You are on page 1of 14

Gelişim Psikolojisinde Seçme Konular

Çocuklarda Yas Süreci


Her ne kadar bilişsel gelişim çocuktan çocuğa değişse de yas süreci hemen hemen aynıdır.
Genellikle aileler danışmanlık için geldiklerinde çocuğa yakının vefatı haberini psikoloğun
vermesini rica edebilirler fakat bunu yapmak doğru değildir çocuğa bu haberi çocuğun
yakınlarından güvenilir birinin vermesi gerekmektedir.

5 Yaş Öncesi:
5 yaş öncesi çocuklar ölümün bir son olduğunu anlamazlar.
- Kardeşim ne zaman dönecek mezarından kalkması için ona yardım
edemez miyiz gibi cümleler kurabilirler.
- Yaşamın tüm işlevlerinin durduğunu anlayamazlar. Şimdi çocuğa kim süt
verecek gibi sorular sorar hala onun beslenebileceğini düşünürler.
- Ölümün herkesin başına gelecek bir olay olduğunu anlamazlar
- Ölüm sözcüğünün de tam olarak anlamını bilmezler. SOYUT
ALGILAMA YOK.
- Zaman kavramı tam anlamıyla gelişmemiştir. Zaman kavramı daha çok
döngüsel bir şekilde algılanır. Ölümü de bu nedenle döngüsel olarak
düşünebilirler
- Kendilerini her şeyin merkezinde düşünürler bu nedenle acaba benim
bunda bir payım oldu mu gibi düşünebilirler.
- Ölümü algılayamadığı için fazla tepki vermeyebilirler. Ölümün
ciddiyetinin henüz farkında değildir.
- Yas sürecini etkileyen bir diğer şey ise ölen kişinin çocuğa yakınlığıdır.
Bu dönemde yapılmaması gerekenler:
- Çocuğa anne mezarda ve anne cennete gitti gibi ifadeler kullanmak
çocuğun yalnızca kafasını karıştırır.
- Bu dönemde soyut bilgi verilmemeli.
- Zaman kavramı tam anlamıyla gelişmediğinden kısa bir yolculuğa gitti
gibi ifadeler kullanılırsa çocuk ölen kişinin geri geleceği beklentisi içinde
olur. Bu nedenle önerilmez.
- Çocuğa sürekli ölen kişiyi hatırlatmanın sürekli ölen kişiyi konuşmanın
anlamı yoktur. Yapılmamalıdır.
ÇOCUK SOMUT DÜŞÜNDÜĞÜ İÇİN DAHA SOMUT ŞEYLER ÖNERİLİR.
‘’Bir çiçek soldu ve tekrar hayata dönmeyecek.’’
Ayrılık kaygısı görülebilir.
‘’Canlılar yaşayacaklar ve bir gün yaşamları son bulacak.’’
Çocuk söyle bir düşünce içinde olabilir. ‘’Bebekler ve anne babalar ölmez
benim annem ve babam ölmeyecek’’

5 Yaştan 10 Yaşa kadar


- Ölümün geri dönülmeyen bir yer olduğunu ve tüm yaşamsal işlevlerin
durduğunu idrak edebilirler.
- Ölüm sebeplerini artık anlamlandırabilirler.
- 7 yaş civarında ölümün evrensel olduğunu fakat kendisinin istisna
olduğunu ve bu nedenle kendi ölümünü düşük ihtimal olarak algılarlar.
- Ölüm şekli cesedin çürümesi hangi parçaların kalacağı gibi konularla
ilgilenirler.
- Çocuk mezara gitmek istiyorsa götürülebilir.
- Çocuk sürekli yakınan insanların çevresinde bulundurulmamalı.
- Ölünün sihirli güçleri olduğuna ve kendisini duyacağına inanırlar
- Evin rutini bozulmamalı. Ölen kişinin eşyaları resimleri vs.
kaldırılmamalı.
Çocuğa ‘’ bak duygularını resme anlatabilirsin’’ denilebilir. Ç
Çocuklar 2.5 yaş civarı başka insanların duygularını anlayabilirler.
Karşısındakinin acısını anlayabilirler. Olayların sonuçlarını bildikleri için
haklı haksız gibi kavramlara takılabilirler.
‘’ İyiler bunları yaşamamalı, onun ölümü haksızlık’’ gibi
Her toplumun yası yaşama ve yaşatma süreçleri farklıdır. Baskın cinsiyet
rolleri bu süreçte de etkisini gösterebilirler. Bazen erkek çocukları ‘’ erkek
adam ağlamaz, erkek adam ağlar mı’’ gibi ifadeler kullanılması sonucunda
duygularını bastırabilir ve acısını yaşayamayabilirler.
Ebeveynin kendisini gizlemesine saklamasına gerek yoktur. Ebeveyn yasını
yaşamalı. Çocuk sorarsa ‘’ Ben onu seviyordum ve özledim sen de benimle
ağlayabilirsin’’ denilerek yası yaşamanın doğal bir süreç olduğu çocuğa
anlatılır.
BU DÖNEMDE DE SOMUT ANLATIMLARA İHTİYAÇ VAR. Mistik
konulara girilmemeli.
Çevresindeki insanlar anormalleştirmediği sürece çocuk zaten olağan bir yas
sürecinden geçecektir.

10 Yaştan Ergenliğe Kadar:


Bu dönemde tepki daha ağırdır. Çocuk ölümün sonuçlarından haberdardır.
Değişim vardır ve doğal olarak yasa verilen tepkiler de değişecektir.
Bu dönemde doğru sosyal destek çok önemli.

Çocukların Yas Dönemine Tepkisi


Çocukların kayıp karşısında gösterdiği ilk yas tepkileridir.
Bazen ebeveynler tarafından anormalmiş gibi algılanır çocuğun ağlamaması
veya tepki vermemesi fakat bu bir yandan da iyidir çocuğun kendini
hazırlaması için.
1) Şok ve İnanmama
-Çocuk acı gerçeği kabullenmekte zorlanır.
‘’ Hayır sana inanmıyorum bu olamaz ‘’
- EN ÇOK GÖRÜLEN TEPKİ ŞOK VE İNANMAMADIR.
- Çocuk ölümü adım adım kabul eder.
- Çocuğun öfkesini bir anda dışarı vurmaması aslında onun bir koruyucu
mekanizma geliştirmesine yardımcı olur.

2) Korku ve İtiraz
- Daha büyük yaş grubunda görülür.
- Anne babanın kaybı üzerine korku veya ben de ölmek istemiyorum
korkusu.
- Eğer ebeveynlerden biri kaybedilmişse diğer ebeveynin ölümü kendi
ölümünden daha korkutucu gelir.

3) Donup kalma- Hissizlik


Çocuk belirgin bir tepki vermiyor fakat hayatına da kaldığı yerden devam
etmiyor.
4) Her zamanki etkinliklere devam etme
Çocuk ölümü anlamıyor veya içselleştiremiyor.
- Aileler buna da şaşırırlar ama bunun da artısı vardır. Çocuk kendini
güvende hissediyor.
- Ölümle yüzleşmiyor.
- Çocuk mezara gitmek istiyorsa götürülebilir.
- Mutlaka çocuk psikiyatrisi desteği alınmalı.

Buraya kadar olan tepkiler İLK yas tepkileridir.

Çocukların Kayıp Karşısında Gösterdiği Diğer Yas Tepkileri:


1) Kaygı:
- Birini kaybedince en sık görülen tepkilerden bir tanesi de kaygıdır.
Çocuğun temel güven duyguları çok derinden sarsılıyor.
- Bu nedenle çocuk anneye/babaya çok yapışabiliyor ‘’ ne olur sen de
ölme’’
- Kalan ebeveyn ile yatma başlayabilir.
- Küçük çocuklar bu dönemde daha talepkâr ve ısrarcı olabilirler.
- Ayrılma kaygısı yaşanabilir.
- Anne hastayım dese ölmesinden korkabilir çocuk.
*** Bir danışan ile terapi yaparken danışanın duygularını anladığınızı ona
hissettirmeli acısını paylaşmalısınız. Duygularına dokunmalısınız.
Eğer çocuk anlatmak istemiyor ve direniyorsa çocuğa ısrar edilmemeli. Hazır
değilsen anlatmak zorunda değilsin.
Çocuk kendi ölümünden de çok korkar ama ebeveynin ölümü çocuk için
daha korkutucudur.
Çocuk hazır olduğunda size geldiği şeylerle ilgilenin.
İlk görüşme çocukla güven ilişkisi kurulma aşamasıdır. Fakat çocuk
paylaştıklarının anne baba ile paylaşılmasından korkabilir. Bu noktada
çocuğa da ebeveynlere de paylaştıklarının kimseyle paylaşılmayacağı ve
tamamen gizli kalacağının güvencesi verilmelidir.
Eğer iki ebeveyn de kaybedilmişse bu durumda bakım veren ile
görüşülür.Bakımverene çocuğun kendisine nasıl davrandığı sorulur.
Bazen çocuklar örneğin ölen kardeşin yerine geçerek onu taklit ederek
davranma eğiliminde olabilirler. Bu davranışın altında yatan güdü saygı ve
sevgi görmek veya ölen kardeşinin yokluğunu kaybını kompanse etmek ve
ebeveynleri mutlu etmek kaybı unutturmak olabilir.
!!! 1 yıldan uzun olan yas uzamış yas veya patolojik yas olarak adlandırılır.
Daha küçük yaş grubunda çocuk kendinden bağımsız şeyler söyler.’’ Anne
sen uyuyunca ölürsen bize kim bakacak’’ gibi.
Yaş büyüdükçe sorular daha birincil ihtiyaçlara yönelik olur.’’ Babam hasta
olunca borçlarını ben mi ödeyeceğim’’ gibi.

● Yas sadece ölüm sonrası olmak zorunda değildir. Anne veya baba
hastayken de yas süreci yaşanabilir çocuk tarafından.
● Yas sürecinde büyük ve küçük çocukların bu süreci değerlendirme
biçimleri farklılaşır.
● Çocuk okula gitmeyebilir. Gizli güçlerinin olduğunu düşünüp anneyi
korumak isteyebilir. Geride kalan ebeveynin ölümünden korkabilir.
● Bazen de çocuk yalnız yatmak istemeyebilir veya yatağa gitmeyi
geciktirebilir ki burada da çocuk ölümden korkuyor. Yas sürecinin bir
parçasıdır.
● Ebeveyn bazen çocuğun düzeninin bozulmamasını isteyerek kendi
istediklerini çocuğa yaptırmak isteyebilir fakat çocuğu oluruna bırakmak
daha sağlıklıdır.
● ** Çocuk yası kademe kademe yaşar zaten bu doğal süreci sabote ve
manipüle etmeye kalkmamalı.
● Halk arasında iyi niyetli fakat bazen yanlış eylem ve sonuçlara yol
açabilen bir inanış vardır: ‘’ Çocuk içine atmasın’’ fakat çocuk onu farklı
şekillerde zaten yaşıyor sürekli ölümü hatırlatmanın manası yoktur.
● Çocuk yalnız uyumak istemeyebilir. Çocuklar için yalnız uyumak zorlu
bir süreçtir. Çocukla birlikte yatılabilir fakat çocuğa ‘’ sen uyuduktan
sonra ben yerime yatacağım’’ şeklinde açıklama yapılmalıdır.
● Çocuk hiçbir şey için zorlanmamalı. Eğer çocuk cenazeye gelmek
istemiyorsa zorlanmamalı
● Çocuk ölüm anına tanıklık etmişse veya ölü çocuk tarafından bulunmuşsa
çocukta fobik davranışlar görülebilir.

2) Canlı Anılar
● Trafik kazası veya deprem anı , enkaz altında kalan ebeveyn gibi ölüme
ilişkin anılar sürekli tekrar tekrar zihne ulaşır.
● Adeta içselleşmiş bir video pimi gibidir.

● Tekrar eden rahatsız edici düşünceler çocuğun zihnini meşgul eder.

● Konuşamayan çocuk konuşmaya başladıktan sonra ölümün nasıl


gerçekleştiğini anlatabilir. Bu normaldir çocuk o zaman da olayların
farkındaydı fakat kendini ifade edemiyordu.
● Olaylarla ilgili ipuçları olayın tekrar hatırlanmasına sebep olabilir.
( mekan,kişi ,eşya vs)

3) Uykuya Dalmakta Güçlük -Uyku Problemleri


● Bir anda çığlık çığlığa uyanma

● 2 yaş civarı uyku terörü nün yaşandığı yaşlardır. Anne baba çocukla
uyumaya başlayabilirfakat çocuk bunu daha sonra ikincil bir kazanç
olarak görebilir.
● Çocuk sakinleştirilmeli.

4) Üzüntü ve Özlem
Çocuk tepki vere de bilir vermeye de bilir. HER ÇOCUK FARKLI
TEPKİLER GELİŞTİREBİLİR.
Daha küçük çocukların üzülme süreleri daha kısadır. Onunla ilgili sorular
sorar.’’ Soğuk olunca annem üşümez mi’’

*** Özellikle 5 yaşından büyük çocuklara gerçekler anlatılmalı.


● Çocuk yalnız kalmak da isteyebilir içine de kapanabilir . Örneğin çocuk
fotoğrafı görünce ağlıyor fakat sorulduğunda hayır bacağım ağrıyor ondan
ağlıyorum diyor. Bu durumda ısrar edilmemeli üstelenmemeli. Sağlıklı bir
sosyal destek bu dönemde her zamankinden daha da önemlidir.
Hayatta kalan kişiden vefat etmiş kişi ile ilgili hikayeler dinlemek bile çok
yardımcı olabilecek sağaltıcı etki görebilecek bir etkendir.
Çocuk ölen kişinin eşyasını yanında taşımak isteyebilir. Bu çok normaldir.
Yapma etme gibi tutumlar yas sürecini olumsuz etkileyerek uzatabilir.
Çocuk eğer tabutu gördüyse ölen kişinin eve tabutla geleceğini düşünebilir.
Örneğin kardeş kaybında çocuk bazen ölen kardeş gibi davranabilir. Burada
amaç onun yokluğunu hissettirmemek veya ben de buradayım beni de sevin
mesajı vermek olabilir.
BUNLAR BU SÜREÇTE NORMALDİR. Onun gibi davrandığının farkına
vardırılması gerekir.
5) Öfke Ve Dışa vurma
- Fazlasıyla yaygındır. İsyan vardır. Çocuk ortalığı kırıp dökebilr.
! Yas 6 aya kadar normal fakat 1 yılı aşarsa bu patolojiktir.
- Öfke ölen kişiye veya tanrıya da olabilir.
- Bazen çocuklar yas tutmadıkları ve üzüntülerini ifade edemedikleri için
yetişkinlere de öfke duyabilirler. Veya kendini de suçlayabilir çocuk ‘’
ben olsaydım bunu engellerdim , ona bakardım’’ gibi.
- Bunlar normaldir 6 aya kadar. 6 ay içerisinde süreç yaşanımın hafifleyip
hafiflemediğine bakılır.

6) Suçluluk -Kendini Kınama -Utanç


! Bu normal değildir. Psikoterapi alan çocuklarda daha fazla görülüyor .
Çocuklar benmerkezcidir. Gizli güçlerinin olduğuna inandıkları için
kendilerini sorumluymuş gibi hissedebilirler.

7) Okul Sorunları
Yas sürecinde duygular etkilendiğinden dezorganize düşünce ortaya çıkabilir
bu da akademik başarısını etkileyebilir.

8) Fiziki Yakınmalar
● Baş ağrısı, karın ağrısı gibi bir takım bedensel yakınmalar da görülebilir.
Ayrıca kaygı da bağırsak hareketlerini hızlandıracağından mide bulantısı,
kusma, karın ağrısı olabilir.
!!! Ortamdaki insanların tutumları, yası tutulan kişi ile tutan kişi arasındaki
ilişki , yakınlık da yas sürecini etkileyen diğer unsurlardır
Ayrıca çocuk eğer ebeveyni kaybettiyse o ebeveynin yerine bir başkasının
gelmesi korkusu da olabilir çocukta. Ebeveyni paylaşma korkusu olabilir.

STRES
Stres kişinin çevresel duygusal ve düşünsel bir tehdit unsuru ile
karşılaştığında deneyimlediği olumsuz duygudurum veya yaşantıdır.
-Zorlantılı ve travmatik yaşam olayları birer stres unsurudurlar.
- Streste dengeyi duygu düşünce davranış boyutlarında kuruyoruz.
-Beynin , zihnin içsel ve dışsal verileri değerlendirme süreçlerinde problem
olduğunda stres yaşıyoruz.
Kronik stres yaşantılayan bireyler tekrar rahatlama evresine dönemiyor ve
tükenmişlik yaşanıyor.
Bilişsel denge bizim için daha önemlidir.
Stres karşısında savaş kaç tepkisi tetiklenir.
Stres bir takım bilişsel ve fizyolojik problemlere yol açabilir. Unutkanlık,
uyku düzeninde bozulma , uyuyamama gibi.
Zihni meşgul eden düşünceler var mı? Diye sorulabilir.
Stres Karşısında Verilen Duygusal Tepkiler:
Öfke, Depresiflik, Konfüzyon, Anhedoni, Çökkünlük
1) Stres Öncesi Düzey
2) Bedensel İşlevlerin Strese Karşı Tepkileri
3) Stresli Durum Sonrası
4) Stres Öncesi Dönemin Devamlılığı
Kronik Stres
Kronik stres için yeni bir olay yaşanması gerekmez bazen geçmiş travmatik
yaşantılar da fazlasıyla etkilidir. Bireyin sorunları devam etmektedir fakat bu
sorunlar bireyin kapasitesinin çok üzerinde olduğunda kişi tükenmişlik
yaşamaya başlıyor. Kronik stresten mustarip bir danışan ile çalıştığımızda
amacımız yararlı dönütler ile bu durumu kısa süreli stres döngüsüne
çevirebilmek.
Stresin deneyimlenmesi kişiden kişiye farklılık göstermektedir.
Tükenmişlik hissi sabit değildir. Yaşantılanan olumsuz deneyimler sonucunda
adeta balon gibi şişmeye başlar.

STRESLE BAŞ ETME YOLLARI


A) Stres yaşayan kişinin olumlu diyalog geliştirmesi
Stres ve kaygıda en çok çalıştığımız alan budur.
1) Otomatik Düşünceler
Anlık olumsuz duygular ve düşünceler içeren cümleler

● Ya Hep Ya Hiç Şeklinde Düşünme


Kişi başarılıdır fakat başarı kusurluysa en ufak pürüz bile kişinin
kendisini başarısız olarak algılamasına yol açar.
Performans kusuru . O kişi için baları ne demek?

● Aşırı Genelleme
Tek bir olumsuzluktan genelleme yapmak
● Zihinsel Süzgeç
‘’Bütün aksilikler benim başıma geliyor’’
● Olumluyu geçersiz kılmak
Olumlu yanı tamamen yok saymak.
Elde edilen bir başarı sonucunda dahi sebepleri dışsal faktörlere
yüklemek.
● Zihin Okumak
‘’Hoca bana soru sormadı kesin bana kızdı’’
● Falcılık
‘’ Annemler aramadı kesin evde bir problem var ‘’
● Aşırı büyütme veya aşırı küçültme
Olayları gereksiz bir şekilde abartmak veya küçültmek. Bu kişinin hem
kendisine hem de karşısındakine atfettiği bir özellik olabilir.

!!Anamnez formlarına ‘’kronik bir rahatsızlığınız var mı?’’ sorusu


eklenmeli

● Duygusal Mantık Yürütme


Duyguları kullanarak gerçeği yorumlamaktır.
Üzerimde bir ağırlık var kesin kötü bir şey olacak.
● -meli – malı cümleleri
Kişinin kendini suçluluk duygusu baskısı altında hissettiğinde sanki her
şeyi yapması gerekiyormuş gibi düşünmesi. İyi bir insan olursam
sevilirim gibi.
Çalışkan olmalıyım ki sevilebileyim.
Ben arkadaşlarım için bu kadar özveride bulunuyorum onlar da bana aynı
şekilde davranmalılar.

● Etiketleme- Yanlış Etiketleme


Aşırı genellemenin uç noktasıdır.
Karşımızdakinin düşüncesi ile kendi öz benliğimize atıfta bulunmaktır.
Kendi kişiliğine yapılan olumsuz atıflarla kendini tanımlamak
Hatalarınızı açıklamak ya da davranışların üzerinde durmak yerine kendi
kişiliğinize ya da başkalarının hataları yüzünden başkalarının kişiliğine
olumsuz atıflar yapmak.
‘’Ben bir hiçim ben işe yaramazın tekiyim ‘’
● Kişiselleştirme
Herhangi bir olayda olayla alakalı hiçbir sorumluluğu olmamasına rağmen
olayın nedeni olarak kendini görmek
Örneğin anne hasta ve annenin hastalığının sebebi olarak kendi hatalarını
görmek.

B) Gevşeme Egzersizleri
Nefes al 2 sn bekle burnundan yavaş yavaş ver.
C) Zamanı İyi Kullanma
D) Etkili İletişim
- Senli benli cümleler kutuplaştırıcıdır.
- Uygun egzersiz seçimi önemlidir
- Problemi çözebilmek için ipuçları geliştirilmeli

STRESLE BAŞ ETMEDE KİŞİSEL PROBLEMİ ÇÖZME AŞAMALARI


1) Problemi Saptamak
2) Çözümü seçme
3) Eyleme geçme
4) Sonuçları değerlendirme

Sınav Kaygısı
Yönetilemeyen kaygı her zaman sıkıntı yaratır.
Okula devam vardır ama başarıda ciddi bir düşüş vardır.
Akran zorbalığı??
‘’Sınavla ilgili konuşmak istemiyorum’’
Sınav sonrası elde edilecek sonuçların ve başarının fazla abartılması
Tükenmişlik görülebilir

Ergenlik:
Ergenlik dön özellikleri duygudurum bozukluklarından uyum
bozukluklarından ayırt edilebilmeli.
Anne babadan bağımsız olmak ama aynı zamanda anne babadan
ayrılmamak ister.
Ne yetişkin ne çocuk bu noktada ayırt edebilmek önemli.
Ergenlik dönemi hatalarının farkında vardırılması gerekir fakat yargılayıcı
bir üslup ve soru sorma şekli ile değil daha çok yansıtıcı sorular sorarak.
Bazen çocuk neden getirildiğini anlayamayabiliyor. Bu nedenle ilk
görüşmede aile ve çocuk birlikte alınabilir.
Karşıt gelme bozukluğu- Her bir otoriteye ayrı tepki
DEHB tedavi olmazsa sonrasında karşıt gelme boz ve davranım
bozuklukları ortaya çıkabilir.
Antisosyal kişilik bozukluğundan ayırt edilmeli
Bazı ergenlerde aileden saklanan madde bağımlılığı öyküsü olabilir.
Bazen de oyun bağımlılığı.

!! 18 yaş altı hiçbir çocuk ailesi olmadan danışan olarak kabul edilmez.
Akraba da yasal vasi statüsünde olmadığı müddetçe kabul edilmez.
Yasal sorumluluklar iyi bilinmeli, 18 yaş altı çocukla çalışıldığında da
anne babanın da kimliklerine bakılmalı.
Ergenlerle iletişim kurarken yargılayıcı bir tutumdan uzak kabul edici ve
tutarlı bir tavır sergilenmeli.
Ergeni dinlerken ona saygı duyduğumuzu belirtmeliyiz.
Sonra hayır diyeceğimiz bir şeye evet dememeliyiz. Yapılamayacaksa söz
verilmemeli.
Bazı ergenlerde sadece ergenle çalışmak efektif olmayabilir bu nedenle
aile ile de çalışılmalı.
Ergenlerde dikkat edilmesi gereken bir diğer şey de arkadaşlık
ilişkileridir.
Yasaklamak bir şeyi daha çekici hale getirir.
İletişim çok önemli o nedenle etkili dinleme yapılmalı.
Anne baba çocuk ilişkisi net sınırları belli ve arkadaşlık ilişkisinden farklı
olmaldıır.Anne baba çocuklarıyla arkadaş olmamalıdır.
ÖNCE PATOLOJİK BİR DURUM OLUP OLMADIĞI SORGULANIR.

6 yaş sonrasına wisc r uygulanır.12 tane alt test vardır.

20-35: Ağır derecede mental retardasyon( Bakımverene muhtaç)


36-49:Orta derecede mental retardasyon(Öğretilebilir)
50-69:Hafif düzeyde mental retardasyon(Eğitilebilinir)
70-79:Sınır düzeyde mental retardasyon
80-110:Normal zeka düzeyi

Etik olarak sebepsiz yere uygulanmaz.


Çocuk duygusal, cinsel istismara veya ihmale uğradıysa bu çocuklarda
sözel yetenekler zayıflamış olduğundan sınır ve normal zeka düzeyleri
birbirine karıştırılabilir.

Epilepsi hastası çocuklarda bilişsel işlemleme zayıfladığından çocuğun


nöbetlerinin geçmesi beklenmelidir.

Orta derecede mental retardasyon: Öğretilebilir


Kendi başına yemeğini yiyebilir mi ? Tuvaletini yapıp özbakım
becerilerini yerine getirebilir mi?

Özbakım becerileri:
Bağımsız hareket etme, para hesabı yapabilme
Tanıdığı biriyle karşılaşınca konuşur mu ? gibi becerileri kapsayabilir.

Ağır ve orta derecede mental retardayon doğum öncesi doğum sırasında


ve doğum sonrası komplikasyonlarda kolaylıkla fark edilebilir.

Hafif düzeyde mantal retardasyonda çocuk eğitilebilir düzeyde


olduğundan özel eğitim öğretmeni vasıtasıyla iyi bir eğitim sonrası çocuk
sınır düzeye çıkabilir.
Okuma yazmayı yaşıtlarından daha geç mi öğreniyor ?
Tehlikeyi algılayabilir mi? (çay sıcak)
Aritmetik beceriler

Disleksi: Okumada güçlük


Hızlı mı okuyor heceleyerek mi okuyor ?

Örneğin: ‘’Mert kedi yavrusunu gördü. ‘’ cümlesini mert kedinin


yavrusunu gördü veya mert kedi yavru gördü şeklinde okuyabilir.
Okurken ekleme- çıkarma yapabilir.

Disgrafi: b>d p>b 3>E 7>f


Diskalkuli: Matematik hesaplamalardaki güçlük

!! Disleksi için normal ve üstü zeka düzeyi gerekir.


DEHB olan çocuklarda hiperaktiviteden dolayı değerlendirme güçleşir.
Tedavi sonrası yaklaşık 1 ay sonra değerlendirme yapılır.
Saat çizme testi:
Uzamsal zeka
El kol koordinasyonu
Özgül öğrenme bozukluklarında sağ sol kavramı tam oturmamış
olabiliyor, karıştırılabilinir.
Sözel performans düşük çıkıyorsa istensin veya istenmesin disleksi
değerlendirilir.
Disleksi için ara dönem sonrası bakılması daha uygundur.
Çocuğa senin zekanı ölçeceğiz bakalım ne kadar zekisin gibi cümleler
kurulmamalıdır. Çocuk bu durumda kaygılanır ve bu da performansını
etkiler. Özel eğitimle iyileşebilirler fakat tam bir düzelme gerçekleşmiyor.
Özgüven problemleri görülür.

Labirentler testi:
Kaç yaşında yürüdü?
Kaç yaşında tuvalet eğitimi almaya başladı
Kaç yaşında ilk kelime cümle

Vais r testi
16 yaş sonrası için uygulanır.
En fazla iki oturumda yapılmalıdır.

MMPI:
Tanılama değil hangi aralıkta olduğunu belirleriz.
Ergenlere uygulanmaz.
Bazı sorular zor ve anlamsız gelebilir ancak onların bizim için anlamları
farklıdır.
9 skala vardır.

WISC-R VE WISC-4 SINIR VE NORMAL ZEKA DÜZEYİNE


UYGULANIR.

Kent egy testi:


Sözel bir testtir.
Raporlama:
Uygulanan kent egy testinde total 10.62 olarak değerlendirilmiştir.Hafif
düzeyde zeka geriliği bilgisi edinilmiştir.Ancak klinik gözlem ve
değerlendirmeler sonucunda okuma yazma aritmetik muhakeme
yetenekleri… sorgulandığında sınır düzeyde mental retardasyon olduğu
düşünülmektedir.

You might also like