You are on page 1of 1

Fârâbî Mantığında Sofistik Sanat

Başlangıçta bilge anlamına gelen sofist terimi, Sokrates ve Platon’un sofistler ile mücadeleleri
sonucunda olumsuz bir manaya evrilmiş, onların gerçek bilge olmadıkları iddia edildiği gibi
görünürde bilgelikleri ile Atina’nın gençlerini kandırıp tuzağa düşürdükleri ifade edilmiştir. Sokrates
sofistlerin icra ettikleri bu sanatı “söz oyunları” şeklinde ifade ederken, Platon bu sanatı, kaleme aldığı
eserlerinde icra edicilerine nispetle “sofistik sanat” olarak adlandırmıştır. Platon’a ait bu eserler
diyalog formatında iken Aristoteles bu sanatı bilimsel bir metin halinde mantık sanatı bağlamında
yeniden formüle etmiş, sofistik sanatın tümel kanunlarını da belirlemiştir. İslam dünyası, tercüme
hareketleri aracılığıyla bu eserlerle tanışmıştır. Arap diline tercüme edilen bu eserler ile ilgilenen ilk
dönem düşünürlerinden biri de Fârâbî olmuştur. Fârâbî, Aristoteles’in sofistik sanatın tümel
kanunlarını belirlediği eserinin Arapça tercümesinden hareketle bu sanatı Arapça olarak yeniden
kurgulamıştır. Fârâbî Aristoteles’ten mülhem bir biçimde sofistlerin akıl yürütmeler aracılığıyla
muhataplarını nasıl tuzağa düşürdüklerini ve onları nasıl yanıltmaya çalıştıklarını Kitâbu’l-Emkineti’l-
Mugallita adlı eserinde detaylı bir biçimde incelemiş, Aristoteles’in saydığı sofistik akıl yürütmelere
Arap dilinden hareketle formüle etmiştir. Bununla birlikte Fârâbî mezkûr çalışmasında Aristoteles’in
sofistik sanata dair eserinde yer verdiği her konuya temas etmemiş, bazı konuları farklı çalışmalarında
ele almıştır. İşte bu çalışma Fârâbî’nin farklı eserlerinde sofistik sanata dair temaslarını bütüncül bir
halde sunmayı ve Kitâbu’l-Emkinet’il-Mugallita’dan hareketle sofistik sanatın öncüllerini tanıtmayı
hedeflemektedir.

You might also like