You are on page 1of 320

Dişhekimliği Fakültesi Yayınlarından

Rektörlük No. 1698


Fakülte No. 5

Dişhekimliği Öğrencileri için

İnsan Anatomisi
Ders Kitabı

Prof. Dr. CEVDET ERtMOGLU


Dişhekimliği Fakültesi
Anatomi Kürsü Profesörü

1 !) 7 1
Gençlik Basımevi

Nuruosmaniyc Cad. Alibaha Türbe Sok. 22


lSTA .'BUL
Tel.: 22 97 67
"
Diş h ekimliği Fakültesi Yayınlarından

H.cktödiik No. H>DS


Fakülte No. 5

Dişhekimliği Öğrencileri için

İnsan Anatonıis
Ders Kitabı

Prof. Dr. CEVDET ERtMOGLU


Dişhekimliği Fakültesi
Anatomi Kürsü Profesörü

1 9 71
Gençlik Basıınevi

N uruosmaniye Cad. Alibaha Türbe Sok. 22


1STANBUL
Tel. : 22 97 67

-ır
&//(

öNSöZ

İnsan anatomısı uzerine yazılmış sayısız yerli ve yabancı ders kitapları


mevcut olmasına rağmen memlek,etimizde şimdiye kadar Dişhekimliği öiV-en.i-
mi yapan öğrencilerin özel ve genel anatomi bakımından daha ziyade onların
ihtiyaçlarına cevap verebilecek nitelikte bir ders kitabı yayınlanmamış olma ı
ve bizzat öğrencilerin içinde bulundukları kitap bulma sıkıntısı da gözönüne
alınarak bu yolda öğrencilere faydalı olmak amacı ile bu kitap hazırlanmı.. tır.
Anatomi terimleri yönünden en son anatomi nomenklaturu esas olarak
alınmış olup görüldüğü gibi kitaba resim konulmamıştır. Zira konulacak olan
resimlerin halen mevcut anatomi atlaslarının hiç bir surette yerini tutamayacağı
kanısındayım. Bu bakımdan kitaptan faydalanmak isteyen öğrencilerin mut-
laka bir anatomi atlası ile birlikte amaçlarına ulaşabileceklerine bilhassa i:aret
etmek isterim.
Kısa zamanda ortaya çıkması sağlanmış olan bu eseri, öğrencilerin istifa-
desine sunarken itiraf etmek gerekir ki bütün gayr,etimize rağmen bazı ba kı
hatalarından kurtulmak mümkün olamamıştır. Bunun, okuyucularım tarafından
hoş görüleceğini umar, kitabın baskı işinde gösterdiği gayret ve titizlikten dolayı
da Gençlik Basımevine teşekkür ederim.

Dr. Cevdet Eriınoğlu


-VII -

lÇtNDEKlLER
Sa. fa
Giriş
1
Anatomi 'de durum plan ve eksenler 2
Anatomi'de kullanılan yön terimleri 3
Vücudun bölümleri 3
Hareket Sistemi ... 4
Osteologa - Kemikbilim 4
Genel bilgi ... 4
Systema Skeleti - İskelet ~istemi 6
Ossa cranii - Kafa kemikleri 6
üs frontale - alın kemiği 6
>> par~etale - çeper kemik 8
» occipitale - artkafa kemiği 9
» temporale - şakak kemiği ... 10
» sphenoidale temel kemik 14
» Ethmoidale 16
Ossa faciei - Yüzkemikleri 17
Maxilla - Üst çene kemiği 17
os palatinum - damak kıemiği ... 19
os zygomaticum elmacık kemiği 20
Vomer - Sapan kemik ... 21
os lacrimale - gözyaşı kemiği 21
concha nasalis infcrior - alt boynuzcuk kemiği 22 1

os nasalc - Burun kemiği ... 22


Mandibula - altçe.nc kemiği 22
Os hyoideum - dilkemiği 24
Başbütünü ve Nonnalar 24
Norma superior 25
» Frontalis 25
» Jateralis 25
>> occipitalis 26
basilaris 26
Baş iskeletini yapan kafa ve yü7 kemikleri arasında meydana gelen
boşluk l'C çukurlar 27
cavum cranii - kafa boşluğu 27
orbita - göz çukuru 28
cavum nasi - burun boşluğu 29
Sinos paranasales 30
Sinus maxillaris - üst çene sinusu 30
cclulac cthmoidalcs - e~moid hücr,,eleri 31
-VIll-

sinus sphenoidalis - sfenoid sinusu 31


sinus frontalis - alin sinusu 31
Fossa pterygopalatina 31
Fossa temporalis 31
Fossa iniratemporalis 31
Baş antropoloji'sine ait kısa bilgi 32
Column:.ı Vertebralis - omurga ... 34
Omurların genel karakterleri 35
Omurların grup karakterleri 36
Thorax - Göğüs kafesi 38
Sternum - göğüs kemiği 38
Costae - kostalar 39
Ossa membri superioris - Ü sttaraf kemikleri ... 40
Scapula - kürek kemik .. . 40
Clavicula - köprücük kemiği 41
Humerus - kol kemiği 41
Radius - döner kemik 42
U1na - dirsek kemiği 42
Oss.a carpi - elbileği kemik eri 43
Ossa metacarpalia - Eltarağı kemikleri 43
Ossa digitonım manus - el kemikleri 43
Ossa membri iınferioris - altaraf kemikleri 43
Os coxae - kalça kemiği ... 43
Pelvis - leğen ... 44
Femur - uyluk kemiği 45
Patella - dizkapağı kemiği 45
Tibia - kaval kemik 45
Fibula - kamış kemik 46
Ossa tarsi - ayakbileği kemikleri 47
Ossa metatarsaJia - ayaktarağı kemikleri 47
Ossa digitorum pedis - ayak parmaklan kemikleri ... 47
B - Sy.ndeısmo ogia - eklembilim 48
Genel bilgi
~
48
Junetıırae cranii - B~ eklemleri 49
Articulatio temporomandibularis - çene eklemi 50
Juncturae columna VertebraJis - Omıırga eklemleri 51
Juıncturac thoracicae - göğüs eklemleri ... 53
Articulationes costovertebrales - kaburga omur eklemleri 53
Articulationes costosternoles - sterno kostal eklemler 53
J ancturae- oss. membri supenoris - üsttaraf eklemleri 53
Articulatio sternoclavicularis - sterno lamikalar eklem 53
-IX-

Articulatjo acromioclavicularis - akromioklomikular eklem 53


Articulatio humcri - omuz eklemi .. . 53
Articulatio cubiti - dirsek eklemi . . . 53
Juncturae oss. membri inferioris - Allttaraf eklemieri 54
Symphysis pubica - pubis sinfizi 54
Articulatio sacroiliaca - sakroiliak eklem 54
Articulatio coxac - kalça eklemi 54
Articulatiıo genu - diz eklemi 54
C - Myologia - kasbilim 56
Genel bilgi 56
.Musculi crarili. - başkaslan 57
.Mimik kaslar 57
Musculus epicranius 57
Mm. auriculares 57
Musculus orbicularis oculi 58
)) depressor supercilii ... 58
)) corrugator supercilii 58
)) Procerus 58
)) depressor septi 58
)) nasalis 58
)) dilatator nasis 59
)) orbicularis oris 59
)) depressor anguli oris 59
)) depressor labii infedoris 59
» risorius 59
» levator labii superioris alaeque nasi ... 59
>> levator labii superioris 59
» zygomaticus minor 59
» zygomaticus major 59
ı> ıevator anguli oris 60
» Buccinator 60
» Mentalis 60
Çiğneme kasları ... 60
Musculus mas seter 60
)) temporalis 60
)) pterygoideus lateralis 61
)) pterygoideus medialis 61
Boyun kasları
61
Platysma 61
Musculus sternocleidomastoideus 61
» scalenus anterior 61
-X-

Musculus scalenus medius 62


)) calenus posterior 62
)) longus capitis 62
)) longus colli 62
)) rectus capitis antcrior 62
)) Hyoidüstü kasları 62
)) digastricus 62
)) stylohyoideus 62
)) mylohyoideus 63
)) geniohyoideus 63
>' Hyoidaltı kaslan 63
)) sternohyoideus 63
l) thyrohyoideus 63
)) omohyoideus 63
Faschıe ccrvica)es - Boyu.nı fasyalan 64
Ense ve sırt kaslan 64
tf usculu~ trapezius 65
)) Jatissimus dorsi 65
l> Ievator scapulae 65
MuS<:uli rhomboidei 65
muscuJus serratus poste.rior superior 66
musculuı, serratu posterior inferior 66
Musculu', splemus 66
>) semispinalis 66
,, erector spinae 67
» multifidus 67
1\-fusculi rotatores 68
Musculus rectus capitis posterior major 68
» rectus capitis posterior minor 68
» obliquus capitis inferior 68
>> o"Qliquus capitis supcrior 68
Sırt fasyalan 68
Musculi Thoracis - göğüs kasları 68
Musculus pectoralis major ... 68
>ı pectoralis minor 69
n subclavius 69
)) serratus anterior 69
Musculi intercostales 69
Diaphragma - diafragma 69
Musculi abdominis - karın kasları 70
Musculus rectus abdominis 70
)) obliquu~ cxternus abdomini 71
-XI-

}) obliquus intcrnus abdominis 71


transvcrsus abdominis 71
)) psoas major 72
)) quadratus Jumborum ... 72
Mm. meınbri superiods - üsttarf kasları ... 73
Omuz kasları 73
Musculus deltoideus ... 73
)Jsupraspinatus 73
)) infraspinatus 73
subscapu laris
).) 73
Mu. cuıu~; teres major 73
\) teres minor 74
Kol kasları 74
Musculus biccps brachii 74
coracobrachialis 74
>) triceps brachü 74
ünıkol kasları 75
Musculus pronator teres 75
flexor carpi radialis 75
>> palmaris longus ... 75
flexor digitorum superficiali 75
» flexor digitorum profundus 76
ıı flexor pollicis longus 76
» pronator quadratus 76 ,
ıı brachioradialis 76
» extersor carpi radialis longus 76
ıı extersor carpi radialis brevis 76
» extersor digitorum 77
» extcrsor digiti minimi 77
ıı extersor carpi ulraris 77
» anooneus 77
» supinator 77
n abductor pollicis longus 77
ıı extensor potJicis brcvis 77
>> cxtensor indicis 78
El kasları 78
\im. nıenıbri iııferioris - altaraf kasları 78
tile Kasları 78
Musculus gluteus ma.ximus 78
>> tensor fascia latae 9
)) gluteus medius ... 79
- XII -

» gluteus minimus 79
)) priforınis 79
)J obturator internus 79
)) obturator extemus 79
>> gemellus superior et inferior 79
>> quadratus femoris 79
Uyluk lı.aslan 80
Musculus sartorius 80
'' quadriceps f emoris 80
» pectineus 80
» adductor longus 81
» adductor brevis ... 81
>> adductor magnus 81
Musculus gracilis 81
» biceps femoris 81
>> semitendinosus 81
» semimembranosus 81
Bacak Kasları 81
Musculus ti.bialis an~erior 82
)) extensor hallucis longus -82
)J extensor digitorum longus 82
)J fibularis longus 82
fibularis brevis 82
» triceps surae 82
» plantaris 83
Musculus flexor digitorum longus 83
» tibialis posterior . 83
» popliteus 83
Ayak kasları 83
SYSTEMA DtGESTORUM - Stı IDtRtM SİSTEMİ 84
Cavum oris - ağızboşluğu 84
Vestibulum oris ... 84
Buccae (3·anıaklar) 85
Labia dudaklar . . . . .. 85
Cavum oris proprium 86
Dentes - dişler ... 86
Palatum durum - sertdamak 97
Palatum molle - Yumuşak damak 97
Ağız boşluğu döşemesi 99
Tonsilla palatina 99
Li.ugwı - dil 100
Pharynx - yutak 102
XIII -

Oesophagus - yemek bonısu ... 105


Ventriculus - mide ... 106
İntestinum tenue- inc.ebarsaklar 10
tntestinum orassum - kalmbarsak 110
Glandulae salivatoriae - Tükürük bezleri ı 13
GI. parotis ... 113
Gl. submandiJbuJaris 115
Gl. sublingualis ... 116
Paııcreas - Pankreas 116
Hepar - Karaciğer ... 117
Ductus biliferi - safra yollan 120
Ductus cholcdochus - koledok kanalı 120
V esica fellca - safra kesesi 121
Lien - dalak 121
Peritoneum - Periton. 122
SYSTEMA RESPlRA TORlUM - SOLUNUM StSTEı 11 125
Nas us - Burun 125
Cavum ııasi - Burun boşluğu 12-
Larynx - Gırtlak 126
Trachea - Solukborusu 129
Bronchi - Anabronşlar 130
Pulmones - Akciğerler 131
Pleura - Plevra 135
SYSTEMA V ASORUM - DAMARBlLlM 137
Cor - Kalb 137.,
Kalbin dış göriinüşü 138
Kalbin iç görünüşü 138
Atria oordis 139
Ventriculi cordis JAO
Kalbin J apısı 140
Endocardium 140
Myocardium ... i40
Pericardium ] 41
Arteria - Arterler, Atardam..rrlar 142
Tnıncus pulmonalis - Akciğer atardamarı 1-+3
Aorta -- Aort 144
Arcus aorta•e 144
Artcria carotis communis 144
)) carotis intcrna 145
)) carotis extcrna ı 6
temporalis superficialis 14
)) maxillaris 148
-XIV-
)) subdavia 150
)) axillaris ... 151
)) brachialis 152
)) radialis 152
>ı ulnaris 153
orta thoracica - göğüs aortu 154
Aorta abdominalis - karın aortu 154
Truncus coeliacus 155
A. ınesenerica superior 155
A. nıesenterica inferior 156
A. phrenica inferior ... 156
A. suprarenalis media 156
A. renalis 156
A tcsticularis veya ovaric 156
.\.. iliaca communis 156
a. iliaca intema 156
a. m~ca externa 157
• femoralis 158
A. popfüea 158
A. tibialis anterior 158
A. tibialis posterior 158
Venae - venler, toplardamarlar 159
V enae cavae - vena kava'lar 159
V. cava superior 160
V v. arygos et hemiazygos ... 160
Vv. Br.ıchiocephalica dextra et iııitra 160
Vena cava superior 160
Baş ,.e boyun venleri 160
Baş venleri 160
Vv. diploicae 160
Vv. cierebri 161
Vv. emissariae 161
Sinus durae matris 161
Boyun \enleri 162
\!. jugularis interna 162
V. jugularis externa 162
Ü sttaraf venleri ... 163
Vena .::ava inferior 164
Allttaraf venleri ... 165
Vena postae 165
ystema lymphaticum - Lenfetik · 166
Baş ve boyun lenfa damar ve düğümleri 167
üsttaraf lenfa damar ve düğümleri ... 169
-XV

Thorax lenfa damar ve düğümleri 169


Karın ve pelvis boşluğu lenfa damar ve düğümleri 170
Alt taraf lenfa damar ve düğümleri . .. 171
SYSTEMA. UROGETINALE - UROGEN1TAL SlSTEM 172
Rcnes - Böbrekler . .. 172
Ureter 175
Ve~ica urinaria - Mesan,e 176
Urethra masculina - Erkek uretrası 178
Urethra fcminina - Kadın uretrası 179
Organa genitalia masculina - Erkek üretim organlan 180
Testes - TestisJcr 180
Scrotum - Skrotum ... 181
Ductus defcı:;ens 181
Funiculus spermaticus 182
Vcsicula scminalis 182
Ductus cjacuJatorius 182
Prostata - Prostat 182
Penis 183
Organa genitalia faminina - Kadın üretim organlan 184
Ovarium 184
Tuba utcrina 186
Uterus 186
Vagina 189
Vulva ... 189
Mamae 190
Pc-rincum 191
ENDOKRİN ORGANLAR VEYA tÇSALGILI BEZLER 192
Corpus pineale ... 192
Hypophysis cerebri 192
Gl. thyroidea 192
Gl. parathyroidca 193
Gl. suprarenalis ... 193
Thymus 194
SYSTEMA NERVOSUM - SlNlR StSTEMt 195
Genel bilgi 195
Systema nervosum Cerebrospinale - Cerebrospinal sistem 196
Systema nervosuın ceıntrale 196
Medulla spinalis - Omurilik 196
Dış görünüş 196
Encephalo: ı -
Tümbeyin ... 201
Rhombenc·ephalo:ı - Arkabcyin 201
Mcdulla oblongata 201
-XVI-

Dış görünüş 201


İç yapısı 202
Ponıs ... 203
Cerebellum 204
Dış görünüş 204
İç yapısı 205
V entriculus quartus 206
Tegmen ventriculi quarti 206
Fossa Rhomboidea 206
MesencephaJon - Orta beyin 207
Dış görünüş 207
Mesencephalon'un iç yapısı 208
Prosen.cephalon - ö.nıbe. in 208
He:rnisphaeriae cerebri - Beyiıt yarımkürleri 209
Dış görünüş 209
Beyin birleşekleri 210
Corpus callosum 210
Fornix cerebri 211
Commissura anterior cerebri 211
Septum pellucidum 211
Commissura posterior cerebri 211
Beyin yarım kürelerinin içyapısı 211
V entriculus lateralis - Yan.karıncık 212
Corpus striatum 212
Nucleus caudatus 212
Nucleus. lentiformis 212
Clastrum 212
Capsula intema 212
Capsula externa 213
Capsula extrema 213
Diencephalon - Arabeyin 213
Ventriculus tertius - üçüncü karıncık 213
Thalamus 213
Hypothalamus 214
l\fenings - Meninksler 215
Piarrıeter 215
Arachnoidea 216
Duramater 216
Viae motoriae - Oynatıcı yollar 218
Pyramidal yollar 219
Extrapyramidal yollar 220
Viae sensitinae - Duyumcu yollar 220
-XVII-

Viae olfactariac - Koku ~ oJlan 221


Vfae opticac - Görme yolları ... 221
Viae acustica.e - tşitınc yolları 222
Via.e staticae - De·n ge yollan ... 222
Viae gustativae - Tad yollan 222
Systema n.ervosum pcriphericum - Periferik sinir sistemi 224
Nervi craniales - Kafa sinirleri 224
N ervi olfactorii - Koku sinirleri 224
Nervus opticus - Görme siniri 224
» oculomotorius 224
trochlearis 225
}) trigeminus 225
» Abducens 229
)) Facialis 230
)) Vestibulocochlearis 231
)) Glossopharyngeus 232
'!) Vagus 233
» Accesorius 235
» Hypoglossus 236
Plexus cervicalis - Boyun sinirağı 238
Kas dalları 238
Deri dalları 239
Plf'Xlls brachialis - Kol siniragı 239
Yan dallan 240
Uç dallan 240 ,
N. Musculocutaneus 241
N. Medianus 241
N. ulnaris 241
N. cuteneus antebrachii medialis 241
N. cutaneus brachii medialis 241
N. axillaris 241
N. radialis 241
Nervi thoracici - Göğüs spinal sinirleri 242
Plexus lumbalis -- Bel sinirağı 242
N. iliohypogastricus 242
N. ilioinguinalis 242
N. cutaneus femoris lateraJis 242
N. gcnitofemoralis 24:'
N. obturatorius . . . 243
N. femoralis 243
Plexus acralis - Sakral sin1rağı 243
N. ischiadicus 243
- xvııı -
N. fibularis communis 244
N. tibialis 244
Plexus pudendalis - Pudental plexus 244
N ..,rvus pudendus 244
ervus coccygeus - Koksiks siniri . . . 244
Syste·.: na nervosum autonomicum - Otcnom sinir sistemi 245
Pars S)·mphatica - Sempatik sistıenı 24 5
Pars cervicalis - Boyun parçası 246
Pars thoracica - Göğüs parçası 246
Pars lumbalis et sacralis - Kann ve pel vis parçası 246
Pars parasympathica - Parasempatik sistem . . . 24 7
Encephalüın'da bulunan, merkezler 24 7
Nucleus accesorius autonomicus ncrvi oculomotorii - Gözbebeği
çekirdeği 24 7
ı> lacrimal~s - Gözyaşı ç~kirdeği . . . 24 7
» salivatorius superim - üst tükürük çekirdeği 247
» salivatorius inferior - Alt tükürük çekirdeği 24 7
» originis dorsalis nervi vagi - Vagus'un parasempatik
çekirdeği 24 7
Syst~ma autonomicum'a ait ganglion ve plexus'lar 248
BaŞ'da bulunan ganglion'lar 248
Ganglion ciliare . . . 248
Ganglion pterygopalatinum 248
Ganglion oticum 24 8
Ganglion submandibulare 248
Ganglion sublinguale 248
Thorax içinde bulunan antonnm plexus'lar 248
Plcxus pulmonalis 248
Plexus cesophagii 248
Plexus cardiacus ... ... 248
Karın boşluğu içind e bulllıllan plexus'lar
1 249
Plexus pelvinus veya hypogastricus 249
Organa ~eu:suum - Duyu orgwıı1~n . . . 250
Organum gus1us - Tadalma orgaını . .. 250
Organum ulfactus - Kokualma organı 250
Orgzıı~um visus - Gönr 2 organı 2 .c:;o
Bulbns nculi - Gözküresi 250
Dış görünüş 250
Tunica fibrosa bulbi 251
Tunica vasculosa bulbi 251
Tunica intema bulbi 252
Lens - Göznıerceği . . . 254
-XIX-

G<>z kamaraları ve lıumor aques 255


Vagina bulbi 255
Musculi bulhi - Gözkasları 255
PaJpebrac - Gözkapaklan 256
Supncilia - Kaşlar ... 257
Apparatu s lacrimalis - Gözyaşı organı
1
258
Gl. lacrimalis - Gözyaşı bezi 258
Canaliculi lacrimales 258
Saccus lacrimalis 258
Ductus nasolacrimalis 258
Organ um Vestibulocochleare - İşitme ve denge
1 organı 258
Auris externa - Dışkulak 259
Auricula 259
Meatus acusticus externus 259
Auris media - Orta.kulak 260
Cavum tympani 260
Ossicula auditus - Kulak kemikcikleri 261
Cellulae mastoideae 262
Tuba auditiva 262
Anris interna - tçkulak 262
Labyrinthus osseus - Kemik labirent 263
Vestibulum 263
Canales semicirculares 263
Cochlea 264
Labyrinthus membranaceus - Zar labirent 264 '
Pars statica labyrinthi membranacei 264
Utriculus ve sacculus 265
Ductus semicirculares 265
Ductus et sacculus endolymphaticus 265
Pars anditiva labyrinthi membranacei 265
Ductus cochıearis 265
Organum spirale 266
Ductus perilymphaticus 266
Literatür 267
Ar...atomi' de kullan.ılam terimler 269
lNSAN ANATOM1Sl

Giriş

Anatomi terimi Yunanca asıllı olup anatenınieını kelimesinden gelmekte-


dir. Lügat anlamında keseııek açmak, yarmak demektir. Esasında böyle dar bir
anlama gelmesine rağmen anatomi canlı organizmanın yapısını inceleyen bir
bilim dalıdır. tik zamanlar sadece çıplak gözle yapılan incelemelere sonraları
daha birçok metotlar eklenmiş olmasına rağmen anatomi terimi yerini elan
kaybetmemiştir.

Canlı varlık alemi bitkiler ve hayvanlar olmak üzere iki büyük sınıfa ay-
rıldığına göre bitkileri inceleyen anatomi'ye «phytotomie», hayvan organizma-
sını ince~eyene de «ZOotomie» denir. lnsan organizmasını inceleyen anatomi de
«Anthropotomie >• adını alan insan Ftnatomisidir ki bizim konumuzu da bu teş­
kil etmektedir.
İnsan organizmasını sadece çıplak gözle veya nihayet bir büyüteç yardımı
ile inceleyip anlatan anatomi «makroskopik anatomi» adını alır. Bu yönden
inceleme ve anlatma da iki türlü yapılır. Ya organizmadaki belirli bir fonksi-
'
yonu görmek üzere bir araya gelen organ ve dokuların meydana getirdikleri
sistemleri (hareket sistemi, sindirim sistemi gibi) sırasıyla inceleyip anlatır ve-
ya vücudu birtakım bölgelere ayırarak yüzeyden derine doğru dokuların fonk-
siyon ve karakterlerine bakmaksızın kat kat (plan) inceleyip anlatır ki, bun-
lardan birincisi «Sistematik anatomi» diğeri de cctopoğrafik anatomi» adını alır.
Makroskopik anatominin yanında bir de dokuların daha ince yapısını bir
mikrıoskop aracılığıile ·inceleyip anlatan bölümü vardır ki buna da mikroskopik
anatomi veya histıoloji denir. ...
Organizmayı böyle makroskopik ve mikroskopik inceleme dışında yumurta
(ovum) nın döllenişinden doğuma kadar geçen döl yatağı içi (intrauterin) safhayı
inceleyen anatomi bölümüne de embriyoloji adı verilir.
Bundan başka insan anatomi'sinin öğr~tim bakımından Estetik anatomi,
cerrahi anatomi, radyolojik anatomi, fonksiyonel anatomi, ve komperatif ana-
tomi gibi dalları da vardır. Bütün bu saydığımız anatomi dalları normal orga-
nizmayı incelediği halde bir de hastalıklı organ ve dokuları inceleyen dalı var-
1
dır ki, Ona da patolojik anatomi denir. Biz burada normal insan organizması­
nı.n statik durumda yani kadavrada olduğu gibi ve daha ziyade makroskopik,
yerine göre de mikroskopik ve embriyolojik yönlerden inceleyip anlatırken
-sistematik anatomi sınırlan içinde kalacağız.
2 HAREKET S1STEM1

Anatomide dumm, plaın ve eksenler


Aınatomi' de durum - Anatomide organ ve oluşumlar anlatılırken ayakta duran
başı dik, yüzü bize dönük, ayakları bitişik, kolları sarkık
ve avuçiçleri öne bakan bir insanın durumu esas olarak
alınır ve vücut' dan birtakım düzlem ve çizgilerin geçtiği
de kabul edilir. Bu düzlem ve çizgiler şunlardır:
Eksenler - 1) axis verticalis (yukardan aşağı dikine geçen eksen)
2) axis transversalis (önden arkaya veya sağdan sola eni-
ne geçen eksen)
Düzlemler - 1) planum medianum (yukardan aşağıya geçen ve vücu-
du sağ ve sol iki eşit yarıma bölen düzlem)
2) planuın sagitale (yukardan aşağı geçen ve vücudu sağ
ve sol eşit olmayan iki yarıma bölen düzlem.)
3) planum frontale (yukardan aşağı geçen ve vücudu ön
ve arka ikiye bölen düzlem)
4) planum transversale (vücudda.n her hangi bir seviyede
enine geçen düzlem)
Çizgiler - 1) Jinea mediaııa anterior (planum medianum'un en
önünden geçen çizgidir)
2) linea mediana posterior (planum medianum'un en ar-
kasından geçen çizgidir)
3) liınea sternalis (sternum'un yan kenarından geçen çiz-
gidir)
4) linea mamillaris vey1::ı medio-clavicularis (memebaşın­
dan veya clavicula nin ortasından yukardan aşağı ge-
çen çizgidir)
5) liınea axillaris anterior (koltukaltı boşluğunun ön ke-
narından geçen çizgidir)
6) linea axillaris media (koltukboşluğunun ortasından ge-
çen çizgidir)
7) Linea axillaris posterior (koltuk boşluğunun arka ke-
narından geçen çizgidir)
8) linea scapularis (scapula'nm alt köşesinden geçe.n çiz-
gidir).

İnsan birçok omurgalılar gibi bilateral simetrik yaratılmıştır, yani ar-


kada sırt ortasınd(3ki oluktan ve dolayısıyle omurların diken (processus spino-
sum) çıkıntılarından ve önde de karın ortasından yani göbekten dikine geçen bir
düzlem (plaıınm medianum) vücudu iki yarıma böLer. Buna rağmen tam birbirine
eşit iki yarım (1ayna hayali) halinin de hiç bir zaman mevcut olmadığını bilmek
gerektiği gibi iç organların da bir kısmında (kalp, karaciğer, dalak) bu simetri
mevcut değildir.
KEMIKBtLlM 3

İnsan vücudunu anlatırken bir takım yön terimlerine de ihtiyaç vardır. Bun-
J1ar gövde ve taraflarda kullanılmada bazı farklar gösterdiğinden ayrı ayrı aşağı
da sıralanmıştır.
a) Gövdede kullanılan yön terimleri :
Craınialis Başa doğru veya, yukarda bulunan
Caudalis Kuyruğa doğru, veya aşağı da bulunan
Superior üst
1nferior Alt
Dorsalis Sırta doğru, arkaya doğru, arkada bulunan
Ventralis Karına doğru, öne doğru, önde bulunan
Posterior Arka
Anterior ön
Medialis lçyan (orta düzleme yakın)
Lateralis Dışyan (orta düzlemden uzak)
Mediaınus Tam ortada
Dexter Sağ
Siııister Sol
Superficialis Yüzeye! (deriye y1akın)
Profundus Derin
tntemus lç
Externus Dış

b) Taraflarda kullanılan yön terimleri


Proximalis Gövdeye yakın
Distalis Gövdeden uzt~
Radialis Dışyap., Radius'a doğru
Uhııaris tçyan, ulna'ya doğru
Tibialis tçyan. Tibia'ya doğru
Fibularis Dışyan, Fibula'ya doğru,
Palmaris Avuç içine doğru
Donsalis El veya ayaksırtına doğru
Plantaris Ayak tabanına doğru

Vücudun Bölümleri

Bir insan vücudunda baş (caput), boyun (collum-cervix), gövde (truncus)


üsttaraflar (extremitas supıfriora), alttaraflar (extremitas inferiora) olmak üzere
bölümler ayırdedilir. Extremitas superior, kol (brachiuın), önkol (antebrachiuın
el (manus); Extremitas inferior da uyluk (femur), bacak (eros) ve ayak (pedis)den
müteşekkildir. Gövde de ayrıca dıştan belirli bir sınır olmaksızın göğüs (thorax),
karın (abdomen) ve leğen (pelvis) olarak üç bölüme ayrılır.
HAREKET StSTEMl
Bu sistem kemiklerle bunları birbirine bağlayan eklemler ve nihayet bunla-
rın hareketini sağlıyan kaslardan meydana gelmiş olup üç bölümü vardır. 1 -
Osteologia (kemikbilim) 2- syndesmologia (eklembilim) 3 - Myologia (kas-
bilim).
Osteologia • Keınikbiliııı

Geınel bilgi
Organizmanın en sert ve dayanıklı dokusunu teşkil eden kemikler bir araya
gelerek iskelet yapısını meydana getirirler. Bir insan iskeletinde dış görünüş iti-
barıyle üç türlü kemik dikkati çeker: 1- Ossa longa (uzunkemikler), 2- Ossa
brevia (kısa kemikler,) 3- Ossa plana (Yassı kemikler). Bunlara örnek,
kol kemiği (humerus) uzun, omur (vertebra) kısa ve kürek kemiği (scapula)
c!:~ yassı Kemik olarak gösterilir.

_Kemik dokusu yüksek basınç ve çekmeğe karşı oldukça dayanıklıdır. Yani


basmakla yassılaştırılmaz ve çekmekle de uzatılamaz. Am 1:t aşırı basınç ve çekme
karş1sında ya parçalanır veya kopar. Bütün bunlara q3.ğmen unutmamak gerekir
ki kemik yapısını teşkil eden org1aİ:rik ve anorganik maddeler sayesinde bilhassa
genç yaşlarda e~.neklilik göstererek nisbeten bükülebilirlerse de daha fazla bü-
külme halinde ise kırılırlar.
Kemiklerin makroskopik yapısı - Kemiklerin enine kesitlerinde makros-
kopik olarak iki kısım ayırd edilir: a- Suhstantia corticalis (kemiğin dış kabuk
kısmı), b- subsfantia spongiosa (kemiğin içte kcılan süngersi kısmı). Bu iki kı­
sım uzun, kısa ve yassı kemiklerde değişik incelik ve dayanıklıktadır. Uzun ke-
miklerde S. corticalis kalın ve aynı z1:tmanda kompakt olur ki o zaman sub. taıntfo
(·ompacta adını da alır. Pratik olarak uzun kemiklerin gövdesinde (diaphysis) s.
spongiasa bulunmaz. Onun yerine ortad1:ı cavum medullare denilen bir boşluk
vardır ki canlıda içini kemikiliği (medulla ossium) doldurur. O sebepten uzun
kemiklerin gövdeleri (diaphysis) bilhassa sert ve dayanıklıdır. Buna mukabil uzurı
kemiklerin eklem uçJ1~rında (epiphysis) s. spongiosa vardır. Onun için de s. com-
pacta, ıdiaphysis'e nazaran incedir. Kısa kemiklerd,e ise s. spongiosa fazla olup
s. corticalis incedir. Yassı kemiklerde s. corticalis iç ve dış olar,::ıic· iki tabaka teş­
kil eder ve ikisinin arasını da s. lSpongiosa doldurur. Yassı kemiklerdeki s. corti-
calis'e lamin.a ve s. spongiosa ya da diploe adı verilir. Çok ince yassı kemikler-
de ise s. spongiosa hiç bulunm19z. S. spongiosa'yı teşkil eden kemik dokusu bir-
takım kemik lamelleri veya trabekülalan ihtiva eder ki bunlar hiç ne gelişi güze!
lir şekilde sıralanmaıruşlardır. Tersine kemiğin karşılaşacağı basınc;a karşı koya-
cak niteliktedirl~ı. Her kemik strüktürü kendi ytüklenme durumuna göre örgüt-
KEWKBiLll\1 5

kmniş olup hayat boyunca da değişiklikler gösterir ve tedricen atrofiye olurlar.


Bütün bu değişiklikler belirli bir sınıra kadar artma (gerilim) gösterirse bu
takdirde kemik dokusunda da bir artına veya çoğalma, tersine bu gerilim bir
azalma gösterirse o zaman da kemik dokusunda atrofi (gerileme) görülür. O
halde bir aktivite hipertrofisi (çalışma büyümesi) veya inaktivite atrofisi (ça-
lışmamadan dolayı gerileme) sözkonusudur ki bu bir kaide olarak cereyan
eder. Bu düzenin normal şartlarda değişimi kemik iskeletin fonksiyonel yapısını
meydana getirir. Böylece bir kemik, karşılaştığı basınca v1eya gerilime karşı ge-
rekli madde miktarını ihtiva edeceğinden aynı sağlamlığı gösteren bir cisim ola-
olarak ortay{l çıkar. Nitekim çene kemiğinin alveol çıkıntısı dişlerin kaybı do-
layısıyla basınçtan kurtulursa zamanla tamamiyle atrofiye olur. Kemik doku-
su için sözkonusu olan bu olay hemen bütün diğer dokularda da görülebilir.
Kemik iliği (medulla ossiuın) - Taze kemiklerin içinde bilhas a uzun ke-
miklerin cisimlerinin ortasındaki kemik iliği kanalı (cavum medullare) denilen
boşluğu ve s. spongiosa'yı dolduran maddedir. Dış görünüş itibariyle kemikiliği
1

hayatın ilk senelerinde kırmızı olup meıdulla ossiunı rubra denirki kan yapımın­
da büyük ve önemli bir rol oynar. Sonraları yaş ilerledikçe kemikiliği, içinde fazla
miktarda yağ ihtiva etmesinden dolayı sarımtırak bir renk alır. O zaman buna me-
dulla ossİıını flava denir. Böylece 30 yaşından sonra s1adece bazı kafa kemik-
leriyle ~temum ve kaburga kemiklerinde medulla ossiunı rubra bulunur.
Periost (periosteum) - Bir ta~ kemik, kıkırdakla örtülü olan eklem yüz-
leriyle kas ve kirişlerin yapıştıkları yerler hariç periost denilen ince ve ol<lukça
~1'.3ğ1am bir zar ile örtülüdür. Bu zar kemiğe sıkıca yapışık olmakla beraber çekip
sıyırmak mümkündür. Periost, ihtiva ettiği zengin kan damarları ağından ke-
miğin beslenmesi için de dallar verir. Periost her zaman kemik dokusu mey-
dana getirebilecek bir kudrete sahiptir ve bu sayede de kırılan kemiklerin şifası
mlimkün olur.
Kemik dokusunu11ı şimik yapısı - 'Kemik dokusu şimik oJ1g,rak : 1- su
(takriben % 32), 2 - Organik maddeler (takriben % 23), 3 - ~raI
tuzlar (takriben % 45) ihtiva eder. Organik maddeleri hücreler, kollagen fibrÜier
ve interfibriler maddeler teşkil eder. Min.e ral tuzfar da kalsiyum fosfat, kalsi-
yum karbonat, magnezyum fosfat, kalsiyum florid, kalsiyum klorit ve alkali
tuzlardan ibaret olup kemik dokusunun esas sertliğini \'erirler.
Kemik teşekkülü - Kemiklerin meydana gelişinde iki türlü kemikleşme
tefrik edilir: 1- Fibröz kemikleşme olup, direkt olarak fibröz dokunun kireç-
le.nme yoluyla kemiğe dönmesi ile, 2 - Kontral kemikleşme kıkırdak doku-
sunun kemikleşmesiyle meydana gelir. Kondral kemikleşme de iki tür-
lü olur: a) Perichondral, b)enchoındral. Bu konudaki daha geniş bilgi için
histoloji kitablarına bakınız.
Kıkırdak dokusu (cartillago) - İskelet yapısı sadece kemiklerden değil
6 HAREKET S1STEM1

aym zamanda kıkırdak dediğimiz dokudan da meydana gelmiştir. Kıkırdak


dokusu bilhassa eklem uçlarında ve kaburgaların ön kısımlarında bulunur.
Keza burun iskeletinin ön kısmı da kıkırdaktan yapılmıştır. Bütün bu ~aydık­
larımız hiyalin kıkırdak cinsindendir. lntersellüler maddenin cinsine göre de üç
türlü kıkırdak: vardır : 1- Hyalin, 2- Elastik, 3- Fibröz. Bu üç türlü kı­
kırdak dokusu da kemikten fazla esneklik gösteren, kesilebilen ve oldukça
sağlanı bir dokudur. Bu hususta fazla bilgi için histoloji kitaplarına bakınız.

Systema Skeleti - İskelet Sistemi

Vücudun çatısını yapan iskelet sistemi 206 kemikten ibaret olup şu parça-
lara aynlır:
1) Caput (Baş)
2) Colunma vertebralis (Omurga)
3) Thorax (Göğüs)
4) P.elvis (Leğen)
5) SkeJeton membri superioris (Üsttaraf iskeleti)
6) Skeleton membri iınferi-0ris (Alt taraf iskeleti)
·Bunlardan başka üst tarafı göğüs'e bağlayan Cingulum membri superioris
(omuz kavşağı) ile alttarafı omurga'ya bağlayan cingulum membri inferioris
(leğen kavşağı) vardır. Omuz kavşağını scapula (kürek kemiği) ile clavicula
(köprücük kemiği), leğen kavşağını da os coxae (kalça kemiği) yapar. İskelet
yapısına giren ve iskeletle hiç bir bağlantısı olmayan bir de os hyoidıeum (dil
kemiği) ni ilave etmek gerekir.

Caput - Baş

Baş bir taraftan encephalon (Beyin) ile göz ve kulağa kıemik muhafaza
vazifesi göriirken diğer t3raftan da sindirim ve solunum sistemlerinin başlan­
gıç kısımları ile tad ve koku alma gibi duyu organlarım da içinde bulundurur.
Bir bütün halinde görünen caput (baş), gelişim bakımından değişik orijinli
olmakla beraber pratik bakımdan iki kısma aynlarak incelenir:
1- Neurocranium, 2- Viscerocranium
N~urocranium'u, ossa cranii (kafa kemikleri), Viscerocranium'u da ~sa
fadci (yüz kemikleri) meydana getirir.
Ossa Craıni:i • Kafa kemikleri
Bunlar (Os parietale, Os temporale) çift ve (osfrontale, os occipitale,
os sphenoidale, os ethmoidale) tek olmak üzere sekiz kemikten ibarettir.
Os Frontale - Alın kemiği

Kafanın ön kısmında ve tek olan bu kemik bir taraftan kafaboşluğunun


ön bölümünü, diğer taraftan da gözçukuru (orbita)nun bir kısmını yapmağa yar-
KEM1KB1L1M 7

dun eder. Böylece bu kemikte, bir dikey pars squama frontalis ve bir de yatay
pars orbitonasalis olmak üzere iki parça tefrik edilir.
Squama frontalis - Bu parçanın bir iç ve bir de dış yüzü olup serbest ve
yar m daire şeklinde olan ken,arıyla yukarda os parietale ile sotura coronalis
yanlarda ise os sphenoidale ile sutura sphenofrontalis deniJen birleşme dikiş­
lerini yapar.
l\ılargo supraorbitalis 1adını alan alt kenarı da pars orbitonasalis'le devam
ederek yanlarda processus zygomaticus ossis frontalis olarak sonlanır. Bu çı­
kıntı da, os zygomaticum'la sutura zygomaticofroo.tale adını alan birleşme diki-
şi yapar .

.fades interna (lçyüz) - Çukurca olan bu yüz arkaya bak1~. üst kenar-
ından aşağı doğru ve ortaçizgi üzerinde uzanan bir oluk (sulcus sagitalis) ve onun
de:vamı eılan ibik şeklindeki çıkıntı (crista frontalis) ve bunun kör bir delile
(formu~n caecum) te sonlandığı görülür. Erişkinde kör olan bu delik çocuk-
larda çok defa burunboşluğuna V. emissaria bağlantısı yapan bir kanal h1alin-
dedir. Yine bu yüz üzerinde orta çizginin iki tarafında gayrımuntazam serpilmiş
r!r ~:ıkun ufak çukurcuklar (foveolae graınulares) dikkati çeker.
Fades e·xteıma (Dışyüz) Bu yüz iç yüzün tersine konveks olup ortaçizgi-
-
nin her iki yanında bariz kabarıklık gösterir ki buna tuber frontale denir. Bun-
ların altında kemer Ş,eklinde birer çizgi (arcus superciliaris) bulunur. !ki yanda
olan bu çizgiler arasında ve orta çizgi üzerinde hafif düz bir kabartı (glabella)
vardır. Bunun altında bu yüz, pars nasalis'le devam eder. Yanlarda ise partes
orbitales'Je keskin bir kenar olan margo supra-orbitalis ile birleşir. Adi.tas or-
bitıae'nin üst kenarını yapacak olan bu kenar üzerinde iç yanda inci.sura fron-
talis, onun dışyanında iııcisora supra orbitalis görülür ki bunlar hazan çentik
yerine delik şeklinde de olurlar. Margo supra-orbitalis'in üst dış köşesi hiza-
sından yukarı ve arkaya doğru giden linea temporalis denen çizgi vardır. Bu
çizginin ön ve alt ucu daha bariz bir hal alarak processus zygomaticus'a ulaşır.
Bu çizginin altında üçgen şeklinde ve hafif konkav olan kemik.yüzü parçası da
şakak yüzü (facies temporalis ossis frontalis) dür.
Pars orbfü>-nasalis - (Gözçukuru - burun parçası). Bu parçanın da iç ve
dış olmak üzere iki yüzü ele alınır.

İç yüz - Kafa içi boşluğuna bakan bu yüz fossa cranil anterior denilen
kafa t1ı:ıba.nı (hasis cranü) nin ön çukurunun büyük bir bölümünü yapar. 11.k ba-
kışta ortada at nalı şeklinde açıklığı arkaya bakan bir çentik (incisura ethınoi·
dalis) dikkati çeker.
Buraya Os ethınoidale'nin kalbursu laminası (Lamina cribrüonnis) yerle-
şir. Bu çentiğin yanlarından oldukça konveks olan yüzler üzerinde bir takını gi-
rintiler (impressiones digitatae ve çıkıntılar (juga cerebralia) vardır ki encepha-
8 HARE KET SISTEMl

lon'un bu kısma rastlayan bölümünün girinti ve çıkıntılarına (gyri cerebri)


uyarlar.

Dış Yüz - Yanlarda orbitanın üst duvarını yapacak olan bu yüzde de or-
tada incisura ethmoidalis görülür. Çentiğin etrafınd{:l bir takım yarım çukur-
cuklar (Foveola2 ethmoidales) mevcuttur ki bunlar ethmoid kemikteki eş ya-
rım hücrelerle birleşerek cellulae ethmoidales denilen tam hücreleri yapacak-
lardır. Bu yarım hücreler arasında bulunan biri önde carwlis orbitocranialis
ile diğeri arkada canalis orbİtoethmoidalis denen iki kanalın meydana gelme-
sine yardım ;edecek olan aynı addaki oluklar görülür. Bu çentiğin ön tarafı ile
iki orbita parçasının arasında kalan pürtüklü bölüm pars nasalis adını alıp os
1

nasale ile eklem eklem yapar. Burada pürtliKJü olan kemik bölümü ortasında
bir nike.n (spina nasaJis ossis frontalis) bulunur. Bu dikenin hemen iki yanında
sinus fron.talis'in açılma delikleri (apertura sinus frontalis) vardır. Çentiğin yanla-
rında görülen düzgün üçgen şeklindeki çukurca yüz facies orbitalis adını
81.ır ve üzerinde dışyanda ve yukarda ufak bir çukurluk fossa glaındulae lacri-
malis bulunur.. Bu çukura gözyaşı bezi yerleşir. lçyanda yukarda v;e önde gö-
rülen diğer bir çukurctk da fovea trochearis'dir. Bu çukurcuk üzerinde bazan
bir diken (spina trochlearis) bulunur ki buraya gözkaslarından M. obliquus su-
perios kirişine ait trochlea adını alan kıkırdak makara tutunur.
Sinus Frontalis - Alın kemiğinin pars squaınosa'sının altkısmında, iç ve
dış iki laminası arasında ve ortaçizgi üzerinde bulu.nan bu kemik boşluğu için-
de hava bulun:ır. Bu boşluk ortadan bir bölme (septum sinuum frontalium) ile
ikiye ayrılmıştır. Bu sinus yeni doğanlarda bulunmaz ve çok defa 3 yaşından
sonra meydana gelmeğe başlayıp ~edricen büyür. Paranasal sinuslardan olan bu
sinus, tepesi yukarda bir piramit şeklinde olup tabanında bulunan ağzı(aper­
tura sinus frontaJis) ile de infundibuium aracılığıyle burun boşluğundaki mea-
tus n:asi medius' a açılır.
Os parietale - Çeper kemik
Kafanın yan duvarını yapmağa yardım eden ve os frontale ile os occİpitaie
afj:lsında yer alan çift kemiklerden olup dörtgen şeklinde yassı bir kemiktir.
Bu kemiğin iki yüzü ve. dört kenarı vardır.
Facies interna • (İç yüz) - 'Konkav olan bu yüz üzerinde önalt köşeden
başlayan ve ağaç dalları gibi yukarı ve arkaya giden bir takım d1:unar oldukları
(sulci arteriosi) ile üst kenara yakın genişce bir ayrı oluk (sulcu:s siınus sagiu Us
superioris) görülür. üst kenara yakın olmak üzere bir de ~elik (foramen pa.
rietale) bulunur. Yine bu yüzde görülebilen küçükçukurcuklar (fovoolae gra
nuJares) vardır.
Facies externa • (dış yüz) - Bu yüz iç yüzün tersine konveks olup en be-
lirli olan tüms'ek yeri tuber parietale adını alır. üst kenara yakınbir yerde iç
KEMlKBtL1M 9

yüzdeki gibi bir delik (foranıen parietale) burada da görülür. Tuber parietale'nin
altında biribirine paralle ve açıklığı aşağı bakan birer yay şeklindeki çizgilerden
üstteki linea temporalis superior alttaki de linea temporalis inferior' dur.
Kenarlarda!l üst kenar eş kemikle eklem yaparak sutura sagitalis'i yapa-
.cağından margo sagitalis adını alır. Alt kenar (margo sqwınosa) temporal kemik-
le sutura squamosa'yı yapar. ön kenar ise margo froııtalis olup fronta kemikle
birleşerek ısutura coronalis'i meydana getirir. Arka kenar da occipital kemikle
birlikte sutura lambdoidea'yı yapar.

Os Occipitale - Artkafa kemiği

Kafanın en arka bölümünü yapan ve tek olan bu kemiğin pars basila.ris, par-
tes Iaterales ve squama occipitalis olmak üzere dört parçası vardır.
Squauıa occipitalis - uzun ekse.ni arkadan ÖDje oval bir delik olan ve
foramen occipitaıe magnum denilen büyük bir deliği arkadan sınırlayan bu
parça iç ve dış yüz'~e bir de serbest kenar gösterir.
Facie;s interna (içyüz) - Bariz bir konkavlık gösteren bu yüz üzerinde or-
tada görfüen haç şeklindeki oluşumun en çıkıntılı yeri oJ1an protuberantia occi-
pitalis intema'dan iki yana doğru uzanan birer oluk (sulcus siaıs transversus)
ile yukarıya doğru takip edilen diğer bir oluk (sulcus siıws sagitalis supedoris) ve
yine protubereıntia ·occipitalis intema'dan aşağı doğru giden ibik şeklinde bir
çizgi (crista occipitalis intema) dikkati Ç,eker. Söylenilen bu iki haçvari oluk ara-
sında kalan ikisi yukarda olan sağlı solılu çukur (fossa cer.ebralis) ile ikisi aşa­
ğıda bulunan ~e fossa cerebellaris denilen çukurlar görülür. Bunlardan yukar-
dakilere beyin, aşağıdakilere de beyincik yerleşir.
Pars squamosa'nın serbest olan kenarı yukarda her iki os parietale ile snhı·
ra lambdoidea, yanlarda da os temporale ile sutura occipitotemporalis'i yapar.
F'acies .e xtema - (dış yüz) - Bu yüz konvekstir. Ortada iç yüzde olduğu
gibi bir kabartı (protuberaıntia occipitalis externa) görülür. Bu çıkıntıdan her
iki yana doğru uzanan sağlı, sollu ve açıklığı aşağıya bakan birer yay şeklindeki
çizgi linea nucbae ısuperior bulunup hemen altında ve ona paralel ikinci bir çiz-
gi linea nuchae inferior vardır. Bu çizgiler arasında kalan pürtüklü yüzey plamı
nuchale adını alır. Yine protuberantia occipitalis extema'dan başlayıp aşağı doğru
foramen occipitale magnum'a kadar varan bir ibik görülürki buna da crista occi-
pitalis ıexter.nıa denir.
Pars basilaris - Fıoramen occipitale magııum'un ön bölümünü yapan bu
1

parçanın iç ve dış iki yüzü ile dört kenarı vardır.

İçyüz - önden arkaya bir oluk görünümünde olan ve clivus denilen


bu yüze pons ve bulbus oturur.
10 HAREKET SlSTEM1

Dışyüz - Ortayerinde tuberculuın pharyll@enm adını alan bir kabfartr


vardır ki buraya pharynx'in tepesi tutunur.
Kenarlardan arka kenar foramen occipitale magnum'un ön kenarını, ön ke-
narı ise os spheonidale ile birleşerek synchOOMlrosis sphenooccipitaıis'i yaparlar.
Yan kenarlar da os temporale'nin pars petrosası ile synchooıdrosis petroocci·
pitalis'i meydana getirirler.
Partes laterales - Foramen occipitale m~nıuın'u iki yandan sınırlayan
bu yan parçalar da iç ve dış iki yüzle iki de kenar gösterir.
Facies internıa (tçyüz) - Orta yerinde bir kabartı (tuberculuın jugulare) ve
bunun arka iç yanınd1a caınalis nervi hypoglossi'nin iç deliği ile arka ve dış ya-
nındaki sulcus ~inus sigmoidei'nin alt bölümü dikkati çeker.

Facfos externa - (dışyüz) - ForameITT occipitale magnum'un hemen iki ya-


nında uzun ekseni arkadan öne ve dıştan içe olan oval bir çıkıntı (condylus oc-
cipitalis) görülürki bu çıkıntı birinci boyun omuru ile eklem yapacaktır. Hemen
bunun arkasında bir çukurcuk (fossa condyloidea) bulunur. Bu çukur içinde ha-
zan canalis cmıdylaris denen bir delik görülür.
Kenarlardan, içyan kenar foramen oçcipitale magnum'un yan kenannı yapar~
Dışyan kenar ise bir çentik (indsura jugularis) gösterir ki os temporale'deki eş
çentikle birlikte foramen jugulare'yi yapar. Bu çentik içinde küçük bir çıkıntı
(processus intrajugularis) bulunur. Bu çıkıntı da foramen jugulare"yi iki de-
li ğe ayırmağa yardım edecektir. Bu çentiğin arkasında ve sinus sigmoides'in
önündeki çıkıntıya da processus jugularis denir.
Os temporale - şakak kemiği

Kafanın yanduvarı ile kafiatabanı (hasis cıtmii) nın orta kısmını (fossa
cranii media) yapmağa yardım eden ve çift kemiklerden olan os temporalıl!, os
occipitale'nin önünde os sphenoidale'nin ala major'u ark1asında ve os parietale'-
nin de altında bulunur.

Yeni doğmuşlarda tam birleşmemiş üç kemik parçası halindedir. Parsı


squamosa, pars petrosa ve pars tyınpanica adını alan bu kemik parçaları sonrala-
rı birbiriyle birleşerek bu tek kemiği meydana getirirler. Daha ileri yaşlarda
bile bu üç parçanın birbiriyle birleşme izlerini yarıklar (fissura) halinde görmek
mümkündür.
Erişkin bir insand1a ise os temporale' de pars squamosa, pam petrosa veı
pars mastoidea olmak üzere üç parça ayırdedilir. Pars tympruı.ica ise sadece
dışkulak yolu (meatus acusticus extemus) nlLil ön ve alt duvarı ile kısmen de
arka duv!:ırını meydana getirir.
. Pars sqıııamosa - kemiğin yassıve yukarda olan bu parçası kafanın yan-
duvarının bir kısmını yapar. Bunun bir kafaiçi ve bir de kafadışı olmak üzere
KEM1KB1L1M 11

jki yüzü ile bir de çevresi vardır.

Aşağıda pans petmsa ve pars mastoidea ile birleşik olan parçası dışında
kalan çevre, bir yarımdaire şeklinde olup önde ala major ile, yukarda da os pa..
rietale ile eklem yapar.
Facies interna (iç yüz) - Girintili çıkıntılı olan bu yüz üzerinde sulci:
arteriosi denilen damarlara ait olukılar bulunur. Bu yüzün pars petrosa ile
birleştiği yerde bu iki parçanın birleşme izi olan fissura petrosquamosa çok defa
bariz olarak görülür.
Facies externa (dış yüz) - Bu yüzün alt kısmına yakın olarak eni-
ne bir çıkıntı (Processus zygomaticus) sı vardır ki bunun önde olan serbest ucu
os zygomaticum'un processus zygomaticus'u ile eklem yapa.IJak: arcus eygoma-
ticus denilen elmacık kemerini yapar. Bitişik olan ucu ise iki kök gösterir. Bun-
lardan biri enine, kısa ve kalınca olup dışarı doğru ençıkıntılı yeri tuberculum
articulare adını alır. Diğeri önden ark1aya bir doğrultuda olup arkaya doğru
os parietale'deki linea temporalis inferior'la uzanır. Processus zygoımıticus'un
bu iki kökü arasında ve önde bulunan çukura da fossa mandibularis denir. Bu çu-
kurun ortasında pans petrosa ile pars tympanica'nın birleşme izi olan bir yarık
(fissura petrotympaınica) "iardır. Bu yarık fossa mandibularis'i ikiye ayırır .
önde kalan bölüm f:acies articularis adını alıp tuberculum articulare ile birlikte
çene eklemini yapmağa yardım eder.
Bu yüzün ınocessus zygomaticus üstünde kalan ve düz olan bölümü üze-
rinde a. temporalis media'ya ait dikine seyreden bir arter oluğu vardır.
Pars m~stoidea - Kemiğin arka ve dış kısmında bulunan bu parça yeni
doğmuşlard{:ı pek belli olmayıp zamanla içinde hasıl olan boşluklarla birlikte
bariz bir çıkıntı (processus mastoideus) halini alır. Bu parça içinde meydana
gelen boşluklara da C·ellulae mastoidea denir.
Pars mastoi.dea ön ve içyanda p1::tts petrosa, ön ve yukarda da pars squa-
mosa ile birleşik olup iç ve dış olmak üzere iki yüz gösterir.
Dış yüz - Bu yüzün arka ve alt bölümü pürtüklüdür. Bu yerin arka kıs
mında da bir delik (foramen mastoideum) görülür. Bu yüzün ön-üst bölümü ise
7
oldukça düzgün olup burada meatus acusticus exfemos un arka ve üstüne
rastlayan yerinde bir dikensi (spina supraıneatum) çıkıntı bulunur.
Bu yüzün ön ve alt bölümü memebaşı şeklinde bir çıkıntı gösterir ki
buna processus mastoideus denir. Bu çıkıntının altında bir çentik (incisora mas-
1oidea) vardır. Bunun iç yanında da bir oluk (sulcus arteriae occipitalis) bulu-
nur ki bunun içinden piyes de ayın addaki arter geçer.
İç yüz - Bu yüz konkav olup fo~a crıanii posterior''u yapmağa yardımı
eder ve üzerinde sulcus sinus sigmoidei denilen genişçe bir oluk bulunur. Çok
defa bu oluk üzerinde dışyüzde görülen foramen mastoidıeu.m'un iç deliği vardır.
12 HAREKET SlSTEMl

Pars petrosa - İçinde işitme ve denge org;anlarım bulunduran ve bir lef.-


ya parçasını andıranos temporale'nin bu parçası, doğrultusu arkadan öne V{~
dıştan içe doğru olup dört yüzlü bir piramide benzer. Arka ve dışta bulunan
tabanı mastoid parça ile birleşik olup burada poms acusticus extemus ile meatus
acusticus externus vardır. Pyranıis de denilen kaya parçasımn tepesi ise (apex
partis petrosa) ön ve içte olup foramen lacemm'un arka kenarını yapar.
Pyramis'in dört yüzünden ikisi kafa içine, diğer ikisi de k,:ıfa dışına bakar.

ön-üst yüz (facies anterior) - öne ve yukarı bakan bu yüz fossa cmnii
media'nın büyük bir kısmını yapar. Bu yüz üzerinde belirli bir kabartı (eminen-
tia arcuata) vardır ki bunun ön tarafı~da da bir yarık (hiatus caınalis

petrosi majoris) *
facialis) bulunur. Bu yarığı öne doğru devam ettiren bir olukcuk (sulcus nerviı
onun dış ve ön tarafında ayrıca küçük bir olukçuk (sulcus
nervi petrosi minoris) vardır. Bu yüzün tepeye yakın yerinde bir parmağın ya-
pabileceği şekilde bir çukurcuk (impressio trigemini) görülür. Piyes'de bu çukur
içine N. trigemi.nus'a ait bir ganglion (ganglion trigeminale) oturur. Bu yüzün
fissura petrosquamosa ile eminentia arcuta arasında kalan bölümüne ~e teğmen
tympani denir ki burası ortakulağın cavum tympani adını alan boşluğun tava-
nını yapar.

Arka-üst yüz (facies poster.lor) - Fossa cranii posterior'un bir parçasını


yapan ve arkaya bakan bu yüz üzerinde ve orta yerinde oldukça büyük yuvar-
lak bir delik (porus acusticus iınternus) bulunur. Bu delik içkulak yolunun
(meatus acusticus internus) ağzıdır. Bu deliğin üstünde üstkenara (crista pyra-
midis) yakın pek ehemmiyetli olmayan bir çukurcuk (fossa subarcuata) vardır.
Pıoms acusticus internus'un arka ve dışyan tarafında yarık şeklinde küçük bir
delik (apertura externa aqueductus ve-stibuli) bulunu:.
Ö'~alt yüz (facies tympanica) - Bu duvar pars tympanica'ya ait bir ke-
mik lamı tarafından yapılmış olup bilhassa ön kısmı dışkulcµc yolunun (meatus
acustieus externus) önduvannı yaptıktan sonra a.'?ağı doğru uzanarak. vagina
processus styloideiyi meydana getirir. Bu yüzün pars squamosa ile yaptığı bir-
leşme açısı üzerinde canalis musculotubariuıs denilen iki yarım kanal görülür.
Bu kanallardan üstte olanı içinde piyıesde musculus tensor tympaııi bulunur.
Altta olan diğer yarım kanal da tuba auditivae?nin klemik parçasım teşkil eder.
Arka-alt yüz (facies inferior) - Kafa tab~ dışyüzünün bir kısmını yap-
mağa yardım eden bu yüz üztrinde processus mastoideus'un ön ve alt tarafın­
da bir delik (foramen stylomastoideum) görülür ki bu delik canalis facialis•in
· dış deliğidir. Bu deliğin ön ve içyan tarafında da kalemsapı gibi sivri bir çıkıntı
(proce~us styloideus) ve onun önünden aşağı doğru uzanan bir de kemik lamı
(vagina pr.oc. styloidei) görülür. Processus styloideus çok değişik uzunlukta olup
gelişim esnasında os hy~eum'un cornu ıninus'u ile birleşiktir. Daha sonra
os hyoideum'la irtibatını keser. Bu çıkıntının ön ve içyan tarafından pyramis'm
KEM1KB1L1M 13

alt kenarına yakın bir çukur (fossa jugularis) Ja bunun içinde de bir küçük olu
(su.lens canalis ınastoideus) vardır. Fossa jugularis'in önünde büyükçe bir delik
(apertura exter.w canalis carotici) görülür. Bunlardan b~ka bu delikle fo a
juguılaris arasıada küçük fakat derince bir çukurcuk (fossula petrosa) ve bu-
nun için~e de apertura externa canaliculi tympanici adını alan tymp kana-
lının dış deliği bulunur.

Kenarlar -- Pyramis'de dört yüz arasında dört de kenar vardır.

üst kenar - Crista pyramis adını alan bu kenar üzerinde sulcus ·


petrosi superioris denilen bir oluk bulunur.
ön ke.nar - Bu kenarı arkada fissura petrotympanic3 , önde de fiss
rosquaınosa yapar.

Arka kenar - Bu kenar üzerinde dikkati çeken incisura jugularis adını


alan çentikdir ki bu çentik os occipitale'nin aynı addaki çentiği ile birleşere
foramen jugulare'yi yapar.
Alt kenar - Pars tympanica'ya ait kemik laminanın ke kin olan alt ke-
narı yapar ve crista tympmıica adını alır.
Os temporale içindeki boşluk ve kanallar -
1 - Meatus acusticus extemus - Ponıs acustius · tel'nu 'dan b~layıp
orta kulağa (cavum tyınpani) kadar uzanan bir yoldur.
2 - Cavum tyınpani - Tympanum da denen bu boşluk ortpkulağın bir
parçası olup içinde kulak kemikcikleri bulunur. Bu boşluk hakkında daha fazla
binlgi için kulak bahsine bakınız.
3 - Cellulae mastoidea - Processus ınastoideos içinde bulunan bir çok
değişik büyüklük ve sayıdaki hava boşluklarıdır. Bunlardan bir tanesi büyük-
~ ça olup antnım mastoideum adını alır ki bir taraftan tympanum'\g diğer ta-
raftan da öteki bo\1luklarla iştirak halindedir.
4 - Meatos acusticos iıotemos - Ponıs acusticos intenaıs'dan bpşlayıp
içkulağa doğru uzanan bu yolun dibi fündos meatus acusticus • tıem.us adını
alır. Burada işitme ve denge sinirlerinin geçmesine mahsus delikler olduğu gibi
canıalis nervi facialis denilen yüz sinirine ait kanalın da iç deliği vardır.

5 - Canalis nervi facialis - Fondus meatos acusticus, ön ve üst kısmın­


da bulunan bir delikten başlayan bu kanal önce crista pyramis e dikey olarak
7

3-4 mm. gittikten sonra kendi üzerine bükülerek pyramis'in eksenine paralel bir
doğrultuya geçer ve bir kaç mm. lik bir gidiş~n sonra tekrar istikamet değişti­
rerek bu defa dikey olprak ~ağı doğru yoluna devam edip foraınen y
toideum'da sonlanır. Böylece iki dirsek yapan canalis facialis in 1. dirseğinde
7

piyes' de ganglion geniculi denilen n. facialis' e ait bir ganglion bulunur.


I-L\REKET S1STEM1

6 - Canalis caroticus - Pyramis'in arka-alt yüzündeki apertura e·x terna


canalis carotici' deın başlayıp pyranıis'in tepesinde ıapertura interna caıoolis ca.ro-
tici adım alan delikle sonlan1an bu kanal da düz olmayıp dirseklidir.
Bu sayılan kanallardan başka daha bir takım kanalların olduğu da bilin-
melidir.
Os LSphenoidale - Temel kıemik
Kafamn tabanında ve orta çizgide bulunan bu tek kemikte bir cisim ile
üç çift çıkıntı görülür.
Corpus ossis sphenıoidali:s - (Cisim) - altı yüzlü olup içinde sinus sphe-
noidalis denen bir boşluk ihtiva eder.
ön yüz - Bu yüz üzerinde ortada ibik şeklinde bir çıkıntı (crista sphen-
odalis) ve yanlarda sinus sphenoidalis'in iki ağzı (apertura sinus sphenoidalis)
görülür. Bu sinus bir septumla (septum sinuum sphenoiıdalium) çok defa eşit
olmayan iki boşluğa ayrılmış olup burun boşluklarının üst ve arka kıslIIlln­
da açılır.
Alt yüz - Burada yine ort1a çizgide ön yüzdeki crista sphenoidalis'in da-
ha bariz bir şekilde devamı olan rostrum sphenıaidale görülür ki vomer'in alae
vomerjs'i arasına girer. Bu yüz cismin kafa dışına bakan yüzüdür.
Arka yüz - Os occipitaJe'nin pars basilaris'i ile bir11eşerek hayatın ilk se-
nelerinde her iki kemik arasında synchondrosis sphenooccipitalis, adını alan
dikişi yapar ve ileri yaşlarda, kemikleşir.

üst Yüz - Kafa boşluğuna bakan bu yüzde sella turcica (türk eğeri)
dikkati çeker. Ortada hipofiz bezinin içine oturduğu bir çukur (fossa
Hypophysialis) bunun arkasında enine bir çıkıntı (dorsum sellae) ve bunun iki
ucunda, yanlarda sivri birer çıkıntı (prooessus climaideus posterior) vardır.
Tuberculum sellae'nin önünde de enine bir oluk (sulcus nervi optici) vardır.
Fossa hypophysialis'in önünde de bir tümsek (tuberculum sellaıe) ki çok defa bu-
nun da iki yan tarafında sivrice çıkıntı (proceıssus clinoideus medius) bulunur.
Bu oluk iki yaııa doğru canalis opticus'Ia uzanır. Fossa hypophysialis'in iki ta-
rafında da sulcus caroticus görülür.

Yan yüzler - Buraya yukarda küçük kanatlar (alae ıninores) aşağıda da


büyük kanatlar talae majores) tutunurlar.
Alae minoreıs - Çift olan küçük kanat, cismin yan yüzünün üst kısmından
'iki kökle başlar. Bu iki kök arasında teşekkül eden delik canalis opticus' dur.
Enine basık ve tabanı içyanda bir üçgen şeklinde olan ala minor'un ön ke-
narı os frontale ile ~utura spheırofrantalis'i yapar. Arka kenarı ise içyanda arkp-
ya doğru processus clinoiıdeus anterior yaparak sonlanır. Serbest olan bu ke-
.narıla büyük kanat arasında fissura orbitalis superior denilen yarık IDjeydana
KE~HKB!UM 15

gelir.
Alae majores - Corpus ossis spenoidalis'in her iki tarafta arka ve alt kıs­
mından yana uzanan büyük kanatlar, küçük kanatlardan daha geniştir. Büyük
kanatla cismin birleşme yerine yakın olmak üzere önden arkaya doğru üç de-
lik görülür. Bunlar sırasıyla: foraınıeu rotınıdum, foramen ovale ve foraınen
spinosum' dur.
Büyük kanadın konkav olan İç yüzü facies cerebralis adım alır. Dış yüzünde
ise şunlargörülür:
a) orbita duvarını yapan bir parça (facies orbitalis alae majoris) görülürki
bunun iç-üst ve serbest olan kenarı, küçük kanadın serbest olan arka kenarı ile
fissura arbitabis superior denilen yarığı, alt kenarı da fissura orbitabis inferior
denilen diğer bir yarığın üst kenarını yapar.
b) Facies temporalis ki bu da bir ilikle (crista infra temporalis) üst ve alt
iki yüze ayrılır. üst yüz foıssa temporalİs'i, alt yüz de fossa infra-temporalis'i yap-
mağa yardım eder.
Büyük kanadın kenarları - 1Kanadın kenarları komşu kemiklerle dikiş yapar
ve ona göre adlandırılır: Arkada margo squamosa olup os temporale ile sntura
sphenosquamosa, yukarda dar bir parça margo parietalis adını alıp os parietalis'le
sutura sphenoparietalis, önde margo frontalis, os frontale ile sutura sphenofro
talis, ve nihayet margo zygomaticus, bu da os zygoınaticum ile sutura sphenozy-
gomatica'yı yaparlar.

Ala ıııajor'un arka kenarı üzerinde içyanda ve hemen sulcns caroticns'un


dışyanında dil şeklinde bir uzantı (lingula sphe;nıoidalis) görülür. Bu kenarın
margo sphenıoidalis'le birleştiği sivri ucuna da spina ossis sphenoidalis denir.
Processus fJterygoideus - Çift olan bu çıkıntı, corpus ossis sphenoidalis'in
yan tarafından dikine aşağı uzanır. Her iki çıkıntı birbirine paraleldirler. Proc-
essus pterygoideus'un cisimle birleştiği yerde kendisi ile cisim arasında hemen
hemen horizontal durumda bir kanal vardır. Ca:nıalis pterygoideus de.nen bu
kanal foramen lacerum'u fossa pterygopalatina'ya birleştirir. Processus pter., -
goideus ikiye ayrılmış olup biri içyanda ve İı!lce lamina medialis, diğeri dı.şyan­
da olup kalın ve genişçe lamina lateraliıs adlarını alırlar. Bu iki lanıina arasında
bir 9entik (incisura pterygoid.ea) bulunur. Bu çentiğin üst tarafında ve iki laınina
arasında meydana gelen çukura da fossa pterygoidea denir. 1.nce ve hemen he-
men vertikal durumda olan lamina meıdialis'in arka yüzünün tabana yakın oJ 1:ın
yerde küçük bir çukurcuk (fossa lScaphoidea) ve serbest olan alt ucunun da
çengel şeklinde bir kemik lamı b1alinde hafif arkaya ve dışa doğru fı?mulus
pterygoideus adıyla uzandığı görülür. Fossa scaphoidea'nın dış yanından spina
ossis sphen:oidalis'e doğru giden yassı bir oluk da sulcus tubne aoditivae adını
alır.
Processus pterygoidıeus'un ön yüzünde canplis pterygoideus'un ön deliği
16 HAREKET S!STEMI

altından b~layıp aşağı doğru uzanan oluk sulcus pterygopalatinus' dur. Bu.
oluk os palatina'daki ve maxilla'daki aynı addaki olukla birleşerek canalis ptery-
gopalatinus'u yapacaktır.
Os efümoidale - Kalbursu kıeınik

Tek olan bu kemik os fronıtale'nin altında ve os spheınoidale'nin önünde,


bir taraftan kafa tabanının ön bölümü ile göz çukurunu, diğer taraftan da bu-
run boşluklarını yapmağa yardım eden vıe içinde bir t1akım boşluklar bulunan
bir kemiktir. Bu kemiğin enine duran delikli bir Iaminası (lamina cribrosa) ile
bu lamina'ya yanlardan asılı ve boşluklar (hücreler) ihtiva eden Iabyrin~hus
etmoiW.Jis denilen kitleleri ve bir de enine lamina'nın ortasından aşağı doğru
uzanan dikey bir laminası (lamina perptmdicularis) vardır.
Lamina Cribfosa - Os frontale'nin incisura ethınoidalis denen çentiğine
yerl;eşen
ve dörtgen ş.eklinde olan bu lamina üzerinde koku siniri ipliklerinin geç-
:nesine mahsus bir takım delikler görülür. Lamina'nın üst yüzü ortasında horoz
ibiğine benzeyen çıkıntı crista galli adını alır. Bunun ucunda iki küçük kanat-
cık (alae crista galli) vardır. Lamina cribrosa' nın alt yüzü burun boşluklarının
dar olan tavanını yapar.
Lamina perpendicularis - Laınina cribrosa'nın alt yüzü ortasından verti-
kal olarak aşağıya doğru uzanan bu lamina burun boşluğunun kemik bölmesinin
üst bölümünü yapar. Kenarlardan üst kenarı laınina cribrosa ile birleşiktir. ön-
üst kenarı spina ınasalis ossis frontalis'le, arka kenarı crist.a sphenoidalis ile ve
altı kenarı ark.a kısmı da vomer'in üst kenarıyle, ön alt kenarı ise cartilago sep-
ti nasi denilen turun bölmesinin kıkırdak parçası ile eklem yaparlar.
Labyrinthus ethmoidalis - tçın'de bulunan boşluklardan (oolbılae ethınoi­
ıMes) dolayı bu ,adı alan parça her ne kadar altı yüzlü bir küpe benzerse de
bunlardan ancaıc orbita'yı yapmağa yardım eden dışyan yüzle burun boşlukları­
nın dışyan duvarını yapan içyan yüzleri hakiki birer kemik yüzü h~3.lindedir­
ler. Diğer yüzlerde ise bir takım yarım hücreler bulunur. Bunlar da komşu ke-
mikJerdeki aynı şekildeki yarım hücrelerle birleşerek tam hücrelıeri (cellulae
ethmoidales)i meydana getirirler.
Dışyan yüz - lamina orbitalis adını alan bu yüz düzgün olup orbitanın
içy:an duvtarımn büyük bir kısmını yapar. Çbk ince bir kemik laminası halinde
olduğundan ıamina papyracea da denir.

lçyan yüz • Burun boşluğunun dışyan duvarını yapan bu yüz üzrenide üstüs-
te konmuş alt kenarı serbest, dışyana kıvrık kemik kıvrınt1ları (concha) görülür.
Bunlardan üstteki concha nasalis superior alttaki de concha nasalis medius adı­
nı alır. Orta comcha'nın ön alt kısmından çıkan ve arkaya doğru giden proces ..
sus uncinatus denilen çıkıntı hiatus maxillaris'i daraltmaya yardım eder. Con-
cba 'ların dışyan yüzü ile burun boşluğunun dışyan duvarı arasında k,alan ara-
KEMlKBlLlM t7

lLklıklan:lıan üstteki meatus ınasi superior, aılttaki de meatus nasi medius adını
aJır. Bir de mıeatus nasi iınferior vardır ki bu da ayrı bir kemik olan ooncha
nasalis ill1ferior'un dışyan yüzü ile burun boşluğunun dışyan duvarı arasında ka-
lan aralıktır.
Meatus .nasi medius'un dışyan duvarı üzerinde processus uncinatus'un he-
men 1Ykasında görülen kabartıya buJla ethınoidalis denir. Bu iki oluşum ara-
sında açıkılığı arkaya ve yukarıya bakan yarımay şeklindeki yarığa da hitus etb-
moidalis adı verilir ki bu yarığın üst kısınma sinus fron.talis'i meatus nasi me-
<liusa birleştiren ve infundibulu!Il ethmoid0le denilen canalis nasofrontalis'in alt
deliği açıldığı gibi yine bu yarığın (hiatus ethmodalis) alt kısmına da cellulae eth-
moidales aııteriores ile sinus maxillaris açılırlar.
Ossıa fadei - Yüz kemikleri
Yüz iskeletini yapan kemikler sekiz kıemikten ibaret olup bunlardan max:illa,
-0s zygomaticum, os lacrimale, os palatinum, os nasale ve concha ınasalis inferior
çift, ve mandibula ile vomer ise tektir.
Maxilla - U stçe.oo kemiği

Yüz iskeletini yaPıan esas kemiklerden biri olan bu çift kemik aynı za-
manda gözçukuru (orbita), burun boşluğu (Cavum nasi) ve ağız boşluğu (cavum
oris) gibi boşlukJarın da meydana gelişine yardım eder. İçinde büyük bir boşluk
(sinus maxillaris) bulunan bu kemikte, düzgün olmayan küp şeklinde bir cisim'le
dört çıkıntı ve dört de kenar 1ayırd edilir.
Corpus ınaxillae (cisim) - Cisimde içyan ve dışyan olmak üzere iki yüz
vardır.

Dışyan yüz - Burada ilk bakışta dikkati çeken üç çıkıntı bulunur:


1 - Processus zygomaticus - Bu çıkıntının üç yüzü, bir tabanı ve bir
de tepesi vardır.
a) facies orbitalis - Yukarı bakan bu yüz üçgen şeklinde ve hafif kon-
kav olup gözçukurunun alt duvarının büyük bir kısmını yapar. ·üzerinde arka-
dan öne doğru uzanan bir oluk (sulcus infraorbitalis) bulunur. Bu yüzün içyan
kenarı önden arkaya doğru SiIT1:.:ısıyle, os lacrimalıe, os ethmoidale ve os palati-
num ile eklem yapar. Arka kenarı serbest olup oıs sphenoidale'nin ala major'nnua
ön kenanyle fissura orbitalis inferior'u meydana getirir. ön kenar bu yüzü facies
malaris'den ayırır ve mar~o infraorbitalis adını alır.
b) Facies maJıaris - Bu yüz üzerinde margo infraorbitalis'in hemen altın­
da görülen ve foramen infraorbitale denilen delik facies orbitalis' de görülen
sulcus infraorbitalis'in devamı oları .canalis infraorbitalis'in bu yüze açılan
deliğidir. Bu deliğin altında bir çukur (fossa canina) vardır.

c) facies infratemporalis - Fossa infratemporalis'e bakan bu yüzün arka


HAREKET S1STEM1

tarafında bir tümsek (tuber maxillae) görülür. Bunun üzerinde t1oramina alve
olaria denilen küçük delikler bufonur. Bu delikler canalis alvoolaris adını alan
piyes'de içinde dişlere giden damar ve sinirlerin bulunduğu kanalın giriş de-
likleridir.
Procesısus zygomaticus'un tabanı sinus maxillaris'in dış duvarını, tepesi de
os zygomaticum'Jp eklem yaparak sutura zygomaticomaxillaris denilen dikişi
meydana getirir.
2 - Processus frontalis - Cismin dışyan yüzünün ön yukarı kısmından
yukarı doğru uzanan bu çıkıntının da bir dış yan ve. bir de içyan olmak üzere
iki yüzü ile ön v~ arka iki kenarı ve bir de tepesi vardır.
a) dışyaın yüz - Bu yüzde ön kenara yakın olarak yukardan aşağı uzanan bir
ibik (crista lacriınalis mt~rior) ve bunun da hemen arkasında bir oluk (sukus Jac-
rimalis) görülür. Bu oluk os lacrimale'nin aynı addaki oluğu ile birleşerek ca-
nalis nasolacrimalis denilen gözyaşı - burun kanalım yapar ki bu kanal da bu-
run boşluğundaki meatus nasi inferior'a açılır.
b) içyan yüz - Bu yüz üzerinde de enine duran ve üst üste konmuş ibikten
üstteki- crista ethmoidalis, alttaki de crista conchalis adlarını alırlar. Bunlardan
üsttekine os ethmoidale, alttakine ~e concha nasalis inferior tutunur ...
Processus frontalis'in ön kenarı os nasale ile, arka kenarı ise os lacrim~le·
ile ve tepesi de os frcmıtale ile eklem yaparlar.
3 - Processus alveolaris - Cismin dışy1an yüzünden aşağı doğru uzanan
bu çıkıntının dışyan ve içyan yüzü ile bir de serbest kenarı vardır.
a) Dışyaın yüz - oldukça konveks olup üzerinde bir takım kabartılar göste-
rir. Juga alvoolaria adını alan bu kabartıJarı alveoller içinıe yerleşen dişler yapar.
b) İçyan yüz, dışyan yüze nazaran konkav olup üzerinde pürtü.kler bulunur.
Serbest olan kenarı ise maxilla'nın alt kenarına uyar ki üzednde alveol
denilen ve dişlerin içine girdiği çukurcuklar (alveoli dentales) bulunur.
İçyan yüz - Facies nasıalis de denilen cismin bu yüzü üz.erinde geniş bir
delik görülür. Hiaturs maxillaris adını aılan bu delik maxilla içinde bulunan ve
sinus maxillarfa denilen boşluğun ağzıdır. Bu deliğin altında içyana doğru eni-
ne uza.nan bir çıkıntı vardır ki buna da procıessus palatinus denir.
Processus pıalatinns - Cismin içyan yüzünde bulunan bu çıkıntı yuk::ır­
dan aşağı basık olup üst ve alt iki yüzle bir de serbest kenar gösterir. üst yüz
düz olup eşkemiğin aynı addaki çıkıntısı ile birleşerek burun boşluğunun döşe­
mesinin ön bölümünü yapar. Alt yüz i~ oldukça konkav ve pürtüklü olup aynı
şekilde eş çıkıntı ile eklem yaparak ağız boşluğunun tavanını (palatum dumm)
meydana getirir.
Processus palatinus'un serbest olan içyan kenarı eş kemikle birleş\::rek or-
KEM1KB1L1M

ta çizgi üzerinde sutura palatina mıediaı.nıa'yı yapar. Bu dikiş üzerinde üstte mey-
dana gelen ibik şeklindeki çıkıntı crista nassliıs adını alır ki, bunun öntarafta daha
bariz bir diken halini aldığJ. görülür. Bu dikene spina nasalis anteriOI' denir.
Bunun hemen iki yanında görülen ve foraınıen incisivum denilen delikler burun
boşluğu ile ağız boşluğunu birleştiren canalis incisivus'un bu yüzdeki delikleri
olup alt yüzde yani ağız boşluğuna açılan deliği ise tektir ve sutura palatina
mediaına'nın ön ucu üzerindıedir.
Processus palatinus'un arka kenarı da os palatinum'un lamina horizonta-
Ji'sin ön kenarı ile eklem yaparak sutura palatina traınsversa'yı meydana getirir.
Cismin içyan yüzünün processus palatinus altında kalan bölümü pürtük-
lü bir görünümde olup sert damağın (palatum durum) yan kısmını y1apar.

Corpus maxillae'nin kenarları

üst kenar - Alın çıkıntısının arkasında geniş bir çentik (inıcisura lacri-
malis bulunur.
ön kenar - Ortada yine geniş bir çentik (İncisura ııasalis) bulunur.
Bu çentik eş k;emikte birleşerek burun boşluğunun ön deliği olan apertura piri-
formis'i yapar. Bu kenarın çentik altında kalan bölümü ise eşk;emikle dikiş ya-
pacaktır.

Alt kenar - Eş kemikle birlikte açıkılığı arkaya bakan ve arcus alve-


olaris superior denilen alveol kemerini meydana getirir. Bu kenar ü~erinde dişlere
ait çukurcuklar (alveoli dentales) la bunları birbirinden ayıran bölmeler (septa
interalveolaria) ve alveoller içinde de bölmecikler (septa interradicularia) gö-
rülür.
Arka kenar - Bu kenar oldukça kahrı ve pürtüklüdür. Tube.r maxil-
lae adını
aian bölümü üzerinde foramiına alveolaria adını 1slan delikler ve alt
kısmına yakın olarak da bir oluk (sulcus pterygopalatinus) vardır. Bu oluk o
palatinmn ve os sphenoidale'in proc pterygoideuıs'undaki eş oluklarla, birleşe­
rek canalis pterygopalatinus'u meydana getirir.
Os palatinum - Damak kemiği

Çift olan bu kemik maxilla'nın arkasında ve os sphenoidaleo'nin altınd? yer


almış olup göz çukuru, burun boşıluğu, fossa ptery~palatina v1e ağız boşluğunun
meydana gelmesine y1ardım eder. Bu kemiğin bir dikine (lamina perpen•licula--
ris) bir de enine (lamina horizontalis) olmak üzere iki laminası vardır.
L.aınina perpendicuıaris - Bu lamina bir içyan yüz (facies nasalis) bir
dışyan yüz (facies maxillaris) ve dört de kenar gösterir.
Facies nasalis (İçyan yüz) - Burun boşluklarının dış yan duvarının ar a
bölümünü yapan bu yüz üzerinde enine paralel biri üstte, crista ethnıoidalis
diğeri altta crista conchalis olmak üzere iki ibik görülür. Bunlardan üsttekine
20 HAREKET S1STEMl

os ethmoidale'nin concha nasalis media'sı, alttakine de concha nasalis inferior


tutunur.
Facies maxiHaris (Dışyanı yüz) - Bir taraftan maxilla diğer taraftan pro-
cessus ptecygoideus'la eklem y,:ıpan bu yüz oldukça pürtüklü vlup arka kenara
yakın bir oluk (sulcus pterygopalatinus) dikkati çeker. Bu oluk daha önce de
söylendiği gibi os sphenoidale ve maxilla' da.ki aynı addaki oluklarla birJeşerek
canalis pterygopalatinus'u yapar. Bu oluğun önünd/e bulunan düz parçası da
fossa pterygopalatinus'un bir duvarım meydana getirir.
Kenarlardan üst kenar ortada bir çentik (incisura spbenopalatina) ve
bu çentiğin önünde bir çıkıntı (processus orbitalis) le arkasında bir çıkıntı
(processus sphen.ıoidalis) gösterir. Processus orbitalis göz çukuru döşemesinin
en arka parçasını, processus sphenoidalis ise os sphenoidale'nin cismi ile eklem
y2par.
Arka kenar - Bu kenar procesrus pyramidalis adını aJan bir çıkıntı ile
incisura ptıerygoidea'ya yerleşir. Bu çıkıntının alt tarafınd1aki delik (foraınen
palatinum majus) canalis ptery~alatinus'un alt deliğidir.
önkenar - Maxilla'mn içyan yüzünün prka kısmına dayanıp processus-
maxillaris adını alan çıkıntısı ile biatus maxillaris'i daraltmağa yardım eder.
Alt kenar - Lamina horizontalis ile birleşir.

Laminıa horizontalis - Bu lamina'nın bir üst yüzü (facies nasalis) bir


,,ıt yüzü (facies palatina) ve dört de kenarı vardır.
Facies nasaıis (üstyüz) - Hafif konkav olan bu yüz, burun boşluğu
döşemesinin arka parçasını yapar.
Facies palatina (Altyüz) - üst yüze nazaran daha az konkav olup sert
damağın arka bölümünü yapar.
Kenarlarda.rı ön kenar, maxilla'nın processus palatinus'un arka kenarıyle
birleşerek sutura palatina transvıersa'yı, içk.enar eşkemikle birleşerek otura paıa­
tina mediana'nın arka bölümü ile arkada spina nasalis posterior'u yaparlar.
Dışkenar laıniımı perpendicularis'le birleşir. Arka kenar ise serbest olup açık­
lığı arkaya bakan hafif bir konkavlık göstererek burun boşlukları arka deli-
ğinin (choana) alt sınırını yapar.

Os zygomaticum - Elmacık kemik


Yüz iskeletini yapmağa yardım eden bu kemik çift olup gayrımunt1:ı.zam
bir üç yüzlü pıramide benzer.
Facies lateralis veya malaris (Dışyan yüz) - Diğer iki yüzden büyük
olan bu yüz hatif konvekstir ve üzerinde bir delik (foraınen zygomaticofaciale)
görülür.
KEl\f lKBl L l~I 21

Facies temporalis - lçyanda olup fossa temporalis'e bakan bu yüz ise


konkavdır.
Facies orbitialis - Aşikar konkav olan bu yüz orbifanın paries late..
ralis denen dışyan duvarının bir kısmını yapar. Çok defa bu yüz fissura orbi-
talis inferior a kadar Ulanıp arka kenarıyle bu yarığın alt dudağını yapar. B~ı
yüzde bir de delik (foramen zygomaticoorbitale) görülür.

Os ~ygomaticum'da bu yüzlerden başka üç de çıkıntı tefrik edilir.


1) Processus maxillaris-Maxilla'mn processus zygomaticus'u i~e eklem ya-
par.
2) Proce'Ssus temporalis - Arkaya doğru olan bu çıkıntı os temporale' nin
processus ı:ygomaticll!Sn'u ile birleşerek arcus zygomaticus'u meydana gctitir.
3) Proceıssus frontalis - öne ve yukarı doğru uzanan bu çıkıntı da os fronta-
le'nin processus zygomaticus'u ile eklem yaparak orbitarun aditus orbitae denen ağ­
zının yan bölümünün bir parçasını yaptacaktır. Bu çıkıntı diğer taraftan da o
sphenoidale'nin büyük kanadı ile eklem yapar.

Vomer - Sapaın kemik

Burun bölmesinin kemik parçasının arka alt bölümünü meydana getire


bu tek ve ince kemik, iki yüz ve dört kenar gösterir. Yüzler düz olup burun boş­
luklarının iç duvarını yapmağa yardım ederler. Kenarlardan üst k~narda kanat
şeklinde ala vonııeris denilen iki çıkıntı bulunur ki bunların arasın 1a os sphenoi-
daie'nin crista sphenoidalis'i girecektir. Yani bu kenar os sphenıoidale'nin cismi
ile eklem yapar. Alt kenar crista :nıasalis'le birleşir. ön kenar yukard1a lamina
perpendicularis ossis ethmoidalis'le aşağıda da burun bölmesinin kıkırdak par~
çasını yaPıan septodorsal kıkırdağın septhl parçası ile birleşir. Arka kenarı ise
erbest olup burun boşluğunun arka deliği (choana narium) nin orta bölme ini
yapar.

Os Lacrimale - Gözyaşı kemiği

Orbita'nın içyan duvarının küçük bir kısmını yapan ve çift oJ 1~n bu kemik
os fro.nıtale'nin altında, maxilla'nın processus fronıtalis'inin arkasında ve os efh-
moidale'nin de önünde bulunur. İnce ve dörtgen şeklinde olup iki yüz dört kenarı
gösterir. Dışyan yüzün (facies orbitalis) ortasında yukardan ac;;ağıya bir ibik
lcrista lacrimalis posterior) ve bunun önünde de bir oluk (sulcns lacrimalis) gö-
rülür. Bu oluk os frontale'nin aynı addaki oluğu ile birleşerek fossa sacci lacri-
malis ve canalis nasülacrimalis.in başlangıç kısmını m,eydana getirir. Crista la-
crimalis posterior'un alt ucunda bir çengel (hamulus lacrimalis) bulunur. tçyan
yüz(fade:s ethmoidalis), os ethmoidale ile eklem yapar aynı zamanda da bumn
boşluğunun dışyan duvarının bir kısmını meydana getirir. Kenarlardan üst ke-
nar os frontale ile, arka kenar os ethmoidalıe ile, alt kenar concha nasalis infe-
rior ile ve ön kenar da maxilla ile eklem yaparJar.
22 HAREKET SlSTEMt

Concha nasalis inferior - Alt boynuzcuk kemiği

İnce,
dar ve yaprak gibi bükülmüş olan bu kemik çift olup burun boşluk­
larının dışyan duvarındabulunur. Uzun ekseni önden arkaya ve enine olan bu
kemikte içyan ve dışyan yüzle, üst, alt iki kenar ve ön, arka olmak üze11e iki
de uç ayırdedilir.
lçyan yüz - Konveks olan bu yüz burun boşluğu bölmesine bakar.
Dışyaın yüz - Bu yüz ise burun boşluğunun dışyan duvarın 1:ı bakar ve
konkavdır. Bu yüz ile burun boşluğu dışyan duvarı arasında meydana gelen
aralığa meatus ınasi inferior denir.
Kenarlard;ın alt kenarı dışyana kıvrık ve serbesttir. Üst kenar önde nıaxil­
Ja 'nın crista conchalis'ine tutunur, arkada os palatinuın'un crista conchalis'i ile
eklem yapar. Bu iki tutunma yeri arasında önden arkaya doğru şu çıkıntılar gö-
rülür:
1) Pr0cessus maxillaris - aşağı ve dışa doğru uzanan bu çıkıntı hiatus
ma.xil1aris'i daraJtIDıağa yardını eder.
2) Processus lac~alis - yukarı doğru giderek canalis nasolacrimalis'in
arka ve iç yan duvarının bir kısmını yapar.
3) Processus ethmoidalis - Os ıethmoidale'in processus uncinatus'u ile
ekleıri yaparak hiatus maxillaris'i daral.tm'ağa yardım eder.
Uçlardan ön-üç künt, arka uç da sivri ve serbesttir.
Os Nasale - Burun kemiği

Y1assı,
küçük vedörtgen şeklinde olan bu çift kemiğin iki yüzü ve 4 kenarı
ıvardır.ön yüz oldukça konvekstir ve üzerinde bir delik (foramen nasale) görülür.
Arka yüz konkav olup burun boşluğu tavanın en ön kısmını yapar. Bu yüz üze-
rinde görülen aluk sulcus ethmoidalis adını alır.
Kenarlardan üst kenar os frontale ile, dışyfin kenar maxilla ile, içyan ken-
nar eşkemikle eklem yaparlar. Alt kenar masere kafada serbest olup apertura
pirifornıis denen burun boşluklarının ön deliğinin üst kenarını yapar.

Manıdibu.Ia - Altçene kemiği

Yüz kjemiklerinden ve erişkinde tek olan bu kemik yeni doğnıuşlarda orta


çizgi üzerinde iki yarım parça birbiriyle bir bağ dokusu ile birleşmiş olup ilk yaş
esnasında kemikleşerek tek kemik halini alır. Mandibula'nın bir cismi (corpus
mandibulae) ile onun iki tarafında olan al.tçene kolları (rami mandibulares) ol-
mak üzere iki parçası vardır.
Corpus mandibulae (cisim) - Parabol vıeya atnalı şeklinde olan cismin bir
bir önyüzü, bir de arkayüzü vardır.
önyüz - Konveks olan bu yüz orta çizgi üzerinde bir kabartı (protuberen·
tin metalis) ile burun iki yanında, alt 11;e dışyanda olmak üzere, alt kenara ya-
kın iki küçük kabartı (tuberculum mentale) gösterir. Protuberentia mentalis'in
KEWKBlLll\I 23

her iki yanında bulunan delikler foramen mentale adını aılırlar. Tuberaılum me -
tale'den başlıyarak arkaya ve yukarı doğru giden çizgiye de linea oh ·qua denir.
Arkayüz - Konkav olan bu yüz de ise orta çizgi üzerinde ve alt kenara
yakın dikensi bir çıkıntı (spina ment.alis) vardır ki bunun üst bölümüne m. geni-
oglossus, alt bölümüne de m. geniohyoideus tutunur. Bu dikenin ilci yanından
arkaya ve yukarı doğru giden çizgiye linea mylohyoidea denir. Bu çizginin üst
ve ön bölümünde görülen çukurcuk fovea suhlingualis adını alır. Bunun arka ve
alt tarafında da fovea submandibularis ~enilen diğer bir çukurcuk bulunur. Sp"·
.n a metalis'in iki yanında alt kenara yakın iki küçük çukurcuk görülür ki bun-
lara da fossa digastrica denir. Liırea mylohyoidea'nın arka bölümü üstünde
ve ona paralel bulunan oluğa da sulcus mylohyoide adı verilir.
Cismin üst kenarı üzerinde bir takım çukurcuklar (alveoli dentales) bulu-
nur ki bu çukurcuklara dişler yerJıeşir. Bu çukurcukları birbirinden ayıran böl-
melere septa imteralvoolares, çukurcukların içindeki bölmeciklere de septa • er-
radicularia adı verilir. Mandibula'nın alveolleri içinde bulunduran bu kenarına
pars alveolaris denir.
Cismin alt kenarı, kalın ve künt olup taban (hasis) adını da aılır
Ramus mandibulae - Cismin her iki ucunda şahsa göre değişmekle bera-
ber oldukça bir dik açı halinde cisimle birle~n mandibula kolunun cisimle birleş­
tiği köşeye angulus mandibulae denir. Ramus mandibulae'nin içyan ve d.ışyan
olmak üzere iki yüzü ile dört de kenarı vardır.
Dışyan yüz - Bu yüzün alt bölümünde yörülen pürtüklü alan tuberosi
rnasseterica adım alır.

lçyan yüz - Bu yüzün alt bölümü üzıerinde de pürtüklü bir alan bulunur.
Buna da tuberositas pterygoidıea denir. lçyan yüzün hemen orta yerinde bir de-
lik (foramen mandibulae) vardır. Bunun ön ve alt kısmında küçük bir kemik
dilcik (lingula mandibulae) ile yine bu d~liğin alt ucundan başlayan öne ve aşa­
ğı doğru giden ve sulcus mylohyoiıdeus adını alan bir olun görülür. Fo
mandibulae' den başlayan ve kemik içinde boyunca seyreden kanal canali
mandibularis olup önyüzdeki forarne:nı mentale'de sonlanır.
Ramus mandibulae'nın üst kenarı, ortada bir çentik'le (incisura dibu
ayrılan bir önde processus coronoideus, bir de arkada processus co d laris de-
nilen iki çıkıntı gösterir. Bunlardan öndekine yani processus corono"de 'a
temporalis yapışır. Arkadaki processus condylaris ise bir başcıkla (cap m
dibulae) bir boyun (collum mandibulae) ve bu boynun ön tarafında da bir çu-
kurcuk (fovea pterygoidea) göstıerir. Bu çukura m. pterygoideus medialis yapı­
şacaktır. Caput mandibulae enine bir elips şeklinde olup şahsa göre değisik doğ-
~ltular gösterir. Bu çıkıntı çene eklemini yapmağa yardım eder. Ramus ·
bulae'nın ön kenarı keskin olup cismin ön yüzündeki linea obliqua ile de am
eder. Arka kenarı ise künttür.
HAREKET SlSTEM:l

Altçenenin şekli - Yaşla çok ilgilidir. Zira bir taraftan çiğneme kasları
diğer taraftan dişler, kemik şeklinin meydana gelişine tesir ederler. Böylece man-
dibula'nın alveol parçası ve alveol'ler, dişlerin çıkmasıyla meydana geldiği gibi
diğer taraftan yaşlılıkta dişlerin düşmesiyle de alveoller kaybolmağa başar v~
hatta pars alveolaris tamamiyle atrofiye olur, (inaktivite atrofisi).
Yeni doğanlarda ramus mandibulae dar ve basık olan corpus ınandibulae
ile geniş açı yaparak bir·leşmiştir. Yaş ilerledikçe b~ açı dik açıya yaklaşır. An-
cak dişlerin çıkması ve diş değişiminden sonra mandibulae'nın pars alveolaris'i
ve alveoller son şeklini alırlar.
Os Hyoiıdeum - Dil kemiği

Kafa kemikleriyle ve hatta iskeletle hiç bir bağlantısı bulunmayan bu kemik


serbest olarak <lil ile gırtlak (larynx) arasında yerleşmiş, açıklığı arkaya bakan U
harfi şeklinde bir kemiktir. Bir cisim ile cornu majus ve comu minus denen iki
çift de boynuzu bulunan bu kemiğe hyoidüstü ve hyoid altı kaslarla cismine de
kendisini larynx'e bağlayan fibröz bağlar tutunur.
BAŞ BÜTÜNÜ VE NORMALAR
Ayrı ayrı gördüğümüz kafa ve yüz kemikleri birbirleriyle birleşerek baş
iskeletini meydana getirirler. Bütün bu kemikler arasındaki bağlantılar manıdibu­
la hariç hemen hepsi juncturae fibrosa cinsinden olup sutura (dikiş) adını alırlar.
Kafa ve yüz kemikleri gelişim ve kemikleşme bakımından farklılık gösterirler;
yani bu kemiklerden bir kısmı doğrudan doğruya fibröz dokunun kemikleşm ... -
siyle, diğer bir kısmı ise önce teşekkül eden kıkırdak dokunun kemikleşmesiyl~,
ve .nihayet diğer bir kısım kemikler de hem fibröz ve hem ~e kıkırdak kemik-
leşme sonucu meydana gelirler. Onun için yeni doğmuş bir çocuğun başında be-
lirli yerlerde kemikleşmenin henüz tamamlanmaması nedeniyle yumuşak yani
fibrözzarlı bölgeler bulunur. Bıngıldak (fonticulus) adını alan bu bölgeler şunlar­
dır:
1 - Fonticulus anterior - Kafanın ön tarafında eşkenar dörtgen şeklinde
ve ıortaçizgide sutura sagitalis ile sutura coronalis'in birleşme yerinde bulunur.
2 - Fonticulus posterior - üçgen şeklinde olan bu bıngıldak kafanın ar-
ka tarafında ve orta çizgi üzerinde sutura sagitalis ile sutura lambdoidea'nın bir-
leştiği yerdedir.
3 - Fonticulus anterolateralis - Kafanın yan tarafında olan bu bıngıldak
os frontale, os temporale, os parietale ve os sphenoidale'nin büyük kanadının
birleşme noktaları üzerinde bulunur.
4 - Foıııticulus Posterolateralis - Bu bıngıldak da çift olup yine kafanın
yan ve arka tarafında os occipitale, os parietale, ve os temporale'nin pars mas-
toidea'nın birleşme dikişleri üzerinde bulunur.
Bütün bu bıngıldaklar normal olarak 2 yaşına kadar k~mikleştikleri gibi
kemikler arasındaki dikişler de şahsa göre değişmekle beraber 20 yaşında baş-
KE.MlKBlUM 25

iamak üzere nihayet 40 yaşında tamamen kemikleşirler. Şayet dikişlerin (suturae)


bu kemikleşme hali normalden çok erken olursa o'zaman kafa normal büyüklü-
_ğüne erişemez. Böylece microcephalia denilen (küçük kafa) hal meydana gelir.

Başbütününü gözden geçirmek için ona muhtelif yönlerden bakmak gerekir.


Onun için başa herhangi bir yöndıen bakıldığı zaman çevre sınırı içindeki görü-
nüşüne norma adı verilir ve ayrı ayrı ele alınır.

1 - Norma superior veya verticalis - Başın üstten görünüşü olan bu


norma'da baş, ç0k defa ovoid veya yuvarlak olarak görülür ve sınırı içinde ru
oluş.umlar bulunur: 1) orta çizgi üzerinde her iki os parietale'nin birleşme diki, -
!eri yani sutura sagitalis, 2) Bunun ön ucunda os frontale ile her iki os parieta-
le'nin birleşme dikişi sutura coronalis, 3) arkada enine doğrultuda o occipitale
ile yine her iki os parietale'nin yaptıkları dikiş (sutura lambdoidea) 4) sutura
sagitalis'in iki yanında foram~ın parietale, 5) ve daha dışyanda tuher frontale
onun altında arcus superciliaris'le bunlar arasındaki düz alan (glabella) görül .. r.
2 - Norma frontalis (önden görünüş) - Bu yönden bakışda da kalın ucu
yukarda ince ucu aşağıda ovoid bir biçimde görünen çevre sınırı içinde şunlar
görülür. 1) tık bakışta yukarda orta çizginin iki tarafında yuvarlak çukur (orbita)
ve bunların üst kenarı olan margo supraorbif alis üzerinde de içyanda incisura
frontalis, dış yanda foramen sup~orbitalis, 2) Orbita çukurlarının üstünde arcn
superciliaris ve aralarındaki glabella, 3) daha yukarda yanlarda tuber frorrtal~
ve dış yanda processus zygomaticus oıssis frontalis ve onun yukarı arkaya doğru
uzantısı olan l~nea temporalis inferior, 4) orbita'ların arasında orta çizgide o
nasale ile bunların birleşme dikişleri olan (sutura internasalis) ve sutura fronto-
masalis ve sutura ın.asomaxillaris, 5) os nasale'nin altında armutsu bir delik olan
ap•ertura piriformis ve septum nasi, 6) Bunun alt kenarındaki spina nasalis ante-
rior ve •onun altında da sutura intermaxillaris, 7) arcus alveolaris ve üzerinde ju-
ga alv,eolaria ile arcus dentalis superior d inferior, 8) corpus mandibulae ve bu-
nun üzerinde orta çizgide protuberentia mentalis, yanlarda foramen mentale. 9)
yukarda ortaçizginin iki yanında orbitanın alt kenarı (margo infraorbitalis) ve
onun altında foramen infraorbitale, 1O) onun dış yanında os zygomaticuın 'e
maxilla ile yaptığı dikiş (sutura zygomaticomaxillaris) 11) ve daha altında ra-
mus mandibuae.

3 - Norma lateralis - Başın yandan görünüşünde de arkadan öne doğ­


ru şu oluşumlar dikkati çeker: 1) squama ocdpitalis ve bunun os parietale os
temporale ile y aptığı dikişler (sutura lamb<foidea, sutura occipitomastoidea) -
yukarda os parietale üzerinde linea temporalis superior et inferior ve aşağıda os
tenıporale'nin Squama ve mastoid parçaları ile bu iki kemik arasındaki dikişler
(sutura parieto-mastoid-ea, sutura sqamosa), 3) arcus zygomaticus ve bunun ar-
kaya devamı olan linea temporalis inferior, 4) porus acusticus extenws ve onun
:arka altında processus mastoideus, 5) porus acusticus exterın.us·un altında proce us
HAREKET SlSTEi\11

styolideus, 6) arcus zy~omaticus'un aJtında ramus ma:ndibulae ile bunun iki çıkıntısı ,
processus condylaris ve bunun oturduğu fossa maııdibularis ile processus coro-
noideus, 2) yukarda önde os frontale'.nin os parietale ile yaptığı dikiş (sutura
coronalis), 8) os frontaJe'nin processus zygomaticus~un ve onun yukarı ve arka-
ya doğru uzanan linea temporalis, aşağıda os zygomaticum'la yaptığı sutura fr~Jil­
tozgomatica, 9) onun arkasında os sphenoidale'ni.n ala major'u ile üzerindeki
crista infratemporalis ve komşu kemiklerle yaptığı dikişler (sutura sphenofron-
talis, sutura sphenosquamosa, sutura frontozygomatica), 1O) arcus zygomaticus'un
iç tarafında üstte bir çukur (fossa temporalis) ile alta diğer bir çukur (fossa in·
frantemporalis ), processus pterygoideus, tuber maxillae ve fissura ptecygopaJatiın.a,
11) arcus zygomaticus'un önünde os zytgomaticunı, maxilla daha önd)e de os-
nasale ve bu kemikler arasındaki dikişler 12) os nasale'nin altında maxilla ve
üzerindeki foramen infraorbitale, fossa canini, arcus alveolaris et denıtalis, 14)
en alta da corpuıs mandibulae ve üzerindeki protuberentia mentalis, foramen
mentale ile linea obliqua.
4 - Norma occipitalis - Arkadan görünüş olan bu norma'da şunlar gö-
rülür:
1) Yukarda iki yanda os parietale ve bunlar arasındaki sutura sagitalis,
2) aşağıda os occipitaJe'nin pars squamosa'sı üzerindeki protuberentia occipi-
talis externa, onun iki yanında linea nuchae superior et in.ferior, planum nucbale
ve orta çizgi üzerinde crista occipitalis extema. •
3) yanlarda processus mastoideus ile incisura mastoidea,
4) sutura )ambdoidea, sutura occipitomastoidea.
5) - Norma basilaris - Başın alttan görünüşünde mandibula olmaksızın şu
oluşumlar görülür:
1) arkada os occipitale'nin her üç parçası yani squama occipitalis. Partes
laterales ve Pars basilaris'in dış yüzleri,, arkada protubereıııtia occipitalis externa
linea nuchae superior et inferior ve planum nuchale, 2) ortada foramen occipi-
taJe magnum ve onun yanlarında coıııdylus occipitaıis'le fossa condylaris ve ca-
nalis ınıervi hypoglossi, 3) h~r iki yanda processus ıııastoideus, foramen mastoi-
.deuın, incisura mastoidea ve onun içyanında sutura occipitomastoidea, 4) önde,
foramen stylomastoideuın'la processus styloideus, 5) onun içyanında fossa jugu-
Iaris, canalis caroticus ve onun ucunda da foramen Iacerum, 6) processus styloi-
deus 'un dış yanında meatus acusticus externus ve onun önünde fossa mandibu-
laris daha önde de tnberculum articulare ile processus zygomatius ve devamı
olan arcus zygomaticus, 8) Foramen ocipitaJe magııum'un önünde pars basilaris
üzerinde tuberculum pharyngeum, os occipitale ile os sphenoidaJe'nın birleşme
yeri, 9) orta çizgide os vomer, yanlarda processus pterygoideos'la hamulus ptery-
goideus, pterigoid iç ve dış lamina ve aralarındaki fossa pterygodea ile fossa
scaphoidea, 10) Bunun dış ve arkasında os sphenoidale'nin büyük kanadı
ve üzerinde önden arkaya doğru bulunan foram~ ovale ile fOl"aJllen spi-
KEl\11KBlL1M _,
')'""

ı10sum, 11) daha dış yanda sutura spb.enotemporale, 12) ortada, os vomer'in iki
yanında choana nariunı, 13) processms pterygoideus' un ön ve dış yanında fissura
-0rhitalis inferiur, 14) önünde processus zygomaticus, maxilla, os zygomaticum
ve arcus zygomaticus ile bu kemikler arasındaki dikişler, 15) ortada choruıa na-
rium alt kenarını yapan os palatina'nın lanıina horizontalis ile orta çizgi üzerin-
dekispina nasalis poı.sterior, 16) os palatina'nın lamina horizontalis ile maxilla'-
nın proccesus palatinus'u birleşerek meydana getirdikleri palatum durum üze-
rinde orta çizgide sutura palatina mediana ile sutura palatina transversa ve bu -
nun arka yanında foramen palatinum majus ve foramin palatina minora, 17)
sutura palatiına mediaına'nın da ön ucunda foraınen incisivum, 18) daha önde de
arcus alveolaris superior ile arcus dentalis superior.
BAŞ tSKELET1Nt YAPAN KAFA VE YÜZ KEM1KLER1 ARASI D
MEYDANA GELEN BOŞLUK VE ÇUKURLAR
1) Cavum cranii (kafa boşluğu) - kafa kemiklerinin birleşerek meydana
getirdikleri neurocraınium'un iç hoşluğu olan cavum cranü'yi encephalon doldu-
rur. Bu boşluğun bir kubbesi (calvaria) ve bir de tabanı (hasis cranü) vardır. Cal-
varia ile hasis cranii arasındaki sınır, kafa dışında önde arcus superciliari ile
arkada protuherenıtia occipitalis externa'dan geçirilen bir düzlemle gösterilebilir.
Calvaria - Kafatası da denen kafa boşluğun bu parçasının iç yüzünde
şunlar görülür:
1) Orta çizgi üzerinde önde crista frontalis ve onun üstünden başlayıp
yukarı ve arkaya doğru giden bir oluk (sulcuıs sinus sagitalis superiorioris) ile su-
tura sagitalis vardır. 2) yanlarda sulci arteriosunı, 3) impressiones digitatae ve
juga cerebralia, 4) önde sutura coronalis'le arkada sutura lambdoidea.
Baris cranii (kafatabanı) - Kafatabanının içyüzünde ise önden arkaya
doğru kade~e halinde sıralanan fossa cranii anterior, media ve posterior olmak
üzere 3 çukur görülür.
a) Fossa cranii ·a nterior - ön tarafta ve diğer iki çukurdan daha yüksek
seviyede bulunan bu çukuru önde os frontale'nin pars orbitalis'in facies cerebra-
lis'i ile arkada os sphenoidale cisminin ve ala minor'un cerebral yüzleri ve orta-
da da os ethmoidele'nin lamina cribrosa'sının üst yüzü yapar. Böylece ortada
tek olan burun boşluklannın tavanı ile iki yanda orbita'nın tavanından meydana
gelmiştir. Burada orta bölümde önden arkaya doğru şunlar görülür:
1) Foraınen caecum - Erişkinde kör olan bu delik çocukta çok defa kafa-
boşluğunun burun boşluğuna birlevtiren bir kanal halinde olup içinde v. emissaria
bulunur.
2) crista galli - horoz ibiği şeklindeki bu çıkıntıya falı: cerebri tutunur.
3) lamina uibrosa - delikli ıolan bu lamina'nın deliklerinden . olfacb-
rlus'un iplikleri geçer.
4) Os sphenoidale'nin cisminin üst yüzü.ndeki sulcus chiasmatis ve cana ·
28 HAREKET SlSTE:\ll

opticus.
Yanlarda ise os frontale'nin partes orbitales ve üzerindeki juga crebralia
ile impressiones digitatae ve os sphenoidaJe'nin alae minores üst yüzleri ile pro-
cessus clinoideus anterior görülür.
b) Fossa cranii media - os sphenoidale'nin küçük kanatlarının arka kena-

ile os temporale'nin pars petrosa'sının margo superior arasında bulunan bu
çukurda da bir orta bölümle iki de yan bölüm ayırdedilir.
Orta bölümde canalis opticus arkasından başlamak üzere tuberculum sella,.
fossa hoypophysialis, dorsum sella görülür.
Yan bölümlerde ise os spbenoidale'nin büyük kanatları (alae major) ile pyra-
mis'in ön-üst yüzü ve os temporale'nin pars sqnamosa'sından meydana gelmiş
olup şu oluşumlar dikkati çeker.:
1) Fissura orbitalis superior, 2) Foramen rotundum, 3) Foramen ovale, 4)
Foramen spinosum, 1) Foramoo Jaceruın, 6) Fissura sphenopetrosa, 7) canalis
caroticus'un iç deliği, 8) hiatus canalis n. petrosi majoris et minnris, 9) impr;!ssio
trigemini, 10) eminentia arcuta, 11) sulcus sinus petrosi supe·rioris·un üzerinde
bulunduğu crista pyramidis.
c) Fossa cranii posterior - Bu çukur, ortada önde ıdorsum sella yanlarda
ise os temporale'nin pars pyramis'in margo superior'la arkada da ortada pro-
tnberentia occipitalis interna ve yanlarda sulcus sinus transversi ile sınırlanır
Burada da bir orta bölümle iki yan bölüm ayırd edilebi.Jir.
Orta bölümde görülen oluşumlar sırasıyle önden arkaya doğru şunlardır:
1) os phenoidale ile os occipitaıe arasındaki synchondrosis spbenooccipi-
talis,
2) clivus ve yanlarındaki sulcus sinus petrosi inferioris, v) Foramen occipi-
tale magnum, 4) Canalis nıervi hypoglossi, 5) crista occipitalis interna, 6) Pro-
tuberentia occipitalis interna.
Yan bölün:1erde de görülen oluşumlar:
1) pyramis'in arka üst yüzü, 2) porns acusticus internus, 3) foramen jogu-
lare, 4) sulcus sinus sigmoid·ei, 5) fossa occipitalis cerebellaris, 6) sulcus sinus
transversii.
Orbitae (göz çukurları) - Sağlı sollu iki tane olan Orbita, tepesi ar-
II -
kada tabanı
önde dört yüzlü bir pramide benzer. Aditus orbitae adını alan taba-
nını yukarda os frontale, os zygomaticum, içyan ve altda da maxilla gibi kemik-
ler yapar. Tepesi ise canalis opticos'a uyar.
Paries superior (üst duvar) - tavan adım alan bu duvarı os frontale'nin
facies orbitalis'i ile os sphenoidale'nin ala minor'u yapar. Bu duvarın ön ve dış
kısmında fossa. glandulae lacrimalis vardır ki buraya gözyaşı bezi yerleşir. Bu
duvarda üst kısımda ayrıca foramen ethmoidale anterior et posterior denilen
delikler bulunur.

,
KK\ilKBlLL\I

Paries medialis (içyan duvar) hemen hemen sagital bir doğrultuda olan
bu duvar önde os lacrimale, ortada os ethmoidale'nin lamina orbitalis'i ve arka-
da da corpuıs ossis sphenoidalis yapar. önde görülen çnkurcuk fossa sacci lacri-
malis olup önden maxilla'mn crista lacrimalis posterior'u sımdar. Bu çukurcu-
ğu burun boşluğuna birleştiren kanal (canalis nasolacrimalis) meatus nasi infe-
rior·a açılır.

Paries iınferior (altduvar) - önde maxilla'nın facit~s orbitalis'in, arkada i e


os palatinum'un processus orbitalis'in yaptığı bu duvarı fissura orbitalis superior,
dışyan duvardan ayırır. Hemen hemen bu duvarın orta yerinde sulcus infraorbi-
faUs bulunur ki periorbita'nın yardımıyla kanala çevrilir ve canaiis infraorb· -
talis'le devam eder. Bu kanal da bilindiği gibi margo infra orbitalis'in altında;
olmak üzere foramen infraorbitale'de sonlanır.
Paries Jateralis (dışyan duvar) - önde os zygomaticum'un facies orbitali 'i
arkada is,e os spbenoidale'nin ala major'un facies orbitalis'in yaptığı bu duvar da
arkada üst duvardan fissura orbitalis superior, alt duvardan da fissura orbitalis
inierior ayırır. Bu duvar üzerinde görülen delik foramen zygomaticoorbifale dir.
III - Cava nasi (burun boşlukları) - orta çizginin iki yanında yüzün or-
ta ında, ağız boşluğunun üstünde çift olan bu boşluklar, birbirinden septum nas·
denen bir bölme ile ikiye ayrılmıştır. Burun boşluklarının öne açılan delikleri ar-
mut şeklinde olup apertura pirif:orınis adını alır ki bunu, yukardan burun ke-
mikleri ( oıssa n.asalia) yanlardan ve aşağıdan da maxilla sınırlar. Bu deliğin alt
ve orta yerinde spina nasalis anterior görülür. Burun boşluklarının arkaya açı­
lan deliklerine de choanae narium denir. Aşağı yukarı dörtgen şeklinde olan bu
delikleri os palatinum ile proc.essus pterygoideus ossis spbenoidalis, sınırlayıp
ortadan da vonıer ikiye ayırır. Böylece ön ve arka iki delik gö teren burun bo , -
luğunun 4 duvarı ayırdedilir:

a) tçyan duyar veya septum nasi - Bu duvarı yukarda os eth!Doidale'nin


lamiııa perpendicularis ile onun altında vomer yapar. Çok defa eğri olan bu böl-
meyi piyes'de cartilago septi nasi denilen kıkırdak bölme öne doğru uzatır.
b) dışyan duvar - Girintili ve çıkıntıJı olan bu duvarı önden arkaya doğru:
şu kemikler meydana getirir: os nasale, os lacrinıal·e, maxilla, os efhıno!-dale~
conıeha nasalis inferior, os palatinum'un lamina perpendicularis·i, os spbenoidale'-
rıin processus pterygoideus'u. Bu duvar üzerinde yukardan aşağı sıralanmış bu-
lunan os ethrnoidale'nin conha nasalis superior, et medius ile başlı başına bir
kemik olan co.ncha nasalis inferior görülür. Bu concha'larla dışyan duvar ara-
~ında teşekkül eden aralıklara da meatus nasi superior, medius et inferior de-
nirki buralara paranasal sinuslar açılırlar.
Burunboşluğunun dışyan ıduvanna açılan delik ve kanallar
Bu duvarın arka üst bölümüne foramen sphenoplatin~ denilen delikden
30 HAREKET S!STEM1

başka sırasıyle şunlar açılır:


1) Meatus nasi superlor - Buraya sinus sphenoidalis ve cellulae ethınoi­
dal~ posteriorcs (etmoid arka hücreleri) açılır.
2) Mcatus nasi medios - Bulla ethmoidalis altında ve processus uncina-
tus'un hemen üstünde önden arkaya ve yukardan aşağıya duran hiatus semilu-
ııaris adı verilen yarım ay şeklindek~ yarığa da sinus frontalis ile cellulae ethmoi-
dales anteriores (etmoid ön hücreleri) açılırlar.
3) Meatus nasi infrerior - Buraya da canalis ınasolacrimalis denilen göz-
yaşı burun kanalı açılır.
c) Burun boşluğunun tavanı - Bu duvarı da os ethınoidale'nin lamina
cribriformis'i ile os sphenıoidale' nin cisminin alt yüzü yapar.
d) Buruını boşluğunuın döŞemesi - Bu aynı zamanda ağız boşluğunun da ta-
vanı demektir ki ağız boşluğu ile burun boşluklarını birbirinden ayıran enine
durumdaki palatum durum ~enilen bu bölmeyi, maxilla'nın proccessus palati-
nus'u ile arkada os palatinuın'un lamina horizontalis'i yapar. Bu duvarın ön kıs­
mında orta çizgi üzerinde görülen delik (foramen incisivum), canalis iın.cisivus'un
buraya· açılan deliğidir. Bu kanal ağız boşluğuna tek delike, burun boşlukılarına
ise iki delik halinde açılır.
Choana narimn - Burun boşluğunun pharynx'e açılan arka deliği olan bu
deliği, yukarda ı0s ıspheuoidale'nin çismi ve vomer'in kanatları, aşağıda os pala-
tinum'un Iamina horizontalis'i, içyanda da vomer'in arka kenarı, dış yanda pro-
cessus pterygoideos'un lamina medialis'i sınırlar. Bu deliğin alt kenarının içya-
nında ve orta çizgi üzerinde bir diken (spina nasalis posterior) bulunur. Böylece
sağlı sollu çift olan choana narium'u, Vomer·in arka kenarı biribirinden ayırır.

Sin.us paranasales - Paraııasal sinuslar


Burunboşlukları çevresinde bulunan ve buraya açılan kemikboşlukları (si-
nus) olup sırasıyle şunlardır:

1) Sinus maxillaris (üstçene sinusu) - Maxilla nın içinde bulunan ve bü-


7

yükce olan bu boşluk büyüklük ve şekil bakımından oldukça büyük değişiklikler


gösterir. Bu bosluğun tabai:ıı çok defa palatum durom'a yakın olup birinci büyük
azı (1. molar) hizasına kadar iner. Böylece bu dişin ve buna komş.u dişlerin
kökleri sadec;e ince bir kemik laminası ile boşluktan ayrılır. Tuber maxillae·ya
rastlayan arka duvarı üzerinde canales alveolares maxillares bulunup içinden
Rr. alveolares superiores posteriores denilen damar ve sinirler ge~r. Yine ince
olan tavanı ise sinus maxillaris'i ıorbitadan ayırır ve bu duvar içinde de canalis
infraorbitalis ve canalis alveolaris ant.eri-or yer ahı. Aynı şekil~e içyan duvarı
da ince olup meatus nasi mediu:s et inferior'la komşudur. Hiatus maxillaris deni-
len ağzı ise tavana yakın olup meatus nasi medius'a, hiatus semiluruuis (hiatus
KEWKBlLİl\l 31

ethmoidalis) halinde açılır.


2) Cellula~ ethmoidaJes (etmoid hücreleri) - os cthmuidale içinde bulunan
bu hücreler ön ve arka olmak üzere ilci gruba ayrılırlar. Bunların sayısı ve büyük-
lükleri çok değişik olup arka grup hücreler (cellulae ethnıoidales posteriores)
meatus nasi superior'a, ön grup hücreler (cellulae etbmoidales anteriores) ise me-
atus nasi medius'a bulla ethmoidalis'in üst ve altırıda olmak üzere açılırlar.
3) sinus splıenoidalis (sfenoid sinusu) - os sphe.ooidale içinde bulunan bu
boşluk, bir bölme ile çok defa asimetrik olarak ikiyr ayrılmış olup her biri mea-
tus nasi superior'un en arka bölümü olan recessus sphenoethınoidalis adını alan
yerine açılır.
4) Sinu.s frontalis (alın sinus'u - os frontale'nin içinde bulunan ve yine
büyüklüğü yaşa ve cinse göre çok değişik olan bu boşluk da septum sinuum fron-
talium denHen bir bölme ile asimetrik iki boşluğa ayrılarak ductus nasofrontalis
adını alan bir kanalla meatus na.si inferlor'a açılır.

IV - Fossa pterygopalatina (pterigopalatin çukur) - Maxilla'nın arkasın­


da ve proce'Ssus pterygoideuıs'un önünde bulunan bu çukur tabanı yukarda tepe-
si aşağıda ve dı~yan duvarı açık dört duvarlı bir pramide benzer. Tabanını veya
tavanını os sphenoidale'nin cismi ile ala major'un kökü yapar. Trpe i i e cana-
lis palatinus major'a uyar ve onunla uzanır. Duvarlarından içyan du arını os pa-
latina'nın Jamina perpendicularis'i, ön duvarın tuber maxillae, arka duvarını
processll!s pterygoideus'un ön yüzü yapar. Dış duvarı ise fissura pterygo maxi -
lnris adını alan bir yarık olup fossa pterygoplatina'yı fossa infra-temporalis'e
birleştirir. Duvarlarını saydığımız bu çukura birçok kanal ve delikler açılır ki
onlar da şunlardır:
1) Foram,en rotundum
2) Canalis pterygoideus
3) Fissura pterygomaxillaris
4) Fissura mbitalis inferior
6) foramen sphenopalatinum
V - Fossa temporalis (şakak çukuru) - kafanın iki yanında bulunan ve
M. temporalis'in doldurduğu bir çukur olup yukarda linea temporalis superio
altında kalan os frontale ile os parietale ve squamatemporalis'in dışyan yüzleri
ile önde os zygomaticum'un facies temporalis~ os sphenoidale'nin ala major'un
dışyan yüzünün crista infratemporalis üstünde kalan bölümü ve os tempora ~ -
nin pars squamosa'sının dışyan yüzü yapar. Bu çukur aşağıda orificium zygonıa ·-
cum denilen aralık yolu ile fossa infratemporalis, ile birleşir, orificium zygoma-
ticum'u içyan crista iııtfratemporalis dışyanda ise arcus zygomaticus sınırlar.
VI Fossa infratemporalis (şakakaltı çukuru - Fossa İemporalis'in altın-
da ve fossa pterygopalatina' nın da dış yanında bulunan bu çukuru, dışyanda
32 HAREKET Si TK\It

mus maındibulae, içyanda önde fissur apterygomaxillaris ile tuber maxillae, ar-
kada Jaminıa lateralis processus pterygoidei, önde ise tuber maxillae ile fissura
orbitalis inferior yapar. Arka duvar üst kısmında processus styloideus'den ibaret
olup aşağıda açıktır. Fossa mfratemporalis'in tavanı veya tabanını ise içyanda ala-
major'un dışyüzünde ki facies infratemporalis, dışyanda da açık olup orificium
zygomaticum yapar.
BAŞ ANTROPOLOJl'StNE AtT KISA BİLGİ

Antropoloji'de kafa ve yüz şekillerinin değişik tiplerini tayin etmek için


pekçok ölçü metotları ve index'ler mevcuttur. Bunlardan önemli olan bazı in-
dex'lerle antropolojik noktalar aşağıda sıralanmıştır.
1- tndex'ler
a) Başın uzunluk ve genişlik index'i - Kafamn enine en geniş yeri ölçü-
lür. (Bu genişlik muhtelif kafa iskeletinde ya önde veya arkada daha fazla ola-
bilir). Sonra kafanın sagital uzunluğu (glabella'dan opisthion'a olan mesafe) da
ölçülerek şu formüle konur.
Genişlik X 100.

uzunluk
Şayet bu index 75 den küçük ise o zaman dolicocephal (uzunkafa), 75 - 80
arasında ise mesocephal, 80 den büyük ise brachiocephal kafa olmak üzere ad-
landırırlar.
b) Baş'ın uzunluk ve yükseklik index'i - Yine kafanın uzunluğu (gabella
ile opisthion arası) ile yüksekliği (basion ile bregma arası) ölçülerek şu formüle
tatbik edilir.
Yüksek X 100
uzunluk
Bu formülle elde edilen sayı 75 den büyük ise hypsicephal (sivrikafa), 70 -
75 arasında i~e Grthocephal, 70 den küçük ise platycephal (basıkkafa) adı verilir.
c) yüz index'i - Yüz'ün yüksekliği (nasion ile gnathion arası) ile elmacık
kemikleri arasında ki mesafe ölçülür, ve şu formüle tatbik edilir.
yüzyüksekliği X 100
---
elmacıkkemikleri arasındaki mesafe

Bu formülden elde edilen sayı, yüz index'ini verir ki bu index 85 veya daha
küçük olursa euryprosop (geııişyüzlü), 85 - 90 arası ise mesoprosop, 90 dan
büyük olursa o zaman da Ieptoprosop (uzunyüzlü) adı verilir.
il - Antropolojik noktalar:
1) glabella Ortaçizgi üzerinde iki arcus superciliaris arasındadır.
2) Bregma Sutur'a sagitalis'in sutura coronalis'le birleştiği nokta
KEMlKBlLlM 33

3) Obelion Sutura sagitalis üzerinde ve foramen parietale hizasında


en yüksek nokta.
4) Lambda Sutura sagitalis ile sutura lambdoidea'nın birleşme nok-
tası.

5) lnion - Protuberentia occipitalis externa üzerindeki nokta.


6) Opisthion - Foramen occipitale magnum'un arka kenarının orta-
sındaki nokta.
7) Basion Foramen occipitale magnum'un ön kenarı üzerinde 1
ve
orta çizgideki.
8) Nasion Sutura frontonasalis üzerinde orta çizgideki bir nokta.
9) Prosthion Arcus alveolaris superior üzerinde orta çizgide en çıkın­
tılı nokta.
10) Gnathion MandibuJa'nın alt kenarında ve orta çizgi üzerinde olan
bir noktadır.
11) Gonion Ramus mandibulae'nın arkakenarı i~e altkenar'ının bir-
leşme noktası.
12) Pterion os parietale, os frnntale, os ~emporale ile os sphenoidale-
nin büyük kanadının birleşme dikişleri üzerindeki nokta.
13 Asterion Os occipitale, os parietale ve os temporale'nin pars
mastoidea'nın birleşme dikişleri üzerinde ki nokta.
14 Dacrion Aditus orbitae'nı.n altkenarı ile içyan kenarının birleş­
tikleri nokta.
Columna Vertebralis - Omurga

Gövdenin eksenini teşkil eden hareketli ve esnek bir kemik kolunu olan
omurga üst üste konmuş omur (vertebra) denilen kısa kemiklerden meyda-
na gelmiştir. Bu omurlar 33-34 tane olup bunların büyük bir kısmı bütün
hayat boyunca müstakil ve hareketli olarak kalırlar. Ancak en alt
omurlardan 4-5 omur birbiriyle kaynaşarak os coccygis denilen tek bir ke-
mik meydana getirirler. Aynı şekilde bunların üstünde bulunan 5 omur da yine
aralarındaki oynak kemikleşmek suretiyle os serum denilen fıek kemik teşk11 eder-
ler. Zamanla bu iki kıemik yani os sacnun ve os coccygis arasındaki ekılem ya-
pısı da kemikleşmek suretiyle bir bütün kemik haline geçebilirler. Böylece genç
yaşlarda 33-34 omur'dan, erişkinde ise 26 ayrı kemikten meydana gelen collum-
ıııa vertebralis yeni doğanda hemen hemen düz bir sütun olmaslllla mukabil
sonraları oturma, ayakta durma, yürüme esnasında maruz kaldığı vücutyükü
dolayısıyle eğrilikler kazanır. Bunlar yukardan aşağı sırasıyle birincisi, boyun
omur·ları hizasında olup konvekliği öne bakar. !kincisi oldukça bariz ve göğüs
omurlar'ı hizasındadır, ve konkav'lığı öne bakar. üçüncüsü bel omurları hiza-
sında olup burada da aşikar bir öne bakan konvıekslik mevcuttur. Dördöncüsü
os sacmm ve os coccygis hizasında bulunur ve konkavlığı da ÖDıe bakar. Bu eğri­
liklerden bilhass'.:l göğüs omurları hizasında ki olanı yaşla veya herhangi bir se-
beple eğriliği artarsa o zaman öne bakan bu konveksliğe lordos, (lordosis) ter-
sine bu eğrilik yani konvekslik arkaya doğru artarsa ona da kifos (kyphnsis)
denir. Bazen bu eğrilik sadece öne veya arkaya değil de yanlara da olabilir. O
zaman bu yana olan eğriliğe de skolios (Scoliosis) denir.
ColuIDDa vertebralis·e önden bakıldığı zaman görülür ki bu sütun her yer-
de yukardan aşağı aynı genişlikten değildir. Bunun en geniş yeri os sacrum'un
tabanı ve en dar yeri de os coccygis hizasındadır.

Omurga'yı meydana getiren omurlar gövdenin kısımlarına göre özellik


gösterdiklerinden bunlar aşağıdaki gruplara ayrılırlar:
a) Vertebrae cervicales - Boyun omurları
b) V ertebraıe thoracicae - Göğüs omurları
c) Vertebrae lumbales - Bel omurları
d) Vertebrae sacrales - Sakral omurlar
e) Vertebrae coccygeae - Koksiks omurları
Omurlar tipik · kısa kemiklerd,en olup yukarda gösterilen gruplara ait
bazı farklar göstermelerine rağmen hepsinde müşterek olan kıs1mları vardır
ki onlar da şunlardır:
KEM1KB1L1M 35

1) corpus vertebrae - omur cismi


2) arcus vertebrae - omur kemeri
3 processus tansversus - enine çıkıntı
4) processus spinosus - diken çıkıntı
5) processus articulares - eklem çıkıntıları
6) foramen vertebrae - omur deliği
Bunlardan boyun, göğüs ve bel omurları har,eketli olup vertebrae verae.
os sacrum ve os ooccygis'i meydana getiren omurlar ise hareketsiz olup verte-
brae spuriae adlarını alırlar.

Omurların genel karakterleri


1) corpus vertebrae - (omur cismi) - omur'un en geniş ve ırı parçası
{)}an cisim (corpus) basık bir silindir şeklindedir. Bunun üst ve alt olmak üze-
re iki yüzü ve bir çevresi vardır. Oldukça düz olan yüzler üst ve altta komşu
omur (vedebra) !arla aralanndaki discuıs intervertebralis denilen omurlar ara-
sı fibroz diskler vasıtasıyle komşudurlar. Cismin çevresi önde ~e hatta yan-
larda da konveks, arkada ise konkav olup foramen vertebrale (omur deliği)nin
ön sınırını yapar.
2) Arcus vertebrae (omur kemeri) - cismin arka yüzünün yanlarından
çıkan pediculus arcus vertebrae denilen kolların devamı olan ve foramen ver-
tebrale'yi yanlardan ve arkadan sınırlayan oldukça kalın kemik kemeridir. Bu
kemeri cism;e bağlayaın pediculus arcus vertıebraıe· daha ince ve dar olup üste
ve a.ıtta iki çentik (incisura vertebralis superior et inferior) gösterir ki bunlar
üst ve altaki komşu omurlann aynı addaki çentikleri ile birlikte foramma 1

intenıertebralia deni~en delikleri meydana getirirler.

3) Processus transversus (enine çıkıntı) - arcus vert.ebrae'nin iki yanın­


dan yanlara doğru uzanan kemik çıkıntıları olup horizontal ve hafif arkaya
doğru bir istikamet gösterirler.

4) Processus spinosus (diken çıkıntı) - Arcus vert.ebrae'nin arka ortasın­


dan arkaya veya arka aşağıya doğru gi~en dikensi bir çıkıntıdır.
5) Processus articuJaris (eklem çıkıntısı) - Processus transversus·un baş­
langıç yerinden yukarı ve aşağı doğru olmak üzere iki taraflı 4 çıkıntı olup üs-
ıekilerin arka yüzleri, altakilerin de ön üüzlerin de birer ek~em yüzü (facie
articularis) görülür. Bunlardan üstekiler facies articularis superior, altakiler
de facies articularis inferi-OT adlarını alırlar.
6) Foramen vertebrae (omur deliği) - pediculus arcus vertebrae, arcu
vıerrebrae ve corpus vertebrae'nin arka yüzü arasında kalan yuvarlak veya üç-
gen şeklindeki bir deliktir. Bütün omurlardaki bu delikler üst üstp gelerek cana-
lis vertebralis (omurga kanalı) i meydana getirirler.
3.6 HAREKET S1STE:M1

Omurların grup karakterleri

Vertebrae Cervicales - boyun omurları

Bunlar yeditane olup tipik misalini 3. ve 4. omurlar verir. Bu omurların


küçük ve basık dört köşeli bir cisimleri vardır. Cismin üst yüzü transvesal alt
yüzü de sagital eksende konkavdular. Processus transversus iki kökden doğup
vertikal eksende foraınen traınsversarium denen bir delik myedana getirir. Bu
vertikal eksende foramen transversarium denen bir delik meydana getirir. Bu
deliğin ön ve arka tarafında tuberculuın ant:erius et posterius adım alan tü-
berküller vardır. Bilhassa 6. boyun omurunda önde olan tüberkül (tuberculum
anterius) iyi gelişmiş olup tuberculum caroticum adını alır. Boyun omurları­
nın <liken çıkıntıları ekseriya kısa, çatallanmış ve hemen hemen horizontal
veya çok az arka aşağı bir doğrultu gösterirler yanlız 7. boyun om urunun di-
~en çıkıntısı göğüs omurlarının diken çıkıntılarına benzer yani uzun arka ve
aşağı doğru uzanır ve çatallanmamıştu. Bu diken çıkıntısı deri altında ken-
disini kolayca belli ettiğinden 7. boyun omuruna vertebra prominens denir.
Boyun omurlarından 1. Vr 2. omurlar farklılık gösterdikJeri gibi ayrı bi-
rer ad da ahrlar. 1. omura atlas, 2. omura da a..Yis veya epistropbeus denir.
Atlas - 1. Boyun omuru
Bu omurda cisim yoktur. Onun yerine iki taraflı massae laterales denilen
yan kitleler mevcuttur. Bu iki kitleyi önden ve arkadan birleştiren iki kemer-
den öndeki arcus anterior (önkemer) arkadaki arcus posterior (arka kemer)
adını alıp aralarında foramoen vertebrale bulunur. Y ankitJelerin dış yanınd a
processus traınsversus ve foramen transversarium (enine çıkıntı deliği) görülür.
Atlasın diken çıkıntısı da yoktur. Onun yerine arka kemer üzerinde ortada bir
abartı (tuberculum posterius), aynı şekilde on kemerin ön yüzü ve orta yerinde
de tuberculum aınterius denilen kabartı vardu. Arcus anterior'un arka yüzün-
de ve orta çizgide axis'in dens'i ile eklem yapmağa mahsus bir eklem yüzeyi
(fovea dentis) görülür. Arcus posterior'un massa Jateralis ile birle ştiği yerde
üst yüzde bir ıoluk görülür ki sulcus arteria vertebralis adını olan bu oluktan a.
vertıebralis geçer. Yan kitlelerin üst ve alt yüzlerinde oval şekilde birer eklem
yüzü bulunur. üstteki fov,ea articularis uperior adını alıp os occipitale'.nin
cooıdylus occipitalis'i ile alt yüzdeki eklem yüzü fovea articularis inferior ise
a.xis'le eklem yaparlar.
Axis - 2. boyun omuru (eksen)
Bu omurun cisminin üst yüzünden yukarıya doğru diş şeklinde bir çı­
kıntı uzanır.
Dens axis adım alan bu çıkıntının cisimle birleşitiği yere biraz dar
olduğundan boyun (collum dentis) denir. Dens a.xis"in ön ve arka yüzünde iki
eklem yüzü (facies artiaılaris anterior et posterior dentis) görülür. öndeki ek-
lem yüzü atlas'ın ön kemerinin arka yüzündeki eklem yüzü ile yapar. Dem
KEl\I1KBlL1M 37

axis'in tepesine apex dentis denir. Processus tranısversus çok küçük olmakla
beraber foramen transversarium mevcuttur. Buna mukabi·l processus spİD-Osus
bariz şekilde büyük ve çatallıdır. Dens axis'in iki tarafında oval şekilcJıe at-
las'la eklem yapacak olan eklem yüzleri görülür ki bunlar omurların eklem
çıkıntılarına tekabül ettiklerinden processus articularis superior adı verilir.
Foramen vertebrale üçgen şeklindedir.
V ertebrae Thorcicae - göğüs omurları

Göğüs omurlarının çisimleri boyun omurlarına nazaran biraz daha büyük


olup bel omurlarına yaklaştıkça daha da büyür. Foraınen vertebrale hıemen he-
men yuvarlaktır. Cisimlerin yan yüzlerinin arka tarafında yukarda ve aşağıda
olmak üzere iki eklem yüzü (fı0vea costaliıs superior et i:nıferior) bulunur. Proce -
sus transversus'ları bariz olup uçlarının ön yüzlerinde birer eklem yüzü (foveae
costal es tansversales) görülür. Pırocessus spinosus uzun olup arkaya ve aşağa
1

doğru uzanmıştır.

Vertebrae Lumbales - Bel omurları

Bunların cisimleri büyük olup enine eksenleri, ön-arka eksenlerinden bü-


yüktür. Çismin üst ve alt yüzlerinin görümümü fasulya biçimindedir Bel omur-
larının enine çıkıntılarına processus costarius denir. Processus articularis snpe·
rior'un arka ve dış tarafında meme başı gibi bir kabartı görülür ki processus
mamillaris adını alır. Processus spinosus kalın ve künt olup hemen hemen ho-
rizontal bir durumdadır. Processus articularis superior'un cisme yakın yerinde
görülen çıkmtıy:ı da processus accesorius denir.
V ertebrae sacrales -
1 Sakral omurlar (os sacrum)
Beş adet vertıebrae sacrales birleşerek os sacrum denilen tek kemiği meyda-
na getirirler. B:1 kemikte ön ve arka olmak üzere iki yüzle bir taban, bir tepe
ve iki de k,e nar ayırdedilir.
Facies pelvina (önyüz) - Pelviıs boşluğunun arka duvarım yapan e
konkav olan bu yüz üzerinde orta çizginin iki yanında yukardan aşağıya sıra­
lanmış foramina sacralia pelvina denilen 4 çift delıkle enine durumda vertebra·
ların birleşme izine ait çizgiler (lineae traınsversae) görülür .
Facies dorsalis (Arkayüz) - Oldukça konvex olan bu yüzde de orta
çizgi üzerinde diken çıkıntılardan meydana gelen bir ibik (crista sacralis medi·
ana) yanlarda ise yine ibik şeklinde crista sacralis lateralis adını alan çıkıntı­
larla crista sacralis intermedia denilen diğer bir çıkıntı görülür. Yine bu yüzde
ön yüzde görülen deliklere tekabül eden delikler mevcut olup foramina sacralia
dorsalia adını alırlar. Bu yüzün üst ve dış yanındaki tümsek tuberositas sacrali
adını a!lır. Os sacmm'un tepesi os coccygis ile, tabanı da beşinci bel omuru ile f:!k-
lem yapar. Kenarların üst kısmında kulakkepçesi şeklinde bir eklem yüzü (faci
anricularis) görülür. Kemik içinde tabandan tepeyf! kadar uzanan bir kanal bu-
38 HAREKET SlSTEMl

lunurki canalis sacralis adım alan bu kanal caualis vertebralis (omurga kanalı)
ın bir devamı olup aşağıda, iki boynuzcuk (romu scralia) arasında kafan
ve hiatU!S sacralis denen bir yarık:ıla sonlanır.
Vert.ebrae coccygeae - Koksiks omurları (os coccygis)
Omurganın sıon kısmını teşkil eden 4 veya 6 nıcimenter koksiks vertebra-
lannın birleşme sjylemeydana gelen tek k;emik os coccygis'tir. önden arkaya
basık olan hafif konvex bir arka yüz ile tersine hafif konkav bir önyüz göste-
ren bu kemikte facies tıermiııalis sacralis adını alan üstte bir taban altta da bir
uç (tepe) gösterir. Tabanın iki yanında coıınıı coccygeum denilen boynuzla
birlikte taban os sacmm'un alt ucu ile eklem yapar. Kemiğin tepesi ise künt bir
üçgen şeklinde serbest olarak sonlanır.
Thorax - Göğüs kafesi
Omurganın gogus omurları hizasında arkada 12 göğüs omuru (vertebae
thoraricae), yanlarda ve önde 12 çift kaburgalar (costae) la önde ortada tek olan
göğüskemiği (stıernum) un sınırladıkları bu boşluk tborax adını alır ki tepesi
yukarda tabanı aşağıda kesik bir koniye benzer. Kesik olan tepe açıklığına
apertura thorads superior adı verilir. Bu açıklığı arkada 1. göğüs omuru yan-
larda 1. kaburgalar ve önde de sternum'un üst kenarı sınırlar. Açık olan taba-
nına da apertura thoracis inferior denir ki bunu da arkada 12. göğüs omuru,
10-12. kıostalarla yanlarda arcus cost.alis denen kaburgalar yayı ve nihayet
önde ve ortada da ıstemum'un alt ucu olan processos xiphoideus'la smmıdır.
Thorax enine kesitte fasüly;e şeklinde görünür. Bunun ortaılama olarak ön
arka çapı tepede 6 cm., tabanda 12 cm., enine çapı ise tepede 10 cm., tabanda
da 26 cm. <lir.
Sternum - Göğüskemiği

Göğüs kafesinin ön duvarının orta bölümünü yapmağa yardım eden ve


dörtgen şeklinde olan yassı bir kemiktir. Bunun üç parçası vardır:
a) manibrium st.erni (sap), b) corpus sterni (cisim) c) Processus xiphoideus
(hançersi çıkıntı).
Manibrium sterni ile corpus sterni'nin birbiriyle birleştikleri yerde syn-
chondııosis maııibriosterııalis denilen bir ek~em bulunur. Bu birleşme yerinde
tepesi önde olan geniş bir açı meydana gelir ki buna angulus sferni denir. Bu iki
parça arasında bulunan synchondrosis cinsinden olan eklem ileri yaşlarda ke-
mikleşir. Aynı ~ekil~e corpus sterni ile processus xiphoideus arasında da syn·
chondrosis xip~temalis denen bir eklem mevcuttur.
Sternum'un önyüzü hafif konvex, arka yüzü ise tersine konkavdır. ster-
uum'un üst kenarında bir ~entik (incisura jugularis) ile bunun iki yanında inci-
sura c1avicularis denilen ayrıca bir çentik görülür. Stermum'un her iki kenarında
da aynı şekilde çentikler bulunur. Kaburgalarla eklem yapmağa mahsus olan
KEM1KB1L1M 39

bu çentikler 7 tane olup incisura costalis adını alırlar. 1. kostaya ait çentik he-
men incisura clavicularis'in altında, 2. kostaya ait olan çentik ise aaıgulus stemi
hizasındadır. Sternum'un alt ucu olan processus xiphoideus ise serbest olarak
rnnlanır.

Costae - Kaburgalar
Kaburgalar, uzun ve yay şeklinde yassı kemikler olup 12 çifttir. Bunların
hepsi arkada vertebrae (kaburlar) la eklem yaptıkları halde önde 7 çifti
sternum'a tutunur. 5. çifti de stemuma tutunmadan sonlanırJarsa da bunlardan
ilk üç çifti önde birbirleriyle kıkırdak kaburgalar halinde birlererek sternoma
yapışırlar, son iki çifti ise serbest uçla sonlanırlar.
Sternum'la eklem yapan 7 çift kaburgaya costae verae denir. Sternunıla
doğrudan doğruya birleşmeyen son 5 çift kaburgaya da costae spuriae adı veri-
lir. Costae spuriae'nin ilk 3 çifti ki kıkırdak kaburgalar aracılığı ile birbiriyle
birle~erek arcus costalis'i yaparlar. Bunlara costae spuriae affixae denir. Diğer
serbest uçla sonlanan iki çift kaburgaya da costae spuriae fluctuan.tes adı verilir.
Her kaburga bir kemik (os costale) ve bir de kıkırdak (cartilagu costalis)
olmak üzere ikı parçadan müteşekkildir. Kıkırdak olan ön parça yerine göre
kısa veya uzun olur. Arka parça kemik kaburga olup şu kısımları ayırdedilir:

1) caput costae (kaburga başı)


2) collum costae (kaburga boynu)
3) corpus costae (kaburga çismi)
4) tuberculum costae (kaburga tüberkülü)
1) caput costae - arka uçta bulunan başcık üzerinde vertebralarla eklem ya . .
pan 1., 11. ve 12. kaburgalarda düz, 2. den 10. kaburgaya kadar ise ortadan
bir ibikle ayrılmış eklem yüzleri (facies articularis capitis costae) bulunur.
2) collum costae - başı cisme bağlayan dar bir bölümüdür.
3) corpus costae - boynun ön ucundan başlayıp enine uzanan yay şek­
linde yassı bir kemik olup tuberculuın costae'den 3-4 cm. uzakta bariz bir açı
gösterir, buna angulus oostae denir. Dış ve iç iki yüzü ile iki de Icpnarı olan
oorpus costaıe'.nin dış yüzü oldukça konveks, iç yüzü ise hafifçe konkavdır. Kos-
ta'run alt kenarının iç tarafında birinciden onuncu kaburgaya kadar içinden
intercostal damar ve sinirlerin geçtiği bir oluk (sulcus costae) bulunur. üst ke-
narı ise keskindir.
4) tuberculum costae - boynun cisimle birleştiği yerin ön ve dış yanın­
da bulunur. üzerinde vertebra'nın processus tranısversus'u ile eklem yapacak bir
eklem yüzü (facies articularis tuberculi castae) vardır.
Kostaların bazıları kendilerine has tanıtma özellikleri gösterirler. Bunlar-
dan önemli olanı 1. kostadır ki klsa ve geniş olup horizontal durumdadır. Böy-
le olunca bir üst bir de alt yüz olmak üzere iki yüz gösterir. üst yüzünde ön
uca yakın bir pürtük (tubeıculum m. scale:rııi anteriores) le bunun arkasında
40 HAREKET SlSTEi\11

da bir oluk (sulcus arteria subclaviae) görülür. Pürtük üzerine m. scalenus ~H·
f.erior tutunur. Oluk içinde de A. subclavia geçer.
ossa membri superioris - üsttaraf kemikleri
üstaraf iskeletini meydana getiren kemikler şunlardır:
1) cingulum membri superforis (omuz kavşağı) - Bu kavşağı yapan iki ke-
mikten biri scapula (kürekkemiği), diğeri de clavicula (köprüçük kemiği) dir.
2) hrachium (kol) - Koru tek kemik humerus (kolkemiği) yapar.
3) antebrachium (önkol) - Bunu da iki kemik yani radius (dönerkemik)
ile ulna (dirsek.kemiği) meydana getirir.
4) carpus (elbileği) - elbileğini ossa carpi (elbileği kemikleri) yapar.
5) metacarpus (eltarağı) - Burada ossa metacarpalia (el tarağı kemikleri)
bu1unur.
6) digiti manus (elparmakları) - Bunları ossa digitorum manus (elpar-
makları kemikleri) yapar.
Bunlardan başka el iskeletinde çok değişik şekil ve büyüklüklerde görü-
len susamsı kemikler (ossa sesamoidea) in de mevcut olduğu bilinmelidir.

Cingulum membri superioris - omuzkavşağı

Scapula - Kürek kemiği

Omuzkavşağınm arka kısmında bulunan üçgen şeklinde yassı bir kemik-


tir. İki yüzü, üç kenarı ve üç köşesi vardır:
Facies costalis (önyüz) - kaburgalara dayanan bu yüz hafif kon-
kav olduğundan fossa subscapularis'de denir. Burada birtakım çizgiler (linea
muscularıes) görülür.
Facies dorsalis (arkayüz) - yukarı kenara yakın bariz bir çıkıntı (spina
scapulae) iıle üst parça (fossa supraspinata), alt parça (fossa infraspimta) ol-
mak üzere ikiye ayrılır. Spina scapulae'mn dışyna doğru uzanan serbest ucuna
acromion denir. Burada facies articularis acroınii denen bir eklem yüzü vardır
ki clavicula ile eklem yapar.
Margo superior - üstkenar da d,enen bu kenar üzerinde bir çentikle (inci-
sura scapulae) dışyanda kıvrık bir çıkıntı (processu:s coracoideus) bulunur.
1\tlargo lateralis (dışyan kenar) - künt bir kenar olup özellik göstennez.
l\tlargo media!_is (içyan kenar) - Bu kenar da ince bir kenardır.
Angulus lateralis (dışyan köşe) - Burada kol kemiğinin (humerus) başı ile
omuz eklemini yapmağa yardım eden oval bir eklem yüzü (cavitas glenoidalis)
bulunur. Bu eklem çukurunun üstünde ve altında olmak üzere birer kabartı
(tuberculum supraglenoidale, tuberculum infraglenoidale) görülür. Cavitas gle-
noidal:is'i çisme bağlayan dar kısma collum scapulae denir.
Angulus superior (üst köşe) - yukarda ve içyanda olup bir özellik gös-
termez.
KEi\flKBlLI :\l

Angulus inferior (altköşe) - içyan kenarla dışyan kenarın birleşmesinde


meydana gelen bu köşe scapula'nın alt köşesidir.

Clavicula - köprücükkemiği

Hafif S şeklinde bükülmüş olan bu kemik, yukardan aşağıya basık oldu-


ğundan ve horizontal bir doğrultuda bulunduğundan bir üst, bir alt olmak üze-
Te iki yüzü ile iç ve dış yan ikide uç gösterir. Üst ve alt yüzlerinde uclara yakın
kısımlarda pürtükler görülür ki buralara eklem bağları yapışır.
Extremitas sternaliıs (içyan uç) - Bu uçta sternumla eklem yapmağa mah-
rns eklem yüzü (facies articularis steıınalis) bulunur.
Extreınitas acromialis (dışyan uç) - Bu uçta da acromion'la eklem apan
yine bir eklem yüzü (facies articularis acromialis) vardır.

Humenıs - kolkemiği
Kol (brachiuın) iskeletini yapan tek ve uzun bir kemik olup yukarda ca-
~ula, aşağıda da ön.kol (antebrachium) kemikleri ile yani ulna ve raıdiu kemik-
leri ile eklem yapar. Bu kemiğin bir cismi (corpus humeri) ve iki de ucu vardır :
Corpus humeri (cisim) - üç yüzlü olup bunlardan dışyan yüzde bir pür-
tük (tuberositas deltoidea) ve onun altında da forameıı ınutriciıun denilen bir
delik görülür. Arka yüzde yukardan aşağıya içten dışa uzanan bir oluk ( ulcu
nervi radialis) vardır. tçyan yüzde ise üst uca yakın olmak üzere yine bir olu
dikkati çeker ki, iki tüberkül arasından yukardan aşağa uzanan bu oluk sulcu
mtertubercularis adını alır. Bu oluğun dışyan dudağına crista tuberculi ma· ori
içyan dudağına da crista tuberculi miınıoris denir.
Extremitas superior (üst uç) - Burada omuz eklemini yapmağa • ardım
eden yarımküre şeklinde büyük bir baş (caput huıneri) ile bunu cisme bağlayan
bir boyun (collum anatomicum) görülür. Caput humeri'nin dışyanında bir tüm-
ek (tuberculum majus) la iç ve alt yanında yine bir tümsek (tuberculum mimı
cikkati çeker. Bu iki tüberkül arasında da yukardan aşağa doğrultuda bir oluk
(sulcus infıertubercularis) bulunur.
Extremitas inferior (alt uç) - Bu uçta şu oluşumlar görülür:
1) trochlea humeri (humerus makarası) - bir makaraya benzeyen bu çı­
kmtı ulna ile eklem yapar. Bunun üstünde önde bir çukurcuk (fossa co onoidea
ve arkada yine ayrı bir çukurcuk (fossa olecranii) bulunur.
2) Capitulum humeri (humerus başcığı) - Trochl~a humeri'nin dışyana
bir devamı olan bu çıkıntı radius'la eklem yapar. Bunun da hemen üstünde ve ön-
de fossa radialis adını alan bir çukurcuk vardır .
3) Epicondylus medialis (içepikondil) - Trochle~ humeri'nin üst e iç ya-
nında bulunan bir çıkıntı olup buraya içepikondil ka lan denilen önkolun fle. -
sör kasları yapışır. Bunun arka yüzün de görülen bir oluk ulcu nervi ulıIBri
<:~dını alır.
4) Epicondylus lateralis (dışepikondil) - Bu da alt ucun dışyanında bu1u-
W'n bir çıkıntı olup buraya da dışepikon.dil kasları denilen ka lar yapı , ır.
42 HAREKET SİSTEi\11

Radius - Dönerkemik
önkol (antcbrachium) iskeletini yapan ve dışyanda bulunan bu uzun ke-
miğin bir cismi, üst ve alt olmak üzere iki de ucu vardır.
Corpus (cisim) - üçgen prizma şeklinde olan cismin ön yüzünde üst uca.
yakın bir yerde tuberositas radii denen pürtükle dışyan yüzde de orta yerinde
tuberositas pronatoria deni~en diğer bir pürtük görülür. Cismin ön ve arka yü-
zünü birbirinden ayıran içyan kenar keskin olup margo interosseus adını alır ki
buraya membrana inıterossea yapışır. Diğer iki kenar beJ.irizdir.
Extremitas superior (üst uç) - extremitas proximalis de denen bu uç dar
bir silindir ~eklinde olup caput radii adını alır. Bu başcığın üst yüzünde çukur-
c:a bir eklem yüzü bulunur. Fovea capitis radii denilen bu çukurcuk humems'un
başcığı ile eklem yapar. Caput radii'nın çevresine circumferentia articularis de-
nir ki buçevre de ulna'nm incisura radialis denilen eklemyüzü ile eklem ylpar.
Radius başcığını cisme bağlayan dar kısım da colluın radii adını alır.
Extremitas distalis (altuç) - üst uçtan daha iri olan bu uçun da alt yü-
zünde bulunan bir eklem yüzü (facies articularis carpea) vardır.
Bu eklem yüzü de elbileği kemiklerinden os navkularis v,e os Iunatum'la
eklem yapar. Bu uçun dışyan tarafında bulunan çıkıntıya prooessus styloideus
denir alt uçun içyanında da incisura nlnaris denilen bir eklem yüzü vardır.

Ulna - Dirsek kemiği

önkol iskeletinin içyanda bulunan bu ikinci kemiğin de her uzun kemik


gibi bir çismi ve iki de ucu vardır.
Corpus ulnae (cisim) - Cisim, frontal planda hafif bir S şeklinde kıvrıl­
mış olup diğer uzun kemikler gibi düz değildir. Radius gibi üçyüzü olan cismin
bilhassa orta bölü~ü üç kenar gösterir. Bunlardan dışyanda olan keskin olup
margo interosseus adına alırki buraya membrana :iııteroSSlllea antebrachü tutunur.
Extramitas proximalis (üst uç) - Bu uçta bir r.rkad~ (olecrano ) ve bir
de önde (processus ooronoideus) olmak üzere iki çıkıntı ile bunlar arasında bir
~entik (incisura trochlearls) görülür. Bu çentiğin alt kısmında ve dış yanında
görülen küçük bir çentik de eklem yüzü gösterir ki radius ba.şcığı ile eklem ya-
ı ·an bu yüz incisura radialis adını alır. tncisura trochlearis'in arka alt kısmından
aşağı doğru uzanan ibik şeklinde ki bir kabartı crista m. supinatoris olup buna aynı
,.ddaki kas yapışır. P.rocessus coronoideus altında bulunan pürtüklü kısma da.
tuberositas ulnae denir.
Extremitas distalis (alt uç) - üst uçtan daha ufak olan bu uç bir başcıkla
(caput ulnae) içyanda da bir çıkıntı (pı:ocessus styloideus) gös~erir. Başcık ra-
oius'un alt ucundaki incisura ulnaıis ile eklem yapar.
KEM1KB1L1M 43

Ossa Carpi - elbileği kemikleri


Bunlar kısa kemiklerden olup iki srra üzerine dizilmiş sekiz kemikten iba-
rettir. üst veya proximal sırada dışyandan içyana doğru şu kemikler vardrr:
os scaphnideum (sandal kemik), os luııatum (ay kemik), os triquetrum (pra-
mit kemik), os pisiforme (nohutsu kemik). alt veya distal suada i e yine dı,yan­
dan içyana doğru şu kemikler bulunur:
Os trapezium (trapez kemik), os trapezoideum (trapezoid k,emik) o cap·-
tatum (başlı kemik), os hamatum (çengel kemik).
Bütün bu kemikler bir taraftan kendi aralarında diğer taraftan da yukar-
da ulna ile aşağıda da eltarağı kemikleri (ossa metacarpalia) ile eklem yaparfar.
Ossa metacarpalia - eltarağı kemikleri
Bunlar beş tane olup uzun kemiklerdendir. Dı.,yandan içyana doğru o
metacarpale I, II, III, IV, V, olmak üzere adlandmlırlar. Bunların taban (ha-
sis metacarpale) adını alan üst uçları elbileği kemikleri ile baş (caput metacar-
pale) adını alan alt uçları da parmak kemiklerinin phalanx proxima · ile eklem
yaparlar.
Ossa digitonım manus - Elpannağı kemikleri
Parmak iskeletini yapan kemikler, phalaınx adını alan küçük uzun kemikler-
dir. Bunlar başparmakda iki ve diğer dört parmakda da üç adet olmak üzere
bulunurlar. üst veya birinci dizi kemiği ne phalanx proximali , ikinci dizi ke-
miğine phalaux media ve üçüncü dizi kemiğine de phalanx distali denir.

Ossa membri inferioris - alttaraf ktmikleri


Alttaraf iskeletini meydana getiren kemikler de şunlardrr:
1) cingulum membri inferioris (Leğen kavşağı) - os coxae
2) Femur (Uyluk) - femur
3) cnıs (bacak) - tibia ve fibula
4) lossa tarsi (ayakbileği) kemikleri
5) ossa meta~alia (ayaktarağı kemikleri)
6) ossa digitonım pedis (ayakpannakları kemikleri)
Cingulum membri inferioris
Bu kavşağı yapan sağlı sollu os ooxae (kalça kemiği) <lir.
Os Coxae --:" kalça kemiği

Çocuk ve gençlerde üç ayrı parça halinde görülen bu kemiğin yu arda


olan parçası os filum, aşağıda ve önde olanı os pubis, ve aşağıda arkada olanı da
os ischii adlarını alrrlar. Bu üç parça aralarında epifiz kıkrrdağı ile birbirine bağ­
lı olup 20 yaşından itibaren bu kıkırdak kısımlarının kemikleşmesi ile te e-
mile olan os coxae (kalça kemiği) meydana gelir. Bu şekilde teşekkül eden
K\REKET SlSTK\11

coxae bükülmüş bir 8 rakamına benzetilebilir. Bu 8'irı üst gözü kapalı olup os
i!ium yapar. Os ilium yassı bir kemik lamı halinde olup bunun öne ve içe ba-
kan yüzü hafif bir konkavlık gösterir ki fossa iliaca adını alır. Bu yüzün arka ta-
rafında os sacrum ile eklem yapmağa mahsus bir eklem yüzü (facies auricularis)
vardır. Bunun üst ve arka kısmındaki pürtüklü bölüm tuberositas iliaca'dır. Cor-
pus ossis ischii' den kendini ayıran yukardan aş.ağı ve arkadan öne doğru uzanan
çizgiye linea arcuata denir. llium'un üst kenarı kalın bir ibik şeklinde olup crista
iliaca adını alır, ki karınduvarı kaslarının yapışmasına mahsus olan bu ibik
önde spma maca anterior superior ve arkada da spinıa iliaca posterior superior
oenilen dikenlerde sonlanır. Crista iliaca üzerinde labium externum, liınia inter-
media ve labium intemum denilen üç çizgi ayırdedilir.
Os coxae'nın alt kısmındaki (yani 8 harfinin alt gözü) delik önden os pubis
:ırkadan da os ischii ile sınırlanıp piyeste kas ve zarh kapalı olduğundan fora-
men obturatum adını alır.. Bu deliğin alt kenarı os pubis'le os ischii'yi birbirine
birleştirdiğinden ramus ossis iscbü (iskion-pubis kolu) adını alır.
Os co ae'nın dış yan yüzünde foramen obturatnm'un üstünde bir çukur
(scetabulum) görülür ki caput fıemoris'le birlikte articulatio coxae (kalça ekle-
mi)1 yapar. Bu çukur üstünde kalan os ilium parçası oldukça kon.kav olup ilye
tglutea) kaslarının yapışmasına mahsus .llıııea glutea anterior, linea glutea poste-
ıior ve linea glutea inferior adı verilen üç çizgi görülür.
Os pubis'i:ı önde görülen çıkıntısı tuberculum pubicum, aynı şekilde os is-
ehif nin arka kısmında görülen çıkıntı da tuber ischiadicum adlarını alırlar.
Os coxae'nm ön kenarı üzerinde yukardan aşa~~ şu oluşumlar görülür:
Cricta iliaca·nın ön ucu olan spina ilaca anteror superior, onun altında spiıı.a
iliaca a:nterior fnferior, eminentia iliopectinea denilen bir tümsek ve onun altın­
d .ı da pecten ossis pnblis adrnı alan tarak sırtına benzeyen bir kabartı vardır.
Os coxa.e'nın arka kenarı üzerinde ise şunlar bulunur: Yine crista iliaca'nın
<lrka ucu olan spina iliaca postıerior superior, .:mun altında spina iliaca posterior
"nferior, sonra bir çentik (incisura ischiadica major) daha altda da spina iscbiadi-
ca vıe nihayet yeni bir çentik (incisura ischiadica minor) ile tuber ossis iscbri yer
almıştır.

Pelvis - Leğen

Arkada os sacrum, ile os coccyg:is yanlarda ve önde os cox~N! arasında t~­


şekkül eden pelvis boşluğunun bir üst (pelvis major) bir de alt (pelvis mijor)
d mak üzere iki parçası vardır. Pelvis major denil,e n kısım her iki yanda fos: a
i1iaca'lardan meydana gelmiş olup üstte ortada sacrum ile 5. bel omurunun bir-
leştiği yer olan promontoriunı denilen çıkıntı i-le yanlarda crista iliaca'lar aşağıda
ca linea termiınalis sınırlar. Pelvis ıninor denilen alt boşluk ise üst ve alt olmak
Pzere iki açıklık gösterir. üstekine apedura pelvis minoris superinr veya üst dar-
i ık denir. Alttaki _açıklık ise apertura pelvis miıtoris inferior veya altdarlık adını
(1}ır. Bu darlık bilhassa kadınlarda doğum esnasında çocuğun geçişi bakımından
KEM1KB1Ll1I '15

önemlidir.
Apertura pelvis ıninoris superior'u arkada ortada promontorium, yanlarda
finea arcuata il.:! pecten oıssis pubis'in birlikte meydana g1etirdikleri çizgi ea
tcrminalis) önd~ de os pubis'lerin birleşme yeri olan S}mphysis pubica'ın üst ke-
: ı arı sınırlar.
Apertura pelvis minoris inferior'u da arkada os coccygis'in tepesi yanlarda
i~kion-pubis kolları,önde de symphysis pubica'in alt kenarı yapar.
Femur - Uyluk kemiği

Uyluk iskeletini yapan tek ve uzun olan femur iskeletin en uzun ve en sağ­
lam kemiğidir. Bunun da her uzun kemik gibi bir cisim iki de ucu vardır.
Corpus femoris (cisim) - Arkaya bakan hafif bir konkavlık gösteren ci-
~ imde dikkati çeken arka kcnardır. Bir ibik şeklinde olan bu kenar linea a pera
adını alır ve aşağıda ikiye ayrılarak facies poplitea denilen yüzü sınırlar . Linfa
aspera yukarı doğru uzanırk.en de çatallanarak içyanda linıea pectinıea adı ile
trochanıter minor (küçük trohanter) a, dışyanda ise tuberositas glutea adıyle
. . trochanter major (büyük trohanter) a, ulaşır. Diğer yüz ve kenarlar bir özellik
göstermez.
Extremitas proximalis (üst uç) - Bu uçta büyükce bir baş (caput femo-
ds) ve tepesinde bir çukurcuk (fovea capitis femoris) la bu baş'ı çisme bağlıyan
boyun (collum femoris) bulunur. Boynun cisimle birleştiği yerde biri arka yuka-
rı ve dışyanda ç1kıntı (trochanter major) bir de arka aşağı ve içyanda ufak bir
çıkıntı (trochanter minor) ile bu iki trnchanter'i arkadan birbirine bağlayan bir
ibik (crista intertrochanerica) le, önden bağlayan linea inertrochanterica denilen
<:: izgi görülür. Trochanter majus'un içyan yüzünde fossa trochanterica denilen

bir çukur bulunur.


Extreınitasdistalis (alt uç) - Bu uçta da iç ve dışyanda olmak üzer iki
çıkıntı (c01ndylus medialis et Jateralis) ve ikisi arasında arkada bir çukur (fo a
intercondylaris) bulunur. Bu kondilerin üstünde içyanda ve dışyanda bulunan
.hibartılar epicorrdylus medialis ve epicondylus Iateraı· adlarını alırlar.
Alt uçun önyüzünde patella (dizkapağı kemiği) ile eklem yapacak olan bir
eklem yüzü (facies p2lteJlaris) vardır. Bu uç tibia'nın üstucu ve patella ile diz
<- klemini yapmağa yardım eder.

Patella - Dizkapağı kemiği


üçgen şeklinde kısa bir kemik olup ön ve arka ik~ yüzü vardır. önyüzü ha-
fif konveks ve pürtüklüdür. Arka yüz ise fıemur'un alt ucundaki facie patellaris
ile eklem yapa~ağından eklem yüzü (facies articulari ) adını alır. Aşağıda olan
tepesine apex patellae, yukarda olan tabanına da hasis patellae denir.
Tibia - Kaval kemik
Bacak iskeletini yapan iki kemikten biri olan tibia içyanda yer alır. Bu-
nun da bir cisim ve iki de ucu vardır.
46 HAREKET S1STEM1

Corpus (cisim) - üçyüzlü olan cismin arka yüzünün üst uca yakın bir ye-
rinde yukardan aşağı ve dıştan içe doğru uzanan bir çizgi (linea mnsculi soı:e)
ile hemen onun altında bir delik (foramen nutricium) dikkati çekerler. Diğer
yüzlerde belirli bir özellik yoktur. Yüzler arasında meydana gelen kenarlardan
oılhassa ön kenar belirli olup keskindir ve margo anterior adını alır, dış yan
kenar da margo inıterosseus adını alırki buraya membrana interossa denilen tibia
ile fibula arasına gerilen kemiklerarası zarı tutunur.

Extremitas proximalis (üst uç) - Alt uça nazaran iri olan bu uç'da iç ve
dışyanda iki lmndil (condylus medialiıs, condylus Iateralis) bulunur. 'Kondillerin
i;st yüzleri eklem yüzü gösterirler ki dizeklemini yapmağa yardım edecek bu
yüze facies articularis superior denir. Bu eklem yüzünün orta yerinde bir tüm-
sek (eminentia intercmııdylaris) vardır ki içyan ve dışyan olmak üzere iki tüber-
külfüdür. lçyandakine tuberculum intercondylar·e mediale, dışyandakine de tu-
berculum intercondylare laterale denir. EmiııLenıtia intercondylaris'in önünde ve
arkasında da hafif çukurca pürtüklü birer alan görülür. öndeki area intercondy-
laris m1eriur, arkadaki de area intercondylaris posterior adını alır.
üst ucun önyüzünde bir tümsek (tuberositas tibia), dışyan yüzü üzerinde
de faci~s articularis fibularis denen eklem yüzü bulunur.

Extııemitas distalis (alt uç) - Bu uçun alt yüzünde bir eklem yüzü (facies
articularis inferior) bulunur ki ayakbileği kemiklerindrn talus ile ekl1em yapar.
Dışyan yüzünde incfoura fibularis denen bir eklem yüzü daha vardır ki bu da
fibula ile eklem yapar. Bu uçun içyanında görülen uzantı malleolus medialis
adını alıp dışyan yüzünde bulunan eklemyüzü (facies articularis malleolaris) aynı
şekilde talus'la eklem yapar.

Fibula - Kamışkemik

Bacak iskeletinin dışyanında bulunan bu uzun kemik ince olup bunun da


bir cisim ve iki de ucu vardır.
Corpus (cisim) - üçyüzlü olan çismin arka yüzünde görülen delik foramen
nutricium olup beSıler deliktir. Cisim başkaca bir özellik gösteTI11ıez.
Extremitas superior (üst uç) - Fibula başcığı (caput fibulae) . denen bu
ucun içyamnda tibiae ile eklem yapmaya yarayan bir eklem yüzü (facies articu-
laris capitis fibulae) görülür ki tibia ile eklem yapar. Başçığın tepesi apex capitis
fibulae adım alır.

Extremitas distalis (altuç) - Malleolus Jateralis denen bu ucun da içya-


nında bir eklem yüzü (facies articulaıis malleoli) ve arka yüzünde de bir oluk
(Sulcus malleoli lateralis) bulunur. Bu uç da bir taraftan tibia diğer taraftan da
talus ile eklem yapar.
KEM1KB1L1M 47

Ossa Tarsi - ayakbileği kemikleri


Ayakbileğini yapan kemikler 7 tanedir. Bunlar sırasıyle arkadan öne doğ­
ru üste talus (aşıkkemiği) onun altında calcaneus (topuk.kemiği), talus'un önünde
içyandan dışyana doğru os cuneiforme mediale, intermedium ve laterale adlarını
alan 3 tane konik k;emikle os cuboideum (zarkemik) bulunur. Bu kemikler bir ta-
raft~ kendi aralarında eklem yaptıkları gibi diğer taraftan da yukarda tibia
<inde de ossa metatarsalia (ayaktarağı kemikleri) ile eklem yaparlar.
o~a metatarsalia - ayaktarağı kemikleri
Eltarağı kemikleri gibi bunlar da 5 tane uzun kemik olup içyandan dı,yana
doğru numaralandırılarak os metatarsi I, II, III, IV, V adlarını alırlar. Bunla-
rın ön uçları caput (baş) arka uçları da hasis (taban) adını alıp önde ayakpar-
mağı k;emikleri ile arkada da ossa tarsalia ile eklem yaparlar. Çok defa 1. meta-
tars'ın başının Jt yüzünde görülen iki tane ossa sesamoidea denilen snsamsı ke-
mikler bulunur.
Osısa digitorum pedis - ayakparmaklan kemikleri
Elparmaklarında olduğu gibi ayakparmakları da phalanx deni·len dizi ke-
miklerinden meydana gelmiştir. Elparmaklrında ki phalanx'lar gibi adlandırılır­
lar ve onlardan biraz daha ufaktırlar.
SYNDESMOLOGlA - EKLEMBlLlM
Genel Bilgi

Yeni internasyonal nomenklatur'a göre kemikler arasında üç türlü b::ığlan­


tı mevcuttur:
1) juncturae fibrosae (fibröz bağlantılar)
2) juncturae cartilagioea (kıkırdak bağlantılar)
3) Juncturae sy.nıoviales - Oynak bağlantılar
1) juncturae fibrosae - Fibröz bağlantılar
Eklem m;eydana getirecek olan kemikler birbirleriyle fibröz doku iplikleri
ile bağlanmış olup çok az harekete imkan verirler. Bunlar da:
a) syndesmosis - Bu cinsten eklemlerde kemikler birbiriyle ya fibröz
veya e.ıfıstik bağlarla tutunmuşlardır. Bunlarda eklem kıkıdağı ve kapsulü yok-
tur. örneğin vertebra cisimleri arasında ki eklemler.
b) suturae - Bu cins eklemde de kemikler birbirleriyle çok kısa fibröz
bağlarla bağlanmışlardır. Bunlar hemen kafa kemiklerinde meydana gelen ek-
lemler olup aralarındaki bağ dokusuna ait bağlantı kemiklerin gelişimine engel
o1maz. Zamanla tamamen kaybolan bu bağ dokusunun yerini kemik dokusu
alır. Onun için son şekillerine göre meydana getirdikleri suturae (dikişler) deği-
şik görünümde olduklarında sutura plana, sutura squamosa, sutura surata,
sutura barmonia gibi adlar alırlar.
c) Gonıphosis - Bir çivinin tahtaya çakılışı gibi bir durum gösteren bu
tip :ekleme ömek olarak dişlerin alveoller içindeki tutunması gösterilir.
2) Juncturae cartilagi.nıea - Kıkırdak ba~lantılar
Bu gurup eklemlerdeki bağlantı kıkırdak cinsinden olup bunlar:
a) Synchondrosis - Kemikler arasındaki bağlantı hyalin kıkırdak aracı­
lığı ile olup sonraları bu kıkırdak çok defa kemikleşir. örneğin os occipitale
ile os sphenoidale arasındaki eklem.
b) Sympbysis - Bu cins eklemde de iki kemik bir fibröz kıkırdak aracılığı
ile birbirine bağılanır. örneğin iki os pubis arasındaki symphysis pubica de-
nilen bağlantı.
3) jnncturae synoviales (oynak bağlantılar)
Hakiki oynak olan bu tip eklemlere articulatio da denir. Böyle bir oynakta
şu kısımları ayırdedilir:
a) facies articularis (eklem yüzü) - Bu yüzler çok defa hyalin ve nadiren
de fibröz kıkırdakla örtülüdür. Cartilago articularis adını alın bu eklem kıkırdağı
değişik kalınlık ve sağlamlıkta olabilir. Bu kıkırdak çok basınç gören yerlerde
kalınlaşır tersine basıncın kalktığı yani eklemin tespit edildiği hallerde i e
EKLEMB1L11\1

atrofiye olur. Eklem kıkırdakJarı eklem yüzlerine gör'.e değişik şekiller ala-
rak eklem yüzlerini en uygun bir şekilde birbirin;e uydururlar.
b) Ca~ula articularis (eklem kapsülü) - eklem yüzlerini birbirine bağla­
yan fibröz yapıda bir manşon olup kapalı bir eklem boşluğu meydana getirir.
Eklem kapsülünün bir dış fibröz (membraına fibrosa) ve bir d.e iç synov~'al
{membrana synovialis) olmak üzere iki katı vardır. Fibröz kat bilhassa kollagen
ipliklerden meydana gelmiş olup çok değişik kalınlıktadır. Bu kat yer yer kuvet-
lenerek ek~em bağları dediğimiz bağları meydana getirirler. Synovial kat ise se-
öz yapıda olup bir tarafdan eklem yüzlerini diğer taraftan da fibröz katın içy .. -
zünü örterek seröz bir boşluk meydana getirir . Bu seröz zar saldığı s ·onvia
denilen eklem sıvısı sayesinde eklem hareketini kolaylaştırdığı gibi rezorp İ) on
kc.biliyetine de sahiptir.
c) Cacum articulare (eklem boşluğu) - Eklem yüzleri arasında kalan ka-
l- iJler bir boşluk olup synovial zarın meydana getirdiği bu boşluk içinde ~ eri ı e
_göre syınıovia ile birlikte hücre düküntüleri ve yağ gibi maddderde bulunur.
d) Ligamenta articulare (eklem bağları) - Bunlar çok defa eklem kapsü-
lünün yer yer kalınlaşmasıyle meydana gelen fibröz blınl~malar halinde oldu-
ğu gibi kapsül dışında da bulunan fibröz bağlantılar şeklinde de olabilir.
Yukarda söylenen bu oluşumlardan gayrı bazı eklemlerde discus ve me-
nJscus adı verilen bağ dokusu veya fibröz kıkırdaktan yapılı eklemiçi oluşumlar
da vardJr ki bunlardan discm~ articularis eklem boşluğunu tam olarak, meniscu
~rticularis ise eklem boşluğunu kısmen ikiye bölerler. Zira discus articulari
tam, meniscus articularis ise ya ortası delik veya yar,m ay şeklinde disklerdir.
Juncturaıe synoviales veya :::ırticulartio cinsinden olan eklemler hareketleri-
ne göre oynar, yarı oynar olmak üzere ikiye ayrılabildiği gibi eklem yüzlerinin
şekillerine göre de adlandırılabilirler:
a) Articulatio plana - en basit bir oynak şekli olup burada eklem yüzl ri
cüzdür. örneğin buyun ve göğüs omurlarının eklem çıkıntıları arasındaki ek-
lemler.
b) articulatio spheroidea - Bu cins eklemde eklem yüzlerinden biri küre
veklinde diğeri ise yarım küre şeklinde bir oyuk olup bu iki eklem yüzünün
birbirine uyduran labra glanoidea d;enilen kıkırdak yastıklar bulunur. örneğin
0muz eklemi (articulatio humeri).
Bu söylenilenlerden başka şu eklem cinsleri de vardır:
Articulatio trochlearis, art. Con.dylaris, art. cylindroidea, a t. sellari ,
Juncturae cranü - Baseklemleri

Kafa kemikleri arasındaki eklemlerin hepsi juncturae fibrosae cindinden


·olup çoğunu dikişler (suturae) teşkil eder. Bu ~ler, meydana ge\en kemikler
arasındaki kemik.Jerin isimleriyle adlandırılar. örneğin sutura frontoparietalis,
sutura occipito-mastoidea. Bu dikişlerden bazıları ise özel ad alırlar. ö~ğin ikı
os pa.rjtale arasındaki dikiş (sutura sagitalis), os parietale ile os frontale arasın-
50 HAREKET SİSTEMİ

daki sutura coronalis, os parietale ile os occipitaJe. arasındaki sutura lambdoidea ..


Articulatio temporıommıdibularis - Çene eklemi
Baş iskeletinde bulunan bu tek oynayan eklem os temporale ile mandi--
tula arasında meydana gelmiştir. Eklem yüzlerini os temporale'de fossa mandi-
bularis'in fissura petrotympanica önünde kalın bölümü ile tuberwlum articulare
ve mandibufada ise processus articularis'in caput mandibulae'sı yapar. Her iki
kemikdeki eklem yüzleri bir fibmz kıkırdakla örtülüdür.
Os temporale ile mandibula'daki eklem yüzlerini biribirine uyduran bir
de eklem diski (discus articularis) mevcuttur. Bu disk fibröz dokudan yapılmı~
olup oval şekildedir. Uzun ekseni caput mandibulae-'vt uyar ve çevresi de ek-
lem kapsülü (capsula articularis) in içyüzüne yapışıktır. Böylece ek\em boşluğu
bu diskle üst ve alt olmak üzere iki boşluğa ayrılır. Discus articularis içyan ve
dışyan da bir takım fibröz ipliklerle caput ma:ndibulae'ye bağlıdır. Diskus'un ar-
ka tarafından uzanan elastik bağ dokusu iplikleri de kendisini fissura petrotyın-
, panica'ya bağlar. Bu elastik bağ dokusu ipliklerinin arasını yağ hücreleri ile kan
damarları (bilhassa ven ağı) doldurur. Buradaki damarların kasları kan akamını
hapsetmek veya boşaltmak özelliğİDıe sahip olduklarında diskus·un arkasında
bulunan bu gözeli eklem boşluğunu, eklem hareketine paralel olarak kanla dol-
durur veya boşaltırlar. Böylece bu eklemardı boşluk büyür veya küçülür.
Eklem kapsülü (capsula articularis) - Bu kapsül aşağıda caput mandibu-
Jae'yi çepeçevre içine alacak şekilde yapışır. Yukarda da arkada fissura petro-
t~1mpanica'ya kadar giderek fossa maıııdibularis'in çevresine ve önde de tuber-
culum articulare'nin önyüzünün ~emen orta yerine yapışır. Böylece caput man-
dibulae'nın serbestçe hareketine imkan verir. Gevşek ve ince olan eklem kap-
1

ülü medial ve lateral kuvvetli ve gergindir. Lateral~ medialden daha kuvvetli


olup bir bağ halini almıştır.
Eklem bağhm - Çene ekleminin tek bağı ligamentum JaferaJe. olup eklem
kapsülünün dışyan kısmının kuvvetlenmiş bir parçası olan bu bağ Tuberculum
articulare'den caput mandibulae'nın dış yüzüne uzanır . Eklem kapsülü içyanda
biraz kuvvetlenmiş olmasına rağmen bir bağ niteliğinde değildir. Eklemle direk
ilgisi olmayan uzak bağları da vardır ki onlar da şunlardır:
1) ligamentum sphenomandibulare - M. pter)'gideus Iateralis'le M. pte' y ·
gideus medialis arasında olan bu bağ yukarda fissura petrotympanica, spina ossis
sphoooidalis'e, aşağıda da Lingula mandibulae'ya tutunur.
2) Ligamcntum stylomandibulare - Bu bağ prooessus tyfoidfus'un te-
pesinden angulus mandibulae'nin arka kenarına uzarıır.
3) Rap he pterygo mandibularis M. buccinator ile M. constricto-
ris pharyngis superioris arasında olup yukarda hamulns p•erygoideus, aşağıda
da crista bucciuatoria mandibulae'ye ve trigonum retromolare'ye yapışır.
Çene ekleminin hareketleri - Tek olan mnııdibula iki taraflı prı:ce5:ısus ar-
EKLEMB1LlM 51

ticularis'leri ile her iki çene eklemini meydana getirmiş olması nedeniyle man-
ıdibula'nın hiçbir hareketi tek taraflı çene eklemiyle yapılamaz. Her türlü hare-
.ket için sağ ve sol çene eklemlerinin birlikte çalışması lazımdır.
Çene eklemi üç türlü hareket yapar: 1) ağızı açıp v~ kapamak, 2) yana
kayma, 3) çiğneme veya öğütme.
1) 1) Çene eklemi ağızın açılıp ve kapanması esnasında iki değişik hareket
yapar. Bunlardan biri rotation (dönme) hareketi olup mandibula başının
transversal eksende yaptığı harekettir, diğeri ise kayma hareketi olup
başın discus articularis'le birlikte tubel'culum articularis'e doğru öne ve
aşağı kaymasıdır.
2) Yana kayma hareketi - Çene ekleminin bu yana kayma hareketr ancak
iki üç miJimetrelik bir kaymadan ibarettir.
3) Çiğneme hareketi - Bu hareket oldukça komplike bir harekettir. Zira
her iki caput mandibulae aynı hareketi yapmazlar. Ayrıca çiğn,eme İla­
reketinin son fazında üst ve alt çenenin prenıolar ve molar dişleri d
birbirine değdiği sırada aynı zamanda yukardan aşağıya dı. tan içe veya
aksi istikametde 'eğik kayma hareketi (öğütme) yapar. Çiğneme hareket'
esnasında sadece sağ veya sol molar ve premolar di5ler gıdayı parçala-
dıklarından (öğüttüklerinden) alışılmış duruma göre sağ veya sol çiğ­
neme ihtiyadı mevcuttur. Çiğneme hareketi esnasında dişlerin birbirine
değen son fazına artikulasyon hareketi denir. Buna mukabil dişlerin bir-
birine değmeden yapılan harekete de çenenin serbest hareketi denir.
Konuşma, şarkı söylme, içme, emme, üfleme, ve nihayet mimik hare-
ketlerde olduğu gibi s~rbest hareketin her türlü variyasyonları kullanılır.
Çenenin bütün bu hareketlerini yaptıran kaslar olup ağızı açmayı
hyoid üstü kasları, kapamayı çiğneme kasları, yana kayma ve öğütme
hareketlerini de iç ve dış pterygoid kaslar sağlar.
Jtmctura~ Columna Vertebralis - Omurga eklemleri
Omurga'yı meydana getiren omurlar arasındaki bağlantı iki şekilde olur.
1) cisim (corpus vertebra) ve omur kemeri (arcus vertebra) arasında meydana
gelen syndesmosis cinsinden eklemlerle, 2) .amurlar'ın eklem çıkıntıları (proces-
sus articulares) arasında teşekkül eden articuJationes intervertebrales denilen
eklemJ,erle.
1) Omur cisimleri arasındaki eklemler. - Syndesmosis cinsinden olan bu
eklemler omur cisimleri arasındaki fibröz kıkırdaktan yapılı discus interverte-
bralis denilen diskler aracılığı ile yapılan bağlantılardan ibarettir. lki vertebra
arasında bulunan bu disk vertebralann üst ve alt yüzlerinden biraz daha genis
·olup bu yüzlere sıkıca yapışıktır. Discus iıntervertebralis'in bir dış anulus fib·
rosis denilen kısmı ile bir de nucleus pulposus denen iç kısımdan meydana gel-
miştir. Bu diskin ortasında bulunan 111Ucleus pulposis yumuşak halbu i çevrede
bulunan anulus fibrosis ise sert olp fibröz kıkırdakdan yapılmıştır. Omur cisim-
52 HAREKET S1STEM1

Jeri arasındaki bu bağlantıdan başka corpus vertebrae· nm ön ve arka yüzlerin-


den bütün omurga boyunca yukardan aşağa uzanan bağlar mevcut olup önde-
kine ligamıeıntum longitudinal.e anteırius arkadakine de ligamentum longitudinale
posterius denir.
Arcus vertebrae arasındaki boşluk da ligamenta flava denilen elçstik bağ
dokusundan yapıJı bağlarla kapatılarak vertebra kemerleri birbirine bağlanır.
Bunlardan başka processus spinosus'lar arasında ligameınta interspinalia ve prn·
cessus trasvesus'lar arasında da ligamenta illtertransversaria adı verilen bağlar
mevcuttur.
2) Articulationes intervertebrales - Bu eklemler omurların üst ve alt ekılem
çıkıntıları arasında meydana gelirler. Eklem kapsülleri vardır fakat eklem bağ­
ları yoktur.
Omur.Jar arasında meydana gelen eklemler böylece kısaca söylendikte ı1
sonra şimdi de kafa ile omurga arasındaki eklemlerden özellik gösteren birinci
ve ikinci ( atılas, eksen) omurlar arasındaki eklemleri ele alahm.
Articulatio atlantooccipitalis - atlas-artkafa eklemi
Bu ekl_em os occipitale'nin condylus occipitalis'i ile atlas'ın fovea aıt:cu­
lares superior denen üst eklem yüzleri arasında meyd~na gelir. Bir eklem kap-
~uıu olup eklem bağı yoktur. Buna mukabil atlas'ın ön ve arka kemerlerini art-
kafa kemiğine bağlıyan kuvvetli iki bağı vardır. öndeki membrana atlaı:ıto-occi­
p .talis anterior arkadaki de membrana atlanto-occipitalis pnsterinr adını alırlar.
Articulationes alantoaxiales - Atlas-eksen eklemleri
Atlas ile axis arasındaki eklemler ikisi ortada (articulatio atlanto.axiates
ınediana) diğer ikisi de yanda (articulatio atla.nıtozxialis latıerales) olmak üzere
4 tanedir.
Articulatio atlantoaxialis laterales - Atlas'ın frcies arJcularis iderior'u
ile axis'in facies articularis superior'u arasında meydana gelen bu eklemlerin
gevşek bir eklem kapsülü vardır.

Articulatio atlantoaxialis mediana - Bu eklemlerden biri atlas'ın ön ke-


merinin arka yüzündeki fovea deıntis'i ile dens axis'!n ön yüzündeki facies ar-
ticularis arasında teşekkül eder. Diğeri ise -a.xis'in den~ axis'in arka yüzünde ki
facies articularis pos1erior'u ile ligamentum transversum atlantis arasındadır.
Lig. transversum atlantis, atlas'ın yan kitlelerinin içyan yüzleri arasına geri-
len fibröz bir bağ olup dems'in arka eklem yüzü ile karşılaşan yerinde fibröz
kıkırdak bulunur. Bu bağın ortasından yukarıya yani os occipitale,ye uzanan
bir uzantı ile aşağıda axis'in cisminin arka yüzüne yapışan iki uzantısı vardır.
Böylece bu bağ bir haç görünümünde olduğu için lig. crucüorme atlantis adını
alır.
EKLEMB1U:M 53

Juncturae· Thoracicae - Göğüs eklemleri


articulation.es costovertebrales - k;ıburga - omur eklemleri

Kaburgalarla omurlar arasında iki türlü eklem olup bunJardan biri arti-
culationes capitum co~tarum denen caput costae ik corpus vıertebrae' daki
fovea costalis transversaliıs arasında teşekkül eder. Her iki eklem grubunda da
ince birer eklem kapüilü vardır. Kaburga başcığı iıle omurga cismi arasındaki
eklemin lig. capitis c·ostae intraarticulare ile Iigamenta capitis costae radiata
denen iki bağı mevcutmr. Diğer eklemin ise Jigamentum costae transversarium
superill!S et laterale oJmak üzere yine iki bağı vardı··.
Articulatfo.nes Costo-stemales - ~terno-k~stal eklemler
tık 7 kaburga ön uçlarındaki kıkırdak kaburgalar aracılığı ile sternum'un
yan kenarındaki inıcisurae costales d~nilen eklem yüzleri ile eklem yaparlar.
Ek·lem kapsülleri mevcut olup incedir. Lig. st!!rnocostale intraarticulare denilen
bir bağ ile ligamem:a sternocostalia radiata denen ayrıca bir bağı vardır.
1. kaburga ile steıımım arasındaki eklem synchondrosis cinsinden bir ek-
lem olup buna synchondrosis sterno-costalis costa I adı verilir.

Juncturae oss. mıembri spperioris - üsttaraf eklemleri

üsttaraf eklemlerinden sadece aşağıdaki büyük eklemleri ele alacağız.

1) Articulatio sternoclavicularis - Clavicula'nın sternumla yaptığı bu


klemde eklem yüzleri facies articularis sternalis claviculae ile incisura ela icu-
faris manibrü'dir. İnce bir eklem kapsülü olan bu ~klemin 4 tane bağı vardır.
(lig. sternoclavicularis anterior et posterior, Jig. interclaviculare, lig. costo
elaviculare).
2) Articulatio acromioclavicularis - clavicula ile acromion arasında
teşekkül eden bu eklemin eklem yüzlerini facies articularis acromialis cJa · -
culae ile facies articulmis acromii scapulae denen eklem yüzleri yapar. Eklem
kapsülü ince ve gevşek olup lig. acromioclaviculare, lig. coracoclaviculare de-
nilen iki eklem bağı vardır.
Bu iki eklemin eklem yüzleri arasında ayrıca discus articularis denilen
eklem diskleri mevcuttur.
3) Articufatio humeri - Scapula ile humerus arasında meydana gelen
omuz ekleminde eklem yüzlerini cavitas glenoidea ile caput humeri yapar. Bu
iki eklem yüzü arasında fibröz kıkırdaktan yapılı labruın gl~noidale denen bir
halka mevcut olup bu suretle scapula tarafındaki ek·!em yüzü genişletilir. Bu
eklemin geniş~e ince ve gevşek bir kapsülü mevcut olup lig. coracohumerab
ile Iigamenta glenohumeralia denen bağları vardır.
4) Articulatio cubiti - Humerus ile önkol kemikleri arasında meydana
HAREKET S1STEMt

gelen bu dirsek ekleminde eklem yüzlerini Trochlea humeri, capitulum hume-


ri, inıdsura trochlearis ulnae, incisura radi.alis ulnae, fovea capitis radü, cir-
cumferentia articularis capitis radü yaparlar. Bu eklem yüzleri arasında üç
taıli eklem yani articulatio humero-ulnaris, articulatio humero-radialis, artic ..ı­
latio radio-ulnaris prox.imalis adlarını alan eklemler teşekkül eder. Dirsek ek-
leminin bir kapsülü olup önde gergin arka ise gevşektir. Bu kapsülü iç yan v::,
dışyandan kuvvetlendiren iki yan bağı (lig. collaterale ulnare et radiale,) il
lig. anııılare radii ve lig. quadratuın d.enilen bağları Vdrdır.
Jum:turae oss. membri inferiores - alttaraf eklemleri
AJttaraf eklemlerinden sadece syn. publica, art. sacroiliaca, art. coxae,
art. genu eklemleri ele alınacaktır.
1) symphysis pubica (pubis sinfizi) - üs pubis'ler arasında
meydana ge-
len bir eklem olup her iki kemikdeki facies synıphysiales denilen eklem yüzleri
masında teşekkül eder. Eklem yüzleri arasında bir de disk bulunur. Fibröz
bir eklem kapsülü olup lig. pubicum superius ile, lig. arcuatum d;enilen eklem
bağları vardır.

2) Articulatio sacroiliaca (sakroiliak eklem) - Os sacrum ile os coxae


arasında meydana gelen bu eklemde de ekJem yüzlerini her iki kemikteki fa-
cies auricularİ!S denilen eklem yüzleri yapar Gergin bir eklem kapsülü olan
bu eklemin lig. sacroiliacum interosseum, lig. sacroifüıcum dorsale et ventrale
ve lig. iliolumbale denilen bağları vardır.
Bu esas bağları dışında aşağıdaki 2 bağ ile de eklemin bağları takviye
edilir.
a) lig. sacrotube,rale - os sacrum ve os cocygis'in yan kenarlarından ve
spina iliaca, posterio'dan başlayan bu bağ Tuber iscbiadium'a tutunur.
b) lig. sacrospinale - Bir öncekinin önünde olmak üzere aynı yerlere tu-
nınarak başlayan bu bağ da spina ischiadica'ya yapışır.
Bu iki bağla os coxae'nin arka kenarı (incisura ischiadica major et minor)
arasında yukarda forameIJ ischiadicum majus ve aşağıda da foramen ischiadi-
cum minus adlarını alan delikler teşekkül eder.
3) articulatio coxae (kalça eklemi) - os coxae ile femur başı arasında
meydana gelen kalça eklem.inde eklem yüzlerini os coxae'deki acetabulum ile
caput femoris yapar. Bu iki eklem yüzü arasında labrum acetabulare denen
fibröz bir halka bulunur. Kuvvetli ve kalın bir eklem kapsülü mevcut olup bu
kapsül lig. iliofemoralc~ lig. pubofemorale, lig. ischiofemorale, lig. capitis femoris
denilen bağlarla kuvvenlendirilir.
4) Articulatio geıııu (dizeklemi) - Femur"la tibia arasında meydaan gelen
diz eklemine ayrıca patella da katılır. Bu kemikler arasındaki eklem yüzlerini
femur'un alt ucundaki kondillerle tibia'nın kondillerinin üst yüzündeki fades
EKLEMB1L1M 55

articularis superior'u yapar. Kuvvetli fibröz bir kapsüJ olan eklem kapsülü
içinde meniscus adını alan fibröz diskler bulunur. tçyandaki c harfi şeklinde olup
meniscus medialis, dışyandaki ise o harfi şekJinde olup m,eniscus laterali
adlarını alırlar. Eklem kapsülünü dıştan kuvvetlendiren lig. collater:ale tibiale
et fibuJare denilen yan bağlarla lig. patellae· denilen bir ön bağı vardır. Bun-
lardan başka iki de eklem içi bağı mevcut olup bunlar da lig. cruciatum ante-
rius ~t posterius adlarını alırlar.

-
· MYOLOGtA - KASBtLtM
~ınel Bilgi

Hareket sisteminin aktif organını teskil ~den Kaslar (musculi) kasılma


özelliğinigösteren uzun silindirik kas ipliklerinin biraraya gelmesinden meyda-
1

na gelmişlerdir. Filhakika 3-15 cm. uzunluğunda ve 10-100 mikron kalınlığında


olan bu kas iplikleri biraraya gelerek ve perimysium intemum denilen kollagen
ve elastik yapılı bir bağ dokusu kılıfı ile sarılarak primer kasdemetçiklerini ya-
par.far. Bunların da birçoğu biraraya gelerek bir bağ dokusu ile bağlanıp ctrn-
fı da perimysium extermum adı verilen ikinci bir bağ dokusu zarı ile kılıflana­
rak kasdemetleri meydana gelir. Bütün bir kası meydana getirecek olan bu kas-
demetleri de epimysium denilen bağ dokusu kılıfları ile sanlır. Böylece teşekkül
eden kas çok defa ayrıca bir de fascia adı verilen ka&ılma işine katılmayan ve
değişik kalınlıkta olan bağ dokusuna yapılmış. bir kılıfla örtülü. Bütün bu kas-
demetlerini saran bağ dokusundan yapılm ış olan kılıflar kas ipliklerinin kasıl­
ması haılinde sürtünmeyi de azaltmağa hizmet ederler.

Kaslar histolojik olarak myofibrillerinin s-izgili veya çızgısız olarak goru-


nüşüne göre: a) çizgili kaslar, b) çizgisiz kaslar olmak üzere iki gruba ayrılırlar.
Bunlardan çizgi·li olanlar isteğimizle (volonter) kasılıdar. Çizgisiz olanlar ic e
isteğimize tabi olmazlar (involonter). Böylece çizgili kaslar, iskelet kaslarını
çizgisiz olan düz kaslar da içorganlarm ve: damarları:ıı kaslarını teşkiıl ederler.
Burada hemen işaret etmek gerekir ki kalb kası, yapı bakımından çizgili kas-
lar grubuna girerse de isteğimiz dışı (involonter) çalışması bakımından bu sis-
tem içinde ayrı bir yer işgal eder.
Kaslar, kiriş (~endo) denilen beyaz renkte kasılmayan ve sağlam bir bağ
dokusu aracılığı ile · kemiklere, diğer bir kirişe veya deriye tutunurlar. Bu ki-
rişler yerine göre uzun veya kısa, yassı veya yuvarlak olabildikleri gibi hatta
çıplak gözle görülemiyecek kadar kısa ve zayıf olabilirfor. Bazen bu kirişler
geniş, yassı bir lam halinde olup aponevros (aponeosis) adını alırlar. Bunlar
kasları saran fasyalara benzerler. Bazan bu kirişler kas iplikleri yahut kas de-
metler arasında olup ara kirişler (intersectiones tendhııeae) adını alırlar. Bu
ara kirişler bazan tek ve kalın olup kası iki karınlı (biventer) hale sokar.
Kaslar şek~1, büyüklük, ağırlık ve volümleri bakımından çok değişiklik
gösterirler. Şekilleri bilhassa sırt ve karın duvarı kaslarında olduğu gibi yassı
olursa muscoli plani, iğ (fusiform) şeklinde olursa musculi fnsiformes halka
şek.Jinde olursa o zamanda musculi orbiculares adlarını alırlar. Düz kaslar-
dan halka şeklinde olanlara ise fonksiyonları dikkate alınarak büzücü (musruli
sphineteres) kaslar denir.
EKLEMBlLll\! 57

Fusiform kaslard~. kasın orta kısmı kalın olup karın (venter) uçları ise
ince olup baş (caput) adını aılırlar. 'Kaslar tek başlı veya çok başlı olabilirler.
örneğin; musculus biceps, m. triccps veya m. quadriceps.
Canlı bir organizmada kaslar normal olarak istirahat halinde muhafaza
ettikleri bir istirhat tonusuna sahiptirler. Bu tonus duruma göre ya artar, o za-
man kas kasılır veya azalır, ovakit de kas normalden fazla yumuşar veya gevşer
yani atonik bir hal alır. Bütünbunları santral sinir sistemi idare etmekle bera-
ber psi~ik ve ~mosyonel faktörlerin de rolü büyüktür.
Musculi Craınii - B~şkaslan

Başkaslarını iki grup altında toplamak miimkündür. a) mimik kaslar, b)


çiğnem;e kasları,

A - Mimik kaslar veya ıderikasları

Bunlar yüzün mimik ifadelerini sağlıyan kaslar olup bir uçları ile kemığ2
diğer uçları ile de deriye tutunduklarından derikasları adını da alırlar. Bu grup-
taki kasların m. buccuinator hariç hiçbirinin fascia' sı yoktur. Doğuştan veya
kullanma durumuna göre büyük değişik·likler gösteren mimik kasların çok iyi
gelişmiş olanlaıı olduğu gibi hiçde bulunmayanları olabilir. Bunları bulunduk-
ları yerlere göre yani başın saçh kısmında (epicranium), göz çevresinde, bu-
run ve ağız çevrelerinde bulunanlar olmak üzere sırasiyle ele alacağız.
Musculus epicraniuıs - Epikranium kası

Kafanın calvaria kısmında buJunan tu kas'ın orta parçası galea aponeu-


rotica denilen fibröz bir yapıda olup geniş bir kiriş halindedir. Bunun ön, arka
ve yan parçaları'na kas iplikleri tutunmuş olup bu kasın kas parçasını teşkil ,
ederler.
Bu kas altında bulunan periost'a zayıf bağ dokusu iplikleriy·le tutunduğu
halde üstündeki saçlı deriye sıkıca yapışıktır. Bu yüzden deri ile kas birlikte
periost üzerinde rahatça kaydırılabilir. önde bulunan kas parçası veınter fron-
1alis adını alıp önde margo supraorbitalis hizasında deriye tutunduğu gibi m.
orbiculris oculi, Mm. corrigator et depressor supercilffin kas ipliklerine de ka-
rışır. Arkada ise galıea aponelırotica ile devam eder. Venter occipitalis adım
alan arka parça ise arkada lirnea nuche suprema'ya tutunduktan sonra önde de
galea aponeurotica ile uzanır. Her iki yanlarda bulunan kas parçası da m. tem-
poroparietalis olarak adlandırılır ki bu da mastoid çıkıntı, dışkulak yolu e bu-
nun ön ve üstündeki deri kısmına yapışarak yukarda da galea'da sonlanır.
İşi : Saçlıderiyi oynatır. Alın derisini kırıştırır.

Mm. Auriculares - A vrukula kasları

İnsanlarda gelişmemiş olan bu kasılar 3 tane olup m. auriculari an erio


superior ve posterior olmak üzere adlandırılırlar. Hepsi de galea aponeuro ·ca -
58 lUREKET S1STEM1

dan başlayarak auricula'nın kıkırdak iskeletine yapışarak sonlanırlar.


İşi : Gelişmiş oldukları zaman auricula'yı oynatırlar.

Göz çevresindeki mimik kaslar


1) M. orbicularis oculi - aditus orbitae çevresinde bulunan bu kasın 3
parçası vardır. a) pars palpebralis, b) pars orbitalis, c) pars lacrimalis.
a) Pars palpebraJis i·le b) pars orbtalis biri içte ve ince diğeri dışta ve da-
ha kuvvetli kas iplikleri halinde içyanda lig. palpebrale mediale denen gözka-
pakları içbağına, processus frooıtalis maxillae'ya tutunduktan sı:::mra gözkapakları
içinde ve aditus orbitae çevresinde yukarda ve aşağıda iki yarım ay ş-2kılinde
dışyana doğru toplanarak lig. palpebrale laterale denen gözkapakları dışyan
bağına yapışarak sonlarurlar. Kas iplikleri ayrıca alın bölgesi derisine ve epikra-
nium kasına da karışırlar. Aynı şekilde üstçene bölgesi derisine de bazı ip-
liklerle tutunurlar. c) Pars lacrimalis, pars palpebralis"in derin ipliklprinden mey-
dana gelen bu parçanın lig. palpebrale laterale'ye tutunan kas iplikleri gözka-
. pağırun içkenarı boyunca horizontal olarak içyana doğru giderek crista lacri-
malis posterior'a ve ductuli lacrimales'in çevresine yapışarak sonlanır. Bu par-
ça gözyaşının kanallar içindeki akışını kontrol eder.
!ş.i : Gözkapalclanmn açılış ve kapanışını, gözyaşı akımını sağlar.
2) M. depressor supercilii - lig. palpebrale mt:diale'nin üst kena ındaki
kemik bölümüne tutunarak başlayan kas iplikleri yukarı doğru gidip kaş hiza-
sındaki deride sonlanırlar.
İşi : Kaşı içyanda aşağa doğru çeker.
3) M. corrugator supercilii - arcus superciliaris'in içyamna yapışarak
başlıyan kas iplikleri dışyana ve yukarı doğru giderek kaş üstünde ve onun or-
tayeri hizasında deriye yapışarak sonlanır.
İşi: Kaşları içe ve aşağa doğru çeker, böylece kaşlar arası derisinde dikine
kırışıklar meydana getirir.

Burun çevresindeki mimik kaslar.


1) M. procerus - burun kemiğinin alt bölümüne yapışarak ba,layan bu
kas yukarda bir kısım iplikleri alınkası ipliklerine karışır diğer bir kısım iplik-
leri de glabella hizasındaki deriye yapışarak sonlanır.
İşi : Kaşlar arası derisini aşağa doğru _çekerek ourun kökünde enine kırı­
şıklıklar meydana getirir.
2) M. Depressor s~pti - Fosa canini'y~ yapışarak başlıyan bu kas da
burun bölmesi derisinde sonlanır.
İşi : Burun bölmesi kııkrdak parçasını aşağı çeker.
3) M. nasalis - üst çenenin yankeSı_er ve köpek dişleri alveol çıkıntıla­
rına (juga alveolaria) tutunan kas pars transversa olarak burun sırtı derisinde,
pars alaris adını alan diğer parçası da burun kanadı derisinde sonlanır.
İşi : Pars tranısversa burun deliğini damıtır. Diğer parçanın işi tam belli de-
KASB1Lll\I 59

,ğildir.
4) M. dilatator naris - Burun kanadı kıkırdağının serbest ucuna yapı­
an bu ince kas dışyana doğru giderek sulcus nasolabialis derisinde sonlanır.
İşi : Burun deliklerini genişletir.

Ağız çevresindeki mimik kaslar


1) M. orbicularis oris - Dudakların kas iskeletini teşkil eden bu kas rima
oris denen ağız yarığı çevresindeki mukoza i·le deri atasında bulunup her ikisi-
ne de sıkıca yapışıktır. Halka şeklinde olan J\as böylece bir tarafdan deri ve
mukoza'ya tutunurken diğer taraftan da her ~ki yanda commisura labiorum
denen dudak birleşeklerine tutunur. Burada üst ve a1t dudaktan gelen kas ip-
likleri birbirine karışır. Bazı kas iplikleri de yukarı doğru giderek burun böl-
mesine yapıştığı gibi bazı iplikler de üst ve alt çenenin yankeser dişleri alveol
çıkıntılarına yapışırlar.
İşi : Dudağı büzer.
2) M. depressor anguli oris - üçgen şeklinde bir kas olup hasis mandi-
bulae'ya yapışarak başlar. Yukarda ise dudak birleşeği derisinde ve buraya
yapışan diğer kasların ipliklerine karışarak sonlanır.
İşi : Ağız birleşeğini aşağı çeker.

3) M. depressor labii inferioris - Dörtgen şeklindeki bu kas da ba~i


mandibulae'ya yapışarak başlar ve yukarda alt dudaı<: derisi ile m. orbicufaris
orsis'in kas demetlerine karışarak sonlanır.
İşi : Alt dudağı aşağa çeker.

4) M. risorius - Yanak derisi ile fascia masset.erica'dan başlayan ince


üçgen şeklinde ki bu kas dudak birıleşeğinde ~onlanır.
İşi : Dudak birleşeğini dtşyana doğru çeker ve gamze'yi meydana getirir.

5) M. levator labii superioris alaeque nasi - Palpebra içyan birleşiği hi-


za~da maxillae'nın processus froıntalis'ine tutunarak başlayan bu kasın bir
kısım iplikleri burun kanadı derisinde diğer bir kısım iplikleri de üst dudak
derisine yapışarak sonlanır.
İşi : Burun kanadını ve üst dudağı yukarı kaldırır.

6) M. levator labii superioris - Marg-0 in&orbitalis'e yipışarak başlı­


yan bu kas aşağıda burun kanatları ile dudak arasındaki oluğun (sulcus naso-
labialis) derisine yapışarak sonlanır.
İşi : Sulcus nasolabialis'i ve dolayısiyle üst dudağı yukarı çeker.

7) M. zygamaticus mrnor - os zygomaticum'Ln dışyüzüne tutunan bu


kasta aşağıda hurun kanadı ile dudak arasındaki oluğun (sulcus na olabiaf
derisine yapışarnk sonlanır.
8) M. zygomaticus major - Bu kas da bir ev\'e!ki kasın altında olmak
60 HAREKET S1STEM1

üzere os zyg-0maticum'un dışyüzüne yapışarak başlar ve aşağıda da dudak bir-


leşeği derisinde sonlanır.
lşi : Bu iki kas birlikte dudak birleşeğini yukarı ve dışa çekerler.
9) M. levator anguli oris - Fossa caniıııi'deın başlayan kas iplikleri du-
dak birJesiğinde
j '
m. orbicularis oris'in ipliklerine karısır.
,

lşi : Dudak birleşeğini yukarı kaldırır.

10) M. Buccinator - Raphe ptıerygomanctibularis'e ve üst ve alt çene~ıı n


molar dişleri alveol çıkıntıJarına yapışarak başlayan bu kas dudak birle~ğinde
çaprazlaşan iplikler halinde üst ve alt dudak derisinde sonlanır.
lşi: Vestibulum oris'i daraltarak havayı dışarı atar veya vestibül'de kalan
gıda parçalarını dişler arasına iter. Böylece çiğneme işine yardım eder. Ayrıca
vestibül boşluğunu dolduran havayı tazyikJe dışarı atarak üflıeme işini görür.
11) M. mentalis - Alt çenenin yan keser dişleri alveol çıkıntılarına yap:-
. arak başlar. Aşağı ve içyana doğru gider çene ucu derisinde sonlanır.
lşi : Çeneucu derisini yukarı kaldırır.
Bütün bu sayılan mimik kasların sinirler\ N. faciaJis'den gelir.

B - Çiğneme kasları

Çiğneme fonksiyonunda büyük rol oynayan bu kaslar alt çenenin hare-


ketlerini idare ederler Bunların sinirleri 1'. m~mdibularis den gelir.
1) M. nıasseter - Bu kas bir yüzeyel v;;:, oblik bir de derin ve dikey ol-
mak üzere iki ayn kas demetlerinden meydana gelmiştir. Yüzeye! olan praça
arcus zygomaticus'un alt kenarının 2/3 ön kısmından başlayıp aşağı ~e arkaya
giderek tubersitas masseterica'da sonlanır. Derin parça i~e arcus zygomaticus'
un içyan yüzü ile alt kenarının 2/ 3 arb kı.;mına tutunarak başlar. Aşağıda.
da mandibula kolunun dışyüzü ve köşesine yapışır.
Bu kası
örten bir fascia mevcut olup fascia ırursseterica adını alır. Olduk-
ça kalın
olan fascia yukarda arcus zygomaticus'a a;·kada ramus mandibulae'
nın arka kenarına, aşağıda da angulus nıaniHbulae ite manıilibula'nın altkena-
nna ve önde de kası önden dolanarak ramu~ mandibulae'nin önkenarına ya-
\
pışır. Bu fascia arkada parotis fascias'ı ile devam eder.
lşi: Mandibula'yı yukarı kaldırır.
2) M. temporalis - Planımı temporale, linea temporalis i.nferior'un al-
tında kalan kemik yüzüne ve fascia temporalis'le arcus zygomaticus'un içyüzü-
ne yapışarak başlıyan bu kas aşağıda processus coronoideus'a yapışır. Yelpa-
ze şeklinde olan bu kası da fascia temporalis denen bir fascia örter. Bu da yu-
karda linea temporalis superior'a yapışır. Buradan aşağı doğru kası örterek
inip arcus zygomaticus' a varmadan yüzeyel ve d;erin olmak üzere iki laminaya
ayrılarak yüzeye! olanı arcus zygomaticus,un dışyüzüne derin olanı da içyüzüne
KASB1L1ı\1 61
/

yapışarak sonlanır. Bu iki lamina arasında yağlı ve gözeli bağ dokusu bulunur.
lşi: Mandibula'yı yukarı kaldırır ve arkaya çeker.

3) M. pterygoid1 euıs lateralis (dış pterigoid kas) - Bu kas iki kökle baş­
lar. a) crista infratemporalis ile, b) processns pter.t goideus'un Iamina latera-
lis'inin dışyüzünden ve tuber maxillae'dan başlayan bu iki dem;et hemen he-
men horizontal olarak arkaya doğru gidip collum mandibulae' deki fovea ptery-
goidea'ya ve çene ekleminin kapsülüne yapışarak sonlanır.
lşi : Mandibulayı öne çeker.

4) M. pterygoideus medialis (iç pterigoid kas) - Fossa pterygoidea'ya


yapışarak başlayan bu kas arkaya ve aşağa doğru giderek ramus mandibulae'nin
içyilızündeki tuberositas pterygoid~a'ya yapışarak sOınlanır.
lş : Mandibula'yı yukarı ve öne çeker.

Musculi colli - H-Oyun kasları

Boynun ön ve yan tarafında bulunaa bu kaslar 4 grupta toplanır : 1)


yüzeyel kaslar, 2) derin kaslar, 3) hyoid üstü kasları, 4) hyoidaltı kasları.

1) Yüzeyel kaslar :
a) Platysma - Boyun derikası da denen bu kas omuz çevre indeki deri
bölümüne yani m. deltoiıdeus'un fascia'sı ile acromion ve clacivula üzerindeki
derinin içyüzline yapışarak başı1ar. Geniş ve ince bir kas laminası halinde yukarı
ve içyana doğru giderek içyan iplikleri alt çenek;emiğin altkenarına yapışır.
Dışyan iplikleri de dudak birleşeğinde sonlanır. Deri kaslarından olduğu için
fascia'sı yoktur.
Siniri: N. Facialis'den gelir.
lşi : Dudak birleşeğini ve kısmen de mandibula'yı aşağı ç,eker.
b) M. sternocJeidomastoid eus -
1 Kuvvetli bir kas olup mastoid çıkıntı
i·le sternum ve clavicuJa'nın medial ucu arasınd:ı bulunur. Bu kas yukarda pro-
cessus mastoidıeus'la linea nuchae superior'un ona yakın olan kısmına yapı­
şarak başlar. Aşağı doğru kalın bir kas demeti halinde giden bu kas aşağıda,
iki demet halinde yapışarak sonlanır. Bunlrdan biri m:anibrium sterni'nin ön-
yüzüne kuvvetli ve yuvarlak bir kiriş·le yapışır. Diğeri ise clavkula'nın 1/ 3 içyan
bölümüne yaygın bir kiriş halinde yapışır.
Siniri : N. Accesorius ve boyun sinirağıııd~m gelir.
tşi : Alt ucu sabit kalırsa başı ayni tarafa eğer ve mukabil tarafa çevırır.
Yukarı uç sabit kalırsrr throax'ı yukarı kaldırmak suretiyle illıspirasyon'a yardım
eder.
2) Derin kaslar :
a) Mm. scalenü (skalen kaslar) - Bunlar üç tanedir :
1) M. scalenus anterior - Yukarda boyun omurlarının enine çıkıntıları­
nın ön tüberküllerinden 3. den 6. ya kadar olanlarına yapışır. Aşağıda ise 1.
62 HAREKET S1STEM1

inci kostanın üst yüzündeki tuberculum m. ~caleni anterior'a yapışarak son-


lanır.
2) M. scalenus medius - Boyun omurlarının hepsinin enine çıkıntıları­
nın ön tüberkü11erine yapışan bu kas aşağıda da 1. bsta'nın üst yüzüne önceki
kasın yapışma yerinin dışyanmda olarak tutunur.
3) M. scalenus posterior - 4., 5. ve 6. boyun omurlarının enine çıkıntı­
larının arka tüberkülerine yapışır. Aşağıda ise 2. kosta'nın üst kenarında son-
lanır.
İşleri : Her üç skalen kasların üst uçfarı sabit olursa kaburgaları kaldırı­
larak insprasyon'a yardım ederler. Alt uçları sabit olursa başı kendi tarafla-
rına eğerler.
Sinirleri: 2. - 8. boyun sinir•lerinc\en gelirler.
b) Praevertebral kaslar - Bu kaslar boyun omurlarının cismi ile enine
çıkıntıları arasındaki olukda yer almış olup 3 tanedir.
1) M. hmgus capitis - 3. - 6. boyun omurlarının ön tüberküllerine ya-
pışarak başlıyan bu kas yukarda tuberculum pharyngemn'un yanına tutunur.
2) M. Iongus colli - Bu kas sonucu boyun omuru ile 1. göğüs omuru-
nun cismine v,e 3. - 5. boyun omurlarının enine çıkıntılarının ön tüberkillle-
rinden başlayıp yukarda bir tarafdan atlas'ın ön tüberkülüne diğer tarafta da
üst boyu.n omurlarının cisimlerine yapışarak sonlanır.
3) M. rectus capitis anterior - Atlas'ın e.nine çıkıntısından başlayan bu
kas yukarda tuberculum phary.nıgeum'un arkaı dış tarafına yapışır.
İşleri : Prevertebral kaslar iki taraflı kasılınca başı ve boyun omurlarını
öne, tek taraflı kasılırJarsa boynu ayni tarafa eğerlet.
Sinirleri : Cervica) spinal sinirlerden gelirier.
3) Hyoidüstü kasları :
Bu grupdaki kaslar 4 tanedir.
1) M. diagastricus - İki karınlı olan bu kasın arka karnına venter pos-
tıeroir, ön karnına da venter anterior denir. Venter posterior yukarda incisura
mastoiıdea'ya tutunarak başlayıp aşağa v~ içyana doğru fusiform bir şekilde
giderek bir ara kirşie döner. Bu kiriş M. stylohyideus'un iki demeti arasından ge-
çerken boyun yüzeyel fasciaJs1 aracılığı ile hyo~d kemiğe tutturulur. Bundan sc,nra
yoluna devam eden kasın önkarm yani venter anterior yukarı ve içyana giderek
mandibulada'ki fossa digastrica'ya yapışarak sonlanır.
İşi: Hyoid kemiği yukarı kaldırır veya mandibola'yı aşağı çeker.
Siniri : Vente·r post.erior, n. faciaJis, venter anfarior ise 11. mandibularis'
den dal alırlar.
2) M. stylohyoidrns - Processus st}·loideus'a tu~unarak başlayan bu kas
aşağıda iki demet halinde hyoid kemiğin büyük boynuzuna yapışarak sonlanır.
lşi : Hyoid kemiği yukarı kaldırır.
KASB1L1M 63

Siniri : N. facialis'den gelir.

3) M. mylohyoideus - Alt çenenin line:ı nıylohyoidea'na tutunarak baş­


layan bu kas arkaya içyana ve aşağı doğru gidip hyoid kemiğin cismine yapı­
şarak sonlanır.

lşi : Mandibular uç ·sabit kalırsa hyoid kemiği yukarı kaldırır. Hyoid uç


sabit kalırsa mandibula'yı aşağı çeker.

Siniri : N. maındibularis'den dal alır.

4) M. geniohyoideus - Bu kas corpus mandibulae'nin içyüzündeki spina


mentalis'den başlar. lnce bir kas demeti halinde aşağı ve arkaya giderek hyo-
id kemiğin cismine yapışarak sonlanır.

lşi : Hyoid uç sabit kalırsa mandibulayı aşağa çeker. Mandibular uç a-


bit kalırsa hyoıd kemiği yukarı kaldırır.
Siniri : N. hypoglossus'dan gelir.

4) .HyoidaJtı kasları:
Bu grup kaslar boynun öntarafında os hyoideum i.J.e sternum arasında yer
almış olup 4 tanedir.
1) M. sternohyoideus - Manibrium sterıJi'nin arka yüzünün yukarı bö-
.Jümüne, sternoclavicular eklemle clavicula'nın sternum'a yakın yerine yapı,ır.
Buradan yukarı ya doğru giden kas hyoid kemiğin cisminin alt kenarına yapışa­
rak sonlanır.
İşi : Hyoid kemiği aşağı çeker.
Siniri : Ansa cervicalis'den gelir. "
2) M. sternothyroideus - Maınibrium sterni'nin arka yüzünden ve 1.
kıkırdak kaburgadan başlayan kas yukarda farynx in cartilago thyroidea; nın
0

önyan yüzünde bulunan linea obliqua'ya yapışır.


İşi : l,arynx'i aşağı çeker.
Siniri : Ansa cervicalis'den gelir.
3) M. thyrohyoideus - Bu kas ayni şekilde cartilago thyroidea'mn linea
obliqua'sına yapışarak başladıktan sonra hyoid kem.:.ğin cisminin dışyanına
yapışarak sonlanır.
İşi : Hyoid kemiği aşağı çeker.
Siniri : M. hypoglossus'tan dal alır.
4) M. omohyoideus - Scapula'nın üst kenarrna 1ncisura scapulae ya
yakın olarak tutunarak başlayan kas yukarda hyoid kemiğin büyük boy-
nuzunun dışyanına yapışarak sonlanır. lki karınlı olan bu kasın bir de 6. b
yun omuru öntüberkülü hizasında olan arakir.tsi vardır.
!şi : Hyoid kemiği aşağa çeker.
Siniri : Ansa cervicalis' den gelir.
HAREKET S1STEM1

F asciae cervicales - Boyun fasyaları

Boyunda ::nuhtelif derinlikde boyun kasları ile boyunda bulunan içorgan


ve damarları örten veya saran bağ dokusıından yapılmış geniş Fascia adı ve-
rilen örtüler vardır. Bunlar 3 tane dir.
1) Lamina superficialis fasciae cervicalis Boyun yüzeye! kaslarını
(platysma hariç) ve içorganları (larynx ve trachea'nm önyüzlerini) örter. Bu
fasya yanlarda M. trapezius'un ön kenarından itibaren fascia nuchae adını
alarak ıe.nsede devam eder. Oldukça ince olan bu fasya yer yer kalınlaşmalar
gösterir. Yukarda linea nuclıea superior, pro-.:;essus mastıoideus, meatus acus-
ticus externus'u~ı kıkırdak parçasına, arcus zygomatkus ve fascia m~terica­
ya yapışan bu fasya corpus mandibulae·nın arka kenarına da tutunduktan son-
ra aşağıda incisura jugularis, clavicula'nın üst yüzüne ve spina scapulae'nın
arka kenarına yapışır. Ayrıca bu fasyadan os hyoideunf a uzantı giderek
M. digastricus'u.n ara kirişini hyoid kemiğe bağlar.
2) Lamina praetrachealis fasciae cervicalis - Yüzeye! lamina'dan daha
kuvvetli olan bu lamina tepesi yukarda hyoid kemikde ve tabanı aşağıda bir
üçgen şeklindedir. Ortada hyoidaltı kaslarla Jarynx, trachea, oesophagus ve
gJ. thyroidea'yı saran bu lamina yanlarda m. omooyoid'le sınırlıdır. Yukar-
da hyoid kemiğe aşağıda da clavicııla ile inci'lura jugularis'in arka kenarına
tutunur. Buraya yapışmadan önce bu lamina ön ve arka olmak üzere iki yap-
rağa ayrılarak ön yaprak boyun fasyasının yüzeyel laminası ile birleşir, arka
yaprak arasında kalan aralığa spatium suprasternale denir ki içinde arcus ven1l-
sus juguli ile lenf düğümleri bulunur. Lami:na praetrachealis yanlarda -:·~na
jugularis inıterna ile a. carotis interna'ya da kılıf yapar ki bu kılıfa vagina
carotica denir. Bu kılıf içinde aynca N. vagus da bulunur.
3) Lamin.a preav.crtebralis Fasciae cervicalis - Diğer iki laminadan ayrı
olan boyun fasyasının bu laminası prevertebral kaslar'la skalen kasları örter.

Ense ve Sırt kasları

Embryolojik olarak kas segmentleri ventral ve dorsal olmak üzere iki


gruba ayrıJırlar ki bunlardan veıııtral olanlar extremite kaslarını dorsal olan-
larda omurga'nın arka kısmında yukardan aşağıya yer alan otoktıon
sırt kaslarını meydana getirirler. Ayrıca sekunder olarak üsttaraf kaslarını
meydana getiren ventral gruptan sırta doğru uzanan kaslar meydana gelerek
cmurganın diken çıkıntılarına yapışırlar. Böylece daha yüzeye! olan bir kas
katı meydana getirirler. Bu yüzden sırt kaslarını yüzeyel ve derin olmak üzere
iki kat olarak ele alacağız.
1) Sırtın yüzeye) kaslan
Bu grup altında toplanan kaslar iki plan üzerinde bulunurlar. 1. planda
KASB1Ll.M

boyun ve göğüs bölgesinde M. trapezius, bel bölgesinde d~ M. Iafüsimus or i


urdır. 2. planda da m. levator scapulae, Mm. Rhomboidei, M. serratus pos-
terior superior et inferior yer almıştır.

1. Plan:
1) M. Trapezius - Omurganın iki tarafında yer aJan bu çift kas ikisi
birlikde bir trapez görünüşünde olduklarından bu ad verilmiş.tir. Tek taraflı
ise bir üçgene benzer. Bu kas yukardıan lin.ea :nıııchae superior et suprema ile
protuberentia occipitalis externa ve boyun omurlarının hepsinin diken çıkın­
tısına tutunduktan sonra thorax bölgesinde de yine 12 göğüs omurunun diken
çıkmtılarına tutunarak başlar. Bu kasın üst iplikleri aşağı ve dışa giderek
da.vicula'nın 1 /3 dış kısmına yapışarak sonlanır. Oldukça kuvvetli ve bir üç-
gen şeklinde olan bir kirişle başlayan orta iplikler horiwntal bir gidişle acro-
mion'a, alt iplikleri ise dışarı ve yukarıya doğru giderek uzun ve yaygın bir ki-
rişle spina scapulae'ye yapışarak sonlanırlar.
!şi : üst iplikleri scapula'yı kald1rır, alt iplikleri ise aşağa çeker. Kas bü-
tünü ile kasılınca scapula'yı arkaya çeker. Alt ve dış uç sabit kaılırsa yani
omuz sabit kalırsa başı ayni tarafa çevirir. Omuz sabit olup her iki kas bir-
likte kasılırsa o zamanda başı arkaya çeker.
Siniri: N. accesorius ve boyun sinirağından dal alır.

2) M. Latissimus dorsi - Sırtın en geniş olan bu kası fascia thoraco um-


balis denen geniş bir fasyamsı girişle son 6 göğüs omuru ile 5 bel omurlarının
·diken çıkıntılarına, os sacmm'un arka yüzü.ne, crista iliaca'nın labiom exter-
num'una ayrıca son 3 veya 4 kaburga ile scapula'nm alt köşesine tutunarak
başlar. Buralardan başlayan kas iplikleri yukarı ve dışa doğru gelerek birbi-
rine yakılaştıkdan sonra geniş ve kısa bir kirişle humerus'un crista tuberculi
miın-Oris'ine yapışarak sonlanır.
İşi : Yukarı kalkmış olan kolu indirir, ve arkaya çektiği gibi içe de çevi-
rır. Ayrıca insrasyona da yardım eder.
Siniri : N. thoracodorsalis'dir.

2. Plan:
1) M. levator scapulae - 1. den 4. e kadar olan boyun omurlarının
eni-
ne çıkıntılarının arka tüberküllerine yapışarak başlayan bu kas aşağı ve ar-
kaya giderek scapula'mn angulus superior'una ve içyan kenarının buraya ya-
kın olan kısmına yapışarak sonlanır.
İşi : Scapulanın üst köşesini yukarı kaldırır.
Siniri : N. dorsalis scapulae'den gelir.
2) Mm. Rhomboidei - Eşkenar dörtgen şeklinde olan bu kaslar iki ta-
nedir.
a) M. rhomboideus major - !Ik dört göğüs omurunun diken çıkıntıla­
rma yapışarak başılayan kas iplikleri aşağı ve dışyana giderek scapola'nın spi-
66 HAREKET SiSTEMİ

na scapulae'sının altında
kalan bölümünde yapışarak sonlanır.
b) M. rhomboideu:s ıninor - Bir evvelki kasın üstünde bulunan ve yu-
karda son iki boyun omurlarının diken çıkıntılarından başlayarak yine scapula'
nın içyan kenarına bir evvelki kasın üstünde olarak tutunur.
İşi : Scapulae'yı göğüse yalclaştırarak yukarı kaldırır.
Siniri: N. dorsalis scapulae'dır.
3) M. seırratus posterior superior - Son iki boyun omuru ile ilk iki gö-
gus omurunun diken çıkıntılarından uzun bir kirişle başlar. Aşağı ve dışyana
giderek aıngulus costae'nin dışyanında olmak üzere 4 demet halinde 2. - 5.
kaburgalara yapışır.
İşi : Kaburgaları kaldırarak insprasyona yardım eder.
Siniri : İnterkostaJ. sinirlerden gelir.
4) M. serratus posterior inferior - Hemen M. Iatissimus dorsi'nin altın­
da bulunan bu kas geniş ve yaygın bir kirişle fascia thoracolumbalis'den, son
iki göğüs omuru ile i1k iki bel omuru hizasında başlayarak dışyana ve yukarı gi-
cUp son dört kaburgada sonlanır.
İşi: Bir önceki kas gibi insprasyona yardım eder.
Sinjri : İnterkostal sinirlerden gelir.
il - Sırttnı derin kasları
Sırtm derin kaslarını yukarda yani boyun ve göğüs omurları hizasında
dışyanda Mm. splenius capitis et cervicis içyanda da M. semispiııalis, göğüs
ve bel •omurları bölgesinde ise dışyanda M. erector spinae içyanda da trans-
"l'ersospinal sisteme ait kaslarla spinal sisteme ait kaslar yaparlar. Bunlardan
başka ensenin en derin katında bulunan 4 kas'ta ayrıca ele alınacaktır.

1) M. splenius - Bunun iki parçası vardır:


a) Splenius capitis - Kasın büyük bir parçasını teşkil eder. 3. boyun
omuru ile 3. göğüs omuru arasında kalan omurların diken çıkıntılarına ve lig.
nuchae'ye tutunarak başlar. Yukarı ve dışyana giden kas iplikleri linea mıchae
superior'un dışkısmına ve processus mastoideus'a yapışırlar.
b) Sple:nıius cervicis - Bir evvelki kasın altında 3. - 6. göğüs omurları­
mn diken çıkıntılarından başlayarak yukarda ilk üç boyun omurlannın enine
çıkıntılarının arka tüberküllerinde yapışarak sonlanır.
İşi: Başı veya boyn~ arkaya çeker. Tek taraflı kasılırsa başı ve boynu
aynı tarafa çevirir.
Siniri : 2. - 4. boyun sinirlerinin arka dallarından geılir.
2) M. semispinalis - Bu kasın üç parçası vardır :
a) Semispinalis capitis - tık 6 göğüs omuru ile son 4 boyun omurları­
nın enine çıkıntılarından başlayarak Iinea nuchae superior'un altında olarak
os occipitale'ye yapışır.
b) Semispiıwlis cervicis - tık 6 göğüs omurlarının enine çıkıntılarından
KASB1Lll\I 67

2. - 5. boyun omurlarının diken çıkıntılarına uzanır.


c) Seıniıspinalis thoracis - önceki boyun parçası gibi omurların enine
çıkıntılarından başlayan bu kasda ille dört göğüs omuru ile son iki boyun
omurlarının diken çıkıntılarında sonlanır.
İşi: M • . semispinalis tek taraflı kasılırsa başı karşı tarafa çevirir iki ta-
raflı kasılırsa başı arkaya çeker.
Siniri : Boyun sinirlerinin arka dallarından gelir.
3) M. eredor spinae - Sırt kaslarının en önemli ve sağlamı olup bil-
lıassa be] parçası kuvvetli olan bu kas os sacrum'un arka yüzünden, fascia
tboracolumbalis'den ve crista iliaca'nın labium extıernum'dan başlayıp yukarı ve
dışyana doğru gider~k iki parçıaya ayrılır. Bunlardan biri dışyanda olup . ilio-
costalis, diğeri içyanda olup M. longissimus adını alır.
A) M. iliocostaJis - Dışyan parçayı teşkil eden bu kas iplikJeri üç ayrı
demet halinde yapışarak sonlanırlar :
a) tliocostalis Jumbonım - adını alan bu parça son altı kaburganın alt
kenarına angulus costae hizasında yapışırlar.
b) lliocostalis thoracis - Bu parça da son 6 kaburgadan ince kas de-
metleri halinde başlayıp ille 6 kaburganın anguJus costae hizasında kostalara
yapıştığı gibi 7. boyun omurunun enine çıkıntısına da tutunur.
c) M. iliocostalis ce'fVicis -- adını alan demet ise ilk 6 kaburgadan 3. -
5. boyun omurgalarının enine çıkıntıfarı.na uzanır.
M. iliocostalis - böylece aşağıdan yukarı doğru gidişi sırasında 12. den
3. kabvrgaya kadar olan kaburgalardan devamlı şekilde ilave demetler alır.
B) M. longissimus - Bu kasın da göğüs, boyun ve baş olmak üzere 3
parçası vardır.
a) Longissinıus throracis - M. iliocostalis ile birlikde os sacnım' dan ,
başlayan bu parça belde, bel omurlarının enine çıkıntılarına göğüste de göğüs
omurlarının enine çıkıntıları ile kaburgaların dışyüzlerine yapışır.
b) Longissiınus cervicis - İlle beş göğüs omurlarının enine çıkıntıların­
dan b3şlayarak son beş boyun omurlarının enine çıkmtılannın arka tüberkül-
lerinde wnlanır.
c) Lognissimus capitis - tık üç göğüs omurlarının enine çıkıntıları ile
son beş boyun omurlarının enine çıkıntılarından başlayan kas iplikleri yukar-
da processus mastoideus'un arkasına yapışarak. sonlanır.
İşi: İki taraflı kasılan m. erector ~inae beli ve başı dik tutar. Tek ta-
raflı kasılırsa gövdeyi yana eğer ve başı da aynı tarafa çevirir.
Siniri : Spinal sinirlerin arka dallarından gelir.
Omurganın iki yanında
ve derinde bulunan diğer kaslar da enine çıkın­
tılarla diken çıkıntıları arasında yer ahp bunlara transverso-spinal kaslar da
denir. Bunlardan iki tanesi :
a) M. multifidus - Boyun, göğüs ve bel omurlarının enine çıkıntıların­
dan başlayarak iki veya üç üstteki unsurların diken çıkıntılarında sonlanırlar.
68 HAREKET SiSTEMi

b) Mm. rotato1'es - Multifidus kaslar' dan daha derinde yer alan bu


kaslar da yine boyun, göğüs ve belomurlarının enine çıkıntılarından başlayıp
bir veya iki üstdeki omurun diken çıkıntısına yapışmak suretiyle sonlanırlar.
İşleri: Omurga'yı dik tutmaya yardım ederler.
Sinirleri : Spinal sinirlerin arka dallarından gelirler.
Ensenin en derin katında bulunan kaslar :
Ensenin en derin katında 4 kas bulunur.
1) M. rechıs capitis posterior major - Axis'in diken çıkıntısından baş­
layarak yukarı ve dışa gidip linea nuchae inferior'a yapışır.
2) M. l'lectus capitis posterior minor - Atlas'ın arka tüberkülünden
başlayan bu kastla bir evvelki kasın içyanında olmak üzere linia nuchae infe...
rior'a tutunur.
3) M. obliquus capitis inferior - Axis'in diken çıkıntısından atlas'ın enine
;ıkmtısına uzanır.
4) M. obliquus Capitis superior - Atlasın enine çıkıntısından başlayıp
Jinea nuchae inferior da sonlanır.
İşleri : Bütün bu derin kaslar diğer sırt kaslarının işlerini desteklerıler.
Sinirleri: N. suboccipitalis'den gelir.
Bütün bu sayılan sırt ve ense kaslarından başka diken çıkıntıları arasında
Mm. İınterspinales adını alan kaslafıla enine çıkıntılar arasında Mm. Int.ert-
rasversales adını alan kaslar da vardır.
Sırt fascia'lan
Sırtda önemli olan iki fasya vardır :
1) Facsia nuchae - 'Kuvvetli bir bağ dokusu lamina'sı olup yukarda
linea ınuchae superior'a yapışarak başlar ve M. trapezius iJe rhomboid kaslarla
diğer ıense kaslarını da sardıkdan sonra yan taraflarda trapez kasın ön kenarın­
dan itibaren boyun yüzeyel fascia'sı ile devam eder. Bu fasclıt'nın diken çıkıntı­
larına tutunan içyan kenarına ligamentum nuchae denir.
2) Fascia thoraoolumbalis - üst parçası İınce ve alt parçası ise kuvvetli
olan bu fascia m. latissimus dorsi ik sırt derin kaslarını sararak yanlarda yu-
karda kaburga açılarına yapışır. Bel bölgesinde apmıeurosis lumbalis i_\e de-
vam eder. Aşağıda ise M. latissimus dorsi ile M. serreatus posterior 1nferior' a
başlangıç teşkil eder.

Mm. Thoracis - Göğüs kasları

1) 1\1. pectoralis major - Göğüs duvarının ön kısmında bulunan ve 3


parça halinde başlayan bu kas geniş ve üçgen şeklindedir.
a) Pars clavicularis - Bu parça clavicula'nın içyan yanınına yapışır.
b) Pars sternocostalis - Adını alan bu parça da sternum'un önyüzü ile
birinci i~e altıncı kıkırdak kaburgalardan başlar,
c) Pars abdominalis - Diğer parçalara nazaran zayıf olan bu parça da
KASBtLlM 69

m. rectus abdominis'in kılıfına tutunarak başlar.


Söylenilen yapışma yerlerinden başlayan her 3 parça dışyana giderek ve
birbirlerine yaklaşarak kalın bir kirişle humenıs'daki crista tuberculi majoris e
yapışarak sonlanırlar. Bu kasın bir fascia' sı olup fascia pectoralis adını alır.
lŞi: Kolu gövdeyıe yaklaştırır ve içyana çevirir. Humerus ucu sabit olur-
sa kaburgaları kaldırarak insprasyona yardım eder.
Siniri : Plexus brachialis' den gelir.
2) M. Pectoralis mioor - M. pectoralis major'un önden örttüğü bu ka
3. - 5. kemik kaburgaların ön uçlarına tutunarak başlayıp yukarı ve dışa giden
kas demetleri biraraya gelerek yassı bir kirişle processus coracoideu.s'a yapışır.
İşi : Omuzu aşağı ve öne çeker. Omuz sabit kal!ırsa kaburgaları kaldırarak
inspirasyona yardım eder.
Siniri : Plexus brachialis' den gelir.
3) M. Subclavius - Clavicula'nın altında bulunan bu kas 1. kıkırdak
kaburgaya tutunduktan sonra clavicula'nın dışyan ucunda sonlanır.
İşi : Clavicula'yı aşağa çektiği gibi insprasyonda da çok zayıf rol oynar.
Siniri : Plexus brachialis'den gelir.
4) M. serratus anterior - Göğüsün yanyüzünde bulunan ince ve dört-
gen şeklinde bir kas olup, 1. - 8. kaburgalardan 9 demet halinde başlayıp
1

scapula'nın üst köşesi, içyan kenarı ve alt köşesine yapışarak sonlanır.


İşi: Scapula'yı öne ve dışa çeker. Scapula sabit olursa insprasyona yar-
dım eder.
Sin.iri: N. Thoracicus longus~dur.
5) Mm. inıtercostales - Kaburgalar arasındaki mesafeleri dolduran bu
kas.Jar iç ve dış olmak üzere iki grupturlar. Dışdaki kasların iplikleri yukar-"
dan aşağa ve arkadan öne doğrultuda olup içdekilerin kas iplikleri ise yukar-
dan aşağa önden arkaya doğrultudadırlar. Bu kasları içyandan ve
dışyandan
vlmak üzere 2 fasya örter.
İşleri : İnsprasyona yardım ederler.
Sinirleri : İnterkostal sinirlerden gelir.
6) Diaphragma - (Diafragma) - Apertura thoracis inferior deni·len gö-
gus ooşluğu alt deliği hizasında kaburgalara, bel omurlarına ve sternum'a tu-
tunan ve göğüs boşluğu ile karın boşluğunun birbirinden ayıran kubbe şeklinde
ortası aponevrozdan yapılı bir kas bölmesidir. Diafragma tutunma yerlerine
göre üç parça gösterir :
1) Pars lumbalis - 1. - 4. bel omurlarının cisimlerinin ön yüzüne yapı­
.arak başlayan bir içyan bacağı (eros mediale) bir de M. psoas majol"'la
psoas major'la M. quadratus lumborum'dan iki kemer (arcus) halinde başla­
yan dışyan bacak (cnıs laterale) ıolmak üzere iki bacakla başlar. Cm mediaJe
.dikine yukarı doğru çıkarak 1. bel omuru hizasında ve orta çizginin biraz so-
70 HAREKET SİSTEMİ

lunda bir yarık (hiatus aorticus) meydaan getirir ki bunun içinden aorta ile
ductus thoracicus geçer. Bu yarığı meydana getiren eros mediale'ler yukarı
doğru yollarına devam ederek bu defada yine orta çizginin biraz solunda da-
ha ziyaqe kas ipliklerine dönerek ayrı bir delik (hiatus oeısophageus) sınırlar-­
lar. Bu delik içinden de oesophagus ve n. vagus geçer. Hemen bu deliğin üs-
tünde eros mediale orta parça (centnım tendineum) ile d,evam eder. Cnıs la-
terale'nin arcus lumbocostalis medialis denen içyan kemeri 1. bel omurunun
cisminden processus costarius'a uzanır. Dışyan kemeri ise arcus lumbooostalis
lateralis adını alıp 1. bel omurunun processus oostarius'undan 12. kaburganın
ön ucuna uzanır. Bu iki kemerden başlayıp yukarı doğru giden kısa kas iplik-
leri centnım temliııeum'a karışarak sonlanır.
2) Pars costalis - Son 6 kaburganın içyüzlerine yapışarak başlayan bu
parça da yay şeklinde kas iplikleri halinde olup centrum tendiınium'da sonla-
nırlar.

3) Pars sternalis - M. rectus abdomiınis'in kılıfının arka yaprağına ve


processus xiphoideus'un arka yüzüne yapışarak başlayan kas iplikJeri kısa bir
gidişden sonra centrnm teındineum'a ulaşırlar.

Centrum tendineum - Diyafragmanın orta kısmında yonca yaprağı şek­


lindeki kiriş parçası olan centrum tendineum~da orta çizgide bir delik bulu-
nur ki bunun içinden V. cava inferior geçer. Centrum tendinıeum'un üst yü-
züne perikard oturmuş olup ona sıkıca yapışıktır.
Diyafragmanın pars costalis ile pars sternalis arasında dar bir yarık veya
aralık bulunur. Trigonum steııoocostle adı verilen bu yarık ·diyafragmamn za-
yıf noktalarından birini teşkil eder. Bu yarıkdan A. epigastrica superior ge-
çer. Ayni şekilde pars costalis ile p~ luınbalis arasında da üçgen şeklinde
dar bir aralık bulunur ki trigonnm lumbocostale denen bu araılık da diyafrag-
manın bir zayıf yeridir. Bu aralığı yukardan fascia phrenicopleuralis denilen
bir faıscia aşağıdan da fascia transversalis kapatır.
İşi : İnsprasyona en çok yardım eden kastır.
Siniri : N. phrenicus ve interkostal sinirlerden gelir.
Mm. Abdominis - Kano kasları

Bu kasları karın önyan duvarında bulunanlarla karm arka duvarında yer


alan kaslar o!mak üzere iki grupta ele alacağız.
A) Karın önyanduvnn kasları - Bu grupda 4 kas bulunur.
1) M. rectus abdominis - Bu kas uzun bir dörtgen şeklinde olup hemen
orda çizginin yanında processus xiphoideus·ıa pubis arasında yer almıştır. Yu-
karda 5., 6. ve 7. kıkırdak kaburgalarla processus xiphoideus'a tutunarak ba5la-
yan kas demetleri aşağıda symphysis pubica'nın dışyanında olmak üzere pubis'~
yapışarak sonlanır. Kasın üç veya dört tane olmak üzere enine doğrultuda
KASB1L11\1 71

ara kirişleri vardır


ki intersectiones tendineae adını alan bu ara kirişler kasın
kılıfının ön yaprağına sıkıca yapışıktırlar.
2) M. obliquus extemus abdominis - Geniş ve yassı olan bu kas yukar-
da sori 8 kaburganın dışyüzlerine yapışarak başlar. Buralardan başlayan kas
demetleri yukardan aşağı ve arkadan öne doğru giderek alt iplikleri crista
iliaca'nın labium externum'un ön yarısına yapışırlar. Kasın orta demetleri
ise geniş bir fasyamsı kiriş (aponeuros) meydana getirerek spina iliaca ante-
rior superior'la tuberculum pubicum arasında bulunan lig. inguinale denilen bağa
yapışır, ve hatta teşekkülüne yardım eder. Lig. inguinale'den ayrılan bazı kiri
demetleri de yukarı ve içyana giderek lig . .reflexum deniılen bağı meydana geti-
rip linea alba da sonlanır. Orta demetler ise tuberculum pubicum'a yapışma­
-dan önce iki bacağa (cms laterale ve eros meıdiale) ayrılarak kasık kanalı
(canaliıs inguinalis) nın dışdeliğini yani aııwlus inguinalis superficialis'i meydana
getirirler. Kasın üst demetleri de orta çizgiye doğru giderek fasya halinde ı 1.
rectus abdominıis'in kılıfını yapmağa yardım ederler ve orta çizgide linea alba'
da sonlanırlar.
3) M. obliquus internus abdominis - M. obliquus extermıs alfdomin.is'in
örttüğü bu yassı geniş kas aponeurosis lumbalis, crista iliaca'nın linea inter-
media ve lig. inguinale'nin yarı dışyanına yapışarak başlar. Kas demetleri yu-
karı ve içyana giderek bir taraftan sem üç kaburganın dışyüzüne yapışır. Di-
ğer taraftan da M. rectus abdominis'in kılıfını yapmak üzere onunla devam
eder. Bu kasın alt d.emetlerinin bir kısmı m. transvesus'dan gelen demetleri~
birlikte funiculus spermaticus çevresindeki m. cremaster'i meydana getirirler.
4) M. transversus abdominis - Karın önyan duvarındaki kasların en de-
rin . planında bulunan bu kas da son 6 kaburganın içyüzlerine, aponenrosis ,,
lumbalis'e ve crista iliaca'nın labium internum'u ile lig. inguinale'nin 1/3 dış­
yan kısmına yapışarak başlar. Horiıontal bir gidişle öne doğru iolerleyen kas
demetleri bir müddet sonra açıklığı orta çizgiye bakan bir yay şeklinde çizgi
(linea semilunaris) meydana getirerek aponevroz halinde M. rectus abdominis
in kılıfı ile devam eder.
M. rectus abdominis'in kılıfı - Vagina M. recti abdominis adını alan bu
kılıfıM. obliqum externus abdominis, M. obl. internus abd. ve M. trans ersu
abdoınlnıis kaslarının fasyamsı kirişleri meydana getirir. Şöyle ki :

M. obl. ext. abd. in fasyamsı kirişi m. rectus abd. önünden, m. obl. int.
abd. nın fasyamsı kirişi ise karın ön duvarının 2/3 yukarısında ön ve arka iki
laminaya ayrılarak ön lamina m. rectus abd. in önünden, arka lamina ise aynı
kasın arkasından geçer. Halbuki m. obl. int. abd. ın fasyamsı kirişi karın ön
duvarının 1/3 alt kısmında ise tek lamina halinde m. rectus abd. önünden ge-
çer. Böylece karın ön duvarının arka yüzünde 2/3 yukarı bölümü ile 1/3
aşağı bölümü arasında açıklığı aşağa bakan konkav bir çizgi meydana gelir ki
72 HAREKET S1STEM1

buna linea arcuata denir. M. tranversus abd. in fasyamsı kirişi de linea arcu-
ata' nın üstünde m. rectus abd. in arkasından bu çizginin altında ise kasın
önünden geçer. Bu suretle m. rectus abd. ın arka yüzü linea arcuata altında
kl!lıfsız olup sadece fa.scia taransversalis denen karın duvarının içyüzünü örten
ve v.eritıon
1
altında bulunan bir fasya bulunur.

M. rectus abd. in kılıfını yapan bu üç kasın fasyamsı kirişleri orta çiz-


gide karşı eşi ile birJeşerek linea alba de.nilen ak çizgiyi meydana getirirler.
Linıea alba, orta çizgi üzerinde olup processus xiphoideus ile symphysis ve
pubica arasındadır. Yukarda geniş ve zayıf, aşağıda ise dar ve kuvvetli olan bu
çizginin orta yerinde göbek (umblicus) bulunur. İıntrauterin hayatta fötus'un
ana tarafından beslenmesi için damarların geçtiği delik olan doğumdan sonra
kaparanak bir yara izi bırakan bu yere göbek (umblicus) denir.
Kannduvan kaslarının işi : Thorax'la pelvis boşluğu arasında gerilmiş
olan bu kaslar sabit noktasının durumuna göre ya thorax· ı öne eğer veya pelvis'i
yukarı kaldırırlar. Thorax ve pelvis uçları sabit kalırsa o zamanda karın içi ba-
sıncını arttırarak barsakların boşaltılmasında ve doğumda çocuğun dışarı atıl­
masında büyük rıol oynarlar.
Sinirleri : 1nterkostal sinirlerden, n. iliohypogastricus ile n. ilioinguinalis'
den ~elirler.
B) Karın
arkaduvan kasları - Bunlar içyanda m. psoas major ile onun
dışyanında bulunan m. quadratus lumborum olmak üzere iki kasdan ibar,ettir.

1) M. psoas rnajor - 12. göğüs omuru ile ilk 4 bel omuru cisimlerine
ve 5 bel omurunun enine çıkıntılarına yapışarak başlayan bu kasın bir deriıll
bir de yüzeye! demetleri vardır. Heriki demet fusiform bir şekil alarak aşağı­
da m. iliacus·un kirişi ile birleşdikten sonra trochanter minor·a yapışır. M.
iliacus fos.sa iliaca·nın yukarı kısmı ile crista iliaca'nın labium internum'una ya-
pışarak başlayan bir kas olup aşağıda m. psoas major'la birlikte tek kas gibi
mütalaa edilerek ikisine birden m. iliopsoas'da denir. Bazan (% 30) M. psoas
majOl''dan ayrı 12. göğüs omuru i\e 1. bel omuru cisimlerinden başlayan ve
f.ascia iJiaca ile eminentia iliopectiııea'da sonlanan m. psoas minor deniılen bir
kas da bulunabilir.
lşi : Femur sabit olursa omur~ayı öne eğer. Yukarı ucu sabit olursa fe-
wu.ru büker ve dışyana çevirir.
Siniri: Plexus lumbalis ve N. femoralis'den gelir.
2) M. quadratus lumbomm · - 12. kaburga 11e ilk üç bel omurlarn.ı ı
enine çıkıntılarına yapışan kas demetleri dörtgen şeklinde bir kas meydana
getirerek aşağıda crista iliaca ile lig. iliolumbale' de sonlanır.
lşi : 12 kaburgayı aşağı çeker.
Siniri :· Plexus lumbalis ve n. subcost.alis den gelir.
KASB!LlM 73

Mm. membri superioris - üsttaraf kasları

üsttaraf kaslarmı 4 grupta ele alacağız:


1) Omuz kasları, 2) Kol kasları, 3) ön.kol kasları ve 4) El kasları.

1) Omuz Kasları

Omuz kavşağını teşkiıl


eden kemiklerden başlayıp omuz eklemi üzerinden
kol kemiğine uzanan bu kaslar omuzun tipik yuvarlak şeklini verirler.
M. deltoideus - Clavicula'mn 1 /3 dışyan bölümüne, acromioo'a ve
spina scapulae'ya yapışarak başlayan geniş kas demetleri omuz eklemini üst-
ten örterek aşağıda humerus'daki tuberositas deltoidea'ya yapışarak sonlanır.
Bu kas i·le omuz eklemi arasında kasın kaymasını kolaylaştıran bursa sobdel-
toiıdea denilen seröz bir kese bulunur. Bu kese çok defa bursa subacromialis
denen diğer bir kese ile birleşiktir.
İşi : 'Kolu yana, öne ve arkaya kaldırır. Aynı zamanda içe ve dışa da
çevirir.
Siniri : N. axillaris'den gelir.
M. supraspinatus - Fossa supra ıspinata'nın içyan bölümü ile kendisini
örten fasyadan başlıyarak dışyana gidip omuz eklemi kapsülü ile humerus'un
tuberculum majus'una yapışır.
İşi:Eklem kapsülünü gerer. Kolu gövdeden uzakolaştırır. Ve dışa döndür-
meye yardım eder.
Siniri : Plexus brachialis ·den gelir.
M. tnfraspinatus - Fossa infraspinata'nın içyan bölümü ile kendi ini '
.örten fascia'ya yapışarak başlar. Dışyanda omuz eklemi kapsülüne ve tuber-
culum majus·a yapışarak sonlanır.
işi: Kolu dışa döndürür. Kolun gövdeden uzaklaşmasına yardım eder.
Siniri : Plexus branchialis'den gelir.
M. subscapularis - Faci.es costalis scapulae'dan başlayıp yukarı ve dış-
yana giden kas geniş bir kirişle humenıs'dakJ tuberculuın minus'da sonlanır.
İşi : Kolu gövdeye yaklaştırır ve içe döndürür.
Siniri : Plexus brachialis' den gelir.
M. teres major - Scapulae'nın aat köşesi ile dışyan kenarının 1/3 altı
kısmından başlayan kas iplikleri yukarı ve dışyana giderek m. triceps brachü'
nin uzun başını önden çaprazladıktan sonra Humerus'daki crista tuberculi mi-
noris'e, m. latissimus dorsi'nin kirişi ile birlikde yapışır.
tş : Kolu gövdeye yapıştırır ve içe çevirir.
Siniri : Plexus brachialis"in bir dalı o.fan n. subscapularis'den gelir.
7'ı HAREKET SİSTEM!

M. teres ıninor - Teres major'un üstünde küçük ve yuvarlak bir kas


olup scapula'nın dışyan kenarından başlar. Dışyana ve yukarı giden kas omuz
eklemi kapsülüne ve tu~rculum majus· a yapışarak sonlanır.

İşi : Kolu gövdeye yaklaştırır ve dışa çevirir.


Siniri : N. axillaris'den gelir.
2) Kol Kasları

Bu kaslar fascia brachü denilen kol fasyasının humerusa uzanan iç ve


<lışyandan gönderdiği bölmelerle (septuın intermnsculaııe brachii nıediale et
Jaterale) ön ve arka olmak üzere iki lofda yer alıp öndekiıler bükücü (flexor)
arkadakiler ise gerici (extıensor) durlar. ön loj'da nı. biceps brachü, M. cora-
cobrachlalis ve M. brachialis; Arka loj"da da nı. triceps brachü bulunur.
M. Biceps brachü - Bu kasın bir uzun. başı (caput Iongum) bir de kısa
başı (caput breve) vardır. Caput longunı, Omuz eklemi içinde olan scapuJıae'
nın tubeırculunı supraglenoidea ve labrum glenoidale"den başlar. Buradan
başlayan uzun baş humerus başını eklem içinde olmak üzere dolanarak eklem
boşluğunu yukardan aşağı geçer. Bu geçişi esnasında eklem kapsülünün
membrana synmialis'in bir uzantısı olan vagina synovialis intertubercularis
ile sarılı olup böylece kirişin eklem boşluğu içinde kayması kolaylaştırılır.
Sulcus intertubercularis içinde yoluna devam eden kiriş kas iplilc1ıerine dö-
ner. Caput breve de M. coracobracbialis'le bir·likte processus coracoideus·a
tutunarak başlar. Aşağa doğru gidip uzun başla birleşerek fusiform şekilde
bir kas meydana getirdikten sonra bir taraftan kuvvetli bir kirişle radius'daki
tu~rositas radii üzerine yapışır, diğer taraftan da bu kirişten ayrılan ve lacer-
tus fibrosus denen yaygın bir kiriş halinde önkol fasya ı (fascia antebrachli)
ile uzanır.
İşi : önko1u kol üzerine büker ve kolu içe çevirir.
Siniri : N. musculocutaneuıs·dan gelir.
M. coracobrachialis - M. biceps brachii'nin kısa başı ile birlikte pro-
cessns coracoideus·dan başlayıp aşağıda humerus·un crista tuberculi minoris'in
alt bölümüne yapışır.
İşi : Kolu öne kaldırır ve gövdeye yaklaştırır.
Siniri : N. mnsculocutanıeus·dan gelir.
M. Brachialis - Humerus'un önyüzünün altyarısına, septa inter muscu-
Jaria brachü'ye yapışarak başlayıp geniş ve yassı bir kas halinde devam ede-
rek aşağıda kısa bir kirişle tuberositas ulnea·ya yapışır.
İşi : önkolun flexor'udur
Siniri : N .musculocutaneus·dan gelir.
M. triceps brachii - 'Kolun arka ılokojda bulunan bu kaş üç başlıdır.
Uzun baş (caput Iongum) tuberculum infraglenoidafo'ye, içyan baş (caput
IL\ BlLl.\l 75

mediale) humeru un arka yuzune sulcus nervi radialis.in altında 'alan ı mı­
na, dışyan baş (caput laterale) ise bu oluğun üst kısmında olarak yapı,ırlar.
Bunlardan başlayan kas aşağıda kuvvetli bir kirişle ulna'nın ü t ucundaki c
ranon'a yapışarak sonlanır.
1,i: önkolun extensor'u dur.
Siniri : . raıdialis· den gelir.
3)ö ol Kasları

Kolda olduğu gibi önkolda da bütün önkol kaslarını dı, tan saran
fascia antebrachü denen önkol fasyası da kemiklere uzanan üç bölme gönd -
rerek önkolu üç loja ayırır. Bunlar ön, dışyan ve arka olmak üz.ere yer al-
mışfardır.
a) önloj' da bulllllan kaslar veya ön grup kasları - Bunlar 4 kat üzerin-
de sıralanmışlardır.

1. inci Kat kasları :


Burada 4 kas bulunup hepsi de humerus'un iç epikondil (epico lu
mediaJis) ine yapıştıklarından bunlara iç epikondil kasları da denir.
M. pronator t 2res - Septum internusculare brachü mediale. epico d)
1

ınedialis humeri ve proc. coronideus ulnae'ye yapışarak başlayan kas demet-


leri aşağı ve dışyana giderek radius'un dışyan yüzünün orta bölümüne yapışır.
İşi : önkolu büker ve içe çevirir.
Siniri : . medianus' dan gelir.

1. füxor carpi radialis - lçepikondil ve önkol fasyasından başla ara ~


1

a,ağı giden kas uzun bir kirişle 2. ve 3. metakarpın (o sa m carpalia) ta-


banına tutunur. Bilek eklemi üstünde görülebilen kiri.inin dışyanından a.
radialis içyanındanda N. medianus geçer. Bu yüzden bilek eklemi ü tünd
ka m buradaki kirişinin dışyanında arter nabzı kolayca kontrol edilir.
lşi : önkolu içe çevirir ve eli büker.
Siniri : • medianus'dan gelir.

M. Palmaris longus - Humerus'un iç epikondiline ve Fasc· anteb


hii'ye yapışarak ba~layan bu kas uzun bir kirişle aşağıda apc euro is p mari
denen aya aponevrozu ile uzanır.
lşi : Elin fleksoru olup ayrıca aya aponevmz'unu da gerer.
Siniri : N. medianus'dan gelir.

M. flexor carpi ulnaris - Epicoınıdylus medialis humt: · ve olıecr il


ulna'nın 2/3 proksimal bölümüne yapışarak başlar. Aşağıda hanın s o
hamati denen çengel ile 4. - 5 . metakarpın tabanına yapışarak sonlanır.
lşi : Eli büker ve elin abduktorudur.

2. nci kat Kasları :


M. flexor digitorum superficialis - lçepikon: il ve co o çı ıntı ile
76 HAREKET SlSTEMl

radius'a yapışarak başlar. Aşağıda


4 kiriş halinde 2. - 5. parmakların ort·ı
falanks"larının tabanında sonlanır. Parmaklara yapışan bu 4 kiriş elbileği hi-
zasında M. flexor digitonım profnndus·un kirişleri ile bir·likte müşter,ek bir
sinovial kılıf içinde (vagina syoovialis communis m. flexorum) bulunur.
İşi : Parmakları ve eli büker.
Siniri: N. medianus'dan gelir.

3. üncü kat Kasları :


M. flexor digitorum profundus - Ulna ile membra..nıa interossea anteb-
rachii' den başlayan bu kas da aşağıda 4 kiriş halinde 2. - 5. parmakların son
falanks 'larında sonlanır.
tşi: Parmakları ve eli büker.
Siniri: N. medianus ve n. ulnaris.den gelir.
M. lexor pollicis Iongus - Radius ile membrana interossea antebrac-
hü' dıen başlayan bu kas·da aşağıda başparmağın son falaksına yapışarak son-
lanır.
İşi: Başparmağı büker.
Siniri : N. mediaınus'dan gelir.

4. üncü kat Kastan :


M. pronator quaıdratus - Ulna'nın önyüzünden radius·un önyüzüne
uzanan enine dörtgen şeklinde bir kasdır.
İşi : önkolu içe çevirir.
Siniri: N. ınedianus' dan gelir.

il - Dışyan grup kasları :


M. brachioradialis - Humerus·un dışyan kenarı ile septum intermuscu-
Iare brachü laterale'ye yapışarak b<!şlayıp aşağıda radius·un prnc. styloideus'
unda sonlanır.
İşi : önkolu büker içe ve dışa dönüşe de yardım eder.
Siniri : N. Radialis"den gelir.
M. exte:nısor carpi radialis longus - Bir evvelki kasın altında olmak
üzere humerusun dışyan kenarı ile septum intermusculare brachü laterale'ye
yapıştıkdan sonra aşağıda da 2. metekarp'ın tabanında sonlanır.
İşi : Eli gerer ve abduktordur.
Siniri : N. Radialis'den gelir.
M. extıensor carpi radialis brevis - Humerus·un dış epikondili ile ken-
disini m. ext. radialis longus'dan ayıran fibröz bölmeye yapışarak başlayıp
aşağıda' da 3. metekarpın tababına yapışarak sonlanır.
İşi : Eli gerer ve uzaklaştırır.
Siniri : N. Radialis'den gelir.
KASB1L1M 77

111 - Arka grup kaslan :


Buradaki kaslar yüzeye! ve derin olmak üzere iki kat üzerinde bulunur-
lar.
a) Yüzeyel kat:
M. exte.nısor digitorum - Dış epikondil, fascia antebrachü ile .M. ext.
carpi radialis brevis' dJen kendisini ayıran fibröz bölmeden başlayan bu kas da
aşağıda 4 kirişle 2. - 5. parmakların dorsal aponıevros"larında sonlanır.
İşi : 2. - 5. parmakların ve elin gericisi'dir.
Siniri : N. Radialis'den gelir.
M. extensor digiti minimi - Bir evvelki kasla birlikte başlayan bu ka -
da aşağıda 5. parmağın dorsal aponeuros'unda sonlanır.
İşi : 5. parmağın gericisidir.
Siniri: N. Radialis'den gelir.
M. extensor carpi ulnaris - önceki iki kas gibi dış epikondil ve önkol
fasya'sı ile dirsek ekleminin kapsülüne ve ulna'nın arka kenarma yapışarak
başlayıp aşağıda 5. metakarpa yapışrak sonlanır.
İşi : Elin gericisi olup ayni zamanda uzaklaştırır.
Siniri : N. radialis'den ~elir.
M. anconeus - önkol fasyası ile örtülü olan bu kas m. triceps brachff
nin bir parçası olup dış epikondilden olecranon'a uzanır.
İşi : ön kolu gerer.
Siniri : N. Radialis' den gelir.
b) Derin kat :
M. Supinator - Ulnanın arka yüzündeki crista m. supinatoris'e ve lig.
anulare radii denen eklem bağma yapışarak başlayıp radius başını dışyan~
dan dolandıktan sonra tubemsitas radü ile m. pronator teres yapışma yeri
arasındaki kısma yapışarak sonlanır.
İşi : önkolu dışa çevirir.
Siniri : N. Radialis'den gelir.
M. Abductor pollicis Iongus - Radius'un arka yüzünden, membrana in-
terossea antebrachii ve ulna' dan başlayarak aşağı doğru giden bu kas m. ext.
pollicis brevis'le m. ext. carpi radialis'i çaprazlayarak 1. metekarpın tabanın­
da sonlanır.
İşi: Başparmağın abduktor'udur.
Siniri : N. Radialis'den gelir.
M .extellSQr pollicis brevis - Bir evvelki kasla birlikde başlayan bu kas
aşağıda başparmakın 1. falanksının tabanına yapışarak sonlanır.
İşi: Başparmağı ~erer.
Siniri : N. radialis'den gelir.
78 H.\REKET SİSTEMİ

M. ıextensor
Pollicis longus - Bir evvelki kasın alt kısmından başlar ve
aşağıda da başparmağın 2. falanksmın tabanına yapışarak sonlanır.
İşi : Başparmağı gerer.
Siniri : N. radialis'den gelir.
M. extensor indicis - Ulna'nın 1/3 alt bölümünden başlayarak asaaı-
• b

da işaret parmağının dorsal apo.nıevroz'unda sonlanır.


İşi : İşaret parmağını gerer.
Siniri : N. radialis'den gelir.
4) El Kasları

Eldeki kaslar elsırtmda metekarplar arasında bulunan kaslar hariç hepsi


e·1 in önyüzünde bulunur. Burada bulunan kaslar biri başparmak hizasında
theruar denilen kabartı, diğeri de küçük parmak hizasında olmak üzere hypot-·
henar denen daha az belirli ikinci bir kabartıyı meydana getirirler. Böylece
thenar kabartısı altında bulunan kaslara thenar kas-ları, diğer kabartı altın­
da bulunan kaslara da hypothenar kasları denir. Elin önyüzünde (palına
mamıs) bulunan bu iki kabartı arasında çukurca olan orta bölümde ise ke-
mikler arası kas.lan denilen kaslar yer almıştır.
Th~nar kasları 4 tane olup başparmağın hareketleri ile ilgilidirler, hypot-
heınar kasları da 4 tane olup bunlarda küçük parmağın hare~eti ile ilgilidir-
ler. Böylece başparmak la küçük parmak diğer parmak3ardan daha fazla ha-
reket serbestisjne sahiptirler.
Mm. membri inferioris - Alttaraf kasları

Alttaraf kaslarını; 1) i·lye kasları, 2) uyluk kasları, 3) bacak kasları ve


4) ayak kasları olmak üzere 4 grupta ele alınacaktır.
1) tiye kasları :
Bu gruptaki kas.ıar üç plan üzerine sıralanmış olup kalçayı yani os coxae
nın dışyüzünü ve kalça eklemini arkadan ve dıştan örterler. Geniş ve yassı
olan bu kaslar os coxa.e'den başlayıp femur'd,a sonlanırlar. Bu yüzden kalça
eklemine geniş hareket imkanı sağlarlar.
M. gluteus ma.xinıus - Kuvvetli, geniş ve kalınca olan bu kas kalçanın
hemen hemen şeklini verdiği gibi derinde bulunan diğer kat kaslarını da ör-
ter. Os ilium'un dışyüzüne linea glutea posterior arkasında olarak, fa~cia lum-
bcdorsalis'e, os sacnım'la os coccygis'in yan kenarına ve ligamentum sacrn-
tuberale'ye yapışan kas demetleri aşağı giderek femurdaki tuberositas glutea'"
ya yapışır. 2/3 üst demet~eri ön ve dışında uyluk fasyasının bilhassa kalın ve
kuvvetli olan tractus iliotibialis fascia lat:ae denen bölümü ile uzanır.
İşi : Uyluğu gerer ve dışyana çevirir. Femur sabit kalırsa Pflvis'i aynı
tarafa çevirir.
Siniri : N .gluteus inferior' dan gelir.
KASBlLlM 79

M. tensor fascia latae - Spina iliaca anterior superior'a yapışır. Bura-


dan aşağı ve arkaya giderek tractuLS iliotibialis'e karışır ve onun aracılığı ile
aşağıda tuberositas tibia'nın üstü ile dışyanın'a ve patellanm da dışyan kenarına
yapışır.

1şi: Uyluğu
gerer ve içyana çevirir.
Siniri : N. gluteus superior'dan gelir.
M. glutens medius - Crista iliaca ile linea glutea anterior'dan başlayan ka ,
yassı demetler halinde aşağı ve dışa giderek trochanter major' a yapışarak son-
lanır.
1şi : Uyluğu büker ve içe döndürür.
Siniri : N. gluteus supe·rior"dan gelir.
M. gluteus mindıııus - Bir evvelki kasın örttüğü bu kas da os ilium·a linea
glutea anterior et inferior arasındaki bölümde tutunur. Buradan aşağı ve dış­
yana gidip trochanter majus'a yapışarak sonlanır.
İşi : Bir evvelki kas gibidir.
Siniri : N. gluteus superior'dan gelir.
M. piriformis - 2. ile 4. sacral omurlar hizasında os sacrnm'un önyüzü-
ne yapışan bu kas öne ve aşağa giderek foramen ischiadicum majus·u geçip
trochan.f.er majus'un tepesine yapışır. Böylece foramen ischiadicum majus u
üst ve aJtı iki deliğe ayırır.
1şi : Uyluğu dışyana döndürür.
Siniri : Plexus sacrHlis' den gelir.

M. obturatorius internus - Forame.nı obturatum'un çevresinin içyü-


züne ve membrana obturatoria denilen zara yapışan bu kas foramen ischiadi- ,
cum minor'u geçerek fo'1.ssa trochanterica'da sonlanır.
lşi : Uyluğu dışyana çevirir.
Siniri : Plexus sacralis·den gelir.

M. Gemellus sup·erior et inferior - Spina ischiaıdica ile tuber ischiadicum·


dan başlayan
bu iki kas m. obturatorius intemus'un kirişi ile birleşerek son-
lanır.
İşleri : Uyluğu dışyana döndürürler.
Sinirleri : Plexus sacralis'den gelirler.
M. quadratus femoris - Tuber ischiadicum'dan başlayan ve dörtgen
şeklinde olan bu kas crista iıntertrochanterica'ya ·yapışır.
İşi : Uyluğu dışyana çevirir.
Siniri : N. ischiadicus'dan gelir
M. obturatoriiıs externus - Membranıa obturatoria ile eçvresindeki ke-
mik bölümünün dışyüzüne yapışan bu kas da fossa trochanterica'da sonlanır.
1şi : Uyluğu dışyana evirir ve mta çizgiye yaklaştırır.
o HAREKET S1STEM1

Siniri: N. obturatorius·dan gelir.


2) Uyluk kasları:
Uyluğun etrafında bulunan kasları dışdan fascia lata denen bir faıscia sa-
rar. Bu fasyanın arka ve dışyaru oldukça kuvvetlidir. Buna mukabil ön ve
i çyanı ise incedir. Kuvvetli olan dışyan kısma tractus iliotibialis denir ki yu-
karda crista iliaca ve lig. in.guiınale'ye aşağıda da patella ile tibia'ya tutunur.
Arka yukarda ise m. gluteus medius'un fasyası ile devam eder.
Lig. inguinale'nin altında kalan uyluk fasyası küçük damar ve sinirler-
den geçmesinden dolayı delikli bir görünüm almış olduğundan bu bölüm1e fas-
da cribrosa denir.
Uyluk fasyası da femura uzanan bölmeler göndererek uyluğu üç loja ayı­
rır. Böylece ön, içyan ve arka olan bu lojlar içinde bulunan kaslar da ön grup ~
içyan grup ve arka grup olmak üzere üç grupta ele alınır.
ön grup kasları :
M. sartorius - Dar, yassı ve uzun olan bu kas spina iliaca anterior supe-
rior'dan başlayıp yukardan aşağı dıştan içe doğru uzanarak epiconıdylus me-
dialis f.emoris'in arkasına geçer ve biraz aşağıda geıniş bir kirişle tibia'nın üst
ucunun içyan yüzüne tuberositas tibia'nın altında olmak üzere yapışır.
lşi : Uyluğu v:e bacağı büker, uyluğu dışyana bacağı da içya.;:? çevirir.
Siniri : N. Femoralis'den gelir.
M. quadriceps femoris - Dört başlı olan bu kasın bir ortada ve yüzeye!
m. rectus femoris adını alan ba.şı, yukarda spina iliaca a:nıterior tnferior, aceta-
bulum'un üs tkenarı·na yapışarak başlar. Ve aşağıda lig. patella ile uzanan too--
do m. recti femoris denilen kuvvetli bir kiriş halinde patellayı·da içine alarak
toberositas tibia'ya yapışır. 2. baş olan ve m. vastus intermedius adını alan baş
da linea iıntertrochanterica'nın altında olmak üzere femurun önyüzüne yapışır .
Ve aşağıda diğer başlarıla birleşerek kasa karışır.
M. vastus medialis adını alan üçüncü başı da linıea intertrochanterica· dan
başlar. Dördüncü baş ise m. vastus lateralis ad1 ile trochanter major dan başlar.
Böylece bütün başlar birleşerek aşağıda tendo m. recti femoris'le devam ettikleri
gibi diğer taraftan da diz ek·lemi kapsül ve bağlarına da yapışarak sonlanır­
lar.
lşi: Bacağı gerer, uyluğu büker.
Siniri : • femoralis·den gelir.
1çyan grup kasları :
Buradaki kasların hepsi uyluğu orta çizgiye yaklaştıran (adductor) kaslar
olup ön grup ile arka grup kaslar arasına kama şeklinde sokulmuşlardır.
1

M. pectineus - Pecten ossis pubis ve tuberculum pubicum·dan başlayan


yassı dörtgen şeklinde bir kas olup aşağıda Jinea pectinea' da sonlanır.
Siniri: N. obduratorius'dan gelir.
l{ASB1Lli\I 81

M. Adductor lo:rn~us - Pubis"in önyüzüne yapışarak başlar aşağı gittikçe


geniş·lerve labiuın mediale lineae aısperae·nin orta bölümüne yapışır.
Siniri : N. obturatorius'dan gelir.
M. gracilis - Pubis'in önyüzüne evvelki kasm içyanında olarak yapışır.
Buradan başlayan kas ince ve dar bir ş,ekilde aşağı uzanıp m. sartorius ve m.
seınitemlineus'la birlikte pes anseırinus denilen bir kirişi meydana getirerek tu-
berositas tibia'da sonlanır.
Siniri : N. obturatorius'dan gelir.
M .adductor brevis - Sympysis pubica'nın alt kenarına yapıştıkdan sonra
aşağı doğru giderek genişleyen bu kas da labium mediale linea asp2rae'nın 1/ 3
üst bölümüne yapışarak sonlarur.
Siniri .: N. Obturatorius· dan gelir.
M. adductor ma~nus - Tuber ischiadicum ve ramus ossis ischifden baş­
layıp yassı kuvvetli bir kas meydana getirerek üst demetler halinde :tabium
mediale lineae asperae'ya, alt demetler halinde de epicondylus medialis femoris'e
yapışırlar. Bu iki demet arasında aşağıda hiatus teındi.neus denilen bir yarık mey-
dana gelir ki buradan uyluk damarları geçer.
Siniri : N. obturatorius ve n. ischiadicus'dan gelir.
Arka grup kasları :
M. biceps femoris - 2 başlı bir kas ıolan bu kasın uzun ba,ı tuber ischi-
adicum'dan, kısa başı da labium latıerale lineae asperae'den başlar. Her iki baş
aşağıda birleşerek caput fibulae'ye yapıştığı gibi bacak fasyasına da karışır.
İşi : Uyluğu gerer ,bacağı büker ve dışyana ç,evirir.

M. senıitendineus - Tuber ischiadicum'dan başlayan bu dar kas a,ağı


doğru giderek uyluğun orta yerinde kirişe döner. Yuvarlak ve kuvvetli bir kiriş
olan kasın bu alt parçası aşağıda pes ·mııserinus'u m,eydana getirerek sonlanır.
1,i : Bacağı büker ve içyana çevirir.
Siniri : N. ischiadicus'dan gelir.
~I. seınimembran.osus - Uzun ve yassı bir kiriş halinde tuber ischiadicum·a
yapışarak başlayan bu kas a·lt yarıda kuvvetli kas demetleri meydana getirip
kısa bir kirişle condylus medialis tibia'ya yapışarak sonlanır. Ayrıca linea ın.
solei'ye ve diz eklemi kapsülüne de uzantılar gönderir.
İşi : Uyluğu gerer, bacağı büker ve içyana çevirir.
Siniri : N. ischiadicus'dan gelir.
Bacak Kasları :
Bacakta bulunan kasların etrafını da dıştan fascia crusis denen bir fasya
sarar. Bu fasyanın kaslar arasına gönderdiği bölmelerle buradaki kaslar da a) ön
grup. b) dışyan grup, c) arka grup olmak üzere üç gruba ayrılmıştır.
82 ILIBEKET StSTK\11

a) ön grup kasları :
Bu kaslar tibia, nıembraına inıterossa denilen fibula ile tibia arasında ge-
rilen kemiklerarası zarının ön yüzü ile fibula arasında yer almışlardır.
M. tibialis anterior - Facies lateralis tibia, membrana interossıea ve fascia
cruris'e yapışarak başlayıp kuvvetli bir kirişle 1. metatars'ın tabanının içyan
kenarına ve os cuneiforme mediale.nin de alt yüzüne yapışarak sonlanır.
İşi : Ayağı gerer ve içyana çevirir.
Siniri: N. fibnlaris profundus'dan gelir.
M. extensor haJlucis Iongus - Fibulanın orta bölümünden, membrana in-
terossea·dan başlar, aşağıda ayak başparrmağının birinci ve ikinci falanx'larında
sonlanır.
İşi : Başparmağı gerer.
Siniri: N. fibularis profundus'dan gelir.
M. extensor digitorum Iongus - Tibianın üst bölümüne, fibulanın ön ke-
narına ve membraına intıernssea ile fascia cruris'e yapışarak b~layan kaş aşa­
ğıda 4 kirişle 2. - 5. ayak parmaklarının dorsal apooıevroz'unda sonlanır.
İşi: Ayak parmaklarının gericisidir.
Siniri : N. fibularis profundus'dan gelir.
b) Dışyan grup kasları :
M. fibularis longus - Fibula başı ile cisminin 2/3 üst kısmında ve fascia
cmris"den başlayıp aşağı giden kas, dışmalleol'ın arkasından geçer ve ayak ta-
banını da dıştan içe doğru çaprazlayarak os cuneiforme mediale'ye ve l.
nıetatars'ın tabanına yapışır.
İşi: Ayağı gerer ve dışa çevirir.
Siniri: N. fibularis superficialis"den gelir.
M. Fibularis brevis - Fibula'nın cisminin 2/3 alt kısmına yapışır. Aşağı-
da da 5. metetars'ın tüberkülüne yapışarak sonlanır.
İşi: Ayağı dışyana çevirir.
Siniri : N. fibularis superficialis' den gelir.
c) Arka grup kasları :
M. triceps surae - 3. başlı olan bu kas baldırın dış şeklini meydana ge-
tirir ve iki kastan müteşekkildir :
1) M. gastroonıenıius - İki başlı olan bu kas yüzey~l olup femurun iç ve
dışyan kondillerine yapışarak başlar. Bu her iki b~ kısa bir gidişten sonra
birbiriyle birleşerek geniş ve yassı bir kas meydana getirirler. Bacağın 1 /3 alt
kısmında kuvvetli ve yassı bir kirişe dönerek aJtında bulunan ve baldırın üç
başlı kasının diğer ~aşı olan m. soleus'la birleştikten sonra teındo calcenous (Ac-
hielle kirişi) adını alıp tuber calcanei"ye yapışır.
2) M. soleus - Atnalı şeklinde bir kemerle liınea m. solei'ye ve fibula
IUSB1LBl

başı ile cisminin 1/ 3 üst ve orta bölümüne, eptum interınusculare posterior·a


yapışarak başlar. Yassı bir kas demeti halinde aşağı doğru gidip yaygın bir ki-
rişle te.nido calcaneus'u yapmak üzere bir evvelki kasm kirişi il e birleşir.
1

İ~i : Topuğu kaldmr.


Siniri : N. tibialis'den gelir.
M. plantaris - Femurun dışkondilinden başlayan küçük fusiform bir kas
halinde aşağı inip hemen kirişe dönerek ince uzun bir kiriş olan alt parça ı m.
gastroomemius'la soleuıs arasında yoluna devam ederek aşağıda tendo calcaneus
un içyanında olmak üzere tuber calcaneus'a yapışır.
M. fl.exor digitorum loıngus - M. soleus'un altında olarak tibia'nın arka
yüzüne yapışan bu kas aşağıda iç malleolun arkasından geçtikten sonra ayak
tabanında 4 kirişe ayrılarak 2. - 5. ayak parmak·larının son falankslarının ta-
banlarına yapışırlar.
işi: Parmakları gerer.
Siniri : N. tibialis' den gelir.
M. tibialis post erior - Membraına interossea'ya ve tibia ile fibuıa·yada tu-
1

tunarak başlayan bu kas aşağıda iç malleol'un arkasından geçtikten sonra os


navicularıe' de sonlanır.
lşi : Ayğı içe çevirir.
Siniri : N. tibifilis'den gelir.
M. flexor hallucis Iongus - önceki iki kastan daha kuvvetli olan bu kas
fibula ile mebrana interossea·nın 2/3 altı bölümüne yapışarak başlar. Aşağ .da
iç malleol'un arkasından geçerek tabana gelir, ve ayak başpamağımn son fala
ında sonlanır.
İşi : Ayak başparmağım büker .
Siniri : N. tibialis'den gelir.
M. popliteus - Femurun dış kandilinden ve diz ekl1emi kapsü.fünden baş­
layarak yassı bir kas halinde linea m. solei'nin üstünde olmak üzere tibia'ya ya-
pışır.

İşi: Bacağı büker ve içe çevirir.


Siniri : N. tibialis'den gelir.
Ayak kasları :
Ayak.da bacak kaslarının buraya uzanan kirişlerinden başka ayak sırtında
ve ayak tabanında olmak üzere bulunan kaslar vardır. Ayak sırtında yer alan
tek kas m. extens-0r hallucis brevis denen kas olup ayak başparmağını gerer.
Ayak tabanında ise daha ziyade tabanın iç ve dış yanında tebarüz eden ka lar
bulunup bunlar da flexor kaslardandır, ve ayak parmaklarını bükerler.
Ayağın sırtında ve tabanında bulunan kasları örten fasyalar bulunup ayak
sırtındaki incedir ve fascia dorsalis pedis adını alır. Ayak tabanındaki ise kuv-
vetli olup aponevrosis plantaris denir.
SYSTEMA DtGESTORUM - SİNDİRİM StSTEMt

Organizmanın gelişmesi ve hayatta kalabilmesi için gerekli besin madde-


lerinin kendisine uygun bir şekilde dışardan alınıp onlardan faydalanmak ama-
cı ile fizik, şimik ve biyolojik birtakım değiş~klikler,e uğratılması zorunludur.
Bu nedenJe organizmada bu görevi yani sindirim işini üzerine alan birtakım
doku ve organlar biraraya gelerek sindirim sistemi dediğimiz sis~emi meydana
getirmişlerdir. Bu sistem, bir sindirim borusu (canalis digestorius veya tubus
digestorius), bir de enzym ve salgıları ile sindirimde. rol oynayan, ilgili organ ve
bezler (glaındulae) olmak üzere iki bölüme ayrılabilir.
A - Canalis digestorius veya canalis alimeıntorius - Sindirim borusu
Kas ve zardan yapılı düzensiz bir boru şeklinde olan canalis digestorius,
ağız yanğınran (rima oris) başlayıp anus denilen delikle sonlanır. Erişkin bir
insanda 10 - 12 metre uzunluğunda olan bu borunun muhtelif bölümleri olup
yukardan aşağı şöyle sıralanır :
1) Cavunı oris (ağız boşluğu), 2) Pharynx (yutak), 3) Oesophagus (yemek
borusu), 4) Gaıster, v~ıntriculus (mide), 5) tntestinum tenue {ince barcaklar),
6) lntestiımm crassum (kalın barsak).

1) Camın oris - Ağız boşluğu :


Sindirim borusunun başılangıç bölümünü teşkil e"en ağızboşluğu (cavum
oris), alınan besin maddelerinin dişler vasıtası ile parçalanması ve tükürükle yu-
muşatılarak yutulacak hale getirilmesine imkan vermekle sindirim içinde önem-
li bir rol oynadığı gibi sesin söz halin~ geçmesinde de büyük önem taşır. Ayyrıoa
muhtelif sebeplerle burun boşluklarının tırnnık olduğu hallerde ağızdan solu-
numa da imkan vermek suretiyle de solunum işinde de yardımcı rol oynar.
Camın oris {Ağız boşluğu) - Önde ve yanlarda dudak ile yanaklar tara-
fından sınırlı -Ölup önde ağızyarığı (rima oris) ile dışarı açılır. Arkada yukar-
da damak (palatum molle), aşağıda yutak dar·lığı (isthmus faucium) la smırıd­
nıp onun aracılığı ile yutak'la (pharynx) devam eder. Cavum oris'in tavanını
sert damak (palatum durum) döşemesini de diafragma oris yapar ki üzerine de
dil oturmuştur. Böylece sınırlanan ağız boşluğu (cavum oris) alveol ve dişke­
merleri (arcus alveolares et ıdentales) ile biri önde ağız vestibülü (vestibulum
oris), diğeri arkada asıl ağız boşluğu (cavum oris proprium) olmak üzere ikiye
ayrılır.
Vestibulunı oris - Ağız vestibülü
Açıklığıarkaya baka nbir at nalı şeklinde olan ağız vestibülü arka ve yan-
larda alveol ve dişkemerleri (arcus alv~olares et dantales), önde ve yanlarda ise
dudaklar (labia) ve yanaklar (buccae) la sınırlıdır. Kapalı bir ağızda vestibu-
S1ND1R1M SİSTEM! 5

Jum oris, cavum oris propium'la sadece 3. molar diş ile ramus mandibulae·nin
{)nkenarı arasında bulunan azıdişi ardı (rewomolar) aralık yolu ile birleşir. Bu
aralığın bilhassa çenenin kilitlendiği patolojik halılerde önemi vardır. Zira son-
da ile yapılacak beslenme için sonda bu aralıkdan geçirilmek suretiyle mideye
ulaştırılır.
Labia oris - Dudaklar
Vestibulum oris'in önduvarını yapan dudaklar biri üstte üst dudak (labium
superinus) diğeri de altda alt dudak (labium inferius) olmak üzere iki tane olup
serbest kenarları arasında rima oris denilen enine bir yarık meydana gelir. Bu
yarığın iki yan uçlarında (anguli oris) dudaklar birbiri ile birleşerek commissura
Jabionıın denilen dudak birleşeğini yaparlar. üst dudak yanlarda sulais nasola-
bialis adını alan oluklarla, yanıklardan, altdudak da enine bir olukla (sulcus men-
tolabiafü) çene ucundan ayrılır. üstdudağın orta yerinde yukardan aşağı uzanan
ve philtrum adını alan bir oluk aşağıda üst dudağın serbest kenarında bir tüber-
külde (tuberculum Iabü superiom) sonlanır.
Dudakların dışyüzünü deri, içyüzünü de ağızmukozası örter. Bu mukoza
üst ve alt dudaktan diş alveıolleri üzerine atlayarak dişetini (gingiva) mey-
dana getirirlerken orta çizgide üst dudakda bir plika (frenilum labii foferiori
ile altdudakda da diğer bir plika (frenilum labii inıfıerioris) yı meydana getirir.
Dudakların serbest kenarlarında ise mukoza, dışyüzü örten d;eri ile devam ede-
rek dudağın tipik şekli ve rengini verir. Şahsa göre değişik kalınlıkta olan du-
daklar erkeklerde kadınlara nazaran daha kalındır. Aynı şekilde süt çocukların­
da da ,emme fonksiyonundan dolayı kalındır.
Duıdaklarm yapısı - Dıştan içe doğru deri, kas, mukoza altı ( ubmucosa
ve mukoza (mucosa) katı olmak üzere 4 katdan ibarettir. Deri erkeklerde ktllı
(bıyık), kadınlarda ayvatüy denen lanugo ile örtülü olup yağ ve ter bezleri
ihtiva eder. Kas katında m. orbicularis oris'le buna karışan diğer mimik kasla-
rın iplikleri bulunur. Mukoza ağız mukozası olup mukoza altında da dudak
bezleri (glandulae Iabiales) vardır. Mukoza çokkatlı epitel ile altındaki elastik
iplikler ihtiva eden bağ dokusundan yapılmış olup altındaki kata geşve kolarak
tutunmuştur.

Dudaklarıın damar ve sinirleri :


Arterleri : A. facialis'den gelir.
Venl,eri: V. facialis'e dökülür.
Lenfası : NI. lymphatici submeıntalis ve submandibularis'e giderler.
Sinirleri: Altdudağa n. mandibularis, üstdudağa da n. maxillaris'den gelir.
Buccae - Yan aklar
Vestibulum oris'in dışyan duvarını yapan yanaklar. dıştan yukarda margo
infraorbitalis, arkada ramus mandibulae'nın arka kenarı önde solcu nasolabialis'
le conmisura labionım, aşağıda da corpus mandibulae'nin altkenarı ile sınırlanır.
Deri, kas ve mukozadan yapılı olan yanak, deri altında bilhassa m. buccı-
6 S1ND1R1M SİSTEMİ

cfüator ile m. masseter arasında bulunan çukurcukdaki yağ kitlesi (corpus aru-
posum buccae) yanağın dolgunluğunu verir. Türlü sebeplerle bu yağ kitlesi eri-
yince yanak çukurlaşır. Yanak derisi de kıllı olup yağ ve terbeZıleri ihtiva "fer.
Kas katını başta ın. buccimııtor olmak üzere diğer mimik kaslar yapar. İçyüzü­
nü örten ağız mukozası gevşek olup parotis bezinin salgı kanalının (ductus pa-
rotidis) açıldığı papilla çevresinde (papilla parotidea) bilhassa gevşektir. Yanağın
içyüzü üzerine parotis bezi kanalı, ikinci büyükazı hizasında açılıp burada papilla
parotidea denen bir papilla bulunur. Mukoza altı kattnda (tela subınucosa) glan-
dulae buccales denilen tükürük bezleri vardır.
Y aımıkJarmı damar ve sinirleri :
Arterleri : A. facialis, a. buccalis, a. transversa faciei, a. iınfraorbitalis ' den
gelir.
Yenleri: V. facialis, v. temporalis superficialis";e ve oradan da v. jugularis
externa'ya giderler.
Lenfası: Noduli lymphatici submandibularis et parotid·ei'ye dökülür.

Cavum oris proprium - Asıl ağızboluğu

Ağızboşluğunun bu bölümünü önde ve yanlarda alveol ve dişkemerleri


(arcus alveolareıs et dentale'S), üst duvarı veya tavanını sert damak (palatum
durum) ·yapar. Arka duvarını yukarda yumuşak damak (palatum molle) aşağı­
da da boğazdarlığı (isthmus fauciuın) meydana getirir. AH duvar veya döşeme­
sini d,e diafragma mis yapar. Dil de bu duvar üzerine oturur.
ön· yan duvar - Arcus alveolaris et dentalis'den ibaret olan bu duvar
açıklığı arkaya bakan bir at nalı şeklinde olup üst ve alt diş ve alveol kemer-
leri diş alveol'lerinin üzerini örten gingiva' dan meydana gelir. Alt Vje üst çene
kemiklerinin alveol çıkıntılarını iç ve d1Şyandan örten ve ağız mukozasının bir
parçası olan gingiva dışgörünüş ve yapı bakımından ondan ayrılır. Zira gingiva
kemiğe sıkıca tutunmuş olup ağız mukozasında olduğu gibi bezleri (glandulae)
ile elastik iplikleri yoktur. Alv·eol çıkıntısının her iki yüzüne yani iç ve dısyü­
zünü örten gingiva dişler arasındaki boşluklara da sokularak dişboyunlarına çe-
peçevre ve sıkıca tutunur.
De.nıtes - Dişler

Dişler hemekadar ağız · mukoza' sını yapan embrional dokudan yani ekto-
derm ve mesoderm'de.n meydana gelirse de kemikler gibi sert olup masere ol-
muş baş'da bozulmadan kalJilar.
Dişler bazı hayvanlarda meseıa reptillerde sık sık düştüklerinden onların
yerine mevcut diş taslaklarından devamlı olarak yenileri meydana gelerek dü-
~en dişin yeri doldumlur. Böylece bayat boyunca her düşen dişin yerine bir ye-
nisi gele~ek dişler devamlı olarak yenilenir. Bu hale polyphyodontie denir. Me-
melilerde ise hayat boyunca sadece bir defa di~ değiştirme mümkündür. Bu
SlNDtRlM SiSTEM! 7

şekilde bir defa diş değiştirme haline de diphyodoıntie adı verilir. İnsanlarda
ise diş yenilenmesi tanı olmadığından yani bütün dişler değişmeyip ancak belir-
li olan bir kısmı değiştiğinden tam bir diphyodotie' den bahsedilemez.
Muhtelif omurgalı hayvanlardan bilhassa memeli olmayanlarda bütün di , -
ler şekil itibariyle aynı şekilde yapı·lmıştır. Buna homoiodoıntie denir.
Halbuki memelilerde dişler ısırmak, parçalamak ve öğütmek gibi deği . ik
fonksiyonlar görmek zorunda olduklarından farklı şekiller almışardır. Buna da
heterodontie adı verilir. İnsanlarda da h~terodontie mevcut olup dişler :
KeSıer dişler (dentes iıncisivi), köpek dişleri (dent.es canıiıni), küçükazı diş­
leri (dentes praeromolares), ve büyükazı dişleri (dentes molares) olmak üzere
gruplara ayrılır.
Dişler insanlarda sindirim fonksiyonunun ilk merhalesi olan gıdayı par-
çalamak ve öğütmek işini gördükleri gibi s;esin söze dönmesnde de büyük rol
oynarlar.
insanlarda dişler, sütdişleri (dentes ıdıecidui) ve sürekli dişler (dentes per-
manentes) olmak üzere iki türlüdür.
Dentfl.S decidui (süt dişleri) - Yeni doğan çocuklarda normal olarak diş
bulunmaz ilk defa 6 aylıktan itibaren çıkmağa başlayıp iki yaşına kadar alt ve
üst çeneden hepsi 20 tanıe olmak üzere tamamlanır. Bunlar her bir yarım
çenede orta çizgiden içyandan dışyana doğru :
2 adet keserdiş.~eri (denfıes incisivi decidui), 1 adet köpek dişi (deıns ca · -
nus deciduus) ve 2 adet süt azıdişi (dentes molares decidui) olmak üzere ma-
fa.nmışJardır.
Süt dişlerinin çıkışı ve diş değiştirme zamanı çok büyük değişiklikler gös-
terir. Onun için ilk dişlerini erken çıkaran çocuklar olduğu gibi geç diş çıkaran- ,
lar da vardır. Kız çocuklarının süt dişleri erkek çocuk:J.ara nazaran biraz daha
erken çıktığı gibi alt çenedeki dişlıerde üst çenedekilerden daha önce çıkarlar.
Yapılan araştırmalara göre süt dişlerinin ortalama çıkış (diş sürm;esi) sırası
şöyledir:
Orta keserdişler (dentes incisivi decidui medialis) 6- 9 Ay
Yan keserdişler (dentes incisivi decidui lateralis) 8 - 11 Ay
1. 'Küçük azıJar (dentes molares decidui) 12 - 16 Ay
Köpek dişleri (dentes canini decidui) 16 - 20 Ay
2. Küçük azılar (dentes molares decidui) 20 - 24 Ay
Bu süt dişlerinin yerlerini 6 yaşından itibaren yavaş yavaş sürekli dişler
:almağa başlar ki onların da çıkış zaman ve sırası aşağıda gösterilmiştir.

1. Büyükazılar (dent;es molares) 6 Yaş


Orta keserdişler (dentes incisivi medialis) 7- 8 Yaş
Yan keserdişler (deıııtes incisivi laterales) 8- 9 Yaş
1. Küçükazılar (demıtes praemolares) 9- 11 Yaş
Köpek dişleri (dentes canini) lO - 12 Yaş
8 SlNDffilM SlSTEl\Il

2. Küçükazılar (dentes molares) 11 - 13 Yaş


2. Büyükazıılar (dentes molareı.~) 12 - 14 Yaş
3.Büyükazılar (dentes moJares) 17 - 30 Yaş
Erişkin bir insanda her yarım çenede (üst ve alt çene'de) 8 er tane olmak
üzere toplam 32 diş bulunup bunlar orta çizgiden dışyana doğru şöyle grup-
lanu:
2 adet 1Keserdişler (dentes incivi medialis et Jateralis)
1 adet Köpekdişi (dcns caninus)
2 adet Küçükazılar (dentes praemolares)
3 adet Büyükazılar ('de.mtes mohııres)

üçüncü büyükazıJarı, ki bunlara akıl dişi de denir, çıkış zamanı• her ne-
kadar yukarda gösterildiği gibi 17 - 30 yaşları arasında ise de bazan daha geç
çıkabildiği gibi hiç de çıkmayabilirler.

Dişlerin yapısı- İzole bir dişde : a) ağızboşluğu içinde serbest görünen


diştacı(corona dentis), b) dişçukuru içine giren diş.kökü (radix dentis) ve
c) bu iki parça arasında bulunan dar bir diş.boynu (collum dentis) olmak üze-
re üç parça tefrik edilip sagital bir diş kesitinde de şunJar görülür :
1) Substantia aıdamantina (mina) - Corona dentis, mina denilen çok sert
bir tabaka ile örtülmüş olup kalı.nlığı collum dentis'de ince, çiğneme yüzünde
ise artarak 1 - 1,5 mm. ve hatta 2 mm. yi bulur. Sıhhatli bir insanda sürekli
dişlerde sarımtrak beyaz renkte olan bu tabaka süt dişılerinde mavimtrak beyaz
görünür. Substantia adamantina·ın üzeri ayrıca cuticuJa dentis denilen çok ince
zarla örtülmüştür. Bu zar çok defa çiğneme yüzlerinde aşınarak kaybolduğun­
dan ancak boyun kısmında bulunur.
2) Substaaıtia ossea (cementum) - Dişin kök parçasının dış yüzünde bu-
lunan ve yapı bakımından kemik dokusuna benzeyen cement, mina'dan ince ·
olup en fazla 0,4 mm. kalınlık gösterir. Collum dentis hizasında ise fevkalade
incedir.
3) Substantia eburnea (deınti.nı) - Bu kat dişin iç kısmında bulunup S.
adaınantina ile S. ossea·mn . altındadır. Dişin en sert yapısını teşkil eden deıntin,
corona dentis"de daha kalın olup 3 mm. yi bulur.
4) Cavum dentis - Dişin ortasında dıentin'le çevrelenmiş olan diş boşı1uğu
pulpa dentis denilen gevşek bağ dokusu ile zengin damar ve sinir ipliklerinden
müteşekkil bir doku ile doldurulmuştur. Bu boşluk, bir cavum coronale ile içi
pulpa radicularis denilen pulpa dıentis'in bir parçası ile dolu olan canalis radids
olmak üzere iki böWme ayrılır. Apex dentis'de ise foramem apicis de.nıtis deni-
len bir delik görülür. Dişin damar ve sinirleri bu delile yoluyla cavum dentis"e
girer ve çıkarlar.
smnlRti\l S1STEM1 9

Dişhekimleri için kökkanalı (canalis radicis dentis) önemlidir. Zira bu


kanaJ nadiren tek bir kanal halinde olup tek delikle (Foramen apicis dentis)
açılır, tersine çok defa kanalı niçinden yanlara doğru bir veya brden fazla de-
ğişik çapta küçük yan kanalcıklar ayrılarak muhtelif şekilde sonlanırlar. Bu
takdirde kökkanalı kökün tepesinde değil yanlardan periodoın.tium (desmod -
tium) a açılır. Böylece bu yan kanalcıklar diş tedavisinde pulpa'nın boşaltılıp
temizlenmesinde güçfükler çıkarabilir.
Hayat boyunca cavum dootis'in duvarlarında yeni dentin teşekkülü görülür.
Böyle artan dentin dokusu cavum dentis'i daraltabilir. Bu hadise hatta dişbo. -
luğunun tavanında (yeni dentin teşekkülü) bilhassa barizdir. Bu suretle, devam-
lı bir şekilde aşınmaya maruz kafan çiğneme yüzleri aşınma yüzünden, diş boş­
luğu açığa çıkmayıp tersine cavum dıentis'in yüksekliği azalır (aktivite hypert-
rofisi).
Dişlerin şimik yapısı - Dişler şimik bakımdan organik, anorganik mad-
delerle su' dan ibarettir. Bu maddeler hayat boyunca çok değişiklik gösterirler.
Nitekim zamanla su miktarı azalır. buna mukabil anorganik maddeler artar.
Bu yüzden ortalama olarak yüzde nispetleri şöyledir :
Cement Dentin Mina
Organik maddeler % 23 % 17 % 1,7
Anorganik maddeler % 45, % 70 % 96
Su % 32 % 13 % 2,3

Anorganik maddelerden en fazlasını calcimnphosphat teşkil edip sırasıyla


cakium carbonat, magnesiumphosphat, calciumflorit ve diğer tuzlar bulunur-
lar. Bunlardan calciumflorit dişin sertliğinde büyük rol oynar.
Dişlerin ayırıcı karakterleı-i :
Dişlerin tanınması için gereken belirtilerin Dıeler olduğunu ele almadan
önce diş.ler üzerinde ki yüzleri tarif edelim. Dişlerin ağızboşluğunda serbest
görünen kısmı olan corona dentis de 5 yüz ayırdıedilir :
1) Facies vestibularis - Bu yüz önde dudaklara, yanlarda da yanaklara
baktığından öndeki dişlerin bu yüzüne facies labialis, yandakilerine ise facie
buccalis de denir.
2) Facies lingulis - Dişlerin içe veya dile bakan yüzleridir. Bu yüz ayrıca
üst çene dişleri için facies palati:roa olarak da adlandırılır.
3) - 4) Facies cooıtactus - Dişlerin birbirine bakan kom.u yüzleri iki tane
olduğu için bu iki yüzden biri, orta keser dişe veya orta çizgiye yakın olanı
facies contactus mesialis, uzak olanı da facies contactus distalis adını alır.
5) Facies occlusalis - üst ve alt çenedeki dişlerin ağızın kapanması ha-
linde birbirine değen yüzleri olup çiğneme yüzleri de denir. Bu yüzlere, keser
90 S1NDffi1M S1STEM1

dişlerde keskin olduğu


için margo incisam' denir.
Dişlerin sağ ve sol be.Jirtileri - Bir diş~ sağ veya sol olduğunu tanıya­
bilmek için 3 belirti vardır :
1) IWnvexite belirtisi - Her dişin facies vestibularis'i enine doğrultuda
bir lronvexite gösterir. İşte bu yüz üzerindeki konvexite, mesial yarımda distal
yarımdan daha fazladır. Premolar ve molar dişler' de ayrıca facies me1Sialis çok
defa konkavdır veya distal yüze göre hafif koovex'tir.
2) Açı belirtisi - Bu belirti yalnız keser dişler için yeterlidir - Zira bu-
rada mesial kenar kesici kenarla hemen hemen dik açı yapar. Halbuki distal
tarafındaki kenar çok defa konvex'ite göstıerdiğinden kesici kenarı aşar.

3) Kök belirtisi - Bu belirti de hemen her zaman bulunur. Burada kök


ekseni çiğneme yüzüne indirilen dikeye nazaran distal tarafa kayar. Bu ~emek­
tir ki dişin kökü komşu dişe doğru yatmıştır.
Dişlerin grup karakterleri
A - Dentes permanentes (Sürekli dişler)
1 - Dentes incisivi :
Bütün keser dişleri nkronları klarnet ağzına benzer ve geniş bir keserkenar
(margo incisalis) ları vardır. Vestibular yüzleri kooıvex, lingual yüzleri ise hafif
konkavdır.
Kron'ların facies contactus'ları üçgen şeklinde olup mina'ya ait yapı~ma
çizgisi açıklığı köke bakan bir kon.kavlık göste~ir. Tek köklüdürler ve kök•ler
çok defa distal tarafa yatıktır. Üst k~ser dişler alt keserlerden büyüktür. En
büyüğü üst orta keserdiş en küçüğüde alt orta keserdiştir.

üst orta keserdiş - Keser kenarı (margo incisalis) geniştir. Vestibular


yüzde enine konvexite uzunluğuna olan konvexite'den fazladır; ve uzunluğuna
çizghler gösterir. Lingual yüzde collum'a yakın bir kabartı (tııberculum dentis)
görülür. Bu tüberkül bazen uzunluğuna oluklarla ikiye veya üçe bölünür. 'Kök,
krondan uzun olup konik şekildedir. Kökkanalı enine kjesitte hemen hemen
yuvarlaktır.

üst yan keserdiş - Kronu orta keser dişe nazaran dardır. Lingual yüz ol-
dukça konkavdır. Kök, orta keserdişin köküne benzer.
Alt orta keıserdiş - Dişlerin en küçüğü olup kronu keski'ye benzer. Ves-
tibular yüz hafif konvextir. Lingual yüz gayrımuntazamdır. Bazan tuberculum
dentis çok barizdir. Kök'ü enine basıktır. Bu yüzden kök kanalı da enine dar-
laşmıştır. Cavum col'OO'l~le ise tersine vestibulolingual basıktır.
Alt yan keserdiş - Komşu orta keser dişden biraz daha büyüktür. Baş­
kaca bir özelliği yoktur
2 - De.ntes canini :
tJst köpekdişi - Çiğneme yüzü konik şekilde olup iki keskin kenarı
S1ND1R1M SlSTEMt 91

vardır. Vestibular yüz konvextir. Lingual yüz ortada bir tüberkülle onun iki
yanında küçük çukurcuklar gösterir. Bazen tuberculum dentis o kadar büyük
olabilir ki çi~eme yüzüne kadar uzanır. Facieıs contactus keser dişlerdeki gibi
üçgen şeklindedir. Kökü bütün dişlerin eın uzunu olup enine kesitte oval görü-
nür. Cavum dentis çok defa iğ biçiminde ve iğin tepesi de kron tarafındadır.
Alt köpekdişi - üst köpekdişine nazaran biraz daha ince olup başkaca bir
özellik göstermez.
3 - Dentıes preamolares :
üst 1. premıolar - Çiğneme yüzünde biri vestibular diğeri lingual iki tü-
berkül (curpis dentis) le aralarında enine bir oluk vardır. Vestibular yüz, lingual
yüzden daha konvex'tir. Facies contactus dört köşeli ve hafif konvex'tir. Kökü
köpekdişinin köküne benzer yalnız olukçukları daha barizdir.
Birçok vak'alarda kök ikiye ayrılmıştır. Bazan bu iki kök bir cement köp-
rü ile birbirine bağlı bulunur. Cavum radicis çok defa diş, tek köklü olduğu
zaman bi~e ikiye ayrılmıştır. Cavum coronale ise mesiodistal basıktır.
üst ikinci premolar - Umumiyetle biriınciden daha küçük olup şekil iti-
bariyle ona benzer. Yalnız cuspis veıstibularis (vestibular tüberkül) oldukça kü-
çüktür. Çiğneme yüzünde (facies occlusalis) ekseriya distal vestibular köşed
aynca küçük bir tüberkül görülür. Kök yüzde seksenbeş vakada tektir. Aynı
şekiılde cavum radicis de tektir. Fakat buna rağmen çok değişik ş,ekiller de gös-
terebilir.
Alt birinci premolar - Çiğneme yüzündeki vestibular tuberkül bariz olup
lingual olanı ise küçüktür. Facies contactus lingual tarafta vestibular taraftan
daha dar olup konvıex'tir. Facies occlusalis bıeme.n hemen yuvarfaktır. Kök eni-
ne kesitte ovaldir. Cavum coronale kök kanalının bir devamı gibi olup vesti- '
bular tüberkül altında nihayetlenir. Cavum radicis bir özellik göstermez.
Alt ikinci premolar - 1. Premolardan daha büyük bir kron'a sahiptir.
Burada da vestibular tüberkül büyiiktür ama lingual tüberkül ~ ondan aşağı
kalmaz. Facies occlusalis' deki iki tüberkül arasındaki enine oluk vestibular ta-
rafa doğru iki tali küçük olukçuk verir. Ayru şekHde lingual tarafa doğru da iki
küçük olukçuğu vardır. Bazan bir üçüncü tali tüberkül çok gelişerek dişi üç
tüberküllü hale sıokar. Kökte komşu diş~ere nazaran nadiren oluk bulunur. Kök
kanalı da hemen daima tektir ve bir özellik göstermez.

4 - Dentes molares :
Bunların çiğneme yüzleri çok tüberküldür ve kökleri cif birden fazladır .
üst 1. Molar - Facies occlusalis'inde 4 tüberkül bulunur. Romboid şek-
linde olan bu yüzün büyük ekseni vestibulo-mesial' den linguo-distare doğrudur.
TüberküUer arasında gayri muntazam bir H şeklinde oluk bulunur. İki vestibu-
lar tüberküller çok defa aynı büyüklükte olmakıla beraber mesial olanı biraz
daha büyüktür. Lingual tüberküllerden mesial olanı daha büyüktür ve hatta tü-
berküllerin en büyüğüdür. Facies vestibularis h,emen hemen dörtgen veya kare
92 sıxnınnı S1STE~H

şeklinde olup billiassa çiğneme kenarında daha bariz olmak üzere bir oluklaı
ikiye ayrılmıştır.Facies lingualis ise basık ve dardır. Burada da aynı şekilde
çiğn,eme kenarından aşağı doğru uzanan bir oluk görülür. Çok defa mesial ta-
rafta ilave bir tüberkül daha görülür ki buna da tuberculum Carabelli denir.
Facies oontactus mutat olarak konvex olup mesial, distale nazaran daha az
konvıex'tir ve hatta konkav dahi olabilir.
Bu dişin üç kökü olup biri lingual ikisi de vestibular'dır. Lingual kök,
iki vestibular kök'ün arka ve distal tarafında bulunup en kuvvetlisi ve en uzu-
nudur. Bu uzun olan kök çokdefa da diş eksenine göre lingua·l tarafa doğru
fazla eğiktir. Vestibular kökler ise diş ekseninden fazla uzaklaşmazlar. Nadi-
ren iki kök birbiriyle birleşirler. Cavum coronale geniş ve kübik bir şekil göste-
rir. Duvarlardan. bilhassa occlusal duvarla taban içe doğru bir çıkıntı yaparlar,
halbuki boşluk tüberküllere doğru bir uzantı gönderir. Kök kanallarından
vestibulomesial olanı yarık şeklinde olup vestibulo-distal olanı ise yuvarlaktır.
Lingual olanı da huni şeklindedir. Vak'aların yarısında vestibulomesial kanal
kısmen veya tamamen tıkanık olabilir.

üst 2. molar - Hemen hemen 1. molar'a benzer. Yalnız çok defa lingo-
distal tüberkül kaybolarak kron üç tüberküllü hal alır. Kök"ü 1. molar gibi olup
çok defa vestibolomesial kök lingual kökle birleşir.
üst 3. molar (dens serotiınus) - Akıldışı denen bu diş en çok değişiklık
gösteren bir diştir. En sık olarak iki vestibular ve bir lingual olmak üzere üç
tüberüllü olarak görülür. Bunun dışında 4 tüberküllü, 2 tüberküJlü ve hatta 1
tüberküllü de olabilir. Umumiyetle üç kökü vardır ama tek köklü o]duğu da
görülmüştür.

Alt 1. molar - Çiğneme yüzünde mutad olarak 2 linguaL 2 vestibulaı; ve


1 de distal olmak üzere 5 tüberkül vardır. Bu tüberküller arasında oluk haç
şeklinde olup mesiodistal olukcuk distal çatallanır ve distal tüberkü.fü kuşatır.
vıestibular tuberculler'in çevresi lingual'den geniş fakat daha basıktırlar.
Facies vestibularis dörtgen şeklinde olup facies contactus dist.alis']e devam eder.
Bu yüze uzanan vestibulolingual oluk orta yerde bir çukurcuk yaparak sonla-
nır. Buna foramen caecum denir ki diş çürüğüne müsait bir yerdir. Facies
lingualis'le her iki komşu yüzler (facies contactus) düz ve konvex'tir. Bu dişin
iki kök'ü vardır. Ve her ikisi de mesiodistal doğrultu üzerindedir. Köklerin
birbirine bakan yüzlerindeki oluk dış yüzlerdekinden daha derindir. İki kök bir-
birinden oldukça uzaklaşmışlardır. Cavum corooale kübik şeklinde olup mesial
kök kanalı ise çift ve dardır. Distal kök kanalı da tektir.
Alt 2 mo ar. - Hemen hemen dörtgen şeklinde olan çiğneme yüzünde
dört tüberkül bulunur. Bu tüberküller haç şeklinde bir olukla birbirinden ay-
rılmışlardır. Facies vestibularis üzerinde komşu diş de olduğu gibi mesio-lingual
oluğun devamı ve foraımm caecum vardır. Facies lingualis uzunluğuna bir oluk
gösterir. Kökler 1. molar köklerine benzer yalnız çok defa iki kök birbiriyle
S1ND1R1M S1STEM1 93

birleşir.
Alt 3. molar - Alt akıldışı de üst eşi gibi çok değişik şekiıl gösterir. Kom-
şu dişten küçüktür fakat üst 3. molar dişten büyüktür. Kök ~e çok köklü oldu-
ğu gibi tek köklü de olabilir.
B - Dentes ıdecidui (Süt dişleri)
Süt dişleri hayatın altınca ayındanitibaren sürmeğe b~layıp genel olarak
14 yaşına kadar devam eder ve bu süre içinde fonksiyonlarını görüp f!n geç 20
yaşında yerlerini sürekli dişlere terkederier. Süt dişleri sürekli dişlerden olduk-
ça küçük, kısa ve dardır. Süııekli dişlere nazaran süt diş-lerinin Cementum·u
nisbeten ince ve cavum dentis de geniştir.
D.entes incisivi decidui :
Facies lingualis üzerindeki tuberculum dentis bariz teşekkül etmiştir.
Margo incisalis, mesial yüz'le dik bir açı yapar.
üst orta keserdiş - Açı belirtisi barizdir. Yani ınargo incisalis, mesi
yüz'le dık açı yapar. Facies lingualis üzerinde de tuberculıım dıentis bulunur.
üst yan kesenliş - Tamamiyle sürekli yan keserdiş·e ben~r.
Alt orta ve yan keserdişler - Bunlar sürekli eşlerine benzerler. Yalnız tek
fark orta keserdiş'le yan keserdiş arasındaki büyüklük farkı daha barizdir.

Dentes canini deciıdui - Süt köı>ıek dişleri sürekJi köpek dişlerine ben-
zerler. Ancak bunlarda kron daha geniş ve simetriktir. Facies vestibııl:aris kon-
vex'tir. Facies lingualis'deki tüberkül çok belirlidir. Süt köpek dişlerinin kök-
leri de 3 yüzlüdür.
Dentes molares decidui:
üst 1. molar - Tüberkül'ü daire şeklinde olup trapez şeklinde de bir
çiğneme yüzü vardır. Bunun vestibular kenarı lingual kenardan geniştir. Daire
şeklinde tüberkülün ortasında bir çukurcuk ve içinde de mıesio-distal oluk bu-
lunur. Tüberkül'ün mesial tarafı daha bariz olup tübercıılum molare denen bir
kabartı yapar. Sürekıli molar'a benzeyen 3 kök'ü vardır.

Alt 1. molar - Eliptik bir çiğneme yüzü gösterir ki kısa çapı vestibulo-
lingual doğrultudadır. Vestibular kıenarda her zaman iki tüberkül bulunur.
Bunlardan mesial olan distal' den daha büyüktür. Çiğneme yüzünde ayrıca bir
de bir oluk bulunur. Mesial ve distal durumda olan kökler birbirinden çok ay-
rıdır ve uçları da çok defa kıvrıktır.

Alt ve üst 2. molar dişler - Bunlar tamamiyle sürekli 1. molar dislere


benzerler. Hemen daima üsttekinde tuberculum carabella bulunur.
Arcus dentales - Dişkemerleri

Dişlerin ağızboşluğunda görünen parçaları ile yani kron (corooa den

I
9't SlND1R1M S1STEM1

lan ile üst ve alt çene de dişkemerleri (arcus dentales) ni meydana getirirler.
üst çenedekine arcus denıtalis soperior veya maxillaris alt çenedekine de arcos
dentalis inferior veya nuındibularis denir. Bu diş kemerleri şekil itibariyle de-
ğişiklik gösterirler. Çok defa arcos dentalis superor eliptik, arcos dentalis infe-
rior ise parabolik bir şekil gösterirler. Arcus dentalis superior yarım bir elips
~eklinde olup bunun uzun ekseni orta çizgiye uyar; kısa ekseni ise üçüncü azı·
ların distal uçlarından geçer. Aynı şekilde arcus deınıt.alis infedor'un da uzun
ekseni orta çi:z;gi üzerinde olan bir paraboldur. Bu çok görülen iki şekil dışında
yine sık görülen bir şekilde her iki diş kemerinin U ~eklnde olmasıdır.
üst ve alt çene dişkemerleri (arcus ıdentales) ni meydana getiren dişler
normal olarak occlusion (kapanma) kenarına yakın mesial ve distal kontak
(değme) nokta·larında birbirlerine değerler. Bu noktalar üst çenede keser diş­
lerle köpek dişlerinde çiğneme yüzlerinin ortalariyle occlusion kenarlarının üçte
bir birleşme yerlerindedir. Alt çenede ise bu noktalar hemen hell\en kesici ke-
nar üzerindedir. 1. premolarlar'ın mesiaJ değme (kontak) noktası vestibular Icıe­
nara yakındır. 2. premoıar·la molar'ların kontak noktaları da değme yüzlerinin
vestibular ile lingual kenarının ortasına isabet eder. Böylece çi~eme yüzleri
1

içinde bulunan değme noktaları sayesinde tam kapanan bir çiğneme alanı temin
edilir. Aynı zamanda değme noktaları vasıtasiyle dişlerin birbirine karşı belirli
hareketleri esnasında bir dişin komşu dişe basınç yaparak ona zarar vermesi
önlenir.
Çiğneme esnasında dişlerin farklı hareketleri neticesi aşınma tesiri dola-
yısiyle değme noktaları zamanla aşınarak: değme yüzleri genişler. Bu suretle
dişler orta çizgi istika~etinde birbirine yaklaşırlar. Bu hadise fizyolojik mesial
kayma olarak adlandırılır.
üst ve alt ortakeser dişlerin büyüklük farklarından dolayı üst çenedeki
her diş altçenedeki antagonist'i ile tam karşı karşıya gelmeyip üstçene dişlerin
esas antagonist'ıeri olan altçene dişlerinden gayrı kısmen distal . komşu dişlefıle
de karşı karşıya gelirler. Aynı şey altçene dişleri için de varit olduğu aşikardır.
Sadece alt ortakeser dişlerle 3. molar dişlerin yan antagonisfleri yoktur.
üstçenede keserdişlerin longidudinal eksen'leri yukardan aşağa ve arka-
dan öne doğrultudadır. Köpek dişlerin eksenleri ise hemen hiç denecek kadar
bir eğrilik gösterirler. Halbuki mukabil altçenedeki dişlerden keserdişler'le kö-
pek dişlerin eksenleri dikey, premolar'la molar dişlerin eksenleri lingual tarafa
doğru eğrfüdirler. Bu şekilde duran dişler normal occlusion (kapanma) mey-
dana getiirirler. Buna psalid-Odontie denir. Bu durumda üstkeser dişlerin kron'u
lingual yüzleri ile alt keser dişlerin vestibular yüzlerini ortalama 1/3 veya 1/4
örterler. Böylece alt keser diş.lerin margo incisalis (kes.erkenar) leri üst keser
dişlerin tüberkül'lerine ulaşır. Bu esnada premolar ve molar dişlerin lİfiooUal
olan tüberkül'leri (cuspis dentis) de alt antagonist dişlerin tüberkül'leri arasına
girer. Bazen üst ve alt keserdişler kerpeten ağzı gibi karşı karşıya gelerek ka-
panırlar. Labidodontie denen bu hal ya doğuştan veya sonradan meydana ge-
S1ND1Rt\f SİSTEMİ 9.)

lir. Bundan başka üstçenenin ön dişleri normalden fazla öne uzanırlar ki buna
prcgı:ııatbie
veya tersi yani alt çenenin keser dişleri üst alveol kemerinden fazla
öne çıkıntı gösterirlerse de buna da progenie denir.
Dişlerin tutunma araçları

Dişler, kökleri ile alveol çukurları (Alveoli denıtales) ıçıne bir çivinin
tahtaya girişi gibi girerek yerleşmş Cılmaları (Gomphosis) sayesinde tespit edil-
miş gibi görünürler. Hakikatte dişkökünün dışyüzü yani cementnm ile kemik
alVJeol duvarı arasında 0,1 - 0,2 mm. lik bir aralık bulunur ki bu aralığın içini
damardan zengin bir bağ dokusu doldurur. Bu bağ dokusu daha ziyade kolla-
gen ipliklerden yapılmış olup bu iplikler bir taraftan cementum"'a diğer taraf-
tan da alvıeol duvarına sıkıca tutunmuşlardır. Fibrae alveolodentales adını "' -~n
bu fibröz iplikler dişi, dişkökü hizasında adeta alveol içinde askıya almış.lardır.
İşte dişkökü ile alveol duvarı arasında kalan boşlukla, bu boşluğu dolduran da-
mardan zengin bağ dokusu perioıdontium adını alır.
Dişler bir taraftan alveol'ler içinde yukarda söylenildiği şekilde yerinde
tutulurken diğer taraftan da processus alveolaris'i lingual ve vestibular yüzden
örten gingiva dişler arasındaki aralıklara da girerek dişi, dişboynu hizasında
çepeçevre sararak diş1erin yerinde durmalarına hizmet eder. Dişlerin boynunu
saran gingiva bir taraftan içinde bulunan fibröz ipliklerle diş boynuna (fibrae
gingivadentales) tutunurken, diğer taraftan da her _ilci dişi de fibrae interden-
tales denilen fibröz ipliklerle birbirine bağlar. Bu suretle dişboynuna tutunan
gingiva, alveol çukurları içine doğru uzanarak da alveol periostu ile devam eder.
Dişlerin ve gingiva'ınm damar ve· sinirleri :
üstçıene dişleri ve gingivanın arterleri - A. maxillaris dallarından olan a. '
alveolaris superior posterior·ıa alvoolaris superior anterior'dan gelirler.
A. alveolaris superior posterior - A. maxillaris' den ayrıldıktan onra
tuber maxilla 'e üzerindeki foramina alveolaria adını alan deliklerden girer ve
canalis alveolaris superior içinde il;erliyerek ple·xus de.ntalis denİ.ılen arter ağını
meydana getirir. Bu damar ağından ayrılan dalcıklar molar ve praemolar diş­
lerle bunJarın dişetlerinde dağılırlar.
A. alveolaris superior anterior ise a. maxillaris'in uç dalı olan a. infraorbi-
talis'den aynı addaki kanal içinde ayrıldıktan sonra canalis alveola.ris superior
anterior içinde bir damarağı meydana getirir. Bu ağdan ayrılan dalcıklar da
köpek ve keser dişler'le bunların dişetlerine dağılırlar. Bunlarda nba.şka ayrıca
üstçene alvoolleri ik dişetlerinde dağılmak üzere a. infraorbitalis a. sphenıopa­
latina ve Aa, palatinae gibi arterlerden de dallar gelir.
Altçene dişetleri ve gingiva'nın arterleri - Yine a. maxillaris'in bir yan
dalı olan a. alveolaris inferior, a. suhlingualis ve a. submentalis'den gelirler. A.
alvealaris inferior, canalis alveolaris mmıdibularis içine girer. Burada meydana
getirdiği damarağından ayrılan dalcıklar da hemen bütün alt~ne diş ve dişetle-
96 SİNDİRİM SlSTEMl

rinde dağılırlar. Aynca a. sublingualis ve a. submentalis' den ayrılan dalcıklar da


keserdiş,erle bunların dişetlerine giderek dağılırlar.
üst ve altçene diŞleri ile gingiva'nm venleri - A.rterl1erin yandaşı olan bu
venler bir taraftan V. facialis'e diğer taraftan da plexus pteryg<>ideus denilen
venağına dökülürler.

üstçene dişleri ile gingiva'nın Ienfası - üst çene dişleri ile bunların gin-
givalann lingual yüzlerine ait lenfa bilhassa arka bölümü büyük kısmı arkaya
doğru giderek ınodi lyınphatici cervicales profundi'ye giderler. üstçene diş ve
alveol kemeri ile gingiva'nın ön bölümüne ait lenfa i~ nodi lymphatici sub-
mandibulares'e gittikleri gibi bir kısmı da doğrudan doğruya nodi lymphatici
cervicales superficiales'e giderler.
üst çene dişleri ile bunların gingiva'Jarın vestibular yüzüne ait lenfa ise
nodi lymphatici submandibulares'e giderler.
Altçene dişleri ile bunların gingiva'ların lingual taraf lenfası, köpekdişleri
ile keserdiş1erden gelenler ııodi lymphatici submandibulares'e giderler. Molar ve
premolar dişlerle'Je bunların gingiva'sından gelen lenfa da nod.i lymphatici sub-
mandibulares' de sonlanırlar.
Altçene dişleri ile gingiva'nın vestibular tarafından gelen lenfası da keser-
diş·lerle köpek dişlerinkiler daha ziyade ınodi lymphatici submentalis' e kısmen
de nodi lynıphatici subma:nıdibulares'e gider. Molar ve premolar dişler'le bun--
ların dişetlerine ait lenfa ise hemen hepsi nodi Iynıphatici submandibulares'e
dökülür.
Bütün bu söylenilen lenf düğümJerinin afferent'leri de nodi lypnıhatici
cervicales superficialis ile nodi lymphatici cervicales profundi'y1e giderler.
üstçene dişlfri ile gingiva'nın 'Sinirleri - N. maxillaris'in dalları olan n.
alveolares superior posterior ile n. aJveolaris superior medius ve anterior' dan
.... elir.
N. alveolaris superior posteırior, fossa pterygopalatina içinde ın. maxma-
ris'den ayrıldıktan sonra aşağı ve öne giderek Tuber maxillae üzerindeki fora--
mina alveolaria'dan geçip canalis alveolaris uperior içinde plexus dentalis su-
perior adını alan bir sinirağı meydana getirir. Bu sinirağından çıkan dallar mo-
lar dişlerle onların gingivasında ve vestibulum oris'in dışyan duvarının buraya
yakın olan kısmı hizasında dağılırlar. N. alvoolaris superior medius, n. infra
orbitaJis' den sulcus infraorbitaJis içinde ayrıldıktan sonra aşağı ve öne doğru
sinus maxillaris'in dışyanduvarı üzerinde iJerleyerek bir evvelki sinir gibi dalla-
ra ayrılıp plexus dentalis'i yapmağa yardım eder. Bu sinirin yaptığı ağdan ayrı­
lan dalcıklar da üst premolar dişlere giderler.
. ah eolaris superior anter"or'da n. infraorbitalis'den canalis infraorbita-
1

lis içinde olmak üzere ayrılır. Bundan sonra sinus maxillaris'irı önduvarı içinde ı
aşağı ve öne giderek dallara ayrılır. Bu dallar da üst keserdişlerle köpekdişinde
dağıldıkları gibi plexus dentalis superior'a karışırlar. Bu arter ayrıca pina nasa-
S1ND1Rt:M SiSTEM! 97

lis anterior'a yakın olmak üzere septum nasi mukozasında dağılarak sonlanır.
Alt çene dişleri ile gingiva'mn sinirleri - N. mandibularis dalı olan n.
alveolaris mandibularis'den gelir. Bu sinir :nı. mandibularis'den ayrıldıktan son-
ra lig. sphenomandibulare ile ramus mandibulae arasından aşağı doğru inerek
foramen mandibulae'den içeri girer, böylece canalis mandibularis'e giren bu si-
nir foramen mentale'ye kadar kanal içinde yoluna devam ederken meydana
getirdiği plexus dentalis inferior'dan çıkan dallar alt molar ve premolar dişler­
de ve bunların gingivasında dağılırlar.
Foramen mentale'den çıkmadan verdiği bir dal olan N. incisivus alt keser
ve köpek dişlercLe dağılırlar. Diğer bir dalı ofan 111. mentalis ise foramen men-
tale'den dışarı çıkarak çeneucu bölgesi ve alt dudak derisine gider.

Palatum durum - Sertdaınak

Cavum oris proprium (asıl ağızboşluğu) nun üst duvarını yapan palatum
durum (sertdamak) un kemik iskeletini maxilla'nın processus palatinus'u ile os
palatinum'un lamina borirontalis denilen damak çıkıntılarının alt yüzleri mey-
dana getirm~ş olup açıklığı bakan hafif bir kon.kavlık gösterir. Burayı ör-
ten mukoza ön ve yanlarda gingiva ile devam eder. Sert damağın üzerinde orta
çizgide önden arkaya uzanan bir çizgi (raphe palati) görülür ki bunun ön ucun-
da papilla iıu:isiva denilen bir kabartı bulunur. Bu kabartı foramen incisivum
üzerine isaqet eder. Sert damağın ön bölümünde değişik sayıda görülen mukoza
pilikalarına plicae palatinae transversae denir. Bu bölüme isabet eden mukoza
kalın olup arkaya doğru gittikçe incelir ve rengi de daha koyulaşır. Kemikle
mukoza arasına yerleşmiş zengin bir bezkatı (glandulae palatinıae) vardır.

Palatum Molle - Yumuşakdamak

Sert damağın arkaya doğru bir devamı olan yumuşak damak, kas ve zar-
dan yapılmış olup konkav olan önalt yüzü ağızboşluğuna ve konvex olan arka
üst yüzü de yutağa (pharynx) bakar. Serbest oJan alt kenarı orta yerinde kü-
çük bir uzantı olan küçükdil (uvula) görülür. Uvulanın her iki yanından yan-
lara doğru uzanan ve açıklığı aşağı bakan iki kemer bulunur ki bunlardan ön-
deki arcus palatoglossus adını alıp yumuşak damağı dilıe bağlar. İçinde aynı
adda bir kas buJunan bu kemer, uvula ve dilkökü arasında kalan aralık boğaz
darlığı (isthmus faociurn) adını alır. Arkadaki kemer ·arcus palatopharyngeu
olup bu da yumuşak damağı yutağın yan duvarına bağlar. Bu kemer içinde de
aynı adda bir kas bulunur. Bu kemer arcus palatoglossus·u aştığı için buraya
önden bakıldığı yani ağız açılarak bakıldığı zaman rahatça görülür. Bu iki ön
ve arka kemer arasında sağlı solJu tepesi yukarda bir üçgen şeklinde çukurcuk
meydana gelir ki fossa tnnsillaris adını alan bu çukurcuk içinde de damak ba-
demciği (to116illa palatina) bulunur.
98 StNDlRtM SlSTEMt

Yumuşak damağın yapısı - Dışdan içe doğru mukoza (tunica mucosa),


fibröz kat (tuınica fibrosa) ve kas katı (tuınica muscularis) olmak üzere üç kat-
tan yapılıdır.
1) Tmtıica mucosa - Yumuşak damağın önalt yüzünü örten mukosa sert
damaktan buraya uzanan mukoza'nın bir devamı olup onun gibi mukoza al-
tında da bezler bulunur. Yumuşak damağın üst ve arka yüzünü örten mukoza
ise burunboşluklarını örten mukozanın bir devamı olup kırnuzı pürtüklü ve
titrek_ tüylüdür. Buradaki mukoza altında da müköz cinsten bezler vardır.
2) TUJnica fibrosa - Sert damak periost'unun bir uzantısı gibi olan fib-
roz kat yanlarda hamulus pterygoidıeus'a tutunan kuvvetli fibröz bağ dokusu
yapısında olup arkada yumuşak damak kas.lan arasına karışarak sonlanır.

3) Tunica muscularis - Bu katta 5 çift yumuşak damak kası bulunur.


M. uvulae - Uvula'mn içinde •bulunan bu kas yukarda spina nasalis pos-
terior ve ona yakın olarak tunica fibrosa·ya tutunduktan sonra uvula'nın tepe-
sine uzanır.
M. tensor veli palatini - Fossa scaphoidea, spina sphenoidalis ve tuba
1

pharynıgotympanica'mn kıkırdak kısmının ön ve dışyanına tutunarak başlayan


bu kas hamuluıs pterygoideus'u alttan dolandıkan sonra içyana doğru gidip yu-
muşak damak içinde tunica fibrosa'ya karışır.

M. levator vıeli Os t.emporale'nın pars petrosa·nın altyüzüne


palatini -
ve tuba pharyngotympanica'nın arka kısmı ile kJkırdak bölümünden başlayıp ha-
mulus pterygoides'un üstünden geçerek yumuşak damak içinde sonlanır.
M. paJatoglossus - Arcus palatoglossus içinde yer alan bu kas yumuşak
damağın tunica fibrosa'sından başlayıp dil içinde dilkaslarına karışarak sonla-
nır.

M. Palatopharyng~us - Arcus palatopharyngeus içinde bulunan yumu-


şak damağın bu kası da tunica fibrosa ile hamulus ptıerygoideus'a tutunarak
başlar ve fariınksiın arka yan duvannda sorlanır.

Yumuşak damakkaslannın işi - M. tensor veli palatini yumuşak damağı


gerer. M. levator veli palatini ise yumuşak damağı yukarı kaldırarak yutkunma
işinde choana'ların kapanmasına yardım eder.
Yumuşak damağın damar ve sinirleri :
Arterleri: Yumuşak damağa a. maxillaris'in dalı olan a. palatina descen-
des ve a. facialis'in dalı olan a. palatina ascendens'den dallar geldiği gibi a. ca-
rotis ext. nin yankolu olan a. pharyngea ascendens' den de dallar gelir.
Venleri : V. jugularis iınterna·ya dökülürler.
Lenfası : Yutak ardındaki lenfganglion'larına giderler.
S1ND1RJM S1STEM1 99

Sinirleri: Yumuşak damak mukozasına n. palatinus major'dan dallar ge-


lir. M. tensor veli palatini, n. maındibularis, m. le·v ator V•eli palatini, nı. glos op-
haryıngeus, m. uvulae ise n. vagus ve n. facialis'den dallar alırlar. Diğer kaslara
ise plexns pharyngeus'dan dallar gelir.
Ağızboşluğu döşemesi :
Cavum oris proprium'un alt duvar veya döşemesini diafragma oris denen
kasların meydana getirdiği bir bölme yapıp bunun üzerinde de dil bulunur. Bu
yüzden ağız döşemesini görmek için dili yukarı kaldırmak icap eder. Burada
tepesi önd;e tabanı arkada üçgen şeklinde görülen ve mukosanın örttüğü bu
bölgede ince olan mukosa altında bulunan venlerin mavimtrak rengi görülür.
Bu venlere kurbağa manzarasında göründüklerinden V. raninae denir. Burada
orta çizgi üzerinde dilin altyüzünden ağız döşemesine uzanan bir mukoza pili-
kası (frenilum liın.gua.e) bulunur. Bunun iki yanında iki kabartı (canmcula
sublingualis) vardır ki bunların üzerine çenealtı tükürükbezi (gl. subınandibu­
laris) ile diılaltı tükürükbezi (gl. sublingualis) kanallarının açıldığı ostium umb-
licale denilen delik bulunur. Caruncula subliıngualis'in arka ve dı , yamnda üze-
riıw diılaltı tükürükbezinin küçük kanallarının açıldığı bir plika (plica sublin-
gualis) görülür ki bununda altında dilaltı tükürükbezi (gl. sublingualis) vardır .

Ton.silla palatina - Damak bademciği

Yumuşak damağın ön ve arka kemerleri arasındaki fossa tonsillaris deni-


len çukura yerleşmiş olan tonsilla palatinıa değişik büyüklükte ve ovoid şekil­
d dir. Uzun ekseni dikine olan damak bademciğinin üstünd;e bulunan çukur- ,
cuğa fossa supratnnsillaris denir. Lenfoid dokudan yapılı olan damak badem-
ciğinin içyan yüzünü mukoza örter. Bu yüz düzgün olmayıp birtakım çukur-
cuklar gösterir ki fossulaıe tonsillares denen bu çukurcuklara cryptae tonsilla-
res açılırlar. Dışyanyüz ise bağ dokusundan yapılı sağlam bir dokuya sıkıca
yapışık olup kapsül adını da alan bu fibröz doku aracılığı ile bademcik m.
ccınstrictor superior pharyngis ile komşudur. Bademcik kapsülü adını alan bu
fibröz dokudan birtakım bölmeler bademciğin içine uzanarak onu loblara ayı­
rır, ve dolayısiyle bademciğe sıkıca tutunur. Bu yüz a. palatina ascendes ve a.
pharyıngea ascendes'le sıkı komşuluk yapar ki bu husus bilhassa bademcik
ameliyatlarında önemlidir.

Toıısilla palatina'nın damar ve sinirleri :

Arterleri : A. palatiına ascendes ve a. pharyngea ascendes· den gelir.


Yenleri: V. lingualis'e dökülür.
Lenfası : Boyun yüzeye! lenfa düğümlerine gider.
Sinirleri : N. glossopharyngeus'dan gelir.
100 S1ND1R1M SiSTE:.\U

Lingua - Dil
Ağızboşluğu içinde bulunan kas ve zardan yapılı olan dil, ağız döşeme­
sinde bir çıkıntı yapar. Arka bölümü ile os hyoidem'u bağlı olan dil önde ser-
best bölümü ile ağız içinde hareketli olup konuşma: yutma ve çiğneme işlerin­
de önemli bir rol oynadığı gibi tadalma duyusu'nun da organıdır.
Dıl dışgörünüş itibariyle üstten basık ovoid bir görünümde olup arkada
olan kalın ucu sabit önde olan ince ucu da serbesttir. Böylece sabit olan arka
bölümüne radix lingue denir. Serbest parçanın orta bölümü corpus lingue, ucu
da apex lingoe adını alır. Yukardan aşağı basık olan dilin bir üst bir alt iki
yüzü ve iki kenarı ile bir de tepesi vardır.
üstyüz - Bu yüzde dilin 2/3 ön bölümü ile 1/3 arka bölümü arasında
açıklığı öne bakan bir V harfi şeklinde oluk (sulcus terminalis linguıe) görülür.
Bu oluğun orta yerinde bir çukurcuk bulunup foramen caecum adını alır. Bu-
radan dilucuna kadar uzanan bir oluk (sulcus medianus lingue) vardır. Bu yüz
üzerinde irili ufaklı birtakım pürtükler görülür ki bunlara papillae lingoales
denir. Bu papillaların 4 değişik şekli ayırdedilir.
1) Papillae Vallatae - 7 - 12 tane olan bu papillalar sulcus terminalis'in
önünde sıralanmışlardır. Yuvarlak veya çanaksı görünümde olan bu papillalar
tad alma işini görürler.
2) Papillae fu.ngiformes - Mantar şeklinde olan bu papillalar da bilhas-
sa apex linıgue ile dilkenarında yer almışlardır. Kırmızı renkleri ile kolayca ta-
nınan bu papillalar da tad alma işini görürler.
3) Papillae foliatae - Katlanmış bir yaprak görünümünde olan papilla-
lalar dil kenarının arka bölümünde bulunup tad alma işini görürler.
4) Papillae filiformes - t plik şeklinde olan bu papillalar dile kadife
manzarası verirler. Bunlar daha ziyade dokunma ve ısı alma işi ile ilgilidirler.

Sulcus terminalis liııgoe'nin arkasında kalan bölüm radix lingue adını


alır ki hemen hemen frontal düzlemde olup farinks·e bakar. Burada da folli-
culi linguales denilen küçük, yarım küre şeklinde çıkıntılar görülür. Lenfoit
doku yapısında olan bu çıkıntıların hepsi birlikte tonsilla Iingualis de.nen dil
bademciğini meydana getirirler. Radix lingoe'yi epiglottis'e bağlayan biri or-
tada plica glossoepiglottica· mediana, diğer ikisi yanlarda plica epiglottica Iate-
ralis olmak üzere üç mukoza plikası vardır. Bu plikalar arasında kalan ve orta
çizginin iki tarafında bulunan çukurlara vallecııla epigfottica denir.
Altyüz - Dilin alt yüzünü örten mukoza ince ve gevşek olup kolayca
kaydırılabilir. Bu yüzde de orta çizgi üzerinde arkadan öne doğru uzanan dil-
altı oluğu görülür. Dil ile ağız döşemesi arasında ortada bir plika (frenilum
lingııe) vardır ki bunun ön ucundan dışyana ve arkaya uzanan iki taraflı diğer
mukoza kabartılarına da plica fembriata denir. Frenilum lingue'nin ilci ya-
SfNDlRtM StSTEMt 101

mnda bulunan plica sublingualis ile caruncula sublingualis'den daha önce ağız
döşemesinde bahsedilmişti.

Dilin kenarları - önde ince arkada kalın olup bir özellik göstermez.
Apex lingue'de dilin üst ve alt yüzlerinde görülen olukların burada birleşme­
leri ile bazan hafif bir çentik meydana getirdikleri görülebilir.
Dilin yapısı - Dilin bağ dokusundan yapılı iskeletini teşkil eden septum
Iingue dilin bütün uzunluğunca vertikal durumda ve bir orak şeklinde olup ar-
kada os hyoideum'un cismine yapışarak başlar. Buradan yukarı ve öne doğru
gidip dilkasları arasında yayılarak sonlanır. Bunun sağlam ve kuvvetli olan
orta bölümüne dilkasları yapışır. Dilin bu bağ dokusu iskeletinden başka kas-
ları ve dıştan örten de bir mukozası vardır.

Dil mukozası - Dilin her iki yüzünü örten mukoza ağız mukozasının bir
parçası olup üst yüzde kalın alt yüzde ise inqe ve gevşektir. Çok katlı ya sı
epitel ihtiva eden mukozanın epitel altındaki katı bilhassa dilin jist yüzünde
kuvvetli ve bağ dokusundan yapılmış olup aponeurosis lingue adını alır. Mu-
kozanın tunica propria'sı olan bu katına dilkasları tutunur. Mukoza altı katında
bezler bulunup bunlar bilhassa apex lingue'nin alt yüzünde ve dil sırtında kü-
meler halinde bulunurlar. Bunlardan apıex Iingue' de olanlara gJandulae lingua-
les anteriores diğerlerine de glandulae linguales posteriores adları verilir.
Dil kasları - Bunlar 7 çift ve 1 tek olmak üzere 15 tane olup dile dı­
şardan gelenlerle dilin içinde bulunan kaslar olmak üzere ilci gruba ayrıla­
bilirler.
a) Dile dışardan gelen kaslar:
M. ge:nıioglossus - M. geniohyoideus'un üstünde olmak üzere mandibula
cisminin içyüzündeki spina mentalis'den başlayan geniş enine basık bir kas olan ı
bu kas dil içinde yelpaze şeklinde yayılarak sonlanır.
M. hyoglos.sus - İnce ve dört köşeli bir kas olup os hyo· eum'un ci mi
11e büyük boynuzuna tutunarak: başlar. Yukarı ve öne giden kas iplikleri dilin
üst ve ön bölümlerinde dağılarak: sonlanır.
M. styloglossus - Proc. styl-Oideus ve lig. styloınandibulare' den başılayan
bu kas öne ve aşağa giderek dilde bir taraftan septum lingue diğer taraftan da
<lilkenarına uzanarak sonlnır.
M. palatoglossus - Yumuşak damaktan dile uzanan bir kas olup a c
palatoglossus içinde bulunur.
b) Dilin içinde bulunan kaslan :
M. Iongitudinalis superior - Dilin üst kısmında ve mukoza altında bulu-
nan bu tek kas apeıx: lingu.e'den os hyoideuın'a kadar uzanır.
M. Iongitudinalis inferior - D1l'in derininde ve m. gemioglossus ile m. h 'O -
los us arasında bulunan bu kas dilkökünden apexlingue'ye uzanır.
M. transversus lingue - Enine bir doğrultuda olan ve bundan önceki iki
kas arasında yer alan bu kas'da septum lingue'den d1lkenarına uzanır. Bu ka-
102 S1NDIB1M S1S'.fEM1

sın bazı demetleri de m. palatoglossus ile glossopharyngeus'un kas demetlerine


karışır.
M. verticalis lingue - Dilin üst yüzünü örten mukozanın tunica propria'
sından yani aponeurosis lingue·' den başlayan bu kas vertikaJ olarak diğer kas-
]ar arasından dilin alt yüzüne ulaşır.
Dilin damar ve sinirleri ::
Arterleri: A. lingualis, a. palatina ascendens, a. pharyıngea ascendrın.s'den
gelirler.
Yenleri: V. lingualis'i meydana getirdikten sonra v. jugularis interna·ya
dökülürler.
Lenfası: Nodi lymphatit:.i sublingualis et submaınrlibularis'e oradan da bo-
yun derin lenfa düğümlerine giderler.
Sinirleri: Oynatlcılar yani kaslara giden sinirler n. hypogfossus'dan gelir-
ler. Sensitif olanlar ise sulcns terminıllis lingue'nin önünde kalan dil kısmına
n. lingnalis arkasında kalan bölüme de n. glossopharyngeus ve n. vagus'dan ge-
lirler.
Pharynx - Yutak
Omurganın boyun parçası önünde kafa tabanından 6. boyun omuruna
kadar µzanarak aşağıda cesophagus (yemekbonısu) la devam eden kas ve zar-
dan yapılı açılclığı öne bakan bir oluk şeklinde olan pharynx'in, üç parçası var-
dır: 1) yukarda burunboşluklarına bakan bölümü (pars ınasalis) 2) ortada ağız­
boşluğuna açılan bölümü (pars oraiis), 3) ve aşağıda gırtlakla (lary;nıx) komşu
olan bölümü (pars laryngea).
Pharynx'in iç boşluğu (cavum pharynıgis)
1) Pars nasalis \-,~ya nasopharynx - Kafa tabanı ile palatum molle hiza-
sı arasında kalan bölümü olup önde choana'lar aracılığı ile burun boşlukfarma
açılır. Yukarda os occipitale'nin pars basilaris'ine uyan kısmına fornix pharyn-
gis denir ki burada arka duvara yakın olmak üzere tonsilla pharyngfa (yutak
bademciği) denilen le•nfoid bir oluşum bulu.nur. Çocuklarda büyük olan bu
tcmsiJJa yaş ilerledikçe atrofiye olur. Bazan çocuklarda çok büyüyerek adenoid
vegetation denilen bir şekil alır ki burun arka delik~erini (choanae) tıkamak
suryetiyle nefes almayı güçleştirir. Choanae'nin iki yanında tuba auditiva'nın
buraya açılan deliği (ostium pharyngeum tubae) auıditivae) görülür. Bunun yu-
karı ve arka tarafındaki kabartı toms tubarius adını alır. Bunun da ön ve altın­
dan aşağı ve iç,e doğru uzanan bir plika (plica salpingopalatina), arka alt ucun-
dan da uzanan diğer bir kabartı (plica salpingopharyngea) vardır. Bu iki p!ika
arasında tuba auditivae'nın alt ucundan aşağı doğru uzanan bir başka plika
daha bulunur ki buna da t-Oms levatoms denir.
Torns tubarius'un mukozası altında çok defa bir lenfoid doku bulunup
tonsilla tubarius adını alır. Toms tubarius'un arkasında görülen çukurcuk ise
recessus pharyngea 'dır.
S1ND1RIM S1STEM1 103

Farinks'in bu parçasının arka duvarı üzerinde önemli bir oluşum bulunmaz.


2) Pars oralis veya oropharynx - Palatum molle ile os hyoideum dan
geçirilen horiZiontal çizgi arasmda kalan bu parça önde isthmus faucium
aracılığı ile ağız boşluğuna açılır. Burada yanlarda dikkati çeken yumuşak da-
mağın ön ve arka iki kemeri arasındaki boşluğa yerleşmiş olan tonsilla palatiw1
dır. Arka duvarda ise bir özellik yoktur.

3) Pars laryngea veya laryngopharyıDıX - Bu parça diğer iki parçanın en


uzunu olup yukarda os hyoideum hizasından 6. boyun omuru hizasına kadar
uzanır. Bu parçanın üst kısımında .aditus laryngis denilen Iarinks agızı görülür.
Aditus laryngis'i önde epiglottis, yanlarda plica aryepiglottica ve arkada orta-
da da incisura interaryteınoidea deni·len çentik sınırlar.
Larinkıs ağzını kapatan e1piglıottis'i yanlarda pharynx'e bağlayan ayrıca
plica pharyngoepiglottica adında plikalar vardır. Bu plikaların altında iki yan-
da bulunan çukurlara da recessus piriformis denir. Bu çukurun da ortasında yu-
kardan aşağa doğru uzanan bir plika bulunur. plica n. laryngei superioris adı­
nı alan bu plika'yı .nı. laryngicus superior meydana getirir. Bu parçada da arka
duvar üzerinde önemli bir oluşum yoktur.
Yutak lenfa halkası (Waldeyer·in lenfa halkası) - Farinks'te bulunan
toınsilla pharyngea ile tonsilla tubarius ve tonsilla palatina ve nihayet t illa
lingualis'in meydana getirdikleri bu lenfa halkası ağız ve burunboşlukları
yoluyle organizmaya giren patojen mikropları burada tutmak ve onları zarar-
sız hale sokmak gibi bir vazife gördüklerinden vücudun bir koruyucusu duru-
mundadırlar. Bu bakımdan önemleri büyüktür. Yanlız daha önce c\e işaret et-
tiğimiz gibi tonsill.a pharyngea küçük çocuklarda büyüyerek solunumu güçleş- '
tirebileceklerinde.n dolayı zararlı bir duruma girebildikleri gibi tonsilla pala-
tina da çok defa iltihaplanarak kronik bir enfeksiyon menbaı meydana getir-
dikleri için aynı şekilde zararlı bir hal alabilir.

Böylece farinks içboşluğu (cav•ım pharyngis) gözden geçirildikten sonra


şimdi de dışyüzü ve komşuluğunu ele alalım. Farinksi dıştan örten bağ doku u
yani tunica adventitia aracılığı ile fariııb uzunluğu boyunca arkada fari ardı
aralığı (spatium retropharyngeum) ile omurgalarla komşudur. Farinksardı ara-
lığını gevşek bir bağ dokusu doldurur ki bu sayede farinks yutkunma esnasında
cmurga önünde aşağı ve yukarı hareket edebilir. Farinks yanlarda ise bilhas a
yukarda spatium paraphryıııgeum denilen franksyanı aralığı ile komşu olup bu
aralığı içyanda farinks, dışyanda m. pterygoideus medialis, proc. styloideus'fa
buraya yapışın kas ve bağlar, arka ve dışyanda da m. ıdigastricus·un venter po -
terior'u, arka içyanda ise fascia prevertebralis sınırlar. Bu suretle sınırlanan
spatium parapharyaıgeum, proc. styloideus ile buraya yapışan kas ve bağlardan
içyana yani farinkse uzanan bir bağ dokusu bölmesi (aponeuro is t lopha ~'D•
gea) ile styloid önü ve ardı olmak üzere ikiye bölünür. önemli olan arka ölüm
1
104 S1ND1R1M SlSTEM1

içinde v. jugularis intema, a. carotis interna ve ikisi arasında da arkada vagus


ve nihayet n. glossopharyngeus, n. accesorius ve n. hypoglossus bulunur. Styloid
önü aralıkta ise gl. parotis yer almıştır.
Pharynx'in yapısı - İçten dışa doğru 1) tunica muoosa, 2) tunica fibr~
3) tuınica muscularis ve 4) tunica adventitia olmak üzere 4 katdan ·yapılmıştır.
1) Tunica mucosa - Farinksin pars nasalis'ini örten mukoza burunboş­
lukları mukozasının bir devamı olup titrek tüylü çok katlı epitelden yapılmış­
tır. Burada mukozada seröz ve müköz çinsten bezler bulunur. Pars oralis'i ör-
ten mukoza ise ağız mukosasının bir devamıdır ve yine çok katlı yassı epifıelden
yapılmıştır. Burada da muköz cinsten bezler vardır. Pars laryngea'nın muko-
zası da pars oralis'in mukozası ile aynı olup onun uzantısıdır.
2)Tunica fihrosa - Mukosa katının altında ince fakat sağlam bir bağ
dokusundan yapılmış olan bu kat bilhassa yukarda kalın ve kuvvetli olup
tunica muscuJaris'in bulunmadığı bölümde farscia pharyıııgobasilaris adını alıp
kafa tabanına (tuberculum pharyngeum) tutunur. Tunica fibrosa aşağı doğru
gittikçe incelenerek oesophagus'un tunica submucosa'sı i~ devam eder.
3) Tunica muscularis - Bu katda bulunan kasların ikisi kaldırıcı (leva-
tor) diğer üçü de büzücü (constrictor) olmak üzere 5 çift kas bulunur.
M. palatopharyltıgeus - Yumuşak d amağın arcus palatopharyngeus'u için-
de bulunan bir kastır.
M. stylopharyngeus - Proc. styloideus'a tutunarak başlar, aşağıda da
farinx'in üst ve orta konstriktor kaslar arasından farink'e girerek sonlanır.
M. con.strictor pharyngis superior - Proc. pterygoideus'un lamina mıedi·
alis ve hamulus pterygoideus'a, raphe pterygomandihularis'e, linea mylohyoi-
dea'ya yapışan kas dametleri arkaya ve içe giderek farinx'in arka yüzünde bir
raphe yaparak sonlanırlar . Buradan bazı demetler yukarı gidip tııberculum
plıaryngeum'a tutunurlarsa da yanfarda kas demetleri kafa tabanına kadar
ulaşamazlar. Böylece arkada ve yukarda kasdan mahrum bir kısım kalır ki
burayı da tunica fibrosa'nın fascia pharyngobasilaris denilen parçası kapatır.

M. constrictor pharyngis medius - Os hyoideum'un cismi ile boynuzla-


rına yapışan bu kas da fadnx'in yan yüzünü dolandıktan sonra arka ortadaki
raphe'de sonlanır.
M. constrictor pharyngis inferior - Larynx'in cartilago thyroidea'sının
linea obliqua ve cartilago cricoidıea'sına yapışarak başlayan kas ipliklerinden
bir kısmı yukarı ve arkaya giderek raphe'de, diğer bir kısım iplikleri de (altip-
Jikler) yemek borusunun (oesophugus) kas katına kanrarak sonlanırlar.
4) Tunica adventitia - Bağ dokusundan yapılı olan bu kat m. buccina-
tor'un fasya'sının bir sevamı olup farinx'i, spatium retropharyngeum'la spati-
um parapharyngeum 'dan ayırır.
S1ND1R1i\I S1STEMI 105

Yutağın damar v•e sinirleri:


Arter-leri: A. pharyngea ascende:nıs, a. palaüna ascendens ve a. laryngea
superior'dan gelirler.
V enleri : V. jugulariıs interna'ya dökülür.
Lenfası : Pharyınx'in arkasında buhman lenfa döğümlerine ve boyun derin
lenfa düğümleri~e gider.
Sinirleri.: N. glossospharyngeus, n. vagus ve sempatik sistem' den gelen
dallarla birlikte yutak çevresinde meydana getirdikleri plexus pharyngeus deni-
len sinir ağından gelir.

Oesophagus - Yemekborusu
pharynx'in alt sınırından yani 6. boyun omuru hizasından veya cartilag
cricoidea'dan başlayan kas ve zardan yapılı olan yemekborusu omurganın ön-
nün~e ve onun eğriliğine uygun bir şekilde yoluna devam edip asağıda 11. gö-
ğüs omuru hizasında mide ile birleşerek sonlanır. Ortaılama 25 cm. uzunluğun­
da ıolan bu borunun bir boyun parçası ve bir de göğüs parçası ayırdedilir.
1) Pars cervicalis (boyunparçası) - Krikoid kıkırdaktan incisura jugularis
sterıni hizasına kadar devam eden bu parça arkada gevşek bağ dokusu aracılı­
ğı ile lamina prevertebralis v~ omurga ile, önde de trachea ve yukarda yanlar da
gl. thyroidea ile komşuluk yapar. Bu parçanın alt kısmı tam orta çizgide olma-
yıp biraz sola kaymıştır. Boyun parçası yanlarda aynca a. carotis communis
v. jugularis intema, N. vagus'un içinde bulunduğu vagina carotis ve a. thyroi-
dea inferior ile n. laryngeus inferior'la da komşudur.
2) Pars thoracica (&öğüs parçası) - Mediastinum posterius'da bulunan
bu parça arkada yukarda omurga ile aşağa doğru indikçe öne doğru kayarak
omurgadan uzaklaştığından ikisi arasına giren aorta, ductus thoracicns, v. azy-
gos ve hemiazygoz'la komşuluk yapar. önde ise 4-5 inci göğüs omuru hizasın­
da sol anabronş ve hemen onun üstünde de aort, kendisini sola doğru çapraz-
layıp arkasına geçerken aortdarlığı denilen darlığa sebep olduğu gibi onu or-
ta çizginin sağına kaydmr. Yemek borusu aşağı doğru yoluna devam ederken
ljekrar orta çizgi üzerinde yer alır. Trachea'nın çatallanma (bifurcatio) yeri hi-
zasında lenf gangllonları ile de komşuluk yapar. Bifurcatio altında özofagus
önden perikard ve kalbin sol atrium'u ile komşudur. Yanlarda ise kendisinin
sağ ve solunda bulunan n. vagus ve mediastinal plevra ile komşuluk yapmakta-
dır. Her iki vagus aşağı doğru indikçe bir taraftan özofagus çevresinde sinirağı
meydana getirirken bir taraftanda sol ı11ı. vagus ön yüze, sağ n. vagus da arka
yüze geçerler ve böylece özofagus'la birlikte hiatus oesophaegus aracılığı ile
karınboşluğuna girerler. özofagus, diyafragmayı geçtiği bu delik hizasında kas
iplikleri ile diafrakmaya sıkıca tutunmuştur.
106 SlNDtRIM SlSTEMt

3) Pars abdominalis (karınparçası) - Hemen diafragınanın altında bulu-


nan bu parça da arkada aorta ve diafragınanın crus mıediale (içyan bacakla-
rıyla) önde de karaciğerin arka kenarı ile komşu olarak mideye kardia (cardia)
denilen ağızla açılır.
Oesophagus'un içboşluğu - Ö7-0fagus boş olduğu zaman önden arkaya
basık olup aşağıda diafragına hizasında ise yıldız şeklinde bir boşluğa sahiptir.
özıofagus boşluğu her yerde aynı genişlikte olmayıp birtakım darlık ve genişlik­
ler gösterir. DarJık:lar 3 tane olup 1. darlık hemen başlangıçta krikoid kıkırdak
hizasındadır. 2. darlık aorta darlığı adını alıp 4. - 5. göğüs omurları hizasında
bulunur.. 3. darlık ise diafragma darlığıdır ki hiatus oesophageus hizasındadır.
Bu darlıklar arasında da özofagus hafif genişlemeler gösterir.
Oesophagus'un yapısı - 1) tunica mucosa, 2) tela submucosa, 3) tunica
muscularis ve 4) tunica. adventitia olmak üzere 4 kattan ibarettir.
1) tunica mucosa - Çok katlı yassı ~pitelden yapılı olan mukoza özofa-
1

gus'un alt bölümünde fazla miktarda venağı ihtiva eder.


2) Tela submucosa - Yukardan yani yutakdan gelen tunica fibrosanın
bir devamı olup gevşek bağ dokusundan yapılmıştır ve birtakım bezler (gl.
oesophagei) ihtiva eder.
3) Tnınica muscularis - Uzunluğuna (stratum longitudinale) ve enine
(stratnm circulare) olmak üzere iki çeşit kas ipliklerinden yapılan bu kat 1 /3
yukarda çizgili 2/3 aşağıda da düz kas karakterindedir.
4) Tu.nica adventitia Oesophagus'u dıştan saran bu kat gevşek bağ
dokusundan yapılınıştır.
Oesophagus'un damar ve sinirleri:
Arterleri : A. thyroidea inferior, Aa. bronchiales, Aa. intercostales ve
aorta'dan gelirler.
Yenleri: V. thyroidea inferior, V. azygos et heıniazygos'a dükilldükleri
gibi alt parçanın bir kısmı da v. portae'ye giderler.
Lanfası : Boyun derin lenf ganglionlarına, mediastinaJ ganglionlara ve kıs­
ınıen de mide çevresindeki lenf ganglinonlarma giderler.
Sinirleri: Ple·xus oesophageus'dan gelir.
Ventriculus, gaster - Mide
Sindirim borusunun genişlemiş olan bu parçası diafragma· nın altında
karınboşluğunun üst bölümünde bulunur. Yukarda özofagus'la ~ağıda ince
bağırsağın ilk parçası olan duodenum'la devam eden mide canlıda boş iken
yine ~e içinde şahsa göre değişik miktarda hava ve sıvı ihtiva eder. Mide dış­
görünüş itibariyle bir balıkçı oltasına veya J harfine benzer. Böyle olan bir
mide de şu kısımlar ayırdedilir:
1) Pars cardiaca - Huni şeklinde olan bu parça ostium cardiacum deni-
len bir deılikle yukarda özofagus'la uzanır. Cardia 11. göğüs omuru veya 7.
SlNDlRl.M SlSTEM1 107

kaburganın sternumla birleştiği hizaya rastlar.


2)Fundus ventriculi - Cardianın sel yukarı kısmında bir çıkmaz halin-
de olan ve içinde hava bulunan bir kısmıdır.
3) Corpus ventriculi - Fundus veıntriculi'den pars pylorica denilen kı -
ma kadar devam eden midenin bu parçası yukardan ~ağı gittikçe daralır.
4) Pars pylorica - Midenin duodenumla birleşme yeri olan pilor (p lonıs)
12. göğüs omuru veya 1. bel omuru hizasında olup birazda orta çizginin sağı­
na rastlar. Bu parça daralmış olup halka şeklinde bir kabarıkJık ve sertlik
gösterir ki içinde m. sphinıcter pylori denilen sirküler düz kas iplikleri bulunur.
Bu şekilde parçaları t;efrik edilen mide bir bütün olarak önüst ve arka
alt ·olmak üzere iki yüzle bir büyük eğrilik (curvatura major) ve bir de küçük
eğrilik (curvatura minor) adını alan iki de kenar gösterir.

önüst yüz (paries anterior) - Bu yüz periton'la örtülü olup diafragma ve


dolayısiyle 5. - 8. solkaburgalarla, karaciğerin alt yüzü i\e ve kısmen de a-
rın önduvarı ile komşudur.

Arka alt yüz (paries posterior) - Bu yüz de peritonla örtülü olup bursa
omentalis, dalak, pancreas sol böbrek üstü bezi, sol böbreğin üst ucu ve da-
lak damarları ~le komşudur.
Büyük eğrilik (curvatura major) - Midenin sol kenarı da den,en ve kon-
veksliğisolabakan bu eğrilik yukarda cardia ile kendisi arasında i.ıııcisura cardi-
aca denen bir çentik gösterir ve aşağıda pilora kadar uzanır. Burada midenin
ön ve arka yüzlerini örten periton sırt sırta vererek birleşdikten sonra omen-
tum majus'u başlangıç verecektir. Bu kenar (curvatura major) enine kolon'la
(colon transversum) komşudur.
Küçüle eğrilik- (curvatura minor) - Büyük eğrilikten daha derin olan
ve konkavlığı sağa bakan ve sağ kenar da denen bu eğriliğe yine midenin ön ve
arka yüzünü örten periton sırtsırta vererek tutunduktan sonra omentuın mi-
ı11us'u meydana getirecektir.
Midenin hacim ve büyüklüğü çok değişik olup erişkindf ortalama 1 5 - 2
litrelik bir kapasite gösterir.
Midenin yapısı - Sindirim borusunun bundan sonraki parçaları gibi mı­
de de 4 katdan yapıJmıştır:
1) tunica mucosa - Gri kırmızı renkte olan mukoza uzunluğuna birta-
kım plikalar (plicae gastricae) gösterir. Bu pilikalar arasında areae gastricae
denilen poligona) küçük alanlar bulunur. Bu alanlarda da ancak büyüt ele
görülebilen birçok küçük delikler (foveolae gastricae) görülür ki bunlar mide
bel!lerinin buraya açıldıkları deliklerdir. Bu bezlere glandulae gastricae denir.
2) Tela submucosa - ince ve gevşek bağ dokusundan yapılı olan bu
kat mukosaya yapışık olup içinde zengin bir damar ve sinir ağı bulunur.
108 S1ND1R1M SlSTEMt

3) Tunica muscularis - Bu kat üç türlü kas ipliklerinden yapılmış olup


en dışda uzunluğuna (stratum longitudinale), onun altında değirmi (stratum
circulare) kas iplikleri bulunup bunlar pilor hizasında sıklaşarak m. sphincter
pylori denen kası meydana getirir~er. En içte de eğik iplikler (fibraıe obliquae)
bulunur.
4) Tunica serosa - Midenin dışyüzünü örten seröz bir gömlek olup
visceral periton'un bir parçasıdır.

Omentum majus - Midenin ön ve arka yüzlerini örten periton curvatura


major da iki yaprak birbiriyle sırtsırta vererek bir Jamina veya geniş bir önlük
halinde karın önduvarının arkasında ve barsakların önünde olarak çok defa
pelvise kadar uzanır. Buradan tekrar yukarı bükülen bu periton lamı bu defa
enine kolona kadar yükselip onu örttükten sonra arka yüzünde tekrar sırt­
sırta vererek horizontal bir gidişle mesocol-On transversum denilen enine kolon
mezıosunu yaparak karın arka duvarına tutunur. Omentum majns'un midenin
büyük eğriliği ile enine kolon arasındaki bölümü çok defa bu hizada enine
kolona yapıştığı için ligamentum gastrocolicum adını alır.

Omentnm minus - Yine midenin ön ve arka yüzlerini örten periton bu


defa curvatura minor hizasında birbiriyle sırtsırta vererek iki yaprak halinde
karaciğerin hilms'una uzanır. Ayrıca duodennm'u saran periton da onun birinci
parçasının üst kenarından itibaren sırtsırta vererek karaciğer hilus'una uzanır.
Böylece omentum minus'un bir mideden karaciğere uzanan parçası (ligamentum
gastrohepaôcum) bir de duodenum'la karaciğer arasındaki bölümü (lig. hepato-
duoıdanale) olmak üzere iki parçası vardır. Omentum minus·un serbest olan alt
kenarı bursa omentalis'e giren deliğin (foramen omentalis) ön kenarını yapar.

Mid'e nin damar ve sinirleri


Arterleri : A. gastrica sinistra, a. gastrica ıdextra, Aa. gastricae brev.es ve
Aa. gastroepiploica dextra et sinistra' dan gelirler.
Yenleri: V. gastrica sinistra, v. meserica superior, v. gastrica dextra
olup hepsi de v. portae'ye dökülürler.
Lenfası : Truncus coeliacus çevresindeki lenf düğümlerine giderler.
Sinirleri : Plexms coeliacus'dan gelir.

İllıtestinum tenue - tncebarsaklar

Karınboşluğunun büyük bir kısmını dolduran ve onun içinde oldukça


serbest hareketli olan ince barsaklar pilor'dan (pylorus) başlayıp valva ileocae-
calis' e kadar devam eden kas ve zardan yapılı bir boru şeklinde olup üç parçası
vardır.
1) Duodenum - Pilor'dan başlayan ve 2. bel omurunun sol yanına ka-
dar devam eden ortalama 30. cm uzunluğundaki bu parça diğer iki parçanın
tersine olarak serbest hareketli olmayıp karın arka _ duvarına periton arcılığı
SİNDİRİM SISTEMt 109

.ile tespit edilmiştir. Duodenum'un üç parçası olup, bunlardan 1. parça (par


:superior) pilor'dan başlayıp yukarı, dışyana ve arkaya giderek karaciğerin altına
-sokulur. Sonra aşağı dönerıek (fleıxsura duode.nıi superior) 2. parçası olan (pars
descendens) başlar. Karaciğer altından aşağı doğru inerken sağında böbrek sol
yanında da omurga bulunur. Üçüncü bel omuru hizasına kadar inen bu parça
orada tekrar bökülerek (flexsura duodeıni inferior) yukarı ve sola gidip meso-
-0olon traruversum'u arkadan .çaprazlar ve ikinci bel omuru hizasında ince bar-
sağm ikinci kısmı olan jeju.num'la devam eder. Flexura duodeni inferior'den
ikinci bel omuru hizasına kadar olan parçada duodenum'un üçüncü parçası
<0lup pars ascendens adını alır. Duodenum'un jejooum'la birleştiği yerde mey-
ana gelen dirsek plexura duodeno jejunalis adını alıp karın arka duvarına m.
suspensorius dUıodeni denilen bir kasla ayrıca tespit edilmiştir.
Duodenmn'un komşuluğu - 1. Parça (pars superior) hizasında önde ka-
raciğerin alt yüzü, vesica fella (safra kesıesi), arkada V. portae, ductus chole-
dochus ve a. gastroepiploica dextra ile yukarda lig. hepatoduodenale, foramen
epiploicum ve aşağıda da pankreas başı üe komşudur. 2. parça (pars descen-
dens) hizasında önde yine karaciğer' in altyüzü, ince barsaklar, flexora coli
.dextra ile arkada v. cava inferior, sağ böbreğin ön yüzü ve sağ böbrf!k damar-
ları İ·le komşu olup 3. parça (Pars ascendens) hizasında da önde a. ve v. mesen-
·terica infet"ior'la komşuluk yapar. Açıklığı yukarı ve sola bakan içyan kenarı
ile de duodeınum pankreasbaşı ile komşudur.
Duodenum'unı iç görünüşü - Duodenumun içyüzünü döşeyen mukoza
açık pembe renkli olup yarım ay şeklinde birtakım plikalar (plicae circulares)
_gösterir. Bu plikalardan başka mukozaya kadife görünümü veren ve villi intes-
tinales denilen mukosa pürtükleri mevcutturki bunlar bilhassa sindirim işinde
.önemli rol oynarlar. Ayrıca duodenumun pars desce.nıdens'inin arka iç duvarın­
da uzunluğuna bir plika bulunup plica longitudinalis duodeni denilen bu muko-
a plikasmın üst ucunda papilla ıduodeııi major denilen bir papilla vardır. Bu-
nun üzerine ductus choledocus'la ductus pancreaticuıs birlikte açılırlar. Bu pa-
pillanın biraz üstünde de papilla duodeni mioor ~enilen diğer bir papiHa var-
-dır ki bunun da üzerine pankreasın küçük salgı kanalı açılır.

2) jejuno-ileum - Flexura duodeıno jejunalis'den sonra devam eden bu


ince barsak parçaları iliocekal· (valva ilio-caecalis) hizasında kalın barsakla
-devam eder. Ortalama 5 - 6 metre uzunluk ve 20 - 30 mm. çapında olup karın
içinde serbestçe oynarlar, zira bu ince barsak parçası sadece mesenteriom de-
nilen bir periton bağı ile karın arka duvarına asılmıştır. Jejnnoileum denilen bu
ince barsak parçasının ortalama 2/5 i jejunum'a ve 3/5 i de ileum'a ait olmak-
fa beraber bu iki parça arasında kesin bir sınır yoktur. tnce barsağın bu par-
çalarını her tarafından örterek arka yüzde birbiriyle birleşen yani ince barsagı
dıştan sardıktan sonra arka yüzde sırtsırta veren perioon'un iki yaprağı genis bir
amina meydana getirerek (mesenterium) karın arka duvarına yukarda ikinci bel
110 SlNDlRtM StSTEMt

omurunun sol yanında ve aşağıda da sağ fossa ileaca'ya tutunmak suretiyle yu-
kardan aşağa ve soldan sağa uzanan bir yapışma çizgisi (radix mesenterü) ha-
Jinde yapıştırır. Radix mesenterü uzunluğu boyunca aorta, vena cava inforior
ve sağ üreter'i önd;en çaprazlar. Radix mesıenterii'nin uzunluğu 15-20 cm. ol-
masına mukabil mesenterium'un barsak tarafındaki kenarının uzunluzu ise iki
metreyi bulur. Bu yüzden mesentıerium kıvrıntılı bir dantela manzara arzeder.
Mesenterium birtaraftan barsaklara bir askı vazifesi görürken diğer taraftanda
barsakların damar ve sinirlerini içinde bulundurur. Böylece karın aortundan
ayrılan barsak damarları radix mes.enterii'den mesenterium içine girerek barsak-
lara ulaşırlar.
Jejunum'la ileum parçaları daha ziyade iç görünüşleri ile birbirinden ayrı­
labilirler, zira jejunum'da plicae circulares bariz bir şekilde bulunmasına
mukabil ileum'da az ve seyrektir. Yine folliculi lynıphatici denilen lenfollikül-
leri de daha ziyad~ ileum'da bulunur.
İnce barsak.arın yapısı :
lnce barsakların da midede olduğu gibi dört katı vardır.
1) tunica mucosa - Barsakların içyüzünü döşt?yen mukosa açık wmbe
renkli olup birtakım mukosa plikaları gösterir. Çok katlı yassı epitelden yapılı
~lan mukosa da bol miktarda barsak bezleri (glanıdulae intestinales) bulunur.
Ayrıca tek, küme halinde (folliculi lymphatici solitarii et aggregati) lenf foli-
kül~eri ihtiva eder.
2) Tela submucosa - midede olduğu gibi gevş.ek bir bağ dokusu katıdır.
3) Tunica muscularis - Bu katda bir yüzeye! (stratum longitudinale)
diğeri derin (stratum circulare) olmak üzere iki çeşit kas iplikleri vardır.
4) Tunica serosa - Duodenum'un birinci parçasının her tarafını örterek
buradan karaciğere uzanan periton lig. bepatoduodenale adını alır. Duede-
num'un diğer parçalarını ise periton yanlız önden örterek karın arka duvarına
tespit ,eder. Jejunoileum'da ise periton yine barsakların bu parçasını her taraf-
tan örter ve arka yüzünde sırt sırta verer,ek barsağa askı vazifesini gören me-
senterium'u meydana getirir.
İnce barsaklann damar ve sinirleri:
Arterleri: Aorta abdomin.alis'in da1ları olan a. bepatica communi:s, a. pan-·
creatica dnoden:alis superior et inferior ile a. mesenterica superior' dan gelirler.
Yenleri : V. mesenterica yolu ile vena portae'ye dökülürler.
Lenfası : Zengin olan lenfa sistemi tm:ncus intestinalis'i meydana getire-
rek cistema chyli'ye giderler.
Sinirleri: Plexus mesentericos'dan gelirler.
lntemnum crassum - Kalınbarsak

İncebarsakla birleşme yeri olan valva ileocaecalis denilen valvulden başla-


S1ND1R1M StSTEMt 111

yıp dışarı açılma deliği olan anus'a kadar devam eden kalınbarsak ortalama
1,5 m. uzunluğunda ve 3-6 cm. çapında kas ve zardan yapılı bir boru olup
.aşağıda ki parçalar ayırdedilir:
1) Caecum (körbarsak), 2) colon ascendens (yükselen kolon), 3) colon
1ransversum (enine kolon), 4) colon descenıdens (inen kolon), 5) colon sigmo-
Jdeum (sigmoid kolon) 6) rectum (düzbarsak, rektum).
Sağ fossa iliaca'dan başlayan kalınbarsak dış görünüş itibariyle ince bar-
ağa nazaran daha kaılın olup üzerinde enine kabartılar (haustra coli) la uzun-
luğuna şer:itl;er (taeniae coli) ve yağ kitleleri ihtiva eden periton uzantıları ap-
pendices epipleicae) görülür. Taeniae coli üç tane olup kolonların muhtelif
parçalarında değişik durumda bulunurlar. Caecum ile colon ascendens de bu
. eritlerden biri önde (taenia libera) diğer ikisi ise arka iç (taenia mesocolica)
ve arka dış (taeınia omentalis) olmak üzere yer almışlardır. Colon transversum
da ise bu tenyalardan biri önde diğer ikisi arka üst ve arka alt durumdadırlar.
Colon descendeıns de is.e bu şeritler (taeniae coli) iki tane olup biri ön diğeri do
arkada yıer almışlardır. Colon sigmıoideum da da aynı şekilde bir ön ve bir ar-
ka olmak üzere iki taenia bulunur.
1) Ca.ecum (kör barsak) - Sağ kalça çukuru (fossa iliaca dextra) içinde
yer alan bu parça 7 cm. uzunluğunda valva ileocaecalis'den geç'rilen enine
çizginin altında olup alt ucu çıkmaz şeklinde sonlanır. Caecum, valva ileo-ra~­
calis üstünde de colon ascendens'le uzanır. Caecum'un incebarsağa açı.fan ağ­
zına ostium ileocaecale denir. Valva ileocaecalis koni şeklinde olup geniş ta-
rafı ince barsakta dar tarafı da caecum da olan bu valvül iki mukosa plikası
ile (freınilum valvae ileocecalis posterius et anterius) caecum'un duvarına uzanır.
Böylece huni şeklinde olan bu valvül barsak muhtevasının incebarsakfardaıı
kalınbarsağa doğru geçmesine kolaylıkla imkan verdiği halde tersine ak1ma
mani olur.
Caecunı'un dışyüzünde görülen taeıniae üç tane olup bunlar appendix'in
caecum'a birıeştiği yerden başlayıp yukarı doğru colon ascendem'de evvelce
söylenilen şekilde devam ederler.
Appendix Vermiformis - Caecum'un dışyüzünün · arka iç tarafında bu-
lunan çok değişik büyüklükte solucan şeklinde rudimenter bir barsak parça ı­
dır. OrtaJama 5-15 cm. uzunluğunda olan apenıdix, caecum'a ostiıım ap~ndici
venniformis adı verilen bir delikle açılır. Appendix çok defa aşağı pelvis bo . -
luğuna doğru uzanmış olmasına rağmen caecum'un arkasında yukarı doğru da
uzanmış olabilir. Kendisini örten periton ona bir mezo (askı) yaparak (mesen-
teriolum appe.nıdicis verınifornıis) karın arka duvarına bağlar. Gevşek olan bu
mezo sayesinde appendix serbestçe hareket eder. Appendix'e gelen damar re
sinirler de bu meso içinde bulunur.far.
1 •

2) Colon ascendens (yükselen kolon) - Caecom'dan başlayıp yukarda


karaciğerin alt yüzüne kadar, yükselir. Bundan sonra bir dirsek yaparak (fle·
xura ooli dextra) sola doğru yoluna devam eder.
112 SlNDtRlM SlSTEM:t

3) Colum transversum (enine kolon) - Flexura coli dextra'dan b~layıP'


enine doğru giden bu kolon parçası sol böbreğin dışyan kenarına kadar devam
edip burada yaptığı bir dirsekle (tlexura coli sinistra) aşağı döner ve inen ko-·
Ionla yoluna devam eder.
4) Colon descendens (inen kolon) - Flexura coli siııistra'dan başlayan bu
parça da aşağıda crista iliaca hizasında colon sigmoideum'la uzanır.
5) Colon sigmoideum (sigmoid kolon) - Cma iliaca hizasından itibaren
başlayan bu kalın barsak parçası da kendisini örten peritonun yaptığı mezo Ue
pelvis arka duvarına tutunur. Şekline göre bir S harfine benzemesi sebebiyle bu
adı almıştır. Aşağıda 1. veya 2. sakral omur hizasından itibaren kalın bar-
sağın son parçası olan rektum (Rectum) ile devam eder.
6) Rıectum (düzbarsak, rektum) - 1. - 2. sakral omur hizasından b(l.5-
Jayan rektum koksiks tepesi önünde perin,e bölgesinde anus denilen delikle dı­
şarı açılır. Rektum'un pelvis döşemesine kadar yani pelvis alt açıklığını ka-
patan yumuşak kısımların meydana getirdiği perine'ye kadar olan kısmı geniş­
ce olup ampulla recti adını alır. Bunun altında kalan bölümüne ise pars analis
recti denir.
Anus - İstirahat halinde kapalı olan sindirim borusunun bu dış.arı açıl­
ma deliği koksiks (coccygis) in tepesi önünde bulunur. Çevresinde bulunan iki
büzücü kastan biri sphincter ani externus (çizgili kas) diğeri sphinctıer ani in-
temus, olup amıs fonksiyonunda büyük rol oynarlar.
Kalın barsak yapısı - İncebarsaklarda olduğu gibi dört kattan ibarettir.
1) Tnnica mucosa - koyu kırmızı renkte olan mukosa çok katlı yassl'
epiteılden yapılmış olup enine plikalar gösterir, plicae semilu.nares denilen bu
yarım ay şeklindeki plikalar bilhassa rektumda barizdir. Burada yani rektum-
da bu yarım kapaklardan b~ka uzunluğuna bir takım plikalar da görülür ki
bunlara da coluımııa rectales denir. Mukoza da incebarsaklarda olduğu gibi
villi intestinales bulunmaz. Mukosa bezleri ile tek tek lenf follikülleri vardır.
Bilhassa appendix' de bulunan lenf folkülleri fazla olup appendix bademciği adını
da alırlar.
2) Tela submucosa - İncebarsaklardakinin aynı olup plicae semilunares'in
iskeletini meydana getirir.
3) Tunica muscularis - Burada da biri dışta yüzeyel ve uzunluğuna
(stratuııı longitudinale) ve diğeri içte, enine (stratum circulare) iki türlü kas
iplikleri bulunur. Uzunluğuna olan iplikler tenyaları (taeniae) meydana getirir-
lerse de rektum'da tenya yoktur. Enine olan derin iplikler ise incebarsaklarda
olduğu gibi kalınbarsak boyunca mevcut olup bunlar yalnız anus çevresinde-
sıld~arak sphincter ani internus denilen iç büzücü kası meydana getirifıler.
4) Tunica serosa - Peritonun visceral yaprağından ibaret olup kalınbar­
sak parçalarını değişik şekilde örter. Şöyle ki:
Caecum'u çok defa her tarafından saran periton ona bir mezo yaparak
karın arka duvarına tespit eder. Col-0n ascendens'i peritun hemen her zaman
yanlız önyüzünden örtüp karın arka duvarına yapıştmr. Colon traınsversunı 'u.
S1ND1Rl:VI SJSTEMf 113

her taraftan örten periton arka yüzünde sırtsırta vererek bir periton bağı
(mesocolontransversum) meydana getirerek karın arka duvarına bağlar. Bu
e.n.İJ:1ıe kolon mez;osu iki böbrek arasında ki kısımda karın arka duvarına yap~ş­
ğı sırada duodenum'un inen parçasını ve pankreas'ı çaprazJ.ar_ ve onlara da tu-
tunur. Periton ayrıca enine kolonun sağ ve sol dirseklerine lig. phrenico-co-
licum dextrum et sinistrum adlarını alan bağlar yapar. Bu bağlar vasıtasıyle
eni~e kolon dirsekleri diafragmaya tutunurlar. İnen kolonu da (colon descen-
dens) periton çok defa sadece önyüzünden örtüp karın arka duvarına tespit
eder. Coloın sigmoideum'u da periton her tarafından örterek ona bir mew
(mesocolonısigmoideum) yapar. Bu mero pelvis arka duvarına tersine V harfi
şeklinde tutunur. Bu V nin tepesi karın aortunun çatallandığı yere rastlar.
Periton rektum'un sadece önyüzünün üst kısmını örtüp onu pelvis arka duva-
rına tespit eder. Rektum'un önyüzünü örten perion, pdvis boşluğu içinde öne
doğru devam ederken erkekde mesane kadında da vagina ve oterus üzerine
atlarken çıkmazlar (excavatio rıectouteriına, excavatio rectovesicalis) meydana
getirir.
Kalınbarsağın damar ve sinirleri:
Arterleri: A. mesenterica superior'un dalları olan a. ileocolica, a. colica
dextra ile a. mesentıerica inferior'un dalları olan a. colica sinistra, Aa. sigmo·-
dıeae, a. rectalis superior' dan ve a. iliaca interna'nın dalı olan a. rectalis inferbr
adını alan arterlerden gelir.
Yenleri: V. mesen.terica superior ıet inferior'lara ve oradan da v. portae·ye
giderler.
Lenfası: Damarlar 9.evresindeki lenf düğümlerine giderler.
Sinirleri: Plexus mesentıericus superior et inferior ile plexus pudentalis'- ,
<len gelirler.
B - Sindirim işiınde rol oynayan organ ve bezler
Glandulae salivatoriae - Tükürük.bezleri
Ağız içini döşeyen mukosa altında bulunan küçük tükürük bezleriyfo ağız
çevresinde bulunan büyük tükürükbezleri sindirim işinde gıdayı yumuşatarak
yutmağa uygun bir şekle sokarak önemli rol oynarlar. Bunlardan ağız içinde
bulunanlar yerine göre gl. buccales, gl. labiales, gl. linguales gibi adlar aldıkla­
rını daha önce görmüştük. Ağız çevresinde bulunan büyük tükürük:bezleri ise
ı - gl. parotis, 2 - gl. submandibularis ve 3 - soblingualis olmak üzere
üç tanedir.
1 - Glandula parotis (kulakaJtı bezi) :
Tükürük bf!nlerinin en büyüğü olan gl. parotis, raınus mandibulae'nın arka-
sında proc. mastoideum'la m. stemocleidomastoideus önünde ve porus acusticus
extemus'un da altında bulunur. 25 - 30 gr. ağırlığında olan gri sarımtırak renkli
bir bez olup gayrımuntazam üçgen prizma şeklindedir. Boyun yüzeyel fasyasının
114 S1ND1R1M StSTEMl

yaptığıbir loj içinde yerleşmiş olup ona sıkıca yapışıktır. Uzun ekseni yukardan
aşağa olan bu bezin dışyan, ön-iç ve arka-iç olmak üze~e içyüzü ile üst ve alt iki
ucu ve nihayet ) üzler arasında meydana gelen ön, iç ve arka olmak üzere de üç
kenarı vardır.
Parotis loju - Lamina superficialis fasciae cervicalis, m. Stemocleideo-
mastoideus'un ön kenarında yüzeye! ve derin iki yaprağa ayrıldı~ctan sonra
yüzeyel yaprak ramus mandibulae'nın arka kenarına yapıştığı gibi m. masseter-
in fasciası ile de devam eder. Derin yaprak ise içyana doğru giderek proc.
styloideus'a yapışan kas ve bağları önden örttükten sonra öne ve dışyana gidip
m. pteygoideus medialis'in arkasında ramus mandibulae'nin arka kena-
rına gelerek yüzeye! yaprakla birleşirse de içyanda kendisin spatium pa-
rapharyngium'un styloid ardı bölümü ile birleştiren bir aralık kalır. Bu iki
yaprakdan yüzeye! olanı yukarda arcus zygomatico:s'la meatus acusticus, ext.
ın kıkırdak bölümüne tutunur. Derin yaprak ise proc. styloideus'un tabanına ya-
pışır. Böylece derin ve yüzeye! yaprak yukarda birbirine ulaşamazlar. Aşağıda
ise her iki yaprak angulus mandibulae'ya yapışarak bezler arası bölmesi deni-
len bölm~eyi yaparalar ki bu da gl. parotis'i, gl. submaındibularis.den ayırır.
Bu Joj içinde bulunan bez dış.yanda deri ile, öniçyanda r. maındibulae _ve
m. pterygoideus medialis'le, arka içyanda ise m.digastricus'un venter posterior'-
u ve styloid çıkıntıya yapışan kas ve bağlarla komşuluk yapar. Bezin iç k)enarı
farinksle, arka kenarı processus mastoideus ve m. sternocleidomastoideus'la ve
ön kenarı da m. ma seter'le komşudur. Bezin üst ucu çene eklemi (articulatio
temporo-mandibularis) ile alt ucu da gl. submandibularis ile komşuluk etmek-
tedir.
GI. parotis içinde bulun.an oluşumlar :
1) Dışdan içe doğru ilk rastlanan n. facialis olup bu sinir foramen
st}Iomastoideum'dan dışarı çıkarçıkmaz bez içine girer ve üst ve alt olmak üze-
re iki büyük dala ayrılır. Bu ikiuc dalda ayrıca birçok küçük dallara ayrılarak
yelpaze şeklinde parotis bezini terkedip yüzde dağılırfar.
2) N. Facialis'in içyanında vena jugularis ext. bulunur ki bu da v. maxil-
Jaris ile v. temporalis . superficialis'in birleşmiesinden meydana gelmiştir.
3) En derin planda da yer alan a. carotis ext. olup parotise arka içyan
yüzünden girerek hemen côllum manıdibulae hizasında a. maxillaris ve a. tem-
poralis superficialis olmak üzere iki uç dala ayrılır.
b) Nodi lymphatici parotidici denilen lenf düğümleri de bez çinde bulu-
nup bunlardan bir kısmı damarların çevresinde bir kısmı da loj içinde olmak
üzere parotis bezinin dışyüzünde yer almışlardır.
5) N. auriculotemporalis denilen bu sinirde bez'i aşağıdan yukarı içyan-
dan dışyana doğru geçerek arcus zygomaticus altında olarak bezi ter~der.
Ductus parotideus (parotis kanalı) - Parotis bezinin seröz olan salgısını
ağız boşluğuna döken bu kanal bezin önkenarından ve arcus zygomaticus'un
S1ND1R1M SiSTEMİ 115

1,5 cm. altında olarak baş.lar. öne doğru horizontal bir gidişle m. masseterica'
nın dışyan yüzünü çaprazlayarak ön kenarını dolandıktan sonra m. buccinator'u
deler~k vestibulum oris'in d_ışyan duvarına yani yanağın içyüzüne, 2. üst molar di,
hizasında olmak üzere açılır. Çok defa bu noktada papilla parotidea denilen bir
papilıla bulunur. Bu kanalın uzunluğu 3 - 4 cm. olup yolu boyunca daha ziya-
de başlangıcında gl. parotis accesoria denilen ayrıca bir bez de bulunabilir. Bu
kanalın deri üzerinden doğrultusu ve yeri dışkulak memesinden burun kanadına
çekilen bir çizgi ile gösteri~ebilir. ·
GI. parotisin damar ve siınirleri :
Arterleri : A. temporalis superficialis ve a. transversa faciei'den gelirler.
Yenleri : V. jugularis externa'ya dökülürler.
Lenfası : Bez içinde bulunan lenf düğümlerine ve oradan da boyun dfrin
lenfa düğümlerine giderler.
Sinirleri: N. auriculotemporalis olup bezin salgı fonksiyonunu idare eder.
2) Glandula submandibularis (çenealtı bezi)
Mandibula'nın içyüzündeki fovea subınaııdibularis'e yerleşen bu bezin ke-
mik ve bağ dokusundan yapılı bir loju bulunur. İkinci büyüklükte bir tükürük
bezi o1an bu bez oval, 5-8 gr.ağırlığında olup gri sarımtırak bir görünümdedir.
Seröz ve müköz tabiatta olan salgısını ductus submandibularis denen boşaltıcı
salgı kanalı ile di laJtında olmak üzıere ağız boşluğuna döker. Bu kanalın dil al-
tındaki açılma yeri caru.ocu)a sublingualis üzerindeki d,eliktir.
GI. Submandibularis'in loju'nu dışyanda fovıea submandibularis, içyanda m.
mylohyoideus, m. hyoglossu:s, m. stylohyoideus ve m. digastricus'un venter an-
terior'u ve bunları örten lamina superficialis fasciae cervicialis'in derin yaprağı,
alta da lamina superficialis fascia cervicalis yaparlar. Böylece tarif edilen bu loj '
içindeki çene altı bezinin içyanyüz, dışyan yüz ve alt yüz olmak üzere üç yüzü
ile ön arka olarak da iki ucu vardır. içyan yüz m. hyoglossus'un içyan yüzünde
bulunan n. hypoglossuıs ve dışyan yüzünden geçen a. lingualis"le komşuluk yapar.
Dışyan yüzü mandibula'nın cismi ile komşudur. Alt yüzü ise boyun yüzeyel
fasyası, platysına ve deri ile komşudur. Ön ucu m. ıdigastricus'un venter anterior'
una değer. Arka uç da bezler arası bölmesi (septuın interglandnlare) aracılığı
ile parotis'le komşudur.
Ductus submaındibularis - GI. ubmaındibularis'in içyan yüzünden başla­
yan 4 - 5 cm. uzunluğunda ki bu kanal m. mylohyoideus'un arka kenarını do1an-
dıktan sonra aynı kasın üst yüzünde ve gl. sublinguaıis· in içyanında olmak üzere
ön ve içe doğru giderek dil altındaki caruncula sublingualis üzerinde olmak üze-
re ağız boşluğuna açıhr.
Gl. Submandibularis·in damar ve sinirleri :
Arterleri : A. facialis ve a. submentalis' den gelirler.
Yenleri: V. facialis ve v. subme.nıtalis'e dökülürler.
Lenfası : ·K,endi ıloju içinde bulunan lenf düğülerine (nodi lyınphatici sub-
116 Slı ' Offill\1 SİSTEM!

mandibulares) giderler. Oradan da boyun derin lenf ganglion'larına ulaşırlar.


Siniri : N. lingualis olup salgı işini idare eder.
3) Glandula sublingualis (dialtı bezi)
Tükürük bezlerinin diğer ikisinden daha küçük olan bu bez yine mandibu-
lanın içyüzünde bulunup fovea sublingualis denilen çukurcuğa yerleşmiştir. Bu
bezin diğer iki bez gibi kemik ve fascia'dan yapılı kapalı bir loju yoktur. 3 - 5 gr.
ağırlığında Vıe uzun ekseni mandibulaya paralel olan ovoid biçimdeki bez içyan
yüzü ile dil.kasları) dışyanyüzü mandibula cismi ile k·omşu olup ağız döşemesin­
deki eki plica sublingualis altında bulunur. Burada m. mylohyoideus ile m. ge-
nioglossus arasındaki oluk içindedir. Bezin ön ucu eş bezin ön ucuyla, arka ucu
da gl. subma:nıdibularis ile komşudur.
Plica sublinıgualis altında bulunan dilaltı tükürük bezi çok d,efa tek bir bez
olmayıp bilhassa arka bölüme birçok küçük bezlerden müteşekkil olup ayrı ayrı
kanalcıklar (ductuli sublinguales minores) halinde salgılarını plica sublingualis
üzerine açılarak ağızboşluğuna dökerler. B1ezin önbölümü ise tek kanala sahip
olup ductus sublingualis major denen bu kanal da caruncula soblinıgualis üzerine.
ductus submandibularis ile birlikte açılır.
Gl. sublingualis'in damar ve sinıirleri :
Ar~erleri : A. sublingualis' den gelir.
Yenleri : V. sublingualis'e dökülür.
Lenfası : Nodi lyınphatici submandibularis·e gider.
Siniri : N. Jingualis salgı iplikleri verir.
Pancreas - Pankreas
Sindirim işinde
önemli rolü o1an bir dış salgısı olduğu gibi karbonhidrat
metabolizmasında da rol oynayan bir içsalgısı bulunan bu bez, yapı bakımından
asinöz yapıda olduğundan tükürük bezlerine ben~r. Yaygın bir S harfine veya
bir çekice benzetilen pankreas, karın arka duvarında omurganın önüne yatık du-
rumda ve duodenum'un yukarı ve içe bakan oyukluğu içine yerleşmiş olup dalak
hilus'una kadar uzanır. 12 - 15 cm. uzunluğunda ve 70 gr. ağırlığında, yumuşak
bir kıvamda olan pankreası ön yüzünden periton örterek karın arka duvarına
yapıştırmıştır. Bu yüzden omurgaya ve aortaya rastlayan bölümü öne doğru bir
çıkını gösterir ki buna tuber omentale denir.
Pankreas dış görünüş itibariyle iki yüzılü (ön ve arka) olup şu parçaları
ayırdedilir.
1) caput pancreatis (pankreas başı)
2) Corpus pancreatis (pankreas cismi)
3) Canda pancreatis (pankreas kuyruğu)
1) Caput paıncreatis (pankreas başı) - Duode.nunı'un oyukluğu içine yer-
leşmiş olan bu parça pankreasın diğer parcalarından daha geniş ve yassı olup
alt kenarından çengel şeklinde orta çizgiye doğru uzanan bir çıkıntı gösterir.
Processus mııcinatus adını alan bu uzantı ile corpus pancreatis arasından a. ve v.
SlND1RlM SlSTEMl 117

mesenıterica superior'un geçtiği görülür. Bu parça arkada ductus choledochus e


v. portaıeile daha arka planda da v. cava inferior'la, a. ve v. renalis dextra ile
komşuluk yapar. önyüzü ise enine kolon ve onun mezosu ile komşudur.
2) Corpus pancreatis (pankreas cismi) - 1. - 2. bel omurları hizasında
olup arkada omurga ve ·a orta ile a.meseınterica superior, sol böbrek üstü bezi
sol böbrek üstü bezi, sol böbrek ve damarları ile komşudur. Cismin üst kenarı
boyunca a. ve v. lienalis bulunur. önyüzü enine kolon ve mide ile komşudur ki
bu komşuluk bursa omeıntalis aracılığı iledir. Bu yüzün alt bölümü ise ince bar-
sak kıvrımları komşuluk yapar.
3) Cauda pancreatis (pankreas kuyruğu) - Pankreas'ın bu parçasını her
taraftan saran periton onu daılak hilus'una bağladığından baş ve cisim gibi karın
arka duvarına tesbit edilmiş olmayıp hareketlidir. Değişik şekil ve uzunlukta
olan kuyruk parçası çok defa dalak hilusuna kadar uzanır.
Ductus pancreaticus (pankreas kanalı) - Pankreas'ın iç salgısı olan ve
Iangerhans adacıkları tarafından imal edilen msulin doğrudan doğruya kana
karışmasına mukabil bezin dışsalgısı, pankreas kanalı yolu ile duodemum 'a dö-
külür. Bez içinde kuyruktan başlamak üzere bütün bezi kat eden bir kanal
duodeınum'un ikinci parçasına papilla duodeni major üzerine ductus choledochus
ile birlikte açılır. Baş kısmında bulunan diğer küçük bir kanal olan ductus panc-
reaticus accıesorius yine duodenum' a papilla duodeni minor üzerinde olmak üze-
re açılır.
Pankreas'ın damar ve ısinirleri :
Arterleri : A. Lieınalis, a. hepatica communis ve a. mesenterica superior'
dan gelirler.
Yenleri :V. lienalis ve v. mesenterica superior'a ordan da v. portae"ye dö-
külürler.
Lenfası : Büyük damarların çevresindeki lenf düğümlerine giderler.
Sinirleri : Plexus solaris'den g,elir.
Hepar - Karaciğer

IKarınboşluğunun sağ üst bölümünde diafragınanın altında bulunan bu bü-


yük bez, iç organların en büyüğüdür. Sindirim işinde önemli rolü olan safra ı
saldığı gibi genel metabolizmada da önemli bir rol oynar.
Ortalama 1500 gr. ağırlığında Ôlan karaciğer kıvam bakımından ne pank-
reas gibi yumuşak ve ne de sert bir organdır ama üzerinde kolayca iz bıra.kıld1ğı
gibi yerinden çıkarıldığı zaman da şeklini muhafaza edem.iyecek bir kıvam da
olup gevrekdir. Onun için kuvvetli travma'lar karşısında kolayca yırtılabilir.
Karaciğer karın boşluğu içinde sağ ucu kalın olup sağ hipokondr'u, yukar-
dan aşağı basık ve ince olan sol ucu da sol hipokondr'un bir kısmını dolduracak
şekilde enine bir durumda bulunup diafragmanın altındadır ve onun hareketine
uyarak yer değiştirir.
Dış görünüş itibariyle karaciğerde bir üst yüz (fac·es diaphragmatica) bir alt
118 S1ND1R1M StSTEMt

yüz (facies visceralis) olmak üzere iki yüz ile sağ ve sol iki uç ve nihayet alt ve
arka olarak da iki kenar ayır~dilir.
Facies diaphragmatica (üstyüz) Oldukça konvex olan bu yüz düzgün olup
ön bölümü peritonla örtülü olarak diafragma ile komşu ve serbest olduğundan
da pars libera adını alır. Arka bölümü ise peritonsuzdur ve doğrudan doğruya di-
afragma ile komşu olup üst ve altyüzden gelen peritonla (liganıentnm coronari-
um) diafragmaya tespit edilmiştir. Diafragmaya dayanan ve iki periton yaprağı
arasında kalan karaciğerin üst yüzünün bu arka bölümü sabit ve peritonsuz ol-
duğu için de area nuda adını almıştır. Buyüzün orta yerinin biraz solunda görü-
len periton bağı ligamentum falciforme adını ahr ki orak şek.J.inde olan bu bağ
karaciğeri diafragmaya ve karın ön duvarının arka yüzüne bağlar. Böylece bu
bağ karaciğeri bir sağ lob (lobus dexter) bir de sol lob (lobus sbdster) olmak
üzere iki loba ayırır.
Facies visceralis (alt yüz) - üst yuzun tersine oldukça konkav olan bu
yüz aşağıya arkaya v.e biraz da sola bakar. Bu yüz üzerinde sagital durumda bir
yarık görülür ki bunun ön kısmı fissura ligaınenti teretis olup içinde lig. teres
denilen vena umblicalis'in kalıntısı olan bir bağ bulunur. Arka bölümü ise fs-
sura ligamenti ve100si adını alır. Burada da intrauterin hayatta v. cava·yı v. por-
tae'ye bağlayan bir venin artığı olan ligamentum venosum bulunur. Bu sagital
yarığın sağında önde ve arkada olmak üzere iki çukurcuk daha görülür. Bun-
lardan öndekine içinde safra kesesi (vesicae ~ella) bulunduğu için fossa vesicae
fellae, arkadakine ise içinden v. cava inferior geçtiği için sulcus ve-nae cavae adı
verilir.
Fissura lig. terıetis ile fossa vesicae fellae arasında kalan dörtgen ~eklindeki
karaciğer parçasına lobus quadratus, fissuı·a lig. venosi ile sulcus ve~ae cava~
arasında ki karaciğer bölüme de lobns caudatus denir. önde lobus quadratus
ile arkada Iobus caudatus arasındaki enine yarık da karaciğer kapısı (porta he-
patis) adını alır ki karaciğere gelen a. hıepatica propria, "· portae ile karaciğer-
den çıkaran safra yolları gibi oluşumların giriş ve çıkış yeridir.
Karaciğerin facies visceralis'inde görülen bu belli b~lı oluşumlardan baş­
ka bu yüzde kendisiyle komşu .olan organların yaptıkları izler görülür. Bu izler-
den bazıları şunlardır: Böprek izi (impressio renalis). Mide izi (impressio gast-
rica), Kolon izi (impressio colica).
Karaciğer'in kenarları :
Karaciğerin arka kenarı künt olup diafragma ile komşudur. Alt kenarı ise
keskindir ve lobus dexter (sağ lob) ile lobus sinister (sol lob) arasındaki sınırda
bir çentik (incisura lig. teretis) bulunur ki burada lig. teres denilen karaci~erin
yuvarlak bağı yer alınış olup fissura lig. teretis ile uzanır. Bu kenarın lobus dex-
ter'in orta bölümü hizasında safra kesesinin dibi (fundus ve~ica2 fellae) dışarr
doğru taşmış olarak görülür.
S1ND1R1M S1STEM1 119

Karaciğerin sağucu sağ hipokondr da bulunup kalın v1e küntdür. Bu ucun


arka tarafına karaciğeri örten peritonun bu hizada diafragmaya atlarken yaptığı
ve lig. triaugulare ıdextrum denilen bağ tutunur. Sol u.; ise yukardan aşağa ba-
sık ve incedir. Mide ile diafragma arasına sokulmuş olan bu uca da yine aynı
şekilde karaciğeri örten peritonun diafragmaya atlarken meydana getirmiş ol-
duğu periton bağı yani lig. trianıgulare sinistnım tutunmuştur.

Karaciğerin yapısı
- Dıştan içe doğru tunica serosa, tunica fibrosa V}! onun
altında karaciğerin özel dokusu ile safra yalıları olmak üzere sırayla ele alaca-
ğız.
Tunica serosa - Peritondan ibaret olan bu kat, karaciğerin üst ve alt
yüzlerinde bulunan ve arka ve yanlardan diafragmaya atlarken yaptığı ~riton
bağları ile karaciğeri yerine tespit eder. Karaciğerin üst ve alt yüzünü örten
periton arkada diafragmaya atfayarak lig. coronarium denilen bağı yapar. Bu
bağın iki yaprağı arasında kalan perionsuz kısım area nuda'dır Yanlarda ise
periton sağ ve sol üçgen bağları (lig. triangulare dextrum et sinistrum) meyda-
na getirir. üst yüzden ayrıca diafragmaya ve karın önduvarının arka yüzüne
atlayan periton, lig. falciforme·'yi yapar ki çok defa karın ön duvarı arka yüzüne
yapışma yeri göbeğe kadar uzanan bu bağın serbest olan alt kenarında karaci-
ğerin yuvar1ak bağı (lig. teres hepatis) denen bağ bulunur. Bu bağ intraııterin
hayatta mevcut olan ve:nıa umblicalis'in bağ haline dönmesinden meydana gel-
miş tir. Karaciğerin göbeği hizasından (portae hepatis) mide ve duodenum'a uza-
nan periton omentum ıninus'u meydana getirir. Bu omentumun iki parçası olan
lig. gastrohepatica ile lig. hepato-duodenales' den mi de bahsinde de söz etmiş­
tik.
lig. hepatoduodenale'nin serbest olan alt kenarı bursa omentalis ~nilen
peritom çıkmazının giriş deliğinin (foramen bursa omentalis) ön dudağını ya-
par. Bu kenar boyunca omentum minus içinde sağda ductus choledochus, solda
a. hepatica propria ve ikisi arasında da v. portae yer almıştır.
Tu.nica fibrosa - Fibroz dokudan yapılı olan bu kat bir kapsül karakte-
rinde olup karaciğer kapsülü adını da alır. Karaciğeri dıştan saran bu fibröz
gömlek porate hepatis' den karaciğer içine doğru damarJar çevresinde olmak
üzere bölmeler gönderir. Bu bölmeler karaciğeri lobcuklara ayırır.
. Karaciğerin özel dokusu - Lobuli hepatis denilen bir takım lobcuklardan
meydana gelen karaciğer dokusu kesit yapıılmış bir karaciğer de hexogonal bir
manzara gösterir. Her bir karaciğer lobunun ortasında vena centralis denilen
ve vena hepatica'nın başlangıcını teşkil eden küçük bir ven vardır. Lobun çev-
resi ise bir bağ dokusu ile çevrilmiş olup septa interlobaria denen bu bölme-
ler içinde de v. portae ile a. hepatica propria'nın uç dakıkları ve safra kanal-
cıkları (ductili interlobares) bulunur. Karaciğer yapısı hakkında daha fazla bilgi
için histoloji kitaplarına bakınız.
120 S1NDIB1M S1STEMt

Karaciğerin damar ve sinirleri :


Karaciğer'in
bir besleyici ve bir de fonksiyon damarı olmak üzere iki çe-
şit damarı vardır. B1es·leyici olan damarı a. hepatica propria olup karın aortu-
nun bir yan dalından (truıncus caeliacus) gelir.
Karaciğerin fonksiyon damarını da vena portae teşkil eder.
Vena portae• - Bu ven karın içindeki sindirim kanalı parçalarından ge-
len ven kanı (sindirilmiş besin maddelerini ihtiva ec\er) ile pankreas ve dalak·
tan gelen ven kanını taşır. Başlangıcını teşkil eden v. mesenterica superior ve
"·· mesenterica inferior ile v. lienalis pankreas arkasında birbiriyle birleşerek
v. portae'yi meydana getirirler. Bundan soma yukarı ve sağa doğru omeıntum
ıninus içinde olmak üzere giderek karaciğer kapısına gelir. Burada sağ ve sol
iki kola ayrılarak karaciğer içine giren bu ven karaciğer içinde dağıJarak son-
lanır.
Karaciğer venleri - 2 veya 3 tane olan karaciğer venleri (venae hepa-
ticae) v. cava inferiora hemen sulcus vmae cavae içinde olmak üzere açılır­
lar.
Karaciğer"in lenfası : V. partfle çevresindeki lenf ganglion'lan ile mide
çevresindeki lenf ganglion'lanna giderler.
Sinirleri : Plexus solaris'den gelir.
Doctus biliferi - Safra yollan
Karaciğer içinde meydana gelen safra, küçük safra kanalcıkları (ductuli
biliferii) doctuli in.terlobaıis denilen loblar arasındaki kanalcıklardan başlayıp
bunlar birbir~eriyle birleştikten &onra ductos hepaticos commwıis denen tek bir
kanalı meydana getirirler. Ortalama 3 cm. uzunluğunda olan bu kanal da
ductus cysticus adını alan safra kesesi kanalıyla birleşerek ductus choledoc-
hus'u yaparlar.
Ductus choledochus - Doctus hepaticus commu.nis ile ductus cysticus'-
un birleşmesinden meydana gelen safra yolunun bu parçası omentum nıinus
içinqe aşağı ve içyana doğru giderek .tuodenomun birinci parçasının arkasın­
dan geçtikten sonra duodenum'un ikinci parçasının iç yüzündeki papilla dnu-
deni major üzerine ductus pancreaticus ile birlikte açılarak sonlanır. 6 veya 7
cm. uzunluğunda ve 5 mm. çapında olan koledok kanalı bu yolu boyunca kom-
şuluk bakımından 4 parçaya ayrılır.
1) Supraduodenal parça
2) Retroduodenal parça
3) Retropankreatik. parça
4) lntramural parça
1) Supraduodenal parça - Omentum minus'un lig. hepatoduodenale par-
çası içinde olup solunda a. hepatica propria ve arkasında da v. portae ile kom-
şuluk yapar.
121 S1ND1Rti\I SJSTEMt

2) Retroduodıenal parça - Duodenum'un 1. parçası arkasında olan bu


parça da arkada v. cava inferior'la komşudur.
3) Retropantkreatik parça - Bu parça da pankreasbaşı arkasında olup ar-
kada yine v. cava inferior ve böbrek damarları ile komşuluk yaptığı gibi solun-
da da v. portae bulunur.
4) lntramural parça - Duodenum'un duvarı için~e bulunan bu parçanın
duodeııum'a açıJdığı papilla duodeıni major içindeki bölümü genişlemiş olup
ampulla hepatopancr eatica adını alır ve çevresinde sphinıcter ampullae hepato-
1

pancreaticae denilen büzücü bir düzkas bulunur.


Bütün bu safra yolları yapı itibariyle içten dışa doğru mukoza, kas ve bağ
dokusundan ibarettir.
Vesica Fellea (safra kesesi) - Kas ve zardan yapılı armut biçiminde olan
safra kesesi karaciğerin facfos visceralis'inde bulunan kendisine mahsus çukur
(fossa vesicae felleae) içine yerleşmiştir. Fundus vesicae felleae adını alan kalın
ucu önde ve collum vesicaıe feUeae denilen ince ve dar olan ucu da arkada olup
ductus cysticus'la devam eder. Bu iki uç arasında kafan safrakesesi bölümüne de
corpus v.esicae felleae denir. 30 - 50 cc. lik bir kapasitesi olan bu keseyi peri-
ton serbest olan alt yüzünden örterek karaciğerin facies visceralis'i üzerine atla-
dığından onu karaciğerdeki çukuruna yapıştırmıştır. üst veya fossa vesicae fel-
leae'e bakan üst yüzü ise peritonsuz o·lup gevşek bir bağ dokusu aracılığı ile
karaciğer e tutunmuştur.
1
Ductus cysticus denilen safra kesesi kanalı ortalama 3 - 4 cm. uzunluğun­
da olup ductus hepaticus communis'le birleşerek ductus cho :edochus'u meyda-
na getirir. Böylece meydana gelen ductus choledochus omentum minus içinde ''
daha önce söylendiği gibi yoluna devam ederek duodenum'un ikinci parçasının
arka içyüzüne papilla duoden.i major üzerinde olmak üzere ductus pancreaticu
ile birlikte açılır.
Safrak.esesinin damar ve siınirleri :
Arterleri : A. hepatica propria'nın dalı olan a. vesicae felleae'den gelir.
J

Yenleri : Vena portae'ye döküJür.


Lenfası : Porta hepatis da bulunan lenf düğümlerine giderler.
Sinirleri : Plexus solaris'den gelir.
Lien, splıen - Dalak
Lenfatik bir organ olan dalak sindirim sistemiyle bir aJftkası olmamakla
beraber mide ve pankreas ile olan yakın komşuluğu dolayısiyle çok defa sindi-
rim sistemi içinde ele alınır. Karınboşluğu içinde diafragma'nın sol kubbesi al-
tında lig. frenicocolicum sinistra'nın üstünde ve midenin arka yanında bulunan
dalak, genel olarak bir yumruk büyüklüğünde ve çok defa bir kahve çekirdeği
şeklindedir. Ortalama 12 cm. uzunluk ve 100-200 gr. ağırlığında olan dalak ta-
S1ND1RlM SlSTEMt 122

ze iken koyu kırmızı renkte olup sünger kıvamında ve gevrektir. Uzun eheni
ile 1O. uncu kaburgaya uyan dalak bir dışyan yüz (facies diafragmatica) bir
de içyan yüz (facies visceralis) olmak üzere iki yüzle, üst kenar (margo superior)
ve alt kenar (margo inferior) iki kenar la ön uç (extremitas anterior) ve arka uç
(extııemitas posterior) olmak üzerıe iki de uç gösterir.
)

Facies diaphragmatica (dışyan yüz) - Diafragmaya uyan bu yüz hafif kon-


vex ve düzgündür.
Facies visceralis (içyan yüz) - Bu yüzde ortada uzun ekseni istikametin-
de oldukça uzun bir yarık şeklinde göbek (hilos) bulunur ki buradan dalağa gi-
rip çıkan damar ve sinirler geçer. Hilos'un üst kısmında kalan yüz böfümü hafif
konkav olup facies gastrica faciıei visceralis adını alır ve mide ile komşuluk ya-
par. Hilus·un alt kısmında kalan bölümü ise yine hafif konkav olup facies rena-
lis faciei visceralis adını alıp bir taraftan kolon diğer taraftan da sol böbrekle
komşuluk yapar.
Kenarlardan üst kenar (margo superior) ince ve konvex olup çentikler gös-
terir. Alt kenar (margo inferior) ise oldukça kalın ve künttür.
Dalağın yapısı - Dışyüzünü tamamiyle örten periton, hilus·un önünden
mide'ye uzanarak lig. gastrolienalis denilen bağı ve hiJusun arka ve alt kenarın­
dan da diafragmaya uzanan periton plikası ise lig. phreııicolienale adını alan bağı
meydan getirir. Dalağı örten bu seröz kat yani periton altında fibröz dokudan
yapılı kat tunica fibrosa olup ince düz kas iplikleri de ihtiva eder. Dalağın kapsülü
adını da alan bu fibröz kat, dalak içine uzanan birtakım bağ dokusu uzantıları
(trabecolae lienis) gönderir. Bu uzantılar yani traboculae· lienis dalak dokusunu
loblara ayırır. Her fobun ortasında polpa lienis denilen ve kırmızı renkli olan
bir bölüm bulunup çok sayıda küçük lenf follikülleri ihtiva eder. Bu lenf fo11i-
külleri çıplak gözle bir dalak kıesitinde beyaz noktalar halinde görülür.
Lenfoid bir organ olan dalak küçük çapta bir kan deposu işini gördüğü gibi
lenfosit denilen kan hücrelerini de meydana getirir. Organizmada müdafaa işinde
de rol oynayan dalak aynca eritrosit'lerin de yıkım yeridir.
Dalağın damar ve sinirleri :
Arterleri : Karın aortµnun bir yan dalı olan a. lienalis'den gelir.
Yenleri : V. lienalis olup v. portae'nin meydana gelmesine yardım eder.
Lenfası : Dalak hilusundaki lenfa düğümlerine giderler.
Siniri : Plexos solaris' den gelir.
Peritoneum - Periton
Karın ve pelvis boşlukları duvarları ile bu boşluk}.ar içinde bulunan içor-
ganların (viscera) büyük bir kısmını saran veya örten periton, seröz bir zar olup
her seröz zar gibi bunun da iki yaprağı vardır. Peritonun karın ve pelvis duvar-
larını örten yaprağına peritoneum parietale (paryetal periton), içorganları saran
123 SlND1Rtl\f SiSTEMl

veya örten yaprağına da peritoneum viscerale (viseral periton) denir. Bu iki yap-
rağın birbirine değen yüzleri kaygan olup bunu temin eden seröz bir salgısı var-
dır. Bu salgıyı yapan peritonun ayrıca rezorpsiyon kabiliyeti de mevcuttur. Vise-
ral vıe parietal periton yaprakları arasında meydana gelen boşluğa da periton
boşluğu (cavum peritonei) denir. Böylece peritonun içorganları örtüş durumuna
göre ~e organlar intraperitoneal veya extraperitoneal olmak üzere adlandırılırlar.
örneğin: mide ve barsaklar intraperit·oınıeaJ, pankeas ve böbrekler de extraperi-
toneaJ orga ular dandır.
Parietal peritonu anlatabilmek için onun gidişini göbekten başlayıp yine ora-
da bitirmek üzere takip edeceğiz.
Göbekten başlamak üzere karın önduvarının göbek altında kalan ve pubis'e
kadar olan kısmının arka yüzünü örten periton orta çizgisi üzerinde göbek't n
mesaneye (vesica urinaria) uzanan lig. umblicale medianum denen intra uterin
hayattaki urakus'un bir kalıntısı ile yine göbekten başfayıp aşağa ve dı;yana
doğru giden sağlı sollu yine intra uter'in hayatta mevcut olan a. umblicale 'nin bir
kalıntısı olan lig. umblicale lateral e ve onların da dışyanında bulunan a. epigast-
1

rica inferior'a rastlayarak bunlar üzerinden geçerken birer periton plikası yapar.
Bunlardan ortadakine plica umblicalis mediana, onun dışyanındakiler~ plica
umblicalis medialis ve daha da dışyandakilere de yani a. epigastr· a inferior
üzerinde yaptığı plikaya ulica uınblicalis Jateralis denir. Bu üç periton plikası
arasında kalan hafif çukurcuklar da ayrıca adlandırılır. Plica umblicalis meıdiana
ile plica umblicalis medialis arasında kalan çukura fossa supral'esicalis plica
umblicalis medialis ile plica umblicalis lateralis arasında kalan çukura da fos a
inguiııalis medialis denir. Plica umblicalis latıeralis'in dışyanında kalan çukurcu-
ğu da fossa inguinalis lateralis adı verilir. Bundan sonra yoluna devam eden pe- 11
riton, lig. inıguinale'yi arkadan örterek pelvis boşluğuna girer. Burada mesaneye
(vesica urinaria) raslayarak onun üzerine vıe yanlarda ise erkekte sperma kese-
cikleri (vesica seminalis) nin dibini, kadında da utems·u ve vagina'nın arka çık­
mazını (fornix vagiııae posterior) örttükten sonra rektum (rectum) üzerine at-
lar. Bu atlamalar esnasında erkekte r:ektumla vesica uriın.aria. arasında excavatio
rectovesicalis, kadında da uterus ve vaginanın arka çıkmazı ile rektum arasında
excavatio rectouteriııa denilen çıkmazlar yapar. Uterusu örten periton onun yan-
larından pelvis duvarına atlayarak lig. latum denilen uterusun geniş bağını da
meydana getirir. Pelvis boluğunu döşeyen periton rektumun ön yüzünden ve
yanlardan yukarı doğru yükselerek sigmoid kolunu her tarafından sararak ona
bir mezo yapar. Bundan sonra yoluna devam eden periton karın arka duvarın­
daki büyük damarlarla ur~terleri de önden örterek onları karın arka duvarına
yapıtırır. Daha sonra sağda ve solda inen ve çıkan kolonları önyüzlerinden örte-
rek karın arka duvarına tespit eder. Bu arada incebrsaklar'ı da örterek mesen-
terium·u meydana getirir. Bundan sonra duodenumu.n 2. ve 3. parçalarının ön-
yüzden örterek karın arka duvarına yapıştırır. Bu arada enine koluna de sara-
rak mesocolon tranversum'u da meydana getirir. Yanlarda böbrek ve böbreküstü
S1NDIB1M StSTEMt 12/i

bezlerini'de önden örten periton mide ile duodenum'un 1. parçasını da tamamiyle


sararak omentum majus ve omeııtum minus'u da yapar. Yine solda dalak ve sağ­
da da karaciğeri sardıktan sonra diafragmanın alt yüzüne atlayan periton' omu da
örttükten sonra karın önduvarının arka yüzüne gelerek göbeğe uzanır. Bu arada
karaciğerin lig. falciiiorme·sini de meydana geirir.

Visceral peritonun içorganları örtüşüne ait bilgi kendi bahislerinde verildiği


içn burada ayrıca ele alınmayacaktır. Yanlız bir periton çıkmazı olan bursa
omeıntalis'i söylemek gerek.

Bursa omentalis - Bir periton çıkmazı olan bu boşluk'u önd.e karaciğe­


rin altyüzü, omentum minus'un arkayüzü, midenin arkayüzü ile lig. gastrolienale'
nin arka yüzü; Arkada ise pankreas cismi ile kuyrugu, lig. pancreaticoliemıle
ve sol böbrek ile böbreküstü bezi, diafragmanın buraya rastlayan kısmı, Altda da
mesocolon transversum sınırlar. Böylece meydana gelen bursa omentalis sağda
bir delikle periton boşluğu (cavum peritonei) ile birleşir Foramen epiploicum
dene.n bu deliği yukarda karaciğerin lobus candatusu önde omentum minus'un
sıerbest olan alt kenarı ve aşağıda da duodenum'un 1. parçası, arkada da v. cava
inferior sınırlar.
SYSTEMA RESPtRATORtUM, APPARATUS RESPIRATORtUS
(SOLUNUM S1STEM1)

Canlı bir organizmada cereyan eden bioşimik olaylarda önemli bir rol oy-
nayan oxydation için oksijen'e ihtiyaç vardır. Atmosferde bulunan oksijen'den
yararlanabilmek için atmosfer havasının dış.ardan alınarak akciğerler~ ulaşmasını
ve oradan oksijen'in kana geçmesini sağlayan organların meydana getirdikleri
sistem, systema r~piratorium (solunum sistem) adını alıp sırasiyle şu organlar-
dan mütesekkildir
' .
:
1) Nasus (burun), 2) cavum nasi (burun boluğu) , 3) pharynx (yutak),
4) larynx (gırtlak), 5) trachea (soluk borusu), 6) broochi (bronşlar), 7 pulmones
(akciğerler).

Nasus - BurUıD

Burun yüz ortasında burunboluklarının önünde tepesi yukarda iki orbita


arasında ve tabanı aşağıda bulunan üçgen piramit şeklinde olup ırka, şahsa ve
cinse göre değişik tip ve şekil gösterir. Solunumda solunum havasının geçiş yolu
işini gören burun aynı zamanda koku alına duyusunun da organıdır. Yukarda
olan tepesi radix nasi (burun kökü), ön de olan keskin kenarı dorsum oasi (bu-
run sırtı), aşağıda olan ucu da apex nasi (burun ucu) adlarını alırlar. Apex nasi'
den yanlara ve arkaya yay şeklinde giden bölümüne de alae nasi (burun kanadı}
<lenir. Burun kanatlarının altındaki delikler de burun delikleri olup nares adı
v,erilir. Dış yüzden deri ile örtülü olan burun ile yanak arasında bir oluk (sulcus
nasomalaris) aşağıda ise yine burun ile üst dudak arasında bir oluk (sulcus naso-
labialis) vardır.
Burun iskeletinin kemik ve kıkırdak olmak üzere iki parçası olup kemik ı

iskeleti ossa nasalia., kıkırdak iskeleti de cartilagines ınasi Iaterales et alares de-
nilen kıkırdaklar yapar. Bunlardan cartilago nasi laterales burun kemiklerinin
altında olmak üzere burununun önyan duvarlarını cartilago ınasi alares ise bu-
run kanatlarının iskeletini meydana getirirler. Burun'un dışyan yüzlerini deri ör-
ter. 1çyan yüzünü de burun boşlukları iıle paranasal sinusları da döşeyecek olan
burun mukoza'sı döşer. Ancak burun ön deliği olan nares'den başlamak üzere
vestibulum nasi denilen bölümü deri ile örtülü olup üzerinde vibrissea denilen
burun kılları bulunur.
Cavum nasi - Burun boşluğu

Sağ ve sol olmak üzere çift olan cavum nasi (burun boşluğu) birbirinden
-septum ınasi denilen sagital bir bölme ile aynlınıştır. Çok <l:efa eğrilik gösteren
bu bölmenin bir kemik bir de kıkırdak parçası vardır. Kemik bölmeyi os ethmoi-
126 SOLUNUM SİSTEMi

dale'nin lanrlna perpendicularis'i ile os vomer yapar ki bu bölmenin ön ve alt kıs­


mında bulunan kıkırdak bölmeyi de cartilago septi nasi denilen kıkırdak mey-
dana getirir. Burun boşluklarının dış yan duvarım yapan kemiklerıle bu duvarda
· bulunan concha ve bunlar arasında meydana gelen m.ealar ve bu mea'lara açı­
lan paranasal sinus'lar osteoloji bölümündıe etraflıca görüldüğü için burada tek-
rar ele alınmıyacaktır.
Böylece kemik ve kıkırdak' dan yapılı bir iskeleti olan burun boşluklarını ve
paran.asal sinus'ların içlerini burun mulmzası denilen bir mukoza örter. Fak at
bu mukoza hemen nares denilen burun ön deliklerinden başlamayıp vestibulum
nasi denilen burun vestibül'ünün üstünden başlayarak pbarynx' e kadar uzanır v,e
pharnx mukozası ile devam eder. Vestibulum nasi denilen hemen burundelikle-
rinden başılayan vestibül kısmını ise d.eri örter. Bu yüzden burada vibrissae adı
ad1 verilen burun kılları bulunur. Vestlbulum :nıasi'yi örten derinin mukoza ile
birleştiği yerde hafif bir kabartı görülür ki buna limen nasi denir. Burun muko-
zası titrektüylü çok katlı yassı epitel'den yapılmış olup zengin bir v1enağı ile bol
miktarda müköz bezler ihtiva eder. Bu sayede solunum havasının geçişi sıra­
sında birtaraftan onun ısınmasına diğer taraftan da nemlenmesine ve ayrıca da
tozların burada tutularak temizlenmesine hizmet eder. Burun mukozasının concha
nıasalis medius alında kalan böfümüne regio respiratoria, üstünde kalan bölü-
müne de regio oHactoria denir. Regio oHactoria' da koku sinirinin (filae olfac-
toria) başlangıcını teşkil eden sinir iplikleri bulunur.
Burun boşluğunun damar ve sinirleri :
Arterleri : A. sphenoplatina, a. ethmoidalis anterior ve a. ethmoidalis pos-
t·erior' dan gelir.
V enleri : Arterlerin yandaş venlerine dökülür.
Lenfası : ön kısım lenfası nodi lymphatici submandibulares·e, arka kısmı
lenfası ise nodi lymphatici cervicales profundi'ye gider.
Sinirleri : N. nasoplatina, n. ethmoiıdalis antıerior ve ın. ethmoidalis posfo-
rior' dan gelir.

Pharynx - Yutak
Solunum sisteminin burunboşluklarının arka delikleri olan cboaııae·derr
sonra ge~en bu bölümü için sindirim sistemine bakınız.
Larynx - Gırtlak

Larynx sadece solunum havasının içinden geçmesine yarayan bir organ ol-
mayıp aynı zamanda yapısındaki özellik nedeniyle sesi de meydana getiren bir
organdır.
Larynx,boynun ön tarafında os hyoideum'un altında pharynx'in pars
laryngica'sının
önünde ve trachea'nın da üstünde yer almış olup üst sınırı 5. bo-
yun omuru, alt sınırı da 6. boyun omuru hizasına rastlar. Bu yerinde larynx yut-
SOLUNUM SlSTEMt 127

Jrnnma es.nasında aşağı ve yukarı kolayca hareket eder.

Dış görünüş : Tabanı yukarda ve tepesi aşağıda bir üçgen piramite benze-
yen Jarynx, yaşa ve cinse göre değişik büyüklükte olup erkekte kadından daha
büyük ve geniştir. İki yan yüz ile bir arka yüz gösteren larynx'in ön yan yüzleri
gl. thyroidea, hyoidaltı kasları ve Jamina praetrach.ealis f.asciae cervicalis ve ni-
hayet deri ile örtülü olup arka yüzü de pharynx'in larynx parçasını yapar ki bu-
rada tekrarlanmayacaktır. Laryınx yanlarda v. jugularis interna, a. carotis com-
munis ve n. vagus'la komşudur. Laryn:x'in ön kenarının üst bölümü iskeletini
yapan kıkırdaklardan cartilago thyroidea bilhassa erkeklerde deri altında öne
doğru bir çıkıntı yapar ki buna prominentia laryngica (adam elması) d~nir. ön

kenarın alt bölümü ise Jig. cricothyroideum denilen bağla cartilago cricoidea
adındaki diğer bir larynx kıkırdağının kemeri yapar.

Raıdix lingue'nin arka ve altında olan larynx'in tabanı, önde membranl th -


rohyoidea denilen fibröz bir zarla os hyoideuın'a tutunmuştur. Bu zarın ortası
kahnlaşmış olup lig. thyrohyoideum nıediaınum adını aldığı gibi her iki yanda
kalınlaşmış olan bölümleri de lig. thyrohyoideum laterale denilen bağları yapar .
.Bu zarın arkasında Iarynx tabanında larynx'in üst deliği olup bu delik üzerinde
önde epiglottis ve onu dile bağlayan plica glossoepiglottica ile epiglottis·i de
yanlarda arytenoid .kıkırdağa bağlayan plica aryıepiglottica'lar ve bu iki plika
arasında da arka ortada bir çentik (incisura interarytenoidea) bulunur.

Aditus laryngis - Larynx'in üst deliği olan bu delik oval biçimde olup yu-
kardan aşağa ve önden arkaya eğile bir durumdadır. Bu deliği önden epiglottis' ,
in serbest kenarı, arkadan ortada incisura interarytenoidea ile yanlarda da plica
aryepiglottica'lar sınırlar.

Larynx'in tepesi de enine bir kesitte yuvarlak delik halinde olup trache
ile uzanır.

Cavum laryngis (larinks'in iç boşluğu) - Larynx'in içine bakıldığı zaman


içyüzü üzerinde yanlardan larynx'in orta yerine yakın olmak üzere önden arka-
ya ve sağlı sollu üstüste konmuş iki çift pilika görülür. Bunlardan üstte olanlara
plicae ventriculares veya Vestibulares; alttakilere de plicae vocales denir. Bu
plikaların içyan kenarları serbest olup üstte olan iki plica ventricularis arasın­
da kalan aralık rima vestibuli, altta olan iki plica vocalis arasında kalan ara-
lık da rima glottis adını alırlar. Rima glottis'in arka parçası içinde kıkırdak bir
iske·let bulunduğu için pars intercartilaginea, ön parçası ise kas ve bağdan ya-
pılı olduğu içinde pars intet'membranacea olmak üzere ayrıca adlandırılır.

Her iki pJica ventricularis içinde bir bağ (lig. vıe.ntriculare) ile bir kas
(m. thyro-aryteooideus) vardır. Aynı şekilde her iki plica vocalis içinde de
bir bağ (lig. vocale) ile bir kas (m. vocalis) bulunur.
128 SOLUNUM S1STE:M1

Larynx boşluğu (cavum laryngis) içindeki plikalar nedeniyle 3 bölüme ay-


rılır.
1) Vestibulum laryngis - Yukardan yani aditus laryngis'den plicae vent-
rieulares'e kadar olan bölüm.
2) V entriculus laryngis - Sağlı sollu her iki plicae veııtriculares iJe plicae
vocales arasında kalan bölüm.
3) Cavum infraglotticum - Plicae vocales altında kalan bölümdür.
Larynx'in yapısı - İskeletini yapan birtakım kıkırdaklarla bunlar arasın­
daki bağlardan, kaslardan ve larynx'in içyüzünü döşeyen mukoza'dan ibarettir.
Larynx'in kıkırdaklan :
1) Cartilago epiglottica - Epiglottis'in iskeletini yapan ve yassı olan bu kı­
kırdak oval bir şehlde olup elastik kıkırdak cinsindendir. Bunun ince ve sivril-
miş olan alt ucuna petiolus denir ki buraya kendisini tbyroid kıkırdağın a~ka yü-
züne bağlayan lig. thyroepiglotticum yapışır. Bu kıkırdağın her iki (ön ve arka)
yüzünde küçük çukurcuklar görülür.
2) Cartilago tbyroidea - Kalkan görünümünde olan bu kıkırdağın dörtgen
ve açıklığı arkaya bakan bir açı şeklin4e birleşmiş iki laminası olup bunlar-
dcn bir laınima sinistra diğeri de lamina dextra adım alırlar. Bu iki lamina·nın
birleşme yeri Prominentia laryngis'i meydana getirip üst ortasında bir çentik
var.dır ki buna da incisura thyroidea superior denir. Bu laminaların arka kenar-
larında yukarı ve aşağı doğru uzanan boynuzcuklar buJunur. Bunlardan yukarı
doğru uzanan boynuzlar cornu superior, aşağı doğru uzananlara da comu infe-
rior denir. Laminaların dış yüzlerinde yukardan aşağa ve arkadan öne doğru
uzanan bir çizgi görülür ki bu da linea obliqua adını alır. Bu çizgiye larynx kas-
ılan ile hyoidaltı kaslarından bazıları tutunur.
3) Cartilago cricoidea - Taşlı bir yüzeye benzeyen bu kıkırdak larynx'in
alt kısmının iskeletini yapar. Yüzük taşına benzeyen ve önde olan parçası la-
mina, arkada olan halkası da arcus adım alır. Arcus'un üst ve alt kenarlarına
lary.nx bağları ile larynx'i trachea'ya bağlayan bağlar tutunur.
1

Lary.nx'in bu üç büyük kıkırdağından başka daha birtakım küçük kıkırdak­


ları da vardır ki onlarda şunlardır :
Cartilago arytenoiıdea, cartilago corniculata, cartilago cuıııeiformis ve car-
tilago sesamoidea.
L·arynx'in bütün bu kıkırdakları arasında eklem ve bağlar bulunup bunlar
arasında açık kalan mesafeleri de fibröz yapıda zarlar kapatır. Larynx· in önemli
bağları da şunlardır : Membrana thyrohyoidea, lig. thyrohyoideum mediana, lig.
thyıGhyoideum laterale, lig. cricothyroideum, lig. thyroepiglotticum, lig. aryepig·
lotticnm ve lig. vocafo' dir.
Larynx'iın kasları - Larynx'in kasları'nı iki gruba ayırmak mümkündür.
Bunlardan biri sphlnıcher intem.us diğeri sphincter externus grubudur. Sphincter
intemus'ların sinirleri n. laryngeus recurrens'dan sphincter extemus'un ise n.
laryıngeus superior' dan gelirler.
SOLUNUM SISTEMl 129

Sphincter externus olarak tek bir kas vardır oda M. cricothyroideu 'dur.
Larynx·in diğer kasları sphincter internuıs grubuna dahil olup şunlardır :
1) Mm. cricoarytetnoideus posterior et Iateralis.
2) Mm. arytenoideus tra:nıversus et -0bliquus.
3) M. thyroarytenoideus.
4) M. Vocalis.
Larynx'in mukoza'sı
- Laryox iç boşluğunu döşeye n mukoza pharynx
mukozasından daha soluk renkli olup değişik yapı gösterir. Şöyle ki epiglotf "in
arka yüzü j.Je plica vocali!s üzerinde ki mukoza çok katlı yassı epitelden yapıl­
mış olup diğer bölgelerde ise titrek tüylü silindirik epitelden yapılmı ştır. Muko-
za'da müköz bezlerle ayrıca lenf follikürleri de bu·1unur.
Larynx'irtı
damar ve sinirleri :
Arterleri : A. thyroidea superior, a. thyroidea infe.rior dalları olan a.
laryngea superior et inferior' dan gelir.
Yenleri : Arterlerin yandaşı olup V. jugularis interna·ya dökülürler.
Lenfası : Nodi lymphatici cervicalis profundi'ye giderler.
Sinirleri : N. wgus'un dal1ar1 olan Nn. laryngeus superior et recurre -
dan gelir. N. laryıngeus superior M. cricothyroideus'a oynatıcı bir dal verdiği gibi
epiglottis ve ve:stibulum laryngis mukozasında dağı·1ır. N. laryngeus recurr ~ - s
ise larynx'in diğer bütün kaslarında, ve rima glottis altındaki larynx mukozasın­
da dağılır.
Trachea - Soluk borusu
Larynx'in altında oesopbagus'un önünd1e, 6. Boyun omuru hizasından b~­
Jayan tracbea, kıkırdak ve zardan yapılı bir boru olup aşağıda göğü s bo. foğu '
içind,e 4. veya 5. göğüs omuru hizasında iki ana branş'a ayrılarak sonlnır. Orta-
lama 12 cm. uzunlukta olan ve oesophagus gibi omurganın eğildiğine uyan trac-
hea' nın bir boyun ve bir de göğüs parçası vardır.
Trachea'nın iskeletini yapan ve açıklığı arkaya bakan U harfi şe lind..,
12-16 adet hyaJin kıkırdaklarm arka uçlarını bağ dokusundan yapılı ve içinde
düz kas iplikleri bulunan bir zar kapatır. Böylec:e trachea ön tarafı kıkırdak
nedeniyle sert arka tarafı ise kas ve zardan yapılı olduğundan yumu şaktır. Trac-
hea· nm arka bölümünü yapan yani trachea kıkırdaklarını arkadan kapatan b :.ı
kas ve zardan yapı.Jı ve paries membranaceu:s denilen bölümüne lig. anulare d
denir. Bu bölümün içinde bulunan düz kas iplikleri tracbea kıkırdaklarının ar a
uçlarını birbirine yaklaştırmak suretiyle trachea' nın iç boşluğunu daraltabilir-ler.
Trachea'mn boyuın parçası: ön V'f?, yan yüzleri 2., 3. ve 4. kıkırdak halka-
ları hizasında gl. thyroidea'mn isthmus'u ile komşu olduğu gibi önde thym ve
hyoidaltı kasları ile yanlarda da boynun büyük damarları ve oesopbagus'la trac-
bea arasında bulunan N. Jaryngeus recurrens' ile komşuluk yapar. Arkasında ise
oesophagus olup aşağı doğru indikçe oesophagus, trachea'yı biraz sola doğru
aşar.
130 SOLUNUM SİSTEMİ

Tracea·nın göğüs parçası: 1. Göğüs omuru hizasından başlayan bu parça


da öndıe sağdan sola doğru onu çaprazlayan arcus aortae ile ve bu arcos'un üs-
tünde a. aınonyma siınistra, altında da arterle kendisi arasında yer alan lenf gang-
lionlarıyla (Nodi lymphatici trachealıes) komşuluk yapar. Arkada ise yine oesop-
hagus'la komşudur. Yan yünleri de solda arcos aortae, a. ubclavia sinistra, duc-
tus _throacicus ve sol mediastinal plevra ile sağda da N. vagus, Azygos ve sağ
mediastinal plevra ile komşuluk yapar.
Trachea'mn yapısı : Trachea dıştan içe doğru fibröz bağ dokusundan ibaret
olan v,e onu saran bağ dokusu ile kıkırdaklar ve bunları birbirine bağlayan fibro-
elfıstik bağlardan yapılı olup içte de mukoza bulunur. Bu mukoza gevşek bağ
dokusu iplikleriyle kıkırdaklara tutunur. Titrek tüylü çok katlı silindirik epitel-
den yapılı olan mukoza· da gl. Tracheales denilen ve bilhassa paries mıembrana­
ceus' da bulunan serömüköz bezler vardır.
Damar ve sinirleri:
Arerleri: A. Thoracica in.tema, thyroidea inferior ve Aa. bmnchales'den
1

gelirler.
Yenleri : Arterlerin yandaş olan venlerin,e dökülür.
Lenfası : Trachea alt bölümündeki nodi lymphatici trachea.lıes et trachea-
bronciıales' e giderler.

Bronchi - Ana br~lar

Tracbea, 4. gogus omuru hizasında bifurcatio trachea denen çatallanma ile


bronchus principalis dexter et sin.ister adlarını alan iki ana branşa ayrılır. Yapı
itibariyle trachıea'dan farklı olmayan bu ana bronşlar akciğerler içine girer ve
orada bronchi Iobares veya segmanıtales adını alıp akciğer lobları içinde daha
küçük dallara ayrılarak sonlanırlar.
Bronchus principlis dexter - Sol branşa nazaran kısa, geniş ve dikey bir
doğrultudadır. Yani hemen hemen trachea·nın doğrultusunu takip eder.
Bronchus principalis sin.ister - Sağ branşa nazaran dar ve uzun olup h,e-
men hemen horizontal bir doğrultu gösterir. Her iki bronchus principalis önde a.
pulmoıııalis, arkada ise Aa. bronchales ile komşu olup ol bronşu, arcus aortae
önden arkaya doğru, sağ bronşu da V. azygos arkadan öne doğru dolanır. Sağ
bronşun önünden de V .cava superior geçer. Bronşların çevresinde ise nodi lymp-
hatici bronchaleıs denilen lenf düğümleri bulunuL
Bronşların damar ve sinirleri :
Arterleri : Aa. bronchales olup aorta thoacica'nın dallarıdır.
Yenleri: Vv. Broncbales'e dökülür.
Lenfleri : Bronşlar çevresindeki lenf dügümlerine ( odi lynıphatici trachea.
bronchales) gider~er. .
Sinirleri: Plexus pulmonalis'den gelir.
SOLUNUM S1STEM1 131

Pulmooes - Akciğerler
Göğüs boşluğu (thorax) nun hemen büyük bir kısmını dolduran ak.ciğerıler,
solunum fonksiyonunun esas organını teşkil ederler. Thorax içinde orta çizginin
sağ ve solunda yer alan akciğerler sağ ve sol (pulmo dexter et sinister) olmak
üzere iki tanedir. Kaba bir benzetişle birer koniye benzeyen akciğerler aynı bü-
yüklükte oJmayıp sol akciğer (pulmo sinister) dar v,e uzun, sağ akciğer (pulmo
dexter) ise kısa ve enine geniştir. Thorax'ın iç yüzün temas eden her iki akci-
ğer arasında mediastinum denil,en bir boşluk bulunur.
Mediastinum -- içinde bir takım organların bulunduğu bu boşluğu söylen-
diği gibi yanlarda akciğerler ve onların fa.cies medialis'lerini örten pleura medi-
astnalis, önde sterınum'un arka yüzü ve arkada da omurga sınırJar. Bu boşluk
ayrıca tracbeanın bifurcatio trachea'sı önünden geçirilen tasarlı bir frontal düz-
lem ile ön (mediastinum antedor) ve arka (mediastinum posterior) olmak üzere
ikiye ayrılır. Böylece bu boşluğun ön kısmını yani mediastinum arterio 'u altta
kalb, üstte de önde tbymus ve onun arkasında olmak üzere d;e aorta, truncus
pulmmınlis, v. cava superior ve v. brancbiocephalica'lar la Nn. phrenici doldu-
rur. Mediastinum posterior'u da trachea, oesophagus, aorta thoracica, ductus
thoracicus, v. azygos et bemiazygos, Nn. vagi, lenf düğüm~eri ve göğüs sempatik
zinciri işgal eder.
Yukarda sayılan organların içini doldurduğu mediastinum'da ayrıca bu or-
ganların arasında gevşek bir bağdokusu bulunur. Bu bağ dokusu yukarda apeı-­
tuııa thoracis superior yoluyla tracbea, oesophagus ve boyun'un büyük damar-
larıyla sinirleri çevresindeki gevşek bağdukusu iıle uzandığı halde aşağıda diaph-
ragma ile sınırlıdır. Görüldüğü gibi mediastinum yanlarda mediastinal pleura,
önde sternum, arkada omurga ve aşağıda da diaphragma ile hemen tamamiyle
kapalı olduğu halde yukarda tamamiyıle kapalı olmayıp içinc\e bulunan gevşek '
bağdokusu nedeniyle boyun'la iştirak halindedir. Bu durum patolojik bakımdan
önemle bilinmesi gereken bir husustur.
Akciğerlerin hacmi cinse ve yaşa göre büyük d,eğişiklikler gösterir. Yumu-
şak ve elastik bir kıvama sahip olan akciğerler üzerinde göğüs boşluğu duvarla-
rı ile komşu olduğu organların yaptıkları izler görülür.
Dış görünüş - Sağda üç Oobus superior, medius et inferior) v~ solda da
iki (lobus superior et in.ferior) lob'lu olan akciğerılerde yukarda bir tepe (ape
pulmonis), aşağıda ve diafragma üzerine oturan bir taban veya facies diaphrag-
matica ile göğüs boşluğunun iç yüzüne uyan bir yüz (facies costalis) ve nihayet
bir de mediastiium'a bakan üçgen şeklinde bir içyan yüz (facies medialis) a., ır­
dedilir ki bu yüzler arasında da alt, ön ve arka olmak üzere üç de kenar bulu-
nur.
a) Apex pulmonis - önde 1. kosta'yı yukarı doğru 3 - 4 cm. aşan, ar-
kada ise 1. kosta hizasında olan akciğer tepesi fossa supraclavicular· "de bulu-
nur. Burada sağ akciğer tepesi üzerinde bulunan cupula pleura aracılığiyle)
içyanda a. ve v. Anonyma, a. subclavia, dextra, n. vagus, trachea ve oesophagu'
la, dışyanda da v. subclavia, m. scalenus anterior ve plexus branchialis kolları
SOLUNuM SlSTEMl
ile komşuJuk yapar. Sol akciğer tepesi ise içyanda v. branchiocephalica sioixt-
ra, a. carotis communis sinistra, a. subclavia sinistra, n. vagus, trachea ve oesop-
ha,gus'la, dışyanda da v. sobclavia sinitra, m. scalenus anterior. a. subclavia
sİ.1ı!İstra ve plexus branchialis alt kollarıyla komşudur.
b) Facies diaphragmatica - Basis pulmonis de denilen bu yüz diafrag-
ma üzerine oturur ve onun için de konkavdır.
c) Facies costalis - Kaburgaların içyüzüne dayalı olan ve üzerinde bun-
lara ait izler gösteren bu yüz konvekstir. Bu yüz üzeıinde siyah pigmentlerin
sınırladığı poligonal bir şekilde alanlarla 4. göğüs omuru hizasından başlayan
arkadan öne ve yukardan aşağı uzanan ve her iki akciğerde bulunan eğik bir
yarık (fussura inıterlobaris obliqua) görülür ki akciğeri üst ve alt (lobus superior
ve lobus inferior) olmak üzere iki loba ayırır. Sağ akciğer ü:z:erinde ayrıca bu
eğik yarıktan hemen hemen 4. kaburga hizasından başlayıp öne doğru horizon-
tal olarak uzanan diğer bir yarık (fissura interlobaris horizontalis) görülür. Bu
ikinci yarık sağ akciğerde üçüncü bir ılob (lobus medius) un ortaya çıkmasına
sebep olur. Böylece sol akciğer lobus superior ve lobus infıerior olmak üzere
iki loblu olmasına mukabil sağ akciğer soldan farklı olarak üst, orta ve a1t ol-
mak üzere üç loba ayrılmış olur (lobus superior, medius et inferior).
Bu her iki yarığın (fissura :iın.tedobaris obliqua et horizontalis) deri!Nikleri
1

değişik olup çok defa hilus pulmonis'e kadar uzanır. Bu yarıklar için~e kalan
akciğer yüzleri de facies interlobares adını alırlar.
Facies medialis - Meciastinuma bakan bu yüz konkav olup orta yerinde
akciğere giren ve çıkan damarlarla brouchus principialis'in bulunduğu hilus
pulmoni "in şekli sağ akciğerde yuvarlak, sol akciğerde ise üçgen şeklinde olup
altından aşağa doğru uzanan ve mediastinal plevra'nın iki lamina'sının yaptığı
bir bağ (lig. Pulmonale) vardır. Bu yüzün omurgaya değ,,en kısmı pars verteb-
ralis ve onun önünde kalan kısmı da pars mediastinalis olarak adlandırılır. Bu
yüz üzerinde de komşu olduğu organlar birtakım izler yapar ki bunlardan bil-
hassa hilusun önünde kalp izi (impressio cardiaca), üstünde solda arcus aortae,
sağda V. cava · superior ve v. aoonyma'ya ait izler barizdir.
Hilus pulmonis'te bulunan brmıchus, Aa. Bronchales ve V. pulmonalis
gibi oluşumlar radix pulmonis'i teşkil edip birbirine karşı değişik durumda-
dırlar yani hilu:s pulmonis'de bronş'un sağda önünde, solda ön ve üstünde a.
pulmonalis, her iki bronşun arkasında ise Aa. bronchales, ön ve alt bölümünde
de v. pulmondis ve Çf:!vresinde lenf düğümleri (Nodi lyınpbatici tracheobron-
cales) bulunur.
Akciğ1 erlerin kenarları - Arka kenar künt olup omurga ile kaburgalar
arasındaki oluğa uyar. ön kenar keskin olup facies medialis ile facies costalis
arasında teşekkül ·eder. Sol akciğer'in ön kenarı üzerinde kalbe ait bir çentik
(inciısura cardiaca) görülür. Bu çentiğin altında sol akciğer alt lobunun bir uzan-
tısı (lingula pulnıonis) bu.lunur.
Facies cliaphragnıatica ile diğer iki yüz arasında kalan alt kenarın iki par-
çası vardır. İçte olan facies medialis ile facies diafragmatica arasında olup kon-
SOLUNUM SlSTEMl 133

kavdır. Dışta olan parça ise facies diafragmatica i·k facies costali arasında te-
şekkül eder. Konvex olan bu kenar, derin nefes almada Recussus costodiaph·
ragmatica'yı doldurur.

Akciğerin yapısı
- Bronşların akciğer içindeki ince dallariyle bunlarla
bir.ıiktc
seyreden damar ve sinirler ve nihayet bunlar arasında bulunan elastik
ve konjuktival bağ dokudan ibaret olup dıştan plevra denilen seröz bir zarla ör-
tülmüştür.

Bronchi principales - Yapısı itibariyle trachea'nın aynı olup yanlız çapları .


bakımından küçüktürler. Ana bronşlar akciğer içine girerek loblara giden dallar-
la daha ieri giderek de küçük dalcıklara ayrıılırlar. Bunların hepsi bir elastik bağ
dokusu olan tunica fibro-cartilaginea ihtiva ederler. Yanlız bunlar içindeki kı­
kırdak gayrimuntazam dağılmış küçük kıkırdak parçalarından ibarettir.
Daha küçük dalları olan ve lobuluslar içinde bulunan bronchiof' de artık
kıkırdak bulunmaz. Sadece iyi teşekkül etmiş bir elastik sistemleri vardır. Ve bu
surette lümenleri (iç boşluk·ları) daima açık kalır. Bronchioli'de nihayet broıu:hioli
terminales denilen daha küçük dallara ayrılır. Bunlann içi ise tek katlı kübik
epitelle döşeli olup titrek tüyü yoktur. Bunlar da tekrar dallanarak bronch·oıi
respiratorü vıeya alveolares meydana getirirler. Nihayet bronchioli alveolari d
ductuli alveolaris'Ie sacculi alveolaris·i meydana getirerek sonlanır. Sacculi al-
velaris de yarım küre şeklindeki alveoli pulmomis denilen akciğer alv~oller~ nd
onlanırlar. Bunların duvarında elastik iplikler bulunup çevresi de zengin bir ka-
piler ağı ile çevrilmiştir. Böylece alveol duvarı atmosfer havası ile kan ara ında
canlı bir membran teşkil ederek gaz alışverişini kolaylaştırır. Bronıchiolus termi-
nalis dallanması bir üzüm salkımı manzarasını gösterir ki acimıs adını alan bun-
ların birkaçı ( 12-y8) biraraya gelerek lobus denilen akciğer .Jobcuğunu yaparlar. '
Lobcukların büyüklükleri çok değişiktir. Bu lobcuklar birleşerek broncho-pul-
monal segmentleri ve 1obları meydana getirirler.
Akciğer cerrahisi bakımından önemli olan broncho • pulmonal s gmentler
denilen ·akciğer bölümleri birbirinden bir bağ dokusu bölmesiyle ayrılmış olup
her biri kendi bronş dalı ile damarlarını ihtva eder ki böylece bir ünit meyda-
na getirir.
Akciğt!rlerin bronchopulmonal segmen.tleri :
Pulmo sinister (sol akciğer) :
a) Lobus superior :
1) Segmentum -apicale
2) Segmentum Posterius
3) Segmentum anterius
4) Segmentum lingulare superius
5) Segmentum lingulare inferius
1,34 SOLUNUM StSTEM1

b) Lobus inferior :
6) Segmentum apicale
7) - 8) Segmentum basale anterius
9) Segmentum basale Jatprale
1O) Segmentum basale posterius
Pulmo dexter (sağ akciğer)

ıa)Lobus superior:
1) Segmentum apicale
2) Segmentum posterius
3) Segmentum anterius
b) Lobus medius :
4) Segmentum laterale
5) Segmentum medial,e

c) Lobus iınferior :
6) Segmentum apicale
7) Segmentum basale mediale
8) Segınentum basale antprius
9) Segmentum basale la~erale
1O) Segmentum basale posterius
Akciğerlerin, damar ve sinirleri
Akciğer\erin damarları fonksiyonel ve besleyici olmak üzere iki türlüdür.

Akciğerlerin fonksiyonel damarlan -


1 - Tnmcus pubnonalis - Kalbin sağ ventrikül (veıntriculus dexter) ün-
den çıkan bu damar bifurcatio trachea'mn hemen altında olmak üzere sağ ve
sol (a. polnıonalis ıdextra et sinistra) iki uç dala ayrılarak hilns polmonis yoluy-
la akci~erler içine girerler. Bundan sonra bronşların seyrini takip ederek önce
lob ve ·daha sonra da segment dalcıklanna ayrılıp akciğer içinde alveolle\e
kadar uzanırlar. Alveoller çevresinde zengin bir kapillerağ yapan bu arter
akciğerlerin fonksiyon damarıdır.

2 - Venae pubnonales - Alveol çevresindeki kapillerağ' dan başlayan kü-


çük vencikler birbirleriyle birleşerk intersegınental venleri yaparlar. Bunlar da
birbir.J;eriyle birleşerek lob venlerini ve nihayet v. polmonalis'i meydana getirir-
ler. Böylece teşekkül eden v. pulnıonaliıs her bir akciğerde üst ve alt olmak üze-
re iki tane olarak akciğerden çıkarlar. Sağ ve sol akciğerden gelen (v. puhnona-
lis dextra et sinistra) bu venler de kalbin sol atrium (atrium sinistmm) una açılır­
lar. Bu damarlar da akciğerlerin fonksiyonel damarlarıdır.
Burada işaret etmek gerekir ki bu fonksiyonel damarlardan truncus pulmo-
malis, venöz ve Venae pulmo.mıles de arteryel kan ihtiva ederler.
SOLUNUM SİSTEMİ 135

Akciğerlerin besleyici drunarlan :


Arterleri : Rami bronclıales olup çok defa solda iki ve sağda da bir tane
Q}an bu damarlar aorta thoracica'dan gelirler.
Venleri: Venae bronchales adını alan venleri ise çoğunlukla v.azygos e
hemiazygos'a dökülürler. Akciğerlerin periferinden gelen bazı venler de venae
pulmonaJes'e giderler.
Lenfası : Nodi lymphatici bronchales ve oradan da ınodi lymphatici trache-
obronchales ve nod ilymphatici trachıeales giderler. Bundan sonra da tnıncus
bronchomediastinalis dexter et sinilster yoluyla ductus thoracicus ve ductus 1 ınp­
haticus dexter'ıe ulaşırlar.
Sinirleri: Bronşlar çeşrıesindeki plexus pulmoı:ııalis denilen sinirağından ge-
lir ki bu sinirağını bir taraftar Nn. vagi, diğer taraftan da göğüs sempatk zinci-
rinden gelen sinir iplikleri yapar.

Pleura - Plevra
Göğüs boşluğunun içyüzü ile akciğerlerin dış yüzünü örten ve seröz bir
zar olan pleura'mn bir visceral (pleura visceralis) yani akciğeri örten lamina'sı.
bir de göğüs boşluğu duvarlarının içyüzünü ~öşeyen pleura parietalis olmak üze-
re iki lfuninası vardır.
a) Pleura visceralis - Akciğerlerin dış yüzünü fissura interlobares1er da-
hil örterek hilus pulmonis hizasında parietal pleura ile devam ederken radix pul-
monis alt kenarından aşağı uzanan lig. pulmonıale'yi de meydana getirir.
b) Pleura parietalis ise döşediği göğüs boşluğunun bölümlerine göre isim-
ler alır. Kostaların iç yüzünü örten parçası pleura costalis, ıdiafragma'yı örten '
parçası pleura diaphragmatica, med.iastinumu örten parçası da pleura mediasti-
nalis adını alırlar. Ve nihayet apex pulmonis üstünde kalan bölümüne de cupu
pleura denir.
PJeura costalis, önqe pleura mediaıstinalis ile uzanırken iki parça arasında
bir çıkmaz (recessus costomediastinalis) meydana gelir. Ayni şekilde pleura c~­
talis de pleura diapJn1agınatica'ya atlarken bir çıkmaz yapar ki recessus costodi-
aphragmatica adım alan bu recessus'u derin solukalma esnasında akciğerin alt
kenarı doldurur.
Bu iki pleura yaprağı (pleura viscıeralis ile pleura parietalis) arasında bulu-
nan boşluğa cavum pleura denir ki sağ ve sol olmak üzere iki tanedir.
Bu boşluk içinde seröz bir sıvı olup parietal pleura ile visceral pleura'nın
birbirleri üzerinde solunum esnasında kolayca kaymasrm sağlar.
Pleura'nm yaprsı - Tek katlı yassı bir epitel tabakası ile onun altında kol-
ıfagen ve elastik iı>likler ihtiva eden bir bağ dokusu katından yapılı olan pleura'nın
visceral yaprağı akciğere sıkıca yapışık olup parietal laminası da fascia endotho-
racica denilen ve elastik iplikılerden yapılı subseröz bir dokuya gevşek olarak
tutunur ki böylece pleura parietalis göğüs duvarından kolayca sıyrılabilir.
136 SOLCNlJM SlSTEMt

Pleura'mn damar ve sinirleri:


Pleura'nın arterleri - Parietal pleura·nın cıvar~aki arterlerden yani inter·
costal arterlerden; visceral pleura'nin ise Akciğer arterolerinden gelirler.

V enleri ; Arterlerin eş venlerine dükülür.

Lenfası: Visceral pleura'nınkiler akciğer Ienfasma karışır. Parietal pleura-


. nınkiler ise boyun ve koltuk altı ile paras~ennal lenfa ganglionlarına gider·ler.
Sinirleri : Visceral pleura'nın plexus pbnonıalis'ten, parietaı pleura'nın da
N. vagus, Nn. intercostales, N. phrenicus ve sempatik sinirden gelirler.
SYSTEMA V ASORUM, ANGIOLOGtA - DOLAŞIM StSTEMt,

DAMARBiLtM
Canlı bir organizmada kan (sanguis) dolaşımını sağlayan k{aJb (c0:r) ve
kandamarılan (vasa) olup lenf (lympha) dolaşımını sağlayan lenf damarları (va-
sa lymphatici) ve lenf düğümleri (nodi lymphatici) ile birlikte dolaşım si temi-
ni meydana getirirler.
Kalbin jalışmasıyle kanın kandamarları yoluyle pcrifere i1etiimcsi ve ora-
dan tekrar kalbe dönüşü dolaşım denilen fonksiyonu teşkil eder. Böylece iki
türlü dolaşım ayırdediJir. Bunlardan biri kanrn kalbd_en akciğerlere ve oradan
rekrar kalbe dönüşü, akciğer dolaşımı (küçük dolaşım) diğeri de kanın bütün
vücuda yayılarak tekrar kalbe dönüşü ile meydana gelen genel dolaşım veya
büyük dolaşım olmak üzere adlandırılır.
Kan (san.guis) oldukça yoğun (visköz) bir sıvı olup zengin protein ihtiva
eden bir plazma iıle hücrelerden (eritrosit, lökosit, tromb<>sit) ibarettir. Eritro itler
ihiva ettikleri hemoglobin'den dolayı kana kırmızı rengini verirler. Ok ijen yük-
lü hemoglobin'in rengi açık kırmızı ve Co2 yüklü olan hemoglobin'in rengi i e
koyu kırmızı olduğundan kanın rengi de ihtivaettiği oksijen durumuna göre bi-
raz açık veya koyu olabilir. Erişkin bir insanın kanı ortalama vücut ağırlığının
1/ 10 u kadardır.
Lenf (lympha) ise su gibi berrak olup protein ve hücre ihtiva etmeyen bir
ıvıdır. Yanlız barsaklardan g1elen lenf içinde bol miktarda emilmiş yağ bulun- •
duğundan süt manzarası (emülsiyon) görünümündedir. Ayrıca .Jenf düğüm} rin-
de de bol miktarda bilhassa lenfosit denilen hücreler bulunur.
Kalb adeta emme basma bir tulunba gibi çalışarak bir taraftan kanı peri-
fere yani bütün vücuda ve akciğerlere gönderirken diğer taraftan da periferden
ve akciğerlerden gelen kanı toplar. Kanı kalb'den götüren damarlara, arter (ar-
teria) denir ki içlerinde oksijen yüklü (arteriel) kan bulunur. Tersine perifer-
den kanı kalbe getiren damarlara da ven (venae) adı verilir ki bu damarlar için-
de de Co2 yüklenmiş ven kanı (venöz) vardır. Periferde arterlerle venler arasın­
daki birleşmeyi de kılcal damarlar (vasa capillaria) veya kapiller damar dediği­
miz çok ince damarlar sağlar.
Cor - Kalb

Dolaşım sisteııllninmerkez pompası vazifesini gören kalb (cor) özel bir


kas dan yapılı bir koni şekJind~e organ olup göğüs boşluğu içinde mediastinum
anterior'da bulunur. Tepesi aşağıda, sol ve önde göğüs önduvarınm arkasında.
tabanı ise yukarda, arka ve sağdadır. Bu hali ile kalbin ekseni sağdan sola ve
yukardan aşağa olmakla beraber normalde solunum hareketleriyle değişi lik ·
138 DOLAŞIM SlSTEMt

gösterdiği
gibi yaşa, cinse ve şahsa göre de değişiklikler gösterir. Medio • sagital
düzleme nazaran asimetrik olan kalbin 1/3 ü sağda, 2/3 ü cif solda bulunur.
Kalbin dış görünüşü :
Kalbin rengi koyu kırmızı olup büyüklüğü de şahsa, yaşa ve cinse göre
farklı olmakla beraber ortalama olarak şahsın yumruğu büyüklüğünde ve 300
gr. ağırlığındadır. Kalbin dışgörünüş itibariyle önde olan bir konvex yüzü (facies
stemocostalis), bir alt yüzü (facies diaphragmatica) olmak üzere iki yüzü, bir ta-
ban (hasis cordis) ve bir de tepesi (apex cordis) vardır.
Facies stemocostalis (önyüz) - Ko.nvex olan bu yüz öne ve yukarı bakar.
üzerinde bir transversal (sulcus coronarius), bir de longitudinal (sulcus inter-
ventricularis anterior) olmak üzere iki oluk görülür ki birincisi kalb boşlukla­
rından atrium ile veınıtriculus'u birbirinden dıştan ayıran bir oluktur, ikincisi ise
sağ ve sol ventıiculus'lar arasındaki sınır üzerinde yer almıştır. Böylece bu yüz-
den görünümde sağ ventriküJ soldan daha geniştir. Söylenilen bu iki ~nine ve
longitudinal oluklar içinde de kalbin besleyici damarları olan Aa. coronaria'nın
dalları bulunur. Sulcus coranarius'un hemen üstünde iki büyük damar (sağda
·a orta, solda truncırs pulnıonalis) görülür ki bunları sağdan ve soldan kucakla-
yan auricula dextra cordis il,e auricula sinistra cordis deniılen kalb kulakcıkları
vardır.

Facies diaphragmatica (alt yüz) - Aşağı ve arkaya bakan bu yüz diafragma


üzerine oturmuştur. Bu yüz önyüze nazaran düz olup yine üzerinde enine ve
uzunluğuna olmak üzere iki oluk yani sulcus coronarius'la sulcus interventricula·
ris posterior ve sinus coronarius görülür. ön ve alt yüzlerde gö~en ve sulcus
coronarius adını alan oluklar tek bir oluk olup söylendiği gibi içinde a. corona-
ria'mn dalları bulunur.
Basis cordis (Kalbin tabanı) - Kalbin atrium'larına uyan taban konvex
olup burada iki büyük damar görülür. Bunlardan biri v. cava superior olup
sağ atrium·un üst bölümune, diğeri ise v. cava inferinr denilen damardır ki bu-
da yine sağ atrium'un alt bölümüne açılır. V. cava inferior'un atriuma açıldığı
yerde onu dış ve sağdan kucaklayan yay şeklinde bir oluk, ısulcus terminalis
adım alır. Bunlardan başka ikisi üstte ve ikisi altta olmak üzere bulunan venae
pulmonales'de sol atriumfa açılırlar.
Apex cordis (kalbin teµ,esi) - Oldukça künt olan kalbin tepesinde görülen
bir çentik incisura apicis oordis adını alır ki ön ve alt yüzlerdeki Iongitudinal
olukların tepede birbiriyle birleşmesinden meydana gelmiştir. Bu çentikle tepe
iki parçaya ayrılmış olur. Sol parça sağdan daha geniş olup kalbin esas tepe-
sini teşkil eder ki göğüs önduvarı üzerinde 5. interkostal aralığa isabet eder.
Kalbin iç görünüşü - Kalbin içboşluğu ikisi üstte küçük boşluklar yani
atrium (atria cordis) ikisi altta daha büyük boşluklar yani ventrkül (ventriculi
DOLAŞil\I SiSTEMl 139

cordis) olmak üzere dört boşluğa ayrılmıştır. Bu boşlukların duvarlarında he-


men dikkati çeken trabeculae carneae denilen kas trabeküllıeri vardır. Atrium-
ların biri sağda olup sağ atrium (atrluin dextrum) diğeri solda olup sol atrium
(atrium 1sinistrum) denir. Bu atriumlar arasında zardan yapılı septum i teratri h
deni•len bir bölge bulunur. Altta olan boşluklar da aynı şekilde sağda olan sağ
ventrikül (ventriculus dexter) solda olan da sol ventrikül (ventriculus siniste·r)
olup aralarında da septum interventriculare denilen zar ve kasdan yapılı bir böl-
me buJunur. Pars membranacea adını alan zar parçası yukarda, pars muscular ·
denilen kas parçası ise ·onun altında ve aşağıdadır.
üstte bulunn atriumlar'la altta bulunan venriküller arasında da ostium
atriovetriculare dcxtrum et siınistrum adı verilen sağda ve solda iki delik vardır ki
valvula tricuspidalis adını alan sağ delikte üç parçalı (c11spis) bir kapak solda ise
valvula bicuspidalis veya ınitralis denilen iki parçalı bir kapak bulunur.

Atria cordis ..:_ Kalbin atriumlan

'Kalbin tabanında yani üst kısmında yer alan bu bo~luklar ventriküllerc


nazaran küçük ve duvarları da o nispe'tte incedir. Sağ atrium da sola nazaran
daha küçük olup aralarında septum interatriale dıenilen zardan yapılı bir bölme
vardır.

Atrium dextrum (sağ atrium) - Koni şeklinde ve duvarları umumiyetle


düzgün olan kalbin bu boşluğuna üç büyük ven açılır. Bunlar :
1) V. cava supe·r ior - Atriumun üst duvarına açılır.

2) V. cava inferior - Alt duvara açılan bu venin ağzında yarım ay şek- '
linde bir kapakcık (valvula venae cava inferioris) bulunur.
3) Sinus coronarius cordis - Kalbin ven kanJm toplayan bu sinüs sağ
atrium·un alt duvarına açılır. Bu açılış yerinde bir kapakçtlç yani valvula sinus
conarii vardır.
Bu üç büyük venden başka atriuma, auricula dexter denilen kalb kulakcığı
da açılır. Sağ atriumun arka duvarı üzerinde clışyüzde görülen sulcus termin ·
denilen oluğun burada yaptığı bir kabartı (crista terminalis) görülür.
Sağ atrium ile sağ ventrikül arasındaki ostium atriove.ntriculare dextnıın de-
nilen delik de atrium'un ön duvarında bulunur. Septum i:nfteratıiale üzerinde uzun-
luğuna ekseni yukardan aşağı olan oval bir çukurcuk (fossa ovalis) bulunur. Bu
çukurcuğun üst kenarı keskin olup limbus fossae ovalis adını alır.

Atrium sinistrum (sol atrium) - Duvarları sağ atrium gibi ince olan sol
atrium'a arka duvarda olmak üzere sağda ve solda ikişer delikle Vv. pulmonales
e dışyan duvara auricula sinistra açılırlar. ön duvarda da ostium atrioventri-
culare sinistrum bulunur.
l'tO DOLAŞIM SlSTE:.\ll

Ventriculi cordis - Kalbin ventrik.ülleri


Tabanları atrium'a uyan ve ovoid veya koni biçimqe olan kalbin bu boş­
lukları da sağ ventrikül (ventriculus dexter) ve sol ventrikül (ventriculus siınister)
olmak üzere iki tanedir.
Ventriculus dexfıer (sağ ventrikül) - Daha ziyade bir koniye benzeyen sağ
ventrikül tabanının ön üst kısmında conus arteriosus denilen bir genişlik bulunur
ki bunun dibine ostium trunci pulmonalis adı verilen truncus pulm6nalis'in ağzı
açılır. Bu deliği kapatan valva truınci puhnonalis adlı bir kapağı vardır. Bu ka-
pak üç parçalı olup her biri valvula seınilunaris arııterior, dextra ve sinistra adını
alırlar. Bu deliğin arka ve sağ tarafında da ostium atricverı~riculare dex~m
bulunur.Eliptik bir şekil gösteren bu deliğin yelken şeklinde üç parçalı valva
atriovennicularis dextra denilen bir kapağı vardır. Bu parçalar (cuspis) bulun-
dukları duruma göre cuspis ventı·alis, cuspis dorsalis ve cuspis septalis olmak
üzere adlandırılırlar. Bu üç cuspis'in serbest kenarlarına ventrikül duvarlarında
bulunan ve üç tane olan (ön, arka ve içyan) Mm. papillares denilen kasların
uçlarından uzanan ve chorda tendmae adını alan kiriş.leri tutunur. Ventrikül
duvarlarında bulunan bu üç Mm. papillares'den başka trabeculae car.neae deni-
len kas kabartıları da vardır ki bunlardan biri ventrikül tepesine yakın olarak
ön duvarla septum interventriculare arasında bulunup trabecula septomarginalis
adını alır.
Ventriculus Sinister (sol ventrikül) - Bu ventrikül'ün duvarlarında da sağ
ventrikülde olduğu gibi trabeculae carnae denilen kas kabartılarıyla iki adet Mm.
papillares bulunur. ön ve arka duvarda bulunan bu papillcr kasların uçlarından
uzanan chorda tendineae'ler de valva atriovertricularis sinistra'nın cuspislerinin
serbest kenarlarına tutunurlar. Ostium atrioventricularis sinistra·daki kapak
valva bicuspidalis adını alıp iki cuspis'lidir. Bunlardan biri cuspis anterior di-
ğeri de cuspis posterior" dur.
Vcntrikül tabanının sağ ü t kısmında ustium aartae denilen aort'un v ntri-
küle açılış deliği bulunur ki burada da üç parçalı (cuspis) bir kapak (valva 2ur-
tae) vardır. Bu kapağın cuspis'leri sağ, sol ve arka durumda yer almış olup val-
vula semilunaris dextra, sinistra et posterior adlarını alırlar.

Kalbin Yapısı

Kalb içten dışa doğru üçkatlı bir yapı gösterir: 1) endocardium, 2) myo-
cardium, 3) pericardiom.
1) Endocardium - Kalbin içyüzünü yani boşluklarını döşeyen bir zar
olup kalbe açılan damar deliklerindeki kapakların da sadece kalb boşJuğuna
bakan yüzlerini örter. Bu kapakların damar içine bakan diğer yüzlerini ise ~a­
marlarm içini örten endotelium örter.
2) Myocardium - Kalbin kas katını teşkil eden myocard özrl bir kastır.
Histo1ojik olarak çizgili kas ipliklerinden yapılmış olmasına rağmen is~ğimiz
DOLAŞIM SlSTEMl 1U

dışı (involonter) çalışan bir kastır. Bu kat ostium. atrio ventculares çevresinde
bağ dokusundan yapılmış olup anulus fibrosis dexter et sinister adını alır. Bura-
dan atrio ventriküler kapaklar menşe aldıkları gibi kas de~tleri de yine bura-
dan atrium ve ventriküllerin kas katını yapmak üzere etrafa dağılırlar Atrium
duvarlarının kas katı zayıf buna mukabil ventriküllerin ise kalındır.

Kalbin özel kas tsistemi - Yukarda söylenilen myocardium'un fonksiyonu-


nu idar~ eden bu özel kas sistemi, sağ atriumdaki crista terminalis'in üst ucunda
bulunan bir düğümle (nodus sinoatrialis) başlar. tğ şeklinde olan bu düğümden
uzanan kas iplikleri septum interatriale'nin üzerindeki fossa ovalis'in altından
geçtikten sonra sinus coranarius'un atriuma açılma deliğinin ön ve alt kısmında
bulunan ikinci bir düğüme (oodus atrioventricularis) gelir. Buradan çıkan kas
iplikleri ise His demeti (faısciculus atriove·ntricularis) adıyle yoluna devam ederek
sıeptum i:nterventriculare'nin üst bölümü (pars membramcea) sağ yanına anr-
1ar. Burada iki bacağa (cms dextrum et sinistrum) ayrılarak septum interventri-
cularis'in pars muscularis'i iki yanı boyunca apex'e doğru endocardium altında
olmak üzere iler~eyip yayılarak dağılırlaı:.
3) Pericardium - Kalbi dıştan saran fibro-seröz bir kese olan perikard'ın
iki yaprağı vardır. Tunica serosa adını alan yaprak kalbin dışyüzü ile tunica fib·
rosa denen ikinci yaprağını içyüzünü örter. Tunica fibrosa ise dışta e sedef
rengind;e bir torba şeklindedir. Bu torbanın tabanı diafragınaya tepesi de hasis
cordis'd..eki büyük damarların başlangıcına uyar. Tunica serosa veya pericardi-
um iki laminadan yapılmış olup lamina visceralis denen laminası kalbin dışyü­
züne yapışıktır ve epicardium adını da alır. Lamia parietalis denen diğer lami-
nası ise tunica fibrosa veya pericardium fibrosum'un iç yü~e sıkıca yapışıktır. "
Lamina visceralis ile Iamina parietalis kalb tabanında büyük damarların başlan­
gıç yerleri hizasında birbirleriyle devam ederler. Bu birbiriyle devam çizgsine
reflenks çizgisi adı verilir ki önde aorta ile a. pulmmıtalis'in başlangıç yerlerinden
7 cm. uzakta, arkada ise 3 cm. kadar uzaktadır. Halbuki bu reflenks çizgisi v.
pulmonales, "· cava superior ve v. cava inferior'un başlangıçlarının ancak 1-2
cm. üstünde bulunur. Böylece bu iki laminanın birbirine atlama yerlerinde birta-
kım perikard çıkmazları teşekkül ~der.
Lamina visoeralis et parietalis arasında meydana gelen boşluk camın peri-
cardii adını alır ki içinde seröz bir sıvı (liquor pericardii) bulunur. Bu sayede bu
iki lamina kalbin çalışması esnasında kolayca birbiri üzerinde kayar.
Pericardium fibrosum veya tunica fibrosa ise kalın ve sedef renginde olup
tabanı aşağıda diafragma üzerinde, tepesi yukarda bir torba şeklindedir. Çok
defa etrafına gevşek bağ dokusu ile bağlı bulunup sadece önde lig. sternoperi-
cardica denilen bağla steıınum'a sıkıca tutunmuştur.
Kalb, etrafında bulunan perikard aracılığı ile önde thymus, akciğer ve kı -
men de göğüs önduvarı ile arkada da arka ınediastin organları yani özofagu
.aorta thoracica, ductus thoracicus, v. azygos ve hemiazygos ve n. vagus ile kom-
H2 DOLAŞIM S1STEM1

şuluk yapar. Yanlarda ise mediastinal pleura ile ve n. phreııicus'la komşudur.

Kalbin damar ve sinirleri


A. coronaria dextra - Aort kapağının (valvula semilu.naris dextra) hemen
üstünde olmak üzere aort'dan ayrılarak sulcus coronarius içinde yoluna devam
ıeder. Sulcus interventricularis postreorior'a varınca aşağı doğru bükülerek bu
olup içinde apex cordis'e kadar giderek a. coronaria sinistra'nın ramus interven-
tricularis'i ile ağızlaşır.
A. coronaria sinistra - Valvula senıilunaris sinistra'nın hemen üstünde
olarak aort'tan ayrılan bu arter a. pulmonaJis ile auricula sinistra arasından ge-
çerek sulcu:s coronarius'a ulaşır. Burada ram.us intervenıtricularis ve ramus Cir-
cumflexus olmak üzere iki dala ayrılır. R. interventricularis, sulcus interventri-
cularis anterior içinde olarak apex cordis'e kadar giderek a. coronaria dextra
ile ağızlaşır. R. circumflems ise sulcus coronarius içinde yoluna devam ·ederek
oluğun arka bölümüne gidip orada dağılır.

Yenleri: Bunlar smus coronarius, Vv. cordis anteriores ve Vv. cordis min:-
mae olmak ü~re üç grupta toplanırlar.
Sinus coronarius - Sulcus coronarius'un arka sol parçası içinde bulunan
bu ven sinüsü, ortalama 3 cm. uzunluğunda olup sağ atriuma açılır . Kendisine
dökülen venlerde şunlardır: 1) v. cordis magan olup apex corıdis'den başlayan bu
ven, sulcus interventricularis anterior içinde ilerleyerek 1Sulcus coronarius'a gelir.
oradan da sin~ coranıarius'un sol ucuna açılır. 2) V. cordis media, Sulcus inter-
ventricularis posterior'dan gelerek sinus'a açılır. 3) V. cordis parva, bu ven de
sulcus coronarius'un sağ parçasının ven kanını toplayarak sinus oorooııarius·a açı­
lır.
Vv. cordis anteriores - Sağ ventrikül duvarından gelen bu küçük ven-
ler doğrudan doğruya sağ atrium'a, sinus coronarius'un açıldığı deliğin etrafında
olmak üzere foramina vıenarum minimanım admı al n deliklerle aç~llfılar.
Vv. cordis minimae - Kalb duvarlarnnn değişik yerlerinden gelen bu kü-
çük ')enler enyakın kalb boşluğuna açılırlar.
Lenfası: Nodi lyınphatici tracheobronchiales gider.
.Sinirleri : Arcus aorta . çevresinde ki plexus cardiacus superficialis ile ple-
xus cardiacuıs profundus'dan gelirler. Bu sinir plexus'larını bir taraftan n. vagus
diğer taraftan da sempatik sistemd1e.n gelen sinir iplikleri yaparlar.

Arteria - Arterler
Atardamar da denen arterler kas ve zardan yapılı borular olup kanı kafü-
ten perifere yani etrafa ve organlara kadar götüren oluşumlardır. Kalbden 1'eri-
fere gidişleri esnasında yan ve uç dallar vererek nihayet kapiller damar (vasa ca-
pillaria) d.enilen çok küçük damarcıklarda son bulurlar. Yapıları ve gördükleri
DOLAŞIM SlSTEM1 143

işe göre arterleri iki tipe ayırmak mümkündür. Yapılarında esas itibariyle düz
kas ve 1elftstik iplikler bulunan bu iki arter tipinden kalbe yakın olanlar daha zi-
yade elastik iplikler ihtiva ederler ve onun için de elastik tip arter adını alırlar.
.Bunlardan bilhassa aorta, a. subclavia ve a. Cfil'lotis communis gibi arter.ler, daha
ziyade lastik bir boru gibi basınç azaltıcı rol oynayarak kanın perilere doğru akı­
mının kolaylaştırırlar. Diğer tip arterler ise daha ziyade düz kas iplikleri ihtiva
ettiklerinden boşluk•larını (lümen) b:elirli bir genişlikte tutarak kan basıncını ayar-
lar ve böylece organlradaki kan dağılımını da düzenlerler. Bu suretle fazla çalı­
naş organlara ihtiyaçları olan daha fazJa kan iletilmiş olur. Arterler, aorta'dan
itibaren perifer,e doğru gittikçe çapları küçülür. Küçük çaplı arterlere arteriyo
(arteriola) denilip daha da küçülerek çok ince çaplı haJe gelen arterlere de kapi-
ler (vasa capillaria) damarlar denir ki bunlar da netiqede ince ven damarlariyle
birıleşerek arterim•eınöz anastomos denilen anastomos'ları meydana getirirler.
Arterler çok defa ya kendi aralannda veya komşu arter dallarıyle ağızl aş-
yaparlar. Böylece herhangi bir arterin fonksiyon görememesi malar (~nastornos)
yani tıkanması veya kesilmesi sonucu perifere veya organlara kan gidememesi
halinde anastomoslar yoluyle diğer arterlerden kan gelmesi mümkün olur. Buna
rağmen çok defa anastomos yoluyle organın beslenmesi için kafi kan gelemez.
Bazı arterler uç dallarında venlere başlangıç teşkil edecek olan kapiller bir anas-
tomoz yapmadan sonlanırlar. Böyle arterlere terminaıl arter denir, örneğin; be-
yin ve böbrek arterlerinde olduğu gibi.
Arterlerin yapısı - Dıştan içe doğru olmak üzere üç kat bulunur.
1) TUın.ica adventitia - Fibrös ve elastik bağ dokusu ipliklerinden yapılmış
bir gömlektir.
2) Tunica media (muscularis) - Düz kas ipliklerinin ınıeydana getirdiği bu '
kat arterin tipine göre kuvvetli veya zayıf olabilir.
3) Tunca intiına - Arterlerin iç boşluğunu döşeyen bu kat endofiel'den mey-
dana gelmiştir.
Kapiller damarların (vasa capillaria) - duvarları ise çok ince olup endotel'-
den yapılı bir tunica intima katı ile onun altında membrana basalis denilen ela -
tik ipliklerden yapılı çok ince bir bağ dokusundan ibarettir. Bu iki katı dı. tan
-Orten ağ şeklinde bir bağ dokusu da bulunur ki kas iplikleri ihtiva etın,ez.

Truncus Pulmoanlis - Akciğer atardamarı

Her ne kadar bu damarın adı arter ise de içinde arteriyel kan değil venöz
kan bulunup bunu kalbden akciğerlere götürür. Kalbin sağ ventrikülünden çıkan
bu damar önce aorta'nın önünde ve iki auricula cordis arasında iken sonra aor-
ta'nın solunda ve nihayet arcus aortae'nın altında olmak üzere de sağ ve sol iki
uçdala ayrılarak sağ ve sol akciğerlerde dağılır. Arcus aortae hizasında k,endi-
siyle arcus aortae arasında ductus arteriosis denilen fötal hayatta aorta ile a.
pulmonalis arastnda bulunan damar bağlantısının bir kalıntısı olan lig. arteriosum
adı verilen bir bağ vardır.
DOLAŞIM S1STEM1

Aorta - Aort
'Kalb'den çıkan ikinci büyük bir damar olan aorta sol ventrikül tabanından
$ııncus pulmonalis'in arka ve sağında olarak çıkıp yukarı, sağa ve birazda
öne doğru gider. Biraz sonra 2. sağ kosta·nın sternal ucu hizasından itibaren bir
yay çizerek sola ve arkaya doğru bükülür. Aorta'mn yay çizmeğe başladığı yere
kadar olan bu ilk parçasına aorta ascendem denir ki perikard ile örtülüdür. Aorta
perikaııd'tan çıktıktan sonra yoluna devam ederken söylendiği gibi bir yay çi~e­
rek arkaya bükülür. Arcus aortae· adını alan bu bölümü de truncus pulmonalis'
\in çatallanma yerinin arka hizasına yani 4. göğüs omuru hizasına kadar uzanır_
Bundan sonra aşağı doğru yönelen aorta, aorta descend·es ad1 i·]e arka mediasti-
ınıum'da yoluna devam ederek omurganın önünde yeralır, diafragmayı kendi adı­
na alan delikten (hlatus aorticus) geçerek karın boşluğuna girer. Göğüs boşluğu
içinde 4. göğüs omuru hizasından diafragmaya kadar uzanan parçasına da aorta
thoracica denir. Diagragmayı 12. göğüs omuru hizasında geçtikten sonra yoluna
devam eden aorta 4. bel omuru hizasına kadar gelir ve burada a. iliaca commu-
niıs adını alan iki dal ile a. sacralis media denen diğer bir dalı vererek sonlanır.
Aortun karın boşluğu içindeki parçasına da aorta abdominalis adı verilir .. Aorta
thoracica ile aorta abdoıninalis'in ikisine birden aGrta descendes denir.
Aorta ascendes'in yan dallan - Aortanm birinci parçası olan aorta as-
cendeın.s'den hemen valvula semilunaris üstünden Aa. coronariae ayrılır ki bun-
lardan daha önce bahsedilmişti.
Arcus aortae
Aorta'nın bu bölümünden üç büyük damar ayrılarak baş, boyun ve kol-
lara giderek onların beslenmesini sağlarlar. Bunlar sırasıyle sağ ön~en sol arka-
ya doğru: 1) tnıncus brachiocephalicus, 2) A. carotis coınmunis sinitra ve 3) a ..
subclavia s:iınıistra olmak üzere çıkarlar. Pek az vakada da tnıncus brachiocepha-
licus ile a. carotis communis sinistra arasında olmak üzere a. thyroidea in:a
denilen bir dal daha çıkar.
Truncus bracbiocephalicus :
Aortadan ayrıldıktan sonra a. carotis comınunis sinistra'run ağında. v.
bracbiocephalica dextra'nın solunda ve trachea'nında önünde olarak yukarı v
sağa doğru gidip art. stemoclavicularis dextra'nın hemen arkasında a. caroti
communis dutra ile a. subclavia dextra olmak üzere iki uç dala ayrılır. 4-5 cm_
uzunluğunda olan bu arterin yolu boyunca önünde de v. bracbiocepbalica sinis-
tra ile gl. thymus veya onun artığı bulunur.
A. Carotis communis
Sağda truncus brachiocephalicus'dan solda ise arcus aortae'den çıkan bu
damar larynx'in üst kenarı hizasına kadar yukarı doğru giderek burada a. caro-
tis interna ve a. carotis e,xtema adını alan iki uç dalını verir. Bu çatallanma ye-
DOLAŞL\1 Sf STEM1

rinde sinus caroticus adı verilen bir genişleme gösterir. Burada glomus caroti-
cum adı verilen kahverenginde ve pirinç tanesi büyüklüğünde bir kromatin ci-
simcik bulunur ki bu da kan basıncının düzenlenmesinde rol oynar.
A. carotis communis yolu boyunca boyunda önde gl. thyroidea, m. omohyo~
ideus, arkada prevertebral kaslar, içyanda trachea, Jarynx, oesophagu , p ar. nx ,
ve dışyanda da v. jugularis interna ile n. vagus gibi organlarla komşu.luk yapar.

A. carotis intema
A. carotis communis.in bir uç dolı olan bu damar başlangı çta a. carof
externa'nın arka ve dışyanındadır. Buradan yani thyroid kıkırdağın üst ken arı hi-
zasından yukarı doğru giderek kafa tabanına ula ş ır. A. carnfü İn' u na buraya · ... -
dar olan bölümünde yan dal vermez. Başlangıçta a. carotis externa'nın dışyanın ­
da iken sonra içyanına geçerek spatium parapharyngeum'un retrostyloid bölü-
münde yer alır. Burada n. vagus, n. glossopharyngeus, n. accesurius ve n.. h~·po­
glossus, truıncus symphaticus'un boyun parçası ve V. jugularis interna ile kom-
ş uluk yapar. Kafa içine canalis caroticus'u geçerek giren a. carotis inter.na kafa
içinde sinus cavemosus içinde bulunur. Burada dan. oculomotorius, n. trocb e-
aris, n. ophtalmicus ve n. abduce.ns'le komşudur. Sinus cavernosus'u geçtikten
sonra processus clinoideus anterior hizasına gelince yukarı doğru büküler1ek du-
ramateri dder ve bu hizada a. ophtabnica adlı yan dalını verdikten sonra chias-
ma opticum'lln dışyanında ~ör~ üç dala ayrılarak sonlanır.
A. carotis interna·nıın yan dallan:
1) A. carotis interna, canalis caroticus içinde rami carotico-tympanici de-
nilen daılları verir ki bu da aynı addaki kanaldan geçerek cavum tympani'de da-
ğılır.
2) A. carotis iınterna, sinus cavemosus içinde de bir takım dallar verir
bunlarda hypopbysis ve ganglion trigeminale'de dağılırlar.
3) A. ophtalmica - Bu arter a. carotis interna'dan ayrıldıktan sonra hemen
canalis opticus'dan n. opticus altında olarak orbitaya girer. Orbita içinde n. opti-
cus·u dışyan ve üstten çaprazlayarak içya~ına gelir. Orbita'nın içyan duvarını
takib ederek gözkapakları içyan birleşeğine ulaşınca aşağı doğru bükülüp göz-
çukurunu (orbita) terkeder. Bundan sonra a. dorsalis nasi ad1nı alarak bu run
sırtının dıştarafına gelir ve burada a. facialis'in uçdalı olan a. angularis ile ağızla­
şarak s·onlanır.

A. ophtalmica'nm yandallan:
A. cenralis retinae - göz siniri (n. opticus) içine giren bu dal retinada dağı -
lır.
A. lacrimalis - öne ve dışyana doğru giderek gl. lacrimalis'a ulaşır. Bu
bezde dağılruğı gibi üst gözkapağında da dağıılan dalcıklar verir.
A. supraorbitalis - Orbitanın tavanı boyunca il.erleyen bu arter foraıne
supraorbitalis'i geçerek alında dağılır.
/
1'16 DOLAŞIM SlSTEMl

Aa. ciliares posteriores - Bir çok küçük dalcıklar halinde a. ophtalmi-


ca' dan ayrılan bu dallar 1-Sklera'yı delerek choroidea'da dağılırlar
Rami musculares - Gözküresi kaslarına giderek dağılırlar.
Aa. ethmoidaleos posterior et anterior - Aynı addaki delikleri geçerek bu-
runboşluklann üst ve arka bölümünde dağılırlar.
Aa. palpebrales mediales - Gözkapakların üst iç yan bölümünde dağılır-
lar.
A. supratrocblearis - Foramen veya incisura frontalis'den geçen bu dal da
alnın içyan bölümünde dağılır.
Arteria carotis interna'nın uç dallan :
1) A. cerebri anterior - Bu uç dal beyin tabanında öne doğru ilerler. Son-
ra genu corpoıis callosi'yi dolanarak beyin yarım küresinin içyan yüzü.ne gelir
ve burada dağılarak sonlanır. Bu arter hemen başlangıcında verdiği bir dal a.
comnıinicans anterior adını alır ki karşı ıeş damarlar bir birleşme yaparak cir-
culus arteriosis cerebri denilen arter poligonunun ön paçasını yapar.
2) A. comnıinicans posterior - Bu dal yine beyin tabanında arkaya
doğru giderek a. basillaris'in uçdalı olan a. cerebralis posterior'la birleşerek ar-
~er poligonun bir kenarını yapar.
· 3) A. chorioidea - Fissura transveıısa cerebri içinden geçerek fossa inter-
cruralis'i delip beyin içine girer v,e plexus chorioideus'la, beyin yarım küresinde
dağılarak sonlanır.
4) A. cerebri mıedia - Bu daJ fissura lateralis cerebri içinde ilerleyerek
lobus frontalis, lobus parfotalis ve lobus temporalis'd,e dağıldığı gibi thalamus
çevresinde de dağılarak sonlanır.
Yukarda söylenen Aa. c.erebri anterior, Aa. Comminicans anterior et poste-
rior'la a. basilaris'in iki uç dalı olan a. cerebri posterior arasında meydana gelen
arter çemberi circulus arteriosis cerebri adını alır.
A. Carotis externa
A. car-0tis commun.is'in tyroid kıkırdağı üst kenarı hizasında ayrılan ve ikin-
ci uç dalı olan bu damar önce a. carotis inter.nıa'nın ön ve içyanında olup yukarı
doğru çıkarak collum mandibulae'nın içyanına gelir. Burada iki uç dalını yani
a. temporalis superficialis ile a. maxillaris'i vererek sonlanır. Yolu boyunca ön-
ce m. ster.ntacleidomastoidens'un önkenarı ile komşu olup sonra m. hypogloss s
ve m. digastricus'un arka kar.nı iJe çaprazlaşır. Daha yukarda da gl. parotis
içinde olarak uç dallarına ayrılır.
A. carotis externa'nın yan dallan:
A. carotis .exteıına yolu boyunca öne, arkaya ve dışyana doğru giden bir
takım yan dallar verdiğinden bunlar ön grup, arka grup ve yan grup dolları
olmak üzere gruplandınlabilirler. öne gidenler: A. thyroidea superior, a. Jin-
gualis ve a. facialis; Arkaya ve yana gidenler de şunlardır: A. pharyaıgea ascen-
dens, a. occipitalis ve a. auricularis posterior.
DOLAŞll\I SlSTEMl 147

1) A. thyr-0idea superior - Hemen a. carotis ooınınunis'in çatallanma ye-


rinin üstünden ayrılan bu dal os hyoideum'un dışyanında olmak üzere membra-
na thyrohyoidea'.nm dışyüzüne dayalı olarak öne ve içyana gidip açıklığı ~ağı
bakan hafif bir yay çizdikten sonra gl. thyroidea'nın üst kenarına gelir. Burada
bir taraftan bu bezde dağılan diğer taraftan da a. thyroidea inferio 'un dalları
ile anastomos yapan dallar vererek sonlanır. Yolu boyunca os hyoideum'a giden
ramus infrahyoidea, ve larinkste dağılan a. laryngea superior adlı dallarını e-
rir. Bunlardan başka m. ıstemocleidomastoideus'a ve m. crkotbyroideus'a giden
dallar da v,erir.
2) A. lin.gualis - A. thyroidea superior'un çıkışyerinin biraz üstünde ola-
rak dış karotisden ayrıbr. Os hyoideum'un büyük boynuzunun üstünden geçe-
rek m. hyoglossus'un içyüzüne gelip dilin tabanına kadar yoluna devam ederek
dile girer. Burada a. sublingualis ve a. profuında linguae olmak üzere iki uç da-
lınrn verir. A. linguaJis hemen başlangıcında os hyoideum'a giden ramu; sup-
rahyoideus'u verir. Bu yanda! a. thyroidea superior ve yandalı olan r. infrah-
yoid·ea ile anastomos yapar. Bundan başka dil sırtına ve tonsilla palatina·ya
giden rami dorsales liınguae dallarını verir.
yç dalı olan a. sublingualis de ağız tabanında öne doğru giderek gl. sublin-
gualis';e dallar verdikten sonra karşı eş arterle anastomos yapar. A. submentalis
ve a. facialis'le de anastomosları vardır. Diğer uç dalı olan a. profunda linguae
ise m. genioglossus ile m. ~versus linguae arasında dil ucuna kadar ilerleye-
rek karşı eş ar~erle ağızlaşır.
3) A. facialis - hemen a. lingualis'in üstünde olarak ayrılan bu dal öne
doğru giderek m. digastricus ile m. stylobyoideus'u içyandan çaprazlar ve bu sı­
rada fossa submandibularis'e gelir. Gl. submandibularis'in içyanı boyunca ilerle-
1yip onuncu hizasında dısya.na doğru bükülerek mandibula cisminin alt kenarını
dolanır ve m. m$seter'in ön kenarJjna varır. Buradan yukarı ve içyana doğru
kıvrıntılı bir şekilde m. buccinator'un dışyüzünde olarak ilerleyip burunköküne
gelir. Burada a. angularis adını alarak a. dorsalis nas~ ile ağızlaşır.
A. facialis'in yan dallan:
A) a. palatina ascendens - Fossa submandibularis içinde ayrılan bu dal
tooısilla palatina'ya rami tonsillares dalcıklarını verdikten sonra a. palatina des-
cendens ile anıastomos yapar ve yumuşak damakda dağılır.
B) Rami glandulares - Bu dallar gl. submandibularis'de dağılırlar.
C) A. submentalis - M. mylohyoideus'u.n alt yüzünde ilerleyerek çene ucu-
na gelen bu dal burada dağıldığı gibi a. sublingualis ve a. alveolaris inferior'la
da anastomos yapar.
D) Aa. labiales superior et inferior - a. facialis'den ayrılan bu dallar da
üst ve alt dudakta dağıldıkları gibi karşı eş arterle anastomos yaparlar.
4) A. pharyngea ascendes - Bu ince küçük dal a. carotis externa'dan a.
lingualis'in çıkış yeri hizasında ve arka içyanda olmak üzere ayrılır. Phar n 'in
yan duvarı boyunca kafa tababma kadar yükselen bu dmar orada a. tympanica
148 DOLAŞIM SlSTEMt

inferior adındaki dalını verdikten sonra foraınen jugulare'den geçerek kafa boş­
luğuna girer. Bu bölgedeki duramater de dağılır ve a. me·ningea posterior adını
alır. Bu arter yolu boyunca da farinks de dağılan dallar verir.
5) A. occipitalis - A. carotis extema'dan m. digastricus'un alt kenarı hi-
zasında ayrılarak arkaya ve yukarı bu kasın içyüziinde olarak yükselir. Proces-
,sus mastoideus'un içyanındaki sulcus arteriae occipitalis yoluyla ardkafa bölge-
sine gefü. Burada m. splen,ius ve m. seınispinal capitis ara&ında ilerleyerek Jine.ı
n.uchae superior hizasında m. trapezius'u delerek yüzeyelleşip bu bölgede dağ!lır.
Yolu boyunca m. sternoc ·eidomastoideus'a, auricula ve cellulae mastoidea.~'ye
giden dallar verir.
6) A. auricularis posterior - A. carotis externa'dan en yukarda ve arka
yüzünde olarak gl. parotis içinde ayrılır. Arkaya ve dışyana doğru giderek mas-
toiıd çıkıntı ile auricula arasındaki bölgeye gelir. Burada dağıldığı gibi auricula'
ya giden dallar da verir. Ayrıca a. temporalis superficialis dalları ile de ağızlaşır.
Yolu boyunca foramen styfomastoideum'dan geçerek orta kulağa giden a. sty-
lomastoidea'yı verir.
7) Rami parotidei - Gl. parotis içinde dağılan birkaç dalcık.tan ibarettir.
A. Carotis externa'nın uçdallan
1) A. temporalis superficialis - Collum mandibulae hizasında a. caratis
extıerna'nın verdiği iki uç daldan biri olan bu arter önce gl. parotis içinde yu-
karı ve biraz da dışyana doğru giderek dışkulak yolu önünde v1e çene eklemi
arkasında olarak temporal bölgeye gelir. Burada dağıldığı gibi ramus frontalis
ve famus parietalis olmak üzere iki uçdala ayrılarak sonlanır. Yolu boyunca
ın. auriculofıemporalis'in önünde olup şu yan dallarını verir :
a) Rami parotidei - Gl. parotis içinde dağılu lar.
b) A. transversa faciei - Parotis bezi üst kenarı hizasında ayrılan bu dal
horiwntal bir gidişle masse·t er kasının dışyan yüzüne ilerler ve yanakda dağıla­
rak sonlanır.
c) A. zygomaticoorbitalis - Arcus zygomaticus boyunca ilerleyen bu ar-
ter de yüzde dağılır.
d) A. temporalis media - Bu dalda m. temporalis'in içyüzünde dağtlarak
sonlanır.
2) A. maxillaris - A. carotis extema·nın bu uçdalı dışyanında bulunan
proc. condyJaris ile içyanırıda bulunan lig. sphenomandibulare arasında olmak
üzere öne doğru giderek regio infratemporalis'e gelir. Burada m. pterygoideu
medialis'in üst kenarı boyunca ve m. pterygoideus lateralİs'inde dışyan yüzünde
olmak üzere n. lingnalis iJe n. alvenlaris inferior'un da dışında. m. t~mporalis'
in de içyanında bulunur. Buradan ya dış pterigoid kasın iki demeti arasından
veya alt kenarını dolanarak fissura pterygomaxillaris yoluya fossa pterygopa-
Iatina'ya gelir. Bu çukuru dıştan içe doğru geçen a. maxillaris, foramen sphena-
palatiınum'u da geçerek burunboşluğuna gelir. Burada a. sphenopalatina adını
alarak dağılır.
DOLA m lSTEMl

Yolu boyunca m. pterygoideus ile komşultik yapan bu arter ıvrıntılı bir


eyir takip eder.
. maxillaris'in yan dallan
1) A. auricularis profımda - Proc. condylari hiza ında ayrılan bu dal
çene eklemi ile dışkulak yolunda dağılır.
2) A. tympanica a11ıterior - Bu dal ince bir dal olup yine proc. c d la-
ris hizasından ayrılarak fissura petrotympanica'yı geçip cavum tympan··ye gelir
ve burada dağılır.
3) A. alveolaris inforior - A. maxillaris'dcn proc. cond lari hiza ında
ayrılar.. bu dal da m. pterygoideus meıdialis ilc lig. sphe mandibulare arasında
ve collum nıandibulae'nin içyanında olmak üzcr;e aşağa doğru giderek foramen
man.dibulae'dan içeri girer. Bu kanala girmeden önce verdiği küçük bir dal olan
ramu mylohyoideus aynı addaki kasda dağılır. A. alveolari inferi r canali
mandibularis içinde verdiği rami dıentales adındaki dallar bir taraftan diş] rd~
ve diğer taraftan da diş alveolleri ile gingiva'da dağı•lırlar. Canalis mandibular" 'i
foramen mentale'den terkeden arte·r, a. mentalis adını alarak çene ucu bölgesin-
de dağılır. A. mentalis, a. facialis'in yan dalları olan a. fabialis in erio e a.
ubme tar ile anastomos yapar.
4) A. menmgea media - Proc. condylaris in önkenarı hizasında ayrılan
bu dal h men hemen dik olarak yukarı doğru giderek foramen pino um'u ge-
çip kafabo ,luğuna girer. Burada ramus f ontaJis ve ramu parietar dallarına
ayrılarak fossa cranii anterior ile fossa cranü media'nın kemik ve durama ı
inde dağılırlar.
5) • masseterica - A. maxillaris'den proc. cooııdlaris'in hemen ön enarı
hiza ında ayrılan bu dal dışyana doğru giderek ine· ura mandibulae.yi geçip m.
mas eter'e ulaşır ve bu kasda dağılır.
6) Rami pterygoidei - Bir evvelki arterin önünde olarak a. ma · aris den
ayrılan bu dallar aynı addaki kaslarda dağılirlar.
7) A. temporalis profundae anterior et po terior - Fascia tempor · ile
m. temporali ara ında ilerleyen bu dallar ka ın arka ve derin bölümünde da-
ğılırlar.
8) A. buccalis - M. pt·erygoideus lateralis'in alt kenarı hiza ında a rılan
bu dal öne ve aşağı giderek m. buccinato 'un dışyüzüne gelir. Bu bölgede deri
kas ve mukoza' da dağılarak sonlanır.
9) A. alveolaris superior posterior - A. maxillaris'den fo a p a-
latina'ya girmeden ayrılan bu dal da aşağı ve öne giderek tuber m · ae üze-
r ~ndeki foramina alveolaria denilen deliklerden girerler bu deliklerden aşla-
' canale alveolare içinde ilereyerek rami dentaes denilen dallarını verir. Bu
yan
dallar üstçene molar di. lerine giderek dağ:ill.rlar.
1O) A. imfraorbitalis - Fossa pterygopalatina içinde olara a. m ar· ·-
den ayrılan bu arter fissura orbitali inferi 'u geçip orbita ya girer. Burada
orbita'nın tabanındaki sulcus infraorbitalifi geçip canali infrao bita · içinde
150 DOL\ŞlM SlSTEMl

yoluna devam ederek foramen infraorbitale'den çıkar. Böylece yüz'e gelen bu


damar buradaki kas ve deri de dağıldığı gibi a. labialis superior ile de anasto-
mos yapar. A. infraorbitalis kanal içinde Aa. alveolares superiores anteriores
dıenilen dalları verir ki bunlar da üst çenenin keser, köpek ve küçükazı diş.le­
rinde sonlanırlar.
11) A. palatina ıdescendes - Yine fossa pterygopalatina içinde ayrılıp
aşağı doğru canalis pterygopalatin içinde ilerleyen bu dal foramen palatinum
majus'u geçerek a. palatina major adını alır. Bu da proc. alveoJaris superior'un
içyan yüzüne dayalı olarak öne doğru giderek canalis incisivus'u geçip burun-
boşluğuna girer. Yolun boyunca palatum durum ve gingiva da dağılan dallar
verdiği gibi Aa. nasales septi dallariyle de anastomos yapar.
Bu damarın verdiği Aa. palatinae minores adını alan dallar da foranıina
palatina ıninora'yı geçerek yumuşak damakta dağılırlar.
12) A. canalis pterygoidei - Aynı addaki kanalı geçen damar farinks,
kulakzarı v,e tympanum'da dağılır.
Arterin uç dalı olan a. sph~nopalatin.a burunboşluklarma gelince Aa. na-
sales posteriores laterales et septi adlarını alan dallara ayrılarak burunboşluğu­
nun dışyan duvarı ile septum nasi'de dağılırlar. A. palatina tdesce.nıdes il1e anas-
tomos yapar.
A. Subclavia
Bu arter çift olup sağdaki tnıncus braochiocephalicus'dan soldaki ise ar-
cus aortae'den çıkar. Böylece başlangıçları değişik olan sağ ve sol a. subclavia'
nın uzunlukları da farklı olup soldaki sağa nazaran 3 cm. kadar daha uzundur.
A. subclavia sağda tmncus brachiocephalicm'dan sağ art. sterooclavicuJa-
ris hizasında ve solda da arcus aortae'den ayrıldıktan sonra açıklığı aşağı ba-
kan ve cupula pleura'yı icine alan bir yay çizerek önce 1. costae-'nin üzerinden
(sulcus a. subclaviae) m. scalenus anter·or ile m. caleJUJs medius arasından
daha sonrada clavicula ve m. subclavius'un altından geçip koltuk boşluğuna
gelir. Bundan sonra a. axillaris adını alarak yoluna devam eder .
• subclavia yolu boyunca önde v. subclavia, Angulus venos ve n. vagus
ile ııı. frenicus, yukarda da plexus branchialis ile komşuluk yapar.
A. subcJavia'nın yan dalları
1) A. thoracica intema - A. subclavia'nın konkav olan alt tarafından
çıkarak stemoclavikular eklem ile kıkırdak kaburganın arka yüzlerinde ve
pleura parietalis'in ~e dışyüzünde olmak üzere aşağa doğru yoluna devam eder.
Diafragnıaya ulaşınca onu sternal ve kostal parçaları arasından geçerek m. nc-
tus abdominıis'in kılıfı içine girer. Buradan itibaren a. epigastrica uperior adını
alarak yoluna devam edip göbek hizasında aşağıdan gel,en ve a. iliaca ext. nın
bir yan dalı olan a. epigastrica inferior ile ağızlaşır.
Bu arter yolu boyunca rami intercostale anteriore adlı dallarını vererek
interkostal aralıkların ön kısmında dağıldığı gibi göğüste iç organlara giden dal-
larla diafragmada dağılan a. musculophrenica gibi da·llan da verir.
DOLAŞIM SlSTEMt 151

2) A. vertebralis - a. subclavia'nın üst yüzünden ayrılan bu dal arkaya


ve yukarı giderek 6. boyun oınurunun foramen transversariwn'una girerek bo-
yun omurlarının enine çıkıntıları delikJeri içinde birinci boyun omuruna kada!'
yükselir. Burada sulcus artıeria vertebralis adını alan olukdan v~ f raıne occi-
pitale magnum'dan geçtikden sonra kafa boşluğuna girer. Her iki taraftan gelen
a. vertebralis, clivus üzerinde olmak üzere orta çizgide birbiriyle bir~ . erek a.
basilaris adı malan tek arteri meydana getirir·ler. A. basilaris, pon 'un üst ena-
rı hizasında a. cerebri posterior adını alan iki uç dala a~nlarak circulu arteri-
osus cerebri'yi yapmağa yardım ederler.
A. vertebralis yolu boyunca omuriJikde (medulla spinali ) dağılan rami
spinalis dallarından başka ramus meningeus, a. spinalis posterior, a. pina ·
anterior ve a. cerıebelli inferior posterior olmak üzere daı.Iar da verir.
3) Tmncus thyroocervicalis - a. verte·bralis'in dışyanında olarak a • bc-
lavia'dan ayrılan bu arter hemen m. ıscalenus anter"or'un içyan kenarında 4 da-
la ayrıılır:
a) A. thyrooidea inferior - Yukarı içe ve arkaya doğru giderek a. ca o-
tis communis'in arkasından geçip gl. thyreoidea'nın alt ucuna gelir. Bu bezde
dağılan arter ayrıca a. thyreoidea superior ile de ağızlaşır.
b) A. cervicalis asoroıdens - M. scalenus anterior'un önünden yukarı
doğru giderek ikinci boyun omuru hizasında dağılarak sonlanır.
c) A. cervicalis superficialis - Horizontal olarak dışyana giden bu dal
da m. trapezius'da dağılır.
d) A. suprascapularis - Bu dal da arkaya doğru giderek lig. tran er um
scap Jae'nın üstünden geçip fossa supraspinam'a gelir. Bu bölgede dağıldığı
gibi a. axillaris'in bir dalı olan circumflexa scapulae ve a. tran er a co •
ile ağızlaşır.
4) Truncus cost cervicalis - Bu küçük dal da arkaya doğru gidip ilci uç
dala ayrılarak sonlanır. Bu dallardan biri a. intercostali prema olup ilk iki
interkostal aralıkda diğeri a.cervicalis profunda olup ense kaslarında dağılırlar.
5) A. transversa colli - a. subclavia' dan en dışyanda olarak ayrılan bu
arter dışa ve arkaya giderek m. trapezius'un altından geçip capula nın içyan
kenarı boyunca dağılır. Bu arter a. subscapularis ve a. circumflexa capulae ile
ağızlaşarak omuz çevresindeki arter çemberini yapmağa yardım eder.

A. Axillaris
A. ubclavia, clavicula'nın altından
geçer geçmez a. a"rllla • adını alara
koltukboşluğunda m. pedoralis major'un önkenarına kadar devam eder. Bun-
dan sonra da a. brachialis adıyle uzanır.
A. axillaıis koltukboşluğu içinde yandaş veni ve lenf düğümleriyle ·om . u
()]duğu gibi plexus brachialis dallariyle de komşudur.
A. axillaris'"n yan dallan
1) a. thoracica suprema - üst interkostal aralıklarda dağılır.
152 DOLAŞIM SİSTEM!

2) A. thoracoacromialis - M. pectoralis minor'un üst kenarı hizasında


aynlan bu dal hemen uçdallarına ayrılarak sonlanır :
a) R. acromialis - M. pectoralis major, m. deltoideus da dağıldığı gibi
omuz bölgesi derisinde de dağılan dallar verir.
b) R. deltoideus - Aynı addaki kasa gider.
c) Rr. pectoralis - Bu dallarda pektoral kaslarda dağılırlar.
3) A. throcacica latıeralis - Göğüs yanduvarı boyunca aşağı doğru giden
bu dal buradaki kas ve deri de dağıılır.
4) A. subscapularis - Aynı addaki kasda dağılan bu arter a. circumflexa
scapulae ile a. thoracodorsalis adlı dalları da verir.
5) A. circumflexa humeri anterior - Humems'un cerrahi boynunu (cof-
ıum chinırgicum) önden dolanarak sulcus inteTtuhıercularis'e girerek bu bölge-
de ve omuz ekleminde dağılır.
6) A. circul1lı~exa humeri posterior - öncekinden daha kalın olan bu da·1
yine humerus'un cerrahi boynunu arkadan dolandıktan sonra deltoid kas ve
omuz ekleminde dağılarak sonlanır.
A. Brachlalis
M. pectoralis major'un alt kenarı hizasından dirsek ekıleminin önyuzun ~
kadar devam eden bu art·er, a. radialis ve a. ulnaris olmak üzere iki uç dala ay-
rılarak sonlanır. Yolu boyunca n. medianus'la komşuluk yapan bu arter kas-
Jarda dağılan küçük dallardan başka şu yan dallan verir :
1) A. profunda brachii - Kolun arka tarafına geçen bu arter n. radialis
ile birlikde m. triceps brachii'nin içyan ve dışyan başları arasındaki sulcus
.nervi radialis adını alan olukda ilerleyerek dağı·lır. ~ 1 • radialis ile birlikde giden
a. collateralis radiali:s denilen daldan başka humenıs ve m. detoideus da dağılan
dallar verir.
2) A. collateralis ulnaris superior - N. ulnaris'e refakat eden bu dal dir-
ek eklemi arka yüzünde dağılır.
3) A. collateralis ulnaris inferior - Bir evvelki dal gibi kaslar arası içyan
bölmesinin arkasında olarak aşağı doğru gidip içepikondilin üstünde ön ve arka
iki dala ayrılarak sonlanır. Bu dallar ulnaris'in a. recurrens ulnariıs daJlariyl
dirsek çevresinde meydana gelen arter çemberi anastomosunu yapmaya yardım
eder.
A. brachlalis yukarda omuz çevresinde a. axillaris dallariyle aşağıda da
dirsek çevresinde a. radialis ve a. ulnaris dallariyle ana:stonıos'Jar yapar.
A. Radialis
A. brachialis'in uç dallarından. biri olan bu arter onun doğrultusunu takip
ederek radius boyunca yoluna devam edip bilek eklemine kadar gelir. Burada
dışyana bükülerek el sırtına gelen arter 1. kemikler arası aralığını geçip el ayasına
ulaşır. Burada da a. ulnaris'in uç dalı ile ağızlaşarak arcus palmaris profm:ıdus

Ilı
DOLAŞIM SlSTEMl 153

denilen el ayası arter kemerini meydana getirerek sonlanır.


Yolu boyunca önkolda yüzeye! olan bu arter önce m. brachionıdialis ile
m. pronator teres arasında, önkolun 2/3 alt bölümünde ise yine m. brachiora-
dialis ile m. flexor carpi radialis'in kirişleri arasında bulunur. Böylece hemen
bilek eklemi üstünde bu arterin nabzını kontrol etmek mümkün olduğundan
pratikte çok defa nabız kontrolu buradan yapılır.
Yolu boyunca n. radialis'in r. superficialis'i ile komşuluk yapan a. radia-
lis'in şu yan dalları vardır :
1) A. recurrens radiali's - N. radialis boyunca geri dönen bu dal a. ool-
latenılis radialis ile dirsek hizasında anastinmos yapar.
2) R. palınalis soperficialis - İnce olan bu dal arcus palmaris snperficı­
alis'i yapmak üzere a. olnaris ile birleşir.
3) R. carpeus dınrsaJis - Bilek çevresindeki rıete carpi dorsale denen
anıastomos çemberini yapmağa yardJm eder.
4) R. carpeus anterior - Bu da aynı şekilde rete carpi ventrale denilen
elbileği arter anaBtomoz'unun yapmağa yardrm eder.
5) A. princeps pollicis - Başparmağa giden bu dal orada dağılarak son-
!anır.

A. Ulnaris

A. brachialis'in diğer bir uçdalı olan bu arter de m. pro•tor teres'in al-


tından geçerek iç ıepikondil kasları arasında olarak m. flexor carpi ulnari 'in
dışyanında n. ulnaris'le birlikte elbileğine kadar gider. Bundan sonra elbileğini
de geçerek dışa doğru bükülüp a. radialis'in ramus palmaris superficiafa ile
birleşerek arcos palmaris soperficialis'i yapar.

A. ulnaris'in yan dallan :


1) A. recurrens olnaris - Geri dönen bu dal ön ve arka iki dala ayrıla­
rak biri iç epikondilin önünden diğeri de arkasından geçerek a. collateralis
medialis inferior'la dirsek çevresinde ağızlaşarak rete cubiti denilen arter ağını
yapmağa yardım ederler.

2) A. iııterossea communis - Kalınca bir dal olan bu arter de ön ve arka


olmak üzere iki dala aynlarak mıembrana interossea'nın biri ön diğeri arka yü-
zünde aşağa doğru giderek dağılırlar.
3) A. mediana - N. medianus'la yandaşlık eden ince bir daldır.

4) Rmnus carpeus dorsalis - Bilek çevresinde dağılan bu dal diğer ar-


terlerle a:nıastomos yapar.
5) Ramos carpeos palmaris - Bir önceki dal gibi anastomos yaparak bi-
Jek çevresinde dağılır.
15'1 DOLAŞIM SlSTEMt

6) Ramns palmaris profuındns - Arcus palmaris profundns'u yapmağa


yardım eder.
El ayasında meydana gelen arcus palmaris profundus ve arcus palmaris
superficialis denilen bu iki arter kemerinden çıkan dallar da ayada ve parmaklar-
da dağılırlar.
Aorta thoracica - Göğüs aortn
4. Göğüs omurunun sol yanından itibaren başlayan aorta thoracica 12. gö-
gus omuru hlzasına kadar önce omurganın sol tarafında sonra önünde olmak
üzere aşağa doğru inerek hiatus aorticns yoluyla karınboşluğuna girer. Yolu
boyunca önce radix pulmonis siwstra ile perikard'ın arkasından geçen ve solda
pleura mediaıstinalis' e örtülü olan aorta Thoracica sağda yukarda oesophagus ve
dnctus thoracicus, arkada da göğüs sempatik zinciri ile komşuluk yapar. Daha
aşağıda diafragınayı geçmeden önce de oesophagus'un arkasında yer alır.

Aorta thoracica'ın.ın yan dallan :


Yan dalları iki gruba aynlmak mümkündür. Bunlardan b'ri parietal diğeri
de visqeral dallar dır :
a) Parietal dallar - Aa. intıercostales posteriores adını alan da1lar olup
son 9 interkostal aralıklarda dağılacak olan bu dallar aortun arka yüzünden çı­
karak örofagus ile azygos ve hemiazygos venleri, göğüs sempatik zincirini ve
ductns thoracicm'u arkadan çaprazlayarak interkostal aralıklara gelirler. Bu-
rada interkostal kaslarda dağıldıkları gibi omurilik ve deride de dağılan dallar
verirler.
1

b) Visceral dallar :
Rami bronchales - Bu dallar akciğerlerde dağılırlar.
Rami oesophagei - 3 - 6 tane olan bu dallar da özofagusa gider3er.
Rami mediastinales - Arka mediastinum'da dağılırlar.
Rami pericardiaci - Bu dallar da perikard'da cağılırJar.
Aa. phrenicae superiores - Diafragmanın üst yüzünde dağılırlar.
Aorta abdominalis - Karın aortu
Hiatus aorticus'dan başlayan aorta abdommalis 4. bel omuru hizasına ka-
dar devam edip burada iki büyük uç dal ayrılarak sonlanır. Çok defa a. iliaca
comnıunis adını alan bu iki büyük uçdalından başka_ bir de küçük a. sacralis
media aclını alan dal da aynlır.
Başlangıçta aorta abdomill2lis'i, v. Iienalis, pancreas, plexus coeliacus, v.
11enalis sinistra, radix mesocolontranv~rsum, duodeıwm ve radix mesenteri ön-
den çaprazlarlar. Aorta abdominalis'in solunda truncus sympaticus ile m. psoas
major, sağında ise v. cava inferior"la yine tnıncus sympaticns bulunur. Arkasın­
da da bel omurlariyle Vv. lnmbales vardır.
Aorta abdoıniııalis'in yan dallan - Bunları tek ve çift olmak üzere iki
grupda toplayabiliriz.
DOLAŞIM SlSTEMl 155

a) Tek olanlar :
1) Truncus coeliacus
2) A. mesenterica superior
3) A. mesenterica inferior
b) Çift olanlar :
1) A. phrenica inferior
2) A. suprarenalis media
3) A. renalis
4) A. testicularis veya ovarica
5) A. lumbalis

A. Aorta abdominalis'in tek alan yan dalları :


I) Truncus coeliacus - Pankreas'nın üst kenarı hizasında aort'dan ayrı­
lan bu arter hemen uçdallara ayrılır. Çevresinde plexus coeliacus denilen !nir
ağı bulunan bu arterin uç dalları şunlardır :
1) A. hepatica commun&s - Ar~erin bu uç dalı sağa doğru giderek omen-
ttım miııns'un lig. hepato-duodenale denilen parçasının iki yaprağı arasına gi-
rerek a. gastrica dextra, a. hepatica propria ve a. ga:stroduodenalis adını alan
3 dala ayrılır.
a) A. gastrica dextra - Midenin küçük eğriliği (corvatura ventıicoli mioor)
boyunca gi~erek midede dağılan bu dal a. gastrica sinisfra ile de ağızlaşır.
b) A. hepatica propria - Karaciğer kapısma (porta hepatis) doğru omen-
tom minos içinde giderek orada iki dala ayrıilıp karaciğerde dağıldığı gibi a. c s-
tica dalının da verir ki bu da vesica fellea'ya gider.
c) A. gastroduodenalis - Duodenum'un 1. parçasının arkasından aşağı doğ- '
ru in;erek a. pancreaticoduodenalis superior ve a. gastroepiploica dextra dalla-
rını verir. Bunlarda pankreas, duodenum, mide ve omentnm majus da dağılır­
lar.
2) A. lienalis - Aortdan ayrılarak sola doğru pankreasın üst kenarı bo-
yunca ilerleyip dalak hilusuna. varır. Dalak içinde dağılan bu arter yolu boyun-
ca a. gastroepiploica sinistra ile Aa. gastriace breves denilen yan da11arını ve-
rir ki bunlar da mide ile omentum majus'da dağılırlar.
3) A. gastrica LSinistra - Midenin küçük eğriliğine giderek orada dağılan
bu arter a. gastrica dextra ile de anastomos yapar.
Böylece truncus coeliacus'un karın boşluğunun üst kısmında dağılan bu
dallan arasında pek çok anastomosları vardır.
Il) A. Mesemterica ısuperior - Tnıncus coeliacus'un altında olarak aort
dan aynlan bu arter pankreasın arkasında aşağı doğru inerek duodenum'un 3.
parçasını önden çaprazlay1p radix meseınteri içine girer. Bundan sonra yoluna
devam eden bu arter incebarsaklarda dağılarak sonlap.ır.
A. mesenterica superior yolu boyu.ota da şu yan dallan Vet'Jl :
156 DOLAŞIM SlSTEMt

a. pancre.aticoduodeııalis inferior - Pankreas ve du~enum da dağılır.


a. oolica media - Enine kolonda dağılır.
a. colica dextra - Yükselen kolonda dağılır.
a. ileocolica - 1ncebarsakların son kısmı ile caecum çevresin~e dağılır.
III) A. mesederica inferior - Aorta abdominalis'in aJt yarısından ayrı-
lan bu arter de öne ve aşağa doğru giderek rektum'a ulaşır. Burada a. rectalis
superior adını alarak rektum'un üst bölümünde dağılır.
A. me·senterica inferior yolu boyunca da aşağıdaki dallan verir :
A. colica sinistra - Enine kolonun sol parçası ile i°ıen kolonda dağılır.
Aa. sigmoideae - Bu dalları da sigmoid kolonda dağılırlar.
B - Aorta abdominalis'in çiftola:n yan dallan :
1 - A. phrenica "nferior - Aort'dan truncu:s coeliacus hizasında ayrı­
fan bu dallar diafragmanın alt yüzünde dağıldıkları gibi gl. suprarenalis'e de gi-
den dallar verir.
2 - A. suprarenalis media - GI. soprarenalis' de dağılır.
3 - A. renalis - Aort'dan 1. - 2. bel omurları arası hizasında ayrılan bu
dal da sağda v. cava inferior'un solda ise pankreas'ın arkasından ~eçerek böb-
reğe giderler.
4 - A. testicularis veya ovarica - A. renalis'in hemen altında olmak
üzere aort'dan ayrılan bu dal erkekde aşağı doğru gidip ductus deferens'le bir-
likte canalis inguinalis yoluyla testis'e varır ve orada dağılır. Kadında mevcut
olan a. ovarica ise aynı şekil~e aort'dan ayrıldıktan sonra aşağı doğru giderek
pelvis'e girer. Lig. suspesoriom ovari yoluyla ovarium'a ulaşarak orada dağıldığı
gibi a. nterina :hle anastomos yapar.
5 - A. lumbalis - Dört çift olan bu arter karın aort'unun arka yüzün-
den çıkıp bel kaslarında, omurgada ve karınyan duvarında dağılan dallar vere-
rek sonlanır.
Aorta abdominalis'in uç dallan :
1) A. sacralis mediaına - Aortun bir devamı gibi olan bu ince arter omur-
ganın önünde olarak os coccygis'in tepesine kadar ilerleyerek sonlanır. Yolu bo-
yunca kaslarda ve sakrum kemiğinde dağılan daHar verir.
2) A. iliaca oommonis - Aortun 4. bel omuru hizasında çatallanmasın­
dan meydana ge~en bu çift arter de dışa ve aşağı giderek art. sacroiliaca hiza-
sında a. iliaca iuterna ile a. iliaca externa olmak üzere 2 uç dala ayrılarak son-
lanır.
• lliaca interna
A. iliaca oommunis'in bir uç dalı olan bu arter os sacrum'un ön yüzünde
ve pelvjs içinde olmak üzere }\emen birçok da1lara ayrılır. Bu dalları parietal
ve visceral olarak iki gruba ayırarak ee alacağız.
1) A. iliaca interna'mn pariteal olan dallan:
1) A. iliolumbalis - M. iliopsoas ve m. quadratuus lumbomm'da dağıl-
DOLAŞIM S1STEM1 157

<lığıgibi omurgaya da giden dallar verir.


2) A. obturatoria - Canalis obturatorius içinden ~en bu dal uyluğun
üst ve içyan bölümüne gelerek orada dağılır.
3) A. sacralis lateralis - Os sacnım'un önyüzünde ve canalis sacralis'de
dağılır.
4) A. glutea superior - Bu arter foramen suprapirüonne'den geçip ve
böylece incisura ischiadica major'u dolanır. Ve ilye bölgesine gelerek ilye kas-
larında sonlanır.
5) A. glutea inferior - Bu arter de infrapirifonn deliği (foramen • api-
riforme) geçerek iılye bölgesine gelir ve m. gluteus maximw' da dağılır.
II) A. iliaca iıutema'nm visceral olan dallan:
1) A. umblicalis - Fötus'da bulunan bu arter karın önyanduvarının ar-
ka yüzünden yukarı doğru çıkarak göbek ve funiculus umblicalis yolu i~e pla-
cem.ıa·ya ulaşır. Doğumdan sonra bu arter, artığı bir ip haline gelerek cbord
a. umblicalis adını alır. Bu arterin hemen başlangıcından, a. vesicalis superfor
adını alan bir yandal ayrılarak ~sane'ye gider.
2) A. vesicalis inferior - Mesane, prostat ve meni keseceklerinde dağılır.
3) A. ductus defere·.nıtis - Erkek de bulunan bu arter ductus deferens'e
gider.
4) A. Uterina - Kadında bulunan bu arter de a. iliaca interna ayrıldık­
tan sonra yoluna devam ederek isthnıus uteri hizasına kadar gelir. Bundan son-
ra uterus'un yan kenarı boyunca kıvrıntılı bir şekilde yukarı çıkar. Daha sonra
tuba utema'yı takip ederek ovarium'a kadar uzanır. Ve neticedp a. ovarlca ile
ağızlaşır. Yol boyunca utenıs'da dağılan dallar verdiği gibi vagina, tuba uterina
ve ovarium'da da dağılan dallar verir.
5) A. rectalis media - Bu dal rektum'a giderek orada dağılır.
6) A. Pudenda interna - Bu arter a. iliaca interna'dan ayrıldıktan sonra
roramen infrapirifonne' den geçerek pelvis'i terk eder. Ve hemen foramen ischia-
dicum minus yoluyla fossa ischiorectalis'e gelir. Bundan sonra yoluna devam
eden arter erkekde a. d'orsalis penis adını alarak penis'de dağılır. 'Kadında ise
a. dorsalis clitoris adım alıp clitoris'de dağılarak sonlanır. Bu arterin verdiği
önemli bir yan dalı olan a. profunda penis veya clitoridis aynı şekilde pe ·
veya clitoris'de dağılırlar.
A. iliaca externa

A. iliaca comınunis'in diğer bir uç daılı olan bu arter yoluna aşağı, dış
ve öne doğru devam ederek lig. inguinale'nin arkasından geçip a. femoralis adı ile
yoluna devam eder.
A. iliaca externa'nın ymı dallan :
1) A. epigastrica inlerior - Karın ön duvarının arka yüzünde ve m. rec-
tus abdominis'in kılıfı içinde olarak yukarı doğru ilerler. Göbek hizasında yu-
kardan gelen a. epigastrica superior'la ağızl~arak sonlanır.
158 DOL\.ŞIM S1STEMt

2) A. circumflexa ilium profuııda - Lig. inguinale'nin arkasından crista


iliaca boyunca ilerleyerek a. iliaca intema'nın bir dalı olan a. iliolumbalis ile
ağızlaşır.
A. femoralis
A. iliaca extem:a 'nın devamı olan bu arter lig. inguinale'nin altında lacuna
vasomm'dan başlayarak aşağı doğru gidip canalis adductorius içinden geçerek
femur'un içyan yüzünü çaprazlayıp hiatus tendiıneus' a varır. Bundan sonra yo-
luna devam eden arter a. poplitea adını alır.
A .femoralis yolu boyunca önce iç yanında V. femoralis, du;ıyanında ın. fe-
moralis ve önünde de m. sartonius'la komşuluk yapar. Daha sonra canalis ad-
ductorius içinde yer alır. Burada n. saphaus ile komşudur.
A. femoralis'in yan dalları, yolu boyunca kaslarda dağılan dallardan başka:
1) A. epigastrica superficialis - Karın ön duvarının alt kısmının derisin-
de dağılır.
2) A. circumflexa ilium superficialis - tnguinal bölge derisinde dağılır.
3) Aa. pudeındae externae - tnguinaJ bölge ile erkekde scrotum, kadında
da vulva' da dağılırlar.
4) A. profunda femoris - Uyluğun arka bölgesine geçen bu arter orada
dağıldığı gibi a. poplitea'nın dalları ile de mı.astomos yapar.
5) A. genus desoondens - Diz bölgesinde dağılan bu dal, kaslara ve deriyn
dalJar verdiği gibi a. poplitea'nın dalları ile de anastomos yapar.
A. Poplitea
Hiatus teındineus'dan başlayıp arcus dendineus m. solei'ye kadar devam
eden bu arter burada a. tibialis anterior ve a. tibialis posterior olmak üzere iki
uç dala ayrılarak sonlanır. Bulunduğu fossa poplitea içinde yağlı gözeli bağ do-
kusu ile çevre~enmiş olup vena poplitea ve n. tibialis ile komşuluk yapar. Bu kısa
yolu esnasında diz çevresinde ve baldırda dağılan bir takım yan dallar verir.
A. tibialis anterior - A. poplitea'mn uç da1larından biri olan bu arter
membrana interossea'yı delerıek bacağın önyüzüne gelir. Burada extemor kaslar
arasında olarak yoluna devam edip lig cnıciforme denilen ayak bileği bağı'nın al-
tından geçerek ayaksırtına ulaşır. Bundan sonra a. dorsalis pedis adını alarak
ayak sırtı ve tabanda dağılır.
Yolu boyunca kaslarda, dizde ve ayak bileği çevresin~ dağılan dallar ve-
rir.
A. tibialis posterior - A. poplitea'nın diğer bir uç dalı olan bu arter de
arcus tendineus m. solei'nin altından itibaren başlayıp bacağın arka lojundaki
derin ve yüzeyel flexor kaslar arasında olmak üzere aşağı doğru yoluna devam
eder. İç malleol (malloolus tibialis) hizasında a. plantaıis medialis ve a. plantaris
lateralis adını alan iki uç dala ayrılarak ayaktabanında ve ayakparmaklrında da-
ğılır.
Yolu boyunca kaslarda dağılan dallardan başka verdiği tek önemli yan dalı
DOLAŞIM SlSTEMf 159

a. fibularis'dir. Bu dal da bacağın arka loj derin kaslarında dağılarak sonlanır.

A. tibialis posterior'u;n uç dallan :


1) A. plantaris medialis - tneıe olan bu dal ayak tabanının içyan bölü-
münd~ dağılır.
2) A. plantaris lateralis - Kalınca olan bu uç dal da ayak tabanının dışyan
bölümünde dağılarak sonlanır.
Venae - Venler
Kılcal damarlardan (vasa capillaria) kanı aılarak kalbe ileten damarlar (top-
lardamar, venler) küçük borucuklar halinde (venulae) başlıyarak kalbe doğru
yavaş yavaş çapları büyür.
VenJ,er'in (venae) duvarıları ince olup arterlere nazaran çok zayıf kas iplik-
leri ihtiva ederler. Yenlerin çnğunun içboşluğunda kapakcıklar (valvula venosa)
bulunur .Yarım ay veya kuş yuvası şeklinde olan bu kapakcıklar kanın geri git-
mesini önlerler. Bu nedenıle baş, boyun vıenleri ile Vv. pulmonales ve v. portae
de kapakcık bulunmaz.
Yenler yapı itibariyle arterler gibi içten dışa doğru bir endotel'den yapılı
intima, ortada ince kas iplikleriyle elastik bağ dokusu iplikleri ihtiva eden tu.nica
media. ve en dışda da bir bağ dokusu kıılıfı olan tunica adventitia'dan meydana
gelmiştir.
Gene] olarak her arterin yandaş iki veni bulunursa da büyük arterlerin tek
veni vardır. Bazan da çift arter,e mukabil tek venin de bulunduğu bilinmelidir.
Yenler aralarında arterlerd,en daha fazla anastomoslar yaparlar ve hatta çok defa
bir ven ağı- (plexus) meydana getirirler.
Yenleri üç büyük gruba ayırarak ele almak mümkündür. Bunlardan biri
venae pulmonales (pulmonaıl venler), diğeri venae cavae· (vena kava'lar) ve niha-
yet üçüncü grupta vena portae (portal ven) dir.
Venae pulmonales - Pulmonal venler
İçlerinde arter kanı taşıyan bu damarlar yapı bakımından ven karakterin-
dedirıler. Sağ ve sol akciğerlerden gelen sağ ve sol pu1monal venler (venae pobno-
nales) akciğer segmentlerinden başlayarak geriye doğru bir araya gelip ve çapları
da büyüyerek akciğer hilusundaki venae pulmomles sinitra et dextra·yı meyda-
na getirirler. Bunlar da kısa bir gidişten sonra kalbin sol atrium (atrium sinitrum
una açılırlar. ·
Venae cavae - Vena kava'lar
Vücudun bertarafından
yani baş, boyun, üst ve alt taraflardan gelen en
kanın ıtoplayan venler vena cava superior ve vena cava inferior olmak üzere iki
büyük ven sistemi meydana getirirler. Bu her iki büyük ven de sonunda kalbin
sağ atrium (atrium dextrum) una dökülürıler.
160 DOLAŞIM SlSTEMl

Vena cava soperior


Baş, boyun, gogus ve üst tarafın ven kanını toplayan vıena cava superior
5 - 6 cm. uzunluğunda olup angulus stemi'nin sağ kenarı arkasında sağ yukardan
gelen v. brachiocephalica dextra ile sol yukardan gelen v. bracbiocephalica si-
. tra'nın birleşmesinden meydana gelir. Buradan başlayan ven, aorta ascende.nıs'
in sağından ve sağ hilus pulmonis'in de önünden olmak üzere aşağa doğru inerek
sağ atrium'a açılır. Venin son yan parçası perikard'la örtülüdür. V. cava supe-
rior hemen perikard 'ın üstünde olmak üzere v .azyogos'u alır.

V v. azygos et hemiazygos
Karrnboşluğunun üst kısmından başlayan sağlı sollu v. lombales ascendes
diafragnıayı n. splanchnicus major ile birılikde geçerek göğüs boşluğu içinde biri
omurganın sağ tarafında v. azygos ve diğeri omurganın sol yanında v. hemiazy-
gos olmak üzere yukarıya doğru çıkarlar. V. azygos 4. göğüs omuru hizasında
sağ radix puhnanis'i arkadan öne doğru dolanarak v. cava superior'a açılır.
Omurganın sol tarafından gelen ve v. hemiazygos adını alan diğer ven ise aorta'
nın arkasında 7. göğüs omuru hizasına kadar yükselerek bu hizada v. azygos'a
dökülür.
Bu her iki ven de yohları boyunca Vv. intercostales posteriores denilen ven-
Jeri toplarlar.
Vv. brachiocephalicae dextra et · "stra
V. brachiocephalica her iki tarafda art. sternoclavicularis'in arkasında olmak
üzere v. juguJaris interna ile v. subclavia'nın birleşmesiyle başlar. V. brachiocep-
halica sinistra sağdakinden biraz daha uzun olup arcus aortae'nın konvex kenarı
boyunca ilerleyerek v. brachiocephalica dextra ile 1. kaburga hizasında birleşir.
Böylece v. cava superior meydana gelir.
V. brachiocephalica dextra, v. thoracica interna ile v. vertebralis venlerini
alır. V. brachiocepbalica sinistra ise v. thoracica in.tema, sol alt tyroid venleri
ile ön mediastin ven~erini, v. vertebralis'i de alır. Aynca v. thyroideaima da sol
vene açılır.
V. jugularis intema ile v. ubclavia'nın bideştikleri köşe angulus veoosos
adım alır ki buraya da olda ductus thoracicus ve sağda da truncus Jymphaticus
dexter açılırlar.
Baş ve boynn venleri

Baş ve boyunda ven kanını toplayan venler umumiyetle arterlerin yandaşı


olup sonunda boyunda meydana gelen derin ve yüzeyel jugular ven.Jer yoluyle
v. brachioceplıalica'ya dökülürler.
Baş venleri
1) Vv. diploicae - Kafa kemiklerinin iki laminası 3.!asında bulunan diplqe
içinde olan bu venler kemilclerden ve duramater'den gelen ven kanını toplarlar.
DOLAŞJM S1STEM1 161

Bunların başlıcaları 1) frontale, 2) temporale ve 3) occipitale olup Vv. emissa-


riae denilen venler aracılığı ile ya kafanın dış yüzündeki venlere veyahut da kafa
içindeki duramater ven sinus'Jarına dökülürler.
2) Vv. cerebri - Encephalon venleri olup beynin dışyüzünde olanları
komşu duramater venlerine ve beyin içinde bulunanlar da toplanarak neticede i i
Vv. cerebri internae meydana gelip bunlar birbiriyle birleşerek v. cere ri
magna denilen tek veni meydana getirirıler ki bu ven de sinus rectus denilen du-
ramater sihus'una dökülür.
3) Vv. emissariae - Kemik kanalcıkları içinde bulunan bu venler kafaiçi
ven1erini kafadışı venleri ile birleştirirler. Bunlardan bazıları şunfardır : Foramen
parietale, foramen mastoideum, forame:ıı occipitale magnum ve foramen ovale
.içinde bulunurlar.
4) Sinus durae matris (duramater sinusları) - Sirrus adı verilen bu ven ara-
lıkları çok defa duramater'in iki yaprağı ile kafa kemiklerindeki olukcuklar ara-
sında meydana geldikleri gibi sadece iki duramater yaprağı arasında da teşekkül
ederıler. Duvarları sağlam olan bu sinusJar kafa boşluğunun ven kanını toplarlar
ve neticede foraınen jugulare'de ki bulbus v. jugularis uperior'da toplanarak .
jugularis interna'nın başlangıcım meydana getirirler. Bu sinuslarm çoğu
emissaria aracılığı ile kafa dışı ve™ıeriyle anastomos yaparlar.

Bu sinuslardaın önemli olan bazıları şunlardır :

a) Sinus sagitalis superior - Orta çizgide falx cerebri'nin üst kenarı bo-
yunca yer almış olup önde forameın caecum'dan başlayıp arkada confluens sinu-
um'da sonlanır.
b) Siıms sagitalis inferior - Bu da bir evvelki gibi Gek ve ortada falx cere -
ri"nin serbest olan alt kenarının arka bölümünde yer almış olup arkada sinus rec-
tus· a açılır.
c) Sinus rectus - Teıntorium cerebelli ile falx cerebri'nin birleşme yennde
teşekkül eden bir sjnustur. Sinus sagitalis inf. ve ccnfuens sinuum'a birleştirir.
d) Sinus transversus - Sinus agitalis superior'un arka ucunda ve bir devamı
olan confluens sinuum denilen ven toplağmdan ba5layan bu sinus os occipitıle'
deki sulcus sinus transversus içinde yer alınış olup önde ulcus sinus sigmoideo.
içinde bulunan sinus sigmoideus'la uzanır.
e) Sinus sigmoideus - Bu sinus da sulcns sinus sigmoideus denilen oluk
jçinde meydana gelmiş olup foramen jugulare'deki bulbus v. jugularis superi:Qr'da
onlanır.
f) Sinus cavernosus - o~ sphenoidale'nin cisminin kanatlarla birleştiği
yerde b~lunan sulcus caroticus adını afan oluk içinde teşekkül eden bu inus bir-
takım bağ dokusu bôlmeleri ile gözelere ayrılmıştır. Fissura orbitalis supenor
dan baş.Jayıp pyramis'in tepesine kadar uzanan bu sinus içinden a. carotis intema
n. abducens, ıı. oculomotorius, n. trochlearis ve ı11. ophtalmicus geçer. Sinus un
ven kanı sinus petrosus superior et inferior yoluyle foramen jugulare içindeki
tti2 DOUŞDI SlSTE.MI

bulbus v. jugularis superior'a gider.


g) Sinus occipitalis - Bu sinus da confluens siniuın' dan foramen occipitale
magnum çevresinde bulunan bir sinus yolu ile fossa jugu13!is'e Vjen kanını ulaş­
tırır.

5) Vv. ophtalmicae _:__ Orbita'nın ven kanı a. ophtalmica'nın kollarının


yandaşı olarak bulunan venler yolu ile v. ophtamica superior ve v. ophtamica in-
ferior'da toplanır.
V. ophtabnica superior, fissura orbitalis superior'u geçerek inus caverno-
sus'a ulaşır. Bu ven başlangıçda v. angularis adını alan vena facialis'in başlangıç
dalı ile aınastomos yapar. V. Ophtalmica inferior ise fissura orbitalis inferior
yolu ile plexus pterygoideus'a dökülür.

Boyun venleri
V. jugularis interna
Fossa jugularis içinde bulunan bulbus jugularis superior'un alt ucundan yani
foramen jugulare·den başfayıp farinx'in yan tarafında olmak üzere yukardan
aşağa boyun omurlarının enine çıkıntıları önünde ilerler ve aşağı da art. sternoc-
Javicqlaris'in arkası hizasında v. subclavia ile birleşerek sonlanır. Bu birleşmeden
hemen önce v. jugularis interna hafif bir genişleme gösterir ki buna da bulbus v.
jugularis inferior adı verilir.
V. jugularis interna yolu boyunca önce spatium parapharyngeum'da bulunup
burada a. carotis interna'nın dışyanında olarak ;n. glossopharyngeus, n. vagus,
.n. accesorius ve n. hypoglossus gibi sinirlerle komşuluk yapar. Aşağıda boyunda
ise a. carntis communis ve n. vagus'la vagina carotis adı veriJen bir bağ dokusu
kılıfı içinde bulunur.
V. jugularis interna, a. carotis communis'in dağıldığı hem:en bütün bölgele-
rin ven kanını toplar. Bu yüzden de şu önemli ven dallarını alır :
1) V. facialis - A. facialis'in yandaşı olup v. angularis adını alan ve bu-
run kökünden başlayan bu ven aşağıda çok defa gl. thyroidea'dan ve dilden gelen
venlerle ve ayrıca v. retromandibularis denen venle birleşerek tnıncus thyrolingo-
facialis'i yapar. Bu da sonunda v. jugularis interna·ya dökülür.
2) V. lingualis - Dilden gelen ven kanını toplayan bu ven ya doğrudan
doğruya veya truncus thyrolingo-facialis'i m,eydana getirdikten sonra v. jugularis
intema·ya gider.
3) V. thyreoidea superior - Gl. thyreoidea'nın üst bölüm ven kanını top-
lr..yan bu ven de larynx den dallar alarak v. jugularis interna'ya açılır.
4) Vv. pharyıngeae - Farinks çevresindeki ven ağı (plexus pharyngeus)
mdan gelen venkarunı toplayarak v. jugularis intema'ya dökeder.
V. jugularis externa

Boynun yantarafında bulunan ve yüzeyel olan bu veni gl. parotis içindıe v.


DOLAŞIM S1STEM1 16.3

temporalis superficialis ile v. maxillaris bir·l~şerek meydana getirirler. . jugulari


externa, gl. parotis'i terkettikten sonra aşağı doğru giderek m. stemocleido-mas-
toideus'un dışyan yüzünü önden arkaya ve yukardan aşağa çaprazlayıp (Lamina
superficialis fasciae cervicalis ile platysma arasında olarak) fossa supraclavicu-
laris·e gelir ve burada derinleşerıek \r. subdavia'ya angulus venosus'a yakın ol-
mak üzer,e açı-Jır. Aldığı önemli iki yan dal da v. oscipitalis ile v. auricularis po -
terior adını alan venlerdir. V. retromandibularis (;.dını alan bir ven de kendi ini
V. facialis ile birleştirir.
V. temporalis superficialis - Başın yantaraf saçlı derisinin ven kanını top-
layan bu ven birçok küçük dalların dışkulak yolu hizası üstünde birleşmesi ile
başlar. A. temporalis superficialis'in önünde yer aılan bu ven aşağı doğru giderek
gl. parotis içine girer. Burada v. maxillaris ile birleşerek v. ju.gularis externa'yı
meydana getirir. Aldığı tek yan dal v. traınsversa fadei'dir.
V. maxillaris - Fossa pterygopalatina içinde v. sphen.opalatina adını alan
bir v1 ~nle başlayan bu ven a. maxillaris'in bütün kollarına ait ven kanı ile ptery-
goid kaslar arasında teşekkül eden ven ağını (plexus pterygoideus) da aldıktan
sonra gl. parıotis içinde v. temporalis superficialis'le birleşerek sonlanır.
V. jugularis aınterior - Çen1e ucundarı v. submentalis adı ile başlayan bu
ven de yüzeyel olup boynun ön bölgesinde yukardarı aşağa inerek sternuın'un ü -
tündeki Spatium suprasternale'ye gelir. Burada karşı eş venle bir birleşme (arcu
venosus juguli) yaptıktan sonra v. jugularis externa'ya veya v. subclavia'ya dökü-
.für.
üsttaraf venleri
üsttaraf venlerini derin veya fascia altı, yüzeyıel veya fascia üstü (subcutan)
olmak üzere iki grubda toplayabiliriz. Derin venler arterlerin yandaşı olup, yü- '
zeyel olan grup arterlerden uzaktırlar. Uerin venler yandaşı olan arterle bir bağ
dokusu kılıfı içinde bulunup çifttirler. Büyük venler yani koldaki v. branchialis,
v. axillaris ve vena subclavia tek olup aynı addaki arter•lerin yandaşıdırlar. Bu
derin venler art.erlerin aksi istikamette yani aşağıdan yukarı doğru giderek ( ·•
radialis, v. ulnaris) kolda birleşmek suretiyle v. brachialis'i meydana getirirler.
Bu ven de yoluna devam ederek m. pectoralis ınajnr'un alt kenarını geçpkten
onra vena axillaris ve nihayet clavicula'nın da altından geçtikten sonra • subc-
lavia adı ile a. subclavia'nın önünde olarak gidip v. juguJaris inforn ile birle. --
rek v. brachiocephalica'yı yapar.
Yüzeyeıl olan derialtı venleri ise elsırtından başlamak suretiyle elbileği üs-
tünde içyanda v. basilica'yı dışyanda dav. cephalica'yı meydana getirirler. Bu iki
ven önkolun önyüzünde yollarına ~evam ederek dirsek hizasında önkolun önyü-
zünün ortasından gelen v. antebrachii mediana adını alan ven'in ikiy ayrılan
ucu ile birleşerek bir M harfi meydana getirirler. Bundan sonra kol'un içyan ve
dışyanında yukarı doğru giden bu venılerden v. basilica bracbii, v. axillari 'in
başlangıcına v. cephalica brachil de v. axillaris'in yukarı ucuna açılarak nla-
nırlar.
16'1 DOL\ŞIM SlSTE~H

V. axillaris - Kol'dan gelen iki v. brachialis ile v. basilica brachii'nin bir-


Jeşmesinden- meydana gelen bu ven a. axillaris'in yandallarına ait bütün ven ka-
nını toplaruğı gibi koldan gelen v. cephalica brachif yi de alır.
V. subclavia - üsttaraf ven kanını toplayan bu ven de clavicula'nın alt ke-
narı hizasından başlayarak içyana doğru gidip v. jugulris interna ile birleşerek v.
branchioc·ephalica'yı meydana getirir. Yolu boyunca a. ~ubclavia'nın önünde ve
ikisi arasında m. scaleınus anterior bulunur. V. cervicalis profunda ile v. jugula-
ris externa ve v. jugularis anterior'u alan bu ven v. axillaris'in bir devamıdır.

V. Cava lnferior

Karın ve pelvis boşluğu ile alttaraf ven kanını toplayan v. cava inferior iki
v. iliaca conımunis'in 5. bel omuru hizasında aorta abdomfilalis'in çatallandığı
yerin biraz altında ve sağında olmak ü~re birleşmesinden meydana gelir. Karın
arka duvarrnda ve omurganın sağında olarak yukarı doğru gidip diafragmayı ken-
di deliğinden geçtikten sonra kalbin sağ atrium'una açılarak sonlanır. V. cava in-
foriorun sağ atriuma bu açılma yerinde valvula venae cavae inferioris dfni len
bir k~pak vardır.
V. cava inferior yolu boyunca solunda aorta abdominalis, sağında m. psoas.
sağ böbrek ve sağ böbreküstü bezi (gl. suprarenalis) bulunur. Bu veni arkadan
da a. rooalis dextra çaprazlar. önden de duode:rwm, pankrea başı ve karaciğer
ile komşuluk yapar.
Y ohı boyunca aldığı yan dallar şunlardır :

1) Vv. lnmbales - Bel bölgesinden gelen 3 - 4 venden ibarettir.


2) Vv. renales - Sağ ve sol böbrek~en gelen bu venlerden soldaki erkekte
. testicularis sinistra, kadında ise v. ovarica sinistra adını alan testis ve ovarim·
dan gelen venleri alır. Ayrıca bu ven sol böbreküstü bezindf!n gelen venleri de
alır. soa- r
3) V. suprarenalis dextra - Sağ böbreküstü bezinin ven kanını toplayan
bir vendir.
4) V. testicufaris dextra veya v. ovarica de~ - Sağ testis veya sağ ova-
rium'dan gelen venlerdir.
5) Vv. Phrenicae - Diafragmanın alt yüzünden gelen venlerdir.
6) Vv. hepaticae - Karaciğerden gelen bu venler v. cava infıerior·a hemen
karaciğeri terkeder etmez dökülürler.
7) V. unıblicalis - Fötus'da bulunan bu ven doğumdan sonra lig. teres te-
patis ve lig. venosum adını alan bağlara dönerler.
V. cava imerior'un başlangıç venlerini teşkil eden v. iliaca communis ise v.
iliaca interna ile v. illaca extema denilen venlerin art. sacruiliacu önü hizasında
birleşme inden meydana gelirler.
V. iliaca intema - A. iliaca interna'nın yandaşı olan bu ven ar~erin bütün
kollarına ait ven kanını toplar.
DOLAŞIM S ISTEMl 1 5

V. iliaca exteıına - Alt taraf ven kanını toplayan bu ven de lig. inguinale
hizasından v. femoralis 'in bir devamı olarak başlar. Yukarı ve dışa doğru giden
bu ven yolu boyunca önce a. iliaca externa'nın içyanında v,e sonra arkasında yer
alır. Bu sırada ductus deferens veya kadında lig. teres uteri'yi içyandan dışyana
doğru çaprazlar. Bu ven'in aldığı önemli yan dallar v. circmdlexz ilium prufu~ı­
da ile v. epigastrica inferior·dır.

Alt taraf venleri

üsttaraf venJerinde olduğu gibi bunları da derin ve yüzeye! olmak üzere iki
grupta toplayabiıliriz. Derin olanlar, arterlerin yandaşı olup Y. poplitea ile . fe-
moralis'den gayrı olanları çifttirler. Bu dıerin ve yüzeye! venler arasında ayı ı
anastomos'lar mevcuttur.

Derin venler - Arterlerin yanda51 olan bu venlcr ayaktan başlayıp baca ta


yukarı doğru çıkarak v. tibialis anterior ve v. tibialis posterior adını alan venler
dizardı (poplitea) bölgesinde birbiriyle arcus tendineus m. solei hizasında birle-
şerek v. poplitea' yı meydana getirirler. Bu ven de a. fenıoralis·e yandaşlık ede-
rek yukarı çıkarken uylukta v. femoralis adını alıp lig. in.guirude'nin altından geç-
tikten sonra v. iliaca e·x terna adı İ•le devam eder. Biraz evvel söylendiği gibi .
iliaca externa'da v. iliaca interına ile birleşerek v. iliaca communis·i meydana
&etirir.
Yüzeyel venler - Bunlardan önemli olan v. saphena magna ile v. aphe.na
parva'dır.

V. saphena magna - Ayağın içyanından başlayan bu ven bacak ve uylu-


ğun içyanmda ve deri aıltında olarak yukarı çıkar. lig. inguin.afıe'nin hemen altında
derinleşip v. femoralis'e açı.ılarak sonlanır.

V. saphena parva - Bu ven de ayağın dışyanından başlangıç alarak baca-


ğın arka bölgesinde ve orta çizgi üzerinde olmak üzere yukarı doğru ıkar c
v. poplitea'ya dökülür.
Vena Portae

Sindirim sisteminin karın ve pelvis boşlukları içinde bulunan parçalarında


yani cardia'dan r.e ctum 'un üst yarımına kadar olan parçalarından gelen ven kanı
iJe dalak ve pankreas'ın ven kanını toplayan v. portae, pankreas'ın arkasında .
mesenterica superior, v. mesenterica inferior ve v. lienalis'in birleşme inden mey-
dana gelir. Buradan başlayan v. portae pankreas başının ve duodenum'un l. par-
çasını narkasından yukarı ve sağa doğru gidip omentum minu 'un ıçıne girer.
Omentum minus'un lig. hepatoduoden.ale parçası içinde olarak porta hepati 'c
kadar gelen ve karaciğerde dağılan V. portae, omentum minus içinde ol önünde
a. bepatica propria, sağ önünde d1e ıductus cboledocus'la komşuluk yapar.
OOLAŞIM SlSTEMl

a) V. mesenterica superior - Aynı addaki arterin yand~ı olan bu ven


(v. mesenterica superior) sol taraftan gelen Vv. jejnnales et ilei adını aılan v:enler
ile sağdan gelen Vv. colicae dextra, v. iJfocolica, v. appendicis vermiformis ve
nihayet Vv. gastroeppiploicae dextra ile Vv. pancreaticoduoden.alis denilen ven-
leri toplar.
b) V. mesenterica inferior - V. rectalis superior'la başlayan bu ven Vv.
sigmoideae ve v. colica sinistra'yı da alır.
c) V. lienaJis - Dalaktan gelen ven kanını toplayan bu ven ayrıca Vv.
gastricae brevıes, v. gastroepiploica sinistra ve Vv. pankreaticae gibi mide ve
pankreas'dan gelen ven kanını da alır.
d) Vv. gastricae dextra et sinistra (v. coronaria ventriculi) - Midenin küçük
eğriliğinden gelen bu venler pylorus'dan gelen v. praepylorica ile birlikte v. por-
tae'ye açılırlar.
V. portae yukarda söylenen venlerden teşekkül etmiş olup afra kesesi venini
·d alır. V. portae, özofagus'un alt bütününden gelen venlerle, rektum çevresindeki
plıexus rectalis denen ven plexus·u ve bir de göbek çevresinden lig. teres hepatis
yolu ile geııen venlerle de aınastomos'lar yapar ki böylece vena cava superior ile
vena cava .inferior arasında bir birleşme sağlar.

Systema lymphaticom - Lenfatik s· stem

Yasa lymphatica et nodi lymphatici - Lenf damarlan ve lenf düğümleri

Vasa Jymphatica - Vücudun bağ dokusu içinde lenf kapillelerinin meyda-


ı

na getirdiği ağdan başlayan küçük lenf damarları birb!riyle birleşip ve ağızlaşa-


rak çap itibariyle büyürler. Böylece çap bakımından büyüyen lenf damarlarının
duvarlarında bulunan düz kas iplikleri de artar. Lenf damarlarının içinde <\e bazı
venlerde olduğu gibi kapakcıklar bulunur ki miktar itibariyle onlardan çok fazla
ve sıktır.
Lenf damarlarını derin ve yüzeyel olmak üzere iki grupta toplayabifüiz.
Bunlardan derin lenf damarları büyük venlerin yandaşı olup yüzeycl olanlar i~c­
deri altında bulunup venlere yandaşlık etmezler.
Vücudun ·1enfa damarları sonunda angulus ve-nosus'a açılmak suretiyle ven
istemine karışırlar.
Sağ amgulus venosus'a baş ve boyun sağ tarafından gelen Ienfa' yı toplayan
truncus jogularis dexter, üst taraftan (sağdan) gelen lenfa'yı toplayan tmncus
subclavius dexter, göğüs (Thorax) ün sağ tarafından gelen lenfa'yı toplayan duc-
tus bronchomcdiastinalis dexter halinde ya ayrı ayrı veya birl ,erek meydana
gelen ductus l}mphaticus dexter haJinde açılırlar.
Sol angulus venosus'a da baş, boyundan gelen lenfa· yı toplayan truıııcus ju-
gularis siııister ve üsttarafın sol tarafından gelen lenfa'yı toplayan damarlar,
DOLAŞIM SİSTEMİ 167

{truncus sUbclavius shü*r) bütün karın, pelvis boşluğu ~ alt taraftan gelen
lenfa da ductus thoracicus adı ile tek kanal halinde açılır.

Ductus thoracicus - Bu uzun lenf kanalı 12. göğüs omuru ile 2. bel omuru
arasında değişik hizada olmak üzere omurga önünde bulunan ve cistıema eh li
denilen ufak bir sarnıçtan başlar. Bu sarnıca ise tru.nci intestinales e trunci lum-
bales denilen Jent hnal cıkları açılır ki bunlar a·lttaraf, karın ve pelvis boşluğu j le
içorganlar lenf asını toplarlar. Böylece cisterna chyli" den bru;;layan ductus thora-
cicus omurganın önünde ve aort'un sağ arkasında olarak diafragmayı aort.la bir-
liktıe hiatus aorticus'dan geçerek göğüs boşluğunda yoluna devam eder. A ort.la
v. azygos arasında olarak arcus. aortae'ya kadar yükselir. Bu hizadan sonra ol
a. subclavia boyunca ilerleyip sol angulus venosus'a açıfarak sonlanır.

Nodi lymphatici - Lenf damarları yolu boyunca bulunan ve içinden lenfa'


nın geçtiği lenf düğümleri darı tanesi büyüklüğünden fasulye büyükfüğüne adar
değişik büyüklükte lenforctikülcr dokudan yapılı oluşumlardır. Bu düğüml~r'e
(nodi lymphatici) .Jcnfa'yı getiren damarJara vasa afferentia dendiği gibi buradan
lenfayı götüren lenf damarlarına da vasa efft~renfüı denir.
Lenfoid bir doku olan lenf düğümleri l - 25 mm. çapında v.e değişik şekil­
de yumuşak olup, hemen çok defa gruplar teşkil etmek üzere birçok.la ı biraara-
da bulunurılar. Her grup belirli bir bölgenin lenfasını almakla beraber bir bölge-
nin lenfası mutJaka tek bir lenfa düğümü grubuna da gitmez.
Norli l~' mphatici vücudta büyük vcnler boyunca sıralanmış olup taraflarda
ise ayrıca deri altında ve venl1.....rden ayrı olarak da tı.: :u!1urlar.

Baş ve b-Oyun lenfa damar ve düğümleri

Baş ve boyundan gelen lenfa boynun her iki yanındaki vena juguıar· inter-
na'run alt yarısı boyunca bulunan ve truncus jugularis adını aJan bir 1fnf dama-
rında toplanarak sağda ıductus l)1 ınphaticus dexter'e oJda da ductus thoracicu ·a
açılırlar ve neticede onJar aracılığı ile de aıngulus venosus'da ven sistemine dökü-
lürler.
Lenf damarlan yolu boyunca gruplanan lenf düğümleri de şunlardır :

ı) Nodi Jymphatici occipitales - Ardkafada linea nuchae uprema hiza ın­


da. m. trapesius·un yapışma yerinde bulunan 1-2 lenf düğümünden ibarettir. Bun-
ların getirgen (afferent) damarları artkafa derisi * ensenin üst bölümünden len-
fayı getirir. Götürgen damarları da (.efferenıt) lenfayı nıGdİ Jymphaticl cervicale
profundi denilen boyun derin tenfa düğümlerine götürürler.
2) Nodi lymphatici retroauriculares - Proc. mastoideus üzerinde ve m.
sternocleidomastoideus'un yapışma yerinde bulunan 2 - 3 lenf düğümüdür. Affe-
rent damarları artkafa derisi ve kulak ardı '1f'll!c,incen gelir.
Effcrent damarları da nodi lymphatici cervicales profundi'ye giderkr.
168 DOLA. iM l TEMf

3) . . rodi lymphatici parotidei - Dış kulak yolu önünd ya paroti bezi için-
de veya dışında bulunan 2 - 3 lenf düğümü grubudur.
Afferent damarları alın, şakak, auricula'nın önyüzü, gözk:apak!arı dışyan
bölümü. dışkulakyolu ve parotis bezinden lenfa getirir.
Efferen'leri ise nodi lympbatici cervicale profu.ndi'ye gider.
4) odi lympbatici submandibulares - Gl. submandibulares loju içinde
bulunan 3 - 5 lenf düğümünden ibarettir.
Affeı:entleri bir yüzeye! birde derin olmak üzere iki grupta toplanabilir.

a) Yü1..eyel :
Alnın ve gözkapaklarının içyan bölümü, burun'un dışyan bölümü, ü tdudak

ve yanak derisi bölgelerinden gelirler.


b) Herin:
estibulum oris, dil ve ağız döş m i ön bölümü, diş\.,r v dişctleri ile bu-
runboşluğu ön bölüm mukosasından gelirler.
Efferent damarları ise nodi lympbatici cervicales sup rficialis et profundi'y
giderler.
5) odi Jymphatici submentales - . digastricu 'un önkarnı (venter ante-
rior) boyunca çeneucu ile os lı)'Oİdeum arasında bulunan 2 - 3 1 nf düğümü gru-
budur.
Afferent damarları çene ucu ve altdudak deri i ile a.Jtke er dişkr'den ve on-
lara ait dişetinden v nihayet dilucundan gelirler.
Efferentleri ise nodi Jymphatici submandibulari il nodi lymphatici cervi-
cales profundi'ye giderler.
6) odi lymphatici buccales - . buccinıator'un dışyanyüzünde bulunan
- 2 lenf düğümünden ibarettir.
Afferentleri burun ve ağızbo\-.1ukları arka ' öliimü il' damaktan gelirler.
Efferentleri de nodi lymphatici cervicales profundi'ye giderler.
7) Todi cervicales uperficiale - V. jugularis extema boyunca ıralanmış
bulunan değişik ayıdaki lenf düğüml ri meydana getirir.
Afferentleri kulak, gl. parotis, angulus ma.ndihulae bölgesi ve boyun yüzey 1
kısmından gelirler.
Efferent leri ise odi Jymphatici cervicale profundi'ye giderler.
1

8) odrlymphatici Ct!rvicalis profundi - V. jugularis intema boyunca sı­


ralanmış 20 - 30 lenf düğümlerinden ibaret olup m. omohyoideus'la üst ve alt ol-
mak üzere iki gruba ayrılırfar. ( • cervicale profundi superior et inferior).
Afferent damarları pbarynx to illa palatina, larynx, dil, gl. thyroidea,
trachea'dan başka yukarda sayıfan diğer lenf düğümü gruplarından gelirler.
Effer.entleri ise truncus jogularis'i meydana getirir.
9) odi lympbatici praelaryııgei - Laı)nx'in önünde cartilago thyroidea
ile cartilago cricoidea veya cartilago thyroidea ·ıe o byoiıdeum arasında yer al-
ını, bulunan 1 - 2 lenf düğümünden ibarettir.
DOLAŞH! '1STEMI

Afferenti larynx'den gelir. Efferent'i de nodi lymphatici cervica uperfi-


cialis ile nodi lymphatici tracheales' e gider.
10) odi lymphatici tracheales - Trachea'run yarı alt bölümü boyunca ı­
ralanmış birkaç lenf düğümünden ibaret olan bu gruba da afferent damarlar
larynx, trachea ve bronşlar'dan gelir. Efferent'•leri ise nodi lymphaticl medi
·nales posteriores'e gider~r.
11) Nodi lymphatici retropharyngei - Pharynx'in pars nasalis i arka ında
lamina praevertebralis fasciae cervicalis ı önünde bulunan bu lpnf düğümlerine de
farinx, kulakzarı, burunboşluğu arka bölümünden afferent dallar gelip efferenf
Leri de nodi lymphatici cervicales profundi'ye giderler.

üsttaraf lenfa damar ve düğümleri

Osttaraf lenfa damarlarını derin ve yüzeyel olmak üzere iki grupta ele al-
mak mümkündür.
Derin lenfa ıdamarlan - Bunlar kemik, kiriş ve kasların lenfasını toplayan
damarlar olup kandamarları boyunca yukarı doğru giderek koltuk boşluğundaki
nıodi lymphatici axillares admı alan lenf düğümlerine ulaşırlar .
Ymeyel lenfa damarlan - Bunlar da elayası ve el sırtından b~layarak: .
cephalica ile v. basilica boyunca yukarı çıkıp yine koltuk boşluğundaki ·lenf dü-
ğümlerinde sonlanırrlar.
odi lympbatici axillares - Koltuk boşluğundaki yağlı ve gözeli bağ do u-
su içinde yer alan a. axillaris çevresinde bulunan 1O - 50 tane kadar olan bu kol-
tuk lenfa düğümleri 5 gruba aynlabiir :
ı) odi ymphatici laterales - Fascia axillaris içinde yer alan bu düğüm­
lere üsttaraf yani el, önkol ve koldan gelen afferent lenfa damarları ulaşır.
2) odi lymphatici subscapulares - A. subscapulare çevre inde yer alan
bu lenf düğümlerine de omuz çevresinden affer,e nt'ler gelir.
3) Nodi lymphatici pectorales - M. pectoralis major altında bulunan bu
grubda göğüs duvarı ve me~den gelen lenfa' yı toplar.
4) odi lymphatici oentrales veya axillares profuındi - f.Koltuk boşluğunun
orta ında yer alan bu gruptaki lenf düğümleri diğer bütün lenf düğümlerinin len-
fa ını toplar.
5) odi lyınphatici apicales - M. pectoralis nıioor'un ü t kenarı ile ela i-
cula arasında bulunan bu düğümler de nodi lymphatici centrales'den gelen bütün
lcnfayı toplar. Bundan sonra tnıncus ısubclavius adını alan effercnt yolu ile sağd a
ductus Jymphaticus dexter'e, solda ise ductus tboracicu 'a giderler.

Thorax lenfa damar ve düğümler·

Thorax'ın lenfa'sı parietal ve visceral thorax lenfa düğümlerinde toplanır-


lar.
170 DOL\SJM 1 TE.VU

Parietal lenfa düğümleri :

1) odi lymphatici stemales - A. thoracica intema boyunca yer alan bu


Jenfa düğümü grubuna göğüs duvarından ve memeden gelen 1fnfa toplanarak
buradan da ductus thoracicus'a ulaşırlar.
2) odi lymphatici intercostales - tnterkostal aralıklarda bulunan bu dü-
ğümlerde göğüs duvarının yan ve arka bölüm lenfa'sını alarak hurdan da ductus
thoracicus'a gönderirler.

*
3) odi lymphatici pbre.nıici - Diafragrna üzerinde yer alan bu lenf düğüm­
leri de diafragma'nın lenfa'sı plevra, perikard ve karaciğer'in bir kısım lenfa·
mı alırlar. Efferenteri de lenfayı mediastinal lenf düğümlerine iletir er.
1

Visceral lenfa düğümleri :

1) odi lymphatici pulmonales - Akciğerler içinde ve bronşlar çevre in-


de bulunan bu lenf düğümleri akciğer'in lenfa'sını toplarlar. Buradan giden af-
ferent lenfa damarları da lenfayı nodi lymphatici tracheobronchiales'e H tirler.
2) 0ıdi lymphatici mediastinales anteriores - ön mediastinde bulunan
lenf düğümü grubudur.
3) Todi lymphatici mediastinales posteriores - Bunlar da 'arka media. ti-
num 'da özofagus ve aorta thoracica çevre inde yer almışlardır.
Bu iki ön ve arka İnediastinum lenf düğümleri'ne plevra, perikard, kalb, ak-
ciğ r ve diafragma'dan afferentl r gelir. Truncus media tinalis ve truncus bronc-
homedia tinalis yolu ile de ductus lymphaticu dexter ve ductus thoracicus'a gi-
derer.
4) Totli lymphatici tracheobronchiales - Bron. ve trachea'nın çatallandığı
yer (bifurcatio) çevrcsind bulunan bu düğümler de akciğer lenfa' mı toplarlar.
Burdan da ön ye arka mediastinum düğümlerine veya nodi lymphatici tracheales'c
giderler.
Kar n -ve pelvi boşluğu, lenfa damar ·e düğümleri

Karın ve pc:lvi bo ,luğu lenfa' ı. aorta abdominali · ile onun uç dalları alan
a. iliaca communi 'lerle onların uç dalı o]an a. iliaca ext~rna ve a. iliaca interna
çevre i ile yan kolları çevre inde yer alan ayı ız lenfa düğümlerinde toplanır. Bu
lenfa düğümleri muhtelif .gruplar meydana getirir1er ki bunla dan önemlileri sun-
Jardır :

rodi IJ mphatici lumbale orta abdominali ile Y. ca\a ·n·ferior çevr ,_


sinde bulunan bu lenf düğümü grubuna böbrek, karaciğer, uprarenal bezler ve
g nital organlardan ba.ka nodi lymphatici iliaci commune 'den afferent ler ge-
lir. Efferentleri ise tmnci lumbale "i meydana getirerek ci terna chyli ve nihayet
ductus thoracicus'a giderler.

ı odi IJ'mphatici coeJiaci - ynı addaki arterin ç vre i ik kolları boyunca


DOLAŞIM JSTF...Ml 111

yer alan bu düğümleri (nodi gastrici sinistri et ıdextri ve nodi lypmhatici pancrea-
triilienales ile nodi lymphatici hepatici) de mic\e, pankrea , duodenum dalak e
karaciğer lenfasını toplarlar.
Nodi lymphatici meseoıterici - A. meseııterica superior et inferio boyun-
ca ve meserika içinde yer almış olan bu lenf düğümleri de bar akların lenfa'sını
toplarlar. EfferetJcri, tmncus intestin.alis'e giderler.
odi lymphatici iliaci comnuuıes - Aynı addaki arterlerin çevre in bu-
lunan bu lenf düğümü grubuna da ıı.oıdi lymphatici iliaci ext. et inter· ··den' aff -
rcntler gelip cfferentleri de nodi lymphatici lumbales'e giderler.
Nodi lymphatici iliaci externi et interni - Bunlar da aynı addaki arterler
çevresinde yer almış olan 10 - 15 lenf düğümlerinden ibaret olup arterlerin da-
ğılma alanlarından gelen lcnfayı toplar. Effcrentleri i ·c nodi l)mpha ici i ·aci
communes' e giderler.
Karın önyan duvarı lenfası da göbeküstü bölümü a. thorac·ca interna bo un-
ca ıralanan lenf düğümleri ile koltukaltı çukuru içinde bulunan nedi 1 mphatic·
axillares'e, göbekaltında kalan kısmın lenfası ise kasık bölgesindeki nodi h·mpha-
üci inguinales ve Aa. iliaci çevresindeki nodi lymphatici iliaci'ye giderler.

Alttaraf lenfa ve düğümleri

üsttaraf ·1enfa isteminde olduğu gibi alttaraf lenfası'da yüzeye! (deri altı ve-
ya fascia ü 'tünde) ve derin (damarlar boyunca) olmak üzere ikiye ayrılabilir.
Yüzeyel lenfa damar ve düğümleri - Ayak tabanı ve sırtından başlayan
lenfa dam!rJarı büyük venleri takip ederek yukarı çıkarlar. Bunlardan . sap-
hena magna·yı takip eden lenf damarları yukarda lig. inguinale altında ve f cia
cribriformi [zerinde v. saphena magnı~'nın bu fascia'yı deldiği yer evre in-
de bulunan noıdi lymphatici inguinales superficiales'de sonlanırlar. Buradan da
derinde vasa femoralia çevresindeki nodi lymphatici inguinale profondi'ye gi-·
derler. V. sapheına parva boyunca gid~n lenfa damarları ise kısmen fo sa pop·-
te2'daki nodi lymphatici poplitei'de, kısmen de v. aphen.a magna'yı takip eden
yüzeyel lenfa damarlarında sonlanırlar.
Derin lenfa ıdamar ve düğümleri - Kıemik, ekılem ve kaslardan baslayan
lenfa damarları, büyük domorlar boyunca (vasa tibialis anterio et poste •
ve va a fibnlares) nodi lymphatici poplitei'ye giderler. Oradan da asa popli ea
ve vasa feınoralia'ı takip ed rek kasık altı bölgesindeki derin lenf düğümlerine
yani ııodi lymphatici inguinalcs profundi'ye giderler. Bu lenf düğümlerinin ef-
f ·rcntkri ise lacuna vasonım yolu ile vasa iliaci çevresindeki lenf düğümlerin
_yani nodi lymphatici iliaci'ye ve oradan da nodi lymphatici lumbales'e ulaşırlar.
YSTEMA UROGE 1T LE - tJROGE 1TAL SlSTEM

Bu sistem içinde fizyolojik yönden iki ayrı fonksiyon gören organlar yani
organa uropoetica (idrar meydana getiren ve bunu d1şarı atan organlar) ve orga-
na genitalia (üretme işini gören organlar) birarada ele alınır. Zira bunlar müş­
terek bir embriyolojik gelişim gö terdikleri gibi aynı zamanda erkekde (idrar
ve p..,rma'yı) müşterek bir dışarı atma yoluna da ahiptirler.

Organa uropoetica - İdrar organlan

Bunlar idrarın hazırlandığı renes (böbrekler), burda hazırlanan idrarı idra:-


torbası(mesane) na ileten ureter'ler, idrarı içinde topfayan idrar torba ı veya
m ane (vesica urinaria) ve buradan idrarı dışarı atan boru (urethra) dan ibaret-
tir.
Renes (böbrekler) - Böbrekler fasulye . eklinde ve taze iken koyu kırmızı
renkte organlar olup uzun eksenleri dikine bir doğrultuda omurganın iki yanında
bulunur. Ortalama 12 cm. uzunluk, 6 cm. genişlik ve 4 cm. kalınlık gösteren
böbrek 150 - 200 gr. ağırlığındadır. Omurganın yanında karın arka dU\ arına
~walı olan böbrek'in konvex olan dışyan kenarı konkav olan içyan kenarın~
göre daha arka planda bulunur.
Böbrekler 12. göğü omuru ile l. - 3. bel omuru hizsında olup sağböbrck
genel olarak sol böbrekten daha aşağıdadır.
Böbrek'in öne ve dı,yana bakan bir önyüzü (facies anterior) ik arkaya ve
içyana bakan arka yüzü (facies po terior) olmak üzere hafif konvek ve düzgün
iki yüzü ve bir içyan kenarı (margo medialis) ile bir d~yan kenarı (margo latera-
lis) olarak iki kenarı ve nihayet bir üst (extremitas uperior) bir de alt (extr:mi-
tas inferior) iki de ucu vardır.

Facies posterior (arkayüz) - . p oa major M. quadratu luınborum ve


M. transversus abdominis'le komşu olan bu yüzü • subcostalis ve . ilioingui-
nalis çaprazlar.

Facies anterior (önyüz) - Sağda 1/3 alt böılümü sağ colon dir eği (flexura
coli dextra), duodellllm'un 2. parçası ile, üs.t bölümü ise karaciğer'in sağ lobu ile;
solda da ~ . ve V. lienalis, colon transver um, mide ve dalak ile komşuluk yapar.
Extremitas uperior (üs.t uç) - Gl. suprarenali ile örtülü olup <;ağda kara-
ciğer, solda dalak ile komşudur.

Extremitas inferior (altuç) - Bu uç üst uca nazaran ince ve küçük olup


crista iliaca'dan 2,5 cm. yukarda bulunur.
Margo Jateralis (dışyan kenar) - Kon~ex olan bu kenar sağda karaciğer
'solda dalak vıe kolon de cendens'Je komşudur.
UROGENITAL SlSTEM 17:J

Margo medialis (içyan kenar) - Konkav olan bu kenar'ın orta yerinde hilu
renalis (böbrek hilusu) bulunur. Böbrek damar ve sinirleri ile pelvis renalis yer
alır. Bu kenar hilus renalis üstünde böbreküstü b.ezi ve hilus altında da nreter'lc
komşudur~

Hilns renalis (böbrek hilusu) - Böbreğin içyan kenarı üzerinde ve orta ye-
rinde dikine bir doğrultuda 3 cm. uzunluk ve 1,5 cm. grnişliğinde bir yer olup
buradan böbrfğe damar ve sinirler girer ve çıkar. Yukardan ~ağı bir yarık şek­
linde olan hilus renalis~in ön ve arka iki dudağı bulunup bunlar arasında ortah-
ma 3 cm. derinliğinde bir boşluk bulunur ki böbrek damar ve sinirlerinin çe re-
sinde bulunan bu boşluk ta sinus renalis adını alır. Sinus renalis içinde de ö _-
lendiği gibi böbrek damarları ile calyces rena)es ve pelvis renalis bulunur. Bütün
bu oluşumların arasını da böbreğin yağ kapsülüne ait yağlı gözeli bir doku dol-
durur. Burada bulunan oluşumların birbirine karşı durumlaı da şöyledir:
ön ve altta v. renalis, orta ve yukarıda a. renalis, arka ve altta da peh·is re-
nalis yer almıştır.
Böbreğin yapısı - Böbrek k~ndisini dıştansaran bir tunica fibro a iJe böb-
rek parankim (parıenchyına renıis) inden meydana gelmiştir.
Tanica fibrosa - Oldukça sağlanı bir bağ dokusu gömleği olup altında bu-
lunan böbrek parankimine sıkıca tutunmuştur. Fakat bu tutunma kendi inin
böbrek parankiminden sıyrılmasına mani olamaz.
Parenchyma renis (böbrek parankimi) - Böbreğin özel dokusu olan bu
katı görmek için böbrekten frontal bir kesit yapmak gerekir. Böy~e bir ke itte
bu dokunun renk ve yapı bakımından iki kısımdan müteşekkil olduğu görülür. '
Bunlardan biri dışta ve açık r.enkli kısım olup cortex renis, diğeri koyu renkli
içte olup mıedulla reınis adını alıdar.
Cortex renis - Tunica fibrosa'nın altında ortalama 5 - 7 mm. kalınlığında
bu kat pyramis renales arasına columna renales denilen uzantı·lar gönderir. Bu-
rada ayrıca nıedulla renis'den cortex'e uzanan radier çizgiler bulunurki bunlara
da stria1! medullar.es corticis denir. Cortex renis mikroskopik olarak daha ziyade
tubuli renales contorti denilen kıvrıntılı borulardan yapılmıştır.
Medulla renis - Cortex renis'in altı~da olan bu katta tabanları cortex re-
nis' de ve tepeleri hilus r.enalis'e doğru oJan üçgen alanlar görülür. Pyramis rena-
lis adını alan ve 7 - 20 tane kadar olan bu piramitlerin tepelerine df papilla rc-
ınalis denir. Papilla renalis, calix renalis denilen böbrek kalis'i için e doğru bir cı­
1

kmtı yapar. Papillala'rın üzerinde area cribrosa denilfn delikli bir yer bulunur.
Burada bulunan bu deliklere tubuli renales açılırlar. Medulla re.nis de bulunan
pyramis renalis'ler mikroskopik olarak tubuli r.enales recti denilen düz borucuk-
Jardan yapılmış olup her biri cortex renis'den buraya uzanan bir doku manto. u
He çevrelenerek lobus renalis denilen böbrek Iobcuğunu meydana getirirler. Bu
17'ı l'ROGE. 'IT.'\L '1STE:\-l

loblann birleşme
yerlerinde bilhassa çocuklarda bariz olarak görülebilen oluklar
teşekkül eder. Bu oluklar sonraları çocuk büyüyüp geliştikçe tamamiye kaybolur-
lar. Böbrek parankiminin fonksiyon birimini teşkil eden e-phron ve tuboli re:nale
hakkında bilgi ıedinmek için histoloji ktaplarına bakınız.
Calix renalis - Bunlar küçük ve büyük olmak üzere iki ç ,it olup ka ve
zardan yapılı kanalcıklardır.
Calyces re.n.ales ıniıııore - Ortalama 1 cm. uzunluğunda olan bu kanalcık­
ların bir ucu papilla renalis'in çevresine yapı. ık olup diğer ucu da calix renali
major' a açılır.
Calyces renales majores - Küçük kalislerin birleşmesinden meydana gelen
büyük kalisler çok defa üç adettirıler. Bunlarm bir uçları küçükkali lerle birleşmiş
olup diğer uçları da birbiriyle birle, erek pelvis renali 'i meydana getirir~er.
Pelvis renalis - Ka ve zardan yapılı önden arkaya ba ık ve çok d~ğişik şe­
killer göster'"'n böbrek peılvis'i çok defa bir huniye benzer. Bir ucu ile calyces re-
nales majores den başlayan pelvis renalis aşağıda olan diğer ucu ile de ureter'le
uzanır. Pelvis renalis daha önce de öylendiği gibi sinu renali içinde bulunup
buradaki oluşumlarla komşuluk yapar.

Böbrek kap ül ve tutunma araçları

1) Capsula fibrosa - Periton altı bağdokusunun böbrek ç1;vresinde meydana


getirdiği oldukça sağlam bir fibröz kapsüldür. Fascia renalis adını da alan bu kap-
ülün bir böbrekönü (prerenaJ) ve bir de böbrekardı (retrorenal) laminası ayırd­
edilir. Bu iki lamina böbreğin ön ve arka yüzlerini gevşek bir şekilde sardıktan
sonra yukarda böbreküstü bezi ile böbreğin üstucu arasına da girerek bir bölme
yapar. Dı, ve içyanda da birbirine ulaşan böbrekönü ve böbrekardı fasyaları a5a-
ğıda yani böbreğin alt ucunda birbirine yapışmayıp ancak geşvek bir bağdoku a
aracılığı ile birleştirilir. Yukarda aynca Gl. suprarenalis'e de bir loj yapan fascia
renalis arkada diafragmaya tutunur. Böylece hemen her taraftan böbreği sararak
ona bir loj yapan capsula fibrosa aşağıda zayıf bir şekilde kapatılmıştır. Bu ne-
denle doğurma ve zayıflama gibi hallerd böbrek kolayca aşağı doğru kayabilir.

2) Capsula adip~ - Capsula fibrosa il böbrek arasında bulunan bu kap-


üI yağlı
gözeli bir bağdoku undan yapılmış kap üldür. Bu kapsül daha ziyad,e
böbreğin arka yüzünde kalın olup sinos reanlis içindeki yağlı gözeli doku ile uza-
nır. Cap ula fibrosa ile capsula adiposa nın ikisir;e birden capsula fibro-adiposa
da denir.

3) Periton - Böbreği önyüzünden örterek karın arka duvarına yapıştıran


eriton, parietal periton'un bir parça ıdır. Bu yüzden de böbrek retro-petjotenal
bir organdır.
Yukarda sayılan kapsül ve writon sayesinde böbrek yerinde tutulduğu gibi
kanniçi ba ıncı da böbreğin yerinde durmasında büyük bir rol oynar. itelcim
UROGEN1Tı\L SlSTEM 175

müteaddit doğumlar sonucu karın duvarı kaslarının gevşediği ve dolayısı ile karın
içi basıncının azaldığı hallerde çok defa böbrek aşağı doğru kolayca yer değişti­
Iir.

Böbreğin damar ve sinirleri

Arte!leri : A. renalis olup aorta abdominalis'den ayrıldıktan sonra dışyana


doğru gide~ek hilus renaJis'e gelirgelmez iki veya daha fazla dallara ayrılarak
böbrek içinde dağılır. A~ renalis'den ayrılan bir dal da gl. supraren.alis~ç (a. supra-
renalis inferior) gider.
Yenleri: Böbrek ven kanını toplayan v. renalis, v. cava inferior'a gider. Sol
v .renalis daha uzun olup aortun önünden ge~rek v. cava inforior'a ulaşır. Ayrı­
ca sol v. re..nıalis testis veya ovarium'dan gelen v. testicularis sinistra veya v. o arica
sinistra'yı aldığı gibi v. supraren,aJis sinistra'yı da alır.
Sinirleri : Plexus coeliacus'dan gelir.
Le.nfası : Nodi Jymphatici lumb~les'e giderler.

Ureter

Pelvis renalis'den vesica urinaria'ya kadar uz:man 30 - 35 cm. uzunluğunda


ve 1O - 15 mm. çapında kas ve zardan yapılı bir borudur. Retroperitoneal olan
ureter'in bir karın parçası (pars abdominalis) ve bir de pelvi parçası (par
. pelvina) olmak üzere iki parçası vardır.

Pars abdominıalis - P·elvis renalis'den · hemen hemen 2. bel omuru hiza-


sında başlayıp aşağıda peJvis'in linea tenninalis'ine kadar uzanan bu parça m. "
psoas major'a dayalı olarak aşağa doğru iner. Çok defa orta yeri hiza ında asa
tcsticularia onu önden çaprazlar. Halbuki ur:eter'in bu parçası da vasa iliaca'yı
önden çaprazlar. Ayrıca sağ üreter'in pars abdominıalis'ini radix mesenteri de
önden çaprazlar.
Pars pelvina - Linea terminalis'den başlayan bu parça pelvis"in yan du-
varına dayalı olarak öne ve dışyana daha sonra da ön,e ve içyana doğru gide-ek
mesanenin dibini (fundus vesicae urinaria) çaprazladıktan sonra yarık :eklinde
bir de·likle (ostium ureteris) idrar torbası içduvarına açılır. Pars pelvina yolu
boyunca önce a. iliaca interna'nın önünde olarak aşağıya inip erke ·t1e ductu
defrens'i çaprazlar, kadında ise ovarium'un arka kenarı boyunca a:ağı do~ru
gidip lig. latum'un tabanına gelir. Burada a. uterina'yı çaprazlar ve cen'İx uteri
nin dı~yanı ile komşuluk yaptıktan sonra mesaneye açılır.

Ureter'in damar ve si.nıirleri :

Arterleri : Komşu artcrl.:rdcn yani a. rem>lis, a. tc ı~ticularis cya ·2 ·ca


a. vesicalis inferior· dan gelirler.
176 UHOGE !TAL TEM:

Yenleri : Arterlerin yandaş venlerine giderler.

Sinirleri : Plexus renalis plexus testicularis veya ovarica v~ plexus hypo-


gastricus' dan gelirler

Vesica urinaria - ldrartorba ı, Mesane

Böbreklerden ureterler yoluyla ~elen idrarı içinde biriktiren kas ve zardan


yapılı bir torba şeklinde olan vesica urinar.ia (mesane) peılvis boşluğu içinde
erkekte rectuın'un, kadında utenıs ve vagina'nın önünde ve pubis sinfiz'inin
( ymphysis pubica) arkasında yer almış olup ortalama 350 cc. lik bir kapasitey;,,,,
sahiptir.

Mesanenin şekil ve durumu dolu veya boş olduğuna göre değişiklikler gös-
terir. Boş iken tamamiyle pelvis boşluğu içinde pubis sinfizi arka ında olup üç
yüz gösterir. Dolu iken de bir küre . eklini alıp pubis'in üst kenarını yukarı doğ­
ru aşarak karın ön duvarının arka yüzü ile temas halindedir.

Dış görünüş ve komşuluk - Dış görünüş itibariyle bir torbaya benzeyen


ve ica urinaria 'da, üst, ön - alt, ve arka - alt olmak üzere üç yüzle bir de tep"
ayırdedilir. Böylece üç yüz gösteren vesica urinaria'nm bir dibi (fun.dus vesicae ),
bir ci im (corpus vesicae), bir tepe (apex ve icae) ve bir de boyun (cenix ve-
sicae) u vardır.

pex vesicae ön ve yukarda olan mesane tepesinden başlayıp göbeğe


(umblicus) kadar uzanan lig. umblicale rnediana adını alan bağ fötus'da mev-
cut olan urachus'un bir kalıntısıdır. Bu bağ üzerinde periton'un yaptığı bir plika
(pJica uınblicalis mediana) vardır.

üst yüz - Me anenin bu yüzü peritonla örtülü olup incebarsak kıvrımları,


ignıoid kolon'la komşu olduğu gibi kadında ayrıca uterus (corpus uteri) ile de
komşudur.

Ö:;ı-alt yüz - öne ve a, ağı bakan bu yüz ymphy i pubica il kom.5u olup
infiz ile kendi i arasında gevşek bir bağdoku u bulunur ki bunun içinde d~ ay-
rıca düzkas ve bağdokusu ipliklerinden yapılı ve lig. pubove icale veya pubop-
ro taticum denilen bağ vardır. Bu bağ aracılığı ile vesica urinaria, pubis sinfiıine
ıkıca tutunur.

Arka-alt yüz - Fundus vesicae'ye uyan bu yüz aşağı ve arkaya bakar.


Mesanenin bu yüzü de peritonla örtülü olup erkekte pro tat, II\eni kesecikleri
(vesicula seminalis) ve ampulla ductus defel'entis ile, kadın da ise collum uteri
ve vagina ile komşudur

Vesica urinaria yanlarda da erkekte ductus defttens'le komşuluk yapar.

Cervix ve "cae - Burası mesane'nin urethra ile birleştiği yerdir.


UHOGENJTAL SlSTEM 177

Vesica urinaria'mn yapısı :

Vesica urinaria dıştan içe doğru : 1) Paracystium, 2) Tunica musculari ve


3) Tunica mucosa olmak üzere üç kat gösterir. Bütün bu üçkat dışında vesica
urinaria'yı üs ~ıe arka-alt yüzleri hizasında ayrıca periton örter. Şöyleki :
Karın önduvarı arka yüzünden aşağı doğru inen periton vesica urinaria 'yı
apex vesicae'nin hemen arkasından başlamak üzere mesanenin üst yüzü~ü ve
fundus vesicae'yı örttükdıen sonra ampulla ductus def.rıentis ve vesicula semina-
lis'i de örtüp arkada rectum üzerine atlar. Bu atlama sırasında vesica urinaria
ile rectum arasıında bir periton çıkmazı (excavatio rectovesicalis) meydana ge-
lir. Erkek~e böyle olmakla beraber kadında vesica urinaria'nın yine üst yüzü ite •
fundus vesica udnaria'yı örten periton arkada uterus üze ıine atlar. lşte bu at-
lama sırasında da excavatio ve:s icouterina denilen periton çıkmazı teşek~ül et-
tiği gibi daha arkada da uterus'u örten periton vagina arka çıkmazı (fornix v~­
ginae posterior) nı örttükten sonra rektum üzerinıe atlar ki böylece uterus ile
rektum arasında da excavatio rectouterina denilen bir periton çıkmazı daha
meydana gelir.

Mesaneyi kısmen örten ~ritondan sonraki katlar da :

1) Paracystium - Mesaneyi dıştan saran gev5ek bir bağ doku u katıdır.


2) Tunica muscularis - Düz kas ipliklerinden yapılı olan bu kat üç çeşi
kas ipliklerinden yapı1lmıştır. Bunlardan en dışda olanı uzunluğuna (longitudi-
nal) ,ortada değirmi (circulare) ve en içte de yine uzunluğuna kas iplikleri gös-
terirler. En dışta olan uzunluğuna kas iplikleri uretra'nın mesaneye açılma de-
liği çevresinde sphincter vesicae deni·len değirmi (circulare) kas demetini mey- ,
dana getiriler ki bu sayede idrarın mesaneden uretra yolu ile dışarı atılışı kont-
rol altına alınır.
3) Tunica mucosa - Bu kat gevşek bir bağ dokusu katı ile (tela submu-
cosa) kas katına bağlanır. Mukosa soluk görünümlü olup mesane boş iken pli-
kalar gösterir. Bu çeşit plikaların bulunmadığı bir bölge mevcuttur ki trigonum
vesicae (trigonum urethrae) denilen bu yer üçgen ŞLklinde olup ureter'.]efrı m~­
saneye açılma deliği (ostium ureteris) iıle uretra'nın açılma deliği olan ostium
urethrae internum arasında kalan alana uyar.

Vesica urinaria'nııi damar ve sinirleri:

Arterleri : A. iliaca'nın dalları olan a. vesicalis inferior ve a. vesicalis su-


perior olup aynca a. obturatoria ile a .rectalis media ve kadında da a. uterina'
<la:ı da dallar gelir.
Vıenleri: Mesanenin alt yan taraflarında ve prostat'a yakın olmak üzere
bulunan bir ven plexus'unda toplanan ven kanı sonunda v. iliaca intoer.na'lara gi-
derıler.
Lenfası : Nod.i lymphatici iliaci interni'ye giderler.
178 UROGE~1U.L SİSTEM

Siniri: Plexus vesicalis'den gelir. Bu plexus'un sempatik iplikleri p!exus


hypogastricus'dan ve parasempatik iplikleri de Nn. pelvici'den gelider.

Uretbra - Uretra

Mesaflıcdebiriken idrarın dışarı atılmasına yarayan kas ve zardan yapılı


bir boru olan uretra erkek ve kadında değişik uzunluk ve komşulukda olup ay-
rıca erkekde sperma'nın da dışarı atılma yoludur.

Urethra masculina - Erkek uretrası

Mesaneden mesane boyundan (cervix vesicae) başlayıp penis.in ucunda son-


lanan erkek uretra'sı ortalama 20 - 25 cm. uzunluğunda ve 3 - 10 mm. çapın­
da olup üç parçası vardır: 1) pars prostatica, 2) pars membranacea, 3 pars
spo.ngiosa.

1) Pars prostatica - İdrar torbasından ostium urethrae intıerııum'dan


başlayan ve 3 cm. uzunluğunda olan bu parça prostat içinde bulunup onu yu-
kardan aşağı ve öne doğru kat eder. Urctra'nın bu parçasının iç boşluğu diğer
parçaların en genişi olup ve ençok genişleyebilen kısmıdır. Bu parçada yapılan
bir frontal kesitte bu iç boşluk iğ (fusüorm) şeJQlinde olup arka duvar üzerinde
ortada yukardan aşağıya uzanan bir kabartı (colliculus seminalis) görülür.
Bu kabartıdan yukarı ve aşağa doğru uzanan mukosa plikaları crista
rülür. Bu kabartıdan yukarı ve aşağa doğru uzanan mukosa plikaları crista
urethralis adını alır. Colliculus seminalis üzerinde biri ortada ve ikisi de hemen
onun iki yanında olmak üzere üç deıJik görülür ki bunlardan ortadaki utriculus
prostaticus adını alan bir çıkmaza ait deliktir. Yanlardakiler ise ductus ejacu-
latorius'lara ait açılma delikleridir.

Utriculus pro.staticus - Müller kanalının bir kalıntı ı olup 1 cm. uzun-


luğunda ve 1 - 6 mm. kalınlığında kör bir çıkmazdır.
Colliculus seıninalis'in her iki yanında bulunan oluklar sinus prostaticus
adını aJırlar ki buraya prostat'ın salgı kanalları açılır. Bu yüzden de delikli bir
görünümü vardır.

2) Pars membra:rn~cea - Pelvisin alt deı1iğini (apertura inferior pelvis mino-


ris) kapatan kas ve fa ya'dan yapılı bir bölmeyi (Diaphragma urogenitalis)
geçen uretra'nın bu parçası çevresinde çizgili bir kas olan m. phi.ncter urethrae
denilen büzücü bir kas bulunur. 1 - 2 cm. uzunluğunda olan uretra'nın bu par-
çası dar ve enkısa parçası olup genişlemeğe hiç mü ait değildir. ·

3) Pars spongiosa - Uretra'nın en uzun olan (15 - 20) cm. bu parcası


penis'in corpus spoıııgiosum penis'i içinde bulunup diaphragma urogenitalis'in
altından o tiuın urethrae externum deni.Jen dışarı açılma deliğine kadar devam
UHOGEN1TAL SlSTEM 179

der. önce aşağı ve öne doğru symphisis pubica alt kenarına kadar gelir. Ondan
sonra bükülerek, penis~in fonksiyon içi veya fonksiyon dışı durumuna göre ya
.aşağı veya yukarı doğru yoluna devam ederek penis ucunda sonlanır. Ortalama
6 - 9 mm. çap gösteren uretra'nın bu parçası arka bölümde bir genişleme
(anıpulla uretlırae) gösterir ki bu bölüm diaphragma urogenitalis için<l;e yer alan
ve gl. bulbourethralis denilen bezler açılır. Bu parçanın dışarı açılına deliği olan
ostium urethrae extemum·un hemen arkasında da hafif bir genişleme gösterir
ki buna da fossa ınavicularis denir.
Uretra'nın iç boşluğu üç darlık gösterir. Bunlardan biri mesaneye açıldığı
yerde. diğeri diaphragma urogenitalis hizasında ve üçüncüsü de dı, arı açılma de-
liği olan ostium urıethrae extemum hizasındadır.
Uretra içten dışa doğru üçkatdan yapılmıs olup en içte bulunan muko. a
katı uzunluğuna bir takım plikalar gösterir. Onun altında bulunan bağ dokusu,
damardan zengin olup süngersi bir manzara arzeder ve dışta bulunan kas katı da
uzunluğuna (longitudinal) liflerden ibaret bir iç kısmı i·le dışta sirküler olmak
üzere iki türlü ipliklerden yapılmıştır. Bunların dışında da corpus spongiosum
penis bulunur.
U retra ·.rum damar ve sinirleri :

Arter.Jeri · A. dorsalis penis, a. bulbiurethra ve a. prostatica gibi art.erlerden


gelirler. şö
Yenleri : Ar~erlerin yandaşı olan venlere döküldükleri gibi v. dorsalis
penis profunda ve plexus vesicalis' e de giderler.
Lenfası : Noıdi lymphatici iınguinales, ve nodi Iymphatici iliaci'ye gider-
]er.
Sinirleri: Plexus hypogastricus v~ n. Pudendus'den gelir.

Urethra femiınina - Kadın uretra'sı

Kadında uretra erkekde olana anzaran çok kısa olup ortalama 3-5 cm.
uzunluk ve 1,5 - 2 cm. çapındadır. Kas ve zardan yapılı olan kadın uretrası da
mesaneden ostium urethrae intemum'dan başlayıp aşağıda vagina vestibül'ün-
de (vestihulunı vaginaıe) o·stium urethrae e·xternum denilen delikle açılarak son-
lanır. Vagina·nın önünde ve onun doğrultusunda yani yukardan aşağa ve ar-
kadan öne doğru olan urethra feminina, vagina'dan septum urethrovaginale adı­
nı alan bir bölme ile ayrılmıştır. Kadın uretrası'nm bir pelvis (pars pelvina) ve
bir de perin.e (pars peri:nıealis) olmak üzere iki parçası vardır.
Erkek uretra'sı gibi kadın uretra'sı da bir mukosa, bir submukosa (tunica
submucosa) ve bir de kas katı olmak üzere üç kattan yapılmıştır. Mukosa uzun-
luğuna plikalar göster,e n ve çak katlı epitelden yapılı bir kattır. Onun altında
bulunan tunica submucosa gevşek bağ dokusundan yapılmış olup zengin bir
ven ağı ihiva eder. Dışta bulunan kas katında ise biri içde ve longitudinal di-
180 UROGE~JTAL S1STE1\1

ğeri dışta ve sirküler olmak üzere iki türlü iplikten yapılmıştır.


Kadın uretra'sı yukarda söylenen yapı nedeniyle fevkalade genişleme ka-
biliyeti gösterir.
Uretra femiınina'nın damar ve sinirleri :
Arterleri : A. vesicalis inferior, a. vaginalis ve a. pudenda inteıına'nın dalı
olan a. bulbi vestibuJi'den gelirler.
Vıenleri : Plexus vesicalis ile vagina venlerine dökülürler.
Lenfası : Nodi lymphatici iliaci'ye giderler.
Sinirleri : Plexus hypogastricus ve n. pudendus'den gelir.

Organa genitalia masculina - Erkek üretim organları

Testes - Testisler

Pelvis dışında, os pubis altında ve iki femur arasında bulunan ve scrotunı


deniJen testis torbaları içinde sağ ve sol olmak üzere iki tane olan testis'ler
uzun ekseni yukardan aşağa yandan basık ovoid organlardır. Ortalama
olarak 4 - 5 cm. uzunluğunda ve 2 - 3 cm. kalınlığında olan testis l
20
gr. ağırlığındadır. Sperınium denilen erkek cinsiyet hücrelerini meydana geti-
ren testis'ler bir içyan, bir dışyan olmak üzere iki yüz ile ön ve arka iki kenar
ve ayrıca da üst ve alt olmak üzere de iki uç gösterirler. Testis'in üst uçu
üzerine epididymis oturmuş olup arka kenar boyunca uzanır. Alt uç da lig.
scrotale denilen bir bağ ile scrotum'a tutıunmuştur. Testis ve epididymis'i bir-
likte dıştan seröz bir zar sarar ki tunica vaginalis testis adını alan bu zarm
iki yaprağı vardır. Lamina visceralis adım alan yaprak testis ve epiıdidymis'i
örttükten sonra ikisi arasına sokularak sinus epididyınidis den.ilen çıkmazı ya-
par. Dışta olan parietal yaprak ise scrotum'un içyanyüzünü örtüp kendisi il 2
visceral yaprak arasında cavum scroti adını alan bir boş.luk bulunur.
Testis'in yapısı - Tıestis.in dış yüzü tunica albuginea denilen kuvvetli fib-
röz bir zarla örtülü olup bu zardan caput epididymis hizasında bir bağ dokusu
uzantısı çıkararak mediastinum testis'e uzanır. Testis'in arka kenarının ortasın­
da bulunan mediastinum testis yolu ile testis'e, damar ve sinirler girer ve çıkarlar.
Tunica albuginea, Mediastinnm testis'den testis içine doğru birtakım
böl~ei1er (Septula testis) gönderek testis'i loblara (Jobuli testes) ayırır. Her lob
esas itibariyle tubuli seminUeri con1iorti denilen spenna kanalcıklarından iba-
rettir. Bu kanalcıklar da birbirleriyle birleşerek tubuli seminiferi recti adını alan
düz kanalcıkları meydana getirirler ki bunlar da mediastinum testis' de rete tes-
tis denilen kanalcık ağını yaparlar. Rete testis'den ayrılan 12-15 küçük kanal-
cıklar da (ductuli efferentes) epididymis'in başını meydana getirirler.
UHOGENIT.\L S1STK\f 1 l

Epididymis - Testis'in üst ucunda yer alan ve bir virgül şek.Jinde arka
kenarına doğru uzanan bir oluşum oJup baş (caput epididymis), cisim (corpu
epididymis) ve kuyruk (canda epididymis) olmak üzere üç bölüm gösterir. Bu
organın esasını teşkil eden sperma götüren kanaJcık:]ar (ductuli efferentes)
olup bunlar da neticede ductus epiıdidymis'i meydana getireceklerdir. Ductn
epididymis'de ductuli efferentes gibi kıvrıntılı bir manzara arzedip bu da ductu
defferem'Je uzanır.
Testis'in damar ve sinirleri:
Arterleri : A. testicularis' den gelir
Yenleri : Funiculus spermaticus içindeki plexus pampiniformis adını alan
venağına dökülür.
Lenfası : Nodi lymphatici Lumbaks'e giderler.
Siniri : Plexus testicularis'd~n gelir.

Scrotum - Testis ve ıepididymis ile ductiıs defferens'in ba5langıç kısmını


içinde bulunduran deri ve birtakım bağ dokusu kılıflarından yapılmış bir torba-
dır. Yeri itibariyle pubis'in altında ve iki femur arnsında bulunan scrotum'un
şekil ve büyüklüğü yaşa göre değişik olup üzerinde bir takım oluklar yani deri
kırışıkları gösterir. Orta çizgi üzerinde de raphe scroti denilen bir çizgi görü-
lür. Bu çizgiye içte scrotum boşluğunu ikiye ayıran septum scroti denilen bir
bölme tutunur. Deri koyu renkli, ince ve kıUı olup bol miktarda ter ve yağ bez-
leri ihtiva eder. Deri altı katı olan ve tunica daıfus adını alan bağ dokusu katı
ise fazla miktarda düz kas iplikleri ihtiva eder. Bu yüzden yukarda söylendiği
gibi scrotum derisi buruşuktur. lleri yaşlarda bu kas iplikleri zayıflayınca scro- 1

tum derisindeki buruşukl~klar kaybolarak scrotum bütünü ile sarkar. Bu deri


altı dokusunda bulunan düz kas ipliklerinden başka bir de funiculus spermati-
cus'un çevresinde bulunan ve ın. cremaster adını alan kasın scrotum 'a uzanan
iplikleri de ayrı bir kat yaparıJar. Scrotum'un en iç katını da tunica vaginalis
testis denilen seröz kılıfın pari,etal yaprağı yapar.

Scrotum damar ve sinirleri :


Arterleri: A. feınoralis'in yan dalı olan Aa. pndenda externae, a. pudenda
interna ve a. epigastrica inferior'dan gelirler.
Yenleri: Arterlerin yandaş venlerine dökülürler.
Lenfası: Nodi lymphatici inguimales'e giderler.
Sinirleri : N. ilioinguinalis v_1e n. genitofemoralis'den gelirler.

Ductus deferens - 20-60 cm. uzunluğunda 2-4 mm. çapında olan bu ka-
nal epididymis'in kuyruğundan baş.lar. Buradan başlayan bu kanal epidid ·mi 'in
arka ve içyamnda olarak yukarı çıkar. Sonra funiculus spermatic:r içine girerek
yoluna devam eder. Canalis inguin.alis'i de fu.niculus spermaticu içinde olara"
182 L'ROGEN1TAL SlSTEM

geçtik~en sonra karın boşluğuna girer. Bu esnada vasa epigastricae inferior'u


çaprazlar. Yoluna devam eden ductus deferens daha sonra vasa iliacae externa' -
yı periton altında olarak çaprazlıyarak pelYis boşluğuna varır. Pelvis içinde ise
öne, aşağı ve içe doğru gidip ureter'i çaprazlayarak fundus vıesicae'ye ulaşır. Bu-
ı ada bir genişleme göstererek ampulla ductus dıeferens adını alır ve prosta 'ın ta-
banında vesicula semioalis'le birleşir. Böylec,e ductus deferens, 3 parçaya aynlır,
1) Pars epididymica; 2) Pars funiculari.s; 3) Pars pelvina.

Funiculus spermaticus - Ductus deferens'in pars fu.nicularis adını alan


parçası ile testis damar ve sinirlerinin bağ dokusu kıhfları (fascia sperma1ica
extema, fascia cremasterica ve fascia spermatica interna) ile sarılmasından mey-
dana gelmişti!. Bu fascialardan 1. incisi derialtı dokusundan, üçüncü de fas-
cia transversalis uzantısından ibarettir. Meni kordonu adını da alan bu kordon
içinde a. testicularis, a. ductus deferenti ve a. m. cremaster ile üst·~ v~ .-!pidid~­
mis'den gelen venlerin yaptığı zengin bir ven ağı (plexus parnpiniforın"s) bulu-
nur. Bu damarlardan başka kordon içinde plexus testicularis denilen inir ağı
ile n. genitofemoralis'in genital dalı da yer almıştır.
Vesicula seınin.alis (meni kese i) - Ampulla ductus deferentis'in dışyanm­
da ve -fundus \esicae urinaria ile rectum arasında bulunan bu organ, her ne kadar
meni kesesi adını almışsa da esasında içinde sadece sperma'yı toplamaz aynı
zamanda spennium'ların hayatiyeti iıe ilgili bir salgı da salar. Onun için buna
gl. vesiculo a da denir. Dış salgı kanalı olan ductus excretrorius, ductus deferens' -
le birleşerek ductus ejaculatorius denilen atıcı kanalı meydana getirir.

Ductus ejaculatorius - prostat içinde ve 2 cm. uzunluk ile 0,5-1 mm. ça-
pında bir boru olan ductus ejaculatıorius, uretra'nın pars prostatica' sınm arka
duvarı üzerindeki colluculus seminalis üzerine açr·1arak onlanır. Böylece vesicul~
seminalis'd.:: biriken sperma, uretram.n prcı·stat parçası içine getirilir. Bundan sonra
sp2rma, uretra yolu ile dışarı atılır.

Prostata - Prostat

Bir kestane büyüklüğünde ve 20-25 gr. ağırlığında önden arkaya basık,


tabanı yukarda ve tepesi 'aş ağıda olan bu bez mesanenin altında, uretra'nın ilk
parçasının çevresinde ve diaphragma urogenitalis üzerinde bulunur. Bunun facies
aınterior adını alan önyüzü sympbisis pubica'nm arka yüzü ile, facies posterior
(arka yüz) ü ise rectum'la komşudur. Yanlarda da m. levator ani adını alan
anus'un kaldırıcı kasının ön bölümü iJe komşuluk yapar.
Sağ ve sol iki lobu (lobus dexter ve lobus sini er) ile uretra'nın önünde
kafan ve pars praeuretbralis prostatae denilen ön lobu ayırd edilir. Prostat çev-
resinde bulunan fibröz bağ dokusu fascia prostatae adını alıp önden lig. pubo-
proctatica denilen bağ ile pubis'in arka yüzüne tespit edilmiştir. Bu fasya'nın
UROGEX1TAL S1STEı\1 183

<irka bölümü ise septum rectoprostaticum adını alan fibröz bir bölme ile rek-
tum'a ve mesanenin tabanına yapışmıştır.
Prostat'ın yapısı - Tubulo-alveolar bezlerJe bunları çevreleyen bağ do u-
su v,e düz kas ipliklerinden yapılmıştır. Bu bezler salgılarını pars prostatica ureth-
rae'ya colliculus semiıDalis'in iki yanında olmak üzere dökerler.

Prostafm damar ve siınirleri :


Arterleri : A. prostatica ve a. rectalis ioferior'dan gelirler.
Yenleri : Mesan e venlerine dökülürler.
1

Sinirleri : plexus hypogastricus'dan gelir.

P.enis

Erkekde çiftleşme (copulation) ile idrarı dışarı atma işini gören ve uretra'yı
da içinde bulunduran penis yumuşak iken (fonksiyondışı) pubis'in önünde scro-
tum ile testis'Jerin üstünde olmak üzere aşağı doğru sarkan silindirik bir organdır.
Ortalama 8-10 cm. uzunluk ve 2-3 cm. çapında olan penis'in üst (dorsum pe ·)
alt (facies urethralis) iki yüzü i1le bir arka ve bir de ön olmak üzere iki ucu
vardır. Arka ucu pubis"e kas ve bağlarla tutunmuş olup ön ucu konik biçimde
bir şişlik gösterir ki glans penis adını alır. Glans'm ucunda uretra'nın dl.', arı
açılma deliği olan ostium urethrae externum bulunur. Corona glandis adını alan
glansın çevresi ince ve dar bir kısımla penis'le uzanır ki bu kısma da collum
glaııdis denir. Penis'i dıştan örten deri pigment'li yani koyu renkli ve ince olup
genişılem1eye elverişlidir. Deri, altında bulunan gevşek bağ dokusu saye inde
kolayca kaydırılabilir. Deri penis'in ön ucunu yani glan peni çepeçevre bir
manşon gibi ~. arar ki bu kısmına da praıe·putium adı verilir. Böylece collum gfan-
dis'e sıkıca tutunan deri önde söylendiği gibi glans'ı manşon gibi arar. Bu
ne~enle bu deri kısmı glans'ın üzerinden geriye doğru sıynlabifü. Sünnet derj i
adını da alan praeputium'un içyüzü mukosa karekterinde bir deri ile örtülü olup
glandulae praeputiales denilen özel bir bez ihtiva eder. Praeputium içyüz de
ve alt bölümünde olmak üzere glans'a bir freıncikle (frıenilum praeputii) tutun-
muştur. Praeputium'un dış yüzünü örten deri kıllı ve ter bezleri ihtiva ettiği
halde içyüzünü örten mukosa karakterindeki deri de ise kıl ve ter bezlpri bu-
lunmaz. Burada bulun"an ve gl. praeputiales denilen bezlerin saJdığı salgı dökü-
len ,epitel hücreleri ile birlikte smegma denilen ve pis kokulu bir maddeyi mey-
dana getirirler.
Penis'in üst yüzü dorsum penis, ait yüzü de facies urethra'lis adını alır ki
burada uretra'ya ait bir kabartı görülür. Radix penis adını alan peni "in arka ucu
bir taraftan corpus cavernosum penis ile pubis kollarına tutunduğu, /iibi diğer
taraftan da lig. suspensorium penis denilen bir bağ'la symphisis pubica'ya tutunur.

Penis'in yapısı - Bünyesinde içlerine kan dolarak katıla,mayı (erection


ağlayan süngersi manzarada iki tane corpus cavernosum penis ve bir de uretra
18'ı lJHOGK'ilT.\L S1STEM

çev~esinde bulunan corpuıs spongiosum penis adını aJan silindirik cisimcikler


bulunur. Bunlardan corpora cavemosa penis'i saran bağ dokusu kılıfı tunica
albuginea adını alan sağlam fibröz bir kılıftır. Aynı şekilde corpus spoo.giosum
penis de bir fibröz kılıfla sarılmış olup ona da tunica albuginea denir. Bunların
dışında ve her üç kavemöz cismi de ayrıca birlikte bir kılıf sarar ld buna da
fascia penis profunda denir. Bunlar dışında olarak da penis'i saran bir fascia
penis superficiBlis vardır ki gevşek bağ dokusundan yapılmıştır. Nihayet pig-
mentli bir deri ile onun altında ve ona yapışık düz.kas ipliklerinden yapılmış
tunica dartos, penis'i sarar ki böylece deri, altındaki gevşek bağdokusu üzerinde
kolayca oynatılabilir. Corpus spongiosum penis, corpora cavernosa penis'in alt
ortasında yer almış olup üst ortasında da a. dorsalis penis yer almıştır. Corpus
spon.giosum penis"in ön ucu konik şekilde genişliyerek glans penis'i meydana
getirmiştir.

P·enis'in damar ve sinirleri :


Arterleri : A. profunda penis, a. dorsalis penis, a. urethralis ve a. bulbi
penis'den gelirler .
Yenleri : V. dorsalis penis, v. dorsalis penis superficialis ve v. pudenda
interna'ya dökülerler.
Lenfası : Nodi lymphatici inguinales .superficiales et profunda'ya giderler.
Sinirleri : Plexus pudendalis ve n. genitofemoralis'in genital dalından ge-
lirler.

Organa genitalia foıninina - Kadın üretim organları

Kadın genital organları, ovarium (yumurtalık), Tuba uterina (Fallop boru-


su), uterus (dölyatağı). vzg;na ve vulva'dan ibaret olup bunlara ayrıca mammae
(memeler) ilave edilir.

Ovarium - Yumurtalık

P1elvis boşluğu yan öuvadanna dayalı sağlı, sollu iki tane olan ovarium
yandan basık ve uzun ekseni yukardan aşağı olan oval bir biçimde üretme orga-
nıdır. Oldukça sert bir kıvamda olan ovarium ortalama 2,5-5 cm. uzunluk,
1,5-3 cm. genişlik ve 0,6-1 cm. kalınlık gösterir.
Yumurtayı (ovum) meydana getiren ve önemli hormonlar salan ovarium'-
un dış yüzü puberteye erişmemiş genç krnlarda düzgün, halbuki puberte'den
sonra yaş ilerledikçe pürtüklü bir manzara arzeder.

Ovarium'un dış görünüş ve komşuluğu :

Ovariumda pelvis boş1uğuna bakan bir facies medialis (içyan yüz), bir
de pelvis duvarına bakan facies lareraJis ( dışyan yüz olmak) üzere iki yüzle bu
yüzler arasında kalan serbest bir arka kenar (ınargo liber), periton'un yapıştığı
UllOGE.. 'lTAL 1 TE f

bir ön kenar (margo mesovaricus) ayırdedilir . Bundan başka ovarium'un bir


ü t ucu (extremit:as tubaria) ve bir de at ucu (extremitas uter' ) vardır .
Facies medialis - Tuba uterina'nın infundibulum 'u, ince barsa kıvrım­
ı arı ve sigmoid kolonla komşuolan bu yüz hafifce konvextir.
Facies lateralis - Pelvisin yan duvarı üzerinde peritonla örtülü kendine
mahsus bir çukura dayalı olarak bulunan bu yüz ~e çukur içinden geçen
obturatoria ve ın. obturatorius ile komşudur. Ovarium'un bu çukurunu yukarda
a. iliaci ext., aşağıda ve önde lig. Jatum, arkada a. iliaca i.nterna ve ureter sınırlar.
Margo mesovaricus - Mesavorium deniılen periton bağının yapıştığı bu
kenar üzerinde hilus ovarü bulunur. Bu kenar h~men düz olup tuba ute ·
ile komşuluk yapar.
Margo liber - Konvex olan bu kenar ön kenardan daha kalındır. e
ureter'le komşudur.
Extremitas tubaria - Ovarium'un üst ucundan uzanan ve lig. uspe orium
ovarii denilen bir bağ ovarium'u pelvis yanduvarına bağlar. Buraya fimbria
ovarica yapıştığı gibi bu uç infundibuluın i·le de komşuluk yapar.
Extrcmitus uterina - üst uçdan daha kalın olan bu uca da lig. o arr
proprium tutunur ve kendisini uterus'a bağlar.

Ovarium'u yerinde tutan bağlar :

1 - Mesovarium - Lig. latum'dan ovarium'un ön.kenarına uzanan peri-


ton'un yaptığı bir bağdır. Çok kısa olan bu bağ ovarium'un menteşe har,.eketi
yapmasına imkan verir.
· 2 - Fimbria ovarica - Tuba uterina'nın infwıdibnlom parçasında bulu-
nan saçaklardan (fimbria) birinin ovarium'un üst ucuna yapışarak meydana ge-
len bir bağdır.
3 - Lig. ovarü proprium - Ovarium ' un alt ucunu uterus'un fondu uteri
parçasının köşesine bağlayan bir bağdır. İçinde düz ka iplikleri de bulunan
bu bağı aynca periton sarmıştır.
4 - Lig. sospensorium ovarü - A. ovarica'nın çevresindeki bağ dokusu
ve düz kas ipliklerinden meydaan gelen bu bağ arterle birlikte gelerek ovarium'-
un üst ucuna tutunur.
Ovarium'un yapısı - Ovarium'un dışyüzü kübik epitelle örtülü olup u
epitelin a!Oında da tunica albuginea denilen bir bağ dokusu katı buJunur. O a-
rium'dan yapılan bir kesitte ise dışta olan bu tonica corticalis onun içinde de bir
tunica medullaris ayırdedilir. Yapı hakkında daha fazla bilgi için histo oji 1-
taplarına bakınız.
Ovarium yukarda söyılenenlerden anlaşılacağı gibi intra rit bir or-
gandır. Zira lig. latom oteri'yi meydana getiren periton oradan o arium a atla-
186 VRO ,E. ' JT.\L 1STEM

yarak onun adece ön kenarı boyunca tutunur. Yoksa ovarium'un yüzlerini ört-
mez.
Ovariumu.nı damar ve- sinirleri :
Arterleri: A. ovarica ve a. uterina'dan gelirler.
Yenleri: Arterlerin yandaş venlerine giderler.
If nfası : ı odi lymphatici Iu.mbales'e giderler.
Siniri : Plexus ovaricus' dan gelir.

Tuba uterina, Salpinx - Fallop boru u

Fondu uteri'nin iki tarafından başlayan ağlı sillu bu çift boru lig. latum'-
un üst ve serbest olan kenarı boyunca dışyana doğru giderek biraz da yukarı
bükülüp peılvis yan duvarına dayalı olarak yoluna devam edip ovarium'un ön
kenarını ve üst uçunu kuşatarak sonlanır.
Tuba uterina'nın 1 - Pars uterina, 2 - isthmus tubae, 3 - ampulla tu
bae, 4 - infmıdibulum tubae ve 5 - fimbria olmak üzere 5 parçası ayırd edilir.
Bir huni şekHnde olan infundibulum tubae, ostium abdominale adını alan
bir ağızla ovarium'un üzerine dayanır. Bunun çevre inden ovarium'a uzanan
ve fimbriae denilen 10-15 saçaklardan biri ile iııfundubulum ovarium'a bağlanır.
tnfundibulum tubac'nin alt ucu bir genişleme gö. terir ki buraya da ampulla
tubae denir. Bundan sonra aşağa ve içyana doğru uzanan tuba uterina·nın istmus
tubae'si olup bunu da pars uterina tubae takip eder ki bu parçada uteru 'un du-
varı içinde bulunur. Tuba uterina'nın u~erus'a açılma deliği ostium uterinum tu-
bae adını alır.
Tuba uterina·nın yapısı - dıştan içe doğru olmak üzere:
1 - Tunica serosa - Periton'dan yapılmış olan bu kat tuba uterina'yı
her tarafınöan ardıktan onra ona bir mezo yaparak (meso~alpiııx) lig. latum'a
bağlar.
2 - Tunica sub erosa - Gevşek bir bağ dokusu katıdır.
3 - Too.ica muscularis - iki türlü kas ipliklerinden yapılmış olan bu kat
da içd,e sirküler dışta da longitudinal iplikler bulunur.
4 - Tuııica mucosa - Çok katlı yassı epitalden yapılmış olan muko a
plicae tubariae denilen birtakım uzunluğuna muko a plikaları gösterir.
Tuba uterina ·mn damar ve sinir eri :
Arterleri : • 'uterina ve a. ovarica' dan gelirler.
Yenleri: Arterlerin yandaş venlerine dükülürler.
Siniri : Plexus hypogastricus'dan gelir.

Utenıs

Döllenmiş ovum'u (yumurta) ·içinde olgunla. tıran ve onunda dışarı atan


uterus, pelvi içind .. v orta çizgi üzerinde olup rektum il ·e ica urinaria (me-
UROGEN1TAL SlST.EM 1 7

sane)) arasında ve vagina'mn üstünde bulunur.


Uterus ortalama 6 cm. uzunluk, 4 cm. genişlik ve 2,5 cm. kalınlık göste-
rir. Bir armut şeklinde olan uterus da bir corpus uteri, bir isthmus uteri ve bir
de cervix uteri olmak üzere üç parça vardır.
Corpus uteri - Tabanı yukarda üçgen şeklinde olan uterus cismi bir
ön-alt yüz (facies veısicalis), bir arka-üst yüz (facies intestinalis) olmak üzere
iki yüz ile taban (Fundus uteri) ve bir de tepe (isthmus uteri) gösterir. Facies ve-
sicalis, isthmus uteri'ye kadar periton ile örtülüp olup konvex'tir, me anc ile kom-
şu olan bu yüz üzerinden mesaneye atlayan periton, excavatio uterove icalis
denilen periton ç~kmazını yapar.
Facies intestinalis'de konvex olup yine periton'la örtülüdür. Bu yüzü örten
periton da arkaya doğru giderek vagina arka çıkmanızı da bir miktar örttükten
sonra rectum üzerine atlar. Bu atfama sırasında da uteru ile rektum arasında
excavatio rectouterina denilen periton çıkmazı meydana gelir.
Uterus'un böylece her iki yüzünü örten periton corpus uteri'nin iki yanında
pelvis duvarına atlayarak lig. latum denilen uterus'un geniş bağını yapar.
Corpus uteri'nin tabanı fundus uteri adını alır ki iki yanından tuba uterina' -
lar uzandığı gibi lig. utero-ovarica, lig. teres uteri denilen uterus bağları da yi-
ne fundus uteri'nin iki yanından başlarlar.
Corpus uteri'nin dar olan kısmı isthmus uteri adını alıp cervix uteri deni-
len uterus boynu i·le devam eder.
Cervix uteri'nin bir vagina üstü (supravaginıal) parçası ile bir de vagina
için (intravaginal) parçası olmak üzere iki parçası vardır. Vagina içi parçası
portio vaginalis fadını da alıp kendisi ile vagina duvarları arasında fornix vaginae
denilen çıkmazlar meydana gelir. Bunlardan bilhassa arka duvar·l a portio vagi-
nalis arasında kalan çıkmaz fomix vagina 2 posterior adını alır.
1

Cervix uteri'nin portio vaginalis parçasının serbest olan altucu üzerinde


ostium uteri denilen bir delik görülür ki bu delik ufıerus iç boşluğunun bura}a
açılma deliğidir. Bu delik doğurmamışlarda (nullipar) yuvarlak, doğurmuşlarda
(multipar) ise çok defa enine bir yarık halindıedir.

Uterus'un iç boşluğu

ônden arkaya basık olan uterus içboşluğu iki parçaya ayrılır:


1) Cavum uteri - Corpus uteri içinde bulunan bu boşluk üçgen şeklind~
olup üst iki yan köşesine tuba uterina açılrr. üçgenin alt köşesi de canali cer-
vids ile devam eder.
2) Canalis cervicis - Cervix uteri içinde olan uterus boşluğunun bu parça-
sı ise fusiform bir kanal şeklinde olup alt ucunda ostium uteri ile vagina ·y;ı
açılır.

Uterus'un lapısı - Uterus dıştan içe doğru üç kat gösterir:


188 UROGEN1TAL SİSTEM

1) Tunica serosa - Perimetriuın da denilen bu kat periton'dan yapı~mış­


tır. Daha önce de söylendiği gibi ~esane üzerinden utems'a atlayan periton
utems'un facies vesicalis, fundus uteri ve facies intestinalis'ini örttükten sonra
vagina'nın fornix vagina posterior'unu da kısmen örtüp rektum üzerine atlar.
Yanlarda ise pelvis duvarına atlayan Pıeriton iki yaprak halinde lig. latum deni-
len uterus'un geniş bağını meydana getirir. Bu bağın iki yaprağı arasında ve
uterus'un yanlarında buJunan gevşek bağ dokusu paraınetrium adını alıp içinde
uterus'un damar ve si!lirleri bulunur.
2) Tunica muscularis - Myometrium adını da alan bu kas katı değişik
doğrultuda düz kas ipliklerinden yapılmıştır ve genişlemeğe çok müsaittir.
3) Tunica mucosa - Endometrium da denen bu mukosa katı düzgün olup
doğrudan doğruya tunica muscularis'e yapışıktır. Yalnız cervix uteri içboşluğunu
döşeyen mukosa ise ön ve arka duvarda birtakım mukosa pJikaları yapar ki
bunlara plicae palmatae denir.
Döllenmiş yumurtayı mukosa içinde geliştiren uterus bütünü ilF bu fizyo-
lojik duruma uyarak önemli derecede genişleme ve büyüme gösterir ki doğum­
dan sonra da hemen hemen eski haline döner.

Uterusun bağlan :
1) lig. latum - Uterus'un iki yanından peJvis yanduvarına uzanan iki pe-
riton yaprağından meydana gelmiş genişce bir periton bağıdır.
2) Lig. teres - Fundus ut,eri'nin her iki yanından çıkan bu yuvarlak bağ
da canalis inguinalis'i geçerek tubercu)um pubicum ile buradaki bağ dokusunda
yapışarak sonlanır.
3) Lig. ovarii proprium - Uterus ile ovarium arasında bulunan bu bağ
düz kas iplikleri de ihtiva eden konjuktival bir bağdır.
4) Lig. utero - sacralis - Cervix uteri'nin arka yüzünden l. sakral omur'a
uzanan bağ dokusu ve kas ipliklerinden yapılı olan bir bağdır.

Uterus'un damar ve sinirleri :

Arterleri - A. uterina'dan gelir.


Yenleri : Uterus venleri, vagina venleriyle birlikte plexus uterovaginalis
1

denilen ven ağını yaparlar. Ayrıca plexu.s vesicovaginalis adını olan ven plexus'·
una da gittikleri gibi v. uterina halinde de v. iliaca interna'ya dökülürler.
Lenfası : Nodi 'lymphatici iliaci ve nodi lymphatici inguinale~ superficialis'e
giderler.
Sinirleri : PJexus hypogastricus'dan gelir.

Vagina

Kadın çiftleşme (copulation) organı olan vagi~a, coitus esnasında penıs t


içine aıldığı gibi doğum esnasında da çocuğun dışarı çıkış yolu işini görür. Pel-
UROGEN1T.\L sısnm 1 ~

vis içinde utenıs·un altında. recfum'un önünde ve mesane ile uretra'nın arka-
sında bulunur.
Ortalama 8-10 cm. uzunluk ve 2-3 cm. genişliğinde önden arkaya asık bir
•boru şeklinde olan vagina oldukça fazla g~nişleme kabiliyetine ahiptir. ön-a.a-
ğıdan arka-yukarıya bir doğrultu gösteren vagina'nın üst ucunda cervix uteri'-
nin portio vagiınalis'i buJunur ki bunun çevresinde de fornix aginae d nilen
çıkmaz meydana gelir. Bu çıkmazın en derin yeri arka duvarda olup fo · va-
ginae postıerior adını alır. Vagina'nın alt ucu ostium vaginae adını alıp ve ti-
bulum vaginae'ye açılır. Bu açılma deliğini kızlarda hymen denilen kızlık zarı
kapatır. Bu zar çok defa yarım ay şeklinde, yarık veya de..ikli bir zar halinde
de olabilir. Kızlık zarı ilk coitus'dan sonra yırtılarak yerinde birtakım tüberkül-
Lr kalır ki bunlara da carunculae hymeınales) denir. Yapı bakımından bir muko-
sa plika'sı olan lıymen kalınlık ve şekil itibariyle değişiklikler gö terir.

Vagina·nmı yapısı - Dıştan içe doğru olmak üzere üç kat gö terir:

1) Paracolpium - Vagina'yı dıştan saran gevşek bir bağ dokusu katıdır.


2) Tunica muscularis - Dışta sirküler içte de Jongitudinal kas iplik\erin-
den yapılmış olan bir kas katıdır.
3) Tunica mucosa - Çok katlı epitelden yapıh olan mukosa katı agi-
na'run ön ve arka duvarlarında birtakım enine plikalar (nıgae vaginales) la
uzunluğuna plika1ar gösterir ki bunlara da columna nıgamm denir.

Vulva

Vagina'nır: alt ucunda bulunan ve dış genita.l organlar olarak adlandırılan


vulva önden arkaya bir yarıkla bunun iki yanında görülen kabartılardan' ibare~­
tir. !ki uyluk arasında olan ve labia majora (büyük dudaklar) adını alan iki de-
ri kabartısı arasında bulunan bu yarık da rima pud.endi adını alır. Bu iki dudak
önde symphisis pubica hizasında birbiriyle birleşmiş olup bunun hemen üstün-
de bir kabartı (venus dağı) görülür. Deri altı dokusunun burada yoğunlaşma ın­
dan meydana gelen bu kabartı puberte'd,en itibaren kıllarla örtülmeye başlar.
Aynı şekilde büyük dudakları örten deri de killı olup ter, yağ bezleri ihtiva et-
tiği gibi pigmenfde ihtiva ettiği için koyu renkli bir görünüm ar7(der. Büyük
dudakların içyüzleri ise kırmızımtrak ve nemli bir mukosa ile örtülüdür. Büyü
dudakların önde ve arkada gösterdikleri birleşme köşelerine de commissura la-
biorum anterior et posterior denir.
Labia majora pudendi (büyük dudakılar)nın içyanında labia minora pudec•-
di denilen küçük dudaklar bulunur ki bunlar da birer ince ve dar deri plika ı
olup vestibulum vaginae'yı sınırlarlar. Küçük dudaklar da önde ve arkada birer
birleşme köşesi gösterirler. önde bu birleşme clitoris denilen erektil organı ü t-
ten örterek preputium clitoridis i·le frenilum clitoridi denilen clitoris firenciğini
meydana getirir.
190 UROGENlTAI. SiSTEM

Labia minora pudendi normal olarak labia majora pudendi tarafından ör-
tülüdür. Fakat çok defa küçük dudaldar rima pudendi'den dışarı sarkarlar.
Clitoris - Küçük bir penis şeklinde ve 5-6 cm. uzunluğunda erekti! bir
organ olan clitoris büyük dudaklar arasında önde ve orta çizgide bulunur. Mu-
kosa ile örtülü olan ve bünyesinde corpus cavemosum clüıoridis denilen süngersi
bir ven dokusu cismi bulunur. clitoris penis gibi ereksiyon (katılaşma) halin,e
geçen sexuel bir organdır.
V estibulum vagina - Labia minora pudendi ve clitoris in sınırladığı ves-
tibulum vaginae'ye evvelce söylendiği gibi ostium vagina ile hemen bunun önün-
de olmak üzere ostium urethrae externuın açılır. Vestibulum' vaginıae'ya bunlar-
dan başka çevresinde bulunan glandula vestibularis major denilen bez de açılır.
Vestibulum vaginae'nın yanlarında bulbus vestibuli denilen erektil bir organ da
bulunur. DD
Büyiik ve küçük dudakların yapılarında dışyüzlerni örten deri ve mukosa-
dan başka bol miktarda bağ dokusu ve elastik ipliklerle zengin bir ven ağı bu-
lunur.
Vagina ve vulva·nın damar ve sinir eri :
Arterleri : A. uterina, Aa. rectales ile Aa. pudenda externae et intema' dan
gelirler.
Yenleri : Arterlerin yandaş venlerine döküfürler.
Lenfası : Nodi lymphatici iliaci ile nodi lymphatici inguinales'e giderler.
Sinirleri: Plexus hypogastricus ve n. pndenda'dan gelir.

Mammae - Memeler
Kadında yeni doğan çocuğun beslenmesini sağlayan süt denilen bir salgıyı
meydana getiren memeler göğüs duvarının önünde sağlı ollu 5. - 6. kaburgalar
hizasında bulunurlar.
Irk, ve yaşa göre şekil, yapı ve fonksiyon bakımından karakteristik deği­
şiklik gösteren memeleri orta çizgide sinus mammanım denilen bir oluk ayırır.
Puberte' den itibaren gelişmeye başlayan memeıler genç kızlarda bir yarım küre
şekli gösterir. Böylece memenin göğüs duvarına yapışık bir tabanı ile serbest
olan bir dışyüzü ayırdedilir. Dışyüzün hemen orta yerinde konik şekilde koyu
renkli bir kabartı görülür ki buna papilla mammae (memebaşı) denir. Bu papil-
fa'nın tepesine 10-15 delik halinde süt bezlerinin dış salgı kanalları açılır. Pa-
pilla'nın çevresinde de koyu renkli arenla mammae denilen bir alan bulunur.
Meme yapı bakımından kendisini dıştan örten deriden başka içinde bulu-
nan bezlerle bunların çevresindeki yağlı gözeli dokudan ibarettir. Memebezleri
ince bir bağ dokusu ifo lob'lara ayrılmış olup her lob'un kendine ait doctus lac-
tiferus adını a1an bir salgı kanalı vardır. Ortalama 10-15 tane olan meme bezi
lobları her biri ayrı birer salgı kanalı ile papilla mammae'y açılırlar.
UH.OGEN1T.\L SlSTDI 1!H

Memenin damar ve sinirleri:


Arterleri :A. thoracica ·interna, a. thoracica lateralis ve a. thoracodorsalis' -
den gelirler.
Yenleri : Arterl.erin yandaş venlerine dökülürler.
Lenfası : Nodi lymphatici axillares, .modi lymphatici sternaJes ve 4odi Jymp-
hatici pectorales' e giderler.
Perineum - Perine

Pelvis boşluğunun alt deliği (apertura peMs minoris inferior) ni kapatan


kas, fascia ve derialtı dokusu ile deri dıştan perine adını alıp ~öyle sınır.Jandırı-
lır.
önde S) mphisis pubica'nın alt kenarı, her iki yanda iskion-pubis kolları ile
lig. sacrotuberale denilen bağlar v1e arkada da os coccygis'in tepesi ile sınırJanan
eşkenar dörtgen şeklinde bir alandır. Bu alan tuber ischü'lerden g çirilen enine
bir çizgi ile ön ve arka olmak üzere ikiye ayrılır. önde kalan afan ön perine
adını alıp içinde erkekde penis ve scrotum, kadında ise dışgenital organlar'la
ürogenital sistemin son parçası, arka perine adını alan arka alanda i e sindirim
..isteminin son kısmı (anus) yer alır.
Peri.ne içten dışa doğru 1) diaphragma pelvis, 2) diaphragıııa urogen·tali \ ' C
nihayet 3) <leriafü dokusu ile deriden meydana gelmiştir.
1) Diaphragma pC'lvis - M. Jevator ani ile m. coccygis ve bunları üst c
alttan örten fascia diaphragmatis pelvis superior et inferior denilen bir bağ do-
kusu yapar. M. levator a;ni, pıelvis yanduvarlarına, pubis infisinden spina ischia
dica'ya kadar tutunduktan sonra aşağı ve arkaya doğru giderek arkada karşı e ,
kasın iplikleri ile birlikte. os coccygis tepesinden anus'a uzanan ve lig. anoccocc:-
gium dcnllcn bağa yapıştığı gibi m. sphincter ani externus'un ipliklerin;~ de karı-
şarak so nlanır.

M. coccygeus ise ·spiına ischiadica ile lig. sacrospinale.den başlayıp arkada


os coccygis'in yan kenarlarına yapışarak sonlanır.
2) Diaphragma urogenitalis - Bu katı da m. transve:rsus perinei profundus
ile m .ıraınsversus perinei superficialis'le yine bunları da üstten ve alttan örten
fascia diapbragmatis urogenitalis superior et inferior yapar.
Fossa ischiorectalis - M. Jevator aıni'nin dışyüzünde sağda ve solda rek-
tum'un iki yanında olmak üzere dışta tuber ischil ile m. obturator intemus,
arkada rn. gluteus maxiınus, önde diaphragma urugenitar 'le sınırlanan e alttan
da derialtı dokusu ve deri ile kapatılan bir çukur olup bu çukur içinde bol
miktarda yağ dokusu ile gevşek bağ dokusu bulunur ki içinden de Yasa pudet d3
intema ile (J} .pudenda geçer.
3) Yüzeyel planda ise arkada m. sphincter ani externus, önde de m. bulb
cavemosus ve m. ischiocavemosus olmak üzere penis ve vulva karvemöz ci im-
lerine ait kaslarl.ı deri altı dokusu ve nihayet en dışta da deri bulunur.
ENDOKR1 ORGANLAR VEYA tÇSALGILI BEZLER

Dış salgı kanalı olmayan ve meydana getirdikleri hormon denilen bir mad-
deyi doğrudan doğruya kana veren bez veya organlara içsalgılı bez veya endo-
Jain organlar denir. Böyle olmakla beraber dışsalgı kanalı bulunan bazı bez ve
organlar da hormon denilen bir maddeyi de ima~ edip doğrudan doğruya kana
verirler. Bunlar arasında testis, ovarium ve pankreas gibi organlar bulunur. Bun-
lardan ~estis Illeydana getirdiği sperma'dan başka an<lr·ogen denilen erkek cinsi-
yet hormonunu, ovarium ise ovum (yumurta) yanında östrogen ve gestagen de-
nilen kadın cinsiyet hormonlarını da imal ederek doğrudan doğruya kana verir-
ler. Pankreas da sindirim sisteminde önemli rol oynayan dış salgısı yanında
insulin ve glukagon adlı iki hormonu da meydana getirerek yine doğrudan doğ­
ruya kana verir.
Yukarda söylenenlerden başka sadece iç salgılı organ ve bezler de şun­
lardır:

1) Corpu~ pineaJe:
Arabeyin (diencephalon) in arka ucunda yani 3. karıncığın (ventriculus ter-
tius) arkasında ortalama 1 cm. uzunluğunda ufak bir kozalağa benzeyen corpus
pineale. habenula'ya bağlı olup mefatoni.rn denilen bir hormonu imal eder.

2) Hypophys!s cerebri:
Diencephalon (arabeyin) un alt ön kısmında huni şeklinde bir uzantıya (in-
foodibulum) asılı bulunan hipofiz, os sphenoidale'deki fossa hypophysialis için
oturmuştur. Böylece sella turcica içinde yer alan hypofiz üstten de diaphragmaı
sella denilen bir duramater uzantısı ile örtülüdür. Ortalama 1 cm. genişlik ve
0,3-4 cm. kalmlık gösteren hipofiz enine basıktır. Makroskopik olarak birbirinden
farklı iki kısımdan müteŞ.ekkil olan hipofiz in arkada bulunan parçası arka lob
(lobus posterior) veya neuro-hypophysis adını alır. önde olan diğer parçası da
ön lob (lobus anterior) veya adenohypophysis olarak adlandırılır. IA>bus posteri-
or, infnndibulum aracılığı ile hypothalamus ile birleşir. Lobus anterior ise açıklığı
arkaya bakan bir çentik gösterir ki bunun içine de lobus posterior yerleşir. Ar-
ka lob adiuretin, vasopressin ve oxytocin denilen hormonlar, ön lob ise omatot-
ropiını, ACTH gibi birtakım değişik hormonlar meydana getirirler.

3) Gl. thyroidea :

yan lobları *
B~ynun ön bölgesinde, orta parçası tracbea·nın ilk iki kıkırdak halkasiylc
de larynx'in önyan yü~erine dayalı olan bu bez taze iken yumu-
şak olup Kım111z-Kahverengi bir görünümdedir. önden hyoidaltı kasları, boyun
ENDOKRİN ORGA, 'LA11 193

fasyası ve deri ile örtülü olan troid bezi arkada tracbea, larynx ve her iki arka
yanda da n. laryngeus recurrens'le, v. jugularis in.tema, a. car • commünis ve
N. vagus'la komşuluk yapar. Gl. thyroidea dışgörünüş itibariy\e sağ ve sol iki
yan lobla (lobus dexter ve lobus sin.ister) bu iki Iobu birbirine bağlayan orta
parça (isthmus) dan ibarettir. Yapı itibariyle folliküllerden (folliculi) meydana
gelen tiroid'in bu follikülleri içersinde kolloid bir madde buJunur.
Gl. thyroidea kendisine mahsus ve boyun fasyasının laınina praetrachealis'in
yaptığı ince bir fasya ile sarılmış olup bez ayrıca bir de capsula fibrosa denilen
fibröz bir kapsülle çevrelenmiştir. Yan lobların arka yüzleri ile komşu olan gl.
parathyroideae~ capsula fibrosa'nın dışında fakat boyn fasyasının gl. thyt'9idea'ya
yapmış olduğu fasya içinde yer almışlardır.

Gl. th)'roidea diğer iç salgılı bezler gibi kendine mahsus ve thyroxin denilen
bir hormon imal eder.
Gl. thyroidea'nın arterleri Aa. thyroiıdea superior et inferior olup bazan bu-
lunan ve a. th) roidea ima denilen bir arteri daha vardır. Bütün bu arterler bir-
1

birleriyle zengin bir anastomos yaparlar. Venleri de arterlerin yand~ı olup bü-
yük bir kısmı v. jugularis intema'ya dökülürıler. V. thyroidea ima ile . thyro dea
0

iruerior, v. bran.chiocephalica'ya dökülürler.


4) GI. parathyroidea :
GI. thyroidea'nın yan lobları arkasında yer alan darı tanesi büyüklüğünde
iki çift bezden ibarettir. Taze iken sarımtrak renkte olan paratiroid bezler de
parathormon denilen bir hormon imal ederler.

5) Gl. suprarenalis :
Çift olan bu bez her iki böbreğin üst uçları (extrıemitas superior) üzerine
oturmuş ve kısmen de iç kenara doğru uzanmışlardır. Ortalama 10-15 gr. ağır­
lığında olan bu bez genellikle üçgene benzeyip önden arkaya basıktırlar. Taze
iken açık sarımtrak renkli olan gl. suprarenalis yapı itibariyle iki ayrı parça gös-
terir. Bunlardan biri dışta olup cortex, diğeri de içte medilller (medulla) kı ım
olmak üzere adlandırılırlar. Cortex genel olarak medüJler kısımdan dört defa
daha geniştir. önden periton'la örtülerek karın arka duvarına yapıştrrılan gl.
suprarenalis böbreğin capsula adiposa·sı ile sanlmış olmakla beraber aynca böb-
rek fasyası ile de sarılmıştır. Böbrek fasyası veya kapsülü glandula supra-rena ·
ile böbreğin üst uçu arasına bir fibröz bölme göndererek bu iki organı birbirin-
den ayırır. Bu nedenle böbrek yerinden çıkartıldığı zaman böbreküstü ~zi ye-
rinde kaılır. Böylece böbrek fasyası ile sarılı olan böbreküstü bez1eri'nin arka
yüzleri karın arka duvarına ve diafragmaya dayalı olup n. Splanchnic· ile
komşudur, ön yüzleri de sağda dış yanda karaciğer iç yanda da V. Ca a inferiur'
la ve solda da Pancreas, dalak damarları ve Bursa omentalis aracılığıyle mide ile
komşuluk yaparlar.
194 ENDOKRlN ORGANLAR

Böbreküstü bezinin iki ayrı bölümünden biri olan cortex yani kortikal par-
ça cortin veya cortisol adı aıltlı.nda toplanabilen hormonlar, diğer parçası olan
medüller kısım (meıdulla) ise adrenalin ve noradrenalin denilen maddeler mey-
dana getirirler.
GI. suprarenalis'in arterleri karın aortu daıUarından Aa. suprarenalis superi-
or, media ve infet:'ior dan gelirler. Venleri ise v. renalis ile v. cava inferior'a dö-
küldükleri gibi bir kısım venleri de Vv. diaphragmaticae inferiores'e giderler.

6) Thymus:

Trachea'nın göğüs parçası önünde ve gogus boşluğu içinde yer afaıı bu


organ çocukluk çağında mevcut olup sonraları yavaş yavaş küçülerek atrofiye
olurki ileri yaşlarda bu organın yerinde bir yağlı gözeli doku kalır.
Şimdiye kadar bir iç salgısı olup olmadığı üzerinde münakaşa yapılan bu
bezin son zamanlarda yapılan incelemeler sonunda immunbiolojik fonksiyon
konusunda önemli bir yer aldığı anlaşılmıştır. Bu bakımdan bez daha ziyade
lenfatik bir organ olarak mütaıla edilmektedir.
SYSTEMA NERVOSUM - SINlR SlSTEMt
Genel bilgi

Organizmada dış ve iç alemden gelen uyarımları (impuls) alarak bunları


gerekli şekilde cevaplanclırabiılm,ek için ilgili merkezlere iletmek ve bu merkez-
lerden aldığı emri periferdeki emri yerine getirecek olan organlara götürmek
ve nihayet organJar arasında bağlantı kurmak görevini üzerine alan sisteme
systema .nenrosum adı verilir. Bu sistem anatomik ve fizyolojik olarak ikiye' ay-
nhr.
1) Cerebrospinal sistem (Systema nervosum cerebrospinale)
2) Autonom sinir. sistemi (systema ııervosum autonomicum)

Cerebrospinal sistem irademizle (volonter) çalışan bir sistem olup bunun


da iki parçası vardır:
a) Sysfıema nervosum centrale (santral sinir sistemi)
b) Systema nervosum periphericum (periferik sinir sistemi)

Autonom sinir sistemi (systema ınıenosum autonoınicu ) ise irademiz dışı


(involonter) olarak çalışır ki bunun da fonksiyon ve farmakolojik: yönden iki
parçası ayırdedifü.
a) pars syınpathica
b) pars parasympathica

Bu iki parça birbirinin karşıtı (antagonist) fonksiyon görürler. örneğin;


sempatik parça gözbebeğini genişlettiği halde parasempatik parça daraltır.
Sinir sistemi, cerebrospiııal ve auttmom sistem olarak ikiye ayrılmış olma-
sına rağmen unutmamak gerekir ki bu iki sistem fonksiyon bakımından bir bü-
tün teskil ederler.
sinir 'sistemi genel olarak yapı bakımından sinir hücreleri iJe bunlardan
çıkan uzantılar (neurit ve dendrit) ve bunlar arasında bulunan ve sinir hücrele
rinin beslenmesine ve onlara destek vazifesi görmesine yarayan neuroglia
' alan hücrelerden ibarettir.
(destek hücreleri) adını

Neuron - Bir sinir hücresi file bundan çıkan uzantılardan ibaret neuri
veya axon ve dendrit veya protoplasmik uzantı) olup hücre, sinir sisteminin fonk-
siyon merkezi, uzantıları da emir veya uyaranları yani sinir akımını iletme işinin
görürler. Bu iletme işinde sinir akımı protoklasmik uzantılarda hücreY,e doğru,
· neurit'Jerde ise hücreden dışarıya doğru bir yöndedir.
Sinir hü~releri santral sinir sisteminin substantia grisea denilen gri mad-
desinin esasını teşkil edip aynı işi gören hücreler biraraya geler,ek fonksiyon
merkezlerini (çekirdekleri) meydana getirirler. Böylece gördükleri fonksiyonla-
196 S1N1R S1STEM1

ra göre bu merkez veya çekirdekler a) oynatıcı (motor), b) duyurcu (sensitiv) v1e


saılıcı (excretuar) olmak üzere adlandırılırlar.
Synapsis - Bir neuron'un diğer bir neuron'Ja yaptllğı birleşme olup bu
bileşme bir neuron'un protoplasmik uzantısı ile diğer bir neuron'un neurit'i
arasında meydana gelir. Böylece kısa veya uzun uzantılı neuron'ların yaptığı
bu birleşmeler sayesinde sinir akımı uzak mesafolere iletilirler.
Sinir hücrelerinin uzana.lan santral sinir sistemi içinde bir takım demet-
ler meydana getirirler. Bu demetler santral sinir sisteminin substantia alba 'sını
teşkil edip aynı fonksiyonu gören demetler belirli demetler halinqe bulunup
santral sinir ı;istemi dışında da periferik sinirleri meydana getirirler.
Böylec,e santral sinir sistemi makroskopik olarak daha ziyade sinir hüc-
relerin meydana getirdiği ve gri görümünlü bir ısubstantia grisea ile hücre uzan-
tıJarının (neurit) meydana getirdiği ve beyaz görünümlü bir substantia alba ol-
.
mak üzere iki madde'den mütesekkildir.
)

SYSTEMA ERVOSUM CEREBROSPtNALE CEREBROSPlNAL


StSTEM

Systenıa nervoswn centrale - Santral sinir Sistemi


Bu sistem meıdulla spinalis (omurilik) ile eıııcephalon (tümbeyin) o~mak üze-
re iki parçadan müteşekkildir.
Santral sinir sisteminin embryoloji'si hakkında geniş bilgiyi embryoloji ki-
taplarında bulmak.Ja beraber biz burada kısaca söyleyelim ki gelişimin daha
ilk safhalarında teşekkül eden canalis neuralis (sinir borusu) in ön ucunda üç
tane primer beyin kesecikleri meydana gelir. Bunlardan en önde olandan pro-
~encephalon (önbeyin), ortadakinden mesencephalon (orta beyin) ve arkadaki
beyin keseciğinden de rhombencephalon (arka beyin) deni~en encephalon·un par-
çaları teşekkül ederken bunların arkasında kalan neural boru kısmından da
medulla spinalis (omuriılik) meydana gelir.

Medulla spinalis - Omurilik


Santral sinir sisteminin bir parçası olan omurilik canalis vertebralis içinde
yukardan aşağı yani kafa tabanındaki foramen occipitale magnum'dan aşağıda
ikinci bel omuruna kadar devam eden hafifçe önden arkaya basık silindir şek­
linde ve ortalama 40-45 cm. uzunluğunda, 1 cm. genişliğinde bir kolondur.
Yukarda merlulla oblongata ile uzanan omuriliğin üst sınırını atlas'ın ön keme-
rinden geçirilen yatay bir çizgi ile gösterilebildiği gibi omurilik_f medulla ob-
longat.a arasında çıplak gözle dahi görülebilen ve decussatio pyrarnidum adı ve-
ri.Jeın oynatıcı yollara ait bir çaprazlaşma ile de gösterilebilir. Alt uçu is~
conus medullaris ac!·n' ~ :an kinik b:r uçla sonlanır ki burası da ikinci bel
omuru hizasınu. rastlar. Conus meıdullaris'den os coccygis'in 1. Vertebra' ına ka-
SANTR\L ~1Nlrl SfSTEı\11 197

dar uzanan iplik şeklindeki bir uzantı da filum t.erminale adını alır.
Medulla spinalis bulunduğu canalis vertebralis içinde meninges adı veri-
len zarlarla sanlınıştır. Bunlardan en dışta olanı duramater spinalis olup bu
zarla canalis vertebralis arasında bir aralık kalır ki içinde zengin bir ven ağı
ile bağ ve yağ dokusu bulunan bu aralığa da cavum extradurale veya epidurale
denir.
Mıedulla spinalis dış görünüş itibariyle ön, arka ve iki de yan olmak üzen:
dört yüz gösterir.
önyüz - Bu yüzün ortasında yarık şeklinde bir oluk (fissura mediana
anterior) ve yanlarda da sulcus lateralis anterior denilen oluklar görülür. Bu
oluklar ön yüzü yanyüzlerden ayırır ki bunlar içinde-n de radix ventrali adını
alan sinir iplikleri çıkar.
Arkayüz - Yine orta çizgi üzerinde bir oluk (sulcus medianıas posterior)
la yanlarda bu yüzü sınırlayan ve sulcus lateralis posterior adındaki oluklar bu-
lunur. Bu oluklar içinden de çıkan sinir iplikleri radix dorsalis adını alan arka
kökü yaparlar.
Yauyüzler - Bunlaı sağlı sollu olup sulcus lareralis aınterior ile sulcus
lateralis post.erior arasında k:ı1an yüzlerdir.
Medulla spinalis'in yapısı :
Omuriliğin yapısı makroskopik v,e mikroskopik olarak incelenir. makros-
k.opik olarak incelemek için yapılan bir horizontal kesitte omurilik ele alınır.
Böyle bir kesitte dışta beyaz bir bölge ile ki buna ak madde (sobsta.nıtia alba)
denir bunun . da ortasında kaba bir benzetişle H harfin1e benzeyen daha koyuca
ve gri madde (substantia' grisea) adını alan bir kısım ayırdedilir. Bu H harfi-
nin ince olan arka uzantılarına cornu posterius (arka boynuz), kalın olan ön
uzantılarına da cornu anterius (önboynuz) denir. Kesitte böyle gözüken substan-
tiia alba j,]e substantia grisea'run omurilik boyunca uzanan sutunlar halinqe ola
cağı aşikardır. Onun için ön boynuzun meydana getirdiği sutuna columna an-
terior, arka boynuwn meydana getirdiği sutuna da columna posteriOl' adları
verilir. ön ve arka boynuz arasında kalan substantia grisea parçası da bir çı­
kıntı gösterir ki buna da columna lateralis denir. H harfinin ara çizgisini teş -il
eden substantia grisea parçası commissura gris~a adını alıp ortasında da canalis
centralis denilen kanaıl bulunur. Bu birleşeğin önünde kalan sub tant;a aJba
parçası da cammisura aJba ad1nı alır. Bunlardan başka böyle bir omurilik k -
sitinde makroskopik olarak dışyüzde görülen fissura mediana anterior ile sukus
mıedianus posterior dikkati çeker. Sukus medianus posterior' dan canalis centra-
lis' e doğru uzanan bir çizgi görülür ki buna da septum posterius denir.
Mednlla spinalis'de görülen substantia grisea, sinir hücrelerinden su
tia alba ise mikroskopik olarak sinir ipliklerinden meydana gelm.istir. ön bo -
nuzda bulunan sinir hücreleri oynatıcı (motor) karekterde olup gruplanara O)-
198 sı~m SlSTKMt

natıcı çekirdekleri, arka boynuzda bulunan hücreler de duyurucu karakterde


olup yine biraraya gelerek duyurucu (sensitif) çekirdekleri meydana ~etirirle r.
Substantia alba'yı meydana getiren sinir iplikleri de birtakım demetler (fu.nicu·
·1us) yaparlar. Bunlar üç çift funiculus olup önde fissura mediana anteri-0r ile
sulcos lateraJi.s anterior arasında olan, funicolus anterior, ulcos lateralis ante-
rior ve sulcus lateralis posterior arasında kalan bölümü içinde ise funiculus late-
ralis ve nihayet ısulcus lateralis posterios ile sulcus medianııs posterior arasında
da funiculus posterior adını alan demet.Jerden ibarettir. Bu fUllıİculus'lan teşkil
eden sinir ipliklerinin ana sinir hücrelerinden bir kısmı substanta grisea'da, bir
kısmı ganglia spinale denilen spinal ganglionlarda ve bir kısmı da ıeıncephalruıı'da
bulunurlar. Bu yüzden bu funiculus'lardan bir kısmı medulla spinaJis'in muhtelif
katlarını birbirine bağlayan birleştirici iplikleri yapar. Dğer br kısmında perifer-
den gelen uyarımı medulla spinalis veya daha yukarıya yani enoephalon'a kadar
ulaştıran afferent iplikıler veya yollar meydana getir.ir. Ve nihayet diğer bir kısım
iplikler de encepbalon'dan aldığı emri perifer'deki ilgili organa ulaştırmak üzere
medulla spinalis içinde demetler (tractus, fasciculus) teşkil ederler ki bunlarda
afferent sinir ipliklerinden meydana gelmişlerdir. Bu sinir iplikleri gördükleri
fonksiyonlara göre biraraya gelerek fascculus veya tadus denilen sinir demetleri-
ni teşkil ederler.
Funiculus'larda yer alan önemli fasciculus veya tractus'lar da şunlardır:

1) Fnniculus anterior - ön kordon


a) Tractus corticospinalis anterior - Oynatıcı (motor) yollara ait olan bu
dem.etin başlangıç hücreleri beyin kabuğundaki (cortex cerebri) pyramidal hücre-
Jerdir. Buradan başlayan iplikler medulla spinalis içinde çaprazlaştıktan sonra
karşı taraf columna anterior'deki hücrelerde sonlanırlar.
b) Fasciculus pmprius anterior - Bu demet omuriliğin muhtelif katlarını
birbirine bağlayan birleştirici sinir ipliklerinden meydana gelmiştir.
c) Tractus spinothalamicus anterior - Dokunma ve basınç duyusunu ileten
1

ipliklerden meydana gelen bir demet olup bunların 1. neuron'u spinal ganglion-
lar'dak:i (gang!ia spinalia) hücreılerdir. Bunların protoplasmik uzantıları peri-
fer'e yani deriye giderler neurit'Jeri ise radix dorsalis yolu ile medulla spianlis'c
girerek columna posterior'dak:i hücr~lerde sonlanırlar. Bu hücrelerden başla­
yan 2. neuron un neurit'leri de kısmen çaprazlaşmak: suretiyle spiınothalamik
ön demeti meydana gdtirerek tlıalamus'da sonlanırlar.
Bu üç tractus' dan başka tractus testospinalis ve tractU's vestibulospinıalis
gibi diğer demeti.e r de vardır.

2) Funiculus lateralis - Yan kordon


a) Tractns cortioospinalis lateralis ~ Motor ipliklerden meydana gelen
ve yine cori:ex cerebri'deki pyramidal hücrelerden başlayan bu demet ducussatio
SAlUR:\.L Sl \'ln SlSTEMJ 1%

pyramidum denilen bulbus'la medulla spinalis arasındaki hudutta meydana ge-


len çaprazlaşmayı yaptıktan sonra medulla spinalis'de columna anterius'daki
·hücrelerde sonlanırlar.
b) Tractus spino-thalamicus Jateralis - Ağrı, soğuk ve sıcaklık duyu u-
nu ileten bu demetin l. neuron'ları da spina·l ganglionlar'da bulunan hücreler-
dir. Buradan başlayan neurit'ler arka kök (radix posterior) yolu ile medulla spinal
girerler burada çaprazlaştıktan sonra thalamus'a kadar çıkarak orada on1anu-
1ar.
c) Tractus spinocerebellaris posterior et anterior - Pas if ve aktif hare-
ke: duyusunu ileten bu demetltrden arka demet medu!la scpinalis de diğeri : c
cere~ellum'da çaprazlaştıktan sonra cerebellum çekirdeklerinde (mıcle1LS ~onla~
nırlar.
d) FascicuJus proprius lateralis - Bu demet de omuriliğin muhtelif katlarını
birbirine bağlayan sinir ipliklerinden yapılmıştır.
3) Funicu)us posterior - Arka kordoo
a) Fasciculus gracilis
b) Fasciculus cuııeatus
Bu iki demet de duyurucu (5ensitif) iplik.J,erden meydana gelir. Bilhas · 1
uyarımın şekli, şiddeti ve durumu hakkındaki ince ayırmayı yapabilen bu du-
yunun ralenimleri deri, kas ve kirişle eklemlıCr yolu ile alınır. Bu yolun ı. neu-
ron'u spinal ganglionlar'daki hücreler olup bu hücrelerin dendrifleri söylenen
organlara gittiği gibi neurit'~ri de arka kök yolu ile medulla spinalis gererek
arka funiculus'da yer alıp medulla obloogata'ya kadar yükselerek buradaki nuc-
Jeus gracilis ve nucleus cuıneatus denilen çekirdeklerde sonlanırlar.
Mrdulla spinaJis bir taraftan perifer'den gelen türlü uyarımları yukarı yani
encephalon merkezlerine iletip oradan verilen emirlerin de perifere ulaşma ına
hizmet ederken diğer taraftan da bünyesinde bulunan sinir hücreleri ve medulla
spinalis'in muhtelif katlarım birbirine bağlayan sinir iplikleri sayesind reflex
(

deniJen bir fonksiyonu da görür. Reflex adı altında _herhangi bir uyarıma karşı
epcephalon da bulunan üst merkezlerin haberi olmadan verilen cevap anlaşılır.
Böyle bir r eflex için iki neuron'a ihtiyaç vardır. Bunlardan biri affrfrent neurn
1

olup perifer'den uyarımı alarak omuriliğe ulaştırır; diğeri de efferen ne n


olup medulJa spinalis'den verilen emri ilgili organa reaksiyon erm ek üzere gö-
4

türür. örneğin; patella reflex'i: Bu reflex'de lig. patella üzerine vunnak ur _


ıtiy~e meydana getirilen gerilim değişikliğine ait uyarım m. quadriceps emor· s
içinde bulunan alıcı (receptıor) organlar vasıtasıy·Ie alımrak JtJ. femoralis yolu ile
omuriliğe ulaştırılır. Burada yerine göre birleştirici hücre aracılığı ile motor olaı
efferent neuron'a iletilir. Bu neuron da aldığı emri m. quadricep femori · ~
ulaştırarak kasın kası•lmasına sebep olur.
Bu suretle tarif edilen reflex olayı normal olarak canlı da kaslarda hafif
ve devamlı scrette mevcut olup bu sayede kaslar kendilerine ha astonu una
sahip olurlar. Böyle kasları hafif kasılma halinde tutan (spinal ka t n 'u) rcf-
200 SlN1R SlSTEMt

lex'in devamırn şuur altı


olarak deri, kas kiriş ve kemiklerden kalkan uyarımlar
sağlar. Bu hal uykuda dahi mevcut olup ancak derin narkoz halinde kaybolur.

Spinal Sinirler - Nervi Spinales


Sulcus laferalis anterior ve posterior'dan çıkan radix anterior ile radix pos-
terior'u meydana getiren siniriplikleri foramin.a intervertebralia hizasında bir-
birleriyle birleşeı:ek spinal sinirleri (nervi spinales) meydana getirirler.
ön ve arka boynuzlardan çıkan ve fila radicularia adını alan sinir iplikleri
medulla spinalis'i saran doramat.er spinalis denilen zar içinde olmak üzere omur-
ganın yukarı kısımlarında dışyana doğru gidişleri kısa ve horizontal olup aşağı
doğru indikçe bunların gidişleri yukardan aşağı bir yön alrrlar "ıe bel omurları
hizasında itibaren bir demet meydana getirerek canda equina adını alan bir at-
kuyruğu görünümü arzeder.ıer. Nihayet ilgili vertebral delikler (foramen inter-
vertebrale) hizasında ön ve arka kökler birbirleriyle bir1eşerek spinal sirıileri
meydana getirirler.
Nervi spinales omurganın parçalarına göre adlandırılırlar ki bunlar da sı­
rasıyıla şunlardır:

1) Nervi spinales cervicales (8 çift)


2) Nervi spinales thoracici (12 çift)
3) Nervi spinales lumbales (5 çift)
4) Nervi spinaıles sacrales (5 çift).
5) :Nervus coccygeus (1 çift)

Her spinal siniri meydaan getiren köklerden ön kök (radix anterior) motor,
arka kök (radix posterior) ise senitif ipliklerden yapılmıştır. Bu iki kök foramen
intervertebrale hizasında birleştikleri yerde ve arka kök üzerinde bir şişkinlik
bulunur ki buna ganglion spinate denir. Bu ganglion'da duyurucu hücreler yer
a·lmıştır. Bu hücrelerden çıkan uzantılardan biri perifer'e giderek praeganglion r
iplikler qenilen iplikleri, diğeri ise medulla spinalis içine arka kök yolu ile gire-
rek postganglioner iplikleri meydana getirirler. Spinal sinirler foramena interver-
tıebralia'yı terkeder etmez 4 dala ayrılır. Bunlardan arka dallar omurga'nın ar-
kasındaki kas ve deride dağılırlc:ır. ön dallar ise çok defa birbideriyle birleşerek
plexus denilen .sinir ağlarını meydana getirirler.

Medulla spinalis'in damarlan

Omuriliğin arterleri, a. vertebralis dallarından olan a. spinalis anterior et


posterior ile Aa. spinales laterales denilen arterlerden gelirler. Bunlardan başka
a. intercostales, a. lumbalis ve a. sacralis gibi arterlerden de dallar gelirler. Bü-
tün bu arterler piamater denil,en beyin zan içinde meydana getirdikleri bir ar-
terağı vasıtasıyle oumiJiğe girerek dağılırlar.
SANTR\.L StNIR SlSTE~H 20

Omuriliğin venleri ise piamater venleri yolu He vertebraI, interkostal lum-


bal ve sakral venlere dökülürler.

Enoophalon - Tümbeyin
Santral sinir sisteminin diğer bir parçası olan encephaJon, cavum cranü
içine yerleşmiş olup arka ve aşağıda medulla spinalis ile kesintisiz olarak uzanır.
Canalis ıİeuralis'in ön tarafında teşekkül eden üç primitif beyin kesecik-
lcrinqen meydana gelen encephalon'un şu parçaları vardır.
1) ön primitif beyin keseciğinden prıosencephalon (önbeyin) meydana ge- •
Jirki bunun da iki parçası ayırdedilir:
a) telencephaloo
b) diencephalon
Bunlardan telencephalon beyin yarunküreleri (hem.ispberia cerebri) ni.
diencephalon (arabeyin) da 3. karıncık ve çevresindeki oluşumları meydana
getirir.
2) Otta primitif beyin keseciğinden ise mesencephakm (orta beyin) meyda-
na gelip burada da corpora quadrigeınina (dördüz cisimler) ile cnıra cerebri
(beyin saplan) denilen encephaloın parçaları bulunur.
3) Arka primitif beyin keseciğinden de rhombencephalon (arka beyin) de-
nilen parça meydana gelip burada da cerebellum (b~yincik) pons ve medulla
·oblooıgata gibi encephalon parçaları teşekkül etmiştir.
Taze iken yumuşak bir kıvamda olan encephalonu dıştan üç aqet beyinzarı
(duraınater, arachooides ve piamater) sarar.

Rhombencephalon - Arkabeyin

Encephalon'un bu parçasında medulla oblongata veya bulbus medullae, pom


ve cerebellum (beyincik) ile bu üç oluşum arasmda teşekkül eden ventriculu
quartus (4. karıncık) bulunur.
Medulla oblongata veya Bulbus medullae

Medulla spinaılis'in üst ucunda v,e onun yukarı doğru bir devamı gibi olan
medulla oblongata ortalama 2-3 cm. uzunluğunda ve 1-2 cm. genişliğinde olup
kendisi ile medulla spinıalis arasında ki sınır olan decussatio pyram.idnm' dan
başılayıp foramen occipitale magnum'u geçerek clivus'un orta yeri hizasında
kendisinden sonra gel.en encephaloo parçası olan pons'la uzanır.
Dış görünüş - medulla oblongµta'nın da omurilik gibi dört yüzü ile bir
üst ve bir de alt ucu vardır.
önyüz - Medulla spinalis'deki fissura mediana anterior burada da ön_ ü-
zün ortasında bir yarık olarak görüJür. Bu yarık yukarda pons'la birle,tiği yer-
de bir kör delik (foramen caecum) halinde biter. Bu yarık içinde bulbus'Ia
medulla spinalis arasındaki sınır üzerinde decussatio pyramidum denen motor
202 Sl:\' m sı TE:.\II

yollara ait bir çaprazlaşma kabartısı görülür. Fissura mediana anterior'un her
iki tarafında görülen kabarıklık pyramis adını · alu.
Yanyüzler - Yine medulla spinalis'de olduğu gibi bu yüzler d e sulcus 1

lateralis anterior ile sulcus lateralis posterior arasında kalan bölümlerden ibaret-
tir. Bu yüzde dikkati çeken oval bir kabartı oliva medulla ıoblongata adını alır.
Sulcus lateralis anterior içinden çıkan sinir iplikleri de n. hypolossns'un görünen
başlangıcına ait ipliklerdir. Sulcus lateralis posterior'dan ise yukardan aşağı sı-
11asıyle n. glossopharyngeus, n. vagus ve n. accesorius adını alan kafa çii)J.eri-
nın çıktığı görülür.

Arkayüz - görünüş itibariyıle üst ve alt olmak üzere ikiye ayrılır. Alt bö-
lüm, medulla spinaJis'e benzer ve sulcus medianus posterior'un iki yanında ka-
bartılar görülür ki bunlardan içyandaki tuberculum nuclei gracilis, dışyandaki ise
tuberculum nuclei cııneatus adını alırlar. Her iki tü~rkülün altında aynı adda-
ki çekirdekler (nucleus) bulunur. üst bölüm ise ventriculus quartus denen dör-
düncü karıncığın tabanını yapmak üzere genişleyerek çukurlaşmıştır. Burada gö-
rülen oluşumlar dördüncü karıncık bahsinde ele alınacakttr.
üst uç - Pons'la birleşen bu uçla pons arasında ön ve yanlarda bir oluk
teşekkül eder ki buna, sukus pontobullaris denir. Bu oluk üzerinde önde
orta çizgi üzerinde foramen caecum vardır. Bu kör deliğin hemen iki yanında da
n. abducens ve onun dışyanında n. fascialis i•le n. vestibuloacusticus inirlerine
ait ipliklerin çıktığı görülür.
Alt uç - Bu uç meıdulla spmalis ile uzanır.

Medulla Gblongata'nın iç yapısı:

MeduJla spinalis de olduğu gibi dışta substantia alba ve içte de substaııtia


grisea'dan yap1·lmış olup alt bölümde hemen hemen omurilik yapısında olmak-
la beraber üst bölümde ise mbs12.ntia grisea parçalanarak birtakım duyurucu v~
motor merkezlere ait nuclus veya tractus'lar bir haline gelmiştir. Suhstanıtia alba
da bir taraftan medulla spi.nalis içindeki sinir ipliklerine ait demetler·le diğer ta-
raftan buradan başlayıp encephalon'un diğer parçalarına gidecek olan sinir de-
metleri ve cortex cerebri ile encephalon'un diğer kısımlarından b~!ayarak me-
dulla spinalis'c gidecek olan demetlerden müteşekkildir. Medulla oblangata'nın
içyapısını tanıyabilmek için bundan yapıılacak muhtelif seviyedeki kesitlerin in-
celenmesi gerekmekle beraber burada bilinmesi gereken substantia grisea'ya '
ait şu çekirdekler bulunur:
Nucleus olivaris, nucleus gracilis, nucleus cnneatus gibi çekirdeklerle trac ·
tus spinalis nnvi trigemini. nucleus ambiguus'a ve bazı kafa çiftlerini ait çcLir-
dek~er yer almıştır. Kafa çiftlerine ait bu çekirdeklerden bazıları motor (oyna-
tıcı), bazıları da sensitif (doyurucu) <lirler.
SANTR.\.L SlN!R SlSTEM1

a) KafaçiffJlerine ait motor çekirdekler:


1 - Nucleuıs originis nervi glossopharyngei
2 - Nuc. dorsalis et ventralis ınervi vagi
3 - Nuc. originis ınervi accessorü
4 - Nuc. nervi hypoglossi
b) Kafa çiftlerin,e ait sensitif çekirdekler:
1 - Nucleus aractus spinalis nervi trigemini
2 -- Nucleus tractus solitarii (n. glossophryngeus ve a vagus'a ait duyu-
rucu çekirdek)
3 -- Nudei vestibulares
BunJardan başka muclens salivatorius inferior'da vardır.
Medulla oblongata'da bu çekirdekler dışında kalan substantia abla içinde
ise orta çi2;gi üzerinde iki çapraz(decussatio pyramidum ve deçussatio Iemnis-
corum) la Iemniscus medialis ve fasciculus Iongitndinalis medialis gibi belli bas-
lı demetler bulunur. Bunların yanında hiç unutmamak: gerekir ~ki cortex ~e
encephalon'un diğer kısımlarından kalkarak medulla ıspinalis'e gidecek demet-
lerle medulla spinalis'ten yukarı çıkarak enıcephalon'un muh\elif kısımlarına gi-
den demetler de vardır.
Pons

Medulla oblongata'nın üstünde cerebellum'un önünde ve ona iki çift sapla


(pedunculi cerebellares) bağlı olan pons yukarda cmra cerebri ile devam eder.
1

Ortalama 2-3 cm. uzunluk ve 3-4 cm. g;enişlik ile 2 cm. kalınlık gösteren
pons'da ön, arka ve iki de yan yüz olmak üzere dört yüz tarif edilir.
ön yüz - Konveks olan bu yüzün ortasında uzunluğuna bir ~luk (sulcus
ba:silaris) bulunur ki piyes'de bunun içinde a. basilaris yer almıştır. Bu oluğun
iki yanı biraz kabarık olup üzerinde fibrae ponıtis transversae denilen enine çiz-
giler görülür. Bu yüzün üst ucu iıle cnıra cerebri arasında bir oluk (sulcus pon-
tocmralis) ve alt ucu ile medulla oblongata arasında da diğer bir oluk (su cus
pontobulbaris) bulunur.
Yan yüzler - Bu yüzleri her iki tarafta pednnculus cerebellans med·u~
adı verilen uzantılar cerebeJ.lum'a bağlar. Bu yüzün ön yüzle birleşme yeri üze-
rinde n. trigeminus'un görünen baŞI.angıcına ait iplikler vardır.
Arka yüz - Ventıiculus quartus döşemesi olan fossa rhombo"dea'nın üst
parçasını yapar. yanlarda ise pedunculus cerebeJJaris superior adını alan uzan-
tılar bulunup bunlar aracılığı ile pons beyinciğe bağlanır.

Pons'un içyapısı - Substantia alba ile substantia grisea'dan yapılmı. olan


pons'da substantia alba dışta olup içte bulunan substantia grisea da birta ım
nucleus'lar halindedir. Pons'un içyapısını tanımak için muhtelif se' iyelerde ho-
S1N1R SİSTEMİ

rizontal kesitler yapılır. Yapılan böyle bir horizontal kesitde pons'da bir pars
dorsalis pontis ve bir de pars basillaris pontis olmak üzere iki bölüm ayml~di­
lir. Pars basilaris daha ziyade substantia alba'dan yapılmış olup bir takım sinir
demetlerinden (fibrae cortico-pontinae, fib. corticwıpcleares ve fib. corticospi·
nales) meydan~ gelmiştir. Burada ayrıca nuclei pontis c\enile.n çekirdeklerde var-
dır. Pars ıdorsalis pontis, tegınentum adını alıp burada da daha ziyade substantia
gıisea'ya ajt çekirdeklerle lemniscus medialis ve .lemniscus lateralis gibi demet-
ler de yer almıştır. Substantia grisea'ya ait bu çekirdekler motor v,e duyurucu
çekirdeklerillr. Bunlar şunlardır:

a) Motor çekirdekler:
1) nucleus motorius ıııervi trigemini
2) nucleus nervi abdocentis
3) ımıclens nervi facialis

b) Sensitif çekirdekler:
1) nucleus tractus spinalis nervi trigemini
2) nuclei nervi vestibuli
3) nocleus cochlearis ventralis et dorsalis

Yuk:ardaki Ç,ekirdeklerden b~ka nucfous salvatorios pontis denilen üst tü-


kürük çekirdeği de pons içindedir.

Cerebellum - Beyincik

Bulbus ve pons'un arkasında, artkafa kemiğindeki fossa occipitales cerebeJ-


lares içine yerleşmiş olan beyincik (cerebellum) iki yarım küre (hemispbaeria
cerebelli) ile bu iki parçayı birbirine bağlayan ve verınis adını alan bir orta
parçadan ibarettir. Taze iken yumuşak olan cerebellum ortalama 150 gr. ağır­
lığında olup ön<i;en arkaya çapı 6 cm., enine çapı 10 cm. ve yüksekliği de 5 cm.
kadardır. Böylece yukardan aşağa basık olan_ cerebellum dış görünüş itibariyle
üzerinde baz11arı derin olan birtakım paralel oluklar (fissurae cerebelli) la bu
oluklar arasında kalan dar alanlar (folia cerebelli) görülüp üst, alt ve ön olmak
üzere de üç yüz ayırdedilir.
üst yüz .- Tentorium cerebelli denilen beyin zarlarından durameter'in bir
nzantısı ile hemisphaeria cerebri'mn artkafa lobun (lobus occipitalis) dan ayrı­
lan bu yüz hafif ko.nvekstir. Bu yüzün ortasında sagitaJ durumda olan ve ver-
\
mis superior denilen bir kabartı görülür. Bunun yanlarında kalan hem· phaeria
cerebelli'nin üst yüzü üzerinde birtalam oluk.far görülür. Bu yüz düzgün olup
önde ortada incisura cerebelli anterior ile yine orta çizgide ve arkada iıı!cisura
cerebelli posterior olmak üz~re iki çentik gösterir.
Alt yüz - Aym şekilde hafif konveks olan bu yüzde de orta çizgide ve
SA..1\'TRAI~ Sl.N!R S1STEM1
20-

sagital durumda verınis inferfor denilen bir kabartı görülür. Bunun iki yanında
kalan beyincik yarınıküreleri yüzleri üzerinde birtakım oluklar bulunup fo sa
occipitalis cerebellaris'e uyar.
ön yüz - öne ve aşağa bakan bu yüz de dikkati çeken enine bir yarık
(fissura horirontalis cerebelli) ·buJunur. Ventriculus quartus'un arka duvarında
bir çıkmaz yapacak ·olan bu yarığın bir üst ve bir de alt olmak üzere iki dudağı
vardır. Cerebellum'u pons ve bulbus'a bağlayan bu yarığın üst dudağında or-
tada üst vermisin ön uçu olan lingula ve onun önünde de velum medullare su-
perius denilen bir oluşum bulunur. Sinirsel bir lamina olan bu oluşum cerebel-
lum· un üst bacakları arasında gerilmiştir. Böylece velum medullare superius'un
dışyanında ped0ıncuJus cerebelli supet"ior adını alan beyincik üst bacağı veya sa-
pı bulunur. Onun da dışyanında peduncu)u~ cerebelli medius ile peduneulus ce-
rebeJii inferior vardır. Fissura horizontalis cerebelli'nin alt dudağında ise içyan-
dan dışyana doğru şu oluşumlar yer almıştır: Orta çizgide vermis inferior'un
ön ucu olan ınodulus onun dışyanında veJum meıdullar•e inferius ile onu flocculu
denilen beyincik Jobcuğuna bağlayan peduncu)us floccuJi ve endışta da floccu-
lus vardır.
Cerebellum üzerinde bulunan fissurae cerebelli d~nilen bir takım yarıklar
, ayesinde cerebellum Job ve lobcuklara aynlınıştır. Bu ayırma çeşitli müellifler
tarafından değişik şekilde yapılmıştır. Biz burada daha ziyade f.izyolojik ve
komperatif anatomi yönünden yapılan ayırmayı ele alacağız. Buna göre hemis-
phaeria cercbelli'nin üst yüzünde bulunan ve sulcus primarius adını alan bir olu-
ğun önünde kalan beyincik kısmı üst lob (lobus superior), bu oluğun arkasında
kalan beyincik kısmı arka lob (lobus posterior) ve beyinciğin fissura transver a
cerebelli hizası altında kalan beyincik bölümü ise alt lob (lobus inferior) olara
adlandırılır. Bu Joblarda bazı tali 1obcuklar'lara aynlılarki bunlardan bazıları
şunlardır: flocculus, nodulus, Iiııgula, tonsilla, pyraruis ve ovula.
Cerebellum'un iç yapısı - Denge ve kas tonus·unu düzenleyen cerebellum
ubtantia alba ile substantia grisea'dan yapılmış olup substantia grisea, cerebel-
Jum'un dışyüzünde yani kabuk (cortıex) kısmında ve bir de cerebellum'un iç kı _
mını dolduran substantia aJba içinde çekirdekler ha1ind.e bulunur. Corte
cerebelli'yi yapan substantia grisea ortalama 1 mm. kalınlığında olup cerebel-
lum·un dışyüzünü yarıklara da girmek suretiyle örter. Bunun altında bulunan
substaııtia aJba (corpus medullare) median bir kesitte ağaç dallarına benzeyen
bir manzara gösterir ki bu yüzden de arbor vitae adım alır. Sobstantia aJba için-
de yer alan substantia grisea ise birtakım çekirdekler (nuclei) meydana getirir
ki bunlar da dışyandan içyana doğru sırasiyle Nucleus dentatus, nucleus embo-
lifonnis, nucleus globus ve nuclcus fastigii adını alan çekirde.lderdir.
Cerebellum'un Damarları:
Arterleri - Aa. cer.ebellares inferiores posteriores et anteriores, a. ce-
reb~llares supcriores olmak üzere üç çift arterden gelirlerki bunlar beyinciğe
girmeden evvel piamater içinde bir damar ağı meydana getirirler. Bu ağdan da
206 SlNtR SiSTEMİ

ayrılan dalcıklar cerebeıllum'da dağtlırlar.


Yenleri: Vv. cerebellares superiores et inferiores'de toplandıkları gibi bir
taraftan v. cerebri magna'ya diğer taraftan da confluens sinium veya civardaki
duramater ven sinuslerine dökülerler.

Ven.triculus quartus - 4. Karıncık

Cerebellum, pons "'.e medulla oblongata arasında teşekkül eden ve canali


centralis'in bir genişi.emesinden meydana gelen 4. karıncık, eşkenar bir dörtgen
şeklindedir. Bu boşluk üst ve alt iki uç gösterir ki bu iki uçtan aat uç medulla
spinalis'deki canalis centralis"le, yukarı ucu da meseııcephalon içindeki aqueduc-
tus cerebri denilen kanalla uzanırlar. Böylece bu boşluk aşağıda medulla spina-
lis _için<l;eki kanal ile yukarda da üçüncü karıncık (ventriculus ter~ius) ile iştirak
halindedir.
Ventriculus quartus'un 4 kenarı, bir ön duvarı veya döşemesi ile bir de
arka duvarı veya tavanı vardır ki bunlardan ön duvar f.ossa rhomboidea, arka
duvarı da tegınen veıııtıiculi quarti adını alıır.

önduvar veya döşeme (fossa rhomboidea) - Eşkenar bir dörtgen şeklinde


olan bu duvarın üst üçgenini pons'un, alt üçgenini de bulbus'un arka yüzleri
yapar. Bu iki üçgen arasındaki sınır üzerinde orta çizgiden yanlara uzanan
enine ve striae medull~s denilen çizgiler bulunur. Fossa rhomboidea'mn orta-
sında yukardan aşağa uzanan bil; oluk görülür ki buna sulcus medianus iossa
rhomboidei denir. Orta çizgide olan bu oluğun iki yanında üst üçgende colli-
culus facialis alt üçgende de trigonum nervi hypoglossi denilen bir kabartı ile
bir çukurcuk bulunur. üst üçgende colliculus fasialis denilen kabartının dışy -
· nında küçük bir olukcuk (sulcus limitans) ve onun da dışyanında fovea superior
adını alan bir çukurluk vardır. üst üçgenin alt kısmının en dış bölümünde is')
area vestibularis adını alan bir kısım vardır ki alt üçgendeki ve aynı addaki alan-
.fa uzanır. Fossa rhomboidea'nm alt üçgeninde ise trigonum nervi hypoglossi'nin
dış ve alt kısmında trigonum nervi vagi veya ala Cİinena denilen diğer bir üçgen
alan vardır. Alt üçgenin de üst ve en dış yanında bulunan alan area vestibularis
adını alır ki üst üçgendeki aynı adda bir alanla uzanır. F ssa rhomboidea'nın
her iki yandaki köşeleri birer çıkmaz şeklinde olup recessus lateralis ventriculi
quarti adını alır.
Arka duvar veya tegmen ventriculi quarti - Bu duvarın üç bölümü vardır.
Bunlar üst, orta ve alt olmak üzere ayrılır. üst bölümü pedunculus cere":1 ellares
uperiores 1le bu iki sap arasında gerilmiş olan velum medullare superius' dan,
orta bölümü fissura borizontalis cerebelli'den ve alt bölümü da Iamina tectoria
denilen epitelyal bir zarla bu zar üzerindeki tela cborioidea ventriculi quar:i
0

adını alan piamater uzantısından meydana gelmiştir.


Tegmen ventriculi quarti'nin alt bölümünü yapan lamina t~toria·nın yan-
larda pedunculus cerebellaris :iınferior'a tutunduğu yer bir şerit halinde olup ten.fa
SA..\'fRAL S1~1H. lSTE~H 20;

ventriculi quarti adını alır. Tela chorioidea söyJendiği gibi bir piamater uzantn
olup bunun üzerinde de bir damar yumağı olan ve yine tela chorioidea' nın m y-
dana getirdiği plexus chorioidıeus adını alan bir oluşum vardır ki bunun iki par-
çasından biri hemen orta çizginin yanlarında dikine diğer parçası da ventriculu
quartus'un dışyan köşelerine kadar uzanan enine durumdadır. P ex chorioi-
deus, liquor cerebrospinalis denilen sıvıyı meydana ~etirir. Bu sıvı bir taraftan
santral sinir sistemi içindeki ependim kanalı ve bunun genişlemesinden meyda-
na gelen ventriculus'lar içinde bulunduğu gibi diğer taraftan da camın subara-
chnoidale denen beyin zarlarından piamater'le arachnoidea arasında bulunan
boşlukta da bulunur.

v ,entriculu quartus'un tavanının alt üçgeninde üç delik bulunur ki bun-


lardan biri alt köşed1e ve ortada olup apertura mediana rhombencepha · adını
alır. Diğer ikisi de yan köşeler de bulunur. Bunlara da apertura Iateralis rhom-
bencephali denir. İşte bu üç delik aracılığı ile plexus chorioideu 'un meyda·rn
getirdiği İiquoı cerebrospinalis, ventrikül boşluğu içinden cavum barachooid-::"
le'ye, bu hizada bulunan cavum 'subamchnoidale'nin oldukça genişlemiş olan
ve cistıerı11a medullo-cerebeJlaris adını alan bir sisterna aracılığıyle geçer.
Ventriculus quartus'un yan kenarlarını da üstte pedunculu c~rebe laris
superior, altta pedunculus cerebellaris inferior'lar yaparlar.
Mesencephalon - Ortabeyin
Crura cerebri ile corpora quadrigemirna'dan meydana ge.]en ve pons ile
diencephalon arasında bulunan encıephalon'un bu parçası aşağıda pons dan
cus pontocruralis deniılen bir olukla ayrıldığı halde yukarda diencephalon'la
kendisi arasında bir sınır bulunmaz.
Dış görünüş - Dört yüzlü olan mes-encephalon içinde aqueductus cerebri
denilen bir kanal olup bu kanal yukarda ventriculus tertius aşağıda da ventricu-
lus quartus ile iştirak halindedir.
ÖJJ)'ÜZ - Bu yüzde iki yanda crura cerebri deniıen beyin apları e bun-
lar arasında ortada bir çukur (fossa inrerpeduncularis) vardır. Bu çukurun dibi
damarların geçmesine mahsus delikler gösterir ki bu yüzden bura a sub ta::ıtia
perforata posterior da denir. Fossa interpednıncularis ile c cerebri ara ında­
ki sınırda bir oluk bulunur ki sulcus medialis cruris cerebri adını alan bu oluk
için<l;en n. oculomotorius'un çıktığı görülür.
Arkayüz - Tegmentum mesencephali veya lamina tecti denen bu yüz üze-
rinde ikisi üstte ve ikisi altta olmak üzere dört çıkıntı bulunur. Bunların dö -
düne birden corpora quadrigemina (dördüz cisimler) denir. Bunlardan ü ttekiler
collilnlus superioc, aJttakiler de colliculus inferior adını alırlar. üsttekiler içind
primer görm~ merkezlerine ait çekirdekler} alttakilerde de primer isitme mer-
kezlerine ait çekirdekler bulunur. Altta olan coJliculus inferior'.Jar arasından da
208 Sl TİR SiSTEMi

aşağıya v.elum medullare superior'a uzanan ve frenilum veli medullaris superioris


adını alan bir çizgi şeklinde kabartı vardrr. Bunun iki yanından ill. trochlearis
ç1kar. Colliculus superior'ların yanlarından dışyana ve öne doğru uzanan uzan-
tılar brachium colliculi superioris adını alıp corpus geniculatum laterale denen
bir kabartıda sonlanırlar. Aynı şekilde colliculus ioferior'Jarın dışyan1arından
uzanan kollar da brachium colliculi inferioris adını ahp c<>rpus geniculatum me-
diale de.niılen diğer bir kabartı da sonlanırlar.
Y anyüzler - Bu yüz de dikkati çeken uzunluğuna bir oluk vardır ki sulcus
lateralis mesencephali adını alır. Y anyüzleri arka yüzd;eın çıkan n. trochlearis' -
ler çaprazlar.
Mesencephalon'un iç yapısı
Orta beynin içyapısını tanımak için enine birtakım kesitJer yapılır. Yapılan
böyle bir kesitte arka kenara yakın olmak fu;ere oııtada bir delik görülür ki
aqueductus cerebri'nin bir k_esiti olup çevresinde buluna nince bir gri madde
(substantia grisea) parçası vardır. Aqueductus cerebri'nin üstünde kalan kı­
sım tectum mese.ooephali olup içinde nuclei tegmenti denilen çekirdekler bulu-
nur ki bunlar dördüz cisimlere ait çekirdeklerdir: Aqueductus cerebri'nin altında
kalan kısım da crus cerebri'ye ait olup burada da şunlar görülür: Genel olarak
dışta ak madde (substantia alba) den yapılffilş olan eros ecrebri için~ alt kısma
'yakın yarım ay şeklinde ve substantia grisea'dan yapılı bir kısım bulunur ki
dışyanda görülen sulcus Jateralis mesencephali' den önyüzde bulunan sulcus me-
ıdialis cruris cerebri denilen oluğa kadar uzanır. Buna substantia nigra denir.
Bununla crus cerebri bir altta hasis Y;e bir de üstte tegmen olmak üzere iki bölü-
me ayrılır. Tıegmentum daha ziyade ak maddeden (substantia alba) yapılı olup
substantia :ndgra'nın üst ve iç kısmında yuvarlak kınn.ızıya çalan renkte bir çekir-
dek bulunur ki buna da nucleus nıber denir. Tegmentum'un büyük bir kısmını
meydana getiren ak madde duyurucu yo1lara ait sinir iplikleri ihtiva eder ki, bun-
lardan bir kısmı orta çizgi üzerinde çaprazlaşarak decussatio cmnım denilen çap-
razl~mayı yaparlar.
Aqueductus cerebri çevresindeki substan.tia grisea centrale içinde ve bu
kanalın ön tarafında önden arkaya doğru sıralallilllş 7 çift çekirdek bulunur.
Buru.ardan ilk çifti n. oculomotorius'un parasemp:u1ik çekirde ği, bunun arkasın­
daki 5 çift çekirdek yine n. oculomotorius'un motor çekirdekleridir. En arka-
da bulunan bir çift çekirdek de n. trochlearis'lerin motor çekirdekleridir.
Crus cerebri'nın basis kısmını teşkil eden ak madde (substantia alba) için-
deki motor yollara ait sinir iplikleri bulunur ki bunlar içyandan dışyana doğru
fasciculos gemculatus, tractus corticospinalis ve fasciculus corticopontinus adını
alan demetlerdir.
Prosencephalon - önbeyin
Encephalon'un bu parçası telencephalon denilen hemisphaeriae cerebri
(beyin yarımküreleri) i le bunlar arasında yer alan oluşumların meydana getir-
1
SANTRAL Slı TİR 1 TEMt

diği diencephalooı (arabeyin) den müteşekkildir.

Hemisphaeriae cerebri - Beyin yarımküreleri

Kafa boşluğu (cavum cranii) içinde yer alan ve Encephalon·un en büyük


parçası olan beyin yarımküreleri üstten bakıldığı zaman ovoid bir biçimde olup
ikisi arasında ortada sagital bir yarık (fissura longitudinalis cerebri) görülür. Bu
yarık dibinde iki yarım.küreyi birbirine bağlayan ak madde oluşumlarından biri
ı0lan corpns callosum görülür. Piyes'te fissura longitudinalis cerebri içine bir
duramater uzantısı olan falx cerebri girer.
Gri sarımtırak renkte olan beyin yarımküreleri üzerinde birtakım oluklar
(sulci cercbri) ile bunların sırudadıkları ve gyri cerebri denilen beyin kıvrımları
bulunur.
Ortalama önden arkaya 15 cm. uzunluk, 12-14 cm. genişlik ve 10-12
cm. yükseklik gösteren beyin yarımkür~leri dıştan meninges denilen üç beyin
zan ile sarılmıştır.
Dışgörünüş - Her bir beyin karım.küresinin (hemisphaerium cerebri) bir
dışyan, bir içyan ve bir de alt olmak üzere üç yüzü ile ön ve arka iki de uçu
vardır.

Dışyan yüz - K®vex olan bu yüz üzerinde birtakım oluklar bulunup


bunlardan bazıları isimlendirilmiştir. Hemen üst kenarın ortaya yakın bir ye-
rinden başlayan ve dışyan yüzde aşağı doğru uzanan bir oluk sulcus centralis
adını aılır. Bu oluğun ön ve alt tarafında önden arkaya ve aşağıdan yukarıya
doğru uzanan ve oldukça derin olan ikinci bir oluk da sulcus Iateralis cerebri
adını alır ki bu oluğun dibinde de insula d,enilen bir beyin lobcuğu bulunur. Bu
iki oluktan başka arka uça yakın ve üst kenar üzerinden başlayan ' diğer bir
oluk vardır ki ona da sulcus perietooccipitalis denir. Bu üç olukla beyin yarım.­
kür.esi loblara ayrılır ki onlar da şunlardır:
1) Lobus frontalis - Sulcus centralis'in önünde kalan bölüm.
2) Lobus parietalis - Sulcus centralis ile önde sınırlanan bu fobu arkadan
sulcus parietooccipitalis aşağıdan da sulcus lateralis cerebıi s nırlar.
3) Lobus occipitalis - Sulcus parietooccipitalis arkasında kalan beyin
bölümü.
4) Lobus temporalis - Sulcus lateralis cerebri'nin altında kalan beyin
bölümü.
Bu dört Iob da üzerlerinde bulunan diğer oluklar'la gynıs adı verilen be-
yin kıvrımlarına ayrılarak ayrı ayrı adlandırılırlar. Bunlardan bilhassa 1 s
cmıtralis önünde bulunan beyin kıvrımı gyrus praecentralis, arkasında bulunan
beyin kıvrımı da gyrus postcentralis adını alırlar ki motor ve duyurucu yollara
ait merkezleri içlerinde bulundurduklarından dolayı önem kazanwlar.
Alt yüz - Bu yüzde dışyanda ve orta yerde olmak üzere fis laterar
210 sıs tR SlSTE~H

cerebri'nin devamına ait bir oluk görülür. Bu oluğun önünde kalan beyin par-
çası lobus froııtalis'e ait' olup fossa craınii aııterior'a yerleşir. Bu oluğun arka-
sında kalan beyin parçası da lobus temporalis'e ait olup fossa cranii medi/a'ya
oturur. Alt yüzün üçte bir arka bölümü ise tentorium cerebeUi denilen ve beyin
ile beyincik arasında bulunan duramater uzantısı üzerine oturup beyincikle kom-
şuluk yapar.
Bu yüzde lobus frontalis üzerinde içyan kenara yakın bir oluk (su1cus ol-
factorius) ve bu oluğu yerleşen bulbus olfactorius, tractus olfactorins'la onun
arka ve içyanında n. opticus ve· cbiasma opticum görülür. chiasma opticum'un
dışyanında ve tractus olfactorius'un arkasında bulunan bir alan substantia per-
forata anterior adını alır ki burası damarların geçmesine mahsus birtakım de-
likler gösterir. Bu yüzün di1encephaJon'la birleşme sınırı üzerinde açıklığı iç-
yana bakan konkav bir yarık görülür ki buna da fissura transversa cerebri denir.
tçyaın yüz - Bu yüzü biri üstte ve iki yarım kürenin birbirine bakan ser-
best parça ile diğeri altta iki yarımküreyi birbirine birleştiren ak maddelerin
bulunduğu kısım olmak üzere ikiye ayırmak mümkündür. Bunlardan üstte ve
iki yarım kürenin birbirine bakan bölümü düz olup üzerinde birtakım olduk-
Jarla beyin kıvrımJan gösterir. Bu oluklardan üst kenarın orta y1erine yakın bir
yerinden başlayan ve aşağa doğru uzanan bir oluk vardır ki dışyan yüzde gör-
düğümüz suJcus centralis'in bu yüzdeki devamıdır. Bu yüzün hemen orta yerin-
de üst ~enara paralel önden arkaya uzunluğuna bir oluk bulunur ki buna da
sulcus cinguli denir. Bundan başka arkada ve yine üst kenardan başlayan ve
bu yüzde görülen bir oluk da sulcus parietooccipitalis'in bir devamıdır. Ayrıca
önemli olan ve bir evvelki oluktan başlayıp yarımkürenin arka ucuna kadar
uzanan bir oluk daha vardır ki buna da sulcus calcarinus denir. Bu yüz üzerin-
deki beyin parçası da yine oluklar vasıtasıyle gyrus'lara ayrılır ki bunlardan bi-
:di sulcus cinguli ile corpus callosum arasında olup gyrus cinguli adını alır. Ay-
rıca sulcus centralis'in bu yüzdeki devamının çevresinde bulunan beyin kıvrımı
da lobulus paracentralis adını all,r.
İçyan yüzün bu serbest bölümü altında kalan ve her iki yarımküreyi bir-
birine bağlayan ak madde oluşumları da şunlardır:
1) Corpus callosum - Enine ipliklerden yapılı bir lam şeklinde olan bu
substantia alba birleŞ,eği fissura longitudinalis cerebri'nin dibinde bulunur. Bu-
nun üst ve alt iki yüzü ile ön ve arka iki de ucu vardır. Arka ucuna spleoni:ıı:1
corporis callosi ve ön uca da geınu corporis callosi denir ki rostrum adını aJan
sivri ucu da bir lam (lamina terminaJis) .ıa commissura anterior denilen ön bir-
Jeşekle uzanır. Lam şeklinde yukardan aşağa basık olan corpus callosum'un üst
yüzü orta çizgide fissura bngitudinaJis cerebri'nin içinde bulunan bir dnramater
uzantısı olan falx cerebri ile komşudur. Alt yüzü de hafif konkav clup önde or-
ta çizgide septum pellucidum. arkada da fomix cerebri iıle komşu olup bunlar
dışında kalan kısmı da yan karıncıkların (ventriculus lateralis) tavanını yapar_
SANTHAL S1N1R SlSTEJH 21 ı

2) fomix cerebri - Corpus callosum'un alt yüzü arka kısmında bulunan


ve substantia alba'dan yapılı bir birleşek olan bu oluşum tepesi önde tabanı
arkada bir üçgen şek·lindedir. Bunun üst yüzü corpus callosum'la komşu olup ilcisi
arasında da önde septum pellucidum denilen ince bir lam vardır. Alt yüzü i ~
tela chorioidea hle birlikte lamina tectoria'nın meydana getirdiği vertriculu t: r-
tius'un tavanı ile komşudur. Fornix cerebri'nin ön ucundan uzanan iki uzant ı
~olumna fornicis adını alıp corpus mamillare'ye uzanır. Arka iki köşeden uza-
nan diğer uzantılar da eros fornicis adını alarak aşağıda pes hippocanpi'de
briohippocaıııpi ile devam eder. öne uzanan coluımııa fornicis bir yay çizerek
aşağı ve öne doğru giderken commissura anterior cerebri'nin arkasından g;eçip
foramen interventriculare'yi önden sınırlar ve söylendiği gibi corpus mamil a-
re'de sonlanır.

3) Commissura anterior cerebri - Rostmm corporis callosi altında bulu-


nan ince bir kordon şeklinde ak madde (substantia alba) birleşeğidir.
4) Septum peıtucidum - iki ince sinir lamından (laminae septi pellucidi)
ibaret olup bu iki lamina arasında cavum septi peUucidi denilen dar bir boşluk
vardır. İnce ve saydam olan septum pellucidum, corpus callosum ile forni ce-
:rebri arasında önde v;e sagitaıl bir durumda yer almış olup yan karıncıkların
(veıntriculi Iaterales) comu anterius adını alan frontal parçalarını birbiqnden
ayırır.

5) Commissura posterior cerebri - Aqueductus cerebri'nin üçüncü karın­


cığa açıldığı ağız'ın üstünde olan bir akmadde birleşiğidir.

Beyin yanmkürelerinin (hemisphaeria cerıebri) ön uçları polus frontalis


veya ruıterior arka uçları da polus occipitalis veya posterior adını alırlar. Sucu
lateralis cerebri adını alan oluğun arka ve alt tarafında ki lobus tem'pnralis'in
öne ve dışyana olan çıkıntısı da polus temporalis adını alır. beyin yanmküreleri
üzerinde bulunan sulci cerebri denhlen olukların ayırdıkları lobus fro talis, Io-
bus parietalis, Jobus occipitruis ve lobus temporalis gibi loblar da üzerlerinde
bulunan diğer oluklar vasıtasıyle gyrus deniılen beyin kıvrımlarına ayrıİarak ay-
rıca adlandırılırlar. örneğin; lobus temporalis'de gyrus temporalis superior,
gyrus temporalis medius ve inferior.

Beyinyanmkü~elerinin iç yapısı

Hemispltaeria cerebri, ~ephalon'un diğer parçaları gibi iki madd d n


yapıJmış olup bunlardan dışta olanı substantia grisea içte olanı da sub ta.af :ı
alba'dır. Ayrıca substantia alba içinde de substantia grisea'dan yapılı çekirdek-
lerde yer alm1ştır. Beyin yarımküresini (girintileri dahil) dıştan saran substantia
girsea, cortex cerebri adını alıp 4-5 mm. kalınlığında bir kabuk teşkil 1eder. Ya-
rımküreJerin iç kısmını teşkil eden substantia alba içinde ayrıca birer boşlu olup
yan kanncık (ventriculus Iateralis) adını a·lırlar.
212 SİNİR S1STEM1

Beyin yarımkürelerinin
iç kısmını teşkil eden substantia alba sinir ipliklerin-
den yapılmış olup corpus callosum hizasında yapılan enine bir kesitte geniş ya-
rım ay şeklinde bir görünüm arzettiğinden centnım semiovale denir. Bunun he-
men altında vıenticulus lateralis, alt ve iç yanında ise subst.antia grisea'dan yapılı
ve corpus striatum denilen santral çekirdekler bulunur.
Ventriculus lateralis (Y ankarıncık) - Beyin karımküresi içinde ependim
kanalının bir genişlemesinden meydana gelen yan karıncık her üç lob (lobus
frontalis, lobus occipitalis ve lobus temporalis) içinde uzantı.ılar gösterdiğinden
fro.ntal lob içindeki parçasına conıu anterius, occipital lob içindeki küçük par-
çasına cornu posterius ve temporal lob içindeki uzanthsına da cornu inferius
adı verilir. Bu üç parçanın birleştiği yer oldukça geniş olup pars cıentralis
adını alır. Buradan her üç uzantıya giden boşluk gittikçe daralır. Yan karıncığın
bütünü konkavlığı öne ve aşağa bakan bir iğrilik gösterir. Her üç parçanın du-
varlarını değişik oluşumlar maydana getirir ki bunlardan cor.nııı anterius'un iç--
yan duvarını septum pellucidunı yapar. Bu parça içyanda ventriculus tertius'la
foramen inteıventriculare denilen bir delik·le birleşir. Bu deliği önde fornix
cerebri'nin columna fornicis'i arkada da thalamus·un ön ucu sınırlar.
Corpus striatum - üç çekirdekten meydana gelmiş olup bunlar içyandan
dışyana doğru sırasıyle 1) Nucleus caudatus (kuyruklu çekirdek), 2) nucleus
lentifonnis ve 3) claustrom.
Nucleus caudatus - Ventriculus tertius'un dışyan duvarını yapan ve yine
substantia grisea'dan yapılı bir çekirdek olan thalamus'un üstünde bir vürgül
şeklinde yerleşmiştir. Böylece önde olan bir baş (caput), bir cisim (corpus) ve bir
de kuyruk (cauda) olmak üzere üç parça gösterir.
Nucleus lentiformis - Horizontal bir kesitte üçgen prizma'ya benzeyip bu-
nun tabanı dı5 yanda tepesi ise içyanda bulunur. Bu çekirdekin bir dışyan par-
çası olup putamen ve bir de içyan parçaS'ı olup globus pallidus adını alırlar.
Çekirdeğin içyan yüzü capsula interııa, dışyan yüzü de capsula ,e xterna ile kom-
şudur.
Claustnım - İnce bir lam şeklinde olan bu gri madde çekirdeği dikey du-
rumda olup capsula extema ile capsula extroema arasında yer alır. Böylece iç-
yanda capsula extema dışyanda da capsula extrema ile komşu olup daha dışta
da insula iLe komşudur.
Beyin yarımkürelerinin akmaddesi santral çekirdekler de denilen corpus
stıiatunı çevresinde bulundukları yere göre ayrı ayrı adlandırılırlar:
Capsula intema - Substantia alba'nın thalamus, nucleus caudatus ve ara-
bcyinin subtaJamik bölgesi ile dışyanda nucleus lentifonnis arasında kalan bu
parçası, yukarda centrom semiovale ve aşağıda ise crus cerebri ile uzanır. Cap-
sula interna'nın horizontal bir kesitte bir ön (eros anterior), bir arka (eros po~­
rior) olmak üzere iki parça ı ile bu iki parça arasında bir dirsek parçası (genu)
ayırdedilir.
SANTRAL SL.~IH S1STEM1
21:~

Capsula exte:rna - Substantia alba'nın bu parçası da nucleu Ientiform:s


file nuclcus claustnım arasında yer almıştır.
Capsula extrema - Substantia alba'nın claustnım ile insuıa·nın cortex·i
arasmda kalan parçasıdır.

Dienıcephalon - Arabeyin

Beyin yarım.küreleri arasında ortada ventriculus tertius denilen ependim


kanalının bir genişlemesinden meydana gelen bir boşlukla bunun çevresinde bu-
lunan thalamus, hypothalamus, epiphysis, hypoph31sis gibi oluşumların hep ine
birden diencephalon denir.
Ventriculus tertius (üçüncü karıncık) - Dar ve vertikal durumda bir bos-
luk olan üçüncü karıncığın bir tıavanı, iki yan duvarı, bir ön duvarı ve bir de
alt duvarı olmak üzere beş duvarı vardır.
1) Tavan - önden arkaya uzunluğuna olan bu duvarı önde fornix cereb-
ri'in ön ucu, arkada da corpus pineale, yanlarda da habenula'ya tutunan ve Ia-
mina tectoria ventriculi tertü denilen epiteJyal bir zardan meydana gelmiştir.
Lamina tectoria'nm üzerinde bir piamater uzantısı olan tela chorioidea ventriculi
tertii bulunur. Bu duvar daha üstte de fornix cerebri ve corpus callosum ile
komşudur.
2) Yan duvar - Bu duvarı üstte thalamus'un içyan yüzü, altta önde tuber
cirueııeum ve infunıdibulunı, arkada da hypothalamus yapar. Thalaınus'la hypo-
. thalamus arasında bir oluk bulunur ki buna sulcus hypothalamicu denir.
Thalamus - 3 cm .uzunluk, 2 cm. genişlik ve 2 cm. yükseklik gösteren
thalamus yandan basık oval bir gri madde çekirdeğidir. Thalamus'un serbest
olan ön ucu foramen interveıntriculare~yi arkadan sınırlar. Arka ucu ise olduk a
genişlemiş olup polvinar adını al',ıp iki tümsek gösterir. Bu tümseklerden biri
corpus geniculatum meıdiale diğeri de corpus geniculatuın la.terale adını alırlar.
Tha.Jamus'un üst yüzünde suJcus terminalis denilen uzunluğuna bir oluk görü-
lür ki bu oluğun dışyanında kalan kısmına nucleus caudatus oturur. Bu oluğun
içyanında kalan bölüm üzerinde plexus chorioideus ventriculi lateralis'in otur-
duğu diğer bir oluk vardır. Bunun dışyanında kalan böfümü ise yan karıncığın
frontal parçasının döşemesinin bir kısmını yapar. İç yanında kalan bölümd.._
3. karmcığrn tela chorioidea'sı ve fornix cerebri ile komşudur. Bu yüzün arka-ic
bölümünde de trigonunı habeııula bulunur.
Thalamu·un alt yüzü hypothalamus'Ja komşudur. lçyan yüzü 3. karıncığın
dışyan duvarının üst kısrrunı yapar. Dışyan yüzü de capsula interna ile komşulu
yapar.
Thalamus'un içyapısında bir takım çekirdekler (nuclei tha ami bulunur.
Bunlardan önde olanı nucleus anterior, içyanda olan .nucleus medialis ve dıs.­
yanda olanı da ınucleus Jateralis adlarını alırlar. Ayrıca corpu geniculatum ı~­
terale ve corpus geniculatum medialc içinde de aynı adda çekird ler bulunur.
2l4 StN!H SlSTK\Il

3) üçüncü karıncığın önı duvarı - Yukarda foramen interventricular.e'den


başlayan bu duvar dar olup columna fomicis, commissura anterior cerebri ile
bunu chiasma opticum'a bağlayan Iamina terminalis ve chiasma opticum'un üs-
tünde bulunan ve recessus opticus denilen bir çıkmazdan meydana gelmiştir.
chiasma opticum'un altında kalan kısım recessus infundibuli'nin ön duvarı olup
hypophysis cerebri ile uzanır.
4) üçüncü karıncığın alt duvarı - Recessus infundibuli'nin arka duvarın­
dan başlayan
bu duvarda önden arkaya şu oluşumlar bulunur:
önde orta çizgi üzerinde tuber cinereum, onun arkasında ve yanlarda
corpora maınillare ve daha sonra da mesencephalon gelir. Orta beyin içinde bu-
lunan aqueductus cerebri'nin üçüncü karıncığa açıldığı ağız ve bu ağızm üs-
tünde commissura posterior cerebri denilen akmadde birleşeği ile recessus pimea-
Iis ve onun üstünqe de recessus supra-piıııealis adını alan iki çıkmaz vardır.

Hypothalamus - Corpus mamillare, tube·r cinereum, infundibulum ve


hypophysis cerebri gibi oluşumların bulunduğu bölge bypothalamus adını alır ki
içinde önemli vegetatif merkezler vardır.
Corpus mamillare - 5-6 mm. çapında ve memebaşına benzeyen corpus
mamillare orta çizginin ilci yanında bulunan çıkıntılardan ibarettir. Y aptların­
da nucle.i corporis mamillaris denilen ve koku yollarına ait çekirdekler bulunur.
Tuber dııereum - üçüncü karıncığın alt duvarı üzerinde bulunan ince bir
gri madde yapısı olan tubeı- dınıı:reum içinde bir takım çekirdekler bulunur. Tu·
her cinereum arkadan corpora mamillare önden chiasma opticnm ve yanlardan
da tractus opticus ile sınırlandırılır. Buranın orta yerinde ve çıkıntılı kısmı da
i.rufundibulum olup bypophysis sapı ile uzanır.
Hypophysis cerebri - Ovoid biçimde ve 0.6 gr. ağlf\lığında endokrin bir
bez olup fossa hypopbysiafil içinde yerleşmiştir. Fossa hypophysialis üstten
diaphragma sella ile kapatılarak beze kapalı bir Ioj haline getirilmiştir. Gri-b :.> -
yaz bir görünümde olan bezde ön ve arka olmak üzere iki parça ayırdedilir. Or-
ganın 3 / 4 ünü teşkil eden ön parçası adenohypophysis adını alır ki epitelial bir
bez karakteri gösterir. Neurohypophysis adını alan arka parça ise ön parçanın
meydana getirdiği oyulcluk içinde oturmuş olup infundı1mlum' a hipofiz sapı de-
nilen ince bir uzantı bağlanmıştır. Bu uzantının diaphragma sella'yı delerek in~
fundibulum'a ulaşacağı aşikardır.

Prosencephalooı'nn damarlan :

Arterleri : Her iki taraftan kafa boşluğuna giren A. carotis inte·rna·nın uç


dallarıolan a. cerebri anterior, a. cerebri media, a. coınminicans posterior ve
a. choroidea anterior ile A. vertebralis'lerin, clivus'un ortayeri hiza ında birl -
SAXTRAL sıxm SJSTK\H 2!.)

şerek meydana getirdikleri A. basilads'in uç dallan olan a. cerebralis posterior'-


dan gelirler. Heriki taraf a. cerebri anterior'unu bir·leştiren a. comminican
anterior ile her iki yanda a. cerebri antıerior, a. conıminicans posterior ve arka-
da her iki a. cerebralis posterior birleşmek suretiyle bir arter çemberi meydam
getirirler. Circulus arteriosus cerebi denilen bu arter poligonundan encephalon ·_
da dağılan daıJlar ayrılır.

Proseqepbalon'da dağılan arterleri üç grupta toplamak mümkündür:


1 - Rr. corticales - bunlar bir taraftan a. cerebri anterior, media ve po _
terior'dan diğer taraftan da circulus arteriosus cer.ebri"den ayrılarak piaınater'dc
zengin bir arterağı meydana getirdikten sonra daha ziyad,e cortex cerebri'de v
akmaddenin cortex'e yakın olan kısımlarında dağılırlar.

2 - Rami ce.nıtrales - Bu arterler corpus striatum ve üçüncü karıncığın


çevresinde dağılan dallar olup yine ya doğrudan doğruya Aa. ceıebri anterior et
media ve a. comminicans posterior'dan ve beyin tabanındaki arter poligonundan
ayrılırlar.
3 ~ Rami chorioidei - üçüncü karıncıkla yan karıncıkların plexus cho-
rioideus'larına gidecek olan bu da1Iar da bir taraftan A. carotis ·n erna'nın uç
dalı olan chorioidea ınıterior ve diğer taraftan da A. cerebralis po terior ve a.
ceııebellaris
superior' dan gelirler.
Yenleri : Cortex cerebri ve merkezden gelenlerle beyin tabanından gelen
venler olmak üzere üç grupta toplanan beyin venlıerinden cortex·ten gelenlc::-
sinus sagitalis superior, sinus sagitalis inferior'la sinus cavernosus ve sinus
transversus'a giderJer. Merkezden gelenler ise v. cerebri magna denilen bü~ ük
beyin veninde toplandıktan sonra sinus rectus a dökülürler. Beyin tabanından
gelen venler d;e arter poligon'una benzer bir ven p~ligonu yaparlar ki bunlar da
arterlerin eş venlerine dökülürler. Bütün bu venler ara ında zengin anastomo
mevcuttur.
Meninges - Meniruksler,

Santral sjnir sisteminin her iki parçasını da yani encephalon ve -medufüı


spinalis'i meninges denilen beyin zarları sarmıştır. Bu zarla üç tane olup i ten
dışa doğru suasıyle: 1) pi~ater, 2) arachnoidea ve 3) duramater adlarını alır­
lar. Piamater ile arachnoidea ince ve yumuşak olup ikisine birden eptomeni -
ges denir. Bu iki zar arasında bir boşluk (cavum subaracfınoİdale veya ca m
Jeptomeningicum) bulunduğu gibi duramater ile arachnoidea ara ında da bir
boşluk bulınıur ki buna da cavurn subdurale denir.

1) Piamater - F:ncephalon ve medulla spLıW.is'in dışyüzlerine yapışık olan


bu ince zar damardan zengin bir zardır. Bu zar encephaJon'un bütün girinti e
çıkıntılarını aralıksız örter ve ventrikül.Jerin tela choroidea' ı ile p exu cho ·de·
denilen damar yumağına da meydana getirir.
216 SINIR StSTEMt

2) Arachroidea - Piarnater'in dışında bulunan bu ince zar bir örümcek


ağı görünümündedir. Piaınater gibi eocephaloın 'un girintileri için girmeden be-
yin ve omuriliği örten bu zarla piamater arasında bulunan cavum subarchnoida·
Je'yi liquor c.:rebrospinalis denilen bir sıvı doldurur. Cavum subarachnoidale
bazı yerlerde genişlemiş olup cister.nıa adını alır. Bunlardan en önemlisi cistema
ceıebellomedullaris olup cerebellum ile buJbus'un arka yüzü arasında meydana
gelmiş.tir. Bu boşluk içinde 4. karıncığın arka duvannda bulunan apertura me-
dfana ventriculi quarti ile apertura laterales ventriculi quarti deniılen delikler
aracılığı ile subarakınoidal aralık ventrikül boşlukları ile birleşir. CaVlllll suba-
rachnoidale içinde bulunan sıvı (liquor cerebrospinalis) ortalama 1500 cc. kadar
·olup bu sıvı plexus choroidei tarafından meydana getirilip ve 4. karıncığın arka
duvarı üzerindeki deliklerden subarak noidal aralığı geçer.

3) Duramater - Kalın ve sedef renginde olan bu fibröz zar diğer iki za-
rın en dışında bulunup encephalon ile medulla spinalis'i dıştan sarar. Bunun
encephalonu örten parçası duramater encephali adını alıp kafa boşluğunun iç
yüzüne sıkıca tutunmuştur. Bu tutunma esnasında rastladığı oluklarla kendisi
arasında sinus dara matris denilen ıduramater sinusları meydana gelir. Kafa boş­
luğunun içyüzünü örten dışyan yüzü üzerinde yer yer paccioni cisimcikleri de-
nilen bir takım pürtükl.er bulunur ki bunlar kemikler üzerinde de birtakım
izler meydana getirmektedirler. Piamater ve arachnoidea'run meydana getirdiği
bu cisimcikler daha ziyade sinus sagitalis superior çevresinde görülür.
Duramater encephali'nin içyüzü düzgün olup kendisi ile araclwoidea ara-
sında bir aralık vardır ki buna cavum subdura!e denir.

Falx cerebri - Doraınater


mcephali'nin iç yüzünden kafa boşluğu içersin-
de birtakım uzantılar
da çıkar ki bunlardan biri beyin yarımküreleri arasına gön-
derdiği bir uzantı olup falx cerebri adını alır. Orak şeklinde olan bu duraınater
uzantısı önde crista ga1li'den arkada tentorium cerebelli'ye uzanır. üst kenarı
culsul sagitalis'e uyup kendisi ile bu olup arasında siııus sagitalis superior bu-
lunur. Serbest olan alt kenarı boyunca da sinus sagitalis inferior vardır.

FaJx cerebelli - Diğer bir duramater uzantısı olan falx cerebeeli, Tentori-
um rere-belli'nin altyüzüne tutunup arkada crista occipitalis interna aşağıda da
foramen magnum'a yapıştıktan sonra beyinciğin iki yarımküresi arasında dikey
bir orak şeklinde öne doğru uzanır. Arka kenarı os occipitale'ye yapışık olup
ön kenarı serbesttir.

Teııtorium cerebelli - Bu da bir duramater uzantısı olup enine bir fam


şeklinde beyin 4e beyincik: arasında bulunur. Yanlarda crista petrosa, sulcus si-
nus transversi'ye ve arkada da protuberentia occipitalis interna'ya tutunan ten-
toriuın cerebelli'nin ön kenarı serbesttir. üst yüzüne tutunan falx cerebri ile
kendlisi Irasında sinos rectus denilen duramater sinus'u meydana gelir.
SANTRAL S1N1R StSTEi.\U 217

Diaphragma sella - Sella turcica'yı üstten kapatan bu duram~er uzantısı


ön ve arka clinoid çıkıntılara önde sulcus nervi optici'ye arkada da dorsum
sella'run üst kenarına tutunur. Böylece Sella turcica'yı yukardan örterek ve
yanlarda sinus cavernosus'un duvarlarına yapışan diaphragma seJla. hipofiz'e bir
.Joj meydana getirir ki bunun ortasında da hipofiz sapının geçmesine mahsus bir
delik bulunur.
Duramater"in medulla spinalis'i örten parçasına da. duramater spinalis de-
.nir. Canalis vertıebralis içinde olan bu parça foranıen rrıngnum hizasında yukar-
da duraınater encephali ile uzanır. Canalis vertebralis içinde olan durama!er
spinalis kafada olduğu gibi canalis vertebralis'in iç yüzüne sıkıca tutunmayıp
kendisi ile kemik arasında cavum extradurale veya epidurale denilen bir boş-
luk kalır.
Yukarda duramatıer enc.ephali ile devam eden ıdnramater sipinalis forame
occipitale magnum çevresine tutunduktan sonra aşağıda ikinci sakral omur hi-
zasına kadar devam edip burada bir çıkmazla sonlanır, sonra da filum termina-
le ile uzanır. Böylece yukarda ve aşağıda ~espit edilen duramater yanlarda da
radix spinalis'ieri de foraınina intervertebralia'ya kadar örttükten sonra bura-
lara da tutunur.
Meduılla spinalis'i örten piamater ile araknoid aynı şekilde enqephalondaki
parçaları ile devam ederler. Medulla spinalis çevresinde de mevcut olan cavuın
subarachınoidale aşağıda yani 2. bel omuru il1e 2. sakral omur hizasında genişçe
bir boşluk halinde ayrıca bir çıkmaz yapar.
Meninks'lerin damarlan :
Arterleri : Yukarda a. vertebralis ve Aa. meningea anıterio , media ve
posterior'dan geldikleri gibi columna vertebralis boyunca intercostaı, lumbal ve
sakral arterlerin spinal da1laruıdan gelir.
Venleri : Kafa boşluğu içinde · olan parçanın bir kısım venleri doramater
sinuslarına diğer bir kısmı da arterlerin eş venlerin.e dökülürler. Co umna ·er-
tebralis içindeki parçanın ise venleri omurilik çevresinde bir ven ağı yaptıktan
sonra arterlerin eş venler~e dökülürler.
1

MOTOR ve DUYURUCU YOLLAR

Santral Sinir sisteminin substantia albas'sı mikroskopik olarak myelinli


sinir ipliklerinden yapılmış olup !ameller şeklinde sıralanmışlardır. Bunlar fiz-
yolojik bakımdan iki yönde sinir akımını ildten sinir iplikler h&linde olup baş­
lıca üç çeşit gös~rirler.

1) Association iplikleri - Bu çeşitı sinir iplikleri encephalon'da aynı ta-


ra1lta.ki beyin yarım.kürelerinin muhtelif kısımlarını birbirine bağlar.lar. Bunlara
örnek olarak cingulunı ve fomix cerebri gösterilir. Omurilikte de aynı şekilde
iplikler bulum;p bunlarda omuriliğin aynı tarafının muhtefü katlarını birbirine
bağl~lar.

2) C-Omınissura iplikleri - Bunlar da santral sinir sisteminin iki yarımın­


daki aynı kıs~arı birbirine bağlarlar. Bunlara misal olarak beyinde corpus cal-
losum, commissnra a:merior cerebri ve commissu.ra posterior cerebri gösterilebi-
lir. Aynı şekilde omuriliğin de her iki yarımını birbirine bağlayan bu çeşit iplik-
~·eri vardır.

3) Projecôcm iplikleri - Bu çeşit sinir iplikJerinin de bir kısmı çevreden


veya organizmanın muhtelif yerlerinden aldıkları duyu izlenmlerini (ağrı, ısı,
görme ve koklama vs.) merkeze yani coı1tıex cerebri'ye iletirler, diğer bir kısmı
da cortex cerebri'den aldıkları emri periferdeki kaslara ve organlara iletiler.
Böylece cortex cerebri'den perifere giden sinir ipliklerinin meydana getirdikleri
sinir demetler viae motoriae denilen oynatıcı yolları, tersine periferden merkeze
izlenimleri ulaştıran sinir iplik·lerinin meydana getirdikleri demetler de viae
semetivae denilen duyurucu yolları meydana getirirler.

Viae motoriae - Oynatıcı yollar,

Oynatıcı yolların birinci _neuron'u encephalon'un dışyan yüzü üzerinde


sulcus centralis'in önünde bulunan ve gyrus praecentralis adım alan beyin kıv-­
rımı ile aynı oluğun beyin yarımküresinin içyan yüzü üzerindeki parçasının
çevresinde bulunan ve lobulus paracentral:is denilen lobcuğun cortex cerebri'si
içindeki pyramidal hücreler adını alan sinir hücreleri teşkil ederıler. Bu hücre-
lerin a.ksonlarının meydana getirdikJeri sinir iplikleri demeti ak.madde içinde
corona radiata denilen yelpazevari bir manzaranın meydana gelişine yardım eder-
ler. Zira corona radiata hem cortex'den perifere giden ve hem de corpus rna ..
film yolu ile cortex'e uzanan duyurucu yollara ait sinir iplikleri meydana ge-
tirmektedir.
SANTRAL S1N1R StSTEMl

Pyramidal yollar

Oynatıcı yollara ait sinir iplikleri cortex cerebri'den yukarda söylenilen böl-
gelerden kalkarak a.c;;ağa doğru yollarına devam ederken önce corcı:na radiatı
sonra da capsula interna'yı geçerek cnıs cerebri'ye gelirler. Burada basis kıs­
mında yer alan bu sinir iplikleri (viae motoriae) üç ayrı şekilde d~met halind~
-sonlanırlar. Bunlardan fibrae· corticonuclearis adını alan demet capsula inter-
na'yı genu capsula int~mae yolu ile geçerek fasciculus geniculatus adını da bir
demeti meydana getirip karşı taraf 3., 4. ve 6. kafa çiftlerinin motor çekirdek~
!erinde sonlanırlar. Tractus cortico-bulbaris adını alan ikinci bir demet'te yin ~
capsula intern&'mn diz kısmını (genu capsula intemae) geçtikten sonra cnıs ce-
rebrinin de be.sis kısmını geçerek kısmen aynı tarafta kalıp kısmien de çapraz-
1aşarak 7 ., 9. ve 1O kafa çiftlerinin motor çekirdek lerinde sonlanırlar.
0

3. demet ise tractus cortico-spiınalis adı ile cortex cerebri'den başlayarak


capsula iınterna'nın eros posterior adını alan arka bölümünden geçtikten sonra
yine cnıs cerebri'nin basis'ine gelirler. iBurada bu parçanın orta kısmında y r
alan bu demet bundan sonra yoluna devam ederek pons'da pyamis'i meydana
getirirler. Daha sonra bulbus'da da büyük bir kısmı decussatio pyraınidum deni-
len çaprazlaşmayı yaparlar. Burada çaprazlaşan cortico-spinalis demetine ait
ipliklerin meydana getirdiği demet medulla spinalis de karşı tarafa geçerek fa.-::
culus lateralis içinde tractus corticospinalis laternlis'i meydana getirirler. Bu
iplikler sonunda cornu anterius'daki oynatıcı çekirdeklerde sonlanır~ar. Bu-
radan başlayan 2. neuron'a ait aksonlar ise nervi spinales içinde perifer'deki
kaslara ulaşırlar.

Bulbus'da decussatio pyramidum hizasında çapraşlamayan iplikler ise aşa­


ğı doğru yollarına devam ederek medulla spinalis'in aynı taraf fu.niculus anteri-
or içindeki tractus corticospi:nıalis anterior'u meydana getirirler. Bu iplikler de
sonunda omuriliğin muhtelif katlarında olmak üzere karşı tarafa geçerek ön-
boynuz çekirdeklerinde sonlanırlar.

Pyramidal yollara ait söylenilen yukardaki ipliklerden başka diğer bir kı­
sım iplikler de cortex cerebri' den kalkarak corpus striatum nucleus mbıer ve
ıııuclei pontis gibi ~ekirdekler de sonlanarak tractus cortico • pallidalis, tractu~
corticorubralis ve tractus corticopontini adını alan demetleri meydana getirirler.
Bunlardan nudei pontis'den sonlananlar. Buradan başlayan ikinci neuron'a ait
iplikler yolu ile beyinciğin karşı taraf çekirdeklerinde sonlanİrlar. Bu çekir~eklcr­
dan başlayan 3. neuron iplikleri de nucleus rubeT'e uğradıktan sonra yine bura-
<la nbaşlayan 4. neuron iplikleri kısmen bulbus'daki çekirdeklerde, kısmen de
yollarına devam ederek medulla spinalis içinde yan ko:.-dondaki tracstu mbr
pinalis'i yaparak önboynuz çekirdeklerinde sonlanırlar.
220 S1N1R S1STE}'ll

Extrapyramidal veya subcortical oynatıcı yollar

Oynatıcı yollara ait sinir ipliklerinin cortex cerebri'den başlayan ve pyra-


midal yol adını alan parçası dışında bir de corpus striatum'dan başlayan ve
subcortical oynatıcı yol adını alan bir yol daha mevcuttur.
Strio-spinal yol da denen bu yola ait birinci neuron, corpus striatum içinde
bulunan oynatıcı çekirdeklerdeki hücrelerdir. Buradan başlayan sinir iplikleri
meseıncephalon'da ltlllclens ruber, substantia nigra, pons ve bulbus'da da muh-
Celif oynatıcı çekirdeklerde sonlanmak suretiyle çeşitli demetler meydana geti-
rir•ler.
Viae seınsitivae - Duyumcu yollar

Çevreden veya organizmanın muhtelif yerlerinden alınan duyu izlenimleri-


ne merkeze yani cortex cerebri'ye ulaştrran sinir ipliklerinin meydana getirdik-
leri demetler duyurucu yoHarı meydana getirip gördükleri fonksiyonlara göre
adlandmlırlar, bunlardan bir kısım demetler, kemik, kas ve eklemlerden aldık­
ları izlenimleri mer~eze götürürJer. Diğer bir kısım demetler de deriden aldık­
ları dokunum, ağrı ve ısı izlenimlerini cortex cerebri'ye ulaştrrrrlar. Bunlardan
başka koku, işitme ve görme gibi beşduyu'ya ait izlenimleri ileten yollar da
vardrr.
Kemik, kas ve ,ek·lemden kalkan izlenimleri götüren demetler medulla
spiınalis içindeki fasciculus gracilis ve cnneatus olup bunların 1. neuronları
ıga.nglia spinalia da bulunan hücrelerdir. Bunların protoplasmik uzantıJarı pre
ganglionıer iplikler adını alırlar ve spinal sinirler yoluyla perifere giderler. Ak-
sonları ise postgaıngfümer sinir iplikleri adını alarak arka kök yoluyla omuriliğe
girerler ve arka kordondaki fasciculus gracilis . ve cnneatus'u meydana getirir·ler.
Yukarda nucleus gracilis ve nncleus cuneatus'da onlanırlar. Bu çekirdeklerden
başlayan ikinci nenron aksonları da orta çizgiyi çaprazJadıktan sonra (decussa-
tio lemniscorum) lemniscns medialis adını alarak yukarıya doğru yollarına de-
vanı ederek thalamns çekirdeklerinde sonlanrrJar. Aynı şekilde ın. trigeminus
yoluyle gelen duyurucu yol1ar da thalanıus'da sonlanırlar. Buradan kaJkan
üçüncü neuron iplikleri de fascicnli thalamocorticales adı ile cortex'de gynıs
postcentralis ve lobulus paracıentralis'in buna uyan bölümünde sonlanular.
Bu söylenilen derin duyu yolu yanında deriden dokunum, ağrı ve ısı izle-
.nimleri de medulla spinalis içindeki tractus spinothalamicus adını aılan demet ile-
tir. Yine spinal ganglionlardaki hücrelerden başlayan 1. neuron'a ait aksonlar
arka kök yoluyla omuriliğe girdikten sonra ön ve yan kordondaki tractus spi-
nothalamicus lateralis ve anı1erior adlı demetleri meydana getirirler. Bundan
sonra yukarı doğru çıkan bu demetler de thalamus'da sonlanırlar. Thalamus·-
dan sonra da bundan önceki demet içine karışarak cortex·de sonlanular.
Yukarda anlatılan direk duyurucu yollar olup bir de cerebellum'a uğrayan
diğer bir yol daha mevcuttur ki bu yola ait sinir demetleri de şunlardır:
SANTRAi_, S1N1H SlSTE:.VU 22l

1) tractus spinocerebeJlares - Bu demetin 1. neuron·u arka.kök içindeki


hücrelerdir. Buradan kalkan aksonlar yan kordondaki tractus spinocerebellaris
anterior ve posterior'u meydana getirdikten sonra yukarı doğru yoluna devam
edip çaprazlaşarak cerebelleum'un vermis supe.rior'unda sonlanırlar. Buradan
başlayan ikinci neuron iplikleri de tractus cerebellothalanıicus denilen demeti
meydana getirdikten sonra mesencephalon'da çaprazlaşarak karşı taraf nucleu
ruber'de sonlandığı gibi bir kısım iplikleri de thalamus'da sonlanırlar. Thala-
mus'daki çekirdek·lerden başlayan 3. neuronunun meydana getirdikleri siniriplik-
Ieri demeti de cortex cerebri'deki g) rus postcentralis ve JobuJus paracentra · 'in
1

buna uyan bölümü içindeki duyurucu merkezlerde sonlanırlar.


Viae olfactoriae - Koku yolları

Burun boşluklarını döşeyen mukoza'nm pars olfactoria· ı içinde bulunan


koku hücrelerinin aksonları n. o)factorius'u meydana getirirler. Buradaki hüc-
relerin dendrit'leri is,e mukoza'daki koku izlenimini alan oluşumlara (recep ur)
'giderJier. N. olfactorius, us c:hmoidale'nin lamina cribrosa' mı geçtikten sonra
bulbus oJfactorius'daki hücrelerde sonlanırlar. Burada bulunan hücrelerin a -
sonları ise geriye doğru gidip tractus olfactorius·u yaparak bir taraftan trigonum
olfactorium ve substantia perforata anterior'da, diğer taraftan da tractus bu_
bo-corticalis denilen demeti meydana getirerek septum ellucidnm·a ulasırlar
Buradan kalkan 3. neuron iplikleri de lobus temporali 'in alt içyanmda .bulu~
nan ve gyrus fornicatus ile iintralimbik gyrus denilen gyrus'larda sonlanırlar.
Böylece 1. koku merkezleri septum peHuciduın da 2. koku merkezleri de lim-
bik ve intralimbik gyrus'lar da bulunurlar.
Kısaca söylenilen bu koku yoJları muhtelif birleştirici iplikler vasıta ı~ ıa
her iki taraf birbiriyle commisura anterior cerebri ve for.nıix cerebri ' vasıta ıyle
birleşirler. Bu koku merkezleri ayrıca cortex cerebri'deki diğer du . . u oynatıcı
ve görme vs.) merkezlerle de birtakım iplikler vasıtasıyla birleştiriJirler.
Viae opticae - Görme yollan

Bu yolun ı. neuron'u bulbus oculi'nin retina adı verilen tunica bulbi inter-
na'sında buluııan bipolar hücrelerdedir. Bu hücrelerin protoplazmik uzantıları
·c ani ve basil'lere giderler. Aksanları ise multipolar görme hücrelerine ulaşır­
ılar. Bu multipolar hücrelerden başlayan aksonlar da n. opticus'u meydana ge-
tirerek chiasma opticum'a ulaşırlar. Burada bir kısım iplikler çaprazlaştıktan
diğer bir kısmı da aynı taraftan kalmak suretiyle arkaya doğru yollarına de am
ederek tractus opticus'u meydana getirirler. Bundan sonra tractu optic cor-
pus geniculatum Jaterale iıle colliculus superior'daki merkezlerde sonlanır. Bu-
radan kalkan 3. neuron iplikleri de radiatio optica adı ile capsula interna'nın ar a
bölümünden geçerek beyin yarımküresinin lobus occipitale'nin içyan . üzünde i
sulcus calcarinus çevresindeki cortex cerebri içinde bulunan görme merkezin-
de sonlanırlar.
222 StNIB SlSTEMl

Viae acusticae - İşitme Yollan

İşitme yollarının 1. neuronu içkulak:'da canalis spiralis modioli içinde bu-


lunan ganglion spirale· cochlea denilenı gangion' dak:i bipolar hücreler teşkil eder.
Bu hücre~erin protoplazmik uzantıları organum spirale adını alan ve işitme izle-
nimini alan i~itme organına giderler. Bu hücrelerin aksonları ise tractus spiraFs
foraminosus deniılen deliklerden geçtikten sonra fundus meatus acusticus intet:-
ni'ye gelirler. Burada n. acusticus veya cochlea adını alarak kafa boşluğu içine
girerler. Daha sonra sulcus pontobulbaris yolu ile encephalon'a giren n. acusticus
fossa rhomoidea'daki area vestibularis içinde bulunan nucleus cochlearis ven-
tralis ve nucleus cochlearis dorsalis denilen çekirdeklerde sonlanır. Buradaki
'hücrelerin teşkil ettiği 2. neuron'dan başlayan sinir iplikJeri, kısmen çaprazlaş­
: tıktan sonra lemniscus ateralis'i meydana getirerek colliculus inferfor'a varır­
lar. Bu arada bazı ipliklerde corpus geniculatum mediale'de sonlanırlar. 2.
neuron"un meydana getirdiği demetlerlerden bir kısmı ise strial! medullares
ventriculi quarti'yi yaparak 4. karıncığın döşemesi içindeki substa:ııtia reticularis
için.de sonlanırlar. Burada hemen söylemek gerekir ki 2. neuron iplikleri snbs-
tantia reticularis içinde orta çizgiyi çaprazlarlar.
Corpus bigeminum acusticum ve corpus ~Jlı.iculatum mediale'de bulunan
çekirdeklerden başlayan 3. neuron da radiata acustica adı ile capsula interna'nın
arka lasmından geçerek sonunda lobus temporalis üzerindeki gyrus temporalis
superior'da bulunan işitme merkezinde sonlanırlar.

Viae staticaıe - Denge Y oUan

Denge yollarının 1. neuron'u, meatus acusticus infornus dibinde bulunan ve


gangJion vestibuli denilen gang]ion içindeki bipolar hücreler teşkil eder. Bu hüc-
relerin protoplazmik uzantıları içkulaktaki zar labireıntin denge iJe ilgili parça-
arı üzerindeki macula'da sonlanırlar. Aksanları ise n. vestibuli'yi meydana ge-
tirerek n. acusticus ile birleşerek n. statoacusticus'u meydana gcfrir.
Sulcus pontobuJbaris'den encephalon içine giren n. vestibuli bundan sonra
yoluna devam ederek ipliklerinin ımnsdaki nuclei vestibulares denilen çekir-
deklerde (noclei vestibularis medialis ıet lateralis) sonlanırlar. Buradan başlayan
2. neuron ipliklerinin bir kısmı cortex cerebelli, diğer bir kısm.ı da me~ncepha·
lon, pons ve pulbus"dak:i oynatıcı çekirdekJer de sonlanırlar.
Denge yolları bir taraftan motor diğer taraftan da duyurucu yol ve çekir-
deklerle sıkı birleşmeler yaparlar.

Viae gustativae - Tad yolları

Tad alma organı olan dil'in sırtında bulunan ve tad alına işini gör~n dil
papillalarında ki caliculus gustatorius denilen tad alma hücrelerinden başlayan
SANTRAL sı~m sısrn :m 223

bu yola ait sınır iplikleri n. lingualis, cborda tympani ve n. glossopharyngeus


iplik lerine karışmak suretiyle encephalon'a giderken ganglion geniculi'ye uğrar­
1

lar. Burada bulunan 1. neuron hücrelerinin aksonlan da encephalon da nucl!eus


tractus solitarii'nin dışyanında bulunan çekirdeklerde sonlanırlar. Buradan kal-
kan 2. neuron iplikleri tam olarak bilinmemekle beraber muhtemelen gyrus
hippocampi'de sonlanmaktadnfar.
Systema nervosum periphericum - P~riferik sinir sistemi

Bu sistem encephalon ve omurilikten perifere giden bütün sinirleri ıçme


'alJıT. CeI'iebrospinal sinirler de deni~en bu sistemi teşkil eden sinirleri 1) Nervi
cerebrales veya craniales (kafa sinirıleri), 2) nervi spinales (spinal sinirler) ol-
mak üzere ikiye ayırmak mümkündür.
Nervi craniales 12 çift olup nervi spinales ise 31 çift spinal sinirden iba-
rettir.
Fizyolojik olarak periferik sinirler motor, sensitif ve veget.atif olarak iş
görmelerine rağmen hepsi de aynı şekilde ~er üç fonksiyonu birden görmeye-
bifü. Bazı sinirler içinde sadece motor diğer bazılarında ise sadece sensitif
sinir iplikleri bulunmasına rağmen her ikisini veya her üç çeşit sinir ipliklerini
içinde bulunduran sinirler de vardır.

Nervi craniales - Kafa sinirleri veya kafa çiftleri

12. çift olan kafa sinirleri encephalon'dan önden arkaya doğru çıkış sıra­
larına göre numaralandırılırlar. Böylece en önde olan koku siniri ı. en arkada
olan dila:fıtı siniri de 12 numarayı alır.
1) Nervi olfactorü - Koku sinirleri
Koku alma işini gören bu sinir iplikleri başlangıç itibariyle burun boşlu­
ğundaki r.egio olfactoria'da bulunan mukoza içindeki bipolar ganglfon hücrele-
rinden başlarlar. 20-30 adet sinir iplikleri (fila olfactoria) halinde baş.Jayan bu
iplikler biraraya gelerek koku sinirini (nervi oJfactorii) yı yaparlar. Böy~ce baş­
layan sinir iplik~eri os etmoidafo'nin lamina cribrosa'sındaki delikleri geçerek he-
men bu ılaminanm üstünde bulunan ve bulbus olfactorius adını alan bir şişlikte
sonlanırlar.

2) N. opticus - görmesiniri
Görme fonksiyonu ile ilgili olan bu sinir retina'daJU bipolar sinir hücrelerin-
den başlangıç alırlar. Buradan başlayan sinir iplikleri bulbus oculi'nin polus
posterior'un hemen içyanında toplanarak tek bir sinir (n. opticus) halinde bulbus
oculi'yi terk ettikten ve orbita'yı da canalis opticus' dan geçtikten sonra chiasma
opticum'a varırlar.
3) N. ocu oinotorius
Bulbus cculi kaslarından bazılarının motor siniri olan bu sinir aynı za-
manda pupilla'yı genişletip ve daraltan kasların da parasempatik olan sinir ip-
liklerini ihtiva eder. Böylece hem motor ve hem de parasempatik sinir iplikle-
rinden yapılmış olan n. ocu omotrius'un başlangıcı mesencephalon'daki aque-
PER1FER1K S1N1R SlSTEMt 22.>

ductus ccrebri çevresindeki subst.aıntia grisea içinde bulunan çekirdeklerdedir


Nucleus nervi oculomotorii denilen bu çekirdeklerden en öndeki parasempati
çekirdek olup onun arkasındaki 5 çekirdek de motor çekirdeklerdir. Buradan
başlayan sinir iplikleri fo~ inteq>eduncularis'in arka tarafında olarak Icus
nervi oculomotorii (sulcus medialis cruris cerebri) den enceph on'u terkeder.
Daha sonra diaphragına sella'nın yan kenarı boyunca giderek fissura orbitalis u-
perior yolu ile orbita'ya girer. Burada dallara ayrılarak bulbus oculi kaslarından
m. rectus Jateralis ve m. obliquus superior'dan gayrı bulbus oculi kaslarına dal-
lar verdiği gibi parasempatik ipliklerini de gangfüm ciliare denilen sempatik
ganglion'a ulaştırır. Bu ganglion'dan çıkan iplikl~r parasempatik iplikleri taşıyıp
pupilla'yı açıp kapayan veya daraltıp genişleten kaslara giderler.

4) N. tııochlearis :

Sadece motor bir sinir olan bu sinir de mesencephalon içinde ve n. ocu-


lomotorius'un motor çekirdeklerinin arkasında bulunan bir çekirdekten baslar
Nucleus nervi trochlearis denen bu çekirdekten başlayan sinir iplikleri aqueduc~
tus cerebri'yi yandan dolanarak mesencephalon'un arka yüzüne yakın ofarak
velum medullare superius hizasına kadar gelirler. Burada iplikler orta çizgiyi çap-
razlayıp fre.mlum veli meduJlareı'nin hemen yanında olarak encephalo 'u terke-
derler. .IJ.!!ndan sonra öne ve dışyana doğru giderek eros cerebri'nin dışyan yüzü-
nü çaprazladıktan sonra sinus cavenıosus'a gelir. Daha sonra öne doğru yoluna
devam ed;en sinir fissura orbitalis superior yolu ile orbita'ya girer. Orbita'yı da
içyana doğru geçip m. obliquus bulbi superior'da dağıJarak sonlanır.

5) N. trigeminus :

Motor ve sensitif sinir iplikleri ihtiva eden bu sinirin motor iplikleri çiğne­
me kaslariyıle m. tenısor veli palatini ve bazı hyoid üstü kaslarına gider. Sensitif
iplikleri ise yüz derisi, ağız ve burun mukozası il.e konjunktiva (conjunctiva) nın
büyük bir kısmının duyusunu sağlarlar.
Motor iplik·lerinin başlangıç çekirdeği pons'da olup tractus mesencl!phali-
cus n. trigemini ile sensitif çekirdeğin iç tarafında bulunan nucleus motorius n.
trigemini'dir. Sensitif ipliklerin sonlandığı duyurucu çekirdek ise tractus spin.alis
n. trigemini olup yine pons içindedir. Buradaki motor ve sensitif çekirdek·!erden
başlayan sinir iplikleri pons'un ön yüzü ile yan yüzünün birleştiği sınır üzerinde
iki kök halinde görünürler. Bunlardan kalın olan kök raıdix se.nsibilis olup du-
yurucu, ince olanı ise radix motoria adını alıp motor ipliklerden meydana gelmiş­
tir. Sensitif olan ipliklerin başlangıç hücreleri ganglion trigeminale demlen bir
ganglion içinde bulunur. Bu ganglion sinirin yolu üzerinde olup os temporale'
nin pars petr-0sa'sırun ön-üst yüzündeki tepeye yakın olan bir çukurcu (impre _
io trigemini) içinde bulunur. Bır fasulye şeklinde olan bu ganglion'a arachnoid a
226 SlNtR S!STEl\11

ile duramater kemik.le birlikte bir loj yaparJar. Cavum trigeıninale denilen bu boş­
luk içinde Jiquor cerebrospinalis de bulunur. Sözü edilen bu ganglion içinde bu-
lunan hücrelerin protoplazmik uzantıları ganglion'un konvex kenarından çıka­
rak perifer'.e, ak.sonları ise encephal011'daki duyurucu çekirdeğe giderler. Radix
nwtorii bu ganglion'un içyanından ve ona uğramadan geçer. Gaııglion'un hemen
ko.nvex kenarında n•. trigeminus üç dala ayrılır. Bunlardan biri n. ophtalmicus,
' diğeri n. maxillaris ve üçüncüsü de n. mandibulari '<lir.

1 - ı: • Ophtalınicus :
Nervus trigenıinus'un birinci ve en üstte olan bu uç dalı orbita'ya giderek.
orada dağılır. Ganglion trigeminale' den ayrıldıktan sonra hemen sinus cavemo-
sus içine giren n. ophtalınicus bunun dışyan duvarı boyunca öne doğru ilerleye-
rek fissura orbitalis superior hizasına kadar gelir ve burada 3 dala ayrılarak on-
lanır. Bu 3 daldan biri n. nasociliaris, diğeri .n. frooıtalis ve 3. üncüsü df n. lacri-
malis adlarını alırlar. Bunlardan ıı. nasociliaris, aııulus ten.dineus coınmunis
içinden diğer ikisi de bu a:nıulus'un dışyanında olmak üzere fissura orbitali
superior yolu ile orbita'ya girerler.
N. Lacrimalis - Orbita'nın dışyan duvarı b0yunca öne doğru gidere'· gl.
lacrimalis'e ulaşır. Bu bez'de ve göz kapakları dışyan birleşeği ç vresinde dağı­
larak sonlanır. n. lacrimalis'in verdiği bir yan <lal (ramus comminicans cum nervi
zygomatici) kendisini n. zygomaticus'la birleştirir. Böylece n. zygonıaticus yolu
ile ganglion pterygopalatinum'dan gelen parasempatik sinir iplkleri n. lacrimalis
içine girerek ve bu yolla gl. lacrimalis' e giderler.
• frontalis - Orbita içine fissura orbitalis superior' dan giren bu sinir or-
bita'nın tavanı boyunca öne doğru giderken orbita'mn ortasına g.elmeden nı. sup-
ratrochlearis ve n. supraorbitalis olmak üzere iki dala ayrılır. Bunlardan birincisi.
orbita'nın içyan köşesi ve çevresi derisinde dağıldığı gibi sclera'da da dağı~ır.
supraorbitalis ise tekrar iki dala ayrılarak foramina veya lıucisura supraurb·taı; .
medale et Iatera1e'yi geçip bu bölgenin içyan bölümü ile göz kapaklarında , alın
'derisinde dağılırlar .
• nasociliaris - Bu dal aııulus tendineus conımunis içinden n. oculonıotD­
torius ve n. abd1;1cens ile birlikte geçerek orbita'ya girer. Burada ı.11ı. opticus ile n.
rectus bulbi superior arasında olarak orbita'nın içyan duvarına gelir. Bu ırada
ramu:s comıninica.Il8 cum ganglio ciliari denilen dalcıklar verir ki bunlar da gang-
lion ciliare'yi geçerek n. ciliares breves adındaki dallar içinde butbus ocul :'ye
girerler. Nn. ciliares longi denilen n. nasociliaris dalları ise ganglion ciliare'yc
uğramadan bulbus oculi içine girerler. Bulbus oculi içine giren bütün bu dallar
onun doyurucu sinirleridir.
Orbita'ın içyan duvarında yoluna devam eden n. nasociliaris bu defa n. eth-
moidalis posterior ve an~rior dallarını verir. Bu da1lar da aynı addaki ddikler-
PEillFERtK SlNlR SlSTE:.\11

den geçerek ethmoid hücreleri ile burunboşlukları mukozasında dağılırlar. 1 •


nasociliaris'in uç dalı olan n. infratrochlearis ise göz kapakları içyan birleşeği
ve burun sırtı derisinde dağılarak sonlanır.
2 - N. ınaxillaris :
Sadece sensitif sinir ipliklerinden meydana gelen bu sinir gang[on trigemi-
ınale' den ayrıldıktansonra sinus caver:oosus'un dışyan duvarı alt bölümüne gelir.
Sonra foramen rotundum'u geçerek fossa pterygopalatina·ya ~irer. Burada yan
dallarını verdikten sonra n. infraorbitalis denilen uç dalını vererek sonlanır.

N. maxillaris'in yan dallan:


1) N. zygomaticus - Bu dal fissura orbitalis inferİor'u geçerek orbita'nın
dışyan duvarına gelir. Burada foramen zygomaticoorbitale'ye girmeden r. com-
ıninicanıs ınervi lacrimalis denilen yan dalını verir ki bu sinir içinde gözyaşı bezi-
ne giden parasempatik sinir iplikleri bulunur. Foraınen zygomaticoorbitale'ye
girdikten sonra da bu kanal boyunca ramus zygomaticotemporatis ve ramus zygo-
maticofacialis olmak üzere iki dala ayrılır. Bunlardan birincisi şakak bögesinde
diğeri de arcus zygomaticus yte gözkapakları dışyan birleşeği çevresindeki deride
dağılarak sonlanır.

2) Raınus meningeus - Foramen rotundum'u geçmeden ayrılan bu dal


duramater'de dağılır.
3) Nn. pterygopalatini - Foıssa pterygopalatina içinde ayrılan bu dallar
yine aynı çukur içinde Nn. nasalis posteriores ve Nn. palatini dallarına ayrılırlar.
Nn. nasales posteriores, foramen sphenopalatinum'u geçip burun boşluklarına ge-
lirler. Burada bu boslukların arka kısmının dışyan ve içyan duvarları mukozasın­
da dağılırlar. Bunlardan bir kısmı canalis incisivus'u geçip palatum durum' un bu
bölge mukozasında sonlanırlar. Nn. palatini adını alan dallar i e n. p fuıus
major ve Nn. palatini minores gibi dallara ayrılarak bunlar da aynı addaki ka-
nlları geçtikten sonra palatum durum'un arka kısım mukozası ile palatum molle
ve tonsilla palatina'da dağılırlar.
4) Rami alveolares superiores posfieriores - Bu dallar da fossa pterygapa-
latina içinde olarak n. maxillaris'den ayrılıp tuber maxilla~ üzerindeki foramfa
alveolaria denilen deliklerden geçerek canalis alv•eolarise gelip burada plexus
dentalis superior'u meydana getirirler. Bu plexus'dan ayrılan dallar da molar ve
premolar dişlerle bunların gingiva'larında dağılırlar.

N. maxillaris'in uç dalı :
N. infraorbitalis - N. maxillaris'in en kalın dalı olan bu sinir n. zygo ati-
cus ile birlikte fissura orbitalis inferior'u geçip orbita tabanına gelirlf r. Burada
wıcus infraorbitalis ve caıııalis infraorbitalis'i takip ederek foraınen infraor "ta-
228 St 'tR SİSTEMİ

le'den dışarı çıkar.


Bundan sonra bir yelpaze şeklinde dallara ayrılarak yüz, göz-
kapakları, ağız çevresi ve burun kanadı ile vestibulum nasi de dağılırlar. N. inf-
raorbitaJis, foramm infraorbitale'den çıkmadan önce kanal içinde rami alveolare
superiores anteriores ve raınus alvoolaris superior medius adını alan dallarını
verir. Bu dallarda aynı addaki kanallar içine girerek burada plexus <denmlis'i
yaparlar. Bu plexus'dan ayrılan sinir iplikleri üst köp;ek ve keser dişlerle bunla-
rın gingiva'larında dağılırlar.

3 - N. maındibularis :
Sensitif ve motor ipliklerinden yapılı olan bu sinir ganglion trigeminale ·y ·
terkettikden hemen sonra forameın ovale'yi geçip fossa infratemporalis'c gelir.
Foramen ovale'nin hemen altında ve sinirin içyanında bir ganglion (ganglion
oticum) bulunur. Fossa infratemporalis içinde yan dalları ile iki uç dalları olan
111. alveolaris inferior ve n. lingualis'i vererek sonlanır.

N. mandibularis'in yan dallan :


1) Ramus meningeus - Foramen spinosum'dan kafa boşluğuna giren b;ı
dal duramater de dağılır.
2) Nn. temporales profundi - Facies infratemporalis ossis sphenoidalis ile
m. pterygoideus lateralis arasından geçerek m. temporalis'e ulaşır ve onun içyü-
zünde dağılırlar.
3) N. massetericus - N. mandibularis'den ayrıldıktan sonra dışyana doğru
~giderek
incisura mandibulae'yı geçip m. m~seter'in arka bölümünün içyan yü-
zünden kas'a gider.
4) • pterygoideus lateralis - Aynı addaki kasa giderek dağılır.

5) N. pterygoideus m~dialis - Ganglion oticum'un önkenarını dolandıktan


~onra aşağa doğru gidip aynı addaki kasın arka kenarından kasa girerek dağılır.
Daha önce m. tensor tympani ve m. tensor veli palatini'ye giden dallar verir.
6) N. buccalis - M. pterygo"deus lateralis'in iki demeti arasından geç:n
bu dal m. buccinator'un dışyüzüne gelerek burada daJlanna ayrılır. Bunlardan
bir kısmı yanak. derisi ve mukozasında ve diğerbir kısmı da vestibulunı oris için-
de ve molar dişler hizasında olmak üzere gingiva'da dağılırlar.
7) N. auriculotemporalis - • mandibularis'den çok defa iki dal ha~ind.!
ayrıldıktan s-onra birleşerek meydana gelen bu sinir arkaya doğru gidip çene ek-
leminin arka kenarı hizasında dışyana yönelir. Daha sonra parotis bezi içine gi-
ren bu sinir tedricen yüzeyyelleşcrek dışkulakyo!u ile çene eklemi arasında ol-
mak üzere d,eri altında a. temporalis uperficialis'in arkasında yer alır. Bundan
sonra yukarı şakak bölgesine kadar yükselerek burada dallarına ayrılır. Tcmpo-
ra~ bölge derisinde dağılan bu dallardan başka paroti bezi içinde rami parotidci
PERİFERtK SlNlR SfSTE.11

denilen dalları verdiği gibi rami comminicantes cum nenro faciali adını alan bir
dalla da n. facialis'lc anastomos yapar. Bu anastomik dal içinde ganglion oti-
cum'dan gelen parasempatik iplikkr bulunur. Bu parasempatik iplikler paroti
bezinin fonksiyon sinirleridir.
N. maııdibularis'in uç dallan :
1) N. alveolaris inferior - Motor ve sensitif sinir iplikJeri taşıyan bu dal
önce n. Jingualis'in arkasında sonra da onun dışyanında olarak • pterygoideu
lateralis'in alt kenarını dolanır. Daha sonra lig. sphenomandibulare ile ramus
manıdibulae arasına gelir. Burada foramen maındibulae içine girerek canalis man-
ı

dibuJae'ya varır. Bu kanal içersinde foramen mentale'ye kadar giden bu sinir n.


mentalis ve nı. incisivus denilen uç dalJarına ayrılır. Kanal içinde bir sinir ağı
(plexus alveolaris inferior) meydana getirir. Bu plexus'dan ayrılan ve rami denta-
les inferiores denilen dallar da molar ve premolar dişlerle bunlara ait di , etlerin-
de dağılırlar. Bu sinirin uç dalı olan ıı.• mentalis, foramen mentale'den çıkarak
alt dudak deri ve mukozası ile çene ucu derisinde dağılır. Diğer uç da.J.ı olan n.
iııcisivus ise kanal içinde öne doğru giderek köpek oışı ile keser dişinde ve bun-
ların dişetlerine dağılarak sonJanır.

N. alveolaris inferior, foramen mandibulae'ya gitmeden önce n. ylohrni-


deus denilen bir dal verir ki bu daıl da aynı addaki kasla m. digastricus'un en-
ıer antcrior'unda dağılır.

2) N. Jiugualis - M. pterygoideus lateralis vem. pterygoideu medialis ara-


sında olmak üzere aşağı doğru giden bu sensitif ve kalınca olan dal bu sırada
fissura petrotympanica'dan gelen chorda tympani'yi alır. Cborda tympani. n
facialis'den çene aıJtı ve dilaltı bezlerine ait parasempatik iplikleri getirdiği gibi
ayrıca dildeki tad alma papillalarına da bu duyu ile ilgili sinir iplik.Jerini ula_. tı­
rır. N. linguaJis, iç ve dış ptergoid kaslar arasından geçtikten sonra açıklığı öne
bakan bir yay çizerek ağız döşemesine gelir. Burada m. constrictor phar~ ·ngi
superior'un alt kenarını dolanarak 3. büyük azı hizasında mukoza altında olmak
üzere yer almıştır. Bundan sonra içyana doğru m. styloglossus'u çaprazlayarak
m. byoglossus ile mylohyoideus arasından geçer. Bu sırada gl. submandibulari 'in
de altından geçmek suretiyle dile girer. Burada uç dallarına ayrılan n. lingualis
dil mukozasında sulcus terminalis önünde olmak üzere dağılır. T. linguar yolu
boyunca istbmus faucium'da dağılan ve rami isthnıi faucinm denilen dallarını
verdiği gibi dilaltı ve çene altı bezlerine de dallar verir. Bu dallar çindc cbrda
tympani yolu ile gelen parasempatik iplikler bulunur.

6 - N. abducens:
Sadece u:otor ipliklerinden yapılı olan bu sinir bulbus oculi k<U larmdan
yalnız m. rectus bulbi Jateralis'in oynatıcı iniridir. Baslangıç çckird ği pon ·ta
olup 4. karıncık döşemesindeki colliculus facialis altında buunur. Buradan yani
230 L1""1R SlSTEMt

:nıncleus n. abdocentis'den başlayan sinir iplikleri encephafon'u sulcus pantobul·


baris'den pyranıis medollae'nm üstünde olarak terkederler. Bundan sonra yukarı
ön;e ve biraz da dı~a giden bu sinir sinus cavemosus'a gelir. Bu sinus'un dışdu­
varını öne doğru gecen sinir fissura orbitalis superior yolu ile ve a.nulos tendine-
ns communis içinden geçmek suretiyle orbita'ya girer. Bundan sonra dışyana
doğru yoluna devam edip m. rectus bulbi Jateralis',e ulaşır.

7 - N. Facialis :

Sensitif ve motor ipliklerden yapılı olan ·n. facialis ayrıca gl. lacriınalis'e ait
parasempatik sinir iplikleri de ihtiva eder. Oynatıcı iplikleri mimik kaslara, sıen­
sitif iplikleri de dil sırtı ile buradaki tad alma işi ile ilgili dil papillalarına giderler.
Bundan başka gl. submandbularis ile gl. sublingualis'e ait parasempatik iplikleri
de taşıyan n. facialis böylece mh:t bir sinir olup sensitif, motor ve parasempatik
iplikler taşıyan bir sinirdir.
Motor ipliklerinin başlangıç çekirdeği pons'da olup nucleus ın. facialis adın­
daki çekirdektedir. Sensitif ipliklerin başılangıcı ise canalis facialis içinde bu si-
nirin yolu üzerinde bulunan ve ganglion geniculi denilen bir ganglion içindedir.
Bu ganglion'da bulunan hücrelerin protoplazmik uzantıları n. facialis'in iplikleri-
ne karışarak perifer'e giderler. Aksanları (neurit) ise n. intcrmedius denilen ve
yüz sinirinin bir parçası olan bir sinir meydana getirerek encephalon'a 5Ulcos
pontobulbaris'den girip pons'daki :ım.ıcleus terminalis n. intermedii d,enilen çe-
kirdekte sonlanır.
N. facialis'in parasempatik ipliklerinin başlangıcı da pons'da bulunan nuc-
leus Jacrimalis olup gözyaşı bezinin salgısını sağlayan ipliklerin başlangıç çekir-
değidir. Yine n. facialis ile perifer'c giden diğer bir parasempatik ipliklere ait
başlangıç çekirdeği de pons'da olup nucleus salivatorius pontis (üst tükürük çe-
kirdeği) dir ki hurdan başlayan parasempatik iplikler de çenealtı ve dilaltı tükü-
rük bezlerine gideceklerdir.
Pons'daki başlangıc çekirdeklerind\;n kalkan sinir iplikleri e.ncepJıalon'u snl-
cu;s pontobulbaris'den ve oliva'mn üst ve dışyanında olarak terkeder. Bundan
sonra n. faciaJis öne ve dışa Ilı. intermedius'la birlikte giderek meatus acusticu
internns içine girer. Bunun dibinde bulunan bir delikten girerek canalis nervi
facialis'e girmiş olur. Bundan sonra kanalın seyrini takip ederek, foraır.enı stylo-
mastoideum'dan dışarı çıkar. Böylece kafayı t rkeden n. facialis, gl. parotis içine
girer ve burada uç dallarına ayrılarak sonlanır.

N. facialis'in yan dallan :


Bunları canalis nervi facialis içinde ve dışında olmak üzere verdiği yan dal-
lar olarak ele alacağız.
PER1FER1K SJN1R St TEMI 231

a) Canali~ n. facialis içinde ayrılan yan dallar :

1) N. petrosus superficialis major - Canalis facialls içindeki ganglion ge-


niculi hizasında yüz sinirinden ayrılan bu dal hiatus canıalis ner i fac ..aiis"i geçip
pyraınis'in ön üst yüzündeki aynı addaki oluk içine gelir. Buradan. glo sophary _
geus,un bir yan dalı olan :nı. petrosus profundu.s major ile bir·leşerek n. pterygi>i-
deus adw alan tek siniri meydana getirirler. Bu sinir de aynı addaki yani cana-
lis pterygoideus'u geçerek fos a pterygopalatina içine girer ve buradaki gang ·
pterygopalatinum denilen ganglionı'a gelir. Parasempatik sinir ipliklerini de ihti-
va eden bu sinir bundan sonra n. maxillaris'in bir dalı olan n. Z)·gomaticus içine
girer bu sinir yolu ile de n. ophtalmicus'un yan dalı olan nı. lacrinıalis ipliklerine.
karışarak gl. lacrimalis'e ulaşır.

2) N. petrosus superficialis minor - Bir evvelki dal gibi ganglion geııiculi


hizasında n. facialis'den ayrılan bu dal da pyramis'in ön-üst yüzün gelerek ıı.
glossopharyngeus'un bir dalı olan n. petrosus profu.ndus minor ile birle. erek
f~ramen lacerum yolu ile fossa infrat1emporalis'e gelir. Burada n. ma . :lihularis
yolu üzerinde ve hemen foramen ovale altında bulunan ganglfon oticum denilen
$empatik ganglion'a ulaşır.
3) Chorda tympani - Foranıe.nı stylomastoideuın·a ya ın olarak fac' · ·
den ayrılan bu sinir önce cavum tympani'ye gider. Sonra fissura petro ~·mpan·ca'
dan geçerek kafayı terkeden bu dal da n. lingu.alis ile birle. ir. Bu sinir içinq de
parasempatik iplikler bulunur. Bunlarda üst tükürük merkezinden gelen ipli ler
olup gl. subnıandibularis ile gl. sublingualis'e giderler.
4) N. stapedius - Aynı addaki kasın motor siniridir.

b) Canali., N. facialis dışında olarak ayrılan yan dallar:

1) N. auricularis posterior - Auricula ile onun arka bölümünde dağılan


bu sinir hem motor ve hem de sensitif iplikler taşır.
2) Ramus digastricus - Aynı addaki kasın arka karnı ile m. stylohy-0"deu ·a
giden motor bır daldır.
N. facialis'iıı uç dallan

Gl. parotis içinde uç dallarına ayrılan n. facialis'in bu dalları görünüş ıti­


banyle yeıJpazc gibi bir manzara arzedip pes anserinus major (kazayağı) ad!nı
alır. Bu dalların bir kısmı yukarıya gidip r. temporofaciales. diğer bir kı mı da
aşata doğru gittiklerinden r. cervico faciales olmak üzere iki gruba ayrılabilirler.
Bütün bu uç dallar motor iplikler ihtiva edip mimjk ka')larda dağıJırlar.

8 - N. Vestibulocochlearis:
N. statoacusticus'da denen bu sinir işitme ve denge ile ilgilidir. Bunun i:itm
ile ilgi·li olan parçası n. cochlea veya acusticus denge ile ilgili olan parça ı da
n. vıestibuli veya staticus adını alır.
232 SlNJR S1STE'ıt

N. vestibulocochlearis, os temporale'nin pars petrosa'sı içinde bulunan içku-


laktan başlar ki işitme ile ilgili olan n. cochlea veya acusticus içkulağın ~emik
parçasının cochlea denilen parçası içindeki ganglion spirale adını alan bir gaııglion
içindeki hücrelerden başlar. Buradaki hücrelerin protoplazmik uzantıları orga-
non spirale denen işitme izlemlerini alan organa giderler. Aksouları ise ın. acusti-
cus'u meydana getirirler. Bü sinir meatus acusticus internus'u geçtikten sonra ka-
fa boşluğuna girer. Bundan sonra arka ve içyana giderek sulcus pontobulbaris'
den n. facialis'in dışyanında olarak encephalon'a gir.er. Bundan sonra pons'da
4. karıncığın tabanındaki area vestibularis içinde bulunan nuclei cochlearis vent-
ralis et dorsalis nervi cochleae denilen çekirdeklerde sonlanır.

N. vestibularis ise fundus meatus acu ticus intemus' deki ganglion vestibuli
denilen bir gangliondaki hücreLerden başlar. Bu hücrelerin protoplazrnik uzantı­
ları içkulağın içindeki zar labirent'in parçası olan utriculus ve sae-culus ile ductus
~eınicircularis'lere giderler. Aksonları ise n. vestibularis'i meydana getirerek n.
acusticus ile birlikte içku(ak yolunu geçtikten sonra rnlcus pon~obulbarjs'den en-
cephalon'a girer. Bu sinir qe yine 4. karıncığın döşemesinde bulunan area vesti-
bularis içindeki nuclei nervi vestibuli denilen (medial, lateral ve dorsal olan) üç
çekirdekte sonlanırlar.
9 - N. gk>ssopharyngeus:
Bu sinir motor, sensitif ve parasempatik olmak üzere üç türlü sinir iplikle-
rinden yapılmıştır. Pharyınx, dil ve tuba auditiva'da dağılan ve gl. parotis'e para-
sempatik iplikler getiren bu sinirin motor çekirdeği ıDucleus ambiguus'un üst bö-
lümü olup medulla oblongata içindedir. Buradan başlayan motor sinir iplikleri
encephalon'u sulcus lateralis posterior'un üst kısmından terkeder. Bundan sonra
foramen jugulare yolu ile kafa boşluğundan dışarı çıkarak spatium parapharyn-
geum'a gelir. Burada sensitif ipliklerle birlikte olmak üzere a. carotis inter.ma, v.
jugularis interna, sempatik sistemin boyun parçası ve son üç kafa çifti ( 1O, 11, 12
kafa çiftleri) ile komşu olarak yoluna devam edip aşağı ve öne doğru gider. Ni-
hayet m. stylopharyngeus'un dışyan yüzünü çaprazladıktan sonra m. stylogfossus'
un içyan yüzünü takip ederek dilköküne gelir. Burada rami linguales adını alan
uç dallarına ayrılarak dilsırtı mukozasında sukus terminalis'in arkasında olmak
üzere dağılır. .
N. glossopharyngeus'un sensitif iplikJeri ise foraınen jugulare de bulunan
ganglion superius e t infırius denilen ve sinirin yolu üzerinde bulunan iki ganglion
içindeki hücrelerden başlar. Bu hücrelerin protoplazmik uzantıları perifer'e, ak-
sanları da n. glossopharyngeus içinde olmak üzere encephalon'a doğru giderek
sulcus lateralis posterior'dan içeri girer. Bulbus da bulunan nucleus tractus soli-
tarii'nin üst kısmındaki nucleus terminalis neni glo sopharyngei'de sonlanır.
Bu sinirin parasempatik iplikılpri de medulla obloogata içinde bulunan ve
nucleus dorsalis n. glossopharyngei'nin bir parçası olan nucleus salivatorius me-
PERlFERtK StNlR SlSTEMt 233

dulla oblongata (alt tükürük merkezi) dan b~lar. Buradan b~layan paarsempa-
tik iplikler n. glossophary;ııgeus içinde olarak peri.fer'e giderken bu iplikler sinirin
bir yan dalı olan n. petrosuıs profundus nıinıor içine atlar. Bu yolla ganglion oti-
cum'a gelen parasempatik iplikler ın. auriculotemporalis içine girerek bu sinir yolu
iıle gl. parotis'e ulaşırlar

N. glossopharyneus'un yan dallan

1) N. tympaııicus -
Sensitif ve parasempatik iplikler taşıyan bu dal cavuın
tympaıni ve tuba auditiva'da dağıldığı gibi gl. paro6s'e dıeparasempatik iplikler
gönderir. Bu sinir n. glossopharyngoos'dan ganglion inferius hizasından ayrı~arak
canaliculus tympanicus yolu ile cavum tympaıni'ye gelerek dallarına ayrılır :
a) N. petrosus profundus major - Cavum tympani'den çıkıp praınis'in ön
üst yüzüne gelen bu dal n. facialis'in dalı olan n. petrosus superficialis major'Ia
birleşir. Bundan sonra n. pterygoidei adını alan sinir ganglion pterygcpatafüwm a
gider.
b) N. petroous profundus minıor - Bir önceki dal gibi cavum tympani için-
de ayrılan bu dal da pyramis'in ön üst yüzüne gelir. Burada n. facialis'in dalı olan
n. petrosus superficialis minor ile birleşerek foramen lacernm'dan geçip gang-
lion oticum'a varır. Bu sinir içinde gl. par.otis'e giden parasempatik iplikler olup
önce de söylendiği gibi bu iplikler ganglioo oticum'dan sonra ın. anıiculo-tempo­
ralis içine girerek gl. parotis' e ufaşır.
2) Rami pharyngei ~ Pharyıııx'e giden bu dallar kas ve mukoza da dağılır­
lar.
3) Rami tonsillares - Bu dallar da tonsilla palatina ve yumuşak damak mu-
kozasında dağılırlar.

N .glosS-Opharyngeus'un uç dalları rami linguales adını alıp dil de su cus


terminalis arkasında olmak üzere dağılır.

10 - N. Vagus:
Bu sinir de motor, sensitif ve parasempatik ipliklerden yapılnııştır. Motor
iplikleri i-1,e sensitif iplikleri larynx, pharynx ve oesophagus da dağıldıkları halde
parasempatk iplikleri bütün thorax ve karıniçi organların büyük bir kısmında
dağılırlar.
N. vagus'un mo tor çekirdeği medulla oblongata'da bulunan nucleus arnbi-
guus olup buradan başlıyan sinir iplikleri sulcus lateralis posterior yolu i·!e encep-
halon'u terkederler. Bundan sonra foramen jugulare'den geçip spatium p p-
harygeum'a gelen n. vagus her üç çeşit sinir ipJikleri ile birlikte olarak bu aralık­
ta a.şağa doğru yoluna devam eder. Burada a. carotis interna ve • j gulaıis i _
tema il,e ko~uluk yaptığı gibi 9., 11., 12. kafa çiftleri ile de komşudur. Boyunda
234 StNtR StSTEMt

v. jugularis ioterna ve a. carotis commmıis ile birlikte vagina carotis denilen bir
kılıf içinde olup bu iki damarın arka ortasında yer alır. Bundan sonra aşağıda
thorax'a girerken sağ ve sol vagus değişik komşuluk gösterir. Bunlardan sağ va-
gus, a. subclal'İa dextra ilie v. subcla.v ia dextra arasında olarak göğüs boşluğuna
girer. Bundan sonra yoluna devam eden n. vagus, tracbea'nın sağında yer alır.
Daha sonra otsophagms'u dışyandan çaprazlayıp onun arka yüzüne f!ec;er. Sol
vagus ise göğüs boşluğuna a. snbclavia sinistra'nm önünden geçe~ek girer ve aşa­
ğı doğru yoluna devam ederek önce arcus aortae'nm önünden ve radix pulmo-
ınis sinistra'nın arkasından geçip arka ıııediastinmn'a gelir. Burada özofagus'un
önünde olmak üzere aşağı doğru yoluna devam ed)er. Bu sırada sağ vagus'la bir-
likte özofagus çevresinde plexus oesopbageus denilen bir sinir ağı meydana getir-
dikten sonra sol vagus özofagus'un önünde sağ vagus da arkasında olmak üzere
karınboşluğuna girıerler. Böylece karınboşluğuna gelen sağ ve sol vagus bir ta-
raftan plexus soJaris denilen sinir ağını yaparlarken diğer taraftan da mide ve ka-
raciğer de dağılan dallar da verirler.

N. vagus'un sensitif iplikleri nin başlangıcı ise foramen jugulare içinde bu-
•l unan gangli-0.n superius (ganglion jngulare) ile foramen jugulare'nin hemen altın­
da bulunan ganglion inferius (ganglion nodosum) olmak üzere iki gangli·onda bu-
lunan hücrelerden başlar. Bu hücrelerin protoplazmik uzantıları n. vagus içinde
olmak üzere perifer'e giderler. AksonJan ise yine n. vagus içinde olarak enc{!p-
halon'a gidip medulla -0bl-0ngata içindeki nucleus terıninalis nervi vagi denilen
çekirdekte sonlanırlar.

N. vagus'un sensitif ipliklerinin başlangıcı ise foramen jugulare içinde bu-


leus paras-empaticus ın.ervi vagi'de.n başlarlar. Bu çekird,ek fossa rhomboidea üze-
rinde görülen ve fovea iııferior adını alan bir alan içinde bulunur. Buradan baş­
layan parasempatik iplikler n. vagus içinde olmak üzere göğüs v,e karın organla-
rına giderek dağılırlar. Visceromotor iplikler adını alan bu parasempatik iplikler
iç organların fonksiyon sinirleridir.

N. vagus'ım yan dallan

Yukarda gaınglion soperius hizasında verdiği ramus meningeus dalı geri dö-
nerek duraınater de dağılır. Ramus aoricularis adını alan diğer bir dal da auricu-
la j.\e kulakarkasındaki deri kısmında dağılan dal olup bunlardan başka n. vagus
yolu boyunca boyun v:e göğüste bir takım yan dallar verir.

1) Rami pharyngei - Bu dallar plexus pharynegus'u yapmağa yardım eder-


Jer.
2) Rami cardiaci cervicales superioreset inferiores - Yukarda hemen
gangJion inferius'un altında olmak üzere ayrılan bu daHar a. carotis interna ve
a. carotis commnnis boyunca aşağa doğru giderek arcus aortae'nin altında plexus
cardiacus superficialis et profundus'u yapmağa yardım ederler.
PEH.1FEH.1K SlNlR SlSTEMl 235

3) N. laryngeus superior - Gaıngliooı inferius'un altından ayrılan bu dal da


a. carotis interna'nın içyanında olarak aşağı doğru gidip nıembrana thyrohyoidea •
ya kadar gelir. Burada bu zarı delen ramus İrnternus adını alan dalını verir ki bu da
recessus pirüonnis'in ön duvarının içyanında bulunan plica n. laryngei altında
yoluna devam ederek larynx'de, epikJottis ve vestibulum laryngis mukozasında
dağıJır. Ramus externus adını alan diğer uç dalı ise membrana thyrohyoidea'nın
dışyüzünde aşağa doğru giderek larynx kaslarından m. cricothyroideus'da dağı­
larak: sonlanır.
4) N. Laryngeuıs recurrem - Sağdan. vagus'un a. subclavia'yı önden geçip
göğüs boşluğuna girdiği sırada ayrılan bu dal, solda arcus aortae'nın alt kenarı
hizasında n. vagus'dan ayrılır. Bundan sonra sağdaki a. subclavia'yı, soldaki ise
arcus aurtae'yi alttan ve arkadan dolanarak sağdaki yukarı çıkıp öwfagus'la trac-
hea arasındaki olukda, soldaki ise özofagus'un ön yüzünün sol kenarı h9yunca
yollarına devam eder. Her ikisi de gl. thyroidea'nın alt ucu hizasında a. thyroidea
inferior'u çaprazlayarak cricotyroid eklemin arkasından larynx'e girerler. Bu-
rada m. cricothyroideus' dan gayrı laryınx kaslarına dallar verdiği gibi rima glot-
tis altında kalan larynx mukozasında dağılır. Bu sinir n. lary.ngeus superior'la da
anastomos yapar.
5) Rami tracheales et oesophagei - N. vagus'un göğüs boşluğunda verdiği
bu yan dallar özofagus ve trachea çevresinde plexus oesophageus ve plexu trac-
healis denilen sinir plexus'lerini yaparlar.
6) Rami Pericardei - Bunlarda perikarda dağılan küçük dalladır.
. N. vagus karınboşluğunda önce de söylendiği gibi bir taraftan karaciğer ve
mide de dağ1lan da1lar verdiği gibi plexus sul~ris'i yapmağa yardım ,ederler. Bu
plexus'e gelen Nn. splanchnicus major et minor adındaki göğüs sempatik zinci-
rinden gelen sinirler bu plexus'un sempatik ipliklerini getirirler. Bu plexus'dan
ayrılan iplikler de karın aortu ve dalları boyunca organlara kadar ulaşarak onlann
sinir ağlarını meydana getirirler. örneğin; plexus ren.afis, plexus liena · ple u
fı.epaticus. Böylece n. vagus iç organların büyük bir kısmmda dağılarak. ~onlanır.

11 - N. Accesorius :
Sadeqe motor ipliklerden yapılı olan bu sinir m. sternocleidomastoideus ile
m. trapezius'un motor siniridir.
Bu sinir radices craniales ve radioes spinales denilen iki kökle başlar. Radi-
ces craniales'in başlangıç çekirdeği medulla oblongata içindeki nucleus ambiguus
un alt bölümüdür. Radices spinales'in başlangıç çekirdeği ise medulla ıspıınates
içindeki mucleus spinales nıervi accessorH denilen çekirdektir. Bu iki a ı n çe"i --
dckten başlayan her iki köke ait sinir iplikleri encephalon'u sulcu a ar p _
1crior'dan ve n. vagus'un altında olmak üzere terkederler. Radice craniale 'i ya-
236 Slı~lR S1STEM1

pan iplilcler önqe radices spinales ile birleşip sonra ondan ayrılarak n. vagus'un
gaııglion inferius'una giderler Ve böylece n. vaguıs ipliklerine karışırlar. Radices
,Spinales ise canalis vertebralis içinde olarak yukarı doğru çıkıp foramen occipitale
ınagnum yolu ile kafa içine girerler radices craniales ile birleşen bu iplikler he-
·men ondan ayrılarak ramus externus adım alıp foraıntfn jugulare yolu ile kafa
• boşluğunu terkederler. Bundan sonra spatium parapharyngeum içinde aşağa doğru
yoluna devam ederken burada bulunan 9., 10., 12. kafa çiftleri ile ko~u olduğu
gibi v. jugularis intema ve a. carotis interna ile de komşuluk yapar. Aşağıda m.
digastricus'un arka karnı alt kenarı hizasında olmak üzere m. sternodeidomas-
toideus'a ve daha sonra da m. trapezius'a girerek sonlanır.
12 - N. Hypoglossus:
Bu sinir de sadece motor ipliltlerden yapılmış olup dil kasları ile hyoid altı
kaslarında dağılır.
N. Hypoglossus'un başlangıç motor çekirdeği nıedulla oblongata içinde nuc-
leus ınervi hypoglossi olup 4. karıncığın döşemesinde bulunan trigonum n. hypog-
lossi içindedir. Bu çekirdekten başılayan sinir iplikleri sulcus Iateralis anterior' dan
enceplıalon'u terkederler. Daha sonra canalis nervi hypoglossi yolu ile spatium
parapharyngeum'a gelen sinir burada bulunan 9., 10., 11. kafa çiftleri ve a. ca-
rotis interna, v. jugu aris interna il,e komşu olarak aşağı doğru gider ve a. carotis
intema'mn dış.yan yüzünü öne doğru çaprazılayıp suprahyoid bölgeye gelir. Bu-
rada sinirin dışyanında önce m. digastricus, m. stylohyoideus ve sonra gl. sub-
manclibularis bulunur. Böylece öne doğru yoluna devam eden ve daha sonram..
hyoglossus ile nı. mylohyoideus arasından geçerek dile giren sinir dil.kaslarında
dağılarak sonlanır.

N. hypoglossusun yan dallan

1) Ramus superior ansae cervicalis - Bu dal n. hypoglossus'un a. caro •


intema'yı çaprazlarken verdiği dal olup bundan sonra v. jugularis interna'nın
önünde olarak aşağa doğru gider. M. omohyoideus'un ara kirişi hizasında plexu.
cervicalis' den gelen ramus inferior aırsae cervicalis'Je birleşerek ansa cervicales
denilen bir sinir kem.erini yapar. Bu kemerden çıkan dallar da m. sternohyoideus,
m. sternothyreoideus ve m. omohyoideus'a giderler.
Bu sinirin bundan başkan. vagus ve n. lingualis ile de auastomosları vardır~
Nervi Spinales - Spinal sinirler

Omuriliğin (medulla spinalis) ön ve arka boynuzlarından çıkan sinir iplikleri


sulcus lateralis an~erior ve posterior'u terkederek birincileri radix ventralis (ön-
kök) diğeri ise radix dorsalis (arka kök) olmak üzee iki kök meydana getirirler.
Bu iki ön ve arka kökJer'in foramen intervertebrale hizasında birbiriyle birles-
mesiyle spinal sinir (nervus spinalis) teşekkül eder. Bu siniri meydana getir~nı
köklerden ön kök motor, arka kök ise s;ensitif iplikleri taşır. ön ve arka kökle-
rin birleşmelerinden hemen önce arka köküzerinde ganglio spinale denilen bir
darı tanesi büyüklüğünde şişlik bulunur. Bu ganglion içinde pseudo unipolar
gaıııglion hücreleri bulunur ki bu hücrelerin protplazmik uzantıları spinal sinir
içinde olmak üzere Pıerifer'e, aksonları ise radix dorsalis'i meydana getirerek
omuriliğe girerler.
Spinal siniri meydaan getiren ön ve arka kökJer birbiriyle birleşinceye ka-
dar olan kısa parçaları duramater ile sarılıdırlar.
Motor ve sensitif sinir ipliklerini ihtiva ~den nervi spinales (spinal sinirler)
omurilikten yukardan aşağı olmak üzere 31 çift olarak çıkarlar. Bunlar omu-
riliğin muhtelif parçalarına göre ayrı ayrı isim alarak gruplandırılırlar. Bu grup-
lar sırasiyle yukardan aşağı şunladır :
1) Nervi spinales cervicales (boyun spinal sinirleri) olup 8 çift'dir.
2) Nervi tboracici (göğüs spinal sinirleri), bunlar da 12 çift'dir.
3) Nervi Iwnbales (bel spinal sinirleri) olup 5 çift spinal sinird~n ibarettir.
4) Nervi sacrales (sakral spinal sinirler), Bunlar da 5 çift spinal sinirden
1

ibarettir.
5) Nervus coccygeus (koksiks siniri) sonuncu spinal sinir olµp bir çift'd.ir.
Her bir spinal sinir forameill intervertebrale'den dışarı çıkarçıkmaz hemen
4 dala ayrılır:
1) Ramus meııingeus - Sensitif ve sempatik sinir ipliklerinden yapılı ve
ince olan bu dal geri dönerek foramen intervertebrale'den ıçeri girip me • '
lerde ve canalis vertebralis de dağılır·
2) Raınus dorsalis - Bu sinir mator ve sensitif sinir ipliklerinden yapılmış
olup arka tarafa doğru giderek omurga yanındaki kaslarla bu bölge derisinde
dağılarak sonlanır. ..ı
3) Ramus conımunicans - Ganglia tnınci symphatici denilen omurganın
iki yanında bulunan sempatik ganglionlara giderek spinal siniri sempatik gang-
Jio.nla yani sempatik sistemle birleştiren bir daldır. Bu birJeştirme dalı içinde
iki türlü yani myelinli ve mylelinsiz sinir iplikleri bulunur. Bunlardan m linl
olanlar ramus albus veya pregangfümer iplikler olup omuriliğe gelen yani affe-
rent ipliklerdir. Myelinsiz olanlar ise ramus griseus veya postgan o adını
238 SIN1R SlSTE.Ml

alıp spnial sinir içine gi~erek perifer'e giden yani efferent sinir iplikleridir.
4) Ramus ventralis - Diğer dalların en kalım olan bu dal da mixt bir
sinir olup spinal sinirılerin büyük bir kısIDJnın aynı addaki dallan birbirleriyle
birleşer:ek plexus denilen sinir ağlarını meydana getirirler.
Spinal sinirlerin ön dallarının aralarında birleserek meydana getirdikleri
plexus'lar (sinir ağları) da şunlardır: • .
1) Plexus cervicalis - Boyun sinir ağı
2) Plexus brachialis - Kol sinirağı
3) Plexus lumbalis - Bel sinirağı
4) Plexu~ sacralis - Sakral sinirağı
5) Plexus pudendalis - Pudentaıl sinirağı
6) Plexu.3 coccygeus - Kohiks sinirağı

ervi cervicales - Boyun pinal sinirleri

8 çift olan boyun spinal sinirlerinin arka dallan ense deri ve kaslarında da-
ğılırlar. Bunlardan birincisi .n. suboccipitalis adını alıp sadece motor sinir ip-
likleri ihtiva eder ve ensenin derin kaslarında dağılır. 2. sinir ise oldukça
kalın bir sinir olup n. occipitalis major adını alır ve ~nse kasları ile ense deri-
sinde dağ1'1ır. Boyun sinirlerinin arka dallarının 3. de n. occipitalis terfi.us adını
alıp bu da bir önceki sinir gibi sensitif ve motor iplikler ihtiva eder ki bunlar da
ense kas ve derisinde dağılırlar.
Boyun sinirlerinin ön dallarının ilk dördü birleşerek plexus cervicalis,
son dört ve birinci göğüs sinirinin ön dalları araları birleşerek de plexus brac-
hialis denilen sinir ağlarını yaparlar.

· Plexus cervicalis - Boyun sinirağı

Boyun spinal sinirlerinden ilk dördünün ön dalları ilk üç boyun omuru


enine çıkıntıları önünde ve pı:evertebral fasyanın da arkasında olarak araların­
da birleşip plexus cervicalis denilen sinir ağını meydana getirirler. Bu sinir ağın­
dan çıkan dallar sensitif ve motor sinir iplikleri ihtiva edip boyun deri ve kas-
larında dağılırlar.

Plexos ceriicalis'in kas dalları - Pfıevertebral kaslarla boyun kaslarına


giden kas dallarından başka önemli olan şu iki kas dalı vardır :
1) Ramus inferior ansae cervicalis - Sinir ağından ayrılan bu dal v. jugu-
laris'in dışyüzü boyunca aşağa doğru inip daha önce n. hypoglossos da söylen-
diği gibi ondan ayrılan ramus soperior ansae cervicalis ile omohyoid kasın ara
kirişi hizasında birbiriyle birleşerek ansa cervicalis'i meydana getirir. Bu ansa'
dan da hyoidaltı kaslarına giden dallar ayrılmaktadır.
2) • phrıenicus - Diafragına'nın motor siniri olan bu dal esas itibariyle
4. boyun sinirinden başlangıç almış olup 3. ve 5. boyun sinirlerinden de iplikler
PER1FER1K SINfR S1STE1\:fl 239

alarak meydana gelmiştir. Böylece teşekkül eden n. phrenicus, m. scalenus ante-


rior'un dışyan. kenarı'ndan başlayıp onun dışyüzünde ve kasın kılıfı içinde olarak
aşağa doğru inerek kasın içyan k:eıııarına gelir. Daha sonra sağda a. ve • subcla-
via dextra'nın arasından, solda ise a. subclavia sinistra ile v. anon.yına arasından
geçerek göğüs boşluğuna girer. Sağdaki v. cava superior'un dışyanyüzü boyunca,
soldakine arcus aortae boyunca aşağa doğru yoluna devam ederek perikard ile
mediastinal plevra arasından geçip diafragınaya ulaşırlar. İçinde daha ziyade
motor iplikler taşıyan bu sinir de bazı sensitif ipliklerde bulunur ki bu ensitif
iplikler perikard ve mediastinal plevrada dağılırken motor iplikler de diafrag-
mada dağılırlar. Sensitif ipliklerden bazılarının da karınboşluğunda periton v,e
karaciğer üst yüzünde dağıldığı söylenmektedir.

Plexus cıervicialis'in deri dallan - Bunlar plems'dan ayrıldıktan sonra n.


sternodeidomastoideus'un fasya'sı içinde olarak dışyana doğru giderek kasın ar-
ka kenarının orta yeri hizasında hemen bir noktadan birkaç dal h<l!linde boyunı
yüzeyel fasyası altına gelerek yüzeyelleşirler. Bu yüzeyelleşme noktasına nnc-
twn nevrosunı da denir. Bu nokta da lamina superficialis fasciae cervicales'i de-
]erek deri altına ge-!en sinirler 4 tane olup sırasiyle şu adları alırlar :
a) N. occipitalis nıin-0r - Yukarı ve arkaya doğru giden bu ince dal ard-
kafa bölgesine gelerek bu bölgenin derisinde dağılır.
b) N. auricularis magnus - Oldukça kalın olan bu dal da m. s oc e·do-
mastaideus'un dışyüzü boyunca yukarı giderek ön ve arka iki daJ.a ayrılıp a ri-
·,cula v;e aurikula ardı bölgesi ile parotis bölgesi derisinde dağılır.
, c) N. transversus colli - Hemen bir evvelki sinirin altında olan bu dal m.
ıst~rnocleidonıastoideus'un dışyüzü ile platysma arasında olarak öne doğru gider.
ve boynun ön bölge derisinde dağılarak sonlanır.
d) Nn. subraclaviculares - Bu dallar önce lamina superficialis füsclae cer-
vicalis altında olarak aşağı doğru gidip I n. supraclaviculares mediales, inter-
medii ve Iaterales olmak üzere önden arkaya doğru veya içyandan dışyana doğru
bu bölge derisi ile omuz derisinin üst ve arka kısmında dağılırlar.

Plexus brachiaJis - Kol sinirağı


üst tarafın motor ve sensitif sinirlerini verecek olan bu plexus son 4 boyun
spinaf sinirlerinin ön dalları ile ilk göğüs spinal sinirinin ön dalının birleşmesin­
den meydana gelir. Bu sinirlerin birbirleriy•le birleşmesinden önce üç truncu
(kök) teşekkül eder. Şöyle ki 5. ve 6. boyun siniri birleşerek truncus superior'u.
7. boyun siniri tıek basına truncus mediuıs'u ve 8. bo~ siniri ile 1. göğüs iniri
1 '
de birleserek truncus inferior'u meydana getirirler. Bu truncus'ları da ön ve arka
olmak · Üzere ikiser dala ayrılırlar. Bunların arka dalları birbiriyle birleşerek
ciculus posterior. denen demıCti, ön üç dalın da birleşmesinden fasciculu a
ve fasciculus medialis denilen demetler meydana gelir. Böylece teşekkül eden
fasciculus'lar boynun yan ve aşağı kısmında yani fossa supracla icuJ s'in derin
0
240 S1N1R SlSTEMl

planmda ve m. scalenus anterior ile m. scalenus ınedius arasında yer alırlar.


Daha aşağıda ise koltuk boşluğuna kadar uzanan plexus brachialis burada önemli
olarak a. ve v. subclavia ile a. ve v. axsillaris ile bunlar çevresinde bulunan yağlı
gözeli doku içinde ıenf düğümleri ile komşuluk yapar.
Plexus cervicalis ile anaıstomos yapan plekus brachia&'in yan ve uç dallan
aşağıdadır.
Plexus brachialis'in yan ıdalları
Bunlar m. longus oolli ile Mm. scaleni'ye giden dallardan başka ön ve arka
.olmak üzere iki gruba ayrılırlar.
a) ön grup dallar:
1) N. subclavius - Kısa ve ince olan bu dal a. subclavia'nın önünden ge-
çerpk aynı addaki kasa gider.
2) Nn. pectorales medialis et lateralis - Clavicula hizasında veya biraz üs-
tünden ayrılan bu dallar a. ve v. subclavia önünden ve clavicula'mn arkasından
geçerek birçok dalara ayrılıp m. pectoralis major ve m. pectoralis minor'da da-
ğılırlar.
b) Arka grup dallar :
1) N. dorsalis scapulae - Çok defa m. scaleınus rnedius'u delerek arkaya
giden bu dal m.levator scapulae ile Mm. rbomboidei'de dağılır.
2) N. uprascapularis - İnci ura scapulae'yi geçerek fossa supraspiııam'a
gelen bu sinir de M. supraspinatus ve m. infraspinatus'da dağılır.
3) N. thoracicus lo.nıgus - Birkaç dal halinde başlayıp m. scalenus m.fdius'u
~eldikıten sonra birleşen sinir dalcıkları bu siniri meydana getirirkr. Koltuk boş­
luğu içinde teşekkül eden bu sinir göğüs yan duvarı üzerinde m. serratns anteri-
or'a dayalr olarak aşağı inerken birçok dallara ayrılıp aynı adda ki kastla dağılır.
4) N. subscapularis - Aynı addaki kas ile m. teres major'a giden bir daJ.-
dır.
5) N. Thoracodorsalis - Uzun olan bu dal m. latissimus dorsi'nin içyüzün-
den bu kasa girerek dağılır.
Plexus bracbialis'in uç dallan :
Bu plex'u meydana getiren üç fasciculus'un koltuk boşluğu içinde verdiği
uç dallar şunlardır :
1) F~ciculus lateralis'den ayrılan uç dallar:
a) • musculocutaneus
b) N. m.edianus
2) Fasciculus medialis'den ayrılan uç dallar:
a) N. Uhıaris
b) N. Cutaneus antebrachü rnedialis
c) • cutaneus brachii medialis
3) Fasciculus posterior'dan ayrılan uç dallar:'
a) N. Axillaris
b) • radialis
PER1FER!K S1N1R S1STEM1 2'11

N. ınusculo-cutaneus - Fasciculus Jateralis'den çıkan bu sınır m. cnra-


cobrachialis'i delerek kolda m. biceps brachli ile ın. brachialis arasında bu
kaslara dal verdikten sonra aşağı doğru gidip dirsek hizasında kol fasya'sını
deler ve yüzeyelleşir. Bundan sonra aşağı doğru giden sinir ön kolun dışyan
bölümii derisindıe dağılır.

N. medianus - FascicuJus Jateralis ile fa.sciculus medialis'den başlangıç


alan bu sinir önce a. brachialis'in dışyanında olarak onu takip ederek aşağı
doğru yoluna devam ederken dirsek üstünde arterin içyanına geçer. Dirsek;e
ise m. pronator teres'i delerek önkolda m. Oexor digitorum superficialis ile pro·
fundus arasmda yer alır. Böy~ece yoluna devam eden sinir bilek kanalını g _
çerek el ayasına gelip uç dallarına ayrılır. Yolu boyunca önkol flexor kasları­
na ve dirsek eklemine dallar verir. El ayasmda ise el bileği bölgesi derisinde
dağılan dallar]a thenar kaslarına giden dallar verir. Sinirin uç dalları da par-
makların dışyandan içyana doğru 2,5 parmağı iç ve dışyan sinirine vererek
bunların önyüzleri derisinde dağılarak sonlanır.

N. Ulnaris - Fasciculus medialis'den ayrılan bu dal önce a. brachialis'in


içyanında yer alarak onu takibeden kolda aşağı doğru gider. Dir eğin biraz üs-
tünde septum intermusculare• mediale'yi d~lerek iç epikondilin (epicondylus
m.edialis) arkastndan ve m. flexor carpi ulnaris'in kas demetleri ara ından ge-
çerek ön.kolun flexor kasları arasında olmak üzere bileğe kadar gelir. Burada
uç dallarına ayrılarak sonlanır.
Yolu boyunca dirsek ekleminıe, m. flexor. carpi ulnaris'e, elbileğine ve el
ayasındaki hypotbenar kaslara dallar verir. Bunlardan başka parmakların iç-
yandan dışyana doğru 1,5 parmağın ve dorsal yüzleri derisinde dağılan dallar
vererek sonlanır. Bu sinir ayrıca n. medianus'la da anastomos yapar. '

N. Cutaneus antebrachü mediaJis - Bu sinir de fascciculus medialis'den


ıtloğar. V. axillaris, v. brachialis ve nihayet v. basilica brachü boyunca aş~o 1
doğru inip dirsek hizasında ön (ramus anterior) ve içyan (ramns oJ.nam) ol-
mak üzere iki uç dala ayrılarak önkolun ön ve içyan bölümü deri inde dağılır.

N. cutaneus brachii medialis - Fasciculus medfulis' den ayrılan bu uç dal


da kolun içyan bölümü derisin~e dağılır. Bu sinir ayrıca ikinci inter asra
sinirle nı. intercostobrachialis adını alan bir anastomos dalı ile anastomos yapar:
N. axillaris _ Fasciculus posterior'dan doğan bu sinir koltuk boşluğunda
(fossa axillaris) a. circumflexa humeri posterior adını alan a. axillaris'in yallJ
dalı ile birlikte arkaya giderek m. deltoideus'la m. teres minor'da dağılarak
~anlanır. Aynca omuz bölgesinin dışyan bölümü derisinde dağılan da1lar da
verir.
N. R~dialis - Fasciculus posterior'un 2. uç dalı olan bu sinir de kolda
arka lojda olmak üzere sulcus nervi radialis içinde aşağı doğru inip dirsek hi-
242 S1NIB S1STEM1

zasında yüzeyel ve derin olmak üzere iki uç dala ayrılır. Ramus profondus
adım alan derin dalı önkolun arka ve dışyan loj kaslarında dağılıp ramus su-
perficialis adını alan yüzeyel dalı ise a. radialis ile birlikte önkolun kasları ara-
sında ilerleyip önkolun 1/3 alt bölümünde yüzeyelleşerek uç dallarına ayrılır.
Bu uç dallarının bir kısmı el sırtının dışyan bölümü derisi ile -., 2., 3. par-
makların arka yüzleri derisinde dağılarak sonlamrlar.
N. radialis yolu boyunca m. tıiceps brachii'de dağılan dallar verdiği gibr
kolun arka ve dışyan bölümü derisinde dağılan dallar da verir. n. radiWis
önkolda ise ön.kolun dışyan bölümü derisinde dağılan dallar vererek bu bölge-
nin duyusunu sağlar.

Nervi Thoracici - Göğüs spinal sinirleri


12 çift olan Göğüs spinal sinirlerinin arka dalları (rami dosrsales) m.
erector spinae ile sırt derisinde dağılırlar. ön dalları (rami ventrales) ise inter·
costal aralıklarda gid.erek kostaların alt kenarı boyunca bulunan oluk içinde
öne doğru yollarına devam ederek interkostal aralıklardaki kaslarla göğüs deri-
s~ ile karın ön duvarı üst bölümü derisinde dağılarak sonlanırlar. Nervi inter-
costales adım alan bu sinirlerden sonuncusu yani 12. cisi n. mbcustalis adını
alır ki bu sinir karın ön duvarı üst bölümü derisinde dağılır.

ervi lumbales - Bel spinal sinirleri

Bel spinal sinirleri 5 çift olup bunların arka dalları da m. erector spinae-
ile bel bölgesi derisinde dağılırlar. Bel sinirlerinin ön dallarının ilk dördü ara-
larında birleşerek plexus lumbalis denilen sinir ağını yaparlar. 5. ön dal ise pk·-
XU'.S sacralis denilen diğer bir sinir ağının yapılışına katılır.

Plexus lumbalis - Bel sinirağı


İlk dört bel sinirinin ön dallarının birleşmesi ile meydana gelen bu sinir
ağı m. psoas major'un kas iplikleri arasında teşekkül eder. Bu sinir ağından
ayrılan yan dallar m. psoas major ile m. quadratus lumborunı'a gicirrler Bun-
lardan başka verdiği önemli uç dallar da şunlardır:
1) N. ilio.tıypogastricus - Plexus lumbalis'den ayrılan bu dal m. quadra-
tus lumborum ön yüzünü çaprazlayarak aşağı ve öne doğru gider. Burada ka-
rın ön duvarı alt bölümü derisi ile dış genital organların derisinde dağılarak
sonlanır.
2) N. llioinguinalis - Bir evvelki gibi ve onun altında >Olarak yoluna de-
vam ederek karın ön duvarı alt bölümünde ve dış genital organlarm derisinde
dağılır.
3) N. Cutaıneus femoris lateralis - Bu sinir aşağı doğru inerek uyluğun
üst ve dışyan bölümü derisinde dağılır.
PER1FER1K S1N1R S1STEM1

4) N. genitofemoralis - Plexus lumbalis'den ayrılan bu sinir bir müddet


sonra femoral ve geınital iki uç dala ayrılarak bunlardan genital olanı cana •
inguinaJis için;c girerek ve bu yolla genital bölgeye giderek orada dağılır. Fe-
moral dalı ise aşağa doğru yoluna devam ederek uyluğun içyan yüzü üst bö-
lümü derisinde dağılarak sonlanır.
5) N. obturatorius - Bu sinir plexus lumbalis'den ayrıldıktan sonra ob-
turator kanal (canalis obturatorius) içine girip burayı geçtikten sonra uyluk iç-
yan yüzüne gelir. Bu bölge derisinde dağılan sinir, yolu boyunca m. obtoratorius
ve bazı diğer ilye kaslarına da dallar verir.
6) N. femoralis - Plexus lumbalis'in en kalın bir dalı olan bu sinir m.
psoas major boyunca onun iplikleri arasında aşağı doğru giderek lig. ingui-
nale'.nin arkasından ve lacuına musculorum içinden geçip uyluğa gelir. Burada
hemen uç dallarına ayrılan sinir uyluk önyüzü derisi ile buradaki kaslarda da-
ğılır. Bu sinirin bir yan dalı olan n. saphenus adındaki dalı v. saphena magna'-
ya yandaşlık ederek aşağı doğru gidip bir taraftan diz eklemi önyüzü defrinde.
dağılırken diğer taraftan da bacağın içyan bölümü derisinde dağılır.

Nervi Sacrales - Sa.kral sinirler

Sakral spinal sinirlerin ilk üçünün ön dalları ile truncus lunıbosa ralis de-
nilen bel sinirlerinin ön dallarının son ikisinin meydana getirdiği bir dal birle-
-şerek p1fxus sacralis denilen bir plexus yaparlar.

Plexus sacralis - Sa.kral sinirağı.


M. piriformis'in önyüzünde teşekkül eden ve bir üçgen şeklinde olan bu
sinir ağının yan dallan, m. obturatorius intemus ile ilye kaslarından bazıların­
da dağılan dallar olup ayrıca uyluk arka bölgesi derisinde dağılan deri dalla-
rı da vardır.
PJexus sacralis'in uç dalı - Bu plexus'un bir tane uç dalı olup JL ischia-
dicus adını alrr. Bu sinir vücudun en kalın ve en uzun bir siniri olup plexu
sacralis'in tep.esinden başladıktan sonra foraınen infrapirifonne denilen delik
yolu ile pelvis boşluğunu terkeder. Bundan sonra il)(e bölge ine gelen sinir il-
yenin derin kas katında olmak üzere aşağı doğru inip uyluğun arka bölgesine
gelir. Burada n. fibularis comınunis ve n. tibialis adını alan iki uç dala aynlır.
Her iki sinir de fossa poplitea'yı yukardan aşağa geçtikten sonra n. fihuhui
coınmunis hemen iki uç dala ayrılır ki bunlardan bir n. fibularis profundu
diğeri de n. fibularis superficialis adını alırlar. N. fibolaris profmııdus bundan
onra bacağın ön Iojuna geçip bacağın exte.ıısor kasları arasında olarak asağı
iner ve ayak srrtına gelir. Burada m. extensor digitonım brevis denilen kastla
dağıldığı gibi ayak sırtı derisinde dağılan dallar da verir. JL fibularis perifici-
alis ise bacağın arka loj kasları arasında aşağa doğru inerek bacağın 1/4 alt
bölümünde yüzey;elleşerek deri altına çıkar. Yüzeyyelleşen bu sinir aşağa doğ-
S1N1R StSTEl\11

ru yoluna devam ederek ayak sırtına gelir ve buranın derisinde dağılarak son-
lanır.
N. Tibialis ise, n. ischiadicus'un içyanda olan dalı olup n. fibularis com-
munis'e nazaran daha kalındır. Fossa poplitea'yı yukardan aşağa geçtikten
sonra bacağın arka loj flexor kasları arasında olmak üzere yukardan aşağa ve
biraz da içyan doğru gidecek iç malleole kadar gelir. Buradan n. plantaris m1!di' -
alis ve n. plantaris lateralis olmak üzere iki uç dalını vererek sonlanır. Yolu
boyunca bacağın arka lojundaki kaslara giden yan dallarını verdiği gibi ayrıca n.
suralis adını dan ve v. saphena parva'ya yandaşlık eden bir yan dal daha verir.
Bu sinir v. sephena parvayı takip ederek ayak sırtı dışyan bölümüne gelip bu
bölge derisinde dağılarak sonlanır.
N. Tibialis'in uç dalları olan n. plaıntaris medialis ve n. plantaris lateraJis
ise ayak tabanına geçerek buradaki kaslarda dağıldığı gibi ayak tabanının deri-
si * ayak parmaklarının plan tar yüzderisinde dağılarak sonlanırlar.

Plexus pudendalis - Pudental sinirağı

İkinci, üçüncü ve dördüncü sakraJ spinaJ sinirlerin ön dallarının birleş­


mesi ile meydana gelen bu sinir ağı da plexus sacralis'in hemen alt tarafında
yer almıştır.
Plexns pudendalis pelvis'içi organları ile perine de dağılan yan dallardan
başka ~ek uç dalı olan ve n. pudendus denilen siniri meydana getirir.
N. pudendus - Bu sinir foramen infra priforme'den geçerek pelvisi ter-
keder. Bundan sonra incisura ischiadica minor yolu ile fossa ischiorectalis
denilen çukur içine girer. Bu çukurun dışyan duvarı boyunca tleryen sinir bu-
rada dallama ayrılır. Nn. rectaJes ir.feriores adını alan dalları rektum ve aıms/'
çevresi ile M. sphlncter ani extemus'da dağılırlar. Rami perin.ei adını alan dal-
ları ise perine kaslarından bazılarında dağıldığı gibi deri dalları da perine böl-
gesi derisi ile dış genital organların derisin~ dağılarak sonlanırlar. N. puden-
dus'un diğer bir dalı olan n. dorsalis penis veya kadında n. dorsalis clitari:lis
adını alıp bir taraftan penis'de veya clitoris'de dağıldığı gibi bir taraftan da
perine kaslarına dallar gönderir.
Plexus pudendalis aynca plexus hypogastricus denilen Sf!mpatik sinir ağı
ile de anastom0s yapar.

. coccygeus - Koksiks siniri


1 çift olan bu spinal sinir 5. sakral spinal sinirden gelen bir dalla birle. e-
rek plexus coccygeus denilen sinirağmı yapar. Bu sinir ağından çıkan dallar
bir taraftan pelvis boşluğu organlarında dağıldığı gibi diğer taraftan da coccygi
bölgesi derisinde dağılırlar. Bu sinir ağı aynca plexus hypogastricus ile de anas-
tomos yapar.
SYSTEMA NERVOSUM AUTONOMlCUM - AUTO Oı 1 Sll "'tR
StSTEMl

Animal fonk iyonları idare eden cerebro spinal sistem yanında bir de
'yegetaf if fonksiyon] arı ki bunlar involonter yani isteğimiz dışı fonksiyonlardır,
idare eden ikinci bir sistem vardır. Bu sistem autonom sinir sistemi adını alıp
organların düz kas (çizgisiz) lan, kalb kası ve bezler (glandulae) ile damarların
fonksiyonlarını idare eder.
Autonom sinir sistemi fizyolojik ve farmakolojik yönden gördüğü fonksi-
yona göre iki parçaya ayrılır. Bunlardan biri pars S}'nıpathica diğeri de part)
parasympathica adını alır. Birbirinin antogonist fonksiyonu gören bu iki parca
böylece organ fonksiyonlarını denge halinde tutarlar. örneğin; empatik sLLrn
kalbi hızlandırır ve gözbcbeğini genişletir. Halbuki parasempatik sistem kalbi
yavaşlatır ve gözbebeğini de daraltır.
Burada hemen isatet etmek gerekir ki autonom sinirsistemi hormon imal
' \
eden organlarla birbirlerini karş.ııklı etkilerler.

Pars sympathica - Sempatik. sistem

Bu sistemin bir santral ve bir de periferik olmak üzere iki bölümü var-
clır. Bu sistemin santral parçası encephalon da venfriculus tertius (3. karıncık)
altında bulu.nan hypotlıalanıus, medulla oblongata ve hatta cortex cerebri için-
de de bulunm'2ktadır. Bundan başka medulla spinalis içinde de sekizinci boyun
segmenti ile ikinci bel siniri segmenti arasındaki bölümde ve ön boyn~z (cornu
anterius) ile arka boynuz (comu posterius) un birleştiği yerdeki sub tantia in,.
termedia denilen bölümde bulunurlar.
Pars sympathica'nın periferik parçası ise omurganın ilci yanında proces-
sus transversus'ların önünde olmak üzere kafa tabanından os coccygis'e kadar
sıralanmış ve truncus sympathicus adı verilen 20-25 çift ganglion·ıa bunları
birleştiren ara ipliklerinden müteşekkildir.
Encephalon ve medulla spinalis içindeki sempatik merkezlerden başlayan
sempatik iplikler spinal sinirler, (radix ventralis)~ yolu ile medulla spinalis'i ter-
kederler. Bu iplikler myıelinli sinir iplikleri halinde olup omurganın iki yanında­
ki truncus sympathicus ganglionlarına ulaşırlar. Myelinli olan bu iplikler ~­
yaz görünümlii oldukları için rami conımunicantes albi adını alırlar. Bunların
bir kısmı komşu gangliondaki hücrelere de giderler. Bu ganglionlardan çıkan
protoplazmik uzantılar da ince ve myelinsiz olup gri göründüklerinden rami
communicantes grisea adını alırlar. Bu myelinsiz iplikler ya spinal sinirler icin.
karışarak. perifer'e giderler veya damarlar çevresinde olmak üzere onları takiben
perifer'deki organlara ulaşırlar.
246 S1N1R SlSTEMl

Pars sympathica'nın periferik bölümünü teşkil denen ganglionlar'la bun-


ları birbirine birleştiren ara iplilder'in meydana getirdiği truncus sympathicusı
omurganın bö1ümlerine göre:
a) Cervicalis (boyun), b) thoracica (göğüs), c) Jumbalis (bel) ve d sacralis:
(sakral) olmak üzere parçalara ayrılabilir.
a) Pars cervicalis (boyun parçası) spatium parapharyngeum'da fascia
prevertebralis'in önünde vagina carotis'in arkasında yeralan bu parçada iki
ila üç çift ganglionla bunları birleştiren iplikler vardır. Bu ganglionlardan
yukarda olan birincisi iğ şeklinde bir ganglion olup kafa tabanından angulus
mandibulae 'ye kadar uzanır ve ganglion cenicale superios adını alır. İkinci
ganglion kiiçük olup ganglion cervicale mediom, üçüncü ve en altta bulunan
ganglion da gang]ion cernicale inforius adlarını alırlar. Sonuncu ganglion
çok defa birinci göğü ganglionu ile birleşerek yıldız Ş;eklinde bir ganglion
meydana getirir ki buna da ganglion stellatum denir. Değişik şekilde olan bu
ganglion cupula pleura'nın üst ve arkasında olup a. vertebralis'in a. subclavia' -
dan ayrıldığı yerin arkasına rastlar.
Pars cervicalis de bulunan bu üç ganglion'u birbirine bağlayan ara iplik-
lerine de rami interganglionares denir.
Pars cervicalis'den çıkan ipliklerin bir kısmı damarlar çevresinde bilhassa
a. carotis intema ve exteıına çevresinde ple'Xus caroticus internus ve exteıınus
adını alan sinirağları yaparlar. Diğer bir kısmı doğrudan doğruya organlar
~vresindeki sinirağlarma giderler. örneğin: larynıx ve farynx çevresindeki sinir-
ağlarına gittikleri gibi kalb sinir ağına gi~en ve bunun teşekkülüne yardım eden
n. cardiacus superior, n. cardiacus cervicalis medius ve inferfor olmak üzere
üç tane sinir dalı da ayrılarak plıexos cardiacus superüicialis ve profundus de-
nilen sinirağlarına giderler.
Yukarda söylenen dallardan başka bazı kafa çiftlerine, boyun pinal sinir-
~erine de birleştirici dallar gitmektedir.
b) pars thoracia (göğüs parçası) - 11-12 ganglion ile bunları birleştiren
ara ipliklerinden ibaret olan bu parçadan da ilk 5 gangliondan mediastinum'a
ve akciğerlere giden sempatik dallar ayrılırlar. 6. - 9. kadar olanlardan da
n. splanchnicos major ve 1O - 11 inci ganglionlardan da n. sp~hnicos minor
denilen sinirler meydana gelirler. Bu her iki n. splanchnici ya birlikte veya
ayn ayrı diafragınanın bacakları arasından geçerek karınboşluğun~ girerler.
Burada aorta abdominalis'in bir dalı olan tnıncus caeliacus çevresmde bulunan
ve plexns caeliacos denilen autonom plexus'un yapılmasına yardım ederler. Bu
sinirler sözü edilen plexus'e sempatik iplikleri n. vagns da parasempatik iplik-
leri getirirler.
c) Pars lonıbalis et sacralis veya pars abdoıninalis - Dört çift ganglion ile
tek bir ganglion (ganglion impar) dan ibaret olan bu parçadan da Nn. lumba-
les'ebirleştirici dallarla karşılıklı ganglionları birbirine bağlayan (bilhassa
pelvisde) dallar ayrılır. Pelvis içinde böylece plexus hyp-0gastricus denilen bir
AUTONOM SlNtR StSTE:\11 2'.il

sinir ağı meydana getirirler. Bu plexus'e ayrıca a. iliacus communis çevresin-


deki sinirağından ve pars lumbalis'den gelen iplikler n. splanchnici Iumbale
denilen siniri meydana getirerek karışırlar. Plexus hypogastricus'dan ayrılan
dallarda damarlar çevresinde olmak üzere pelvis içindeki organlara ulaşırlar.
Böylece her organ çevresinde bir sinir ağı t,eşekkül eder. örneğin; plexus ve ·-
calis; plexus recialis, plexus uterovaginalis.

Pars parasympathica - Parasempatik sistem

Pars parasympathica'nın da bir santral ve bir de periferik olmak üzere


iki bölümü ayırdedilir. Bu sistemin santral parçası encephalon ile medulla spi-
nalis içinde 2. - 4. sakral sinir segmentleri arasında bulunurlar.
Encephalonda bulunan merke'Zler şunlardır:
1) Nucleus accesorius autonomicus nervi oculomotorii (gözbebeği çekirde-
ği) - Bu çekirdek n. oculomatorius'un oynatıcı çekirdeğinin ön ve dışyanın­
da olup buradan başlayan iplikler aynı sinir yolu ile orbita içindeki ganglion
ciliare'ye gelirler ve oradan da ayrılan sinir iplikleri n. ciliares breves adını
alarak göz küresine girip gözbebeği (pupilla) çevresindeki düz kas iplikleri il -
m. ciliaris'de sonlanırlar.
2) Nucleus Jacrimalis (gözyaşı çekirdeği) - N. facialis'in oynatıcı çekir-
değine bağlı olan bu çekirdekten başlayan iplikler aynı sinirin içinde olma ~
üzere yoluna devam ederek onun bir dalı olan n. petrosus superficialis major
yolu ile ganglion pterygopalotinum'a gelirler. Ondan sonra n. zygomaticus e
n. Iacrimalis ~olu ile gl. lacrinıalis'e ulaşırlar. .
3) Nucl~us salvatorius pontis veya superior (üst tükürük çekirdeği) - 4.
karıncığın tabanındaki ala cinerea içinde bulunan bir çekirdek olup buradan
başlayan sinir iplikleri n. facialis içinde ve onun bir dalı olan chorda tympam
ve nihayet n. lingualis yolu ile ganglion submandibulare ve ganglion sublingu-
ale'ye gelir~er. Buradan da gl. submandij>Ularıe ve gl. sublinguale'ye ulaşırlar.
4) Nudeus salivatorius ınedulla oblongata veya inferior (alt tükürük çe-
kirdeği) - Bulbus içinde n. glossopharygeus'un oynatıcı çekirdeği yanında bu-
ltınan bu çekirdekten kalkan iplikler c\e n. glossopharyngeus ve onun bir dalı
olan n. petrosus profundus . minor içinde olarak ganglion oticum'a gelirler. Bu
ganglion'dan sonra iplikler n. auriculotemporalis yolu ile gl. parotis'e giderl ._
5) Nucleus originis dorsalis nervi vagi - n. vagus'un parasempatik çe~ ir-
deği olan bu çekird,e k bulbus içinde olup buradan başlayan sinir iplikleri n.
vagus içinde olarak · göğüs ve karın boşluğundaki organ plexus lanna giderler.
Omurilikte bulunan parasempatik mıerke7Jer:
Omuriliğin ikinci ve dördüncü sakral sinir segmentleri ara ında b una
bu merkezlerden başlayan sinir iplikleri sak.ral spinal sinirleri yolu ile ve '
erigentes adı ile peJvis boşluğu içindeki plexus hypogastricus'a gelirler.
21t8 S1N!R SlSTEMl

Systema nervosum autonomicum'a ait ganglion ve plexus'lar :


Bunlar başta, göğüs boşluğu, karınboşluğu ve pelvis boşluğunda yer al-
mışlardır.

Baş'da bulunan ganglion'lar


1) Ganglion ciliare - Orbita içinde ve canalis opticus'un hemen önünde
olup n. opticus'un da dışyanmda bulunan 2 mm. büyüklüğünde yassı bir gang-
liondur. Bu ganglion'a n. oculomotorius'un içinde olarak gelen parasempatik
iplikler gözbebeği çekirdeğinden gelir. Sempatik iplikler de plexus caroticus'dan
a. ophtalmica yolu ile gelirler. Bu gangJion'dan çıkan sinir iplikleri d,e Nn. cili-
ares breves adını alarak bulbus oculi'ye girip Mm. sphincter et dilatator pupil-
lae ile m. ciliaıis'de dağılırlar.
2) Ganglion pterygopatafümm - Aynı addaki çukur içinde bulunan bu
ganglion'da küçük bir ganglion olup n. Maxillaris'in hemen altındadır. Bu gang-
lion'a n. pterygoideus yolu ile nucleus lacrimalis,den parasempatik iplikler ve
plexus maxillaris'den de s.e mpatik iplikler gelirler. Bu ganglion'dan sonra sinir
iplikleri nı. zygomaticus ve n. lacrimalis yolu ile gl. lacrimalis'e giderler.
3) Ganglion oticum - Foramen ovale'nın hemen altında v,e 3 mm. büyük-
lüğünde uzunluğuna yassı bir ganglion olup n. mandibularis'in içyanında bulu-
nur. Bu ganglion'a n. petrosus profu.ndos mi.n.or yolu ile alt tükürük merkezin-
den parasempatik iplikler ve a. meningica medlıı çevresindeki plexus'dan da
sempatik iplikler gelirler. Ganglion oticum'dan çıkan sinir iplikleri de n. auri-
colotemporalis yolu ile gl. parotis'e giderler.
4) Gangion submandibulare et sublingoale - Bu ganglionlar aynı addaki
tükürük bezlerinin yanında bulunurlar. Bu ganglion'lara da n. chor~a tympan ·
ve n. lingualis yolu ile üst tükürük merkezlerinden parasempatik iplikler ve ci-
.vardaki ar~erler çevresinden de sempatik iplikler gelirler. Bu ganglionlardan
çıkan sinir iplikleri de aynı addaki tükürük bezlerine giderler.

Thorax içinde bulunan autonom plexus'lar

Bunlar göğüs boşluğu içinde bulunan organlar cevresinde meydana gelip


organların adını alırlar. örneğin plexus pulmonalis, plexus eosophagei ve pl~­
.xus cardiacus. ·
_ Plexus ~ndiacus iki tane olup bunlardan biri superficialis diğeri de pro·
fundus adını alırlar. Plexus cardiacus superficialis arcus aorta'nın altında olup
bu plexus'e n. vagus'dan parasempatik ve boyun sempatik ganglionlarından da
sempatik iplikler gelir. Plexus cardiacus profnndus ise arcus aorta'nın arka-
sında ve fiburcatio trach a'nın önünde ve kalb tabanında yer almış. olup yü-
zeyel plexus'le iştirak halindedir. Bu plexus'a da aynı şekilde n. vagus ve sempa-
tik sistemin boyun parçasından dallar gelir. Bu iki plexus'den çıkan sinir ip-
likleri de kalbe giderek dağılırlar.
AUTONOM S1N1R SlSTEMl 2~9

Karınboş'luğunda bulw:ıwı pJexus'lar

Burada bir tek büyük plexus bulunup plexue caeliacus adını alır. Bu plexus~
truıncus coeJiacus, ile a. mesenterica superior'un aorta abdominalis'den ayrıl­
dıkları yer arasında teşekkül etmiş olup plexus solaris'de denir. Bu plexus'u üç
çift büyük ganglion meydana getirir. Bunlar sırasıyle ganglion coelliacum
ganglion meseınterica superior ve ganglion renale adını alırlar. Ganglion caelia-
cum yarım ay şeklinde olup diğer bir ganglion'dan daha büyüktür ve truncus
caeliacus'un yanında bulunur. Ganglion mesentericum superior ise aynı addaki
arterin çıkış yeri başlangıcında yer alır. 3. gaınglion ganglion renale ise a. re-
nali'in aort'tan ayrılış yerinde bulunur. Bu üç çift ganglion aralarında pek çok
sinir iplikleri ile birbirlerine bağlanmışlardır. Böylece teşekkül eden plexus
solaris'e 111ı. vagus yolu ile parasempatik ve sempatik sistemin göğüs parçasın­
dan da Nn. splanıchnici yolu ı1e dp sempatik iplikler gelirler. Bu plexus'dan çı­
kan sinir iplikleri aorta abdominalis ve onun dalları boyunca plexus'ler meyda-
na getirerek iç organlara ulaşırla(. örneğin; plexus hepaticus, plems lienalis.
plexus mesenfiericus "1e plexos renaJis.

Pelvis boşluğunda bulunan plexus'lar

Burada plexus pelviıws veya plexus hypogastricus inferior adını alan bir
sinir ağı bulunur ki plexus solaris gibi periton dışında olmak üzere erkekde
vesica urinaria'nın iki yanında ve kadında ise vaginanın arka üstünde ve re~­
tum'un iki yanında yer alır. Değişik sayıda küçük ganglionlarla bunları birbi-
rine birleştiren ipliklerden II\eydana gelen bu plexus'e n. erigent.es , yolu ile
parasempatik ve sempatik 5ıistemin bel parçasından da Nn. splanchnici Iumba-
Ies yolu ile sempatik iplikler gelirler. Bu plexus'dan çıkan sinir iplikleri de ar-
ter~er çevresinde olmak üzere plexus'lar meydana getirerek ilgili organlara ula-
ırlar. örneğin, plexus rectalis, plexus prostaticus, plexus deferentialis ve p •
xus ufeı;ovaginalis..
ORGA A SENSUUM - DUYU ORGANLARI

Organizmanın çevre ile olan ilgilerini kolaştırmak amacı ile muhtelif iz-
lenimlerin yani ışık, ses, koku vp ağrı v.s. gibi izlenimlerin alınmasında iş gö-
ren organlara duyu organları adı verilir. Bunlar sırasıyle:
1) Orgauu.ın gustus (tad alma organı)
2) Organuın olfactus (kokualma organı)
3) Organom visos (görme organı)
4) Organ.um vestibulocochleare (statoacusticom)
İşitme ve denge organı
5) Organuın tactus (dokunum organı)
olmak üzere 5 tane olup bunlara 5 duyu da denir.
1) Organum gustus - Tadalma organı

Tadalma duyusunun organı dil olup üzerinde bulunan dil papilla'ları


içind;eki calliculi gustatorii denilen tad çisimcikleridir. Bu cisimcikler daha zi-
yade dil papilla'lanndan papillae valfatae, papillae fol" atae ve papillae fungifor-
mes'er içinde bulunurlar. Papilla'ların içindeki bu tad alına resrptörleri hak-
kında fazla bilgi için histoloji kitabına, dil'in makroskopik yapısı için de sin-
dirim sistemine bakınız.

2) Organıım olfactus - Kokualma organı

Kokualma organı burun olup bunun anatomik yapısı hakkında kemik . ve


solunum sistemi bahsinde bilgi verilmiştir. Burunboşluklarının içyüzünü döşe­
yen burun mukozasının regio olfactoria denilen bölümü içinde bulunan koku-
alma reseptör'leri tarafından alınan koku izlenimi fila olfactoria'lar yolu ile
bulbus olfactorios ve nihayet encephalon'daki koku alma merkezlerine iletir~r.
3) Organ.um visus - Görme organı

Görme organı, bulbus oculi (gözküresi) ile ona ilişik olusumlardan yani
appanitus lacrimalis (gözyaşı mgam), gözkapaklan ile gözkaslarından ibarettir.
Bulbus oculi - Gözküresi
Orbita içinde bulunan ve bir küre şeklinde olan bulbus oculi'nın dış gö-
rünüşünde öntarafı saydam olup cornea adını alıt. bwıun arkasında kalan kı­
sım ise beyaz renkli sağlam fibröz dokudan yapılmış bir parça bulunur ki bu-
na da sclera denir. Cornea'nın ön kısmı hafifçe öne çıkık olup bunun en çıkın­
tılı yeri polus anterior (önkutup) adım alır.
Gözküresinin arka çıkıntılı uçu da polus po terior (arka kutup) adım alır
ki bunu ön kutba birleşfü,.,n düz çizgiye de axis opticus denir. Bu ilci kutbu d1ş-
DUYU ORGANLARI 251

yüzden birleştiren egrı çizgilere de mer~dianı adı verilir. Gözküresini ön ve ar..


ka iki yarım küreye ayıran çizgiye de equator denir.
Orbita içinde bulunan bulbus oculi'nin normalde ön kutbu aditus orbi-
tae'yi aşmaz. Bu normal durum dışında bulbus oculi arkaya veya gözçukuru içi-
ne doğru çökük yahutta öne doğru çıkık (fırlak) olabilir ki birinci hale enophtal-
mus, ikinci hale de exophtaJmus adı verilir.
Obita içinde yer alan bulbu.s oculi ile orbita duvarları arasındaki boslu-
ğu bir taraftan gözkasları diğer taraftan bunlar arasında yer alan yağlı bir d~ku
ile damar ve sinirler doldurur.
Bulbus oculi yapı bakımından dıştan i~ doğru üç kat gösterir.
1) Tunica fibrasa bulbi
2) Tunica vasculosa bnlbi
3) Tunica interna bulbi veya retina
1) Tunica fibrosa bulbi - Bu dış kat sağlam ve oldukça kalın fibrös bir
dokudan yapılmış olup canlıda göziçi basıncı nedeniyle de gergindir. Bu katın
oır aışyuzti ve oir de ıçyüzü vardır.
Tunica fibrosa bulbi'nin 1/6 önbülümü saydam olun bira7. da Ön"" cıkrn-
tılıdır. Saat camı biçiminde ve onun gibi saydam olan bu parçanın adı corn~
olup sclera'ya saat camının çerçevesine oturuşu gibi oturur ki böylece comea·-
ya ait bir oluk bulunur. Buna da sulcus ~clerae denir.
Tunica fibrosa bulbi'nin 5 /6 arka bölümü ise beyaz görünümlü olup
sclera adını alır. Bunun arka uçu üzerinde n. opticoş ile damar ve sinirlerin
geçm;esine mahsus birtakım delikler görülür ki bu alana da Iamiııa cribrosa
denir. Bu parçasının dışyüzünü vagina bulbi örtüp kendisi ile bu vagina ara-
sında bir aralık kalır ki ıspatium intervagiııale denilen bu aralık sayesinde göz-
küresi vagina bulbi içinde olmak üzere serbestce hareket eqer. Bundan başka
coımea ile sclera arasında birl~me çizgisi olan ve limbus comea adını alan sı­
nır arkasında gözkasları sclera'ya tutunmaktadırlar.
Tunica fibrosa'mn comea parçasının önyüzü gözkapaklarının arka yüzleri
*komşu olup arka yüzü de camera oculi aınterior denilen ön kamaranın öndu-
varını yapar. Sclera'nın içyüzü ise tunica vascolosa ile komşudur.
2) Tunica vasculosa bulbi - Tunica fibrosa bulbi'nin sclera parçasının
içyüzüne dayalı olan bu orta kat damardan zengin ve pignıentlidir.
Tunica vasculosa bulbi'nin üç parçası ayırdedilir:
a) tris - Tunica vasculosa'nın ön parçası olan iris, frontal durumda olup
a) tris - Tunica vasculosa'nın ön parçası olan iris frontal durumda 0 ıp
limbus comea'ya yakın olmak üzere çepeçevre tunica fibmsa'nın içyüzüne u-
tunur. tris'in ortasında bulunan dplik pupilla (gözbebeği) adını alır ki ış . id-
detine göre daralıp ve genişler, İrisin böylece bir çevre ve orta yerinde bir de-
likle ön ve arka iki de yüzü vardır. önyüzü canlıda açıkmaviden oyu kahve-
DUYU ORGANLARI

rengin,e kadar değişik renkte olup bu yüz caınera oculi aııterior denilen ön ka-
maranın arka duvarını yapar. Bu yüzün tunica fibrosa bulbi ile yapışma çev-
resi arasında bir açı meydana gelir ki buna angnlos iıidocornealis denir. İrisin
arka yüzü ise koyu ve pigmentli olup arka kamaranın (camera oculi pasterior)
on duvarını yapar. Bu iki ön ve arka kamara birbiriyle irisin ortasında bulu-
nan pupilla aracılığı ile birleşirler.

Pupilla (Gözbebeği) - genel olarak dıştan siyah görünümlü olan pupilla


ortalama 2 - 4 mm. çapında olup iris bünyesindıe ve çevresinde bulunan m.
sphincter pupillae ile m. dilatator pupillae adını alan düz kaslar sayesinde çapı
genişler ve daralır. Böylece gözküresi içine giren ışık şiddeti ayarlanır.

b) Corpus ciliare - İrisin arkasında kalan bu parça, lens (gözmercpği) nin


çevresinde bir halka şeklinde olup arkada cboroidea ile uzanır. Corpus ciliare'
nin bir yapışık kenarı ile bir de lens'in çevre inde serbest kenarı vardır ki bu
kenar üzerin~c processus ciliares adını alan çıkıntılar bulunur. Bu çıkıntıların
ucunda lensin equator'una uzanan ince iplikler (fibrae zoınulares) çıkar. Bu çı­
kıntılar lens çevresinde bir taç manzarası arzettikJerinden buna coron.a ciliaris.
denir. Ortalama 80 tane o1;!tn prooessus ciliares'ler yukarda corpus ciliare 'nin
orbiculus ciliaris denilen parçası ile uzanırlar. Corpus ciliare'nin arka sınırı i e
ora serrata olup tunica vasculosa'nın diğer bir paçası olan choroidea ile uzamr.

Corpw ciliare yapı itibariyle bir düz kas olan musculus ciliaris ile zengin
bir damar ağı ve bağ dobsundan yapılmıştır.

M. ciliaris - Meridional bir ~sitte üçgen şeklinde görülen bu kas dışta


meridional içte sirküler ve ikisi arasında da radier düz kas ipliklerinden yapıl­
mıştır. Bu kasın kasılması ve gevşemesinde lens equator'una uzanan iplikler ge-
rilip gevşemek su~tiyle lens'in ön-arka çapı artar veya azalır. Böylece uzak ve
yakın görme işindeki akomodasyon (uyum) sağlanır.
Corpus ciliare bünyesinde bulunan zengin damarağı ön ve arka kameralar
içinde bulunan ve homor aquos denilen sıvıyı da meydana getirirler.

c) Choroidea - Tu.nica vasculosa bulbi'nin .e n büyük olan bu arka par-


çası ince .olup damar ve pigment'den zengindir. Cboroidea'nm sclera'nın içyüzü-
ne dayalı bir dışyüzü ve tunica interna bulbi'ye yapışık bir de içyüzü vardır.
Dışyüzü ile screla arasında bir boşluk bulunur ki spatium perichoroideum adını
alan bu boşluk içinde damar ve sinirıerle gevşek bağ dokusu bulunur. Choro-
idea'nın ön sınırı corpus ciliare ile kendisi arasında bulunan ve ora serrata de-
nilen bir çizgi teşkil eder. Arkada ise .o. opticus'un gözküresine girdiği yere ka-
dar devam .eder.
3) Tnnica • tema bulbi (retina) - Gözküresinin en ıç katını teşkil eden
DUYU onG~\XLIBI

ve retina adım da alan bu kat tunica vasculosa'nın içyüzünde olup genel olarak
iki yapraktan meydana gelmiştir. Bunlardan biri dışta ve pigment epitelinden
yapılmış olan stratum pigmenti, diğeri içte olup sinir ağından yapılını., tır ·ki.
buna da stratum cerebrale denir. Esas retina adını alan da bu yapraktır. Stra
pigmenti adını alan yaprak choroidea'ya sıkıca yapışmış olup önde margo pu-
pillaris iridis denilen gözqebcği çevresine kadar uzanır ve bu kenara da sıkıca
tutunur. Stratum oerebraJe ise önde ınargo pupillaris' den başlayıp arkada n.
opticus'un gözküresine girdiği yere kadar uzanmış olup bu yaprağın ora semıta
önünde kalan kısmı ince bu çizginin arkasında kalan kısmı ise ona nazaran da-
ha kalındır. Ora serrata ile ın. opticus'un girdiği yerp sıkıca yapışık olan arka
parça twıica vasculosa'nın içyüzüne tutunmayıp onun üzerine dayalı olarak dumr.
Bu dayanmayı tunica intenıa bulbi'nin içyüzünde komşu olduğu corp vitreum
denilen sıvının basıncı sağlar.
Retiıııa'nm ora serrata önünde kalan ince parçası görme işiyle ilgili olma-
dığından pars caeca retina adını alır. Buna mukabil ora errata arkasına kalan
retinae parçası ise görme fonksiyonu ile ilgili olup pars optica retinae adını alır.
Retina'nın yani stratum ceııebrale'nin dışyüzü stratum pigmenti ile kom. u
olup içyüzü corpus vitreum ile onu saran zar aracılığı ile komşudur. Retina~nın
içyüzünde makroskopik olarak iki oluşum dikkati çeker. Bunlardan biri n. op-
ticus'un gözküresine girdiği yer olan discus n. optici, diğeri de arka kutup hiza-
sında sarı bir leke olan macula'dır.

Discus n. optici - Görme siniri ipliklerinin rctina'dan çıkış yeri olup po-
lus posterior bulbi'nin 3 - 4 mm. içyanında bulunur. 1,5 mm. çapında yuvarlak'
veya oval olan bu yer, ortasında excavatio papillae denilen hafif bir çukurluk
gösterir. Burada ayrıca göz siniri iplikleri arasından retina'ya giren e Çıkan da-
marların (a. ve v. centralis retinae) izleri görülür. Bu nokta görme fonksiyonu
ile ilgili olmadığından kör bir noktadır.
Macula - Discus n. optici'nin 3 - 4 mm. dışyanında ve sarı renkte görü-
nen 2 mm. çapında ki bir nokta olan macula hemen hemen göz küresinin polo
posterior'una uyar. Bu ,noktanın ortasında da hafif bir çukurluk görülür ki fovea
centralis adını alan bu çukurcuk en iyi gören bir noktadır. Macula'nın san ren-
gini veren pigment bu çukurcuk içinde bulunmaz.
Stratum cerebrale veya retina histolojik olarak 10 - 11 kattan meydana
gelmiş olup bunlardan önemli olan üç kat şunlardır :

1) Stratum neuroepitheliale
2) Stratum gangliowıre retinae
3) Stratum ganglionarc nervi optici

1) Stratum neuroepitheliaJe - Bu kat koni ve basil denilen görme izleni-


mi alan oluşumların bulunduğu kattır.
DUYlJ ORGA.l VLARI

2) Stratum ganglionare retinae - Bipolar Ganglion hücrelerinin bulun-


duğu bir kat olup buradaki hücrelerin protoplazmik uzantıları koni ve basiller-
den aldıkları ışık izlenimini aksonları aracılığı ile bundan sonraki multipolar
ganglion hücrelerine iletirler.
3) Stratum ganglionare nervi optici - Bu katta büyük multipolar gang-
lion hücreleri yer alır. Bunlar bipolar ganglion hücrelerinden aldıkları ışık izle-
nimini neurit'leri ile merkeze iletirler. Bu hücrelerin npurit'leri ise n. opticu
meydana getirirler. Daha fazla bilgi için Histoloji kitaplarına bakınız.
Corpus vitteum - Bulbus oculi'nin içboşluğunun büyük bir kısmını dol-
duran jelatinimsi bir kıvamda olan corpus vitreum genel olarak % 98 su ihtiva
eden bir sıvıdır. Corpus vitreum kendisini saran ve membrana vitrea adını alan
ince bir zar aracılığı ile retina'nın içyüzü ve lens'in arka yüzü ile komşudur.
Böylece lensin arkayüzü ile retina'nın içyüzü arasında yer alan corpus vitrıeum'-
un ortasından discus n. optici'den başlamak üzere lens'in arka yüzüne kadar
uzanan dar bir kanal geçer. Canalis hyaloideus adını alan bu kanal embryonal
hayatta mevcut olan ve a. hyoloidea denilen bir damarın geçmesine mahsus ka-
nalın artığıdır. Corpus vitreum kendisini saran membrana vitrea ile birlikte ışığı
gecir;en bir ortam olup bu özelliğini kendisine , bünyesinde bulunan hyalurin
asid verir Corpus vitreum'un sahip olduğu statik basınç sayesinde retina, stra-
tum pigmenti epiteline dayalı olarak yerinde tutulur.
Lens (gözmerceği) - İris ile corpus vitreum arasında bulunan bikonkav
.bir mercek olan lens, frontal durumda olup çevresine yani equator'una tutunan
iplikler sayesinde corpus ciliare'ye asılı duran ve ışık kıran bir cisimdir. Mer-
ceğe benzeyen bu cismin bir ön ve . bir de arka olmak üzere iki yüzü ile bu iki
yüz arasında equator adını alan bir de çevrc'i vardır. Kendisi gibi saydam bir
kapsülle (capsula lentis) sarılı olan lens'in önyüzü camara posterior bulbi'in
arka duvarını yapar. Arka yüzü ise corpus vitreum ile komşudur. Çevresine ya-
ni equator'una da corpus ciliare'nin processus ciliaris'leri tepesinden uzanan
fibröz iplikler tutunur. Fibrae suspensoriae de denilen bu iplikler sayesinde
lens corpus ciliare'ye asılı olarak yerinde tutulur.
Lens'in elastik olan kapsülü altında bir de kendi esas dokusu vardır ki ço-
cuk ve gençlerde elastik olan bu doku yaş ilerledikçe esnekliğini ve şeffafl·ğını
kaybeder. ·

Gözkamaralan ve humor aqueus :


Camera anterior bnlbi - Cornea'nın arka yüzü ile iris'in önyüzü arasında
kalan bir boşluk olup pupilla aracılığı ile arka kamera ile iştirak halindedir.
Camera posterior bulbi - lris'in arka yüzü ile lens'in önyüzü arasında ka-
lan bu boşluk da yine pupilla aracılığı il.e ön kamara ile birleşir.
Bu her iki ön ve arka kamarayı humor aqueus denilen bir sıvı doldurur.
DUYU ORGAı~LIBI _,, __
,).)

Hwnor aqueus - Kamaraların içinde bulunan bir sıvı olup corpus ciliare
bünyesindeki zengin damar ağı tarafından meydana getirilir. Bu ağ dan meydana
gelen hum-0r aqueus arka kamaraya dökülüp ön kamarada angolus iridoco m~alis
deruJıen köşe hizasında bulunan venler yolu ile de rezorbe edilerek göz kasları
venlerinc ulaşırlar. Böylece humor aqueus'un sirkülasyonu sağlanır.
V agiına buJbi - TunJ.ca fibrosa bulbi'yi dıştan bağ dokusundan yapılmış
fibröz bir kılıf sarar ki vagina bulbi veya Tenon kapsülü denilen kılıf sc era'·
yı arkadan n. opticus hizasından itibaren limbus cornea hizasına kadar sardıktan
sonra konjuktiva (ccnjuctiva) ile uzanır.
Vagina buJbi ile bulbus oculi arasında spatium intervagiım e denil n bir 0

aralık kalır. Bu aralık sayesinde gözküresi tunica bulbi içinde olmak üze;: ser-
bestçe harck~t eder.
Vagina bulbi arkada n. opticus hizasında yapışık olup göz kaslarına da uzan-
tılar göndererek onların fasyası ile devam ettiği gibi orbita tabanına gönderdiği
uzantılar (septum orbitale) la da orbita'yı kapsülönü ve kapsülardı olmak üzem
ikiye ayırır.
Vagina bulbi'nin iç yüzü bulbus oculi'nin dışyüzü ile komşu olup dışyüzü de
orbita duvarları arasında kalan boşlukta bulunan gözk:aslan ve bunların arası­
nı dolduran yağ dokusu (corpus adiposum orbitae) ile çeırıelenmiştir.

Musculi bulbi - Göz kasları

7 tane olan göz kaslarından biri m. Ievator palpebra superior olup üstgözka-
pağına aittir. Diğer 6 tanesinden 4 ü düz ve iki i de eğile kaslar olup esas gözkü-
rc i kaslarını teskil ederler. Bunlardan 5 tanesi (4 düz ve 1 eğik kas) • orbitanın
tepcsindp canali~ opticus ile fissura orbifaJis superior'un içyan ucunda meydana
gelen ve anulus tendineus comınwnis denilen oval bir kiriş ha1kasından ba,Iarlar.
Bu halkanın üst tarafına m. rectus superior, içyanma m. rectus media · alt ta-
rafına m. rectus inferior ve dışyanma da m. rectus JateraJis adındaki düz ka Iar
yapışarak başlarlar. Buradan başlayan bu düz kaslar öne doğru gide~ek lim us
cornea'dan 5 - 7 mm. uzakta olmak üzere sclera'ya üst alt, içyan ve dı , yanda
olarak yapışırlar. lki eğik kasdan biri olan m. obliquus superior da a u us te.. :li-
neus comnnmis'c yapışarak başladıktan sonra öne doğru gidip orbita·nın iç ran
duvarı üst kısmında bulunan fovea trochlearis içind ki trochlea denilen kıkırdak
makarayı döndükten sonra arkaya ve dışyana giderek gözküresinin ar a yarımının
üst, dış yanında olmak üzere clera'ya yapışır. M. obliquus inferior adını al n
diğer eğik kas ise orbita tabanından canalis nasolacrimalis·in dışyanına tutuna a ~
başlayıp arka ve dışyan doğru giderek buJbns oculi'ııin arka yarım1nın alt, dı. a-
nın da olmak üzere sclera'ya yapışarak sonlanır.

Bütün bu dört düz ve iki eğik gözkasları gözküre i (bulbu ocu ·) ni 2gina
bulbi içinde olmak üzere s,erbestçe hareket ettirirler.
2.)6 DUYU ORGANL\Rl

Gözkaslarının sinirleri - M. r.ectus lateralis'in siniri n. ahıducens, m. obli-


quus superior'un siniri nı. trochlearis ve diğer gözkaslarınm sinirleri de n. oculo-
motorius'dan gelirler.

Palpebrae - Gözkapakları

Orbita'nın tabanını (aditus orbitae) önden kapatan gözkapakları üst ve alt


olmak üzere ilci tan,e olup her ikisi arasında da riına palpebranun denilen bir ya-
rık vardır. Bu yarığın üstünde olanı palpebra superior (üst gözkapağı) ve altında
olanı da pa1pebra inıferior (alt gözkapağı) adını alırlar. üst ve alt gözkapakları
içyan ve dışyanda birbirleriyle birleşmek suretiyle birer birleşek meydana getirir-
ler ki iç yandakine commissu.ra pa1pebrarum meıdiale dışyandakine de coınmis­
sura pa1pebra111m laterale denir. Bu birleşekler hizasında gözkapaklarının ser-
best kenarları içyan ve dış.yan açıları (angulus ocnli medi.alis et lateralis) yapar-
lar. üst ve alt gözkapaklarımn içyan ve dışyan birleşekleri içyanda lig. palpebra
mediate dışyanda da lig. palpebra laterale adını alan fibröz bağlara tutunurlar.
Gözkapaklarının ön ve arka iki yüzü ile bitişik ve serbest olmak üzer,e de
iki kenarı vardır. Gözkapaklarının önyüzleri deri ile örtülü olup ince olan bu deri
üzerinde biri üst gözk:apağının bitişik olan üst kenarı hizasında diğeri de alt göz-
kapağının bitişik olan alt kenarı hizasında olmak üzere ..,nine oluklar vardır. Bun-
lardan üst gözk:apağı üst kenarı hizasındakine sulcns palpebralis superior veya
sulcus frontopalpebralis, alt gözkapağı kenarı hizasında olan oluğu da sulcus
palpebralis inferior denir.
Gözkapaklarının facies dorsalis adını alan arka yüzleri ise konjuktiva (conr
junctiva) ile örtülü olup gözk:üresinin ön kısmı ile komşudur.
Gözk:apaklannın serbest •o lan kenarları riıruı palpebranını'u sınırlayıp içyan-
da angulus oculi medialis ve dış yanda da angulus oculi Jateralis'i yaparlar. Ser-
best kenarların üzerinde içyan köşeye yakın oarak birer kabartı bulunur ki papil-
lae lacrimales adım alan bu papillalar üzerinde de pıınctum lacrimale denilen de-
likler vardır. Bu delilderd,en gözyaşı yolları veya kanalcıkları başlar. Gözkepakları­
nın serbest kenarlarının üzerindeki papilla lacrimalis'ın dışyanında kalan bölümü
üzerinde ciliaca denilen kirpikler yer aldığından pars ciliaris, halbuki papillanın
içyanında kalan bölüm üzerinde kirpik bulunmayıp bu parça da pars lacrimalis
adını alır. Gözkapaklarının serbest kenarlarının pars acrimaJis'leri arasında te-
şekkül eden çukurcuk lacus lacrimalis olup gözyaşı burada toplanır.
Gözkapaklarının bitişik kenarları yukarda alın derisi ile,aşağıda da yüz de-
risi ile devam eder. Daha önce söylendiği gibi üst ve alt bitişik kenarlar hiza-
sında üstte enine bir oluk (sulcus frontopalpebralis), altta yine enine bir oluk
(sulcus palpebralis inferior) bulunur.

Gözkapa1danmn yapısı - Dıştan içe doğru deri, derialtı, kas, fibroelastik


doku ve nihayet konjunktiva katlarından yapılmıştır.
Deri, ince olup kılsızdır ve terbezleri de ihtiva etmez.
DUYU ORGAL ~LARI 2.57

Derialtı dokusu da gevşek bağ dokusundan ibarettir.


Kas katını ise m. orbicularis oculi'nin pars palpebralis'i yapar ki bu kas iç-
yanda lig. palpebra mediale, dışyanda da lig. palpebra lateraie'ye tutunur.
Fibro-elastik katta ise gözkapaklannın esas sertliğini veren ve tarsns adını
alan fibröz .dokudan yapılı iskeleti ile- ıseptum orbit.ale bulunur.
üst ve alt gözk:apakları içinde bulUJıan tarsus'lardan ü tteki tarsu superior,
alttaki de tarsus inferior adını alır. Her iki gözkapağı içinde bulunan tarsus"Iar
şekil itibariyre yataydurumda dar birer yay'a benzerler. üst tar us alt tarsus'dan
daha geniş olup bitişik olan üst kenarı konvex'tir. Bu kenara septum o bitale ile
rn. levator paJpebrae superior tutunur. Alt tarsus'un bitişik olan alt kenarına da
eptum orbitaıe tutunmuştur. Her iki tarsus'un serbest olan kenarları i e gözka-
paklarmın serb!est kenarlarına uyarlar. Tarsus'ların içyan uçları lig. palpebrale
mediale adını alan bağı mıeydana getirerek crista Jacrimalis anterior'a yap şır.
Tarsus'ların dışyan uçları da lig. palpebrale lateraJe denilen bağı yaparak atlitu
orbita'nın dışyanına tutunur.
Tarsus'ların ön yüzleri m. orbicuJaris oculi, arka yüzleri de konjunktiva ile
komşu olup içlerinde de glaındulae tarsales denilen ve çapak (sebwn
palpebra) yapan bezler bulunur ki salgılarını gözkapaklarının serbest kenarlarına
dökerler.

'Konjunktiva (conjunctiva) - Tarsus'lara sıkıca yapışık olan ve tunica con-


junctiva palpebraıe adını alan bu kat ince, düzgün ve saydam bir zardır. Bu zar
gözkapaklarının arka yüzünü örttüğü gibi bulbus oculi'nin kapsül (tenon kap-
sülü) ününde kalan sclera parçasını da örttükten sonra liınbus cornea'da sonla-
nır. Böylece birtaraftan gözkapaklarının içyüzünü diğer taraftan kı men sclera·yı
örten konjuktiva gözküresinden gözkapaklarırun içyüzüne atlarken çıkmazlar
meydana getirir. Bunlardan üst gözkapağına atlarken meydana gelen üst çıkmaza
fornix conjunctivae superior, alt gözkapağına atlayışı sırasında teşekkül eden alt
çıkmaza da foıınix coınjunctivae iıııierior denir.

Daha önce de söylendiği gibi üst gözkapağının yapısına giren ayrıca bir ka
daha vardır ki m. Ievator palpebrae superioris adını alan bu kas üst gözkapağını
yukarı kaldırır. M. Ievator palpebrae superiosis, orbita'nın tepesinden yani
lis opticus çevresinden başlayarak orbita üst duvarı ile m. rectus superior bubi
arasında olmak üzere öne doğru ilerleyip yaygın bir şekildıe tarsus superior·un
üst kenarına ve üst gözkapağı derialtı dokusuna yapışarak sonlanır. Bu ka ın
siniri de n. oculomotorius'dan gelir.

Supercilia - Kaslar

O frontale'deki arcus superciliaris'ler hizasında ve her iki adi o ita'nın


üst kenarı üstünde açıklığı aşağı bakan bir yay şeklinde ilci taraflı bulunan deri
kıllarına supercilia (kaşlar) denir. Bunların bir kalın içyan uçları ile bir de ince
258 DUYU ORGANLARI

dışyan uçları arasında corpus adım alan cisimleri vardır . Kalın olan içyan ucuna
caput (baş), dışyanda olan ince uçlarına da canda {kuyruk) qenir. Kaşların ka-
lın olan içyan uçları arasında kılsız bir alan bulunur ki burası glabella'ya uyar.

Apparatus lacrimalis - Gözyaşı organı

Gözyaşı organı, gl. lacriınalis (gözyaşı bezi) ile ductuli lacrimales (gözyaşı
kanalcıkları), saccus lacriınalis (gözyaşı kesesi) ve ductus nasolacrimalis (gözyaşı
burunkanalı) dan ·ibarettir.
GJ. lacrimalis (Gözyaşı bezi) - Orbita'nın dışyan duvarı üst kısmında fossa
gl. lacrimalis denilen çukur içinde bulunan gözyaşı bezi m. levator palpebra~ su-
perioris'in kirişi ile pars orbitalis (kemik çukur içinde oturan parça) ve pars
palpebralis {palpebra içine uzanan parça) olmak üzere ki parçaya ayrılır . Paro-
tis bezi gibi tubulo-asinöz bir yapıda olan gözyaşı bezi birtakım lobcuklardan
ibaret olup salgısını 8 - 1O adet dnctuli excretorii denilen kanalcıklar yolu ile
fomix ooııjuctivae superior'un dışyan kısmına döker. Buraya dökülen gözyaşı
gözk:apaklarının hareketi ile bütün konjuctiva üzerinde yayılarak. sonunda göz-
kapaklarının serbest kenarlarının içyan bölümünde bulunan lacus lacrimalis'de
toplanır. Burada toplanan gözyaşı papilla lacriınalis'ler üzerinde bulunan. pu::ıcta
Iacrimalia (gözyaşı delikleri) yolu ile gözyaşı kanalcıklarına (canaliculi facri-
males) geçer.
Canaliculi Iacrimales - üst ve alt gözkapaklarının pars lacrim.alis içinde
ve bun.un serbest kenarına paralel olarak bulunan iki küçük borudan ibaret olup
her ikisi de içyanda bulunan saccus lacrimalis'e açılırlar.
Saccus Jacrimalis (gözyaşı keS)esi) - 1,5 mm. uzunluğunda olan bu kese os
çıkmaz şeklinde olup foıınix sacci lacrimalis adını alır. Bu kesenin alt ucu ise
ductus nasolacrimalis ile uzanır. Saccus lacrimalis'e dışyandan ise canaliculi
lacrimales açılırlar.
Ductus nasolacrimalis - Gözyaşı burun kanalı da denen bu kanalcık iki
lem. uzunluğunda bir kanal olup gözyaşı kesesinin alt ucundan meatus mısi infe-
lacrimale' deki fossa sıecci lacrimalis içine yerleşmiştir. Bu kesenin üst uçu bir
rior'a uzanarak buraya açılır. Kanalın içi mukosa ile döşeli olup bu mukosa bi r-
takım enine plikalar gösterir ki bir kapak manzarasını arzeden bu plikalar valvül
adını alırlar.

4) Orgaill.um Vestibuloccochleare - İşitme ve denge organı

İşitme ve denge organı olan kulak (aurs) da üç parça ayırd edilir:


a) Auris externa (dışkulak)
b) Auris Media (ortakulak)
c) Aur" intema (içkulak)
DUYU ORGANLARI 259

a) Auris extenıa (dışkulak)

- Başın iki yanında pro~essus mastoideus'lann önünde sağlı sollu bulu-


nan ve auricula adını alan huni şeklinde bir parça ile bu huninin tepesinden
ortakulağa kadar uzanan ve meatus acusticus extemus (dışkulak yolu) dan
ibarettir.

Auricula (kulak kepçesi) - Başın yanında proceıss s masto"deus ile çene


eklemi arasında çok değişik şekil ve büyüklüktt olan auricula kaba bir benzetisle
bir huniye benzetilebilir. Ortalama 6 cm. yükseklik ve 4 cm. genişlik göster~n
auricula'nın tepesi başa yapışık olup dışkulak yolu ile uzanır. Auricula'nın ser-
b,est olan bir çevresi ile içyan ve dışyaıı olmak üzere iki de yüzü vardrr. Dışyan
yüzünde birtakım girinti ve çıkıntılar görülür ki bunlardan serbest kenar üzerin-
de olan dışyana doğru büyük bir " ? " işaretine benzetilebilen bir kıvrınu helh:
adını alır. Bunun önünde ona paralel olarak görülen diğer bir kabartı da antibe-
Jix adını alır. Bunun alt ucundaki kabartıya antitragus denir. Bunun önünde gö-
rü~en diğer bır kabartı da tragus adını alır ki bu iki kabartı arasında bulunan
çentikde incisura intertragica adını alır. Antihelix'in önünde kalan çukurluk
cavum conchea adını alıp bu çukurcuğun dibinden _dışkulak yolu başlar.
Auricula'nm içyanyüzü processus mastoideus'a bakar v~ üzerinde d şyanyüz­
de görüldüğü gibi birtakım kabartı ve çukurcuklar bulunur. Bunlardan cavum
~onchea'ya tekabül eden kabartı emiJnentia conchae denir. Auricula'run çevresi-
nin alt ucunda bulunan yağ dokusundan yapılı çıkıntı lobulus auricula (kulak
memesi) adını alıp içyanda yapışıktır.
Auricula'nın -esas iske~etini yapan elastik bir kıkırdak (cartilaga auricula)
olup bunu iç ve dışyan yüzde deri örter. Bu kıkırdağın yapışık olan ucu dışku­
lakyolu'nun kıkırdak parçası ile devam eder.
Dışkulağın ikinci parçası olan meatus acusticus externus (dışkulak:yolu) _
Cavum conchae'.nın dibinden başlayıp membrana tympani (kulakzarı) ye kadar
uzanan ve ortalama 3,5 cm. uzunluğunda olan bu yol horiwntal bir durumda
olup eğrilikler gösterir.
Meatus acusticus exteıınus yapı bakımından bir kemik ve bir de kıkırdak ol-
mak üzere iki parçadan meydana gelmiştir.
Kıkırdak parça ı cm. uzunluğunda olup cavum coochae'nin dibinden kemik
parçanın başlangıcı olan punıs acusticus ıexternus'e kadar uzanan parçadır. Pars
carôlago meatus acustici exteııni adını alan bu parçadan sonra başlayan kemik
1

parça ise os t.emp-0raJe'de bulunan meatuıs acusticus extemus'dan ibarettir. Bu


kemik parça pars osea meatus acustici extemi adını alıp dışyanda kıkırdak pa-ça
ile devam eder. tçyan ucunda ise memhrana tympa:ııi (kulakzarı) bulunur ki
dışkulağı orta kulaktan ayırır.
Dışkulak yolunu deri örter. bunun dışyanda olan bölümü kalın . i ~ an
olan bölümü ise inte olup içinde gl. ceruıninosae denilen yağ bezleri ile bilhas a
260 DUYU ORGA.~LARl

dışyanda kıllar bulunur. Bu kıllar trngi adını alır. Yağ bezleri de cerume.n deni-
len kulakkirini meydana getirirler.

b) Auris media (ortak.ulak)


- Os temporale içinde bulunan orta kulak birtakım boşluklardan meyda-
na gelmiş olup şu parçaları ihtiva eder:

l) Cavum tyınpani (timpan b~luğu)


2) Cellulae masfoideae (mastoid hücreleri)
3) Tuba auditiva (kulakborusu)

1) Cavum tympani - Bu boşluk dışkulakyolunun içyan ucundaki membrana


tympani ile içyanda bulunan auris intenıa (içkulak) arasu;ıda dar bir boşluktur.
tçinqe kulak kernikcikleri (ossicnla anditus) denilen üç adet kemikcik de bulu-
nan bu boşluğun altı duvarı vardır.
Paries mcmbranaceus (dışyanduvar) - Kemik ve zardan yapılı olan bu du-
varın büyük bir kısmı dışkulakla orta kulağı birbirin~en ayıran ve membrana
tympaıni denilen kulakzarı ile örtülü olup bunun dışında kalan kemik parça ise
bu zarın üstünde ve altında olmak üzere iki çıkmaz halindedir. üstte bulunan
çıkmaza recessus epitympanicus denir. Burada kulak kemikciklerinden mal-
Jıeus'un başcığı ile incus yer alır. Burada ayrıca n. facialis'in bir dalı olan 111. chor-
da tympani de bulunur. Membranıa tympani'nin alt kısmında bulunan üst çık- .
mazdan daha az derin olan çıkmaza da recessn hypotymp,;ınicus adı verilir.

Membrana tympani - Paries nıembranaceus'un orta parçasını yapan bu


zar ortalama bir cm. çapında bir daire şeklinde olup dışkulak yolunun kernikpar-
çasırun başlangıç kısmına yapışmış olup istikameti de yukardan aşağa ve dıştan
içe doğrudur. Yapışık olan Ç,Cvresi anulus tympanicus adını alır ki burada fibro
cartilagineus denilen bir kıkırdak halka bulunur.

Mıembrana tympani, canlıda sedef renginde görünüp orta yeri de hafifç


içeri çöküktür. Bu çökük kısma umbo nıembrana tympani denir. Burası malleus'
un sapının alt ucuna rastlar ki buradan başlayan ve arka yukarıya doğru uzana:ı.
çizgiye de stria mallearis denir.
Tympan zarının görünüş itibariyle biri üstte ve küçük olan gevşek (pars
· flaccida) diğeri de altta gergin ve geniş gergin parça (par. tensa) olmak üzere
iki parçası ayırdedilir.
Paries jugnlaris (taban) - Bu duvar ince bir lçemik lamından yapılmış olup
orta kulağı fossa jngnlaris'den ayırır.

Tcgment tyınpani (tavan) - Bu duvar da ince bir kemik lamından meydana


gelip orta kulağı kafa boşluğundan ayırır.
Paries caroticus (önduvar) - Can.alis caroticus'un yaptığı bu duvarın Ü<;t
kısmına tuba auditiva'nın ağzı ve bunun üstünde de semicanalis m. tensoris
tympani açılır.
2

Paries mastaiıdeus (arkaduvar) -


Proce sus mastoideu 'Ja omşu olan u
duvarın üst kı mına antrum mastoideum'un ağzı (adi ad ntrum) açılır. Bu-
nun altında eminentia pyramidalis denilen bir k~bartı vardır ki bunun içinde d
m. tapedis bulunur.

Paries labyrinthicus (içyanduvar) - Bu duvar cavum f)mpanfyi iç ulaktan


ayırır.Bu duvar üzerinde hemen orta yerinde promontorium d nilen lab,· "nthu ·
un bir parçası olan cochlea'nın yaptığı bir kabartı görülür. Bunun ark~ ve üst
kısmında fenestra vestibuli denilen oval bir delik bulunur. Orta kulağı içkulağın
veı.stibül'üne birleştiren bu el.eliği stapes'in tabanı kapatır. Promontoriwn'un üs-
tünde de semicanales m. tensoris tympani denilen kanalcık vardır. Promontorium
un arka ve alt tarafında ise fenestra cochlea denilen bir yu arlak Iik ardır.
Canlıda membar3.llll tympani secundaria adını alan bir zarın kapattığı bu deli
orta kulağı iç kulağın cochlea parçasına birleştirir. Fene tra l'e tibuli'nin ü t ta-
rafında proıninootia canali~ facialis denil~n bir kabartı görülür. Bunun üstünd
de prom"ne'.llitia canalis semicircularis Jateralis adını alan bir kabartı daha vard ır.
Cavum tympani'nin içini irıce ve damardan zengin bir mu o a dö. er ki bu
mukoza cellulae mastaideae içini de döşer. Aynı mukoca tuba auditfra icine
.qeuzanarak orayı da kısmen döşer.

Ossicula auditus - Kulak kemikci.kleri

Cavum tympani içinde dışyan duvardan içyanduvara uzanan e aralarınd


birer eklemle birbirine bağlı olan 3 küçük kemikciğe kulak kemikcikleri denir ki
bunlar ıra ile dışyandan içyana doğru a) maReus (çekiç k•e mik) b i us (ör -
kemik) ve c) stapes (üzengi kemik) adlarını alırlar.

a Malleus (çekiç kemik) - üç kemikten en büyüğü olan ve bir çekice


zeyen bu kemikte üç parça ayırdedilir : a) Caput mallei, b) ma brium mal ei e
0

c) cnllum mallei.
İncus'un cismi ile eklem yapan caput mallei, reeıe us e •
Junur. Manibrium mallei ise membrana tympani'nin içyan yüzünde ve ona yapı­
şık olup ucu da bu zarın ortasına kadar uzanır. Bu kemik üzerinde görülen e
processus lateralis adını alan bir çıkıntısı ile de timpan zarını hafif dışarı doğ­
ru iter. Diğer bir küçük çıkıntı olan ve proce u anterior denilen bir çıkıntı da
aşağı vp öne doğru uzanır.

b) lııcus (örs kemik) - ör ·e veya iki köklü bir di,c benz 1 en bu · emiği
cvorpus incudis adını alan bir cismi ile iki de crus longum ve cm b e e olm
üzere bacağı vardır. Corpus incudis, caput mallei ile eklem yapar. Cnı l ngun
denilen uzun bacak a5ağı doğru uzanmış olup ucundaki kü ük ha. cı . (pro ·~
knticularis) stapes ile eklem yapar.
c) tap.es (üzengi kemik) - tçyanda bulunan bu kemik bir üz ngi)... nz -
262 DUYU ORGANLARI

yip tympamum'un içyan duvarı üzerindeki fenestra ovale ile incus'un eros lon-
gum'u arasında yer almıştır. Bu kemiğin hasis stapedis denilen bir tabanı ile ön
ve arka iki bacakla bir de b~cığı vardır. Basis stıapedis, fenestra ovale'ye dayalı
olup bu deliği kapattığı gibi çevresine de sıkıca tutunur. Capnt stapedis adını
alan başcığı ise iocns'un cms Iongum'u ile eklem yapar. Stapes'in başcık ve ta-
banı .arasında ön ve arka durumda bulunan iki bacakdan öndeki eros anterior
arkadaki ~ crus posterior adlarını alırlar.
Cal·um tympa'.IJIİ'nin içini döşeyen mukoca, kemikcikleri de örter böylece ke-
mikciklerin muhtelif çıkıntıları üzerine de atlayarak birtakım çıkmazlar meydana
getirir.
2) Cellulae mastoideae (mastoid hücreleri) - Os temporale'nin pars mas-
toidea'sı içinde bulunan boşluklanndan bir tanesi büyükçe olup antrum
mastoideum adını alır ki bu bnşluk önden cavum tympani'nin arka duvarı'na
aditus ad· antnım denilen bir ağızla açılır. Bu boşluğun çevresinde bulunan sayısı
ve şekli çok değişik olan diğer boşluklar (cellulae mastoideae) antnım'la direk
v;eya indirek iştirak halindedirler. İçlerinde hava bulunan bütün bu boşlukların
içini de daha önce söylendiği gibi cavnm tympani'yi döşeyen mukoza döşer.
3) Tuba auditiva (kulak borusu) - Cavnm tympani'nin ön duvarından
nasopharynx'in yanduvarına kadar uzanan bu borunun tympanum'un önduvan-
na açılan deliği ostium tympanicuın adını alır. Bu boru farinks'in burun parçası
kısmının yanduvarına meatus nasi inferior hizasında ostium phary:ngeum tubae
auditivae adını alan bir delikle açılır.
Ortalama 3,5 - 4 cm. uzunluğunda olan tuba auditiva'nın 1 /3 dışyan par-
çası (1,5 cm.) kemilcten yapılmış olup pars ossea adını alır ki os temporale'deki
semicanalis tubae auditivae'ye tekabül eder. 2/3 içyan parçası ise bir çengel şek­
linde kıvrılmış kıkırdak dokudan yapılı olup pars Cartilagiın-ea adını alır. Kemik
parçanın kıkırdak parça ile birleştiği yer dar olup isthınus tubae aoditivae olarak
adlandırılır.
Tuba auditiva'nm nasopharyın:x'e açıldığı delik yukardan aşağa bir yarık
şeklinde olup .hıer iki kenarı kabarıklık gösterir. Arka kenar üzerindeki kabarıklık
torus tohalis, ön kenar üzerindeki kabarıklık da plica palatotubalis adlarım alır.
lar. Bu deliğin alt ve arka tarafındaki kabartıya da torus levatorius denir.
Tuba aoditiva'nın içyüzünü döşeyen mukoza birtaraftan f arinks mukozası
diğer taraftan da cavum tympani'yi döşeyen mukozaların uzantısıdır. Bu mukoza
içinde GJ. tubariae denilen bezlerle alt ucunda lenfoid doku bulunur.
c) Aoris intem.a - tçk.ulak

İçinde işitme ve denge organlarını bu]unduran anri.s inter~a, os temp-0rale'


nin pars petrosa'sı içinde olup labyrintbus adını alan dolanbaçlı boşluklardan
ibarettir.
Cavnm tympani'nin içyanında bulunan labyr" thus'un zar ve Ictemik olmak
üzere iki parçası vardır :
DUYU ORGANLARI 263

1) Labyrinthus osscus (Kemik labirent)


2) Labyrinthus membaranaceus (Zar labirent)

Bu iki labirent arasında pcrilympha denilen bir sıvının dolaştığı bir aralık
vardır. Ayrıca zar labirent içinde endolympha adını alan bir sıvı bulunur.

1) Labyrinthus osseus - Kemik labirent

Zar Jabiqent'i içinde bulunduran bu kemik labirentin üç parçası vardır:


1) Vestibuluın
2) Canales semicirculares
3) Cochlea

1) Vestibuluın - Kemik labirentin orta parçasını teşkil eden vestibulum


içinde utriculus ve sacculws adını alan zar labirent parçalan yer almıştır. önden
cocbJ,ea, arkadan da canales semicirculares ile birleşik olan vestibül ortama 6
mm. uzunluk ve 3 mm. genişlik gösterir.
Bu boşluğun içyan (medial) duvarı içkulakyolu dibi (fundus meatus acustici
intıemi) ile komşu olup üzerinde iki çukurluk görülür. Bunlardan biri yukarı ve
önde olup rccessus sphaericll'S adını alır ve içinde sacculus bulunur. Diğeri ise
onun alt ve arkasında olup recessus ellipticus adını alır ki bunun içine de utricu-
lus yerleşir. Recessus elipticus'un arka ucunda bir delik görülür. Bu da apertura
externa aquaductus vestibuli'dir.
Vestibulum'un dışyan duvarı da tympaoum'la komşu olup bu duvar üzerin-
de de fenestra vestibuli ve fenestra cochlea olmak üzere iki delik bulunur. Bu
iki deliğin arasında da crista vestibuli denilen bir kabartı vardır. Vestibul'un arka
ve üst duvarına caınales semicirculares'lerin ağızları açılır. ön duvarı da scala
vıestibuli'ye oval bir pencere (fenestra vestibuli) ile birleşir.

2) Canales semicirculares - Vestibulum'un arka ve üst duvarlarından baş­


lamak üzere ön,e, arkaya ve dışyana doğru uzanan üç tane yarım daire kanalları
oln bu kanalcıklar bir dairenin 3 /5 ini teşkil ederler. Bunlardan önde olana
canalis semicircularis anterior denir ki os temporale'nin pars pctrosa'sının ön üst
yüzündeki eminentia arcuata denen kabartıyı meydana getirir. Ca.na ·s emicir-
cularis posterior adını alan arka yarım daire kaanlı ise pars petro a'nın arka alt
yüzüne paralel bir doğrultudadır. Gulis semicirculis Jatealis ise horizontal durum-
da ve dışyana doğru uzanmış olup tympaınum'daki prominentia canalis em· ·r-
cularis lateralis adını alan kabartıyı yapar.

Bu yarım daire kanallarından ön ve arka durumda olanların birer uçları


doğrudan doğruya vestibulum'a ayrı ayrı açıldıkları halde diğer uçları birbiriyle
birleşerek müşterek bir kanal halinde vestibulum'a açılırlar. Bu kanallar k
olarak \./estibulum'a açıldıkları uçlarında bir genişleme olup ampu os adını
alırlar. Böylece ampulla ossea posterior, ampulla ossea lateralis ve am a o
anterior olmak üzere üç tane ampul vardır.
26/f DUYU ORGANL\RI

3) Cochlea - Bir salyangoz kabuğuna benzeyen 'le modiolus denen bir


koni etrafında 2,5 defa dolanan bir kanal olan labirent'in bu parçasının bir te-
pesi ve bir de tabanı vardır. Tepesi ön ve dışyanda olup tabanı d~ içkulak yolu di--
bine oturur. Cochlea'mn tabanına hasis cochlea, tep,esine de cupula cochlea denir.
Cochlea'nm ortasında bulunan ve bir koniye benzeyen modioJus içinde ise
canalis spiralis modioJi denilen spiral bir kanal vardrr ki bu kanal içinde de gang-
lion spiraie adını alan işitme sinirinn 1. n.euron'una ait ganglion bulunur. Bu
ganglion'dan çıkan protoplazmik uzantılar işitme organına, neurit'ler ise modiolus
içindeki canales l~ngitudinales modioli denilen uzunluğuna kanallardan geçtik-
ten sonra içku1ak yolu dibine açılan ve tractus foraminosus denien delik1,erden
geçerek içkulak yoluna girerler. Burada birleşerek n. cochlea'yı meydana getirir-
ler.
Modiolus'un ç;evresinde 2.5 defa dolanan kanal da canalis spiralis cochlea
adını alır ki bu kanalın içboşluğu bir yarım kemik lamı (lamina spiralis m:sea)
ile üst ve alt olmak üzere iki boşluğa ayrılmıştır. Vestibuum'a açılan üst boşluğa
scala vestibuli; fenestra cochlea aracılığı ile tympanum'a açılan alt boşluğa da
scala tynıpa.nd denir. Bu i(i scala, cochlea'nın tep si yakınında helicotrema deni-
len bir delikle iştirak halindedir.
Lamina spiralis ossea'nm serbest olan içkenarı ile can~Jis spiralis cochlea'
nın dışyan duvarı arasında ductus cochlearis denilen zar labirent parçası yer alır
ki böylece her iki scala birbirinden tam olarak ayrılmış olur.
Camıliculns cochlea - Scala tympani'nin fenestra cochlea'ya yakın olan bir
yerinden başlayan ~e 1 cm. uzunluğunda olan bu kemik kanal pyraınis'in alt yü-
zünde bulunan foranıen jugu are'n,in ·çyanmda olmak üzere apertura extema
canaliculi coclıleae adını alan bir delikle açılarak sonlanır.
2) Labyrinthus membranaceus - Zar labirent
Kemik labirentin içinde bulunan ve fibro-elastik bir zardan yapılı olan zar
labirentin şu parçaları vardır :
Sacculus, utriculns denilen iki keseciğin meydana getirdiği orta parça ile
ductus seınicirculares ve ductus coclıtearis.
Zar labirenti meydana getiren bütün bu parçalar içinde ki boşlukta endol-
yınpha ve zar labirent le kemik labirenti arasında da perilympha denilen sıvılar
bulunur.
Böylece muhtelif parçalan olan zar labirentinin bir kısmı denge ile ilgi.11
olup pars statica, diğer bir kısmı da işitme fonksiyonu ile ilgili oup pars auditiva
olarak adlandırılır.

Pars statica abyrinthi membranaoei


Zar labirentin denge parçasını saccolus, utricolus, doctus semicirculares
ile doctus et saccus endolympaticus teşkileder.
DUYU ORG LARI 265

Utricu)u') ve sacculus - Utriculus uzunluğuna sacculu i e yuvarla olan


iki zar kesecik olan bu oluşmalar kemik vestibül içinde kendilerine mahsus ukur-
cuklar içersinc yerleşmişleridr. Utriculus'un dışyüzü perilynıpha ile kom, u o1up
içyüzü düzdür ve burada altı d,elik görülür. Bunlardan beşi ductu semicircuıar· '_
!ere ait olup altıncısı da utriculus'u acculus'a bağlayan ve ductu utricolo a ..
cularis denilen boruya aittir. Bunlardan başka utriculus'un dı,yan duvarı üze-
rinde enine durumda bcyazımtrak bir leke görülür ki rnacula utriculi adını alan
bu lekeden n. utriculi başlar.

Utriculus'un alt ve arka tarafında bulunan sacculu un da dışyüzü perilen


ile komşu olup içyüzünde de iki delik bulunur. Bunlardan biri kendisini utricolu a
birleştiren ductus utriculo accularis'in ağzı, diğeri d ~assulu 'udu tu cochl ar· 'e
bağlayan ve ductus reuinens denilen kanalın ağzıdu. acculus'un da içyan du-
varı üzerinde uzunluğuna ekseni yukardan aşağı olan bir le e görülür ki buna da
ınacula sacculi denir. Buradan da n. saccularis başlar.

Ductus semicircularis - Birbirine karşı durumu kemik yarım daire kanal-


larında olduğu gibi dik açı şeklinde olup kanallar içinde yer alan do cır­
cunlares ön, arka ve dışyan olmak üzere adlandırılırlar (ductus emicircularis an-
terior, ductus semicircularis posterior ve ıductu semicirculari laterali ).

Kemik yanın daireler içine uyan zar labirentin bu parça mm bir u Iarı bi-
raz genişlemiş olup aınpulla membranacea adını alır. Bu genişlemis kı ım içyü-
zünde enine durumda ve crista ampullari denilen çıkıntılar vardır. Bu çıkıntılar­
dan da sinir iplikleri başlayarak n. ampuJlaris adını alırlar i bu da • u icu
ve n. acculus ile birlikte fundus meatus acu ticus inte11ni de bulunan 231tl2.lıton
vestibulare·'ye giderler.
Macula sacculi, macula utriculi ve crista ampullari , neuroepi yapıdaı
oluşumlar olup bu oluşumların üzerini jelatinimsi bir zar örter. Bu zar 'cinde
de kalsiyum zerrelerinden yapılı ve statoconia denilen kristaller bulunur !ki bun-
lara halk arasında kulak tozu da denir.
Ductus et saccuus ıendolymphaticus - Ductus utriculosaccul • başla arak
pyrarni~'in üst arka yüzüne doğru uzanan ve 1 cm. uzunluğunda ince bir kanalcık
(ductus endolymphaticus) duramatere kadar ulaşıp onun altında bir geni.) me
yaparak sonlanır. Bu genişleme yerine de saccus endolymphatic d nir.

Par auditiva labyrinthl membranacei

Zar labirentin bu parçasında da ductu cocblearis ile o anum bu-


lunur.
Ductu cochlearis - Ca.n;alis spiralis cochlea içinde bulunan ve onun _i 1
piral olan bu zar kanal ortalama '5 cm. uzunluğunda olup bir e tibül tarafı~d
ve bir de cochlea'nın tepesi hizasında olmak üzere iki çıkmaz gö t rir. \ ti ül
Dü Yü ORGANLIBI

tarafındaki çıkmaza caecum vestibulare, tepedeki çıkmaza da caucwn cupulare


fenir. Caecum vestibulare'nin hemen üstünde ductus reuniens denilen bir bir-
L~ştirici kanalcıkla sacculus'la birleşir.

Canalis spiralis cochlea içinde lami.na spiralis ossea'nın serbc t kenarı ile
kanalın dışduvarı arasında yerleşmiş olan ductus cochlearis enin;e bir kesitte
üç duvar gösterir :
a) Paries Yestibularis, b) paries externus ve c) paries tympanicus.
a) Paries yestibularis - lki katlı endotelden yapılmış olan bu zar duvar
scala vestihuli ile komşudur.

b) Paries externus - Periost'a yapışık bir bağ doku undan yaptlmış olan
bu duvar lig. ıspirale cochlea teşkil eder.
Lig. spirale cochlea, ductus cochlearis'in dışduvarmı taşarak scala vestibuli
ile scaJa tympani'ye kadar uzanır. Kesitte üçgen şeklinde olan bu bağın ductu
cochlearis'in dışduvarını yapan parçasını ayrıca kısmen çok katlı yassı epi~el ve
kısmen de tek katlı kübik epitel döşer. Bu epitel hücreleri arasında ve epitel al-
tında zengin bir damar ağı bulunur ki stria vestibularis adını alır. İşte bu zen-
gin damar ağı muhtemelen endolympha denilen sıvıyı meydana getirir.
c) Paries eympaııicus - Scala tympanj ile komşu olan bu duvar lamina
pirafü: ossea'nın serbest kenarı ile k:e~itinde üçgen şeklinde görünen lig. ıspirale
cochlea'nm tepesi arasına gerilmiş ve membrana spiralis veya membrana basilari
denilen bir mfmbrandan ibarettir. Tabanında bağ dokusu iplikleri bulunan bu
duvar üzerind;e de organum spirale yer almıştır.
Organum spirale - euroepitel 9ir yapıda olan ve ses izlenimini alan bu
organ destek ve duyu hücrelerinden yapılmıştır. Yüksük şeklinde olan duyu hüc-
reler! titrek tüylü olup işitme hücreleri adını da alırlar. Bu hücrelerin üzerin~
jelatinimsi bir membran bulunur ki buna da membrana tectoria denir. Histolojik
yapısı hakkında daha fazla bilgi için histoloji kitaplarına müracaat ediniz İşitme
hücrelerinden başlayan sinir iplikleri modiolus içindeki canalis spiralis modioli
de bulunan ganglion spirale'ye giderler.
Ductus perilyınphaticus - Kemikteki can.alis·culi cochiea rçinde bulunan
bu ince zar kanalcık pyramis'in alt yüzündeki apertura externa canaliculi cochleae'
dan başlayıp scal.a t~·mpani'nin başlangıcına açılarak sonlanır. Kafa içinde cavum
subaracftnoidaJe ile iştiraki olan bu kanaJcık subaraknoidal aralığı cochlea ile bir-
Jeştirir. Zar labirentin bir parçasını teşkil eden bu kanalcık içinde de perilympha
bulunur.
L 1 TER T . R

1) Ben.ninghoff A. G. - Lehrbueh der natomie de lem ebe ünchen-


BerJin 1957.

2) Davic11 D. \'. - Gra)S Anatom., Deseriptive and applicd Lon n 196 .


3) Grant B. J. G. - Grant's Atla of Anatomy, Baltim re 1962.

4) Hafferl A. - Lehrbueh der topographishen t natomie, B .. rlin-H id ı­


berg 1953 .

5) Jnme~ C. B. - Cunningam's maıwel of praetical natom). London 1958.

6) Kuran O. - ormal Anıatomi, ttanbul l 964.

7) Moses D. - Dental Anatomy, Ncw York 1952.

8) Mörik{) K. O., Kiss F. - Lehrbueh und atla der makro ·op' h n na-
tomie für Zahnarzte, Stuttgart 1969.

9) 'iehoJas J. B. - Applied dental Anatomy. St. Loui 1961.

10) Rauber-Kopseh - Lehrbueh und tlas der nat mie d fen chen,
Stuttgart 1968.
l 1) Pernkof E. - Topographischc Anatomie de 'le eh Münch n- 'i n
1960.
12) Pernkof E. - Atlas der topographi eben und angewanteo : mie d
Mcnschen, Münch n-Berlin 1963 - 1964
13) Russccl C. - Textbnok of dental an.atom ' a.nıd phy ioJo · Philad lp-
hia-London 1960.
14) Sobotta - Becher - Atlas der Anatomie des Me hen ı fünchen-B rlin
1965.
15) Told - An atlas of human anatomy, ew York 1944.

16) Waldeyer A. - Anatomie des Men chen, Berlin 1970.

17) WOt'rıdeman ·- Atlas of human anatomy, Am terdam 194 .

18) Zercı. z., Eralp t. - Kısa topografik anatomi İstanbul 1965.

19) Zeren Z. - lnsan, Anatomi, İstanbul 1<n1.


ANATOMt'DE KULLANILAN YABANCI TERlMLER

Anatomi'de .ençok kullanılan Latince ve Yunanca asıllı terimlerin bir kısmı


alfabetik olar ak aşağıya sıralanmıştır.
I - Latince keJimeJer genellikle yazıdıkları gibi okunmalarına rağmen şu
istisnalara dikkat etm:ek gerekir:

1) ae «C>) gibi okunur. örneğin :

caccum sıekum
portae porte
2) c geneJlikle «k» gibi okwmr. Yalnız kendisinden sonra e, ae ·
oe, y gibi harfler gelirse o zaman da c<S» gibi okunur. örneğin:
caput kaput
cistema sistema
caecmn sekunı
cysticus sistukus
3) eh ıck » gibi okunur. örneğin :
bronchus bronkus
chorda korda
4) j «y » gibi okunur. örneğin :
jugulum yngıılum
jejunom yeyunum
5) oe uö » gibi okwıur. örneğin :
coeliacus söliakus
oesophagus ösofagus
6) ph «h gibi okunur. örneğin:
oesoplıngus ösof.agus
pharynx faıimks

7) th cıt» gibi okunur. örneğin :


thalamus talamus
ethmoidale etmoidale

8) y cc h gibi okunur. örneğin :


hymen himen
hyoideum hioiıdcum

II - Aşağıda bulunan terimlerin yunanca asıllı olanları yanına « i. a-


rcti konmak suretiyle belirtilmiş, aynca isimlerin cinslerini göstemıe · için de ) an-
arına erkek için (m). dişi için (f) ve nötr için (n) harfleri konulmuştur.
ı\ .\. . \ TO .\ (["J)E Kt'LL\.\lL:\\ Y,\B\SCI nmnrr.ım
271

J 1r - Latincede isimler tekil (s~ular ) ve çoğul (ploral olarak erk~k


(masculinum ), d i şi (feminium ) ve nötr (neu,rum) olmak üzere üç cin gö terirler.
Bunların her birinin de « yalınıı (nominativ), <(in hali» (genitiv), «e hali>> (datiY).
«İ hali» (akkusati v), ıc hitap hali» (vokativ) ve ((den hali ıı (ablath') olmak üzer
a l tı hali v ard ır ki bunlardan sadece anatomi'd,e en çok kullanılan «yahmı (nomi na-
tiv) hali ile ((in hali» (genitiv) hallerinin aldıkları takılar bir tablo halinde gö t -
ri lm cğ~ çaJ ı şılm ı ştır . A şağ1daki tabloda erkek, dişi ve nötr olan i imlerin a, u •
um, u vs. gibi hccclerJc sonlananJarın çekimlerini yaparken alacakları takılar
ay rı ayrı görülmektedi r.

T A 8 L o
Singular - (tek il) Plural - çoğul)

Gen it iv Genitiv
Nominativ (ya l ın) (i n hal i)
Nom inat iv ( ya fın)
(in hali) _
mas.-Fem. 1 Neut . 1
Mas .- Fem . 1 Ne ut.
(d işi)
1
(erkek) ( d i ş i) nötr (e rke k) (n ö tr)

,,
-a ı: -ae -ae -a rum
1

·us -um -i 1 -i -a -orum

-Os -u - us -us -ua -uum

-es -ei -es -e rum

-s ,-e x-s. -is, -es - ia -ium


IJ

1 -r 1-n -r,-n -is -es -a - um


I~-- _! ______ ~-~·-·-

örneğin :

So nu (( a n ile biten bir kelime ele alalım .

arteria tekil ı(ya lın hali »


arteriac tekil «in hali »
arteriac çoğu l «y alın hal i>)
arfcriarum çoğul «in hali »
272 A ' ATOMl'DE Kt;LLı\ IL\1 ' YABANCI TlfüİMLER

Sonu «US» veya (<um» ile biten iki kelime daha.

alveolus tekil <<yalın hali»


alveoli tekil «in hali»
alveoli .çoğul «yalın hali"
alveolorum çoğul «in hafü,

musculUis tekil (cyalm hali»


mosculi tekil <<in hali»
mnsculi çoğul «yalın hali»
musculorum çoğul cc in hali»

ligamentum tekil "ya1m hali))


liganıenti tekil «in hali ı>
ligamenta çoğul «yalın haJi>ı
ligammıtorum çoğul <cin hali»
Böylece her kelimenin çekimi kolaylıkla yapılabilecektir. Burada hemen
söylemek gerekir ki bu tablo'mın uygulanmayacağı kelimeler d vardır. Ancak
bunlar anatomi terimleri arasında pek fazla olmadığı için tablo"yu etkilemezler.

IV - Latince'de sıfatların
da üç cinsi (erkek, dişi ve nötr) vardır. Bunların
çekimleri de isimlerin ki gibi olduğundan yukardaki tablodan aynı . ekilde yarar-
lanmak mümkündür. Bu maksatla aşağıda sıralanmış olan sıfatların cinslerinin
(erkek, dişi ve nötr) aldıkları takılar da belirtilmiştir. örneğin:

albus, - a, - um
Burada a bns sıfat olup erkek, (mas). alba, dişi (fem) ve lbum'da nötr
~neut) olduğunu gö termektedir.
.\NATOMl'DE KULLANJLAN y \BAXU TimJMtEn 27:)

abıdomen (n) karın


abdominalis, - le karına ait
abductor uzaklaştırıcı
abducens uzaklaştıran
accesorius katılan, ilave olan
acetabulum (n) sirke çanağı, hokka çukuru
acromion Yu. OlflUZ çıkıntı l

acusticus. - a, - um Yu. = işitme ile ilgili. i:itmeğe ait


ad ona doğru
adamantinus, - a, - um. Yu. = e;c>lik gibi ert
adducens yaklaştıran

adductor yaklaştırıcı

adiposus, - a, - um yağlı
aditus (m) giriş, girek
adventitius ilave olan, eklenen
affıerens getiren. getirgen
ala (f) kanat
alaaeque - et alae ye kanat
alaris kanada ait
.albugineus - a, - um beyazım ı
albus qeyaz
alimentarius = beslenmeye ait
alveolaris, - re = alveol'a ait
alveolus (m) uyuk, çukur. alveol
runbiguus iki arada kalmak
ampuUa (f) = bir kanal ve} a yolun genişlemi~ <. fal
yeri
aııastomosis (f) = ağızlaşma
anatomia (f) = anatomi
angiologia ( f) damar bilim
anglllus ( m) = açı

angularis, - re = açıya aiıt


anısa (f) = öze, ilmik
anser (m) = kaz
antagonist Yu. = karşıt
anterior = öndeki, ön
antebrachiu.ın (n) Yu. = önkol
antrum (n) = mağara, koğuk
anus (m) = halka, anus
analis, - le = anus'a ait
anulus (m) = küçük halka, halkacık
anularis, • re = halkaya ait
27'ı \ . xro.\trDE KUU•.A . IL\T Y.ABA,Cl
.. TERiMLER

aorta (f) şaha kalkan yük elen, aort


·a pertura (f) = açıklık, delik
apex (m) = t.'pe
apicalis, - le = t.....pe'yc ait
aponeuros (f) Yu. yassı kiriş, aponevroz
apparatus (m) = aparat, alet
appendix (f) eklenti, ek
apophysis (f) Yo. kemik üzerinde teşekkül eden çıkıntı

aqua (f) su
aqueductus (m) su yolu
aquosus, - a, - w 11 sulu, suysu
aracknoidea (f) Yu. {.rümcek ağına benzeyen
arbor (f) ağaç

arcfis (m) kemer, yay


arcuatus, - a, - um k~mersi,yay ı
area (f) = alan
areola (f) alancık

arrector (m) = diken (yukarı kaldıran)


arteria (f) Yu. = atardamar, arter
articulatio (f) oynak eklem
articulus (m) ek 1em
articularis, • re = ~klem'e ait
arytenoideus Yu. = ibriğebenzeyen
ascendens yükselen
atlas (m) Yu. = gök direğini tutan ilah, atlas, 1. boyun
omuru
atriuın (n) = antre
atrophia (f) Yu. = kötü be Lenme. atrofi
auditô.s (m) = işitme
auris (f) kulak
auricula (f) kulakcık, kul ak sayvanı
autochthoıı Yu. yerli, keneli. oralı
:autonomicus, ._ a, - um Yu. = kendi yasalarına göre yaşayan. otonom.
bağımız
avis (f) kuş

axilla (f) koJtukaltı çukuru


axillaris, - re = axilla'ya ait
axis (m) eksen. 2. boyun omuru
azygos Yu. = tek
barba (O = ak al
basilicus, - a, .. um kra11ara mah u
A:\'"AHHH"DE J{L'LL\l\JLA~ YAJJASU TEfü.\ILER 275

basis (f) Yu. taban


basilaris, - re Yu. taban'a ait
bi = iki defa, iki
bifurcatio = çatlanma
bivcnter iki karınlı
brachium · ( n) Yu. = kol
brachialis, le Yu. = kol'a ait
bregma (n) Yu. 5ıutura coronali ile otura agitalis'in
birleşme noktası, ba .m ön losmı
bronchus (m) Yu. = bron~
bucca (f) yanak
bucinator (m) = borozan çalan
bulbus (m) Yu. = sağan
bolla (f) = kabarcık
bursa (f) kese

caecus, - a, - um kör
caeruJeus = mavimtrak
calix (m) = çanak
callosus - a, - um nasır gibi . ert
calva (f) = kafa
caJvaria (f) = kafatası
camera (f) = oda
canalis (m) = boru, kanal
canaliculus ( m) küçük boru, kanal ·ık
<anis (m) köpek
caninus = kö~ğe ait
capillus (m) = baştaki kil, aç
capillaris, - re = kıl gibi kılcal, kapiller
capitolunı (m) = başçık
caput (n) = baş
capsula (f) = kapsül
capsuJa.riıs. • re = kapsüle ait
<ardia (f) Yu. = mide ağzı (kardiya), ka1b
cardiacus, - a, um = kardiya'ya ait, kalbe ait
cari es (f)
1
= çürük, bozulnıu. (kokmuş)
carneus, - a, - wn = etli
caro (f) = et
carotis (f) Yu. = boyun anaatardaman, karotis
caroticus, - a, - um = carotis'e ait
cartilago (f) = kıkırdak
276 • ,\.TOMJ'DE K l.L.L ·ıl.Al ' YABA • ' T Ut il.ER

caruncula (f) ctkabarcığı

canda (f) = kuyruk


caudalis - le kuyruğa ait
caudatus kuyruklu
cavernosu oyuklu, bo ,luklu
eyuk, boşluk, kovuk
cavu , - a, - um (m)
oyukluk. boşluk
cavum (m)
çukurluk, oyukluk
cavitas (f)
karın boşJuğuna ait
coeliacus, - a, • iım = küçük hücre
ceUula (f) =
çimento, ement
cementum (n) =
centnım (m) Yu. = orta nokta (orta yer) merkez
centralis, - le Yu. = orta nokta'ya ait
baş
cephalon (m) Yu. =
cerebnım (n) beyin
cerebralis, - le = beyin'e ait
cephalicus. - a, - m Yu. başa ait

cerebelluın (m) = beyincik


beyinciğ aiu
cerebellaris - re =
cervix (O boyun
cervicalis ,- e. = boyun'a ait
chiasma (m) Yu. = çapraz, haç
cboaııa (f) Yu. huni, burunboşluğu arkadeliği
cboledodeus Yu. = afra alan afra kabul eden. . afra
t~ıyan

cborda (f) ip kırnap


choroidea (f) göz' ün damar tabaka ı
chylu (m) Yu. = bar ak lenfa ı
cilium (n) kirpik
ciliaris - re = kirpiğe ait
cinereus, - a, - um = kül rengi
circularis, - re daireye ait
c·nguıum (n) ku. ak, kavşak
circulus {m) dairecik
circus (m) = daire
circum.flexus, - a, - um bükülmüş. dönük. vrclcyen
cisterna (f) arnıç

clau trum n = kapak


clinicus, - a - um Yu. klinik
clinoideu , - a - um Yu. yatağa b nzer
clitoris (f) klitori
,\' < . tl'DE Kl'LL.\NJL.\ ~ . Y \lH ti Ti Ht f EH _,,
r-

clivus (m) yamaç


coccyx (m) u. = guguk kuşu gaga ma bcnze~'1.:n

conju.nctivalis, - 1 = konjunktiva' a ait


conjunctivus, - a - um = birlcştirmcğt:
hizmet eden. konjun · tİ\ a
cochlea (f) salyangoz
collateralis, - le yan
colliculus (m) = küçük tepe
colJum (n) = boyun
colo:nı (n) Yu. = kalın bar ak
colunına (f) = sütun
coınmissura (f) birkşek

communis, - m = müşterek
compactus, - a = sıkıştırılmı . tıkız, ompak
concha (f) Yu. = midye kabuğu, b ynuzcu
condylus (m) Yu. = eklcmba.51 veya cıkıntJ ı. lokma
confluens (m) = tirliktc alkış, toplak
con tıictor (m) bıizücü

contactiıs (m) = Jcğmc tema


conus (m) Yu. = koni
car (m) = kalb
coracoideus, a, - m = kancaya veya karga gaga ına nz .: n
corium (n) = deri
cornu (n) = boynuz
corona (f) Yu. = taç çelenk
coronalis, - le Yu. taça ait
coronarius, - a - um Yu. = çelenk \ eklinde. tacı
cornnoideus, - a m Yu. çengele benzeyen
corpus (ın) = vücut, gövde. ci im
corrugator (m) = kırıştırıcı, kırı \ ıklı ~ apan
cortex (m) = kabuk
corticalis, - le = kabuğa ait
costa (f) = kaburga
coxa (f) = kalça
cranium (m) Yu. = kafa
co talis - le kaburga'ya ait
cranialis, - le Yu. başa doğru olan. ba ;a akın lan
crassus - a, - um = kalın

cribro us, - a, - um = delikli


cribriformis kalbur gibi deli Ji
cricoideu , - a, - um Yu. = halka şeklinde
eri ta (f) = ibik
278 .\(111 TO.\ll'DE f\l iL\ , ~lL\. . Y.\BA~C rrmii\ILEK

crus (n) bacak


cruciformis, - me haçvari, haç şeklinde
crypta (f) = gizli yol, dehliz
cum = ile
cunıeus (m) oduncu kaması
c0:neiformis, - e = oduncu kama · ına benzeyen
cuneatus, - a. - um kama şeklinde
cupula (f) kubbe
curvatura (f) eğrilik, yay
cuspis (f) tepe. zirv
cutis (f) = deri
cutan,eus, - a, - um deriye ait
cuticula (f) = dericik
cystis Yu. = kist, kese
cysticus, - a, - um Yu. = kist'e keseye ai

deciduus, - a • um Yu. = dökülen. düşen


decussatio (f) çapraz
deferens götüren ileten
d.eltoideus, • a - um d,..lta harfi ., cklind
dens (m) diş

dentalis - le diş'e ait


deıntatus, - a, - wn = dişli
deprıessor (m) bastıran. dcpre "r

dernıa (n) Yu. deri


descendens inen
descripith· anlatan
dexter, - tra, - tmm sağ. ağda
diaphragma (n) Yu. = bölme, duvar
diaphysis (f) Yu. nrnparça. ortakı:ım. gövd , cı ım
diencephalon (n) Yu. arabeyin
digastricus, - a, • om Yu. = iki karınl
digitatus, - a, .- um parmaklı
dilator (m) = genişleten
dilatator genişletici
diploe (f) YU:. = iki lamina arasında kalan kat
discus (m) Yu. = disk
distalis, - le = uzakta duran, bir organın uzağında
bulunan, gövdc'dcn uzak:
diverticulus - a, - um çıkmaz yol
dorsalis, - e = ırtta bulunan. ırta veya arkaya ait
.AN,\TOMl'DE fffLLAJ\JLAl\ Y.\IHNCJ TERt fJ.ER 27!)

dorsum (n) sırt


ductôs (m) yol, kanal, boru
ductulus (m) = küçük kanal. borucuk
duodemım (n) I2 ~da, 12 parmakbarsağı, du0dcnum
duode.1113Jis, - le = duodenum'a ait
durus, - a, - um sat

ebuııneus, - a, - um fildişi gibi sert


ıefferens götürgcn, götüren
ejaculatorius, - a, - um = fırlatan, fırlatıcı
eJaısticus, - a, - um Yu. cıastik, esnek
emboliformis, - me Yu. damla şeklinde
embryologie Yu. dölyatağı içi gelişimini inceleyen bilim
dalı
embryo (m) embroyo, döl yatağı içi ge ,ilen canlı
Yu. =
varlık
cmincntia (f) yükseklik, kabarıklık
cm.iıssarius, - a, - m = dışarı gönd~ren
enamclwn (n) = mina
enarthrosis (f) Yu. = yuvaroynak
eıu:ephalon (n) = tüm beyin
cndo Yu. iç
endocranium (n) Yu. = kafanın içyüzünü döşeyen zar
endocardium (n) Yu. = kalbin içyüzünü örten zar
endoJympha (f) Yu. = zar labirent içinde bulunan sıvı ,
endokrirıı Yu. = iç salgılı
endom.etrium (n) Yu. uterus'un içini döŞıeyen zar
endothoracicus, - a,-um Yu. thorax'ın içyüzünü örten zar
entera Yu. = barsak1ar
entericus, - a, • um Yu. = barsakJara ait
cpi Yu. üst
epicardium ( n) Yu. = kaibi dıştan örten zar
epiderm is ( f) Yu. üstderi
epididyınis (f) Yu. = wididim
epigastricus, - a, - um Yu. karın veya mide fu tünde bulunan
equator ekuator
cquus (m) = at
equinus, - a, - um = at'a ait
erector (m) = diken, yukarı kaldıran
esophagus (m) yemek borusu
ıcxcretorius, - a, - um boşaltıcı
2 o ANı\TOMl'DE JTLL\.'lL\ .. YABA TCI TERlMl.. ER

extensor = geren açan


externus, - a, .. um dış

extremitas (f) = en dışta veya uzakta bulunan ic taraf


extra = dışında, haric
·e xtracapsularis, - re kapsül dışında
cxtraperitonealis, periton dL5ında

facies (f) = dış görünü., yüz


facialis, - le yüz'e ait
falx (f) orak
falciformis, - me arak şeklinde
fasya, hağ band
fascia (f)
fasciculus (m) = küçük demet
fastigium ( m) = zirv,e
fauces (f) = boğaz
fel (m) = safra
felleus, - a, - um safralı safra
femur (n) uyluk, femur
fonestra ( f) pencere
fetu (m) döl yatağı içinde gelı~ 1.:=n canlı varlık
fibra (f) iplik (lif)
fibrosus, - a, - um iplikli, fibröz
fibula (f) toka, kamışkemik fibula
fibularis, - re fibula'ya ait
filum (n) iplik
filifomıis, - me = iplik şeklinde
fimbria saçak
fimbriatus, - a, - um saçaklı
fissura (f) ince yarık çatlak
flaccidus, - a, - um = gevşek
flavus, - a, - um = sarı

flexor = bükücü
flexura (f) <lir ek büklüm
floccus (m) kuşbaşı tutam
folliculus (m) beyiııcikte bir lobcuk (kuş bacağı)
folium (n) = yaprak
foliatus, - a, - om yapraklı, yaprak şeklinde
folliculus (m) (küçük boru veya kc ecik) lenf)
fonticulus (m) bıngıldak
foramen (n) delik
formatio (f) = şekil yapı
ANATOMl'DE KULL\NJLL~ Y.\lHNCl TERlMLER 2

fornix (m) = kemer


fos.sa (f) çukur
fovea (f) = yuvarlak çukur
foveola (f) = çukurcuk
fre.ııulum (n) g;emcik, frcncik
frenum (n) gem çit
frons (f) alın
froıntalis, - le alın'a ait
fundus (n) = yer, taban. dip
fungus (m) = mantar
fungiformis = mantar şekJinde
funis (n) = sicim, halat
funiculus (m) ,, = ince sicim veya kordon
fusiformis = iğ şeklinde

galea (f) tabbe


gaUus (m) = horoz
ganglion ( n) Yu. = sinir üzerinde meydana gelen şişlik,
ganglion
gaster (f) Yu. ·karın, mide

gastricus, - a, - um = mideye ait


galetina jele, jelatin
geJatinosus, - a, - um = jele gibi, jelatinimsi
gemellus ikiz
geniculum (n) dizcik, düğüm ~klind" kücük şişlik
=
1ıenicuJatus, - a, - um düğümJü
genere = . Üljetmek
genitalis, · - ıe üretmeğe ait
genu (n) diz
gingiva (f) dişe ti
gingivaJis, - le dişetine ait
glabella (f) iki kaş arasındaki kıl ız yer
glaınıdula (f) = salgı bezi, küçük küre
glans (f) meşe palamudu. penis'in ucundaki
şişlik
glandularis, - re bez'e ait
glenoidalis, - ı·e eklem çukuruna ait
globus (m) küre
glomus (n) = yumak, topla.k:
glossa (f) Yu. dil
glottis (f) Yu. ses aparatı, klarnetin ağız parça ı
282 ·' - xrmıı·nE l\ULI ...\ 'JL\ ı T YABA."l\'CI TERtMLER

gracillis = ince, narin


granum (n) = tahıl tanesi
granulum (n) küçük tahıl tanesi, tanecik
graoolaris, - re tanecikli
griseus, - a, - um = gri renkli
gustfıs (m) tad
gustatorius, ria, riunı tad alma işjni gören
gyrus (rn) Yu. kıvrım

habenula (f) dizgincik


ballux (n) a yakbaşparmağı
haınulus (n) = küçük çengel, çengelcik
haustnıın (n) = boğum
belix (f) Yu. kıvrım. küklüntü
hemi Yu. yarım

hemisphaerium = beyin yarımküresi


hepar (n) Yu. karaci~er
hiatôs (m) açıklık. aralık yarık
hilus (m) bir organa damarların girip çıktığı yer,
göbek:
hippocampus (m) Yu. = denizatı
histologia (O Yu. = dokubilim. histolojt
horizontalis, - le = yatay
horiron Yu. = ufuk
hnmenıs (m) = kol kemiği
nem, sıvı
humor (m) =
hyınen (m) Yu. = ince deri, kızlık zarı
hyoideus, - a, - um = yunanca ipsilon harfine benzeyen
hypo Yu. = alt, altında
hypoglossos dilaltı, dilaltında
hypothalamos thalamusaltı

ileum (n) kıvrım barsak, ileum


illa (n) bel, böğür
iJiacus, - a, - um bel'e at, os ilium'a ait
im par = eğri, intizamsız, tek
impressio (f) = intiba, iz
incidere ke~er, kesici
incisalis - le kesmeğe ait, keser
inci sura = çentik
incus (f) örs
,\"ATOMl'DE KCLLANJLAN YABAı rc1 TERIMLEI\

index (n) = işaret eden


inferior = daha aşağıda bulunan
infra = alt tarafında, altında
iufundibuJum (n) = huni
inguen (m) = kasık bölgesi
inguin~s kasık bölgesine ait
- le =
inserar•e için;e batırmak, dilemek
insertio (f) yapı\ma, tutunma
inspiratio (f) = soluk alma
insuJa (f) ada
İ:nıtegumentum ( n) örtü
in ter = ara, arasında
intermedius = iki şeyin arasında
internus, - a, - wn iç, içte bulunan
intestinum (n) = barsak
iııtestinalis, - le barsağa ait
intra = !('inde, iç
intraarticula:ris, - re = eklem içinde, eklemici
intraperitonealis, - le periton içinde penton içi
iris (f) Yu. = renkli gökku. ağı
ischium (n) Yu. = .Jturga~ iskiyon
iscbiadicus, - a.• um Yu. oturga'ya ait, o ischion'a ait
isthmus (m) Yu. = iki ştyi birbirine bağlayan dar bağlantı
kısmı veya parçası, darlık

jejunus, - a, -um = boş, aç


intestinunı jeju.num = boş barsak, jejunum
jejıınaJis, - ıe jejunum'a ait
jugum (n) = boyunduruk, dağsırtı, kabartı
ju.gulnnı (n) = boynun önünde ve stemum'un üstünde i
çukurcuk, boynun ön tarafı
jugularis, - re = boyun'a ait
junctura (f) = bağlantı, eklem

kyphosis Yu. = omurganın konvexliği arkaya bakan


eğriliği

labidodontia Yu. = occlusion'da öndişlerin kerpeten.ağzı gibi


karşı karşıya gelmesi hali
labium (n) = dudak
28'ı \ ATOMl'DE KUJ.L.\~ILA •• YABX: 'CJ TERİ t:LER

labialis, - le = dudağa ait

labrum (n) dudak


labyrinthus (m) Yu. = labirent, d,ehliz
labyrinthicus, a, - um = labirent'e ait
gozyaşına ait
lacrimalis, - le =
göl, su birikintisi. gözpmarı
Jacus (m)
lambda harfine benzeyen
Jambdoideus, - a, - m Yu.
yaprak, lam
lamina (f)
yaprakcık, lamel
Jamella (f)
ayva tüyü
Janugo (f) =
gırtlak
larynx (m) Yu.
dışyan, dışyana doğru
Jateralis, - le =
yan taraf
latus (m) =
= geniş, yaygın
latus, - a, - um
lenıniscus (m)
band, demet
lens (f) = mercimeke, mercek
lenticularis, - re = mercimeğe ait
lentiformis, - me mercek şeklinde

Jevator = kaldıran, kaldırıcı

fiber, - ra, - rom serbest


lien (m) = dalak
lienalis, - le dalağa ait
ligaınentum (n) band, bağ
sınır, kenar
1imbos (m) =
= sınırlı, sınırlayan
liınita:ns
çizgi
linea (f) =
lingua (f) = dil
dil'e ait
lingualis, - le
lingula (f) dilcik
sıvı
liquor (f)
Yu.
lob
lobus
lob'a ait
lobaris, - re Yu.
lobcuk
1obu)us Yu.
y~r. mahal
locus (m)
uzun
longus, - a, - um
en uzun
longissimus, - a, - um
uzunluğuna
Jongitudinalis, - Je
Jordcsis Yu. omurganın konvek liği öne doğru
öne doğru o lan ğri1iği
lumbalis, - le bere ait
Juna (f) = ay
ANAT0.\1l ' DE KULLANJLAı" Y1\BA ı ·cı TERİMLER

Jmıula (f) aycık

luteus, - a, - um sarı

lyınpha (f) = berrak su, lenf


lyınphaticus, - a, - unı = lenf'e ait

macula (f) leke


magııuıs, - a, - um = büyük
major = daha büyük
ınaximus. - a, - um en büyük
mallcolus ( m) çekiç
mamilla (f) = meme başı
mamillaris, - re memebaşı gibi

maındibula ( f) aJtçcne
mandibuJaris = altçeneye ait
manibriuın ( n) = sap
manüs (f) = el
margo (m) = kenar
marginalis, - le kenara ait
massa (f) kitle
masseter, ( m) Yu. çiğneme
massetericus, - a, - um masseter'e ait
masticatorius, - a, - um = çiğnemeye yarayan veya hizmet eden
mastoideuıs, - a, - um Yu. = memebaşı şeklinde veya gibi
mastos (m) Yu. = meme başı
rnater (f) = saran, çevreleyen, ana
maxilla (f) üstçene
maxillaris, - re üstçeney,e ait
nıeatfıs (m) = yol
medius, - a, - um orta
medialis = içyan, içyana doğru
medianus, - a, - um orta yerde bulunan
mediastinum (n) = thorax boşluğunun orta bölümü
mediastinalis, - Je mediastinunıa ait
medulla (f) = ilik
medullaris, - re meduııa·ya ait
membrana (f) = ince zar, membran
membra.naceus, - a, - um = zar'lı
membrum (n) üye, taraf
m enıiııx (f) Yu. beyin - omurilik zarı

mcningeus, - a, - um mcninx'e ait


meniscus (m) Yu. = yarımay
2bö .\.'ATO. rDE KCLLANIL\J.\:' YAU.\SCI TERiMLER

mentum (n) = çeneucu


mentalis, - e çeneucuna ait
mesencephalon (m) Yu. orta beyin
mesenterinm (n) ınc barsak a kı bağı

mesentericus, - a, - um mesen~erium'a ait


nıesialis, - le Y u. dişlerin orta çizgiye yakın olanıveya
dişkrin orta çizgiye yakın olan yüz-
leri
mıe . o Yu. orta. arada
mesocolon (n) Yu. kalınbar ak ah bağı
minimus, - a, - um en küçük
minor daha küçük
mitra Yu. = piskopo küHlhı
mitralis, - le Yu. mitra'ya ait veya benzeyen
molaris, - re öğütmeğe ait
mollis yumuşak
motorius, - a., - um hareket etmeye hizmet eden, oynatıcı
motor hareket ettiren, oynatıcı
mucosus, - a, ... um müküslü
nıucus(m) müküs, sümük, balgam
musculus (m) küçük fare ka~
muscularis, - re kas·a ait
ınyocardium (n) kalbkası
myologia (f) Yu. = kasbilirn

naris (f) burundeliği


.n ares = burun ve burunboşluğunun bütünü
myos Yu. küçükfare, ka ·
nasus (m) burun
nasalis, - le kas'a ait
;nravicularis, - re sandala benzeyen
nervus (n) sinir
nervosus, - a, - wn sinirli, sinir
niger, nigra, nigrum siyah
ınodus (m) düğüm
nodosns, - a. - um düğümlü
ınodulus (m) düğümcük
nocha (f) = ense
nochalis, - le = enseye ait
nucleus (m) çekir~k
nucleolus = küçük çekirdek, çekirdckcik
,\ , XrW.11'l>E Kl lLLANJL.\,' 1 AJUNCl TER!. fLER

nuclcaris, - re- çekirdeğe ait


nudus, - a, - um çıplak
~nutricius, - a, - um besleyici

obliquus, - a, - um eğik
obhmgatus, - a, - um uzamış

obturatus. - a, - um = tıkalı

obturatorius, - a, - um = tıkamaya ait, tı ayan


occiput (n) = artkafa
cccipitalis, - le = artkafaya ait
occlusalis, - le kapama, kapanma·ya ait
oculus (m) göz
oesophagus (m) Yu. yemekborusu
olfactiıs (m) kokualma duyusu
olfactorius, - a, - um koklamaya ait, kokua.lına duyu una
ait
oliva (f) zeytin
olivaris, - re = oliva'ya ait
omos Yu. omuz
ophtha.lamos (m) Yu. = göz
ophthalmicus, - a, - um Yu. göz'e ait
opticus, - a, - nm görmeğe ait
orbis (m) çember
orbiculus (m) = genıbercik
orbicularis, - re çemberciğe ait, çember şeklinde
orbita (f) gözçukuru
orbitalis, - le = orbita'ya ait
organum (n) Yu. alet, organ
origo, (f) başlangıç
os (n) = ağız
oralis, - le ağız'a ait
os (n) kemik
osseus, .. a, - um = kemikli, kemik
ossiculum ( n) Yu. kemikcik
osteon Yu. kemik
osteologia Yu. kemik bilim
ostium (n) = ağız, delik
otos Yu. kulak
oticus, - a, - um Yu. kulağa ait
ovum (nJ yumurta
ovalis, - le yumurta şeklinde
ovarium ( n) yumurtalık
ovaricus, - a, - um cvarium'a ait

palatum ln) damak


palatinus, - a, - um damağa ait

p2ncreas ( m) Yu. = soluk renkli


papilla (f) = pankrea
memebaşı, meml_;ba. t gibi cıkıntı
papillaris, - re
papilla'ya ait. memebaşı gibi
para Yu. yanında yakınında
paradondium (m Yu. dış yanında veya yakınında
= burunboşluğu yakınında veya yanında
Paranasalis, - k
bulunan
uterus yanında
parametrium Yu. =
tiroid yanında Y ya yakınında
parathyroideus, - a, - um Yu.
Yu. = kulak yanında
parotis
paries (m) = duvar
parietalis, - le = duvar'a ait
pars (f) parça. bölüm
parvus, - a, - um küçük
pecte.n (m) tarak
pectinatus, - a, - um = taraklı. tarak eklind
göğüs
pectus (n)
pectoralis, - le = göğüs'e ai
peıdis (m) ayak
pediculus (m) a;akcık

]Jednnculus (m) ayakcık, ap


pednııcularis, - re sap'a ait
pelvis (f) = leğen

perforatııs, - a, - um = delikli
peri Yu. = etrafında, ç vre inde
periosteum ( n) Yu. = kemiğin dışyüzünü örten zar, periost
pericardinm (n) Yu. kalbin çevre indeki . zar, perikard
periodonıtium ( n) Yu. diş çevresi ( dişkökü çevre indeki ara-
lıkla bu aralığı dolduran dam ar ve
sinirden zengin bağ dokusu)
periphericu . -,-um Yu. = çevre, perifer
peritoneum ( n) Yu. = karın.zarı, periton
pennanens sürekli
~rpendicularis, -re = dikey
Pes (m) = ayak
pes anserinu = kazayağı
2

= sap, ayakcık
petiolus (m)
Yu. kaya
petros (m) şeklinde
kayalık, kaya gibi. kaya
petrosus, -a, -um Yu. =
= renk maddesi, pigment
pigmentum (m)
Yu.
yutak
pbarynx (m)
diafragma
phrenico Yu.
diafragmaya ait
phrenicus, -a ,-um
= kıl
pilus (m)
kozalak
piınea (f)
kozalağa ait
pi,nealis, -le =
= armut şeklinde
pirifonnis
düzlem, plan
plaınum (n)
ine~ geniş lam
platysma (m) Yu. =
göğüs zarı, ple ra
pleura (f) Yu.
plevra'ya ait
pleuralis, le Yu. =

plexus (m) Yu. =
kat, p1ika
plica (f) =
başparmak
poJlex (m) =
polus (m) Yu. kutup, yol
po.ns (m) Yu. köprü
porta (f) = kapı

portio (f) = parça, bölüm


ponıs (m) Yu. = giri~, ağız, delik
ön önünde
prae. pre =
trachea' önünde
pretrachealis, - Je
omurga önünde
prevertebralis =
primus, -a, -um = birinci
= 1. ~ırada, esas, ana
princeps
ana. esas'a ait
principalis
= ön veya öne doğru
pro
çıkıntı
processuıs (m) = cen~ ucunun öne doğru çıkması hali
progenie = üst çenenin öne doğru çıkıntı apmas
#

prognarhie =
hali
= derin
profunıdus, -a, -um
dışarıya doğru çıkıntı
prominentia ( f) =
çıkıntı (5. bel omuru ile as sacrum·un
pronıontorium ( 11) = birleşme yerin~e teşekkül eden ne
doğru çıkıntı)

= kendi, has
propritıs,
-a, -um
tümsek
protuberentia (f) =
_.!}() ,\ ., \TO. H' DE KC LL.\\JL.\X L\B.\, ' Cl TERİMLER

proxiınaJis, -le gövdeye yakm


psalidnd0ın,tie Yu. occlusion esnadında ön dişıerıin maka
ağzı gibi karşıkarşıya gelmesi hali
pterygoideus, -a, -um kanat şeklinde
pubes, (f) edep, cdepbölgesi
pubicus, a-. -um edep bölgesine ait
purlendus, -a, -um edep bölge ine ait
pulmo (m) akciğer

pulm onalis, -le akciğer'c ait


pulpa (f) tJir organın yumuşak olan kısmı, özü
pulposus, -a, -unı öz'lü
punctunı (n) nokta
pupilla (f) gözbebeği

pylorus (m ) Yu. kapıcı, pilor


pyloricus, -a, -um Yu. pilor'a ait
pyramis (f) Yu. piramit
pyramidalis, -le pi ram ifa ait
quadratus, -a, -um dört köşeli, dörtgen
quartus, -a -um dördüncü

radius (m) döner kemik (önkol kemiklerinden


dışyanda olanı)
radialis, -le dışyan, radius'a ait
rasiatio ışınlı, ışın halinde
radiatus, -a. -um = radiasyon, ışık yayılımı
radix (f) kök
ramus (m) dal
raphe (f) Yu. dikiş
recessus (m) girginti, gizli köşe
rıectus, -a, -um düz
recurrens geriye giden veya dönen
regio (f) = bölge
· ren (m) böbrek
renalis, -le böbreğe ait
rete (n) ağ
reticulum (n) ağcık
rfticularis, -re rcticu 1um ' a ait
retro arka, geri
rima (f) yarık, aralık
rostrum (n) gaga
rotator (m) döndürücü
AX.\TO~\ffDE KUL\\ IL\~ Y.\!U~CI TEHİ. ILER 291

rotundus. -a, -um yuvarlak


ruber, rubra, rubruın = kırmıız

ruga (f) = kırışıklık

saccus (m) kese


sacculus (m) = kesecik
mukaddes, kut al
sacrum
us sacrum sakrum kemiği
= sakrum kemiğine ait
sacralis, -le
= önden arkaya doğrultuda
'iagitalis
saliva (f) tükürük
salivatorius = tükürüğe ait
salpiınx (f) Yu. = tr-onpet, tuba
scala (f) merdiven
scalenus, Yu. eğik
kayık, sandal
scapha (f) Yu. =
= kayık şeklinde
scaphoideus, -a, -um Yu.
seıeletuın (n) Yu. = isk;elet
= testis torba ı. kratum
scrotum (n)
içyağı
sebum (n)
yağlı. scbuma ait

sebaceus, -a, -um
secundus, -a, -um = ikinci
segmentum (n) = parça, bölüm. gmcnt
semi = yarım

semicircularis, -re = yarım daire


semilunaris, -re yarım ay

sella (f) koltuk, eğer


sellaris, -re = ella 'ya ait
semoo (.n) tohum
.sıeminalls, -le tohuma ait
sensus (m) duyu
sensorius, --a, uc duyu ışı gören. duyuya ait
sensibilis, hassas, duygulu
sentisivus, -a, -um duyurucu
septum (n) bölme
septalis. -le = eptum'a ait
erosus, -a, -um = seröz
serotinus, -a, -um = geç çıkan
serratus, -a, -um = dişli
sinister, -tara, -truın sol
sinus (m) bir kanalın genişlemi. yeri eya
k~mik içindeki boşluk
\~.\TmffDE l<ULL.\ '\lL.L. YAB.\ ·et TEHlMLER

durum, hal
situs (m)
skelett (n) Yu. = iskelet
Yu. ommga'nın yana doğru olan eğriliği
skolose
güneşe ait
solaris, -re
yalnız olan, tek veya tektek
solitarius, -a, -um
aral~L arayer
spatiuın (n)
Yu. crsoyu, sperma
spenna
spermaticus, -a, -um Yu. spenna'ya ait
spheroid.eus, -a, -um Yu. küre şeklinde
sphincter (m) Yu. büzücü
spinıa (f) ,,, diken, omurga
spinalis spina'ya ait
Jıkenli, dikensi
spinosus, -a, -um
yPlankavi, spiral
spiralis, -le
i~.m~anlara ait
splanchnicus, -a. -um Yu. =
ea·2k
spleın (m) Yu. =
~i .. k ııilik,kabarıklık
sple.nium ( n) Yu.
içi boşluklu . süngersi
spongiosus. -a, -um Yu.
sedef
~quaına (f)
sedefsi
squamosus. -a, -um
yıldız şeklinde
stellatus, -a, -um
üzengi
stapes (m)
göğü kemiği
sternu.m (n) Yu.
kat
stratum (n) =
çizgi
6tria (f) = çizgili
striatus, -a, -um
kalem apma benzeyen
styloideus, -a. - um
altında
sub
t!t ri altında
subcutaneus
madde
substantia (f)
sulcos (m)
oluk
yukarı, üst
super =
yüz yel
sperficialis, -le
superior, superius daha yukarı, daha ü t
u~tündc, onun üstünde
supra
supraorbitalis, -le orbita'nın üstünde
supremus, -a. -um en üst
otura (f) dikiş

sy n Yu. ile, birlikte


sympathicus, -a, -um Yu. has a , heyecan. endişe, empatik
syndesm ologia (f) Yu. eklem bilim
A. ,\TOMl'HE KULLANTl,AN YAJHNCI TERt.\fLER 2 3

syndesmosis (f) Yu. bağ doku aracılığı ile olan bağlantı


synıphysis (f) Yu. birbirine kaynama, birleşme
syınapsis (f) Yu. birleşme eklenme
syınovia (f) Yu. = ckJem sıvısı
synovialis Yu. =:eklem sıvısına ait
systema (m) Yu. sistem, grup
tactus (m) dokunum
ketum (n) tavan
tectorius, -a. -um üstten örten
=
tegmeıı (n) örtü, tavan
tegmentum (n) örtü, tavan
tela (f) doku katı
temporaJis, -Je şakak'a ait
tendo (m) kiriş
tendi~us, -a, -um kirişsi
tenia (f) Yu. 5crit
tensor (m) geren
tenuis, tenue ince
teres yuvarlak
termimıs (m) hudut, sınır. on
terminalis, -le ~ınır'a ait
tertius, -a, -um = üçüncü
testis (m) = testi~
thorax (m) Yu. göğüs kafesi
thoracicus Yu. thorax'a ait
th) roid eus, -a, -um
1
1
Yu. = kalkana benzeyen
tonsilla (f) bademcik
tonsillaris, -re bademciğe ait
tonus (m) gerginlik, tunus
=
toms (m) şişlik, kabartı
trabecula (f) ince çubuk, trabekül
trachea (f) Yu. c-oluk borusu
tracheaJis, -le u. oluk borusun'a ait
tradns (m) gergin durum, demet
traınsve~sus, -a, -um = enine
transversalis, -le = e;Jine doğrultuda
transversarius, -a, -um = c:ıinc olan

frapezius Yu. trapez 5ekJinde


frape·z oideus, -a, -um ırapez'c benz ... yeo

tri üç
f riangularis. -le, üçgen şeklinde


1!Vi: .\.\". TO:\ff DC Kl ' LL\XILL. Y \l'>Aı\'C TEIUMLER

trigeminus, -a, -um = üçüz


trigonum ( n) üçgen
trochlea Yu. = makara
trochlearis, -re Yu. makara'ya ai
truncus (m) gövde
tuba (f) bir ucu geni . tüp veya boru
tubarius, -a, -um tuba'ya ait
tuber (n) tümsek
tuberculum ( n) tümsekcik
tuberositas (f) pürtük
tubulus (f) oorucuk
tubus (f) = boru, tüp
tu ıica (f) gömJek, kat
tyınpaınnm (n) Yu. davul
tympanicus, -a. -um Yu. tympanum'a ait
ulınaris, -re içyan, ulna'ya ait
umbilirus (m) göbe ·
umbilicalis, -ie göbeğe ait
uncinatus, -a, -um çengelli
uncus (m) = ~engel
unguis (m) tırnak

urina (f) idrar


urinarius, -a, -um = ·drara ait
urogenitalis, -le idrar ve üretmeye ait
uterus (m) = dölyatağı
utriculus (m) kırbacık
ovula (f) küçük dil
vagina (f) kılıf
vaginalis, -1 · kılıf'a ait. vagina'ya ait
nlva (f) kapak
valvula (f) kapak cık
vallecula ( f) vadicik, çukurcuk
vas (n) damar
vasa damarlar
vasculüsus, - a, - um damarlı
velum (n) yelken
v~na (f) toplardamar, ven
ve.Tiıasus, -a, -um toplardamarh
venula (f) küçük en, v ncik
ventıer (m) karın
verıtr2lis, -k ön, önde
A 1~ATOMrL>E l<l 'U,, \.\ILı\.\' Y.\Ht);CJ TEIH~1LEH

·entriculus (m) = karıncık, mide


vermis (m) solucan
vermiformis, -rne = solucana benzeyen ·
vertebra (f) omur
vertex (m) tepe
verticalis, -Jc dikey
verlliS, - a, - um hakiki , doğru
vesica (f) = kc~
vesicaJis, -le vesıca'ya ait
vesicula (f) = kesecik
vesicularis, -re vcsicula'ya ait
vesiculosus, -a, -um kcsecikli
vestibulum (n) antre, ve tibül
vestibularis, -re vcstibulum'a ait
viscus (n) = iç.o rgan
viscera (n) içorganlar
visceralis, -le içorganlara ait
visus (m) görme
vita (f) hayat
vitreus, -a, -um = cam gibi. camsı
vox (f) ses
vecalis, -le ses'e ait
vomer (m) sapan
xiphoideus, -a, -um Yu. hançer şeklinde
ZOna (f) = kuşak, bölge
:ronula (f) kuşakcık. bölgecik
zonularis, - re kuşağa ait
.zygoma Yu. boyunduruk. elmacık
zygomaticus, -a, -um Yu. elmacık'a ait

-
FtATI 40 LtRA

You might also like