You are on page 1of 33

1. Bernard Shaw: "Ben günde üç saat düşünerek deha 3.

Önceden planladığım bir yazıyı yazmaya koyulunca


oldum demiş." Deha, kuşkusuz herkese nasip ola- çok şey değişir. Olayların, imgelerin, düşüncelerin
cak bir sıfat değil ama düşünmek için dahi olmak zorunluluğu beni akıntıya kapılmış bir kayık gibi alıp
gerekmez, insan olmak yeter. Eğer gerçekten çağ­ uzaklara götürür. Ama ben dilediğim an, kayığımı kı­
daş mantıkla düşünmeyi öğrenebilirsen bütün yıya, istediğim yere yanaştıracağımı bilirim.
evreni, yaşadığın çevrenin içine sığdırabilirsin; .elini
Yukarıdaki parçada altı çizili bölümle yazar aşa­
uzatsan insanı tutabilirsin.
ğıdakilerden hangisini söylemek istemiştir?
Bu parçada altı çizili sözle vurgulanmak istenen
A) Yazıyı istediği gibi yönlendirme gücüne sahip
aşağıdakilerden hangisidir?
olduğunu
A) insanlar, sevgilerini dokunarak dile getirmelidir. B) Yazının konusunu çoğu kez yazarken belirlediğini
B) Çağdaş düşünebilen insan, uzattığı yardım eliyle C) Konusunu önceden saptadığı yazılarında hep
nice insanın yaşamını değiştirebilir. daha başarılı olduğu
C) insan, insana öylesine yakındır ki çağdaş düşün­ D) Yazılarının planladığı şekilde bitmesini istediğini
ceyle insanlığın tümünü kavramak mümkündür.
E) Bazı düşüncelerin, yazılarını istediği gibi bitirme-
D) İnsanların, düşüncelerini geliştirebilmek için el sini engellediği
ele vermeleri gerekir.
E) insan kim olursa olsun bir gün başka birinin
yardımına mutlaka ihtiyaç duyar.

2. "Kitaplar, donuk hayatımıza biraz renk katan, biraz


4. 1. Toplum karşısına başarıyla çıkmak için sorumlu-
luk duygusuyla dolu olmak gerekir.
ışık veren dostlardır."
il. Günü gününe ve düzenli çalıştığı için bütün zor-
Aşağıdakilerden hangisi bu cümledeki altı çizili lukların üstesinden geliyordu.
sözlerin anlamına uygun düşmez?
111. Gerekli önlemler alınmazsa az sayıdaki orman
varlığımız giderek yok olacaktır.
A) eğlendiren - aydınlatan

B) değişik dünyalar sunan - bilgilendiren iV. Bir mıh bir nalı, bir nal bir atı, bir at da bir. komu-
tanı kurtarır.
C) hayal dünyamızı geliştiren - düşünmemizi sağla­
V. Toplum olarak el ele verdikçe bütün zorlukların
yan
üstesinden gelebiliriz.
D) görsel sanatları tanıtan - yeteneklerimizi geliş­
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde
tiren
"neden-sonuç" ilişkisi vardır?
E) yaşantımızı renklendiren - bakış açımızı geniş­
leten A) 1. B) il. C) 111. D) iV E) V.

126
5. İnsanlar sandalyelerde oturup yemeklerini masalar- 7. 1. Hiçbir müzik, Anadolu'nun bağrından çıkmış
da yemeye başladıklarından beri en uzun savaşları türkülerle boy ölçüşemez.
yapıyorlar. il. Yirmi yıl sonra bu bölgenin de kurak alanlardan
biri olacağını söylüyor bilim insanları.
A~ağıdakilerden hangisi anlamca bu cümleyle
111. Onun deneme kitaplarının, eleştirilerinden daha
çelisir?
çok satıldığını biliyoruz.
A) İnsanlık, kendisine "uygar" demeye başlayalı be- iV. Öykü yazarlığının yanı sıra tiyatro yönetmenliği
ri daha da acımasız olmuştur. de yapıyormuş.

B) Teknolojik gelişme, insanı daha barışçı yapma- V. Öykülerinde genellikle romantik tiplerin yaşan­
mıştır. tılarını ele almıştır.

C) İlkel toplumlarda modern toplumlardaki kadar Yukarıdaki yargılardan hangisi "kanıtlanabilirlik"


savaş ve öldürme yoktu. açısından ötekilerden farklıdır?

D) Teknoloji ve uygarlık geliştikçe insanoğlunun sa-


A) 1. B) il. C)III. D) iV. E) V.
vaşçı yanı törpülenmiştir.

E) İlkel insan, modern insandan daha barışçıl bir


varlıktı.

İnsanlar, doğaya geri dönme düşünü, şehrin çılgın


kalabalığından, betonlaşmadan, endüstriyel kirlilik-
ten, doğanın yok edilişinden, savaşlardan ve adalet-
sizlikten kaçmak için görürler.

Bu cümleye göre aşağıdakilerden hangisi doğa­


ya geri dönme düşü görmenin bir nedeni değil­
.ruı:?

A) Bilinçsiz yapılaşmanın artması

B) Doğadaki canlılarla iç içe yaşama isteği

C) Kentlerin dayanılmaz kalabalığı

D) Çevre kirliliği

E) İnsanların savaşçı! ve adaletsiz tutumu

6. (1) Denemeci ne söylemek istediğini kesin olarak


bilmek ve gerekeni de kesin olarak söylemek duru-
mundadır. (il) Çünkü denemeci denemesiyle ne elde
edeceğini bilen insandır. (111) Ben denemelerimde
Her sanatçı, okuyucu ile arasındaki bağın kuvvetli
geçmişte kullanılan birtakım sözcükleri yeni imajlar
olmasını,çok sayıda okura ulaşabilmeyi ister.
uyandıracak şekilde kullanmayı seviyorum. (iV)
Ayrıca gülmece yanım da var. (V) Edebi sanatları kul- Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye anlamca .!fil
lanmak da yazılarımı zenginleştiren bir diğer özellik. yakındır?

Bir deneme yazarına ait bu parçadaki numaralan- A) Bir sanatçı için aslolan hitap ettiği kitlenin ni-
mış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden
celiğidir.
hangisi yanlıştır?
B) Her şairin ve yazarın okuyucusu nitelik ve nicelik
A) 1. cümlede, kendi bakış açısını ortaya koyuyor. bakımından farklılık gösterir.
B) il. cümlede, denemecinin ne olduğunu söylüyor. C) Yazarlar için okurlarıyla güçlü iletişim kurabilmek
C) 111. cümlede, yazarken kullandığı bir yöntemi açık­ ve daha çok okur tarafından anlaşılabilmek önem-
lıyor. lidir.
D) iV. cümlede, yazılarındaki bir başka özellikten D) Gerçek sanatçı, sanatsal bilince sahip .ve seçici
bahsediyor. davranabilen okurunun olmasını ister.
E) V. cümlede, söz sanatlarının şiir için önemini vur- E) Büyük bir okuyucu kitlesi tarafındanaranmamak,
guluyor. aslında sanatçının değersizliğini göstermez.
Tren yoluna yaklaşınca şoför minübüsü durdurup (1) Yemekten sonra eski gevezeliğimizden eser kal-
1 il 111 mıyor. (11) Neden sonra halam tekrar başlıyor mırıl­
yolcuların inmesini istedi. Şemsiyesi olan da olma- danmaya. (111) Bir kere daha gaz lambasının boğuk
iV ışığında duygulanıyor. (iV) Bir Japon maskesi gibi
yan da, şiddetli sağanağa rağmen çaresiz indi. duran çehresi kırışıyor, buruş buruş oluyor yüzü. (V)
V Yeşil gözleri yine buğulanıyor.

Yukarıdaki altı çizili sözcüklerden hangisinin Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerle


yazımı yanlıştır? ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) 1 B) il C) 111 D) iV E)V A) 1. cümledeki "eski" sözcüğü adlaşmış sıfattır.

B) il. cümledeki "neden sonra" sözü zaman zarfıdır.


C) 111. cümledeki "gaz lambasının boğuk ışığı" zincir-
leme ad tamlamasıdır.
D) iV. cümledeki edat grubu zarf görevlidir.
E) V. cümledeki "yeşil gözler" sıfat tamlamasıdır.

Adamın biri, akşam çok asık bir suratla eve döndü: 1. Çocuklarımıza kitap okumada örnek olalım.
-1 -il
il. Her evde bir kütüphane bulunsa ...
İçeri girer girmez eşine "Çabuk çocukları hazırla,
111. Herkesin kendine ait kitaplığı olmalı.
111
iV. Kütüphaneden yararlanmayı unutuyoruz.
hemen yola çıkmalıyız!" dedi.
iV V V. Ara sıra sizler de kitap armağan edin.

Bu parçadaki numaralanmış noktalama işaret­ Yukarıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi istek


lerinden hangisi YfilJlış_ kullanılmıştır? kipi ile çekimlenmiştir?

A) 1 B) il C) 111 D) iV E)V A) 1 B) il C) 111 D) iV E)V

Ellerin var beyaz güller gibi küçücük Ahmet, bu evi Almanya'da yaşayan birinden almış.
Mutlak kalbin tomurcuklardan pembe
Aşağıdakilerden hangisi, ögeleri ve ögelerinin
Bu dizelerde sırasıyla aşağıdakilerden hangileri- sıralanışı bakımından bu cümleye benzemekte-
nin örneği vardır? dir?

A) Ünlü düşmesi - ünsüz benzeşmesi A) Çocuklarını uzun süreden beri görmemiş.


B) Ünlü daralması - Ünsüz yumuşaması B) Gençler müziği kulaklıklardan dinliyor.
C) Ünsüz düşmesi - Ünsüz yumuşaması C) Arkadaşlarını gece yarısı telefonla aramış.

D) Ünsüz türemesi - Ünsüz benzeşmesi D) Ablası onu kendi çocuklarından hiç ayırmamıştır.

E) Ünsüz düşmesi - Ünlü türemesi E) Eskilerin en büyük eğlencesi radyo dinlemekmiş.


1 (1) Kötü otlar bir kere daha kapladı çiftliği. (il) Böğürt­ 1 (1) Kitaba adını veren bu uzunca şiirdir. (il) Bu şiir
len dalları, meyve ağaçlarına tırmandı. (111) Çiftlik beni bir başka yere sürükledi. (111) Kendi içinde bir
sanki alışkanlıkla çabucak yabani haline döndü. (iV) bütünlük taşıyan bu şiir, birçoğumuzu etkilemiştir.
Bu haliyle çiftlik, birikmiş vergileri tutarına bir emlak (iV) Böyle şiirler bizim edebiyatımızda çok azdır. (V)
şirketine satıldı. (V) Yöre sakinleri böyle bir şeyi bek- Kitap, sevincin ve hüznün kol gezdiği bir şiir har-
lemiyorlardı. manıdır.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili


yapıcaötekilerden farklıdır? olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) 1. B) il. C)III. D) iV. E)V. A) 1. cümle, yüklemi sıfat tamlaması olan girişik bir
cümledir.
B) il. cümle, yüklemi basit zamanlı olan basit yapılı
bir cümledir.
C) 111. cümle, yüklemi birleşik zamanlı, belirtili nes-
nesi olan bir cümledir.
D) iV. cümle, içinde zarf tümleci olan olumlu bir
cümledir.
E) V. cümle özne ve yüklemden oluşmuştur.

Bakın ( ) dört dörtlük bir denemecimiz var ( ) Ahmet


Haşim ( ) Sözcükleri, dili, üslubu ( ) Maalesef onun
yazdıklarını da okuyan yok.

Yukarıda parantezle belirtilen yerlere aşağıdaki


noktalama işaretlerinden hangisi getirilemez?
A) Ünlem B) Virgül C) İki nokta
D) Nokta E) Üç nokta

Her yazarın çevre incelemelerinde bulunduğunu ve


gözlemlerini tutanak halinde biriktirdiğini düşünmek
hatadır. Ben de yazılı uzun tutanaklar hazırlamam.
Çoğu zaman birkaç küçük kağıda şifremsi sözcükler
karalarım. Her sözcüğün arkasında da kafamdaki bir
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde gereksiz söz-
roman bölümü saklı yatar.
cük kullanılmasından kaynaklanan bir anlatım
bozukluğu vardır? Bu sözler aşağıdaki soruların hangisine karşılık
söylenmiş olabilir?
A) Bu şehir, bu şehrin insanları gerçekten canımı
sıkmaya başladı. A) Bir yazarın yalnızca kendi yaşamından yola çık­

B) Şimdi bu şehirdeki en iyi ahbabım, kitaplarım için ması sizce yeterli midir?
bir dolap yaptırdığım marangoz. B) Romanlarınızda bilimsel verilerden yararlanır
mısınız?
C) Her gün okuldan çıkınca onun yanına gidiyor,
onunla ders çalışıyormuş. C) Romanlarınızı yazmadan önce gözleme dayalı

D) Alaturka müzik basittir, monotondur, tekdüzedir, ön çalışmalar yapar mısınız?


ruhları uyutur, diyordu biri. D) Çevresini tanımamak, bir yazar için eksiklik midir?
E) Davette bir mühendis uzun süre edebiyattan, E) Romanda insan mı yoksa çevre mi daha önem-
edebiyatçılardan söz etti. lidir?
Biz her sabah erkenden, yörenin soğuk poyrazı, to- (1) Günümüz okurları anlamak, öğrenmek, önlerine
zu toprağı insanın gözüne savururken okula tırma­ konan düşünceler üzerinde tartışmak için okumu-
nan, kimi yeri taş basamaklı, kimi yeri toprak, dara- yorlar. (11) Bu okurların amaçları farkındalıkların art-
cık bir patikaya vururduk. Yamaçta birbirine yas- ması veya bilgi edinmek değil. (111) Ellerine aldıkları
lanmış evlerde pastırma yapılır, kokusu her yana dergide, kitapta kendilerinde olan düşünceleri arıyor­
dağılırdı. Yolda Abdullah Kamil Bey'e rastladık mı lar. (iV) Bunun için de soruyorlar: "Bu yazarlar ne
arkasında yürümeye başlardık. Hoca uflaya puflaya yandadır?" (V) Kendi görüşlerini savunan yazarları
yokuşu tırmanmaya çalışır, arkasında bizi duyum- güvenle, beğeneceklerini önceden bilerek okuyorlar.
sadı mı durur, soluklanarak bastonunu havaya (VI) Kendi bulundukları yandan değilse yazısına
kaldırır, bize "geç" işaretini verirdi. bakmıyorlar bile.

Bu parçanın anlatımında hangi duyuyla ilgili ay- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi
rıntıya yer verilmemiştir? çıkarılırsa parçanın anlamında bir daralma olmaz?

A) Dokunma B) Görme C) Tatma A) il B) 111 C) iV D)V E)VI

D) işitme E) Koklama

------ Çeviriler yapılır, yeni bilgiler, yeni kavramlar,


yalan yanlış da olsa aktarılır ve uygulanmaya ça-
lışılır Türk toplumuna. Okuyucuya edebiyatın yeni
türleri tanıtılır bu dönemde. Bütün bu çabalar
sırasında ise ta ilk günden yeni bir gelişimi sürdürür
şiir de. 24. İyi bir öykü daima okunabilmeli. Anlaşılmaz ve yoru-
cu olmamalı. Yazıya uzak birisi tarafından da rahat-
Bu parçanın başına aşağıdakilerden hangisinin
lıkla
okunabilmeli. Bundan başka, birikimi olan, yazı­
getirilmesi uygun olmaz?
ya yakın okur için arka planlar ifade etmeli.
A) Tanzimat'ta eski bir dünya yıkılmakta, yeni bir Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarıla­
dünya onun yerini almaktadır artık. maz?
B) Tanzimat'ta şair, şiirin yapma dünyasından kop-
muş, yeryi.jzüne inmiştir.
A) Öykü kolay yazılıp kolay okunmalıdır.

C) Tanzimat, gerekliliklerin kimi zaman ,bilinçsizce, B) iyi öykü herkesçe okunup anlaşılabilmelidir.
kimi zaman bilinçli olarak keşfedildiği dönemdir. C) Her zaman okunabilen öyküler iyi öykülerdir.
D) Gerçekten hep bir arayış içindedir· Tanzimat D) Anlaşılır, açık bir anlatımı olan öyküler okuyu-
sanatçı lan. cuyu yormaz.
E) Tanzimat sanatçılarının ortak özellikleri eskiden E) iyi öykülerin birikimli okurlara hitap edecek derin
kopuştur, yeniyi arayıştır. anlamları olmalıdır.
Bir sanat adamının kişiliği,
herkesten başka olma- Mutluluk ardından koşmak, kişinin vazgeçemediği
sında değil, herkesle bir olmasındadır. Yalnız ken- bir tutku, bir itici güç. Kişi mutluluğa ulaşmak için
disinde bulunan bir şeyi söyler ama onu söylemekle didinecek, savaşacak, yıpranacak; başka yolu yok
bütün insanları söylemiş olur. Yalnız kendine vergi bunun. Ama kişisel mutluluğumuz için çevremizde-
olan bir söyleyişi vardır ki onda her insan kendini kilere bilerek ya da bilmeyerek her türlü kötülüğü
bulabilir. Yani şair "Benim şiirimde bütün insanlık yapmak da bağışlanır şey değil. Böyle elde edilen
vardır ama bunu ancak ben böyle söyler, sezdire- mutluluğa başka bir ad vermeli, olsa olsa bu, ----
bilirim." diyebilen adamdır.
Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisinin
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisi ÇJ.: getirilmesi uygun olur?
kanlamaz?
A) haksızlıklara rağmen yılmamaktadır.
A) Gerçek sanatçı özgün bir söyleyişe sahiptir. B) mutluluktan adım adım uzaklaşmaktır.
B) Sanatçı, kendisinden söz etse de tüm insanlığın C) aşırı bencilliğin göstergesidir.
duygularını dile getirir.
D) başkalarının mutluluğunu da düşünmektir.
C) Büyük sanatçı, herkesten farklı kişiliğe sahip olan
E) kendinden başkasını tanıyamamış olmaktır.
insandır.

D) Büyük sanatçıyı evrensel yapan üslubunun biri-


cikliğidir.

E) Gerçek sanatçı herkesin duyduğunu duyan ama


bunu farklı dile getirebilendir.

Çoğu insan, hayatta gerekli olan bilgileri, okul ha-


yatından alır. Okullaşmanın hızlanmasıyla toplumda
kültür düzeyinin yükselmesi doğru orantılıdır. Bu
nedenle kültür düzeyi yüksek, uygar bir toplum ola-
bilmenin ilk koşulu okullaşmaya bütün olanak-
larımızla destek olmaktır.

Bu parçada söylenenleri en iyi özetleyen cümle


Hiçbir yazarın bulamayacağı kadar iyi konular bulur.
aşağıdakilerdenhangisidir?
Ama o, konuyla yetinir ve ona yenilir. Anlatımı garip-
A) İnsanların okula gitmekle kazanacakları bilgiler tir. Kişiler şöyle bir değil de şimşek gibi bakar. Yağ­
rahat bir hayat geçirmelerini sağlar. mur yağmaz, yeri kırbaçlar.

B) Okullaşmanın hızlanması toplumsal başarıların Bu parçada sözü edilen yazarın en önemli özel-
artmasını sağlar. likleri aşağıdakilerden hangisidir?
C) Okullaşmaya destek olmak, her bireyin boy-
A) üslup olgunluğu - sanatlı anlatı~
nunun borcudur.
B) içerik zenginliği - abartılı anlatım
D) Kültürlü ve çağdaş bireyler yaratacağı için okul-
C) Konu bolluğu - ayrıntılı anlatım
laşmayı var gücümüzle desteklemeliyiz.
D) Konu sınırlılığı - zengin anlatım
E) Okullaşmanın hızlanması toplumdaki kültür
düzeyinin yüksekliğine bağlıdır. E) Zayıf içerik - akıcı anlatım

131
Dünyanın neresinde büyük bir şair yetişmişse o, 31. Türk romanı daha yerine oturmamış bir durumda.
mutlaka şiire biraz musiki katmıştır. Bu anlayışa Ortalarda dolaşan örneklerin bir kısmı XIX. yüzyıl
göre, şiir kelimelerle yapılan müziktir. Fakat kelime- Batı romanı gibi olaya ve serüvene fazlaca yer veren
lerle yalnız musiki mi yapılır? Çoğumuzun yalın, yapıtlardır. Bir kısmının da kuruluşu romandan çok,
sanatsız bir anlatımı olduğuna inandığımız Horne- öyküyü anımsatmaktadır. Başka memleketlerin
ros, yalnız sazla şiir söyleyen destan şairi değil, aynı yazınına bakılacak olursa onlarda öykü çok küçük
zamanda şayanıhayret bir ressamdı. Kelimeleri bo- bir yer tuttuğu halde, roman ağırlıktadır. Bizde ise
yalar, gölgeler, ışıklar gibi kullanırdı. bunun tam tersi.

Bu paragrafta anlatılmakistenene en yakın yargı Yukarıdaki parçada Türk romanı ile ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisidir? aşağıdakilerden hangisi söylenmemiştir?

A) Homeros, sanatlı anlatıma başvurmayan bir A) Türk romanı henüz istenen seviyeye ulaşa­
ozandır. mamıştır.

B) Şiir, sözcüklerle yaratılan bir musikidir. B) Günümüz Türk romanı olay ve serüven ağırlık­

C) Usta şairlerin müziğe yatkınlıkları vardır. lıdır.

D) Büyük şair, sözcüklerle müzik de yaratabilir resim C) Türk yazınında öykünün tercih edilişi, romandan
de. daha kısa oluşundandır.

E) Büyük şair denince akla gelen ilk kişi Horne- D) Bazı Türk romanları, daha çok öyküye benze-
ros'tur. mektedir.
E) Diğer ülkelerde roman ağırlıkta olduğu halde,
bizde öykü ağırlıktadır.

Okurların pek çoğunun aradıkları


yeni kitaplardır.
Çoğu, okudukları kitaplarda kendi zamanlarını gör-
mek isterler. Eski kitaplardan da alırlar ama okumaz-
lar. Bir rafa koyup bırakırlar. Bu nedenle yarına insan, eline geçen her kitabı okuma zevkini zaman-
kalmak, bir bakıma masal olmak, efsane olmaktır. la kaybediyor. Geride kalan yıllarım daha sayılı oldu-
Biz yazarlar, yarına kalmayı dileriz. Kalacağımızın ğu için mi nedir, önceden sorup soruşturmadığını ki-

düşünü kurarız, boş bir avuntudur bu. O yazdığımız tapları elime artık alamıyorum, alsam da okuyamıyo­

günlerde ne kadar okunuyorsak işte o kadar rum. Ama buna karşılık yeni bir huy edindim. Kötü
oku nacağız. yazılmış kitapların yapraklarını karıştırmaktan hoş­
lanır oldum. Dilin ve zevkin ne hallere gelebileceğini
Bu parça aşağıdaki soruların hangisine yanıt ola- görmekten daha eğlendirici, daha uyarıcı şey mi
bilir? olur?

A) Günümüzde kitap okuyucusu arttı mı sizce? Böyle diyen biri için aşağıdakilerden hangisi
B) Özgün yapıtlar vermeyen yazarlar da ölürnsüz- söylenemez?
leşebilir mi?
A) Okumayı seven biridir.
C) Gerçek sanatçıda olması gereken özellikler ne-
B) Okuyacağı kitaplar için seçici davranmaktadır.
lerdir?
C) Her kitabı okumaktan hoşlanmaktadır.
D) Okuyucular eski yazarları niçin tercih ederler?
D) Kötü kitapları tanımaktadır.
E) Yapıtlarınızın sizi ölümsüzleştireceğine inanıyor
musunuz? E) Dil ve sanat zevki olan biridir.
Sanatçının deniz tutkusu, yaşamını ve eserlerini Gelenekten yararlanma, tartışması devam eden bir
1 konu. İçerik olarak yararlanmanın yanı sıra, söz ola-
şekillendirmiştir. Denizde edindiği deneyimler ve rak yararlanma da tartışılıyor. Bir ozanı ayrı yönlen-
il 111 diren salt ele aldığı konu olabilir. Bunun dışında
gözlemler eserlerinin konusunu oluşturmuştur. tümüyle dünya görüşü, sanat anlayışı da ozanı
iV yönlendirebilir. Ancak bazı ozanlar da toplumsal olay
Deniz yazılarının unutulmaz yazarı burada yaşa- ve olgulardan hareket ederek sanatlarını oluşturur­
V lar. Her ikisinde de amaç, sanatı geniş kitlelere yay-
maktadır. maktır.

Bu parçadaki numaralanmış sözcüklerden Yukarıdaki parça ile ilgili olarak aşağıdakilerden


hangisi yapısı bakımından diğerlerinden fark- hangisi söylenebilir?
lıdır?
A) Bugünün ozanı şiirde geleneksel olanı kullanmayı
A) 1 B) il C) 111 D) iV E)V sorguluyor.
B) Her ozanın kendine özgü şiir yazma yöntemi var-
dır.

C) Ozanları yönlendirmede konu kadar biçim de


önemli bir yer tutar.
D) Konuları değişil< olsa da ozanların amacı, sanatı
topluma ulaştırmaktır.

E) Sanatın topluma ulaşması için şiirde toplumsal


olaylara yer verilmelidir.

~
]
Başlangıcından bugüne şiir, insan yaşamında nasıl ,.ı,ı;
etkin bir güce sahip olduysa, toplumsal yaşamda
nasıl söz söylediyse, bütün tasarımlara derinlik,
ütopyalara imge gücü, duygulara yeni yeni boyutlar
kattıysa bugün de değişim sancısını duyma ve du-
yurmada kendine düşeni, başka etkinliklerle yapıla­
mayacak olanı üstlenmeli.

Böyle diyen birinin asıl vurgulamak istediği aşa­


ğıdakilerdenhangisidir?

A) Günümüze kadar insan ve toplum yaşamındaki


her değişimde etkili bir güce sahip olan şiir, günü-
müzde de aynı güce sahip olmalı.
(1) Ben kitabı
her yönü ile seven bir insanım. (il) An-
B) Gerek kişinin yaşamında gerek toplumun değer
lattıklarına dalıp gitmekten, sayfalara bakmaktan
yargılarında etkili olan sanat dallarından biri de
fazlaca hoşlanırım. (111) Onlardan ayrı kalmamak için
şiirdir.
evimden dışarıya çıktığım zamanlar, yanıma küçük
C) Her şair, şiirlerinde
mutlaka toplum hayatında ya- boyda bir kitap almayı hiç unutmam. (iV) Hele çevri-
pılması gereken yeniliklere etkili bir biçimde yer len yaprakların çıkardığı hışırtı, bana dünyanın en
vermelidir. güzel nağmesi gibi gelir. (V) Çünkü kalabalık içinde
D) Şiir
var olduğu günden beri insanın ve toplumun içime çöken yalnızlıl<tan beni ancak zevkle okudu-
duygu dünyasını renklendirmiş ve zenginleştir­ ğum kitap kurtarabilir.
miştir.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi
E) Her şair, şiirini toplumun emrine vermeli, bu şiirle düşüncenin akışını bozmaktadır?
insanın ve toplumun gerçekleştiremediği birçok
yeniliği gerçekleştirmelidir. A) 1 B) il C) 111 D) iV E)V
Ağrı Dağı'nınneredeyse şehrin tüm köşelerinden (1) Türk şiiri, yüzyılların içinden süzülerek gelen bir
görüldüğü mekanlardan birindeyiz. Bu dağ ile ilgili zenginliğe, bir lirizm kaynağına sahiptir. (il) insancıl
1 değerler getiren sözcükler dünyası, sağlam bir gele-
pek çok efsane olduğu anlatılır. Dağ tarih boyunca nekle yüklü olarak yere sağlam basmıştır. (111) insan-
il ların göz bebeklerinde geçenleri görmekte, anla-
yaşanan birçok olaya konu olmuştur. Bazı yazarların maktadır. {iV) Bundan dolayı bizim üzüntümüz, bi-
111 zim sevincimiz yansır şiirimizde. (V) Böyle olunca da
bu dağa çok önem verdiği, bilinen bir gerçek. Bundan toplumun öz malı, hepimizin ortak dünyası olarak al-
iV gılamalıyız Türk şiirini.
dolayı dağın efsanevi yönünün anlatıldığı edebiyat
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi-
V
sinden sonra "Bulutları, dağları, ormanları da göz-
kitaplarına sıkça rastlanır.
lese ayakları yerdedir." cümlesi getirilirse anlam
Bu parçadaki altı çizili sözcüklerin hangileri akışı bozulmaz?
niteleme görevinde kullanılmamıştır?
A) 1 B) il C) 111 D) iV E) V
A) 1 ve il B) 1 ve 111 C) il ve iV

D) 111 ve iV E) iV ve V

Roman yaşadığımız hayatı ve doğayı anlamak için


okunur. Romana başlayan okur, sayfalar arasındaki
hayatı gerçek hayatla adeta karıştırır. iyi bir roman-
da kişiler bile canlılık kazanır. Roman kişilerinin çek-
tiği ızdıraplar, sevinçler bizim için de ızdırap ya da Matematiğin kesin olduğunu işitiyoruz. (1) O, başka
mutluluk kaynağı olmaktan uzak kalmaz. Bize çoğu her bir bilim ve işten daha kesin değildir. (il) Akıllıca
kez hayali, bir gerçekmiş gibi kabul ettiren romancı, davranıp yalnızca insan, kesin olmak istediği şeyler­

bu bakımdan imrenilecek bir kişidir. le uğraşırsa kesindir. (111) Matematikçiler tuhaf adam-
lar. {iV) Başardıkları büyük şey sayesinde kendileri-
1. Gerçekçi karakterler ni evrensel bir lonca sayıyorlar. (V) Kendi çevreleri-
il. Etkileyici anlatım ne uymayan, işlem yapamayan hiçbir şeyi kabul et-
111. Özdeşim kurma mek istemiyorlar. {VI) Onlar bir çeşit Fransız gibidir.
(VII) Bir şey söylendi mi kendi dillerine çevirirler ve
iV. Özgün bakış açısı
hemen o bambaşka bir şey olur çıkar.
Yukarıda numaralanmış ifadelerden hangjleri bu
parçada anlatılanlarla ilişkilendirilebilir? Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci
paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle
A) Yalnız 1 B) Yalnız il C) Yalnız 111 başlar?

D) 1, il ve 111 E) 1,11, 111 ve iV A)II B) 111 C) iV D)V E) VI


1, Babanla konuşurken ölçüyü kaçırmamaya dikkat 4. Bir yazı, insana bir şeyler öğretmeli, kişinin düşün­
etmelisin. cesinde ufuk çizgisini zorlamalı, hiç olmazsa ----

Bu cümleye altı çizili sözün kattığı anlam aşağı­ Bu cümle, düşüncenin akışına göre aşağıdaki­
dakilerden hangisinde vardır? lerden hangisiyle tamamlanamaz?

A) Onun nasıl biri olduğunu anladıktan, davranışla­ A) düşünce evrenine bir kapı aralamalı.
rını ölçüp tarttıktan sonra onu işe almalıydın. B) yeni bir tartışmanın kapısını tıklatmalı.
B) İleri geri konuşmalar yapmadan eleştirilerini C) bir kuşku, bir merak tohumu atmalı.
yöneltebilirsin.
D) hayal gücünün sınırlarını genişletmeli.
C) Dün akşam bizden duyduklarını olduğu gibi aile-
E) bildikleriyle yetinmeyi öğretmeli.
sine iletmiş.

D) Senin herkesle aynı ölçüde yakınlık kurabilmen


mümkün değil.
E) Size karşı sınırsız bir hoşgörüyle davrandığımın
farkında değil misiniz?

5. "Tek başına ne içerik ne de biçim, bir eseri değerli


kılabilir."

Aşağıda verilen yargılardan hangisi yukarıdaki


cümlenin anlamına en uzaktır?
Gerçekçi olduğunu savunan bir yazar sokakla sürek-
li el ele olmalıdır. A) Bir sanat eseri içerikle biçimden oluşmuş bölün-
Bu cümlede geçen "sokakla sürekli el ele olmak" mez bir bütündür.
sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden han- B) Bir sanat eserinin değerlendirmesini yalnızca
gisidir? içeriğe ya da biçime göre yapmak yanlıştır.

C) Sanat eserlerini değerlendirirken hem biçim hem


A) Yaşadığı yeri iyi tanımak
konu göz önünde bulundurulmalıdır.
B) İnsanlarla dost olmayı bilmek
D) Başarılı sanat eserleri biçimce belli bir olgunluğa
C) Eserlerinde bildiği olaylara yer vermek
ulaşmış eserlerdir.
D) Eserlerinin konusunu halkın yaşamından almak
E) Bir sanat eserinin kalıcılığı biçimi kadar özünün
E) Başka yazarlarda yer almayan konuları işlemek de değerli olmasına bağlıdır.

Bu yazarımız, kötü pamuk alır, iyi ip satardı: belki


onu diğerlerinden ayıran en önemli yanı buydu. 6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "tanımlama"
yapılmamıştır?
Yukarıdaki altı çizili sözün cümleye kattığı anlam,
aşağıdakilerin hangisinde vardır? A) Şiir, sözcüklerle insanıve dünyayı tanıtma ve
daha anlamlı kılma gücüne sahiptir.
A) Bu yazarımız gerçekleri simgelerle anlatıyor.
B) Sanatçı, gözlemlerini ve duygularını başkaların­
B) Anlatımın mecazlı olması onu başkalarından ayı­
dan farklı ve etkili biçimde dile getiren kişidir.
rıyor.
C) Erdemli olmak, olumlu özellikleri kendisinde
C) Çok basit konulardan bile çok iyi öyküler yarat- toplamaktır.
mıştır.
D) Kısa öykü, bir yaşam parçasını küçültüp biçim-
D) Yapıtlarında, kimsenin ulaşamadığı anlatım ol- lendirerek yansıtmaktır.
gunluğuna ulaşmış.
E) Kültür, bir toplumun kuşaklar boyu aktarılabilen
E) Düşüncelerini dolambaçlı yollardan anlatmaz. bilgiler ve görgüler bütünüdür.

13
Çocuklar zaman zaman hırçın ve huzursuz olabilir- 9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde karşılaştırma
ler. (1) Aileler, böyle zamanlarda onlara karşı sabırlı söz konusu değildir?
ve anlayışlı olmalıdır. (11) Tartışma ortamı yaratacak
A) Bu kumaş ötekinin kalitesinde değil.
davranışlardan uzak durmalıdırlar. (111) Hırçınlıkları
için çocukları suçlamamalı, cezalandırmamalıdır. B) Öğrencilere yaklaşımı sizinki gibi değil.
(iV) Suçlanan ve cezalandırılan çocuklar suçluluk C) O adam sanıldığı gibi iyi biri değil.
duygusunu daha yoğun yaşarlar. (V) Bu çocuklarda
D) Bugün hava dünkü kadar sıcak değil.
içe kapanıklık diğer çocuklara oranla daha fazla
E) Bu elma diğerleri gibi kokulu değil.
görülür.

Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi


kendinden önceki cümlenin gerekçesidir?

A) 1. B) il. C) 111. D) iV. E) V.

1O. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım


bozukluğu vardır?

A) Soğuk günlerde hiçbiri dışarı çıkmaz, evde otu-


rurdu.
B) Hiçbir sorunu kalmadığına göre artık mutlu olur.
C) Birimiz bile mola vermedik, hepimiz çalışmayı
sürdürdük.
D) Kimse yapıcı olmaya çalışmıyor, konuya yeni bir
8. (1) Ben, eski günlerin, çevrelerin hasretiyle tutuşmu­ öneri getirmiyor.
yorum. (il) O zamanı bir daha yaşamak da istemi-
E) Hepiniz söz vermiştiniz ama kimseler gelmedi.
yorum. (111) Ama semtimizdeki Narlı kapı Tiyatrosunu
dünyalara değişmezdim. (iV) Ancak bugün bir apart-
manda yıllarca oturup da birbirinin yüzünü görme-
yenlerin sayısı az mı? (V) Böyle kalabalık bir çevre-
de yalnızlığa mahkum insanların bulunması beni ta-
rifsiz kederlere gömmektedir.

Bir yazarın düşüncelerinden söz edilen bu


parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak
aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) 1. cümlede, geçmişe büyük bir özlem duymadığını


belirtiyor.
B) il. cümlede, eskiye dönmek gibi bir isteğinin ol- 11. Burada söyledikleri doğru mu ( ) bilemiyorum ( )
madığını söylüyor.
Ancak doğru olsa bile her doğru ( ) her yerde
söylenir mi ( )
C) 111. cümlede, tiyatroya olan sevgisini hiçbir
sevgiyle değişmeyeceğini vurguluyor. Bu parçada ayraçlar belirtilen yerlere aşağıdaki
D) iV. cümlede, günümüzde komşuluk ilişkilerinin noktalama işaretlerinden hangisi sırayla konul-
malıdır?
neredeyse bitmek üzere olduğunu söylüyor.
E) V. cümlede, kalabalıklar içinde yalnızlığa terk A) (.) (;) (,) (.) B) (!) (.) (.) (.) C) (:) (;) (,) (.)
edilmiş insanların durumuna üzüntüsünü dile
getiriyor. D) (?) (.) (;) (.) E) (,) (.) (,) (?)

136
12. Daha üç dört gün olmadan Rıza Bey Paris'teydi. 15. (1) Arkadaşlarla bir araya geldiğimizde saatlerce sanat
1 üzerine konuşurduk. (il) Ama şimdikiler bizim döne-
Notre Dame'ın üstünde kurulduğu, Seine Nehri mimizde olduğu gibi sanata düşkün değiller. (ili) Biz
il ili bugünküler gibi zamanımızı diskolarda harcamıyor­
ortasındaki tarihsel adacığın, ikinci bir adacığa duk. (iV) Şimdikilerin bütün kültürleri DJ'lerden ibaret.
(V) Duyarsız bir dünyada yaşıyoruz, gençliğimiz de
doğru uzandığı bölgede dörtyüz yıllık yapıların boşlukta yaşıyor.
iV
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak
arasındaki daracık sokaklarda dolaşıyordu.
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
V
A) 1. cümlede "ile" edat görevli kullanılmıştır.
Bu parçada altı çizili sözlerden hangisinde yazım
yanlışı yapılmıştır? B) il. cümledeki "bizim dönemimizde" belirtili isim tam-
lamasıdır.
A) 1. B) il. C) ili. D) iV. E) V.
C) 111. cümledeki "harcamıyorduk" birleşik çekimli
fiildir.
D) iV. cümledeki "bütün" belgisiz sıfattır.

E) V. cümledeki "gençliğimiz" adlaşmış sıfattır.

1 Karaköy Köprüsü'nün altı her zaman İstanbul kokar


( ) baharda ( ) yazın ( ) sonbaharda hatta kar yağar­
ken kışın ( )
1 Çamlıbahçe durağının arkasında, bir apartmanın
1 il
Bu cümlede ayraçlarla gösterilmiş yerlere gölgesi altında küçük bir dünyadır burası.
sırasıyla aşağıdaki noktalama işaretlerinden 111 iV V
hangileri getirilmelidir?
Yukarıdaki cümlede altı çizili sözcüklerden hangisi
A) (;) (,) (,) (.) yapıca türemiştir?

B) (;) (,) (,) ( ... ) A)I B) il C)lll D) iV E)V


C) (,) (,) (,) ( ... )
D) (,) (,) (;) (!)
E) (:) (,) (,) (.)

1 Anayasanın onuncu maddesi her vatandaşın kişiliği­


ne bağlı, dokunulmaz ve vazgeçilmez temel hak ve
hürriyetlere sahip olduğunu açıkça bildiriyor.

Bu cümlede altı çizili bölümün oluşturduğu öge,


aşağıdakilerden hangisinde vardır?
Ağır, buharlı sıcaklar çöküp bunaltmaya başlar ortalığı.
Çatlayan toprağın yüzünde derin yarıklar oluşur. Kavu- A) Devletin, hayatını ve güvenliğini tehdit eden tehli-
rucu, dayanılmaz yaz sıcaklarını emen kumluktan in- keler karşısında tedbirli olması en doğal hakkıdır.
sanın yüzüne harlı hamam sıcakları yükselir.
B) Başka bir insana nefret yahut sevgi beslemeyi
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine örnek yok- adet edinen kişiler, kendi görev ve çıkarlarını
tur? unuturlar.
C) Bir memleketin sosyal yapısı ile insanların kafa
A) Ünsüz yumuşaması
yapısı arasında bağlantı vardır.
B) Ünsüz benzeşmesi
D) Demokrasinin en korkunç düşmanlarından biri
C) Ünsüz düşmesi demagoji ise, öteki de şüphesiz kaba kuvvettir.
D) Kaynaştırma
E) Bir memleketin kurtuluşu, içinde bulunduğu çeliş­
E) Ünlü daralması meleri çözmesiyle mümkün olur.

1
18. 1. Okul yoğun kar yağışından dolayı tatil edilmişti. Eski yazarlar, topluma yukardan bakarlar. Yalnız te-
il. Yanındaki çocuğun yüzü solgun ve kederliydi. peden seslenerek toplumu düzeltme sevdasındadır­
lar. Bize gelince biz, toplumda insanlarımızla birlikte
ili. Bunu söylemenize sebep ne?
aynı hayatı yaşamayı, yani edebiyatın yerle beraber
iV. Dün izlediğiniz film iyi değil miydi? olmasını, çamura bulanmasını istiyoruz.
V. Bu çiftliklerin içinde en güzeli dağın eteğinde
Bu parçaya göre, eski yazarların edebiyat anlayı­
olandır.
şını en iyi belirten yargı aşağıdakilerden hangisi-
Yukarıdaki numaralı cümlelerden hangisinin yük- dir?
lemi ~ gösterilmiştir?
A) Her yazar toplumu düzeltmek için çabalamalıdır.
A) 1. B) il. C) 111. D) iV. E)V. B) Amaç toplumsal aksaklıkları düzeltmek olsa da
edebiyat halk düzeyine indirilmemelidir.
C) Bütün yazarlar toplumsal görüşlerini estetik ku-
rallar çerçevesinde bildirmelidir.
D) Sanatçının, halkın sorunlarıyla iç içe olması
gerekir.
Büyük, küçük, kahraman, sanatçı, her tip ve her tür
E) Toplumsal sorunların işlenmesi edebiyatın estetik
insanın kişilik yapısında
"Benden sonra tufan." diyen
değerini yok eder.
---- tohumu vardır.

Bu cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerden


hangisi getirilmelidir?

A) bencillik
B) kadercilik
C) boyun eğme

D) kuşkuculuk

E) vurdumduymazlık

İlk kez anı defteri tutuyorum. Benim gibi on üç yaşın­


da bir kız öğrencinin saçmalıkları kimi ilgilendirir diye 2.2. Göl Saatleri şairini, sakin bir evin bahçesine bakan
tereddüt ettiğim anlar olmuyor değil. Olsun ama. sessiz bir odada gördüm. Bu sade odayı koyu kır­
Canım yazmak istiyor; yazmanın da ötesinde, mızı perdelerle örtülü pencerelerden gelen tatlı sa-
yüreğimin derinliklerinde yatan bir sürü şeyi gün bah ışıkları ve uysal, cana yakın gölgeler dolduru-
ışığına çıkarmak istiyorum. yordu. Küçük küçük raflarda birçok kitap vardı. Yeşil
masa üstünde semaver kaynıyordu. Odayı nefis bir
Bu parçanın yazarı aşağıdakilerden hangisini
çay kokusu bürümüştü. Kendisi de sedirine rahat bir
söylemiş olamaz?
şekilde oturmuş, dışarıyı seyrediyordu.

A) Ne zaman anı defteri tutmaya başlasam içimi bir Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler­
korku kaplar. den hangisi söylenemez?
8) Anılarımın kimseyi ilgilendirmeyeceğini düşündü­
ğüm olur. A) Duyular arası aktarmaya yer verilmiştir.

C) Anılarımı yazmasam içimde bir rahatsızlık duya- B) Kanıtlayıcı anlatıma başvurulmuştur.

cağım. C) Koklama ve görme duyularıyla seçilebilecek ay-


D) Başkaları zorladığı için değil, istediğim için yazı­ rıntılara yer verilmiştir.

yorum. D) insana ait özellikler doğadaki başka varlıklara


E) İlk kez anı yazdığım için içimde karmaşık duygu- aktarılmıştır.

lar var. E) Betimleme anlatım biçimi kullanılmıştır.


23. (1) Gevheri coşkulu, aşk acısıyla yanıp kavrulan bir Sanatın amacı, sanat ürünleri yoluyla toplumsal
şairdir çoğu zaman. (11) Mizaçlarının da benzemesi hayatta duygu ve düşünce, beğeni ve coşku birliği
sebebiyle Fuzulf'nin etkisinde kaldığı söylenebilir. yaratarak toplumu ortak ölçülerde kaynaştırmaktır.
(111) Tasavvufi düşüncelere az da olsa yer vermiş Sanatçının öncülüğündeki bu toplumsal çabaya,
fakat genellikle kişisel duygularını dile getirmiştir şiir­ bireyler kültür ve beğenileri ölçüsünde katılarak
lerinde. (iV) Eserlerinde sık sık kaderden şikayet ortak sevgilerde birleşirler. Daha iyi, daha güzel,
eder. (V) Aruz ölçüsüyle de yazmıştır ama asıl daha doğru bir hayat ve insanlık idealinin paylaşıl­
gücünü heceyle yazdığı şiirlerde göstermiştir. (VI) masında sanat ve özellikle edebiyat en büyük söz-
Bu da Gevheri'nin günlerini mutluluk ve huzur içinde cülük görevini üstlenir. Çünkü öteki sanatların çoğu
geçiremediğini gösterir. gibi soyut ögelerle değil, toplumun duygu ve düşün­
ce hayatının ortak ve ulusal dili ile ortaya çıkan ede-
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi
biyat, en güçlü akımların yaratıcısı olur.
düşüncenin akışını bozmaktadır?
Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı
A)II B) 111 C) iV D)V E) VI aşağıdakilerden hangisidir?

A) Sanat toplumsal bir işlev üstlenmiştir.


B) Edebiyatın dile getirdikleri ve dile getirme biçimi
başka sanatlardan daha yetkindir.

C) Sanatın, toplumu ortak ölçülerde kaynaştırma


amacını en iyi gerçekleştirebilecek sanat dalı
edebiyattır.

D) Sanat ürünü yaratan sanatçıyla toplumun diğer


bireyleri sürekli etkileşim içindedir.
E) Bir toplumun her alanda kalkınması, edebiyat sa-
yesinde gerçekleşir.

(1) Havadan bakıldığında Maldivler, gelişigüzel fırça


Yaşı ne olursa olsun her insan bir kültürün çocuğu­ darbeleriyle oluşturulmuş beyaz lekelerden oluşan
dur, dünkü kültürün çocuğu. Ama yaşı ne olursa ol- bir tablodan farksız. (il) Maldivler, Sri Lanka'nın 760
sun her insan, bir kültürün anası babasıdır da yani kilometre açığında, Hint Okyanusu'nun ortasında 90
yarınki kültürün hazırlayıcısı. Kültürler arasında ne bin kilometrekarelik dev bir alana inci kolye gibi ser-
denli ayrılıklar olsa da bu böyledir. Bu da o şeyi hem piştirilmiş. (111) Burası incecik beyaz kumları ve şehir
benimsemeyi hem de değiştirip yeniden yaratmayı hayatını tam anlamıyla geride bırakmayı sağlayan
gerektirir. Öyleyse insan ---- sakin adalarıyla misafirlerini ağırlamada uzman-
laşmış. (iV) Denizle iç içe olmak istiyorsanız su
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
üstündeki tek katlı evleri tercih edin. (V) Özellikle
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
zemini cam olanlarda, odanın altı aydınlatılıyor ve
A) kültürlü olmak, kültürlü yaşamak zorundadır. burada toplanan yüzlerce su altı canlısını izlemek
B) kültürel farklılıklardan dolayı değişik kişilikler ka- mümkün oluyor. (VI) Çocuklu aileler içinse bahçe vil-
laları ideal.
zanır.

C) başka ulusların kültürlerinden etkilenmemelidir. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci
D) çocuklarına kendi ulusal kültürünü aşılamalıdır.
paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle
başlar?
E) bir yandan hazır bir kültürün içinde doğar, öte
yandan yeni bir kültür doğurur. A)II B) 111 C)IV D)V E)VI
İnsan yaşlandıkça çevresine, olaylara, kişilere, nes- Sanatçı yeni sesler üretmek ister, eski sazlardan ye-
nelere bakışı değişime uğrar. Çocukken önem verdi- ni havalar yaratmak ister. O nedenle kendi kendisiy-
ği şeyler önemini yitirir, gençken ona heyecan veren le amansız bir yarış içindedir. Böylece o, zamanı
durumlar artık onu etkilemez olur. Bu yüzden yaşlı aşacak, sonsuzluğa ulaşacaktır. Bu tutkuyla yaşar.
bir insanı, gençliğindeki ya da çocukluğundaki gibi Acılara, tedirginliklere katlanışı bundandır. Kendisiy-
olmaya zorlamak gereksiz ve yanlıştır. le, çevresiyle uzlaşmazlığı, yaptıklarıyla yetinmezliği
bundandır hep. Sesini, soluğunu zamanın tozları
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine varıla­
arasında boğulmaktan, yitip gitmekten nasıl kurtara-
maz?
bilir? Sanatçı, işte, hep bunu yaratma çabası içinde-
A) İnsanların yaşlılıkta çevreye bakışları her zaman dir.
aynı değildir.
Bu parçada söz edilen sanatçıyla ilgili olarak
B) İnsan yaşlandıkça duygu ve düşünceleri değişi­ aşağıdakilerin
hangisine değinilmemiştir?
me uğrar.
A) Yenilik arayışında olduğuna
C) Bir yaşlıdan gençliğindeki gibi davranması bek-
lenmemelidir. B) Yapıtının kalıcılığı için uğraştığına

D) Çocukluk ve gençlikteki etkilenmelerle yaşlılıkta­ C) Acılara, sıkıntılara katlanmak zorunda kaldığına

kiler aynı değildir. D) Geçmişteki yapıtları örnek aldığına

E) İnsanlar yaşlandıkça geçmişlerini hatırlamak is- E) Sürekli kendisini aşmaya çalıştığına


temezler.

---- Böyle kimseler "masa, ağaç, otomobil" gibi somut


şeylerin biçimlerini içeriklerinden ayırmıyorlar da
soyut kavramların biçimlerini bir yana, içeriklerini
başka yana koyuyorlar. Oysa bir müzik parçasının, bir
Biyografi, edeb1 türler içinde belki de en güç olanıdır. heykelin, bir şiirin içeriği, biçiminden başka bir şey
Gündelik hayatta sık sık görüştüğümüz, hatta her değildir.
gün birlikte olduğumuz ve bir arada uzun yıllar geçir-
Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre
diğimiz insanları tanımada bile çoğu zaman güçlük
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
çekeriz. Hele biyografisi yazılan bir sanatçı, başka
bir toplumda, başka bir çağda yaşamışsa bu güçlüğü A) Başarılı yapıtlarda biçimle içeriğin birbirinden ayrıl­
siz düşünün. ması olanaksızdır.

Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden B) Sanat yapıtını oluşturan ögelerin ayrılması kolay
hangisidir? değildir.

C) Bazıları sanat yapıtlarında biçimle içeriği birbirin-


A) İnsanları tanımanın güçlüğü
den ayrı değerlendiriyor.
B) Biyografi yazmanın neden güç olduğu
D) Sanat yapıtının başarısı biçim ve içeriğinin belirgin
C) Biyografi türünün gerekliliği olmasına bağlıdır.
D) insan davranışlarının bilinmezliği E) Somut varlıklarda da sanatta da biçimle içerik iç
E) Biyografinin insanları tanıtmadaki yetersizliği içedir.
Ben başlangıcından beri edebiyatsız edebiyat yap- (1) Yazarın yeni kitabında sekiz hikaye yer alıyor. (il)
maya çalıştım. Birçoğu yadırgadı tabii bunu. Çünkü Yazılan yazıların çoğu yakın geçmişimizden,
romantizme karşı olduğunu, romantizmi sevmediğini dünümüzden kesitler. (111) Yazarın bir ustalığı da top-
söyleyenler bile sonunda gidip romantik şeyler luma açılan yolda bireyi yalnız ve yaya bırakma­
yazıyorlar. Ben romantizmi baştan beri kapı dışarı masıdır. (iV) Bütün olayların içinde toplumsal acılar
etmişimdir. Mesela Fransız yazarlarda görülen ben- ve bireysel tedirginlikler vardır. (V) Dış olaylarla iç
zetmeler yoktur bende. Düzyazılarım daha çok bilgi tahliller, yaşanılanla yaşanılmayanlar dönüp durur.
yüklü olduğundan "mecaz" denilen şeyler de yoktur
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinin
onlarda. Şiirlerimde ise daha çok okurlarımın hayatı
yerine "Birçok hikayenin konusunu, yaşadıklarımız­
sevmelerini istemiş, bunun için çalışmışımdır.
dan bölümler oluşturuyor." cümlesi getirilebilir?
Düşüncelerini böyle açıklayan bir yazar için aşa­
ğıdakilerden hangisi söylenemez? A) 1 B) il C) 111 D) iV E)V

A) Yazıları herkesin anlayacağı sade bir dile sahiptir.


B) Romantizmin edebiyatta yer almasına karşıdır.

C) Kendi yazılarını başkalarının yazılarıyla kıyasla­


maktadır.

D) Yazılarında öğretici olmayı amaçlamaktadır.

E) Şiirlerinde yaşama sevinci vermeye çalışmaktadır.

Gerçekçi olduğunu, gerçekçiliği savunduğunu söyle-


yen birtakım yazarlar, bilerek ya da bilmeyerek garip
bir davranışın sözcülüğünü yapıyorlar. Bir sanat ese-
rinin, önceden belirlenen kurallar doğrultusunda
yazılamayacağını en iyi sanatçıların bilmeleri gere-
kirken bakıyorsunuz bazı insanlar bir taraftan şiir,
hikaye ya da roman yazarken bir yandan da öteki
şairler, hikayeciler, romancılar için kurallar koymaya
kalkıyorlar. Bununla da kalmıyorlar, başlıyorlar ya-
1. Bu, daha çok sabah karanlığında tadına var-
saklar koymaya. Bu tutumun sanatla, sanatçıyla
dığımız bir zevkti.
bağlantısını savunmak mümkün değildir.
il. Sabahları is kokan, sıcak bir çorba içerdik.
Düşüncelerini böyle açıklayan biri aşağıdakiler­
111. Kaşıktan yüzümüze çarpan sıcak buğu en ya-
den hangisini vurgulamak istemiştir?
kınımızın nefesi kadar ılık olurdu.
A) Gerçekçi sanat eserleri, önceden belirlenen ku- iV. İçine esmer ekmek doğradığımız bu çorba, bize
rallar doğrultusunda yazılamaz. en tatlı yemek gibi gelirdi.
B) Bazı gerçekçi sanatçıların, sanat eserlerinin bel- V. Alaca karanlığın, üzgün bakışları unutturan bir

li kurallar doğrultusunda yazılmasını istemeleri haz getirmesi, daha da mutlu saatleri müjdelerdi.
yanlıştır. Yukarıdaki numaralanmış cümleler aşağıda ver-
C) Hiçbir şair, romancı, hikayeci başkalarının da ilen dizilişlerden hangisi ile anlamlı bir bütün
kendisi gibi yazmasını isteyemez. oluşturur?

D) Gerçekçiliği savunan yazarlar, gerçekleri belli ku-


A) 111 - 1- il - iV - V B) il - V - 1- iV - 111
rallar doğrultusunda ortaya koyamazlar.
E) Ortaya konulmuş sanat eserlerinin halka ulaş­
C) V - 11 - iV - 1- 111 D) 1- V - 111 - il - iV
masını yasaklamak yanlış bir tutumdur. E) il - iV - 111 - 1- V
Deneme biraz öykü, biraz söyleşi, biraz da iç dök- Bizde iki türlü tiyatro seyircisi var: Biri büyük kentler-
mek olmakla beraber en çok da şiirdir. (1) Onu gaze- de görülebilen, tiyatroya belli aralıklarla, düzenli gi-
te ve dergi yazısından ayıran da en çok bu şiir debilen, tiyatronun ne olduğunu bilen seyircilerdir.
yanıdır. (11) Denemenin de şiir gibi kurulduğunu Öteki tür seyirci, tiyatroya belki ömründe ilk kez, bel-
söylemek istiyorum. (111) Sözün ne eksiği vardır ne ki ikinci ya da üçüncü kez gidenlerdir. Özellikle bu
de fazlası. (iV) Nokta, virgül, tırnak işareti hepsi yer- ikinci tür seyircinin göz önünde bulundurulması ge-
li yerindedir. (V) Denemeci açık sözlüdür, samimidir. rekir. Bunun için de tiyatromuz; yazarı, oyuncusu,
(VI) Onun hiçbir biçimde böbürlendiğini, kurum sat- sahneye koyucusuyla önce anlaşılır olmalıdır.
tığını göremezsiniz. (VII) Tersine kendi kusurlarını
Bu parçada tiyatro ile ilgili olarak aşağıdakiler­
devşirmekten büyük haz alır.
den hangisine değinilmemiştir?
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci
A) Bizde halkın tiyatroya ilgisi aynı ölçüde değildir.
paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle
başlar? B) Daha çok büyük şehirlerde tiyatroya ilgi gösteril-
mektedir.
A) il B) 111 C) iV D)V E) VI
C) Tiyatromuz yazarı, oyuncusu ve sahneye koyu-
cusuyla eğitici olmalıdır.
D) Tiyatro, bütün elemanlarıyla anlaşılır olmalıdır.

E) Tiyatro oyunları, daha çok tiyatroya az gidenlere


yönelik olmalıdır.

İnsanlarda yaşama sevgisini uyandırabilmek için de-


nemelerimin çeşitli yerlerinde ateşler yakarım. Bun-
lar uzaktan bile seçilir. Onları okuyanlar, o ateşlerin
kendi içlerinde de başverdiğini görürler. Yaşama
Yirminci yüzyıl romanı düşünen adamın, dünya sevgisinin yanında ele aldığım ikinci küheylan, insan
görüşü olan adamın romanıdır. Çağımız ro- sevgisidir. Zaten yaşarsanız seversiniz. Bunlar ya-
mancısının amacı artık okurlara hoşça vakit geçirt- nında zaman zaman hayvan sevgisine de el atarım.
mek değil, onları düşünceye çağırmak olmuştur. Şu
da var ki çağdaş yazarlar kendilerini toplumun dışı­ Kendisinden ve yazılarından böyle söz eden bir
na itilmiş görmektedirler. Bu, bizim ülkemiz için daha yazar için aşağıdakilerin hangisi kesin olarak
çok geçerlidir. Benim Dört Köşeli Üçgen adlı eserim- söylenebilir?
de ele aldığım tip de bu toplum dışına sürülmüş ya-
A) insan sevgisinin işlenmesi için en uygun türün
zarın ta kendisidir.
deneme olduğu görüşündedir.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangi- B) insanları sevdikçe yaşamın sevilebileceğine
sinden yararlanılmıştır? inanmaktadır.

C) Yazılarının temel dayanağını yaşam, insan ve


A) Betimleme - Açıklama
hayvan sevgisi oluşturur.
B) Açıklama - Örneklendirme
D) Hayatı sevmeyen bir insanın yaşamayı seveme-
C) Açıklama - Tanık gösterme
yeceği kanaatindedir.
D) Örneklendirme - Öyküleme
E) Okurları etkileyebilmek için eserlerinde sevgi
E) Karşılaştırma -Açıklama temasını ele almaktadır.
insan yaşadığı gerçeği ya kendine ya etrafına daha
doğrusu hem içine hem dışına bakarak görür. Ama
daha önce bu gerçeği bakılmaya değer, işe yarar,
ekmeğe ve rahata götürür sayması lazım. Bu in-
sanın -üstelik şairse- o gerçeğin anlatılmaya, başka­
larıyla paylaşılmaya değer, güzel denebilir bir tarafı
olduğunu görmesi gerekir.

Bu parçadan hareketle şairler için aşağıdakiler­


den hangisi söylenebilir?

A) Şairler de diğer insanlar gibi düşünür ve yaşarlar.

B) Şairleri içinde yaşadıkları toplumdan soyutlamak


mümkün değildir.
C) Gerçeği, şairler de sıradan insanlar gibi algılaya­
bilmelidir.
D) Şair, gerçeği diğer insanlardan daha farklı algıla­
malıdır.

E) Şairler, gerçeği şiirle anlattıklarından yazarlardan


daha etkilidir.

40. Yabancı dil öğrenimine çocuk yaşta başlayanların, o


dili iyi konuşan bireylerle aynı seviyeyi yakala-
malarının daha çabuk gerçekleştiği belirtilmiştir.
Bundan dolayı yabancı bir dili iyi öğrenebilmek için
yaş sınırının 6 olması uzmanlarca önerilmektedir.
Çocuk yaşta yabancı dil öğrenimi çocuklarda soyut
düşünme yeteneğini geliştirmekte, öğrenciye üstünlük
sağlamaktadır. Bu dönemdeki dil öğretimi çocuğun
olayları algılama sınırını da genişletmektedir.

Bu parçada yabancı dil öğrenimiyle ilgili olarak

1. Erken yaşta öğrenilmeye başlanmasının daha


doğru olduğu

il. Uzmanların kontrolünde yapılmasının gerektiği

111. Çocuklarda yabancı kültüre sempati duymaya


olanak tanıdığı

görüşlerinden hangisi bu sözleri söyleyen bir


romancının düşüncesi olabilir?

A) Yalnız 1 B) Yalnız il C) Yalnız 111


D) 1ve il E) 1,11 ve 111
1. insanı derinden sarsan Halide Nusret Zorlutuna'nın Sanatçı, içindeki ıstırabı ışığa çevirmeyi başarmış
Benim Küçük Dostlarım adlı anıları, yeni öğretmen insandır.
olacaklar tarafından mutlaka dikkatle okunmalıdır.
Bu cümledeki "içindeki ıstırabı ışığa çevirmek" sö-
Yukarıdaki cümlede altı çizili bölümün cümleye zünün anlamı aşağıdakilerin hangisinde vardır?
kattığı anlam aşağıdakilerin hangisinde vardır?
A) Yazar eserlerinde insanlara ümit vermeyi ger-
A) Ortaya konan her eser, öncelikle insana seslen- çekleştirirse başarılı olur.
meyi amaç edinmelidir. B) Sanatçı, eserini toplumu üzen olaylardan oluştu­
B) Bu öykü, okuyucunun ruhunda büyük yankılar rursa okuyucu bulur.
uyandıracak. C) Kendisiyle baş başa kalmayan sanatçı, toplumu
C) Bir eserin güzelliği, o eserin insana neler verdiği etkileyecek eserler yazamaz.
ile ölçülmelidir. D) Eserlerinde kendi ruhundaki üzüntülere yer veren
D) insanı derin derin düşündüren eserler, toplum sanatçı karamsardır.
tarafından daha çok ilgi görür. E) O, kendisini üzen olaylara çözümler üreterek
E) Başlangıçtan günümüze insanın zevkle okuduğu bunları okuyucusuna aktarırdı.
türlerden biri de anıdır.

Toplum tarafından
sevilen insanlar, halkın karşısına
çıktıkları
andan itibaren kendisinden uzaklaşmayı (1) insan içeriğini bildiği kitapları bile belli aralıklarla
hiç düşünmemiş olan insanlardır. okumalıdır. (il) Böylece daha önceki okumalarda
Bu cümlede geçen "kendisinden uzaklaşmayı hiç farkına varılmayan pek çok şey karşınıza çıkar. (111)

düşünmemek" sözüyle anlatılmak istenen aşağı­ Bu durum daha önceki okumada söz konusu esere
dakilerden hangisidir? yeteri kadar dikkat edilmediğinin de göstergesidir.
(iV) Okunan her eserin insana yeni kapılar açtığını
A) Toplum tarafından beğenilmeyi amaç edinmek aklı başında herkes bilmektedir. (V) Bundan hareket-

B) İnsanlara onları mutlu edecek mesajlar vermek le okuyan insanların oluşturduğu toplumun mutlu bir
toplum olduğu bilinen bir gerçektir.
C) içinde yaşadığı toplumun değer yargılarına ters
düşmemek Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi-
D) Zaman zaman toplumla hesaplaşmayı istemek sinde somutlaştırmaya başvurulmuştur?
E) Kendi duyguları ve düşüncelerinden vazgeçmemek A) 1. B) il. C)III. D)IV. E) V.
1. Yağmur yağıyor kınalı kınalı 7. Kalemi elime her alışımda Boccaccio'nun "Kalem,
Sonbahar gelmiş de gitmiş olmalı amatör avcıların elinde hedefini şaşıran bir ok da
olabilir." cümlesini hatırlarım.
il. Telgrafıntellerini arşınlamalı
Yar üstüne yar seveni kurşunlamalı Aşağıdakilerden hangisi Boccaccio'nun cümlesi
ile yakın anlamdadır?
111. Eli kalem tutar inceden inceden
Batırmak için karanlığa ucunu A) Yazarın elindeki kalem, avcının elindeki oktan
iV. Aşklar uçup gitmiş olmalı bir yazla daha güçlüdür.
Halay çeken kızlar misali kol kola B) Büyük bir güce sahip olan kalem, daima doğru­
lardan söz etmelidir.
V. Türkülerini söylemişiz Anadolu'nun
Ama çilesini çekmeye yanaşmamışız C) Kalemini ustaca kullanmayı bilen yazar, etkili
yazılar yazar.
Yukarıdaki dizelerin hangisinde, eylemin amacı
D) Bazı yazarların yazdıklarıyla yaşadıkları arasın­
belirtilmiştir?
da bir tutarsızlık vardır.

A) 1 B) il C) 111 D)IV E)V E) Acemi yazarlar, yazdıklarıyla büyük kötülüklere


de neden olabilirler.

(1) Özellikle genç yazarlarımıza siyasetçilerin, bilim


adamlarının ya da sanatçıların günlüklerini mutlaka
okumalarını öneririm. (il) Çünkü günlükler edebi bir
tür olmanın dışında yazıldıkları döneme de tanıklık
eder. (111) Üstelik kişiselliğin, samimiyetin sağladığı
doğallık sayesinde zevkle okunur. (iV) Okuyanın bil-
gisini, hayata bakışını, olayları değerlendirmesini
geliştirir; ruha olgunluk kazandırır. (V) Ne yazık ki
ülkemizde günlük tutmak yaygın bir alışkanlık
olmadığı gibi, günlük okumak da çok nadir tercih
Kendisi için yaşayan ve kendi varlığını koruyan in-
edilir. san, erdemli bir yaşama ulaşmış sayılamaz.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili Aşağıdakilerden hangisi bu cümlede söylenmek


olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? istenenle yakın anlamdadır?

A) 1. cümlede, günlük okumanın genç yazarlar için A) Erdemli bir yaşam sürdürmek, her insanın
yararlı olacağı söylenmiştir. başaracağı bir iş değildir.

B) il. cümlede günlüklerin, üretildiği döneme ilişkin B) Kendisini ve çevresindekileri kötülüklerden


bir kaynak olabileceği söylenmiştir. koruyan insanlar sayıca çok azdır.
C) 111. cümlede, günlüklerin öznel nitelik taşımasının C) Toplumlar, kendilerini toplum uğruna feda eden
keyifle okumasının nedeni olduğu söylenmiştir. erdemli insanlarla var olurlar.
D) iV. cümlede, günlük okumanın insana kazandır­ D) Kendisi dışındakileri de koruyan ve yaşatan
dıklarından söz edilmiştir. insan, erdemli bir yaşama ulaşmış sayılır.
E) V. cümlede, ülkemizdeki günlüklerin niteliksiz E) Erdemli bir yaşamın esası, kötülüklerden kaçmak
oluşundan yakınılmıştır. ve ölümsüz eserler ortaya koymaktadır.
"Öğrenmek, akıntıya karşı kürek çekmektir; vazge- (1) Kokunun tarihi, insanlık tarihi ile başlar, ilk kokuyu
çildiği anda olduğu yerde kalınmaz, geriye gidilir." da kimin yaptığı bilinmemektedir. {il) İlk kokular, MÖ
cümlesinden aşağıdaki yargılardan hangisine 4000'1i yıllarda kokulu bitki ve reçinelerin yakılmasıy­
ulaşılamaz? la elde edilen çeşitli tütsülerdir. (111) Neredeyse o
çağlardan beri koku, Latince kökenli "per-fume" yani
A) Öğrenmeye ara verildiğinde öğrenilenlerin çoğu "dumandan çıkan" anlamındaki parfüm sözcüğüyle
unutulur. anlatılmıştır. (iV) Modern parfümeri 1806'da J. Maria
B) Öğrenme, sonucu geç elde edilen bir uğraştır. Farina tarafından Eau de Gologne'un pazarlanması
C) Öğrenilenlere sürekli yeni bilgiler eklemek gerekir. ile başlamıştır. (V) 19. yüzyılda modern kimyanın
gelişmesi, parfüm yapımına da çağ atlatmıştır.
D) Öğrenme, süreklilik içeren zorlu bir uğraştır.
E) Öğrenme süreci kesintiye uğratılmamalıdır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili
olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) 1. cümlede, kokunun nasıl ortaya çıktığı söylen-


miştir.

B) il. cümlede, ilk kokuların yapılış biçimine ilişkin bilgi


verilmiştir.

C) 111. cümlede, "parfüm" sözcüğünün kökeni açık­


lanmıştır.

D) iV. cümlede, parfümerinin geçmişiyle ilgili bir bil-


giye yer verilmiştir.
E) V. cümlede, kimya bilimiyle birlikte parfümün bü-
yük bir gelişme yaşadığı belirtilmiştir.

Astronomi, yüzyılımızda son Güneş tutulmasının


(1) Birçok romanımız vardır ki gücünü yaşanmışlıktan 1999 Ağustosunda gerçekleşeceğinin bilgisini kesi-
alır.(il) Ama roman için gereken yapıdan yoksun ol- ne yakın bir tahminle bildirmişti.
duklarından başarıya ulaşamamışlardır. (111) Ayrıntı­
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
lara yaslanan ama ayrıntılar içinde boğulan roman-
söylenemez?
lar da vardır. (iV) Bu romanlarda ayrıntılar romanı
zenginleştireceğine okurla roman arasına bir tahta A) "son" sözcüğü, bir isim tamlamasının sıfatıdır.
perde gibi dikilmektedir. {V) Bunun için ayrıntıları B) "yüzyılımızda" sözcüğü iyelik ve durum eki almış
ayıklamak, romana yaymak ve belli ölçülerde kullan-
birleşik isimdir.
mak gerekir.
C) "bilgisini" sözcüğü, tamlanan ve durum eki almış
Bu parçada numaralanmış cümlelerin han- türemiş isimdir.
gisinde bir "öneri" söz konusudur? D) Yüklem, eylemden türemiş çekimli bir eylemdir.

A) 1 B) il C) 111 D) iV E)V E) "bir" sözcüğü sayı sıfatıdır.


13. 1. Uzun bir yol gittikten sonra ormanın ortalarında 16. (1) Bir kilometre kadar yürüdük. (il) Bir çeşmenin başı­
bir yerde durup arabalardan indik. na geldik. (111) Bir de susamışızki. .. (iV) Ter, kulunçları­
il. Her milletin geçmişte birtakım değerler ortaya mızdan fışkırmış. (V) Çeşme bir kayanın dibindeydi.
koyduğu bir gerçektir. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak
111. Tarihin ayrıntılarından, insanlığın dünkü ve aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
bugünkü keşif çabalarından tat alıyoruz.
A) 1. cümle, kurallı eylem cümlesidir.
iV. Akşama doğru, bir çay bahçesinde buluşup eski
günlerden söz ettiler. B) il. cümle, dolaylı tümleç ve yüklemden oluşmuş-
tur.
V. Bu kadar sıcakta insanın canı hiçbir şey yapmak
C) 111. .cümlede, yazım yanlışı yapılmıştır.
istemiyor.
D) iV. cümlede, yüklem geçişli çatılıdır.
Yukarıdaki cümlelerden hangi ikisinin öge sı­
E) V. cümle basit yapılı isim cümlesidir.
ralanışı aynıdır?

A) 1ve il B) 1ve iV C) il ve ili

D) il ve V. E) 111 ve V

Sıcaktı. Derede azıcık serinlemiştik. Kayaların ara- 17. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bo-
sından bir keçi yolu bulduk, yukarılara tırmanmaya zukluğu vardır?
başladık. On beş dakika yürüyünce Balkan diye bir
A) Annesini sevindirmek için ona bir sürpriz hazır­
yere geldik.
ladı.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur? B) Birçok arkadaşının fikrini almadan yeni albüme
başlamazdı.
A) Ünlü türemesi
C) Bazı olumsuzluklarla karşılaştıysa da yılmadı.
B) Ünlü düşmesi
D) Günlerden beri yeğenini sayıklıyor, çok özlediğini
C) Ünsüz benzeşmesi
söylüyor.
D) Kaynaşma
E) İşlerini bitirir bitirmez hemen buraya gelecekmiş.
E) Ünlü daralması

15. Ortahisar Belediyesi bizim önümüze Hacı Ahmet


1
adında ki adamı kattı. Birde gezdirme programı 18. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım ve nokta-
il 111 lama yanlışı yoktur?
yapmış. Adam buraları baca baca biliyor.
A) Düşünmek kolay, yapmak zordur: dünyada en
güç olan şey, düşünüleni yapmaktır.
Peribacalarının şahının da Balkan'da olduğunu
iV V B) Düşünmek kolay; yapmak zordur, dünyada en
söylüyor. güç olan şey, düşünüleni yapmaktır.
C) Düşünmek kolay yapmak zordur; Dünyada en
Bu parçada altı çizili sözlerden hangilerinde ya-
güç olan şey, düşünüleni yapmaktır.
zım yanlışı vardır?
D) Düşünmek kolay, yapmak zordur; dünyada en
A) Yalnız 1 B) 1ve il güç olan şey düşünüleni, yapmakdır.
C) il ve 111 D) il ve iV E) Düşünmek kolay, yapmak zordur; dünyada en
E) 111, iV. ve V güç olan şey, düşünüleni yapmaktır.

147
Sezai Karakoç bir yazısında ( ) Herkesin bir sığınağı lbsen'in, tiyatronun önde gelen kurucularından biri
( ) sonsuza dek yaşayacağı bir yer var ( ) ( ) diyor. sayılmasının nedeni, genellikle, bir dizi oyunda top-
lumsal sorunları ele almasıyla açıklanır. Birçok yapı­
Yukarıdaki cümlede parantezle gösterilen yerlere
tında, kalıplaşmış ahlak kurallarının eleştirel bir açı­
aşağıdaki noktalama işaretlerinden hangileri sı­
dan ele alınması, böyle bir değerlendirmenin benim-
rayla konulmalıdır?
senmesine yol açmıştır. Oysa lbsen'in elli yıl süren
A) (") (;) (") (,) B) (") (,) (.) (") yazarlık yaşamının önemli özelliği, onun yaşadığı

C) H (;) (,) (") D) (") (... ) (,) (") dünyayı ve dönemi en etkili bir biçimde yansıtacağı
özgün bir tiyatro dilini araması ve özellikle 1898'den
E) (") (,) (,) (")
sonraki oyunlarında böyle bir dili yaratmış olmasıdır.

Bu parçanın yazarına göre, lbsen'in tiyatro


alanında gösterdiği başarının
en önemli nedeni
aşağıdakilerden hangisidir?

A) Özgün bir tiyatro dili yaratması


B) Tiyatroya özgü bir dilin gerekliliğine inanması
C) Ülkesinin dilini bir sanat ve edebiyat dili haline
Bu ressamımız,resimlerinin çoğunda tabiatla resim getirmesi
sanatı arasındaki benzerlik köprülerini yıkmıştır. Bir D) Kalıplaşmış ahlak kurallarına karşı çıkması
ressamın çıplak vücuda, manzaraya veya elmaya,
E) Toplumsal sorunları ele alıp halkı bilinçlendirme-
armuda başvurmadan da kendini anlatabileceğini ye çalışması
kanıtlamaya çalışmıştır.

Bu parçada sözü edilen ressamın en belirgin


özelliği aşağıdakilerden
hangisidir?

A) Belli bir sanat görüşünün etkisinde kalması


B) Tablolarında iç içe geçmiş manzaralara yer ver-
mesi
C) Resimlerinde doğa tal<litlerine başvurmaması

D) Resimlerinde ruhsal durumunu yansıtması


E) Tablolarının herkesçe anlaşılır olması

Şimdi Kayseri'deyim. Kayseri de yanıyor. Kayseri'de


de sıcak bir güneş var. Ama sıcak da olsa tepedeki
(1) Hayvanlara çabuk kilo almaları için çeşitli hormon-
Erciyes'ten bir serinlik geliyor. Ya da insan bir serinlik
lar verilir. (il) Özellikle istanbul yöresinde oldukça yay-
geldiğini sanıyor. Kayseri büyük, ağır, güzel, nazlı
gın kullanımı olan bu hormonlar, et ve süt tüketimiyle
yapıların memleketi. Göçebe Selçuk, taşı oya gibi iş­
birlikte insanlarda önemli tahribata yol açıyor. (111)
lemiş.
Bunlardan östrojen, dişi hayvanlarda etkili oluyor. (iV)
Diğer hormon ise erkeklerde etkili oluyor. (V) Ame- Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler­
rika'da bazılarının kullanımı yasaklanmış olan bu hor- den hangisi yanlıştır?
monlar, Türkiye'de de kullanılmaya başlandı.
A) Betimleyici ögeler vardır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden han-
B) Görme ve dokunma duyularına ait ayrıntılara yer
gileri yer değiştirirse anlatımın akışı sağlanmış
verilmiştir.
olur?
C) Örneklemelerden yararlanılmıştır.
A) 1 ve 111 B) 1ve V C) il ve 111 D) Kişisel duygu ve izlenimlere başvurulmuştur.
D) il ve V E) iV ve V E) Benzetme sanatından yararlanılmıştır.
Havadaki nem, doyma sınırına ulaştığında yoğunla­ Biz okurlar, dinleyiciler, seyirciler sanat eserlerinde
şarak bulut veya sis haline dönüşür. Böylece gözle kendimizi ararız. Gerçekten de bizim iç ve dış yaşan­
görülmeyen su buharı, görünür hale gelir. Sisle bulu- tılarımızı, temel özelliklerimizi, yöremizdeki insanların
tu ayıran tek öge, oluştukları yükseltidir. Sis, yeryüzü- değişmez niteliklerini ortaya koyan eserleri beğeniriz.
ne yakın bölgelerde ortaya çıkar. Bulut ise genellikle Kalıcı eserler, bizim bu beğenimize uygun özellikler
yerden 2000 - 7000 m arası yükseklikte oluşur. taşır. Bu tür eserlerde hepimizin ölüm, yaşam, sevgi,
özgürlük, iyilik, kötülük, yurt, çalışma gibi olgular
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangi-
karşısında ne duyduğumuz ve ne düşündüğümüz
sine başvurulmuştur?
kesin ve derin çizgilerle anlatılır.
A) Açıklama - Tartışma
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinil­
B) Açıklama - Karşılaştırma memiştir?

C) Tanımlama - Karşılaştırma
A) Okurların,izleyicilerin, yapıtları değerlendirirken
D) Tanımlama - Tartışma
biçime önem verdiklerine
E) Betimleme - Açıklama B) Sanat yapıtlarını okuyan ve dinleyenlerin yapıtlar­
da kendilerini aradıklarına
C) Beklentilerimize, beğenilerimize uygun yapıtların
kalıcı yapıtlar olduğuna

D) Beğendiğimiz yapıtlarda genellikle kendi yaşamı­


mızdan bir şeyler bulduğumuza
25. Bir yandan sanatçıların aynı konudan farklı sonuçlar E) Kalıcı olabilen yapıtların içeriklerini evrensel te-
çıkarabildiklerineöbür yandan dikkati bile çekmeyen maların oluşturduğuna
bir şeyin büyük sanatçı elinde bir şaheser olabildiğine
bakılırsa sanatta konunun ----

Bu cümle aşağıdakilerin hangisiyle tamamlana- ,ı..:


maz? ~

A) tek başına önemli olmadığı görülür. ~~--.


B) başarının tek etkeni olmadığı anlaşılır.

C) üsluptan önde olmadığı görülür.


D) özgünlüğün ve başarının ana kaynağı olmadığı
anlaşılır.

E) estetik değerin en önemli kaynağı olduğu görülür.

---- Efsaneler, masallar ağızdan ağıza geçerdi. Her


ihtiyar, canlı bir kitaptı. insanlar, efsaneleri, masalları,
görenekleri, gelenekleri hatta töreleri belleyerek
kıymetli bir cevher gibi çocuklarına iletirlerdi. Ama bu
Aşağıdakilerden hangisi bir paragrafın giriş cüm-
lesi olmaya uygun değildir? cevher arttıkça bellekte saklanması güçleşiyordu.

Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre


A) Sanat eserinin değeri, sıradan insanlar tarafın­
aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
dan anlaşılamaz.
B) Sanatçılar ilk eserlerinin basılması konusunda A) insan belleği teknolojik gelişmeler yüzünden ge-
çok da aceleci olmamalıdır. rilemişti.

C) Eserin anlamı, ancak eserden çıkarılan anlamdır, B) insanın bilgisi az olduğu zamanlarda, öğrenilenler
diyebiliriz bu durumda. bellekte kolayca saklanabiliyordu.
D) Sanat yapıtının anlamını, yazarlarından daha iyi C) insanların bilgileri gelenek ve törelerle beslenir.
kimsenin bilemeyeceği inancı yaygındır. D) Bilgiler nesilden nesile aktarılarak saklanabilir.
E) Sanatçının evrenselliğe ulaşabilmesi, bilgi biriki- E) insan belleğinin en güzel cevherleri olan efsane ve
mini kullanmasına bağlıdır. masallar; geleneklerin, törelerin birer uzantısıdır.
Bilindiği gibi insancıl nitelikler nesneldir fakat bu nite- Sanat adamı, sınırlı bir dünyaya hapsolmamalı, ge-
liklerin "gerçekleşme biçimleri" özneldir. Gerçi herkes niş yürekli olmalı. Bir döneme bakıp sadece günü
yer, içer, güler, konuşur, giyinir, kuşanır; her.kes kurtarma anlayışı sanatçıyı bitirir. Etrafını, dününü,
sever, korkar, kızar ama bunları yaparken kimse kim- bugününü göremeyen, sentez gücü zayıf insanlar
seye tıpatıp benzemez. Çünkü her insan başkaların­ sanatın kenarından bile geçemezler.
dan ayrı, "kendine özgü" bir biyolojik ve psikolojik
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakiler­
"durum" taşır. Sanatçının görevi, bu öznel durumu
den hangisidir?
ayrıntıları içinde ortaya koymaktır. Nitekim Proust ve
Dostoyevski, bu görevi büyük bir başarıyla yerine A) Gerçek sanatçı, çağını gözleme dayanarak anlat-
getirdiler. malı.

Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin B) Yalnızca gününü anlatmak, kişiyi sanatçı yapmaz.
yoktur?
yanıtı C) Sanatçıda sentez gücünün olmaması, yapıtının
kalıcı olmasını engeller.
A) İnsanlara özgü nitelikler insandan insana değişir
mi? O) Gerçek sanatçı, geniş görüşlü ve sentez gücüne
sahip olan kişidir.
B) İnsanların pisikolojilerinde farklılık olur mu?
E) Bir dönemi işlemek, sanat yapıtının kalıcı olma-
C) Dostoyevski ve Proust'un ortak yönleri nedir?
sını sağlamaz.
O) Sanatçının görevi nedir?
E) Bütün roman kahramanları gerçek hayattan mı
alınır?

Şiirin ve musikinin başta gelen işlevi, insanlardaki kin


ve nefreti yumuşatıp yerine sevgiyi, hoşgörüyü koya-
bilmektir. Yunus Emre bunu yapmaya çalışmıştır.
Ama gerek siyasal çatışmalar gerek çıkar çatış­
maları, şairleri de kimi zaman acımasız olmaya
sürüklemiştir. Nefi'nin kafasının kızdığı kişilere yenilip
yutulmayacak sözler söylediği hicviyeleri, kendi
hayatına mal olmuştur. En güçlü savaşımları veren Bir başka alemdir komedi dünyası. Dünyaya başka
şairlerin bile sevgi ve hoşgörüyü bir yana itmemeleri gözle bakabilmeyi, her insanın algılayamadığı sıra­
gerekir. dan bir olaydan "iş çıkarabilme" becerisini gerektirir.
Tabii bir de politikacısından sanatçısına, aydınından
Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağı­
iş adamına kadar eleştirel görebilmeyi. Herkesin
dakilerden hangisidir? harcı da değildir milyonlarca insanı televizyon
karşısında güldürebilmek. Lafı uzatmaya gerek yok,
A) Yunus Emre, şiirleriyle insanlara sevgi ve hoşgörü
komedinin de en büyük malzemesi insandır.
aşılamaya çalışmıştır.

B) Kimi şairler, çıkar çatışmaları nedeniyle sevgi ve Bu parçada komedi ile ilgili olarak aşağıdakiler­

hoşgörü yerine kin ve nefret duygusunu öne çıkar­ den hangisi söylenmemiştir?
mışlardır.
A) Komedi, insana eleştirel bakabilmeyi gerektirir.
C) Şiirin
ve müziğin ortak amacı insanlarda nefret
B) Komedinin, kendine özgü bir dünyası vardır.
duygusu yerine sevgiyi ve hoşgörüyü geliştirmek
olmalıdır. C) Komedi, sıradan olayları konu edinerek değişik
bir anlayışla işler.
D) Nefi ağır yergiler içeren şiirleri yüzünden hayatını
yitirmiştir. O) Komedi herkesin ya da her şeyin başaramadığını
başarabilir.
E) Şairlerin bazıları, siyasal nedenlerle hoşgörüden
uzaklaşmıştır. E) Günlük olaylar, komedinin en önemli ögesidir.
Yahya Kemal'in "Tamburi Cemil Bey çalıyor eski 35. Günümüz şiirini kesintiye uğratan iki odaktan biri, şi­
plakta" dizesinin güzelliği, bence yalınlığından, söz iri dilin içine hapsetme, öteki de şiiri Batı hayranı kü-
oyunlarına sırt çevirmesinden kaynaklanıyor. Buna çük bir topluluğun yaşamının sınırlarına geriletme ol-
rağmen bu dizede yine de istemediğimiz kadar duy- du. Küçük olan, ayrıntıda olan, kenarda olan yücel-
gu var. Bana göre söz oyunları, edebi sanatlarla tildi. Toplumun ufuklarına doğru aşılmayı sağlayacak
yüklü söyleyişler, şiiri öldürür; duygululuk, şairanelik sorunlar, kavramlar, davalar karşısında gelenekle
batağına yuvarlar. Ben şiirlerimden duyguyu değil, olan bağ koparıldı ... Bu da sınırlı bir başarıya neden
duygululuğu uzak tuttum. oldu. Sonuçta şiir, toplumsal değişim yaratma
gücünden yoksun kaldı. Belki çok sınırlı bir başarı el-
Böyle diyen bir şair için aşağıdakilerin hangisi
de edildi. Varılan asıl sonuç ise anonimleşme oldu.
söylenemez?
Düşüncelerini böyle açıklayan biri aşağıdakilerin
A) Şiirde yalınlığın bulunmasından yanadır. hangisini söylememiştir?

B) Duyguyu şiirdeki tek ölçüt olarak görmektedir.


A) Günümüz şiiri, toplumsal bir rol üstlenmiştir.
C) Şiirde söz oyunlarına karşıdır.
B) Günümüz şiiri, toplumun bütün kesimlerine yer
D) Şairaneliğin şiiri öldürdüğüne inanmaktadır. vermemiştir.

E) Şiirlerinde duyguyla duygululuğu karıştırmamak­ C) Önemli olana, günümüz şiirinde yer verilmemek-
tadır. tedir.
D) Gelenekten yoksun olan günümüz şiiri, topluma
açılamamıştır.

E) Günümüz şiiri, belli bir dil anlayışını aşamamıştır.

Ben denemeyi şiir gibi yazıyorum. Bu yüzden de


son yıllarda şiir yazma gereğini pek duymaz oldum.
Deneme, şiir kurallarına saygılı olduğu vakit, ona ku-
cağımı açarım. Birçokları günlük gazetelerde her-
hangi bir konu üzerinde yazılmış sıradan yazılara
deneme diyor. Bence deneme, bir ya da birçok konu
üzerinde, yazarın düşüncesini belirtmesi değildir.
Denemenin kendine özgü bir yapısı vardır. Bu yapı
tıpkı şiir gibi hiçbir gereksiz cümleye ya da düşünce­
ye elverişli değildir.
(1) Okulda, başta matematik olmak üzere, sayısal
Böyle diyen biri için aşağıdakilerden hangisi derslerde sınıf birincisiydim. (il) Yirmi yaşlarına gel-
söylenemez? diğim zaman her şeyin açık, anlaşılır olmasını ister-
dim. (ili) Yani gerçekçi olmayan şiirleri pek beğen­
A) Denemeyi şiir gibi yazdığından, şiir yazma gereği mezdim. (iV) O zamanlar "sanatsız sanat yapmak" il-
duymamaktadır.
kesine dört elle yapışmıştım. (V) Bunun içindir ki di-
B) Deneme yazmayı şiir yazma kuralları içinde kabul zelerim bir şiir dinliyormuşçasına kıpırtısız ve kımıl­
etmektedir. tısız bir görünüm içindeydi.
C) Yazarların herhangi bir konu üzerindeki kişisel
Yukarıdaki parçada, numaralanmış cümlelerin
' düşüncelerini deneme kabul etmemektedir.
hangisinden sonra "Şiirin karşısına bir sayısal bilim
D) Denemenin yapısıyla şiirin yapısını kullanılan
uzmanı olarak çıkışım bundan dolayıdır." cümlesi
cümleler bakımından birbirinden ayırmaktadır.
getirilirse parçanın anlam bütünlüğü bozulmaz?
E) Denemenin yapısının gereksiz düşünce veya
cümleyi kabul etmediğine inanmaktadır. A) 1 B) il C) ili D) iV E)V
Gerçek dostluğun ne olduğunu bilirim; bildiğim için Geçmişten kalan şeyler, insanın içine bir burukluk
de dostumu kendime çekmekten çok, kendim ona gi- katıyor. "mahallem" diyorsunuz, "komşularım" diyor-
derim. Ona iyilik etmeyi, onun bana iyilik etmesinden sunuz; "eski evim", "eski komşularım" diyorsunuz.
daha çok istemekle kalmam, kendine her edeceği Ancak öyle bir zaman geliyor ki bırakın komşunuzu,
iyiliğin bana da iyilik olmasını isterim. Bana en büyük mahallenizi; şehrinizi bile tanıyamaz oluyorsunuz.
iyiliği, kendine iyilik ettiği zaman etmiş olur. Baş döndürücü bir hızla İtimat veya Güven Bakkali-
yesi "süpermarket", "shopping center" oluyor. Nedir
Bu parçadan aşağıdaki sonuçlardan hangisi çı­
bu hızlı değişme? Hele İstanbul'da!
karılabilir?

Böyle diyen birinin yakındığı durum aşağıdakile­


A) insan kendine iyilik etmeyi öğrenmelidir. rin hangisidir?
B) Dostluk iyilik esasına dayanır.
A) Güzel günlerle dolu olan geçmişin unutulması
C) Dostlukta karşılıklı yardımlaşmalar esastır.
B) Eski evlerimizin ve mahallelerimizin değişmesi
D) İyilik ve dostluk mutlu yaşamanın esasıdır.
C) Alışveriş yapılan yerlere yabancı isimler verilmesi
E) Karşılık beklemeden iyilik eden, gerçek dosttur.
D) Geçmişin insan ruhunda uyandırdığı üzüntü
E) Yaşanan hızlı değişim

Romancının asıl işi, insanları anlatmaktır. O, ese- Gerçek bir roman, romancının aklında
ve yüreğinde
rinde başkalarının öngördüğü kurtuluş yollarına göre olanları birleştirerek eserine yansıtmasıyla oluşturu­
hazır çözümlere yer vermez. Gerçek yaşamdan, lur. Ben roman yazmaya başladığımda bu görüşü
gerçek kişilerden hareket etse de romancı romanın­ hiçbir zaman aklımdan çıkarmam. Aynı şeyi, okur
da canlandırdığı dünyanın gerçek dünya değil, kur- için de düşünüyorum. Okur, gerçek romanı anlamak
maca dünya olduğunu unutmamalıdır. Gerçek dünya için aklını, yüreğini ortaya koymalıdır. Çünkü gerçek
tekrarlarla doludur. Kurmaca dünyanın ise tekrarlara roman aklın ve yüreğin birlikte kullanılmasıyla
tahammülü yoktur. anlaşılır.

Bu parçada .ilfil! söylenmek istenen aşağıdakiler­ Aşağıdakilerden hangisi bu sözleri söyleyen bir
den hangisidir? romancının düşüncesi olabilir?

A) Romancı, romanında gerçek dünyayı işlerse ba- A) Yazılanların duygusal olması için sözcüklerin çağ­
şarılı olamaz. rışımsal gücünden yararlanılmalıdır.
B) Romancı, eserinde hazır çözüm yollarını işleye­ B) Duyguların okurların önem verdiği konularda yo-
mez. ğunlaştırılması gerekir.
C) Belli bir düşünceyi ele alıp işleyen romanlar, ger- C) Düşünce ve duyguların kaynaştırılması sonucun-
çek roman sayılmaz. da asıl sanat eseri ortaya çıkar.
D) Gerçek romancı,eserinde insanı ve tekrarların D) Okurlara faydalı olmak için onların düşünceleri
olmadığı kurmaca bir dünyayı anlatır. dikkate alınmalıdır.
E) Romancı, romanında tekrarlardan kaçınmadığı E) Sadece duyguyu öne çıkarmak gerçek romanın
sürece başarılı olamaz. kalıcılığını etkilemez.

You might also like