Professional Documents
Culture Documents
@
BİZE ULAŞIN
ORBİTAL
ÖNSÖZ YAYINLARI
Değerli Öğrencilerimiz;
Yükseköğretim Kurumları Sınavının (YKS) ilk oturumu olan Temel Yeterlilik Testin- ORBİTAL
de (TYT) sorulacak Kimya sorularını rahatlıkla çözebilmeniz amacıyla, ORBİTAL TYT TYT
Kimya Soru Bankası kitabımızı titiz bir çalışma sonucunda hazırladık.
Kimya Soru Bankası
Soru bankamızdaki soruları çözerken, Temel Yeterlilik Testinde sorulan Kimya so-
rularını çözebilmeniz için gerekli bilgi, beceri ve teknikleri edinmeniz, farklı soru
çeşitleri görebilmeniz ve kendinizi geliştirmeniz hedeflenmiştir. ISBN
??????
Kitabımızın hazırlık aşamasında, geçmiş yıllarda ÖSYM tarafından gerçekleştirilen
TYT ve YGS’de çıkmış sorular dikkatlice incelenmiştir. Testlerin soru tarzı ve konu
kapsamı çıkan sorular temel alınarak, Temel Yeterlilik Testine (TYT) uygun olarak
Kapak Tasarımı
hazırlanmıştır. Orbital Yayınları Grafik Birimi (RE)
Kitabımızda, testlerin alt konu başlıklarına ayrılmış olması (hücreleme yöntemi),
soruların kolaydan zora doğru konuyu tarayacak şekilde olması, konuyu daha iyi
kavramanızı, hangi konuda eksiklerinizin olduğunu görmenizi sağlayacak ve size Dizgi - Mizanpaj
rehber olacaktır. Orbital Yayınları Dizgi Birimi (RE)
Çetin GÜNDÜZ
Uzman Kimya Ögretmeni
cetogunduz@hotmail.com Orbital Yayınları
.201 9-1.B
-17.Tem
rstmrdm
1
ORBİTAL YAYINLARI
ÜNİTE
1 SİMYADAN KİMYAYA
kimya ve simya
Kimya Simya neden bir bilim olarak kabul edilmez?
Maddenin yapısını, maddeler arası dönüşümleri ve kulla- • Sistematik bilgi birikimi kullanılmadığı için,
nım alanlarını inceleyen bilim dalıdır. • Teorik temelleri olmadığı için,
• Yalnızca deneme yanılma yöntemine
Simya
dayalı olduğu için,
Antik çağlarda, maddeleri altına çevirmek veya içildiğin-
simya bir bilim olarak kabul edilmez.
de ölümsüzlük veren bir iksir yapmak gibi hayali uğraşlara
simya denir. Simya, temelde kimyanın bilim olmadan önceki halidir.
Antik Çağ Simyacıları Antik Çağdaki İslam Alimleri Modern Kimyanın Öncüleri
MÖ V. yy'da Democritus maddele- 8-15. yüzyıllarda İslam Uygarlığı Modern kimya; maddelerin miktar-
rin bölünemeyen çok küçük parça- bilime öncülük etmiştir. ları arasında sayısal ilişkilerin kurul-
lardan oluştuğunu ileri sürmüştür. • Cabir bin Hayyan (720-813) ması, teorilerin doğrudan deney so-
MÖ IV. yy'da Empedokles ve Aristo • Ebubekir er-Razi (860-940) nuçları ile ilişkilendirilmesi ile başlar.
bütün maddelerin, • İbn-i Sina (980-1037) Simya çağı, 17. yy'da Robert Boyle’un
• Hava • Su • Toprak • Ateş • İbn-i Rüşd (1126-1198) element için verdiği tanım ile sona er-
elementlerinden oluştuğunu ileri Antik çağdaki İslam alimleri; miştir.
sürmüştür. Bu dört element, kristallendirme, damıtma ve "Bilinen hiç bir yöntemle kendinden
süblimleştirme gibi kimyasal daha basit maddelere ayrıştırılama-
• Sıcak • Soğuk • Kuru • Islak
teknikleri, nitrik asit, sülfürik yan her saf madde elementtir."
özelliklere sahiptir.
asit, kral suyu, sodyum karbo- Modern kimyanın başlıca öncüleri;
Doğadaki her şey bu dört elementin nat, kostik soda ve gliserin gibi • Robert Boyle • Priestley
farklı oranlardaki bileşimleri sonu- birçok kimyasal maddeyi, kimya • Lavoisier • Dalton
cunda oluşur. bilimine kazandırmışlardır. olarak bilinmektedir.
KİMYA DİSİPLİNLERİ
Maddelerin kimyasal bileşenleri- Metaller, ametaller, cam ve çimen- Kimyasal sistemlerin fiziksel özel-
nin ne olduğu ve bu bileşenlerin to gibi organik olmayan bileşiklerin liklerini ve enerji-iş dönüşümleri-
miktarını inceleyen kimya dalıdır. özelliklerini inceleyen kimya dalıdır. ni inceleyen kimya dalıdır.
Canlıların yapısında yer alan Temel olarak karbon ve hidrojen Çeşitli polimerlerin sentezi ve
kimyasal maddeleri ve canlıların içeren maddelerin yapılarını, özel- bunların fiziksel, kimyasal özellik-
yaşamı boyunca meydana gelen liklerini, tepkimelerini ve sentez lerini inceler.
kimyasal süreçleri inceleyen kim- yollarını inceleyen kimya dalıdır.
ya dalıdır.
İlaçlar, hastalıkların teşhisi, teda- Süsleme ya da koruyucu amaç- Petrol veya doğal gazdan türeti-
visi ve önlenmesini sağlar. Bitkisel larla çeşitli yüzeylere uygulanan len kimyasal maddeler ile ilgile-
ve hayvansal kaynaklı olabileceği renk verici kimyasal maddelerdir. nen endüstri koludur.
gibi sentetik de olabilirler.
Toprağın verimini artırmak ama- Su veya havanın kirleticilerden Kumaş, kıyafetler, dekorasyon
cıyla toprağa verilen maddelere temizlenmesi işlemidir. Arıtma ürünleri gibi malzemelerin elde
gübre denir. Gübreler genellikle işlemlerinde çeşitli fiziksel, kim- edilmesinden kullanıma hazır
bitkilerin ihtiyacı olan azot, fosfor yasal ve biyolojik yöntemler kul- hale gelmesine kadar geçirdiği iş-
ve potasyum içermektedir. lanılır. lemlerin tamamını kapsar.
2
ORBİTAL YAYINLARI
ÜNİTE
1 KİMYANIN SEMBOLİK DİLİ
ELEMENTLER
Elementler, aynı cins atomlardan oluşan saf maddelerdir. İlk 20 element ve yaygın kullanılan bazı elementlerin
adları ve sembolleri
Elementler sembollerle gösterilir. Semboller, elementlerin No Element Adı Sembol No Element Adı Sembol
latince adlarının ilk harfinden oluşur. Aynı harfle başlayan 1 Hidrojen H 19 Potasyum K
elementler de ilk iki veya ilk üç harf kullanılır. Sembollerde 2 Helyum He 20 Kalsiyum Ca
ilk harf büyük varsa ikinci ve üçüncü harfler küçüktür. 3 Lityum Li 24 Krom Cr
Elementlerin sistematik olarak sembollerle gösterilmesi 4 Berilyum Be 25 Mangan Mn
sonucunda; 5 Bor B 26 Demir Fe
• Ortak bir kimya dili ortaya çıkmıştır. 6 Karbon C 27 Kobalt Co
• Kimya ile ilgili çalışmalar daha kolay kaydedilmiştir. 7 Azot N 28 Nikel Ni
8 Oksijen O 29 Bakır Cu
• Kazanılan bilgi ve birikim daha kolay aktarılmıştır.
9 Flor F 30 Çinko Zn
• Bileşik formüllerinin ve kimyasal reaksiyonların yazıla- 10 Neon Ne 35 Brom Br
bilmesi sağlanmıştır. 11 Sodyum Na 47 Gümüş Ag
12 Magnezyum Mg 50 Kalay Sn
13 Alüminyum Al 53 İyot I
14 Silisyum Si 56 Baryum Ba
15 Fosfor P 79 Altın Au
16 Kükürt S 80 Civa Hg
17 Klor CI 82 Kurşun Pb
18 Argon Ar
Metaller Ametaller
Li, Na, Mg, K, Ca, Au, Ag, Cu gibi.. H, C, O, N, S, F, Cl, Br gibi...
ELEMENTLER
Yarı metaller Soygazlar
Si, Ge gibi He, Ne, Ar, Kr, Xe, Rn
Bileşikler; iki ya da daha fazla element atomunun belir- • Saf ve homojen maddelerdir.
li oranda birleşmesiyle oluşan saf maddelerdir. • En az iki farklı tür atom içerirler.
• Belirli koşullarda, sabit erime ve kaynama noktaları
vardır.
• Bileşikler formüllerle gösterilir. Bileşik formülleri,
• Fiziksel yollarla daha basit maddelere ayrışmazlar.
bileşiği oluşturan elementlerin neler olduğu ve ele-
• Kimyasal yöntemlerle daha basit, kendini oluşturan ele-
ment atomlarının birleşme oranları hakkında bilgi
mentlere veya daha küçük bileşiklere ayrıştırılabilirler.
verir.
• Formüllerle gösterilirler.
BİLEŞİKLER
• İyonik bileşikler metal ve ametal elementlerinin • Genellikle, ametal atomları arasında elektronların
elektron alışverişi sonucu oluşur. ortaklaşa kullanılması sonucu oluşan bileşiklerdir.
NaCl, CaO, NaHCO3, NaOH, KOH, CaCO3, Ca(OH)2 H2O, HCI, H2SO4, HNO3, CH3COOH, NH3
• İyonik bağlı bileşiklerin yapı taşları iyonik kristal bi- • Kovalent bağlı bileşiklerin en küçük yapı taşları mo-
rim hücrelerdir. leküllerdir.
• Erime ve kaynama noktaları genellikle yüksektir. • Erime ve kaynama noktaları genellikle düşüktür.
3
ORBİTAL YAYINLARI
ÜNİTE
1 KİMYA UYGULAMALARINDA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ
Radyoaktif Madde
Radyo Aktif Madde
Yakıcı Madde Çevreye Zararlı Madde
Yakıcı Madde Çevreye Zararlı Madde
Korozif ve Aşındırıcı
Kanserojen Madde
Alınması Gereken Önlem Alınması Gereken Önlem Alınması Gereken Önlem
Bu maddelerin bulunduğu bölgelerden Elbiseler, kâğıt, ahşap malzeme ve özellikle ya- Bu maddelerin atıkları lavaboya dökülmez,
uzak durulmalı, yaklaşılacaksa radyasyon- nıcı kimyasal maddelerle temas etmemesine doğrudan çevreye atılmaz ve bu maddeler
dan koruma sağlayan özel kıyafetler kulla- özen gösterilmelidir. Yüz, göz ve cilde temas başka kimyasal maddeler ile aynı biriktirme
nılmalıdır. Uranyum, Plutonyum etmemesine dikkat edilmelidir. Sodyum klorat kabına da konulmaz. Civa
Çözeltilerin hazırlanması, karıştırılması, Koni şeklinde, ağız kısmına doğru daralan Üzerinde hacim gösteren çizgiler bulu-
aktarılması, ısıtılması ve kristallendirme cam malzemedir. Çözelti hazırlanması ve nan cam malzemedir. Saf sıvı ve çözelti-
gibi işlemlerde kullanılır. saklanması ve titrasyon işlemi gibi amaçlar lerin hacminin ölçülmesi amacıyla kulla-
için kullanılır. nılır.
Dar bir boynu olan yuvarlak cam malze- Üzerinde mL cinsinden bölmeler bulu- Metalden yapılmış, çay kaşığına benze-
medir. Çözeltilerin ısıtılması, bazı kimyasal nan ince cam borudur. Sıvıların bir kap- yen malzemedir. Toz veya küçük parçalar
reaksiyonların gerçekleştirilmesi gibi iş- tan diğer kaba aktarılmasında kullanılır. halindeki katı maddeleri almak için kul-
lemlerde kullanılır. lanılır.
İnce uzun boyunlu, alt kısmı balon gibi Alt kısmında musluk bulunan, üzeri dere- Üstü geniş alt kısmı ince ve musluğu bu-
yuvarlak cam malzemedir. Belli derişim- celendirilmiş, boru şeklinde cam malze- lunan cam kaptır. Zeytinyağı-su gibi bir-
de çözeltilerin hazırlanmasında ve sak- medir. Titrasyon işleminde titre edilecek biri ile karışmayan sıvıların ayrılmasında
lanmasında kullanılır. Boyun kısmında sıvıya diğer sıvıyı damlatmak için kullanı- kullanılır.
kabın ölçü çizgisi bulunur. Balon joje ile lır.
sıvı hacimleri hassas olarak ölçülür.
1
ORBİTAL YAYINLARI
ÜNİTE
2 ATOM MODELLERİ
Thomson atom modelini desteklemek için yaptığı deney- Rutherford atom modeline göre;
lerde, • Atomdaki (+) yükler çok küçük bir hacimde toplanmıştır.
• Altın levha üzerine (+) yüklü α taneciklerini göndermiştir. • Her atomun çekirdeğindeki (+) yük sayısı farklıdır.
• Ancak α taneciklerinin çok küçük bir kısmının geri yansı-
dığını, taneciklerin çoğunun levhanın diğer tarafına geç-
tiğini gözlemlemiştir.
Doğrultusu Değişen Doğrultusu
(Sapan) Işınlar Değişmeyen Işınlar
ZnS Sürülmüş
Levha
Altın Levha
1913 yılında Niels Bohr, Rutherford atom modelinde özel- etrafa tekrar vererek temel hale geri döner.
likle elektron hareketleri ile ilgili açıklayamadığı konuları • Atomların, ışınları soğurmalarına absorpsiyon, ışınları
ele alarak yeni bir atom modeli geliştirdi. yaymalarına ise emisyon denir.
Bohr atom modeline göre;
• Elektronlar çekirdek etrafında yörünge ya da enerji dü-
zeyi denilen katmanlarda bulunur.
• Katmanlar içten dışa doğru 1, 2, 3, …, n şeklinde numa-
ralanır veya içten dışa doğru K, L, M, N… harfleri ile ta-
nımlanır.
• Elektronlar enerji düzeyleri arasında bulunamazlar.
• Enerji düzeylerinin enerjisi, çekirdekten dışarı doğru gi-
dildikçe artar. Bohr Atom Modeli
Elektronlar çekirdeğe en yakın katmanları tercih ederler. Bohr atom modelinin hatalı ve eksik yönleri
Bu durumda en düşük enerjili ve kararlı halde bulunur- • Yalnızca 1H, 2He+, 3Li2+ gibi tek elektronlu sistemleri
lar. Bu hale “temel hâl” denir. açıklamıştır.
• Elektronlar enerji alarak üst enerji seviyelerine çıkabilir. • Elektronların çizgisel yörüngelerde döndüğü öngörül-
Bu hale "uyarılmış hal" denir. Uyarılmış hal, kararsız ve müştür ancak atom etrafında elektronlar “orbital” adı
yüksek enerjilidir. Uyarılan elektronlar aldıkları enerjiyi verilen üç boyutlu hacimsel bölgelerde bulunur.
2
ORBİTAL YAYINLARI
ÜNİTE
2 ATOMUN YAPISI
Proton 1 +1
Nötron 1 0
Elektron 1/1840 -1
Çekirdekteki proton sayısına atom numarası denir ve Çekirdekteki proton ve nötron sayıları toplamına küt-
Z ile sembolize edilir. le numarası denir ve A ile sembolize edilir.
• Bir elementin kimyasal özelliğini belirleyen proton • Proton ve nötronların her birine “çekirdek tanecik-
ve elektron sayısıdır. leri” anlamına gelen nükleon adı verilir.
• Bir atomun hangi elemente ait olduğunu belirleyen • Toplam nükleon sayısı toplam proton ve nötron
özellik atom numarasıdır. sayısıdır.
Z = Proton sayısı = Atom no = Çekirdek yükü A = Kütle numarası = Proton sayısı + Nötron sayısı
= Nötr haldeki elektron sayısı = Toplam nükleon sayısı
İYON
Bir veya daha çok sayıda elektron kazanmış ya da kaybet-
miş bir atomdan (veya bir atom grubundan) oluşmuş yük-
lü taneciklere iyon denir. Kütle no Yük
Katyon Anyon 56 3+
Pozitif (+) elektrik yüklü Negatif (–) elektrik yüklü Nötron sayısı 30
iyonlara katyon denir. Yük- iyonlara anyon denir. Yüksüz
süz bir atom ya da atom gru- bir atom ya da atom grubu 26 23
bu elektron verirse katyon elektron alırsa anyon oluşur. Atom no Elektron sayısı
oluşur.
Br + e Br–
Na Na+ + e Yük (Değerlik) = Proton sayısı – Elektron sayısı
Br–, NO3–, SO42– iyonları an-
Na+, Mg2+, Al3+ ve NH4+ iyon- yonlara örnek olarak verile-
ları katyonlara örnek verile- bilir.
bilir.
Elektron sayıları ve dizilimleri aynı Nötron sayıları eşit, proton sayıları Kütle numaraları aynı, proton
olan atom ya da iyonlara denir. farklı olan elementlere denir. sayıları birbirinden farklı olan ele-
12Mg
2+
ve 7N3– mentlere denir.
56 55
iyonlarının elektron sayıları eşittir. Bu 26 Fe 25 Mn 40 40
19 K 20 Ca
iki iyonun elektron dizilimleri de aynı-
dır, bu nedenle izoelektroniktirler. İzoton atomların fiziksel ve kimya- İzobar atomların fiziksel ve kimya-
sal özellikleri birbirinden farklıdır. sal özellikleri birbirinden farklıdır.
İzoelektronik taneciklerin fiziksel ve
kimyasal özellikleri birbirinden farklıdır.
İzotop Atomlar
2 T K
Mg 21
Na
12
1 D Ca
20
H Proton 0 Proton
0 11 12 0 Proton
1 sayısı sayısı
19 20 sayısı
İZOELEKTRONİK İYON
Elektron Nötron Elektron
sayısı sayısı sayısı
II I. İzoton 3-
II. İzotop 10 7N (Anyon)
III. İzobar
N3- Ne Mg2+ 7 7N (Nötr)
10
4 3+ (Katyon)
I 7N
0 Proton III
7 10 12 sayısı Proton 0 Proton
sayısı 7 sayısı
3
ORBİTAL YAYINLARI
ÜNİTE
2 ELEMENTLERİN PERİYODİK SİSTEMDEKİ YERLEŞİM ESASLARI
Günümüze kadar keşfedilmiş elementlerin fiziksel ve kim- • Elementler atom numarası artışına göre sıralanmıştır.
yasal özelliklerine göre sınıflandırıldığı tabloya periyodik • Benzer fiziksel ve kimyasal özellik gösteren elementler
sistem denir. alt alta gelecek şekilde aynı grupta bulunur.
a. Periyot b. Grup
Elementlerin yerleştirildiği yatay sıralara periyot denir. Periyodik sistemde dikey sütunlara grup denir.
• Bir periyotta yer alan elementlerin özellikleri, peri- • Aynı grupta yer alan elementlerin genelde kimyasal
yot boyunca düzenli olarak değişir. özellikleri birbirine benzerdir.
• 7 tane periyot vardır. • 8 tane A, 10 tane B grubu olmak üzere toplam 18
• Periyodik sistemin altındaki 14'er elementten olu- grup vardır.
şan iki periyot (lantanit ve aktinitler) 6. ve 7. peri- • Yeni sisteme göre (IUPAC) gruplar 1'den 18'e kadar
yotlara dahildir. ardışık numaralar alır.
3
ORBİTAL YAYINLARI
ÜNİTE
2 ELEMENTLERİN PERİYODİK SİSTEMDEKİ YERLEŞİM ESASLARI
8. Kendi aralarında alaşım oluştururlar. 8. Elektron almaya yatkındırlar. Ancak hem elekt-
ron verebilir hem de alabilirler.
9. Elektron vermeye yatkındırlar.
9. Bileşiklerinde hem pozitif hem de negatif de-
10. Ametallerle iyonik bağlı bileşikleri (basit tuzları) oluş- ğerlikte olabilirler.
tururlar.
10. Erime, kaynama noktaları ve yoğunlukları ge-
11. Erime ve kaynama noktaları genelde yüksektir. nelde düşüktür.
PERİYODİK TABLO
Alkali metaller Ametaller
Atom numarası
Toprak alkali metaller Halojenler
Periyot
49
ORBİTAL YAYINLARI
TYT
ORBİTAL YAYINLARI
17.07.2019 00:35:03
ATOM VE PERİYODİK SİSTEM
4
ORBİTAL YAYINLARI
ÜNİTE
2 PERİYODİK ÖZELLİKLERİN DEĞİŞME EĞİLİMLERİ
1
ORBİTAL YAYINLARI
ÜNİTE
3 KİMYASAL TÜRLER ARASI ETKİLEŞİMLER VE SINIFLANDIRILMASI
kimyasal türler
Elementlerin özelliklerini göste- Ametal atomlarının belirli bir düzen içerisinde Elektron alarak veya vererek
ren en küçük yapı taşıdır. bir araya gelmesiyle oluşan nötr atom grup- yük kazanmış atom ya da
• Soygaz atomları oktetlerini ta- larıdır. atom gruplarına iyon denir.
mamladıkları için (He dublet)
Element molekülü N2, O2, O3, P4 Anyon CI-, OH-, NO3- , SO42-
kararlı yapıdadır. Bu neden-
le doğada monoatomik (tek
Aynı tür atomlardan oluşan moleküllere ele-
atomlu) halde bulunurlar. Elektron alarak negatif yük-
ment molekülü denir.
(He, Ne, Ar, Kr, Xe, Rn) lenmiş iyonlara anyon denir.
• Ametal atomları değerlik elektronlarını or-
• A grubu metalleri 1, 2 veya 3
taklaşa kullanarak molekülleri oluşturur. 2-
değerlik elektronu içerir. Bu O + 2e O
Bu sayede oktetlerini tamamlayarak kararlı
elektronları kolaylıkla vere- 2-
hale gelirler. 8O: 2-6 8O : 2-8
rek kendinden önceki soygaz
elektron düzenine ulaşır. Bileşik molekülü CO2, H2O, NH3, PCl5, H3PO4 Katyon Na+, AI3+, NH4+
(Na, Mg, Al...)
• Ametaller ise 4, 5, 6 veya 7 de- Farklı tür atomlardan oluşan moleküllere bile- Elektron vererek pozitif
ğerlik elektronu içerir. Kararlı şik molekülü denir. yüklenmiş iyonlara katyon
hale gelebilmek için elektron Ametal atomları değerlik elektronlarını or- denir.
alabilir veya ortaklaşa kullana- taklaşa kullanarak molekülleri oluşturur. Bu
bilirler. Na [Na]+ + e
sayede oktetlerini tamamlayarak kararlı hale
+
(C, N, O...) gelirler. 11Na: 2-8-1 11Na : 2-8
• Atomlar arasındaki güçlü etkileşimlere atomlar arası • Maddeyi oluşturan tanecikleri yoğun fazlarda (sıvı ve
bağlar adı verilir. katı) bir arada tutan daha zayıf etkileşimlere ise mole-
küler arası etkileşimler denir.
• Molekülü oluşturan atomlar, çok atomlu iyonları oluş- • Moleküller arası etkileşimler fiziksel özellikleri belirler.
turan atomlar ve metal atomları arasında görülür. Atomlar arası
bağ
• Atomlar arası etkileşimler genellikle maddenin kimya- O
H H
sal özelliklerini belirler.
Moleküller arası
etkileşimler
BAĞ ENERJİSİ
Gaz haldeki atomlar arasında bağ oluşumu sırasında açığa • Bağ oluşumu ekzotermik ve bağ kopması ise endoter-
çıkan enerjiye bağ enerjisi denir. miktir.
• Birimi kJ/mol veya kkal/mol'dür. • Genellikle bağ enerjisi yaklaşık 40 kJ/mol'den fazla ise
• Bağ enerjisi ne kadar büyükse bağ o kadar sağlamdır ve güçlü etkileşim sınıfına girer.
molekül o kadar kararlıdır.
2
ORBİTAL YAYINLARI
ÜNİTE
3 GÜÇLÜ ETKİLEŞİMLER 1 - İYONİK BAĞ
İYONİK BAĞ
_ CI- Na+
Na + CI Na+ [ CI ]
3
ORBİTAL YAYINLARI
ÜNİTE
3 GÜÇLÜ ETKİLEŞİMLER 2 - KOVALENT BAĞ
KOVALENT BAĞ
Bir molekülü oluşturan ametal atomlarını bir arada tutan İki elektronun ortaklaşa kullanılması ile birli, dört elektro-
güçlü etkileşimler kovalent bağlardır. Kovalent bağlı bile- nun ortaklaşa kullanılması ile ikili ve altı elektronun ortak-
şiklerin en küçük yapı taşları moleküllerdir. laşa kullanılması ile üçlü bağ oluşur.
• Bir kovalent bağ iki elektrondan oluşur. İki atomda bu
elektronları aynı anda çektiği için aralarında bir bağ oluşur.
• Kovalent bağ genellikle ametal atomlarının değerlik Klor CI2 CI + CI CI CI CI CI
elektronlarını ortaklaşa kullanması ile oluşur.
• Bir ametal atomu, Lewis gösterimindeki ortaklanmamış
Oksijen O2 O + O O O O O
tek elektron sayısı kadar kovalent bağ yapar.
8O: 2-6 6 O 2 2
F CI + CI CI CI veya CI CI Ortaklanmamış
9F: 2-7 7 1 1
elektron çifti
Bağlayıcı
Ne elektron çifti
10Ne: 2-8 8 - -
Aynı tür ametal atomları arasında oluşan kovalent bağ Farklı ametal atomları arasında oluşan kovalent bağlardır.
apolar kovalent bağdır. HF molekülünde atomların oluşturduğu bağda elektron
H2 molekülünde her iki hidrojen atomunun elektrone- paylaşımı eşit değildir. Bağ elektronları elektronegatifliği
gatifliği aynıdır. Yani bağ elektronları her iki çekirdek ta- daha büyük olan flor atomuna daha yakındır. Bu neden-
rafından eşit miktarda çekilmektedir. Bu durumda kova- le flor atomu kısmi olarak negatif (-), hidrojen ise kısmi
lent bağı oluşturan elektronlar hidrojen atomlarına eşit olarak pozitif (+) yük kazanır. Kısmi pozitif ve negatif yük
uzaklıkta bulunur. “δ” simgesi ile gösterilir.
δ-
H + H H H H H δ+
H + F H F H F
1p + 1p 1p 1p
Molekül Polarlığı
Molekül polarlığı, molekülün geometrisi ile doğrudan
H O H N H
ilişkilidir.
H H CI CI O O H H
• İki atomlu moleküllerde; iki atom aynı ise molekül
apolar, farklı ise polardır. Apolar Apolar Apolar Polar Polar
H
• Üç veya daha fazla sayıda atomdan oluşan mole- H B H
küllerde, merkez atom üzerinde ortaklaşılmamış O C O
H F H CI H C H
elektron çifti yoksa apolar, varsa polar moleküldür. H
Polar Polar Apolar
Apolar H
Apolar
1. Ametalin latince sayısı + 1. Ametalin adı + 2.Ametalin latince sayısı + 2. Ametalin iyon adı
N2O5 : Diazot pentaoksit CO : Karbon monoksit PF3 : Fosfor triflorür
P2O5 : Difosfor pentaoksit N2O : Diazot monoksit CS2 : Karbon disülfür
CCI4 : Karbon tetraklorür BCI3 : Bor triklorür OF2 : Oksijen diflorür
CO2 : Karbon dioksit
Metalik Bağ
Metal atomlarını bir arada tutan güçlü etkileşimlere metalik bağ leri sonucunda metal atomları aralarında metalik bağ-
denir. Elektron denizi modeline göre; lar oluşur.
• Metallerin değerlik elektronları kendisine ve etrafındaki • Değerlik elektronlarının hareketli olmaları,
metal atomlarına ait boş değerlik kabuklarında sürekli metallerin elektrik ve ısıyı iyi iletmelerini,
hareket ederek bir elektron denizi oluşturur. tel ve levha haline gelebilmelerini sağlar.
• Değerlik elektronlarını kaybederek katyona dönüşen • Serbest elektronlar, üzerlerine düşen görünür ışığın ta-
metal atomları bu elektron denizi içerisinde dağılmış mamını absorplayarak yüksek enerjili katmana uyarılır.
durumdadır. Bu yüksek enerjili katmandan kısa bir sürede eski enerji
• Belli bir düzendeki bu katyonların her biri, etrafındaki katmanına dönen elektron aldığı enerjiyi ışın olarak geri
tüm elektronları kendine doğru çeker. Bu çekim kuvvet- yayar. Bu durum metale parlaklık kazandırır.
4
ORBİTAL YAYINLARI
ÜNİTE
3 ZAYIF ETKİLEŞİMLER
ZAYIF ETKİLEŞİMLER
• Zayıf etkileşimler genellikle moleküller arasındaki çe- • Molekülleri arasındaki çekim kuvvetleri nispeten büyük
kim kuvvetleridir. olan maddeler katı, çekim kuvvetleri daha zayıf olanlar
• Fiziksel bağlardır. Bu etkileşimler sonucunda yeni kim- sıvı veya gaz halde bulunur.
yasal maddeler oluşmaz. • Zayıf etkileşimler yaklaşık 40 kJ/mol’den daha az enerjili
• Zayıf etkileşimler moleküler yapılı bileşiklerin ve asal gazla- etkileşimlerdir.
rın fiziksel halleri, çözünürlükleri, erime noktaları, kaynama
noktaları ve buhar basıncı gibi fiziksel özelliklerini belirler.
Polar moleküllerde elektronlar molekülün bir Apolar moleküllerde elektron dağılımı simetriktir. Yani kıs-
tarafında daha yoğun halde bulunur. Elektronun men de olsa + ve - kutuplar bulunmaz. Ancak moleküldeki
çok olduğu taraf kısmen eksi (δ-), az olduğu taraf elektronlar bir başka molekülün elektron bulutu sayesinde
ise kısmen artı (δ+) ile yüklenir. Oluşan kısmen bir taraftan başka bir tarafa göç ederek anlık, geçici dipoller
artı ve kısmen eksi kutuplu yapıya dipol adı veri- oluşturabilir. Bu anlık dipollere indüklenmiş dipol adı verilir.
lir. Kalıcı dipoller oluşur.
δ- δ+ δ- δ+
δ- δ+ δ- δ+
İndüklenmeş dipoller
Katı veya sıvı haldeki H2O, NH3, HF, CH3OH, CH3COOH gibi
maddelerde hidrojen bağı bulunur.
Molekül kütlesi birbirine yakın maddelerde tanecikler arası etkileşimlerin büyükten küçüğe doğru sıralaması genellikle aşağıdaki şekildedir.
• Maddenin dış görünümüyle ilgili olan özelliklere • Maddenin iç yapısı ile ilgili olan özelliklere kimyasal
fiziksel özellikler denir. özellikler denir.
• Renk, çözünürlük, özkütle, erime noktası, kaynama • Bir maddenin oksijen ile tepkime verip vermeme asit
noktası, boyut, fiziksel hal, akışkanlık, yoğunluk, sert- ve bazlara karşı davranışları kimyasal özelliklerdir.
lik birer fiziksel özelliktir. Kimyasal değişimler sırasında;
• Fiziksel özellikler, zayıf etkileşimlerin birer sonucudur. • Tanecik türü, iç yapısı, molekül yapısı, fiziksel özellikle-
• Fiziksel değişimler sırasında yaklaşık 40 kJ/mol'den ri değişir.
daha az bir enerji değişimi olur. • Hem güçlü etkileşimler hem de zayıf etkileşimler kopar.
Fiziksel değişimler sırasında; • Kimyasal değişimler sırasında yaklaşık 40 kJ/mol'den
• Maddeyi oluşturan taneciklerin türü, molekül yapısı, daha fazla bir enerji değişimi olur.
kimyasal özelliği ve maddenin iç yapısı değişmez. Bazı kimyasal değişimler
Bazı fiziksel değişimler • Kağıdın yanması • Demirin paslanması
• Şekerin suda çözünmesi • Metallerin elektriği iletmesi • Solunum • Fotosentez
• Camın kırılması • Yoğurttan ayran yapılması • Elmanın çürümesi • Asit ve bazların nötrleşmesi
• Suyun donması • Buzun erimesi • Sütten yoğurt eldesi • Yoğurdun ekşimesi
• Alkolün buharlaşması • Su buharının yoğunlaşması • Yağlı boyanın kuruması • Beton harcının sertleşmesi
• Naftalinin süblimleşmesi • Ham petrolün damıtılması
1
ORBİTAL YAYINLARI
ÜNİTE
4 MADDENİN FİZİKSEL HALLERİ
• Düzensizlik artar.
Katı Sıvı Gaz Plazma
• Genellikle hacim artar.
Sıcaklık artışı
• Genellikle özkütle azalır.
Geri süblimleşme
• Molekül yapısı bozulmaz. (Kırağılaşma)
• Toplam kütle değişmez.
Erime Buharlaşma
• Tanecikler arası uzaklık artar
Katı Sıvı Gaz
• Taneciklerin potansiyel enerjisi artar. Donma Yoğuşma
Tanecikler arası boşluk çok azdır. Tanecikler arası boşluk azdır. Tanecikler arası boşluk çok fazladır.
-186oC
Argon
-196oC
Sıvı Azot
Buzluk bölmesi Sıvı haldeki hava ısıtılırsa önce azot
gaz hale geçer.
Devirdaim
pompası
2
ORBİTAL YAYINLARI
ÜNİTE
4 KATILAR
KATILAR
• Bir maddenin katı hali, sıvı ve gaz halinden daha düşük • Katıların özellikleri atom, iyon veya molekülleri bir
enerjilidir. arada tutan kuvvetlere bağlıdır.
• Katı hal maddenin en düzenli halidir. • Katılar, amorf veya kristal yapıda olabilir.
• Amorf katılarda tanecikler, düzensiz bir şekilde gelişigüzel istif- • Kristal katılar, düzenli bir geometrik yapıya
lenmiştir. sahiptir.
• Mum, lastik, plastik, tereyağı, cam amorf katılara örnek olarak • Belirli ve keskin birer erime noktaları var-
verilebilir. dır.
• Kristal katılarla, amorf katılar arasında gözlenen en önemli fark, • Kristal bir katıyı oluşturan taneciklerin be-
kristal katıların belli bir sıcaklıkta erimesi, amorf katıların ise lirli bir düzene göre üç boyutta tekrarlan-
belli sıcaklık aralığında yumuşayarak akıcılık kazanmasıdır. ması sonucu oluşan yapıya kristal örgüsü
• Amorf katıların yumuşamaya başladığı sıcaklığa camsı geçiş sı- denir.
caklığı denir. • Kristal örgüyü tanımlayan en küçük parça-
Kristal SiO2 Amorf SiO2 Kristal SiO2 Amorf SiO2
(kuvars) (cam) ya birim hücre denir.
(kuvars) (cam)
Si O Si O
KRİSTALİ OLUŞTURAN
KRİSTAL TÜRÜ ETKİLEŞİM TÜRLERİ ÖRNEKLER
TANECİK TÜRLERİ
Kovalent (ağ örgülü) kristal Ametal atomları Kovalent bağ C(elmas), C(grafit), SiO2
Metalik kristal Metal atomları Metalik bağ Na, Mg, Al, Fe, Ag, Zn
3
ORBİTAL YAYINLARI
ÜNİTE
4 SIVILAR
VİSKOZİTE
• Bir sıvının akmaya karşı gösterdiği dirence viskozite de-
nir. Viskozitenin tersi ise akıcılıktır. O CH2 CH CH2
• Moleküller arası çekim kuvvetlerinin artması viskoziteyi H H OH OH OH
arttırır. Su Gliserin
• Molekül kütlesi büyük sıvıların viskozitesi de büyüktür.
• Molekül şekli viskoziteyi etkiler. Doğrusal moleküllerden • Gliserinde suya göre daha fazla sayıda hidrojen bağı ya-
oluşan sıvılarda tabakaların birbirinin yanından kayması pabilen -OH grupları vardır. Gliserinde moleküller arası
zor olacağından viskoziteleri yüksek olur. çekim kuvvetleri daha fazladır. Gliserin suya göre çok
• Sıcaklık yükseldikçe taneciklerin kinetik enerjileri ve ha- daha yavaş akan, daha viskoz bir sıvıdır.
reketleri arttığından viskozite düşer. • Bal ve zeytinyağı suya göre daha viskoz sıvılardır.
NEM
• İçerisinde su buharı bulunmayan havaya kuru hava de- Nem oranı arttıkça vücuttan buharlaşma yavaşlar, terleme
nir. ile vücut soğumakta zorlanır. Vücut soğumak için, daha
• Havada bulunan su buharına nem adı verilir. fazla enerji harcar. Bu durumda hissedilen sıcaklık daha
yüksek olur.
• Yaz aylarında su daha fazla buharlaştığı için hava daha nem-
lidir. Bağıl nem: Havadaki su buharının kısmi basıncının, aynı
sıcaklıktaki suyun denge buhar basıncına oranıdır. Bağıl
Gerçek sıcaklık: Termometrenin ölçtüğü sıcaklıktır.
nem belli bir sıcaklıkta havanın taşıyabileceği nem miktarı-
Hissedilen sıcaklık: İnsan vücudunun hissettiği sıcaklıktır. nın yüzde kaçını taşıdığını belirtir.
4
ORBİTAL YAYINLARI
ÜNİTE
4 GAZLAR - HAL DEĞİŞİM GRAFİKLERİ
• Gazların kabın iç yüzeyine çarparak birim yüzeye uy- • Bir cismin uzayda kapladığı yere hacim denir.
guladıkları dik kuvvete basınç denir.
• Katı ve sıvıların belirli hacimleri vardır. Gazlar bulun-
Kuvvet
Basınç = duğu kabı doldurur. Bu nedenle gazların hacmi, bu-
Alan
lunduğu kapalı kabın hacmine eşittir.
• Sabit sıcaklıkta bir gazın basıncı birim hacimdeki ta- • Gazlarla ilgili hesaplamalarda hacim birimi olarak lit-
necik sayısı ile doğru orantılıdır. re (L) kullanılır.
• Gazlar bulundukları kabın her noktasına aynı basıncı
uygular.
• Gaz basıncının birimi atmosfer (atm)'dir.
Basınç birimleri arasındaki ilişki
1 atm = 76 cmHg = 760 mmHg
• Kapalı kaplardaki gaz basıncı manometre ile, açık
hava basıncı ise barometre ile ölçülür.
d. Miktar (n)
Sıcaklık birimleri Celcius (oC) ve Kelvin (K) dir. • Mol latince büyük yığın anlamına gelir. Küçük madde-
• Gazlar ile ilgili hesaplamalarda sıcaklık birimi olarak lerin oluşturduğu büyük yığınları tanımlamaya yarar.
Kelvin (K) kullanılır. Kelvin cinsinden sıcaklığa mutlak • 6,02.1023 sayısına Avogadro sayısı denir, NA ile sem-
sıcaklık denir. bolize edilir.
Sıcaklık birimleri arasındaki ilişki Mol sayısı-tanecik sayısı arasındaki ilişki
T(K) = t(oC) + 273 1 mol tanecik = 6,02.1023 tanedir.
• T1 sıcaklığına kadar katının sıcaklığı artar. • t3 anında kaynama noktasında yalnızca sıvı bulunur.
• Verilen ısı sıvının sıcaklığını arttırmakta kullanılır.
• t1 anında erime noktasında yalnızca katı bulunur.
• Verilen ısı katının sıcaklığını arttırmakta kullanılır. IV Bölgesinde,
• Sıvı kaynayarak gaza dönüşür.
II Bölgesinde, • Kaynama tamamlanana kadar sıcaklık sabit kalır.
• Katı eriyerek sıvıya dönüşür. • t3-t4 arasında madde sıvı-gaz karışımı halinde bulunur.
• Erime tamamlanana kadar sıcaklık sabit kalır. • t4 anında yalnızca gaz bulunur.
• t1-t2 arasında madde katı-sıvı karışımı halinde bulunur. • Verilen ısı sıvının kaynaması için kullanılır.
T2 I
II Gaz-Sıvı Azalır Değişmez
II
III III Sıvı Değişmez Azalır
T1
ıv v
IV Sıvı-Katı Azalır Değişmez
Zaman
t1 t2 t3 t4 ısı
V Katı Değişmez Azalır
Saf bir gazın soğutulmasına ait sıcaklık-zaman grafiği
1
ORBİTAL YAYINLARI
ÜNİTE
5 SU VE HAYAT - ÇEVRE KİMYASI
SU VE HAYAT
• Yaşamsal olaylar sulu ortamlarda gerçekleşir. • İnsan vücudunun % 60-70'i sudur.
• Suyun; besinlerin sindirimi, emilimi, taşınması, vücut • Doğal su kaynaklarının %97'si tuzlu su, %3'ü ise buzullar
ısısının denetimi, sistemlerin düzenli çalışması gibi gö- ve tatlı su kaynaklarıdır.
revleri vardır.
Doğadaki su döngüsü sırasın- İçinde fazla miktarda Ca2+ ve Mg2+ iyonları bu- 1. Süzme
da, sıcaklık değişimine bağlı lunduran sulara sert sular denir. 2. Nemlendirme ve ön arıtma
olarak katı, sıvı ve gaz haller Ca2+ ve Mg2+ iyonlarının bikarbonat (HCO3- tuz- 3. Havalandırma
arasında çok sayıda geçişler larından kaynaklanan sertlik geçici sertliktir.
4. Kuagülasyon (pıhtılaşma)
olur. Bu geçişler sayesinde Geçici sertlik, kaynatma sonucunda giderilebilir.
(Fe2SO4 ve AI2(SO4)3
çeşitli sebeplerden dolayı kir- Kimyasal yöntemlerle giderilebilen sertliğe ise
kullanılır)
lenmiş olan su tekrar saflaşır. kalıcı sertlik denir. Bu suları yumuşatmak için
Ayrıca suyun doğal çevrede sönmüş kireç veya şap ekleyerek çöktürme iş- 5. Kireç giderme
dolaşımı sağlanır. lemi veya iyon değiştirici reçineler kullanılır. 6. Klorlama
Kar ve
buzullar
Yağmur 1
2
3
Göl Yeraltı
suları
5
4
Deniz ve
Okyanus
a. Hava Kirliliği
b. Su ve Toprak Kirliliği
1
ORBİTAL YAYINLARI
ÜNİTE
6 KİMYANIN TEMEL KANUNLARI
• Bir kimyasal tepkimede, tepkimeye giren maddelerin Kütlenin Korunumu Kanunu 1774'te Antoine Laurent Lavo-
kütleleri toplamı, oluşan ürünlerin kütleleri toplamına isier tarafından ortaya konulmuştur. Yaptığı deneylerde, bir
eşittir. miktar kalay ve hava içeren bir cam balonun ağzını kapata-
• Bir kimyasal tepkimede madde yoktan var olmaz, var rak tartmıştır. Sonra bu kapalı cam balonu ısıtmış ve kalayın
olan madde de yok olmaz. beyaz bir toza dönüştüğünü görmüştür. Kabı tekrar tarttı-
• Kimyasal tepkimelerde toplam kütle korunur. ğında kütlenin değişmediğini gözlemlemiştir.
Kütle
32 Sn
O2
Sn(k) + O2(g) SnO2(k)
Zaman
118 g 32 g 150 g
1
ORBİTAL YAYINLARI
ÜNİTE
6 KİMYANIN TEMEL KANUNLARI
• Bir bileşiği oluşturan elementlerin kütleleri arasında Sabit oranlar kanunu 1799 yılında Joseph Proust tarafından
değişmeyen sabit bir oran vardır. Buna elementlerin ortaya atılmıştır. Yaptığı deneylerde, hep aynı miktar bakırı,
kütlece birleşme oranları denir. sülfürik asitte çözüp sodyum hidroksit ile çöktürdüğünde
• Bir bileşiği oluşturan elementler sabit bir kütle oranında daima aynı kütlede ürün elde ettiğini belirtmiştir.
birleşirler.
• Bir bileşiği oluşturan elementlerin kütlece yüzdeleri sabit-
tir.
• Bir bileşiği oluşturan elementlerin atom sayıları arasın- Mg'un O'in MgO'in Mg kütlece
da da sayıca birleşme oranı vardır. kütlesi kütlesi kütlesi O
• Elementlerin kütlece birleşme oranları ile sayıca birleş- birleşme oranı
me oranları farklıdır. 3g 2g 5g 3
2
3
6g 4g 10 g
2
CO2 bileşiğinde
Elementlerin Elementlerin 3
kütlece birleşme oranı sayıca birleşme oranı 9g 6g 15 g
2
mC 3 nC 1
= = 3
mO 8 nO 2 24 g 16 g 40 g
2
Karbondioksit
3
MgO bileşiğinde Mg'un kütlesinin O'nin kütlesine oranı dir.
2
9 15
6 10
3 5
Elementler sabit oran dışındaki miktarlarda tepkimeye girdiklerinde maddelerden bir tanesi biter, bir tanesinden bir miktar
artar. Örneğin 3 er gram Mg ve O kullanılırsa, 3 g Mg ile 2 g O tepkimeye girer ve 1 g O artar.
1
ORBİTAL YAYINLARI
ÜNİTE
6 KİMYANIN TEMEL KANUNLARI
• İki element arasında birden fazla bileşik oluşabiliyorsa, Bileşikler arasında katlı oran aranabilme şartları
elementlerden birinin miktarları eşitken diğer elemen- • Bileşiklerin aynı tür elementler arasında oluşması gere-
tin miktarları arasında tam sayılarla ifade edilen bir oran kir. Örneğin CH4 ile CO2 arasında katlı oran aranmaz.
vardır. • Bileşikler iki türden fazla element içermemelidir. Örne-
• CO ve CO2 bileşiklerinde aynı miktarda karbon ile birle- ğin, H2SO4 ile H2SO3 arasında katlı oran aranmaz.
şen oksijenlerin miktarları arasında 1 katlı oranı vardır. • Bileşiklerin basit formülleri aynı olmamalıdır. Örneğin
2 N2O4 ile NO2 arasında katlı oran aranmaz.
• Elementlerin kütlece ve sayıca miktarları arasındaki katlı
oran aynı sonucu verir. Örneğin CO ve CO2 bileşiklerinde
1
karbon sayıları eşitken oksijen sayıları arasındaki oran
2 Kimyasal değişimler ile ilgili Kütlenin Korunumu Kanunu ve
dir.
Sabit Oranlar Kanunundan yararlanan John Dalton 1803-
1808 tarihleri arasında bir atom kuramı geliştirdi. Ardından
1840 yılında Dalton bu atom kuramıyla, Katlı Oranlar Kanu-
nu’nu açıklamıştır.
Karbonmonoksitteki oksijenin X
Karbondioksit Karbondioksitteki oksijene oranı • Bir element için katlı oran ise diğer element için katlı
Y
Y
oran tir. Yukarıdaki örnekte oksijenler arasındaki katlı
1 X
= 4
2 oran iken aynı miktarda oksijen ile birleşen azotlar
5
5
arasındaki katlı oran 4 tür.
Dalton atom teorisine göre kimyanın temel kanunlarının • Dalton atom teorisine göre, bir elementin tüm atomları
açıklanması kütlece aynıdır. Bu nedenle bileşiği oluşturan elementle-
• Dalton Atom Teorisi’ne göre kimyasal değişmelerde rin yüzde bileşimi tek bir değer olmalıdır. Yani bileşikler
atomların sayıları ve türleri değişmez, atomlar yeniden oluşurken elementler sabit oranlar kanununa uymalıdır.
düzenlenerek farklı maddeleri oluşturur. Buna göre kim- • Dalton, Katlı Oranlar Kanunu’nu kendi atom kuramıyla
yasal değişimlerde kütle korunur. 1840’ta açıklamıştır.
2
ORBİTAL YAYINLARI
ÜNİTE
6 MOL KAVRAMI
Mol latince büyük yığın anlamına gelir. Küçük maddelerin 6,02x1023 sayısı Avogadro sayısı olarak bilinir.
oluşturduğu büyük yığınları tanımlamaya yarar.
Mol, çok küçük tanecikler için kullanılan bir grup ismidir. Avogadro sayısı kısaca NA veya NO ile gösterilir.
1 düzine = 12 tane
1 mol tanecik her zaman 6,02x1023 tanedir.
1 deste = 10 tane
1 mol = 6,02x1023 tane
Atom sayısı
N
n=
NA
Molekül sayısı
2
ORBİTAL YAYINLARI
ÜNİTE
6 MOL KAVRAMI
2 mol He elementi 8 gram Herhangi bir bileşiği oluşturan elementlerin atom kütleleri
toplamına o bileşiğin mol kütlesi denir.
0,2 mol He elementi 0,8 gram
1 mol H2O bileşiği = 2x1 + 16 = 18 gramdır. (H: 1, O: 16 g/
mol)
m
n=
MA
Mol sayısı Kütle
40 g 12 g 48 g
Toplam 100 g
2
ORBİTAL YAYINLARI
ÜNİTE
6 MOL KAVRAMI
Bir tane atom çok küçük olduğu için küçük bir kütle birimi olan akb ile ifade edilmiştir.
Akb
m
n=
MA
Mol sayısı Kütle 1 g = 6,02 x 1023 akb
Gram
2
ORBİTAL YAYINLARI
ÜNİTE
6 MOL KAVRAMI
NO2
Avogadro Yasası: Aynı şartlar altında, tanecik sayıları eşit olan gazlar eşit hacim kaplar.
N m
n= n=
NA MA
Tanecik sayısı Mol sayısı Kütle
Molekül sayısı n=
V Gram
22,4
Hacim
NK'da Gazlar
3
ORBİTAL YAYINLARI
ÜNİTE
6 KİMYASAL TEPKİMELER VE DENKLEMLER
İki veya daha fazla madde bir araya gelerek, yeni bileşik • Bir bileşiğin kendinden daha basit maddelere ayrıldığı
oluştururlar. Bu tür tepkimeler için genel tepkime denk- tepkimelere ayrışma (analiz) tepkimeleri denir.
lemi aşağıdaki gibidir:
• Sentez tepkimelerinin tersi analiz tepkimesidir.
• Bir maddenin oksijen (O2) ile verdiği tepkimeye yanma tepkimesi • Arrhenius’a göre; suda çözündüğünde orta-
denir. ma H+ iyonu veren maddeler asit, OH- iyonu
• Yanan madde element (metal, ametal) yada bileşik olabilir. veren maddeler bazdır.
• Metallerin yanma tepkimesi genelde yavaş gerçekleşir (aktif me- • Asitlerin sulu çözeltisiyle, bazların sulu çö-
taller hariç). Açık havada bırakılan demir (Fe) metalinin paslanması zeltisi karıştırıldığında asitten gelen H+ iyonu
(oksitlenmesi, korozyonu), yavaş gerçekleşen bir yanma tepkimesi- ile bazdan gelen OH- iyonu tepkime vermek-
dir. tedir.
3 • Asit-baz tepkimeleri genel olarak aşağıdaki
Metal : 2Fe(k) + O (g) Fe2O3(k)
2 2 şekilde ifade edilir.
Ametal : C(k) + O2(g) CO2(g) Asit + Baz Tuz + Su
Bileşik : CH4(g) + 2O2(g) CO2(g) + 2H2O(g)
2HCI + Ca(OH)2 CaCI2 + 2H2O
Bir yanma tepkimesinin gerçekleşmesi için; Asit Baz Tuz Su
1. Oksijen
HNO3 + NaOH NaNO3 + H2O
2. Yanacak madde
3. Belirli bir tutuşma sıcaklığı Asit Baz Tuz Su
gereklidir. Bu üç şart sağlandığında yanma tepkimesi başlar. H3PO4 + 3NaOH Na3PO4 + 3H2O
• Azot gazının yanması hariç bütün yanma tepkimeleri ekzotermiktir. Asit Baz Tuz Su
• Suda iyi çözünen iki farklı tuzun sulu çözeltileri karıştı- Çökelme tepkimesi veren iyonları daha net görmek için
rıldığında çözeltideki iyonlar tepkimeye girerek suda az tepkime denklemi aşağıdaki şekilde de yazılabilir.
çözünen yeni bir tuz oluşturabilir. Bu tür tepkimelere
çözünme-çökelme tepkimeleri denir.
Ag+ + NO3- + Na+ + CI- AgCI(katı) + Na+ + NO3-
• Katı AgNO3 ve NaCI tuzları suda iyi çözünür.
AgNO3(k) + su Ag+ (suda) + NO3- (suda) Çöken iyonların yer aldığı net iyon denklemi aşağıdaki gi-
(Çözünme Tepkimesi) bidir.
Ag+(suda) + CI–(suda) AgCl(k)
+ -
NaCl(k) + su Na (suda) + CI (suda)
(Çözünme Tepkimesi)
Net iyon denkleminde yer almayan Na+ ve NO3- iyonları
• AgNO3 ile NaCI’nin sulu çözeltileri karıştırıldığında Ag+ ile seyirci iyonlardır.
CI- iyonları tepkime vererek suda az çözünen AgCI tuzunu
oluştururlar. 2KI(suda) + Pb(NO3)2(suda) PbI2(k) + 2KNO3(suda)
4
ORBİTAL YAYINLARI
ÜNİTE
6 KİMYASAL TEPKİMELERDE HESAPLAMALAR
• Tepkimede yer alan maddelerden yalnızca birinin miktarı • Denklem katsayıları kullanılarak istenen maddenin mol
verilirse, denklem katsayıları kullanılarak miktar geçişleri sayısı bulunur.
yapılır. • Bulunan mol sayısı istenen birime çevrilir.
• Verilen madde miktarları mol sayısına çevrilir.
Çözüm:
4
ORBİTAL YAYINLARI
ÜNİTE
6 KİMYASAL TEPKİMELERDE HESAPLAMALAR
4
ORBİTAL YAYINLARI
ÜNİTE
6 KİMYASAL TEPKİMELERDE HESAPLAMALAR
saflık problemleri
• Tepkimeye giren maddenin içerisinde farklı maddeler • Bir maddenin saflık yüzdesi aşağıdaki formül ile bulunur.
(safsızlıklar) bulunabilir.
• Saflık yüzdesi verilerek oluşabilecek ürün miktarı sorulabi- Saf maddenin kütlesi
Saflık Yüzdesi (%) = x 100
lir ya da karışımın kütlesi ve oluşan ürün miktarı verilerek Saf olmayan karışımın
maddenin saflık yüzdesi sorulabilir. toplam kütlesi
Çözüm:
CaCO3(k) CaO(k) + CO2(g)
1,5 mol saf 1,5 mol CO2
1,5 mol CaCO3'ten 1,5 mol CO2 oluşur.
CaCO3 oluşur.
Örnek m 150 g
=
n= = 1, 5 mol CaCO3 m = n . MA
MA 100 g/mol
200 gram kütlece % 75 saflıktaki CaCO3 örneği ısıtıldığında en m = 1,5 . 44
fazla kaç gram CO2 gazı oluşabilir? m = 66 g CO2
150 g saf
(CO2: 44, CaCO3: 100 g/mol) CaCO3
4
ORBİTAL YAYINLARI
ÜNİTE
6 KİMYASAL TEPKİMELERDE HESAPLAMALAR
• Tepkimeye giren maddelerden en az biri tükenmişse • Bir tepkimenin % verimi aşağıdaki formülle bulunur.
tepkime %100 verimle gerçekleşmiş demektir.
Gerçekte oluşan miktar
• Tepkimeye giren maddelerden tükenen yoksa tepkime % Verim = x 100
%100 verimle gerçekleşmemiştir. Teorik olarak oluşması
beklenen miktar
Başlangıçta alınan madde miktarı ve oluşan Başlangıçta alınan madde miktarı ve tepkime verimi
ürün miktarı verilmiş "Tepkime verimi" soruluyorsa verilmiş "oluşması gereken ürün miktarı" soruluyorsa
Çözüm:
Örnek
m = n . MA
50 gram saf CaCO3 katısının ısıtılması sonucunda 5,5 gram CO2 m 50 g m = 0,5 . 44
=
n= = 0, 5 mol CaCO3
gazı oluşmaktadır. Buna göre tepkime % kaç verimle gerçekleş- MA 100 g/mol m = 22 g CO2
miştir? (CO2: 44, CaCO3: 100 g/mol) oluşması beklenir.
50 gram saf
CaCO3
Teorik olarak 22 gram
CO2 oluşması beklenir.
5,5 gram oluştu
% Verim = x 100
22 gram oluşması
bekleniyordu
Gerçekte 5,5 g CO2
% Verim = % 25 verimle gerçekleşmiştir.
oluştuğu verilmiştir.
4
ORBİTAL YAYINLARI
ÜNİTE
6 KİMYASAL TEPKİMELERDE HESAPLAMALAR
Molekül kütlesi 7, 2 g
n=
bilinmeyenin 16 gram 18 g/mol
kütlesi XO n = 0, 4 mol H2O
Kütlesi bilinen
m madde
n= MA 16 g
XO = 40 g/mol
MA 0, 4 mol =
MA
7,2 gram H2O
X + 16 = 40
X = 24 g/mol
XaYb
4
ORBİTAL YAYINLARI
ÜNİTE
6 KİMYASAL TEPKİMELERDE HESAPLAMALAR
karışım problemleri
• Karışımı oluşturan birden fazla madde tepkimeye giriyor- CH4 + 2O2 CO2 + 2H2O
sa, her bir bileşenin tepkimesi ayrı ayrı yazılır. x mol 2x mol x mol 2x mol
• Açığa çıkan veya harcanan maddeler yardımıyla karışım-
daki tepkime veren maddelerin miktarı belirlenir.
C2H4 + 3O2 2CO2 + 2H2O
• İki bilinmeyenli denklemler kullanılarak bileşenlerin mik-
y mol 3y mol 2y mol 2y mol
tarları bulunur.
x+y mol 2x+3y mol x+2y mol 2x+2y mol
1
ORBİTAL YAYINLARI
ÜNİTE
7 KARIŞIMLARIN SINIFLANDIRILMASI VE ÇÖZÜNME OLGUSU
KARIŞIMLARIN ÖZELLİKLERİ
İki ya da daha fazla maddenin bir araya gelerek, Karışımların Özellikleri
kendi özelliklerini kaybetmeden oluşturdukları • Homojen veya hetorojen olabilirler.
sisteme karışım denir. • Sabit bir erime, kaynama, donma noktaları ve özkütleleri yoktur.
• Belirli bir sembol ya da formülleri yoktur.
Karışımı oluşturan maddelere bileşen denir. Bile- • Fiziksel yöntemlerle bileşenlerine ayrılırlar.
şenler element veya bileşik olabilir. • Bileşenleri arasında belirli bir kütle oranı yoktur.
KARIŞIMLARIN SINIFLANDIRILMASI
Karışım Türü Homojen Karışım Kolloit Heterojen Karışım
-9
Tanecik Boyutu 10 m'den küçük 10-9 m ile 10-6 m arasında 10-6 m'den büyük
Örnek Tuzlu su, kolonya, hava Süt, jöle, kan Tebeşir tozu-su, zeytinyağı-su
Bileşimi ve fiziksel özellikleri her nok- Çıplak gözle bakıldığında Her noktasında aynı özelliğe sahip olma-
tasında aynı olan karışımlar homojen homojen gibi veya bulanık yan karışımlardır.
karışımlar olarak adlandırılır. Homo- görünen ancak mikroskop- Süspansiyon
jen karışımların bir diğer adı çözeltidir. la bakıldığında heterojen
Bir katının sıvı içerisinde parçacıklar halin-
Çözeltiyi oluşturan bileşenler çözücü olduğu anlaşılan karışım-
de dağılması ile oluşan heterojen karışım-
ve çözünendir. Genellikle, çözeltide lardır.
lara denir. Tebeşir tozu-su, çamurlu-su,
miktarı çok olan bileşene çözücü, az Kolloitler homojen ve hete- ayran.
olan bileşene ise çözünen denir. Şe- rojen karışımların arasında
Emülsiyon
kerli su çözeltisinde su çözücü, şeker bir karaktere sahiptir.
çözünendir. Bir sıvının başka bir sıvı içinde heterojen
Süt, krema, çalkalanmış
olarak dağılmasıyla oluşan karışımlara
yumurta, sabun köpüğü,
Çözücü Çözünen Çözelti Örnek denir. Zeytinyağı-su, mazot-su, benzin-su,
renkli cam, boya ve kan.
Sıvı Katı Sıvı Şekerli su
mayonez.
Çözelti
NaCI kristali
Moleküler Çözünme
Çözünen madde çözücü içerisinde moleküler olarak da-
ğılıyorsa, moleküler çözünme gerçekleşir.
Çözeltide iyonlar bulunmadığı için bu tür çözeltiler elekt- Na+ ve CI- iyonlarının su molekülleri tarafından sarılması, hidratlaşması
riği iletmezler. İyonlar hidratlaştığı zaman enerji açığa çıkar. Bu enerjiye
hidratlaşma enerjisi denir. Açığa çıkan enerji (hidratlaş-
C6H12O6(k) + su C6H12O6(suda) ma enerjisi) iyonları birbirinden ayırmak için gerekli olan
C2H5OH(s) + su C2H5OH(suda) enerjiden büyükse çözünme gerçekleşir.
Bu olay su yerine başka bir çözücü tarafından gerçekleş-
tirilirse solvatasyon olarak adlandırılır.
Çözücü ve çözünen tanecikleri arasındaki etkileşimler aşa- Polar maddeler polar çözücülerde, apolar maddeler apolar
ğıdaki gibi özetlenebilir. çözücülerde iyi çözünürler. Yani "Benzer, benzeri çözer".
• Polar moleküller su içerisinde çözünürken dipol-dipol
Çözünen Çözücü Etkileşim türü
etkileşimleri geçerlidir.
İnd. dipol-ind. dipol • Bileşiğin yapısında F, O veya N atomu varsa bu tür bileşikler
Apolar (I2) Apolar (CCI4)
etkileşimleri (London) suyla hidrojen bağları oluşturarak çözünür. C2H5OH (etil
Polar (HBr) Polar (H2O) Dipol-dipol etkileşimleri alkol), CH3OH (metil alkol), Glikoz (C6H12O6), NH3 (amon-
İyon (NaCl) Polar (H2O) İyon-dipol etkileşimleri yak), (CH3)2O (dimetil eter) ve CH3COOH (asetik asit) gibi
bileşikler suyla hidrojen bağı oluşturarak çözünürler.
2
ORBİTAL YAYINLARI
ÜNİTE
7 ÇÖZELTİLER VE DERİŞİMLERİ
ÇÖZELTİLERDE DERİŞİM
DERİŞİM BİRİMLERİ
100 gram çözeltide çözünen maddenin gram cinsinden 100 mL çözeltide çözünmüş sıvının mL cinsinden hac-
kütlesidir. midir.
mçözünen Sıvı-sıvı çözeltiler için kullanılan bir derişim türüdür.
Kütlece % derişim = x 100
mçözelti Vçözünen
Hacimce % derişim = x 100
Vçözelti
5 g şeker 95 g suda çözülürse, oluşan 100 gram çözelti
kütlece %5 oranında şeker içerir. 5 mL alkol üzerine su eklenerek hacmi 100 mL ye tamam-
lanırsa, oluşan çözelti hacimce % 5 oranında alkol içerir.
3
ORBİTAL YAYINLARI
ÜNİTE
7 KOLİGATİF ÖZELLİKLER
KOLİGATİF ÖZELLİKLER
Çözünenin türüne bağlı olmayıp sadece çözünenin tanecik Koligatif özelliklerin sayısal değerini belirlemek için çözü-
derişimine bağlı olan özelliklere koligatif özellikler denir. nenin ne olduğunu değil, sadece derişimini bilmek gerekir.
Çözeltilerin
Koligatif Özellikleri
oC’nin üzerine çıkar ve kaynarken sıcaklık sabit kalmaz Çözelti (Tuzlu su)
2
(yükselmeye devam eder). 1
100+x
1 Noktasında çözelti (su + uçucu olmayan katı) kaynama- 100 Saf Çözücü (Su)
ya başlar. Çözelti doymamıştır. Çözeltinin buhar basıncı dış
basınca eşittir. Yalnız sıcaklık yükselmeye devam eder. Bu- Zaman
har basıncı sabittir.
Saf su ve tuzlu suyun ısıtılmasına ait sıcaklık zaman grafikleri
Osmotik Basınç
Osmoz olayı, çözünen taneciklerin geçemediği yarı geçir- Ters Osmoz
gen bir zardan çözücü moleküllerinin kendiliğinden geç- Derişik çözeltinin olduğu tarafa osmotik basınçtan daha
mesi olayıdır. fazla basınç uygulanırsa su moleküllerinin geçiş yönü de-
Yarı geçirgen zarın iki tarafında farklı derişimdeki çözeltiler ğişir. Bu olaya ters osmoz denir.
yer aldığında, çözücü daha seyreltik çözeltiden (daha fazla Ters osmoz ile;
çözücü içerir) daha derişik çözeltiye (daha az çözücü içerir) • deniz suyundan içme suyu elde edilebilir.
kendiliğinden geçer. • atık sular arıtılabilir.
Osmotik basınç ise, osmoz sırasında daha seyreltik çözelti- • sert suların sertliği giderilebilir.
den, çözücü akışını durdurmak için gereken basınçtır.
SAF SU
i i
eçiş eçiş
Çözünen Su g Çözünen Su g
Tanecikler Tanecikler
TERS
ÇÖZELTİ OSMOZ SAF SU ÇÖZELTİ OSMOZ SAF SU
4
ORBİTAL YAYINLARI
ÜNİTE
7 KARIŞIMLARI AYIRMA VE SAFLAŞTIRMA YÖNTEMLERİ
Su çıkışı
Termometre
Soğutucu
Su çıkışı Ayırma
kolonu
Tuzlu su Soğutucu Su
girişi
Damıtma
balonu Toplama
Su girişi kabı
Mantolu
ısıtıcı
1
ORBİTAL YAYINLARI
ÜNİTE
8 ASİTLERİN VE BAZLARIN GENEL ÖZELLİKLERİ
ASİTLER
Arrhenius'a göre; suda çözündüğünde ortama H+ iyonu • Suda tamamen iyonlaşan asitlere, kuvvetli asitler denir.
veren maddelere asit denir. H+ iyonları su çerisinde H3O+ HCI, HI, HNO3, HCIO4 örnek olarak verilebilir.
(hidronyum) şeklinde bulunur. • Suda kısmen iyonlaşan asitlere, zayıf asitler denir. HF,
H3PO4, CH3COOH, HCN örnek olarak verilebilir.
HCI(g) + H2O(s) H+(suda) + CI-(suda)
• Kuvvetli asitlerin iyonlaşma denklemi tek yönlü ok ile yazı-
HCI(suda) + H2O(s) H3O+(suda) + CI-(suda) lırken, zayıf asitlerinki çift yönlü ok ile yazılır.
H2SO4(suda) + H2O(s) H3O+(suda) + HSO4– (suda) • Kuvvetli asitlerin sulu çözeltileri elektrik akımını iyi iletir,
zayıf asitlerin sulu çözeltileri elektrik akımını az iletir.
CH3COOH(suda) + H2O(s) CH3COO-(suda) + H3O+(suda)
• Soy metaller (Cu, Hg, Ag, Pt, Au) hariç diğer metallerle
Asitlerin Genel Özellikleri tepkimelerinden tuz ve H2 gazı oluşur.
• Tatları ekşidir. Örneğin; sirke asetik asit, limon sitrik asit • Bazlarla tepkimeye girerek tuz oluştururlar.
içerdiği için ekşidir. • Karbonatlı bileşikler ile tepkimeye girerek tuz, su ve CO2
• 25 0C'deki sulu çözeltilerinin pH değerleri 7’den küçüktür. gazı açığa çıkarırlar
• İndikatör (ayıraç) özelliğindeki maddelerin rengini değiş-
tirirler. Örneğin; mavi turnusol kağıdının rengini kırmızıya
çevirirler.
• Asitler suda iyonlaşarak çözünürler.
HİDROKLORİK ASİT
Kuvvetli Asitler
Hidrojen iyonları Klorür iyonları Formülü Adı
HCIO4 Perklorik asit
HI Hidroiyodik asit
HBr Hidrobromik asit
HCI Hidroklorik asit
Su
H2SO4 Sülfürik asit
HNO3 Nitrik asit
Asit
Arrhenius'a göre; suda çözündüğünde ortama OH– (hidrok- • Amfoter metallerle (AI, Zn, Sn, Pb, Cr) tepkime vererek tuz
sit) iyonu veren maddelere baz denir. ve H2 gazı oluştururlar.
• Asitlerle tepkimeye girerek tuz oluştururlar.
NaOH(suda) Na+(suda) + OH−(suda)
Ba(OH)2(suda) Ba2+(suda) + 2OH−(suda)
Piyasa adı Sistematik adı
NH3(g) + H2O NH4+ (suda) + OH−(suda
Tuz ruhu HCI (Hidroklorik asit)
Bazların Genel Özellikleri
Potas-kostik KOH (Potasyum hidroksit)
• Tatları acıdır ve cilde kayganlık hissi verirler.
• Sulu çözeltileri elektrik akımını iletir. Sud-kostik NaOH (Sodyum hidroksit)
• 25 0C'deki sulu çözeltilerinin pH değerleri 7’den büyüktür.
• İndikatör özelliğindeki maddelerin rengini değiştirirler. Ör- Zaç yağı H2SO4 (Sülfürik asit)
neğin; kırmızı turnusol kağıdının rengini maviye çevirirler. Sönmüş kireç Ca(OH)2 (Kalsiyum hidroksit)
• Suda tamamen iyonlaşan bazlara kuvvetli bazlar denir. 1A
grubu metal hidroksitlerinin tamamı kuvvetli bazdır. LiOH, Sirke ruhu CH3COOH (Asetik asit)
NaOH, KOH gibi. Kezzap HNO3 (Nitrik asit)
• Suda tamamen iyonlaşamayan bazlara zayıf bazlar denir.
AgOH, NH3, Fe(OH)3 gibi.
SODYUM HİDROKSİT
Kuvvetli Bazlar
Formülü Adı
Hidroksit iyonları Sodyum iyonları NaOH Sodyum hidroksit
KOH Potasyum hidroksit
LiOH Lityum hidroksit
Mg(OH)2 Magnezyum hidroksit
Ca(OH)2 Kalsiyum hidroksit
Su
Ba(OH)2 Baryum hidroksit
Baz
1
ORBİTAL YAYINLARI
ÜNİTE
8 ASİTLERİN VE BAZLARIN GENEL ÖZELLİKLERİ
İNDİKATÖRLER (BELİRTEÇLER)
• Asidik ve bazik ortamda farklı renk veren maddelerdir. Bu Doğal İndikatör Asit Rengi Baz Rengi
sayede bir maddenin asit mi yoksa baz mı olduğunu anla-
makta kullanılırlar. Kırmızı lahana suyu Mor-Kırmızı Sarı-Yeşil
• Turnusol, metil oranj, fenolftalein sıkça kullanılan asit-baz Gül yaprağı Açık Pembe Sarı
indikatörleridir. Maydanoz Açık Yeşil Yeşil
• İndikatörler doğal yollarla bitkilerden de elde edilebilir. Çay demi Turuncu-Sarı Koyu Kırmızı
Doğal indikatörlere örnek olarak üzüm suyu, çay, kırmızı
lahana suyu, şalgam, nar verilebilir.
Sulu çözeltileri elektrik akımını iyi iletir. Sulu çözeltileri elektrik akımını iyi iletmez.
Suda iyonlaşma denklemleri tek yönlü okla gösterilir. Suda iyonlaşma denklemleri çift yönlü okla gösterilir.
Nötr
Asidik Bazik
2
ORBİTAL YAYINLARI
ÜNİTE
8 ASİTLERİN VE BAZLARIN TEPKİMELERİ
nötralleşme tepkimeleri
• Asit ve bazların tepkimeye girerek özelliklerini kaybettiği • Asitten gelen H+ iyonlarının mol sayısı OH- iyonlarının mol
tepkimelere nötralleşme denir. sayısına eşit olduğunda tam nötrleşme olur.
HCI + NaOH NaCI + H2O nH+ = nOH- ⇒ Çözelti nötrdür. pH = 7'dir.
H2SO4 + Ca(OH)2 CaSO4 + 2H2O nH+ > nOH- ⇒ Çözelti asidiktir. pH < 7 'dir.
Asit Baz Tuz Su nH+ < nOH- ⇒ Çözelti baziktir. pH > 7 'dir.
• Nötralleşmenin temelinde asitten gelen H+ iyonu ile
HCI + NaOH NaCI + H2O
bazdan gelen OH- iyonunun birleşerek H2O oluşturmaları
vardır. Net iyon denklemi aşağıdaki gibidir. 1 mol 1 mol
H+ + OH- H2O H2SO4 + 2KOH K2SO4 + 2H2O
1 mol 2 mol
METALLER
CaCO3(k) + 2HCI (suda) CaCI2 + H2O + CO2 Bu nedenle HF polietilen gibi plastik kaplarda saklanır.
NaHCO3(k) + HCI(suda) NaCl(suda) + CO2(g) +
H2O(s) Nem Çekici (Higroskopik) Maddeler
Yüksek saflıktaki H2SO4, H3PO4 ve CH3COOH gibi asitler ile
Mutfak tezgahı gibi mermerden (CaCO3) yapılmış yüzeylere NaOH ve CaO gibi bazlar nem çekici yani su tutucu etkiye
limon veya sirke döküldüğünde aşındığı gözlenir. sahiptir. Bu maddelerin nem çekme ve suda çözünme olay-
• Hidroflorik asit (HF) dışındaki tüm asitler cam şişelerde ları ısı açığa çıkaran olaylardır. Bu nedenle bu maddeler cilt-
saklanır. HF ise camın, porselenin, seramik malzemelerin te şiddetli yanıklara yol açabilir, göze zarar verebilir.
Tuz ruhu ile çamaşır suyu karıştırıldığında zehirli bir gaz olan
klor (CI2) gazı açığa çıkar. Klor gazı insan sağlığı için çok za- Asit yağmurları tarım alanlarına, ormanlara, hayvanlara ve
rarlıdır hatta öldürücü olabilir. Bu nedenle tuz ruhu ve ça- insanlara zarar vermektedir. Metalden ve mermerden yapı-
maşır suyu bir arada kullanılmamalıdır. lan binalarda korozyona neden olur.
Asit yağmurlarını azaltmak için fosil yakıtları yerine güneş
NaCIO + 2HCI CI2 (g) + H2O + NaCI ve rüzgar enerjisi, nükleer enerji, jeotermal enerji gibi se-
çenekleri tercih etmek, ağaç dikmek, elektrikli otomobil
kullanmak, fabrika bacalarına filtre takarak asit yağmurla-
rına neden olan gazlarının atmosfere salınımını engellemek
gerekir.
Asit ve bazlar; zehirli (toksik), aşındırıcı (korozif), veya patla- Ancak insan sağlığı ve çevre için zararlıdır. Fazla kullanılması
yıcı özellikte olabilir. Bu nedenle asit ve bazların olduğu am- durumunda metalden yapılmış mutfak ve banyo malzeme-
balajlarda sahip olduğu özellikleri simgeleyen tehlike uyarı lerinin (çaydanlık, musluk vb), atık su borularının aşınma-
işaretleri bulunmalıdır. sına neden olur. Kireç çözücü olarak, tuz ruhu yerine sirke
Tuz ruhunun temizleyici ve kireç çözücü özelliği vardır. tercih edilmelidir.
3
ORBİTAL YAYINLARI
ÜNİTE
8 TUZLAR
Katyon ve anyonların elektrostatik çekim kuvvetiyle (iyonik • Katı halde elektrik akımını iletmezler. Sulu çözeltileri ve
bağla) bir arada bulunduğu bileşiklere denir. Asitlerin anyo- erimiş halleri elektrik akımını iletir.
nu ile bazların katyonu bir araya gelerek tuzları oluşturur. • İyonlar arasındaki çekim kuvvetleri çok büyüktür. Bu ne-
denle erime ve kaynama noktaları çok yüksektir.
Tuzların genel özellikleri aşağıdaki gibidir.
• Sert ve kırılgan yapıdadırlar.
• Elektron alışverişi sonucunda meydana gelen anyon ve • Kristal yapıdadırlar.
katyonlardan oluşurlar.
TUZLARIN SINIFLANDIRILMASI
c. Nötr Tuz
Kuvvetli asitlerle kuvvetli bazların tepkimesinden oluşan tuz- Nötral Tuzlar
lardır.
Tuzun formülü Tuzun adı
HCI + KOH KCI + H2O
NaCI Sodyum klorür
KCI nötr bir tuzdur. Asit veya bazlarla tepkime vermez.
KCI Potasyum klorür
Nötr tuzların sulu çözeltisinde pH = 7’dir.
NaNO3 Sodyum nitrat
Suda iyonlaşarak çözünürler.
KNO3 Potasyum nitrat
KCI(suda) K+(suda) +CI–(suda)
1
ORBİTAL YAYINLARI
ÜNİTE
9 KİMYA HER YERDE
TEMİZLİK MALZEMELERİ
Sabunlar ve Deterjanlar
Yüzey aktif maddeler: Sabun ve deterjanların ana maddesi yüzey aktif maddelerdir. Sabun
molekülü
Yüzey aktif maddeler,
• Suyun yüzey gerilimini düşürerek köpük oluşmasını sağlar.
• Suyu seven (hidrofilik) bir iyonik kısım ve suyu sevmeyen (hidrofobik) bir hidrokarbon kısım-
dan oluşurlar.
• Hidrofob uçlar kirleri sararken, hidrofilik uçlar Kir
suya yönelir. Bu şekilde kolloidal boyutlarda mi-
seller oluşturarak kirlerin uzaklaşmasını sağlarlar. Hidrofob Kuyruk Hidrofil Uç
Sabun
molekülü
Misel
Sabunlar Deterjanlar
O
C ONa SO3Na
Hidrofob Hidrofil kısım Hidrofob Hidrofil kısım
(Apolar) (Polar) (Apolar) (Polar)
Kuyruk kısım Baş kısım Kuyruk kısım Baş kısım
• Yağ asitlerinin sodyum (Na) veya potasyum (K) tuzlarıdır. • Aktif maddeleri birer petrol türevi olan sodyum lauril
• Na tuzları katı sabun, K tuzları ise jel sabunlardır (Arap benzen sülfonat veya sodyum lauril sülfattır.
sabunları). • Yüzey aktif maddelerin yanı sıra, köpük düzenleyici,
• Doğal kaynaklardan üretilirler. Ham maddeleri bitkisel ağartıcı, parfüm gibi yardımcı maddeler içerirler.
ve hayvansal yağlar ile soda ve sudkostik gibi bazlardır. • Sentetik petrol kaynaklı kimyasal maddelerden üretilir-
• Doğada çabuk parçalanırlar, biyobozunur maddelerdir. ler.
Çevre kirliliğine yol açmazlar. • Doğada çok zor parçalanırlar, biyobozunur değillerdir.
• Cilde zararı deterjanlara göre azdır. Çevre kirliliğine yol açarlar.
• Sert sularda köpürmezler. • Cildi tahriş eder ve alerjiye yol açarlar.
• Temizleme etkileri deterjanlara göre azdır ve kıyafetleri • Sert sularda köpürürler.
yıpratırlar. • Temizleme etkileri çok iyidir ve kıyafetleri yıpratmazlar.
Polimer: Çok sayıda küçük molekülün birleşerek büyük mole- Mer: Polimerde birbirini tekrar eden birimlere mer adı ve-
küller oluşturulmasına polimerleşme, ürüne de polimer denir. rilir. Mer sayısı iki olduğunda dimer, üç olduğunda trimer
Monomer: Polimeri oluşturan en küçük temel birimdir. Poli- adını alır.
merleşme sırasında monomerlerde bazı yapısal değişiklikler
olur.
1
ORBİTAL YAYINLARI
ÜNİTE
9 KİMYA HER YERDE
POLİMERLER
Plastik Malzemelerin Olumlu ve Olumsuz Yönleri
Avantajları Dezavantajları
KOZMETİKLER
Kozmetikler, insan vücudunun deri, tırnak, dişler ve saç gibi kısımlarına uygulanan, temizlik, koku verme, koruma ve görü-
nümü değiştirmek gibi amaçlarla kullanılan maddelerdir.
Deriye Saça Diş ve Ağız Boşluğuna Kozmetik ürünlerinin
Uygulananlar Uygulananlar Uygulananlar başlıca bileşenleri
Kremler Şampuanlar Diş macunları Boyalar, Nemlendiriciler,
Losyonlar Saç boyaları Ağız suları Parfümler, Antimikrobiyal
Jöleler ürünler
İLAÇLAR
Canlılarda fizyolojik etki gösteren bir veya birkaç Fizyolojik etkisi olmayan dolgu maddeleri, koruyucu
kimyasal madde karışımıdır. İlacın iyileştirme etkisi- maddeler, renklendiriciler ve tatlandırıcılar gibi kim-
ne sahip olan ana bileşenidir. yasal maddelerdir.
YAĞLAR
• Yapılarında karbon, hidrojen ve oksijen bulunan organik • Margarinler, bitkisel kaynaklı sıvı yağların kimyasal
bileşiklerdir. yöntemlerle doyurulması sonucunda elde edilen, doğal
• Yağlar (trigliserit), gliserin ve yağ asitleri olmak üzere iki olmayan bir yağ türüdür.
kısımdan oluşurlar.
O Yağlar
Yağ
(Trigliserit)
• Tereyağı hayvansal kaynaklı, doğal bir katı yağdır.
• Sıvı yağlar bitkisel kaynaklıdır.