You are on page 1of 29

EDEBİYAT VE TOPLUM İLİŞKİSİ

Edebiyatın en temel konusu insandır. Dolayısıyla da türü ve konusu ne olursa


olsun her edebiyat ürünü, insanı tanıtır. İnsanın insanla, insanın kendisiyle,
insanın doğal ve toplumsal çevresiyle çatışmasını yansıtır.
Edebiyatçı, toplumdan ve toplum hayatını etkileyen olaylardan bağımsız
yaşayamaz. Bu nedenle eserlerinde bir şekilde toplum hayatından izler bulmak
mümkündür. Halkı anlayan, onların duygu ve düşüncelerini yansıtan edebiyatçı,
toplum tarafından kabul görür ve o edebiyatçının eserleri kalıcı olur.

• Edebiyatçı herkesi severek kişilere iyi ve güzel duygular aşılayabilir.

• Edebiyatçı toplumsal sorunlara karşı duyarsız kalmaz, bu sorunlara kendi


aydın kişiliğiyle ve sanatçı kimliğiyle çözüm yolları önerir.

• Yazar ve şairler, bilinçli ya da bilinçsiz olarak çağlarına tanıklık eder. Tanığı


oldukları olaylarla ilgili tespitlerde bulunurlar, çözüm yolları önerirler.

• Edebiyat, kültürü gelecek nesillere aktararak toplumsal birliğin ve iletişimin


gerçekleşmesini sağlar.

• Millî bir dil, millî kültürü, millî kültür ise millî bir devlet anlayışını meydana
getirir. Bu unsurlardan birini diğerinden ayrı düşünmek mümkün olmadığı
için edebiyatı insandan, insanı da toplumdan ayrı düşünmek mümkün
değildir.

Örneklerle Edebiyatın Toplum Üzerindeki Etkisi

Çalıkuşu – Reşat Nuri Güntekin: Romanın kahramanı olan Feride adlı bir
öğretmenin yaşadıkları toplumu etkilemiş ve bu romanı okuyanlar kız
çocuklarına Feride ismini vermeye başlamışlardır. Kız çocuklarının öğretmen
olma isteği artmıştır.

Vatan yahut Silistre – Namık Kemal : İlk sahnelenen tiyatro eseri olması
açısından önemli olan bu piyes, sahnelendikten sonra insanlar üzerinde
bağımsızlık ve egemenlik duygusu uyandırmış ve insanlar protesto gösterilerinde
bulunmuşlardır.
Kar – Orhan Pamuk : Yazarın Kars’ı anlattığı bu romanından sonra Kars’a olan
turistik gezilerin önceki yıllara göre yüzde yüz oranında arttığı görülmüştür.
Oliver Twist – Charles Dickens : Oliver Twist romanı İngiltere’de yayımlanan
önemli romanlardan biridir. Küçük bir kahramanın başından geçen zorlu bir
mücadelenin anlatıldığı bu romanın yayımlamasının ardından İngiliz halkı çocuk
hakları konusunda önemli çalışmalar yapmaya başlamıştır.

EDEBİYATIN SANAT AKIMLARI İLE İLİŞKİSİ


Edebiyat Akımı / Edebî Akım: Bir sanatkâr grubunun belli bir dönemde, ortak
dünya görüşü, estetik, sanat ve edebiyat anlayışı çerçevesinde oluşturdukları
edebiyat hareketi; bu anlayış ve hareket çevresinde kaleme alınan edebî eserlerin
oluşturduğu bütündür.
Edebiyat eserleri belli sanat anlayışları doğrultusunda yazılır, bu anlayışlar ise
çağın ve zamanın istek ve beklentileri doğrultusunda oluşur ayrıca toplumsal
değişmeler, bilim, sanat ve teknoloji alanındaki gelişmeler edebiyat yapıtlarının
oluşmasında etkilidir.
Edebiyat akımları genellikle birbirine tepki olarak veya birbirinin devamı şeklinde
doğmuştur. Türk edebiyatı üzerinde hem Batılı hem de yerli akımların etkisi
vardır.
Edebî eserler, belli bir sanat anlayışı doğrultusunda yazılır. Sanatçıların içinde
bulundukları gelenekten ve kendilerine özgü zihniyetten gücünü alan edebî
eserlerin toplamı da edebiyat akımlarını oluşturur. Toplumsal değişmeler ve
gelişmeler, bilimsel ve teknolojik yenilikler, bireysel farklılıklar edebî akımların
oluşumunda etkili olur. Örneğin 19. yüzyılda Fransız İhtilali’nin etkisi Batı’da
romantizm akımının oluşumuna zemin hazırlamış, Goethe (Göte), Schiller (Şiller),
Victor Hugo (Viktor Hugo) gibi sanatçıların eserlerinde ortak bir yönelim ve
anlayış belirginleşmiştir. Shakespeare (Şekspir) öncülük etmiş, Victor Hugo
geliştirmiş, birçok sanatçı da eser vererek genel anlamda akımı oluşturmuştur.
Bizim edebiyatımızda da Namık Kemal, Ahmet Mithat Efendi gibi sanatçılar
dönemin koşulları ve kendi düşünceleri gereği romantizm akımının birçok
özelliğini yansıtan eserler yazmışlardır.
Klasisizm, romantizm, realizm, parnasizm, natüralizm, sembolizm ve
sürrealizm gibi birçok edebî akım hem dünya edebiyatında hem de bizim
edebiyatımızda etkili olmuştur. Bu akımların bazı özellikleri ve temsilcileri
tabloda verilmiştir.
EDEBÎ AKIMLAR, AKIMLARIN ÖZELLİKLERİ VE SANATÇILARI

Bizim
Akımın Bazı Özellikleri
Dünya Edebiyatında Edebiyatımızda
Akım

Akımın Bazı Temsilcileri Akımın Bazı


Temsilcileri

• 17. yüzyıl ortalarında Fransa’da ortaya


• Moliere (Molyer) • Şinasi
çıkmıştır.
• Corneille (Korneyl) • Ahmet Vefik Paşa
• Akla ve sağduyuya değer verilir. • Racine (Rasin)
• Konular eski Yunan ve Latin edebiyatından • La Fontaine (La Fonten)
alınmıştır. • Fenelon (Fenelon)
Klasisizm

• Kahramanlar seçkin kişilerdir.


• Konu değil konunun işlenişi önem-
senmiştir.
• Dilde ve üslupta kusursuzluk aranmıştır.

• 18. yüzyılda klasisizme tepki olarak • Voltaire (Volter) • Namık Kemal


doğmuş bir akımdır. • Shakespeare • Ahmet Mithat
• J. J. Rousseau ( Jan Jak Russo), akımın • Lord Byron (Lord Bayrın) Efendi
öncüsüdür. • Goethe • Abdülhak Hamit
Romantizm (Coşumculuk)

• Konular Hristiyanlıktan, tarihten ve günlük • Schiller Tarhan


yaşamdan alınmıştır. • Lamartine (Lamartin)
• Duygulara ve hayallere önem verilir. • Victor Hugo
• “Sanat toplum içindir.” görüşü benim- • Aleksandre Dumas Pere
senmiştir. (Aleksandır Duma Per)
• Tabiat önemsenmiş, gözlem ve tasvire • Aleksandre Puşkin
(Aleksandır Puşkin)
önem verilmiştir.

• Flaubert (Flober) • Recaizade Mahmut


• 19. yüzyılın ikinci yarısında Fransa’da • Stendhal (Sitandal) Ekrem
romantizme tepki olarak doğmuştur. • Balzac (Balzak) • Samipaşazade Sezai
• Konular gerçek yaşamdan alınmıştır. • Charles Dickens (Carlz • Mehmet Âkif Ersoy
Dikıns) • Halit Ziya Uşaklıgil
• Kişilerin ruhsal davranışlarını etkileyen
Realizm (Gerçekçilik)

• Hemingway (Hemingvey) • Mehmet Rauf


mekânın anlatılması önemsenmiştir.
• Turgenyev (Turgengev) • Ömer Seyfettin
• Duygu ve hayalden uzak durulmuştur. • Çehov (Çehov) • Yakup Kadri
• Hikâye ve roman türlerinde etkili olmuştur. • Gorki (Gorki) Karaosmanoğlu
• Gogol (Gogol) • Refik Halit Karay
• Tolstoy (Tolstoy) • R. Nuri Güntekin
• Dostoyevski (Dostoyeski) • Halide Edip Adıvar
• 19. yüzyılın ikinci yarısında Fransa’da ortaya
çıkmıştır. • Hüseyin Rahmi
• Emile Zola (Emil Zola) Gürpınar
• Determinizmden etkilenilmiştir.
• Nabizade Nâzım

Natüralizm (Doğalcılık)
• Alphonse Daudet
• İnsan kişiliğini anlatabilmek için soya çekim
(Alfons Dode)
yasalarından ve toplum biliminden • Guy de Maupassant
yararlanılmıştır. • Goncourt Kardeşler
• Gözlem ve betimlemelere büyük önem (Gonkur Kardeşler)
verilmiştir.
• Realizmin bilimsellikle yoğrulmuş biçimi
olarak da değerlendirilen bir akımdır.

• 19. yüzyılda Fransa’da ortaya çıkan bir


• Theophille Gautier
akımdır. • Tevfik Fikret
(Teofil Guati)
• Romantik şiir anlayışına bir tepki olarak
doğmuştur. • Theodore Banville • Cenap Şahabettin
• Şiirde görülen bir akımdır. (Teodor Bonvil)
• Yahya Kemal Beyatlı
• Sanat, sanat içindir ilkesi savunul- muştur. • Francois Coppee
Parnasizm

• Nesneler dış görünüşüne göre anlatılmıştır. (Françez Kope)


• Kelime seçimine, sıralanışına ve ahenge önem • Jose Maria de Heredia
verilmiştir. ( Joze Mari dö Henrida)
• Şiirin biçim özellikleri önemsenmiştir.
• Leconte de Lisse
(Lekon dö Lis)

• 19. yüzyılın son çeyreğinde ortaya çıkan bir


akımdır.
• Baudelaire (Bodler) • Ahmet Hâşim
Sembolizm (Simgecilik)

• Şiirde belirginleşen bir akımdır. • Mallarme (Malerm) • Ahmet Hamdi


• Nesneler, oldukları gibi yansıtılmamıştır. • Rimbaut (Rimbaut) Tanpınar
• Anlam kapalılığını savunmuşlardır. • Cahit Sıtkı Tarancı
• Paul Verlaine (Pol Vörlen)
• “Şiir anlaşılmak için değil hissedilmek • Ahmet Muhip
içindir.” görüşünü benimsemişlerdir. • Paul Valery (Pol Valeri) Dıranas
• Şiirde musikiyi savunmuşlardır. • Edgar Allan Poe • Cenap Şahabettin
(Edgar Elın Pu)

• 20. yüzyılda oluşan bir akımdır. • Andre Breton (Andre


• Cemal Süreya
Breton)
• Şiirde de görülen bir akımdır.
(Gerçeküstücülük)

• Louis Aragon (Luiz • İlhan Berk


• Freud’un psikanaliz kuramının edebiyata
Sürrealizm

Aragon)
uyarlanmış biçimidir. • Oktay Rifat
• Bilinçaltı yansıtılmaya çalışılmıştır. • Paul Eluard (Pol Eluar)
• Akıl ve mantık önemsenmemiş, içgüdü,
bilinçaltı ön plana çıkarılmıştır.

Tabloda verilen akımların dışında empresyonizm (izlenimcilik),


ekspresyonizm (dışavurumculuk), fütürizm (gelecekçilik), dadaizm,
kübizm, egzistansiyalizm (varoluşçuluk) gibi akımlar da vardır fakat bu
akımlar bizim edebiyatımızda fazla etkili olmamıştır.

www.youtobe.com/c/edebiyathocam
Aşağıdaki cümlelerin başına yargılar doğru ise “D”, yanlış ise “Y” yazınız.
1. (....) Edebiyat, toplum sorunlarını dile getiren ve bunu yaparken de toplumsal değişime
etkide bulunan bir sanat dalıdır.
2. (....) Her edebî eser, bir edebiyat akımına bağlı olarak yazılmak zorundadır.
3. (....) Edebiyat alanında yazılan eserler, sanat veya edebiyat akımlarını oluşturabilir.
4. (....) Sunum sırasında slaytlardaki yazıları aynen okumak, izleyici kitlesi üzerinde büyük
bir etki oluşturur.
5. (....) Edebî eserler genellikle belli bir sanat anlayışı doğrultusunda yazılır.

B) Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri, verilen kelimelerle doğru biçimde


doldurunuz.
(parnasizm, realizm, natüralizm, sembolizm, klasisizm, romantizm)
1. ....................................................... akımında insan; günlük yaşamında, işinde ve toplum
yaşamında doğal ilişkileri içinde gösterilir.
2. Şiir türünde daha çok ön plana çıkan bir edebî akım olan......................................., sanat
eserinin değerini, gerçeğin olduğu gibi aktarılmasında değil; duygu ve düşüncelerin,
işaret ve biçimlerin uygunluk içinde düzenlenişinde gören, ayrıca kelimelerin müzik ve
simge değerine dayanılarak en anlatılmaz duygu inceliklerinin bile sezdirilebileceğini
savunan bir akımdır.
3. 18. yüzyıl sonunda başlayan; duygu, coşku ve sembole yer veren sanat akımı,....... dir.
4. ....................................................... “Sanat sanat içindir.” İlkesini benimseyen, genellikle
şiirde kendini gösteren bir edebiyat akımıdır.
5. ....................................................... Eski Yunan ve Roma sanatından, edebiyatından
kaynaklanan, 17. yüzyılda Fransa’dan yayılan sanat ve edebiyat çığırıdır.
C) Aşağıda verilenleri doğru biçimde eşleştiriniz.
a) sürrealizm ( ) gerçekçilik
b) romantizm ( ) doğalcılık
c) natüralizm ( ) gerçeküstücülük
ç) sembolizm ( ) simgecilik
d) realizm ( ) coşumculuk
( ) izlenimcilik
1-..............., kişinin duygu ve düşüncelerini, kendine özgü bir dil kullanarak, estetik
kurallar çerçevesinde, yazılı veya sözlü olarak dile getirmesidir.
2-İlk önce Batı edebiyatlarında ortaya çıkan bu akımlar, Türk edebiyatının Batı’ya
yönelmeye başladığı ......................edebiyatıyla birlikte kullanılmaya başlanmıştır
3-................................. akımı 14. yüzyılda İtalya’da doğmuş ve buradan Avrupa’ya
yayılmıştır.
4- .........................akımı akla, mantığa ve sağduyuya önem vermiştir.
5- Tevfik Fikret, Yahya Kemal Beyatlı .......................akımının temsilcilerindendir.
6-Stendhal, Balzac, Charles Dickens ........................akımının temsilcilerindendir.
7- Fransız yazar Baudelaire’in yazdığı “Kötülük Çiçekleri” adlı eserde
.....................akımının özellikleri anlatılmıştır
8-............................akımı için "Freud’un “psikanaliz” kuramının edebiyata uyarlanmış
şeklidir."denilebilir
9- ............................akımının ilkeleri İtalyan yazar Marinetti tarafından kuralları
belirlenmiş, Marksist Rus yazarlar tarafından kullanılmıştır.
10- Ahmet Hâşim edebiyatımızda .......................................akımının en önemli
temsilcisidir.

Aşağıda verilen bilgileri doğru (D) ya da yanlış (Y)olarak işaretleyiniz.


Toplumsal yaşam ve insan ilişkileri edebiyata yansır. ( )
Batı edebiyatında oluşan sanat akımları Türk edebiyatı üzerinde etkili olamamıştır. ( )
Klasisizm akımında akıl ve sağduyuya önem verilmiştir. ( )
Edebiyat akımları genellikle birbirine tepki veya birbirinin devamı şeklinde doğmuştur. ( )
Romantizm akımına bağlı sanatçılar "Sanat, toplum içindir." anlayışıyla hareket etmiştir. ( )
Sembolist sanatçılar determinizmin ilkelerini sanatlarına uygulamıştır. ( )
Sanatçının görevi, insanları iyiye, doğruya, güzel olana yönlendirmek değildir. ( )
Parnasizm akımında sözcük seçimi ve sözcüklerin kullanımına önem verilmiştir. ( )
Emile Zola, Guy De Maupassant, Alphonse Daudet, John Steinbeck gibi sanatçılar, romantizm
akımında yer almıştır. ( )
Ekspresyonizmde insanların en gizli yönlerini açığa vuran bir anlatım yolu tercih edilmiştir. ( )
Realizm akımı, klasisizme tepki olarak Fransa'da doğmuştur. ( )
Fütürist sanatçılar, hız ve değişime inanmış; bunu şiirlerine yansıtmışlardır. ( )
Natüralizmde toplum büyük bir laboratuvar, insan deney konusu, sanatçı da bilim adamı
sayılmıştır. ( )
Realist sanatçılar için dış dünyada görülen varlıkların gerçek görüntüsü değil, insanda
bıraktığı izlenimler önemlidir. ( )
Sürrealizmde sanat bilinçaltının otomatik verileri olarak kabul edilmiştir. ( )
YAZIM KURALLARI

DÜZELTME İŞARETİ (^)


1. Yazılışları bir, anlamları ve söylenişleri ayrı olan kelimeleri ayırt etmek için okunuşları
uzun olan ünlülerin üzerine konur: adem (yokluk), âdem (insan); adet (sayı), âdet
(gelenek, alışkanlık); alem (bayrak), âlem (dünya, evren); aşık (eklem kemiği), âşık
(vurgun, tutkun); hal (sebze, meyve vb. satılan yer), hâl (durum, vaziyet); hala (babanın
kız kardeşi), hâlâ (henüz); rahim (esirgeme), rahîm (koruyan, acıyan); şura (şu yer),
şûra (danışma ku-rulu) vb.
2. Arapça ve Farsçadan dilimize giren birtakım kelimelerle özel adlarda bulunan ince g,
k ünsüzlerinden sonra gelen a ve u ünlüleri üzerine konur: dergâh, gâvur, karargâh,
tezgâh, yadigâr, Nigâr; dükkân, hikâye, kâfir, kâğıt, Hakkâri, Kâzım; gülgûn,
merzengûş; mahkûm, mezkûr, sükûn, sükût vb. Kişi ve yer adlarında ince l
ünsüzünden sonra gelen a ve u ünlüleri de düzeltme işareti ile yazılır: Halûk, Lâle,
Nalân; Balâ, Elâzığ, İslâhiye, Lâdik, Lâpseki, Selânik vb.
3. Nispet ekinin, belirtme durumu ve iyelik ekiyle karışmasını önlemek için kullanılır:
(Türk) askeri ve askerî (okul), (İslam) dini ve dinî (bilgiler), (fizik) ilmi ve ilmî
(tartışmalar), (Atatürk’ün) resmi ve resmî (kuruluşlar) vb.
Nispet eki alan kelimelere Türkçe ekler getirildiğinde düzeltme işareti olduğu gibi kalır:
millîleştirmek, millîlik, resmîleştirmek, resmîlik vb.

Büyük Harflerin Kullanıldığı Yerler


» Cümleler büyük harfle başlar.
Örnek
Elindeki kitabı bize tanıttı. » Kapıyı altmış yaşlarında bir teyze açtı.
Cümle içinde başkasından aktarılan ve tırnak içine alınan cümleler büyük harfle başlar.
Örnek
Babam kardeşime seslendi: “Ayşe, gelirken bıçakla çatal da getir! Sabri Bey: “Sabah
erkenden yola çıkalım.” dedi.
» İki noktadan sonra gelen cümleler büyük harfle başlar. Ancak iki noktadan sonra cümle
niteliğinde olmayan örnekler sıralandığında bu örnekler büyük harfle başlamaz.
Örnek
Size tavsiyem şu: Her zaman düzenli çalışın. Bu örnekte iki noktadan sonra gelen kısım,
bir cümle olduğu için büyük harfle başlamıştır.
Rafta ne yok ki: konserveler, şekerler, kutular… Bu örnekte ise iki noktadan sonra gelen
kısım, cümle niteliği taşımadığı için küçük harfle başlamıştır.

www.yuotube.com/c/edebiyathocam
» Dizeler genellikle büyük harfle başlar.
Örnek
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor.
Bir hilâl uğruna, ya Râb, ne güneşler batıyor!
» Özel adlar büyük harfle başlar.
» Kişi adları ve soyadları büyük harfle başlar.
Örnek
» Ömer Seyfettin, Nazım Hikmet, Necip Fazıl Kısakürek… »
Bu şiir Mehmet Akif Ersoy‘a aittir.
» Takma adlar da büyük harfle başlar.
Örnek
» Avni (Fatih Sultan Mehmet), Demirtaş (Ziya Gökalp)
» Kişi adlarından önce ve sonra gelen saygı sözleri, unvanlar, lakaplar, meslek ve rütbe
adları büyük harfle başlar.
Örnek
» Kadı Mehmet Efendi, Avukat Mustafa, Zeynep Hanım… » Dün gece Yüzbaşı Hakan,
bölüğüne tatbikat yaptırdı.
» Hayvanlara verilen özel adlar büyük harfle başlar.
Örnek
» Gofret, Çomar, Zeytin, Karabaş, Sarıkız… » Yabancı birinin kendisine yaklaştığını
gören Çakır havlamaya başladı.
» Akrabalık bildiren sözcükler büyük harfle başlamaz.
Örnek
Burcu abla, Nesrin teyze, Nilgün hala… » Osman dayım bugün bize gelecekmiş.
» Akrabalık bildiren sözcükler başa geldiğinde veya lakap yerine kullanıldığında büyük
harfle başlar.
Örnek
»Nene Hatun, Müslüm Baba, Susuz Dede… » Bugün Susuz Dede‘yi ziyarete gittik.
» Hitap kelimeleri büyük harfle başlar.
Örnek
Sevgili Öğrenciler, Değerli Kardeşim…
Saygı bildiren sözlerden sonra gelen ve makam, mevki, unvan bildiren kelimeler büyük
harfle başlar.
Örnek
» Sayın Bakan, Değerli Öğretmenim…
» Cümle içinde özel adın yerine kullanılan makam veya unvan sözleri büyük harfle
başlar.
Örnek
» Uzak Doğu’dan gelen heyeti Vali, makamında kabul etti.
» Millet, boy, oymak adları büyük harfle başlar.
Örnek
» Türk, Alman, İngiliz, Özbek… » Beni Türk hekimlerine emanet ediniz. (M.Kemal
Atatürk)
» Dil ve Lehçe adları büyük harfle başlar.
Örnek
» Türkçe, Almanca, İngilizce… » Her cumartesi İngilizce kursuna gidiyorum.
» Devlet adları büyük harfle başlar.
Örnek
» Türkiye Cumhuriyeti, Azerbaycan, Amerika Birleşik Devletleri, Suudi Arabistan… »
Bu yıl ülkemize en çok turist Almanya‘dan gelmiş.
» Din ve mezhep adları ile bunların mensuplarını bildiren sözcükler büyük harfle başlar.
Örnek
» Müslümanlık, Müslüman; Hristiyanlık, Hristiyan; Musevilik, Musevi; Budizm, Budist;
Hanefilik, Hanefi… » Ünlü bir manken, evlendikten sonra din değiştirerek Hristiyan
oldu.
» Din ve mitoloji ile ilgili özel adlar büyük harfle başlar.
Örnek
» Tanrı, Allah, İlah, Cebrail, Zeus, Kibele… » İslam’a göre peygamberlere vahiy getirmek,
Allah‘ın emir ve yasaklarını bildirmekle vazifeli melek Cebrail‘dir.
NOT: “Tanrı, Allah, İlah” sözleri özel ad olarak kullanılmadıklarında küçük harfle başlar.
Örnek
Eski Yunan tanrıları, müzik dünyasının ilahı.
» Gezegen ve yıldız adları büyük harfle başlar.
Örnek
» Mars, Dünya, Güneş, Halley… » Güneş’in Dünya’ya uzaklığı 152.600.000 km’dir.
NOT: Dünya, güneş, ay sözcükleri gezegen anlamı dışında kullanıldığında küçük harfle
başlar.
Örnek
» Güneş doğmaz oldu dünyama.
» Yer adları (kıta, bölge, il, ilçe, köy, semt vb.) büyük harfle başlar.
Örnek
» Asya, İç Anadolu, Konya, Bahçelievler… » Avrupa kıtası bir yarımada şeklindedir.
NOT: Yer-yön bildiren (doğu ,batı,güney,kuzey,orta…) sözcükler, tek başına ya da özel
isimden sonra kullanıldıklarında küçük harfle, özel isimden önce kullanıldıklarında
büyük harfle başlar.
Örnek
» Siz Doğu Anadolu’yu gördünüz mü? » Anadolu’nun doğusuna yılın ilk karı düştü.
NOT: Mahalle, meydan, bulvar, cadde, sokak adlarında geçen “mahalle, meydan, bulvar,
cadde, sokak” kelimeleri büyük harfle başlar.
Örnek
» Atatürk Bulvarı, Cumhuriyet Mahallesi, Kazım Karabekir Caddesi…
NOT: Özel ada dâhil olmayıp tamlama kuran şehir, il, ilçe, belde, köy vb. sözler küçük
harfle başlar.
Örnek
Konya ili, Etimesgut ilçesi, Uzungöl beldesi, Darıca köyü…
» Yer adlarında ilk addan sonra gelen deniz, nehir, göl, dağ, boğaz vb. tür bildiren ikinci
adlar büyük harfle başlar.
Örnek
Ağrı Dağı, Çoruh Nehri, İstanbul Boğazı, Süveyş Kanalı, Avrupa Yakası, Van Gölü…
» “Saray, köşk, han, kale, köprü, kule, anıt vb.” yapı adlarının bütün kelimeleri büyük
harfle başlar.
Örnek
İshakpaşa Sarayı, Çankaya Köşkü, Horozlu Han, Ankara Kalesi, Galata Köprüsü,
Beyazıt Kulesi, Zafer Abidesi… » Galata Köprüsü bir hafta boyunca trafiğe kapatılmış.
» Yer bildiren özel isimlerde kısaltmalı söyleyiş söz konusu olduğunda, yer adının ilk
harfi büyük yazılır.
Örnek
» Hisar’dan, Boğaz’dan, Köşk’e… » Boğaz’ı seyretmenin keyfi bir başkadır.
» Kurum, kuruluş ve kurul adlarının her sözcüğü büyük harfle başlar.
Örnek
» Türkiye Büyük Millet Meclisi, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı, Devlet Malzeme
Ofisi, Millî Kütüphane, Çocuk Esirgeme Kurumu, Atatürk Orman Çiftliği, Çankaya
Lisesi, Mavi Köşe Bakkaliyesi, Yeşilay Derneği, Emek İnşaat, Türk Dili ve Edebiyatı
Bölümü… » Yapılan ihaleyi Yeşil İnşaat kazandı.
» Kanun, tüzük, yönetmelik, yönerge, genelge adlarının her kelimesi büyük harfle başlar.
Örnek
» Medeni Kanun, Türk Bayrağı Tüzüğü, Telif Hakkı Yayın ve Satış Yönetmeliği…
» Kitap, dergi, gazete ve sanat eserlerinin (tablo, heykel, beste vb.) her sözcüğü büyük
harfle başlar.
Örnek
» Nutuk, Safahat, Kendi Gök Kubbemiz, Sinekli Bakkal, Varlık, Resmî Gazete, Hürriyet,
Milliyet, Zaman, Kaplumbağa Terbiyecisi, Leyla ile Mecnun, Saraydan Kız Kaçırma,
Onuncu Yıl Marşı… » Törende Onuncu Yıl Marşı da okundu.
NOT: Özel ada dâhil olmayan “gazete, dergi, tablo vb.” sözcükler büyük harfle başlamaz.
Örnek
» Milliyet gazetesi, Türk Dili dergisi, Halı Dokuyan Kızlar tablosu
NOT: Kitap, makale, tiyatro eseri, kurum adı vb. özel adlarda yer alan kelimelerin ilk
harfleri büyük yazıldığında “ve, ile, ya, veya, yahut, ki, da, de” sözleriyle “mı, mi, mu,
mü” soru eki küçük harfle yazılır. Özel adın tamamı büyük yazıldığındaysa bu sözler
ve ekler büyük harfle yazılır.
Örnek
» Mai ve Siyah, Suç ve Ceza, Leyla ile Mecnun, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı… »
TALİM VE TERBİYE KURULU BAŞKANLIĞI, SAVAŞ VE BARIŞ…
» Tarihî olay, çağ ve dönem adları büyük harfle başlar.
Örnek
» İlk Çağ, Yükselme Devri, Millî Edebiyat Dönemi…
» Ulusal, resmî ve dinî bayramlarla anma ve kutlama günlerinin adları büyük harfle
başlar.
Örnek
» Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor
Bayramı, Ramazan Bayramı, Nevruz Bayramı, Miraç Kandili, Anneler Günü, 14 Mart
Tıp Bayramı, Hıdırellez…
» Kurultay, bilgi şöleni, çalıştay, açık oturum vb. toplantıların adlarında her kelimenin
ilk harfi büyük yazılır.
Örnek
» Uluslararası Türk Dili Kurultayı, Kitle İletişim Araçlarında Türkçenin Kullanımı Bilgi
Şöleni…
» Özel adlardan türetilen bütün kelimeler büyük harfle başlar.
Örnek
» Türklük, Türkçe, İstanbullu, Avrupalılaşmak… » Gezi boyunca Erzurumlu bir
arkadaşımız bize eşlik etti.
NOT: Özel ad kendi anlamı dışında yeni bir anlam kazanmışsa büyük harfle başlamaz.
Örnek
» hicaz (Türk müziğinde bir makam), donkişotluk (gereği yokken kahramanlık
göstermeye kalkışma)…
NOT: Para birimleri büyük harfle başlamaz.
Örnek
» avro, dinar, dolar, lira, kuruş, liret…
NOT: Özel adlar yerine kullanılan “o” zamiri cümle içinde büyük harfle yazılmaz.
Örnek
» Arkadaşımla konuşurken birden o geldi.
» Belirli bir tarih bildiren ay ve gün adları büyük harfle başlar.
Örnek
» 29 Mayıs 1453 Salı günü, 29 Ekim 1923, 28 Aralık… » SBS 8 Haziran’da yapılacakmış.
NOT: Belirli bir tarihi belirtmeyen ay ve gün adları büyük harfle başlamaz.
Örnek
» SBS haziranda yapılacakmış.
Yangın çıkışı levhası
» Tabela, levha ve levha niteliğindeki yazılarda geçen kelimeler büyük harfle başlar.
Örnek
» Giriş, Çıkış, Müdür, Vezne, Otobüs Durağı, Şehirler Arası Telefon, 3. Kat, 4. Sınıf, 1.
Blok…
» Kitap, bildiri, makale vb.nde ana başlıktaki kelimelerin tamamı, alt başlıktaki
kelimelerin ise yalnızca ilk harfleri büyük olarak yazılır.
» Kitap, dergi vb.nde bulunan resim, çizelge, tablo vb.nin altında yer alan açıklayıcı
yazılar büyük harfle başlar. Açıklayıcı yazı, cümle niteliğinde değilse sonuna nokta
konmaz.
Sayıların Yazımı
» Sayılar metin içerisinde yazıyla yazılır.
Örnek
» Üç ay sonra İzmir’e gideceğim. » Bu gelenek bin yıldır sürüyor.
» Saat, para tutarı, ölçü, istatistik verilere ilişkin sayılarda rakam kullanılır.
Örnek
» Bugün okula saat 11.00’de gideceğiz. » Manavdan 5 kg soğan aldık.
NOT: Saat ve dakikalar metin içinde yazıyla da yazılabilir.
Örnek
» Saat dokuzu beş geçe…
» Birden fazla sözcükten oluşan sayılar ayrı yazılır.
Örnek
» üç yüz altmış beş, bin iki yüz elli… » Bir yıl üç yüz altmış beş gündür.
» Para ile ilgili işlemler ve senet, çek vb. ticarî belgelerde geçen sayılar bitişik yazılır.
Buradaki amaç belgenin üzerinde sonradan değişiklik veya ekleme yapılamasını
önlemektir.
Örnek
» 675,53 (altıyüzyetmişbeşTL,otuzbeşKr)
» Dört veya daha çok basamaklı sayılar sondan sayılmak üzere üçlü gruplara ayrılarak
yazılır ve aralarına nokta konur.
Örnek
» 4.567, 328.197, 49.750.812, 4.250.310.500… » Türkiye’nin nüfusu 2012 yılı sonunda
75.627.384 kişiye ulaştı.
» Dört veya daha çok basamaklı sayıların kolay okunabilmesi amacıyla içinde geçen “bin,
milyon, milyar ve trilyon” sözleri harfle yazılabilir.
Örnek
» 1 milyar 500 milyon kişi, 3 bin 255 kalem… » Türkiye’nin nüfusu 2012 yılı sonunda 75
milyon 627 bin 384 kişiye ulaştı.
» Sayılarda kesirler virgülle ayrılır.
Örnek
» 4,56; 15,2
» Sıra sayıları yazıyla ve rakamla gösterilebilir. Rakamla gösterilmesi durumunda ya
rakamdan sonra bir nokta konur ya da rakamdan sonra kesme işareti konularak derece
gösteren ek yazılır.
Örnek
» 15., 56., XX.; 15’inci, 56’ncı
NOT: Sıra sayıları ekle gösterildiklerinde rakamdan sonra sadece kesme işareti ve ek
yazılır, ayrıca nokta konmaz.
Örnek
» 8.’inci (yanlış) 8’inci (doğru), 2.’nci (yanlış) 2’nci (doğru)
NOT: Üleştirme sayıları rakamla değil yazıyla belirtilir.
Örnek
» 8’er (yanlış) sekizer (doğru), 2’şer (yanlış) ikişer (doğru)
NOT: Romen rakamları tarihî olaylarda, yüzyıllarda, hükümdar adlarında, tarihlerde
ayların yazılışında, kitap ve dergi ciltlerinde, kitapların asıl bölümlerinden önceki
sayfaların numaralandırılmasında, maddelerin sıralandırılmasında kullanılır.

Kısaltmaların Yazımı
» Özel isimlerin kısaltması büyük harfle başlar ve sonuna nokta konur.
Örnek
» Alb. (albay), Prof. (profesör), Cad. (cadde)…
NOT: Noktalı kısaltmalara ek getirilecekse kelimenin okunuşu esas alınır. Ek, noktanın
yanına yazılır.
Örnek
» Alb.dan, Prof.ün, yy.ın…
» Birkaç sözcükten oluşan kurum, kuruluş adları, her sözcüğünün ilk harfi alınarak
kısaltılır ve her harf büyük yazılır. Ayrıca bu kısaltmalar arasına nokta konmaz.
Örnek
» TRT, PTT, DSİ, TEK (doğru) T.R.T., P.T.T., D.S.İ., T.E.K. (yanlış)
» Birkaç sözcükten oluşan kurum ve kuruluş adlarının kısaltmaları, kullanılan harflere
göre okunur. Kısaltmaya ek getirildiğinde ek, kısaltmanın okunuşuna göre, kesme
işareti ile ayrılarak yazılır.
Örnek
» TDK -Te De Ke şeklinde okunur.- “TDK’da çalışıyorum.” ifadesi yanlıştır. “TDK’de
çalışıyorum.” ifadesi doğrudur.
» Bazı kısaltmalar küçük harfle yazılır ve kendilerinden sonra nokta konmaz.
Örnek
» m (metre), l (litre), g (gram)…
» Küçük harflerle yapılan kısaltmalara getirilen eklerde sözcüğün okunuşu; büyük
harflerle yapılan kısaltmalara getirilen eklerde kısaltmanın son harfinin okunuşu esas
alınır.
Örnek
» TRT’dan (yanlış) TRT’den (doğru) THY’dan (yanlış) THY’den (doğru) kg’den (yanlış)
kg’dan (doğru)

“de / da” Bağlacının Yazımı


» Bağlaç olan “da, de” ayrı yazılır. Kendisinden önceki sözcüğün son ünlüsüne bağlı
olarak ünlü uyumlarına uyar. Cümleden çıkarıldığında cümlenin anlamında bozulma
olmaz.
Örnek
» Durumu ona da bildirdi. » Kardeşi de gelecekmiş.
» “Ya” sözüyle birlikte kullanılan da mutlaka ayrı yazılır.
Örnek
» O ya da sen, biriniz benimle gelin.
NOT: Ayrı yazılan “da, de” hiçbir zaman “ta, te” biçiminde yazılmaz. “Da, de” bağlacını
kendisinden önceki sözcükten kesme ile ayırmak da yanlıştır.
Örnek
» Ayrılsak ta beraberiz bundan sonra. (yanlış) – Ayrılsak da beraberiz bundan sonra.
(doğru) » Orhan’da geldi. (yanlış) – Orhan da geldi. (doğru)
NOT: “Da, de” bağlacının bulunma durum eki olan “-da, -de, -ta, -te” ile hiçbir ilgisi
yoktur. Bulunma durum eki getirildiği sözcüğe bitişik yazılır. Cümleden çıkarıldığında
cümlenin anlamında bozulma olur.
Örnek
» Eşyaları arabada unutmuş. » Timsahlar, karada ve suda yaşar.

“ki” Bağlacının Yazımı


» Bağlaç olan “ki” ayrı yazılır. Cümleden çıkarıldığında cümlede bozulma olmaz.
Örnek
» Böyle de olmaz ki! » Erken çıkalım ki yemeğe yetişelim.
NOT: “Ki” bağlacı birkaç örnekte kalıplaşmış olduğu için bitişik yazılır. Bunları
SOMBaHÇeMİ olarak kodlayabiliriz:
Sanki – Oysaki – Mademki – Belki –a– Halbuki – Çünkü –e– Meğerki – İllaki
“mi” Soru Ekinin Yazımı
» Soru eki olan “mi” ayrı yazılır ve kendisinden önceki sözcüğün son ünlüsüne bağlı
olarak ünlü uyumlarına uyar.
Örnek
» Bana da pasta kaldı mı? » Arkadaşlığımız bitti mi?
» Soru ekinden sonra gelen ekler, bu ekle bitişik olarak yazılır.
Örnek
» Bugün sinemaya gidebilir miyim? » Bana yardım eder misin?
» Bu ek sorudan başka görevlerde kullanıldığında da ayrı yazılır.
Örnek
» İlginç mi ilginç bir kitap. » Gece oldu mu eve girerim.

“ne… ne…” Bağlacının Yazımı


» Bu bağlacın kullanıldığı cümlelerin yüklemi olumlu olmalıdır.
Örnek
» Ne Almanya’da ne Fransa’da aradığı ilacı bulamadı. (yanlış) » Ne Almanya’da ne
Fransa’da aradığı ilacı bulabildi. (doğru)

Pekiştirmelerin Yazımı
» İlk hecenin sonuna “m,p,r,s” seslerinden birinin getirilmesiyle yapılan pekiştirmeler
daima bitişik yazılır.
Örnek
» masmavi, tertemiz, apaçık, yemyeşil…
» Kimi kuralsız pekiştirmeler de bitişik yazılır.
Örnek
» paramparça, güpegündüz, sırılsıklam…
» Sözcüğün ilk hecesinden özel olarak oluşturulan ikileme biçimindeki pekiştirmeler ayrı
yazılır.
Örnek
» bas bas bağırmak, ter ter tepinmek, kasım kasım kasılmak…
İkilemelerin Yazımı
» İkilemeler ayrı yazılır.
Örnek
» Oynaya oynaya gelin çocuklar. » Onunla baş başa görüşmelisiniz.
» İkilemeyi oluşturan sözcüklerin arasına herhangi bir noktalama işareti konulmaz.
Örnek
» Aşağı – yukarı üç senedir çalışıyorum. (yanlış) » Olanları bana tek, tek anlatmalısın.
(yanlış)
» Sözcüğün ilk sesi yerine “m” sesi getirilerek yapılan ikilemeler daima ayrı yazılır.
Örnek
» Burada kitap mitap yok. » Bizde akıl makıl kalmadı.

İLE EKİNİN YAZIMI


ile, ayrı olarak yazılabildiği gibi kelimelere eklenerek de yazılabilir.
ile, ünsüzle biten kelimelere bitişik olarak yazıldığında i ünlüsü düşer ve büyük ünlü
uyumuna uyar: bulut-la (bulut ile), çiçek-le (çiçek ile), kuş-la (kuş ile) vb.
ile, ünlüyle biten kelimelere bitişik olarak yazıldığında araya y ünsüzü girer ve
başındaki i ünlüsü düşer: arkadaşı-y-la (arkadaşı ile), çevre-y-le (çevre ile), sürü-y-le (sürü
ile), yapı-y-la (yapı ile) vb.

“Şey” Sözcüğünün Yazımı


“şey” sözcüğü her zaman kendinden sonra gelen sözcükten ayrı yazılır.
Örnek:
Her şey, bir şey, hiçbir şey vb.

“Her” Sözcüğünün Yazımı


Herkes, herhangi, herhalde dışındaki her ile kurulan birleşik sözcükler ayrı yazılır.
Örnek:
Her şey, her zaman, her bir, her taraf, her gün vb.
BİRLEŞİK KELİMELERİN YAZIMI
A) AYRI YAZILAN BİRLEŞİK KELİMELER
1. Etmek, edilmek, eylemek, olmak, olunmak yardımcı fi-illeriyle kurulan birleşik fiiller,
ilk kelimesinde herhangi bir ses düşmesi veya türemesine uğramazsa ayrı yazılır: alt
etmek, arz etmek, azat etmek, dans etmek, el etmek, göç etmek, ilan etmek, kabul
etmek, kul etmek, kul olmak, not etmek, oyun etmek, söz etmek, terk etmek, var olmak,
yok etmek, yok olmak vb.
2. Birleşme sırasında kelimelerinden hiçbiri veya ikinci kelimesi anlam değişikliğine
uğramayan birleşik kelimeler ayrı yazılır.
a. Hayvan türlerinden birinin adıyla kurulanlar:
kılıç balığı, köpek balığı, çalı kuşu, deve kuşu, muhabbet kuşu, ağustos böceği, ateş
böceği, cırcır böceği, hamam böceği, ipek böceği, at sineği, deniz yılanı, Ankara keçisi,
dağ keçisi, fındık faresi, kaya örümceği, bal arısı, deniz ördeği, bozkır kedisi vb.
b. Bitki türlerinden birinin adıyla kurulanlar:
çörek otu, güzelavrat otu, ateş çiçeği, çuha çiçeği, tespih ağacı, meyan kökü
dağ elması, yer elması, deve dikeni, kuş üzümü,, dağ armudu, at kestanesi, dağ nanesi,
Japon gülü, Antep fıstığı, çam fıstığı, sırık fasulyesi, soya fasulyesi, kayısı kurusu, şeker
pancarı , kuru fasulye, kuru incir, kuru soğan, kuru üzüm vb.
UYARI: Çiçek dışında anlamlar taşıyan baklaçiçeği (renk), narçiçeği (renk), suçiçeği
(hastalık); ot dışında anlamlar taşıyan ağızotu (barut), sıçanotu (arsenik); ses düşmesine
uğramış olan çöreotu ve yazımı gelenekleşmiş olan semizotu, dereotu bitişik yazılır.
c. Nesne, eşya ve alet adlarından biriyle kurulan birleşik kelimeler:
alçı taşı, kireç taşı, lüle taşı, Oltu taşı, arap sabunu, el sabunu, yel değirmeni; su dolabı,
müzik odası, oturma odası, masa örtüsü, el kitabı, okuma kitabı; İngiliz anahtarı, alt geçit,
üst geçit, dolma kalem, dönme dolap, toplu iğne, vurmalı çalgılar, vurmalı sazlar, yapma
çiçek, tuz ruhu vb.
ç. Yol ve ulaşımla ilgili birleşik kelimeler:
Arnavut kaldırımı; çevre yolu, deniz yolu, hava yolu, kara yolu, keçi yolu; köprü yol vb.
d. Durum, olgu ve olay bildiren sözlerden biriyle kurulan birleşik kelimeler:
açık oturum, açık öğretim, ana dili, Ay tutulması, baş ağrısı (hastalık), baş belası, baş
dönmesi, çıkış yolu, çözüm yolu, dil birliği, din birliği, güç birliği, iş birliği, iş bölümü,
madde başı, ses uyumu, yer çekimi vb.
e. Bilim ve bilgi sözleriyle kurulan birleşik kelimeler:
anlam bilimi, dil bilimi, edebiyat bilimi, gök bilimi, halk bilimi, ruh bilimi, toplum bilimi,
toprak bilimi, yer bilimi; dil bilgisi, halk bilgisi, ses bilgisi, şekil bilgisi vb.
f. Yuvar ve küre sözleriyle kurulan birleşik kelimeler: göz yuvarı, ışık yuvarı, renk
yuvarı, yer yuvarı; hava küre, ışık küre, su küre, taş küre, yarı küre, yarım küre vb.
g. Yiyecek, içecek adlarından biriyle kurulan birleşik kelimeler: bohça böreği, talaş
böreği, badem yağı, kuyruk yağı; arpa suyu, maden suyu, tulum peyniri, beyaz peynir,
Adana kebabı, tas kebabı; İnegöl köftesi, ezogelin çorbası, irmik helvası, Kemalpaşa
tatlısı, yoğurt tatlısı, badem şekeri, balık yumurtası, burgu makarna, kakaolu kek, çiğ
köfte, içli köfte, dolma biber, sivri biber, kesme şeker, süzme yoğurt, kuru yemiş vb.
ğ. Gök cisimleri:
Çoban Yıldızı, Kervan Yıldızı, Kutup Yıldızı, kuyruklu yıldız; gök taşı, hava taşı, meteor
taşı vb.
h. Organ veya organ yerine geçen sözlerden biriyle kurulan birleşik kelimeler:
elmacık kemiği, serçe parmak, yüzük parmağı, azı dişi, kuyruk sokumu, safra kesesi,
çatma kaş, takma diş, takma kirpik, takma kol, karga burun, kepçe kulak vb.
ı. Zamanla ilgili birleşik kelimeler: gece yarısı, gün ortası, hafta başı, hafta sonu vb.

3. -r / -ar / -er, -maz / -mez ve -an / -en sıfat-fiil ekleriyle kurulan sıfat tamlaması
yapısındaki birleşik kelimeler ayrı yazılır:
bakar kör, çalar saat, çıkar yol, döner sermaye, güler yüz, koşar adım, yazar kasa, yeter
sayı, çıkmaz sokak, geçmez akçe, görünmez kaza, ölmez çiçek, tükenmez kalem; akan
yıldız, doyuran buhar, uçan daire vb.
4. Renk sözü veya renklerden birinin adıyla kurulmuş isim tamlaması yapısındaki
renk adları ayrı yazılır:
bal rengi, duman rengi, gümüş rengi, portakal rengi, saman rengi, ateş kırmızısı, boncuk
mavisi vb.
5. Rengin tonunu belirtmek üzere renkten önce kullanılan sıfatlar ayrı yazılır:
açık mavi, açık yeşil, kara sarı, kirli sarı, koyu mavi, koyu yeşil vb.
6. Yer adlarında kullanılan batı, doğu, güney, kuzey, güneybatı, güneydoğu, kuzeybatı,
kuzeydoğu, aşağı, yukarı, orta, iç, yakın, uzak kelimeleri ayrı yazılır: Batı Trakya, Doğu
Anadolu, Güney Kutbu, Kuzey Amerika, Güneydoğu Anadolu, Aşağı Ayrancı, Yukarı
Ayrancı, Orta Anadolu, Orta Asya, Orta Doğu, İç Asya, İç Anadolu, Yakın Doğu, Uzak
Doğu vb.
7. Kişi adlarından oluşmuş mahalle, bulvar, cadde, sokak, ilçe, köy vb. yer ve kuruluş
adlarında, sondaki unvanlar hariç şahıs adları ayrı yazılır: Yunus Emre Mahallesi; Gazi
Mustafa Kemal Bulvarı vb.
8. Dış, iç, sıra sözleriyle oluşturulan birleşik kelime ve terimler ayrı yazılır: ahlak dışı,
çağ dışı, din dışı, kanun dışı, olağan dışı, yasa dışı, ceviz içi, hafta içi, yurt içi, aklı sıra,
ardı sıra, peşi sıra, yanı sıra vb.
9. Somut olarak yer belirten alt ve üst sözleriyle oluşturulan birleşik kelime ve terimler
ayrı yazılır: deri altı, su altı, toprak altı, yer altı (yüzey); böbrek üstü bezi, tepe üstü (en
yüksek nokta) vb.
10. Alt, üst, ana, ön, art, arka, yan, karşı, iç, dış, orta, büyük, küçük, sağ, sol, peşin, bir,
iki, tek, çok, çift sözlerinin başa getirilmesiyle oluşturulan birleşik kelime ve terimler
ayrı yazılır: alt yazı; üst kat, ana bilim dalı, ana dili, ön söz, ön yargı, art niyet, arka plan,
yan cümle, yan etki, karşı görüş, iç savaş, iç tüzük, dış borç, dış hat, orta kulak, orta
oyunu, büyük dalga, büyük defter, küçük harf, sağ bek; sol açık, peşin fikir, peşin hüküm,
bir hücreli, iki anlamlı vb.

BİTİŞİK YAZILAN BİRLEŞİK KELİMELER


Belirtisiz isim tamlamaları, sıfat tamlamaları, birleşik fiiller, ikilemeler, kısaltma grupları
ve kalıplaşmış çekimli fiillerden oluşan ifadeler yeni bir kavramı karşıladıklarında
birleşik kelime olurlar. Birleşik kelimeler belirli kurallar çerçevesinde bitişik veya ayrı
olarak yazılır.
Birleşik kelimeler aşağıdaki durumlarda bitişik yazılırlar:
1. Ses düşmesine uğrayan birleşik kelimeler bitişik yazılır: birbiri (< biri biri), kaynana
(< kayın ana), kaynata (< kayın ata), nasıl (< ne asıl), niçin (< ne için), pazartesi (< pazar
ertesi), sütlaç (< sütlü aş) vb.
2. Özgün biçimleri tek heceli bazı Arapça kökenli kelimeler etmek, edilmek, eylemek,
olmak, olunmak yardımcı fiilleriyle birleşirken ses düşmesine, ses değişmesine veya
ses türemesine uğradıklarında bitişik yazılır: emretmek, menolunmak, cemetmek,
kaybolmak; darbetmek, dercetmek, hamdetmek; affetmek, hissetmek, reddetmek vb.
3. Kelimelerden her ikisi veya ikincisi, birleşme sırasında anlam değişmesine
uğradığında bu tür birleşik kelimeler bitişik yazılır.
a. Bitki adları: aslanağzı, civanperçemi, keçiboynuzu, kuşburnu, turnagagası, açıkağız,
akkuyruk (çay), alabaş, altınbaş (kavun), altıparmak (palamut), kuşyemi, yılanyastığı,
akşamsefası, camgüzeli, çadıruşağı, ayşekadın (fasulye) vb.
b. Hayvan adları: danaburnu (böcek), karagöz (balık), karafatma (böcek), kızılkanat
(balık), sarıkuyruk (balık), yeşilbaş (ördek), şeytaniğnesi, yalıçapkını (kuş), karadul
(örümcek) vb.
c. Hastalık adları: itdirseği (arpacık), delibaş, karabaş, karabacak vb.
ç. Alet ve eşya adları: balıkgözü (halka), deveboynu (boru),kargaburnu (alet), kedigözü
(lamba) vb.
d. Biçim, tarz, tür, motif vb. adlar: balıksırtı (desen), kazkanadı (oyun), koçboynuzu
(desen), köpekkuyruğu (yağlı güreş), sıçandişi (dikiş), balgümeci (dikiş), beşikörtüsü
(çatı biçimi), turnageçidi (fırtına) vb.
e. Yiyecek adları: hanımgöbeği (tatlı), kadınbudu (köfte), kedidili (bisküvi), dilberdudağı
(tatlı), tavukgöğsü (tatlı), vezirparmağı (tatlı), bülbülyuvası (tatlı), kuşlokumu
(kurabiye), alinazik (kebap) vb.
f. Oyun adları: beştaş, dokuztaş, üçtaş vb.
g. Gök cisimlerinin adları: Büyükayı (yıldız kümesi), Demirkazık (yıldız), Küçükayı
(yıldız kümesi), Kervankıran (yıldız), Samanyolu (yıldız kümesi), Yedikardeş (yıldız
kümesi) vb.
ğ. Renk adları: baklaçiçeği, balköpüğü, camgöbeği, devetüyü, fildişi, gülkurusu,
kavuniçi, narçiçeği, ördekbaşı, ördekgagası, tavşanağzı, tavşankanı, turnagözü,
vapurdumanı, vişneçürüğü, yavruağzı vb.
h. Oğlu, kızı sözleri:, elkızı çapanoğlu, eloğlu, hinoğluhin vb.
4. -a, -e, -ı, -i, -u, -ü zarf-fiil ekleriyle bilmek, vermek, kalmak, durmak, gelmek ve
yazmak fiilleriyle yapılan tasvirî fiiller bitişik yazılır: düşünebilmek, gülüvermek,
uyuyakalmak, yazadurmak, süregelmek; düşeyazmak, vb.
5. Bir veya iki ögesi emir kipiyle kurulan kalıplaşmış birleşik kelimeler bitişik yazılır:
albeni, ateşkes, çalçene, dönbaba, batçık, çekyat, geçgeç, kaçgöç, kapkaç, örtbas, seçal,
tutkal, veryansın, yapboz, yazboz vb.
6. -an/-en, -r/-ar/-er/-ır/-ir, -maz/-mez ve -mış/-miş sı-fat-fiil ekleriyle kurulan
kalıplaşmış birleşik kelimeler bitişik yazılır: cankurtaran, çöpçatan, dalgakıran,
demirkapan, gökdelen, barışsever, basınçölçer, baştanımaz, değerbilmez, etyemez,
hacıyatmaz, kadirbilmez, karıncaezmez, kuşkonmaz, külyutmaz, tanrıtanımaz,
varyemez; çokbilmiş, güngörmüş vb.
7. İkinci kelimesi -dı (-di / -du / -dü, -tı / -ti / -tu / -tü) kalıplaşmış belirli geçmiş zaman
ekleriyle kurulan birleşik kelimeler bitişik yazılır: albastı, ciğerdeldi, çıtkırıldım,
dalbastı, fırdöndü, gecekondu, gündöndü, hünkârbeğendi, imambayıldı, karyağdı,
külbastı, mirasyedi, papazkaçtı, serdengeçti, şıpsevdi vb.
8. Her iki kelimesi de -dı (-di / -du / -dü, -tı / -ti / -tu / -tü) belirli geçmiş zaman veya -r
/-ar /-er geniş zaman eklerini almış ve kalıplaşmış bulunan birleşik kelimeler bitişik
yazılır: dedikodu, kaptıkaçtı, oldubitti, uçtuuçtu; biçerbağlar, biçerdöver, göçerkonar,
kazaratar, konargöçer, okuryazar, uyurgezer, yanardöner, yüzergezer vb.
9. Somut olarak yer bildirmeyen alt, üst ve üzeri sözlerinin sona getirilmesiyle kurulan
birleşik kelimeler bitişik yazılır: ayakaltı, bilinçaltı, gözaltı (gözetim), şuuraltı;
akşamüstü, ayaküstü, bayramüstü, gerçeküstü, ikindiüstü, olağanüstü, öğleüstü,
öğleüzeri, suçüstü, yüzüstü; akşamüzeri, ayaküzeri vb.
10. İki veya daha çok kelimenin birleşmesinden oluşmuş kişi adları, soyadları ve
lakaplar bitişik yazılır: Alper, Birol, Gülnihal, Gülseren, Şenol, Varol; Abasıyanık,
Adıvar, Ata-türk, Gökalp, Güntekin, İnönü, Karaosmanoğlu, Tanpınar, Yurdakul;
Yirmisekiz Çelebi Mehmet vb.
11. İki veya daha çok kelimeden oluşmuş il, ilçe, semt vb. yer adları bitişik yazılır:
Çanakkale, Gümüşhane; Acıpayam, Pınarbaşı, Şebinkarahisar; Beşiktaş, Kabataş vb.
Şehir, köy, mahalle, dağ, tepe, deniz, göl, ırmak, su, çay vb. kelimelerle kurulmuş sıfat
tamlaması ve belirtisiz isim tamlaması kalıbındaki yer adları bitişik yazılır: Akşehir,
Eskişehir, Çengelköy, Yenimahalle, Karadağ, Uludağ; Kocatepe, Akdeniz, Karadeniz,
Kızıldeniz vb.
12. Kişi adları ve unvanlarından oluşmuş mahalle, meydan, köy vb. yer ve kuruluş
adlarında, unvan kelimesi sonda ise gelenekleşmiş olarak bitişik yazılır: Bayrampaşa,
Davutpaşa, Gazi Osmanpaşa (mahalle); Ertuğrulgazi (ilçe), Kemalpaşa (ilçe); Mustafabey
(cadde), Necatibey (cadde) vb.
13. Ara yönleri belirten kelimeler bitişik yazılır: güney-batı, güneydoğu, kuzeybatı,
kuzeydoğu
14. Dilimizde her iki ögesi de asıl anlamını koruduğu hâlde yaygın bir biçimde
gelenekleşmiş olarak bitişik yazılan kelimeler de vardır:
a. Baş sözüyle oluşturulan sıfat tamlamaları: başağırlık, başbakan, başbayan, başçavuş,
başeser, başfiyat, başhekim, başhemşire, başkahraman, başkent, başkomutan, başköşe,
başmüfettiş, başöğretmen, başparmak, başpehlivan, başrol, başsavcı, başyazar vb.
b. Bir topluluğun yöneticisi anlamındaki başı sözüyle oluşturulan belirtisiz isim
tamlamaları: aşçıbaşı, binbaşı, çarkçıbaşı, çeribaşı, elebaşı, mehterbaşı, on-başı, ustabaşı,
yüzbaşı vb.
c. Ağa, baba, bey, efendi, hanım, nine vb. sözlerle kurulan birleşik kelimeler: ağababa,
ağabey, beyefendi, efendibaba, hanımanne, hanımefendi vb.
ç. Biraz, birçok, birçoğu, birkaç, birkaçı, birtakım, herhangi, hiçbir, hiçbiri belirsizlik
sıfat ve zamirleri de gelenekleşmiş olarak bitişik yazılır.
15. Ev kelimesiyle kurulan birleşik kelimeler bitişik yazılır: aşevi, bakımevi, basımevi,
doğumevi, gözlemevi, huzurevi, kahveevi, konukevi, orduevi, öğretmenevi, polisevi,
yayınevi vb.
16. Hane, name, zade kelimeleriyle oluşturulan birleşik kelimeler bitişik yazılır:
çayhane, dershane, kahvehane, yazıhane; beyanname, kanunname, seyahatname,
siyasetname; amcazade, dayızade, teyzezade vb.
17. -zede ile oluşturulmuş birleşik kelimeler bitişik yazılır: depremzede, afetzede,
selzede, kazazede vb.
18. Farsça kurala göre oluşturulan sözler bitişik yazılır: gayrimenkul, gayrimeşru,
Kuvayımilliye, Misakımillî, hamdüsena, hercümerç, hüsnükuruntu, hüsnüniyet vb.
19. Arapça kurala göre oluşturulan sözler bitişik yazılır: darülaceze, darülfünun,
fevkalade, hıfzıssıhha, şeyhülislam, aleykümselam, bismillah, fenafillah, fisebilillah,
inşallah, maşallah, velhasıl vb.
20. Müzikte kullanılan makam adları bitişik yazılır: acembuselik, hisarbuselik,
muhayyerkürdi vb.
21. Kanunda bitişik geçen veya bitişik olarak tescil etti-rilmiş olan kuruluş adları
bitişik yazılır: İçişleri, Dışişleri, Genelkurmay, Yükseköğretim Kurulu, Açıköğretim
Fakültesi, Gaziosmanpaşa Üniversitesi vb.
22. Renk adlarıyla kurulan bitki, hayvan veya hastalık adları bitişik yazılır: akağaç,
alacamenekşe, karadut, sarıçiçek; alabalık, beyazsinek, vb.
 NOKTALAMA İŞARETLERİ
 1.NOKTA(.)
1. Bitmiş cümlelerin sonuna konur:
Bütün gün çalıştı.
2. Bazı kısaltmalardan sonra kullanılır:
Doç., Prof., Sn.
3. Kurum Kısaltmalarında nokta kullanılmaz:
PTT, TCDD, TBMM
4. Sıra bildiren yazılardan sonra kullanılır:
2. Sokak, II. Mehmed
5. Tarihlerin yazılışında gün, ay ve yılı gösteren sayıları ayırmak için nokta
kullanılır.
21.07.2000, 11.8.1965, 29.10.1999...
6. Saat ve dakika arasına konur:
Tren, 09.15’te kalktı.
7. Sırlama yaparken kullanılır.
1.İsim
2.Zamir
8. Kitap, dergi, gazete adları ve başlıklardan sonra nokta kullanılmaz.
Kardelen, The Times, Zafer
9. Büyük sayılarda üçlü grupların arasına nokta konur.
250.110.999, 110. 008.965 ...
10. Bibliyografik künyelerin sonuna nokta konur.
Atatürk, M. Kemal, Nutuk, Ankara 1937.
11. Matematikte çarpı işareti yerine kullanılır: 4.5=20

2.VİRGÜL(,)
1. Birbiri ardınca sıralanan eş görevli kelime ve kelime grupları arasına konur.
Fırtınadan, soğuktan, karanlıktan ve biraz da korkudan sonra bu sıcak, aydınlık ve sevimli
odanın havasında erir gibi oldum. (H. Edip, Kalp Ağrısı)

2. Sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için kullanılır.


Umduk, bekledik, düşündük. Geldim, gördüm, yendim.
Fakat yol otomobillere yasak olduğundan o da herkes gibi tramvaya biner, kimse kendisine
dikkat etmez.(F. Rıfkı Atay, Denizaşırı)
3. Cümlede özel olarak vurgulanması gereken ögelerden sonra konur.
Gözyaşları, ruh için yaz yağmurlarından farksızdır.
4. Uzun cümlelerde yüklemden uzak düşmüş olan ögeleri belirtmek için konur.
Saniye Hanımefendi, merdivenlerde oğlunun ayak seslerini duyar duymaz, hasretlisini
karşılamaya atılan bir genç kadın gibi, koltuğundan fırlamış ve ona kapıyı kendi eliyle açmaya
gelmişti. (Y. Kadri, Panoroma)

5. Cümle içinde ara sözleri ve ara cümleleri ayırmak için konur:


Akşamüzeri , nedenini bilmem, uykum geldi.
6. Anlama güç kazandırmak için tekrarlanan kelimeler arasına konur:
Akşam, yine akşam, yine akşam,
Göllerde bu dem bir kamış olsam!

(Ahmet Haşim)
İkilemelerde kelimeler arasına herhangi bir işaret konmaz.
7. Tırnak içinde olmayan alıntı cümlelerden sonra konur:
Datça’ya yarın gideceğim, dedi.
8. Kendisinden sonraki cümleye bağlı olarak ret, kabul ve teşvik bildiren hayır, yok,
yoo, evet, peki, pekâlâ, tamam, olur, hayhay, baş üstüne, öyle, haydi, elbette gibi
kelimelerden sonra konur:
Peki, gideriz. Hayhay, memnun oluruz. Haydi, geç kalıyoruz.
9. Bir kelimenin kendisinden sonra gelen kelime veya kelime gruplarıyla yapı ve
anlam bakımından bağlantısı olmadığını göstermek için kullanılır:
Bu, tek gözlü, genç fakat ihtiyar görünen bir adamcağızdır.
Bu gece, eğlenceleri içlerine sinmedi.
10. Hitap için kullanılan kelimelerden sonra konur:
Sayın Başkan, Sevgili kardeşim,
11. Yazışmalarda, başvurulan makamın adından sonra konur:
Selçuk Üniversitesi Rektörlüğüne,
12. Yazışmalarda, yer adlarını tarihlerden ayırmak için konur:
Konya, 25 Eylül 2000
13. Sayıların yazılışında, kesirleri ayırmak için konur: 38,6 (otuz sekiz tam onda altı).
Sayıların kesirli kısımları ayırmak için araya nokta işareti konmaz. Bu şekildeki sayılar usulüne
göre okunmalıdır: 6,7 (altı onda yedi).
14. Bibliyografik künyelerde yazar, eser, basım evi vb. maddelerden sonra konur:
Atay, Falih Rıfkı, Tuna Kıyıları, Remzi Kitap Evi, İstanbul 1938.
Metin içinde ve, veya, yahut bağlaçlarından önce de sonra da virgül konmaz.
3.NOKTALI VİRGÜL(;)
1. Ögeleri arasında virgül bulunan sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için konur:
Sevinçten, heyecandan içim içime sığmıyor; bağırmak, kahkahalar atmak, ağlamak
istiyorum.
At ölür, meydan kalır; yiğit ölür şan kalır.
2. Cümle içinde virgüllerle ayrılmış tür veya takımları birbirinden ayırmak için
konur:
Pazardan patates, domates, biber; elma, şeftali, üzüm aldım.
Türkiye, İngiltere, Azerbaycan; Ankara, Londra, Bakü.
3. İkiden fazla eş değer ögeler arasında virgül bulunan cümlelerde özneden sonra
noktalı virgül konabilir:
Yeni usul şiirimiz; zevksiz, köksüz, acemice görünüyordu.

4. İki Nokta(:)
1. Kendisinden sonra örnek verilecek cümlenin sonuna iki nokta işareti konur.
Sözcükler sekize ayrılır: İsim, sıfat, zamir…
İsim: Varlıklara ad olan sözcüklerdir.
2. İki noktadan sonraki açıklama bağımsız bir cümle ise büyük harfle başlar; tek tek
sözcükler sıralanıyorsa küçük harfle başlar:
Öğretmen dedi ki: “Hemen sınıfa girin.”
İstenen belgeler şunlar: ikâmetgâh, fotoğraf, nüfus cüzdanı sureti...
3.Kendisinden sonra açıklama yapılacak cümlenin sonuna iki nokta işareti konur.
Kendimi takdim edeyim: Elektronik Mühendisi Ali Pınar.
4. Başkasından aktarılan söz ya da konularda konuşma çizgisinden veya tırnak
işaretinden önce kullanılır:
Yazar şöyle diyor: “----------“

5. Üç nokta (...)
1. Örnekler sıralanırken benzer, gibi anlamını vermek için kullanılır.
 Bahçemizde, vişne, kiraz, elma ... ağaçları var.
2. Alıntı yapılırken atlanan yerleri göstermek için kullanılır.
“....... İstemek başarmanın yarısıdır.”
3. Kaba sayılan veya söylenmek istenmeyen bölümlerin yerine üç nokta işareti
kullanılır.
M.....’da geçen günlerimi unutamam.
Çocuğu p... diye çağırdı.
4.Tamamlanmamış cümlelerin sonunda üç nokta işareti kullanılır.
Her sene yaz başında gelirdi, bu sene...
5.Ünlem ve seslendirmelerde anlatımı pekiştirmek için üç nokta işareti kullanılır.
Bir adım kalınca onu kıyafetinden tanıdılar.
- Koca ali... Koca Ali, be!...
Not: Türk imlâsında iki nokta yan yana kullanılmaz.

6. Kesme İşaretİ(‘)
1. Özel adlara getirilen iyelik ve hal eklerini ayırmak için kullanılır.
Doğu Karadeniz’in her yerini dolaştım.
2. Kısaltmalardan sonra
TRT’ye eleman alınacak.
3. Rakamlardan tarih ve saat bildiren sayılardan sonra
3’ü , 1935’te, 14.45’te telefon etti.
4. Bir harf ya da ekten sonra gelen ekleri ayırmada:
A’dan Z’ye inceledi. “de” nin yapım eki olarak da
kullanımları da vardır.
5. Özel adlar için yay ayraç içinde bir açıklama yapıldığı takdirde kesme işareti, yay
ayraçtan sonra konur.
Yakup Kadri (Karaosmanoğlu)’nin...
6. Bir ek veya harften sonra gelen ekleri ayırmak için kullanılır.
A’dan z’ye kadar hepsini bilirim.
7. N’etmek, n’eylemek gibi ifadelerde kullanılır.
N’oldu?, n’etsin?, n’apalım?...

7. Tırnak İşaretİ (“ ”)
1. Alıntıları göstermek için kullanılır.
Ünlü filozof: “Bir yerde bir şey olmak istiyorsan çok yerde çok şey olmalısın.” demişti.
2. Özel olarak belirtilmek istenen sözler tırnak içine alınır.
Yeni bir “barış taarruzu” başladı.
3. Kitap, şiir adları yani başlıkları tırnak içine alınır.
Şairin “O Belde” isimli şiirini okudum.

www.youtube.com/c/edebiyathocam
8.Soru İşaretİ(?)
Soru bildiren cümlelerden sonra kullanılır.
Oraya nasıl gidebilirim?
1. Sözde soru cümlelerinden sonra kullanılır.
Bilmez olur muyum hiç?
Bazı cümlelerde soru edatı veya soru bildiren sözcük olduğu hâlde soru anlamı
yoktur.
Alsam mı diye düşünüyorum.
2. Bilinmeyen yer,tarih vb. durumlar için kullanılır.
Karacaoğlan(1606?-1679)
3. Bir bilginin şüpheyle karşılandığı durumlarda ayraç içinde soru işareti kullanılır.
Ankara’dan Erzurum’a 7,5 (?) saatte gitmiş.
4.Soru ifadesi taşıyan sıralı cümlelerde soru işareti en sona konur.
Çok yakından mı bu sesler, çok uzaklardan mı?
Üsküdar’dan mı, hisar’dan mı, kavaklar’dan mı?

9.Parantez ( )
1. Cümlede geçen bir sözcük ya da kavramla ilgili açıklamalar parantez içinde
gösterilir.
Yazar bu eserinde(Çalıkuşu) çok başarılı.
2. Madde imlerinden sonra kapama parantezi olarak kullanılır.
a) b) c)
3. Doğum ve ölüm tarihleri parantez içinde verilir. (1885-1950)

10.Ünlem (!)
1. Sevinç, acı, korku, şaşma gibi duyguları anlatan cümlelerin sonuna ünlem işareti
konur.
Hava, ne kadar da soğuk! Aşk olsun!
2. Seslenme hitap ve uyarı sözlerinden sonra ünlem işareti kullanılır.
Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: İlerle!
Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
3. Bir söze alay, küçümseme veya kinaye anlamı katmak için ayraç içinde ünlem
işareti yazılır. Bu gibi durumlarda ünlem parantez içine alınır.(!)
Maşallah fidan gibi (!) Boyu var. (Kısa boylu birisi için)
Aklına (!) diyecek yok.
4. Cümlelerin sonlarında kullanılır.
Eyvah, aldandık!

11.Kısa Çizgi (-)


1. Satır sonuna sığmayan sözcüklerin hecelerini bölmek için kullanılır.
………………………………..…gele-
ceğini bilmiyordum.
2. Arasözleri belirtmek için:
Toplantıya -nasıl olduysa- o da geldi.
3.Birbiriyle ilişkili sözcük ya da sayılar arasına konur.
Çok-az, ince-kalın, Ağrı-Erzurum
09-10.30
4. Dilbilgisinde ekleri ve kökleri birbirinden ayırmak için kullanılır.
sanat-çı, bak-ış, gel-di-m, kitap-çı-lık, göz-lük-çü-lük...

12.Uzun Çizgi (—)


1.Yazıda satır başına alınan konuşmaları göstermek için kullanılır. Buna, konuşma
çizgisi de denir.
—Yoo, güvercinlerime dokunmayınız, dedi.
— Çalışmaya başladın mı?
— Evet
2. Konuşmalar tırnak içinde gösterilirse uzun çizgi kullanılmaz.
Arabamız tutarken Erciyes’in yolunu:
“Hancı dedim bildin mi Maraşlı Şeyhoğlu’nu?”

Ders videolarımızı www.youtube.com/c/edebiyathocam sayfasından izleyebilirsiniz.

You might also like