You are on page 1of 40

MİM 449 l MİMARLIK VE EDEBİYAT/ Sunuş 4

Öğr.Gör. SEÇİL Özcan Geylani

MODERNLEŞME
.. KURGUSU OLARAK
AİLENİN TURK ROMANINA YANSIMASI
Ömer Torlak

Dilara Amine Irmak/ 21894974


Gökçen Tuna Karalezli/ 21995691
Semih Ahmet Kaplama/ 21895063
Berk Kavasoğlu/ 21795133
İÇİNDEKİLER

01 BATILAŞMA, BATILILAŞMA VE AİLEYE YANSIMASI

02 MODERNLEŞME ARACI OLARAK AİLE ROMANI

ROMAN KURGUSU OLARAK GERÇEK HAYATTAN


03 AİLENİN ROMANI
GİRİŞ

Türk modernleşmesinin batılaşma ya da batılılaşma yolunda oldukça kurgusal bir yaklaşımla başladığı ve hız
kazandığı konusunda ortak bir kanaat olduğu söylenebilir. Bu kapsamda Türk modernleşmesinin batının ve batılı
olanın sorgulanmaksızın taklit edilmesi şeklinde yol aldığı da gözlenmektedir. Tanzimat ve Meşrutiyetin Osmanlı
toplumunda modernleşmenin başlangıcı olarak ele alınması mümkündür. Askeri alanda, teknolojide, hukuk
düzenlemelerinde ve ailede modernleşme çabaları artan biçimde kendini gösterir. Ancak modernleşme çabalarının
karşılık bulmasının yolu , topluma aktarılma ve ikna çabalarını gerektirir . İşte bu noktada , gazeteler, dergiler, mağaza
vitrinleri ve benzeri etkenler yanında dönemsel olarak bakıldığında , romanlar çok önemli bir araç olarak karşımıza
çıkar. olduğu görülür. Bu noktada elbette romancıların roman yazmadaki kaygıları, önemli ölçüde belirleyicidir.
Türk romanındaki gelişim seyri açısın-dan bakıldığında romanda modernleşme kurgusu olarak ailenin yer almasında
belirgin bir farklılık olup olmadığının irdelenmesi bu temel soru şudur: “Türk modernleşmesi bağlamında, romanda
kurgulanmış aileden roman kurgusu olarak aileye doğru bir dönüşümden söz edilebilir mi?” Bu soruya bağlı olarak
çalışmada cevabı aranan ikinci soru ise; “Türk modernleşmesi bağlamında, romanda kurgulanmış ailenin toplumsal
yansımaları ve modernleşme açısından etkileri popüler kültür araçlarının yaygınlaşmasıyla azalmış mıdır?” şeklinde
ifade edilebilir. Temelde bu iki soruya cevap arayan böyle bir çalışmanın aslında, Türk roman külliyatını bütün olarak
ele alması ve kurgu olarak aileyi kullanan tüm romanları içerik ve eleştirel söylem analizi yöntemleri ile analiz etmesi
beklenir.
BATILAŞMA,
BATILILAŞMA
VE AİLEYE
YANSIMASI
BATILAŞMA, BATILILAŞMA VE AİLEYE YANSIMASI

Osmanlı’da Çözülme
Batının yükselişi ve Batılı değerlerin
baskın hale gelmesi
Avrupa’nın Çöküşü

Batılaşma, Batının teknolojisine sahip olmakla yetinen anlayış olmakla başlamış, süreç içinde
Batının tüm değerlerini savunan ve arzu eden Batılılaşma ile yer değiştirmiştir. Tanzimat ile birlikte
Batılılaşmayı savunanlar kendilerini daha net ifade etmeye başlamıştır. Bu savunmalar İkince Meşrutiyet ile
birlikte devlet politikası halini almıştır.
Batının askeri ve Batının bu yönüyle
17. Yüzyıl Batının aynı teknoloji taklit edilmesine
sonlarında dönemdeki alanındaki dayalı Batıcılık ya
başlayan yenilgiler üstünlüğü değerlerinin da Batılaşma
üstünlüğünün yaklaşımı kendini
kabul edilmiştir. göstermiştir.

Avrupa ile ilişkiler öncelikle Avrupa başkentlerine gönderilen sefirlerle gelişmiş ve


eşzamanlı olarak lüks ürün ticaretindeki artışla özellikle Beyoğlu'nda açılan mağazalar yanında
reklam ve ilanlar yoluyla bazı ailelerde hayat tarzına yansımaları hızlanmıştır.
Gerçek bir modernliğin oluşmasının toplumsal müdahale edilmesi gereği de bilinmektedir. Aile
mevcut toplumsal yapıyı dönüştürmenin anahtarı olmuştur. Bireylerin yaşam tarzları, dünya görüşleri aile
içinde şekillenmektedir.

Tanzimat ve Meşrutiyet dönemleri sonrası Osmanlı ailesinin Batı ile iletişim kuran azınlık
kesiminde ortaya çıkan Batılılaşma arzusu ve yansımaları, devlet politikası olarak halka hemen yansımamıştır.
Zaman içinde Osmanlı ailesi de kitle iletişim araçları ve popüler kültürle birlikte değişime açık hale
gelmektedir.

Cumhuriyetin ilk yıllarında batılılaşma eğilimleri yoğunlaşmış ve Batı yaşam tarzı içindeki genç
kuşakların ve özellikle kadınların geleneksel değerlerden uzaklaştığı, yaşlıların ise bu durum karşısında
çaresiz kaldığı, İkinci Meşrutiyet romanlarında tasvir edilmiştir.
● Batılılaşma süreci zamanla daha kapsayıcı bir
kavram haline gelerek modernleşme ile karşımıza
çıkmaya başlamıştır.

● Modernleşmenin toplumsal bağlamı ise modern


aileyi doğurmuştur.

● Modernitenin yücelttiği değer ve idealler


bağlamında, eşitlikçi, mutlu, özgür, bağımsız,
varlıklı gibi vurgularla bir aile imgesi üretilmiştir.
Görsel 1
Türk romanının ortaya çıkışı ve gelişimi, Osmanlı
Batılılaşması ve ailedeki dönüşümle aynı zamana denk gelmesi
bağlamında, özellikle romanın ailenin modernleşme serencamı
bakımından çok önemli bir kaynaktır.

“Osmanlı romanı, Türk “Özellikle sosyal değişimin


modernleşmesini incelemek için az hızlandığı 19. yüzyıl için muhtelif aile
yararlanılmış bir kaynaktır, oysa tiplerinin günlük yaşayışı, sosyo-
birçok roman yazıldıkları zamana ait kültürel davranış kalıpları, tüketim ve
İstanbul seçkin çevrelerinin durumu kazançlarına ilişkin araştırmalar,
hakkında bize önemli bilgiler verir; sınırlı sayıdaki hatırat, her yerde pek
bu kaynaklar ayrıca Osmanlı düzenli olmayan nüfus kayıtları,
aydınlarının sosyal değişmenin seyahatnameler ve kuşkusuz
getirdiği sorunlara nasıl romanların ve hikâyelerin taranarak
yaklaştıklarını da belgeler.“ yapılması gerekmektedir.“
Şerif Mardin İlber Ortaylı
Batılılaşma yolunda ailenin dönüşümü devlet politikası konusu yapılamadığı gibi,
henüz kitle iletişim araçlarıyla da tanışmamış olan topluma dönemin romancılarının etkide
bulunmak istedikleri ve kendileri açısından aileyi modernleştirme misyonunu üstlendikleri
söylenebilir. Bu misyonları doğrultusunda ilk Türk romancılarının önce aileyi romanlaştırırken
cimri davrandıkları, sonradan sun'i aileler üzerinden mesaj vermeye çalıştıkları belirtilmiştir.
Bir diğer ifadeyle, birçok romanda yazarlar doğru buldukları toplumsal düzeni
savunmak için aileyi bir örnek olarak kullanmaktadır. Özellikle:

- Halit Ziya Uşaklıgil,

- Reşat Nuri Güntekin,

- Yakup Kadri Karaosmanoğlu

- Ahmet Hamdi Tanpınar gibi güçlü romancıların hem aile kurumunu hem de toplumsal düzeni
eleştirmektedirler.

Görsel 2 Görsel 3 Görsel 4 Görsel 5


Batılılaşmayı kendine tek çıkar yol edinmiş tiplemelerin 19. ve 20. yüzyılın ortasına
kadar Türk romanında beliren tek somut karakterler olduğu, bu karakterlerin tekrar tekrar
gerek komik veya trajik olarak kültürlerine ihanet eden ve kaçınılması gereken tipler olarak
ortaya çıktıkları belirtilmiştir. Bu tür alışılmamış düzeydeki batı taklidinin aslında dar bir
çevrede yaşandığını ve batılılaşmayla alay eden yaklaşımın Türk kültüründe sosyal denetim
adına gerçekleşen bir yaklaşım olduğunu ifade eder. Türk romanında uzun süre kurgulanmış
bir ailenin modernleşme adına kullanılmaya çalışıldığı, ama aynı zamanda çok sayıda
romancının sosyal kontrol adına da hareket etme ihtiyacı içinde olduğu anlaşılmıştır.
MODERNLEŞME
ARACI OLARAK
AİLE ROMANI
MODERNLEŞME ARACI OLARAK AİLE
ROMANI
• Modernleşme çabasında devlet politikalar ile hukuki düzenlemeler ve siyasal
tercihler kullanılabilir, ancak gelenekleri itibariyle oldukça köklü medeniyeti
olduğu bilinen toplumlarda, toplumsal değişim ve toplumu oluşturan önemli
bir kurum olarak ailenin modernleşmesinin sadece bu kurumsal
düzenlemelerle gerçekleşmeyeceği açıktır.

• Bu gerçeklikten hareketle, Osmanlıdaki Batılılaşma hareketleri ya da daha genel


ifadesiyle Türk modernleşmesinde ailenin modernleştirilmesi zorunluluktur..
• Kitle iletişim araçlarının yaygın olmaması, popüler kültürün henüz toplumsal hayata
yansımadığı ve kısmen gazetenin iletişim aracı olarak kullandığı Osmanlı toplumunda
Batılaşma hayalinde roman oldukça önemli bir araç olarak karşımıza çıkar.

Görsel 6 Görsel 7
• Roman özü itibariyle anlatıya dayalı ve hayatın anlatılmasını esas alan
metindir.Hayatın anlatılmasında ayrıntıların estetikle bütünleştirilerek verilmesi
kişilerin yerlerin ve ilişkilerin ayrıntılı ve süslenerek anlatılması romanın öne çıkan
özellikleridir.

• Bu noktada dil ve dilin kullanımı roman yazarının en önemli aracıdır. Yine


romancını yaşadığı toplumun kabul sınırı da çok değerlidir.

• Türkçe’nin ilk romanlarının yazıldığı dönemlere ilişkin romanda ayrıntı ve estetik


açısından yetersizlikleri dikkate alındığında ailenin içini romana olduğu gibi ve
ayrıntlarının süslenerek aktarılması çok zordu.
• Türk edebiyatının bugünkü anlamıyla 1862'de Fenelon'un Telemaque adlı romanının
Yusuf Kâmil Paşa tarafından tercümesi ile romanla tanıştığı ve Yusuf Kamil Paşa’nın bu
eseri, içinde "hikmetler" bulunduğu ve kimi yerlerinde zamane padişahının bazı iyi
vasıflarını gösterecek noktalara rastlanacağı için tercüme ettiği söylenir . ilk Türk
romancılarının Fransız romanının etkisinde kaldığı açık olmakla bilime, doğu hikâye
geleneği ile Osmanlı şiiri ile Divan Edebiyatı geleneğinin zengin entelektüel içeriğinden
kaynaklanan birtakım örnekleri de içinde barındırır .

Görsel 8
• Tanzimatla birlikte Türkçe olarak ilk telif roman, 1873
yılında Şemseddin Sami tarafından yazılan Taşşuk-ı
Tal’at ve Fıtnat adlı eserdir. Ancak roman formunda
ciddi ilk romancılar olarak Ahmet Mithat Efendi ile
Namık Kemal kabul edilir.
• Ahmet Mithat Efendi' nin romanlarında batılılaşma
karsısında bilgisiz kalan geniş toplumsal kitleye mesaj
vermek esas olup, bu yüzden romanda sade dil
kullanır.

Görsel 9
• Dolayısıyla ilk dönem türk romanında modernleşme aracı olarak kurgu aileler
sahnededir.

• Yapılan bir çalışma ile şu sonuca varıldı 1870-1950 yılları arasındaki romanların
çok büyük bölümündeki aileler tek çocuklu aile, önemli bir kısmı konak yada köşkte
yaşarken bu durumun Türk aile yapısını yansıtmadığı sonucuna varılabilir.

• Bilahare Meşrutiyet ve Cumhuriyet ile birlikte yasal düzenlemelerin de desteği ile


kurgulanmış ailelerin modernleşmesini sağlayacak adımların tamamlanmaya
çalışıldığı söylenebilir.
ROMAN
KURGUSU
OLARAK GERÇEK
HAYATTAN
AİLENİN ROMANI
1945

Cumhuriyet,
oluşturmak istediği
birey ve aile
yapısının oluşmasını
devrimler yoluyla
yapmaya çalışmıştır.
ROMAN KURGUSU OLARAK GERÇEK HAYATTAN
AİLENİN ROMANI

1945 ve sonrası Türk toplumsal ve siyasal yapısında önemli kırılmalar ve değişimlerin yaşandığı
süreçtir.

Toplumsal sıkıntılar yaşanırken elit bir kesimin yaşantıların daha belirgin olmaya başlaması
toplumu rahatsız etmeye başlamıştır.

Baskıcı uygulamalar ile geleneksel değerlerin yok sayılmaya veya saklanmaya çalışıldığı da
görülmektedir.

Tüm bu gelişmeler, toplumsal taleplerin farklı açılardan belirmesine ve dile getirilmesine yol
açmıştır
1945 1950 1980

Cumhuriyet, Dünyadaki ideolojik


oluşturmak istediği gelişmelerin
birey ve aile yansımaları;
yapısının oluşmasını toplumsal hayatı,
devrimler yoluyla bireyi ve aileleri
yapmaya çalışmıştır. etkilemiştir.
Topumsal Değişimler

Bir yandan modernleşmeyi tektipleştirici bir mantıkla yaşamak istemeyen birey


ve aileler

Diğer taraftan ise, modernizm sonrası ortaya çıkan ve geniş kesimler


tarafından bilinir hale gelen nimetlerden de yararlanma istek ve arzularını ifade
etmeye başlamıştır.
Topumsal Değişimler

modernleştirici etkiler kırılgan etkiler

● Köyden kente göçler ● Eğitim düzeylerinin yetersizliği

● Ekonomik özgürlüklerin ele alınmak ● İdeolojik bağlanmaların yüzeysel


istenmesi olması

● Hayat standartlarını yükseltilmeye


çalışılması

Birey ve ailenin modernleşmesi içselleştirilemeden yüzeysel kalmış ve değer çatışmaları ile


kırılganlıklara yol açmıştır.
Dönemin bu genel karakteristiği bağlamında,

Türk romanında da modernleşme aracı olarak kurgulanmış aile yerine,


roman kurgusu olarak, yaşayan aileden kesitlerin

roman konusu olarak ağırlık kazandığı anlaşılmaktadır.

İdeolojik yaklaşımların, çatışmaların ve gelişen popüler kültürün aile ve birey üzerindeki


derin etkileri üzerinden roman kurgulamak artık daha uygun gözükmektedir
Aslında bu durum,
içinde doğduğu ortamdan bağımsız bir edebiyatın,
insanların algılama ve tüketme biçimlerinden bağımsız bir edebi metnin
olmayacağı görüşü ile de tamamen desteklenmektedir.
Dönemin Roman Konuları
Toplumsal, sosyal, siyasal ve kültürel gelişmeler bağlamında bu dönem romanları konularında:

● Köy ailesi,

● Köyden kente göçüşün aileler üzerindeki etkileri,

● Kadınların iş dünyasında yer alması,

● Çalışma ortamlarına ilişkin talepler,

● İşçi-işveren ilişkileri,

● Kentli olmanın statü göstergelerine yansıması ve değer değişimi yanında ideolojik farklılık ve
çatışmalar sayılabilir.

Tüm bu romanlarda aileler modernleştirici bir kurgu aracı olarak değil, gerçekliğin roman tekniği
ile aktarılmasının bir aracı olarak kullanılmıştır.
Değişimin Sebepleri
Ailenin roman konusu olma bakımından bu ciddi kırılmada, tek başına toplumsal değişimin açıklayıcı
olmayacağı söylenebilir. Bu gelişmeler yanında dönemsel olarak eş zamanlı bir biçimde:

● Kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması,

● Televizyonun iletişim aracı olarak görsel Kurgu yerine gerçeğin


malzemeyi bolca sunması ve işlenmesi edebiyat ve roman
açısından da daha anlamlı
● Popüler kültür üretim mekanizmaları olarak,
hale gelmiştir.
müzik, sinema ve genel olarak medya
araçlarının var olanı göstermesi nedeniyle,
Değişimin Sebepleri

Başka bir deyişle,


görsel iletişim ve popüler kültür araçlarının baskın hale gelmesi,
bu araçların modernleştirici etkilerini artırdığı için,
yeni dönem Türk romanında kurgulanmış aileler değil, gerçek ailelerin estetikleştirilmiş,
roman sanatı ile süslenmeye çalışılmış halleri ile
karşı karşıya olduğumuz söylenebilir.
Dönemlerin Özellikleri
İlk Dönem İkinci Dönem
1. Kurgulanmış aile yapısı 1. Romanda gerçek ailelerin
hâkimdir. yansıtılması görülür.
2. Anlatılan İstanbul aileleri 2. İstanbul dışındaki, köyde
genelde üst sınıf ailelerdir. yaşayan aileleri konu alır.
3. Çoğunda hizmetkârlar vardır.
3. Köyün çok zor şartları, aileyi
4. Bu aileler bir veya iki çocuk
parçalayan unsur olarak
sahibi çekirdek ailedirler
gösterilir.
5. Genelde aile reisi erkektir,
4. Bu romanlarda genellikle,
ama kadınların aile reisi
olduğu çok sayıda roman da ataerkil aile içinde erkek
vardır. tahakkümü ve kadının
ezilmesi işlenir .
Unutulmamalıdır ki...

Gerçek ailelerin estetize edildiği romanların elbette tek tip olduğu ya da tek bir bakış açısıyla yazıldıkları
söylenemez.
Roman, yazarının zihin dünyası ve amacından bağımsız değildir.

Romandaki aile ve ferler, yazarın dünyaya bakışı ile ilintili olarak gerçekliğin ya da
yazarının görüşünün yansıtılması şeklinde karşımıza çıkar.
1945 1950 1970

Cumhuriyet, Dünyadaki ideolojik Bu yıllarıda ideolojik


oluşturmak istediği gelişmelerin ayrışmaların işçi
birey ve aile yansımaları; hakları ve sosyal
yapısının oluşmasını toplumsal hayatı, içeriklerle romandaki
devrimler yoluyla bireyi ve aileleri sunumunun arttığı
yapmaya çalışmıştır. etkilemiştir. görülür.
Bu dönemde ideolojik bağnazlık, taraftarlığın gerçekliği ve roman sanatına ilişkin estetiği de bazı
romancılarda azalttığı açıktır.

Bu tür romanlarda aile kurgularının ve hayat tarzlarının çoğunlukla ideolojik kırılganlıklarla sınırlı kaldığı
görülmüştür.
1945 1950 1970 1980

Cumhuriyet, Dünyadaki ideolojik Bu yıllarıda ideolojik İdeolojik


oluşturmak istediği gelişmelerin ayrışmaların işçi saplantılardan
birey ve aile yansımaları; hakları ve sosyal arınmışlığın romana
yapısının oluşmasını toplumsal hayatı, içeriklerle romandaki ve romancılara
devrimler yoluyla bireyi ve aileleri sunumunun artması yansıdığı
yapmaya çalışmıştır. etkilemiştir. görülür. söylenebilir.
Bu döneme ilişkin,

Sevgi Soysal,
Oğuz Atay ve
Orhan Pamuk romanlarında farklı bakış açılarından hareketle farklı gerçeklikler kendini romanda
bulurken,

İslâmi kesimden de mesaj verme aracı olarak Müslüman aile formunun,


Emine Şenlikoğlu,
Hekimoğlu İsmail (Ömer Okçu) ve
Ahmet Günbay Yıldız başta olmak üzere romancılar aracılığı ile kullanılmaya başlandığı gözlenir.
SONUÇ

Bu çalışmanın temel sorunu; “Türk modernleşmesi ,roman kurgusu olarak aileye doğru bir dönüşümden söz edilebilir
mi?" sorusuna, genel olarak evet cevabi verilebileceği anlaşılmaktadır . Türk romanın tarihi, ailenin görünür hale
getirilmesi ve modernleşme araç olarak kullanılmasının çok önemli bir araç olarak görüldüğü söylenebilir. Bu ihtiyaca
karşılık da batılılaşma veya modernleşme kaygısı ile kurgulanmış aile prototipleri üzerinden romanda ailenin kullanımı
çok uzun süre Türk romanında yer bulmuştur. Çalışmanın temel sorunsalına ek olarak çalışmada cevabı aranan ikinci
soru ise; "Türk modernleşmesi bağlamında, romanda kurgulanmış ailenin toplumsal yansımaları ve modernleşme
açısından etkileri popüler kültür araçlarının yaygınlaşmasıyla azalmış mıdır?” idi.
Bu sorunun cevabı olarak da yine evet denebilir. Elbette, bu çalışmanın amaçları arasında, roman tekniği üzerinden bir
değerlendirme bulunmamaktadır. Bu yüzden, modernleşme kurgusu olarak ailenin Türk romanında kullanımına ilişkin
başka araştırmalarda, konu roman tekniği boyutundan da incelenebilir. Dolayısıyla, özellikle son döneme ilişkin Türk
romanındaki aile kurgusu ya da vurgusunun post modern eğilimler ve romandaki post modern yaklaşımlar yönüyle de
incelenmesi anlamlı sonuçlar ortaya koyabilir. Yine bir başka çalışma alanı olarak, ailenin dönüşümü ile romandaki
dönüşüm arasında da hem kitle iletişim hem de popüler kültür kuramlarını açısından benzerlik ve farklılıklara vurgu
yapacak çalışmaların yapılmasıyla, ailedeki post modern dönüşümler ile romandaki ailenin post modern dönüşümü
arasındaki ilişkiler aranabilir.
KAYNAKÇA

● TORLAK, Ömer (2012), Modernleşme Kurgusu Olarak Ailenin Türk Romanına Yansıması- Muhafazakar Düşünce.
● Görsel 1: Sabiha Doğan, "Tanzimat Dönemi Kadın ve Aile", Kadın dergisi, Nisan-Mayıs-Haziran 2017, sayı 1.Yayın Tarihi: 02
Eylül 2020 Çarşamba
● Görsel 2: https://www.dr.com.tr/Kitap/Ask-i-Memnu/Halit-Ziya-Usakligil/Edebiyat/Roman/Turk-
Klasik/urunnohttps://www.dr.com.tr/kitap/huzur/edebiyat/roman/turk-klasik/urunno=0000000067770=0000000118323
● Görsel 3: https://www.dr.com.tr/Kitap/Yaprak-Dokumu/Edebiyat/Roman/Turk-Klasik/urunno=0000000052645
● Görsel 4: https://www.dr.com.tr/kitap/kiralik-konak/yakup-kadri-karaosmanoglu/edebiyat/roman/turk-
klasik/urunno=0000000061421
● Görsel 5: https://1000kitap.com/kitap/huzur--1198
● Görsel 6: https://www.kelambaz.com/osmanli-devletinin-gizli-gucu-aile/
● Görsel 7: http://www.tarihhaber.net/osmanlinin-gazeteleri/
● Görsel 8: https://tarihimizdeilkler.com/ilk-ceviri-roman-tercumei-telemak.html
● Görsel 9: https://www.babil.com/taassuk-i-talat-ve-fitnat-kitabi-semsettin-sami-altin-post-yayincilik

You might also like