Isherwood’un yarı
kendimizi “büyük sorunların” adamı olarak göstermek otobiyografik eseri Hoşça Kal Berlin; 1930’lu yılların
çoğumuzun zaaflarındandır. Kendi “küçük sorunlarını” Berlin’ini, Almanya’nın o günkü durumunu altı hikâye
halledememiş olmamızın hıncını, kendimizi büyük etrafında anlatan ilginç ve önemli bir eser. Yaşantılarını
sorunlara adamış gibi gösterip böbürlenerek çıkartmaya Hoşça Kal Berlin’de görselliği gözeten bir anlatımla
çalışırız sanki. Gündelik, küçük sıkıntılarımızdan söz romanlaştırmış yazar. Kısa sahnelerden oluşan, hızlı ve
açmak bizi küçük düşürür, öyle mi? tempolu olayların kenarında duran bir gözün egemen
olduğu bu sinematografik üslup, yazarın romancılığının
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden en önemli teknik özelliği olarak gösteriliyor.
hangisidir?
Bu parçaya göre Isherwood’un eseri okuru;
A) Büyük sorunları çözme çabalarımızın önündeki en
büyük engel küçümsediğimiz gündelik sorunlardır. I. kuşak çatışmaları,
M
A) Yalniz I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) Sorun çözme becerisi olmayan bazı insanlar,
kendilerini kabul ettirmek için sorunsuzmuş gibi
görünürler. D) I ve II E) II ve III
C) Bir öykünün sonunu bilmek, o öyküyü okuyanı E) Öncelikle içinde yaşadığı toplumun bir üyesi olduğunu
sakinleştirmektedir. Bazı öykülerinizin bu nitelikte unutmamalıdır.
olmadığını söyleyebilir misiniz?
32. Kendisini yazdıracak olan şeyi bulduktan sonra iç içe 34. - 35. soruları aşağıdaki parçaya göre
geçen iki sorun yaşıyorum. Birincisi öykünün ilk cümlesi, cevaplayınız.
diğeri bu öyküyü kim anlatacak? Yazar mı, tanık olan
mı, yaşayan mı? Genellikle birinci tekil kişi ağzından (I) Sanat ve edebiyat kültürü ve buna bağlı olarak
anlatmayı tercih ediyorum. Yazdıklarıma asla medeniyet şuuru Tanpınar kadar geniş olan, çok az
acımıyorum. Bu yüzden bir öykü için yüzlerce sayfa sanat adamımız vardır. (II) Nitekim yazar, çeşitli
yazsam da geriye pek az sayfa kalıyor. Benim için vesilelerle söylediği “devam ederek değişmek,
öykünün başlangıcını yazmak bir işkence, sonunu değişerek devam etmek” ilkesini benimsemiş ve
yazmak ise gerçek bir haz. Galiba sondaki hazzı medeniyet kriziyle başlayan yeni edebiyat hareketinin
yaşamak için baştaki işkenceye katlanıyorum. öne çıkardığı yeni değer hükümlerini, geçmişle bağlantı
kurarak açıklamaya çalışmıştır. (III) Bu arada bazı
Bu parçada kendisinden böyle söz eden bir yazar kültürel motiflerin de bu devamlılığı sağladığını tespit
için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? etmiştir. (IV) Eserlerini Batılı gibi ele alan ve bir kimlik
bunalımına yol açan kültür çevreleri karşısında yazar
A) Üslup konusunda hassas davranmaktadır. çoğu zaman bağımsız kalmayı başarır. (V) Böylece,
medeniyet şuurunun gereklerine uyarak, üzerinde
B) Yazdıklarına karşı eleştirel bakabilmektedir. durduğu “devam” fikriyle de hem geleneğin gücünü hem
de sanat ve kültürün onsuz değer ifade edemeyeceğini
büyük bir açıklılıkla ortaya koyar. (VI) O yüzden de
M
C) Bireysel konulara ağırlık vermektedir.
gelenekten söz edildiği ve ondan faydalanmanın
tartışıldığı bir dönemde yeniden okunması anlamlıdır.
D) Anlatıcı kimliğini önemsemektedir.
M
çalıştırılması ve korunması ise ayrı ayrı bilimsel ve
teknolojik çalışma alanlarıdır.
37. I. Yenileşme
II. Gelişim süreci
III. Günlük hayata etkisi
IV. Geliştirme maliyeti
A) Yalnız I B) Yalnız IV C) I ve II
D) I ve III E) III ve IV
38. - 40. soruları aşağıdaki parçaya göre 39. Bu parçada geçen “Bu metin dilsel olarak kapandı mı
cevaplayınız. artık bir eserdir.” sözüyle asıl anlatılmak istenen
aşağıdakilerden hangisidir?
Yazarın bir toplumsal benliği, bir de meydana getirdiği
metin vardır. Onun oluşturduğu bu metin dilsel olarak A) Edebî eserler, kendi içlerinde anlam derinliğine
kapandı mı artık bir eserdir, sonuçlanmış bir nesnedir. sahiptir.
Ama aynı zamanda bu metin bir üretim kaynağıdır,
okurla buluştuğu zaman. Bu üretim kaynağının içinde B) Bir metin, dil ve üslup bakımından üst düzeye
sürekli yazarın yaratıcı benliğini görürüm, anlatıcı olarak erişmedikçe sonlandırılmamalıdır.
vardır o benim için artık. O anlatıcıyı, yazar veya
herhangi bir üçüncü kişi gibi algılayabilirim. Buradaki C) Bir edebî eser, yazarının kullandığı dille var
ben diye konuşan kişi beni yazara gönderebildiği gibi, olabilmektedir.
göndermeyebilir de. Okur olarak metindeki ben ile
aramdaki ilişkiyi ortaya koyuyorum, bunun yorumunu D) Bir metnin yazarı son sözünü söylemeden,
yapıyorum, katmanlarını saptıyorum. Belli bir ana dek yazdıkları eser hâline gelmiş olmaz.
hep metnin içinde kalıyorum ama gerektiğinde metin
E) Metinlerin eser olabilmesi için mutlaka sonuç
dışına da çıkıp yazarın metin dışı ideolojisini de bir
bölümlerinin olması gerekir.
inceleme nesnesi olarak alabilirim.
M
40. Bu parçada geçen “Aynı zamanda bu metin bir üretim
kaynağıdır.” sözüyle edebî eserlerle ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisine değinilmiştir?
38. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?
A) Her okunuşta yeni anlamlar çıkarıldığına
A) Yazarla yarattığı ürün arasında her zaman bir
yaşanmışlık ilişkisi vardır.
B) Kendi dışındaki yapıtlara da ilham kaynağı olduğuna
B) Edebî eserler dilsel olarak tamamlanmış olsa da her
SY
okunuşta yeniden oluşturulur. C) Okurlarının duygu dünyasına nüfuz ettiğine
D) Eleştirmenler yazarın yaşantısını değil, onun E) Yazarını yeni eserler yazmaya sevk ettiğine
yaratıcılığını değerlendirmelidir.
TÜRKÇE TESTİ
1. D 26. A
2. A 27. B
3. E 28. B
4. B 29. E
5. E 30. E
6. D 31. D
7. C 32. C
8. D 33. D
9. C 34. D
10. D 35. E
11. D 36. C
12. E 37. E
13. D 38. A
15. A 40. A
16. B
17. B
18. C
19. C
20. D
21. A
22. A
23. B
24. A
25. B
T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimizin yazılı izni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu ve
testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
2014 - YGS / TÜR TÜRKÇE TESTİ
1. Yolunu belirlemiş, çizgisini çizmiş bir yazar olmak 3. 1769’da Nicholas Cugnot adında bir Fransız askeri
kolay iş değildir. Bir yazar, gözü ikide bir okuyucuya tarafından karada yol alan ilk mekanik taşıt yapılıncaya
kaymadan ortaya bir eser koyabilmişse ona saygı kadar kara taşımacılığı; katır, at gibi hayvanlar
duymak gerekir. Çünkü yazar kendisini ancak bu yolla tarafından çekilen arabalarla sağlanıyordu.
istediği gibi ifade edebilir, özgün ürünler ortaya koyabilir.
Bu cümleden kesin olarak çıkarılabilecek yargı
Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Karada yol alan ilk mekanik taşıt askerî amaçlarla
A) Başkalarının görüşlerini almamak üretilmiştir.
2014 - YGS / TÜR
5.
Keşanlı Ali Destanı adlı dizinin senaristi, eserin yazarı 7. (I) Şefkat, benim gözümde sanırım bir insanda
olan Haldun Taner’in kurduğu hikâyeyi bozmadan bulunabilecek en önemli nitelik. (II) Cesaretten de,
senaryoyu yeni bir bağlam içinde değerlendirmiş. yiğitlikten de, cömertlikten de önemli bence. (III) En
önemlisiyse çevrenizdeki dünyayı ışıl ışıl gözlerle
Bu cümleden kesin olarak çıkarılabilecek yargı izlemek. (IV) Çünkü en büyük sırlar, onları her zaman
aşağıdakilerden hangisidir? en olmadık yerlerde arayanlarla çözüme ulaşır.
(V) Oyun oynarsanız hayat daha eğlenceli olur ve
A) Eser, asıl hikâyeden yola çıkılarak yeni bir kurguyla unutulmamalıdır ki büyüye inanmayanlar onu
diziye uyarlanmıştır. bulamazlar. (VI) Hayat, bir şeye ilgi duyuyorsam
tam hız üstüne gitmem gerektiğini öğretti bana.
B) Senarist, romanın yazarından daha başarılı
bulunmuştur. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi,
altı çizili söze anlamca en yakındır?
C) Haldun Taner’in eseri, günümüze başarılı bir şekilde
uyarlanmıştır. A) I. B) II. C) III. D) IV. E) VI.
D) Senarist, eseri diziye uyarlarken yazarın da
görüşlerini almıştır.
E) Haldun Taner’in eseri, yeni ve farklı teknikler
kullanılarak uyarlanmıştır.
2014 - YGS / TÜR
9. (I) Yazar, oldukça akıcı bir dille kaleme almış 11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “bu” sözcüğü,
denemelerini. (II) Dedikoduya, söylentiye yüz sözcük türü bakımından ötekilerden farklıdır?
vermemiş; yazdıklarını, kitaplardan ve dergilerden
okuduklarının üzerine inşa etmiş. (III) Ama başvurduğu A) Bu sonuçlara ulaşmak hepimiz için oldukça zor oldu.
kaynakları her zaman tam olarak açıklamamış.
(IV) Kuşkusuz denemenin akıcılığında, kaynak
vermek, dipnotlar oluşturmak okuru tökezletir ama B) Herkesin yaşama hakkı vardır ve bu kutsaldır.
kitabın sonuna bir kaynakça konulsa iyi olurdu.
(V) Böylece yazarın denemelerindeki bilgilerin izini C) Görsel veriler yardımıyla bunların öğretilmesi daha
sürer, zevkli okumalara doğru yol alabilirdik. etkili.
Bir yazarın anlatıldığı bu parçadaki numaralanmış D) Ne kadar açıklamaya çalışsa da bunun bir yararı
cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi olmayacaktı.
yanlıştır?
E) Bu onun tek başına üstesinden gelebileceği bir
A) I. cümlede, anlatımına ilişkin bilgi verilmiştir. sorun değildi.
2014 - YGS / TÜR
14. (I) Tiyatro, toplumla birtakım ortak değerlerde birleşmek 16. Işıldayan canlıların ilginç dünyasının bilim insanlarının
zorundadır. (II) Yazarın kişisel eğilimleri ile sosyal I
eğilimler arasında bir uyum varsa tiyatro büyük yanı sıra film yapımcılarını da meraklandırdığını ve
toplulukların bir ifade vasıtası olur. (III) Orta Çağ II III
Avrupa’sında rastlanan böyle topluluklar günümüzde onlara ilham verdiğini görüyoruz. Bazılarınız Avatar adlı
yoktur. (IV) Tiyatro bazen de toplum içinde sadece
belli bir zümrenin görüşlerini, değer yargılarını yansıtır. bilim kurgu filmini sinemada seyretmişsinizdir. Pandora
(V) O zaman da sahneye aktarılan değerler, toplumun IV
bir kesiminin görünümü olur. isimli bir uyduda yaşayan mavi renkli insanların ve
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak ışıldayan canlıların ekrandaki görüntüleri sahidende
aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? V
büyüleyiciydi.
A) I. cümle özne, belirtisiz nesne ve yüklemden
oluşmuştur. Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisinin
yazımı yanlıştır?
B) II. cümle, şartlı birleşik cümle olup yan cümle temel
cümlenin zarf tümlecidir. A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
C) III. cümle özne, zarf tümleci ve yüklemden oluşan
bir isim cümlesidir.
D) IV. cümlede, birden fazla belirtili nesne vardır.
2014 - YGS / TÜR
D) Deyim kullanılmıştır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin anlamlı bir
bütün oluşturması için hangilerinin birbiriyle yer E) Açıklama yapılmıştır.
değiştirmesi gerekir?
D) III ile V E) IV ile V 21. Bursa’daki Koza Han’ın dört girişi vardır ve bu
kapıların hangisinden girilirse ona göre farklı yorumlar
yapılır. Çünkü hana girdiğiniz kapı sizi ele verir. Ulu
Cami tarafındaki alçak gönüllü kapıdan girdiyseniz
muhtemelen şehre yabancısınız, turistik bir merakla
girmişsiniz ve oturmaya niyetiniz yoktur. Kapalıçarşı
19. (I) Çocukluğumda korkumdan bir türlü binemediğim tarafından girdiyseniz soluklanmaya ihtiyacınız var
seyyar salıncaklara geçenlerde Kuştepe’de rastladım. demektir. Eğer Orhan Bey Camisi’nin aralığındaki
(II) Onlar özellikle eski İstanbul’un vazgeçilmezleriydi. kapıdan girenlerdenseniz sizin almakla, vermekle,
(III) Geliş günlerini iple çeken çocuklar harçlıklarının gezmekle işiniz yok. Öğrencisiniz veya öğrenciliğinizin
bir kısmını onlar için ayırırlardı. (IV) Salıncak hatıraları çok taze. Ama yok, ben bunların hiçbirinden
kurulduğundaysa hevesle koşup birini kapmaya değil, dördüncü kapıdan girdim derseniz bu çok
çalışırlardı. (V) Salıncağın elle çevrilerek dönen bir şaşırtıcı. Çünkü bu kapı, usta gözlerden gizlenmiş
düzeneği vardı, salıncaklar dolunca merkezde duran gibidir. Bu şehrin gizli kapılarını ve yollarını bilecek
adam sabırla sabahtan akşama kadar bu düzeneği kadar şehirle içli dışlı olmuş birinin rehbere ihtiyacı mı
çevirirdi. (VI) Belki de hâlâ içimizdeki çocukluk olur? O, zaten kendine ördüğü koza ile Koza Han’ın
götürüyor bizi bu salıncaklara bindiğimiz eski günlere. meydanına sığmayacak kadar büyük bir şehir olmuştur.
D) Kişileştirmeden yararlanılmıştır.
2014 - YGS / TÜR
22. Buzdolabının icadı, kuşkusuz dondurma yapımını da 24. Büyük İskender’in, yastığı altından hiç eksik etmediği
etkiledi. Buzdolabı ülkemizde kullanılmaya başlamadan iki silah varmış derler: kılıcı, bir de İlyada. Bilge
önce bir alaturka bir de alafranga dondurma vardı. Aristoteles’in bu ünlü öğrencisi, o kılıçla çok kesmiş
Alafranga dondurmaya “kalıp dondurma” da denirdi. biçmiş ama o kitabı kılıca kırdırmamış hiçbir zaman.
Bu dondurma gerçekten de buz kalıbı gibi kaskatı Günümüzdeyse “Neler okursunuz?” türünden bir soruyu,
olurdu. Önce içine kar doldurulmuş bir fıçıya silindire adı okumaza çıkmasın diye yanıtlayan birçok kimse
benzer bir kalıp yerleştirilir, bu kalıbın içine de arasında, Pekos Bill, Red Kit benzeri şeyler okumaya
dondurma malzemesi konurdu. Kar eridikçe yenisi bayıldığını söyleyenler bile var. İlyada nere, Red Kit
ilave edilerek malzemenin bu kalıpta donması nere diyeceksiniz ama gene de aradaki yüzyıllar boşa
sağlanırdı. Çikolatalı, çilekli ve kremalısı yapılırdı. geçmiş sayılmaz. Kitapları üstünkörü suçlayan, okuyana
Alaturka dondurma ise buz katılığında değil, kar için için öfke duyanların bile, “Ben okumam.” demeyi
yumuşaklığında olurdu. Kenarları oluk oluk, yaldızlı kendilerine yedirememeleri ilginçtir. ----.
veya çiçekli, iç içe geçmiş küçük kayık tabaklarda
yenirdi. En çok kaymaklı ve vişneli türleri tercih edilirdi. Bu parçanın sonuna, düşüncenin akışına göre,
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez? A) Dolayısıyla günümüzün gerçek anlamda çağdaş ve
düşünen insanı, az da olsa okuyan insandır
A) Karşılaştırma yapılmıştır.
23. İkinci Dünya Savaşı bittiği gün, Üçüncü Dünya Savaşı E) Arka kapıdan da olsa okumaya bir yerden bulaşmış
hazırlıkları başladı. Yarına güven diye bir şey kalmadı. olmanın onuru, böylelerine yeter de artar bile
Yarının ne olacağı kestirilemeyince gününü gün etmek,
günü gününe yaşamak bir ilke oluverdi. Sanat ve
edebiyat da elbette bu havanın dışında kalamazdı.
Günübirlik yaşayan insanlar gibi, sanatçılar da kalıcı
olmayı bir yana bırakıp günü kurtarmaya uygun eserler
vermeye koyuldular. ----.
2014 - YGS / TÜR
25. Her dönem, kendi sanatsal iktidarını içinde taşır. 27. Ünlü psikolog William James şöyle diyor: “Eylem,
Simgecilerin döneminde klasisizm yanlıları, duyguyu izler gibi görünür ama aslında duygu ve eylem
gerçeküstücülerin döneminde simgecilik yanlıları birlikte gider. Bu yüzden, iradenin denetiminde olan
itibar görmez olmuştur. Bizde de öyle değil mi? eylemi düzenleyerek duyguları da düzenleyebilirsiniz.”
Garip akımı kendi gününde Hececileri nasıl
gündemden düşürmüşse İkinci Yeni de Garip’i William James bu sözleriyle aşağıdakilerden
kendi şiir anlayışından dışlamıştır. Bu durumlarda hangisini vurgulamıştır?
bireyler ve eserleri yok sayılmaz. Onların araçları
ve dilleri aşılır. Bir bakıma, edebiyatın geleneksel A) Genellikle duygular, bütün davranışları biçimlendirir.
yasasıdır bu. ----.
Bu parçanın sonuna, düşüncenin akışına göre, B) Her davranış, aslında farkında olunmayan bazı
duygulardan kaynaklanır.
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
C) İnsan, duygularını kolaylıkla denetim altına alabilir.
A) Geçmiş bitmeden, şimdi tükenmek zorunda kalır
Capote’nun kısa öyküyle ilgili olarak karşı çıktığı Bu parçadan kitaplarla ilgili olarak aşağıdakilerin
durum aşağıdakilerden hangisidir? hangisi çıkarılabilir?
A) Roman ile eş değer tutulması A) Eğitici amaçla yazılanların bir dönemde çok
okunduğu
B) Kolayca yazıldığının düşünülmesi
B) Sanatsal niteliklilerin zaman içinde önceki kadar ilgi
C) Hacimsiz olarak kabul edilmesi görmediği
D) Anlatımın yavan olarak görülmesi C) Şiddet ögeleri içerenlerin her zaman tercih edildiği
2014 - YGS / TÜR
29. Hayatın birçok alanında yapay zekâ uygulamalarından 31. Küresel ısınma, çağımızın sorunu. Bu sorun yüzünden
faydalanılsa da ABD’deki bir üniversitede yapılan yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan canlı türlerini ve
araştırma acı gerçeği ortaya çıkardı: Ne kadar gelişmiş ekosistemleri korumak oldukça pahalı bir iş. Zira bu, o
olursa olsun, mevcut yapay zekâ, ancak dört yaşındaki arazinin başka amaçlar için kullanımının önlenmesi,
bir çocuğun zekâsıyla kıyaslanabilecek düzeyde. Yapay koruma için insan kaynağı ve altyapı oluşturulması,
zekâ uygulamaları, benzerlikleri ayırma konusundaki korunan alanın bilimsel olarak izlenmesi gibi pek çok
güçlü yetenekleri ve eşsiz kelime hazinelerine rağmen alanda çalışmayı gerektiriyor. Habitatların küresel
testte en basit “Neden?” sorusuna bile yanıt verememiş. ısınmadan nasıl etkileneceğine, bunun canlılar
Araştırmacılara göre bunun nedeni, yaşam tecrübesi açısından ne gibi sorunlar oluşturacağına dair
eksikliği. araştırmalar sürüyor. Varılan bazı sonuçlar, türlerin
iklim değişiminden etkilenmemesi için koruma
I. Gerçekleştirilenlerin beklentileri karşılamadığına alanlarının genişletilmesi gerektiğini ve koruma
maliyetlerinin ikiye katlanacağını gösteriyor.
II. ABD’deki üniversitelerin daha fazla çalışma
yaptığına
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir?
III. Çalışmaların her ülkede desteklendiğine
A) Türlerin devamını sağlamak için yapılacak tek iş
insanları bilinçlendirmektir.
Bu parçada yapay zekâ uygulamalarına ilişkin olarak
yukarıdakilerden hangilerine değinilmiştir?
B) Canlı türlerini ve ekosistemleri korumak, gelecekte
A) Yalnız I B) Yalnız III C) I ve II de insanlığın uğraşı alanlarından biri olacaktır.
2014 - YGS / TÜR
32. Sinema filmlerinin geniş yığınlarca izlenebilmesi içerik 34. Yaza yaza gördüm ki dil; benim için bir araç değil
ve biçimce kolay algılanabilir olmasına bağlıdır. eserin temeli, iskeleti, her şeyi. Bu noktaya vardığınızda,
Yapımcılar da yönetmenin alışılmışın dışında çalışmalar artık dili süslemenin, benzetmelere gitmenin, bol bol
yapmasına genellikle izin vermemektedir. Çünkü bu niteleme sıfatlarını kullanmanın bir anlamı olmadığını
türden çalışmalarda, seçilen senaryoların beğenilme görüyorsunuz. Göz boyamadan, söz sanatlarının
olasılığı düşüktür. Yine de sıra dışı yapımlar ortaya yaldızıyla içi boş imgeler oluşturmadan, yalın,
çıkıyorsa bu; risk alan bağımsız yapımcıların, değişik bir olduğunca yalın, yalansız dolansız bir anlatım…
bakış açısı olan yönetmenlerin çabalarının sonucudur.
Ayrıca seçici izleyicinin, üretilen sıradan filmlere ilgi I. Sade bir anlatımı benimsemiştir.
göstermemesi nedeniyle yeni arayışların zorunlu hâle
II. Dili, eserlerinin ana malzemesi olarak görür.
gelişi de buna yol açan başka bir etkendir.
III. Betimlemelere az yer verir.
Bu parçada aşağıdakilerin hangisine
IV. Malzemesi nesneler ve insanlar olan büyülü bir
değinilmemiştir?
dünya sunar.
A) Sinema izleyicisinin beklentilerinin, filmler
üzerindeki bazı etkilerine Kendisinden böyle söz eden bir yazar için
B) Yoğun içeriği olan filmlerin çok ilgi görmediğine yukarıdakilerden hangileri söylenemez?
A) Yalnız II B) Yalnız IV C) I ve II
C) Farklı bir ürün ortaya koymanın bazı sıkıntıları göze
almayı gerektirdiğine
D) I ve III E) III ve IV
D) Çekilen yeni filmlerin içerik bakımından tartışmalara
yol açtığına
E) Senaryo seçiminde yapımcıların etkin olduğuna
Bu parçadan kişiler arası iletişimle ilgili olarak D) Toplumun düşünce dünyasını tanıtan bir araç
yukarıdakilerden hangileri çıkarılamaz? olduğuna
D) I ve III E) II ve III
2014 - YGS / TÜR
E) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
2014 - YGS / TÜR
39.
- 40. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
40.
I. Zamanla üzerinde değişiklikler yapılabildiğine
II. Taş süslemeciliğinin pahalı olduğuna
III. Eski önemini yitirdiğine
D) I ve III E) II ve III
2014-YGS
CEVAP ANAHTARI
TÜRKÇE
1. E
2. A
3. C
4. B
5. A
6. D
7. D
8. E
9. C
10. B
11. A
12. D
13. C
14. A
15. B
16. E
17. C
18. C
19. E
20. B
21. A
22. D
23. B
24. E
25. C
26. B
27. D
28. B
29. A
30. E
31. B
32. D
33. C
34. B
35. A
36. E
37. C
38. A
39. D
40. B
T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimizin yazılı izni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu ve
testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
2013 - YGS / TÜR TÜRKÇE TESTİ
1. Sözlük hazırlamanın en güç yanı sözcükleri anlam 3. L. Frank Baum, bu dünyadan geçerken öyle derin
kayganlığından kurtarma, onları belli bir yere oturtmadır. I
Bu da ancak Samuel Butler’in dediği gibi onların belirsiz
yanlarını söz duvarlarıyla kuşatmakla gerçekleşebilir. izler bıraktı ki yaşamanın değerini milyonlarca kez
II III
Bu cümledeki altı çizili sözle, sözcüklere yönelik
olarak ne yapıldığı anlatılmıştır? kanıtlamış oldu. Bu ölümsüz yazarın eli değdiği anda
IV
A) Tanımsal sınırlar koyulduğu
çocuk edebiyatı yeşermeye başladı.
B) Birbirlerinden etkilenişlerinin gösterildiği V
Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen Bu cümleden söz konusu filmle ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisidir? aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir?
A) İnsanın kendisine güvenerek başladığı her işte A) Belirli bir izleyici kitlesine seslenmek amaçlanmıştır.
başarılı olması mümkündür.
B) Yeni çekim yöntemlerine başvurulmuştur.
B) İnsan, her alanda kendisinden daha üstün birilerinin
olabileceğini unutmamalıdır. C) Bugüne değin beyaz perdeye taşınmamış bir sorun
işlenmiştir.
C) Yaşamda mutlu olmak için olumsuzluklar karşısında D) Oyuncuların gösterdiği başarıyla çok boyutlu bir yapı
direnmeli, önüne çıkan engelleri sabırla aşmaya kazanmıştır.
çalışmalıdır.
E) Yılın çok izlenen filmleri arasında yerini almıştır.
D) İnsan, yeteneklerinin sınırlarını gerçekçi bir tutumla
belirlemeli, kendisini tarafsız bir gözle
değerlendirmelidir.
5. Klasik eserleri okumaya en çok, kendi yazdıklarımı 7. Şiir, yalnızca acıları, yoksunlukları, mutsuzlukları dile
tekrar ettiğimi hissettiğim zamanlarda ihtiyaç duyarım. getirmemelidir. ----?
B) Bazı eleştirmenler son romanınızın bazı bölümlerinin Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde
bir Alman yazarın romanından alındığını iddia betimleyici ögelere yer verilmemiştir?
ediyor, bu konuda ne düşünüyorsunuz?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
C) Eserlerinizde soyut konuları ele alışınızın okuyucuyu
yorduğunu düşünmüyor musunuz?
9. (I) Şiirleri çeşitli dergilerde yayımlanan bir şairimiz… 10. (I) ABD’li bilgisayar uzmanı Scott Fahlman tarafından
(II) İkinci kitabıyla tekrar okuyucunun karşısında. bulunan ve İnternet’in vazgeçilmezlerinden olan gülen
(III) Açık ve yalın anlatımlı, kısa dizelerden oluşan surat (smiley) tam 30 yaşında. (II) Fahlman, duyguların
şiirlere imza atmış. (IV) Sanatçının bu kitabındaki yazı dilinde ifade edilmesini kolaylaştırmak için iki nokta
tüm şiirleri yine okuyucunun duyumsama ve düş ve parantez işaretlerini kullanarak bir ifade oluşturdu.
kurma yetilerini harekete geçiriyor. (V) Şair, şiirleriyle (III) Bu “gülen surat”ı ilk olarak üniversitenin e-posta
okuyucuyu kimi zaman yoğun karanlıkların içine, kimi listesine yolladığı bir notta kullandı. (IV) Fahlman,
zaman da aydınlık gündüzlere götürüyor. öğrencilere ve çalışma arkadaşlarına şöyle yazdı: “Şaka
yaptığınızı belirtmek için şunu kullanmayı öneriyorum:
Bir şairden ve şiirlerinden söz edilen bu parçadaki :-)” (V) Kısa zamanda kabul gören bu mutluluk ifadesini
numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda bugün İnternet’te yazışırken sıklıkla kullanıyoruz.
verilenlerden hangisi yanlıştır? (VI) Mutluluğumuzu artık bununla ifade ediyoruz.
11.
D) II. ve V. E) IV. ve V.
12. Yeşil, upuzun kavaklıklar geride kalıyor. Uzaktan, 14. (I) Almanya’nın Berlin kentinde bir kooperatif “Devrilen
I Ağaçlardan Halk Kitaplığı Yapma Kampanyası” başlattı.
(II) Bu kampanyaya katılmak isteyenler, fırtınadan veya
kaleye sırtını dayayan kocamış konaklar, yağmurdan devrilen ağaçların gövdelerini raf şeklinde
II oyup bunları kaldırımlara yerleştiriyorlar. (III) Raflara,
takas edilecek kitapları koyuyorlar. (IV) Berlin halkı da
çıplak, boz renkli tepeler görünüyor. içlerinden okumak istediklerini alıp yerine kendi
III kitaplarından birini bırakıyor. (V) Bu, “Eğitim İçin
Sürdürülebilir Gelişme Projesi”nin bir parçası olarak
Konak balkonlarının korkulukları, Doğu masallarından
IV devlet tarafından desteklenen bir kampanyadır.
ödünç alınmışçasına büyüleyici. Renkler her ayrıntıyı Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak
V aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
16. Eserlerinde kullandığı özgün biçimler ve canlı renklerle, 18. Kaplumbağalar, roman kişileri ve kullanılan dil
değişimin birey üzerindeki etkilerini yansıtıyor.
bakımından Fakir Baykurt’un, aynı zamanda köy
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
yanlıştır?
edebiyatının başyapıtlarından biri olarak okunmalıdır.
I
A) Çatısı bakımından etkendir.
Kahramanların gerçekliğinin yanısıra, dilleri de
B) Nesne, isim tamlamasından oluşmaktadır. II III
C) Fiilden isim yapma eki almış sözcük vardır. kişiliklerini adım adım oluşturan yetkinliktedir. Ayrıca,
IV
D) Bulunma durumu eki almış sözcük vardır.
çok sayıda romanı ve öykü kitabı yayımlanmış
E) İyelik eki alan sözcük yoktur.
herhangi bir yazarı, Kaplumbağalar gibi bir roman bile
V
ölümsüzleştirebilir.
balık ekmek satıcıları yalnızca kıyıya yanaştırılmış Öyleki dillerin ölümüyle kültürler de yitip gidiyor ve
I II
20. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım 22. Dünyanın yedi harikası olur da üç kıtada yüzyıllarca
bozukluğu vardır? hüküm sürmüş, altı yüzyılı aşan varlığından geriye
olağanüstü bir kültür hazinesi bırakmış Osmanlının
A) Kurallara uymamakta ısrar ediyorsun. yedi harikası olmaz mı? Gerçi tarihçiler, sanat tarihçileri
ve mimarlar varken en önemli yedi Osmanlı eserinin
hangileri olduğuna ben karar verecek değilim. Ancak
B) Bu davranışımı tehdit olarak algıladığını okuduklarımdan ve gördüklerimden hareketle tamamen
belirtiyorsun. kişisel bir beğeni listesi oluşturmamın önünde bir engel
C) Yaptıklarınla herkesi şaşırtmaya devam ediyorsun. yok sanırım. İşte benden Osmanlının yedi harikası:
Süleymaniye Külliyesi, Selimiye Camisi, Mostar
Köprüsü, Mağlova Kemeri, Kavalalı Mehmet Ali Paşa
D) Bu sözlerinle beni sinirlendirmek için çalışıyorsun. Camisi, Kubbetü’s-Sahra, Hamidiye Çarşısı.
B) Tartışmacı anlatım
C) Betimleyici anlatım
21. (I) İngiliz şairi Browing; sayfa sayfa, her kelimesini ayrı
ayrı inceleyerek sözlük okurmuş. (II) Sözlükte öğütler, D) Tanımlamadan yararlanma
eğlendirici şeyler de bulurmuş. (III) Hatta bu çalışmaya
romantik bir yön de katar, ay ışığında oturup bir bir E) Kanıtlayıcı veriler kullanma
çevirirmiş sözlüğün sayfalarını. (IV) Bizde sözlükler,
kütüphanelerin en kuytu köşelerinde uyuklayarak ömür
tüketir. (V) Günler ve geceler boyu “Bilinmeyen bir
kelime çıksın da hatırlanalım.” diye dua ederler âdeta.
(VI) Sözcüklerin bu uzun ve sessiz bekleyişleri iki kapak
arasında geçer. 23. Yağmur yağarken gök gürlerse hiç korkmam. Ses
olsun yeter ki. Kuşlar ötüşerek uçuşsun gökyüzünde.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istenirse ikinci Çaylar şekerli olsun ki kaşıklar şıkır şıkır sesler çıkarsın.
paragraf hangi cümleyle başlar? Konuşulacak bir şeyler olsun. Dost olsun, arkadaş
olsun; teyzeler, amcalar olsun. Evrenin boşluğuna
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI. bırakırken kendimizi, avuçlarımızda sımsıcak kalbimiz
olsun… Olsun, her şey olsun ama sessizlik olmasın.
C) Pekiştirmeye başvurma
24. Motorun burnu kıyıya dönük. Çok çok yirmisini yeni 26. Gombrich, “Sanat ve Bilim” başlıklı incelemesinde,
geçmiş gösteren görevli, binme sırası gelene elini sürekli soru sormayı ve sordurmayı bilimsel tutumun
uzatıyor. Genç erkekler, ellerini vermeden atlıyorlar. doğal bir gereği sayar. Soru sorulmadan yapılan sanat
Yardıma gereksinimi olmadığını düşünen orta yaşlılar eğitiminin, kendini yinelemeye yol açabileceğinden söz
da… Kadınların çoğu uzatıyor elini. Kolunu hızla yukarı eder. Ünlü sanat kuramcısına göre, sanat alanındaki
kaldırıp tuttuğu eli bırakıveriyor görevli, hemen bir bilimsel çalışmalar, yapılmışı yineleyerek değil, sanata
arkadakine uzanıyor. Yardımsız binenler, onun özgü olan bir tür serüven ruhundan, “bilinmeze adım
yanından atlayıveriyorlar. O zaman elini geri çekip bir atabilme ruhundan” kendine yeni besin kaynakları
sonrakine uzatıyor görevli. Omzunu kastığı, gücünü bulabilir. Buna karşılık sanatçıya da sanatta cesaretin
koluna, bileğine topladığı anlaşılıyor yüzünden. her şey demek olmadığını ancak eleştirel bir tutuma
Kimsenin yüzüne bakmadan yapıyor bunları sanki. eşlik eden cesaretin kişiyi gerçek başarıya
götürebileceğini öğretebilir.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıda
verilenlerden hangisi yanlıştır? Bu parçada, sanat alanındaki bilimsel çalışmalarda
aşağıdakilerden hangisi önerilmektedir?
A) Olaylar oluş sırasına göre verilmiştir.
A) Yenilikler ortaya koymak ve irdeleyerek çalışmak
B) Tahmin söz konusudur.
27. “Edebiyat dergilerinde sevmediğin, sıkılarak okuduğun 28. Bir sabah işinize giderken kırmızı ışıkta durdunuz ve
yazılar hangisidir?” diye sorsalar hiç düşünmeden, “Belli aracınızı tekrar çalıştıramadınız. Her insanın başına
bir şiir kitabı üzerine yazılmış tanıtım yazılarıdır.” derim. gelebilecek bu sıradan olay için iki ayrı olasılığı
Sorun belki de bendedir ama bu tür yazıların neye göre düşünelim. Birinci olasılıkta arkadaki araçların şoförleri
yazıldığını anlayamıyorum. Tanıtımı yapan iyi niyetli kızgınlıkla kornaya basıyor, siz de bir kazaya yol
yazar, genellikle ilgili şairin söz konusu kitabındaki açmamak için kan ter içinde bu durumdan kurtulmaya
dizelerden esinle bir şeyleri duyumsatmaya, şairin şiir çalışıyorsunuz. İkinci olasılıkta, arkanızdaki araçtan inen
dünyasına kendisi ile birlikte katılmaya çağırır bizi. bir taksi şoförü, bekleyen araçlara işaret ederek onların
Kendince eklemeler de yapar o şiirlerde oluşturulmaya yan şeritten devam etmelerini sağlıyor. Araçlar sakince
çabalanan etkileyici havaya. Ama söz konusu kitap, geçtikten sonra yanınıza geliyor, birkaç yayayla birlikte
okurca önceden okunmadığı, belki de tanıtıcı üzerine aracınızın yol kenarına çekilmesine yardımcı oluyor. Ne
aldığı işi gerektiği gibi yapmadığı için kitaba yönelik ilgi siz ne de bir başkası gergin ve telaşlı. İşte bu örnekte
oluşturulamaz çoğu zaman. ----. olduğu gibi bir toplumun gelişmişlik düzeyini belirleyen
asıl şey, ----.
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Bu yazılarda şairi, şiir yazmaya yönlendiren etkenler
üzerinde de durulmalıdır A) sorunlara pratik çözümler bulmaktır
B) Bu nedenle okuyucunun şiir bilgisini zenginleştirecek B) başka insanları zor duruma düşürmemektir
açıklamalara yer verilmelidir
C) yaptığımız hatanın sonucunu üstlenebilmektir
C) Oysa tanıtma yazıları şiire dönük olmayan sorunlarla
şişirildiği için ilginçliğini yitirir D) insanlar arasındaki iletişim biçimidir
D) Edebiyat dergilerinde tanıtım yazılarına az yer
E) kurallara uyarak sorunları ortadan kaldırmaktır
verilmesi kitaplara duyulan ilgiyi azaltmaktadır
E) Böylece okuyana eziyet eden, onu yoran, anlamsız
ve sıkıcı bir metin ortaya çıkar
29. Mutlu değil, yalnız ve tedirgindir. Kafasını meşgul 30. Sera gazlarının sıvılaşarak okyanuslara karışmasıyla
eden bir şeyler vardır daima. Her zaman eşikte yani okyanuslardaki asit oranının gittikçe arttığı belirtiliyor.
ne bu tarafta ne öbür tarafta olduğu için katmerlenir 1751 yılındaki tahminî okyanus yüzeyi pH’sinin 8,25
ızdırabı. Uzun uzun konuşmalar hoşuna gitmez. Zira ve 2004 yılında ölçülen değerin 8,14 olduğu, 2100
her insan onu anlamayacaktır. Kendisiyle kavga ederek yılında ise 7,85 olacağı tahmin ediliyor. Peki bu,
kendisini caddelere, bulvarlara, pasajlara atar. Telaş sudaki hayatı nasıl etkileyecek? Uzmanlar, asitleşen
içinde koşuşturan insanları, onların zamanın peşinden okyanuslardaki balıkların, tehlikeli seslere karşı kayıtsız
koşuşlarını alaycı bir bakışla seyreder. Seyretmek, kalacağını belirtiyor. Özellikle genç balıkların korkutucu
onun için dünyadaki en güzel iştir. sesten uzaklaşma içgüdüsünün sekteye uğrayacağı
vurgulanıyor. Yapılan bir çalışmada, gittikçe asitleşen
Kahramanından böyle söz edilen bir roman, okyanus suyunun kimyasal yapısına benzer yapıya
aşağıdakilerden hangisini anlatıyor olabilir? sahip bir ortamda yetiştirilen genç palyaço balığının,
okyanusa yerleştirilen, sesler yayan bir hoparlöre doğru
A) Yaşanmışlık duygusu uyandırsın diye insanların kayıtsızca yüzdüğü gözlemlendi.
arasına karışan, hayatın içinden parçalar toplayan
gözlemci bir yazarı Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir?
B) Sürekli sorgulayan, söylediklerine bir anlam
verilemeyen, anlaşılması güç, özgür ruhlu, A) Asit oranı yüksek okyanus suları, deniz canlılarında
sıra dışı bir adamın dünyasını fiziksel değişime neden olur.
31. Özellikle ilgi duyduğum için sinema konusu üzerine çok 32. Bayan Jean Brodie’nin Baharı adlı romanın kahramanı
düşünürüm. Bana göre, birisi bir ürün ortaya koyuyorsa Bayan Brodie, İskoçya’nın ıslak, puslu, eski ve soylu
ilk koşul ürünün teknik açıdan başarılı olmasıdır. Ancak şehri Edinburg’ta bir kız okulunda öğretmendir. En güzel
ondan sonra ürünün sanat açısından iyi mi, kötü mü ve en verimli yıllarını, seçtiği bir grup kız öğrenciye
olduğu tartışılabilir. adayarak onları hem dönemin hem de okuldaki diğer
öğretmenlerin anlayışından farklı bir pedagojik anlayışla
Bu parçadaki düşünceye en yakın görüş eğitmeye çalışmaktadır. Sınıfını sık sık bir ağacın altına
aşağıdakilerden hangisinde vardır? götüren, burada ders işlediklerinin düşünülmesini
sağlayacak şekilde kızların kitaplarını ellerinde
A) Yayımlanan romanlardan zaman ayırabildiklerimi tutmalarını isteyen, tarih anlatması gerekirken önceki
ilk on sayfasına kadar okuyor, onları üç ana yaz yaptığı Mısır gezisini anlatan, bazen nişanlısından
özellik olan dil, anlatım ve zaman bakımından bahseden, bazen de kentin yoksul semtlerini tanıtan,
değerlendiriyorum. Olmamışsa devamını okuma sanatsal etkinlikleri izlemelerini sağlayan geziler
gereği duymuyorum. düzenleyen genç bir öğretmendir Bayan Brodie.
33. Okumayı; televizyon izlemek, futbol oynamak gibi 34. Öykülerinde ağırlıklı olarak eski ile bağlarını koparmış,
boş zamanları dolduran eğlendirici bir iş olarak yeni ile de uyum sağlayamamış bireyin, toplum içinde
değerlendirenlere söyleyecek sözüm yok. Onlarınki yalnızlaşmasını ve bir çöküşe doğru yol alışını anlatır.
okuma değil, oyalanmadır. Modaya uymak için Bu, bir anlamda topluma yabancılaşmış bireylerin
raflarına çok satan kitapları dizenlerin yaptığı da kaçınılmaz yazgısıdır. Toplumu, aileyi ayakta tutan
aynı şeydir. Oysa her kitap bir okyanustur. Ben iç dinamikler, ahlaki özellikler kaybolmuş, bunların
okyanusun kıyısında gezinti yapmak yerine küçük yerini alması düşünülen şeyler de bu boşlukları
teknesiyle dalgalar arasında boğuşan gerçek dolduramamıştır. Böylece toplumsal yapıda artık
okuyucunun peşindeyim. hiçbir şeyi yerinde bulamayan birey, hastalıklı bir hâlde
“ortalıkta dönüp durmaktadır”. Bu yabancılaşmaya kimi
Böyle diyen bir yazardan aşağıdakilerden hangisini bireyler çeşitli başkaldırı yöntemleriyle karşı durmaya
söylemesi beklenmez? çalışırlar. Ama bu karşı koyuşlar, kişiyi, yanlış işleyen
toplumsal yapı içinde ezilmekten kurtaramaz. Birey,
dramatik bir kurban olarak olumsuz şartlarda yaşamanın
A) Romanın, öykünün, denemenin labirentlerinde
dolaşmayan okuyucu, sanatçının dünyasını bedelini ağır bir şekilde öder.
tanıyamaz.
Bu parçada tanıtılan yazar ve öykü kişileri ile ilgili
B) Yazar, eseriyle okuyucusunu düşüncenin olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
derinliklerine taşımaya çalışır.
A) Çoğunlukla çevresinden ve değerlerinden kopmuş
olan bireyin tek başına kalışını işlemiştir.
C) Okurken yorulmayı göze alan okuyucu olmak
gerekir.
B) Toplumla uzlaşamayan, çatışma hâlinde olan kişilere
yer vermiştir.
D) Birikimli okur, yazarın söylediklerinden,
söylemediklerini çıkarmaya çalışmalıdır.
C) Sahip oldukları değerler için mücadele etmek
yerine olup biteni uzaktan izlemeyi yeğleyen
E) Her edebiyat eseri, açık ve anlaşılır olmalı ki kişileri anlatmıştır.
okuyucu, yönünü bulabilsin.
D) Aile kurumunun geçirdiği sarsıntıları ele almıştır.
35. Ülkemizde; alanında uzman, yetişmiş birçok çevirmen 37. Her dize veya her satır, yazıldığı andan başlayarak
var. Ancak bu, çeviri alanındaki yetersizliğimizi insanlara gönderilmiş bir ileti niteliği taşır. Üreten kişinin,
gidermez. Giderilmesi; okulların yetiştirmesine, onun nasıl okunacağını denetleme, nasıl anlaşılması
editörlerin sabredebilmesine, yayıncıların da, gerektiğini dayatma gibi bir hakkı yoktur. Yazar bu
çevirmenin emeklerinin karşılığını vermesine bağlıdır. hakkı, daha eserini yayımladığı anda yitirmiştir veya
Bununla birlikte bir başka yönü daha var bu konunun. kendi isteğiyle başkalarına bırakmıştır. Okuma;
Günümüzde herkes yorulmadan para kazanma okuyanın kişiliğine, bilgisine, anlama ve yorumlama
derdinde. Yalnızca iyi bir çeviri yapmış olmanın yeteneğine, beğenisine göre değişiklik gösterir;
hazzı peşinde koşanların sayısı sanırım çok değil. yazılırken amaçlananların gerisinde de kalabilir, ötesine
Sözcüklerin kokusunu, derdini, derinliğini bilmeyenler de geçebilir. Bu son durumda, yeniden üretme söz
için nedir ki çeviri! konusudur artık. Elbette, ortaya çıkan ve eleştiriler
içeren metnin bir edebî değer taşıması koşuluyla.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi bir
çevirmenden beklenenler arasında sayılmamıştır? Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?
D) Hak ettiği ücreti alabilme C) Her metin, çözümü yazarında olan birtakım gizler
içerir.
E) Çalışmalarını titizlikle sürdürme
D) Okurun bir eser karşısındaki tutumu, birikimiyle
ilgilidir.
E) Bir metnin, okur tarafından değerlendirilebilmesi için
sanatsal nitelikler barındırması gerekir.
36. Beyaz Geceler Dostoyevski’nin en saf, en lirik kitabıdır.
Saflık kelimesiyle “karmaşık olmayan”ı kastediyorum.
Kitap sözü de okuyucuyu yanıltmasın: Dostoyevski
Beyaz Geceler’i bir gazetede yayımlanacak basit ve
coşkulu bir hikâye olarak tasarlamıştı. Hikâye saflık 38. Bir yanda, insanların yalnızca hırslarıyla büyüyebildiği,
ve yalınlığını, kahramanlarının hep aynı kumaştan ve kişisel reklam ve promosyon yöntemini
renkten yapılmasından alır. Onların sözlerine hemen benimsememişse görünmez olduğu, içindekini
inanırız. Önce inandıklarının, sonra tam tersine inanan saklayarak hayatta kaldığı bir dünya… Öbür yanda, her
tipik Dostoyevski kahramanları yok bu kitapta. Bu şeyi bir milyona (şimdiki bir TL) satan “bi milyoncu” gibi
bakımdan Beyaz Geceler Dostoyevski’nin en özel, hepimizin gününü kolaylaştıran, kalıcı olmasa bile her
en ayrıksı kitabı. Burada bizi etkileyen şey, kitabın ve gün bir yenisinin edinilebileceğine dair umut doğuran,
kahramanlarının bu saflığından gelen bir çeşit çocuksu küçük sevinçlere kaynaklık eden bir öykücü dükkânı…
dürüstlük ve bizi yormayan tavırlarından yansıyan bir Yazar böyle bir tablo çizmiş. Aslında öykücülük de bir tür
mutluluk duygusu. “bi milyonculuk” değil mi zaten: Çok satışlı, az kârlı,
küçük dertlere çare…
Bu parçada Beyaz Geceler’le ilgili olarak
aşağıdakilerin hangisinden söz edilmemiştir? Bu parçada, sözü edilen yazarın değindiği konular
arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Adının veriliş öyküsünden
A) Bazı tutkulara aşırı ölçüde bağlanarak değer ve
B) Kahramanlarının özelliklerinden önem kazanmaya çalışma
A) Açıklamaya başvurulmuştur.
C) Karşılaştırmaya başvurulmuştur.
D) Örneklemeden yararlanılmıştır.
E) Çıkarımda bulunulmuştur.
1. A
2. D
3. C
4. B
5. E
6. B
7. D
8. A
9. A
10. E
11. B
12. D
13. E
14. B
15. C
16. E
17. D
18. B
19. A
20. D
21. C
22. B
23. A
24. E
25. C
26. A
27. E
28. D
29. B
30. C
31. A
32. D
33. E
34. C
35. B
36. A
37. C
38. E
39. D
40. C
T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimizin yazılı izni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu ve
testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
2012 - YGS / TÜR TÜRKÇE TESTİ
1. Çevremdeki her şeyi izlerim. Otobüste, yolda, vapurda, 2. Bir yazara göre çocuk beyinleri aynı tornadan çıkmış
ilgimi çeken hiçbir durumu kaçırmam. Bunun gibi, din- küçük kaplara benzer, bunların ancak algılarla
lediğim bir şarkıdaki duygu, izlediğim bir filmdeki sahne, doldurulması gerekir. İşte bu yüzden onlara masal
zihnimde imgeye dönüşebilir. Tüm bu deneyimler, biri- anlatılmayacaktır. Hatta çiçek desenli halılar ya da
kimler, duygulanımlar sonucunda bakıyorsunuz ki kuşlu kelebekli tabaklarla fincanlar görmeleri de
sözcükler üzerinde düşünmeye, onlarla dans etmeye engellenecektir. Çünkü onlara göre çiçekler halılarda
başlamışsınız. Hatta sözcükleri yaşıyorsunuz, dahası yetişmez; kuşlarla kelebekler, tabaklara ve fincanlara
sözcüklerin iç evreninde bir yolculuğa çıkıyorsunuz. yapışıp kalmaz. Çocukların her şeyi dört işlem yoluyla
Sözcüğün melodisi, tınısı, kâğıda dökülürken çıkardığı değerlendirebilmeleri, yaşamları boyunca salt akıllarının
ses, büyük bir lezzet sunuyor. Sizin kattığınız duyguyla buyruğuna uyarak davranmaları sağlanacaktır böylece.
bambaşka bir zenginlik kazanıyor. Birer insan değil de ileride yararlı olmaları beklenen
robotlar sayılan çocuklara ancak gözle görülen, akılla
Bu parçada konuşan kişi altı çizili sözlerle, sözcük- kavranan olgular öğretilecektir. Yazar, bu yönteme göre
lere yönelik olarak neyi yaptığını belirtmiştir? yetiştirdiği çocukları bir tahta perdenin deliğinden sirk
gösterilerini izlerken yakalayınca neredeyse fenalık
A) Onların anlam katmanlarında dolaştığını geçirmiştir. Çünkü bu, akılla ve çarpım tablosuyla hiçbir
ilişkisi olmayan, şiir okumak kadar ayıp bir eğlencedir.
B) Anlatımını yalnızca dilin çevrimindekilerle sınır- Bu parçadaki altı çizili sözlerle anlatılmak istenenler
landırdığını arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
C) Ses özelliklerine, anlamdan daha çok önem A) Kişisel farklılığı yok sayma
verdiğini
D) Kullanıma yenilerini kattığını B) Gerçekler dünyasıyla sınırlı kalma
C) iş çıkarmak
2012 - YGS / TÜR
4.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde klasiklerle ilgili 7. (I) Mario Giordano’nun Deney adlı romanı ilk kez dili-
farklı bir düşünce dile getirilmiştir? mize çevrilmesine karşın sinemaseverler bu isme ya-
bancı değil. (II) Deney önce Das Experiment, ardından
da The Experiment adlarıyla iki kez sinemaya uyarlan-
mıştı. (III) Bu uyarlamalar, romanı kadar başarılı değilse
A) Söyledikleri, hiçbir dönemde tüketilmez. de ilki Alman, ikincisi Amerikan yapımı olan her iki film
de seyircilerin ilgisini çekmişti. (IV) Doğrusunu söyle-
mek gerekirse hikâyesi o kadar etkileyici ve sinemaya
B) Okurların dünyasında özgün ve değişmeyen bir yeri uyarlamaya o kadar elverişli ki bu filmlerin ilgi çekme-
vardır. mesi için yönetmenlerin özel bir beceriksizlik göster-
meleri gerekliydi. (V) Çünkü Deney otorite ve güç ara-
C) İnsan, yaşamının her döneminde onlarda kendini sındaki ilişkiyi, iktidarın doğasını ve büyüsünü, hapis-
bulur. hanenin işlevini, sonuç olarak da insanın karanlık yan-
D) Anlaşılıp kavranabilmesi özel bir çaba, özel bir larını sorgulayan bir roman.
okurluk donanımı gerektirir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde
E) Onları okumaktan alınan haz hiçbir zaman azalmaz. hem olumlu hem de olumsuz bir eleştiri söz konu-
sudur?
A) Anlatım B) Anlamdaşlık 8. (I) Tanpınar’ın yarım kalmış son romanı Ay’daki Kadın
bir rüyadan uyanışla başlar ve içinde “rüya” sözcüğünün
C) Özgünlük D) Öznellik geçtiği bir cümleyle yarıda kalır. (II) Kitapta en çok yine-
lenen sözcüktür rüya; roman da adını, edebiyatımızda
E) Biçem benzeri az bulunur bir mizahla kurulmuş eşsiz bir rüya-
dan alır. (III) Tanpınar’ın roman ve şiirlerini yakından
tanıyanlar için Ay’daki Kadın’ın baştan aşağı bir rüya dili
ve atmosferiyle kurulduğunu söylemek de şaşırtıcı ol-
mayacaktır. (IV) Ay’daki Kadın, daha ilk sayfasından
anlaşılacağı gibi okuyucuyu Tanpınar’ın o bilinen dün-
yasının hazlarına hemen götüren bir roman. (V) Öte
6. Yazar; karşıtlıkların üst üste yığıldığı, ucu açık, kesin bir
yandan, tamamlanmamış kitabın dünyası, çok belirgin
yargıya götürmeyen, tam bitmeyen metinleriyle, okuru
düzeltmeleriyle Tanpınar’ın kimi romancı sırlarını ve
düşüncelerin eşiğinde bırakıyor. kararsızlıklarını açığa vuran bir dünya.
Bu sözlere göre yazarın, okura yönelik olarak ger- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde
çekleştirmek istedikleri arasında aşağıdakilerden kişisel düşünceye yer verilmemiştir?
hangisi yoktur?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
A) Okuduklarını tamamlatıp onu bütünselliğe kavuş-
turtma
B) Düş gücünü geliştirme
D) Yorumlamaya yönlendirme
2012 - YGS / TÜR
9. (I) Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın 1940’ta yayımladığı, ikinci 11. Verdiği her uzun aranın ardından yeni albümüyle gönlü-
şiir kitabı olan Çocuk ve Allah okurla yeniden buluşu- müzü fethetmeyi başaran pop müziği sanatçısı, bu kez
yor. (II) Türk şiirinin dil ve yapı bütünlüğü bakımından eski şarkılarını yeniden yorumlayarak geçmişe bugünün
en sağlam yapıtlarından biri. (III) Bin yıllık Türk şiirinin penceresinden bakıyor ve dinleyiciyi yine oldukça
yüzyılımızdaki son halkası olarak varlığını koruyor. etkiliyor.
(IV) Şair; kitapta, insanın evrendeki yerini, doğanın gör-
kemi karşısındaki sarsılış ve duyuşlarını dile getiriyor. Bu cümlede aşağıdaki ses olaylarından hangisi
(V) Bunları çocuklara özgü bir düş gücüyle yansıtıyor. yoktur?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisin- D) IV. cümle, olumlu ve sıralı bir cümledir.
de ögelerin sıralanışı “Duvarın dibindeki kızı görünce
Harran Kalesi’nde bir akşamüstü karşılaştığım o esmer
kızın büyüleyici yüzünü anımsadım.” cümlesiyle E) V. cümle, yüklemi sürerlik fiiliyle oluşturulmuş girişik
aynıdır? bir cümledir.
2012 - YGS / TÜR
E) Sıfat tamlaması
az dile getiriyoruz. Büyük kalabalıklar içinde yaşayan Bu parçada ayraçlarla ( ) belirtilen yerlere aşağıda-
IV kilerin hangisinde verilen noktalama işaretleri sıra-
sıyla getirilmelidir?
“yalnız”ların sayısı günden güne artıyor böylece.
V A) (;) (.) (;) (:) (.) B) (,) (.) (;) (;) (.)
Bu parçadaki altı çizili sözcüklerle ilgili olarak
C) (,) (…) (,) (:) (!) D) (,) (…) (;) (,) (.)
aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
E) (;) (…) (;) (:) (!)
A) I. sözcük, yönelme durumu eki almış bir zamirdir.
2012 - YGS / TÜR
17. (I) Yetişme döneminde sevilmiş, kişiliğine saygı göste- 19. Doğu Karadeniz’in yaylalarını mutlaka görün. Kıyılarda
rilmiş, kendisiyle barışık bir insan değilseniz yaşamda hiç oyalanmadan kartpostallardaki kadar güzel orman-
karşılaşacağınız kimi güçlüklerin üstesinden gelemez- ların üzerindeki muhteşem yaylalara çıkın. Her biri öte-
siniz. (II) Yaşamda çirkin-güzel ikilemi, insanı kendisine kinden farklı olan yaylaların birinden ötekine yürüyün.
sürekli çekidüzen vermeye zorlayan bir yargılama ölçü- Ahşap yayla evlerinde konaklayıp yöresel yemeklerin
tü. (III) Çalışkanlığınız, yaratıcılığınız, iletişim beceriniz, tadına bakın. Yamaçlarda horon tepin; vadilere çökmüş,
sorumluluk bilinciniz, dürüstlüğünüz, içtenliğiniz, adalet denizi andıran sis bulutlarına karşı tembel tembel yatın.
duygunuz ikinci planda bırakılarak yalnızca bu çerçe-
vede değerlendirilmeye tabi tutuluyorsunuz. (IV) Bu du- Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
rumla karşılaşan bir insanın böylesi bir ölçütü yadsıması hangisi söylenemez?
ve kendini bedensel görünüşü dışındaki özelliklerle de
var etmeye çalışması, yadırganacak bir davranış sayıl- A) Betimleyici ögelere yer verilmiştir.
mamalı. (V) Bunları yaşayan birinin, bazı insanların sırf
doğuştan gelen özelliklerle öne çıkarılmasına tepkisi, B) Karşılaştırma yapılmıştır.
gerçekte kıskançlık değil, eşitlik isteğidir.
C) Benzetmeden yararlanılmıştır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır? D) Öneri nitelikli cümleler kullanılmıştır.
E) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
2012 - YGS / TÜR
21. Yazmaya yeni başlayanların ilk ürünlerini, kuşların ka- 22. ----. Örneğin Rubens, yüzünün güzelliğiyle övünç duy-
nat alıştırmasına benzetirim. İlk uçuşlarla, kanat alıştır- duğu küçük oğlunun resmini yaparken ona bizim de
malarıyla ilgili ne güzel belgeseller yapılmıştır. Bu bel- hayran kalmamızı bekliyordu. Elbette bu çok doğal bir
gesellerde yavru kuşlar uçma aşamasına gelince ilkin istekti. Ancak, bu türden konulara duyulan ilgi, ilk ba-
başlarını yuvalarından dışarı çıkarır, şöyle bir bakarlar kışta daha az çekici gelen konuları dışlamamıza yol
mavi boşluğa; uçma güdüleri uyanmıştır, cıvıldayıp açarak beğenimizi sınırlayabilir. Bunu aşmak için,
dururlar. Ama göze alamazlar uçmayı. Sonra annele- Albrecht Dürer’in annesinin yaşlı yüzünü resimlediği
rinin kılavuzluğu başlar; birlikte birkaç metreyi geçme- tabloda, gençlikten kaynaklanan güzellikten başka
yen kısa uçuşlar yapar, yuvaya dönerler. Bu belgesel- şeyler arama sabrını göstermemiz gerekli. Çünkü bu
lerde ilk uçuşlardan duyulan heyecandan, sevinçten de tablonun başarısı, konu aldığı figürün yüzündeki güzel-
söz edilir. Cıvıldaşmalar, cıvıldaşmaların tınısındaki likten gelmez. Nitekim tabloyu sevdiren, yüzdeki güzel-
değişmeler örnek gösterilir buna. Yazar, şair adayları liğin önüne geçecek kadar etkili olmuş ifadedir.
için de gerçekten böyledir bu. İlk ürününü basılı gör-
mekten duyulan sevince sınır çizilemez. Sıradan bir Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağı-
benzetme olacak ama tay tay duran, ardından ilk adı- dakilerden hangisi getirilebilir?
mını atan çocukların duydukları bir sevinç vardır ya tıpkı
ona benzer.
A) Sanatçı, genellikle yarattığı tablolarda insanların
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi gerçek hayatta görmekten hoşlandıkları şeyleri
yoktur? yansıtmak ister
2012 - YGS / TÜR
23. İnsanın sanatsal çalışmalarının tümüne, bir arama ve 24. Yazar, kitaptaki resimler ve ilginç bilgilerle okuyucuyu,
bulma çabası olarak bakılabilir. Ya da bunlar, hayatı ve Eski Yunan ve Roma Uygarlıklarına uzanan bir zaman
bu hayatın içinde insanın kendi yerini anlama ve anlam- yolculuğuna çıkarıyor. Rengârenk, parlak sayfalar ara-
landırma uğraşı olarak görülebilir. Bu çaba, ilk insandan sında gidip geldikçe ve biraz da hayal gücünüzü kullan-
bugüne değin farklı amaçlar ardında, farklı açılımlar, bi- dığınızda kendinizi Eski Mısır’da “papirüs” terliklerle
çimler ve yöntemlerle serpilip gelişmiştir. Yüzlerce yıllık gezerken ya da Roma’da “toga” giymiş olarak bulmanız
serüveni boyunca, hem tarihsel dönemler, toplumsal ve mümkün. Toga nasıl giyiliyor diye endişeleniyorsanız
siyasal koşullarca biçimlendirilmiş hem de onları biçim- merak etmeyin kitapta o da yazıyor. Kitabı okuduğu-
lendirmiştir. Buradan bakıldığında ----. nuzda Antik Çağ ile şimdiki yaşantınız arasında öyle bir
köprü kuracaksınız ki hem kendi yaşantınızdaki ögeleri
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağı- Antik Çağlarda hem de Antik Çağlardaki yaşantılarda
dakilerden hangisi getirilebilir? kendinizi bulacaksınız.
A) sanatın, insanı doğa ve toplumla olan çatışmalarıyla Bu parçada sözü edilen kitabın asıl özelliği aşağıda-
yansıtma işlevini yerine getirmesinin gerekliliği orta- kilerden hangisidir?
ya çıkar
A) Görsellik yönünden etkileyici bir nitelik taşıma
B) sanat yapıtlarında işlenen toplumsal özlemlerin
gerçekleşip gerçekleşmeyeceği de açıklık kazanır
B) Tarihsel bilgileri, ortaya çıktığı dönem içinde
yargılama
C) sanatla toplumsal fayda arasında bir seçim yapma-
nın zorluğu daha iyi anlaşılabilir C) Okuyucuda, anlatılanları yaşıyormuş duygusu
uyandırma
D) sanatın, insanın kişilik özelliklerini boyutlandırıp D) Çok eski yaşam biçimlerini karşılaştırarak anlatma
geliştirdiği söylenebilir
E) Okuyanların belirli bir düşüncede yoğunlaşmasını
E) bir toplumun sanatıyla o toplumun yaşamının birbi- sağlama
riyle etkileşim içinde olduğu yargısına ulaşılabilir
2012 - YGS / TÜR
26. Sanatçı, yaşama ilişkin bilgi edinme yükümlülüğü altın- 27. 10 ciltlik Seyahatname, Evliya Çelebi’nin 40 yıllık
dadır. Bu demektir ki yaşadığı zaman diliminde olup seyahatlerinde aldığı notlardan oluşuyor. Doğudan
bitenlere kaç numaralı camlar gerekiyorsa o camların batıya, kuzeyden güneye 17. yy. Osmanlı ülkesini
takılı olduğu gözlüklerle bakmalıdır. Bu zorunluluğun anlatıyor. Yazarın son derece renkli ve sıra dışı kişiliği
bilincine varamayan bir sanatçı, gerçek dünyayı ya bu- nedeniyle yapıt, hem tarih hem filoloji dalları hem de
lanık görecek ya da hiç göremeyecektir. edebiyat açısından taşıdığı önem dolayısıyla bir dünya
klasiği sayılıyor. Ne var ki yine aynı nedenle yapıtın
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada belirtilenleri “yazma”dan basıma geçiş evresi de zorluklar içeriyor.
destekler niteliktedir? Çünkü günümüzde onu “doğru okumak” da doğru
anlamak da başlı başına bir uzmanlık işi. Evliya Çelebi
A) Avrupa tiyatrosunda natüralizm öncesi dönemde, gerek gördüğü fakat dilde bulunmayan, okuyanın
yeni biçim ve üslupların denenmesine karşın artık kolayca kavrayamayacağı sözcükleri yaratan, tanık
çok değişen dünya, eski ölçütlere göre algılandığı olduklarını kendi algılayışına göre değiştirip büyüterek
için bir büyük bunalımın içine düşülmüştü. yansıtan bir kişi. Bu yüzden önce onun dilinin şifrelerini
çözmek, kişilik özellikleriyle tanışmak ve düşünce
B) James Joyce’un Ulysses örneğinde olduğu gibi pek yapısını öğrenmek gerekiyor.
çok yazar okunmak için değil, ünlü olmak ve ince-
lenmek için yazıyor. Evliya Çelebi’yi anlayabilmek için onun
D) Franz Kafka’nın yüz yıl sonra da ününü koruyup IV. karşılaştığı olayları anlatması
geleceğe kalacağını öngörmek için onun yaşadığı özelliklerinden hangileri nedeniyle özel bir donanım
zamanın şartlarını göz önünde bulundurmaya gerek
gereklidir?
yoktur.
A) I. ve II. B) I. ve III. C) I. ve IV.
E) Bir yazar, anlatacaklarını değiştirmeden olduğu gibi
dile getirirse yazar değil, gazeteci ya da politikacı
olur. D) II. ve IV. E) III. ve IV.
2012 - YGS / TÜR
28. Bir dizi röportajdan oluşan bu kitapta, yazarlara yönelti- 30. Bir yazar, kendisiyle söyleştiği bir yazısında şöyle diyor:
len sorular yalnızca girişte veriliyor. Daha sonra röportaj “Her yaş döneminin insanı ayrıdır. Yirmili yaşların insa-
yapılan yazarın cevaplarına geçiliyor. Bu, belki okuyu- nıyla ellinin, altmışın, yetmişin hele seksenin, doksanın
cuyla aracısız bir sohbet duygusu yaratma açısından insanı aynı insan mıdır?” Aynı olur mu hiç? Değişim salt
güzel bir yol ama kimi yerlerde boşluklar oluşuyor. Ko- fiziksel özelliklerimizi değil, asıl iç dünyamızı kuşatıyor.
nunun nereden, nasıl başladığı noktası havada kalabi- Bakıyorum bir zamanlar hiç umursamadığım olaylar,
liyor. İki paragraf arasında karşınıza çıkan bu boşluklar, haberler şimdi derinlemesine etkiliyor beni. Yargılayıcı,
okurken irkilmenize neden olabiliyor. Bazen de elinizde eleştirel bir açıdan bakıyorum her şeye. İster istemez
olmadan aradaki eksik soruyu içinizden tekrarlarken sorunların sarmalında buluyorum kendimi. Öfkeleniyor,
buluyorsunuz kendinizi. üzülüyorum. Dinginliğimi yitirdiğim, içimin allak bullak
olduğu böyle anlarda çevremdekiler de yatıştıramıyor
Bu parçada sözü edilen röportajlarda soruların baş- beni; tutunacak bir dal, sığınacak bir yer arıyorum.
ta toplu olarak verilmesi, okurlar açısından aşağıda- Çözüm aradıkça, şiire ya da romana sığınmanın daha
kilerden hangisini ortaya çıkarmamıştır? iyi geldiğini düşünüyorum.
2012 - YGS / TÜR
31. Umberto Eco’nun Genç Bir Romancının İtirafları adlı 32. Günümüzde “paranın ve hızlı şöhret hırsının” tutsağı
deneme kitabı yayımlandı. “Genç romancı” nitelemesini olan kimi yazarlar, yazmaya başlamadan önce kendile-
kendisi için kullanıyordu Eco. İlk romanı Gülün Adı ya- rince bir tür piyasa araştırması yapıyorlar. İlkin yayımcı-
yımlandığında 50’sine bastığı düşünülürse edebiyat lara uğruyor, onların nabzını tutuyorlar. Hangi türden
ölçeğinden bakıldığında yaşı 30’larda olmalıydı. José yapıtlar istendiğini doğrudan ya da dolaylı bir biçimde
Saramago’nun yeni yayımlanan Kabil’i üzerine yazarken öğrenmeye çalışıyorlar. Kafalarındaki anahtar soru şu:
Eco’nun bu muzip kitabı geldi aklıma. Eco’nun ironisin- “Ne yazarsam yayımcılar hemen basar, daha çok para,
den hareketle, yazar olarak tanınmasını 1988’de 66 ya- daha çok ün kazandırır bana?” Bu soru konusal bir
şındayken yayımlanan Baltasar ve Blimunda’ya borçlu arayışa yönlendiriyor onları. Yığınların ilgisini kamçıla-
olan Saramago da genç sayılabilirdi. 20. yy. edebiya- yacak moda konularda yoğunlaşıyorlar. Daha sonra da
tının bu iki büyük yazarı arasındaki benzerlik yalnızca yazmayı tasarladıkları yapıtlar beyinlerinin kovuğunda
“gençliklerinden” kaynaklanmıyor; resmî gerçekleri sor- çimlenmeden duyuru çalışmaları başlıyor. Yapıtları
gulayan yapıtlarındaki düş gücü, derinlik ve ironi de bir- kitapçı sergenlerinde göründükten sonra sıra “tanıtım
leştiriyor onları. seferberliğine” geliyor. Bu yazar, koltuğunun altında
yeni kitabı, bir kanaldan ötekine dolaşıp duruyor. Övgü-
Bu parçada sözü edilen iki yazarla ilgili olarak cüleri de önceden saptanmış köpüklü sorularla, yapıtı
aşağıdakilerden hangisi söylenemez? değerlendirmeye kalkıyorlar.
A) Alaycı ve yergiye dayanan bir tutum izlemişlerdir. Bu parçada tanıtılan yazar tipinden yola çıkıldığında
nitelikli bir yazarla ilgili olarak aşağıdakilerin hangi-
sine ulaşılamaz?
B) Yüzeysel anlatımdan kaçınmışlardır.
A) Kendi yaratma gücüne inandığına
C) Yaşananları eleştirel bir yaklaşımla ele almışlardır.
B) Estetik kaygıları ön planda tuttuğuna
2012 - YGS / TÜR
33. Yaşamdan yola çıkmayan, sığ, okuma tembelliğine yol 35. Yazınsal metinlerle beslenmek, iyi bir gazete metni yaz-
açan, yaratma cesaretinden yoksun ve ders veren anla- manın olmazsa olmazlarındandır. Bu, cinayet haberi
tılar, romansal düşüncenin askıya alındığı ucuz bir bildi- yazan polis muhabiri için de geçerlidir, köşe yazarı için
ricilik durumundan öteye geçemez. Bu anlatılar; insanı, de. Gazetecilerin iyi bir şiir, roman, öykü okuru olmaları
onun acılarını, çelişkilerini derinlik ve incelikle yansıtıp bana göre, zorunludan da öte. Ben gazete yazılarımda
dile getirmeyi kesinlikle başaramaz. Bu yüzden her nite- önce anlaşılır olmaya çalışırım. Sonra, işlediğim konuda
likli gerçek yazınsal yapıt, özellikle kişinin varoluşsal öncelikle belli bir noktayı vurgularım ki okuyanlar onda
hâllerini anlatmalı. Böyle bir anlatımdan yoksunsa o, yeni bir bakış açısı bulabilsin. Ne yazık ki bunu, lafa
gerçek bir yapıt sayılamaz. boğmadan yapabilmek sanıldığından çok daha zor. Ba-
zen altı satırlık bir yazı için günlerce araştırma yaptığı-
Bu parçadan kimi yazınsal yapıtlarla ilgili olarak mı, onlarca insanla konuştuğumu bilirim. Yine benim
aşağıdakilerin hangisine varılamaz? gazete yazılarımın olmazsa olmazlarından biri de say-
damlıktır. Kötüye kötü, iyiye iyi diyemediğim tek bir
A) Öğreticilikten uzak olmalıdır. yazım bile yok. Çünkü gazete yazıları gerek biçemiyle
gerek içeriğiyle mutlaka “gerçek” olmak zorunda.
B) İnsan yaşamını değişik boyutlarıyla kuşatmalıdır. Böyle diyen bir gazeteciyle ilgili olarak aşağıdaki-
lerin hangisine varılamaz?
C) Anlatıcı kendini gizlemelidir.
A) Sanatsal yapıtları okumanın gerekliliğine inandığına
D) Yaşananlara yeni biçimler kazandıran sanatsal bir
doku taşımalıdır. B) Yazdıklarının kısa ve açık olduğuna
E) Okuyanı düşündüren, etkileyici bir söylemle
biçimlendirilmelidir. C) Söylemek istediğini kendine özgü bir yaklaşımla
işlediğine
D) Yazacaklarını bir ön değerlendirmeden geçirdiğine
34. Sözcükler asi, uysal, renkli, soluk, yaramaz, çığırtkan ve E) Okuyucularını kendisiyle özdeşleştirmek istediğine
sevecen olabilirler ama her zaman çok değişkendirler.
Taşıdıkları yalın anlamın ötesine geçip bambaşka şey-
ler söyleyebiliyorlar; diziliş sıralarına göre farklı çağrı-
şımlar yaratıyor, oturdukları yeri beğenmiyorlar bazen,
dikkat etmezsem susmaları gereken yerde sızlanıyorlar.
Onları kullanırken ince eleyip sık dokuyorum. Eğip bü-
küyor, kesip biçiyorum. Güldüklerini, ağladıklarını duyu-
yorum ama onlarla uğraşmaktan yılmıyorum. En başına
buyruk sözcükler elimin altında, dilimin ucunda, beyni-
min içinde ama büsbütün ele geçiremiyorum onları. On-
ların sahibi olabilmek için yıllardır uğraşıyorum.
2012 - YGS / TÜR
36. Yaşam, gittikçe yoruyor hepimizi. Bu da zamanın ge- 38. Neden şiir yazar ki insan? Havasızlıktan boğulmak
rektiği gibi kullanılmamasından kaynaklanıyor. Öyle ki üzere olan evrende nefes alabilmek, var olabilmek,
zamanında söylenmeyen her söz ve alınmayan her elinde iyi-kötü ne varsa dökebilmek için mi eteklerine?
tavır, saatinde kalkmayan her otobüs gittikçe yoruyor İç dünyasının dışarıyla olan kavgasında anlaşılabilir
insanı. Her şey zamanında yapılsa, her söz zamanında olma derdi midir kendini kanıtlamak ya da kanatmak?
söylense, her tavır zamanında alınsa, otobüsler tam Şairler, görünenin ardındaki gizemleri ortaya çıkararak
zamanında kalksa yine de yorulur muyduk yaşamak- bize rehberlik mi ederler?
tan? Zaman ilerledikçe mi aklımız eriyor? Aklımız
erdikçe mi yoruluyoruz yoksa? Yoruldukça durağan- Bu sözleri söyleyen kişiye göre şairlerin yazma
laşıyor, heyecanımızı mı yitiriyoruz? Şurası bir gerçek nedenleri arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
ki direnme gücünü yitiren insan yaşamda gözlemlediği
çirkinliklere karşı koyamaz. A) Yaşamın bunaltıcılığından sıyrılma
Bu sözleri söyleyen kişiden aşağıdakilerin hangisi
beklenemez? B) Kendini, anlatarak ortaya koyma
D) Düzensizlikten yakınma
E) Yaşamın, ayrımına varılmayan yönlerini duyum-
E) İçinde bulunduğu durumları yorumlama satma
2012 - YGS / TÜR
40. Çehov’un çocukluk ve ilk gençlik yıllarında yaşadığı ağır
koşullara, serinkanlı duruşuna rağmen karşılaştığı her
trajik durum ve olguyu alaycı bir dille yansıtması, ince-
lenmeye hâlâ muhtaçtır. Tolstoy’un diliyle söylersek
Çehov, özellikle izlenimci yanıyla, çağdaşları, öncülleri,
ardılları arasında öne çıkar: “Çehov bir sanatçı olarak
önceki Rus yazarlarla Turgenyev, Dostoyevski veya
benimle karşılaştırılamaz. Çehov’un kendi biçemi var.
Bakarsınız, adam hiçbir seçim yapmadan eline hangi
boya geçerse onu gelişigüzel sürüyor. Bu boyalar
arasında hiçbir ilgi yokmuş gibi görünüyor. Ama bir de
geri çekilip bakıyorsunuz ki ne göresiniz! Karşınızda
parlak, büyüleyici bir tablo duruyor.”
B) Kahramanlarının iç dünyasına
C) Anlatım niteliklerine
D) Kişisel özelliğine
E) Yaratıcı gücüne
13
1 NİSAN 2012
YÜKSEKÖĞRETİME GEÇİŞ SINAVI (YGS)
TÜRKÇE TESTİ
1. A
2. E
3. D
4. D
5. B
6. E
7. C
8. A
9. C
10. B
11. D
12. E
13. A
14. E
15. B
16. C
17. A
18. B
19. E
20. D
21. E
22. A
23. E
24. C
25. D
26. A
27. B
28. E
29. B
30. A
31. E
32. D
33. C
34. A
35. E
36. B
37. C
38. D
39. A
40. B
T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimizin yazılı izni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu ve
testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
TÜRKÇE TESTİ
1. Yahya Kemal’i ve Nazım Hikmet’i ayrı tutarsak küçük 3. Bir sanatçımız şöyle diyor: “Dergiler, edebiyatın yeral-
mutluluklar Türk şiirine Garip döneminde bir uğrayıp tı haritasıdır.” Nitekim bu dergilerde ilk ürünleri yayım-
geçmiştir, diyebiliriz. Biraz Ziya Osman, çok az Cahit lanan genç şairlerin çoğu, bir süre sonra çalışmalarını
Sıtkı… Onun dışında “Hüzün ki en çok yakışandır bi- kitaplaştırarak şairliklerinin ilk kilometre taşlarını ko-
ze.” anlayışı egemendir. Cemal Süreya’nın, Garip- yarlar.
çilerin izine basarak yürüdüğü kimi şiirlerinde de bu
anlayışın yansımalarını görürüz. Ne var ki onun şiirle- Bu parçada geçen “edebiyatın yeraltı haritası olma”
rinde genel olarak ince bir hüzün söz konusudur. sözüyle, dergilerin hangi özelliği belirtilmek isten-
miştir?
Bu parçada geçen “izine basarak yürüme” sözüyle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sanatçıları, farklı algılama kalıpları içinde düşün-
M
dürme
A) Herkesçe anlaşılmama
B) Gizli yeteneklerin gün ışığına çıkmasına olanak
B) Yeni biçimler arama sağlama
C) Yazarları, yeni yazınsal türlere yönlendirme
C) Kalıcı olmayı amaçlama
5. Aşağıdakilerin hangisinde verilen cümle, ayraç 7. (I) Yaşadığı dönemin şiir anlayışından uzaklaşarak
içindeki sözün anlamını içermemektedir? uçlarda dolaşan, alışılmadık bağdaştırmaları ve imge-
leriyle zaman zaman, bilinen söylemin dışına taşan
şair, sürekli yenilikler peşinde koşmuştur. (II) Karşı-
A) Öykünüzdeki bilinmeyenlerden kurtulmak için öy- laştığı insanlık durumlarına yeni duygu ve anlamlar
küdeki kadının kim olduğunu, nasıl bir yaşam yükleyerek onları yeniden yazmıştır. (III) Şiirlerini
sürdüğünü, ne iş yaptığını görünür kılın. (belir- oluştururken boş alanlar bırakmış, uzun dizeleri kır-
ginlik kazandırmak) mıştır. (IV) Şiirde bir yenilik gerçekleştirmek için dilin
yerleşik söz değerlerini olduğu gibi kullanmaktan ka-
B) Sizin yaptığınız gibi, bir dönemi küçük bir öyküye çınmış, dili yeniden kurmaya yönelmiştir. (V) Şiirle-
sığdırmak herkesin üstesinden gelebileceği bir iş rinin çoğunda, çok anlamlı sözcükler kullanarak deği-
değildir. (zorluğu yenmek) şik çağrışımlar uyandırmıştır.
M
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Bu cümlede boş bırakılan yere düşüncenin akışı- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangile-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? ri anlamca birbirine en yakındır?
9. (I) Berna Moran’ın deyişiyle “huzursuzluğun romanı”, 11. Şairler arasında öteden beri süregelen açık ya da giz-
Fethi Naci’ye göre de “Türkçenin en güzel aşk roma- li bir yarış vardır. Oysa aynı gözeden su içen, aynı
nı” olan Huzur’un yayımlanışının üzerinden yaklaşık güneş altında ısınan, aynı ağacın gölgesinde oturan
elli yıl geçti. (II) Bu romanda olaylar, bir ağustos günü insanlardır onlar. Birbirlerine, sanıldığından daha çok
başlar ve radyodan İkinci Dünya Savaşı’nın başladı- ihtiyaçları vardır. Ölmüş şairlerle, onların anıları üze-
ğını haber veren bir anonsla biter. (III) Her ne kadar rinde yaşatılan dostluklar da dâhildir buna. ----? Kıs-
ilk bakışta aşk romanı gibi görünse de günahın ve ka- kanmalar, görmezden gelmeler, kara çalmalar… Neyi
vuşmanın değil, Doğu’yla Batı’nın, huzursuzluğun, paylaşamazlar? Herkesin kabı kendine göredir, ala-
zaman ve müziğin romanı olarak kabul edilir. (IV) Hu- cağı su miktarı bellidir oysa. Paylaşmanın, el ele ve-
zur, hiçbir zaman Madam Bovary’nin yarattığı etkiye rerek yaratacakları eleştiri ortamının sağlayacağı ya-
benzer bir etki yaratmamıştır. (V) Madam Bovary gibi rarlar üstünde durmak ve bunu geliştirmek varken ne-
can sıkıcı taşranın romanı değildir Huzur; tam tersine dir bu yok edici yarış?
çok eski, çok köklü bir kentin, İstanbul’un, Boğazi-
çi’nin romanıdır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı-
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
M
de değerlendirme söz konusu değildir? A) Oysa her şair, şiirini kendi yaşam serüveninden
çıkarmaz mı
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
B) Bunu bilmelerine karşın nedir bu sevgisizlik şair-
ler arasında
C) Şairler arasındaki bütün bu çatışmalar gerçekte
şiirimizin tematik haritasını daraltır mı
D) Öyleyse neden şiirin kolaya kaçma sanatı olduğu
izlenimi yaratılıyor
10. (I) Günümüzde, yeni yetişen genç yazarlar kendinden E) Şairler, birbirlerini değerlendirirken şiirsel ölçütler
öncekileri tanımadıkları, okumadıkları için bir eksiklik kullanırlar mı
SY
duymuyor sanki. (II) Bunlar deneyimli, usta yazarların
önünde yaprak gibi titremiyor artık, kendine çok güve-
niyor. (III) Bununla birlikte yapıtları ilgiyle karşılanan,
geniş okur kitlelerine seslenen sanatçının çok iyi ya-
zar olduğu yanılgısına düşüyor. (IV) Yeni kuşağın “Ne
olacaksa çabucak olsun.” düşüncesinden doğan bu
gözü kara yarış, bence oldukça tehlikeli. (V) Çünkü
bu, bireyciliğin, “ben ben”ciliğin egemenliği anlamına
gelir.
12. Sokrates’ten önceki ilk Batılı filozoflar, geçmişten iki 13. Türküler, şiirler iç dünyamızın sesi olarak yazılmış ol-
büyük kopuşu aynı anda gerçekleştirdiler. İlk önce, salar da bizden çıktıkları anda topluma mal olmuştur
kendi akıllarını kullanarak dünyayı anlamaya çalıştı- artık. Yalnız topluma mal olmakla kalsa iyi. Yerelden
lar. Bu tek başına, tümüyle yeni bir şeydi ve insanın ulusala, ulusaldan evrensele bir değişme ve gelişme
gelişmesinde en önemli köşe taşlarından birini oluş- çizgisi izleyerek bütün insanlığın ortak değeri hâline
turdu. Aynı zamanda insanlara, akıllarını nasıl kulla- gelir. Örneğin Yunus Emre’nin şiirlerinde yansıtılan
nacaklarını ve kendi başlarına nasıl düşüneceklerini duygular salt bize mi özgüdür? Neruda, yalnızca Şi-
de öğrettiler. ----. Onlar bilgi birikimlerini olduğu gibi li’nin acılarını yansıtmıştır, deyip dışlayabilir miyiz onu?
öğrencilerine aktarmak yerine, onları tartışmaya, Acısı acımız olmuştur, halkı da halkımız. Kısaca ----.
düşünce alışverişinde bulunmaya, kendi düşüncele-
rini ileri sürmeye ve savlarını kanıtlamaya özendiren Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
öğretmenlerdi. aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
M
A) Ayrıca insanın düşünce yapısını çözmeye çalış-
tılar, gözleme ve deneye dayanan psikoloji bilimi- B) sanatçı, ortaya koyduğu ürünlerin hangi özellikle-
nin temellerini de attılar ri taşıyacağını önceden saptamalıdır
B) Düşünce tarihinde bu yaklaşımlar, çok büyük tar-
tışmalara konu oldu C) sanatçı, yapıtını yaratırken bilinçli olarak ona ulu-
sal niteliklerin dışına taşan yeni boyutlar kazan-
dırır
C) Dolayısıyla, öğrencilerinin de kendileriyle tıpatıp
aynı düşüncede olmasını beklemediler D) her birimiz, yaşadığımız bölgenin rengini, doku-
sunu, çizgisini yansıtan türkülerden ve şiirlerden
hoşlanırız
D) Bu tutum, günümüz düşünce dünyasında da var-
SY
lığını sürdürmektedir E) türküler, şiirler özünde kendi coğrafyalarının izle-
rini taşısalar da sanatsal dilin içerdiği insansal özle
bütün insanlığın ortak yaratısıdır
E) İnsanlığın zihinsel serüveninde ortaya çıkan bu iki
yöntem birbirini etkileyen bir gelişim süreci iz-
lemiştir
Ö
14. Gerek edebiyat dergilerinde gerekse gazetelerin sa- 15. Yayınevlerinin tercihi her zaman romandan yana ol-
nat-edebiyat sayfalarında yer alan söyleşilerde, ne- muştur. Yalnız bizde değil, dünyada da böyle. Öykü-
dense hep aynı konular konuşuluyor ve bundan bir ler ise daha çok dergilerde varlıklarını sürdürüyor.
türlü vazgeçilmiyor. Bir yazarın yeni bir romanı mı Öykü kitabı yayımlamakta direnen genç yeteneklere
çıkmış, sorusu hemen hazır: “Bu yapıtınızı yazarken olanak sağlayan yayınevleri - neyse ki - var. Şu da bir
neyi amaçladınız?” ya da “Yapıtınız yaşadıklarınız- gerçek ki beş altı yıldır durağan bir ortamda kendini
dan izler taşıyor mu?” Cevaplar da üç aşağı beş yu- yineliyor öykü ama yenileyemiyor. Bu nereye kadar
karı aynı düşünceler etrafında dönüyor. Peki neden sürer, kestirmek güç; ardından bir yükselişin, belki de
bu sınırlılık? Bence bu, yazardan değil, soruyu so- sıçramanın yaşanacağı kesin.
randan kaynaklanıyor. Çünkü söyleşilerde asıl yön-
lendirici, soruyu sorandır. Bu nedenle sanatçının dü- Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
şünce üreterek sanatını geliştirmesinde ve yapıtları- olarak söylenmiş olabilir?
nın değerlendirilmesinde ona sorulacak soruların
önemli bir payı vardır. ----.
A) Öykücülerin soyut konulara ağırlık verişini neye
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre bağlıyorsunuz?
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
M
B) Yayınevleri öykü seçiminde hangi ölçütlere bağlı
kalıyor?
A) Bütün bunlara bakarak eleştirel yaklaşımın ne
C) Genç yazarları öykü yazmaya yönlendirmek için
denli önemli olduğunu söylemek hiç de yanlış ol-
neler yapılabilir?
maz
D) Türk edebiyatında romanın yükselişi karşısında
B) Bu sorun bence temelde birbirini izleyen aynı öykünün konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
nitelikteki durumların art arda sıralanmasından
doğuyor E) Roman türündeki kalıplaşmaya gidiş konusunda
ne düşünüyorsunuz?
C) Hangi yazara sorarsanız sorun, hepsi kendine
özgü yazma yöntemlerinin olduğunu söyleyecek-
tir
SY
D) Üstelik yapıtın niteliğini yazarın donanımı belirler
ve bunun üzerine söylenebilecek çok söz vardır 16. Modayı sevmem. Örneğin herkesin aynı anda, aynı
şeyleri giymesi, bana nedense ters gelir. Benim pus-
lu, gözlerden uzak ve reklamı çok yapılmamış olan
E) Kısaca hem eleştirmenlerin hem de sanatçılarla hoşuma gider her zaman. Çünkü yönlendirilmeyi de-
söyleşi yapanların, her düzeyden insanın ilgisini ğil, özgürce keşfetmeyi severim. Bilinçaltıma baskı
çekecek nitelikte sorular sorması gerekiyor yapılmasını istemem.
17. Ödüller, genç bir şairin adının altı fosforlu bir kalemle 19. İnsanlar, toplu hâlde yaşama gereksinimi duyarlar.
çizilerek şiirlerinin tanınmasına olanak sağlıyorsa az Bunun için herkesin üzerinde anlaştığı, gittikçe yay-
şey mi bu? Ya da usta bir şairin, şiire verdiği emeğin gınlaşan ortak bir değerler sistemi gerekir. İşte ahlak,
ödülle taçlandırılmasının ne sakıncası olabilir ki? Üs- bu türden bir değerler sistemidir. Toplumda çekişen
telik şiir kitaplarının hemen hemen hiç satılmadığı, ve çatışan tarafların hiçbir ortak yanı kalmadığı du-
dolayısıyla kitapçıların, bu kitapları raflarına koymaya rumlarda bile birleştirici bir güç durumundadır. Ör-
yanaşmadığı ve dağıtımcıların, “şiir” sözcüğünü duy- neğin, dürüstlüğü değil de yalancılığı ya da sahte-
duğunda yüzlerini buruşturduğu günümüzde… Şiirin kârlığı kimse öneremiyor. Sadakat yerine ihanet, ada-
bu konumuna gönlü razı olmayan şairlerin verdiği let yerine haksızlık değerli gösterilemiyor. Çünkü ah-
emekleri, bütün şiirseverlerin takdirle karşılaması ge- lak, bir insan topluluğunun, üzerinde birleştiği ortak
rektiği kanısındayım. paydayı oluşturuyor.
Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden ya- Bu parçadan ahlakla ilgili olarak aşağıdakilerin
kınmaktadır? hangisi çıkarılabilir?
M
B) Ödüllerin gelişigüzel dağıtılmasından B) Davranışları ve ilişkileri düzenleyen ana kurallar
olduğu
C) Günümüzde değer yargılarının değişmesinden C) İlkelerinin kişiden kişiye değişen, göreceli bir ni-
telik taşıdığı
D) Genç şairlerin ödül alınca ustalaştıklarına inan- D) Toplumdan topluma farklı özellikler taşıdığı
malarından
E) Sanatçıların, yaratılarını oluştururken gerekli E) Yasaların öngördüğü yaptırımları içerdiği
özeni göstermeyişlerinden
SY
18. Don Kişot ve Don Kişotluk üstüne şimdiye değin cilt-
ler dolusu yazı yazıldı ve hâlâ yazılıyor. Ünlü bir filo-
zof, “İnsan bu yapıtı hayatında üç kez okumalıdır:
Duyguların hemen kolaylıkla harekete geçtiği genç-
likte, mantığın egemen olmaya başladığı orta yaşta,
her şeye felsefe açısından bakıldığı yaşlılıkta.” diyor.
Bu sözleriyle yapıtın klasik bir yapısının olduğunu be-
lirtiyor.
20. Yirminci yüzyılın ikinci yarısından bu yana nostalji, 21. Bir zamanlar edebiyatın gücüne, bir şeyleri değiştire-
başka bir deyişle eskiye duyulan özlem gittikçe yay- bileceğine inanırdım. Benim için edebiyat, yaşam bo-
gınlaşıyor. Bu, bir bakıma insanların yaşamlarından yu temiz kalmanın, vicdani ve ahlaki çürümeye karşı
giderek daha fazla yakındıklarının bir göstergesi. Ar- durmanın göstergelerinden biriydi. Yıllarım, bu inan-
tık her kuşak yaşamın daha az mekanik, doğallığın cın etkisiyle gelişen bir tutkunun peşinden koşmakla
daha yaygın olduğu bir dönemi özlüyor. Bu özlem hiç geçti. Ama artık kabul edelim, bugünün insanı sözün
bitmeyecek gibi görünüyor. Çünkü teknolojik geliş- değerini bilmiyor. Okumayı sevdiğini söylüyor ama iyi
meler yaşamı kolaylaştırdığı ölçüde daraltıyor da. Bu romanlardan, öykülerden, gerçek şiirden habersiz.
yüzden günümüz insanı gözlerini geçmişe çeviriyor. Ömrünü edebiyata vermiş, köşesinde sessiz sessiz
Söz gelimi eski trenler böyle miydi, diye başlıyor, in- yaşayan gerçek yazarlara sırtını dönmüş. Yalnızca,
sanların atlı arabalarla yolculuk ettikleri günlere kadar yapıtları çok sattığı için kimi yazarların önünde uzun
gidiyor. kuyruklar oluştururken edebiyatın insanı çağırdığı o
gerçek dünyayı aşındırdığının farkında bile değil. Pe-
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir? ki, o zaman edebiyat ne işe yarıyor? Söylemesi zor
ama edebiyat bugün, yaratıları ilgi görmeyen üç beş
A) kişinin sığındığı, kuşatılmış bir kale.
İçinde bulunduğumuz koşulların geçmişi güzel-
M
leştiren çağrışımlar yarattığı Aşağıdakilerden hangisi edebiyatla ilgili olarak bu
B) İnsanlar arasındaki içtenlikli ilişkilerin yitip gittiği parçada yakınılan durumlardan biri değildir?
22. Çocukluğumuzda kaç kez duyduk kim bilir: “Çok oku- 23. Benim ansiklopediyle tanışmam, ortaokulda ödev
yan mı bilir, çok gezen mi?” Cevaptan çok, sorunun yapmak için kütüphaneye gittiğim günlere rastlar. Bir
kendisi önemliydi sanki. Ortada derin bir ikilem var- ansiklopediye sahip olmak o yıllarda, hayal edilemez
mış gibi ciddiyetle yöneltilirdi soru. Her seferinde bir şeydi. O, ancak bir kütüphanede bulunur ve belli
“Çok okuyan!” dememiz beklenirdi. Galiba ilköğ- bir süreliğine alınıp bakılabilir, dokunulabilir bir nes-
retimdeki öğretmenlerimiz, okuma sevgimizi böyle ar- neydi. Kocaman cüssesiyle bir ansiklopediyi kucakla-
tırmaya çalışırdı. Çok okumakla çok gezmek asla yan mak, sayfalarını karıştırmak, bir maddeyi arayıp bul-
yana gelemezmiş gibi… Bense okumayı da gezmeyi mak, başka bir gezegene inmek ve orada keşiflerde
de tutkuyla seven biri olarak ikiye bölünürdüm. Hiçbir bulunmaktan farksızdı. Ne yazık ki şimdiki çocuklar
zaman ısınamadım bu yapay ikileme, okumanın da ansiklopedi bile karıştırmıyorlar. O büyülü dünyadan,
içten içe bir seyahat olduğuna inandığımdan, her ki- o heyecandan habersiz yaşıyorlar. Öğretmenler ödev
tabın bizi başka bir yolculuğa çıkardığını düşündü- verirken “İnternetten bulun.” diyorlar. Onlar da hiçbir
ğümden. Okuyarak gezmek, her kitabı başlı başına çaba göstermeden İnternetten buldukları bilgiyi kop-
bir serüven sayarak bir başka ortama, bir başka ya- yalıyor; okuyup değerlendirmeden, hiçbir şey öğren-
şama uzanan bir yolculuk yapmak mümkündür çün- meden götürüp veriyorlar.
kü. Gezerken de her insanı ve her hayatı bir kitap gibi
düşünerek dünyayı okumak da mümkün. Okumak ve Bu parçada belirtilenler arasında aşağıdakilerden
M
gezmek aslında o kadar iç içe ki… hangisi yoktur?
24. Hemen hepimiz yazılarımızda, yerli yersiz alıntılar 25. Bazı sanatçılar, yaratıcılıklarını kamçılayan büyülü
yapmaktan, özellikle sözü, alçak gönüllülükle yabancı I
ozanlara, çağdaş düşünürlere bırakmaktan fazlasıyla
hoşlanıyoruz. Kimi zaman bunu öyle abartıyoruz ki anları “beyaz an” diye adlandırırmış. Yakalandığı
yazar olarak konuyla ilgili ne düşündüğümüz anlaşıl- II
mıyor. Ayrıca aynı alıntıların değişik yazarlarca da
kullanıldığını görüyoruz. Böylece tekrarın tekrarı bir sırada “Sonra devam ederim.” diyerek asla kesinti-
okuma, zaman kaybına, okuma ediminin yavanlaş- III
masına yol açıyor. Bu nedenle kendi özgün düşünce-
mizi dayanaklarıyla işlemeliyiz yazılarımızda. Yüzey- ye uğratılmaması, ertelenmemesi gerekirmiş bu
sellikten olabildiğince kaçınmalıyız. Kendi düşüncele-
rimizin de örneğin bir Valéry’ninki, Deleuze’ünki kadar
anın. Çünkü dönüp bakıldığında yerinde bulunama-
önemli olduğuna inanarak bir öz güven geliştirmeliyiz.
IV
Bu parçada alıntıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
yabilirmiş. Tükeninceye değin hakkının verilmesi
hangisine değinilmemiştir?
M
A) Yazılarda kullanılırken aslına bağlı kalınmadığına gerekirmiş, her zaman karşılaşılamayan bu beyaz
V
B) Belirli örneklere sık sık başvurulduğuna anların.
26. (I) Rengi uçmuş, sıradan yaşamımızda kendimize bir 28. (I) Yatılı olarak okuduğum ortaokul yıllarında, yaz ta-
ziyafet çekmek istediğimiz zaman kitapların kapağını tillerinde Kozlu’ya, ailemin yanına özlemle dönerdim.
aralarız. (II) Büyük bir açlıkla sayfaları çeviririz. (II) O yaşlarda evden yedi-sekiz ay uzakta kalmak ko-
(III) Gözlerimiz sözcükleri iştahla birer birer yerken lay değildi. (III) Arkadaşlarımı, okulumu çok seviyor-
zamandan ve mekândan kopuveririz. (IV) Başka in- dum, bugün de süren dostlukların temeli o yıllarda
sanların, başka diyarların görünmez konukları oluve- atılmıştı ama aile özlemi bir başka şeydi. (IV) Evimiz,
ririz. (V) Bu deneyimin ardından yaşadığımız ana geri denizin hemen kıyısındaki bir tepenin yamacındaydı.
döndüğümüzde ise ruhumuzda kopan fırtınalar ya (V) Dalga sesleri odamda sürekli yankılanırdı ve ben
şiddetlenir ya da dinginleşir ama her zaman bir şeyler doyamadığım o denizi, dalgaları büyük bir hazla izler-
değişir içimizde. dim. (VI) Hâlâ Kozlu’yu, o evi ve o dalga seslerini, öz-
lemin içimi sızlatan acısıyla anımsarım.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola-
rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de ögelerin dizilişi “zarf tümleci, nesne, zarf tümleci
A) I. cümlede, nesne, belirtili isim tamlamasından ve yüklem” biçimindedir?
oluşmuştur.
M
A) I. B) II. C) III. D) V. E) VI.
B) II. cümlede, durum zarfı kullanılmıştır.
B) Sıfatlaştıran -ki
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden
hangisi yanlıştır? C) Sürerlik fiili
30. Bir uğultu başlıyor söz dağarcığımda, sözcükler 32. Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Medet Köyü’nde ya-
Bu cümledeki altı çizili sözcüklerin hangisinde tanır. Usta derme çatma köy evinde yumurta kabu-
ünsüz benzeşmesi vardır?
M
nereden geliyor Besbelli tarihten süzülmüş türlü
31. Top peşinde koşan çocukları, pencereden sarkıp ça-
33. Eğer o şiirler, o romanlar, o öyküler, o tiyatro yapıtları 35. (I) Çocuklar şiire pek ilgi duymaz; onlar, metinlerde
olmasaydı, söylemek bile fazla, duygularımız daha az geçen sözcüklerin ve yansıttıkları anlamın büyüsün-
bilinecek, bilgilerimiz daha az olacaktı. Çünkü ede- den çok, anlatılanlara odaklanır. (II) Çocuk şiiri denen
biyat, daha iyi duymamızı, daha iyi düşünmemizi sağ- bir türün varlığını hep sorgulamışımdır. (III) Çünkü
lar. Daha doğru, daha insanca yaşamamıza yardımcı “olay” onlar için neredeyse her şeydir. (IV) Nitekim,
olur. çocuklar için yazılmış iyi şiirleri bulup getirmeme,
okutup ezberletmeme karşın, benim kızım da bu şiir-
Bu parçada, virgülün işlevleriyle ilgili olarak aşa- lerde olayı aradığından iyi bir şiir okuru olamadı henüz.
ğıda verilenlerden hangisine uygun bir örnek (V) Bu da bize, Borges’in de dediği gibi, şiirin
yoktur? öğretilemeyecek ama duyumsatılabilecek bir tür oldu-
ğunu gösteriyor.
A) Özel olarak vurgulanması gereken bir ögeyi be- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
lirtme düşüncenin akışını bozmaktadır?
B) Ara sözleri ayırma
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
M
C) Art arda sıralanan eş görevli sözcük kümelerini
ayırma
D) Tırnak içinde verilmeyen aktarma cümlelerini be-
lirtme
E) Sıralı cümleleri birbirinden ayırma
37. (I) İnsan ilişkilerinin öneminin yeterince kavranmamış 39. Yazınsal yaratıcılığın gizi, ana dilde, ana dilin söz de-
olması, çocuk gelişimiyle ilgili birtakım sorunları da ğerlerindedir. Buna erişmesi, yazarın, ozanın önce-
beraberinde getirdi. (II) Söz gelimi günümüzde, kendi likle ana dilini, onun söz değerlerini sevmesine bağlı-
kendine oyun kuramadığı için üretken olamayan, edil- dır. Bu sevgiden yoksunsa kişi, gerçek anlamda yara-
gen, çevreye karşı ilgisiz, evlere hapsolmuş çocuklar tıcı olamaz. Büyük bir ozan da yaratıcılığın dilde, söz-
yetişiyor. (III) Bunların hayal güçleri, erken yaşta ta- cüklerde olduğunu söylüyor. Şöyle diyor sözcükler
nıştıkları ve hayatlarının doğal bir parçası olan tele- için: “Onların önünde ben diz çökerim, bana kalk de-
vizyonla ve bilgisayar oyunlarıyla sınırlanmış durum- yinceye değin kıpırdamam. Kısaca, değer veririm on-
da. (IV) Televizyondaki reklamlar çocukları ticari birer lara, arkalarından giderim sözcüklerin, izlerim onları.
araç olarak görüyor. (V) Kaba kuvveti ve silah kullan- İşte ben böylesine severim sözcükleri.”
mayı özendiren, sanat değeri düşük filmler ve kimi
yayınlar yüzünden özellikle çocuklar, çeşitli psikolojik Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-
sorunlarla yüz yüze geliyorlar. (VI) den hangisi söylenemez?
M
B) Alıntıya yer verilmiştir.
nıyor.” cümlesi getirilebilir?
C) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI. D) İkileme kullanılmıştır.
E) Açıklama yapılmıştır.
TÜRKÇE TESTİ
1. D 26. E
2. A 27. D
3. B 28. E
4. C 29. C
5. E 30. E
6. A 31. C
M
7. B 32. B
8. C 33. D
9. B 34. A
10. A 35. B
11. B 36. C
SY
12. C 37. E
13. E 38. A
14. A 39. D
15. D 40. E
16. B
17. A
18. E
19. B
Ö
20. A
21. C
22. D
23. E
24. A
25. E
T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi
Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Merkezimizin yazılı izni olmadan kopya edilmesi,
fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu ve
testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
TÜRKÇE TESTİ
1
2010 – YGS / TÜR
5. “Yazacaklarım, yazdıklarım gibi olacaksa sözün onu- 7. (I) Onca güzel, onca kalıcı şiir yazmış, Türk şiirine ye-
runu koruyarak kalemimi kâğıdın yanı başına bırakı- ni renkler katmış bir şairin arada sırada kötü şiir ya-
veririm.” demiş bir şairdir o. yımlayabileceğini kabul edebiliriz. (II) Buna bir itirazı-
mız yok. (III) Ama bu, gelecekte onun sanatsal değe-
Sanatçı bu sözleriyle aşağıdakilerden hangisini rine gölge düşürür. (IV) Hangi yaşta, hangi aşamada
anlatmak istemiştir? olursa olsun şaire hep daha iyisini, yenisini yazmak
yakışmaz mı? (V) Elli yılda kazandığı ustalık sıfatına
A) Yazın alanında kendini göstermeyi herkesin ba- zarar vermesi doğru mudur şairin?
şaramayacağını
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
B) Kendi söylemini her şeyin üzerinde tuttuğunu den başlayarak olumsuz nitelikli eleştiriye yer
verilmiştir?
C) Çok yapıt vermenin, zamanla yazarları bu işten
soğuttuğunu A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
D) Kimi yazarların eleştirilerden çekindiği için yaz-
madığını
2
2010 – YGS / TÜR
9. (I) Günümüzde yayıncılar, çok satan kitapların peşin- 11. Bağımsız sıralı cümlelerde her cümlenin öznesi, tüm-
de koşuyor, bir yazarın ya da kitabın değerini ne ka- leci, yüklemi ayrıdır. Cümleler yalnızca anlam ilişkisi
dar sattığı belirliyor. (II) Reklamını, etkinlik sayısı ve nedeniyle bir arada bulunur.
ziyaretçi çokluğuna bağlayarak yapan kitap fuarları
da bu tutumu besliyor. (III) Artık çok satan kitap, iyi Aşağıdakilerden hangisi yukarıdaki açıklamayı
kitap olarak algılanıyor. (IV) Böyle bir ortamda yeti- örneklendiren bir cümledir?
şen genç bir yazarın, “Okunuyorum öyleyse varım.”
demesinden doğal ne olabilir? (V) Bu yüzden yazar- A) Adam, durmadan öfkeli öfkeli konuşuyor, masa-
lar, nitelikli ama okunmayan kitaplar yazma yerine, da oturanlarsa sessizce onu dinliyorlardı.
popüler romanlar üretmeyi, medyada çok görünmeyi
yeğliyorlar. B) Mendiliyle gözlerini kuruladı, yaşam öyküsünü
kaldığı yerden anlatmaya başladı.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola-
rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? C) Sordum soruşturdum, sonunda aradığım nitelikte
bir usta buldum.
A) I. cümlede, saptama yapılmıştır.
D) Ali, kitaplarını çantasından çıkardı, sırasının üze-
B) II. cümlede, bir zorunluluk dile getirilmiştir. rine yerleştirdi.
C) III. cümlede, değişen bir değerlendirme ölçütün- E) Müşteri, getirilen kahveden bir yudum aldı, sonra
den söz edilmiştir. yeniden gazetesine daldı.
3
2010 – YGS / TÜR
13. Aşağıdakilerin hangisinde altı çizili sözcükler, tür 15. (I) Doğduğum yer olan Malatya’da kışlar çetin geçer-
bakımından aynıdır? di. (II) Beş altı yaşlarındayken köyde yollarımızın kar-
dan kapandığını anımsarım. (III) Komşular kazma kü-
A) Gelirken ne getireceğini söylemedi. rek ile yolları açardı, boyumuzu aşan kar tünelinden
Burada ne ailemden biri var ne de arkadaşlarım. geçerek okula zor giderdik. (IV) İnsanın doğa karşı-
sındaki korunmasızlığına yoksulluk da eklenince ha-
B) Görüşmelerimizi artık tamamlamamız gerekiyor. yallere, masallara, söylencelere sığınırdık. (V) İlk şiir-
Bu şehirde yaşamak artık iyice zorlaştı. lerimi o günlerde yazmaya başladığımı sanıyorum.
C) Belleğime kazınmış o acılı günü hiç unutur Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola-
muyum? rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
Kitapta bu konuyu işlememi özellikle o istemişti.
A) I. cümlede, birden fazla fiilimsi vardır.
D) O kadar dosyayı bir günde nasıl inceleyecek?
Kendisinden nasıl bir çalışma beklendiğinden B) II. cümlede, yüklem etken ve geçişlidir.
haberi yok.
C) III. cümledeki “ile” edattır.
E) Oraya yalnız gitmeni doğru bulmuyorum.
Aradı, yalnız ne zaman geleceğini söylemedi. D) IV. cümlede, yüklem belirli geçmiş zamanın hikâ-
yesiyle çekimlenmiştir.
yıllarını anlatırken.
4
2010 – YGS / TÜR
17. 1204-1261 yılları arasındaki Latin işgali sırasında 19. Televizyon programlarında sunucuların göz önünde
I
harap olan kilisenin eski hâline kavuşması için çalış- bulundurması gereken kurallar vardır . İşte bun-
I
malar yapıldı. Kilise genişletildi ve mozaiklerle süs-
lardan birkaçı : Anladım, tamam, hıı, haaa, evet
II
II
lendi. Binanın kuzeyine ve güneyine eklemeler yapıl-
gibi sözlerle konuşmacının sözünü kesmeyiniz .
III
dı. Orta bölümü ise Türkler’in egemen olduğu dönem-
III Çünkü sunucunun gereksiz yere söze karışması
de onarıldı. 1511’de de Vezir Ali Paşa tarafından ca-
IV V
konuşmacının dikkatini dağıtabilir. Sunucunun
miye çevrildi.
Bu parçadaki altı çizili sözlerden hangisinin yazı- soracağı soruların ; konuşmacıyı konunun içine
mı yanlıştır? IV
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. çekecek nitelikte olması gerekir. Görüşmeyi, za-
5
2010 – YGS / TÜR
21. (I) Bir zamanlar geceleri oturur, anılarımı, izlenimleri- 23. (I) Kim ne derse desin, eleştirmenler özelde edebiya-
mi küçük defterlere yazardım. (II) Sonra nasıl oldu bil- tın, genelde sanatın üvey evlatlarıdır. (II) İki kere iki-
mem, ne o küçük defterler kaldı ne de bende o say- nin dört ettiği kadar kesin bir gerçektir bu. (III) Şairler
falara bir şeyler karalama isteği. (III) Belki de yaşa- ve yazarlar, onları pek sevmezler, soğuk bir iş ilişki-
mın bin bir türlü zorluğu bana bu gündelik eğlenceyi sidir eleştirmenlerle aralarındaki. (IV) Överseniz me-
unutturdu. (IV) Yıllardan beri çeşitli günlükler okuyo- sele yok, kupkuru bir teşekkürle yetinir çoğu. (V) Ama
rum: Gide’in, Green’in… (V) Alfred de Vigny’nin “Bir beğenmezseniz hemen çıkarırlar acımasız eleştiri
Şairin Günlüğü”nü de dilimize çevirdim. (VI) Günlük oklarını ve saplamaya başlarlar.
türüne karşı duyduğum yakınlık, Salah Birsel’in “Gün-
lük”ünü okuduktan sonra daha da arttı. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de mecazlı bir söyleyiş yoktur?
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa-
ragraf hangi cümleyle başlar? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
22. (I) Komik kavramıyla ilişkili olan mizah ve hiciv, yön- 24. (I) Geçmiş çağlardan günümüze kalan büyük yapıt-
temleri, amaçları, konuları bakımından birbirinden lar, örneğin Tolstoy’un Savaş ve Barış, Stendhal’ın
ayrılmaktadır. (II) Toplumdaki veya insandaki sıra Parma Manastırı, Dostoyevski’nin Budala adlı ya-
dışı olduğu için gülünç bulunan şeyleri güzelleştire- pıtları çağlarının birer tanığıdır. (II) Ama yazarlar bu
rek komik göstermek sanat yoluyla olur. (III) Düzelti- yapıtları çağın tanığı olmak isteğiyle yazmamıştır.
lebilir kusurları ele alan mizahın amacı, bunları abar- (III) Çağlarının havasını kendi kişiliklerinde erittikle-
tarak sergilemektir. (IV) Komik olan şeye karşı hoş- rinden ister istemez çağın etkileri yapıtlarında belirir.
görülüdür, eğlendirirken toplumsal aksaklıkları fark (IV) Ne var ki çağına tanıklık etmenin çeşitli yolları
ettirmeye çalışır. (V) Oysa hiciv yermeye yönelik bir vardır. (V) Bu yollara başvurulmadan yazılanlar bu
saldırı biçimidir, komik olan kusuru ortadan kaldırma- işlevi yerine getiremez, kısa zamanda unutulur, öte
yı amaçlar, bağışlayıcı değildir. (VI) Hedef aldığı kişi- yandan yaratma isteğiyle yazılan yapıtlarsa kalıcılığa
yi toplum içinde küçük düşürmek için, dilin sağladığı ulaşır.
bütün olanaklardan yararlanır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi den sonra “Kızıl ve Kara’yı okuyan günümüz insanı-
düşüncenin akışını bozmaktadır? nın, Napolyon çağının anlayışını bu kitapta bugün de
bulması, yapıtın kalıcılığını sağlayan sanatsal ve dil-
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI. sel değerinin bir göstergesidir.” cümlesi getirilebilir?
6
2010 – YGS / TÜR
25. Gazeteci olmak bir ayrıcalıktır elbet. Unutulmaz anı- 27. Bir arkadaşımla, yıllardır edebiyatın hemen her ala-
lar kalır kişide acısıyla, tatlısıyla. Bir arayış içinde nında ürünler vermiş bir sanatçıdan söz ediyorduk.
geçmiştir o yıllar, koşturmayla, konuşmayla, yazmay- Öykülerine yakınlık duyduğum ama şiirlerinden pek
la. Bir bakıma Özdemir Asaf’ın şu ünlü dizesini dü- tat alamadığım biriydi o. Şairliğine haksızlık ettiğimi
şündürür: “Durduğum nokta yerinde durmuyor.” düşünen arkadaşım, tuttu bir şiirini örnek verdi o kişi-
Öyledir, hem sen koşup durursun araştırıp, inceleyip nin, üstelik benim de sevdiğim bir şiirdi bu. “Kim o ka-
bir şeyler bulmak için hem de konularının kaynağı dar suyun başında beklese günün birinde bir balık tu-
olan toplum durmaksızın değişir yöneticileriyle, tar.” dedim. Birikmiş emek günün birinde iyi bir ürünle
sorumlularıyla. geri döner size ama ----.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler- Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
den hangisi söylenemez? aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Konuşma havası içinde yazılmıştır. A) çalışarak her işte başarılı olunacağı unutulma-
malıdır
B) Devrik cümlelere yer verilmiştir.
B) önemli olan sürekliliği sağlamaktır
C) Sözcükler arasında sessel yinelemeler kurul-
muştur. C) bir değil, birçok türde yazmayı denerseniz
26. Dergi yayın yönetmenleri bilir, ----. Bunu şöyle açık- 28. Ben hiçbir zaman ödüllere karşı olmadım. Ödüller bir
layabiliriz: Şiirde belli bir yere gelmiş, geçmişte yaz- yazarın adını duyurabilmesi açısından elbette önemli.
dıkları, gelecekte yazacaklarını güvence altına almış Özellikle İzmir’de yaşarken adını edebiyat dünyasına
şairler vardır. Edebiyat dünyasında usta olarak kabul ancak birtakım yarışmalar sayesinde duyurabilen biri
edilmişlerdir. İşte bu şairlerden şiir istemişseniz ya da için… Adımı yarışmalarla duyurdum ama kuşkusuz
onlar bir çağrı beklemeden derginize katkıda bulun- bu ödül bana ayrı bir sorumluluk yükledi. “Sait Faik
mak istemişse yolladıkları şiiri yayımlamak durumun- Öykü Ödülü alan birine bu yakışmaz.” diyerek yaz-
da kalırsınız. O şiirin iyi olup olmadığına bakmazsı- dıklarım üzerinde öz denetim kurduğum zamanlar
nız. Sorumluluğun sahibi, altındaki imzadır. oldu, bu da bir yazar için sınırlayıcı olabiliyor.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı- Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? söylenmiş olabilir?
A) bazen şiir bazen de şair yayımlanır A) Bugüne kadar kaç edebiyat ödülü aldınız?
B) şiir kıskançtır, bencildir, başka uğraşları şaire B) Aldığınız ödüller öykülerinizin çok okunmasını
yasaklar sağladı mı?
C) şiir yazmak bir tür denge kurma işidir C) Ödüller yazarları hangi yönden etkiler?
D) şiir, sözcükleri özenle seçmeyi gerektirir D) Ödüller edebiyat alanında tanınmanın tek koşulu
mudur?
E) algı dünyamızı sarsan bir şiir, yeni bir yönelişin
habercisi olabilir E) Ödüller yüzeysel yapıtların yazılmasına yol açar
mı?
7
2010 – YGS / TÜR
29. Benim kitabımdan önce de dil yanlışlarıyla ilgili kitap- 31. Anılarını yazanlar çoğaldı. Bana da anılarımı yaz-
lar vardı. Ama bu kitabın büyük ilgi uyandırması mamı söyleyenler oldu. Onlara, “Hiçbir zaman top-
konuya yabancı olanların da Türkçenin sorunları lumun belleğine kazandırılacak anılarım olduğunu
üzerinde düşünmesini sağladı. Gördükleri hiç de hoş- düşünmedim.” diye yanıt verdim. Gerçi bir yazar, bir
larına gitmedi; dilde büyük bir yabancılaşma, büyük gazeteci olarak belirli olayları, kişileri çeşitli yazıla-
bir yozlaşma gördüler. O yüzden dil sorunlarını ele rımda anlattım ama kişiliklere, özel yaşantılara gir-
alan birçok kitap yayımlandı, hâlâ da yayımlanıyor. medim. Bana göre anılarını yazacak kişinin hem
kendine hem de gelecek kuşaklara karşı sorumluluk
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık taşıması gerekir. O kişi, çok şey görmüş, pek çok
söylenmiş olabilir? insan tanımış, pek çok olayın tanığı olmuş olsa da
bunları dıştan bakan biri gibi anlatmalıdır. Bunun ya-
A) Dile ve dil bilgisine yönelik çalışmaların bu kadar nı sıra kendini önemsememeli, öne çıkarmamalıdır.
öne çıkmasını neye bağlıyorsunuz?
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi, anıla-
B) Dil bilgisi kurallarının yeterince bilinmemesinin rını yazacak kişilerde aranacak özelliklerden bi-
nedenleri nelerdir? ridir?
C) Yanlışların giderilmesinde, yazılanlar hangi ölçü- A) Yazdıklarının doğruluğuna inanma
de etkili oldu?
B) Farklı anlatım tekniklerinden yararlanma
D) Yapılan çalışmalar Türkçenin inceliklerini ne öl-
çüde ortaya çıkardı? C) Bilinen, tanınan bir sanatçı olma
E) Dil alanında uzmanlaşmayan kişilerin kitap ya- D) Tanıklıklarının anlatımında öznellikten kaçınma
yımlamasını nasıl karşılıyorsunuz?
E) Başkalarının gözlem ve yaşantılarından yarar-
lanma
30. Okuduğum kitaplardan birinde, “Yayımlanan ilk yazı 32. Çok sayıda roman yazılıyor. Bunların birçoğu yayım-
bir bilettir, bir yolculuğa çıktığınızı söyler.” deniyordu. lanıyor ama ben bunu romanın yükselişi olarak gör-
Ben de onlardanım, bir kez çıktım yola; durmayı, bı- müyorum. Çalakalem, savruk bir dille yazılmış, editör
rakmayı, durakların birinde inmeyi, vazgeçmeyi, geri süzgecinden geçmemiş birçok roman, özentili bir bi-
dönmeyi hiç düşünmedim. Biletin hakkını vermek ve çimde süslenerek neredeyse okurun gözüne sokulu-
onu yolun sonuna kadar kullanmak istedim. Yolun bu- yor kanımca. Son yıllarda roman yükselişte değil, tam
raya kadar olan bölümünde işlerin fena gitmediğini tersine düşüşte.
düşünüyorum. Yol beni haksız çıkarmadı, sanırım
ben de onun saygınlığını korudum, hakkını ödedim. Bu sözleri söyleyen kişi romanla ilgili olarak özel-
likle aşağıdakilerin hangisinden yakınmaktadır?
Kendisinden böyle söz eden bir yazarla ilgili ola-
rak aşağıdakilerin hangisi söylenebilir? A) Türsel özelliklerinin bilinmeyişinden
8
2010 – YGS / TÜR
33. İşinizde iyi olabilirsiniz ama bununla yetinmemeniz 35. Okuma yazması olmasına karşın benim kitaplarımı
gerekir. İyi yaptığınız bir şeyde takılıp kalmanız, ölü- okumayan babamın, evde kalan tek kitabımı kim-
mü kabullenmek gibidir. İnsanın görevi, iyi yapama- selere vermediğini öğrenince şaşırıyorum. Anneme
dığı şeyleri öğrenme umuduyla yapmayı denemektir. bunun nedenini soruyorum. “Neden olacak oğlum,
kitabın boş yerlerine telefon numaraları yazmış da
Bu parçada insanla ilgili olarak vurgulanmak iste- ondan.” diyor. Duyduklarımdan ötürü babama karşı
nen aşağıdakilerden hangisidir? asla olumsuz bir duygu beslemiyorum. Onu anlıyo-
rum, her hâliyle seviyorum. Okuma alışkanlığının
A) Sorunların çözümünde farklı yollara başvurma- olmadığı bir kültürden geldiği hâlde bir kitabı sırf oğlu
lıdır. yazdı diye okumasını da istemezdim zaten.
B) Bildiklerini zenginleştirerek kendini yenilemelidir. Bu sözleri söyleyen kişi aşağıdakilerin hangisiyle
nitelendirilebilir?
C) Yaşamı iyi ve kötü yanlarıyla tanımaya çalışma-
lıdır. A) Hoşgörülü, gerçekçi bir tutum içinde olan
D) Yaptıklarını bir değerlendirmeden geçirmelidir. B) Düş kırıklığına uğramış, bulunduğu ortamdan
yakınan
E) Sorumluluklarını eksiksizce yerine getirmelidir.
C) Sorgulayan, kendisine gereken değerin verilme-
diğini bilen
C) Etki gücünün zaman içinde zayıfladığı A) Sanatta başkaları örneksenerek başarılı oluna-
bilir.
D) İnsan ilişkilerini yönlendiren tek güç olduğu
B) Resim, küçük yaşta başlanıldığında başarı kaza-
E) Bilimsel, toplumsal gelişmelerden etkilenerek nılabilecek bir sanat dalıdır.
değiştiği
C) İnsanın yetişmesinde, yakın çevre önemli bir et-
kendir.
9
2010 – YGS / TÜR
37. Elli yaşına gelene kadar neler öğrendim? Sabrı öğ- 39. Temelleri Yunan ve Latin yazarlar tarafından atılan
rendim en başta. Sınırlarımı, bağışlamayı… Hayatın deneme, bir yazınsal tür olarak on altıncı yüzyılda
vermediklerinin hesabını insanlardan sormamayı… şekillenir. Fransızca “essai” kelimesinin karşılığı olan
Gerektiğinde vazgeçmeyi, yetinmeyi… Dostluklarımı bu türün en belirleyici özelliği, öne sürülen düşünce-
yıpratmadan eskitmeyi… Ben bunları öğrendim. leri kanıtlama zorunluluğunun olmayışıdır. Yazınsal
sürecin bir serüvene dönüştüğü bu türde metnin ucu
Bu sözleri söyleyen kişi aşağıdakilerden hangi- sürekli açıktır. Bunun için okuyucu her an bir sürprizle
siyle nitelendirilemez? karşılaşabilir. Anlam çok yönlüdür. Öyle ki dilin resmî
kıyafetinden arındığı bu türde, anlatımda içtenlik ve
A) Sahip olamadığı şeyler için başkalarını suçla- rahatlık iç içedir. Böylece hayatın içinde var olan türlü
mayan türlü durumlara, olay ve olgulara, gerçeklere, yazar
tarafından yeni bir şekil verilebilir.
B) Yapabileceklerinin ve yapamayacaklarının farkı-
na varan Bu parçada denemeyle ilgili olarak aşağıdakiler-
den hangisine değinilmemiştir?
C) Arkadaşlık ilişkilerini kırgınlıklar yaşamadan sür-
düren A) Savunulanların ispatlanması gerekmediğine
D) Başkalarının sorunlarını kendi sorunları sayan B) Söylemsel niteliklerine
E) Elinde bulunandan fazlasını istemeyen C) Tarihsel gelişimine
38. Bu çağda yazarlar, yaşamı elekten geçirmeden yapıt 40. Önce kendilerine beğendirmeye çalışırlar şiirlerini.
ve yaratılarında işliyorlar. Bu yüzden edebiyat, yaşa- Seçicidirler. Bir şiir üzerinde haftalarca, aylarca uğ-
ma teklifsizce girmiş oluyor ve “popüler edebiyat” çı- raştıkları olur. Yetkinlik midir bu? Sanmıyorum, titiz-
kıyor ortaya. Edebiyat, yaşamı zenginleştirme, önden lik diyeceğim ben, şiir dilini gereğince çapaksız kul-
gitme işlevini yitiriyor, ona eşlik etme niteliğini kaza- lanma titizliği. Şiirin boşluklarda, susmalarda, eksilt-
nıyor. Tekrar tekrar okunan, her okumada bir katman melerde olduğunu bilen, has bir şair tavrı. Vitrinde
daha zenginleştiren olmaktan çıkıyor, bir okumada olmanın her şeyden önemli olduğu günümüzde hâlâ
bitiriliyor. İçerikleri üzerinde düşünülme gereği duyul- var mıdır böyle adını sık sık duyurmaktan, ortalıkta
mayan, oradan oraya çekiştirilen türden metinler top- görünmekten kaçınan şairler? Neyse ki var!
lamı oluyor edebiyat.
Bu parçada sözü edilen şairler aşağıdakilerden
Bu parçada yazarlar ve yapıtlarla ilgili olarak ya- hangisiyle nitelendirilemez?
kınılan durumlar arasında aşağıdakilerden hangi-
si yoktur? A) Verimsiz olarak tanınan
A) Sanatsal bir değer taşımayan ürünler ortaya B) Çok dikkatli ve özenli çalışan
koyma
C) Gerçek şiirin ne olduğunu bilen
B) Okuru değişik sorularla yüz yüze getirme
D) Geri planda kalmayı yeğleyen
C) İkinci kez okunmayı gerektirmeme
E) Zor beğenen
D) İnsanı değiştirme işlevi taşımama
10
YÜKSEKÖĞRETİME GEÇİŞ SINAVI (YGS)
11 NİSAN 2010
TÜRKÇE TESTİ
1. D 26. A
2. A 27. B
3. B 28. C
4. C 29. A
5. E 30. E
6. B 31. D
7. C 32. C
8. D 33. B
9. B 34. E
10. C 35. A
11. A 36. C
12. C 37. D
13. B 38. B
14. E 39. E
15. D 40. A
16. D
17. C
18. B
19. D
20. E
21. C
22. A
23. B
24. E
25. D