Professional Documents
Culture Documents
• Akdeniz İklimi
Akdeniz, Ege ve Marmara Denizi kıyıları ile güneydoğu
Anadolu Bölgesinin batısında görülür.
Yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlı geçer. Kış
mevsiminde ise en fazla yağışı alır.
• Karadeniz İklimi
Karadeniz Bölgesi’nin kıyıları ile Marmara Bölgesi’nin
Karadeniz kıyılarında görülür.
Her mevsim yağışlı, en fazla yağışı sonbahar mevsiminde
olur
1. . KIRSAL YERLEŞMELER
Kentsel yerleşim alanı dışında kalan tarlalar, bağ-bahçeler, ormanlar, otlaklar, kırsal konutlar
ve boş arazi kullanım özelliği bulunan yerlere kır denir. Bu özellikteki alanlarda geçimini daha
çok tarım, hayvancılık ve ormancılık ile sağlayanların oluşturdukları köy ve köy altı
yerleşmelerine kırsal yerleşme adı verilir. Kırsal alanlarda en büyük yerleşme birimleri köyler
olup köyden daha küçük yerleşim birimleri de bulunur (Kom, yayla, mezra, kom gibi).
a) Köy Yerleşmeleri
Köyler; cami, okul, otlak, bataklık, yayla ve orman gibi ortak malları olan, toplu ya da dağınık
olarak insanların tarlaları, bağları ve bahçeleriyle birlikte oluşturdukları yerleşmelerdir.
Ülkemizde kır yerleşmelerinin en büyüğüdür. Türkiye’deki en küçük yönetim birimi olan
köyün yönetiminin başında muhtar bulunur. Nüfus genellikle 2000 ‘den azdır. Kırsal
yerleşmelerin en büyük olanıdır.
2. KENTSEL YERLEŞMELER
Diğer yerleşmelere göre nüfus bakımından daha kalabalık, insanların büyük bir kısmının tarım ve
hayvancılık faaliyetleri dışında çalıştıkları nüfusu oldukça kalabalık olabilen yerleşmelerdir. Şehir
yerleşmelerini kır yerleşmelerinden ayıran en önemli özellikler; nüfusun fazlalığı, yerleşim alanının
genişliği; çalışan insanların sanayi, eğitim, ticaret ve yönetim gibi ekonomik faaliyetlerde çalışmalarıdır.
Kentler, nüfus miktarlarına ve ekonomik fonksiyonlarına göre ikiye ayrılır:
b) Dağınık Yerleşmeler
Dağınık yerleşme tipinde ise evler, birbirine uzak inşa edilmiştir. Evler arasındaki uzaklık,
birkaç yüz metreden birkaç kilometreye kadar değişebilmektedir. Arazinin çok engebeli, tarım
alanlarının küçük ve parçalı olduğu alanlarda dağınık yerleşme yaygındır. Dağınık yerleşmeler
daha çok Karadeniz (özellikle Doğu Karadeniz Bölümü), Akdeniz ve Doğu Anadolu
Bölgeleri’nin bazı kesimlerinde görülür. Bu tip köylerimizde başlıca geçim kaynakları:
bahçecilik ve hayvancılıktır.
c) Çizgisel Yerleşmeler
Bir akarsu ya da bir yol boyunca kurulmuş yerleşmelerdir.
d) Dairesel Yerleşmeler
Düz bir arazide veya ovada kurulan dairesel şekle sahip yerleşmelere dairesel yerleşme denir.
BÖLGELER
a) Yeryüzündeki Bölgeler
Yeryüzü, birbirinden farklı doğal ve beşerî özellikteki alanlardan oluşmaktadır. İşte gerek
doğal gerek beşerî bakımdan farklı özellikteki bu alanların her birine bölge denir. Bunlardan
bir kısmı yer şekilleri, iklim, su kaynakları ve doğal bitki örtüsü bakımından kendi içinde
benzer, diğer yerlerden farklı özellikler göstermektedir. Bazı alanlar ise insanlar tarafından
biçimlendirilmiştir. Bunlar tarım, madencilik, nüfus, yerleşme vb. özellikler bakımından farklı
özellikteki alanlardır.
Bölgeler, şekilsel ve işlevsel olarak iki grupta sınıflandırılır.
Şekilsel bölgeler homojen bir yapıya sahipken işlevsel bölgeler heterojen yapıdadır.
Doğal bölgeleri aşağıdaki şekilde sınıflandırabiliriz:
b) Bölge Sınırları
6. Siyasi bölge sınırları, ülke sınırlarına göre belirlendiği için bu bölgelerin sınırları kesin
olarak belirlenebilir.
Örneğin Türkiye’nin egemenlik bölgesi ile Yunanistan’ın egemenlik bölgesi belirgin bir sınırla
çizilmiştir. Aynı şekilde NATO askeri bölgesinin sınırları, bu bölgeye üye olan ülkelerin sınırlarına göre
belirlenmiştir.
7. Siyasi bölge sınırları içinde yer alan ülkelerde din, dil, ırk birliği, ortak para birimi, benzer
yönetim şekilleri olabileceği gibi, herhangi bir ülke bu ortak noktalardan farklılık
gösterebilir.
Örneğin; Macaristan ve Çekya, AB üyesi olmasına rağmen Euro kullanmamaktadır.
c) Bölgeler ve Ülkeler
Yeryüzünde belirli kriterlere göre belirlenmiş birçok bölge türü bulunmaktadır.
Bazı bölgeler siyasi ve askeri özelliklere göre, bazı bölgeler beşerî ve ekonomik özelliklerine
göre bazı bölgeler ise doğal yani fiziki coğrafya koşullarına göre belirlenen kriterler ile
belirlenmiştir.
Bazı bölgelerin sınırları oluşturulurken birden fazla kriter etkili olabilir veya bir bölge ile onu
oluşturan ülkeler birden fazla fonksiyona sahip olabilir.
Bu konuda örnek olarak Coğrafya ’da Güneybatı Asya olarak tabir edilen ve siyasi olarak
da Ortadoğu olarak bilinen bölge işlenecektir.
Güneybatı Asya (Ortadoğu), Asya, Avrupa ve Afrika‘nın birbirlerine en çok yaklaştıkları yerleri
kapsayan ve birbirine komşu ülkelerin oluşturduğu coğrafi bölgedir. Akdeniz‘de Mısır’ın Sina
Yarımadası’ndan Pakistan sınırına kadar uzanır ve Arap Yarımadası‘nı kapsar.
Ortadoğu iklim bölgesini etkileyen faktörlerin başında, coğrafi konumu gelmektedir. Orta
Doğu 13-420 kuzey enlemleri arasında yer alır. Bu konumu bölgenin birbirinden tümüyle farklı
iki sıcaklık kuşağı arasında bulunmasına neden olmaktadır; güneyi hiç kışı olmayan sıcak
kuşağın sınırları içinde kalırken, kuzey kısmı dört mevsimin de belirgin olduğu ılıman kuşağın
sınırları içindedir. Bu özellik bölgenin büyüklüğünden çok, bulunduğu yerin gerçek anlamda
bir geçiş sahası olmasıyla ilgilidir.
Özetle Ortadoğu günümüzdeki en önemli petrol ve doğal gaz çıkarım bölgesi olması
bakımından siyasi coğrafyada jeopolitik önem arz etmektedir. Bugün Ortadoğu’daki sıcak
çatışma bölgelerinin birinci derecede sebebi, küresel güçlerin bu bölgedeki petrolü ele
geçirme çabasından kaynaklanmaktadır.
Özetle Ortadoğu iklim olarak kurak çöl iklimiyle yarı kurak ilkim bölgesinde yer almaktadır.
Bu sebeple orman bölgesi içine alınamaz. Doğal bitki örtüsü gür değildir. Su kaynakları
bakımından da fakir bir bölgededir.
ÇEVRE VE TOPLUM
a) İnsanın Doğayı Kullanılması
İnsanlar geçmişten günümüze kadar doğadan çeşitli şekillerde yararlanmışlardır ve doğayı
kullanmışlardır.
Tarım alanı açmak ve bu nedenle doğal bitki örtüsünü yok etmek, madenleri çıkarmak ve
işletmek, yollar, tüneller, geçitler yapmak, tarım alanlarını sulamak için barajlar yapıp
kanallar açmak, çok uzak mesafelerdeki suları taşımak, tarıma elverişli olmayan çok eğimli
yamaçlarda teraslar yapmak, bu tür alanları da tarıma açabilmek, İnsanlar, geçit vermeyen
dağlarda tüneller açmakta, akarsular ve büyük çanaklar üzerinde köprüler ve viyadükler
yapmaktadırlar.
İnsanlar, bazen denizi doldurarak bu alandan toprak kazanabilmektedirler. Yeryüzünde
bunun çok sayıda örneği vardır.
İnsanlar doğadan yararlanırken doğal sistemleri, ekosistemleri ve habitatları bozmakta
veya yok etmektedir.
b) Doğa ile İnsan Etkileşimi
Doğal olaylar ve doğal unsurlar insanların ekonomik, sosyal ve diğer beşerî faaliyetlerini
büyük oranda etkiler. İşte bu yüzden doğal olaylar ile insan faaliyetleri sürekli
bir etkileşim içerisindedir.
Coğrafya bilimi, ilk insandan günümüze kadar olan süreçte, doğa ile insan arasındaki
etkileşimi inleyen bir bilim dalı olmuştur. İlk çağlarda, doğal koşullar insan yaşamı üzerinde
baskın ve etkili bir rol oynarken, Sanayi inkılabından sonra teknolojinin de gelişmesiyle adeta
doğa insanın bir eseri haline gelmeye başlamıştır.
Bir bilim olarak Coğrafya ’nın görevi, insanın doğadan yararlanırken doğa ile uyumlu olmasını,
aynı zamanda tüketirken üretmeyi öğretmek olmuştur.