Professional Documents
Culture Documents
VEHEKİM
DOSYA/DERLEME
The Case of Dr. Ziya Özel/Oleander (Zakkum): The Attitudes of Turkish Medical Association
(TMA) and Central Authority on the Basis of Past Correspondence
Abstract: “Dr. Ziya Özel (Zakkumcu Ziya)” case is a “case example”, which has engrossed the Central Council of Turkish Medical Association and the medical
community of Turkey and given rise to considerable public debate. In this article, the attitude of central authority, the efforts by TMA’s Central
Council and the manner of presentation of the case to public by media will be described based on the TMA’s related correspondence and “the Story
of Dr. Özel” section of the book named “Science and Charlatanism”.
Key words: Ziya Özel, oleander case, TMA
“Dr. Ziya ÖZEL/Zakkum Olayı” nedir?
Ziya ÖZEL bir tıp doktoru, genel cerrah. Bir süre faaliyetlerinin mutlak surette şifa ileneticelenmemesin-
başhekimlik görevinde de bulunduğu Muğla Dev- den dolayı, deontoloji bakımından muaheze edilemez.
let Hastanesi’nde 1960’lı yılların ikinci yarısından
başlayarak Nerium Oleander (Zakkum; NO) ekstresi Tababet prensip ve kaidelerine aykırı veya al-
ile terminal safhada kabul edilen hastalarda tedavi datıcı mahiyette teşhis ve tedavi yasaktır.
amacıyla çalışmalar yapıyor.
Tabip ve diş tabibi; teşhis, tedavi veya korunmak ga-
Bu durum 1987-88 yıllarında kamuoyu gündemine yesi olmaksızın hastanın arzusuna uyarak veya diğer
gelir, televizyon ve gazeteler aracılığıyla ulusal ka- sebeplerle, akli veya bendeni mukavemetini azaltacak
muoyunca “kanser ilacının mucidi/mucizesi” olarak her hangi bir şey yapamaz.
paylaşılır (Batuhan, 1993).
TTB Yüksek Onur Kurulu (YOK) 16 Ekim 1988 tarihli
Bilimsel ilaç araştırmalarında tanımlanmış güncel toplantısında İstanbul Tabip Odası tarafından
olarak kabul edilen/geçerli süreçleri izlemeden ge- gönderilen Dr. Ziya ÖZEL hakkındaki dosyayı
liştirdiği (ilaç niteliği olmayan) zakkum ekstresini görüşür ve İstanbul Tabip Odası Onur Kurulu’nca
tedavi amacıyla hastalara vermesinin kamuoyuna verilen cezanın yürürlükteki mevzuata uygun oldu-
yansımasıyla konu Türk Tabipleri Birliği (TTB)’nin de ğu değerlendirmesiyle kararı oybirliği ile onaylar.
gündemine girer, Dr. Ziya ÖZEL’in kayıtlı olduğu ve
muayenehanesi bulunan ilin İstanbul olması nede- Medya eliyle köpürtülen zakkum “mucizesi”
niyle İstanbul Tabip Odası tarafından bir inceleme, Ziya ÖZEL/Zakkum “tedavisinin” kamuoyunda etkili
soruşturma yapılır ve İstanbul Tabip Odası Onur Ku- olmasında yazılı ve görsel basın önemli bir rol oyna-
rulu Tıbbi Deontoloji Tüzüğü’nün 13. maddesi uya- mıştır. Medyanın yüzyılların deneyimiyle yerleşmiş,
rınca ceza verir. üzerinde ortaklaşılan ve kabul görmüş bilimsel
yönteme dayalı araştırma ve tıp uygulama süreçle-
MADDE 13 - Tabip ve diş tabibi, ilmî icaplara uygun ola- rini göz ardı ederek “mucize” yaratma çabasını
rak teşhis koyar ve gereken tedaviyi tatbik eder. Bu ve oynadığı rolü göstermek açısından seçilmiş
*Dr., Toplum ve Hekim Dergisi Hakem Kurulu Üyesi
47
Ocak - Şubat 2017 Cilt: 32 Sayı: 1 TOPLUM
VEHEKİM
başlıklar üzerinden birkaç örnek aktarmak yeterli Yine Milliyet’te 28 Nisan 1988 tarihinde “İsviçre’nin
olacaktır. umudu Dr.Özel” başlığıyla haber yapılır. Haberde
(B.A.) bir Türk hastanın da benzer bir başvuruda
İlk “adım” olarak dönemin Türkiye’de en etkili (ve bulunduğundan bahisle “yaşam hakkı”nın olduğu,
tek) medya aracı olan TRT’nin 11 Şubat 1988 tari- bu hak tanınmaz, Dr. ÖZEL’e tedavi olmasına izin
hindeki akşam haber programında Dr. Ziya ÖZEL verilmezse, Lahey’deki Adalet Divanı’na başvura-
kanser ilacının mucidi olarak ilan edilir. Kanser gibi cağı yazılır. Devamında izin verilmediği aktarılarak
çağın amansız bir hastalığına ilaç bulunmuştur ve bu karar yorumlanır: “Sadece ve sadece yardım
bulan da bizden biridir! bekleyenlere bir darbe daha indirmişler. Istırap
çekenlerin tek umudunu da söndürmekten başka
Bu atmosfere rağmen üniversiteler/bilim insanla- bir işe yaramamışlardır.”
rından eleştiriler gelir.
6 Ekim 1988 günkü Milliyet gazetesinde “SSK Has-
13-17 Mart 1988 tarihlerinde Milliyet gazetesinde tanesinde Zakkum Mucizesi” başlığıyla Dr. ÖZEL’in
“Zakkum Dosyası” başlığında bir dizi röportaj yayın- AIDS’İ tedavi ettiği haberi verilir. SSK Okmeydanı
lanır. Dizinin ilk yazısının başlığı şöyledir: “Dr. ÖZEL Hastanesi Çocuk Kliniği şefi ve şef yardımcısının ve-
Meydan Okuyor” (Batuhan, 1993). rilen bir kandan AIDS bulaşan talasemi majorlu bir
Milliyet’teki yazı dizisini hazırlayan gazetecilerin İs- hastada ekstreyi denedikleri ve inanılmayacak bir
tanbul Tabip Odası’nın soruşturma açmış olmasıyla iyileşme görerek (hasta kısa bir süre sonra kaybe-
ilgili yorumları tam bir umut tacirliği örneğidir: dilmiş) bunu kamuoyu ile paylaştıkları aktarılır. 13
Ekim 2016 tarihli Milliyet’te “Ziya Özel, zakkumla
“… Milliyet’e yağan binlerce ve binlerce telefon, tedavi edilen kızın hayatından endişe ediyor” baş-
ölümü, eliyle tutabilecek kadar yakınında hisse- lığı altında Özel’in sözlerine yer verilir: “Şimdi ina-
den insanlara, yaşama umudunu bile çok görme- nın korku içindeyim. Bilim adamı geçinen bazıları
nin büyük haksızlık olduğunun kanıtıdır”. Belma’yı öldürür diye korkuyorum. Malum, bizimle
uğraşanlar çok.”
Gazetecilerin İstanbul Tabip Odası Onur Kurulu’nun
ve Sağlık Bakanlığı komisyonunun vereceği karara Bu süreçte yine Milliyet’te Dr. ÖZEL’in avukatı Bur-
yönelik ifadeleri ise daha da net olup yapılanın uy- han APAYDIN’ın (bilim insanlarının bir ekstreye ilaç
gun olmadığını düşünerek engelleyici bir karar ala- diyebilmek için bilimsel yönteme uygun aşamaların
cakların elini kolunu bağlayacak özelliktedir: yerine getirilmesi uyarılarına karşı) görüşleri haber-
leştirilir: “Asıl NO’nun uygulanmasını bilim adı al-
“Dr. Özel’i hastalarıyla meşgul olmaktan engel- tında geciktirmeye çalışanlar insanlık ve sağlık
leyecek bir karar, doktordan çok, ölmekten başka suçu işliyorlar.”
yapabilecek bir şeyi olmayan insanlara haksızlık
olacaktır.(…) en azından uluslararası patent soru- TTB ve merkezi otorite tutumu
nu çözülünceye ve yurtdışında Dr. Özel’in NO ilacı TTB Merkez Konseyi (MK) zakkum ekstresinin “her
üzerinde yapılan bilimsel çalışmaların kesin sonucu ne maksatla olursa olsun insanda kullanılıp kulla-
alınıncaya kadar, kanserlilerin yaşama umudunu nılamayacağı hakkında” Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
boşa çıkarmayacak bir karar alınmalıdır.” Farmakoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr.
Alaeddin AKCASU’dan bir rapor ister (TTB, 1990).
Dr. Ziya ÖZEL’in cümleleri de kamuoyu oluşturma-
ya yönelik benzer değerlendirmeleri içermektedir: “Sayın Prof. Dr. Nusret FİŞEK,
“Benim gibi düşünen tıp adamları hayli arttı, ama 1960’lı yıllarda Muğla’da bir operatörün o bölgede
bu cezalandırma baskısı varken, kim gelip yanımda yetişen zakkum ile kanser tedavi ettiğini işitmiştim.
yer alabilir ki? Herkes baskı altında. Bu baskı kalk- O yıllarda Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı bu konu
madıkça bir şey yapılamaz.” hakkında bir soruşturma açmıştı. Soruşturma ile ilgili
bir diğer operatör arkadaş bana “Böyle bir tedavinin
Milliyet gazetesinin 23 Mart 1988 günlü baskısın- mümkün olup olmadığını” sorduğunda o zamanki
da ilk sayfada büyük puntolarla şu haber yer alır: bilgilerimize göre mümkün olmadığı kanaatimi şifa-
“İtalyan Bakan’dan Dr. Özel’e başvuru. (…) Altında hen bildirmiştim. Gazetelerden öğrendiğime göre bu
ise “Kanserli akrabasının tedavisi için randevu rica soruşturma sonucunda vekâlet, zakkum tedavisi uy-
etti” bilgisi verilir. gulayan hekime gerekli cezai işlem uygulanmıştı.
1974 senelerinde bana bizzat kendisi gelerek zak- hücresini öldürücü ve çoğalmayı durdurucu) etkisi-
kumdan elde ettiği ekstre üzerinde araştırma yapıp nin bulunmadığı ve ekstrenin aktif maddesinin tanım-
yapmayacağımı sormuştu. Enstitümüzün kansere lanması ve daha ileri testlerin mutlaka gerektiği sonu-
etkili drogların araştırılması için gerekli imkâna sa- cuna varılmıştır.
hip olmadığını kendisine bildirdim ve zakkumun
öteden beri kalp kuvvetlendirici etkisi bilindiği halde Zakkum ekstresi bu hâliyle klinikte kullanım aşama-
kansere etkisinden bahsedilmediğini bilimsel veri- sında değildir. Şu noktayı açıklıkla belirtmek isteriz ki,
lere dayanarak ilave etmiştim. Bana birçok kanser Sandoz olarak bu konu bizim ilgimiz dışında kalmıştır.
hastasına iyi geldiğini, elindeki ekstreyi anlattı. Ben Ön raporun verildiği tarihten bu yana ekstre üzerinde
de bunun mümkün olamayacağını, zira on senedir başka bir çalışmaya ilgi duyulmamış ve devam edil-
kullanılan bu ekstrenin etkisi olsaydı çoktan ilaca memiştir.”
dönüştürülmüş olacağını söylemiştim. Sayın Prof.
Dr. Bülent BERKARDA bu ekstrenin herhangi bir et- Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı (SSYB; şimdiki
kisi olup olmadığını görmek için klasik tedaviyi ge- Sağlık Bakanlığı) tarafından Etik Kurul oluşturularak
ciktirmemek kaydı ile teşhisi kendisi tarafından kon- konu değerlendirilmiş ve zakkum ekstresinin insan-
muş hastalarda denemeye başlamıştı. Buna paralel lar üzerinde uygulanamayacağı kararını vermiştir.
olarak insanlara enjekte edilen ekstrenin kilo başına Ancak SB zakkumun tedavi amacıyla kullanılmasına
düşen miktarının yirmi mislinin farelerde öldürü- karşı çıkan üyelerden arındırarak yeniden komisyon
cü etkisinin görülmediğini saptamıştık. Bu arada oluşturmuş ve “zakkum ekstresinin kanserli hasta-
İstanbul’da bir ceza mahkemesi tarafından bilirkişi larda kullanılabilmesine olanak veren” bir karar çı-
olarak çağrıldık. Mahkemenin bize verdiği ekstrede kartmıştır.
yaptığım akut emniyet testinde toksik etki görül-
mediği cevabını bildirmiştim. Benim adımı taşıyan
rapor mahkemenin sorusuna cevap olarak verilmiş TTB MK bir basın açıklaması yaparak bu kararı “hü-
rapordur. Yoksa, zakkum yapraklarının toksisitesi kümetin kısa vadeli siyasi çıkarları düşünerek al-
üzerine yapılmış bir araştırma değildir. Esasen, için- dırdığı isabetsiz bir karar” olarak nitelemiştir (TTB,
deki aktif madde miktarları iklim şartları ile çok de- 1990):
ğişen bitkilerden standardize edilmeden toksisitesi
hakkında bir fikir verilmesi olanaksızdır. Fakat bu “Çağdaş uygarlık düzeyiyle, bilimsellikle ve insana say-
bitki toksik madde ihtiva eden bitkiler meyanındadır. gı ile ilgisi yoktur. Biz umut ticaretine de insanlarımızın
deney olarak kullanılmasına da karşıyız. Halk sağlığını
Zakkum yaprakları bir zamanlar kalp yetersizlikle- ve meslek ahlakımızı yakından tehdit eden bu yanlış
rinde tedavi amacı ile kullanılmıştır. Halen tedavide uygulamanın peşini bırakmayacağız. Ülkemizde say-
kullanılmamaktadır. İhtiva ettiği glikozidler kalp ye- gın bilim adamlarının ve doğrudan yana olanların, bu
tersizliklerinde kullanılan glikozidlere yakın yapıda- bilim-dışı, çağ-dışı uygulamaya gerekli tavrı koyacak-
dırlar. Nerium Oleander yapraklarında bulunan total larına ve konuya sahip çıkacaklarına inanıyoruz.”
glikozid miktarı dijital yapraklarına nazaran daha
fazla olduğu gözönünde bulundurularak, zaruriyet TTB MK Başkanı Prof. Dr. Nusret FİŞEK de görüş açık-
hallerinde kalp yetersizliklerinde kullanılabilir. lar: “Anlaşıldığına göre Bakanlık, (ilk) kararı beğenme-
diği için (…) beğendiği kişilerden oluşan bir komis-
Zakkumun kansere karşı etkili olduğu ileri sürülmek- yon kurmuş (…) Bakan KİTAPÇI (Sağlık Bakanı Nihat
te ise de kanaatimizce bu sav doğru değildir.” Kitapçı; 6 Temmuz 1988-31 Mart 1989) (…) Bakan
KAHVECİ’ye bağlı (1987-1990 Devlet Bakanı) Teşeb-
TTB MK “zakkum ekstresinin bazı laboratuvar büsü Destekleme Ajansı üzerine bu ekstreyi uygulama
yönlerinin İsviçre Sandoz Laboratuvarlarında ya- ve geliştirme için bir vakıf kuracakları konusunda bir
pıldığı bilgisi” üzerine Sandoz İlaç Sanayi ile de beyanat vermiştir. Bu durum hükümetin bilime de mü-
yazışmış “Sandoz olarak klinikte kullanılması aşa- dahale isteğinin üzücü bir örneğidir.”
masına gelip gelmediğini” sormuştur:
Cezanın TTB YOK tarafından onaylanmasıyla kara-
“.. zakkum ekstresi üzerinde Sandoz/Basel’de in vivo ra karşı bazı tepkiler olur, Sağlık ve Sosyal Yardım
ve in vitro bir seri ön araştırma yapılmıştır. Bu ön Bakanlığı konuyla ilgili bir açıklama yapar. TTB Mer-
araştırma neticesi; bu ekstrenin bağışıklık sistemi kez Konseyi bu açıklama üzerine değerlendirmesini
üzerinde etkili olduğu, sitotoksik ve sitostatik (kanser kamuoyu ile paylaşır: