You are on page 1of 5

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ DERS NOTLARI

Doç. Dr. Hilmi BENGİ


BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI CEPHELERİ, OSMANLININ PAYLAŞILMASI
TASARILARI, SAVAŞI SONA ERDİREN ANTLAŞMALAR
Boğazlara çıkardı. İtilaf devletleri gemilerinin teslimini istediler. Osmanlı gemilerin satın
alındığını Yavuz ve Midilli adını alarak donanmaya katıldığını açıkladığı Goben ve Breslau
gemilerinin 29-30 Ekim 1914 gecesi Odessa ve Sivastopol’u bombalamasını Rusya’nın savaş
ilanı sayması üzerine kendini fiilen Birinci Dünya Savaşının içinde bulhan Osmanlı Devleti
savaş boyunca birçok cephede muharebe etmek durumunda kaldı.
KAFKAS CEPHESİ
Enver Paşa komutasında 150.000 kişilik ordu Sarıkamış Kış Taarruzunu başlattı fakat sonuç
alınamadı.
Soğuk, açlık ve hastalıklardan dolayı askerî birliklerimiz yaklaşık 90.000’i cephede olmak
üzere 100.000 dolayında kayıp verdi.
1916 yılında taarruza geçen Rus askerî birlikleri Erzurum, Muş, Bitlis, Trabzon ve Erzincan’ı
ele geçirdi. 1916 yılında Mustafa Kemal Paşa’nın kolordu komutanlığını yaptığı askerî birlikler,
Muş ve Bitlis’i geri aldı.
1917’de başlayan Rus İhtilali üzerine Kafkas Cephesi’nde savaş durdu.
3 Mart 1918’de Ruslarla Brest-Litovsk Barış Antlaşması imzalandı. Antlaşmaya göre Doğu
Anadolu’nun Türkiye’ye iadesiyle Kars, Ardahan ve Batum’un Ruslar tarafından
boşaltılması ve buraların geleceğinin halkoylamasıyla belirlenmesi kararlaştırıldı.
Rus kuvvetleri çekilirken, Ermeniler Doğu Anadolu’da Müslüman halka karşı katliama
girişince Türk kuvvetleri, yeni bir askerî harekat başlatarak Erzincan, Kars, Erzurum,
Ardahan ve Batum’u ele geçirdi. Türk ordusu Azerbaycan ve Kafkasya harekatı ile Eylül
1918’de Bakü’ye ulaştı. Ancak Irak ve Suriye cephelerinin çökmesi üzerine Mondros
Mütarekesi kabul edilmek zorunda kalınınca sonuç alınamadı.
KANAL CEPHESİ
Mısır’da Osmanlı hakimiyetini yeniden sağlamak ve Süveyş Kanalı’nı ele geçirerek
İngiltere’nin Hindistan yolunu kesmek amacı ile girişilen Kanal Harekatı, 1915 yılı başlarında
biri kıyıdan, diğeri de onun güneyinden olmak üzere iki kol halinde gerçekleştirildi.
Gerekli desteğin sağlanmaması yüzünden başarısız kaldı.
İngilizler 1916’da Sina yarımadasını ele geçirip Suriye sınırına dayanarak Türk Ordusunu geri
çekilmeye mecbur etti.
FİLİSTİN VE SURİYE CEPHESİ
Kanal Harekâtı başarısız kalınca bölgedeki savaşın ağırlık noktası Filistin ve Suriye’ye kaydı.


Bu ders notları TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi öğrencileri için hazırlanmıştır.

1
Bu arada İngilizler, Mekke Emiri Şerif Hüseyin’e müstakil bir Arap devleti vaat ederek 1916
yılında isyana razı etti.
İngilizler Kasım 1917’deki Balfour Deklarasyonu’nda Siyonistlere de Filistin’de bir “Milli
Vatan” vaat etti.
Gazze’ye giren İngilizler Aralık 1917’de de Kudüs’ü ele geçirdiler.
1918 yılında İngilizlerin Yafa’dan taarruzu ve Arap isyanı bölgedeki durumu tam anlamıyla
Türklerin aleyhine çevirdi.
Mustafa Kemal’in komuta ettiği 7. Ordu, mevzilerini başarıyla savundu. Ancak diğer birliklerin
dağılması üzerine Mustafa Kemal, ordusunu geri çekmek zorunda kaldı. Sonuç olarak Anadolu
güneyden tehdit altına girmiş oldu. M. Kemal Paşa cepheden Erkan-ı Harbiye’ye gönderdiği
raporda ordunun Türklerin yoğun olduğu alanlara çekilmesini istedi.
IRAK CEPHESİ- KUT’ÜL AMÂRE ZAFERİ
1914’te Basra’ya asker çıkaran İngilizler, Abadan petrollerini korumak ve kuzeye doğru
ilerleyerek Ruslarla birleşip Anadolu’yu çember içine almak düşüncesindeydiler.
Kuzeye doğru ilerleyen İngilizler, 1915 yılı sonlarında Osmanlı Askerinin direnci
karşısında geri çekilmek zorunda kaldı. Kut’ül Amâre’de Mirliva Halil (Kut) Paşa
komutasındaki Türk askeri İngiliz Birliklerine karşı zafer kazandı; İngiliz birliklerini
kuşatarak e İngiliz General Townshend’i esir aldı.
Bir süre sonra yeniden Basra’ya kuvvet çıkaran İngilizler, daha güçlü bir askeri birlikle 1917
yılında Bağdat’a girdi.
Mayıs 1918’de Kerkük’ü ele geçiren İngilizler, Mondros Mütarekesi imzalandığında Musul
yakınlarına kadar gelmişti.
AVRUPA CEPHESİ (GALİÇYA, ROMANYA VE MAKEDONYA)
Türk kuvvetleri Osmanlı Devleti’nin sınırları dışında, müttefiklerine yardım amacıyla
Galiçya, Romanya ve Makedonya’ya da kuvvet gönderip savaştı.
Romanya’nın İtilaf devletleri yanında savaşa katılması sonucunda Alman-Avusturya ve Türk
kuvvetlerinin ortaklaşa açtıkları bu cephede Romanya mağlup edilirken, Makedonya’da
Bulgarlara yardımda bulunuldu.
ÇANAKKALE CEPHESİ
Çanakkale Savaşları, Birinci Dünya Savaşı içinde ayrı bir özelliği olan, tarihin kaderini
değiştiren, Türk Milletinin kahramanlık destanıdır.
İtilaf Devletleri, Çanakkale Boğazı’nı geçmek, İstanbul’u ele geçirmek, Osmanlı Devleti’ni
savaş içinde çökertmek, sonra da müttefikleri Rusya’ya yardımda bulunmak, silah ve cephane
sağlamak, Rusya’dan da gıda maddesi temin etmek amacını taşıyorlardı.
Çok aşamalı olan bu planın uygulanması için 1915 yılında İngiliz ve Fransız donanmaları
taarruza geçti.
18 Mart 1915’te Boğazı zorla geçmeye çalışan İngiliz-Fransız ortak donanması ağır kayıplara
uğrayarak geri çekildi.

2
Nusret mayın gemisinin döktüğü mayınlar ve topçu ateşi ile 18 Mart akşamı İngiliz ve
Fransız donanmasına ait 7 düşman gemisi Çanakkale Boğazı’nın sularına gömüldü.
Daha sonra Gelibolu yarımadasına asker çıkararak karadan İstanbul’a ulaşmayı amaçlayan
Yeni Zellanda’dan gelen Anzak askerleri ile desteklenmiş İtilaf güçleri Türk askerinin göğsünü
siper ederek vatan uğruna canını vermeyi göze alarak gösterdiği olağanüstü direnç karşısında
emellerine ulaşamadılar ve Çanakkale’yi geçemediler.
Türk ordusunun Çanakkale savaşında elde ettiği zafer vatan müdafaasındaki inanç, azim ve
kararlılığın nelerin başarılabileceğini göstererek dünya savaş tarihinde önemli bir yer edinirken
Milli Mücadele için de esin kaynağı oldu.
İtilaf devletlerinin Çanakkale savaşlarındaki mağlubiyeti, birinci dünya savaşını 3 yıl daha
uzatırken, İngiliz ve Fransızların Rusya’ya askeri ve lojistik destek göndermelerine ve İtilaf
devletleri arasında köprü kurulmasına engel oldu. Bunun sonucu olarak Rusya savaşta
beklediğini elde edemedi; 1917’de Bolşevik ihtilali meydana geldi ve savaştan çekildi.
OSMANLI DEVLETİNİ PAYLAŞMA PROJELERİ
Birinci Dünya Savaşı yıllarında İtilaf devletleri aralarında yaptıkları gizli anlaşmalar ile
Osmanlı Devleti’nin bölüşülmüşlerdir. Türklerin Almanya ile birlik olması Osmanlı
Devleti’nin paylaşılması projesini hızlandırmıştır.
İstanbul Anlaşması: 4 Mart-10 Nisan 1915 tarihleri arasında yapılan görüşmeler sonunda
İngiliz ve Fransızlar, İstanbul ve Boğazları, Trakya’da Midye-Enez hattının doğusunda kalan
arazi ile Gökçeada ve Bozcaada’yı Rusya’ya vaat etti. Buna karşılık Ruslar da İngiltere ve
Fransa’nın, Anadolu ve Orta Doğu’daki haklarını tanımayı kabul etti.
Londra Sözleşmesi: 26 Nisan 1915’de Londra’da İngiliz, Fransız ve İtalyanlar arasında gizli
bir anlaşma yapıldı. Bu anlaşma ile zaten elinde bulunan 12 Ada’da İtalya’ya tam hakimiyet
veriliyordu. İngiltere, Fransa ve Rusya, Türkiye’nin Asya’daki topraklarını kısmen veya
tamamen paylaştığı takdirde İtalya’nın, Antalya bölgesinden pay almasını kabul ediyorlardı.
Bu payın sınırları sonra çizilecekti.
Sykes-Picot Gizli Anlaşması: İngiliz ve Fransız hükümetleri adına Mark Sykes ve General
Picot’nun görüşmelerini yürüttüğü bu anlaşma 26 Nisan ve 9 Mayıs 1916’da teati edilen
belgelerle imzalanmıştır. Bu anlaşmaya göre, Boğazlar, Doğu Anadolu’nun mühim bir kısmı
Rusya’ya, Kayseri, Adana bölgesi ile Suriye ve Musul Fransa’ya, Hayfa ve Akka limanları ile
Irak topraklarının yanı sıra bütün Arap Yarımadası İngiltere’ye bırakılıyordu.
St. Jean de Maurienne Anlaşması: Rusya’nın 1917’deki ihtilalden sonra savaştan düşmesi
üzerine İngiltere ve Fransa, İtalya’ya daha çok önem verdiği için 10-21 Nisan 1917 tarihleri
arasında yapılan görüşmeler sonucu St. Jean de Maurienne Anlaşması yapıldı. İngiltere ve
Fransa, Sykes-Picot’u kabul etmesi şartıyla İtalya’ya Antalya’dan başka İzmir’i veriyor ve
Konya’ya kadar da bir nüfuz bölgesi tanıyorlardı.
BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI’NIN SONA ERMESİ VE YAPILAN ANTLAŞMALAR
Savaşın devam ettiği yıllarda yorgunluğun ilk işaretini Avusturya verdi. Almanya için de savaş
ağır gelmeye başlamıştı. Buna karşılık müttefiklerin durumu da pek iyi sayılmazdı.
Avusturya ve Almanya 1917 yılı yazında, müttefikler nezdinde barış teşebbüslerinde
bulundular. Fakat şartlar üzerinde uzlaşma sağlanamadığı için sonuç çıkmadı.

3
WILSON PRENSİPLERİ
Herkesin barış istediği bir dönemde A.B.D. Başkanı Woodrow Wilson barışın düzenini tespit
etmek üzere, 8 Ocak 1918’de siyasi tarihte Wilson Prensipleri olarak adlandırılan 14 maddelik
ilkeleri açıkladı.
Buna göre Avrupa’da milliyetler esas tutularak siyasi harita ona göre düzenlenecekti. Bu
düzenlemelerde bağımsız Polonya, Belçika ve Macaristan devletleri öngörülüyordu. İşgallerin
derhal sonlandırılması isteniyor ve küçük devletlerin bağımsızlıkları büyükler tarafından
sağlanmalıdır deniyordu.
Wilson prensiplerinin 12. maddesi ise Osmanlı Devleti ile ilgili idi.
Maddeye göre “Osmanlı Devleti’nin Türklerle meskûn olan kısımlarında Türk hâkimiyeti
sağlanacak, fakat Türk olmayan milletlere muhtar gelişme imkânları verilecek, Çanakkale
Boğazı devamlı olarak bütün milletlerin gemilerine açık olacak ve bu durum milletlerarası
garanti altına konacak”tı.
RUSYA’NIN SAVAŞTAN ÇEKİLMESİ VE BREST-LİTOVSK ANTLAŞMASI
Rusya’da ihtilalle iş başına gelen Bolşevik Hükümeti, verdiği notalarda bütün cephelerde
hemen mütareke yapılmasını istedi. Ayrıca hükümet, Çarlık hükümetinin bütün gizli
antlaşmalarını açıkladı.
Sovyet Rusya’nın çağrısına Almanya olumlu cevap verdi. 3 Mart 1918’de Brest-Litovsk’ta
anlaşma imzalandı. Buna göre Sovyetler Polonya, Letonya, Estonya ve Litvanya’dan
çekiliyordu. Ukrayna, bağımsızlığını ilan etti. Rusya, Kars, Ardahan ve Batum’u da Osmanlı
Devleti’ne geri verdi.
ROMANYA’NIN SAVAŞTAN ÇEKİLMESİ VE BÜKREŞ BARIŞ ANTLAŞMASI
1916’da savaşa giren Romanya, 1918 Mart’ında mütarekeyi kabul etti. 7 Mayıs 1918’de Bükreş
Barış Antlaşması’nı imzaladı. Bu antlaşma ile Romanya, Almanya ve Avusturya’nın ekonomik
nüfuzu altına giriyor, ayrıca Karpatlar’da toprak kaybederken Dobruca’dan çekiliyordu. Lakin
İtilaf Devletlerinin galip gelmeleri bu antlaşmayı hükümsüz kıldı.
BULGARİSTAN’IN SAVAŞTAN ÇEKİLMESİ VE NEUILLY ANTLAŞMASI
Eylül 1918’de çözülen Bulgar ordusu 29 Eylül 1918’de mütarekeyi kabul ederek savaştan
çekildi. Bilahare Bulgarlar ile 27 Kasım 1919’da Neuilly Antlaşması imzalandı.
AVUSTURYA-MACARİSTAN’IN SAVAŞTAN ÇEKİLMESİ SAINT GERMAIN VE
TRIANON ANTLAŞMALARI
Cephelerde yenilen ve içeride isyanlar çıkan Avusturya, 3 Kasım 1918’de İtalyanlarla mütareke
imzaladı. Daha sonra 10 Eylül 1919’da Saint Germain Antlaşması imzalandı. Macaristan,
Hırvatistan, Çekoslovakya Avusturya’dan ayrıldı. 4 Haziran 1920’deki Trianon Antlaşması ile
bağımsız Macaristan kuruldu.
ALMANYA’NIN YENİLGİYİ KABULÜ VE VERSAILLES (VERSAY) ANTLAŞMASI
Almanya Ekim 1918’den itibaren İsviçre vasıtasıyla barış girişimlerinde bulundu. 11 Kasım
1918’de Rethondes’da mütarekeyi kabul ve imza etti. Daha sonra İtilaf devletleri ile Almanya
arasında 28 Haziran 1919’da Versailles (Versay) Barışı imzalandı.

4
OSMANLI DEVLETİNİN SAVAŞTAN ÇEKİLMESİ VE MONDROS MÜTÂREKESİ

Birinci dünya savaşı sonunda Çanakkale’de elde ettiği zafere, Bakü’ye kadar
ilerlemesine, Kut’ül Amâre’de İngilizlere kök söktürmesine, Hicaz’ı Arap ihanetine
rağmen savunmasına rağmen Almanların yenilmesi ile birlikte Osmanlı Devleti de yenik
sayıldı. İş başındaki Talat Paşa kabinesi, 1918 yılı Ekim ayında savaşın kaybedildiği anlaşılınca
istifa etti. İstifanın ardından İttihat Terakki liderleri Enver, Talat ve Cemal Paşalar yurt
dışına kaçtılar.
Osmanlı Devleti, Bulgaristan’ın savaştan çekilmesi ve Filistin-Suriye yenilgileri ile zor
durumda kalmıştı. Anadolu her yönden tehdit altına girdiği için, işbaşına gelen Ahmet İzzet
Paşa Hükümeti, ülkenin işgale uğramaması ve halkın daha fazla ezilmemesi için mütareke
yapmaya karar verip, 30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi’ni (Ateşkes Antlaşması)
imzaladı. Mütarekenin imzalanmasında Wilson Beyannamesinin, Osmanlı Devleti ile ilgili 12.
maddesinin de etkisi olmuştu.
Türk tarafını Bahriye Nazırı Rauf Bey ile Hariciye Nazırlığı Müsteşarı Reşat Hikmet ve
Kurmay Yarbay Sadullah Beylerin, İngiliz tarafını ise Akdeniz Filosu komutanı Amiral
Calthrope’nin temsil ettiği Mondros Mütarekesi, Limni Adası’nın Mondros Limanı’nda
Agamemnon zırhlı gemisinde imzalandı.
25 maddelik mütarekeye göre boğazlar açılacak, bölge itilaf devletlerince işgal edilecekti.
Sınırların korunması ve iç güvenliğin sağlanmasına yetecek kadar asker bulundurulabilecek,
fazlası terhis edilecekti.
Osmanlı savaş gemileri teslim olacak, belirlenecek limanlarda tutulacaktı.
İtilaf Devletleri, güvenliklerinin tehlikeye düşmesi halinde herhangi bir stratejik bölgeyi işgal
hakkına sahip olacaktı.
İtilaf Devletleri Osmanlı tersane ve limanlarından yararlanabilecekti.
Toros tünelleri işgal edilecekti.
Osmanlı Devleti Batum ve Bakü’nün işgaline itiraz etmeyecekti.
Vilâyât-ı Sitte’de (Altı il- Erzurum, Van, Bitlis, Harput, Sivas, Diyarbakır) bir kargaşalık
olduğunda İtilaf Devletlerinin işgal hakkı olacaktı.
Mütarekenin Osmanlı Devleti açısından en tehlikeli maddeleri, İtilaf devletleri güvenliklerini
tehdit eden bir durumla karşılaşırsa, herhangi bir stratejik noktayı işgal edebileceklerini
öngören 7. maddesi ile Ermenilere bırakılması düşünülen Vilâyât-ı Sitte’de karışıklık çıkarsa
Anlaşma Devletlerinin bu bölgeleri de işgal edebileceklerini öngören 24. maddesiydi.
Nitekim İstanbul’u işgal eden İtilaf devletleri mütarekenin bu maddelerine dayanarak
Anadolu’nun bir bölümünü de işgal edeceklerdi.

You might also like