Professional Documents
Culture Documents
• Estetiğin Tarihi
• Klasik dönemde estetik GÖRSEL ESTETİK
• Orta Çağda estetik Dr. Öğr. Üyesi Halit
• Rönesans estetiği
• Yeni Çağda estetik KARTAL
• Çağdaş estetik
• Postmodern estetik
verebilecek,
• Estetik kavramının tanımını
yapabilecek,
• Estetiğin tarihsel değişimini ifade
edebilecek
• Estetik dönemler arasındaki farkları
açıklayabileceksiniz.
ÜNİTE
1
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Estetik Kavramı ve Tarihi
Güzel
Sanat Felsefesi
Platon
Klasik Dönemde
Estetik
Estetik
Aristoteles
Orta Çağda
Estetik
Rönesans
Estetiği
Estetiğin Tarihi
Marksist Estetik
Çağdaş Estetik
Sezgisel Estetik
Postmodern
Estetik
GİRİŞ
Estetik kavramı hemen herkesin hakkında bir yorum yaptığı, açıklamada
bulunduğu bir kavramdır. Ancak “Estetik nedir?” sorusunu sorduğumuz zaman
verilen cevaplar, kavramın ilk ortaya atıldığı dönemden itibaren değişmektedir.
Özellikle sanat tarihi alanında kendine sürekli cevap arayan ve bu cevaplarla
birlikte sürekli gelişen ve değişimini devam ettiren estetik, İlk Çağ’dan günümüze
değin tartışılmaktadır. Estetiğin ne olduğu sorusuna İlk Çağ’da filozoflar tarafından
cevap aranmış, sonraki dönemlerde ise hem filozoflar hem de bilim adamları,
farklı tanımlamalar yaparak genel bir çerçeve çizmeye çalışmışlardır.
Estetik kelimesini ilk olarak Alman filozof Baumgarten kullanmıştır. Estetik
kavramı ile ilgili genel tanımlama “Güzelin Bilimi” olduğu yönündedir. Bununla
birlikte özellikle Baumgarten tarafından kullanılan anlam ise “Duyu Bilimi”dir.
Estetiğin anlamı tanımlandığı dönemin içinde bulunduğu sosyoekonomik, siyasi ve
teknolojik durumlara göre farklıklar göstermiş, her çağda o çağın gereklerine ve
hâkim olan ideolojisine göre yeniden tanımlanmıştır.
Estetik kavramı ile ilgili tartışmalar genel olarak iki görüş çevresinde
birleşmektedir. Birinci görüş estetiği bir bilgi olarak ele almakta ve tıpkı “Zaman
nedir?” sorusunda olduğu gibi estetiği anlam olarak bilgi düzeyinde tanımlamaya
çalışmaktadır. Diğer bir görüş ise estetiğin biçimsel bir kavram olduğunu ve bu
çerçevede daha ölçülebilir ve tanımlanabilir kodları olduğunu ifade etmektedir.
Bu bölümde ortaya atıldığı ilk dönemden itibaren estetik kavramı üzerinde
devam eden tartışmalar ışığında kavramın ne anlama geldiği üzerinde durulacak
ve İlk Çağ’dan günümüze estetik kavramının tarihi detaylıca ele alınacaktır.
ESTETİĞİN TANIMI
Etimolojik olarak Yunanca Aestesis (duyum) ve Aistanesthai (duymak,
algılamak) kelimelerinden gelmekte olan estetik (Doğan, 1975; Sena, 1971), terim
olarak Yunanca’dan gelse de İlk Çağ’dan beri farklı dillerde karşılıkları aranmıştır.
Tarihsel süreç içerisinde farklı anlamlarda kullanılan estetiğin bugün kullandığımız
anlamına en yakın anlamda ilk kullanan düşünür Alman filozof Alexander Gottlieb
Baumgarten’dir. Baumgarten doktora tezinde estetik terimini ilk defa kullanmış
(akt.Hammermeister, 2002), fakat tezinde estetiğin kendi başına bir bilim
olmadığını ancak tek başına bir bilim dalı olarak ele alınması gerektiğini ifade
etmektedir. Baumgarten estetik üzerine çalışmalarına devam etmiş ve 1750-1758
yılları arasında yazdığı Aesthetica adlı kitabında estetiği bir bilim dalı olarak kabul
etmiştir. Baumgarten, Aesthetica kitabında estetik terimini “duyumsal idrakin
kökeni” anlamında kullanmış, buradan hareket eden Jale Erzen (2011) estetiği
duyumsallık olarak ifade etmiştir. Hem Baumgarten hem de Erzen’in
tanımlamalarından yola çıkarsak bilim dalı olarak kabul edildiği ilk dönemlerinde
güzel olandan ziyade güzel olanın duyumsanması şeklinde tanımlanmaktadır.
Johann Gottfried Herder ise buna karşı çıkmaktadır. Herder, duyumsamanın
çok geniş bir alanı kapsadığını, estetiğin ise özellikle güzel olan üzerinde
durduğunu ve bu yüzden de Aesthetic yerine Kalligone adının daha uygun
olacağını ifade etmektedir (Gürel, 2006). Kalligone kelimesi Yunanca’da güzel
anlamına gelen Kallos kelimesinden türetilmiştir. Kalligone, güzelin bilimi
Estetik kelimesini ilk
anlamında kullanılmaktadır. Benzer bir öneriyi Hegel de getirmiştir. Hegel (1835),
olarak Alman düşünür
Baumgarten 1735 estetik teriminin yeterince derinlemesine bir anlam taşımadığını, güzel ile ilgili
yılında kullanmıştır. olanın güzel kökünden gelen Kallistik terimi ile daha doğru ifade edilebileceğini
belirtmiş; yine de estetiği bilim olarak ele almak için yeni anlamlar türetmeye
çalışmanın yersiz olduğunu, güzel sanatlar felsefesinin ilgi alanının zaten güzellik
bilimi olduğunu dile getirmiştir.
Adnan Turani (1968) Güzel Sanatlar Sözlüğü’nde estetiği “Güzelliği,
güzelliğin insan usu ve duyuları üzerindeki etkilerini konu alan felsefe dalı” olarak
tanımlamaktadır. Cambridge online sözlüğünde “güzel olanla ilgili, güzele bakış
yolu” olarak tanımlanan estetik, Türk Dil Kurumu online sözlüğüne göre ise
“Sanatsal yaratının genel yasalarıyla sanatta ve hayatta güzelliğin kuramsal bilimi,
güzel duyu” olarak ifade edilmektedir.
Estetik güzelin bilimi olarak tanımlansa da bu tanımlama bütün filozoflar
tarafından kabul edilmemektedir. Kant estetiği açıklarken sadece güzel kavramının
yeterli olmadığını, güzellik ile yücelik kavramlarının birbiri ile benzerlikler taşıdığını
bu nedenle yücelik kavramının da estetiğin kapsamına girdiğini dile getirmiştir.
Estetiğe psikolojik açıdan yaklaşan Fechner ise haz konusuna değinmiş ve estetik
ele alınırken incelenmesi gerekenin güzel değil haz olması gerektiğini savunmuş ve
terime hedonik (haz=hedone) adını önermiştir. Wittgenstein (1967) ise estetiğin
konusunun sadece güzel olan ile sınırlandırılamayacağını, estetiğin insanlara güzel
olanı söyleyen bir bilim dalı olmadığını iddia etmektedir.
ESTETİĞİN TARİHİ
Estetiğin tarihi denildiği zaman Antik Yunan’dan günümüze kadar çok geniş
bir dönem işaret edilmektedir. Farklı dönemlerde estetiğin tarihini ele almak için o
dönemde yaşamış düşünürlerin estetik ile ilgili düşüncelerini ifade etmek
gerekmektedir. Düşünür ve filozofların estetik ile ilgili tanımlamaları estetiğin
tarihini ortaya koymaktadır.
Orta Çağ estetik anlayışı genel olarak İlk Çağ estetik anlayışı üzerine
kurulmuştur. İlk Çağ filozoflarının düşüncelerinden hareketle bir takım estetik
anlayışlar oluşturulmaya çalışılmıştır. Orta Çağ estetik anlayışı İlk Çağ estetik
anlayışından hareket etse de güzellik kavramını daha çok teolojik açıdan ele
almıştır. Özellikle kilisenin hâkimiyeti nedeniyle Orta Çağ’da güzellik kavramına
yaklaşımda Hristiyanlığın etkileri gözlenebilmektedir. Orta Çağ’da öne çıkan iki
düşünür Augustinus ve Aquinolu Thomas’tır.
Augustinus gençliğinden itibaren güzellik ile ilgilense de özellikle
Hristiyanlığı kabulünden sonra güzellik anlayışında değişiklik meydana gelmiştir.
Gençliğinde daha çok fiziksel güzellik üzerinden durmuş ve daha sonra İtiraflar
kitabında fiziksel güzellikleri “aşağı güzellikler” olarak tanımlamış, Hristiyanlığı
Orta Çağ dönemi kabulünden sonra ise güzelliği Tanrı’ya dayandırmıştır. Augustinus’a göre (2010)
estetik anlayışı kilisenin güzellik anlayışı nesneldir. Sanatçının güzellik anlayışı kendi içerisinden gelse de
ve Hristiyanlığın etkisi aslında Tanrı’dan gelmektedir. Bu nedenle öznel değil nesneldir. Sanatçının sahip
altında kalmıştır. olduğu güzellik anlayışı Tanrı’nın ışığı sayesinde onun zihninde belirmektedir.
Güzelliğe teolojik olarak yaklaşan bir diğer düşünür ise Thomas’tır. Ancak
Thomas genel Orta Çağ hâkimiyetinin aksine güzellik anlayışını sadece Tanrı’ya
atfetmemiş, aklı da güzellik ile ilgili felsefi anlayışının içerisinde dâhil etmiştir.
Thomas’a göre akıl ve inanç birbirinden farklı kavramlardır. Her ikisi de bilginin
kaynağıdır. Bu anlayış sanat ve güzellik anlayışında da kendine yer bulmuştur.
Sanat belirli bir pratik ve düzen içerisinde gerçekleştirilen bir eylem iken, güzellik
ise herhangi bir eylem gerektirmeyen salt bilmedeki derin düşüncedir (Özel,
2014). Thomas güzelin; bütünsel olması, kendi parçaları arasında uyum olması ve
doğru oranlara sahip olması, nesnenin açıklık özelliği olmak üzere üç özellik
taşıması gerektiğini belirtmektedir (Korkmaz, 2013). Thomas’ın güzellik anlayışında
güzelden söz edilebilmesi için üç özelliğinde olması gerekmektedir. Bu üç
özellikten bir tanesi bile olmazsa güzel tam olmamaktadır. Thomas güzellik
anlayışında iyi ve ahlak gibi kavramları da kullanmaktadır. Güzel ile iyinin birbiri ile
ilişkili olduğunu, iyi olanın arzu ile ortaya çıkarken güzel olanın ise bilişsel
(cognitive) bir yetenek olduğunu ifade etmektedir. Yani güzelin algılanmasında akıl
devreye girmektedir. Thomas, güzel olanın bütünsel ve uyum içerisinde bilişsel
olarak kavranabilmesi için, yani asıl olarak güzeli görebilmek ve ondan haz
duyabilmek için Tanrı’dan gelen ışığa sahip olmak gerektiğini dile getirmektedir.
Orta Çağ’ın din merkezli estetik anlayışı Rönesans ile değişikliğe uğramıştır.
Toplumsal ve sosyal hayattaki değişimler, sanat ve felsefe alanında da kendine yer
bulmuştur.
Rönesans Estetiği
Orta Çağ’ın son dönemlerinde kilise ve din adamlarının otoritesinin
zayıflaması ile birlikte akıl kavramı daha fazla ön plana çıkmaya başlamış, inanç ve
felsefe birbirinden ayrılmaya başlamıştır. Rönesans ile birlikte ortaya çıkan akıl ve
bilim tartışmaları, sanatsal alanda da kendisine yer bulmuştur.
Uyum (eurythmia)
Süs-Süsleme (decor)
Dağıtım-Dağılım (distributio)
yargı türü olarak ele almaktadır. Kant, estetiği güzeli iyi ve doğru kavramlarından
ayırarak kendi başına bir kavram olarak incelemektedir.
Kant, güzel tanımlamasında nitelik, nicelik, ilişki ve yön olmak üzere dört
başlıktan oluşan şablonu kullanmaktadır. Nitelik olarak güzel olan, herhangi bir
karşılığı olmadan hoşa giden şeydir. Bir şeyin güzel olup olmaması ondan haz alıp
almamakla ilgilidir. Bir şeyden haz almak için o şey hakkında herhangi bir bilgiye
Kant, güzel ihtiyaç duyulmamaktadır. Kant burada özellikle bilgi kavramına atıfta
tanımlamasında nitelik, bulunmaktadır. Çünkü bir şey hakkında edindiğimiz bilgiden dolayı hoşumuza
nicelik, ilişki ve yön
gidiyorsa o güzel değil iyidir. Güzelde herhangi bir bilgi ihtiyacı duyulmamaktadır.
olmak üzere dört
başlıktan oluşan bir Kant nicelik kriterinde güzellik kavramını beğeni (haz) ile ilişkilendirir. Bir
şablon kullanmaktadır. şeyi beğenmenin kişisel bir duygu olduğunu ancak beğeni kavramının kendisinin
evrensel, genellenebilir olduğunu ifade etmektedir. Burada Kant’ın kastettiği özel
olarak bir şeyi beğenmekten ziyade beğeni duygusunun kendisidir. Burada
genellenmek istenen güzel olan değil, genel olarak güzellik yargısıdır. İlişki
basamağında Kant, amaçsallığı ele almakta, nesnel ve öznel olmak üzere iki
amaçsallık üzerinde durmaktadır. Nesnel amaçsallığın ahlaki yargıları, öznel
amaçsallığın ise estetik yargıları işaret ettiğini ifade eden Kant’a göre güzelden
algılanan haz öznel bir amaçsallıktır. Yön basamağında ise zorunluluk esastır.
Güzellik yargısı evrensel bir yargı olduğu için zorunludur. Kant’a göre kişi bir şeyi
beğendiğinde, ona güzel dediğinde herkes tarafından güzel bulunmasını
istemektedir.bu durum kişi için bir sorunluluktur (akt. Yetkin, 2007).
Kant, Yargı Gücünün Eleştirisi’nde güzel ve yüce kavramları üzerinde de
durmaktadır. Güzel ve yüce kavramları birbirilerinden ayrı tutulmalıdır. Kant’a göre
(2011), doğal güzellik nesnenin biçimi ile ilgilidir. Yücelik ise herhangi bir biçimden
yoksundur. Güzellik gözle görülebilirken yücelik ise onu görenin zihninde
belirmektedir. Güzelin kendi içerisinde bir uyumu olduğunu ifade ederken yücenin
ise uyumsuzluklardan ortaya çıktığı belirtmektedir. Örneğin bir ağaç güzel iken,
gökyüzünü kapatacak kadar sık ağaçların olduğu bir orman yücedir.
Kant, Yargı Gücünün Eleştirisi’nde son ayrımı ise sanatsal güzellik ile doğanın
güzelliği üzerinden yapmaktadır. Sanatsal olarak güzel olanın dehayı gerektirdiğini
yani bir sanatçı tarafından yaratılması gerektiğini, ancak doğal olarak güzel olanın
beğeniyi gerektirdiğini söylemektedir. Kant gibi Hegel de sanatsal olarak güzel olan
ile doğal olarak güzel olanı ayrı ayrı kavramlar olarak ele almıştır.
Hegel’in estetik ile ilgili fikirlerine Güzel Sanatlar Üzerine Notlar adlı
kitabında rastlanmaktadır. Bu kitap Hegel tarafından kaleme alınmamakla birlikte
öğrencileri tarafından derslerinde alınan notlardan bir araya getirilmiştir.
Baumgarten’in ‘Estetik’ kavramını kabul etmesine rağmen bu kavramın tam olarak
yeterli olmadığını, ‘Güzel Sanatlar Felsefesi’ kavramının daha uygun olduğunu
ifade etmektedir. Hegel’in güzel kavramı ile ilgili fikirlerinin temel noktası İlk Çağ
Felsefesi ve Kant’ın estetik düşüncelerine dayanmaktadır.
Çağdaş Estetik
Yeni Çağ düşünürlerinin doğa-zekâ ikilemi arasında geçen estetik
tartışmaları, çağdaş estetik düşünürlerini de etkilemiştir.
Marksist Estetik, çağdaş dönem estetik anlayışının en önemli estetik
yaklaşımlarından biridir. Marksist Estetiğin temelleri, Lukacs, Adorno ve Marcuse
tarafından ortaya atılmıştır. Lukacs, Adorno ve Marcuse,’nin Marksist Estetik ile
ilgili çalışmaları, Marx ve Engels’in düşüncelerinden yola çıkmışlardır. Marx,
güzellik üzerine sistematik bir çalışma yapmamış olsa da estetik konusunda sınırlı
da olsa düşüncelerini dile getirmiştir. Ekonomi Politik ve Felsefe yazılarında estetik
üzerine düşüncelerini dile getiren Marx, güzellik kavramına değinirken üretim
pratiklerinden faydalanmaktadır. Özellikle insan-hayvan üretimi karşıtlığından yola
çıkarak bilinç kavramına değinmektedir. Hayvanların fiziksel ihtiyaçlardan dolayı
üretim yaptığını belirten Marx, insanın ise bilinçli olarak sadece kendi ihtiyaçları
dışında da üretim gerçekleştirdiğini, bunu yaparken de her türde ve ölçüde üretim
yapabildiğini, nesnenin ölçülerini bildiğini ve güzelliğin yasalarına göre üretim
gerçekleştirebildiğini söylemektedir.
Marksist estetik bilgiden yola çıkmaktadır. Ancak buradaki bilgi Marksist
felsefenin de temeline dayanan gerçeklik, estetik gerçeklik sonunda ortaya çıkan
bilgidir. Estetik gerçeklik insan ile doğrudan ilgilidir. İnsan sanat yapıtını üretirken
Çağdaş dönemde ortaya çıkan bir diğer estetik yaklaşım ise Croce’nin
Sezgisel Estetiği’dir. İtalyan düşünür 1902 yılında yazdığı İfade Bilimi ve Genel
Dilbilim Olarak Estetik, adlı eserine ilk olarak estetiğin tarihi ile giriş yapar.
Estetiğin Özü (1913) adlı kitabında ise sanat ile mantığı birbirinden ayırmakta ve
sanatın mantık ile değil, ifade ile ortaya çıktığını dile getirmektedir. Croce, estetik
kavramının güzelin bilimi değil, ifadenin bilimi olduğunu, çünkü güzel olanın güzel
ifade olduğunu belirtmektedir. Sanatı bir dil biçimi olarak ele alan Croce,
sanatçının fikirlerini ifade etmesinin güzelin kendisi olduğunu vurgulamaktadır.
Ancak buradaki ifade sadece sözel ifade anlamında değildir. Sanatçının kullandığı
çizgiler, renkler ya da notalar da bir ifade biçimidir.
Croce estetik anlayışında fiziksel güzellik ve estetik güzellik olmak üzere iki
güzellik kavramından bahsetmektedir. Fiziksel güzellik, insanın günlük hayatı
içerisinde karşılaştığı, onu dinlendiren ona haz veren canlı cansız her şeydir. Ancak
bu güzellik estetik güzellikten farklıdır. Estetik olarak güzel olan ise tine
dayanmaktadır. Doğadaki nesnelerin estetik olarak güzel olabilmesi için sanatçının
tinsel olarak ifadesine ihtiyaç duymaktadır. Fiziki güzellikleri estetik olarak güzel
görebilmenin yolu, onlara sanatçı gözüyle bakabilmektir.
Croce’ye göre estetik yaratma süreci dört basamakta gerçekleşmektedir.
İzlenimler,
Postmodern Estetik
Postmodernizm 20. yüzyılın ortalarında itibaren yaygın olarak kullanılmaya
başlanan ve modernizm sonrası dönemi işaret etmek için kullanılan kavramdır.
Postmodern estetikte, Postmodernizm başlangıçta bir dönemi tanımlamak için kullanılmış olsa da
modernizmin katı tanımın sınırları tıpkı estetikte olduğu gibi tam olarak belirlenememiştir. 1970’li
kurallarını reddeden yıllarla birlikte sanat dünyası tarafından da kullanılmaya başlanan postmodern
biçimsel çeşitlik kavramı hakkında Jencks “modernizmin hem devamıdır hem de aşılmasıdır”
hâkimdir. şeklinde bir tanım kullanmaktadır (Antmen, 2008). Jencks’in postmodernizm
•Rönesans ile birlikte ortaya çıkan akıl ve bilim tartışmaları, sanatsal alanda
da kendisine yer bulmuştur.
•Aklın ön plana çıktığı Rönesans estetiğinde güzellik doğa ve insan üzerinden
tanımlanmaya çalışılmış ve daha ölçülebilir, bilgiye dayalı kriterler
belirlenmeye çalışılmıştır.
Özet (devamı)
•Yeni Çağ döneminde estetik
•Yeni Çağ'da estetik ile ilgili tartışmalara katılan düşünürlerin temel özelliği
estetik bilgi ile diğer bilgi türlerini birbirilerinden ayrı ele almalarıdır.
Özellikle Alman düşünürlerin etkisi bu dönemin estetik anlayışında
hissedilmektedir. Hegel ve Kant, Yeni Çağ'da estetik üzerine düşünceleri ile
öne çıkan düşünürlerdir.
•Kant, güzel tanımlamasında nitelik, nicelik, ilişki ve yön olmak üzere dört
başlıktan oluşan şablonu kullanmaktadır. Nitelik olarak güzel olan, herhangi
bir karşılığı olmadan hoşa giden şeydir. Bir şeyin güzel olup olmaması ondan
haz alıp almamakla ilgilidir. Kant nicelik kriterinde beğeni duygusunun kişisel
bir duygu olmasına rağmen herkes tarafından kabul edilen, genellenebilir bir
duygu olduğunu işaret etmektedir. İlişki basamağında Kant, amaçsallığı ele
almakta, nesnel ve öznel olmak üzere iki amaçsallık üzerinde durmaktadır.
Nesnel amaçsallığın ahlaki yargıları, öznel amaçsallığın ise estetik yargıları
işaret ettiğini ifade eden Kant’a göre güzelden algılanan haz öznel bir
amaçsallıktır.
•Hegel ‘tin’ kavramından yola çıkarak güzeli açıklamaya çalışmaktadır. Sanat
güzelliğini, doğa güzelliğine göre üstün görmektedir, çünkü sanatsal güzellik
Mutlak Tin’den meydana geldiği için tamamlanmış bir güzelliktir. Doğadaki
güzelliğin de var olduğunu ancak onun dışsal bir güzellik olduğunu belirten
Hegel, biçimsel güzelliği olarak düzenlilik ve simetri, bir yasaya uygunluk,
uyum ve sadelik kriterleri ile tanımlamaktadır.
•Çağdaş Estetik
•Marksist Estetik, çağdaş dönem estetik anlayışının en önemli estetik
anlayışıdır.
•Marksist estetik bilgiden yola çıkmaktadır. Ancak buradaki bilgi Marksist
felsefenin de temeline dayanan gerçeklik neticesinde ortaya çıkan estetik
gerçeklik sonunda ortaya çıkan bilgidir. Sanatçının ortaya koyduğu eser onun
gördüğü gerçeklik değil, o gerçekliğin onda oluşturduğu duygu ve düşünceler
ile harmanlanması ve ruh hâlinin birleşiminden oluşmaktadır.
•Çağdaş dönemde ortaya çıkan bir diğer estetik yaklaşım ise Croce’nin
Sezgisel Estetiği’dir. Croce estetik anlayışında fiziksel güzellik ve estetik
güzellik olmak üzere iki güzellik kavramından bahsetmektedir. Estetik olarak
güzel olan tine dayanmaktadır. Doğadaki nesnelerin estetik olarak güzel
olabilmesi için sanatçının tinsel olarak ifadesine ihtiyaç duyulmaktadır.
•Postmodern Estetik
•Postmodern estetiğin başlıca niteliği biçimsel form ve yöntemlerin
çeşitliliğidir. Modernizmin katı biçimsel yaklaşımlarının aksine
postmodernizmde biçimsel çeşitlilik hâkimdir. Ancak bununla birlikte
postmodernizm yeni bir biçimsel form önermemektedir. Var olan biçimsel
formları taklit etmekte, bir arada kullanmakta ve bir yeniden üretim söz
konusu olmaktadır. Bu yeniden üretim sürecinde kolajdan faydalanan
postmodern sanat anlayışı, farklı dönemlere ya da sanat eserlerine ait
biçimsel kodları bir arada kullanan bir pastiştir.
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Estetik terimini ilk olarak hangi filozof kullanmıştır?
a) Hegel
b) Platon
c) Aristoteles
d) Baumgarten
e) Kant
Cevap Anahtarı
1.d, 2.a, 3.a, 4.a, 5.c, 6.b, 7.e, 8.a, 9.c, 10.b
YARARLANILAN KAYNAKLAR
Antmen, A. (2008). 20. yüzyıl batı sanatında akımlar (2. Baskı). İstanbul: Sel
Yayıncılık.
AUGUSTINUS, A. (2010). İtiraflar, (Çev. Çiğdem Dürüşken), Kabalcı Yayınevi,
İstanbul.
Baykam, B. (1989). Post-modernizm’in ötesi. Milliyet Sanat Dergisi, Kasım 228.
Castelli, P. (2005). Rönesans estetiği (Çev. Durdu Kundakçı). Ankara: Dost Kitabevi.
Cömert, B. (2007). Croce’nin estetiği, Ankara: De Ki Basım Yayım.
Doğan, M. H. (1975). 100 soruda estetik. İstanbul: Gerçek Yayınevi.
Erzen, J. N. (2011). cÇoğul estetik. İstanbul: Metis Yayınları.
Hammermeı ̇ster, K. (2002). The German aesthetic tradition. Ohio: Cambridge
University Press.
Hegel, G. W. F. (1835). Aestetics: Lectures on Fine Art Vol. I, (Translated by T. M.
Knox), Oxford University Press, ABD.
Kant, I. (1764). Güzellik ve yücelik duyguları üzerine gözlemler (Çev. Ahmet Fethi).
İstanbul: Hil Yayınları.
Kant, I. (2011). Yargı yetisinin eleştirisi (Çev. Aziz Yardımlı). İstanbul: İdea Yayınevi.
Kavuran, T. (2010). Estetik ve sanata giriş ders notları. 15 Aralık 2015 tarihinde
http://Perweb. Firat.Edu.Tr/?Content=Personelgoster.Asp&Uid=Ey-A-0042
adresinden erişildi.
Korkmaz, B. (2013). Resim sanatında estetik değer, Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim
Bilimleri Enstitüsü, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İzmir.
Sena, C. (1971). Estetik sanat ve güzelliğin felsefesi. Ankara: Remzi.
Sözen, M. & Tanyelı ̇, U. (2003). Sanat kavramı ve terimleri sözlüğü. İstanbul:
Remzi.
Stace, W. T. (1986). Hegel üzerine Çev. Murat Belge. İstanbul: V Yayınları.
Tı ̇muçı ̇n, A. (2000). Estetik, Bulut Yayınları, İstanbul.
Turanı ̇, A. (1968). Güzel sanatlar terimleri sözlüğü. Ankara: Ankara Üniversitesi
Basımevi.
Özel, A. (2014). Estetik ve temel kuramları. Ankara: Ütopya.
Wıttgensteın, L. (1967). Wittgenstein lectures and conversations on aesthetics,
psychology and religious (Ed.Cyril Barrett). USA: University Of California
Press.
Yetkin, S. K. (2007). Estetik Doktrinler, Palme Yayıncılık, İstanbul.
Zıss, A. (2009). Estetik- gerçekliği sanatsal özümsemenin bilimi. İstanbul: Hayalbaz.