You are on page 1of 2

İSLAM'DA AİLENİN YERİ ve ÖNEMİ- Prof.Dr.

Mehmet AYDIN

İnsanlığın en eski sosyal organizasyonu olan Aile'nin teşekkülünde maddi ögelerden çok manevi
ögelerin ağır bastığı her zaman görülmüştür. Çünkü aile fertlerinibirbirine bağlayan, sadece ailede
geçerli olan manevi değerlerdir. (manevi değerler sistemi)

İslam, bir yandan insana ve dolayısı ile cemiyete yaşama sevinci sunarken; diğer yandan da bu seyir
ortamında bir takım manevi sorumluluklar hatırlatmaktadır. Bu yaşama biçimi içinde fert, maddi
yapısının gereği olan her türlü dünya nimetinden meşru bir' çizgi içinde istifade hakkına sahiptir.
Ancak onun bu nimetler karşısında yerine getireceği sorumlulukları da vardır. (O da; dünya ahiret
dengesini kurmaktır.)

(Ali İmran, 3/33- Peygamber ailelerinin üstün olduğu)

Böylece insanlığın üremesinin temel kaidesi olan aile hayatı, topyekün tabiatta olduğu gibi beşer
dünyasında da bir erkek ve bir dişiden başlamakta ve insanın psikolojik ve biyolojik rahatlaması için
gerekli olan eş'le birlikte olma olayı Cenab-ı Hak tarafından ilan edilmektedir.( Hucurat, 49/13)
(Araf, 71/89) "Siz bir tek nefisten yaratan ve günlünün huzura kavuşacağı eşini de ondan var eden,
Allah'dır." İnsanoğlu huzura, ancak kendisine bir eş bulduğu zaman kavuşabilmektedir.

(İsra/23-24) "﴾23﴿ Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi ve anne babanıza iyi davranmanızı
emretti. Onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlanırsa onlara öf bile deme! Onları azarlama! İkisine
de gönül alıcı güzel sözler söyle. ﴾24﴿ Onlara merhametle ve alçak gönüllülükle kol kanat ger.
“Rabbim! Onlar nasıl küçüklükte beni şefkatle eğitip yetiştirdilerse şimdi sen de onlara merhamet
göster” diyerek dua et." anne denen varlık, çocuğuna dünyada eşi görülmeyen bir zahmete
katlanarak sahip olmakta, çocuk doğduktan sonra da anne zahmet ve çile çekmeye devam
etmektedir. Çekilen bu çile ve zahmetlere şüphesiz baba da ortaktır.”

Allah'ın Rasulü: "Kadınları yalnız güzellikleri için nikah etmeyin, muhtemeldir ki güzellikleri onları
ahlaken alçaltır. Onlarla mallarının hatırı için de evlenmeyin, belki malları kendilerini azdırır.
Kadınlarla dindarlıkları yüzünden evlenin. " (sosyolojik ve psikolojik değerler)

Ailenin sağlam temeller üzerine kurulması: Ahlaken iyi olan insanları, eşlerin araması ve yuvayı bu
esas ölçü üzerine kurmaları tavsiye edilmiştir. Bir ömür boyu, birlikte olmak için yapılan bir
sözleşmedir. İslam'da bu sözleşme, İslam'ın dünya görüşü içinde, hayırlı evlatlar yetiştirmek, millete
yararlı insanlar büyütmek gibi bir hedef içermektedir.

Allah'ın Rasulü: "Ailesini seven ve çocuk doğuran kadınla evlenin. Ben (kıyamet günü) sizin
çokluğunuzla diğer milletlere karşı iftihar ederim." hadiste üzerinde durulan iki temel konu var:
Birincisi ailesini sevmek, ikincisi de çocuk sahibi olmaktır. Bugün Batı dünyasının en önemli sosyal
problemlerinden birisi, arkadaşlığın, aile müessesesine tercih edilmesidir.

İslam dini aile müessesesi üzerinde böylesine dururken, hedefi, mutlu ve huzurlu bir toplum
meydana getirmektir. Çünkü toplumun dejenerasyonu önce aileden başlamaktadır. Aile ne kadar
sağlam temellere oturursa, toplum da o derece sağlam olabilecektedir. (cinsel hürriyet) Bu hürriyet,
Batı’nın kutsal kabul ettiği değerleri alt-üst etmiş, aile yuvasının kutsiyetini yıkmış, insanlara çılgınca
bir başıboşluk kazandırmıştır. Aile, insanın serbestliğini yok eden bir mahrumiyet kurumu olarak kabul
edilmiştir.
İslamiyet toplumu kurtarmanın en önemli vasıtası olarak aileyi düşünmüştür. O yüzden Allah Rasulü
de evlenmeyi ve evlenmeyi kolaylaştırmayı daima teşvik etmiştir. Allah'ın Rasulü şöyle buyurur: "Ya
Ali üç şeyi geciktirme: Vakti gelen namazı, hazırlanan cenazeyi ve dengini bulduğun bekar kadını ... "
Dört şey Peygamberimizin sünnetindendir: "Haya, güzel koku sürünmek, misvak kullanmak ve
evlenmek. Allah, ruhbaniyeti menetmiştir." Allah'ın Rasulü, evlilikte kadının isteyeceği mehir'in hafif
olmasını, "Mehrin en iyisi az olandır." buyurarak belirtmektedir

Evlenecek gençlere faizsiz ve uzun vadeli krediler verecek müesseselerin geliştirilmesi, Aile
probleınleriyle ilgilenecek organizasyonların kurulması, Türk-İslam aile yapısının bir gereği olarak
görülmektedir.

Aile, sadece biyolojik bir ihtiyacın tatmini gibi basit bir nedene bağlı değildir. Aile, insanın ruhen
ihtiyaç duyduğu diyaloğun maddi ve manevi anlamda bir gerçekleşme mekanıdır. İslam ailesinde
sosyal konum ve özellikler ikinci plandadır. İslam ailesinde önemli olan, karı ve kocanın ruhen uyum
içinde olması ve aralarında iletişiöin' kurulabilmesidir. Allah'ın Rasulü Hz.Mulıamıned (s.a.v.) ilk defa
aile yuvası kurduğu Hz. Hatice ile aralarında onbeş yaş gibi bir fark vardı. Ancak, dünyanın en mutlu
aile yuvası örneğini verebilmişlerdi. Risaletin başlangıcında HİRA mağarasında ilk vahyin geldiği sırada
korkan Peygamberiıniz, ilk teselliyi bulmak üzere durumu muhterem zevcesi Hz. Hatice'ye açmıştır.

İslam ailesinde bilgi ve görgü ön planda tutulmuştur. İslamın en kötü gördüğü cehalet, aile içinde en
kötü durumlardan biridir. "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" "Allah'dan hakkıyla korkanlar
ancak alimlerdir." Allah Rasulü: "İlim yapmak her müslüman üzerine farzdır" Ancak buradaki tahsili
yapanlar, kendi ınilletinin dinine, kiiltürüne ters düşmeyen, milletin değerlerine bağlı olanların
yaptıkları tahsildir. Yani kendisiyle ınilleti arasında sosyal mesafenin açılmadığı insanların tahsilidir. ( o
ailede yetişecek insanlar topluma karşışacak çünkü )

Ailenin despotizme, zorbalığa, kaprise dayanmaması için ülkemiz insanının, kendi özüyle bütünleşen
bir eğitimden geçmesi şarttır. Bugünkü sosyal ve kültürel problemlerin kaynağı, kendi öz
kültürümüzden uzaklaşmaktır. Bütün kötülükler cehaletten çık'tığına göre, hep birlikte cehalete karşı
savaş açmamız gerekir.

İslamda evlilik ve aile kurma, sorumluluğu birlik'te taşıyabilecek insanlara tevdi edilıniştir. İslamiyet,
zora dayanan evliliği kabul etmediği gibi, sorumluluk yüklenmekten kaçınan başıboş insanlarla da
evlilik yapmayı tasvip etmez. O halde, evliliğin erkeğe ve kadına yükleyeceği sorumluluğu yerine
getiremeyecek olanlar İslam'a göre aile kuramazlar. Aileler çocuklarını evlilğe hazırlamalıdır. ( İslami
terbiye: çocuklarımızın sorumluluk bilinci ve helel haramı bilerek yetişmesi ) Aileyi korumanın tek
yolu, ailenizde İslami değerler sistemine hayat hakkı tanımaktır. ( İslami değerler sistemi ve İslami
Terbiye ) İslam, erkek-kadın üstünlüğüne değil, erkek-kadın işbirliğine önem vermiştir. Ayrılınış
statülerin gerektirdiği rollere önem verilmiştir.

İslamda kadın, daima ailede erkeğin can yoldaşı olarak düşünülmüştür. Müslüman bir ailede kadın,
esir ve köle değildir. Erkeğin meşveret ortağı, hayat arkadaşı ve çocuklarının annesidir.

You might also like