You are on page 1of 272

TYT PARAGRAF

SORU BANKASI

BENZEŞİM DENEMELERİ

GÜÇLENDİRME DENEMELERİ

TEMATİK TESTLER

GELİŞTİRME TESTLERİ

YÖNLENDİRME TESTLERİ

ö
eo Ç zü
mlü
Vi d
TYT PARAGRAF SORU BANKASI
YAYIN KOORDİNATÖRÜ
Krallar Karması Yayın Koordinatörlüğü

YAZARLAR
Yakup ÇELİK - Arda SİNDEL
Şükran PAMUK

EDİTÖR
Krallar Karması Editörlük Birimi

DİZGİ / GRAFİK TASARIM


Krallar Karması
Dizgi ve Grafik Tasarım Birimi

BASKI

ISBN = 978-605-71944-0-4

Copyright ©
Bu kitabın her hakkı yayınevine aittir. Hangi amaçla olursa olsun, bu kitabın tamamının ya da bir kısmının, kitabı yayımlayan yayınevinin önceden izni olmak-
sızın elektronik, mekanik, fotokopi ya da herhangi bir kayıt sistemi ile çoğaltılması, yayımlanması ve depolanması yasaktır.
SUNU
Sevgili Öğrenciler,

Yaşamınızın geleceğini bayram kılacak bir sınav sürecinin arifesindesiniz. Bu süreci ba-
şarıyla tamamlayabilmek için süreci yakından tanımanız, süreçte karşılaşacağınız soru(n)
ları doğru algılamanız, sizlerden neler beklendiğini bilerek hareket etmeniz gerekiyor.

Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS), bildiğiniz üzere Temel Yeterlilik Testi (TYT) ve
Alan Yeterlilik Testleri (AYT) olmak üzere iki aşamalı uygulanmaktadır. Birinci aşama sı-
navı olan TYT’nin genel amacı, bizlerin Türkçeyi doğru kullanma, okuduğunu anlama ve
yorumlama, kelime hazinesi, temel cümle bilgisi, noktalama işaretleri ve yazım kuralla-
rını kullanma becerileri, muhakeme gücü, analiz ve sentez yeterliliklerimizi ölçmektir.
Temel matematik testinde ise sayısal alanlardaki yeterlilikler esaslı işlem yapma, temel
matematiksel ilişkilerden yararlanarak soyut işlem yapma, temel matematik prensip-
lerini günlük hayatta kullanabilme becerilerimiz test edilmektedir.

Kabul edilmeli ki ortalama kültür düzeyine sahip lise mezunu bir gencin, seviyesine
hitap eden bir metni doğru okuması, okuduklarını doğru anlayıp kavraması, anlamlan-
dırması ve farklı bakış açılarıyla yorumlaması onun üniversite yaşamında ve hayatının
hemen her alanında belirleyici bir rol oynayacaktır.

Türkçeyi bütün zenginlikleriyle doğru ve başarılı bir şekilde kullanma becerisini edin-
mek çocukluğumuzla hatta bebekliğimizle başlayan bir süreçtir. İçine doğduğumuz
ev, sosyal ve kültürel çevremiz, arkadaşlıklarımız, aldığımız eğitimin niteliği, okumaya
ve benzeri etkinliklere olan ilgimiz bu becerinin geliştirilmesinde ayrı ayrı ve hep bera-
ber özel bir önem taşır.

Türkçe bilinci edinmek ve bu hususta bir farkındalık oluşturmak bakımından bu sınav-


ları biraz da fırsata dönüştürmemiz gerekiyor. Meşhur örnekle bülbül nasıl çok güzel öte-
bilir fakat hangi nota üzerine öttüğünü bilemezse bizler de dilimizi akıcı bir şekilde kullansak bile
bilinçli kullanma düzeyine erişemezsek onu kullanmaktan özel bir tat alma yetisini elde edeme-
yiz. Dilimizin bilincine varmak, aynı zamanda yetişkin bir Türk gencinin temel bir ödevi niteliği
taşımaktadır. Zengin bir söz dağarına sahip olmak, duygu ve düşüncelerini en güzel biçimde an-
latabilmek, Türkçeyle yazılmış özgün ve seçkin metinleri tanıyıp bunların içerdiği duygu ve dü-
şünceleri doğru anlayarak gerektiğinde kendi ifadesine dönüştürebilmek başarılı ve mutlu bir
yaşamın da altın anahtarını bize sunmuş olacaktır.

Sınav maratonunda az önce bir kısmına değindiğimiz amaçların gerçekleştirilmesinde paragraf


soruları ve bunları doğru çözmeye yönelik çalışmalar özel bir anlam taşımaktadır. TYT Türkçe
Testi sorularının yarıdan fazlası paragrafa dayalı sorulardır. Yine AYT Türk Dili ve Edebiyatı- Sos-
yal Bilimler-1 Testi içerisinde de sayısı yıllara göre değişse de paragraf soruları yer almaktadır.
Bunlarla birlikte Türkçeyi doğru kullanma becerisinin sözel-sayısal diğer branşlarda sorulan so-
ruları doğru anlama ve çözmede ayrı bir öneme sahip olduğu hepimizin malumudur.

Elinizdeki kitap sizleri “Türkçeyi Kullanma Gücü”nüzü ölçmeye yönelik soruların ağırlığını oluştu-
ran paragraf testlerine en güzel şekilde hazırlama iddiasıyla hazırlanmıştır.

Elinizdeki paragraf soru kitabı, açıklamalar, çözüm teknik ve taktikleri dışında beş ana eşikten
oluşmaktadır. Eşiklerle ilgili açıklamalar bölümlerin başlangıcında yer almaktadır. Kitabı özgün
kılan özelliklerden biri de ÖSYM'nin son dönemde özel bir önem verdiği temalardan seçilmiş
metinlerle hazırlanmış testler ve tematik sözlük çalışmasıdır. Size düşen, yönergeler doğrultu-
sunda eşik eşik, basamak basamak ilerlemektir. Kitabı bitirdiğinizde tam bir özgüvenle kendinizi
sınava hazır hissedeceksiniz.

Kitabın video çözümlerinde emeği geçen Türkçe öğretmenimiz Tuçe ERTÜRK, “Lise-5 YouTube
kanalı” kurucusu Mert Eren KAYA, 2022 YKS Sözel 1.si Yusuf ERDOĞAN’a, Grafiker Emre GÖK-
ÇE’ye ve edite biriminden Hilal AKDOĞAN’a teşekkür ederiz.

Gireceğiniz sınavlarda hepinize üstün başarılar dilerim.

Yakup ÇELİK
içindekiler

PARAGRAF SORULARINI ÇÖZMENİN ÖN ŞARTLARI .......................................................... 6


PARAGRAF SORULARININ ÇÖZÜMÜNE YÖNELİK ÖNERİ VE TAKTİKLER ....................... 8

1. EŞİK
YÖNLENDİRME TESTLERİ ...................................................................................................... 9
KONU-ANA DÜŞÜNCE- ÇÖZÜM TEKNİK VE TAKTİKLERİ ................................................. 10
1. BASAMAK Paragrafta Konu - Ana Düşünce................................................................. 12
YARDIMCI DÜŞÜNCELER ÇÖZÜM TEKNİK VE TAKTİKLERİ ............................................ 18
2. BASAMAK Yardımcı Düşünceler.................................................................................. 19
PARAGRAFTA YAPI ÇÖZÜM TEKNİK VE TAKTİKLERİ ..................................................... 25
3. BASAMAK Paragrafta Yapı .......................................................................................... 27
ANLATIM BİÇİMLERİ, DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLARI, ANLATIM İLKELERİ........... 33
4. BASAMAK Paragrafta Anlatım Teknikleri ..................................................................... 35
5. BASAMAK Aynı Metne Dayalı Çoklu Sorular ............................................................... 41
1. EŞİK Yönlendirme Testleri Cevap Anahtarı .................................................................... 47

2. EŞİK
GELİŞTİRME TESTLERİ ......................................................................................................... 49
1. BASAMAK Paragrafta Konu - Ana Düşünce................................................................. 50
2. BASAMAK Paragrafta Konu - Yardımcı Düşünceler..................................................... 62
3. BASAMAK Paragrafta Yapı .......................................................................................... 74
4. BASAMAK Paragrafta Anlatım Teknikleri ..................................................................... 87
5. BASAMAK Aynı Metne Dayalı Çoklu Sorular ............................................................... 99
2. EŞİK Geliştirme Testleri Cevap Anahtarı....................................................................... 111
3. EŞİK
TEMATİK SÖZLÜK / TEMATİK TESTLER .......................................................................... 113
1. BASAMAK Bilim Teması Testi .................................................................................... 114
2. BASAMAK Coğrafya - Çevre Teması Testi ................................................................ 121
3. BASAMAK Edebiyat Teması Testi.............................................................................. 128
4. BASAMAK Eğitim Teması Testi.................................................................................. 133
5. BASAMAK Felsefe Teması Testi ................................................................................ 136
6. BASAMAK Müzik Teması Testi .................................................................................. 141
7. BASAMAK Psikoloji Teması Testi............................................................................... 147
8. BASAMAK Resim Teması Testi.................................................................................. 152
9. BASAMAK Sinema Teması Testi................................................................................ 157
10. BASAMAK Sosyoloji Teması Testi ........................................................................... 163
11. BASAMAK Tarih Teması Testi.................................................................................. 166
3. EŞİK Tematik Testler Cevap Anahtarı............................................................................ 173

4. EŞİK
GÜÇLENDİRME DENEMELERİ ............................................................................................ 175
1. BASAMAK Güçlendirme Denemeleri - 1 .................................................................... 176
2. BASAMAK Güçlendirme Denemeleri - 2 .................................................................... 181
3. BASAMAK Güçlendirme Denemeleri - 3 .................................................................... 186
4. BASAMAK Güçlendirme Denemeleri - 4 .................................................................... 191
5. BASAMAK Güçlendirme Denemeleri - 5 .................................................................... 197
6. BASAMAK Güçlendirme Denemeleri - 6 .................................................................... 202
4. EŞİK Güçlendirme Denemeleri Cevap Anahtarı ........................................................... 207

5. EŞİK
BENZEŞİM DENEMELERİ..................................................................................................... 208
1. BASAMAK Benzeşim Denemeleri - 1 ......................................................................... 209
2. BASAMAK Benzeşim Denemeleri - 2 ......................................................................... 215
3. BASAMAK Benzeşim Denemeleri - 3 ......................................................................... 221
4. BASAMAK Benzeşim Denemeleri - 4 ......................................................................... 227
5. BASAMAK Benzeşim Denemeleri - 5 ......................................................................... 233
6. BASAMAK Benzeşim Denemeleri - 6 ......................................................................... 239
7. BASAMAK Benzeşim Denemeleri - 7 ......................................................................... 245
8. BASAMAK Benzeşim Denemeleri - 8 ......................................................................... 251
9. BASAMAK Benzeşim Denemeleri - 9 ......................................................................... 257
10. BASAMAK Benzeşim Denemeleri - 10 .................................................................... 263
5. EŞİK Benzeşim Denemeleri Cevap Anahtarı................................................................. 270
PARAGRAF SORULARINI ÇÖZMENİN ÖN ŞARTLARI
Okuma
Paragraf sorularını doğru ve çabuk çözmenin ön koşulu iyi bir okuma eğitimine sahip olmaktır. Okuma,
öğrenme ve bilgilenmenin temel yollarından biridir. Okuduklarımızı ve dinlediklerimizi tam ve doğru anlamak,
anladıklarımızı, düşünüp tasarladıklarımızı etkili biçimde anlatmak, söz dağarcığımızın zenginliğine, bu
dağarcığın zenginliği de okuma etkinliğimize bağlıdır. Okuma ve söz dağarcığı zenginliği öğrenmenin ön
koşullarındandır.

Anlamı doğru ve çabuk kavrayarak algılamak okuma etkinliğinin temel amacıdır. Bu bağlamda okuma bir
algılama sürecidir. Düşünceyi oluşturan ve biçimlendiren bir araç olan dil, okuma sürecine kavrama sürecini
de katar.

Okuma, basılı sözcükleri duyu organları yoluyla algılayıp bunları anlamlandırma, kavrama ve yorumlamaya
dayanan zihinsel bir etkinliktir.

Okuma işleminde, duyu organları ile basılı harerin, kelimelerin veya sayıların tanınması, birbirinden ayırt
edilmesi bir göz etkinliğidir. Bu görüntülerle konuşulan dilin duyma uyarıcıları arasında çağrışım yapması ise
beyin etkinliğidir.

Okuduğunu anlamada arka plan bilgisi önemlidir. Okuyucunun bir metinden anlam elde etmesi, okumayla
ulaştığı bilgiyi kendi zihninde var olan bilgiyle eşleştirmesine bağlıdır.

Arka plan bilgisi, yaşamla ilgili özümsenmiş olan deneyimler ve buna bağlı olan birçok aktiviteden oluşur.
Sözlü deneyimler ise karşılaşılan durumlardan oluşur. Her iki deneyim türüyle de olayların ve kavramların
depolanmasına katkıda bulunulur. Bu girdi türleri, arka plan bilgisinin oluşturulmasını sağlar.

Okuma; tarama, gözden geçirme, kavrama ve öğrenme gibi süreçlerden oluşsa da uzmanlar kavramayı
bunların en önemlisi olarak kabul etmektedir.

Paragraf sorularının çözümünde başarılı bir kavrama süreci yaşamak için tam okuma yöntemini benimsemeliyiz.

Tam Okuma Yöntemi


Tam okuma, metindeki kelimeleri, kelime gruplarını ve cümleleri bir bütün olarak okumaya dayanır. Bu okumada
gözler satırları izlerken zihin de yazarın düşüncelerine ve metindeki olayların akışına eşlik etmektedir. Tam
okuma sadece metni baştan sona okuma değil, aynı zamanda metinde verilen bilgileri inceleme, anlama ve
sorgulama, bunları bütünleştirerek yeni anlamlar oluşturma işlemlerini içermektedir. Bu işlemler okuyucunun
metindeki bilgileri derinlemesine anlamasını sağlamaktadır. Tam okuma, bize bir işin aşamalarını görme,
olayları yakından gözleme, duyguları hissetme ve değerlendirme olanağı vermektedir. Ayrıca metnin ana
düşüncesini, yardımcı düşüncelerini, yapısını ve anlatım biçimini keşfetmeyi kolaylaştırmaktadır. Bu okumada
yazarın amacı da çabucak bulunmaktadır. Tam okumada bazen metnin tamamı üzerinde bazen de önemli
bölümler üzerinde daha fazla yoğunlaşma söz konusu olmaktadır.
Anlama
Bir metnin okunmasındaki öncelikli amaç, o metnin yazarının anlatmak istediği iletileri doğru anlama ve
anlamlandırmadır. Anlama ulaşmak için önce metnin küçük yapılarının anlamı bulunmalı, ardından büyük
yapıların anlamları birleştirilmelidir. Metnin küçük yapılarını anlamak için kelimeleri tanıma, cümleler arasında
bağ kurma, noktalama işaretlerinden ve dil bilgisi ipuçlarından yararlanma, bağlaçların anlamını yorumlama
çalışmaları yapılmalıdır.

Çok boyutlu bir beceri alanı olan okuma etkinlikleri sözcükten cümleye, cümleden paragrafa değin bunlarla bize
iletilmek isteneni algılayıp kavramadır. Okuma, okur ve yazar arasında uygun bir ortamda gerçekleşen görüş
alışverişidir. Bu süreçte okur olarak bizler, metni anlamaya, anladıklarımızla ön bilgilerimizi birleştirerek yeni
anlamlar ortaya koymaya çalışmalıyız. Anlamak bir bakıma yazarın belirli bir konuda bize anlatmak istediklerini
kendi dağarcığımızdaki bilgiler ışığında yorumlama düzeyinde kavramaktır.

Öğretici nitelikli bir metinde bizler, yazarın bize aktardığı bilginin gerçek hayattaki karşılığını bulmaya
çalışmalıyız. Metinde yer alan bilginin hangi gerçeklere dayandığını, sunulan bilginin dayandığı kaynakların
neler olduğunu sorgulamalıyız. Kurgusal metinlerde ise okur olarak bizler, metinde yer alan kurmaca evrenin
varlığının farkındayızdır ve metnin ana işlevini yakalamaya çalışmalıyız.

Bu süreçte bizler, yazarın gönderdiği ve kendi kavram dünyasında biçimlendirdiği her türlü bilgiyi, kendi kavram
dünyamız ve deneyimlerimizle karşılaştırarak değerlendiririz. Bu değerlendirme sürecinde okur olarak bizlerin
metni oluşturan bütün ögeleri görerek tanıyabilmemiz, her bir ögenin varlığına yönelik yorumlar yapabilmemiz
oldukça önemlidir. Buna eleştirel okuma edinimi de denmektedir.

Eleştirel düşünce, sorgulayıcı ve her türlü gerçekliği neden-sonuç ilişkisine göre açıklayıcı mahiyettedir.
Yazınsal metinde, okuyucu metinden örtülü bazı anlamları çıkarır, bir bakıma düşünür. Düşünmek ise insanın
en önemli edimidir.

Bir metni çözümlerken şahsımızın ele alınan konuda ne düşündüğümüzü öne çıkarmaktan kaçınmalı, metnin
ne söylediğini anlama çabasını gütmeliyiz.

Paragraf Soruları Konu Başlıkları ve Yıllara Göre Dağılımı


Kendi içinde bütünlüğü bulunan bir düzyazının bölümlerinden her birine paragraf denir. Yazıda bu bölümler
satır başlarıyla belirli hâle getirilir. Bir paragraf bir cümleden oluşabileceği gibi çeşitli uzunlukta birkaç cümleden
de oluşabilir. ÖSYM’nin sorularında paragraar sanki kendi içinde bütünlüğü bulunan tam bir yazı (makale,
deneme, eleştiri…) gibi bir yapıya sahiptir. “Parça” veya “metin” olarak da adlandırılan bu paragraar belirli bir
konuyu belirli bir bakış açısıyla ele alan ve yazarın okuruna iletmek istediği ana düşünceyi örtülü ya da açık
şekilde içeren yazılardır. Farklı sınıandırmalar bulunsa da paragraf soruları dört başlık altında ele alınmaktadır.
Bu başlıklardan gelen soruların sayısı yıllara göre farklılık gösterebilmektedir.

KONU BAŞLIĞI 2019 2020 2021 2022

Paragrafta konu-ana düşünce 8 12 13 10

Paragrafta yardımcı düşünceler 8 7 7 10

Paragrafta yapı 4 5 4 6

Anlatım biçimleri (teknikleri) 1 1 1 -

TOPLAM 21 25 25 26
PARAGRAF SORULARININ ÇÖZÜMÜNE YÖNELİK
ÖNERİ VE TAKTİKLER
Metni dudaklarınızı ve ses tellerinizi kımıl-
datmadan gözünüzle ve beyninizle okuyu-
nuz, içten okuma yapmayınız. Gözünüzle tek tek kelimeleri değil, kelime
gruplarını görmeye çalışınız.
Okurken yazıya yoğunlaşınız, sık sık geri
dönüş yapmayı kendinize yasaklayınız. Asıl anlamı veren, metinde sıkça tekrarlanan
anahtar kavramlar üzerine yoğunlaşınız.
Okurken kendinize belli bir süre vererek
okuduğunuzu o süre içinde anlamaya
çalışınız. Okuma amacınızı belirleyiniz. Önce soru kö-
künü okuyarak, sizden ne istendiğini bilerek
Anlamını bilmediğiniz kelime ve deyimleri metne yöneliniz.
sözlüğe bakma imkânınız olmadığında
cümlenin ve metnin anlam bütünlüğünü Cümleler arasındaki anlam bağları kurmada
dikkate alarak anlamlandırmaya çalışınız. bağlaçların, edatların ve zamirlerin işlevlerini
gözden kaçırmayınız.
Sözcükleri doğru okuyunuz ve anlamca
birbirine benzeyen sözcükleri karıştırma-
maya özen gösteriniz. Okumada göz ile okunan metin arasında 30
cm. den az olmayan bir uzaklık bulundurunuz.
Yazım kuralları ve noktalama işaretlerini
dikkate alarak okuyunuz. Okumada acele etmeyiniz. Acele etmek tem-
belliğin bir yansımasıdır. Bu nedenle çalışır-
ken hem ÖSYM’nin kullandığı dille yazılmış
Metinde dolaylı anlama ulaşmak geniş bir metinler okuyun, paragraflar çözün hem de
genel kültür gerektirir. Bu nedenle kısa söz dağarcığınızı geliştirmek için masanız-
ama düzenli şekilde birikiminizi geliştire- dan sözlüğü eksik etmeyiniz ya da TDK'nin
cek farklı okumalar yapınız. internet sayfasındaki sözlüğü kullanınız.

Paragraf çözerken soru kökünde yer verilen


Soru alanı boş bırakılarak bizim bulmamız sorunun cevabı metne göre (yazarın bakış
istenen diyalog soruları yeni nesil sorular- açısı) verilmelidir. Metinde yer alan konuyla
dandır. Bu sorularda iki soruya verilmiş iki ilgili bizim özgün düşüncemiz sorulmamakta,
cevap vardır. Zaman alsa da bu tür soru- cevabın “Bu parçaya göre …” verilecek bi-
larda cevaplardan biri bulunarak soruya çimde bir sınır konduğu görülmektedir.
dönüştürülmeli, benzeri bir çalışma ikincisi
için yapılmalıdır. Aynı zamanda sorulardan
birinde yanılmışsak bile diğeriyle bunun
sağlaması yapılmalıdır.
Özellikle bir metne dayalı birden fazla soru
Bir metne dayalı çoklu sorularda parag- sorulduğunda (çoklu sorular) önce soru
rafta yer alan cümleler numaralandırılarak kökü sonra metin okunmalıdır. Soruyla biz-
cümlelerin kavramsal özellikleri sorula- den ne istendiğini bilerek metni okumak bize
bilmektedir. Bu tip sorularda cümlenin dikkat ve zaman kazandırır.
anlamıyla ilgili bilgi birikimimiz devreye
girmelidir.
1. EŞİK
YÖNLENDİRME TESTLERİ

1 Paragrafta Konu - Ana Düşünce

2 Paragrafta Yardımcı Düşünceler

3 Paragrafta Yapı

4 Paragrafta Anlatım Teknikleri

5 Aynı Metne Dayalı Çoklu Sorular

1. Bu eşikte 5 basamak vardır. Her bir basamak sekizer soru içeren 3 testten oluşmaktadır.

2. Bu eşikte yer alan testlerle paragraf sorularını çözmenin gerektirdiği tutum ve bilgileri edinmeniz,
düşünsel becerileri kazanmanız amaçlanmıştır.

3. Eşikteki testlere geçmeden önce başlangıçtaki açıklamaları, çözüm teknik ve taktiklerini dikkatle
okumanız önerilir.

4. Bu eşikte yer alan testleri anlayarak doğru çözmeye çalışınız. Süre tutmayınız.

5. Her basamakta ilgili bütün soru tiplerini tanımış olacaksınız.

6. Testlerde yer alan sorular ÖSYM soru tipleriyle bire bir örtüşmektedir.
KONU
Konu, bir metinde yazarın üzerinde durduğu,
hakkında söz söylediği duygu, düşünce, olay,
durum, sorun, sezgi ve benzeri her şeydir. Konular, metin türlerine göre ayrılmaz. Diyelim
ki sevgi konusu hem bir makaleye hem bir
denemeye veya bir şiire konu edilebilir.

Paragrafın başlığı onun konusunu çağrıştıran


en kısa, en yoğun sözdür. O nedenle başlığı
bulmak için önce metnin konusu anlaşılmalıdır. Yazar bu parçada ne hakkında söz söylüyor,
neyin üzerinde duruyor, neyden yakınıyor;
aşağıdakilerin hangisinden söz ediyor?”
benzeri soruların cevabı bize metnin konusunu
buldurur.

ANA DÜŞÜNCE
Ana düşünce, ele alınan konuda yazarın
okura iletmek istediği mesaj, bir bakıma
yazının yazılma gerekçesidir. Bir paragrafta Yazarın konuya bakış açısı yazının ana
bir temel yargı, bir ana düşünce yer alır ki bu, düşüncesiyle doğrudan ilişkilidir. Ana düşünce
paragrafın kontrol cümlesi niteliğindedir. yazarın vurgulamak istediği en kapsamlı
yargıdır.
Ana düşünce genel yargı niteliğindedir. İddialı,
kesinlik taşıyan, kimi kez öğüt veren bir tarzı
vardır. “Yazarı bu yazıyı yazmaya zorlayan, yazarın
kanıtlamaya çalıştığı asıl kir nedir?”
sorusunun cevabı bize paragrafın ana
düşüncesini buldurur.
Bir paragrafın ana düşüncesi genellikle
ilk veya son cümlesinde paragraftan
çıkarılabilecek kapsamlı bir yargı olarak “Sonuç olarak, demek ki, o hâlde, kanaatimce,
belirginleşir. kısaca, özetle, denebilir ki, yani…” ifadeleri
bizi ana düşünceyi görmeye sevk eder.
ÇÖZÜM TEKNİK VE TAKTİKLERİ

Ana düşünce sorularını çözerken paragrafı


tek cümleyle anlatılabilir duruma getirmek Anahtar kavramlar, metnin ana düşüncesini
için metnin bakış açısını yansıtan anahtar en açık şekilde yansıtan ve metinde çokça
kavramların altı çizilebilir. geçen kavramlardır.

“Bir metnin bir soruya karşılık olarak


verilmesi”yle ilgili sorularda önce soru Bir parçadan ulaşılabilecek yargıyla ilgili
cümlesinin konusu ve bakış açısı sorular yeni nesil ana düşünce sorularıdır.
belirlenmeli, sonra bu bakış açısı Bir diyalogdan, bir öykücükten genel bir
seçeneklerdeki metinlerde aranmalıdır. çıkarsamada bulunarak sonuca gidilmelidir.

Bazı soru köklerinde geçen “söylenebilir,


Paragrafta ele alınan düşünceyi
çıkarılabilir, ulaşılabilir…” gibi ifadeler veya
destekler nitelikte olmak, paragrafın ana
bunların olumsuz kullanımları metindeki
düşüncesiyle aynı doğrultuda, o düşünce
ilgili yargıdan yola çıkılarak bir olasılık, bir
paralelinde olmak anlamındadır.
imkân dahilinde bulunma / bulunmama
yargıları içerir.

Bir düşünürün, bir yazarın veya bir şairin


bir sözünün alınarak ne anlatmak istediği Bir şiir metnine dayalı soruların, düzyazı
sorulduğunda mecazlı söyleyişin gerçeklik paragraf metinlerinden ciddi bir farkı
dünyamızdaki karşılığı bulunmaya yoktur. Ancak mecazlı söyleyiş özellikleri,
çalışılmalıdır. şairin duygu dünyası göz önünde
bulundurulmalıdır.
1 EŞİK PARAGRAFTA KONU - ANA DÜŞÜNCE TEST - 1

1 1. Kolaylık, göreli bir kavramdır. Bu bağlamda birçok edebi- 3. Ressamları yol boyunca gördükleri ağaçları şöyle bir süzüp
yatçının görüşü çevirinin yazmaktan daha zor olduğu yö- renklerini zihinlerine kaydederler ancak yine de o ağacı ol-
nündedir. Evet, çeviri kolay bir iş değildir. Onun da kendine duğu gibi çizmeyip kendi iç aynalarından geçirerek işlerler.
göre çeşitli zorlukları vardır. Ancak çeviri, yazmaktan daha Romancılar, aynı ağacı düz bir aynada görüp eserlerine
kolaydır her zaman. Yazarken yalnızca düşte, düşüncede yansıtırlarken şairler, o ağacın rengini değiştirip, dallarını
olanı yani henüz belirlenmemiş, biçimlenmemiş olanı budayıp o ağaca yeni dallar, budaklar ve renkler eklerler.
biçimlendirip ortaya koyarsın fakat çeviride nesne önünde
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilir?
hazır biçimde durmaktadır ve yalnızca dile aktarılmayı
A) Bir romancıyı şair ve ressamdan ayırt ettiren temel ni-
bekler.
BASAMAK

telik tüm detaylara hâkim olmasıdır.


Bu parçaya göre yazmayı çeviriden daha zor kılan, B) Bütün sanat dallarında gerçeği olduğu gibi aktarma söz
aşağıdakilerden hangisidir? konusudur.

A) Çeşitli kurallara uyma zorunluluğunun bulunması C) Bir romanın yorumlanması ile bir şiir ve resmin yorum-
lanması aynı düzlemde gerçekleşir.
B) Farklı örneklerden etkilenmenin mümkün olması
D) Resim ve roman, sanat dalları içinde birbirine en yakın
C) Türden türe değişkenlik gösteren belli kalıplarının bu-
alanlar olarak dikkat çekmektedir.
lunması
E) Şiir ve resimde ele alınan temalar, yepyeni bir kurguyla
D) Kurguya dayalı bir yaratım süreci gerektirmesi
ortaya dökülür.
E) Geniş araştırma ve hazırlık aşaması olması

2. Suyu diğer sıvılardan ayıran büyük farklar, sıcaklık 4°C’nin 4. Bir toplumda nüfusun sayısı, dağılımı ve yapısı, toplumsal
altına düştükçe gözlenir. Kinetik enerjisi iyice düşen su, hayatı doğrudan etkiler ve toplumsal değişmelere neden
molekülleri birbirine yaklaşmak yerine düzgün ve boşluk- olabilir. Nüfus artış hızının yüksek olduğu ya da kıtlığın ve
lu yapılar oluşturarak hacmi artırır. Su donma noktasına ekonomik bunalımların baş gösterdiği bir toplumda nüfu-
ulaştığında katılaşırken içi boş ve altıgen yapıda kararlı sun ihtiyaçlarını mevcut imkânlarla karşılamak mümkün
kristal kafesler oluşmaya başlar. Bu boşluklu yapı, buzun olmayabilir. Bu durum, çoğunlukla göçlere neden olur.
yoğunluğunun sudan yaklaşık dokuzda bir ölçüde daha Ekonomik sorunlar ya da savaş nedeniyle gerçekleşen bir
düşük olmasına yol açar. Düşük kütledeki su daha hızlı so- göç olayı, beraberinde göç veren bölgede nüfusun azalma-
ğuyacağından göllerde donma olayı gölün kenarlarındaki sına, buna karşılık göç alan bölgede nüfusun artmasına,
sığ alanlarda başlayarak yüzeyin merkezine doğru ilerler. kültürel yayılmaya, toplumsal düzende çatışmalara sebep
Buzun yoğunluğu düşük olduğu için donan su yüzeyde ka- olabilir. Bu türden sonuçlar doğuran iç ve dış göçler, tarihte
lır, gölün dibinde ise 4°C’taki yoğun su yer alır. sıkça görüldüğü gibi toplumlarda köklü sosyal değişimlere
yol açmıştır.
Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık ola-
rak söylenmiş olabilir? Bu parçada aşağıdakilerden hangisi üzerinde durul-
maktadır?
A) Göllerde donma, neden merkezden başlar?
A) Nüfusun sosyal değişme üzerindeki etkileri
B) Su neden donar?
B) Göçlerin toplumsal sonuçları
C) Suyun diğer sıvılardan farkı nedir?
C) Ekonomik ihtiyaçların yol açtığı değişimler
D) Göller, neden yüzeyden donmaya başlar?
D) Göç veren toplumların toplumsal sorunları
E) Donma anında suda ne gibi değişiklikler yaşanır?
E) Nüfus artış hızını etkileyen faktörler

12
TEST - 1 PARAGRAFTA KONU - ANA DÜŞÜNCE EŞİK 1

5. Mavi; huzurun, iç zenginliğinin ve derinliğinin rengidir. Zen- 7. Geçirdiğimiz dönüşümden ve köklerimizi budama işlemin- 1
ginliği ve derinliği olan insanlarda maviye bir kayış vardır. den sonra masallarla bağımız kesildi. Elimizdekileri verip
İstanbul’da mavi, bambaşka bir mavidir. Çünkü İstanbul’da Batı’nın dokumuza büyük ölçüde uymayan masallarını al-
mavi turkuazdır, mavi camidir, mavi çinidir, mavi her mev- dık. Organ nakli gibi duran bu ithal ürünleri yaşatıp çocuk-
simde zenginleşen denizin rengidir. Mavi, İstanbul’a yakış- lara ve gençlere aşıladık uzun zamandır. Fakat bir süredir
tığı kadar başka hiçbir kente yakışmaz. Mavi, İstanbul’un
edebiyat dünyasında bir gayret görülüyor. Masallarımız
rengidir. Siz hem iç zenginliğine sahip olacaksınız hem bu
günümüze uyarlanarak şimdiki nesle en azından aktarıl-
mavilerle iç içe olacaksınız hem de maviyi sevmeyeceksi-
maya çalışılıyor.
niz. Bu, mümkün değil.
BASAMAK

Bu sözler aşağıdakilerden hangisine karşılık söylen- Bu parçada yazar özellikle aşağıdakilerin hangisinden
miş olabilir? yakınmaktadır?
A) Her insan bir rengi kendine yakın görmüştür, sizin en A) Türkiye’de yaşanan değişim ve dönüşümden
sevdiğiniz renk nedir? B) Türk insanının eski edebiyat metinlerine ilgisizliğinden
B) Yapılarınızda İstanbul’un daha çok mavi tonda aktarıl- C) Başka ülkelerde anlatılan masalların dilimize çevrilme-
dığını görüyoruz, bunun temel nedeni nedir? sinden
C) Mavi adlı yapıtta gördüğünüz eksiklikleri kısaca nasıl D) Eski Türk masallarının bugüne uyarlanmasında geç
sıralarsınız? kalınmasından
D) Mavinin insan psikolojisi üzerinde rahatlatıcı bir etkiye E) Türk masallarının ihmal edilip Türk insanının bünyesi-
sahip olduğu savı ne kadar doğrudur? ne aykırı masalların alınmasından
E) Devletlerin, bayraklarında mavi tonu seçmeleri sizce
hangi amaçla olabilir?

6. İnsanların beyninde etkin olmayan bir bölge yok. Bilindiği 8. Bazen sanatçı, düşünür veya bilim insanlarını hikâyelerini
gibi beynin görevi vücudu yönetmektir. İnsan beyninin iş- bilmeden değerlendirdiğimizi, çoğu zaman da bu yüzden
levlerinden bazıları bilinçli bir şekilde yönetilebilirken bazı- onlara haksızlık yaptığımızı düşünürüm. Ne yaşamış, nasıl
ları tamamen irade dışında gerçekleşir. Örneğin kolumuzu bir çocukluk geçirmiş, annesi ve babası tarafından sevilmiş
ya da bacağımızı oynatmaya bilinçli bir şekilde karar ve- mi, hangi hayalleri kırılmış, geçtiği yollar, ayağına takılan
rebiliriz. Fakat yediğimiz yemekleri sindirmek için sindirim çelmeler, sevinçler… Sonra mutluluklar, aşklar, geçirdiği
enzimlerinin salgılanması ya da kalbin vücuda kan pom- hastalıklar, kaldığı ikilemler… Her birine ait iki cümle koca
palaması tamamen irade dışıdır. Herhangi bir anda beynin bir öfkeyi yok edebilir. Hiç hazzetmediğimiz birine şefkat
bazı kısımları diğer kısımlarına göre daha etkin olabilir. duymamızı sağlayabilir. Bundandır ki insan hikâyelerini
Fakat beynin hiçbir işlevi olmayan bir bölgesi yoktur. Be- önemserim, severim; otobiyograleri, biyograleri, biyog-
yin taramaları da beynin tüm bölgelerinin etkin olduğunu rak romanları…
gösterir.
Düşüncelerini bu şekilde dile getiren bir okurun insan
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine karşı çıkılmak- hikâyelerini önemseme nedeni aşağıdakilerden hangi-
tadır? sidir?
A) İnsan vücudunu sadece beynin yönettiği bilgisine A) İnsandaki okuma arzusunu ortaya çıkarması
B) Beynin işlevlerinin tamamının insan iradesiyle gerçek- B) Tarihsel birikime katkı sağlaması
leştiğine C) Gerçekleri ilk ve en doğru ağızdan öğretiyor olması
C) Beynin bir kısmının etkin olmadığı ve kullanılmadığı D) İnsanların bilgi ve görgüsünü artırması
varsayımına
E) İnsanlar hakkında ön yargılı değerlendirmeleri gider-
D) Kalp ile beyin arasında bir uyum bulunduğuna mesi
E) Davranışların bilinçli ve bilinçsiz diye ayrılmasının yan-
lışlığına

13
1 EŞİK PARAGRAFTA KONU - ANA DÜŞÜNCE TEST - 2

1 1. Hint bilgelerinden bir grup, Büzürcmihr’in erdemlerine dair 3. (I) Zekâ, doğuştan var olan bir yetimizdir ve normal zekâ-
konuşuyorlardı. Fakat sonunda onun için de bir kusur bul- ya sahip olmak, öğrenmenin birinci koşuludur. (II) Zekâsı
dular. Dediler ki: “Çok düşünerek konuşuyor, bu yüzden normal olan çocuklar, dikkatlerini yoğunlaştırmakta zorlan-
onu dinleyenler sözün sonunu beklerken sıkılıyorlar.” Bü- dıklarında öğrenme kaliteleri düşer. (III) Bu nedenle dikka-
zürcmihr, aleyhinde söylenen bu söz kulağına gidince de- tin kalite ve süresinin çocuğun yaşına göre normal olması
miş ki: “Ne söyleyeyim diye düşünmek, niçin söyledim diye öğrenebilmek için diğer bir şarttır. (IV) Çocuklar zekâca
pişman olmaktan daha iyidir!” normal olsalar dahi bazı öğrenme alanlarında yetersiz/ye-
teneksiz olabilirler. (V) Bu nedenle zekâ düzeyleri aynı ya
Bu parçada bilge Büzürcmihr’in asıl anlatmak istediği
da birbirine yakın olan çocuklar zihinsel yetenekler açısın-
BASAMAK

aşağıdakilerden hangisidir?
dan çok büyük farklılıklar gösterebilirler.
A) En bilge insanların bile mutlaka bir kusuru bulunur.
B) İnsanların kusurlarını konuşanlar, daha büyük kusur Yukarıdaki cümlelerden hangisi bu parçanın ana dü-
işlerler. şüncesidir?
C) Önünü arkasını düşünmeden konuşmak, pişmanlık ge- A) I B) II C) III D) IV E) V
tirir.
D) Düşünmeden söylenen sözler, dinleyiciyi sıkar.
E) Toplum içinde gelişigüzel konuşanlar, bunun sonuçla-
rına katlanırlar.

2. Evde yalnız kalmış, çoğunlukla tek başına büyümüş bir


çocuğum. Karşı komşuda akşamları sofra kurulur, ailece
yemeğe oturulurdu. Öyle bakakalırdım. Evde beni ziyaret
eden birileri olduğunda çöp kovası dolardı, kapının önüne
dolu çöp poşetini çıkarınca çok sevinirdim. Nihayet benim
4. Dil bilimi incelemelerinin sonuçlarına göre herhangi bir di-
de evimde herkesinki gibi bir yaşanmışlık izi olduğu için
lin diğer dillerden daha gelişmiş olması mümkün değildir.
kendimi normal hissederdim. Nefes gerekir evin yuva ol-
Ancak İngilizcenin günümüzde hemen hemen bir “ortak dil”
ması için. Yoksa hayalî kardeşlerle, anne babalarla konu-
hâline gelmesi, o dilin kendi yeterliliğinden değil İngilizce-
şursunuz; boş duvarlarda sesiniz yankılanır.
yi resmî dil olarak kullanan Amerika Birleşik Devletleri’nin
Aşağıdakilerden hangisi bu parçadaki düşünceyi des- yüzyılın dünyaya yön veren lider ülkesi olmasındandır.
tekler niteliktedir?
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilir?
A) Yalnızlık duygusu, çocukluk günlerinde yalnız kalma-
A) Bütün diller ortak bir kaynaktan türeyerek gelişmiştir.
nın bir sonucudur ve giderilemez.
B) Bir dilin yaygın kullanılması gelişmişliğiyle değil o dili
B) Evi sıcak, sevimli bir yuva yapan, orada birbirini seven
kullanan ülkenin gücüyle ilgilidir.
aile bireylerinin varlığıdır.
C) Yabancı dillerin ağırlığı sömürge ülkelerde daha yoğun
C) Yalnızlık duygusuna kapılmak, insanda kıskanma duy-
görülmektedir.
gusunu kışkırtır.
D) Dilde yaşanan yozlaşma insanları kendi kültürlerine
D) Mutlu aile yuvası olanlar, kimsesizlere de sahip çıkma-
yabancı duruma getirmektedir.
lıdır.
E) Bir dilin gelişimi ancak akılcı dil politikaları geliştirmekle
E) Çocukların kendini güvende hissetmesi, mutlu bir ev
mümkün olmaktadır.
ortamında sağlanır.

14
TEST - 2 PARAGRAFTA KONU - ANA DÜŞÜNCE EŞİK 1

5. Kimse okumadan yazamaz. Okumak, bir defa, bize dü- 7. Günümüz toplumunun iş hayatına odaklı yapısı bizi hep 1
şüncelerimizi daha doğru ifade etme yetisi kazandıran bir hızlı davranmaya itiyor. Hep çok hızlanırsak, çok üretirsek
eğitim dersidir. Okumakla bizden önce yazmış olanların verimli olacağımızı düşünüyoruz. Bu son derece yanlış bir
üslubunu fark ederiz. O sesler içinden bize yakın olanları, algı çünkü bu arada hayatın asli dokusunu oluşturan bazı
işin zanaat noktasını öğreniriz. Yoksa insan yaşadıklarını önemli detayları ıskalıyoruz. Bu detaylar, insan tavırların-
çok yalın bir biçimde de ifade edebilir ama bu asla edebiyat da, endamında gizli olan güzelliklerdir. Bir çocuğun gülüşü,
olmaz. Yani söylediklerimizi çok yeni ve özgün bir biçimde bir ağacın yeşermesi, bir çiçeğin açması, köşede bir es-
söyleyebiliyor isek ancak o zaman onun adı edebiyat olur. nafın neşeyle arkadaşının omuzuna yaslanması… Bütün
BASAMAK

bunlar hayatın içinde olan ve onu güzelleştiren ayrıntılardır


Bu parçada asıl anlatılmak istenen düşünce aşağıdaki-
ve o ayrıntıları fark edebilmek için de insanoğlunun biraz
lerden hangisidir?
yavaşlaması lazım.
A) İyi bir yazar olmanın ön koşulu iyi bir okur olmaktır.
B) Okumak anlatımı da güçlendiren bir etkinliktir. Bu paragraftan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşa-
C) Hayatın yalın anlatımı bir edebiyat eseri ortaya koymak ğıdakilerden hangisidir?
değildir. A) Günümüzde insan zorunlu olarak hızlı yaşamaktadır.
D) Edebiyat sanatı, öncelikle edebiyat bilgisi gerektirir. B) Hızlı davranıp çok üretmenin verimliliği artırdığı algısı
bir yanılgıdır.
E) Okumak, bireylerin kendilerini doğru anlatmaları için bir
gerekliliktir. C) Hayatın tadına varmak, onun ayrıntılarındaki güzellik-
leri yakalamak için insan yavaşlamalıdır.
D) Yaşamda ayrıcalıklı konumda olmak, zamanı doğru ve
verimli kullanmakla sağlanır.
E) Gündelik yaşamın hızından aldığımız hazzı, farkındalı-
ğa dönüştürmeliyiz.

8. Edgar Allan Poe, 1843’te Kuzgun ’u, R. Graham’a göster-


miş, eşinin açlıktan bitkin bir durumda olduğunu da söz-
lerine eklemişti. O gün Graham’ın misari olan tanınmış
şahsiyetler eseri küçümseyip dudak bükmüşler fakat bir
yardım olsun diye de kendisine on beş dolar vermişlerdi.
6. Kimilerinin hemen her ay pek çok dergide birden yazma-
John Milton’un Kaybolmuş Cennet’ i ne sağlığında kendi-
sını tuhaf buluyorum ben. Bir yazar, birbirinden bambaşka
sine ne ölümünden sonra ailesine bir imkân sağlamıştı.
dergilerin tümüyle birden kendini özdeşleyebilir mi? Ben
Dahası bu şiir sonraları tamamen unutulmuş ancak iki yüz
bir eleştirmenin yazmak için seçtiği yerlerin, dergilerin ol-
altmış sene sonra Lord Dorset tarafından bir mahzende
ması gerektiğini düşünüyor ve kendi tutumuna bağlı se-
bulunmuş ve Dryden’e gösterilmiş. Dryden şiiri inceledik-
çimler yapması gerektiğine inanıyorum. Her yerde birden
ten sonra şöyle haykırmıştı: “Bu şiiri yazan, dünün ve bu-
görünmeye çalışmak, ilkin bağımsızlığını yitirmeye yol
günün en kıymetli eserini vermiştir.”
açar. İster istemez olur bu. Bir süre sonra bağımsızlığınızın
denetiminizden kaçtığını, daha sonra da önceden hesap- Bu parçada sözü edilen yapıt ve sanatçılarla ilgili ola-
rak asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
lamadığınız çevrelerle yan yana düştüğünüzü görürsünüz.
A) Bir sanat eseri ne kadar kusursuz olsa da onu fark ede-
Bu sözleri söyleyen bir yazar aşağıdakilerden hangi-
cek bir göze ihtiyaç duyar.
siyle nitelendirilebilir?
B) Sanatçı, bir eser üretirken maddi bakımdan da bir bek-
A) Farklı etkilerden kaçınarak bağımsız olmayı yeğleyen lenti içerisindedir.
B) Çoklu edebiyat ortamlarından ve üretkenlikten hoşlan- C) Yayıncılar sanat eserlerini değerlendirirken daha titiz
mayan olmalıdır.
C) Farklı dünya görüşlerine ve çeşitliliğe karşı çıkan D) Bir eserin sanatsal değeri üretildiği çağın estetik anla-
D) Başkalarını kendi denetimine almaya çalışan yışıyla örtüşmelidir.
E) Çok yazmanın yazarı tekrara düşürmesinden endişe E) Sanat eserleri sanatçısından bağımsız olarak değer-
duyan lendirilmelidir.

15
1 EŞİK PARAGRAFTA KONU - ANA DÜŞÜNCE TEST - 3

1 1. Fizik; maddeyi ve maddenin hareketini inceleyen, dola- 3. (I) Bazı yazarlar bize çok şey öğretmelerine, onları sevgi
yısıyla enerji ve güç olaylarına da eğilen doğa bilimidir. ve tutkuyla okumamıza rağmen hayatımızın bir döneminde
Kökleri ilk uygarlıklara kadar gidiyor. Çünkü Eski Mısır ve kalırlar. (II) Daha sonraki yıllarda onları yeniden okuyorsak
Mezopotamyalıların da Güneş, Ay ve yıldızların hareketleri hâlâ onlara gerek duyduğumuz için değil sırf bir zamanlar
hakkında gözleme dayalı bir öngörü kapasitesi var. Orta onları okuduğumuz için okuruz. (III) Onları seyrek olarak
gelişme gene bir süre İslam âlimleriyle sürüyor ve oradan yeniden elime aldığımda bu yazarların artık bana yeni bir
Avrupa’ya sıçrıyor. Fakat sonuçta sıçrama Yeni Çağ’da güç aşılamalarını beklemem. (IV) Bunların bir zamanlar
modernite ile meydana geliyor. Avrupalı bilim insanları de- beni nasıl etkilediklerini, benim ruhumu nasıl oluşturduk-
neysel yöntem ve ölçümlerle bazı temel zik yasalarına va- larını hatırlamak isterim yalnızca. (V) Praust gibi sürekli
BASAMAK

rıyor. Bu andan itibaren zik, artık bağımsız ve sistematik gereksinim duyduğum yazarlar da vardır.
bir bilim dalı oluyor.
Parçanın ana düşüncesi numaralanmış cümlelerin
Bu parçadan hareketle zik bilimiyle ilgili olarak hangisinde verilmiştir?
I. Gelişmesinde Müslüman bilim insanlarının katkısı söz A) I B) II C) III D) IV E) V
konusudur.
II. İlk uygarlıklardan beri bağımsız ve sistemli bir bilim dalı
olarak var olagelmiştir.
III. Temel yasalarını belirlemek için deneysel yöntem ve
ölçümlerden yararlanmaktadır.
yargılarından hangileri söylenebilir?
A) Yalnız I B) I ve II C) Yalnız II
D) I ve III E) II ve III

2. Tiyatroadam’ ın pek çok oyununda insanın kahkahasını 4. Bugün Yedi İklim şiirlerini okuyup bitirdim. Bunlar arasın-
dondurup kafasına balyoz gibi vuran bir an var. İzlediği da farklı sebeplerle ilgimi çekenler oldu. Sözgelimi Nihat
oyunla içinde yaşadığı gerçeklik arasındaki benzerliğe Hayri Azamat’ın “Gazel-i Nev”i geleneksel olanla kurduğu
ayna tuttuğundan muhtemelen… “Hani gülüyoruz da neye ilişkilerle ister istemez dikkate alınıyor. Bu şiirin geçmişle
gülüyoruz tam olarak?” dedirten. Erdem Akakçe’nin sah- bağı hem dil hem biçim hem de tema ile sağlanıyor. Böyle
neden neredeyse her birimizin tek tek gözünün içine ba- olunca dönemsel ruhla irtibatı kesilir gibi oluyor. Bunda bir
karak sorduğu “İyi misiniz? Her şey yolunda mı?” sorusu zarar yok. Fakat şu soruyu sormadan geçemeyiz: Hangi
öyleydi benim için. Salondan benimle beraber çıkıp geldi yeniliği sundu bize? Şiir sanatına ne tür bir katkı sağladı?
o soru. Sizi oyunun tam ortasına çeken bir soru… Birkaç Benzer imgelerin yine benzer çağrışımlarla kullanılmış ol-
dakika oyunun içinde tek başıma durduğumu hissettim. ması şiire ve zihniyete ne katabilir?

İzlenimlerini bu şekilde dile getiren kişi, oyunun hangi Bu parçanın yazarının sözü edilen şairle ilgili asıl eleş-
özelliğinden etkilenmiştir? tirisi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Gerçeği olduğu gibi vermesinden A) Kapalı bir anlatımı tercih etmesi
B) Zekice espri yapılıyor olmasından B) Geçmişle arasında bir bağ kuramaması
C) Profesyonel bir oyunculuk sergilenmesinden C) Özgünlüğü yakalayamamış olması
D) İzleyicinin yaşadığı gerçekliği yansıtmasından D) Dil ve içerik bakımından uyumsuz olması
E) İzleyiciyle kurulan diyaloglardan E) Geleneksel bir şiir tarzını benimsemesi

16
TEST - 3 PARAGRAFTA KONU - ANA DÜŞÜNCE EŞİK 1

5. Hüsrev Hatemî Hoca bana bir anısını anlatmıştı: Bir gün, 7. Duymak, düşünmek, zengin bir hayal gücüne sahip olmak 1
bir hocası içeri girer girmez “Köşedeki diyabet (şeker) şüphesiz mühim bir şeydir. Sanatkâr, dünyayı başkaların-
hastasını kim yatırdı?” diye soruyor. “Hocam o daha yeni dan farklı gören insandır. Fakat duygularını dile getirmeyen
yattı, diyabet olup olmadığını bilmiyoruz.” diyorlar. “He- bir kimseye de sanatkâr denilemez. Anlatabilmenin güçlü-
men baktırın bakalım şekerine.” diyor Hoca. Götürüyorlar, ğünü hissetmeyen yazar yoktur. Makber’de Hâmit bundan
bakıyorlar, hasta gerçekten diyabet çıkıyor. Hocam nasıl şikâyet eder. Mai ve Siyah romanında Ahmet Cemil dil ile
anladınız hastanın diyabet olduğunu, diyorlar. Hoca diyor duygu arasındaki uçurumu çok güzel belirtir. Orhan Veli,
ki: “Bir köşede bekleyen idrarına sinekler konuyordu da on- o güzel “Anlatamıyorum” şiirinde aynı dertten şikâyetçidir.
BASAMAK

dan anladım.” Şimdi bakın burada komple bir gözlemcilik


Bu parçada anlatılmak istenen asıl düşünce aşağıdaki-
kabiliyeti görüyoruz.
lerden hangisidir?
Bu parçada anısını aktaran bir doktor aşağıdaki dü- A) Sanatçılar, yaşadıkları dünyayı diğer insanlardan farklı
şüncelerden hangisine karşı çıkar?
şekilde algılayıp yorumlarlar.
A) Hekimlik, gözlem üzerine kurulmuş bir meslektir. B) Bir sanatçı, öncelikle geniş bir düşünce evreni ve hayal
B) Hastayı kapıdan girdiği ilk andan itibaren gözlemek, dünyasına sahip olmalıdır.
teşhis için önemlidir. C) Sanatçı; zengin bir duygu, hayal ve düşünce gücü ya-
C) Hekimlikte insanların duruşlarının, yüz ifadelerinin pek nında güçlü bir anlatıma da sahip olmalıdır.
önemi olmamalı. D) Bütün büyük sanatçılar, hissettiklerini olduğu gibi anla-
D) İnsanların hâlleri, duygusal iniş çıkışları, ses tonları tamamaktan yakınmışlardır.
bile doktor için önemlidir. E) Sanatçı duyarlılığı, izlenip gözlenen olayları kendine
E) İyi hekim olmak, iyi bir gözlemciliği gerektirir. özgü bir yaklaşımla yansıtır.

6. Koşar adım gidiyorsunuz işinize değişmeyen yollardan 8. İlk romanlar, bir tür tohum gibidir. Eğer yetenekliyse ya-
zar, o tohum da bereketlidir ve kendinden sonra gelen nice
Kurulmuş saatler gibi gün boyu çalışıp tekdüze
yeni kitaba daha hayat verir, çoğalarak devam eder. Ama
Uzayan gölgelerle koşar adım dönüyorsunuz evinize
yeteneksizse daha ilk ürünle kuruyup kavrulur. İlk roman-
Ne kadar uzaksa bir felaket sizden o kadar mutlusunuz ları kaliteli tohumsa yazarın daha sonraki ürünlerine dair ilk
Unuttunuz başkalarının acısını duymayı ipuçları vereceğini de söyleyebiliriz. Âdeta bir parfüm gibi

Küçük çıkarların büyük kurnazları bu ilk koku dağılıp yayılsa da ve farklı tonlara bürünse de
bilirsiniz ki bu hep o aynı kokunun farklı yüzleridir. Dolayı-
Alışverişe döndü tüm ilişkileriniz, hesaplı, planlı
sıyla ilk romanlar çok kıymetlidir. Yalnız yazarı için değil
Şükrü Erbaş’a ait bu dizelerde vurgulanmak istenen okuru için de değerli bir hazinedir.
temel düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
Aşağıdakilerden hangisi bu parçadaki düşünceyi des-
A) İnsanlar, tekdüze yaşayarak çevrelerinde olup biten
tekler niteliktedir?
her şeye her gün biraz daha duyarsızlaşmaktadır.
A) Geleceğe kalacak, yetenekli yazarlar ilk eserleriyle bir-
B) İnsanoğlu, hiçbir dönemde modern çağdaki kadar çok
likte kendilerini gösterir.
çalışıp çok üretmemiş ve çok düzeltmemiştir.
B) Yazarların sanat serüvenleri birbirlerinden oldukça
C) İnsanların birbirleriyle olan ilişkileri yaşadıkları ortama
farklıdır.
göre değişkenlik göstermektedir.
C) İlk eserlerin değeri daha sonraki yıllarda daha belirgin
D) Felaketler, acılar karşısında duyarsız davrananlar bir
olarak ortaya çıkar.
gün benzer olaylar kendi başlarına geldiğinde yalnız
kalacaklardır. D) Sanatçıların eser vermeye başlamaları için belli bir ol-
gunluk seviyesine ulaşmaları gerekir.
E) İnsanoğlu; yaşamak için büyük bir mücadele vermekte,
ömür boyu çalışmakta ve planlanmış olan çerçevenin E) Yetenekli yazarların kitaplarının diğerlerine göre daha
dışına çıkamamaktadır. fazla beğeni alması ve okunması normaldir.

17
YARDIMCI DÜŞÜNCELER
Paragrafta verilmek istenen ana düşüncenin
belirginleştirilmesi, desteklenmesi,
kanıtlanması, anlaşılması, açıklanması, Yardımcı düşünceleri buldurmaya yönelik
örneklenmesi amacıyla oluşturulmuş yargılar; sorular genellikle “değinilmemiştir, ulaşılamaz,
yardımcı düşünce niteliği taşır. çıkarılamaz, söylenemez, üzerinde
durulmamıştır, yoktur …” şeklinde olumsuz
Her yardımcı düşünce ile ana düşünce soru kökleriyle sorulmaktadır.
arasında etki-tepki, benzerlik-karşıtlık, neden-
sonuç benzeri bir ilişki vardır.

ÇÖZÜM TEKNİK VE TAKTİKLERİ


Yardımcı düşünce sorularında birbiriyle
eş veya yakın anlamlı kelimelerin, söz Seçeneklerde yer alan sorulardan
öbeklerinin, gerçek ve mecazlı söyleyişlerin hangisinin cevabının olmadığını
metinde ve cevap seçeneklerinde birbirinin buldurmaya yönelik sorular yardımcı
yerine çokça kullanıldığı dikkatten düşünce sorularındaki seçeneklerin
kaçırılmamalıdır. sorulaştırılmış şeklidir. Bu tür sorularda
metnin konusu ve ana düşüncesi bulunmalı
ve soru cümlesine dönüştürülerek yanıt
Seçeneklerde yer alan ifade, verilmelidir.
metnin neresinde yer alıyorsa onları
kendi anlayabileceğiniz işaretlerle
eşleştirmelisiniz.
TEST - 1 PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCELER EŞİK 1

1. Fuat Sezgin, benim konum budur veya şudur demeyen 3. Kitapların yazılmasına neden olan çeşitli duygular vardır.
adamlardan. Tersine problemin peşine giden bilim insan- Kitaplar, hayranlık ya da minnettarlık duygusuyla yazılabil-
2
larından. “Ben bilim tarihçisiyim, bu veya şu beni ilgilendir- diği gibi mutsuzluk, öfke ve üzüntü de yaratıcı gücü hare-
mez.” demiyor. Ele aldığı problem neyi gerektiriyorsa onun kete geçirebilir. Bazen de yazmaya iten meraktır, insanları
peşine düşüyor. Fuat Bey imkân yokluğu diye bir kavram ve olayları yazarak açıklama isteğidir ya da kendini beğen-
tanımayan bir insan. Peşine düştüğü şey Timbaktu’nun mişlik, para hırsı, sık sık da kendini yansıtmaktan alınan
bilmem ne kütüphanesinde ise onu bulup çıkartıyor. Bu haz gibi motierdir. Bu nedenle bir yazar nesnesini hangi
davranışı körükleyen meraktır ki bitip tükenmeyen merakı duygularla, hangi kişisel ihtiyaçlarla seçtiği konusunda he-
BASAMAK

kanımca onun en önemli özelliğidir. Yetmiş dokuz yaşında sap vermelidir aslında. Elinizdeki kitabı neden yazdığımı
iken beş yaşında bir çocuğun merakını kaybetmemiş bir çok iyi biliyorum ben. Kitabı yazmamın nedeni, biraz alı-
insan Fuat Bey. şılmadık olmakla birlikle, hayli keskin bir duyguydu: Mah-
cubiyet.
Bu parçadan “Fuat Sezgin” ile ilgili olarak aşağıdakiler-
den hangisi çıkarılamaz? Bu parçada kitap yazılmasına neden olan duygular
A) Asıl çalışma alanının bilim tarihi olduğu arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
B) Ele aldığı problemi çözmede azimle çalıştığı A) Kendini ifade etme
C) Bilimsel merakını ileri yaşlarında da yitirmediği B) Merakını giderme
D) Çalışmalarının bilim dünyasında kabul gördüğü C) Yararlı olma
E) Çalışmalarında kolaycılığa kaçmadığı D) Kendini beğenme
E) Çok kazanma arzusu

4. Edebiyatçının bir tür marangoz olduğu söylenebilir. Birin-


cisi bu mesleklere mensup kişiler çok sıkı çalışır. İkincisi
2. Bilen kişi bilgiçlik taslamaz, bir öykü yazmak da neredeyse bir masa yapmak kadar
Bilgiçlik taslayan bilmez. zordur. Tek fark edebiyatçının hakikatle çalışmasıdır ve bu
Bilge ruhlar istifçi değildir; da aslında ahşap kadar sert bir malzemedir. Ayrıca her iki
Ne verirlerse başkasına o kadar artar ellerindeki, meslek de türlü çeşit hile ve tuzakla doludur. Daha az sihir,
Ne kadar verirlerse o kadar zengin olurlar. daha çok alın teri. Proust’a katılıyorum, yazmanın yüzde

Abartmadan yapmak onu ilhamsa yüzde doksanı sıkı çalışmaktır.

bilgelerin yoludur. Aşağıdakilerden hangisi bu sözleri söyleyen bir yaza-


Bu dizelerden hareketle aşağıdaki yargılardan hangi- rın düşüncesi olamaz?
sine ulaşılamaz? A) Şiirde ilk dize tanrı vergisi, gerisi alın teridir.
A) Bilgiçlik taslamak cahillere özgüdür. B) Şampiyon olabilmeniz için hiç kimse size inanmadığın-
B) Bilgelerin bilgiçlik tasladığına rastlanmamıştır. da kendinize inanarak çalışmanız gerekir.

C) Bilge insanlar paylaşmayı severler. C) Başarmak için en büyük isteğimiz, olabileceğimiz şey
için bize ilham verecek birisidir.
D) Bilgelik zenginlikle elde edilir.
D) Sanatçı eser verirken tuzaklara düşmemeli, hileden
E) Bilge insan eylemlerinde ölçüyü kaçırmaz.
kaçınmalıdır.
E) Büyük eserler çok çalışmanın meyvesidir.

19
1 EŞİK PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCELER TEST - 1

5. Elli yıldır her gün arayıp soran ve başım sıkıştığında onları 7. Fethi Naci, yazısında Necatigil şiirini şöyle değerlendiri-
arayabileceğim çocukluk arkadaşlarım var. Oysa yaptığım yor: “O; kendi zamanını, beraber yaşadığı, her gün görüp
2
işlerin kazandırdığı arkadaşlarım yok. Herkesin önce insan tanıdığı insanları, onların dertlerini, sevinçlerini, küçük ve
olmak yerine başka bir şey olmayı seçtiği yerlerde gerçek temiz hayallerini veriyor şiirlerinde. Gerçi şiirde bir kişi ko-
arkadaşlıklar yaşanmıyor. Yakınımda oldukları için kırk yıl nuşur fakat bu konuşan; geniş bir insan kitlesinin dertlerini,
boyunca hep kendilerinin yazdıklarına ne diyeceğimi soran sevinçlerini kendi kalbinde duymuş, bu geniş insan kitlesi-
ama benim yazdıklarım hakkında iki satır düşünüp söyle- nin sözcüsü olmuştur. Bireyci gözüken bu şiirlerin böyle bir
meyi aklından geçirmeyen insanlar var. Böylelerinin oldu- sosyal karakteri vardır. Aynı zamanda Behçet Necatigil’in
ğu bir dünyada gerçek arkadaşlık olmaz. şiirlerinde çok doğal, rahat bir söyleyiş vardır. O, hakikaten
BASAMAK

söyleyecek sözü olduğu için şiir söyler. Bundan dolayı şiir-


Bu parçadaki altı çizili ifadeyle;
lerinde hiçbir zorakilik, kendini sıkma yoktur.”
I. Zor zamanda yardımcı olan çocukluk arkadaşlarına
II. İş gereği bir arada bulunan arkadaşlara Bu değerlendirmeler dikkate alındığında Behçet Ne-
III. Hep kendisi için bir şey isteyen ama karşısındaki için catigil’in şiiriyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
bir şeyler yapmayı düşünmeyenlere söylenemez?

durumlarından hangilerine gönderme yapılmamıştır? A) Kendi çağına tanıklık ettiği

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III B) Orta hâlli, sıradan, günbegün rastlaştığı insanların
dünyasını yansıttığı
D) I ve II E) II ve III
C) Yaşananları değiştirmeden, olduğu gibi yansıttığı
D) Geniş bir kesimin duygularını hissederek anlattığı
E) Şiirlerinde rahat, akıcı, doğal bir söyleyişin hâkim oldu-
ğu

6. Ben genç şair ve öykücüleri çok önemsiyorum. Kendile-


ri olmaya devam ederlerse büyük eserler verecekler art
arda ve alkışlayacağız onları. Egolarına yenik düşmezler
ve kendilerini âlemin merkezi olarak görmezlerse yolları
8. Dilden yararlanan, dili araç olarak kullanan edebiyatla
açıktır. Gençlere “Pes etmeyin!” diyorum. Sabır, sanatın
bütün bilimlerin, felsefenin, psikolojinin ilişkisi vardır. Dil,
temelidir. Sabır çalışmaktır, beklemek değil. Türk ve dün-
hepsinde ortak ve temel ögedir. Edebiyatın sanatla ilişkisi
ya edebiyatının başyapıtlarını okumadan varabilecekleri
ise doğrudan doğruya özellikle şiir, öykü, roman ve tiyatro
bir yer yok. Yalnız bu okuma “okur” okuması değil “yazar”
türlerinde kendisinin de sanat ve estetiği erek edinmesin-
okuması olmak icap eder. Okurmuş gibi yapanlardan söz
dedir. Ayrıca tüm sanat dalları ve edebiyat, her biri ayrı
etmiyoruz. Kanıyla, canıyla, ruhuyla okuyup düşünenlerle
ayrı biçimlerde olsalar bile insana seslenen, onda bir şey-
yürüyeceğiz yolu.
ler uyandırmak isteyen anlatım alanlarıdır.
Bu parçada genç yazarlara yapılan öneri ve uyarılar
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
arasında aşağıdakilerden hangisine yer verilmemiştir?
A) Edebiyat, dili bir araç olarak kullanır.
A) Başkalarını taklit etmemeli, özgün olmaya çalışmalılar.
B) Dili araç edinen bilimsel eserler sanat eseri değerinde-
B) En iyi kendileriymiş, kendilerinden iyisi yokmuş tavrın-
dir.
da olmamalılar.
C) Edebiyatın çeşitli bilim dallarıyla ilişkisinde dil temel un-
C) Beklemeyi bilmeli, büyük sanatçıların eserlerine öy-
surdur.
künmeliler.
D) Edebiyat eserleri insanda çeşitli duygular uyandırmayı
D) Zorluklar karşısında yılmamalı, azimli olmalılar.
hedeer.
E) Edebiyatımızı ve dünya edebiyatını bir yazar gözüyle
E) Edebiyat eserlerinde sanatsal bir kaygı söz konusudur.
okumalılar.

20
TEST - 2 PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCELER EŞİK 1

1. Okyanusa dökülen petrolden zehirlenen hamile bir martı, 3. Peygamberdeveleri böcek avlayarak beslenirler. Sinekler,
ölmeden önce yumurtlamayı başarır. Yumurtasını kendi- arılar, çekirgeler başlıca besin kaynaklarıdır. Yakalayıcı
2
sinden olmayan hatta düşman denebilecek birine, bir ke- bacaklarını öne doğru kaldırarak avın geçmesini beklerler.
diye emanet eder. Kedi Zorba, yaşananlar karşısında şaş- Av geçerken ava çok hızlı saldırır ve yakalarlar. Beslendik-
kın, ölmek üzere olan anne martıya üç konuda söz verir: ten sonra ön ayaklarıyla ağızlarını temizlerken dua eder
Yumurtayı yemeyecek, yavru yumurtadan çıkana kadar gibi göründükleri için peygamberdevesi adı verilmiştir.
ona göz kulak olacak ve ona uçmayı öğretecek. Uzun sü- Vücutları üstten basıktır. Bazı türlerde, özellikle çalılarda
redir büyük bir güçlükle uçan Martı Kangeh, yavrusunu iyi yaşayanlarda vücut sopa biçimindedir. Bazılarınınsa vü-
BASAMAK

kalpli bir kediye emanet etmenin rahatlığı ile oracıkta ölür. cutları kuru ve yeşil yapraklara benzer. Renkleri genellikle
yeşil, kahverengi ve bu renklerin tonlarıdır.
Bu parçada kedinin anne martıya verdiği sözler aşağı-
dakilerden hangisini içermez? Bu parçada peygamberdeveleriyle ilgili olarak aşağı-
A) Emanete hiyanet etmemek dakilerden hangisine değinilmemiştir?
B) Yaşama hakkını savunmak A) Besin kaynaklarına
C) Yaşamını sürdürecek yetileri kazandırmak B) Beslenme yöntemlerine
D) Özverili olmak C) İsimlerini nasıl aldıklarına
E) Çevreyle uyumlu olmak D) Nerede yaşadıklarına
E) Vücut biçimlerine

2. Mehmet Kaplan, Yunus Emre’nin canlı bir konuma yüksel-


mesinde en önemli rolü oynayan araştırıcıdır. Kaplan, Yu-
nus’la doğrudan ilgili 23, içinde ondan bahsolan 102 yazı
kaleme almıştır. Bu makalelerde Kaplan, onu milletimizin 4. Gerçek klasiğin tanımını ben şu şekilde duymaktan hoş-
kuruluşunda, yapısında ve millî kültürümüzün temelindeki lanırdım: İnsan zekâsını zenginleştiren, hazinesine ger-
rolü; İslami düşüncenin ve İslam’ın insana bakış tarzının çekten bir şeyler katan, onu bir adım daha ileri götüren,
Yunus’taki yansıması ve günümüz sorunlarına tuttuğu ışık düşüncesini veya buluşunu herhangi bir şekilde bununla
açısından ele alıp yorumlar. Bu bakış açısıyla o, genç ne- beraber geniş ve büyük, ince ve güzel bir şekilde açıkla-
sillere Yunus’un kapısını açmış ve onlar, Yunus’un mısra- yan, kendine mahsus bir üslupla ama içinde herkesin ken-
larındaki zenginlik ve güzellikleri Mehmet Kaplan’ın işaret- di üslubunu bulduğu bir üslupla, hiçbir yeni kelimeyi ihtiva
leriyle sevmişlerdir. etmediği hâlde yeni sayılan bir üslupla, aynı zamanda hem
yeni hem eski olan bir üslupla, bütün çağların kolaylıkla
Bu parçaya göre Mehmet Kaplan’ın Yunus Emre ile
anlayabileceği bir üslupla yazan adamdır.
ilgili çalışmaları arasında aşağıdakilerden hangisi yer
almaz? Bu parçaya göre klasik tanımlaması aşağıdakilerden
A) Millî kültürün oluşumundaki katkısıyla ilgili çeşitli maka- hangisini içermez?
leler yayımlamak A) İnsanın bilgi ve kültür birikimine bir şeyler katmayı
B) Türk milletinin kuruluşundaki rolünü ortaya çıkarmak B) Okurun duygu ve düşünce dünyasını etkilemeyi
C) Gençlerin Yunus’u tanımalarına ve sevmelerine ortam C) Evrensel bir konuyu ele almayı
hazırlamak
D) Özgün bir anlatıma sahip olmayı
D) Yunus’un İslam anlayışını ele alıp yorumlamak
E) Her çağın okuru tarafından anlaşılabilmeyi
E) Yunus’un öğretisini hümanist değerlerle bütünleştirmek

21
1 EŞİK PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCELER TEST - 2

5. (I) Kitaplar, çocuklara yaşadıkları toplumun değer sistemiy- 7. Ben boş sayfaya yavaş yavaş yeni kelimeler ekleyerek
le birlikte günlük ilişkilerde yetişkinlerle problemlerini çöz- masamda oturdukça günler, aylar, yıllar geçtikçe kendime
2
me yöntemlerini de yansıtır. (II) Kitaplar, karşılıklı konuş- yeni bir âlem kurduğumu, kendi içimdeki bir başka insanı,
manın oluşturulmasında etken olduğundan okunan kitabın tıpkı bir köprüyü ya da bir kubbeyi taş taş kuran biri gibi or-
anlaşılmasındaki güçlükler, yetişkinlerin çocuklar için daha taya çıkardığımı hissederdim. Biz yazarların taşları kelime-
iyi eğitim yöntemleri geliştirmelerini sağlar. (III) Kitaplar; ço- lerdir. Onlara elleyerek, birbirleriyle ilişkilerini hissederek,
cuklara anne, baba, kardeş dışında ilişki kurabileceği yeni bazen olanları uzaktan bakıp seyrederek, bazen parmak-
arkadaşların, komşuların yer aldığı çevreyi tanıtır. (IV) Bu larımızla ve kalemimizin ucuyla sanki onları okşayarak ve
ilişkiler içinde sorunların, sevinçlerin, dayanışmanın, pay- ağırlıklarını tartarak kelimeleri yerleştire yerleştire, yıllarca
BASAMAK

laşmanın olduğu değişik durumlarla örneklendirerek çocuk inatla, sabırla ve umutla yeni dünyalar kurarız.
için yeni yaşam kesitleri oluşturur. (V) Çocuklara kendile-
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilme-
riyle çevresindeki yetişkinlerle arkadaşlarıyla kardeşleriyle
miştir?
yaşayabileceği sorunların çözümüne ilişkin ipuçları sunar.
A) Yazarlıkla mimarlığın benzeştiğine
Numaralanmış cümlelerin hangisinde kitapların ço- B) Yazarın malzemesinin kelimeler olduğuna
cuklara doğrudan bir yararından söz edilmemiştir? C) Eser üretmenin sabır ve tahammül gerektirdiğine
A) I B) II C) III D) IV E) V D) Yazma eylemi için ilhamın beklenmesi gerektiğine
E) Eser vermek için kelimeleri sevmek ve onlara vakit
ayırmak gerektiğine

6. İyi öykülerin aynı zamanda bir tavrı, bir duruşu, bir tekli, 8. Kelimeleri kullanmak, göz önüne birtakım görüntüler getir-
sunumu, tercihi vardır. Değilse insani durumları sorgula- mek, gerçekle oynamak, gerçeği kurcalamak birdir. Kelime
mayan, bizi rahatsız etmeyen, bir tekli ve sunumu olma- bu bakımdan bizi resmin çizgisinden, renginden, musikinin
yan insansız bir öykünün bir anlamı olamaz. Bu nedenle sesinden daha çok gerçeğe yaklaştırır. Ama biz gerçeğe
iyi öykünün takdim ettiği bir düşüncesi, aktarmak istediği olan ilgimizi de yitirmişizdir. Çünkü gerçeğe alışmışızdır.
duygusu, yazarın da bu öyküyü yazma gerekçesi vardır. Gerçeğin gündelik düzenini değiştirmek, yahut ona başka
Bir öyküyü okuduğumuzda bu öykünün bize aktarmak iste- bir açıdan bakabilmek elimizde olsaydı daha çok ilgi du-
diği bir duygunun, düşüncenin varlığını açıkça hissedebil- yardık ona. İşte gerçeğin düzeninde yapamayacağımız bu
meliyiz. Başarısız öyküler bize bu öykünün niye yazıldığını değişikliği, kelimelerin konuşma dilindeki gündelik düze-
sorduran öykülerdir. ninde yapmak bize bu açıyı sağlayacak, birbirine yabancı
sanılan kelimelerin karşılıklı ışığında gerçek unuttuğumuz
Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarıla-
yüzüyle çıkacaktır karşımıza.
maz?
A) Yazılma gerekçesi olmayan öyküler, iyi öykü olma nite- Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
liği de taşımaz. A) Resimde çizgi ve renk ne ise musikide de ses aynı şey-
B) Her başarılı öykünün kendine özgü bir edası, bir biçemi dir.
vardır. B) İnsanı gerçekle karşılaştırmak bakımından sözün
C) Başarılı öyküler, içerdikleri anlamı ilk okunuşta pek his- gücü, resmin gücünden fazladır.
settirmez. C) Şairin söz dağarcığı ne kadar genişse duygularını so-
D) İnsan odaklı olmayan, insana ilişkin bir olguyu, sorunu mutlaştırma olanağı da o denli fazladır.
irdelemeyen öyküler değersizdir. D) Gerçeğe alışılmışın dışında yaklaşabilmek, ona duy-
E) Bir öyküyü okuduktan sonra bu öykünün niçin yazıldığı duğumuz ilgiyi daha da artırır.
sorusuna cevap bulamamışsak bilinmeli ki bu öykü ba- E) Ressamın renk ve çizgiyle insan ruhunda yaptığı etkiyi,
şarısızdır. şair ya da romancı sözcüklerle gerçekleştirir.

22
TEST - 3 PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCELER EŞİK 1

1. Doğru sözler tatlı olmaz, 3. Dünyada bilinen ilk bitki toplayıcısı MÖ 15. yüzyılda 20 yıl
Tatlı sözler doğru değildir. boyunca hükümdarlık yapmış olan ravun Hatşepsut’tur.
2
İyi insan kavgacı olmaz, Hatşepsut, güneyde Nil Vadisi’nin her iki yakasını da içine
Kavgacı insan iyi değildir. alan Yukarı Mısır ile akarsuyun kuzeydeki deltasını kap-
Bu dizelerden hareketle aşağıdaki yargılardan hangi- sayan Aşağı Mısır’ın hükümdarlığını yapmıştır. Hatşepsut,
sine ulaşılamaz? kadın olması, halkı tarafından bilinmesine rağmen hüküm

A) Sözün doğrusunu işitmek isteyen kişi tatlı söz bekle- sürdüğü yıllarda erkek kılığına girmeyi tercih etmiş, pek
mesin. çok sanat eserinde de bu şekilde betimlenmiştir.
BASAMAK

B) Birileri tatlı sözler söylüyorsa doğruyu söylemiyordur. Bu parçada


C) Doğru söz daima acıdır. I. İlk bitki toplayıcısının bir kadın olduğu
D) Kötüler tatlı söz söylemez. II. Eski Mısır’da bitkilerle tedavi yönteminin uygulandığı
E) İyiler kavga etmez. III. Toplanan bitkilerin Mısır sanatında işlendiği
durumlarından hangilerine değinilmemiştir?
A) Yalnız I B) Yalnız III C) I ve II
D) II ve III E) I, II ve III

2. Bireyin duyguları belli bir işi gerçekleştirme aşamasında 4. Dante, Goethe yahut Shakespeare… Milletlerin övüncü ve
bireyin performansını etkilemektedir. Belli bir işte başarı dünyaya sundukları vitrinleri… Yunus bunların hiçbirinden
sağlamak için duygu yoğunluğunun en uygun seviyede ol- aşağı değil. Ne var ki biz onu evrensel boyutlara taşıyama-
ması gerekir. Herhangi bir işten önce kişideki kaygı düze- dık. Bugün dünyanın herhangi bir şehrinde Dünya Şiir Ser-
yinin çok yüksek olması bireyin aslında rahatlıkla gerçek- gisi açılsa ve bu sergiye her millet bütün tarihini ve sahip
leştirebileceği bir işi yaparken sıkıntı yaşamasına neden olduğu medeniyeti hesaba katarak yalnızca iki şairinden
olabilmektedir. Öte yandan yapılacak işle ilgili çok az kaygı birer şiirle katılsa Türkiye’den bu sergiye gidecek iki şiirden
yaşamak da kişinin performansına olumsuz şekilde etki biri Yunus’un olurdu. Bana göre ikincisi de Fuzuli’nin. Hi-
edebilmektedir. Bir sporcu bir maçtan önce maçı hafe al- tap ettiği coğrafya, taşıdığı medeniyet birikimi, sahip oldu-
dığında ya da olduğundan fazla duygu yoğunluğu yaşayıp ğu kimlik vs. ile bizi dünya ölçeğinde temsil edecek bütün
aşırı kaygılandığında sonuçları itibariyle performansında değerlere, erdemlere ve anlayışa sahip bir kahraman.
sorunlar yaşayabilecektir.
Aşağıdakilerden hangisi bu sözleri söyleyen bir yaza-
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? rın düşüncesi olamaz?
A) Bir iş yaparken yaşanan gerginlik başarısızlığa neden A) Yunus’un evrensel sevgi anlayışı bilinmiyorsa burada
olabilir. bir tanıtma problemi vardır.
B) Bir eylemi gerçekleştirirken hiç kaygı duymamak veya B) Yunus gibi, Fuzuli gibi büyüklerini tanımayan gençlerin
kaygı azlığı başarısızlık sebebi olabilir. rol model seçerken zorlanmaları doğaldır.
C) Bir iş kotarılırken duygu yoğunluğunun uygun bir dü- C) Çağımızda Nazım Hikmet, Necip Fazıl gibi şairler Yu-
zeyde olması başarı için gereklidir. nus’u, Mevlana’yı her bakımdan aşmıştır.
D) Yaşadığı duygu yoğunluğu nedeniyle insan kolayca D) Yunus, Batılı ünlü sanatçılarla yarışabilecek bir sanat-
yapabileceği bir işi yapamayabilir. çıdır.
E) Gün içinde yaşanan bir gerilim, bireyin sonraki davra- E) Türk medeniyeti, dünyanın bütün büyük medeniyetle-
nışları üzerinde olumsuz etkide bulunur. riyle boy ölçüşecek güçtedir.

23
1 EŞİK PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCELER TEST - 3

5. Yazmaya çok genç yaşta şiirle başlayan Haydar Ergülen’in 7. Edebiyatın ilk yararlı etkilerinden biri, dil düzeyinde gerçek-
ilk şiiri, 1973 yılında Gelişme dergisinde yayımlanmış ve leşir. Yazılı edebiyatı olmayan bir topluluk, başlıca iletişim
2
böylece edebiyat dünyamız yeni bir şairle tanışmıştır. O aracı olan sözcüğü edebiyat metinleriyle yetkinleştirmiş bir
zamanlar “Umur Erkan” takma adını kullanan şair henüz topluluk kadar açıklıkla ifade edemez kendini. Okumayan,
17 yaşındadır. Şairin daha sonra çıkardığı Karşılığını Bula- edebiyata el sürmemiş bir insanlık, kaba ve ilkel dili yüzün-
mamış Sorular kitabı “Anne” şiiri ile başlar. Bu şiir bir nevi den ürkütücü iletişim sorunları yaşayan bir sağır ve dilsizler
haberci şiiridir kitabın ve Ergülen şiirinin. Ergülen’in özellik- topluluğuna döner. Aynı şey bireyler için de geçerlidir. Hiç
le 1985 sonrası yazılan şiirlerde belirginleşmeye başlayan okumayan, az okuyan ya da yalnızca süprüntü okuyan bir
üslubunun, sesinin, inceliğinin ve ritminin ilk örneklerini bu insan, engelli bir insandır. Çok konuşabilir ama az şey söy-
BASAMAK

şiirde görmek mümkündür. ler. Çünkü söz dağarı kendi kendini dile getirmeye yeterli
değildir.
Bu parçada sözü edilen sanatçı ile ilgili olarak
I. Erken yaşlarda takma adıyla şiirler yayımladığı Bu parçadan hareketle aşağıdaki yorumlardan hangisi
II. Yazın dünyasına şiirle girdiği yapılamaz?
III. Yapıtlarının birbirinden değerli olduğu A) Yazılı edebiyatı olan toplumlar kendilerini anlatmada
daha başarılıdır.
durumlarından hangilerine değinilmemiştir?
B) Edebiyata ilgisiz toplumlarda iletişim sorunları yaşanır.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
C) Dilin gelişip zenginleşmesi edebiyatla gerçekleşir.
D) I ve III E) II ve III
D) Nitelikli edebiyat eserleri okumayanlar, kendini ifade
etmede yetersiz kalırlar.
E) Güçlü edebiyat eserlerine sahip olmak için yetkinleş-
miş sanatçılar yetiştirmelidir.

6. Kültür ve dil meselelerini, genel bir temele oturtmadan özel 8. 2020 yılında dünyada 2,2 trilyon fotoğraf ve video çekildiği
olarak da anlayabileceğimize inanmıyorum. Yunus bir şi- belirlendi. Bunun %85’i ise tahmin edebileceğiniz gibi akıl-
irinde “Dil hikmetin yoludur.” diyor. Ben Türkçe üzerinde lı cep telefonları ile çekilmiş. Muhtemelen 2021 sonunda
düşünürken bazı gerçeklere ulaşır gibi olduğumu hisset- bu sayı 4 trilyona yaklaşacak. Hâl böyleyken çekilen bu
tim. Sadece Türkçenin değil, bütün insanlık dilinin pek çok fotoğraf ve videoların düzgün bir şekilde kaydedilmesi, sı-
insani gerçeği gizlediğini düşünüyorum. Ortak ve sürekli nıandırılması ve yedeklenmesi hayati önem taşıyor. Bu
inançlar dilin içine siner. Milyonlarca insanın binlerce yıl bağlamda fotoğraarın ve videoların düzenli biçimde tutul-
denediği gerçeklerin deposu olan dil bizi aldatmaz. ması ve sınıandırılması için yeni uygulamalar geliştiriliyor.

Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? Bu parçadan


A) Kültür ve dil sorunları birbirinden bağımsız olarak ele I. Cep telefonlarının iletişimden çok fotoğraf ve video çe-
alınması gereken sorunlardır. kimi amaçlı kullanıldığı
B) Dilin inceliklerini kavrayan insanlar, birçok insani ger- II. İnsanların bu kadar çok fotoğraf ve video çekmesinin
çeği de fark ederler. yeni nesil telefonların özellikleriyle ilişkili olduğu
C) Bir toplumun tarihî süreçte sahip olduğu inançlar ko- III. Fotoğraf ve video çekimi için akıllı cep telefonları dışın-
nuştuğu dilde saklıdır. da araçlardan da faydalanıldığı
D) İnsanlığın uzun yıllar içinde edindiği deneyimler olanca ifadelerinden hangilerine ulaşılamaz?
gerçekliğiyle dilde görülür.
A) Yalnız II B) Yalnız III C) I ve II
E) İnsanlığın bilgisi, kültürü ve irfanı diline yansıyarak var-
D) II ve III E) I, II ve III
lığını hissettirir.

24
PARAGRAFTA YAPI
Paragraf oluşturulurken verilmek istenen
duyguya, düşünceye uygun bir yapı belirlenir.
Tam bir yazı gibi bir paragraf da giriş, gelişme Giriş cümlesi, konuya girişin yapıldığı, bakış
ve sonuç bölümlerinden oluşur. açısının yansıtıldığı cümledir.

Giriş cümlesi kendinden önceki bir cümleyi


çağrıştırmaz ama kendinden sonraki cümleler
bu cümleyle yapı ve anlam yönüyle bağlantı Gelişme bölümü, girişte ortaya konulan
içerisindedir. konunun tartışıldığı, geliştirildiği, açıklığa
kavuşturulduğu bölümdür.

Gelişme bölümü cümleleri; dil, anlam ve


anlatım bakımından kendinden önceki ve
sonraki cümlelerle bağlantılıdır. Parçada kullanılan anlatım biçimi genellikle
gelişme bölümünde belirginleşir.

Sonuç bölümü, paragrafta ele alınan konuyla


ilgili düşüncelerin bir sonuca bağlandığı,
Sonuç cümleleri, genellikle “kısaca,
özetlendiği bölümdür.
denilebilir ki, özetle, görülüyor ki…” gibi
sözlerle başlayan ve ele alınan konuyla ilgili
toparlayıcı, çıkarım içeren cümlelerdir.
ÇÖZÜM TEKNİK VE TAKTİKLERİ

Düşüncenin akışını bozan cümle,


Yapıyla ilgili soru çeşitlerinde “bunda,
numaralanmış cümlelerden paragraf oluşturma,
böylece, bu durum, çünkü, ama, oysa,
paragraf tamamlama, parçaya cümle
öyleyse, bu sebeple…” gibi şahıs zamiri,
yerleştirme, parçayı iki paragrafa ayırmayla ilgili
işaret zamiri, işaret sıfatı, edat ve bağlaçların
sorular paragrafın yapısıyla ilgilidir.
kendilerinden önceki ve sonraki cümlelerle
kurduğu bağlantılara, yaptığı atıara dikkat
Düşüncenin akışını bozan cümle: edilmelidir.
Paragrafta ele alınan bir konu, yazarın da
bu konuya bir bakış açısı söz konusudur.
Numaralanmış cümlelerden paragraf
Bu bakış açısı çerçevesinde geliştirilen
oluşturma: Karışık olarak verilmiş
düşüncelerle ana düşünceye ulaşılır. Doğal
cümlelerden giriş cümlesi özelliği taşıyan
olarak paragrafın konusu, konuya bakış açısı
cümle ilk cümledir. Düşünceleri toparlayan
ve ana düşüncesi bir dil ve anlam bütünlüğü
cümle sonuç cümlesidir. Verilen cümleler
içerir. Paragrafın düşünce zincirindeki,
arasındaki anlam ve anlatım ilişkisine
anlam ve anlatımındaki gidişatı sekteye
(anahtar kavramlar, bağlaçların ve
uğratan, konuyu veya konuya bakış açısını
zamirlerin oluşturduğu bağlantılar, etki-
farklılaştıran, anlatımın doğal akışına aykırı
tepki, neden-sonuç…) bakılarak verilen
bulunan cümle akışı bozuyor demektir.
cümlelerden bir paragraf oluşturulur.

Bir yapbozu tamamlarken nesnelerin


Paragraf tamamlama: Paragrafta
parçalarının birbirine eklenmesi gibi
tamamlanması istenen bölüm giriş, gelişme
paragraf oluşturma soruları çözülürken de
cümleler anlam ve bağlayıcı sözler dikkate ve sonuç bölümlerinden hangisinde yer
alınarak çözülebilir. alıyorsa konu, konuya bakış açısı, dil ve
anlam bağlantıları dikkate alınarak boş
bırakılan yer tamamlanır.

Parçaya cümle yerleştirme: Soru


Parçayı iki paragrafa ayırma: Bir
kökünde bir cümle verilerek bu cümlenin
paragrafta miğfer konumundaki ana
parçada getirilmesi gereken yer
düşünceye ulaşmak üzere bir konu ve
sorulduğunda yine paragrafın yapısı
bu konuya ilişkin belirlenmiş bir bakış
dikkate alınır. Aslında paragrafın özgün
açısı vardır. Metin içinde ele alınan konu
hâlinde yer alan bu cümle dil ve anlamca
veya bu konuya bakış açısı değiştiğinde,
oluşan kopukluğu gidermek üzere asıl
konunun farklı bir boyutuna geçildiğinde
yerine konacaktır.
ikinci bir satırbaşı(paragraf) yapılması
gerekir.
TEST - 1 PARAGRAFTA YAPI EŞİK 1

1. I. Bazıları birkaç cümle de olsa insan dilini anlamayı öğ- 3. I. Hayata tek bir pencereden bakılması yanlıştır.
renebilir fakat insan dilini hayvan dillerinden ayıran iki II. Ağlanacak durumları bile acı bir gülümsemeyle göster-
temel fark vardır. memizi sağlamalıdır.
II. Ayrıca insan dilinin sesleri değişir ama hayvanlar hep III. O hâlde sanat da böyle olmalıdır. 3
aynı sesleri çıkarırlar.
IV. Çünkü hayat çok yönlüdür ve ne tamamen ağlatı ne de
III. Hayvanlar da gerek ses gerek hareketler yardımıyla tamamen güldürüdür.
birbirleriyle iletişim kurabilir.
V. Bunu yapan değerli yazarlarımız yok değil.
IV. Çıkardığı sesleri, sistem hâline getirmeyi yalnızca
VI. Aziz Nesin bunların önde gelenlerinden biri.
insanlar başarmıştır.
BASAMAK

Numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluştura-


V. İnsan dili, hayvan dilleri gibi kalıtım yoluyla değil,
toplum içinde öğrenerek elde edilir. bilmesi için hangilerinin birbiriyle yer değiştirmesi ge-
rekir?
VI. Dil, yalnızca insanlara özgü bir yetenektir.
A) I ve III B) II ve IV C) II ve V
Numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak
D) III ve IV E) V ve VI
biçimde sıralandığında hangisi baştan ikinci olur?
A) II B) III C) IV D) V E) VI

4. I. Yaşananlardan ötürü belleğe kazınmış hatıraların, akla


2. I. Çünkü babasının kaybettikten sonra henüz sekiz gelip ara ara insan yüreğini kemirmesi doğaldır.
yaşındayken kemik hastalığına yakalanır ve on sekiz II. Bunlardan birincisi döneme ait kitaplar, ikincisiyse o
yaşına kadar büyük sıkıntılar yaşar. dönemi yaşamış bir kişinin belleğidir.

II. Türk edebiyatının önemli kalemlerinden olan Peyami III. Ancak bu anıların hatırlanması pek çok kişinin yolunu
Safa, 2 Nisan 1899 tarihinde İstanbul’da dünyaya gelir. aydınlatmaya da yarayabilir.

III. Sanatçı, bu sıkıntılı dönemlerinde yaşadıklarını “Doku- IV. Hatırlamak, paha biçilmez bir lükstür kimine göre; kimi-
zuncu Hariciye Koğuşu” kitabında aktarır. ne göre ise dayanılmaz bir hastalıktır.

IV. İki yaşındayken İsmail Safa’yı yani babasını kaybeden V. İşte böyle durumlarda iki etkene gereksinim vardır.
sanatçı, zor bir çocukluk dönemi geçirmiştir. VI. Fakat bazı durumlarla ilgili kir elde edebilmek için “du-
V. Babası İsmail Safa, Servetifünun Dönemi’nin önemli rum biz doğmadan önce gerçekleşmişse” belleğimiz
şairlerinden biridir. bize yardımcı olamaz.

Numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak Numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak
biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? biçimde sıralandığında hangisi baştan beşinci olur?

A) I B) II C) III D) IV E) V A) I B) II C) III D) IV E) V

27
1 EŞİK PARAGRAFTA YAPI TEST - 1

5. ---- Onun adıyla ilk defa Tahir Alangu’nun Cumhuriyet’ten 7. Türk sinemasının en temel eksiği yaslanacak bir dramatik
Sonra Hikâye ve Roman antolojisinde karşılaşmıştım. İlk geleneğinin olmaması. Edebiyatımızda birbirinden besle-
cilt F. Celâlettin ile başlıyordu. Yazarın üç kitabından üç nen ya da birbirine karşı çıkarak, isyan ederek var olan
3 hikâye seçmişti Alangu. “Eldebir Mustafendi” unutulacak kuşaklardan bahsedilebilir. ---- Biz çok özel bir iki örnek dı-
gibi değildi. Benim de şöyle böyle aşina olduğum, artık şında kendi özgün dilini yaratamamış anonim bir sinema-
nesli tükenen, “oduna gidenin baltası suya gidenin saka- dan kişisel, hikâye karşıtı bir “sanat” sinemasına atladık.
sı” olan bir insanın öyküsüydü. Diğer iki hikâyeden bir şey Böylece arada ciddi bir uçurum oluştu. Birkaç sıra dışı iyi
kalmamış hafızamda. Şimdi “bütün hikâyeleri” Kedinin Ke- örnek dışında sanat sinemamızın neredeyse karikatürize
kalmasının, seyirciden kopmasının temel sebebi bu.
BASAMAK

rameti adlı bir kitapla önüme gelince ne zamandır kaybet-


tiğim ve fakat unuttuğum bir yitiğimi bulmuş gibi sevindim. Bu parçada boş bırakılan yere
Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıda- I. Sanatçılarımız sinemanın gelişimine her anlamda
kilerden hangisi getirilebilir? olumlu katkılar sağladılar.
A) Edebiyat âleminde bilinen imzasıyla F. Celâlettin, ka- II. Fakat sinemamızda büyük bir gelenek boşluğu var.
yıp hikâyecilerimizden biriydi.
III. Ne yazık ki sinemamız için böyle bir durumdan söz et-
B) Ben bir yazarın eserlerinden önce kişiliği hakkında kir
mek mümkün değil.
edinenleri severim.
C) Edebiyatımızda nice öykü yazarımızın eserleri unutul- cümlelerinden hangileri getirilemez?
maya terk edilmiş durumda. A) Yalnız I B) Yalnız III C) I ve II
D) Antolojileri karıştırmasam birçok sanatçımızın adını D) II ve III E) I, II ve III
bile duymayan bir okur olarak kalacağım.
E) Tanzimat Dönemi hikâyeciliğimizin öncü isimlerinden
kimse söz etmiyor.

8. Zihnimiz ve algılarımız, hayatımızın hiçbir döneminde


çocukluğumuzdaki kadar özgür olmuyor. Bir çocuğa “Öz-
gürlüğü tanımlar mısın?” diye sorduğumuzda alacağımız
cevapları düşünün. Bir de aynı soruyu bir yetişkinin nasıl
cevaplayacağını düşünün. Çocuk kitabı yazmaktaki asıl
sorun tam da bu iki ucun arasında dengede durabilmekte
yatıyor. Dürüst olalım, çocuk kitaplarını çocuklara yazmı-
yoruz. O kitapları çocuklarına okuyacak ya da okutacak
büyüklere yazıyoruz. Yani gerçekten özgür zihinlere sahip
6. ---- Bu basit hakikati Türk edebiyatçıları yirminci yüzyılın
çocuklarla onların ne okuması gerektiğine karar verecek
başında çok geç öğrenmişlerdir. Tevk Fikret gibi halkı uzman ebeveynler arasında sıkışıp kalıyor yazılan metin-
uyandırmak isteyen büyük şairlerin bile bu basit gerçeği ler. ----. Ama ibre “mutlu ebeveynler” cephesine kayarsa
bilmeyişleri hayret vericidir. Bugün hâlâ dil ile hayat, dil ile klişelerle dolu, ders vermek için yanıp tutuşan çocuk kitap-
millet ve sanat arasındaki bağı bilmeyen yazarların var olu- ları görüyoruz.

şu, bu bağı anlamanın inanılmaz derecede güç olduğunu Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına
gösteriyor. göre aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi en uygun-
dur?
Aşağıdaki cümlelerden hangisi bu metnin giriş cümle- A) Metinlerin okuru kavraması için yaşanmışlıktan hare-
si olmaya en uygundur? ket etmek ve bunu okura duyumsatmak gerekir
A) Dilde on binlerce kelime, tabir ve ifade şekli vardır. B) Yazar, bu arada kalmışlığın ibresini çocuklara daha
çok çevirebilirse ortaya yeni ve yaratıcı metinler çıkabi-
B) Dil; millî varlığa, hayata ve millete sıkı sıkıya bağlıdır.
liyor
C) Arapça ve Farsça ile Türkçe arasındaki farkı divan şa- C) Çocuğun duygu dünyasını zedeleyici karakter seçimle-
irleri hesaba katmadılar. rinden uzak durulması önemlidir
D) Dil ile edebiyat arasındaki ilişki tek bir şekilden ibaret D) Gerçekliği çocuğa ulaştıramayan yapıtlar nitelikli kabul
değildir. edilmez
E) Dil ile edebiyat arasındaki ilişki hakkında sağlam bir E) Çocuk kitabı yazarken belli ölçütlere uymak yazarın ka-
görüşe sahip olmayış bize pahalıya mal olmuştur. lemini biraz haetebilir

28
TEST - 2 PARAGRAFTA YAPI EŞİK 1

1. (I) Soğukkanlı canlıların vücut sıcaklıkları ortam sıcaklığı- 3. (I) Hocamızdan okumanın yazmadan önce geldiğini öğ-
na bağlı olarak değişebilir. (II) Çünkü yaşamın devamını rendik. (II) Bunu başarınca her tür ortamda ve şartta va-
sağlayan biyokimyasal tepkimelerin hızı çoğunlukla sı- kit bulabiliyorsunuz. (III) Yazma işi biraz daha zor tabii.
caklık düştükçe azalır. (III) Ayrıca bu canlılarda doğal bir (IV) Bilgisayar başına oturana kadar zihninizde taşıyabilir- 3
donma önleyici mekanizma gerçekleşir. (IV) Donma nok- siniz konunuzu. (V) Gittiğiniz her yere onu götürebilirsiniz.
tasının altındaki sıcaklıklarda hücre dışındaki su donma-
Bu parçada anlam akışının sağlanması için numaralan-
ya başlar. (V) Bu durumda sıvı hâldeki su, hücre içinden
mış cümlelerin hangisinden sonra “Onu bir melekeye
dışına taşınırken hücre içinde derişimi artan bazı maddeler
dönüştürmek gerekiyor öncelikle.” cümlesi getirilmelidir?
BASAMAK

suyun donma sıcaklığını düşürerek hücre içindeki suyun


A) I B) II C) III D) IV E) V
donmasını önler.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden


sonra düşüncenin akışına göre “Ancak bu, onların her
koşulda yaşayabilecekleri anlamına gelmez.” cümlesi ge-
tirilebilir?
A) I B) II C) III D) IV E) V

2. (I) İnsanlar yazılı bir metinde geçen belirli bir olayın metin
akışı içinde ne zaman gerçekleştiğini, genellikle o olayın
metnin neresinde geçtiğini hatırlayarak buluyor. (II) Örne-
ğin kitapta yer alan iki karakterin birkaç bölüm önce say-
fanın sol alt köşesinde bir yerlerde tartıştığını hatırlamak
gibi. (III) Bu da basılı metinleri avantajlı konuma getiriyor. 4. (I) Sanatçının tabiata ilave ettiği şey, yeni bir düzendir.
(IV) Çünkü basılı metinler sayfa büyüklüğü, biçimi, sağ (II) Sesler, taşlar, kelimeler ve kirler için de durum ay-
ve sol sayfa ayrımı, kalınlığı ve sayfa köşeleri ile ekranda nıdır. (III) Dünyada bir yığın çalgı aleti, birçok ses vardır.
okuduğumuz metinlere göre zihnimizde daha belirgin bir (IV) Musiki çeşitli sesler arasında güzel bir düzen kurmak-
topoğrafya oluşturuyor. (V) Böylelikle insanlar tıpkı adres tır. (V) Yahya Kemal, şiiri bir “kelimeler isti” olarak tarif
tarif eder gibi aradıkları bilgiyi de sayfalar içinde belirli bir eder. (VI) Güzel bir mısrada kelimelerin yerlerini değiştirdi-
yere sabitlemiş oluyor. niz mi derhal mısranın büyüsü kaybolur.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden Bu parçada anlam bütünlüğünün sağlanması için nu-
sonra düşüncenin akışına göre “Diğer bir ifadeyle insan- maralanmış cümlelerin hangisinden sonra “Bunları ge-
lar yazılı bir metinde yer alan bir bilgiyi, çoğunlukla sayfa- lişigüzel bir şekilde bir araya getirirseniz sadece gürültü
daki konumu ile birlikte hatırlıyor.” cümlesi getirilebilir? çıkarmış olursunuz.” cümlesi getirilmelidir?
A) I B) II C) III D) IV E) V A) I B) II C) III D) IV E) V

29
1 EŞİK PARAGRAFTA YAPI TEST - 2

5. (I) Bal arısı eski toplulukların efsanelerinde, tapınma me- 7. (I) “Mezopotamya” adını ilk kullananlar, Helenistik Dö-
rasimlerinde ve hâkimiyet sembollerinde yerini almıştır. (II) nem’in tarihçi ve seyyahlarıydı. (II) Eski Yunancada arasın-
Bu ilginin odağında mükemmel besin olan balın gizemi de da veya ortasında anlamında “mesos” ile nehir anlamında
3 yer almaktadır. (III) Olağanüstü sayılabilecek bir disiplin “potamos” kelimelerinin birleşmesinden oluşan ad, “nehir-
ve iş bölümüyle ürettikleri balın çok lezzetli üstelik de şifalı ler arası bölge” demekti. (III) Son ek “ia” ise Yunancada yer
olması, insanın bal arısını kontrol etme sürecini hızlandır- isimlerini belirtmek için kelimenin sonuna eklenen bir takıy-
mıştır. (IV) İnsan, ateşin dumanı sayesinde bunu başardı- dı. (IV) Bu adlaştırmada sözü edilen nehirler de pek tabii
ğında, arının yuvasını yakından gözlemeye, çalışma biçimi tarih boyu Mezopotamya’ya hayat veren Dicle ile Fırat’tı.
ve ürünleri ile ilgili kuramlar geliştirmeye başladı. (V) Arı (V) Modern zamanlarda yapılan araştırmaları Mezopotam-
BASAMAK

farklı renklere, güzel kokulara ve hoş tatlara düşkündür. ya’nın uygarlığın beşiği olduğunu ortaya koydu. (VI) İnsan-
(VI) Orta çağlardan modern dönemlere gelindiğinde bal lık tarihine yön veren şehirleşmeler, tarım ve en önemlisi
arısına ilişkin eski bilgilerden yanlış olanlar yerini yeni ve yazı bu bölgeden yeryüzüne yayıldı. (VII) Uygarlık birikimi
kanıtlanabilir doğrulara bıraktı. başka topraklara aşılanmak için doğduğu topraklardan,
Mezopotamya’dan, uzun yolculuklar gerçekleştirdi.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü-
şüncenin akışını bozmaktadır? Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf
A) II B) III C) IV D) V E) VI numaralanmış cümlelerden hangisiyle başlar?
A) II B) III C) IV D) V E) VI

6. (I) I.Dünya Savaşı’nda yüksek hızlı mermilerin, makineli 8. (I) Yeşil deniz kaplumbağaları Akdeniz kıyılarına yılda or-
silahların ve patlayıcıların neden olduğu ağır yaralanmalar talama 350-1750 yuva yapıyor. (II) Bu yuvaların da nere-
ve ölüm oranları yüksekti. (II) Tahrip gücü yüksek silahlar deyse %99’u Türkiye ve Kıbrıs kıyılarında. (III) Türkiye’nin
nedeniyle ampütasyon (kol ve bacak gibi organların cer- Akdeniz kıyısındaki 25 kumsaldan 16’sında yeşil deniz
rahi operasyonla kesilerek alınması) sayısı arttı. (III) Çok kaplumbağasının yuva yaptığı biliniyor. (IV) Bu sayılar
sayıda kanamalı yaralanma da vardı. (IV) Farklı ilaçların ülkemiz kumsallarının yeşil deniz kaplumbağaları için ne
birlikte uygulanabildiği ilk anestezi cihazı geliştirildi. (V) Sa- kadar önemli olduğunun göstergesi. (V) Kumsalın sıcaklı-
vaş süresince yapılan cerrahi operasyonlarda önlenebilir ğı deniz kaplumbağalarının cinsiyetlerinin belirlenmesinde
ölümlerin yarıdan fazlası kanamadan kaynaklandığı için önemli rol oynar. (VI) Üreme alanları olan kumsalların hızlı
bu konuda pek çok araştırma yapıldı. (VI) Bu araştırma- bir şekilde tahrip edilmesi, üreme zamanı karaya çıkacak
lar sırasında bazı maddelerin kanın pıhtılaşmasını önleme olan deniz kaplumbağalarının soylarının tehlike altına gir-
özelliği olduğu keşfedildi ve kanın birkaç gün saklanabildiği mesinin ana nedeni.
koşullar oluşturuldu.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü-
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü- şüncenin akışını bozmaktadır?
şüncenin akışını bozmaktadır?
A) II B) III C) IV D) V E) VI
A) II B) III C) IV D) V E) VI

30
TEST - 3 PARAGRAFTA YAPI EŞİK 1

1. (I) Romancı güzel yazmak zorundadır. (II) Çünkü ancak 3. (I) Yaşlıların çoğu derin uykuya geçme konusunda sorun-
güzel yazan romancı her kelimede, her cümlede kendini lar yaşar. (II) Bu nedenle geceleri daha az uyusalar da gün
açığa vurur. (III) Böyle cümleler okuyucuyu durdurur ve içinde uykuya ihtiyaç duyar ve dikkat eksikliği yaşarlar.
onun dikkatini karakterlerin hareketleriyle olayın safha- (III) Ancak uyku düzeninde yaşa bağlı olarak ortaya çıkan 3
larından bambaşka dünyalara çeker. (IV) Bir anlatının değişikliklerin çevresel etkenlerden mi, günlük ritimde-
güzelliği, seçilen sözcüklerin ve aktarılan düşüncelerin ki değişimlerden mi kaynaklandığı henüz anlaşılabilmiş
güzelliğine bağlıdır. (V) Bu bağlamda fena şey söyleyen değil. (IV) Yaşlılar, gençlere göre akşamın erken saatle-
iyi bir cümleyi, güzel şey söyleyen kötü bir cümleye tercih rinde uyumaya eğilimliyken sabahları da erken saatlerde
BASAMAK

etmek düpedüz saçmalamaktır. (VI) Çünkü anlatıda başa- uyanırlar. (V) Biyolojik saatte ortaya çıkan bu değişimin
rıya ulaşmak için bu iki unsur arasındaki dengeyi tutturmak nedeninin genellikle günlük ritimdeki bozukluklar olduğu
gerekir. (VII) İşte bunu başaran sanatçılar, gerçek sanatçı; düşünülüyor. (VI) Bilim insanları bu durumun temel neden-
bunu bekleyen okurlar, gerçek okurlardır. lerini ortaya koymak içinse araştırmalarını her geçen gün
derinleştiriyor.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf
numaralanmış cümlelerden hangisiyle başlar? Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf
A) III B) IV C) V D) VI E) VII numaralanmış cümlelerden hangisiyle başlar?
A) II B) III C) IV D) V E) VI

4. (I) Bal arıları üç farklı sınıf (kraliçe, erkek, işçi) olarak kovan
içinde yaşayan, tarımda son derece önemli tozlaştırıcı gö-
revi olan, bal, polen, arı sütü ve propolis gibi birçok kovan
2. (I) Picasso, bir sanat eserini bitirmeyi tam olarak “saçma- ürününü insanlığa sunan tek böcek türüdür. (II) Bu görev-
lık” diye tanımlar. (II) Ona göre bu söylem, resmin ruhunu leri iyi yapabilmeleri için kovandaki kraliçe arının çok güçlü
def etmek anlamına gelir. (III) Rembrandt da bir eserin bit- olması gerekir ki kovan hâkimiyetini sağlayabilsin. (III) Dai-
mesi için gerekli şeyin “Tanrı’nın gölgesi” olduğunu vurgu- ma güçlü olabilmek ve en fazla ekonomik fayda için kraliçe
lar. (IV) Bu sanatçıların yorumları, bir sanat eserinin gerçek arı her zaman genç olmalı ve en az iki yılda bir değiştiril-
anlamda bitmeyeceğinin işaretleridir. (V) Fakat sanatçının melidir. (IV) İşte bu işlem için gerekli kraliçe arı, üreticiler
eseri bitmese de sanatçı, bir yerde durur ya da durma nok- tarafından üretilmekte ve üretimde belirli sayıda damızlık
tasına gelir. (VI) Bir sanatçının üretim süreci hayatının ta- kullanılmaktadır. (V) Özellikle dış parazitler, arılarda stre-
mamıdır. (VII) Doğduğu andan itibaren yetiştiği çevreden si artıran taşımalı ya da gezgin arıcılık, tarımda kullanılan
biriktirmeye başladıklarını bir sanatçı, ilk üretim sürecinden ilaçlar, bal arılarında genetik çeşitliliğinin azalmasındaki en
itibaren başkalarına aktarmaya çabalar. (VIII) Burada biraz önemli etkenlerdir. (VI) Ana arı üretiminde kullanılan da-
diğer insanlardan ayrılır ve olayları ya da durumları ona mızlık ve erkek kovan sayısı genetik çeşitliliğin her zaman
doğuştan verilmiş süzgecinden geçirerek ölümsüzleştirir. yüksek olması için son derece önemlidir.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü-
numaralanmış cümlelerden hangisiyle başlar? şüncenin akışını bozmaktadır?
A) III B) IV C) V D) VI E) VII A) II B) III C) IV D) V E) VI

31
1 EŞİK PARAGRAFTA YAPI TEST - 3

5. (I) Yeni sömürgeler arayan, dünyadaki sömürge düze- 7. (I) Bugün teknolojinin gelişmesi ile beraber vahşi hayvan-
ninden daha fazla pay almak isteyen büyük devletlerin ları doğal yaşamlarında takip etmek daha kolay bir şekilde
arasındaki ekonomik ve siyasi mücadele 1939’da savaşa mümkün olabiliyor. (II) Vahşi hayvanları takip etmek göç
dönüşür. (II) Tüm dünyayı siyasi, kültürel ve ekonomik ba-
3 ve avlanma gibi hayvan etkinliklerine ilişkin bilgileri artır-
kımdan etkileyen bu kanlı savaş (II. Dünya Savaşı), 1945
yılında sona erer. (III) Türkiye, Batılı ülkelerin kendisini bu dı. (III) Ancak uzmanlar yine de birçok türü takip etmekte
savaşa sokmak için harcadığı tüm çabalara karşı tarafsız zorlanıyor. (IV) Çünkü bazı takip cihazlarını hayvanların
kalmayı başarır. (IV) Savaşın bir insanlık ayıbı olduğu hiç- üzerine takmak onların doğal yaşantısı üzerinde olumsuz
bir zaman akıldan çıkarılmamalıdır. (V) Teknolojik ve lojis- etkiye sahip. (V) Bu nedenle uzmanlar söz konusu canlı-
tik bakımdan güçlü olanın zayıf olan saldırması sonucunda ların yaşamlarını tehlikeye atmamak için takip cihazlarını
BASAMAK

onu alt etmesi gibi görünse de geride ağır yıkımlar bırakan


takma taraftarı değil. (VI) Hâl böyle olunca tüm memelerin
bir süreçtir savaş. (VI) Genç, yaşlı; kadın, erkek; çocuk,
yetişkin herkesin hafızasında ve kalbinde onarılması müm- ve kuşların %75’ini aygıtlarla izlemek mümkün olmuyor.
kün olmayan izler bırakan bir süreç. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü-
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf şüncenin akışını bozmaktadır?
numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? A) II B) III C) IV D) V E) VI
A) II B) III C) IV D) V E) VI

6. (I) Dünya, kendi ekseni etrafında ve Güneş’in çevresinde 8. (I) Türk edebiyatına uzun yıllar hizmet vermiş olan Yaşar
yaklaşık 23,5 derecelik bir açıyla eğilmiş şekilde döner. Nabi Nayır; hikâye, roman, eleştiri, makale gibi edebî tür-
(II) Bu yolculuk sırasında her zaman bir yarım küresi Gü- lerin yanında çeviriyle de uğraşmıştır. (II) Zaman zaman
neş’e doğru eğiktir ve bu kısım gündüz süreleri uzun olan yazdığı yazılarda çeviriye ilişkin görüşlerini belirtmiş hatta
yazı yaşar. (III) Diğer yarım küre ise güneş ışınlarını daha yol göstermiştir. (III) Sanatçı, yazın yaşamına şiirle başla-
az alır ve burası, gündüz süreleri kısa olan kışı yaşar. mıştır. (IV) Öteden beri yapılagelen çevirilerin ışığında bazı
(IV) Bir yıllık süre zarfında Dünya, Güneş’in etrafında yol değerlendirmelerde bulunmuştur. (V) Türk edebiyatında
aldıkça olağan mevsimsel değişimler yaşanır. (V) Dün- çeviri konusunu ele almış ve manzum çeviriler üzerinde
ya’nın kendi ekseni etrafında aldığı yolun tamamlanması durarak klâsiklerin nasıl çevrilebileceği hususunda yazılar
ile bir gün tamamlanmış olur. (VI) Bu değişim en az Gü- kaleme almıştır.
neş’e her zaman aynı açıyla bakan Ekvator’a yakın bölge-
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü-
lerde gerçekleşir.
şüncenin akışını bozmaktadır?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi par- A) I B) II C) III D) IV E) V
çanın anlam bütünlüğünü bozmaktadır?
A) I B) II C) III D) IV E) V

32
ANLATIM BİÇİMLERİ (TEKNİKLERİ)
Anlatım; bir duyguyu, düşünceyi, olayı, durumu söz veya yazıyla aktarmadır.

• Anlatım biçimi, söz veya yazıyla anlatıma yönelirken belirlenen amaca, okur / dinleyici üzerinde bırakılmak
istenen etkiye göre kullanılan yöntemdir.

• Anlatım biçimleri; açıklama, tartışma, betimleme ve öyküleme olarak dört ana başlıkta ele alınmakla beraber
emredici, mizahi, fantastik… gibi anlatım biçimleri de vardır.

• Açıklama: Bir konu, bir kavram, herhangi bir düşünce üzerine bilgi vermeyi, bir şeyler öğretmeyi amaçlayan
yazılarda kullanılan anlatım biçimidir. Açıklayıcı anlatımla yazılmış metinler genellikle kısa ve kurallı
cümlelerden oluşur. Açık, yalın, anlaşılıar bir dil kullanılır.

• Tartışma: Okurun ele alınan konuyla ilgili bakış açısını, düşüncesini, kanaatini değiştirmeyi amaçlayan
yazılarda tercih edilen anlatım biçimidir. Tartışmacı anlatımda okurla konuşuyormuş, konu üzerine düşünce
alışverişi yapılıyormuş gibi bir eda vardır. Yazarın savunduğu görüş, bu tür metinlerde bizi ana düşünceye
götürür.

• Betimleme: Gözleme, duyulara dayalı anlatım biçimidir. Bir varlığı, nesneyi ayırt edici nitelikleriyle anlatma,
kelimelerle resim çizmedir.

• Açıklayıcı betimleme, öğretme, bilgilendirme amacı güden, nesnel, açıklayıcı nitelikli tasvirlerdir.

• İzlenimsel betimleme, okura izlenim kazandırmayı amaçlar. İzlenim, dış dünyadaki gözlemlerin insan
ruhunda bıraktığı etkidir. Yazarın duygu dünyasından geçtiği için öznel niteliklidir.

• İnsanın dış görünüşüne ilişkin özelliklerinin anlatıldığı betimlemelere ziksel portre, kişinin davranışlarından
hareketle iç dünyasını ayırıcı nitelikleriyle anlatan betimlemelere ruhsal portre denir.

• Öyküleme: Yaşamı eylem içerisinde görmeyi ve göstermeyi amaçlayan anlatım biçimidir. Anlatılmak
istenen yaşantı, duygu ve düşünce belirli bir süreç içinde gelişen bir olaya, yer ve zamana bağlı olarak
verilir.

• Öykülemede anlatıcı, birinci kişili veya üçüncü kişili ağzıyla anlatımı yeğleyebilir. Kimi öykü ve romanlarda
yazarlar her iki anlatıcı ağzını kullanabilmektedir.

• Anlatıcı anlatımında belirli bir bakış açısını tercih eder. Bu tercihe göre de işlenen tema farklı bir yöne
savrulur. Bakış açısı, bir olay, bir durum, bir konu ele alınırken izlenen belirli bir yön, olaya veya duruma
karşı takınılan tavır demektir.

• İlahi (hâkim, tanrısal, egemen) bakış açısı: Anlatıcı olayları, durumları, kahramanları ve bunların zihninden
geçen her şeyi, iç dünyalarıyla ilgili ayrıntıları, niyetleri bilen, bunlara hâkim durumundadır. Üçüncü kişili
anlatım söz konusudur.

• Kahraman bakış açısı: Anlatıcı olayları yaşayan ve değerlendirendir. Kahramanlardan biri tarafından
anlatıldığı için olaylardaki gerçeklik duygusu yüksektir. Anlatım birinci kişi ağzıyla yapılır.

• Gözlemci (müşahit, tanık, kamera) bakış açısı: Anlatıcı yaşananları izleyen, gözleyen, nesnel bir bakış
açısıyla onlara tanık olan konumundadır. Kahramanlara eşit mesafededir. Anlatım üçüncü kişi ağzıyla
yapılır.
DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLARI
• Yazar amacına uygun bir anlatım biçimi belirledikten sonra ele aldığı düşünceyi geliştirip benimsetmek için
belirli yöntemlerden yararlanır.
• Tanımlama, bir kavramı veya bir varlığı özellikleriyle belirten, onun ne olduğunu açıklayan cümlelerdir.
Söz konusu kavrama veya nesneye yönelik “nedir?” sorusuna cevap alınıyorsa tanım yapılmıştır.
• Örneklendirme, soyut bir duyguyu, bir düşünceyi somutlaştırmak, öne sürülen düşünceye inandırıcılık
kazandırmak için örneklerden yararlanma yöntemidir.
• Karşılaştırma, en az iki varlık, kavram veya olayın benzer ya da farklı yönleriyle mukayeseli olarak ele
alınmasıdır.
• Tanık gösterme, ileri sürülen düşünceye inandırıcılık kazandırmak için konunun uzmanı, tanınmış bir
kişinin konu hakkındaki görüşlerine yer verilmesidir.
• Benzetme, aralarında ortak özellik bulunan iki varlıktan, ortak özellik yönüyle zayıf olanın güçlü olana
benzetilerek anlatılmasıdır.
• Sayısal (nesnel) verilerden yararlanma, özellikle bilimsel metinlerde matematiksel verilerin, istatiksel
araştırmaların düşüncenin kanıtlanması için kullanılmasıdır.
• Sayıp dökmelere yer verme, metinde bir varlığın bütün parçalarını, bir işin çeşitli durumlarını zihnin
dikkatini çekecek biçimde art arda sıralayarak ifade etmektir.
• Sorulara bağlama, anlatımı hareketlendirmek için soru cümlelerinden yararlanma yöntemidir.
• İlişki kurma, olayları, durumları yaşanmış bir olay veya durumla ilişkilendirerek anlatma yöntemidir.
Benzetme varlıklar, kavramlar arasında; ilişki kurma olaylar, durumlar arasında gerçekleştirilir.
• Duyulardan yararlanma, farklı duyularla algılanan ayrıntılara yer verme özellikle betimleyici anlatımda
görme, işitme, dokunma, tatma, koklama duyularımızla algıladığımız unsurların metinde yoğunluk
kazanmasıdır.

ANLATIM İLKELERİ
• Duruluk, anlatımda gereksiz sözcük kullanımından kaçınmaktır.
• Yalınlık (sadelik), anlatımın süsten, zorlamadan, özentiden uzak, açık ve kolay anlaşılır olmasıdır.
• Doğallık (içtenlik), duygu ve düşüncelerin içten geldiği gibi, yapmacıksız anlatımıdır.
• Akıcılık, anlatılanların okuru sıkmaksızın, bir çırpıda okunup anlaşılmasıdır.
• Açıklık, bir metnin tartışma gerektirmeksizin her okurda aynı yargıyı algılatmasıdır.
• Etkileyicilik, eserin okur üzerinde iz bırakan bir biçim ve içeriğe sahip olmasıdır.
• Özgünlük, yazarın kullandığı dil ve anlatımının, konuyu ele alış tarzının başkalarına benzememesi,
kendine özgü nitelikte olmasıdır.
• Kalıcılık, bir eserin ait olduğu dönemi aşarak sonraki dönemlerde de ilgi görmesi, klasik esere dönüşmesidir.
• Ulusallık, eserin ait olduğu toplumun yaşama, düşünme, hayat görüşünü yansıtması özelliğidir.
• Evrensellik, eserde ele alınan tema ve bunun işleniş şeklinin bütün insanlığa hitap etmesi özelliğidir. Yerel
bir konu ustalıkla işlendiğinde evrensel bir nitelik kazanabilir.
• Anlatım sorularında “yineleme veya tekrar” soruluyorsa ikilemelere; karşılaştırmalardan söz ediliyorsa
“daha, göre, kadar, en, ise, oysa…” gibi karşılaştırma içeren edatlara; benzetmeden söz ediliyorsa “gibi,
kadar, sanki, misali, andırmak, tıpkı” gibi benzetme edatlarına dikkat edilmelidir.
TEST - 1 PARAGRAFTA ANLATIM TEKNİKLERİ EŞİK 1

1. Bir saatlik yol almıştık at sırtında ve sis dağılmaya, gökyü- 3. Çocukluğum olmadı benim. Çocukluğu olmayanın genç-
zü aydınlanmaya başlamıştı. Hava serin ama anamın sütü liği de olmaz. Bir şey söyleyeyim mi ben size? İhtiyarlığı
kadar saf ve temizdi. Nitekim umduğum gibi oldu. Sis per- da olmuyor öylesinin. Hani güzel bir ihtiyarlık vardır, insan
desi aralandıkça kendimi bambaşka hiç ama hiç görmedi- çocukluğunda yaptıklarını, gençliğinde yaptıklarını hatırlar,
ğim bir dünyanın kucağında buluverdim. Bizi hedemize anlatır da gözlerinin içi parlar; ben kendimde değil başka-
götüren vadinin her yanı, en usta ressamın çizemeyeceği larında gördüm onu. Çocukluğu, gençliği olmamış kişinin 4
renkler ve manzaralarla işlenmişti. yaşlılığında da bir tatsızlık var.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok- Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok-
BASAMAK

tur? tur?
A) Benzetme A) Eksiltili cümleler
B) Karşılaştırma B) Devrik cümleler
C) Mecazlı söyleyiş C) Sesli benlilik
D) Öznel ifadeler D) Genellemeler yapma
E) Sayısal veriler E) Tartışmacı anlatım

2. Tufan Hoca, okulun kütüphanesini yoluna koyduktan sonra 4. Tutarlı kişilik özelliği kazanmada rol oynayan önemli etken-
bir de bahçeye basket sahası yapmayı düşündü. Müdür- lerden biri de arkadaş seçimi ve arkadaşlıktır. Toplumsalla-
den olur alıp doğru belediye başkanına gitti. Adam futbolu şarak insana özgü nitelik ve özellikleri kazanma sürecinin
biliyordu ama basketten anlamıyordu. Çok uzatmadı, baktı etkisiyle oyun arkadaşlıklarının yanı sıra çocukta samimi
ki hocanın istediği çok para değil “Verdim gitti.” dedi. Baş- arkadaşlıklar kurmak arzusu da gelişir. Fakat başlangıçta
kanın asıl faydası belediyenin iş makinelerini, kum çimento bu arkadaşlıklar sürekli olmaz ve sık sık değişir. Ergenlik
taşıyacak kamyonları potaları yaptırmak için işe koyulacak çağına giren çocuğun arkadaşlık ilişkilerinde önemli geliş-
soğuk demirci ve marangoz ustalarını bir araya getirmek me ve değişmeler görülür.
oldu.
Bu parçada aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangisi
Bu parça aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangisine kullanılmıştır?
örnek gösterilir? A) Açıklayıcı anlatım
A) Betimleyici anlatım B) Öyküleyici anlatım
B) Öyküleyici anlatım C) Tartışmacı anlatım
C) Tartışmacı anlatım D) Betimleyici anlatım
D) Açıklayıcı anlatım E) Fantastik anlatım
E) Emredici anlatım

35
1 EŞİK PARAGRAFTA ANLATIM TEKNİKLERİ TEST - 1

5. Bilgisayarların yapay zekâları vardır, Doğal zekâları yok- 7. Murat Yalçın’ın Pera Mera adlı kitabında taşra ile kent ara-
tur. Bu ikisi arasında çok büyük fark vardır. Bir bilgisayarın sında dokunan, yer yer daha bir alt dil ve onun estetik ya-
duyguları, bilinci, bireysel bakış açısı, problemler hakkında pılanmalarına şahit oluyoruz. Kenti Ece Ayhan, İlhan Berk,
yorumu yoktur; olamaz. İnsan, bilinciyle olayları değer- Salah Birsel dahil dil iğnesiyle kuyu kazarcasına derinleş-
lendirirken bilgisayar insanların yüklediği programlar ve tiren sanatçılardan el alarak genişletirken günlük işlek dilin
4 elektrikle bazı işleri yapabilir. Bilgisayarı programlanarak bütün kullanımlarını kollayarak gerçekliğin kuyruğunu ya-
Kasparov’u satrançta yenebilir ancak 18 aylık bebeklerin kalıyor. Pera Mera hangi duyarlıkla yaklaşırsanız o yönden
yapabildiği, dili anlayıp kendini ifade etme işini yapamaz. sizde karşılık bulacak öykülerle coşuyor.
Çünkü bilgisayarlar yapay zekâya sahip olsalar da nihaye-
BASAMAK

Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi


tinde ruhsuz makinelerden başka bir şey değildir.
söylenemez?
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinden A) Öznellik söz konusudur.
yararlanılmamıştır? B) Deyimlerden yararlanılmıştır.
A) Karşılaştırma C) Somutlaştırmalara başvurulmuştur.
B) Açıklama D) Tanık göstermelere başvurulmuştur.
C) Örnekleme E) Bir esere ilişkin beğeni dile getirilmiştir.
D) Neden-sonuç ilişkisi kurma
E) Alıntı yapma

6. Denizanaları herkesin tanıdığı son derece ilginç canlılar- 8. Ağustos böceğine yazın çalan kışın oynar, demiş karın-
dandır. Ancak %95’i sudan oluşan denizanalarının genel- ca. Ne yapmış ağustos böceği? Kışı atlatmaya bakmış.
de bilinmeyen şaşırtıcı özellikleri de vardır. Örneğin bazı Ne yapıp yapıp gelecek yaza çıkmayı başarmış. Karınca,
türleri ışık saçarak düşmanlarını yanıltır, bazıları ise vücut- kan ter içinde yuvasına besin taşırken çıkmış dalın üstüne
larında düşmanları için öldürücü zehirler üretir. Hemen he- başlamış şarkısına. Yalnızca besin toplamak, yarını düşü-
men bütün iklim koşullarında yaşamlarını sürdürebilen de- nerek çalışmak mıdır yaşamın amacı? Mutluluk duymak,
nizanalarının pek çok türü, canlılar için tehlikelidir. Saydam duyurmak, dünyanın hep birlikte yaşanılan bir güvenli yer
bir yapıları olan bu canlıların, vücutlarının alt kısımlarından ve yaşamın gelip geçici bir esin olduğunu bilmek. Budur
uzanan dokungaçları vardır. Bazı türlerin dokungaçlarında ağustos böceğinin suçu. Karıncanınki ise bencilliğin yüce-
zehirli bir sıvı bulunur. lerine çıkmaktır.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok- Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıda verilenler-
tur? den hangisi yanlıştır?
A) Öğreticiliği amaçlama A) Okuyucu soru yoluyla düşündürülmeye çalışılmıştır.
B) Örnekleme B) Tartışmacı anlatımdan yararlanılmıştır.
C) Nesnel veriler kullanma C) Kişileştirmelerden yararlanılmıştır.
D) Kişileştirme D) Anlatıcı duygularını yansıtmıştır.
E) Dili göndergesel işlevde kullanma E) Nesnel bir anlatım vardır.

36
TEST - 2 PARAGRAFTA ANLATIM TEKNİKLERİ EŞİK 1

1. Atölyeler kişinin yaşamına müdahale etmiyor, ona sadece 3. Düşünüyorum da ilk çağlardan beri her insanın, doğanın
yol gösteriyor. Goethe’ye ithafen anlatılan bir hikâye var- kış uykusundan uyanışı karşısında duyduğu o kendiliğin-
dır: Genç bir şair adayı yanına gelir ve “Şiir nasıl yazılır?” den sevinçti kapıldığım. Doğanın ortasında, mağarasında
diye sorar şaire. Goethe de “Kalemle!” diye yanıt verir. sobasız yaşayan ilk insan, hiç kuşkum yok ki havaların
Çünkü yazı yazmanın bir matematiği vardır. Sistemli bir ısınmaya başladığını çok daha iyi algılıyordu bizden. Dal-
şekilde ilerlemelidir, tıpkı okumak gibi... Yazarlık atölyele- larına su yürüyen ağaçlar tomurcuklanır, lizler sürerken o 4
rinde benzer amaç taşıyan insanlar, bir araya geliyor ve da damarlarında dolaşan kanın ılıdığını duyuyor, gemle-
yazmak üzerine birlikte düşünmeye başlıyorlar. yemediği bir coşkuya kapılıyordu. Sanki ağaçlarla beraber
BASAMAK

o da yeşermek istiyor, bu istekle sevinç çığlıkları atmak


Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?
geliyordu içinden.
A) Benzetme
B) Tartışma Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
C) Alıntı yapma hangisi söylenemez?

D) Devrik cümle A) Karşılaştırmalar yapılmıştır.

E) Neden-sonuç ilişkisi B) Tahminde bulunulmuştur.


C) Öznel anlatım söz konusudur.
D) Düş gücünden yararlanılmıştır.
E) Olay içinde yaşatmak amaçlanmıştır.

2. Ben, sinemada bütün seyirciler gibi dramatik bir sonla yu- 4. Mağaza vitrinlerindeki mankenleri bilirsiniz. Hepsi güler
muşak bir son arasında duraksarım. Bazen bir lmin yumu- yüzlüdür. İçlerinde pek de güzelleri vardır. Ama dilleri ol-
şak bir sonla bitmesi gerektiğini hissederim, bazen de tam madığı için soğukturlar. Onlar her ne kadar insan benzeri
tersine yumuşak bir biçimde seyreden bir lmin dramatik iseler de sahici insanları güzel yapan, sıcak yapan dildir.
bir sona ihtiyacı vardır. Baktığımda hikâyelerin bazıları çok Ama her dil değil. Dilin de tatlısı olmalı. Çünkü tatlı olma-
yumuşak seyrederken çok dramatik bitmiş. Dramatik sey- yan dil, ağzın içinde her dönüşünde can yakar, kalp kırar,
reden bazı hikâyeler de çok yumuşak bitmiş. Bu benim çok gönül devirir.
isteyerek yaptığım bir şey olmadı. Ama sinemanın etkisi
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi kul-
var bunda.
lanılmıştır?
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır A) Tartışmacı anlatım
basmaktadır? B) Açıklayıcı anlatım
A) Kanıtlama C) Betimleyici anlatım
B) Öyküleme D) Öyküleyici anlatım
C) Betimleme E) Fantastik anlatım
D) İlişki kurma
E) Mecazlı söyleyiş

37
1 EŞİK PARAGRAFTA ANLATIM TEKNİKLERİ TEST - 2

5. Aslan, aslan olduğunu bilmekle kalmaz; bunu bildirir de. 7. Yerli ve yabancı bilim insanları, Dede Korkut Kitabı’ nın
Ormanda aslanın aslan olduğunu bilmeyen hiçbir hayvan Türk kültür ve medeniyetinin şaheseri olduğu konusun-
yoktur. Öbür hayvanlar için aslanın gözleriyle bile karşı- da kir birliğine sahiptir. Bu konuda Pertev Naili Boratav
laşmak tehlikelidir. Görünüşündeki haşmet, bakışındaki “Dede Korkut metinleri çocuklarımızın, gençlerimizin dil ve
şiddet, bir hayvanın üzerine atılıp onu parçalayışındaki estetik zevklerini besleyecek nitelikte eserlerdendir. Böyle
4 kesinlik, aslanın aslanlığını apaçık kılan ve Süleymani- bir edebiyat anıtını bütün dünyaya tanıtma gibi hayırlı bir
ye’nin bütün parçalarına sinen mimari uygunluk gibi aslanı işi gerçekleştirmek gerekir.” diyor. Gerçekten de Dede Kor-
tezatsız yapan özelliklerdir. Bu; şiirde böyle, resimde böy- kut’ ta Türklerin benliğine kazınmış pek çok manevî unsuru
le, kirde böyle, şahsiyette böyle; kişiler arasında böyle, keşfetmek mümkündür.
BASAMAK

topluluklar arasında böyledir.


Bu parçanın anlatımında aşağıdaki anlatım yollarından
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok- hangileri ağır basmaktadır?
tur? A) Öyküleyici - Sayısal veriler kullanma
A) Öykülemeye başvurma B) Açıklayıcı anlatım - Tanık gösterme
B) Tartışmacı anlatımı kullanma C) Betimleyici anlatım - Tanımlama
C) Benzetme yapma D) Tartışmacı anlatım - Benzetmelerden yararlanma
D) Gözlemlerden yararlanma E) Öyküleyici anlatım - Örnekleme
E) Karşılaştırmalardan yararlanma

6. Kehribar, yaklaşık 45 milyon yıl önce dünya üzerinde çok 8. Şafağın ilk ışıklarıyla Şorak Yaylası’na gitmek için yola ko-
geniş alanlar kaplayan tropik ve yarı tropik ormanlardaki yuluyoruz. Yükseldikçe Tunca Vadisi’nin müthiş manzarası
ağaçların salgıladığı reçinenin taşlaşmış, fosilleşmiş hâli- karşılıyor bizi. Düzlüğe vardığımızda Kayadibi Yaylası’n-
dir. Reçine, ağaçların bir korunma mekanizmasıdır. Ağacın dan Şorak’a uzanan vadi seriliyor sol tarafımızda. Daha
gövdesi veya dalı herhangi bir şekilde kırılıp yarılırsa ka- iki sene önce adımladığım taş patika yerine dinamitlerle
buksuz dokuların dış etkenlere dayanıksız olduğu bir bölge doğayı tahrip ederek açılan yeni toprak yol, vadi taba-
açığa çıkar. Bu durumda reçine salgılanarak taze yüzeyin nında yara izi gibi uzanıyor. Düşük tarafı istinat duvarıy-
kapatılıp iyileştirilmesi sağlanır. Bu reçine, onu salgılayan la desteklenmiş yol, elle işlenmiş ve yerleştirilmiş kesme
ağaçla birlikte genellikle sellenme ile denizel ortama taşı- taşlardan oluşuyor. Neyse ki Dana Tepesi’nin batısındaki
nır. Burada kırıntılı malzemelerle birlikte gömülür. Milyon- düzlük alanda izlediğimiz patika bir anda taş döşeli yola
larca sene boyunca ortama taşınan, bazen yüzlerce met- dönüşüyor.
re kalınlık oluşturan çökel malzeme altında kalan reçine,
Bu parçanın anlatımında
basınç ve sıcaklık koşulları altında sertleşerek kehribara
I. Öyküleme
dönüşür.
II. Betimleme
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır III. Benzetme
basmaktadır? IV. Tanımlama
A) Tartışmacı anlatım V. Örnekleme
B) Şiirsel anlatım
yöntemlerinden hangileri yer almamıştır?
C) Öyküleyici anlatım
A) I ve III B) II ve III C) II ve IV
D) Açıklayıcı anlatım
D) III ve V E) IV ve V
E) Betimleyici anlatım

38
TEST - 3 PARAGRAFTA ANLATIM TEKNİKLERİ EŞİK 1

1. Cahit Külebi’nin dili basitlikten uzak, uyumlu kelimelerden 3. Yazarın cesareti, marifeti kanıtlayan cümlelerde değil, saf
oluşan, Anadolu kadar berrak bir dildir. Az kelimeyle oluş- su gibi akan cümlelerde görünür. Per Petterson’un orma-
turduğu dizelerle çok şey anlatır. Konuşma diline yatkın nın içinde yaşananları anlatırken kurduğu uzun cümlelerin
halk deyimlerini okurken Türkçenin şiirdeki güzelliğini bir her birinin kendinden başka kılıklara girmeden yazıldığını
kez daha keşfederiz. Şair, mecaz ve sembollere fazla yer görebilirsiniz. Hikâye oradan tek tek insanların davranış-
vermemiş; gösterişsiz, öz ve anlaşılır Türkçeyi bizlere sun- larına geldiğinde, bu kez sadeliğin nasıl etkileyici olduğu 4
muştur. Heceye çok yakın serbest mısra üslubuyla şiirlerini görülür. At Çalmaya Gidiyoruz romanı ikinci kez okunur-
yazmış ve türkülerden yararlanmış hatta sevdiği türküleri sa Petterson’un edebiyatın aslında ne olduğunu anlattığı
BASAMAK

bazen şiirlerine olduğu gibi almıştır. da görülebilir. Sahici bir deneyimdir bu. D. H. Lawrence
“Roman hayatın tek aydınlık kitabıdır. Kitap havadaki bir
Bu parçadan Cahit Külebi’nin şiiriyle ilgili olarak aşağı-
titreşimden ibarettir. Ama titreşim olarak roman canlı insanı
dakilerden hangisine değinilmemiştir?
tepeden tırnağa titretebilir.” demiş, Per Petterson’un roma-
A) Yalınlık
nı işte bu tadı verdi bana.
B) Yoğunluk
C) Açıklık Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden

D) Duruluk hangisi yanlıştır?

E) Özgünlük A) Örneklemeye başvurulmuştur.


B) Benzetmeye yer verilmiştir.
C) Sayısal verilerden yararlanılmıştır.
D) Tanık göstermeye başvurulmuştur.
E) Kişisel görüşler ağır basmaktadır.

2. (I) Yakamoz genellikle yanlış bilinen bir kavramdır. (II) Ya- 4. Yazarın görevi, ne yazıyorsa onu ayrıntılardan güç alarak
kamozun çok yaygın olarak bilinen ama yanlış olan anlamı yazmaktır. Herkesin görebileceği ayrıntılarla yazılmış olan-
ay ışığının denize vuran yansıması sonucu oluşan güzel ları yinelemek yerine kendine özgü ayrıntıları bulmaktır.
parıltıdır ancak gerçekte bunun adı yakamoz değil ayın Çehov gibi usta yazarların yazdıkları öyküler asıl olarak ay-
şavkıdır. (III) Bilinenin tam tersine yakamoz ayın olduğu rıntılar üstüne kuruludur. Belli etmeden, göze sokulmadan
gecelerde olmaz. (IV) Yakamoz bir canlı türüdür ve ya- verilmiş ayrıntılar, biz bazen farkında olmadan öykünün
bancı adı biyoluminesanstır. (V) Yakamoza ateş böceğinin gücünü oluşturur. Demek ki edebiyat, ayrıntıları ustalıkla
denizde var olan çeşidi denebilir. (VI) Çünkü çok ufak bo- anlatma sanatıdır.
yutlara sahip bu canlı, vücudunda barındırdığı bir madde
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıda verilenler-
nedeni ile dokunulduğunda etrafına ışık saçar.
den hangisi yanlıştır?
Bu parçada numaralanmış cümlelerin anlatımıyla ilgili A) Konuşma havası içinde oluşturulmuştur.
olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? B) Örneklemeden yararlanılmıştır.
A) I. cümlede saptama yapılmıştır. C) Tanık gösterme yöntemi kullanılmıştır.
B) II. cümlede bir doğa olayının adıyla ilgili yanlış bilgi dü- D) Deyim kullanılmıştır.
zeltilmiştir.
E) Kesinlik belirten ifadelere yer verilmiştir.
C) IV. cümlede bir kavramın ne olduğu ve bilimsel adı ve-
rilmiştir.
D) V. cümlede karşıt kavramlar bir arada kullanılmıştır.
E) VI. cümlede kendinden önceki cümlenin nedeni belirtil-
miştir.

39
1 EŞİK PARAGRAFTA ANLATIM TEKNİKLERİ TEST - 3

5. Biyogra yazmaya adım attığım andan itibaren peşimi hiç 7. Sanat, yavaş yavaş kuvvetten düşünce kaplıcalara götürü-
bırakmayacak sorularla yüz yüze kalırım: yazmaya kalkış- len bir hasta gibi doğaya çıkarılır. Ne yazık ki doğa artık ona
tığım kişinin hayatını ören ayrıntıların tümüne ulaşabilir bir şey yapamaz. Bir anlaşmazlık var. Bitkinlikten sararıp
miyim? Onu, kişiliğinin bütün yönleriyle görebilir miyim? soluyorsa sanatın kırlara gidip yeni bir canlılık aramasını
Marguerite Yourcenar’ın Hadrianus’un Anıları’nda dediği bazen iyi bulurum. Güzellik hiçbir zaman doğal bir ürün de-
4 gibi “kendi gölgemi onun üzerine düşürmeden” yazabilir ğildir; o, ancak yapay bir baskı ile elde edilir. Sanatla doğa
miyim? Daha nice soru ve sorun... Zor iş! Daha da zoru yeryüzünde rekabet hâlindedir. Evet, sanat doğayı kucaklar
otobiyogra. Bu yola başvuran, doğrudan otobiyogra ya- ve onu kolları arasında sıkar.
zarak kendini anlatan, açıklayan yazar bizim edebiyatımız-
BASAMAK

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok-


da daha az.
tur?
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden A) Benzerliklerden yararlanma
hangisi söylenemez? B) Öznel anlatımı yeğleme
A) Sorularla akıcılık sağlanmıştır. C) Koşul öne sürme
B) Alıntıdan yararlanılmıştır. D) Kişileştirmelere başvurma
C) Öznellik söz konusudur. E) Yansız bir söyleme dayanma
D) Karşılaştırmalar yapılmıştır.
E) Koşul öne sürülmüştür.

6. Stefan Zweig, bütün yazınsal türler içinde başarının en


düşük olduğu alanın otobiyogra olduğunu söylüyor ve ek-
liyor: “Çünkü en tehlikelisi odur. Yazarlar bu yola seyrek
başvururlar.” Yazarların kendilerine ilişkin açıklamalara en
sık röportajlarda rastlıyoruz, o da doğal olarak konuşmanın 8. Yazılarında yalnızca ilk paragrafı okumanızı salık veririm
çünkü diğer bölümlerde de hep aynı şeyi anlatmakta, ko-
bağlamıyla sınırlı kalıyor. Öte yandan biliyoruz ki otobiyog-
nuyu temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp önünüze sürmektedir.
raye yaslanan ya da otobiyograk ögeleri yapıtının kendi Dolayısıyla bu yazılara gerekenden fazla vakit ayırmak ne
gerçekliği içinde eriterek kullanan yazar az değil. Tama- yazık ki sizin değerli zamanınızdan çalmak olacaktır. Keş-
men aksi söz konusu olduğunda, yazarla yapıtı arasında ke bu metinlerde daha az paragraf hatta sözcük olsa da biz
mesafe olduğunda da yazarın “ben”i yapıtlarına sızar, si- okurlar o sözlerin altındaki derin anlamları kendimiz bulup
ner, onlara dağılmış olarak yaşar. Hele şairse. çıkarsak, metni yorumlasak, düşünsek...

Bu parçada sözü edilen sanatçının eleştirilen yönü


Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok-
aşağıdakilerin hangisiyle ilişkilendirilebilir?
tur?
A) Özlülükten yoksun olması
A) Tanık gösterme
B) Yalınlığı kavrayamaması
B) Koşula bağlama
C) Süslülükten uzak olması
C) Karşılaştırmalara yer verme
D) Doğallığı benimsememesi
D) Söylenenleri örneklerle zenginleştirme
E) Akıcılığı sağlayamaması
E) Sözcükleri gerçek anlamları dışında kullanma

40
TEST - 1 AYNI METNE DAYALI ÇOKLU SORULAR EŞİK 1

1 - 2. soruları aşağıdaki parçaya göre 3 - 4. soruları aşağıdaki parçaya göre


cevaplayınız. cevaplayınız.

---- Çanakkale’yi, Mütareke’yi, Büyük Taarruz’u ve nihayet Eleştiri olur, olmalıdır. İsabetli eleştiri, birçok yanlıştan dö-
İstiklal Harbi’ni tam manasıyla -belki de- sadece şairler ya- nülmesini sağlar; sağlamıştır. Nihayetinde göz kendisini
zabilmiştir. Yahya Kemal’in 1918 başlıklı şiirini terazinin bir göremez. Öte yandan eleştiri denince aklımıza hep olum-
kefesine, Mütareke hakkında yazılan diğer bütün eserleri suzluk geliyor, gelmesin. Beğenmek ve teşvik etmek de 5
de öbür kefesine koyalım. Bakalım ne olacak? Bu toprak- eleştiriye dâhildir. Eleştiri ile düşmanlığı birbirinden ayıran
BASAMAK

larda düşünce de şiir ve şair üzerinden ilerler, ilerlemiştir. temel fark, niyettir. Eleştiri adı altında fenalığın her çeşidini
Namık Kemal’den Ziya Gökalp’e, Mehmet Akif’ten Necip gördük, görüyoruz. Bazen maruz kalıyoruz, bazen şahitlik
Fazıl’a, Sezai Karakoç’tan İsmet Özel’e kadar bu böyledir. ediyoruz. Şahsi hesaplar, hırslar, ihtiraslar, kıskançlıklar,
Birkaç istisna hariç öncülerimiz hep şairler olmuştur. Şiir, eleştirinin çıkış noktası olmamalıdır. Olursa ortaya sağlık-
bir anlamda, geçidi beklemiştir. sız, hastalıklı metinler çıkar.

1. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıda- 3. Bu parçaya göre sağlıklı bir eleştiride olması gereken
kilerden hangisi getirilmelidir? asıl özellik aşağıdakilerden hangisidir?

A) Türk şiirinin gelişim sürecinde birçok şairin büyük eme- A) Eserin kim tarafından ve ne için yazıldığına bakıp ona
ği vardır. göre değerlendirmek
B) Millî ve manevi temaları halka ulaştırmada en büyük rol B) Kişisel duyguları katmadan yalnızca eseri dikkate ala-
şiirin ve şairlerindir. rak iyi niyetle değerlendirmeler yapmak
C) Savaş yıllarında millî mücadeleye yazılarıyla katılan C) Her şeyden önce eserin genel ahlâk kurallarına uyup
birçok romancımız olmuştur. uymadığını kontrol etmek
D) Türk şiirine bakarak geleceğimize yön verebiliriz. D) Dil ve anlatım açısından kusurları bulup sonra içeriği
E) Sanatçılar her dönemde sanatlarını toplumu uyandır- eleştirmeye geçmek
mak için kullanmıştır. E) Eserde saptanan yanlışlar, yazarın yüzüne karşı söyle-
yebilmek

2. Bu parçada düşünceyi kanıtlamak için aşağıdakilerin 4. Bu parçada eleştiri ve eleştirmen ile ilgili olarak aşağı-

hangilerinden yararlanılmıştır? dakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Öyküleme - tartışma A) Eleştirinin isabetli olması için çaba gösterilmesi gerek-


tiğine
B) Örnekleme - tanımlama
B) Doğru ve iyi niyetli yapılan eleştirilerin sanatçıyı bazı
C) Örnekleme - karşılaştırma
hatalarından döndürdüğüne
D) Tanık gösterme - karşılaştırma
C) Eleştiride kişisel düşmanlığa yer verilmemesi gerektiği-
E) Açıklama - tanımlama ne
D) Eleştirinin genel olarak olumsuz olarak algılandığına
E) Eleştirmenin eleştiri yapma yeterliliğine sahip olması
gerektiğine

41
1 EŞİK AYNI METNE DAYALI ÇOKLU SORULAR TEST - 1

5 - 6. soruları aşağıdaki parçaya göre 7 - 8. soruları aşağıdaki parçaya göre


cevaplayınız. cevaplayınız.

Dergicilik; ortak mizaçların, yakın duyguların, benzer has- Geçenlerde okkalı yazarların bulunduğu bir ortamda bir
sasiyetlerin birbirini bulmasıdır. Yani öncelikle ekip işidir. kalem erbabı, aslına bakılırsa edebiyat bir düşmanlık işidir,
Diğer unsurlar bunun üzerine inşa edilir. Bir de dergicilik dedi. Ben böyle düşünenlerden değilim. Benim için ede-
yapıyorsanız şahsi düşünceniz ve kişisel tecrübeniz bir biyat; dostluk ahlâkıdır, kardeşlik hukukudur, vefa duygu-
5
yere kadardır. Emeğe hürmet etmeli, sizin dışınızdaki ça- sudur. Elbette yetenek, işçilik ve istikrar şart… Bunu ko-
BASAMAK

baları da dikkate almalısınız. Bunu göstermenin ilk yolu nuşmaya gerek bile görmüyorum. Gerçek olan şu ki: İyiliği
kitap tanıtımları ve söyleşilerdir. Size fenalık etmiş birinin ve kötülüğü başkalarından çok önce kendimize yaparız.
kitabı bile dergide yer alabilmelidir. Hakkaniyet bunu ge- Edebiyat her şeyden önce insaf işidir. Bir edip bu insafın
rektirir. Öte yandan kitap dergisi çıkarsanız bile yayımla- uzağına düşerse hangi iyi işi başardığını iddia edebilir ki?
nan her eseri karşılama şansınız yoktur. Buna sayfalar
yetmez.

5. Bu parçaya göre dergicilikte dikkat edilmesi gereken 7. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
en önemli ilke aşağıdakilerden hangisidir? hangisidir?
A) Dergiye rengini verebilecek öznel bir bakış açısı geliş- A) Düşmanlık yapmak için edebiyattan daha acımasız bir
tirmek silah yoktur.
B) Kitap tanıtımlarında edebî değeri olanlara öncelik ver- B) Edebiyat, olumlu duygularla sürdürülmesi gereken bir
mek sanattır.
C) Ön yargılardan arınmış uyumlu bir ekibe ve objektif bir C) Güzel sanatlar içinde edebiyat, amacına en uygun kul-
anlayışa sahip olmak lanılan türdür.
D) Yayımlanan eserlere aynı oranda yer vermeye çalışmak D) Kimi yazarların edebiyatın işlevini yeterince bilmemesi
E) Deneyim sahibi kişilere dergide daha fazla yer vermek bazı sorunlara neden olmaktadır.
E) Yazın dünyasında dostluk üzerine daha fazla eser ya-
zılması gerekiyor.

6. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden


8. Bu parçada geçen “okkalı yazar” ve “kalem erbabı” söz-
hangisi söylenemez?
leriyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kişisel değerlendirmeler ön plandadır.
A) Yazarlık mesleğinde belli bir yetkinliğe ve üne kavuş-
B) Bazı yargıların gerçekleşmesi koşula bağlanmıştır. muş olanlar
C) Öneri cümlelerine yer verilmiştir. B) Gazete ve dergilerde sıkça yazı yazan kişiler
D) Tanık göstermelerden yararlanılmıştır. C) Geçimini yazarlık mesleğiyle sağlayan ve başka bir işle
E) İlk cümlede tanımlama yapılmıştır. uğraşmayan sanatçılar
D) Uzun zamandır yazı yazan ama henüz belli bir düzeye
gelememiş yazarlar
E) Yazdıklarıyla toplumun düşünsel serüvenine katkı sağ-
lama iddiasında olanlar

42
TEST - 2 AYNI METNE DAYALI ÇOKLU SORULAR EŞİK 1

1 - 2. soruları aşağıdaki parçaya göre 3 - 4. soruları aşağıdaki parçaya göre


cevaplayınız. cevaplayınız.

Michael Wolf, şehir yaşamının mutsuz ve gergin yüzünü Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu’nun Kim Var Orada?
kendine özgü yöntemlerle yansıtan, ödüllü bir sokak fo- oyununu, yine topluluk ekip çalışması sonucu yazıp yö-
toğrafçısı. “Modern hayat” adı altında yaşadıklarımızın netmiş. Muhsin Ertuğrul’un anılarını yazmasıyla başlayan
artıklarını topluyor. Küçük pencereli plazalar, metro camı- oyunda Muhsin Bey’in kişisel tarihine olduğu kadar tiyatro 5
na yastık diye yaslanıp uyuyakalan yolcular, kolilerde ya- tarihine de yer veriliyor. Ailede sanatçı olmak, memlekette
BASAMAK

şayan evsizler, yemek sırasına dizili fabrika işçileri… 16 sanatçı olmak ekseninde ilerleyen oyun; Ermeni tiyatro-
yıllık Hong Kong macerasından sonra Paris’e taşındığında cularımızın serüveni, kadınların sahne mücadelesi, sanat
sanatı da kesintiye uğruyor. Dünyanın en sıkıcı şehri ilan üzerindeki baskı ve sansür temalarına değiniyor. Cüneyt
ediyor Paris’i. Neden mi? Çünkü Paris’te binalar düzgün, Yalaz, oyunun temel direği olarak şiir gibi bir oyunculuk çı-
sokaklar temiz, her şey yüz yıl öncesiyle aynı. Kaos yok, karıyor. İlker Yasin Keskin, bu oyunculuğun karşısında hiç
mutsuz insanların sayısı az… gölgede kalmıyor; iki oyuncu âdeta birbirlerini parlatıyorlar.

1. Bu parçada sözü edilen fotoğraf sanatçısıyla ilgili ola- 3. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiş-
rak asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? tir?

A) Alışkanlıklarından koparıldığında sanatsal yetenekle- A) Oyunun bir ekip çalışmasıyla ortaya çıktığına
rinde bir kayıp söz konusudur. B) Oyunun Muhsin Bey’in yaşamı etrafında şekillendiğine
B) Yoğun tempoyla çalışan insanların bulunduğu ortam- C) Çok geniş bir oyuncu grubu tarafından sahnelendiğine
larda daha üretkendir.
D) Birçok toplumsal sorunun da dile getirildiğine
C) Dünyanın hemen tüm şehirlerinde benzer insan man-
E) Oyuncuların sahnede çok başarılı olduklarına
zalarını fotoğraamıştır.
D) Yeni taşındığı şehre alışamadığı için sanatını icra etme
noktasında zorluk yaşamaktadır.
E) Sanatının esin kaynağı insanları mutsuz eden şehir
hayatının aksayan yanlarıdır.

2. Bu parçada geçen “yaşadıklarımızın artıkları” sözüyle 4. Aşağıdakilerin hangisi bu parçadaki altı çizili sözlerle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? anlatılmak isteneni karşılamaz?
A) İnsanların yaşama direnme noktasında ortaya koyduk- A) Belli bir odaktan hareket etmek
ları çaba
B) Asıl unsur olmak
B) Günlük yaşamın önemsiz gözüken ama genel ruh hâli-
C) Kusursuz, etkileyici olmak
ni yansıtan ayrıntılar
D) Geri planda kalmamak
C) Şehrin yorucu temposuna direnemeyip pes eden in-
E) Daha da iyi hâle getirmek
sanlar
D) Yaşamaktan bıkmış insanların yorgun hâlleri
E) İş yaşamında başarıyı yakalayamamış olanlar

43
1 EŞİK AYNI METNE DAYALI ÇOKLU SORULAR TEST - 2

5 - 6. soruları aşağıdaki parçaya göre 7 - 8. soruları aşağıdaki parçaya göre


cevaplayınız. cevaplayınız.

Sanatın her alanında bir emekten söz edilmeli. Bu, insan Geçen yılın dergilerini karıştırırsanız çok fazla tırnak, tire,
emeği olmalı. İnsanın kendisini bulmaya yaramayan, ona parantez, italik, köşeli parantez kullanıldığını göreceksiniz.
ayna tutmayı başaramayan, evrensel insan özelliklerini Demek ki anlattıklarımızı okura yeterince iletemediğimizi
çerçevelemeyi bilemeyen eser, sanatsal bir eser değildir. düşünerek anlamı pekiştirecek sözcüklerin altını çizme-
5
Bırakın uzun ömürlü oluşunu beklemeyi, hiç doğmamalı. yi seçmişiz ya da okurun altını çizdiğimiz sözcüklerden
BASAMAK

Emek verilmeden meydana getirilen bütün çalışmalar hem ve kavramlardan başka bir anlam çıkarmasını sanki göz
onu yapanın kendi potansiyelini hafe almasıdır hem de kırparak rica etmişiz. Önceleri bu işaretleri, anlamı bilin-
ona ulaşabilecek ikinci kişinin zekâ ve ufkuna saygı duy- mez düşüncesiyle yabancı sözcükleri belirtmek için ya da
mamasıdır. Gerçek bir sanat eseri meydana getirildiği tak- metnin genel anlamına çok aykırı kabul edilen sözcükleri
dirde türlerin hepsi aynı şarkıya eşlik edebilecek kuvvette belirtmek için kullanırdık. Okuru bu kadar hafe almak da
olacaktır. neyin nesi? Yazıdan çıkarılması gerekeni paketleyelim bir
de evlerine gönderelim de olsun bitsin!

5. Bu parçadan hareketle sanat eseriyle ilgili olarak 7. Bu parçanın yazarı aşağıdakilerin hangisinden rahat-

I. İnsanı çeşitli yönleriyle yansıtmalıdır. sızlık duymaktadır?

II. İnsan emeğini konu almalıdır. A) Yazarların noktalama işaretlerini yazılarında genellikle
III. Evrensel insani özü taşımalıdır. yanlış kullanıyor olmalarından
B) Geçmiş dönem dergiciliği ile şimdiki arasında büyük bir
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
uçurum oluşmasından
A) Yalnız I B) I ve II C) I ve III
C) Okurun küçümsenerek onun metinden ne anlaması
D) II ve III E) Yalnız III gerektiği konusunda yönlendirilmesinden
D) Dergi okurlarının önceki dönemlere göre ciddi bir nite-
lik kaybı yaşadığından
E) Bazı noktalama işaretlerinin öncekinden farklı amaçlar
için kullanılıyor olmasından

6. Bu parçada sanatçılarla ilgili aşağıdaki yargılarından 8. Aşağıdakilerden hangisi bu parçadaki altı çizili sözler-
hangisine değinilmemiştir? den birinin karşılığı değildir?
A) Eserinde çağının sanat anlayışını yansıtmalıdır. A) Kafa karıştırmak
B) Eserine harcayabileceği emeği en güzel şekilde ver- B) Doğrudan söylemek
melidir. C) Dolaylı yollarla dikkat çekmek
C) Eserine ilgi gösteren sanatseverlere saygısını eseriyle D) Önemsiz görmek
hissettirmelidir.
E) Önemli olduğunu belirtmek
D) Evrensel insan vasıarını değerlendirerek kalıcı eser
vermeyi amaçlamalıdır.
E) Sanatıyla ilgili yeteneklerini küçümsemeksizin ortaya
koymalıdır.

44
TEST - 3 AYNI METNE DAYALI ÇOKLU SORULAR EŞİK 1

1 - 2. soruları aşağıdaki parçaya göre 3 - 4. soruları aşağıdaki parçaya göre


cevaplayınız. cevaplayınız.

Türk toplulukları arasında görülen yaygın inanışlardan bi- Duygular; bir davranışı başlatan, sürdüren ve yönlendiren
risi de belli ağaç türlerinin kutsal kabul edilmesidir. Muhte- süreçlerdir. Bu sebeple duygular da güdüler gibi insan
melen, mevsimden mevsime kendini yenilemesi ve daha davranışının oluşmasına öncülük eder. İnsan davranışını
birçok özelliğinden dolayı olsa gerek ağaç, Türk topluluk- şekillendirmede güdülerin ve duyguların farklılaşması söz 5
ları arasında hayatın ve sonsuzluğun timsali olarak görül- konusudur. Güdülerin genel olarak hangi davranışlarla
BASAMAK

müştür. Başka bir ifadeyle Türk insanı ağacın oluşumu ile sonlanacağını kestirmek daha mümkündür. Susayan bir
kendi hayatının tabii seyri arasında bir benzerlik olduğunu kişinin susuzluğunu giderme yolunda birtakım çözüm ara-
keşfetmiş ve yaşadığı her coğrafyada kutlu mekânlarla yışlarına gideceği tahmin edilebilir. Fakat yaşanan duygu-
ağaçlar arasında bir ilişki kurmuştur. Ancak ağacın bizzat lar sonucunda herkeste ortak davranışın oluşacağı gibi bir
maddi varlığının değil, sahip olduğu birtakım özellikler ve çıkarımda bulunmak yanlış olacaktır. Örneğin arkadaşına
temsil ettiği gücün bir sonucu olarak kutsal kabul edildiğini öfkelenen bir kişi yaşadığı duyguyu çevresine karşı saldır-
söyleyebiliriz. ganca davranışlar sergileyerek ortaya koyabilir. Bir diğer
kişi ise aynı durum karşısında içine kapanıp saatlerce ağ-
layabilir.

1. Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargıların hangisine 3. Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın başlığı olabilir?
ulaşılabilir? A) Duyguların Güdülere Etkisi
A) Hayatı kolaylaştırmak için insanlar çevrelerindeki var- B) Duygusal Tepkiler
lıkları kutsamışlardır. C) Duygu ve Davranış İlişkisi
B) İnsanlar sırrını çözemediği varlığı kutsayarak ondan D) Davranışlar ve Sonuçları
yararlanma yoluna gitmiştir.
E) Bilinçli ve Bilinçsiz Davranışlar
C) Hayatına anlam yüklerken Türkler, çevresinde tanıdığı
çeşitli varlıklardan özellikle ağaçlardan yararlanmıştır.
D) İnsanın kendi varlık nedenini sorgulaması, çevresinde-
ki varlıkları anlamasını kolaylaştırmıştır.
E) Ağaç ile insan yaşamı arasındaki benzerlikler Türklerin
medeniyet kurmasında etkili sebeptir.

2. Bu parçaya göre Türklerin çeşitli ağaç türlerini kutsal- 4. Bu parçadan duygularla ilgili olarak aşağıdakilerden
laştırmalarının temel nedeni aşağıdakilerden hangisi- hangisi çıkarılabilir?
dir? A) Başlatıp yönlendirdiği davranışlar her insanda aynı ol-
A) Ağacın kimi özellikleriyle kendi doğal yaşam süreçleri mayabilir.
arasında benzerlikler görmeleri B) Kimi olaylar herkeste benzer bir duyguyu tetikler.
B) Kendi yaşam süreçlerini kolaylaştırıcı bir araç olarak C) Duygulanmak, doğuştan getirilen genel bir insan özel-
ağaçtan yararlanmaları liğidir.
C) Ölüm sonrasının bilinmezliğiyle ağacın var olma süreci D) Duygusuz insanların davranışları güdü olarak ortaya
arasında bir bağ kurmaları çıkar.
D) Çevrelerinde en çok gördükleri varlık olması E) Bireyin belli bir andaki duyguları bulunduğu ortamdaki-
E) Doğal hayatın sürdürülmesinde ağacın varlığını önemli leri de etkiler.
görmeleri

45
1 EŞİK AYNI METNE DAYALI ÇOKLU SORULAR TEST - 3

5 - 6. soruları aşağıdaki parçaya göre 7 - 9. soruları aşağıdaki parçaya göre


cevaplayınız. cevaplayınız.

(I) Bir dilin zengin ve işlek olmasının yanı sıra etki gücüne Kültür; nasıl ki okuduklarımızı, çeşitli biçimlerde edindiği-

de sahip olması, o dili konuşan bireylerin sayısıyla doğru miz bilgileri unuttuktan sonra bizde kalan şeyse şiir de öyle

orantılıdır. (II) Bir dili ne kadar çok insan konuşuyorsa o dil olmalı değil midir? Şiirin bir düşünsel arka planı olmalıdır

o kadar işlek, o kadar etkilidir. (III) Konuşulmayan diller, ila- elbette ama bu suyun üstünde değil, derinlerinde olmalıdır.
5
hi kitapların dilleri bile olsa ölmeye mahkûmdur. (IV) Sınırlı Bakınca değil de dalınca görebileceğimiz bir arka plan ya
BASAMAK

sayıda insan tarafından konuşulan İbranice ve Latince bu- da birikim. Biraz daha ileri gitmeyi göze alabilir, şöyle de

nun en açık örneğidir. (V) Türkçe, bir zamanlar dünyanın diyebilirim: Şiir, alıntılarla değil kalıntılarla yazılır. Her dize-

en zengin ve etkili dilleri arasında idi. (VI) Günümüzde bu de başka bir şiiri, her şiirde başka bir şairi görmeniz, onun

zenginlik hâlâ devam ediyor olsa da etki alanı için aynı şeyi (kurgulayanın) ne kadar bilgili olduğu konusunda bir kir

söyleyemeyiz. (VII) Nedeni ise bu dili konuşan bireylerin, verir elbette; ya bu yığışımın altında ezilirse altında imzası

dünyayı adeta istila eden diller karşısında, kendi dillerini bulunan şair, o zaman ne olacak?

konuşmaktan utanır hâle gelmeleridir.

5. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf 7. Bunları söyleyen bir şair aşağıdaki yargılardan hangi-
hangi cümleyle başlar? sine karşı çıkmaktadır?

A) II B) III C) IV D) V E) VI A) Şiiri uğraş edinmek, insanı bilgi sahibi değil ama kültür-
lü kılar.
B) İyi bir şair olmak isteyen kişi, usta şairleri kendi şiirinde
net olarak hissettirmelidir.
C) Şiir ne denemedir ne makaledir, o belki derinliklerinde
anlam da gizleyen sanatsal metindir.
D) Şiirler, anlam ve biçim yönüyle özgün metinlerdir; bir
başka şiiri veya şairi çağrıştırmamalıdır.
E) İyi şiir, okurunu zorlar, kendini kolayca ele vermez; on-
daki anlamı ve sanatı görebilmek birikim gerektirir.

6. Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden yakınılmakta- 8. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinden


dır? yararlanılmıştır?

A) Dillerin etki gücünün o dili konuşanların sayısal çoklu- A) Açıklama B) Öyküleme


ğuyla doğru orantılı olmasından C) Tartışma D) Benzetme
B) İlahi kitapların dillerinin etki alanlarının darlığından E) Betimleme
C) Türkçenin yeterince konuşulmadığı için etki alanının
daralmasından
D) Türkçenin bir bilim dili olarak zenginliğini kaybetmesin-
den
E) Dillerin zenginliğiyle işlekliğinin orantılı olmamasından 9. Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıda-
kilerden hangisidir?

A) Şiirin bilgi birikimiyle yazılabileceği


B) Şiirin bilgi vermesi gerektiği
C) Şiirin düşündürücü bir içeriğe sahip olması gerektiği
D) Şiirin kültür birikimine dayalı olması gerektiği
E) Şiirin usta şairlerin eserlerinden kırıntılar taşıması ge-
rektiği

46
1. EŞİK
CEVAP ANAHTARI ÖLÇME - DEĞERLENDİRME
1. Basamak: Paragrafta Konu - Ana Düşünce DOĞRU YANLIŞ BOŞ NET

1. D 2. D 3. E 4. A
Test 1
5. B 6. C 7. E 8. E

1. C 2. B 3. E 4. B
Test 2
5. A 6. A 7. C 8. A

1. D 2. D 3. A 4. C
Test 3
5. C 6. A 7. C 8. A

TOPLAM

2. Basamak: Paragrafta Yardımcı Düşünceler DOĞRU YANLIŞ BOŞ NET

1. D 2. D 3. C 4. C
Test 1
5. A 6. C 7. C 8. B

1. E 2. E 3. D 4. C
Test 2
5. B 6. C 7. D 8. C

1. D 2. E 3. D 4. C
Test 3
5. C 6. A 7. E 8. C

TOPLAM

3. Basamak: Paragrafta Yapı DOĞRU YANLIŞ BOŞ NET

1. B 2. D 3. B 4. B
Test 1
5. A 6. B 7. A 8. B

1. B 2. A 3. A 4. C
Test 2
5. D 6. C 7. D 8. D

1. B 2. D 3. C 4. D
Test 3
5. C 6. E 7. A 8. C

TOPLAM

4. Basamak: Paragrafta Anlatım Teknikleri DOĞRU YANLIŞ BOŞ NET

1. E 2. B 3. A 4. A
Test 1
5. E 6. D 7. D 8. E

1. B 2. D 3. E 4. A
Test 2
5. A 6. D 7. B 8. E

1. E 2. D 3. C 4. C
Test 3
5. E 6. D 7. E 8. A

TOPLAM
1. EŞİK
CEVAP ANAHTARI ÖLÇME - DEĞERLENDİRME
5. Basamak: Aynı Metne Dayalı Çoklu Sorular DOĞRU YANLIŞ BOŞ NET

1. B 2. C 3. B 4. E
Test 1
5. C 6. D 7. B 8. A

1. E 2. B 3. C 4. D
Test 2
5. C 6. A 7. C 8. A

1. C 2. A 3. C 4. A
Test 3 5. D 6. C 7. B 8. C
9. D
TOPLAM

Toplam Cevaplanan
Soru Sayısı Soru Sayısı Doğru Yanlış Boş

121

Uyarı:
1) Boş bıraktığınız veya yanlış cevapladığınız soruların video çözümlerini
dinledikten sonra soruyu bir daha gözden geçiriniz.
2) Boş bıraktığınız veya yanlış cevapladığınız sorularla ilgili kitabın girişin-
de yer alan çözüm teknik ve taktiklerine ilişkin açıklamaları bir daha göz-
den geçiriniz.
3) Anlamlarını bilmediğiniz kelime ve kelime gruplarının anlamlarını söz-
lükten inceleyiniz.
2. EŞİK
GELİŞTİRME TESTLERİ

1 Paragrafta Konu - Ana Düşünce

2 Paragrafta Yardımcı Düşünceler

3 Paragrafta Yapı

4 Paragrafta Anlatım Teknikleri

5 Aynı Metne Dayalı Çoklu Sorular

1. Bu eşikte 5 basamak vardır. Her bir basamak on altışar soru içeren 3 testten oluşmaktadır.

2. Bu eşikte yer alan her bir test (16 soru) için 30 dakikalık bir süreyi aşmamanız önerilmektedir.

3. Her bir basamakta yer alan testlerde aynı konuyla ilgili farklı soru tiplerini art arda tanımış olacak-
sınız.

4. Bir testi bir oturumda kesintisiz çözmeniz önerilir.


30 dk
2 EŞİK PARAGRAFTA KONU - ANA DÜŞÜNCE TEST - 1

1 1. Bugün ortalıkta dolaşan bazı yeni kelimeler, yüzlerce yıl 3. • Kahve tüketiminin kadınlar üzerindeki etkileri nasıldır?
yaşama gücüne sahip olursa sağlam ve zengin anlamlı • Kahvenin önerilen tüketiminin üzerine çıkmak tehlikeli
kelimeler arasına katılabilir. Bugünden onların gelecekleri midir?
hakkında hüküm veremeyiz. Dilin sağlamlığının en kesin • Kahvenin ortaya çıkış serüveninin temelinde ne var-
delili, güzel edebî eserlerde yaşamasıdır. Yahya Kemal, dır?
bunu bildiği için eski şairlerin kullandığı kelimeleri kullan- • Kahvenin Avrupa ülkelerine yayılış süreci neye daya-
maktan çekinmemiştir. Sırtını milletinin tarih ve kültürüne nır?

dayayan sanatçı geleceğine güvenebilir. Beni bu deneme- Aşağıdaki araştırma sonuçlarından hangisi bu sorular-
dan herhangi biriyle ilişkili değildir?
leri yazmaya sevk eden bu inanç olmuştur.
BASAMAK

A) Etiyopyalı bir çobanın meçhul bir bitkinin meyvelerini


Bu sözleri söyleyen bir yazardan aşağıdakilerden han- tüketen keçilerinde bir enerjiklik olduğunu fark etmesi
gisini yapması beklenebilir? ve kendisi de bu meyveleri denediğinde aynı durumu
A) Başka dillerden gelerek dilimize yerleşmiş kelimelere yaşaması sonucu bugünkü kahve içeceği keşfedilmiş-
yazılarında yer vermemesi tir.

B) Günümüzde yazılmış kimi eserleri klasikleşmiş eserle- B) Kanuni Dönemi’nde İstanbul’a gelen kahveyi burada
re yeğlemesi tadan Venedikli tacirler sayesinde Avrupalılar 1615 yı-
lında kahve ile ilk kez karşılaşmıştır.
C) Yabancı ülke insanlarını ve onların yaşantılarını işle-
mesi C) Mide hassasiyeti olan kişilerin, hamilelerin ve emziren
hanımların kahveyi çok dikkatli tüketmeleri gerektiği
D) İçinde yaşadığı toplumun sorunlarını sağlam ve zengin
bazı çalışmalarda ortaya konmuştur.
bir dille ele alması
D) Günde bir iki ncan kafeinli kahve içen kadınların hiç
E) Dile kazandırılmak için yeni türetilmiş bütün kelimeleri
içmeyenlere göre depresyona girme riskinin daha az
severek kullanması
olduğu tespit edilmiştir.
E) Günde ortalama 300-400 mg kafein tüketimi genel
olarak güvenilirdir ancak fazla tüketilmesi sonucunda
tansiyon ve kalp üzerinde olumsuz etkileri olduğu sap-
tanmıştır.

4. Büyük sanatçı, güçlüğün coşturduğu engeli kendisine sıç-


rama tahtası yapan adamdır. Derler ki Michalengelo’yu
Musa’nın ellerine toplu bir hareket vermeye zorlayan, mer-
2. Süheyl Ünver, bir gün bana Sivas’tan derlediği, altın kıy- mersizlik olmuştur. Sahnede- hep birden kullanılacak ses
metinde bir söz söyledi. Sivas’ta halı ören bir kızdan işit- perdelerinin sayılı oluşudur ki- Eschyle’i, Kafkas dağların-
miş: “Her yanlış, bir nakış.” Bu söz büyük Fransız lozofu da zincire vurulan Prometheus’un susuşunu icat etmek
Alain’in yazılarında sık sık zikrettiği bir krin Türkçesidir, zorunda bırakmıştır. Eski Yunanlılarda saza bir tel ekleyen
“Şahsiyet hatayı meziyet hâline getirir.” Halıcı kızın sözü, adam şiddetle cezalandırılırdı. Sanat baskıdan doğar, dö-
maddi ile maneviyi birleştirmesi bakımından ayrıca derin vüşle yaşar, özgürlükten ölür.
bir anlam taşır. Gerçekte maddi kültür ile manevi kültür
Bu parçada sanatçılarla ilgili olarak anlatılmak istenen
birbirinden ayrılmaz. Türk atasözlerinde derin anlamların
aşağıdakilerden hangisidir?
çoğu madde âleminden alınma bir sembole dayanır.
A) Dönemlerindeki baskı nedeniyle dirençlerinin arttığı
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilir?
B) Baskı dönemlerinde daha fazla eser verdikleri
A) Doğruların da yanlışların da evrensel nitelik taşıdığı
C) Yaşadıkları sürece sürekli bir özgürlük arayışı içinde
B) Güzelliğin kaynağının yapılan hatalar olduğu bulundukları
C) Maddi ve manevi kültürün bir bütün olduğu D) Güçlükleri fırsata dönüştürerek büyük eserler verebil-
D) Tecrübe edinmenin süreç gerektirdiği dikleri
E) Atasözlerinin mecazlı anlatım içerdiği E) Kavgacı bir kişiliğe sahip oldukları için baskı gördükleri

50
30 dk

TEST - 1 PARAGRAFTA KONU - ANA DÜŞÜNCE EŞİK 2

5. Bazı yargılarımız eleştirmenler tarafından kullanıldı, kulla- 7. Bildiğimiz kâğıda basılan dergilerin ömrünü tamamladığını 1
nıldı ama eş anlamda kullanılmadı. Söz gelimi ben “Mısra düşünüyorum. Tecrübe ile sabit. Çünkü ben de bir dergi
işlevini yitirdi.” dediğim zaman o gün yazdığım şiire göre, çıkarıyorum. Hem de 25 yıldır. Peki, sebep ne? Modern
o gün ele aldığım, ürettiğim şiire göre böyle bir çıkış yap- teknolojinin hükmünü yürüttüğü alanlarda yeni icat eskisini
tığımı sanıyorum. Gerçi bu çıkış orada bitmiş değil, son çöpe atar. Mesela televizyonun yaygınlaşması ile radyo-
yazdığım kitaplarda da “Mısra işlevini yitirdi.” yargısında nun pabucu dama atılmıştır. Hâlâ radyo âşıkları vardır ama
direniyorum. Ama çıkışım yanlış anlaşıldı. Mısra işlevini bir avuç. Dergiler de böyledir. Yıllarca takip ettiği dergi ile
yitirdi, öyleyse mısra şiirin en küçük birimi olduğuna göre okur arasında kir bir yana hissi bir bağ oluşur. Hele sosyal
BASAMAK

şiir de işlevini yitirdi gibi kolay yargılara varıldı. Ülkemizde medya yaygınlaştıktan sonra ne dergiye ne gazeteye itibar
yazıların karşılığı çoğu zaman böyle alınıyor. Yavaş yavaş kaldı. Tramvayda, metrobüste hatta sokakta bakıyorum
yazı yazmaktan soğudum. herkesin elinde veya kulağında bir telefon.

Bu parçada yazarın yakındığı asıl tutum aşağıdakiler- Bu parçada yazar aşağıdakilerden hangisini kanıtla-
den hangisidir? maya çalışmaktadır?
A) Eleştirmenlerin şiirlerden çok şairleri hedef alışı A) Dergiciliğin gereksiz bir uğraş olduğunu
B) Eleştiri yazıları yazmasına karşı çıkılması B) Televizyonun radyodan daha etkili olduğunu
C) Eleştirmenlerin söylenilenlere çarpıtıcı ve kolaycı yak- C) Basılı dergilerin ömrünü tamamladığını
laşımları D) Sosyal medyanın etkin kullanıldığını
D) Kimi sözlerinin eleştirmenlerce de değerlendirilmesi E) Cep telefonu yaygınlığının yanlışlığını
E) Söylediklerinin sanat çevrelerinde yeterince karşılık
bulmaması

6. Kimi sanat eserlerinin kalıcılığı sık sık mantıksız birtakım 8. Bütün dünya kültürlerini ve edebiyatlarını yakından uzak-
varsayımların öne sürülüşüne yol açar. Bu çeşit sanatın tan izleyebilme olanağımız yok. Öncelikle, dilimiz yaygın
ölümsüz özleri kapsadığı, hiç değişmeyecek özel doğrula- bir dil değil. Ama ülkemizde bir, bazen birkaç yaygın ya-
rı ortaya koyduğu düşünülür. Ama bu cılız düşünüşlerden bancı dili bilen, eleştirmen ya da incelemeci olmayan okur-
her yerde olduğu gibi burada da kaçınılmalıdır. Sorunun lardan da bir T.S. Eliot çapında deneme yazabilen çıkmadı
en iyi tartışmasını sağlayacak kavramlar bunlar değildir. şimdiye kadar. Lukacs gibi tezler öne süren bir incelemeci
Sanat eserinin başlangıcındaki itici güçlerin yeknesaklığı çıkmadı. Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Ben de şöyle düşün-
kalıcılığın yeterli bir açıklamasıdır. İtici güçlerini, gelip ge- müştüm bir zamanlar: Böylesine kapsamlı yazılamayacak-
çici bir yüksek heyecanlanma durumunun rastgele patla- sa yazıdan vazgeçmeli dedim ve en iyi bildiğimi, şiirin daha
yışlarından alan bir sanat eserinde fazla bir kalıcılık gücü iyisini yazmayı seçtim.
bulunabileceğini düşünmek akla yatkın olmaz.
Bu parçada yazarın yakındıkları arasında aşağıdakiler-
Bu parçada yazarın karşı çıktığı düşünce aşağıdakiler- den hangisi yoktur?
den hangisidir? A) Türkçenin dünyada yaygın olarak kullanılan bir dil ol-
A) Sanatçıların ölümsüzlük çabasıyla eser üretme anlayışı maması
olduğu B) Uluslararası okunurluğu olan deneme yazarlarımızın
B) Kalıcılığına inanılan sanat eserlerinin evrensel doğru- bulunmayışı
ları taşıdığı C) Şairlerin şiir yazmakla yetinip deneme yazmamaları
C) Sanatla ilgili tartışmalarda her dönemde aynı kavram- D) Dünyada gelişen kültür ve edebiyat hareketlerinin ya-
larla bu tartışmaların yapıldığı kından takip edilememesi
D) Sanat eserinin doğuşunda tekdüzeliğe düşmenin kalı- E) Lukacs benzeri öne sürdüğü tezlerle ünlenmiş incele-
cılığı engellediği meci yazarlarımızın yetişmemesi
E) Akla aykırı gelen kurmaca metinlerin kalıcılık iddialarını
hak etmediği

51
30 dk
2 EŞİK PARAGRAFTA KONU - ANA DÜŞÜNCE TEST - 1

1 9. Modern yaşamın en yoğun yaşandığı alanlar şehirlerdir. 11. • Hangi durumlarda antibiyotik, vücuda damar yoluyla
Kırsal hayata baktığımız zaman geleneksel bir ortamda (enjeksiyon) verilmektedir?
yaşayan, babasının işini yapan, temiz havayla iç içe bir • Antibiyotiklerin tedavi edemediği durumlar var mıdır?
yaşam ve sosyal ya da ekonomik hareketliliğin olmadığı • Antibiyotik kullanımının önerilmediği hastalar olabil-
bir hayat görüyoruz. Bu durum iki yüz üç yüz sene önce mekte midir?
dünyanın her yerinde böyleydi. Ancak şehirleşme ile birlik- • Antibiyotiklerin görev tanımı nedir?
te sosyal ve ekonomik hareketlilik, hızlı yaşantı ve bunun Aşağıdaki araştırma sonuçlarından hangisi bu sorular-
yanında sosyal dayanışmanın bozulduğu bir durum ortaya dan herhangi biriyle ilişkili değildir?
çıktı. Çünkü modernleşmeyle ortaya çıkan bireydeki deği- A) Geçmişte hatalı antibiyotik kullanımı nedeniyle antibi-
BASAMAK

şim, toplum üzerinde sonuç verdi ve kitlelerin değişimini yotiklerin etkilerinde görülen düşüş, bu ilaçların ecza-
nelerden doktor reçetesi karşılığında alınması zorunlu-
etkiledi.
luğunu getirmiştir.
Bu parçaya göre şehirleşme ile ortaya çıkan sorunun B) Antibiyotikler, bakteriler ve bazı parazitler gibi birtakım
temelinde yatan unsur aşağıdakilerden hangisidir? mikropların neden olduğu enfeksiyonları tedavi etmek
A) Bilim ve teknoloji ile gelen rahatlığa alışma durumu için kullanılan bir grup ilaca verilen isimdir.

B) Bireydeki değişimin yaygınlaşıp toplumsal bir davranı- C) Herhangi bir bireyin antibiyotik alamaması çok nadirdir
şa dönüşmesi ancak bireylerin bir antibiyotiği alamamasının ana ne-
deni, geçmişte bir antibiyotiğe karşı alerjik reaksiyon
C) İnsanların düşünsel faaliyetlerden gittikçe uzaklaşması
göstermiş olmasıdır.
D) Popüler kültür politikalarının insanları etki altına alması
D) Antibiyotikler, soğuk algınlığı ya da grip gibi virüslerin
E) Köylerden kentlere göç dalgalarının kontrolden çıkması neden olduğu veya pamukçuk gibi mantarların neden
olduğu enfeksiyonlara karşı etkili değildir.
E) Genellikle enjeksiyon yoluyla antibiyotiğe ihtiyaç du-
yanlar, ağır enfeksiyon geçirdikleri için hastaneye kal-
dırılmış olan bireylerdir.

10. Cumhuriyet Dönemi şairleri içerisinde Mehmet Çınarlı’nın 12. Şiir, arşa ait bir sanattır. Bu yüzden şiirde anlam son dere-
şiiri önemli bir yere sahip olmakla birlikte, kimi zaman eleş- ce önemlidir. Ne var ki şairin içindeki anlamla şiir okuyucu-
tirmenler tarafından ağır bir şekilde de eleştirilmiştir. Çınar- sunun zihninde beliren anlam çoğu zaman aynı olmaz. Biz
lı şiiri, şairine henüz hayattayken dahi büyük şöhret kazan- de bunu şiirin kudretine yorarız. Bu nedenle sizin söylediği-
dırmış ve şiir meselesinde takip edilmesini sağlamıştır. niz şiirin şair için yüklendiği anlam, okur için yok hükmünde
olabilir. Hatta bazen de şair, okurun şiirine verdiği anlamı
Bu parçadan Mehmet Çınarlı ile ilgili olarak
görünce hayrete düşer.
I. şu an hayatta olmadığı
II. eski şöhretini kaybettiği Bu parçada şiirle ilgili vurgulanmak istenen aşağıdaki-
III. şiir türü dışında da eser verdiği lerden hangisidir?
IV. hakkındaki eleştirilere aldırmadığı A) Sadece yetenekli insanlarca yazılabileceği
V. Cumhuriyet Dönemi şairlerimizden olduğu B) Anlamdan çok anlatımına özen gösterilmesi gerektiği

durumlarından hangileri kesin olarak çıkarılabilir? C) Edebî ürünler arasında okunması en zor tür olduğu

A) I ve II B) I ve V C) II ve IV D) Yorumlanabilir ve kişiden kişiye değişebilir bir anlam


taşıdığı
D) II ve V E) III ve V
E) Bir sanatçının başarılı ve kalıcı olmasının anahtarı ol-
duğu

52
30 dk

TEST - 1 PARAGRAFTA KONU - ANA DÜŞÜNCE EŞİK 2

13. İnsanlar vardır ki dünyaları hep kelimelerle örülmüştür. On- 15. Dil ile sanatkâr; birbirine mutlaka muhtaç, birbirini tamam- 1
lar, kelimelerle duyar, kelimelerle düşünür; kelimeleri birer layan ve yaşatan iki tabii dosttur. Sanatkâr dili işler, geliş-
mücevher dizisi gibi her kıymetin üstünde hissederler. Ben tirir ve zenginleştirir. Dilin güzelliğine güzellik katar. Sonra
de onlardan biriyim. Çünkü kelimeler, birtakım boş sözler da yalnız bu hizmetleri ile kalmayıp eserleri vasıtası ile
değildir. Şunun bunun uydurmasıyla piyasaya sürülen sah- dile kazandırdıklarının devamını, ebedîleşmesini sağlar.
te boncuklar da değildir. Kelimeler asırların ve asırlarca o Dili herkese sevdirir, herkesin gönlüne ve hafızasına nak-
kelimeleri konuşan, onlarla duyan, düşünenlerin; onlarla şeder. O, dilin âdeta gerçek sahibidir. Dil de sanatkârın
seven ve sevilenlerin yaratıp güzelleştirdiği, beğenip Türk- başarıya ulaşmasını, ebedîleşmesini, gözlerde ve gönül-
BASAMAK

çeleştirdiği, canlı ve ruhlu varlıklardır. lerde yaşamasını temin eden yegâne vasıtadır. Dil yoksa
sanatkâr da yoktur. Çirkin ve sevimsizdir. Sözün kısası her
Bu parçaya en uygun başlık aşağıdakilerden hangisi-
ikisinin de istikbâli, birbirleri ile anlaşabilmelerine, dost ola-
dir?
bilmelerine bağlıdır.
A) Anlam Sığlığı
B) Sözün Gücü Bu parçaya en uygun başlık aşağıdakilerden hangisi-
C) Dilin Kaynağı dir?

D) Kelimelerin Değeri A) Sanatkârın Başarısı

E) Türkçenin Güzelliği B) Sanatkâr ve Dil


C) Sanatçının Görevi
D) Dil ve Sorumluluk
E) Kusursuz Anlatım

14. İnsanları ahlaken, zihnen doğru olduğuna inandığım şey- 16. Sevgi konusuna dokunmayan yazarların düşüncelerine
lere ikna etmek için yazıyorum. Ama aynı zamanda yazma pek güvenim yok. “Bu konuda söyleyecek şey mi kaldı,
uğraşının kendisi beni değiştirdiği için yazıyorum. Düşün- bilineni mi yineleyeyim!” diye kendilerini savunanların bile
celerimi berraklaştırıyor. Zamanımı ve hayatımı düzen- doğru yolda olduğu kanısında değilim. Başka konularda
liyor. Yazıyorum çünkü yazmamak beni boş ve tatminsiz yeni şeyler mi söylüyor hepsi sanki? Hem sevgiye konular-
yapıyor. dan bir konu gözüyle bakılmaz ki. Bir bakıma “Yaşamadan
sevgiye zaman kalmıyor.” diye bir çıkış deneyenler doğru
Aşağıdakilerden hangisi bu parçadaki düşünceyi des-
yola epeyce yaklaşıyorlar gibime geliyor. Gene de giremi-
tekler niteliktedir?
yorlar tam yola. Gerçekten sevgiyi yaşasaydılar hiçbir şey
A) Kitapların iki bin basılıp en iyi ilginin birkaç röportajla
yazacak zamanları olmazdı, yazarlık isteği diye bir şey
sınırlı kaldığı bir ülkede yazarım demek alay konusu
duymamaları gerekirdi. Gerçek sevgi her şeyi kaplar çün-
olmaktır.
kü. Gerçek sevginin olduğu yerde başka hiçbir şeye yer
B) En az bir yıl iki yıl durmadan çalışıp didinip ve düşün-
meyenler adına da düşünüp bir şeyler yazmak tatmin yoktur.
edici değildir. Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden yakınılmakta-
C) Bir kitap yazıp karşılığında iki bin lira gibi komik telie- dır?
rin ödendiği bir ülkede yazarlık boş bir uğraştır.
A) Yazarların sevgi konusunda yeterince yazı kaleme al-
D) Yazarlığın bir meslek bile sayılmadığı, sürekli okuyucu- mayışından
nun onayına muhtaç olunduğu bir yerde yazmayı cazip
B) Sevgi konusunu işleyen yazıların özgün olmayışından
görmem.
C) Yazarların sevgiyi işleyecek zaman bulamayışından
E) Yazdığım her yazıyı birileri okusun da bilgilensin diye
yazdığım kadar kendimi terbiye etmenin bir yolu oldu- D) Sevgi konusunu işleyen yazarların yazdıklarıyla ya-
ğu için de yazmayı sürdürürüm. şantılarının çelişmesinden
E) Sevgi temasını ele alan yazıların samimiyetsizliğinden

53
30 dk
2 EŞİK PARAGRAFTA KONU - ANA DÜŞÜNCE TEST - 2

1 1. Sosyal hayatta düzenin önemini gösteren aktüel bir konu 3. Okuduğumuz ve yüreğimizde bir titreşim yaratmış yapıtları,
vardır: Trak! Taşıtlar düzenli bir şekilde hareket ederse yazarları yıllarca sonra anımsayabiliriz. Çocukluğumuzda
caddelerde hiçbir karışıklık olmaz. Hayat canlı bir şekil- dinlediğimiz, okuduğumuz bir masalı, öykü ya da romanı
de akar gider. Düzene uymayanlar tarafından yol tıkanır- kolay kolay unutamayız. Söz gelimi, çoğumuz daha ilko-
sa herkesin canı sıkılır. Fakat insan, kafasının içinde bir kul sıralarında Ömer Seyfettin’in “Diyet”ini okumuşuzdur.
düzen tesis edemezse dışarda onu nasıl kurabilir? Kom- Koca Ali’nin eğilmez kişiliği, yüce onuru içimizi ürpertmiştir.
pozisyon derslerinin gayesi, öğrencilerin kendi duygu ve Öte yandan Hacı Kasap’ın acımasızlığı, insanı ezen yanı
düşünce dünyalarına bir çekidüzen vermektir. Köpekler bir karşısında da tiksinti duymuşuzdur. İçimizi dolduran bu
paçavra buldular mı didik didik ederler. Bazı öğrencilerin duygular bugün de tazeliğini korumaktadır.
BASAMAK

yazıları bende bu izlenimi uyandırır.


Bu parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisi-
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden dir?
hangisidir? A) Çocuklukta edinilen bilgiler ömür boyu unutulmaz.
A) Toplum kurallarına uymak yaşamı kolaylaştırır. B) Okumak insanın duygu eğitiminde önemli bir işleve sa-
B) Trak karmaşası genellikle sürücülerin kuralları ihlalin- hiptir.
den doğmaktadır. C) Edebiyat eserleri olumlu ve olumsuz tipleri birlikte işle-
C) Öğrencilere öncelikle düzen düşüncesi verilmeli ve melidir.
bunu uygulamaları sağlanmalıdır. D) İnsanı etkileyen edebiyat eserleri üzerinden yıllar geç-
D) Dünyadaki kargaşa düzenli yaşama kurallarını uygula- se de bu etkiyi sürdürür.
mamaktan kaynaklanmaktadır. D) İnsanı tanıma konusunda roman ve öyküler yaşamın
E) Öğrencilerin kompozisyon derslerindeki başarısı onla- kendisinden daha derin bilgi aktarır.
rın hayata uyumunu kolaylaştırır.

2. Kültür eserleri, dilin belli bir yerde ve anda donmuş şekille-


ridir. Bu bakımdan onların abidelerden farkları yoktur. Kü-
tüphaneler dil abidelerini toplayan müzelerdir. Dil, bir kap
olduğuna göre onlara “duygu, düşünce, hayal müzeleri”
demek gerekir. Biz eskiden yaşamış insanların hayat tec-
rübelerini, inanç ve değerlerini bu eserlerden öğreniriz. As-
lında dili hem şekil hem muhtevasıyla inceleyen lolojinin 4. (I) Edebiyat ürünlerinin etkisi, derinliğine bir nitelik taşıdığı
gayesi, insan kültürünü tanımaktır. Fakat bu görüşe ancak gibi aynı zamanda dolaylı bir nitelik de taşır. (II) Biz okudu-
dil ile kültür arasındaki bağlantıyı görenler ulaşabilirler. ğumuz romanlardan, öykülerden, şiirlerden ve oyunlardan
ayrımına varmadan bir şeyler öğreniriz. (III) Bu öğrendik-
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
lerimiz bilgilenmemizin yanında duyarlığımızı da kuşatır.
A) Dili kullanarak ortaya çıkarılan eserler de önemli birer
(IV) Bizde birtakım özlemler, düşler, tutkular uyandırır.
tarihî eserdir.
(V) Diyelim ki okuduğumuz bir romanda ya da izlediğimiz
B) Anıtlaşmış kültürel eserleri anlamak, dili iyi bilmek ve
kullanmakla mümkündür. bir oyunda kahramanın eylemleri, düşünceleri büyülüyor
bizi; bir saygı uyandırıyor ve bunun etkisiyle onun kişiliği-
C) Eskilerin yaşam deneyimleri, inandıkları değerler kitap-
larda yaşamını sürdürür. nin etkisi altına giriyoruz.

D) Dil eğitimini uğraş edinenler, kültürü de uğraş edinmiş Bu parçanın ana düşüncesi numaralanmış cümlelerin
olurlar. hangisinde verilmiştir?
E) Kitaplar insan duygu, düşünce ve hayallerinin saklan- A) I B) II C) III D) IV E) V
dığı özel anıtlardır.

54
30 dk

TEST - 2 PARAGRAFTA KONU - ANA DÜŞÜNCE EŞİK 2

5. Hayat çok hızlı ilerler; durağan değil, dinamiktir. Kıpırtısız 7. Araştırmacıların raporladığı bir örnek vaka, beyninin gör- 1
bir göl değildir, devamlı akan bir nehre benzer. Art arda sel sistemi zarar görmüş 7 yaşındaki bir hastanın mucizevi
geçen iki dakikada bile hiçbir şey aynı kalmaz. Bu yüzden durumunu açığa serdi. Beyninin sağ yarım küresinin bir
şu an doğru kabul ettiğimiz bir şey kısa bir süre sonra deği- kısmı, geçirdiği nöbetlere son vermek amacıyla ameliyatla
şebilir. İşler yolunda giderken birkaç dakikada her şeyinizi alınan hasta, operasyon sonrasında sol göze dair görme
kaybetme ihtimaliniz vardır. O zaman ne yapmalı? Yapıla- duyusunu yitirdiği hâlde, beyninin sol yarım küresi bu ha-
bilecek tek şey insanların farkında olmalarını sağlamaktır, sarı onarmak için fazladan çaba gösterdi ve yeni bağlan-
böylece değişken bir yaşama karşı nasıl tavır alabilecekle- tılar kurarak görme duyusunu iyileştirmeyi başardı. Beynin
BASAMAK

rine karar verebilirler. hasarlı bölümünde gerçekleşmesi gereken görevleri farklı


birimlerin üstlenmesiyle ortaya çıkan bu olağanüstü durum
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada savunulanları
sayesinde minik hasta, tekrar 180 derecelik görüş açısına
destekler niteliktedir?
kavuştu.
A) Yaşam mücadelesinde başarılı olmak isteyen insanın
zihni ile kalbi arasında bir uyum olmalıdır. Bu parçadan
B) İnsan değişimin farkında olmalı ve buna uygun strateji I. Beynimiz kendini onarmak için çözümler geliştirebil-
geliştirmelidir. mektedir.
C) Hayatın değişkenliği içinde yok olan insan elbet bir çı- II. İnsan beynindeki görsel algı sistemi, beyin bir
kış yolu da bulacaktır. bölümünü kaybetse bile çalışmaya devam edebiliyor.
D) Herkesin yaşam karşısında bir sorumluluğu vardır, bu III. Beynin kendini yenileme gücü, küçük yaşlarda yetiş-
sorumluluk insanı zinde tutar. kinlikten daha fazladır.
E) İnsan içinde yaşadığı evrenin en değerli parçasıdır, yargılarından hangileri çıkarılabilir?
bunu bilmeli ve buna uygun yaşamalıdır.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) II ve III

8. Kutadgu Bilig; tarih, sosyoloji ve kültürle iç içe bir devlet,


toplum, birey inşasına yönelik bir yapı taşısa da her şey-
den önce güçlü bir edebî metindir. Kitap; bireye, insan ha-
yatına ve gönüllere seslenen göndermeleriyle çağdaş bir
hikâye, romandır. Bireyin hayatının anlamına ilişkin okurla-
ra paha biçilmez değerler üretir. Yazarın gençliğine ilişkin
ahlanmaları ve şimdinin gençliğine ilişkin hayat tecrübeleri
aktarımı insanın içini acıtır. Özellikle şairin kendi hayatıyla
yüzleştiği ve tecrübeler aktardığı bölüm tam bir hayat ma-
nifestosu gibidir. Metinler; iyilik, doğruluk, anlayış, kültür,
edebiyat, yazı, fânilik gibi kavramlar etrafında gelişirken
büyük fotoğrafta bir hayat felsefesi de oluşturulur.

Bu parçadan Kutadgu Bilig ’le ilgili kesin olarak çıkarı-


6. Bütün sevgileri atıp içimden, labilecek yargı aşağıdakilerden hangisidir?
Varlığımı yalnız ona verdim ben, A) Önemli bir edebiyat eseridir.
Elverir ki bir gün bana derinden, B) Bölümler hâlinde yazılmıştır.
Ta derinden bir gün bana “Gel” desin. C) Günümüz hikâye ve romanlarından farksız biçimsel
Bu mısralarda aşağıdakilerden hangisi ağır basmakta- özellikler taşır.
dır? D) Yazar, yaşam deneyimlerini aktarmak üzere kaleme
almıştır.
A) Ümit B) Yalnızlık C) Korku
E) Sade ve akıcı bir anlatıma sahiptir.
D) Kayıtsızlık E) Sitem

55
30 dk
2 EŞİK PARAGRAFTA KONU - ANA DÜŞÜNCE TEST - 2

1 9. Diller; yazarların, düşünürlerin, sanatçıların yazılarıyla 11. Deniz memelileri, suyun altında çok uzun süre nefeslerini
gelişir. Dili, en iyi onlar kullanır; gelişmesine en çok onlar tutabiliyor. İnsanlar en fazla birkaç dakika nefeslerini tu-
emek verirler. Dil uzmanları, kurumlar, kurullar dillerin ge- tabilirken bazı balina türleri iki saat nefes almadan suyun
lişmesinde ancak yardımcı olabilirler. Bilimsel çalışmaların altında kalabiliyor. Balinaların bu özelliğinin akciğerlerinin
verilerini değerlendiren yazarlardır, sanatçılardır. Bir yazar, boyutuyla ilişkili olduğu düşünülebilir. Vücut büyüklüklerine
bir sanatçı diyeceklerini daha iyi anlatmak istedi mi yolunu oranlandığında denizde yaşayan memelilerin akciğerleri,
kendisi bulur. Uzmanlara danışmaz ama onlardan yarar- karada yaşayan memelilerinkinden daha küçüktür. Çünkü
lanır. Dilini seven, diline saygı duyan bütün kesimlerin el balinaların akciğerleri suyun altında oksijen deposu olarak
birliğiyle başarılacak bir iş bu. görev yapmaz. Deniz memelilerinin suyun altında uzun
BASAMAK

süre nefeslerini tutabilmelerinin temel nedeni aldıkları ok-


Bu parçada dilin gelişmesiyle ilgili olarak aşağıdakiler-
sijeni uzun süre verimli bir şekilde kullanabilmeleridir.
den hangisine karşı çıkılmaktadır?
A) Yazarların, düşünürlerin, sanatçıların ilgisizliğine Bu parçada deniz memelilerinin hangi yönü üzerinde
B) Kurumların, kurulların, uzmanların yetersizliğine durulmaktadır?
C) Bilimsel çalışma verilerinin değerlendirilmeyişine A) İnsanlardan üstün yanları
D) Sanatçıların uzmanları dikkate almayışlarına B) Vücut yapılarının elverişli olduğu yaşama şekilleri
E) İlgili kesimlerin iş birliğine girmeyişlerine C) Karada yaşayan memelilerle ilişkileri
D) Suyun altında uzun süre kalabilme özellikleri
E) Uzun ömürlü oluşlarının temel sebepleri

12. Biyogra türünü bir an zamana yayılmış sonsuz genişlikte


bir yelpaze gibi düşünelim. Her kanadında sayısız yaşam
öyküsü taşıyan bu yelpazenin geçmişteki ucu efsanelere
gömülmüştür, günümüzdeki ucu yaşanmış hayatlara açı-
lır. Kökleri günlük hayattadır; dalları, meyveleri sanatta.
En alt basamakta gündelik, basit özgeçmişler durur; üst
basamaklarda edebî biyograler. Arada da üstekileri kap-
10. Millet varlığını ayakta tutan ve millî bütünlüğü temin eden
samaya çalışan başvuru kitapları, ansiklopediler... Her
başlıca unsur ana dildir. Çünkü milleti meydana getiren
birinde sayfalar dolusu isim, sayfalar dolusu özetlenmiş
bireylerin ayrılmaz bir birlik hâlinde yaşamaları, birbirlerini
yaşam öyküsü… Bu durum biyogra yazmaya adım atan
tanımalarına, anlamalarına ve sevmelerine bağlıdır. Millet
yazarın hangi ayrıntılarla uğraşması gerektiğini yeterince
bütünlüğünün gittikçe artan bir sağlamlık kazanması da
açıklamıyor mu?
nesillerin ve bireylerin birbirlerini tamamlamaları ile müm-
kündür. Bu da millete ait manevi servetlerin, dil yolu ile ne- Bu parçanın bütününde biyogra türüyle ilgili olarak
silden nesile ziyan edilmeden aktarılmasına bağlıdır. aşağıdakilerden hangisi anlatılmaktadır?
A) İçeriğinden dolayı tanımlanması zor bir edebî tür olduğu
Bu parçada ana dilin hangi özelliği vurgulanmıştır?
B) Çokça ayrıntı içerdiği için bu türde eser vermenin bü-
A) Bireylerin varlıklarını sürdürmelerini sağlaması
yük çaba gerektirdiği
B) Sosyal ve toplumsal iletişimin temeli olması
C) Fazlaca geniş bir konu alanı olduğundan yazmanın ko-
C) Kültür ve sanat eserlerinin var olmasına aracılık etmesi lay olacağı
D) Ulusal değerlerin ve bütünlüğün sürekliliğini sağlaması D) Hem sanatsal hem de öğretici boyutlarının bulunduğu
E) Duygu ve düşünceleri doğrudan ifade aracı olması E) Edebî bir tür olarak kabul edilmesinin yanlış olduğu

56
30 dk

TEST - 2 PARAGRAFTA KONU - ANA DÜŞÜNCE EŞİK 2

13. Şehirlerin odağında insan değil araçlar var. Akan bir tra- 15. Beynimiz kötü anıları silmeye programlıdır çünkü hayatta 1
ğin kıyısında çarpılmadan, ezilmeden yaşamaya çalışıyo- kalmamız lazım. Sen dersin başına “Allah kahretsin, yine
ruz. Yol artık bize ait değil, bulvarlar da. Trak bizi hem bununla uğraşacağım!” diye oturursan beynin bu öğrendik-
yoldan attı hem de yoldan çıkardı. Elbette bunu söylerken lerine kötü anı muamelesi yapar ve bunları siler. Fakat ke-
bu işleyişin asıl sorumlusu olan kültürel boyutu, öfkesi bur- yii öğrenirsen kalıcı olur. Küçük yaşta da çok düşünürdüm
bunu, ezberlemem gereken bir şey varsa mutlaka oyun oy-
nunda bir şiddet toplumuna dönüştüğümüzü göz ardı etmi-
nayarak ezberlerdim. Yurtdışında da alfabeyi şarkıyla ya
yorum. Topluma tutulan bir ayna gibi trak. Yola çıkmak,
da oyuna dönüştürerek ezberletirler. Kendi çocukluğumda
yolda olmak insan olma ya da insanlıktan çıkma potansi-
da yeni okula başlayan her çocuğa abaküs alınırdı. Ancak
BASAMAK

yelimizi ortaya çıkarıyor.


hâlen abaküs öğretebilen bir öğretmen yoktur. Abaküsle
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada savunulanları sayarsınız, sonra onların telini çıkarır boncuk diye oynar-
destekler niteliktedir? sınız. Oysa o beş sıralı boncuklarla ne inanılmaz hesapla-
malar yapabileceği çocuğa öğretilmez.
A) Trak kurallarına uygun davranmak vatandaşlık göre-
vidir. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir?
B) Yanlış şehirleşme kentlerde karmaşayı artırmaktadır. A) Çocuk eğitimi özel bir uzmanlık alanıdır.
C) Şehirler insan odaklı olarak planlanmadıkça trak so- B) Eğitimde oyundan yararlanmak öğrenmeyi sevdirir ve
runu çözülmez.
kolaylaştırır.
D) Yanlış şehirleşmenin getirdiği trak sorunu, toplumsal
C) Beynin işlevleri öğrenildikçe eğitim başarısı artar.
davranışlarımızdaki hataları da yansıtmaktadır.
D) Ezberlemek eğitimin en önemli ve en zor yönüdür.
E) Toplumsal barış, öncelikle toplumsal alanlarda insan
haklarına uygun davranmakla sağlanabilir. E) İnsan yaşadıkça iyi veya kötü anılar biriktirir.

16. Bir gazeteci bir televizyon kanalında program yapıyor,


konukları ile sohbet ediyordu. Bu kez karşısında Ara Gü-
ler vardı. O gazeteci biraz da onun dünyaca tanındığını
vurgulamak için “Ara Bey siz Amerika’da da sergi açtınız,
dünyaya açıldınız, orada Mimar Sinan’ı tanıttınız, nasıl bir
duygu bu?” deyince “Amerika dediğin nedir yahu! Şurada
üç yüz senelik tarihi yok. Senin mezarların bile ondan eski.
14. Baharda açan badem ağaçları… İçimizi ısıtır, bizi gülüm- Boş ver Amerika’yı. Bak ben sana bir şey anlatayım: Mi-
setir ama onda büyük bir şey olduğunu, hayatın kusursuz mar Sinan dedin ya, ne yapmıştır o, onu söyleyeyim sana.
işleyişini gösterdiğini pek azımız düşünürüz. Van Gogh Mimar Sinan var ya, Süleymaniye’ye gidiyorsun ya hani,
bunu görmekle kalmayıp sanata da dönüştürmüştü. Andy Süleymaniye Camisi’ne giriyorsun. İşte camiye girdiğin
Warhol’un domates çorbası konserveleri resimlerinin sö- zaman sana Allah’ı gösteriyor. Budur mesele anladın mı?
zünü bile etmeyeceğim. Warhol’un modern dünyada her Sinan odur. Sana Allah’ı gösteren adamdır. Şimdi ben ne
yapabilirim bu adam karşısında. Biz sanatçı değiliz, foto
şeyin birbirinin benzeri olmasını eleştiren konserve kutu-
muhabiriyiz.”
su baskıları “Marketten alınan bir ürün nasıl 20’nci yüzyıl
sanatında dönüm noktası hâline gelir?” sorusunun canlı Bu parçadan “Ara Güler” ile ilgili olarak aşağıdaki yargı-
kanıtı adeta. ların hangisine ulaşılabilir?
A) Sanatın inceliklerini kavramış alçak gönüllü bir fotoğraf
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabi-
sanatçısıdır.
lir?
B) Türkiye’deki somut kültürel mirasın görsel olarak kayıt
A) Sanat, insana sıradan olanın gizli güzelliğini fark ettirir.
altına alınmasına öncülük etmiştir.
B) Sanatçı doğada gözlediklerini resim veya şiirle anlat-
ma ihtiyacıyla yaşar. C) Mimar Sinan eserleri üzerinde çalışmış olması dünya-
ca ünlenmesinin yolunu açmıştır.
C) Ağaçlar, canlılığını hissettirmek için baharda çiçek
açar. D) Sevilmesinde çıktığı televizyon programlarındaki doğal
D) Sanat ortamından uzak kalmak özgünlüğü yok eder. üslubu etkili olmuştur.

E) Yaşamı bayağılıktan kurtarmak sanatsal bir uğraş E) Türkiye’de fotoğrafı sanat katına yükseltmiş bir sanat-
edinmekle mümkündür. çıdır.

57
30 dk
2 EŞİK PARAGRAFTA KONU - ANA DÜŞÜNCE TEST - 3

1 1. Dünya genelinde okuma oranının düştüğünü düşünüyo- 3. Aşağıdaki cümlelerden hangisi: “İnsanların parmak izleri
rum. Sadece gençler ile alakalı değil, yetişkinlerde de du- var; evlerin parmak izi var mıdır, her evi farklı kılan nedir?”
rum böyle. İnsanlar, bugün kendilerini düşünmeye yönel- sorusunun cevabı olamaz?
ten ve entelektüel olarak zorlayan kitaplar okuyor olsalardı A) Her evin kendine has bir ruhu vardır; bu ruh orada ya-
içinde yaşadığımız dünyayı kabul etmezlerdi. Bu, sadece şayan insanların kişilikleri, eğitim ve kültür seviyeleri,
bizde gözlenen bir durum da değil ayrıca. Aynı şeyler Batı dünya görüşleri, zevkleriyle oluşur.
dünyası için de geçerli. B) Ev, içinde yaşayanların aynasıdır; bir eve girdiğinizde
orada oturanlar hakkında, hiç tanımasanız bile burnu-
Bu sözler aşağıdakilerden hangisine karşılık söylen-
nuza çalınan kokudan, duvara asılmış levha veya tab-
BASAMAK

miş olabilir? lolardan, kitaplık varsa kitaplardan bilgiler edinebilirsi-


A) Çağımızın kültürel anlamda yaşadığı sorunlar nelerdir? niz.
B) Günümüzde daha çok hangi sanat dallarına ilgi göste- C) Evin kendine has parmak izi o evin sakinlerinin doğur-
rilmektedir? duğu bir gönül çocuğudur; her evi farklı kılan görgü,
C) Çağdaşınız olan sanatçılar hakkında neler söylemek cömertlik, saygı, şefkat aslında girer girmez kendisini
istersiniz? belli etmektedir.

D) Gazetelerin gün geçtikçe dijitalleşmesine dair neler D) Çıtırtılar, kımıltılar, gölgeler, ışığın yer değiştirişi, yan-
söylemek istersiniz? sımalar, ürpertiler. Hepsi kendine hastır her evde. Bir-
birinin aynısını bulamazsınız.
E) Bugünün dünyasında ortaya çıkan düşünsel kuruluğu
neye bağlıyorsunuz? E) Evlerin hikayesi, sadece insan hayatlarını belirlemekle
kalmaz, toplumu da dönüştürür.

2. Genç felsefe öğrencisi diğer okuldan bir gençle karşılaştı.


Nereye gidiyorsun diye sordu ona. Rüzgârın sürüklediği
yere, diye cevap verdi diğeri. Hâlbuki onun pazara gittiğini
biliyordu. Cümleye aynı felsefeyle cevap veremediği için
kendisini aşağılanmış hissetti ve bu durumu hocasına an-
lattı. Onunla bir daha karşılaşırsan aynı soruyu sor ve ona
4. Çocukluğumda sanat, özellikle de müzik, ailemizin daima
şöyle söyle dedi hocası: “O zaman bacakların yok demek?
bir parçası oldu. Annem evde piyano çalar, babam ise
Çünkü ruhun bedeni yoktur ve rüzgâr ruhu hiçbir yere gö-
resme ve müzelere çok ilgi duyardı. Üç yaşından itibaren
türemez!” Ertesi gün yine karşılaştılar ve genç aynı soruyu
müziğe gösterdiğim ilgi ailemizin dikkatini çekti ve beni
sordu. Nereye gidiyorsun? Diğeri, pazara gidip zerzevat
sanatla iç içe yetiştirerek bana doğru yönde rehber oldular.
alacağım, dedi. Söyleyecek bir şeyi yoktu, yine sustu.
Bu şekilde her dalı ile sanat, özellikle de müzik, benim için
Bu hikâyeden çıkarılabilecek en kapsamlı sonuç aşağı- bir nefes alma şekli hâline geldi.
dakilerden hangisidir?
Bu sözler aşağıdakilerden hangisine karşılık söylen-
A) Kendini sürekli bir arayışın içine hapseden insan, an-
miş olabilir?
cak doğru formüllerle buradan çıkabilir.
A) Sanata ilginiz nasıl ve ne zaman başladı?
B) Sürekli değişkenlik gösteren hayata karşı hazır formül-
ler işe yaramaz, farklı durumlara hazır olmalısınız. B) Müziğin bugünkü toplum nazarında önemli olduğunu
düşünüyor musunuz?
C) Farklılıklarımız bizi bazen sürüden ayırır bazen de sü-
rünün en değerli elemanı yapar. C) Sanat dalları içinde en çok hangi alanın destekçisi ol-
dunuz?
D) Sorunlar karşısında çözüm üretebilmek zamanla kaza-
nılabilecek bir özelliktir. D) Müzisyenlikte başarıya giden yolu çizebilir misiniz?

E) İnsan kendisinde eksik hissettiği taraarı uzun soluklu E) Müziğin çocuk ruhu üzerindeki etkileri hakkında neler
bir çalışmayla tamamlayabilir. söylersiniz?

58
30 dk

TEST - 3 PARAGRAFTA KONU - ANA DÜŞÜNCE EŞİK 2

5. Eleştiri neşterdir. Yani iyileştiren, ince ve kesici bir araç. 7. Ana diline saygı, önce onu bilerek sevmek, sonra da doğ- 1
Neşter sözcüğü “bilgi” anlamına da geliyor. Evet, eleştiri ru ve düzgün kullanmakla olur. Bu saygının daha fazlası
iyileştirir. Ülkenizde daha iyi bir şiir, daha düzeyli bir ede- ise ana dilini yabancı dillerin salgınından koruyarak kendi
biyat topluluğu vücut bulsun istiyorsanız edebî eleştiriye yapısı içinde işleyip zenginleştirmeye çalışmakla gösteri-
zemin hazırlamak, yazmak, yazdırmak boynunuza borçtur. lir. Bu da sanatçıların, bilginlerin ve eli kalem tutan bütün
Bir edebiyatta eleştirel düzyazının gelişmemesi; kaosa, öl- yazarların görevidir. Yabancı kelimeleri dillerinden bir türlü
çülerin kaybına, iyi şeylerin hasıraltı edilmesine, bayağılı- söküp atamayanların, ana diline sevgiden ve saygıdan söz
ğın pazarlanmasına yol açar. etmeleri gülünç olmaktan öteye geçemez.
BASAMAK

Bu sözler aşağıdakilerden hangisine karşılık söylen- Bu parçadaki altı çizili ifadeyle


miş olabilir? I. Ana dilini yabancı dillere karşı korumaya çalışmak
A) Bir eleştirmeni okurun gözünde yücelten şeyler neler- II. Ana dilini özgün yapısına özen göstererek işlemek
dir? III. Yabanıcı kelimeleri kullansa bile ana dilini sevgisini her
B) Edebiyat dünyasında görülen eksiklikleri nelere bağlı- ortamda dile getirmek
yorsunuz?
durumlarından hangilerine gönderme yapılmıştır?
C) Edebî eleştirinin gerekliliği ve yazın dünyasına katkıları
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
hakkında neler söylersiniz?
D) I ve II E) I ve III
D) Edebî birikimin oluşmasında akademik çalışmaların
yeri nedir?
E) Bir toplumun düşünsel gelişiminin sağlanması için ne
gibi adımlar atılmalıdır?

8. Birçok araştırmacı bilimsel anlamda tıbbın MÖ 5. yüzyıl-


da Yunan hekim Hipokrat’ın tanıya ve gerekçeli bir tedavi
yaklaşımına dayanan rasyonel tıbbı ortaya atmasıyla baş-
6. Babam bana kitap oku demedi fakat onun elinde hep kitap
ladığına inanmaktadır. Bunun yanında, 2007 yılında bir
gördüm. Gözlüklerini takar, eline kırmızı kalemini alır ve
grup araştırmacı, MÖ 1850 yıllarına tarihlenen dört adet
sürekli çizerdi satırların altını. Ben babam kitabı elinden bı-
Mısır papirüsündeki bine yakın reçeteyi deşifre ettiler. Gü-
raktığı zamanlarda altını çizdiği satırları delice merak eder,
nümüzde kullanılan modern tıbbi rehberlerde listelenmiş
o satırların diğerlerinden farkını anlayabilmek için karıştırır-
bitki, hayvan ve mineral adları ile papirüslerdeki mater-
dım sayfaları. Annem de okurdu. Dergi boyunda basılmış
yaller karşılaştırıldığında, 284 materyalin yüzde 62’sinin
kocaman bir kitap okuduğunu hatırlıyorum: Alexandre Du-
1970’lere kadar kullanıldığını fark ettiler. Bu kâğıtlar ara-
mas’nın Monte Kristo’ suydu sanırım. Bana oku denilmedi
sında yer alan, hastalıklar için yazılmış reçetelerden ba-
ama okudum. Bana yaz denilmedi ama yazdım. Babam
zıları şöyleydi: Solucan düşürmek için nar ve pelimotu;
yazıyordu çünkü. Daktilo tıkırtıları çocukluğumun en gi-
hazımsızlık için kişniş ve kimyon; şişkinliğin giderilmesinde
zemli sesi olmuştur.
kereviz tohumu…
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık ola-
Bu parçadan
rak söylenmiş olabilir?
I. Tıp tarihine yönelik yanlış bilgilerin bulunduğu
A) Evinizde bir okuma ve yazma geleneği var mıydı?
II. Tıp alanına yönelik araştırmaların köklü bir tarihe sahip
B) Çocukluğunuzda tanıştığınız ilk kitapları hatırlıyor mu-
olduğu
sunuz?
III. Hipokrat’ın ortaya attığı görüşlerin zamanla terk edildiği
C) Sizi okumaya ve yazmaya teşvik edenler oldu mu?
ifadelerinden hangilerine ulaşılabilir?
D) Okumaya ilginiz hangi tür kitaplarla başladı?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
E) Yazma yeteneğinizi aileniz mi yoksa öğretmenleriniz
mi fark etti? D) I ve II E) II ve III

59
30 dk
2 EŞİK PARAGRAFTA KONU - ANA DÜŞÜNCE TEST - 3

1 9. Bazı tanıklıklar sizi hemen kurgusal bir metin yazmaya 11. Şiir, güzel sanatlar içinde kendine has yeri ve özelliği
yönlendirir. Bu tanıklıklar ışığın çakıp sönmesi gibi hayalî olan bir edebî türdür. Kimi zaman duygularımızın sırdaşı,
bir duygu tınısı ise sizi öyküye taşır hemen. Ama yaşamsal kimi zaman güzel sohbetlerimizin ziyneti, kimi zaman da
bir olgu ya da olay dallanıp budaklanmışsa ve orada da isyanlarımızın aracısı olan şiir, günümüzde yeterince rağbet
dramatik bir yan varsa roman olur son durağınız aniden. görememektedir. Şiirin yeteri kadar ilgi görmemesinin bazı
sebepleri olduğu muhakkak. Gerçek şiir okuyucusu azaldı,
Bu parçadan
şiirler ise işportaya düştü. Böyle bir ortamda da şiir estetik
I. Çeşitli unsurların uyandırdığı izlenimlerin yazarları
yönü bir kenara bırakılarak birtakım moda söyleyişlere ve
yazma sürecine ittiği
ideolojiye yöneldi. Estetik kaygı olmayınca da gerçek şiir-
BASAMAK

II. Romanla öykünün birbirinden farklı nitelikler taşıdığı


den bahsetmek zaten mümkün değil.
III. Romanın dramatik gerçeklikleri bünyesinde taşıyan bir
edebî tür olduğu Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden yakın-
ifadelerinden hangilerine ulaşılabilir? maktadır?
A) Yalnız I B) Yalnız III C) I ve II A) Edebiyatın güncel toplum yaşantısında işlevini yerine
D) II ve III E) I, II ve III getirmemesinden
B) Şairlere eskisi kadar saygı gösterilmemesi ve önem
verilmemesinden
C) Şiir türünü gerçek hâline yönlendirecek eleştiriler
kaleme alınmamasından
D) İnsanların okuma eyleminde gün geçtikçe uzaklaş-
masından
E) Şiirin popülerliğe kayarak asli özelliklerini ve itibarını
kaybetmesinden

10. Edebiyat ve sinemanın dil farklılıkları uyarlamalarda ede-


biyatın aleyhine çalışan bir etkendir. Roman yazarının bir
varlığı, nesneyi, somut bir kavramı, kimi davranışların ne-
denlerini, herhangi bir gelişimi, oluşumu anlatması ve bir
çevreyi tasvir etmesi için birçok sözcüğe başvurması ge-
rekir. Buna karşılık senaryo yazarı, belirtilen varlığı, nes-
neyi, gelişimi, oluşumu tek bir görüntüyle ortaya koyabilir.
12. Kimileri edebiyat yoluyla hayatı görür, kimileri ise hayat yo-
Bunun sebebi zaman açısından ekonomik davranma ge-
luyla edebiyatı. Bu iki durumdan nur topu gibi bir paradoks
rekliliği ve sinemanın görsel, işitsel bir sanat dalı olmasıdır.
da elde edebiliriz. Edebiyatı hayattan ayrı düşünmedim
Senaryo, romanda olduğu gibi kişilikleri, nesneleri, gelişim-
hiç. Edebiyat; büyük acıların, kopuşların, hayal kırıklıkla-
leri tanımlamaz; onları varlık olarak sunar. Üstelik bunu,
rının altını çizer hep. Acıya talip olmadan edebiyatın derin
roman anlatımındaki atmosferi yaratacak görüntülerle ve
suyuna giremeyiz çünkü. Hayatın, hatıratın dışında olmak
lm gereklerine uygun olarak yapması gerekir.
ölümsüzlerin işidir. Ancak şiir türü vardır ki ölümlü olduğu-
Bu parçada ele alınan asıl konu aşağıdakilerden han- muzu hatırlatırken bir yandan da ölümsüzlükle avutur bizi.
gisidir?
Bu parçada yazar aşağıdakilerden hangisine değin-
A) Edebiyattan sinemaya yapılan uyarlamalarda edebiyat miştir?
aleyhine işleyen hususların giderilebileceği
A) Şiir türünün gerçek sanatçıların işi olduğuna
B) Romanların sinemaya uyarlamalarının senaristleri yor-
B) Nitelikli bir edebiyatın gerçekleri düş gücü ile yorumla-
duğu
mayla mümkün olacağına
C) Romanda sayfalar tutabilecek betimlemelerin sinema
C) Bir sanatçının anlattıklarına kendi yorumunu katarak
sanatında anlık bir görüntüyle sağlanabildiği
başarılı ve kalıcı olabileceğine
D) Sanatlar arasında dil farklılığı varsa birinden diğerine
D) Edebiyatla ile yaşam arasında sıkı bir bağ bulunduğu-
uyarlamanın yanlış olacağı
na
E) Sinemaya yönelik edebiyat uyarlamalarında iki sanatın
E) Edebî eserlerin okuru yaratıcı eylemlere sürüklediğine
dil farkının edebiyatı olumsuz etkilediği

60
30 dk

TEST - 3 PARAGRAFTA KONU - ANA DÜŞÜNCE EŞİK 2

13. Gezilerimiz sırasında avcılarla çok sık karşılaşıyoruz. Her 15. Bilindiği gibi denemedeki anlatıcı genellikle yazarın biz- 1
yerdeler. Nereye gitsek onları görüyor, silah seslerini du- zat kendisi olması, anlatılanların gerçek dünyaya denk
yuyoruz. Kuzey Ormanları’nda bile. Keyii bir hafta sonu düşmesi, kurgusal yanlarının olmaması öykü ile deneme
geçirmek için cana kıyıyorlar. Bir hatıra: Kiraz yemek için arasındaki temel farkı oluşturur. Yazar, denemede bir duy-
dağın eteğindeki bir bahçeye gittik. Sabah sekiz civarı. Elli guyu, bir düşünceyi, kendi kişisel düşüncelerinin ispatı için
metre ötemizde bir karaca gördük. Durmuş, bizi seyredi- gündeme getirir. Ama öyküde amaç, kişisel düşüncelerin
yordu. On dakika kadar sürdü bu. Arkadaşlardan biri fotoğ- ispatı değil, bir tanıklık, bir aracılıktır. Burada yazar müda-
rafını çekti, sosyal medya hesabından paylaştı. Yorumlar- hil değil, aktarıcıdır. Denemede anlatılanlar, hayattaki ger-
BASAMAK

dan biri: “Şimdi bölgedeki bütün avcılar karacayı öldürmek çek duruma denk düşer. Genellikle kurgusal yanları yoktur
için oraya gelir. Lütfen bu paylaşımı siliniz.” Bir fotoğrafın ve açıklama peşindedir. Öyküde ise gerçek dünyayla ör-
böyle bir kötülüğe kapı açacağı hiçbirimizin aklına gelme- tüşmek temel amaç değildir. Kurgusaldır ve gerçeği bire
mişti. Maalesef haklı. bir tanımlamaz.

Aşağıdakilerden hangisi bu parçada eleştirilen bakış Bu parçada üzerinde durulan asıl konu aşağıdakiler-
açısıyla yazılmıştır? den hangisidir?
A) Hayati zorunluluk olmaksızın bir güzelliğe kıymak acı- A) Öykü türünün denemeden üstünlüğü
masızlıktır. B) Yazarın öykü ve deneme türlerinde nasıl bir tutum ta-
B) Daldaki gülü koklarım, beğenirsem koparıp alırım. kındığı
C) Diğer canlılara zarar vermeyi, insana verilmiş bir hak C) Duygu ve düşüncelerin deneme yazılarında ele alınış
gibi göremeyiz. biçimleri
D) Yaşam alanları daralan yaban hayvanlarının bu duru- D) Kurgunun deneme ve öykülerde kullanılabilirliği
munu fırsata dönüştürmek insanlığa sığmaz. E) Kurgunun anlatımında yazarın kullanacağı türler ara-
E) Ağaçları, ırmakları, kuşları çıkardığımız vakit cennet sındaki temel farklılıklar
vatandan geriye ne kalır?

16. İleri bir edebiyatın yolunu tutabilmek için yazar, okur


ve eleştirmeci arasındaki münasebetlerin düzenli bir
hâle kavuşmasına ihtiyaç vardır. Bu üçünün arasındaki
münasebetlerde düzenin sağlanmasında eleştirmeciye
14. Basit bir benzetmeyle hastalık yaygınlaşsın, ilaçlarımız sa-
düşen işler ise yazar ve okuyucuya düşen işlerden
tılsın piyasası hüküm sürüyorsa kimse eleştiriyi istemeye-
fazladır. Bu işleri başarabilmek için eleştirmecilerimizin
cektir. Alenen istenmediği söylenmese bile eleştiriyi ikame
çalışmalarını akademik düzeyde yapmaları gerekmekte-
etmenin yanından bile geçmese de otorite kurma teşviki
dir. Bunun yanında eleştirmecinin anlaşılabilmek için ya-
içeren yıllık, seçki, antoloji türü mevcudu derleyen çalışma-
şayan dili kullanması, herkesçe kabul edilen terimlere yer
lar bu isteksizliğin somut sonucudur. Şiir eleştirisi metin altı
vermesi, terimleri yetersiz bulduğu veya onlara sözlük dışı
yorumlarına indirgenmiş hâlde. Örgün eğitimin şiire yakla-
bir kavram yüklemek istediği hâllerde de bu kavramların
şımında ciddi sorunlar var. Eleştirinin yokluğunu, yarattığı
tanımlamalarını yapması gerekir.
boşluğu öğrencilerle temas ettiğinizde hemen anlarsınız.
I. Açık ve anlaşılır bir dil kullanmak
Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden yakınılmakta-
II. Eleştirilerini bilimsel temele dayandırmak
dır?
III. Nitelikli edebiyat eserleri ortaya koymak
A) Nitelikli eleştiri yapılmasına duyulan isteksizlikten
Bu parçaya göre ileri bir edebiyata ulaşmak için eleş-
B) Yazarların eserlerini çok sattırma hırsından
tirmene düşen görevler arasında yukarıda verilenler-
C) Bilinçli edebiyat okuru yokluğundan
den hangileri vardır?
D) Okullarda eleştiri dersleri verilmeyişinden
A) Yalnız II B) Yalnız III C) I ve II
E) Şiirin hak ettiği değeri bulmayışından
D) I ve III E) I, II ve III

61
30 dk
2 EŞİK PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCELER TEST - 1

1. Edebiyat dergileri farklı edebî ve kültürel anlayışların orta- 3. Bir edebiyat türü olarak deneme; özgürce seçilen bir konu-
ya çıktığı tarihsel ve maddi koşulların anlaşılmasına ola- da gelişen, çoğunlukla orta uzunlukta bir düzyazı biçimidir.
2
nak tanır. Edebiyat tarihinin güncel kayıtlarını içeren bu Ağırbaşlı edebiyat yazıları içinde deneme, en ilgi çekici
dergiler, edebiyat alanındaki araştırmalar için de büyük olanıdır. Gerçi kitapları koşarcasına okuyanlar ona pek
önem taşır. Türkiye’de son yıllarda çıkan edebiyat dergile- yüz vermezler ama ince işçilik gösterenlerin yani gerçek
rinin genellikle yazar ve yapıt odaklı araştırmalardan oluş- kitapseverlerin sık sık başvurdukları eserler de genellikle
tuğu görülmektedir. Yazar ve yapıt odaklı bu çalışmalar, deneme kitaplarıdır. Okurlar, denemeyi hoşça vakit geçir-
yazarların yaşamları ve yapıtları hakkında temel bilgileri mek için okurlar. Ondan beslenmeyi beklemeseler de gene
edinmeye yardımcı olmaktadır. Ancak bu çalışmalarda ya- de beslenirler. Şiir ve aklı başında hayat öyküleri bir yana
BASAMAK

zarların üretim yaptıkları dönemlere ilişkin bilgilerin çoğu bırakılacak olursa yazarla en yakın ruh alışverişine giren
satır aralarına sıkışmıştır. yazı türü denemedir.

Bu parçadan, Bu parçadan deneme ile ilgili olarak aşağıdakilerden


I. Edebî dergilerde dönemsel koşulların arka planı ile ilgi- hangisi çıkarılamaz?
li ayrıntılar bulunduğu A) Acele ile değil, sindirilerek okunması gerektiği
II. Son dönem edebiyat dergilerinde yer alan çalışmalar- B) İçerikte ele alınacakların, yazarı tarafından belirlendiği
da çeşitli eksiklikler gözlendiği
C) Okurlarına estetik zevk sunmasının yanında çeşitli kat-
III. Edebiyat dergisi çıkarmanın hayli güç bir hâl aldığı kılar sağladığı
ifadelerinden hangilerine ulaşılamaz? D) Şiir ve öyküden sonra kullanılmaya başlayan en eski
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III edebî tür olduğu
D) I ve II E) II ve III E) Yazarın ruh durumunu okura aktarmada etkili bir tür
olduğu

2. Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde kendine has bir üslup 4. Orhan Veli, Türk edebiyatının önemli şairlerinden biridir.
vardır. Bu tutum, eseri birkaç sayfa okuduktan sonra insanı Yaşadığı devirde ve daha sonraki dönemlerde adından
içine çekmekte ve yepyeni keşiere doğru sürüklemekte- sıkça söz ettirmiş ve bazı şairlere de ilham kaynağı olmuş-
dir. Edebiyatımız açısından oldukça önemli olan eser, bu- tur. Onunla ilgili çalışmaların büyük bir ekseriyeti bilinen-
gün sadece bizler için değil başka milletler ve ülkeler için lerin tekrarı olurken bir kısmı da bazı öznel değerlendir-
de kaynak olmuştur. Bu nedenle Seyahatname Almanca, melerden öteye geçememiştir. Dikkate değer çalışmaların
Bulgarca, Farsça, Fransızca, İngilizce, Rusça, Yunanca ve sayısı ise bir elin parmaklarını aşmayacak sayıdadır.
Sırpça gibi birçok farklı dile çevrilmiştir.
Bu parçada
Bu parçada Seyahatname ile ilgili olarak aşağıdakiler- I. Orhan Veli hakkında yapılan çalışmaların çoğunluğu-
den hangisine değinilmemiştir? nun birbirine benzediği
A) Bir başvuru yapıtı olarak görüldüğüne II. Orhan Veli’nin kimi şairlere esin kaynağı olduğu
B) Özgün bir anlatım tarzını örneklendirdiğine III. Orhan Veli’nin şiir üzerine önemli incelemeler yayımla-
C) Farklı medeniyetlere ait unsurlar içerdiğine dığı

D) Etkileyici bir anlatıma sahip olduğuna durumlarından hangilerine değinilmemiştir?


E) Uluslararası bir üne sahip olduğuna A) Yalnız I B) Yalnız III C) I ve II
D) II ve III E) I, II ve III

62
30 dk

TEST - 1 PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCELER EŞİK 2

5. (I) İyi bir çocuk kitabı; çocuğun düşünme, sorun çözme 7. Mısır medeniyetinden kalan piramitler, tapınaklar ve mum-
ve yaratıcılık gücünü artırır, çocukta doğa olaylarına ilgi yalar, Mısırlıların teknoloji ve bilim alanında çağın çok
2
uyandırır. (II) Aynı zamanda çocuğun resme, dramatik et- ilerisinde teknik bilgi ve beceriye sahip olduklarını göste-
kinliklere, müziğe, sanat alanlarına ilgi duymasına yardım riyordu. Başlarda tapınaklara bırakılan tarım ürünlerinin
edebilir. (III) Çocuğun kendisini daha iyi tanıması için ona türünü ve kime ait olduğunu belirtmek için kullanılmaya
başlanmış olan hiyeroglif yazı sistemi sonraları piramitlerin
kılavuzlukta bulunurken çocuğa yaşamın değişik yönlerini
çizim ve yapım ilkelerini anlatan bir yazı sistemine dönüş-
öğrenmesinde, başka ülkeler ve toplumlar üzerinde bilgi
müştür. Bin yıllar sonrası Orta Çağ Avrupa’sının zihniye-
edinmesinde çok zengin imkânlar sağlar. (IV) Çocuklar
tinden daha tutarlı bir anlayışa sahip olan bu medeniyette
BASAMAK

sanatçının kurguladığı olayların kahramanlarıyla özdeşim


din adamları belki de modern tıbbın bugünlere ulaşmasını
kurarak iyiye, güzele, doğruya yönelerek sanatçının yarat- sağlayacak mumyalama sistemini geliştirmişlerdir. Günde-
tığı insana özgü duygu yoğunluğu ile kıskançlık, bencillik lik yaşamda karşılaştıkları birçok sorunu pratik çözümlerle
gibi eylemlerinden arınabilirler. (V) Genel olarak çocuklar, aşmaya çalışan Mısırlılar, astronomi, matematik, geometri,
okudukları kitaplardan edindikleriyle bir yandan yetenek takvim, tıp, papirüs gibi birçok bilimsel gelişmeyi insanlık
yelpazelerini geliştirirken diğer yandan da günlük yaşam- için bulmanın yanında sağlam bir devlet teşkilatlanması
larını kolaylaştırıp renklendirirler. oluşturup tarihteki ilk anlaşma olan Kadeş Anlaşmasını Hi-
titler ile yapmışlardır.
Numaralanmış cümlelerden hangisinde edebî eserle-
Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı
rin çocukların olumsuz davranışlarını giderdiğine de-
yoktur?
ğinilmiştir?
A) Mısır medeniyeti ile Orta Çağ Avrupası arasındaki te-
A) I B) II C) III D) IV E) V
mel fark nedir?
B) Mısırlılar hiyeroglif yazı sistemini hangi amaç doğrultu-
sunda bulup geliştirmişleridir?
C) Mısır medeniyetinde meydana gelen bilimsel gelişme-
lere etki eden temel faktör nedir?
D) Mısır’daki din adamlarının kullandığı mumyalama sis-
teminin tıbba etkisi olmuş mudur?
E) Mısırlıların devlet teşkilatlanmasını gösteren en çarpıcı
olay nedir?

6. Dünya eskisinden çok daha karmaşık, zihinlerimiz bütün 8. Kitapları keynce okuyan, yalnızca kendi vicdanının sesini
bu görüntü ve bilgi seli içinden doğru yaşamanın ipuçlarını dinleyerek başkalarının sözleriyle tartışan ve kitaplarla ko-
seçemiyor. Toprağa basmadan geçen haftalarımız var, bir nuşa konuşa kendi düşüncelerini ve âlemini oluşturan öz-
dost sohbetinde ısınmadan geçen aylarımız var, iş yaşan- gür, bağımsız yazarın ilk büyük örneği, modern edebiyatın
tısı ve geçim sorunları hayatlarımızın üzerine kara bulut- başlangıcı Montaigne’dir elbette. Annemin de dönüp dö-
nüp okuduğu, bana okumamı öğütlediği bir yazardı Monta-
larını germiş de oradan bize unutuş ve aldanış yağdırıyor.
igne. Dünyanın neresinde olursa olsun, ister Doğu’da ister
Şiir, dilimize pelesenk olmuyor; onca söz arasında bir söz
Batı’da, çevrelerinden kopup kendilerini kitaplarla bir oda-
hepi topu bir gazete haberinin zihnimizde yer açtığı yer ve
ya kapatan yazarlar geleneğinin bir parçası olarak görmek
zaman kadar yer işgal edip sonra çekiliyor.
isterim kendimi. Benim için hakiki edebiyatın başladığı yer
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilme- kitaplarla kendini bir odaya kapatan adamdır.
miştir? Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşıla-
A) Karmaşık bir zihin ve yaşantıya sahip olduğumuza maz?
B) Doğadan kopuk bir yaşam sürdürdüğümüze A) Modern edebiyatın Montaigne’le başladığına
B) Montaigne’nin özgür düşüncenin ilklerinden olduğuna
C) Eş dostla yeterince sohbetten uzaklaştığımıza
C) Yazarın annesinin Montaigne’i sürekli okuduğu ve ya-
D) Güncel sorunlarımızla, geçim derdiyle çokça meşgul
zara da önerdiğine
olduğumuza
D) Yazarın da Montaigne gibi bir deneme yazarı olmak
E) Gazete haberlerine şiirden daha çok zaman ayırdığı-
istediğine
mıza
E) İyi bir yazar olmanın kitaplarla düşüp kalkarak mümkün
olabileceğine

63
30 dk
2 EŞİK PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCELER TEST - 1

9. Bazılarımız kapağını ya da yazarını sevdiği, bazılarımız da 11. Bir araştırmada katılımcıların popüler müzik dinlerken ve
içeriğine ilgi duyduğu için kitap alırız. Bazen de hevesle al- müziksiz bir ortamda öğrendikleri bir bilgiyi hatırlama ve
2
dığımız kitapları aradan aylar, belki yıllar geçse okumayız. okuduklarını anlama yeterliliği karşılaştırıldı ve içine kapa-
Öyle ki kitaplığımız, okuyacak zaman bulamadığınız kitap- nık insanların bilişsel yeteneklerinin dışa dönük insanlara
larla dolar. Bu kitaplar, bizde büyük bir suçluluk duygusu kıyasla daha olumsuz etkilendiği anlaşıldı. Yayımlanan
yaratabilir. Bilmeliyiz ki bu konuda yalnız değiliz. Hatta Ja- başka bir araştırmada Mozart besteleri dinlemenin mekân-
ponlar bu duruma bir ad bile vermişler: Tsundoku hastalığı. sal algı yeteneğini geliştirdiği belirlendi. Yapılan bir diğer
Tsundoku hastalığı olan kişiler, asla kitapları istiedikleri- araştırmada ise bir işle uğraşırken müzik de dinleyen yaş-
ni düşünmezler; günün birinde aldıkları kitapları mutlaka lıların bilişsel yeteneklerinin gençlere göre daha olumsuz
BASAMAK

okuyacaklarını düşünürler. Kitaplıklarının dolu olması bu etkilendiği belirlendi. Duygusal müzikler dinlemenin otobi-
kişileri mutlu eder. Gitmekten en çok mutluluk duydukları yograk belleği olumlu etkilediğini, popüler bir müzik dinle-
yerler kitap fuarlarıdır. Onlar yeni alınmış kitap kokusuna menin de dikkatin dağılmasına sebep olabildiğini gösteren
bayılırlar. araştırmalar var.

Bu parçada Tsundoku rahatsızlığıyla ilgili olarak aşa- Bu parçada söz edilen araştırma sonuçlarından hare-
ğıdakilerden hangisine değinilmiştir? ketle aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?
A) Okunması gereken kitaplar listesinde yer alan kitapla- A) Bir işle uğraşırken müzik dinlemek gençleri ve yaşlıları
rın çoğu ellerinde vardır. farklı şekillerde etkilemektedir.
B) Başkalarına ödünç kitap vermekten hiç hoşlanmazlar. B) Dikkat gerektiren bir işle uğraşırken arka planda müzik
C) Edindikleri kitapları bir gün mutlaka okurlar. çalması, dikkatin tamamen temel görevin üzerinde top-
lanmasını engelleyebilmektedir.
D) Kütüphanelerinin doluluğuyla mutlu olurlar.
C) Klasik müzik dinlemek insanda mekânsal algı kabiliye-
E) Elektronik ortamlarda kitap okuma alışkanlığından nef-
tini olumlu etkilemektedir.
ret ederler.
D) Dinlenen müziğin türü insanlarda bilişsel performansı
farklı şekillerde etkileyebilmektedir.
E) Ders çalışırken müzik dinlemek öğrencilerde stres ve
kaygı düzeyini azaltmaktadır.

12. Çok çalışabilme ve başarısızlık ya da kötü durumlar kar-


şısında sarsılmadan durabilme yeteneğine, kişilerin sıkı
çalışarak uzun erimli tutkuları ve hedeerine odaklanabil-
10. Bilimsel bilgi doğrulanmış bilgidir. Bilimsel teoriler bir kı- mesini sağlayan içsel kaliteye zihinsel dayanıklılık denir.
sım titiz yöntemlerle, gözlem ve deneyle elde edilen deney Türkçede dişini sıkabilmek dediğimiz şey bir bakıma ba-
olgularından çıkarılır. Bilim; görebildiğimiz, işitebildiğimiz, şarılı insanların sahip bulunduğu bu durumu anlatır. Dişini
dokunabildiğimiz şeyleri anlamaya, açıklamaya yönelen sıkarak başarılı olan insanlar; anlık zevklerini ötelemekte,
bir inşa çalışmasıdır. Bilim hakkında şüphe duyulan konu- yanlış ama çekici şeylere karşı koymakta, yapmaları gere-
larda gerçeği ortaya koymak, kanıtlamak çabasıdır. Bilim- keni yapmak için korkularının üstesinden gelmekte ustadır,
de şahsi kirlerin veya tercihlerin ve çarpıtıcı düşüncelerin irade sahibidir. Bu insanlar sadece önceliklendirmekle kal-
yeri yoktur. Bilim nesneldir. Bilimsel bilgi, nesnel olarak maz, aynı zamanda en büyük önceliklerini sürekli olarak
doğrulandığı için güvenilir bilgidir. uygulamaya koyar.

Bu parçada bilimle ilgili olarak aşağıdakilerden hangi- Aşağıdakilerden hangisi bu parçada söz edilen kişile-
sine değinilmemiştir? rin bir özelliği değildir?
A) Bir anlama, açıklama çabası olduğuna A) Cesaretli olma
B) Geçerliği kanıtlanmış bilgiler topluluğu olduğuna B) Kontrolü kaybetmeme
C) Araştırmacı eğitime katkı sağladığına C) Sabırlı olma
D) Gerçeğe ulaşmak ve gerçeği ortaya çıkarmak istediğine D) Umutla çalışma
E) Nesnel ölçütlerle elde edilmiş bilgiler bütünü olduğuna E) Özünü hatırlama

64
30 dk

TEST - 1 PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCELER EŞİK 2

13. Daha fazla sabredemeyerek hayat yolunda attığım ilk 15. Osmanlı Devleti, Batı medeniyetine dâhil olma yolunda ilk
adımların tarihçesini yazmak için oturdum ama bunu yap- resmî adımını 1839 yılında ilan edilen Tanzimat Fermanı’y-
2
masam da olurdu. Pek iyi bildiğim bir şey vardı: “Yüz ya- la atmıştır. Bu süreçte, edebiyatımızda yeni yeni görülen
şıma kadar yaşasam hayat hikayemi yazmaya bir daha roman türü, dönemin entelektüelleri tarafından bu yeni
oturmam.” Hiç sıkılmadan insanın kendisi üzerinde yazı modernleşme projesinin uygulanmasında önemli bir zemin
yazması için kendisine utanmadan ışık olması gerekir. olarak kabul edilmiştir. Bu amaçla kaleme alınan roman-
Kendimi affedebileceğim bir nokta varsa o da herkes gibi larda genellikle sürecin de etkisiyle bir çatışma içinde olan
yani okuyucunun takdirini kazanmak için yazmayıp büsbü- kahramanlar, tipler tasvir edilmiştir. Bu çatışma da genel-
BASAMAK

tün başka bir gaye ile yazmaktır. likle Doğu-Batı kültürlerinin karşı karşıya gelmesi sonucu
kaybolan benlikler merkezine oturtulmuştur.
Düşüncelerini bu şekilde dile getiren bir sanatçı için
I. Yazarlığın hayatını anlatmaktan farklı bir uğraşı oldu- Bu parçadan;
ğuna inanmaktadır. I. Edebiyatın toplumsal ve siyasal değişimlerden etkilen-
II. Yapıtlarını kaleme alırken okur beğenisini ya da görü- diği
şünü dikkate almamayı savunmaktadır. II. Edebî ürünlerin yenilikleri topluma yansıtmada bir araç
III. Sanatçı olarak kalıcılığın öz yaşam öyküsü yazmakla olarak kullanılabildiği
sağlanacağına inanmaktadır. III. Bir toplumun modernleşmesinin önce edebiyat çevre-
yargılarından hangileri söylenemez? lerinde gerçekleşmesi gerektiği

A) Yalnız I B) Yalnız III C) I ve II ifadelerinden hangilerine ulaşılamaz?


D) II ve III E) I, II ve III A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) II ve III

16. 1789 Fransız ihtilali sırasında oluşan karışıklık ortamı çok


sayıda değerli insanın da yaşamına mal olmuştu. 1794
yılında Lavoisier kendisini mahkemede yargıç karşısında
14. Ali Şîr Nevâî, Türkçenin önemli bir meşalesidir. XV. yüz- buldu. Çıkan karar Lavoisier’nin giyotinle idam edilmesiydi.
yılda Türkistan bölgesi Türk hükümdarı Sultan Hüseyin Lavoisier mahkeme heyetinden idamının sadece üç gün
Baykara’nın yakın arkadaşı olan Ali Şîr Nevâî, Türkçeyi bir ertelenmesini istemişti. Arkadaşları da Lavoisier’nin yaptığı
sanat dili hâline getirmek için sadece eser düzeyinde de- çalışmaları ve ülkeye katkılarını göstererek kararın değiş-
ğil kuramsal olarak da çalışmalar yapmıştır. Türkçe bilinci tirilmesini istediler. Ancak yargıç bu isteği “Cumhuriyetin
yüksek bir sanatçı olan Ali Şîr Nevâî kendinden sonra gelen bilim insanına ihtiyacı yok.” diyerek reddetti. Lavoisier, üç
edebiyatçılar için örnek olmuş, yol açıcı bir işlev görmüştür. gün süreyi daha fazla yaşamak için değil sadece başlatmış
Aynı zamanda bir devlet adamı olan Ali Şîr Nevâî’nin Türk- olduğu bir çalışmasını toparlamak için istemişti. Giyotinle
çenin üstünlüğünü savunması pek çok açıdan önemlidir. idam edildikten sonra dönemin ünlü matematikçisi Josep-
Ali Şîr Nevâî, çağdaşı Abdurrahman Câmî’nin yolundan h-Louis Lagrange, onun hakkında şunları yazmıştı: “Başını
gitmiş ama onun gibi Farsça değil hep Türkçe yazmıştır. devirmeleri için bir saniye yetti ancak bir benzerinin mey-
dana gelmesi için belki de bir asır yetmeyecek.”
Bu parçada “Ali Şîr Nevai” ile ilgili olarak aşağıdakiler-
den hangisine değinilmemiştir? Bu parçada “Lavoisier” ile ilgili olarak aşağıdakilerden
A) Eserlerini Türkçe olarak kaleme almıştır. hangisine değinilmemiştir?

B) Kendinden sonraki edebiyatçı kuşaklara örnek olma A) 1789 Fransız ihtilalinin mağdur ettiği bir bilim adamı
işlevini üstlenmiştir. olduğuna

C) Türkçenin diğer dillerden üstün olduğu düşüncesinin B) Matematik konusunda değerli çalışmalarda bulundu-
savunucusu olmuştur. ğuna
D) Çağdaşı olan diğer sanatçılardan kuramsal eser verme C) Benzeri bilim insanlarının kolay yetişmediğine
yönüyle ayrılır. D) Bilime tutku derecesinde bağlı olduğuna
E) Hem edebiyat adamı hem devlet adamlığı kimliği vardır. E) Yargılanıp suçlu bulunarak idam edildiğine

65
30 dk
2 EŞİK PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCELER TEST - 2

1. Teşbihte hata olmaz. Mimar Sinan, inşaat esnasında sık 3. Okuma bozukluğu bulunan çocukta hareri yanlış okuma
sık ortadan kaybolduğu için çalışmalar durur; padişahın öf- ve birbirine karıştırma, okurken harf atlama, bazı hareri
2
kesi kabarırmış. Temelin oturması yolunda zorunluymuş o okumama, bazı kelimeleri atlama ya da eksik okuma, ke-
bekleme süreleri. Kimi metinler benzeri uygulamaları ister, lime içinde harerin yerlerini değiştirme, kelimeyi yanlış
gerekli kılar. Kimileri, tersine, hız bekler. Benim gözümde okuma ve bir kelime yerine başka bir kelime okuma belir-
yazma isteği çok önemli. Zorlamaktan hoşlanmıyorum. İs- gindir. Sonuçta bu çocuklar okuduklarını anlama ve anlat-
teğin koyulaştığı an yöneliyorsanız yazmaya ortaya çıkan mada da güçlük yaşarlar. Aileler çocuklarının okuyamıyor
ürün bunu yansıtır. Tezgâhınızda çok sayıda ürün bekle- ya da öğrenemiyor olmasından şikâyetçidirler.
diğinde istek nereye yöneltiyorsa siz oraya gidiyorsunuz.
BASAMAK

Bu parçada söz edilen okuma bozukluğu bulunan ço-


Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarı- cuklarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinil-
lamaz? memiştir?

A) Yazma arzusunun yoğunlaştığı anlarda ortaya çıkan A) Hareri ve sözcükleri yanlış okuma
eserler beğeniye daha layıktır. B) Sözcükte harerin yerlerini değiştirme
B) Okurda yeni bir kitabınızın beklendiği izlenimi aldığı- C) Bazı kelimeleri eksik okuma
nızda yazma isteğiniz koyulaşır. D) Sözcükleri birbirinin yerine okuma
C) Aynı dönemde birden fazla eser yazıyorsanız istekli E) Okuma korkusu yaşamaya başlama
olduğunuz eser önceliğinizdir.
D) Kimi zaman yazmakta olduğunuz eserin olgunlaşması
için dinlenmeye alınması ihtiyacı doğar.
E) Bazen kaleme aldığınız eserin bir çırpıda yazılması ge-
rekli olur.

2. Karşılaştırmalı edebiyat bölümü öğrencileri, hazır ödeve 4. Tanıdığım en güzel insanlar; yenilgiyi, acıyı mücadeleyi ve

konmak isteyen açıkgöz liseliler, dersine hazırlanmadan kaybı yaşamış olan ve diplerden çıkış yolunu kendileri bul-

gelmiş okutmanlar zor anlarında bu büyük kaynaktan ya- muş romantik ve aykırı olan insanlardır. Bu kişiler yaşama

rarlanabilirler. Yazarımız onlara da hoşgörü ile gülümseye- karşı geliştirdikleri kendine has takdir, direniş, duyarlılık ve

cektir. Ancak asıl kitap sevenler, edebiyat sevenler, tarih anlayışla; şefkat, nezaket, bilgelik ve derin sevgiden kay-

sevenler, sözcük sevenler, İstanbul’u sevenler, yazmayı naklanan bir ilgi ve sorumlulukla doludurlar. Güzel insanlar

sevenler, sanatta soluk alıp kötülüklere karşı direnme gü- öylece ortaya çıkmazlar, onlar oluşurlar.

cünü sanatta bulanlar, insanı anlamak isteyenler, insan- Bu parçadan güzel insanlarla ilgili olarak aşağıdakiler-
dan ümidini kesmemek isteyenler, mürekkebi, bir yazarın den hangisi çıkarılamaz?
tüm ömrü olan bu kitabı okusunlar. A) Çektikleri sıkıntıları çevreleriyle paylaşarak atlatmışlar-
dır.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edilen kita-
bın okunması için belirtilen özellikler arasında bulun- B) Zorluklarla karşılaşıp bunlarla mücadele edebilmişler-
dir.
maz?
C) Yaşama ilişkin özgün bir anlayış ve duyarlılığa sahiptir-
A) İstanbul’u doğası, tarihî ve çeşitli nitelikleriyle sevenler
ler.
B) Derse yeterince hazırlanamamış öğretmenler
D) Bilgece bir sevgi ve sorumluluk taşırlar.
C) Sanatın kötülüğe direnme yöntemi olduğuna inananlar
E) Yenilgileri ve acıları tatmışlardır.
D) İnsanı bütün yönleriyle kavramak isteyenler
E) Hayattan ümidini kesmeyen insanlar

66
30 dk

TEST - 2 PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCELER EŞİK 2

5. Üzerimizde hakkı ve hukuku olan isimlerden biri de hiç 7. Yıldız Moran; ülkemizin akademik eğitim almış, profesyonel
kuşku yok ki Süleyman Çobanoğlu'dur. Sorumluluk, mer- ilk kadın fotoğraf sanatçısı. Özellikle siyah-beyaz fotoğraa-
2
hamet, meziyet, şahsiyet ve samimiyet bana kalırsa onu rıyla tanınıyor. Kitabın editörlüğünü üstlenen Merih Akoğul,
en iyi anlatan kelimelerdir. Daima temiz ve aziz olanın onun fotoğrafçılığına dair “Moran, adeta bedeninin bir uzan-
peşindedir. Çobanoğlu; şiiri, kutsal bir şey olarak görür. tısı olan fotoğraf makinesiyle gözün bakış mantığını asla
Ona göre Türk milletine karşı sorumluluk hissetmeyen hiç değiştirmeden usulca fotoğraarını çekmiştir. Bir Zen bilgisi
kimse Türkçe şiir yazamaz. Bundan dolayı, millet hayatı gibi evrene ve üzerinde yer alan insanlara, kendi coğrafyası-
şairleri yakından ilgilendirmelidir. İyi şiirin birinci ölçüsü ise nın özelliklerini de ekleyerek rahat algılanır ve iddiasız fotoğ-
BASAMAK

merhameti talep etmesidir. Çünkü merhamet, şairin ve in- raar sunmuştur. Gerçekleri saptırmadan, fotograk oyun-
sanın varlığa katılmasıdır. lara gitmeden sadece anların üzerinden kompozisyonlarını
oluşturmuştur.” diyor.
Bu parçada şair Süleyman Çobanoğlu ile ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? Bu parçada sözü edilen sanatçıyla ilgili olarak aşağı-
A) Bir dönem sanatçıları üzerinde emeği olduğuna dakilerden hangisi söylenemez?
B) Türkçe şiir yazmak için bazı özelliklere sahip olunması A) Yalnızca siyah-beyaz fotoğraar çekmiştir.
gerektiğini düşündüğüne B) Fotoğrafçılığı bilimsel bir meslek olarak yapmaktadır.
C) İçtenlikli bir şair olduğuna C) Hem yerel hem de evrensel özelliklere sahiptir.
D) Şiirlerinde genelde memleket özlemi üzerinde durdu- D) Gerçeği değiştirmeden olduğu gibi aktarmaktadır.
ğuna
E) Fotoğraf makinesiyle bütünleşmektedir.
E) Şiirde acıma duygusuna özel bir önem verdiğine

6. Fiziksel ve ruhsal olarak güvende olmak ve sağlığın ye- 8. Şiir, özellikle Yunus’un şiirleri, bu milletin ve bu vatanın kuru-
rinde olması, en önemli duygusal gereksinimlerdendir. Bu cu unsurlarından birisidir. Yunus’un şiirlerine bakarak bunu
ihtiyacı karşılanan kişi, sağlıklı ve güvende olma ile ilgili rahatlıkla söyleyebiliriz. İsmail Kara “Yunus olmasaydı işimiz
gerçekçi bir algıya ve beklentiye sahiptir. Küçük ya da bü- kötüydü.” der. İsmet Özel “Türk şiiri Yunus Emre’yle başladı
yük ziksel sorunları sakinlikle karşılayıp gerekeni yapabi- ve Türkiye’de din, ilk hızını şiirle aldı.” tespitinde bulunur. Bu
lir. Hastalıkla başa çıkma konusunda işlevsel başa çıkma da Çobanoğlu’na ait: “Türkçe, Yunus Emre’nin huzurunda
mekanizmalarını mümkün olduğunca kullanır. Olumsuz diz çökerek Müslüman olmuş bir dildir.” Etkisi her geçen gün
yaşam olayları karşısında zorluk çekse de esnek ve daya- artan Yunus Emre, o çok arzu ettiğimiz millî mutabakat bah-
nıklı kalabileceğini bilir. sinde de en öndedir.

Bu parçaya göre kendini ziksel ve ruhsal açıdan gü- Bu parçadan Yunus Emre’nin şiirleriyle ilgili aşağıda-
vende hissedenlerin özelliklerinden biri değildir? kilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Aşırı bir yardımseverlik içindedirler. A) Türk şiirinin oluşumunda özel bir önemi vardır.
B) Olayları gerçekçi bir şekilde değerlendirebilirler. B) Etki alanı Anadolu ile sınırlı kalmıştır.
C) Beklentilerinde hayalci değildirler. C) Türkçe, Yunus Emre sayesinde içerik değiştirmiştir.
D) Herhangi bir sorun karşısında sakin kalmayı başarırlar. D) Şiirleriyle birlik ve beraberliği tesis etmeye çalışır.
E) Zorluklara direnmede dayanıklıdırlar. E) Dinî hayatın gelişimine büyük katkı sağlamıştır.

67
30 dk
2 EŞİK PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCELER TEST - 2

9. Yaşama sevincinin yitirilmesi, çeşitli etkenlere bağlı olarak 11. Kırık İnceliklerin Şairi: Behçet Necatigil kitabını neden yaz-
ortaya çıkan psikolojik bir çöküşü beraberinde getirmekte- dığını şöyle açıklıyor Selim İleri: “Behçet Necatigil’in bü-
2
dir. Menevşeler Ölmemeli adlı öykü aslında evrende ya- yük edebî çabası noktalanalı yıllar geçti. Bununla birlikte
şayan her insanın yaşayabileceği bir durumun, yaşama bu değerli şair asıl okurunu, öyle sanıyorum ki gelecek bir
sevincinin kaybedilme endişesi etrafında şekillenen bir zamanda bulacaktır.” Bugünün kısır ortamında Necatigil
yapıt olarak değerlendirilebilir. Türkçe söyleyişin güzel ör- ancak gerçek edebiyat tutkunlarının baş ucu şairi. Fakat
neklerinden olan bu öykü- anlam dünyası açısından- derin yarının edebiyata saygılı uygar çocukları onun şiirlerinden
yapıda iki adam, iki kadın ve iki yaşamın karşılaştırılması derin anlamlar devşireceklerdir.
üzerine kurulmuştur.
BASAMAK

Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarıla-


Bu parçada söz edilen öyküyle ilgili olarak aşağıdaki- maz?
lerden hangisi söylenemez? A) Selim İleri, Behçet Necatigil’le ilgili bir kitap yayımla-
A) Türkçe söyleyiş bakımından örnek gösterilebilecek bir mıştır.
öyküdür. B) Behçet Necatigil’in şiiri anlamca kapalı, ağır bir dille ya-
B) Her insanın yaşayabileceği bir durumu konu olarak iş- zılmıştır.
lemiştir. C) Üzerinden zaman geçmesine rağmen Necatigil’in şiir-
C) Menevşeler Ölmemeli; kurgu olarak kahramanları ve leri hak ettiği değeri bulamamıştır.
yaşama sevincinin kaybedilmesi kaygısını işleyen bir D) Az da olsa sahici edebiyatseverler, Necatigil şiirini elle-
eserdir. rinden düşürmüyorlar.
D) Öykü anlamsal olarak kahramanları karşılaştırma üze- E) Edebiyat tutkunu geleceğin gençleri Necatigil, şiirini
rine kurgulanmıştır. gereği gibi anlayacaktır.
E) Menevşeler Ölmemeli’nin dil ve anlatımı anlamsal kur-
gusundan daha başarılıdır.

10. Aşağıdaki parçalardan hangisi “Yetkin bir roman yaza-


rı muhakkak eserin dünyasına gerçekliği yerleştirmelidir.”
düşüncesine uzak düşmektedir?
A) Milan Kundera , kitabında “Bir kadın bana, ‘Seni se-
viyorum çünkü zekisin, çünkü namuslusun, çünkü
bana armağanlar alıyorsun, çünkü sadakatlisin, çünkü
bulaşık yıkıyorsun…’ derse hayal kırıklığına uğrarım;
bu aşkta çıkarcı bir yan vardır.” diyerek anlatmıştı bazı
durumları.
B) Halil Cibran’ın “Haydi seninle saklambaç oynayalım,
dedim. Yüreğime saklanırsan seni bulmak zor olmaz 12. Orhan Pamuk kendisine “Neden yazıyorsunuz?” diye so-
ancak kendi kabuğunun ardına gizlenirsen seni bulma- ranlara bir defasında şöyle cevap veriyor: Hayat, dünya
ya çalışmak bir işe yaramaz.” cümlesi aşka ve ruhsal
her şey inanılmayacak kadar güzel ve şaşırtıcı olduğu için
kapanmaya bir göndermedir.
yazıyorum. Hayatın bütün bu güzelliğini ve zenginliğini ke-
C) “Güneşli bir kış günü bir odada oturmak zordur. Hiçbir
limelere geçirmek zevkli olduğu için yazıyorum. Hikâye an-
şey, bir şeylerin kaybolmakta oluşunu güneşli bir kış
günü gibi kuvvetle hissettirmez insana.” diyen Ahmet latmak için değil, hikâye kurmak için yazıyorum. Hep gidi-
Altan bu cümlesiyle yok oluşlara dikkat çekmekteydi. lecek bir yer varmış ve oraya tıpkı bir rüyadaki gibi bir türlü
D) “Ne kadar zamandır yolda olduklarını bilmiyordu. Ej- gidemiyormuşum duygusundan kurtulmak için yazıyorum.
derha, uykusunda da uçabiliyordu; Atreju da ejderha- Bir türlü mutlu olamadığım için yazıyorum. Mutlu olmak için
nın beyaz yelesine sımsıkı sarılmış durumda, ara sıra yazıyorum.
kestiriyordu.” diyordu Michael Ende çocuklar için yazıl-
mış gibi duran ama yetişkinlerin de okuması gereken Bu parçada Orhan Pamuk’un yazma nedenleri arasında
unutulmaz eseri Bitmeyecek Öykü’de. aşağıdakilerden hangisine yer verilmemiştir?
E) Meşhur Bülbülü Öldürmek kitabında “Başınızı dik tu- A) Yaşadığımız dünyayı ve yaşamı şaşırtıcı bulmasına
tun, yumruklarınızı da indirin. Kim size ne derse desin, B) Yaşamın güzelliklerini yazmaktan zevk duymasına
sinirlerinize hâkim olun. Değişiklik olsun diye, düşün-
C) Öyküyle kurmaca bir dünya oluşturmak istemesine
celerinizle mücadele edin. Öğrenmeye dirense de kafa
denen şey iyi bir şeydir.” diyor ve akıl gücünün önemini D) Gidemediği yerleri hayalinde yeniden üretme çabasına
vurguluyordu Harper Lee. E) Mutsuzluğuna yeni gerekçeler bulma isteğine

68
30 dk

TEST - 2 PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCELER EŞİK 2

13. Attilla İlhan’ın şiiri sokaktaki her devinimden, her sesten, 15. Hâlâ tereddütlerim olmasına karşın “Kervan yolda düzü-
her konuşmadan, evlerden, evlerdeki yaşamlardan, umut- lür.” deyip yazmaya başlıyorum, bakalım zaman ne gös-
2
lardan, umutsuzluklardan, düşlerden, kırgınlıklardan, ge- terecek. Kitabı gerçekten de meşe ağaçlarına bakarak;
çim sıkıntılarından... beslenir. Onun şiiri, divan şiirinden de gittiğim, gördüğüm yerleri, olayları, yaşayışı bizimkiyle ya
halk şiirinden de alacağını alır; durmadan gelişir, serpilir. da gerekirse bildiğim başka yaşamlarla karşılaştırarak yaz-
maya çalışacağım. Ortaya nasıl bir şey çıkacağını ben de
O, şiirleriyle ışık ile karanlık ve lamba aydınlığındaki bir
en az okurlar kadar merak ediyorum. Umarım sonuç beni
dünyadan sonsuza açılır.
utandırmaz.
Bu parçadan “Attilla İlhan” şiiriyle ilgili olarak aşağıdaki-
BASAMAK

Bu parçada kendisinden böyle söz eden kişi aşağıda-


lerden hangisi çıkarılamaz?
kilerden hangisiyle nitelendirilemez?
A) Sokakta olup biteni, gündelik yaşam içindeki insanı şi-
A) Yaşadıklarını yazmada çekingen davranan
irlerinde ele almıştır.
B) İzlenimlerini farklı yaşamlarla kıyaslayabilen
B) Evi, ev ve aile ortamlarını, orada yaşananları şiirlerinde
işlemiştir. C) Zihnindeki ikilemleri paylaşmaktan çekinmeyen
C) Söyleyiş, söz sanatları ve kullandığı sözcükler bakı- D) Yazdıklarının sonunu yazının akışına bırakan
mından divan şiirimizin devamıdır. E) Kimi eksiklerin süreçte tamamlanacağına inanan
D) Şiir geleneğimizi yok saymamış, ondan da yararlana-
rak kendi şiir tarzını geliştirmiştir.
E) İnsanların sevincini, üzüntüsünü, gündelik sıkıntılarını,
hayallerini tema olarak almıştır.

16. Bilge Karasu’nun öykülerinde öteki Karasu var bir de: Öy-
küsünü parçalamadan, anlatısını bölmeden edemeyen,
bakış açısını sürekli değiştiren, cümleleri yarım bırakan
öteki. Öykünün akıp gitmesine razı olmayan, metnin akı-
şını iç içe, yan yana, alt alta getirdiği öykülerle bölen, öykü
14. Edebiyat veya yazın; olay, düşünce, duygu ve hayalle- içine öykü yerleştiren, bir öyküyü başka bir öyküyle denge-
ri dil aracılığı ile estetik bir şekilde ifade etme sanatıdır. lemek isteyen; metni yan notlar, ara notlarla parçalayan,
Edebiyat kelimesi Arapça “edeb” kökünden gelir ve görgü, tırnak içine alan; geriye dönen, araya giren Karasu; üzerin-
terbiye anlamlarını da içinde tutmak kaydıyla estetik kay- de ne kadar çok çalışmış olursa olsun, yazdıklarını hep bir
gıyla oluşturulmuş her türlü davranışı ifade eder. Türkçede taslakmış gibi, bitmemiş gibi, hiç bitmeyecekmiş gibi sunan
edebiyat kelimesi Tanzimat Dönemi’nde kullanılmaya baş- Karasu. Elimizde bir metin var şimdi: Sürekli yeni baştan
lanmıştır. Bundan önce ilm-i edeb, şiir ve inşa gibi terimler kurgulanmak, bozulup yeniden yapılmak, yeniden yontu-
kullanılmaktaydı. Edebiyat kelimesi ilk defa Şinasi ve Na- lup biçilmek istenen bir metin. Bunun en uç örneği Gece.
mık Kemal’in yazılarında kullanılmıştır. Edebiyat kelimesi Bu parçadan Bilge Karasu ve öyküleriyle ilgili olarak
Fransızca “literatür” sözcüğünün Türkçesi olarak düşünül- aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
müş ve kullanılmıştır.
A) Öykülerinde farklı bakış açıları kullanmaktadır.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada “edebiyat” sözcü- B) Öyküleri bir bitmemişlik ve bitmeyecekmiş hissi uyan-
ğü ile ilgili verilen bilgilerden biri değildir? dırmaktadır.
A) İlk olarak kimler tarafından kullanıldığı belirtilmiştir. C) Öykülerini tamamlamadan, taslak hâlinde yayımlamak-
tadır.
B) Kökeni hakkında bilgi verilmiştir.
D) Öykülerinde iki farklı kişi tarafından yazıldığını düşün-
C) Hangi yazın türlerini kapsadığı verilmiştir.
düren bir üslup vardır.
D) Tarihsel değişimi anlatılmıştır.
E) Öykü içinde öyküyü yeğleyen, ana öykü akışını engel-
E) Yabancı dillerle olan bağı dile getirilmiştir. leyen bir anlatımı tercih etmektedir.

69
30 dk
2 EŞİK PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCELER TEST - 3

1. Aziz Sancar, Nobel’in bir bilim insanına merhaba demesi 3. Teknoloji kullanımında önemli olan insanın mutlu edilmesi
konusunda çok haklı olarak şunları söylüyor: “Yıllar önce ve daha konforlu bir yaşama erişebilmesinin sağlanması-
2
benim bölümümde çalışan bir kız bana ‘Çok çalışacağım, dır. Bu nedenle teknolojinin doğru ve yerinde uygulanabil-
Nobel’i alacağım.’ dedi. Ona dedim ki biz araştırmayı No- mesi için teknolojinin doğru kullanılabilmesine olanak ve-
bel için yapmıyoruz. Ben sadece meraklıyım ve bir şeyleri recek ortamın yaratılması gereklidir. Teknolojinin sağlıklı
keşfetmek istiyorum. Nobel almak için araştırma yapaca- kullanılmasının sağlanması toplumun eğitim ve öğretim ka-
ğım, demeyin… İnsanlık için, toplum için bir şeyler yapa- pasitesinin geliştirilmesiyle doğrudan orantılıdır. Yeni tek-
cağım, deyin… Çok önemli bir araştırmacı olabilirsiniz ama nolojilerin geliştirilmesine yönelik yapılan yatırımların tutarı
İsveç’teki seçici kurul sizin çalıştığınız bilim alanıyla ilgilen- kadar, toplumların bu teknolojileri özümsemesi ve doğru
BASAMAK

miyorsa Nobel alamazsınız. Çok sıra dışı bilim insanı olabi- bir biçimde kullanabilmesi için gerekli eğitim ve öğretime
lirsiniz ama Nobel alamayabilirsiniz.” de yatırımların yönlendirilmesi gerekir.
Bu parçada Aziz Sancar’ın anlattıklarından aşağıdaki- Bu parçadan hareketle aşağıdaki yorumların hangisi
lerin hangisine ulaşılamaz?
yapılamaz?
A) Büyük araştırmacı olabilirsiniz ama Nobel alamayabilir-
siniz. A) Teknolojik gelişmelere ilgisiz kalan toplumlar mutsuz-
luklarını fark edemezler.
B) Birçok bilim insanı Nobel benzeri ödülleri hak ettiği hâl-
de fark edilmemiştir. B) Teknolojik araçların insanı mutlu etmesi onların doğru
C) Hak etmediği hâlde Nobel’le ödüllendirilmiş bilim in- kullanımıyla mümkündür.
sanları olmuştur. C) Teknolojinin yerinde ve doğru kullanımı yeterli eğitimle
D) Bilim yaparken amaç ödüllendirilmek değil insanlığa sağlanabilir.
yararlı olmak amaçlanmalıdır. D) Teknoloji geliştirme kadar teknolojinin özümsenmesi
E) İsveç’teki bilim heyetinin ilgi duymadığı bir buluş, için gerekli olan eğitime de önem verilmelidir.
önemli de olsa Nobel’e layık görülmez. E) Teknolojinin doğru kullanılabilmesi, buna uygun ortam-
ların varlığını gerektirir.

2. Denemenin bilgi aktarma ve bir şeyi ispatlama gibi bir ama- 4. Yaşlandığıma karar verdiğim andan itibaren başta bilgi ol-
cının olmaması, yazarın okurla sıcak bir ilişki kurup ona mak üzere, değer ve önem verdiğim her şeyi paylaşmaya
yüreğini açarak metni oluşturması ama bunu yaparken de çalışıyorum. Kimi zaman duyduğum bir anekdotu, kimi za-
öykünün, şiirin imkânlarından yararlanması hiç kuşku yok man hoş bir olayı, bir güzel sözü birilerine hemen aktarmak
ki onu öyküye yaklaştırmaktadır. Özellikle sanatkârane bir istiyorum. Bende kalırsa unutulup gidecek, yazık olacak.
işçiliğin sergilendiği, usta deneme yazarlarının elinden çı- Mademki benim yaşamıma bir ışık düşürdü, başkalarının-
kan metinlerin nasıl öyküye yaklaştığını biliyoruz. Birinci kine de düşürsün o ışığı. İstedim ki bu kitap, asık yüzlü,
tekil şahıs anlatımın seçildiği öykülerde bu yakınlığı daha düzenli, bilgilendirici değil, daldan dala geçen, dağınık, bi-
net bir şekilde görebiliyoruz. “Ben” anlatım öykülerinde raz uçuk, biraz savruk bir kitap olsun ama keyii bir okuma
yazar, kişisel gözlem ve tanıklığı aktarmanın yanında kimi süreci yaşatsın.
yargılarını da metne katarsa bu metnin denemeye yaklaş-
Böyle diyen bir yazardan aşağıdakilerden hangisini
tığından söz edilebilir.
söylemesi beklenmez?
Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarılamaz? A) İnsanlar belirli bir yaşa ulaştıklarında bildiklerini çevre-
A) Denemede bir düşünceyi ispat amacı güdülmez. leriyle paylaşmalılar.
B) Deneme yazarları şiire özgü kimi olanakları yazılarında B) Değerine inandığımız bir cümleyi bile unutuluş kuyusu-
kullanmaktadır. na atmamalıyız.
C) Birinci tekil şahıs anlatıcı öyküleriyle deneme türündeki C) Kitabın anlatımında savrukluk olsa bile mühim olan
yazılar arasında yakınlık görülebilir. okunurken keyif vermesidir.
D) Deneme yazarının anlatımı okurla samimi, sıcak bir an- D) Bizim için aydınlatıcı olan bir bilgi başkaları için iç ka-
latımdır. rartıcı olabilir.
E) Kişisel gözlem ve tanıklıkların, yargıların kullanıldığı E) İnsanlar gördüklerini, gözlemlediklerini kendilerine
her öykü, deneme kabul edilmelidir. saklamamalıdır.

70
30 dk

TEST - 3 PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCELER EŞİK 2

5. Esra Demirci, öykülerinde incelikli insanların kırılgan dün- 7. İkiz, Dostoyevski’nin gençlik romanlarından. Uzun yıllar
yasına eğilirken hayatı anlamlandırma çabaları, yalnızlık önce Nihal Yalaza Taluy’un çevirisinden okumuştum. Ni-
2
ve acı ana temaları olur. İnsanlar arasındaki iletişimsizli- hal Yalaza Taluy Öteki adıyla çevirmişti romanı. Bu kez
ği, yabancılaşmayı öne çıkarıp bu kopuşun perde arkası- Sabri Gürses çevirisi. Sabri Gürses önce İkiz adını niçin
nı tartışır. Bütün bunları öykülerken de çağrışımlarından zorunlulukla seçtiğini anlatmış, sonra da İkiz’in Dostoyev-
beslenen, daha çok sessiz, içe, derine doğru genişleyen ski romanlarına sürgit etkisini. Nes bir ön söz ve nes bir
bir anlatımı tercih eder. Öyküler, küçücük olaylar etrafında çeviri. Hakkı hep yenmiş, değeri handiyse yüz yıl sonra
başlar; bilinçaltı, zihinsel göndermelerle halka halka geniş- anlaşılmış İkiz beni büyüledi.
BASAMAK

ler, derinleşir. Buralarda anlam daha çok küçük ayrıntılara


Bu parçada İkiz romanıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
gömülürken yüzeyde, anlatılan olayda fazlaca bir hareket- hangisi değinilmemiştir?
lilik olmaz.
A) Dostoyevski’nin gençlik döneminde yazdığı romanlar-
Bu parçada “Esra Demirci” ile ilgili olarak aşağıdakiler- dan olduğu
den hangisi söylenemez? B) Türkçeye daha önce Nihal Yalaza Taluy’un tercüme
A) Daha çok yalnızlık ve acı temalarını işlediği ettiği

B) İnsandaki yabancılaşmayı baz alarak nedenlerine eğil- C) Romanın Dostoyevski’nin diğer romanlarında da etkisi-
diği nin bulunduğu

C) Sözcüklerin çağrışım imkânlarından yararlandığı D) Öteki adıyla çevirisinin çok başarılı olmadığı

D) Sıra dışı insanın olağan dışı yaşamını öyküleştirdiği E) Romanın değerinin yeterince takdir edilmediği

E) Zihinsel göndermelerle derinleşen küçük olayları anlattı-


ğı

6. Romana başlarken planladığım bir şey yoktu, her yazar 8. Ortak çabaların değerine inanan biriyim. Beraber başarmak
gibi önceki romanlarıma benzemeyen bir roman yazmak kadar başaramamak da kıymetlidir. Edebiyat uzun soluklu
istiyordum. Ben metni ancak metnin içindeyken düşüne- ve yorucu bir yolculuktur. Gençlik çağlarında, bir grup arka-
bilen biriyim. Dolayısıyla metnin içinde ne varsa bunların daşla birlikte yola koyulursunuz. Zaman içinde kimi isimler
hepsi yazdıkça gelişti. Kelimelerin bir çekim gücü var, bi- birkaç adım öne çıkar. Kiminin ise dikkati dağılır, önceliği
liyorsunuz, bazen aynı sayfada yer alan üç dört kelimenin değişir, gücü yetmez. Kimi kendine mahsus bir dünya kurar,
varlığı çok uzaklardaki başka kelimeleri çağırır. Çağıran kimi mevcut hayatın bir parçası olur. Dostluk ve oturmuş-
kelimelerle bu çağrıya uyup gelen kelimelerin toplamı da luk işte burada başlar. Arkadaşınızın başarısına sevinmeli,
birdenbire metnin ses tonunu değiştiriverir. Böylece biz onun nasibini kıskanmamalısınız. Geride kalmanın acısıyla
metni yazarken metin de başını çevirip bizi yazmaya baş- hareket edenler, güzel bir yere varamazlar. Her anın özel
lar. Benim için bunu anlatmak bir hayli güçtür. Şunu söyle- koşulu vardır. İşinize odaklanıp sabredip bu zorlu yolculuğu
yebilirim. Neticede ben okumak istediğim romanı yazdım. tamamlamalısınız.
Kelime varlığıyla, cümlelerinin yapısıyla ve daha başka
Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarılamaz?
özellikleriyle öteki romanlarımdan farklı bir romanı.
A) Birlikte verilen her mücadele başarılı olsa da olmasa
Bu parçada yazarla ilgili olarak aşağıdaki yargılardan da değerlidir.
hangisine ulaşılamaz? B) Hayatta insanların verdiği her çaba olumlu sonuçlan-
A) Birden fazla romanı olan bir yazardır. mayabilir.

B) Yazdığı bu son romanı önceki romanlarından teknik C) Birlikte yola çıkılan insanlarla sağlam bir sözleşme ya-
bakımdan üstündür. pılmalıdır.

C) Yazar, söz dizimi ve sözcük seçimi bakımından da öz- D) Beraber aynı yolda aynı mücadeleyi verenlerden bazı-
gün bir roman yazmıştır. sı diğerlerinden daha başarılı olabilir.

D) Yazar, romanın yazımı sürecinde yaşadıklarını kelime- E) Kişi kendisinden daha başarılı arkadaşını kıskanmak
lere dökmekte zorluk çekmektedir. yerine çalışmaya devam etmelidir.

E) Romanın yazılışı sırasında zihninde beliren düşünce


ve çağrışımların eserin oluşumunu yönlendirmesine
açık bir yazardır.

71
30 dk
2 EŞİK PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCELER TEST - 3

9. Haber toplamakla röportaj yapmak birbirine yakın iki gaze- 11. Zaman zaman dergiler çıkaran biri olarak yayımlanmak
tecilik çalışmasıdır. Haber daha kuru ve muhabirin müda- üzere şiir gönderenlere daha baştan şunu hatırlatman faz-
2
halesine yahut daraltıp genişletmesine açık bir faaliyettir. la bir işe yaramayacak olsa da önemlidir. Hiçbir dergicinin
Röportajda ise sarf edilen sözleri ve cümleleri aynen ver- iyi bir şiiri yayımlamama gibi bir lüksü olamaz. Tanışma-
mek gerekir. İçine gerçekleri değiştirmemek şartıyla mizah ların, arkadaşlıkların görece bir avantajı olur elbette. Ama
ve edebiyat unsurları katılabilir. Konuştuğumuz şahsın bu iş iyi şiire gelince akan sular durur. Şiir öne geçer, engel
çeşit ifadelerine de yer verilebilir. Haber siyasi, bilimsel, tanımaz, editör tanımaz. Editörün iyisini heyecanlandırır iyi
ekonomik vasıar taşır. Röportajda ise bu vasıara ilave- bir şiiri yayımlamak.
ten edebî ve psikolojik çeşni tadı da bulabilirsiniz. Haberde
BASAMAK

Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşıla-


edebiyat yapamazsınız. Röportaja ait ifadelerde ve konuş-
maz?
malarda edebiyat kokusu hissedebilirsiniz ancak ikisinde
A) İyi bir şiiri edebiyat dünyasına kazandırmak her dergi
de dil kusursuzluğu ve yazı ustalığı şarttır.
yönetmeninin arzusudur.
Bu parçadan haber ve röportajla ilgili olarak aşağıdaki- B) Dergilere şiir gönderen herkes, özel ilişkilerle şiirlerini
lerden hangisi çıkarılamaz? yayımlatır.

A) Birinin öğretici, diğerinin edebî bir metin olduğu C) İyi şiirin yayımlanmasını dergi yöneticileri isteseler de
engelleyemezler.
B) Her ikisinin de gazetecilik faaliyeti olduğu
D) Şiirlerinizin dergilerde yer bulabilmesi, dergicilerle kur-
C) Röportajın aslına sadık kalınması gerektiği
duğunuz samimiyetle olanaklıdır.
D) İkisinde de dili kullanma becerisi ve anlatımın önemli
E) Güzel bir şiir yazmışsanız yayımlanması için özel tanı-
olduğu
şıklıklara ihtiyacınız yoktur.
E) Röportajda sanatsal anlatıdan da yararlanılabileceği

12. Roman ve hikâyede anlatı unsurlarının belirli aralıklarla


ve belirli oranlarda yer alması, bir estetik haz sağlayacak
10. Türkiye’de ilk lm gösteriminin üzerinden tam doksan iki yıl şekilde düzen oluşturması ritim olarak ifade edilir. Ritim,
geçmiş olmasına rağmen ne kadar acıdır ki yazılı ve görsel metin içinde şekil yönünden belli düzen ve ahenk sağladığı
bir sinema kültürümüz henüz oluşmamış. Kalıcı, kökleşmiş gibi anlam yönünden okura düşünme ve yorumlama im-
bir sinema dergimiz bile yok. Sinemayla ilgilenenlerimiz, kânı sunar. Bu esnada kesintiye uğrayan anlatımda okura
yönetmenlerimiz, senaristlerimiz, yapımcılarımız, oyuncu- zihinsel faaliyet yapma ortamı doğar, okurun ilgisi artar,
larımız yaşadıklarını kaleme almak konusunda oldukça okur olanları anlamaya çalışır, yazarın yönlendirdiği anlam
çekingen davranıyorlar. Yayınevlerinin de bu konuda ye- alanına doğru ilerler. Edebî eserin oluşması ve okur tara-
terli çabayı gösterdiğini söylemek oldukça zor. Kuşkusuz fından gizli metin oluşturulması için metnin özel bir düze-
bu durum, lm üretimimizi de Türk sinemasında daha fazla ninin olması gerekmektedir. Edebiyat kuramcıları da okur
sayıda yetkin yapıtın ortaya çıkmasını da olumsuz yönde katkısını önemseyerek “Okurun bu etkin katılımı olmasaydı
etkileyen nedenlerden biridir. hiçbir edebiyat yapıtı olmazdı.” demişlerdir.
Bu parçada aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir? Bu parçada, aşağıdakilerden hangisine değinilme-
A) Henüz bir sinema kültürümüzün oluşmadığına miştir?
B) Uzun ömürlü bir sinema dergimizin bulunmadığına A) Ritmin roman ve öyküde açıklık ve sadeliği sağladığına
C) Sinemaya emek verenlerin anılarını yazmaktaki çekin- B) Hikâye ve romanda ritmin ne anlama geldiğine
genliğine C) Ritmin biçim yönünden edebiyat eserine katkılarına
D) Yayınevlerinin sinema sektörüne yeterli duyarlılığı gös- D) Ritmin okuyucuya zihinsel etkinlik alanı açtığına
termediğine
E) Öykü ve romanda sanatsal tadın oluşmasında ritmin
E) Bugüne kadar yetkin sinema lmleri yapılamadığına gerekliliğine

72
30 dk

TEST - 3 PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCELER EŞİK 2

13. Tiyatro sezonunun sonuna geldiğimiz şu günlerde bu yılı 15. Hıfzı Topuz’un “Bir Zamanlar Nişantaşı”nı okurken bazı
“iyi oyunlar” yılı olarak tanımlasak yanlış olmaz. Bazı yıl- semtlerin adeta bir roman kahramanına dönüştüğünü his-
2
ların kısırlığına karşın, bu yıl seyirciler için bir şans yılı ve sediyorsunuz. Zaman içinde görünümü ve sakinleri değişi-
hazirana kadar da böyle devam edeceğe benziyor. Başta yor olsa da sahip olduğu o ruh hep aynı kalıyor. Atatürk’ten
alternatif tiyatrolar olmak üzere özel tiyatrolar oyun se- bir zamanların kudretli paşalarına, varlıklı iş insanlarından
çimleriyle, performanslarıyla seyircinin yüzünü güldürdü. namlı güzellere, Sabahattin Ali ve Nazım Hikmet’ten Or-
Bu oyunlardan ikisi, yazarına Pulitzer ödülü kazandırmış han Pamuk’a dek çok sayıda yazarın ve sanatçının sokak-
yapıtlardı. 20. yüzyıl dünya tiyatrosunun Amerika’daki en larında dolaştığı bu semt yıllar geçse de aynı cazibesini
BASAMAK

önemli temsilcilerinden Tennessee Williams’ın “Kızgın koruyarak yaşamayı sürdürüyor. Kitap yakın tarihimize ışık
Damdaki Kedi” ve “Arzu Tramvayı” adlı oyunları, tiyatrose- tutarten aynı zamanda bir semtin uzun yıllara yayılan hikâ-
verlere çağdaş tiyatronun iki klasik oyununu aynı dönemde yesini de anlatıyor.
izleme olanağı sundu.
Bu parçada sözü edilen kitap ve kitaptaki semtle ilgili
Bu parçada sözü edilen tiyatro sezonuyla ilgili olarak olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Eser bir semtin geçmiş zaman hâllerini anlatmaktadır.
A) Tiyatroseverler açısından iyi bir yıl olduğuna B) Sözü edilen eserdeki semtte birçok tarihî karakter ya-
B) Ünlü iki klasik eserin aynı dönemde oynandığına şamıştır.
C) Hem yerli hem yabancı yazarların eserlerinin oynandı- C) Semtin zaman içindeki değişimlerinden de söz edilmiş-
ğına tir.
D) Özel tiyatroların seyircisini mutlu ettiğine D) Kitap semtin çevresinde yakın tarihi de aydınlatmaktadır.
E) Hem oyunlar hem de oyuncuların performansı açısın- E) Kitap bir dönemi eleştirel bir dille ele alması bakımın-
dan seyirciyi mutlu ettiğine dan önemlidir.

14. Sanat eleştirmeni; donanıma, çok fazla bilgiye sahip olan 16. Dağların da dili vardır. Yaz aylarında konuştuğunu kış
ve bu bilgileri sınayan, öznel beğeniyle yaklaşmayan, sanat mevsiminde konuşmaz. Sıcaklık farkı yıkıcıdır. Anlık de-
yapıtını her yönüyle inceleyip tanımlayan, bütünlüğü içinde ğişimler yaşanır. Bir anda tipi gelir, ayaz olur. Yağmur ve
yorumlayan ve sanatın önemini gösterendir. Sanat yapıtı- kar oralara başka yağar. Rüzgâr, yağışla yahut soğukla
nı anlamak için sezginin yanı sıra kuramsal bir çaba, çok birleşirse tehlikelidir. Kuzey ile güney arasındaki ayrımı
fazla izlemek, okumak, düşünmek gibi bazı kıstaslar var. bilmek önemlidir. Dağcılık için dağların dilinden anlamak,
Yapıtın teknik özellikleri, konusu, içeriği, derinliği, tasarım patikaları okumak, işaretleri takip edip çözmek gerekiyor.
açısından incelenmesiyle birlikte sanatçının diğer çalışma- Yön duygusunun kuvvetli olması lazım… Karın üstünde,
larını görmek, çağının sanatçılarını, ortamını ve toplumsal yağmurun altında her şartta ateş yakabilmelisiniz. Çıranız
düzeni de bilmek ve kıyaslama yapabilmek önemli. ve nacağınız her daim yanınızda olmalı. Gezdiğiniz yerler-
de ateş ve barınma için uygun yerler bulmalısınız.
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi eleştirmenin
özelliklerinden biri değildir? Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi dağcılıkla
A) Sanat eseri yayımlamış olmak uğraşacakların sahip olması gereken özelliklerden biri
B) Kişisel beğenilerini ön plana çıkarmamak değildir?
C) Sanatın gündemini ve dünyadaki sanatsal gelişmeleri A) İyi bir yön bilgisine sahip olmak
takip etmek B) Her koşulda ateş yakabilmek
D) İnceleyeceği eserin teknik özellikleri hakkında ayrıntılı C) Mevsim koşullarına hazırlıklı olmak
bilgi sahibi olmak D) Yaban hayvanlarını tanımak
E) Sanat eserini diğer sanat eserleriyle karşılaştırabilecek E) Gerekli malzemeler konusunda titiz olmak
bir donanım sahibi olmak

73
30 dk
2 EŞİK PARAGRAFTA YAPI TEST - 1

1. (I) Edebiyat dile dayanır. (II) Bir şiirde, hikayede, roman 3. (I) Çocukları hedeeyen edebî ürünler konusunda dünya
içinde bir dünya yaratan hayaller, varlıklarını ve tesirleri- çapında en önemli isimlerden biri olan Enid Blayton, aynı
ni kelimelere borçludur. (III) Musikide ses, resimde boya, zamanda yapıtları başka dillere en çok çevrilen İngiliz ya-
3 mimaride taş ne ise edebiyatta da kelime odur. (IV) Bir dil zarlar arasında anılarak da alanın büyüklüğüne işaret et-
zanaatkârı olan gerçek edebiyatçı, kelimelerin değerini mektedir. (II) Bu alan, Türkiye’de özellikle Yalvaç Ural ile
çok iyi bilir. (V) Yalnız safdiller, edebiyatın bu maddi teme- öne çıkan çocuk dergiciliği ile doldurulmakta. (III) Bununla
lini unutarak onu his ve hayal sanırlar. (VI) Kafasında çok birlikte Gülten Dayıoğlu gibi yazarlar, roman ve öyküle-
parlak hayaller olduğu hâlde şiir yazamadığından şikâyet riyle bu alanın en köklü yazarları arasında sayılmaktadır.
eden ressam arkadaşına Mallarme “Dostum, şiir hayallerle (IV) Hayat boyu devam eden bir süreç olan eğitim, aile-
BASAMAK

değil, kelimelerle yazılır.” der. de başlar ve okul yaşamıyla devam eder. (V) Bu süreç
içerisinde çocuk edebiyatı ürünlerinin çocuk eğitiminde
Bu parça iki ayrı paragrafa ayrılmak istenirse ikinci pa-
doğrudan rol oynadığını ve bir araç vazifesi gördüğünü
ragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
söylemek yanlış olmaz. (VI) Bu ürünler, çocuğun zihinsel
A) II B) III C) IV D) V E) VI
ve psikolojik gelişimleriyle doğrudan ilişkili, eğitici özelliğe
sahip ürünlerdir.

Bu parça iki ayrı paragrafa bölünmek istenirse ikinci


paragraf hangi cümleyle başlar?
A) II B) III C) IV D) V E) VI

4. (I) Ülkemizde öncelik, Türkçe öğreniminde değil yabancı


dil öğretimindedir. (II) İkisini bir arada yürütmek veya Türk-
2. (I) Günlük olaylar, bir sürü yazı beni yalnızlık üzerinde çeyi daha çok öne çıkarıp öğrenci yetiştirmek kri gündem-
düşündürürdü. (II) Gerçek yalnızlığın tek başına odasına de değil. (III) Koşullar giderek yabancı dile öncelik veriyor;
kapansa bile topluluğu içinde taşıyan insanda değil, toplu- Türkçeyi ses ve yapı kurallarına göre yerinde kullanmak,
luğun ortasında yaşadığı hâlde onun ağlarından kurtulmuş yazmak bir meziyet sayılmıyor. (IV) Gözüm, akıcı bir üs-
olan insanda olduğunu düşündüm. (III) İnsanlar, içinde bu- lupla konuşan kimseleri arar. (V) Toplu hâlde bulunduğum
lundukları topluluğun kurulmuş düzenine uyarak yaşıyor- ortamlarda böyle birine rastlayıp konuşulanları dinlemek
lar. (IV) Bu düzen yalnız göreneklerde değil, düşünme ve isterim. (VI) Bu düşüncelerle rastladığım bir kadının mü-
duyma gibi iç davranışlarda bile kendini göstermekten geri kemmel Türkçesi karşısında kendisini kutladığımda kadın
kalmaz. (V) Gelenekselleşmiş düşünme kalıplarını aşmış bunu bir iltifat olarak kabul etti. (VII) Oysa ben başka bir
insan sayısı çok sınırlı. (VI) Üzerinde durulması gereken düşünce içinde giderek örnekleri azalan bu insanları arar
nokta bence budur işte. olmuştum.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf
hangi cümleyle başlar? numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
A) II B) III C) IV D) V E) VI A) II B) III C) IV D) V E) VI

74
30 dk

TEST - 1 PARAGRAFTA YAPI EŞİK 2

5. (I) Yazıhaneme gelip bavulu bırakışından bir hafta sonra 7. (I) Hayatta yaşanan kaba gerçeklerden çok yaşananların
annem, her zamanki gibi elinde bir paket çikolatayla (otuz bireye yansımaları ve bireydeki karşılıkları, Adalet Ağaoğ-
beş yaşında olduğumu unutuyordu) beni gene ziyaret etti. lu’nun anlatım biçimi tercihidir. (II) Bu yaklaşımla zengin
(II) Bir ara annemin gözü bavulu bıraktığı köşeye takıldı ve hayat-hayal birikimi ve burada yaşanan coşku ve deprem- 3
onu oradan alıp kaldırdığımı anladı. (III) Göz göze geldiği- ler kişisel bir birikim olarak anlatıma yansır. (III) Bir öz,
mizde sıkıcı, utandırıcı bir sessizlik oldu. (IV) Ona bavulu damıtılmış bir verim olduğundan olay ve eylemlerden elde
açıp içindekileri okumaya çalıştığımı söylemedim, gözle- edilecek birikimden daha fonksiyoneldir. (IV) Çünkü so-
rimi kaçırdım ama o anladı. (V) Ben de onun anladığını nuçların değerlendirilmesinden kaynaklanan bu yoğunluk,
BASAMAK

anladım, o da benim onun anladığını anladığımı anladı. okuyucuyu kurmaca entrikaların gereksiz atraksiyonların-
dan, olaylarından kurtarır. (V) Adalet Ağaoğlu, öykülerinde
Bu parçadaki cümlelerin hangisinden sonra “Her za-
bu bilinçle hareket ederek ustaca bir biçim anlayışı sergiler.
manki gibi hayattan, siyasetten ve aile dedikodularından
söz edip gülüştük.” cümlesi getirilirse parçada dil ve an- Bu parçada anlam akışını sağlamak için hangisinden
lam bütünlüğü sağlanmış olur? sonra “Böylece sahteliklerin özü boğmasına engel olunur.”
A) I B) II C) III D) IV E) V cümlesi getirilmelidir?
A) I B) III C) II D) V E) IV

8. (I) Boşanma, her ne kadar iki eş arasındaki evlilik ilişkisinin


sonlandırılması anlamına gelse de çocuklar da boşanma-
nın seyircisi değil, bir parçasıdır. (II) Boşanma, çocuklarda
6. (I) Diyarbakır evlerinin özelliklerini en özgün biçimde mu- karmaşık ve yoğun birçok duygunun aynı anda iç içe ya-
hafaza eden, en güzel örneklerden birisi Cahit Sıtkı Taran- şanmasına neden olur. (III) Üzüntü, kızgınlık, öfke, gücen-
cı’nın doğduğu evdir. (II) Diyarbakır merkezinde bulunan me, kaygı, korku ve suçluluk bunlar arasında sayılabilir.
ev, 1733 yılında inşa edilmiştir. (III) 2 Ekim 1910 tarihinde (IV) Ayrılık, çocuğun gelişmekte olan güvenlik hissini ze-
bu evde dünyaya gelen Cahit Sıtkı Tarancı’nın çocukluk ve
deleyebilir; yetişkinlik hayatında, sorun yaşama ve boşan-
gençlik yıllarının bir bölümünün geçtiği bu tarihî ev, 1973
ma riskini artırabilir. (V) Önemli olan, çocuğa boşanmanın
yılında Kültür Bakanlığı tarafından satın alınarak restore
ne anlama geldiğini doğru anlatabilmek, boşanma sonrası
edildikten sonra, 1973 yılında Cahit Sıtkı Tarancı’nın anı-
hayatında olacak değişikliklere onu iyi hazırlamak ve an-
sını yaşatmak ve ismini ebedileştirmek amacı ile müze
ne-baba olarak daima yanında olacağınızı hissettirmektir.
olarak hizmete açılmıştır. (IV) Cahit Sıktı Tarancı, yazdığı
şiirlerde ölüm korkusu, yaşama sevinci gibi temalara sıkça Bu parçadaki cümlelerden hangisinden sonra “Ancak
yer vermiş bir şairimizdir. (V) Müzede şaire ait özel eşya- şu da hayati derecede önemlidir ki sevgisiz, gergin ve mut-
lar, mektupları, şiirleri ve kitapları ile etnograk eserler de suz bir aile ortamında yaşamanın yaratabileceği olumsuz
sergilenmektedir. etkiler çoğu zaman boşanmanın getirebileceği etkilerden
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi dü- çok daha yıkıcı olabilir.” cümlesi getirildiğinde parçada
şüncenin akışını bozmaktadır? anlam bütünlüğü sağlanır?

A) I B) II C) III D) IV E) V A) I B) II C) III D) IV E) V

75
30 dk
2 EŞİK PARAGRAFTA YAPI TEST - 1

9. Bilgisayardan sonra tablet kullanımının da yaygınlaşma- 11. (I) Sosyal medyada duygularımızı ve tavrımızı yalnızca
sıyla birlikte kâğıt ve ekran üzerine tartışmalar da giderek emojiler ve noktalama işaretleri yoluyla yansıtıyoruz. (II)
arttı. (I) Kimileri kâğıdı eline almanın ayrı bir tadı olduğunu Üstelik hemen o saniyede gözlerini bize dikmiş biri yokken
3 belirtirken kimileri de ekran üzerinden okuyup yazmanın kendimizi istediğimiz biçimde ifade edebilmek için gerek-
daha kullanışlı olduğunu belirtiyor. (II) Bir metni kâğıt üze- li olan zamana da sahibiz. (III) Bu durum, o an nasıl gö-
rinden ve ekrandan okumanın farkını anlamak beynimizin rünmek istiyorsak kendimizi öyle yansıtmamıza da olanak
yazılı bir metni nasıl yorumladığıyla ilişkilidir. (III) Ancak sağlıyor. (IV) Sosyal medya paylaşımlarına herhangi bir
tartışmalar yalnızca kullanım pratikleriyle sınırlı değil. yanıt, yorum almayan kişiler, önemsenmediklerini düşünü-
(IV) Son yıllarda yapılan araştırmalar, kâğıt ve ekran kar- yor. (V) Örneğin yıllar önce annesiyle mesajlaşırken çok iyi
BASAMAK

şılaştırması konusunda kullanıcılara önemli kirler veriyor. olduğunu yazan, gülücük emojileri atan bir genç, bu mesaj-
(V) Örneğin birkaç yıl önce yapılan bir çalışma, insanların laşmanın olduğu gece intihara teşebbüs etmiş ve aslında o
aynı metni ekrandan okuduklarında kâğıttan okudukları sırada depresyonda olduğu anlaşılmıştı.
zaman hatırladıklarından daha az hatırladığını ortaya çı-
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi dü-
karmış.
şüncenin akışını bozmaktadır?
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi dü- A) I B) II C) III D) IV E) V
şüncenin akışını bozmaktadır?
A) I B) II C) III D) IV E) V

12. (I) Unutmamak gerekir ki bir kelimenin anlamını bilmek ile


10. (I) Hayat o kadar zengin ve çeşitlidir ki hiçbir roman onu kelimeyi kullanmak farklı şeydir. (II) Öncelik anlamı bilmek,
tamamıyla içine alamaz, buna imkân yoktur. (II) Her ro- anlamı bilinmeyen kelimeyi sözlüklere bakıp öğrenmektir.
man, yazarının bakış tarzı ile sınırlıdır. (III) Edebiyat, an- (III) Bir dili gereği gibi kullanmak, yazılanlardan bir anlam
cak bütünü ile ele alınırsa kültüre denk düşer. (IV) Nasıl çıkarmak, uygun kelimeler seçmek o kadar da kolay de-
her insan hayatın bir parçası ise her edebî eser de öyledir. ğildir. (IV) Kısa ve özlü bir başlık bulmak insanı günlerce
(V) Stendhal, romanı cadde üzerinde gezdirilen bir aynaya düşündürür. (V) Emek ve birikim ister. (VI) Bizde sözlüğe
benzetmiştir. (VI) Her edebî eserde kültürün farklı bir yönü bakma anlayışı farklıdır. (VII) Sözlüğe İngilizce bir kelime-
görünür. nin ne demek olduğunu öğrenmek amacıyla bakılır.

Numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışı- Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi dü-
nı bozmaktadır? şüncenin akışını bozmaktadır?
A) II B) III C) IV D) V E) VI A) II B) III C) IV D) V E) VI

76
30 dk

TEST - 1 PARAGRAFTA YAPI EŞİK 2

13. Babam çiftçiydi ve yaz tatillerinde ona yardım etmek zo- 15. ----. Anne çocuğunda gördüğü bazı belirtilerin bir hastalığı
rundaydım. Tarlaya giderken, camızları otlatmaya götü- işaret ettiğinden şüphelendiğinde bu, yaklaşık %80 oranın-
rürken, söğüt dallarından düdük yaparken de azığım gibi da doğru çıkıyor. Bu nedenle çocuklarda fark edilen be-
yanımdan kitabımı eksik etmezdim. Çünkü kitaplar bana lirtiler, gecikmeden mutlaka bir hekime iletilmelidir. Otizm 3
kuşlarla, kuzularla, ağaçlarla, bulutlarla dost olmamı, on- bozukluğunun tedavisi gerekli eğitimin verilmesi, sosyal
larla oynamayı, dostluğun ve arkadaşlığın ne denli büyük beceriler ve iletişim becerilerinin kazandırılmasına yöne-
bir şey olduğunu anlamamı sağlıyordu aynı zamanda. Bel- liktir. Otizm, tamamen ortadan kaldırılabilecek bir hastalık
ki bu yüzden ----. değildir. Temel tedavi, özellikle de anne ve baba tarafın-
BASAMAK

dan, tutarlı ve sürekli olarak eğitimin sürdürülmesidir. Bir


Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıda-
çocuğa uygulanan bir tedavi yöntemi bir diğeri için geçerli
kilerin hangisi getirilmelidir?
olmayabilir.
A) babamın çerçiden aldığı halk hikâyelerini küçümseyip
romanlar, denemeler okudum Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına
B) kitapların kahramanlarıyla yaşayarak öğrendim köy- göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
den bir an önce uzaklaşmam gerektiğini A) Birçok hastalıkta olduğu gibi otizmde de erken tanı
C) çocukluk arkadaşlarımdan uzak, yeni bir dünya kur- hayli önemlidir
dum düşlerimde B) Otizm tanısı konmuş hastalarda hedef olabilecek bir-
D) öğrenimimi yarıda bırakıp köyde kalarak çiftçilik yapma çok gen araştırılmış, bunlardan ancak 100 kadarı
hevesine kapıldım otizmle ilişkilendirilebilmiş
E) okuduğum kitapların oluşturduğu dünya, çocukluğuma C) Genetik ve çevresel faktörler etkileşerek otizmin ortaya
rağmen omuzlarıma yüklenen köyün zorlu işlerini haf- çıkmasında rol oynuyor
letiyordu D) Otistiklerin eğitiminde kalıtsal boyut dikkate alındığın-
da sonuç alınabilir
E) Otistik hastaların herhangi bir ziksel anormallikleri
yoktur

14. İstatistik; mühendislik, ekonomi, eczacılık, veterinerlik,


ziraat vb. gibi birçok alanda yaygın olarak kullanılan bir
bilimdir. Bu ve benzeri alanlarda eğitim alan öğrenciler,
kariyerlerinin ilerleyen dönemlerinde kullanmak üzere is-
tatistik eğitimi alır. İstatistik biliminde ilerleme kaydetmiş
Batı ülkelerinde konuyla ilgili yayımlanmış pek çok kitap
vardır. Son yıllarda ülkemizde de bu alanda yazılan kitap- 16. Başlangıçta, daha genç ve ziksel olarak daha dirençli ol-
ların sayısı hızla artmaktadır. Bu kitapların ortak özelliği duğum yıllarda, örneğin Paris’te yaşarken Seksek’in büyük
hem görsellik hem de içerik olarak oldukça özenli bir şekil- bir bölümünü kafelerde yazmıştım. Çünkü gürültü beni ra-
de yazılmış olmalarıdır. Özellikle ----. hatsız etmiyordu, tam tersine bu durum hoşuma gidiyordu.

Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına Kafelerde çok çalıştım, okudum ve yazdım ----. Şimdi yal-

göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? nızca sessiz ortamlarda yazabiliyorum. Ben çalışırken mü-

A) bölümlerin görsel tasarımı, kitapların içeriğinin kolay zik kesinlikle olmamalı çünkü müzik başka bir şey, yazmak
anlaşılırlığını sağlamaktadır bambaşka bir şey. Bir otel odası, bir uçak ya da bir dost evi
B) anlaşılması zor konular, Batılı akademisyen yazarlara fark etmez, bana sükûnet lazım.
yazdırılmaktadır
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına
C) iletişim teknolojisindeki ilerlemeler, kitapların önemini göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
artırmaktadır
A) ne var ki yazmaktan nefret etmeye başladım
D) kitap gibi geleneksel yöntemler yerine bilgisayar, tab-
B) fakat yazdıklarım sanatsal bulunmadı
let, cep telefonu vb. gibi araçlarla öğrenme olanakları
artırılmaktadır C) ama yaşım ilerledikçe daha zor bir adam oldum

E) bu durum, bilgiye daha hızlı ve daha ucuz bir şekilde D) anlaşılan özgün bir anlatıma ulaşamamıştım
ulaşılmasını sağlamaktadır E) artık bu ortamları yeterince anlattığımı söylediler

77
30 dk
2 EŞİK PARAGRAFTA YAPI TEST - 2

1. (I) Ebru kâğıdı, her ülkenin sanat anlayışına göre bir farklılık 3. (I) Beş Şehir’ in en önemli özelliği, yazıların tarafsız birer
kazanmıştır. (II) Ebruculukta kullanılan malzemelerin başın- şehir monograsi olmaktan ibaret kalmamasıdır. (II) Bun-
da gelen boyalar, doğadaki renkli kaya ve topraklardan elde larda tarih bilgisinden çok tarih kültürü, sanat tarihi betim-
3 edildiği için toprak boya adıyla anılır ve suda erimediği gibi lemelerinden çok sanatkâr sezgisi, bir sosyal yapının in-
yağ da içermezler. (III) Bundan başka bazı doğal boyalarla celenmesi yerine de insani değerlerin ön planda tutulduğu
da renk zenginliği artırılır. (IV) Ebru yapımında gerekli olan görülür. (III) Diğer bir özelliği ise kitab; bilgiye değil yazarı-
ebru teknesi, kullanılacak kâğıdın enine ve boyuna uygun nın gözlemlerine dayanmasıdır. (IV) Beş Şehir’de şiirselliği
ebatta ve 6 cm derinliğinde dikdörtgen şeklinde bir kaptır. öne çıkmış bir deneme havası ağır basar. (V) Ahmet Ham-
(V) Eskiden suyun dışarıya sızmasını önlemek üzere içi ziftle di Tanpınar, Beş Şehir’ de anlattığı şehirlerin her birinde
BASAMAK

kaplanmış ağaçtan yapılmış tekneler de kullanılmaktaydı. en az iki yıl kalmış; oranın tarihi, mimarisi, günlük yaşayışı,
(VI) Teknenin içine konulacak suya koyuluk ve yapışkanlık insanları ile bir dost gibi haşır neşir olmuştur.
vermek, böylece serpilen boyaların teknenin dibine çök-
Bu parçada düşünce akışının sağlanması için numara-
mesini önlemek için kullanılan kitre, krem renginde ve şe-
lanmış cümlelerden hangisi çıkarılmalıdır?
ritler hâlindedir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü-
şüncenin akışını bozmaktadır?
A) I B) II C) III D) IV E) V

2. (I) Kök hücreler, başkalaşmamış hücrelerdir. (II) Çok hüc-


reli organizmalarda bulunan bu hücreler, her hücre gibi
çoğalarak kendi benzerlerini oluşturmanın yanı sıra baş-
kalaşarak özelleşmiş hücrelere de örneğin karaciğer, kalp
ya da akciğer hücrelerine de dönüşebilir. (III) Somatik kök
hücreler, çocuklarda ve yetişkinlerde oluştukları dokuların 4. (I) Yunaklıklar, kırsal kesimde toplumsal iletişimin en yo-
bakımını ve onarımını yaparlar. (IV) Kök hücreler, gerekli ğun ve canlı olduğu yerlerdendi. (II) Çamaşır yıkamak için
ve yeterli bir uyarı verildiği zaman başkalaşarak farklı hüc- Yunaklıklara gelen onlarca insan, birbiriyle sohbet edip,
re türlerine dönüşebildiği için araştırmacılar, kök hücreler dertleşirdi. (III) Bu arada birbirlerinin durumundan haber-
kullanılarak pek çok hastalığın tedavi edilebileceğini dü- dar olurlardı. (IV) Temizlik yanında özellikle kadınlar ara-
şünüyor. (V) Günümüzde kök hücrelerin kullanıldığı kemik sında sosyal hayata ait kültürel unsurların canlı olarak
iliği nakilleri zaten lösemi tedavisinde başarılı bir şekilde yaşandığı, anlatıldığı yerlerdi. (V) Yunaklıklar, çocukların
kullanılıyor. (VI) Gelecekte kök hücreler kullanılarak kan- önemli eğlence yerlerinden biriydi. (VI) Bu tür yerler vası-
ser ve Parkinson hastalığı gibi pek çok hastalığın tedavi tasıyla evlilik çağındaki delikanlıların anaları, genç kızları
edilebileceği düşünülüyor. daha yakından tanıma fırsatı yakalarlardı.

Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi dü- Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi dü-
şüncenin akışını bozmaktadır? şüncenin akışını bozmaktadır?
A) II B) III C) IV D) V E) VI A) II B) III C) IV D) V E) VI

78
30 dk

TEST - 2 PARAGRAFTA YAPI EŞİK 2

5. I. Sabahın erken saatlerinden beri geminin kömürü har- 7. (I) Örümceğin en iyi yaptığı iş, ağ örmektir. (II) Ayrıca o
lanıyordu ve akşamüzeri demir alındı. kadar haftir ki dünyanın etrafında bir tur atabilecek uzun-
II. Gemi, altı kez korna çalarak limanı bildik bir biçimde lukta ve örümcek ağından yapılmış bir ipliğin ağırlığı an-
selamladı ve tüm görkemiyle uzaklaşmaya başladı. cak bir kalıp sabunun ağırlığı kadardır. (III) Örümceğin ağı; 3
III. Kadın, bütün bu yolculardan farklıydı; onun için bu yol- çelikten beş kat daha sağlam, naylondan otuz kat daha
culuk, bir ayrılık değildi; yeni ufuklara yelken açmaktı. esnektir. (IV) Örümcek, bu kadar haf olan ipliğini protein
IV. 25 Ekim 1925 sabahı, 33 yaşında bir İngiliz kadın, Mar- lieri ve su damlacıkları ile oluşturur. (V) Protein, güçlü ve
silya Limanı’na yanaşmış Bombay yolcusu P&O isimli dayanıklı olmayı; su ise yüzey gerilimi esnekliği sağlar.
geminin bordo iskelesinden yürüyerek gemiye çıktı.
BASAMAK

V. Gemideki yolculardan kimisi İngiliz sömürgesi altındaki Bu parçadaki anlam karışıklığını gidermek için numa-
toprakları ilk defa görmeye giden, kimisi de yıllık izin- ralanmış cümlelerden hangileri yer değiştirmelidir?
lerini vatanlarında kullanarak sömürge topraklarındaki A) I ve III B) I ve IV C) II ve III
işlerinin başına dönen İngilizlerdi.
D) III ve IV E) IV ve V
Numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak
biçimde sıralandığında hangisi ilk cümle olur?
A) I B) II C) III D) IV E) V

6. I. Burun kanamalarında baş geriye atılarak burun içine 8. I. Öğrenciler, yaptıkları ödevleri bu araçtaki ilgili progra-
peçete ya da pamukla tampon yapmak ve enseye su ma yüklüyor; öğretmenler de cevap kâğıtlarını incele-
tutmak doğru bilinen önemli yanlışlardandır. yerek her soruyu değerlendiriyor.
II. Burun kanamasını durdurmak için burun ucundaki yu- II. Bir yazılım rması öğretmenlerin öğrencilere verdikle-
muşak kısma bir elin baş ve işaret parmağı arasına ri ödevleri değerlendirmesine yardımcı olmak için bir
alınarak baskı uygulanmalıdır. araç geliştirmiş.
III. Kanamanın durmasına hiçbir etkisi olmayan bu uygu- III. Yapay zekâ aracı öğrencilerin cevaplarını doğrudan
lamalar, kanın genze akmasına neden olmaktadır. değerlendirmiyor ancak öğretmenlere önerilerde bulu-
IV. Oturur pozisyonda baş öne eğilerek 10 dakika kadar nuyor.
beklenmelidir. IV. Böylece öğretmenlerin işi kolaylaşmış oluyor.
V. Burun ve yanağa bir beze ya da poşete sarılı olarak V. Örneğin öğretmen bir öğrencinin bir soruda verdiği
buz tutmak da damarların büzülmesini sağlayıp kana- cevaba tam puan vermişse yapay zekâ aynı soruya
mayı azaltacağından bir başka çözüm yolu olabilmek- benzer cevap vermiş başka öğrencilere de tam puan
tedir. vermesini öneriyor.

Numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluştura- Numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturması
bilmesi için hangilerinin birbiriyle yer değiştirmesi ge- için doğru sıralama aşağıdakilerden hangisidir?
rekir? A) II - I - III - V - IV B) II - IV - I - V - IV
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
C) II - I - V - III - IV D) III - II - I - V - IV
D) II ve IV E) IV ve V E) III - II - I - IV - V

79
30 dk
2 EŞİK PARAGRAFTA YAPI TEST - 2

9. 2018’de yayımlanan bir çalışmada Norveç’te 10. sınıfta 11. Science dergisinde yayımlanan bir araştırma kapsamında
okuyan 72 öğrenciye okudukları metni kavrama becerile- Ültimatom adlı bir oyun oynatılmış. Bu oyunda iki oyuncu-
rini ölçmek için çoktan seçmeli ve kısa yanıtlar gerektiren dan birine bir miktar para veriliyor ve bu parayı karşısın-
3 sorulardan oluşan testler uygulanmış. Bu kapsamda bir daki oyuncuyla paylaşması isteniyor. Paranın ne kadarını
okuma parçası öğrencilerin bir bölümüne kâğıt üzerinde diğer oyuncuyla paylaşacağı ise tamamen ona kalmış.
verilirken geri kalanlara ekran üzerinde gösterilmiş. Test- Eğer ikinci oyuncu, birinci oyuncunun teklini kabul ederse
ler sonucunda parçayı kâğıttan okuyan öğrencilerin metni ikisi de kendilerine düşen parayı alıp gidiyor ancak ikinci
kavrama konusunda daha başarılı olduğu görülmüş. Baş- oyuncu tekli kabul etmezse oyun kimse para alamadan
ka bir çalışmada ise araştırmacılar, acıklı bir öyküyü kâ- bitiyor. Araştırmacılar, Ültimatom oyununu bir grup katılım-
BASAMAK

ğıttan okuyanların aynı öyküyü tabletten okuyanlara göre cıya hem gerçek bir insanla hem de bilgisayarla oynatmış.
daha fazla empati kurduğunu ortaya çıkarmış. ---- Araştırma sonucunda katılımcıların bir insanla oynarken
adil olmadığını düşündükleri para miktarlarını bilgisayarla
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıda-
oynadıkları duruma göre daha fazla reddettiği gözlenmiş.
kilerden hangisi getirilebilir?
----
A) Uzmanlar ekran üzerinden bir metin okurken dikkatin
genellikle daha çok dağıldığını, bunun da okuma üze- Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıda-
rinde olumsuz etkisi olduğunu belirtiyor. kilerden hangisi getirilebilir?
B) Ancak uzmanlar, kimi zaman bu durumun okurun lehi- A) Demek ki her şeyden önce, bilgisayar yoluyla iletişime
ne olabileceğini söylüyor. geçmenin bazı pratik yönleri var.
C) Ancak kimi uzmanlar, bu etkinin kanıtlanması için daha B) Başkalarıyla yüz yüze iletişim hâlindeyken o kişinin zih-
çeşitli metinler üzerinde araştırma yapılması gerektiği- ninden geçenlere ilişkin çıkarımlar yaparız.
ni belirtiyor.
C) Yüz yüze iletişimin önemli bir parçası olan mimik ve
D) Bazı uzmanlar, her bir sözcüğüne dikkat kesilmek zo- jestler çıkarımlarda rol oynar.
runda kalmadığınız kimi okuma parçalarına kıyasla
D) Bu da karşımızda gerçek biri varken daha duygusal
anlaşılması zor metinleri okurken daha çok dikkat ge-
tepkiler verdiğimizi gösteriyor.
rekeceğini belirtiyorlar.
E) Sanal ortamda kurduğumuz iletişim, bizi bu yorucu
E) Neticede okunan metnin içeriğinden daha önemli olan
duygusal tepkilerden kurtarıyor.
şey, onu nereden okuduğumuzdur.

10. Göktürklere ait irili ufaklı pek çok taştan oluşan ve edebi- 12. Lale Devri, çoğunlukla ezber bilgilerle yorumladığımız bir
yatımızın ilk yazılı belgeleri olarak bilinen Orhun Kitabeleri dönemdir. Nedim’in damdan dama atlarken öldüğü rivaye-
8. yüzyıla aittir, ----
tini, İstanbul’u esir alan lale çılgınlığını söyleriz bu dönemle
Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getirilir- ilgili. Bunları söylerken dönemi bütün içinde değerlendir-
se “edebiyatımızdaki ilk yazılı belgelerin daha eskiye da-
mek aklımıza gelmez. Safevi Devleti’yle rekabeti, Avrupa
yanabileceği” sonucuna ulaşılır?
ile olan temasları, yaşanan siyasi ve sosyal kırılmaları gör-
A) Yenisey Yazıtları ise daha öncelere ait olmasına rağ-
meyiz. Dış dünyadan kopuk bir imparatorlukmuş gibi bakıp
men çok tahribata uğradığı için belge niteliği taşıyamaz
oluşan eğlence kültürünü eleştirirken çağın gerçekliklerini
niteliktedir.
aklımıza bile getirmeyiz. ----.
B) İslam öncesi süreçte sözlü gelenekte yer alan sagu,
sav, koşuk, destan gibi türler ise o dönemde tam anla- Bu parça düşüncenin akışına göre
mıyla yazıya geçirilmemiş eserlerdir.
I. Dönemin gerçeklerini göz ardı etmek doğal olarak bü-
C) Türk kültür ve edebiyat tarihimizde önemli bir yeri olan yük yanlışlara sevk eder bizi
bu yazıtlar ile ilk defa 1800’lü yılların sonunda karşıla-
II. Dolayısıyla tüm bunları yaparak Lale Devri’nin gerçek-
şılmıştır.
lerine ve önemine kulaklarımızı tıkamış oluruz
D) Göktürk Yazıtları dönemin hükûmet anlayışını, devlet
III. Bugünü anlamak ve yaşamak için geçmişi doğru yo-
düzenini yansıtması açısından önemli bir belge özelliği
rumlamak insanı her zaman bir adım öne çıkarmıştır
taşımaktadır.
yargılarından hangileri ile sürdürülebilir?
E) Moğolistan’ın Ötüken bölgesinde bulunan ve II. Gök-
türk Devleti kurucusu İlteriş Kutluğ Kağan’a ait olduğu A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
düşünülen keşfedilen yeni yazıt 7. yüzyıla aittir. D) I ve II E) II ve III

80
30 dk

TEST - 2 PARAGRAFTA YAPI EŞİK 2

13. (I) Evliliğe eski gelenek ve göreneklerin içinde oluşmuş “mo- 15. (I) Mehmet Akif, Süleymaniye Kürsüsünde adlı şiirinde
dası geçmiş bir kurum” olarak bakanların sayısı az değildir. daha sonraki kitaplarında da zaman zaman üzerinde dura-
(II) Konuya bu gözle bakanlar, değişen ve gittikçe bireysel- cağı çeşitli kirleri açık bir şekilde dile getirmiştir. (II) İslam
leşen toplumda iki insan arasındaki ilişkiye kimsenin ka- birliği temelinde gelişen düşüncelerin ele alındığı bu uzun 3
rışmaması gerektiğini savunurlar. (III) Ekonomik koşulların şiirde hem meşrutiyet öncesi hem de II. Meşrutiyet’le orta-
gelişmesi, haberleşmenin ve ulaşımın kolaylaşması, eski ya çıkan toplumsal atmosfer, canlı bir şekilde yansıtılmış-
inançların zayıaması bu tavrın yayılmasının altında yatan tır. (III) Şair, bunun yanında toplumsal, siyasal ve ahlaki
önemli etkenlerdir. (IV) Halk ozanı Aşık Mahmut Çelikgün meseleleri de şiirinde eleştirel bir yaklaşımla ele almıştır.
BASAMAK

“İnsanları bu hayata bağlayan, aşk sazının bir telidir evlilik.” (IV) Bu kişi, şairin kendisi olmasa da onun düşüncelerine
demiş. (V) Değişik toplum ve kültürlerde evlilik üstüne yapı- tercüman olmaktadır. (V) Bu yönüyle okurlar, Süleymani-
lan yüzlerce araştırmayı gözden geçiren bir bilimsel çalış- ye Kürsüsünde adlı şiirde bir vaizden çok bir aydınla karşı
madan şu sonuç çıkıyor: “İnsanlar var oldukça evlilik de var karşıyadır.
olacaktır ve insanlık evlilik sayesinde gelişecektir.”
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra “Bunu da şiirinde bir cami kürsüsünde vaaz veren
sonra “Ne var ki toplum ne kadar gelişirse gelişsin evlilik kişi üzerinden gerçekleştirmiştir.” cümlesi getirilirse par-
bütün toplumlarda devam ediyor ve evlilikten uzak durma- çanın anlam bütünlüğü sağlanmış olur?
ya çalışanlar bile bir süre sonra hayatlarını sevdikleriyle A) I B) II C) III D) IV E) V
‘evlilik’ ilişkisi içinde birleştiriyorlar.” cümlesi getirilmeli-
dir?
A) I B) II C) III D) IV E) V

14. (I) Ben kitaplarımı böyle bir kitap yazılsa da okusam duygu- 16. (I) Pek çok ebeveyn çocuk eğitiminin “davranış öğretmek”
suyla yazıyorum. (II) Demek ki bazen herkes benimle aynı olduğu yanılgısına düşüyor. (II) Hâlbuki çocuk terbiyesi
duyguları paylaşıyor, diye düşünüyorum. (III) Ama gene de çocuğa “davranış öğretmek” değil “duyarlılık” ve “irade”
tıpkı kendi hayatı gibi insan yazdığı kitaplar konusunda da kazandırmaktır. (III) Anne babalar her ne kadar “Bizim
boşu boşuna konuşur durur. (IV) En sonunda insanın haya- çocuk ödevlerini yapmıyor.” şeklinde bazı davranışlardan
tı, kitaplarından daha değerlidir. (V) Ama hayata anlam ve şikâyetçi olsalar da bir çocuğun ödev yapma becerisi onun
değer veren şey, bu kitaplardır işte. (VI) Romancılığa baş- duyarlılığı ve iradesi ile ilgilidir. (IV) Çocuk yarım saat der-
lamamdan sonra ise zaten hayatımla kitaplarımı birbirinden sin başında oturabilecek kadar kendine güç yetiremiyor ve
hiç mi hiç ayıramadım. (VII) İleride kitaplarım hayatımdan iradesini kullanamıyorsa buradaki sorun davranış sorunu
daha önemli ve eğlenceli bulunacak sanırım. değil, kendini yönetememe sorunudur. (V) Bir başka deyiş-
le irade kazanamama sorunudur.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden
önce “Kitaplarımın neden sevildiği konusundaki bu açık- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden
lamam da diğerleri gibi büyük ihtimalle yanlıştır.” cümlesi sonra “Bu nedenle birçok evde ‘Düzgün otur!’, ‘Dişlerini
getirilmelidir? fırçala!’, ‘Erken yat!’, ‘Misarlikte beni rezil etme!’ sesleri
A) III B) IV C) V D) VI E) VII eksik olmuyor.” cümlesi getirilmelidir?
A) I B) II C) III D) IV E) V

81
30 dk
2 EŞİK PARAGRAFTA YAPI TEST - 3

1. Gazeteci: 2. Gazeteci:
(I) ---- (I) ----
Eleştirmen: Dağcı:
3 1950 yılına kadar Anadolu’daki toprak ırgatlarının, fabrika Bu benim için büyük bir fırsattı çünkü ailem Avusturya ve
işçilerinin sorunlarına eğilen, bu arada öz yaşam öyküsü Nepal’den olmasaydı bu kadar sevdiğim dağcılık sporu
denebilecek romanlar da yazan Orhan Kemal, 1950’den ile buluşamayabilirdim. Bu alandaki yeteneğimi Himalaya
sonra İstanbul’a göç etmiştir. Dolayısıyla roman ve öykü- Dağları’nda Everest’in ilk oksijen desteksiz çıkışı gibi çok
lerinin konuları ve kişileri değişmiştir. O, artık Adana’dan önemli tırmanışlar yapmış olan amcam, Avusturya’da keş-
BASAMAK

daha büyük bir kentin küçük insanını gözlemiş ve onları fetti. Bunun için minnettarım. Geçtiğimiz yıllarda da birçok
yazmıştır. Ancak bu ikinci dönemde de yazarın eğilimi de- kez anne ve babamın büyüdüğü ülke olan Nepal’e gittim.
ğişmemiş; yine kenarlarda dolaşarak yoksulları, zar zor ge- Tırmanmaktan büyük keyif aldığım harika bir ülke burası.
çinen memur ve işçileri, dibe vuranları anlatmıştır.
Gazeteci:
Gazeteci:
(II) ----
(II) ----
Dağcı:
Eleştirmen:
Dünyadaki tüm dağlık bölgelerin kendine özgü bir özelliği
Evet, Orhan Kemal’in iki yüz elliye yakın öyküsünün nere-
var bana göre. Örneğin Patagonya harika bir yer. Alas-
deyse dörtte birinde çocuklar anlatılmıştır. Orhan Kemal,
ka’da tırmanmanın sadece orada görülebilen türden zor-
çocuk konusunda ısrarcı bir yazardır. Onların sorunlarına
lukları var ve bu deneyim olağanüstü. Karakurum ve Hima-
eğilmekten hiç vazgeçmemiştir. Zaten yayımlanan ilk öy-
laya silsilelerindeki büyük dağlar, yüksek irtifaya ve zorlu
külerinden biri olan Balık, yoksul bir aile çocuğunun gördü-
zirvelere sahip. Son yıllarda beni en çok çeken bunlar oldu.
ğü herkese hayatında ilk kez yiyeceği balıktan söz etmesi
üzerine kuruludur. Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıda verilenler-
den hangileri sırasıyla getirilmelidir?
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere sırasıyla getirilmesi
A) (I) En çok sevdiğiniz sporun aksiyon dolu olmasının
gerekenler aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir?
kişiliğinizle yakından ilgisi olduğunu düşünüyor musu-
A) (I) Orhan Kemal’in çağdaşı olan yazarlarla ilişkisini na-
nuz?
sıl anlatırsınız?
(II) Dağcılıkla uğraşan insanların en çok hangi ülkeler-
(II) Orhan Kemal’in yapıtlarında ele alınan temel sorun-
de olduğu hakkında bilginiz var mı?
lar sizce nelerdir?
B) (I) Dağlık alanların bol olduğu ülkeden gelmiş bir aileye
B) (I) Orhan Kemal ile Yaşar Kemal’in aynı çizgide yürü-
sahip olmanız doğa sporlarına ilginiz üzerinde etkili oldu
düğünü söyleyebilir miyiz?
mu?
(II) Orhan Kemal’i bir romancı mı, yoksa bir öykücü ola-
(II) Tırmanış için seyahat etmeyi en çok sevdiğiniz yer-
rak mı tanımlamak doğru olur?
ler nereler?
C) (I) Orhan Kemal’in sanatına yön veren ve yapıtlarında
C) (I) İlgilendiğiniz spor dalına karşı yakın çevreniz-
ele aldığı konular nelerdir?
dekilerin tutumu nedir?
(II) Orhan Kemal’in hikâyelerinde çocuğun yeri nedir?
(II) Bu spor dalına ilgi duyanlara karşı neler önerirsi-
D) (I) Orhan Kemal’in yapıtlarında kendi yaşamından izler niz?
görmek mümkün müdür?
D) (I) Mesleğinizin özel yaşamınızda zorluklar çıkardığı
(II) Edebiyatımızda çocukluk üzerine inşa edilmiş eser- oluyor mu?
ler hakkında neler söylersiniz?
(II) Bu spor dalı ile uğraşırken başınızdan geçen il-
E) (I) Yapıtlarından hareket ettiğimizde Orhan Kemal’in ginç bir olay oldu mu?
duygu dünyasını nasıl betimlersiniz?
E) (I) Dağcılığa başladığınız ülkenin neresi olduğunu
(II) Orhan Kemal’in romanları ile öykülerini birbirinden açıklayabilir misiniz?
ayıran temel nitelikler nelerdir?
(II) Bu spor dalının en kolay ve en zor nerelerde ger-
çekleştirildiği hakkında bilgi verir misiniz?

82
30 dk

TEST - 3 PARAGRAFTA YAPI EŞİK 2

3. 1960 başları şiire yeni yeni merak saldığım, karalama yap- 5. Türkçemizin zaman aşımlarına uğrayarak kültür değişimle-
tığım zamanlardı. Okulumuzda çıkarılan dergide şiirlerim rinden ve teknolojik girdilerden hatta göçlerden etkilenerek
yayımlansın istiyorum ama çekingenliğimden bir türlü ka- bugünlere geldiğini belirtmekte fayda var. Anadolu ağız-
rar veremiyordum. (I) ---- Sonunda yazma hevesim baskın larında bugün yaşayan fakat edebiyata geçemeyen pek 3
geldi ve kendimi yazıyla, şiirle var etmeyi başardım. O yıl- çok öz Türkçe sözcük var. ----. Mesela tahtanın ve bakırın
lardan bu yana yazma işlevimi yerine getiriyorum. (II) ---- yerini alan plastik, kendi ürünlerini yabancı adlara -bidon,
varil, galon gibi- getirirken diğerlerinin çoğu Türkçe isimle-
Bu parçada boş bırakılan yerlere sırasıyla getirilebile-
riyle birlikte silinip gitmiştir. Yalnız araç gereç adları değil,
cek en uygun sözler aşağıdakilerin hangisinde veril-
BASAMAK

doğanın insan eliyle yok ettikleri de bu kervana dâhil! Nesli


miştir?
tükenmiş kuş adları, bitki adları vb.
A) (I) Sanat yolculuğu kararsızlıkları asla kabul etmez.
(II) Bu dergiyi çıkarmamı sağlayan ve beni bu yolda Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına
destekleyen çok insan oldu. göre aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi en uygun-
B) (I) Yazarlık, toyluğu ve böyle basit hataları kesinlikle dur?
kabul etmez. A) Diller arasında kelime alışverişi olması, gayet doğal bir
(II) Okurların tepkileri işime dört elle sarılmama olanak durumdur
tanıyor. B) Milletlerin etkileşimi, sentez kültürlerin ortaya çıkması-
C) (I) Zaman hiç geçmemiş gibiydi, okuduğum ilk kitabı na zemin hazırlıyor
dün gibi hatırlıyordum. C) Çoğu sözcüğün köken bakımından hangi dile ya da
(II) Ortaya koyduğum ürünlerde farklı sanatçıların me- zamana dayandığını kestirmek güç
tinlerine göndermelerle karşılaşabilirsiniz. D) Ancak bunların dışında nicesinin hayatımıza giren yeni
D) (I) Ürkekliğim, edilgenliğim büyüklerimin baskısı mıydı değerler sebebiyle kaybolup gittiği bilinmekte
acaba diye düşünüyordum. E) Bir kültürün ve değerler silsilesinin yoğurduğu sözcük-
(II) Bunda kesinlikle yazmayı sevmemin ve bir karar lerle yazmak, bir sanatçı için önemlidir
vermemin büyük etkisi var.
E) (I) Her insanın hangi alanda yeteneği varsa oraya yön-
lenmesi gerektiğini düşünürüm.
(II) Bu bakış açısı, yazın dünyamızı maalesef ileri nok-
talara taşıyamıyor.

6. Sanat, daima insan ruhunun çeşitli duyguları en şiddetli


yaşadığı zamanlarda canlı hâle gelir. Çünkü ----. Bu se-
beple sanatçı, en iyi üretimi bedenen ve ruhen formda
olduğu zamanda yapabilir. Maddi ve manevi sıkıntılardan
4. 56 metre yüksekliğinde olan Pisa Kulesi, üst üste bindi-
ve problemlerden uzak olduğu, neşe ve moralinin yüksek
rilmiş yuvarlak 6 sütun dizisinden meydana gelmiştir ve
olduğu bir zamanda en kaliteli eserleri meydana getirebilir.
üzerine 294 basamaklı bir merdivenle çıkılmaktadır; ----.
Tabii ki bu saydıklarımızın başında sanatçının içten gelen
Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getirilir- bir arzuyla çalışmaya başlaması çok önemlidir.
se “Pisa Kulesi’nin zikî özelliklerinde zamanla değişiklik
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre
olduğu” sonucuna ulaşılır?
getirilebilecek en uygun sözler aşağıdakilerin hangisin-
A) yapının ağırlık merkezinin iz düşümü kendi temel dai-
de verilmiştir?
resinin içinde kaldığı için kule devrilmemektedir
A) sanat ve ruh birbirlerine nüfuz eder ve karşılıklı gelişir-
B) kulenin şu andaki eğimi 5,5 derece olup kule her yıl ler
milimetrenin onda yedisi kadar eğilmektedir B) sanatsal bir ürünü insandan bağımsız düşünmek im-
C) kule, gücün ve zenginliğin bir sembolü olarak Cenova kânsızdır
ve Venedik’e rakip olarak yapılmıştır C) bir edebî eserde insanın başından geçen olayların an-
latılması bir zorunluluk gibi düşünülür
D) kulenin inşa edildiği bölgenin tabanı yumuşak bir ze-
D) birçok sanatçının başarısız olmasının altında yatan ne-
minden meydana gelmektedir
den budur
E) kule, İtalya’nın kuzeyindeki Pisa şehrinde 11. yüzyılda E) insanlar bazen anlama becerisini gerçekleştiremeyebi-
katedral olarak inşa edilmiştir lir

83
30 dk
2 EŞİK PARAGRAFTA YAPI TEST - 3

7. (I) Araştırmacılar, Los Angeles’ta on devlet lisesinde oku- 9. (I) Lagünler, deniz ya da okyanus gibi büyük su kütlelerine
yan yaklaşık 2.600 genci 2014 ve 2016 yılları boyunca bağlantısı olan sığ göllerdir. (II) Dalgaların ve akıntıların
takip etti. (II) Öğrencilere sosyal medya kullanımı, video taşıdığı kum ve çakıl gibi katı maddelerin durgun alanlarda
3 izleme, mesajlaşma ve çevrimiçi sohbet etme gibi diji- birikerek bir set kurması sonucunda oluşur. (III) Kıyı kor-
tal etkinlikler içeren 14 popüler dijital medya platformunu donu olarak da adlandırılan bu setler başlangıçta koy ya
hangi sıklıkta kullandığını sordu. (III) Sorulara verilmesi da körfez olan alanın zamanla deniz ile bağlantısını en-
gereken yanıtları üç kategoriye ayırdı: kullanım yok, orta gellemesi ve bir havza oluşturması, lagünlerin ortaya çık-
kullanım ve yüksek kullanım. (IV) Araştırma sonucunda masını sağlar. (IV) Lagünler, ekolojik açıdan hayli önemli
14 dijital medya platformunun yarısını sık kullanan 114 ekosistemdir. (V) Mercan kayalıklarının oluşturduğu halka
BASAMAK

gencin yüzde 9,5’inde ve tamamını sık kullanan 51 gencin şeklindeki mercan adalarının ortasında da lagünlere rast-
yüzde 10,5’inde yeni dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozuk- lanmaktadır.
luğu (DEHB) belirtileri tespit edildi. (V) DEHB teşhisi konu-
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü-
labilmesi için birkaç ortamda kendini gösteren çok az sa-
şüncenin akışını bozmaktadır?
yıda bulgu yerine, birçok ortamda kendini gösteren birçok
A) I B) II C) III D) IV E) V
bulguya ihtiyaç vardır. (VI) Buna karşın herhangi bir dijital
platformu sık kullanmayan 495 gencin yalnız yüzde 4,6’sı
bu belirtileri sergiledi.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü-


şüncenin akışını bozmaktadır?
A) I B) II C) III D) IV E) V

10. (I) Işık kaynağı olmayan Ay ve Dünya, Güneş ışınlarıyla


8. (I) Günümüzde edebiyatı yalnızca yazılı ürünlerden oluşan aydınlanmaktadır. (II) Dolayısıyla her iki gök cisminin Gü-
bir örgüymüş gibi düşünme yanılgısı mevcut. (II) Tarih ön- neş’e bakan yüzünün arkasında kalan alanlarda bir gölge
cesinden bu yana değişen zamanla ve kültürel gelişmelerle konisi oluşur. (III) Ay ve Dünya, yörüngelerinde bu gölge
edebiyat da her geçen gün değişmektedir. (III) Dolayısıyla konileriyle hareket eder. (IV) İşte Dünya, Ay’ın gölgesine
uzun soluklu bu serüvende dönemlere bağlı olarak farklı girdiğinde Güneş tutulması; Ay, Dünya’nın gölgesine girdi-
yaklaşım ve anlayışlar ortaya çıkmıştır. (IV) Çünkü her dö- ğinde de Ay tutulması gerçekleşir. (V) Bir gök cismini na-
nemde kendine has bakış açıları, değer yargıları yani top- sıl gördüğümüz, nereden baktığımıza bağlı olarak değişir.
lumsal zihniyet mevcut olmuştur. (V) Dönemler arasındaki (VI) Bu olaylar, insanların her zaman ilgisini çekmiş ve on-
bu ayrılıklar da hâliyle edebiyata yansımıştır. ları zaman zaman da korkutmuş önemli gök olaylarıdır.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi par- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü-
çanın anlam bütünlüğünü bozmaktadır? şüncenin akışını bozmaktadır?
A) I B) II C) III D) IV E) V A) II B) III C) IV D) V E) VI

84
30 dk

TEST - 3 PARAGRAFTA YAPI EŞİK 2

11. (I) Kendi Gök Kubbemiz, Yahya Kemal’in sade Türkçeyle 13. I. Babam ağaçlara birer kutsal varlıkmış gibi baktığı ve
söylediği hem yapı hem şekil bakımından yeni tarz şiirle- evimizde herkes çiçekleri sevdiği için avlumuzun ağaç-
rini bir araya getiren eseridir. (II) Yahya Kemal aynı za- ları herkesinkinden güzeldi.
manda bir düşünce şairi olduğu için bölümlerin herhangi II. Küçük avlumuzun kuyusu etrafında yahut büyük bir dut 3
birinde yer alan birçok şiir, diğer bölümlere de girebilecek ağacının gölgelediği taşlığın çevresinde anamla ben
özellikler taşımaktadır. (III) Birinci gruptaki şiirlerde daha her bahar, her yaz renk renk çiçekler yetiştirirdik.

çok Türk milletinin tarih içinde iman gücüyle Anadolu ve III. En zevkli vazifelerimden biri, eski Edirne saraylarının
kurulmuş olduğu yerlere yakın bir çayırlığın kenarından
Rumeli topraklarında yaptığı fetihler ve ortaya koyduğu gü-
toprağıyla beraber kesip çıkardığım çim keseklerini av-
BASAMAK

zellikler üzerinde durulur. (IV) İkinci grupta rindlik, ölüm ve


lumuzun çiçek öbeklerinin etrafına dizerek sulamak ve
sonsuzluk gibi temaların işlendiği şiirler, üçüncü grupta ise tutturmaya çalışmaktı.
daha çok aşk şiirleri yer alır. (V) Kitaptaki şiirler “Kendi Gök
IV. Verilen çabadan sonra bunların tutmaması, sararması
Kubbemiz”, “Yol Düşüncesi” ve “Vuslat” başlıkları altında korkusu gece rüyalarıma girerdi.
üç grupta toplanmıştır. (VI) Onun aşk temasını işleyen şi- V. Bunları eski bir peştamalla taşıyabildiğim kadar sırtıma
irlerinde aynı zamanda yoğun bir şekilde vatan teması ve vurup eve getirirdim.
düşünce unsurlarını, vatan temalı şiirlerinde ise diğer bü- Numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluştur-
tün unsurları bir arada görmek mümkündür. ması için aşağıdakilerden hangilerinin birbiriyle yer
Numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluştur- değiştirmesi gerekir?
ması için aşağıdakilerden hangilerinin birbiriyle yer A) I ve III B) II ve III C) II ve IV
değiştirmesi gerekir? D) III ve V E) IV ve V
A) I ve III B) II ve III C) II ve IV
D) II ve V E) III ve VI

14. I. Newton, buluşlarının çoğunu iki yıl boyunca Avru-


pa’nın önemli kısmını etkileyen veba salgını dolayı-
sıyla Cambridge’ten uzakta yaşamak zorunda kaldığı
çiftlikte gerçekleştirmiştir.
II. Çiftlik evinin bir odasını karanlık oda hâline getirip Gü-
12. I. Yakın zamana kadar yükseklik korkusunun düşerek neş ışığıyla yaptığı deneylerle de ışığın doğasını ilk
zarar görme tehlikesi nedeniyle ortaya çıkan, içgüdü- kez doğru olarak açıklamayı başarmıştır.
sel bir korku olduğu düşünülüyordu. III. Newton, dalından yere düşen elmanın düşüşünü göz-
II. Yükseklik korkusu, yerden yüksekte bulunma nedeniy- lemlemesinden sonra evrensel çekim yasasına ulaş-
le hissedilen ve baş dönmesi, kalp ritminde hızlanma, masını sağlayan düşünce zincirinin ilk halkasını oluş-
terleme, dizlerde ve bacaklarda hâlsizlik gibi belirtileri
turmuştur.
olan psikolojik bir rahatsızlıktır.
III. Ancak yüksek bir yerde bulunan insanların çoğunda IV. Burada bulunduğu sırada zamanının neredeyse tama-
görülen düşme korkusundan farklıdır ve sebep olduğu mını gözlem ve deney yaparak geçirmiştir.
rahatsızlıklar çok daha şiddetlidir. V. Modern bilimin iki önemli aracı olan gözlem ve deney
IV. Bu araştırmalarda yükseklik korkusu olan insanların aracılığıyla başarıya ulaşan Newton, geometri yoluyla
dikey mesafeleri yanlış algıladığı fark edildi. da yeni bir madde ve hareket anlayışının düşünsel te-
V. Ancak yapılan araştırmalar, düşme korkusunun ötesin- mellerini oluşturmuştur.
de yüksekliğin neden olduğu aşırı korkunun insanların
derinlik algısındaki farklılıkla ilişkili olduğunu gösteri- Numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluştur-
yor. ması için aşağıdakilerden hangilerinin birbiriyle yer
değiştirmesi gerekir?
Numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak
biçimde sıralandığında hangisi ilk cümle olur? A) I ile III B) II ile III C) II ile IV
A) I B) II C) III D) IV E) V D) II ile V E) III ile V

85
30 dk
2 EŞİK PARAGRAFTA YAPI TEST - 3

15. Yönlendirici: 16. Gazeteci:


(I) ---- ----
Yazar: Sanatçı:
3 Yazarken masadan sık sık kalktığımın, çay içtiğimin, abur Şöyle ferah ferah “Ben yazarım.” diyemedim hiç. Yazar ol-
cubur yediğimin farkındayım. Sonra şiir kitaplarını karıştı- maktan önce bir okur saydım kendimi. Bunda hayata dair
rıyor, oradan buradan okuyorum. Bunlar çıplak, yarı çıplak tercihlerimin de etkisi oldu. Başka işlerden para kazanıp
gelen öykülerde oluyor. Malzemesiyle gelen öyküler fazla hayatı sürdürmenin, yazmakla ilgili bir tür özgürlük alanı
zaman almıyor. Ama bir oturuşta bitirdiğim öyküm hiç ol- sağlayacağını hissettim hep. Başka işlerle geçinmek, sö-
BASAMAK

madı. zünü ettiğim özgürlüğü sağlarken kuvvet ve zaman bulmak


Yönlendirici: bakımından yazı çalışmasından götürdü biraz da bu du-
(I) ---- rum. Yazarlığa karşı görüşlerim hiç değişmese de yazma
Yazar: sürecimin ve yaşamımdaki diğer dinamiklerin bu etkinliğim

Geç övüldüğümü ama hak ettiğimden fazla övüldüğümü üzerinde etkilerinin olduğunu söyleyebilirim.

düşünüyorum. Olumsuz eleştiri de almadım. Ama aldığım Bu diyalogda boş bırakılan yere aşağıdakilerden han-
iki uyarı var ki unutulur gibi değil. Aldım, giyindim; o yanım, gisinin getirilmesi gerekir?
o günden beri kontrolüm altındadır. Eleştirisiz olmaz. Öy- A) Yapıtlarınızda ele aldığınız konuların ve çizdiğiniz ka-
kücüler eleştiriyi romancılardan sakin karşılıyorlar bence. rakterlerin değişimini neye bağlıyorsunuz?
Öykücüler, kendi aralarında bile atışmıyorlar; eleştirmeni
B) Yazarlık serüveninize nelerin etkisi olduğunu düşünü-
niçin küstürsünler!
yorsunuz?
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden
hangisi sırasıyla getirilmelidir? C) Yapıtlarınızı kaleme alırken beslendiğiniz kaynaklar
nelerdir?
A) I. Öykülerinizi nasıl yazarsınız, öyküleriniz bir oturuşta
biter mi yoksa tekrar tekrar yazmayı, üzerinde çalışma- D) Yazar, olmak size bir geçim sağlıyor mu?
yı sürdürür müsünüz? E) Kitabınızdaki ötekileştirilmiş bireylerin acıklı hikâyeleri,
II. Eleştirinin özellikle sizin ve diğer öykücülerin üzerin- bir yaşanmışlığın ürünü mü?
de nasıl bir etkisi vardır?
B) I. Öyküleriniz için uzun bir işçilik dönemi yaşar mısınız?
II. Eleştirilmekten hoşlanır mısınız?
C) I. Öykü yazmak, keyii mi yoksa yorucu bir eylem midir?
II. Yapılan eleştirileri dikkate alıyor musunuz?
D) I. Sizde öykünün oluşma sürecinin nasıl geliştiğini
açıklar mısınız?
II. Öykü anlayışınızı etkileyen, öykücülüğünüz üzerin-
de etkisi olan eleştiriler oldu mu?
E) I. Bir öykünün olgunlaşıp ortaya çıkışı nasıl gerçekleşir?
II. Eleştirilmek öykücülerle romancılarda farklı mı algı-
lanıyor?

86
30 dk

TEST - 1 PARAGRAFTA ANLATIM TEKNİKLERİ EŞİK 2

1. Âlemdeki yerim konusunda hayatta olduğu gibi edebiyatta 3. Ağrı; gerçek veya potansiyel doku hasarı ile ilişkili olarak
da o zamanlar taşıdığım temel duygu, merkezde olmama ortaya çıkan, hoş olmayan duyusal ve duygusal deneyim-
duygusuydu. Dünyanın merkezinde bizim yaşadığımızdan dir. Çok boyutlu bir olgu olmasının yanı sıra kişiye özgü
daha zengin ve çekici bir hayat vardı ve ben, bütün İstan- olduğu da düşünülürse karmaşıklığının derecesi tahmin
bullular ve bütün Türkiye ile birlikte bunun dışındaydım. Bu edilebilir. Akut ağrı, doku hasarına bağlı olarak oluşur ve
duyguyu dünyanın büyük çoğunluğu ile paylaştığımı bu- iyileşme sürecine paralel olarak ortadan kalkar. Uyarıcı ve 4
gün düşünüyorum. Aynı şekilde bir dünya edebiyatı vardı hayat kurtarıcı rolleri vardır ve genellikle saptanabilir bir
ve onun benden çok uzak bir merkezi vardı. Aslında dü- nedenden kaynaklanır. Bu neden, saptanıp tıbbi yollarla
BASAMAK

şündüğüm Batı edebiyatıydı, dünya edebiyatı değil ve biz ortadan kaldırılabilir; bu gerçekleştiği zaman da ağrı orta-
Türkler bunun da dışındaydık. Babamın kütüphanesi de dan kalkar. Kronik ağrı ise beklenenden daha uzun süre
bunu doğruluyordu. devam eden ya da iyileşme sürecinin tamamlanmasından
Bu parçanın anlatımı için aşağıdaki belirlemelerden sonra da devam eden ağrıdır.
hangisi yanlıştır?
Bu metnin anlatımında aşağıdakilerin hangisinden ya-
A) Açıklayıcı bir anlatım benimsenmiştir. rarlanılmıştır?
B) Karşılaştırmalara yer verilmiştir. A) Açıklama - Tanımlama - Betimleme
C) Tanımlama ve somutlaştırmalara yer verilmiştir. B) Açıklama - Tanımlama - Tarşılaştırma
D) Ele alınan konuya ilişkin yazar, kişisel görüşlerini be- C) Betimleme - Öyküleme - Tanımlama
nimsetmeye çalışmaktadır.
D) Tartışma - Karşılaştırma - Alıntılama
E) Toplumsal bir gözlem ve bununla ilgili saptamalar söz
E) Tartışma - Tanımlama - Kanıt gösterme
konusudur.

2. O anda ikimizden de kaynaklanmayan ama dönüp dolaşıp 4. Ağustosun otuzuncu günü Dr. Murat, beni Afyon’dan Dum-
ikimizde noktalanan bayat, bayatlığı kadar da tuhaf mı tu- lupınar’a götürdü. Yollar, cephane ve mühimmat yüklü
haf bir sessizlik kaplardı odayı. Öyle ki bu sessizliğin derin kamyonlarla, yorgun düşmüş atlarla doluydu. Köylüler, bi-
zonklayışlarıyla yanaklarımız bile çukurlaşırdı kimi zaman. zim otomobili durdurarak gözleri ışık içinde konuşuyorlardı.
Alınlarımız çöker ve bileklerimizle birlikte parmaklarımız Bir tanesi, boynuma sarılarak elimin içine sıcak bir somun
da yamyassı olurdu. O, omuzlarına çöken ağırlığın altında bıraktı. Dr. Murat, bunun bu kadınların kalbinin bir sembolü
gözlüklü bir kurbağa gibi debelenirken ben, ne yapacağımı olduğunu söyledi. Erkekleri onlar yaşatmışlardı.
bilemezdim.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine
Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıda verilenlerden başvurulmuştur?
hangisi yanlıştır?
A) Öyküleme - Betimleme
A) Betimlemelerle izlenim kazandırılmıştır.
B) Açıklama - Betimleme
B) Benzetmeye başvurulmuştur.
C) Karşılaştırma - Açıklama
C) Görsel unsurlara yer verilmiştir.
D) Karşılaştırma - Tanımlama
D) Öznel ve duygusal bir anlatım söz konusudur.
E) Öyküleme - Karşılaştırma
E) Dil, alıcıyı harekete geçirme işleviyle kullanılmıştır.

87
30 dk
2 EŞİK PARAGRAFTA ANLATIM TEKNİKLERİ TEST - 1

5. Ege toprağında gencecik bir gürgendim ben. Beşparmak 7. Şiirlerimin dili, Anadolu türkülerinin dilidir. Basitlikten uzak,
Dağları’nın ardında, küçük bir düzlükte yaşardım. Sabah- uyumlu kelimelerden oluşan, ahenk dolu, Anadolu kadar
tan akşama dek kuşlar uçardı tepemde, biçimden biçime berrak bir dildir. Az kelimelerle oluşturduğum dizelerle çok
giren renk renk bulutlar uçardı. Her biri birbirinden yeşil, şey anlatmaya çalıştım. Gösterişsiz, anlaşılır bir Türkçeyle
birbirinden iyi, birbirinden güzel komşularım vardı. Birkaç yazmayı yeğledim. Heceye çok yakın serbest mısra üslu-
4 ağaç boyu ötemde, benden on üç yaş büyük olan kambur buyla şiirler yazdım.
bir köknar yaşardı. Onun bir kuş uçumu uzağında yaşlı bir
Bu parçada şiirinden söz eden şairin dil ve anlatımıyla
gürgen vardı. Daha ötede çıtırdayıp duran kozalaklarıyla
ilgili öne çıkan özellikler aşağıdakilerden hangisidir?
kıpkızıl çamlar vardı; ardıçlar, ladinler, kestaneler vardı.
BASAMAK

A) Yalınlık - Özlülük
Düzlüğün sonunda da hepimizden büyük olan ak sakallı
B) Özgünlük - Açıklık
bir meşe yaşardı. Ben kendimi bildim bileli gövdesini sa-
C) Kalıcılık - Duruluk
ran çalı hışırtılarının arasında, bir bilge heykeli gibi, olanca
D) Doğallık - Akıcılık
haşmetiyle öylece duruyordu bu meşe.
E) Sanatsallık - Doğallık
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi yanlıştır?
A) Kişileştirme yapılmıştır.
B) Karşılaştırmadan yararlanılmıştır.
C) Benzetmeye başvurulmuştur.
D) Betimleyici ögeler kullanılmıştır.
E) Tanık göstermelerden yararlanılmıştır.

6. Atmosfer, yer çekiminin etkisiyle yeryüzünü bir battaniye


misali çevreleyen bir gaz katmanıdır. Yeryüzü bu özelli-
ğiyle ince atmosfer katmanına sahip olduğu için yaşama
koşullarının oluşmasının zor olduğu Mars’tan daha iyi bir
durumdadır. Fakat bir gezegen yeterli bir atmosferi oluştu-
racak uygun bir şekle sahip olsa da bu koruyucu katmanı
oluşturan gazlar biyolojik yaşamı destekleyecek gazlardan
olmayabilir. Örneğin Venüs, Dünya’nın sahip olduğundan
çok daha kalın bir atmosfere sahiptir. Fakat onun koruyu- 8. Güray Süngü, öykü ve roman türünde vermiş olduğu
cu tabakası, daha çok sıcaklığın gezegenin atmosferinde eserlerle tanıdığımız bir kalem. Öykü türünün romancı do-
tutulmasına neden olan karbondioksit gazından oluşmak- ğurması, öykülerin ilerleyen safhalarda romana evrilmesi
tadır. Venüs’ün atmosferinde bu gazın bol miktarda bulun- alışılmış bir durumdur. Süngü’nün öyküsü, üç roman ki-
masından dolayı güneşten gelen ısı enerjisi burada tutulur. tabının ardından gelmiştir. Bu yönüyle farklı bir kalem ol-
Bu sıcaklığı tahmin bile edemezsiniz. duğunu duyurmuştur ancak Süngü’yü sıra dışı yapan asıl
şey, anlatımıdır. Kısa cümleler, günlük dilde kullanılan ifa-
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
deler onun anlatımının demirbaşlarıdır.
hangisi yanlıştır?
A) Benzetmeye yer verilmiştir. Bu parçaya göre Güray Süngü’nün anlatımının en be-

B) Karşılaştırmadan yararlanılmıştır. lirgin yönü aşağıdakilerden hangisidir?

C) Örneklemeye başvurulmuştur. A) Yalınlık B) Duruluk


D) Neden-sonuç ilişkilerinden yararlanılmıştır. C) İçtenlik D) Yoğunluk
E) Kişileştirme yapılmıştır. E) Akıcılık

88
30 dk

TEST - 1 PARAGRAFTA ANLATIM TEKNİKLERİ EŞİK 2

9. Evimin karşısındaki çelimsiz bir erik ağacıydı o. Kış orta- 11. Konya’nın 45 kilometre güneydoğusundaki Çatalhöyük’te
larıydı. Haylaz güneş, bildik oyunlarından birini oynuyor- ilk yerleşimin Neolitik Dönem olarak adlandırılan MÖ
du yine. En sevimli yüzüyle göz kırpmıştı yine. Erik ağacı 7100’lü yıllara dayandığı düşünülüyor. Araştırmalar, en
da buna kayıtsız kalamayacaktı tabii ki. Aldandı. Sandı ki kalabalık olduğu dönemde 3 bin ila 8 bin kişinin burada
güneş ona gülümsüyor. Kalbi deli gibi çarpmaya başladı yaşayıp öldüğünü ortaya koyuyor. Türk ve uluslararası
vakitsiz. Çiçek açtı. Deli gibi, ilkyaz gibi çiçekler açtı. Kom- araştırmacılar ve Türk işçilerden oluşan büyük bir ekip, 4
şu ağaçlar güldü hâline, bilen bilmeyen ayıpladı. Sadece 1961-1965 yılları arasında Çatalhöyük’te kazılar yaparak
sanmıştı oysaki. 160 konutu ortaya çıkardı. Aynı zamanda buluntuları geniş
BASAMAK

çaplı olarak kamuoyuna duyurdu ve Çatalhöyük’ün dünya


Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok-
çapında tanınmasını sağladı. Türkiye’de daha önce yapıl-
tur?
mış hiçbir kazıda böyle bütünlüklü bir çalışma yürütülmedi.
A) Öyküleme
B) Eksiltili cümleler Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
C) Kişileştirme hangisi söylenemez?

D) Deyim kullanma A) Nicel veriler kullanılmıştır.

E) Benzetme B) Açıklayıcı anlatımdan yararlanılmıştır.


C) Olay içinde yaşatma söz konusudur.
D) Konuyla ilgili bilgi verme amaçlanmıştır.
E) Karşılaştırmadan yararlanılmıştır.

12. Nerede bir çocuğun camdan dışarı bakıp da her bir kar
tanesini hayretle takip ettiğini görürsen umutlan. Kar ya-
ğınca değişir çocuk da. Bir çocuğu mutlu eden şey aslında
büyükleri tekrar bir araya çağırıyor ve unutulmuş güzellik-
leri müjdeliyordur. İster oyun adını ver çocuğun aklını ba-
şından alan eyleme ister şaka. Az önce bütün ağırlığı ile
10. Yolun iki tarafında yeşilin her tonunu barındıran ağaçlar… herkesi dibe çekmekte olan hayat, şimdi kar sayesinde ka-
Göz alabildiğine uzanan yeşillik, etrafı camgöbeği bir ışığa
balıklarını, sertlik ve acımasızlıklarını yitirmeye başlamış;
boyuyor. Yeşilin bu kadar tonunu bir arada görmek insanı
bir küü demir yığını gibi kar denen ateşin yüksek fırınında
büyülüyor. Her çeşit ağaç var burada: çam, kestane, kayın,
erimiş ve şekil değiştirmiştir. O çocuk, büyüklerin ne za-
ıhlamur, meşe, sedir… Güneş, dalları aşarak toprağa ulaş-
mandır unuttuğu kardeş olma tutkusunu birazdan devra-
maya çalışıyor. Ama nale… Ağaçlar, güneşi yakalamış;
lacak, sokağa fırlayacak, dünyanın geçmiş günlerinden
toprakla buluşmasına izin vermiyor. Yine de bir fırsatını
kalmış saığı sevinç çığlıklarıyla havaya salacaktır. Çev-
bulup yapraklardan süzülen güneş ışıkları, toprakla şaka-
renizde gördüğünüz kuşlar, kardan eğilmiş dallar, irili ufaklı
laşmaya başlıyor.
kardan adamlar o çocuğun hayat armağanından başka bir
Bu parçanın dil ve anlatımıyla ilgili olarak şey değil.
I. Örnekleme yapılmıştır. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
II. Kişileştirmelere başvurulmuştur. hangisi söylenemez?
III. Farklı türde cümleler kullanılmıştır. A) Deyimlere başvurarak anlatım güçlendirilmiştir.
IV. Sayıp dökmelerden yararlanılmıştır. B) Benzetmeler yapılmıştır.
yargılarından hangisi söylenemez? C) Soyut kavramlar somutlaştıralarak anlatılmıştır.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve III D) Öznel ifadeler kullanılmıştır.
D) III ve IV E) Yalnız IV E) Nicel verilerden yararlanılmıştır.

89
30 dk
2 EŞİK PARAGRAFTA ANLATIM TEKNİKLERİ TEST - 1

13. Eğer erguvan tek başına kalsaydı, leylak ona eşlik etme- 15. Her doğruyu söylemeye gelmezmiş, birtakım doğruları
seydi baharı övmek için bu denli sabırsızlanmazdık. Ley- yaymamak, çokluktan gizlemek gerekirmiş. Peki, bir doğ-
lak, erguvanın haklı bencilliğini elinden alır; o güzelim ko- ruyu gizlemek, onun yayılmasını önlemeye çalışmak o
kusuyla göz kadar gönül de okşar. Çünkü kokusu yoktur doğrunun yerinde duran yalanı sürdürmek demek değil
erguvanın ve baygın koku leylaktadır. Mor salkıma komşu midir? Yalanın yalan olduğunu bilerek sürmesine izin ver-
4 sayılır koku yönünden ve baharın alevi bu güzel rengin içi- meye hakkınız var mıdır? Bu yalanlar yararlıymış, onlara
ne yayılır. Hani erguvan ile mor salkım arasındaki saltanat dokunmaya gelmezmiş. Bir şeyin yalan olduğunu anladık
kavgasını barışa çevirip insana armağan eden leylaktır, mı yararına inanmıyoruz demektir. Bunun için “yararlı ya-
dense yeridir. Yine de leylakların hüzünlü güzelliği sabahın lan” sözü bir şeyin hem köşeli hem de yuvarlak olduğunu
BASAMAK

serinliğindedir. Daha güneşin vurucu okları onun başını söylemek gibi bir saçmadır.
döndürmeden gelinlik kızlar misali salınır durur sokak ara-
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
larında leylaklar.
hangisi söylenemez?
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine A) İronik anlatımdan yararlanılmıştır.
başvurulmamıştır? B) Karşıt kavramlar kullanılmıştır.
A) Karşılaştırmalara C) Farklı cümle türleri kullanılmıştır.
B) Neden-sonuç ilişkisi kurmaya D) Soru yoluyla düşündürme yoluna gidilmiştir.
C) Kişileştirmelere E) Kanıt gösterilmiştir.
D) Benzetmeye
E) Olayları oluş sırasıyla anlatmaya

16. Turizmin tarihsel gelişimine bakıldığında Avrupa ve Av-


rupa Birliği ülkelerinin merkez oluşturduğu görülmektedir.
Başka bir ifadeyle söylemek gerekirse uluslararası turizm
hareketlerine en fazla katılan, en fazla turist çeken ülkeler
14. İnsanın iç yaşantısında olup bitenleri bir yaradan kurşun Avrupa ülkeleridir. Günümüzde de AB ülkeleri, dünya tu-
çıkarır gibi hikâye eder. Sözün en güzelini söylemek için rizminin gelişiminde etkili rol oynayan ve dünya turizmini
Türkçenin bütün imkânlarını kullanır. Bazı insanlar, ağızla- yönlendiren bir yapıya sahiptir. Dünyada önde gelen 40
rından çıkan sözcüklerin kendilerini dinleyenlerin gözünde turizm ülkesinin 12 tanesi AB üyesidir. İspanya, İtalya, Yu-
canlanmasını sağlamakta ustadır. Mesela kediden bahset- nanistan, Fransa, Portekiz’de deniz, kum, güneş ağırlıklı
se kedinin gelip dizlerimize yumulduğunu zannederiz. Su kitle turizmi; Orta Avrupa ülkelerinde kış turizmi ve termal
dese suyun düştüğü yerde bıraktığı o kırılgan sesi duyarız. turizmi; Batı Avrupa’nın büyük kentlerinde moda, kongre,
Hüseyin Su’nun cümlelerinde gözümüzde canlanan, sonra iş, festival gibi etkinlikleri içine alan kültürel turizm ön plana
da kalbimize ve zihnimize tesir eden bir şeyler var. çıkmaktadır.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok- Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangileri kul-
tur? lanılmıştır?
A) Sayıp dökmelerden yararlanma A) Açıklama - Sayısal verilerden yararlanma
B) Benzetmelere başvurma B) Tanımlama - Tartışma
C) Örneklemede bulunma C) Tartışma - Açıklama
D) Öznel anlatımdan yararlanma D) Öyküleme - Tanık gösterme
E) Genellemelerden yararlanma E) Betimleme - Örnekleme

90
30 dk

TEST - 2 PARAGRAFTA ANLATIM TEKNİKLERİ EŞİK 2

1. Kış aylarında yıkandıktan sonra dışarıya asılan kıyafetleri 3. Küçürek öyküler, dilsel yönü ön planda tutan; okuru bilgi-
düşünelim. Sabah ne görüyoruz? Gecenin soğuğu onları lerden bıkma ve her an bilgiyle çevrili olma bunaltısından
dondurmuş, kaskatı yapmış. Soğukta ıslandığımız vakit kurtaran, bireysel dikkatin ön planda olduğu anlatılardır.
işte bu kıyafetleri üstümüze giymiş gibi oluyoruz. Âdeta Küçürek öykü, bir hikmeti veya düşünceyi aktarma, bir ders
buzun içine giriyoruz. Vücut ısımız hızla düşmeye başlıyor. yahut öğüt verme gibi görünür bir amaç ve işleve sahip
Sonuç, hipotermi ve donma. Bu yüzden dağlarda ıslanma- değildir. Bu özelliği ile fabl ve mesel gibi anlatı türlerinden 4
mak, o hâldeyken rüzgâr almamak gerekiyor. ayrılmaktadır. Küçürek öyküler; öğüt verme, karakter ge-
liştirme, okuyucuyu belli bir noktaya taşıma gibi amaçlar
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
BASAMAK

gütmez; ani uyarmalar yapar ve hakikatleri sezdirir. Bu


hangisi söylenemez?
yüzden oluş anları üzerinde yoğunlaşır. Dolayısıyla hacim-
A) Varsayım cümlesi kullanılmıştır.
ce küçüktür. Ferit Edgü, küçürek öykü için şunları söyler:
B) Düşünceyi anlaşılır kılmak için örnekleme yapılmıştır.
“Burada, her sözcük yerli yerinde olmak zorundadır. Anla-
C) Karşılaştırma yapılmıştır.
mının sınırları çizilmiştir. Yorumlar sınırlandırılmıştır. Yara-
D) Neden-sonuç cümlelerine yer verilmiştir.
tıcı söylem, sanki kendi kendini yok etmiştir.”
E) Öyküleme tekniğinden yararlanılmıştır.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisi yok-
tur?
A) Tanımlama
B) Karşılaştırma
C) Tanık gösterme
D) Neden-sonuç ilişkisi kurma
E) Örnekleme

2. Hepimizin kendine göre okuma alışkanlıkları vardır. Ancak 4. Metinler arasılık, yazılan bir metnin başka metinlerle iliş-
iyi bir okuyucu olmak için bu alışkanlıklarımızın gözden ge- kisi üzerinden anlaşılması ve yorumlanmasıdır. Edebiyat
çirilmesi gereklidir. Çağımızda yeni eğitimin temel amaç- kapsamında metinler arasılık; yazılan metnin, herhangi
larından birisi, gençlere bu sanatı öğretmektir. Andre Ma- bir şekilde, kendisinden önce yazılan metinlerden fayda-
urois, gençler için yazılmış en güzel kitaplardan birisi olan lanmasına verilen bir isimdir. Bu, birden fazla yöntemle ve
Yaşama Sanatı adlı o güzel kitabının bir bölümünü okuma farklı düzeylerde gerçekleşebilir. James Joyce’un meşhur
sanatına ayırmıştır. Maurois’ya göre her çalışma gibi, Ulysses romanının pek çok boyutu, Antik Yunan destan-
okumanın da kuralları vardır. Bu kurallar, kışın soğuktan larından Odysseia’nın modern bir kurgu dünyası içinde
korunmak için giydiğimiz kalın kumaştan yapılmış paltolar yeniden anlatılması olarak yazılmıştır. Bu açıdan iki metin
gibi canımızı sıkabilir ancak yararlıdır. Konuyu yine Mauro- arasında bir ilişki vardır ve Ulysses, metinler arası bir bakış
is’nın şu cümlesiyle bitirelim: “Okuma sanatı, her şeyden ile incelenebilir.
önce yaşamı kitaplarda bulma ve kitaplar sayesinde onu
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok-
daha iyi anlama sanatıdır.”
tur?
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok- A) Alıntı yapma
tur? B) Tanımlama
A) Açıklama C) Örnekleme
B) Betimleme D) Nesnel anlatım
C) Alıntı yapma E) Açıklama
D) Benzetme
E) Tanımlama

91
30 dk
2 EŞİK PARAGRAFTA ANLATIM TEKNİKLERİ TEST - 2

5. Kitaptan niçin korkarlar? Bunu bir türlü anlayamadım. Ki- 7. Halkın ortak kullanımına sunulmak için inşa edilen Clifton
taptan korkmak; insan düşüncesinden korkmak, insanı ka- Havuzu, Viktorya Devri’ne ait bir yapıdır ve zamanla eski-
bul etmemektir. Kitaptan korkan adam, insanı sorumluluk yen ve çürümeye terk edilen tesis, ----

hissinden mahrum ediyor demektir. “Bırak, senin yerine Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getirilir-
ben düşünüyorum!” demekle “Falan kitabı okuma!” demek se “Clifton Havuzu’nun zaman içinde yenilendiği” sonucu-
4 na ulaşılır?
arasında hiçbir fark yoktur. İnsanoğlu demek, her şeyden
önce sorumluluk düşüncesi demektir, bilhassa kirlerin so- A) bugün Bristol’ün ilgi çeken yerlerinden biri olmuştur.

rumluluğu. Ondan mahrum edilen insan, kendiliğinden bir B) inşa edildiği dönemin en uğrak mekânı olmayı başar-
mıştır.
paçavra hâline gelir.
BASAMAK

C) kültür miraslarında sürdürülebilir koruma programına


Bu parçada aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır? alınmıştır.
A) Öyküleyici anlatım D) izin alınamayan bir denemenin ardından restore edil-
B) Tartışmacı anlatım miştir.
C) Betimleyici anlatım E) zamanla bu eskimeden ötürü havuz olma işlevini yitir-
D) Tanımlamadan yararlanma miştir.

E) Karşılaştırmalar yapma

6. Tutunamayanlar, Oğuz Atay’ın ilk romanıdır. 1970 yılın- 8. Artık hiç rüya görmüyorum Mihriye Hanım. Görüyorsam da
da TRT Roman Ödülü’nü kazanmıştır. Kullanılan dil ve hatırlamıyorum. Çoğunlukla kâbuslarla uyanıyorum. Bazı
anlatım şekli yönüyle edebiyatta bir devrim olarak kabul sabahlar ter içinde kalkıyorum. Nefesim tıkanıyor sanki.
edilmektedir. Berna Moran, bu kitabı hem içerik hem de Ne gördüğümü de hatırlamıyorum ki size anlatayım. Belki
biçimsel özellikleri bakımından Türk edebiyatında yepye- yorumlarsınız. Bir aralık ben de yorumluyordum. Hele de
ni bir evre olarak değerlendirmektedir. Jale Parla ise Don güzel düşlerden uyanınca. İyi şeyler olacağını bilmek insa-
Kişot’tan Günümüze Roman adlı çalışmasında modern ve na huzur veriyor.
postmodern roman bağlamında Atay’ın ve Tutunamayan-
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok-
lar’ın yerini belirtmektedir.
tur?
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok- A) Konuşma havası içinde yazılmıştır.
tur? B) Devrik cümlelere yer verilmiştir.
A) Açıklayıcı anlatım C) Olasılıktan söz edilmiştir.
B) Tanık gösterme D) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
C) Karşılaştırma E) Öyküleyici anlatım söz konusudur.
D) Betimleme
E) Kanıtlayıcı veriler kullanma

92
30 dk

TEST - 2 PARAGRAFTA ANLATIM TEKNİKLERİ EŞİK 2

9. Son zamanlarda biyogralerin okunma oranı bakımından 11. Yaban ormanlarının en vahşisi, büyük bir kısmı bu bölge
Avrupa ve Amerika’da neredeyse romanla atbaşı gittiği içinde yetişen Amazonya Ormanları’dır. Hissiz ve korkunç
söyleniyor. Birçok yazar, ele aldıkları kişilerin bilinmedik bir sessizlik… Başınızın üstü, güneş damlası geçirmeyen
hiçbir anını bırakmıyor; son derece kapsamlı olarak yazı- karanlık bir kubbeyle kapalıdır.
yorlar. Joseph Frank’ın bin sayfalık Dostoyevski’si gibi...
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
Bu, çok zahmetli ve sabır gerektiren bir iştir. Hayatını araş- 4
hangisi söylenemez?
tırdığınız kişinin bütün yazdıklarını ve hakkında yazılan her
A) Eksiltili cümle kullanılmıştır.
şeyi okuyacak, ondan geriye kalan bütün belgeleri incele-
B) Öznellik söz konusudur.
BASAMAK

yecek, resmî kayıtları gözden geçirecek hatta yakınlarıyla,


C) Betimleyici ögelere yer verilmiştir.
dostlarıyla, akrabalarıyla konuşacak ve yaşanmış bir haya-
D) Benzetmeden yararlanılmıştır.
tı yeni baştan taş taş inşa edeceksiniz.
E) Örneklemeye yer verilmiştir.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) Örneklerden yararlanılmıştır.
B) Öznel ifadeler kullanılmıştır.
C) Deyim kullanılmıştır.
D) Betimleyici ögelere yer verilmiştir.
E) Karşılaştırma yapılmıştır.

12. İçimizdeki güzellikler arasında neşenin yeri bambaşkadır.


Hele gençliğimizin getirdiği neşe ve kahkahaları sakın kı-
sıtlamayalım. Bazı kişilerin “Sırıtıp durma!” gibi bilgece (!)
uyarılarına aldırmayın. Tam tersine daha çok gülelim. Bol
bol kahkaha atalım. Sorunlarımıza bile gülerek bakabilir-
10. Fehime bakkala yürüdü. Dut ağaçları vardı yolda. Yaprak- sek yükümüz anında haeyecektir. Onca sorunun, çevre
larını bırakalı ay olmuş. Avuçları gökyüzüne bakan benim, kirliliğinin, savaşların, ölümlerin yer aldığı dünyamızda ne-
senin, bizim ağaçlarımız. Onlar öyle hiç umudu kesmeden şeye her zamankinden fazla ihtiyacımız var. Bu nedenle
beklerlerken Fehime, eteklerini savurarak yanlarından hayatımızı daha güzel yaşamak istiyorsak önce içimizdeki
geçti. güzellikleri geliştirelim, ortaya çıkaralım.

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi
hangisi söylenemez? söylenemez?
A) Devrik cümle kullanılmıştır. A) Öznellik söz konusudur.
B) Öyküleyici anlatım söz konusudur. B) Çıkarımda bulunulmuştur.
C) Betimleyici ögeler kullanılmıştır. C) İroniden yararlanılmıştır.
D) Kişileştirme yapılmıştır. D) Betimleyici ögeler kullanılmıştır.
E) Karşılaştırmaya başvurulmuştur. E) Koşul dile getirilmiştir.

93
30 dk
2 EŞİK PARAGRAFTA ANLATIM TEKNİKLERİ TEST - 2

13. Sofya’nın iç bahçeleri çok kötü, can sıkıcı. Bir de meşhur 15. Atmacanın biri alaca burunlu bülbüle demiş,
Boris Bahçesi var. Bizim eski mezarlıklarımızdan birinde Bülbülü sıkarken yaman pençelerinde,
pek ziyade itina ile yetiştirilmiş bir bahçe. Birkaç defa gi- Zavallıcık inlerken keskin tırnaklar gövdesinde:
dilince o da ilk etkisini kaybediyor. Bana öyle göründü ki – Ne bağırıyorsun be hey ufaklık?
tarihi olmayan bir şehrin canı da yok. Bu yepyeni şehrin
Senden daha güçlü birinin elindesin.
4 başlıca kusuru bu! Dönüşte Filibe’ye vardığım zaman bu-
Ne kadar güzel türkü söylersen söyle,
naltan bir Amerikan kasabasından şirin bir Türk şehrine
Seni ben götüreceğim, seni istediğim yere
geçmiş kadar sevindim.
Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söy-
BASAMAK

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden


lenemez?
hangisi yanlıştır?
A) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
A) Çıkarımda bulunulmuştur.
B) Anlatımda düş gücünden yararlanılmıştır.
B) Karşılaştırmadan yararlanılmıştır.
C) İnsana özgü nitelikler doğaya aktarılmıştır.
C) Kişileştirme yapılmıştır.
D) Konuşma havası içinde oluşturulmuştur.
D) Öznel yargılara yer verilmiştir.
E) Birinci kişili anlatım söz konusudur.
E) Varlıkların soyut özellikleri ön plana çıkarılmıştır.

14. Kimi eleştirmenler, sanatçıları yaşlarına bakarak değerlen-


diriyor. Böylece genç bir sanatçıyı, yapıtlarını doğru dürüst
incelemeden yaşlı bir sanatçının arkasına atıyor. Hâlbuki
edebiyatta önemli olan yaş değil olgunluktur. Bu olgunluğu
da kimi yazar genç yaşında kazanır, nitelikli eserler verir 16. Bir karınca durmuş yaşamayı anlatıyor
kimi de saçı sakalı ağardığı hâlde sıradan yapıtlar verme- Bir dinliyor böcekler görseniz bir dinliyor
ye devam eder. Edebiyat tarihi incelenirse bunun binlerce Bir çoban, yıldızları sayıyor
örneği görülecektir. Bir arabacı şapkasını atıyor havaya

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine Aşağıdaki dizelerden hangisi anlatıcı yönüyle yukarı-
başvurulmuştur? daki dizelerden farklıdır?
A) Betimleme - Açıklama A) Gidiyordum gurbeti gönlümde duya duya
B) Öyküleme - Tanımlama B) Bir sebile döküldü bembeyaz güvercinler
C) Tartışma - Karşılaştırma C) Bu rüzgâr her vakit böyle esmeyecek
D) Tanımlama - Açıklama D) Çiçeğin rengi soldu, bitti şarkısı kuşun
E) Betimleme - Tartışma E) Sonra dönen, dönerken inleyen tekerlekler

94
30 dk

TEST - 3 PARAGRAFTA ANLATIM TEKNİKLERİ EŞİK 2

1. Buraya ay ışığında denizkızları gelirmiş. Ben görmedim. 3. Hüzünlü bir sonbahar günüydü. Güneş, zaman zaman ışı-
Yalnız bir iki gece adanın ay ışığında saldığı gölgede deni- ğını altın rengiyle Tuna üzerine döküyordu. Nehir, hayatın-
zi şapur şupur öttürdüklerini duydum. Dalgalar üstünde ha- dan ve neşesinden pek bir şey kaybetmemiş hava kadar
yal meyal ağartılar yüzer gibi oldu. Kovaladım! Gece oldu. mahzundu. Limanda son kalkış hazırlıklarını yapan bir ge-
Işıldaya ışıldaya kaçıyordu. Daldı. Daldım. Yüze geldi yüze minin güvertesindeki adam küpeşteye dayanmıştı. Vatanı-
geldim. O yüzdü, ben yüzdüm. Adanın çevresini kaç kez na son bir kez daha bakarken üzülmediğini gördü. Hülyalı 4
dolandık, bilmedim. Çil çil gülüyordu. Deniz tuzu gibi ısırıcı İstanbul’a gitmek düşüncesi de pek sevindirmiyordu onu.
ve şakrak bir gülüştü o. Kadınsa hüzünle uğurluyordu.
BASAMAK

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi
hangisi söylenemez? söylenemez?
A) Düşsel ögelere yer verilmiştir. A) Olaylar oluş sırasına göre verilmiştir.
B) İkilemeler kullanılmıştır. B) Bazı varlıklara insana özgü nitelikler yüklenmiştir.
C) Nitelemelerde bulunulmuştur. C) Karşılaştırmalara başvurulmuştur.
D) Benzetmeler yapılmıştır. D) Sayıp dökmelere yer verilmiştir.
E) Geçmiş ve gelecek zamana ait olaylara yer verilmiştir. E) Kişiler duygularıyla yansıtılmaya çalışılmıştır.

4. Araba tıngır mıngır sesler çıkartarak süratle ilerlerken oto-


büs camlarının çevrelediği her bir manzara karesini ya-
kalamak telaşındayım. Yol kıyılarında başlayıp ötelerde
yükselen irili ufaklı tepelere akşam inmek üzere. Güneş
batıdaki tepelerin arkasında saklanırken gökyüzünü şerbet
2. İnsan evrenin özüdür, aklıdır. Sınırsızca isteyebilen, öz- rengine boyamış. Öyle tatlı bir renk ki bu, şerbet kadar…
gürce seçebilendir. Şu uçsuz bucaksız evren ağacının en Hedemize iyice yaklaşıyorduk, belki de hiç yaklaşmıyor-
ergin meyvesi olduğundan beri dur durak bilmiyor, varoluş duk kim bilir? Ben ve şoför dışında herkes, üzerinde koca-
nedenini bulmak için sürekli arıyor. man bir yokluk taşıyordu.

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenebilir? hangisi söylenemez?
A) Nesnel bir anlatım söz konusudur. A) İkilemeler kullanılmıştır.
B) Devrik cümleler kullanılmıştır. B) Betimleyici ögeler kullanılmıştır.
C) Betimleyici anlatım yeğlenmiştir. C) Nesnel bir anlatım yeğlenmiştir.
D) Tahmin söz konusudur. D) Karşılaştırmalar yapılmıştır.
E) Amaç-sonuç ilişkisi kurulmuştur. E) Niteleyici sözcüklere yer verilmiştir.

95
30 dk
2 EŞİK PARAGRAFTA ANLATIM TEKNİKLERİ TEST - 3

5. Edebiyatın üzerimizdeki etkisi salt duygusal mıdır? Bilgisel 7. Başımın üstünde dönen bulut
bir yönü yok mudur edebiyat ürünlerinin? Çok tartışılmış Sevda mısın sen, bulut musun?
sorulardan biridir bu. Daha da tartışılacaktır. Yaşlılığı işle- Tavus kanadından, öyle pembe,
yen bir bilimsel yazıyla bir öykü arasındaki en büyük ayrım Ne ki gerginliksiz, tozam tozam
dilde ortaya çıkmaktadır. Türü ister roman ister öykü ister Öyle ele geçmez, kayıcı, uzaksıl.
4 oyun ister deneme ister şiir olsun edebiyatta kullanılan dil, Öyle yağmur, öyle aşk, öyle umut...
duygusal boyutludur. Öznel ve kişisel bir nitelik taşır. Oysa Cahit Külebi
bilgilendirme ereğiyle yazılarda dil alabildiğine nesneldir; Verilen dizelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylene-
değişik algılamalara, değişik yorumlara yol açmaz.
BASAMAK

mez?
Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi A) Sezdirmeci bir dil kullanılmıştır.
söylenemez? B) Yoğun ve görüntüsel bir anlatım vardır.
A) Konu sorulara bağlanmıştır. C) Kanıtlanabilir bilgiler içermektedir.
B) Somutlaştırmalara başvurulmuştur. D) Bulutun şairde uyandırdığı çağrışımlar dile getirilmiştir.
C) Dil, göndergesel fonksiyonuyla kullanılmıştır. E) Duygusal bir örüntü söz konusudur.
D) Açıklayıcı anlatıma başvurulmuştur.
E) Karşılaştırmalar yapılmıştır.

6. Bulut, havanın yüksekçe tabakalarında çeşitli yığınlar 8. Uzun yıllar var; insanı gürültüden, sokaktan koparıp ken-
hâlinde toplanmış su damlacıklarıdır. Bunlar, güneşin sı- di derinliklerine götüren şiirler pek görülmüyor. Neden?
caklığıyla buharlaşarak havada yükselmeye başlar. Yük- Sessizlikler mi çekildi? Neredesiniz bizi düşle gerçeğin
seldikçe daha soğuk hava tabakalarına rastlar. Böylece birleştiği, acının bile lezzet olduğu yerlere götüren şiirler?
su buharı, küçük su damlacıkları hâline gelir. Bulutların Elimi rastgele kitaplığa götürdüm. Yunus, bakışlarının bü-
havada durmalarını, düşme hızlarının az olmasını sağlar. tün tatlılığı ile yanıma yaklaştı; bana derinden gelen sesiy-
Ağırlaşınca düşenler, sıcak havayla karşılaşınca yeniden le şiirlerini okumaya başladı. Gecenin bu geç saatlerinde
buharlaşıp yükselir. Soğuk hava tabakalarına gelince de Yunus’un içime birer ateş gibi damlayan şiirlerini okuyarak
yeniden yoğunlaşarak bulutları meydana getirir. Bulutlar gecemi kapadım.
bazı hava şartları altında yağmur hâline gelir.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisine baş-
Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi vurulmamıştır?
söylenemez? A) Benzetmeden yararlanmaya
A) Benzetmelere yer verilmiştir. B) Soru yoluyla düşündürmeye
B) Deney ve gözleme dayalı bir bilgi sunulmaktadır. C) Alıntıyla düşünceyi pekiştirmeye
C) Açıklayıcı bir anlatım söz konusudur. D) Düş gücünden yararlanmaya
D) Öğretici bir amaç güdülmüştür. E) Abartarak anlatmaya
E) Bilgilendirici bir dil kullanılmıştır.

96
30 dk

TEST - 3 PARAGRAFTA ANLATIM TEKNİKLERİ EŞİK 2

9. Halide Edip Adıvar, çocukluk hatıralarını da anlattığı Mor 11. İbrahim Tenekeci, şiirde yeniliği garip kelimeler kullanmak-
Salkımlı Ev’de, sütbabasının omzunda ilk teravih namazını ta değil, hayatı ve eşyayı algılamada arar. Evrene bir de
kılmak için Süleymaniye Camisi’ne giderken gördüklerini benim penceremden bakın, der âdeta. Tenekeci şöyle di-
betimler. Sokaklar hareket hâlinde yüzlerce fenerle do- yor: “Bir tabloyu değerli kılan, orada kullanılan malzeme ve
ludur ve kalabalık bir ateş böceği kalesi hâlinde camiye konu edinilen manzara değil; o konuya giydirilen kompo-
doğru akmaktadır. Mahyayı ilk defa o akşam gördüğünü zisyondur.” Ona göre hepimizin kullandığı günlük konuşma 4

söyleyen Halide Edip “Işıktan yazılar, mavi kubbede ne dili, dili kullanmayı bilenler elinde sonsuz varyasyonlarla
garip ve tabiatüstü bir nur tecellisi idi. Karanlık ve esrarlı dolu ve binbir oyuna müsaittir. Yerli yersiz dili eğip bükmek,
BASAMAK

dar sokakların içinde sallanarak hareket eden o ışıkları, o güçsüz sanatçıların işidir, göz boyayıcılıktır. İyi mobilya ya-
kalabalığın en boylu adamının omzundan seyrediyordum.” pamayan usta hep aletlerine takar kafayı.
diyor. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi hangisi yanlıştır?
söylenemez? A) Alıntıya yer verilmiştir.
A) Karşılaştırma yapılmıştır. B) İkilemelere yer verilmiştir.
B) Alıntıya yer verilmiştir. C) Örneklemeye başvurulmuştur.
C) Benzetme yapılmıştır. D) Mecazlı söyleyişlere yer verilmiştir.
D) Tanık gösterilmiştir. E) Karşılaştırma yapılmıştır.
E) Açıklayıcı anlatım söz konusudur.

10. Bir yazarın herhangi bir konuda kesin yargılara varma- 12. Dilimize Farsçadan geçen tezhip, kelimesi altın ve boya ile
dan kişisel düşüncelerini kendi kendisiyle konuşuyormuş yapılan süsleme anlamına gelir. Sabır ve emek isteyen ol-
havası taşıyan bir üslupla kaleme aldığı yazılara deneme dukça zahmetli bir sanattır. Gelenekselliğe dönüşün başla-
denir. Bu türün kurucusu sayılan Montaigne ”Ben kitabımı masıyla beraber kravat, eşarp gibi günlük kullanıma uygun
yaptığım kadar da kitabım beni yaptı.” sözüyle deneme- malzemelerde tezhip sanatına ait motier yer almaktadır.
nin gücüne işaret eder. Şairlerin deneme türündeki yazı- Bunların dışında mekân süslemelerinde, duvar, tavan ve
ları, ilkin bir üslup parıltısıyla selamlar okurunu. Bu, bile merdivenlerde, mobilya üretiminde bu sanata ait motier
bazen bir kitabı okumak için yeterlidir. Sonra, o güne kadar sıklıkla görülür. Hem günümüzde hem de geçmişte tezhip
pek üzerinde durmadığımız, aldırış etmediğimiz hâllerle, sanatı, tabanca kılıarında ve kabzalarında, okların içine
yaşamlarla, düşüncelerle yüzleşiriz. Böyledir; iyi yazarlar, koyulduğu ok kaplarında da sıklıkla kullanılmıştır. Bunların
okuru bir çocuk gibi tatlı bir şaşkınlığın ortasına bırakırlar dışında kitap sayfalarında tezhip hâlâ sıklıkla kullanılır.
çoğu zaman.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisi yok- başvurulmuştur?
tur? A) Öyküleme - Betimleme
A) Öyküleme B) Açıklama - Betimleme
B) Tanımlama C) Karşılaştırma - Öyküleme
C) Tanık gösterme D) Tanımlama - Açıklama
D) Benzetme E) Karşılaştırma - Tanımlama
E) Devrik cümle

97
30 dk
2 EŞİK PARAGRAFTA ANLATIM TEKNİKLERİ TEST - 3

13. Konuşmacı, edebiyatımızda göl üzerine çok fazla şiir yazıl- 15. Garip bir sessizlik uzadı gitti. Çadırın içinde kamış kalemin
madığını, Ali Akbaş’ın göl şairi olarak anılmayı hak edecek kâğıt üstündeki hışırtısından başka çıt yoktu. Garip ses-
kadar göl konulu şiiri olduğunu vurgulayarak konuşmasına sizlik yalnız çadırın içine değil, sanki bütün çevreye hatta
başladı. “Göygöl”ün Ali Akbaş şiirinde başyapıt sayılacak bütün evrene hâkimdi. Kuşlar ötmeyi, kurtlar ulumayı, rüz-
bir eser olduğunu, bunu tüm Türk dünyasının da kabul et- gâr esmeyi unutmuştu sanki. Her şey kamış kalemin kâğıt
4 tiğini ifade eden konuşmacı, Ali Akbaş şiirinin bir midyenin üstündeki hışırtısını dinliyordu.
inciye dönüşmesi gibi büyük bir çilenin ürünü olduğunu
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
örneklerle anlattı. “Çile, ızdırap nasıl ki şiirini beslerse gü-
hangisi söylenemez?
zellikler de onun şiirinin değişmez kaynağıdır.” diyerek Ali
BASAMAK

A) Öznellik söz konusudur.


Akbaş’ın büyük bir şair olduğunu tekrar vurguladı.
B) Birden fazla duyuya yer verilmiştir.
Bu parçanın anlatımından aşağıdakilerden hangisi C) Karşılaştırmalardan yararlanılmıştır.
yoktur? D) Bazı varlıklara insana ait özellikler yüklenmiş.
A) Özetleme E) Abartılı bir anlatım söz konusudur.
B) Benzetme
C) Sayıp dökmelere yer verme
D) Alıntı yapma
E) Kişileştirme

14. İşte Belen sırtlarında, çamlar altındayım. Benim altımda 16. Uzatıyor, dolaştırıyor, karıştırıyor muyum lafı? Şimdiye de-
da bin metre aşağıda İskenderun ovasıyla İskenderun ğin olmuş bitmiş bir şey yok! Kervanların geçişi, beni ür-
kasabası soluk almaya mecalsiz, güneş altında dümdüz kütmüyor bile. Çam dalları yere eğilmiyor. Kuşlar unutmuş
yatıyor. Serinlik, gölgelik içinden o kızgın yerlere hayretle gibi ötüyor. Kısacası bunlar hiç olmuyor. Kesik kesik gelen
bakıyorum. seslere dikkatimi yöneltiyorum. Hayır, bunlardan uzaklaş-
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine malıyım!
başvurulmamıştır? Bu parçanın anlatımı ile ilgili aşağıdakilerden hangisi
A) Karşılaştırma yapmaya yanlıştır?
B) Karşıtlıklardan yararlanmaya A) Görsel ve işitsel ögelere yer verilmiştir.
C) Betimsel unsurlarla izlenim kazandırmaya B) Anlatıcı iç konuşmasını metne yansıtmıştır.
D) Doğaya insana özgü nitelikler yüklemeye C) Karşıtlıklardan yararlanılmıştır.
E) Olağanüstü yaşantıları öyküleştirmeye D) I. kişili anlatım kullanılmıştır.
E) Farklı cümle türleri kullanılmıştır.

98
30 dk

TEST - 1 AYNI METNE DAYALI ÇOKLU SORULAR EŞİK 2

1 - 2. soruları aşağıdaki parçaya göre 3 - 4. soruları aşağıdaki parçaya göre


cevaplayınız. cevaplayınız.

Bir sanat yapıtını, oluşturulduğu dönemde değerlendirmek Eleştiriyi meslek edinmek, başlı başına bir uğraştır. Kendi
her zaman sağlıklı sonuç vermeyebilir. Belli bir zaman adıma konuşmak gerekirse ben eleştirmen değilim, olmak
geçmeli üzerinden. Sanat eseri, şöyle güzelce bir demini da istemem. Öte yandan edebiyatın mutfağında yer alı-
almalı. Kara, kışa, soğuğa, yağmura ne kadar dayanabili- yorsanız beğeni düzeyiniz belli bir seviyenin üstünde ol- 5
yor bir bakmalı önce. Gerçek değeri bu aşamalardan sonra mak zorundadır. Önünüze gelen ve seçilme aşamasındaki
BASAMAK

ortaya çıkar. Bir bakarsınız yüz yıl önce hakkında çok kötü eserlerle ilgili olumlu ya da olumsuz bir düşünce ortaya ko-
şeyler söylenen bir eser Yeni Çağ’da “nirvana”ya çıkıverir. yabilmelisiniz. Bu işi yaparken eleştirmen gibi davranıyor
Çünkü bir sanat yapıtı için söylenecekler bitmez. Bir Bru- olmak, sizi eleştirmen yapmaz. Sizin genel okur alışkan-
egel, Bosch ve Dürer resmi 21. yüzyılda yeniden incele- lıklarını biliyor olmanız ve eseri ona göre değerlendirmeniz
nebilir. Yapıt sadece üretildiği dönemle sınırlandırılamaz. gerekir. Eleştirmenin böyle bir kaygısı yoktur. Fark budur…
Ortaya çıktığı andan itibaren zamansızdır.

1. Bu parçada sanat eserleriyle ilgili asıl anlatılmak iste- 3. Bu parçaya göre eleştirmenle kendi işinden söz eden
nen aşağıdakilerden hangisidir? bu kişi arasındaki temel fark aşağıdakilerden hangisi-

A) Sanat eserlerinin her dönem yeniden yorumlanabiliyor dir?


olması, onların gerçek sanat eseri olduğunu göster- A) Eleştirmen, mesleki düzeyde bilgi sahibiyken diğeri
mez. okur tercihlerini de belirleyebilecek düzeyde birikime
B) Sanatsal etkinliklerde sabır önemli bir durumdur; ace- sahiptir.
leci davranışlar, sanat eserinin değerini düşürür. B) Eleştirmen, yaptığı işin farkındadır ama diğeri, yaptığı
C) Bazı sanatçıların eserleri, her toplumda farklı şekillerde işin eleştiri olduğunu bilmemektedir.
değerlendirilir ki bu normaldir. C) Eleştirmenlik, diğer mesleğe göre çok daha fazla bilgi
D) Sanat eserleriyle ilgili gerçekçi değerlendirmeler yapa- birikimi gerektirmektedir.
bilmek için eserin üzerinden belli bir zamanın geçmesi D) Yayına hazırlanacak eserlerin değerlendirilmesi, eleş-
gerekir. tirmenlikle benzerlik gösterir.
E) Sanat eserinin farklı zamanlarda farklı yorumlanıyor E) Eleştirmenlik, eserleri yayın için seçenlere göre daha
olması, insanların sürekli değişiyor olmasındandır. saygın bir meslektir.

2. Bu parçada geçen “sanat eserinin demini alması” sözüy- 4. Bu parçada geçen “edebiyatın mutfağında yer almak” sö-
le anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? züyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Nitelikli olup olmadığını ortaya çıkaracak yeterli süre A) Sanatsal ürünlerin yazıldığı odanın sahibi olmak
B) Yazıldıktan sonra baskıya gidene kadar geçen zaman B) Edebî eserlerin hazırlık aşamalarında görev almak
C) Sanat eserinin belli bir süre içinde okura ulaşması C) Yazar yetiştiren bir ortam içinde bulunmak
D) Eleştirmenlerin görüşlerini açıklama zamanı D) Edebiyat yazılarının gönderimine aracılık etmek
E) Yazarın kitabını bitirmek için öngördüğü tarih E) Yazın dünyasında önemli arkadaşları bulunmak

99
30 dk
2 EŞİK AYNI METNE DAYALI ÇOKLU SORULAR TEST - 1

5 - 6. soruları aşağıdaki parçaya göre 7 - 8. soruları aşağıdaki parçaya göre


cevaplayınız. cevaplayınız.

(I) Böcekkapan Venüs bitkisi, üzerine konan böceğin (I) Paris Ulusal Doğa Tarihi Müzesi’nde 450 kadarı akade-
varlığını hissettiği anda kendini kapatır ve böceği içeride mik olmak üzere 1900 kişi çalışıyor. (II) 350 kadar yüksek
hapseder. (II) Bataklık bölgelerde yaşayan bu bitki, fakir lisans ve doktora öğrencisi, burada eğitim görüyor. (III) Yıl-
5 toprakta beslenecek bir şey bulamadığı için besinini yu- lık bütçesi 75 milyon euro kadardır. (IV) Bu bütçenin yak-
karılarda arar. (III) Yaprakların özellikle iç kısımlarındaki laşık yarısı müzenin düzenlediği sergiler, etkinlikler ve her
BASAMAK

kıllara bir böcek temas ettiği anda oluşan elektriksel uyarı, türlü yan üründen elde edilir. (V) Kalıcı veya geçici olarak
etçil bitkinin kalın yapraklarına doğru hızla yayılır. (IV) Bu açılan karşılaştırmalı anatomi müzesi, böcek müzesi, mi-
da kapan şeklindeki yaprakların aniden kapanmasına ne- neraller ve taşlar müzesi sergileri; hayvanat bahçeleri ve
den olur. (V) Yaprakların kapanmasını sağlayan elektriksel botanik bahçeleri her yıl yaklaşık 2 milyon kişi tarafından
uyarının oluşması için bir böceğin bitkide 20 saniye içinde ziyaret edilir. (VI) Bu ziyaretçiler, her sınıftan ve her yaş-
en az iki kıla temas etmesi gerekiyor yani bir böcek sadece tan insanlardan oluşur ama 20 yaşından küçük kişiler ve
bir kıla değerse yapraklar kapanmıyor. (VI) Yemini içeri- özellikle okul çağında olanlar ziyaretçilerin çoğunluğunu
de hapseden bitki, birtakım sıvılar salgılayarak böceklerin oluşturur.
yumuşak kısımlarını sindirmeye başlıyor ve bu işlem 5-12
gün sürebiliyor. (VII) Sindirme işlemi tamamlandığında
yapraklar açılıyor ve böceğin sindirilmemiş, işe yaramayan
kısımları dışarı atılıyor.

5. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? 7. Bu parçada “Paris Ulusal Doğa Tarihi Müzesi” ile ilgili

A) Etçil bitkiler, beslenebilecekleri böcekler için özel bir olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
koku salgılar. A) Çalışanların ve eğitim görenlerin sayısına
B) Bazı bitkiler, kendilerine zarar verecek canlıları tanıya- B) Yıllık bütçesinin bir kısmının nereden temin edildiğine
rak gerekli önlemleri alır.
C) Ziyaretçilerin hangi kesimlerden oluştuğuna
C) Etçil bitkiler, kendilerine yapılan teması hisseder ve
D) İzleyiciler açısından ilham verici olduğuna
bunu beslenmek için fırsata dönüştürür.
E) Yapılan çeşitli etkinliklere gençlerin ve çocukların yo-
D) Bazı bitkilerin yaprakları, geceleri kapanıp sabahları
ğun ilgi gösterdiğine
yeniden açılarak bitkinin beslenmesini sağlar.
E) Bitkiler de diğer canlılar gibi çevreyi algılayarak bulun-
dukları ortamın koşullarına ayak uydurur.

6. Böcekkapan Venüs bitkisinin yapraklarının aniden ka- 8. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde
panmasına neden olan durum numaralanmış cümlele- müzenin hangi bölümlerden oluştuğuyla ilgili bilgi ve-
rin hangisinde verilmiştir? rilmiştir?

A) II B) III C) IV D) V E) VI A) II B) III C) IV D) V E) VI

100
30 dk

TEST - 1 AYNI METNE DAYALI ÇOKLU SORULAR EŞİK 2

9 - 10. soruları aşağıdaki parçaya göre 11 - 12. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız. cevaplayınız.

Bu tip keşier, beni bir kitap okurken her zaman çok he- Bugün içinde yaşadığımız çağda, günlük yaşamımızda
yecanlandırır. Doğrudan bir örnek vererek süprizi bozmak çok fazla parazit var. Bunlar; televizyon, internet, gürültü
istemiyorum ancak şu kadarını söyleyebilirim ki evet, kitap kirliliği, bilgi ve uyarı bombardımanı gibi modern hayatın
birden fazla anlatıdan oluşuyor ve bunlar arasında çeşitli getirdiği beyaz gürültüler olarak sayılabilir. Ancak benim 5
bağlantılar söz konusu. Yani ezber bozmak niyetinde ol- asıl kastettiğim az önce saydıklarım değil. Ben, günlük
BASAMAK

madım çünkü bunların küçük, eğlenceli olması dışında bir yaşantımızda uğraşmak zorunda kaldığımız gereksiz şey-
amaca da hizmet etmelerini istedim. Bu sayede yaratmaya lerden söz ediyorum. Bir gün içinde o kadar çok gereksiz
çalıştığım dünyanın inandırıcılığına ve sürekliliğine katkıda uğraşının peşine düşüyoruz ki bunun farkında bile değiliz.
bulunmalarını sağlamaya çalıştım. Üstelik bu koşturmaca içinde ne için yaşadığımızı, nelerin
önemli olduğunu unutuyoruz. Temel varoluşsal meselelere
kafa yormaktan uzaklaşıyoruz. Yani varlığımızın asıl yan-
larını ıskalıyoruz.

9. Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söy- 11. Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden yakın-
lenmiş olabilir? maktadır?

A) Yazarlık serüveniniz kadar okurluğunuzla da övgüyle A) Hemen her bireyin televizyon, internet gibi çağdaş
bahsedilebileceğinizi düşünüyor musunuz? mecralarda gereğinden çok vakit geçirmesinden
B) Kitabınızın adını seçerken esinlendiğiniz herhangi bir B) İnsanların önemsiz işlerle meşgul olup asıl durum ya
olay ya da durum oldu mu? da sorunları fark edememesinden
C) Bazı kitaplarda öyküler arasında gönderime sıkça baş- C) İnsanlar arasındaki iletişim becerisinin ve bağının
vurulur, sizin kitabınızda da bu mevcut mu? gittikçe zayıamasından
D) Anlatılarda sık sık olaya müdahale eden bir yazar ola- D) Teknolojik imkânlardan gerektiği gibi faydalanılmama-
rak tanımlayabilir miyiz sizi? sından
E) Edebiyatın bugün toplumsal bir amaca hizmet ettiğini E) Bireylerin yalnızca kendilerini düşünür eylemler içinde
düşünüyor musunuz? bulunmasından

12. Bu parçada geçen altı çizili sözcüğün yerine aşağıda-


10. Bu parçada geçen “ezber bozmak” sözüyle anlatılmak
kilerden hangisi getirilirse cümlenin anlamında bir de-
istenen aşağıdakilerden hangisidir?
ğişme olmaz?
A) Kalıplaşmış sözcüklerden faydalanmak
A) hatırlayamamak
B) Alışılmışın, bilinenin dışına çıkmak
B) akıl erdirememek
C) Açık ve anlaşılır bir anlatımı yeğlemek
C) yanlış anlamak
D) Anlatmak istediklerini dar bir kalıba sokmak
D) dikkat çekmemek
E) İçeriğe uygun bir tür seçimi yapmak
E) isabet ettirememek

101
30 dk
2 EŞİK AYNI METNE DAYALI ÇOKLU SORULAR TEST - 1

13 - 14. soruları aşağıdaki parçaya göre 15 - 16. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız. cevaplayınız.

Orta Anadolu’daki tarım arazilerinde yaşanan böcek habi- Çizgisiz, karton kapaklı bir defter ve kurşun kalem yetiyor
tatında çeşitlilik kaybının başlıca sebeplerinden biri olarak bana. Hem renkli bir hayatım da yok. Öyleyse benden nasıl
bu tarım arazilerinde anız yakılması ve aşırı derecede ta- diğer renkleri kullanmamı isterler? Çoğu insan, çizmek ile
5 rım ilacı kullanılması gösteriliyor. Yapılan bu yanlış uygu- boyamak arasındaki farkı dahi göremiyor henüz. Hem ben
lamalar, bu tarım arizelerinde birim alandan elde edilecek çizdiğim karakalem portrelerimi de öyle hemen beğenir mi-
BASAMAK

verimin düşmesine neden olurken bitki hastalıklarına, is- yim? Hele bir de yüze mana veren bir bakışı kaçırmışsam,
tilacı böcek türlerine ve iklim değişikliği gibi etkilere karşı alındaki kırışıklıkları eksik çizmişsem yani istediğimi kâğı-
arazilerin direncini düşürüyor. Ayrıca yakılmamış toprağı da yansıtamamışsam hemen yırtıp atarım çizdiğimi. Benim
daha verimli hâle getiriyor. Türkiye’de tarım arazilerinde çizdiklerim yavan olmamalı, izleyende bir his uyandırmalı
uygulanan bu yanlış uygulamanın geleneksel bir yaklaşım ve onlara gördüklerini gerçeğinden ayırt edemiyor hissi
olması nedeniyle Anadolu köylüsünün bu konuda eğitimi vermeli. Şu sıralar yine bir şeyler karalıyorum. Biliyorum,
için bir proje başlatıldı. Bu kapsamda bir dizi seminer ve bugün çizdiğimi yarın beğenmeyeceğim. Tıpkı dün çizdik-
eğitim çalışmaları gerçekleştirilecek. lerimi bugün beğenmediğim gibi.

13. Bu parçadan anız yakma ve aşırı tarım ilacı kullanımı 15. Düşüncelerini bu şekilde dile getiren bir sanatçı için
ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Biyolojik çeşitliliği ortadan kaldırdığı A) Kılı kırk yararak çizimler yapmaktadır.


B) Toprak için besin kaynağı olacak maddeleri yok ettiği B) Sanatsever beğenisini dikkate almamaktadır.
C) Uzunca bir süredir bu uygulamanın sürdürüldüğü C) Sanatına dair bir beklentiden şikâyetçidir.
D) Tarım arazilerinde kısa dönemli verim artışı sağladığı D) Çizerlik sanatını sürdürmektedir.
E) Zararlılara karşı toprağın direncini azalttığı E) En iyinin ve etkileyiciliğin peşinden koşmaktadır.

14. Bu parçadan yola çıkılarak aşağıdaki yargılardan han- 16. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
gisine ulaşılamaz? hangisi söylenemez?
A) Orta Anadolu’daki tarım arazileri, iklim değişikliğine A) Öznel değerlendirmeler yapılmıştır.
karşı hassastır. B) Tanık göstermeye başvurulmuştur.
B) Tarım arazilerindeki biyolojik çeşitlilik kaybının birden C) Sorularla anlatıma sohbet havası katılmıştır.
fazla nedeni vardır.
D) Kurallı ve devrik cümlelere yer verilmiştir.
C) Tarım alanlarında biyolojik çeşitliliği korumak için ön-
E) Benzetmeye yer verilmiştir.
lemler alınmaktadır.
D) Tarım arazilerinin doğru kullanımı ile ilgili olarak Türki-
ye’de koruyucu uygulamalar yapılmaktadır.
E) Yakılmamış bitki sapları ve kökler, organik madde ola-
rak toprağa karışır.

102
30 dk

TEST - 2 AYNI METNE DAYALI ÇOKLU SORULAR EŞİK 2

1 - 2. soruları aşağıdaki parçaya göre 3 - 4. soruları aşağıdaki parçaya göre


cevaplayınız. cevaplayınız.

Her sanat akımı, bir öncekinin kabullerini yıkarak ilerler. Bugün Türkçeyi kendi zenginlikleri ve Anadolu’da veya
İzlenimciler de bu kuraldan şaşmadılar. İzlenimcilerin ba- büyük coğrafyalar içerisindeki farklı renkleriyle bilmeden
şarısı, Rönesans sırasında biçimin sunumu konusunda
âdeta budaya budaya kullanan, dev aynalarında büyütül-
gerçekleşen devrimin bir benzerini rengin sunumunda ger-
müş isimler görüyorum. Bir de onların sermaye ve yaptı- 5
çekleştirmeleri olmuştur. Sanat tarihinde ilk kez nesneleri
rım gücüyle şekillenmiş muhteşem gölgeleri altında unu-
olduğunu bildiğimiz renkleriyle değil gördüğümüz renkle-
BASAMAK

tulmuşluk kervanlarıyla yol almakta olan gerçek ustaların


riyle resmeden uzun soluklu ve geniş katılımlı bir girişim
ötelenişini… Bu nasıl bir edebiyat manzarası ki adlarını
söz konusuydu. Elbette bu girişim de kendinden önceki ve
anarken kalp ritimlerimizin hızlanması gereken yazarları
sonraki pek çok yeni sanat akımının ortaya çıkışında ol-
genç kuşaklardan bugün kimse bilmiyor.
duğu gibi önce dışlanma ve hor görülmeyle karşılanmıştı.

1. Bu parçada ele alınan konu aşağıdakilerden hangisi- 3. Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden yakınılmamış-
dir? tır?

A) Sanat akımlarının taşıdığı genel özellikler A) Türkçenin inceliklerinin yeterince bilinmemesinden


B) Edebî sanatlara yön veren dil özellikleri B) Genç kuşağın önemli edebiyatçıları tanımamasından
C) İzlenimcilik akımının beslendiği değerler C) Edebî anlatılarda Türkçe yerine yabancı dil kullanılma-
D) Sanat dalları ile sanat akımlarının ilişkisi sından

E) İzlenimciliğin doğuşu ve bu akıma bakış açısı D) Sanatçıların kendi kültürel unsurlarından beslenme-
mesinden
E) Alanında yetkin edebiyatçıların arka plana itilip değer-
sizlerin parlatılmasından

2. Bu parçada geçen “nesneleri olduğunu bildiğimiz renk- 4. Bu parçada geçen “dev aynalarında büyütülmek” sözüyle
leriyle değil gördüğümüz renkleriyle resmetmek” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Nesneleri hayalî süzgeçten geçirmek
A) Çağdaşlarıyla aynı sanat çizgisinde yürümek B) Sembolik anlatımlara başvurmak
B) Varlıkları insan ruhunda bıraktığı izlenime uygun şekil- C) Okur üzerinde büyük bir etki oluşturmak
de görselleştirmek
D) Abartılı ve iyiymiş gibi gösterilmek
C) Alışılmışın dışına çıkarak resim sanatını zirveye taşımak
E) Gerçekleri hiç olmamış gibi aktarmak
D) Gerçekleri resme dökmekten asla vazgeçmemek
E) Resim sanatının temel ilkelerinin gereğini yerine getir-
mek

103
30 dk
2 EŞİK AYNI METNE DAYALI ÇOKLU SORULAR TEST - 2

5 - 6. soruları aşağıdaki parçaya göre 7 - 8. soruları aşağıdaki parçaya göre


cevaplayınız.
cevaplayınız.

Modernizmin ötesi veya sonrası anlamına gelen post- Kendisini kontrol etmeyi başarabilen ve hayatta gerçekçi
modernizmin edebiyat alanında kullanımı, kafa yorucu hedeeri olan insan, beynini iyi ve doğru kullanabilir. Bey-
neticeler verir. Özellikle yirminci yüzyılın sonrasında dile nini iyi ve doğru kullanabilen insan, beyninde mutluluk
5 getirilmesine rağmen izlerinin klasik diye tabir ettiğimiz kimyasallarının salgılanmasını sağlar. Mutlu olmak, tıpkı
eserlerde dahi gözükmesi, belirleyici bir çizgisinin olma- bir sanatçının enstrüman çalmayı öğrenmesi, sporcunun
BASAMAK

yışı, sorgulamaya dayalı fakat edebî eserlerin tamamına alanında çalışması gibi doğru teknikler kullanılarak geliş-
yayılacak tarza ulaşamaması, bu doğrultuda soru işaret- tirilecek bir yetenektir. Zindanda olduğu hâlde mutlu olan
lerini çoğaltabilir. Nitekim ülkemizde bugün postmodern ama sarayda yaşamasına rağmen mutsuz olan insanlar
edebiyat denildiğinde akla ilk gelen isimlerin romanları bile bunu nasıl başarıyorlar? Açık ki mutluluğun bazı türleri
belli bir çizgiye oturmuş değil. Öyle ki düşünsellik açısın- eğitimsizlikle ilgilidir. Fakat bazı mutsuzluklar da vardır ki
dan yeni olarak kabul edilen postmodern romanlar, bana ancak eğitimle elde edilir. Napolyon gibi güç sahibi bir in-
daha çok klasik eserleri çağrıştırır ve anlatım açısından san “Hayatımda mutlu olduğum gün sayısı altıyı geçmez.”
modernliğin belki de zamanın ötesinde gibi nitelendirilse demiş. Demek ki ----
de okunduğunda zamanın hayli gerisine gidildiği görülür
diyebilirim.

5. Bu parçaya göre postmodernizmin edebiyat alanındaki 7. Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıda-
karmaşık durumuna neden olan etkenler arasında kilerden hangisi getirilmelidir?
I. Geçmişle bağlarını tam olarak koparamayıp geçmiş A) bir insanın mutlu olup olmadığı hem ruhsal hem de be-
anlatılara dair izler taşıması densel belirtilerden anlaşılabiliyor.
II. Belli bir doğrultu çerçevesinde sürdürülememesi B) insanın kendini kontrol etmesi için bir başına iradeli ol-
III. Daha önce denenmemiş yöntem ve tekniklerle gerçek- mak yetmezmiş.
leştirilmesi C) sadece maddi anlamda güçlü kuvvetli olmak mutlu ol-
durumlarından hangileri vardır? maya yetmiyor.

A) Yalnız I B) Yalnız III C) I ve II D) Napolyon’un beynini iyi ve doğru kullanabilen bir insan
olduğu savı yanlışmış.
D) II ve III E) I, II ve III
E) kontrol edemediğiniz güç, sizin mutsuzluğunuzun belir-
tisidir.

6. Bu parçadan postmodern romanlarla ilgili olarak aşa- 8. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine
ğıdakilerden hangisine ulaşılabilir? başvurulmuştur?

A) Çağdaş yaşamda sürekli okunan yapıtlar arasında A) Benzetme - Alıntı yapma - Karşılaştırma
olduklarına B) Örnekleme - Öyküleme - Tartışma
B) Belirli kurallar çerçevesinde hazırlanmış örnek eserler C) Tartışma - Betimleme - Öyküleme
olduklarına
D) Öyküleme - Karşılaştırma - Açıklama
C) İçerik bağlamında farklı olmalarına rağmen söylem
E) Betimleme - Tanık gösterme - Sayıp dökme
düzleminde eski olduklarına
D) Güncel olaylar ve sorunlar etrafında geliştirildiklerine
E) Farklı sanat dalları ile yakın etkileşim içinde olduklarına

104
30 dk

TEST - 2 AYNI METNE DAYALI ÇOKLU SORULAR EŞİK 2

9 - 10. soruları verilen parçaya göre 11 - 12. soruları verilen parçaya göre
cevaplayınız. cevaplayınız.

Portakal ve limonun her ikisi de limonen adı verilen bir mo- Kurmaca bir eserin olduğu yerde olgusallığın belirlenimle-
lekül içerir. Her iki meyvedeki limonen aynı atomlardan ve ri değil öznenin mekânsal-zamansal süreçleri devrededir.
aynı bağlardan oluşsa da farklılık, moleküllerin yapısında Kurmaca, özne tarafından yaratılan bir eserin oluşturduğu
gerçekliğin orada ve kendi zamanına sahip olmasını ifade
ortaya çıkar. Buna göre limondaki limonen molekülünün 5
eder. Olgusal dünyanın sınırlarını ne kadar zorlarsak zor-
yapısı portakaldaki limonen molekülünün ayna görüntüsü
BASAMAK

layalım, salt olgulara yoğunlaşarak bu mekânsal-zamansal


dür. Ayna görüntüsü ile eş olmayan, diğer bir ifadeyle üst süreçler alanına asla varamayız. Çünkü söz konusu olan
üste konulduklarında çakışmayan moleküllere kiral mole- şey, kurmacanın olguları belli kurallarla birbirine bağlama
kül adı verilir. Yapılarındaki bu farklılık, kiral moleküllerinin takıntısıyla değil; olguları kendi dışına doğru sürükleyen
burnumuzdaki farklı farklı koku almaçlarıyla etkileşime gir- kendi ilerleyişine sahip olmasıdır. Bu ilerleyişin yasası ken-
di içindedir. Bu yüzden kurmaca, olgusal dünyaya eklem-
mesine neden olur. Böylece portakaldan ve limondan farklı
lenen bir şey değil; tersine onun asıl ortamıdır. O hâlde
kokular alırız. kurmaca, sadece içinde bulunduğu gerçeklik düzleminde
anlaşılabilir. Bu düzlem Joyce’un de belirttiği gibi sanat-
çının eserlerinin dinî, ahlaki, güzel veya ideal kılmalarına
ilişkin çabalarına odaklanmaktan ziyade onların kurmaca
gerçekliğin yasalarına ne kadar sadık kaldıklarına bakmak
gerekir.

9. Bu metnin dil ve anlatımıyla ilgili aşağıda verilenlerden


hangisi yanlıştır? 11. Aşağıdakilerden hangisi kurmaca bir metnin gerçeklik-
le olan bağlantısını örneklememektedir?
A) Karşılaştırmadan yararlanılmıştır.
A) Bir varmış bir yokmuşla başlayan masalın kahramanı
B) Tanımlama yapılmıştır.
olan genç, gerçek dünyanın insan proline değil; ma-
C) Açıklayıcı anlatıma başvurulmuştur.
salda yer alan diğer kahramanların genel proline uy-
D) Öznel ifadelere yer verilmiştir. gun olmalıdır.
E) Konuya özgü terimler kullanılmıştır. B) Bilimkurgu bir romanda günümüzden yüzlerce yıl son-
rası teknolojisinde insanlar ölümsüzlüğü bulmuşlar ve
isterlerse sonsuza kadar yaşamaktadırlar. Bu durum
günümüzde imkânsız görünse bile roman içerisinde bu
tüm dünya için olası bir durumdur.
C) Şeker Portakalı’nın Zeze’si bu dünyaya ait olmayan bir
kurguya sahip gibidir fakat Zeze, bu dünyanın gerçek
bir yansımasıdır. Her birey, Zeze’nin çektiği acılardan
kendinde bir parça bulur ve bulmalıdır.
D) Yüzüklerin Efendisi, Orta Dünya’nın Eleri, cüceleri,
devleri, canavarları arasındaki korkunç mücadeleleri
konu alır. Böyle bir kurmacada gerçeklik bizim bildiği-
miz değil Orta Dünya gerçekliğidir.
E) Madam Bovary, Anna Karenina gibi eserlerde kadın
kavramının sınırlarını yeniden düşünmeye başlarız.
10. Bu metinde asıl üzerinde durulan konu aşağıdakiler- Bize abartılı bir hayat gibi görünen bu anlatılar kitap
den hangisidir? içerisindeki sürecin parçalarıdır.

A) Portakal ve limonun benzerlik ve farklılıklarının neden-


leri 12. Kurmaca bir eserin gerçeklikle ilişkisinde
B) Kiral moleküllerinin özellikleri I. Kendi içinde tutarlı olma
C) Limonen moleküllerinin yapısal özellikleri II. Evrensel yasalara uygunluk
D) Meyvelerin görsel benzerliklerinin yapıları üzerindeki III. Sebep-sonuç ilişkisine bağlılık
etkileri özelliklerinden hangilerine sahip olması gerekir?
E) Meyveleri yerken içeriklerini bilmenin önemi A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve III
D) II ve III E) I, II ve III

105
30 dk
2 EŞİK AYNI METNE DAYALI ÇOKLU SORULAR TEST - 2

13 - 14. soruları aşağıdaki parçaya göre 15 - 16. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız. cevaplayınız.

İdeal okurun tüm eserleri anonimmiş gibi okuduğunu söy- Bakteriler, çok hızlı evrim geçirebilir. Günümüzde yaşanan
ler Manguel. Bana göre ideal eleştirmen de ideal okurun antibiyotik krizinin ardında da bu yatıyor. Öyle ki antibiyo-

ta kendisidir. Bir metni anonimmiş gibi okumak, metni tiklere karşı hızla direnç kazandıklarından gün geçtikçe on-

5 yazarından ve dış koşullardan soyutlayabilmek, onlardan larla savaşta zorlanmaya başladık. Bunu başarabilmelerini
sağlayan şeylerden biri, DNA çalabiliyor olmaları. Yanlış
etkilenmemek demektir. Metne hakkını teslim etmek için
BASAMAK

okumadınız! Araştırmacılar, bir bakterinin hemen yanında-


iyi bir yol bu da. Çünkü bu sayede isimler etrafında oluşan
ki ölü arkadaşından DNA parçası koparıp kendisine trans-
halelerin metne torpil yapmasının da önüne geçilebilir. Bu
fer ettiği anı yakalayıp izlemeyi başardı. Kamçı benzeri pi-
manada gözümde büyüttüğüm, yorumlamama engel teşkil
lus adlı bir uzantı kullanarak gen çalan ve bu genleri kendi
edecek kadar putlaştırdığım hiçbir şair yok benim kitapla-
DNA’sına dâhil eden bakteriler, gerçekleştirdikleri bu yatay
rımda. gen transferi sayesinde evrimlerini hızlandırabiliyor.

13. Bu parçaya göre bir esere anonimmiş gibi yaklaşma- 15. Bu parçada bakterilerle ilgili olarak
nın altında yatan asıl neden aşağıdakilerden hangisi- I. İnsan vücuduna girdikten sonra daha hızlı çoğaldıkları,
dir? II. Nitelik ve nicelik anlamında oldukça çabuk bir değişim
A) Edebî eser değerlendirmelerinde akademik bir ölçüt gösterdikleri,
olarak kabul edilmesi III. Kendilerine karşı kullanılan ilaçlara karşı direnç göster-
B) Bir eseri öznellikten ve ön yargılardan uzak değerlen- me yetisine sahip oldukları
dirme isteği yargılarından hangilerine değinilmiştir?
C) Eserin savunulan düşünceler aracılığıyla daha iyi anla- A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve III
şılacağını düşünmek
D) II ve III E) I, II ve III
D) Eserleri daha hızlı bir değerlendirme imkânı bulmak
E) Yapıtların içerik özelliklerini daha kolay tespit etme
amacı

14. Bu sözler aşağıdakilerden hangisine karşılık söylen- 16. Bu parçanın anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisi-
miş olabilir? dir?
A) Eleştirmenin bir kitabın özümsenmesinde etkili olan en A) Öyküleyici anlatım
temel unsur olduğu krine katılıyor musunuz?
B) Tartışmacı anlatım
B) Kitabınıza seçtiğiniz şairleri ele alma biçiminiz hakkın-
C) Betimleyici anlatım
da neler söylersiniz?
D) Açıklayıcı anlatım
C) Yazın yaşamınızda ilk eleştirinizi ne zaman aldınız?
E) Destansı anlatım
D) Yabancı kitapların çevirisi üzerine getirilen eleştirilere
yönelik söylemek istediğiniz bir şey var mı?
E) Eleştirmeni sıradan bir okurdan ayıran özellikler neler-
dir?

106
30 dk

TEST - 3 AYNI METNE DAYALI ÇOKLU SORULAR EŞİK 2

1 - 2. soruları aşağıdaki parçaya göre 3 - 4. soruları aşağıdaki parçaya göre


cevaplayınız. cevaplayınız.

(I) Kazı başkanı, Göbeklitepe’de bugüne kadar yapılan ka- Tanzimat’tan sonraki süreçte bilhassa 1870’lerden itibaren
zılarda herhangi bir eve rastlanmadığını, buranın tapınma şair ve yazarlarımızda tiyatro metinleri yazma uğraşı, belir-
mekânı kutsal bir bölge olduğunu söylüyor. (II) Öte yandan gin bir temayüldür. Bu temayül, dönemin hemen her eylem
kalabalık toplulukların bir araya geldiği bir buluşma bölgesi ya da uğraşı gibi Batı’nın etkisiyle olmuştur kuşkusuz. O 5
olarak Göbeklitepe’nin tapınma dışında büyük şölenler ve yıllarda sahneye konmak üzere mecburen Türk edebiyatı-
BASAMAK

festivallere de sahne olduğu ileri sürülüyor. (III) Bu bağ- na uyarlanan Batı’nın tiyatro metinleri; yazarlarımızı, şair-
lamda Göbeklitepe’nin bilim, sanat ve kültürün yanı sıra lerimizi telif tiyatrolar yazmaya sevk etmiştir. Tabii burada
kültür tarımının başlangıcını ve yerleşik hayata geçiş sü- dönemsel modalar ve ihtiyaçlar da unutulmamalıdır. Yani
recini de tetiklemiş olabileceğine dair yepyeni bir anlayış o dönemin en popüler argümanı Batılılaşmadır ve onun
gelişiyor. (IV) Dünyanın bilinen en eski ve en büyük tapı- önemli enstrümanlarından biri de tiyatro.
nak yerleşkesi Göbeklitepe’nin kazı alanı Şanlıurfa’ya 18
kilometre uzaklıkta. (V) Kazı alanında üç ayrı katman bu-
lunuyor. (VI) Birinci katman doğal ve doldurma taş toprak,
ikinci ve üçüncü katmanlar ise tapınak buluntularının yer
aldığı bölümler.

1. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf 3. Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söy-
numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? lenebilir?
A) II B) III C) IV D) V E) VI A) Bilgi vermek için yazılmıştır.
B) Öyküleyici anlatımdan yararlanılmıştır.
C) Dil, dil ötesi işlevde kullanılmıştır.
D) Örneklemeden yararlanılmıştır.
E) Kişileştirmeler vardır.

2. Bu parçada Göbeklitepe’yle ilgili olarak aşağıdakilerin 4. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiş-


hangisine değinilmemiştir? tir?
A) Şanlıurfa yakınlarında olduğuna A) Tiyatroda Batı uygarlığının referans olarak alındığına
B) Bilinen en eski eğitim yerleşkesi olduğuna
B) Tiyatroya olan ilginin biraz da dönemin modasından
C) Bilim, sanat ve kültürün başlangıcı olarak düşünüldü- kaynaklandığına
ğüne
C) Sözü edilen yıllarda Batı’nın tiyatro metinlerinin edebi-
D) Kutsal bir mekân olarak kullanıldığına
yatımıza uyarlandığına
E) Tapınma dışı farklı etkinliklerin burada gerçekleştirilmiş
D) Tanzimat’tan sonra bazı sanatçılarda tiyatroya yönelim
olabileceğine
olduğuna
E) O dönem tiyatrolarının oynanmaktan çok okunmak için
yazıldığına

107
30 dk
2 EŞİK AYNI METNE DAYALI ÇOKLU SORULAR TEST - 3

5 - 6. soruları aşağıdaki parçaya göre 7 - 8. soruları aşağıdaki parçaya göre


cevaplayınız. cevaplayınız.

Tarihçilik mesleği, geçmişin itinayla temizlenmesine hiz- (I) Tüm mumlar, yanma sırasında alevleri yeterince te-
met eden metinlerin okunarak sadece bu metinler teme- mizse sigaranın dumanını emer. (II) Bu, mumun ateşiyle
linde yeni metinler hazırlanması demek değildir. Dahası yükselen hava kolonunun sigara dumanı içinde bulunan
tarihçilik, içinde amatör bir ruh taşıyan uğraşı alanı da sa- karbon maddesini kendisine çekmesi ve bu emilen kar-
5
yılamaz. Geçmişle kurulan ilişkinin belirli bir disiplin içinde bon maddesinin alev ile temas ederek yanmasındandır.
BASAMAK

metodik yaklaşımını içerir. Tercih edilen siyasi/ideolojik (III) Bugün tüm klasik mumların üretiminde paran madde-
si kullanılıyor. (IV) Bu madde ne denli az miktarda yağ içe-
pozisyonun haklılığına kanıt olacak geçmiş bilgisinin çar-
rirse ateşi de o denli güçlü ve mükemmel olur. (V) Bunun
pıtılmış ya da değiştirilmiş biçimlerinin esiri olmaktan çık-
sonucunda mum, havadaki sigara dumanını daha etkili bi-
mayı ve geçmişin bilgisini, sonucu ne olursa olsun, kabul-
çimde emer. (VI) Sigara içmek gibi kötü bir alışkanlığınız
lenmeyi gerektirir. Tarihçilik, otopsi yapmaya benzer. Nasıl
varsa sigara içtiğiniz yerde kaliteli bir mum yakmak faydalı
otopsinin amacı, cesedin başına gerçekten de ne geldiğini olacaktır.
anlamaya yönelikse tarihçi de otopsi yapan bir adli tıp uz-
manının özeni ve titizliği içinde karşısına çıkacak sonucun
ne olduğuna hiç aldırmadan, soğukkanlılığını koruyarak,
öğrendiklerini ve çıkarımlarını hiç değiştirmeden ve cesa-
retle ortaya koymalıdır.

5. Aşağıdakilerden hangisi bu sözleri söyleyen bir tarih- 7. Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söy-
çinin düşüncesi olabilir? lenebilir?

A) Geçmişin bugün artık hatırlanmak istenmeyen bazı A) Açıklayıcı anlatım biçimiyle yazılmıştır.
noktaları, tarih sayfalarından tamamen düşürülmelidir. B) Çıkarım yapılmıştır.
B) Bugünü kurtarmak için geçmişi yeniden düzenlemek, C) Çeşitli duyulara seslenilmiştir.
olmuşu hiç olmamış gibi göstermek, tarihçinin başvu- D) Kişileştirmeler yapılmıştır.
rabileceği bir yöntemdir.
E) Sayısal verilerden yararlanılmıştır.
C) Olmamışın olmuşun yerine geçirildiği bir tarih anlayışı,
devletin geleceği açısından zaman zaman devreye ko-
nulmalıdır.
D) Tarihçiliğin standardını ve kalitesini nesnel verilerden
hareketle bilim üretmek belirlemelidir.
E) Tarihçi geçmişe ilişkin değerlendirmelerini yaparken
etik olarak toplumsal yararı göz önünde bulundurma-
lıdır.

6. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinden 8. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi kendi-


yararlanılmıştır? sinden önceki cümlenin gerekçesi durumundadır?

A) Açıklama - Örnekleme A) II B) III C) IV D) V E) VI

B) Öyküleme - Örnekleme
C) Karşılaştırma - Betimleme
D) Tartışma - Benzetme
E) Betimleme - Benzetme

108
30 dk

TEST - 3 AYNI METNE DAYALI ÇOKLU SORULAR EŞİK 2

9 - 10. soruları aşağıdaki parçaya göre 11 - 12. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız. cevaplayınız.

(I) Sanata Dair, Halit Ziya’nın yazarlık yaşamı boyun- (I) Diğer modern sanat alanlarında olduğu gibi sinema
ca kaleme aldığı sanat-kültür yazılarının derlemesidir. sanatında da kendimizi bulmamız zaman alıyor. (II) Bize
(II) Yazarın yol alışını, kendi kendini yetiştirmesini belge- özgü hikâyeler, bizim gerçek karakterlerimiz beyaz perde-
5
lediği acılardan, sıkıntılardan geçilerek yol alındığını da ye epey sonraları gelebildi. (III) Resim ve heykelin olmadı-
BASAMAK

belgeler. (III) Böylesi emekler, günümüz furyasında çok az ğı bir toplumda sinemadaki görselliğin Batı düzeyine eriş-
kişiye çekici geliyor yazık ki. (IV) Halit Ziya, yarım yüzyı- mesi çok zor. (IV) Zaten bir iki kuşak içinde sinema epey
la iyice yaklaşan yazı çabamda belli başlı esin kaynakla- bir çağ atladı. (V) Bundan sonra da bu gelişmenin aynı
rımdan biri oldu. (V) Yetişme yıllarımda ablamın ders ki- hızla süreceğine inanıyorum. (VI) Bugün Nuri Bilge Cey-
tabında Aşk-ı Memnu’nun Beşir’ini, Beşir’in ölümünü dile lan’ın sinemasındaki görsellik Batı’da birçok yönetmende
getiren seçme parçayı okumuş ve hiç unutamamıştım. (VI) yok mesela.
Bunlarla başlayan Halit Ziya tutkusu, Uzun Bir Kışın Siyah
Günleri’ni yazmak için bana cesaret verecekti.

9. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisiyle ilgi- 11. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden
li olarak aşağıda verilenler yanlıştır? sonra “Ama bunlar çözülemez sorunlar değil.” cümlesi

A) I. cümlede, Sanata Dair kitabının kime ait olduğu ve getirilmelidir?


nelerden oluştuğu anlatılmıştır. A) I B) II C) III D) IV E) V
B) II. cümlede, söz edilen kitabın içeriğinde yer alanlar be-
lirtilmiştir.
C) III. cümlede, sözü edilen kitaba benzer ürünlerin günü-
müzde ilgi görmediği ifade edilmiştir.
D) IV. cümlede, Halit Ziya’nın, yazarı hangi noktalarda etki-
lediği üzerinde durulmuştur.
E) V. cümlede, yazarın yetişme döneminde Halit Ziya et-
kisi örneklendirilmiştir.

10. Bu parça iki ayrı paragrafa ayrılmak istense ikinci pa- 12. Parçada numaralanmış cümlelerden hangisi kendin-
ragraf hangi cümle ile başlar? den önceki cümleyi örneklemektedir?

A) II B) III C) IV D) V E) VI A) II B) III C) IV D) V E) VI

109
30 dk
2 EŞİK AYNI METNE DAYALI ÇOKLU SORULAR TEST - 3

13 -14. soruları aşağıdaki parçaya göre 15 - 16. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız. cevaplayınız.

Yaşamı sürdürebilmek için çalışmak, bunun sonucunda (I) Tutunamayanlar, Türk edebiyatının en önemli eserlerin-
gelir elde etmek ve bunu ihtiyaçlar için harcamak insa- den biridir. (II) Berna Moran, Oğuz Atay’ın bu ilk romanını
noğlu için zorunlu bir nitelik arz etmektedir. Ancak insan hem söyledikleri hem de söyleyiş biçimiyle bir başkaldırı
5 doğası, tabiattaki diğer canlılarda olduğu gibi, sürekli ola- olarak niteler. (III) Moran’a göre Oğuz Atay’ın anlatımla
rak çalışmaya elverişli değildir. Günün bir kısmında çalışa- ilgili kullandığı teknik incelikler, Tutunamayanlar’ı büyük
BASAMAK

bilmek için dinlenme ve eğlenme zamanlarına da ihtiyaç yeteneğin ürünü yapmıştır. (IV) Eserin yetkinliği, Türk
duyulmaktadır. Gerek ziksel hazırlık gerekse psikolojik romanını çağdaş roman anlayışıyla aynı hizaya getirmiş ve
motivasyon açısından bu son derece önemlidir. İşte bu ona çok şey kazandırmıştır. (V) Küçük burjuva dünyası ve
zamanların toplamına boş zaman adı verilmektedir. Boş değerlerini zekice alaya alan Atay, saldırılarını tutunanların
zaman etkinlikleri aktif ve pasif olmak üzere ikiye ayrılmak- anlayamayacağı, reddedeceği türden bir romanla yapar.
tadır. Aktif boş zaman etkinlikleri daha çok ziksel aktivi-
teleri içermektedir. Yani bireyin kendisinin aktif olarak rol
aldığı ve çaba sarf ettiği faaliyetlerdir. Pasif etkinlikler ise
bireyin ziksel aktivite olarak rol almadığı etkinliklerdir ve
bu gibi faaliyetler, bireyin dinlenmesine daha fazla katkı
sağlamaktadır.

13. Bu parçadan 15. Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebi-


I. Aktif ve pasif etkinliklerin kapsamındaki eylem örnekleri lir?

II. Çalışmanın insan yaşamındaki işlevi A) Öğretici nitelik taşır.


III. Günün tamamında çalışmak için yapılması gerekenler B) Kişileştirme yapılmıştır.

durumlarından hangilerine ulaşılabilir? C) Görsel ögeler ön plandadır.

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) Anlatım örneklerle zenginleştirilmiştir.

D) I ve III E) II ve III E) Olay içinde yaşatma söz konusudur.

14. Bu parçanın anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisi- 16. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde ese-
dir? rin içeriğiyle ilgili bir bilgi bulunmaktadır?
A) Açıklayıcı anlatım A) I B) II C) III D) IV E) V
B) Tartışmacı anlatım
C) Öyküleyici anlatım
D) Mizahi anlatım
E) Gelecekten söz eden anlatım

110
2. EŞİK
CEVAP ANAHTARI ÖLÇME - DEĞERLENDİRME
1. Basamak: Paragrafta Konu - Ana Düşünce DOĞRU YANLIŞ BOŞ NET

1. D 2. C 3. C 4. D 5. C 6. B 7. C 8. C
Test 1
9. B 10. B 11. A 12. D 13. D 14. E 15. B 16. A

1. C 2. B 3. D 4. A 5. B 6. A 7. D 8. A
Test 2
9. E 10. D 11. D 12. B 13. D 14. A 15. B 16. A

1. E 2. B 3. E 4. A 5. C 6. C 7. D 8. D
Test 3
9. E 10. C 11. E 12. D 13. B 14. A 15. B 16. C

TOPLAM

2. Basamak: Paragrafta Yardımcı Düşünceler DOĞRU YANLIŞ BOŞ NET

1. C 2. C 3. D 4. B 5. D 6. E 7. A 8. D
Test 1
9. D 10. C 11. E 12. E 13. B 14. D 15. C 16. B

1. B 2. B 3. E 4. A 5. D 6. A 7. A 8. B
Test 2
9. E 10. D 11. B 12. E 13. C 14. C 15. A 16. C

1. C 2. E 3. A 4. D 5. D 6. B 7. D 8. C
Test 3
9. A 10. E 11. B 12. A 13. C 14. A 15. E 16. D

TOPLAM

3. Basamak: Paragrafta Yapı DOĞRU YANLIŞ BOŞ NET

1. C 2. B 3. C 4. C 5. A 6. D 7. E 8. D
Test 1
9. B 10. B 11. D 12. C 13. E 14. A 15. A 16. C

1. A 2. B 3. D 4. D 5. D 6. C 7. C 8. A
Test 2
9. A 10. E 11. D 12. D 13. C 14. A 15. C 16. A

1. C 2. B 3. D 4. B 5. D 6. A 7. E 8. A
Test 3
9. D 10. D 11. D 12. B 13. E 14. C 15. A 16. B

TOPLAM

4. Basamak: Paragrafta Anlatım Teknikleri DOĞRU YANLIŞ BOŞ NET

1. C 2. E 3. B 4. A 5. E 6. E 7. A 8. A
Test 1
9. B 10. A 11. C 12. E 13. E 14. A 15. E 16. A

1. E 2. B 3. E 4. A 5. B 6. D 7. D 8. D
Test 2
9. D 10. E 11. E 12. D 13. E 14. C 15. E 16. A

1. E 2. E 3. D 4. C 5. B 6. A 7. C 8. C
Test 3
9. D 10. A 11. C 12. D 13. E 14. E 15. C 16. C

TOPLAM
2. EŞİK
CEVAP ANAHTARI ÖLÇME - DEĞERLENDİRME
5. Basamak: Aynı Metne Dayalı Çoklu Sorular DOĞRU YANLIŞ BOŞ NET

1. D 2. A 3. A 4. B 5. C 6. B 7. D 8. D
Test 1
9. C 10. B 11. B 12. E 13. D 14. A 15. B 16. B

1. E 2. B 3. C 4. D 5. E 6. C 7. C 8. A
Test 2
9. D 10. A 11. C 12. A 13. B 14. B 15. D 16. D

1. C 2. B 3. A 4. E 5. D 6. D 7. A 8. A
Test 3
9. D 10. C 11. C 12. E 13. B 14. A 15. A 16. E

TOPLAM

Toplam Cevaplanan
Soru Sayısı Soru Sayısı Doğru Yanlış Boş

240

Uyarı:
1) Boş bıraktığınız veya yanlış cevapladığınız soruların video çözümlerini
dinledikten sonra soruyu bir daha gözden geçiriniz.
2) Boş bıraktığınız veya yanlış cevapladığınız sorularla ilgili kitabın girişin-
de yer alan çözüm teknik ve taktiklerine ilişkin açıklamaları bir daha göz-
den geçiriniz.
3) Anlamlarını bilmediğiniz kelime ve kelime gruplarının anlamlarını söz-
lükten inceleyiniz.
3. EŞİK
TEMATİK SÖZLÜK
TEMATİK TESTLER 1 Bilim Teması Testi

2 Coğrafya - Çevre Teması Testi

3 Edebiyat Teması Testi

4 Eğitim Teması Testi

5 Felsefe Teması Testi

6 Müzik Teması Testi

7 Psikoloji Teması Testi

8 Resim Teması Testi

9 Sinema Teması Testi

10 Sosyoloji Teması Testi

11 Tarih Teması Testi

1. Bu eşikte ÖSYM’nin özellikle son dönemde ağırlık verdiği temalardan (ana konulardan) seçilmiş
metinler tercih edilmiştir.
2. Basamakta yer alan 11 farklı temada her bir testte 12-13 soru yer almaktadır.
3. Bu eşikte yer alan her bir test için önerilen süre 18 dakikadır. Testleri anlayarak doğru çözmeye
çalışınız.
4. Her basamakta belli bir temayla ilgili ÖSYM standardında her tipten paragraf sorusuyla karşılaşa-
caksınız.
5. Testleri çözmeden önce sizler için hazırladığımız ÖSYM Tematik Kavramlar Sözlüğünü dikkatle
inceleyiniz. Sözlükte yer alan kavramlar lise eğitimini tamamlamış herkesin bildiği kabul edilen
temel kavramlardır.
6. Anlamları verilen kavramlardan bir kısmı sizin de bildiğiniz gibi farklı temalarda ortak kullanılabilir.
7. Bir basamakta yer alan testi bir oturumda kesintisiz olarak çözmenizi öneririz.
3 EŞİK BİLİM TEMASI KAVRAM SÖZLÜĞÜ

1 Boykot: Bir ekonomik ve siyasal mücadele yöntemi olarak


A
herhangi bir haktan yararlanmayı, birisinin hizmetinde çalış-
Ambargo: Genel olarak dış ticarette yer alan her türlü kısıt-
mayı, bir kuruluşa katılmayı protesto amacıyla kişi, kurum ya
lamaya, pratikte başka bir ülke ile ihracat veya ithalatı kısıtla-
da devletle olan ilişkinin kısmen veya tamamen kesilmesidir.
maya yönelik ekonomik yaptırımlardır.
Bütçe: Belirli bir dönem için elde edilecek gelirlerle, yapılma-
Amortisman: Yatırım mallarının kullanıldıkça eskimesi ve
sı planlanan giderleri gösteren bir tahmin cetvelidir.
değerinin düşmesi nedeniyle kullanım süresi sonunda yeni-
sinin alınması için ayrılması gereken miktardır. Büyüme: Ekonomik büyüme, bir ülkede ya da bölgede in-
san ihtiyaçlarını karşılayacak olan araçlarda ve ürünlerdeki
Arabulucu: Kişiler ya da uluslararası anlaşmazlıklarda uz-
artıştır.
laşmayı sağlamaya çalışan ya da sağlayan kimsedir.

Arkaik: Bir şeyin ilk dönemi.

Arz: Herhangi bir piyasada, bir zaman diliminde, belirli yat-


lar karşısında satıcının satmak istediği mal miktarıdır.

Asimile olma: Bir ulusun ya da topluluğun millî benliğini yitir- Ç


mesi, başka toplumlar içerisinde erimesi.
Çıkar grupları: Yurttaşların kendi adlarına örgütlenme be-
Ataerkil: Erkeğin egemen olduğu aile ya da toplum biçimi. cerisi ve istekliliğini gösterip yasaları, devlet kuruluşlarını ve
Ayrımcılık: Belli bir toplumsal kesimden olanları, cinsel kim- kamuoyunu etkilemeye çalışan, örgütlenmiş yurttaşlardır.
lik, ırk, köken, engellilik ya da yaşlılık gibi nedenlerle başkala-
BASAMAK

Çoğulculuk: Çeşitli düşüncelerin, toplumsal, dinsel, siyasal


rına sağlanan kaynak ya da olanaklardan yoksun kılan, kişi-
görüş ve inanışların, değişik örgütlenmelerin, karşıt siyasal
sel ya da hukuksal, ön yargılı tutum, davranış ve eylemlerdir.
partilerin varlığını kabul edip yaşamında şiddeti dışlayan si-
Azgelişmişlik: Sanayileşememiş, tarımda makineleşmeye yasal anlayış.
geçememiş, şehirleşme ve genel nüfus içinde okuma yazma
oranının düşük olduğu, bilimsel ve sanatsal etkinliklere fazla
kaynak ayırmayan ülke ya da bölgeleri, gelişmiş kapitalist ül-
kelerden ayıran özelliktir.

Azınlık: Bir ülkede ayrı soydan veya inançtan olan ve sayıca


az bulunan topluluk, ekalliyet. D

Dağıtım: Ürünlerin imalattan tüketiciye taşınması gibi kay-


nakların veya diğer maddelerin dağılımı.

Damping: Olağan rekabet koşullarına aldırmayarak aşırı mal


birikimini önlemek ve rakipleri zorlamak amacıyla malların dış
pazarlarda maliyetin altında ve iç piyasadaki yatından ucuza
satılmasıdır.

Delege: Bir kuruluşu veya topluluğu bir toplantıda temsil


B eden yetkili kişi.
Batıcılık: Osmanlı Devleti’nin kurtuluşunu, Batı’nın ilerlemiş Devletçilik: Özel sektörün sermayesizlik nedeniyle gerçek-
teknolojisini ve felse düşüncesindeki gelişmişliğini Osmanlı
leştiremediği alanların devlet tarafından düzenlenmesi ve
ülkesine getirmekte gören düşünce sistemi.
devletin ekonomiye müdahale etmesini öngören ilke (planlı
Belge: Bir gerçeğe tanıklık eden yazı, fotoğraf, resim, lm ekonomi).
vb., vesika, doküman.
Döner sermaye: Üretken sermayenin bir üretim dönemi için-
Bilgi toplumu: Bilgi üretim ve akışının hem birey hem de de tamamen sarf edilen ve üretilen mallar satıldığı zaman
kurumlar arası ilişkileri belirlediği, bilginin kütlesel düzeyde
para olarak geriye dönen kısmı.
üretilip tüketildiği toplumu ifade eder.
Döviz: Yabancı ülke parasına verilen addır.
Borsa: Borsada işlem görmesi kabul edilen menkul kıymet-
lerin alım satımının kanuni esaslar dahilinde, belli kurallara Döviz kuru: Bir birim yabancı paranın satın alabileceği ulusal
göre düzen içerisinde yapılmasını sağlayan, oluşan yatların para tutarıdır.
ilanına yetkili tüzel kişiliğe haiz kamu kurumu.

114
KAVRAM SÖZLÜĞÜ BİLİM TEMASI EŞİK 3

1
E H

Ekümen: Evrensel Hegemonya: Birinin egemenliği altına girme.


Emperyalizm: Sömürgecilik. Holding: Bir ana şirketin denetiminde olan şirketler toplulu-
Ekonomi: İnsanların yaşayabilmek için üretme ve ürettikle- ğudur.
rini bölüşme biçimlerinin ve bu etkinliklerden doğan ilişkilerin
Hukuk devleti: Vatandaşların hukuki güvenlik içinde bulun-
bütünü.
dukları, devletin eylem ve işlemlerinin hukuk kurallarına bağlı
Elektronik ticaret: Mal ve hizmetlerin, üretim, tanıtım, satış, olduğu ve hukukun üstünlüğü ilkesinin benimsendiği devlet
sigorta, dağıtım ve ödeme işlemlerinin bilgisayar ağları üze-
modeli.
rinden yapılması işlemidir.
Emek: Mal veya hizmet üreten insan etkinliğidir. İnsanın bi-
linçli olarak bir maksada ulaşmak üzere giriştiği hem tabii ve
sosyal çevresini hem de kendi kendisini değiştiren çalışma
sürecidir.
İ
Endeks: Belirli bir istatistik olaya ait değerlerin zaman ya da
mekân itibariyle gösterdiği göreli değişmelerin ölçülmesidir. İas: Borçlarını ödeyemeyen ve ödemekten aciz olduğu
Enasyon: Fiyatların genel düzeyinde hissedilir ölçüde ve mahkeme kararı ile tespit ve ilan edilen borçlunun durumunu
süreklilik taşıyan yükseliş demektir. ifade eder.
BASAMAK

Etnik: Köken, millet. İhracat: Bir ülkede üretilen mal ve hizmetlerin diğer ülkeler-
deki tüketicilere satılmasıdır.

İktidar: Bir işi yapabilme gücü, erk, kudret. Bir işi başarabil-
me yetki ve yeteneği. Devlet yönetimini elinde bulundurma ve
F devlet gücünü kullanma yetkisi.
Fesih: Devam etmekte olan bir hukuki ilişkiyi, tek taraı ola- İstihdam: Üretim faktörleri olan emek, sermaye, doğal kay-
rak ve ileriye dönük olmak üzere sonlandıran, bozucu, yenilik naklar, teknoloji ve girişimci unsurlarının bir araya getirilerek
doğurucu irade beyanıdır. etkin ve verimli bir şekilde kullanılmasıdır.
Fiyat: Piyasada oluşan mal ve hizmetlerin değeridir.
İş: Genel olarak faydalı olan ve belirli bir maksadı gerçekleş-
Fizibilite: Bir yatırımın sağlayacağı kazanca değer olup ol- tirmek için yapılan tüm faaliyetlerdir.
madığının saptanabilmesi için yapılan çalışmalardır.
İthalat: Bir ülkenin, özel kişi, kuruluş ya da kamu kurumları
Fon: Banknot, madeni para, kaydi para veya elektronik pa-
aracılığıyla başka ülkelerde üretilmiş mal, sermaye ya da hiz-
rayı ifade eder.
met satın almasıdır.

G K

Gelir: Bir gerçek kişinin, bir takvim yılı içinde elde ettiği, ta- Kalkınma: Bir ekonomide üretim ve kişi başına gelirin art-
sarruf ve harcamasına kaynak teşkil eden her türlü kazanç ve ması ile birlikte toplumsal ve kültürel yapının gelişip yenileş-
iratların sa tutarıdır. mesidir.
Göç: Fiziki veya coğra hareketliliktir. Bir yerleşim birimin-
Kamu: Genel olarak topluma ait, özelin tersine bir ya da bir-
den, bir siyasi sınırı olan toprak parçasından başka bir yere
kaç kişiye değil, tüm halkı kapsayan, diğer bir anlamıyla dev-
doğru fert, grup veya kitle hâlinde gerçekleşen bir harekettir.
let veya hükümete ait olan anlamındadır.
Grev: Çalışanların, ekonomik ve sosyal durumlarını, çalışma
şartlarını iyileştirmek, geliştirmek veya daha önceden elde et- Kâr: Belirli bir dönemde gelir ve giderler arasındaki gelir lehi-
tikleri hakları ve menfaatleri korumak için, gerektiğinde müra- ne oluşan farktır.
caat ettikleri ve bilhassa başarısız toplu pazarlık görüşmele- Kara para: Yasal yolla elde edilmemiş ya da vergisi öden-
rinin sonucunda, işveren üzerinde baskı yapmak maksadıyla
memiş paradır.
toplu şekilde çalışmayı durdurmaları olayıdır.

115
3 EŞİK BİLİM TEMASI KAVRAM SÖZLÜĞÜ

1 Komisyonculuk: Alıcı ile satıcıyı, arz ile talebi belirli bir be- P
del karşılığı buluşturarak, piyasayı oluşturma işidir.
Para: Bağımsız satın alma gücü olan, genel bir değişim ara-
Kredi: Mali kurumlarca kişi ve kuruluşlara belirli bir dönem cıdır.
için belirli bir bedel karşılığında verilen borç paradır.
Parite: Bir ülkenin parası esas alınarak diğer ülke parasının
Küreselleşme: Dünya ölçeğinde ve temelinde işleyen eko- bu esas alınan ülke parası karşısında hesaplanan değeridir.
nomik ve kültürel şebekelerin gelişmesi ve hız kazanması.
Patent: Buluş sahibine, buluşu ile ilgili olarak verilen, bulu-
şunu ekonomik açıdan değerlendirme imkânı tanıyan ve bu-
luşundan izinsiz olarak başkalarının yararlanmasına engel
olma yetkisi veren mutlak bir haktır.
L
Perakende: Yapımcıdan tüketiciye uzanan dağıtım zincirinin
Liyakat: Bir mesleğe, sosyal konuma veya statüye gerekli son halkası olarak malların teker teker ya da azar azar satıl-
görülen özelliklere sahip olma nedeniyle layık olma durumu- masına dayanan ve bu biçimde alınan ya da satılandır.
dur.
Piyasa: Alıcı ve satıcıların oluşturduğu bir mübadele ağıdır.
Lokavt: İşyerinde faaliyetin tamamen durmasına neden ola-
Portföy: Bir yatırımcının sahip olduğu taşınır değerlerin tü-
cak ölçüde, işveren ya da işveren vekili veya işveren sen-
müdür.
dikasınca verilen karara uygun olarak işçilerin işyerlerinden
BASAMAK

tamamen uzaklaştırılmalarıdır. Propaganda: Örgütlü inandırma etkinliği; çeşitli inandırıcı


araçlarla kirlerin ve değerlerin yayılması.

M R

Manipülasyon: Piyasada canlılık yaratmak amacıyla suni Rant: Modern ekonomide rant, arz bakımından sabit olan
olarak alım/satım yapmaktır. üretim faktörlerine ilişkin kazançları ifade eder.

Millî servet: Bir ülkede ikamet edenlerin sahip oldukları top- Rekabet: Mal ve hizmet piyasalarındaki teşebbüsler arasın-
lam servet miktarıdır. da özgürce ekonomik kararlar verilebilmesini sağlayan yarışı
ifade etmektedir.

Olay: İnsanlık âlemini ilgilendiren siyasi, ekonomik ve sosyal


gelişmeler.
S
Olgu: Zaman içerisinde, uzun sürede oluşan durumlar.
Sanayi: Ham maddeler işlemek, enerji kaynaklarını yarat-
Optimum: Ekonomi bakımından en uygun koşulları ifade
mak için kullanılan yöntemlerin ve araçların bütünü.
eder.
Sektör: Bölüm, kesim (tarım sektörü, sanayi sektörü vb.).

Sermaye: Bir şeyin gerçekleştirilmesi veya bir işin başarıla-


bilmesi için gerekli her türlü maddi manevi değerdir. İnsanlar
Ö tarafından sonradan üretilmiş her türlü üretim faktörüdür.

Örf: Yasalarla belirlenmeyen, halkın kendiliğinden uyduğu Sigorta: Meydana gelmesi düşünülen zararların tazmini
gelenek. maksadıyla yapılan çift taraı bir akittir.

Özerk: Bir üst organa bağlı olmakla beraber ayrı bir yasay- Sosyal devlet: Halkının eğitim, sağlık vb. ihtiyaçlarını gider-
la kendini yönetme yetkisi olan (kuruluş, devlet vb.), muhtar, meye çalışan devlet.
otonom.

116
KAVRAM SÖZLÜĞÜ BİLİM TEMASI EŞİK 3

Sömürge: Bir devletin başka bir ülkeyi ve üzerinde yaşayan 1


Ü
ulusu egemenliği altına alarak buradan ekonomik ve siyasi
çıkar sağlaması. Ücret: Bir kimseye, bir iş karşılığında işveren veya üçüncü
kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutardır.
Spekülasyon: Bir malın, gayrimenkulün ya da menkul değe-
rin yatının gelecekte artacağının beklentisiyle, alındığından Üretici: Değer üreten için kullanılır. Sermaye ile birlikte gi-

daha yüksek yatla satma amacıyla satın alınmasıdır. rişimciyi ve görevleri ne olursa olsun üretimde çalışan tüm
ücretlileri ifade eder.
Strateji: İzlem. Önceden belirlenen bir amaca ulaşmak için
tutulan yol. Bir ulusun veya uluslar topluluğunun, barış ve sa- Üretim: Üretim faktörlerini bir araya getirerek fayda yaratma

vaşta benimsenen politikalara destek vermek amacıyla poli- faaliyetidir.

tik, ekonomik, psikolojik ve askerî güçleri bir arada kullanma


bilimi ve sanatı, sevkülceyş.

T V

Talep: Herhangi bir maldan belirli bir sürede ve farklı yatlar Varlık: Kişinin ya da ekonomik bir birimin sahip olduğu ve
BASAMAK

karşısında satın almak istenen miktardır. denetimini elinde bulundurduğu mal, mülk, para gibi değer-
lerin tümüdür.
Tasarruf: Geliri bugünden tüketmeyip gelecekte kullanım
için saklamaktır. Vergi: Devlet örgütünü yürütmek için halktan alınan paradır.

Ticaret: Ürün, mal vb. alım satımı.

Töre: Bir toplulukta benimsenmiş, yerleşmiş davranış ve ya-


şama biçimlerinin, kuralların, görenek ve geleneklerin, ortak-
laşa alışkanlıkların, tutulan yolların bütünü, âdet.

Tüketici: Üretilen mal ve hizmetleri kullanan kişi.

Tüketim: Üretilen veya yapılan şeylerin kullanılıp harcanma-


sı.

U Y

Ulusal bağımsızlık: Bir devlet ya da topluluğun kendi içişle- Yastık altı: Bireylerin para, altın, döviz cinsinden tasarruarı-
rine kimseyi karıştırmadan iç ve dış politikalarını gerçekleşti- nı para ve sermaye piyasaları dışında tutmalarıdır.
rebilmesidir.
Yatırım: Belli bir dönem içinde sermaye stokuna yapılan ek-
Uygarlık: İnsanların daha iyi yaşamak için çabaları sonucu, lemelerdir.
teknik bilim ve kültürel gelişmeler.
Yolluk: İş ya da tedavi için başka bir yere gidene ödenen yol
Uyruk: Bir devletin yönetimi altında bulunan kimse (Vatan- ve geçim bedelidir.
daşlık).

Uyuşmazlık: Bir hakkın varlığı, kapsamı veya sonuçları hak-


kında meydana gelen ve sulh yoluyla halledilemeyen anlaş-
mazlıktır.

117
3 EŞİK BİLİM TEMASI TESTİ 18 dk

1 1. Hidrojenin ucuz ve büyük miktarlarda üretilmesi ve üreti- 3. Taklitçi ahtapot, deniz altı dünyasında yaşayan, istediği
min sürdürülebilir olması, hidrojen ekonomisinin başlıca zaman renk ve şekil değiştirebilen ilgi çekici ahtapot türü-
koşuludur. ABD’de yılda 9 megaton (milyon ton) civarında dür. Hemen her ahtapot renk değiştirme özelliğine sahiptir.
Ancak diğer ahtapot türleri taklitçi ahtapot türleri üzerinde
hidrojen üretilmektedir. ----
değildir. Kendi savunma mekanizmaları taklitçi ahtapotlara
Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getirilir- göre daha zayıftır. Büyüleyici ve ilgi çekici özelliklere sa-
se “hidrojen üretiminin gelecek için çok parlak olmadığı” hiptir. Deniz altı dünyasının en tehlikeli canlılarından olan
aslan balığı, vatoz, denizanası ve deniz yılanı gibi hayvan-
sonucuna ulaşılır?
ların kılığına rahatlıkla girerek kendini koruyabilmektedir.
A) Aslında doğa, en önemli ve en verimli bir hidrojen üre- Taklit esnasında hem şekil hem de renk değiştirerek bü-
ticisidir. yüleyici bir görünüme kavuşabilmektedir. Bu bağlamda
taklitçi ahtapotlar deniz altı dünyasının en güzel canlıları
B) Canlılardan esinlenerek etkin hidrojen üretimini geliş-
arasında yer almaktadır.
tirmek amacı ile kataliz işlevini görebilecek yeni ve iş-
levsel nano yapılar tasarlanmaktadır. Bu parçadaki altı çizili ifadeyle sözü edilen hayvanın
hangi özelliğine vurgu yapılmıştır?
C) Çok sayıda araştırmacı, büyük miktarlarda hidrojenin
A) Saldırıya geçmek istediğinde renk değiştirebilmesine
uygun maliyetlerle nasıl üretileceği sorusuna yanıt ara-
B) Savunma pozisyonundayken deniz altındaki bitkiler
maktadır.
gibi görünüp saklanabilmesine
D) Günümüzde hidrojen üretimi en çok doğal gazın işlen- C) Kendini savunmak için deniz altındaki en tehlikeli hay-
mesiyle yapılmaktadır. vanların kılığına girebilmesine
BASAMAK

E) Buna karşın ABD’nin bütün taşıma losu hidrojen yakıt D) Kılıktan kılığa, renkten renge girerek yavrularını koru-
hücreleri ile çalışmaya başladığında 150 megatonun yabilmesine
üzerinde hidrojene gereksinim olacaktır. E) Beslenmek için aslan balığı, vatoz ve birçok deniz can-
lısını tüketebilmesine

4. • Yıldırımların uçağa temas ettiği noktalarda oluşan kı-


vılcımlar erimeye ya da yanmaya neden olabilir. Yıldı-
2. Modern bilimin kurucularından biri olarak görülen Galileo, rımların uçakların gövdelerinde neden olduğu hasarlar
genellikle 1 mm’den daha derin değildir. Uçakların dış
asıl amacı tıp okumak olmasına karşın matematiğe yoğun
kaplamaları bu tip etkilerden zarar görmelerini engelle-
bir ilgi duydu. Matematiğe olan tutkusu, astronomi ve ziğe
yecek kadar kalın malzemelerden, çoğunlukla da me-
olan yaklaşımını da etkiledi ve çalışmaları sonucunda zik,
talden üretilir. Yıldırımlar elektriksel iletkenliği düşük
matematiksel ve deneysel bir bilim hâline geldi. Galileo, dü-
parçaların parçalanmasına neden olabilir.
şünceleriyle, gözlemleriyle kilise onaylı Aristotelesçi dünya
• Yıldırımların verebileceği zararların en önemlilerinden
görüşüne aykırı düştü. Kilise tarafından uyarılan Galileo,
biri uçakların yakıt sistemlerinde yol açabilecekleri
Kopernik sisteminin doğruluğunu göstermek için bir dizi problemlerdir. Uçağa yıldırım çarptığında yakıt sis-
tez geliştirmiş olması nedeniyle Engizisyona gönderildi. teminin yakınında kıvılcım oluşursa yakıt buharı alev
Galileo’nun modern bilime üç önemli katkısı oldu: Doğanın alabilir. Elektrik akımı uçağın farklı parçalarını bir ara-
matematik yapıda olduğunu ileri sürerek yeni bir bilim an- da tutan yalıtkan özellikteki bağlantılardan geçerken
layışı ortaya koydu. Teleskopla gökyüzünü gözlemleyerek bu noktalarda kıvılcım oluşmasına neden olabilir. Bu
evrenin gerçek yapısının anlaşılmasını sağladı. Eylemsizlik nedenle uçakların yakıt tankı ve bağlantı parçaları kı-
ilkesini ortaya koyarak zik biliminin önünü açtı. vılcım oluşumunu engelleyecek şekilde tasarlanır.

Bu parçadan Galileo ile ilgili olarak aşağıdaki yargıla- Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
rın hangisine ulaşılabilir? söylenebilir?

A) Tıp alanında saygın bilim adamları bulunduğu için ma- A) Farklı görüşlerin aslında birbirini desteklediğini göster-
tematiğe yönelmiştir. mektedirler.
B) Engizisyon kararıyla ölüme mahkûm edilerek idam B) İki farklı konuya ilişkin ortak bir görüş olduğunu vurgu-
edilmiştir. lamaktadırlar.
C) Matematiği deneysel bir bilim olarak temellendirmiştir. C) Aynı olguyu farklı yönleriyle değerlendirip ele almakta-
D) Adını duyurmak için kiliseye aykırı görüşler ortaya at- dırlar.
mıştır. D) Aynı düşünceyi pekiştirmeye yönelik farklı örnekler
E) Modern bilimin oluşmasına önemli katkılarda bulun- sunmaktadırlar.
muştur. E) Farklı üsluplar kullansalar da konuyu benzer nedenler-
le açıklamaktadırlar.

118
18 dk BİLİM TEMASI TESTİ EŞİK 3

5. • Obezite tedavisinde hangi yöntemler kullanılmaktadır? 7. Robotlar; makine mühendisliği, elektrik ve elektronik mü- 1
• Obezitenin büyük bir sağlık problemi olarak algılandığı hendisliği ve bilgisayar mühendisliği gibi birçok disiplinin
yerler nerelerdir? ortak çalışmasıyla geliştirilmektedir. Bunlar, çeşitli gö-
• Ülkemizde obezite kadınları ve erkekleri aynı oranda revlerin gerçekleştirilmesi için değişken programlanmış
mı etkilemektedir? hareketler aracılığıyla çok fonksiyonlu, yeniden program-
• Obezitenin farklı çeşitleri bulunmakta mıdır? lanabilir manipülatörlerdir. Robotlar bir programla yönetil-
Aşağıdaki araştırma sonuçlarından hangisi bu sorular- mekte ve insan gücünü ikame etmekte, zamandan tasarruf
dan herhangi biriyle ilişkili değildir? etmektedir. Bir cihazın robot olarak ifade edilebilmesi için
A) Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyada 600 mil- öncelikle otonom çalışması gerekmektedir. Bir başka ifade
yon kişi obez olarak nitelenmekte ve obezite özellikle ile robotlar, ----
gelişmiş ülkelerin en önemli sağlık sorunlarından biri
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıda-
olarak görülmektedir.
kilerden hangisi getirilmelidir?
B) Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre ülkemizde
A) makinelerle iletişime girmesi için programlanmıştır.
obezite görülme oranları erkeklerde %15,3 , kadınlarda
B) uzunca bir süre insanlardan uzakta üretim bantlarında
ise 24,5 olarak belirlenmiştir.
çalışmıştır.
C) Obezite, kişinin tüketebildiğinden fazla kalori almasının
C) kurulum ve bakım aşamalarında sürekli olarak uzman
sonucunda vücutta normalden fazla yağ depolanma-
insana ihtiyaç duyarlar.
sıdır, morbidobezite ise ölümcül hastalıklar yaratarak
D) doğrudan bir insanın müdahalesi olmadan tanımlanan
hayatı kısaltan düzeydeki “hastalıklı” şişmanlıktır.
BASAMAK

fonksiyonlarını yerine getirebilmelidir.


D) Anne ve babanın her ikisinin birden kilolu olması so-
E) sürekli programlanması düşünüldüğünde çok da eko-
nucu doğacak çocukta %80 oranında obezite olma nomik bir teknoloji değildirler.
riski bulunurken ebeveynlerden biri kilolu ise bu risk
%40’lara kadar düşebilir.
E) Dünyada giderek yaygınlaşan obezite, yaşam kalitesi-
ni ve süresini anlamlı derecede etkiler ancak obezite
diyet eşliğinde egzersiz veya cerrahi yöntemler kullanı-
larak tedavi edilebilen bir hastalıktır. 8. İnternete bağlanan iki farklı cihazın iletişim kurabilmeleri
için IP adresi bulunması şarttır. Bu bağlantılar uzun yıllar
IPv4 protokolü ile sağlanmıştır. IPv4, ilk olarak piyasaya
6. • Endüstri 4.0 ile çalışma hayatı ve istihdam yapısı çok
sürüldüğünde adres sayısı 4.3 milyar ile sınırlandırılmıştır.
önemli bir değişim yaşayacaktır. İnsan kaynağı ihtiyacı
İnternetin yaygınlaşması sonrasında bu adresler hızlı bir
farklılık gösterecek ve nitelikli insan kaynağının önemi
şekilde tüketilmiş ve yeni çözümler aranmıştır. 1996’da bir
artacaktır. Endüstri 4.0 ile vasıfsız işçi önemini tama-
çözüm olarak sunulan IPv6, 340 trilyon IP adresi sağlaya-
men kaybedecek; vasıı iş gücü, özellikle de bilişim
cak şekilde tasarımlanmıştır. Bu yeni sistemle genişletilmiş
teknolojisi ile bağlantılı meslekler, büyük önem kaza-
adres alanı ve otomatik adres yapılandırılması özellikleri
nacaktır.
kazanılmıştır. IPv6 internet üzerinden yapılabilecek işlem-
• Endüstri 4.0’ın iş kaybına neden olacağı yönündeki
ler gelişmiş, internet üzerinden kontrol edilebilen cihazların
kaygılar yersizdir. Endüstri 4.0 yatırımlarının kısa va-
dede yüzde 6 istihdam artışı sağlayacağı, uzun vade- sayısı artmış, IP TV’ler ve IP telefonlar yaygınlaşmıştır.
de ise başta BT ve mekatronik alanlarında olmak üzere
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine ulaşı-
nitelikli iş gücü talebinin ciddi düzeyde artacağı öngö-
labilir?
rülmektedir.
A) Bilimsel yeniliklerin toplum tarafından kabulü, uzun bir
Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
süreç gerektirir.
söylenebilir?
B) Bilimsel bir yenilik, doğru öngörüler olmadığında aşıl-
A) Aynı konuyu farklı farklı sonuçlara bağlamaktadırlar. ması zor sorunlar doğurabilir.
B) İki farklı konuda ortak bir görüş olduğunu vurgulamak- C) Teknolojik buluşlar, asıl amaçlarının dışında insanlık
tadırlar. aleyhine kötü amaçla da kullanılabilir.
C) Farklı görüşlerin aslında birbirini desteklediğini göster- D) Uygarlığın bugünkü seviyeye ulaşmasında sayısız bi-
mektedirler. lim insanının emeği söz konusudur.
D) Aynı düşünceyi pekiştirmek için farklı örnekler sunmak- E) Toplumca benimsenen bir yenilik sonrasında yenilikçi
tadırlar. başka etkinlikler süratle artmaktadır.
E) Aynı konuda farklı yaklaşım sergilemektedirler.

119
3 EŞİK BİLİM TEMASI TESTİ 18 dk

1 9. (I) Bakteri ve virüsler arasındaki en önemli farklardan biri, 11. İnsanlar; pek çok özelliklerini kalıtım yoluyla ebeveynlerin-
hayatta kalmak ve çoğalmak için kullandıkları yöntemler- den alır. Bu özelliklerin arasında vücut biçimi ve ağırlığı
dir. (II) Bakteriler; DNA, ribozom, sitoplazma, hücre duvarı da vardır. Dolayısıyla çağımızın en önemli sorunlarından
biri olan obezitenin temelinde de genetik etkenlerin yattı-
ve hücre zarına sahip tek hücreli canlılardır. (III) Bazı bak-
ğı söylenebilir. Bilimsel çalışmalar, 100’ün üzerinde genin
teri türleri tüberküloz, menenjit ve idrar yolu enfeksiyonu vücut yapısını belirlemede etkin rol oynadığını gösteriyor.
gibi hastalıklara sebep olabilir. (IV) Bakteriler, yaşamak Ancak bir insanın dış görünümü sadece genler tarafından
için başka bir canlı hücreye ihtiyaç duymaz; her ortamda belirlenemez. Vücutta hangi genlerin etkin rol oynayacağı,
canlılıklarını sürdürebilir. (V) Virüsler ise yaşamak için çevresel etkenlere bağlı olarak değişir. Özellikle son 20-
konak hücre denilen canlı bir hücreye ihtiyaç duyar. (VI) 30 yılda dünya genelinde aşırı kilolu insanların sayısında
görülen artışın sebebinin de daha çok çevresel etkenler
Bütün virüslerin yapısında konak hücre içerisinde çoğalıp
olduğu söylenebilir. İnsanların geçmişe göre daha sağlık-
yaşamsal faaliyetlerini sürdürmelerini sağlayan DNA ya da sız bir biçimde beslenmeleri ve daha az enerji harcamaları
RNA’nın yanı sıra bunları koruyan ve kapsit olarak adlan- giderek daha kilolu hâle gelmelerine neden oluyor.
dırılan bir protein kılıf bulunur.
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir?
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi parça- A) Obezitenin önlenmesinde sağlıklı beslenme ve sporun
nın anlam bütünlüğünü bozmaktadır? önemli katkı sağlayacağına
A) II B) III C) IV D) V E) VI B) Kalıtımsal hastalıkların tedavisinin uzun zaman alabi-
leceğine
C) Çevre faktörünü dikkate almayan genetik hastalık te-
davilerinin obezliğe neden olduğuna
BASAMAK

D) Kalıtımsal obezitenin sağlıklı beslenmeyle de tedavi


edilemeyeceğine
E) Sağlıklı beslenmeyen insanların genetik etken olma-
dan da obez olabileceklerine

12. Oyun konsollarının birkaç yılda bir yeni özelliklere sahip


modelleri çıkıyor. Akıllı telefon modelleri neredeyse her
yıl güncelleniyor. Daha birkaç yıl öncesine kadar yüksek
çözünürlüklü televizyonlara sahip olmak isterken artık üç
boyutlu televizyonlara ilgi gösteriyoruz. Günümüzde kul-
10. (I) Bilimde çığır açan ve bilim tarihine yön veren pek çok landığımız onlarca çeşit elektronik cihazın özellikleri her
önemli keşif dâhice tasarlanmış cihazlar sayesinde yapıl- geçen gün güncelleniyor, kapasiteleri artıyor ve tasarım-
ları yenileniyor. Dijital teknolojilerdeki bu hızlı değişim ne-
mıştır. (II) Medeniyet tarihinde dönüştürücü etkiler yapan
deniyle günlük hayatta kullandığımız elektronik cihazların
bilimsel cihazlardan biri olan teleskop, kuşkusuz bu anlam- ömrü gittikçe kısalıyor. Bu durum elektronik atıklar sorunu-
da ayrı bir öneme sahip. (III) İnsanoğlu Galileo’nun göz- nu doğuruyor.
lemleriyle başlayan 400 yılı aşkın süredir teleskoplarla için-
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ula-
de bulunduğumuz evreni keşfediyor. (IV) İşte bu yıl, uzaya şılabilir?
gönderildiğinden bu yana sayısız keşfe olanak sağlayan
A) Elektronik araçların sürekli yenilenmesi, eğitim alanın-
bilim tarihindeki en özel teleskoplardan biri, Hubble Uzay da yeni gelişmeleri tetiklemektedir.
Teleskobu 30 yaşını doldurdu. (V) Hubble atmosferin üze- B) Elektronik atıklar, çevre ve canlılar için olumsuz etkileri
rinde dolandığı için yere yerleşik teleskoplara göre elektro- olan zararlı maddeler içermektedir.
manyetik tayfın daha geniş bir aralığında gözlem yapabilir. C) Ömrünü tamamlayan elektronik cihazların doğru yön-
(VI) Zira yeryüzündeki teleskoplar dünyaya gelen ışığın temler kullanılarak geri dönüştürülmesi gerekmektedir.
atmosfer tarafından çeşitli dalga boylarında soğurulmasın- D) Dijital teknolojilerdeki hızlı ilerleme ve yenilikler, kullan-
dan muzdariptir. dığımız elektronik araçların kullanım sürelerini kısalt-
maktadır.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf
E) Elektronik cihazlar, ömürlerini tamamlamadan atılma-
numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? malı; bozulan cihazlar, tamir ettirilerek tekrar kullanıl-
A) II B) III C) IV D) V E) VI malıdır.

120
KAVRAM SÖZLÜĞÜ COĞRAFYA - ÇEVRE TEMASI EŞİK 3

A C
Adaptasyon: Canlıların çevreye uyumunu sağlayarak yaşa- Cephe: Farklı karakterdeki hava kütlelerinin karşılaştığı alan. 2
ma ve çoğalma şanslarını artıran kalıtsal özellikleri, uyarla-
Coğrafya: Yeryüzündeki doğal, beşerî ve ekonomik olguları,
ma.
insanla ilgi kurarak inceleyen bir bilim.
Afet bölgesi: Deprem, volkanik olay, sel, çığ, heyelan ve or-
man yangını gibi doğal afetlerin meydana gelebileceği alan- CBS: Değişik kaynaklardan coğra verilerin derlenmeleri,

lar. bilgisayar ortamında depolanması, işlenmesi, analiz edilmesi


işlevlerini yerine getiren donanım, yazılım ve kullanıma verilen ad.
Ağır metaller: Cıva, kurşun ve çinko gibi çevre açısından
zararlı maddeler. Egzozlardan havaya yayılan azot ve sülfür Coğra konum: Bir yerin dünya üzerinde bulunduğu konum.
oksitlerin yağışlarla yere düşmesi.

Atık: Çevrenin doğal yapısını bozan ve çevreye bırakılmış


olan katı, sıvı, gaz veya radyoaktif maddeler.

Asit yağışı: Fosil yakıtların yakılması ile oluşan kimyasal


maddelerin kirlettiği yağışlar.

Astronomi: Gök cisimleriyle ilgilenen bilim dalı. Ç

Aşınma: Materyallerin ovma etkisi nedeniyle bozulmasıdır. Çevre: Canlı ya da cansız varlıkların içinde oluştuğu, varlığı-
BASAMAK

nı sürdürdüğü, etkilediği veya etkilendiği ortam.


Artçı deprem: Ana depremden sonra, merkez üssünden his-
sedilen sarsıntılara verilen isimdir. Çevre kirliliği: Üretim ve tüketim etkinlikleri nedeniyle oluşan
atıkların çevreyi olumsuz yönde etkilemesi.
Atmosfer: Yerküreyi çepeçevre saran ve içerisinde çeşitli
gazların bulunduğu tabakadır. Çöl: Yıllık yağış miktarının çok düşük olduğu, bitki örtüsünün
hiç olmadığı ya da seyrek olduğu kurak yerler.
Ayrışma: Organik maddenin ayrıştırıcılar tarafından daha
basit maddelere dönüştürülmesi işlemine verilen isimdir. Çığ: Dağlardan veya tepelerden aşağı doğru hızla inen kar
kütlesine çığ denir.

Çiy: Kışın veya soğuk havalarda sabahları görülen suyun yo-


ğunlaşmasıdır.

B D
Basınç: Atmosferdeki gazların yeryüzüne uyguladığı ağırlık. Drenaj: Toprakta bitkilerin yetişmesine zararlı olan fazla su-
ların akıtılması, akaçlama.
Bilim: Doğa, birey ve toplum ile ilgili nesnel yöntemlerle elde
edilmiş düzenli ve sistemli bilgiler toplamı. Doğa: İnsan elinin değmediği, kendiliğinden var olan, canlı

Biyocoğrafya: Yeryüzünde canlıların dağılışını inceleyen ve cansız varlıkların tümü.

coğrafya biliminin dalı. Doğal kaynak: Çevrede kendiliğinden var olan hava, su, gaz
Biyoçeşitlilik: Canlıların genetik yapılarına bağlı olarak tür ve çeşitli minerallerden oluşan kaynaklar.
içi ve türler arası farklılıklarının tümü. Delta: Genellikle nehrin ağzında bulunan alüvyonlu toprağın
Biyosfer: Atmosferin, litosferin ve hidrosferin canlı yaşamına çökeldiği üçgen bir düzlüktür.
uygun olan alanı. Canlılar küresi.

Botanik: Bitki bilimi.

Bozkır: Ağaçsızlığın egemen olduğu, kurakçıl otsu bitkiler-


den oluşan, sıcak ve ılıman iklimlerde geniş alanlara yayılan
doğal bölge.

121

121
3 EŞİK COĞRAFYA - ÇEVRE TEMASI KAVRAM SÖZLÜĞÜ

E H
2 Ekoloji: Canlıların hem kendi aralarındaki hem de çevrele- Ham madde: Bir ürün veya mal oluşturmak için gerekli mad-
riyle olan ilişkilerini tek tek veya birlikte inceleyen bilim dalı. delerin işlenmeden önceki doğal durumu.
Çevre bilimi.
Harita: Yeryüzünün tamamının ya da bir bölümünün kuş ba-
Ekosistem: Canlılar ile bunları saran çevrenin karşılıklı ilişki- kışı görünüşünün belli bir oranda küçültülerek düzlem üzeri-
leri sonucunda meydana gelen ekolojik sistem. ne aktarılması.

Eksen: Dünya’nın ya da başka bir gök cisminin merkezinden Heyelan: Toprağın, taşların ve tabakaların bulundukları yer-
geçen ve bir ucundan öbürüne uzanan hayalî çizgi. lerden aşağılara doğru kayması ya da düşmesi.

Entegrasyon: Bütünleşme, uyum Hidrosfer: Yerküre üzerindeki çanakları doldurmuş suların


(okyanuslar, denizler, göller, akarsular ve yer altı suları) ortak
Ekvator: Dünya’nın eksenine dik olarak geçtiği varsayılan
adı; su küre.
hayalî çember.
Hinterlant: Bir yerleşim merkezi ya da limanı iç ve dış ticareti
Erozyon: Toprak örtüsünün, akarsuların, rüzgârların ve bu-
bakımından besleyen, ona çeşitli ulaşım yolları ile bağlı olan
zulların etkisiyle süpürülmesi.
dar ya da geniş bölge; art bölge.
Enerji kaynağı: Yakıt olarak işlev gören her malzeme.
Höyük: Birkaç kez kurulup çeşitli nedenlerle yıkılmış ve ye-
rinde yapay tepe oluşmuş tarih öncesi yerleşme.
BASAMAK

Humus: Canlı kalıntılarının ayrışması sonucu oluşan ve top-


rağın verimliliğini artıran üst katman.

F I
Fauna: Yeryüzünün belirli bir bölgesinde kara ya da su orta- Isı: Maddeyi oluşturan taneciklerin toplam kinetik enerjisi.
mında yaşayan hayvan topluluğu. Işın: Bir ışık kaynağından etrafa yayılan ışık demeti.
Flora: Yeryüzünün belirli bir bölgesinde kara ya da su orta- Işıma: Yeryüzünün kazandığı enerjinin bir bölümünü atmos-
mında yaşayan bitki türlerinin tamamı. fere geri vermesi.
Fosil: Önceki jeolojik zamanlarda yaşamış, günümüze kadar
belirli koşullarda korunarak kalmış ve tortul tabakalar arasın-
da taşlaşmış canlı kalıntıları.

Fosil yakıtlar: Petrol, kömür ve doğal gaz gibi organik kö- İ


kenli yakıtlar.
İklim: Geniş alanlarda uzun süreli meydana gelen hava olay-
larının ortalaması.

G J
Gecekondu: İmar yasasına uyulmadan ve izin alınmadan Jeomorfoloji: Coğrafyanın yeryüzü şekillerini inceleyen dalı.
yapılmış standartları düşük olan kaçak yapılar.
Jeoloji: Yer kabuğunun yapısını inceleyen bilim dalı; yer bi-
Geçit: Dağlık yerlerin ulaşıma imkan veren bölümleri. limi.

Geri dönüşüm: Atıkların yeniden değerlendirilmesi durumu. Jeopolitik: Coğrafya, ekonomi, nüfus ve benzerlerinin bir
devlet politikası üzerindeki etkisi.
Göç: Sürekli ya da geçici olarak yerleşme amacıyla insanla-
rın yaşadığı yeri değiştirmesi olayı. Jeotermal enerji: Yeryüzünün iç ısısından elde edilen enerji.

122

122
KAVRAM SÖZLÜĞÜ COĞRAFYA - ÇEVRE TEMASI EŞİK 3

K N
Kabotaj: Bir ülkenin iskele veya limanları arasında gemi iş- 2
Nüfus: Belirli bir zamanda sınırları belirlenmiş bir bölgede
letme işi.
yaşayan birey sayısı.
Kıta: Denizlerin ortasında çok büyük birer ada gibi duran
kara kütleleri.

Kıta sahanlığı: Karaları çevreleyen ve kara sayılan 200 met-


re derinliğe kadar olan sığ deniz dipleri.

Kült: Yerel özellikler taşıyan dinî törenler. O

Konteyner: Deniz taşımacılığında, genellikle değerli yükleri Oba: Daha çok göçebe hayvancılık yapan toplulukların geçici
taşımada kullanılan ve uluslararası standartlara göre çelik- olarak yerleşip çadır kurdukları yerleşmelerdir.
ten ya da alüminyumdan yapılmış sızdırmaz büyük sandık, Obruk: Baca veya kuyu şeklinde, keskin köşeli, derin çukur-
taşımalık. luklar.
Kuraklık: Canlıların yaşamlarını tehlikeye sokacak oranda Ova: Çevresine göre çukurda kalmış geniş düzlükler.
su azlığı. Buharlaşma miktarının yağıştan fazla olması du-
rumu.
BASAMAK

Ölçek: Haritalardaki küçültme oranı.

M Ökümen: Dünya üzerindeki yerleşilmiş ya da yerleşilebilir

Mağara: Kalkerli arazilerde çatlaklar boyunca yer altına sı- alanlar.

zan suların oluşturduğu büyük boşluklar.

Mağma: Yer kabuğunun altında bulunan sıcak ve sıvı kat-


man.

Maki: Her zaman yeşil kalan, çalı ve otlardan oluşan Akdeniz


P
iklim tipinin karakteristik bitkisi.
Paralel: Dünya üzerinde çizildiği varsayılan, Ekvator’a para-
Matematik coğrafya: Evreni, Güneş sistemini ve onun bir
lel çemberlerden her biri.
elemanı olan Dünya’yı bir bütün olarak inceleyen coğrafyanın
dalı. Plan: Yeryüzünün belirli bir kısmının büyük ölçek kullanılarak
çizilmiş haritası.
Metropol alan: Büyükşehirleri çevresiyle birlikte belirten kav-
ram. Büyükşehrin yayıldığı alan ile planlama, düzenleme, Planlama: Ulaşılacak amaçları belirleyerek bu amaçlara
yönetim, ulaştırma, su ve elektrik işleri bakımından büyükşe- ulaşmak için yapılacak olanları belirleme ve sürece hazırlan-
hirlere bağlı yerler metropol alan içinde yer alır. ma işi.

Meridyen: Ekvator’u dik olarak kesen, kuzey ve güney kutup Plato: Akarsu vadileriyle derince yarılmış düz ve geniş düz-
noktalarından geçerek Dünya’yı çevrelediği varsayılan daire. lükler.

Millî park: Bilimsel ve estetik bakımdan az bulunan, doğal Prol: Yeryüzü şekillerinin yandan görünüşünü gösteren çi-
veya kültürel değere sahip olan, bu özelliklerinden dolayı ko- zim.
ruma altına alınan bölge. Projeksiyon: Küremsi yeryüzünü düzleme aktarma yöntem-
Mineral: Normal sıcaklıkta doğada katı durumda birtakım leri; izdüşüm.
maddelerle karışık ya da bileşik hâlde bulunan ya da kimya- Polder: Çeşitli yöntemlerle okyanus, deniz, göl, bataklık ve
sal yollarla elde edilen inorganik madde. akarsu gibi alanlardan dolgu yapılarak kazanılmış bölge.

123

123
3 EŞİK COĞRAFYA - ÇEVRE TEMASI KAVRAM SÖZLÜĞÜ

R Tundra: Kutup altı iklim bölgesinde, kısa ve serin geçen yaz


döneminde yeşeren otsu bitki örtüsü.
2 Radyasyon: Elektromanyetik dalgalar ya da parçacıklar biçi-
mindeki enerji yayılımı, ışınım. Turizm: Dinlenmek, eğlenmek, görmek ve tanımak vb.
amaçlarla yapılan gezi.
Rezerv: Yatağında ya da havzasında bulunduğu hesaplanan
henüz işlenmemiş kömür, demir, petrol vb. Tükenmeyen enerji kaynakları: Güneş, su ve rüzgâr gibi
yenilenebilen enerji kaynakları.

Tür: Ortak özellikleri olan, kendi aralarında üreyebilen canlı-


ların ve bitkilerin tamamı.

Topografya: Arazi şekillerini harita üzerinde gösterme tek-


S
niği.
Samanyolu: Çok sayıda yıldızlardan ve Güneş’ten oluşan
Tsunami: Deniz altı depremleri veya deniz altında gerçekle-
galaksi.
şen volkanik patlamalar sonucu oluşan dev dalgalar.
Sera etkisi: Kömür, doğal gaz ve petrol gibi fosil yakıtların
geniş ölçüde kullanılmasıyla ortaya çıkan karbondioksitin
dünya ölçeğinde iklim düzensizliklerine ve yerkürenin ısın-
masına neden olması.
BASAMAK

Savan: Tropikal iklim bölgelerinde görülen yüksek boylu ot Ü


toplulukları.
Ülke: Bir devletin idaresi altındaki toprakların tümü.
Sit: Tarih öncesinden günümüze kadar değişik çağların ve
Üretim: İnsanların, toplumun varlığı ve gelişimi için gerek-
uygarlıkların kültür değerlerini temsil eden eser veya kalıntı.
li olan nesneleri sağlamak üzere amaçlı etkinlikleriyle doğal
çevrelerini değiştirmeleri.

Ş V

Şehir: Genellikle nüfusu 10.000’den fazla sanayi ve ticaret Vadi: Akarsuyun içinde aktığı, kaynaktan ağıza doğru sürekli
işlevlerinin ön planda olduğu yerleşim birimi. inişi bulunan, uzun çukurluklardır.

Şelf: Kıta sahanlığı. Viyadük: Köprü yol.

T Y

Taşkın: Akarsu yatağında kısa bir süre içinde kapasitenin Yerleşme: İnsanların oturduğu, faydalandığı bölge. Oturulan
üzerinde su birikmesi ya da yağışlarla toprağın suyla kap- yerlerle bunların hemen çevresindeki topraklar.
lanması.
Yağış: Atmosferdeki su buharının sıvı ya da katı hâlde yer-
Teknoloji: Bir sanayi dalı ile ilgili yapım yöntemlerini, kullanı- yüzüne inmesi.
lan araç, gereç ve aletleri, bunların kullanım biçimlerini kap-
Yoğunlaşma: Atmosferdeki su buharının sıvı ya da katı hâle
sayan uygulama bilgisi, uygulayım bilimi.
geçmesi.
Toprak kayması: Toprak kütlesinin ve bazen tabakaların su
Yörünge: Dünya’nın Güneş çevresinde dönerken izlediği yol.
ve eğimin etkisiyle aniden kayması olayı.

Transit: Millî topraklardan geçiş sırasında, hiç durmadan


gümrüksüz geçme.

124

124
18 dk COĞRAFYA - ÇEVRE TEMASI TESTİ EŞİK 3

1. Afrika baobabı; Afrika’nın en eski, en uzun yaşayan, en gü- 3. İnsanların gıdayla olması gerektiği gibi bir ilişki kurmadı-
zel ve sembolik ağaçları arasında ilk sıralarda yer alır. Afri- ğını, kuramadığını görüyoruz. Gıdayla üretimden tüketime
2
ka’da geniş bir alanda yayılış gösteren bu tür, son yıllarda kadar kurulan ilişkilerin neredeyse tüm evreleri sorunlu. Bu
ölümleriyle dünya gündemine girdi. Afrika ve dünyamız için sorunlar da üretim sürecinde müthiş bir ekolojik tahriba-
ilginç ve bir o kadar da önemli olan Afrika baobablarının ta yol açıyor. Günümüzde gıda endüstrisi hem yeni açlar
ölüm nedeni tam anlaşılamasa da küresel iklim değişikli- üretiyor hem üretilen gıdalar sağlık için tehdit oluşturuyor.
ği ve kuraklığın en büyük nedenler olduğu tahmin ediliyor. Gıda üretimi amacının tersine işleyip kıtlıklara giden yolları
2005-2017 yılları arasında yaşları 1100 ila 2500 olan on asfaltlıyor.
üç baobab ağacından dokuzunun öldüğü belirlendi. Ölen
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada yakınılan durum-
ağaçların tümü, Afrika’nın güney tarafında bulunuyordu ve
lardan biridir?
son yıllarda kuraklık ve sıcaklık artışları o bölgede daha
A) Gıda üretimine yeterince önem verilmemesi
fazla gerçekleşti.
B) Gıda üretiminde verim düşüklüğü
Bu parçadan Afrika baobabı ile ilgili olarak asıl anlatıl- C) Gıda tüketiminde savurganlığın önlenememesi
mak istenen aşağıdakilerden hangisidir? D) Gıdaların işlenmesinde teknolojiden gerektiği gibi ya-
A) Afrika’yı sembolize ettikleri rarlanılmaması
B) Afrika’nın güney kısmında daha fazla yayılış gösterdik- E) Üretilen gıdaların insan sağlığı açısından risk oluştur-
leri ması
C) Ömürlerinin kısalmasının kuraklığa ve iklim değişikliği-
BASAMAK

ne neden olduğu
D) Ölümlerinde iklim değişikliği ve kuraklığın etkili olduğu-
nun düşünüldüğü
E) Yaşamlarını sürdürmelerinin insan yaşamı açısından
değerli olduğu

2. Çevre söz konusu olduğunda saygı ve sorumluluk kavram- 4. ----. Özellikle step ve orman bölgelerinden büyük arazi
ları etik birer kavram olarak karşımıza çıkar. Etik bir dav- üniteleri, giderek tarım bölgeleri durumuna getirilmiştir.
ranış olan çevreye saygı, kişinin içinde yaşadığı toplumsal Değiştirme faaliyeti, günümüzde de sürdürülmektedir. Za-
ve doğal çevreye olan yaklaşımının da bir göstergesidir. ten, doğal bitki örtüsünü değiştirme süreci, eskiden beri
Ünlü düşünür Udall’ın da dediği gibi “Hepimiz yeryüzünün en geniş boyutlu çevre değişiklikleridir. Bunu teşvik eden
kiracılarıyız.” Bu bilinç, aynı zamanda çevreyi yaşadığımız esas etmen, nüfus artışı sürecidir. Çünkü artan nüfusun
evimiz olarak da görmemizi sağlar. Bunu sağlayacak olan beslenmesi, öncelikle tarımsal üretimin büyütülmesine, bu
da insan merkezci bir etik yerine çevre merkezci bir etik sektörde üretimin gelişmesi ise yeni tarım arazilerinin üre-
anlayışının oluşturulmasıdır. Bir başka deyişle ---- time açılması sürecine bağlıdır.

I. mekanik evren tasarımı yerine doğanın canlı bir orga- Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıda-
nizma olduğunu savunan ekolojik görüşlerin oluşturdu- kilerden hangisi getirilmelidir?
ğu organik evren tasarımına öncelik verilmelidir.
A) Doğal kaynakları zengin bölgelerde kurulan devletler,
II. doğayı sömürmek ve onun üzerinde her türlü tahriba- daha güçlü ve uzun ömürlü olur
tı yapmak yerine kendi evimiz olan doğayı anlamak
B) Tarımsal amaçlarla değerlendirilen araziler, ana kara-
ve insan-doğa ilişkilerini ahlaki bir düzleme oturtmak
larda genel görünümü dikkat çekici bir şekilde değiştir-
mümkündür.
miştir
III. teknolojik ilerlemede doğayı emrine alan insan, do-
C) Bazı doğal çevre etmenleri, tarımsal faaliyet kaynakları
ğa-insan ilişkisinde de her türlü insan ihtiyacını öncele-
potansiyelini sınırlandırmış bulunmaktadır
yen bir çalışmayı sürdürmelidir.
D) Dünyadaki karalar alanının, henüz sınırlı bir bölümü
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre yukarı-
tarım faaliyetine kazandırılabilmiştir
dakilerden hangileri getirilebilir?
E) Doğal çevrenin doğal etken ve süreçleri, insan ve et-
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III kinlikleri üzerinde belli seviyede etkili olmaktadır
D) I ve II E) II ve III

125

125
3 EŞİK COĞRAFYA - ÇEVRE TEMASI TESTİ 18 dk

5. (I) Coğrafya merkezli okuma, okuma türlerinden biridir. 7. İnsanları günlük hayatlarında iklim değişimi ile ilgili eyleme
(II) Bu okuma türünde eserdeki mekân, coğrafya olarak geçmekten alıkoyan en önemli etmenlerden biri, kendi ha-
2 yatlarında alacakları son derece küçük ölçekli önlemlerin
ele alınmaktadır. (III) Bu ele alışta insan ve edebiyata konu
iklim değişimi gibi küresel boyuttaki devasa bir sorunun çö-
olan eserin mekândan bağımsız olmadığı tezi dikkate zümünü etkileyemeyeceği düşüncesine kapılmaları. Oysa
alınmaktadır. (IV) Nasıl ki insan yetiştiği coğrafyadan et- bireysel davranış değişiklikleri milyonlarca insan tarafın-
kileniyorsa üretilen eser de bulunduğu bölgenin coğrafya- dan benimsendiğinde belirleyici bir farklılık oluşturur. İn-
sanları eyleme geçmekten alıkoyan etmenlerden bir diğeri
sına göre şekillenmektedir. (V) Orhan Kemal’in yaşadığı de pek çok insanın iklim değişimiyle mücadeleye yönelik
mekânlar, eserlerinin mekânsal kurgusunda başrolü oy- bir nevi sihirli değnek yani çok etkili tek bir çözüm beklentisi
nar. (VI) Dolayısıyla metindeki mekânlara ait betimleme- içinde olmaları. Oysa bu kadar büyük ölçekli ve çok yönlü
bir sorunun çözümü elbette ki çok yönlü ve çok boyutlu
ler, iklim, bitki örtüsü gibi ziki, coğra etmenlerin metnin
olmalı. Dolayısıyla ----
içeriğiyle kurduğu ilişki, coğrafya merkezli okumanın püf
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıda-
noktalarıdır.
kilerden hangisi getirilmelidir?
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi parça- A) iklim krizinin çözümü, önemli ölçüde devletler arası ku-
nın anlam bütünlüğünü bozmaktadır? rumların neler yapacağına bağlı.

A) II B) III C) IV D) V E) VI B) küresel ısınma, ne yazık ki, insanlığın en büyük sorunu


olarak çözüm bekliyor.
C) bugün artık bireysel davranışların küresel ısınmayı ön-
leme ihtimali bulunmuyor.
D) iklim değişimini yavaşlatma konusunda sivil toplum ku-
BASAMAK

ruluşlarının daha etkin önlemlere başvurması bekleni-


yor.
E) herkesin farklı boyutlarda ve farklı ölçeklerde birden
fazla eylemle çözüme katılması gerekiyor.

6. Teknolojik araç ve gereçlerin gelişmesiyle yerküreye ait


zenginliklerin bulunduğu coğra ortamlar büyük oranda
kontrol altına alınarak bu mekânlara ait bilgilerin toplanma- 8. Araştırmacılar, ABD’nin güneydoğusunda yerel ormanla-
sı, belirli ağ ve sistemlerle kullanılabilir duruma getirilme- rın yok edildiği ve yoğun tarım yapılan geniş bir nehir hav-
zasında geçmiş yıllarda meydana gelen erozyonun hızını
si, informatik coğrafya kavramını önemli kılmıştır. Çünkü
belirledi. Araştırmacılar, erozyon hızını belirleyebilmek için
zengin ve hükmetmeye değer görülen bu coğra ortamlara erozyon sonucu yamaçların alt kısımlarına ve nehir taban-
ait bilgilerin elde edilmesi, bu sahalara yapılacak kuşatma larına taşınan materyallerden alınan örneklerdeki beril-
veya yaptırımlar için zorunluydu. Bu bilgi ve donanımları yum-10 izotopunun miktarını ölçtü. Berilyum-10 atmosfer-
deki haf elementlerin kozmik ışınlarla çarpışması sonucu
ellerinde bulunduran güçlü devletler, dünyanın herhangi
oluşuyor. Ortalama yarı ömrü yaklaşık 1,5 milyon yıl olan
bir bölgesine çeşitli müeyyidelere başvurarak yaptırımsal berilyum-10 izotopu, yağmur suları ile taşınarak toprağın
coğrafya yaklaşımına hareket kazandırmaktadır. Bu du- üst kısımlarında birikebiliyor. Bu nedenle erozyon hızının
rum, aslında coğrafya biliminin gerçek anlam ve amacını düşük olduğu durumda toprağın üst kısmında biriken be-
rilyum-10 miktarı artıyor. Araştırmacılar, erozyon sonucu
ortaya koymaktadır.
geçmişte binlerce yılda kaybedilen materyalin, insanların
tarım ve yerleşim amacıyla ormanları yok etmesi nedeniyle
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada savunulanları
onlarca yılda kaybedildiğini söylüyor.
destekler niteliktedir?
Bu parçada söz edilen araştırmanın sonucundan hare-
A) Coğrafya, insan ile doğal ortam arasındaki etkileşimi
ketle aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir?
açıklamaya çalışan bir bilim dalıdır.
A) İnsan kaynaklı etkinlikler, doğal dengeyi bozarak eroz-
B) Coğrafya bilimi; sosyoloji, tarih ve şehirleşme alanlarıy- yon hızını 100 kata kadar artırabilmektedir.
la doğrudan ilişki kurmalıdır.
B) Toprağın üst katmanındaki materyaller, rüzgârın ve
C) Güçlü devletler, mekânsal zenginliklere yönelik her yağmur sularının etkisiyle başka yerlere taşınabilir.
türlü bilgiyi elde etmek için coğrafyayı bir araç olarak C) İnsan etkinliklerinin yer kabuğu üzerindeki etkilerinin
kullanmaktadır. anlaşılabilmesi için geçmiş dönemlerdeki erozyon hı-
D) Coğrafyanın görevi, gerçekleri mantıklı bir sistem ola- zının belirlenmesi gerekir.
rak düzenlemek, sınıandırmak ve insanlığın yararına D) Erozyon hızının düşüklüğü, tarımda verim artışı sağla-
sunmaktır. maktadır.
E) Olayları ve etkilerini belirli bir mekâna bağlı olarak ince- E) Erozyon hızının ölçülmesi benzeri araştırmalar, doğa-
lemek coğrafyanın görevidir. ya karşı duyarlılığı artırmaktadır.

126

126
18 dk COĞRAFYA - ÇEVRE TEMASI TESTİ EŞİK 3

9. Resmî verilere göre Türkiye’deki ormanların yüz ölçümü 11. Yapılan araştırmalara göre ülkemizde 170 adet jeotermal
son 30 yıl içinde iyice arttı. Orman Genel Müdürlüğünün saha olduğu tespit edilmiştir. Bu sahaların 11 tanesi elekt-
2
2020 yılı kayıtlarına göre Türkiye’deki orman alanı 22 mil- rik üretimine uygundur. Isıtma uygulamasında yararlanı-
yon 342 bin hektarla ülke yüz ölçümünün yüzde 28,7’sini labilecek saha sayısı da 92 adettir. Bu kaynakların %95’i
kaplıyor. Bu alanda dünya ortalaması yüzde 30,6. Ayrıca düşük ve orta sıcaklıktaki kaynaklardan oluşmaktadır. Kay-
Türkiye ormanları, biyolojik çeşitlilik açısından oldukça naklardan 5 tanesi elektrik üretiminde, diğerleri de daha
zengin. çok merkezi ısıtmada kullanılmaktadır. Özetle Türkiye’de
yenilenebilir enerji kaynakları potansiyelinin hidroelektrikte
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi kesin olarak çı-
%36’sı, rüzgâr enerjisinde %2,8’i, jeotermalde ise sadece
karılabilir?
%16’sı işletilmektedir. Buna karşın doğal gazı ithal ettiği-
A) Türkiye’deki ormanların yüz ölçümü, her yıl düzenli ola-
miz gibi elektrik üretiminin %60’ı da doğal gazdan karşı-
rak artmaktadır.
lanıyor.
B) Türkiye ormanları, dünyada biyolojik zenginlik açısın-
dan ilk sırada yer almaktadır. Bu parçada sözü edilen araştırmanın amacı aşağıdaki-
C) Türkiye’deki ormanların kapladığı alan, dünya ortala- lerden hangisidir?
masının altındadır.
A) Türkiye’de yenilenebilir enerji potansiyelinden yeterin-
D) Türkiye topraklarının yarısı ormanlarla kaplıdır. ce yararlanılmadığına dikkat çekmek
E) Orman yangınları, orman alanlarının artışı önünde bü- B) Türkiye’nin jeotermal kaynak açısından Avrupa’daki
yük engeller çıkarmaktadır. yerini belirlemek
BASAMAK

C) Türkiye’nin yeni doğal gaz sahalarının araştırılmasını


teşvik etmek
D) Enerjide dışa bağımlılığın kaçınılmaz olduğunu vurgu-
lamak
E) Enerji maliyetlerini düşürmek konusunda karar vericile-
re veri sağlamak

12. Orta Asya’nın kurak bozkırlarında soyu tehlike altında bu-


lunan, kısa l hortumuna benzeyen ilginç burunları olan
canlılar yaşar: sayga antilopları. Sayga antiloplarının ilginç
10. Her yerde kolaylıkla bulunabilen patatesin bugün dünya burunlarının havayı ısıtmaya ve nemlendirmeye yaradığı
üzerinde 150’den fazla ülkede tarımı yapılmaktadır. Latin- düşünülüyor. Antilopların bir diğer ilginç özelliği ise sade-
ce adı Solanum tuberosum olan patatesin de dâhil olduğu ce erkek bireylerin boynuzlu olmasıdır. Dişilerde boynuz
Solanum cinsinin ana vatanı ise Güney Afrika’dır. İlk kez bulunmaz. Sayga antilopları, insanlardan ve yerleşim yer-
Peru ve Bloviya’da MÖ 2000’lerde kültüre alınmış, 1567’de lerinden çok uzak yerlerde yaşamayı tercih ederler. Buna
Kanarya Adaları’na kadar gelmiş ve 1570’li yıllarda Avru- rağmen aşırı avcılık, yaşam alanlarının tahribatı, tarımsal
pa kıtasına ayak basmıştır. Avrupa’da 1573 ile 1576 yılları faaliyetler ve yeni açılan yollar gibi insan kaynaklı etkenler
arasında kültüre alındığı bilinen ilk yer de Sevilla’dır. soylarını tehdit ediyor.

Bu parçada ele alınan konu aşağıdakilerden hangisi- Bu parçada sayga antilopları ile ilgili aşağıdakilerden
dir? hangisine değinilmemiştir?
A) Patatesin keşfedilme öyküsü A) Yaşadıkları coğrafyaya
B) Patates kelimesinin anlamı B) Avlanma nedenlerine
C) Patatesin üretim tarihçesi ve yayılımı C) Burun yapılarının işlevine
D) En çok patates üretimi yapan ülkeler D) Erkek ve dişilerin ziksel farklılıklarına
E) Patatesin ekonomideki yeri E) Soylarını tehdit eden unsurlara

127

127
3 EŞİK EDEBİYAT TEMASI KAVRAM SÖZLÜĞÜ

A D
Ağdalı: Bilinmeyen kelimelerden, anlaşılması güç sözlerden Dağarcığına atmak: Bir bilgiyi eski bilgilerine katmak, zihni-
oluşan (deyiş). ne yerleştirmek.
3 Derinleşmek: Bir konuda köklü, sağlam bilgi edinmek, bilgi-
Akıcı: Kolay anlaşılabilen, okunabilen, anlamca açık (anla-
tım). sini genişletmek.

Algılamak: Bir olayı veya bir nesnenin varlığını duyu organ- Değerlendirmek: Bir şeyi yerinde ve yararlı bir yolda kullan-
larıyla kavramak, idrak etmek. mak. Değer kazandırmak, kıymetlendirmek. Değer biçmek.
Bir şeyin özünü, önemini, nitelik ve niceliğini belirlemek.
Altüst etmek: Alt yüzünü üst yüzüne getirmek. Çok karışık
duruma getirmek, düzenini bozmak. Yıkmak, harap etmek. Doğallık: Doğal olma durumu, tabiilik, natürellik.
Huzursuz etmek, rahatsızlık vermek. Duyarlılık: Duyarlı olma durumu, duygunluk, duyarlık, has-
Askıya almak: Bir işi zamanında yapmayıp belirsiz bir zama- saslık.
na bırakmak, savsaklamak. Duyumsamak: Duyular aracılığıyla bir şeyi algılamak.
Ayrıksı: Alışılagelmiş töre ve davranışlara aykırı olan, başka,
bambaşka, apayrı, eksantrik.

E
Esinlenmek: Bir şeyden ilham almak, içine doğmak, mülhem
olmak.
BASAMAK

B
Etken: Etki eden şey, faktör.
Bağdaşmak: Anlaşmak, uzlaşmak, uymak, imtizaç etmek.
Etmen: Birlikte veya ayrı ayrı etkisini gösteren ve belli bir so-
Bağıntı: Bir nesneyi başka bir nesne ile uyarlı kılan bağ; kar-
nuca götüren güçlerden, şartlardan, ögelerden her biri, amil,
şılıklı ilgi, bağlılık, korelasyon.
faktör.
Bakış açısı: Bir olay, konu veya düşünce incelenirken izle- Etkilemek: Etkiye uğratmak, tesir etmek. Karşısındaki kişiyi
nen belirli yön, görüş açısı, açılım, perspektif. kendi duygu ve istekleri doğrultusuna yöneltmek.
Basmakalıp: Özgünlüğü olmayan, değişiklik göstermeyen,
bilineni tekrarlayan bir şekilde, harcıâlem, klişe, sloganvari.
Biçem: Sanatçının görüş, duyuş, anlayış ve anlatıştaki özelli- G
ği veya bir türün, bir çağın kendine özgü anlatış biçimi, üslup, Gerekçe: Gerektirici sebep, esbabımucibe.
tarz, stil. Göreceli: Varlığı başka bir şeyin varlığına bağlı bulunan,
Biçim: Şekil. Sanat ve edebiyat eserlerinde dış görünüş, mutlak olmayan, göreli, bağıntılı, iza, nispi, rölatif.
form. Şiirlerin kuruluş ve uyak düzenlerine göre olan dış gö-
rünüşü.
H
Bulgu: Var olduğu hâlde bilinmeyeni bulup ortaya çıkarma
işi ve bu işin sonunda elde edilen şey. Araştırma verilerinin Hayal gücü: Zihnin hayal yaratma yetisi, düş gücü, imgelem,
çözümlenmesinden çıkarılan bilimsel sonuç, netice. muhayyile. Geçmiş yaşantılara özgü ögelerle şimdiki yaşantı
arasında bağ kurma gücü. Bir nesneyi, o nesne karşımızda
olmaksızın tasarımlama yetisi.
Hayıanma: Acınmak, üzülmek, yerinmek, esef etmek.
Ç
Çalakalem: Gelişigüzel, baştan savma, durmadan yazarak.
İ
Çetrel: Karışıklığı dolayısıyla, anlaşılması veya sonuca
İçselleştirmek: Özümsemek, özümlemek, edinilmiş olan bil-
bağlanması güç olan.
gileri bireyin öz malı durumuna getirmek.
Çelişki: Sözlerin veya davranışların birbirini tutmaması, te-
İkilem: İnsanı istenmeyen seçeneklerden birini, çoğunlukla
nakuz, paradoks.
iki seçenekten birini izlemeye zorlayan tartışma, sorun veya
Çıkarım: Belli önermelerin kabul edilen veya gerçek olan usa vurma durumu; dilemma.
doğruluklarından, yanlışlıklarından, başka önermelerin kabul
İmge: Zihinde tasarlanan ve gerçekleşmesi özlenen şey, ha-
edilen veya gerçek olan doğruluklarını, yanlışlıklarını çıkar-
yal, hülya. Genel görünüş, izlenim, imaj.
ma, istidlal.

128
KAVRAM SÖZLÜĞÜ EDEBİYAT TEMASI EŞİK 3

İrdelemek: Bir konunun incelenmesi ve eleştirilmesi gereken S


bütün yönlerini birer birer incelemek, araştırmak, tetkik ve te-
Sayıp dökmek: Bir konu, olay veya nesne ile ilgili ne var ne
tebbu etmek, mütalaa etmek.
yok, hepsini söylemek, sıralamak.
İnisiyatif: Öncecilik, üstünlük. Karar verme yetkisi. Gerekli 3
Sıra dışı: Alışılmışın dışında olan, olağan dışı, gayritabii,
kararları almayı bilen kişinin niteliği.
ekstrem, beklenmedik.
İzlek: Bir sanat eserinde işlenen konunun anlamca ortaya
koyduğu ana yönelim. Tema. Somut: Varlığı duyularla algılanabilen, müşahhas, konkre,
soyut karşıtı.

Soyut: Varlığı duyularla algılanamayan, mücerret, somut


K karşıtı, abstre. Anlaşılması, kavranılması güç.
Kanıksamak: Çok tekrarlama sebebiyle etkilenmez olmak,
alışmak. Bıkkınlık getirmek, usanmak.
Klasik: Üzerinden çok zaman geçtiği hâlde değerini yitirme-
yen, türünde örnek olarak görülen eser. Sanatta kuralcı.
T
Koşut: Aynı zaman içinde gelişen veya aynı özellikleri göste- Tekdüze: Değişmeksizin, düzenli, aynı biçimde tekrarlanan,
ren (olay, düşünce vb.), paralel. sürüp giden, tek örnek, muttarit, yeknesak, monoton, biteviye.
Kurmaca: Olmadığı hâlde varmış gibi tasarlanmış, kurgulan-
Tasarı: Olması veya yapılması istenen bir şeyin zihinde al-
mış. Tasarlanmış olay.
dığı biçim.
BASAMAK

Tutarlı: Aralarında çelişki bulunmayan, her bakımdan uyum-


lu, insicamlı.
N
Nükte: İnce anlamlı, düşündürücü ve şakalı söz, espri; yazı-
da, resimde, sözde ve davranışta ince, derin anlam.

Ü
Üstünkörü: İnceliklerine inmeden, özen göstermeden, gelişi-
O güzel, eğreti, baştan savma yapılan.
Odaklanmak: Odaklama işine konu olmak, fokuslanmak;
belli bir noktada, yerde veya olguda toplanmak, odaklaşmak.
Oylumlu: Oylumu, derinliği, üç boyutluk etkisi olan; hacimli,
büyük, geniş. V
Varsayım: Deneylerle henüz yeter derecede doğrulanmamış
ancak doğrulanacağı umulan teorik düşünce, faraziye, hipo-
tez.
Ö
Örselemek: Yıpratmak, eskitmek, hırpalamak, zedelemek;
gücünü azaltmak, canlılığını gidermek, sarsmak.
Özdeşleşmek: Her türlü nitelik bakımından eşit olmak, arala- Y
rında fark bulunmamak. Bir ve aynı olmak, bir ve aynı anlama Yadırgamak: Kendine yabancı gelen bir kimseye, duruma
gelmek. veya şeye alışamamak, ısınamamak.
Öykünmek: Birinin yaptığı gibi yapmak, birine veya bir şeye Yadsımak: Yaptığı bir işi, söylediği sözü veya tanık olduğu
benzemeye çalışmak, taklit etmek.
bir şeyi yapmadığını, bilmediğini söylemek, yaptığını sakla-
Örtüşmek: Aynı noktalarda ve düzlemlerde kesişmek. İki mak, inkâr etmek. Var olan bir şeyi yok saymak, yokumsa-
görüş, düşünce, sözcük veya cümlenin birbiriyle tam olarak mak.
uyuşması.
Yeğlemek: Bir şeyi öbürüne göre daha iyi, üstün veya önemli
Özenti: Beğendiği bir durumda olma, beğendiği şeye benze-
saymak, yeğ tutmak, tercih etmek.
me çabası.
Yoğrulmak: Yoğurma işi yapılmak veya yoğurma işine konu
Özgün: Yalnız kendine özgü bir nitelik taşıyan, orijinal, ibdai.
olmak. Özellikleri, nitelikleri birbirine karıştırılmak. Bazı konu-
Bir buluş sonucu olan, nitelikleri bakımından benzerlerinden
ayrı ve üstün olan. larla sürekli uğraşma sonucu deneyim sahibi olmak.

129
3 EŞİK EDEBİYAT TEMASI TESTİ 18 dk

1. Faulkner, birden fazla anlatıcıyla aynı olayı değişik bakış 3. Bilge Karasu, Sevim Burak, Leyla Erbil, Ferit Edgü, Vüs’at
açılarından anlattığı kitabının oluşumunu şöyle aktarır: O. Bener, Hulki Aktunç, Selim İleri yanında daha pek çok
“Hikâyeyi aptal bir çocuğun gözünden anlatmaya başla- öykücü, dil bilincini öykü anlayışlarının ana meselesi yap-
mıştım çoktan çünkü olanları anlayabilecek kapasitede mışlardır. Kuşkusuz dil evreninin düzeni, kuralı, imkânları,
3 kabiliyet ve zaaarı hep tartışıldı; tartışılmaya da devam
olup da neden olduğunu bilmeyen birisinin anlatmasından
edecek. Ama tartışılmayacak olan dile yaslı, malzemesi dil
daha etkili olacağını düşündüm. O denemede gördüm ki
olan sanatların dile gerekli özeni göstermeden, dilin imkân
hikâyeyi anlatamamışım. Bir daha anlatmayı denedim,
ve zenginliklerini zorlamadan hem kaliteyi tutturamayacak-
bu sefer üçüncü erkek kardeşin gözünden. Hâlâ tam ol-
ları hem de yarınlara taşımayı başaramayacaklarıdır. Öykü
mamıştı. Parçaları bir araya getirmeye çalışıp kendimi de bu sanatlardan biridir.
hikâyeyi anlatanın yerine koyarak boşlukları doldurmayı
Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağı-
denedim. Hikâyeyi anlatıp huzura ermek için son bir gay-
dakilerden hangisidir?
retle başka bir kitaba ek olarak yazdım ama buna rağmen
yayımlanmasından on beş yıl sonra bile tam istediğim gibi A) Öykü yazarı, kalıcılığı dili özenli kullanmak, dilin ola-
naklarını sonuna kadar zorlamakla sağlayabilir.
olmadı. Kendimi en yakın hissettiğim kitaptır. Olduğu gibi
bırakamazdım ve çok çabalamama rağmen hiçbir zaman B) Kimi öykü yazarlarımız kullandıkları dilin imkânlarının
tam istediğim gibi de yazamadım.” henüz ayrımına varamamışlardır.
C) Dil bilinci oluşmamış yazarlar, dili araç olarak kullanan
Faulkner’ın söyledikleri aşağıdaki genellemelerden
sanat alanlarında eser vermemelidir.
hangisini doğrulamak için verilmiş bir örnek olabilir?
D) Bir dili gündelik iletişimde kullanmakla onunla yazınsal
A) Öykü yazarı, anlatısına en uygun anlatıcı sesin arayışı
yapıtlar üretmek aynı şey değildir.
içinde olmalıdır.
BASAMAK

E) Edebiyatımızın en çok okunan sanatçıları, dili ciddiyet-


B) Kurmaca bir dünya sunan romanlarda yazar, anlatım-
le işleyenler olmuştur.
da farklı olanaklara sahiptir.
C) Kusursuz anlatım ancak farklı bakış açıları kullanılarak
sağlanabilir.
D) Bakış açısı iyi belirlenmemiş anlatılar, yazarı da okuru
da huzursuzlaştırır.
E) Belirlenmiş bir tema farklı bakış açılarıyla sunuldukça
duygu dünyamıza yeni ufuklar açar.
4. Varlık, Türk gençliğinin sanat sahasında da var olduğunu
gösterme ve bunun için çalışma düşüncesinden doğmuş-
tur. Bütün resmî yardımların kesildiği bir dönemde Yaşar
Nabi’nin evini satarak İstanbul’a yerleşmesi ile kurulan bu
dergi, Cevdet Kudret’in söylediğine göre “yeni Türk ede-
2. Kadınların karmaşık duygulardan örülü dünyaları kadar
biyatını yaratan dergi”dir. Ancak Varlık, sadece bir ede-
erkeklerin ketum yüzleri ardında sakladıkları nice incelik-
biyat ya da sanat dergisi olmamıştır. Devrim sözcüğünün
leri de eşit bir ustalıkla anlatmayı başarıyor Handan Acar. kapsadığı bütün konular ve alanlara dokunmuş, toplumun
İnsan denen anlaşılmaz mahlukun psikolojinin incelikleri- yeniden kurulması sürecine her türlü faydayı sağlamıştır.
ne ne kadar vakıf olduğunu birbirinden son derece farklı Türk edebiyatının âdeta bağımsız bir okulu sayılan Varlık;
karakterlerin öyküsünde incelikle kurduğu dengeyle bize cumhuriyet aydınının edebî zevkini, dünya görüşünü, anla-
gösteriyor. Yine de beni bir Handan Acar okuru yapan asıl yışını belirleyen ve yönlendiren bir yayın organı olmuştur.
özellik onun o kıvrak dilidir. Gülümsemeyle kahkaha atmak Onu köy enstitülü de bir öğretmen de aydın da ilgiyle takip
arasında gidip gelmemi sağlayan o mizahi üslubun altını etmiştir.
özellikle çizmek isterim. Mizahın içine gizlediği acı, hüzün Bu parçada Varlık ile ilgili olarak
ve trajedi; üslubunu göstermesi bakımından çok değerli. I. Türkiye Cumhuriyeti’nin kültür yaşantısına önemli kat-
Bu parçanın yazarını sözü edilen sanatçının en çok kılar sağladığı,
hangi özelliği etkilemektedir? II. Yeniliklerin topluma ulaştırılmasına ve aşılanmasına
ilişkin hizmetler üstlendiği,
A) İnsan psikolojisini ayrıntılı işlemesi
III. Birçok edebiyatçının ismini duyurmasına olanak tanıdı-
B) Birçok farklı duyguyu iç içe anlatabildiği dil becerisi
ğı
C) Kadın ve erkek kahramanlarını aynı güzellikte işlemesi
durumlarından hangilerine değinilmiştir?
D) İnsanın ruhsal durumlarına hâkim olması
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
E) Eserlerinde kadınlara sıkça yer vermesi D) I ve II E) II ve III

130
18 dk EDEBİYAT TEMASI TESTİ EŞİK 3

5. Edebiyat dünyasına şiirle giren Sait Faik, ilk öykülerini lise 7. Sanatçının yeni romanı Körburun, Türkiye’nin 1950 ve 1990
yıllarında yazmış. Eğitim amacıyla gittiği Avrupa dönüşü yılları arasındaki dönemini bir adada geçen yaşamın içinden
çeşitli gazete ve dergilerde yayımladığı eserleriyle yazar- kuş bakışı anlatıyor bize. Romanda karakterlerin yaşamla-
lığı meslek edinmiştir. Öykü niteliği taşıyan röportajlarıyla
rını siyasal gelişmeler belirliyor. Karakterlerin yaşamları 3
birlikte bu alandaki çalışmaları on bir kitapta toplanmıştır.
boyunca ve hatta yazarın deyişiyle “nesilden nesile geçen
Bunların dışında bir roman ve üç uzun öykü yazmış, ayrıca
tortu” yüzleşme duygusu, romanın geneline hâkim. Körbu-
bir de şiir kitabı yayımlamıştır.
run’daki tüm karakterler hırslarını, zaaarını, yalnızlıklarını,
Bu parçadan Sait Faik’le ilgili olarak kesin olarak çıka- aşklarını ve ihanetlerini toplumsal olayların etkisiyle kendi
rılabilecek yargı aşağıdakilerden hangisidir?
yaşamlarında sorgularken roman, okurun da kendi içine
A) Edebiyatın farklı türlerinde eserler ortaya koymuştur. bakmasına ve bir anlamda kendi yaşamıyla hesaplaşma-
B) Öykü türünde verdiği eserlerde daha başarılıdır. sına kapı aralıyor. Yazarın sade ve basit bir dille yazması,
C) Eserlerinin bir kısmı ölümünden sonra yayımlanmıştır. okurun kimi olaylarda “Ben de böyle hissetmiştim.” demesini

D) Sanat çalışmalarını Avrupa’da aldığı eğitimle geliştir- sağlıyor.


miştir. Bu parçada Körburun adlı eserle ilgili olarak
E) Yaşamını öykü türünün geliştirilmesine adamıştır. I. Okurlara yaşadığını duyumsatan olaylar içermektedir.
II. Açık ve anlaşılır bir dille kaleme alınmıştır.
III. Sanatçısının en dikkat çekici eseri olarak değerlendiril-
mektedir.
BASAMAK

yargılarından hangileri söylenebilir?


A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) II ve III

6. Parasız Yatılı, Füruzan’ın bütün bir öykü serüveninde izle- 8. Toplumsal boyutta bizi günün yaralarından beslenmiş ve
yeceği ana damarı yansıttığı için önemlidir. Küçük kızların acıları ortaya dökme arayışına giren bir yazar karşılıyor.
hayat karşısındaki yenilgileri, anne-kız arasındaki ilişkiler, Arayış sözcüğünün, Deniz Tarsus’un ortaya koyduğu
yoksulluk, geçmişe özlem bu öykülerde ana izleklerdir. edebiyat anlayışını açıklayabilmek adına önemli bir yerde
Füruzan daha sonraki öykülerinde bu konuları derinleşti-
durduğunu düşünüyorum. Çünkü Tarsus’un, her kitabında
recek, yeni pencereler açacaktır. 1971’de yayımlanan Pa-
belirli bir temel üzerine koyarak geliştirdiği farklılıkları tam
rasız Yatılı’nın arka kapağında şu cümleler yer almaktadır:
anlamıyla karşılıyor bu sözcük. Deniz Tarsus’un yazdıkla-
Füruzan İstanbul’da doğdu. İlkokula başladığı yıl babası
rı, biçim ve biçem olarak her seferinde kendini yenilemiyor
öldü. Hiçbir ekonomik güvenliği olmayan aile (bir anne, bir
kız), uzun süre sıkıntılı ve dayanaksız yaşadı; eğitimini sür- belki ama üzerine kattıklarıyla kendini farklılaştırıyor her

düremedi. seferinde. Bu da genç yazarın arayışının devam ettiğini


gösteriyor bize.
Bu parçadan Füruzan’la ilgili aşağıdakilerden hangisi
çıkarılabilir? Bu parçada söz edilen yazarla ilgili asıl anlatılmak iste-

A) Öykülerindeki temalarla yaşamı arasında benzerlikler nen aşağıdakilerden hangisidir?


vardır. A) Günümüz toplumsal sorunlarını işlemesi

B) Düzenli eğitim almaması, öykülerinde anlatım kusurla- B) Kendine özgü bir üslup geliştirememesi
rına yol açmıştır. C) Kendine özgü, bir anlatıma kavuşmak için arayışlarını
C) Öykülerinin tamamı, otobiyograk özellikler taşımakta- sürdürmesi

dır. D) Yeni kitaplaştırdığı öykülerin biçim bakımından yenilik


içermemesi
D) Yaşamın güçlükleri karşısında yenilmemek için yazar-
E) Her kitabında belli bir zemine oturan toplumsal konula-
lığı seçmiştir.
ra eğilmesi
E) Ele aldığı konuları sadece İstanbul’dan seçmiştir.

131
3 EŞİK EDEBİYAT TEMASI TESTİ 18 dk

9. Cumhuriyet Dönemi Türk edebiyatında önemli isimler ara-


11 - 12. soruları aşağıdaki parçaya göre
sında yer alan Reşat Nuri Güntekin öğretmenlik, eğitim
cevaplayınız.
müfettişliği ve milletvekilliği de yapmıştır. Birinci Dünya
Savaşı’nın sonlarına doğru yazarlığa başlayan Reşat Nuri
3 2020 Nobel Edebiyat Ödülü’nü alan Amerikalı şair Louise
Güntekin, babasının kütüphanesinde bulunan kitapları
inceleyerek hatta bazen resimlerini kesip boyayarak Glück, yaklaşık altmış yıldır ender rastlanan bir sahicilikle
edebiyatla tanışır. Halit Ziya Uşaklıgil’in eserlerinden ilham yazıyor. Ödülün verilmesinde tek ölçü edebiyatçının in-
alan yazar, öncelikle hikâye yazarlığına başlar. Daha sonra sanı ve evreni anlama ve anlatma çabasına kendine has
tiyatro edebiyatı sanatçılarının peşinden giderek tiyatro bir sesle katılıp yeni sözler okurun muhayyilesini genişle-
yazarı olmak için çabalar. Bazı dergilerde imzasız olarak ten, algısını keskinleştiren, bir etki yapabilmesiyse eğer,
yayımladığı yazılarıyla edebiyat dünyasına giren Güntekin, 2020’nin Nobel Edebiyat Ödülü’nü kutlamak için gayet iyi
bu yazılarında “Ağustosböceği, Ateşböceği, Cemil Nimet, bir sebebimiz var bana göre.
Hayrettin Rüştü” isimlerini kullanmıştır. Bir süre sonra ka-
leme aldığı ilk romanlarında bireyler arasındaki ilişkiyi konu
alan yazar, sonraki dönemlerde bireyi toplumun içindeki
11. Bu parçada Louise Glück ile ilgili olarak aşağıdakilerin
sorunlarla birlikte ele almıştır.
hangisine değinilmemiştir?
Bu parçada Reşat Nuri Güntekin ile ilgili olarak aşağı-
A) Şiirlerinin kurgusuna
dakilerden hangisine değinilmemiştir?
B) Yenilikçi tavrına
A) Farklı türlerde yapıtlar kaleme aldığına
C) Üslubunun özgünlüğüne
B) Tiyatro oyunlarının sahnelendiğine
BASAMAK

D) Okurun hayal gücünü etkilediğine


C) Belli bir dönem siyasetle uğraştığına
E) Yapmacıklıktan uzak oluşuna
D) Dergi yazılarında takma adlar kullandığına
E) Farklı sanatçılardan etkilendiğine
12. Bu parçada ödül verilen şairle ilgili;
I. beğeni,
II. doğallık,
III. sitem
duygularından hangileri belirgindir?
10. İnsanlar Yunus’u değil, onu kullanarak kendi düşüncele- A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
rini anlatıyorlar, kendi bakış açılarına Yunus’la yerel kim-
D) I ve III E) II ve III
lik kazandırma gayreti içine giriyorlar. Kısacası Yunus’ta
neyi görmek istiyorlarsa onu görüyorlar. Bu durumda or-
taya Yunus adına bir zıtlıklar dünyası çıkıyor. Ama şunu 13. Büyük yazarlardan pek azı yeni kelimeler icat etmişlerdir.
hiç unutmayalım: Eski dönemlerin önemli sanat eserlerini, Şaheserler; asırların tecrübesinden geçmiş, sağlam ve
geçen yüzyılların ve çağımızın tecrübelerini dikkate alarak zengin anlamlı kelimelerle yazılmıştır. Mevlana’nın, Fu-
yorumlamak, insan düşüncesinin en doğal hakkıdır. Bunu zulî’nin, Bâki’nin şiirlerinde bugün derin anlamlar bulmak-
“Her dem yeni doğarız, bizden kim usanası” diyerek bizzat tayız. Bunu asırların tecrübelerine borçluyuz. Kökleri ve
Yunus da teşvik ediyor. yapısı sağlam Türkçe kelimelerde binlerce yılın duygu ve
Aşağıdakilerden hangisi bu parçadaki düşünceyi des- düşüncesi, bugün de gün ışığı gibi parlar.
tekler niteliktedir?
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
A) Büyük sanat eserleri, her dönemde insanlara farklı
hangisidir?
duygular yaşatabilir.
A) Büyük sanatçılar, eserlerini halkın konuştuğu dille ya-
B) Yunus’un eserlerinde birbirine karşıt duygu ve düşün-
zarlar.
celer iç içe anlatılmaktadır.
B) Büyük edebiyat eserlerinde yeni ortaya çıkmış kelime-
C) Büyük düşünürlerin tarih boyunca yanlış yorumlanmak ler yer bulamaz.
gibi ortak bir kaderi olmuştur.
C) Kalıcı edebiyat eserlerimiz, derin anlamlar taşıyan sağ-
D) Günümüz düşünürlerinin Yunus’u kendi görüşlerini lam bir Türkçeyle yazılmıştır.
destekler şekilde ele almaları doğal karşılanmalıdır. D) Klasik eserlerin anlam zenginliği, üzerinden çağların
E) Yunus Emre, ilerleyen çağlarda okunacağını ve söy- geçmesiyle daha iyi anlaşılır.
lediklerinin değişik yorumlara yol açacağını önceden E) Kelimeler, şairler tarafından kullanıldıkça yeni ve derin
görmüştür. bir anlam kazanır.

132
18 dk EĞİTİM TEMASI TESTİ EŞİK 3

1. Çocuğun hayal dünyasını geliştiren, onu soyut düşünceye 3. Üstün zekâlı ve yetenekli çocuklar, birbirinden çok farklı
taşıyan ve duygusal eğitimine yardımcı olan masal, ana- özelliklere sahip olabilir. Bununla birlikte genel olarak pek
dil eğitiminde de önemli bir görev üstlenmektedir. Çocuğa çok üstün zekâlı ve yetenekli çocukta gözlemlediğimiz or-
masal okunması ya da anlatılması, çocuğun dil öğrenme tak bazı özellikler bulunuyor: muhakeme ve problem çöz-
sürecine de katkı sağlayabilir. Çocuk, sürekli ve düzenli bir me becerilerinin gelişmiş olması, yaratıcı kirler üretmeleri,
konuşma ortamında büyüyünce dili öğrenmesi daha hızlı esprili olmaları, mekanik oyuncakları sevmeleri, aşırı has- 4
olmaktadır. Herhangi bir şekilde konuşması için özel çaba sas oldukları konuların olması, gelişmiş adalet duygusuna
harcanmayan çocukların kelime hazinesi daha dar olmakta- sahip olmaları… Ancak tüm bu özelliklerin her zaman tek
dır. Bu dönemde, masalı anlamasa da sözcüklerin tekrarıyla bir çocukta olmayacağı da unutulmamalıdır.
çocuğun dil öğrenimi hızlanmaktadır.
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık ola-
Bu parçada masallarla ilgili olarak aşağıdakilerden rak söylenmiş olabilir?
hangisine değinilmemiştir? A) Üstün zekâlı ve yetenekli çocukların eğitimi nasıl olma-
A) Çocuğun düş gücünü geliştirdiğine lı?
B) Çocuklarda dil öğrenme sürecini hızlandırdığına B) Üstün zekâlı ve yetenekli çocukları nasıl fark ederiz?
C) Çocuğun söz dağarını zenginleştirdiğine C) Üstün zekâlı ve yetenekli çocukları fark etmek neden
önemli?
D) Çocuğun dünyasına benzer bir dünya sunduğuna
D) Üstün zekâlı ve yetenekli çocukların öğretmenleri de
E) Çocuklarda soyut düşünmeyi tetiklediğine
üstün zekâlı mı olmalı?
BASAMAK

E) Üstün zekâlı ve yetenekli bütün çocuklara aynı testler


mi uygulanmalı?

4. Küreselleşen dünyada yaşamak için teknik beceriler yeterli


değildir, yalnız teknik becerilerle üretim yapılamaz. Çünkü
yetişkin birey yalnızca bir iş gücü değildir. O, aynı zaman-
da her şeyin hızla değiştiği dünyada bir eştir, komşudur,
vatandaştır ve nihayet bir insandır. Küreselleşen dünyanın
bilgi ve teknolojisindeki gelişmeler, uygulandığı sosyal ve
kültürel ortamı değiştirdiği kadar ondan etkilenmektedir de.
2. (I) Koronavirüs, uzaktan eğitimin verimli hâle getirilebil- Sosyal ve kültürel yenileşmeyi ihmal ederek teknolojik ye-
mesi için eğitimcilerin kısa sürede yenilikçi çözümler üret- nilikleri uygulama çabası verimsiz olacaktır.
mesini sağladı. (II) Örneğin Hong Kong’da öğrenciler etki-
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada savunulanları
leşimli uygulamalar ile evden eğitim gördü. (III) Nüfusun
destekler niteliktedir?
çok fazla olduğu Çin’de ise öğrenciler, ülkemizde olduğu
A) Yaşam boyu eğitim programları teknik beceri kazandır-
gibi, televizyon yayınları ile eğitimlerini sürdürdü. (IV) Sal-
mada beklenilen düzeyde başarılı olamamaktadır.
gın sürecinde yaşananlar teknolojinin öğretme ve öğren-
B) Ekonomik küreselleşmeyi olanaklı kılan teknolojik geliş-
me şeklimizi nasıl dönüştürmeye yardımcı olabileceğini meler, yetişkinleri mutlu etmede yetersiz kalmaktadır.
gösterdi. (V) Bu süreçte farklı uygulamalar ile öğrenciler
C) Teknolojik gelişmeler, ekonomik ve toplumsal yaşam-
takip edilmeye çalışıldı. (VI) Ancak öğrenciler, öğretmenler da derin değişmelere yol açarak herkes için yaşam
tarafından yeterli düzeyde takip edilemediği için uzaktan boyu eğitimi zorunlu kılmaktadır.
eğitimde öğrencilerin üzerindeki öğrenme sorumluluğu çok D) Teknoloji sayesinde etkileşimin yoğunlaşması, başka
arttı. kültürel ve ziksel coğrafyalarda yaşama yeterliğinin
kazanılmasına olan gereksinimi artırmaktadır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi dü-
E) Üretimde verimlilik için yetişkin eğitiminde teknik bece-
şüncenin akışını bozmaktadır?
riyle birlikte sosyal ve kültürel boyutlar da dikkate alın-
A) II B) III C) IV D) V E) VI malıdır.

133
3 EŞİK EĞİTİM TEMASI TESTİ 18 dk

5. ----. O dünyada insan hafızası bir sanat, bir teknik olarak 7. Bütünüyle bizi ısıran ve bizi zehirleyen kitapları okumalı-
algılanıyordu; kuvvetli ve eğitimli bir hafıza, insan faali- yız. Okuduğumuz kitap kafamıza balyoz indirilmiş gibi bizi
yetleri için yaşamsal öneme sahipti. Antik Yunan’da icat uyandırmıyor ise neden okuma zahmetine girelim ki? Bizi
edilen hafıza sanatı, önce Roma’ya aktarıldı; oradan Av- mutlu kılsın diye mi? Aman Tanrım, hiç kitap olmasaydı da
rupa geleneğine yerleşti. Bu sanat, yer ve imgeleri hafı- o denli mutlu olurduk. Kitap içimizdeki donmuş denize inen
4 zaya nakşetme yoluyla ezberlemeyi amaçlıyordu; bilginin balta gibi olmalı. Ben buna inanıyorum.
aktarılmasında ve yaygınlaştırılmasında eşsiz bir yere
Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın yazarının düşün-
sahipti. İnsan zihninde yerlerin ve imgelerin düzenlenişi,
cesini destekleyen bir örnektir?
hemen her zaman insan ruhunun bütünlüğünü doğrudan
A) Açlık yemekle, bilgisizlik okumakla giderilir.
etkiliyordu.
B) Okumak bir toplumun günlük alışkanlığı olunca o top-
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına lum mutlu olur.
göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? C) Yeryüzünün en kuvvetli silahı tank tüfek, siyasi iktidar
A) Kitabın, yazılı herhangi bir materyalin eğitimde yer bu- veya sermaye değil onların hepsini birden sindiren ki-
lamadığı bir okul hayal edelim taptır.

B) Antik zamanlara kadar gidip internetin, dijital kitabın, D) Kitap limandı benim için, kitaplarda yaşadım ve kitap-
hatta basılı kitapların olmadığı bir dünya düşünün taki insanları sokaktakilerden daha çok sevdim.

C) İnsanların düşündüklerini ve deneyimlerini gelecek ku- E) Donuk hayatımıza biraz renk ve ışık vermek, daracık
şaklara aktarmak için sözlü aktarım tekniklerini kullan- dünyamızda bulamadıklarımızı yaşamak için tek çare-
dıkları bir dünya vardı miz, kitaplara sarılmaktır.
BASAMAK

D) Hafıza sanatı, yer ve ona bağlı imgeleri hafızaya nak-


şetme yoluyla ezberlemeyi amaçlayan bir olgudur
E) Hafıza sanatı, Antik Çağ’ın bilgiyi öğrenme ve onu sak-
lama yönteminin yoğun olarak kullanıldığı bir dünyanın
sanatıdır

8. Dünyada son yıllarda uygulanan eğitim politikaları sonucu


eğitimi piyasanın istek ve ihtiyaçlarına uyarlayan politikalar
ağırlık kazanmıştır. Buna bağlı olarak eğitimin toplumsal
amacı ve işlevine yönelik anlayışta köklü değişimler oluş-
6. Bu kitabı elime aldığımda dikkatimi ilk çeken şey, gerek-
muştur. Bunun sonucunda da eğitim, ekonomik etkinlik-
siz hiçbir bilgi barındırmadan son derece sade bir dille
lerin bir verimlilik ögesine indirgenmiştir. Eğitim çalışma-
yazılmış olduğuydu. Oyunculuk sanatını ona herhangi bir
larında ekonominin ve piyasanın talepleri doğrultusunda
gizem yüklemeden herkesin anlayabileceği bir yalınlıkla
insan gücü yetiştirmeye yönelik teknik yaklaşım ağırlık
anlatıyordu. Ayrıca, doğal yeteneği ne olursa olsun, belli
kazanmıştır.
bir düzen ve disiplinle çalışarak tekniğini geliştiren herke-
sin zaman içinde iyi bir oyuncu olabileceğini vurguluyordu. Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın yazarının düşün-
Konuya yaklaşımındaki hurafelerden ve efsanelerden arın- cesini destekleyen bir örnek değildir?
dırılmış tarzını da kendime yakın bulmuştum. A) Aldığım eğitimin sonucunda nans sektöründe hatırı
sayılır paralar kazanıyorum.
Bu parçada ele alınan kitapla ilgili olarak aşağıdakiler-
B) Kurumun istediği sertikaları herkesten önce alarak
den hangisine değinilmemiştir?
boş bulunan daire başkanlığına atandım.
A) Kullanılan dille ilgili özelliklere
C) Girişimcilik kurslarını başarıyla tamamlayıp dijital yatı-
B) Anlatımdaki açıklığa rım amaçlı devlet desteklerinden yararlanıyorum.
C) Ele aldığı konudaki inandırıcılığa D) Akademik çalışmalarım sonucu geliştirdiğim projeyi ta-
D) Bakış açısındaki gerçekçiliğe nınmış bir yabancı rmaya satıyorum.
E) Okurun hayal gücünü harekete geçirmesine E) Doğal ve kültürel mirası sahiplenerek koruma bilincini
lise yıllarımda edinmiştim.

134
18 dk EĞİTİM TEMASI TESTİ EŞİK 3

9. Çocuğunuza kötü davranmak ve sözle ya da ziksel ola- 11. Eğip bükmeden eğitmek için hem eğitim sisteminin hem de
rak onu incitmek, gelişimini ve başarısını olumsuz etkiler. o sistemde çalışanların farklılığa dönük bilinç düzeyleri ve
Aynı şekilde çocuğunuzun her şeyini siz yaparsanız bü- farkındalıkları yüksek olmalıdır. Evrensel bilgi ve değerlere
yüdüğünde de ondan fazla bir şey beklememeniz gerekir. kulak vermek, hoşlanmadıklarımızı halı altına süpürmek-
Çocuğunuza sabırlı, destekleyici ve pozitif bir şekilde yak- ten vazgeçmeyi öğrenmek; bilimin insanın bilişsel, duyuş-
sal ve devinişsel gelişim özelliklerine yönelik söylediklerine 4
laşmak ise gelişimini ve ilerideki başarısını pozitif şekilde
kulak vermek; insanı tüm zenginliği ve farklılığıyla sevmek
etkiler. Bir bitki kurumak üzere ise yapraklarını koparıp
gerekir. Yani bir anlamda evrenseli yakalamak için bilimsel
atar mısınız yoksa ona su mu verirsiniz? Bu yaklaşım tarzı
ve eleştirel olmak, sürekli aydınlanmak ve insancıl olmak
çocuklarınız için de geçerli olmalıdır. Yanlış davranış ser-
gereklidir.
gilediklerinde size iletmek istedikleri bir mesaj var demek-
Aşağıdakilerden hangisi bu parçadaki düşünceyi des-
tir. Öncelikle çocuğunuzla ilişkinizdeki alışkanlıklarınızı ve
tekler niteliktedir?
iletişim biçiminizi gözlemleyin. Çocuklarınıza karşı yanlış
davranışlar içindeyseniz bunlardan hemen vazgeçin. A) İyi bir eğitim ortamında öncelikle eğitimcilerin bilinçli
olmaları gerekir.
Bu parçanın yazarı anne-babalardan çocuklarına karşı
B) Doğru eğitim evrenseli yakalamayı, bilimsel ve eleştirel
gösterdikleri;
olmayı, insancıllığı, sürekli aydınlanmayı gerektirir.
I. Çocuğun duygularını incitmek,
C) Eğitimde farkındalık, bilimin evrensel kriterlerine uygun
II. Çocuğu terk etmekle ya da evden atmakla tehdit etmek, bir eğitim programıyla mümkündür.
III. Çocuğun yapmasını istediklerini yapmak,
D) İnsanı sevmeyi, insana saygı duymayı veremeyen bir
BASAMAK

IV. Çocuğun yerine karar vermek, eğitimin evrensellik iddiası boşunadır.


V. Gerektiğinde çocuğa “hayır” demek ya da onun istediği E) İşine yarar olanı alıp da kalanına kulak asmayan bir
her şeyi yapmamak
eğitim anlayışı başarılı olamaz.
gibi yukarıda numaralanmış davranışların hangisini
değiştirmelerini istemez?
A) I B) II C) III D) IV E) V

10. İlk bakışta masalların yalnızca çocukları eğlendirmek için


yazıldığını düşünebiliriz. Kalıplaşmış karakterler, olanaksız
durumlar, konuşan hayvanlar, her defasında mutlu gelişen
sonlar masalların vazgeçilmez nitelikleridir. İkinci bir bakış
masal metnine gizlenmiş bir ya da birkaç ders bulundu-
ğunu ortaya koyar. Yabancılarla konuşmamak, tembellik
yapmamak, büyüklerin sözünü dinlemek... Diğer edebiyat
türlerinden farklı olarak masallar, çocuğu kendi kişiliğini
12. (I) Okullarda ezbere dayalı bir eğitim sisteminden şikâyet
keşfetmeye yönlendirir. Karakterinin gelişmesi için ne tür
ediyor ve bunun değişmesini istiyoruz. (II) Ancak ezbere
deneyimlerin gerekli olduğunu ortaya koyar, onları çeşitli
dayalı bir sistem, hayatın her aşamasında var. (III) Ev ve
yaşam koşullarında yönlendirir.
iş hayatında klişelerle, hazır reçetelerle, değiştirmeyi dü-
Parçada masallarla ilgili aşağıdakilerden hangisine şünmediğimiz alışkanlıklarımızla yaşıyoruz. (IV) Sonuçta
değinilmemiştir? bireysel ve toplumsal bir tatminsizlik ve moral bozukluğu
A) Çocukların kişilik gelişimine katkı yaptığına ortaya çıkıyor. (V) Bu durum insanları yaratıcı olmaktan,
B) Bazı değerlerin çocuklara verilmesinde etkili olduğuna karşılaştıkları problemleri çözme konusunda becerili ol-
maktan uzaklaştırıyor.
C) Hepsinin mutlu bir sonla bittiğine
D) Hangi amaçlarla yazıldıklarına Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi dü-
E) Öykü ve roman gibi edebî türlerden biçimsel farklılık- şüncenin akışını bozmaktadır?
larına A) I B) II C) III D) IV E) V

135
3 EŞİK FELSEFE TEMASI KAVRAM SÖZLÜĞÜ

A D
Absürt: Anlamsal ögeleri birbiriyle bağdaşmayan, ögeleri Değer: Kişinin isteyen, ihtiyaç duyan bir varlık olarak nesne
birbirini tutmayan, birbiriyle bağdaşmayan saçma düşünce. ile bağlantısında beliren şey.

Aşkın: Üstün olan, insanlık düzeyinin üstüne çıkan (Tanrı). Deizm: Deizm, tanrılık gücünün sadece yaratma işlemiyle
sınırlandığını ve bir kez yaratıldıktan sonra dünyanın hiçbir
Ateizm: Tanrının varlığını yadsıyan görüş... Ateizm, ruh, işine karışmadığını, eş deyişle dünyayı yönetmediğini belirtir.
ölümden sonra yaşam vb. her türlü metazik inançların ya-
5 Determinizm: Ahlaki seçimler dâhil bütün olayları, özgür
dsınmasını kapsar.
iradeyi ve insanın başka türlü davranabilmesi olanağını dış-
layan, önceden var olan nedenlerce belirlendiğini savunan
kuram.
Dogma: Her türlü inceleme ve eleştirmenin üstünde tutulan,
doğruluğu tartışmasız kabul edilen ve değişmez sayılan dü-
şünce.

B Dogmatizm: Din ya da yetkelerce ileri sürülen düşünce ve


Beğeni: Güvenilir, ince ayrımlara varan bir duyguya dayanan ilkeleri kanıt aramaksızın, incelemeksizin ve eleştirmeksizin
bilgi sayan anlayış.
estetik yargılama ve değerlendirme gücü; güzeli çirkinden
ayırma yetisi.
BASAMAK

Bilgi: Öznenin amaçlı yönelimi sonucunda, özne ile nesne E


arasında kurulan ilişkinin ürünü olan şeydir. Epistemoloji: İnsan bilgisinin yapısını ve geçerliliğini incele-
yen felsefe dalı.
Bilim: Evrenin ya da olayların bir bölümünü konu olarak se-
Estetik: Güzeli ve güzel sanatların doğasını inceleyen fel-
çen, deneysel yöntemlere ve gerçekliğe dayanarak yasalar
sefe dalı.
çıkarmaya çalışan düzenli bilgi. Genel geçerlik ve kesinlik ni-
telikleri gösteren yöntemli ve dizgesel bilgi. Etik (ahlak felsefesi): İnsan eylem ve davranışlarını, ahlaki
olanın özünü araştıran felsefe dalı.
Bireycilik: Bütüne, genele değil de bireye, tek olana üstünlük
Eylem: İnsanın yaptığı istençli hareket. İnsanın bir dış ne-
tanıyan görüş. Bireyin kendine dayanması eğilimi.
denle değil de doğrudan doğruya kendisinin gerçekleştirdiği
davranışları.

G
Gerçek: Bilinçten bağımsız olarak var olan. Düşünülen, tasa-
Ç
rımlanan şeylere karşıt olarak var olan.
Çelişme: İki kavramın ya da yargının birbirini dışta bırakma-
Göreli: Bir başka şeye bağlı olan, ancak belli koşullar içinde
sı. Birbirine ters olma, birbirini tutmama.
geçerli olan.
Çevrecilik: Çevrenin insan üzerindeki etkisini ya da çevrenin
insan davranışını belirlemedeki önemini vurgulayan bir öğreti
olarak boy göstermiştir. Bu anlamıyla çevrecilik insanı dış ko- H
şulların ürünü; doğal, toplumsal ve kültürel koşulların toplamı Hakikat: Nesnel gerçeğin düşüncedeki yansısı. Gerçek ile
olarak gören anlayışa karşılık gelir. hakikat aynı şeyler değildir. Gerçek nesnel gerçekliği, haki-
kat ise bu nesnel gerçekliğin zihnimizdeki öznel yansısını dile
Çokçuluk: Gerçekliğin açıklanmasında birden çok ilkenin te-
getirir.
melde bulunduğunu kabul eden öğreti.

Çözümleme: Birleşik olanı ayırarak çözmek, bir bütünü par-


İ
çalara ayırmak.
İnsancılık (Hümanizm): İnsanca, insana özgü, insana iliş-
Çözümleyici (analitik) felsefe: Dil çözümlemelerine dayalı kin. İnsanlığa, insana yaraşır bir yaşam ve düşünmeye ulaş-
felsefe yöntemini geliştiren ve felsefenin görevini mantıksal mak için çabalamak. Batı kültürünün ve eğitiminin Eski Yu-
dil çözümlemesiyle sınırlayan felsefe akımının tümüne veri- nan kültürüne dayanmasından yola çıkarak bu kültür kalıtının
len ad. bilimsel olarak yeniden canlandırılması düşünüşü.

136
KAVRAM SÖZLÜĞÜ FELSEFE TEMASI EŞİK 3

K R
Kaos: Evrenin, düzene girmeden önceki karışık durumu. Rasyonalizm: Hakikatin ölçütünü duyularda değil, düşünme-
Kavram: Bir nesnenin veya düşüncenin zihindeki soyut ve de ve tümdengelimli çıkarımlarda bulan öğretilerin genel adı.
genel tasarımı, mefhum, fehva, konsept, nosyon. Akılcılık, usçuluk.

Kuram: Sistemli bir biçimde düzenlenmiş birçok olayı açıkla- Realizm (gerçekçilik): Bilinçten bağımsız bir gerçekliğin var
yan ve bir bilime temel olan kurallar bütünü, teori. olduğunu kabul eden öğreti.
5

M S
Metazik: Felsefenin en temel konularını, bu konuların felse- Sentez (bireşim): Çeşitli ögeleri bir araya getirme, bir bütün
fe içinde işlenmesi açısından ele alan bilgi dalı. içinde birleştirme.

Septisizm (şüphecilik): Her tür bilgi savını şüpheyle karşı-


layan ve bunların temellerini, etkilerini ve kesinliklerini irdele-
yen tutum.
N
Nedensellik ilkesi: Her şeyin bir sebebi vardır ve aynı şartlar Sezgicilik: Sezgiye akıl, kavramsal düşünme karşısında üs-
altında, aynı nedenler, aynı etkileri doğurur biçiminde özetle- tünlük veren; sezgiyi bilginin, özellikle felsefe bilgisinin temeli
BASAMAK

nebilen ilke. olarak gören öğreti.


Nitelik: Nesnenin algılama konusu olan yanı. Her nesnenin Soyutlama: Bir nesnenin herhangi bir yanını öbürlerinden
niteliksel yanı ile birlikte niceliksel tarafı da vardır. Bu iki un- ayırarak tek başına ele alan ansal işlem.
sur birbirine bağlıdır. Bir nesnenin sadece nicel ya da nitel
Söylence (efsane): Tanrılar, kahramanlar, önceki çağların
yanı olamaz. İkisi birbirine bağlıdır.
olayları üzerine anlatılanlar, masallar, öyküler.
Süreç: Belli bir düzen içinde yinelenen, ilerleyen, gelişen
olay ya da eylemler dizisi.
O
Olgu: Gerçekleşmiş olan her şey. Olmuş olan her şey olgu-
dur. T
Ontoloji: Varlığı bütünüyle inceleyen felsefe dalı; varlık bilim. Temellendirme: İleri sürülen bir iddia için temel, dayanak,
Bir bütün olarak varlığı ele alan ve var olanların en temel nite- gerekçe verme.
liklerini inceleyen felsefe dalı. Töz (cevher): Değişen durumlara karşı kalıcı olan; kendi
kendisiyle, kendi kendisinde var olan.

Tümevarım: Tekil ve tikelden tümeli, özelden geneli çıkaran


Ö uslamlama yöntemi.
Önsezi: Temellendirilemeyen duygu. Bilinmeyenin, gelecek- Tümdengelim: Tümelden tikeli ve genelden özeli çıkaran us-
le ilgili olanın önceden duyulması, doğru gibi sayılması. lamlama yöntemi.
Öz: Bir nesneyi neyse o yapan gereçlerin tümü.

U
Usçuluk: Us bilgisine dayanan, doğruluğun ölçütünü duyu-
P larda değil, düşmede ve tümdengelimli çıkarımlarda bulan
Paradoks: Kökleşmiş kanılara aykırı olarak ileri sürülen dü- öğretilerin genel adı.
şünce. Kendi içinde çelişkiliymiş gibi görünen, mantıksal ola- Uslamlama: Usavurma. Çıkarsama ve çıkarım deyimleriyle
rak hem doğruluğu hem de yanlışlığı kanıtlanabilen önerme. de yakın anlamlıdır. Bilinen önermelerden bilinmeyen öner-
Pozitivizm: Olgularla desteklenen ya da olgularla ilgili veri- meleri çıkarmayı dile getirir. Belli birtakım önermelerden
lere dayanan bilginin tek sağlam bilgi türü olduğu görüşüdür. mantıksal ilerlemelerle sonuç çıkarmaktır.

Pragmatizm: Hakikati ve gerçekliği yalnızca eylemlerin so- Uyum: Armoni. Çokluğun ve karşıtlığın düzenli bir birlik oluş-
nuçları ve başarıları ile değerlendiren felsefe öğretisi. turması.

137
3 EŞİK FELSEFE TEMASI TESTİ 18 dk

1. Önemli bir düşünürü ırkçı kirler ileri sürdü diye okumayı 3. (I) Bilim felsefesi, kimilerince sadece soru soran ve sorula-
bırakmamız gerektiğine inanan kişilerden değilim. Bunun- ra birbirinden farklı cevaplar veren bir disiplin olarak görü-
la birlikte eğer bu düşünürlerin felsefelerine ırkçı kirlerin lebiliyor. (II) Bu durum, felsefenin bilime hiçbir önemli katkı-
girdiğine dair kanıtlar varsa bunlara işaret etmemenin so- sı olmayan bir zihin jimnastiği olarak nitelenmesi sonucunu
rumsuzluk olduğunu düşünüyorum. Bunu kendi ırkçılıkla- doğurabilir. (III) Bu durumda bilim felsefesi, felsefecinin
rımıza karşı cephe almak için ek nedenler ve kaynaklar
merakını tatmin etmeye yönelik, zevkli fakat sonuç olarak
bulalım diye söylüyorum. Cinsiyetçilik, dinsel hoşgörüsüz-
boş bir çaba olmaktan öteye geçemeyecektir. (IV) Çünkü
lük ve benzeri diğer tahakküm biçimlerine karşı da benzer
5 bilim, günümüzde toplumsal problemlerden etkilenen bir
yaklaşımların kullanılmasını aynı şekilde savunurum. Dü-
şünürlerin başarısızlıkları da yaptıkları olumlu katkılar da yapı olarak karşımıza çıkmaktadır. (V) Ne var ki bir bütün
görmezden gelinmemelidir. olarak felsefe, havada duran, gereksiz bir disiplin hiçbir za-
man olmamıştır; bu, felsefenin mahiyetine aykırıdır.
Aşağıdakilerden hangisi bu sözleri söyleyen bir yaza-
rın düşüncesi olabilir? Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi dü-
A) Irkçılığa karşı verdiğimiz mücadelede başarılı olmak şüncenin akışını bozmaktadır?
için kendimizi ahlaki olarak ırkçı düşünürlerden üstün A) I B) II C) III D) IV E) V
hissetmeliyiz.
B) Sartre’ın ırkçılık ve sömürgecilikle ilgili görüşlerine
daha fazla önem verilmesi gerektiğine inanıyorum.
C) Felsefeye ilginin artması için büyük lozoardan bazı-
larının ırkçılığın tarihine yaptıkları özgül katkıları gör-
mezden gelmeliyiz.
BASAMAK

D) Locke’un bilgi teorisine ilişkin yazıların ırk ve sömürge-


cilik bağlamlarından bağımsız olarak okunmaları gere-
kir.
E) Modern ırksal ideolojinin babalarından biri olduğuna
işaret edildiği için Herder üstüne çalışmamalıyız.

2. Sevgi yoksa başka insanların yanımızda olmasını kabul


etmiyorsak toplumsal süreç olmaz ve dolayısıyla insan
olmak imkânsızdır. Başkalarını kabullenmeyi engelleyen
her şey, toplumsal sürece zarar verir çünkü bu toplumsal
süreci oluşturan biyolojik sürece zarar verir. Kendimizi
kandırmayalım. Ahlak dersi ya da sevgi vaazı vermiyoruz.
Yalnızca biyolojik olarak sevgi olmadan, diğerlerini kabul-
lenme olmadan hiçbir toplumsal olgu olmayacağını ifade 4. I. Her bilim adamının içinde yer aldığı ve ufkunu belirle-
ediyoruz. Eğer buna rağmen bir şekilde bir arada yaşıyor- yen bir dünya görüşü, açık veya örtük olarak benimse-
sak sevgi görüntüsü altında kayıtsızlık ve yadsımayı yaşı- diği kirlerden oluşan bir çerçeve vardır.
yoruz demektir.
II. Bu çerçeve, sadece toplumsal değerleri değil; o bilim
Bu parçanın yazarının aşağıdakilerden hangisini söy- çevresinde kabul edilen görüşleri de içerir.
lemesi beklenmez? III. Diğer bir deyişle bilimsel teoriler, bu felse anlayışla
A) Beraber yaşama arzumuzda, toplumsal olguların biyo- uygunluk içindedir.
lojik temelinde sevgi vardır. IV. Bu görüşler, bilimsel teorileri de etkileyen felse içerikli
B) Her şeyin belirsiz olduğu bir dünyada kişi kendi kendi- bir anlayıştır.
siyle yetinerek toplumsal sürece katkı sunabilir. V. Bunun tipik ve bilinen örneği, yer merkezli evren anla-
C) Gerçek manada, bir arada yaşama ulaşabilmek, bize yışıdır.
aykırı gelen düşünceleri anlama çabasını gerektirir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bü-
D) Diğer türdeşlerimizle ortak bir yaşam sürebilmenin ko-
tün oluşturması için hangilerinin birbiriyle yer değiş-
şulu, çatışmayı yenmekten geçer.
tirmesi gerekir?
E) Bireyin çevresindeki insanları tehdit olarak algılaması-
A) I ile IV B) I ile V C) III ile IV
nın temelinde toplumdan yalıtılmış sevgisiz bir hayat
arzusu yatar. D) III ile V E) IV ile V

138
18 dk FELSEFE TEMASI TESTİ EŞİK 3

5. “Bilgi güç sağlar.” ilkesi günümüzde eskiden olduğundan 7. (I) Düşünce geçmiş zamanlarda genellikle duygunun kar-
daha fazla değer kazanmıştır. Bilgiyi üretebilmek, daha şısına konmuş, çok yerde bir duygu-düşünce karşıtlığı
fazla bilginin elde edilmesiyle mümkün olabilir. Bu bilgi üzerinde durulmuştur. (II) Buna göre çok zaman duygu-
ise sadece laboratuvar çalışması yapılarak elde edileme- lar büyük ölçüde tehlikeli, düşünceler ise kurtarıcı görül-
mektedir. Bilim felsefesi, mahiyeti dolayısıyla gerekli bilinci müştür. (III) Biz bugün duygulanmanın da bir tür düşünme
sağlayabilecek kaynak durumundadır. Yani felsefenin ge- biçimi olduğunu bilmekte ve bunların tek bir kaynaktan
leneksel teorik özelliklerine ilave olarak bilim felsefesi pra- geldiğini görmekteyiz. (IV) Ama eskiler soruna daha de-
5
tik amaçlara da yönelmiş durumdadır. Günümüzde bilim ğişik bakmışlardır. (V) Onlar duyguların aklı, bilinci bulan-
felsefesinin amacı, eski anlayıştan farklı olarak bilimin bilim dırdığını, dolayısıyla onların giderilmesi ya da baskı al-
adamı ve toplum ile olan ilgisini, aralarındaki etkileşmeyi tında tutulması gereken şeyler olduğunu düşünmüşlerdir.
de inceleyecek şekilde genişlemiştir. (VI) Düşünebilen insan hayır demeyi alışkanlık edinmiş

I. Öneminin bilim adamları tarafından yeterince anlaşıl- insan değildir ama gerektiğinde kesin bir biçimde hayır di-
madığına yebilen insandır.
II. Düşünürleri laboratuvar çaılışmalarıyla sınırladığına Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf
III. Amaçlarının eskisinden daha geniş olduğuna numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
Bu parçada bilim felsefesine ilişkin olarak yukarıdaki- A) II B) III C) IV D) V E) VI
lerden hangilerine değinilmiştir?
A) Yalnız I B) Yalnız III C) I ve II
BASAMAK

D) I ve III E) II ve III

6. Daha on yıl öncesine kadar Türkçede felsefe tarihinde yer


edinmiş birçok lozofa ait birkaç makaleden türetme kitap-
çıklar ancak bulunabiliyordu. Dolayısıyla herhangi bir felse-
feci üzerine onun düşüncelerinin kuşatıcı bir okumasını yap-
manın imkânı yoktu. Oysa şimdi yüzyıla damgasını vurmuş
usta lozoarın hemen hemen tüm kitaplarını içeren külli-
yatları Türkçede bulmak mümkün. Bunlardan biri de Witt-
genstein. Son zamanlarda ardı ardına çevrilen kitaplarıyla
8. (I) Descartes için tarih çalışmaları bilim değildir. (II) Ona
bir Wittgenstein külliyatı oluşuyor.
göre Roma tarihini anlamayı amaç edinen tarihçi, Romalı
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden bir aşçıdan daha az şey bilir. (III) Tarih hakkındaki bilgimiz,
hangisidir? anlamlandırma ve haber almaya dayanır ki bu hâliyle bir
A) Türkçede son yıllarda birçok lozofa ait temel metinle- kenara bırakılmak zorundadır. (IV) Bizi çoğu kez yanıltan
rin çevrilip yayımlandığı geleneklerde ve anlamlarda hiçbir mutlak açıklık yoktur.
B) Türkiye’de uzun yıllar Batı’da yayımlanmış felse me- (V) Bu tutum Descartes ve arkadaşlarının tarihe bakış açı-
tinlere ilgi gösterilmediği larının olumlu olduğunu göstermektedir. (VI) Descartes’a
C) Batılı felsefe ve düşün insanlarının önemli kitaplarının göre çeşitli dillerde ve çeşitli tarihleri okumakla insanlar,
tercümesinde geç kalındığı
daha bilgili ve daha iyi vatandaş olamazlar.
D) Felsefe alanında literatürün zenginleşmesini sağlayan
çalışmaların desteklenmesi gerektiği Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi dü-

E) Wittgenstein’ın eserlerinin Türkçeye tercümesinin Türk şüncenin akışını bozmaktadır?


insanı için ufuk açıcı olduğu A) II B) III C) IV D) V E) VI

139
3 EŞİK FELSEFE TEMASI TESTİ 18 dk

9. • Eskiler; duyguların, tutkuların aklı, bilinci bulandırdığı- 11. • Bertrand Russell, kendisine bir dilde yer alan ve alma-
nı, dolayısıyla onların giderilmesi ya da baskı altında yan kelimelerle ilgili yöneltilen soruları şöyle yanıtla-
tutulması gereken şeyler olduğunu düşünmüşlerdir. mıştı: “Bir halkın karakterini o halkın diliyle en iyi ifade
Örneğin J. J. Rousseau şöyle demiştir: “Yüreğim ve edilen kirlere bakarak inceleyebiliriz. Örneğin Fransız-
cada İngilizce ifadesi neredeyse mümkün olmayan spi-
zihnim aynı bireyin değil denebilir. Yıldırımdan daha
rituel, l’esprit gibi kelimeler bulunur; buradan hareketle
hızlı olan duygu, ruhumu doldurur ancak beni aydın-
İngilizceye kıyasla Fransızcanın daha ‘esprili’ ve daha
latacak yerde beni yıkar ve sarsar. Düşünmek için so-
5 ‘spiritüel’ olduğu sonucunu çıkarabiliriz.”
ğukkanlı olmalıyım.”
• Yunancada her şeye karşılık bir kelime bulunduğu
• Düşünce genellikle duygunun karşısına konmakta, çok söylenir ama Cicero, De oratore (Hatip Üzerine) adlı
yerde bir duygu-düşünce karşıtlığı üzerinde durulmak- yapıtında, Latince ineptus (arsız veya münasebetsiz)
tadır. Buna göre çok zaman duygular, büyük ölçüde
kelimesinin Yunanca karşılığının olmayışı üzerine
tehlikeli; düşünceler ise kurtarıcı görülmektedir. Biz
uzun uzun kalem oynatmıştı. Cicero arsızlığın, müna-
bugün duygulanmanın da bir tür düşünme biçimi oldu-
sebetsizliğin Yunanlılar arasında son derece yaygın ol-
ğunu bilmekte ve bunların iki ayrı alan oluşturmadığını,
duğunu; bu yüzden bir kusur olarak farkına bile varma-
her ikisinin de iki ayrı kaynaktan değil, tek bir kaynak-
dıklarını düşünüyor, kelimenin yokluğunu bu durumun
tan geldiğini görmekteyiz.
kanıtı olarak görüyordu.
Yukarıda ilk parçada karşı çıkılıp ikinci parçada savu-
Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
nulan düşünce aşağıdakilerden hangisidir? söylenebilir?
A) Duygular, düşünceleri gerçekleştirmeyi engeller. A) Benzer olgulara birbirine karşıt yorumlar getirmektedirler.
B) Farklı olguların benzer yönlerini vurgulamaktadırlar.
BASAMAK

B) Duygu ve düşünce birbirinin karşıtı değil tamamlayıcı-


C) Kendi düşüncelerine uygun kanıtlar kullanmaktadırlar.
sıdır.
D) Olguları yaşadıkları toplumların sosyal yapısına göre
C) Düşünceler duygulara karşı tercih edilmeli, soğukkanlı örneklendirmektedirler.
olunmalıdır. E) Birbirinden çok farklı konularda değerlendirmelerde
D) Duygular yıkıcı ve tehlikeli, düşünceler yapıcı ve kurta- bulunmaktadırlar.
rıcıdır.
E) Duygularla düşünceler arasında bir denge oluşturmak,
12. Zekâ sadece sözcükleri tanıma ve anlama, sözel ve yazılı
her zaman mümkün değildir.
olarak sözcük ve ifadeleri çabucak bulabilme becerisi midir
yoksa aritmetiksel işlemleri çabuk ve doğru olarak yapabil-
me yetisi midir? Toplum olarak bence zekâyı aritmetiksel
işlemleri çabuk ve doğru olarak yapabilme olarak değer-
lendiriyoruz. Bunun en büyük göstergesi de matematik ve
10. 20. yüzyıl gerek ekonomik gerekse devletler arası ilişkiler-
fen bilimlerini öğretmek için dizayn edilmiş okullardır. Gü-
de bilim ve teknolojinin güç olarak kullanıldığı bir çağdır.
nümüzde okullarımız, kendilerini sözel ve yazılı anlamda
Bu güç, üretim ve silahlanmada kendini açıkça göstermiş-
tir. Dünya savaşlarının yaşandığı bu dönemde ekonomik ifade edemeyen öğrencilerle dolup taşmakta. Ancak yeni
çöküşlerle yaşanan olaylar, insanları umutsuzluğa sürük- teknolojilerle çocuklarımız, kendilerini ifade edebildikleri
leyerek bunalıma sokmuş ve bireyselleşmelerine neden yeni bir ortam olan sosyal medya ile tanışmış durumda.
olmuştur. Yaşanan olaylar, insanların değer anlayışlarında Dışarıda zekâlarının farkında bile olmayan bu çocuklar,
değişimler meydana getirmiş ve bazı değerler, derinden teknolojik ortamda usta birer otobiyogra yazarına dönü-
sarsılmıştır. Filozoar, çağın bu sorunlarına karşı duyarlılık şebiliyor olmadıkları kişilikleri yansıtırken.
göstermiş ve bu durumu felsefelerinde işlemiştir. Aşağıdakilerden hangisi parçada yer alan teknolojinin
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söyle- gelişmesi sonucu değişen insan ve zekâ ilişkisine ör-
nebilir? nek oluşturabilir?
A) Okullarda akıllı tahta kullanılması - Derslere etkin
A) 20. yüzyıl, insanlığın her bakımdan en zor yüzyılı ol-
şekilde katılan öğrencilerin sayısının arması
muştur.
B) Televizyonun insan hayatına girişi - Televizyondaki dizi
B) Silahlanma yarışları, ekonomik çöküntüleri hızlandır- lm karakterlerine bürünen insanların sayısının artması
maktadır. C) İnternetin kullanım alanının genişlemesi - İnsanların
C) Bilim ve teknolojide yaşanan gelişmeler, yeni savaşları internet ortamındaki genel kültür oyunlarına rağbet et-
tetiklemektedir. meleri
D) Bilgisayarın gündelik hayatın ayrılmaz bir parçası olu-
D) Bilimsel bakımdan güç sahibi devletler, her dönemde
şu - Okullarda bilgisayardan ulaşılan metinlerin ödev-
belirleyicidir.
lerde kullanılması
E) 20. yüzyılda insanlığın yaşadığı sorunlar, felsefenin de E) Akıllı telefonların yaygınlaşmaya başlaması - İnsanlar-
konusu olmuştur. da birden fazla karakter özelliğinin görülmesi

140
KAVRAM SÖZLÜĞÜ MÜZİK TEMASI EŞİK 3

A E
Akor: Üç veya daha çok sesin armoni oluşturacak şekilde Eleji: Ağıt, hüzünlü şiir.
aynı anda çalınması. Uygu, düzen.
Enstrümantasyon: Çalgılama. Armonili bir yapıtın partileri-
Akort: Bir çalgıda doğru ses vermesi için yapılan ayar, dü- nin orkestra içindeki çalgılara göre dağıtılması.
zen. Armoniyi sağlayan seslerin birleşmesi. Uyum, uyumlu-
Epilog: Son söz.
luk.
Ezgi: Melodi çizgisi, şarkı.
Akustik: Sesin oluş ve yayılışını inceleyen bilim dalı. Bir or-
tamın ses dağılım nitelikleri. 6

Alto: En pes kadın veya çocuk sesi. F

Aranjman: Uyarlama. Düzenleme. Bir yapıtı, özgün ortamını Falso: Yanlış ses.

değiştirerek bir başka ortam için yeniden yazmak. Fanfar: Yalnız maden üemeli çalgılarla çalınan tören, şenlik

Armoni: Ahenk, uyum anlamındadır. Seslerin akor oluştur- parçası.

mak üzere birleşmesi. Fantezi: Ana tema üstüne yapılan çeşitlemelerden kurulu,

Arya: Orkestra eşliğinde söylenen ya da çalınan, solo ses ya özgür biçimli çalgısal tür.

da çalgı için büyük çaplı ezgi.


BASAMAK

G
Gam: Dizi. Sekiz notanın kalın sesten inceye veya inceden
kalına gitmek üzere sıralanmış dizisi.

B İ
Bale: Dans, mim ve hareketle oynanan müzikli oyun. İdil: Huzurlu kırsal yaşamı yansıtan şiir, resim ya da bunlar-
dan esinlenmiş müzik parçası.
Balad: Bir öykü anlatan geleneksel şarkı.
İzoritim: Ritmik kalıpları yalın bir ezgi çerçevesinde yineleme
Bando: Üemeli ve vurmalı çalgılardan oluşan müzik toplu-
yöntemi.
luğu.

Bariton: Tenor ile bas arasındaki erkek sesi.

Bas: En pes erkek sesi.

Besteci: Beste yapan kimse, bestekâr, kompozitör, maestro.

K
Kadans: Yorumcunun ustalık düzeyini değerlendirmek üzere
bir konçertonun bölüm sonlarına doğru solistin orkestradan
ayrılıp kendi başına yorumladığı bölme.

D Kakofoni: Uyumsuz ses bileşimi. Kakışım.


Doğaçlama: Müziğin o anda yaratılması, içten geldiği gibi Kanon: Her yeni giren sesin önceki ezgiyi taklit etmesiyle
çalma. oluşan bir çok sesli müzik türü.
Düzenleme: Belirli sesler, çalgılar veya topluluklar için yazıl- Kolaj: Değişik müzik türlerinin, değişik gereçlerin bir arada
mış bir eserin, başka sesler, çalgılar veya topluluklar tarafın- kullanıldığı yapı.
dan söylenip çalınabilmesi için o eserde yapılan değişiklik,
aranjman. Konçerto: Solist ve ona eşlik eden orkestra için yazılmış, üç
veya dört bölümlü konser parçası.
Düet: İki partisi de birbirine eşit olan ve iki yorumcu tarafın-
Konservatuvar: Müzik öğrenimi için kurulmuş büyük okullar.
dan çalınan veya söylenen müzik. İkili.

141
3 EŞİK MÜZİK TEMASI KAVRAM SÖZLÜĞÜ

L Ö
Leitmotiv: Yapıt boyunca yinelenerek bir kişiyi ya da bir ko- Ölçü: Müzik parçasının eşit süreli bölünüşü.
nuyu tanıtıcı özellikleri taşıyan, böylece yapıtın bütünlüğüne
katkıda bulunan müzik moti. Kılavuz müzik.

Libretto: Opera metni, kitapçığı.


P
Pasaj: Geçit; kısa bölüm.

6 M
Porte: Üstüne notaların yazıldığı beş çizgi düzeni.
Majör: Büyük. Gamda büyük üçlü.
Prelüd: Önden çalınan. Bir başka parçaya giriş oluşturan çal-
Makam: Geleneksel müzikte bir gamın işleniş tarzı. gı müziği.
Melodram: Müzikle birlikte melodisiz olarak, düz okuma du- Profan müzik: Dinsel olmayan müzik.
rumunda söylenen dram. Müzik eşliğiyle bir anlatıcı için ha-
zırlanmış yapıtların türüne verilen ad. Prozodi: Sözle notanın uyumu.

Metronom: Zaman sayacı. Rapsodi: Halk ezgileri gibi yalın ezgiler üzerine kurulmuş öz-
gür deyişte çalgısal parça.
Minimal müzik: Kısa motierin yinelenmesiyle gelişen ve
1960’lardan sonra ünlenen besteleme yöntemi. Rastlamsal: Şansa bırakılmış müzik yöntemi
BASAMAK

Minör: Küçük. Gamda küçük üçlü. Repertuvar: Birim, dağarcık

Monodik: Teksesli müzik. Resital: Dinleti. Tek yorumcu ya da eşlikli tek solistin verdiği
dinleti.
Monofonik: Teksesli. Eşliksiz, tek bir ezgi çizgisi.
Rezonans: Titreşim, tınlayış. Akustik oluşum.
Monoton: Tekdüze, hep aynı tonda, yeknesak.
Ritim: Güçlü ve güçsüz vuruşların düzenli aralıklarla yine-
Motif: Ana kir. Çekirdek. Bir müzik düşüncesinin en küçük lenmesi.
birimi.
Rondo: Temel müzik cümlesinin birden çok yinelendiği dans
biçimi.

N Rubato: Yorumcunun bir an için belirlenmiş ritim yapısından


Nakkare: 13. yüzyıldan sonra küçük davullara verilen ad. ayrılıp kendi içgüdüsüne göre yapıyı ve tempoyu değiştirerek
çalması.
Noktürn: Gece müziği.

Nota: Müzik yazısı. Sesleri gösteren işaretler.

S
Senfoni: Eski çağlarda ses ve çalgı birliği temelinden doğan
sözcük. Orkestra için yazılmış, genellikle dört bölümlü, uzun
O
süreli müzik yapıtı.
Oktav: Sekizli aralık. Bir oktav içinde 7 nota vardır.
Senfonik şiir: Betimleyici özelliği olan, müzik dışı değerler
Opera: Yapıt, eser. Müzikli sahne oyunu. taşıyan, çalgısal, tek bölümlü yapıt.
Operet: İçinde karşılıklı konuşmaların, şarkı ve dansların yer Serenat: Akşam müziği. Akşam yahut gece vakti, açık ha-
aldığı haf opera. vada genellikle bir kadının penceresi altında söylenir, çalınır
Oratoryo: Kutsal konulu bir metin üstüne çalgılar, koro ve türde parçalar.
solistlerce seslendirilmek için yazılmış, sahnelenmeyi gerek- Skala: Gam, dizi.
tirmeyen tür.
Solo: Tek, yalnız. Solist
Orkestra: Yaylı, üemeli, vurmalı çalgılardan oluşan büyük
çalgı topluluğu. Senfoni, konçerto ve oratoryoları seslendirir, Somut müzik: Doğadaki gerçek seslerin elektronik olarak

operalara eşlik eder. değişikliğe uğratıldığı müzik türü.

142
KAVRAM SÖZLÜĞÜ MÜZİK TEMASI EŞİK 3

Sonat: Üç ya da dört bölümlü çalgısal yapıt. V


Süit: Aynı tonda sıralanmış, çalgısal ortam için yazılmış, Vals: Eski bir Avusturya dansından kaynaklanan, aslında
dans demeti. Demet. ağır tempolu bir dans.

Süre: Bir sesin uzunluk süresi. Nota değeri. Varyasyon: Çeşitleme. Bir temanın, parçanın başından so-
nuna dek çeşitli çalma biçimleriyle, süslemelerle değişikliğe
uğradığı müzik yapıtı.

Virtuöz: Yorumunda teknik ustalığın üstün katına erişmiş ki-


şiler için kullanılan terim. 6

Viyolonsel: Viyoladan büyük, kontrbastan küçük, dört sürt-


me telli bir orkestra çalgısı, çello.
Ş
Şantör: Erkek şarkıcı Vokal: İnsan sesi için. Ses müziği. Çalgı müziği karşıtı. Şar-
kılı müzik türleri: Opera, kantat gibi.
Şantöz: Kadın şarkıcı
Vokaliz: Solistin güfte sözü olmaksızın tek heceyle söyleme-
Şarkı: Kısa bir şiir üzerine kurulu, melodisi olan, anonim halk
si. Ağızlama.
şarkıları tarzında veya besteleme sonucunda ortaya çıkan,
insan sesi ya da koro için yazılmış sözlü yapıt. Volume: Gürlük, yoğunluk. Ses dolgunluğu, genişliği.
BASAMAK

T Y
Tempo: Zaman. Bir müzik parçasının hızını, zamanlamasını Yorum: Bir müzik yapıtını icra eden şarkıcı, enstrümanist ya
saptayan ölçü. Metronomla ya da belli bir tempo işaretiyle da yöneticinin, o yapıtı bestecinin düşünce ve duygularına
yorumcunun yönlendirildiği ölçü. uygun olarak sunma amacıyla uyguladığı duygusal davranı-
şın ve bilimsel inceleme sonuçlarının tümü.
Tenor: En ince (tiz) erkek sesi. Lirik tenor sesi yüksek, parlak
bir tonu olan, rahatça akan bir sestir.

Tını: Ses rengi. İnsan sesinin ya da çalgıların kendilerine has


özelliği.

Tonalite: Bir müzik parçasının belli, merkezî bir tona göre


armonik olarak düzenlenmesi.

Tuşlu çalgılar: Org, klavsen, piyano, klavye gibi tuşlarıyla


çalınan çalgılar.

U
Uvertür: Opera perdesi açılmadan önceki sunuş müziği.

Uyarlama: Aranjman, adaptasyon, düzenleme.

143
3 EŞİK MÜZİK TEMASI TESTİ 18 dk

1. Sezen Aksu, müziğe başladığı 1970’lerden günümü- 3. ----. Michalengelo’yu Musa’nın ellerine toplu bir hareket
ze değin sesi ve yorumuyla Türk pop müziğindeki yerini vermeye zorlayan, mermersizlik olmuştur. Sahnede, hep
korumuştur. Başka söz yazarlarının yazdığı şarkıları da birden kullanılacak ses perdelerinin sayılı oluşudur ki Es-
seslendirmekle birlikte çoğunlukla kendi yazdığı şarkıları chyle’i, Kafkas dağlarında zincire vurulan Prometheus’un
söylemiştir. Bu şarkılardaki sözler incelendiğinde onların susuşunu icat etmek zorunda bırakmıştır. Eski Yunanlılar-
belli yaşanmışlıkların üzerine kaleme alındığı söylenebilir. da saza bir tel ekleyen adam şiddetle cezalandırılırdı. ----.
Dolayısıyla bu sözler, başarılı bestelerle bir araya gelince
Aşağıdaki cümlelerden hangisi bu parçanın hem başı-
insanları yıllar yılı etkilemiştir. Böylelikle sanatçı, içten söz-
na hem sonuna getirilebilir?
leriyle Türk halkının sevgisini kazanmayı başarmıştır. As-
6 A) Sanatla doğa yeryüzünde rekabet hâlindedir
lında Sezen Aksu’nun yazdığı bu sözler bir şarkı sözünden
daha da ötedir. Bunları birer şiir olarak değerlendirmek çok B) Sanat, başlangıcından bugüne hep özgürlüğü arar
daha doğru olacaktır. C) Sanat, bütün gücünü sanatçının özgürlüğünden alır

Bu parçaya göre Sezen Aksu ile ilgili aşağıdakilerden D) Sanat, kuvvetten düşünce kaplıcalara götürülen bir
hangisi söylenemez? hasta gibi doğaya çıkarılır

A) Türk pop müziğinde sesi ve yorumuyla kendine özgü E) Büyük sanatçı, güçlüğün coşturduğu engeli kendisine
bir yer edindiği sıçrama tahtası yapan insandır

B) Müzik alanındaki kalıcılığının kendi yazdığı şarkı söz-


lerinden kaynaklandığı
C) Yaşam deneyimlerini şarkı sözlerine yansıttığı
BASAMAK

D) Şarkılarındaki içtenliğin Türk insanında karşılık buldu-


ğu
E) Yazdığı şarkı sözlerinin şiirsel özellikler taşıdığı

2. Günümüz müzik anlayışları içinde elbette iyi şeyler var ve


biz onların peşindeyiz. Ne var ki genel olarak bizi kuşat-
mış olan tüm medya kanallarının yayınlar vasıtasıyla bize
bir sistemi dayattığını düşünüyor ve bunalıyorum. İnsanın
kendisi olmak hakkını elinden alıyorlar. Bu koşullar altında
nasıl özgün bir kişilik geliştirilebilir? Dünyanın hangi şehrine
gidersem gideyim değişik bir şey duyamıyorum. Âdeta, dün-
yanın her tarafından görülebilecek dev bir ekran konmuş ve
4. Felsefe ve psikoloji alanında aldığım eğitim, müziğin te-
insanlara global bir yayın yapılıyor. Hep aynı insanlar, aynı
mellerini ve insan doğası üzerindeki duygu izlenimlerini
şarkılar, aynı sesler.
analitik olarak sorgulamama kapılar açtı. Müzikal dışavu-
Bu parçanın yazarının aşağıdakilerden hangisini söy- rum ve etkileşimleri akademik alandan damıtırken kendi iç-
lemesi beklenemez? sel yolculuğumdan da beslenip bunu yorumuma yansıttım.
A) Bir albüm üzerinde çalışırken kulaklarımı başka müzik-
Sanatından böyle söz eden biri için
lere kapatırım.
I. İlgilendiği sanata ve çevresine yönelik eleştirel bir
B) Benden, benim yaşadıklarımdan ortaya çıkan kendi
bakış açısına sahiptir.
müziğimi yapmak istedim.
II. Ortaya koyduğu ürünlerde kendinden de izler bulun-
C) Dünyanın bütün kıtalarında izlenip dinlenebilecek po-
maktadır.
püler bir müzik yapmayı hedeedim.
III. Yapıtlarını oluştururken bilimsel ve duyuşsal ögeleri
D) On yedi yaşımdan itibaren klasik müzikten çok beslen-
sentezleyici bir tavır içindedir.
dim ancak benimsediğim şey, yerel olandan yola çıkıp
yargılarından hangileri söylenebilir?
evrensel ve otantik bir ses yaratmaktır.
A) Yalnız II B) Yalnız III C) I ve II
E) Müzikteki en ileri noktanın doğaçlama müzik yapmak
olduğunu düşünüyorum. D) I ve III E) I, II ve III

144
18 dk MÜZİK TEMASI TESTİ EŞİK 3

5. Beğeni; kişiden kişiye değişen, tamamen göreceli bir kav-


7 - 8. soruları aşağıdaki parçaya göre
ram. Bir müziğin herkes tarafından beğenilmesi çok zor
cevaplayınız.
ama kalitesinden ödün vermeden hemen herkes tarafın-
dan sevilebilecek bir eser ortaya koyabilmek de büyük ba-
1960’ların sonlarında müzik açısından önemli bir olay da
şarı. Nasıl her insan derin kitaplar okumaz veya okusa bile
Türk pop müziğinin temellerinin atılması olmuştur. Önce-
anlayamazsa bir resmi, bir lmi ve bir müziği herkes aynı
likle o uzunca süren “aranjman” dönemi ve Avrupa’nın en
biçimde algılayamaz.
ünlü seslerinin ülkemize gelerek şarkılarını bizim dilimizde
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık ola- söylemeleri önemli bir hâle gelmişti. Aralarında Adamo,
rak söylenmiş olabilir? Marc Aryan, Nino di Murcia gibi ünlüler bulunan Avrupa- 6
A) Sizce müzik toplumdan topluma farklılıklar gösterir mi? lı sanatçılar, büyük bir çabayla ve kimi zaman Türkçenin
B) Müziğin herkes tarafından beğenilmesi mümkün müdür? başını gözünü yararak ünlü parçalarını bizim için de söy-
C) Müzik beğenilerindeki değişimi nasıl yorumluyorsunuz? lediler. Ayrıca bu parçaların ve başka parçaların ülkemiz

D) Çeşitli sanat alanları için ortak bir beğeniden söz edile- sanatçıları tarafından yerli versiyonları yapıldı. Böylece
bilir mi? kulakların Batı müziğine alışma süreci yaşadığı ve öz-
E) Kültürel değişimler müzik beğenilerini etkiliyor mu? gün, yeni bestelerin ortalarda gözükmediği bir dönemde,
yabancı parçalar aracılığıyla da olsa Türk popu ilk acemi
adımlarını atmış oldu.
BASAMAK

7. Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıda-


kilerden hangisidir?

A) Türkçeyi büyük bir özveriyle ve başarıyla kullanmak


B) Türkçeyi düzgün kullanmakta zorlanıp bunu becere-
memek
C) Türkçeyi kullanmakta gereken özeni göstermemek
D) Türkçeyi mecbur kaldığı için isteksizce konuşmak
E) Türkçe kelimeleri yanlış anlamda kullanarak konuşmak

6. Pop müzik dinlerken vücudumuzda salınan kimyasallar sa-


yesinde keyif aldığımızı hissederiz ve daha fazlasını arzu-
larız. Pop müzik eserinde sesin yüksekliği, samimiyeti sim-
geler ve dinleyicinin kendini şarkıcıya yakın hissetmesini
sağlar. Sesin perdesi yükselir ve alçalır. Bu da bir ilişkideki
etkileşimi, hareketi simgeler. Pop müzik parçalarının ritmi,
genellikle orta ya da hızlı olduğundan içimizi kıpır kıpır ya- 8. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söyle-
par. Son olarak da ritim, bize vücudumuzu nasıl hareket nebilir?
ettireceğimizi anlatır. Pop müziğin hiç durmadan değişen A) Türk pop müziği, Türk halk müziği ve kültürü gelene-
ritmi, parçaya olan ilgimizi kaybetmememizi sağlar. ğinden beslenmektedir.
B) Avrupalı pop müziği sanatçıları Türk pop müziği ala-
Bu parçada pop müzikle ilgili aşağıdakilerden hangisi-
nında da başarılı seslendirmeler yapmışlardır.
ne değinilmemiştir?
C) Türk pop müziği arabesk müziğin bir devamı olarak gö-
A) İnsanın içgüdülerine seslendiğine
rülmelidir.
B) İnsana haz veren bir müzik türü olduğuna
D) Türk pop müziğinde ilk özgün eserler Batılı sanatçılar-
C) İnsanı belirli hareketlere yönelttiğine ca verilmiştir.
D) Dinleyiciyi sanatçıya yakınlaştırdığına E) Türk pop müziğinin gelişmesinde Avrupalı sanatçıların
E) Görsel eşliğinde etkili olduğuna katkıları olmuştur.

145
3 EŞİK MÜZİK TEMASI TESTİ 18 dk

9. (I) Ülkemizde okullarda uygulaması yapılan müzik dersleri, 11. 1800’lerde yaşamış bir mucit ve müzik aleti yapımcısı olan
insanımıza özlü bir müzik kültürü kazandırmıyor. (II) Çocuk- Charles Wheatstone, tezini kanıtlamak için bir deney düze-
larımız, okul döneminden sonra müzik kültürünün kırıntısını neği hazırlar. Deneyi yaptığı binanın bodrum katına yerleş-
bile koruyamıyor. (III) Dostlarım arasında sıkça gözlemledi- tirdiği arpları iki kat yukarıdaki salonda bulunan arplara tah-
ğim bir durum var: Sohbet masasında konu müziğe gelirse ta sütunlarla birleştirir. Müzisyenler bodrum kattaki arpları
bazı arkadaşlar sıkıldığını belli ediyor. (IV) Ama bu konudaki çaldığında iki kat yukarıda bulunan dinleyiciler, kendi katla-
bilgileri öğrenmek için nereden ve nasıl başlayacağı hak- rındaki ‘’kimsenin çalmadığı’’ arpların sesini duyar. Bodrum
kında hiçbir görüşü yoktur onların. (V) Ben kitabımda hem katında çalınan arpların titreşimleri tahta sütunlardan birinci

6 anlaşılır olan hem de müzik sanatının temeli sayılabilecek kattaki arplara iletilir. Bodrum kattaki arplarla aynı perdede
konuları ele aldım. akort edilmiş bu arplar titreşir ve sesleri salonda duyulur.
Buna karşılık bu iki kat arasındaki zemin kattakiler, hiç mü-
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden
zik sesi duymaz.
sonra “Aslında bütün aydınlarımız müziğin değerli bir sa-
nat dalı olduğunda birleşir.” cümlesi getirilebilir? Bu parçada Charles Wheatstone, sözü edilen deneyle
A) I B) II C) III D) IV E) V aşağıdakilerden hangisini amaçlamıştır?
A) Sesin kaynağı olan titreşen cisim, yakınındaki hava
molekülünü titreştirir.
B) İnsanlar genellikle hava yoluyla kulağa ulaşan sesleri
algılayabilir.
BASAMAK

C) Müzik eğitimi alanlar, frekansları birbirinden farkı çok


az olan iki sesi bile birbirinden ayırabilir.
D) Ses dalgaları sadece havada değil, katı ortamlarda da
ilerleyebilir.
E) Çalgıların farklı ses karakterine sahip olmasının nede-
ni çalgının gövde yapısıdır.

10. Müzik piyasasında dengesiz bir görüntü var. Bence asıl


sorgulamamız gereken üretici kısmındaki ahlâksızlık. Bir
bakıyorsun 165 milyon izlenme, 225 milyon izlenme. Tür-
kiye’deki internet kullanıcısı rakamları belli… Türkiye’de
insanların YouTube üzerinde ne kadar müzik dinlediği de
12. Müzikaller, popüler kültür ürünüdür. Çünkü yapımı için
belli. Coldplay’in bir şarkısıyla Türkiye’den bir müzisyenin
onca para harcanan bir lm, çok geniş bir kitleye seslen-
aynı izlenme oranlarına sahip olması eşyanın tabiatına ay-
mek zorundadır. Bu yüzden müzikallerin başlıca işlevi, bir
kırı. Dinleyici biraz daha hassas olabilir, tamam. Yine de
eğlence aracı olmalarıdır. Sahneye konan oyunun sürekli
oradaki ekonomik durumu görmüyor değiliz. Ama bu sah-
kapalı gişe oynayacağına, herkesin içinden kopup gelen
te rakamlardan beslenenlere anlayış göstermek mümkün
bir neşe içinde şarkı söyleyip dans ettiği bu düzenin artık
değil.
bir daha hiç bozulmayacağına inanan oyuncu da izleyici de
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada savunulanları mutluydu. Bu özellikleri dolayısıyla müzikaller, sürgit ken-
destekler niteliktedir? dini yineleyen, kolay kolay kendilerini yenilemeyen lmler
A) İnternet sayesinde kıyıda köşede kalmış birçok yete- oldu.
nek, kendilerini gösterme fırsatı yakalıyor.
Bu parçada müzikallerin eleştirilme nedeni aşağıdaki-
B) Sanal dünyanın izlenme sayıları, sanatçıların takibi
lerden hangisidir?
açısından yanıltıcı olabilir.
A) Popüler kültür ürünü olmaları
C) Gerçek sanatçılar, sanal dünyada gençlere daha ça-
buk ulaşmanın mutluluğunu yaşıyor. B) Sanatsal boyutlarının zayıf oluşu

D) Sosyal medya üzerinden üne kavuşmuş olanların çok C) Toplumsal sorunları görmezlikten gelmeleri
azı, sanatlarını zirveye taşıyabiliyor. D) Sürekli kendilerini tekrarlamaları
E) Gerçek sanat eseri, her yerde kendi gücünü gösterir. E) Yapım maliyetlerinin yüksek oluşu

146
KAVRAM SÖZLÜĞÜ PSİKOLOJİ TEMASI EŞİK 3

A D
Algı: Bir şeye dikkati yönelterek o şeyin bilincine varma, id- Dejavu: Sanki görmüştüm duygusu. Yeni bir durumun yanlış
rak. olarak geçmiş bir anının tekrarı gibi algılandığı görsel tanıma
Afazi: Anlamanın korunduğu ancak konuşma yetisini ileri de- yanılsaması.
recede bozan bir bilişsel bozukluğun neden olduğu konuşma Deliryum: Bilinç kaybı.
bozukluğu; söz yitimi.
Ajitasyon: Kişinin ruhsal gerginliğini dışa vurması sonucu
oluşan etrafına karşı saldırganlık durumu. Körükleme. Duygu
sömürüsü yapma. E
Amnezi: Bellek kaybı. Geçmiş yaşantıları kısmen veya tüm- Epilepsi: Sara adıyla bilinen merkezi sinir sistemi (MSS)
7
den anımsayamama. hastalığı.

Ayrıntıcılık: Konuşmanın gereksiz ayrıntılarla uzatılması ve


bir türlü amaca yöneltilememesidir.

B Fobi: Korku. Belli bir nesnenin, durumun veya etkinliğin ya-


rattığı ve bireyin kendisi tarafından da yersiz veya aşırı oldu-
Basınçlı konuşma: Düşüncelerden gelen aşırı baskı sonu-
ğu kabul edilen, gerçekle bağdaşmayan, engellenemeyen ve
cunda durdurulamayan çağrışımlardan oluşan yüksek sesli
BASAMAK

denetlenemeyen yoğun, inatçı abartılmış korku.


konuşma.
Bastırma: Uygun görülmeyen istek ve anıları bilinçten uzak-
laştırma.
Bellek: Eskiden görülmüş, işitilmiş, koklanmış, tadılmış nes- H
neleri ve türlü yaşantıları yeniden anımsama yetisi. Algılanan
Halüsinasyon: Uyanık bir kişinin, dışarıdan bir uyarı olmak-
nesnelerin ve yaşantıların bilinçte iz bırakması, saklanması
sızın var olmayan bir şeyi görme, işitme, tat veya kokusunu
ve gereğinde yeniden üretilmesi yeteneği. Zihnin, belleme ve
alma ile beliren yalancı algılama. Varsanı.
anımsama gücü.
Hipnoz: Bireyde ileri düzeyde sakinlik, gevşeme ve telkin al-
Benmerkezcilik: Dünyada kişinin benliğini merkez sayan
tında kalabilme durumu yaratan yapay uyku.
görüş, beniçincilik, egosantrizm.
Beyin yıkamak: İnsanı kendine özgü düşünce ve dünya gö-
rüşüne yabancılaştırmak, başka yönde düşünür ve davranır
duruma getirmek amacıyla çeşitli yollarla etkilemek.
Bilinç: Algı ve bilgilerin anlıkta duru ve aydınlık olarak izlen- İ
me süreci. İçgörü: Kendi duygularını, kendi kendini anlayabilme yete-
neği.
Bilinçaltı: Bilinç dışı olmakla birlikte, dilendiğinde kapsamın-
dakilerin bilince çağrılabildiği zihin bölgesi, şuuraltı. İd: Freud’un kişilik kuramında bireyin tüm içgüdülerinin depo-
landığı bireye enerji veren kaynak. Altbenlik.
Bilinç dışı: Bilinçsizce yapılan iş ve etkinliklerin bütünü.
İnsan ruhunun, baskı altında tutulan isteklerle bunlara bağlı İllüzyon: Göz yanılsaması, dışarıdan gelen görsel uyarıların
düşüncelerden oluşan ve bilince ulaşamayan bölümü olduklarından faklı algılanması. Algı yanılması.
İzolasyon: Hoşa gitmeyen bir olayla ilgili duyguların, olayın
bıraktığı izlenim ya da anıdan ayrılarak baskılanması ile be-
Ç lirgin savunma mekanizması. Yalıtım.
Çağrışım: Davranışlar, düşünüler ve kavramlar arasında yer
ve zaman birliğinin etkisiyle kurulan bağlantılar sonucu, bi-
linç alanına bunlardan birisi girince ötekini de bilince çekmesi K
olayı, tedai. Katarsis: Rahatsızlığa neden olan duygu yükünün uygun bir
Çelinebilirlik: Dikkati yoğunlaştıramama, dikkatin önemsiz boşaltım alanına aktarılarak rahatlamanın sağlanması.
veya ilişkisiz dış uyaranlara çekilmesi. Kekemelik: Bir ses veya hecenin sık tekrarlanması, uzatıl-
Çoğul kişilik: Bir kişinin farklı zamanlarda iki veya daha çok ması veya kesilmesi sonucunda konuşma akışının belirgin
sayıda tümden farklı kişilikler ve karakterlere bürünmesi şekilde bozulması, pepelik.

147
3 EŞİK PSİKOLOJİ TEMASI KAVRAM SÖZLÜĞÜ

Kelime salatası: Bir arada bulunan birçok sözcük bir anlam R


ifade etmez. Kişi sürekli olarak konuşmakta ancak konuşma- Referans düşünceleri: Alınma kirleridir. Kişi çevresinde
lardan bir anlam çıkarılamamaktadır. geçen olayların, konuşmaların hep kendisi ile ilgili olduğuna
inanır. Ayrıca bunların kendisine yönelik yapıldığını düşünür.
Kronik: Uzun süredir devam eden; müzmin, süreğen.
Rehabilitasyon: Ruhsal sağaltım ve uyumlandırma, iyileş-
Küçüklük sanrıları: Kişinin kendini her bakımdan güçsüz ve tirme.
işe yaramaz hissetmesi.

7 M S
Mani: Aşırı hareketlilik, neşe ve psişik taşkınlık, aşırı konuş- Sabuklama: Delüzyon. Toplumun ve çağın gerçekleriyle
kanlık, kirlerde uçuşma ve dikkatte dağılma ile belirgin; ba- uyuşmayan, mantıklı düşünce ile değiştirilemeyen inanç.
zen çevreye ya da kendine yönelik zarar verici davranışların Sanrı: Hezeyan. Dış gerçekliğine ilişkin yanlış çıkarsamalara
da görüldüğü, nöbetler biçiminde gelişen ruhsal bozukluk. dayalı hatalı inanış.

Megalomani: Kişinin kendini gerçekte olduğundan daha Sosyal fobi: Bireyin, toplum içinde otururken, konuşurken
ya da herhangi bir eylem yaparken kızarma, terleme, elleri-
önemli, değerli ve güçlü hissetmesi.
nin titremesi, kendini küçük düşürecek yanlış bir şey yapma
Muhakeme (Yargılama): Olaylar arasında neden-sonuç bağ- korkusu ve bu nedenle topluluk içine girmekten kaçınmasıyla
BASAMAK

lantılarını kurabilmek, doğru ve yanlışı, bireysel ve sosyal de- tanımlanan ruhsal bozukluk.
ğerleri ayırt edebilmek ve bunlara göre davranabilmek yetisi. Şizofreni: Kişinin hayatın gerçekleri ile olan ilişkilerinin büyük
ölçüde zayıaması, düşünce, duygu ve davranış alanlarında
önemli bozulmaların ortaya çıkması gibi belirtiler gösteren bir
ruh hastalığı.

O T
Obezite: Şişmanlık. Vücutta aşırı yağ birikimi sonucunda be- Taşikardi: Kalp atım hızının normalin üzerine çıkması du-
den-kütle indeksinin 30 kg/m2 üzerinde olması. rumu.
Telepati: Bir düşüncenin bir zihinden diğerine sözsüz akta-
Obsesyon: Saplantı. Mantıklı çabalarla bilinçten uzaklaştırı-
rılması.
lamayan karşı konamayan bir düşünce veya duygunun pato-
lojik olarak direnmesi. Tik: Çoğunlukla yüzde görülen, düzensiz aralıklarla tekrarla-
nan ve engellenemeyen kas hareketleri.
Otistik: Gerçeklikten uzaklaşarak kendine dönen veya içsel
Trans: Bireyin çevresinde olup bitenin farkında olmadığı,
olarak uyarılan düşüncelere dalma eğilimi gösteren otizmli
otomatik davranışlarda bulunduğu, kendinden geçme hâli.
birey.

Y
Yanılsama: Yanlış algılama ve duyu yanılması.
P
Yapay zekâ: Elektronik bilgisayar aracılığıyla bilgi işleme ye-
Paranoya: Düzenli, birbirleriyle bağlantılı, mantıklı ve sürekli
teneği.
sanrılarla gerçek dışı şüphecilik ve bilinçsiz suçluluk duygu-
larının yoğun yaşandığı ruhsal bozukluk.

Psikanaliz: Ruhsal çözümleme. Z


Zekâ: Yeni durumlara hızlı ve etkin biçimde uyum sağlama,
Psikoloji: Ruh bilimi, ruhiyat. Bir grubu, bir bireyi belirleyen
karşılaşılan sorunlara uygun çözümler bulma becerisi.
hareket etme, düşünme, duygulanma biçimlerinin bütünü.
Zenofobi: Yabancı korkusu.
Psikoz: Kişiliğin bütünlüğünü ve uyum gücünü büyük ölçü-
Zoofobi: Hayvan korkusu.
de yıkan, gerçeği, değerlendirme ve yargılama yetisini bozan
ruhsal bozukluklar ile belirgin durum.

148
18 dk PSİKOLOJİ TEMASI TESTİ EŞİK 3

1. Bu yazıyı yazarken amacım “İyi insan olmanın yolu baş- 3. Bireyin güçlü yanları, yetenekleri, kişiliği ve olumlu özellik-
kalarına yardım etmekten geçer.” gibi bir klişeyi size da- leri üzerine eğildiğimiz zaman çok daha verimli ve mutlu
yatmak değil. Ama kendi mutluluğumuza giden yolun da olmasına katkıda bulunuruz. Kişi de dünyaya o konuda en
diğerkâm (özgeci) olmaktan geçtiğini hatırlamak ve hatır- çok fayda sağlayabilecek şahıs olduğunu düşünerek ken-
latmak iyi olabilir diye düşündüm. Bunu öğrenerek, benim- dini önemli ve mutlu hisseder. Bu etki sadece çok yetenekli
seyerek, içselleştirerek hayat yolculuğunun bize kazan- ve yaratıcı kişiler için geçerli değildir. Herhangi bir insanın
dırma potansiyeli olan imkânları fark etmek hepimize iyi olumlu yönlerine eğildiğimizde de bir deha yaratmamız
gelebilir. Modern zamanlar, önce kendimizi sevmemiz ve mümkündür. Sanatçı kumaşı olan çocuklardan mühen-
kendimizin iyi olması üzerine yapılandırıyor hayatı. Kendi- dis, mühendis olabilecek gençlerden doktor, doktor olacak
mizi elbette sevmemiz, kendimizle barışık olmamız çok te- gençlerden avukat yapmaya çalışan toplumlar, pozitif psi-
mel bir mesele. Ama bilimsel araştırmaların da kanıtladığı kolojiden faydalanabilirler. Bir diğer deyişle pozitif psikoloji, 7
gibi imkânlarını paylaşmak, iyi ve nazik olmak da doğrudan insan ziyan etmektense insanın kıymetini bilmek üzerine
kendi yaşam kalitemizi etkiliyor. yoğunlaşır.

Bu parçanın yazarının aşağıdakilerden hangisini söy- Bu parçadan hareketle pozitif psikolojiyle ilgili aşağı-
lemesi beklenmez? dakilerin hangisine ulaşılamaz?
A) Bir insan başka bir insan aracılığıyla insanlaşır. A) İnsan doğasında yanlış olan noktaları gidermek temel
B) Başkaları için adım atmak, kendimize doğru yol almak- hedeftir.
tır. B) İnsanın olumlu özelliklerini vurgular.
BASAMAK

C) İnsan kendini diğerinin yerine koyabilmeli, onun hisset- C) İnsandaki farklı yeteneklerin keşne katkı sağlar.
tiklerini hissetmeye çalışmalıdır. D) Bireyin yeteneklerini dikkate alarak ondan yararlanıl-
D) Tek başımıza iyi olmamız mümkün değildir ancak hep masını benimser.
beraber iyi olabiliriz. E) Kişinin hem topluma fayda sağlamasını hem de verimli
E) Herkes öncelikle kendi mutluluğundan sorumludur ve olmasını amaçlar.
asıl olan insanın kendisidir.

2. Bazen insanlar bilinçli olarak tek başına kalmayı tercih


eder, yalnız olmaktan zevk alırlar. Bu, yalnızlık duygusun-
dan farklı bir durumdur. Yalnızlık duygusu, istek dışı yalnız
kalmak sonucunda ortaya çıkar. Yalnızlık duyan insan terk
edilme, dışlanma, güvensizlik, umutsuzluk, anlamsızlık,
değersizlik ve kızgınlık duygularıyla doludur. Kendisinin
hiç kimsenin sevgisine değer olmadığını düşünür, o yüz-
den de sosyal yaşamda zorluk çeker. Bu durum yalnızlık 4. (I) Bir çocuk, emekleyebileceğini fark ettiği andan itibaren
duyan insanın diğer insanlarla sağlıklı sosyal ilişkiler kur- odadan odaya annesini takip eder; onun varlığından emin
masına da sekte vurabilir. olduğunda oyuna başlar. (II) Çocuk anne babasının yanı
başında olmamasının terk edildiği anlamına gelmediği-
Bu parçanın yazarının aşağıdakilerden hangisini söy-
ni zamanla fark eder. (III) Evin dışına gidebilir artık, zira
lemesi beklenmez?
döndüğünde anne ve babasının onu beklediğini, terk edip
A) Yalnızlık; insanın boşluk duygusuyla kendini dünyadan
gitmeyeceklerini bilmektedir. (IV) Ayrılığa tahammül, çocu-
kopmuş hissetme duygusudur.
ğun artık bir bağ istemediği anlamına gelmez; sadece o
B) Yalnızlık başkalarıyla birlikte olma arzusundan daha
öteye giden bir duygudur. bağın sebat edeceğine duyduğu itimadı gösterir. (V) İnsan

C) Yalnızlık, bireylerde toplumsal yaşanmışlıklar sonucu ömrü boyunca bağ kurmak istiyor, sırtını yaslayacağı bir
ortaya çıkan bir olgudur. dayanak arıyor.
D) Yalnız insan, başka insanlarla anlamlı bir iletişime gir- Bu parçanın ana düşüncesi numaralanmış cümlelerin
mekte zorlanır.
hangisinde verilmiştir?
E) Yalnızlık çeken insan, kendisini başkalarından değer-
A) I B) II C) III D) IV E) V
siz hisseder.

149
3 EŞİK PSİKOLOJİ TEMASI TESTİ 18 dk

5. Moderatör: 7. (I) Analitik psikoterapilerin geniş ölçüde terapistin insani


I. ---- özelliklerine bağlı olduğu yargısı bir dereceye kadar doğru-
Uzman: dur. (II) Şüphesiz henüz psikoterapi, terapistin kişisel nitelik-
– Eğer çocuk üç yaştan sonra hâlâ annesi ile uyuyorsa, ço- lerinden bağımsızlaşacak kadar gelişmemiştir. (III) Bu yargı,
cuk sürekli anne ile oynuyor baba ile zaman geçirmiyorsa,
psikoterapi uygulamasında kuramsal bilginin önemine işaret
yemek saatinde baba sofrada yoksa, anne ve baba çocu-
eder. (IV) Belki de psikoterapide tamamen şahıslardan ba-
ğu güvendikleri bir yetişkine bırakıp baş başa bir etkinliğe
gidemiyorsa çocuk anne ile yapışık bir ilişki yaşamaya de- ğımsız bir aşamaya asla ulaşamayacağız. (V) Ama bilim-
vam eder. sel bir disiplin kişisel becerilere, karizmalara dayanamaz.
Moderatör: (VI) Bu nedenle her terapist ne yaptığını iyice bilerek ve ta-
II. ---- nımlayarak hareket etmeli, kişisel deneyiminden elde ettiği
7 Uzman:
neticeleri diğer meslektaşlarının kullanımına sunabilmelidir.
– Çocuk, annesinden ihtiyacı olan sevgiyi alıyorsa ve bir
arada oldukları zaman aralarında müthiş bir dans varsa, Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi dü-
çocuk anneden ayrıldığında endişelense bile kendini sa- şüncenin akışını bozmaktadır?
kinleştirmeyi başarabiliyor. Sevgiyi hisseden çocuk, kendi-
A) II B) III C) IV D) V E) VI
ni güvende hissettiği için kaygı ile baş edebiliyor.
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden
hangisi sırasıyla getirilmelidir?
A) I. Anne hangi hataları yapıyor da çocuk anne bağım-
lısı oluyor?
BASAMAK

II. Annenin çocuğu kendinden başka birilerine yön-


lendirmeye çalışması, çocukta kaygıya yol açabilir
mi?
B) I. Anne ile babanın çocuğa karşı sorumlulukları ne-
lerdir?
II. Çocuklarda kaygı hangi dönemde başlar?
C) I. Çocuk, anneden hangi dönemde ayrılabilir?
II. Çocukta kaygının belirtileri nasıl anlaşılır?
D) I. Çocuğun anne bağımlısı olmasında babanın kusu-
ru var mıdır?
II. Çocukta sevgi eksikliği nelere yol açar?
E) I. Anne-baba uyumsuzluğu çocuklarda bir soruna
yol açar mı?
II. Sorunlu aile ilişkileri çocuklarda ne tür kaygılar do-
8. Bir insan başka biri tarafından hisseden, düşünen ve ken-
ğurur?
dine benzeyen bir varlık olarak tanındığı anda ona kendi
hislerini ve düşüncelerini iletme arzusu ya da gereksinimi
duyar. Bu, iletişimin ilk hareket noktasıdır. Ondan sonra da
6. (I) Çoğumuz dünyaya üzerimizde belirleyici izler bırakan bunun için gerekli araçları aramaya yönelir. Bu araçlar, bir
bir aile çevresi içinde geliriz. (II) Gençlik dönemimizde insanın başka bir insan üzerinde etkide bulunabilmesinin tek
anne ve babalarımızı eleştirsek hatta onlarla bağlarımızı aracı olan duyulardır. Duyulardan kaynaklanan bu işaretler
koparsak bile bu ilk izlerin bizi zayıf ya da güçlü bir şe- zamanla dilin ve iletişimin temelini oluşturacaktır. Dili bulan-
kilde etkiliyor olmasını engelleyemeyiz. (III) Hiç değilse
lar bu akıl yürütmeyi yapmamışlardı ama içgüdüleri onlara
kendimiz çocuk sahibi olduğumuzda bunun farkına varırız.
(IV) Çoğu insan bunun üzerine kafa yormaz. (V) Ancak ba- bu sonucu esinledi.
zıları için çocukları karşısında en çok eksiklik duydukları Bu parça aşağıdaki yargılardan hangisini kanıtlama
şeyin, gençlik dönemlerinden bu yana özlemini çektikleri
amacı taşımaktadır?
iç özgürlük olduğunu günün birinde şaşırarak fark etmek
acı verici olur. A) İnsan yaşadığı dünyayı duyuları aracılığıyla tanır.
B) Hayvanlardan farkımız duyularımızdır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden
sonra “Kendi yaşamış olduklarını çocuklarıyla tekrarlar ve C) İletişimin ve dilin altyapısında duyular vardır.
bunu da doğru bulur.” cümlesi getirilebilir? D) Duyuların doğurduğu imler dilin ve iletişimin temelidir.
A) I B) II C) III D) IV E) V E) İnsanlar iletişimsiz yaşayamazlar.

150
18 dk PSİKOLOJİ TEMASI TESTİ EŞİK 3

9. Korku faktörüyle yönetilen süreçte tansiyon hızla yükse- 11. Delikanlılıktan yetişkinliğe geçmekte olan gençlerde taklit-
lir ardından düşer. Kan basıncındaki ani düşüş, beyinden çilik, bir grubun üyesi olmak ve kutsal bir amaç uğruna ken-
kanın çekilmesiyle bilinç kaybına yol açar. Tehlikeli durum- di kişiliklerini bir kenara bırakmak gibi eğilimler son derece
larda sempatik sinir sisteminin “savaş ya da kaç” meka- belirgindir. Şüphesiz ki bunun altında yatan şey, gençlerin
nizması ile kalbin daha hızlı atması sağlanarak organizma hayatın en zor değişiminden geçmeleri yani çocukluktan
harekete geçmeye hazır hâlde tutulur. Ancak sempatik ve adamlığa geçmeleridir. Değişimin ortaya çıkardığı bu bu-
parasempatik sinir sistemi tepkilerinin kontrol edildiği beyin nalım ve eğilimler, yalnız delikanlılıktan yetişkinliğe dönüş-
sapındaki merkezden çıkan vagus siniri kan görme sırasın- meye ait bir olgu değildir. Ne zaman ki insanlar bir dönü-
da devreye girerek kalp atışını yavaşlatır. Normal şartlarda şüme, uyum sağlama durumuna girseler -kırsal alanlardan
sindirim sistemini hızlandırıp diğer sistemleri yavaşlatan şehirlere geliş, bir ülkeden başka bir ülkeye göç edilmesi
vagus sinirinin kan görme esnasında NTS’de bir çeşit sin- hatta bir iş yerinden ayrılıp emekli olunması gibi- aynı bu-
yal karmaşasına yol açarak bayılmayla sonuçlanan süreci nalım ve eğilimler ortaya çıkar.
7
başlattığı düşünülüyor. Bu parçadan çıkarılabilecek en genel yargı aşağıdaki-
Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık ola- lerden hangisidir?
rak söylenmiş olabilir? A) İnsanlar ve toplumlar bir değişim, dönüşüm yaşadıkla-
A) Neden bazı insanlar kan görünce bayılır? rında bazı bunalımlar geçirebilir, farklı eğilimler göste-
rebilirler.
B) Korkma sırasında vücutta hangi olaylar gerçekleşir?
B) İnsan için çocukluktan gençliğe, gençlikten yetişkinliğe
C) Vagus siniri vücutta ne gibi işlevlere sahiptir? geçiş evreleri daima sorunludur.
D) Kan görmek canlıları nasıl etkilemektedir? C) Gençlerin yetişkinliğe geçiş dönemlerindeki bunalımları
E) Tehlike anında insan bedeni ne tür tepkiler vermektedir? farklı kişi ve kesimlerce kötüye kullanılabilmektedir.
BASAMAK

D) Gençlerin yetişkinliğe adım attıkları dönemde yaşa-


dıklarını toplumlar da sosyal dönüşüm dönemlerinde
yaşarlar.
E) İnsanların ve toplumların değişim dönemlerini hasarsız
atlatmaları için belli konularda ön eğitimden geçirilme-
leri gerekir.

10. Kaşınma hissi; cilt kuruluğu, cilt tahrişi, böcek ısırması 12. II. Dünya Savaşı sırasında 6 Ağustos 1945’te Hiroşima’ya
ya da bit gibi parazitler yüzünden tetiklenebilir. Moleküler atılan ve ilk anda 78 bin kişinin ölümüne neden olan atom
düzeyde kaşıntının sebebi ise Nppb molekülüdür. Böbrek- bombasını taşıyan uçağın pilotu 2007’de hayatın kaybe-
lerden salınan potasyum miktarını düzenleyerek kan ba- den Paul Tibbets, 2005 yapımı Hiroşima belgeselinde
sıncını kontrol eden bu molekül kalpte salgılanır. Nppb’nin “Uçak havalanınca pilot kabininden uçağın arkasına, as-
ikincil işlevi ise omuriliğe ilettiği mesajlar ile kaşıntıyı baş- kerlerin olduğu yere geçtim. Kendimize kahve aldık ve
latmasıdır. Genetik yapısı değiştirilmiş farelerle yapılan de- onlara ne yaptığımızı, uçakta ne taşıdığımızı söyledim.
neylerde, Nppb molekülü üretemeyen farelerin artık kaşın- Bombayı bırakma noktasına geldiğimizde bunu bir rutin
madıkları gözlendi. Deride uyarılmanın yanında psikolojik olarak gerçekleştirdik. Tamamen bombalamaya konsantre
etmenlerin de kaşıntı başlatmada etkili olduğu anlaşıldı. olduk. Ben duygusal değilim. İşimi yaptım ve işim başarıyla
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı ola- sonuçlandığı için çok rahatlamıştım, siz bunu anlayamaz-
bilir? sınız.” demiştir.

A) İnsanda kaşınma isteği psikolojik midir? Bu parçaya göre Paul Tibbets ile ilgili aşağıdakilerden
B) Kaşınma hissi, neden kaynaklanır? hangisi söylenemez?
C) Kaşınma, bir deri hastalığının belirtisi olabilir mi? A) Aldığı talimatları aynısıyla uyguladığı
D) Kaşınma sırasında vücutta ne gibi değişmeler yaşan- B) Görev bilinci yüksek bir asker olduğu
maktadır?
C) Verilen görevi başarıyla uygulamaktan memnun olduğu
E) Heyecanlanma ile kaşınma arasında bir ilişki söz konu-
D) Birlikte bulunduğu gruptan bağımsız davrandığı
su mu?
E) Üstlerine karşı itaati önemli gördüğü

151
3 EŞİK RESİM TEMASI KAVRAM SÖZLÜĞÜ

A F
Aş: Bir malın, olayın veya varlığın reklamını yapmak ve top- Fantastik: Hayalî.
lumu bilgilendirmek ve tanıtmak amacı ile duvarlara, bilbo- Figür resmi: Boydan yapılan resimler.
ardlara yapıştırılan ya da takılan resimli ilanlar.
Fon: Resimde ana konunun arkasındaki boşluk.
Akım: Farklı sanat görüşleri.
Form: Bir şeyin şekli, biçim.
Akrilik boya: Suyla inceltilen kapatıcı boyalardır.
Fresko: Yaş sıva üzerine yapılan duvar resmi.
Albüm: Herhangi bir konuyla ilgili kısa açıklamaların verildiği
resimler basılmış olan tanıtım amaçlı kapaklı bir içerik.
Amblem: Bir şeyi temsil eden sembolik yazı, resim.
G
Arabesk: Akıcı çizgiler, asma yaprakları ve kıvrımların kulla- Galeri: Sanat eserlerinin sergilendiği salonlar.
nıldığı oldukça girift bir yüzey dekorasyon tarzıdır.
Guaş boya: Su ile inceltilen kapatıcı boyalardır.
8 Atölye: Sanatçıların eserlerini ürettiği, yaptığı ve geliştirdiği
yer.

K
Kolaj: Değişik malzemeleri bir zemine yapıştırarak yapılan
B resimler.
Barok resim: Rönesans sanatına tepki olarak ortaya çıkan
Kontrast: Kelime anlamı zıttır. Kısa-uzun, koyu-açık, sı-
sanat akımı.
cak-soğuk gibi.
BASAMAK

Baskı resmi (sanat graği): Bir resmin, motin kalıplar kul-


Kontur: Konuyu çevreleyen dış çizgi. Resimde kompozis-
lanılarak çalışıldığı çoğaltma teknikleri.
yon: Bir konunun kâğıt üzerine belirli bir düzende, göze hoş
Boyut: Sanat yapıtında boyut kavramı, onun algılayıcıyla gelecek şekilde yerleştirilmesi.
olan ilişkisini anlatmaktadır. Resim sanatı iki boyutludur.
Büst: Başı ve belden yukarı kısmı konu alan heykel çalış-
ması. L
Lavi: Tek rengin tonlarıyla yapılan resim.

D M
Derinlik: Resimde geri plandaki objelerin izleyici üzerinde Manzara: Açık alan ya da kapalı bir mekânda yapılan, açık
bıraktığı uzaklık hissidir. alan ve doğa resimleridir.
Desen: Çizgilerle yapılan resim, renk kaygısı duyulmadan Minyatür sanatı: Çok titiz bir biçimde icra edilen bu sanat,
yapılan çalışmalar. genellikle bir portre biçiminde olup ldişi parşömen ya da kart
Deformasyon: Konunun özelliğini bozmadan bazı kısımların üstüne yapılır.
abartılması. Modle etme: Işık ve gölge yardımıyla üç boyutlu bir şeklin
Dekor: Süs, tiyatroda oyun oynanırken arka plandaki kom- meydana getirilmesi.
pozisyon. Modelaj: Yoğrulabilen malzemelerle şekillendirme.
Dekoratif: Süslü, süsleyici. Motif: Resimde bütünü meydana getiren parçalardan her biri.
Dekupaj: Kağıttan kesilmiş tasarımların kolaj yapmak için Mozaik: Bir yüzey üzerine “tesserae” denen küçük, genelde
genellikle ahşap, metal veya cam bir yüzeye uygulandığı kare olan, sert, renkli materyalleri dizerek oluşturulan bir ta-
yöntemdir. sarım türü.
Denge: Bir sanat çalışmasında parçalar arasındaki uyum. Mulaj: Heykeltıraşlık çalışmasının kalıbını çıkarıp kopyasını
yapmak.

E N
Egzotik: Uzak, yabancı ya da yabancı ülkelerle ilgili. Naif: Çocuksu, resim eğitimi almamış ressamların eserleri.
Eskiz: Resme başlamadan önce yapılan hazırlık çalışması, Nakkaş: Minyatür sanatçısı. (Aynı zamanda taş süsleme us-
desen çalışmalarının hızlı çalışılmışı da diyebiliriz. tası anlamında da kullanılır.)
Estetik: Güzeli inceleyen, “güzel nedir?”e cevap arayan bilim Natürmort: Cansız doğa resmi, dalından koparılan meyve,
dalı. Göze hoş gelen anlamı da kullanılır. çiçek, natürmortun konusu olabilir.

152
KAVRAM SÖZLÜĞÜ RESİM TEMASI EŞİK 3

P Sufumato: Yumuşak gölge tekniği. İlk kez Leonardo da

Palet: Renkli çalışmalarda üzerine boyaların sıkıldığı düz Vinci’nin kullandığı bir teknik, Mona Lisa’da bu çok açık gö-
levha. rülüyor. Gizemli bir gülümseme, ellerin canlılığı bu teknikle
başarılmıştır.
Panorama: Bir yerden etrafın görünüşü, manzara.
Soyut Resim: Sanatçının renk, çizgi, leke, ritim vs. ögelerle
Paspartu: Yapılan resimleri sergilerken kullanılan, kâğıt
oluşturduğu resim çalışmalarıdır.
veya mukavvadan yapılma çerçeve. Bu şekilde renkler daha
bir değer kazanır.

Perdah: Parlatma, parlaklık verme.

Perspektif: Cisimlerin gözden uzaklaştıkça küçülüyor ve da- Ş


ralıyormuş gibi görünmesine perspektif görünüş, bu görünü- Şövale: Resim sehpası.
şün perspektif kuralları ile kâğıt üzerine geçirilmesine pers- 8
pektif çizim denir.

Peyzaj: Manzara resmi. Yakındakiler net ve büyük olarak çi-


zilirken uzaklaştıkça ayrıntılar kaybolur. T
Plastik sanatlar: Mimari, heykel, resim gibi sanatlar. Tarama: Bir dizi yakın ve paralel çizgi kullanılarak yapılan
gölgelendirme tekniği.
Primitif sanat: Yazının bulunmasından önceki sanatlar, ilkel
BASAMAK

sanat. Tasar: Kompozisyon.

Portre: Başın konu olarak alındığı resim çalışmaları. Taslak: Sonradan çalışılmak üzere bir resmin önceden ha-
zırlanan hâli.
Prol: Yandan görünüş.
Tayf: Gözün görebildiği renklerin hepsine birden tayf denir.

Teknik resim: Diyagram formları resimlerken güzellikten öte,


R
doğru bir şekilde kâğıda geçirmek üzere kullanılan tekniktir.
Ree: Yansıyan ışıkların gölgeler üzerinde yaptığı aydınlık-
tır. Işıktan daima koyudur. Tempera: Tutkallı su ve boyalarla yapılan resim.

Renk çemberi: Ana renkleri, zıt renkleri, sıcak ve soğuk Ton: Işık ve gölge arasındaki bütün kademelere ton denir:
renkleri gösteren çember. Koyu, orta, açık.

Ana renk: Güneş ışığı içinde bulunan üç temel renk. Sarı, Tuval: Yağlı boyayı çalışmak için kullanılan, çerçeve şek-
kırmızı, mavi üç ana renktir. lindeki ahşap malzemenin üzerine bez gererek oluşturulan
Resim akımları: Sanat tarihi içindeki belli başlı sanat akım- zemin.
ları.

Röprodüksiyon: Bir resmin aslına uygun kopyası, bu fotoğ-


raf olarak çoğaltma olabildiği gibi bir resme bakarak yapılan
kopya da olabilir. U

Rütuş (Rötuş): Çalışma bittikten sonra yapılan düzeltmeler, Ufuk çizgisi: Resimde perspektif çizgilerinin birleştiği yere
yerinde ve kararında yapılırsa çalışmanın daha güzel görün- verilen ad. Bir resimde gökyüzü ve toprağın birleştiği yer ola-
mesini sağlar. rak görünür hâlde de olabilir, teorik olarak da konabilir.

S Ü
Sanat: İnsanın duygu ve düşüncelerini değişik araçlarla baş- Üslup: Sanatçının kendine özgü anlatış biçimidir.
kalarına aktarma faaliyetidir.
Üsküf: Dikiş esnasında parmağa takılan madeni yüksük.
Seramik: Toprağın pişirilmesi ile elde edilen ürünler
Üzleme: Kürkün dış yüzeyinin terzi tarafından kumaşla kap-
Siluet: Bir cismin leke şeklinde görünüşü. lanması.
Stilize: Konunun özelliğini bozmadan sadeleştirme.

153
3 EŞİK RESİM TEMASI TESTİ 18 dk

1. I. Bu bakımdan onun resimlerinde yoksulluk, bir toplum


3 - 5. soruları aşağıdaki parçaya göre
gerçeği olduğu kadar kendi yaşamının tecrübelerinden
cevaplayınız.
biridir.
II. Onun çetin şartlar içinde geçirdiği çocukluk yılları, Picasso’nun Başarısı ve Başarısızlığı’nı yazmamın üstün-
onun sanatının nesnesi olmaktan öte sanat anlayışı- den yirmi yılı aşkın bir süre geçti. İlk yayımlandığında her
nın temel unsurlarından biri olmuştur. yerde değilse bile pek çok yerde kitaba saygısız, duyarsız
ve sapkın gibi suçlamalar yöneltildi. İngiltere’deyse beğe-
III. Sanatçının kendi yaşadıkları ile eser arasında bağ
niden yoksun denerek bir yana itildi. O zamanlar Picas-
kurmak, onun sanat dünyasına girmek için tercih
so hâlâ sağ ve ününün doruğundaydı. Kitabıma gösteri-
edilen yollardan biridir.
len eleştirel tepkiler beni biraz şaşırttı. Ben, sanatçıya ve
IV. Neşet Günal da kendi yaşamından edindiği tecrübele- konu edindiğim kişiye duyduğum sevgiden kaynaklanan
ri resimlerine yansıtmıştır. bir inceleme yazdığımı sanıyordum. Belki, aradan geçen
8 V. Günal, bu etkiyi yansıtmakla sanatındaki özgün nokta- yıllardan sonra, Picasso’ya duyduğum sevgi daha açık bir
lardan birini ortaya çıkarmış olur. biçimde görülür olmuştur.

Numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak


biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur?
3. Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargıların hangisine
A) I B) II C) III D) IV E) V ulaşılabilir?

A) Özgün eserler yazıldıkları dönemde doğru yorumlana-


BASAMAK

maz.
B) Büyük sanatçılar üzerine yapılan doğru eleştiriler hep
yadsınmıştır.
C) Bir eserde yazarın anlatmak istediğiyle okurun anladığı
aynı şey olmayabilir.
D) Büyük eserler üzerinden uzun bir zaman geçmedikçe
2. Hayat çok düz ve detayları olmayan bir yer değil. Bu bağ-
sağlıklı değerlendirilemez.
lamda benim resimlerim de yaşam gibidir. Resimlerime
E) Okuduklarımıza ilişkin kanaatlerimiz zaman içerisinde
bakanların hem kendileri yaşasın hem de yaşayanlar, ya-
yüzde yüz değişebilir.
şamın getirdiği zorlukları o detaylar içinde ya kaybetsin ya
da kendisini bulsun isterim. O detaylar öyle detaylardır ki
siz ona baktıkça ya içinde kaybolacaksınız ya da detaylar-
dan bütünü görmeye başlayacaksınız. Bir güzel bakış, bir 4. Bu parçada Picasso’nun Başarısı ve Başarısızlığı ile ilgili
olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
gamze, gözlerindeki bir ışık, bir insanın bakışı, bir tebessü-
mü, bir ezgi, bir ses, bir tını, bir kuşun Boğaz’da dolaşırken A) Çeşitli suçlamalara uğradığı
kanatlarının suya değmesi, istavritin lüferden kaçışı gibi bir B) Kimi ülkelerde ilgi görmediği
ezgi, bir nota, bir ışık... Bunlar hayatın güzel detaylarıdır. C) Konu aldığı sanatçı hayattayken yayımlandığı
Ben de elimden geldiğince bunları aktarmaya çalışıyorum.
D) Değerinin zaman içinde anlaşıldığı
Bu sözler aşağıdakilerden hangisine karşılık söylen- E) Gösterilen olumsuz eleştirileri hak etmediği
miş olabilir?
A) Bir ressamın gördüklerini olduğu gibi aktarması onun
sanatına gölge düşürür mü?
B) Resim sanatının önde gelen isimlerine baktığınızda
5. Bu parçada ele alınan kitaba yönelik tepkilerle ilgili
onların daha çok neleri aktardığını görüyorsunuz?
C) Ülkemizde nitelikli ressam yetiştiğini düşünüyor I. şaşkınlık
musunuz? II. öfke
D) Resim sanatına yön veren anlayışlar hakkındaki gö- III. beğeni
rüşleriniz nelerdir?
duygularından hangileri belirgindir?
E) Resimlerinizin oluşmasında çıkış noktanız ya da resim-
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
lerinize yön veren temel unsur nedir?
D) I ve III E) II ve III

154
18 dk RESİM TEMASI TESTİ EŞİK 3

6. Belleği tetiklemeye yönelik bir eylem olarak fotoğrafa bak- 8. Kişi, geçen yıllarla birlikte olayları değerlendirme ve çev-
mak bugün farklılaşmıştır. Zira internet ile birlikte iyice gör- reye bakış açısı değişiyor, gelişiyor. Kullandığınız malze-
mek üzerine kodlanan belleklere hitap eden fotoğraarın meye olan egemenliğiniz günbegün geliştikçe kendinize
yeni alanı olan sosyal medyada fotoğraf paylaşımı, sadece duyduğunuz güven de artmakta. Böylece bundan birkaç
bireysel değil kolektif bir eylemdir. Bireylerin ve grupların yıl önce işlediğiniz konuyu bugün resimsel dille daha yalın
paylaşımları, beğeniler, ilgiler, toplumsal olaylar, anmalar ve dolaysız anlatabilmektesiniz. Kişi, bu gerçeğin ayrımına
gibi çok çeşitli alanlara yayılmakta ve fotoğraarla destek- vardı mı artık o konuya dönme özlemi giderek sancılı bir
lenmektedirler. Fotoğrafın bu çok bilindik ve günümüzde tutkuya dönüşüp yakanıza yapışıyor.
iyice kolaylaşmış kullanımı hem bellek tarafından yönlen-
Aşağıdakilerden hangisi bu sözleri söyleyen bir ressa-
dirilmekte hem de belleği yönlendirmektedir.
mın düşüncesi olabilir?
Aşağıdakilerden hangisi bu parçadaki düşünceyi des- A) Sanatçının aynı konuyu zaman içinde yeniden işlemesi
tekler niteliktedir? anlatımda kusursuzu bulma umudunun sonucudur. 8
A) Sosyal medyada bir sorun etrafında sık aralıklarla pay- B) Sanat eseri, açıklanması uzmanlık gerektiren simgesel
laşılan fotoğraar sorunu büyütmektedir. bir dile sahip olmalıdır.
B) Sosyal medyayla birlikte fotoğraf, bellekle ilişkisinde C) Sanatta mükemmeli bulmak mümkün olamayacağı için
yeni bir işlev üstlenmiştir. benzer temaları çizmekteki ısrar da gereksizdir.
C) Sosyal medyada fotoğraf paylaşımı yazılı metin payla- D) Sanatta özgünlük, yeniliğe açık olmak benzer konular
şımından daha yaygındır. etrafında dönüp durmayı reddetmekle başlar.
BASAMAK

D) İnternet ve sosyal medya kullanımının yaygınlaşması E) Resim sanatı, gelişimini yeni tekniklerle birlikte sanat-
fotoğrafın önemini yitirmesine neden olmuştur. çıların farklı temalara yönelmesiyle sağlamıştır.
E) Sosyal medya ve internet, grup ve birey bazlı uygula-
maları ile belleğin unutma ve hatırlama pratiklerine yön
vermektedir.

7. Açık havada resimler yapan daha çok manzara, natürmort, 9. (I) Millî folkloru resimlerinin temeline yerleştiren sanatçı-
portre ve nü çalışan İbrahim Çallı, akademik bir eğitim alır. lardan oluşan bir ressam grubu Türk resim sanatı tarihin-
İyi bir gözlem gücü olan Çallı; kendini ve eğitimini sorgu- de önemli bir yer tutmaktadır. (II) Bedri Rahmi Eyüboğlu
lamaktan kaçınmayan, yeni akımları, anlayışları anlamaya önderliğinde kurulan “Onlar Grubu” etkin oldukları süre
hevesli, oldukça paylaşımcı, sanatsal etkileşimden çekin- boyunca eserlerinde Anadolu folklorunu işlemişlerdir.
meyen ve dolayısıyla da kuşağının içinde yeniliklere en (III) Anadolu’nun geleneksel nakış unsurlarını ve yöresel
açık sanatçı olarak karşımıza çıkar. Onun, Türk resminde motierini tuvale aktarmak grubun ortak amacını oluştur-
alışılmışın dışında bir konu olan Mevleviler gibi farklı bir maktadır. (IV) Grup, Türk resminin özgün üslubunu oluş-
temayı alması ve bunu geliştirmesi şaşırtıcı değildir. Aynı turmak adına amaçlamış olduğu hede Batı tekniği ile
zamanda içinde bulunduğu 1914 Kuşağı’nın Çallı Kuşağı Türk ve Anadolu motierini sentezleyerek gerçekleştirmek
olarak anılmasını sağlayacak kadar da öncü bir sanatçıdır. istemiştir. (V) Geleneksel kültür, tüm dünya sanatlarında
olduğu gibi Türk resim sanatında da her dönemde etkili rol
Bu parçada İbrahim Çallı’yla ilgili olarak aşağıdakiler-
oynamaktadır. (VI) Hemen her dönem toplumsal yapı ile
den hangisine değinilmemiştir?
iç içe olan sanat, dönüşüm sürecine geçmişte olduğu gibi
A) Türk resminde yarattığı etkilere
günümüzde de devam etmektedir.
B) Başarısını etkileyen özelliklerine
C) Etkilendiği sanat akımlarına Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf

D) Sanatsal etkilere açık oluşuna numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?

E) Özgün temalar geliştirdiğine A) II B) III C) IV D) V E) VI

155
3 EŞİK RESİM TEMASI TESTİ 18 dk

10. Medya, dünyanın en uzak yerlerinden bile haber ve resim- 12. I. Bu bağlamda onun sanatçılığının yanında özel yaşa-
ler taşırken izleyicisine fazla bir şey göstermez esasında. mından da izler taşıyan ve sanatçının kendi elinden
Medya alıcısı da maruz kaldığı felaket, ölüm haberleri ger- dökülmüş bu tanıklıklar çok kıymetlidir.
çek değilmiş gibi yas içinde görünmez. Medyanın resim- II. Onun bu içsel fırtınalarını ve dolayısıyla eserlerinin pek
lerle kanıtladığı katliamlar bile bir gerçeklik hissi yaratmaz çoğunun arka planına giden yolu kardeşine yazdığı
üzerinde. Görebildiğiyle vicdani bağını koparmıştır. Gerçe- ünlü mektuplardan öğreniriz.
ğe çok fazla yakından bakmaktan, üzerinden akan bilgi ve III. Onlar başta Gauguin olmak üzere pek çok çağdaşı
resim fazlalığına bağışıklık kazanmış gibidir. ressamla kurduğu yakın ilişkilere dair bilgiler hatta “tatlı
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söyle- dedikodular” da içerir.
nebilir? IV. Bu mektuplarda onun yalnızca ressamlık tutkusu ve
yaratıcılık uğruna gösterdiği özveriler yer almaz.
A) Medya, izleyici üzerinde etkisini kaybettikçe dünyanın en
uzak yerlerinden felaket görüntüleri vermektedir. V. Van Gogh, yalnızca eserleriyle değil fırtınalı zihniyle de
8 sanat tarihinde yer etmiş bir sanatçıdır.
B) Medya, savaş ve ölüm haberleri yayımlayarak bunların
kanıksanmasına katkı sunmaktadır. Numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak
biçimde sıralandığında hangisi baştan dördüncü olur?
C) İzleyici, medyada yer alan görüntüleri izlerken seçici
davranarak duygularını denetim altında tutar. A) I B) II C) III D) IV E) V

D) İnsanlar, felaketlere duyarlı oldukları için medya en


uzak yerlerdeki bu tür haber ve görüntüleri ekrana taşır.
E) Medyada aktarılan resim ve haberler, izleyicilerce kanık-
BASAMAK

sandığı için onlar üzerinde beklenen etkiyi sağlamaz.

11. Yaşadığımız çevrede hemen her an yüzlerce reklam imge-


si, mesajı görürüz. Tarihte hiçbir toplum böylesine bir imge,
mesaj yağmuruna tutulmamıştır. Bu imge ya da mesajların
bize seslenip durmasına o kadar alışmışızdır ki üzerimizde
yaptıkları etkinin tümüne pek dikkat etmeyiz. Reklamlarda
bir tür ürünün öbürüyle yarıştığı görülür; doğrudur. Ne var
ki her reklam imgesinin öbürünü güçlendirdiği de doğrudur.
Reklamlarla her birimize bir nesne daha satın alarak ken-
13. (I) Doğa fotoğrafçılığı son yıllarda doğaseverlerin yoğun
dimizi veya yaşamlarımızı değiştirmemiz, zenginleştirme-
ilgisini çekiyor. (II) Çünkü fotoğraf teknolojileri ve dijital tek-
miz önerilir. Reklam, kıskanılacak duruma gelmiş insanları
nolojilerdeki ilerlemeler sayesinde bugün geçmiştekinden
göstererek bizi bu değişikliğe inandırmaya çalışır.
daha kolay paylaşabiliyoruz çektiğimiz fotoğraarı. (III) Bu
Bu parçadan hareketle reklamlarla ilgili aşağıdakilerin
sayede doğa fotoğraarı çok daha geniş kitlelere ulaşabi-
hangisine ulaşılamaz?
liyor ve çok daha fazla ilgi görüyor. (IV) Su altı fotoğrafçı-
A) İmge veya ileti olarak yoğun biçimde görünürlükleri söz lığı son yıllarda birçok insanın merak saldığı fotoğrafçılık
konusudur.
dallarından biri. (V) Bu doğrultuda doğa fotoğraarının
B) İnsanlar üzerinde etkileyici bir güce sahiptir. paylaşıldığı birçok sosyal medya hesabının ya da internet
C) Birbirleriyle yarışırken bile birbirlerini güçlendirmekte- sitesinin sık takip edilen sayfalar arasında bulunduğunu
dir. söyleyebiliriz.
D) Önerdiği ürünü kullananlarda kıskanılacak bir değişim
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü-
sağlarlar.
şüncenin akışını bozmaktadır?
E) Sürekli olarak insana hitap etmesi herkesçe kanıksan-
A) I B) II C) III D) IV E) V
mıştır.

156
KAVRAM SÖZLÜĞÜ SİNEMA TEMASI EŞİK 3

A D
Alıcı: İletişim sürecinde göndericinin karşısına konumlanan Dijital: Sayısal. Verilerin bir ekran üzerinde elektronik olarak
ve iletilen mesajın ulaşması amaçlanan kategori. gösterilmesi.
Anıtsal lm: Kalabalık oyuncuları, göz alıcı bezemleri, zen-
gin giysileriyle görünüşte büyüklük duygusu uyandıran ama
gerçekte kof lm (kötüleyici anlamda kullanılır).
Anlatım: Bir sinema ya da televizyon yapıtının belli bir kav- E
ram, düşünce ya da duyguyu görüntüler ve sesler yardımıyla
Efekt: Film seslendirmelerinde, hareketleri izlemesi gereken
ortaya koymada başvurduğu yol.
seslerin doğal kaynakların dışında optik, mekanik, kimyasal
At operası: Ufak yapım evlerinin çok ucuza çıkardığı, vurdu-
yöntemlerle gerçekleştirilmesi.
lu kırdılı, yumruklu dövüşlü, kaçıp kovalamacalı, çoğunlukla
da şarkıcı kovboyların oynadığı kovboy lmleri için kullanılan
deyim.
F 9

Figüran: Bir lmin kalabalık sahnelerini doldurmakta kullanı-


B lan, konuşması olmayan veya konuşması çok az olan rollere

Başoyuncu: Bir lmde ya da televizyon oyununda başrolü çıkan kimse.


BASAMAK

canlandıran oyuncu. Film: Bir oyunun bütününü taşıyan şerit veya şeritlerin bütü-
Başrol: Bir lmin, televizyon oyununun başkahramanlarıyla nü. Sinemalarda gösterilen eser.
ilgili rol; başoyuncunun canlandırdığı rol.
Filmsel evren: Dışımızdaki dünyanın lm görüntülerinde al-
Beden dili: Duygu ve düşüncelerin yüz ifadesi, beden duru- dığı biçimin tümü. Film görüntüleriyle yaratılan, lm özellikleri
şu vb. yollarla anlatıldığı iletişim biçimi, vücut dili. taşıyan, yalnız bu görüntülerde var olabilen evren.
Belgesel: Belge niteliği taşıyan lm ya da televizyon izlen-
Filmsel: Doğadan derlenen gereçler yardımıyla sinemanın
cesi.
olanaklarından yararlanarak yeniden kurulan, yaratılan ger-
Belirtke: Kişiler arası iletişimde sözcükleri veya deyimleri do- çek.
laysızca dile getiren, kolayca sözlü anlatımlara çevrilebilen
sözsüz davranışlar. Fotoroman: Fotoğraar ve bunlara eşlik eden kısa konuş-
malar, açıklamalarla gerçekleştirilen roman çeşidi.

C
Canlandırma: Tek tek resimleri ya da devinimsiz nesneleri G
gösterim sırasında devinim duygusu verebilecek biçimde dü- Gala: Önceden yer ayırtmak yoluyla yüksek girimlik ödeyen
zenlemek ve lme aktarmak işi, animasyon. Geçmiş bir ola-
izleyicilerin yanı sıra seçkin çağrılılara, gösterilen lmde gö-
yın gelişmesini ve sonucunu aynı biçimde yansıtarak sunma.
rev alan sanatçılara da yer verilen gösterim.
Cep sineması: Genellikle 100-600 arası izleyici alabilecek
Geleneksel sinema: Belirli kurallara, kalıplara bağlı, bunla-
boyda sinema.
rın dışına çıkamayan, genellikle yeniliklere kapalı, kurumlaş-
mış bir anlayışı yansıtan sinema.
Ç
Gerilim: Çeşitli yollara başvurularak konunun anlatımında
Çağ lmi: Belli bir çağı, bütün toplumsal, siyasal, kültürel- yaratılan sıkıntılı, gergin hava.
özellikleriyle canlandıran tarihsel lm çeşidi.
Geriye dönüş: Bir lmin konusunun zaman içindeki düzgün
Çağdaş sinema: Günümüze en yakın dönemde ortaya ko-
ilerleyişini, zaman sırasını bozarak geçmiş zamana, geçmiş
nulan, sinemanın en son gelişmelerini yansıtan ürünlerden
bir olaya dönme; lmin belirli bir yerine, geçmişle ilgili bir sah-
oluşan sinema; genellikle İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki
ne katma.
dönemi kapsar.
Çekim: Alıcının sürekli olarak bir kez çalıştırılmasıyla elde Görsel: Sinema ile televizyonda çok kez ses ögelerine karşı-
edilen lm parçası. lık görüntü ögelerini ve bölümünü belirtmekte kullanılan terim.

157
3 EŞİK SİNEMA TEMASI KAVRAM SÖZLÜĞÜ

Görüntü: Bir lm üzerinde sıralanmış resimlerin gösterici K


yardımıyla ekrana art arda düşürülmesi sonunda hareketin
Kadraj: Sinema ve fotoğrafçılıkta görüntüyü çerçeve içine
yeniden kurulmasıyla ortaya çıkan görünüş, görüntülük üze-
alma.
rindeki hareketli resimler bütünü.
Kapalı gişe: Herhangi bir gösterimin bütün biletlerinin satıl-
Gösterge: Bir şeyi belirtmeye yarayan şey, belirti, im, işaret.
dığını anlatan terim.
Gösterim: Sinema salonlarında lmin gösterilmeye başla-
Karakter oyuncusu: Belirli bir karakteri tüm ayrıntılarıyla ya-
ması, vizyon.
ratmakta usta olan oyuncu.
Göz yanılması: Gözün, belirli koşullarda, nesneleri olduğun-
Kısa lm: Uzunluğu ülkeden ülkeye, genellikle 35 mm’lik
dan değişik algılaması biçiminde oraya çıkan yanılma.
lmlerde bir ile üç makara (300-1.000 m) arasında değişen,
çok kısa lm ile orta uzunlukta lm arasında yer alan lm.

Korku lmi: Korkunç kişilere, varlıklara, olaylara yer veren,


9 H ürkütücü görünçlüklerin birbirini izlediği lm türü.

Hileli çekim: Herhangi bir lm hilesi taşıyan çekim. Bir varlık Kurgu: Bir lmin değişik süre ve yerlerde çekilen bölümlerini,
ya da devinimin gerçektekinden başka türlü görünmesi için o bir uyum ve anlam bütünlüğü sağlayarak birleştirme, montaj.
varlık ya da devinimin yalnız bir bölümünü alıp geri kalanını Gerçek olmayan olay ve kahramanlardan oluşan eser.
görüş alanında bırakan çekim. Kuyruklu yalan tekniği: Hakikatten çok fazla uzaklaşan bir
BASAMAK

Hologram: Hologra işleminde, üç boyutlu görüntüyü oluş- ifadenin, daha haf bir yalandan daha fazla inanılma olasılığı
turmak üzere gerekli bilgileri taşıyan resim. bulunduğu inancıyla tekrar tekrar sunulduğu bir propaganda
taktiği.

Küresel köy: Dünyanın radyo, televizyon ve lmin olanak-


lı kıldığı karşı konulmaz kültür yayılımı sonucunda yaşadığı
I dönüşümü nitelemekte kullanılan bir terim.
Işık: Göze uyarımda bulunan ve beyin tarafından yorum-
landığında görme duyusuna, yani görülebilir ışığa yol açan
elektromıknatıs ışınım.
M

Makyaj: Belli bir tipi yaratmak ya da yalnızca bazı düzeltme-


ler yapmak üzere oyuncunun yüzünde ve başka organlarında
İ yapılan boyama ve değiştirmeler.

İletişim: Haberleşme. Kişiler arasında duygu, düşünce, bilgi, Müzikal (lm): Sinema için özel olarak hazırlanmış müzikli,
haber alışverişi. şarkılı, danslı lm çeşidi.

İzlence: Program, sinema programı, televizyon programı.


İletişim araçlarıyla oluşturulan bilgilerin, izlencelerin tümü.
O
İzleyici proli: Bir mesaja maruz kalan bireylerin veya hane-
Olgu: Öykülü bir lmin, bir televizyon oyununun konusunu
lerin demograk özellikleri.
oluşturan olaylar dizisi. Bu konuyu başlatan, geliştiren, sonu-
ca ulaştıran olayların sıralanmasından oluşan durum.

J R

Jargon: Aynı meslek veya topluluktaki insanların ortak dilden Retorik: Etkili olarak konuşma sanatı.
ayrı olarak kullandıkları özel dil veya söz dağarcığı. Rol: Bir oyuncunun bir lmde ya da televizyon oyununda ya-
Jest: Bir izleyiciye görsel bir sinyal gönderen herhangi bir ratması gereken kişilik.
eylem. Jest el, ayak veya bedenin diğer parçalarının hare-
ketleridir.

158
KAVRAM SÖZLÜĞÜ SİNEMA TEMASI EŞİK 3

S T

Sanal gerçeklik: Bir bilgisayar veya diğer iletişim araçlarıyla Tipleme: Belirli bir tipin tüm çapraşık özelliklerini, bunu en
yaratılan ve kullanıcının kendisini içinde hissettiği ortam. iyi, en rahat, en inandırıcı yoldan yansıtabilecek kişiyle can-
landırma.
Sanat lmi: Sanat kaygılarını önde tutan, iş ve ticaret ola-
naklarını hesaba katmayan lm. Sanat düzeyi yüksek lm.

Sanat yönetmeni: Bir lmin bezemlerinin hazırlanmasıyla


ilgili tüm işleri yöneten kimse.

Sansür: Her türlü yayının, sinema ve tiyatro eserinin yayını- U


nın ve gösterilmesinin izne bağlı olması, sıkı denetim.
Uyarlama: Sinema için hazırlanmamış bir metni sinemaya
Seçici dikkat: İnsanın var olan birçok uyarandan ilen hangi- uygun biçime sokma.
sini algılayacağını etkin olarak belirlemesi.
Üç Boyutlu (lm), 3-B (lm): Görüntüsü, en ve boydan
Seçici izleme: İnsanın belli bir uyaranla karşılaşmasının başka derinlik duygusu da uyandıran lm. Bu duygu, ruhsal 9

kesin olduğu durumlardan bilerek kaçınması veya tam tersi yönden uyandırılabileceği gibi optik kuralların üç boyutlu gö-
kendini bilerek bu durumlara konumlandırması. rüntüye yol açan özelliklerine başvurularak da sağlanabilir.

Seçici algı: Bireylerin var olan tutumlarıyla uyumlu mesajları


okumaları, tutumlan ve beklentileriyle çatışan mesajları veya
BASAMAK

mesaj bölümlerini göz ardı etmeleri ya da yanlış yorumlama-


ları.

Sekizinci sanat: Televizyon sanatı. Y

Serüven lmi: Kişilerinin tehlikelerle dolu, serüvenli bir ya- Yabancı lm: Herhangi bir ülkeye göre yabancı kaynaklı
şam sürdükleri; soluk kesici olaylar, kahramanca davranış- olan lm. Yerli lm karşıtı.
larla dolu olan, hızlı dizemli lmler için kullanılan genel terim. Yapım: Bir lmin gerçekleştirilmesi için yapılan çalışmaların
Sessiz sinema: Sinemanın bulunuşundan sesli sinemanın tümü. Bu çalışmaların ürünü.
ortaya çıkışına kadar uzanan dönemdeki sinema. (Bu dö- Yapımcı: Bir lmin çevrilişi ve işletilmesiyle ilgili tüm yöne-
nem, 1895’ten 1930’a kadar uzanır). timsel ve parasal işlevi üstlenen, lmin anaparasını sağlayan
Sinema: İzleyicilerin lmleri topluca görebilmeleri için özel kimse.
olarak yapılmış yapı. Herhangi bir devinimi, düzenli aralıklar- Yayın: Neşriyat, radyo yayını, televizyon yayını.
la parçalara bölerek bunların resimlerini saptama, sonra bun-
Yerli lm: Herhangi bir ülkenin kendi ürünü olan lm.
ları gösterici yardımıyla karanlık bir yerde görüntülük üzerine
yansıtarak devinimi yeniden oluşturma işi. Güzel sanatların Yeşilçam (sineması): (İstanbul, Beyoğlu’nda yapımevleri ve
dalı olarak yansıtılmaya uygun olan lmleri gerçekleştirme ve ortaklıkların çoğunun işyerlerinin topluca bulunduğu sokağın
yaratma sanatı, beyaz perde, yedinci sanat. adından alınıp mecaz olarak) Türk sineması, yerli sinema.
(Olumsuz anlamda) Salt kazanç amacıyla çok kısa sürede,
Sinema dili: Sinemanın gereklerine, niteliklerine uygun an-
belirli kalıplara uyularak gerçekleştirilmiş ve izleyiciyi sömür-
latım yolu.
meye dayanan lmler üreten sinema.
Skeç: Genellikle günlük yaşamdan alınmış bir konuyu en can
Yıldız: Büyük bir sanat yeteneği göstermeyen fakat lmde
alıcı çizgileriyle, dikkati çekici tiplerle oldukça abartılmış ola-
oynayışı bu lmin gelirini artırabilen gözde oyuncu.
rak kısa bir süre içinde sunan, hızlı izemli, esprili bir güldürü
çeşidi. Yılgı lmi: Korku lmlerinin en aşırı biçimi.

Yönetmen: Bir lmin gerçekleştirilmesi için oyunluk yazarı,


görüntü yönetmeni, sanat yönetmeni, oyuncular arasında iş
birliği sağlayan, bunların çalışmalarını uyumlu biçimde yöne-
ten, lmin bir sanat ürünü niteliği kazanmasından sorumlu
olan sanatçı, sinema sanatçısı.

159
3 EŞİK SİNEMA TEMASI TESTİ 18 dk

1. Bir imge, yeniden yaratılmış ya da yeniden üretilmiş görü- 3. Nuri Bilge Ceylan, 2014 Uluslararası Cannes Film Festiva-
nümdür. İmge, ilk kez ortaya çıktığı yerden ve zamandan li’nde Kış Uykusu ’yla büyük ödül Altın Palmiye’ye uzandı.
kopmuş ve saklanmış bir görünüm ya da görünümler dü- Kış Uykusu’ nda hem çekim tekniği hem de kurgu bakımın-
zenidir. Her imgede -fotoğraarda bile- bir görme biçimi ya- dan Avrupa ve Hollywood sinemasında dahi eşine rastla-
tar. ----. Her bir fotoğrafa baktığımızda- ne denli az olursa yamayacağınız bir akıcılık mevcut. Ayrıca bu lmde son
olsun- fotoğrafçının sınırsız görünüm olanakları arasından
yıllarda komedi lmlerinde bulabileceğinizden çok daha
o görünümü seçtiğini fark ederiz. Rastgele aile fotoğraa-
fazla mizah var. Ancak bazı bölümlerde diyaloglardaki
rında da böyledir bu. Fotoğrafçının görme biçimi konuyu
edebî alt yapı, lmdeki gerçeklik kabuğunun biraz çatlama-
seçişine yansır.
sına sebep olmuş.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına
göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? Bu parçadan hareketle Kış Uykusu ile ilgili aşağıdaki-
A) Çünkü fotoğraar çoğu zaman sanıldığı gibi mekanik lerden hangisi söylenemez?
kayıtlar değildir A) Üzücü bir olayı sinemaya mizahi bir dille aktardığı
B) Ressamın görme biçimi, bez ya da kâğıt üstüne yaptığı B) Sinema sektöründe uluslararası bir beğeni kazandığı
9 imlerle yeniden canlandırılır C) Çekim tekniği ve kurgusunun lmin sürükleyiciliğini ar-
C) Her imgede bir görme biçimi yatsa da bir imgeyi algıla- tırdığı
yışımız aynı zamanda görme biçimimize de bağlıdır D) Edebî diyalogların gerçeklik algısına zarar verdiği
D) İmgeyi yaratanın kendine özgü görüşü de yaptığı kay- E) Amerika Birleşik Devletleri yapımı lmlerden kimi yön-
dın bir parçası olarak kabul edilir lerden daha başarılı olduğu
BASAMAK

E) Görme, uyarıcılara karşı mekanik bir tepkide bulunup


bulunmama sorunu değildir

2. Yönetmenliğini Can Ulkay ve Ketche’nin üstlendiği 2018


yapımı Müslüm lmi, usta sanatçı Müslüm Gürses’in ha-
yat hikâyesine odaklanıyor. Şanlıurfa doğumlu Müslüm
Akbaş’ın Müslüm Gürses’e dönüşümü, ardından “Müslüm
Baba” olarak anılmaya başlamasının anlatıldığı lmde
yanlış olan şey, yönetmenlerin tercih ettiği anlatım tarzı
ve kurgu. Hikâye anlatımında klasik doğrusal çizgi seçil-
miş olsa Müslüm Gürses’in çocukluktan şöhret oluşuna
giden çetrelli yolculuğu birlikte yapacak ve onun travma-
larını bire bir hissedeceğiz. Bunun yerine “3 yıl sonra” “9
ay önce” gibi sıçramalı kurgu işi biraz bulmacaya çevirip
seyirciye geçen duyguları ister istemez törpülemiş oluyor.
Böylelikle Müslüm anlatısı, babasıyla sorunları olduğu için 4. (I) Bütün sanat dalları gibi oyunculuk da doğru yapıldığın-
baba olmamayı seçen bir şarkıcının, bunun yerine seven-
da bir tür meditasyona dönüşür. (II) Oyuncu sahnede ânın
lerinin babası olmasının hikâyesine dönüşmüş.
gerçekliğini yaşamaya başladığında gözlerimizi ondan al-
Bu parçada söz edilen Müslüm lmiyle ilgili eleştirinin
makta zorlanırız. (III) Bu tıpkı küçük çocukları hayranlıkla
nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
seyretmek gibidir, sürekli canlı ve anda oldukları için on-
A) Odağına aldığı kişiyi çocukluğundan itibaren izleyen
ları izlemek heyecan vericidir. (IV) Peki, önceden onlarca
bir biyogra sunması
kez her detayı çalışılmış bir sahneyi her seferinde taze,
B) Müslüm Akbaş’ı “Müslüm Baba” olarak idolleştirmesi
akıcı ve doğal bir şekilde oynamak nasıl mümkün olabilir?
C) Filmin üslubunun anlatının etkileyiciliğini sıradanlaştır- (V) İşte oyunculuğun can alıcı noktası budur.
ması
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden
D) Müslüm Gürses’e şöhret yolunu açan çevresel konum-
sonra “Bu sebeple bir oyuncu için sahnede yanlış ama
ların yok sayılması
canlı olmak doğru ama ölü olmaktan iyidir.” cümlesi ge-
E) Müslüm Gürses’in çocukluğunda ve ilk gençliğinde ba-
tirilebilir?
basıyla yaşadığı çatışmalara yer vermesi
A) I B) II C) III D) IV E) V

160
18 dk SİNEMA TEMASI TESTİ EŞİK 3

5. Örümcek-Adam: Evden Uzakta, her ne kadar seyir zevkleri 7. • Öğrencilerle popüler sinemanın en önemli lmlerini bir-
yüksek olsa da tek tipleşmeye başlayan Marvel lmleri ara- likte seyrederken lmin en heyecanlı sahnesinde sesi
sında sadece hikâye anlatmak yerine sinemanın doğasına kapatıveriyorum, müziği kısıyorum yani. Efektleri de kal-
dair kafa yoran bir yapım olması nedeniyle farklı konumda dırıyorum. Bitiyor, hiçbir şey kalmıyor geriye. Ne hikâye
duruyor. Karakter yaratımı noktasındaki eksikliklerini ise kalıyor ne aktardığı duygu kalıyor. Tamamen insanın
bu evrende geçen lmlerin tümü içinde en iyi çekilmiş sah- sinir uçlarını, hislerini manipüle eden bir şey aslında o.
nelerden bazılarını barındırması ve dengesi çok iyi kotarıl- • Korku sineması dediğimiz şeyin yüzde sekseni sestir.
mış mizahı ile kapatıyor. Böylelikle Örümcek Adam: Evden Kaldırırsak o sesi hiçbir şeyden korkulmaz, hiçbir şey
Uzakta’nın 130 dakikalık süresinin su gibi aktığı, seyir key- kalmaz geriye. Ama insanı düşünün, insanın korkularını
nin üst seviyede olduğu dört başı mamur, gişe rekorları düşünün. Biz korkularımızı sesle mi yaşıyoruz?
kıran bir lm olduğu söylenebilir.
Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
Bu parçada söz edilen lmin eleştirilme nedeni aşağı- söylenebilir?
dakilerden hangisidir?
A) Sanatsal etkinliklerin birbirini yadsıdığını kanıtlamakta-
A) Tek tipleşmiş bir lm dizisinin devamı olması dırlar. 9
B) Sinemanın doğası üzerine düşünce üretmesi B) İki farklı konuya ilişkin birçok farklı görüş olduğunu vur-
C) Yeni karakterler üretmede başarısız olması gulamaktadırlar.
D) Mizah unsurlarına fazlaca yer vermesi C) Aynı temayı farklı yönleriyle ele almaktadırlar.
E) Potansiyelini pratiğe taşımada çekingen davranması D) Aynı düşünceyi inandırmaya yönelik farklı örnekler
BASAMAK

sunmaktadırlar.
E) Farklı üsluplar kullansalar da konuyu benzer nedenler-
le açıklamaktadırlar.

6. Yönetmen Ciro Guerra’nın, dünya prömiyerini 76. Venedik


Film Festivali’nde yapan son lmi Waiting for the Barbari-
ans, Pulitzer Ödüllü Güney Afrikalı yazar J. M. Coetzee’nin
Türkçeye Barbarları Beklerken adıyla çevrilen romanından
uyarlanmış. Film, uyarlandığı romandan güç alan derinlikli
hikâyesine rağmen etkileyici bir anlatı kurma konusunda
zorlanıyor. Ekrana uyarlanması güç olguları olay örgüsü
ve karakterler arasında geçen diyaloglar üzerinden izleyi-
ciye aktarma konusunda zayıf kalıyor. Kendi romanını be- 8. (I) “Bir çocuğun gözünden savaş nasıl görünür?” sorusu-
yazperdeye uyarlayan Pulitzer Ödüllü yazar, roman yazma nun etrafında dönen birçok lm izledik. (II) Bunlardan ba-
konusunda tartışılamaz bir yeteneğe sahip olsa da bir lm zıları savaşın yalnızca psikolojik yıkımlarına odaklanırken
senaryosu kurgulama konusundaki tecrübesizliğini bu lm- bazıları ise şiddeti gerçekçi bir şekilde gösterme bakımın-
de açık bir şekilde gösteriyor. dan hiç çekincesi olmayan yapımlardı. (III) Bu lmdeki acı-
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söyle- nın temsili ve şiddetin resmedilmesi, bir çocuğun edilgen
nebilir? bakışından vurgulanıyor. (IV) Her ne kadar lmde şiddetin
A) Waiting fort he Barbarians, yönetmen Ciro Guerra’nın son derece sert sahnelerine tanık olsak da yönetmen Vác-
tek lmidir. lav Marhoul, seyircinin acıyı hissetmesini isterken seyirciyi
B) Barbarları Beklerken romanı birkaç kez sinemaya bir duygusal manipülasyona uğratmıyor. (V) Filmde sıklıkla
uyarlanmıştır. karşılaştığımız din imgelerinin bu şiddet temsilini anlama-
C) Başarılı bir romancı sanatın diğer alanlarında da başa- mızda yardımcı olacağını düşünüyorum.
rılıdır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden
D) Waiting for the Barbarians, Pulitzer ödülüne layık gö-
sonra “Boyalı Kuş, bu bakımdan diğer ‘savaş ve çocuk’
rülmüş bir lmdir.
lmlerinden ayrılıyor.” cümlesi getirilebilir?
E) Başarılı edebiyat eserleri usta bir senaristin elinde iyi
bir lme uyarlanabilir. A) I B) II C) III D) IV E) V

161
3 EŞİK SİNEMA TEMASI TESTİ 18 dk

9. İngiliz yönetmen Ken Loach’ın Ben Daniel Blake lminde 11. (I) Sinemada karakter kavramı, sinemaya giren yapım-
Daniel, 59 yaşında bir marangozdur. Çalıştığı iş yerinde cı ve seyirci ilişkisiyle beraber oluşmaya başlamıştır.
kalp krizi geçirince doktoru, çalışmasının mümkün olma- (II) Yapımcılar sinemasal zevkleri şekillenen izleyici kesimi-
dığını söyler. Karısını kaybetmiş, hâlâ kirada oturmakta
nin hoşuna gidebilecek tarzda görsel gösteri sunan yapım-
olan ve sadece emeğiyle geçinen Daniel, devletten destek
lara imza atmaya yönelmişlerdir. (III) Kamera çekimleri ve
almak ister. Başvuru, şikâyet ve itirazlarını sadece inter-
kurgunun sihirli özelliğini fark eden yönetmenler de sinema-
netten yapabileceği söylenen fakat bilgisayar kullanmayı
bilmeyen Daniel, tarihin dışında kalmış biri muamelesi gör- yı artık kurmaca dünyalara bakan bir göz olarak tasarlama-
meye başlar. Telefonda küçücük bir bilgiye ulaşmak için ya başlamışlardır. (IV) Bu kurmaca dünya olgusunu seyirci
saatlerce müzik dinletilerek bekletilmesi yetmiyormuş gibi de benimsemiş ve artık sinema denince akla çekim ölçek-
yazılı başvuruların zamanı geçti denilerek sadece dijital or- leriyle ve kurgusuyla sanal gerçekçi dünya gelmektedir.
tamda ve çevrimiçi olarak başvuru yapabileceği söylenir. (V) Ancak bu sanal gerçekçi dünya içinde dizayn edilen
Daniel, bir türlü erişim sağlayıp devlet desteği talebinde
kişiler ve nesneler kendi içlerinde de karşılıklı olarak etki-
bulunamaz.
leşime geçmektedir.
Bu parçada söz edilen lmle ilgili aşağıdakilerden han-
9 Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden
gisi söylenebilir?
sonra “Oluşturulan karakterler bu sanal gerçekçi dünya
A) Ken Loach, devletin sosyal güvenliğe yeterli kaynak
ayırmamasından yakınmaktadır. içinde hareket etmektedir.” cümlesi getirilmelidir?

B) Filmde iletişim teknolojisinin gelişmesiyle devlet nez- A) I B) II C) III D) IV E) V


dinde insanın nesneleştirilmesi eleştirilmiştir.
BASAMAK

C) Ben Daniel Blake’te ele alınan olay, 2010’lu yıllarda İn-


giltere’de yaşanmıştır.
D) Film, sosyal güvenlik kurumlarının sorumluluklarını ir-
delerken gerçeklikten kopuktur.
E) Filmde teknolojiye ayak uyduramayan bireyler, toplum
dışına atılmaya mahkumdur görüşü benimsenmiştir.

10. Sadri Alışık, güldürü ve drama alanında çok sayıda lm 12. • Bilim kurgu sineması konularını genellikle bilim kurgu
çekerek yeteneklerini sergilemiş güldürü ve dramayı har- edebiyatından alır. Her ne kadar görsellenen kurgular
manladığı pek çok lmi ile sinema tarihine geçmiştir. Oy-
bilim kurgu eserinin hayali içeriğini daraltır gibi görünse
nadığı karakterleri halktan biri gibi yansıtmasıyla talep
de günümüzde modelleme teknolojilerinin ulaştığı sevi-
gören bir oyuncu olmuştur. Yerelliğe verdiği önem, hayat
yeyle tasarlanan gelecek dünyaları oldukça tatminkâr-
verdiği karakterlerde sıklıkla görülmektedir. Karakterler-
deki konuşma, hareket ve davranışlar dönemin toplumsal dır.
yapısı hakkında izleyiciyi aydınlatmaktadır. Sadri Alışık’ın • 20. yüzyılın başlarındaki en iyimser bilim kurgu lmle-
toplumun o tarihlerdeki sosyal-toplumsal ihtiyaçlarına ce- rinde dahi teknolojik ilerlemenin vadettikleri ile insanın
vap verdiği gözlenmektedir. Filmlerinde konuşmalarındaki
bu hızlı ilerlemeye ayak uydurması ikilemi bir sorunsal
sadelik ve kimi zaman argo tarz, davranış devinimleri, ka-
olarak yansıtılmıştır. Günümüzde ise çoğunlukla, insan/
rakter ve mekân ilişkileri halkın içinden gelen biri imajını
teknoloji, kent/doğa, birey/toplum, ben/öteki, özgün/
daima desteklemiştir.
kopya, gerçek/sanal gibi karşıtlıklar üzerinden oluşturu-
Bu parçaya göre Sadri Alışık ile ilgili aşağıdakilerden
lan gelecek portrelerinin neredeyse tümü karamsardır.
hangisi söylenemez?
A) Komik ve duygusal unsurları iç içe anlatan başarılı lm- Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
lere imza attığı söylenebilir?
B) Yerel karakterler üzerinden evrensel insan özelliklerini A) Aynı konunun farklı yönlerini ele almaktadırlar.
yansıttığı B) Farklı olguların benzer yönlerini vurgulamaktadırlar.
C) Dönemin sinema seyircisinde ilgi uyandırmayı başardığı C) Aynı düşünceyi aynı bakış açısıyla örneklemektedirler.
D) Davranışları ve konuşma tarzıyla halkın içinden gelme D) Aynı olgunun farklı dönemlerini değerlendirmektedirler.
imgesini güçlendirdiği E) Aynı olguyu farklı anlatım biçimleriyle neden sonuç
E) Döneminin insanını anlatmada yerelliği önemsediği bağlamında açıklamaktadırlar.

162
18 dk SOSYOLOJİ TEMASI TESTİ EŞİK 3

1. Yerli toplum tarafından benimsenme, iş bulabilme ve tat- 3. Napolyon’un Moskova yürüyüşü dendiğinde gözümün önü-
min edici sosyal ilişkiler kurabilme göçmenler için hayati ne ayağına çarığını geçirip sırtına azığını alıp yola koyulan
gereksinimlerdir. Bunlar göçmenlerin kendilerini evlerinde bir general gelir. Oysa sözü edilen yürüyüş yüz binlerce
hissetmelerini sağlayacaktır. Bu, bazen birkaç kuşak son- askeri, bıçak sırtı ittifakları ve her saat değişen koşullara
rasında gerçekleşen zor ve uzun bir süreçtir. Yeni ve genç göre birçok kurmay tarafından alınan ve büyük sorumluluk
kuşaklar, anne ve babalarının orijin kültürünün değer ve taşıyan kararları içerir. Bir tek bu yürüyüşü takip etmek ve
normlarını benimseme ve bunlara sahip çıkmada, yeni hâ- aslında bu Moskova yürüyüşünün bir tek kahramanı olmadı-
kim kültürün kendilerini ne ölçüde kuşattığını da göz önün- ğını görmek için Tolstoy’un ölümsüz eseri Savaş ve Barış ’ı
de bulundururlar. Buna bağlı olarak gerginlikler ve çatış- okumanız gerekebilir.
malar yaşayabilmektedirler.
Bu parçanın yazarının aşağıdakilerden hangisini söy-
Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargıların hangisine lemesi beklenemez?
ulaşılabilir? A) Askerî ve siyasi zaferler büyük liderlerin kişisel çaba-
A) İkinci kuşak göçmenler, içine girdikleri topluma uyum sıyla elde edilir.
sağlamada birinci kuşaktan daha başarılıdır. B) Başarı, tek başına ve durup dururken kendiliğinden
B) Göçmenler, hayal ettikleri yaşamı ve ayrıldıkları mem- gelmez.
leketteki yaşama biçimlerini göç ettikleri yerlerde de C) Romanlar, bir ülkenin tarih ve kültür birikiminin bir 10
sürdürmelidir. uzantısıdır.
C) Yerli toplumla göçmenler arasındaki çatışmaların gide- D) Zafer kazanmak, uzun bir süreçte birçok insanın katkı-
BASAMAK

rilmesi göçmenlerin hafızalarının silinmesi sağlanabilir. sının sonucudur.


D) İnsanların doğup büyüdükleri yerlerden isteksizce ay- E) Bilimsel bir buluşun ardında onlarca bilim insanının
rılmaları onları girdikleri yeni çevreye isyana sürükle- emeği bulunur.
mektedir.
E) Manevi kültür değişmeleri, ekonomik uyum, sosyal bü-
tünleşme, yaşamdan alınan tatmin yerli toplumun göç-
menleri tanıma ve kabulüne bağlı bir süreçlerdir.

4. Çok sayıda alıcı ve satıcının bulunduğu, ürünlerin birbirine


benzediği ve onlara ilişkin tüm bilginin anında tüm tüke-
ticiler tarafından erişilebilir durumda olduğu e-ticaret se-
çenekleri, hemen herkesin kullandığı bir alışveriş yöntemi

2. Başlangıçta eski eserleri toplama ve sergilemeyi amaçla- hâline geldi. İmkânların bu denli elverdiği bir ortamda satın

yan müzeler günümüzde pedagojik, sosyolojik, psikolojik alma davranışının da arttığını gözlemlemek, çok şaşırtıcı

içerikler edinmiştir. Giderek çağdaş müzecilik anlayışıyla gelmiyor. Buna ek olarak internetten yapılan alışverişlerde

yeniden yapılanan müzeler, yaygın eğitim kurumları duru- olduğu gibi yüz yüze alışverişlerde de artık daha yaygın

muna gelmektedirler. Modern müzecilikte müzeler, etkin- olarak kullanılan banka-kredi kartları satın alma davranı-

liklerini toplumun farklı kesimlerini dikkate alarak gerçek- şını başka bir açıdan daha etkiliyor. Yapılan çalışmalara

leştirmektedir. Sürekli sergilerin yanı sıra geçici sergiler, göre paranın ziki olarak kullanıldığı alışverişlerde ödeme

rehberli geziler, dia-lm gösterileri, söyleşiler, seminerler yapmanın acısı, kartlı alışverişlerde olduğundan daha faz-

ve atölye eğitimleri bu tür etkinliklerin başında gelmektedir. la. Bir başka deyişle ----

I. ödemeyi kartla yapınca cebimizden çıkan parayı his-


Bu parçanın yazarına göre aşağıdaki işlevlerden han-
setmiyoruz, dolayısıyla acısını da!
gisi modern müzecilik etkinliklerinin ilgilendiği içerik-
II. kartla yapılan alışverişler, nakit paralı alışverişlerden
ler arasında sayılamaz?
daha güvenli.
A) İnsanlara bir şeyler öğretmelidir.
III. harcama yaparken acı duymamak için banka-kredi
B) Kişinin yaratıcı güçlerini geliştirmelidir. kartları tercih edilmeli.
C) Kişiyi topluma kazandırmalıdır. Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre yukarı-
D) Boş zamanlarla ilgili faaliyetlerde bulunmalıdır. dakilerden hangileri getirilebilir?
E) Eski eserlerin tamamı bir müzede sergilenmelidir. A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III

163
3 EŞİK SOSYOLOJİ TEMASI TESTİ 18 dk

5. ----. Örneğin bugün için bu anlamda evrensel olan kültür, 7. İlkel olsun, gelişmiş olsun hiçbir toplum durgun ve hare-
Batı kültürüdür. Fakat bu, Batı kültürünün hâlen yaşayan ketsiz olarak nitelendirilemez. Her toplumda sürekli bir
diğer kültürlerden üstün ve iyi olduğu anlamına gelmez. dinamizm, bir değişme görülür. İlkel toplumlar bile yavaş
Sadece var olan diğer kültürlere baskın çıktığı ve dünya da olsa değişmektedir. Antropoloji insanı dolayısıyla insan
ölçüsünde yaygınlaştığı anlamına gelir. Her kültürün ma-
toplumlarını ve kültürü incelerken bu değişimi göz önünde
hiyeti gereği tarihsel olması, o kültürün belli bir zaman ke-
bulundurur. Fakat antropolojik çalışmalar yapılırken belirli
siti içinde varlığını sürdürdüğü yani yerini her an bir başka
bir çerçeveden bakılmak sureti ile araştırma yönlendirilir.
kültüre -o başka kültüre kendinden pek çok şeyleri taşımış
olsa da- terk edebileceği anlamına gelir. Burada yapılan bir yerde antropolojinin sınırlarını belirle-
mektir.
Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıda-
kilerden hangisi getirilmelidir? Bu parçaya göre aşağıdaki sorulardan hangisi antro-
A) Evrensel kültürde kendimizi bir ulusun üyesi olmaktan polojinin üzerinde durduğu sorulardan olamaz?
çok, insanlığın bir üyesi olarak görürüz A) İnsanlar ve toplumlar nasıl değişiyor?
B) Kültürün bir bütün oluşturduğu gerçeğini hatırladığı- B) İnsanlar ve toplumlar neden birbirlerine benziyor?
mızda, ulusal kültür evrensel kültür biçiminde yapılan C) İnsanlar ve toplumlar neden birbirinden farklı yaşıyor?
ayrımın da yapay bir ayrım olduğunu söyleyebiliriz
D) İnsanlar ve toplumlar zamanla neden değişiyor?
10
C) Evrensel kültür bir çağa ve bir tarihsel döneme dünya
E) İnsanlar ve toplumlar niçin değişmiyor?
ölçüsünde hâkim olan, diğer kültürlere baskın çıkan
herhangi bir çoğul kültürdür
BASAMAK

D) İnsanın ortaya koyduğu bütün araç gereçler maddi kül-


tür, yine insanın ürettiği bütün anlamlar, değerler ise
manevi kültürü oluşturur
E) Kültür denen karmaşık bütün ve onu oluşturan ögeler,
hangi toplumda olursa olsun bir anda, kısa bir zaman
dilimi içinde meydana çıkmış değildir

6. Antropolog, insanlığın herhangi bir özgül grubuyla ya da


tarihin herhangi bir dönemiyle kendisini sınırlandıramaz.
Aksine insanın en erken biçimleriyle ve onların davranışla-
rıyla en az bugünküler kadar ilgilenir. En eski zamanlardan
günümüze ulaşmış herhangi bir belgeden hem insanlığın
ziksel evrimi hem de uygarlığın gelişmesi araştırılır. Aynı
8. Han; ticaret, zanaat üretimi ve ikamet işlevini barındırmak
şekilde antropolog, ilgi alanına giren çağdaş insan toplu-
üzere inşa edilmiş olan yapılara verilen genel bir isimdir.
lukları ve uygarlıklar arasındaki karşılaştırmalı araştırma-
larla önemli noktaları ortaya çıkarır. O, üyesi olduğu bilimin Anıtsal biçimleri açısından kervansaraylara benzerler an-
bir dalında bir yandan insanı yaşayan diğer bütün yaratık- cak kervansaraylar şehirler arasındaki uzun ticaret yol-
lardan ayıran ziksel özellikleri keşfetmeyi ve betimlemeyi, larında inşa edilirken hanlar Osmanlı İmparatorluğu’nda
öte yandan insan ailesinin kendisindeki yararlı ayırt edici- şehirlerin içinde konumlandırılmıştır. Hanların birçoğu, iba-
liği araştırır. det, eğitim ve yardım gibi kamusal yararlar için yaptırılan
Bu parçada antropologlar ile ilgili olarak aşağıdakiler- cami, medrese ve imaret kurumlarına maddi destek sağ-
den hangisine değinilmemiştir? lamak amacıyla inşa ediliyordu; bu sebeple de genellikle
A) Kültürlerin oluşumunu yöneten ilkeleri bulup ortaya çı- merkezlerde yer alıyorlardı.
kardıklarına
Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı
B) Bilimin bir üyesi olarak insan davranışlarını araştırdık-
yoktur?
larına
A) Hanlar hangi işlevi gerçekleştirmek üzere yapılmıştır?
C) İnsanlığın ayırt edici ziksel özelliklerini keşfetmeyle
B) Hanlar ile kervansarayların farkı nerededir?
ilgilendiklerine
C) Anıtsal bakımdan hanlarla özdeş yapılar var mıdır?
D) Geçmiş uygarlıklarla günümüz insan toplulukları ara-
D) Günümüzde hanlar faaliyetlerini yürütmekte midir?
sında karşılaştırmalı incelemeler yaptıklarına
E) Hanların merkezi yerlerde bulunmasının gerekçesi ne-
E) Araştırmalarında kendilerini insanlığın belirli bir döne-
dir?
miyle sınırlamadıklarına

164
18 dk SOSYOLOJİ TEMASI TESTİ EŞİK 3

9. Mimarlar, hastalığa sebep olan virüslerin yeni nesil evleri 11. Bugün beş uluslararası petrol şirketi dünya petrol sanayi-
nasıl etkileyeceği konusunda çeşitli öngörülere sahip. Bu ni elinde tutuyor. Dört özel şirket dünya tahıl ticaretini, bir
öngörülerden biri de iç ve dış mekânlar arasına daha be- tanesi çay, bir tanesi de kahve üretimini kontrol ediyor. İki
lirgin sınırlar gelmesi. Bu yönde bir yaklaşım iç mekânların şirket su pazarı için birbirini yemekte; diğer bir şirket ise
hastalık iletimini önlemek için evin dış ya da giriş mekânla- dünyada tüketilen toplam sigaranın çok büyük bir kısmını
rını nasıl kullanmamız gerektiğini öğretecek. Örneğin ves- satıyor. Bugün dünyada tarihte daha önce hiç görülmedi-
tiyer ve evin giriş bölümü, dışarıdan geldiğimizde yaşam ği kadar çok köle var. Her yıl dünya piyasalarında en az
alanına girmeden önce hastalık iletimi olması muhtemel 800.000 insan -çoğu kadın ve çocuk- alınıp satılıyor. Ti-
eşyalarımızı bıraktığımız ve psikolojik olarak da bir nebze careti yapılan uyuşturucu 200 milyar dolar değerinde. Ti-
rahatlayabildiğimiz yerler olacaklar. careti yapılan kalemlerin çoğu gereksiz ve sağlığa zararlı.
Örneğin ----
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık ola-
rak söylenmiş olabilir? Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıda-
A) Şehirler, salgın hastalık dönemlerinde nasıl bir dönü- kilerden hangisi getirilebilir?
şüme uğrarlar? A) elmas pazarı bir tek şirketin tekelinde.
B) Türkiye’de mimarlar salgın hastalık yayılımlarına karşı B) 27 milyon insan çeşitli ülkelerde köle olarak yaşıyor.
çeşitli önlemler alabilirler mi? 10
C) dört şirket et işletme pazarına beşinciyi sokmamak için
C) Hastalık iletimini durdurabilmek için bina ve ev tasarı- elinden geleni yapıyor.
mında ne tür değişiklikler yapılmalıdır?
D) dünyadaki eroin ve kokain ticareti, tahıl ya da metal
BASAMAK

D) Günümüzde ev mimarisinin değişmesinin temelinde ticaretine eşdeğer.


yatan sebepler nelerdir?
E) Afrika’da üretilen gıda ürünleri ve uyuşturucu madde-
E) Hastalıkların yayılmasına ev ve bina mimarisindeki ler, ABD ve Avrupa pazarlarına taşınıyor.
yanlışlıklar mı sebep olmaktadır?

10. Bir şehre sahip çıkmak için şehirde yaşayanların onunla 12. (I) Doğa tarihi müzeleri bitki, hayvan, fosil, kayaç gibi ör-
bir bağ kurmaya ihtiyacı olduğu açıktır. Şehirlilerin bireysel neklerin sergilendiği, bu örnekler üzerinde bilimsel araş-
tarihinde ve şehirsel hafızada kökleri olan bu bağ, yaşanı- tırmaların yapıldığı, bilimsel koleksiyonların, canlılarla ilgili
lan yere sahip çıkmak için en önemli nedenlerden biridir. veri bankalarının olduğu, akademisyenler, araştırmacılar,
Bu nedenle şehirsel hafızada yer etmiş ve şehir kimliğinin amatör doğa bilimciler gibi geniş bir kesimin yararlandığı,
ayrılmaz parçaları olan mekânların sürekliliği, hemşehrileri halka yönelik sergilerin de bulunduğu yerlerdir. (II) Bu mü-
tarafından sahiplenilen şehirler anlamına gelecektir. Dola- zeler, doğa ve çevrenin korunması konusunda hem eğitim
yısıyla ancak şehir hafızası ve şehirsel mekân arasında veren hem de farkındalık yaratan kurumlardır. (III) Hem bu-
birbirini üreten ilişkinin sağlıklı biçimde sürdürülmesi ile lundukları ülkenin hem de dünyanın çeşitli bölgelerindeki
şehirlerin geçmişten gelen kimliklerini koruması mümkün bitki ve hayvan varlığının, jeolojik yapının tanıtılmasında
olabilecektir. Aksi takdirde ----. da önemli rol oynarlar. (IV) Doğa tarihi müzelerinin bir bö-
lümü herkesin ziyaret edebileceği açık sergilerden oluşur.
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıda-
(V) Bu sergilerde doldurulmuş ya da kurutulmuş bitki ve
kilerden hangisi getirilemez?
hayvan örnekleri, bitki ve hayvan fosilleri, mineraller, ka-
A) Şehir ile hemşehrisi arasındaki ilişki kopacaktır
yaçlar, yeryüzünün yapısını gösteren modeller, Güneş sis-
B) Şehrin kendine özgü nitelikleri ve yaşam pratikleri kay-
temi modeli, göktaşları sergilenebilir.
bolacaktır
C) Sahiplenilmeyen şehirler, mekân yerine bina üreten pi- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden
yasa şartlarına terk edilecektir sonra “Ayrıca tarih öncesinde yaşamış canlıların, özellikle
D) Ortak hafızada önemli bir anlam taşıyan mekânların de dinozorların aslının aynı olan maketleri de doğa müze-
ortadan kaldırılmasının yolu açılabilecektir lerinde sergilenir.” cümlesi getirilebilir?
E) Çağdaş yaşamın zorunlu kıldığı modern mimariye uy- A) I B) II C) III D) IV E) V
gun şehirler inşa etmenin yolu tıkanacaktır.

165
3 EŞİK TARİH TEMASI KAVRAM SÖZLÜĞÜ

A Ç
Agora: Eski Yunanlılarda kent devleti ile ilgili sorunların ko- Çağ: Yüz yıllık zaman dilimleri ya da önemli sosyal olayların
nuşulduğu alan. neden olduğu zaman. İlk Çağ vs.
Ahilik: Kökleri eski Türk törelerine dayanan ve Anadolu’da
yüksek bir gelişim gösteren esnaf, zanaatçı, çiftçi vb. bütün
çalışma kollarını içine alan ocak.

Akçe: Her tür madenî para, akça. Osmanlı para birimi.

Anal: Hititlerde kralların tanrılara hesap sunmak için yazdır-


dığı yıllık.
D
Antik: Eski Yunan ve Roma uygarlıkları. Eski eserlerle ilgili
Derebeylik: Ortaçağ’da Avrupa’da merkezi otoritenin bölün-
olarak da kullanılır.
mesiyle geniş toprak sahiplerinin egemenliğine dayalı olarak
Antikite: İlk Çağ, eskilik. ortaya çıkan yönetim anlayışı.
Antlaşma: İki ya da daha çok devlet arasında yapılan bağla-
Devşirme (Pençik): Müslüman olmayan unsurların Müslü-
yıcı, yazılı sözleşme.
manlaştırıldıktan sonra devlet hizmetine alınarak yetiştirilme-
11
Aydınlanma Çağı: XVIII. yüzyıl Avrupasında düşünüş ve si, asker ve memur olarak kullanılması.
inançların tüm baskılardan kurtularak usun kılavuzluğunda
BASAMAK

bağımsızlığa kavuştuğu dönem. Dirlik: Osmanlı Devleti’nde bir hizmete karşılık olmak üzere
bir görevliye verilen toprak geliri.

Divan: İslam devletlerinde önemli devlet işlerinin görüşüldü-


ğü kurul.
B
Dolmen: Cilalı Taş Devri mezar kalıntısı.
Baharat Yolu: Hindistan’dan başlayıp Basra Körfezi’nden
geçip Mısır’a ulaşan ve oradan Akdeniz üzerinden Avrupa’ya Dükalık: Feodalite rejiminde derebeylerin kurdukları siyasi
giden ticaret yolu. yapılar.

Balbal: Eski Türklerde ölen bir yiğidin, sağlığında öldürdüğü


düşman sayısı kadar mezarının etrafına dikilen taş.

Berat: Osmanlı Devleti’nde bir göreve atanan, aylık bağla-


nan, san, nişan ya da ayrıcalık verilen kimseler için çıkarılan
padişah buyruğu. E

Beylerbeyi: Osmanlı İmparatorluğu döneminde eyaletlere Enderun: Fatih zamanında sarayda devlet memuru yetiştir-
atanan, askerî ve sivil yetkileri olan yüksek dereceli görevli. mek amacıyla açılan okul.

Burjuvazi: Ortaçağ’da Avrupa’da soylu ve köylüler arasında Endüljans: Hristiyanlığın Katolik mezhebinde günahların affı
yer alan şehirli ve tüccar sınıf. karşılığı satılan bir belge (cennet tapusu).

Engizisyon: Ortaçağ’da Katolik âleminde dinî inançlara karşı


gelenleri cezalandırmak üzere kurulan kilise mahkemelerinin
C adı.
Cihangirlik: Türklerde çok eski zamanlardan beri var olan Ensar: Hicretle Mekke’den gelen Müslümanlara ev sahipliği
dünyayı ele geçirebilme arzusu.
yapan Medineli Müslümanlar.
Cihat: İslam dini uğruna yapılan her türlü çalışma.
Epigrafya: Kitabeler bilimidir. Eski mezar ve anıtlar üzerinde-
Cizye: İslam devletlerinde Müslüman olmayan erkek ve sağ- ki kitabeleri ve taş tabletler üzerindeki yazıları inceler.
lıklı vatandaşlardan askere gitmeme karşılığı alınan vergi.
Eyalet: Ülke yönetimindeki temel idare birimi, Osmanlı Dev-
Cülus: Osmanlı padişahlarının tahta çıkması.
leti’nde en büyük sivil ve askerî yönetim bölgesi.

166
KAVRAM SÖZLÜĞÜ TARİH TEMASI EŞİK 3

F İltizam sistemi: Osmanlıda bir bölgede devlet hazinesine


toplanacak olan vergilerin açık artırma yoluyla şahıslara ve-
Federal (Feodal): Birleşik devletler topluluğu. Bu toplulukta
rilmesidir.
her devlet iç işlerinde serbesttir, dış işlerinde ortak hareket
eder. İmparatorluk: Sömürgeci devlet demektir. Türk devletlerinde
imparatorluk çok uluslu devlet anlamında düşünülmelidir.
Feodalite: Merkezî bir devletin zayıaması sonucu bölünme-
si ve üzerinde yeni devletler türemesi, derebeylik. İnkılap: Siyasi, sosyal ve kültürel alanda meydana gelen
köklü değişikliklerdir.
Ferman: Hükümdar buyruğu.
İpek Yolu: Çin’den başlayıp Orta Asya ve İran’dan geçen,
Fetva: İslam devletlerinde herhangi bir durumun dine uygun-
oradan Anadolu ya da Kırım üzerinden Avrupa’ya giden ti-
luğuyla ilgili olarak çıkarılan belge.
caret yolu.

İtilaf: Anlaşma.

İttifak: Bağlaşma, birleşme.


G

Gılgamış: Sümerlere ait destan.

11
BASAMAK

H K

Hakan: Eski Türklerde hükümdarlara verilen unvan. Kabotaj: Bir ülkenin limanları arasındaki işletme hakkı.

Han: Eski Türklerde hükümdarlara verilen unvan. Kağan: Eski Türklerde hükümdarlara verilen unvan.

Halife: Hz. Muhammet’in ölümünden sonra devletin başına Kalemiye: Osmanlıda idari ve mali alanlarda bürokratik işler-
geçen ve dinin koruyuculuğunu yapıp devleti yöneten siyasi de görevli kişiler.
liderlere verilen sıfat.
Kalkolitik: Taş maden devri.
Hanedan: Bir devleti yöneten soy.
Kapitülasyon: Bir ülkede yurttaşların zararına olarak yaban-
Haraç: İslam devletlerinde Müslüman olmayan unsurlardan cılara verilen imtiyaz.
tarımsal ürünlerin 1/5’i kadar alınan vergi.
Karum: Asurluların pazar yeri.
Has: Hanedana ait topraklar; Osmanlıda geliri birinci derece-
Kast: Hindistan’da halkın ayrılmış olduğu, birbirine kapalı sı-
den memurlara bırakılan dirlik toprağı.
nıf sistemi.
Hassa: Hükümdara ait olan, Türklerde bir ordu modeli.
Kaza: Osmanlıda taşra yönetiminde bir idari birim.
Hellen: Büyük İskender’in Ön Asya seferi sonucu Doğu Batı
Klan: İlkel insan topluluğu.
uygarlıklarının sentezi olarak ortaya çıkan uygarlık.
Koloni: İlk Çağ’da sömürge. Bir ülkenin sınırları dışında işgal
Hiyeroglif: Resim yazısı.
ettiği ve yönettiği bağlı bölge.
Höyük: Tarih boyunca çeşitli sebeplerle yıkılan yerleşim böl-
Konfederasyon: Bağımsız devletlerin ortak ve sınırlı imkân-
gelerinde yıkımların üst üste birikmesiyle oluşan tepe, tümü-
lar için, iç ve dış egemenliklerini koruyarak oluşturdukları top-
lüs olarak geçer.
luluk.

Konferans: Milletlerarası bir sorunun çözümü için yapılan


İ toplantı.

İhtilal: Mevcut düzene karşı hukuki kurallara başvurmaksızın Kongre: Kurultay, bir kuruluşun sorunlarını konuşmak üzere
güce dayalı olarak yapılan halk hareketidir. ilgili kişilerin katılımıyla yapılan toplantı.

İlhak etme: Ele geçirme, topraklarına katma. Konsül: Roma İmparatorluğu’nda Cumhuriyet devrinde iş
başına getirilen yönetici.
İltihak: Bir bölgenin ya da ülkenin kendi isteği ile başka bir
devlete katılması.

167
3 EŞİK TARİH TEMASI KAVRAM SÖZLÜĞÜ

Krallık: Belirli bir toprak parçası üstünde merkezi bir sistemle N


yönetilen mutlak otoritenin güçlü olduğu devlet modeli.
Neolitik: Yeni Taş (Cilalı Taş) Devri.
Kral Yolu: İlk Çağ’da Efes’ten başlayıp Mezopotamya ve
Nişancı: Osmanlıda yazışmalardan sorumlu olan, padişahın
İran’a gelen ticaret yolu.
yazılı emir ve fermanlarına tuğra çeken, fethedilen toprakları
Kronik: Olayları sırasına göre kaydetme. Hitit kralları yaptığı deftere kaydeden, tapu kadastro işlerine bakan ve dirliklerin
işleri tanrıya hesap vermek amacıyla kaydederlerdi. dağıtımını yapan görevli.
Kronoloji: Takvim bilgisi. Nota: Bir devletin başka bir devlete yaptığı yazılı uyarı.
Kurgan: Mezar. Nümizmatik: Eski para bilimi, meskukat.
Külliye: Cami, medrese, kütüphane, hamam ve hastane gibi
kuruluşları içinde barındıran yapı topluluğu.

Kült: Tapma, inanç.

Ocaklık: Osmanlıda geliri kale muhafızları ile tersane gider-


lerine ayrılan araziler.
11
Oligarşi: Zümre (sınıf) egemenliği.
BASAMAK

Lahit: Taş veya mermerden oyma mezar.

Lonca: Küçük esnaf ve zanaatkârların kendi iş alanlarına P


göre aralarında kurdukları teşkilat.
Paleontropoloji: Fosil bilim.

Paleografya: Yazı bilimi.

Paleolitik: Eski (kaba) Taş devri.

Panislamizm: Müslümanları aynı çatı altında toplamayı


amaçlayan akım.
M
Pantürkizm: Osmanlı Devleti’nin son zamanlarında ortaya
Mandater yönetim: Bir devletin veya milletin, kendi kendisini
atılan ve Türklerin birliğini savunan görüş.
idare edebilecek duruma gelinceye kadar Milletler Cemiyeti
gözetiminde başka bir devlet tarafından yönetilmesi. Papa: Katolik Kilisesi’nde, en büyük dinî lider.

Meşruiyet: Yasallık ve geçerlilik kazanma. Papirüs: Mısır’da ilkel kâğıt.

Meşrutiyet: Yetkileri bir meclisle sınırlanmış monarşi (krallık). Parlamento: Temsil esasına dayanan, çift ya da tek meclis-
ten oluşan yasama organı.
Mezolitik: Orta Taş Devri.
Parya: Hindistan’da kast dışı, hak sahibi olmayan sınıf.
Milat: Başlangıç, Hz. İsa’nın doğumu.
Patrik: Ortodoks Kilisesi’nde en büyük dini lider.
Milis: Orduya yardımcı olarak toplanan siviller.
Patrikhane: Ortodoksların ibadet merkezi.
Misyoner: Hristiyanlıkta görevi dini yaymak olan kişi.
Plep: Roma’da siyasal haklardan yoksun olan küçük toprak
Monarşi: Kişi egemenliği (krallık, padişahlık).
sahiplerinden ve el zanaatlarıyla uğraşanlardan oluşan sınıf.
Muhtesip: İslam şehirlerinde çarşı ve pazar esnafını denet-
Piramit: Mısır’da ravunlar için yapılan anıt mezarlar.
leyen görevli.
Politeizm: Çok tanrıcılık.
Mutlakiyet: Monarşi, merkezî krallık.
Protokol: Diplomatik işlerde ve devletlerarası ilişkilerde uy-
Mütareke: Savaşan taraarın, silahı belli bir süre için bırak-
gulanan kurallar.
ması.

168
KAVRAM SÖZLÜĞÜ TARİH TEMASI EŞİK 3

R T

Reform: Islah etme, iyileştirme. Bir şeye özellikle bir kuruma Tablet: Çivi yazısı yazılı pişirilmiş kil tabaka.
işleyişini düzeltmek amacıyla getirilen köklü değişiklik.
Tımar (Dirlik): Osmanlıda geliri devlet tarafından savaşta
Rönesans: Yeniden doğuş. Eski Yunan ve Hellen uygarlığı- yararlılık gösterenlere ve devlet memurlarına maaş karşılığı
nın Yeniçağ’da Avrupa’da canlanması. olarak verilen araziler.

Rum: Osmanlı Devleti sınırları içinde yaşayan eskiden Bi- Tümülüs: Bir yerleşim yerinin veya mezarın toprakla örtül-
zans vatandaşı olan halk. müş hâli.

Uç Beyi: Türklerin Anadolu’ya girdikleri dönemde Bizans sı-


nırlarına yerleştirilen akıncı beyleri, Türkmen komutanları.

S Ulema: Osmanlıda din, eğitim, hukuk işlerinden sorumlu sınıf


(İlmiye).
Sanayi inkılabı: Avrupa’da el tezgâhlarından fabrika siste- 11
mine, tek tek üretimden seri üretime geçişi, insan emeğinin
BASAMAK

yerini makinelerin almasıdır.

Sancak: Osmanlı yönetim teşkilatında eyalet alt birimi. Ü


Serf: Orta Çağ’da toprağa bağlı, yarı köle statüsünde köylü. Ültimatom: Kesin uyarı.
Site: Etrafı surlarla çevrili, kendi kural ve kanunlarına göre Üniter devlet: Tek parça, bütün, merkezi devlet.
yönetilen şehir devleti.
Üs: Harekatın yürütülebilmesi için gerekli birliklerin, her türlü
Skolastizm: Kilise’nin değiştirilemez, Aristo felsefesini ilke gereçlerin tamamlandığı, teçhizatın toplandığı ve dağıtıldığı
edinen dogmatik düşünce kalıbı. yer.

Vakıf: Bir kişi veya devlet tarafından, resmi nitelikteki şartlara


Ş uyularak, hayır amaçlı bir hizmetin gelecekte de yapılabilme-
si için ayrılan mülk veya para.
Şad: Boy veya oymakların başına atanan vezirler (Bazı kay-
naklarda hükümdar çocuklarına verilen isim olarak geçer). Veraset: Tahtın kan bağıyla akrabalara geçmesi; hak sahibi
olma.
Şaman: Eski Türklerde din adamı (Kam, baksı).
Vezir: Devlet işlerinde hükümdardan sonra gelen yetkili dev-
Şamanizm: Eski Türklerde bir çeşit dini inanış biçimi.
let adamı.
Şecere: Soy kütüğü.

Şehremini: Osmanlıda İstanbul’un belediye işlerinden so-


rumlu görevli.
Z
Şehzade: Padişahların ve oğullarının erkek çocuklarına ve-
rilen unvan. Zaviye: Küçük tekke, dini eğitim ve sohbet yeri.

Şeyhülislam: Osmanlı Devleti’nde ilmiye sınıfının başı olan Zeamet: Osmanlıda geliri subaşı ve kadılara bırakılan dirlik
en yüksek din görevlisi. toprağı.

Şûra: Meclis, danışma kurulu, heyet. Ziggurat: Sümer tapınağı.

169
3 EŞİK TARİH TEMASI TESTİ 18 dk

1. Tarihselcilik, 19. yüzyılda Alman tarih okulunun tarihle ilgili 3. Geleneksel tarih anlayışının genel çerçevesi bilgelik ve
geliştirdiği düşüncelere verilen addır. Bu anlayış, tarihin bi- tarih düşüncesi bağlamlarında şekillenmiştir. Bilgelikte biri
lim olduğu ve bilimsel yöntem kullandığını, insanla ilgili her hakikatin verilmişliği diğeri ahlaklılık olmak üzere iki temel
şeyin bu bilimle açıklanabileceği düşüncesini savunmuş- unsur öne çıkmaktadır. Bu iki unsur, tarihin hangi amaç-
tur. Fiziğin doğa yasalarını keşfettiği gibi toplumun yasa- la ve nasıl araştırılacağını büyük ölçüde belirlemektedir.
ları da tarih ve onun teorik kısmı olan sosyoloji tarafından Ayrıca tarihin nasıl bir yönde seyrettiği Tanrı tarafından
keşfedilmelidirler. Toplum da doğa yasaları benzeri yasa- belirlendiğine dair inanç da geleneksel tarihçiliğin temel il-
lar temeline oturmaktadır. Toplum yasaları keşfedildiğinde keleri arasındadır. Tanrı’nın belirleyici olması ve bilgeliğin
toplumu biçimlendirmek, yönetmek, onun geleceğini belir- iki unsuru, insanın bu dünyadaki varoluşunu açıkladığın-
lemek mümkün olacaktır. Sıralanan düşünceler tarihselcili- dan tarihsel sürecin nasıl geliştiğini de bildirmektedirler. Bu
ğin genel özellikleridir. resim, insanı tarihin bir oyuncusu olmaktan çok onda ser-
gilenen kurallara göre yaşamak durumunda olan bir varlık
Bu parçaya göre aşağıdaki önermelerden hangisi ta-
olarak tasvir etmektedir.
rihselciliğin bakışıyla örtüşür?
A) Doğanın tek biçimliliğine dayalı ziksel genellemeler Bu parçadan geleneksel tarih anlayışıyla ilgili olarak
tarih için uygun değildir. I. Tarihin gelişim süreci Tanrı tarafından belirlenmektedir.
B) Sosyal olaylar ve tarihsel gelişmeler kontrol altına alı- II. İnsan tarihin akışı içerisinde belirleyici bir role sahiptir.
namaz.
11 III. Hakikat bilgisi bilge insanlara verilmiş bir özelliktir.
C) Deneyin dayandığı soyutlama imkânı toplum ve kültür
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
için söz konusu edilemez.
BASAMAK

A) Yalnız I B) I ve II C) Yalnız II
D) Her insan öbeği, kendine has özellikler ortaya koyar.
D) I ve III E) Yalnız III
E) İnsanın bir doğası yoktur, tarihi vardır.

2. (I) Tarihçi, tarihin toplumsal işlevinin geçmişi bugüne göre


düzenlemek olduğunun bilinciyle çalışır. (II) Toplumda var
olan ihtiyaçlara bağlı olarak olguları sistemli bir şekilde top-
lar, sınıandırır ve bir sistem içinde açıklar. (III) Tarih çalış- 4. (I) Memluklar, Kudüs içinde özellikle de Mescid-i Aksâ ala-

malarında esas amaçlardan biri, ele alınan konuyu müm- nında göz kamaştırıcı eserler bırakmışlardı. (II) Ancak şe-

kün olduğu kadarıyla nesnel bir şekilde ortaya koymaktır. hir surları, Eyyûbîlerden alınan siyasi miras gereği, yıkık bir

(IV) Tarihçi, araştırdığı dönemi yaşama imkânı olmadığı şekilde muhafaza edilmişti. (III) Kanuni Sultan Süleyman

için eldeki belgelerden hareket etmek zorundadır. (V) El- zamanında ve onun emriyle Kudüs surları yeniden imar

deki bu belgeleri de yaşadığı dönemin soruları, sorunları, edildi. (IV) Şu anda hâlâ kullanılan birbirinden görkemli

değerleri açısından yorumlamaktadır. (VI) Onun yaşadığı yedi kapı da bu dönemde açıldı. (V) Osmanlılar, Kudüs’te

dönemle araştırdığı dönem arasında toplumsal yapılardaki her biri ayrı bir sanat harikası sayılabilecek çeşmeler, se-

değişikliklerden dolayı önemli farklılıklar vardır ve bu farklı- biller ve şadırvanlar inşa ettiler; mevcut eserleri onardılar.

lıkları ortadan kaldıracak bir sistem yoktur. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf kişisel görüşe yer verilmemiştir?

numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? A) I ve II B) I ve III C) II ve III

A) II B) III C) IV D) V E) VI D) II ve IV E) III ve V

170
18 dk TARİH TEMASI TESTİ EŞİK 3

5. I. Mücadele alanları ise Kuzey Afrika ile Orta ve Batı Ak- 7. (I) 2012 yazında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne kabul
deniz Bölgesi’ydi. edilen Çatalhöyük, tarihteki ilk toplu yerleşim bölgelerin-
II. Bu mücadele sırasında Osmanlıların Hristiyan dünya- den biridir. (II) Çatalhöyük’te 1963 yılında İngiliz arkeolog
sından müttekler edinmeye dikkat ettikleri görülmek- J. Mellaart tarafından yürütülen kazılarda şehrin 7. kat-
tedir. manındaki mabedin duvarına çizilmiş bir resme rastlandı.
III. Örneğin 1525’te Fransa kralı Kanuni’den, 1588’de ise (III) Çatalhöyük, volkanik bir dağ olan Hasan Dağı’nın ci-
İngiltere kraliçesi III. Murat’tan İspanya’ya karşı yardım
varında kurulmuştur. (IV) 2,75 cm uzunluğundaki resimde
istediklerinde Osmanlılar, kendi siyasetleri açısından
birbirine bitişik hâlde ve değişik boyutlarda 80 kadar ev,
bu ihtilaftan yararlanmayı önemsediler.
höyüğün tepesine doğru sıralanmıştı. (V) Tepeden bakışla
IV. Bunlardan biri Akdeniz’e batıdan gelen İspanya, diğeri
çizilen evlerin kısmen değişiklik gösteren iç planları dahi
ise doğudan gelen Osmanlılardı.
resimde yer alıyordu.
V. 16. yüzyılda Akdeniz egemenliği için iki büyük impara-
torluk mücadele ediyordu. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi parça-
Numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak nın anlam bütünlüğünü bozmaktadır?
biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? A) II B) III C) IV D) V E) I
A) I B) II C) III D) IV E) V

11
BASAMAK

8. İnsanlık tarihinin sahip olduğu anlamı keşfetmenin yolu,


insanlığın kökenini ve gayesini ortaya koymaya bağlıdır.
Anlamı temellendirmek için insanın nasıl ve hangi gayeyle
ortaya çıktığını yani kökeni belirlemek gerekmiştir. Köke-
nin belirlenmesi, aynı zamanda insanın gayesini de ortaya
6. İnsan türü olarak dünyada kendimizin ortaya çıktığı zama- koymaktadır. Köken, insanın bu dünyaya hangi yetenek-
nın öncesine karşı çocuksu bir ilgisizlik ve inanmazlık ser- lerle dünyaya neden ve nasıl geldiğini açıklarken gaye, in-
giliyoruz. Kahramanları insan olmayan hikâyelere burun sanlığın öngörülmüş hedenin ne olduğunu ve bu hedefe
kıvıran pek çok kişi doğa tarihine aldırmıyor. Dolayısıyla varmak için hangi aşamalardan geçtiğini açıklamaktır. ---
duygularımızda ayarsız olduğumuz kadar zaman cahiliyiz. -. Tarihi anlamlı ve bütünlüklü bir yapı olarak incelemek
Deneyimsiz ama aşırı özgüvenli sürücüler gibi doğal alan- isteyen düşünürler, onda bir gayenin olduğu görüşünden
lara ve ekosistemlere onların yerleşik trak kurallarından hareket etmişlerdir.
habersiz gazlayıp giriyoruz.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına
Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden yakınılmakta- göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
dır?
A) Köken ve gaye belirlendikten sonra tarihte anlamın
A) Tarih öncesi döneme ait insan yaşamı hakkındaki bilgi- varlığı belirmeye başlar
lerin tutarsızlığından
B) Tarihi bir sorun olarak ele almamak, geçmişe ilişkin
B) Kurmaca doğa ve hayvan öykülerinin çoğunun insan bazı düşünceler ileri sürmeye engel olur
tarafından küçümsenmesinden
C) Geçmiş yüzyılları yargılayabileceğimiz düşüncesi, tarih
C) İnsanın dünya ile ilişkisinde kapsamlı bir zaman bilinci- felsefecileri tarafından da dile getirilmiştir
ne sahip olmamasından
D) Geçmişin meşhur olaylarını merak edip araştırmak, ta-
D) Bilim kurgu romanlarda anlatılan canlı türlerinin ya- rihe ve tarihçiye her zaman değer katmıştır
şamlarının tehdit altında bulunmasından
E) İnsanın kökeni hakkında bilimsel bilgiye ulaşmak, ta-
E) Evrendeki canlı ve cansız varlıklardan doğa yasaları rihçilerin her dönemde en önemli gayeleri arasında ol-
yok sayılarak yararlanılmaya çalışılmasından muştur

171
3 EŞİK TARİH TEMASI TESTİ 18 dk

9. (I) İskender’e “Büyük” denmesinin nedeni tarihin hangi 11. (I) Coğrafyasının uygunluğu sebebiyle yerleşik yaşam
taşını kaldırsanız altında onun izini bulmanızdır. (II) O, sürdüren halklar, düzenli ordu sistemini sadece güvenlik
fethettiği ülkeleri ölümünden sonra yardımcısı olan komu- amacıyla geliştirmiş değillerdi. (II) Yeni fethedilecek bölge-
tanların yönetmesini vasiyet etmiştir. (III) Bunlardan biri de leri kontrol etmek, özellikle en tehlikeli saydıkları göçerlere
Mısır’a yönetici olan Ptolemaios’tur. (IV) Bir süre sonra karşı çözümler için de düzenli ordu gerekliydi. (III) Ancak
tarihte hep rastlandığı gibi bu komutan bağımsızlığını ilan bazı ülkelerde bu probleme farklı çözümler geliştirilmiştir.
edip Mısır’a kral olur. (V) Hanedanı Mısır halkına karışma- (IV) Örneğin savaşlardan sonra, fethedilen yerlerden topla-
mak için aile içi evlilikler yapar. (VI) Hanedanın erkekleri nan çocuklara çeşitli eğitimler verilerek orduya asker temin
genellikle Ptolemaios adını alırken kadınları da Kleopatra etme durumu söz konusu olmuştur. (V) Hatta “devşirme
adını alır ki bizim tanıdığımız Kleopatra bu adı alarak tahta sistemi” denen bu sistemi başarıyla uygulamış devletlerin
çıkan yedinci Kleopatra’dır. en iyi bilineni de Osmanlı Devleti’dir.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden


sonra, “Mısırlıların takvim bilgilerinin Batı dünyasına ge- sonra “Bu amaçla Roma ve Bizans İmparatorluğu’nun at
çişini özetleyen olaylarda da onun adı vardır.” cümlesi ve silah uzmanı göçerlere paralı askerlik önerdiği bile bili-
getirilmelidir? nir.” cümlesi getirilirse parçanın anlam bütünlüğünde
A) I B) II C) III D) IV E) V bozulma olmaz?

11 A) I B) II C) III D) IV E) V
BASAMAK

12. Okçuluk, Türklerde Asya steplerindeki göçer kavimlerin-


den 20. yüzyılın başlarına kadar yaşamaya devam et-
10. (I) Daha önce tarihçilerin eserleri, çeşitli kültürlerdeki efsa- miştir. Osmanlı Okçular Dergâhı; kuralları, seçimle başa
ne ve destanlar çerçevesinde değerlendirilen arkeoloji an- geçen yöneticileri ve kayıtlı çok sayıda üyesiyle tarihteki
layışının, Rönesans ile birlikte öncellikle soyluların ilgisini en eski spor kulüplerindendir. Dergâh, ayrım yapmadan
çekmeye başladığı görülmektedir. (II) Arkeoloji disiplininin farklı sınıftan insanları eşit koşullarda bir araya getirerek
dünyadaki gelişimi birçok bilimsel ve teknolojik gelişmenin okçuluğun uygulandığı ve müsabakaların yapıldığı bir spor
kaynağı olan Rönesans Dönemi ile birlikte başlamıştır. merkezi niteliğindedir. Okçuluk tıpkı hat sanatı, şiir ve mü-
(III) Bu ilgi ve merak sonucunda yeni eserlerin ortaya çı- zik gibi eğitimli bir kişinin günlük meşguliyetleri arasına gir-
karılması için maddi destekler sağlanmıştır. (IV) Böylece miş ve birçok Osmanlı sultanının da temel faaliyet alanını
arkeolojik çalışmaların daha önce hiç düşünülmeyen farklı oluşturmuştur.
bir boyuta evrilmesi sağlanmıştır. (V) Yakın zamana ge- Bu parçada “okçuluk ve Okçular Dergâhı” ile ilgili olarak
lindiğinde ise arkeoloji alanı 1960’lı yıllardan başlayarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
anlayış bakımından kökten değişmiş ve farklı kuramsal A) Okçuluğun Türklerde kadim bir spor dalı olduğuna
yaklaşımlar, yeni metotlar uygulanmaya başlamıştır.
B) Okçular dergâhının tarihi boyunca etkin bir faaliyet
Bu parçanın anlam bütünlüğünün sağlanması için nu- merkezi olduğuna
maralanmış cümlelerden hangilerinin birbiriyle yer de- C) Okçular dergâhında demokratik bir yaşam biçiminin
ğiştirmesi gerekir? oluşturulduğuna

A) I ve II B) II ve V C) III ve IV D) Osmanlı sultanlarının okçuluk etkinliklerine katıldığına

D) III ve V E) IV ve V E) Okçuluğun, katılımcıların iç dünyasını yansıtmadaki


başarısına

172
3. EŞİK
CEVAP ANAHTARI ÖLÇME - DEĞERLENDİRME
1. Basamak: Bilim Teması DOĞRU YANLIŞ BOŞ NET

1. E 2. E 3. C 4. C 5. D 6. C
Test 1
7. D 8. E 9. B 10. D 11. A 12. D

2. Basamak: Coğrafya - Çevre Teması DOĞRU YANLIŞ BOŞ NET

1. D 2. D 3. E 4. B 5. D 6. C
Test 1
7. E 8. A 9. C 10. C 11. A 12. B

3. Basamak: Edebiyat Teması DOĞRU YANLIŞ BOŞ NET

1. A 2. B 3. A 4. D 5. A 6. A
Test 1 7. D 8. C 9. B 10. D 11. A 12. C
13. C

4. Basamak: Eğitim Teması DOĞRU YANLIŞ BOŞ NET

1. D 2. D 3. B 4. E 5. B 6. E
Test 1
7. C 8. E 9. E 10. E 11. B 12. D

5. Basamak: Felsefe Teması DOĞRU YANLIŞ BOŞ NET

1. D 2. B 3. D 4. C 5. B 6. A
Test 1
7. E 8. C 9. B 10. E 11. D 12. E

6. Basamak: Müzik Teması DOĞRU YANLIŞ BOŞ NET

1. B 2. C 3. E 4. E 5. B 6. E
Test 1
7. B 8. E 9. C 10. B 11. D 12. D

7. Basamak: Psikoloji Teması DOĞRU YANLIŞ BOŞ NET

1. E 2. C 3. A 4. E 5. A 6. D
Test 1
7. B 8. D 9. A 10. B 11. A 12. D

8. Basamak: Resim Teması DOĞRU YANLIŞ BOŞ NET

1. B 2. E 3. C 4. D 5. A 6. B
Test 1 7. C 8. A 9. D 10. E 11. D 12. C
13. D
3. EŞİK
CEVAP ANAHTARI ÖLÇME - DEĞERLENDİRME
9. Basamak: Sinema Teması DOĞRU YANLIŞ BOŞ NET

1. A 2. C 3. A 4. C 5. C 6. E
Test 1
7. D 8. B 9. B 10. B 11. D 12. A

10. Basamak: Sosyoloji Teması DOĞRU YANLIŞ BOŞ NET

1. E 2. E 3. A 4. D 5. C 6. A
Test 1
7. E 8. D 9. C 10. E 11. D 12. E

11. Basamak: Tarih Teması DOĞRU YANLIŞ BOŞ NET

1. E 2. B 3. D 4. C 5. A 6. C
Test 1
7. B 8. A 9. A 10. A 11. B 12. E

Toplam Cevaplanan
Soru Sayısı Soru Sayısı Doğru Yanlış Boş

134

Uyarı:
1) Boş bıraktığınız veya yanlış cevapladığınız soruların video çözümlerini
dinledikten sonra soruyu bir daha gözden geçiriniz.
2) Boş bıraktığınız veya yanlış cevapladığınız sorularla ilgili kitabın girişin-
de yer alan çözüm tekniklerine ilişkin açıklamaları bir daha gözden geçi-
riniz.
3) Anlamlarını bilmediğiniz kelime ve kelime gruplarının anlamlarını söz-
lükten inceleyiniz.
4. EŞİK
GÜÇLENDİRME DENEMELERİ

1 Güçlendirme Denemeleri - 1

2 Güçlendirme Denemeleri - 2

3 Güçlendirme Denemeleri - 3

4 Güçlendirme Denemeleri - 4

5 Güçlendirme Denemeleri - 5

6 Güçlendirme Denemeleri - 6

1. Bu eşikte 6 basamak vardır. Her basamak 20 soru içeren bir testten oluşmaktadır.
2. Bu eşikte yer alan basamaklardaki her test için 30 dakikalık bir süre önerilmektedir.
3. Bu eşikte yer alan her bir basamaktaki testler, ÖSYM’nin tüm paragraf soru başlıklarından ÖSYM
standardında hazırlanmış sorulardır.
4. Verilen basamaklarda yer alan sorularda bütün paragraf soru tiplerini çözme fırsatı bulacaksınız.
5. Testlerde yer alan sorular ÖSYM soru tipleriyle bire bir örtüşmektedir.
6. Bu eşikte yer alan testlerle, paragraf sorularını çözmedeki yatkınlığınızı en yüksek gelişim düzeyi-
ne ulaştırma amacı güdülmüştür.
7. Sınava hazırlıkta yeterli kondisyonu kazanmak için her bir basamakta yer alan testi ara vermeksizin
bir oturumda çözüp bitirmelisiniz.
4 EŞİK GÜÇLENDİRME DENEMELERİ - 1 30 dk

1 1. Sultan II. Murat Varna Savaşı’ndan sonra yanında vezir- 3. Edebiyat ile kötülük bazen yan yana gelebiliyor. Bu anla-
leri olduğu hâlde muharebe meydanını gezmek ister. Mu- şılmaz durum hep vardı ve olacak. Sosyal medya böyle
harebe meydanında bir şey dikkatini çeker; ölen düşman şeyleri hem görünür kıldı hem kolay hâle getirdi. Sırf söz-
askerlerinin hepsi gepegenç delikanlılardır. Yanındaki ve- cükleri diğerlerine göre daha yetenekli kullanıyor olmak
zirlerinden birine sorar: “Bu kadar ölünün içinde hiç aksa- bizi üstün kılmaz. O sihirli dili kullanarak insanların onuru
kallı görmedim. Hepsi genç, hepsi taze… Garip değil mi?” ve gururuyla oynamak doğru değildir. Asıl amacı iyiye ve
Güngörmüş vezir şöyle cevap verir: “Padişahım, içlerinde güzele ulaşmak olan edebiyat, güzel sanatların en etkilisi
bir tane aksakallı olsaydı başlarına böyle bir felâket gelir iken onu amacına uygun kullanmak gerçekten önemli bir
miydi?” sorumluluktur. Bu dünyada bir insanın kalbini kırmak, onu
üzmek için nasıl bir gerekçe bulunabilir?
Bu hikâyede asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
BASAMAK

Aşağıdakilerden hangisi bu parçadaki düşünceyi des-


hangisidir?
tekler niteliktedir?
A) Tecrübe, yapılabilecek birçok yanlışın önündeki en bü-
A) Edebiyatın diğer sanat dallarından farkı sihirli bir etki
yük engeldir.
alanı kurabiliyor olmasıdır.
B) Deneyim uzun yaşanmışlıklar sonunda elde edilebilir. B) Sosyal medyanın etkisinin artıyor olması, edebiyatın
C) Savaş sanatının inceliklerini bilmeyen ordular yenil- gelişimine katkı sağlamaktadır.
mekten kurtulamazlar. C) İnsanların edebiyat aracılığı ile anlaşabiliyor olması,
D) Osmanlı birçok savaşta düşmanlarını yenmeyi başar- edebiyatın gücünün bir sonucudur.
mış büyük bir devlettir. D) Varlık nedeni güzeli ortaya çıkarmak olan bir sanat da-
lını amacı dışında kullanmak yanlıştır.
E) Varna Savaşı tarihin kırılma noktalarından birini teşkil
E) Anlaşmazlıkların giderilmesinde edebiyatın birleştirici
eder.
yönü mutlaka kullanılmalıdır.

4. Benim için yazar olmak, insanın içindeki gizli ikinci kişiyi, o


ikinci kişiyi yapan âlemi sabırla yıllarca uğraşarak keşfet-
mesidir. Yazı deyince önce romanlar, şiirler, edebiyat ge-
leneği değil, bir odaya kapanıp masaya oturup tek başına
kendi içine dönen ve bu sayede kelimelerle bir yeni âlem
2. Ad, bireyin resmen varlık bulduğunun işaretidir. Adı olma-
kuran insan gelir gözümün önüne. Bu adam ya da bu kadın
yan hiçbir şey var olamaz. Var olan her varlığın mutlaka bir
adı vardır. Birey, kendine verilen ad ile yaşar. Adını değiş- daktilo kullanabilir, bilgisayarın kolaylıklarından yararlana-
tirmek, bireyin varlığından, yaşantısından hoşnutsuzluğu- bilir ya da benim gibi kâğıt üzerine elle yazabilir. Yazdıkça
nu yansıtan bir çabadır. Yaşadığı olaylardan, çevresinden, kahve, çay içebilir. Bazen masasından kalkıp pencereden
kendinden kurtulmak; yeni bir varlık alanı içinde yeniden dışarıya, sokakta oynayan çocuklara, talihliyse ağaçlara
var olmak isteği, şeklen uygun gibi görünse de özde im- ve bir manzaraya bakabilir. Şiir, deneme ya da benim gibi
kânsızdır. İnsan, adını değiştirebilir ama özünü, duyuşunu
roman yazabilir. Bütün bu farklılıklar asıl faaliyetten, masa-
değiştiremez. Bu hiçbir varlık için de mümkün olmayan bir
deneyimdir. Başka bir adla yaşanabilir ama aynı duyuşa, ya oturup sabırla kendi içine dönmekten sonra gelir.
aynı kirlere, aynı yönelişlere sahip aynı kişi olarak; kendi Bu paragrafın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisi-
aynı, adı başka olarak. dir?
Bu parçada “ad değiştirme” ile ilgili olarak asıl vurgulan- A) Yazarlık, insanın kendi içinden geçerek yeni bir evreni
mak istenen aşağıdakilerden hangisidir? arama ve anlatma çabasıdır.
A) Bireyin varlığını aşağılama isteğinden kaynaklandığı B) Dış dünyanın insan ruhuna bıraktığı izleri anlatabilmek
B) İnsanın çevresindekilerden memnuniyetsizliğinin bir sahici yazarlıktır.
işareti olduğu C) Yazar olmaktan daha önemli olan şey insanın duygula-
C) Bir çeşit, hayattan ve kendinden kaçma yöntemi olduğu rının belirli bir yön kazanmasıdır.
D) Yaşama sevincini kaybedenlerde yeni bir umut doğur- D) Yaşam koşulları, insanın iç dünyasını tanıyarak bunları
duğu kurgulayıp yazmasına engel değildir.
E) İnsanın özünün, düşünme ve hissediş biçiminin yeni E) İnsanı yazar kılan nerede yaşadığı ve kullandığı yaşa-
bir adla devam ettiği ma araçları değil, ne yazabileceğini belirleyebilmektir.

176
30 dk GÜÇLENDİRME DENEMELERİ - 1 EŞİK 4

5. I. Yoga ile hemen her yerde, özellikle de sosyal medya- 7. I. Tebliğ adı da verilen bildiri; bilimsel konuda bir orijinal- 1
da çok sık karşılaşmaya başladık. liği, bir yeniliği, bir buluşu ortaya koymak amacıyla bilgi
II. Çünkü yoganın bu çatışmayı egzersize indirgeyerek şölenlerinde veya bilimsel kongrelerde sunulur.
de benimsenmiş olabileceği kri de kimilerince II. Bildiriyi sunan kişi konunun orijinalliğini ispat etme du-
savunulmaktaydı. rumundadır.
III. Ancak yoganın gerçekten Batı insanının ruh ve beden III. Bunun yanında bildiri; bilinen bir konuda yenilik getir-
çatışmasına son veren bir inanç sistemi olarak mı, be- mek, değişik görüş ve düşüncelerle yeni tezler ileri sür-
nimsendiği sürekli tartışılan bir konu oldu. mek ve bu tezleri bilimsel kanıtlarla doğrulamaya çalış-
IV. Aslında bu Hint öğretisinin doğduğu sınırları aşıp 20. mak veya bazı tezleri çürütmek amacıyla da sunulur.
yüzyıl başında taşındığı Batı dünyasında manevi bir IV. Bildiri; bilim, kir ve sanat adamlarının kendi alanlarıyla
arayışa cevap vererek yaygınlaşması 1960’tan sonra ilgili bir konuda akademik amaçlı bir toplantıda sunmak
BASAMAK

Hippi kültürüyle gerçekleşti. üzere bilimsel bir üslupla hazırladıkları yazı çeşididir.
V. Son yıllarda artan yoga giyim markaları ve şirketleşen V. Çünkü dinleyici kitlesi, o konuya ilgi duyan kişilerden
yoga okulları da bu tartışmalara bir başka soluk getirdi. oluşur.
Numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluştura- Numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluştura-
bilmesi için hangilerinin birbiriyle yer değiştirmesi ge- cak biçimde sıralanışı aşağıdakilerin hangisinde doğru
rekir? olarak verilmiştir?
A) I ile II B) I ile III C) II ile IV A) I – III – II – IV – V
D) III ile V E) IV ile V B) II – IV – III – I – V
C) II – V – I – IV – III
D) IV – V – I – III – II
E) IV – I – III – II – V

6. (I) Şehirlerin en güzel vakitleri, sabah güneşinin doğuşu-


na şahit olduğunuz anlardır. (II) Çok insanın sık karşılaş-
madığı bir manzaradır bu. (III) Sabahın kör vakti bir süper 8. (I) Bilim tarihi yeni bir disiplin olmakla birlikte onun kapsa-
marketin kapısına dayanacak olursanız karşınızdaki kapı mı çok geniştir. (II) Bilim çoğu kez sanıldığı gibi ilk defa
size duvar olacaktır. (IV) Güneşin batışına şehir halkının ne Rönesans’tan sonra ne de Batı dünyasında ortaya çık-
çoğu şahitlik yapar, şehrin gecelerini çok insan görmüştür. mıştır. (III) Tarihçiler bize evreni tanıtan, tüm düşünme ve
(V) Ama sabahları, daha güneş doğarken sokaklara dökü- yaşama koşullarımızı biçimleyen bilimin gelişmesiyle yete-
len çok azdır. (VI) O saatlerde sokaklarda dolaşan tek tük rince ilgilenmemektedirler. (IV) Bilim, insanlığın ortak kafa
insan da işleri gereği zorunluluktan uyanıp homurdanarak ürünüdür; kökleri ilkel toplumların yaşamına kadar uzanır.
sokaklara çıktığı için olsa gerek şehir ile sabahın mahmur (V) Bilimi anlamak, bilim öncesi veya bilim dışı düşünme
kavuşmasına dikkat etmezler. (VII) Dolayısıyla güneşin biçimleriyle ilişkilerini bilmemizi gerektirir. (VI) Bu nedenle,
doğduğu saatler şehirlerin en mahrem, en dokunulmamış, bilim tarihi mitoloji, din, sanat ve metazik gibi konulara da
en özel anlarıdır. bilimle ilişkileri bakımından yer vermek zorundadır.

Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi dü- Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi dü-
şüncenin akışını bozmaktadır? şüncenin akışını bozmaktadır?
A) II B) III C) IV D) V E) VI A) II B) III C) IV D) V E) VI

177
4 EŞİK GÜÇLENDİRME DENEMELERİ - 1 30 dk

1 9. Sözde şairler diyeceğim adamlardan kimisi, güzel şiir yaz- 11. Faruk Naz’in hece vezniyle yazdığı şiirlerle anılması, şai-
mak endişesinden ziyade, mahalli motier işler, yerli tema- rin aruz veznini uygularken gösterdiği başarının geri planda
lar terennüm eder. Vatanperver, milliyetçi görünmüş olmak kalmasına neden olmuştur. Yalnızca vezin bahsiyle sınırlı
için memleket, bozkır, bayrak, Mehmetçik gibi aslında birer kalmayan bu konu, şairin gelenekten yararlanmayı tercih
çağrışım hazinesi olan kelimelere bir şair idraki ve muhab- eden sanat anlayışının da belirginleşmesini engellemiştir.
betiyle değil, çıkarını arayan bir adam tamahıyla yaklaşır. Zira memleket temalı şiirleriyle ve sade söyleyişi esas alan
Maksat şiir ve şairlik yoluyla bir mevki ve servet sahibi ol- üslup özelliğiyle tanıtılan Faruk Naz, diğer yandan divan
maktır. Yazılarında toplumun dertlerinden bir vaiz edasıyla şiirinin şekil özellikleri ve muhtevasına dair birçok unsuru
bol bol bahsedilse de hakiki şiire rastlanmaz. Topluluğa da şiirlerine yansıtmayı uygun bulmuştur. Sadece divan
dalkavukluk ederek ondan alkış ve itibar beklediklerinden şiirinin değil, tasavvu şiirin de temel yapı taşlarından biri
söyleyişten fazla söylenen şeye ehemmiyet verdiklerinden olan aşk unsurunu da eserlerine taşıyan Faruk Naz, ge-
BASAMAK

şiiri yakalayamamaları gayet doğaldır. rek beşerî gerekse ilahi aşkı geleneksel yapılarıyla şiirle-
rinde işlemeye gayret göstermiştir.
Parçanın bütününde yazar aşağıdakilerin hangisinden
yakınmaktadır? Bu parçadan Faruk Naz ile ilgili olarak asıl vurgulan-
A) Çıkar sağlamak amacıyla bazı sanatçıların şiiri emelle- mak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
rine alet etmelerinden
A) Hece vezniyle olduğu gibi aruz vezniyle de başarılı
B) Vatan sevgisi ve benzeri kavramların şiirde yerli yersiz eserler ortaya koyduğu
kullanılmasından
B) Ününü ve başarısını memleket temasını işleyen şiirleri-
C) Kavramların içerdiği zengin anlam katmanlarının yete-
ne borçlu olduğu
rince fark edilmeyişinden
D) Şiirin öteden beri bir öğüt verme aracı olarak görülme- C) İlahi aşk temasını işleyen şiirlerinde geleneksel şiir bi-
sinden çimlerini kullandığı

E) Şiirin siyasi düşüncenin emrine verilerek propaganda D) Türk şiirinde başka bir şairin başaramayacağı şekilde
işlevi kazanmasından birbirinden farklı temaları değişik biçimlerle işlediği
E) Şair olarak belirli özellikleriyle anılmasının diğer önemli
meziyetlerinin gölgede kalmasına neden olduğu

12. İnsanlara dilin içerdiği olağanüstü zengin olanakları gü-


venle ve beceriyle kullanmayı öğretme işinde görsel-işitsel
medya edebiyatın yerini tutacak donanımda değildir. Tam
tersine görsel-işitsel medya, görüntülere ağırlık vererek
10. Namibya savanları kumlu topraktan oluşan, yüksekliği sözcükleri ikincil düzeye düşürmeye; dili, yazılı boyutunun
dört metreyi bulan kulelerle dolu. (I) Çünkü bu yapılar aynı çok uzağında, sözel anlatımla sınırlandırmaya yatkındır.
zamanda içindeki 1,5 milyon böcekten oluşan koloninin Bir lmi ya da bir televizyon programını “edebî” diye ta-
biyolojik bir uzantısı olma yanıyla da oldukça ilginç. nımlamak, sıkıcı olduğunu söylemenin kibarcasıdır. Bu
nedenle ----
(II) Araştırmacılar, termitlerin ellerinde plan olmadan nasıl
tümsek yaptıklarını henüz bilemeseler de bu entomolojik Düşüncenin akışına göre bu parçanın son cümlesi
anıtlara ilişkin yeni bilgiler edindiler. (III) Araştırmacıların aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanabilir?
elde ettiği yeni bulgulara göre aslında tüm koloni işlevsel A) dilin incelikleri konusunda yapılan bir radyo konuşması
bir organizma. (IV) Eşsiz yapı örnekleri gösteren tümsekler boşa kürek çekmektir.
ise bu süper organizmanın aynı anda hem akciğeri hem de B) radyo ya da televizyondaki edebiyat programları halka
koruyucu kabuğu. (V) pek çekici gelmez.

Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangisine “Ya- C) televizyon dizilerinde yazılı edebiyat metinlerine yer
rım santimi geçmeyen termitlerin inşa ettiği bu tümsekler, verilmelidir.

yalnızca yapısal bakımdan şaşırtıcı değil.” cümlesi getiri- D) lm izlemek yerine televizyon dizilerine ağırlık verilme-
lirse parçanın anlam bütünlüğü sağlanmış olur? lidir.

A) I B) II C) III D) IV E) V E) dil bilincini geliştiren programlara ağırlık verilmelidir.

178
30 dk GÜÇLENDİRME DENEMELERİ - 1 EŞİK 4

13. Çocuğun gelişim sürecinde dünyaya geldiği andan itiba- 15. Bunların kullanılmasının tehlikeli olduğu yönünde bilimsel 1
ren karşılaşıp etkilenebileceği sayısız uyarıcı mevcuttur. bir veri yok. Bu şişelerde plastikleştirici olarak bilinen za-
Çevresinde gördüğü nesneler, insanlar ve özellikle anne, rarlı talat bileşikleri kullanılmaz. PET şişe örneklerinde
çocuk için önemli uyarıcılardır. Annenin çocuğun ihtiyaçla- yapılan çalışmalarda üretim sırasında katalizör olarak kul-
rını karşılarken onunla beraber olması, onunla konuşması lanılan antimon bileşiğinin eser(az) miktarda suya salındığı
ve bu konuşmada doğru bir dili kullanması çocuğun dilini görülmüş. Ancak salım değerleri son derece düşük oldu-
ğundan PET’in insan sağlığına zararlı kimyasal madde sal-
öğrenmesinde etkilidir. Önceleri yalnızca dinleyici olan ço-
dığı kabul görmüyor. Bu nedenle dünyanın hiçbir yerinde
cuk, birtakım seslerle cevap vermeye başlar ve daha sonra
PET şişelerin kullanılmasını düzenlemeye yönelik bir yasal
da sesleri anlamlı sözcüklere dönüştürür. Çocuğun doğru
uygulama yok. Ancak doğada yok olma süreleri son dere-
bir dil öğrendiğini görmesiyle iki yaşından itibaren istekle-
ce uzun olduğu için PET şişeler çevresel açıdan tehlikeli.
rini veya düşüncelerini cümlelerle anlamlı bir biçimde dile
BASAMAK

getirdiği görülür. Bu nedenle çocuğun dilini öğrenmesinde Bu açıklama aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
anneyle iletişim ve konuşma önemli bir uyarıcıdır. yapılmış olabilir?
Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağı- A) PET şişelerin kimyasal bileşiminde hangi maddeler bu-
dakilerden hangisidir? lunmaktadır?
A) İletişim yeteneği çocuklukta kazanılır. B) Polietilen teraftalat (PET) şişelerden su içmek sağlık
B) Anne, çocuğun dil becerisi kazanmasında en önemli açısından sakıncalı mıdır?
uyarıcıdır.
C) PET şişelerle ilgili bir yasal düzenleme yapıldı mı?
C) Bu dünyaya gelen bir çocuk etkilenebileceği bir çevreyi
D) Çevre kirliliği açısından PET şişelerle ilgili ne düşünü-
hazır olarak bulur.
yorsunuz?
D) Çocukken doğru dil eğitimi verilmemiş çocuklar, sonra-
E) İnsan sağlığı açısından cam şişe ile PET şişe arasında
sında dili kullanmada zorlanırlar.
bir fark söz konusu mu?
E) Anne, dili kullanma becerisini çocuğa aktarmada bilim-
sel yöntemler geliştirmelidir.

14. Dünya üzerindeki her bölge, tarihî çevre ve kültürel varlık-


lar açısından kuşkusuz aynı birikim ve potansiyele sahip
değildir. Kültür varlıkları ve tarihî çevreyi koruma bilincinin,
sahip olunan kültür varlıklarının sayısı ve niteliği ile doğru
orantılı olmadığı da bilinen bir gerçektir. Öyle ki birçok kül-
türel hazineyi barındıran birçok ülkede bu değerlerin dik-
kate alınmadığına yönelik çeşitli örnekler mevcuttur. Bu
bağlamda dikkat çeken nokta, geri kalmış ve eğitim sevi-
yesi düşük ülkelerde bu anlayışın hâkim olduğudur. Çünkü
tarihî ya da kültürel değerleri oldukça az ancak gelişmişlik
seviyesi yüksek ülkelerde insanların söz konusu değerlere
sıkı sıkıya bağlı olduğu ve bunları koruma duygusuyla ha-
reket ettiği görülmektedir. 16. Ahşap direğin toprakla buluşacağı yere büyük, yassı bir taş
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada savunulanları koymuşlar. Küçücük oyuklarla dolu yüzü yer yer kirlenmiş.
destekler niteliktedir? Zamanın rengi bunlar. Olduğum yerde dizlerimi gevşetip
A) Eğitim düzeyi yüksek milletler sonraki nesillerine daha uzanıyorum; başımı yasladığım taşın konuşmasını bekle-
çok kültürel ürün bırakmaktadır. yerek. Her şeyi belki de en fazla o biliyor. Serinliğiyle okşu-
B) Geçmişi daha eskiye dayanan milletler tarihî ve kültürel yor yüzümü, biraz kıpırdanınca alnımı. Bütün bunlar birer
değerler bakımından daha zengindir. konuşma gibi. Her şeyi anlatıyor, kalkıp gitmemi istiyor.
C) Kültürel ve tarihî değerlere karşı duyarlılık, sahip olu-
nan değerlerin çokluğu ile değil, toplumun gelişmişlik Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok-
ve eğitim seviyesi ile alakalıdır. tur?
D) Tarihe ışık tutan çeşitli yapılar, medeni gelişmişlik gös- A) Öyküleme B) Betimleme
tergesi olarak kabul edilmektedir.
C) Kişileştirme D) Benzetme
E) Kültürel değerlerin korunması ancak yasalar ya da katı
kurallarla mümkün olabilir. E) Duyular arası aktarım

179
4 EŞİK GÜÇLENDİRME DENEMELERİ - 1 30 dk

1 17. İki gün önceydi, her zamanki gibi masaya yığılmış zarar- 19. Dil yazıları; hitap ettiği kesime göre söz varlığı, terimleri,
dan birinin içinden el kadar bir defter çıktı. Pembe çiçek- anlatımı bakımından farklılık gösterir. Kimi yazılar bilimsel
lerle süslenmiş kitabın kapağında şöyle yazıyordu: Aşk, niteliklidir; dipnotlar verilir, kaynak gösterilir, birtakım kısalt-
Sevda, Süveyda… Ana dilde Aşk Defteri… Sözlü tarih malar kullanılır. Bu tür bilimsel yazıların yanında bir de dille
araştırmacısı İsmail Keskin tarafından hazırlanmış. Türkçe ilgili eğitici, öğretici yazılar var. Bunların örneklerine eskisi
“Seni seviyorum.” diye açılıyor defter. Bunlardan sonra da kadar çok rastlayamıyoruz. Bilimsel verilerin ışığında dilin
Anadolu’da farklı dil ve lehçelerde aşk sözleri geliyor. Bunu bazı incelikleri, dildeki bozulmalar veya dildeki gelişmeler
görünce evet, dedim, bu coğrafyada yaşayanların birçoğu işlenir; toplumda yaygın olarak yapılan dil hataları üzerin-
köken bakımından farklı. ---- Doğru ya bu kadar farklı insan de durulur; Türkçe karşılıklar önerilirdi. Dil yazılarının bir
grubunu sevgiden başka ne bir arada tutabilir ki zaten? bölümü de Türkçenin eğitimi ve öğretimi, ders kitaplarıyla
BASAMAK

ilgiliydi. Gönül arzu ediyor ki ----.


Bu parçadaki boşluğa düşüncenin akışına göre aşağı-
dakilerden hangisi getirilebilir? I. okullardaki Türk dili eğitimini ve öğretimini konu alan
yazılar şimdi de çıksın, tartışmalar yapılsın
A) Bu nedenle birbirimize karşı her zaman saygılı olmalıyız.
II. eğitim ve öğretimle ilgili gazete sayfalarındaki yazılar,
B) Kökenlerimiz farklı olsa da barış içinde yaşamanın yol-
alınan önlemleri, yetkililerin siyasi açıklamalarını konu
larını bulabiliriz.
olarak alsın
C) Herkes farklı yerden gelse de hepimiz bu toprakların
III. dil ve edebiyatla ilgili bilgilere ders kitaplarını okuyarak
çocuklarıyız.
veya öğretmenleri dinleyerek ulaşalım
D) Ama her şeye rağmen sevgide ve sevgi sözcüklerinde
buluşmak mümkün… Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre yukarı-

E) Tüm farklılıklarımızı bir zenginlik olarak görmeliyiz. dakilerden hangileri getirilebilir?


A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) II ve III

18. Arkamda bıraktığım uzak geçmişi hayalimde tekrar yaşar- 20. Su altında uzun süre nefes tutma ve derinlere dalma po-
ken zevk diyebileceğim bir şey duymamaktayım. Hatta tam tansiyeli bize zihnimizi sürekli meşgul eden sorunlardan
tersine ---- benzer birtakım yürek sıkıntısına kapılmakta- bir süreliğine de olsa kurtulma fırsatı veriyor. Bedenimizin
yım. Çünkü o geçmişte birçok yanlış davranışlar, kaçırılmış sınırlarının sandığımızdan çok daha esnek olduğunu ve
fırsatlar, erişilmemiş amaçlar görmekteyim. Gerçi, bunun limitlerin aslında sadece zihnimizde olduğunu öğretiyor.
vebali yalnız benim boynumda değildir. On beş on altı Baskı altındayken rahatlamayı öğreterek bize belki günlük
yaşımda tek başıma hayata atıldığım zaman, bahtsız bir yaşamımıza da yansıtabileceğimiz benzersiz bir algı kapı-
öksüzden hiç farkım yoktu. Türlü engeller ve kaderin türlü sı açıyor. Hepsinden önemlisi bize hayatın sadece içinde
terslikleriyle bir labirent hâlini almış olan yolumu kendi ken- bulunduğumuz “an”dan ibaret olduğunu hatırlatıyor. Çünkü
dime sökmüştüm. serbest dalış hem mavinin derinliklerine hem de kendi içi-
mize yaptığımız bir yolculuk.
Bu parçada boş bırakılan yere;
I. hayıanmaya Bu parçadan hareketle “serbest dalış”la ilgili aşağıdaki
II. hayal kırıklığına yorumlardan hangisi yapılamaz?
III. minnetsizliğe A) Zihinsel faktörlerin en az bedensel unsurlar kadar öne
çıktığı bir su sporudur.
sözlerinden hangisi getirilemez?
B) Zihnin yaşanılan sorunlardan geçici olarak kurtularak
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
dinginleşmesi imkânını sunmaktadır.
D) I ve III E) II ve III
C) Çarpıcı ve iddialı rekorlara konu edilen bir spor olması
bakımından çok çekicidir.
D) Yaşamın anlamını yeniden düşünmek ve yorumlamak
bakımından fırsat vermektedir.
E) İnsanın özeleştiri yoluyla kendi duygu dünyasını derin-
liğine tanımasına olanak sağlamaktadır.

180
30 dk GÜÇLENDİRME DENEMELERİ - 2 EŞİK 4

1. Sanat olmadan etrafımızda dönüp duran dünyayı incelikli 3. Yazınsal metnin tekniği, ona yazınsal niteliğini veren bütün
bir şekilde kavrayamayız. Sanat bize bir şeylerin niçinini biçime ilişkin ögelerden oluşur. Dil başta. Çeliğe su verme-
2
çok daha derin bir şekilde anlatır. Sanatla bizler insan ola- den yazınsallıktan söz edilemez. Tıpkı böyledir. Zamanla
rak olgunlaşır ve inceliriz. Bize bunun bir dönüşü olur mu? paslanması, değersizleşmesi kaçınılmaz olan işlevsel me-
Bence evet, iyi sanat, insanları iyi insanlar yapar. Simya tinlerin yanında, zaman içinde yeniden yeniden okunan
gibi insanın içindeki kötülüğü iyiye dönüştürebilir. İnsanla- yazınsal metinler, bunu anlamlarından değil, anlamı dile
rın acılarını daha iyi anlamamızı sağlar. Kendi ruhumuza getiren biçimlerinden alır. Salt anlam, bir süre sonra yerini
daha iyi bakabilmemizi sağlar. İnsanlık hâlini daha iyi an- başkasına bırakır oysa onun bambaşka biçimlerde okun-
layabiliriz. Daha duyarlı bir yurttaş oluruz, daha duyarlı bir masını sağlayan biçimi, ömrünü uzatır.
dünya vatandaşı oluruz. Dünyanın her tarafındaki acılara
Bu parçadan çıkarılabilecek en genel yargı aşağıdaki-
BASAMAK

daha dikkatli bakarız. Dolayısıyla sanatsız bir hayatın çok


lerden hangisidir?
kuru olacağını düşünüyorum ben.
A) İçerik değersizdir, etkili bir dille işlendiğinde değer ka-
Aşağıdakilerden hangisi bu parçadaki düşünceyi des- zanacak ve okurla buluşacaktır.
tekler niteliktedir? B) Öğretici metinlerin işlevleri tamamlanınca bu metinler
A) Hayatı anlamlı kılmak, dünyayı derinlemesine kavra- değersizleşir ve unutulur.
mak sanatla mümkündür. C) İçerdiği konu nedeniyle değerli metinler, bir süre sonra
B) Sanat, insan için vazgeçilmez bir eğlence ve etkinlik yerlerini o konuyu anlatan bir başka yazıya bırakırlar.
alanı olmalıdır. D) Yazınsal metinler evrensel temaları ele alan eserlerdir.
C) İnsanlar her dönemde sanatın çeşitli alanlarıyla ilgilen- E) Bir metin edebiyat eseri olma özelliğini, kalıcılığını işle-
melidirler. diği konudan değil anlatım şeklinden alır.
D) Sanata ilgisiz kalan insanlar, sosyal sorunlara da du-
yarsızdırlar.
E) Hayatın anlamıyla ilgili sorulara en doğru yanıtları an-
cak sanatçılar verebilir.

4. Tarkovski’nin ölümünden az önce söylediği bir söz vardı:


”Haberlere boğuluyoruz oysa hayatımızı değiştirecek en
önemli mesajlar bize ulaşmıyor.” İnsanların hayata ek-
ranların prizmasından baktığı, gösterilenlerle yetindiği bir
dönemden geçiyoruz. Hava kirliliği, ses kirliliği, görüntü kir-
2. Resim ne zaman bir gerileme içine girse karşılaştığı bir
liliği ile başa çıkamıyorduk, kanaat kirliliği tabloya eklendi.
saldırıyla yüz yüze geliyoruz. Can damarına yönelen bir
En önemli mesajların kaynaklarına bu nedenle ulaşmakta
saldırıyla: Yaşamı yansıtmasını kısıtlama. Bu saldırı elbet
güçlük çekiliyor şimdi, küçük bir azınlığa terk ediliyor bun-
açıkça dile getirilmiyor. Yaşamla arasındaki bağın da-
lar. 15 milyon nüfuslu İstanbul’da 15 bin kişi gitmiş midir
yanakları budanarak yapılıyor daha çok. Resimle yaşam
Yüksel Arslan’ın sergisine? Yılda 1500 kişi bir defalığına
arasındaki bağ; onun hem tarihiyle, hem coğrafyasıyla ta-
çağdaş müzik konserine bilet alıyor mudur? Bir şiir kitabını
nımlanabilir. O yüzden de bu tarihle, bu coğrafyayla ilişkisi
merakla bekleyen okur sayısı kaç?..
koparılmak, en azından gevşetilmek isteniyor.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
Bu parçadaki düşünceleri savunan bir sanatçı aşağı-
hangisidir?
daki yargılardan hangisine karşı çıkar?
A) Yazılı ve görsel medya kaynağı belirsiz yoğun bilgi akı-
A) Resim, yaşamla bağını koparmamalı; ondan beslen-
tarak gerçeği çarpıtmaktadır.
melidir.
B) Gündem oluşturma olanağına sahip olanlar, gündemi
B) Resmin, tek görevi estetik hazzı doyurmak olmalıdır.
çıkarlarına göre belirliyorlar.
C) Resmin yaşamla bağı onun içerdiği bütün ilişkileri ku-
C) Bilgi kirliliği, insanlığın geleceğini çevre kirliliğinden
caklayacak kadar kapsamlıdır.
daha fazla tehdit ediyor.
D) Resmin asıl işlevi, yaşamı yansıtma niteliğinden kay-
D) Müziğe, resime, edebiyata ilgi arttıkça şehirler daha
naklanmaktadır.
mutlu insanların mekânı olacak.
E) Resim, insanların yaşama dair sordukları sorunun kar-
E) Yoğun bilgi ve yorum kirliliğine maruz bırakıldıkça işe
şılığını bulabildikleri kapsamlı bir sanattır.
yarar bilgiye ve sanata ilgi azalmaktadır.

181
4 EŞİK GÜÇLENDİRME DENEMELERİ - 2 30 dk

5. (I) Hâşim, şiirde anlam ve anlaşılabilirlik aranmayacağını, 7. (I) Üniversite hayatına kendisini fazla kaptıran bir aka-
şiirin öğretici değil, resullerin sözleri gibi çeşitli yorumlara demisyenin zamanla dışardakilerin hayatlarını boşa ge-
2
müsait, sözden çok müziğe yakın ifade sanatı olması ge- çirdiklerini sanmaya başlaması sık rastlanan bir meslek
rektiğini ileri sürer. (II) Gerçekten de Hâşim’in şiiri, netlikleri hastalığıdır. (II) Bu hastalıktan uzak durmanın en iyi yolu
silinmiş, gölgelenmiş, karartılmış tablolar gibidir. (III) Bu akademisyenin üniversite dışında da kendisine bir hayat
yazıların açık, berrak, nükteli hatta alaycı bir ifadesi vardır. kurmayı başarmasıdır. (III) Ünlü matematikçi Mordell’in
(IV) Hemen hepsinde derin bir melankoli, belirsizlik, uzak hayatına kattığı üniversite dışı etkinlikler yüzme ve dağ
ve bilinmeyen diyarlara duyulan özlem vardır bu şiirlerin. yürüyüşleri olmuştur. (IV) Akademi üyeliği yüzmeye gelen-
(V) Bu şiirlerde çok defa psiko-analitik yorumlara muhtaç lerin umurunda değildir. (V) Etkinliklerde başarılı olduğu-
müzik ve renkler hissedilir. nun en güzel göstergesi, yüzme havuzunda herkesin ona
BASAMAK

büyük saygıyla yaklaşmasının arkasında yatan nedendir.


Bu parçada düşünce akışının sağlanması için numara-
(VI) Mordell havuzdaki beş metrelik kuleden atlayış yapan
lanmış cümlelerden hangisi çıkarılmalıdır?
az sayıda sporcudan biridir. (VII) Kendisine gösterilen say-
A) I B) II C) III D) IV E) V
gı bundandır.

Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi dü-


şüncenin akışını bozmaktadır?
A) II B) III C) IV D) V E) VI

6. Bir gün, bizim eve de bir saz alındı. Evdeki herkes sazla 8. (I) Fosil bilimcilerin Kuzey Afrika’da yaptıkları kazılarda
uğraştı, yazık ki çalmayı başarabilen çıkmadı. Bu yüzden buldukları kolyelerin yapıldığı deniz kabuklarının en az
bir sazın tellerine dokunan her mızrap, hâlâ kalbime vuru- 100.000 yıllık olduğu sanılıyor. (II) Bulunan bu örnekler
yor gibi yaralanırım. Her türkü, kederli bir bahtiyarlık bıra- insanlık tarihinin bilinen en eski sanat ve kültür örnekle-
kıp gider bende. Şu yeryüzünde üç şeyden mahrum oldu- rinden. (III) Deniz salyangozlarından elde edilen çok özel
ğum için üzülüyorsam biri saz çalıp türkü söyleyememektir. eatun renkli boyayı, özellikle Roma ve Bizans kraliyet ai-
Bunu yapabilen ne çok şeye sahiptir! leleri kullanıyordu. (IV) Çok eski çağlardan beri deniz ka-
buklarının boya malzemesi olarak kullanıldığı da biliniyor.
Bu parçadan, parçanın yazarıyla ilgili aşağıdaki yargı-
(V) Leonardo da Vinci’nin salyangozu andıran spiral mer-
lardan hangisi çıkarılamaz?
divenleri, rokoko ve barok tarzdaki mimari süslemelerin
A) Dinlediği türkülerden etkilenmektedir.
hepsi salyangozlardan ve diğer deniz kabuklarından ilham
B) Saz çalıp türkü söyleyenlere gıpta etmektedir.
alınarak tasarlanmış.
C) Türkü söylemenin yetenek gerektirdiğine inanmaktadır.
Bu parçada anlam akışının sağlanması için numaralan-
D) Saz çalındığını görüp işittiğinde yüreği sızlamaktadır.
mış cümlelerden hangileri yer değiştirmelidir?
E) Dinlediği türkülerden gamlı bir mutluluk tadı almaktadır.
A) I ve II B) II ve III C) II ve IV
D) III ve IV E) IV ve V

182
30 dk GÜÇLENDİRME DENEMELERİ - 2 EŞİK 4

9. Basketbolun içinde hayata ve insana dokunan birçok şey 11. Yeni teknolojik gelişmelerle demiryolu taşımacılığı önemli
vardır. Basketbol galibiyetten ibaret değildir, genelde mağ- üstünlükler kazanmıştır. Bu anlamda, demiryolu yeni bir
döneme girmiş bulunmaktadır. Yüksek hızlı yeni hatlar, 2
lubiyete dairdir. Basketbola dair ilginç şeylerden biri hep
yenilenen, her yeni sezonun sunduğu umuttur. Basketbol yüke özgü hatlar, kombine taşımacılıktaki olanaklar demir-
yoluna olağanüstü güç kazandırmıştır. Yolcu ulaştırmasın-
çoğu zaman kendinizi haklı gördüğünüz için adaletsiz bul-
da yüksek hızlı demiryolu, karayolu ve havayolu karşısın-
duğunuz bir deneyim olabilir. Yenilgi hakemin saçma sa-
da ciddi bir rekabet üstünlüğü kazanarak tartışmasız özel
pan kararlar vermesine bağlanabilir. Ama çoğu zaman söz bir konuma sahip olmuştur. Kentsel ulaşım açısından da
konusu olan, rakip oyuncuların sizin takımdan düpedüz otomobillerin önlenemeyen egemenliği karşısında ancak
daha iyi oynamasıdır. odağında raylı sistemlerin yer aldığı bir toplu taşıma uygun
bir çözüm olarak düşünülebilmektedir.
Bu parçadan hareketle basketbolla ilgili olarak aşağı-
BASAMAK

daki yargılardan hangisine varılamaz? Bu parçada aşağıdakilerin hangisi üzerinde durulmak-


tadır?
A) Taraftarına sürekli umut veren bir yönü vardır.
A) Teknolojik yeniliklerin ulaşım sektörüne yansımaları
B) Yenmekten daha çok yenilgi söz konusudur.
B) Yük taşımacılığında demiryollarının üstünlüğünün ne-
C) Yaşama ve insana dair birçok şey basketbolda da bu- denleri
lunur.
C) Demiryolu taşımacılığının önündeki engellerin kaldırıl-
D) Alınan mağlubiyetler genelde hakem kararlarından ması
kaynaklanır. D) Ulaştırma sisteminde demiryolu taşımacılığının önem
E) Rakiplerin üstünlüğü kolay kabul edilebilir bir olgu de- kazanması
ğildir. E) Seyahatlerde raylı sistemin tercih edilme sebepleri

10. Gerçek konuları ve karakterleri yazmak, kurgusal metinle- 12. Kimi çevreler edebî eleştirinin yetkin kalemlerin tekelinde
rin hem canlılığını öldürür hem de üreticiliğe ciddi ket vurur olmasına karşı çıkıyor ve yeni yetmelerin edebî eleştiriyi
kanaatindeyim. Doğrusu ölü metin yazmayı ve kötü şeyler daha iyi yapacağını düşünüyor. Bu çevrelere sormadan
üretmeyi hiç arzu etmem. Evet, bir terapistim ama hayatım kendimi alıkoyamıyorum. Sizler o pahalı arabalarınızda-
terapi odasından ibaret değil. Pazara gidiyorum, akraba zi- ki en küçük arızayı bile tamir ettirmek için en yetkin, en
yaretleri yapıyorum, minibüse, otobüse, uçağa biniyorum. tecrübeli ustaları arayıp bulmuyor musunuz? Genç eleş-
Bakkalda alışveriş yapıyorum. Köyde yaşayan halamı zi-
tirmenleri elbette edebiyattan uzaklaştırmamak onları bu
yaret ediyorum. Dokunaklı hikâyeler sadece bir terapi oda-
işten mahrum bırakmamak gerekiyor. Bu gençler kendile-
sında mevcut değil. Dışarıdaki hayat da hikâyeyle dolup
rine birer kılavuz seçmelidirler ki ileride onlarda birer sözü-
taşıyor. Ancak başta Hayat Apartmanı’ndaki Pazarcı Ha-
ne, kalemine güvenilir eleştirmen olsunlar. İşte bu yüzden
san olmak üzere pazardaki karakterler tümüyle kurgusal.
Öte yandan hiç gitmediğim, görmediğim Kilis ve insanları edebî eleştiriyi işin erbabına bırakmak eleştiri kurumunun

da romanlarımda kendine mühim bir yer buldu. gelecekte varlığını devam ettirmesinin de bir nevi teminatı

Bu sözler aşağıdakilerden hangisine karşılık söylen- olacaktır.


miş olabilir? Bu parçanın anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisi-
A) Yapıtlarınızı kıyasladığınızda sizde en çok iz bırakan dir?
ve iyi ki yazdım, dediğiniz kitap hangisi? A) Betimleyici anlatım
B) Yazınsal ürünlerin doğuşunu sağlayan ana duyguyu B) Öyküleyici anlatım
nasıl tanımlarsınız?
C) Tartışmacı anlatım
C) Bazı insanların öykünün öldüğü yönündeki görüşüne
D) Açıklayıcı anlatım
katılıyor musunuz?
E) Destansı anlatım
D) Kitaplarınızdaki karakterleri çevrenizden mi seçtiniz
yoksa bunlar kurgusal mı?
E) Yazarların insanı duygusal yönden kavrayan acıklı
hikâyeler seçmeleri hakkında neler söylersiniz?

183
4 EŞİK GÜÇLENDİRME DENEMELERİ - 2 30 dk

13. ----. Belirli davranış ve yaşam biçimlerini onaylar ya da 15. İlk sumo güreşleri, Japonya’da bol hasat için dualarla tanrı-
reddeder. İnsan ilişkilerini ve davranışları düzenleyen de- lara adanan dinsel törenlerdi. Tapınakların avlusunda kut-
2
ğerler ve normları korumaya çalışır, ödüller ve cezalar ko- sal danslar ve gösterilerle birlikte yapılırdı. Japon tarihinde
yarak bunları uygular. Bu noktada kültürün insan yaşamın- Nara Dönemi olarak geçen 8. yüzyılda Sumo İmparatorluk
daki yerine gereken değeri verirken düzenleyici ve baskıcı sarayındaki seremonilerde yer almaya başladı. İlk zaman-
rolünü de ihmal etmemeliyiz. Ayrıca, farklı eşitsizlikleri de lardaki sumo maçları oldukça sert ve acımasız karşılaşma-
bugünden yarına sürdüren bir boyutu olduğunu da göz ardı lara sahne olurken daha çok boks ve güreş karışımı olarak
etmemeliyiz. Kültürün anlam ve normlar sistemi, çatışan tarihi belgelere geçti. Ancak daha sonraki yıllarda impara-
çıkar ve hedeer arasında çoğu zaman tarafsız değildir. tor sarayında yapılan düzenlemeler ile kurallar oluşturuldu,
Kültür, belirli bir toplumsal düzen yaratıp bunu meşrulaştı- teknikler geliştirildi ve bu spor, bugünkü sumo güreşine
BASAMAK

rır ve böylelikle bazı gruplara diğerlerinden daha fazla fay- benzer bir duruma geldi.
da sağlar. Örneğin, ataerkil bir kültür erkekler lehine çok
Bu parçada “sumo güreşi” ile ilgili aşağıdaki sorulardan
daha fazla fayda sağlarken kadınlar aleyhine olan düzeni
hangisinin yanıtı yoktur?
de meşrulaştırmaya çalışır. Anaerkil bir kültürde de durum
A) Hangi ulusun yaşama biçiminden doğmuştur?
bunun tersidir.
B) Güreşçiler toplumun hangi kesimindendi?
Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıda- C) İlk kez hangi dönemde resmî nitelik kazanmıştır?
kilerden hangisi getirilebilir? D) Tarihsel gelişiminde değişikliğe uğramış mıdır?
A) Her kültür aynı zamanda bir denetim sistemidir E) Ortaya çıkışında hangi faktörler etkili olmuştur?
B) Kültür insanın ortaya çıkardığı maddi ve manevi bütün
ürünleri kapsar
C) Kültür, insanların bütün öğrendiklerini ve paylaştıkları-
nı kuşatan bir kavramdır
D) Toplumsal hayatta kültürün pek çok işlevi henüz çok iyi
anlaşılmamıştır
E) Kültür, insanlar arası etkileşim sonucu doğup gelişen
toplumsal bir üründür

14. Parasız hiçbir şey yapılmaz oldu, biliyorum. Para düşün- 16. (I) Okuma, gerçekten çok yönlü iletişimsel bir etkinlik ve
meden sanat ve bilim derdine düşen kuşku uyandırıyor, alışkanlığa dayanan bir beceridir. (II) Zor olduğu kadar de-
biliyorum. Bağımsızlığı herkesten çok gerekli gören sanat- vamlılık gerektiren bir uğraşıdır okuma. (III) Bu bağlamda
çı, geçinmek ve çoluğunu çocuğunu geçindirmek zorunda- yaşamın belli bir aşamasında başlayıp belli bir aşamasında
dır, biliyorum. Kazandıkları paraya layık olmayan insanlar biten bir iş değildir. (IV) Burada Goethe’nin yaşamının son
arasında yaşayan bir sanatçıya “Paraya boş ver!” demek yıllarında söylediği bir sözü anımsamakta fayda var: “Oku-
gülünçtür, biliyorum. Ama bütün bu gerçeklere inat, sanatı mayı öğrenmek sanatların en gücüdür. Hayatımın seksen
maddi beklentinin üstüne çıkaranlar var ya? Binde bir de ol- yılını bu işe, doğru dürüst okumayı öğrenme işine verdim.”
sun var ya? İşte onlar sanatçı, onun dışındakiler manatçı… (V) Görüldüğü gibi dünya yazınında ses getirmiş ve eş-
siz eserler ortaya koymuş güçlü bir kalem bile okumanın
Bu parçadaki altı çizili ifadeyle
yaşam boyu süren bir serüven olduğunu vurgulamaktadır.
I. Para kazanmayı düşünmeksizin bilimsel çalışmalarda
bulunmanın şüphe uyandırdığı Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden
II. Sanatçıların da diğer insanlar gibi geçim derdi içinde sonra “Bu becerinin kazanılması ve geliştirilmesi, alışkan-
olduğu lığa dayanan bir davranış biçimine dönüştürülmesi hayli
III. Kimi insanların haksız kazanç elde ettiği zordur.” cümlesi getirilirse parçanın anlam bütünlüğü
durumlarından hangilerine gönderme yapılmamıştır? sağlanmış olur?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III A) I B) II C) III D) IV E) V
D) I ve II E) II ve III

184
30 dk GÜÇLENDİRME DENEMELERİ - 2 EŞİK 4

17. I. Uzun yıllar boyunca Mars’a “Gezegen-B” gözüyle ba-


19 - 20. soruları aşağıdaki parçaya göre
kıldı.
cevaplayınız. 2
II. Dünya’da işler tersine giderse ve çaresiz kalırsak sanki
ikinci bir seçeneğe sahip olabiliriz diye düşündük.
Önce durup neleri nasıl okuduklarını düşünmelerini öneri-
III. Tüm bunlara bakıldığında ve gerçekleri göz önüne
rim. Bu arada artık bütünüyle görevci bir anlayışla okuduk-
getirdiğimizde bilim kurgulardan bilimsel araştırmala-
larımın nasıl yazıldığına ve her sözcüğünden nasıl yarala-
ra kadar uzunca bir süredir, insanlık olarak kendimizi
avuttuk diyebiliriz. nacağıma bakarak okumalıyım. Okuduklarımızı kendimiz

IV. Burayı kurduğumuz yaşam alanlarıyla kolonileştirmek yazıyormuşuz gibi okumak da çok yararlıdır. Elbette asıl
için yapacağımız dolgu maddelerine “Dünyalaştırma” sorun doğru bir okuma biçimi edinmektir. Yalnızca hikâ-
diye ad da verdik. yesine bakarak değil, nelerin nasıl yazıldığına bakarak
BASAMAK

V. Bunun için Mars’ta keşier yaptık, kendimize uygun ya- okumak, her zaman öğreticidir. Metnin bütün ögelerini bir-
şam alanları oluşturmanın hayalini kurduk. birinden soyutlayarak anlamak, sonra o ögeleri bir bütün
Numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluştura- yapıyı oluşturacak biçimde okumak: doğru okuma biçimi
bilmesi için hangilerinin birbiriyle yer değiştirmesi ge- bunu içselleştirmekle olur. Yazmak, bu derin okumanın
rekir? yanı sıra ilerlemelidir.
A) I ve II B) II ve V C) III ve IV
D) III ve V E) IV ve V

19. Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söy-


lenmiş olabilir?

A) Yazmaya yeni başladığınızda nasıl bir yol izlediniz?


B) Okumayı sevdirmek için gençlere neler önerirsiniz?
C) Yazmaya yeni başlayanlara neler önerirsiniz?
D) Sizin yazarlığınızda okumanın yeri neresidir?
E) Okumakla yazmak arasında nasıl bir ilinti söz konusu-
dur?

18. I. Onların bu deneyimleme ve girişimcilik ruhlarını, ken-


dilerini göstermek için özgüvenli kararlılıklarını takdir
etmemek mümkün değil.
II. Yeni nesil sanatçıların bazılarında gözlemlediğim ve
takdir ettiğim nitelik, risk almayı sevmeleri.
III. Çünkü merkezden beslendiğiniz yani sanat atmosferi
içinde nefes aldığınız sürece yönünüzü rahatlıkla 20. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiş-
bulabilirsiniz. tir?
IV. Bu kaygıyı taşıyanların durumunu ise merkezden uzak
A) Hangi eserin nasıl okunduğu üzerinde düşünülmesine
duruşlarına bağlıyorum.
B) Metnin kendimiz yazıyormuşuz gibi okunmasına
V. Bunların yanı sıra yeni nesil sanatçılar arasında yol-
C) Yazarın neyi nasıl anlattığına dikkat edilerek okunma-
larını bulmaya çalışanları ve nasıl bulacaklarına dair
sına
tereddüt yaşayanları görmek de mümkün.
D) Okunan metnin ögelerini birbirinden ayrıştırarak okun-
Numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak
masına
biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur?
E) Metnin yazarın yaşamından taşıdığı izlerin bütünleştiri-
A) I B) II C) III D) IV E) V lerek okunmasına

185
4 EŞİK GÜÇLENDİRME DENEMELERİ - 3 30 dk

1. I. İyileşmesi ise o kadar hızlı ve kolay olacak gibi değil. 3. (I) Bir sosyal bilim olarak edebiyat ve daha da özelde eleş-
Yine de umut yok mu; var ve iyi ki var. tiri, kesinlemeden çok genellemedir. (II) Ancak eleştiri,
II. Bugünün modern kentlileri olarak gerçek doğamızın mutlak surette bir teoriye dayanmalı ve edebiyat tarihinden
3 bin ışık yılı uzağındayız. faydalanmalıdır. (III) Çünkü edebiyat teorisi, eleştirisi ve
III. Zaferin, kazanmanın, kıyasıya rekabetin, hep daha tarihi birbirinden ayrı kavramlar olsa da aralarında olduk-
fazlasına sahip olmak için biteviye çalışıp çabalamanın ça derin bir ilişki vardır. (IV) Çünkü teori, eleştiriye bilimsel
ve en nihayetinde doyumsuzluğun genelgeçer yaşam
kılık verir ve onun öznelliğini yok etmez ama azaltır. (V) Bu
biçimine dönüştüğü bir çağda yaşıyoruz.
bağlamda iyi bir eleştirmenin iyi bir teorik formasyona ve
IV. İnsanın doğadan kopuşunun travması büyük, bedeli
edebiyat tarihi bilgisine sahip olması gerekir; aksi takdirde
ağır, yaraları derin ve ağrılı.
yaptığı eleştiri bilimsel olmaktan uzak ve düzensiz olur.
V. Siyasetten ekolojiye gezegenin bin tane derdi içinde,
BASAMAK

hâlâ doğaya inanan ve ona geri dönmek için farklı yol- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bü-
lar arayan insanların hikâyeleri, kara bulutları dağıtıyor tün oluşturabilmesi için hangilerinin birbiriyle yer de-
biraz.
ğiştirmesi gerekir?
Numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak A) I ve III B) II ve IV C) II ve V
biçimde sıralandığında hangisi baştan dördüncü olur? D) III ve IV E) IV ve V
A) I B) II C) III D) IV E) V

2. Küçük bir kıvılcımın başlatabildiği orman yangınlarının na-


sıl yayılacağını tahmin etmek hayli zor. Alev almadan önce
günlerce içten içe yanan bir kıvılcım rüzgârın da etkisiyle
yıkıcı sonuçları olabilen bir felakete dönüşebilir. Özellikle
yaz aylarında açık havadaki insan etkinlikleri artar. Örne-
4. (I) Futbolun geyiğinde, şamatasında yer almaktan hoşla-
ğin kamp için yakılan bir ateş rüzgârın da etkisiyle başka
nırız. (II) Buna karşın ölümüne sevdiğimizi söylediğimiz
bölgelere sıçrayarak büyük hasar veren yangınlara sebep
bu spor dalı üzerine düşünme söz konusu olduğunda ha-
olabilir. Bu nedenle rüzgârlı havalarda ateş yakmaktan ka-
yatımızın diğer pek çok alanında olduğu gibi suskunluğa
çınmak gerekir. Orman yangınlarını çıkmadan önlemenin
bürünürüz. (III) Oysa hayata dair hikâyeleri bir araya geti-
öncelikli yolu ise ---- .
remeyen bütün topluluklar da olduğu gibi bizde de var olan
I. yanmış alanları zaman içinde yeniden ağaçlandırmak- bu durum hep bir şeylerin eksik kalmasına yol açmaktadır.
tır (IV) Futbol oynama edimini gerçekleştirmek kadar nasıl oy-
II. yangına sebep olabilecek etkinliklerden kaçınmak ve nadığınız ve oynayış şekliniz de önemlidir. (V) İşte burada
bu konuda dikkatli olmaktır
devreye hayatın her alanını kaplayan felsefe girer. (VI) Fel-
III. ormanlık alanda yangın çıkaranları anında yetkililere
sefe ile olan ilişkisi çok düşük olan ülkemizde ne gündelik
haber vermektir
hayat ne de futbol gerçek anlamda bir değer arz edebilir.
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre yukarı-
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf
dakilerden hangileri getirilebilir?
hangi cümleyle başlar?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
A) II B) III C) IV D) V E) VI
D) I ve II E) II ve III

186
30 dk GÜÇLENDİRME DENEMELERİ - 3 EŞİK 4

5. Klişeden kaçınmak sadece benim değil, edebiyatı ciddiye 7. Edebiyat, sanat yanıyla ortaya çıkarken şu unutulmama-
alan her yazarın sorunu olmalı. İnsanların “kara” deyince lıdır: Sanatçı hiçbir zaman bilime, bilimselliğe; özellikle
“beyaz”ın ilk anda akıllarına gelmesidir klişe. Herkesin dü- toplumbilime ve psikolojiye ters düşmemelidir. Düşlemsel,
şünüp ortaya koyabileceği bir sözü, yazar kimliğine sahip kurgu bilimsel ya da fantastik yanı ağır basan yapıtlarda 3
kişi de tekrar ederse nerede kalır edebiyatın silkeleyen, bile yazar, okuyucu karşısındaki inandırıcılığını yitirme-
uyandıran tarafı? Yepyeni, işlenmemiş bir konu bulmak melidir. Edebiyat, inandırıcılığını yitirdiği anda amacını da
imkânsız denebilecek durumda. Bulmak için boş bir hayale yitirmiş olur. Bu da bilimi, felsefeyi, psikolojiyi önemseme-
kapılmamalıyız ama mevcut konulara yeni bir bakış açısı siyle bir edebiyatçının bunlardan habersiz olmamasıyla
getirebiliriz. Başkalarının söylediğini, başkaları gibi söyle- yakından ilgilenmesiyle olanak bulur.
yecekse bir yazar, kalabalık bir koronun içinde eriyip giden
Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağı-
BASAMAK

sıradan bir ses olmaya talip demektir. Onun varlığı ya da


dakilerden hangisidir?
yokluğu koro için ne bir kazanç ne de bir kayıptır.
A) Bilime aykırı edebiyat eserleri inandırıcılığını yitirerek
Bu parçada yazarlarla ilgili vurgulanmak istenen aşa- amacını da kaybeder.
ğıdakilerden hangisidir? B) Bilimsel gerçekleri konu edinen edebiyat eserleri kalıcı
A) Özgün bir anlatımı olmalı ve farklı bakış açısıyla yaz- olur.
malıdır. C) Felsefe ve psikoloji eğitimi almamış yazarların eserleri
B) Edebiyatın genel sorunları üzerinde zihnini yormalıdır. inandırıcılıktan uzaktır.

C) Bugüne kadar üzerine eğilinmemiş konuları işlemelidir. D) Kurmaca edebiyat eserler, okur üzerinde inandırıcı bir
etki bırakamaz.
D) Konu seçiminde titiz davranmalıdır.
E) Nitelikli eserler, bilimi içselleştirmiş sanatçılarca ortaya
E) Yazmayı halkı uyandırma aracı olarak iyi değerlendir-
konabilir.
melidir.

8. Öğrencilerin sınav kâğıtlarını okuyorum. Çoğunda bir yığın


bilgi var. Fakat konu ile ilgisi yok ve karmakarışık. Kompo-
zisyon işte bunların zıddıdır. Çeşitli konularda düzensiz bir
6. İmaj, hem psikoloji hem de edebiyat incelemelerinin alanı-
yığın bilgiye sahip olmak yeterli değildir. Öğrenci herhan-
na giren bir konudur. Psikolojide imaj, bir duyum veya algı-
gi bir konuda lüzumlu ile lüzumsuzu seçebilmeli, kirlerini
nın meydana getirdiği bir yaşantının zihinde canlandırılma-
bir sıraya koymasını öğrenmelidir. Karışık bir taş, demir
sı, hatırlanması demektir. İmajın etkililiği onun duyumun bir
ve cam yığını bir araya geldi mi bir mimari eser vücuda
kalıntısı, temsilcisi olmasından gelir. İmaj, şiirde bir tasvir
gelmez. Yapı için elbette buna benzer malzemeye ihtiyaç
veya istiare olarak var olabilir. Sembol de imaj gibi belli
vardır. Fakat mimari, her şeyden önce, bir düzendir. Her
bir edebî akımın adı olmuştur. Sembolün matematikte ve
taş bir planın içinde yerli yerine konulunca bina göklere
mantıkta yaygın bir kullanılışı vardır, edebiyatta ise sembol
yükselir ve bir güzelliğin şarkısını söyler.
bizi başka bir nesneye götüren fakat bir canlandırma, gös-
terme olarak kendi başına da dikkat isteyen bir nesnedir. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada savunulanları
Sembolde bir tekrarlanma ve sürekli olma özelliği vardır. destekler niteliktedir?
Bir imaj hem bir canlandırma hem bir temsil olarak sürekli A) Başarılı olmak için bilginin, bir eserin hem içeriğine
hâle gelmişse bu bir sembol olur. hem biçimine yansıtılması gerekir.
B) Ortaya konulan eserde güzellik muhtevadan, malze-
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden meden daha çok, bunların ahenkle bir araya getirilişi
hangisi söylenemez? ile ilgilidir.
A) Karşılaştırma yapılmıştır. C) Başarılı sanat eserlerinde gereksiz, zayıf ve kalitesiz
B) Olasılıktan söz edilmiştir. malzemeye yer verilmez.
C) Neden-sonuç ilişkisi kurulmuştur. D) Dili doğru kullanabilen öğrenciler, sınavlarda arzu ettik-
D) Tanımlamalara yer verilmiştir. leri başarıyı elde edebilirler.

E) Tahmin cümlesine yer verilmiştir. E) Zayıf bir malzemeden iyi bir eser ortaya konabilir ancak
kaliteli her malzemeden iyi bir eser ortaya çıkmayabilir.

187
4 EŞİK GÜÇLENDİRME DENEMELERİ - 3 30 dk

9. Bence şiiri her şeye bulaştırmak, her şeyi de şiire batırmak 11. Eleştiriler sanatçının eserinin içeriğine yönelik irdeleme
doğru değil. Böyle bir tutumu benimseyecek olursak hem amaçlı olmalıdır. Sanatçının sahip olduğu dünya görüşü
şiiri sanki hiçbir belirgin vasfı yokmuş gibi kimliksizleştiririz ve sanatı eleştirmene göre ne kadar değersiz olursa olsun,
3 hem de şiirin belirgin vasıarını yalnızca biçim özellikleri eleştirmen sanatçının kişiliğiyle değil eseriyle bir hesaplaş-
düzeyine indirmiş oluruz. Yani şiir dilin süslü bir durumu ma içine girmelidir. Edebiyat eseri ile ilgili eleştiriler estetik
olur sadece. Şiir ancak kendi onuruna sahip çıkarak bize alanla sınırlı kalmalı ve sanatçının kişiliği ile alay etme, onu
kadar gelirse şiirdir. Başka bir etkinlik içinde şiir aramak küçümseme noktasına varmamalıdır. Kaleme alınan eleş-
fanteziden öte anlam taşımaz. Eğer bilimde, felsefede, di- tiriler olumlu ve sağlam dayanaklara sahip eleştiriyse ona
ğer sanatlarda, siyasette, gündelik hayatta şiir olan bölge- elbette herkes tarafından saygı duyulur.
ler varsa söylenen veya yazılan şiire ne gerek var?
Bu parçada eleştirmenin yaptığı işle ilgili olarak vurgu-
BASAMAK

Aşağıdakilerden hangisi bu sözleri söyleyen bir şairin lanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
düşüncesi olabilir? A) Eleştirilen eserin yazarıyla iletişim içinde bulunma
A) İnsanların güzel buldukları etkinlikler için şiirsel kelime- B) Eleştirilerini esere yönelik ve nesnel olarak yapma
sini kullanmaları doğaldır.
C) Okur çevresinin genişlemesine katkıda bulunma
B) Şiir kavramının şiir dışındaki insan etkinlikleri için kulla-
D) Eseri, benzeri eserlerden soyutlayarak ele alma
nılması doğru değildir.
E) Sanatçı ve eserini bir bütün olarak görme
C) Şiir denen insan etkinliği yazıya geçirilip bir biçim alma-
sa da şiir olma özelliği taşır.
D) Şiir dışındaki sanatlardan söz ederken şiirin güçlü yan-
larına gönderme yapılmalıdır.
E) İyi şiirler gücünü bilimden, felsefeden ve diğer sanat-
lardan alan şiirlerdir.

10. (I) Bilim kurguyu pek çok farklı biçimde tanımlamak müm-
kündür. (II) Fakat insanın kendisini ve çevresini gözlem ve
deney yoluyla anlayabilme aracı olan bilim ile ilişkisi ko- 12. (I) Eleştirmenler yazılarını kaleme alırken amaçları yazar-
nusunda ısrarcı olmak gerekiyor. (III) Bilim kurgu, bilimsel ların hoşuna gitmek değildir. (II) Onlar edebiyat anlayışla-
akılcılık ve tarihsel değişimin kaçınılmazlığından yola çıka- rına, eleştirel düşünce yapılarına göre bir inceleme ortaya
rak kökleri günümüzde bulunan eleştirel gelecek senaryo- koyarlar. (III) Dolayısıyla eleştirmenlik yazarların ve okur-
ları üretir. (IV) Bilim kurgu sanatçısı, çağına ait toplumsal, ların beğenisini kazanmak için yapılan bir meslek değildir.
bilimsel tartışmaları başka bir zaman ve ziksel çerçeveye (IV) Eleştirmenlerin içinde belirli bir amaca yönelik güdüm-
taşır. (V) Aynı zamanda bu tartışmaların tahmin edilen var- lü hareket edip öznel davrananlar bulunabilir. (V) Bazıları
sayımsal sonuçlarını göstermeye çalışır. kendi düşüncelerine yakın yazarlara öncelik verip diğerle-
rine soğuk durabilirler. (VI) Ancak tüm eleştirmenlerin bu
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden
tutum ve davranış içinde olduğu söylenemez.
sonra “Yani bilim kurgu özünde, günümüze özgü birtakım
şeylerin gelecekte değişeceği varsayımının yattığı deney- Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf
sel bir sanattır.” cümlesi getirilebilir? hangi cümleyle başlar?
A) I B) II C) III D) IV E) V A) II B) III C) IV D) V E) VI

188
30 dk GÜÇLENDİRME DENEMELERİ - 3 EŞİK 4

13. (I) Sürdürülebilir tarım, yeterli ve kaliteli gıda maddelerinin 15. (I) Kişiler yaşlandıkça birçok yeteneklerinde azalma ve
uygun maliyetlerde üretimini, tarım yapılan arazinin, çev- ölüm riskinde artış oluyor. (II) Ancak genel olarak vücudun
renin ve doğal tarım kaynaklarının korunmasını geliştire- önemli her organı yaşlanmadan nasibini alıyor. (III) Örne-
cek sistemleri ve uygulamaları içeriyor. (II) Sürdürülebilir ğin yaşlanmayla beraber akciğer dokusu ve göğüs kafesi
3
tarımsal uygulamalar neticesinde yaşam alanı kayıplarının kasları esnekliğini büyük oranda kaybediyor. (IV) Yirmi ya-
şından itibaren her on yılda bir soluma kapasitesinde azal-
ve kontrolsüz su tüketiminin azalacağı, suların ve topra-
ma görülüyor. (V) Yaşlanma bir hastalık değil ama yaşlılığa
ğın kimyasal maddelerle kirletilmesinin önüne geçileceği
bağlı hastalıkların ortaya çıkmasında önemli rolü olan bir
tahmin ediliyor. (III) Bu sistemde doğal süreçlerin taklidi
etken. (VI) Gene yaşlanmayla beraber kan damarlarında
söz konusu. (IV) Çevreye olan zararı azaltmak için tarımsal
yağ birikmesi ve damarların esnekliğini kaybetmesi sonucu
sisteme dahil edilen pahalı tarımsal girdilerin kullanımının damar sertliği sorunu ortaya çıkıyor.
BASAMAK

en aza indirilmesi gerekiyor. (V) Sürdürülebilir tarımda sis-


Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü-
temin gübresini, tohumunu kendisinin sağlaması ve zararlı
şüncenin akışını bozmaktadır?
otlarla ve böceklerle doğal ekosistemin döngüsünden ya-
A) II B) III C) IV D) V E) VI
rarlanılarak mücadele edilmesi bekleniyor.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü-


şüncenin akışını bozmaktadır?
A) II B) III C) IV D) V E) VI

14. Ben kim miyim? Çoğunuzun bir an önce kurtulmak istediği 16. Gezi turları, az zamanda, az maliyetle çok şehir gezdirme
çöplerini her gün bana gelip hızlıca attığı ve koşar adımlar- düşüncesiyle planlanır. Turla gezen turistler bir açlık içeri-
sinde olurlar, bunlar çoğunlukla: alışveriş açlığı, hediyelik
la uzaklaştığı mahallenizin çöp tenekesi. Şaşırdınız değil
eşya stresi… Tarihî mekâna ayrılan bir saatin sonunda ya-
mi? Ben de son yıllarda poşet poşet çöp diye getirdiğiniz
rım saat alışveriş molası verilir. Aşırı derecede turistik olma-
şeylere çok şaşırıyorum. Günde bir defa uçuyorum. Bu anı
yan hiçbir yeri göremezsiniz. Tur grubunun içinde mutlaka
çok seviyorum. Belediyenin görevli kamyonu geliyor, beni
bir adet gerçekten meraklı, bir adet sahte meraklı, bir adet
havaya kaldırıp içimde ne var ne yok boşaltıyor. Bazen de
60 yaş üstü esprili hanımefendi, bir adet donuk-isteksiz
yıkamak ve ilaçlamak için geliyorlar beni. Aslında bunu aile babası ve bir adet müdahaleci emekli öğretmen bulu-
daha sık yapmalılar, özellikle yaz günlerinde çevreye yay- nur. Günlük hayatınız içinde uyum konusunda kıvranıyor-
dığım kötü kokulardan mahcup oluyorum. Nedense kapa- sanız bu tip grupların içinde iyice delirebilirsiniz.
ğımı kapatmayan, içime değil dışıma çöp bırakan bazı ma-
Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşıla-
halle sakinlerinin yerine de bu mahcubiyeti ben yaşıyorum.
bilir?
Bu parçaya göre çöp tenekesinin benimsediği tutum- A) Gezi turlarının az maliyetle yapılıyor olması turistik
lar arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur? mekânlara olan ilgiyi artırmıştır.
A) Temizliği sevmek B) Turla gezen yerli turistler, bu gezi sonrasında yaşam
B) Çevreye kötü koku yaymaktan utanmak boyu sürecek arkadaşlıklar kurabilirler.
C) Etrafına atık bırakılmasından rahatsız olmak C) Birçok farklı karakterin bir araya getirilmesiyle oluşturu-
D) Yıkanmak ve ilaçlanmak lan gezi turları insanların kültürel açlığına son verir.
E) Geç alınan çöplerden şikâyet etmek D) Günlük hayatın sıkıcı ortamından uzaklaşmak için gezi
turları bulunmaz bir fırsattır.
E) Farklı karakterlerde insanların bulunduğu gezi turları
iletişim sorunu yaşayanlar için bir kâbusa dönüşebilir.

189
4 EŞİK GÜÇLENDİRME DENEMELERİ - 3 30 dk

17. ---- Asla, böyle değildir çeviri süreci. Öyle olsa iki dile de 19. Edebî dilin ortak özelliklerinden biri, örtük anlamlılıktır. Her
hâkim olan her kişinin çeviri işini, başarıyla ve rahatlıkla okuyanın şıp diye anladığı bir yapı göstermez edebî dil.
yapmasını beklerdik. Oysa dil bilgisi, çevirmenliğin bileşen- Sanatçılar bunu iki yolla sağlar. Birincisi, sanatçının cüm-
lerinden sadece biridir. Daha birçok özelliği taşımak gere- lelerin kuruluşunda cümlenin birden fazla anlama gelecek
3
biçimde kurgulanması ya da bilinme ihtimali düşük, geri
kir çevirmen olmak için. Kelimelere ve diller arası ilişkilere
planda kalmış sözcüklerden faydalanarak bunu gerçek-
duyulan merak, okuma sevgisi, sabır vb. hemen akla gele-
leştirmesidir. İkincisi ise sanatçının dilin zengin söz varlı-
bilecek çeşitli özelliklerdir.
ğından faydalanarak mecazlardan, edebî sanatlardan ve
Bu parçada boş bırakılan yere getirilebilecek en uygun birbirine uyumlu, damakta dil tadı bırakan aktarmalardan
sözler aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir? faydalanarak gerçekleştirmesidir. Bana sorarsanız ikinci
yol, ötekine göre daha yeğdir. Zaten örtük söylemin amacı
A) Yaratıcılık becerisinin sonradan kazanılması ve gelişti-
BASAMAK

anlaşılamamak değil, okuru düşünmeye sevk edip hayal


rilmesi mümkün mü?
ve düşünce işçiliğine yöneltmek değil midir? Bu bakımdan
B) Sözcükler, cümleler bir kaptan diğerine sıvı aktarır gibi
ikincisinin usta işi, ötekinin acemice olduğunu belirtmek
dilden dile aktarılır mı?
gerekir.
C) Bir çevirmenin dikkat etmesi gereken hususlara sınır
Bu parçadan
biçmek mümkün olabilir mi?
I. Örtük anlamlılığı sağlamada her sanatçının aynı yete-
D) Şiir türünün farklı dillere çevrilmesi mümkün mü? nekte olmadığı
E) Çeviri faaliyetleri üzerine gerçekleştirilen bilimsel II. Sanatsal söylemlerin okuyucu ya da dinleyicinin bir çır-
çalışmalar yeterli mi? pıda anlayamayacağı nitelikler taşıyabileceği,
III. Bütün sanatçıların amacının özünde, okurun bilgisini
artırmak olduğu
yargılarından hangilerine ulaşılamaz?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) II ve III

18. Çocukluğum büyük bir ailede amcalar, yengeler, halalar 20. Her yaş ve sosyal sınıftan kişilerin doğanın tarihi ve işleyişi
arasında geçti. İlk iki romanım Cevdet Bey ve Oğulları ve hakkında bilgi sahibi olmasını sağlamak, doğanın sağla-
Sessiz Ev aile romanlarıdır. Kalabalık aileleri, hep birlikle dığı olanakları en iyi şekilde kullanmayı ve gerekirse ko-
yenen yemekleri, aile içi çatışmaları, iğnelemeleri anlatma- rumayı öğretmek doğa tarihi müzelerinin görevidir. Bunun
yanında insanların doğaya ilgisini çekmek ve bu ilgiyi bir
yı severim. Ama yıllar geçtikçe, gittikçe fakirleşen büyük
kültürel eğlence hâline getirebilmek bu müzelerin amaçları
ailemiz yavaş yavaş dağılarak üzerimdeki koruyucu etki-
arasındadır. Bu amaca ulaşmak için önce iyi bir araştırma
sini ve her zaman geri döndüğüm bir merkez olma işlevini
ekibinin ve araştırma laboratuvarlarının kurulması gerekir.
kaybetti. Yaşlandıkça yalnızlaştığımı ve yalnızlaştıkça da
Bilimsel araştırmalara paralel olarak doğa tarihi müzeleri
tuhaf bir şekilde, ünlendiğimi görmek bazen beni ürpertir. 300 yılı aşkın bir süredir çeşitli örneklerden oluşan zengin
Her akşam uykudan önce yatakta iki büklüm kıvrılıp yorga- koleksiyonlar oluşturmuştur. Bu koleksiyonların bir kısmı
nı üzerime çekince yalnızlık ile rüyalar, hayatın güzelliği ile başlangıçta bilimsel araştırmalara konu olmuş, bir kısmı
acımasızlığı arasında gezinen tatlı ve korkutucu bir duygu da çeşitli etkinliklerde sergilenmiş ve doğanın tanıtılması
beni sarar ve çocukluğumda dinlediğim, okuduğum masal- için kullanılmıştır. Buradaki amaç geniş kitlelere doğal bi-
ların, korkutucu hikâyelerin ürpertisini hissederim. limlerdeki gözlem ve buluşlardan elde edilen sonuçları ve
bilgileri aktarmaktır. Böylece ----.
Bu parçada Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına
I. özlem göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
II. hüzün A) toplumun doğaya ilgisi çekilebilir
III. aldırışsız B) topluma doğayı koruma öğretilebilir
C) insanların doğayı daha iyi anlaması ve doğadaki varlık-
duygularından hangileri belirgindir?
larla empati yeteneği kazanması sağlanabilir
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II D) gelecek nesillere doğayı tahrip etmeden miras bırak-
D) I ve III E) II ve III mak için bugünden önlem alınması gerektiği verilebilir
E) insan yaşamının doğada yol açtığı tahribatları önleme-
ye veya en aza indirmeye çalışılabilir

190
30 dk GÜÇLENDİRME DENEMELERİ - 4 EŞİK 4

1. Vücudumuzu oluşturan hücreler, her gün içinde yaşadı- 2. Bin senenin derinliklerinden süzüle süzüle gelen şiirin
ğımız çevreden kaynaklanan çeşitli kanser yapıcı etkilere sesi hangi sestir tahmin edebilir misiniz? Ezandaki, Mev-
maruz kalıyor. Bu etkilerin sonucunda kanserleşme eğilimi litteki, Mohaç karargâhı ya da Viyana Muhasarası’ndaki
gösterebilecek hücreler bağışıklık sistemi tarafından yok mehterandan dağılan ya da ninelerin söylediği ninnilerle
edilerek temizleniyor. Bununla beraber sürekli kanser ya- Ramazan davulcularının beyitleriyle Karagöz’le Hacivat’ın
pıcı etmenlere maruz kalınması sonucunda dengenin bo- 4
meselleri, meddahların taklitleri ve âşıkların üç telli sazıy-
zulması ve bağışıklık sistemimiz tarafınca gerçekleştirilen
la içimize sindirdiği o ses ki Türk kulağı onu dakikasında
bu temizlik sürecinin sekteye uğraması söz konusu olabili-
tanır, dakikasında özdeşleşir onunla. Türk şairi şiirine bu
yor. Doğal olarak da yok edilemeyen kanserli hücreler kan-
sesi göçüremezse Türk halkına yabancıdır; Türk halkına
ser hastalığına yol açabiliyor. Aslında birçok kanser türü
BASAMAK

yabancı bir Türk şairi yaşayamaz, kâğıt üstünde kalır.


bizim bu dengeyi görmezden gelmemiz ve hafe almamız
nedeniyle oluşuyor. En sık ve en öldürücü kanser türü olan Aşağıdakilerden hangisi bu sözleri söyleyen bir şairin
akciğer kanseri bunun en güzel örneği. Tütün ürünlerinin düşüncesi olabilir?
kullanımı sonucunda akciğerde oluşan kanserli hücreleri A) Dünya değişirken edebiyatın da çağa ayak uydurması,
temizlemeye bağışıklık sistemimiz artık yetişemiyor.
değişmesi ve kendine yeni bir ses bulması gerekir.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ula-
B) Türk halkının bir şiiri benimsemesi için, şairlerin eski
şılabilir?
şiirimizin kurallarına sıkı sıkıya bağlı şiirler söylemesi
A) Erken tanı, kansere karşı mücadelede başarı için en
gerekir.
önemli etkenlerden biridir.
B) Bağışıklık sistemini olumsuz etkileyen maddelere ma- C) Milletinin şiir hazinesinden yararlanmayan, o ses ve

ruz kalmak bazı kanser hastalıklarına yol açmaktadır. ahengi şiirine yansıtamayan Türk şairi kalıcı olamaz.

C) Dengeli beslenme ve vücuda zararlı besinlerden uzak D) Bir şair kalıcı olabilmek için kendi döneminde ilgi gören
durmak kansere yakalanmamanın tek yoludur. ses ve ahenk unsurlarını kullanmalıdır.
D) Bunca zamandır mücadele edilmesine karşın kanser E) Bir sanatçı için yabancı sanatçılara öykünmekle kendi sa-
hastalığının tedavisine yönelik hiçbir şey yapılmış de- nat geleneğine öykünmek arasında bir fark yoktur.
ğildir.
E) Tütün ürünlerinin yasaklanması kanserle mücadelede
ülkemizi bir adım öne geçirmiştir.

191
4 EŞİK GÜÇLENDİRME DENEMELERİ - 4 30 dk

3. Bir inatçılıkları vardır sanatçıların, hem bütün özelliklerin- 5. Aşağıdaki parçalardan hangisi “Başarılı bir sanatçı ka-
den daha önemli: Çirkine, kötüye, kabalığa alışamazlar rakterlerini aktarırken kendi kişiliğini gizlemeye özen gös-
bir türlü, alışmamakta da ayak direrler. Ömürlerince her terir.” düşüncesine uzak düşmektedir?
gün küçüklüklerle karşılaşırlar da duyguları bir türlü na- A) Ömer Seyfettin gerçekçi bir bakış açısına sahipti, ünlü
sırlaşmaz. Her gün sayısız anlayışsızlıklarla yüz yüze ge- hikâyesi Kaşağı’da Hasan’ı ve abisini anlatırken okura
4 lirler ancak kendileri de anlayışsızlığa bürünüp kurtuluşa hikâyeyi izleme ve karakterleri yorumlama hakkını zi-
ulaşmazlar. Çünkü onlar yüzlerini gün ışığına dönmüşler yadesiyle tanımıştır.
bir kere, geceye yöneltemezsiniz onları, karanlığa alıştıra- B) Ahmet Mithat Efendi Felatun Bey ile Rakım Efendi ro-
mazsınız. manında,Felatun Bey’in züppe ve alafrangalık merak-
lısı olduğunu dile getirmiş ve açıkça Rakım Efendi’den
Bu parçada sanatçılarla ilgili olarak asıl anlatılmak is-
BASAMAK

yana bir tavır sergilemiştir.


tenen aşağıdakilerden hangisidir?
C) Bir Servetifünun romanı olan Aşk-ı Memnu’da önceki
A) İnsanları daima güzele yönlendiren yapıtlar kaleme
dönemde yapılan kusurlar bulunmaz; yazar Halit Ziya
almaları eser içinde yok gibidir, tek kusur dilin epey ağır oluşu-
B) Her şeye rağmen daima duyarlı ve iyimser bir kişiliğe dur.
sahip olmaları D) Yazılarında realist bir tutum sergileyen Recaizade
C) Meslektaşları ile zaman zaman kir ayrılıkları yaşama- Mahmut Ekrem, Araba Sevdası dahil pek çok eserinde
ları nötr kalmayı başarmış bir sanatçıdır.

D) Eleştirmenler tarafından sürekli yergiye maruz kalmaları E) Mehmet Rauf’un Eylül romanında okur roman kahra-
manlarının aktarılış sürecinde Süreya, Suat ve Necip
E) Eserleriyle toplum üzerinde olumlu bir hava yaratmaları
ile yan yanadır ancak tek başınadır.

4. Yazmak kimi insanlar için bir yaşama biçimidir. Hayatını


anlatmak üzerinden kuran insanlar var. Gabriel Garcia
Marquez’in otobiyograsine koyduğu isim bu açıdan çok
çarpıcı: Anlatmak için Yaşamak. Yazmak bir süre sonra
yaşamakla yer değiştiriyor. İsmet Özel’in şiir bağlamında 6. I. Şurası unutulmamalıdır ki Garip anlayışından Türk
söylediğine kulak vermek, meseleyi kavramaya katkı sağ- şiirine kalan eleştirel yaklaşım ve nükte mantığı,
layabilir: “Yaşamayı bileydim yazar mıydım hiç şiir?” Had- kendinden sonraki şiir anlayışlarının da zeminini
dimi aşmadan söylemek isterim ki benim için de yazmak hazırlamada önemli rol oynamıştır.
böylesi bir anlam taşıyor. Ancak yazmazsam ölürüm türün- II. Onların, kendilerinden önceki şiire yönelttikleri eleşti-
den büyük laar etmeyeceğim. Yazmayı böylesine kutsa- riler, kendi şiirlerinden daha çok etkili olmuş ve uzun
mıyorum. İyi ki yazıyorum. Bundan memnunum. Yazma- müddet tartışılmıştır.

saydım ne olacağımı bilmiyorum. Bir şeyler bulabileceğimi III. Ancak ortaya attıkları şiir anlayışı pek uzun ömürlü ol-
mamış, belli bir noktada tıkanınca Melih Cevdet ve Ok-
sanıyorum.
tay Rifat kısa bir müddet sonra bu anlayışı terk etmek
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden zorunda kalmışlardır.
hangisi söylenemez? IV. Bu bağlamda şiirin salt nükte olmadığı gerçeğinin Ga-
rip şiirinden sonra daha iyi anlaşıldığını söyleyebiliriz.
A) Öznel ifadeler kullanılmıştır.
V. Garip şiirinin önemli temsilcileri Melih Cevdet, Oktay
B) Örnekleme yapılmıştır.
Rifat ve Orhan Veli’dir.
C) Tanık göstermeye başvurulmuştur.
Numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak
D) Kişileştirmeye başvurulmuştur. biçimde sıralandığında hangisi baştan ikinci olur?
E) Deyime yer verilmiştir. A) I B) II C) III D) IV E) V

192
30 dk GÜÇLENDİRME DENEMELERİ - 4 EŞİK 4

7. I. Usturlap basitçe, Güneş’in ve belli yıldızların konumu- 9. Batı dillerinden alınma kompozisyon kelimesi, çeşitli şeyle-
nu gösteren küçük bir el aletidir. rin düzenli olarak bir araya getirilmesi anlamını taşır ve çe-
şitli sahalarda, musikide, resimde, mimaride ve edebiyatta
II. Usturlap, hem bir hesap makinesi hem bir pusula hem
kullanılır. Kelimenin çeşitli sahalara uygulanması da göste-
zaman ölçer hem de uzaklık ölçer olarak iş görür.
riyor ki doğa ve hayat, insanoğlunun şekil vererek güzel ve
III. Böylece kusursuz bir ölçüm yapılabilir. faydalı eserler vücuda getirebileceği muazzam bir malze- 4
IV. Birçok astronomi problemi usturlabın ön yüzü kullanıla- me deposudur. Resim mi yapmak istiyorsunuz? Dünyada
rak çözülür. renkten ve boyadan çok ne vardır? Hakiki bir ressam konu
bakımından da bir sıkıntı çekmez. Bütün doğa ve hayat
V. Usturlabın üzerindeki saate benzeyen ve zaman cet-
velleri olarak bilinen yapılar kullanılarak ölçümün yapıl- işlenecek konu ile doludur. ----
dığı tarih ve saat usturlaba girilir. Anlam bütünlüğü dikkate alındığında bu parça aşağı-
BASAMAK

dakilerden hangisiyle tamamlanmalıdır?


Numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturma-
A) Zor olan kelimenin içerdiği çeşitli anlamları kavramak-
sı için “Ancak en önemli yanı, birbirinden farklı bu dört ale-
tır.
tin bir arada kullanılarak neredeyse bir bilgisayar gibi ça-
lışmasıdır.” cümlesi hangisinden sonra getirilmelidir? B) Bütün bunlar Batı sanatını içselleştirebilmekle müm-
kündür.
A) I B) II C) III D) IV E) V
C) Ayrıca insanın duygu dünyasında olup bitenlerde üze-
rinde durulmaya değer.
D) Mühim olan, herhangi bir konu etrafında bir renk kom-
pozisyonu vücuda getirmektir.
E) Doğru zamanda doğru konuyu bulan sanatçılar her
çağda okunurlar.

10. Ellerimizi özünde kirden yani bakterilerden kurtulmak için


yıkıyoruz. Birkaç yıl önce ellerimizi ister sıcak ister soğuk
suyla yıkayalım, normal sabunların bakterileri temizleme-
diği ve mutlaka antibakteriyel ürünler kullanılması gerekti-
ği konusunda bir iddia ortaya atıldı. Oysa bu iddiayı des-
tekleyen bilimsel bulgular yoktu. Bu durumun gerçekliğini
8. I. Çeviri faaliyetlerinin hız kazanması, telif sahasındaki
ölçmek için yapılan araştırma ve deneylerde görüldü ki
çalışmalarımıza darbe vurmaz.
antibakteriyel sabunların bakterilerden kurtulma oranı nok-
II. Bu alışkanlığı edinmiş okuyucularımız da ilerleyen sü- tasında diğer sabunlardan hiçbir farkı yok. Hatta cilt için
reçte yazarlarımızdan daha ciddi ve olgun eserler iste- zararlı olabilen maddeler içerdikleri tespit edildi. Dolayı-
yeceklerdir. sıyla ellerimizi normal sabunlarla yıkamak, sağlığımız için
III. Çünkü kaliteli, yüksek ve seçkin kültürel eserlerin daha faydalı. Zaten nasıl bir sabun kullanırsak kullanalım
çevrilmesiyle, Türk okuyucuları kaliteli eserler okumaya bu bakterilerin tamamından kurtulmak da mümkün değil.
alıştırılmış olacaktır.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
IV. Böyle bir düşünceye kapılmak gerçekten de yanıltıcı A) Sabun kullanımı, bakterilerin insan vücuduna yayılma-
olur.
sını kolaylaştırmaktadır.
V. Böylece nitelikli eserlerin sayısı artacak ve edebiyatı- B) Antibakteriyel sabunlar, yapay maddeler kullanılarak
mızın kalkınması sağlanacaktır. elde edilmektedir.
Numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluştura- C) Sabun kullanımı, bakterilerin temizlenmesinde kısmen
bilmesi için hangilerinin birbiriyle yer değiştirmesi ge- etkili olmaktadır.
rekir? D) Ellerin yıkanması ve sabun kullanımı, insanlarda takıntı

A) I ve III B) I ve V C) II ve IV gibi psikolojik rahatsızlıklar ortaya çıkarmaktadır.


E) Doğal sabunların temizlikte kullanımı, antibakteriyel
D) III ve V E) IV ve V
sabunlardan daha fazladır.

193
4 EŞİK GÜÇLENDİRME DENEMELERİ - 4 30 dk

11. Edebiyatın insanoğlunun kendini anlamak için yarattığı en 12. Okurken hatırlayan, hatırlatan her şey üzerine yeni dü-
değerli birikim olduğuna inanıyorum. İnsan toplulukları, şünceler üreten belleğim, bana yazmayı öğretti. Bu durum
kabileler, milletler edebiyatlarını önemsedikleri, yazarları- aynı zamanda sürekli yazma düşüncesini ve alışkanlığını
na kulak verdikleri ölçüde zekileşir, zenginleşir ve yükse- kazandırdı. Bugün geldiğim noktada herhangi bir konu, du-
lirler. Yine hepimizin bildiği gibi kitap yakmalar, yazarları rum, olay ya da düşünce ipiltisi hemen, yazılmaya değer
4 aşağılamalar milletler için karanlık ve akılsız zamanların şeylerin kapısını araladı bana. Her şeyi yazmak ise bir süre
habercisidir. Ama edebiyat hiçbir zaman yalnızca millî bir sonra ayıklayarak yazmayı öğretti.
konu değildir. Kitaplarıyla bir odaya kapanan ve önce ken-
Düşüncelerini bu şekilde dile getiren bir sanatçı için
di içinde bir yolculuğa çıkan yazar, orada yıllar içinde iyi
I. Yapıtlarında duygusal yanı ağır basan olayları dile ge-
edebiyatın vazgeçilmez kuralını da keşfedecektir: Kendi
tirmiştir.
BASAMAK

hikâyemizden başkalarının hikâyeleri gibi ve başkalarının


II. Yazma anlayışında zamanla değişim yaşamıştır.
hikâyelerinden kendi hikâyemizmiş gibi bahsedebilme hü-
III. Sanatsal üretiminde, esinlendiği unsurlardan faydalan-
neridir edebiyat. ---- mıştır.
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıda- yargılarından hangileri söylenebilir?
kilerden hangisi getirilmelidir? A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
A) Sabır ve umudu, yazıyla kendimize derin bir dünya kur- D) II ve III E) I, II ve III
mak için isteriz.
B) Bunu yapabilmek için yola başkalarının hikâyelerinden
ve kitaplarından çıkarız.
C) Bu düşünceler, çilekeşlik hayalleri benim yaşam dene-
yimimden çıkardığım ön yargılarım olabilir.
D) Kalabalığın, aile hayatının, çevrenin ışıltısı içinde yaz-
mış pek çok parlak yazar vardır.
E) Bize bu konuda yeterli olanakları sağlayanlar, ilerde
minnetle anılmayı da beklemezler.

13. (I) Hepimizin bir yarası olduğu için sanattaki tercihlerimizi


biraz da yaralarımız belirler. (II) Aslında bir sanat eserini
değil, kendi yaramıza denk düşen atmosferi seçmişizdir far-
kında olmadan. (III) Bu yüzden kimileri manzara resimleri
asar duvarına, kimileri de kasvetli, siyah tablolar. (IV) Ne
var ki sanat aynı zamanda sanatçılar arasında kuvvetli bir
iletişim dilidir. (V) Yine bu yüzden birinin çirkin ve sevimsiz
bulduğu şey, başkasına güzel gelebilir. (VI) Duvara astığı-
mız resim, olmak istediğimiz, olmaktan korktuğumuz ya da
olmaktan vazgeçemediğimiz şeydir bir bakıma. (VII) Orada
öylece durmaz o; bize karanlığımızı, korkularımızı, pişman-
lıklarımızı, özlemlerimizi hatırlatır ve sarsılan ruhumuzun
yeniden denge kazanmasına yardım eder.

Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi dü-


şüncenin akışını bozmaktadır?

A) II B) III C) IV D) V E) VI

194
30 dk GÜÇLENDİRME DENEMELERİ - 4 EŞİK 4

14. Mavi delikler, deniz seviyesinin günümüzden daha düşük 16. Günümüzde argo, yaygın olarak müstehcen konuşma, kü-
olduğu buz devirlerinde oluşmuş obruklardır. Genellikle fürlü konuşma vb. anlamlara gelecek biçimde kullanılsa da
kenarları dik, ağzı daire biçimdeki bu çukurlar deniz se- bilimsel olarak bu tanımların bir geçerliliği yoktur. Bilimsel
viyesi yükseldikten sonra su altında kalmış. Çukurun için- olarak argo, farklı bir anlaşma biçimi sağlamak adına aynı
deki suyun derinliği fazla olduğu için koyu mavi görünür- meslek veya topluluktaki bireylerin ortak dildeki kelimele-
ken çukurun çevresindeki suların derinliği az olduğundan re özel anlamlar vermek, sözcüklerin anlamlarında deği- 4
açık mavi görünür. Çukurun içindeki suyun rengi çevresine şiklikler yapmak suretiyle oluşturdukları özel dil veya söz
göre daha koyu olduğundan bu şekilde isimlendirilmişler- dağarcığıdır. Argo söz dağarcığının oluşturulmasında dilin
dir. En derin mavi delik 2016’da Güney Çin Denizi’nde lehçelerinden, eskimiş unsurlarından veya yabancı kökenli
keşfedildi. “Dragon Deliği” olarak isimlendirilen bu yapının sözcüklerden de faydalanılabilir. Oluşturulan bu sözcükle-
BASAMAK

derinliği yaklaşık 300 metre. Derinliği 202 metre olan Ba- rin genelinde mecazlı ve kinayeli anlamlar mevcuttur.
hamalar’daki “Dean’s Mavi Delik” ise büyüklük olarak ikinci
Bu parçadan argo ile ilgili olarak aşağıdakilerden han-
sırada yer alıyor.
gisi çıkarılamaz?
Bu parçadan mavi delikler ile ilgili olarak A) Belli topluluklara özgü bir dil sistemidir.
I. neden bu adla anıldıkları B) Hakkında yanlış kanı ve söylemler mevcuttur.
II. en çok nerede rastlandıkları C) Bazı kelimelerin anlamsal olarak farklı zeminlere otur-
III. kim tarafından keşfedildikleri tulması ile oluşabilmektedir.

durumlarından hangilerine ulaşılamaz? D) Bir bildirişim sistemi olarak genellikle mecazlı anlatım
içermektedir.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III

D) I ve II E) II ve III E) Toplumun anlayışında yaşanan değişmelerden etkile-


nerek sürekli güncellenmektedir.

15. Kültür ve sanat eserleri gökten zembille inmez, birdenbire


belirmez. Yıllarca süren “ortaklaşa bir çalışma”nın ürünü
olarak ortaya çıkar. Bu çalışmalar kültür merdivenlerini
oluşturur toplumun, insanlığın. Yeni eserler de bu merdi-
venlerden çıkarak yükselir ama on beş yirmi merdiven at-
layarak değil elbet.

Bu parça kültüre sanat eserleriyle ilgili olarak vurgu-


lanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) İlham ve yetenek sayesin de ortaya çıktığı
B) İlk eserden sonra yeni eserlerin hızla yazılabileceği
C) Yaratılmasının uzun bir süreçte gerçekleşebileceği
D) Sadece kültürlü insanlar tarafından oluşturulabileceği
E) Kaleme almak için aynı türden çok eserin okunması
gerektiği

195
4 EŞİK GÜÇLENDİRME DENEMELERİ - 4 30 dk

17. Muhabir:
19 - 20. soruları aşağıdaki parçaya göre
I. ----
cevaplayınız.
Yönetmen:
– Ben reklamdan kazanarak lm yapıyorum. Reklam işi
çok ağır bir iş. Hem reklamcılık hem de lm yapmak zor
Başarılı kurulmuş bir biçim bile, tek başına bir anlam değil
oluyor. Bir yandan ince eleyip sık dokuma düşüncem de
4 midir? Şairinin bütün anlamsız olma kaygısına rağmen bir
var. Keşke daha fazla lm yapabilseydim diyorum elbet.
anlam değil midir? Bugün anlamsız şiiri savunanlar, acaba
Ama sıklıkla reklam çekmek zorunda kalıyorum.
en güzel şiirlerinin, en azından sağlam kurulmuşlukları yü-
Muhabir: zünden bir anlama bağlanmaları yüzünden güzel oldukla-
– ---- rını fark etmiyorlar mı? Üstelik şairin bütün anlamsız olma
Yönetmen: gayretine rağmen okuyucu, okuduğu şiirde, nasıl olursa
BASAMAK

II. Evet, seyirciler epey bir ağlamış, halbuki bu lm, benim olsun bir anlam vehmetmeyecek midir? Okuyucunun bir
en az ağlatan lmimdir. Filmde seyirciyi ağlatmayı amaç- şiiri saçma bulması bile sonunda bir anlama bağlama işle-
ladığımı söyleyemem, böyle düşünmedim. Hüzünlü sah- mi değil midir? Saçma da anlam kategorilerinden biri değil
neler var, neşeli sahneler olduğu kadar sert sahneler var. midir?
Zaten hayat da böyle değil midir?
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden
hangisi sırayla getirilmelidir?
A) I. Bu kadar uzun aralıklarla lm çekmenizi neye bağ- 19. Aşağıdakilerden hangisi bu parçadaki düşünceyi des-
layabiliriz? tekler niteliktedir?
II. Filmi izleyenlerin çok duygulanmalarını hatta ağla-
A) Anlamsız şiiri savunan şairler bile anlamdan kaçamaz-
malarını neye bağlıyorsunuz?
lar.
B) I. Reklamcılık sektörüne girmek kendi tercihiniz miydi?
B) Şiirde anlam aramak bülbülün sesi için karnını yarma-
II. Filmde duygusal yoğunluğun seyirciyi rahatsız etti- ya benzer.
ğini kabul ediyor musunuz?
C) Özgün bir şair şiirde biçim kaygısı gütmeksizin anlam
C) I. Yaşamınızı nasıl sürdürüyorsunuz? arayışı içerisinde olmalıdır.
II. Filmlerinizde seyirciyi ağlatmak sizin tercihiniz mi? D) Anlamsız bir şiirde anlam arayan şiir okuru, kuruntudan
D) I. Uzun bir aradan sonra yeni bir lmle seyircinin kar- kurtulamamıştır.
şısına çıkmak size neler hissettiriyor? E) Geniş okur kitlelerine şiiri benimsetmek, her kesimin
II. Filmi gerçekçi buluyor musunuz? anlayabileceği şiirle mümkündür.
E) I. Geride daha fazla ve daha kaliteli lmler bırakmak
istemez misiniz?
II. Filmlerinizde hüznün ağır basması nereden kay-
naklanıyor?

18. Ahmet Hamdi Tanpınar, toplumun sağlıklı gelişebilmesi 20. Bu parçanın anlatımında ağırlıklı olarak aşağıdakilerin
için “devam ederek değişme ve değişerek devam etme”nin hangisinden yararlanılmıştır?
gerektiğini söyler. Bu hem kültür ve sanat için hem de me-
A) Karşıt anlamlı sözcükler kullanma
deniyet değerleri için gereklidir. Köklerinden kopan insan-
ların durumu ortada. Biz böyle bir kopuşu yaşamışız. Belki B) Karşılaştırmalara başvurma
bizden sonraki nesiller kendi medeniyet değerlerimizden C) Sorulara bağlama
kopuşumuza daha çok üzülecekler. D) Tanık gösterme
Bu parçaya göre Ahmet Hamdi Tanpınar’ın istedikleri E) Nesnel anlatımı yeğleme
arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Sürekli değişim
B) Değişerek devamlılık
C) Kültürel değerlerden kopma
D) Sağlıklı toplumsal gelişme
E) Uygarlıkta süreklilik

196
30 dk GÜÇLENDİRME DENEMELERİ - 5 EŞİK 4

1. Kültürün kelime ve kavram olarak değilse bile anlam ve 3. Aşağıdaki parçalardan hangisi “Usta yazarlar, gençlere
içerik bakımından insanlığın tarihi kadar eski olduğuna ‘Yazma işine başlamadan önce gerekli duygusal yoğunlu-
kuşku yoktur sanırım. Hangi kültür tanımını esas alırsak ğu yaşamalısınız.’ tavsiyesinde bulunmadan edemezler.”
alalım, ulaşacağımız sonuç şudur ki her toplum kolektif düşüncesine uzak düşmektedir?
aklın eseri olan bir dünya görüşünün, toplumsal hafızası- A) Patricia Highsmith: “Bir hikâyeyi sonuna kadar taşıya-
nın kabulleriyle pekiştirilmiş bir ahlâkın ve hukukun, sanat cak olan o sabit akımı bulabilmek için onun içinizde do-
ürünlerinin, uzun bir geçmişi yansıtan folklorun şekillen- lup taşmasını beklemeniz lazım. Bu süreç yavaş yavaş
dirdiği bir hayatı yaşar. Bu hayat ise kültürün kendisidir. gelişecektir ve kitap kurgusunun henüz yeni yeni oluş- 5
Hayat istikametsiz ve menzilsiz kalınca kimi değerlerin içi maya başladığı aşamada yaşanabilir ancak.”
boşalır, toplum hafızasını kaybeder ve geleceği yaratma- B) MargueriteDuras: “Kitap yazan kişi, her zaman kendini
nın anahtarı olmaktan çıkar. Gelinen bu noktada kültürün ötekilerden ayrı hissetmelidir. Öncelikle, yazar kendi-
BASAMAK

adı artık “popüler kültür”dür. ne onu çevreleyen sessizliğin ne olduğunu sormalıdır.


Bu parçaya göre kültürü, popüler kültürden ayıran aşa- Bunu evin içinde attığı her adımda, günün her anında,
ğıdakilerden hangisidir? pencereden gelse de gündüz açık kalan bir lambadan
A) Toplumun ileri gelenleri tarafından oluşturulmuş kural- yayılsa da her ışıkta yapmalıdır. Tam anlamıyla yaşa-
lar bütünüdür. nan bu ziksel yalnızlık, yazı yazmanın dokunulmaz
sessizliği hâline gelir.
B) Oluşumu tarihin çok eski zamanlarına kadar uzanmak-
tadır. C) Robert OlenButler: “Sanat, kirlerle oluşmaz. Sanat
C) Bireysel yaşam standartları sonucu oluşmuş, sonra- akılla da oluşmaz. Sanat, hayal kurduğunuz yerde olu-
şur. Sanat bilinçaltınızda, merkezinizde oluşur.”
dan topluma mal olmuş davranış birliğidir.
D) Toplumun ortak aklıyla oluşmuş; belli bir hukuku, sana- D) Walter Mosley: “Yazmak istediğiniz şu romanı bir yıl
tı ve ahlâk anlayışı olan yaşam biçimidir. içinde tamamlamak istiyorsanız hemen çalışmaya baş-
lamalısınız! Kaybedecek tek bir dakikanız dahi yok. İl-
E) Dünyadaki tüm güzelliklerin bir araya getirilmesiyle
ham gelmesini beklemek için zamanınız da yok.”
oluşmuştur.
E) Jeff Van derMeer: “En küçük krinizi bile yazıp kendi-
nize onu keşfetmek için zaman tanırsanız hayal gücü-
nüz sizi yoğun bir düşünce akımıyla ödüllendirecektir.
Eğer yaratıcılık dalgaları karşısında heyecanlanan ha-
2. Yapılarında meydana gelen hasar nedeniyle işlevsellikle- yal gücünüzü köreltir ya da heyecanını tümden keser-
rini kaybeden proteinler, vücudumuzda var olan bir me- seniz, bu düşünce akımı sona erebilir.”
kanizma ile tespit edilerek sağlıklı ve işlevsel olanlardan
ayrılıyor. Hasar görmüş proteinlerin öncelikle bozulmuş üç
boyutlu yapısını tekrar kazanması ya da başka bir deyişle
tamiri sağlanıyor. Eğer hasar çok fazlaysa bu proteinlerin
yıkımı gerçekleştiriliyor. Hücre içi proteinlerin bu döngü-
sünden lizozomal sistem ve ubikuitinproteozom sistem so-
rumlu. Ancak her iki sistemin işlevlerinde de yaşlanmayla
beraber kayıp ve azalmalar görülüyor. Dolayısıyla da işlev-
lerini düzgün olarak yerine getiremeyen hasarlı proteinler
4. (I) Yenilenebilir enerji hem endüstrileşmiş hem de geliş-
vücutta birikiyor. Örneğin beyinde biriktiklerinde aralarında
Parkinson, alzaymır ve sinir hücrelerinin bozunumu ile ilgili mekte olan ülkelerde inanılmaz bir artış gösteriyor. (II) Çin
başka hastalıkların gelişmesi söz konusu oluyor. şu an dünyanın ikinci güneş paneli üreticisi durumunda.
(III) ABD’de 15 yılda inşa edilen ilk büyük güneş termal
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabi-
santrali 2008 Şubat’ında Nevada’da açıldı. (IV) Dünyanın
lir?
çeşitli yerlerinde daha düzinelercesinin açılması planlanı-
A) İnsan çocukluktan başlayarak doğru beslenmelidir.
yor. (V) Avrupa’da yirmi yıl gibi kısa bir süre içinde tüm kıta,
B) Sindirim sistemi hastalıkları vücudun diğer organlarına elektrik kullanımı Kuzey Afrika çölündeki güneş çiftlikleri
da zarar verir.
tarafından karşılanabilecek. (VI) Dünyanın ihtiyaç duyduğu
C) Proteinlerin vücutta kontrolsüz şekilde birikmesi sağlık teknolojik değişimler netleşiyor. (VII) Yol ve ulaşım sektörü
sorunlarına yol açar.
elektriğe, elektrik sektörü de yeşile dönecek.
D) Parkinson ve alzaymır gibi hastalıkların önlenmesi
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf
mümkündür.
hangi cümleyle başlar?
E) Koruyucu sağlık hizmetleri hastalıkları önlemede etkili-
A) II B) III C) IV D) V E) VI
dir.

197
4 EŞİK GÜÇLENDİRME DENEMELERİ - 5 30 dk

5. İnternet gibi yeni teknolojilerin iletişim ve bilginin payla- 7. Kadim kuraldır: “Beğendiğini al, beğenmediğini bırak.”
şılması gibi alanlarda gerçekleştirdiği büyük devrimin bü- Beğenmediğini karalama, kötüleme, kurcalama, rencide
tünüyle farkındayım. İnternetin çalışmamda bana sonsuz etme. Hayata ve edebiyata böyle bakıyorum. Beğendiğim
yararlar sağladığını itiraf ediyorum. Ama bu olağanüstü ko- eserleri ve isimleri okuyor, onları dile getiriyorum. Diğer-
laylıklara duyduğum gönül borcundan dolayı da elektronik lerini bilemem. Bizim beğenmediğimiz bir şeyi beğenenler
ekranın kâğıdın yerini ya da bilgisayarda okumanın ede-
mutlaka vardır. Sen onunla bir bağ kuramazsın ama bir
biyat yapıtlarını okumanın yerini tutabileceğine inanacak
başkası kurabilir. Arkadaşlık gibi. Bu nedenle kişisel be-
5 değilim. Kitap okumanın mahremiyetinde, zihinsel yoğun-
ğenilerimizi genelgeçer bir kural hâline getiremeyiz. Ara-
luğunda ve ruhsal yalıtımında düşlerden ve sözcüklerden
mızda bir bağ oluşmamış eserlerle ilgili de illa bir kanaat
aldığımız hazzı bilgisayar ekranında da alabileceğimizi
kabul edemem. ortaya koymak zorunda değiliz.
BASAMAK

Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık ola- Düşüncelerini bu şekilde dile getiren biriyle ilgili ola-
rak söylenmiş olabilir? rak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Yeni teknoljiler sayesinde kitap yazmanın kolaylaştığı- A) Değerlendirme yapacağı eserle kendisi arasında bir
nı düşünüyor musunuz? yakınlığın oluşması o günkü ruh hâline bağlıdır.
B) Kâğıdın icadıyla bilgisayarın icadı arasında bir benzer- B) Okuduğu herhangi bir eseri beğenmediyse onu başka-
lik kurulabilir mi? larına söylemekten çekinmez.
C) Bilgisayar ekranı, gerçekten de bütün yönleriyle kitabın C) Kendisiyle eser arasında bir yakınlık oluşmuşsa değer-
yerini tutabilir mi? lendirme yapma taraftarıdır.
D) Kitap okumakla elektronik ortamda öykü okumanın in- D) Edebiyat değerlendirmelerinde insanın yalnızca esere
san ruhunda bıraktığı etkiler aynı şey midir? odaklanması gerektiğini düşünmektedir.
E) Bilgisayarın yaygınlaşması okumaya olan ilgiyi büsbü- E) Yazın dünyasındaki her eseri okumak ve hepsiyle ilgili
tün artırabilir mi? bir düşünce sahibi olmak amacındadır.

8. (I) Sultan II. Bayezid (1481-1512) bir kış günü Galata sırt-
larında avlanırken son derece bakımlı büyük bir bahçe için-
de köhnemiş küçücük bir kulübe görür. (II) Kulübenin sa-
hibi Gül Baba ile tanışan padişah, onu bahçeye gösterdiği
özenden dolayı ödüllendirmek ister ve Gül Baba’nın isteği
6. (I) Özel bir yayınevi tarafından hazırlanmış başvuru kitap- üzerine bu bahçeye bir mektep ve bir hastane inşa ettirir.
ları serisi, kitaplığımız için oldukça önemli bir kaynak niteli- (III) Galata Sarayı Ocağının, şimdiki ismiyle Galatasaray
ğinde. (II) Serinin bu yeni incisi, sanat tarihine, tarih öncesi Lisesinin, kuruluş hikâyesi böyle gerçekleşir. (IV) Padişah-
dönemlerden günümüze dek uzanan çizgide bakış atma- lara danışmanlık eden bilgi sahibi kişilerin yetiştiği Ocak,
mızı sağlıyor yani bir anlamda sanat tarihinin ve teorisinin 15. yüzyıl sonundan 18. yüzyıl başlarına kadar işlevini sür-
anlaşılmasını kolaylaştırıyor. (III) Kitapta ayrıca dünyanın dürür. (V) 19. yüzyılda yaşanan toplumsal ve kültürel ya-
önde gelen en büyük sanat eserlerinden örnekler de mev- şamdaki gelişmeler sonrasında kurumun adı Galatasaray
cut. (IV) Bu sayede okurların, söz konusu kült yapıtların Sultanisi şeklinde değişir.
arka planındaki düşüncelere erişebilmesi amaçlanmış. (V)
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden
Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangisine “Bü- sonra “Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren de ülkenin
yük boy, ciltli ve âdeta bir ansiklopedi niteliğindeki bu dizi- Batı’ya dönük yüzünün sembolü olur ve öğretim modeliy-
ye son olarak Sanat Kitabı da eklendi.” cümlesi getirilirse le diğer okullara örnek teşkil eden bir kurum hâline gelir.”
parçanın anlam bütünlüğü sağlanmış olur? cümlesi getirilmelidir?
A) I B) II C) III D) IV E) V A) I B) II C) III D) IV E) V

198
30 dk GÜÇLENDİRME DENEMELERİ - 5 EŞİK 4

9. Felsefe bilimin ulaşamayacağı ya da ilgilenmeyeceği ko- 11. Herkesin olduğu gibi doğal olarak benim de oluşmuş de-
nularla ilgilenebilir. Filozoar, metazikten ahlaka kadar ğer yargılarım var. Benim değer yargılarımla örtüşen veya
pek çok konu hakkında kir üretirler. çatışan görüşlere sahip yazarların popüler roman sınıfına
• Neden hiçlik yerine bir şeyler var? giren eserlerini inceledim. Söz konusu ettiğim yazarları
• İçinde yaşadığımız evren gerçek mi? inançlarına göre değil, popüler romancı olarak değerlen-
• Özgür irademiz var mı? dirmeye çalıştım. Doğal olarak yapıtlarına eleştirilerim oldu
• Herhangi bir konuyu objektif olarak algılamak mümkün ancak bunlar düşüncelerine değil, eserlerinin teknik ya-
5
müdür? pısına yapılan eleştirilerdi. Yazarların düşünce yapılarını
Aşağıdaki felse cevaplardan hangisi bu sorulardan anlattım, bunların eserlerine etkisini irdeledim ama dünya
herhangi biriyle ilişkili değildir? görüşlerini eleştirmedim. Amacım Türkiye’deki popüler ro-
BASAMAK

A) Bazı düşünürler çevremizdeki şeyler mantıklı görünü- manın gelişimini anlatmaktı.


yorsa (yani rüya gibi anlaşılmaz ya da kuralsız değilse)
onu gerçek olarak kabul etmemiz gerektiğini öne sürü- Bu sözleri söyleyen eleştirmen, eleştirileriyle ilgili ola-
yor. rak aşağıdakilerden hangisini vurgulamaktadır?
B) Çevremizde olan biteni sadece kendi duyu organla- A) Eleştirilerinde nesnel bir tutum takındığını
rımız ve beynimiz ile algıladığımız için algıladığımız B) Kendine özgü yeni bir eleştiri üslubu geliştirdiğini
hiçbir şeyin bizim kirlerimizden bağımsız olmasının C) Roman yazmanın bir değer yargısına sahip olmayı ge-
mümkün olmadığı dolayısıyla objektivitenin sadece bir rektirdiğini
kavram olarak var olduğu düşünülüyor.
D) Eleştiride öznellikten kurtulanamayacağını
C) Neyin doğru, neyin yanlış olduğuna hiçbir zaman tam
E) Yazarların dünya görüşlerinin eserlerini etkilediğini
olarak karar veremeyeceğiz, hayat kesin etik kuralları
yerleştirmek için fazla karmaşık ve tek bir kural karma-
şık durumları çözmeye yardımcı olmuyor.
D) İçinde bulunduğumuz evren biz böyle olduğumuz ve
onu böyle gözlemlediğimiz için bu şekilde var olmaya
devam ediyor.
E) Filozoar ve bazı bilimciler binlerce yıldır bu soruyu
kendilerine soruyor ve yakın zamanda bir cevap bu-
lunabilecek gibi de durmuyor. Eğer hareketlerimiz ger-
çekten geçmiş olayların bir sonucu ise deterministler
haklı ve bir özgür irademiz yok demektir.

10. İnsanoğlu içinde yaşadığı kültürün tutsağıdır. Çinlilerle 12. Tarih göstermiştir ki bir milletin kurmuş olduğu devlet yıkı-
olan ilişkilerimizde niyetlerini sözlerinden değil de davra- labilir, oturduğu vatan elinden alınabilir fakat dili yaşıyorsa
nışlarından sezinlemeğe çalışıyoruz. Fakat bunu yaparken o millet dağılmamıştır, kaybolmamıştır, ayaktadır. Zira dil;
sanki insanların davranışları dünyanın dört bucağında bir- bireylerin, millî bilinci, millî hafızasıdır. Hafızasını ve bilin-
birinden farksızmışçasına, kendi davranışlarımızı ölçü alı- cini kaybetmiş bir insan, evinde, çocuklarının arasında da
yoruz. Tabii onlar da bizi değerlendirirken kendi davranış- olsa manen ölmüş demektir. Aksine, hafızası ve şuuru ye-
larını ölçü alıyorlar. İşte böyle bir durum ciddi yanılmalara rinde bir insan, evinden, vatanından uzaklarda, çok uzak-
yol açabilmektedir. larda olsa bile, yaşıyor demektir.

Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine varılabilir? Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
A) Kişi ait bulunduğu kültürü tanımadan kendi duygularını hangisidir?
kavrayamaz. A) Geçmişte güçlü devlet kuran milletler dili zengin millet-
B) Çinlilerin sözleriyle davranışları arasında daima bir zıt- lerdir.
lık vardır. B) Millî bilinç kaybolduğunda dil, yabancı dillerin arasında
C) İnsanları anlamada ait oldukları kültürel değerler dikka- kaybolur.
te alınmalıdır. C) Milletlerin gelecekte de yaşamaları dillerini yaşatmala-
D) İnsanların gerçek niyetlerini anlamak çoğu kez müm- rıyla mümkündür.
kün olamamaktadır. D) Yeni kuşaklar, atalarından devraldıkları kültür mirasını
E) Çocukluğumuzda edindiğimiz kültürel değerleri bir tür- dillerine borçludur.
lü terk edemeyiz. E) Bilinçli insanlar, farklı ülkelerde yaşasalar da kendi dil
ve kültürlerini yaşatırlar.

199
4 EŞİK GÜÇLENDİRME DENEMELERİ - 5 30 dk

13. (I) İnsanın doğaya egemen olma istek ve çabası, tarihi ka- 15. (I) Bilimin bir toplumu olumlu yönde etkilemesi için her şey-
dar eskidir. (II) Fakat doğayı anlama ihtiyacı da o kadar den önce bilimsel dergilerin geniş halk kitleleri tarafından
gerilere gider. (III) Modern bilimin doğuşu bu iki isteğin okunmasına ihtiyaç duyulmalıdır. (II) Bilimin son üç yüz yıl-
birleşmesini beklemiştir. (IV) Bilim yavaş fakat sürekli iler- daki hızlı gelişmesi, uygarlık tarihinde belki de en önemli
leyen bir bilgi üretme ve çoğaltma sürecidir. (V) Bununla olaydır. (III) Bilim bir yandan teknolojik uygulaması yoluyla
birlikte ilkel insan yaşamında bile bu iki isteğin tümüyle ayrı yaşam koşullarını değiştirirken öte yandan düşünmemizi
olduğunu söylemek güçtür. (VI) Çünkü ilkel insan doğa ile biçimlemekte, dünya görüşümüzü etkilemektedir. (IV) Bi-
5
ilişkisinde basit teknik becerilerini kullandığı kadar büyü limle birlikte düşüncemizin daha rasyonel, olgulara daha
türünden birtakım akıl dışı yollara başvurmaktan da geri saygılı bir nitelik kazandığı yadsınamaz. (V) Geçmişin do-
kalmamıştır. (VII) Büyünün amacı da teknoloji gibi doğayı kunulmaz sayılan pek çok yetkeleri, varsayım ve inançları
BASAMAK

etkilemektir: ölmekte olan hastaları iyileştirmek, beklenen bilimin getirdiği eleştirel yaklaşım ve bağımsız kafa disiplini
doğal felaketleri önlemek, düşmanların yok olmasını sağ- karşısında ya sarsılmış ya da büsbütün yıkılıp gitmiştir.
lamak gibi.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi dü-
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi dü- şüncenin akışını bozmaktadır?
şüncenin akışını bozmaktadır? A) I B) II C) III D) IV E) V
A) II B) III C) IV D) V E) VI

14. I. Edebiyatımızın geleceğine yön vermek, belki de kül- 16. I. Girift tasarımları rahatlıkla üretebilen bu makineler sa-
türel yaşantımızın yol haritasını çizmek bu kıymetli işi yesinde şimdi de gerçekten yaşanabilen evler inşa et-
yerine getirenlerin ellerindedir. meye başlıyoruz.
II. Bu nedenle edebiyat dergilerinin hayatta kalmasını II. 3B baskı teknolojisi gözlerimizin önünde devrim yap-
sağlamak ve yetenekli kalemlerin buralarda yazmala- maya devam ediyor.
rına olanak tanımak oldukça kıymetli bir iştir. III. Hollanda bu alanda büyük bir adım atarak Eindhoven
III. Türk edebiyat dünyasının gün geçtikçe çeşitlendiğine şehrinde, 3B baskıyla inşa edilen evlerin başrolde ol-
tanık oluyoruz. duğu yeni bir yaşam modeli tasarladı bile.
IV. Bu değişime en büyük destek ise yayınevlerinin yanı IV. Planlanan bu sistemde enerji ve çevre dostu ev tasa-
sıra edebiyat dergilerinden geliyor. rımları kullanılıyor.
V. Yayımlanan şiir, öykü ve romanlar okurları az olsa da V. Üstelik bu yaşam alanındaki tüm altyapı da tıpkı
nitelik bakımından değişime uğruyor. evlerde olduğu gibi yazıcılarda üretilecek.
Numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak Numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluştura-
biçimde sıralandığında hangisi sonuncu olur? bilmesi için hangilerinin birbiriyle yer değiştirmesi ge-
A) I B) II C) III D) IV E) V rekir?
A) I ve II B) I ve III C) II ve IV
D) III ve V E) IV ve V

200
30 dk GÜÇLENDİRME DENEMELERİ - 5 EŞİK 4

17. Depresyon sıkça duyduğumuz bir sözcük. Halk arasında 19. Moderatör:
moral bozukluğu olarak tanımlanırken aslında psikiyatrik I. ----
bir bozukluğu tanımlıyor. Depresyona yakalanmış insan- Yazar:
larda üzüntünün, mutsuzluğun yanında karamsarlık ve ça- – Ülkemizde çocuk edebiyatı bilincine epey geç varıldı.
resizlik hissi gözlenir. Bu ruh hâli de bireylerin kendilerini Ama yıllar içinde hızla gelişti. Hâlen de gelişme sürmek-
toplumdan soyutlamasına ve hiçbir şeyden zevk alama- te. Ancak bu atılım sürecinde nitelikli çocuk kitabı kavramı
kaygısı gölgede kaldı. Çalakalem yazılmış kitaplar raarda
masına sebep olur. Bedenin bu ruh hâline verdiği cevap
ezici çoğunluğa ulaştı. Bu nedenle gelişmelere sevinemi- 5
ise uyku ve iştah bozukluğudur. Bu durum her gün kendini
yorum.
gösterir. Zaten depresyonun moral bozukluğundan farkı da
Moderatör:
günlük hayatta yaşanan olumsuzluklardan sonra gerçekle-
II. ----
BASAMAK

şen mutlu bir olayla bireylerin kendilerini iyi hissedememe-


Yazar:
si ve aynı durumun tekrar etmesi.
– Ben yazmaya öykü ile başladım. Çocuk edebiyatına öğ-
Bu parçada depresyon ile ilgili olarak aşağıdakilerden retmenliğimin ve öğrencilerimin etkisiyle yöneldim. Okul
hangisine değinilmemiştir? benim için laboratuvar gibiydi.

A) Geçici olmayan, bir ruhsal bunalım türü olduğuna Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden
B) İnsan yaşamı üzerinde olumsuz etkilere sahip olduğuna hangisi sırayla getirilmelidir?
C) Bireylerce yanlış yorumlandığına A) I. Çağdaş Türk edebiyatını nasıl değerlendiriyorsunuz?
D) Bedensel rahatsızlıkları tetikleyebildiğine II. Kitaplarınızda en önemli ilham kaynağınız nedir?
E) Yakalanan insan sayısının her geçen yıl daha da arttı- B) I. Çocuk edebiyatımızda bugünlere nasıl gelindi?
ğına II. Çocuk edebiyatına ilginiz nasıl oluştu?
C) I. Günümüz çocuk edebiyatını nasıl buluyorsunuz?
II. Kitaplarınızda öğrencilerinizden esinlendiğiniz
oldu mu?
D) I. Ülkemizde çocuk edebiyatı bilinci nasıl geliştirilebi-
lir?
II. Öğrencilerinizin yazmanıza etkileri nelerdir?
E) I. Çocuk edebiyatının gelişme çizgisinden memnun
musunuz?
II. Çocuk edebiyatı öğretmen olmanızı etkiledi mi?
18. Erozyon, toprağın yüzey kısmının aşınması veya aşındırıl-
ması demektir. Özellikle akarsular ve rüzgârların etkisiyle
meydana gelir. Bitki örtüsünün zayıf olduğu veya tahrip
edildiği bölgelerde erozyon daha fazla olur. Bitki örtüsünün
zayıf olduğu eğimli yerlerde akarsu erozyonunun şiddeti 20. Geçenlerde kitaplığımı karıştırırken Nazım Hikmet’in “Ta-
oldukça fazladır. Türkiye’nin önemli bir bölümünün enge- ranta Babu’ya Mektuplar” ile Necip Fazıl’ın “Örümcek Ağı”
beli olması ve bitki örtüsünün zayıf olduğu yerlerin fazla şiir kitaplarını sırt sırta koyduğumu fark ettim. Dünyaları,
olması, erozyonun önemli bir sorun olmasına neden ol- yaşam biçimleri, şiiri üretiş biçimleri arasında nerdeyse
muştur. Türkiye’de erozyonun fazla olmasının temel nede- uçurumlar bulunan bu iki insan, yine de en azından benim
ni bitki örtüsünün tahribi ve yanlış arazi kullanımıdır.
gönlümde, sırt sırta vermiş iki dağ gibi durmaktalar. İdeolo-
Bu parçaya göre erozyon ile ilgili aşağıdakilerden han- jileri beni hiç ilgilendirmiyor ama zamanımızın sözde uçta
gisine ulaşılamaz? yaşayanlarının yapamadığını yapmışlar, inandıkları davanın
A) Bitki örtüsü zayıf olan yamaçların taraçalandırılması sonuna kadar gitmişlerdir.
erozyonun hızını artırmıştır.
B) Tarıma uygun olmayan yerleri ve yamaçları tarım ala- Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisine baş-
nına dönüştürme erozyona neden olur. vurulmuştur?
C) Orman alanlarının bir bölümünü tarım alanı veya yerle- A) Örnekleme
şim alanına çevirme erozyonu arttırmıştır.
B) Tanık gösterme
D) Bilinçsiz ağaç kesme ve ormanda hayvan otlatma ve
C) Öyküleme
orman yangınları erozyonun başlıca sebeplerindendir.
D) Sayısal verilerden yararlanma
E) Arazilerin doğru kullanılmaması tarım alanlarının aşırı
işlenmesi erozyonu kolaylaştırır. E) Tanımlama

201
4 EŞİK GÜÇLENDİRME DENEMELERİ - 6 30 dk

1. Mısırlılar, bal arılarının tanrı Ra’nın gözyaşlarından ürediği- 3. Taşıdığı bütün öneme rağmen dar anlamıyla teknolojide
ne inanırdı. Bal arısı su kamışıyla birlikte bin yıllarca Mısır yaşanan gelişmeler, dönüşümler siyasetten ayrı düşünüle-
devletinin sembol gürleri olarak kullanıldı. Hititlerin Telepi- mez. Zira teknolojiler tek başlarına bir anlam ifade etmez.
nu efsanesine göre büyük tanrı Güneş, ülkedeki varlık ve Anlamlarını hangi toplumsal, siyasal koşullar çerçevesin-
bereketi de yanına alarak kaybolan tanrı Telepinu’ yu bulma de kullanılacakları, toplumu şekillendirecek ne tür siyasal
görevini balarısına verdi. Arı, Telepinu’ yu uyur durumda bu- teknolojilere aracı olacaklarından alırlar. Bu açıdan Eins-
lunca onu sokarak uyandırdı ve ülkesine geri döndürmeyi tein’ın 1946 yılında bir konferansta kendisine yöneltilen
başardı. Yunan mitolojisinde bal arıları, şairlerin ilham peri- soru üzerine söylediklerini hatırlamakta yarar var. Atomun

6 siydi. Bu yüzden yeni doğan bebeklerin dudaklarına bal sü- yapısını çözecek kadar yetkin olan insan beyninin, atomun
rülürse ilerde büyük bir şair ya da iyi bir konuşmacı olacak- insanlığı yok etme tehdidini nasıl olur da ortadan kaldıra-
BASAMAK

ları düşünülürdü. Tanrılara yapılan sunularda bal ve balla madığı sorusu üzerine Einstein’ın yanıtı kısa ve basittir:
yapılmış pastalar büyük kıymet taşırdı. Hint mitolojisindeki “Çünkü siyaset, zikten daha zordur.”
Bhramari Devi, siyah arıların tanrıçasıdır. Kelt mitolojisinde
Bu parçada teknolojiyle ilgili olarak asıl anlatılmak is-
ise arıların bu dünya ile öte dünya arasında elçi olduğuna
tenen aşağıdakilerden hangisidir?
inanılırdı.
A) Teknolojik gelişmelerin toplumları mutlu etmediği
Bu parçadan bal arılarıyla ilgili olarak aşağıdaki yargı- B) Bilim adamlarınca siyasetin bilime müdahalesinin do-
ların hangisine ulaşılabilir? ğal görüldüğü
A) Tarih öncesi dönemlerden itibaren birçok toplumun mi-
C) Einstein’ın ziğin gücünü yeterince kavrayamadığı
tojilerinde yer almışlardır.
D) Siyasetin teknolojik gelişme ve dönüşümleri derinden
B) Tarih boyunca bütün toplumlar tarafından kutsal görül-
etkilediği
müşlerdir.
C) Çalışkanlıkları ve disiplinleriyle her çağda dikkatleri E) Sosyal bilimlerde insan yetiştirmenin temel bilimlere
üzerinde toplamışlardır. göre daha zor olduğu
D) Dünyanın her yerinde insanlar için şifa üretmişlerdir.
E) Her dönemde önemli bir besin kaynağı olarak görül-
müşlerdir.

4. Kafalarımızı açmamız lazım. Kendi kafamızdan başlaya-


rak neyi niye yaptığımıza bakmamız lazım. Kendimizi en-
selememiz lazım. Çok fena yalana bulandık. Güzelleşmek
yerine güzel görünmek istiyoruz. Okuyup idrak edeceği-
2. Benim için mutlu bir gün, bir sayfa iyi yazı yazdığım sı- mize, bilgili görünmeye çalışıyoruz. İyi bir insan olmayı
radan bir gündür. Yazının dışındaki hayat eksik, kusurlu, değil, iyi bir insan görüntüsü vermeyi amaçlıyoruz. Oysa
anlamsızmış gibi gelir bana. Beni tanıyanlar, yazmaya, eylemlerimizin anlamı, niyetlerimizle belirlenir. Yaptığımız
masaya, beyaz kâğıtla dolmakaleme bağlılığımı bilir ama şeyi niye yaptığımız, o şeyin içinin ne ile dolu olduğunu be-
gene de “Biraz tatil yap, gez, eğlen, yaşa!” diye öğüt ve- lirler. Algıların gerçekliğin üstünü örttüğü, bütün dünyanın
rirler bana. Daha yakından tanıyanlar ise benim için en bir pazar ve gösteri hâline geldiği bu içtenlikten mahrumluk
büyük mutluluğun yazmak olduğunu bildikleri için yazıdan, içimizi kemiriyor. Bu yüzden mutsuzuz.
kâğıttan, mürekkepli kalemimden beni uzak tutacak şey-
Bu parçanın yazarına göre mutsuzluğumuz aşağıdaki-
lerin en sonunda bana yaramayacağını söylerler. Hayatta
lerin hangisinden kaynaklanmaktadır?
hep ve yalnızca istediğini yapmış, istediği işten başka hiç-
A) İnsanların mutlu olabilecekleri yolları hırsları yüzünden
bir şeyle uğraşmamış nadir insanlardan biriyim. tahrip etmelerinden
Bu parçaya göre yazarda; B) Gerçeklerle yüzleşme cesaretini gösteremiyor oluşu-
I. doyumsuzluk muzdan

II. huzur C) Düşünce ve davranışlarımızda yeterince samimi ola-


mayışımızdan
III. tutku
D) Gelecek kaygısı yüzünden içinde yaşadığımız anın de-
duygularından hangileri belirgindir? ğerini bilemeyişimizden
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II E) Kendimizi ve dünyayı olduğundan çok farklı bir şekilde
D) I ve III E) II ve III görmek ve göstermek isteyişimizden

202
30 dk GÜÇLENDİRME DENEMELERİ - 6 EŞİK 4

5. Şiir ve düşünce bir bütündür, birbirlerinden ayrılamazlar. 7. Eski Türk edebiyatında az görülebilen otobiyogra türünde
Bir şair için “Şiirleri iyi ama kirleri sığdır.” diyemezsiniz. Şi- ve üstelik bir hükümdarın kaleminden çıkmış olması bakı-
irlerinin iyi olduğunu kabul ettiğiniz anda düşünsel derinliği- mından Bâbürnâme, benzeri bulunmayan bir eser olarak
ni de onaylamış olursunuz. Son yıllarda hayati meselelerin gittikçe artan bir ilginin merkezi durumuna gelmiştir. Devlet
özellikle şairlerden kaçırıldığına şahitlik ediyoruz. “Onlar adamlarının, çok defa hakikatleri kendilerine göre değiştir-
ne anlar!” gibi bir yanlış bakış söz konusu. Siyasetçilerin meye çalıştıkları hâtırat eserlerinin aksine Bâbür’ün, haya-
tavrı da ne yazık ki pek farklı değil. Konuşmalarını şiirle tını başarısızlıklarını dahi gizlemeksizin her yönüyle büyük
süslüyor fakat o şiirlerin sahiplerine hiçbir konuda danışmı- bir samimiyetle anlatması Bâbürnâme etrafında geniş bir
yorlar. Kültür politikalarında bile. hayranlık yaratmıştır. Kabul edildiğine göre Sezar’dan son- 6
ra Bâbür’e gelinceye kadar hiçbir hükümdar böyle samimi
Bu parçanın yazarı aşağıdakilerden hangisini eleştir-
BASAMAK

ve doğru bir hâtırat eseri bırakmış değildir. Batı bilim ve dü-


mektedir?
şünce dünyasının hayranlıkla andığı, esin kaynağı edindiği
A) Şairlerin şiirlerine gösterilen ilginin düşüncelerine gös-
Bâbürnâme bugün otobiyogra türünün dünya klasikleri
terilmemesini
arasında sayılmaktadır.
B) Şairlerin içinde yaşadıkları toplumun sorunlarına karşı
duyarsız kalmalarını Bu parçada sözü edilen eserle ilgili olarak aşağıdaki-
C) Son dönemlerde şairlerin şiirlerinde düşünceye daha lerden hangisine değinilmemiştir?
az yer vermelerini
A) Özgünlüğüne
D) Politikacıların şairlerin şiirlerini kendilerinden izin alma-
B) İlham verici oluşuna
dan kullanmalarını
C) İçtenliğine
E) Kültür politikalarında şiiri geleştirmeye dönük yeterince
D) Evrensel değerine
çalışma yapılmamasını
E) Yazılış amacına

6. Balinalar; foklar, deniz aslanları, penguenler, dev kalamar- 8. Ercan, şiirlerinde hayata intikal etmiş, sokağa inmiş bir şa-
lar, ahtapotlar, deniz kuşları ve deniz kaplumbağaları gibi irdir. O, yapay olmaktan uzak ve yapıcı nitelikler barındı-
canlılarla beslenir. İnsan dışında doğal düşmanları yoktur. ran bir şair olmuştur hep. Ayrıca şiirseverler, onun şiirlerini
Aşırı avlanma, petrol ve maden aramaları, kirlilik, küresel okurken şaire yakalandığını hisseder. Tüm bu özellikler,
iklim değişikliği, gemi taşımacılığı ve turistik aktiviteler ya- Ercan’ın yakın zaman edebiyatımızın çokça okunan ve il-
şamlarını tehdit eden başlıca unsurlardır. Popülasyon du- giyle takip edilen şairlerinden olmasını sağlamıştır.
rumları bilinmediğinden soylarının tehlikede olup olmadığı
Bu parçada Ercan’ın şiirleriyle ilgili olarak
net olarak bilinmiyor. Bununla birlikte katil balinalar üzerin-
I. Okuyanların o şiirlerde kendini çeken
de yapılan genetik çalışmalara göre daha fazla tür ve alt
II. Şiirlerinin birbirinden farklı anlayışlara hitap eden un-
türü olabilir.
surlar barındırması
Bu parçada balinalarla ilgili aşağıdakilerden hangisine III. Şiirinin özgün ve düzeltici özellikler içermesi
değinilmemiştir? IV. İlgiyle takip edilen ve sevilen bir şair olması
A) Beslendikleri çeşitli canlılara durumlarından hangilerine gönderme yapılmamıştır?
B) İnsanlar tarafından avlandıklarına A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve III
C) Çeşitli tür ve alt türlerinin var olabileceğine D) II ve IV E) I, II ve III
D) Sayısal yoğunluk ve dağılımlarının bilimsel olarak tes-
pit edildiğine
E) Doğadaki olumsuz değişimlerin yaşamlarını tehdit etti-
ğine

203
4 EŞİK GÜÇLENDİRME DENEMELERİ - 6 30 dk

9. Attilla İlhan’a göre şiir yazı sanatları içinde en millî olanıdır. 11. (I) Orman, parçaları rastgele bir araya gelmiş bir topluluk
Çünkü kullanılagelen eski sözcüklerin çoğunda denenmiş değil, binlerce yıllık süreçlerde kendileri için en iyi yaşama
değerler yatıyor. Onlar bize eski zaman kervanları gibi, ortamı koşullarında bir araya gelmiş canlı ve cansız varlık-
kendi şairlerimizden hazineler, sesler getirmektedir. Ancak lardan oluşan bir ekosistemdir. (II) Ağaçlar ise bu ekosiste-
bu görüşleri dile getiren İlhan, bunun eski şairlerimizin dil- min sadece bir parçasıdır. (III) Çünkü toprak, bitki örtüsü,
leriyle aynı şekilde yazacağı anlamına gelmediğini sözleri- yaban hayatı, böcekler de orman ekosisteminin tamamla-
ne ekler. Attilla İlhan, şiir sözlüğüne yeni anlatım araçları, yıcı unsurlarıdır. (IV) Bir ormanın doğal bir şekilde kendini
gereçleri eklerken her şeyden önce anlam ve ses güzelli- yenileyebilmesi için bir metrekarelik alana yüzlerce tohum

6 ğini yakalamaya çalışır. Bunu yaparken şiir dilinin günlük düşer. (V) Bu tohumlardan onlarca dan çıkar. (VI) İki yıl
konuşmanın yeni bir biçime sokulmuş hâlini şiir dili yapmak sonra onlarca dandan iki üç dan ayakta kalır. (VII) Bu
BASAMAK

ister. Ona göre eserlerde bir dil gücü yaratmak, her sanat- yüzden, yapılan ağaçlandırma miktarı olarak milyonlarca
çının kendi kişisel gücüne bağlıdır. tohum ve dan üzerinden kamuoyuna yapılan açıklamala-
rın ormancılık camiasında bir karşılığı yoktur.
Bu parçada Attilla İlhan’ın şiire ilişkin değindikleri
arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur? Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf
A) Edebiyat içinde şiirin en ulusal sanat olduğu numaralanmış cümlelerden hangisiyle başlar?
B) Şiiri oluşturan kelimelerle ulusal değerlerin geleceğe A) III B) IV C) V D) VI E) VII
taşındığı
C) Şiirde dil ve içerik uyumunun bir beğeni sorunu olduğu
D) Şiir dilindeki güçlülüğün şairin şahsi gücüyle bağlantılı
olduğu
E) Gündelik dile yeni şekiller vererek bir şiir dili üretmeye
çalıştığı

10. Çocuklara küçük yaşlardan itibaren nitelikli kitap okuma ve


anlatmanın onların deneyimlerini genişlettiği, söz dağar-
cıklarını artırdığı ve dile karşı hassasiyetlerini geliştirdiği
bilinmektedir. Coody, çocuk edebiyatının çocuğun zengin
dil deneyimi için her zaman hazır ve temin edilebilir bir
kaynak olduğunu belirtmiştir. Sözcükler yardımıyla çocuk,
sembolik bir düzeyde nesne ve anlamlarla uğraşmaktadır.
Çocuğun kitapla karşılaşması hem duyarak öğrendiği söz- 12. (I) Türkiye denizlerinde en sık rastlanan denizanası türü
cükleri görerek tanımasını hem de duymadığı sözcükleri olan ay denizanası, denizle ilişkisi olan herkesin bildiği bir
görerek öğrenmesini sağlar. ---- türdür. (II) Ay denizanalarının vücutlarının çapı ortalama
25-30 cm kadar olur. (III) Tüm denizlerimizde bulunurlar.
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıda-
(IV) Bu türün yol açtığı zehirlenmeler, genelde haf kaşıntı-
kilerden hangisi getirilmelidir?
lar ve kızarıklarla atlatılır. (V) Kıyılarımızda rastlanan diğer
A) Çocuk yayınlarının temel amacı kitap sevgisi kazandır- bir denizanası türü olan deniz ciğeri denizanasının vücudu
mak değil midir?
çan şeklindedir, uzantıları yoktur. (VI) Dış görünüşü deniz
B) Bu şekilde çocuk duydukları ile gördükleri arasında ciğeri denizanasına çok benzeyen bu tür, Mersin-Taşu-
kurduğu ilişkilerle düşünmeyi de öğrenir. cu’nun doğusunda, özellikle yaz aylarında daha fazla görü-
C) Okunan metinlerin çocuklar tarafından dinlenilmesi, lür; yüzücüler, balıkçılar ve dalgıçlar için tehlike oluşturur.
onlara ses ve sözcüklerin doğru boğumlandırılmasına
yönelik bir deneyim de kazandırır. Bu parçada anlam akışına göre numaralanmış cümle-
lerin hangisinden sonra “Göçmen denizanası ise kıyıla-
D) Görsel sanatlara ilginin temelinde erken çocukluk göz-
lemleri vardır. rımıza Kızıldeniz’den gelen bir türdür.” cümlesi getirilme-
lidir?
E) Çocukların dinleme, konuşma, okuma ve yazma bece-
rilerini aile ortamındaki ilgi geliştirir. A) I B) II C) III D) IV E) V

204
30 dk GÜÇLENDİRME DENEMELERİ - 6 EŞİK 4

13. I. Her medeniyetin çocuk eğitiminde çocuk bakışı, çocuk 15. I. Kentin karanlık kenar mahallelerinde yetişmek niyetiy-
dili ve çocuk pedagojisine dayalı bir çocuk yetiştirme le paldır küldür yürüyordu adam. Göğe karşı yıkık evler
anlayışı vardır. duruyordu. Ay yoktu ve kaldırım bu vakitsiz adımlardan
II. Fakat bu önermenin de düşüncenin de hiçbir kültürel ürkmüş gibiydi. Derken eski bir tahta çit buldu adam.
temeli yoktur. Göze görünen, yalnız, gerideki limanın ürperen ışıkla-
III. Bu yaklaşım bizi çocuk alanında, “Tek bir modernlik rıyla katran gibi kara bir gökyüzüydü.
anlayışı vardır; o da Batı kaynaklı çocuk modernleş- II. Soğuk, ıslak bir yel esmekte. Üstümüzde ağır bulutları,
mesidir.” önermesini kabule zorlar. onların yağmur olup boşanmak dileklerini duyuyor ve
IV. Ancak kendi modernliğini üretemeyen medeniyetlerin soğuğa, yele bakmaksızın sıcaktan boğuluyorduk san-
6
çocuğa değer vermediğini ve çocuk sorunu diye bir so- ki.
runu olmadığını ileri sürmek Batıcı bir yaklaşımdır.
BASAMAK

Aşağıdakilerden hangisi yukarıda numaralanmış me-


V. Batı’da üretilen modernliğin adlandırdığı ve dönüş-
tinlerin anlatımıyla ilgili ortak bir özellik değildir?
türdüğü çocuk paradigmasının dürbününden bakarak
A) Betimleyici ögelere yer verilmiştir.
geçmişi yargılamak ise bizi kendimize karşı ötekileştir-
mekten ibarettir. B) Kişileştirme yapılmıştır.

Numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluştura- C) Kurallı ve devrik cümlelere yer verilmiştir.

bilmesi için hangilerinin birbiriyle yer değiştirmesi ge- D) Birinci tekil kişili anlatımdan yararlanılmıştır.

rekir? E) Öykülemeye başvurulmuştur.

A) I ile II B) I ile V C) II ile IV


D) III ile V E) IV ile V

16. Buraya gitmek zordur, dedi İstanbullu genç. Onun an-


14. (I) Bir güzellik anına tanık olduğumuzda o yoğunluğu ke- layacağı dille konuşmak istedi. Her yiğidin harcı değildir

limelere dökemeyiz her zaman. (II) Güzellik kelimenin de hemşerim! Mustafa, beyaz dişlerini göstererek gülümsedi.

anlamın da ötesine taşar. (III) O hâlde söylenemeyen kar- Bir deneyek bakalım! Gençler gülüştüler, Mustafa kızardı.

şısında susalım ve ruhumuzu o yoğun ürperişe ve hayret Yani saığından kızardı. Bir şey söyleyecek oldu, vazgeçti.

hissine açalım. (IV) Bir çiçeğin, bir ağacın, bir hayvanın gü- Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın anlatımında tan-
zelliğini kavrayabilen kişi onlara zarar veremez. (V) İnsa- rısal (ilahi) bakış açısının kullanıldığını açıklar?
nın güzelliğini gören onu incitmek istemez. (VI) Kalbimizin A) Öyküleyici bir anlatıma başvurulması
ayarlarıyla oynayalım ve etrafımızdaki güzelliği ruhumuza B) Anlatıcının, kahramanların zihninden geçenleri biliyor
görünür kılalım. olması

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf C) Konuşma dilinin kimi özelliklerinden yararlanılması
numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? D) Betimleme yapılması
A) II B) III C) IV D) V E) VI E) Gözleme dayalı unsurlara yer verilmesi

205
4 EŞİK GÜÇLENDİRME DENEMELERİ - 6 30 dk

17 - 18. soruları aşağıdaki parçaya göre 19 - 20. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız. cevaplayınız.

(I) Vücudumuzdaki bazı dokular ve organlar, yaralanma- (I) Günümüz teknoloji çağında dijital ürünlerle dolu bir dün-
ları ve hasarları kendi kendilerine tamamen onarabilirken yada yaşıyoruz. (II) İş yerlerimizde veya okullarda bilgisa-
bazıları bu yeteneğe sahip değildir. (II) Hasar gören veya yar kullanıyor; akıllı telefonlarımız ile görüntülü, sesli veya
kaybedilen dokuların ve organların yeniden oluşması- yazılı iletişim kuruyor ve akşamları televizyon izliyoruz.
na rejenerasyon yani yenilenme denir. (III) İnsanlarda (III) Bir yandan telefon ile konuşurken önümüzdeki bilgisa-
6
rejenerasyon yeteneğinin geliştirilmesi sayesinde felçli yar ekranından e-posta hesaplarını kontrol etmek ne kadar
BASAMAK

uzuvların işlevini tamamen yeniden kazanması ya da da tanıdık geliyor, değil mi? (IV) Çoklu medya görevi ola-
hasar görmüş iç organların yenilenmesi mümkün olabilir. rak adlandırılan bu tür teknoloji kullanımı özellikle gençler
(IV) Farklı dokuların ve organların rejenerasyon yetenek- arasında hayli yaygın. (V) Ancak son yapılan araştırma
leri birbirinden farklı olduğu gibi canlının türüne göre de sonuçlarına göre, aynı anda birden çok cihaz aracılığıyla
rejenerasyon yeteneği değişmektedir. (V) Örneğin insan- bir ekrandan diğerine gezinen gençlerde daha fazla uyku
larda karaciğer ve deri gibi organlar yenilenirken kollar ve problemi olduğu gözlendi. (VI) Ayrıca uyku problemi ve
bacaklar tamamen yeniden oluşmaz. (VI) Ancak iki yaşam- çoklu medya kullanımındaki artışın yıl boyunca süreklilik
lılar (semender, kurbağa gibi hem karada hem suda ya- göstermediği belirlendi. (VII) Bu nedenle araştırmacılar
şayabilen vb. canlılar), planaryalar (bir yassı solucan türü) çoklu medya görevleri ve uyku problemi arasındaki ilişki
gibi bazı canlılarda kaybedilen ya da hasar gören organlar açık olsa da sosyal ve duygusal süreçler ya da okul haya-
tamamen yenilenir. tı ile ilgili değişkenlerin de uyku sürecini etkileyebileceğini
vurguluyor.

19. Bu parçada
17. Bu parçadan
I. Sosyal medya kullanımı ile uyku bozukluğu arasında
I. insanlardaki yenilenme yetisinin bazı organlarda doğal
bir bağlantı var mı?
süreçlerle gerçekleştiği
II. Uyku probleminin en fazla karşılaşıldığı yaş aralığı
II. yenilenme yeteneğinden hareketle rahatsızlıklara karşı
hangisidir?
çözüm geliştirilebildiği
III. Uyku sorunlarının ortaya çıkmasında ne gibi unsurların
III. yenilenme yetisinin görüldüğü canlılarda bu durumun
etkili olduğu söylenebilir?
değişik şekillerde seyrettiği
sorularından hangilerinin yanıtı vardır?
durumlarından hangilerine ulaşılabilir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve III
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) II ve III E) I, II ve III
D) II ve III E) I, II ve III

18. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde ta- 20. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi ken-
nımlama yapılmıştır? dinden önceki cümlenin sonucunu bildirmektedir?

A) II B) III C) IV D) V E) VI A) III B) IV C) V D) VI E) VII

206
4. EŞİK
CEVAP ANAHTARI ÖLÇME - DEĞERLENDİRME
1. Basamak: Güçlendirme Denemeleri - 1 DOĞRU YANLIŞ BOŞ NET

1. A 2. E 3. D 4. A 5. C
6. B 7. E 8. B 9. A 10. A
Test
11. A 12. E 13. B 14. C 15. B
16. E 17. D 18. C 19. A 20. C

2. Basamak: Güçlendirme Denemeleri - 2 DOĞRU YANLIŞ BOŞ NET

1. A 2. B 3. E 4. E 5. C
6. C 7. C 8. D 9. D 10. D
Test
11. D 12. C 13. A 14. A 15. B
16. A 17. D 18. E 19. C 20. E

3. Basamak: Güçlendirme Denemeleri - 3 DOĞRU YANLIŞ BOŞ NET

1. A 2. B 3. D 4. C 5. A
6. E 7. A 8. B 9. B 10. C
Test
11. B 12. C 13. C 14. E 15. A
16. E 17. B 18. C 19. A 20. C

4. Basamak: Güçlendirme Denemeleri - 4 DOĞRU YANLIŞ BOŞ NET

1. B 2. C 3. B 4. D 5. B
6. B 7. B 8. C 9. D 10. C
Test
11. B 12. D 13. C 14. E 15. C
16. E 17. A 18. C 19. A 20. C

5. Basamak: Güçlendirme Denemeleri - 5 DOĞRU YANLIŞ BOŞ NET

1. D 2. C 3. D 4. E 5. C
6. B 7. C 8. E 9. C 10. C
Test
11. A 12. C 13. C 14. B 15. A
16. A 17. E 18. A 19. C 20. A

6. Basamak: Güçlendirme Denemeleri - 6 DOĞRU YANLIŞ BOŞ NET

1. A 2. E 3. D 4. C 5. A
6. D 7. E 8. B 9. C 10. B
Test
11. B 12. E 13. C 14. C 15. D
16. B 17. E 18. A 19. C 20. E

Toplam Cevaplanan
Soru Sayısı Soru Sayısı Doğru Yanlış Boş

120

Uyarı

1) Boş bıraktığınız veya yanlış cevapladığınız soruların video çözümlerini dinledikten sonra soruyu bir daha gözden geçiriniz.

2) Boş bıraktığınız veya yanlış cevapladığınız sorularla ilgili kitabın girişinde ve 1. Eşikte yer alan çözüm tekniklerine ilişkin açık-
lamaları bir daha gözden geçiriniz.

3) Anlamlarını bilmediğiniz kelime ve kelime gruplarının anlamlarını sözlükten inceleyiniz.


5. EŞİK
BENZEŞİM DENEMELERİ

1 Benzeşim Denemeleri - 1

2 Benzeşim Denemeleri - 2

3 Benzeşim Denemeleri - 3

4 Benzeşim Denemeleri - 4

5 Benzeşim Denemeleri - 5

6 Benzeşim Denemeleri - 6

7 Benzeşim Denemeleri - 7

8 Benzeşim Denemeleri - 8

9 Benzeşim Denemeleri - 9

10 Benzeşim Denemeleri - 10

1. Bu eşikte 10 basamak vardır. Her basamak yirmidörder soru içeren bir deneme niteliğindedir.

2. Bu eşikte yer alan her bir basamaktaki her bir deneme için 25 dakikalık bir süre önerilmektedir.

3. Her bir basamakta yer alan testler ÖSYM’nin son 6 yılda sorduğu soruların standartlarında, sevi-
yesinde ve çeşitliliğinde onlara benzer bir dille oluşturulmuş sorulardır.

4. Sınav performansınızı düzenlemek için her bir basamakta yer alan denemeyi ara vermeksizin bir
oturumda çözmelisiniz.
25 dk BENZEŞİM DENEMELERİ - 1 EŞİK 5

1. I. Damarlar tamamen tıkandığında ya da bir kan pıhtısı 4. İbn el-Heysem; matematik, astronomi ve optik konularında 1
bu damarı tıkadığında kalp krizi meydana gelir. eserler yazmıştır. Ancak verimli ve başarılı olduğu alan op-
II. Kalp hastalıklarının başlıca nedeni, damar sertliğidir. tiktir. Bu alandaki çalışmalarıyla optik bilimini kökten değiş-

III. Sertleşip hasar gören bölgelerde kolesterol ve farklı tirmiştir. Matematiksel incelemeye dayanan yaklaşımı ve
maddeler, plaklar oluşturmaya ve damarın o bölgesini yaptığı son derece özenli ve ayrıntılı deneylerle modern
yavaş yavaş tıkamaya başlar. anlamda bir matematiksel zik çalışmasını gerçekleştir-
IV. Yüksek kolesterol, sigara, yüksek tansiyon, genetik se- miştir. Geleneksel bilimsel çalışma modeli için çok yeni
bepler, yanlış beslenme ve çevrenin olumsuz etkisiyle olan bu yaklaşımının sonucunda optik; konusu, kapsamı,
esnek ve pürüzsüz yapıdaki damarlar; zamanla sertle- ilkeleri ve kuralları belirlenmiş bir bilim hâline gelmiştir.
şip tıkanmaktadır.
Bu parçadan İbn el-Heysem ile ilgili olarak aşağıdaki
V. Erkeklerde daha genç yaşta ve sık olarak rastlanan
kalp krizi, kadınlarda östrojenin koruyucu etkisiyle daha yargıların hangisine ulaşılabilir?
az ve geç yaşlarda görülmektedir. A) Matematik alanında döneminin en verimli bilim insanı-
dır.
Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir paragraf oluştu- B) Matematiksel zik çalışmaları yürüterek optik konusu-
rulmak istense baştan ikinci cümle hangisi olur? nu bir bilim alanı yapmıştır.
A) I B) II C) III D) IV E) V C) Astronomi alanındaki çalışmaları optik konusundaki
başarısını pekiştirmiştir.
D) Tanınmasında geleneksel araştırma yöntemlerini terk
BASAMAK

etmesi etkili olmuştur.


E) Optik konusundaki buluşlarını kitap olarak da yayımla-

2. (I) Yaramaz ancak iyi kalpli bir kuklanın gerçek bir çocu- mıştır.

ğa dönüşmesini anlatan Pinokyo masalı herkesin gönlünü


fethetti. (II) Masal, büyük ilgi görmesine rağmen masalın
yazarı hiç akıllarda kalmadı. (III) Bu yazar, Floransa’da ya-
şamış Carlo Collodi adında bir memurdu. (IV) Yetişkinleri
tatmin etmenin zor olduğunu düşünen Collodi, çocuk ma-
sallarına yöneldi. (V) İtalyanca sözcükleri kolayca söyleye-
bilmek için İtalyan olmak gerekmediğinin kanıtı, Pinokyo
sözcüğünün herkes tarafından kolaylıkla söylenebilmesi-
dir.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü-


şüncenin akışını bozmaktadır?
A) I B) II C) III D) IV E) V

5. I. Duvarın dibine çömelerek elektrik fenerini çıkardı.


II. Aklından geçirdiği günahı önlemek istermiş gibi hemen
3. (I) Dünyanın tüm değerleri, tüm servetleri sizin olabilir.
elektriği söndürdü.
(II) Ancak hepsi belirli bir süre içindir. (III) Onlar bize dün-
III. Yuvarlak ışıkta üç köşeli küçük kâğıtlara bir zaman
yevi ölçüler içinde verilmiş emanetlerdir. (IV) Hem de on-
baktı.
ları sahip olduğumuz olanaklar içinde en iyi biçimde de-
IV. İçinde neler yazılı olduğunu pek merak ettiği hâlde açıp
ğerlendirip kullanalım diye. (V) Sevgi dünyasının sunduğu
bakmayı göze alamadı.
zenginlikler, kişinin sonsuza dek servetidir. (VI) Bir kez
V. Dizleri arasında yere tutup düğmesine bastı.
kazanıldı mı asla kaybedilmeyen ve üstüne üstlük devamlı
Numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluştur-
olarak artan bir servet.
ması için aşağıdakilerden hangilerinin birbiriyle yer
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istenirse ikinci parag- değiştirmesi gerekir?
raf hangi cümleyle başlar? A) I ile III B) II ile III C) II ile IV
A) II B) III C) IV D) V E) VI D) II ile V E) III ile IV

209
5 EŞİK BENZEŞİM DENEMELERİ - 1 25 dk

1 6. Ey şair! 8. (I) Şehirde yaşayan insanlar pek bilmez ama kırsal kesim-
Aldırma halkın sevgisine o kadar, de yaşayan herkes, doğadaki bitkilerin hepsinin çok önemli
Tez geçer coşkun övgülerin uğultusu; olduğunu bilir. (II) Üzerine basarak geçtiğimiz birçok bitki-
Duyarsan, yargısını bir budalanın, nin, yol kenarlarında biten çalılıkların, ağaç diplerinde ye-
Ya da kahkahasını soğuk kalabalığın, şeren otların muhakkak şifalı bir yönü vardır. (III) İnsanlığın
Sıkı dur yine de, var oluşundan bu yana doğadaki bitkiler tıp alanında kulla-
Sakin ol. nılmıştır. (IV) Hani eskiden evleri süpürmek için kullanılan
Sen hoşnutsan eğer, varsın kalabalıklar süpürgeler var ya ondan bahsediyoruz işte. (V) Süpürge
Tükürsünler ateşinin yandığı sunağa, yapımında kullanılan bir bitkinin sağlığa faydası olurmuş
Ve yaramaz çocuklar gibi, demeyin.
Sarsıp dursunlar masanı.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden
Bu dizelerde şairlerle ilgili vurgulanmak istenen temel sonra “Bunlardan biri de funda bitkisi olarak da bilinen sü-
düşünce aşağıdakilerden hangisidir? pürge otudur.” cümlesi getirilmelidir?
A) Övgü ve yergilere aldırmaksızın duygu ve düşünceleri- A) I B) II C) III D) IV E) V
ni özgürce dile getirmelidirler.
B) Halkın duygularını ve duyarlılıklarını dikkate almaksı-
zın yazmalıdırlar.
BASAMAK

C) Konularını günlük kaygılarla değil geleceğe kalmayı


hedeeyerek seçmelidirler.
D) Yazdıkları beğenilmediğinde daha iyisini yazabilmek
için gayret göstermelidirler.
E) Sanatı sanat için yapmalı, toplumsal temaları işlemek-
ten kaçınmalıdırlar.

9. 38 anne ve onların iki yaşındaki çocuklarının yer aldığı bir


araştırmada annelerden çocuklarına her seferinde iki yeni
kelime öğretmeleri istendi. Öğrenme periyodlarından birinde
annenin telefonu çalacak ve anne öğretime ara verip çağrı-
ya cevap verecekti. Diğer öğrenme periyodunda ise anne
ve çocuk etkileşimi kesintiye uğramayacaktı. Araştırma so-
nuçları, öğretimin kesintiye uğramadığı durumda çocukların
7. Almanya’ya daha önce gençlik yıllarımda gitmiştim. Ülke- kelimeleri öğrendiğini, annenin telefona cevap vererek etki-
deki Türklerin sayısı herhalde 2-3 bini aşmazdı o zaman- leşimi kesintiye uğrattığı durumda ise çocukların kelimeleri
lar. Bonn’daki büyükelçilik ile üç ayrı Alman kentindeki öğrenemediğini gösterdi.
başkonsolosluğun memurları, aileleri… Almanlar arasında
Bu parçada söz edilen araştırmanın amacı aşağıdaki-
Türkiye’nin, Türklerin, Türkçenin ne olduğunu bilen çok
lerden hangisidir?
azdı. Almanya, savaşın etkisindeydi. Şehirler, yıkıntıya
A) Yetişkinlerin eğitim becerileri üzerine bilgilerini gözden
dönmüş; yıkılanlar, yeniden yapılmaya çalışılıyordu.
geçirmek
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden B) Çocuklarda dikkat dağıtan teknolojik araç gereçlerin
hangisi söylenemez? çeşitlerini belirlemek
A) Öykülemeye başvurulmuştur. C) Öğrenme sırasındaki kesintilerin etkileşime ve öğren-
B) Açıklama yapılmıştır. meye etkilerini incelemek

C) Betimlemeye yer verilmiştir. D) Kesintili öğrenme yöntemlerinin geliştirilmesine katkı


sağlamak
D) Tanık gösterme yoluna gidilmiştir.
E) Çocukların söz dağarcığını zenginleştirmede annenin
E) Sayısal veriden yararlanılmıştır.
rolünü ölçmek

210
25 dk BENZEŞİM DENEMELERİ - 1 EŞİK 5

10. Basın ve yayın araçlarının varlıklarının temel nedeni; okur- 12. Tarih; milletlerin yükselme ve gerileme sebeplerini ararken 1
larına yalnızca günün olaylarını bildirmek, kamuoyunu birçok siyasi, askerî, toplumsal sebepler bulmakta ve say-
yansıtmak, kamuoyu oluşturmak değildir. Ulusuna, belirli maktadır. Bütün bu sebepler, toplumsal olaylarda etkindir.
bir düzeyde “öğretim” olanağı sağlayamayan ülkelerde ya- Fakat bir milletin doğrudan doğruya hayatıyla, yükselişiyle,
rım kalan bu yükümlülüğe sahip çıkmak da basın ve yayın gerilemesiyle ilgili ve bağlantılı olan milletin ekonomisidir.
araçlarının görevleri arasında olmalıdır. Duyarlı ve sorumlu
Tarihin ve tecrübenin tespit ettiği gerçek, bizim millî hayatı-
bir basın ve yayın aracı için bu görev bir borçtur.
mızda ve tarihimizde de ortaya çıkmıştır. Türk tarihi incele-
Bu parçada basın ve yayın araçlarıyla ilgili olarak vur- nirse bütün yükselme ve gerileme sebeplerinin bir ekonomi
gulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? meselesinden başka bir şey olmadığı anlaşılır. Tarihimizi
A) Bilgilenme gereksinimi içinde bulunan halka ışık tutma, dolduran bunca başarılar, zaferler veya yenilgiler, çöküşler
onları aydınlatma ve felaketler, bunların hepsi; meydana geldikleri devirler-
B) Belli konularda halkın üzüntüsüne ve sevincine katılma deki ekonomik durumumuzla ilgili ve bağlantılıdır.
C) Halkın kültürel yapısını tüm uluslara tanıtma Bu parçadan hareketle aşağıdaki yorumlardan hangisi
D) Bilgi yayma görevini insana yaraşır bir biçimde yerine yapılamaz?
getirme A) Ülkeyi layık olduğu seviyeye yükseltebilmek için eko-
E) Topluma dar çerçeve içinde yaşayabilme uysallığı ve nomiye önem verilmelidir.
alışkanlığı kazandırma
BASAMAK

B) Ekonomi demek; yaşamak için, mutlu olmak için, insan


varlığı için ne gerekliyse onların hepsi demektir.
C) Ekonomik organizasyon geliştikçe yurdun verimliliği de
artmış olacaktır.
D) Millet hayatındaki gelişmeleri ekonomik gelişmelerden
bağımsız olarak değerlendiremeyiz.
E) Kurtuluş ve bağımsızlık için yapılan savaşlar o dönem-
lerin ekonomik durumuyla bağlantılıdır.

11. Arap ve Fars edebiyatlarının sanat anlayışına bağlı kalı- 13. Güney Amerika’da yer alan Amazon Nehri, Afrika’daki Nil
narak oluşturulan edebiyata divan edebiyatı adı verilir. Bu Nehri ile birlikte dünyanın en uzun nehirlerinden biridir. Bü-
edebiyat özellikle Anadolu sahasında gelişen ve yaygınla- yük Okyanus’a 160 km mesafede bulunan nehir; Peru’daki
şan bir edebiyattır. Bu edebiyata, Arap ve Fars kültürleriy- And Dağları’nın doruklarından doğarak, doğuya doğru bir
le yetişenlere seslendiği ve saray çevresinde geliştiği için seyir izleyip Atlas Okyanusu’na dökülür. 6.400 km uzunlu-
yüksek zümre edebiyatı, klasik edebiyat, divan edebiyatı, ğundaki Amazon’un taşıdığı su miktarı; Mississippi, Nil ve
saray edebiyatı gibi adlar verildi. Bunlardan en yaygını di- Yangtze Nehirleri’nin taşıdıkları suların toplamından fazla-
van edebiyatıdır. Bu adlandırma, şairlerin şiirlerini divan dır. Denize döküldüğü Atlas Okyanusu kıyılarında genişliği
adını verdikleri bir kitapta toplamalarından kaynaklanmış- yaklaşık 240 km’yi bulur.
tır.
Bu parçada Amazon Nehri ile ilgili olarak aşağıdakiler-
Bu parçada divan edebiyatının hangi yönü üzerinde den hangisine değinilmemiştir?
durulmuştur? A) Birçok büyük nehirden fazla su taşıdığına
A) Etkilendiği kültürler B) Dünyanın en uzun nehri olduğuna
B) Dil özellikleri C) Coğra konumuna
C) İsimlendirilme gerekçeleri D) Doğduğu ve denize döküldüğü yerlere
D) Yaygınlık kazandığı bölgeler E) Eni ve boyuyla ilgili bilgilere
E) Hangi bölgelerde kullanıldığı

211
5 EŞİK BENZEŞİM DENEMELERİ - 1 25 dk

1 14. Moliere’in “Hastalık Hastası” komedisinden alınan 15. Gençlerin değişen dünya şartlarına olağanüstü uyumu (!)
geleceğe umutla bakmaya çalışan biz yetişkinleri tedirgin
ARGAN— (İskemlesine oturarak) Şöyle gel bakayım kı-
zım! Sana, sanırım hiç beklemediğin bir haber vereceğim. ediyor. Onların eğitimlerine gereken ilgiyi ne kadar göster-
Seni birisine istiyorlar. Ne o? Gülüyor musun? Öyledir ya, diğimiz tartışılır ama babalarımızdan daha ileri olduğumuz
evlenmenin sözü bile hoştur; hele kızlar için bundan tuhaf aşikâr. Üzülerek söylüyorum ki yarınlarımız bugünümüz-
şey olamaz. Ah! Doğa, doğa! Belki de öyle görüyorum ki den daha iyi olmayacak. Herhangi bir ülkü peşinden koş-
sana evlenmek isteyip istemediğini sormaya bile gerek yok mayan, birlikte yaşama kültürü zayıf ve bir o kadar da inat-
kızım. çı bir nesil duruyor karşımızda.

ANGÉLIQUE— Her ne buyurursanız uymayı görev bilirim Bu parçada


babacığım. I. kendini beğenme
ARGAN— Böyle söz dinleyen bir kızım olduğuna doğrusu II. endişe
çok hoşnutum. Öyleyse sorun çözümlendi. Ben söz ver- III. karamsarlık
dim.
duygularından hangileri belirgindir?
ANGÉLIQUE— Her buyruğunuza körü körüne uymak boy- A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
numun borcudur babacığım. D) I ve III E) II ve III
ARGAN— Adamı daha görmedim ama görünce hem be-
BASAMAK

nim hoşnut olacağımı hem senin hoşlanacağını söylediler.

ANGÉLIQUE— ----.

diyaloğunun sonuna aşağıdakilerden hangisi getirilir-


se “Angelıque’nin babasının isteğini onayladığı fakat arka
planda olayın farklı bir boyutu olduğu” sonucuna ulaşılır?
A) Siz beğendiyseniz benim de beğeneceğime hiç şüp-
hem yok babacığım. Sizin seçimleriniz ve kararlarını-
zın doğruluğuna her zaman şahit olmuşumdur
B) Böyle önemli konularda sizin kararlarınız ve düşün-
celeriniz benim için her zaman önemli olmuştur ama
benim hayatımı tamamıyla etkileyecek olan bir kararda
son sözün bana bırakılmasını tercih ederim
C) Evlilik konusunda sizin de dediğiniz gibi genç bir kızın
mutlu olmaması düşünülemezdi babacığım fakat sizin
hastalığınızı düşünmek ve tedavinizle alakadar olabil-
mek için bu kri bir kez daha düşünmenizi isterim
D) Bu işi onaylamanızdan yüreklenerek size içimi açabi-
leceğim için artık ne saklayayım: Doğrusunu isterseniz
biz bundan tam altı gün önce bir rastlantıyla tanışmış-
tık; size yapılan başvuru, bizim işte bu ilk rastlaşma-
mızdan sonra birbirimize karşı duyduğumuz ilginin so-
nucudur
E) Ah, babacığım bana yaptığınız iyiliklere öyle minnet
duyuyorum ki ben her zaman koruyup kolladınız ve be-
nim için en iyi olanı seçmeye çalıştınız

212
25 dk BENZEŞİM DENEMELERİ - 1 EŞİK 5

16. Ülkemizde 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren günlük ga- 18. Mehmet Akif’in 1
zetelerle birlikte haftalık, on beş günlük ve aylık dergiler Biri ecdâdıma saldırdı mı hattâ boğarım!..
yayımlanmıştır. İlk Türk dergileri tıpkı Avrupa’da olduğu - Boğamazsın ki!
gibi bilim topluluklarının yayın organı olarak ortaya çıkmış- - Hiç olmazsa yanımdan koğarım.
tır. Şu ana kadar yapılan araştırmalar, Osmanlıda ilk der- Üç buçuk soysuzun ardında zağarlık yapamam;
ginin 1862 yılında çıkarılan ve bir fen bilimleri dergisi olan Hele hak nâmına haksızlığa ölsem tapamam.
Mecmua-i Fünun olduğunu göstermektedir. Doğduğumdan beridir âşıkım istiklâle,
Bu parçada dergicilik tarihimizle ilgili olarak aşağıdaki- Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lâle!
lerden hangisine değinilmemiştir? Kanayan bir yara gördüm mü yanar tâ ciğerim,

A) İçeriğinin zamanla değiştiğine Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırma da geç git, diyemem aldırırım.
B) İlk örneklerinin ne zaman verildiğine
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
C) Avrupa’daki dergicilikle benzeştiğine
dizelerinde aşağıdakilerin hangisi vurgulanmamıştır?
D) Ne kadar aralıklarla çıkarıldığına
A) Özgürlüğe düşkünlük
E) İlk örneğinin içeriğine
B) Tarihini sahiplenme
C) Haksızlığa karşı çıkma
BASAMAK

D) Mücadeleden yılmama
E) Tez canlılık gösterme

19. Sözcüklere karşılık ararken yanı başımızda duran bu hazi-


neden niçin yararlanmayalım? Hem ilişkilerimizin gelişme-
si hem de dilimizi kendi kaynaklarımızla geliştirmek için en
17. Badem, lezzetli bir kuru yemiştir. Bu yemiş, tatlılardan ye- doğru ve uygun yoldur. Egemenlik sözü, Kazak ve Kırgız
meklere kadar birçok farklı lezzet içinde kullanıldığı gibi Türklerinde de Türkiye’deki bilinen anlamıyla kullanılmak-
yağı da önemli bir kozmetik ve ilaç sanayisinin malzeme- tadır. Uydurma olduğu sanılan “Kurum” sözcüğü de Ku-
sidir. Botanik açıdan kiraz, erik ve şeftali ile aynı aileden muk Türklerinde müessese yerine kullanılmaktadır.
gelen badem; olgunlaştığında diğerleri gibi lezzetli olmaz.
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık ola-
Dışı şeftaliyi andıran ancak yeşil, sert ve kalın örtünün al-
rak söylenmiş olabilir?
tındaki kabuğun içinde yetişen iç bademdir lezzetli olan.
A) İletişim dilinin gelişmesine yapılan katkılarla kültürel
Ana yurdu Çin ve Orta Asya olduğu bilinen badem ağacı- bütünleşme tamamlanmış mıdır?
nın eski Yunan ve Romalılar tarafından Akdeniz havzasına B) Yabancı sözcüklere yeni karşılıklar bulmada Türk leh-
taşındığı bilinir. çelerinden yararlanmalı mıyız?

Bu parçada badem ile ilgili olarak aşağıdakilerden han- C) Dilimiz, edebiyatımız ve kültürümüzün önemli bir döne-
mecin eşiğinde olduğu doğru mu?
gisine değinilmemiştir?
D) Tüm Türk lehçelerinin ortak sözlüğü olan Karşılaştır-
A) Genel bir kullanım alanı olduğuna
malı Türk Lehçeleri Sözlüğü gereksinimleri karşılıyor
B) Görünüşünün şeftaliye benzediğine
mu?
C) Ana yurdunun Orta Asya ve Çin olduğuna
E) Türk dünyasının kültürel birleşmesinin ilk ayağının al-
D) Olgun hâlinin benzeri meyveler gibi lezzetli olmadığına fabe birliği olduğunu söyleyenlere katılıyor musunuz?
E) Kuru yemiş olarak daha çok bilindiğine

213
5 EŞİK BENZEŞİM DENEMELERİ - 1 25 dk

1
20 - 21. soruları aşağıdaki parçaya göre 22 - 23 ve 24. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız. cevaplayınız.

Binlerce yıl Batı ve Doğu medeniyetlerini eşit derecede et- 22. (I) Zeytin, İlk Çağ’dan beri barış ve varlık simgesidir.
kilemiş olan Elemanlar kitabı sadece bir matematik kitabı (II) Bu yüzden zeytinin yetiştiği yerler, değerli alanlar ol-
değildir. Gerçeği açığa çıkarma çabasının ciddiyetini ve muş; zeytin, zengin-yoksul herkesin sofrasında yer al-
bunda gizli olan mutluluğu yakalayan, okuyucuda da bir mıştır. (III) İnsanların sonsuz özlemi olan barışı ve varlığı
an bu mutluluğu yakaladığı hissini uyandıran bir kitaptır. simgelemek için ağzında yapraklı bir zeytin dalı bulunan
Tüm fanilerin eserlerinde olduğu gibi hataları ve eksikleri güvercin resmi çizilir hep. (IV) Bu; Nuh’un gemisinden, tu-
vardır ama yine de sergilenen yöntemlerle bu kusurlar gi- fandan sonra uçurulan ve bir gün ağzında bir zeytin dalı ile
derilir duygusunu hep ayakta tutan bir kitaptır. Bu dünyaya gelerek tufanın bittiğini, barış döneminin başladığını müj-
ait ama bambaşka dünyaların rüzgârını estiren bir kitaptır deleyen güvercini simgeler. (V) Zeytine verilen bu önem,
Elemanlar. onun insanın dostu olmasının yanında tanesindeki yağdan
ve bu yağın besin değerinden ileri gelir. (VI) Zeytin, yağını
çıkarmak için çekirdeği parçalanıncaya kadar sıkılır.

Bu parçadan zeytinle ilgili olarak


20. Bu parçadan Elemanlar kitabı ile ilgili olarak
BASAMAK

I. simge olduğu kavramlara


I. Hataları ve eksik yanları bulunmaktadır. II. yetiştiği bölgelere
II. Yıllardır birçok uygarlığı etkilemiştir. III. insan için önemine
III. Matematik dışındaki bilimlerle ilgilidir. IV. renk ve tadına

yargılarından hangilerine ulaşılabilir? verilenlerinin hangilerine değinilmemiştir?


A) Yalnız I B) I ve II C) I ve III A) Yalnız II B) I ve III C) II ve III
D) Yalnız IV E) II ve IV
D) II ve III E) Yalnız III

23. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerde “zeytin” ile ilgi-


li olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) I. cümlede barış ve varlık simgesi olarak her dönemde
yaşamın içinde olduğu dile getirilmiştir.
B) II. cümlede bir simge olarak kullanılmasının değerini
artırdığından söz edilmiştir.
C) III. cümlede güvercinle birlikte insanların özlemini sim-
21. I. Aziz Sancar’ın ABD’li Paul Modrich ve İsveçli Tomas gelediği belirtilmiştir.
Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü’nü kazan- D) IV. cümlede efsanelere konu olduktan sonra tüketimi-
nin arttığı anlatılmıştır.
ması
E) V. cümlede tarihsel bir simge olmasının yanında bir be-
II. Profesör Hawking’in “Yapay zekâlı makineler, insan
sin de olduğu söylenmiştir.
ırkının sonunu getirebilir.” demesi
III. 25 Eylül 2020 tarihinde gerçekleştirilen 20. Uluslarara-
sı İstanbul Mistik Müzik Festivali’nde Geleneksel Su
Ayinler Topluluğu’nun Su Devranı icrası
Bu parçada geçen “bambaşka dünyaların rüzgârını estir-
mek” sözüne yukarıdakilerden hangileri uymaktadır? 24. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde zey-
tinle ilgili bir çıkarımda bulunulmuştur?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) II ve III A) I B) III C) IV D) V E) VI

214
25 dk BENZEŞİM DENEMELERİ - 2 EŞİK 5

1. (I) Anadolu’yu hiç görmemiş İstanbullu bir yazarın Anado- 3. I. Sözgelimi bir adama “Odadan çıkınız!” demek, ona işa-
lu’yu romanlarında anlatması mümkündür. (II) Ömründe retle kapıyı göstermekten daha az etkilidir.
2
öğretmenlik yapmamış bir romancımızın romanının merke- II. Hiçbir söz; gözlerin açılması kadar hayreti, kaşların
zine öğretmeni oturttuğu bir romanı vardır. (III) Buna karşı çatılması kadar kızgınlığı canlı bir biçimde anlatamaz.
çıkanlar da var ama ben bunları doğal karşılıyorum. (IV)
III. Konuşma sırasında işaret diline başvurmak, sözcük
Bir yazara “Sen bu konuda yetersizsin, bu konuyu yazma.”
dağarcığımızın yetersizliğinden kaynaklanır.
diyemezsiniz. (V) Sanat eserinde yaşanan çevrenin aktarı-
IV. Jest ve mimikler, çoğu zaman sözlü anlatımdan daha
mı, çok sık karşılaşılan bir durumdur.
etkilidir.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi dü-
V. Parmağınızı dudağınıza götürerek birinin susmasını
şüncenin akışını bozmaktadır?
istemeniz “Susunuz!” demekten daha anlamlıdır.
A) I B) II C) III D) IV E) V
Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir paragraf oluştu-
rulursa hangisi dışta kalır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
BASAMAK

2. (I) Otobiyograler; bir kişinin kendi yaşamını kaleme al-


ması şeklinde tanımlansa da olayların geçtiği dönemin ve
toplumun izlenmesi, değerlendirilmesi açısından önemli
4. I. Yazı yazmak, fotoğraf çekmeye değil; resim yapmaya
kaynaklardır aynı zamanda. (II) Yaşama ayna tutma olarak
benzer.
da değerlendirilebilecek olan bu eserleri yazmaktan edebi-
II. Fotoğrafta denklaşöre basar, karşınızdaki görüntüyü
yatçıların yanı sıra siyasetçiler, gazeteciler ve çeşitli sanat
kaydedersiniz.
dallarında eser verenler de uzak durmamışlardır. (III) Her
III. Resim yapmak ise o görüntüyü kendi bakış açınızla
anın kendine göre güzelliklerinden faydalanmak, bilinçli bir yeniden şekillendirmeniz demektir.
yazar olmanın gereğidir. (IV) Bu yüzden yazmayı kısa bir IV. Çünkü yazar, tıpkı ressam gibi herkesçe bilinen konu
zaman dilimine sıkıştırmamak gerekir. (V) Çünkü bir yazıyı ve malzemeden “var olmayan” bir yapıtı ortaya çıkaran
tek oturumda bitirmek yerine birkaç oturumda farklı duygu- kişidir.
lar altında yazmak, yapıta bir çeşitlilik katar. (VI) Yazarlar, V. Bu yüzden yazı yazmak, aslında yanlış bir ifadedir;
bir yapıtı belli aralıklarla okura ileteceklerini biriktirerek ta- doğrusu, yazıyı üretmektir.
mamlarsa her yönden renkli yapıtlar ortaya koyabilir. Numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturma-

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf sı için hangileri birbiriyle yer değiştirmelidir?

hangi cümleyle başlar? A) I ile III B) I ile V C) II ile V

A) II B) III C) IV D) V E) VI D) III ile IV E) IV ile V

215
5 EŞİK BENZEŞİM DENEMELERİ - 2 25 dk

5. Kafamda bir tuhaıkla başladığım roman, doğal seyrinde 7. (I) Sümerlerin insanlık tarihine en büyük katkısı yazıyı bul-
devam ederken asla kitabı elimden bırakmayı düşünme- malarıdır. (II) Yumuşak tabletlere, kamış parçaları kalem
2
dim. Şelalelerin deli dalgalarında akıntıya kapılmış ufak gibi kullanılarak yazılar yazılıyor sonra o tabletleri iki kez
bir taş misali ruhum kitabın satırlarında sanki her seferin- fırınlanıyordu. (III) Böylelikle kalıcı yazılı belgeler oluştu-
de yeniden kelepçe yiyordu. Okudukça okuyasım geliyor, ruluyordu. (IV) Sümer kralları ise bu tabletlere yaşadıkları
sürekli kahramanın kafasındaki tuhaığın peşine düşmüş olayları, yaptıkları savaşları da yazmıştır. (V) Bunlar bilinen
sahipsiz bir soru işareti gibi hissediyordum kendimi. ilk tarihî yazılardır.

Metnin bütünü düşünüldüğünde parçada bahsedilen Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden


eserin hangi özelliği vurgulanmak istenmiştir? sonra düşüncenin akışına göre “Bu tabletlerde tapınağın
A) Kapalılığı ambarlarına, depolarına giren ve oralardan çıkan tahılların
B) Özgünlüğü kayıtları tutuluyordu.” cümlesi getirilebilir?
C) Sürükleyiciliği A) I B) II C) III D) IV E) V
D) Etkileyiciliği
E) Kalıcılığı
BASAMAK

6. Yazarlar olarak yaşamın içinde değil, kendi inşa ettiğimiz 8. İnsanoğlu içinde yaşadığı kültürün tutsağıdır. Çinlilerle
küçük kulelerde yaşıyoruz. Bir gün o küçük kuleden çıkı- olan ilişkilerimizde niyetlerini sözlerinden değil de davra-
verince bir yabancı gibi kalıyoruz ortada. Konuşamıyor, nışlarından sezinlemeye çalışıyoruz. Fakat bunu yaparken
yalpalıyor, yürümeyi beceremiyoruz. ---- Yapıtlarımızı oku- sanki insanların davranışları dünyanın dört bucağında bir-
yanlar, notumuzu veriyorlar hemen “Yaşamdan kopuk ol- birinden farksızmışçasına kendi davranışlarımızı ölçü alı-
duğu için edebiyat tadı yetersiz bunların.” yoruz. Tabii onlar da bizi değerlendirirken kendi davranış-
larını ölçü alıyorlar. İşte böyle bir durum, ciddi yanılmalara
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına
yol açabilmektedir.
göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Yapıtlar oluşturulurken halkın içinden yaşamlar örnek Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine varılabilir?
seçilir. A) İnsanları anlamada ait oldukları kültürel değerler dikka-
B) Kendi dünyamıza kapanıp yaşamdan habersiz olduğu- te alınmalıdır.
muz için başarılı yapıtlar veremiyoruz. B) Çinlilerin sözleriyle davranışları arasında daima bir zıt-
C) İlgi alanlarımız dışındaki konularla ilgilenmiyoruz. lık vardır.
D) Edebiyatçılar, ilhamlarını hep halktan alır. C) Kişi ait bulunduğu kültürü tanımadan kendi duygularını
E) Birçoğumuz halktan uzak olsak da halk için sanat anla- kavrayamaz.
yışını savunuyoruz. D) İnsanların gerçek niyetlerini anlamak çoğu kez müm-
kün olamamaktadır.
E) Çocukluğumuzda edindiğimiz kültürel değerleri bir tür-
lü terk edemeyiz.

216
25 dk BENZEŞİM DENEMELERİ - 2 EŞİK 5

9. Rudyard Kipling’in 11. Türkçenin değişik alanlardaki kullanılış güzelliğini, biçimini,


Ne dostların ne de düşmanların sözleri incitmezse seni rengini yansıtmak görevimizdir. Ben bunu bilinçli olarak ve
2
Gereğinden çok bağlanmadan saygı duyarsan herkese severek yapıyorum. Bölgesel söyleyiş özelliklerini yansıt-
Eğer her dakikanın doldurabilirsen altmış saniyesini mak gerektiğine inanıyorum. Ben yazacağım, öbürü yaza-
O zaman dünya da senindir, içindeki her şey de cak, beriki yazacak ve bu yazılanlar bir gün bölgesellikten
Hatta daha çoğunu da ellerinde bulursun çıkıp herkesin kullandığı deyimler durumuna gelecek. Böy-
lelikle Türkçe, eski zenginliğini yine kazanacak.
Asıl önemlisi oğlum o zaman gerçek adam olursun.
sözlerinde aşağıdakilerin hangisi vurgulanmamıştır? Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine verilmiş bir
A) Tahammüllü olmak cevap olabilir?

B) İnsanlara olan saygıyı kaybetmemek A) İyi bir yazar olabilmek için gençlere önerileriniz neler-
dir?
C) Çalışkan olmak
D) Etrafına güven duymak B) Toplumsal konulara yer vermeyen kitaplar başarılı ola-
bilir mi?
E) Sabretmeyi bilmek
C) Her yazarın dili iyi kullanması gerektiğine inanıyor mu-
sunuz?
D) Türkçenin zenginleşmesi için yazarlara düşen en
önemli görev nedir?
BASAMAK

E) Sanatçıların yapıtlarında yöresel söyleyişlere yer verdi-


ğini düşünüyor musunuz?

10. İçinde bulunduğumuz yüzyıl, tüm duygu ve ürünlerin an-


lamlarına bakılmadan hızla tüketilmek istendiği ve her şe-
yin anında hazmedildiği bir yapıya sahip. Güne dair her
yaklaşım ve eylem, bir şeyleri inşa ederken göz ardı ettikle-
rinin de sonunu hazırlıyor. Belki de göz ardı edilenlerin en
başında tarihî ve kültürel mirasımız yani kimliğimiz geliyor. 12. Hiçbir sanatçı, doğaya ayna tutmaz. Çünkü sanatçı, ba-
Daha düne kadar hayatımızın her alanında olup içinde ne- sit bir ayna tutucu değil; birikimlerinden bir eser meyda-
fes alıp verdiğimiz, bireysel veya toplumsal olarak kutsal na getiren yaratıcıdır. Bu yüzden sanatçılar, alçakgönüllü
saydığımız ya da değer yüklediğimiz mekânlar; bu doyma- olamaz. Zaten isteseler de alçakgönüllü olamazlar. Düşün-
yan yapının dayatılan ve yaşatılan kuralları karşısında bir senize iki taşı üst üste koyan birisi ne kadar gururlanıyor.
bir tükeniyor. Peki, bir sanat eseri ortaya çıkaran sanatçı nasıl olur da
Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden yakın- alçakgönüllülük gösterir?
maktadır? Bu parçaya göre sanatçıların alçakgönüllü olamama
A) Tarihî ve kültürel unsurların korunmasında bir devlet sebebi aşağıdakilerden hangisidir?
politikasının bulunmamasından
A) Düşüncelerini, yapıtın içinde belli olmayacak şekilde
B) Günümüzde bazı kültürel değerlere karşı sivil toplu- vermeleri
mun bilinç oluşturmada başarısız olmasından
B) Yerli kaynaklardan beslenerek gelişme göstermeleri
C) Günlük yaşamın yoğun temposu sonucu tarihî ve kül-
C) Bütün insanları ilgilendiren konuları işlemeleri
türel değerlerin itibar kaybetmesinden
D) Gerçek yaşamı, toplumun diliyle başarılı bir biçimde
D) İnsanların kullanımına sunulan çeşitli araç gereçlere
anlatmaları
bireylerin ayak uyduramamasından
E) Edindikleriyle yepyeni bir eser ortaya koymaları
E) Çeşitli tarihî binaların yakılıp yok edilmesinden

217
5 EŞİK BENZEŞİM DENEMELERİ - 2 25 dk

13. Sanat zor ama eleştiri kolay diyenlere ikisinin de güç oldu- 15. I. Görüldüğü gibi biri başarıyla diğeri ise elim bir olayla
ğunu söyleyeceğim. Aslında eleştiri de bir sanattır, sanat sonuçlanan yolculuklar, bugün her ne kadar “Güney
2
üzerinde bir sanattır. Nerede, hangi zamanda olursa olsun Kutbu’na ulaşma yarışı” olarak anılsa da aslında orta-
şiirin, romanın yazgısıyla eleştirinin yazgısı arasında fark da önceden planlanmış bir yarış yoktu.
göremezsiniz. Edebiyattaki parlak çağlarda ve güdük dö- II. İki ismin de tek amacı o güne kadar hakkında pek bilgi
nemlerdeki bir sanatçı olarak eleştirmenin payı öbür edebi- sahibi olunmayan ve hiç gidilmemiş Güney Kutbu’na
yat yaratıcılarından aşağı kalmaz. ulaşan ilk insan olmaktı.
III. 1911 yılında Norveçli Roald Amundsen ve Britanyalı
Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden yakın- Robert Falcon Scott, Güney Kutbu’na ulaşan ilk insan-
maktadır? lar olmak için yola çıkmışlardı.
A) Yazın dünyasına yeni adım atmış eleştirmenlerin yete- IV. Scott ve dört arkadaşıysa kutba ulaştıktan sonra dönüş
rince desteklenmemesinden yolunda hayatlarını kaybetti.
B) Öznel ölçütlerle eleştiri yapılmasının yapıtın değerini V. Yolculuk sonunda Amundsen hem bu amaca ulaşmayı
düşürmesinden hem de ekibindeki herkesi sağ salim geri döndürmeyi
C) Eleştiri ile sanatın birbirinden ayrı tutulmasından başardı.
D) Eleştirinin yazınsal işlevini yerine getirmediğinden Numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak
E) Günümüzdeki eleştiri yazılarının şiir üzerine yoğunlaş- biçimde sıralandığında hangisi baştan dördüncü olur?
masından
BASAMAK

A) I B) II C) III D) IV E) V

14. Güzelliğiyle bizi sarsan bir tablonun durgun bir kişilikten 16. (I) Antarktika, arada sırada tuhaf seslerin duyulabildiği bir
çıktığı, Baudelaire’in acılarını anlattığı “Elem Çiçekleri”nin yer. (II) Çünkü burası buzullarla kaplı ve buzul tabakaları
yapma çiçekler olduğu, Moliere’in en gülünç komedilerini kimi zaman çatlayıp eriyor, yüzeyin altında sıkışmış hava-
en az güldüğü günlerde yazdığı inanılması güç gerçekler- yı dışarı salıyor. (III) Hatta bu yeni kaydın son derece ür-
dir. kütücü bir ses olduğu bildirildi. (IV) Bazı detaylı taramalar
sonunda da sesin Antarktika’nın batısında bulunan “Ross
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi vurgulanmakta-
Buz Sahanlığı”ndan geldiği anlaşıldı. (V) Araştırmacılar,
dır?
bu sesi ortaya çıkaran şeyin metrelerce kar ve buz altında
A) Yazarların okura kendi yaşamlarıyla ilgili bilgi vermek-
ten kaçınması sıkışmış sismik dalgalar olabileceğini ifade etti.

B) Sanatçıların gerçekleri hayal dünyalarında süslemesi Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden


C) Her yapıtın eleştiriye muhtaç olması sonra “Araştırmacıların yeni saptadığı ses ise daha önce
D) Sanatçının yaşamıyla eserlerinin farklı tutulması gerek- karşılaşılmış olanlara hiç benzemiyor.” cümlesi getirilirse
tiği parçanın anlam bütünlüğü sağlanmış olur?
E) Yapıtların bir bütün olarak değerlendimesi gerektiği A) I B) II C) III D) IV E) V

218
25 dk BENZEŞİM DENEMELERİ - 2 EŞİK 5

17. Bir sanatçının yapıtlarının şifresinin çözülebilmesi için ya-


19 - 20. soruları aşağıdaki parçaya göre
şadığı şehrin niteliklerinin, tarihinin, coğrafyasının çok iyi
cevaplayınız. 2
bilinmesi gerekir. Çünkü o toprakların coğrafyası, havası,
suyu bir sanatçının dilini, tavırlarını ve yaşam görüşünü (I) Ülkemiz bulunduğu bölge itibarıyla oldukça zengin bir
büyük ölçüde şekillendirir. Paris’i bilmeden Seller, Çu- orman ve bitki örtüsüne sahip. (II) Ancak her yıl binler-
kurova’yı bilmeden İnce Memed doğru bir biçimde anla- ce hektar orman, çıkan yangınlar sonucu kül olmaktadır.
şılabilir mi? (III) Modern yapılaşma ve çıkarılan madenler yüzünden
Aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarılabilecek her yıl binlerce ağaç kesilmeye devam ediyor. (IV) Elde ka-
bir yargı değildir? lan ağaçlar ise ne yazık ki bilinçsiz bir şekilde yakılan anız,
A) Yaşadığı çevreyi konu edinen yazarlar okuyucuyu de- sigara izmariti veya doğal sebepler sonucu yok olmaktadır.
rinden etkiler. (V) Bilinçli müdahale yapılıp yangın kontrol altına alınana
B) Okur, bir yapıtı okurken yapıtın oluşturulduğu çevreyi kadar yanıp kül olan ağaçlar arttıkça bizim oksijenimiz
çok iyi bilmelidir. azalmaktadır.
C) Yazar, yapıtını meydana getirdiği çevrenin izlerini taşır.
D) Sanatçının yaşadığı kentin sanatçı üzerinde etki bıra-
kacağını bilmek gerekir.
E) Sanatçıların yaşadığı çevrenin ipuçları yapıtlarında 19. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin anlatımıyla il-
BASAMAK

saklıdır. gili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) I. cümlede bir saptama yapılmıştır.


B) II. cümlede bir öngörü dile getirilmiştir.
C) III. cümlede yargı gerekçesiyle ele alınmıştır.
D) IV. cümede bir yakınma söz konusudur.
E) V. cümlede aşamalı bir duruma yer verilmiştir.

18. Tarsus’un Çatalburun köpekleri, adını sanki iki burnu var-


mış gibi ikiye bölünmüş burnundan alır. Bu özelliği, onların
koku alma duyularının diğer köpeklerden daha gelişmiş
olmasını sağlar. Sahiplerine aşırı derecede bağlı ve on-
lara hiçbir zaman sırt çevirmeyen köpekler, sahiplerince
de ailenin bir üyesi olarak görülür. Hiç kimseyi; çocukları,
yetişkinleri hatta kendisi dışındaki hayvanları bile kesinlikle
20. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiş-
ısırmaz. Av için kullanılan bu hayvanların içgüdüleri çok
tir?
gelişmiştir.
A) Ülkemizde yangınlar nedeniyle ormanların yok olduğu-
Bu parçaya göre Çatalburun köpekleriyle ilgili olarak
na
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
B) Yer altı kaynakları işletiminin ağaç kaybına yol açtığına
A) Adlarını ziksel özelliklerinden aldıkları
C) İnsana dayalı kusurlar nedeniyle ağaçların yok edildiği-
B) Diğer köpeklerden üstün bir özelliğe sahip oldukları ne
C) Özel bir eğitim verilerek yetiştirildikleri D) Yangınlara profesyonel müdahale yapılmadığına
D) Sahiplerine sadakatle bağlandıkları E) Ülkemizin orman oluşumuna uygun coğrafyada bulun-
E) Biyolojik özelliklerine aykırı bir durum taşıdıkları duğuna

219
5 EŞİK BENZEŞİM DENEMELERİ - 2 25 dk

21. Sanatçı, gazetedeki köşesinde geniş deneyimler ve anı


23 - 24. soruları aşağıdaki parçaya göre
zenginliği içeren yazılar yazıyor. Tiyatroya özellikle de kısa
2 cevaplayınız.
öykü türüne önemli özellikler kazandıran biri. Memurluk,
yayıncılık, gazetecilik gibi pek çok farklı işte tecrübe ka-
---- Bir sözcüğün günlük kullanımdan çıkıp çıkmayacağına
zanarak yazdıklarının içeriğini zenginleştirmiştir. Alman
ancak dil karar verebilir. Sözcük, yaşamaya devam ediyor-
edebiyatından başarılı çeviriler de yapan sanatçı, toplum-
sa onu yok saymak ya da ortadan kaldırmaya çalışmak di-
sal sorunları ele alan yazarlara yakın durmuştur. Sanatı
lin akıcılığını bozar. En kötüsü de kuşaklar arası süreklilik
yaşamının gayesi hâline getiren bu sanatçı ne yazık ki
kalmaz ve insanlar birbirlerinin dilini anlamaz. Ayrıca bir
edebiyatımızda yeterince tanınmamaktadır.
sözcük kullanımdan düşmüşse onu diriltmeye yönelik ya-
Bu parçada sözü edilen sanatçıyla ilgili olarak aşağı- pay çabalar da sonuçsuzdur çünkü dilde önemli olan akı-
dakilerden hangisi söylenemez? cılık ve sürekliliktir.
A) Öykülerinde öğretici bir yaklaşım sergilemiştir.
B) Yazın dünyasına katkıları olmuştur.
C) Yazıları yaşantılarına dayanmaktadır. 23. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıda-
D) Adı herkesçe bilinen bir sanatçı değildir. kilerden hangisi getirilmelidir?

E) Halkın sorunlarını işleyen sanatçıların yanında olmuş- A) Farklı dillerdeki ortak yönleri ancak dil uzmanları bula-
BASAMAK

tur. bilir.
B) Sözcüklerin de insanlar gibi ömürleri vardır.
C) Dil, toplumsal yaşamı hiçbir zaman bütünüyle yansıta-
maz.
D) Toplumun kültürel varlığı bütünüyle diline yansır.
E) Dilimizde bulunan yabancı sözcükleri dilimizden ayık-
lamalıyız.

22. Donkişotluk, insanın insanlık adına, yalnız gönlünden ge- 24. Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangi-
çirebildiği bazen bunu bile yapmaktan çekindiği şeyleri, sidir?
her şeyi göze alarak yüksek sesle söylemenin sembolü-
A) Dil bilincinin küçük yaşlarda kazandıralabileceği
dür. Bilim ve sanat, bu uğurda savaşanların emekleri ile
B) Sözcüklerin bir gereksinim sonucu ortaya çıktıkları
yüceliyor.
C) Farklı dillerden gelen sözcüklerin dilin doğal ögesi ka-
Bu sözlerden hareketle Donkişotluk ile ilgili bul edilmesi gerektiği
I. İnsan, doğruları kararlılıkla savunmalıdır. D) Dile dışarıdan yapılan müdahalelerin olumsuz sonuç-
II. Hiç gereği yokken kahramanlık yapmaya kalkışılma- lar doğuracağı
malıdır. E) Dilin anlatım olanağı sınırlarını dildeki sözcük sayısının
III. Bilimde ve sanatta kazanılan seviye, gözüpek insanla- belirlediği
rın haykırmasının neticesidir.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
A) Yalnız I B) I ve II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III

220
25 dk BENZEŞİM DENEMELERİ - 3 EŞİK 5

1. İnsan beyni, sağ ve sol olmak üzere iki yarı küreden oluşur. 3. (I) Söylevde asıl amaç inandırmaktır. (II) İnandırmak için
(I) Beynin sağ ve sol yarı küreleri farklı işlevleri yerine getirir. de toplulukları bir duygu coşkunluğu içine sokmak gere-
(II) Beynin sol yarı küresi, bedenin sağ bölümünden sağ yarı kir. (III) Söylevci sesinin ve anlatımının etkisine göre bunu
küresi ise bedenin sol bölümünden sorumludur. (III) Bu du- sağlamaya çalışır. (IV) Ayrıca söylevcinin konusunu da çok 3
rum, beyin asimetrisi olarak isimlendirilir. (IV) Örneğin top- iyi bilmesi, sesini iyi kullanması, seslendiği topluluğu duy-
lumun genelinde dil becerisinin gelişiminde beynin sol yarı gu ve düşünce yönünden kavraması, sözcükleri iyi seçip
küresinin daha fazla işlevi vardır. (V) Özellikle sağ elini etkin yerli yerinde kullanması, söylediklerine en başta kendisinin
bir şekilde kullanan insanlarda dil becerisinin gelişiminde inanması gerekir. (V) Türk edebiyatında ilk söylev, Bilge
beynin sol yarı küresinin işlevi daha baskındır. (VI) Kağan’ın Orhun Abideleri ’nde Türk budununa seslenişi
olarak kabul edilmektedir. (VI) Bu örnekten sonra Halide
Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangisine “An-
Edip Adıvar, Hamdullah Suphi Tanrıöver, Mehmet Emin
cak sol elini etkin bir şekilde kullanan insanlarda bu oran
Yurdakul ve Mustafa Kemal Atatürk nutuklarıyla hafızalar-
daha düşüktür.” cümlesi getirilmelidir?
da iz bırakmıştır.
A) II B) III C) IV D) V E) VI
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istenirse ikinci parag-
raf hangi cümleyle başlar?
A) II B) III C) IV D) V E) VI
BASAMAK

2. Türk düşünce geleneğinin oluşmasında ve gelişmesinde


seçkin bir yeri olan İbn-i Sina, aynı zamanda tarihin önde
gelen büyük bilim ve düşün insanlarından birisidir. Geniş
bir yelpazeye yayılan ilgi alanının bir sonucu olarak felse-
fe, astronomi, matematik, zik, kimya ve tıp konularında
eserler yazmıştır. Büyük bir lozof ve bilim insanı olması-
na karşın yalnızca tıp alanının bir üstadı olarak uzun yıllar
4. • İnsanın bir birey olarak toplumdan, sosyal yaşamdan
Doğu’da ve Batı’da otorite olarak kabul görmüştür. Aynı
soyutlanması mümkün değildir.
zamanda ziğin mekanik ve optik alanlarında yaptığı ça-
• Buna benzer şekilde insanın ortaya koyduğu sanat
lışmalar da tıp alanındaki çalışmalarıyla yarışacak düzey-
eserleri de toplumun yaşamından ayrı düşünülemez.
dedir. Örneğin Galileo’nun modern mekaniği kurmasına
kadar egemen olan İtilim (Impetus) Kuramı’nın en gelişmiş Aşağıdakilerden hangisi bu iki cümlede ifade edilenleri

modellerinden birisi İbn-i Sina’ya aittir. doğru bir biçimde birleştirmiştir?


A) Sanat eserleri toplumsal ve sosyal bir varlık olan insan-
Bu parçadan İbn-i Sina ile ilgili olarak aşağıdaki yargı-
ların hangisine ulaşılabilir? dan bağımsız olarak düşünülemezler.
B) Sosyal ve toplumsal bir varlık olan insanın meydana
A) İslam bilim ve düşünce geleneğinin kurucusudur.
getirdiği sanat eserleri içinden çıktığı toplumu yansıtır.
B) Eserleri yaşadığı dönemde yeterli ilgiyi görmemiştir.
C) Sanat eserleri ister istemez sanatçının sosyal ve top-
C) Fiziğin belli alanlarındaki çalışmaları tıp alanındaki ça- lumsal yaşamından bazı izler taşırlar.
lışmalarıyla eş değerdedir.
D) İnsan nasıl çevresinden bağımsız düşünülemezse sa-
D) Batı’da kıymeti anlaşıldıktan sonra Doğu’da da çalış- nat eseri de yazarın yaşama bakış açısından bağımsız
maları takdir görmüştür. olamaz.
E) Fizik alanındaki çalışmalarıyla Galileo’nun dikkatini çek- E) Sanat eserleri sanatçıdan ve ait olduğu toplumdan ba-
miştir. ğımsız olarak varlığını sürdürebilmelidir.

221
5 EŞİK BENZEŞİM DENEMELERİ - 3 25 dk

5. I. Dolayısıyla bu gerekliliği yerine getirmede kamu hiz- 7. Aldıkları karar üzerine kalktılar, başlarına örtülerini sıkıca
metlerinin de zamanı iyi ve verimli kullanması şarttır. dolayarak sokağa çıktılar. Sokakta köpek havlamaları dı-
şında bir ses yoktu. Bastıkları yeri görmüyorlar; çamurlara
II. Günümüzün rekabet koşullarının üstün performansı
ve su birikintilerine dala çıka, konuşmadan acele acele yü-
3 gerekli kılması, kişileri zamanı iyi kullanmak zorunlulu-
rüyorlardı. Nihayet soğuğa rağmen terlemiş bir hâlde evin
ğuna itmektedir.
önüne geldiler. Evden yanık kokuları geliyordu. Çavuş,
III. Öyle ki insanlar, artık, zamanı kovalar hâle gelmiştir. kapıyı kırdı ve içeri girdiler. Elleriyle duvarı yoklaya yok-
IV. Bundan uzun yıllar önce olduğu gibi yaşam güneşe laya biraz gittiler; çehrelerine iri iri, yumuşak kar taneleri
göre ayarlanan etkinliklerle sürüp gitmemekte tam ter- çarpıyordu.
sine her türlü aktivite zamana bağlılığı gerektirmekte- Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok-
dir. tur?

V. Bu bağlamda kamu hizmetlerinin insanların her türlü is- A) Yinelemelere yer verme
teğine karşı cevap verme gerekliliği ortaya çıkmıştır. B) Sayıp dökmelere yer verme
Numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak C) Birden fazla duyuya seslenme
biçimde sıralandığında hangisi sonuncu olur? D) Niteleyici sözcüklere başvurma
A) I B) II C) III D) IV E) V E) Nesnel bir anlatımdan yararlanma
BASAMAK

6. İlhan Geçer’in

Keynce akmayacak gayrı


Seyhan, Sakarya, Tunca.
Alabildiğine yeşermiş tohum
Rahat topraklar boyunca
8. Rousseau’ya yazdığı bir mektupta Voltaire “Sizin bu kitabı-
nızda savunduğunuz düşünceler; benim tuttuğum, beğen-
Kemirmiyor yeşil kurt, pembe kurt
diğim düşünceler değildir. Karşıyım ben onlara. Gene de
Gönlümce büyümede pamuk;
sizin bunları söyleyip savunabilmeniz için canımı da ver-
Mesut günlere doğru Türkiye’m meye hazırım.” demiş.
Aydınlık ufuk
Voltaire’in bu sözlerinden hareketle;
dizelerinde aşağıdakilerin hangisi vurgulanmamıştır? I. Düşüncelerin çatışması, özgün düşünceleri doğurur.
A) Türkiye’nin imar edilişinden duyulan mutluluk II. Düşünceler, özgürce ifade edilebilmelidir.
B) Anadolu’nun gelişmesinden duyulan memnuniyet
III. Karşısında bulunduğumuz düşüncelerin savunulma-
C) Tarım alanında verimliliğin artmasından duyulan se- sından da sorumluyuz.
vinç
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
D) Türkiye’nin aydınlık geleceğine duyulan inanç
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
E) Geri kalmışlığın getirdiği ilkelliğe ve tembelliğe duyulan
öfke D) I ve II E) II ve III

222
25 dk BENZEŞİM DENEMELERİ - 3 EŞİK 5

9. Abdülhak Hamit, şiirlerinde kendinden öncekini yani eskiyi 11. Son günlerde herkes öykü yazmaya kalkıyor. Öykünün
yıkmıştır. Şiirin biçim ve içerik boyutlarında yaptığı bu yıkım yaşamı aktardığı düşünülerek çalakalem bir şeyler ortaya
sırasında yıktığı duvarların taşlarını bir kenara atmamış, konuyor. Bunun adına da öykü deniyor. Nasıl ki beste yap-
bu taşlarla yeni şiirlerini güçlendirmiştir. Şair, Tanzimat Dö- mak için nota bilmek gerekiyorsa öykü yazarken de öyküye 3
nemi’nin ağır dilini, kültürünü de kullanmayı bilmiştir. özgü kuralları bilmek gerekiyor.

Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edilen sa- Bu parçadaki düşünceye en yakın görüş aşağıdakiler-
natçının özelliğidir? den hangisinde vardır?
A) Zengin bir düş gücüne sahiptir. A) Öyküler; okuyucuya her defasında farklı bir yaşam
sunmalı, okuyucuyu şaşırtmalıdır.
B) Şiirlerinde anlaşılır, yalın bir dil kullanılmıştır.
B) Öykü yazmanın ön bilgi gerektirmeyen bir iş olduğunu
C) Eskinin belli unsurlarını alarak yeni bir şiir tarzı ortaya
söyleyenler yanılmaktadır, bunun için bilgi birikimine
koymuştur. ihtiyaç vardır.
D) Kendinden önceki sanatçıların sanattaki temsilcisidir. C) Öykü yazmaya heveslenen kişi, öykü yazmanın zorluk-
larını da önceden göze almalıdır.
E) Sanata bakışında değişimler yaşamıştır.
D) Öykü yazacak kişilerin iyi bir gözlem gücüne sahip ol-
ması gerekir çünkü öykü, konusunu yaşamdan alır.
E) Öykü yazarı olmak için gerekli olan ilk şey, öykü yaz-
BASAMAK

maya hevesli olmaktır.

12. Bebek maymunlar üzerinde gerçekleştirilen deneyde may-


munlar doğumdan kısa bir süre sonra annelerinden koparı-
lıp küçük kafeslerde yalnız bırakıldılar. Bebek maymunlara
iki anne modeli sunuldu. Biri, dolu süt biberonu olan metal
iskeletten yapılmış oyuncak anne, diğeri biberonu boş olan
10. Bir düşüncenin savunuculuğuna soyunmuş edebiyat yoz-
ama üzerine yumuşak kadife kıyafetler giydirilmiş oyuncak
laştırılmış, tek sesli bir edebiyattır. Daha doğrusu insan
bir anne. Bebek maymunların çok acıkınca metal anne-
yüreğinin, duyarlığının damgasını taşımaz. Sığlığından ve
den sütünü içip çabucak kadife modelin kucağına koştuğu
yapaylığından dolayı etkileyiciliğini de yitirir. Çünkü yaza-
bazılarınınsa aç kalma pahasına bir parça beze sarılmayı
rın özgürlüğü sınırlandırılmıştır. Oysa bu özgürlüğü solu-
tercih ettiği gözlenmişti.
mayan sanat da sanatçı da üstlendiği sorumluluğu yerine
getiremez. Bu parçada söz edilen deney aşağıdaki sorulardan han-
gisine yanıt bulmak için gerçekleştirilmiş olabilir?
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilir?
A) Oyuncak anneler, bebekler için gerçek annenin yerini
A) Sanatçıların gerçek yapıtlar ortaya koymaları için öz- alabilir mi?
gür bir yazın ortamında olmaları gerekir.
B) Bebekler için yeme ve su ihtiyacı mı, anne şefkatini his-
B) Özgürlüğe kavuşan sanatçılar, topluma verilecek bir settiren dokunma mı önceliklidir?
iletisi olanlardır.
C) Maymunlar ile insanlar arasında ne gibi benzerlikler
C) Duyarlı bir sanatçının elinden çıkan yapıtlar, insanları veya farklılıklar söz konusudur?
etkiler.
D) Canlılar için vazgeçilmeyecek birçok davranış şekli var
D) Sanatçılar, yapıtlarında doğallıktan uzaklaşmadan sa- mıdır?
nat için yapıt ortaya koymalıdır.
E) Anneler bebekleri için hangi davranışları geliştirirse on-
E) Sanatçılar, yaşamı gözlemleyerek yapıtlarına aktarma- ları mutlu ederler?
lıdır.

223
5 EŞİK BENZEŞİM DENEMELERİ - 3 25 dk

13. I. Güneydoğu’da sabahları közleme biber yeme alışkan- 15. (I) Tüm dünyada tatlı su tüketimi her 20 yılda 2 kat artmak-
lığı çok yaygın. tadır. (II) Bu oran nüfus artışının 2 katından daha fazladır.
II. İnsan bir anlamda yaşadığı yerin alışkanlıklarını kaza- (III) Hâlen 31 ülke su kıtlığı tehlikesinde olup 1.4 milyon in-
3 nıyor. san temiz içme suyu kaynağından yoksundur. (IV) Çevre,
canlıların yaşamı boyunca ilişkilerini sürdürdüğü dış ortam-
III. Birkaç ay sonra kendileri de birkaç biber alarak fırına
dır. (V) Hava, su ve toprak bu çevrenin ziksel unsurlarını;
götürüyor.
hayvan, bitki ve mikroorganizmalar ise biyolojik unsurlarını
IV. Bu bölgenin dışından Güneydoğu’ya gelenlerin hepsi
teşkil eder. (VI) Hava, su ve toprak üzerinde oluşan her-
de bu alışkanlığı önce tuhaf buluyor.
hangi bir olumsuz etki, çevre unsuru ile ilişkilendirildiği için
V. Çevreye alışan insan “Buralı değilim!” duygusunu da çevre kirliliği olarak adlandırılır.
atmış oluyor.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf
Numaralandırılmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluş-
hangi cümleyle başlar?
turabilmesi için hangileri birbiriyle yer değiştirmelidir?
A) II B) III C) IV D) V E) VI
A) I ile II B) II ile IV C) I ile V
D) III ile IV E) IV ile V
BASAMAK

14. Polisiye romanlar, yazınımızın en çok satılan ancak okun- 16. Çam kozalağı mantarlarına genellikle çam ağaçlarının ve
duktan sonra bir kenara bırakılan türlerindendir. Çünkü bir diğer iğne yapraklı ağaç türlerinin çürümüş kozalaklarının
bulmaca ancak çözüldüğü ana kadar heyecan vericidir. yakınlarında rastlanır. Çam kozalağı mantarların üzeri ince
Yazarın serpiştirdiği ipuçlarına göre kimin katil olduğunu tüysü yapılarla kaplıdır. Alt kısımlarında ise 2-3 mm uzun-
bulup çıkarma, gelişmiş bir bulmaca çözme key verir. İşte luğa ulaşabilen çıkıntılar bulunur. Gelişiminin ilk evrelerin-
bundan dolayı ---- de açık kahverengi olan çam kozalağı mantarların rengi
yaşlandıkça koyulaşır. Şapkasının şekli böbreğe benze-
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıda-
yen bu minik mantar türünü çok küçük ve açık renk olduğu
kilerden hangisi getirilmelidir?
için kolayca fark edemeyebilirsiniz.
A) diğer roman türleri ikinci, üçüncü kez okunabildiği hâl-
de bir kez okuyup “esrar”ını öğrendiğimiz bir polisiye Bu parçada çam kozalağı mantarı ile ilgili olarak
romanı bir daha okumak anlamsızlaşır. I. nerelerde bulunduğu
B) olay akışı okuyucunun merakını canlı tutar. II. diğer mantar türlerinden farklı yanları
C) bayağılıktan kendini kurtaramayan öykü ve romanları III. ziksel özellikleri
sadece bir kez okuma gereksinimi duyulur.
IV. nasıl oluştuğu
D) esrarensiz konular içermesi her zaman okumayı tetik-
lemez. verilenlerinden hangileri hakkında bilgi verilmemiştir?

E) ayrıntıların en dikkat çeken yerleri okurlarca yakalana- A) Yalnız II B) I ve IV C) III ve IV


maz. D) II ve IV E) Yalnız III

224
25 dk BENZEŞİM DENEMELERİ - 3 EŞİK 5

17. Yazı yazarken, çalışırken veya oyun oynarken kullandığı- 19. Türkiye’nin en büyük sözleşmeli tarım ağını kuran gıda r-
mız klavyeler; bilgisayarlarla aramızdaki en önemli etkile- ması, çiftçilere ihtiyaç duydukları deden tarla/bahçe bakı-
şim araçlarından biri. Son zamanlarda üreticiler de bunun mına kadar ekimden hasada her konuda yardımcı oluyor.
farkına varmaya başladı ve birbiri ardına piyasaya farklı Bu sayede tarladan fabrikaya üretimin her sürecini denetim 3
mekanik klavye modelleri sürdüler. Diğer yandan bu tür altında tutmasının yanı sıra işlediği 260 bin ton yaş sebze
klavyelerde kullanılan tuş mekanizmalarının çok fazla çe- meyve ile sözleşmeli alım yaptığı yaklaşık 1.000 çiftçi ai-
şidi var. Kiminin tuşa basarken gösterdiği direnç farklı, kimi lesinin geçmişten bugüne gelişimine ve geçimine destek
basınca “klik” diye ses çıkarıyor, kimi tamemen sessiz. oluyor. Firma, alım garantisi ile de çiftçilerin “Bir sonraki
sene ürünümü kime satacağım?” sorusunun yanıtı oluyor.
Bu parçada klavyelerle ilgili olarak aşağıdakilerden
Ayrıca bu politikasıyla yurt dışından alınan konsantreler
hangisine değinilmemiştir?
yerine yüzde yüz yerli ve doğal meyveleri anlaşmalı çiftçi-
A) Kullanım amacına göre tuş özellikleri olduğuna
lerinden alarak en taze hâlleriyle şişeliyor.
B) Üreticilerin önemini yeni fark ettiğine
C) Modellerinin çeşitlilik gösterdiğine Bu parçada gıda rmasıyla ilgili olarak aşağıdakilerin

D) Farklı işler için kullanılabildiğine hangisinden söz edilmemiştir?

E) Kullanıcıyla bilgisayar arasındaki bağlantıyı sağladığına A) Alım garantisi ile Türk çiftçisine destek olmasından
B) İthal ürünlerin yerine yerli ürünleri tercih ettiklerinden
BASAMAK

C) Tarım ürünlerinin üretimine katkı sağladıklarından


D) Üretim zincirinin kendi kontrolleri dışında olmamasın-
dan
E) Gıda üretim kapasitesinin yıldan yıla arttığından

18. Sanat yapıtlarına verilen isimler birden aklımıza gelen


isimler olmamalı. Onları çocuklarımıza verdiğimiz isimler
gibi özene bezene seçmeliyiz. İnsan nasıl ki bakışlarıyla
kişinin iç dünyasına girerse sanat eserleri de isimleriyle
girer. En çok da kendini özetleyen, çarpan, hemen sarıp
sarmalayan bir özellikte olmalı isimler. Sanat yapıtlarını
tanıtırken önce ismiyle başlarız tanıtmaya. O isimde de-
rinleşen tema, okuru diplere kadar çeker ve yeni ufuklar
açmaya orada başlar.

Bu parçada sanat eserlerinin isimleriyle ilgili olarak


aşağıdakilerden hangisinin gerekliliğinden söz edil-
memiştir?
A) Günün beğenilerine uygun olmasından
B) Titizlikle seçilmesinden
C) İnsanı hemen etki altına almasından
D) Okura ipuçları sunmamasından
E) Eserin anlaşılmasına kolaylık sağlamasından

225
5 EŞİK BENZEŞİM DENEMELERİ - 3 25 dk

20 – 21. soruları aşağıdaki parçaya göre 22 - 23 ve 24. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız. cevaplayınız.

3
20. (I) Günümüzde “Orta oyununun neresi komik, eskiler buna İnsanlar, toplumda maske takarak sürdürüyorlar ilişkilerini.
mı gülüyorlarmış?” diyenler için ben de derim ki: “Pek hak- O nedenle de dostluklar, su üzerindeki kar tanesi gibi kalı-
sız sayılmazlar.” (II) Ama unuttukları birkaç şey var: Orta yor. Yaşlı insanlar ise gerçek dostlukları yaşayanlardır; bu
oyunu bir ekran oyunu değildir, halk ortasında canlı olarak duruma bakarak iç geçiriyor ve “Bizim zamanımız nerede
oynanır. (III) Bir kere o günün zevk ve espri anlayışını yan- şimdi?” diyorlar. Şimdikiler o insanlar gibi kor iken kül ol-
sıtır. (IV) İçeriği de o güne uygundur. (V) Orta oyununun maya hazır değiller. Hazır değiller çünkü nalıncı keseri gibi
ana tipleri Kavuklu ve Pişekâr’dır. (VI) O zamanın insan- her şeyi kendilerine yontar olmuşlar.
larına eğlence olarak yettiği hâlde bugünün insanlarını
doyurmaktan uzak olması doğaldır çünkü zamanla değer
yargıları değişmiştir.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü- 22. Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın yazarının yakın-
şüncenin akışını bozmaktadır? dığı durumlardan biri değildir?
BASAMAK

A) II B) III C) IV D) V E) VI A) Günümüz insanın ilişkilerinde gerçekçi olmaması


B) İnsanların gerçek kişiliklerini gizlemeleri
C) Dostlukların artık kalıcı değil geçici olması
D) Yaşlı insanların sözlerinden ders çıkarılmaması
E) Günümüzde insanlar arasındaki bencilliğin artması

23. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden


hangisi söylenemez?

A) Benzetmeden yararlanılmıştır.
B) Sebep-sonuç ilişkisi kurulmuştur.
C) Anlatım üçüncü kişi ağzıyla yapılmıştır.
D) Olumlu eleştiri yapılmıştır.
E) Anlatım mecazlı söyleyişlerle zenginleştirilmiştir.

21. Bu parçada konuşan kişi orta oyunuyla ilgili olarak aşa- 24. Parçada geçen “nalıncı keseri gibi her şeyi kendilerine
ğıdakilerin hangisine değinmemiştir? yontar olmak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakiler-
A) Konusuyla bugünün insanına seslenmediğine den hangisidir?
B) Zamanla değerini kaybettiğine A) Olumsuz olayları bile olumluya çevirmek
C) Kendi zamanı ve ortamı içinde değerlendirilmesi ge- B) Yaptığı işlerde hep kendi çıkarını düşünmek
rektiğine C) Toplumun kültürel değerlerini öne çıkarmak
D) Seyirciye doğrudan ve canlı olarak hitap ettiğine D) Kişilik özelliklerinden farklı bir durum sergilemek
E) Daha çok söz oyunlarına dayandığına E) Toplumun geleneksel yapısına uzak düşmek

226
25 dk BENZEŞİM DENEMELERİ - 4 EŞİK 5

1. (I) Metin dil bilimi, metni oluşturan bağlantılar ve bunların 3. (I) Depremlerin ve yanardağ patlamalarının defalarca şe-
birbirleriyle ilişkileri üzerinde durur. (II) Metin dil bilimi açı- killendirdiği Napoli Körfezi, insanlığın eski çağlardan beri
sından metne yaklaşımda metni meydana getiren kelime mesken tuttuğu bir bölge. (II) Pompei ve Herculaneum antik
ve cümlelerin ele alınmasından çok ona bütünsel bir yak- şehirlerinin tamamen yok olmasına sebep olan MS 79 yılın-
laşım esas alınır. (III) Bu bağlamda metnin türü ne olur- daki patlamayla ün salan dev kütle, yaklaşık 13 bin yaşında.
sa olsun onu meydana getiren temel ölçütler ve kurallar (III) En yenisi 1944’te olmak üzere tarihinde tam 50 kez faa- 4
bu disiplin alanının inceleme alanına girmektedir. (IV) Bir liyete geçen volkan, 1.282 metre yüksekliğinde ve ağzında
metni meydana getiren parçalar, farklı seviyelerde çeşit- dik bir kalderayla çevrili. (IV) Eski Roma dilinde sönmeyen
li bakımlardan birbiriyle ilişkilidir ve yazar, bilerek ya da anlamına gelen bir ad takılan Vezüv, günümüzde ulusal
bilmeyerek bu ilişki çerçevesinde bir dünya oluşturur. (V) park statüsüyle ödüllendirilmiş. (V) Tepe noktası kıraç, etek-
Bu ölçütlerin irdelenmesinin yanında metnin işlevsel yapı- leri üzüm bağlarıyla kuşatılan volkanı keşfetmek için ulusal
sından yola çıkarak sonuçlara ulaşmak da metin dil bilimi park sınırlarındaki yürüyüş rotalarını adımlamak gerekir.
açısından önemlidir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi par- sonra “Dünyanın belki de en fazla tanınan yanardağların-
çanın anlam bütünlüğünü bozmaktadır? dan Vezüv, körfez üzerinde yükseliyor.” cümlesi getirilir-
A) I B) II C) III D) IV E) V se parçanın anlam bütünlüğü sağlanmış olur?
BASAMAK

A) I B) II C) III D) IV E) V

2. (I) Yahya Kemal, bir şiirin yalnızca teşbih ve istiarelerden 4. (I) Hepimiz sanal ile gerçeği ayırt etme konusunda iddi-
meydana gelemeyeceği konusunda sembolist şairlerle alı olduğumuzu düşünürüz. (II) Bu da bazı şeylere verdi-
hemkirdir. (II) Ona göre şiiri şiir yapan, ahenk dalgalanış- ğimiz değeri sorgulamak. (III) Ne de olsa beynimiz, tam
larıdır. (III) Ancak Yahya Kemal’i bütünüyle sembolist bir bir gerçeklik makinesi gibi çalışır. (IV) Ama biraz daha dü-
sanatçı olarak kabul etmek mümkün değildir. (IV) Sanatçı şündüğümüzde aslında gerçeklik algımızı test etmenin çok
bir röportajında sembolistlerin görüşüne yüzde elli oranın- basit bir yolu olduğunu görürüz. (V) Duyularımız yoluyla
da katıldığını belirtir ama şiirde anlam konusunda onlar- algılanarak elde edilen dış dünya verileri, beyne iletildiğin-
dan tamamen farklı düşündüğünü ifade eder. (V) Yahya de gözlem ya da deneyimler için tutarlı bir kayıt oluştur-
Kemal’in sanat zevkinin şekillenmesinde Batı’nın özellikle duğumuzu sanıp kirlerimizi de bu deneyimler üzerinden
de Fransız şair ve yazarlarının önemli etkileri olmuştur. yaratırız.
(VI) Sanatçı, Fransa’da bulunduğu dönemlerde özellikle
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bü-
Paul Verlaine ve Flaubert’in eserlerini okur ve Verlaine et-
tün oluşturabilmesi için hangilerinin birbiriyle yer de-
kisi, onu Türk destanı yazmaya yönlendirir.
ğiştirmesi gerekir?
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf A) I ile III B) I ile IV C) II ile III
numaralanmış cümlelerden hangisiyle başlar? D) II ile V E) IV ile V
A) II B) III C) IV D) V E) VI

227
5 EŞİK BENZEŞİM DENEMELERİ - 4 25 dk

5. Sosyal meseleler doğrudan ilgimi çekmiyor, güncellik de 7. (I) Obezite, vücutta aşırı yağ birikimi için kullanılan bir
öyle. Zamanın acımasız geçiciliği karşısında hissedilen terimdir. (II) Erişkinlerin büyük çoğunluğundaki obezite
bir tür eziklik duygusu kendini dayatıyor. Dünyaya uçak- başlangıcının çocukluk çağlarına uzandığı bilinmektedir.
tan bakınca bizi ezen, üzen bir sürü mesele görülecek gibi (III) Ancak basit bir terim olmaktan öte aynı zamanda in-
geliyor bana. Ama bazen bunlar ufalır da insanı garip bir san sağlığını etkileyen önemli risk faktörlerini içeren ge-
4 duygu kaplar ya, o zaman bana sanki her şey başka bir nel bir sağlık problemidir. (IV) Ülkeden ülkeye değişmekle
bütüne bağlıymış gibi geliyor. Sanki tüm bunlardan, tüm birlikte tüm dünyada görülme sıklığı giderek artmaktadır.
yaşananlardan çok daha başat şeyler varmış gibi geliyor. (V) Modern yaşam koşullarında günlük yaşamı kolaylaştıran
Sanırım bende bu tür duyguların normalden fazla oluşu, değişikliklerin artması ve kişilerin enerji harcamasının azal-
beni ideolojik, güncel ya da zamana bağlı meselelerden ması bu artışın nedenlerindendir.
uzak tutuyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü-
Bu sözler aşağıdakilerden hangisine karşılık söylen- şüncenin akışını bozmaktadır?
miş olabilir? A) I B) II C) III D) IV E) V
A) Eserlerinizde içinde yaşadığımız dönemlerle ilgili ay-
rıntılara rastlamamamızın bir nedeni var mı?
B) Dünya genelinde gözlemlediğiniz sorunlar karşısında
takınılan tavırlarla ilgili neler söylersiniz?
BASAMAK

C) Sanatın temel işlevlerinden birinin toplumsal yaşantı-


nın kendisine ayna tutmak olduğu krine katılır mısı-
nız?
D) Son yıllarda neredeyse tüm coğrafyalarda sıkça gör-
düğümüz şiddet eğilimlerinin çözümünde nasıl bir yol
izlenmelidir?
8. • Birleşmiş Milletler’in yoğun çaba sarf ettiği alanlardan
E) Yapıtlarınızın biricikliğini sağlayan unsurların neler ol-
duğunu söyler misiniz? biri de dünyanın gelecek yıllarda yaşayabileceği çeşitli
sorunlara karşı önlemler almak ve bu sorunlara çö-
zümler geliştirmektir. Bugüne kadar yapılan çalışmalar
kontrol edildiğinde söz konusu çözümlerin bazı kalkın-
ma projeleri etrafında şekillendirildiği görülmektedir.
• Birleşmiş Milletler’in sürdürülebilir kalkınma için belir-
6. Sanat eserleri, kendine özgü biçim ve anlamları ile hem
lediği 17 hedef içinde aşırı yoksulluk, eşitsizlik ve iklim
maddi hem de manevi kültür içinde yer alabilir. Çünkü sa-
değişikliğiyle mücadele gibi öncelikli hedeere ulaşma-
nat eserlerinin bir gerçek bir de düşünme ve duygu boyu- nın yolları, tarım faaliyetlerinin ve gıda üretiminin göz-
tu vardır. Bu bağlamda sanat eğitimi alan kişiler doğaya den geçirilmesi yer alıyor.
ve çevresinde gelişen ve değişen olaylara farklı bir gözle Bu metinlerden hareketle ulaşılacak ortak sonuç aşa-
bakar ve bunları davranışa dönüştürür. Kişiliğini geliştirme ğıdakilerden hangisi olabilir?
fırsatını bulup düşünen, yaratan, kendisi ve çevresi ile di-
A) Gelişmiş ülkelerin yoğun tüketim eğilimi, dünyanın çe-
yaloğa giren bir tutum geliştirir. Soyut kavramları algılama- şitli bölgelerinde açlık sorunlarının ortaya çıkmasına
sı kolaylaşır. Zihinsel yetileriyle birlikte duygu dünyasını da neden olmuştur.
geliştirir. B) Çevre problemlerine yönelik çalışmaları sadece Birleş-
miş Milletler yürütmektedir.
Bu parçada, sanat eğitimi alan bireylerde bulunan
C) Çağdaş dünyada yaşanan gelişmelere bağlı olarak
özellikler arasında aşağıdakilerden hangisine yer ve-
ortaya çıkan çeşitli sorunların çözümlerinin imkânsız
rilmemiştir?
olduğu görülmektedir.
A) Çevresinde karşılaştığı sorunlara çözümler üretip bi-
D) Birleşmiş Milletler tarafından gerçekleştirilen çeşitli
reyleri bunlara yönlendirme
projeler sonucunda insanlığı ilgilendiren sorunların çö-
B) Nitelikli bir duyuş ve davranış özelliğine sahip olma zümünde başarılı sonuçlar elde edilmiştir.
C) Çevresi ile etkileşime açık biri olma E) Dünyada görülen temel sorunların çözümü, tarım ve
D) Bilişsel ve duyuşsal becerileri üst seviyelerde olma gıda politikalarındaki aksaklıkların düzeltilmesi gibi kal-
E) Çevresindeki insanlardan farklı bir bakış açısı geliştir- kınma programlarının gerçekleştirilmesiyle sağlanabi-
me lir.

228
25 dk BENZEŞİM DENEMELERİ - 4 EŞİK 5

9. Mimar Sinan, kavrayıcı tasarım gücü ile eşsiz eserler or- 11. Sanal gerçeklik teknolojisi, hızla ilerlemeye devam ediyor.
taya koymuştur. Hendese biliminde kazandığı derinlik, in- Akıllı giyilebilir teknoloji üreticisi rmalardan biri, sanal ger-
şaat alanında sahip olduğu deneyim, ayrıca form, ölçü ve çekliği bir adım öteye taşıyacak bir teknoloji geliştirdi: Ha-
oran gibi mimari estetiğin incelikleri konusundaki çarpıcı reket algılayan kıyafet. Normal bir kıyafet gibi giyilebilen
bakışı sayesinde kendinden emin biçimde hareket etmiştir. bu ürün, vücudun tüm hareketlerini algılıyor ve böylelikle
Kendine duyduğu inançtan dolayı zaman zaman inşaat sü- sanal gerçeklikteki karakterlerin hareketlerini taklit ediyor. 4
recine ve tasarım yaklaşımlarına karışılmasına direnmiştir. Günümüzdeki kontrol cihazlarından daha hassas bir etki-
Mekân düzenlemede akıcı planlama ve yenilikçi tasarım leşim imkânı sunan bu ürün ile sanal gerçeklik, gerçek ya-
anlayışı içinde hareket eden Sinan, rasyonel bakışla fay- şama bir adım daha yaklaşıyor.
dacı ve işlevsel yaklaşımından dolayı çağdaş olabilmiştir.
Bu parçadan
Sürekli arayış içinde olan mimar, hiçbir eserinde tekrara
I. Hareket algılayan kıyafetin insan hareketlerine öykü-
düşmemiştir.
nerek çalıştığı
Bu parçadan hareketle Mimar Sinan aşağıdakilerden II. Sanal gerçeklik teknolojisi ile ilgili çalışmaların gün
hangisiyle nitelendirilemez? geçtikçe daha da geliştirildiği
III. Sanal gerçeklik teknolojisinin günümüzde yalnızca bel-
A) Öz güven sahibi B) Yaratıcı
li başlı ülkelerde kullanıldığı
C) Akılcı ve özgün D) Araştırmacı
BASAMAK

yargılarından hangileri çıkarılabilir?


E) Ön yargılı
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II D) II ve III

10. Yeni tarihli birtakım araştırmalar, Mars’ın başından beri


hiçbir zaman sıcak ve ıslak bir yer olmadığını öne sürse
de birçok bilim insanı, Mars’ın bir zamanlar suyun yüzeyde
sıvı hâlde bulunduğu, daha yoğun ve sıcak bir atmosfere
sahip olduğu görüşünde. Eğer bu gerçekse Mars’taki çev-
re koşulları bir zamanlar mikrobik yaşamı destekleyebile-
cek hâldeydi. Mars yörüngesine giren uzay araçları, geze-
gen yüzeyinde büyük olasılıkla yağmur suyu ya da eriyen
buzullardan gelen suyla oyulmuş, dallanan vadi şebekeleri 12. Danimarka’ya bağlı Faroe Adaları, birbirinden yort ve
olduğunu gösteriyor. Yüzeyde gezinen keşif araçlarıysa boğazlarla ayrılan ve âdeta yapbozu andıran 18 küçük

çok eski nehir yataklarına ve ancak toprağın uzun yıllar adadan oluşuyor. Coğra şekillerini Buzul Çağı’ndaki vol-

boyunca su altında kalmasıyla oluşabilecek minerallere kanik faaliyetler meydana getirmiş. Bu benzersiz coğraf-

rastladı. ya, üzerinde neredeyse hiç ağaç bulundurmuyor. Bu uzak


ve ıssız adalar, doğayla uyum içindeki mimarisi ve düşük
Bu parçadan
nüfus yoğunluğuyla da çarpıcı manzaralar sunuyor.
I. Mars’la ilgili birbiriyle çelişen çeşitli görüşler mevcuttur.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
II. Mars’a dair henüz doğruluğu kanıtlanmamış çeşitli
önermeler söz konusudur. hangisi söylenemez?

III. Mars’la ilgili yapılan değerlendirmeler bilimsellikten ta- A) Terimlerden yararlanılmıştır.


mamen uzaktır. B) Benzetmeye başvurulmuştur.

yargılarından hangilerine ulaşılabilir? C) Anlatıcının duygusal etkilenmelerine yer verilmiştir.

A) Yalnız II B) Yalnız III C) I ve II D) Sayıp dökmelerden faydalanılmıştır.

D) I ve III E) I, II ve III E) Nesnel yargılara yer verilmiştir.

229
5 EŞİK BENZEŞİM DENEMELERİ - 4 25 dk

13. İstanbul Müzik Festivali, 40 yılı aşkın bir süredir Türkiye’de 15. Geçmişte takas sistemi iki tarafın güvenine dayanıyordu
klasik müzik sevgisi ve beğenisinin yerleşmesinde önemli ve alışveriş iki tarafın da yüz yüze olmasını gerektiriyordu.
bir rol üstlenmektedir. İlk kez 15 Haziran-15 Temmuz 1973 Zamanla bu yöntem, her meslek erbabının kendi alanında
tarihleri arasında “İstanbul Festivali” adıyla düzenlenmiştir. uzmanlaşmasını sağladı ve herkes kendi ürününün sayısı-
İstanbul Festivali, ilk yıllarında pek çok alandaki sanatsal nı, kalitesini, verimini artırabilmek için yeni çözümler geliş-
4 yaratıcılığın seçkin örneklerini programında buluşturmuş- tirdi. Örneğin bir balıkçı kanca yerine ağ kullanmayı keşfet-
tur. Her yıl düzenlenen İstanbul Müzik Festivali, Yaşam ti ve böylece daha fazla balık yakaladı. Bu da kaçınılmaz
Boyu Başarı Ödülü’yle bestecilerin, yenilikçi ve yaratıcı olarak daha çok uzmanlaşmayı ve birikimi getirdi. Sonun-
sanatçılar ile kültürel mirasımıza önemli katkılarda bulu- da şaşırtıcı bir noktaya ulaşıldı ama oraya varmadan önce
nan ve projeleri ile müziğin birleştirici gücünü öne çıkaran ticaretin evriminde hız kazanmak adına yaratılan pratik bir
kişilerin tanınmasına destek sağlıyor. Festival ayrıca 2011 araç devreye girdi ve alışveriş dediğimiz şey bambaşka bir
yılından bu yana tanınmış bestecilerin yanı sıra genç ve boyuta zıpladı.
gelecek vadeden bestecilere verdiği eser siparişleriyle
Bu parçadan
güncel müzik repertuvarının zenginleşmesine ve nitelikli
I. Değiş tokuş sisteminin günümüzde daha kolay gerçek-
müzisyen sayısının artmasına katkı sağlıyor.
leştiğine
Bu parçadan İstanbul Müzik Festivali ile ilgili aşağıda- II. Geçmiş dönemde gerçekleştirilen alışveriş sürecinde
kilerden hangisine ulaşılamaz? ne gibi sorunlarla karşılaşıldığına
BASAMAK

A) Düzenli olarak gerçekleştirildiğine III. Ticari faaliyetlerde yaşanan değişimlerin nasıl bir süreç
B) Belirli ölçütlere göre ödüller dağıtıldığına sonunda ortaya çıktığına

C) Yeni sanatçıların yetişmesindeki rolüne durumlarından hangileriyle ilgili bilgilere ulaşılamaz?


D) Sadece klasik Türk müziği bestelerinin sergilendiğine A) Yalnız II B) Yalnız III C) I ve II
E) Adının zaman içinde değiştiğine D) I ve III E) I, II ve III

14. Kendim için ne söyleyebilirim ki? Şair doğmuş bir kişi ol- 16. Marmara Denizi’nin son on beş bin yıl içinde iklimdeki de-
duğum kanısında değilim. Başka uğraş alanlarında da ğişimlere, bölgenin tektonik hareketlerine paralel olarak
denemelerim oldu. Söz gelimi resim, yontu. Yalnız onlara sürekli bir değişim geçirdiği yer bilimcilerin çalışmalarıyla
adayabilirdim kendimi. Ne var ki şiir, çekip aldı beni. Ger- kanıtlandı. Ancak bölgenin tarihi, başta Yarımburgaz Ma-
çekte bütün bu uğraşlar, aynı gücün değişik belirtilerinden ğaraları olmak üzere Fikirtepe ve Pendik kazı buluntuları
başka bir şey değildi. Şiire gelince de şiir, ağızdaki vitamin ile tarihî yarımadada yapılan çeşitli kazı ve sondaj sonuçla-
eksikliğinden kaynaklanan hastalığa iyi gelen C vitaminidir. rından anlaşılabiliyor. Yenikapı’da açığa çıkan eserler ise
Tekniğin her şeye başat olduğu bir ortamda şiire belirli bir İstanbul’un tarihine yadsınamaz yeni bilgiler kattı ve ilk kez
program çizemezsiniz. Yapay bir biçimde yaratamazsınız doğa bilimlerinin verileriyle kültür tarihinin savlarının örtüş-
onu. Çünkü şiir, insanı makineden ayıran noktada durur. mesini sağladı.
Şiir; bu yaşam içgüdüsünü taşıdığı oranda şair kişi, her za-
Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine kesin
man hümanist bir kişi olacaktır.
olarak ulaşılabilir?
Düşüncelerini bu şekilde dile getiren sanatçı için aşa- A) İstanbul’un geçmiş dönemlerine yönelik yürütülen çalış-
ğıdakilerden hangisi söylenemez? maların sayısı her geçen yıl katlanarak artmaktadır.
A) Şiirin insandan bağımsız olamayacağı ve doğal olması B) Marmara Denizi’nin tabanı, Anadolu’nun tamamında
gerektiği görüşüne sahiptir. görülen kıta hareketlerinin etkisiyle derinleşmektedir.
B) Farklı sanat dallarına yönelik uğraşılar vermiştir. C) İstanbul’un tarihine yönelik yürütülen çalışmalar ilk kez
C) Şiir türünde başarısız olduğunu düşünmektedir. Yarımburgaz Mağaraları’nda başlatılmıştır.

D) Sanatın dalları arasında bir yakınlık olduğuna inan- D) İstanbul’un geçmişine yönelik bilinenlere çeşitli veriler-
maktadır. den hareketle yenileri eklenmiştir.

E) Şairlik yeteneklerinin doğuştan gelmediğini düşünmek- E) Tarihî yarımadada İstanbul’un tarihini araştırması için
tedir. hâlâ devam ettirilen çeşitli kazı çalışmaları mevcuttur.

230
25 dk BENZEŞİM DENEMELERİ - 4 EŞİK 5

17. Yazılarda tek ölçünün estetik değer olduğu bir eleştiri anla- 19. Sevgi, gönül işidir. Bazı kimseleri gönlümüz almaz. Ka-
yışı benimsenmiş, edebiyat dışı yargılardan uzak durularak derimizde, ömür serüvenimizde yoktur o. Bazılarını da
öykü sanatının temel ölçütleriyle metinlere yaklaşılmış, ay- sevmekten vazgeçmeyiz. Hatalarını, yanlışlarını gözümüz
rım yapmadan tüm birikim yansıtılmaya çalışılmıştır. Eleş- görmez. Saygı, mecburi istikamettir. Takip mesafesini
tiri anlayışı olarak, eleştirmenin sesinin birincil, baskın ses korumaktır. Sadece bizim hayatımız ve haysiyetimiz yok.
olarak görülmesi tercih edilmemiştir. Çünkü eleştirmen, Herkesin bir hayatı ve haysiyeti var. Tek dertli, sevinçli,
okur ile yazar arasında bir köprüdür. Okuyucunun metne tasalı, bilgili veya istekli biz değiliz. Evet, mesafeyi koru- 4
ulaşmasını kolaylaştırır, onun atladığı yerleri işaret eder, mak ve aradaki boşluğu başka bir şeyle doldurmamak. O
eserin kapısını aralar. Bu anlamda kitaptaki eleştirmenin boşluk öylece kalsın, kalmalıdır. Uzak durduğumuz, hoş-
sesi daha geri planda ve okurla metin arasındaki mesafeyi lanmadığımız insanlara bile saygı göstermek zorundayız.
kısaltmayı gözeten bir tutum içerisindedir. Dolayısıyla çok Saygı, herkesin hakkını ve hukukunu gözetmektir. Ortak
zorunlu olmadıkça öznel yargılardan kaçınılmış, yazarla- buluşma noktasıdır.
rın değerli yanları öne çıkarılmış özellikle analitik inceleme
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada savunulanları
yöntemi, bir eleştiri anlayışı olarak benimsenmiştir.
destekler niteliktedir?
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söy-
A) Saygı, sevgiden önce gelmeli; saygıda asla kusur ol-
lenmiş olabilir?
mamalıdır.
A) Böyle bir kitap yazarken günümüz öyküsüyle ilgili nele-
B) Birini sevmek, insanın kendi elinde olan bir duygu de-
ri amaçladınız?
ğildir.
B) Kitabınıza alıp değerlendirdiğiniz yazarların eserlerini
BASAMAK

C) Bizim elde etmek istediklerimizi başkaları da bizler gibi


hangi kriterlere göre incelediniz?
isteme hakkına sahiptir.
C) Eleştiri yazılarında dikkat edilmesi gereken ölçütler ne-
D) İnsanlarla ilişkilerimizde mesafeli olmak, herkesin ya-
ler olmalıdır?
rarınadır.
D) Okurla yazarın arasına bir başkasının girmesini ne ka-
E) İnsan sürekli saygı duyulan davranışlar içinde olmalı,
dar doğru buluyorsunuz?
haddi aşmamalıdır.
E) Öykü eleştirisinde ve eleştirilecek eser seçiminde belir-
lenmiş kriterler var mıdır?

18. Öykü yazma disiplini, oluşumu ve süreci ile bir kuramsal


yazının disiplini, oluşumu ve süreci çok farklı. Öyküde
ihtiyacınız olan “duygular”, kuramsal yazılarda ise ihtiya-
cınız olan “düşünceler”. Kuşkusuz öykü yazayım deyince
olmuyor; onun bir doğuş anı, bir duygu yırtılması ve onu
doğuracak bir olgunun gerçekleşmesi gerekiyor. Kuramsal 20. (I) Günümüzde dünyamız aşılması gereken birçok zorluk-
çalışmalar için gerekli olan ise sadece çalışmak, araştır-
la karşı karşıya. (II) Bunların en başta geleni ise gittikçe
mak ve emek. Oysa öykü yazmak için çalışmak, araştır-
mak ve emek tek başına yeterli değil. Bu anlamda zorluk, artan dünya nüfusunu beslemek için gerekli olan gıdayı
çok farklı açıdan değerlendirilmeli. Zorlanarak da olsa bir üretmek. (III) Gıda üretimini artırmak daha büyük hatta
kuram yazısı yazılabilir ama öykü onca çabaya rağmen ya- çözümsüz sorunlar getiriyor. (IV) Gıda üretimi için yıllardır
zılamayabilir. sürdürülen yoğun endüstriyel tarım uygulamaları dünyamı-
Bu parçadan öykü yazarlığıyla ilgili olarak aşağıdaki- zı dönüşü olmayan zararlara sokuyor. (V) Doğal kaynakla-
lerden hangisi çıkarılabilir? rımız tükeniyor, biyoçeşitlilik azalıyor, doğal yaşam alanları
A) Çalışmanın, araştırmanın yanında öyküyü doğuracak ve ormanlar yok ediliyor, toprak ve tatlı su kaynaklarında
bir duygu derinleşmesi gerektirdiği bozulmalar görülüyor. (VI) 21. yüzyılda tarımda en büyük
B) Duygu zenginliği ve yetkinliği olmaksızın kalıcı eserler başarı, olumsuz çevre koşullarını azaltarak istenilen üretim
verilemeyeceği artışını gerçekleştirmekle sağlanacaktır. (VII) Bu da yalnız-
C) Uzun bir okuma ve araştırma sonucu iyi öyküler yazıla- ca tarımda sürdürülebilir yöntemlerin ve kalıcı çözümlerin
bileceği uygulanması ile mümkün olabilir.
D) Zengin bir duygu dünyası yanında iyi bir gözlemci ol-
mayı gerektirdiği Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf

E) Teknik olarak yazarlık donanımına sahip olmanın ye- numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
terli olabileceği A) II B) III C) IV D) V E) VI

231
5 EŞİK BENZEŞİM DENEMELERİ - 4 25 dk

21. (I) Devlet Ana’ da tarih kitaplarına bakılarak doğruluğunun 23 - 24. soruları aşağıdaki parçaya göre
4
ispatlanması imkânsız detaylar var. (II) Romanı bir makale cevaplayınız.
kitabı gibi kullanıyor. (III) Ayrıca yazar; bir romanda olması
yadırganacak, kendi dünya görüşünü yansıtan bölümlere
Roman, hikâye okumaya, kendilerini edebiyatçılığa kaptır-
yer veriyor. (IV) Yazar, gerçekçi bir roman yazdığını id-
mayan kişilerin yazdığı denemeleri okumaya bayılırım ama
4 dia ediyor oysa kullandığı olayların kaynağını belirtmiyor.
bunlardan ne de olsa bıkılıyor. Bir romanı, isterse Stend-
(V) Bu eksikler yetmiyormuş gibi bir de değişik yörelerden
hal’in olsun, üst üste kaç kere okuyabilirsiniz? Anlattıklarını
gelen insanları hep tek ağızla, Orta Anadolu Türkçesiyle
öğrendiniz mi elbette kapatacaksınız. Diyeceksiniz ki kita-
konuşturuyor. (VI) Çelişkisini her okurun anlayabileceği bir
bı kapattıktan sonra da bütün o kişiler içimizde yaşamıyor
açıklığa indirgiyor.
mu, düşlerimize karışmıyor mu? Bir yere gidip bir kimse ile
Numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturma- konuşurken onlar da arkamızdan gelmiyor mu? Doğrudur;
sı için hangilerinin birbiriyle yer değiştirmesi gerekir? romanlardaki, hikâyelerdeki kişilerin öyle bir canlılıkları
A) I ve III B) II ve III C) II ve IV vardır. Ancak roman ve hikâye kişilerinin öyle kitabın dışın-
D) III ve V E) IV ve VI da yaşayabilmeleri, bu eserlerde öz ile şeklin kaynaşma-
dığını, ayrışabildiğini gösterir. Oysa mısrada, şiirde böyle
mi? Şiirde öz ile şekli ayrı olarak düşünemeyiz. Düşünenler
elbette vardır ancak onların şiiri gerçekten sevdiklerine ve
BASAMAK

anladıklarına inanmak hayli güçtür. ----

23. Bu parçanın yazarı için


I. Şiir yazmayı, roman ve hikâye yazmaktan üstün ve zor
görmektedir.

22. • Bugüne kadar oluşturduğum bütün karakterlerin zihni- II. Düzyazı türündeki eserlerden çok şiir türündeki eserle-
re karşı bir beğeni eğilimi göstermektedir.
ne girmeyi, o zihinde dolaşmayı ve dış dünyayla ilişkiyi
o zihinler üzerinden kurmayı seven bir yazarım. III. Roman ve hikâye türündeki eserlerin okur üzerinde et-
kileyicilik yönünün bulunduğunu kabul etmektedir.
• Aile Çay Bahçesi gibi bir hesaplaşma romanında bu-
nun dışında bir şey düşünmem, yol izlemem düşünüle- yargılarından hangileri söylenebilir?
mezdi. A) Yalnız I B) Yalnız III C) I ve II
Aşağıdakilerden hangisi bu iki cümlede ifade edilenleri D) II ve III E) I, II ve III
doğru bir biçimde birleştirmiştir?
A) Oluşturduğu karakterlerin zihnine girip orada dola-
şarak, dış dünya ile ilişkisini o karakterin üzerinden
kurmayı seven bir yazar olarak bir hesaplaşma romanı
olan Aile Çay Bahçesi’nde farklı bir yöntem kullanmam
doğru olmazdı.
B) Aile Çay Bahçesi benim zihinlerine girip dolaştığım dış
dünya ile ilişkiyi de üzerinden kurduğum karakterlerin
24. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına
hesaplaşmasını irdeleyen bir romanımdır.
göre
C) Aile Çay Bahçesi, adıyla yayımladığım romanımın ka-
rakterleri, benim zihinlerine girip dolaştığım, duygu ve I. Çünkü şiiri gerçekten bilen ve şiire gönül veren, onun
düşüncelerimle onlar üzerinden hesaplaştığım diğer içerik ve biçim yönünden bir çırpıda görülemeyecek ka-
romanlarımın karakterleriyle benzeşmez. dar kaynaşmış olduğunu bilir.

D) Aile Çay Bahçesi gibi hesaplaşma romanlarında yazar, II. Böyle bir düşüncenin bilimsel çabalarla kabul görme-
karakterlerin zihnine girerek oralardan dış dünyayı şe- yeceği anlaşılmalıdır artık.
killendirmek zorunda kalabilir. III. Hâlbuki şiirin tek özelliği, ölçülü ve ahenkli bir söyleyişe
E) Romanlarımda oluşturduğum karakterlerin zihin dün- sahip olması değildir.
yalarını kendim kurguladığım için Aile Çay Bahçesi adı- ifadelerinden hangileri getirilebilir?
nı verdiğim son romanımda da yine karakterler üzerin-
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
den dış dünyayı kurguladığım bir hesaplaşma romanı
D) I ve II E) II ve III
ortaya çıktı.

232
25 dk BENZEŞİM DENEMELERİ - 5 EŞİK 5

1. Rus sözlü halk edebiyatının başlıca türleri,;masallar ve tür- 3. I. Bunun en önemli nedeni ise ülkemizde sivil toplum ör-
külerdir. Türküler, destanlar ve lirik olmak üzere iki bölüme gütlerinin az sayıda olması ve bunların çalışmalarının
ayrılır. Destan ve türkülerin sevilen kahramanı İlya Muro- yetersiz olmasıdır.
mets’tir. Rus halk türkülerinde uyak, çok az; buna karşın II. Örneğin ABD’de uygulanan ve tüketicilerin ürün
nakarat çok kullanılmıştır. Koşuk biçiminde yazılmış türler- talepleri üzerinde artışa zemin hazırlayan “SA 8000
de yaygın olan ölçü, aruz benzeri burgulu bir ölçüdür. Bu Sosyal Sorumluluk Standardı” uygulaması ülkemizde
de uygulanmaya başlamıştır.
ürünler önemli bir gecikmeyle ancak 18. yüzyılda yazıya
III. Fakat -dünyanın diğer ülkelerinde olduğu gibi- Türki- 5
geçirilmeye başlamıştır.
ye’de de en etkili iletişim aracı olan medya sayesinde
Bu parçada ele alınan konu aşağıdakilerden hangisi- artık, dünyanın herhangi bir yerindeki bir gelişmeden
dir? diğer insanların haberinin olması ile yavaş da olsa bir
beklenti oluşmaya başlamıştır.
A) Rus edebiyatının başlangıcını sağlayan edebî türler
IV. Sosyal sorumluluk, Türkiye’de henüz çok bilinmeyen
B) Türkülerin Rus edebiyatındaki yeri ve önemi
bir konudur.
C) Rus edebiyatında etkili olan edebî akımlar
V. Bugün rmaların bir kısmı bu beklentilerin gereklerini
D) Rus edebiyatının önde gelen sanatçıları
yerine getirmek için çalışmalar yapmışlardır.
E) Yazılı olmayan Rus edebiyatının özellikleri
Numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak
BASAMAK

biçimde sıralandığında hangisi sonuncu olur?

A) I B) II C) III D) IV E) V

2. I. Psikolojide davranışçılığın hüküm sürdüğü sıralarda dil 4. (I) Animasyonun lmlerde ve reklam lmlerinde kullanıl-
bilimi araştırmalarında hâkim olan görüş, Amerikan ya- ması, ülkemizde çok daha büyük kitlelerin bu sanat türü-
pısalcılığı idi. nü tanımasına ve sevmesine imkân tanımıştır. (II) Çünkü
II. Bu görüş, dil bilimini “dilin betimsel yani bilimsel yollarla diğer ülkelerde animasyon eserleri televizyonlarda günün
incelenmesi” şeklinde tanımlamıştır. her saatinde yayımlanırken ülkemizde sadece çocuklar
III. Zira araştırmalar; çocukların konuşmayı ve konuşma hedef alınarak onlara uygun saatlerde yayımlanmaktadır.
dilini, yazmayı öğrenmekten çok önce öğrendiğini orta- (III) Başka bir ifadeyle ülkemizde animasyon eserleri, ço-
ya koymuştu.
ğunlukla çocuklara yönelik eserlerdir. (IV) Dolayısıyla ani-
IV. Avrupa’da 1920’lere kadar dillerin tarihî gelişimleri ve
masyonun ülkemizdeki gelişimi açısından önemli bir yan-
birbirleriyle olan ilgileri metinlere dayalı biçimde araştı-
lış ya da eksik algılama olduğunu söylemek mümkündür.
rılıp incelenmişti ancak tasvirci dil bilimi, daha çok ko-
nuşmayı ve konuşulan dili incelemeyi amaçlamıştı. (V) Ayrıca birçok Avrupa ülkesinde devlet desteği ile ge-

V. Sözü edilen bu akıma bu nedenle “tasvirci dil bilimi” de rek yerel gerekse evrensel değer ve motierden hareketle
denmiştir. eğitici animasyon lmler hazırlanıp büyük küçük herkese
sunulmaktadır.
Numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluştura-
bilmesi için hangilerinin birbiriyle yer değiştirmesi ge- Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangisine “An-
rekir? cak ülkemizde animasyonun diğer ülkelerin eriştiği düzey-
A) I ile II B) II ile III C) III ile IV de olduğunu söylemek zordur.” cümlesi getirilirse parça-
D) III ile V E) IV ile V nın anlam bütünlüğü sağlanmış olur?
A) I B) II C) III D) IV E) V

233
5 EŞİK BENZEŞİM DENEMELERİ - 5 25 dk

5. Sanatçının bilmeceleri derleme adına kaleme aldığı eser- 7. Kendini anlatmak ya da kendince anlatmak, denemenin
de kitaba alınmamış yüzlerce bilmeceden söz etmek müm- geleneğinde bulunan bir öge. Böyle olunca da kimi anı ve
kündür. Bu eksiklik hoş görülecek türden olsa da eserde özellikle günlükleri de deneme kapsamında düşünülmesi-
kabul görmeyecek şey yazarın, eserin ön sözünde hadise, ne bir yol açılıyor. ----. Dolayısıyla böyle bir değerlendirme
muhit, münasebet, mücerret, şahsiyet vb. birçok yabancı yapılırken denemenin bir dil içi olay olduğu, neyi anlattığı-
sözcüğü kullanmasıdır. Oysa bilmecelerin onda dokuzunu nın yanında nasıl anlattığının önemli olduğu gözden kaçı-
öz Türkçe sözcükler oluşturmaktadır. Bu türden bir dil ve rılmamalıdır.
5 kültür ürününün derlendiği yapıtın tanıtımında bolca Türk-
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına
çe olmayan sözcük kullanılması biraz ironiktir. Bu durum,
göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
yazarın geçmişten gelen alışkanlıklarından kaynaklanıyor
A) Ancak burada karar verdirici öge, dil ve anlatımdır
olabilir. Ancak her ne olursa olsun böylesine önemli bir ça-
lışmanın hazırlanışında daha dikkatli olunması gerekmek- B) İnsanların yazarlar hakkında yanlış düşünceler besle-
tedir. mesi, yaygın bir durumdur
Bu parçada yazarın yakındığı asıl durum aşağıdakiler- C) Edebî eserleri doğru anlamlandırmanın yolu, eserler-
den hangisidir? deki konuya uygun bilgilerin varlığına bağlıdır
A) Kitaba alınmayan çeşitli bilmecelerin olması D) Günlük yazmanın belli kuralları vardır ve bu yazılanla-
B) Bilmecelerin çözümlerinin başka bölüm yerine hemen rın estetik değer taşıması için çeşitli özellikleri taşıması
bitişiğinde verilmesi gerekir
BASAMAK

C) Yazarın derlediği bilmecelerin temeli sağlam kaynakla-


E) Düzyazı şeklinde kaleme alınmış eserler arasında ay-
ra dayanmıyor olması
rımlar kadar benzerlikler de var
D) Eserin hazırlanışında bilimsel tekniklerden yararlanıl-
maması
E) Kitabın yazarının eserin hazırlanışında benimsediği dil
tutumu

6. Tarih de tiyatro da doğrunun, gerçekliğin peşindedir. Tarih,


bilimsel gerçekliğin; tiyatro da estetik gerçekliğin... Ancak
her ikisi de inandırıcı olmak zorundadır. Tarih, bunu ka-
nıtlarla, belgelerle sağlar. Bir tarih kitabı -ne denli güzel,
ne denli etkileyici ya da çarpıcı bir üslupla yazılmış olursa
olsun- kabul ettirmeye çalıştığı şeyleri nesnel kayıtlara da-
yandırmıyorsa bu kitabın tarih bilimi açısından hiçbir de-
ğeri yoktur. Oyun yazarı ise dramatik güzelliğin oluşması 8. (I) Görsel zekâ, görsel dünyayı doğru olarak algılama ve
için gerekli unsurları bir araya getirememişse ve işlediği kişinin kendi görsel yaşantılarını yeniden yaratma kapasi-
ham maddeden başarılı bir oyun çıkarmamışsa, isterse tesidir. (II) Resimler ve imgeler zekâsı olarak adlandırılan
en güvenilir belgelere dayansın, ortaya çıkan ürünü kimse bu bilişsel yapının şekil, renk, biçim veya dokunuşları zi-
umursamaz. ---- Örneğin bir tarih kitabı için “Güzel değil.” hin gözü ile görme ve bunları resim olarak somut temsil-
demek doğru olmayacağı gibi bir tiyatro oyununu da “Ta- lerine dönüştürme yeteneğini içerdiği ileri sürülmektedir.
rihî gerçeklere uymuyor.” gerekçesiyle yargılamak yerinde (III) Zekânın birden çok bileşenden oluştuğunu ileri süren
olmaz. bilim insanları, öne sürdükleri görüşlerin temellerinde bi-
yolojik ve kültürel boyutların yer aldığını savunmaktadır.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre
(IV) Bireyin bir şeyi gözünde canlandırıp hayal kurabilmesi,
I. Dolayısıyla dramatik bir metnin yaratıcısının yetenekle-
hayalindeki yerlere sanal yolculuklar yapabilmesi ve daha
riyle yakından bir ilişkisi vardır.
önce hiç yapmadığı şeyleri yaratabilmesi ve buluş yetene-
II. Böyle olduğu içindir ki tarih eserini de tiyatro eserini de
ği de bu zekâ türünün özellikleri olarak gösterilmektedir.
ne olduklarına göre eleştirmemiz gerekir.
(V) Gelişim sürecinde bireyin görsel zekâsının yanında el-
III. Yani tarih kitaplarının bilimsel bir araştırma sonucunda
göz eş güdümü ile kişinin algılanan şekil ve renkleri, çeşitli
meydana getirilmesi, bu kitaplarda ortaya atılan görüş-
ortamlarda yeniden oluşturma yeteneği de gelişmektedir.
lerin delillere dayandırılması gerekmektedir.
yargılarından hangileri getirilebilir? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü-
şüncenin akışını bozmaktadır?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve III
D) II ve III E) I, II ve III A) I B) II C) III D) IV E) V

234
25 dk BENZEŞİM DENEMELERİ - 5 EŞİK 5

9. (I) Güneş’in yaklaşık yüzde 90’ını oluşturan hidrojen ga- 11. (I) Borges’in hikâyelerini okurken farklı dünyaların içinde
zının çekirdeklerini füzyon ile helyum çekirdekleri oluştur- farklı metinlerle yolculuğa çıkılır. (II) Çünkü onun metinleri
makta ve bu çekirdeklerin tepkimesi sırasında çok büyük tek bir metnin değil binlerce metnin bir araya gelmesi ile
bir enerji açığa çıkmaktadır. (II) Güneş’te meydana gelen oluşur. (III) Örneğin Borges, “Don Quxote Yazarı Pierre
tepkimeler sonucunda oluşan bu enerjinin bir kısmı Dün- Menard” isimli hikâyesinde bir yazar kurgular ve yeni bir
ya’ya ulaşan ışınım enerjisidir. (III) Bu ışınımın paneller-
Don Kişot yazma hevesine kapılır. (IV) Aslında Borges, bu
le elektrik enerjisine çevrilmesi işlemi de güneş enerjisi
hikâyeyi yeni bir Don Kişot yazmak değil de onun yerini
sistemi olarak tanımlanmaktadır. (IV) Nüfusun ve sanayi- 5
alma çabası ile kurgular. (V) Borges’in hikâyelerinde bunun
leşmenin giderek artması ile dünyada enerji ihtiyacı artış
dışında özellikle Edgar Allan Poe’nun dedektif öykülerinin
göstermektedir. (V) Petrol ve doğal gaz kaynaklarının azal-
ması veya bu kaynaklara sahip olmayan ülkelerde artan izlerine rastlarız ki özellikle Alçaklığın Evrensel Tarihi isimli
enerji ihtiyacına cevap vermek oldukça sıkıntılı olmaktadır. kitabının ana izleğini bu öyküler oluşturur.
(VI) Bu nedenle daha temiz ve daha az maliyetli olan yeni- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden
lenebilir enerji kaynaklarına yönelmek, bu sıkıntının gide-
sonra “Ancak yazarın ortaya koyduğu ürün yine Don
rilmesine yardımcı olmaktadır.
Kişot’ un parçalarından oluşur.” cümlesi getirilirse parça-
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf nın anlam bütünlüğünde sağlanmış olur?
numaralanmış cümlelerden hangisi ile başlar? A) I B) II C) III D) IV E) V
BASAMAK

A) II B) III C) IV D) V E) VI

12. Kum saatleri, zamanın geleneksel sembolüdür. Saatin ilk ta-


sarımı olan yumurta biçiminde cam kaptan akan kum, yüz-
yıllar boyunca sabit kalmıştır. Bu yapılardaki saatlerde ku-
mun yanında zaman zaman pudra hâline getirilmiş yumurta
kabuğu, cıva ve ince toz hâlindeki siyah mermer de kulla-
nılmıştır. Kum saati, Avrupa’da ilk kez 8. yüzyılda bir pa-
pazın buluşuyla kullanılmaya başlamıştır. Camcılık becerisi
10. Emzirmenin hem anne hem bebek sağlığı için pek çok geliştikçe kumun doldurulduğu ağız da eritilerek kapatılmış
yararının olduğu tartışılmaz bir gerçek. Anne sütüyle bes- ve nemlenerek akışın zorlaşmasının önüne geçilmiş, böyle-
lenen bebeklerin sinir sistemi gelişiminin hazır mama ile ce kum saatlerinin kullanımı geleneksel hâle gelmiştir. Kum
beslenen bebeklere göre daha iyi olduğu biliniyor. Hazır saatleri, 16. yüzyıldan günümüze kadar sadece kiliselerde
mama ile beslenen bebeklerde sindirim sistemi, solunum dua süresi, gemilerde tayfaların nöbet süresi ya da gemile-
yolu, idrar yolu ve kulak enfeksiyonlarının, alerjik hastalık- rin hızlarının belirlenmesi gibi belirli bir sürenin başlangıcını
ların görülme oranı daha fazla. ---- ve bitişini göstermek için kullanılmıştır. Ölçümü yapılacak

Düşüncenin akışına göre bu metnin sonuna aşağıdaki- şeylerin niteliğine göre de kum saatlerinin boyutları deği-

lerden hangisi getirilemez? şiklik göstermiştir. Günümüzde çeşitli dükkânların raarını


süslemek durumunda kalsa da hâlâ kimi aşçılar tarafından
A) Ayrıca anne sütü alan bebeklerin obez olma riskinin de
daha az olduğu belirtiliyor. yumurta kaynatırken kullanılıyor.

B) Bu tür nedenlerle annelerin çocuğu emzirme konusun- Bu parçada kum saatleri ile ilgili olarak aşağıdakiler-
da hassasiyet göstermesi gerekiyor. den hangisine değinilmemiştir?
C) Bilimsel çalışmalar ilerledikçe anne sütünün bilmediği- A) Biçimsel özelliklerinin neler olduğuna
miz birçok faydası ortaya çıkıyor.
B) Kim tarafından icat edildiğine
D) Araştırmalar anne sütünden daha faydalı mamaların
C) Hangi zaman birimlerinden oluştuğuna
bulunduğunu gösteriyor.
D) Bugünkü durumunun ne olduğuna
E) Anne sütü şimdi de antibakteriyel özelliği ile bilim in-
sanlarının merceği altında. E) Hangi amaçla kullanıldıklarına

235
5 EŞİK BENZEŞİM DENEMELERİ - 5 25 dk

13. Boğmaca aşısı, yaygın bir şekilde uygulanmasına rağmen 15. Düşünce ve düşlerimizin, anılarımız ve deneyimlerimizin
1980’li yıllardan itibaren boğmaca hastalığında hem dün- tümü; nöral dokudan doğar. Kimliğimiz, beynin çapraşık
yada hem de ülkemizde -özellikle 10-19 yaş arasında en elektrokimyasal ateşlenme örüntülerinde saklıdır. Bu etkin-
yoğun olmak üzere- önemli bir artış gözlenmektedir. liklerin sonlanması, bizim de sonumuz demektir. Etkinlikle-
rin hasar ya da ilaçlara bağlı olarak çizgisini yani işleyişini
Bu cümleden kesin olarak çıkarılabilecek yargı aşağı-
değiştirmesi ya da işleyişinde sorun olması, bizim de hiç
dakilerden hangisidir?
gecikmeden karakter değiştirmemiz anlamına gelir.
5 A) Boğmaca aşısının hastalık üzerinde hiçbir etkisi olma-
mıştır. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilir?
B) 1980’li yıllardan sonra dünyada en önemli artış boğma- A) Beyinde bir hasarın gelişmesi, kişilikte kökten değişim-
ca hastalığında olmuştur. lere yol açabilir.
C) Boğmaca hastalığına en yüksek yakalanma riski 10-19 B) Beynin işleyişinde görülen farklılıklar, insanların ziksel
yaşları arasındadır. özelliklerinin de farklı olmasını sağlamaktadır.
D) Boğmaca, tedavisi bulunamayan hastalıklardan biridir. C) İnsan beyni henüz tam olarak anlaşılamamış tek
E) Ülkemizdeki boğmaca aşı çalışmaları, dünyadaki çalış- organdır.
malara göre daha yoğundur. D) İnsanın davranışları ve kişilik gelişimi üzerinde kültürel
unsurların önemli bir etkisi vardır.
E) Vücut sağlığının korunması için beyni zinde tutacak
BASAMAK

egzersizler yapılması gerekir.

16. Descartes “Düşünüyorum, o hâlde varım.” diyerek duy-


guların maddesel varlığı ve yaşam üzerindeki etkisini yok
saymıştı. Bugün insan zihninin kafamızın içinde bulunan
ziki dokudan tamamen ayrı bir varlık olduğu, onun felse-
fesinin temel taşlarından biriydi. Bu görüş, Doğulu bilgin-
lerin yüzyıllardır benimsediği tezi desteklemektedir. Ancak
çağımıza yaklaştıkça keşfedilen ve artık bilinen bir gerçek
14. Kontrol edebildiğin stres faydalıdır. Kontrol edilemeyen ki insan para harcarken, yatırım yaparken, evlenirken salt
stres zararlıdır. Stresini kontrol edebilen bir insan, korkma- akılla hareket etmez. Sevgi, takdir edilme arzusu, güven
sın. Çünkü kontrol edilebilen anksiyete yani kaygı, dikkati duygusu da insanların bu ve benzeri eylemlerinde önemli
ve öğrenme hissini artırıyor. Gamsız insan, tembel insan- belirleyicilerdir.
dır. Amaca yönelik kontrol edebilen bir kaygı varsa bu fay- Aşağıdakilerden hangisi bu parçada savunulanları
dalı bir anksiyetedir ki kişiyi üretken ve verimli yapar. destekler niteliktedir?
Bu sözler aşağıdakilerden hangisine karşılık söylen- A) İnsan tutumları, mantık ve hissiyat bağlamında şekil-
miş olabilir? lenmektedir.

A) Size göre stres olumlu ve gerekli bir şey midir? B) Felsefe adına öne sürülen düşüncelerin benimsenmesi
için bunların bilimsel çalışmalarla desteklenmesi gere-
B) İnsan yaşamında anksiyetenin yeri hakkında neler
kir.
söylersiniz?
C) İnsanlar, duyguları ile hareket ettiklerinde daha doğru
C) Günlük yaşamda insanların eleştirdiğiniz yönleri var
kararlar vermektedir.
mıdır?
D) İnsanların kararları üzerinde aklın etkisi azaldıkça
D) Öğrenme sürecini etkileyen dinamikler nelerdir?
onların başarıya ulaşma şansları düşmektedir.
E) İnsanların üretken olabilmesi için neler yapması
E) İnsan zihninin birçok özelliği, sistemli çalışmalar
yerinde olur?
sonucunda ortaya çıkarılmıştır.

236
25 dk BENZEŞİM DENEMELERİ - 5 EŞİK 5

17. Güzel sanatları sınıandırmanın yanlışlığını her platform- 19. Yazardan okura uzanan ve sözcüklerden oluşan görün-
da avazım çıktığı kadar söylemeye devam edeceğim. Doğ- mez bir merdiven vardır. Okur, bu merdivenden geçerek
ru bakmayı bilmeyen insanlar için sanatın değişik dallarını yazara ulaşır; onun dünyasını anlar, eserini içselleştirir.
Yazar da aynı merdivenden geçerek sözcüklerle yarattığı
farklı amaçlar için var olduğunu zannedenler var hâlâ. Her
kurmaca dünya içinde okurun yüreğine dokunmayı başa-
ne kadar bu sanat dallarının yöntem ve icra yetenekleri bir- rır. Bu, inanılmaz bir serüvendir; eğer okur ile yazar, bu-
birinden farklı olsa da amaç birlikteliği etmiş, aynı heden luştukları metinde yürek diliyle konuşup anlaşırlarsa o nok-
yolunda yürümektedirler. Birbirinden eşsiz olan bu sanat tada “edebî ve ebedî” bir dostluk başlamış demektir. Bu
dostluk, okurun zihninde yepyeni anlam pencereleri açar;
5
dallarını birbirleriyle kıyas etmeye, yarıştırmaya, savaş-
tırmaya kalkmak yerine bunların insanlığın estetik tarafı- o pencerelerden yazarın söz ışığı yavaşça süzülerek oku-
run yüreğini aydınlatır. Bu iç aydınlanma, okurun hayatını
nı geliştirmeyi hedeediklerini göz ardı etmemek gerekir.
da yavaş yavaş değiştirip dönüştürecektir. Çünkü biliyor-
Farklı olan tek şey, biri boyayla, diğeri sözle, bir başkası sunuz “Sözcükler, hayatı değiştirir.”
gösteriyi kendine yöntem seçmiştir.
Bu parçada asıl vurgulanmak istenen aşağıdakilerden
Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine yanıt olarak hangisidir?
verilmiş olamaz?
A) Kitaplar, yazar ve okuru buluşturma gücünü duyguları
A) Güzel sanat dalları arasında bir yarış olduğu düşünüle- paylaşma arzusundan alır.
bilir mi?
B) İçselleştirilerek yazılan ve okunan eserler, okuru değiş-
BASAMAK

B) Güzel sanatların insanın gelişimine bir faydası var mı- tirip dönüştürme gücü taşır.
dır?
C) Yazarın amacı, eseri vasıtasıyla okurla iletişime geçe-
C) Her sanat dalının ayrı ayrı hedeeri olduğunu söyle- rek onu etkilemektir.
mek ne kadar doğrudur?
D) Sevgiyi içselleştirmemiş eserler, okurun ilgisini çekme-
D) Güzel sanatların her dalı aynı yöntemi kullanarak mı yeceği gibi kalıcı da olamaz.
amacına ulaşmaya çalışır?
E) Yazarlık, doğru düşünceleri okurlara aktarmak için
E) Güzel sanatın bir dalıyla uğraşan kişilerin başka dallar- köprü görevini üstlenmektir.
la uğraşmasında ne gibi sakıncalar vardır?

18. Anlatım dilim, büyük ölçüde gündelik dilden besleniyor. 20. Çocukları sıkış tepiş dolduracak devasa okul binalarına ih-
Zaman zaman da karşımdaki biriyle konuşur gibi yazma- tiyacımız yok. İrtibat osi ve serbest etkinlik alanları yeter.
ya çalıştım. Bu öykülerin böyle bir üslupla iyi anlatılabile- Çocuklar birbirleriyle konuşsunlar, dersleri birlikte seçsin-
ceğini düşünüyorum. Olayları yaşatabilecek ve gerçeklik ler. Sınıfta, atölyede, dükkânda, kütüphanede, müzede,
duygusunu artıracak detaylara önem veriyorum. Masadaki öğretmenin evinde derse katılabilirler. Öğrenimi okul bina-
bir şeyi hatırlattığınızda olayla doğrudan bir ilgisi olmasa sından çıkarıp her yere yayalım; öğrenme bir görev değil,
da okurun zihninde gerçeklik duygusu pekişiyor. Konuşma yaşantı olsun. Öğrenciler buluşarak, gezerek, görerek, yer
dilindeki tekrarlara benzer tekrarlar kullanmayı seviyorum. değiştirerek, ders arayarak, öğretmen arayarak, ders için
Anlatıcı sanki ne anlatacağını o an düşünüyormuş gibi ya- mekân tarayarak etkin olsunlar. Özellikle online ders gör-
zıyorum. Dolayısıyla tekrarlar ve başa alıp devam etmeler sünler, öğrensinler bu şekilde ders almayı.
oluyor. Hatırlamaya çalışan bir anlatıcı hâli var. Böyle bir
Bu parçaya göre eğitim ve öğrenmeyle ilgili olarak
anlatım dilini de seviyorum.
I. Hayatı bir okula dönüştürmemiz gerekir.
Aşağıdakilerden hangisi bu sözleri söyleyen bir yaza- II. Bilgiye erişim herkes için mümkün olmamalıdır.
rın öykülerinin en belirgin özelliklerindendir?
III. Öğrenmede bilgisayarı da araç olarak kullanmak gere-
A) Hayal unsurlarından yararlanması kir.
B) Gerçeklik duygusu uyandırması yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
C) Birinci tekil anlatımın tercih edilmesi A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) Okuyucunun ilgi alanına giren olaylar içermesi D) I ve II E) I ve III
E) Anlaşılırlığı artırmak için tekrarlara başvurması

237
5 EŞİK BENZEŞİM DENEMELERİ - 5 25 dk

21. İnsanlığın ilk günlerinden beri avcılık, toplumların genel 23 - 24. soruları aşağıdaki parçaya göre
ekonomik karakterlerini belirleyecek kadar etkili olmuştur. cevaplayınız.
Ancak tarımsal hayat ve onun devamında avcılık, askerî
amaçlı eğitim ve boş zamanların değerlendirilmesi amaçlı (I) Vancouver şehrinin tarihi yaklaşık 6 bin yıl öncesine
bir seyir izlemiştir. Avcılık, geçmişten günümüze hemen dayanıyor. (II) Gemicilik açısından büyük bir önemi olan
her dönemde halk tabanına yayılan bir etkinlik olmakla be- şehre ilk olarak 1792 yılında George Vancouver adlı bir
raber -Asya Türk Devletleri, Selçuklu ve Osmanlı sultanları kaptan gelmiş ve bundan dolayı şehre onun adı verilmiştir.
5
da dâhil olmak üzere- devlet teşkilatında ve askerî kurum- (III) Vancouver, 19. yüzyılda büyük bir yangın tehlikesi ile
larda bulunan insanların ileri derecede ilgisini çekmiştir. karşı karşıya kalmıştır. (IV) Buna rağmen şehirdeki İngi-
Bu ilginin tarihî kökenleri ve kültürel işlevi avcılığın önemli liz Kolombiya Üniversitesinin ardındaki dağlar ve ağaçlık
ölçüde desteklenmesini sağlayan yasal ve askerî, çevresel alanlar kurtarılarak bunların el değmemiş hâlde günümüze
ve ekolojik düzenlemeleri de beraberinde getirmiştir. kadar ulaşabilmesi sağlanmıştır. (V) İlk tren ağının 1892
Bu parçadan avcılıkla ilgili olarak yılında yapıldığı şehrin günümüzdeki nüfusunun 18 yıl için-
I. Tarımsal faaliyetlerin başlamasıyla önemini kaybetmiş- de 100 bini geçtiği görülmektedir. (VI) Nüfusu her geçen yıl
tir. daha da artan bu şehir, Kanada’nın en kozmopolit bölgele-
II. Süreç içerisinde ekonomik bir faaliyet olmaktan çıkmış- ri arasında yer almaktadır.
tır.
BASAMAK

III. İnsanlık tarihinin ilk sistemli etkinliği olarak ortaya


çıkmıştır.
yargılarından hangileri çıkarılamaz? 23. Bu parçada Vancouver ile ilgili olarak
A) Yalnız I B) Yalnız III C) I ve II I. İsminin kim tarafından verildiğine
D) I ve III E) II ve III II. Farklı kökenlerden insanların yaşadığına
III. Ekonomisinin deniz ürünlerine dayandığına
durumlarından hangilerine ulaşılabilir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve III
D) II ve III E) I, II ve III
22. Televizyon karşısında rahatlama duygusu çok çabuk geliş-
tiğinden insanlar televizyon izlemeyi rahatlamakla, dinlen-
mekle bir tutmaya şartlanmış durumdalar. Bu ilişki, izleme
süresi boyunca kendini gösterdiğinden zamanla kuvvetle-
niyor. Televizyon bozulduğunda ya da elektrik kesildiğinde
oluşan stres de bu ilişkiyi destekleyen başka bir etken. Ba-
ğımlılık yapan ilaçlar da aynı şekilde çalışıyor. Vücudu hız-
la terk eden bir uyuşturucunun bağımlılık yaratma olasılığı,
vücudu daha yavaş terk edenlere oranla daha az. Çünkü
kullanıcı, ilacın etkilerinin yavaş yavaş azaldığının farkına
24. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde ne-
varıyor ve bütünüyle geçmeden yeniden alma çabasına
den-sonuç ilişkisi vardır?
giriyor. Benzer şekilde bireylerin televizyon izlemeyi bı-
rakırlarsa kendilerini daha az rahatlamış hissedeceklerini A) I B) II C) III D) IV E) V

bilmeleri, televizyonu kapatmamalarında önemli bir etken


olabiliyor. Böylece izleme sürekli daha fazla izlemeye ne-
den oluyor.

Bu parçada aşağıdakilerden hangisi anlatılmaktadır?


A) Televizyonun toplumsal değişime etkileri
B) Madde bağımlılıklarının benzer ve farklı yönleri
C) Televizyon bağımlılığından kurtulma yöntemleri
D) Televizyon izleme bağımlılığının oluşma şekli
E) Televizyondan doğru yararlanma yolları

238
25 dk BENZEŞİM DENEMELERİ - 6 EŞİK 5

1. (I) Psikolojik roman, olay ya da durumlar değil de kahra- 3. I. İstanbul fethedilmeseydi ne olurdu, Almanya II. Dünya
manların psikolojik yanlarının ön plana çıkarıldığı roman Savaşı’nın galibi olsaydı biz bugün nasıl bir dünyanın
türüdür. (II) Psikolojik romanda olaylar, kahramanların içinde yaşardık?
psikolojilerine bağlanır veya psikolojik yapılarını aydınla- II. Bunların cevapları elbette verilebilir ama bu kesinlikle
tabildiği ölçüde eserlerde yer bulur. (III) Bu tür romanlarda kurmaca bir edebî eser sonucunu doğurur.
olaylara sebep olan, olayları hazırlayan ve olayların sonu- III. Tarih, “değiştirilemez geçmiş zaman”la ilgilenmek işidir
cu olan ruhsal durumlar yazarın yoğunlaştığı asıl unsur- ve “eğer” ile başlayan hiçbir cümleyi kabul etmez.
lardır. (IV) Psikolojik romanlar, işleniş tekniği bakımından IV. Ancak tarihçinin metni, edebî metinler gibi kurmaca ya
farklı alt başlıklarda ele alınır. (V) Psikolojik romanlarda da doğa bilimlerinin ürettiği metinler gibi kanun koyucu
6
değildir.
doğal olarak sanatçıyı hem sağlam bir psikolog hem de
V. Bu bakımdan geçmiş zamandaki bir olaya bakarak
yaratım işinin başında bir sanatkâr olarak değerlendirmek
öyle olmasaydı ne olurdu gibi ihtimali sonuçlar üretmek
mümkündür.
tarihçinin işi değildir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi par- Numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak
çanın anlam bütünlüğünü bozmaktadır? biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur?
A) I B) II C) III D) IV E) V A) I B) II C) III D) IV E) V
BASAMAK

2. I. Pontus Kralı Mithridates VI. Eupator, Anadolu’nun 4. (I) Günümüzde çoğu ülkede dil öğretiminde yapılandırıcı
Roma İmparatorluğu boyunduruğundan kurtulması için yaklaşım uygulanmaktadır. (II) Bu yaklaşım gereği dil bilgi-
savaşan büyük bir kraldır. si öğretiminde yeni dil bilgisi, beceri ve etkinlik yaklaşımı,
II. Yaşamı olağanüstüdür ve bu nedenle söylencelerle tümevarım modeli ve sezdirme yöntemi ön plana çıkarıl-
sarmalanmıştır. maktadır. (III) Bu doğrultuda dil bilgisi, ayrı bir ders ola-
III. Babası, aile içi iktidar çatışmasında zehirlenerek öldü- rak değil; dil öğrenme alanlarının içinde ele alınmaktadır.
rülünce Eupator'un ormanlara kaçtığı anlatılır. (IV) Sezdirme yönteminde dilin soyut kuralları ezberleme-
IV. Hatta bu nedenle Aleksandrealı farmakolojist Zopy- ye değil, öğrencinin dil ve zihinsel becerilerini geliştirmeye
ros ile zehirler ve panzehirler üzerine mektuplaştığını,
ağırlık verilir. (V) Öğrencilerin dil kurallarını bilimsel bilgiler
doğada araştırmalar yapıp birçok panzehrin bulucusu
gibi çeşitli deneysel etkinliklerle keşfederek öğrenmeleri
olduğunu ifade eder.
amaçlanır. (VI) Ayrıca öğrencilerin dilin işlev ve kuralları ile
V. Kaynaklar, Eupator’un çocukluğundan kalan bu trav-
mayla bağlantılı olarak sürekli zehirlenme korkusu ya- mantığını iyi öğrenip bunları okuma ve yazma çalışmala-
şadığını belirtir. rında kullanması öngörülür.

Numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluştura- Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf
bilmesi için hangilerinin birbiriyle yer değiştirmesi ge- numaralanmış cümlelerden hangisiyle başlar?
rekir? A) II B) III C) IV D) V E) VI
A) I ve II B) I ve IV C) II ve III
D) III ve V E) IV ve V

239
5 EŞİK BENZEŞİM DENEMELERİ - 6 25 dk

5. Masal ve hayal; bir çocuğu tanımlamak istersek bu iki ke- 7. Sabah insanı olmadığımdan iki kelimeyi bir araya getir-
lime yeterli birer veri olarak karşımızdadır. Bunu da sağ- mem kolay olmadı. Burada olmanın benim adıma bir nede-
layan elbette ki annedir. Anne bilincinin geniş hayal ufku, ni olmalıydı. Bu mekânı ilk kez içeriden algılıyordum. Tüm
kelimeler ve ritüellerle birlikte çocukta yeniden şekillenir. çevre, bir devin dünyasında doğmuşçasına büyük ve ye-
Modernliğin sonuçlarından biri olan ninniler ve masalla- niydi benim için. Önümde uzanan ağaçlar devasaydı ama
rın yokluğu ise çocukluğa ait biricik hayal ufkunu daraltır obruğa kıyasla birer cüce gibi görünüyorlardı. Sanki Gul-
ve âdeta boğar. Geleneksel yaşayış içinde büyükannele- liver’in dünyasının bir parçasıydım. Zeminin eğimi şimdi
rin rolü de burada devreye girer ve kendi çocuğuna ak- daha netti. Bu eğim, bir bakıma ürkütücüydü. Ayaklarım

6 taramadığını yeniden hatırlayarak masalları bu kez dilinin neredeyse bir uçurumun kıyısından sarkıyor gibiydi.
döndüğünce torununa aktarmaya çalışır. ----. Geleneksel Uyumak için garip bir yerdi.
toplumun en önemli zenginliklerinden biri olan bu bağın
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
kopması, çocukların zihin haritasında bir boşluk meydana
hangisi söylenemez?
getirmektedir.
A) Birinci kişili anlatımdan yararlanılmıştır.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına B) İkilemelerle anlatım zenginleştirilmiştir.
göre aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi en uygun- C) Farklı cümle türlerinden faydalanılmıştır.
dur? D) İzlenimsel anlatıma başvurulmuştur.
A) Ancak günümüzde bu tür geleneksel bağlar gittikçe in-
BASAMAK

E) Benzetmelerden yararlanılmıştır.
celdi, kopma noktasına geldi
B) Edebiyat dünyasında masal türünde bu tür eserler ve-
ren sanatçı neredeyse kalmadı
C) Bazı değerlerin gittikçe yozlaşması, çocuk edebiyatına
gereken önemi vermemekten ileri geliyor
D) Ana dilinin ediniminde ve gelişiminde sosyal çevrenin
etkisi yadsınamaz
E) Çocuklara içinde yetiştikleri kültürün bir parçası olduğu
her fırsatta hatırlatılmalıdır

6. (I) Toplumumuz büyük miktarda matematik tüketmekte an-


cak bunların hepsi perde arkasında gerçekleşmektedir. (II)
Bir araba sürerken onun çalışmasını sağlayan bütün o kar-
maşık mekanik olaylar hakkında kaygılanmak istemezsin
yalnızca arabana binip gitmek istersin. (III) Matematikte de
durum aynıdır. (IV) Araba seyir sisteminin matematik işle- 8. (I) Modernleşme denen olay, bir toplumda sarsıcı etkiler
mini kendin yapmadan sana yön göstermesini istersin. (V) yaratır. (II) O vakte dek yaşayan kültür kalıplarını ve ku-
Bazen insanların matematiğe karşı tutumunu değiştirme- rumları yıkar. (III) Bu yıkımın çok trajik boyutlara ulaştığı da
nin en iyi yolunun matematiğin kullanıldığı her şeyin üzeri- bilinir. (IV) Sözünü ettiğimiz trajik boyutlar, bizim modern-
ne kırmızı bir etiket yapıştırmak olduğunu düşünürüm. (VI) leşmemizde bir bakıma pek derin olmamıştır. (V) Osmanlı
Elbette bütün bilgisayarların üzerinde bir etiket olacaktır ve İmparatorluğu modernleşmeye acaba ne zaman başladı?
bu kri har harne uygulayacak olursak bütün matematik (VI) Nevşehirli İbrahim Paşa’nın açtığı mühendishaneler ve
öğretmenlerine de birer tane yapıştırmamız gerekir. (VII) Baron de Tott’un Osmanlı topçusunu ıslah etmeye başla-
Aynı zamanda bütün uçak biletlerine, telefonlara, arabala- masıyla mı yoksa II. Mahmut’un Yeniçeri Ocağı’nı ortadan
ra, uçaklara, trak lambalarına, sebzelere de kırmızı birer kaldırmasıyla mı? (VII) Modernleşmeyi nasıl anladığımıza
matematik etiketi yapıştırmamız gerekir. bakar bu sorulara verilecek cevap.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf
hangi cümleyle başlar? hangi cümleyle başlar?
A) II B) III C) IV D) V E) VI A) II B) III C) IV D) V E) VI

240
25 dk BENZEŞİM DENEMELERİ - 6 EŞİK 5

9. Bir yazara düşen görev, dilin sınırlarını zorlayıp yaşanan 11. Yapılan çeşitli araştırma sonuçlarına göre iki dilli evlerde ye-
herhangi bir olayın okur tarafından yaşanmasını bir kez tiştirilen bebekler, daha konuşmaya başlamadan önce yürü-
daha sağlamaktır. Bir edebî metnin yazılış nedeni tarihî bir tücü işlevlerle ilişkili görevlerde alıştırma yapma olanağına
bilgi vermek olamaz, tanıklık ve öğretmek gibi bir derdi de kavuşuyor. Bu bebeklerin tek dilli akranlarına kıyasla yeni
yoktur onun. Onun temel gayesi; güzellik kriyle örülmüş dillerin seslerine daha “açık” olmaları sayesinde beyinleri-
olması ve gerçekliği yeniden kurması, kurgulamasıdır. nin uyum sağlama becerisi artıyor. Bu uyum mekanizması
hem bebekler hem yetişkinler için muazzam faydalar ge-
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
tiriyor. Bugüne dek yapılan pek çok çalışma, iki dilli yetiş-
hangisidir?
kinlerin tek dilli olanlardan daha iyi yürütücü beyin işlevleri 6
A) Sanat yapıtının gerçekliği aktarmakla okuru etkileyebi-
olduğunu gösterdi. Yani iki dilli yetişkinler bir görevden bir
leceği
başka göreve odaklanmada ve anıları hatırlamada daha
B) Bir eserin özgünlüğünün ancak biçemi ile mümkün ola-
bileceği başarılı. Üstelik daha gelişmiş problem çözme ve planlama

C) Edebiyat anlayışlarının bilimsel temellere dayanması becerilerine sahipler.


gerektiği Bu parçadan
D) Yazarın görevinin, gerçekliği kendi süzgecinden geçi- I. Herhangi bir sorunla karşı karşıya kaldığında iki dilli
rerek okura yaşantı sunması gerektiği bireyler, tek dilli bireylere göre daha çözüm odaklı ola-
E) Edebî ürünlerin evrensel ve ortak değerlerden hareket- bilmektedir.
BASAMAK

le oluşturulması gerektiği II. Birden fazla dil yetisine sahip olmak, bireylerin bellek
gücünü artırmaktadır.
III. Dünyada iki dilli bireylerin sayısı her geçen gün art-
maktadır.
yargılarından hangileri çıkarılabilir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) II ve III

10. Türkler olarak biz şimdi bir tepki devrinde yaşıyoruz. Ken-
dimizi sevmiyoruz. Kafamız bir yığın mukayeselerle dolu;
Dede Efendi’yi Wagner olmadığı için Yunus Emre’yi Ver-
12. Dünyevi kazanımlar için kırk yıllık dostların birbirini yok
laine, Baki’yi Goethe ve Andre Gide yapamadığımız için saydığı günlerden geçiyoruz. Hesap yapmaktan iş yap-
beğenmiyoruz. Uçsuz bucaksız Asya’nın, Türkistan’ın o maya veya dostluk kurmaya vakit bulamayanların sayısı
kadar zenginliği içinde dünyanın en iyi giyinmiş milleti bu- da her geçen gün artıyor. Bazı dost bildiklerimiz ise kırıcı,
lunduğumuz hâlde çırılçıplak yaşıyoruz. Coğrafya, kültür, kıyıcı ve ifşa edici. Oysa dostluk, açmayı değil; kapatmayı
her şey bizden yeni bireşimler bekliyor; biz görevimizin gerektirir. Söz gelimi dostunun sırrını herkesten saklamak,
farkında değiliz. Boşu boşuna başka milletlerin deneyimini ayıplarını örtmek, sözüne müdahale etmemek, iyiliğini is-
yaşıyoruz. temek, onun hüznüyle mahzun olmak; bütün bunlar dost-
luğun gerektirdiği özelliklerdir. Çünkü dostluk ve kardeşlik,
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada savunulanları öldükten sonra da devam eden kıymetlerimizden biridir.
destekler niteliktedir?
Bu parçada asıl vurgulanmak istenen aşağıdakilerden
A) Kültürel değerlerimizi ve sanatımızı yeni bir anlayışla
hangisidir?
yorumlayarak günümüze taşımalıyız.
A) Gerçek dostluklar zorluk anlarında sınanarak kurulur.
B) Geçmişi küçümsemekten vazgeçmeli, elimizde olanla
yetinmeyi bilmeliyiz. B) Dostluğun değeri bilinmeli ve buna uygun davranılma-
lıdır.
C) Sanatta ve kültürde Batı’yla yarışacak eserler üreterek
mutlu olabiliriz. C) Katlandığımız değil, razı olduğumuz insanlar dostları-
mızdır.
D) Başka ulusların medeniyet tecrübelerinden yararlan-
mak bize bir şey kaybettirmez. D) Dostlarıyla alışveriş yapanlar, dostluklarını yitirirler.

E) Dede Efendi, Yunus Emre gibi sanatçılar, Batı’daki E) Kalıcı dostluklar kurabilmek için sabırla beklenmelidir.
ünlü sanatçılardan üstündür.

241
5 EŞİK BENZEŞİM DENEMELERİ - 6 25 dk

13. Moderatör: 14. Öykü üzerine yazmanın hem olumlu hem de olumsuz et-
kileri oldu bende. Bu yazılar sürecinde öykü üzerinde dü-
I. ----
şündükçe, öykünün inceliklerini öğrendikçe, yazmaktan,
Bilim adamı: özellikle de yayınlamaktan gitgide uzaklaştığımı gördüm.
– Bu sorunun cevabı hem çok basit hem de çok kompleks. Bu olumsuz yanıydı. Olumlu yanı da bu yazılar sayesinde
Kendine benzeri yapabilen ve başka hücrelere dönüşebi- okuduğum bir şeyin öykü olup olmadığını anlamaya başla-
len hücrelere kök hücre denir. mam oldu. Öykünün imkânlarını kavramak, onu değerlen-
dirmek diğer yararlarıydı.
Moderatör:
II. ---- Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı ola-
6 bilir?
Bilim Adamı:
– Elde edilmesi çok kompleks değil. Biz en çok kandan, ke- A) Öykü yazarı olmak, ilişkilerinizi ve günlük yaşamınızı
mik iliğinden ve yağ dokusundan elde ediyoruz. Yağ doku- nasıl etkiliyor?
sundan elde ettiğimiz kök hücreler en zengin olanlardan bir B) Öykü yazarlığıyla edebiyat eleştirmenliğini bir arada
tanesi. Ama diğer organlardan da çok rahatlıkla kök hücre yürütmenin zorlukları nelerdir?
elde edebilirsiniz. C) Öykü yazarken başkalarına yapmış olduğunuz eleştiri-
Moderatör: leri dikkate alıyor musunuz?
III. ---- D) Eleştiri ve inceleme yazılarınızın yazdığınız öyküler
Bilim Adamı: üzerinde ne gibi bir etkisi oluyor?
BASAMAK

– Bebek doğduğunda alınan kordon kanı ve bu kordon kanı E) Öykü yazmanızı zorlaştıran nedenleri hiç düşündünüz
atılan bir materyal. Kordon kanının içerisinde çok fazla kök mü?
hücre var. Eğer uygun şartlarda toplanırsa işlemden geçi-
rildikten sonra saklanabilir ve hasta olan kişiye verilebilir.
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden
hangisi sırasıyla getirilmelidir?
A) I. Kök hücre kendinin benzerini yapabilir mi?
II. Bütün organlardan kök hücre temin edilebilir mi? 15. Bu romanımla çok basit bir iş yapmak istedim, insanı an-
latmayı düşündüm. Bu basit gerçeği söylemekten kendimi
III. Kordon bağı bankacılığı niçin gereklidir?
alamıyorum. Ben, kahramanlarımın iplerini istediği gibi oy-
B) I. Kök hücre çalışmaları yasal mıdır? natarak insanlardan kuklalar yaratan büyük romancıların
II. Kök hücre ile organ üretimi hayal midir? yeteneklerinden yoksunum. Roman kahramanlarına uy-
III. Kordon bağı kanı her bebekten alınır mı? gulayacak büyük teorilerim, onları peşinden koşturacağım
büyük ülkülerim yok. Ya da insanlara, özellikle tutunama-
C) I. Kök hücreyi kısaca özetler misiniz?
yanlara saygım büyük olduğu için acıyorum onlara; böyle
II. Kök hücreyi üretmek zor mudur? büyük büyük meselelerin makale, inceleme, deneme gibi
III. Kordon bağı kanı saklama koşulları nedir? yazı türlerinin konusu olduğunu sanıyorum.
D) I. Kök hücrenin üretilmesi maliyetli midir?
Aşağıdakilerden hangisi bu sözleri söyleyen bir yaza-
II. Kök hücreyi üretirken tercih ettiğiniz bir yöntem var
rın düşüncesi olabilir?
mı?
A) Sanatın görevi, önceden bilinen bir doğruyu ya da bir
III. Kordon bağı kanı ile ileride karşılaşılabilecek
soruyu betimlemektir.
hastalıklar tedavi edilebilecek mi?
B) Edebiyat, insanlarda doğru ve etik olan yönünde bir
E) I. Kök hücre nedir?
yatkınlık meydana getirmeli; onları bilgilendirmelidir.
II. Kök hücre nasıl elde edilir? Vücudumuzun nere-
C) Sanatçı; bireyin sağlıklı ve başarılı, dengeli ve doyum-
sinden elde edilir?
lu, duyarlı ve mutlu olması için davranışları üzerinde
III. Kordon kanı bankacılığından bahseder misiniz?
belirli estetik izler bırakan kişidir.
D) Sanat eserleri; birey ile toplum, toplumsal kesimler ve
toplumlar arasında anlaşma, dayanışma, kaynaşma,
paylaşma, iş birliği yapma, birleşme ve bütünleşme
sağlamalıdır.
E) Sanat eseri bir tezi, bir düşünceyi insanlara benimset-
me aracı olmamalı; insanı bütün doğallığıyla anlatmayı
amaç edinmelidir.

242
25 dk BENZEŞİM DENEMELERİ - 6 EŞİK 5

16. Yerel dildeki adıyla “Gürleyen Ejderhanın Ülkesi” Bhutan 18. Tolstoy, Maupassant’ın eserlerini büyük bir titizlikle incele-
hem kendini dış dünyadan soyutlaması hem de gelen her- miş ve sebeplerini de açıklayarak yapıcı bir acımasızlıkla
kesi dostça karşılaması bakımından özel bir ülke. Doğu eleştirmiştir. Maupassant’a şu tavsiyelerde bulunmuştur:
Himalayalarda, Hindistan ve Çin arasında âdeta dünyadan I. Yeni bir kir, eserin içerdiği şey, insan için önem taşı-
saklanan ve gizemini koruyan bir ülke, Bhutan. Yıl içerisin- malıdır.
de ülkeye belirli sayıda turistin gelmesine izin veriliyor. Yüz II. İçerik, okurun anlayabileceği bir açıklıkla ifade edilme-
ölçümü sadece 38 bin kilometrekare olmasına rağmen, lidir.

çok seyrek bir nüfus dağılımına sahip. Himalayalarda- III. Yazarı eseri yazmaya iten bir dış dürtü değil, içsel bir
ihtiyaç olmalıdır.
ki bu küçük krallık, 2005 yılında kabul ettiği anayasası 6
Tolstoy’un eleştirilerinin tamamı göz önünde bulundu-
ve 2007-2008 yıllarındaki seçimlerle mutlak monarşiden,
rularak Maupassant’ın eserleri hakkında aşağıdakiler-
meşruti monarşiye geçmiş.
den hangisi söylenebilir?
Bu parçada Bhutan ile ilgili olarak A) Sanatsal açıdan bir önem arz etmemektedir.
I. Ne zaman kurulduğuna B) Kurgusal açıdan birçok hata barındırmaktadır.
C) Eserlerini toplumun beklentilerine göre oluşturmuştur.
II. Geçim kaynaklarına
D) Dönemindeki diğer yazarlardan farklı bir eser ortaya
III. Nerede konumlandığına
koyamamıştır.
durumlarından hangilerine değinilmemiştir? E) Eserleri yenilik iddiasını içerik, biçim ve içtenlik açısın-
BASAMAK

A) Yalnız I B) Yalnız III C) I ve II dan karşılamamaktadır.


D) I ve III E) I, II ve III

19. “Dikkat; sıcak ve şefkatlidir. En iyi imkânların çiçeklenme-


sine müsaade eder. Dikkatsizliğe muhatap olduğumuzda
öz güvenimiz sarsılır. İçimizde duran aşağılık duygusu
harekete geçer.” diyor Kemal Sayar. Bununla birbirimiz
üzerinde dikkati yoğunlaştırmadığımızda aramızdaki uçu-
rumların harekete geçtiğini, bu durumun sıcaklık ve şefkati
öldürdüğünü nes bir anlatımla ifade ediyor. Devamlı tweet
atan bir neslin temsilcilerinden biri olarak biraz üzerime alı-
17. Hattuşa, MÖ 1500’lü yıllarda Babil ve Mısır devletleriyle nıyorum bu sözleri. Hevesle bir konuyu açmış, dostunuza
birlikte Yakın Doğu’nun süper güçlerinden biri olan Hitit hararetle anlattığınızı, dostunuzun o sırada çok uzaklarda
Devleti’nin başkentiydi. 100 yıl önce herhangi birine Hitit Avrupa 2016 Dünya Kupası gündemiyle Twitter zaman tü-
deseydiniz yüzünüze şaşkın şaşkın bakar ve ne demek nelinde meşgul olduğu anı bir hayal etsenize. Cep telefonu
istediğinizi anlamaya çalışırdı. Çünkü Hititlerle ilgili ilk bilgi- değil; o an orada olanlar, bizi iyileştirir aslında.

lere 20. yüzyılın başlarında ulaşıldı. Aslında Mısır ve Me- Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdakilerin hangi-
zopotamya metinlerinde ve Tevrat’ ta o dönemi etkileyen sinde verilmiştir?
güçlü bir kavimden bahsediliyordu. Ama bu kavmin Anado- A) Dikkatimizi yanı başımızdaki sevdiklerimize yoğunlaş-

lu’da olabileceği kimsenin aklına gelmemişti. tırmak yerine başka alanlara yöneltmek aradaki sevgiyi
zedeler.
Bu parçadan Hititlerle ilgili B) İnsanlar, birbirleriyle ilgileniyor görünüp farklı konularla
I. Anadolu’da güçlü bir devlet oluşturduklarına meşgul olarak birbirini atlatıyor.
II. Hitit kavminin varlığının geç anlaşıldığına C) Kitle iletişim araçları, uzakları yakın ederek sevgilerimi-
III. Hitit Devleti’nin Mısır ve Babil kavimlerinin birleşimiyle zi paylaşma olanaklarını artırmıştır.
kurulduğuna D) Dostlarımızı heyecanlandıran konuları dikkatli dinler-
sek bizler de o heyecanı yaşayabiliriz.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
E) Öz güveni sarsılmış, aşağılık duygusuna kapılmış
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
dostlarımızı hayata bağlamak, onlara sıcak ilgi göster-
D) I ve II E) II ve III mekle sağlanır.

243
5 EŞİK BENZEŞİM DENEMELERİ - 6 25 dk

20. Parmaklarının arasında tuttuğu endişe, huzursuzluk ve 23 - 24. soruları aşağıdaki parçaya göre
sıkıntı yüzüne yansıyor; ayazla birlikte yüzünde donup ka-
lıyordu. Soğuktan neredeyse yüz felci geçirecekti. Elleriyle cevaplayınız.
yanaklarını ovuyor, nefesini avuçlarına üüyor ve oradan
çarptırarak elleriyle sıcak nefesini yüzüne doğru kovalıyor- Faruk Naz için bir acemilik devresinden söz etmek zordur.
du. Kutunun içi boşaldı mı ben de giderim, diye düşündü
O, şiir dünyasına hiç kekelemeden girdi. Daha ilk şiirlerin-
bir an. Sonrası karanlık mı karanlık bir kuyu, çöl hayatı,
de olgun bir ifade görüldü. Pürüzsüz denebilecek bir na-
kutup havası… Sonunda ölüm yok ki altı üstü ızdırap, çile.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden zım tekniği kullandı. Gerçi dili Servetifünun ve Facriati’nin
hangisi söylenemez? dili gibi hayattan ziyade sözlüğe bağlı idi. Bu, birbirini takip
6 A) Pekiştirmeli söyleyişe başvurulmuştur. eden ve şiir anlayışı ile de aralarında pek fark olmayan iki
B) Somutlaştırmalardan yararlanılmıştır. edebî devrenin cansız, cılız, zorlama imajlarla renklendiril-
C) Olaylar oluş sırasına göre verilmiştir.
meye çalışılan üslubunun genç bir şairde devamıydı. Daha
D) Kişileştirmelerden yararlanılmıştır.
E) Farklı cümle türlerinden faydalanılmıştır. ilk şiirlerinde bunu görmek mümkündür.

21. Öz güveni olan bir kişi, olumsuz değerlendirmelere maruz


kaldığı zaman bunları alır, faydaya çevirir; bu bağlamda bu
tür değerlendirmelere ses çıkarmaz. Öz güvensiz insan ise
BASAMAK

böyle değildir. Öz güveni olan kişi aynı zamanda girişim-


cidir, ataktır ve hesaplanabilir risklere girer. Ancak kibirli
insanda, zihinsel körlükler oluşur. Öz güveni olan kişi, sı-
nırını bilir ve hakkını kimseye yedirmez ve böyle bir insan
da mutlu olabilir.
Bu parçadan 23. Bu parçada sözü edilen sanatçı ile ilgili olarak
I. Kendine güvenen bireyler eleştiriye açıktır. I. Edebiyat yaşamı boyunca sadece bir edebî türde ürün-
II. İnsanların yaratıcılığı üzerinde karakter özellikleri etki- ler vermiştir.
lidir.
II. İlk şiirlerinde doğallıktan uzak bir söylem geliştirmiştir.
III. Öz güvenli insanlar daima başarılıdır.
yargılarından hangilerine ulaşılamaz? III. Biçemini kendinden önceki anlayışların etkisiyle oluş-
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III turmuştur.
D) I ve II E) II ve III yargılarından hangileri söylenebilir?
A) Yalnız I B) Yalnız III C) I ve II

22. Doksan dakika başlar başlamaz bir futbol tutkunu için za- D) I ve III E) II ve III
man berraklaşır. Tribündeki taraftar, o her bir saniyeyi ve
dakikayı bütünüyle hisseder. Aslında her şey, turnikeler-
den geçip stattaki yeri aldıktan sonra başlar. Stat gözümü-
zün önündedir: yemyeşil çimler, diğer taraftarlar, ısınan fut-
bolcular ve hakemler, rakip takımın taraftarları, bayraklar,
atkılar, formalar… Hakemin başlama düdüğü çaldığında
düşünce ve dikkat kesilme dost olur. Zihin o kadar kuvvetli
çalışır ki bir yandan oyunun gidişatı süzülür, diğer yandan
yorum yapılır. Tezahürat ve tepki (sevinç-keder) ise caba-
sı.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçadaki düşünceyi des-
tekler niteliktedir?
A) Futbol maçları, taraftarlara başka bir spor dalında ol-
mayan bir heyecan verir. 24. Bu parçada geçen altı çizili sözle anlatılmak istenen
B) Futbolla yoğun olarak ilgilenmek, bizi asıl yapmamız
aşağıdakilerden hangisidir?
gereken faaliyetlerden uzaklaştırır.
C) Futbol seyircisi, maçı stadyumda izlemenin tadını baş- A) Duygularına sınır biçmemek
ka hiçbir şeyde bulamaz. B) Yetkin ve nitelikli bir söyleyişe sahip olmak
D) Futbolu tutkuyla izlemek, futbol oynamaktan daha zevk
C) Edebî söylemde sınır tanımamak
verici bir etkinliktir.
E) Futbol tutkunu, maç izlerken zamanı duyumsayarak D) Süslü ve sanatlı bir söyleyişe sahip olmak
bütün duygu ve düşünceleriyle oyuna odaklanır. E) Günlük yaşamı şiirlere yansıtmak

244
25 dk BENZEŞİM DENEMELERİ - 7 EŞİK 5

1. I. Çünkü bir bilgisayarda kullanılması gereken yazılımla- 3. (I) Âkif Paşa; Tanzimat senelerinde daha çok Tabsıra adlı
ra çoğu kez bilgisayar yatlarının kat kat üstüne çıkan nesir kitabıyla ve mektuplarıyla tanınan yazar, şair ve siya-
değerler biçildi. set adamıdır. (II) Hırslı yaratılışı, çalışkanlığı ve gayretiyle
II. Bu problemin ortaya çıkmasındaki etkenlerin başında dışişleri ve içişleri bakanlığına kadar yükselmiştir. (III) Fa-
da şüphesiz yazılım yatları oldu. kat o, siyasi rekabet ve talihsizlikler yüzünden çeşitli azil
III. Kişisel bilgisayarların ev ve iş yerlerinde yaygın olarak ve sürgünleri yaşamak zorunda kalmıştır. (IV) Öyle ki ya-
kullanılmasıyla kişisel bilgisayarlar için geliştirilen yazı- kınlarına yazdığı mektuplarda sık sık yalnızlıktan şikâyet
lımların sayısında da patlama yaşandı.
eden şair, Bursa’da iken intiharın eşiğine kadar gelmiştir.
IV. Ancak sebep her ne olursa olsun yazılımların korsan (V) Âkif Paşa; bazı araştırmacılar tarafından oldukça kabi-
kullanımları bir suç olarak tanımlandı ve bu durumla
liyetli, hoş ve müşk bir mizaca sahip ve doğru olduğuna
ilgili hukuki düzenlemeler hiç vakit kaybetmeden yapıl-
inandığı şeye sonuna kadar sadık kalan bir şahsiyet olarak 7
dı.
nitelendirilir. (VI) Bazı araştırmacılar ise sanatçıyı ihtiras-
V. Bununla birlikte bilgisayar kullanıcılarının bir kısmı çe-
şitli nedenlerle bu yazılımları parayla satın almak yeri- lı, kindar, huysuz ve kavgacı biri olarak nitelendirmiştir.
ne korsan olarak kullanma yolunu seçmeye başladı. (VII) Bu bağlamda sanatçı hakkında zıt kutuplara giden iki

Numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak ayrı kanaat olduğu ifade edilebilir.

biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden
BASAMAK

A) I B) II C) III D) IV E) V sonra “Sürgün yıllarında çok ızdırap çekmiş ve yalnızlığa


düşmüştür.” cümlesi getirilirse parçanın anlam bütünlü-
ğü sağlanmış olur?
A) III B) IV C) V D) VI E) VII

2. Şiir dili, kendine özgü bir ses akışına sahiptir. Bu akışkanlık,


ritmiktir. Aynı zamanda ölçü ve uyak gibi ses örgüleriyle
disipline edilmiştir. Bir bakıma şiir dilinin kendine özgü bir
dil disiplini vardır. Bunun için şiir dili, genel dilin içerisinde
4. (I) Yeni tespit edilen bir bilgisayar virüsü, iş birlikçi olmanız
yapılan özel bir yolculuktur. Bu yolculuk anında şair, ken-
durumunda size zarar vermiyor. (II) Popcorn Time adında-
di mizacına ve edebî anlayışına göre bir şiir dili oluşturur.
ki virüs, bilgisayarınıza bulaştığında verilerinizi şifreleyerek
Dolayısıyla ----
kullanılmaz hâle getiriyor. (III) Bu yöntemle çalışan virüsler,
I. şairlerin eserlerini değerlendirirken her esere yaratıcı- şifrelenmiş verilerinize ulaşabilmeniz için para ödemenizi
sının özgünlüğü bağlamında yaklaşılmalıdır. istiyor. (IV) Hede de virüs kurbanlarını suça bulaştırmak-
II. şiirin muhteva bağlamında diğer türlerden ayrışan yan- mış. (V) Popcorn Time ( Patlamış Mısır Zamanı anlamına
ları olmadığını söylemek imkânsızdır. geliyor.) ise size iki seçenek sunuyor. (VI) İsterseniz para
III. özgün bir üslup kuramayan şairlerin şiir dünyasında ödeyip verilerinize ulaşıyorsunuz isterseniz de virüsü iki
kiracı olduklarını ve tutunamayacaklarını düşünmek
veya daha fazla bilgisayara bulaştırarak dosyalarınıza be-
mümkündür.
dava ulaşabiliyorsunuz.
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre yukarıda
verilenlerden hangileri getirilebilir? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü-
şüncenin akışını bozmaktadır?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve III
A) II B) III C) IV D) V E) VI
D) II ve III E) I, II ve III

245
5 EŞİK BENZEŞİM DENEMELERİ - 7 25 dk

5. (I) Denizdeki biyolojik hayatın verimliliği ve sürekliliği, su- 7. Gazeteci:


daki oksijen ve ısı miktarı ile su ısısına bağlıdır. (II) Deniz (I) ----
kıyılarında bulunan yerleşim yerleri ve fabrikalar, kendi Yazar:
atıklarını doğrudan denize bırakırlar. (III) Bunun sonucun- – Köyde doğup yetiştiği her deyişinden belli olan Yunus
da deniz kirliliği ortaya çıkar. (IV) Ayrıca kirlenen akarsu- Emre, zamanının önde gelen ve itibarlı tarikatlarından birine
ların, yağmur sularının ve hava kirliliğinin bir sonucu ola- mensuptu. Yazıp söyledikleri dikkatle incelendiğinde ileri se-
rak da deniz kirliliği meydana gelmektedir. (V) Endüstriyel viyede bir dinî eğitim gördüğü anlaşılır. Arapça ve Farsçayı
olarak petrol ve petrol türevlerinin de bu süreçte etkileri da çok iyi bildiği gerçektir. O, küçük bir zümre edebiyatının
olduğu düşünüldüğünde sanki bugün yeryüzü, denizin kir- etkisi altında kalmadan, halkın dilini kullanarak kendinden
lenmesi için çabalıyor görünür. (VI) Gerçekten de bugün sonraki halka dönük şairlerin öncüsü olmuştur.
7 denizlerin kirlenmesini engellemekten çok kirlenmesine
Gazeteci:
çabalar hâldeyiz.
(II) ----
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi par- Yazar:
çanın anlam bütünlüğünü bozmaktadır? – Evet fakat bu tür pek çok ifadeyi Türk ses armonisine
A) I B) II C) IV D) V E) VI ve hançeresine uydurarak halkın alışık olduğu söyleyiş
şekillerini tercih etmiştir. Onun dilinde “taze, dünya, dâ-
nişmend” gibi sözcükler “teze, dünye, danışman” şekille-
BASAMAK

rine dönüşerek daha yumuşak, daha ince olmuş; açıkçası


Türkçeleşmiştir.
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden
hangileri sırasıyla getirilmelidir?
A) I. Yunus Emre’nin kendinden sonra gelen hangi şairler
üzerinde etkileri olduğunu söyleyebiliriz?
II. Yunus’un dil özelliklerini tanımlamanızı istesek neler
söyleyebilirsiniz?
B) I. Yunus Emre’nin hayatında çeşitli değişkenler olması-
nı nelere bağlıyorsunuz?
II. Yunus Emre’nin şiirlerinde sıkça kullandığı kavram-
lar nelerdir?
C) I. Yunus Emre’nin şiirlerinde ilahi aşkın yoğun biçimde
yer almasını nasıl açıklarsınız?
6. Kurgunun olmazsa olmaz dört temel ögesi; zaman, mekân, II. Yunus Emre şiirinin genel özelliklerini bize aktarabilir
karakter ve olaydır. Metinde zaman ve mekân, karakter ile misiniz?
kurgunun yapısına girebilir. Karakter; aynı zamanda kur- D) I. Yunus Emre’nin dönemindeki toplumsal yaşam üze-
guda olayı başlatan, geliştiren ve eyleyen ana unsurdur. rinde etkisi ne düzeyde olmuştur?
Karakter olmadan kurgunun diğer elemanları ölüdür, hele II. Yunus’un sanatının, Türkçenin gelişimine katkıda
olay hiç yoktur. bulunduğunu söyleyebilir miyiz?
E) I. Yunus Emre kimdir diye sorsak onu genel olarak na-
Bu parçadan hareketle karakter unsuru ile ilgili olarak sıl tanımlarsınız?
I. Bütün edebiyat ürünlerinin ortaya çıkarılışında öncelikli II. Yunus Emre şiirlerinde Arapça ya da Farsça ifade
olarak belirlenir. kalıplarını kullanmış mıdır?
II. Kurgunun diğer elemanlarının hareketlenmesini, haya-
tiyet kazanmasını mümkün kılar.
III. Özellikle düzyazı türlerinde ön plana çıkan bir unsur
olarak dikkat çekmektedir.
yargılarından hangileri söylenebilir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) I, II ve III

246
25 dk BENZEŞİM DENEMELERİ - 7 EŞİK 5

8. Deneme türünü önemserim. Kitaplarla geç tanışmış okur- 10. Benjamin Franklin, Londra’dan Filedelya’ya dönerken
lar için bulunmaz bir hazine olduklarını düşünürüm bu tü- seksen günlük deniz yolculuğu esnasında düşünmek için
rün örneklerinin. Sizinle konuşur, tartışır, şaka yapar gibi bol vakit bulmuş ve bu sırada hayatına yön verecek planlar
duran yazar; bir yandan bilgi dağarcığınızı zenginleştirir, yapmaya karar vermiştir. Bu yolculuk sırasında hayatına
kendinizi sorgulamanızı sağlar ve yeni kaynaklara yönel- yön vermek ve uygulamak için şu kuralları belirlemiştir:

meniz için kapılar aralar. İyi bir deneme okurken elimde • Başkalarına karşı sert tavırlar sergilemekten ve kaba-
lıktan sakın.
olmadan kimi sözler dökülür dudaklarımdan. Sanki yazar
yanı başımdadır ve ona vereceğim yanıtı duyacaktır. Bu • Asla vakit kaybetme ve sana yarar getirmeyen işlerden
uzak dur.
türün büyük ustalarıyla tanışmak, kısa zamanda düşünsel
evreninin zenginleşmesini sağlar kişinin. Hem dostunuz • Her şeyin fazlası zarardır, her konuda her şeyin fazla-
sından kaçın. 7
hem eğitmeniniz hem de sırdaşınızdır denemeci.
• Her bakış, gözlem; her gözlem, düşünce; her düşünce,
Bu parçada deneme ile ilgili olarak yeni ilişkiler ortaya çıkarır; bunları daima irdele ve bun-
I. Öykü, roman, makale türlerinden sonra keşfedilen bir lardan yeni şeyler üret.
türdür. • Kötülükten kaçınmayan bilgin, lamba taşıyan kör gibi-
II. Etkileyici, merak uyandırıcı bir yönü vardır. dir; doğru yolu gösterir fakat kendi göremez.
III. Söyleşir gibi okunurken bir yandan da okuru eğitir. Bu parçada Franklin’in belirlediği kurallara göre insa-
BASAMAK

yargılarından hangilerine ulaşılabilir? nın hayatına yön verecek özellikler arasında aşağıda-
A) II ve III B) Yalnız II C) Yalnız III kilerden hangisi yoktur?

D) Yalnız I E) I ve II A) Zamanı verimli kullanma


B) Yumuşak huylu olma
C) Ölçülü olma
D) Eleştirel ve yaratıcı düşünme
E) Yardımsever ve paylaşımcı olma

11. Sanatçının edebiyat dünyasında asıl ününü sağlayan ese-


ri, Tezat adlı romanıdır. Önce 1909-1911 yıllarında “Resimli
Kitap” adlı dergide yayımlanan roman, Naşit adındaki genç
9. (I) Kâğıt, genel olarak sonradan kurutulan özel orman bir Türk subayının, nişanlısı Behire ile Batum’da âşık ol-

alanlarında yetiştirilen ağaçlardan üretilir ve bu ormanlarda duğu Miliça adlı bir Rus kızı arasında yaşadığı kararsızlık-
lar etrafında gelişen bir aşk hikâyesi üzerine kurulmuştur.
kesilen ağaçların yerine yenileri dikilir. (II) Bu ağaçların bü-
Eser, merkezdeki bu hikâyeye karşın salt bir aşk romanı
yümesi zaman aldığı için toprakta toksik kimyasal gübreler
olarak kalmaz; tarihsel, siyasal, toplumsal ve kültürel bağ-
kullanılır ve bunların aralarına yollar yapılması gerekir. (III)
lamlarla ilişkilendirilen çeşitli tezler de barındırır. İki farklı
Söz konusu denetimli dikim sahaları, doğal ormanlara kı-
millete mensup iki genç arasındaki duygusal ilişkinin sey-
yasla çok daha az zengin bitki örtüsü ve hayvan yaşamı ri içinde yabancılarla evlilik meselesi üzerinden bireylerin
içerir dolayısıyla. (IV) Gelişmiş ülkelerin çoğunda bahçe kimliklerini oluşturan tarihsel ve toplumsal ögelerin belirle-
atıklarından sonra çöpe en çok kâğıt atılmaktadır. (V) Bu yici etkisi de irdelenir.
nedenle söz konusu ülkelerde mümkün olduğunca kâğıt Bu parçadan Tezat romanının
kullanımını azaltma ya da geri dönüşümünü yapma amacı I. İçerik özelliklerinin neler olduğuna
güdülmektedir. (VI) Öyle ki 1 ton kâğıdın dönüştürülmesiy- II. Üslup özelliklerinin neler olduğuna
le 30 bin litre sudan tasarruf edilmektedir.
III. Karakterlerinin ziksel özelliklerine
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf durumlarından hangilerine ulaşılabilir?
numaralanmış cümlelerden hangisiyle başlar? A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
A) II B) III C) IV D) V E) VI D) I ve II E) II ve III

247
5 EŞİK BENZEŞİM DENEMELERİ - 7 25 dk

12. Günlük tutmak, güzel bir uğraştır. Nurullah Ataç'a göre 14. Kaçkarlar, Kuzey Anadolu Dağları’nın doğudaki bölümünü
günlük yazmak. “İnsanı içtenliğe iter”. İter de kolay mıdır oluşturan ve Doğu Karadeniz sahili boyunca uzanan bir
doğru sözlü, doğru özlü bir insan olmak? Küçüklüklerini, dağ sırası. Batı kesimi 2000 metre yüksekliğe kadar ula-
şırken doğusundaki birçok zirve 3500 metrenin üzerinde.
güçsüzlüklerini, korkularını, kinlerini, kıskançlıklarını yani
Zirve noktasını ise 3937 metre ile “Kaçkarların kalbi” olarak
gizli kalması gereken yönlerini okurların önüne sereceksin. nitelenen Kavrun dağ silsilesi oluşturur. 1994 yılında millî
Hem de utanmadan, ürkmeden… İşte günlük türünün ge- park ilan edilen Kaçkar Dağları’nın büyük bölümü, Rize’nin
rektirdiği içtenliği gösteren Ataç, bütün insanların güçlü ve Çamlıhemşin, küçük bir bölümü de Artvin’in Yusufeli ilçesi
zayıf yanları oluşunun farkındalığına ulaşmış içten ve dü- sınırları içinde yer alıyor.
rüst bir kişinin günlük yazmadaki başarısını sezdirir bizlere. Bu parçada Kaçkarlarla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisine değinilmemiştir?
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada savunulanları A) Deniz kıyısına paralel olarak konumlandığına
7
destekler niteliktedir? B) En yüksek yerinin neresi olduğuna
A) İnsanın samimiyeti yazdığı günlüklerde ortaya çıkar. C) Hangi illerin sınırları içinde yer aldığına
B) Günlüklerde içtenliği yakalama başarısı aynı zamanda D) Farklı yükseltilere sahip dağlardan oluştuğuna
cesur olmayı gerektirir. E) Geneline hâkim bitki örtüsüne
C) Günlük yazan kişiler kendi eksik ve güzel taraarının
farkına varır.
D) İçtenlikle yazılmayan günlükler türün tüm özelliklerini 15. Senaryo, benim için hiçbir zaman özel bir edebî değer ta-
BASAMAK

yansıtmaz. şımaz. Bir senaryo ne kadar sinematikse edebî başarı


sağlama umudu o kadar azdır. Bu yönüyle pek çok tiyatro
E) Nasıl yazılması gerektiği hakkında bilgi sahibi olmak
oyunundan farklı bir konuma sahiptir. Ayrıca bugüne kadar
günlük yazmanın ön koşuludur.
gerçek bir edebî düzeye ulaşmış bir lm senaryosuna hiç
rastlanmamıştır. Bir metin, edebî bir eserin bütün güzelliği-
ni ve büyüsünü taşıyorsa o zaman düzyazı olarak kalmaya
devam etmelidir. Ancak biz bir eserin her şeye rağmen bir
lme dönüşmesini istiyorsak o zaman önce bu metni bir se-
naryoya dönüştürmek gerekir.
Bu sözler aşağıdakilerden hangisine karşılık söylen-
13. Sanatlar içinde tiyatro, yaratıcılarının çokluğu bakımın-
miş olabilir?
dan ayrı bir özellik taşır. Gerçekten daha emekleme ça-
A) Görsel sanatlarla edebiyatı birbirinden ayıran çizgiler
ğında bulunup kamerasını konuşturamamış sinemayı nelerdir?
söz dışı tutarsak tiyatrodan başka bütün sanatların tek B) Bir tiyatro metninin şiirlerle desteklenmesi metnin akışı
sanatçı tarafından yaratıma uğradıkları görülür. Bu özel- üzerinde nasıl bir etki yaratır?
liği tiyatro sanatına bir şeyler kaybettirmiştir. Gelişmesi C) Sahne metinlerinin yazınsal bir nitelik taşıması gerekti-
güç ve yavaş olmuştur önce. Birçok sanatçının bir araya ği görüşüne katılıyor musunuz?

gelerek çalışmalarını denkleştirip sanat yapmaları kolay D) Eleştirmenlerin senaryolar üzerine getirdiği modern
bakış açıları hakkında ne düşünüyorsunuz?
bir iş değildir çünkü. Bundan başka bu kadar karışık bir
E) Türk sinemasının bugünkü konumunu değerlendirme-
sanat oluşu, onu büyük sermayeye muhtaç kılmıştır.
nizi istesek neler söylersiniz?
Büyük sermayeyi gerektiren sanatsa gelişmesini kazanç
kurallarına göre düzenlemek zorundadır. Kazanç kurallarını
sanatla bağdaştırmak… Salt bu iş, tiyatro sanatının ne 16. Eleştiri, iki amaç için yapılır: eleştirdiğin insanı ya daha ile-
çetin bir durumda bulunduğunu göstermeye yeter. riye götürmek ya dibe çekmek. Birincisi yapıcı eleştiri ola-
rak adlandırılıyor, yaraya merhem sürer gibi. İkincisi yıkıcı
Bu parçaya göre tiyatro üzerinde olumsuz etki yaratan
eleştiri olarak ifade ediliyor, keskin ve sirkeli. Yapıcı eleş-
unsurlar arasında tiri ne kadar ağır olursa olsun başımın üstünde yeri var.
I. Birbiriyle uyum içinde çalışmayı gerektiren bir ekip işi Öğrenirim ondan, kusurlarımdan seve seve. Ama hani şu
olması dibe çekmeler var ya! Enerjim azalıyor, moralim bozuluyor
II. Yüksek maliyetli bir sanat kolu olması bunları duyunca. Bazen romanlarımı yayımlamaktan vaz-
geçmeyi düşünüyorum.
III. Sanatçısının zihninde lizlenip okurlarının ya da izleyi-
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok-
cilerinin zihninde tamamlanması
tur?
durumlarından hangileri vardır? A) Karşılaştırma B) Benzetme
A) Yalnız I B) Yalnız III C) I ve II C) Mecazlı söyleyiş D) Öznel yargı
D) II ve III E) I, II ve III E) Tanık gösterme

248
25 dk BENZEŞİM DENEMELERİ - 7 EŞİK 5

17. Teknolojinin hızla değiştiği günümüzde hayatımıza her 19 - 20. soruları aşağıdaki parçaya göre
gün yeni araç gereçler ve dolayısıyla kavramlar girmekte-
cevaplayınız.
dir. Bütün buluşların temelinde insan yaşamına kolaylıklar
getirme amacı güdülse de bir zaman sonra insanların bu
teknolojik araçlara bağımlı hâle geldiği gözden kaçırılma- Cahit Uçuk, yazın hayatına 1935 yılında başlayan ka-
malıdır. İnsanlar, bugün teknoloji ile iç içe ve yaşamın ne- dın yazarımızdır. Kendi ifadesiyle eserleri boyunu aşan
redeyse her alanında teknolojinin sunduğu olanaklardan
Uçuk’un on beş romanı, dokuz hikâye kitabı, beş piyesi,
faydalanmaya çalışıyor. Burada asıl dikkat çeken nokta,
on altı çocuk romanı, ondan fazla çocuk hikâye kitabı, bir
bireylerin de iç içe oldukları bu araç gereçlere benzeme-
ye başlaması. İnsanı insan yapan en önemli değerler olan o kadar masal kitabı, bir destan, bir şiir ve üç anı kitabı
duygu ve düşünceden gittikçe uzaklaşan bireyler, bir maki- vardır. Altmış sekiz yıllık yazarlık yaşamında yayın faaliyeti
ne gibi davranıyor ve bu, kendi türüne gittikçe yabancılaş- bu kitaplarla sınırlı değildir. Cahit Uçuk’un çocuklara
7
masına neden oluyor. yönelik macera romanlarında asıl kahramanlar 8-16 yaşları
Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdaki- arasındaki kız ve erkek çocuklardır. Sekiz romanın sadece
lerden hangisidir?
ikisinde kahraman erkek, diğerlerinde ise kızdır. Ayrıca
A) Bilimin insanlara gittikçe zarar veren uygulamalar içine
bu çocuklar aile çevresinde verildikleri için anne, baba
girdiği
büyükanne ve büyükbabalar hatta yakın çevreden bazı
B) Bilimsel gelişmelere ayak uyduramayan bireylerin içine
kapanık bir ruh hâline büründüğü kişiler de olaylar dizisinde yer alır. Roman kahramanlarının
BASAMAK

C) Teknolojik gelişmelerin insanları bilinçsiz bir tüketim çoğu iyi eğitilmiş, kültür seviyesi ve sosyoekonomik
çılgınlığına ittiği durumu iyi olan ailelerin çocukları gibi idealize tiplerdir.
D) Teknolojinin bağımlılık yaparak insan davranışları üze-
rinde olumsuz etkiler çıkarmaya başladığı
E) Buluşlar sayesinde kolaya alışan insanların yaratıcılık-
tan uzaklaşmaya başladığı
19. Bu parçada Cahit Uçuk ile ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisine değinilmemiştir?

A) Farklı yazınsal türlerde eserler verdiğine


B) Yazın yaşamının ne kadar sürdüğüne
C) Eserlerinde bilimsel temellerden hareket ettiğine
D) Edebiyat dünyasına ne zaman girdiğine
E) Yapıtlarında olması istenen insan tiplerine yer verdiği-
ne
18. Son günlerde her yerde mahalle baskısı diye bir söylem
almış başını gidiyor. Aslında bu yeni söylemi yüzyıllardır
hepimiz yakından tanıyoruz. Her an bizimle olan bu baskı,
bizim onu tanıdığımızdan belki de bizi daha fazla tanıyor.
Çünkü iç içe yaşıyoruz. Toplumsal olayların bireyler üze-
rinde otoriteye sahip olduğunu düşünürsek birey, toplum-
sallaşma süreci içinde bu otoriteye alıştığı için baskısını
hissedemez. Ancak herhangi bir toplumsal kurala karşı
çıktığı zaman bu otoriteyi yani yeni adıyla mahalle bas-
kısını hemen karşısında bulur. İstese de istemese de bu
baskının etkisinden kendisini soyutlayamaz. 20. Bu parçada geçen altı çizili sözle anlatılmak istenen;
Bu parçada, mahalle baskısının hangi özelliği vurgu- I. Farklı üslup özelliklerinden etkilenmek
lanmıştır?
II. Nicelik bakımından fazla olmak
A) Toplumsal zorlayıcılığa sahip olması
III. Çeşitli anlayışlara özgü nitelikler taşımak
B) Bireyler arası etkileşimden doğmuş olması
C) Toplumdan topluma değişim göstermesi durumlarından hangileridir?

D) Niteliksel bir boyut taşıması A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve III

E) Zaman içinde kendini yeniliğe kapatması D) II ve III E) I, II ve III

249
5 EŞİK BENZEŞİM DENEMELERİ - 7 25 dk

21 - 22. soruları aşağıdaki parçaya göre 23 - 24. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız. cevaplayınız.

Ekosistem, birbirleriyle ve ziksel çevreleriyle etkileşim (I) Yarasalar, etraarındaki cisimleri algılamak için yük-
hâlinde olan canlıların oluşturduğu birliktir. Ekosistemler, sek titreşimli ses dalgaları yayar. (II) İnsanlar tarafından
bünyelerinde yaşayan canlı organizmaları destekleyen duyulamayan bu dalgaların yankıları, yarasa tarafından
toprak, su, besin maddeleri gibi ziksel ve kimyasal bi- algılanır ve hayvan, içinde bulunduğu ortamın bir tür
leşenler içerir. Bir ekosistemde farklı hayvanlar, bitkiler, haritasını çıkarır. (III) Yani yarasanın herhangi bir nesneyi
mikroskobik bakteriler gibi çok çeşitli canlılar bulunur. Eko- algılaması, çıkardığı seslerin nesneye çarpıp geri dönme-
sistemler sadece canlı ve cansız bileşenleri değil, bunlar siyle oluşan yankıya dayanır. (IV) Bu, sonar sistemi olarak
7
arasındaki etkileşimleri de içerir. İnsanlar da ekosistemle- adlandırılmaktadır. (V) Yarasanın sonarla yön bulması,
rin birer parçasıdır. İnsanlar olarak hayatımızı devam etti- yaydığı seslerin kendisine geri dönme süreleri arasındaki
rebilmemiz ve refah içinde yaşayabilmemiz de ekosistem- farkı hesaplaması sayesinde mümkün olmaktadır. (VI) An-
lerin bize sağladığı birtakım hizmetlere ve ekosistemlerin cak son yapılan çalışmaların birinde yarasaların hareketli
barındırdığı organizmalar, toprak, su ve besin gibi bileşen- cisimlere doğru yolladığı ses dalgalarını değiştirdiği ortaya
lere bağlıdır. Tüm bunlar, insanlara sağladıkları faydalar konmuştur. (VII) Bu hareketli cisimlere çarpan sesin fre-
BASAMAK

gerekçesiyle ekosistem hizmetleri olarak adlandırılmıştır. kansının değişmesi yarasaların geliştirdiği hayranlık verici
bir durumdur. (VIII) Bu çalışmalar sonucunda yarasaların
yalnızca kendi seslerini duyacak biçimde donandıkları da
21. Bu parçada ekosistemlerle ilgili olarak aşağıdakiler- keşfedilmiştir.
den hangisine değinilmiştir?

A) Dış etkenlerden kaynaklanan çeşitli durumlar nedeniy-


le yapılarının bozulabildiğine 23. Bu parçadan yarasalarla ilgili
B) En çok insanlar tarafından sekteye uğratılan çeşitli dö- I. Kendilerine özgü bir yön bulma tekniğine sahiptir.
nüşümleri içerdiklerine
II. Birbirleriyle insanlardakine benzer bir sistemle etkile-
C) İnsan yaşamının sürdürülebilirliğinin sağlanmasında şim kurmaktadır.
etkin rol oynadıklarına
III. Kendilerinin ve kendi türlerinin sesi dışında bir sesi al-
D) Cansız varlıkların faydalı olmaya dönüştürülmesi ama- gılayamamaktadır.
cıyla insanlar tarafından ortaya çıkarıldıklarına
yargılarından hangilerine ulaşılamaz?
E) Gelişmiş ülkelerde toprağın korunması sonucunda bi-
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve III
leşenlerinin daha rahat işlediklerine
D) II ve III E) I, II ve III

22. Bu parçanın anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisi- 24. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde öz-
dir? nellik söz konusudur?

A) Açıklayıcı anlatım B) Tartışmacı anlatım A) III B) IV C) V D) VI E) VII

C) Emredici anlatım D) Öyküleyici anlatım


E) Betimleyici anlatım

250
25 dk BENZEŞİM DENEMELERİ - 8 EŞİK 5

1. • Yaşamın ve uygarlığın en önemli doğal kaynağı olan 3. İlhan Geçer’in


su, yeni yüzyılda uluslararası gündemin üst sıralarına Sıcak dostluklar, sevgiler varken
oturdu. Savaşlar, kinler, öfkeler neden?
• 21. yüzyılın ilk 25 yılında dünya nüfusunun yarısı Bırakıp gideceğiz bir gün,
gereksinim duyduğu taze sudan yoksun kalacak. Dünya bu kadar güzelken
Aşağıdakilerden hangisi bu iki cümleyle ifade edilenle- dizelerinde vurgulanmak istenen temel duygu aşağı-
ri doğru bir biçimde birleştirmiştir? dakilerden hangisidir?
A) 21. yüzyılın ilk çeyreğinde yeryüzünde yaşayan in- A) Dünyanın güzelliklerinin farkında olunmalıdır.
sanların yarısı ihtiyaç duyacakları taze sudan yoksun B) İnsanları sevmeli, kısacık hayatta kıyıcılığa yer veril-
kalacağı için hayatın ve medeniyetin en önemli doğal memelidir.
kaynağı olan su, uluslararası gündemde üst sıralarda
C) Kin ve öfkeyle hareket edenler de hoş görülmelidir.
yerini aldı.
D) Yaşamın çok kısa olduğu unutulmamalıdır. 8
B) 2025 yılına kadar dünya nüfusu yoksun kaldığı taze
suya daha fazla ihtiyaç duyacağı için bu dönemde su, E) Savaşların yıkımı sadece dostluklarla giderilir.
ulusların en önemli gündemi olacaktır.
C) Uluslararası gündemin üst sıralarında yer alan, mede-
ni hayatın doğal kaynağı olan su, 21. yüzyılın ilk çey-
BASAMAK

reğinde de insanlar taze su elde edemeyecekleri için


temel sorun olarak konuşulacak.
D) 21. yüzyılda ihtiyaç duydukları taze suya kavuşama-
yacak olan dünyanın yüzde 25 nüfusu, yaşamın ve
medeniyetin anası olan bu doğal kaynağı en önemli
gündem yapacak.
E) Medeni yaşamın en önemli doğal kaynaklarından olan
su, yeni yüzyılın ilk çeyreğinde tam karşılanamayacağı
için uluslararası gündemin en önemli konusu olacak.

4. Düşünce özgürlüğü sorunumuzu aşmamız gerekir. Bizim


de çok yetenekli yazarlarımız var, yetenek zaten herhangi
bir ırka, dine ve cinsiyete ait bir kavram değildir. Bunun ak-

2. Berlin’deki toplu taşıma ağı ya da raylı sistem haritası ka- sini düşünen insandan zaten kimseye hayır gelmez. Türk

rışık görünse de aslında Berlin’deki toplu taşıma sistemi, edebiyatı çok gelişecek, çok serpilecektir. Bu yolda önü-

dünyanın en iyileri arasında yer alıyor ve hatlar arasındaki müzdeki tek engel, istediğimizi söyleme özgürlüğümüzün

bağlantılar oldukça pratik olduğu için şehrin dört bir yanına olmaması. Farklı düşünenin de sizin kadar haklı olduğunu

toplu taşıma araçlarıyla ulaşmak mümkün oluyor. kabul etmediğiniz sürece sağlıklı bir üretim ortamı ve eser
oluşturamazsınız.
Bu cümleden kesin olarak çıkarılabilecek yargı
aşağıdakilerden hangisidir? Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine cevap olarak

A) Dünyadaki en teknolojik raylı sistem, Berlin’de bulun- verilmiştir?


maktadır. A) Türk edebiyatının gelişmesi için öncelikle ne yapılmalı-
B) Bütün dünyada toplu taşıma ve raylı sistem haritaları dır?
sadedir. B) Düşünce özgürlüğü bizim için bir sorun mudur?
C) Berlin’de insanlar, toplu taşıma araçlarını daha çok ter- C) Türk edebiyatında düşünce özgürlüğü sorunu var mı-
cih etmektedir. dır?
D) Berlin raylı sistemini gösteren harita, ilk bakışta kolay D) Farklı düşünme, Türk edebiyatı için olumsuzluk oluş-
anlaşılmamaktadır. turmakta mıdır?
E) Berlin, dünyanın en büyük toplu taşımacılığına sahip E) Sağlıklı bir üretim ortamı ve ürün oluşturmak için neye
şehirlerden biridir. ihtiyaç duyulmaktadır?

251
5 EŞİK BENZEŞİM DENEMELERİ - 8 25 dk

5. Ben, yazarın yazdığı konu içinde cinsiyetini kaybettiği-


7 - 8. soruları aşağıdaki parçaya göre
ne inanıyorum. Bir masayı yazarken masa oluyor yazar, cevaplayınız.
bir erkeği yazarken erkek, kadını yazarken kadın oluyor.
Birçok yazara söylenen “Bir kadını ne kadar güzel anla-
tıyorsunuz.” gibilerinden sözler var. Ben bunların hakaret Salâh Birsel, günlüğün nasıl yazılması gerektiği konusun-
olduğunu düşünürüm. Çünkü anlatmak zorunda zaten da önemli ipuçları verir: “Kişi, günlük yazarken günlüğünü
yapamıyorsa yazar olamaz. Bir kadın yazarın erkeği an- oya gibi işlemeli. Gereksiz şeyleri, tiridi çıkmış düşünce-
latabilmesinde bir deha yoktur. Gustave Flaubert, Madam leri kendi kafasına göre sıkıştırmamalı.” Ancak böyle bir
Bovary yayınlandığında çok beğeniliyor ve Flaubert’e de günlük yazmanın ayrı bir çaba gerektirdiğini de belirtir: “Şiir
sorulduğunda “Ben Madam Bovary’im.” diyor. yazar, deneme yazar gibi oturup sözcüklere perende attı-
racaksın. Dahası, her işi bırakacak, onunla yatıp onunla
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
kalkacaksın.” der.
hangisidir?
8
A) Bir yazar, eserindeki kahramanla ister istemez özdeş-
leşir. 7. Aşağıdakilerden hangisini söyleyen kişi yazarın parça-
B) Büyük yazarlar, kahramanları arasında cinsiyet ayrımı da anlatmak istediğine uygun davranmış olur?
gözetmez.
A) Her akşam günlüğümün başına oturduğumda o gün
C) Hayatın içinden seçilen kahramanların yer aldığı eser-
yaşadıklarımı kalemimin ucuna geldiği gibi yazarım.
BASAMAK

ler, kalıcılığı yakalar.


B) Günlüklerimde yaşananları anlatırken olayları önemli
D) Büyük yazar olmak için eser kahramanlarını gerçek ha-
önemsiz diye ayırmadan yazmayı severim.
yatlardan seçmek gerekir.
E) Yazar, eserini oluştururken ortaya koyduğu kahraman- C) Güncelerimi kaleme alırken ince eleyip sık dokumanın,
larla özdeşleşmeyi başarmalıdır. yazılanların içtenliğini öldürdüğünü düşünürüm.
D) Samimi, içten bir anlatımı yakalamak için günlüklerim-
de her ayrıntıyı vermeye çalışırım.
E) Günlüklerimde duygu ve düşüncelerimi karşı tarafa
geçirebilmek için uygun sözcükleri bulmaya çalışır, kılı
6. Türkiye sinema sektörünün en önemli tarihsel süreci kırk yararım.

olan Yeşilçam, bizlere binlerce lm sunmasının yanı sıra


toplumsal belleğin devamlılığını sağlaması ve ülke de-
ğişim-gelişim seviyesinin hangi aşamalardan geçtiğini
gösteren en somut kanıtlardan biridir aslında. Yeşilçam
lmlerini, sadece sanatsal ve popüler kültür üretim aracısı
olarak düşünmemek gerekir. Bu lmlerden çoğu, ülkenin
içerisinde bulunduğu dönemleri ve yaşanılan toplumsal
olayları resmeden, anlambilimsel olarak okuması yapıldı-
ğında gayet eleştirel yanlarının olduğu gözlemlenebilen
lmlerdir.

Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağı- 8. Altı çizili bölümde günlük ile ilgili anlatılmak istenen
dakilerden hangisidir? aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yeşilçam lmleri, ülkenin geçirdiği toplumsal değişimi
A) Günlüklerde baştan geçen her olayın detaylı olarak an-
gözlemleme imkânı veren, toplum hafızasını yansıtan
latılması, eserin sanatsal yönünü yok eder.
bir özellik taşımaktadır.
B) Birçok yazar tarafından defalarca işlenmiş konuları ye-
B) Türkiye’deki toplumsal değişimi en güzel yansıtan
niden ve başına buyruk ele almak doğru değildir.
eserler Yeşilçam lmleridir.
C) Türk sineması değişik evrelerden geçerek günümüze C) Günce yazacak kişi, ileride okuduktan sonra mutlu ola-
ulaşmış, başarılı bir sanat etkinliğidir. cağı olayları yazmalıdır.
D) Türkiye’de Yeşilçam yeterince anlaşılmayan ve değer- D) Basit konuların günlüklerde ele alınması, teknik açıdan
lendirilmeyen sanat dallarından biridir. yanlıştır.
E) Türk sineması değişik sosyal bilimlere kaynaklık ede- E) Günlük yazacak kişi, sözcüklerle oynayabilecek kadar
cek özelliğe sahiptir. ana diline hâkim olmalıdır.

252
25 dk BENZEŞİM DENEMELERİ - 8 EŞİK 5

9. Bir kez okumaya başlayınca kolayca etkilenerek sürük- 11. (I) Osmanlı Devleti, Rumeli tarafında genişlemeye başla-
lenip gideceğiniz ve okuduktan sonra bir daha okumak yınca daimi bir orduya ihtiyaç duyuldu. (II) Savaşta esir
isteyeceğiniz Ala Geyik, Yaşar Kemal’in Anadolu halk ef- alınan askeri şartlara uygun Hristiyan çocukları, İslam
saneleri ve öykülerinden derlediği bir halk efsanesi olup terbiyesiyle yetiştirilerek yeni bir askeri sınıf meydana ge-
halk kültüründe önemli bir yeri vardır. Güney Anadolu’da tirildi. (III) Böylece Osmanlı yeni bir ordu kazanmış oldu.
Torosların bulunduğu köylerde anlatılan bu halk efsanesi, (IV) Uygulamayı ilk olarak Orhan Gazi’nin oğlu Şehzade
Yaşar Kemal tarafından yazıya geçirilerek akıcı ve canlı bir Süleyman Paşa’nın başlattığı kabul edilmektedir. (V) Hacı
dille okuyucuya sunulmuştur. Eserde bir yandan okudukça Bektaş-ı Veli hazretlerinin duasını alan bu ordu, Yeniçeri,
insanı alıp götüren canlı doğa betimlemerine yer verilirken Ocağının kurulmasına kadar Osmanlı Devleti’nin tek ve
diğer yandan da Torosların çevresinde yaşayan köylülerin muntazam ordusu olarak kaldı.
hayatı, kültürü, alışkanlıkları, kullandıkları dilin özellikleri,
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü-
birbirleriyle olan ilişkileri ve köylerdeki toplumsal düzen
şüncenin akışını bozmaktadır? 8
çarpıcı bir biçimde anlatılmaktadır.
A) I B) II C) III D) IV E) V
Bu parçada Ala Geyik eseriyle ilgili aşağıdakilerden
hangisine değinilmemiştir?
A) Kahramanın bir geyiği olduğuna
BASAMAK

B) Değişik eserler incelenerek oluşturulduğuna


C) Okuru sıkmayan bir anlatıma sahip olduğuna
D) Gerçek yaşamdan kesitlere yer verdiğine
E) Folklorik ögeler taşıdığına

10. İyi bir şair, dünyayı kavrayıp özümseyecek bir kültür


birikimine sahip olmalıdır. Ama edebiyatı iyi bilmek, iyi şair
olmaya yetmez. Tıpkı iletişim fakültesini bitirmenin iyi bir
gazeteci olmaya yetmeyeceği gibi... Salt edebî bilgilerle şiir
yazılacak olsa en güzel şiirleri, edebiyat öğretmenlerinin
yazması gerekirdi. Oysa Tevk Fikret, Ahmet Hamdi
Tanpınar, Ahmet Kutsi Tecer, Behçet Necatigil, Cahit Küle-
12. I. Bu kuşağı yaratan etmenlerin başında bu genç
bi gibi az sayıdaki örneği saymazsak genellikle kötü şiirlere
öykücülerin şiirle kurdukları güçlü bağ olduğunu
imza atmıştır edebiyat öğretmenleri. Diyeceğim o ki ----
düşünüyorum.
Bu parçanın sonuna anlam akışına göre aşağıdakilerin II. Fakat bu olanakları en iyi için kullanabilmek için tecrü-
hangisi getirilmelidir? beye ihtiyaçları var.
A) bilgi birikimi olan edebiyat öğretmenleri çalışarak güzel III. Hatta diyebilirim ki çoğu genç öykücü, şiirin olanakları-
ve nitelikli şiirler yazabilir. nın günümüzün pek çok şairinden daha fazla farkında.
B) iyi şair olmak için birikimin yanında çalışmaya ve yete- IV. Güçlü bir öykücü kuşak yetişiyor.
neğe de ihtiyaç vardır. V. Son yıllarda edebiyatımızda öykünün yükselişine tanık
C) sadece edebiyat öğretmenleri, şair olabilir diye bir şey oluyoruz.
yoktur.
Numaralandırılmış cümleler anlamlı bir bütün oluştu-
D) büyük şairler arasında edebiyat öğretmenlerinin olma-
racak biçimde sıralandığında aşağıdakilerden hangisi
sından daha doğal ne olabilir ki?
baştan üçüncü olur?
E) edebiyat öğretmenleri, şiir yazmada her zaman bir
A) I B) II C) III D) IV E) V
adım öndedir.

253
5 EŞİK BENZEŞİM DENEMELERİ - 8 25 dk

15. (I) Bitki örtüsü denildiği zaman bir yerde doğal olarak yeti-
13 - 14. soruları aşağıdaki parçaya göre
şen bitkilerin oluşturduğu topluluklar akla gelir. (II) Orman,
cevaplayınız.
bozkır, çayır, maki gibi. (III) Bitkiler yetişebilmek için besin
maddesi, su ve sıcaklığa ihtiyaç duyar. (IV) Bazı yerler-
(I) Tarih yazıcılığı, en az tarihin kendisi kadar önemli bir de çok uygun özellikler bulunurken bazı yerler son derece
alandır ve tarih bilicinin oluşması için gereklidir. (II) Çünkü olumsuz şartlara sahiptir. (V) Onun için yeryüzünde bitki
tarih, geçmiş ve geleceği merak eden insanın düşünce örtüsü yönünden çok fakir alanlar olduğu gibi son derece
faaliyetlerinin önemli bir kısmını oluşturur. (III) Toplumlar, zengin bölgeler de bulunmaktadır.
geçmiş araştırılıp aydınlatılmaya çalışılırken tarih bilincine
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden
ulaşır. (IV) Tarih bilinci; dünü, bugünü ve yarını kapsayan
sonra “Bu özellikler bakımından yeryüzündeki ortam şart-
bir sürekliliktir. (V) Bundan dolayı şimdiki zamanı anlamak
ları, büyük farklılıklar gösterir.” cümlesi getirilirse parça-
ve açıklamak için geçmişe bakmak, tarih yazıcılığının
8 nın anlam bütünlüğü sağlanmış olur?
vazgeçilmezidir. (VI) Bu düşünceden hareketle tarih yazı-
A) I B) II C) III D) IV E) V
cılığını en sade şekilde geçmişin kaydedilmesi olarak ifade
edebiliriz.
BASAMAK

13. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak


aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) I. cümlede karşılaştırma yapılmıştır.


B) II. cümlede üslupla ilgili bilgi verilmiştir.
C) III. cümlede toplumların tarih bilincine hangi süreçte
ulaştığı belirtilmiştir.
D) IV ve V. cümle arasında neden-sonuç ilişkisi vardır.
E) VI. cümlede tanımlama yapılmıştır.

16. Çok değerli yazarlarımız var ülkemizde ama en çok hak-


sızlığa uğramış, acı çekmiş insanlar yine yazarlarımızdır.
Bizim kuşağımıza kadar yazarlar hep böyle devam etmiş-
tir. Yazarlık ilk defa bizim neslimizde iş olarak görülmüş-
tür. Sait Faik ile ilgili çok meşhur bir hikâye vardır. Ne iş
yapıyorsunuz diye sorduklarında “Yazarım.” der Sait Faik
ve “işsiz” olarak yazarlar iş hanesine. Sevgi Soysal’ın da
“Yazarım.” dediği için iş hanesine “ev kadını” yazılmıştır ve
bunlar, 20. yy.ın ortalarında oluyor çok da eski tarihlerde
değil.

Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden yakınılmakta-


dır?
A) Sait Faik’e yazmaya ilk başladığında yazar gözüyle ba-
14. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
kılmamasından
A) Tarih bilinci gelişmemiş toplumlar, kalıcı olamazlar. B) Öteden beri kadınların yazar olmasına iyi gözle bakıl-
B) Tarih bilincinin oluşması, tarihe bir bütün olarak bak- mamasından
mayı gerektirir. C) Yazarların emeklerinin karşılığını hiçbir zaman alama-
C) Tarih yazıcılarının günümüzü anlamak için geçmişle bir dığından
bağ kurması gerekir. D) Yakın zamana kadar yazarlığın bir meslek olarak kabul
D) Tarih bilinci, araştırma isteğinin bir sonucu olarak oluşur. edilmemesinden
E) Geçmişi araştıran toplumlarda tarih bilinci de gelişir. E) Yazarlar arasında kadın-erkek ayrımı yapılmasından

254
25 dk BENZEŞİM DENEMELERİ - 8 EŞİK 5

17. Geçen günkü Nokta dergisinde Ulus’tan aktarılmış bir ya- 19. Sinema; kendisinden önce var olan edebiyat, resim, müzik,
zınızı okudum. Ne çok üzüldüm bilseniz! Yoksa sizi de mi tiyatro, heykel, dans gibi sanat dallarının hepsiyle iletişim
elden kaçırdık? Nerede o eski güzelim öz Türkçe sözler, içindedir. Ancak sanatın önemli bir dalı olan sinema, en
nerede o yazınızdaki edebiyat, ahlâk, hak, sanat, merak, güçlü bağını edebiyatla kurmuş ve ilk ortaya çıktığı andan
şiir gibi tatsız tuzsuz Osmanlıca sözler? Niçin şunun bu- beri edebiyattan beslenmiştir. Edebiyat ürünleri, eski çağ-
nun sözüne bakıp da düşüncelerinizi değiştiriyorsunuz? O lardan beri insanlar arasında sözlü ve yazılı iletişim sağlar.
yeni sözleri beğenmeyenler var diye mi yazmak istemiyor- Sinemanın da önemli bir kitle iletişim aracı olması, iki sa-
sunuz? Günün birinde bir kişi çıkıp size: “Beğenmedim bu nat dalı arasındaki ortaklığın başlangıcıdır. Bu iki iletişim
sesinizi.” dese ona bakıp da sesinizi değiştirecek misiniz? aracı kültürün gelişmesine katkıda bulunurken insanları
Ne derse desin elâlem, biz yolumuza bakalım. bilgilendirir, eğlendirir, onların estetik zevkine hitap eder;
bakış açılarını geliştirir ve zaman zaman da onları tartış-
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada savunulanları
maya sevk eder.
destekler niteliktedir? 8
A) Başkalarının sözüyle hareket eden yazarlar okurları Bu parçadan sinemayla ilgili aşağıdaki yargılardan
tarafında eleştirilmektedir. hangisi çıkarılamaz?
B) Sanatçı çevresinin etkisinde kalıp da doğru bildiği üs- A) Diğer sanat alanlarıyla alışveriş içerisindedir.
luptan vazgeçmemelidir. B) Edebiyattan önemli oranda yararlanmaktadır.
BASAMAK

C) Çizgisinde taviz veren yazarlar beğenisi düşük eserler C) İletişim aracı olmak bakımından da edebiyatla ortak bir
ortaya koymaktadır. yanı vardır.
D) Dergilerde yayımlanan yazıların kalitesi gün geçtikçe D) Kültüre katkısı edebiyat dışındaki sanatlardan ileridir.
düşmektedir.
E) İnsanlara sanat zevki verirken bilgilendirme işlevi de
E) Okuru hayal kırıklığına uğratan yazardaki değişimler vardır.
dikkate alınmalıdır.

18. Bu kadar çok ve derin karakteri bir arada bulmak sık rast- 20. (I) Aracımıza binip Dalyan’a vardıktan sonra öğle yeme-
lanan bir şey değil. Selim İleri, roman insanlarını ince ince ğimizi burada yiyor ve bizi bekleyen teknemize biniyoruz.
işlemiş. Romanın birkaç bölümünden sonra karakterlerin (II) Rotamız bu kez sazlıklarla çevrili Dalyan Kanalı’ndan
duygularının akışını apaçık görmeye, düşündüklerini ve geçerek İztuzu Plajı. (III) Yarım saatlik bir kanal yolculuğun-
yaptıklarını havaya atılan taşın yere düşmesi gibi doğal dan sonra dünyaca ünlü caretta caretta kaplumbağalarının
karşılamaya başlıyorsunuz. Kitapta sevdiğim şeylerden biri yumurtalarını bırakmak için geldiği İztuzu Plajı’na varıyo-
de dilin akıcılığıydı. ruz. (IV) Caretta caretta neslinin neredeyse sonu getirilmiş.
(V) Dalyanlıların çabalarıyla kaplumbağalar, koruma al-
Parçadan sözü edilen eserle ilgili aşağıdakilerden han-
tına alınmış. (VI) Yine de koruma önlemleri yeterli değil.
gisi çıkarılamaz?
(VII) Yetkililerin İztuzu Plajı’nı özel koruma altına alması
A) Anlaşılır bir anlatımı vardır.
gerekiyor.
B) Başarılı bir kurguya sahiptir.
C) Değişik özellikleri olan karakterleri ele almıştır. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf
D) Çok farklı konuları bir arada işlemeye çalışmıştır. kaçıncı cümleyle başlar?

E) Kahramanlar ayrıntılı bir şekilde işlenmiştir. A) II B) III C) IV D) V E) VI

255
5 EŞİK BENZEŞİM DENEMELERİ - 8 25 dk

21. Deniz çalkantılarla vuruyordu kıyılara. İnsanlar, çılgın


23 - 24. soruları aşağıdaki parçaya göre
kalabalık; bir içgüdüyle tutsakmışçasına kıyı kahvelerine
cevaplayınız.
çıkıyorlardı. Dünyanın bütün dilleri konuşuluyordu mey-
danlarda. Teknelerin yapıldığı barınaklarda, daracık
Bir yandan toplumun tepkilerine uğramak, öbür yandan
sokaklarda, şimdi yürüdükleri yolda her yerde konuşulu-
kendi boşluklarına yuvarlanmak korkusu, birçok yazarı ne
yordu. Hızarlar dönüyordu. Kimi çiçekler, gün batımıyla ka-
iseler öyle olmaktan alıkoymuştur. Bu bakımdan yalnızlıkla
patıyorlardı taç yapraklarını. Fırınlar çalışıyordu. Kargalar
kahramanlık bir gibidir. Bu satırları yazarken Mallarme ha-
kaleye dönüyorlardı. Akşamüzeri kısaydı ama inanılmaz
yalimde canlanıverdi. Öyle ya, kim onun kadar bir yandan
bir hareketlilik göze çarpıyordu.
alaylara ve yermelere göğüs germesini, bir yandan da boş-
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak lukla karşılaşmayı gözüne alarak kendi içine eğilmesini bil-
I. Sessel yinelemelere yer verilmiştir. mişti. Toplumun ağlarından kurtulduğu için şiirlerini okuyu-
8 II. Gözlem gücünden yararlanılmıştır. cularına göre değil okuyucuları şiirlerine göre tasarlamış,
III. İnsana ait özellikler doğaya aktarılmıştır. yaşadığı zamanın ötesine demir atmıştı.

tespitlerinden hangileri söylenemez?


A) Yalnız I B) Yalnız III C) I ve III
23. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada düşünceyi des-
D) I, II ve III E) II ve III
BASAMAK

tekler niteliktedir?

A) Sahici sanatçılar, her türden tepkiyi göğüsleyerek ken-


di özgün düşünceleriyle kalıcı olurlar.
B) Sanatçılar, yaşadıkları dönemde birtakım tepkileri
göze almalılar.
C) Hemen her çağda en özgün eserler bile eleştiriye uğra-
mış, alaya alınmıştır.

22. Aşağıdaki parçalardan hangisi “Bir edebî eserin değeri D) Sanat, toplumun istediklerini ona vermekle değil ondan
elbette kalıcılığı yakalayabilmesindedir, kalıcı eser okurun sırt çevirmekle ortaya konur.
beğeni ve saygısını kazanmış olmalıdır.” düşüncesine E) Mallarme, kendisiyle alay edilmesine karşın yüreğinin
uzak düşmektedir? sesini dinleyebilmiştir.

A) Sait Faik Abasıyanık’ın bugün bile eserlerinde canlılığını


korumasının sebebi, eserlerinde halkı anlatması ve hal-
kın da onun eserlerinde kendilerini bulabilmesidir.
B) Bir Orhan Veli geçti edebiyat dünyasından. Modern şi-
irde kendisinden sonra gelmiş ve gelecek olanlar için
ayak izi oldu. İster şair ol ister okuyucu Orhan Veli ol-
madan bir şiir düşünülemez. 24. I. “Elif okuduk ötürü
C) Sabahattin Ali çeşitli şehirlerde eğitim görmesi, öğret- Pazar eyledik götürü
menlik yapması gibi durumları eserlerine yansıtırken Yaratılmışı hoş gördük
aynı zamanda eserleri birçok sinema lmine konu ol- Yaratandan ötürü.”
muştur. Türk halkı tarafından sevilen bir sanatçı oldu. diyerek sevgiyi, hoşgörüyü yüzyılların ötesinden dillendi-
D) Ursula K. Le Guin, farklı türlerde hem yetişkinlere hem ren Yunus Emre.
de çocuklara yönelik yüzlerce eser verdi. En iyi roman II. Ampulü bularak insanlığın hizmetine sunan bilim ada-
dalında kazanan ilk kadın olmakla kalmadı, Hugo, mı Thomas Edison.
Nebula ve Locus gibi seçkin edebiyat ödüllerini çeşit- III. J.K. Rowling tarafından yazılmış Harry Potter serisinin
li eserleriyle defalarca kazanarak erkek egemen bilim başkarakteri, James Potter ve Lily Evans’ın oğlu me-
kurgu yazını alanında güçlü kadın yazarların da var ol- lez bir büyücü olan kurgusal kahraman Harry James
duğunu gösterdi. Potter.
E) Peyami Safa, çocukluğundan gelen hastalığı sebebiyle Bu parçada geçen “yaşadığı zamanın ötesine demir at-
acı dolu bir hayatın yanında maddi imkânsızlıklar yaşa- mış” sözüne yukarıdakilerin hangileri uymaktadır?
dı. Hayattayken değeri anlaşılamayan sanatçı ölümün-
A) Yalnız I B) I ve II C) I ve III
den sonra tanınır hâle geldi.
D) II ve III E) Yalnız III

256
25 dk BENZEŞİM DENEMELERİ - 9 EŞİK 5

1. Yurt dışı gezilerine ilk başladığımız zamanlarda belirle- 3. Deneme yazan pek çok sanatçımız arasında Salâh Bir-
diğimiz yerlere turla gitmeyi tercih ediyorduk. Uçak ayar- sel’in farklı bir yeri ve kendine özgü bir tarzı vardır. Dene-
lanmış, konaklama ayarlanmış, nerelere, nasıl gideceği- menin yanı sıra şiir, inceleme, roman türlerindeki eserleri,
miz o bölgeye defalarca gitmiş uzmanlarca hazırlanmış ince mizahı ve renkli üslubuyla ilgi çeken; okurun bilincini,
programlara katılmak güvenli ve kolaydı. Hiçbir şey için yüreğini aydınlatan çarpıcı ve sıra dışı metinlerdir. Dene-
önceden uğraşmaya, hazırlık yapmaya gerek yoktu. Bir meleri başta olmak üzere Salâh Birsel’in pek çok kitabı,
süre sonra gide gele turla gitmenin bazı olumsuzluklarını çağdaş klasiklerimiz arasında yer alan eserler arasındadır.
da yaşamaya başladık. Gidilen yerde genel olarak grubun
Parçadan Salah Birsel’le ilgili olarak
ilgi alanlarına göre tercihler yapılıyordu. Tur katılımcılarının
I. Eserlerinde özgün bir anlatım görülür.
anlık isteklerine cevap verilmiyordu.
II. Deneme türünün öncülerindendir.
Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden yakınılmakta- III. Değişik türlerde eser vermiştir.
dır?
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
A) Yurt dışı gezilerine turla çıkılmasından
A) Yalnız I B) II ve III C) Yalnız II
B) Tur katılımcılarının farklı ilgi alanları olmasından 9
D) I ve III E) Yalnız III
C) Tur programlarının kişisel tercihlere cevap verememe-
sinden
BASAMAK

D) Tur programlayıcıların zaman içerisinde duyarsızlaş-


masından
E) Tura katılan kişilerin farklı taleplerinin aksaklıklara yol
açmasından

4. Günümüzde zekânın verilerden daha sağlam sonuçlar


çıkarmak için değil, o verilerdeki hataları işine gelecek
biçimde bulmak adına kullanılması oldukça ironiktir. İşte
2. (I) Evimiz sokağın alt başında. (II) Yatıp kalktığım odanın bu yüzden görüşlerimizi kesin verilerle desteklemeye ça-
penceresinden bakınca bir baştan bir başa bütün sokağı lışmak en iyi yol olmayabilir. Karşınızdaki insan, keskin
görüyorum. (III) Odamda öteberi eşyamı bavuluma yerleş- zekâya sahipse krini karşı delillerle değiştirmekte daha
tirmiş doğruluyordum ki sokaktan gelen bir çocuk ağlaması da zorlanabilirsiniz.
beni pencerenin önüne çekti. (IV) Çocukların ağlamasına
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilir?
dayanamam. (V) Bir fena olurum duydum mu çünkü çocuk-
A) İnsanların kalıplaşmış değer yargılarını değiştirmek im-
lar boş yere ağlamaz. (VI) Şu dünyada çocukların ağlama-
kânsızdır.
sı ne kadar azalırsa bilin ki kötülükler o kadar azalmıştır.
B) Zekânın asıl gücü, düşüncelerin somut verilerle des-
(VII) Ağlayan bir çocuk sesi duyar da ilgilenirseniz bilin ki
teklenmesi sonucunda ortaya çıkmaktadır.
şu bozuk düzenin sizi üzecek bir olayıyla karşılaşacaksı-
C) Ortaya attığı görüşleri sağlam delillere dayanmayan
nız.
insanların toplumsal onay alması mümkün değildir.
Bu parça ikiye bölünmek istense ikinci paragrafın han- D) Somut bilgilerle desteklenmiş kirler dahi karşıt öner-
gi cümleyle başlaması gerekir? melerle çürütülebilir.
A) II B) III C) IV D) V E) VI E) İnsanlar bilişsel güçlerini daha çok hatalara odak-
lanmak için kullanmaktadır.

257
5 EŞİK BENZEŞİM DENEMELERİ - 9 25 dk

5. Cumhuriyet Dönemi hikâyecilerinin çoğu hatta bazı şair- 7. Nisan başında Bursa’ya geldim ve çocuklarla çok keyii
ler, boş ve soğuk bir gerçeklik adına insanları bir eşya gibi bir söyleşi yaptık. Ardından Nilüfer Çocuk Kütüphanesine
görmüşlerdir. Objektif olma düşüncesi onlara insanı insan gittik. Çocuklar, dışarıda bekliyordu. Arkadaşlara sordular
yapan asli kaynağa, ruha gitmekten alıkoymuştur. Dünya- yazar geldi mi, diye. Onlar da beni gösterdiler. Ama içlerin-
nın en güzel masallarını, türkülerini, atasözlerini, fıkraları- den sevimli biri şöyle dedi: “Hadi canım o, yazar olamaz!”
nı zaman ve mekân tanımadan yaratan Türk halkı, onlar
İnanmadı. Ta ki ben onlarla söyleşiye başlayana kadar.
için açlıkla kıvranan karanlık bir yığından başka bir şey
Hiç de haksız değildi baştan ve bunu öylesine içten ve dü-
değildi. Hâlbuki öylesine zor bir dönemde asıl anlatılması
rüstçe ortaya koydu ki çok güzeldi. Sonra beni çok içten
gerekenler çok daha farklıydı.
uğurladı. Bunu hiç unutamam.
Bu parçadan Cumhuriyet Dönemi hikâyecileri ile ilgili
aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söy-
lenmiştir?
A) Ele aldığı insanın duygularını göz ardı etmişlerdir.
A) Çocuklarla paylaşımda bulunmak insanı etkiler mi?
B) Eserlerinde Türk insanının sadece açlıkla kıvranan yö-
B) Çocuklarla ilgili hep hatırladığınız anınız hangisidir?
nünü ele almışlardır.
9 C) Çocuklardaki içtenlik yetişkinlerden farklı mı?
C) Kendi halkına yabancılaşmış tarzda eserler kaleme al-
mışlardır. D) Çocukların dünyası yetişkinlere göre farklı mıdır?
E) Çocukların sizi yazar olarak değerlendirmemesine ne
D) Nesnel olma hevesiyle asıl anlatmaları gereken değer-
BASAMAK

dersiniz?
leri anlatmamışlardır.
E) İnsanın bedeninden daha ziyade ruhuyla var olduğunu
kavrayamamışlardır.

6. Birkaç gün önce “Uludağ’da beş dağcıya ulaşılamıyor. 8. Çağın tekerlek ve elektrik gürültüsünden usanan, Avru-
Dağda kamp yapmak isteyen beş dağcı (!) karla kaplı bir pa şehirlerinden bıkan insanlar hiç olmazsa bir hafta için
ormanda kaybolup mahsur kaldı.” diye bir haber duyduk. Venedik’e gitmelidirler. Venedik, dünyanın hiçbir şehrine
Bu tür haber ve olaylarla sık karşılaşıyoruz artık. Rehber- benzemez. Sokakları sudan, suları kumaştan, binaları mo-
siz ve eğitimsiz beş kafadar… Yirmi yaşındaki jandarma- zaik, halkı masal kişisi, hayatı Orta Çağ’a özgü bir şehirdir.
lar, dağcılara donmak üzereyken ulaşmış. Özel kıyafetler Eskiden yalnız gemi ile gelinen bu şehri şimdi Avrupa’ya
ve pahalı malzemeler bizi dağcı yapmaz. Kitaplardan veya bağlayan uzun bir tren köprüsü vardır. Tarlalar, orman-
belgesellerden etkilenilerek çıkılan yolculuklar… Orada lar, bahçeler, dereler, dağlar, tepelerle çevrili, asfalt yollu,
nasıl hayatta kalınır, ne yenir ne içilir bilen yok. Böyle bir tramvaylı, fabrikalı Avrupa şehirlerinden geçip bu köprüye
işe kalkışacaklar ---- gelen trenin pencerelerinde bir iki metre derinliği geçme-
yen geniş bir denizin nemli havası solunur.
Bu parçadaki boşluğa düşüncenin akışına göre aşağı-
dakilerden hangisi getirilmelidir? Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır
A) ciddi bir eğitimden geçmeli ve profesyonel bir rehber- basmaktadır?
den yararlanmayı ihmal etmemeli. A) Mizahi anlatım
B) yeterli ve gerekli tüm malzemeyi almayı unutmamalı. B) Açıklayıcı anlatım
C) gidecekleri yerle ilgili detaylı bir haritayı yanlarında bu- C) Betimleyici anlatım
lundurmalı.
D) Tanımlamadan yararlanma
D) sonuçlarına da katlanmalı.
E) Karşılaştırmadan yararlanma
E) yiyecek ve içecekle ilgili gereksinimlerini önceden faz-
laca temin etmeli.

258
25 dk BENZEŞİM DENEMELERİ - 9 EŞİK 5

9. Çocukluğumda çok az kar görmüş, ergenliğimi ise kardan 11. Roman yazarı, bir anlatıcı yani romanı seslendiren kimse-
tamamıyla uzak geçirmiş olduğum için biraz garipsesem de dir. Anlatılan da sadece hayal ürünüdür ama kimse tanık
yürüye yürüye alışıyorum bu beyaz örtüye. Burada evler, olmadığı ya da deneyimlemesinin mümkün olmadığı, bil-
hep karla kaplı. Çocuk sesi duymak oldukça güç. Muhtar, gisi dâhilinde olmayan bir dünyayı hayal edemez. Elbette
okulu tarif etmemiş olsa yolumu kaybederdim büyük ihti- aslında kurmaca metin, yazarının ya da yazarının içinde
malle bu bembeyaz, güzel köyde. Karın yağışını izlerken bulunduğu gerçekliğin neticesidir. Ama ta kendisi değil.
aklıma Ahmed Arif düşüyor. Onun gibi delikanlı memleket, Yazar hakikati anlatıyormuş gibi yapar, okur da anlatılana
diye mırıldanıyorum. Sesi soluğu çıkmıyor köyün. Yavaş o süre zarfında inanmayı seçer.
yavaş okula yaklaşıyorum. Beklediğim gibi küçük bir okul
Aşağıdakilerden hangisi bu parçadaki düşünceyi des-
buluyorum karşımda.
tekler niteliktedir?
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söy- A) Romanlardaki gerçeklik, yazarının yaşam deneyimle-
lenemez? rinden beslenen kurmaca bir gerçekliktir.
A) Yinelemelere yer verilmiştir. B) Bütün romanlar, aslında kahraman anlatıcı bakış açısı-
B) Benzetmeye başvurulmuştur. nın farklı yansımalarıyla kaleme alınır. 9
C) Anlatımda farklı duyulara yer verilmiştir. C) Okur, hayal ürünü olan romanlarda gerçeği bütün çıp-
laklığıyla görmek ister.
D) Tanık gösterme tekniğinden yararlanılmıştır.
D) Roman okuru, okuduğu eserde anlatılanlara kısa bir
BASAMAK

E) Ayrıntılar niteleyici sözcüklerle daha belirgin hâle geti-


süreliğine kendisini inandırır.
rilmiştir.
E) Roman, yazarının hayal zenginliğine göre yazdıkça ye-
niden şekillenir.

10. Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın 12. Yazar, hikâyelerini kurarken hayattan değil de sanki bir
özdeyişten kalkıp ona göre çatıyor olayını. O zaman, ola-
Söyle sevda içinde türkümüzü,
yı bütünlemek için seçilen her ayrıntı, o düşünceye göre
Aç bembeyaz bir yelken
hesaplanıp yazarınca iyice ölçülüp biçildiğinden hikâye du-
Neden herkes güzel olmaz, ruyor; düşünsel bir diyalog ya da yerine göre bir monolog
Yaşamak bu kadar güzelken? başlıyor. Bu yüzden de kişiler, onun buyruğundan bir san-
tim bile sapmayan yaşamasız kukla kişiler oluyorlar.
İnsan, dallarla, bulutlarla bir,
Hep o maviliklerden geçmiştir Bu parçada yazarın hikâyelerindeki hangi eksiklikten
söz edilmektedir?
İnsan nasıl ölebilir,
A) Konularının yaşamın içinden seçilmeyişlerinden kay-
Yaşamak bu kadar güzelken?
naklanan yapaylıktan
dizelerinde aşağıdakilerden hangisi vurgulanmamak- B) Anlatımlarının ayrıntıya boğularak asıl konudan uzak-
tadır? laşılmasından
A) Yaşama sevinci C) Sürükleyici olmayışlarından dolayı okuru sıkmasından
B) Ölümü istememe D) Kahramanlarının diyalog hâlinde birbirleriyle konuştu-
C) Doğayla bütünleşme rulmamasından
D) Sevgiyi paylaşma E) Anlatımın yer yer konuşmalarla kesilip akışın durdurul-
E) Gerçeklerden kaçış masından

259
5 EŞİK BENZEŞİM DENEMELERİ - 9 25 dk

13. I. İnsanoğlu; madenleri işlemeye başlamasıyla taşa göre 15. Tanzimat Dönemi’nin önemli aydınlarından biri olan Reca-
daha dayanıklı, sivri ve kesici silahlar yapmaya başla- izade Mahmut Ekrem, Batılılaşma süreci içinde önemli bir
dı. isimdir. Dönemdaşlarından farklı olarak siyasetle ilgilen-
II. Zamanla bunları komşu devletlere üstünlük sağlamak meyerek kendisini tamamen sanat ve edebiyata verir. Tan-
adına savaş meydanlarında kullanan devletler, büyük
zimat’ın ikinci nesli sanatçıları arasında yer alan Ekrem’in
topraklara hükmetti.
ilk edebî denemeleri eski edebiyat anlayışı içinde olmakla
III. Bu devletler, farklı ırkları, milletleri ve kültürleri yö-
birlikte daha sonraki dönemlerde kaleme aldığı eserler,
netimleri altında birleştirerek imparatorluk görünümü
onu Batı edebiyatı anlayışının önemli isimleri arasına so-
kazandı.
kar. Ekrem’in eski edebiyat anlayışına tam anlamıyla karşı
IV. Bu imparatorluklar, ele geçirdikleri yerlerdeki kişileri
ve kültürleri dışlamayıp oradaki insanları her yönüyle çıkmamakla birlikte bu anlayışın kendini yenilemesi ve ge-
devlet sistemi içinde kullanmış ve onlardan faydalan- liştirmesi gerektiğini ifade ettiği görülür.
mıştır.
Bu parçada Recaizade Mahmut Ekrem ile ilgili aşağıda-
V. Kuşatıcı imparatorluklar olarak da tanımlanabilen bu
kilerden hangisine değinilmemiştir?
9 imparatorluklara, Hititler örnek verilebilir.
A) Eski edebiyatı gelişme göstermesi için eleştirmiştir.
Numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra “Ancak
B) Yeni edebiyat anlayışının öncüleri arasındadır.
ele geçirdikleri topraklarla kültürel etkileşimde bulunmak
C) Edebî anlayışında zaman içinde farklılaşma yaşamıştır.
yerine o bölgelerin sadece zenginliklerini yağmalamaya
BASAMAK

D) Çalışmalarını sanat ve edebiyat üzerinde yoğunlaştır-


çalışan imparatorluklar da yaşamıştır.” getirilirse anlam mıştır.
akışı sağlanmış olur?
E) Aynı dönemdeki bazı sanatçılarla krî mücadeleler ya-
A) I B) II C) III D) IV E) V şamıştır.

14. Roman okumayı faydasız bir uğraş olarak görmek aslına 16. İhsan Akay’a göre eleştiri ve eleştirmenin olmadığı bir yer-
bakılırsa romanın tarihi kadar eskidir. Babalarımızdan, de sanatçı, “ne yaptığını, ne aradığını, nereye vardığını bil-
öğretmenlerimizden ya da o kuşağa mensup tanıdıkları- meden” sağa sola yalpalayıp durur. İşte bu yalpalamayı ve
mızdan romanların bir suç işlermişçesine ders kitaplarının bocalamayı kontrol altına alan eleştiri ve eleştirmendir. Bu
sayfaları arasına sıkıştırılarak okunduğu hatıraların anla- yüzden eleştirmenin sıradan bir okurla bir tutulması, doğru
tıldığını hemen hepimiz işitmişizdir. Bugün de kimi anne bir yaklaşım değildir. Deneyimi ve mesleği gereği ele aldığı
babaların çocuklarına roman okumak yerine o vakti ders eserde herhangi bir okurdan daha fazla şey bulan eleştir-
kitaplarına ayırması gerektiği yönünde tavsiyelerde bulun- men, sanat ve sanatçı için gereklidir.
duğunu tahmin etmek zor değil. Yine de günümüzde ta-
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
kınılan tavrın çok değiştiğini söyleyebiliriz. Şimdinin anne
hangisidir?
babaları küçük yaşlardan itibaren çocuklarına kitap okuma
A) Eleştirinin bulunmadığı toplumlarda sanatın ve sanat-
alışkanlığı kazandırmak için büyük çaba içindedir. çının ilerlemesi mümkün değildir.
Bu parçadan roman okumak ile ilgili aşağıdakilerden B) Sanatın ve sanatçının gelişmesi için eleştiri ve eleştir-
hangisi çıkarılamaz? men en önemli ihtiyaçtır.
A) Boş bir uğraş olduğu düşüncesinin geçerliliğini bütü- C) Sıradan bir okurla eleştirmeni bir tutmak, eleştirmene
nüyle yitirdiği yapılmış en büyük yanlıştır.
B) Geçmişte büyüklerden gizli olarak yapılan bir eylem D) Eleştirmen olabilmek, geniş bir bilgi ve kültür birikimi
olduğu gerektirir.
C) Konuya bakış açısının günümüzde olumlu yönde E) Sıradan bir okura ait görüşlerin eleştiri zannedilmesi,
değiştiği her zaman karşılaşılan bir durumdur.
D) Vakit kaybı olarak görülmesinin çok eskiye dayandığı
E) Yeni nesil anne babaların bu konuda daha bilinçli dav-
randığı

260
25 dk BENZEŞİM DENEMELERİ - 9 EŞİK 5

17. (I) Sabahattin Ali romanları, sağlam bir kurgu ile yazılmış- 19. Hikâye ve masallar, çocuğun dış dünyaya açılan ilk
tır. (II) Olaylar, okura serim, düğüm ve çözüm sürecinde penceresidir. Masalın yüzyıllar içinde oluşmuş renkli
gerçekçi bir üslupla aktarılır. (III) Romanların arka planın- dünyası zihinleri şekillendirir, renklendirir. Modern çağın
da her zaman toplumsal bir analiz vardır. (IV) Bu analizleri dört duvar arası çocukları ne yazık ki bu renkli dünyadan
Kürk Mantolu Madonna’da olduğu İçimizdeki Şeytan ve mahrum yetişiyor. Çocuklar, masallarla hayatta iyiler
Kuyucaklı Yusuf’ta farklı yönleriyle görmek mümkündür. ve kötüler olduğunun farkına varırlar. Çocuk masalın
(V) Kürk Mantolu Madonna’da bir aşk hikâyesini konu edi- gidişatına göre kendi zihninde bir çözümleme yapar.
nir. (VI) Ayrıca onun romanlarında yazarın anne, baba ve Analitik düşünmeyi öğrenir, hayal gücünü geliştirir. Doğru
kardeşlerinden izler taşıyan kahramanlar; başarılı tasvir- davranış kalıplarını daha kolay kavrar.
lerle yaşayan insanlara dönüşür. (VII) Ali’nin savunduğu
Bu parçanın genelinde özellikle masalların hangi yönü
düşünceler, bu karakterler aracılığıyla inandırıcı biçimde
vurgulanmaktadır?
okura iletilir ve slogan atan kolaycı bir üsluptan kaçınılır.
A) Olağanüstü olayları konu edinmesi
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü- B) Çocukların vazgeçemediği bir tür olması
şüncenin akışını bozmaktadır? C) Hoş vakit geçirici yönünün bulunması 9
A) II B) III C) IV D) V E) VI D) Anne babalar tarafından öncelikle tercih edilmesi
E) Çocuk eğitiminde olumlu rolü
BASAMAK

18. Elli yıldır her gün arayıp soran ve başım sıkıştığında onları 20. (I) Toplumun geneli tarafından kabul edilen cesaret, pay-
arayabileceğim çocukluk arkadaşlarım var. Oysa yaptığım laşma, cömertlik, özeleştiri gibi ortak değerler; bir anlamda
işlerin kazandırdığı arkadaşlarım yok. Herkesin önce insan mutluluğun standartlar kümesidir. (II) Değerleri bir banka
olmak yerine başka bir şey olmayı seçtiği yerlerde gerçek hesabına benzetirsek iyi yatırımlar yapan kişinin hesabı,
arkadaşlıklar yaşanmıyor. Yakınımda oldukları için kırk ona kâr getirecektir. (III) Ne kadar kâr ettiği hemen anla-
yıl boyunca hep kendilerinin yazdıklarına ne diyeceğimi şılmasa da bu, ileri yaşlarda faydasını göreceği bir birikim
soran ama benim yazdıklarım hakkında iki satır düşünüp olacaktır. (IV) Doğaya ya da ailesine yatırım yapan kişinin,
söylemeyi aklından geçirmeyen insanların olduğu bir dün- bu yatırımların kendisine geri döneceğini bilmesi gerekir.
yada arkadaşlık olmaz. Burada alçakgönüllülüğü bilmeden (V) Bugünün toplumsal yapısına baktığımızda değerler
bir şeyler olmak isteyenlere birileri John Berger’ın bütün artık cümle içinde kullanılan kelimelerden ibaret kalmıştır.
yazdıklarını okuma cezası vermeli. (VI) Oysa değerleri gölgeleyerek toplumları değiştiren bü-
tün kötülükler, ağaçlarda saklı kurtlar gibidir. (VII) Nasıl ki
Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden yakınılmakta-
kurtlar, ağacı içten kemirerek devirirse sosyal yozlaşma ve
dır?
kuralsızlık da toplumu böyle çürütür.
A) Dünyada gerçek arkadaşlıkların kurulamayışından
B) Çıkarcı insanların çokluğundan Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf
C) Yazarlığında edindiği dostların sahici dost olmayışın- numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
dan A) II B) III C) IV D) V E) VI
D) Samimi dostlukların ancak çocuklukta kurulabildiğin-
den
E) Dost görünüp çıkarcı davrananların daha sahici oldu-
ğundan

261
5 EŞİK BENZEŞİM DENEMELERİ - 9 25 dk

21 – 22. soruları aşağıdaki parçaya göre 23 – 24. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız. cevaplayınız.

Dönüşüm, Franz Kafka’nın ilk ve en önemli yapıtlarından Nasıl yazdığımı ben de açıkça bilmiyorum, dersem şaş-
biridir. Akıcı dili, fantastik kurgusu, düş ile gerçekliğin karı- mayınız. Şiirde bu, hiç belli olmaz. Yemek yerken ya da
şımı anlatımıyla hem ilgiyle okuyacağınız ve vazgeçeme- yolda yürürken bir mısra geliverir, galiba Valery’nin yuka-
yeceğiniz hem de başka bir dünyaya yolculuk yapıp şaşı- rıdan inen dizesi gibi bir şey. Bakarsınız, o zamana kadar
racağınız ve yeni bir dünyayı tanımaya başlayacağınız bir karanlık gördüğünüz bir dünya birdenbire aydınlanmış.
yapıttır Dönüşüm. Bu yapıt, hikâye tadında bir romandır. Artık o dize, kılavuzunuz olur; yazacağınız şiiri, konusu-
Genel olarak tanrısal anlatım biçimiyle yazılmıştır. Ro- nu, biçimini, boyunu bosunu, hepsini o belirler. Ve o şiir
manın en önemli özelliklerinden birisi de Kafka’nın diğer bitinceye kadar siz işgal altında bir memleket gibisinizdir.
eserlerinde olduğu gibi fantastik ögelerin tamamen doğal Dairede çalışmanızı, yemenizi, gezmenizi, uykunuzu ona

9 olgular gibi okuyucuya sunulmasıdır. ayırmak zorundasınız. Şiir bitmeden bu saplantıdan kur-
tulamazsınız.
BASAMAK

21. Bu parçadan sözü edilen yapıtla ilgili aşağıdakilerden 23. Bu parçanın genelinde asıl anlatılmak istenen aşağıda-
hangisi çıkarılamaz? kilerden hangisidir?

A) Okuyucuyu kendine bağlayan sürükleyici bir yapısı A) Şairler, şiirlerini nasıl oluşturduklarını kendileri bile
vardır. anlamakta zorluk çekerler.
B) Anlatımında farklı bir türün özellikleri hissedilmektedir. B) Şiir, zihne düşen bir mısranın çevresinde uzun uğraş-
C) Anlatıcısı her şeye hâkim bir bakış açısına sahiptir. larla geliştirilip tamamlanır.

D) Fantastik ögeler taşıyan ilk edebî romandır. C) Şiir yazmak bazen günleri, haftaları hatta bir yılı bile
alabilir.
E) Yazarın diğer eserleriyle bazı benzer özellikler taşı-
maktadır. D) İyi bir şiir, uzun bir işçilik ve emek gerektirir.
E) Şairler, şiirlerini bitirmeden rahat edemez ve mutlu ol-
mazlar.

22. Parçadaki “hem de başka bir dünyaya yolculuk yapıp şa- 24. Bu parçada geçen altı çizili sözle anlatılmak istenen
şıracağınız ve yeni bir dünyayı tanımaya başlayacağınız aşağıdakilerden hangisidir?
bir yapıt” sözüyle eserle ilgili anlatılmak istenen aşağı- A) Şairleri şiirlerinde hislerine önem verdiği
dakilerden hangisidir?
B) İlk dizenin şiirin ana duygusunu hissettirdiği
A) Bilinenin dışında sıradışı bir yaşantıyla karşılaşma ola- C) Şiirlerin zihne düşen bir dizeye göre şekillendiği
nağı sunmaktadır.
D) İlk dizesi güzel olamayan şiirlerin de güzel olmayacağı
B) Anlatımıyla okuru kedine bağlamaktadır.
E) Şiirlerde ilk dizedeki temanın diğer dizelerde de tekrar-
C) Daha önce hiç işlenmemiş konulara yer vermiştir. landığı
D) Farklı bir konu, okurun anlayamayacağı bir anlatımla
işlenmiştir.
E) Hayal ile gerçek birlikte ve iç içe ele alınmıştır.

262
25 dk BENZEŞİM DENEMELERİ - 10 EŞİK 5

1. Sümela Manastırı’na giden yoldan yürümeye başlıyoruz. 3. I. Örneğin kurak olan Mezopotamya’da yaşayan toplum-
Yolda kökleri taşlara sarılmış, dalları bir el gibi yeryüzü- lar sulama kanallarının yapılmasıyla üretimi artırdı ve
nü yağmurdan merhametle koruyan, tepeleri gökyüzüne artı ürün ortaya çıkmasıyla söz sahibi oldular.
değen ağaçları görüyoruz. Patika yoldan çıkarken tek bir II. Çünkü bu bölgelerde artı ürüne sahip olan toplum-
çöpe dahi rastlamıyoruz. Bu da bizlere insanların doğa bi- lar, avantajlı duruma geçer ve bu durum onlara güç
linci kazandığını gösteriyor. Patika yol bitince sıra Manas- kazandırırdı.
tır’a çıkan yola geliyor. Sabırla tırmanırken hayretle insan-
III. Yağışın yeterli ve doğal besin kaynaklarının bol
ların bu kadar sarp kayalıklara ve kartal yuvası misali dik
olduğu bölgelerde büyük bir anlam ifade etmeyen artı
yamaçlara bir ibadet yerini nasıl yaptıklarını düşünüyoruz.
ürün, kurak bölgelerde hayati öneme sahipti.
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söy-
IV. O yüzden bu toplumlar için “artı ürün” üretmek ve
lenemez?
bunları depolamak son derece önemliydi.
A) Benzetmelerden yararlanılmıştır.
V. Oysa tarımla geçinen toplumlarda kuraklık, beraberin-
B) Öyküleyici bir anlatımı vardır.
de kıtlığı getirdiği için yiyecek bulma büyük bir sorun
C) Kişileştirme yapılmıştır.
oluşturmaktaydı.
D) Niteleyici sözcükler kullanılmıştır.
10
E) Tartışmacı bir üslup kullanılmıştır. Yukarıdaki cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak bi-
BASAMAK

çimde sıralandığında hangisi sonuncu olur?


A) I B) II C) III D) IV E) V

2. Şule Gürbüz’ün eserlerinde okur, düşünsel bir yürüyüşe


çıkar. Gürbüz’ü farklı kılan asıl durum ise eserlerinin okur
belleğinde bıraktığı bulanık hâldir. Öyle miymiş, baştan
sona değin insanda bir duygu ve düşünce kargaşası ya-
ratan bir kitap olarak Gürbüz’ün üslubunu başarıyla yan-
sıtmıştır. Gürbüz; başından geçenleri, gördüklerini, duy-
duklarını, hissettiklerini okurla konuşur gibi anlatmıştır. Bu
eserde Gürbüz’ün dil işçiliği hemen dikkat çeker. Cümle 4. (I) İnsanın geçmişini öğrenmesinde, gününü yaşamasında,
kalıpları ve kullandığı sözcükler, alışılagelmişin dışındadır. geleceğine yön vermesinde, kişiliğini kazanmasında ve ken-
Birbirini tekrar etmeyen sözcükler, bir nehrin akışını andı- disini ifade etmesinde dil çok önemli bir araçtır. (II) Bu bakım-
rır. Anlatıcının uzun cümleleri, anlaşılmazlığı artırır. Güncel dan dil, bir anlamda bireye hizmet eder ancak insan, tabiatı
dilin hâkim olduğu dil ve anlatımda eski dilin sözcüklerini gereği toplu hâlde yaşamaya ihtiyaç duyar. (III) Toplu hâlde
de azımsanmayacak şekilde kullanılmıştır. Şiirsel bir dilin yaşamak, bazı kişiler için çok kolay değildir. (IV) Yalnız kal-
yanında, müziksel anlatıma da yer vermiştir. maktan hoşlanmaz ve ait olacağı ortak değerlere sahip bir
ortam arar. (V) Bu ortak değerlerin oluşturulmasında, payla-
Bu parçada “Şule Gürbüz” ile ilgili aşağıdakilerden han-
şılmasında, nesilden nesile aktarılmasında, milletin varlığını
gisine değinilmemiştir?
devam ettirmesinde ise dil çok önemli bir görevi yerine getirir.
A) Anlatımında okurla söyleşir gibidir.
(VI) Çünkü millet olmanın birinci şartı, aynı dili konuşmaktır.
B) Anlaşılır ve kesin yargılara varır.
C) Eserlerinde ahenkli bir anlatım vardır. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi anlatı-
D) Kendine özgü cümle kalıpları söz konusudur. mın akışını bozmaktadır?
E) Eski ve gündelik kelimeleri birlikte kullanmıştır. A) I B) II C) III D) IV E) V

263
5 EŞİK BENZEŞİM DENEMELERİ - 10 25 dk

5. Belirli bir okuma alışkanlığı olmayan yazarlardan biri Rek 7. Geçenlerde posta ile bir kitap geldi. Küçük bir kitap ama
Halit Karay’sa diğeri de Cahit Zarifoğlu’dur. “Okumazlık” başından sonuna kadar okuyamadım, sadece kitaba bir
özelliklerini, her iki yazar da göğüslerini gere gere itiraf göz gezdirdim. Adını da kimin yazdığını da söylemeyece-
etmekten çekinmez. Gene de farklıdır ikisinin okumama ğim. Beğenmedim ki söyleyeyim. Bir adamı -yazı yazmaya
nedenleri. Rek Halit, imkân bulamadığından söz etse bile daha yeni başlamış bir genci- kitabından hoşlanmadım di-
inandırıcı olamaz. Dünyalı bir yazardır o, kitaplardan çok yerek açık etmenin ne lüzumu var? Boş yere kırmış olu-
hayata inanır. Zarifoğlu’ysa düpedüz karşıdır kitaplara. rum. Bekleyelim; günün birinde belki daha güzel yazılarını
Okumayışının nedeniyse “dünyalı” oluşu değildir, bir “öte okuruz, o zaman uzun uzun sözünü ederiz.
dünyalı” olduğu için okumaz o.
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir?
Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden bahsedilmek- A) Yazmaya yeni başlayanlar, eserlerini eleştirmenlere
tedir? sunmalıdır.
A) Rek Halit Karay’la Cahit Zarifoğlu’nun kitap okumama B) Bir eserin sanatsal yönü önce eleştirmenler tarafından
gerekçelerinden ortaya konmalı, tartışılmalıdır.
B) Bütün insanların farklı nedenlerden dolayı kitap oku- C) İlk kez bir eser yayımladığınızda mükemmelliği yakala-
madıklarından dığınızı düşünmemelisiniz.
10 C) Kitap okumadan da yazar veya şair olunabildiğinden D) Yetkinliği yakalamış eserlerin ancak olgunluk döne-
D) Cahit Zarifoğlu’nun kitap okumaya karşı oluşundan minde verileceği hatasına düşülmemelidir.
BASAMAK

E) Rek Halit ile Cahit Zarifoğlu’nun birbirine çok benzedi- E) Yeni yazarlara nitelikli eser vermeleri için zaman tanın-
ğinden malı, onların cesaretleri kırılmamalıdır.

6. Televizyon, bir cazibe merkezi olarak hayatımızın baş- 8. Ruşen Eşref Ünaydın, modern edebiyatımızın en eski
köşesine kuruldu. Yirmi dört saat yayın yapan kanallarla başvuru kaynaklarından biri olan Diyorlar ki’de Rek Ha-
tam bir görüntü sarhoşluğu yaşıyoruz. Alışkanlıklarımız, lit’in “yaradılıştan bir yazar” olduğunu söyler. Eski ve yeni
konuşma biçimimiz, ilişkilerimiz televizyona endekslendi edebiyatı derinliğine okumak kısmet olmamıştır Karay’a.
sanki. Kameralar pervasızca mahremiyetimizin en ücra Doğuştan bir yazar olduğu için yazı yazmaktadır o. Üste-
köşelerine giriyorlar. Şiddetin bütün türleriyle tanıştık. Kan lik yazı yazmanın bilimsel yönleri hakkında hiçbir bilgiye
ve acının da bir satış değeri olduğunu, reklam alabilecek- sahip de değildir. Kısaca “alaylı bir yazar”dır üstat, yani
lerini öğrendik. Rekabetin insanları nasıl vahşileştirdiğini, yazmayı okuyarak öğrenmemiştir. O yüzden ----
iğrençleştirdiğini gördük. Duygularımız, tepkilerimiz, duyar-
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıda-
lılıklarımız törpülendi.
kilerden hangisi getirilebilir?
Bu parçanın bütününde televizyonlarla ilgili olarak A) nitelikli bir yazar olmanın ilk şartı çok okumak değildir.
aşağıdakilerin hangisinden söz edilmektedir? B) yazarlığın sonradan öğrenilecek bir meslek olmadığı
A) İnsan yaşamının bütününü kuşatıp etkilemelerinden görüşü doğrudur.
B) İzleyici beklentilerini karşılayamayışlarından C) bir yazarın yetişmesinde okuma eylemi son derece ge-
reksizdir.
C) Yayınların yeterince denetlenmemesinden
D) okumanın yazarlığa ne derece katkı yapacağı kestirile-
D) Yapılan eleştirileri dikkate almayışlarından
mez.
E) İnsanların istediği programları göz ardı etmelerinden
E) kimse bir eser vermekle yazar olduğu düşüncesine ka-
pılmasın.

264
25 dk BENZEŞİM DENEMELERİ - 10 EŞİK 5

9. Montaigne’den sonra deneme türünün eser veren en ünlü 11. Bir edebî eser, hangi milletin dilinde meydana gelmişse o
edebiyatçılarından biri, İngiliz yazar Bacon’dır. Bacon, De- milletin edebiyatı çerçevesi içine girer. Yani bir dilde ya-
nemeler adlı eseriyle deneme türüne biçim, anlatım ve içe- zılmış olan ve yüksek bir değer taşıyan her eser, konusu
rik bakımından başka bir nitelik kazandırmıştır. Onun derli ne olursa olsun millîdir. Bu bakımdan aynı dilde meydana
toplu, özlü ve sağduyuyu yansıtan düşünce ve görüşlerini gelmiş eserleri millî olan ve olmayan diye ikiye ayırmak
içeren denemeleri uzun süre hayatta başarı ve mutluluğun mümkün değildir. Görülüyor ki sanatın sanat için veya
yollarını arayan kimseler için yol gösterici bir rol oynamıştır. toplum için oluşu tartışmalarındaki gibi burada da edebi-
yatı millî olan veya olmayan diye ikiye ayıranların düştüğü
Bu parçada Bacon ile ilgili aşağıdakilerden hangisine
bir hata vardır. Bunlar bir eserde, gerçek edebî değerden
değinilmemiştir?
ziyade, onun bir ölçüye göre millî oluş özelliğini aramak-
A) Deneme türünün gelişmesine katkıda bulunduğuna
tadırlar. Hâlbuki Sinan’ın abideleri, Levnî’nin nakışları,
B) Deneme türünün önde gelen temsilcilerinden biri oldu-
Dede’nin besteleri ne kadar millî ise Orhun Abideleri ’nden
ğuna
günümüze kadar bütün edebiyatımızın her güzel eseri de
C) Farklı konulardaki görüşlerini denemelerinde yansıttı-
ğına o kadar millîdir.

D) Denemelerinin insanlar için ufuk açıcı olduğuna Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabi-
10
E) Deneme türünde yazdıklarının hâlâ aşılamadığına lir?
BASAMAK

A) Bir eserin millîliği, millet hayatıyla ilgili konuları ele al-


masıyla ölçülebilir.
B) Eserleri millî olan ve olmayan şeklinde ayırmak, eleştir-
menlerin yaptığı büyük yanlışlardandır.
C) Sanat türleri arasındaki millîlik ayrımı, öteden beri doğ-
ru bir şekilde açıklanamamıştır.
D) Edebî değeri bulunan bir eser, hangi milletin dilinde ya-
zılmışsa o millet için millîdir.
E) Türkçeyi güzel kullanan bütün sanatçılar, millî konulara
eserlerinde yer vermiştir.

10. Modern Türk edebiyatının dil ve kurgu ustalarından olan 12. Bir ressam olarak daha ziyade sanat dünyasında adı sık
sanatçı, Kuşlar Yasına Gider romanında baba-oğul iliş- sık anılan Bedri Rahmi Eyüboğlu, edebiyat ve özellikle şiir
kisini hem yerel hem de evrensel çizgide bir kavramsal söz konusu olduğunda Kara Dut şairi diye bilinir. Dol Ka-
derinlikte anlatır. Kuşlar Yasına Gider romanı, yalnızlığı,
rabakır Dol başlığını taşıyan ve şiirlerinin toplandığı kitap
yaşlılığı, ölümü, baba-oğul ilişkisini dil büyücüsü bir yaza-
onun gerçekten iyi bir şair olduğunun da kanıtıdır. Tablola-
rın usta kalemiyle yansıtır. Edebiyat dünyasında baba-o-
rında, yazmalarında, desenlerinde ve yemenilerinde siyah
ğul çatışmasını işleyen çok sayıda eserden farklı olarak
beyaz veya çok renkli dünyadan örnekler veren ressamı-
babasıyla hesaplaşmak yerine onu anlamaya çalışan, ona
merhametle yaklaşan yazar-oğul ile karşılaşırız. mızın, yazılarında da insanlarımızı çok iyi tanıdığını halkı-
mızın maddi ve manevi kültür izlerine nasıl değer verdiğini
Bu parçada sözü edilen eserle ve yazarla ilgili olarak
görüyoruz.
aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Yazarın dili ustaca kullandığına Bu parçadan yola çıkarak “Bedri Rahmi Eyüboğlu” ile il-
gili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
B) Benzer konudaki eserlere benzemediğine
A) İçinde bulunduğu toplumu yakından tanımaktadır.
C) Ele aldığı konuya birçok farklı açıdan yaklaştığına
B) Gelenek ve göreneklerini önemsemektedir.
D) Anlatılanları belli gerekçelere dayandırarak incelediği-
C) Farklı sanat alanlarında eserler vermiştir.
ne
D) Şiirlerinde halkın acılarını dillendirmiştir.
E) Yazarın konuyu tüm insanlığa hitap edecek derinlikte
E) Bir şiirin adıyla anılmaktadır
ele aldığına

265
5 EŞİK BENZEŞİM DENEMELERİ - 10 25 dk

13. Her okurun okuduğu kurmaca metinle arasında kurduğu 15. (I) Hani hep bildik bir teselli vardır ya “Çocuktur, unutur.”
ilişki başkadır. (I) Metin; her okurla birlikte defalarca kez diye… (II) Yetişkinler bilirler ki çocuk ne kadar zarara uğ-
dönüşür, okur metni kendi algısı neticesinde düzeltir ve ratılsa da ertesi gün yine gelecek ve coşku dolu hâl ile
hatta tekrar yaratır. (II) Kurmaca anlatımlarda birkaç çeşit kendisini inciten yetişkinin etrafında dönüp duracaktır.
katılımcı var. (III) Ancak metni yazmadan önceki yazar ve (III) Çocuğun bu durumu yetişkini yanıltır, çocuğun dünü
metni okumadan önceki okur, kurmaca metnin dışındadır. unuttuğu zannedilir. (IV) Zira çocukluk dönemi akıl ile
(IV) Edebiyat bu iki gürü de dönüştürür. (V) Metni yazan ve öğrenme dönemi değil, his ile kişilik kazanma dönemidir.
okuyan, metinle birlikte bir başkalaşıma uğrar. (V) Örneğin karanlıktan korkmak “akıl” ile ilgili değildir, ru-
hun incinmişliğidir ya da tırnak yemek akılla izah edilemez,
Bu parça anlatılmak istenenle ilgili en kapsamlı yargı
ruhsal zayıığın dışavurumudur. (VI) Öfkesine yenik düşen
numaralanmış cümlelerin hangisinde verilmiştir?
bir çocuğu aklı nasihat ile durdurmanız zordur zira o, içsel
A) I B) II C) III D) IV E) V
sıkıntılarını şiddet ile dışa vurmaktadır.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden


önce “Hâlbuki çocuğun aklı unutsa da hisleri unutmaz.”
cümlesi getirilmelidir?
10
A) II B) III C) IV D) V E) VI
BASAMAK

14. Bir şiirde ne kadar bayrak, ne kadar vatan geçtiği önemli


değildir. Önemli olan, bunların metinde nasıl kullanıldığıdır.
Ancak bizde bazen bunlar, metinlerin edebî yönünün önü-
16. Yıllar boyunca birçok gazete ve dergide hemen her gün
ne geçmiştir. Elbette edebiyat yoluyla bazı değerlerin aşı-
eleştiri ve denemeleri yayımlanan Nurullah Ataç’ın yazı-
lanması hedeenebilir. Ama bu aşılama, incelikli bir biçim-
ları, onun anlık düşüncelerini yansıtır. Zaman içinde pek
de yapılırsa etkili olur. Kaba bir biçimde yapılırsa olumsuz
çok krinin değiştiği görülür. İnsanın ilerleyen zaman için-
sonuçlar bile verebileceğini hatta eğitimden soğutacağını
de düşüncelerinde farklılaşma olmasını son derece doğal
da hesaba katmak gerekir. Yunus Emre de bazı değerleri,
ve gerekli bulur. Bunu insanın gelişmeye açık olması şek-
her şeyden önemlisi sevgiyi, ustaca aşılamaya çalışmıştır.
linde değerlendirdiği için kendi düşüncelerine her zaman
“Yunus acaba neden büyük? Söyledikleriyle mi, onları söy-
şüpheyle bakar. Düşüncesi bir öncekini reddederek deği-
leyişiyle mi?” Bunun yanıtı “her ikisiyle de” olacaktır.
şir, gelişir. Kitaplarından birine Ararken adını vermesi bile
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada savunulanları onun düşüncesinin daimî arayış içinde olduğunu göster-
destekler niteliktedir? mektedir.
A) Edebiyat yoluyla bazı değerleri topluma aşılamayı
Bu parçada Ataç’la ilgili aşağıdakilerden hangisine de-
amaçlamak doğru bir anlayıştır.
ğinilmemiştir?
B) Bir şiirin edebî gücü, içinde geçen “vatan-bayrak” söz-
cükleriyle ölçülemez. A) Düşünce yapısında zaman içerisinde değişiklikler ol-
duğuna
C) Bir eseri edebî yapan ele alınan konu kadar konunun
işleniş biçimidir. B) İnsanın değişerek gelişmesi gerektiği krini benimsedi-
ğine
D) Millî temaların iyi işlenmediği şiirler, insanı yaşadığı
toplumdan da soğutabilir. C) Yazı hayatının uzun bir süre devam ettiğine

E) Şiir yazmak isteyen önce Yunus Emre gibi büyük sa- D) Eserlerinde sürekli güncel konuları ele aldığına
natçıları incelemelidir. E) Yeni kirlere açık bir düşünce yapısına sahip olduğuna

266
25 dk BENZEŞİM DENEMELERİ - 10 EŞİK 5

17. 2019’da birbiriyle ilişkili bilgilerin karışık biçimde sunulması 18. Nermi Uygur’un denemeye ve denemeciye bakış açısı,
ile her birinin ayrı ayrı, blok hâlinde sunulmasının katılım- ben odaklılığın başka bir deyişle öznelliğin üzerine temel-
cıların farklı ressamların çizim tarzlarını ayırt etme beceri- lenmiştir. Neyi ele alırsa alsın, neyi anlatırsa anlatsın an-
lerini ne yönde etkilediğini belirlemek amacıyla bir çalışma lattığına kendi benliğinden bir şeyler katacaktır denemeci.
gerçekleştirilmiş. Çalışma kapsamında on iki ressamın Bunu yapmıyorsa dışsal, nesnel gerçekleri kendi duygu-
yetmiş iki çalışması -her birinin altında ressamın adı görü- larının iplikleriyle yeniden dokumuyor, işlemiyorsa dene-
lecek şekilde- iki ayrı öğrenci grubuna bilgisayar ortamın- meci sayılmaz. Uygur’a göre denemeci; dışsallığı içselliğe
da gösterilmiş. Ancak birinci gruba her ressama ait altışar dönüştüren, bunu içtenlikle yansıtan kişidir. Bu bağlamda
resim, üçer saniye boyunca sırayla gösterilirken -örneğin denemeci; bir mektup yazarı, deneme de mektuptur. Mek-
Bedri Rahmi’ye ait altı resmin ardından Çallı’ya ait altı re- tuplara özgü içtenliği, dertleşmeyi, senli benliliği içinde ba-
sim- ikinci gruba resimler yine üçer saniye ancak bu kez rındırır.
karışık olarak gösterilmiş. Ardından katılımcılara küçük bir
Bu paragrafta deneme ile ilgili olarak asıl anlatılmak
sınav uygulanmış. Sınavda yine aynı ressamlara ait ancak
istenen aşağıdakilerden hangisidir?
bu kez farklı resimler (altlarında ressam adı olmadan) gös-
A) Deneme ve mektup içtenlik bakımından birbirinden
terilmiş ve resimlerin kime ait olduğunu öğrencilerin tahmin
farklı değildir.
etmeleri istenmiş. İkinci grup tahminlerinde daha başarılı 10
B) Uygur’un deneme anlayışı, diğer sanatçılardan farklı-
olmuş. dır.
BASAMAK

Aşağıdakilerden hangisi bu parçada anlatılmak istene- C) Bir deneme yazarı bilgi ve görgüsünü yazdıklarında
ni destekler niteliktedir? hissettirmelidir.

A) Etkin öğrenme yöntemleri hakkında edindiğimiz bilgi- D) Deneme, gerçeklerin yazarın kişisel görüşleri ve duy-
ler, yapılan araştırmalar neticesinde değişim göster- gularıyla yoğrulması sonucu ortaya çıkan bir türdür.
mektedir. E) Dış dünyanın işlenmediği bir tür değildir deneme.
B) En iyi öğrenme yolu, sadece ve sadece öğrenilmek is-
tenen konu üzerinde çalışmaktır.
C) Birbiriyle ilişkili olsa bile bir konuyu bitirmeden başka
konuya geçmemek gerekir.
D) Beynimiz birbiriyle ilişkili bilgiler bir arada verildiğinde
tek bir bilginin derinlemesine verildiği duruma göre
daha etkin öğrenir.
E) Etkin öğrenme; kullanılan yönteme, kişiye ve gruba
göre sürekli değişkenlik gösterir.

267
5 EŞİK BENZEŞİM DENEMELERİ - 10 25 dk

19. Çevremizde olup biten birçok şeyi duyuyor, kokusunu alı- 20. Bir milletin dili, kültürü, edebiyatı, o milletin dış dünyada-
yor, görüyor, tadıyor ve hissediyoruz. Tüm bunları duyu ki imajının da en belirgin göstergeleridir. Kökeni ne kadar
organlarımız sayesinde gerçekleştiriyoruz. Hayvanlar da eski bir geçmişten geliyor olursa olsun çağın ruhuna hitap
yaşadıkları dünyayı tıpkı bizim gibi duyu organları saye- etmeyen, onunla kurduğu ilişkiden başarılı çıkamayan ve
sinde algılıyor. Ancak pek çoğu bizdekilerden daha farklı ayakta kalmayı beceremeyen hiçbir dil, kültür ve edebiyatın
duyu organlarına ya da daha keskin duyulara sahip. Örne- gerçek anlamda doğasına hizmet etmiş olmaz. Bu sebeple
ğin bazı yayın balıkları, tüm vücutlarıyla tat alabilir. Bunu modern dünyanın amansız rekabet ortamında birbiriyle boy
da derilerinin yüzeyine yayılan tat alma tomurcukları saye- yarışına giren hemen her medeniyet kurgusunun yedeğin-
sinde yaparlar. Yıldız burunlu köstebek ise tüm hayvanlar de mutlaka geçmişinden sürükleyip getirdiği bir kültür, dil
arasında belki de en ilginç buruna sahip hayvan. Bu kös- ve edebiyat zenginliği mevcuttur. Mesele, bu zenginliğin
tebekler bulundukları çevreyi gözleriyle değil dokunarak kıymetini bilip çağın ruhuna uygun şekilde sunulup sunu-
görür. Burunlarının çevresindeki uzantılarıyla dokundukları lamayacağıdır.
her yeri üç boyutlu olarak algılayıp toprağın altında tünel Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdaki-
kazarak ilerler. lerden hangisidir?
Bu parçadan A) Dünyanın en eski medeniyetleri; edebiyat, kültür ve dil
10 I. Canlıların çevrelerini algılama yöntemleri ve araçları yönüyle birçok toplumu etkisi altına alarak potasında
çeşitlilik göstermektedir. eritmiştir.
BASAMAK

II. Duyu organları en gelişmiş canlı, insan olarak ön plana B) Bugünkü modern toplumlar; kültür, edebiyat ve dil ko-
çıkmaktadır. nusunda diğer toplumları geride bırakan atılımlar yap-
III. Bazı canlılar sadece belli duyuları kullanabilmektedir. mıştır.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir? C) Zamanımızın önde gelen milletleri; dil, edebiyat ve kül-
tür yönüyle çok eski bir geçmişe ve derin bir birikime
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve III
sahiptir.
D) II ve III E) I, II ve III
D) Birçok medeniyet; dil, kültür ve edebiyat birikimlerini
yazıya geçirmediği için tarih sahnesinden silinip gitmiş-
tir.
E) Milletler; dil, kültür ve edebiyat zenginliklerini çağın ru-
huyla bütünleştirip insanlığa yeniden sunarak medeni-
yet dünyasında varlığını sürdürebilirler.

268
25 dk BENZEŞİM DENEMELERİ - 10 EŞİK 5

21 - 22. soruları aşağıdaki parçaya göre 22 - 23. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız. cevaplayınız.

Birçok kişi, odaklanma ve zamanı verimli kullanma konu- “----” sorusuyla başlamıştı o günkü güncesine: “Dün bir de-
sunda güçlük çekiyor. Büyük şehirlerde yaşayanların du-
likanlı sordu bunu bana. Doğrusu ben de bilmiyorum. Bı-
rumu daha da zordur. Keza trak, aşırı yoğunluk ve stres
rakamam yazmayı diyemem, biliyorum ki pekâlâ bırakabi-
de zamanı etkin kullanmayı engelliyor. Dolayısıyla bu nok-
tada devreye farklı teknikler giriyor. Gün ışığından daha lirim. Birtakım kimseler varmış, içlerinden bir şey zorlamış
fazla yararlanmak ya da zamanı daha verimli kullanmak onları yazmaya, hiçbir karşılık beklemeden sadece yazmak
için birçok farklı yöntem var. Pomodoro tekniği de bunlar- istemelerinin buyruğu ile oturur yazarlarmış. Ben onlar-
dan biri. 25 dakika çalışma ve 5 dakika dinlenme temeli- dan olmadığımı biliyorum, bir yazımı yarına bırakabilsem
ne dayanan bu sistemin ana omurgasını “odaklanma” ve
sevinirim. Öyle sanıyorum ki çalışmadan geçinebilseydim
“verim” kelimeleri oluşturuyor. Öncelikle bu 25 dakika için
hiç yazmazdım, belki okumazdım bile.”
görev belirlemek gerekiyor. Görev seçtikten sonra bu iş-
lemi tamamlamak ya da belirli bir aşamaya getirmek için
25 dakikanız var. Çalışma süresi tamamlandığında ise 5
dakika mola verip yaptığınız işten tamamen uzaklaşmanız
gerekiyor. Böylece bir pomodoro tamamlanmış oluyor. An- 10
cak çalışma saati içerisinde yalnızca ve yalnızca hedeni-
BASAMAK

ze kilitlenmeniz şart. Çalan telefon, gelen bir mesaj ya da


bildirim dikkatinizi dağıtmamalı. Bu yüzden telefon ya da
diğer cihazları bu süreçte sessize almak en önemli kural-
lardan biridir.

21. Bu parçaya göre Pomodoro tekniğinin ortaya çıkması- 23. Bu parçanın başına anlam akışına göre aşağıdaki so-
nın nedeni aşağıdakilerden hangisidir? rulardan hangisi getirilmelidir?
A) Uzun çalışmaların insanları işten soğutması ve moti- A) Okumak ve yazmak sizce bir ihtiyaç mı?
vasyonlarını düşürmesi B) Okumak ve yazmak bir tutku mudur sizde?
B) Bireylerin gün ışığından daha çok yararlanma ve za- C) Sizi diğer yazarlardan ayıran özelliğiniz nedir?
manı daha verimli kullanma isteği
D) Sürekli yazmak sizin için ne anlama geliyor?
C) Trakte seyir hâlinde olan sürücülerin dikkatlerini yola
E) Yazılarınızı niçin kaleme alıyorsunuz?
toplamak istemesi
D) Çalışırken hedef koymanın insanın çalışma isteğini
köreltmesi
E) Cep telefonuyla ilgilenmek için zaman yaratma çabası

22. Bu parçadan sözü edilen tekniğin amacı aşağıdakiler- 24. Bu parçadaki “sadece yazmak istemelerinin buyruğu ile
den hangisidir? oturup yazmak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdaki-

A) Özellikle büyük şehirlerde yaşayanların aileleriyle vakit lerden hangisidir?


geçirebilmelerini sağlamak A) Yazma eyleminin içsel bir arzu ile gerçekleştiği
B) Odaklanmayı ve verimi artırmak için bireyi zevk alacağı B) Yalnızca istediği konularda yazdığı
işlere yönlendirmek
C) Toplumu aydınlatma sorumluluğuyla yazdığı
C) İnsanları gündelik hayatlarında cep telefonu gibi
D) Kimseden bir beklenti içine girmeden eser verdiği
teknolojik cihazlardan uzak tutmak
E) Yazma isteğinin oluşması için belli bir süre beklemesi
D) Kişilerin iş arkadaşlarıyla daha uyumlu ve faydalı çalış-
gerektiği
masını sağlamak
E) Kısa zaman aralıklarında hedef koyarak insanın za-
man yönetimini kolaylaştırmak

269
5. EŞİK
CEVAP ANAHTARI ÖLÇME - DEĞERLENDİRME

1. Basamak: Benzeşim Denemeleri - 1 DOĞRU YANLIŞ BOŞ NET

1. D 2. E 3. D 4. B 5. D
6. A 7. D 8. C 9. C 10. A
Test 11. C 12. E 13. B 14. D 15. E
16. A 17. E 18. E 19. B 20. B
21. C 22. E 23. D 24. D

2. Basamak: Benzeşim Denemeleri - 2 DOĞRU YANLIŞ BOŞ NET

1. E 2. B 3. C 4. C 5. C
6. B 7. C 8. A 9. D 10. C
Test 11. D 12. E 13. C 14. D 15. D
16. B 17. A 18. C 19. B 20. D
21. A 22. D 23. B 24. D

3. Basamak: Benzeşim Denemeleri - 3 DOĞRU YANLIŞ BOŞ NET

1. D 2. C 3. D 4. B 5. A
6. E 7. B 8. E 9. C 10. A
Test 11. B 12. B 13. B 14. A 15. C
16. D 17. A 18. A 19. E 20. D
21. E 22. D 23. D 24. B

4. Basamak: Benzeşim Denemeleri - 4 DOĞRU YANLIŞ BOŞ NET

1. D 2. D 3. A 4. D 5. A
6. A 7. B 8. E 9. E 10. C
Test 11. D 12. D 13. D 14. C 15. C
16. D 17. B 18. A 19. A 20. E
21. B 22. A 23. D 24. A

5. Basamak: Benzeşim Denemeleri - 5 DOĞRU YANLIŞ BOŞ NET

1. B 2. D 3. B 4. B 5. E
6. B 7. A 8. C 9. C 10. D
Test 11. D 12. C 13. C 14. A 15. A
16. A 17. E 18. B 19. B 20. E
21. D 22. D 23. B 24. B

6. Basamak: Benzeşim Denemeleri - 6 DOĞRU YANLIŞ BOŞ NET

1. D 2. E 3. D 4. C 5. A
6. D 7. B 8. D 9. D 10. A
Test 11. D 12. B 13. E 14. D 15. E
16. C 17. D 18. E 19. A 20. D
21. C 22. E 23. B 24. B
7. Basamak: Benzeşim Denemeleri - 7 DOĞRU YANLIŞ BOŞ NET

1. B 2. C 3. A 4. C 5. A
6. B 7. E 8. A 9. C 10. E
Test 11. A 12. B 13. C 14. E 15. C
16. E 17. D 18. A 19. C 20. B
21. C 22. A 23. B 24. E

8. Basamak: Benzeşim Denemeleri - 8 DOĞRU YANLIŞ BOŞ NET

1. A 2. D 3. B 4. A 5. E
6. A 7. E 8. B 9. A 10. B
Test 11. D 12. A 13. B 14. A 15. C
16. D 17. B 18. D 19. D 20. C
21. B 22. E 23. A 24. B

9. Basamak: Benzeşim Denemeleri - 9 DOĞRU YANLIŞ BOŞ NET

1. C 2. C 3. D 4. E 5. B
6. A 7. B 8. C 9. D 10. E
Test 11. A 12. A 13. E 14. A 15. E
16. B 17. D 18. C 19. E 20. D
21. D 22. A 23. B 24.C

10. Basamak: Benzeşim Denemeleri - 10 DOĞRU YANLIŞ BOŞ NET

1. E 2. B 3. A 4. C 5. A
6. A 7. E 8. A 9. E 10. D
Test 11. D 12. D 13. A 14. C 15. C
16. D 17. D 18. D 19. C 20. E
21. B 22. E 23. A 24.A

Toplam Cevaplanan
Soru Sayısı Soru Sayısı Doğru Yanlış Boş

240

Uyarı:
1) Boş bıraktığınız veya yanlış cevapladığınız soruların video çözümlerini
dinledikten sonra soruyu bir daha gözden geçiriniz.
2) Boş bıraktığınız veya yanlış cevapladığınız sorularla ilgili kitabın girişinde
yer alan çözüm tekniklerine ilişkin açıklamaları bir daha gözden geçiriniz.
3) Anlamlarını bilmediğiniz kelime ve kelime gruplarının anlamlarını söz-
lükten inceleyiniz.
ÖSYM’NİN PARAGRAF
PARAGRAF METNİ ALINTILADIĞI
BAZI KİTAP VE DERGİLER

You might also like