You are on page 1of 8

Batı Afrika’da Kaçakçılık ve Mağrib Kaidesi Arasındaki İlişki

Batı Afrika’da Kaçakçılık ve Mağrib Kaidesi Arasındaki İlişki

Hatice EKE

Uyuşturucu kaçakçılığı
hem toplum sağlığını hem
de güvenliği tehdit eden bir
unsur olduğundan devletle-
rin yıllardır mücadele ettiği
uluslararası bir problemdir.
Devletlerin mücadelesi
karşısında bu illegal faali-
yeti yürütenler yeni yollar
bulmayı başarmıştır. Batı
Afrika’nın küresel uyuştu-
rucu kaçakçılığı ağlarının
öneminin artması da bu
çerçevede ele alınabilir. Batı
Afrika’da büyüyen bir diğer
tehdit ise terördür. Bilhassa
Cezayir, Libya ve Mali’de-
ki iç savaşların ardından
ticaret yollarının kaçakçılığa nasıl açıl- ticaret yolları günümüze dek varlığını
etkisini artıran terör örgütlerinin mali
dığı incelenecektir. Daha sonra Sahra sürdürmüştür.
kaynaklarını nasıl elde ettiği önemli
bölgesinde etkin olan Mağrip Kaidesi
bir sorundur. Bu bağlamda iki illegal Bölge yaklaşık 8. yüzyıldan itibaren
ve kolları üzerinden terör örgütlerinin
faaliyet, terör ve kaçakçılık, arasında ilk olarak askeri amaçlarla bir geçiş
ortaya çıkışı ve gelişmesi anlaşılmaya
simbiyotik bir ilişkinin var olduğu iddia yolu olarak kullanılmıştır. Fakat bu yol
çalışılacaktır. Son olarak örgütün üye-
edilmektedir. aynı zamanda ticaret için de önemli
leri ve bölgenin dinamikleri dikkate
alınarak iki tehdit arasındaki ilişkinin hale gelmiştir. Ticari faaliyetler açı-
Analiz kapsamında iki tehdit arasında
niteliği analiz edilecektir. sından 13. yüzyıldan sonra aktif hale
nasıl bir bağ olduğunu ortaya koymak
gelen Sahra ticaret yolları 17. yüzyıla
için Batı Afrika’nın Sahra-Sahil1 bölge-
Sahra-Sahil Bölgesinde Geleneksel geldiğimizde bölgede hâkim olan grup-
sinde uyuşturucu gibi illegal ürünlerin
Ticaret Kalıpları ve Tarihsel Evrilme lar için temel geçim kaynağına dönüş-
kaçakçılığından evvel oluşturulmuş
Sahra Sahel Bölgesi yüzyıllardır Kuzey müştür.2
Afrika ile Batı Afrika ve Sudan arasın-
1 Sahil Kuşağı, Sahil ekseni (İng. Sa- da aktif olarak kullanılmış ticaret yolla-
hel) olarak da bilinmektedir. Batıda Atlas rının yoğunlaştığı bir alandır. Tarihten
Okyanusu’ndan (Senegal ve Moritanya sını- 2 Julien Brachet, “Le Négoce Caravanier
rından) doğuda Kızıldeniz’e (Sudan ve Eritre gelen bu dinamikler sömürge dönemi au Sahara Central: Histoire, Evolution des
sınırında) uzanan, Sahra çölünün güneyindeki ve ardından gelen bağımsızlık sürecin- Pratiques et Enjeux chez les Touaregs Kel Aïr
tropik otlaklar ve savanalardan oluşan yakla- de bir takım değişikliklere uğramışsa da (Niger)”, Les Cahiers d’Outre-Mer, Avril-Sep-
şık 4 bin km uzunluğundaki ekobölgedir. tembre 2004, s. 117, 118.

www.bilgesam.org Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (BİLGESAM)


Sayfa 1
Mecidiyeköy Yolu Caddesi, No:10, 34387 Şişli -İSTANBUL www.bilgesam.org www.bilgestrateji.com bilgesam@bilgesam.org Tel: 0212 217 65 91 - Fax: 0 212 217 65 93
© BİLGESAM Tüm hakları saklıdır. İzinsiz yayımlanamaz. Kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir.
Batı Afrika’da Kaçakçılık ve Mağrib Kaidesi Arasındaki İlişki

Özellikle 13. yüzyıldan itibaren hareketlenen ticaret yolları sürdürmesinde tuz, kurutulmuş soğan gibi bir takım gelenek-
beş ana yol ve onun bağlantılarından oluşmaktadır. Doğu- sel ürünlerin ticaretinin devam ettirilmesi önemli bir paya
dan başlayarak ele alacak olursak güneyde Sudan, Kanem sahiptir. Bu ürünlerin ticaretinin sürdürülebilmesi de Avrupa
Sultanlığı, Hausa ülkesi ve Mali Sultanlığı’nı kuzeyde ülkelerinin bu ticaret üzerinde doğrudan bir çıkarının veya
Mısır, Trablus, Cezayir ve Fas’a bağlayan ticaret ağları Tim- dezavantajının olmamasıyla açıklanabilmektedir.4
buktu, Gao, Kano, Agades gibi ticaret merkezlerinin ortaya
çıkmasını sağlamıştır. Bu ticari alan çevresinde bulunan 8. Bölgede çizilen sınırlar ve gümrüklerin oluşturulması var
yüzyılda Gana, 13. yüzyılda Mali sultanlıkları için hem ti- olan ticaret yollarını kestiği için ticaretin yoğunluğunu
caretten elde ettikleri gelir hem de yol güvenliğini sağlama olumsuz olarak etkilemişse de tamamen sona erdirememiş-
karşılığında aldıkları vergiler bölgedeki hâkimiyetlerini kuv- tir. Zira daha önce belirtildiği üzere ticaret geniş alanlara
vetlendirme aracı olmuştur. Ayrıca bu ticaret ağı sayesinde yayılmış aile bağları ile uzmanlaşmış gruplar aracılığıyla
Batı Afrika bölgesi Avrupa ve Arap dünyası ile iletişime yürütülmektedir. Tüccarlar yeni şartlara uyum sağlayarak
geçmiş ve bölgede İslam yayılmıştır. Ticaret ürünlerine sömürge güçleri eliyle kurulan yönetimin memurları ile ge-
bakacak olursak Sahil bölgesinin kuzeyine doğru pamuk, liştirilen çıkar ilişkisi sayesinde sınırları aşan ticaret ağlarını
fildişi, devekuşu tüyü, altın ihraç edilirken, kuzeyden at ve korumayı başarmışlardır. 1960’larda başlayan bağımsızlık
silah gibi ürünler alınmıştır. Sahil bölgesinin kuzey ve güney dalgasının ardından yeni kurulan zayıf devletler de bu iliş-
ucu arasında ise güneye doğru tuz, demir, deri; kuzeye doğru kileri devam ettirmeyi kolaylaştırmıştır. Ayrıca 1973’teki
orman ürünleri ticareti yapılmıştır.3 kıtlığın ardından gelen açlık felaketi zayılamış olan ticaret
ağlarını gayrı meşru malların ticareti üzerinden yeniden can-

“ Fransız hâkimiyetinin bir sonucu olarak frankın para


birimi haline getirilmesi yerel paranın değer kaybetme-
sine yol açmış ve ticareti olumsuz yönde etkilemiştir.
“ landırmıştır.5

Siyasal ve iktisadi dinamiklerin değişmesi ticari ürünlerin


içeriğini de etkilemiştir. Avrupa devletlerinin 20. yüzyılın
başından itibaren bölgede hâkim güç olmaları ve kıtanın
Avrupa’ya iktisadi bağımlılığı Sahra üzerinde yürütülen
ticaretin içeriğine tesir eden temel unsurlardır. Avrupa
Bölgede geniş alana yayılmış aileler ve ticarette uzmanlaş- pazarları ile Kuzey Afrika arasında alışverişin artmasının
mış topluluklar aracılığıyla devam ettirilen ticaret, 19. yüzyı- bir sonucu olarak Sahra’nın kuzeyinden güneyine doğru
lın sonlarından itibaren sömürge yönetiminin bölgede hâkim Avrupa’dan gelen elektronik eşyalar, Cezayir ve Libya’da
olmasıyla hem içerik hem de yoğunluk anlamında değişime devlet desteği verilmiş olduğundan daha düşük iyatlı olan
uğramıştır. Öncelikle bölgedeki ticari hareketler eski yo- ürünler, benzin ve gıda ürünleri ticareti yapılırken kuze-
ğunluğunu yitirmiştir. Sahil bölgesinin güneyinde sömürge ye doğru bölgede yetiştirilen deve ticareti yapılmıştır.6
yönetiminin çıkarlarına uygun olarak Nijerya’da Kano’ya 1970’lerdeki kıtlık tarımsal üretime ve hayvancılığa büyük
dek uzanan demiryolu ve limanların geliştirilmesi gibi alt- bir darbe indirmiş ve dolayısıyla Sahra bölgesinin önemli
yapı çalışmaları ve bölgede yağmacı grupların kervanlara gelir kaynağı olan ticari tarım ürünleri ve deve yetiştiriciliği
saldırıları nedeniyle çöldeki ticaret yolları deniz yollarından zarar görmüştür. Bunun sonucunda gelir kaynakları daralmış
daha maliyetli hale gelmeye başlamıştır. Bölgede ticaretin ve meşru-gayrı meşru ürün ayrımı silikleşmiştir. Böylece
canlılığını yitirmesine neden olan bu faktörlerin yanında sigara, uyuşturucu maddeler daha yoğun şekilde bölgedeki
Fransız hâkimiyetinin bir sonucu olarak frankın para birimi ticarete dâhil olmuştur.
haline getirilmesi yerel paranın değer kaybetmesine yol aç-
Sahra-Sahil ticaret yolları 8. yüzyıldan bu yana yaşadığı
mış ve ticareti olumsuz yönde etkilemiştir. Sömürgeci güçler
değişime rağmen varlığını sürdürmüştür. Bunun yanında
tarafından 20. yüzyılın başında çizilmiş olan sınırlarda
bölgenin siyasal ve coğrafi koşulları geleneksel ticaret ağ-
gümrük engellerinin de kurulmuş olmasıyla Avrupa ülkeleri
larını yeni aktörler ve ürünlerle tanıştırmıştır. Ticaret ürün
ve esasen Fransa bölgedeki hâkimiyetini güçlendirmiştir.
yelpazesinin bir kısmını zamanla illegal ürünler teşkil etmiş-
Böylece Fransız Batı Afrika Şirketi gibi şirketler gruplarının
da aracılığıyla bölge ticareti Avrupa’ya bağımlı hale geti-
4 Gregoire, Major Sahelian Trade Networks: Past and Present, s. 92
rilmiştir. Ancak Sahil ve Sahra’da ticaret ağlarının varlığını
5 Wolfram Lacher, “Organized Crime and Conlict in the Sahel Sahara
Region”, The Carnegie Papers: Middle East, September 2012, s. 4
3 Emmanuel Gregoire, “Major Sahelian Trade Networks: Past and Pre- 6 Franklin Charles Graham IV, “Abductions, Kidnappings and Killing
sent”, Socieies and Nature in the Sahel içinde, (der) Claude Raynaut, in the Sahel and Sahara”, Review of African Political Economy, No:
(Londra: Routledge, 1997), s. 90, 91 130 (2011), s. 591

www.bilgesam.org Sayfa 2
Batı Afrika’da Kaçakçılık ve Mağrib Kaidesi Arasındaki İlişki

tir. Bu ürünlerden silah ve sigaranın kaçakçılık yapısından rika ülkelerinden Fas’ta ise 7. yüzyıldan beri var olan ve
bahsettik. Yazının ikinci kısmında ise uyuşturucu kaçakçılı- zaman zaman yasaklamalara maruz kalan kenevir üretimi
ğında Sahra-Sahil bölgesi vurgulanarak Batı Afrika’nın yeri 1980’lerden itibaren Avrupa’da yükselen talebe paralel
incelenecektir. olarak artış göstermiştir.9 Kaçakçılık yollarına göz atacak
olursak Senegal, Nijerya, Fas ve Gana’da üretilen kenevir
Küresel Uyuşturucu Kaçakçılığının Aktarma Merkezi Avrupa’ya deniz veya havayolu ile ihraç edilmektedir.10
olarak Batı Afrika Fas’ta üretilen kenevir ise üç temel yol kullanılarak ülke
Sahra-Sahil bölgesin 8. yüzyıldan itibaren hem geçim kay- dışına çıkarılmaktadır. Bunlardan ikisi Moritanya üzerinden
nağı olan hem de sosyal ve siyasal dinamikleri etkileyen bir gerçekleştirilir. Moritanya’nın kuzeyinden Nijer’in kuzeyine
unsur olan ticaret ağları 1980’lerden sonra sigara ve silah geçiş yapılmaktadır veya Moritanya’nın güneyinden ‘umut
kaçakçılığına açılmakla kalmamış uyuşturucu kaçakçılığında yolu’ denilen Nuakşot-Bamako-Nijer hattından geçmekte-
da dünyanın hareketli bölgelerinden biri olmuştur. Bu bö- dir. Özellikle 2000’li yıllardan itibaren kullanılma yoğun-
lümde Batı Afrika’nın küresel uyuşturucu kaçakçılığındaki luğu artan Sahra-Sahil yolununsa üç temel varış noktası
(kenevir ve kokain) konumu, tarihsel evrimi ve Türkiye’ye bulunmaktadır. İlki Kuzey Moritanya üzerinden gönderilen
etkileri incelenecektir. kenevirin Agades yoluyla Libya’ya oradan Balkanlar ve
Avrupa’ya ulaşmasıdır. İkinci ve üçüncü varış noktaları ise
Çad-Sudan-Kızıldeniz hattı üzerinden Körfez ve Orta Doğu
ülkeleridir. Fas’ın toplam kenevir üretiminin yaklaşık olarak
üçte biri Sahra-Sahil yolu kullanılarak kaçakçılık ağına dâhil
edilmektedir.11

Sahra-Sahil yolu üzerindeki kenevir kaçakçılığında yerel ak-


törlerin rolünü inceleyecek olursak kaçakçılık yollarının par-
çalara ayrıldığı ve her bir parçadan belli aşiretlerin sorumlu
olduğu görülmektedir. Aşiret üyeleri doğrudan uyuşturucu
ticaretine dâhil olmak yerine güvenlik, yol rehberliği veya
nakliye ile sınırlı kalmaktadır. Ayrıca aşiretler arasında evli-
lik yoluyla kurulan bağlar da iletişimi güçlendirerek ulaşım
ağı kurulmasında önemli bir ögedir.12 Kenevirin bir kısmı
yukarıda anlatıldığı yollarla bölge dışına satılmakla birlikte
üretiminin önemli bir bölümünün ise yerel talebi karşıladığı
belirtilmelidir. Zira kenevirin fiyatı diğer uyuşturucu tür-
Kaynak: Not Just in Transit Drugs, the State and Society in lerine nazaran çok daha düşüktür ve yerel üretim nedeniyle
West Africa, WACD Raporu ulaşımı daha kolaydır. Ayrıca güney Avrupa’da -özellikle
güney İspanya’da- gözetim sistemlerinin geliştirilmesi nede-
Bölgede üretimi yapılıyor olması hasebiyle kenevir Batı niyle kenevir gibi hacimli bir ürünün kaçakçılığının maliyeti
Afrika’da kaçakçılığı yapılan en eski uyuşturucu türlerin- artmıştır. Dolayısıyla keneviri yerel piyasalarda pazarlayarak
dendir. Küresel kenevir üretiminde Fas’ın payının %21, onun yerine az bir ürün ve düşük yakalanma riskiyle yüksek
Afrika’nın toplam payının %25 olması Batı ve Kuzey kâr sağlayabilecek eroin veya kokain kaçakçılığı yapmak
Afrika’nın kenevir ve kenevir reçinesi kaçakçılığında dik- tercih edilmektedir.
kate alınması gereken bir yeri olduğunu göstermektedir.7
Bölgede kenevir üretimi ve kaçakçılığının başlangıcı 20.
yüzyılın ilk yarısına dayandırılmaktadır. Ancak bu dönem Afairs, No:431 (2009), s. 173, 175
içinde yapılan üretim küçük çaplıdır. Batı Afrika’da özellikle 9 Pierre-Arnaud Chouvy, “Production de Cannabis et de Haschich au
Nijerya’da yerel olarak yetiştirilen önemli miktarda kenevir Maroc : Contexte et Enjeux”, L’Espace Poliique, 01 Ocak 2008, http://
espacepolitique.revues.org/59, (Erişim: 14 Kasım 2014)
1960’larda marihuana gibi uyuşturucu madde kullanımının
10 Ellis, West Africa’s Internaional Drug Trade, s. 175
yaygınlaşmasıyla birlikte Avrupa’ya, 1980’lerden sonra
11 Julien Simon, “Le Sahel comme Espace de Transit des Stupéfiants:
ise Orta Doğu’ya kaçak olarak ihraç edilmiştir.8 Kuzey Af- Acteurs et Conséquences Politiques”,
Hérodote, No: 142 (2011), s. 127-129.
7 United Nations Office on Drugs and Crime, Cannabis in Africa: An 12 Simon, Le Sahel comme Espace de Transit des Stupéiants: Acteurs
Overview, 2007, s. 2 et Conséquences Poliiques, s. 128
8 Stephen Ellis, “West Africa’s International Drug Trade”, African

www.bilgesam.org Sayfa 3
Batı Afrika’da Kaçakçılık ve Mağrib Kaidesi Arasındaki İlişki

Batı Afrika’nın uyuşturucu kaçakçılığı tarihinde eroin ve Latin Amerika’dan doğrudan gelirken yaklaşık %13’ü Batı
kokain kaçakçılığının gelişmesinde kenevir kaçakçılığı için Afrika’dan gelmektedir. Hava yoluyla ise doğrudan bir hat
oluşturulmuş ağ ve yollar kolaylaştırıcı unsur olmuştur. kurulmamaktadır. Bunun yerine kıyı ülkelerine veya Mali’ye
Kenevire göre getirisi daha yüksek olan bu iki uyuşturucu inen ürünler buradan yine hava, kara veya deniz yoluyla
türünden eroin 1980’lerde ilk olarak Nijerya uyruklu ka- Avrupa veya diğer pazarlara varmaktadır.14
çakçılar tarafından Pakistan’dan Nijerya’ya oradan ABD’ye
gönderilmesiyle başlamıştır. Kokain ticaretinde Batı
Afrika’nın bir geçiş merkezi haline gelmesi ise 1990’larda
Gana üzerinden olmuştur. Bu uluslararası kaçakçılık ağı
öncelikle Nijerya ve Gana sonrasında Fildişi ve Senegal uy-
rukluların da katılımıyla üretici ülke, geçiş ülkesi ve tüketici
ülkede bulunan hemşehri ağı veya bavul ticareti ile deniz
veya hava yolu üzerinden oluşturulmuştur.

Tüm bu kaçakçılık kalıpları 2000’lere değin var olmakla


beraber Batı Afrika ve sonrasında Sahra-Sahil yollarının
özellikle kokain kaçakçılığında yoğun olarak kullanılması
ve bu alanların uluslararası geçiş merkezi olması 2005’ten
itibaren olmuştur. Küresel kokain üretiminin tamamına yakı-
nını üç Latin Amerika ülkesi (Peru, Kolombiya ve Bolivya)
sağlamaktadır. Üretilen kokainin yaklaşık %67’si Kuzey
Amerika ve Avrupa tarafından tüketilmektedir. Bununla
beraber 1990’larda Avrupa’da talebin artışına paralel olarak
Latin Amerikalı üreticilerin Avrupa pazarlarına olan ilgisi
artmıştır. Latin Amerika’dan Avrupa’ya ulaşım ilk olarak
Kuzey Yolu (Karaip-Asor-İberik yarımadası/ Kuzey Avrupa)
ve ardından Merkez Yol (Yeşil Burun Adaları/ Madere-Ka-
narya-Avrupa) denilen iki hat üzerinden gerçekleştirilmek-
tedir. Fakat bot yoğunluğun artması ve gözetleme sistem-
lerinin Avrupa ve ABD tarafından geliştirilmesi bu yolların
güvenlik sebebiyle çekiciliğinin kaybolmasına neden olmuş-
tur. Böylece kaçakçılık yolları daha güneyde Yeşil Burun Kaynak: Simon Julien, Le Sahel Comme Espace De Transıt
Adalarını Batı Afrika’ya bağlayan ve aktif kullanılması Des Stupéfıants.Acteurs Et Conséquences Polıtıques
nedeniyle “otoyol 10” olarak isimlendirilen 10. kuzey para-
leline kaymıştır.13 Bu rotanın tercih edilmeye başlaması Batı Sahra-Sahil Bölgesinde Terörizm-Uyuşturucu
Afrika’nın küresel kokain kaçakçılığı ağında etkin bir geçiş Kaçakçılığı Bağı
noktasına dönüşmesine sebep olan temel faktörlerdendir. Analiz kapsamında bölgede etkin olan terör örgütlerinden
Mağrip Kaidesi (İngilizce metinlerde Al Qaeda in the Isla-
Latin Amerika üzerinden Batı Afrika’ya gelen kokain kara,
mic Maghreb olarak anılmaktadır) ile uyuşturucu kaçakçı-
deniz veya hava yoluyla başta Avrupa olmak üzere dünya
lığı arasında herhangi bir ilişki olup olmadığı anlaşılmaya
pazarlarına açılmaktadır. Kara yolu üzerinden yapılan ka-
çalışılmaktadır. Bu bağlamda ilk aşamada bölgedeki terör
çakçılıkta en yoğun olarak Sahra yolu kullanılmaktadır. Bu
sorununun doğuşu ve şimdiki durumu üzerine genel bir bilgi
yol üzerinden Kuzey Avrupa’ya ve oradan Balkanlar’a ve
verildikten sonra ikinci aşamada bu terör örgütlerinin uyuş-
Avrupa’ya varılmaktadır. Bir de doğu-batı ekseni üzerinden
turucu kaçaklığına dahiliyetinin ne kapsamda olduğu anlaşıl-
Kızıldeniz’i aşarak Orta Doğu pazarlarına açılmaktadır.
maya çalışılacaktır.
Deniz yolu üzerinden ya doğrudan Batı Afrika kıyılarından
Avrupa’ya veya Kuzey Afrika kıyılarından Avrupa’ya ulaşıl-
maktadır. Avrupa’ya kaçak olan giren uyuşturucunun %86’sı
14 José María Blanco Navarro ve Luis de la Corte Ibáñez, “Terrorisme
et trafic de drogues en l’Afrique sub-saharienne”, Document de Trava-
13 Simon, Le Sahel comme Espace de Transit des Stupéfiants: Acteurs il, Institut Espagnol d’Études Stratégiques (IEEE) et Institut Militaire
et Conséquences Politiques s. 130, 131. de Documentation de l’Évaluation et Prospective (IMDEP), 2013, s. 9

www.bilgesam.org Sayfa 4
Batı Afrika’da Kaçakçılık ve Mağrib Kaidesi Arasındaki İlişki

Selefi Dava ve Harp Cemaati’nin Bölgesel Tehdit Olarak Cezayir’de gücü azalan örgüt mensuplarının bir kısmı ulus
İslami Mağrip Kaidesi’ne (İMK) Dönüşümü aşırı alanda ideolojik olarak yakınlık duyduğu diğer örgüt-
Sahra-Sahil bölgesinde etkin olan ve özellikle Mali’de çıkan lerle işbirliğine gitmek istemektedir.17 Böylece hem etkinlik
iç savaşla birlikte daha görünür olan İMK ilk olarak Selefi sahasını daha geniş bir alana yayarak hareket kabiliyetini
Dava ve Harp Cemaati ismiyle Cezayir’de ortaya çıkmıştır. artırmak hem de güvenlik güçlerinin baskısını azaltmak
Bu grubun ortaya çıkmasına neden olan kritik olay 1992 mümkün olabilecektir. Bu bağlamda ilk olarak el-Kaide,
parlamento seçimlerinin ilk aşamasının ardından askeri bir 2002 yılında temsilcilerini SDHC’ye olan yakınlıklarının bir
darbe yapılarak seçimin ikinci aşamasının iptal edilmesi ol- göstergesi olarak göndermiştir. Fakat grubun lideri Hattap
muştur. Ülke 1962’de bağımsızlığını kazandığından bu yana esas amaçlarının Cezayir’de İslam devleti kurmak olduğunu
Ulusal Kurtuluş Cephesi tarafından yönetilmiş ve 1988’de belirterek bir bağ kurulmasını reddetmiştir. Bununla beraber
ağırlaşan iktisadi bunalımın ardından 1990 yerel seçimle- Abdülmalik Drukdel ve Sahravi gibi grubun kimi üyeleri
rinden itibaren İslami Selamet Cephesi (Front Islamic de Hattap’a karşı çıkmış ve Hattap 2004 yılında istifaya zorlan-
Salvation-İSC) toplumdan beklenmedik şekilde destek gör- mıştır. Bunun üzerine lider olan sırasıyla Sahravi ve Drukdel
meye başlamıştır. Aynı şekilde 1992 parlamento seçimlerinin örgütün hedelerini yerel olmaktan çıkararak bölgesel hale
ilk aşamasında da İSC’nin aldığı oy oranıyla seçimleri ka- getirmeyi amaçlamışlardır.18 Bu doğrultuda örgüt Fas İslami
zanacağı sinyalini vermesiyle seçimlerin ikinci aşamasından Mücadele Grubu, Tunus İslami Mücadele Grubu, Libya İsla-
önce darbe yapılmış ve ülkede siyasal gerginlik tırmanmıştır. mi Hareketi ve Mali veya Moritanya merkezli birçok örgütle
Tüm bu baskı ve dışlama politikaları karşısında devlet ve bağlantı kurmuştur.19 Son olarak 2007 yılında el-Kaide’ye
güvenlik güçlerine karşı silahlı saldırılar başlamıştır. İslami bağlı olduklarını ilan etmiş ve isimlerini de İslami Mağrip
devlet düzeni getirmek veya siyasal dışlamayı ortadan Kaidesi olarak değiştirmişlerdir.20
kaldıracak özgür siyasal katılım düzenini sağlamak amacın-
da olan başlıca silahlı gruplar İslami Silahlı Hareket (İSH)
ve İslami Selamet Ordusu’dur (İSO). İSO kırsallarda, İSH
ise şehirlerde etkindir. İddialara göre zamanla İSH, diğer
grupları yeterince etkin olmamak ve İslam’ın kimi kuralla-
rını uygulamamakla suçlamış, diğer gruplara karşı da savaş
“ Keneviri yerel piyasalarda pazarlayarak onun yerine az
bir ürün ve düşük yakalanma riskiyle yüksek kâr sağla-
yabilecek eroin veya kokain kaçakçılığı yapmak tercih
edilmektedir.

açarak sivil-asker ayrımı yapmadan şiddete başvurmuştur.
Bu iddiaların karşısında devletin bu saldırıları gerçekleştirip
Mağrip Kaidesi bu hedef değişikliğinden itibaren bölgede
sorumluluğunu İSH’ye yükleyerek halkın desteğini azalt-
varlığını özellikle bağlantılı olduğu gruplar aracılığıyla
mayı hedelediği öne sürülmektedir.15 Ardından daha önce
sürdürmüştür. Libya’da 2011 yılında, ardından Mali’de
Cezayir ordusunda görev almış olan Hasan Hattap ve onun
2012’de çıkan iç savaşlar örgütün yayılması ve güçlenmesi
emrinde Cezayir ordusunda görevli olan Emiri Seyfi 1997
için bir fırsat olmuş ve güvenlik endişelerini arttırmıştır.
yılında sivillere saldırmanın asıl amaçtan uzaklaşmak olduğu
Bilhassa Sahra-Sahil bölgesinde denetleme-gözetlemenin
yönünde bir fetva yayınlamışlardır. Bu açıklamalarında ayrı-
getirdiği zorluk ve zayıf devlet yapıları nedeniyle İMK’nin
ca halkın isteklerini yansıtacak şekilde Selefi Dava ve Harp
Batı Afrika Tevhit ve Cihat Hareketi (BATCH) ve Ensar
Cemaati (SDHC) isminde yeni bir örgütün kurulduğunu ilan
ed-Din gibi kolları aracılığıyla bölgede siyasal istikrarsızlığı
etmişlerdir. Grup ülkenin kuzeyinde Kabiliye’de, güneyinde
arttırmasından ve uyuşturucu, silah, insan kaçakçılığı gibi
ise Mali ve Nijer sınır bölgelerinde etkin olmuştur. Grubun
suçlara müdahil olarak büyüyen bir güvenlik tehdidine dö-
mühimmat ihtiyaçlarını karşılamak için ise Emiri Seyfi,
nüşmesinden endişe edilmektedir. Bu bağlamda çalışma,
1990’da Afganistan’daki savaşın ardından Cezayir’in gü-
uyuşturucu kaçakçılığının sürdürülmesinde terör örgütlerinin
neyindeki Tamanrasset’e dönerek sigara kaçakçılığı yapan
payı ve uyuşturucudan elde edilen yüksek gelirin terör faali-
Muhtar Bel Muhtar ile iletişime geçmiştir.16
yetlerine kaynaklık etmesi üzerine yoğunlaşacaktır.
Terörist gruplara karşı devletin etkinliğinin artması ve halk
17 Jacques Roussellier, “Terrorism in North Africa and the Sahel: Al
desteğinin azalmasına bağlı olarak 2001 yılından itibaren Qaida’s Franchise or Freelance?”, Policy Brief, Middle East Institute,
No:34 (Ağustos 2011), s. 4
15Jonah Schulhofer-Wohl, “Civil War in Algeria, 1992-Present”, Civil 18 Smith, Al Qaida in the Lands of the Islamic Maghreb, s. 67
Wars of the World: Major Conlicts since World War II içinde, (der) 19 Eric Ouellet, Jérôme Lacroix-Leclair, Pierre Pahlavi, “The Insti-
Karl DeRouen ve Uk Heo, (Santa Barbara: ABC-CLIO, 2007), s. 108 tutionalization of Al Qaeda in the Islamic Maghreb”, Terrorism and
16 Gregory Smith, “Al Qaida in the Lands of the Islamic Maghreb”, Poliical Violence, 26:4 (2014), s. 655
Journal of Strategic Security, Cilt:2, No:2 (Mayıs 2009), s. 65 20 Smith, Al Qaida in the Lands of the Islamic Maghreb, s. 68

www.bilgesam.org Sayfa 5
Batı Afrika’da Kaçakçılık ve Mağrib Kaidesi Arasındaki İlişki

Sahra-Sahil Bölgesinde Uyuşturucu Terör Bağlantısı ilgisi olmadığı yalnız isim benzerliği olduğu anlaşılmıştır.
Avrupa’ya giden yollarda yakalanma ihtimalinin artmasıyla Bunun yanı sıra bölgede uyuşturucu kaçakçıları arasında
özellikle 2005 yılından itibaren Latin Amerika uyuşturucu ortaya çıkan çatışmalarda Mağrip Kaidesi’ne dair bir iz bu-
baronları tarafından Batı Afrika tercih edilmektedir. Batı lunamayışı da Mağrip Kaidesi’nin uyuşturucu kaçakçılığı
Afrika’da ise gözetleme imkânlarının yetersiz kaldığı Sahra- bağlantısı tezini zayılatmaktadır.
Sahil bölgesi Avrupa’nın yanı sıra Orta Doğu, Körfez ve
İki tehdit arasındaki bağlantıyı zayılatan bulgular bulun-
Balkan pazarlarına açılma fırsatı sunan bir geçiş yolu ola-
makla birlikte Mağrip Kaidesi ve bağlantılı Batı Afrika
rak kullanılmaktadır. Mali, Nijer, Fas ve Cezayir’in güney
Tevhit ve Cihat Hareketi’nin (BATCH) yapısı, örgüt ile
kısmını kapsayan Sahra bölgesinin uyuşturucu ağları için
uyuşturucu kaçakçılığı arasında ilişki olabileceği iddiala-
cezbedici olmasına neden olan zayıf devlet yapıları, siyasal
rının tamamen asılsız olmadığını ortaya koymaktadır. Zira
istikrarsızlık ve yüksek yolsuzluk oranları aynı zamanda
örgütiçinde çıkarlar homojen değildir.21 Bu noktada en
terörün bölgede beslenmesi için uygun bir ortam oluştur-
net bulgular BATCH içindeki, örgütün kalelerinden birine
muştur. Bölgenin ve dolaylı olarak dünyanın istikrar veya
dönüşmüş olan Gao bölgesinden üç kişi üzerinden elde
güvenliğine karşı büyüyen iki tehdit, uyuşturucu kaçakçılığı
edilebilmektedir: Muhammed Uld Ahmed Deya (Ruji), Şerif
ve terör, arasındaki bağlantının varlığı ise birbirlerini besle-
Uld Tahir ve Sultan Uld Badi. Ruji 2010 yılında uyuşturucu
meleri ihtimalinden dolayı endişeleri artırmaktadır.
kaçakçılığı suçuyla Moritanya’da yakalanmış ve Mali’ye
Sahra-Sahil bölgesinde görece etkin ve güçlü olması sebe- iade edilmiştir. Fakat İspanya’nın o dönemde kaçırılmış
biyle çalışmada Mağrip Kaidesi’nin ve bağlantılı örgütlerin olan vatandaşlarının serbest bırakılması için baskı yapması
(BATCH) uyuşturucu ticaretiyle ilişkisi ele alınmıştır. Böl- üzerine serbest bırakılmıştır. Uld Badi ve Uld Tahir içinse
gede terör örgütlerinin etkinliği ile uyuşturucu kaçakçılı- Mali yetkilileri tarafından 2013 yılında uyuşturucu kaçak-
ğının yükselişe geçmesinin yakın dönemlere denk gelmesi çılığı suçundan yakalama kararı çıkarılmıştır. Bu kişilerin
nedeniyle aşırılık yanlısı terör örgütü Mağrip Kaidesi ve BATCH üyesi oldukları ise 2012 yılında Gao ve Timbuk-
benzerlerinin finansal kaynak sağlamak amacıyla uyuşturucu tu bölgesindeki Tuareg ve Arap kabilelerinin önde gelen
ticaretine müdahil olma ihtimalini düşündürmektedir. Fakat isimleriyle yapılan röportajdan anlaşılmaktadır. Röportajda
gerek Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Bürosu rapor- Uld Tahir ve Ruji’nin BATCH’yi destekledikleri ve uyuştu-
ları gerek medyada çıkan çeşitli haberlerin ayrıntılı incelen- rucu kaçakçısı oldukları sık sık ifade edilmiştir. Uld Tahir ve
mesi iki tehdit arasında doğrudan ilişki olduğuna dair güçlü Ruji, BATCH’nin destekçileri olmakla beraber örgüt içinde
deliller olmadığını göstermektedir. arka planda kalmayı tercih etmektedirler. Fakat Uld Badi,
İMK ile yakın bağları olan BATCH liderlerinden biri olarak
Terör-uyuşturucu kaçakçılığı bağı kapsamında, Latin Ame- geçmektedir. Ayrıca 2012 Mali krizi öncesi Mali başkanı
rika menşeli uyuşturucunun kaçakçılığında İMK’nin ve hi- olan Amadu Tumani Ture’nin Kuzey Mali’deki İbrahim
ziplerinin aktif rol oynadığına hatta uyuşturucu baronlarıyla Bahanga önderliğindeki isyancılarla mücadele için milis
doğrudan işbirliği içinde olduğuna dair haberler 2008’den kuvvetleri oluşturmuştur. Bahanga’nın uyuşturucu kaçakçı-
sonra karşımıza çıkmaktadır. New York’ta uyuşturucu lığını engellemesinden dolayı uyuşturucu kaçakçısı Mulay
kaçakçılığından dolayı yargılanan üç Malilinin Mağrip Ahmed, bu dönemde bu milisleri desteklemiş fakat 2012’de
Kaidesi’nin kendilerine Sahra üzerinden uyuşturucuyu ka- Timbuktu’yu İMK’nin ele geçirmesiyle İMK ile işbirliği
çırmak için koruma sağladıklarına dair ifade vermeleri üze- yapmıştır. Bahsedilen ilk üç kişinin hem BATCH destekçisi
rine Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri (FARC), Mağrip hem de uyuşturucu kaçakçısı olarak tanınmaları terörizm
Kaidesi ve uyuşturucu kaçakçıları arasında bağlantı olduğu ve uyuşturucu kaçakçılığı arasında bağ olduğu yönündeki
algısı oluşturulmuştur. Fakat daha sonra ABD Uyuşturucu savları destekler niteliktedir. Mulay Ahmed’in koşullara göre
ile Mücadele İdaresi’nin bir temsilcisinin sanıklara kendisini değişen işbirliği ise uyuşturucu kaçakçılarının örgütle iliş-
FARC’ın temsilcisi olarak tanıttığı ve bu yüzden sanıkların kisinin çıkarlarına uygun olarak sürekli olmayan işbirliğine
iş ortaklarına karşı kendilerini korumak için bu yönde be- dayandığını göstermektedir.
yanatta bulundukları anlaşılmıştır. Terör örgütünün narkotik
bağlantılarına dair bir diğer veri ise Aralık 2010’da Fas’ta Sahra-Sahil bölgesinde terör ve uyuşturucu bağı olduğu yö-
yakalanan Sultan Uld Badi isimli bir uyuşturucu kaçakçı- nündeki tezleri destekleyici ve çürütücü bulgular göz önünde
sının Mağrip Kaidesi bağlantılı Batı Afrika Cihat Hareketi
(BACH) liderlerinden olduğu öne sürülerek Polisaryo Cep- 21 Wolfram Lacher, “Challenging the Myth of the Drug-Terror Nexus
hesi, Mağrip Kaidesi ve uyuşturucu kaçakçıları arasında in the Sahel”, West Africa Commission of Drug Background Paper, No.
bağlantı olduğu iddia edilmiştir. Ancak bu şahsın BACH ile 4 (2013), s. 3, 6; BATCH, İMK içinde özellikle Muhtar Bel Muhtar ile
yakın ilişkiye sahiptir.

www.bilgesam.org Sayfa 6
Batı Afrika’da Kaçakçılık ve Mağrib Kaidesi Arasındaki İlişki

tutularak değerlendirildiğinde iki tehdit arasında sürekli ve Öte taraftan, küreselleşen dünyada bu sorunların
organik bir ilişki olmamakla beraber şartların gerektirdiği bulundukları bölgeyi aşarak dünyanın farklı coğrafyalarını
durumlarda uyuşturucu kaçakçıları ve teröristlerin geçici da tehdit edebileceği dikkate alınmalıdır. Bu noktada bu
işbirliğine gidebildiğini göstermektedir. Öte yandan bölgede problemlerle mücadele edebilmek adına iki meseleyi ortaya
iki tehdidin de baş göstermesi ve etkin şekilde önlenememe- çıkaran ve ortaya çıkmasını kolaylaştıran etkenlere eğilmek
sinin arkasında iki dinamiğin birbirini beslemesinden ziyade gerekmektedir. Devlet otoritesinin zayıf kaldığı Sahra-Sahil
ikisinin de gelişmesine uygun koşulları hazırlayan ortak fak- bölgesinde yerel güç dengelerinde rüşvete dayalı çıkar
törler incelenebilir. Bölge devletlerinin güvenliği sağlamada ilişkisinin belirleyici bir unsur olduğu göz önünde bulundu-
hem ekonomik hem teknolojik hem de eğitimli personel rulmalıdır. Ayrıca güvenlik tehditlerinin oluşmasında kolay-
açısından yetersiz kalması, özellikle kaçakçılarla devlet yet- laştırıcı etmenlerden birisi de halkın iktisadi problemleridir.
kilileri arasındaki rüşvet ilişkisi, değişen siyasal ve iktisadi Geleneksel olarak varlığını sürdüren Sahra-Sahil ticaret
koşullar nedeniyle yerel halkın yaşam şartlarının çok düşük yolları bölge insanın gerek tüccar olarak gerek yol güvenlik
olması sahanın çöl olması nedeniyle getirdiği coğrafi zor- ve rehberlik karşılığında vergi alarak geçimini sağladığı bir
luklarla birleştiğinde Batı Afrika’yı aşarak dünyanın diğer kaynak olmuştur. Fakat sömürge döneminin mirası olarak
coğrafyalarını da etkileyebilecek olan sorunların temellerini yapay sınırlarla oluşturulmuş devletlerle birlikte gelen güm-
oluşturmaktadır. rük engeli ve iktisadi sistemden çıkarlara uygun düşmeyen
yerel yapıların dışlanması çabası bölge halkının ekonomik


kaynaklarını daraltmıştır. Bu sebeple yerel halkın geçim

Sahra-Sahil bölgesinde terör ve uyuşturucu arasında “


sürekli ve organik bir ilişki olmamakla beraber şartların
gerektirdiği durumlarda uyuşturucu kaçakçıları ve terö-
ristlerin geçici işbirliğine gidebildiğini göstermektedir.
kaynakları küresel iktisadi sistemin dinamikleriyle birlikte
bölgenin tarihi, sosyal ve siyasal özellikleri hesaba katılarak
incelenmeli halkın iktisadi problemleri bu çerçevede çözüm-
lenmelidir.

Sonuç
Batı Afrika, bölgede yaşanan terör olaylarıyla sık sık günde-
me gelmektedir. Ayrıca bölge, özellikle 2005 yılından sonra
Latin Amerika’nın kokain ticareti için geçiş merkezi haline
gelmesiyle uluslararası uyuşturucu kaçakçılığında strate-
jik bir yere sahip olmuştur. Batı Afrika içinde Sahra-Sahil
bölgesi ise siyasal ve coğrafi koşulların bir getirisi olarak
güvenlik zaaları nedeniyle yasadışı örgütlerin faaliyetlerini
sürdürmeleri için cezbedici bir sahadır. Bunun yanında bu
alanda 8. yüzyıldan itibaren yerleşmiş olan ticaret yolları
ve bu yollardan geçimini sağlayan yerel halkın iktisadi sı-
kıntıları bu tip yasadışı faaliyetlere karşı bölgeyi kırılgan
kılmaktadır. Bu yüzden bölgede kolaylıkla neşet eden terör
örgütleri ve yine ulaşım ağlarından faydalanan uyuşturucu
kaçakçıları arasında karşılıklı faydaya dayanan bir ilişki ola-
bileceği düşünülebilir. Ancak eldeki bulguların ayrıntılı in-
celenmesi aradaki bağın niteliğinin iyi ayırt edilmesi gerek-
tiğini göstermektedir. Analiz çerçevesinde ele alınan verilere
göre terör ve kaçakçılık arasında kurumsallaşmış ve sürekli
bir ilişki olduğu iddia edilemez. Bununla beraber, koşulların
gerektirdiği yer ve zamanlarda mali destek karşılığında reh-
berlik ve yol güvenliği sunmak gibi geçici bir çıkar ilişkisi
kurulabilmektedir.

www.bilgesam.org Sayfa 7
Batı Afrika’da Kaçakçılık ve Mağrib Kaidesi Arasındaki İlişki

BİLGESAM Hakkında Yazar Hakkında

BİLGESAM, Türkiye’nin önde gelen düşünce kuru-


luşlarından biri olarak 2008 yılında kurulmuştur.
Kar amacı gütmeyen bağımsız bir sivil toplum ku- Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölü-
ruluşu olarak BİLGESAM; Türkiye’deki saygın münden 2013 yılında mezun olmuştur. Sabancı Üni-
akademisyenler, emekli generaller ve diplomatların versitesi Siyaset Bilimi programında yüksek lisans
katkıları ile çalışmalarını yürütmektedir. Ulusal ve eğitimine devam etmektedir. BİLGESAM’da araştır-
uluslararası gündemi yakından takip eden BİLGE- ma asistanı olarak çalışan Hatice EKE batı Afrika ve
SAM, araştırmalarını Türkiye’nin milli problemleri, güvenlik konularında uzmanlaşmaktadır. İngilizce ve
dış politika ve güvenlik stratejileri, komşu ülkelerle Fransızca bilmektedir.
ilişkiler ve gelişmeler üzerine yoğunlaştırmaktadır.
BİLGESAM, Türkiye’de kamuoyuna ve karar alıcı-
lara yerel, bölgesel ve küresel düzeydeki gelişmelere
ilişkin siyasal seçenek ve tavsiyeler sunmaktadır.

www.bilgesam.org Sayfa 8

You might also like