Professional Documents
Culture Documents
Anatomisi: İnsan
Anatomisi: İnsan
İnsan Anatomisi
Ders Kitabı
1 !) 7 1
Gençlik Basımevi
İnsan Anatonıis
Ders Kitabı
1 9 71
Gençlik Basıınevi
-ır
&//(
Eı
öNSöZ
lÇtNDEKlLER
Sa. fa
Giriş
1
Anatomi 'de durum plan ve eksenler 2
Anatomi'de kullanılan yön terimleri 3
Vücudun bölümleri 3
Hareket Sistemi ... 4
Osteologa - Kemikbilim 4
Genel bilgi ... 4
Systema Skeleti - İskelet ~istemi 6
Ossa cranii - Kafa kemikleri 6
üs frontale - alın kemiği 6
>> par~etale - çeper kemik 8
» occipitale - artkafa kemiği 9
» temporale - şakak kemiği ... 10
» sphenoidale temel kemik 14
» Ethmoidale 16
Ossa faciei - Yüzkemikleri 17
Maxilla - Üst çene kemiği 17
os palatinum - damak kıemiği ... 19
os zygomaticum elmacık kemiği 20
Vomer - Sapan kemik ... 21
os lacrimale - gözyaşı kemiği 21
concha nasalis infcrior - alt boynuzcuk kemiği 22 1
» gluteus minimus 79
)) priforınis 79
)J obturator internus 79
)) obturator extemus 79
>> gemellus superior et inferior 79
>> quadratus femoris 79
Uyluk lı.aslan 80
Musculus sartorius 80
'' quadriceps f emoris 80
» pectineus 80
» adductor longus 81
» adductor brevis ... 81
>> adductor magnus 81
Musculus gracilis 81
» biceps femoris 81
>> semitendinosus 81
» semimembranosus 81
Bacak Kasları 81
Musculus ti.bialis an~erior 82
)) extensor hallucis longus -82
)J extensor digitorum longus 82
)J fibularis longus 82
fibularis brevis 82
» triceps surae 82
» plantaris 83
Musculus flexor digitorum longus 83
» tibialis posterior . 83
» popliteus 83
Ayak kasları 83
SYSTEMA DtGESTORUM - Stı IDtRtM SİSTEMİ 84
Cavum oris - ağızboşluğu 84
Vestibulum oris ... 84
Buccae (3·anıaklar) 85
Labia dudaklar . . . . .. 85
Cavum oris proprium 86
Dentes - dişler ... 86
Palatum durum - sertdamak 97
Palatum molle - Yumuşak damak 97
Ağız boşluğu döşemesi 99
Tonsilla palatina 99
Li.ugwı - dil 100
Pharynx - yutak 102
XIII -
Giriş
Canlı varlık alemi bitkiler ve hayvanlar olmak üzere iki büyük sınıfa ay-
rıldığına göre bitkileri inceleyen anatomi'ye «phytotomie», hayvan organizma-
sını ince~eyene de «ZOotomie» denir. lnsan organizmasını inceleyen anatomi de
«Anthropotomie >• adını alan insan Ftnatomisidir ki bizim konumuzu da bu teş
kil etmektedir.
İnsan organizmasını sadece çıplak gözle veya nihayet bir büyüteç yardımı
ile inceleyip anlatan anatomi «makroskopik anatomi» adını alır. Bu yönden
inceleme ve anlatma da iki türlü yapılır. Ya organizmadaki belirli bir fonksi-
'
yonu görmek üzere bir araya gelen organ ve dokuların meydana getirdikleri
sistemleri (hareket sistemi, sindirim sistemi gibi) sırasıyla inceleyip anlatır ve-
ya vücudu birtakım bölgelere ayırarak yüzeyden derine doğru dokuların fonk-
siyon ve karakterlerine bakmaksızın kat kat (plan) inceleyip anlatır ki, bun-
lardan birincisi «Sistematik anatomi» diğeri de cctopoğrafik anatomi» adını alır.
Makroskopik anatominin yanında bir de dokuların daha ince yapısını bir
mikrıoskop aracılığıile ·inceleyip anlatan bölümü vardır ki buna da mikroskopik
anatomi veya histıoloji denir. ...
Organizmayı böyle makroskopik ve mikroskopik inceleme dışında yumurta
(ovum) nın döllenişinden doğuma kadar geçen döl yatağı içi (intrauterin) safhayı
inceleyen anatomi bölümüne de embriyoloji adı verilir.
Bundan başka insan anatomi'sinin öğr~tim bakımından Estetik anatomi,
cerrahi anatomi, radyolojik anatomi, fonksiyonel anatomi, ve komperatif ana-
tomi gibi dalları da vardır. Bütün bu saydığımız anatomi dalları normal orga-
nizmayı incelediği halde bir de hastalıklı organ ve dokuları inceleyen dalı var-
1
dır ki, Ona da patolojik anatomi denir. Biz burada normal insan organizması
nı.n statik durumda yani kadavrada olduğu gibi ve daha ziyade makroskopik,
yerine göre de mikroskopik ve embriyolojik yönlerden inceleyip anlatırken
-sistematik anatomi sınırlan içinde kalacağız.
2 HAREKET S1STEM1
İnsan vücudunu anlatırken bir takım yön terimlerine de ihtiyaç vardır. Bun-
J1ar gövde ve taraflarda kullanılmada bazı farklar gösterdiğinden ayrı ayrı aşağı
da sıralanmıştır.
a) Gövdede kullanılan yön terimleri :
Craınialis Başa doğru veya, yukarda bulunan
Caudalis Kuyruğa doğru, veya aşağı da bulunan
Superior üst
1nferior Alt
Dorsalis Sırta doğru, arkaya doğru, arkada bulunan
Ventralis Karına doğru, öne doğru, önde bulunan
Posterior Arka
Anterior ön
Medialis lçyan (orta düzleme yakın)
Lateralis Dışyan (orta düzlemden uzak)
Mediaınus Tam ortada
Dexter Sağ
Siııister Sol
Superficialis Yüzeye! (deriye y1akın)
Profundus Derin
tntemus lç
Externus Dış
Vücudun Bölümleri
Geınel bilgi
Organizmanın en sert ve dayanıklı dokusunu teşkil eden kemikler bir araya
gelerek iskelet yapısını meydana getirirler. Bir insan iskeletinde dış görünüş iti-
barıyle üç türlü kemik dikkati çeker: 1- Ossa longa (uzunkemikler), 2- Ossa
brevia (kısa kemikler,) 3- Ossa plana (Yassı kemikler). Bunlara örnek,
kol kemiği (humerus) uzun, omur (vertebra) kısa ve kürek kemiği (scapula)
c!:~ yassı Kemik olarak gösterilir.
hayatın ilk senelerinde kırmızı olup meıdulla ossiunı rubra denirki kan yapımın
da büyük ve önemli bir rol oynar. Sonraları yaş ilerledikçe kemikiliği, içinde fazla
miktarda yağ ihtiva etmesinden dolayı sarımtırak bir renk alır. O zaman buna me-
dulla ossİıını flava denir. Böylece 30 yaşından sonra s1adece bazı kafa kemik-
leriyle ~temum ve kaburga kemiklerinde medulla ossiunı rubra bulunur.
Periost (periosteum) - Bir ta~ kemik, kıkırdakla örtülü olan eklem yüz-
leriyle kas ve kirişlerin yapıştıkları yerler hariç periost denilen ince ve ol<lukça
~1'.3ğ1am bir zar ile örtülüdür. Bu zar kemiğe sıkıca yapışık olmakla beraber çekip
sıyırmak mümkündür. Periost, ihtiva ettiği zengin kan damarları ağından ke-
miğin beslenmesi için de dallar verir. Periost her zaman kemik dokusu mey-
dana getirebilecek bir kudrete sahiptir ve bu sayede de kırılan kemiklerin şifası
mlimkün olur.
Kemik dokusunu11ı şimik yapısı - 'Kemik dokusu şimik oJ1g,rak : 1- su
(takriben % 32), 2 - Organik maddeler (takriben % 23), 3 - ~raI
tuzlar (takriben % 45) ihtiva eder. Organik maddeleri hücreler, kollagen fibrÜier
ve interfibriler maddeler teşkil eder. Min.e ral tuzfar da kalsiyum fosfat, kalsi-
yum karbonat, magnezyum fosfat, kalsiyum florid, kalsiyum klorit ve alkali
tuzlardan ibaret olup kemik dokusunun esas sertliğini \'erirler.
Kemik teşekkülü - Kemiklerin meydana gelişinde iki türlü kemikleşme
tefrik edilir: 1- Fibröz kemikleşme olup, direkt olarak fibröz dokunun kireç-
le.nme yoluyla kemiğe dönmesi ile, 2 - Kontral kemikleşme kıkırdak doku-
sunun kemikleşmesiyle meydana gelir. Kondral kemikleşme de iki tür-
lü olur: a) Perichondral, b)enchoındral. Bu konudaki daha geniş bilgi için
histoloji kitablarına bakınız.
Kıkırdak dokusu (cartillago) - İskelet yapısı sadece kemiklerden değil
6 HAREKET S1STEM1
Vücudun çatısını yapan iskelet sistemi 206 kemikten ibaret olup şu parça-
lara aynlır:
1) Caput (Baş)
2) Colunma vertebralis (Omurga)
3) Thorax (Göğüs)
4) P.elvis (Leğen)
5) SkeJeton membri superioris (Üsttaraf iskeleti)
6) Skeleton membri iınferi-0ris (Alt taraf iskeleti)
·Bunlardan başka üst tarafı göğüs'e bağlayan Cingulum membri superioris
(omuz kavşağı) ile alttarafı omurga'ya bağlayan cingulum membri inferioris
(leğen kavşağı) vardır. Omuz kavşağını scapula (kürek kemiği) ile clavicula
(köprücük kemiği), leğen kavşağını da os coxae (kalça kemiği) yapar. İskelet
yapısına giren ve iskeletle hiç bir bağlantısı olmayan bir de os hyoidıeum (dil
kemiği) ni ilave etmek gerekir.
Caput - Baş
Baş bir taraftan encephalon (Beyin) ile göz ve kulağa kıemik muhafaza
vazifesi göriirken diğer t3raftan da sindirim ve solunum sistemlerinin başlan
gıç kısımları ile tad ve koku alma gibi duyu organlarım da içinde bulundurur.
Bir bütün halinde görünen caput (baş), gelişim bakımından değişik orijinli
olmakla beraber pratik bakımdan iki kısma aynlarak incelenir:
1- Neurocranium, 2- Viscerocranium
N~urocranium'u, ossa cranii (kafa kemikleri), Viscerocranium'u da ~sa
fadci (yüz kemikleri) meydana getirir.
Ossa Craıni:i • Kafa kemikleri
Bunlar (Os parietale, Os temporale) çift ve (osfrontale, os occipitale,
os sphenoidale, os ethmoidale) tek olmak üzere sekiz kemikten ibarettir.
Os Frontale - Alın kemiği
dun eder. Böylece bu kemikte, bir dikey pars squama frontalis ve bir de yatay
pars orbitonasalis olmak üzere iki parça tefrik edilir.
Squama frontalis - Bu parçanın bir iç ve bir de dış yüzü olup serbest ve
yar m daire şeklinde olan ken,arıyla yukarda os parietale ile sotura coronalis
yanlarda ise os sphenoidale ile sutura sphenofrontalis deniJen birleşme dikiş
lerini yapar.
l\ılargo supraorbitalis 1adını alan alt kenarı da pars orbitonasalis'le devam
ederek yanlarda processus zygomaticus ossis frontalis olarak sonlanır. Bu çı
kıntı da, os zygomaticum'la sutura zygomaticofroo.tale adını alan birleşme diki-
şi yapar .
.fades interna (lçyüz) - Çukurca olan bu yüz arkaya bak1~. üst kenar-
ından aşağı doğru ve ortaçizgi üzerinde uzanan bir oluk (sulcus sagitalis) ve onun
de:vamı eılan ibik şeklindeki çıkıntı (crista frontalis) ve bunun kör bir delile
(formu~n caecum) te sonlandığı görülür. Erişkinde kör olan bu delik çocuk-
larda çok defa burunboşluğuna V. emissaria bağlantısı yapan bir kanal h1alin-
dedir. Yine bu yüz üzerinde orta çizginin iki tarafında gayrımuntazam serpilmiş
r!r ~:ıkun ufak çukurcuklar (foveolae graınulares) dikkati çeker.
Fades e·xteıma (Dışyüz) Bu yüz iç yüzün tersine konveks olup ortaçizgi-
-
nin her iki yanında bariz kabarıklık gösterir ki buna tuber frontale denir. Bun-
ların altında kemer Ş,eklinde birer çizgi (arcus superciliaris) bulunur. !ki yanda
olan bu çizgiler arasında ve orta çizgi üzerinde hafif düz bir kabartı (glabella)
vardır. Bunun altında bu yüz, pars nasalis'le devam eder. Yanlarda ise partes
orbitales'Je keskin bir kenar olan margo supra-orbitalis ile birleşir. Adi.tas or-
bitıae'nin üst kenarını yapacak olan bu kenar üzerinde iç yanda inci.sura fron-
talis, onun dışyanında iııcisora supra orbitalis görülür ki bunlar hazan çentik
yerine delik şeklinde de olurlar. Margo supra-orbitalis'in üst dış köşesi hiza-
sından yukarı ve arkaya doğru giden linea temporalis denen çizgi vardır. Bu
çizginin ön ve alt ucu daha bariz bir hal alarak processus zygomaticus'a ulaşır.
Bu çizginin altında üçgen şeklinde ve hafif konkav olan kemik.yüzü parçası da
şakak yüzü (facies temporalis ossis frontalis) dür.
Pars orbfü>-nasalis - (Gözçukuru - burun parçası). Bu parçanın da iç ve
dış olmak üzere iki yüzü ele alınır.
İç yüz - Kafa içi boşluğuna bakan bu yüz fossa cranil anterior denilen
kafa t1ı:ıba.nı (hasis cranü) nin ön çukurunun büyük bir bölümünü yapar. 11.k ba-
kışta ortada at nalı şeklinde açıklığı arkaya bakan bir çentik (incisura ethınoi·
dalis) dikkati çeker.
Buraya Os ethınoidale'nin kalbursu laminası (Lamina cribrüonnis) yerle-
şir. Bu çentiğin yanlarından oldukça konveks olan yüzler üzerinde bir takını gi-
rintiler (impressiones digitatae ve çıkıntılar (juga cerebralia) vardır ki encepha-
8 HARE KET SISTEMl
Dış Yüz - Yanlarda orbitanın üst duvarını yapacak olan bu yüzde de or-
tada incisura ethmoidalis görülür. Çentiğin etrafınd{:l bir takım yarım çukur-
cuklar (Foveola2 ethmoidales) mevcuttur ki bunlar ethmoid kemikteki eş ya-
rım hücrelerle birleşerek cellulae ethmoidales denilen tam hücreleri yapacak-
lardır. Bu yarım hücreler arasında bulunan biri önde carwlis orbitocranialis
ile diğeri arkada canalis orbİtoethmoidalis denen iki kanalın meydana gelme-
sine yardım ;edecek olan aynı addaki oluklar görülür. Bu çentiğin ön tarafı ile
iki orbita parçasının arasında kalan pürtüklü bölüm pars nasalis adını alıp os
1
nasale ile eklem eklem yapar. Burada pürtliKJü olan kemik bölümü ortasında
bir nike.n (spina nasaJis ossis frontalis) bulunur. Bu dikenin hemen iki yanında
sinus fron.talis'in açılma delikleri (apertura sinus frontalis) vardır. Çentiğin yanla-
rında görülen düzgün üçgen şeklindeki çukurca yüz facies orbitalis adını
81.ır ve üzerinde dışyanda ve yukarda ufak bir çukurluk fossa glaındulae lacri-
malis bulunur.. Bu çukura gözyaşı bezi yerleşir. lçyanda yukarda v;e önde gö-
rülen diğer bir çukurctk da fovea trochearis'dir. Bu çukurcuk üzerinde bazan
bir diken (spina trochlearis) bulunur ki buraya gözkaslarından M. obliquus su-
perios kirişine ait trochlea adını alan kıkırdak makara tutunur.
Sinus Frontalis - Alın kemiğinin pars squaınosa'sının altkısmında, iç ve
dış iki laminası arasında ve ortaçizgi üzerinde bulu.nan bu kemik boşluğu için-
de hava bulun:ır. Bu boşluk ortadan bir bölme (septum sinuum frontalium) ile
ikiye ayrılmıştır. Bu sinus yeni doğanlarda bulunmaz ve çok defa 3 yaşından
sonra meydana gelmeğe başlayıp ~edricen büyür. Paranasal sinuslardan olan bu
sinus, tepesi yukarda bir piramit şeklinde olup tabanında bulunan ağzı(aper
tura sinus frontaJis) ile de infundibuium aracılığıyle burun boşluğundaki mea-
tus n:asi medius' a açılır.
Os parietale - Çeper kemik
Kafanın yan duvarını yapmağa yardım eden ve os frontale ile os occİpitaie
afj:lsında yer alan çift kemiklerden olup dörtgen şeklinde yassı bir kemiktir.
Bu kemiğin iki yüzü ve. dört kenarı vardır.
Facies interna • (İç yüz) - 'Konkav olan bu yüz üzerinde önalt köşeden
başlayan ve ağaç dalları gibi yukarı ve arkaya giden bir takım d1:unar oldukları
(sulci arteriosi) ile üst kenara yakın genişce bir ayrı oluk (sulcu:s siınus sagiu Us
superioris) görülür. üst kenara yakın olmak üzere bir de ~elik (foramen pa.
rietale) bulunur. Yine bu yüzde görülebilen küçükçukurcuklar (fovoolae gra
nuJares) vardır.
Facies externa • (dış yüz) - Bu yüz iç yüzün tersine konveks olup en be-
lirli olan tüms'ek yeri tuber parietale adını alır. üst kenara yakınbir yerde iç
KEMlKBtL1M 9
yüzdeki gibi bir delik (foranıen parietale) burada da görülür. Tuber parietale'nin
altında biribirine paralle ve açıklığı aşağı bakan birer yay şeklindeki çizgilerden
üstteki linea temporalis superior alttaki de linea temporalis inferior' dur.
Kenarlarda!l üst kenar eş kemikle eklem yaparak sutura sagitalis'i yapa-
.cağından margo sagitalis adını alır. Alt kenar (margo sqwınosa) temporal kemik-
le sutura squamosa'yı yapar. ön kenar ise margo froııtalis olup fronta kemikle
birleşerek ısutura coronalis'i meydana getirir. Arka kenar da occipital kemikle
birlikte sutura lambdoidea'yı yapar.
Kafanın en arka bölümünü yapan ve tek olan bu kemiğin pars basila.ris, par-
tes Iaterales ve squama occipitalis olmak üzere dört parçası vardır.
Squauıa occipitalis - uzun ekse.ni arkadan ÖDje oval bir delik olan ve
foramen occipitaıe magnum denilen büyük bir deliği arkadan sınırlayan bu
parça iç ve dış yüz'~e bir de serbest kenar gösterir.
Facie;s interna (içyüz) - Bariz bir konkavlık gösteren bu yüz üzerinde or-
tada görfüen haç şeklindeki oluşumun en çıkıntılı yeri oJ1an protuberantia occi-
pitalis intema'dan iki yana doğru uzanan birer oluk (sulcus siaıs transversus)
ile yukarıya doğru takip edilen diğer bir oluk (sulcus siıws sagitalis supedoris) ve
yine protubereıntia ·occipitalis intema'dan aşağı doğru giden ibik şeklinde bir
çizgi (crista occipitalis intema) dikkati Ç,eker. Söylenilen bu iki haçvari oluk ara-
sında kalan ikisi yukarda olan sağlı solılu çukur (fossa cer.ebralis) ile ikisi aşa
ğıda bulunan ~e fossa cerebellaris denilen çukurlar görülür. Bunlardan yukar-
dakilere beyin, aşağıdakilere de beyincik yerleşir.
Pars squamosa'nın serbest olan kenarı yukarda her iki os parietale ile snhı·
ra lambdoidea, yanlarda da os temporale ile sutura occipitotemporalis'i yapar.
F'acies .e xtema - (dış yüz) - Bu yüz konvekstir. Ortada iç yüzde olduğu
gibi bir kabartı (protuberaıntia occipitalis externa) görülür. Bu çıkıntıdan her
iki yana doğru uzanan sağlı, sollu ve açıklığı aşağıya bakan birer yay şeklindeki
çizgi linea nucbae ısuperior bulunup hemen altında ve ona paralel ikinci bir çiz-
gi linea nuchae inferior vardır. Bu çizgiler arasında kalan pürtüklü yüzey plamı
nuchale adını alır. Yine protuberantia occipitalis extema'dan başlayıp aşağı doğru
foramen occipitale magnum'a kadar varan bir ibik görülürki buna da crista occi-
pitalis ıexter.nıa denir.
Pars basilaris - Fıoramen occipitale magııum'un ön bölümünü yapan bu
1
Kafanın yanduvarı ile kafiatabanı (hasis cıtmii) nın orta kısmını (fossa
cranii media) yapmağa yardım eden ve çift kemiklerden olan os temporalıl!, os
occipitale'nin önünde os sphenoidale'nin ala major'u ark1asında ve os parietale'-
nin de altında bulunur.
Aşağıda pans petmsa ve pars mastoidea ile birleşik olan parçası dışında
kalan çevre, bir yarımdaire şeklinde olup önde ala major ile, yukarda da os pa..
rietale ile eklem yapar.
Facies interna (iç yüz) - Girintili çıkıntılı olan bu yüz üzerinde sulci:
arteriosi denilen damarlara ait olukılar bulunur. Bu yüzün pars petrosa ile
birleştiği yerde bu iki parçanın birleşme izi olan fissura petrosquamosa çok defa
bariz olarak görülür.
Facies externa (dış yüz) - Bu yüzün alt kısmına yakın olarak eni-
ne bir çıkıntı (Processus zygomaticus) sı vardır ki bunun önde olan serbest ucu
os zygomaticum'un processus zygomaticus'u ile eklem yapa.IJak: arcus eygoma-
ticus denilen elmacık kemerini yapar. Bitişik olan ucu ise iki kök gösterir. Bun-
lardan biri enine, kısa ve kalınca olup dışarı doğru ençıkıntılı yeri tuberculum
articulare adını alır. Diğeri önden ark1aya bir doğrultuda olup arkaya doğru
os parietale'deki linea temporalis inferior'la uzanır. Processus zygoımıticus'un
bu iki kökü arasında ve önde bulunan çukura da fossa mandibularis denir. Bu çu-
kurun ortasında pans petrosa ile pars tympanica'nın birleşme izi olan bir yarık
(fissura petrotympaınica) "iardır. Bu yarık fossa mandibularis'i ikiye ayırır .
önde kalan bölüm f:acies articularis adını alıp tuberculum articulare ile birlikte
çene eklemini yapmağa yardım eder.
Bu yüzün ınocessus zygomaticus üstünde kalan ve düz olan bölümü üze-
rinde a. temporalis media'ya ait dikine seyreden bir arter oluğu vardır.
Pars m~stoidea - Kemiğin arka ve dış kısmında bulunan bu parça yeni
doğmuşlard{:ı pek belli olmayıp zamanla içinde hasıl olan boşluklarla birlikte
bariz bir çıkıntı (processus mastoideus) halini alır. Bu parça içinde meydana
gelen boşluklara da C·ellulae mastoidea denir.
Pars mastoi.dea ön ve içyanda p1::tts petrosa, ön ve yukarda da pars squa-
mosa ile birleşik olup iç ve dış olmak üzere iki yüz gösterir.
Dış yüz - Bu yüzün arka ve alt bölümü pürtüklüdür. Bu yerin arka kıs
mında da bir delik (foramen mastoideum) görülür. Bu yüzün ön-üst bölümü ise
7
oldukça düzgün olup burada meatus acusticus exfemos un arka ve üstüne
rastlayan yerinde bir dikensi (spina supraıneatum) çıkıntı bulunur.
Bu yüzün ön ve alt bölümü memebaşı şeklinde bir çıkıntı gösterir ki
buna processus mastoideus denir. Bu çıkıntının altında bir çentik (incisora mas-
1oidea) vardır. Bunun iç yanında da bir oluk (sulcus arteriae occipitalis) bulu-
nur ki bunun içinden piyes de ayın addaki arter geçer.
İç yüz - Bu yüz konkav olup fo~a crıanii posterior''u yapmağa yardımı
eder ve üzerinde sulcus sinus sigmoidei denilen genişçe bir oluk bulunur. Çok
defa bu oluk üzerinde dışyüzde görülen foramen mastoidıeu.m'un iç deliği vardır.
12 HAREKET SlSTEMl
ön-üst yüz (facies anterior) - öne ve yukarı bakan bu yüz fossa cmnii
media'nın büyük bir kısmını yapar. Bu yüz üzerinde belirli bir kabartı (eminen-
tia arcuata) vardır ki bunun ön tarafı~da da bir yarık (hiatus caınalis
petrosi majoris) *
facialis) bulunur. Bu yarığı öne doğru devam ettiren bir olukcuk (sulcus nerviı
onun dış ve ön tarafında ayrıca küçük bir olukçuk (sulcus
nervi petrosi minoris) vardır. Bu yüzün tepeye yakın yerinde bir parmağın ya-
pabileceği şekilde bir çukurcuk (impressio trigemini) görülür. Piyes'de bu çukur
içine N. trigemi.nus'a ait bir ganglion (ganglion trigeminale) oturur. Bu yüzün
fissura petrosquamosa ile eminentia arcuta arasında kalan bölümüne ~e teğmen
tympani denir ki burası ortakulağın cavum tympani adını alan boşluğun tava-
nını yapar.
alt kenarına yakın bir çukur (fossa jugularis) Ja bunun içinde de bir küçük olu
(su.lens canalis ınastoideus) vardır. Fossa jugularis'in önünde büyükçe bir delik
(apertura exter.w canalis carotici) görülür. Bunlardan b~ka bu delikle fo a
juguılaris arasıada küçük fakat derince bir çukurcuk (fossula petrosa) ve bu-
nun için~e de apertura externa canaliculi tympanici adını alan tymp kana-
lının dış deliği bulunur.
3-4 mm. gittikten sonra kendi üzerine bükülerek pyramis'in eksenine paralel bir
doğrultuya geçer ve bir kaç mm. lik bir gidiş~n sonra tekrar istikamet değişti
rerek bu defa dikey olprak ~ağı doğru yoluna devam edip foraınen y
toideum'da sonlanır. Böylece iki dirsek yapan canalis facialis in 1. dirseğinde
7
üst Yüz - Kafa boşluğuna bakan bu yüzde sella turcica (türk eğeri)
dikkati çeker. Ortada hipofiz bezinin içine oturduğu bir çukur (fossa
Hypophysialis) bunun arkasında enine bir çıkıntı (dorsum sellae) ve bunun iki
ucunda, yanlarda sivri birer çıkıntı (prooessus climaideus posterior) vardır.
Tuberculum sellae'nin önünde de enine bir oluk (sulcus nervi optici) vardır.
Fossa hypophysialis'in önünde de bir tümsek (tuberculum sellaıe) ki çok defa bu-
nun da iki yan tarafında sivrice çıkıntı (proceıssus clinoideus medius) bulunur.
Bu oluk iki yaııa doğru canalis opticus'Ia uzanır. Fossa hypophysialis'in iki ta-
rafında da sulcus caroticus görülür.
gelir.
Alae majores - Corpus ossis spenoidalis'in her iki tarafta arka ve alt kıs
mından yana uzanan büyük kanatlar, küçük kanatlardan daha geniştir. Büyük
kanatla cismin birleşme yerine yakın olmak üzere önden arkaya doğru üç de-
lik görülür. Bunlar sırasıyla: foraınıeu rotınıdum, foramen ovale ve foraınen
spinosum' dur.
Büyük kanadın konkav olan İç yüzü facies cerebralis adım alır. Dış yüzünde
ise şunlargörülür:
a) orbita duvarını yapan bir parça (facies orbitalis alae majoris) görülürki
bunun iç-üst ve serbest olan kenarı, küçük kanadın serbest olan arka kenarı ile
fissura arbitabis superior denilen yarığı, alt kenarı da fissura orbitabis inferior
denilen diğer bir yarığın üst kenarını yapar.
b) Facies temporalis ki bu da bir ilikle (crista infra temporalis) üst ve alt
iki yüze ayrılır. üst yüz foıssa temporalİs'i, alt yüz de fossa infra-temporalis'i yap-
mağa yardım eder.
Büyük kanadın kenarları - 1Kanadın kenarları komşu kemiklerle dikiş yapar
ve ona göre adlandırılır: Arkada margo squamosa olup os temporale ile sntura
sphenosquamosa, yukarda dar bir parça margo parietalis adını alıp os parietalis'le
sutura sphenoparietalis, önde margo frontalis, os frontale ile sutura sphenofro
talis, ve nihayet margo zygomaticus, bu da os zygoınaticum ile sutura sphenozy-
gomatica'yı yaparlar.
altından b~layıp aşağı doğru uzanan oluk sulcus pterygopalatinus' dur. Bu.
oluk os palatina'daki ve maxilla'daki aynı addaki olukla birleşerek canalis ptery-
gopalatinus'u yapacaktır.
Os efümoidale - Kalbursu kıeınik
lçyan yüz • Burun boşluğunun dışyan duvarını yapan bu yüz üzrenide üstüs-
te konmuş alt kenarı serbest, dışyana kıvrık kemik kıvrınt1ları (concha) görülür.
Bunlardan üstteki concha nasalis superior alttaki de concha nasalis medius adı
nı alır. Orta comcha'nın ön alt kısmından çıkan ve arkaya doğru giden proces ..
sus uncinatus denilen çıkıntı hiatus maxillaris'i daraltmaya yardım eder. Con-
cba 'ların dışyan yüzü ile burun boşluğunun dışyan duvarı arasında k,alan ara-
KEMlKBlLlM t7
lLklıklan:lıan üstteki meatus ınasi superior, aılttaki de meatus nasi medius adını
aJır. Bir de mıeatus nasi iınferior vardır ki bu da ayrı bir kemik olan ooncha
nasalis ill1ferior'un dışyan yüzü ile burun boşluğunun dışyan duvarı arasında ka-
lan aralıktır.
Meatus .nasi medius'un dışyan duvarı üzerinde processus uncinatus'un he-
men 1Ykasında görülen kabartıya buJla ethınoidalis denir. Bu iki oluşum ara-
sında açıkılığı arkaya ve yukarıya bakan yarımay şeklindeki yarığa da hitus etb-
moidalis adı verilir ki bu yarığın üst kısınma sinus fron.talis'i meatus nasi me-
<liusa birleştiren ve infundibulu!Il ethmoid0le denilen canalis nasofrontalis'in alt
deliği açıldığı gibi yine bu yarığın (hiatus ethmodalis) alt kısmına da cellulae eth-
moidales aııteriores ile sinus maxillaris açılırlar.
Ossıa fadei - Yüz kemikleri
Yüz iskeletini yapan kemikler sekiz kıemikten ibaret olup bunlardan max:illa,
-0s zygomaticum, os lacrimale, os palatinum, os nasale ve concha ınasalis inferior
çift, ve mandibula ile vomer ise tektir.
Maxilla - U stçe.oo kemiği
Yüz iskeletini yaPıan esas kemiklerden biri olan bu çift kemik aynı za-
manda gözçukuru (orbita), burun boşluğu (Cavum nasi) ve ağız boşluğu (cavum
oris) gibi boşlukJarın da meydana gelişine yardım eder. İçinde büyük bir boşluk
(sinus maxillaris) bulunan bu kemikte, düzgün olmayan küp şeklinde bir cisim'le
dört çıkıntı ve dört de kenar 1ayırd edilir.
Corpus ınaxillae (cisim) - Cisimde içyan ve dışyan olmak üzere iki yüz
vardır.
tarafında bir tümsek (tuber maxillae) görülür. Bunun üzerinde t1oramina alve
olaria denilen küçük delikler bufonur. Bu delikler canalis alvoolaris adını alan
piyes'de içinde dişlere giden damar ve sinirlerin bulunduğu kanalın giriş de-
likleridir.
Procesısus zygomaticus'un tabanı sinus maxillaris'in dış duvarını, tepesi de
os zygomaticum'Jp eklem yaparak sutura zygomaticomaxillaris denilen dikişi
meydana getirir.
2 - Processus frontalis - Cismin dışyan yüzünün ön yukarı kısmından
yukarı doğru uzanan bu çıkıntının da bir dış yan ve. bir de içyan olmak üzere
iki yüzü ile ön v~ arka iki kenarı ve bir de tepesi vardır.
a) dışyaın yüz - Bu yüzde ön kenara yakın olarak yukardan aşağı uzanan bir
ibik (crista lacriınalis mt~rior) ve bunun da hemen arkasında bir oluk (sukus Jac-
rimalis) görülür. Bu oluk os lacrimale'nin aynı addaki oluğu ile birleşerek ca-
nalis nasolacrimalis denilen gözyaşı - burun kanalım yapar ki bu kanal da bu-
run boşluğundaki meatus nasi inferior'a açılır.
b) içyan yüz - Bu yüz üzerinde de enine duran ve üst üste konmuş ibikten
üstteki- crista ethmoidalis, alttaki de crista conchalis adlarını alırlar. Bunlardan
üsttekine os ethmoidale, alttakine ~e concha nasalis inferior tutunur ...
Processus frontalis'in ön kenarı os nasale ile, arka kenarı ise os lacrim~le·
ile ve tepesi de os frcmıtale ile eklem yaparlar.
3 - Processus alveolaris - Cismin dışy1an yüzünden aşağı doğru uzanan
bu çıkıntının dışyan ve içyan yüzü ile bir de serbest kenarı vardır.
a) Dışyaın yüz - oldukça konveks olup üzerinde bir takım kabartılar göste-
rir. Juga alvoolaria adını alan bu kabartıJarı alveoller içinıe yerleşen dişler yapar.
b) İçyan yüz, dışyan yüze nazaran konkav olup üzerinde pürtü.kler bulunur.
Serbest olan kenarı ise maxilla'nın alt kenarına uyar ki üzednde alveol
denilen ve dişlerin içine girdiği çukurcuklar (alveoli dentales) bulunur.
İçyan yüz - Facies nasıalis de denilen cismin bu yüzü üz.erinde geniş bir
delik görülür. Hiaturs maxillaris adını aılan bu delik maxilla içinde bulunan ve
sinus maxillarfa denilen boşluğun ağzıdır. Bu deliğin altında içyana doğru eni-
ne uza.nan bir çıkıntı vardır ki buna da procıessus palatinus denir.
Processus pıalatinns - Cismin içyan yüzünde bulunan bu çıkıntı yuk::ır
dan aşağı basık olup üst ve alt iki yüzle bir de serbest kenar gösterir. üst yüz
düz olup eşkemiğin aynı addaki çıkıntısı ile birleşerek burun boşluğunun döşe
mesinin ön bölümünü yapar. Alt yüz i~ oldukça konkav ve pürtüklü olup aynı
şekilde eş çıkıntı ile eklem yaparak ağız boşluğunun tavanını (palatum dumm)
meydana getirir.
Processus palatinus'un serbest olan içyan kenarı eş kemikle birleş\::rek or-
KEM1KB1L1M
ta çizgi üzerinde sutura palatina mıediaı.nıa'yı yapar. Bu dikiş üzerinde üstte mey-
dana gelen ibik şeklindeki çıkıntı crista nassliıs adını alır ki, bunun öntarafta daha
bariz bir diken halini aldığJ. görülür. Bu dikene spina nasalis anteriOI' denir.
Bunun hemen iki yanında görülen ve foraınıen incisivum denilen delikler burun
boşluğu ile ağız boşluğunu birleştiren canalis incisivus'un bu yüzdeki delikleri
olup alt yüzde yani ağız boşluğuna açılan deliği ise tektir ve sutura palatina
mediaına'nın ön ucu üzerindıedir.
Processus palatinus'un arka kenarı da os palatinum'un lamina horizonta-
Ji'sin ön kenarı ile eklem yaparak sutura palatina traınsversa'yı meydana getirir.
Cismin içyan yüzünün processus palatinus altında kalan bölümü pürtük-
lü bir görünümde olup sert damağın (palatum durum) yan kısmını y1apar.
üst kenar - Alın çıkıntısının arkasında geniş bir çentik (inıcisura lacri-
malis bulunur.
ön kenar - Ortada yine geniş bir çentik (İncisura ııasalis) bulunur.
Bu çentik eş k;emikte birleşerek burun boşluğunun ön deliği olan apertura piri-
formis'i yapar. Bu kenarın çentik altında kalan bölümü ise eşk;emikle dikiş ya-
pacaktır.
Orbita'nın içyan duvarının küçük bir kısmını yapan ve çift oJ 1~n bu kemik
os fro.nıtale'nin altında, maxilla'nın processus fronıtalis'inin arkasında ve os efh-
moidale'nin de önünde bulunur. İnce ve dörtgen şeklinde olup iki yüz dört kenarı
gösterir. Dışyan yüzün (facies orbitalis) ortasında yukardan ac;;ağıya bir ibik
lcrista lacrimalis posterior) ve bunun önünde de bir oluk (sulcns lacrimalis) gö-
rülür. Bu oluk os frontale'nin aynı addaki oluğu ile birleşerek fossa sacci lacri-
malis ve canalis nasülacrimalis.in başlangıç kısmını m,eydana getirir. Crista la-
crimalis posterior'un alt ucunda bir çengel (hamulus lacrimalis) bulunur. tçyan
yüz(fade:s ethmoidalis), os ethmoidale ile eklem yapar aynı zamanda da bumn
boşluğunun dışyan duvarının bir kısmını meydana getirir. Kenarlardan üst ke-
nar os frontale ile, arka kenar os ethmoidalıe ile, alt kenar concha nasalis infe-
rior ile ve ön kenar da maxilla ile eklem yaparJar.
22 HAREKET SlSTEMt
İnce,
dar ve yaprak gibi bükülmüş olan bu kemik çift olup burun boşluk
larının dışyan duvarındabulunur. Uzun ekseni önden arkaya ve enine olan bu
kemikte içyan ve dışyan yüzle, üst, alt iki kenar ve ön, arka olmak üze11e iki
de uç ayırdedilir.
lçyan yüz - Konveks olan bu yüz burun boşluğu bölmesine bakar.
Dışyaın yüz - Bu yüz ise burun boşluğunun dışyan duvarın 1:ı bakar ve
konkavdır. Bu yüz ile burun boşluğu dışyan duvarı arasında meydana gelen
aralığa meatus ınasi inferior denir.
Kenarlard;ın alt kenarı dışyana kıvrık ve serbesttir. Üst kenar önde nıaxil
Ja 'nın crista conchalis'ine tutunur, arkada os palatinuın'un crista conchalis'i ile
eklem yapar. Bu iki tutunma yeri arasında önden arkaya doğru şu çıkıntılar gö-
rülür:
1) Pr0cessus maxillaris - aşağı ve dışa doğru uzanan bu çıkıntı hiatus
ma.xil1aris'i daraJtIDıağa yardını eder.
2) Processus lac~alis - yukarı doğru giderek canalis nasolacrimalis'in
arka ve iç yan duvarının bir kısmını yapar.
3) Processus ethmoidalis - Os ıethmoidale'in processus uncinatus'u ile
ekleıri yaparak hiatus maxillaris'i daral.tm'ağa yardım eder.
Uçlardan ön-üç künt, arka uç da sivri ve serbesttir.
Os Nasale - Burun kemiği
Y1assı,
küçük vedörtgen şeklinde olan bu çift kemiğin iki yüzü ve 4 kenarı
ıvardır.ön yüz oldukça konvekstir ve üzerinde bir delik (foramen nasale) görülür.
Arka yüz konkav olup burun boşluğu tavanın en ön kısmını yapar. Bu yüz üze-
rinde görülen aluk sulcus ethmoidalis adını alır.
Kenarlardan üst kenar os frontale ile, dışyfin kenar maxilla ile, içyan ken-
nar eşkemikle eklem yaparlar. Alt kenar masere kafada serbest olup apertura
pirifornıis denen burun boşluklarının ön deliğinin üst kenarını yapar.
her iki yanında bulunan delikler foramen mentale adını aılırlar. Tuberaılum me -
tale'den başlıyarak arkaya ve yukarı doğru giden çizgiye de linea oh ·qua denir.
Arkayüz - Konkav olan bu yüz de ise orta çizgi üzerinde ve alt kenara
yakın dikensi bir çıkıntı (spina ment.alis) vardır ki bunun üst bölümüne m. geni-
oglossus, alt bölümüne de m. geniohyoideus tutunur. Bu dikenin ilci yanından
arkaya ve yukarı doğru giden çizgiye linea mylohyoidea denir. Bu çizginin üst
ve ön bölümünde görülen çukurcuk fovea suhlingualis adını alır. Bunun arka ve
alt tarafında da fovea submandibularis ~enilen diğer bir çukurcuk bulunur. Sp"·
.n a metalis'in iki yanında alt kenara yakın iki küçük çukurcuk görülür ki bun-
lara da fossa digastrica denir. Liırea mylohyoidea'nın arka bölümü üstünde
ve ona paralel bulunan oluğa da sulcus mylohyoide adı verilir.
Cismin üst kenarı üzerinde bir takım çukurcuklar (alveoli dentales) bulu-
nur ki bu çukurcuklara dişler yerJıeşir. Bu çukurcukları birbirinden ayıran böl-
melere septa imteralvoolares, çukurcukların içindeki bölmeciklere de septa • er-
radicularia adı verilir. Mandibula'nın alveolleri içinde bulunduran bu kenarına
pars alveolaris denir.
Cismin alt kenarı, kalın ve künt olup taban (hasis) adını da aılır
Ramus mandibulae - Cismin her iki ucunda şahsa göre değişmekle bera-
ber oldukça bir dik açı halinde cisimle birle~n mandibula kolunun cisimle birleş
tiği köşeye angulus mandibulae denir. Ramus mandibulae'nin içyan ve d.ışyan
olmak üzere iki yüzü ile dört de kenarı vardır.
Dışyan yüz - Bu yüzün alt bölümünde yörülen pürtüklü alan tuberosi
rnasseterica adım alır.
lçyan yüz - Bu yüzün alt bölümü üzıerinde de pürtüklü bir alan bulunur.
Buna da tuberositas pterygoidıea denir. lçyan yüzün hemen orta yerinde bir de-
lik (foramen mandibulae) vardır. Bunun ön ve alt kısmında küçük bir kemik
dilcik (lingula mandibulae) ile yine bu d~liğin alt ucundan başlayan öne ve aşa
ğı doğru giden ve sulcus mylohyoiıdeus adını alan bir olun görülür. Fo
mandibulae' den başlayan ve kemik içinde boyunca seyreden kanal canali
mandibularis olup önyüzdeki forarne:nı mentale'de sonlanır.
Ramus mandibulae'nın üst kenarı, ortada bir çentik'le (incisura dibu
ayrılan bir önde processus coronoideus, bir de arkada processus co d laris de-
nilen iki çıkıntı gösterir. Bunlardan öndekine yani processus corono"de 'a
temporalis yapışır. Arkadaki processus condylaris ise bir başcıkla (cap m
dibulae) bir boyun (collum mandibulae) ve bu boynun ön tarafında da bir çu-
kurcuk (fovea pterygoidea) göstıerir. Bu çukura m. pterygoideus medialis yapı
şacaktır. Caput mandibulae enine bir elips şeklinde olup şahsa göre değisik doğ-
~ltular gösterir. Bu çıkıntı çene eklemini yapmağa yardım eder. Ramus ·
bulae'nın ön kenarı keskin olup cismin ön yüzündeki linea obliqua ile de am
eder. Arka kenarı ise künttür.
HAREKET SlSTEM:l
Altçenenin şekli - Yaşla çok ilgilidir. Zira bir taraftan çiğneme kasları
diğer taraftan dişler, kemik şeklinin meydana gelişine tesir ederler. Böylece man-
dibula'nın alveol parçası ve alveol'ler, dişlerin çıkmasıyla meydana geldiği gibi
diğer taraftan yaşlılıkta dişlerin düşmesiyle de alveoller kaybolmağa başar v~
hatta pars alveolaris tamamiyle atrofiye olur, (inaktivite atrofisi).
Yeni doğanlarda ramus mandibulae dar ve basık olan corpus ınandibulae
ile geniş açı yaparak bir·leşmiştir. Yaş ilerledikçe b~ açı dik açıya yaklaşır. An-
cak dişlerin çıkması ve diş değişiminden sonra mandibulae'nın pars alveolaris'i
ve alveoller son şeklini alırlar.
Os Hyoiıdeum - Dil kemiği
styolideus, 6) arcus zy~omaticus'un aJtında ramus ma:ndibulae ile bunun iki çıkıntısı ,
processus condylaris ve bunun oturduğu fossa maııdibularis ile processus coro-
noideus, 2) yukarda önde os frontale'.nin os parietale ile yaptığı dikiş (sutura
coronalis), 8) os frontaJe'nin processus zygomaticus~un ve onun yukarı ve arka-
ya doğru uzanan linea temporalis, aşağıda os zygomaticum'la yaptığı sutura fr~Jil
tozgomatica, 9) onun arkasında os sphenoidale'ni.n ala major'u ile üzerindeki
crista infratemporalis ve komşu kemiklerle yaptığı dikişler (sutura sphenofron-
talis, sutura sphenosquamosa, sutura frontozygomatica), 1O) arcus zygomaticus'un
iç tarafında üstte bir çukur (fossa temporalis) ile alta diğer bir çukur (fossa in·
frantemporalis ), processus pterygoideus, tuber maxillae ve fissura ptecygopaJatiın.a,
11) arcus zygomaticus'un önünde os zytgomaticunı, maxilla daha önd)e de os-
nasale ve bu kemikler arasındaki dikişler 12) os nasale'nin altında maxilla ve
üzerindeki foramen infraorbitale, fossa canini, arcus alveolaris et denıtalis, 14)
en alta da corpuıs mandibulae ve üzerindeki protuberentia mentalis, foramen
mentale ile linea obliqua.
4 - Norma occipitalis - Arkadan görünüş olan bu norma'da şunlar gö-
rülür:
1) Yukarda iki yanda os parietale ve bunlar arasındaki sutura sagitalis,
2) aşağıda os occipitaJe'nin pars squamosa'sı üzerindeki protuberentia occipi-
talis externa, onun iki yanında linea nuchae superior et in.ferior, planum nucbale
ve orta çizgi üzerinde crista occipitalis extema. •
3) yanlarda processus mastoideus ile incisura mastoidea,
4) sutura )ambdoidea, sutura occipitomastoidea.
5) - Norma basilaris - Başın alttan görünüşünde mandibula olmaksızın şu
oluşumlar görülür:
1) arkada os occipitale'nin her üç parçası yani squama occipitalis. Partes
laterales ve Pars basilaris'in dış yüzleri,, arkada protubereıııtia occipitalis externa
linea nuchae superior et inferior ve planum nuchale, 2) ortada foramen occipi-
taJe magnum ve onun yanlarında coıııdylus occipitaıis'le fossa condylaris ve ca-
nalis ınıervi hypoglossi, 3) h~r iki yanda processus ıııastoideus, foramen mastoi-
.deuın, incisura mastoidea ve onun içyanında sutura occipitomastoidea, 4) önde,
foramen stylomastoideuın'la processus styloideus, 5) onun içyanında fossa jugu-
Iaris, canalis caroticus ve onun ucunda da foramen Iacerum, 6) processus styloi-
deus 'un dış yanında meatus acusticus externus ve onun önünde fossa mandibu-
laris daha önde de tnberculum articulare ile processus zygomatius ve devamı
olan arcus zygomaticus, 8) Foramen ocipitaJe magııum'un önünde pars basilaris
üzerinde tuberculum pharyngeum, os occipitale ile os sphenoidaJe'nın birleşme
yeri, 9) orta çizgide os vomer, yanlarda processus pterygoideos'la hamulus ptery-
goideus, pterigoid iç ve dış lamina ve aralarındaki fossa pterygodea ile fossa
scaphoidea, 10) Bunun dış ve arkasında os sphenoidale'nin büyük kanadı
ve üzerinde önden arkaya doğru bulunan foram~ ovale ile fOl"aJllen spi-
KEl\11KBlL1M _,
')'""
ı10sum, 11) daha dış yanda sutura spb.enotemporale, 12) ortada, os vomer'in iki
yanında choana nariunı, 13) processms pterygoideus' un ön ve dış yanında fissura
-0rhitalis inferiur, 14) önünde processus zygomaticus, maxilla, os zygomaticum
ve arcus zygomaticus ile bu kemikler arasındaki dikişler, 15) ortada choruıa na-
rium alt kenarını yapan os palatina'nın lanıina horizontalis ile orta çizgi üzerin-
dekispina nasalis poı.sterior, 16) os palatina'nın lamina horizontalis ile maxilla'-
nın proccesus palatinus'u birleşerek meydana getirdikleri palatum durum üze-
rinde orta çizgide sutura palatina mediana ile sutura palatina transversa ve bu -
nun arka yanında foramen palatinum majus ve foramin palatina minora, 17)
sutura palatiına mediaına'nın da ön ucunda foraınen incisivum, 18) daha önde de
arcus alveolaris superior ile arcus dentalis superior.
BAŞ tSKELET1Nt YAPAN KAFA VE YÜZ KEM1KLER1 ARASI D
MEYDANA GELEN BOŞLUK VE ÇUKURLAR
1) Cavum cranii (kafa boşluğu) - kafa kemiklerinin birleşerek meydana
getirdikleri neurocraınium'un iç hoşluğu olan cavum cranü'yi encephalon doldu-
rur. Bu boşluğun bir kubbesi (calvaria) ve bir de tabanı (hasis cranü) vardır. Cal-
varia ile hasis cranii arasındaki sınır, kafa dışında önde arcus superciliari ile
arkada protuherenıtia occipitalis externa'dan geçirilen bir düzlemle gösterilebilir.
Calvaria - Kafatası da denen kafa boşluğun bu parçasının iç yüzünde
şunlar görülür:
1) Orta çizgi üzerinde önde crista frontalis ve onun üstünden başlayıp
yukarı ve arkaya doğru giden bir oluk (sulcuıs sinus sagitalis superiorioris) ile su-
tura sagitalis vardır. 2) yanlarda sulci arteriosunı, 3) impressiones digitatae ve
juga cerebralia, 4) önde sutura coronalis'le arkada sutura lambdoidea.
Baris cranii (kafatabanı) - Kafatabanının içyüzünde ise önden arkaya
doğru kade~e halinde sıralanan fossa cranii anterior, media ve posterior olmak
üzere 3 çukur görülür.
a) Fossa cranii ·a nterior - ön tarafta ve diğer iki çukurdan daha yüksek
seviyede bulunan bu çukuru önde os frontale'nin pars orbitalis'in facies cerebra-
lis'i ile arkada os sphenoidale cisminin ve ala minor'un cerebral yüzleri ve orta-
da da os ethmoidele'nin lamina cribrosa'sının üst yüzü yapar. Böylece ortada
tek olan burun boşluklannın tavanı ile iki yanda orbita'nın tavanından meydana
gelmiştir. Burada orta bölümde önden arkaya doğru şunlar görülür:
1) Foraınen caecum - Erişkinde kör olan bu delik çocukta çok defa kafa-
boşluğunun burun boşluğuna birlevtiren bir kanal halinde olup içinde v. emissaria
bulunur.
2) crista galli - horoz ibiği şeklindeki bu çıkıntıya falı: cerebri tutunur.
3) lamina uibrosa - delikli ıolan bu lamina'nın deliklerinden . olfacb-
rlus'un iplikleri geçer.
4) Os sphenoidale'nin cisminin üst yüzü.ndeki sulcus chiasmatis ve cana ·
28 HAREKET SlSTE:\ll
opticus.
Yanlarda ise os frontale'nin partes orbitales ve üzerindeki juga crebralia
ile impressiones digitatae ve os sphenoidaJe'nin alae minores üst yüzleri ile pro-
cessus clinoideus anterior görülür.
b) Fossa cranii media - os sphenoidale'nin küçük kanatlarının arka kena-
rı
ile os temporale'nin pars petrosa'sının margo superior arasında bulunan bu
çukurda da bir orta bölümle iki de yan bölüm ayırdedilir.
Orta bölümde canalis opticus arkasından başlamak üzere tuberculum sella,.
fossa hoypophysialis, dorsum sella görülür.
Yan bölümlerde ise os spbenoidale'nin büyük kanatları (alae major) ile pyra-
mis'in ön-üst yüzü ve os temporale'nin pars sqnamosa'sından meydana gelmiş
olup şu oluşumlar dikkati çeker.:
1) Fissura orbitalis superior, 2) Foramen rotundum, 3) Foramen ovale, 4)
Foramen spinosum, 1) Foramoo Jaceruın, 6) Fissura sphenopetrosa, 7) canalis
caroticus'un iç deliği, 8) hiatus canalis n. petrosi majoris et minnris, 9) impr;!ssio
trigemini, 10) eminentia arcuta, 11) sulcus sinus petrosi supe·rioris·un üzerinde
bulunduğu crista pyramidis.
c) Fossa cranii posterior - Bu çukur, ortada önde ıdorsum sella yanlarda
ise os temporale'nin pars pyramis'in margo superior'la arkada da ortada pro-
tnberentia occipitalis interna ve yanlarda sulcus sinus transversi ile sınırlanır
Burada da bir orta bölümle iki yan bölüm ayırd edilebi.Jir.
Orta bölümde görülen oluşumlar sırasıyle önden arkaya doğru şunlardır:
1) os phenoidale ile os occipitaıe arasındaki synchondrosis spbenooccipi-
talis,
2) clivus ve yanlarındaki sulcus sinus petrosi inferioris, v) Foramen occipi-
tale magnum, 4) Canalis nıervi hypoglossi, 5) crista occipitalis interna, 6) Pro-
tuberentia occipitalis interna.
Yan bölün:1erde de görülen oluşumlar:
1) pyramis'in arka üst yüzü, 2) porns acusticus internus, 3) foramen jogu-
lare, 4) sulcus sinus sigmoid·ei, 5) fossa occipitalis cerebellaris, 6) sulcus sinus
transversii.
Orbitae (göz çukurları) - Sağlı sollu iki tane olan Orbita, tepesi ar-
II -
kada tabanı
önde dört yüzlü bir pramide benzer. Aditus orbitae adını alan taba-
nını yukarda os frontale, os zygomaticum, içyan ve altda da maxilla gibi kemik-
ler yapar. Tepesi ise canalis opticos'a uyar.
Paries superior (üst duvar) - tavan adım alan bu duvarı os frontale'nin
facies orbitalis'i ile os sphenoidale'nin ala minor'u yapar. Bu duvarın ön ve dış
kısmında fossa. glandulae lacrimalis vardır ki buraya gözyaşı bezi yerleşir. Bu
duvarda üst kısımda ayrıca foramen ethmoidale anterior et posterior denilen
delikler bulunur.
,
KK\ilKBlLL\I
Paries medialis (içyan duvar) hemen hemen sagital bir doğrultuda olan
bu duvar önde os lacrimale, ortada os ethmoidale'nin lamina orbitalis'i ve arka-
da da corpuıs ossis sphenoidalis yapar. önde görülen çnkurcuk fossa sacci lacri-
malis olup önden maxilla'mn crista lacrimalis posterior'u sımdar. Bu çukurcu-
ğu burun boşluğuna birleştiren kanal (canalis nasolacrimalis) meatus nasi infe-
rior·a açılır.
mus maındibulae, içyanda önde fissur apterygomaxillaris ile tuber maxillae, ar-
kada Jaminıa lateralis processus pterygoidei, önde ise tuber maxillae ile fissura
orbitalis inferior yapar. Arka duvar üst kısmında processus styloideus'den ibaret
olup aşağıda açıktır. Fossa mfratemporalis'in tavanı veya tabanını ise içyanda ala-
major'un dışyüzünde ki facies infratemporalis, dışyanda da açık olup orificium
zygomaticum yapar.
BAŞ ANTROPOLOJl'StNE AtT KISA BİLGİ
uzunluk
Şayet bu index 75 den küçük ise o zaman dolicocephal (uzunkafa), 75 - 80
arasında ise mesocephal, 80 den büyük ise brachiocephal kafa olmak üzere ad-
landırırlar.
b) Baş'ın uzunluk ve yükseklik index'i - Yine kafanın uzunluğu (gabella
ile opisthion arası) ile yüksekliği (basion ile bregma arası) ölçülerek şu formüle
tatbik edilir.
Yüksek X 100
uzunluk
Bu formülle elde edilen sayı 75 den büyük ise hypsicephal (sivrikafa), 70 -
75 arasında i~e Grthocephal, 70 den küçük ise platycephal (basıkkafa) adı verilir.
c) yüz index'i - Yüz'ün yüksekliği (nasion ile gnathion arası) ile elmacık
kemikleri arasında ki mesafe ölçülür, ve şu formüle tatbik edilir.
yüzyüksekliği X 100
---
elmacıkkemikleri arasındaki mesafe
Bu formülden elde edilen sayı, yüz index'ini verir ki bu index 85 veya daha
küçük olursa euryprosop (geııişyüzlü), 85 - 90 arası ise mesoprosop, 90 dan
büyük olursa o zaman da Ieptoprosop (uzunyüzlü) adı verilir.
il - Antropolojik noktalar:
1) glabella Ortaçizgi üzerinde iki arcus superciliaris arasındadır.
2) Bregma Sutur'a sagitalis'in sutura coronalis'le birleştiği nokta
KEMlKBlLlM 33
Gövdenin eksenini teşkil eden hareketli ve esnek bir kemik kolunu olan
omurga üst üste konmuş omur (vertebra) denilen kısa kemiklerden meyda-
na gelmiştir. Bu omurlar 33-34 tane olup bunların büyük bir kısmı bütün
hayat boyunca müstakil ve hareketli olarak kalırlar. Ancak en alt
omurlardan 4-5 omur birbiriyle kaynaşarak os coccygis denilen tek bir ke-
mik meydana getirirler. Aynı şekilde bunların üstünde bulunan 5 omur da yine
aralarındaki oynak kemikleşmek suretiyle os serum denilen fıek kemik teşk11 eder-
ler. Zamanla bu iki kıemik yani os sacnun ve os coccygis arasındaki ekılem ya-
pısı da kemikleşmek suretiyle bir bütün kemik haline geçebilirler. Böylece genç
yaşlarda 33-34 omur'dan, erişkinde ise 26 ayrı kemikten meydana gelen collum-
ıııa vertebralis yeni doğanda hemen hemen düz bir sütun olmaslllla mukabil
sonraları oturma, ayakta durma, yürüme esnasında maruz kaldığı vücutyükü
dolayısıyle eğrilikler kazanır. Bunlar yukardan aşağı sırasıyle birincisi, boyun
omur·ları hizasında olup konvekliği öne bakar. !kincisi oldukça bariz ve göğüs
omurlar'ı hizasındadır, ve konkav'lığı öne bakar. üçüncüsü bel omurları hiza-
sında olup burada da aşikar bir öne bakan konvıekslik mevcuttur. Dördöncüsü
os sacmm ve os coccygis hizasında bulunur ve konkavlığı da ÖDıe bakar. Bu eğri
liklerden bilhass'.:l göğüs omurları hizasında ki olanı yaşla veya herhangi bir se-
beple eğriliği artarsa o zaman öne bakan bu konveksliğe lordos, (lordosis) ter-
sine bu eğrilik yani konvekslik arkaya doğru artarsa ona da kifos (kyphnsis)
denir. Bazen bu eğrilik sadece öne veya arkaya değil de yanlara da olabilir. O
zaman bu yana olan eğriliğe de skolios (Scoliosis) denir.
ColuIDDa vertebralis·e önden bakıldığı zaman görülür ki bu sütun her yer-
de yukardan aşağı aynı genişlikten değildir. Bunun en geniş yeri os sacrum'un
tabanı ve en dar yeri de os coccygis hizasındadır.
axis'in tepesine apex dentis denir. Processus tranısversus çok küçük olmakla
beraber foramen transversarium mevcuttur. Buna mukabi·l processus spİD-Osus
bariz şekilde büyük ve çatallıdır. Dens axis'in iki tarafında oval şekilcJıe at-
las'la eklem yapacak olan eklem yüzleri görülür ki bunlar omurların eklem
çıkıntılarına tekabül ettiklerinden processus articularis superior adı verilir.
Foramen vertebrale üçgen şeklindedir.
V ertebrae Thorcicae - göğüs omurları
doğru uzanmıştır.
lunurki canalis sacralis adım alan bu kanal caualis vertebralis (omurga kanalı)
ın bir devamı olup aşağıda, iki boynuzcuk (romu scralia) arasında kafan
ve hiatU!S sacralis denen bir yarık:ıla sonlanır.
Vert.ebrae coccygeae - Koksiks omurları (os coccygis)
Omurganın sıon kısmını teşkil eden 4 veya 6 nıcimenter koksiks vertebra-
lannın birleşme sjylemeydana gelen tek k;emik os coccygis'tir. önden arkaya
basık olan hafif konvex bir arka yüz ile tersine hafif konkav bir önyüz göste-
ren bu kemikte facies tıermiııalis sacralis adını alan üstte bir taban altta da bir
uç (tepe) gösterir. Tabanın iki yanında coıınıı coccygeum denilen boynuzla
birlikte taban os sacmm'un alt ucu ile eklem yapar. Kemiğin tepesi ise künt bir
üçgen şeklinde serbest olarak sonlanır.
Thorax - Göğüs kafesi
Omurganın gogus omurları hizasında arkada 12 göğüs omuru (vertebae
thoraricae), yanlarda ve önde 12 çift kaburgalar (costae) la önde ortada tek olan
göğüskemiği (stıernum) un sınırladıkları bu boşluk tborax adını alır ki tepesi
yukarda tabanı aşağıda kesik bir koniye benzer. Kesik olan tepe açıklığına
apertura thorads superior adı verilir. Bu açıklığı arkada 1. göğüs omuru yan-
larda 1. kaburgalar ve önde de sternum'un üst kenarı sınırlar. Açık olan taba-
nına da apertura thoracis inferior denir ki bunu da arkada 12. göğüs omuru,
10-12. kıostalarla yanlarda arcus cost.alis denen kaburgalar yayı ve nihayet
önde ve ortada da ıstemum'un alt ucu olan processos xiphoideus'la smmıdır.
Thorax enine kesitte fasüly;e şeklinde görünür. Bunun ortaılama olarak ön
arka çapı tepede 6 cm., tabanda 12 cm., enine çapı ise tepede 10 cm., tabanda
da 26 cm. <lir.
Sternum - Göğüskemiği
bu çentikler 7 tane olup incisura costalis adını alırlar. 1. kostaya ait çentik he-
men incisura clavicularis'in altında, 2. kostaya ait olan çentik ise aaıgulus stemi
hizasındadır. Sternum'un alt ucu olan processus xiphoideus ise serbest olarak
rnnlanır.
Costae - Kaburgalar
Kaburgalar, uzun ve yay şeklinde yassı kemikler olup 12 çifttir. Bunların
hepsi arkada vertebrae (kaburlar) la eklem yaptıkları halde önde 7 çifti
sternum'a tutunur. 5. çifti de stemuma tutunmadan sonlanırJarsa da bunlardan
ilk üç çifti önde birbirleriyle kıkırdak kaburgalar halinde birlererek sternoma
yapışırlar, son iki çifti ise serbest uçla sonlanırlar.
Sternum'la eklem yapan 7 çift kaburgaya costae verae denir. Sternunıla
doğrudan doğruya birleşmeyen son 5 çift kaburgaya da costae spuriae adı veri-
lir. Costae spuriae'nin ilk 3 çifti ki kıkırdak kaburgalar aracılığı ile birbiriyle
birle~erek arcus costalis'i yaparlar. Bunlara costae spuriae affixae denir. Diğer
serbest uçla sonlanan iki çift kaburgaya da costae spuriae fluctuan.tes adı verilir.
Her kaburga bir kemik (os costale) ve bir de kıkırdak (cartilagu costalis)
olmak üzere ikı parçadan müteşekkildir. Kıkırdak olan ön parça yerine göre
kısa veya uzun olur. Arka parça kemik kaburga olup şu kısımları ayırdedilir:
da bir oluk (sulcus arteria subclaviae) görülür. Pürtük üzerine m. scalenus ~H·
f.erior tutunur. Oluk içinde de A. subclavia geçer.
ossa membri superioris - üsttaraf kemikleri
üstaraf iskeletini meydana getiren kemikler şunlardır:
1) cingulum membri superforis (omuz kavşağı) - Bu kavşağı yapan iki ke-
mikten biri scapula (kürekkemiği), diğeri de clavicula (köprüçük kemiği) dir.
2) hrachium (kol) - Koru tek kemik humerus (kolkemiği) yapar.
3) antebrachium (önkol) - Bunu da iki kemik yani radius (dönerkemik)
ile ulna (dirsek.kemiği) meydana getirir.
4) carpus (elbileği) - elbileğini ossa carpi (elbileği kemikleri) yapar.
5) metacarpus (eltarağı) - Burada ossa metacarpalia (el tarağı kemikleri)
bu1unur.
6) digiti manus (elparmakları) - Bunları ossa digitorum manus (elpar-
makları kemikleri) yapar.
Bunlardan başka el iskeletinde çok değişik şekil ve büyüklüklerde görü-
len susamsı kemikler (ossa sesamoidea) in de mevcut olduğu bilinmelidir.
Clavicula - köprücükkemiği
Humenıs - kolkemiği
Kol (brachiuın) iskeletini yapan tek ve uzun bir kemik olup yukarda ca-
~ula, aşağıda da ön.kol (antebrachium) kemikleri ile yani ulna ve raıdiu kemik-
leri ile eklem yapar. Bu kemiğin bir cismi (corpus humeri) ve iki de ucu vardır :
Corpus humeri (cisim) - üç yüzlü olup bunlardan dışyan yüzde bir pür-
tük (tuberositas deltoidea) ve onun altında da forameıı ınutriciıun denilen bir
delik görülür. Arka yüzde yukardan aşağıya içten dışa uzanan bir oluk ( ulcu
nervi radialis) vardır. tçyan yüzde ise üst uca yakın olmak üzere yine bir olu
dikkati çeker ki, iki tüberkül arasından yukardan aşağa uzanan bu oluk sulcu
mtertubercularis adını alır. Bu oluğun dışyan dudağına crista tuberculi ma· ori
içyan dudağına da crista tuberculi miınıoris denir.
Extremitas superior (üst uç) - Burada omuz eklemini yapmağa • ardım
eden yarımküre şeklinde büyük bir baş (caput huıneri) ile bunu cisme bağlayan
bir boyun (collum anatomicum) görülür. Caput humeri'nin dışyanında bir tüm-
ek (tuberculum majus) la iç ve alt yanında yine bir tümsek (tuberculum mimı
cikkati çeker. Bu iki tüberkül arasında da yukardan aşağa doğrultuda bir oluk
(sulcus infıertubercularis) bulunur.
Extremitas inferior (alt uç) - Bu uçta şu oluşumlar görülür:
1) trochlea humeri (humerus makarası) - bir makaraya benzeyen bu çı
kmtı ulna ile eklem yapar. Bunun üstünde önde bir çukurcuk (fossa co onoidea
ve arkada yine ayrı bir çukurcuk (fossa olecranii) bulunur.
2) Capitulum humeri (humerus başcığı) - Trochl~a humeri'nin dışyana
bir devamı olan bu çıkıntı radius'la eklem yapar. Bunun da hemen üstünde ve ön-
de fossa radialis adını alan bir çukurcuk vardır .
3) Epicondylus medialis (içepikondil) - Trochle~ humeri'nin üst e iç ya-
nında bulunan bir çıkıntı olup buraya içepikondil ka lan denilen önkolun fle. -
sör kasları yapışır. Bunun arka yüzün de görülen bir oluk ulcu nervi ulıIBri
<:~dını alır.
4) Epicondylus lateralis (dışepikondil) - Bu da alt ucun dışyanında bu1u-
W'n bir çıkıntı olup buraya da dışepikon.dil kasları denilen ka lar yapı , ır.
42 HAREKET SİSTEi\11
Radius - Dönerkemik
önkol (antcbrachium) iskeletini yapan ve dışyanda bulunan bu uzun ke-
miğin bir cismi, üst ve alt olmak üzere iki de ucu vardır.
Corpus (cisim) - üçgen prizma şeklinde olan cismin ön yüzünde üst uca.
yakın bir yerde tuberositas radii denen pürtükle dışyan yüzde de orta yerinde
tuberositas pronatoria deni~en diğer bir pürtük görülür. Cismin ön ve arka yü-
zünü birbirinden ayıran içyan kenar keskin olup margo interosseus adını alır ki
buraya membrana inıterossea yapışır. Diğer iki kenar beJ.irizdir.
Extremitas superior (üst uç) - extremitas proximalis de denen bu uç dar
bir silindir ~eklinde olup caput radii adını alır. Bu başcığın üst yüzünde çukur-
c:a bir eklem yüzü bulunur. Fovea capitis radii denilen bu çukurcuk humems'un
başcığı ile eklem yapar. Caput radii'nın çevresine circumferentia articularis de-
nir ki buçevre de ulna'nm incisura radialis denilen eklemyüzü ile eklem ylpar.
Radius başcığını cisme bağlayan dar kısım da colluın radii adını alır.
Extremitas distalis (altuç) - üst uçtan daha iri olan bu uçun da alt yü-
zünde bulunan bir eklem yüzü (facies articularis carpea) vardır.
Bu eklem yüzü de elbileği kemiklerinden os navkularis v,e os Iunatum'la
eklem yapar. Bu uçun dışyan tarafında bulunan çıkıntıya prooessus styloideus
denir alt uçun içyanında da incisura nlnaris denilen bir eklem yüzü vardır.
coxae bükülmüş bir 8 rakamına benzetilebilir. Bu 8'irı üst gözü kapalı olup os
i!ium yapar. Os ilium yassı bir kemik lamı halinde olup bunun öne ve içe ba-
kan yüzü hafif bir konkavlık gösterir ki fossa iliaca adını alır. Bu yüzün arka ta-
rafında os sacrum ile eklem yapmağa mahsus bir eklem yüzü (facies auricularis)
vardır. Bunun üst ve arka kısmındaki pürtüklü bölüm tuberositas iliaca'dır. Cor-
pus ossis ischii' den kendini ayıran yukardan aş.ağı ve arkadan öne doğru uzanan
çizgiye linea arcuata denir. llium'un üst kenarı kalın bir ibik şeklinde olup crista
iliaca adını alır, ki karınduvarı kaslarının yapışmasına mahsus olan bu ibik
önde spma maca anterior superior ve arkada da spinıa iliaca posterior superior
oenilen dikenlerde sonlanır. Crista iliaca üzerinde labium externum, liınia inter-
media ve labium intemum denilen üç çizgi ayırdedilir.
Os coxae'nın alt kısmındaki (yani 8 harfinin alt gözü) delik önden os pubis
:ırkadan da os ischii ile sınırlanıp piyeste kas ve zarh kapalı olduğundan fora-
men obturatum adını alır.. Bu deliğin alt kenarı os pubis'le os ischii'yi birbirine
birleştirdiğinden ramus ossis iscbü (iskion-pubis kolu) adını alır.
Os co ae'nın dış yan yüzünde foramen obturatnm'un üstünde bir çukur
(scetabulum) görülür ki caput fıemoris'le birlikte articulatio coxae (kalça ekle-
mi)1 yapar. Bu çukur üstünde kalan os ilium parçası oldukça kon.kav olup ilye
tglutea) kaslarının yapışmasına mahsus .llıııea glutea anterior, linea glutea poste-
ıior ve linea glutea inferior adı verilen üç çizgi görülür.
Os pubis'i:ı önde görülen çıkıntısı tuberculum pubicum, aynı şekilde os is-
ehif nin arka kısmında görülen çıkıntı da tuber ischiadicum adlarını alırlar.
Os coxae'nm ön kenarı üzerinde yukardan aşa~~ şu oluşumlar görülür:
Cricta iliaca·nın ön ucu olan spina ilaca anteror superior, onun altında spiıı.a
iliaca a:nterior fnferior, eminentia iliopectinea denilen bir tümsek ve onun altın
d .ı da pecten ossis pnblis adrnı alan tarak sırtına benzeyen bir kabartı vardır.
Os coxa.e'nın arka kenarı üzerinde ise şunlar bulunur: Yine crista iliaca'nın
<lrka ucu olan spina iliaca postıerior superior, .:mun altında spina iliaca posterior
"nferior, sonra bir çentik (incisura ischiadica major) daha altda da spina iscbiadi-
ca vıe nihayet yeni bir çentik (incisura ischiadica minor) ile tuber ossis iscbri yer
almıştır.
Pelvis - Leğen
önemlidir.
Apertura pelvis ıninoris superior'u arkada ortada promontorium, yanlarda
finea arcuata il.:! pecten oıssis pubis'in birlikte meydana g1etirdikleri çizgi ea
tcrminalis) önd~ de os pubis'lerin birleşme yeri olan S}mphysis pubica'ın üst ke-
: ı arı sınırlar.
Apertura pelvis minoris inferior'u da arkada os coccygis'in tepesi yanlarda
i~kion-pubis kolları,önde de symphysis pubica'in alt kenarı yapar.
Femur - Uyluk kemiği
Uyluk iskeletini yapan tek ve uzun olan femur iskeletin en uzun ve en sağ
lam kemiğidir. Bunun da her uzun kemik gibi bir cisim iki de ucu vardır.
Corpus femoris (cisim) - Arkaya bakan hafif bir konkavlık gösteren ci-
~ imde dikkati çeken arka kcnardır. Bir ibik şeklinde olan bu kenar linea a pera
adını alır ve aşağıda ikiye ayrılarak facies poplitea denilen yüzü sınırlar . Linfa
aspera yukarı doğru uzanırk.en de çatallanarak içyanda linıea pectinıea adı ile
trochanıter minor (küçük trohanter) a, dışyanda ise tuberositas glutea adıyle
. . trochanter major (büyük trohanter) a, ulaşır. Diğer yüz ve kenarlar bir özellik
göstermez.
Extremitas proximalis (üst uç) - Bu uçta büyükce bir baş (caput femo-
ds) ve tepesinde bir çukurcuk (fovea capitis femoris) la bu baş'ı çisme bağlıyan
boyun (collum femoris) bulunur. Boynun cisimle birleştiği yerde biri arka yuka-
rı ve dışyanda ç1kıntı (trochanter major) bir de arka aşağı ve içyanda ufak bir
çıkıntı (trochanter minor) ile bu iki trnchanter'i arkadan birbirine bağlayan bir
ibik (crista intertrochanerica) le, önden bağlayan linea inertrochanterica denilen
<:: izgi görülür. Trochanter majus'un içyan yüzünde fossa trochanterica denilen
Corpus (cisim) - üçyüzlü olan cismin arka yüzünün üst uca yakın bir ye-
rinde yukardan aşağı ve dıştan içe doğru uzanan bir çizgi (linea mnsculi soı:e)
ile hemen onun altında bir delik (foramen nutricium) dikkati çekerler. Diğer
yüzlerde belirli bir özellik yoktur. Yüzler arasında meydana gelen kenarlardan
oılhassa ön kenar belirli olup keskindir ve margo anterior adını alır, dış yan
kenar da margo inıterosseus adını alırki buraya membrana interossa denilen tibia
ile fibula arasına gerilen kemiklerarası zarı tutunur.
Extremitas proximalis (üst uç) - Alt uça nazaran iri olan bu uç'da iç ve
dışyanda iki lmndil (condylus medialiıs, condylus Iateralis) bulunur. 'Kondillerin
i;st yüzleri eklem yüzü gösterirler ki dizeklemini yapmağa yardım edecek bu
yüze facies articularis superior denir. Bu eklem yüzünün orta yerinde bir tüm-
sek (eminentia intercmııdylaris) vardır ki içyan ve dışyan olmak üzere iki tüber-
külfüdür. lçyandakine tuberculum intercondylar·e mediale, dışyandakine de tu-
berculum intercondylare laterale denir. EmiııLenıtia intercondylaris'in önünde ve
arkasında da hafif çukurca pürtüklü birer alan görülür. öndeki area intercondy-
laris m1eriur, arkadaki de area intercondylaris posterior adını alır.
üst ucun önyüzünde bir tümsek (tuberositas tibia), dışyan yüzü üzerinde
de faci~s articularis fibularis denen eklem yüzü bulunur.
Extııemitas distalis (alt uç) - Bu uçun alt yüzünde bir eklem yüzü (facies
articularis inferior) bulunur ki ayakbileği kemiklerindrn talus ile ekl1em yapar.
Dışyan yüzünde incfoura fibularis denen bir eklem yüzü daha vardır ki bu da
fibula ile eklem yapar. Bu uçun içyanında görülen uzantı malleolus medialis
adını alıp dışyan yüzünde bulunan eklemyüzü (facies articularis malleolaris) aynı
şekilde talus'la eklem yapar.
Fibula - Kamışkemik
atrofiye olur. Eklem kıkırdakJarı eklem yüzlerine gör'.e değişik şekiller ala-
rak eklem yüzlerini en uygun bir şekilde birbirin;e uydururlar.
b) Ca~ula articularis (eklem kapsülü) - eklem yüzlerini birbirine bağla
yan fibröz yapıda bir manşon olup kapalı bir eklem boşluğu meydana getirir.
Eklem kapsülünün bir dış fibröz (membraına fibrosa) ve bir d.e iç synov~'al
{membrana synovialis) olmak üzere iki katı vardır. Fibröz kat bilhassa kollagen
ipliklerden meydana gelmiş olup çok değişik kalınlıktadır. Bu kat yer yer kuvet-
lenerek ek~em bağları dediğimiz bağları meydana getirirler. Synovial kat ise se-
öz yapıda olup bir tarafdan eklem yüzlerini diğer taraftan da fibröz katın içy .. -
zünü örterek seröz bir boşluk meydana getirir . Bu seröz zar saldığı s ·onvia
denilen eklem sıvısı sayesinde eklem hareketini kolaylaştırdığı gibi rezorp İ) on
kc.biliyetine de sahiptir.
c) Cacum articulare (eklem boşluğu) - Eklem yüzleri arasında kalan ka-
l- iJler bir boşluk olup synovial zarın meydana getirdiği bu boşluk içinde ~ eri ı e
_göre syınıovia ile birlikte hücre düküntüleri ve yağ gibi maddderde bulunur.
d) Ligamenta articulare (eklem bağları) - Bunlar çok defa eklem kapsü-
lünün yer yer kalınlaşmasıyle meydana gelen fibröz blınl~malar halinde oldu-
ğu gibi kapsül dışında da bulunan fibröz bağlantılar şeklinde de olabilir.
Yukarda söylenen bu oluşumlardan gayrı bazı eklemlerde discus ve me-
nJscus adı verilen bağ dokusu veya fibröz kıkırdaktan yapılı eklemiçi oluşumlar
da vardJr ki bunlardan discm~ articularis eklem boşluğunu tam olarak, meniscu
~rticularis ise eklem boşluğunu kısmen ikiye bölerler. Zira discus articulari
tam, meniscus articularis ise ya ortası delik veya yar,m ay şeklinde disklerdir.
Juncturaıe synoviales veya :::ırticulartio cinsinden olan eklemler hareketleri-
ne göre oynar, yarı oynar olmak üzere ikiye ayrılabildiği gibi eklem yüzlerinin
şekillerine göre de adlandırılabilirler:
a) Articulatio plana - en basit bir oynak şekli olup burada eklem yüzl ri
cüzdür. örneğin buyun ve göğüs omurlarının eklem çıkıntıları arasındaki ek-
lemler.
b) articulatio spheroidea - Bu cins eklemde eklem yüzlerinden biri küre
veklinde diğeri ise yarım küre şeklinde bir oyuk olup bu iki eklem yüzünün
birbirine uyduran labra glanoidea d;enilen kıkırdak yastıklar bulunur. örneğin
0muz eklemi (articulatio humeri).
Bu söylenilenlerden başka şu eklem cinsleri de vardır:
Articulatio trochlearis, art. Con.dylaris, art. cylindroidea, a t. sellari ,
Juncturae cranü - Baseklemleri
ticularis'leri ile her iki çene eklemini meydana getirmiş olması nedeniyle man-
ıdibula'nın hiçbir hareketi tek taraflı çene eklemiyle yapılamaz. Her türlü hare-
.ket için sağ ve sol çene eklemlerinin birlikte çalışması lazımdır.
Çene eklemi üç türlü hareket yapar: 1) ağızı açıp v~ kapamak, 2) yana
kayma, 3) çiğneme veya öğütme.
1) 1) Çene eklemi ağızın açılıp ve kapanması esnasında iki değişik hareket
yapar. Bunlardan biri rotation (dönme) hareketi olup mandibula başının
transversal eksende yaptığı harekettir, diğeri ise kayma hareketi olup
başın discus articularis'le birlikte tubel'culum articularis'e doğru öne ve
aşağı kaymasıdır.
2) Yana kayma hareketi - Çene ekleminin bu yana kayma hareketr ancak
iki üç miJimetrelik bir kaymadan ibarettir.
3) Çiğneme hareketi - Bu hareket oldukça komplike bir harekettir. Zira
her iki caput mandibulae aynı hareketi yapmazlar. Ayrıca çiğn,eme İla
reketinin son fazında üst ve alt çenenin prenıolar ve molar dişleri d
birbirine değdiği sırada aynı zamanda yukardan aşağıya dı. tan içe veya
aksi istikametde 'eğik kayma hareketi (öğütme) yapar. Çiğneme hareket'
esnasında sadece sağ veya sol molar ve premolar di5ler gıdayı parçala-
dıklarından (öğüttüklerinden) alışılmış duruma göre sağ veya sol çiğ
neme ihtiyadı mevcuttur. Çiğneme hareketi esnasında dişlerin birbirine
değen son fazına artikulasyon hareketi denir. Buna mukabil dişlerin bir-
birine değmeden yapılan harekete de çenenin serbest hareketi denir.
Konuşma, şarkı söylme, içme, emme, üfleme, ve nihayet mimik hare-
ketlerde olduğu gibi s~rbest hareketin her türlü variyasyonları kullanılır.
Çenenin bütün bu hareketlerini yaptıran kaslar olup ağızı açmayı
hyoid üstü kasları, kapamayı çiğneme kasları, yana kayma ve öğütme
hareketlerini de iç ve dış pterygoid kaslar sağlar.
Jtmctura~ Columna Vertebralis - Omurga eklemleri
Omurga'yı meydana getiren omurlar arasındaki bağlantı iki şekilde olur.
1) cisim (corpus vertebra) ve omur kemeri (arcus vertebra) arasında meydana
gelen syndesmosis cinsinden eklemlerle, 2) .amurlar'ın eklem çıkıntıları (proces-
sus articulares) arasında teşekkül eden articuJationes intervertebrales denilen
eklemJ,erle.
1) Omur cisimleri arasındaki eklemler. - Syndesmosis cinsinden olan bu
eklemler omur cisimleri arasındaki fibröz kıkırdaktan yapılı discus interverte-
bralis denilen diskler aracılığı ile yapılan bağlantılardan ibarettir. lki vertebra
arasında bulunan bu disk vertebralann üst ve alt yüzlerinden biraz daha genis
·olup bu yüzlere sıkıca yapışıktır. Discus iıntervertebralis'in bir dış anulus fib·
rosis denilen kısmı ile bir de nucleus pulposus denen iç kısımdan meydana gel-
miştir. Bu diskin ortasında bulunan 111Ucleus pulposis yumuşak halbu i çevrede
bulunan anulus fibrosis ise sert olp fibröz kıkırdakdan yapılmıştır. Omur cisim-
52 HAREKET S1STEM1
Kaburgalarla omurlar arasında iki türlü eklem olup bunJardan biri arti-
culationes capitum co~tarum denen caput costae ik corpus vıertebrae' daki
fovea costalis transversaliıs arasında teşekkül eder. Her iki eklem grubunda da
ince birer eklem kapüilü vardır. Kaburga başcığı iıle omurga cismi arasındaki
eklemin lig. capitis c·ostae intraarticulare ile Iigamenta capitis costae radiata
denen iki bağı mevcutmr. Diğer eklemin ise Jigamentum costae transversarium
superill!S et laterale oJmak üzere yine iki bağı vardı··.
Articulatfo.nes Costo-stemales - ~terno-k~stal eklemler
tık 7 kaburga ön uçlarındaki kıkırdak kaburgalar aracılığı ile sternum'un
yan kenarındaki inıcisurae costales d~nilen eklem yüzleri ile eklem yaparlar.
Ek·lem kapsülleri mevcut olup incedir. Lig. st!!rnocostale intraarticulare denilen
bir bağ ile ligamem:a sternocostalia radiata denen ayrıca bir bağı vardır.
1. kaburga ile steıımım arasındaki eklem synchondrosis cinsinden bir ek-
lem olup buna synchondrosis sterno-costalis costa I adı verilir.
articularis superior'u yapar. Kuvvetli fibröz bir kapsüJ olan eklem kapsülü
içinde meniscus adını alan fibröz diskler bulunur. tçyandaki c harfi şeklinde olup
meniscus medialis, dışyandaki ise o harfi şekJinde olup m,eniscus laterali
adlarını alırlar. Eklem kapsülünü dıştan kuvvetlendiren lig. collater:ale tibiale
et fibuJare denilen yan bağlarla lig. patellae· denilen bir ön bağı vardır. Bun-
lardan başka iki de eklem içi bağı mevcut olup bunlar da lig. cruciatum ante-
rius ~t posterius adlarını alırlar.
-
· MYOLOGtA - KASBtLtM
~ınel Bilgi
Fusiform kaslard~. kasın orta kısmı kalın olup karın (venter) uçları ise
ince olup baş (caput) adını aılırlar. 'Kaslar tek başlı veya çok başlı olabilirler.
örneğin; musculus biceps, m. triccps veya m. quadriceps.
Canlı bir organizmada kaslar normal olarak istirahat halinde muhafaza
ettikleri bir istirhat tonusuna sahiptirler. Bu tonus duruma göre ya artar, o za-
man kas kasılır veya azalır, ovakit de kas normalden fazla yumuşar veya gevşer
yani atonik bir hal alır. Bütünbunları santral sinir sistemi idare etmekle bera-
ber psi~ik ve ~mosyonel faktörlerin de rolü büyüktür.
Musculi Craınii - B~şkaslan
Bunlar yüzün mimik ifadelerini sağlıyan kaslar olup bir uçları ile kemığ2
diğer uçları ile de deriye tutunduklarından derikasları adını da alırlar. Bu grup-
taki kasların m. buccuinator hariç hiçbirinin fascia' sı yoktur. Doğuştan veya
kullanma durumuna göre büyük değişik·likler gösteren mimik kasların çok iyi
gelişmiş olanlaıı olduğu gibi hiçde bulunmayanları olabilir. Bunları bulunduk-
ları yerlere göre yani başın saçh kısmında (epicranium), göz çevresinde, bu-
run ve ağız çevrelerinde bulunanlar olmak üzere sırasiyle ele alacağız.
Musculus epicraniuıs - Epikranium kası
,ğildir.
4) M. dilatator naris - Burun kanadı kıkırdağının serbest ucuna yapı
an bu ince kas dışyana doğru giderek sulcus nasolabialis derisinde sonlanır.
İşi : Burun deliklerini genişletir.
B - Çiğneme kasları
yapışarak sonlanır. Bu iki lamina arasında yağlı ve gözeli bağ dokusu bulunur.
lşi: Mandibula'yı yukarı kaldırır ve arkaya çeker.
3) M. pterygoid1 euıs lateralis (dış pterigoid kas) - Bu kas iki kökle baş
lar. a) crista infratemporalis ile, b) processns pter.t goideus'un Iamina latera-
lis'inin dışyüzünden ve tuber maxillae'dan başlayan bu iki dem;et hemen he-
men horizontal olarak arkaya doğru gidip collum mandibulae' deki fovea ptery-
goidea'ya ve çene ekleminin kapsülüne yapışarak sonlanır.
lşi : Mandibulayı öne çeker.
1) Yüzeyel kaslar :
a) Platysma - Boyun derikası da denen bu kas omuz çevre indeki deri
bölümüne yani m. deltoiıdeus'un fascia'sı ile acromion ve clacivula üzerindeki
derinin içyüzline yapışarak başı1ar. Geniş ve ince bir kas laminası halinde yukarı
ve içyana doğru giderek içyan iplikleri alt çenek;emiğin altkenarına yapışır.
Dışyan iplikleri de dudak birleşeğinde sonlanır. Deri kaslarından olduğu için
fascia'sı yoktur.
Siniri: N. Facialis'den gelir.
lşi : Dudak birleşeğini ve kısmen de mandibula'yı aşağı ç,eker.
b) M. sternocJeidomastoid eus -
1 Kuvvetli bir kas olup mastoid çıkıntı
i·le sternum ve clavicuJa'nın medial ucu arasınd:ı bulunur. Bu kas yukarda pro-
cessus mastoidıeus'la linea nuchae superior'un ona yakın olan kısmına yapı
şarak başlar. Aşağı doğru kalın bir kas demeti halinde giden bu kas aşağıda,
iki demet halinde yapışarak sonlanır. Bunlrdan biri m:anibrium sterni'nin ön-
yüzüne kuvvetli ve yuvarlak bir kiriş·le yapışır. Diğeri ise clavkula'nın 1/ 3 içyan
bölümüne yaygın bir kiriş halinde yapışır.
Siniri : N. Accesorius ve boyun sinirağıııd~m gelir.
tşi : Alt ucu sabit kalırsa başı ayni tarafa eğer ve mukabil tarafa çevırır.
Yukarı uç sabit kalırsrr throax'ı yukarı kaldırmak suretiyle illıspirasyon'a yardım
eder.
2) Derin kaslar :
a) Mm. scalenü (skalen kaslar) - Bunlar üç tanedir :
1) M. scalenus anterior - Yukarda boyun omurlarının enine çıkıntıları
nın ön tüberküllerinden 3. den 6. ya kadar olanlarına yapışır. Aşağıda ise 1.
62 HAREKET S1STEM1
4) .HyoidaJtı kasları:
Bu grup kaslar boynun öntarafında os hyoideum i.J.e sternum arasında yer
almış olup 4 tanedir.
1) M. sternohyoideus - Manibrium sterıJi'nin arka yüzünün yukarı bö-
.Jümüne, sternoclavicular eklemle clavicula'nın sternum'a yakın yerine yapı,ır.
Buradan yukarı ya doğru giden kas hyoid kemiğin cisminin alt kenarına yapışa
rak sonlanır.
İşi : Hyoid kemiği aşağı çeker.
Siniri : Ansa cervicalis'den gelir. "
2) M. sternothyroideus - Maınibrium sterni'nin arka yüzünden ve 1.
kıkırdak kaburgadan başlayan kas yukarda farynx in cartilago thyroidea; nın
0
1. Plan:
1) M. Trapezius - Omurganın iki tarafında yer aJan bu çift kas ikisi
birlikde bir trapez görünüşünde olduklarından bu ad verilmiş.tir. Tek taraflı
ise bir üçgene benzer. Bu kas yukardıan lin.ea :nıııchae superior et suprema ile
protuberentia occipitalis externa ve boyun omurlarının hepsinin diken çıkın
tısına tutunduktan sonra thorax bölgesinde de yine 12 göğüs omurunun diken
çıkmtılarına tutunarak başlar. Bu kasın üst iplikleri aşağı ve dışa giderek
da.vicula'nın 1 /3 dış kısmına yapışarak sonlanır. Oldukça kuvvetli ve bir üç-
gen şeklinde olan bir kirişle başlayan orta iplikler horiwntal bir gidişle acro-
mion'a, alt iplikleri ise dışarı ve yukarıya doğru giderek uzun ve yaygın bir ki-
rişle spina scapulae'ye yapışarak sonlanırlar.
!şi : üst iplikleri scapula'yı kald1rır, alt iplikleri ise aşağa çeker. Kas bü-
tünü ile kasılınca scapula'yı arkaya çeker. Alt ve dış uç sabit kaılırsa yani
omuz sabit kalırsa başı ayni tarafa çevirir. Omuz sabit olup her iki kas bir-
likte kasılırsa o zamanda başı arkaya çeker.
Siniri: N. accesorius ve boyun sinirağından dal alır.
2. Plan:
1) M. levator scapulae - 1. den 4. e kadar olan boyun omurlarının
eni-
ne çıkıntılarının arka tüberküllerine yapışarak başlayan bu kas aşağı ve ar-
kaya giderek scapula'mn angulus superior'una ve içyan kenarının buraya ya-
kın olan kısmına yapışarak sonlanır.
İşi : Scapulanın üst köşesini yukarı kaldırır.
Siniri : N. dorsalis scapulae'den gelir.
2) Mm. Rhomboidei - Eşkenar dörtgen şeklinde olan bu kaslar iki ta-
nedir.
a) M. rhomboideus major - !Ik dört göğüs omurunun diken çıkıntıla
rma yapışarak başılayan kas iplikleri aşağı ve dışyana giderek scapola'nın spi-
66 HAREKET SiSTEMİ
na scapulae'sının altında
kalan bölümünde yapışarak sonlanır.
b) M. rhomboideu:s ıninor - Bir evvelki kasın üstünde bulunan ve yu-
karda son iki boyun omurlarının diken çıkıntılarından başlayarak yine scapula'
nın içyan kenarına bir evvelki kasın üstünde olarak tutunur.
İşi : Scapulae'yı göğüse yalclaştırarak yukarı kaldırır.
Siniri: N. dorsalis scapulae'dır.
3) M. seırratus posterior superior - Son iki boyun omuru ile ilk iki gö-
gus omurunun diken çıkıntılarından uzun bir kirişle başlar. Aşağı ve dışyana
giderek aıngulus costae'nin dışyanında olmak üzere 4 demet halinde 2. - 5.
kaburgalara yapışır.
İşi : Kaburgaları kaldırarak insprasyona yardım eder.
Siniri : İnterkostaJ. sinirlerden gelir.
4) M. serratus posterior inferior - Hemen M. Iatissimus dorsi'nin altın
da bulunan bu kas geniş ve yaygın bir kirişle fascia thoracolumbalis'den, son
iki göğüs omuru ile i1k iki bel omuru hizasında başlayarak dışyana ve yukarı gi-
cUp son dört kaburgada sonlanır.
İşi: Bir önceki kas gibi insprasyona yardım eder.
Sinjri : İnterkostal sinirlerden gelir.
il - Sırttnı derin kasları
Sırtm derin kaslarını yukarda yani boyun ve göğüs omurları hizasında
dışyanda Mm. splenius capitis et cervicis içyanda da M. semispiııalis, göğüs
ve bel •omurları bölgesinde ise dışyanda M. erector spinae içyanda da trans-
"l'ersospinal sisteme ait kaslarla spinal sisteme ait kaslar yaparlar. Bunlardan
başka ensenin en derin katında bulunan 4 kas'ta ayrıca ele alınacaktır.
lunda bir yarık (hiatus aorticus) meydaan getirir ki bunun içinden aorta ile
ductus thoracicus geçer. Bu yarığı meydana getiren eros mediale'ler yukarı
doğru yollarına devam ederek bu defada yine orta çizginin biraz solunda da-
ha ziyaqe kas ipliklerine dönerek ayrı bir delik (hiatus oeısophageus) sınırlar-
lar. Bu delik içinden de oesophagus ve n. vagus geçer. Hemen bu deliğin üs-
tünde eros mediale orta parça (centnım tendineum) ile d,evam eder. Cnıs la-
terale'nin arcus lumbocostalis medialis denen içyan kemeri 1. bel omurunun
cisminden processus costarius'a uzanır. Dışyan kemeri ise arcus lumbooostalis
lateralis adını alıp 1. bel omurunun processus oostarius'undan 12. kaburganın
ön ucuna uzanır. Bu iki kemerden başlayıp yukarı doğru giden kısa kas iplik-
leri centnım temliııeum'a karışarak sonlanır.
2) Pars costalis - Son 6 kaburganın içyüzlerine yapışarak başlayan bu
parça da yay şeklinde kas iplikleri halinde olup centrum tendiınium'da sonla-
nırlar.
M. obl. ext. abd. in fasyamsı kirişi m. rectus abd. önünden, m. obl. int.
abd. nın fasyamsı kirişi ise karın ön duvarının 2/3 yukarısında ön ve arka iki
laminaya ayrılarak ön lamina m. rectus abd. in önünden, arka lamina ise aynı
kasın arkasından geçer. Halbuki m. obl. int. abd. ın fasyamsı kirişi karın ön
duvarının 1/3 alt kısmında ise tek lamina halinde m. rectus abd. önünden ge-
çer. Böylece karın ön duvarının arka yüzünde 2/3 yukarı bölümü ile 1/3
aşağı bölümü arasında açıklığı aşağa bakan konkav bir çizgi meydana gelir ki
72 HAREKET S1STEM1
buna linea arcuata denir. M. tranversus abd. in fasyamsı kirişi de linea arcu-
ata' nın üstünde m. rectus abd. in arkasından bu çizginin altında ise kasın
önünden geçer. Bu suretle m. rectus abd. ın arka yüzü linea arcuata altında
kl!lıfsız olup sadece fa.scia taransversalis denen karın duvarının içyüzünü örten
ve v.eritıon
1
altında bulunan bir fasya bulunur.
1) M. psoas rnajor - 12. göğüs omuru ile ilk 4 bel omuru cisimlerine
ve 5 bel omurunun enine çıkıntılarına yapışarak başlayan bu kasın bir deriıll
bir de yüzeye! demetleri vardır. Heriki demet fusiform bir şekil alarak aşağı
da m. iliacus·un kirişi ile birleşdikten sonra trochanter minor·a yapışır. M.
iliacus fos.sa iliaca·nın yukarı kısmı ile crista iliaca'nın labium internum'una ya-
pışarak başlayan bir kas olup aşağıda m. psoas major'la birlikte tek kas gibi
mütalaa edilerek ikisine birden m. iliopsoas'da denir. Bazan (% 30) M. psoas
majOl''dan ayrı 12. göğüs omuru i\e 1. bel omuru cisimlerinden başlayan ve
f.ascia iJiaca ile eminentia iliopectiııea'da sonlanan m. psoas minor deniılen bir
kas da bulunabilir.
lşi : Femur sabit olursa omur~ayı öne eğer. Yukarı ucu sabit olursa fe-
wu.ru büker ve dışyana çevirir.
Siniri: Plexus lumbalis ve N. femoralis'den gelir.
2) M. quadratus lumbomm · - 12. kaburga 11e ilk üç bel omurlarn.ı ı
enine çıkıntılarına yapışan kas demetleri dörtgen şeklinde bir kas meydana
getirerek aşağıda crista iliaca ile lig. iliolumbale' de sonlanır.
lşi : 12 kaburgayı aşağı çeker.
Siniri :· Plexus lumbalis ve n. subcost.alis den gelir.
KASB!LlM 73
1) Omuz Kasları
mediale) humeru un arka yuzune sulcus nervi radialis.in altında 'alan ı mı
na, dışyan baş (caput laterale) ise bu oluğun üst kısmında olarak yapı,ırlar.
Bunlardan başlayan kas aşağıda kuvvetli bir kirişle ulna'nın ü t ucundaki c
ranon'a yapışarak sonlanır.
1,i: önkolun extensor'u dur.
Siniri : . raıdialis· den gelir.
3)ö ol Kasları
Kolda olduğu gibi önkolda da bütün önkol kaslarını dı, tan saran
fascia antebrachü denen önkol fasyası da kemiklere uzanan üç bölme gönd -
rerek önkolu üç loja ayırır. Bunlar ön, dışyan ve arka olmak üz.ere yer al-
mışfardır.
a) önloj' da bulllllan kaslar veya ön grup kasları - Bunlar 4 kat üzerin-
de sıralanmışlardır.
M. ıextensor
Pollicis longus - Bir evvelki kasın alt kısmından başlar ve
aşağıda da başparmağın 2. falanksmın tabanına yapışarak sonlanır.
İşi : Başparmağı gerer.
Siniri : N. radialis'den gelir.
M. extensor indicis - Ulna'nın 1/3 alt bölümünden başlayarak asaaı-
• b
1şi: Uyluğu
gerer ve içyana çevirir.
Siniri : N. gluteus superior'dan gelir.
M. glutens medius - Crista iliaca ile linea glutea anterior'dan başlayan ka ,
yassı demetler halinde aşağı ve dışa giderek trochanter major' a yapışarak son-
lanır.
1şi : Uyluğu büker ve içe döndürür.
Siniri : N. gluteus supe·rior"dan gelir.
M. gluteus mindıııus - Bir evvelki kasın örttüğü bu kas da os ilium·a linea
glutea anterior et inferior arasındaki bölümde tutunur. Buradan aşağı ve dış
yana gidip trochanter majus'a yapışarak sonlanır.
İşi : Bir evvelki kas gibidir.
Siniri : N. gluteus superior'dan gelir.
M. piriformis - 2. ile 4. sacral omurlar hizasında os sacrnm'un önyüzü-
ne yapışan bu kas öne ve aşağa giderek foramen ischiadicum majus·u geçip
trochan.f.er majus'un tepesine yapışır. Böylece foramen ischiadicum majus u
üst ve aJtı iki deliğe ayırır.
1şi : Uyluğu dışyana döndürür.
Siniri : Plexus sacrHlis' den gelir.
a) ön grup kasları :
Bu kaslar tibia, nıembraına inıterossa denilen fibula ile tibia arasında ge-
rilen kemiklerarası zarının ön yüzü ile fibula arasında yer almışlardır.
M. tibialis anterior - Facies lateralis tibia, membrana interossıea ve fascia
cruris'e yapışarak başlayıp kuvvetli bir kirişle 1. metatars'ın tabanının içyan
kenarına ve os cuneiforme mediale.nin de alt yüzüne yapışarak sonlanır.
İşi : Ayağı gerer ve içyana çevirir.
Siniri: N. fibnlaris profundus'dan gelir.
M. extensor haJlucis Iongus - Fibulanın orta bölümünden, membrana in-
terossea·dan başlar, aşağıda ayak başparrmağının birinci ve ikinci falanx'larında
sonlanır.
İşi : Başparmağı gerer.
Siniri: N. fibularis profundus'dan gelir.
M. extensor digitorum Iongus - Tibianın üst bölümüne, fibulanın ön ke-
narına ve membraına intıernssea ile fascia cruris'e yapışarak b~layan kaş aşa
ğıda 4 kirişle 2. - 5. ayak parmaklarının dorsal apooıevroz'unda sonlanır.
İşi: Ayak parmaklarının gericisidir.
Siniri : N. fibularis profundus'dan gelir.
b) Dışyan grup kasları :
M. fibularis longus - Fibula başı ile cisminin 2/3 üst kısmında ve fascia
cmris"den başlayıp aşağı giden kas, dışmalleol'ın arkasından geçer ve ayak ta-
banını da dıştan içe doğru çaprazlayarak os cuneiforme mediale'ye ve l.
nıetatars'ın tabanına yapışır.
İşi: Ayağı gerer ve dışa çevirir.
Siniri: N. fibularis superficialis"den gelir.
M. Fibularis brevis - Fibula'nın cisminin 2/3 alt kısmına yapışır. Aşağı-
da da 5. metetars'ın tüberkülüne yapışarak sonlanır.
İşi: Ayağı dışyana çevirir.
Siniri : N. fibularis superficialis' den gelir.
c) Arka grup kasları :
M. triceps surae - 3. başlı olan bu kas baldırın dış şeklini meydana ge-
tirir ve iki kastan müteşekkildir :
1) M. gastroonıenıius - İki başlı olan bu kas yüzey~l olup femurun iç ve
dışyan kondillerine yapışarak başlar. Bu her iki b~ kısa bir gidişten sonra
birbiriyle birleşerek geniş ve yassı bir kas meydana getirirler. Bacağın 1 /3 alt
kısmında kuvvetli ve yassı bir kirişe dönerek aJtında bulunan ve baldırın üç
başlı kasının diğer ~aşı olan m. soleus'la birleştikten sonra teındo calcenous (Ac-
hielle kirişi) adını alıp tuber calcanei"ye yapışır.
2) M. soleus - Atnalı şeklinde bir kemerle liınea m. solei'ye ve fibula
IUSB1LBl
Jum oris, cavum oris propium'la sadece 3. molar diş ile ramus mandibulae·nin
{)nkenarı arasında bulunan azıdişi ardı (rewomolar) aralık yolu ile birleşir. Bu
aralığın bilhassa çenenin kilitlendiği patolojik halılerde önemi vardır. Zira son-
da ile yapılacak beslenme için sonda bu aralıkdan geçirilmek suretiyle mideye
ulaştırılır.
Labia oris - Dudaklar
Vestibulum oris'in önduvarını yapan dudaklar biri üstte üst dudak (labium
superinus) diğeri de altda alt dudak (labium inferius) olmak üzere iki tane olup
serbest kenarları arasında rima oris denilen enine bir yarık meydana gelir. Bu
yarığın iki yan uçlarında (anguli oris) dudaklar birbiri ile birleşerek commissura
Jabionıın denilen dudak birleşeğini yaparlar. üst dudak yanlarda sulais nasola-
bialis adını alan oluklarla, yanıklardan, altdudak da enine bir olukla (sulcus men-
tolabiafü) çene ucundan ayrılır. üstdudağın orta yerinde yukardan aşağı uzanan
ve philtrum adını alan bir oluk aşağıda üst dudağın serbest kenarında bir tüber-
külde (tuberculum Iabü superiom) sonlanır.
Dudakların dışyüzünü deri, içyüzünü de ağızmukozası örter. Bu mukoza
üst ve alt dudaktan diş alveıolleri üzerine atlayarak dişetini (gingiva) mey-
dana getirirlerken orta çizgide üst dudakda bir plika (frenilum labii foferiori
ile altdudakda da diğer bir plika (frenilum labii inıfıerioris) yı meydana getirir.
Dudakların serbest kenarlarında ise mukoza, dışyüzü örten d;eri ile devam ede-
rek dudağın tipik şekli ve rengini verir. Şahsa göre değişik kalınlıkta olan du-
daklar erkeklerde kadınlara nazaran daha kalındır. Aynı şekilde süt çocukların
da da ,emme fonksiyonundan dolayı kalındır.
Duıdaklarm yapısı - Dıştan içe doğru deri, kas, mukoza altı ( ubmucosa
ve mukoza (mucosa) katı olmak üzere 4 katdan ibarettir. Deri erkeklerde ktllı
(bıyık), kadınlarda ayvatüy denen lanugo ile örtülü olup yağ ve ter bezleri
ihtiva eder. Kas katında m. orbicularis oris'le buna karışan diğer mimik kasla-
rın iplikleri bulunur. Mukoza ağız mukozası olup mukoza altında da dudak
bezleri (glandulae Iabiales) vardır. Mukoza çokkatlı epitel ile altındaki elastik
iplikler ihtiva eden bağ dokusundan yapılmış olup altındaki kata geşve kolarak
tutunmuştur.
cfüator ile m. masseter arasında bulunan çukurcukdaki yağ kitlesi (corpus aru-
posum buccae) yanağın dolgunluğunu verir. Türlü sebeplerle bu yağ kitlesi eri-
yince yanak çukurlaşır. Yanak derisi de kıllı olup yağ ve terbeZıleri ihtiva "fer.
Kas katını başta ın. buccimııtor olmak üzere diğer mimik kaslar yapar. İçyüzü
nü örten ağız mukozası gevşek olup parotis bezinin salgı kanalının (ductus pa-
rotidis) açıldığı papilla çevresinde (papilla parotidea) bilhassa gevşektir. Yanağın
içyüzü üzerine parotis bezi kanalı, ikinci büyükazı hizasında açılıp burada papilla
parotidea denen bir papilla bulunur. Mukoza altı kattnda (tela subınucosa) glan-
dulae buccales denilen tükürük bezleri vardır.
Y aımıkJarmı damar ve sinirleri :
Arterleri : A. facialis, a. buccalis, a. transversa faciei, a. iınfraorbitalis ' den
gelir.
Yenleri: V. facialis, v. temporalis superficialis";e ve oradan da v. jugularis
externa'ya giderler.
Lenfası: Noduli lymphatici submandibularis et parotid·ei'ye dökülür.
Dişler hemekadar ağız · mukoza' sını yapan embrional dokudan yani ekto-
derm ve mesoderm'de.n meydana gelirse de kemikler gibi sert olup masere ol-
muş baş'da bozulmadan kalJilar.
Dişler bazı hayvanlarda meseıa reptillerde sık sık düştüklerinden onların
yerine mevcut diş taslaklarından devamlı olarak yenileri meydana gelerek dü-
~en dişin yeri doldumlur. Böylece bayat boyunca her düşen dişin yerine bir ye-
nisi gele~ek dişler devamlı olarak yenilenir. Bu hale polyphyodontie denir. Me-
melilerde ise hayat boyunca sadece bir defa di~ değiştirme mümkündür. Bu
SlNDtRlM SiSTEM! 7
şekilde bir defa diş değiştirme haline de diphyodoıntie adı verilir. İnsanlarda
ise diş yenilenmesi tanı olmadığından yani bütün dişler değişmeyip ancak belir-
li olan bir kısmı değiştiğinden tam bir diphyodotie' den bahsedilemez.
Muhtelif omurgalı hayvanlardan bilhassa memeli olmayanlarda bütün di , -
ler şekil itibariyle aynı şekilde yapı·lmıştır. Buna homoiodoıntie denir.
Halbuki memelilerde dişler ısırmak, parçalamak ve öğütmek gibi deği . ik
fonksiyonlar görmek zorunda olduklarından farklı şekiller almışardır. Buna da
heterodontie adı verilir. İnsanlarda da h~terodontie mevcut olup dişler :
KeSıer dişler (dentes iıncisivi), köpek dişleri (dent.es canıiıni), küçükazı diş
leri (dentes praeromolares), ve büyükazı dişleri (dentes molares) olmak üzere
gruplara ayrılır.
Dişler insanlarda sindirim fonksiyonunun ilk merhalesi olan gıdayı par-
çalamak ve öğütmek işini gördükleri gibi s;esin söze dönmesnde de büyük rol
oynarlar.
insanlarda dişler, sütdişleri (dentes ıdıecidui) ve sürekli dişler (dentes per-
manentes) olmak üzere iki türlüdür.
Dentfl.S decidui (süt dişleri) - Yeni doğan çocuklarda normal olarak diş
bulunmaz ilk defa 6 aylıktan itibaren çıkmağa başlayıp iki yaşına kadar alt ve
üst çeneden hepsi 20 tanıe olmak üzere tamamlanır. Bunlar her bir yarım
çenede orta çizgiden içyandan dışyana doğru :
2 adet keserdiş.~eri (denfıes incisivi decidui), 1 adet köpek dişi (deıns ca · -
nus deciduus) ve 2 adet süt azıdişi (dentes molares decidui) olmak üzere ma-
fa.nmışJardır.
Süt dişlerinin çıkışı ve diş değiştirme zamanı çok büyük değişiklikler gös-
terir. Onun için ilk dişlerini erken çıkaran çocuklar olduğu gibi geç diş çıkaran- ,
lar da vardır. Kız çocuklarının süt dişleri erkek çocuk:J.ara nazaran biraz daha
erken çıktığı gibi alt çenedeki dişlıerde üst çenedekilerden daha önce çıkarlar.
Yapılan araştırmalara göre süt dişlerinin ortalama çıkış (diş sürm;esi) sırası
şöyledir:
Orta keserdişler (dentes incisivi decidui medialis) 6- 9 Ay
Yan keserdişler (dentes incisivi decidui lateralis) 8 - 11 Ay
1. 'Küçük azıJar (dentes molares decidui) 12 - 16 Ay
Köpek dişleri (dentes canini decidui) 16 - 20 Ay
2. Küçük azılar (dentes molares decidui) 20 - 24 Ay
Bu süt dişlerinin yerlerini 6 yaşından itibaren yavaş yavaş sürekli dişler
:almağa başlar ki onların da çıkış zaman ve sırası aşağıda gösterilmiştir.
üçüncü büyükazıJarı, ki bunlara akıl dişi de denir, çıkış zamanı• her ne-
kadar yukarda gösterildiği gibi 17 - 30 yaşları arasında ise de bazan daha geç
çıkabildiği gibi hiç de çıkmayabilirler.
üst yan keserdiş - Kronu orta keser dişe nazaran dardır. Lingual yüz ol-
dukça konkavdır. Kök, orta keserdişin köküne benzer.
Alt orta keıserdiş - Dişlerin en küçüğü olup kronu keski'ye benzer. Ves-
tibular yüz hafif konvextir. Lingual yüz gayrımuntazamdır. Bazan tuberculum
dentis çok barizdir. Kök'ü enine basıktır. Bu yüzden kök kanalı da enine dar-
laşmıştır. Cavum col'OO'l~le ise tersine vestibulolingual basıktır.
Alt yan keserdiş - Komşu orta keser dişden biraz daha büyüktür. Baş
kaca bir özelliği yoktur
2 - De.ntes canini :
tJst köpekdişi - Çiğneme yüzü konik şekilde olup iki keskin kenarı
S1ND1R1M SlSTEMt 91
vardır. Vestibular yüz konvextir. Lingual yüz ortada bir tüberkülle onun iki
yanında küçük çukurcuklar gösterir. Bazen tuberculum dentis o kadar büyük
olabilir ki çi~eme yüzüne kadar uzanır. Facieıs contactus keser dişlerdeki gibi
üçgen şeklindedir. Kökü bütün dişlerin eın uzunu olup enine kesitte oval görü-
nür. Cavum dentis çok defa iğ biçiminde ve iğin tepesi de kron tarafındadır.
Alt köpekdişi - üst köpekdişine nazaran biraz daha ince olup başkaca bir
özellik göstermez.
3 - Dentıes preamolares :
üst 1. premıolar - Çiğneme yüzünde biri vestibular diğeri lingual iki tü-
berkül (curpis dentis) le aralarında enine bir oluk vardır. Vestibular yüz, lingual
yüzden daha konvex'tir. Facies contactus dört köşeli ve hafif konvex'tir. Kökü
köpekdişinin köküne benzer yalnız olukçukları daha barizdir.
Birçok vak'alarda kök ikiye ayrılmıştır. Bazan bu iki kök bir cement köp-
rü ile birbirine bağlı bulunur. Cavum radicis çok defa diş, tek köklü olduğu
zaman bi~e ikiye ayrılmıştır. Cavum coronale ise mesiodistal basıktır.
üst ikinci premolar - Umumiyetle biriınciden daha küçük olup şekil iti-
bariyle ona benzer. Yalnız cuspis veıstibularis (vestibular tüberkül) oldukça kü-
çüktür. Çiğneme yüzünde (facies occlusalis) ekseriya distal vestibular köşed
aynca küçük bir tüberkül görülür. Kök yüzde seksenbeş vakada tektir. Aynı
şekiılde cavum radicis de tektir. Fakat buna rağmen çok değişik ş,ekiller de gös-
terebilir.
Alt birinci premolar - Çiğneme yüzündeki vestibular tuberkül bariz olup
lingual olanı ise küçüktür. Facies contactus lingual tarafta vestibular taraftan
daha dar olup konvıex'tir. Facies occlusalis bıeme.n hemen yuvarfaktır. Kök eni-
ne kesitte ovaldir. Cavum coronale kök kanalının bir devamı gibi olup vesti- '
bular tüberkül altında nihayetlenir. Cavum radicis bir özellik göstermez.
Alt ikinci premolar - 1. Premolardan daha büyük bir kron'a sahiptir.
Burada da vestibular tüberkül büyiiktür ama lingual tüberkül ~ ondan aşağı
kalmaz. Facies occlusalis' deki iki tüberkül arasındaki enine oluk vestibular ta-
rafa doğru iki tali küçük olukçuk verir. Ayru şekHde lingual tarafa doğru da iki
küçük olukçuğu vardır. Bazan bir üçüncü tali tüberkül çok gelişerek dişi üç
tüberküllü hale sıokar. Kökte komşu diş~ere nazaran nadiren oluk bulunur. Kök
kanalı da hemen daima tektir ve bir özellik göstermez.
4 - Dentes molares :
Bunların çiğneme yüzleri çok tüberküldür ve kökleri cif birden fazladır .
üst 1. Molar - Facies occlusalis'inde 4 tüberkül bulunur. Romboid şek-
linde olan bu yüzün büyük ekseni vestibulo-mesial' den linguo-distare doğrudur.
TüberküUer arasında gayri muntazam bir H şeklinde oluk bulunur. İki vestibu-
lar tüberküller çok defa aynı büyüklükte olmakıla beraber mesial olanı biraz
daha büyüktür. Lingual tüberküllerden mesial olanı daha büyüktür ve hatta tü-
berküllerin en büyüğüdür. Facies vestibularis h,emen hemen dörtgen veya kare
92 sıxnınnı S1STE~H
şeklinde olup billiassa çiğneme kenarında daha bariz olmak üzere bir oluklaı
ikiye ayrılmıştır.Facies lingualis ise basık ve dardır. Burada da aynı şekilde
çiğn,eme kenarından aşağı doğru uzanan bir oluk görülür. Çok defa mesial ta-
rafta ilave bir tüberkül daha görülür ki buna da tuberculum Carabelli denir.
Facies oontactus mutat olarak konvex olup mesial, distale nazaran daha az
konvıex'tir ve hatta konkav dahi olabilir.
Bu dişin üç kökü olup biri lingual ikisi de vestibular'dır. Lingual kök,
iki vestibular kök'ün arka ve distal tarafında bulunup en kuvvetlisi ve en uzu-
nudur. Bu uzun olan kök çokdefa da diş eksenine göre lingua·l tarafa doğru
fazla eğiktir. Vestibular kökler ise diş ekseninden fazla uzaklaşmazlar. Nadi-
ren iki kök birbiriyle birleşirler. Cavum coronale geniş ve kübik bir şekil göste-
rir. Duvarlardan. bilhassa occlusal duvarla taban içe doğru bir çıkıntı yaparlar,
halbuki boşluk tüberküllere doğru bir uzantı gönderir. Kök kanallarından
vestibulomesial olanı yarık şeklinde olup vestibulo-distal olanı ise yuvarlaktır.
Lingual olanı da huni şeklindedir. Vak'aların yarısında vestibulomesial kanal
kısmen veya tamamen tıkanık olabilir.
üst 2. molar - Hemen hemen 1. molar'a benzer. Yalnız çok defa lingo-
distal tüberkül kaybolarak kron üç tüberküllü hal alır. Kök"ü 1. molar gibi olup
çok defa vestibolomesial kök lingual kökle birleşir.
üst 3. molar (dens serotiınus) - Akıldışı denen bu diş en çok değişiklık
gösteren bir diştir. En sık olarak iki vestibular ve bir lingual olmak üzere üç
tüberüllü olarak görülür. Bunun dışında 4 tüberküllü, 2 tüberküJlü ve hatta 1
tüberküllü de olabilir. Umumiyetle üç kökü vardır ama tek köklü o]duğu da
görülmüştür.
birleşir.
Alt 3. molar - Alt akıldışı de üst eşi gibi çok değişik şekiıl gösterir. Kom-
şu dişten küçüktür fakat üst 3. molar dişten büyüktür. Kök ~e çok köklü oldu-
ğu gibi tek köklü de olabilir.
B - Dentes ıdecidui (Süt dişleri)
Süt dişleri hayatın altınca ayındanitibaren sürmeğe b~layıp genel olarak
14 yaşına kadar devam eder ve bu süre içinde fonksiyonlarını görüp f!n geç 20
yaşında yerlerini sürekli dişlere terkederier. Süt dişleri sürekli dişlerden olduk-
ça küçük, kısa ve dardır. Süııekli dişlere nazaran süt diş-lerinin Cementum·u
nisbeten ince ve cavum dentis de geniştir.
D.entes incisivi decidui :
Facies lingualis üzerindeki tuberculum dentis bariz teşekkül etmiştir.
Margo incisalis, mesial yüz'le dik bir açı yapar.
üst orta keserdiş - Açı belirtisi barizdir. Yani ınargo incisalis, mesi
yüz'le dık açı yapar. Facies lingualis üzerinde de tuberculıım dıentis bulunur.
üst yan kesenliş - Tamamiyle sürekli yan keserdiş·e ben~r.
Alt orta ve yan keserdişler - Bunlar sürekli eşlerine benzerler. Yalnız tek
fark orta keserdiş'le yan keserdiş arasındaki büyüklük farkı daha barizdir.
Dentes canini deciıdui - Süt köı>ıek dişleri sürekJi köpek dişlerine ben-
zerler. Ancak bunlarda kron daha geniş ve simetriktir. Facies vestibııl:aris kon-
vex'tir. Facies lingualis'deki tüberkül çok belirlidir. Süt köpek dişlerinin kök-
leri de 3 yüzlüdür.
Dentes molares decidui:
üst 1. molar - Tüberkül'ü daire şeklinde olup trapez şeklinde de bir
çiğneme yüzü vardır. Bunun vestibular kenarı lingual kenardan geniştir. Daire
şeklinde tüberkülün ortasında bir çukurcuk ve içinde de mıesio-distal oluk bu-
lunur. Tüberkül'ün mesial tarafı daha bariz olup tübercıılum molare denen bir
kabartı yapar. Sürekıli molar'a benzeyen 3 kök'ü vardır.
Alt 1. molar - Eliptik bir çiğneme yüzü gösterir ki kısa çapı vestibulo-
lingual doğrultudadır. Vestibular kıenarda her zaman iki tüberkül bulunur.
Bunlardan mesial olan distal' den daha büyüktür. Çiğneme yüzünde ayrıca bir
de bir oluk bulunur. Mesial ve distal durumda olan kökler birbirinden çok ay-
rıdır ve uçları da çok defa kıvrıktır.
I
9't SlND1R1M S1STEM1
lan ile üst ve alt çene de dişkemerleri (arcus dentales) ni meydana getirirler.
üst çenedekine arcus denıtalis soperior veya maxillaris alt çenedekine de arcos
dentalis inferior veya nuındibularis denir. Bu diş kemerleri şekil itibariyle de-
ğişiklik gösterirler. Çok defa arcos dentalis superor eliptik, arcos dentalis infe-
rior ise parabolik bir şekil gösterirler. Arcus dentalis superior yarım bir elips
~eklinde olup bunun uzun ekseni orta çizgiye uyar; kısa ekseni ise üçüncü azı·
ların distal uçlarından geçer. Aynı şekilde arcus deınıt.alis infedor'un da uzun
ekseni orta çi:z;gi üzerinde olan bir paraboldur. Bu çok görülen iki şekil dışında
yine sık görülen bir şekilde her iki diş kemerinin U ~eklnde olmasıdır.
üst ve alt çene dişkemerleri (arcus ıdentales) ni meydana getiren dişler
normal olarak occlusion (kapanma) kenarına yakın mesial ve distal kontak
(değme) nokta·larında birbirlerine değerler. Bu noktalar üst çenede keser diş
lerle köpek dişlerinde çiğneme yüzlerinin ortalariyle occlusion kenarlarının üçte
bir birleşme yerlerindedir. Alt çenede ise bu noktalar hemen hell\en kesici ke-
nar üzerindedir. 1. premolarlar'ın mesiaJ değme (kontak) noktası vestibular Icıe
nara yakındır. 2. premoıar·la molar'ların kontak noktaları da değme yüzlerinin
vestibular ile lingual kenarının ortasına isabet eder. Böylece çi~eme yüzleri
1
içinde bulunan değme noktaları sayesinde tam kapanan bir çiğneme alanı temin
edilir. Aynı zamanda değme noktaları vasıtasiyle dişlerin birbirine karşı belirli
hareketleri esnasında bir dişin komşu dişe basınç yaparak ona zarar vermesi
önlenir.
Çiğneme esnasında dişlerin farklı hareketleri neticesi aşınma tesiri dola-
yısiyle değme noktaları zamanla aşınarak: değme yüzleri genişler. Bu suretle
dişler orta çizgi istika~etinde birbirine yaklaşırlar. Bu hadise fizyolojik mesial
kayma olarak adlandırılır.
üst ve alt ortakeser dişlerin büyüklük farklarından dolayı üst çenedeki
her diş altçenedeki antagonist'i ile tam karşı karşıya gelmeyip üstçene dişlerin
esas antagonist'ıeri olan altçene dişlerinden gayrı kısmen distal . komşu dişlefıle
de karşı karşıya gelirler. Aynı şey altçene dişleri için de varit olduğu aşikardır.
Sadece alt ortakeser dişlerle 3. molar dişlerin yan antagonisfleri yoktur.
üstçenede keserdişlerin longidudinal eksen'leri yukardan aşağa ve arka-
dan öne doğrultudadır. Köpek dişlerin eksenleri ise hemen hiç denecek kadar
bir eğrilik gösterirler. Halbuki mukabil altçenedeki dişlerden keserdişler'le kö-
pek dişlerin eksenleri dikey, premolar'la molar dişlerin eksenleri lingual tarafa
doğru eğrfüdirler. Bu şekilde duran dişler normal occlusion (kapanma) mey-
dana getiirirler. Buna psalid-Odontie denir. Bu durumda üstkeser dişlerin kron'u
lingual yüzleri ile alt keser dişlerin vestibular yüzlerini ortalama 1/3 veya 1/4
örterler. Böylece alt keser diş.lerin margo incisalis (kes.erkenar) leri üst keser
dişlerin tüberkül'lerine ulaşır. Bu esnada premolar ve molar dişlerin lİfiooUal
olan tüberkül'leri (cuspis dentis) de alt antagonist dişlerin tüberkül'leri arasına
girer. Bazen üst ve alt keserdişler kerpeten ağzı gibi karşı karşıya gelerek ka-
panırlar. Labidodontie denen bu hal ya doğuştan veya sonradan meydana ge-
S1ND1Rt\f SİSTEMİ 9.)
lir. Bundan başka üstçenenin ön dişleri normalden fazla öne uzanırlar ki buna
prcgı:ııatbie
veya tersi yani alt çenenin keser dişleri üst alveol kemerinden fazla
öne çıkıntı gösterirlerse de buna da progenie denir.
Dişlerin tutunma araçları
Dişler, kökleri ile alveol çukurları (Alveoli denıtales) ıçıne bir çivinin
tahtaya girişi gibi girerek yerleşmş Cılmaları (Gomphosis) sayesinde tespit edil-
miş gibi görünürler. Hakikatte dişkökünün dışyüzü yani cementnm ile kemik
alVJeol duvarı arasında 0,1 - 0,2 mm. lik bir aralık bulunur ki bu aralığın içini
damardan zengin bir bağ dokusu doldurur. Bu bağ dokusu daha ziyade kolla-
gen ipliklerden yapılmış olup bu iplikler bir taraftan cementum"'a diğer taraf-
tan da alvıeol duvarına sıkıca tutunmuşlardır. Fibrae alveolodentales adını "' -~n
bu fibröz iplikler dişi, dişkökü hizasında adeta alveol içinde askıya almış.lardır.
İşte dişkökü ile alveol duvarı arasında kalan boşlukla, bu boşluğu dolduran da-
mardan zengin bağ dokusu perioıdontium adını alır.
Dişler bir taraftan alveol'ler içinde yukarda söylenildiği şekilde yerinde
tutulurken diğer taraftan da processus alveolaris'i lingual ve vestibular yüzden
örten gingiva dişler arasındaki aralıklara da girerek dişi, dişboynu hizasında
çepeçevre sararak diş1erin yerinde durmalarına hizmet eder. Dişlerin boynunu
saran gingiva bir taraftan içinde bulunan fibröz ipliklerle diş boynuna (fibrae
gingivadentales) tutunurken, diğer taraftan da her _ilci dişi de fibrae interden-
tales denilen fibröz ipliklerle birbirine bağlar. Bu suretle dişboynuna tutunan
gingiva, alveol çukurları içine doğru uzanarak da alveol periostu ile devam eder.
Dişlerin ve gingiva'ınm damar ve· sinirleri :
üstçıene dişleri ve gingivanın arterleri - A. maxillaris dallarından olan a. '
alveolaris superior posterior·ıa alvoolaris superior anterior'dan gelirler.
A. alveolaris superior posterior - A. maxillaris' den ayrıldıktan onra
tuber maxilla 'e üzerindeki foramina alveolaria adını alan deliklerden girer ve
canalis alveolaris superior içinde il;erliyerek ple·xus de.ntalis denİ.ılen arter ağını
meydana getirir. Bu damar ağından ayrılan dalcıklar molar ve praemolar diş
lerle bunJarın dişetlerinde dağılırlar.
A. alveolaris superior anterior ise a. maxillaris'in uç dalı olan a. infraorbi-
talis'den aynı addaki kanal içinde ayrıldıktan sonra canalis alveola.ris superior
anterior içinde bir damarağı meydana getirir. Bu ağdan ayrılan dalcıklar da
köpek ve keser dişler'le bunların dişetlerine dağılırlar. Bunlarda nba.şka ayrıca
üstçene alvoolleri ik dişetlerinde dağılmak üzere a. infraorbitalis a. sphenıopa
latina ve Aa, palatinae gibi arterlerden de dallar gelir.
Altçene dişetleri ve gingiva'nın arterleri - Yine a. maxillaris'in bir yan
dalı olan a. alveolaris inferior, a. suhlingualis ve a. submentalis'den gelirler. A.
alvealaris inferior, canalis alveolaris mmıdibularis içine girer. Burada meydana
getirdiği damarağından ayrılan dalcıklar da hemen bütün alt~ne diş ve dişetle-
96 SİNDİRİM SlSTEMl
üstçene dişleri ile gingiva'nın Ienfası - üst çene dişleri ile bunların gin-
givalann lingual yüzlerine ait lenfa bilhassa arka bölümü büyük kısmı arkaya
doğru giderek ınodi lyınphatici cervicales profundi'ye giderler. üstçene diş ve
alveol kemeri ile gingiva'nın ön bölümüne ait lenfa i~ nodi lymphatici sub-
mandibulares'e gittikleri gibi bir kısmı da doğrudan doğruya nodi lymphatici
cervicales superficiales'e giderler.
üst çene dişleri ile bunların gingiva'Jarın vestibular yüzüne ait lenfa ise
nodi lymphatici submandibulares'e giderler.
Altçene dişleri ile bunların gingiva'ların lingual taraf lenfası, köpekdişleri
ile keserdiş1erden gelenler ııodi lymphatici submandibulares'e giderler. Molar ve
premolar dişlerle'Je bunların gingiva'sından gelen lenfa da nod.i lymphatici sub-
mandibulares' de sonlanırlar.
Altçene dişleri ile gingiva'nın vestibular tarafından gelen lenfası da keser-
diş·lerle köpek dişlerinkiler daha ziyade ınodi lymphatici submentalis' e kısmen
de nodi lynıphatici subma:nıdibulares'e gider. Molar ve premolar dişler'le bun--
ların dişetlerine ait lenfa ise hemen hepsi nodi Iynıphatici submandibulares'e
dökülür.
Bütün bu söylenilen lenf düğümJerinin afferent'leri de nodi lypnıhatici
cervicales superficialis ile nodi lymphatici cervicales profundi'y1e giderler.
üstçene dişlfri ile gingiva'nın 'Sinirleri - N. maxillaris'in dalları olan n.
alveolares superior posterior ile n. aJveolaris superior medius ve anterior' dan
.... elir.
N. alveolaris superior posteırior, fossa pterygopalatina içinde ın. maxma-
ris'den ayrıldıktan sonra aşağı ve öne giderek Tuber maxillae üzerindeki fora--
mina alveolaria'dan geçip canalis alveolaris uperior içinde plexus dentalis su-
perior adını alan bir sinirağı meydana getirir. Bu sinirağından çıkan dallar mo-
lar dişlerle onların gingivasında ve vestibulum oris'in dışyan duvarının buraya
yakın olan kısmı hizasında dağılırlar. N. alvoolaris superior medius, n. infra
orbitaJis' den sulcus infraorbitaJis içinde ayrıldıktan sonra aşağı ve öne doğru
sinus maxillaris'in dışyanduvarı üzerinde iJerleyerek bir evvelki sinir gibi dalla-
ra ayrılıp plexus dentalis'i yapmağa yardım eder. Bu sinirin yaptığı ağdan ayrı
lan dalcıklar da üst premolar dişlere giderler.
. ah eolaris superior anter"or'da n. infraorbitalis'den canalis infraorbita-
1
lis içinde olmak üzere ayrılır. Bundan sonra sinus maxillaris'irı önduvarı içinde ı
aşağı ve öne giderek dallara ayrılır. Bu dallar da üst keserdişlerle köpekdişinde
dağıldıkları gibi plexus dentalis superior'a karışırlar. Bu arter ayrıca pina nasa-
S1ND1Rt:M SiSTEM! 97
lis anterior'a yakın olmak üzere septum nasi mukozasında dağılarak sonlanır.
Alt çene dişleri ile gingiva'mn sinirleri - N. mandibularis dalı olan n.
alveolaris mandibularis'den gelir. Bu sinir :nı. mandibularis'den ayrıldıktan son-
ra lig. sphenomandibulare ile ramus mandibulae arasından aşağı doğru inerek
foramen mandibulae'den içeri girer, böylece canalis mandibularis'e giren bu si-
nir foramen mentale'ye kadar kanal içinde yoluna devam ederken meydana
getirdiği plexus dentalis inferior'dan çıkan dallar alt molar ve premolar dişler
de ve bunların gingivasında dağılırlar.
Foramen mentale'den çıkmadan verdiği bir dal olan N. incisivus alt keser
ve köpek dişlercLe dağılırlar. Diğer bir dalı ofan 111. mentalis ise foramen men-
tale'den dışarı çıkarak çeneucu bölgesi ve alt dudak derisine gider.
Cavum oris proprium (asıl ağızboşluğu) nun üst duvarını yapan palatum
durum (sertdamak) un kemik iskeletini maxilla'nın processus palatinus'u ile os
palatinum'un lamina borirontalis denilen damak çıkıntılarının alt yüzleri mey-
dana getirm~ş olup açıklığı bakan hafif bir kon.kavlık gösterir. Burayı ör-
ten mukoza ön ve yanlarda gingiva ile devam eder. Sert damağın üzerinde orta
çizgide önden arkaya uzanan bir çizgi (raphe palati) görülür ki bunun ön ucun-
da papilla iıu:isiva denilen bir kabartı bulunur. Bu kabartı foramen incisivum
üzerine isaqet eder. Sert damağın ön bölümünde değişik sayıda görülen mukoza
pilikalarına plicae palatinae transversae denir. Bu bölüme isabet eden mukoza
kalın olup arkaya doğru gittikçe incelir ve rengi de daha koyulaşır. Kemikle
mukoza arasına yerleşmiş zengin bir bezkatı (glandulae palatinıae) vardır.
Sert damağın arkaya doğru bir devamı olan yumuşak damak, kas ve zar-
dan yapılmış olup konkav olan önalt yüzü ağızboşluğuna ve konvex olan arka
üst yüzü de yutağa (pharynx) bakar. Serbest oJan alt kenarı orta yerinde kü-
çük bir uzantı olan küçükdil (uvula) görülür. Uvulanın her iki yanından yan-
lara doğru uzanan ve açıklığı aşağı bakan iki kemer bulunur ki bunlardan ön-
deki arcus palatoglossus adını alıp yumuşak damağı dilıe bağlar. İçinde aynı
adda bir kas buJunan bu kemer, uvula ve dilkökü arasında kalan aralık boğaz
darlığı (isthmus faociurn) adını alır. Arkadaki kemer ·arcus palatopharyngeu
olup bu da yumuşak damağı yutağın yan duvarına bağlar. Bu kemer içinde de
aynı adda bir kas bulunur. Bu kemer arcus palatoglossus·u aştığı için buraya
önden bakıldığı yani ağız açılarak bakıldığı zaman rahatça görülür. Bu iki ön
ve arka kemer arasında sağlı solJu tepesi yukarda bir üçgen şeklinde çukurcuk
meydana gelir ki fossa tnnsillaris adını alan bu çukurcuk içinde de damak ba-
demciği (to116illa palatina) bulunur.
98 StNDlRtM SlSTEMt
Lingua - Dil
Ağızboşluğu içinde bulunan kas ve zardan yapılı olan dil, ağız döşeme
sinde bir çıkıntı yapar. Arka bölümü ile os hyoidem'u bağlı olan dil önde ser-
best bölümü ile ağız içinde hareketli olup konuşma: yutma ve çiğneme işlerin
de önemli bir rol oynadığı gibi tadalma duyusu'nun da organıdır.
Dıl dışgörünüş itibariyle üstten basık ovoid bir görünümde olup arkada
olan kalın ucu sabit önde olan ince ucu da serbesttir. Böylece sabit olan arka
bölümüne radix lingue denir. Serbest parçanın orta bölümü corpus lingue, ucu
da apex lingoe adını alır. Yukardan aşağı basık olan dilin bir üst bir alt iki
yüzü ve iki kenarı ile bir de tepesi vardır.
üstyüz - Bu yüzde dilin 2/3 ön bölümü ile 1/3 arka bölümü arasında
açıklığı öne bakan bir V harfi şeklinde oluk (sulcus terminalis linguıe) görülür.
Bu oluğun orta yerinde bir çukurcuk bulunup foramen caecum adını alır. Bu-
radan dilucuna kadar uzanan bir oluk (sulcus medianus lingue) vardır. Bu yüz
üzerinde irili ufaklı birtakım pürtükler görülür ki bunlara papillae lingoales
denir. Bu papillaların 4 değişik şekli ayırdedilir.
1) Papillae Vallatae - 7 - 12 tane olan bu papillalar sulcus terminalis'in
önünde sıralanmışlardır. Yuvarlak veya çanaksı görünümde olan bu papillalar
tad alma işini görürler.
2) Papillae fu.ngiformes - Mantar şeklinde olan bu papillalar da bilhas-
sa apex linıgue ile dilkenarında yer almışlardır. Kırmızı renkleri ile kolayca ta-
nınan bu papillalar da tad alma işini görürler.
3) Papillae foliatae - Katlanmış bir yaprak görünümünde olan papilla-
lalar dil kenarının arka bölümünde bulunup tad alma işini görürler.
4) Papillae filiformes - t plik şeklinde olan bu papillalar dile kadife
manzarası verirler. Bunlar daha ziyade dokunma ve ısı alma işi ile ilgilidirler.
mnda bulunan plica sublingualis ile caruncula sublingualis'den daha önce ağız
döşemesinde bahsedilmişti.
Dilin kenarları - önde ince arkada kalın olup bir özellik göstermez.
Apex lingue'de dilin üst ve alt yüzlerinde görülen olukların burada birleşme
leri ile bazan hafif bir çentik meydana getirdikleri görülebilir.
Dilin yapısı - Dilin bağ dokusundan yapılı iskeletini teşkil eden septum
Iingue dilin bütün uzunluğunca vertikal durumda ve bir orak şeklinde olup ar-
kada os hyoideum'un cismine yapışarak başlar. Buradan yukarı ve öne doğru
gidip dilkasları arasında yayılarak sonlanır. Bunun sağlam ve kuvvetli olan
orta bölümüne dilkasları yapışır. Dilin bu bağ dokusu iskeletinden başka kas-
ları ve dıştan örten de bir mukozası vardır.
Dil mukozası - Dilin her iki yüzünü örten mukoza ağız mukozasının bir
parçası olup üst yüzde kalın alt yüzde ise inqe ve gevşektir. Çok katlı ya sı
epitel ihtiva eden mukozanın epitel altındaki katı bilhassa dilin jist yüzünde
kuvvetli ve bağ dokusundan yapılmış olup aponeurosis lingue adını alır. Mu-
kozanın tunica propria'sı olan bu katına dilkasları tutunur. Mukoza altı katında
bezler bulunup bunlar bilhassa apex lingue'nin alt yüzünde ve dil sırtında kü-
meler halinde bulunurlar. Bunlardan apıex Iingue' de olanlara gJandulae lingua-
les anteriores diğerlerine de glandulae linguales posteriores adları verilir.
Dil kasları - Bunlar 7 çift ve 1 tek olmak üzere 15 tane olup dile dı
şardan gelenlerle dilin içinde bulunan kaslar olmak üzere ilci gruba ayrıla
bilirler.
a) Dile dışardan gelen kaslar:
M. ge:nıioglossus - M. geniohyoideus'un üstünde olmak üzere mandibula
cisminin içyüzündeki spina mentalis'den başlayan geniş enine basık bir kas olan ı
bu kas dil içinde yelpaze şeklinde yayılarak sonlanır.
M. hyoglos.sus - İnce ve dört köşeli bir kas olup os hyo· eum'un ci mi
11e büyük boynuzuna tutunarak: başlar. Yukarı ve öne giden kas iplikleri dilin
üst ve ön bölümlerinde dağılarak: sonlanır.
M. styloglossus - Proc. styl-Oideus ve lig. styloınandibulare' den başılayan
bu kas öne ve aşağa giderek dilde bir taraftan septum lingue diğer taraftan da
<lilkenarına uzanarak sonlnır.
M. palatoglossus - Yumuşak damaktan dile uzanan bir kas olup a c
palatoglossus içinde bulunur.
b) Dilin içinde bulunan kaslan :
M. Iongitudinalis superior - Dilin üst kısmında ve mukoza altında bulu-
nan bu tek kas apeıx: lingu.e'den os hyoideuın'a kadar uzanır.
M. Iongitudinalis inferior - D1l'in derininde ve m. gemioglossus ile m. h 'O -
los us arasında bulunan bu kas dilkökünden apexlingue'ye uzanır.
M. transversus lingue - Enine bir doğrultuda olan ve bundan önceki iki
kas arasında yer alan bu kas'da septum lingue'den d1lkenarına uzanır. Bu ka-
102 S1NDIB1M S1S'.fEM1
Oesophagus - Yemekborusu
pharynx'in alt sınırından yani 6. boyun omuru hizasından veya cartilag
cricoidea'dan başlayan kas ve zardan yapılı olan yemekborusu omurganın ön-
nün~e ve onun eğriliğine uygun bir şekilde yoluna devam edip asağıda 11. gö-
ğüs omuru hizasında mide ile birleşerek sonlanır. Ortaılama 25 cm. uzunluğun
da ıolan bu borunun bir boyun parçası ve bir de göğüs parçası ayırdedilir.
1) Pars cervicalis (boyunparçası) - Krikoid kıkırdaktan incisura jugularis
sterıni hizasına kadar devam eden bu parça arkada gevşek bağ dokusu aracılı
ğı ile lamina prevertebralis v~ omurga ile, önde de trachea ve yukarda yanlar da
gl. thyroidea ile komşuluk yapar. Bu parçanın alt kısmı tam orta çizgide olma-
yıp biraz sola kaymıştır. Boyun parçası yanlarda aynca a. carotis communis
v. jugularis intema, N. vagus'un içinde bulunduğu vagina carotis ve a. thyroi-
dea inferior ile n. laryngeus inferior'la da komşudur.
2) Pars thoracica (&öğüs parçası) - Mediastinum posterius'da bulunan
bu parça arkada yukarda omurga ile aşağa doğru indikçe öne doğru kayarak
omurgadan uzaklaştığından ikisi arasına giren aorta, ductus thoracicns, v. azy-
gos ve hemiazygoz'la komşuluk yapar. önde ise 4-5 inci göğüs omuru hizasın
da sol anabronş ve hemen onun üstünde de aort, kendisini sola doğru çapraz-
layıp arkasına geçerken aortdarlığı denilen darlığa sebep olduğu gibi onu or-
ta çizginin sağına kaydmr. Yemek borusu aşağı doğru yoluna devam ederken
ljekrar orta çizgi üzerinde yer alır. Trachea'nın çatallanma (bifurcatio) yeri hi-
zasında lenf gangllonları ile de komşuluk yapar. Bifurcatio altında özofagus
önden perikard ve kalbin sol atrium'u ile komşudur. Yanlarda ise kendisinin
sağ ve solunda bulunan n. vagus ve mediastinal plevra ile komşuluk yapmakta-
dır. Her iki vagus aşağı doğru indikçe bir taraftan özofagus çevresinde sinirağı
meydana getirirken bir taraftanda sol ı11ı. vagus ön yüze, sağ n. vagus da arka
yüze geçerler ve böylece özofagus'la birlikte hiatus oesophaegus aracılığı ile
karınboşluğuna girerler. özofagus, diyafragmayı geçtiği bu delik hizasında kas
iplikleri ile diafrakmaya sıkıca tutunmuştur.
106 SlNDtRIM SlSTEMt
Arka alt yüz (paries posterior) - Bu yüz de peritonla örtülü olup bursa
omentalis, dalak, pancreas sol böbrek üstü bezi, sol böbreğin üst ucu ve da-
lak damarları ~le komşudur.
Büyük eğrilik (curvatura major) - Midenin sol kenarı da den,en ve kon-
veksliğisolabakan bu eğrilik yukarda cardia ile kendisi arasında i.ıııcisura cardi-
aca denen bir çentik gösterir ve aşağıda pilora kadar uzanır. Burada midenin
ön ve arka yüzlerini örten periton sırt sırta vererek birleşdikten sonra omen-
tum majus'u başlangıç verecektir. Bu kenar (curvatura major) enine kolon'la
(colon transversum) komşudur.
Küçüle eğrilik- (curvatura minor) - Büyük eğrilikten daha derin olan
ve konkavlığı sağa bakan ve sağ kenar da denen bu eğriliğe yine midenin ön ve
arka yüzünü örten periton sırtsırta vererek tutunduktan sonra omentuın mi-
ı11us'u meydana getirecektir.
Midenin hacim ve büyüklüğü çok değişik olup erişkindf ortalama 1 5 - 2
litrelik bir kapasite gösterir.
Midenin yapısı - Sindirim borusunun bundan sonraki parçaları gibi mı
de de 4 katdan yapıJmıştır:
1) tunica mucosa - Gri kırmızı renkte olan mukoza uzunluğuna birta-
kım plikalar (plicae gastricae) gösterir. Bu pilikalar arasında areae gastricae
denilen poligona) küçük alanlar bulunur. Bu alanlarda da ancak büyüt ele
görülebilen birçok küçük delikler (foveolae gastricae) görülür ki bunlar mide
bel!lerinin buraya açıldıkları deliklerdir. Bu bezlere glandulae gastricae denir.
2) Tela submucosa - ince ve gevşek bağ dokusundan yapılı olan bu
kat mukosaya yapışık olup içinde zengin bir damar ve sinir ağı bulunur.
108 S1ND1R1M SlSTEMt
omurunun sol yanında ve aşağıda da sağ fossa ileaca'ya tutunmak suretiyle yu-
kardan aşağa ve soldan sağa uzanan bir yapışma çizgisi (radix mesenterü) ha-
Jinde yapıştırır. Radix mesenterü uzunluğu boyunca aorta, vena cava inforior
ve sağ üreter'i önd;en çaprazlar. Radix mesıenterii'nin uzunluğu 15-20 cm. ol-
masına mukabil mesenterium'un barsak tarafındaki kenarının uzunluzu ise iki
metreyi bulur. Bu yüzden mesentıerium kıvrıntılı bir dantela manzara arzeder.
Mesenterium birtaraftan barsaklara bir askı vazifesi görürken diğer taraftanda
barsakların damar ve sinirlerini içinde bulundurur. Böylece karın aortundan
ayrılan barsak damarları radix mes.enterii'den mesenterium içine girerek barsak-
lara ulaşırlar.
Jejunum'la ileum parçaları daha ziyade iç görünüşleri ile birbirinden ayrı
labilirler, zira jejunum'da plicae circulares bariz bir şekilde bulunmasına
mukabil ileum'da az ve seyrektir. Yine folliculi lynıphatici denilen lenfollikül-
leri de daha ziyad~ ileum'da bulunur.
İnce barsak.arın yapısı :
lnce barsakların da midede olduğu gibi dört katı vardır.
1) tunica mucosa - Barsakların içyüzünü döşt?yen mukosa açık wmbe
renkli olup birtakım mukosa plikaları gösterir. Çok katlı yassı epitelden yapılı
~lan mukosa da bol miktarda barsak bezleri (glanıdulae intestinales) bulunur.
Ayrıca tek, küme halinde (folliculi lymphatici solitarii et aggregati) lenf foli-
kül~eri ihtiva eder.
2) Tela submucosa - midede olduğu gibi gevş.ek bir bağ dokusu katıdır.
3) Tunica muscularis - Bu katda bir yüzeye! (stratum longitudinale)
diğeri derin (stratum circulare) olmak üzere iki çeşit kas iplikleri vardır.
4) Tunica serosa - Duodenum'un birinci parçasının her tarafını örterek
buradan karaciğere uzanan periton lig. bepatoduodenale adını alır. Duede-
num'un diğer parçalarını ise periton yanlız önden örterek karın arka duvarına
tespit ,eder. Jejunoileum'da ise periton yine barsakların bu parçasını her taraf-
tan örter ve arka yüzünde sırt sırta verer,ek barsağa askı vazifesini gören me-
senterium'u meydana getirir.
İnce barsaklann damar ve sinirleri:
Arterleri: Aorta abdomin.alis'in da1ları olan a. bepatica communi:s, a. pan-·
creatica dnoden:alis superior et inferior ile a. mesenterica superior' dan gelirler.
Yenleri : V. mesenterica yolu ile vena portae'ye dökülürler.
Lenfası : Zengin olan lenfa sistemi tm:ncus intestinalis'i meydana getire-
rek cistema chyli'ye giderler.
Sinirleri: Plexus mesentericos'dan gelirler.
lntemnum crassum - Kalınbarsak
yıp dışarı açılma deliği olan anus'a kadar devam eden kalınbarsak ortalama
1,5 m. uzunluğunda ve 3-6 cm. çapında kas ve zardan yapılı bir boru olup
.aşağıda ki parçalar ayırdedilir:
1) Caecum (körbarsak), 2) colon ascendens (yükselen kolon), 3) colon
1ransversum (enine kolon), 4) colon descenıdens (inen kolon), 5) colon sigmo-
Jdeum (sigmoid kolon) 6) rectum (düzbarsak, rektum).
Sağ fossa iliaca'dan başlayan kalınbarsak dış görünüş itibariyle ince bar-
ağa nazaran daha kaılın olup üzerinde enine kabartılar (haustra coli) la uzun-
luğuna şer:itl;er (taeniae coli) ve yağ kitleleri ihtiva eden periton uzantıları ap-
pendices epipleicae) görülür. Taeniae coli üç tane olup kolonların muhtelif
parçalarında değişik durumda bulunurlar. Caecum ile colon ascendens de bu
. eritlerden biri önde (taenia libera) diğer ikisi ise arka iç (taenia mesocolica)
ve arka dış (taeınia omentalis) olmak üzere yer almışlardır. Colon transversum
da ise bu tenyalardan biri önde diğer ikisi arka üst ve arka alt durumdadırlar.
Colon descendeıns de is.e bu şeritler (taeniae coli) iki tane olup biri ön diğeri do
arkada yıer almışlardır. Colon sigmıoideum da da aynı şekilde bir ön ve bir ar-
ka olmak üzere iki taenia bulunur.
1) Ca.ecum (kör barsak) - Sağ kalça çukuru (fossa iliaca dextra) içinde
yer alan bu parça 7 cm. uzunluğunda valva ileocaecalis'den geç'rilen enine
çizginin altında olup alt ucu çıkmaz şeklinde sonlanır. Caecum, valva ileo-ra~
calis üstünde de colon ascendens'le uzanır. Caecum'un incebarsağa açı.fan ağ
zına ostium ileocaecale denir. Valva ileocaecalis koni şeklinde olup geniş ta-
rafı ince barsakta dar tarafı da caecum da olan bu valvül iki mukosa plikası
ile (freınilum valvae ileocecalis posterius et anterius) caecum'un duvarına uzanır.
Böylece huni şeklinde olan bu valvül barsak muhtevasının incebarsakfardaıı
kalınbarsağa doğru geçmesine kolaylıkla imkan verdiği halde tersine ak1ma
mani olur.
Caecunı'un dışyüzünde görülen taeıniae üç tane olup bunlar appendix'in
caecum'a birıeştiği yerden başlayıp yukarı doğru colon ascendem'de evvelce
söylenilen şekilde devam ederler.
Appendix Vermiformis - Caecum'un dışyüzünün · arka iç tarafında bu-
lunan çok değişik büyüklükte solucan şeklinde rudimenter bir barsak parça ı
dır. OrtaJama 5-15 cm. uzunluğunda olan apenıdix, caecum'a ostiıım ap~ndici
venniformis adı verilen bir delikle açılır. Appendix çok defa aşağı pelvis bo . -
luğuna doğru uzanmış olmasına rağmen caecum'un arkasında yukarı doğru da
uzanmış olabilir. Kendisini örten periton ona bir mezo (askı) yaparak (mesen-
teriolum appe.nıdicis verınifornıis) karın arka duvarına bağlar. Gevşek olan bu
mezo sayesinde appendix serbestçe hareket eder. Appendix'e gelen damar re
sinirler de bu meso içinde bulunur.far.
1 •
her taraftan örten periton arka yüzünde sırtsırta vererek bir periton bağı
(mesocolontransversum) meydana getirerek karın arka duvarına bağlar. Bu
e.n.İJ:1ıe kolon mez;osu iki böbrek arasında ki kısımda karın arka duvarına yap~ş
ğı sırada duodenum'un inen parçasını ve pankreas'ı çaprazJ.ar_ ve onlara da tu-
tunur. Periton ayrıca enine kolonun sağ ve sol dirseklerine lig. phrenico-co-
licum dextrum et sinistrum adlarını alan bağlar yapar. Bu bağlar vasıtasıyle
eni~e kolon dirsekleri diafragmaya tutunurlar. İnen kolonu da (colon descen-
dens) periton çok defa sadece önyüzünden örtüp karın arka duvarına tespit
eder. Coloın sigmoideum'u da periton her tarafından örterek ona bir mew
(mesocolonısigmoideum) yapar. Bu mero pelvis arka duvarına tersine V harfi
şeklinde tutunur. Bu V nin tepesi karın aortunun çatallandığı yere rastlar.
Periton rektum'un sadece önyüzünün üst kısmını örtüp onu pelvis arka duva-
rına tespit eder. Rektum'un önyüzünü örten perion, pdvis boşluğu içinde öne
doğru devam ederken erkekde mesane kadında da vagina ve oterus üzerine
atlarken çıkmazlar (excavatio rıectouteriına, excavatio rectovesicalis) meydana
getirir.
Kalınbarsağın damar ve sinirleri:
Arterleri: A. mesenterica superior'un dalları olan a. ileocolica, a. colica
dextra ile a. mesentıerica inferior'un dalları olan a. colica sinistra, Aa. sigmo·-
dıeae, a. rectalis superior' dan ve a. iliaca interna'nın dalı olan a. rectalis inferbr
adını alan arterlerden gelir.
Yenleri: V. mesen.terica superior ıet inferior'lara ve oradan da v. portae·ye
giderler.
Lenfası: Damarlar 9.evresindeki lenf düğümlerine giderler.
Sinirleri: Plexus mesentıericus superior et inferior ile plexus pudentalis'- ,
<len gelirler.
B - Sindirim işiınde rol oynayan organ ve bezler
Glandulae salivatoriae - Tükürük.bezleri
Ağız içini döşeyen mukosa altında bulunan küçük tükürük bezleriyfo ağız
çevresinde bulunan büyük tükürükbezleri sindirim işinde gıdayı yumuşatarak
yutmağa uygun bir şekle sokarak önemli rol oynarlar. Bunlardan ağız içinde
bulunanlar yerine göre gl. buccales, gl. labiales, gl. linguales gibi adlar aldıkla
rını daha önce görmüştük. Ağız çevresinde bulunan büyük tükürük:bezleri ise
ı - gl. parotis, 2 - gl. submandibularis ve 3 - soblingualis olmak üzere
üç tanedir.
1 - Glandula parotis (kulakaJtı bezi) :
Tükürük bf!nlerinin en büyüğü olan gl. parotis, raınus mandibulae'nın arka-
sında proc. mastoideum'la m. stemocleidomastoideus önünde ve porus acusticus
extemus'un da altında bulunur. 25 - 30 gr. ağırlığında olan gri sarımtırak renkli
bir bez olup gayrımuntazam üçgen prizma şeklindedir. Boyun yüzeyel fasyasının
114 S1ND1R1M StSTEMl
yaptığıbir loj içinde yerleşmiş olup ona sıkıca yapışıktır. Uzun ekseni yukardan
aşağa olan bu bezin dışyan, ön-iç ve arka-iç olmak üze~e içyüzü ile üst ve alt iki
ucu ve nihayet ) üzler arasında meydana gelen ön, iç ve arka olmak üzere de üç
kenarı vardır.
Parotis loju - Lamina superficialis fasciae cervicalis, m. Stemocleideo-
mastoideus'un ön kenarında yüzeye! ve derin iki yaprağa ayrıldı~ctan sonra
yüzeyel yaprak ramus mandibulae'nın arka kenarına yapıştığı gibi m. masseter-
in fasciası ile de devam eder. Derin yaprak ise içyana doğru giderek proc.
styloideus'a yapışan kas ve bağları önden örttükten sonra öne ve dışyana gidip
m. pteygoideus medialis'in arkasında ramus mandibulae'nin arka kena-
rına gelerek yüzeye! yaprakla birleşirse de içyanda kendisin spatium pa-
rapharyngium'un styloid ardı bölümü ile birleştiren bir aralık kalır. Bu iki
yaprakdan yüzeye! olanı yukarda arcus zygomatico:s'la meatus acusticus, ext.
ın kıkırdak bölümüne tutunur. Derin yaprak ise proc. styloideus'un tabanına ya-
pışır. Böylece derin ve yüzeye! yaprak yukarda birbirine ulaşamazlar. Aşağıda
ise her iki yaprak angulus mandibulae'ya yapışarak bezler arası bölmesi deni-
len bölm~eyi yaparalar ki bu da gl. parotis'i, gl. submaındibularis.den ayırır.
Bu Joj içinde bulunan bez dış.yanda deri ile, öniçyanda r. maındibulae _ve
m. pterygoideus medialis'le, arka içyanda ise m.digastricus'un venter posterior'-
u ve styloid çıkıntıya yapışan kas ve bağlarla komşuluk yapar. Bezin iç k)enarı
farinksle, arka kenarı processus mastoideus ve m. sternocleidomastoideus'la ve
ön kenarı da m. ma seter'le komşudur. Bezin üst ucu çene eklemi (articulatio
temporo-mandibularis) ile alt ucu da gl. submandibularis ile komşuluk etmek-
tedir.
GI. parotis içinde bulun.an oluşumlar :
1) Dışdan içe doğru ilk rastlanan n. facialis olup bu sinir foramen
st}Iomastoideum'dan dışarı çıkarçıkmaz bez içine girer ve üst ve alt olmak üze-
re iki büyük dala ayrılır. Bu ikiuc dalda ayrıca birçok küçük dallara ayrılarak
yelpaze şeklinde parotis bezini terkedip yüzde dağılırfar.
2) N. Facialis'in içyanında vena jugularis ext. bulunur ki bu da v. maxil-
Jaris ile v. temporalis . superficialis'in birleşmiesinden meydana gelmiştir.
3) En derin planda da yer alan a. carotis ext. olup parotise arka içyan
yüzünden girerek hemen côllum manıdibulae hizasında a. maxillaris ve a. tem-
poralis superficialis olmak üzere iki uç dala ayrılır.
b) Nodi lymphatici parotidici denilen lenf düğümleri de bez çinde bulu-
nup bunlardan bir kısmı damarların çevresinde bir kısmı da loj içinde olmak
üzere parotis bezinin dışyüzünde yer almışlardır.
5) N. auriculotemporalis denilen bu sinirde bez'i aşağıdan yukarı içyan-
dan dışyana doğru geçerek arcus zygomaticus altında olarak bezi ter~der.
Ductus parotideus (parotis kanalı) - Parotis bezinin seröz olan salgısını
ağız boşluğuna döken bu kanal bezin önkenarından ve arcus zygomaticus'un
S1ND1R1M SiSTEMİ 115
1,5 cm. altında olarak baş.lar. öne doğru horizontal bir gidişle m. masseterica'
nın dışyan yüzünü çaprazlayarak ön kenarını dolandıktan sonra m. buccinator'u
deler~k vestibulum oris'in d_ışyan duvarına yani yanağın içyüzüne, 2. üst molar di,
hizasında olmak üzere açılır. Çok defa bu noktada papilla parotidea denilen bir
papilıla bulunur. Bu kanalın uzunluğu 3 - 4 cm. olup yolu boyunca daha ziya-
de başlangıcında gl. parotis accesoria denilen ayrıca bir bez de bulunabilir. Bu
kanalın deri üzerinden doğrultusu ve yeri dışkulak memesinden burun kanadına
çekilen bir çizgi ile gösteri~ebilir. ·
GI. parotisin damar ve siınirleri :
Arterleri : A. temporalis superficialis ve a. transversa faciei'den gelirler.
Yenleri : V. jugularis externa'ya dökülürler.
Lenfası : Bez içinde bulunan lenf düğümlerine ve oradan da boyun dfrin
lenfa düğümlerine giderler.
Sinirleri: N. auriculotemporalis olup bezin salgı fonksiyonunu idare eder.
2) Glandula submandibularis (çenealtı bezi)
Mandibula'nın içyüzündeki fovea subınaııdibularis'e yerleşen bu bezin ke-
mik ve bağ dokusundan yapılı bir loju bulunur. İkinci büyüklükte bir tükürük
bezi o1an bu bez oval, 5-8 gr.ağırlığında olup gri sarımtırak bir görünümdedir.
Seröz ve müköz tabiatta olan salgısını ductus submandibularis denen boşaltıcı
salgı kanalı ile di laJtında olmak üzıere ağız boşluğuna döker. Bu kanalın dil al-
tındaki açılma yeri caru.ocu)a sublingualis üzerindeki d,eliktir.
GI. Submandibularis'in loju'nu dışyanda fovıea submandibularis, içyanda m.
mylohyoideus, m. hyoglossu:s, m. stylohyoideus ve m. digastricus'un venter an-
terior'u ve bunları örten lamina superficialis fasciae cervicialis'in derin yaprağı,
alta da lamina superficialis fascia cervicalis yaparlar. Böylece tarif edilen bu loj '
içindeki çene altı bezinin içyanyüz, dışyan yüz ve alt yüz olmak üzere üç yüzü
ile ön arka olarak da iki ucu vardır. içyan yüz m. hyoglossus'un içyan yüzünde
bulunan n. hypoglossuıs ve dışyan yüzünden geçen a. lingualis"le komşuluk yapar.
Dışyan yüzü mandibula'nın cismi ile komşudur. Alt yüzü ise boyun yüzeyel
fasyası, platysına ve deri ile komşudur. Ön ucu m. ıdigastricus'un venter anterior'
una değer. Arka uç da bezler arası bölmesi (septuın interglandnlare) aracılığı
ile parotis'le komşudur.
Ductus submaındibularis - GI. ubmaındibularis'in içyan yüzünden başla
yan 4 - 5 cm. uzunluğunda ki bu kanal m. mylohyoideus'un arka kenarını do1an-
dıktan sonra aynı kasın üst yüzünde ve gl. sublinguaıis· in içyanında olmak üzere
ön ve içe doğru giderek dil altındaki caruncula sublingualis üzerinde olmak üze-
re ağız boşluğuna açıhr.
Gl. Submandibularis·in damar ve sinirleri :
Arterleri : A. facialis ve a. submentalis' den gelirler.
Yenleri: V. facialis ve v. subme.nıtalis'e dökülürler.
Lenfası : ·K,endi ıloju içinde bulunan lenf düğülerine (nodi lyınphatici sub-
116 Slı ' Offill\1 SİSTEM!
yüz (facies visceralis) olmak üzere iki yüz ile sağ ve sol iki uç ve nihayet alt ve
arka olarak da iki kenar ayır~dilir.
Facies diaphragmatica (üstyüz) Oldukça konvex olan bu yüz düzgün olup
ön bölümü peritonla örtülü olarak diafragma ile komşu ve serbest olduğundan
da pars libera adını alır. Arka bölümü ise peritonsuzdur ve doğrudan doğruya di-
afragma ile komşu olup üst ve altyüzden gelen peritonla (liganıentnm coronari-
um) diafragmaya tespit edilmiştir. Diafragmaya dayanan ve iki periton yaprağı
arasında kalan karaciğerin üst yüzünün bu arka bölümü sabit ve peritonsuz ol-
duğu için de area nuda adını almıştır. Buyüzün orta yerinin biraz solunda görü-
len periton bağı ligamentum falciforme adını ahr ki orak şek.J.inde olan bu bağ
karaciğeri diafragmaya ve karın ön duvarının arka yüzüne bağlar. Böylece bu
bağ karaciğeri bir sağ lob (lobus dexter) bir de sol lob (lobus sbdster) olmak
üzere iki loba ayırır.
Facies visceralis (alt yüz) - üst yuzun tersine oldukça konkav olan bu
yüz aşağıya arkaya v.e biraz da sola bakar. Bu yüz üzerinde sagital durumda bir
yarık görülür ki bunun ön kısmı fissura ligaınenti teretis olup içinde lig. teres
denilen vena umblicalis'in kalıntısı olan bir bağ bulunur. Arka bölümü ise fs-
sura ligamenti ve100si adını alır. Burada da intrauterin hayatta v. cava·yı v. por-
tae'ye bağlayan bir venin artığı olan ligamentum venosum bulunur. Bu sagital
yarığın sağında önde ve arkada olmak üzere iki çukurcuk daha görülür. Bun-
lardan öndekine içinde safra kesesi (vesicae ~ella) bulunduğu için fossa vesicae
fellae, arkadakine ise içinden v. cava inferior geçtiği için sulcus ve-nae cavae adı
verilir.
Fissura lig. terıetis ile fossa vesicae fellae arasında kalan dörtgen ~eklindeki
karaciğer parçasına lobus quadratus, fissuı·a lig. venosi ile sulcus ve~ae cava~
arasında ki karaciğer bölüme de lobns caudatus denir. önde lobus quadratus
ile arkada Iobus caudatus arasındaki enine yarık da karaciğer kapısı (porta he-
patis) adını alır ki karaciğere gelen a. hıepatica propria, "· portae ile karaciğer-
den çıkaran safra yolları gibi oluşumların giriş ve çıkış yeridir.
Karaciğerin facies visceralis'inde görülen bu belli b~lı oluşumlardan baş
ka bu yüzde kendisiyle komşu .olan organların yaptıkları izler görülür. Bu izler-
den bazıları şunlardır: Böprek izi (impressio renalis). Mide izi (impressio gast-
rica), Kolon izi (impressio colica).
Karaciğer'in kenarları :
Karaciğerin arka kenarı künt olup diafragma ile komşudur. Alt kenarı ise
keskindir ve lobus dexter (sağ lob) ile lobus sinister (sol lob) arasındaki sınırda
bir çentik (incisura lig. teretis) bulunur ki burada lig. teres denilen karaci~erin
yuvarlak bağı yer alınış olup fissura lig. teretis ile uzanır. Bu kenarın lobus dex-
ter'in orta bölümü hizasında safra kesesinin dibi (fundus ve~ica2 fellae) dışarr
doğru taşmış olarak görülür.
S1ND1R1M S1STEM1 119
Karaciğerin yapısı
- Dıştan içe doğru tunica serosa, tunica fibrosa V}! onun
altında karaciğerin özel dokusu ile safra yalıları olmak üzere sırayla ele alaca-
ğız.
Tunica serosa - Peritondan ibaret olan bu kat, karaciğerin üst ve alt
yüzlerinde bulunan ve arka ve yanlardan diafragmaya atlarken yaptığı ~riton
bağları ile karaciğeri yerine tespit eder. Karaciğerin üst ve alt yüzünü örten
periton arkada diafragmaya atfayarak lig. coronarium denilen bağı yapar. Bu
bağın iki yaprağı arasında kalan perionsuz kısım area nuda'dır Yanlarda ise
periton sağ ve sol üçgen bağları (lig. triangulare dextrum et sinistrum) meyda-
na getirir. üst yüzden ayrıca diafragmaya ve karın önduvarının arka yüzüne
atlayan periton, lig. falciforme·'yi yapar ki çok defa karın ön duvarı arka yüzüne
yapışma yeri göbeğe kadar uzanan bu bağın serbest olan alt kenarında karaci-
ğerin yuvar1ak bağı (lig. teres hepatis) denen bağ bulunur. Bu bağ intraııterin
hayatta mevcut olan ve:nıa umblicalis'in bağ haline dönmesinden meydana gel-
miş tir. Karaciğerin göbeği hizasından (portae hepatis) mide ve duodenum'a uza-
nan periton omentum ıninus'u meydana getirir. Bu omentumun iki parçası olan
lig. gastrohepatica ile lig. hepato-duodenales' den mi de bahsinde de söz etmiş
tik.
lig. hepatoduodenale'nin serbest olan alt kenarı bursa omentalis ~nilen
peritom çıkmazının giriş deliğinin (foramen bursa omentalis) ön dudağını ya-
par. Bu kenar boyunca omentum minus içinde sağda ductus choledochus, solda
a. hepatica propria ve ikisi arasında da v. portae yer almıştır.
Tu.nica fibrosa - Fibroz dokudan yapılı olan bu kat bir kapsül karakte-
rinde olup karaciğer kapsülü adını da alır. Karaciğeri dıştan saran bu fibröz
gömlek porate hepatis' den karaciğer içine doğru damarJar çevresinde olmak
üzere bölmeler gönderir. Bu bölmeler karaciğeri lobcuklara ayırır.
. Karaciğerin özel dokusu - Lobuli hepatis denilen bir takım lobcuklardan
meydana gelen karaciğer dokusu kesit yapıılmış bir karaciğer de hexogonal bir
manzara gösterir. Her bir karaciğer lobunun ortasında vena centralis denilen
ve vena hepatica'nın başlangıcını teşkil eden küçük bir ven vardır. Lobun çev-
resi ise bir bağ dokusu ile çevrilmiş olup septa interlobaria denen bu bölme-
ler içinde de v. portae ile a. hepatica propria'nın uç dakıkları ve safra kanal-
cıkları (ductili interlobares) bulunur. Karaciğer yapısı hakkında daha fazla bilgi
için histoloji kitaplarına bakınız.
120 S1NDIB1M S1STEMt
ze iken koyu kırmızı renkte olup sünger kıvamında ve gevrektir. Uzun eheni
ile 1O. uncu kaburgaya uyan dalak bir dışyan yüz (facies diafragmatica) bir
de içyan yüz (facies visceralis) olmak üzere iki yüzle, üst kenar (margo superior)
ve alt kenar (margo inferior) iki kenar la ön uç (extremitas anterior) ve arka uç
(extııemitas posterior) olmak üzerıe iki de uç gösterir.
)
veya örten yaprağına da peritoneum viscerale (viseral periton) denir. Bu iki yap-
rağın birbirine değen yüzleri kaygan olup bunu temin eden seröz bir salgısı var-
dır. Bu salgıyı yapan peritonun ayrıca rezorpsiyon kabiliyeti de mevcuttur. Vise-
ral vıe parietal periton yaprakları arasında meydana gelen boşluğa da periton
boşluğu (cavum peritonei) denir. Böylece peritonun içorganları örtüş durumuna
göre ~e organlar intraperitoneal veya extraperitoneal olmak üzere adlandırılırlar.
örneğin: mide ve barsaklar intraperit·oınıeaJ, pankeas ve böbrekler de extraperi-
toneaJ orga ular dandır.
Parietal peritonu anlatabilmek için onun gidişini göbekten başlayıp yine ora-
da bitirmek üzere takip edeceğiz.
Göbekten başlamak üzere karın önduvarının göbek altında kalan ve pubis'e
kadar olan kısmının arka yüzünü örten periton orta çizgisi üzerinde göbek't n
mesaneye (vesica urinaria) uzanan lig. umblicale medianum denen intra uterin
hayattaki urakus'un bir kalıntısı ile yine göbekten başfayıp aşağa ve dı;yana
doğru giden sağlı sollu yine intra uter'in hayatta mevcut olan a. umblicale 'nin bir
kalıntısı olan lig. umblicale lateral e ve onların da dışyanında bulunan a. epigast-
1
rica inferior'a rastlayarak bunlar üzerinden geçerken birer periton plikası yapar.
Bunlardan ortadakine plica umblicalis mediana, onun dışyanındakiler~ plica
umblicalis medialis ve daha da dışyandakilere de yani a. epigastr· a inferior
üzerinde yaptığı plikaya ulica uınblicalis Jateralis denir. Bu üç periton plikası
arasında kalan hafif çukurcuklar da ayrıca adlandırılır. Plica umblicalis meıdiana
ile plica umblicalis medialis arasında kalan çukura fossa supral'esicalis plica
umblicalis medialis ile plica umblicalis lateralis arasında kalan çukura da fos a
inguiııalis medialis denir. Plica umblicalis latıeralis'in dışyanında kalan çukurcu-
ğu da fossa inguinalis lateralis adı verilir. Bundan sonra yoluna devam eden pe- 11
riton, lig. inıguinale'yi arkadan örterek pelvis boşluğuna girer. Burada mesaneye
(vesica urinaria) raslayarak onun üzerine vıe yanlarda ise erkekte sperma kese-
cikleri (vesica seminalis) nin dibini, kadında da utems·u ve vagina'nın arka çık
mazını (fornix vagiııae posterior) örttükten sonra rektum (rectum) üzerine at-
lar. Bu atlamalar esnasında erkekte r:ektumla vesica uriın.aria. arasında excavatio
rectovesicalis, kadında da uterus ve vaginanın arka çıkmazı ile rektum arasında
excavatio rectouteriııa denilen çıkmazlar yapar. Uterusu örten periton onun yan-
larından pelvis duvarına atlayarak lig. latum denilen uterusun geniş bağını da
meydana getirir. Pelvis boluğunu döşeyen periton rektumun ön yüzünden ve
yanlardan yukarı doğru yükselerek sigmoid kolunu her tarafından sararak ona
bir mezo yapar. Bundan sonra yoluna devam eden periton karın arka duvarın
daki büyük damarlarla ur~terleri de önden örterek onları karın arka duvarına
yapıtırır. Daha sonra sağda ve solda inen ve çıkan kolonları önyüzlerinden örte-
rek karın arka duvarına tespit eder. Bu arada incebrsaklar'ı da örterek mesen-
terium·u meydana getirir. Bundan sonra duodenumu.n 2. ve 3. parçalarının ön-
yüzden örterek karın arka duvarına yapıştırır. Bu arada enine koluna de sara-
rak mesocolon tranversum'u da meydana getirir. Yanlarda böbrek ve böbreküstü
S1NDIB1M StSTEMt 12/i
Canlı bir organizmada cereyan eden bioşimik olaylarda önemli bir rol oy-
nayan oxydation için oksijen'e ihtiyaç vardır. Atmosferde bulunan oksijen'den
yararlanabilmek için atmosfer havasının dış.ardan alınarak akciğerler~ ulaşmasını
ve oradan oksijen'in kana geçmesini sağlayan organların meydana getirdikleri
sistem, systema r~piratorium (solunum sistem) adını alıp sırasiyle şu organlar-
dan mütesekkildir
' .
:
1) Nasus (burun), 2) cavum nasi (burun boluğu) , 3) pharynx (yutak),
4) larynx (gırtlak), 5) trachea (soluk borusu), 6) broochi (bronşlar), 7 pulmones
(akciğerler).
Nasus - BurUıD
iskeleti ossa nasalia., kıkırdak iskeleti de cartilagines ınasi Iaterales et alares de-
nilen kıkırdaklar yapar. Bunlardan cartilago nasi laterales burun kemiklerinin
altında olmak üzere burununun önyan duvarlarını cartilago ınasi alares ise bu-
run kanatlarının iskeletini meydana getirirler. Burun'un dışyan yüzlerini deri ör-
ter. 1çyan yüzünü de burun boşlukları iıle paranasal sinusları da döşeyecek olan
burun mukoza'sı döşer. Ancak burun ön deliği olan nares'den başlamak üzere
vestibulum nasi denilen bölümü deri ile örtülü olup üzerinde vibrissea denilen
burun kılları bulunur.
Cavum nasi - Burun boşluğu
Sağ ve sol olmak üzere çift olan cavum nasi (burun boşluğu) birbirinden
-septum ınasi denilen sagital bir bölme ile aynlınıştır. Çok <l:efa eğrilik gösteren
bu bölmenin bir kemik bir de kıkırdak parçası vardır. Kemik bölmeyi os ethmoi-
126 SOLUNUM SİSTEMi
Pharynx - Yutak
Solunum sisteminin burunboşluklarının arka delikleri olan cboaııae·derr
sonra ge~en bu bölümü için sindirim sistemine bakınız.
Larynx - Gırtlak
Larynx sadece solunum havasının içinden geçmesine yarayan bir organ ol-
mayıp aynı zamanda yapısındaki özellik nedeniyle sesi de meydana getiren bir
organdır.
Larynx,boynun ön tarafında os hyoideum'un altında pharynx'in pars
laryngica'sının
önünde ve trachea'nın da üstünde yer almış olup üst sınırı 5. bo-
yun omuru, alt sınırı da 6. boyun omuru hizasına rastlar. Bu yerinde larynx yut-
SOLUNUM SlSTEMt 127
Dış görünüş : Tabanı yukarda ve tepesi aşağıda bir üçgen piramite benze-
yen Jarynx, yaşa ve cinse göre değişik büyüklükte olup erkekte kadından daha
büyük ve geniştir. İki yan yüz ile bir arka yüz gösteren larynx'in ön yan yüzleri
gl. thyroidea, hyoidaltı kasları ve Jamina praetrach.ealis f.asciae cervicalis ve ni-
hayet deri ile örtülü olup arka yüzü de pharynx'in larynx parçasını yapar ki bu-
rada tekrarlanmayacaktır. Laryınx yanlarda v. jugularis interna, a. carotis com-
munis ve n. vagus'la komşudur. Laryn:x'in ön kenarının üst bölümü iskeletini
yapan kıkırdaklardan cartilago thyroidea bilhassa erkeklerde deri altında öne
doğru bir çıkıntı yapar ki buna prominentia laryngica (adam elması) d~nir. ön
•
kenarın alt bölümü ise Jig. cricothyroideum denilen bağla cartilago cricoidea
adındaki diğer bir larynx kıkırdağının kemeri yapar.
Aditus laryngis - Larynx'in üst deliği olan bu delik oval biçimde olup yu-
kardan aşağa ve önden arkaya eğile bir durumdadır. Bu deliği önden epiglottis' ,
in serbest kenarı, arkadan ortada incisura interarytenoidea ile yanlarda da plica
aryepiglottica'lar sınırlar.
Larynx'in tepesi de enine bir kesitte yuvarlak delik halinde olup trache
ile uzanır.
Her iki pJica ventricularis içinde bir bağ (lig. vıe.ntriculare) ile bir kas
(m. thyro-aryteooideus) vardır. Aynı şekilde her iki plica vocalis içinde de
bir bağ (lig. vocale) ile bir kas (m. vocalis) bulunur.
128 SOLUNUM S1STE:M1
Sphincter externus olarak tek bir kas vardır oda M. cricothyroideu 'dur.
Larynx·in diğer kasları sphincter internuıs grubuna dahil olup şunlardır :
1) Mm. cricoarytetnoideus posterior et Iateralis.
2) Mm. arytenoideus tra:nıversus et -0bliquus.
3) M. thyroarytenoideus.
4) M. Vocalis.
Larynx'in mukoza'sı
- Laryox iç boşluğunu döşeye n mukoza pharynx
mukozasından daha soluk renkli olup değişik yapı gösterir. Şöyle ki epiglotf "in
arka yüzü j.Je plica vocali!s üzerinde ki mukoza çok katlı yassı epitelden yapıl
mış olup diğer bölgelerde ise titrek tüylü silindirik epitelden yapılmı ştır. Muko-
za'da müköz bezlerle ayrıca lenf follikürleri de bu·1unur.
Larynx'irtı
damar ve sinirleri :
Arterleri : A. thyroidea superior, a. thyroidea infe.rior dalları olan a.
laryngea superior et inferior' dan gelir.
Yenleri : Arterlerin yandaşı olup V. jugularis interna·ya dökülürler.
Lenfası : Nodi lymphatici cervicalis profundi'ye giderler.
Sinirleri : N. wgus'un dal1ar1 olan Nn. laryngeus superior et recurre -
dan gelir. N. laryıngeus superior M. cricothyroideus'a oynatıcı bir dal verdiği gibi
epiglottis ve ve:stibulum laryngis mukozasında dağı·1ır. N. laryngeus recurr ~ - s
ise larynx'in diğer bütün kaslarında, ve rima glottis altındaki larynx mukozasın
da dağılır.
Trachea - Soluk borusu
Larynx'in altında oesopbagus'un önünd1e, 6. Boyun omuru hizasından b~
Jayan tracbea, kıkırdak ve zardan yapılı bir boru olup aşağıda göğü s bo. foğu '
içind,e 4. veya 5. göğüs omuru hizasında iki ana branş'a ayrılarak sonlnır. Orta-
lama 12 cm. uzunlukta olan ve oesophagus gibi omurganın eğildiğine uyan trac-
hea' nın bir boyun ve bir de göğüs parçası vardır.
Trachea'nın iskeletini yapan ve açıklığı arkaya bakan U harfi şe lind..,
12-16 adet hyaJin kıkırdaklarm arka uçlarını bağ dokusundan yapılı ve içinde
düz kas iplikleri bulunan bir zar kapatır. Böylec:e trachea ön tarafı kıkırdak
nedeniyle sert arka tarafı ise kas ve zardan yapılı olduğundan yumu şaktır. Trac-
hea· nm arka bölümünü yapan yani trachea kıkırdaklarını arkadan kapatan b :.ı
kas ve zardan yapı.Jı ve paries membranaceu:s denilen bölümüne lig. anulare d
denir. Bu bölümün içinde bulunan düz kas iplikleri tracbea kıkırdaklarının ar a
uçlarını birbirine yaklaştırmak suretiyle trachea' nın iç boşluğunu daraltabilir-ler.
Trachea'mn boyuın parçası: ön V'f?, yan yüzleri 2., 3. ve 4. kıkırdak halka-
ları hizasında gl. thyroidea'mn isthmus'u ile komşu olduğu gibi önde thym ve
hyoidaltı kasları ile yanlarda da boynun büyük damarları ve oesopbagus'la trac-
bea arasında bulunan N. Jaryngeus recurrens' ile komşuluk yapar. Arkasında ise
oesophagus olup aşağı doğru indikçe oesophagus, trachea'yı biraz sola doğru
aşar.
130 SOLUNUM SİSTEMİ
gelirler.
Yenleri : Arterlerin yandaş olan venlerin,e dökülür.
Lenfası : Trachea alt bölümündeki nodi lymphatici trachea.lıes et trachea-
bronciıales' e giderler.
Pulmooes - Akciğerler
Göğüs boşluğu (thorax) nun hemen büyük bir kısmını dolduran ak.ciğerıler,
solunum fonksiyonunun esas organını teşkil ederler. Thorax içinde orta çizginin
sağ ve solunda yer alan akciğerler sağ ve sol (pulmo dexter et sinister) olmak
üzere iki tanedir. Kaba bir benzetişle birer koniye benzeyen akciğerler aynı bü-
yüklükte oJmayıp sol akciğer (pulmo sinister) dar v,e uzun, sağ akciğer (pulmo
dexter) ise kısa ve enine geniştir. Thorax'ın iç yüzün temas eden her iki akci-
ğer arasında mediastinum denil,en bir boşluk bulunur.
Mediastinum -- içinde bir takım organların bulunduğu bu boşluğu söylen-
diği gibi yanlarda akciğerler ve onların fa.cies medialis'lerini örten pleura medi-
astnalis, önde sterınum'un arka yüzü ve arkada da omurga sınırJar. Bu boşluk
ayrıca tracbeanın bifurcatio trachea'sı önünden geçirilen tasarlı bir frontal düz-
lem ile ön (mediastinum antedor) ve arka (mediastinum posterior) olmak üzere
ikiye ayrılır. Böylece bu boşluğun ön kısmını yani mediastinum arterio 'u altta
kalb, üstte de önde tbymus ve onun arkasında olmak üzere d;e aorta, truncus
pulmmınlis, v. cava superior ve v. brancbiocephalica'lar la Nn. phrenici doldu-
rur. Mediastinum posterior'u da trachea, oesophagus, aorta thoracica, ductus
thoracicus, v. azygos et bemiazygos, Nn. vagi, lenf düğüm~eri ve göğüs sempatik
zinciri işgal eder.
Yukarda sayılan organların içini doldurduğu mediastinum'da ayrıca bu or-
ganların arasında gevşek bir bağdokusu bulunur. Bu bağ dokusu yukarda apeı-
tuııa thoracis superior yoluyla tracbea, oesophagus ve boyun'un büyük damar-
larıyla sinirleri çevresindeki gevşek bağdukusu iıle uzandığı halde aşağıda diaph-
ragma ile sınırlıdır. Görüldüğü gibi mediastinum yanlarda mediastinal pleura,
önde sternum, arkada omurga ve aşağıda da diaphragma ile hemen tamamiyle
kapalı olduğu halde yukarda tamamiyıle kapalı olmayıp içinc\e bulunan gevşek '
bağdokusu nedeniyle boyun'la iştirak halindedir. Bu durum patolojik bakımdan
önemle bilinmesi gereken bir husustur.
Akciğerlerin hacmi cinse ve yaşa göre büyük d,eğişiklikler gösterir. Yumu-
şak ve elastik bir kıvama sahip olan akciğerler üzerinde göğüs boşluğu duvarla-
rı ile komşu olduğu organların yaptıkları izler görülür.
Dış görünüş - Sağda üç Oobus superior, medius et inferior) v~ solda da
iki (lobus superior et in.ferior) lob'lu olan akciğerılerde yukarda bir tepe (ape
pulmonis), aşağıda ve diafragma üzerine oturan bir taban veya facies diaphrag-
matica ile göğüs boşluğunun iç yüzüne uyan bir yüz (facies costalis) ve nihayet
bir de mediastiium'a bakan üçgen şeklinde bir içyan yüz (facies medialis) a., ır
dedilir ki bu yüzler arasında da alt, ön ve arka olmak üzere üç de kenar bulu-
nur.
a) Apex pulmonis - önde 1. kosta'yı yukarı doğru 3 - 4 cm. aşan, ar-
kada ise 1. kosta hizasında olan akciğer tepesi fossa supraclavicular· "de bulu-
nur. Burada sağ akciğer tepesi üzerinde bulunan cupula pleura aracılığiyle)
içyanda a. ve v. Anonyma, a. subclavia, dextra, n. vagus, trachea ve oesophagu'
la, dışyanda da v. subclavia, m. scalenus anterior ve plexus branchialis kolları
SOLUNuM SlSTEMl
ile komşuJuk yapar. Sol akciğer tepesi ise içyanda v. branchiocephalica sioixt-
ra, a. carotis communis sinistra, a. subclavia sinistra, n. vagus, trachea ve oesop-
ha,gus'la, dışyanda da v. sobclavia sinitra, m. scalenus anterior. a. subclavia
sİ.1ı!İstra ve plexus branchialis alt kollarıyla komşudur.
b) Facies diaphragmatica - Basis pulmonis de denilen bu yüz diafrag-
ma üzerine oturur ve onun için de konkavdır.
c) Facies costalis - Kaburgaların içyüzüne dayalı olan ve üzerinde bun-
lara ait izler gösteren bu yüz konvekstir. Bu yüz üzeıinde siyah pigmentlerin
sınırladığı poligonal bir şekilde alanlarla 4. göğüs omuru hizasından başlayan
arkadan öne ve yukardan aşağı uzanan ve her iki akciğerde bulunan eğik bir
yarık (fussura inıterlobaris obliqua) görülür ki akciğeri üst ve alt (lobus superior
ve lobus inferior) olmak üzere iki loba ayırır. Sağ akciğer ü:z:erinde ayrıca bu
eğik yarıktan hemen hemen 4. kaburga hizasından başlayıp öne doğru horizon-
tal olarak uzanan diğer bir yarık (fissura interlobaris horizontalis) görülür. Bu
ikinci yarık sağ akciğerde üçüncü bir ılob (lobus medius) un ortaya çıkmasına
sebep olur. Böylece sol akciğer lobus superior ve lobus infıerior olmak üzere
iki loblu olmasına mukabil sağ akciğer soldan farklı olarak üst, orta ve a1t ol-
mak üzere üç loba ayrılmış olur (lobus superior, medius et inferior).
Bu her iki yarığın (fissura :iın.tedobaris obliqua et horizontalis) deri!Nikleri
1
değişik olup çok defa hilus pulmonis'e kadar uzanır. Bu yarıklar için~e kalan
akciğer yüzleri de facies interlobares adını alırlar.
Facies medialis - Meciastinuma bakan bu yüz konkav olup orta yerinde
akciğere giren ve çıkan damarlarla brouchus principialis'in bulunduğu hilus
pulmoni "in şekli sağ akciğerde yuvarlak, sol akciğerde ise üçgen şeklinde olup
altından aşağa doğru uzanan ve mediastinal plevra'nın iki lamina'sının yaptığı
bir bağ (lig. Pulmonale) vardır. Bu yüzün omurgaya değ,,en kısmı pars verteb-
ralis ve onun önünde kalan kısmı da pars mediastinalis olarak adlandırılır. Bu
yüz üzerinde de komşu olduğu organlar birtakım izler yapar ki bunlardan bil-
hassa hilusun önünde kalp izi (impressio cardiaca), üstünde solda arcus aortae,
sağda V. cava · superior ve v. aoonyma'ya ait izler barizdir.
Hilus pulmonis'te bulunan brmıchus, Aa. Bronchales ve V. pulmonalis
gibi oluşumlar radix pulmonis'i teşkil edip birbirine karşı değişik durumda-
dırlar yani hilu:s pulmonis'de bronş'un sağda önünde, solda ön ve üstünde a.
pulmonalis, her iki bronşun arkasında ise Aa. bronchales, ön ve alt bölümünde
de v. pulmondis ve Çf:!vresinde lenf düğümleri (Nodi lyınpbatici tracheobron-
cales) bulunur.
Akciğ1 erlerin kenarları - Arka kenar künt olup omurga ile kaburgalar
arasındaki oluğa uyar. ön kenar keskin olup facies medialis ile facies costalis
arasında teşekkül ·eder. Sol akciğer'in ön kenarı üzerinde kalbe ait bir çentik
(inciısura cardiaca) görülür. Bu çentiğin altında sol akciğer alt lobunun bir uzan-
tısı (lingula pulnıonis) bu.lunur.
Facies cliaphragnıatica ile diğer iki yüz arasında kalan alt kenarın iki par-
çası vardır. İçte olan facies medialis ile facies diafragmatica arasında olup kon-
SOLUNUM SlSTEMl 133
kavdır. Dışta olan parça ise facies diafragmatica i·k facies costali arasında te-
şekkül eder. Konvex olan bu kenar, derin nefes almada Recussus costodiaph·
ragmatica'yı doldurur.
Akciğerin yapısı
- Bronşların akciğer içindeki ince dallariyle bunlarla
bir.ıiktc
seyreden damar ve sinirler ve nihayet bunlar arasında bulunan elastik
ve konjuktival bağ dokudan ibaret olup dıştan plevra denilen seröz bir zarla ör-
tülmüştür.
b) Lobus inferior :
6) Segmentum apicale
7) - 8) Segmentum basale anterius
9) Segmentum basale Jatprale
1O) Segmentum basale posterius
Pulmo dexter (sağ akciğer)
ıa)Lobus superior:
1) Segmentum apicale
2) Segmentum posterius
3) Segmentum anterius
b) Lobus medius :
4) Segmentum laterale
5) Segmentum medial,e
c) Lobus iınferior :
6) Segmentum apicale
7) Segmentum basale mediale
8) Segınentum basale antprius
9) Segmentum basale la~erale
1O) Segmentum basale posterius
Akciğerlerin, damar ve sinirleri
Akciğer\erin damarları fonksiyonel ve besleyici olmak üzere iki türlüdür.
Pleura - Plevra
Göğüs boşluğunun içyüzü ile akciğerlerin dış yüzünü örten ve seröz bir
zar olan pleura'mn bir visceral (pleura visceralis) yani akciğeri örten lamina'sı.
bir de göğüs boşluğu duvarlarının içyüzünü ~öşeyen pleura parietalis olmak üze-
re iki lfuninası vardır.
a) Pleura visceralis - Akciğerlerin dış yüzünü fissura interlobares1er da-
hil örterek hilus pulmonis hizasında parietal pleura ile devam ederken radix pul-
monis alt kenarından aşağı uzanan lig. pulmonıale'yi de meydana getirir.
b) Pleura parietalis ise döşediği göğüs boşluğunun bölümlerine göre isim-
ler alır. Kostaların iç yüzünü örten parçası pleura costalis, ıdiafragma'yı örten '
parçası pleura diaphragmatica, med.iastinumu örten parçası da pleura mediasti-
nalis adını alırlar. Ve nihayet apex pulmonis üstünde kalan bölümüne de cupu
pleura denir.
PJeura costalis, önqe pleura mediaıstinalis ile uzanırken iki parça arasında
bir çıkmaz (recessus costomediastinalis) meydana gelir. Ayni şekilde pleura c~
talis de pleura diapJn1agınatica'ya atlarken bir çıkmaz yapar ki recessus costodi-
aphragmatica adım alan bu recessus'u derin solukalma esnasında akciğerin alt
kenarı doldurur.
Bu iki pleura yaprağı (pleura viscıeralis ile pleura parietalis) arasında bulu-
nan boşluğa cavum pleura denir ki sağ ve sol olmak üzere iki tanedir.
Bu boşluk içinde seröz bir sıvı olup parietal pleura ile visceral pleura'nın
birbirleri üzerinde solunum esnasında kolayca kaymasrm sağlar.
Pleura'nm yaprsı - Tek katlı yassı bir epitel tabakası ile onun altında kol-
ıfagen ve elastik iı>likler ihtiva eden bir bağ dokusu katından yapılı olan pleura'nın
visceral yaprağı akciğere sıkıca yapışık olup parietal laminası da fascia endotho-
racica denilen ve elastik iplikılerden yapılı subseröz bir dokuya gevşek olarak
tutunur ki böylece pleura parietalis göğüs duvarından kolayca sıyrılabilir.
136 SOLCNlJM SlSTEMt
DAMARBiLtM
Canlı bir organizmada kan (sanguis) dolaşımını sağlayan k{aJb (c0:r) ve
kandamarılan (vasa) olup lenf (lympha) dolaşımını sağlayan lenf damarları (va-
sa lymphatici) ve lenf düğümleri (nodi lymphatici) ile birlikte dolaşım si temi-
ni meydana getirirler.
Kalbin jalışmasıyle kanın kandamarları yoluyle pcrifere i1etiimcsi ve ora-
dan tekrar kalbe dönüşü dolaşım denilen fonksiyonu teşkil eder. Böylece iki
türlü dolaşım ayırdediJir. Bunlardan biri kanrn kalbd_en akciğerlere ve oradan
rekrar kalbe dönüşü, akciğer dolaşımı (küçük dolaşım) diğeri de kanın bütün
vücuda yayılarak tekrar kalbe dönüşü ile meydana gelen genel dolaşım veya
büyük dolaşım olmak üzere adlandırılır.
Kan (san.guis) oldukça yoğun (visköz) bir sıvı olup zengin protein ihtiva
eden bir plazma iıle hücrelerden (eritrosit, lökosit, tromb<>sit) ibarettir. Eritro itler
ihiva ettikleri hemoglobin'den dolayı kana kırmızı rengini verirler. Ok ijen yük-
lü hemoglobin'in rengi açık kırmızı ve Co2 yüklü olan hemoglobin'in rengi i e
koyu kırmızı olduğundan kanın rengi de ihtivaettiği oksijen durumuna göre bi-
raz açık veya koyu olabilir. Erişkin bir insanın kanı ortalama vücut ağırlığının
1/ 10 u kadardır.
Lenf (lympha) ise su gibi berrak olup protein ve hücre ihtiva etmeyen bir
ıvıdır. Yanlız barsaklardan g1elen lenf içinde bol miktarda emilmiş yağ bulun- •
duğundan süt manzarası (emülsiyon) görünümündedir. Ayrıca .Jenf düğüm} rin-
de de bol miktarda bilhassa lenfosit denilen hücreler bulunur.
Kalb adeta emme basma bir tulunba gibi çalışarak bir taraftan kanı peri-
fere yani bütün vücuda ve akciğerlere gönderirken diğer taraftan da periferden
ve akciğerlerden gelen kanı toplar. Kanı kalb'den götüren damarlara, arter (ar-
teria) denir ki içlerinde oksijen yüklü (arteriel) kan bulunur. Tersine perifer-
den kanı kalbe getiren damarlara da ven (venae) adı verilir ki bu damarlar için-
de de Co2 yüklenmiş ven kanı (venöz) vardır. Periferde arterlerle venler arasın
daki birleşmeyi de kılcal damarlar (vasa capillaria) veya kapiller damar dediği
miz çok ince damarlar sağlar.
Cor - Kalb
gösterdiği
gibi yaşa, cinse ve şahsa göre de değişiklikler gösterir. Medio • sagital
düzleme nazaran asimetrik olan kalbin 1/3 ü sağda, 2/3 ü cif solda bulunur.
Kalbin dış görünüşü :
Kalbin rengi koyu kırmızı olup büyüklüğü de şahsa, yaşa ve cinse göre
farklı olmakla beraber ortalama olarak şahsın yumruğu büyüklüğünde ve 300
gr. ağırlığındadır. Kalbin dışgörünüş itibariyle önde olan bir konvex yüzü (facies
stemocostalis), bir alt yüzü (facies diaphragmatica) olmak üzere iki yüzü, bir ta-
ban (hasis cordis) ve bir de tepesi (apex cordis) vardır.
Facies stemocostalis (önyüz) - Ko.nvex olan bu yüz öne ve yukarı bakar.
üzerinde bir transversal (sulcus coronarius), bir de longitudinal (sulcus inter-
ventricularis anterior) olmak üzere iki oluk görülür ki birincisi kalb boşlukla
rından atrium ile veınıtriculus'u birbirinden dıştan ayıran bir oluktur, ikincisi ise
sağ ve sol ventıiculus'lar arasındaki sınır üzerinde yer almıştır. Böylece bu yüz-
den görünümde sağ ventriküJ soldan daha geniştir. Söylenilen bu iki ~nine ve
longitudinal oluklar içinde de kalbin besleyici damarları olan Aa. coronaria'nın
dalları bulunur. Sulcus coranarius'un hemen üstünde iki büyük damar (sağda
·a orta, solda truncırs pulnıonalis) görülür ki bunları sağdan ve soldan kucakla-
yan auricula dextra cordis il,e auricula sinistra cordis deniılen kalb kulakcıkları
vardır.
2) V. cava inferior - Alt duvara açılan bu venin ağzında yarım ay şek- '
linde bir kapakcık (valvula venae cava inferioris) bulunur.
3) Sinus coronarius cordis - Kalbin ven kanJm toplayan bu sinüs sağ
atrium·un alt duvarına açılır. Bu açılış yerinde bir kapakçtlç yani valvula sinus
conarii vardır.
Bu üç büyük venden başka atriuma, auricula dexter denilen kalb kulakcığı
da açılır. Sağ atriumun arka duvarı üzerinde clışyüzde görülen sulcus termin ·
denilen oluğun burada yaptığı bir kabartı (crista terminalis) görülür.
Sağ atrium ile sağ ventrikül arasındaki ostium atriove.ntriculare dextnıın de-
nilen delik de atrium'un ön duvarında bulunur. Septum i:nfteratıiale üzerinde uzun-
luğuna ekseni yukardan aşağı olan oval bir çukurcuk (fossa ovalis) bulunur. Bu
çukurcuğun üst kenarı keskin olup limbus fossae ovalis adını alır.
Atrium sinistrum (sol atrium) - Duvarları sağ atrium gibi ince olan sol
atrium'a arka duvarda olmak üzere sağda ve solda ikişer delikle Vv. pulmonales
e dışyan duvara auricula sinistra açılırlar. ön duvarda da ostium atrioventri-
culare sinistrum bulunur.
l'tO DOLAŞIM SlSTE:.\ll
Kalbin Yapısı
Kalb içten dışa doğru üçkatlı bir yapı gösterir: 1) endocardium, 2) myo-
cardium, 3) pericardiom.
1) Endocardium - Kalbin içyüzünü yani boşluklarını döşeyen bir zar
olup kalbe açılan damar deliklerindeki kapakların da sadece kalb boşJuğuna
bakan yüzlerini örter. Bu kapakların damar içine bakan diğer yüzlerini ise ~a
marlarm içini örten endotelium örter.
2) Myocardium - Kalbin kas katını teşkil eden myocard özrl bir kastır.
Histo1ojik olarak çizgili kas ipliklerinden yapılmış olmasına rağmen is~ğimiz
DOLAŞIM SlSTEMl 1U
dışı (involonter) çalışan bir kastır. Bu kat ostium. atrio ventculares çevresinde
bağ dokusundan yapılmış olup anulus fibrosis dexter et sinister adını alır. Bura-
dan atrio ventriküler kapaklar menşe aldıkları gibi kas de~tleri de yine bura-
dan atrium ve ventriküllerin kas katını yapmak üzere etrafa dağılırlar Atrium
duvarlarının kas katı zayıf buna mukabil ventriküllerin ise kalındır.
Yenleri: Bunlar smus coronarius, Vv. cordis anteriores ve Vv. cordis min:-
mae olmak ü~re üç grupta toplanırlar.
Sinus coronarius - Sulcus coronarius'un arka sol parçası içinde bulunan
bu ven sinüsü, ortalama 3 cm. uzunluğunda olup sağ atriuma açılır . Kendisine
dökülen venlerde şunlardır: 1) v. cordis magan olup apex corıdis'den başlayan bu
ven, sulcus interventricularis anterior içinde ilerleyerek 1Sulcus coronarius'a gelir.
oradan da sin~ coranıarius'un sol ucuna açılır. 2) V. cordis media, Sulcus inter-
ventricularis posterior'dan gelerek sinus'a açılır. 3) V. cordis parva, bu ven de
sulcus coronarius'un sağ parçasının ven kanını toplayarak sinus oorooııarius·a açı
lır.
Vv. cordis anteriores - Sağ ventrikül duvarından gelen bu küçük ven-
ler doğrudan doğruya sağ atrium'a, sinus coronarius'un açıldığı deliğin etrafında
olmak üzere foramina vıenarum minimanım admı al n deliklerle aç~llfılar.
Vv. cordis minimae - Kalb duvarlarnnn değişik yerlerinden gelen bu kü-
çük ')enler enyakın kalb boşluğuna açılırlar.
Lenfası: Nodi lyınphatici tracheobronchiales gider.
.Sinirleri : Arcus aorta . çevresinde ki plexus cardiacus superficialis ile ple-
xus cardiacuıs profundus'dan gelirler. Bu sinir plexus'larını bir taraftan n. vagus
diğer taraftan da sempatik sistemd1e.n gelen sinir iplikleri yaparlar.
Arteria - Arterler
Atardamar da denen arterler kas ve zardan yapılı borular olup kanı kafü-
ten perifere yani etrafa ve organlara kadar götüren oluşumlardır. Kalbden 1'eri-
fere gidişleri esnasında yan ve uç dallar vererek nihayet kapiller damar (vasa ca-
pillaria) d.enilen çok küçük damarcıklarda son bulurlar. Yapıları ve gördükleri
DOLAŞIM SlSTEM1 143
işe göre arterleri iki tipe ayırmak mümkündür. Yapılarında esas itibariyle düz
kas ve 1elftstik iplikler bulunan bu iki arter tipinden kalbe yakın olanlar daha zi-
yade elastik iplikler ihtiva ederler ve onun için de elastik tip arter adını alırlar.
.Bunlardan bilhassa aorta, a. subclavia ve a. Cfil'lotis communis gibi arter.ler, daha
ziyade lastik bir boru gibi basınç azaltıcı rol oynayarak kanın perilere doğru akı
mının kolaylaştırırlar. Diğer tip arterler ise daha ziyade düz kas iplikleri ihtiva
ettiklerinden boşluk•larını (lümen) b:elirli bir genişlikte tutarak kan basıncını ayar-
lar ve böylece organlradaki kan dağılımını da düzenlerler. Bu suretle fazla çalı
naş organlara ihtiyaçları olan daha fazJa kan iletilmiş olur. Arterler, aorta'dan
itibaren perifer,e doğru gittikçe çapları küçülür. Küçük çaplı arterlere arteriyo
(arteriola) denilip daha da küçülerek çok ince çaplı haJe gelen arterlere de kapi-
ler (vasa capillaria) damarlar denir ki bunlar da netiqede ince ven damarlariyle
birıleşerek arterim•eınöz anastomos denilen anastomos'ları meydana getirirler.
Arterler çok defa ya kendi aralannda veya komşu arter dallarıyle ağızl aş-
yaparlar. Böylece herhangi bir arterin fonksiyon görememesi malar (~nastornos)
yani tıkanması veya kesilmesi sonucu perifere veya organlara kan gidememesi
halinde anastomoslar yoluyle diğer arterlerden kan gelmesi mümkün olur. Buna
rağmen çok defa anastomos yoluyle organın beslenmesi için kafi kan gelemez.
Bazı arterler uç dallarında venlere başlangıç teşkil edecek olan kapiller bir anas-
tomoz yapmadan sonlanırlar. Böyle arterlere terminaıl arter denir, örneğin; be-
yin ve böbrek arterlerinde olduğu gibi.
Arterlerin yapısı - Dıştan içe doğru olmak üzere üç kat bulunur.
1) TUın.ica adventitia - Fibrös ve elastik bağ dokusu ipliklerinden yapılmış
bir gömlektir.
2) Tunica media (muscularis) - Düz kas ipliklerinin ınıeydana getirdiği bu '
kat arterin tipine göre kuvvetli veya zayıf olabilir.
3) Tunca intiına - Arterlerin iç boşluğunu döşeyen bu kat endofiel'den mey-
dana gelmiştir.
Kapiller damarların (vasa capillaria) - duvarları ise çok ince olup endotel'-
den yapılı bir tunica intima katı ile onun altında membrana basalis denilen ela -
tik ipliklerden yapılı çok ince bir bağ dokusundan ibarettir. Bu iki katı dı. tan
-Orten ağ şeklinde bir bağ dokusu da bulunur ki kas iplikleri ihtiva etın,ez.
Her ne kadar bu damarın adı arter ise de içinde arteriyel kan değil venöz
kan bulunup bunu kalbden akciğerlere götürür. Kalbin sağ ventrikülünden çıkan
bu damar önce aorta'nın önünde ve iki auricula cordis arasında iken sonra aor-
ta'nın solunda ve nihayet arcus aortae'nın altında olmak üzere de sağ ve sol iki
uçdala ayrılarak sağ ve sol akciğerlerde dağılır. Arcus aortae hizasında k,endi-
siyle arcus aortae arasında ductus arteriosis denilen fötal hayatta aorta ile a.
pulmonalis arastnda bulunan damar bağlantısının bir kalıntısı olan lig. arteriosum
adı verilen bir bağ vardır.
DOLAŞIM S1STEM1
Aorta - Aort
'Kalb'den çıkan ikinci büyük bir damar olan aorta sol ventrikül tabanından
$ııncus pulmonalis'in arka ve sağında olarak çıkıp yukarı, sağa ve birazda
öne doğru gider. Biraz sonra 2. sağ kosta·nın sternal ucu hizasından itibaren bir
yay çizerek sola ve arkaya doğru bükülür. Aorta'mn yay çizmeğe başladığı yere
kadar olan bu ilk parçasına aorta ascendem denir ki perikard ile örtülüdür. Aorta
perikaııd'tan çıktıktan sonra yoluna devam ederken söylendiği gibi bir yay çi~e
rek arkaya bükülür. Arcus aortae· adını alan bu bölümü de truncus pulmonalis'
\in çatallanma yerinin arka hizasına yani 4. göğüs omuru hizasına kadar uzanır_
Bundan sonra aşağı doğru yönelen aorta, aorta descend·es ad1 i·]e arka mediasti-
ınıum'da yoluna devam ederek omurganın önünde yeralır, diafragmayı kendi adı
na alan delikten (hlatus aorticus) geçerek karın boşluğuna girer. Göğüs boşluğu
içinde 4. göğüs omuru hizasından diafragmaya kadar uzanan parçasına da aorta
thoracica denir. Diagragmayı 12. göğüs omuru hizasında geçtikten sonra yoluna
devam eden aorta 4. bel omuru hizasına kadar gelir ve burada a. iliaca commu-
niıs adını alan iki dal ile a. sacralis media denen diğer bir dalı vererek sonlanır.
Aortun karın boşluğu içindeki parçasına da aorta abdominalis adı verilir .. Aorta
thoracica ile aorta abdoıninalis'in ikisine birden aGrta descendes denir.
Aorta ascendes'in yan dallan - Aortanm birinci parçası olan aorta as-
cendeın.s'den hemen valvula semilunaris üstünden Aa. coronariae ayrılır ki bun-
lardan daha önce bahsedilmişti.
Arcus aortae
Aorta'nın bu bölümünden üç büyük damar ayrılarak baş, boyun ve kol-
lara giderek onların beslenmesini sağlarlar. Bunlar sırasıyle sağ ön~en sol arka-
ya doğru: 1) tnıncus brachiocephalicus, 2) A. carotis coınmunis sinitra ve 3) a ..
subclavia s:iınıistra olmak üzere çıkarlar. Pek az vakada da tnıncus brachiocepha-
licus ile a. carotis communis sinistra arasında olmak üzere a. thyroidea in:a
denilen bir dal daha çıkar.
Truncus bracbiocephalicus :
Aortadan ayrıldıktan sonra a. carotis comınunis sinistra'run ağında. v.
bracbiocephalica dextra'nın solunda ve trachea'nında önünde olarak yukarı v
sağa doğru gidip art. stemoclavicularis dextra'nın hemen arkasında a. caroti
communis dutra ile a. subclavia dextra olmak üzere iki uç dala ayrılır. 4-5 cm_
uzunluğunda olan bu arterin yolu boyunca önünde de v. bracbiocepbalica sinis-
tra ile gl. thymus veya onun artığı bulunur.
A. Carotis communis
Sağda truncus brachiocephalicus'dan solda ise arcus aortae'den çıkan bu
damar larynx'in üst kenarı hizasına kadar yukarı doğru giderek burada a. caro-
tis interna ve a. carotis e,xtema adını alan iki uç dalını verir. Bu çatallanma ye-
DOLAŞL\1 Sf STEM1
rinde sinus caroticus adı verilen bir genişleme gösterir. Burada glomus caroti-
cum adı verilen kahverenginde ve pirinç tanesi büyüklüğünde bir kromatin ci-
simcik bulunur ki bu da kan basıncının düzenlenmesinde rol oynar.
A. carotis communis yolu boyunca boyunda önde gl. thyroidea, m. omohyo~
ideus, arkada prevertebral kaslar, içyanda trachea, Jarynx, oesophagu , p ar. nx ,
ve dışyanda da v. jugularis interna ile n. vagus gibi organlarla komşu.luk yapar.
A. carotis intema
A. carotis communis.in bir uç dolı olan bu damar başlangı çta a. carof
externa'nın arka ve dışyanındadır. Buradan yani thyroid kıkırdağın üst ken arı hi-
zasından yukarı doğru giderek kafa tabanına ula ş ır. A. carnfü İn' u na buraya · ... -
dar olan bölümünde yan dal vermez. Başlangıçta a. carotis externa'nın dışyanın
da iken sonra içyanına geçerek spatium parapharyngeum'un retrostyloid bölü-
münde yer alır. Burada n. vagus, n. glossopharyngeus, n. accesurius ve n.. h~·po
glossus, truıncus symphaticus'un boyun parçası ve V. jugularis interna ile kom-
ş uluk yapar. Kafa içine canalis caroticus'u geçerek giren a. carotis inter.na kafa
içinde sinus cavemosus içinde bulunur. Burada dan. oculomotorius, n. trocb e-
aris, n. ophtalmicus ve n. abduce.ns'le komşudur. Sinus cavernosus'u geçtikten
sonra processus clinoideus anterior hizasına gelince yukarı doğru büküler1ek du-
ramateri dder ve bu hizada a. ophtabnica adlı yan dalını verdikten sonra chias-
ma opticum'lln dışyanında ~ör~ üç dala ayrılarak sonlanır.
A. carotis interna·nıın yan dallan:
1) A. carotis interna, canalis caroticus içinde rami carotico-tympanici de-
nilen daılları verir ki bu da aynı addaki kanaldan geçerek cavum tympani'de da-
ğılır.
2) A. carotis iınterna, sinus cavemosus içinde de bir takım dallar verir
bunlarda hypopbysis ve ganglion trigeminale'de dağılırlar.
3) A. ophtalmica - Bu arter a. carotis interna'dan ayrıldıktan sonra hemen
canalis opticus'dan n. opticus altında olarak orbitaya girer. Orbita içinde n. opti-
cus·u dışyan ve üstten çaprazlayarak içya~ına gelir. Orbita'nın içyan duvarını
takib ederek gözkapakları içyan birleşeğine ulaşınca aşağı doğru bükülüp göz-
çukurunu (orbita) terkeder. Bundan sonra a. dorsalis nasi ad1nı alarak bu run
sırtının dıştarafına gelir ve burada a. facialis'in uçdalı olan a. angularis ile ağızla
şarak s·onlanır.
A. ophtalmica'nm yandallan:
A. cenralis retinae - göz siniri (n. opticus) içine giren bu dal retinada dağı -
lır.
A. lacrimalis - öne ve dışyana doğru giderek gl. lacrimalis'a ulaşır. Bu
bezde dağılruğı gibi üst gözkapağında da dağıılan dalcıklar verir.
A. supraorbitalis - Orbitanın tavanı boyunca il.erleyen bu arter foraıne
supraorbitalis'i geçerek alında dağılır.
/
1'16 DOLAŞIM SlSTEMl
inferior adındaki dalını verdikten sonra foraınen jugulare'den geçerek kafa boş
luğuna girer. Bu bölgedeki duramater de dağılır ve a. me·ningea posterior adını
alır. Bu arter yolu boyunca da farinks de dağılan dallar verir.
5) A. occipitalis - A. carotis extema'dan m. digastricus'un alt kenarı hi-
zasında ayrılarak arkaya ve yukarı bu kasın içyüziinde olarak yükselir. Proces-
,sus mastoideus'un içyanındaki sulcus arteriae occipitalis yoluyla ardkafa bölge-
sine gefü. Burada m. splen,ius ve m. seınispinal capitis ara&ında ilerleyerek Jine.ı
n.uchae superior hizasında m. trapezius'u delerek yüzeyelleşip bu bölgede dağ!lır.
Yolu boyunca m. sternoc ·eidomastoideus'a, auricula ve cellulae mastoidea.~'ye
giden dallar verir.
6) A. auricularis posterior - A. carotis externa'dan en yukarda ve arka
yüzünde olarak gl. parotis içinde ayrılır. Arkaya ve dışyana doğru giderek mas-
toiıd çıkıntı ile auricula arasındaki bölgeye gelir. Burada dağıldığı gibi auricula'
ya giden dallar da verir. Ayrıca a. temporalis superficialis dalları ile de ağızlaşır.
Yolu boyunca foramen styfomastoideum'dan geçerek orta kulağa giden a. sty-
lomastoidea'yı verir.
7) Rami parotidei - Gl. parotis içinde dağılan birkaç dalcık.tan ibarettir.
A. Carotis externa'nın uçdallan
1) A. temporalis superficialis - Collum mandibulae hizasında a. caratis
extıerna'nın verdiği iki uç daldan biri olan bu arter önce gl. parotis içinde yu-
karı ve biraz da dışyana doğru giderek dışkulak yolu önünde v1e çene eklemi
arkasında olarak temporal bölgeye gelir. Burada dağıldığı gibi ramus frontalis
ve famus parietalis olmak üzere iki uçdala ayrılarak sonlanır. Yolu boyunca
ın. auriculofıemporalis'in önünde olup şu yan dallarını verir :
a) Rami parotidei - Gl. parotis içinde dağılu lar.
b) A. transversa faciei - Parotis bezi üst kenarı hizasında ayrılan bu dal
horiwntal bir gidişle masse·t er kasının dışyan yüzüne ilerler ve yanakda dağıla
rak sonlanır.
c) A. zygomaticoorbitalis - Arcus zygomaticus boyunca ilerleyen bu ar-
ter de yüzde dağılır.
d) A. temporalis media - Bu dalda m. temporalis'in içyüzünde dağtlarak
sonlanır.
2) A. maxillaris - A. carotis extema·nın bu uçdalı dışyanında bulunan
proc. condyJaris ile içyanırıda bulunan lig. sphenomandibulare arasında olmak
üzere öne doğru giderek regio infratemporalis'e gelir. Burada m. pterygoideu
medialis'in üst kenarı boyunca ve m. pterygoideus lateralİs'inde dışyan yüzünde
olmak üzere n. lingnalis iJe n. alvenlaris inferior'un da dışında. m. t~mporalis'
in de içyanında bulunur. Buradan ya dış pterigoid kasın iki demeti arasından
veya alt kenarını dolanarak fissura pterygomaxillaris yoluya fossa pterygopa-
Iatina'ya gelir. Bu çukuru dıştan içe doğru geçen a. maxillaris, foramen sphena-
palatiınum'u da geçerek burunboşluğuna gelir. Burada a. sphenopalatina adını
alarak dağılır.
DOLA m lSTEMl
A. Axillaris
A. ubclavia, clavicula'nın altından
geçer geçmez a. a"rllla • adını alara
koltukboşluğunda m. pedoralis major'un önkenarına kadar devam eder. Bun-
dan sonra da a. brachialis adıyle uzanır.
A. axillaıis koltukboşluğu içinde yandaş veni ve lenf düğümleriyle ·om . u
()]duğu gibi plexus brachialis dallariyle de komşudur.
A. axillaris'"n yan dallan
1) a. thoracica suprema - üst interkostal aralıklarda dağılır.
152 DOLAŞIM SİSTEM!
Ilı
DOLAŞIM SlSTEMl 153
A. Ulnaris
b) Visceral dallar :
Rami bronchales - Bu dallar akciğerlerde dağılırlar.
Rami oesophagei - 3 - 6 tane olan bu dallar da özofagusa gider3er.
Rami mediastinales - Arka mediastinum'da dağılırlar.
Rami pericardiaci - Bu dallar da perikard'da cağılırJar.
Aa. phrenicae superiores - Diafragmanın üst yüzünde dağılırlar.
Aorta abdominalis - Karın aortu
Hiatus aorticus'dan başlayan aorta abdommalis 4. bel omuru hizasına ka-
dar devam edip burada iki büyük uç dal ayrılarak sonlanır. Çok defa a. iliaca
comnıunis adını alan bu iki büyük uçdalından başka_ bir de küçük a. sacralis
media aclını alan dal da aynlır.
Başlangıçta aorta abdomill2lis'i, v. Iienalis, pancreas, plexus coeliacus, v.
11enalis sinistra, radix mesocolontranv~rsum, duodeıwm ve radix mesenteri ön-
den çaprazlarlar. Aorta abdominalis'in solunda truncus sympaticus ile m. psoas
major, sağında ise v. cava inferior"la yine tnıncus sympaticns bulunur. Arkasın
da da bel omurlariyle Vv. lnmbales vardır.
Aorta abdoıniııalis'in yan dallan - Bunları tek ve çift olmak üzere iki
grupda toplayabiliriz.
DOLAŞIM SlSTEMl 155
a) Tek olanlar :
1) Truncus coeliacus
2) A. mesenterica superior
3) A. mesenterica inferior
b) Çift olanlar :
1) A. phrenica inferior
2) A. suprarenalis media
3) A. renalis
4) A. testicularis veya ovarica
5) A. lumbalis
A. iliaca comınunis'in diğer bir uç daılı olan bu arter yoluna aşağı, dış
ve öne doğru devam ederek lig. inguinale'nin arkasından geçip a. femoralis adı ile
yoluna devam eder.
A. iliaca externa'nın ymı dallan :
1) A. epigastrica inlerior - Karın ön duvarının arka yüzünde ve m. rec-
tus abdominis'in kılıfı içinde olarak yukarı doğru ilerler. Göbek hizasında yu-
kardan gelen a. epigastrica superior'la ağızl~arak sonlanır.
158 DOL\.ŞIM S1STEMt
V v. azygos et hemiazygos
Karrnboşluğunun üst kısmından başlayan sağlı sollu v. lombales ascendes
diafragnıayı n. splanchnicus major ile birılikde geçerek göğüs boşluğu içinde biri
omurganın sağ tarafında v. azygos ve diğeri omurganın sol yanında v. hemiazy-
gos olmak üzere yukarıya doğru çıkarlar. V. azygos 4. göğüs omuru hizasında
sağ radix puhnanis'i arkadan öne doğru dolanarak v. cava superior'a açılır.
Omurganın sol tarafından gelen ve v. hemiazygos adını alan diğer ven ise aorta'
nın arkasında 7. göğüs omuru hizasına kadar yükselerek bu hizada v. azygos'a
dökülür.
Bu her iki ven de yohları boyunca Vv. intercostales posteriores denilen ven-
Jeri toplarlar.
Vv. brachiocephalicae dextra et · "stra
V. brachiocephalica her iki tarafda art. sternoclavicularis'in arkasında olmak
üzere v. juguJaris interna ile v. subclavia'nın birleşmesiyle başlar. V. brachiocep-
halica sinistra sağdakinden biraz daha uzun olup arcus aortae'nın konvex kenarı
boyunca ilerleyerek v. brachiocephalica dextra ile 1. kaburga hizasında birleşir.
Böylece v. cava superior meydana gelir.
V. brachiocephalica dextra, v. thoracica interna ile v. vertebralis venlerini
alır. V. brachiocepbalica sinistra ise v. thoracica in.tema, sol alt tyroid venleri
ile ön mediastin ven~erini, v. vertebralis'i de alır. Aynca v. thyroideaima da sol
vene açılır.
V. jugularis intema ile v. ubclavia'nın bideştikleri köşe angulus veoosos
adım alır ki buraya da olda ductus thoracicus ve sağda da truncus Jymphaticus
dexter açılırlar.
Baş ve boynn venleri
a) Sinus sagitalis superior - Orta çizgide falx cerebri'nin üst kenarı bo-
yunca yer almış olup önde forameın caecum'dan başlayıp arkada confluens sinu-
um'da sonlanır.
b) Siıms sagitalis inferior - Bu da bir evvelki gibi Gek ve ortada falx cere -
ri"nin serbest olan alt kenarının arka bölümünde yer almış olup arkada sinus rec-
tus· a açılır.
c) Sinus rectus - Teıntorium cerebelli ile falx cerebri'nin birleşme yennde
teşekkül eden bir sjnustur. Sinus sagitalis inf. ve ccnfuens sinuum'a birleştirir.
d) Sinus transversus - Sinus agitalis superior'un arka ucunda ve bir devamı
olan confluens sinuum denilen ven toplağmdan ba5layan bu sinus os occipitıle'
deki sulcus sinus transversus içinde yer alınış olup önde ulcus sinus sigmoideo.
içinde bulunan sinus sigmoideus'la uzanır.
e) Sinus sigmoideus - Bu sinus da sulcns sinus sigmoideus denilen oluk
jçinde meydana gelmiş olup foramen jugulare'deki bulbus v. jugularis superi:Qr'da
onlanır.
f) Sinus cavernosus - o~ sphenoidale'nin cisminin kanatlarla birleştiği
yerde b~lunan sulcus caroticus adını afan oluk içinde teşekkül eden bu inus bir-
takım bağ dokusu bôlmeleri ile gözelere ayrılmıştır. Fissura orbitalis supenor
dan baş.Jayıp pyramis'in tepesine kadar uzanan bu sinus içinden a. carotis intema
n. abducens, ıı. oculomotorius, n. trochlearis ve ı11. ophtalmicus geçer. Sinus un
ven kanı sinus petrosus superior et inferior yoluyle foramen jugulare içindeki
tti2 DOUŞDI SlSTE.MI
Boyun venleri
V. jugularis interna
Fossa jugularis içinde bulunan bulbus jugularis superior'un alt ucundan yani
foramen jugulare·den başfayıp farinx'in yan tarafında olmak üzere yukardan
aşağa boyun omurlarının enine çıkıntıları önünde ilerler ve aşağı da art. sternoc-
Javicqlaris'in arkası hizasında v. subclavia ile birleşerek sonlanır. Bu birleşmeden
hemen önce v. jugularis interna hafif bir genişleme gösterir ki buna da bulbus v.
jugularis inferior adı verilir.
V. jugularis interna yolu boyunca önce spatium parapharyngeum'da bulunup
burada a. carotis interna'nın dışyanında olarak ;n. glossopharyngeus, n. vagus,
.n. accesorius ve n. hypoglossus gibi sinirlerle komşuluk yapar. Aşağıda boyunda
ise a. carntis communis ve n. vagus'la vagina carotis adı veriJen bir bağ dokusu
kılıfı içinde bulunur.
V. jugularis interna, a. carotis communis'in dağıldığı hem:en bütün bölgele-
rin ven kanını toplar. Bu yüzden de şu önemli ven dallarını alır :
1) V. facialis - A. facialis'in yandaşı olup v. angularis adını alan ve bu-
run kökünden başlayan bu ven aşağıda çok defa gl. thyroidea'dan ve dilden gelen
venlerle ve ayrıca v. retromandibularis denen venle birleşerek tnıncus thyrolingo-
facialis'i yapar. Bu da sonunda v. jugularis interna·ya dökülür.
2) V. lingualis - Dilden gelen ven kanını toplayan bu ven ya doğrudan
doğruya veya truncus thyrolingo-facialis'i m,eydana getirdikten sonra v. jugularis
intema·ya gider.
3) V. thyreoidea superior - Gl. thyreoidea'nın üst bölüm ven kanını top-
lr..yan bu ven de larynx den dallar alarak v. jugularis interna'ya açılır.
4) Vv. pharyıngeae - Farinks çevresindeki ven ağı (plexus pharyngeus)
mdan gelen venkarunı toplayarak v. jugularis intema'ya dökeder.
V. jugularis externa
V. Cava lnferior
Karın ve pelvis boşluğu ile alttaraf ven kanını toplayan v. cava inferior iki
v. iliaca conımunis'in 5. bel omuru hizasında aorta abdomfilalis'in çatallandığı
yerin biraz altında ve sağında olmak ü~re birleşmesinden meydana gelir. Karın
arka duvarrnda ve omurganın sağında olarak yukarı doğru gidip diafragmayı ken-
di deliğinden geçtikten sonra kalbin sağ atrium'una açılarak sonlanır. V. cava in-
foriorun sağ atriuma bu açılma yerinde valvula venae cavae inferioris dfni len
bir k~pak vardır.
V. cava inferior yolu boyunca solunda aorta abdominalis, sağında m. psoas.
sağ böbrek ve sağ böbreküstü bezi (gl. suprarenalis) bulunur. Bu veni arkadan
da a. rooalis dextra çaprazlar. önden de duode:rwm, pankrea başı ve karaciğer
ile komşuluk yapar.
Y ohı boyunca aldığı yan dallar şunlardır :
V. iliaca exteıına - Alt taraf ven kanını toplayan bu ven de lig. inguinale
hizasından v. femoralis 'in bir devamı olarak başlar. Yukarı ve dışa doğru giden
bu ven yolu boyunca önce a. iliaca externa'nın içyanında v,e sonra arkasında yer
alır. Bu sırada ductus deferens veya kadında lig. teres uteri'yi içyandan dışyana
doğru çaprazlar. Bu ven'in aldığı önemli yan dallar v. circmdlexz ilium prufu~ı
da ile v. epigastrica inferior·dır.
üsttaraf venJerinde olduğu gibi bunları da derin ve yüzeye! olmak üzere iki
grupta toplayabiıliriz. Derin olanlar, arterlerin yandaşı olup Y. poplitea ile . fe-
moralis'den gayrı olanları çifttirler. Bu dıerin ve yüzeye! venler arasında ayı ı
anastomos'lar mevcuttur.
{truncus sUbclavius shü*r) bütün karın, pelvis boşluğu ~ alt taraftan gelen
lenfa da ductus thoracicus adı ile tek kanal halinde açılır.
Ductus thoracicus - Bu uzun lenf kanalı 12. göğüs omuru ile 2. bel omuru
arasında değişik hizada olmak üzere omurga önünde bulunan ve cistıema eh li
denilen ufak bir sarnıçtan başlar. Bu sarnıca ise tru.nci intestinales e trunci lum-
bales denilen Jent hnal cıkları açılır ki bunlar a·lttaraf, karın ve pelvis boşluğu j le
içorganlar lenf asını toplarlar. Böylece cisterna chyli" den bru;;layan ductus thora-
cicus omurganın önünde ve aort'un sağ arkasında olarak diafragmayı aort.la bir-
liktıe hiatus aorticus'dan geçerek göğüs boşluğunda yoluna devam eder. A ort.la
v. azygos arasında olarak arcus. aortae'ya kadar yükselir. Bu hizadan sonra ol
a. subclavia boyunca ilerleyip sol angulus venosus'a açıfarak sonlanır.
Baş ve boyundan gelen lenfa boynun her iki yanındaki vena juguıar· inter-
na'run alt yarısı boyunca bulunan ve truncus jugularis adını aJan bir 1fnf dama-
rında toplanarak sağda ıductus l)1 ınphaticus dexter'e oJda da ductus thoracicu ·a
açılırlar ve neticede onJar aracılığı ile de aıngulus venosus'da ven sistemine dökü-
lürler.
Lenf damarlan yolu boyunca gruplanan lenf düğümleri de şunlardır :
3) . . rodi lymphatici parotidei - Dış kulak yolu önünd ya paroti bezi için-
de veya dışında bulunan 2 - 3 lenf düğümü grubudur.
Afferent damarları alın, şakak, auricula'nın önyüzü, gözk:apak!arı dışyan
bölümü. dışkulakyolu ve parotis bezinden lenfa getirir.
Efferen'leri ise nodi lympbatici cervicale profu.ndi'ye gider.
4) odi lympbatici submandibulares - Gl. submandibulares loju içinde
bulunan 3 - 5 lenf düğümünden ibarettir.
Affeı:entleri bir yüzeye! birde derin olmak üzere iki grupta toplanabilir.
a) Yü1..eyel :
Alnın ve gözkapaklarının içyan bölümü, burun'un dışyan bölümü, ü tdudak
Osttaraf lenfa damarlarını derin ve yüzeyel olmak üzere iki grupta ele al-
mak mümkündür.
Derin lenfa ıdamarlan - Bunlar kemik, kiriş ve kasların lenfasını toplayan
damarlar olup kandamarları boyunca yukarı doğru giderek koltuk boşluğundaki
nıodi lymphatici axillares admı alan lenf düğümlerine ulaşırlar .
Ymeyel lenfa damarlan - Bunlar da elayası ve el sırtından b~layarak: .
cephalica ile v. basilica boyunca yukarı çıkıp yine koltuk boşluğundaki ·lenf dü-
ğümlerinde sonlanırrlar.
odi lympbatici axillares - Koltuk boşluğundaki yağlı ve gözeli bağ do u-
su içinde yer alan a. axillaris çevresinde bulunan 1O - 50 tane kadar olan bu kol-
tuk lenfa düğümleri 5 gruba aynlabiir :
ı) odi ymphatici laterales - Fascia axillaris içinde yer alan bu düğüm
lere üsttaraf yani el, önkol ve koldan gelen afferent lenfa damarları ulaşır.
2) odi lymphatici subscapulares - A. subscapulare çevre inde yer alan
bu lenf düğümlerine de omuz çevresinden affer,e nt'ler gelir.
3) Nodi lymphatici pectorales - M. pectoralis major altında bulunan bu
grubda göğüs duvarı ve me~den gelen lenfa' yı toplar.
4) odi lymphatici oentrales veya axillares profuındi - f.Koltuk boşluğunun
orta ında yer alan bu gruptaki lenf düğümleri diğer bütün lenf düğümlerinin len-
fa ını toplar.
5) odi lyınphatici apicales - M. pectoralis nıioor'un ü t kenarı ile ela i-
cula arasında bulunan bu düğümler de nodi lymphatici centrales'den gelen bütün
lcnfayı toplar. Bundan sonra tnıncus ısubclavius adını alan effercnt yolu ile sağd a
ductus Jymphaticus dexter'e, solda ise ductus tboracicu 'a giderler.
*
3) odi lymphatici pbre.nıici - Diafragrna üzerinde yer alan bu lenf düğüm
leri de diafragma'nın lenfa'sı plevra, perikard ve karaciğer'in bir kısım lenfa·
mı alırlar. Efferenteri de lenfayı mediastinal lenf düğümlerine iletir er.
1
Karın ve pc:lvi bo ,luğu lenfa' ı. aorta abdominali · ile onun uç dalları alan
a. iliaca communi 'lerle onların uç dalı o]an a. iliaca ext~rna ve a. iliaca interna
çevre i ile yan kolları çevre inde yer alan ayı ız lenfa düğümlerinde toplanır. Bu
lenfa düğümleri muhtelif .gruplar meydana getirir1er ki bunla dan önemlileri sun-
Jardır :
yer alan bu düğümleri (nodi gastrici sinistri et ıdextri ve nodi lypmhatici pancrea-
triilienales ile nodi lymphatici hepatici) de mic\e, pankrea , duodenum dalak e
karaciğer lenfasını toplarlar.
Nodi lymphatici meseoıterici - A. meseııterica superior et inferio boyun-
ca ve meserika içinde yer almış olan bu lenf düğümleri de bar akların lenfa'sını
toplarlar. EfferetJcri, tmncus intestin.alis'e giderler.
odi lymphatici iliaci comnuuıes - Aynı addaki arterlerin çevre in bu-
lunan bu lenf düğümü grubuna da ıı.oıdi lymphatici iliaci ext. et inter· ··den' aff -
rcntler gelip cfferentleri de nodi lymphatici lumbales'e giderler.
Nodi lymphatici iliaci externi et interni - Bunlar da aynı addaki arterler
çevresinde yer almış olan 10 - 15 lenf düğümlerinden ibaret olup arterlerin da-
ğılma alanlarından gelen lcnfayı toplar. Effcrentleri i ·c nodi l)mpha ici i ·aci
communes' e giderler.
Karın önyan duvarı lenfası da göbeküstü bölümü a. thorac·ca interna bo un-
ca ıralanan lenf düğümleri ile koltukaltı çukuru içinde bulunan nedi 1 mphatic·
axillares'e, göbekaltında kalan kısmın lenfası ise kasık bölgesindeki nodi h·mpha-
üci inguinales ve Aa. iliaci çevresindeki nodi lymphatici iliaci'ye giderler.
üsttaraf ·1enfa isteminde olduğu gibi alttaraf lenfası'da yüzeye! (deri altı ve-
ya fascia ü 'tünde) ve derin (damarlar boyunca) olmak üzere ikiye ayrılabilir.
Yüzeyel lenfa damar ve düğümleri - Ayak tabanı ve sırtından başlayan
lenfa dam!rJarı büyük venleri takip ederek yukarı çıkarlar. Bunlardan . sap-
hena magna·yı takip eden lenf damarları yukarda lig. inguinale altında ve f cia
cribriformi [zerinde v. saphena magnı~'nın bu fascia'yı deldiği yer evre in-
de bulunan noıdi lymphatici inguinales superficiales'de sonlanırlar. Buradan da
derinde vasa femoralia çevresindeki nodi lymphatici inguinale profondi'ye gi-·
derler. V. sapheına parva boyunca gid~n lenfa damarları ise kısmen fo sa pop·-
te2'daki nodi lymphatici poplitei'de, kısmen de v. aphen.a magna'yı takip eden
yüzeyel lenfa damarlarında sonlanırlar.
Derin lenfa ıdamar ve düğümleri - Kıemik, ekılem ve kaslardan baslayan
lenfa damarları, büyük domorlar boyunca (vasa tibialis anterio et poste •
ve va a fibnlares) nodi lymphatici poplitei'ye giderler. Oradan da asa popli ea
ve vasa feınoralia'ı takip ed rek kasık altı bölgesindeki derin lenf düğümlerine
yani ııodi lymphatici inguinalcs profundi'ye giderler. Bu lenf düğümlerinin ef-
f ·rcntkri ise lacuna vasonım yolu ile vasa iliaci çevresindeki lenf düğümlerin
_yani nodi lymphatici iliaci'ye ve oradan da nodi lymphatici lumbales'e ulaşırlar.
YSTEMA UROGE 1T LE - tJROGE 1TAL SlSTEM
Bu sistem içinde fizyolojik yönden iki ayrı fonksiyon gören organlar yani
organa uropoetica (idrar meydana getiren ve bunu d1şarı atan organlar) ve orga-
na genitalia (üretme işini gören organlar) birarada ele alınır. Zira bunlar müş
terek bir embriyolojik gelişim gö terdikleri gibi aynı zamanda erkekde (idrar
ve p..,rma'yı) müşterek bir dışarı atma yoluna da ahiptirler.
Facies anterior (önyüz) - Sağda 1/3 alt böılümü sağ colon dir eği (flexura
coli dextra), duodellllm'un 2. parçası ile, üs.t bölümü ise karaciğer'in sağ lobu ile;
solda da ~ . ve V. lienalis, colon transver um, mide ve dalak ile komşuluk yapar.
Extremitas uperior (üs.t uç) - Gl. suprarenali ile örtülü olup <;ağda kara-
ciğer, solda dalak ile komşudur.
Margo medialis (içyan kenar) - Konkav olan bu kenar'ın orta yerinde hilu
renalis (böbrek hilusu) bulunur. Böbrek damar ve sinirleri ile pelvis renalis yer
alır. Bu kenar hilus renalis üstünde böbreküstü b.ezi ve hilus altında da nreter'lc
komşudur~
Hilns renalis (böbrek hilusu) - Böbreğin içyan kenarı üzerinde ve orta ye-
rinde dikine bir doğrultuda 3 cm. uzunluk ve 1,5 cm. grnişliğinde bir yer olup
buradan böbrfğe damar ve sinirler girer ve çıkar. Yukardan ~ağı bir yarık şek
linde olan hilus renalis~in ön ve arka iki dudağı bulunup bunlar arasında ortah-
ma 3 cm. derinliğinde bir boşluk bulunur ki böbrek damar ve sinirlerinin çe re-
sinde bulunan bu boşluk ta sinus renalis adını alır. Sinus renalis içinde de ö _-
lendiği gibi böbrek damarları ile calyces rena)es ve pelvis renalis bulunur. Bütün
bu oluşumların arasını da böbreğin yağ kapsülüne ait yağlı gözeli bir doku dol-
durur. Burada bulunan oluşumların birbirine karşı durumlaı da şöyledir:
ön ve altta v. renalis, orta ve yukarıda a. renalis, arka ve altta da peh·is re-
nalis yer almıştır.
Böbreğin yapısı - Böbrek k~ndisini dıştansaran bir tunica fibro a iJe böb-
rek parankim (parıenchyına renıis) inden meydana gelmiştir.
Tanica fibrosa - Oldukça sağlanı bir bağ dokusu gömleği olup altında bu-
lunan böbrek parankimine sıkıca tutunmuştur. Fakat bu tutunma kendi inin
böbrek parankiminden sıyrılmasına mani olamaz.
Parenchyma renis (böbrek parankimi) - Böbreğin özel dokusu olan bu
katı görmek için böbrekten frontal bir kesit yapmak gerekir. Böy~e bir ke itte
bu dokunun renk ve yapı bakımından iki kısımdan müteşekkil olduğu görülür. '
Bunlardan biri dışta ve açık r.enkli kısım olup cortex renis, diğeri koyu renkli
içte olup mıedulla reınis adını alıdar.
Cortex renis - Tunica fibrosa'nın altında ortalama 5 - 7 mm. kalınlığında
bu kat pyramis renales arasına columna renales denilen uzantı·lar gönderir. Bu-
rada ayrıca nıedulla renis'den cortex'e uzanan radier çizgiler bulunurki bunlara
da stria1! medullar.es corticis denir. Cortex renis mikroskopik olarak daha ziyade
tubuli renales contorti denilen kıvrıntılı borulardan yapılmıştır.
Medulla renis - Cortex renis'in altı~da olan bu katta tabanları cortex re-
nis' de ve tepeleri hilus r.enalis'e doğru oJan üçgen alanlar görülür. Pyramis rena-
lis adını alan ve 7 - 20 tane kadar olan bu piramitlerin tepelerine df papilla rc-
ınalis denir. Papilla renalis, calix renalis denilen böbrek kalis'i için e doğru bir cı
1
kmtı yapar. Papillala'rın üzerinde area cribrosa denilfn delikli bir yer bulunur.
Burada bulunan bu deliklere tubuli renales açılırlar. Medulla re.nis de bulunan
pyramis renalis'ler mikroskopik olarak tubuli r.enales recti denilen düz borucuk-
Jardan yapılmış olup her biri cortex renis'den buraya uzanan bir doku manto. u
He çevrelenerek lobus renalis denilen böbrek Iobcuğunu meydana getirirler. Bu
17'ı l'ROGE. 'IT.'\L '1STE:\-l
loblann birleşme
yerlerinde bilhassa çocuklarda bariz olarak görülebilen oluklar
teşekkül eder. Bu oluklar sonraları çocuk büyüyüp geliştikçe tamamiye kaybolur-
lar. Böbrek parankiminin fonksiyon birimini teşkil eden e-phron ve tuboli re:nale
hakkında bilgi ıedinmek için histoloji ktaplarına bakınız.
Calix renalis - Bunlar küçük ve büyük olmak üzere iki ç ,it olup ka ve
zardan yapılı kanalcıklardır.
Calyces re.n.ales ıniıııore - Ortalama 1 cm. uzunluğunda olan bu kanalcık
ların bir ucu papilla renalis'in çevresine yapı. ık olup diğer ucu da calix renali
major' a açılır.
Calyces renales majores - Küçük kalislerin birleşmesinden meydana gelen
büyük kalisler çok defa üç adettirıler. Bunlarm bir uçları küçükkali lerle birleşmiş
olup diğer uçları da birbiriyle birle, erek pelvis renali 'i meydana getirir~er.
Pelvis renalis - Ka ve zardan yapılı önden arkaya ba ık ve çok d~ğişik şe
killer göster'"'n böbrek peılvis'i çok defa bir huniye benzer. Bir ucu ile calyces re-
nales majores den başlayan pelvis renalis aşağıda olan diğer ucu ile de ureter'le
uzanır. Pelvis renalis daha önce de öylendiği gibi sinu renali içinde bulunup
buradaki oluşumlarla komşuluk yapar.
müteaddit doğumlar sonucu karın duvarı kaslarının gevşediği ve dolayısı ile karın
içi basıncının azaldığı hallerde çok defa böbrek aşağı doğru kolayca yer değişti
Iir.
Ureter
Mesanenin şekil ve durumu dolu veya boş olduğuna göre değişiklikler gös-
terir. Boş iken tamamiyle pelvis boşluğu içinde pubis sinfizi arka ında olup üç
yüz gösterir. Dolu iken de bir küre . eklini alıp pubis'in üst kenarını yukarı doğ
ru aşarak karın ön duvarının arka yüzü ile temas halindedir.
Ö:;ı-alt yüz - öne ve a, ağı bakan bu yüz ymphy i pubica il kom.5u olup
infiz ile kendi i arasında gevşek bir bağdoku u bulunur ki bunun içinde d~ ay-
rıca düzkas ve bağdokusu ipliklerinden yapılı ve lig. pubove icale veya pubop-
ro taticum denilen bağ vardır. Bu bağ aracılığı ile vesica urinaria, pubis sinfiıine
ıkıca tutunur.
Uretbra - Uretra
der. önce aşağı ve öne doğru symphisis pubica alt kenarına kadar gelir. Ondan
sonra bükülerek, penis~in fonksiyon içi veya fonksiyon dışı durumuna göre ya
.aşağı veya yukarı doğru yoluna devam ederek penis ucunda sonlanır. Ortalama
6 - 9 mm. çap gösteren uretra'nın bu parçası arka bölümde bir genişleme
(anıpulla uretlırae) gösterir ki bu bölüm diaphragma urogenitalis için<l;e yer alan
ve gl. bulbourethralis denilen bezler açılır. Bu parçanın dışarı açılına deliği olan
ostium urethrae extemum·un hemen arkasında da hafif bir genişleme gösterir
ki buna da fossa ınavicularis denir.
Uretra'nın iç boşluğu üç darlık gösterir. Bunlardan biri mesaneye açıldığı
yerde. diğeri diaphragma urogenitalis hizasında ve üçüncüsü de dı, arı açılma de-
liği olan ostium urıethrae extemum hizasındadır.
Uretra içten dışa doğru üçkatdan yapılmıs olup en içte bulunan muko. a
katı uzunluğuna bir takım plikalar gösterir. Onun altında bulunan bağ dokusu,
damardan zengin olup süngersi bir manzara arzeder ve dışta bulunan kas katı da
uzunluğuna (longitudinal) liflerden ibaret bir iç kısmı i·le dışta sirküler olmak
üzere iki türlü ipliklerden yapılmıştır. Bunların dışında da corpus spongiosum
penis bulunur.
U retra ·.rum damar ve sinirleri :
Kadında uretra erkekde olana anzaran çok kısa olup ortalama 3-5 cm.
uzunluk ve 1,5 - 2 cm. çapındadır. Kas ve zardan yapılı olan kadın uretrası da
mesaneden ostium urethrae intemum'dan başlayıp aşağıda vagina vestibül'ün-
de (vestihulunı vaginaıe) o·stium urethrae e·xternum denilen delikle açılarak son-
lanır. Vagina·nın önünde ve onun doğrultusunda yani yukardan aşağa ve ar-
kadan öne doğru olan urethra feminina, vagina'dan septum urethrovaginale adı
nı alan bir bölme ile ayrılmıştır. Kadın uretrası'nm bir pelvis (pars pelvina) ve
bir de perin.e (pars peri:nıealis) olmak üzere iki parçası vardır.
Erkek uretra'sı gibi kadın uretra'sı da bir mukosa, bir submukosa (tunica
submucosa) ve bir de kas katı olmak üzere üç kattan yapılmıştır. Mukosa uzun-
luğuna plikalar göster,e n ve çak katlı epitelden yapılı bir kattır. Onun altında
bulunan tunica submucosa gevşek bağ dokusundan yapılmış olup zengin bir
ven ağı ihiva eder. Dışta bulunan kas katında ise biri içde ve longitudinal di-
180 UROGE~JTAL S1STE1\1
Testes - Testisler
Epididymis - Testis'in üst ucunda yer alan ve bir virgül şek.Jinde arka
kenarına doğru uzanan bir oluşum oJup baş (caput epididymis), cisim (corpu
epididymis) ve kuyruk (canda epididymis) olmak üzere üç bölüm gösterir. Bu
organın esasını teşkil eden sperma götüren kanaJcık:]ar (ductuli efferentes)
olup bunlar da neticede ductus epiıdidymis'i meydana getireceklerdir. Ductn
epididymis'de ductuli efferentes gibi kıvrıntılı bir manzara arzedip bu da ductu
defferem'Je uzanır.
Testis'in damar ve sinirleri:
Arterleri : A. testicularis' den gelir
Yenleri : Funiculus spermaticus içindeki plexus pampiniformis adını alan
venağına dökülür.
Lenfası : Nodi lymphatici Lumbaks'e giderler.
Siniri : Plexus testicularis'd~n gelir.
Ductus deferens - 20-60 cm. uzunluğunda 2-4 mm. çapında olan bu ka-
nal epididymis'in kuyruğundan baş.lar. Buradan başlayan bu kanal epidid ·mi 'in
arka ve içyamnda olarak yukarı çıkar. Sonra funiculus spermatic:r içine girerek
yoluna devam eder. Canalis inguin.alis'i de fu.niculus spermaticu içinde olara"
182 L'ROGEN1TAL SlSTEM
Ductus ejaculatorius - prostat içinde ve 2 cm. uzunluk ile 0,5-1 mm. ça-
pında bir boru olan ductus ejaculatıorius, uretra'nın pars prostatica' sınm arka
duvarı üzerindeki colluculus seminalis üzerine açr·1arak onlanır. Böylece vesicul~
seminalis'd.:: biriken sperma, uretram.n prcı·stat parçası içine getirilir. Bundan sonra
sp2rma, uretra yolu ile dışarı atılır.
Prostata - Prostat
<irka bölümü ise septum rectoprostaticum adını alan fibröz bir bölme ile rek-
tum'a ve mesanenin tabanına yapışmıştır.
Prostat'ın yapısı - Tubulo-alveolar bezlerJe bunları çevreleyen bağ do u-
su v,e düz kas ipliklerinden yapılmıştır. Bu bezler salgılarını pars prostatica ureth-
rae'ya colliculus semiıDalis'in iki yanında olmak üzere dökerler.
P.enis
Erkekde çiftleşme (copulation) ile idrarı dışarı atma işini gören ve uretra'yı
da içinde bulunduran penis yumuşak iken (fonksiyondışı) pubis'in önünde scro-
tum ile testis'Jerin üstünde olmak üzere aşağı doğru sarkan silindirik bir organdır.
Ortalama 8-10 cm. uzunluk ve 2-3 cm. çapında olan penis'in üst (dorsum pe ·)
alt (facies urethralis) iki yüzü i1le bir arka ve bir de ön olmak üzere iki ucu
vardır. Arka ucu pubis"e kas ve bağlarla tutunmuş olup ön ucu konik biçimde
bir şişlik gösterir ki glans penis adını alır. Glans'm ucunda uretra'nın dl.', arı
açılma deliği olan ostium urethrae externum bulunur. Corona glandis adını alan
glansın çevresi ince ve dar bir kısımla penis'le uzanır ki bu kısma da collum
glaııdis denir. Penis'i dıştan örten deri pigment'li yani koyu renkli ve ince olup
genişılem1eye elverişlidir. Deri, altında bulunan gevşek bağ dokusu saye inde
kolayca kaydırılabilir. Deri penis'in ön ucunu yani glan peni çepeçevre bir
manşon gibi ~. arar ki bu kısmına da praıe·putium adı verilir. Böylece collum gfan-
dis'e sıkıca tutunan deri önde söylendiği gibi glans'ı manşon gibi arar. Bu
ne~enle bu deri kısmı glans'ın üzerinden geriye doğru sıynlabifü. Sünnet derj i
adını da alan praeputium'un içyüzü mukosa karekterinde bir deri ile örtülü olup
glandulae praeputiales denilen özel bir bez ihtiva eder. Praeputium içyüz de
ve alt bölümünde olmak üzere glans'a bir freıncikle (frıenilum praeputii) tutun-
muştur. Praeputium'un dış yüzünü örten deri kıllı ve ter bezleri ihtiva ettiği
halde içyüzünü örten mukosa karakterindeki deri de ise kıl ve ter bezlpri bu-
lunmaz. Burada bulun"an ve gl. praeputiales denilen bezlerin saJdığı salgı dökü-
len ,epitel hücreleri ile birlikte smegma denilen ve pis kokulu bir maddeyi mey-
dana getirirler.
Penis'in üst yüzü dorsum penis, ait yüzü de facies urethra'lis adını alır ki
burada uretra'ya ait bir kabartı görülür. Radix penis adını alan peni "in arka ucu
bir taraftan corpus cavernosum penis ile pubis kollarına tutunduğu, /iibi diğer
taraftan da lig. suspensorium penis denilen bir bağ'la symphisis pubica'ya tutunur.
Ovarium - Yumurtalık
P1elvis boşluğu yan öuvadanna dayalı sağlı, sollu iki tane olan ovarium
yandan basık ve uzun ekseni yukardan aşağı olan oval bir biçimde üretme orga-
nıdır. Oldukça sert bir kıvamda olan ovarium ortalama 2,5-5 cm. uzunluk,
1,5-3 cm. genişlik ve 0,6-1 cm. kalınlık gösterir.
Yumurtayı (ovum) meydana getiren ve önemli hormonlar salan ovarium'-
un dış yüzü puberteye erişmemiş genç krnlarda düzgün, halbuki puberte'den
sonra yaş ilerledikçe pürtüklü bir manzara arzeder.
Ovariumda pelvis boş1uğuna bakan bir facies medialis (içyan yüz), bir
de pelvis duvarına bakan facies lareraJis ( dışyan yüz olmak) üzere iki yüzle bu
yüzler arasında kalan serbest bir arka kenar (ınargo liber), periton'un yapıştığı
UllOGE.. 'lTAL 1 TE f
yarak onun adece ön kenarı boyunca tutunur. Yoksa ovarium'un yüzlerini ört-
mez.
Ovariumu.nı damar ve- sinirleri :
Arterleri: A. ovarica ve a. uterina'dan gelirler.
Yenleri: Arterlerin yandaş venlerine giderler.
If nfası : ı odi lymphatici Iu.mbales'e giderler.
Siniri : Plexus ovaricus' dan gelir.
Fondu uteri'nin iki tarafından başlayan ağlı sillu bu çift boru lig. latum'-
un üst ve serbest olan kenarı boyunca dışyana doğru giderek biraz da yukarı
bükülüp peılvis yan duvarına dayalı olarak yoluna devam edip ovarium'un ön
kenarını ve üst uçunu kuşatarak sonlanır.
Tuba uterina'nın 1 - Pars uterina, 2 - isthmus tubae, 3 - ampulla tu
bae, 4 - infmıdibulum tubae ve 5 - fimbria olmak üzere 5 parçası ayırd edilir.
Bir huni şekHnde olan infundibulum tubae, ostium abdominale adını alan
bir ağızla ovarium'un üzerine dayanır. Bunun çevre inden ovarium'a uzanan
ve fimbriae denilen 10-15 saçaklardan biri ile iııfundubulum ovarium'a bağlanır.
tnfundibulum tubac'nin alt ucu bir genişleme gö. terir ki buraya da ampulla
tubae denir. Bundan sonra aşağa ve içyana doğru uzanan tuba uterina·nın istmus
tubae'si olup bunu da pars uterina tubae takip eder ki bu parçada uteru 'un du-
varı içinde bulunur. Tuba uterina'nın u~erus'a açılma deliği ostium uterinum tu-
bae adını alır.
Tuba uterina·nın yapısı - dıştan içe doğru olmak üzere:
1 - Tunica serosa - Periton'dan yapılmış olan bu kat tuba uterina'yı
her tarafınöan ardıktan onra ona bir mezo yaparak (meso~alpiııx) lig. latum'a
bağlar.
2 - Tunica sub erosa - Gevşek bir bağ dokusu katıdır.
3 - Too.ica muscularis - iki türlü kas ipliklerinden yapılmış olan bu kat
da içd,e sirküler dışta da longitudinal iplikler bulunur.
4 - Tuııica mucosa - Çok katlı yassı epitalden yapılmış olan muko a
plicae tubariae denilen birtakım uzunluğuna muko a plikaları gösterir.
Tuba uterina ·mn damar ve sinir eri :
Arterleri : • 'uterina ve a. ovarica' dan gelirler.
Yenleri: Arterlerin yandaş venlerine dükülürler.
Siniri : Plexus hypogastricus'dan gelir.
Utenıs
Uterus'un iç boşluğu
Uterusun bağlan :
1) lig. latum - Uterus'un iki yanından peJvis yanduvarına uzanan iki pe-
riton yaprağından meydana gelmiş genişce bir periton bağıdır.
2) Lig. teres - Fundus ut,eri'nin her iki yanından çıkan bu yuvarlak bağ
da canalis inguinalis'i geçerek tubercu)um pubicum ile buradaki bağ dokusunda
yapışarak sonlanır.
3) Lig. ovarii proprium - Uterus ile ovarium arasında bulunan bu bağ
düz kas iplikleri de ihtiva eden konjuktival bir bağdır.
4) Lig. utero - sacralis - Cervix uteri'nin arka yüzünden l. sakral omur'a
uzanan bağ dokusu ve kas ipliklerinden yapılı olan bir bağdır.
denilen ven ağını yaparlar. Ayrıca plexu.s vesicovaginalis adını olan ven plexus'·
una da gittikleri gibi v. uterina halinde de v. iliaca interna'ya dökülürler.
Lenfası : Nodi 'lymphatici iliaci ve nodi lymphatici inguinale~ superficialis'e
giderler.
Sinirleri : PJexus hypogastricus'dan gelir.
Vagina
vis içinde utenıs·un altında. recfum'un önünde ve mesane ile uretra'nın arka-
sında bulunur.
Ortalama 8-10 cm. uzunluk ve 2-3 cm. genişliğinde önden arkaya asık bir
•boru şeklinde olan vagina oldukça fazla g~nişleme kabiliyetine ahiptir. ön-a.a-
ğıdan arka-yukarıya bir doğrultu gösteren vagina'nın üst ucunda cervix uteri'-
nin portio vagiınalis'i buJunur ki bunun çevresinde de fornix aginae d nilen
çıkmaz meydana gelir. Bu çıkmazın en derin yeri arka duvarda olup fo · va-
ginae postıerior adını alır. Vagina'nın alt ucu ostium vaginae adını alıp ve ti-
bulum vaginae'ye açılır. Bu açılma deliğini kızlarda hymen denilen kızlık zarı
kapatır. Bu zar çok defa yarım ay şeklinde, yarık veya de..ikli bir zar halinde
de olabilir. Kızlık zarı ilk coitus'dan sonra yırtılarak yerinde birtakım tüberkül-
Lr kalır ki bunlara da carunculae hymeınales) denir. Yapı bakımından bir muko-
sa plika'sı olan lıymen kalınlık ve şekil itibariyle değişiklikler gö terir.
Vulva
Labia minora pudendi normal olarak labia majora pudendi tarafından ör-
tülüdür. Fakat çok defa küçük dudaldar rima pudendi'den dışarı sarkarlar.
Clitoris - Küçük bir penis şeklinde ve 5-6 cm. uzunluğunda erekti! bir
organ olan clitoris büyük dudaklar arasında önde ve orta çizgide bulunur. Mu-
kosa ile örtülü olan ve bünyesinde corpus cavemosum clüıoridis denilen süngersi
bir ven dokusu cismi bulunur. clitoris penis gibi ereksiyon (katılaşma) halin,e
geçen sexuel bir organdır.
V estibulum vagina - Labia minora pudendi ve clitoris in sınırladığı ves-
tibulum vaginae'ye evvelce söylendiği gibi ostium vagina ile hemen bunun önün-
de olmak üzere ostium urethrae externuın açılır. Vestibulum' vaginıae'ya bunlar-
dan başka çevresinde bulunan glandula vestibularis major denilen bez de açılır.
Vestibulum vaginae'nın yanlarında bulbus vestibuli denilen erektil bir organ da
bulunur. DD
Büyiik ve küçük dudakların yapılarında dışyüzlerni örten deri ve mukosa-
dan başka bol miktarda bağ dokusu ve elastik ipliklerle zengin bir ven ağı bu-
lunur.
Vagina ve vulva·nın damar ve sinir eri :
Arterleri : A. uterina, Aa. rectales ile Aa. pudenda externae et intema' dan
gelirler.
Yenleri : Arterlerin yandaş venlerine döküfürler.
Lenfası : Nodi lymphatici iliaci ile nodi lymphatici inguinales'e giderler.
Sinirleri: Plexus hypogastricus ve n. pndenda'dan gelir.
Mammae - Memeler
Kadında yeni doğan çocuğun beslenmesini sağlayan süt denilen bir salgıyı
meydana getiren memeler göğüs duvarının önünde sağlı ollu 5. - 6. kaburgalar
hizasında bulunurlar.
Irk, ve yaşa göre şekil, yapı ve fonksiyon bakımından karakteristik deği
şiklik gösteren memeleri orta çizgide sinus mammanım denilen bir oluk ayırır.
Puberte' den itibaren gelişmeye başlayan memeıler genç kızlarda bir yarım küre
şekli gösterir. Böylece memenin göğüs duvarına yapışık bir tabanı ile serbest
olan bir dışyüzü ayırdedilir. Dışyüzün hemen orta yerinde konik şekilde koyu
renkli bir kabartı görülür ki buna papilla mammae (memebaşı) denir. Bu papil-
fa'nın tepesine 10-15 delik halinde süt bezlerinin dış salgı kanalları açılır. Pa-
pilla'nın çevresinde de koyu renkli arenla mammae denilen bir alan bulunur.
Meme yapı bakımından kendisini dıştan örten deriden başka içinde bulu-
nan bezlerle bunların çevresindeki yağlı gözeli dokudan ibarettir. Memebezleri
ince bir bağ dokusu ifo lob'lara ayrılmış olup her lob'un kendine ait doctus lac-
tiferus adını a1an bir salgı kanalı vardır. Ortalama 10-15 tane olan meme bezi
lobları her biri ayrı birer salgı kanalı ile papilla mammae'y açılırlar.
UH.OGEN1T.\L SlSTDI 1!H
Dış salgı kanalı olmayan ve meydana getirdikleri hormon denilen bir mad-
deyi doğrudan doğruya kana veren bez veya organlara içsalgılı bez veya endo-
Jain organlar denir. Böyle olmakla beraber dışsalgı kanalı bulunan bazı bez ve
organlar da hormon denilen bir maddeyi de ima~ edip doğrudan doğruya kana
verirler. Bunlar arasında testis, ovarium ve pankreas gibi organlar bulunur. Bun-
lardan ~estis Illeydana getirdiği sperma'dan başka an<lr·ogen denilen erkek cinsi-
yet hormonunu, ovarium ise ovum (yumurta) yanında östrogen ve gestagen de-
nilen kadın cinsiyet hormonlarını da imal ederek doğrudan doğruya kana verir-
ler. Pankreas da sindirim sisteminde önemli rol oynayan dış salgısı yanında
insulin ve glukagon adlı iki hormonu da meydana getirerek yine doğrudan doğ
ruya kana verir.
Yukarda söylenenlerden başka sadece iç salgılı organ ve bezler de şun
lardır:
1) Corpu~ pineaJe:
Arabeyin (diencephalon) in arka ucunda yani 3. karıncığın (ventriculus ter-
tius) arkasında ortalama 1 cm. uzunluğunda ufak bir kozalağa benzeyen corpus
pineale. habenula'ya bağlı olup mefatoni.rn denilen bir hormonu imal eder.
2) Hypophys!s cerebri:
Diencephalon (arabeyin) un alt ön kısmında huni şeklinde bir uzantıya (in-
foodibulum) asılı bulunan hipofiz, os sphenoidale'deki fossa hypophysialis için
oturmuştur. Böylece sella turcica içinde yer alan hypofiz üstten de diaphragmaı
sella denilen bir duramater uzantısı ile örtülüdür. Ortalama 1 cm. genişlik ve
0,3-4 cm. kalmlık gösteren hipofiz enine basıktır. Makroskopik olarak birbirinden
farklı iki kısımdan müteŞ.ekkil olan hipofiz in arkada bulunan parçası arka lob
(lobus posterior) veya neuro-hypophysis adını alır. önde olan diğer parçası da
ön lob (lobus anterior) veya adenohypophysis olarak adlandırılır. IA>bus posteri-
or, infnndibulum aracılığı ile hypothalamus ile birleşir. Lobus anterior ise açıklığı
arkaya bakan bir çentik gösterir ki bunun içine de lobus posterior yerleşir. Ar-
ka lob adiuretin, vasopressin ve oxytocin denilen hormonlar, ön lob ise omatot-
ropiını, ACTH gibi birtakım değişik hormonlar meydana getirirler.
3) Gl. thyroidea :
yan lobları *
B~ynun ön bölgesinde, orta parçası tracbea·nın ilk iki kıkırdak halkasiylc
de larynx'in önyan yü~erine dayalı olan bu bez taze iken yumu-
şak olup Kım111z-Kahverengi bir görünümdedir. önden hyoidaltı kasları, boyun
ENDOKRİN ORGA, 'LA11 193
fasyası ve deri ile örtülü olan troid bezi arkada tracbea, larynx ve her iki arka
yanda da n. laryngeus recurrens'le, v. jugularis in.tema, a. car • commünis ve
N. vagus'la komşuluk yapar. Gl. thyroidea dışgörünüş itibariy\e sağ ve sol iki
yan lobla (lobus dexter ve lobus sin.ister) bu iki Iobu birbirine bağlayan orta
parça (isthmus) dan ibarettir. Yapı itibariyle folliküllerden (folliculi) meydana
gelen tiroid'in bu follikülleri içersinde kolloid bir madde buJunur.
Gl. thyroidea kendisine mahsus ve boyun fasyasının laınina praetrachealis'in
yaptığı ince bir fasya ile sarılmış olup bez ayrıca bir de capsula fibrosa denilen
fibröz bir kapsülle çevrelenmiştir. Yan lobların arka yüzleri ile komşu olan gl.
parathyroideae~ capsula fibrosa'nın dışında fakat boyn fasyasının gl. thyt'9idea'ya
yapmış olduğu fasya içinde yer almışlardır.
Gl. th)'roidea diğer iç salgılı bezler gibi kendine mahsus ve thyroxin denilen
bir hormon imal eder.
Gl. thyroidea'nın arterleri Aa. thyroiıdea superior et inferior olup bazan bu-
lunan ve a. th) roidea ima denilen bir arteri daha vardır. Bütün bu arterler bir-
1
birleriyle zengin bir anastomos yaparlar. Venleri de arterlerin yand~ı olup bü-
yük bir kısmı v. jugularis intema'ya dökülürıler. V. thyroidea ima ile . thyro dea
0
5) Gl. suprarenalis :
Çift olan bu bez her iki böbreğin üst uçları (extrıemitas superior) üzerine
oturmuş ve kısmen de iç kenara doğru uzanmışlardır. Ortalama 10-15 gr. ağır
lığında olan bu bez genellikle üçgene benzeyip önden arkaya basıktırlar. Taze
iken açık sarımtrak renkli olan gl. suprarenalis yapı itibariyle iki ayrı parça gös-
terir. Bunlardan biri dışta olup cortex, diğeri de içte medilller (medulla) kı ım
olmak üzere adlandırılırlar. Cortex genel olarak medüJler kısımdan dört defa
daha geniştir. önden periton'la örtülerek karın arka duvarına yapıştrrılan gl.
suprarenalis böbreğin capsula adiposa·sı ile sanlmış olmakla beraber aynca böb-
rek fasyası ile de sarılmıştır. Böbrek fasyası veya kapsülü glandula supra-rena ·
ile böbreğin üst uçu arasına bir fibröz bölme göndererek bu iki organı birbirin-
den ayırır. Bu nedenle böbrek yerinden çıkartıldığı zaman böbreküstü ~zi ye-
rinde kaılır. Böylece böbrek fasyası ile sarılı olan böbreküstü bez1eri'nin arka
yüzleri karın arka duvarına ve diafragmaya dayalı olup n. Splanchnic· ile
komşudur, ön yüzleri de sağda dış yanda karaciğer iç yanda da V. Ca a inferiur'
la ve solda da Pancreas, dalak damarları ve Bursa omentalis aracılığıyle mide ile
komşuluk yaparlar.
194 ENDOKRlN ORGANLAR
Böbreküstü bezinin iki ayrı bölümünden biri olan cortex yani kortikal par-
ça cortin veya cortisol adı aıltlı.nda toplanabilen hormonlar, diğer parçası olan
medüller kısım (meıdulla) ise adrenalin ve noradrenalin denilen maddeler mey-
dana getirirler.
GI. suprarenalis'in arterleri karın aortu daıUarından Aa. suprarenalis superi-
or, media ve infet:'ior dan gelirler. Venleri ise v. renalis ile v. cava inferior'a dö-
küldükleri gibi bir kısım venleri de Vv. diaphragmaticae inferiores'e giderler.
6) Thymus:
Neuron - Bir sinir hücresi file bundan çıkan uzantılardan ibaret neuri
veya axon ve dendrit veya protoplasmik uzantı) olup hücre, sinir sisteminin fonk-
siyon merkezi, uzantıları da emir veya uyaranları yani sinir akımını iletme işinin
görürler. Bu iletme işinde sinir akımı protoklasmik uzantılarda hücreY,e doğru,
· neurit'Jerde ise hücreden dışarıya doğru bir yöndedir.
Sinir hü~releri santral sinir sisteminin substantia grisea denilen gri mad-
desinin esasını teşkil edip aynı işi gören hücreler biraraya geler,ek fonksiyon
merkezlerini (çekirdekleri) meydana getirirler. Böylece gördükleri fonksiyonla-
196 S1N1R S1STEM1
dar uzanan iplik şeklindeki bir uzantı da filum t.erminale adını alır.
Medulla spinalis bulunduğu canalis vertebralis içinde meninges adı veri-
len zarlarla sanlınıştır. Bunlardan en dışta olanı duramater spinalis olup bu
zarla canalis vertebralis arasında bir aralık kalır ki içinde zengin bir ven ağı
ile bağ ve yağ dokusu bulunan bu aralığa da cavum extradurale veya epidurale
denir.
Mıedulla spinalis dış görünüş itibariyle ön, arka ve iki de yan olmak üzen:
dört yüz gösterir.
önyüz - Bu yüzün ortasında yarık şeklinde bir oluk (fissura mediana
anterior) ve yanlarda da sulcus lateralis anterior denilen oluklar görülür. Bu
oluklar ön yüzü yanyüzlerden ayırır ki bunlar içinde-n de radix ventrali adını
alan sinir iplikleri çıkar.
Arkayüz - Yine orta çizgi üzerinde bir oluk (sulcus medianıas posterior)
la yanlarda bu yüzü sınırlayan ve sulcus lateralis posterior adındaki oluklar bu-
lunur. Bu oluklar içinden de çıkan sinir iplikleri radix dorsalis adını alan arka
kökü yaparlar.
Yauyüzler - Bunlaı sağlı sollu olup sulcus lareralis aınterior ile sulcus
lateralis post.erior arasında k:ı1an yüzlerdir.
Medulla spinalis'in yapısı :
Omuriliğin yapısı makroskopik v,e mikroskopik olarak incelenir. makros-
k.opik olarak incelemek için yapılan bir horizontal kesitte omurilik ele alınır.
Böyle bir kesitte dışta beyaz bir bölge ile ki buna ak madde (sobsta.nıtia alba)
denir bunun . da ortasında kaba bir benzetişle H harfin1e benzeyen daha koyuca
ve gri madde (substantia' grisea) adını alan bir kısım ayırdedilir. Bu H harfi-
nin ince olan arka uzantılarına cornu posterius (arka boynuz), kalın olan ön
uzantılarına da cornu anterius (önboynuz) denir. Kesitte böyle gözüken substan-
tiia alba j,]e substantia grisea'run omurilik boyunca uzanan sutunlar halinqe ola
cağı aşikardır. Onun için ön boynuzun meydana getirdiği sutuna columna an-
terior, arka boynuwn meydana getirdiği sutuna da columna posteriOl' adları
verilir. ön ve arka boynuz arasında kalan substantia grisea parçası da bir çı
kıntı gösterir ki buna da columna lateralis denir. H harfinin ara çizgisini teş -il
eden substantia grisea parçası commissura gris~a adını alıp ortasında da canalis
centralis denilen kanaıl bulunur. Bu birleşeğin önünde kalan sub tant;a aJba
parçası da cammisura aJba ad1nı alır. Bunlardan başka böyle bir omurilik k -
sitinde makroskopik olarak dışyüzde görülen fissura mediana anterior ile sukus
mıedianus posterior dikkati çeker. Sukus medianus posterior' dan canalis centra-
lis' e doğru uzanan bir çizgi görülür ki buna da septum posterius denir.
Mednlla spinalis'de görülen substantia grisea, sinir hücrelerinden su
tia alba ise mikroskopik olarak sinir ipliklerinden meydana gelm.istir. ön bo -
nuzda bulunan sinir hücreleri oynatıcı (motor) karekterde olup gruplanara O)-
198 sı~m SlSTKMt
ipliklerden meydana gelen bir demet olup bunların 1. neuron'u spinal ganglion-
lar'dak:i (gang!ia spinalia) hücreılerdir. Bunların protoplasmik uzantıları peri-
fer'e yani deriye giderler neurit'Jeri ise radix dorsalis yolu ile medulla spianlis'c
girerek columna posterior'dak:i hücr~lerde sonlanırlar. Bu hücrelerden başla
yan 2. neuron un neurit'leri de kısmen çaprazlaşmak: suretiyle spiınothalamik
ön demeti meydana gdtirerek tlıalamus'da sonlanırlar.
Bu üç tractus' dan başka tractus testospinalis ve tractU's vestibulospinıalis
gibi diğer demeti.e r de vardır.
deniJen bir fonksiyonu da görür. Reflex adı altında _herhangi bir uyarıma karşı
epcephalon da bulunan üst merkezlerin haberi olmadan verilen cevap anlaşılır.
Böyle bir r eflex için iki neuron'a ihtiyaç vardır. Bunlardan biri affrfrent neurn
1
Her spinal siniri meydaan getiren köklerden ön kök (radix anterior) motor,
arka kök (radix posterior) ise senitif ipliklerden yapılmıştır. Bu iki kök foramen
intervertebrale hizasında birleştikleri yerde ve arka kök üzerinde bir şişkinlik
bulunur ki buna ganglion spinate denir. Bu ganglion'da duyurucu hücreler yer
a·lmıştır. Bu hücrelerden çıkan uzantılardan biri perifer'e giderek praeganglion r
iplikler qenilen iplikleri, diğeri ise medulla spinalis içine arka kök yolu ile gire-
rek postganglioner iplikleri meydana getirirler. Spinal sinirler foramena interver-
tıebralia'yı terkeder etmez 4 dala ayrılır. Bunlardan arka dallar omurga'nın ar-
kasındaki kas ve deride dağılırlc:ır. ön dallar ise çok defa birbideriyle birleşerek
plexus denilen .sinir ağlarını meydana getirirler.
Enoophalon - Tümbeyin
Santral sinir sisteminin diğer bir parçası olan encephaJon, cavum cranü
içine yerleşmiş olup arka ve aşağıda medulla spinalis ile kesintisiz olarak uzanır.
Canalis ıİeuralis'in ön tarafında teşekkül eden üç primitif beyin kesecik-
lcrinqen meydana gelen encephalon'un şu parçaları vardır.
1) ön primitif beyin keseciğinden prıosencephalon (önbeyin) meydana ge- •
Jirki bunun da iki parçası ayırdedilir:
a) telencephaloo
b) diencephalon
Bunlardan telencephalon beyin yarunküreleri (hem.ispberia cerebri) ni.
diencephalon (arabeyin) da 3. karıncık ve çevresindeki oluşumları meydana
getirir.
2) Otta primitif beyin keseciğinden ise mesencephakm (orta beyin) meyda-
na gelip burada da corpora quadrigeınina (dördüz cisimler) ile cnıra cerebri
(beyin saplan) denilen encephaloın parçaları bulunur.
3) Arka primitif beyin keseciğinden de rhombencephalon (arka beyin) de-
nilen parça meydana gelip burada da cerebellum (b~yincik) pons ve medulla
·oblooıgata gibi encephalon parçaları teşekkül etmiştir.
Taze iken yumuşak bir kıvamda olan encephalonu dıştan üç aqet beyinzarı
(duraınater, arachooides ve piamater) sarar.
Rhombencephalon - Arkabeyin
Medulla spinaılis'in üst ucunda v,e onun yukarı doğru bir devamı gibi olan
medulla oblongata ortalama 2-3 cm. uzunluğunda ve 1-2 cm. genişliğinde olup
kendisi ile medulla spinıalis arasında ki sınır olan decussatio pyram.idnm' dan
başılayıp foramen occipitale magnum'u geçerek clivus'un orta yeri hizasında
kendisinden sonra gel.en encephaloo parçası olan pons'la uzanır.
Dış görünüş - medulla oblongµta'nın da omurilik gibi dört yüzü ile bir
üst ve bir de alt ucu vardır.
önyüz - Medulla spinalis'deki fissura mediana anterior burada da ön_ ü-
zün ortasında bir yarık olarak görüJür. Bu yarık yukarda pons'la birle,tiği yer-
de bir kör delik (foramen caecum) halinde biter. Bu yarık içinde bulbus'Ia
medulla spinalis arasındaki sınır üzerinde decussatio pyramidum denen motor
202 Sl:\' m sı TE:.\II
yollara ait bir çaprazlaşma kabartısı görülür. Fissura mediana anterior'un her
iki tarafında görülen kabarıklık pyramis adını · alu.
Yanyüzler - Yine medulla spinalis'de olduğu gibi bu yüzler d e sulcus 1
lateralis anterior ile sulcus lateralis posterior arasında kalan bölümlerden ibaret-
tir. Bu yüzde dikkati çeken oval bir kabartı oliva medulla ıoblongata adını alır.
Sulcus lateralis anterior içinden çıkan sinir iplikleri de n. hypolossns'un görünen
başlangıcına ait ipliklerdir. Sulcus lateralis posterior'dan ise yukardan aşağı sı-
11asıyle n. glossopharyngeus, n. vagus ve n. accesorius adını alan kafa çii)J.eri-
nın çıktığı görülür.
Arkayüz - görünüş itibariyıle üst ve alt olmak üzere ikiye ayrılır. Alt bö-
lüm, medulla spinaJis'e benzer ve sulcus medianus posterior'un iki yanında ka-
bartılar görülür ki bunlardan içyandaki tuberculum nuclei gracilis, dışyandaki ise
tuberculum nuclei cııneatus adını alırlar. Her iki tü~rkülün altında aynı adda-
ki çekirdekler (nucleus) bulunur. üst bölüm ise ventriculus quartus denen dör-
düncü karıncığın tabanını yapmak üzere genişleyerek çukurlaşmıştır. Burada gö-
rülen oluşumlar dördüncü karıncık bahsinde ele alınacakttr.
üst uç - Pons'la birleşen bu uçla pons arasında ön ve yanlarda bir oluk
teşekkül eder ki buna, sukus pontobullaris denir. Bu oluk üzerinde önde
orta çizgi üzerinde foramen caecum vardır. Bu kör deliğin hemen iki yanında da
n. abducens ve onun dışyanında n. fascialis i•le n. vestibuloacusticus inirlerine
ait ipliklerin çıktığı görülür.
Alt uç - Bu uç meıdulla spmalis ile uzanır.
Ortalama 2-3 cm. uzunluk ve 3-4 cm. g;enişlik ile 2 cm. kalınlık gösteren
pons'da ön, arka ve iki de yan yüz olmak üzere dört yüz tarif edilir.
ön yüz - Konveks olan bu yüzün ortasında uzunluğuna bir ~luk (sulcus
ba:silaris) bulunur ki piyes'de bunun içinde a. basilaris yer almıştır. Bu oluğun
iki yanı biraz kabarık olup üzerinde fibrae ponıtis transversae denilen enine çiz-
giler görülür. Bu yüzün üst ucu iıle cnıra cerebri arasında bir oluk (sulcus pon-
tocmralis) ve alt ucu ile medulla oblongata arasında da diğer bir oluk (su cus
pontobulbaris) bulunur.
Yan yüzler - Bu yüzleri her iki tarafta pednnculus cerebellans med·u~
adı verilen uzantılar cerebeJ.lum'a bağlar. Bu yüzün ön yüzle birleşme yeri üze-
rinde n. trigeminus'un görünen baŞI.angıcına ait iplikler vardır.
Arka yüz - Ventıiculus quartus döşemesi olan fossa rhombo"dea'nın üst
parçasını yapar. yanlarda ise pedunculus cerebeJJaris superior adını alan uzan-
tılar bulunup bunlar aracılığı ile pons beyinciğe bağlanır.
rizontal kesitler yapılır. Yapılan böyle bir horizontal kesitde pons'da bir pars
dorsalis pontis ve bir de pars basillaris pontis olmak üzere iki bölüm ayml~di
lir. Pars basilaris daha ziyade substantia alba'dan yapılmış olup bir takım sinir
demetlerinden (fibrae cortico-pontinae, fib. corticwıpcleares ve fib. corticospi·
nales) meydan~ gelmiştir. Burada ayrıca nuclei pontis c\enile.n çekirdeklerde var-
dır. Pars ıdorsalis pontis, tegınentum adını alıp burada da daha ziyade substantia
gıisea'ya ajt çekirdeklerle lemniscus medialis ve .lemniscus lateralis gibi demet-
ler de yer almıştır. Substantia grisea'ya ait bu çekirdekler motor v,e duyurucu
çekirdeklerillr. Bunlar şunlardır:
a) Motor çekirdekler:
1) nucleus motorius ıııervi trigemini
2) nucleus nervi abdocentis
3) ımıclens nervi facialis
b) Sensitif çekirdekler:
1) nucleus tractus spinalis nervi trigemini
2) nuclei nervi vestibuli
3) nocleus cochlearis ventralis et dorsalis
Cerebellum - Beyincik
sagital durumda verınis inferfor denilen bir kabartı görülür. Bunun iki yanında
kalan beyincik yarınıküreleri yüzleri üzerinde birtakım oluklar bulunup fo sa
occipitalis cerebellaris'e uyar.
ön yüz - öne ve aşağa bakan bu yüz de dikkati çeken enine bir yarık
(fissura horirontalis cerebelli) ·buJunur. Ventriculus quartus'un arka duvarında
bir çıkmaz yapacak ·olan bu yarığın bir üst ve bir de alt olmak üzere iki dudağı
vardır. Cerebellum'u pons ve bulbus'a bağlayan bu yarığın üst dudağında or-
tada üst vermisin ön uçu olan lingula ve onun önünde de velum medullare su-
perius denilen bir oluşum bulunur. Sinirsel bir lamina olan bu oluşum cerebel-
lum· un üst bacakları arasında gerilmiştir. Böylece velum medullare superius'un
dışyanında ped0ıncuJus cerebelli supet"ior adını alan beyincik üst bacağı veya sa-
pı bulunur. Onun da dışyanında peduncu)u~ cerebelli medius ile peduneulus ce-
rebeJii inferior vardır. Fissura horizontalis cerebelli'nin alt dudağında ise içyan-
dan dışyana doğru şu oluşumlar yer almıştır: Orta çizgide vermis inferior'un
ön ucu olan ınodulus onun dışyanında veJum meıdullar•e inferius ile onu flocculu
denilen beyincik Jobcuğuna bağlayan peduncu)us floccuJi ve endışta da floccu-
lus vardır.
Cerebellum üzerinde bulunan fissurae cerebelli d~nilen bir takım yarıklar
, ayesinde cerebellum Job ve lobcuklara aynlınıştır. Bu ayırma çeşitli müellifler
tarafından değişik şekilde yapılmıştır. Biz burada daha ziyade f.izyolojik ve
komperatif anatomi yönünden yapılan ayırmayı ele alacağız. Buna göre hemis-
phaeria cercbelli'nin üst yüzünde bulunan ve sulcus primarius adını alan bir olu-
ğun önünde kalan beyincik kısmı üst lob (lobus superior), bu oluğun arkasında
kalan beyincik kısmı arka lob (lobus posterior) ve beyinciğin fissura transver a
cerebelli hizası altında kalan beyincik bölümü ise alt lob (lobus inferior) olara
adlandırılır. Bu Joblarda bazı tali 1obcuklar'lara aynlılarki bunlardan bazıları
şunlardır: flocculus, nodulus, Iiııgula, tonsilla, pyraruis ve ovula.
Cerebellum'un iç yapısı - Denge ve kas tonus·unu düzenleyen cerebellum
ubtantia alba ile substantia grisea'dan yapılmış olup substantia grisea, cerebel-
Jum'un dışyüzünde yani kabuk (cortıex) kısmında ve bir de cerebellum'un iç kı _
mını dolduran substantia aJba içinde çekirdekler ha1ind.e bulunur. Corte
cerebelli'yi yapan substantia grisea ortalama 1 mm. kalınlığında olup cerebel-
lum·un dışyüzünü yarıklara da girmek suretiyle örter. Bunun altında bulunan
substaııtia aJba (corpus medullare) median bir kesitte ağaç dallarına benzeyen
bir manzara gösterir ki bu yüzden de arbor vitae adım alır. Sobstantia aJba için-
de yer alan substantia grisea ise birtakım çekirdekler (nuclei) meydana getirir
ki bunlar da dışyandan içyana doğru sırasiyle Nucleus dentatus, nucleus embo-
lifonnis, nucleus globus ve nuclcus fastigii adını alan çekirde.lderdir.
Cerebellum'un Damarları:
Arterleri - Aa. cer.ebellares inferiores posteriores et anteriores, a. ce-
reb~llares supcriores olmak üzere üç çift arterden gelirlerki bunlar beyinciğe
girmeden evvel piamater içinde bir damar ağı meydana getirirler. Bu ağdan da
206 SlNtR SiSTEMİ
ventriculi quarti adını alır. Tela chorioidea söyJendiği gibi bir piamater uzantn
olup bunun üzerinde de bir damar yumağı olan ve yine tela chorioidea' nın m y-
dana getirdiği plexus chorioidıeus adını alan bir oluşum vardır ki bunun iki par-
çasından biri hemen orta çizginin yanlarında dikine diğer parçası da ventriculu
quartus'un dışyan köşelerine kadar uzanan enine durumdadır. P ex chorioi-
deus, liquor cerebrospinalis denilen sıvıyı meydana ~etirir. Bu sıvı bir taraftan
santral sinir sistemi içindeki ependim kanalı ve bunun genişlemesinden meyda-
na gelen ventriculus'lar içinde bulunduğu gibi diğer taraftan da camın subara-
chnoidale denen beyin zarlarından piamater'le arachnoidea arasında bulunan
boşlukta da bulunur.
cerebri'nin devamına ait bir oluk görülür. Bu oluğun önünde kalan beyin par-
çası lobus froııtalis'e ait' olup fossa craınii aııterior'a yerleşir. Bu oluğun arka-
sında kalan beyin parçası da lobus temporalis'e ait olup fossa cranii medi/a'ya
oturur. Alt yüzün üçte bir arka bölümü ise tentorium cerebeUi denilen ve beyin
ile beyincik arasında bulunan duramater uzantısı üzerine oturup beyincikle kom-
şuluk yapar.
Bu yüzde lobus frontalis üzerinde içyan kenara yakın bir oluk (su1cus ol-
factorius) ve bu oluğu yerleşen bulbus olfactorius, tractus olfactorins'la onun
arka ve içyanında n. opticus ve· cbiasma opticum görülür. chiasma opticum'un
dışyanında ve tractus olfactorius'un arkasında bulunan bir alan substantia per-
forata anterior adını alır ki burası damarların geçmesine mahsus birtakım de-
likler gösterir. Bu yüzün di1encephaJon'la birleşme sınırı üzerinde açıklığı iç-
yana bakan konkav bir yarık görülür ki buna da fissura transversa cerebri denir.
tçyaın yüz - Bu yüzü biri üstte ve iki yarım kürenin birbirine bakan ser-
best parça ile diğeri altta iki yarımküreyi birbirine birleştiren ak maddelerin
bulunduğu kısım olmak üzere ikiye ayırmak mümkündür. Bunlardan üstte ve
iki yarım kürenin birbirine bakan bölümü düz olup üzerinde birtakım olduk-
Jarla beyin kıvrımJan gösterir. Bu oluklardan üst kenarın orta y1erine yakın bir
yerinden başlayan ve aşağa doğru uzanan bir oluk vardır ki dışyan yüzde gör-
düğümüz suJcus centralis'in bu yüzdeki devamıdır. Bu yüzün hemen orta yerin-
de üst ~enara paralel önden arkaya uzunluğuna bir oluk bulunur ki buna da
sulcus cinguli denir. Bundan başka arkada ve yine üst kenardan başlayan ve
bu yüzde görülen bir oluk da sulcus parietooccipitalis'in bir devamıdır. Ayrıca
önemli olan ve bir evvelki oluktan başlayıp yarımkürenin arka ucuna kadar
uzanan bir oluk daha vardır ki buna da sulcus calcarinus denir. Bu yüz üzerin-
deki beyin parçası da yine oluklar vasıtasıyle gyrus'lara ayrılır ki bunlardan bi-
:di sulcus cinguli ile corpus callosum arasında olup gyrus cinguli adını alır. Ay-
rıca sulcus centralis'in bu yüzdeki devamının çevresinde bulunan beyin kıvrımı
da lobulus paracentralis adını all,r.
İçyan yüzün bu serbest bölümü altında kalan ve her iki yarımküreyi bir-
birine bağlayan ak madde oluşumları da şunlardır:
1) Corpus callosum - Enine ipliklerden yapılı bir lam şeklinde olan bu
substantia alba birleŞ,eği fissura longitudinalis cerebri'nin dibinde bulunur. Bu-
nun üst ve alt iki yüzü ile ön ve arka iki de ucu vardır. Arka ucuna spleoni:ıı:1
corporis callosi ve ön uca da geınu corporis callosi denir ki rostrum adını aJan
sivri ucu da bir lam (lamina terminaJis) .ıa commissura anterior denilen ön bir-
Jeşekle uzanır. Lam şeklinde yukardan aşağa basık olan corpus callosum'un üst
yüzü orta çizgide fissura bngitudinaJis cerebri'nin içinde bulunan bir dnramater
uzantısı olan falx cerebri ile komşudur. Alt yüzü de hafif konkav clup önde or-
ta çizgide septum pellucidum. arkada da fomix cerebri iıle komşu olup bunlar
dışında kalan kısmı da yan karıncıkların (ventriculus lateralis) tavanını yapar_
SANTHAL S1N1R SlSTEJH 21 ı
Beyinyanmkü~elerinin iç yapısı
Beyin yarımkürelerinin
iç kısmını teşkil eden substantia alba sinir ipliklerin-
den yapılmış olup corpus callosum hizasında yapılan enine bir kesitte geniş ya-
rım ay şeklinde bir görünüm arzettiğinden centnım semiovale denir. Bunun he-
men altında vıenticulus lateralis, alt ve iç yanında ise subst.antia grisea'dan yapılı
ve corpus striatum denilen santral çekirdekler bulunur.
Ventriculus lateralis (Y ankarıncık) - Beyin karımküresi içinde ependim
kanalının bir genişlemesinden meydana gelen yan karıncık her üç lob (lobus
frontalis, lobus occipitalis ve lobus temporalis) içinde uzantı.ılar gösterdiğinden
fro.ntal lob içindeki parçasına conıu anterius, occipital lob içindeki küçük par-
çasına cornu posterius ve temporal lob içindeki uzanthsına da cornu inferius
adı verilir. Bu üç parçanın birleştiği yer oldukça geniş olup pars cıentralis
adını alır. Buradan her üç uzantıya giden boşluk gittikçe daralır. Yan karıncığın
bütünü konkavlığı öne ve aşağa bakan bir iğrilik gösterir. Her üç parçanın du-
varlarını değişik oluşumlar maydana getirir ki bunlardan cor.nııı anterius'un iç--
yan duvarını septum pellucidunı yapar. Bu parça içyanda ventriculus tertius'la
foramen inteıventriculare denilen bir delik·le birleşir. Bu deliği önde fornix
cerebri'nin columna fornicis'i arkada da thalamus·un ön ucu sınırlar.
Corpus striatum - üç çekirdekten meydana gelmiş olup bunlar içyandan
dışyana doğru sırasıyle 1) Nucleus caudatus (kuyruklu çekirdek), 2) nucleus
lentifonnis ve 3) claustrom.
Nucleus caudatus - Ventriculus tertius'un dışyan duvarını yapan ve yine
substantia grisea'dan yapılı bir çekirdek olan thalamus'un üstünde bir vürgül
şeklinde yerleşmiştir. Böylece önde olan bir baş (caput), bir cisim (corpus) ve bir
de kuyruk (cauda) olmak üzere üç parça gösterir.
Nucleus lentiformis - Horizontal bir kesitte üçgen prizma'ya benzeyip bu-
nun tabanı dı5 yanda tepesi ise içyanda bulunur. Bu çekirdekin bir dışyan par-
çası olup putamen ve bir de içyan parçaS'ı olup globus pallidus adını alırlar.
Çekirdeğin içyan yüzü capsula interııa, dışyan yüzü de capsula ,e xterna ile kom-
şudur.
Claustnım - İnce bir lam şeklinde olan bu gri madde çekirdeği dikey du-
rumda olup capsula extema ile capsula extroema arasında yer alır. Böylece iç-
yanda capsula extema dışyanda da capsula extrema ile komşu olup daha dışta
da insula iLe komşudur.
Beyin yarımkürelerinin akmaddesi santral çekirdekler de denilen corpus
stıiatunı çevresinde bulundukları yere göre ayrı ayrı adlandırılırlar:
Capsula intema - Substantia alba'nın thalamus, nucleus caudatus ve ara-
bcyinin subtaJamik bölgesi ile dışyanda nucleus lentifonnis arasında kalan bu
parçası, yukarda centrom semiovale ve aşağıda ise crus cerebri ile uzanır. Cap-
sula interna'nın horizontal bir kesitte bir ön (eros anterior), bir arka (eros po~
rior) olmak üzere iki parça ı ile bu iki parça arasında bir dirsek parçası (genu)
ayırdedilir.
SANTRAL SL.~IH S1STEM1
21:~
Dienıcephalon - Arabeyin
Prosencephalooı'nn damarlan :
3) Duramater - Kalın ve sedef renginde olan bu fibröz zar diğer iki za-
rın en dışında bulunup encephalon ile medulla spinalis'i dıştan sarar. Bunun
encephalonu örten parçası duramater encephali adını alıp kafa boşluğunun iç
yüzüne sıkıca tutunmuştur. Bu tutunma esnasında rastladığı oluklarla kendisi
arasında sinus dara matris denilen ıduramater sinusları meydana gelir. Kafa boş
luğunun içyüzünü örten dışyan yüzü üzerinde yer yer paccioni cisimcikleri de-
nilen bir takım pürtükl.er bulunur ki bunlar kemikler üzerinde de birtakım
izler meydana getirmektedirler. Piamater ve arachnoidea'run meydana getirdiği
bu cisimcikler daha ziyade sinus sagitalis superior çevresinde görülür.
Duramater encephali'nin içyüzü düzgün olup kendisi ile araclwoidea ara-
sında bir aralık vardır ki buna cavum subdura!e denir.
FaJx cerebelli - Diğer bir duramater uzantısı olan falx cerebeeli, Tentori-
um rere-belli'nin altyüzüne tutunup arkada crista occipitalis interna aşağıda da
foramen magnum'a yapıştıktan sonra beyinciğin iki yarımküresi arasında dikey
bir orak şeklinde öne doğru uzanır. Arka kenarı os occipitale'ye yapışık olup
ön kenarı serbesttir.
Pyramidal yollar
Oynatıcı yollara ait sinir iplikleri cortex cerebri'den yukarda söylenilen böl-
gelerden kalkarak a.c;;ağa doğru yollarına devam ederken önce corcı:na radiatı
sonra da capsula interna'yı geçerek cnıs cerebri'ye gelirler. Burada basis kıs
mında yer alan bu sinir iplikleri (viae motoriae) üç ayrı şekilde d~met halind~
-sonlanırlar. Bunlardan fibrae· corticonuclearis adını alan demet capsula inter-
na'yı genu capsula int~mae yolu ile geçerek fasciculus geniculatus adını da bir
demeti meydana getirip karşı taraf 3., 4. ve 6. kafa çiftlerinin motor çekirdek~
!erinde sonlanırlar. Tractus cortico-bulbaris adını alan ikinci bir demet'te yin ~
capsula intern&'mn diz kısmını (genu capsula intemae) geçtikten sonra cnıs ce-
rebrinin de be.sis kısmını geçerek kısmen aynı tarafta kalıp kısmien de çapraz-
1aşarak 7 ., 9. ve 1O kafa çiftlerinin motor çekirdek lerinde sonlanırlar.
0
Pyramidal yollara ait söylenilen yukardaki ipliklerden başka diğer bir kı
sım iplikler de cortex cerebri' den kalkarak corpus striatum nucleus mbıer ve
ıııuclei pontis gibi ~ekirdekler de sonlanarak tractus cortico • pallidalis, tractu~
corticorubralis ve tractus corticopontini adını alan demetleri meydana getirirler.
Bunlardan nudei pontis'den sonlananlar. Buradan başlayan ikinci neuron'a ait
iplikler yolu ile beyinciğin karşı taraf çekirdeklerinde sonlanİrlar. Bu çekir~eklcr
dan başlayan 3. neuron iplikleri de nucleus rubeT'e uğradıktan sonra yine bura-
<la nbaşlayan 4. neuron iplikleri kısmen bulbus'daki çekirdeklerde, kısmen de
yollarına devam ederek medulla spinalis içinde yan ko:.-dondaki tracstu mbr
pinalis'i yaparak önboynuz çekirdeklerinde sonlanırlar.
220 S1N1R S1STE}'ll
Bu yolun ı. neuron'u bulbus oculi'nin retina adı verilen tunica bulbi inter-
na'sında buluııan bipolar hücrelerdedir. Bu hücrelerin protoplazmik uzantıları
·c ani ve basil'lere giderler. Aksanları ise multipolar görme hücrelerine ulaşır
ılar. Bu multipolar hücrelerden başlayan aksonlar da n. opticus'u meydana ge-
tirerek chiasma opticum'a ulaşırlar. Burada bir kısım iplikler çaprazlaştıktan
diğer bir kısmı da aynı taraftan kalmak suretiyle arkaya doğru yollarına de am
ederek tractus opticus'u meydana getirirler. Bundan sonra tractu optic cor-
pus geniculatum Jaterale iıle colliculus superior'daki merkezlerde sonlanır. Bu-
radan kalkan 3. neuron iplikleri de radiatio optica adı ile capsula interna'nın ar a
bölümünden geçerek beyin yarımküresinin lobus occipitale'nin içyan . üzünde i
sulcus calcarinus çevresindeki cortex cerebri içinde bulunan görme merkezin-
de sonlanırlar.
222 StNIB SlSTEMl
Tad alma organı olan dil'in sırtında bulunan ve tad alına işini gör~n dil
papillalarında ki caliculus gustatorius denilen tad alma hücrelerinden başlayan
SANTRAL sı~m sısrn :m 223
12. çift olan kafa sinirleri encephalon'dan önden arkaya doğru çıkış sıra
larına göre numaralandırılırlar. Böylece en önde olan koku siniri ı. en arkada
olan dila:fıtı siniri de 12 numarayı alır.
1) Nervi olfactorü - Koku sinirleri
Koku alma işini gören bu sinir iplikleri başlangıç itibariyle burun boşlu
ğundaki r.egio olfactoria'da bulunan mukoza içindeki bipolar ganglfon hücrele-
rinden başlarlar. 20-30 adet sinir iplikleri (fila olfactoria) halinde baş.Jayan bu
iplikler biraraya gelerek koku sinirini (nervi oJfactorii) yı yaparlar. Böy~ce baş
layan sinir iplik~eri os etmoidafo'nin lamina cribrosa'sındaki delikleri geçerek he-
men bu ılaminanm üstünde bulunan ve bulbus olfactorius adını alan bir şişlikte
sonlanırlar.
2) N. opticus - görmesiniri
Görme fonksiyonu ile ilgili olan bu sinir retina'daJU bipolar sinir hücrelerin-
den başlangıç alırlar. Buradan başlayan sinir iplikleri bulbus oculi'nin polus
posterior'un hemen içyanında toplanarak tek bir sinir (n. opticus) halinde bulbus
oculi'yi terk ettikten ve orbita'yı da canalis opticus' dan geçtikten sonra chiasma
opticum'a varırlar.
3) N. ocu oinotorius
Bulbus cculi kaslarından bazılarının motor siniri olan bu sinir aynı za-
manda pupilla'yı genişletip ve daraltan kasların da parasempatik olan sinir ip-
liklerini ihtiva eder. Böylece hem motor ve hem de parasempatik sinir iplikle-
rinden yapılmış olan n. ocu omotrius'un başlangıcı mesencephalon'daki aque-
PER1FER1K S1N1R SlSTEMt 22.>
4) N. tııochlearis :
5) N. trigeminus :
Motor ve sensitif sinir iplikleri ihtiva eden bu sinirin motor iplikleri çiğne
me kaslariyıle m. tenısor veli palatini ve bazı hyoid üstü kaslarına gider. Sensitif
iplikleri ise yüz derisi, ağız ve burun mukozası il.e konjunktiva (conjunctiva) nın
büyük bir kısmının duyusunu sağlarlar.
Motor iplik·lerinin başlangıç çekirdeği pons'da olup tractus mesencl!phali-
cus n. trigemini ile sensitif çekirdeğin iç tarafında bulunan nucleus motorius n.
trigemini'dir. Sensitif ipliklerin sonlandığı duyurucu çekirdek ise tractus spin.alis
n. trigemini olup yine pons içindedir. Buradaki motor ve sensitif çekirdek·!erden
başlayan sinir iplikleri pons'un ön yüzü ile yan yüzünün birleştiği sınır üzerinde
iki kök halinde görünürler. Bunlardan kalın olan kök raıdix se.nsibilis olup du-
yurucu, ince olanı ise radix motoria adını alıp motor ipliklerden meydana gelmiş
tir. Sensitif olan ipliklerin başlangıç hücreleri ganglion trigeminale demlen bir
ganglion içinde bulunur. Bu ganglion sinirin yolu üzerinde olup os temporale'
nin pars petr-0sa'sırun ön-üst yüzündeki tepeye yakın olan bir çukurcu (impre _
io trigemini) içinde bulunur. Bır fasulye şeklinde olan bu ganglion'a arachnoid a
226 SlNtR S!STEl\11
ile duramater kemik.le birlikte bir loj yaparJar. Cavum trigeıninale denilen bu boş
luk içinde Jiquor cerebrospinalis de bulunur. Sözü edilen bu ganglion içinde bu-
lunan hücrelerin protoplazmik uzantıları ganglion'un konvex kenarından çıka
rak perifer'.e, ak.sonları ise encephal011'daki duyurucu çekirdeğe giderler. Radix
nwtorii bu ganglion'un içyanından ve ona uğramadan geçer. Gaııglion'un hemen
ko.nvex kenarında n•. trigeminus üç dala ayrılır. Bunlardan biri n. ophtalmicus,
' diğeri n. maxillaris ve üçüncüsü de n. mandibulari '<lir.
1 - ı: • Ophtalınicus :
Nervus trigenıinus'un birinci ve en üstte olan bu uç dalı orbita'ya giderek.
orada dağılır. Ganglion trigeminale' den ayrıldıktan sonra hemen sinus cavemo-
sus içine giren n. ophtalınicus bunun dışyan duvarı boyunca öne doğru ilerleye-
rek fissura orbitalis superior hizasına kadar gelir ve burada 3 dala ayrılarak on-
lanır. Bu 3 daldan biri n. nasociliaris, diğeri .n. frooıtalis ve 3. üncüsü df n. lacri-
malis adlarını alırlar. Bunlardan ıı. nasociliaris, aııulus ten.dineus coınmunis
içinden diğer ikisi de bu a:nıulus'un dışyanında olmak üzere fissura orbitali
superior yolu ile orbita'ya girerler.
N. Lacrimalis - Orbita'nın dışyan duvarı b0yunca öne doğru gidere'· gl.
lacrimalis'e ulaşır. Bu bez'de ve göz kapakları dışyan birleşeği ç vresinde dağı
larak sonlanır. n. lacrimalis'in verdiği bir yan <lal (ramus comminicans cum nervi
zygomatici) kendisini n. zygomaticus'la birleştirir. Böylece n. zygonıaticus yolu
ile ganglion pterygopalatinum'dan gelen parasempatik sinir iplkleri n. lacrimalis
içine girerek ve bu yolla gl. lacrimalis' e giderler.
• frontalis - Orbita içine fissura orbitalis superior' dan giren bu sinir or-
bita'nın tavanı boyunca öne doğru giderken orbita'mn ortasına g.elmeden nı. sup-
ratrochlearis ve n. supraorbitalis olmak üzere iki dala ayrılır. Bunlardan birincisi.
orbita'nın içyan köşesi ve çevresi derisinde dağıldığı gibi sclera'da da dağı~ır.
supraorbitalis ise tekrar iki dala ayrılarak foramina veya lıucisura supraurb·taı; .
medale et Iatera1e'yi geçip bu bölgenin içyan bölümü ile göz kapaklarında , alın
'derisinde dağılırlar .
• nasociliaris - Bu dal aııulus tendineus conımunis içinden n. oculonıotD
torius ve n. abd1;1cens ile birlikte geçerek orbita'ya girer. Burada ı.11ı. opticus ile n.
rectus bulbi superior arasında olarak orbita'nın içyan duvarına gelir. Bu ırada
ramu:s comıninica.Il8 cum ganglio ciliari denilen dalcıklar verir ki bunlar da gang-
lion ciliare'yi geçerek n. ciliares breves adındaki dallar içinde butbus ocul :'ye
girerler. Nn. ciliares longi denilen n. nasociliaris dalları ise ganglion ciliare'yc
uğramadan bulbus oculi içine girerler. Bulbus oculi içine giren bütün bu dallar
onun doyurucu sinirleridir.
Orbita'ın içyan duvarında yoluna devam eden n. nasociliaris bu defa n. eth-
moidalis posterior ve an~rior dallarını verir. Bu da1lar da aynı addaki ddikler-
PEillFERtK SlNlR SlSTE:.\11
N. maxillaris'in uç dalı :
N. infraorbitalis - N. maxillaris'in en kalın dalı olan bu sinir n. zygo ati-
cus ile birlikte fissura orbitalis inferior'u geçip orbita tabanına gelirlf r. Burada
wıcus infraorbitalis ve caıııalis infraorbitalis'i takip ederek foraınen infraor "ta-
228 St 'tR SİSTEMİ
3 - N. maındibularis :
Sensitif ve motor ipliklerinden yapılı olan bu sinir ganglion trigeminale ·y ·
terkettikden hemen sonra forameın ovale'yi geçip fossa infratemporalis'c gelir.
Foramen ovale'nin hemen altında ve sinirin içyanında bir ganglion (ganglion
oticum) bulunur. Fossa infratemporalis içinde yan dalları ile iki uç dalları olan
111. alveolaris inferior ve n. lingualis'i vererek sonlanır.
denilen dalları verdiği gibi rami comminicantes cum nenro faciali adını alan bir
dalla da n. facialis'lc anastomos yapar. Bu anastomik dal içinde ganglion oti-
cum'dan gelen parasempatik iplikkr bulunur. Bu parasempatik iplikler paroti
bezinin fonksiyon sinirleridir.
N. maııdibularis'in uç dallan :
1) N. alveolaris inferior - Motor ve sensitif sinir iplikJeri taşıyan bu dal
önce n. Jingualis'in arkasında sonra da onun dışyanında olarak • pterygoideu
lateralis'in alt kenarını dolanır. Daha sonra lig. sphenomandibulare ile ramus
manıdibulae arasına gelir. Burada foramen maındibulae içine girerek canalis man-
ı
6 - N. abducens:
Sadece u:otor ipliklerinden yapılı olan bu sinir bulbus oculi k<U larmdan
yalnız m. rectus bulbi Jateralis'in oynatıcı iniridir. Baslangıç çckird ği pon ·ta
olup 4. karıncık döşemesindeki colliculus facialis altında buunur. Buradan yani
230 L1""1R SlSTEMt
7 - N. Facialis :
Sensitif ve motor ipliklerden yapılı olan ·n. facialis ayrıca gl. lacriınalis'e ait
parasempatik sinir iplikleri de ihtiva eder. Oynatıcı iplikleri mimik kaslara, sıen
sitif iplikleri de dil sırtı ile buradaki tad alma işi ile ilgili dil papillalarına giderler.
Bundan başka gl. submandbularis ile gl. sublingualis'e ait parasempatik iplikleri
de taşıyan n. facialis böylece mh:t bir sinir olup sensitif, motor ve parasempatik
iplikler taşıyan bir sinirdir.
Motor ipliklerinin başlangıç çekirdeği pons'da olup nucleus ın. facialis adın
daki çekirdektedir. Sensitif ipliklerin başılangıcı ise canalis facialis içinde bu si-
nirin yolu üzerinde bulunan ve ganglion geniculi denilen bir ganglion içindedir.
Bu ganglion'da bulunan hücrelerin protoplazmik uzantıları n. facialis'in iplikleri-
ne karışarak perifer'e giderler. Aksanları (neurit) ise n. intcrmedius denilen ve
yüz sinirinin bir parçası olan bir sinir meydana getirerek encephalon'a 5Ulcos
pontobulbaris'den girip pons'daki :ım.ıcleus terminalis n. intermedii d,enilen çe-
kirdekte sonlanır.
N. facialis'in parasempatik ipliklerinin başlangıcı da pons'da bulunan nuc-
leus Jacrimalis olup gözyaşı bezinin salgısını sağlayan ipliklerin başlangıç çekir-
değidir. Yine n. facialis ile perifer'c giden diğer bir parasempatik ipliklere ait
başlangıç çekirdeği de pons'da olup nucleus salivatorius pontis (üst tükürük çe-
kirdeği) dir ki hurdan başlayan parasempatik iplikler de çenealtı ve dilaltı tükü-
rük bezlerine gideceklerdir.
Pons'daki başlangıc çekirdeklerind\;n kalkan sinir iplikleri e.ncepJıalon'u snl-
cu;s pontobulbaris'den ve oliva'mn üst ve dışyanında olarak terkeder. Bundan
sonra n. faciaJis öne ve dışa Ilı. intermedius'la birlikte giderek meatus acusticu
internns içine girer. Bunun dibinde bulunan bir delikten girerek canalis nervi
facialis'e girmiş olur. Bundan sonra kanalın seyrini takip ederek, foraır.enı stylo-
mastoideum'dan dışarı çıkar. Böylece kafayı t rkeden n. facialis, gl. parotis içine
girer ve burada uç dallarına ayrılarak sonlanır.
8 - N. Vestibulocochlearis:
N. statoacusticus'da denen bu sinir işitme ve denge ile ilgilidir. Bunun i:itm
ile ilgi·li olan parçası n. cochlea veya acusticus denge ile ilgili olan parça ı da
n. vıestibuli veya staticus adını alır.
232 SlNJR S1STE'ıt
N. vestibularis ise fundus meatus acu ticus intemus' deki ganglion vestibuli
denilen bir gangliondaki hücreLerden başlar. Bu hücrelerin protoplazrnik uzantı
ları içkulağın içindeki zar labirent'in parçası olan utriculus ve sae-culus ile ductus
~eınicircularis'lere giderler. Aksonları ise n. vestibularis'i meydana getirerek n.
acusticus ile birlikte içku(ak yolunu geçtikten sonra rnlcus pon~obulbarjs'den en-
cephalon'a girer. Bu sinir qe yine 4. karıncığın döşemesinde bulunan area vesti-
bularis içindeki nuclei nervi vestibuli denilen (medial, lateral ve dorsal olan) üç
çekirdekte sonlanırlar.
9 - N. gk>ssopharyngeus:
Bu sinir motor, sensitif ve parasempatik olmak üzere üç türlü sinir iplikle-
rinden yapılmıştır. Pharyınx, dil ve tuba auditiva'da dağılan ve gl. parotis'e para-
sempatik iplikler getiren bu sinirin motor çekirdeği ıDucleus ambiguus'un üst bö-
lümü olup medulla oblongata içindedir. Buradan başlayan motor sinir iplikleri
encephalon'u sulcus lateralis posterior'un üst kısmından terkeder. Bundan sonra
foramen jugulare yolu ile kafa boşluğundan dışarı çıkarak spatium parapharyn-
geum'a gelir. Burada sensitif ipliklerle birlikte olmak üzere a. carotis inter.ma, v.
jugularis interna, sempatik sistemin boyun parçası ve son üç kafa çifti ( 1O, 11, 12
kafa çiftleri) ile komşu olarak yoluna devam edip aşağı ve öne doğru gider. Ni-
hayet m. stylopharyngeus'un dışyan yüzünü çaprazladıktan sonra m. stylogfossus'
un içyan yüzünü takip ederek dilköküne gelir. Burada rami linguales adını alan
uç dallarına ayrılarak dilsırtı mukozasında sukus terminalis'in arkasında olmak
üzere dağılır. .
N. glossopharyngeus'un sensitif iplikJeri ise foraınen jugulare de bulunan
ganglion superius e t infırius denilen ve sinirin yolu üzerinde bulunan iki ganglion
içindeki hücrelerden başlar. Bu hücrelerin protoplazmik uzantıları perifer'e, ak-
sanları da n. glossopharyngeus içinde olmak üzere encephalon'a doğru giderek
sulcus lateralis posterior'dan içeri girer. Bulbus da bulunan nucleus tractus soli-
tarii'nin üst kısmındaki nucleus terminalis neni glo sopharyngei'de sonlanır.
Bu sinirin parasempatik iplikılpri de medulla obloogata içinde bulunan ve
nucleus dorsalis n. glossopharyngei'nin bir parçası olan nucleus salivatorius me-
PERlFERtK StNlR SlSTEMt 233
dulla oblongata (alt tükürük merkezi) dan b~lar. Buradan b~layan paarsempa-
tik iplikler n. glossophary;ııgeus içinde olarak peri.fer'e giderken bu iplikler sinirin
bir yan dalı olan n. petrosuıs profundus nıinıor içine atlar. Bu yolla ganglion oti-
cum'a gelen parasempatik iplikler ın. auriculotemporalis içine girerek bu sinir yolu
iıle gl. parotis'e ulaşırlar
1) N. tympaııicus -
Sensitif ve parasempatik iplikler taşıyan bu dal cavuın
tympaıni ve tuba auditiva'da dağıldığı gibi gl. paro6s'e dıeparasempatik iplikler
gönderir. Bu sinir n. glossopharyngoos'dan ganglion inferius hizasından ayrı~arak
canaliculus tympanicus yolu ile cavum tympaıni'ye gelerek dallarına ayrılır :
a) N. petrosus profundus major - Cavum tympani'den çıkıp praınis'in ön
üst yüzüne gelen bu dal n. facialis'in dalı olan n. petrosus superficialis major'Ia
birleşir. Bundan sonra n. pterygoidei adını alan sinir ganglion pterygcpatafüwm a
gider.
b) N. petroous profundus minıor - Bir önceki dal gibi cavum tympani için-
de ayrılan bu dal da pyramis'in ön üst yüzüne gelir. Burada n. facialis'in dalı olan
n. petrosus superficialis minor ile birleşerek foramen lacernm'dan geçip gang-
lion oticum'a varır. Bu sinir içinde gl. par.otis'e giden parasempatik iplikler olup
önce de söylendiği gibi bu iplikler ganglioo oticum'dan sonra ın. anıiculo-tempo
ralis içine girerek gl. parotis' e ufaşır.
2) Rami pharyngei ~ Pharyıııx'e giden bu dallar kas ve mukoza da dağılır
lar.
3) Rami tonsillares - Bu dallar da tonsilla palatina ve yumuşak damak mu-
kozasında dağılırlar.
10 - N. Vagus:
Bu sinir de motor, sensitif ve parasempatik ipliklerden yapılnııştır. Motor
iplikleri i-1,e sensitif iplikleri larynx, pharynx ve oesophagus da dağıldıkları halde
parasempatk iplikleri bütün thorax ve karıniçi organların büyük bir kısmında
dağılırlar.
N. vagus'un mo tor çekirdeği medulla oblongata'da bulunan nucleus arnbi-
guus olup buradan başlıyan sinir iplikleri sulcus lateralis posterior yolu i·!e encep-
halon'u terkederler. Bundan sonra foramen jugulare'den geçip spatium p p-
harygeum'a gelen n. vagus her üç çeşit sinir ipJikleri ile birlikte olarak bu aralık
ta a.şağa doğru yoluna devam eder. Burada a. carotis interna ve • j gulaıis i _
tema il,e ko~uluk yaptığı gibi 9., 11., 12. kafa çiftleri ile de komşudur. Boyunda
234 StNtR StSTEMt
v. jugularis ioterna ve a. carotis commmıis ile birlikte vagina carotis denilen bir
kılıf içinde olup bu iki damarın arka ortasında yer alır. Bundan sonra aşağıda
thorax'a girerken sağ ve sol vagus değişik komşuluk gösterir. Bunlardan sağ va-
gus, a. subclal'İa dextra ilie v. subcla.v ia dextra arasında olarak göğüs boşluğuna
girer. Bundan sonra yoluna devam eden n. vagus, tracbea'nın sağında yer alır.
Daha sonra otsophagms'u dışyandan çaprazlayıp onun arka yüzüne f!ec;er. Sol
vagus ise göğüs boşluğuna a. snbclavia sinistra'nm önünden geçe~ek girer ve aşa
ğı doğru yoluna devam ederek önce arcus aortae'nm önünden ve radix pulmo-
ınis sinistra'nın arkasından geçip arka ıııediastinmn'a gelir. Burada özofagus'un
önünde olmak üzere aşağı doğru yoluna devam ed)er. Bu sırada sağ vagus'la bir-
likte özofagus çevresinde plexus oesopbageus denilen bir sinir ağı meydana getir-
dikten sonra sol vagus özofagus'un önünde sağ vagus da arkasında olmak üzere
karınboşluğuna girıerler. Böylece karınboşluğuna gelen sağ ve sol vagus bir ta-
raftan plexus soJaris denilen sinir ağını yaparlarken diğer taraftan da mide ve ka-
raciğer de dağılan dallar da verirler.
N. vagus'un sensitif iplikleri nin başlangıcı ise foramen jugulare içinde bu-
•l unan gangli-0.n superius (ganglion jngulare) ile foramen jugulare'nin hemen altın
da bulunan ganglion inferius (ganglion nodosum) olmak üzere iki gangli·onda bu-
lunan hücrelerden başlar. Bu hücrelerin protoplazmik uzantıları n. vagus içinde
olmak üzere perifer'e giderler. AksonJan ise yine n. vagus içinde olarak enc{!p-
halon'a gidip medulla -0bl-0ngata içindeki nucleus terıninalis nervi vagi denilen
çekirdekte sonlanırlar.
Yukarda gaınglion soperius hizasında verdiği ramus meningeus dalı geri dö-
nerek duraınater de dağılır. Ramus aoricularis adını alan diğer bir dal da auricu-
la j.\e kulakarkasındaki deri kısmında dağılan dal olup bunlardan başka n. vagus
yolu boyunca boyun v:e göğüste bir takım yan dallar verir.
11 - N. Accesorius :
Sadeqe motor ipliklerden yapılı olan bu sinir m. sternocleidomastoideus ile
m. trapezius'un motor siniridir.
Bu sinir radices craniales ve radioes spinales denilen iki kökle başlar. Radi-
ces craniales'in başlangıç çekirdeği medulla oblongata içindeki nucleus ambiguus
un alt bölümüdür. Radices spinales'in başlangıç çekirdeği ise medulla ıspıınates
içindeki mucleus spinales nıervi accessorH denilen çekirdektir. Bu iki a ı n çe"i --
dckten başlayan her iki köke ait sinir iplikleri encephalon'u sulcu a ar p _
1crior'dan ve n. vagus'un altında olmak üzere terkederler. Radice craniale 'i ya-
236 Slı~lR S1STEM1
pan iplilcler önqe radices spinales ile birleşip sonra ondan ayrılarak n. vagus'un
gaııglion inferius'una giderler Ve böylece n. vaguıs ipliklerine karışırlar. Radices
,Spinales ise canalis vertebralis içinde olarak yukarı doğru çıkıp foramen occipitale
ınagnum yolu ile kafa içine girerler radices craniales ile birleşen bu iplikler he-
·men ondan ayrılarak ramus externus adım alıp foraıntfn jugulare yolu ile kafa
• boşluğunu terkederler. Bundan sonra spatium parapharyngeum içinde aşağa doğru
yoluna devam ederken burada bulunan 9., 10., 12. kafa çiftleri ile ko~u olduğu
gibi v. jugularis intema ve a. carotis interna ile de komşuluk yapar. Aşağıda m.
digastricus'un arka karnı alt kenarı hizasında olmak üzere m. sternodeidomas-
toideus'a ve daha sonra da m. trapezius'a girerek sonlanır.
12 - N. Hypoglossus:
Bu sinir de sadece motor ipliltlerden yapılmış olup dil kasları ile hyoid altı
kaslarında dağılır.
N. Hypoglossus'un başlangıç motor çekirdeği nıedulla oblongata içinde nuc-
leus ınervi hypoglossi olup 4. karıncığın döşemesinde bulunan trigonum n. hypog-
lossi içindedir. Bu çekirdekten başılayan sinir iplikleri sulcus Iateralis anterior' dan
enceplıalon'u terkederler. Daha sonra canalis nervi hypoglossi yolu ile spatium
parapharyngeum'a gelen sinir burada bulunan 9., 10., 11. kafa çiftleri ve a. ca-
rotis interna, v. jugu aris interna il,e komşu olarak aşağı doğru gider ve a. carotis
intema'mn dış.yan yüzünü öne doğru çaprazılayıp suprahyoid bölgeye gelir. Bu-
rada sinirin dışyanında önce m. digastricus, m. stylohyoideus ve sonra gl. sub-
manclibularis bulunur. Böylece öne doğru yoluna devam eden ve daha sonram..
hyoglossus ile nı. mylohyoideus arasından geçerek dile giren sinir dil.kaslarında
dağılarak sonlanır.
ibarettir.
5) Nervus coccygeus (koksiks siniri) sonuncu spinal sinir olµp bir çift'd.ir.
Her bir spinal sinir forameill intervertebrale'den dışarı çıkarçıkmaz hemen
4 dala ayrılır:
1) Ramus meııingeus - Sensitif ve sempatik sinir ipliklerinden yapılı ve
ince olan bu dal geri dönerek foramen intervertebrale'den ıçeri girip me • '
lerde ve canalis vertebralis de dağılır·
2) Raınus dorsalis - Bu sinir mator ve sensitif sinir ipliklerinden yapılmış
olup arka tarafa doğru giderek omurga yanındaki kaslarla bu bölge derisinde
dağılarak sonlanır. ..ı
3) Ramus conımunicans - Ganglia tnınci symphatici denilen omurganın
iki yanında bulunan sempatik ganglionlara giderek spinal siniri sempatik gang-
Jio.nla yani sempatik sistemle birleştiren bir daldır. Bu birJeştirme dalı içinde
iki türlü yani myelinli ve mylelinsiz sinir iplikleri bulunur. Bunlardan m linl
olanlar ramus albus veya pregangfümer iplikler olup omuriliğe gelen yani affe-
rent ipliklerdir. Myelinsiz olanlar ise ramus griseus veya postgan o adını
238 SIN1R SlSTE.Ml
alıp spnial sinir içine gi~erek perifer'e giden yani efferent sinir iplikleridir.
4) Ramus ventralis - Diğer dalların en kalım olan bu dal da mixt bir
sinir olup spinal sinirılerin büyük bir kısIDJnın aynı addaki dallan birbirleriyle
birleşer:ek plexus denilen sinir ağlarını meydana getirirler.
Spinal sinirlerin ön dallarının aralarında birleserek meydana getirdikleri
plexus'lar (sinir ağları) da şunlardır: • .
1) Plexus cervicalis - Boyun sinir ağı
2) Plexus brachialis - Kol sinirağı
3) Plexus lumbalis - Bel sinirağı
4) Plexu~ sacralis - Sakral sinirağı
5) Plexus pudendalis - Pudentaıl sinirağı
6) Plexu.3 coccygeus - Kohiks sinirağı
8 çift olan boyun spinal sinirlerinin arka dallan ense deri ve kaslarında da-
ğılırlar. Bunlardan birincisi .n. suboccipitalis adını alıp sadece motor sinir ip-
likleri ihtiva eder ve ensenin derin kaslarında dağılır. 2. sinir ise oldukça
kalın bir sinir olup n. occipitalis major adını alır ve ~nse kasları ile ense deri-
sinde dağ1'1ır. Boyun sinirlerinin arka dallarının 3. de n. occipitalis terfi.us adını
alıp bu da bir önceki sinir gibi sensitif ve motor iplikler ihtiva eder ki bunlar da
ense kas ve derisinde dağılırlar.
Boyun sinirlerinin ön dallarının ilk dördü birleşerek plexus cervicalis,
son dört ve birinci göğüs sinirinin ön dalları araları birleşerek de plexus brac-
hialis denilen sinir ağlarını yaparlar.
zasında yüzeyel ve derin olmak üzere iki uç dala ayrılır. Ramus profondus
adım alan derin dalı önkolun arka ve dışyan loj kaslarında dağılıp ramus su-
perficialis adını alan yüzeyel dalı ise a. radialis ile birlikte önkolun kasları ara-
sında ilerleyip önkolun 1/3 alt bölümünde yüzeyelleşerek uç dallarına ayrılır.
Bu uç dallarının bir kısmı el sırtının dışyan bölümü derisi ile -., 2., 3. par-
makların arka yüzleri derisinde dağılarak sonlamrlar.
N. radialis yolu boyunca m. tıiceps brachii'de dağılan dallar verdiği gibr
kolun arka ve dışyan bölümü derisinde dağılan dallar da verir. n. radiWis
önkolda ise ön.kolun dışyan bölümü derisinde dağılan dallar vererek bu bölge-
nin duyusunu sağlar.
Bel spinal sinirleri 5 çift olup bunların arka dalları da m. erector spinae-
ile bel bölgesi derisinde dağılırlar. Bel sinirlerinin ön dallarının ilk dördü ara-
larında birleşerek plexus lumbalis denilen sinir ağını yaparlar. 5. ön dal ise pk·-
XU'.S sacralis denilen diğer bir sinir ağının yapılışına katılır.
Sakral spinal sinirlerin ilk üçünün ön dalları ile truncus lunıbosa ralis de-
nilen bel sinirlerinin ön dallarının son ikisinin meydana getirdiği bir dal birle-
-şerek p1fxus sacralis denilen bir plexus yaparlar.
ru yoluna devam ederek ayak sırtına gelir ve buranın derisinde dağılarak son-
lanır.
N. Tibialis ise, n. ischiadicus'un içyanda olan dalı olup n. fibularis com-
munis'e nazaran daha kalındır. Fossa poplitea'yı yukardan aşağa geçtikten
sonra bacağın arka loj flexor kasları arasında olmak üzere yukardan aşağa ve
biraz da içyan doğru gidecek iç malleole kadar gelir. Buradan n. plantaris m1!di' -
alis ve n. plantaris lateralis olmak üzere iki uç dalını vererek sonlanır. Yolu
boyunca bacağın arka lojundaki kaslara giden yan dallarını verdiği gibi ayrıca n.
suralis adını dan ve v. saphena parva'ya yandaşlık eden bir yan dal daha verir.
Bu sinir v. sephena parvayı takip ederek ayak sırtı dışyan bölümüne gelip bu
bölge derisinde dağılarak sonlanır.
N. Tibialis'in uç dalları olan n. plaıntaris medialis ve n. plantaris lateraJis
ise ayak tabanına geçerek buradaki kaslarda dağıldığı gibi ayak tabanının deri-
si * ayak parmaklarının plan tar yüzderisinde dağılarak sonlanırlar.
Animal fonk iyonları idare eden cerebro spinal sistem yanında bir de
'yegetaf if fonksiyon] arı ki bunlar involonter yani isteğimiz dışı fonksiyonlardır,
idare eden ikinci bir sistem vardır. Bu sistem autonom sinir sistemi adını alıp
organların düz kas (çizgisiz) lan, kalb kası ve bezler (glandulae) ile damarların
fonksiyonlarını idare eder.
Autonom sinir sistemi fizyolojik ve farmakolojik yönden gördüğü fonksi-
yona göre iki parçaya ayrılır. Bunlardan biri pars S}'nıpathica diğeri de part)
parasympathica adını alır. Birbirinin antogonist fonksiyonu gören bu iki parca
böylece organ fonksiyonlarını denge halinde tutarlar. örneğin; empatik sLLrn
kalbi hızlandırır ve gözbcbeğini genişletir. Halbuki parasempatik sistem kalbi
yavaşlatır ve gözbebeğini de daraltır.
Burada hemen isatet etmek gerekir ki autonom sinirsistemi hormon imal
' \
eden organlarla birbirlerini karş.ııklı etkilerler.
Bu sistemin bir santral ve bir de periferik olmak üzere iki bölümü var-
clır. Bu sistemin santral parçası encephalon da venfriculus tertius (3. karıncık)
altında bulu.nan hypotlıalanıus, medulla oblongata ve hatta cortex cerebri için-
de de bulunm'2ktadır. Bundan başka medulla spinalis içinde de sekizinci boyun
segmenti ile ikinci bel siniri segmenti arasındaki bölümde ve ön boyn~z (cornu
anterius) ile arka boynuz (comu posterius) un birleştiği yerdeki sub tantia in,.
termedia denilen bölümde bulunurlar.
Pars sympathica'nın periferik parçası ise omurganın ilci yanında proces-
sus transversus'ların önünde olmak üzere kafa tabanından os coccygis'e kadar
sıralanmış ve truncus sympathicus adı verilen 20-25 çift ganglion·ıa bunları
birleştiren ara ipliklerinden müteşekkildir.
Encephalon ve medulla spinalis içindeki sempatik merkezlerden başlayan
sempatik iplikler spinal sinirler, (radix ventralis)~ yolu ile medulla spinalis'i ter-
kederler. Bu iplikler myıelinli sinir iplikleri halinde olup omurganın iki yanında
ki truncus sympathicus ganglionlarına ulaşırlar. Myelinli olan bu iplikler ~
yaz görünümlii oldukları için rami conımunicantes albi adını alırlar. Bunların
bir kısmı komşu gangliondaki hücrelere de giderler. Bu ganglionlardan çıkan
protoplazmik uzantılar da ince ve myelinsiz olup gri göründüklerinden rami
communicantes grisea adını alırlar. Bu myelinsiz iplikler ya spinal sinirler icin.
karışarak. perifer'e giderler veya damarlar çevresinde olmak üzere onları takiben
perifer'deki organlara ulaşırlar.
246 S1N1R SlSTEMl
Burada bir tek büyük plexus bulunup plexue caeliacus adını alır. Bu plexus~
truıncus coeJiacus, ile a. mesenterica superior'un aorta abdominalis'den ayrıl
dıkları yer arasında teşekkül etmiş olup plexus solaris'de denir. Bu plexus'u üç
çift büyük ganglion meydana getirir. Bunlar sırasıyle ganglion coelliacum
ganglion meseınterica superior ve ganglion renale adını alırlar. Ganglion caelia-
cum yarım ay şeklinde olup diğer bir ganglion'dan daha büyüktür ve truncus
caeliacus'un yanında bulunur. Ganglion mesentericum superior ise aynı addaki
arterin çıkış yeri başlangıcında yer alır. 3. gaınglion ganglion renale ise a. re-
nali'in aort'tan ayrılış yerinde bulunur. Bu üç çift ganglion aralarında pek çok
sinir iplikleri ile birbirlerine bağlanmışlardır. Böylece teşekkül eden plexus
solaris'e 111ı. vagus yolu ile parasempatik ve sempatik sistemin göğüs parçasın
dan da Nn. splanıchnici yolu ı1e dp sempatik iplikler gelirler. Bu plexus'dan çı
kan sinir iplikleri aorta abdominalis ve onun dalları boyunca plexus'ler meyda-
na getirerek iç organlara ulaşırla(. örneğin; plexus hepaticus, plems lienalis.
plexus mesenfiericus "1e plexos renaJis.
Burada plexus pelviıws veya plexus hypogastricus inferior adını alan bir
sinir ağı bulunur ki plexus solaris gibi periton dışında olmak üzere erkekde
vesica urinaria'nın iki yanında ve kadında ise vaginanın arka üstünde ve re~
tum'un iki yanında yer alır. Değişik sayıda küçük ganglionlarla bunları birbi-
rine birleştiren ipliklerden II\eydana gelen bu plexus'e n. erigent.es , yolu ile
parasempatik ve sempatik 5ıistemin bel parçasından da Nn. splanchnici Iumba-
Ies yolu ile sempatik iplikler gelirler. Bu plexus'dan çıkan sinir iplikleri de ar-
ter~er çevresinde olmak üzere plexus'lar meydana getirerek ilgili organlara ula-
ırlar. örneğin, plexus rectalis, plexus prostaticus, plexus deferentialis ve p •
xus ufeı;ovaginalis..
ORGA A SENSUUM - DUYU ORGANLARI
Organizmanın çevre ile olan ilgilerini kolaştırmak amacı ile muhtelif iz-
lenimlerin yani ışık, ses, koku vp ağrı v.s. gibi izlenimlerin alınmasında iş gö-
ren organlara duyu organları adı verilir. Bunlar sırasıyle:
1) Orgauu.ın gustus (tad alma organı)
2) Organuın olfactus (kokualma organı)
3) Organom visos (görme organı)
4) Organ.um vestibulocochleare (statoacusticom)
İşitme ve denge organı
5) Organuın tactus (dokunum organı)
olmak üzere 5 tane olup bunlara 5 duyu da denir.
1) Organum gustus - Tadalma organı
Görme organı, bulbus oculi (gözküresi) ile ona ilişik olusumlardan yani
appanitus lacrimalis (gözyaşı mgam), gözkapaklan ile gözkaslarından ibarettir.
Bulbus oculi - Gözküresi
Orbita içinde bulunan ve bir küre şeklinde olan bulbus oculi'nın dış gö-
rünüşünde öntarafı saydam olup cornea adını alıt. bwıun arkasında kalan kı
sım ise beyaz renkli sağlam fibröz dokudan yapılmış bir parça bulunur ki bu-
na da sclera denir. Cornea'nın ön kısmı hafifçe öne çıkık olup bunun en çıkın
tılı yeri polus anterior (önkutup) adım alır.
Gözküresinin arka çıkıntılı uçu da polus po terior (arka kutup) adım alır
ki bunu ön kutba birleşfü,.,n düz çizgiye de axis opticus denir. Bu ilci kutbu d1ş-
DUYU ORGANLARI 251
rengin,e kadar değişik renkte olup bu yüz caınera oculi aııterior denilen ön ka-
maranın arka duvarını yapar. Bu yüzün tunica fibrosa bulbi ile yapışma çev-
resi arasında bir açı meydana gelir ki buna angnlos iıidocornealis denir. İrisin
arka yüzü ise koyu ve pigmentli olup arka kamaranın (camera oculi pasterior)
on duvarını yapar. Bu iki ön ve arka kamara birbiriyle irisin ortasında bulu-
nan pupilla aracılığı ile birleşirler.
Corpw ciliare yapı itibariyle bir düz kas olan musculus ciliaris ile zengin
bir damar ağı ve bağ dobsundan yapılmıştır.
ve retina adım da alan bu kat tunica vasculosa'nın içyüzünde olup genel olarak
iki yapraktan meydana gelmiştir. Bunlardan biri dışta ve pigment epitelinden
yapılmış olan stratum pigmenti, diğeri içte olup sinir ağından yapılını., tır ·ki.
buna da stratum cerebrale denir. Esas retina adını alan da bu yapraktır. Stra
pigmenti adını alan yaprak choroidea'ya sıkıca yapışmış olup önde margo pu-
pillaris iridis denilen gözqebcği çevresine kadar uzanır ve bu kenara da sıkıca
tutunur. Stratum oerebraJe ise önde ınargo pupillaris' den başlayıp arkada n.
opticus'un gözküresine girdiği yere kadar uzanmış olup bu yaprağın ora semıta
önünde kalan kısmı ince bu çizginin arkasında kalan kısmı ise ona nazaran da-
ha kalındır. Ora serrata ile ın. opticus'un girdiği yerp sıkıca yapışık olan arka
parça twıica vasculosa'nın içyüzüne tutunmayıp onun üzerine dayalı olarak dumr.
Bu dayanmayı tunica intenıa bulbi'nin içyüzünde komşu olduğu corp vitreum
denilen sıvının basıncı sağlar.
Retiıııa'nm ora serrata önünde kalan ince parçası görme işiyle ilgili olma-
dığından pars caeca retina adını alır. Buna mukabil ora errata arkasına kalan
retinae parçası ise görme fonksiyonu ile ilgili olup pars optica retinae adını alır.
Retina'nın yani stratum ceııebrale'nin dışyüzü stratum pigmenti ile kom. u
olup içyüzü corpus vitreum ile onu saran zar aracılığı ile komşudur. Retina~nın
içyüzünde makroskopik olarak iki oluşum dikkati çeker. Bunlardan biri n. op-
ticus'un gözküresine girdiği yer olan discus n. optici, diğeri de arka kutup hiza-
sında sarı bir leke olan macula'dır.
Discus n. optici - Görme siniri ipliklerinin rctina'dan çıkış yeri olup po-
lus posterior bulbi'nin 3 - 4 mm. içyanında bulunur. 1,5 mm. çapında yuvarlak'
veya oval olan bu yer, ortasında excavatio papillae denilen hafif bir çukurluk
gösterir. Burada ayrıca göz siniri iplikleri arasından retina'ya giren e Çıkan da-
marların (a. ve v. centralis retinae) izleri görülür. Bu nokta görme fonksiyonu
ile ilgili olmadığından kör bir noktadır.
Macula - Discus n. optici'nin 3 - 4 mm. dışyanında ve sarı renkte görü-
nen 2 mm. çapında ki bir nokta olan macula hemen hemen göz küresinin polo
posterior'una uyar. Bu ,noktanın ortasında da hafif bir çukurluk görülür ki fovea
centralis adını alan bu çukurcuk en iyi gören bir noktadır. Macula'nın san ren-
gini veren pigment bu çukurcuk içinde bulunmaz.
Stratum cerebrale veya retina histolojik olarak 10 - 11 kattan meydana
gelmiş olup bunlardan önemli olan üç kat şunlardır :
1) Stratum neuroepitheliale
2) Stratum gangliowıre retinae
3) Stratum ganglionarc nervi optici
Hwnor aqueus - Kamaraların içinde bulunan bir sıvı olup corpus ciliare
bünyesindeki zengin damar ağı tarafından meydana getirilir. Bu ağ dan meydana
gelen hum-0r aqueus arka kamaraya dökülüp ön kamarada angolus iridoco m~alis
deruJıen köşe hizasında bulunan venler yolu ile de rezorbe edilerek göz kasları
venlerinc ulaşırlar. Böylece humor aqueus'un sirkülasyonu sağlanır.
V agiına buJbi - TunJ.ca fibrosa bulbi'yi dıştan bağ dokusundan yapılmış
fibröz bir kılıf sarar ki vagina bulbi veya Tenon kapsülü denilen kılıf sc era'·
yı arkadan n. opticus hizasından itibaren limbus cornea hizasına kadar sardıktan
sonra konjuktiva (ccnjuctiva) ile uzanır.
Vagina buJbi ile bulbus oculi arasında spatium intervagiım e denil n bir 0
aralık kalır. Bu aralık sayesinde gözküresi tunica bulbi içinde olmak üze;: ser-
bestçe harck~t eder.
Vagina bulbi arkada n. opticus hizasında yapışık olup göz kaslarına da uzan-
tılar göndererek onların fasyası ile devam ettiği gibi orbita tabanına gönderdiği
uzantılar (septum orbitale) la da orbita'yı kapsülönü ve kapsülardı olmak üzem
ikiye ayırır.
Vagina bulbi'nin iç yüzü bulbus oculi'nin dışyüzü ile komşu olup dışyüzü de
orbita duvarları arasında kalan boşlukta bulunan gözk:aslan ve bunların arası
nı dolduran yağ dokusu (corpus adiposum orbitae) ile çeırıelenmiştir.
7 tane olan göz kaslarından biri m. Ievator palpebra superior olup üstgözka-
pağına aittir. Diğer 6 tanesinden 4 ü düz ve iki i de eğile kaslar olup esas gözkü-
rc i kaslarını teskil ederler. Bunlardan 5 tanesi (4 düz ve 1 eğik kas) • orbitanın
tepcsindp canali~ opticus ile fissura orbifaJis superior'un içyan ucunda meydana
gelen ve anulus tendineus comınwnis denilen oval bir kiriş ha1kasından ba,Iarlar.
Bu halkanın üst tarafına m. rectus superior, içyanma m. rectus media · alt ta-
rafına m. rectus inferior ve dışyanma da m. rectus JateraJis adındaki düz ka Iar
yapışarak başlarlar. Buradan başlayan bu düz kaslar öne doğru gide~ek lim us
cornea'dan 5 - 7 mm. uzakta olmak üzere sclera'ya üst alt, içyan ve dı , yanda
olarak yapışırlar. lki eğik kasdan biri olan m. obliquus superior da a u us te.. :li-
neus comnnmis'c yapışarak başladıktan sonra öne doğru gidip orbita·nın iç ran
duvarı üst kısmında bulunan fovea trochlearis içind ki trochlea denilen kıkırdak
makarayı döndükten sonra arkaya ve dışyana giderek gözküresinin ar a yarımının
üst, dış yanında olmak üzere clera'ya yapışır. M. obliquus inferior adını al n
diğer eğik kas ise orbita tabanından canalis nasolacrimalis·in dışyanına tutuna a ~
başlayıp arka ve dışyan doğru giderek buJbns oculi'ııin arka yarım1nın alt, dı. a-
nın da olmak üzere sclera'ya yapışarak sonlanır.
Bütün bu dört düz ve iki eğik gözkasları gözküre i (bulbu ocu ·) ni 2gina
bulbi içinde olmak üzere s,erbestçe hareket ettirirler.
2.)6 DUYU ORGANL\Rl
Palpebrae - Gözkapakları
Daha önce de söylendiği gibi üst gözkapağının yapısına giren ayrıca bir ka
daha vardır ki m. Ievator palpebrae superioris adını alan bu kas üst gözkapağını
yukarı kaldırır. M. Ievator palpebrae superiosis, orbita'nın tepesinden yani
lis opticus çevresinden başlayarak orbita üst duvarı ile m. rectus superior bubi
arasında olmak üzere öne doğru ilerleyip yaygın bir şekildıe tarsus superior·un
üst kenarına ve üst gözkapağı derialtı dokusuna yapışarak sonlanır. Bu ka ın
siniri de n. oculomotorius'dan gelir.
Supercilia - Kaslar
dışyan uçları arasında corpus adım alan cisimleri vardır . Kalın olan içyan ucuna
caput (baş), dışyanda olan ince uçlarına da canda {kuyruk) qenir. Kaşların ka-
lın olan içyan uçları arasında kılsız bir alan bulunur ki burası glabella'ya uyar.
Gözyaşı organı, gl. lacriınalis (gözyaşı bezi) ile ductuli lacrimales (gözyaşı
kanalcıkları), saccus lacriınalis (gözyaşı kesesi) ve ductus nasolacrimalis (gözyaşı
burunkanalı) dan ·ibarettir.
GJ. lacrimalis (Gözyaşı bezi) - Orbita'nın dışyan duvarı üst kısmında fossa
gl. lacrimalis denilen çukur içinde bulunan gözyaşı bezi m. levator palpebra~ su-
perioris'in kirişi ile pars orbitalis (kemik çukur içinde oturan parça) ve pars
palpebralis {palpebra içine uzanan parça) olmak üzere ki parçaya ayrılır . Paro-
tis bezi gibi tubulo-asinöz bir yapıda olan gözyaşı bezi birtakım lobcuklardan
ibaret olup salgısını 8 - 1O adet dnctuli excretorii denilen kanalcıklar yolu ile
fomix ooııjuctivae superior'un dışyan kısmına döker. Buraya dökülen gözyaşı
gözk:apaklarının hareketi ile bütün konjuctiva üzerinde yayılarak. sonunda göz-
kapaklarının serbest kenarlarının içyan bölümünde bulunan lacus lacrimalis'de
toplanır. Burada toplanan gözyaşı papilla lacriınalis'ler üzerinde bulunan. pu::ıcta
Iacrimalia (gözyaşı delikleri) yolu ile gözyaşı kanalcıklarına (canaliculi facri-
males) geçer.
Canaliculi Iacrimales - üst ve alt gözkapaklarının pars lacrim.alis içinde
ve bun.un serbest kenarına paralel olarak bulunan iki küçük borudan ibaret olup
her ikisi de içyanda bulunan saccus lacrimalis'e açılırlar.
Saccus Jacrimalis (gözyaşı keS)esi) - 1,5 mm. uzunluğunda olan bu kese os
çıkmaz şeklinde olup foıınix sacci lacrimalis adını alır. Bu kesenin alt ucu ise
ductus nasolacrimalis ile uzanır. Saccus lacrimalis'e dışyandan ise canaliculi
lacrimales açılırlar.
Ductus nasolacrimalis - Gözyaşı burun kanalı da denen bu kanalcık iki
lem. uzunluğunda bir kanal olup gözyaşı kesesinin alt ucundan meatus mısi infe-
lacrimale' deki fossa sıecci lacrimalis içine yerleşmiştir. Bu kesenin üst uçu bir
rior'a uzanarak buraya açılır. Kanalın içi mukosa ile döşeli olup bu mukosa bi r-
takım enine plikalar gösterir ki bir kapak manzarasını arzeden bu plikalar valvül
adını alırlar.
dışyanda kıllar bulunur. Bu kıllar trngi adını alır. Yağ bezleri de cerume.n deni-
len kulakkirini meydana getirirler.
c) cnllum mallei.
İncus'un cismi ile eklem yapan caput mallei, reeıe us e •
Junur. Manibrium mallei ise membrana tympani'nin içyan yüzünde ve ona yapı
şık olup ucu da bu zarın ortasına kadar uzanır. Bu kemik üzerinde görülen e
processus lateralis adını alan bir çıkıntısı ile de timpan zarını hafif dışarı doğ
ru iter. Diğer bir küçük çıkıntı olan ve proce u anterior denilen bir çıkıntı da
aşağı vp öne doğru uzanır.
b) lııcus (örs kemik) - ör ·e veya iki köklü bir di,c benz 1 en bu · emiği
cvorpus incudis adını alan bir cismi ile iki de crus longum ve cm b e e olm
üzere bacağı vardır. Corpus incudis, caput mallei ile eklem yapar. Cnı l ngun
denilen uzun bacak a5ağı doğru uzanmış olup ucundaki kü ük ha. cı . (pro ·~
knticularis) stapes ile eklem yapar.
c) tap.es (üzengi kemik) - tçyanda bulunan bu kemik bir üz ngi)... nz -
262 DUYU ORGANLARI
yip tympamum'un içyan duvarı üzerindeki fenestra ovale ile incus'un eros lon-
gum'u arasında yer almıştır. Bu kemiğin hasis stapedis denilen bir tabanı ile ön
ve arka iki bacakla bir de b~cığı vardır. Basis stıapedis, fenestra ovale'ye dayalı
olup bu deliği kapattığı gibi çevresine de sıkıca tutunur. Capnt stapedis adını
alan başcığı ise iocns'un cms Iongum'u ile eklem yapar. Stapes'in başcık ve ta-
banı .arasında ön ve arka durumda bulunan iki bacakdan öndeki eros anterior
arkadaki ~ crus posterior adlarını alırlar.
Cal·um tympa'.IJIİ'nin içini döşeyen mukoca, kemikcikleri de örter böylece ke-
mikciklerin muhtelif çıkıntıları üzerine de atlayarak birtakım çıkmazlar meydana
getirir.
2) Cellulae mastoideae (mastoid hücreleri) - Os temporale'nin pars mas-
toidea'sı içinde bulunan boşluklanndan bir tanesi büyükçe olup antrum
mastoideum adını alır ki bu bnşluk önden cavum tympani'nin arka duvarı'na
aditus ad· antnım denilen bir ağızla açılır. Bu boşluğun çevresinde bulunan sayısı
ve şekli çok değişik olan diğer boşluklar (cellulae mastoideae) antnım'la direk
v;eya indirek iştirak halindedirler. İçlerinde hava bulunan bütün bu boşlukların
içini de daha önce söylendiği gibi cavnm tympani'yi döşeyen mukoza döşer.
3) Tuba auditiva (kulak borusu) - Cavnm tympani'nin ön duvarından
nasopharynx'in yanduvarına kadar uzanan bu borunun tympanum'un önduvan-
na açılan deliği ostium tympanicuın adını alır. Bu boru farinks'in burun parçası
kısmının yanduvarına meatus nasi inferior hizasında ostium phary:ngeum tubae
auditivae adını alan bir delikle açılır.
Ortalama 3,5 - 4 cm. uzunluğunda olan tuba auditiva'nın 1 /3 dışyan par-
çası (1,5 cm.) kemilcten yapılmış olup pars ossea adını alır ki os temporale'deki
semicanalis tubae auditivae'ye tekabül eder. 2/3 içyan parçası ise bir çengel şek
linde kıvrılmış kıkırdak dokudan yapılı olup pars Cartilagiın-ea adını alır. Kemik
parçanın kıkırdak parça ile birleştiği yer dar olup isthınus tubae aoditivae olarak
adlandırılır.
Tuba auditiva'nm nasopharyın:x'e açıldığı delik yukardan aşağa bir yarık
şeklinde olup .hıer iki kenarı kabarıklık gösterir. Arka kenar üzerindeki kabarıklık
torus tohalis, ön kenar üzerindeki kabarıklık da plica palatotubalis adlarım alır.
lar. Bu deliğin alt ve arka tarafındaki kabartıya da torus levatorius denir.
Tuba aoditiva'nın içyüzünü döşeyen mukoza birtaraftan f arinks mukozası
diğer taraftan da cavum tympani'yi döşeyen mukozaların uzantısıdır. Bu mukoza
içinde GJ. tubariae denilen bezlerle alt ucunda lenfoid doku bulunur.
c) Aoris intem.a - tçk.ulak
Bu iki labirent arasında pcrilympha denilen bir sıvının dolaştığı bir aralık
vardır. Ayrıca zar labirent içinde endolympha adını alan bir sıvı bulunur.
Kemik yanın daireler içine uyan zar labirentin bu parça mm bir u Iarı bi-
raz genişlemiş olup aınpulla membranacea adını alır. Bu genişlemis kı ım içyü-
zünde enine durumda ve crista ampullari denilen çıkıntılar vardır. Bu çıkıntılar
dan da sinir iplikleri başlayarak n. ampuJlaris adını alırlar i bu da • u icu
ve n. acculus ile birlikte fundus meatus acu ticus inte11ni de bulunan 231tl2.lıton
vestibulare·'ye giderler.
Macula sacculi, macula utriculi ve crista ampullari , neuroepi yapıdaı
oluşumlar olup bu oluşumların üzerini jelatinimsi bir zar örter. Bu zar 'cinde
de kalsiyum zerrelerinden yapılı ve statoconia denilen kristaller bulunur !ki bun-
lara halk arasında kulak tozu da denir.
Ductus et saccuus ıendolymphaticus - Ductus utriculosaccul • başla arak
pyrarni~'in üst arka yüzüne doğru uzanan ve 1 cm. uzunluğunda ince bir kanalcık
(ductus endolymphaticus) duramatere kadar ulaşıp onun altında bir geni.) me
yaparak sonlanır. Bu genişleme yerine de saccus endolymphatic d nir.
Canalis spiralis cochlea içinde lami.na spiralis ossea'nın serbc t kenarı ile
kanalın dışduvarı arasında yerleşmiş olan ductus cochlearis enin;e bir kesitte
üç duvar gösterir :
a) Paries Yestibularis, b) paries externus ve c) paries tympanicus.
a) Paries yestibularis - lki katlı endotelden yapılmış olan bu zar duvar
scala vestihuli ile komşudur.
b) Paries externus - Periost'a yapışık bir bağ doku undan yaptlmış olan
bu duvar lig. ıspirale cochlea teşkil eder.
Lig. spirale cochlea, ductus cochlearis'in dışduvarmı taşarak scala vestibuli
ile scaJa tympani'ye kadar uzanır. Kesitte üçgen şeklinde olan bu bağın ductu
cochlearis'in dışduvarını yapan parçasını ayrıca kısmen çok katlı yassı epi~el ve
kısmen de tek katlı kübik epitel döşer. Bu epitel hücreleri arasında ve epitel al-
tında zengin bir damar ağı bulunur ki stria vestibularis adını alır. İşte bu zen-
gin damar ağı muhtemelen endolympha denilen sıvıyı meydana getirir.
c) Paries eympaııicus - Scala tympanj ile komşu olan bu duvar lamina
pirafü: ossea'nın serbest kenarı ile k:e~itinde üçgen şeklinde görünen lig. ıspirale
cochlea'nm tepesi arasına gerilmiş ve membrana spiralis veya membrana basilari
denilen bir mfmbrandan ibarettir. Tabanında bağ dokusu iplikleri bulunan bu
duvar üzerind;e de organum spirale yer almıştır.
Organum spirale - euroepitel 9ir yapıda olan ve ses izlenimini alan bu
organ destek ve duyu hücrelerinden yapılmıştır. Yüksük şeklinde olan duyu hüc-
reler! titrek tüylü olup işitme hücreleri adını da alırlar. Bu hücrelerin üzerin~
jelatinimsi bir membran bulunur ki buna da membrana tectoria denir. Histolojik
yapısı hakkında daha fazla bilgi için histoloji kitaplarına müracaat ediniz İşitme
hücrelerinden başlayan sinir iplikleri modiolus içindeki canalis spiralis modioli
de bulunan ganglion spirale'ye giderler.
Ductus perilyınphaticus - Kemikteki can.alis·culi cochiea rçinde bulunan
bu ince zar kanalcık pyramis'in alt yüzündeki apertura externa canaliculi cochleae'
dan başlayıp scal.a t~·mpani'nin başlangıcına açılarak sonlanır. Kafa içinde cavum
subaracftnoidaJe ile iştiraki olan bu kanaJcık subaraknoidal aralığı cochlea ile bir-
Jeştirir. Zar labirentin bir parçasını teşkil eden bu kanalcık içinde de perilympha
bulunur.
L 1 TER T . R
8) Mörik{) K. O., Kiss F. - Lehrbueh und atla der makro ·op' h n na-
tomie für Zahnarzte, Stuttgart 1969.
10) Rauber-Kopseh - Lehrbueh und tlas der nat mie d fen chen,
Stuttgart 1968.
l 1) Pernkof E. - Topographischc Anatomie de 'le eh Münch n- 'i n
1960.
12) Pernkof E. - Atlas der topographi eben und angewanteo : mie d
Mcnschen, Münch n-Berlin 1963 - 1964
13) Russccl C. - Textbnok of dental an.atom ' a.nıd phy ioJo · Philad lp-
hia-London 1960.
14) Sobotta - Becher - Atlas der Anatomie des Me hen ı fünchen-B rlin
1965.
15) Told - An atlas of human anatomy, ew York 1944.
caccum sıekum
portae porte
2) c geneJlikle «k» gibi okwmr. Yalnız kendisinden sonra e, ae ·
oe, y gibi harfler gelirse o zaman da c<S» gibi okunur. örneğin:
caput kaput
cistema sistema
caecmn sekunı
cysticus sistukus
3) eh ıck » gibi okunur. örneğin :
bronchus bronkus
chorda korda
4) j «y » gibi okunur. örneğin :
jugulum yngıılum
jejunom yeyunum
5) oe uö » gibi okwıur. örneğin :
coeliacus söliakus
oesophagus ösofagus
6) ph «h gibi okunur. örneğin:
oesoplıngus ösof.agus
pharynx faıimks
T A 8 L o
Singular - (tek il) Plural - çoğul)
Gen it iv Genitiv
Nominativ (ya l ın) (i n hal i)
Nom inat iv ( ya fın)
(in hali) _
mas.-Fem. 1 Neut . 1
Mas .- Fem . 1 Ne ut.
(d işi)
1
(erkek) ( d i ş i) nötr (e rke k) (n ö tr)
,,
-a ı: -ae -ae -a rum
1
örneğin :
IV - Latince'de sıfatların
da üç cinsi (erkek, dişi ve nötr) vardır. Bunların
çekimleri de isimlerin ki gibi olduğundan yukardaki tablodan aynı . ekilde yarar-
lanmak mümkündür. Bu maksatla aşağıda sıralanmış olan sıfatların cinslerinin
(erkek, dişi ve nötr) aldıkları takılar da belirtilmiştir. örneğin:
albus, - a, - um
Burada a bns sıfat olup erkek, (mas). alba, dişi (fem) ve lbum'da nötr
~neut) olduğunu gö termektedir.
.\NATOMl'DE KULLANJLAN y \BAXU TimJMtEn 27:)
adductor yaklaştırıcı
adiposus, - a, - um yağlı
aditus (m) giriş, girek
adventitius ilave olan, eklenen
affıerens getiren. getirgen
ala (f) kanat
alaaeque - et alae ye kanat
alaris kanada ait
.albugineus - a, - um beyazım ı
albus qeyaz
alimentarius = beslenmeye ait
alveolaris, - re = alveol'a ait
alveolus (m) uyuk, çukur. alveol
runbiguus iki arada kalmak
ampuUa (f) = bir kanal ve} a yolun genişlemi~ <. fal
yeri
aııastomosis (f) = ağızlaşma
anatomia (f) = anatomi
angiologia ( f) damar bilim
anglllus ( m) = açı
aqua (f) su
aqueductus (m) su yolu
aquosus, - a, - w 11 sulu, suysu
aracknoidea (f) Yu. {.rümcek ağına benzeyen
arbor (f) ağaç
caecus, - a, - um kör
caeruJeus = mavimtrak
calix (m) = çanak
callosus - a, - um nasır gibi . ert
calva (f) = kafa
caJvaria (f) = kafatası
camera (f) = oda
canalis (m) = boru, kanal
canaliculus ( m) küçük boru, kanal ·ık
<anis (m) köpek
caninus = kö~ğe ait
capillus (m) = baştaki kil, aç
capillaris, - re = kıl gibi kılcal, kapiller
capitolunı (m) = başçık
caput (n) = baş
capsula (f) = kapsül
capsuJa.riıs. • re = kapsüle ait
<ardia (f) Yu. = mide ağzı (kardiya), ka1b
cardiacus, - a, um = kardiya'ya ait, kalbe ait
cari es (f)
1
= çürük, bozulnıu. (kokmuş)
carneus, - a, - wn = etli
caro (f) = et
carotis (f) Yu. = boyun anaatardaman, karotis
caroticus, - a, - um = carotis'e ait
cartilago (f) = kıkırdak
276 • ,\.TOMJ'DE K l.L.L ·ıl.Al ' YABA • ' T Ut il.ER
communis, - m = müşterek
compactus, - a = sıkıştırılmı . tıkız, ompak
concha (f) Yu. = midye kabuğu, b ynuzcu
condylus (m) Yu. = eklcmba.51 veya cıkıntJ ı. lokma
confluens (m) = tirliktc alkış, toplak
con tıictor (m) bıizücü
flexor = bükücü
flexura (f) <lir ek büklüm
floccus (m) kuşbaşı tutam
folliculus (m) beyiııcikte bir lobcuk (kuş bacağı)
folium (n) = yaprak
foliatus, - a, - om yapraklı, yaprak şeklinde
folliculus (m) (küçük boru veya kc ecik) lenf)
fonticulus (m) bıngıldak
foramen (n) delik
formatio (f) = şekil yapı
ANATOMl'DE KULL\NJLL~ Y.\lHNCl TERlMLER 2
luteus, - a, - um sarı
maındibula ( f) aJtçcne
mandibuJaris = altçeneye ait
manibriuın ( n) = sap
manüs (f) = el
margo (m) = kenar
marginalis, - le kenara ait
massa (f) kitle
masseter, ( m) Yu. çiğneme
massetericus, - a, - um masseter'e ait
masticatorius, - a, - um = çiğnemeye yarayan veya hizmet eden
mastoideuıs, - a, - um Yu. = memebaşı şeklinde veya gibi
mastos (m) Yu. = meme başı
rnater (f) = saran, çevreleyen, ana
maxilla (f) üstçene
maxillaris, - re üstçeney,e ait
nıeatfıs (m) = yol
medius, - a, - um orta
medialis = içyan, içyana doğru
medianus, - a, - um orta yerde bulunan
mediastinum (n) = thorax boşluğunun orta bölümü
mediastinalis, - Je mediastinunıa ait
medulla (f) = ilik
medullaris, - re meduııa·ya ait
membrana (f) = ince zar, membran
membra.naceus, - a, - um = zar'lı
membrum (n) üye, taraf
m enıiııx (f) Yu. beyin - omurilik zarı
obliquus, - a, - um eğik
obhmgatus, - a, - um uzamış
obturatus. - a, - um = tıkalı
perforatııs, - a, - um = delikli
peri Yu. = etrafında, ç vre inde
periosteum ( n) Yu. = kemiğin dışyüzünü örten zar, periost
pericardinm (n) Yu. kalbin çevre indeki . zar, perikard
periodonıtium ( n) Yu. diş çevresi ( dişkökü çevre indeki ara-
lıkla bu aralığı dolduran dam ar ve
sinirden zengin bağ dokusu)
periphericu . -,-um Yu. = çevre, perifer
peritoneum ( n) Yu. = karın.zarı, periton
pennanens sürekli
~rpendicularis, -re = dikey
Pes (m) = ayak
pes anserinu = kazayağı
2
= sap, ayakcık
petiolus (m)
Yu. kaya
petros (m) şeklinde
kayalık, kaya gibi. kaya
petrosus, -a, -um Yu. =
= renk maddesi, pigment
pigmentum (m)
Yu.
yutak
pbarynx (m)
diafragma
phrenico Yu.
diafragmaya ait
phrenicus, -a ,-um
= kıl
pilus (m)
kozalak
piınea (f)
kozalağa ait
pi,nealis, -le =
= armut şeklinde
pirifonnis
düzlem, plan
plaınum (n)
ine~ geniş lam
platysma (m) Yu. =
göğüs zarı, ple ra
pleura (f) Yu.
plevra'ya ait
pleuralis, le Yu. =
ağ
plexus (m) Yu. =
kat, p1ika
plica (f) =
başparmak
poJlex (m) =
polus (m) Yu. kutup, yol
po.ns (m) Yu. köprü
porta (f) = kapı
prognarhie =
hali
= derin
profunıdus, -a, -um
dışarıya doğru çıkıntı
prominentia ( f) =
çıkıntı (5. bel omuru ile as sacrum·un
pronıontorium ( 11) = birleşme yerin~e teşekkül eden ne
doğru çıkıntı)
= kendi, has
propritıs,
-a, -um
tümsek
protuberentia (f) =
_.!}() ,\ ., \TO. H' DE KC LL.\\JL.\X L\B.\, ' Cl TERİMLER
durum, hal
situs (m)
skelett (n) Yu. = iskelet
Yu. ommga'nın yana doğru olan eğriliği
skolose
güneşe ait
solaris, -re
yalnız olan, tek veya tektek
solitarius, -a, -um
aral~L arayer
spatiuın (n)
Yu. crsoyu, sperma
spenna
spermaticus, -a, -um Yu. spenna'ya ait
spheroid.eus, -a, -um Yu. küre şeklinde
sphincter (m) Yu. büzücü
spinıa (f) ,,, diken, omurga
spinalis spina'ya ait
Jıkenli, dikensi
spinosus, -a, -um
yPlankavi, spiral
spiralis, -le
i~.m~anlara ait
splanchnicus, -a. -um Yu. =
ea·2k
spleın (m) Yu. =
~i .. k ııilik,kabarıklık
sple.nium ( n) Yu.
içi boşluklu . süngersi
spongiosus. -a, -um Yu.
sedef
~quaına (f)
sedefsi
squamosus. -a, -um
yıldız şeklinde
stellatus, -a, -um
üzengi
stapes (m)
göğü kemiği
sternu.m (n) Yu.
kat
stratum (n) =
çizgi
6tria (f) = çizgili
striatus, -a, -um
kalem apma benzeyen
styloideus, -a. - um
altında
sub
t!t ri altında
subcutaneus
madde
substantia (f)
sulcos (m)
oluk
yukarı, üst
super =
yüz yel
sperficialis, -le
superior, superius daha yukarı, daha ü t
u~tündc, onun üstünde
supra
supraorbitalis, -le orbita'nın üstünde
supremus, -a. -um en üst
otura (f) dikiş
tri üç
f riangularis. -le, üçgen şeklinde
•
1!Vi: .\.\". TO:\ff DC Kl ' LL\XILL. Y \l'>Aı\'C TEIUMLER
-
FtATI 40 LtRA