You are on page 1of 77

UZM. EĞT. PSK.DAN.

SUNAY DÖKMECİ
pskdan.sunaydokmeci
Kuşlar uçar, balıklar yüzer ve çocuklar oyun
oynar.
Garry L. Landreth
Çocuğun doğal iletişim aracı=OYUN

ü Çocuğun kendi kendini ifade edebildiği,


ü yeteneklerini fark ettiği,
ü yaratıcı potansiyelini kullanabildiği,
ü dil, zihin, sosyal, duygusal ve motor becerilerini
geliştirebileceği,
ü doğal, dinamik ve kendini iyileştirici bir süreçtir.
YAŞ ARALIKLARI VE OYUN

0-1 Yaş:

Bebek dünyayı tanımak için duyu organlarını kullanır.


Tekrarlanan manipulatif oyunlar oynarlar (Cee e).
(anne-bebek –kaybolma-nesne sürekliliği)
Kendi bedenini ve annenin bedenini tanır.
Saç çekme, ısırma vb.
Bu dönemde ilk sözcükleri duyarız.
Geçiş nesneleri vardır.
YAŞ ARALIKLARI VE OYUN

1-2 Yaş:
Duyguların dışa vurulması.
Yiyecekler ve artıklarıyla oynamak, kaba motor
kullanımı, yürüme, koşma...
Dış dünyayı tanımak ister.
Anne baba çocuk oyunları, saklambaç vb. oyunlar
oynarlar.
Taklitler ve gözlemler yaparlar. (Anne taklidi)
YAŞ ARALIKLARI VE OYUN

3-5 Yaş:
Sembolik oyunlar, role playing
Kum, su, hamur, sözcükler, öyküler, müzik
Koşmak dans etmek, top oyunları, resim yapmak, deneyler, inşa
etme, puzzle türü oyunlar, grup oyunları oynayabilir.
Hayali arkadaş, evcilik, kostümler, kuklalar
(Gündelik hayatta baş edemediği şeyleri hayali arkadaşa yükler.)
YAŞ ARALIKLARI VE OYUN

5-12 Yaş:
Yapılandırılmış oyun
Yaratıcılık, sanat, müzik, kitap, hayvanlar, kurallı oyunlar,
bisiklet, yazı yazmak, öğrenilen bilgileri kullanarak bir şeyler
oluşturmak.
Yarışmaya dayalı oyunlar, dramatik oyunlar, evlenme, günlük
hayatın taklidi. (sanat terapisi, grup)
YAŞ ARALIKLARI VE OYUN

12 Yaş ve üstü:
Yaratıcı sanat, öyküler yazmak, aşk, spor, hobiler, bilim ve
teknoloji, arkadaşlıklar, sorun çözme, hayal kurmak, değişik
rollere girme
18.YY Rousseau ; çocukları öğrenmek ve anlamak için çocukların
oyunun gözlenmesi gerektiğini söylemiş ve oyunun üzerine dikkatleri
çekmiştir. Rousseau terapi için değil daha çok eğitim amaçlı oyunu
kullanmıştır. Emile de buna katılarak çocukların küçük yetişkinler
olmadığını belirtmiştir.

1903 yıllarında FROBEL “İnsanların Eğitimi” isimli kitabında oyunun


sembolik anlamları üzerinde durmuş ve oyun terapisinin temellerini
atmıştır.

Melanie Klein (1905 ) kısıtlı oyuncaklarla oyun terapisi seansları


düzenleyerek bilinç altını temizlemeye çalışmıştı. Oyuncakları özel
dolaplara koyarak çocuk için özel hale getirdi, çocuğun kendisine
vurarak zarar vermesine izin vermedi ancak sözle saldırılara engel
olmadı.
Anna Freud (1946) çocukların oyununu, çocuğun iç dünyasını
çözmek için terapistle kurması gereken ilişkinin ilk kurulduğu yer
olarak değerlendirmiş ve kullanmıştır. Ancak serbest çağrışım
tekniğine yönelik oyun terapisi kısıtlı kalmıştır.

David Levy 1930’ yaşayan çocukların sağaltımı için serbest oyun


terapisini geliştirmeye çalıştı. Terapistin ana rolü çocuğun endişe
duymasını gerektiren tecrübelerini seçilmiş oyuncaklarla tekrar
canlandırmak için ortamı değiştirmektir. Uygun zamanda stres
yaratan durumları belirlemek için oyun materyallerini kullanırdı.
OYUNCAKLAR, çocuğun kelimeleri
OYUNU ise, ne anlatmak istediğidir..
Haim G. Ginott
ü Oyun ve oyuncaklar aracılığı ile çocukların ihtiyaçlarını ifade
etmelerine yoğunlaşan özel bir süreçtir.
ü Psikolojik danışma ne ise oyun terapisi de odur.
ü Çocuklar çeşitli araçlar kullanarak kendilerini ifade etme şansı
bulurlar.
ü Çocuğa seçme hakkı vererek özgüvenini tetikleyen bir süreçtir.
ü Çocuğun duygularını oynadığı böylece duygularını ortaya
çıkararak kontrol ettiği veya fark ettiği bir yöntemdir.
(AXLİNE,1969).
ü Çocuklar söyleyemedikleri şeyleri, düşüncelerini, duygularını
(cezalandırılacaklarını düşündükleri her şeyi ) oyuncak
kullanarak gösterirler.
ü Çocuğun olumlu benlik algısı geliştirmesine yardım eder.
OYUN TERAPİSİNDE, NELER
HİSSETTİĞİNİN ANLAŞILMASI ÇOCUĞA
NE SAĞLIYOR?
ÇOCUKLAR OYNAMAYI SEVER
ü Duygularını ifade etme ortamı bulurlar.
(sevilmeme, dışlanma, tepki görme. Özgürler/onu yapma, bunu kıracaksın)
ü Davranışlarını etkileyen kızgınlık/üzüntü/hayal kırıklığı gibi duyguları
yeniden yaratırlar, olumlu hale getirirler.
(Oyuncağı yere fırlatmak, kızgınlığın dışa vurumu. Ben kızgınım demez. Neden böyle, ne
yapılabilir?)
ü Çocuklar terapisel oyun oluşturur.
(destekleyici tavır. Yargılanmaz, tepki görmez. İlk başta zorlayabilir.)
ü Terapist ile birlikte kendini güvende hisseder.
ü Sorunlarını oynama ile yeniden yapılandırır.
ü Baş edemediği zorlukları canlandırır, oynar ve üstesinden gelir.
(Hastane deneyimi olan çocuklar/ ambulans ve tedavi-aile içi şiddet/dile getirme)
ü Pozitif bakış açısına sahip olur.
ü Yeniden tepki vermeyi ya da tepkisizleşmeyi öğrenir.
ü Empati kurar – dürtü ve duygularını kontrol etmeyi öğrenir.
ü Çocuğun rahatlamasına (katarsis) imkan sağlar.
(İstismar/travma)
ü Çocuk kendini oyuncaklarla ifade ettikçe yaşadığı duyguları dışa vurmaya başlıyor ve
gerginlik vücudunu terk ediyor.

ü Rahat iletişim kurabiliyor, ilişkilerinde daha aktif hale gelebiliyor.

ü Sinir ve stresin yerini, ilgi ve sosyal gelişimlerine daha uygun hisler alıyor.

ü Terapide öğrendiği davranışları yavaş yavaş günlük hayatına, arkadaşları ve ailesiyle


ilişkilerine taşıyor.
ü Kurduğu oyunu oynarken terapistin yönlendirmesiyle hayatında kendi yaşına uygun
bir hakimiyet kuruyor.

ü Terapist, çocuğa onda bu duyguları yaratan olayların yaşandığı çevresi üzerinde


kontrole sahip olduğu hissini fark ettiriyor.
ü Yaratıcı problem çözme;Oyun esnasında süreç, ortaya çıkan üründen daha
önemli olduğu için çocuklar sonuçlarından korkmadan, özgürce kendi
sorunlarını ve sosyal problemleri çözmelerinde onlara yardım edebilecek yeni
birleşim ve keşiflerde bulunabilirler.

ü Fantezinin dengelenmesi;Çocuklar oyunlarında arzularını temsili olarak


hemen tatmin edebilirler. Korkak bir çocuk cesur, zayıf bir çocuk güçlü
olabilir.

ü Gerçekliğin sınanması;Oyun, çocuklara sosyal durumlardaki ipuçlarını


okumak için alıştırma olanağı sağlar ve çocukların fanteziyi gerçek
durumdan ayırt etmesine yardım eder.
Bir okulun dersliği olduğu gibi, bir hastane odası hatta çocuğun odası bile olabilir.
Ancak oyun seans oyuncakları ile odanın kendine ait oyuncakları farklı olmalıdır.
Hatta gerekli oyuncaklar çantada bile taşınabilir.

Oyun odası ölçüleri 3,5 x 5 metrekare civarında olmalıdır.


Uzun dar ve daha geniş odada çocuğun uzaklaşma durumu olur bu nedenle kovalama
çabası içine gireriz. Bu ölçü aynı zamanda iki üç çocukla da terapi yapmak için ideal
ölçüdür.

Özel bir oyun odası hazırlanacaksa; tercihen ses geçirmeyen (ebeveynler duydukları
sese bağlı çocuğa tehditkar sorular sorabilir) silinebilir duvarlar, oda içinde ya da
kapıda cam olmamalı, ses kaydı ya da kamera çekimi için uygun yer, yerden 90 cm
yükseklikte bir tahta, mümkünse lavabo ve soğuk su yoksa bir kova su, oyuncaklar
için raflı dolap duvara monte edilmiş, mümkünse kapı içeri açılmalı hatta oda içinde
tuvalet varsa uygun olur böylece tuvalet için dışarı çıkması gerekmez. Oda da aynı
zamanda bir masa, üç sandalye olmalıdır. Biri yetişkin boyutlu olmalıdır.(tercihen*)
Oyun odası çantası Landreth (2002) tarafından oyun odası
çantası için önerilen malzemeler şunlardır;
•Pastel boya,
•Kağıt,
•Keskin olmayan makas,
•Kil ya da oyun hamuru,
•Dondurma çubukları,
•Koli bandı,
•Biberon, oyuncak bebek,
•Plastik tabak ve bardaklar,
•Bükülebilir belirsiz figürler,
•Oyuncak bebek ailesi, •Oyuncak bebek mobilyaları,
•Oyuncak bebek evi,
•Soyguncu maskesi, •Kauçuk bıçak, •Dart silahı,
•Kelepçeler,
•Oyuncak askerler, •Araba, uçak,
•El kuklaları, telefon,
• İp ve oyuncak takılar
• Legolar,kule yapılacak küpler
• Kum ve su
• Masa oyunları
• Hayvanlar(evcil ve vahşi hayvanlar-mümkünse aile olabilecek şekilde)
• Trenler ve uçaklar
• Arabalar (itfaiye.polis arabaları,içine figülerin konulabileceği taşıtlar)
• Doktor malzemeleri
• Giysiler ve aletler(polis şapkası,tamir aletleri)
Oyun odasındaki oyuncakların hepsinden en az iki tane, hayvan
gruplarında da her gruptan üçer tane olmalıdır.
•Oyuncaklar çocukların sözcükleri ve oyun da onların dili olarak
değerlendirildiği için oyuncaklar ve malzemeler dikkatli ve özenli biçimde
seçilmelidir.
•Malzemeler çocukların bağımsız etkinliklerini teşvik etmeli, duygulanımı,
duyguları ifadeyi ve oyun etkinliklerini kolaylaştırmalıdır.(popüler
oyuncalar olmamalı*)
(çocuk oyuncağını nereye bıraktıysa orada kalmalı ve aynı düzen
korunmaya çalışılmalı)
Bebek, çocuğun kendisini yansıtır, ( biberon, yatak,üstünü örtebilecekleri minik
örtü, ve giysiler)

Aile’yi oluşturan bebekler, (anne, baba, kız çocuğu, erkek çocuğu, büyükanne,
büyükbaba, vs.)

Polis, asker, vs. otorite sembolüdür. Asker setleri birlikte hareket edebilmeyi
temsil eder.

Hayvanlar (evcil ve vahşi hayvanlar)- mümkünse aile olabilecek şekilde,


hayvanlar 3 gruba ayrılır;

1-Kara Hayvanları: Sosyal hayat

2-Deniz Hayvanları: Yoğun duygular (sebebi bilinmeyen)

3-Hava Hayvanları: Özlem ve konuşma ihtiyacı.


Top: etkileşim, ilişkiler, güven, yeniden değerlendirme, rekabet, güven tazeleme…
Arabalar: hareketlilik, güç, kaçış, güvenlik, korunma, yolculuk, savunmalar, aile
sorunları…
Biberon: bebeklik dönemine geri dönme, bakım, oralite, başa çıkma konuları,
bebekler, kardeşler, idrara çıkma…
Dürbün: ilişki(yakın/uzak), gözetleme, avlanma, bulma, arama, yakınlık, kendini
değerlendirme…
*Bebekler: benlik kimliği, bebeklik dönemine geri dönme, kardeş, anatomi, rekabet,
yakınlık, arkadaşlık…
Fotoğraf makinesi: kanıt, onaylama, teyit etme, geçmiş, gerçek, delil, değişim, bellek,
bilgi…
Kutu: sır, bilinen/bilinmeyen, gizlenmiş, kontrol, kapsama, sınırlar, inanç, teyit etme,
hediye, benlik, itibar…
Tabaklar/yemek pişirme: ilgilenme/şefkat gösterme, kutlama, güvenlik, oralite,
dikkat, ihmal, talepler…
*Silahlar: (istenmeyebilir ama olmalı) saldırganlık, kontrol, kızgınlık, düşmanlık,
güç, ölüm, acı, ihlal etme, korunma, sınırlar vb…
Oyuncak ayı: sıcaklık, bakım verme, güvenlik, arkadaşlık, kendini koruma…
Kedi: nazik, bağımsız, sıcak, çevik, tembel, ruh hali değişen, hesapçı, meraklı,
kayıtsız,vb…
Köpek: korunma, saldırganlık, arkadaş, evcil hayvan, yoldaş, sadakat,vb….
Kartal: özgürlük, saygı, kaçış, avcı, mesafeli, takdir edilen, gözetleme, bağımsız,
otonom,vb…
Fil: yavaş, güçlü, nazik, ezik, istikrarlı, hantal,vb…
At: güç, hız, kaçış, güzellik, firari, istikrarlı, dayanıklılık, temas, destek, içsellik,
saygı,vb…
Kuzu: savunmasızlık, şefkatle bakıp büyütme, koruma, masum, bebek, kurtarma,vb…
Aslan: güç, tehlike, kontrol, hız, hükümdar, haşmetli, gururlu, azametli, avcı, gezinen,
baba, otorite, asalet, serseri, göz korkutucu, saldırgan
Kale/şato: ev, otorite, korunma, girilemez, sınırlar, geçmiş, aile, soğuk, katılık, güç,
güvenlik, beden sınırı, vb…
Mağara: korunma, korunan, saklanmış, gizli, bilinmeyen, sığınak, çelişkili duygular
yaşama, Banka: değer, eder, güvenlik, kayıp, itibar, saygınlık, sır, aile vb…
Sahil: güvenli, özgür, neşeli, dokunsal, güvenli, çocuksu, vb…
Ev: yuva, güvenlik, içsel, koruma, çatışma, evlilik, ebeveynler, vb… anlamlara geliyor
olabilir
ÇOCUKLARIN OYUNLARI
OYUN ODASI* ONLARIN EN GERÇEK UĞRAŞIDIR.
Ortam çocuğu ilk etkileyen şeydir.
‘’Burada olanları kullanma hakkına sahipsin.Kendin ol.Keşfet’’
‘’Güvendesin!’’

Oyunlardaki Temalar
Ø Agresyon ve Güç Cinsellik
Ø Aile ve Beslenme İstismar
Ø Kontrol ve Güvenlik Terapististin tepkisini merak ediyor*
Ø Keşif ve Uzmanlık Travmasını canlandırarak onaylanma ihtiyacını karşılıyo
Ø Cinsellik Sınırları deneme*

Uzmanlık Oyunu Başarısızlık Oyunu


En iyi yapabildiği şeyleri yapar Bir şey inşa etmek ister ve sürekli ‘’Yapamıyorum’’ der
Terapinin başlarında ilişki kurma amacı* Yetersizlik hissi
Duyguları arka plana atma isteği Onaylanma isteği
Korku ve kaygıyı giderme isteği Arabayla odayı gezmesi
Bu ne?
Ø 3-7 uygun yaş grubu.
(Daha fazlası soyut işlem döneminde beceri geliştirmiş olur.)
Regresyon var ise sekiz yaşa çıkılabilir

Ø Kısa Süreli: Oyun Terapisi; 10 veya 12 seans


Ø Uzun Süreli: 1 yıl ve daha uzun süren terapiler

Hangi problemlerde «oyun terapisi» kullanırız?


*Hafif düzey otizm(nüro-gelişimsel bozukluk)*Asperger sendromu(gelişimsel
bozukluk)*Selektif Mutizm (Seçici konuşmama)
*Kaygı bozuklukları, anksiyete
*Tırnak yeme gibi bozukluklar (Anne ile ilişki çok önemli/ yakın ilişkiler)
*Bir yaşa kadar zeka geriliği ile ilgili problemlerde.
*Somatik belirti gösteren kaygı bozuklukları(karın ağrısı ve okul)
*Kardeş kıskançlığı
*Öfke ve davranım bozuklukları/karşıt gelme
*Davranış problemleri;öfke kontrolü/kayıp ve yas,boşanma,travma ve benzeri
durumlar
Türleri

• YÖNLENDİRMEYEN(NON-DIRECTIVE)
• YÖNLENDİREN(DIRECTIVE)
Çocuğun istekleri doğrultusunda,onun belirlediği
Terapistin kuralları koyduğu ve seansta oyunlar ile gelişen oyun terapisidir.
oynanacak oyunları önceden belirlemiş olduğu Axline:’’Çocuk odaklı oyun terapisi’’
oyun terapisidir.
Belirli bir sorunu çözmeye yönelik
• FİLLİAL OYUN TERAPİ
Anne-Baba Non-Directive yapıyor.
Biz Süpervizor Oluyoruz.
(Aile içi İlişkileri Güçlendirmek Yeniden
Yapılandırmak için)
FİLLİAL TERAPİ
• Ebeveynleri çocukları ile çocuk merkezli oyun terapisi
seansları yürütmeleri konusunda eğitmeyi ve onlara bu
seanslarda rehberlik etmeyi amaçlayan, kısa süreli ve kanıta
dayalı bir oyun terapisi modelidir. Fillial terapi, ebeveyn-
çocuk ilişkisi başta gelmek üzere tüm aile üyeleri arasındaki
ilişkileri güçlendirmekte ve ebeveynlerin yeni ve
etkili ebeveynlik becerileri edinmesine
yardım etmektedir. Böylece ebeveynler
terapi seansları sonlandıktan sonra da
karşılaştıkları güçlüklerle başa çıkma
konusunda etkili bir araca sahip
olmaktadır.
YÖNLENDİRMEYEN (ÇOCUK ODAKLI) OYUN TERAPİSİNDE 8
KURAL (AXLİNE,1947)

1-Çocukla olumlu ilişki kurabilmek


2-Çocuğu olduğu gibi kabul etmek
3-Çocuğa saygı duymak
4-Çocuğun istediği gibi davranmasına izin vermek
5-Çocuğun duygularını yansıtabilmek
6-Çocuğun seansları yönlendirmesine izin vermek
7-Çocuğu hızlandırmamak
8- Terapisinin sınırlarını oluşturmak ve gerektiğinde uygulamak
BEKLEME ODASI

Danışanınız çocuğun kendisidir.


Çocuğa doğru eğilerek çocuğu selamlayın.
Anne baba danışmak için uygun zamanları anlamalıdır.

Şimdi oyun odasına gidebiliriz. Annen/baban* bizi oyun


odasından gelene kadar burada bekleyecek (güvence).

ÇOCUĞUN DUYGULARINI YANSITABİLMEK

Başlangıçta çocukla terapist arasında yüzeysel bir ilişki vardır.

Çocuk, ‘Bu ne?’ şeklinde sorular sorarak iletişime geçebilir.

Çocuğun yüzeysel sorularına yüzeysel cevap verilmelidir.

Çocuğun oyunları, duyguların sembolize edilişidir.

Terapist, çocuğun sembolize davranışlarını sözelleştirmeye çalışır.


Terapistinle istediğin HER ŞEYİ konuşabilirsin.

**Bununla ilgili bilmen gereken önemli bir şey var.

Gizlilik, tek taraflı bir sırdır!


Sen oyun oynarken, resim yaparken senin duygularını anlamana
yardımcı olacak bir oyun terapisine gidiyorsun. Bu senin duygularını
ifade etmende yardımcı olacak eğer sen duygularını ifade edemezsen
ne hissettiğinin farkına varamayabilirsin ve bu durum seni mutsuz
eder. Korkmanı gerektirecek bir durum yok senin istemediğin hiçbir
şey olmayacak’.
Böyle bir açıklama çocuğun kendisini güvende hissetmesini sağlar.
*Önce çocukla selamlaşma
*Çocuğu birine emanet edip aileyi oyun odasına alıyoruz.
*Çocuğun öyküsünü alıyoruz. (Doğum tarihi, hastalık öyküsü, aile yapısı,
problemler neler vs…)
*Sonra çocuk terapi odasına alınır.
*Mümkün olduğunca az müdahale ediyoruz.
*Oyuncak yönlendirmesi yapmıyoruz.
*Duruşumuz onaylayıcı, destekleyici, sabırlı, izleyici olmalı.
*NOT almalıyız. (Süreçten kopmadan)
*Süreç başbaşa başlamalı. (Ayrılma anksiyetesi)
«Hadi içeri gidelim/yürüyerek yönlendirme» (Anne kalsın ama bir sonrakini
başbaşa oynayalım/Göz teması yok.)
*Çocukları nasıl getiriyoruz?
Senin öfke problemin var, kardeşini kıskanıyorsun…

*Az sözle çok anlam.


«Bu yaptığın yanlış, zarar görebilirsin.»

*Somut konuşmalar ile örnek vermek.


Kişiliğe değil davranışa yönelik.
«Sen çok kötü bir çocuksun.» Ben kötüyüm… Özgüven kaybı,
özsaygı eksikliği, değersizlik, kendilik algısı,
Ben zaten böyleyim, davranışı sürdürmeliyim.

Ben iyiyim ama davranış kötü?


Kendisinin iyi olduğunu ayırt etmeli.
Ilımlı, sıcakkanlı, sevecen ve yargısız.
Yorum yapmadan…
Çocuk lider, biz takipçiyiz.
--

Davranışlarını eleştirmek
Öğüt vermek
Pasif ve sessiz kalmak
Çağrışımlarını etkilemek
Gereksiz sorular sormak
Övmek
Seansı bitirebilmek için, başlangıçta konuşulması gerekir.
Kum saati faydalı bir yöntemdir. İlgi çeker.
Zaman baskısı kurmak veya hatırlatmak çocukta kaygıya sebep olabilir.
Dikkat dağınıklığı yaratabilir, süre bitimine doğru tüm oyuncaklarla
oynamaya çalışabilir.
Baştan anlaşırsak; güven duygusu zedelenmez. Beni sevmiyor mu?
Gitmemi mi istiyor? Gibi düşünceler içerisine girmez.
Terapötik ilişki zarar görmemeli.
* 3-5 yaş ve 5-7 yaş iki gruba ayrılabilir.
Somut işlem ve soyut işlem dönemi.
**Oynarken bizimle ilgilenmeyebilir.
«Benim ne yapmamı istersin? –Sen anne ol alışverişe git.»
Ne söylerse onu yapmamız gerek. Müdahale yok.
**Oyuncak bebeği bıçakla keserken bile ifademiz önemli. Soru sorar
gibi ifadeler. YANSITMA
** 3-5 yaş aralığında hangi soru sorulmalı?
**5-7 yaş aralığında hangi soru sorulmalı?
YANSITMA

Duygu aktarımı yapmıyoruz. Sadece yansıtma kullanıyoruz. Terapi


odası çocuğa ait.
«Kesiyorum çünkü yaramazlık yaptı»
Konuşma başladı…
Onun duygularını ona aktarıyoruz.
Seanslar ortalama 10 kez gerçekleşir.
İstediği oyuncağı alması için izin verilir.
Bıçağı bir kez almış olması cinsel istismarı düşündürtmez.
Sıklık önemli. Seans sayısı arttıkça, sonuç alma şansı artar.
YANLIŞ YANSITMA

Volkan ile kardeşi seansa beraber girdiklerinde;

Yere döktüğü boyaları temizliyor.

Terapist: Volkan ne kadar dikkatli, yere döktüğü boyaları temizliyor.


Sonuç: Seans boyunca Volkan ve kardeşi tutumlarını terapiste dikkatli
olduklarını kanıtlamak üzerine gerçekleştiriyor.
Terapistin yanlış yansıtması istemeden de olsa terapi sürecini
yönlendirmiştir.
İLK SEANS

Tanı seansı değildir.


Durumlar not alınır.
Psikopatolojik belirtilerde mutlaka yönlendirme
yapılması gerekir. Psikolog—Psikiyatrist
Ör: Tabancayı ilk defa görüp alması bir anlam
ifade etmez. Ancak 5. ve 6. seanslar öfke ve
agresyon.
**Oyun terapisinde düzeltmeden çok, çözümleme yapılır.
*Düzelttiğimiz alan çocuğun yaşam alanıdır. Bu ailesi ile
gerçekleşir.
*Aileye sık sık geribildirim verilir, aksiyon alınır.
*»Silahla oynadın sende agresyon var içinden 10a kadar
say.»
*5. seans oyuncaklara zarar veriyor… Ailede şiddete
tanık oluyor mu?
*Çocuk bu çatışmalara dahil oluyorsa, uzak kalması için
ailenin yaşam alanına müdahale ediyoruz.
Her seans sonu aksiyon almamız gerekli.
İlk seans öncesi öykü, daha sonra aldığımız notlar, en son aileden
aksiyon alımı.
Seans dosyası/seans sırasına göre
Seans sonu aile görüşmesinde kararlar konuşulur.
«Artık çocukla yatmayacaktınız, yapabildiniz mi?»
«Baba çocuğa vurmayacaktı.»
Görevler kümülatif olarak her hafta uygulanacak.
Non-Directive çocuk oyun terapisi
En az 10 seans
Sıklık ve tekrarlayan davranışların takibi önemli
3-5 yaş 30 dakika 5-7 yaş 40 dakika
Aile ile karşılaştığımızda ilk çocukla selamlaşıyoruz
Aileden öyküyü alıyoruz ?
Çocuk lider biz takipçiyiz. Onun izin verdiği ölçüde katılıp, görev
verdikçe yapıyoruz.
Hangi durumda duygu, hangi durumda davranışa vurgu yapıyoruz??
Konuşma dilimiz her zaman yansıtma.
FİLLİAL TERAPİ
‘’Evlat’’
anne, baba ve çocuk arasındaki ilişkiyle ilgili olan, oyun ve aile terapisinin birleştiği bir
psiko-eğitim şekli
Hiç kimse anne ve baba olabilme yetenekleriyle doğmadığı için bu alandaki bilgi ve
beceriler zamanla ihtiyaç haline geliyor.
Fillial terapi tam olarak bunu sağlıyor ve ailelerin çocukla olan iletişimini
güçlendiriyor.
Bu sebeplerle hem normal gelişim gösteren hem de duygusal ve davranışsal
gelişimlerinde güçlük yaşayan çocuklar için kullanılan bir terapi yöntemi.
Son yıllarda oldukça yaygınlaşan bu oyun terapisi, 3-10 yaş arasındaki çocukların
sorunlarını azaltmakta ve aile içi ilişkiyi güçlendirmekte oldukça etkili.
Hangi durumlarda fillial terapi tercih ediyoruz?
Anne- baba ebeveyn ilişkilerinde bir kopukluk gözlemlediysek…
«Baba yurtdışında, anne hastanede yatmış, ayrı yaşamış, küçük yaşta kardeş gelmiş»
Bu sebeplerle süreç anne ve baba ile beraber yürütülür.
Bu yaklaşım, çocuklar için kalıcı değişim yaratmada çok önemli iki özellliği
harmanlar:
Yaşamlarındaki en önemli ilişkilerin ebeveynleri ile olan bağlamı içinde, oyun
seanslarının
‘’duygusal güvenliği ve kabulü’’

ebeveynlere dördü yönlendirmesiz , biri de oyun temalarını anlamaya odaklanan


beş temel beceri
öğretilir:

Yapılandırma
Empatik dinleme
Çocuk merkezli hayali oyun
Sınır koyma
Beşinci beceri ise her seans sona erdikten sonra kullanılır.
Bu, geri bildirim sürecidir.
Aileye yansıtmanın kararlı olması gerektiği öğretilmeli.
Çocuk anne/babasının tavrını garipseyebilir.
Açıklama yapmak ve istikrarlı olmak önemli.

«Oyun saatlerimizde ben böyle konuşuyorum.»

Materyaller farklı çantada, oyun saatine özel, diğer eşyalardan ayrı


olmalı.
Kum saati eşliğinde.
Anne/baba iyi bilinçlendirilmeli.
Kaygı yansıtılmamalı.

«Silahı aldı!!!!»

Jest ve mimikler kontrollü olmalı.


«Burada» ve «bu oyuncaklarla» Fillial terapinin tek yapılandırılmış
kısmı budur. Alan ve oyuncak.
Anne/baba bütün süreci kameraya çekip terapiste getirir. Aile sadece
uygulayıcı konumdadır. Yorumlayıcı kısımda bizler yer alıyoruz.
Alınması gereken aksiyonlara biz karar veriyoruz. Çözümlenmesi
gereken kısımlar bize ait.
Fillial terapinin non-directive den ayrıldığı tek nokta budur. Uygulayıcı
aile- yorumlayıcı terapist.
Bizi bir yerlere götürecek noktalarda yansıtma yapmak önemli.
**(İstismar gibi hassas noktalarda aile ile paylaşılmadan yaklaşık 5
seans takip önemlidir.)
Non-directive/seans takibi

Tuttuğumuz dosyada hangi oyuncaklarla devam ettiğinin notlarını alıyoruz.


(Değişim var mı?)
Her seans sonu aile içeri alındığında gözlemde bulunduğumuz noktaların
sebeplerini aileye danışmalıyız.
Normalde haftada 1 seans ideal.
Sonraki seans geldiğinde yine ilk önce aile içeri alınır. Bu hafta bilmem
gereken farklı bir konu var mı??
(Ablası gitti, kedisi öldü, babası küstü vs)
Seans bitiminde aile ile aksiyonlar paylaşılır. Her hafta en fazla 3 karar.
(Özgüveni biraz düşük bu haftadan itibaren sizinle yatmasın/ ne giyeceğine
kendisi karar versin/ fikirlerini dinleyin.)
Az aksiyon, iyi takip bizim için önemli.
Çocuk için daha az karmaşık, bizim ve aile için takibi kolay.
İyi takip, tespitlerin sonucunu yaklaşık 5. seansta gösterir.
Mesela kaygı. 4-5. seansa geldiğinde sebebi ile ilgili çıkarım yapmamız net
bir hal alır.
Mesela 5 yaşında bir çocuk ile görüşmemizin 5. seansı.
Artık akran okuluna başlaması gerektiği, dil gelişiminin desteklenmesi
gerektiği önerilebilir.
v Mesela yatak ayırma. Nasıl yapılması gerektiği anlatılabilir. Odaya yeni
bir şeyler almak/Fiziki belirti. (Gece lambası/nevresim/doğum günü)
Çocukla beraber karar verilmeli.
Çocukların dile getirdiği her şeye dikkat edilmeli.
‘’O yaşlarda yalan bilmezler.’’
Gördükleri hayali arkadaşlar, hayali canlılar bizim için takip edilmeli.
«Aaa orada kedi var!» Yorumsuz ve tepkisiz kalmalıyız.
Akranı olmayan çocuklarda daha sık rastlanır. Bir şeylerin boşluğundan
kaynaklanır. Genelde anaokulu gibi bir okul süreci başladığında bu durum
atlatılır.

Ataerkil ailelerden ÇOCUKERKİL ailelere…


Çocuğun her istediği yapılmamalı.
«Şu an babanla konuşuyorum seni birazdan dinleyeceğim.»
İSTEDİKLERİNİ ERTELEMEYİ ÖĞRETMEK!
Yetişkin olduğunda dahi, istediklerini ertelemeyi öğrenememek…
« Oğlum çok aç kalıyor gibisin depresyonda mısın bir sor»
AYNI DAVRANIŞ-AYNI TUTUM

Anne-baba aynı tutumu sergilemeli.


*evet/hayır*
Davranışlara verilen tepkiler arasında çatışma/ karmaşıklık
olmamalıdır.
Uzun açıklamalar olmamalı. Uzun açıklamalar kaygıya sebebiyet
verebilir. Bilgi yanlış yorumlanabilir.
«Başım ağrıyor, beynimde tümör var. Ayağımı çarptım
komşumuzunki gibi benimki de kesilecek.»
Ne yaptık? Verdiğimiz bilgilerle kaygıyı besledik.
Tutum ve davranışta uyumsuzluk: Çocuğun bağırmaması gerektiğini
bağırarak dile getirmek. İstemediği şeyleri bağırarak dile getirmeyi
öğrenir.
Veya ağlamak:
«Ağlayabilirsin ama yemekten önce çikolata yiyemezsin.»
Dayanamayıp, 3. seferde çikolatayı verirsek çocuk neyi öğrenir?
Eninde sonunda elde edeceğini…
İsteklerini ağlayarak elde edeceklerini biz öğrettik.
Ceza vermek doğru değil ancak davranışının sonuçları olacağını öğrenmesi
gerekir. Davranış sonucu çocuğun mahrum bırakılmasıdır.
**Anneyim. Çocuk bana vurdu. Tepki vermedim bekledim… Doğru mu?**
Karşılık hemen verilmeli. ‘’
Bu şekilde kimseye vuramazsın, bu davranışın zarar verir. Tekrar etti.
Bana bir daha vurursan parka gitmeyeceğiz. Tekrar etti. Hiçbir şey
yapmayın…
«Tüh parka gidecektik. Keşke bana vurmasaydın. Umarım yarın
vurmazsın da gideriz.»
Olumsuz davranışın olumsuz sonuçları olduğunu öğrenmeli.
Ağlayan çocuğa ağlama demeyiz. Ağlamak çocuğun duygusunu ifade etme
biçimidir.
Ağlayan çocuğa söylenecek iki ifade vardır.
1)Ağlamazsan seni parka götürürüm.
2) Ağlayabilirsin ama ağlaman bitince haber ver parka gidelim. Bitmesini
bekliyorum…
Çocuğa emir vermek de olmaz. Kullandığımız ifadelerin hangi yargıları
içerdiği önemlidir.
İstemsiz gönderdiğimiz olumsuz mesajlar çocuğun tutumunu olumsuz
etkiler.
‘’Çocuğu yola fırlatmayın, yolu gösterin.’’
(iki anne-iki çocuk ve görevli)
Arkadaşı ona vurdu. NE YAPMAK LAZIM??
Sen de vursaydın.. Öğretmenine söyleseydin…
Bunu YERİNE;
Arkadaşım bana vurdu.
-Peki sen ne yaptın?
Hiçbir şey yapmadım.
-Peki ne yapabilirdin?
Öğretmene söyleyebilirdim.
-Aaa çok iyi fikir!
(Kendi öğrendi, kendi buldu. Bu tavır özgüven gelişimini de destekler.) Acıktın
ye, doymadın bitir, yoruldun oynama… İlk andan beri iletişim önemli. Soru
sorarak onun fikirlerine saygı göstererek iletişim kurmalıyız.
SONLANDIRMA

1. ve 4. seans meraklı, tüm oyuncaklara yönelik,biraz endişeli…


5. ve 8. seans atletik oyunlar, spontan tepkiler ortaya çıkmaya başlar.
9. ve 12. seans agresif oyunlar ve duyguların sağaltımı tamamlamış
oluyor. Daha sonrası gerçek hayatla bağlantılı, temalı oyunlara geçiş…
Çocuk artık oyuna değil, size yönelmeye başladığında sürecin sonuna
geldiğimizi anlıyoruz.
(Aaa bak bugün ne oldu sana anlatayım…
Sen şu ol, ben bu olcam sana çaya gelicem şimdi…)
Sürecin sonuna geldiğimizde hem aileye hem gidiyorsa anaokuluna form
gönderiyoruz.
Formda ilk seanslarda belirlediğimiz problemlerin son 3 ay içerisindeki
seyrini hem ebeveyne hem öğretmenine soruyoruz.
Mesela sinirlenince saçlarını kesiyordu, kafasını duvarlara vuruyordu.. Hala
devam ediyor mu??
**özel ve öznel süreç takibi**
Sen oyun oynadığın zaman terapist senin
duygularını ve endişelerini anlamaya
çalışır ve senin de anlamana yardım eder.
Sende yaşadığın güçlükleri anladıkça
sorunların karşısında kendini daha güçlü
hissetmeye başlayacaksın.
İyilik halinin devamı

Seansı birden bire kesmiyoruz.


*İyilik halinin korunduğunu görmemiz gerek.
İyilik halinin devamının kesinleşmesi için ek 1-2 seans yapılır.
Çünkü iyilik hali bizden bağımsız olabilir, başka etkenlere bağlı olabilir
(Tatile gitmiştir, yeni oyuncak alınmıştır, arkadaş edinmiştir.)
Geçici olmaması gerek.
Bu seansların zaman aralığı açılabilir. Kademeli sonlandırma.
Formlardan olumlu sonuç aldığımızda aslında bitirme kararı verilebilir.
Sadece iyilik halinin korunması için aileye bilgi verilir.
Bizimle 10-12 seans geçirmiş çocuğa ne yapabiliriz?
(10-12 seans bağlantı kurmak için güçlü bir etkileşimdir.)
Anaokulundan mezun olan çocuklar gibi. Bir belge, plaket
küçük bir hediye verilebilir.
«Artık sen büyüdün kocaman oldun, o yüzden oyun seansları
bitti ama annende/babanda telefonum var istediğin zaman
arayabilirsin.»
HASSAS KONULAR

Kekemelik, tırnak yeme, mastürbasyon, yatak ayırma…


Tırnak yeme mutlaka anne ile alakalıdır. Böyle bir durumda anne ile
ilişkinin incelenmesi gerekir.
Masturbasyon, bilişsel yeterliliği yüksek çocukların keşif şeklidir. Sözel
uyaran verilmemeli. Çocuğu eyleme geçirmek gerekli.
«aaa hadi şunu yapalım» (‘’Ters tepki’’ )o olaydan uzaklaştımak gerekir.
Yatak emzirme dönemi bittiğinde ayrılmalı.
Benlik gelişimi ve oluşumu bu evrede son derece etkili.
Yatak ayırmak…
Anne/baba çocukla başlarda yatmaya başlıyor. Sadece çocuğun
yatağında beraber yatmalı. Tatilde, hastayken vs yanına alınmamalı.
Bir kez bile beraber yattığınızda süreç bozulur. Yatak ayırmak için
ideal yaş genelde 2dir. Bir obje, nesne değişimi demiştik.
Telefonda müzik ayarlayıp tekerleme oluşturulabilir..
‘’Aa hadi yatak vakti. Sana bir kitap okuyacağım’’ gibi ritüeller
oluşturulabilir. Her şey net olmalı. Gece uyansa dahi kurallar
bozulmamalı.
Sözel uyaran vermiyoruz. Biz seninle konuşmuştuk vs demiyoruz.
Fiziki yönlendirme yapıyoruz.
Çocuklar genelde uykuya geçiş aşamasında çok fazla şey
anlatırlar. Günün nasıl geçti? Gibi sorulardan kaçınmalıyız.
Genelde bu soruları sevmezler ve yanıtlamak istemezler
cevapları kısa tutarlar.
Mesela öğretmeni onun okulda dans ettiğini söyledi. Çocuğa
«Bugün çok güzel dans etmişsin» gibi olaya yönelik sorularla
konuşmanız ve yanıt almanız daha kolay olacaktır.
Uykuya geçiş aşamasında duygu ifadesi daha rahat olur.
Kardeş yaş aralığı

İkiz veya yakın yaş grubu kardeşlerde kişilik bozukluğu gelişimi daha hızlı
olabilmektedir.
Çocuk istemsiz dahi olsa kıyaslamaya girebiliyor. Ebeveynler o tutumda
olmasa dahi bunu hissettirmesi daha yüksek ihtimalli.
-Anne ben 100 almışım
Oğlum sen kaç aldın?
Çocuk bu tarz durumlarda kıyaslandığını daha fazla hissediyor. Bu durum
kişilik gelişimine yüksek oranda yansımaktadır.
Çocuklardan birisi baskın birisi geri çekilmiş tutum sergiler. Birisi kendi
sınırlarını koruyamazken, diğeri başkalarının sınırlarına giren bir karakter
geliştirmeye başlıyor.
Özellikle ikizlerde sınıflar, kıyafetler, eşyalar farklı olmalı.
EŞİT DEĞİL ADİL.
NEREDE, NE YAPMALIYIM?

Ali iki yaşında babasını kaybetmiş, hastane süreci çok olan bir annenin
6 yaşındaki erkek oğludur.
Saldırgan, kavgacı, güvensiz ve savunmacı bir yapısı vardır.
İlk terapiye geldiğinde annesine ve terapiste hakaret ederek her şeye «hayır,
istemiyorum» der.
?? Terapist nasıl bir tutum sergilemeli??
ŞİMDİ NE OLACAK?
«Sen uslu ve kocaman bir çocuksun. Gel içeride nelerle oynayabileceğini sana
göstereyim.»
Çocuğun gelmek istememe davranışını görmezden geldik.
-Benimle gelmek istemiyorsun?
HAYIR. Kes sesini
(Annesi çocuğu tehdit etti)
-Annesi Ali’yi burada bırakmakla tehdit edince Ali korktu.
KAPIYI KAPATMA.
-Kapıyı kapatmak istemiyorsun, eğer kapatırsak burada benimle kalmaktan
korkuyorsun. Hazır olduğunda kapıyı sen kapatabilirsin.
(Eğer hayır buranın kurallarına göre kapıyı kapatmamız gerek deseydik, Ali’nin
duygusunu görmezden gelmiş olurduk.)
Merve’nin travmatik bir hastane deneyimi var.
Terapi sırasında bebeği sedyeye koyup sürükleyerek götürüyor.
Terapistin «Kız hastaneye mi gidiyor? Kız korkuyor mu?» sorularına evet yanıtını
veriyor.
Terapist «Sonra ne oldu?» diye sorduğunda;
Merve konuyu değiştirerek «Daha ne kadar kaldı, zaman doldu mu?» diye soruyor.
??Merve neden soruları yanıtlamadı?? Neden kaçıyor??
Çocuk bu deneyimi keşfetmeye hazır olmayabilir.
Çocuk terapiste duygularını paylaşacağı kadar güven duymalı, kendini emniyette
hissetmelidir.
O kadar emniyette hissetmelidir ki, iyi duygular olduğu kadar kötüleri de dile
getirebilmelidir.
Terapistin onu onaylamayacağından korkmamalı.
Çocukların oyun terapisi sırasında yaptıkları sonucunda suçluluk duygusu
hissetmeyeceğini bilmeleri önemlidir.
Atmosfer olumlu veya olumsuz, nötr olmalıdır.
ÇOCUK MERKEZLİ OYUN TERAPİSİ VE HEDEFLERİ

‘’Oyunun kaptanı çocuktur.’’


Çocuk her seansta hangi konuyu getireceğine kendisi karar verir.
Terapistin görevi ise, çocuğu takip etmek, yönlendirmemek ve çocuğun
kendi yaşadıklarını, duygularını ve kaynaklarını fark edebilmesi için
aynalamak yani yansıtmaktır.

* Duygularını daha iyi anlamaları


* İhtiyaçlarının karşılanması için duygularını ifade etmeleri
* Problem çözme becerilerinin geliştirilmesi
* Sorunlu davranışlarının azaltılması
* Çatışmalarla başa çıkma becerilerinin arttırılması
* Özgüvenlerinin arttırılması
* Öz kontrolün gelişimi hedeflenir.
ÇOCUK MERKEZLİ OYUN TERAPİSİ’NİN PRENSİPLERİ

1-Terapist çocukla mümkün olduğunca sıcak ve dostça bir ilişki geliştirir.


2-Terapist çocuğu olduğu gibi kabul eder.
3-Terapist çocuğun duygularını özgürce ifade etmesine izin verecek ortamı
yaratır
4-Terapist çocuğun ortaya koyduğu duyguları tanımlayarak ve bu duyguları ona
geri yansıtarak çocuğun, davranışı hakkında iç görü kazanmasını sağlar.
5-Terapist, çocuğa fırsat verildiğinde kendi sorunlarını çözebilme becerisini
gösterebileceğine inanır. Karar verme ve uygulama sorumluluğu çocuğa aittir.
6-Terapist çocuğun davranışlarını ya da diyaloglarını yönlendirme çabasına
girmez. Çocuk liderdir, terapist takipçidir.
7-Terapist terapi sürecini hızlandırmaya çalışmaz. Terapinin aşamalı bir süreç
olduğuna inanılır.
8-Terapist çocuğun gerçek dünyayla bağlantısını sağlamak için gerekli sınırları
koyar ve çocuğun bu ilişkideki sınırlarla ilgili sorumluluk almasına sağlar. (Bu
sınırları koymak da yine çocuğun terapistle olan ilişkisinde güven duymasını
sağlar.)
Çalışma,
Biraz sonra anlatacağım hikayeler sana tanıdık
geliyor mu bir bakalım…

• Berk derslerde söz alıp konuşmaktan çok çekiniyor.


Özellikle öğretmenin sorduğu sorulara doğru cevabı
verememekten korkuyor. Bu nedenle de sınıfta sessizce bir
köşede oturmak zorunda kalıyor ve Berk kendisini bu yüzden
mutsuz hissediyor.

• Baran okulda oyun oynarken arkadaşlarına çok çabuk


sinirleniyor. Arkadaşları da onu artık oyunlara almamaya
başladı. Baran kendisini yalnız hissediyor
• Arya evin tek çocuğuyken bir kardeşi oldu. Bu yüzden
anne ve babası ile artık eskisi kadar vakit geçiremediğini
düşünüyor. Üstelik oyuncaklarını da kardeşiyle
paylaşması gerekiyor. Arya bunlardan dolayı kendini
mutsuz hissediyor.

• Dilara duygu ve düşüncelerinin anne ve babası tarafından


hiç anlaşılmadığını düşünüyor. Ne söylerse söylesin hep
yanlış anlaşılıyor. Bu yüzden kendini evde üzgün ve
yalnız hissediyor.
Buraya sen de kendi hikayeni yaz!
Peki senin kendi hikayen ile ilgili duyguların neler?
Hikayen ile ilgili hissettiğin duygularını boya.
Çalışma 2,
TAVSİYE FİLM LİSTESİ
TEŞEKKÜRLER..

UZMAN EĞİTMEN
PSİKOLOJİK DANIŞMAN
SUNAY DÖKMECİ
pskdan.sunaydokmeci

You might also like