You are on page 1of 4

Element bilgisi

Dört elementin korkuları


Holger A.L. Faβ

Çeviren: Ferhan Çeçen

Korku, her zaman ölümden korkudur. etmemizdir; ölen şimdiye kadar taşıdığımız
Düşünün ki bir firmada jübile sırasında imajdır.
meslektaşlarınız, şef pozisyonundakiler ve
misafirler önünde bir konuşma yapmak Güçlü olan element, benliğin bir parçası
zorundasınız. Bu sizde korku yaratır mı? Eğer olarak yaşanır ve yaşam boyunca gitgide daha
evetse: Bu da yine ölümden korkudur. geliştirilir.

Makul olarak bakıldığında, oldukça emin bir Haritada element dağılımından görülen korku
şekilde söylenebilir ki konuşmanız sırasında da yine bir ölüm korkusudur. Sebebi şudur:
ölmeyeceksinizdir. Korktuğunuz şey esasında Güçlü olan element, benliğin bir parçası olarak
rezil olmaktır. Örneğin sesiniz çıkmayabilir, yaşanır ve yaşam boyunca gitgide daha
konuşurken hata yapabilir ve aptalca şeyler geliştirilir. Dolayısıyla, örneğin ateş ağırlığı olan
söyleyebilirsiniz, önünüzdeki içki bardağını bir insan, ateş kimliğini kaybetmekten, toprak
düşürebilirsiniz ve saire. Bu yüzden tehlikeye ağırlığı olan bir insan toprak kimliğini
giren, inandırıcılıkla sürükleyici bir konuşma kaybetmekten korkar ve saire. Bireysel
yapan, herşeye hâkim, düzgün kişi imajıdır. haritalarda bir element ne kadar belirgin
İmajınız öyle zedelenebilir ki daha sonra artık şekilde vurgulanmışsa, bu o kadar geçerli olur.
önceden olduğunuz (veya öyle göründüğünüz)
kişilik olarak görülmezsiniz. Kendinizi firmada
Element tipinizi
ne ile sergiliyorsanız, ne ile şu şekilde belirleyebilirsiniz:
özdeşleştiriliyorsanız (veya özdeşleştirilmek
istiyorsanız), bu bir anlamda mahvolup, Her gezegenin hangi elementte bulunduğunu not
edip, puan verin:
ölebilir.  Güneş, Ay ve AC: her birine 12 puan
 Merkür, Venüs, Mars: her birine 6 puan
Varlığımızın özü tehdit altında olduğunda, haklı  Jüpiter, Satürn, MC: her birine 5 puan
olarak ölüm riski olduğu zamanki gibi tepki  Kiron, Uranüs, Neptün, Plüton, Güney Ay
gösteririz. “Benlik” artık tehlikeye girmiştir. Düğümü: her birine 2 puan
 Lilith: 1 puan
Astrolojinin bize öğrettiği, ölümü
Örnek: AC Boğa’da = toprak için 12 puan, Jüpiter
deneyimlemek için bedensel anlamda ölmemiz
Koç’ta = ateş için 5 puan.
gerekmediğidir. Örneğin transit Plüton kimseyi Element başına puanları toplayın. Toplam 30
öldürmez. Bu durumda geçerli olan daha puanın üzerindeyse o element ağırlıkta demektir.
ziyade kendimizi özdeşleştirdiğimiz şeye veda Elementin puanı ne kadar yüksekse, o kadar çok
vurgulanır.
______________________________________ _____________________________________
ATEŞ ELEMENTİ TOPRAK ELEMENTİ

Ateş (Yang niteliği, eril) elementinin Toprak (Yin, dişil) kendisini herşeyden önce
yaşamdaki korkusu, söndürülmek, artık ateş ve hava (ikisi de Yang ve eril) tarafından
yanamamaktır. Bu yüzden ateşin bir numaralı tehdit edilmiş hisseder. Ateş, toprağı yakar ve
“düşmanı” su (Yin, dişil) elementidir. Psikolojik harap eder. Rüzgâr ise toprağı dağıtır ve
açıdan ifade edildiğinde, duygular, yakınlık ve yerinden kaldırır – böylelikle yere tutunma
ilgi, tehdit edici olarak görülür. Alevler başka kabiliyetini kaybeder.
insanları kendine belirli bir mesafede tutmaya
yarar. Canlılık ve odak noktada olmaya gayret Toprak ağırlıklı olan kişi, kendisini dayanıklı,
etme, ateş kişiliklerine özgü olduğu için, Don sağlam ve değiştirilemez hisseder; bu yüzden
Juan davranışına rastlanması nadir değildir, de geleneklere ve aşina olunan ritüellere
kadınlarda da. Aşk, erotik bir oyun olarak tutunur. Dizginlenmemiş bir yaratıcılık hevesi,
görülür ve sonuç itibarıyla sadece kendini değişime yönelik faaliyette bulunma gücü ve
onaylamaya yarar. Gösterişli tavır, canlılık (ateş), onda şüphe uyandırır; aynı
duygusallığın yerine geçer. Ateş insanları zamanda değişkenlik, değişiklik, daldan dala
hislerine güvenmezler. İçlerindeki ses geride atlayan insanlar (hava) da.
durmalarını ve sakin kalmalarını tavsiye etse
de, onlar aksiyona eğilimlidirler. Ateşin Öte yandan ikinci dişil element olan su
yanması gerekir, kısılmasına izin yoktur. Bu elementi de toprak için esasında tekin değildir.
yüzden daima cezbedici yeni şeyler (oksijen, Çünkü su toprağı yumuşatır ve başka yerlere
kömür) aranır ve tüketilir. sürükler. Bu yüzden toprak tipi, çok fazla
hissiyatı, tutkuyu, yakınlığı ve fanteziyi de
Ayrıca can sıkıntısı ve atalet de (toprak, Yin, kişiliğine bir saldırı olarak değerlendirir.
dişil) ateş tipini korkutur. Hiçbir şey Kendisini bundan korumak ister ve buna
yapamama halinde, görünürde kendisiyle olan mecburdur! Bunun anlamı şudur: Gerçek
irtibatı kaybeder – bu da onda korku uyandırır. olarak gözükmeyen herşey, onun katılığını
Böylelikle değişiklik getiren faaliyetler arar ve tehlikeye sokar, aynen her ateşli insiyatifin
bunları destekler; daima yaratıcı ve yeni birşey kişilik yapısını sarstığı gibi. Diğer elementlerden
yapmak ve bu anlamda dönüştürmek ister – farklı olarak toprağın formu sabittir.
aynen ateşin kendisinin maddeyi enerjiye
dönüştürdüğü gibi. Buna karşılık, şimdiki Toprak tipi, etrafındaki insanlar için harekete
duruma odaklanmak, sükûnet ve kararlılık, ateş geçmez; aksine net sınırlar çizerek
ağırlıklı insanın yaradılışının özünü tehdit eder. benmerkezci kalır: ben buradayım, sen
oradasın.
Ateş ağırlığı olan insanların temel korkuları,
bağımlılık ve duraksamadır. Toprak tipinin temel korkuları, kaynaşmak ve
yenilenmedir.
______________________________________ ______________________________________
HAVA ELEMENTİ SU ELEMENTİ

Hava (Yang, eril) elementinin karakteristik Su tipinin (Yin, dişil) karşısındaki temel oyuncu
özelliği, yayılmaya, hafifliğe ve hareketliliğe ateştir (Yang, eril), çünkü ısı suyu buharlaştırır.
olan eğilimidir. Dolayısıyla darlık, sıkılık ve İkinci dişil elementten, yani topraktan da
ağırlık (toprak, Yin, dişil) boğucu olarak görülür. korkulur. Çünkü çok fazla soğuk, suyu buza
dönüştürür. Böylelikle su tipinin yaşam alanı 0
Kimliğini özgürlük ve bağımsızlık tasavvuru ila 1000C arasında sınırlanmıştır. Psikolojik
yoluyla bulan hava insanı, somut girişimlere açıdan bu durum kendisini yara almamaya,
çağrıldı mı ya da kendisinden sınırsız fedakârlık korunmaya ve aynı zamanda güvenliğe özel
istendi mi, bunların kendisinden çalındığını ihtiyaç duymakla gösterir. Kim devamlı yukarı
hisseder. Çünkü suya (o da toprak gibi Yin, veya aşağı doğru salınımların olmamasına
dişil) da hevesli değildir. Hava yukarda, su dikkat etmek zorundaysa, o ince ayarlı
aşağıdadır. Su yerin içine doğru akar! Yani hava sensörlere muhtaçtır. Bu ise insanı fazla hassas
tipi, toprak ve suyla ilgili durumların etrafından yapar, kendisine ve başkalarına olan güvenini
dolanmaya çalışır; mesafeli ve yaklaşılmaz zayıflatır. Su ağırlıklı insan, kendisini
kalır. başkalarından ayrı olarak algıladığı anda,
kendisiyle ilgili korkular hissedebilir.
Hava tipi özellikle tutkunun ve düşkünlüğün, Başkalarıyla bağı olmadığında kendi kendine
aklını alıp götüreceğinden korkar; hiçbir kalmaya itilmiştir. Bu yüzden su tipinin
şeyden aklını kaybetmekten korktuğu kadar hayatını, ateşin ve toprağın dışında, insanlar
korkmaz. Karar verme yeteneğinin olmaması arasındaki soğukluk ve mesafe, istikrarsızlık ve
demek onun için varolmamak demektir. Bu zihinsel uzaklık (hava, Yang, eril) da zor hale
yüzden kendinden geçme hallerinden aynen getirir.
senli benli bağlılıklardan kaçındığı gibi kaçınır.
Hava tipi metafiziksel şeylere de sırf dikkat Su ağırlığı olan insanların temel korkuları,
açısından şüpheci yaklaşır. Ayrıca hava tipi, (agresif) bencillik ve reform ruhudur.
ölüm korkusu anlamında, delice bir yaşam
sevincini (eril ateş elementi) de korku verici ______________________________________
olarak görür. Hava kişiliği bunu bireyselliğine KORKU, KİŞİLİĞİN PARÇASIDIR
saldırı olarak hisseder.
Fritz Riemann’ın “Korkunun temel şekilleri” (1)
Hava insanlarının temel korkuları, onlara içsel eserini bilen varsa, bu kitabı hatırlayacaktır.
olarak dokunulması ve sürekliliktir. Riemann, dört temel insani ihtiyaçtan yola
çıkarak dört temel korku belirlemiştir: Kendini
gerçekleştirme (ateş), kendini adama (su),
kararlılık (toprak) ve değişim (hava). Kendisini
bu dürtülerden biriyle güçlü bir şekilde
özdeşleştiren kişi, öncelikle ona karşılık gelen
zıt kutuptan korkar. Böylece, kararlılığın olduğu
yerde değişim, kendini gerçekleştirmenin Referans:
olduğu yerde kendini adama saf dışı kalacaktır. 1) Fritz Riemann: Grundformen der Angst,
ISBN 978-3-497-02422-3.

Fritz Riemann, bu dört ihtiyacın dengede


olduğu durumu, çaba gösterilmesi gereken bir
Yazar: Holger A.L. Faβ
ideal olarak görmüştür; bu arada herhalde
insanın buna hiçbir zaman erişemeyeceğini de
bilerek. Öte yandan, eğer biz içimizdeki bu
dürtüleri eşit tutmayı, element dağılımını
dengeli hale getirmeyi gerçekte
başaramıyorsak, o zaman bu ideal için
hakikaten çaba göstermeye değer mi? Bizler
korkulardan geri durmaya eğilim gösteririz,
onların kolayca uzaklaşmasını isteriz. Bazı
astrologlar da bu eğilime göre tavsiyelerde Holger A.L. Faβ, Meridian dergisinin baş
bulunurlar. Zira bir element fazla redaktörüdür. Windeck/Köln’de kendi
vurgulandığında, eksik elemente konsantre danışma ofisi bulunmakta ve Sabine Bends ile
olup ona karşıt etki yaratmayı tavsiye ederler. Köln’de bir astroloji okulunu yönetmektedir.
Bu tavsiye bir tokat gibidir, neticede insanın İletişim: info@lebendige-astrologie.de
olduğu gibi olmaması gerektiği mesajını taşır. Makale arşivi: sternwerkstatt.de/autor/fass
Siz bir yer solucanına tavsiyede bulunur
musunuz, hava niteliği biraz az olduğundan
uçmaya gayret etmesi gerektiği yönünde? _______________________________________
Makale aşağıdaki astroloji dergisinin
Mayıs/Haziran 2023 sayısında yayınlanmıştır:
Kozmosun size verdiği ne ise, onda kalmaya Meridian-Fachzeitschrift für Astrologie
bakın. Korkuya cesaret edin. https://meridian-magazin.de/233/

Kozmosun size verdiği ne ise, onda kalmaya Makale dergiden izin alınarak Almancadan
bakın. Korkuya cesaret edin. Temel çevrilmiştir. Herhangi bir şekilde Internet
ortamında dağıtılmasına veya ticari amaçla
korkularınızı kabul etmeyi ve onları kişiliğinizin
kullanılmasına izin verilmemektedir.
bir parçası olarak görmeyi öğrenin. Bunları
tamamen gelişim anlamında kullanabilirsiniz:
Kişisel korunmanız için gösterge olarak.
Böylelikle toprak ağırlığı olan birinin
durmaksızın değişim peşinde koşması
gerekmez. Toplumun bütünü açısından
düşünüldüğünde, bundan korkması da iyidir.
Çünkü biz hepimiz hiç durmaksızın, telaşla
sürekli yenilenme peşinde koşsaydık, yaşam
kalitemizden kaybederdik.

You might also like