You are on page 1of 8

BOĞAZ ÇAKRA

Boğaz Çakrası: Rengi mavidir. Troid bezini yönetir. İletişim


merkezidir. Kendimizi ifade etmemiz için enerjiyi sağlar. Kokusu
adaçayı ve papatya. Taşları amazonit, akuamarin, azurit,
kaisedon, kyanit ve iyolit. (Esması:Ya Hayy günde 324 kez
okunur.)
Boğaz çakrasını dengelemek için; bol bol meyve tüketilmelidir.
Mavi gökyüzü, sakin göl ya da durgun su manzaraları boğaz
çakrasını dengelemek için faydalı doğa deneyimleridir.
Boğaz çakrasının etkilediği fiziksel bölgeler ve hastalıklar: Ses
telleri, akciğerler, yemek borusu, ses sorunları, çatallı ve kısık
ses, tiroid rahatsızlıkları, boyun ağrıları ve problemleri, astım
krizleri, guatr, hipertiroid, deri dökülmeleri, kulak enfeksiyonları,
boğaz ağrısı, ileri durumlarda larenks (gırtlak kanseri).
Az çalışması ise; kendini ifade etmede güçlükler yaşatacaktır.
Çok çalışması; boş konuşmaya, dedikodu gibi frekansı düşük
ifadelere neden olur.
Kapanması sonucu oluşturduğu rahatsızlıklar tiroit bezi,yüz ve
cilt sorunları,baş ağrıları ve öfke oluşturur.
3.GÖZ ÇAKRA
3.Göz Çakrası : Üçüncü göz çakrası sezgiyi simgeler.
Sanskritçe ‘Ajna’ bilmek demektir. Görünenin ötesini
görebilmekle ilişkilidir. Titreşim rengi; indigo mavi ve mor.
Sezgiler ve farkındalık alanıdır. Aroması: Günlük, menekşe,
yasemin. Taşı: Ametist, Florit, azurit, sodalit, Lapis Lazuli.
(Esması: Ya Alim günde 150 kez okunur.)

Üçüncü göz çakrasının etkilediği sistem hipofizdir. Hipofizin


beynimizdeki işlevi, iten ve dışarıdan aldığı tüm mesajları
toplayarak yönetici hipotalamus’a göndermektir. Dolayısıyla en
alt çakranın etkilediği salgı sisteminden başlayarak gönderir.
Az çalışması; zayıf maneviyatı, zayıf hayal gücünü ve
basiretsizliği doğurur.
Üçüncü göz çakrasının etkilediği fiziksel organlar: Yüz, baş,
sinir sistemi, hipofiz bezi, gözler, beyin ve beyincik.
Rahatsızlıklar: Migren, şiddetli baş ağrıları, körlük ya da görme
bozuklukları, sinirsel rahatsızlıklar. Psikolojik olarak etkilediği
yerler, bağnazlık ya da aşırı tutuculuk, duygusallığa asla yer
vermeyen katı mantıkçı tutum, yalnızlık duygusu.
Çok çalışması; fazla hayalci olmayı, sürekli maneviyatı
kovalamayı, orada olmayan şeylere kafa yormayı beraberinde
getirir.

KALP ÇAKRASI
Kalp çakrası : Tüm çakraların da merkezindedir.En belirgin
özelliği sevgi çakrasıdır. Kalp, sevgi, aşk bu çakranın etkilediği
alanlardır. Rengi; yeşil, pembe ve altın sarısıdır. Şefkati,
affetmeyi, koşulsuz sevgiyi ve kendini kabul etmeyi simgeler.
Simgesi havadır. Aroması: Gül, bergamot, melissa, neroli.
Kıymetli Taşı: Pembe Quartz, Kunzite, Kırmızı Turmalin, aytaşı,
malahit ve yeşim. (Esması: Ya Halim günde 88 kez okunur.)
Fiziki bedenimizdeki etkilediği bölgeler; kalp, göğüs, solunum
yolları, akciğerler ve dolaşım sistemidir.
Kalp çakrasının uyumsuz çalıştığı durumlarda vücudumuzda
görülebilecek fiziki rahatsızlıklar; kısa ve sık nefesler, nefes
alma güçlükleri, yüksek tansiyondur.
Psikolojik açıdansa; bağımlılık, evham, endişe, alınganlık,
melankoli, yalnızlık korkusu, duygusal bağlılıktan korkma ya da
aldatılma korkusu yaşanabilir.
Az çalıştığında; sevme ve sevilme yoksunluğu, çok çalıştığında
aşırı hassasiyet ve başkaları için kendini kurban etme hali ön
plandadır.
Kalp çakrasını dengelemek için; bol bol yeşil yapraklı sebze
tüketmek faydalıdır.

TEPE ÇAKRA
Tepe Çakrası: Başımızın tepesinde en orta noktada yer alır.
Bebeklerin bıngıldağının olduğu yerde, kafamızın tepe
noktasında, gökyüzüne doğru uzanan bir enerji kanalıdır. Mor
ya da beyazla temsil edilir (genellikle beyaz). Ebedi gerçek,
ruhsal olgunluk, yüksek benlikle ilgilidir. Ruhsallığı, her şeyle
birlik olma duygusunu simgeler. Aynı zamanda yuva ve evi de
simgeler.
Fiziki bedende etkilediği yerler; beyin, kafatası, beyin zarı, sağ
göz, cilt ve epifiz bezidir.
Dengeli çalışması; yaşam amacını (dharma) bulmak ve ona
uygun yaşamakla ilgilidir. Maddi ve manevi olan dengelenir ve
her şey dharmaya hizmet eder. Ben ve biz birdir. Uyumlu olduğu
durumlarda; kişi bireysel egosunu bırakır ve evrensel egoyu
kabullenerek her şeyle birlik olma duygusunu deneyimler. Bolluk
ve sonsuz mutluluğun saf bilincinde yaşar. Kendini ruhsallığa
açarak bilinçaltına tam hakimiyet kurar. Hayattaki mucizeleri
deneyimler.
Uyumsuz olduğu durumlarda; kişi paranoyaya yakın ölüm
korkusu, ruhsallığı inkar etmeye ve kaçmaya eğilim gösterir, akıl
ve mantıkla evrendeki her şeyi açıklamaya çalışarak psikolojiye
sırtını dönebilir. Aşırı egosantrik bir kişiliğe sahip olabilir, sorular
içinde boğuşur ve hiç birine cevap bulamaz, manik depresif bir
ruh halinde olabilir, cinselliğini ifade etmede sapkın davranışlar
sergileyebilir.
Yetersiz çalıştığında; birileri tarafından engellenme korkusu
yaşar, sevinç ve memnuniyet eksikliği, yıkıcı hisler, panik ve
tükenmişlik duygusu, ait olamama hissi, depresyon ve migren
görülür.
Az çalışması; dualiteye ve yaşamı anlamsız görme hissine iter.
Asıl olan günlük hayattan çekilmeden çakra sisteminde yukarı
doğru ilerlemektir. Bedeni bırakmak değil, kapsamaktır. Günlük
yaşamın dönüşümü her şeyi spiritüel bir bakış ile algılamakla
mümkündür.
Fiziksel olarak uyumsuz olma halinde; çevre kirliliğine aşırı
hassasiyet, kronik yorgunluk, alzheimer, sara görülebilir. Bu
çakranın etkilediği kişiler giderek toplumdan soyutlanır, yüksek
ve ücra köşelere gitme ihtiyacı duyarlar. Dünyanın ruhsallıkta en
kadim ve yükselmiş tüm uygarlıklarının dağlık bölgelere
yerleşmiş olması tesadüf olmasa gerek.
Taç Çakranın Dengelenmesi: Rengi: Beyaz, altın, koyu mor
Taşı: Kuartz, elmas, opal, ametist. Aroması: Günlük, lavanta,
frankinsense, gülağacı ve lotus çiçeği. Esması: (Ya Muhyi
günde 68 kez okunur.)

MİDE ÇAKRA
Spiritüel olarak gücü temsil eder. Dolayısıyla özgüven, cesaret
konuları bu çakranın alanındadır. Ayrıca etraftaki diğer
enerjilerin algılandığı alan olduğu söylenir. Yani empati
yeteneğini de temsil eder. En temel özelliği güç ve iradedir.
Bütünlüğe giden yolu birleştirir. Bu çakranın gelişimi; on dört-
yirmi bir yaşları arasındadır. Bu çağda gençte kendine güven ve
benlik değerinin geliştiği yaştır. Bu çakranın dengeleyici besini
karbonhidratlardır. Rengi sarıdır. Güneş gibi yani.
Dengeli olması; güçlü, kendinden emin, saygılı bir birey
olabilmemizi sağlar.
Gereğinden az çalışması; depresyona, Çok çalışması; aşırı
kontrolcülük, empati yoksunluğu ve şişmiş bir egoya neden olur.
Çakranın dengesizliği durumunda; reddedilme korkusu, aşırı
eleştirel tutum, kalabalıklar içinde bile yalnız hissetme eğilimleri
bu çakradan gelir.
Uyumsuz çalışmasında; eleştiriye aşırı tepki verme, kontrol
etme ihtiyacı, düşük benlik değeri, özgüven eksikliği.
Fiziksel rahatsızlık olarak; sindirim problemleri, diabet, sinir
yorgunluğu, mide ülserleri, sindirim sorunları, alerjiler, şeker
hastalığı, karaciğer, pankreas, ince bağırsak sorunları.
Uyumlu çalışması halinde; neşeli, dışa dönük, kendine saygılı,
etkileyici kişilik.
Dengelenmesi: Rengi: Sarı Aroması: Ylang-ylang, vetiver,
bergamot Taşı: Sarı sitrin, aventurin, quartz, amber, topaz
Esması: Ya Halık günde 731’kez okunur.

KÖK ÇAKRA
Cinsel organla anüs arasındadır. Rengi kırmızıdır. Dünyevi olanı
simgeler. İlk çakra olduğu için bir ila sekiz yaşlarımız arasında
gelişir ve kendi başına ayakta kalabilmeyi simgeler. Fiziksel
dünya ve ona duyduğumuz ihtiyaçlarla bağlantılıdır. Bu yüzden
yer çekimiyle yakın ilgisi vardır. Bizi maddesel özümüze doğru
çeken bir güce sahiptir. Hayatta kalabilmemiz ve devam
ettirebilmemiz için gerekli enerjiyi sağlar. Spiritüel olarak
köklenmeyi temsil eder. Yani dünyevi şeylerden sorumludur.
Yeme, içme, üreme gibi. Rengi kırmızıdır. Büyük restoran
zincirleri ya da sigara firmalarının bilinçli olarak bu rengi tercih
ettikleri söylenir. İyi çalışan bir kök çakrayla dünyaya sağlam bir
şekilde kök salarız.
Fazla çalışması; maddiyata ve yeme, içmeye aşırı düşkünlük,
Gereğinden az çalışması; kendine bakmakta güçlük çekmeye
ve kendini bu dünyaya ait hissedememeye neden olur.
Blokaj durumunda; korku, güvensizlik, tedirginlik yaşanır.
İskelet yapısı, kemikler ve omurgayla bağlantılıdır. Vücut
sıvılarımızdaki tuz dengesinden ve vücut metabolizmasını
dengeleyen proteinler, yağlar ve karbonhidratları etkileyen
hormonları salgılayan bölgeyle, böbrekler ve böbreküstü
bezleriyle bağlantılıdır. Eski zamanlardan bu yana, hayatta
kalma içgüdümüzün kaynağı olan kaçma, saldırma dürtülerini
salgılayan adrenalinin salgılandığı bezler de kök çakrayla
bağlantılıdır. Yetersiz çalışması ağrılara sebep olurken ilgili
organlarda aktivite kaybı oluşur. Bu çakra varoluşumuzun
temelini teşkil eder. Bizi, fiziğe ve yerküreye bağlar. Fiziksel
faaliyetlerimiz bu çakranın nasıl çalıştığına bağlıdır. Yorgun,
isteksiz ve bitkin olmamız bu çakranın çalışmamasından
kaynaklanır ya da enerji çekimi ile meşguldür.
Bu çakra ile ilgili günlük meditasyonlar ve şifalandırmalar
yapmak gerekir. Kök çakra sağlığımızı canlılığımızı
kazanmamızı sağlayan merkezimizdir. Aynı zamanda geçmiş
hayatlarımızın da kilitlerini açarak bize gizli kalmış
yeteneklerimizi ve bilgeliğimizi geri kazandırır. Ayrıca bu
hayatımızı gölgeleyen geçmiş hayatların olumsuz motiflerini ve
acılarını silmemizi sağlar.
Bu çakrayı iyileştirdiğimizde ve pozitif şifa enerjisi ile
çalışmasını sağladığımızda; geçmişi şifalandırır, daha canlı ve
dinamik oluruz. Sevgi enerjisi kalp çakrası bölgesinden tüm
bedene akar ve aura vasıtasıyla dışarıya yayılır. Başkalarının
bize nasıl davranacağı ve bizi nasıl algılayacağı auralarımız
yoluyla yaydığımız enerjiye bağlıdır. Sevgi enerjisi, hastalıkları
iyileştiren içimizdeki korku ve duygusal stresleri yok eden bir
enerjidir. Düzensiz çalışması; fiziksel seviyede sırt ve bacak
ağrılarına, aşırı kilo veya aşırı zayıflığa, kansızlığa ve kemik
erimesine sebep olur. Bu problemler duygusal yüklerimizin sırt
omurga ve bacaklarda ağrılar şeklinde ortaya çıkması demektir.
Bu çakranın dengelenmesi için gıda olarak protein alımına özen
gösterilmelidir.
Kök Çakranın Dengelenmesi: Rengi: Kırmızı Aroması: Sedir
ağacı, patçuli, myrrh ve karanfil Taşı: Kedi gözü, yakut, kırmızı
mercan, akik, hematit ve kantaşı. Esması Ya Selam günde
131’kez okunacak.
SAKRAL ÇAKRA
Göbek deliğinin iki parmak kadar altındadır. Spiritüel olarak
cinsellik ve yaratıcılığı temsil eder. Yaşamdan haz alabilmek bu
çakranın doğru çalışması ile ilişkilidir. Sosyal, fiziksel ve zihinsel
eylemlerden keyif almakla ilgilidir. Turuncu renkle temsil edilir.
Fazla çalıştığında aşırı haz düşkünlüğü
Az çalıştığında zihinsel ve cinsel zayıflık gündemdedir.
Kişi bu çakra ile ilahi olanın farkına varır. Duygularımızı ve
cinselliğimizi bu çakra kontrol eder.
Fiziksel seviyede; bağırsaklar, mesane, dalak, rahim ve seks
organlarını kontrol eder. Fiziki seviyede yaratıcılığın merkezidir.
Pozitif çalıştığında; kendimizi iyi hissederiz.
Canlı ve dengeli ise; duygularımız dengeli ve başkalarıyla
ilişkilerimiz olumlu olur. Gerçek duygularımızı korkusuz ve
abartısız ifade edebiliriz.
Düzgün çalıştığında açık, etkileyici, yaratıcı ve akıcı oluruz.
Yeterince çalışmıyorsa; kendine güvensiz, çirkin ve değersiz
hissederiz. Seksüel gücümüz zayıf, karşı cinsle ve
hemcinslerimizle iletişim kurmakta güçlük çekeriz. Bu kişiler
zevkleri inkar eder ve kendilerini bundan mahrum ederler.
Aşırı ya da yetersiz çalışması durumunda; cinsellikte saplantılı
davranışlar, hatta sapkınlığa varan eğilimlere ya da tersi frijidite
yani sekse karşı ilgisizlik ve soğukluk görülebilir.
Göbek çakrası sekiz ila on dört yaşları arasında gelişir.
Dolayısıyla gelişim çağında ikinci çakra dengesizliği yaşanır.
Eğer bu dönemde takılıp kalırsa kişi hayata hüzünle bakabilir.
Bu ise, özgüven eksikliğine yol açabilir. Göbek çakrası üreme
hormonu bezleriyle bağlantılı olduğu için vücut tüyleri ve ses
rengini de etkiler. Çocukluk döneminde aile ve çevreden gelen
anlayış çerçevesinde duygular ifade edilir ya da bastırılır.
Duyguların özgür ve rahat akmaması durumunda göbek
çakrasında dengesizlik de başlar.
Blokaj durumunda; duygusal olarak kişi kendini patlamaya
hazır hisseder. Diğer kişilere karışan, kontrolü bırakmak
istemeyen, otoriter ve manipulatif bir kişilik ortaya çıkabilir.
Duygusal iniş çıkışlar ve dengesizlik hali ortaya çıkar. İzolasyon
isteği gelebilir.

Fiziki rahatsızlıklar; kalın bağırsak sorunları, mesane taşları, sırt


ağrıları, kadınlarda üreme organları, rahim ve yumurtalık
hastalıkları, kas spazmları, kabızlıktır. Bu çakranın
dengelenmesinde sıvı alımı önemlidir.
Dengeli haldeyken kişi; neşeli, dışa dönük, kendine saygılı ve
etkileyicidir.
Göbek Çakrasının Dengelenmesi: Rengi: Turuncu. Aroması:
Yasemin, gül ve sandal Taşı: Quartz, sarı sitrin ve aventurin
Esması Ya Gaffar’günde 1281 kez okunur.

You might also like