You are on page 1of 21

KONU 2.

GÖRSEL TASARIM UNSURLARI (ÖĞELERİ)


Tasarım zihinde canlandırılan biçim, tasavvur, bir sanat eserinin, yapının veya teknik ürünün ilk taslağı, tasar çizim, dizayn
demektir. Tasarım unsurlar ve ilkelerden oluşur. Temel tasarım, bir süreçte yaşama geçen duygu ve duyarlılık eğitimidir. Biz
sizinle bu gün genel olaraqktasarım unsurlarını inceleceyiz. Sonrakı dersslerde temel tasarımda daha önemli olan unsurları ayrı-
ayrılıkta daha geniş şekilde anlatacayız.
Tasarım unsurları şunlardan oluşur: nokta,
çizgi, şekil, biçim (form), doku, desen, değer,
işık, renk ve alan (mekan). Tasarım Teknikleri
denir bu ögelere
Nokta çalışma örnekleri Görsel tasarım öğelerii, müzik notu

Nokta tasarım elemanlarının en önde gelenlerinden bir tanesidir. Büyük, küçük, planlı, dağınık, koyu açık ve başka birçok etkinlikte kullanılabilir.
Nokta geometrik olarak iki çizginin kesişmesinden oluşur. Nokta dinamik bir sanat elemanıdır. , çeşitlenebilir, kompozisyonu oluştururken yanana
gelişlerinde düz bir çizgiyi oluşturabilir. Dağınık olarak kullanıldığında açık ve orta tonlarda yüzeyler oluştururlar. Noktalar büyüdükçe ve
sıklaştıkça açık tonlardan koyu tonlara geçişler başlar. Tek bir noktanın kağıt üzerinde ki etkisi bizde durgunluk etkisi uyandırır. Tek başına
boyutsuz gibi görünen noktalar büyüdükçe bir boyut oluşturabildikleri gibi yan yana gelerek çizgi ve yüzeyleri meydana getirebilirler. Noktaların
yüzey üzerinde sıklaşıp seyrekleşmesi ışık gölge etkisi uyandırır. Bir merkezden kenarlara doğru yayılan noktalar dağılma etkisi uyandırırken,
merkezden toplanmaları toplama etkisi uyandırırlar.
Göz yan yana birden fazla noktaya bakıldığında aralarındaki mesafe ile doğru orantılı olarak bu noktalar arasında bağlantı kurmaya ve bir
biçime sokmaya çalışır. Tek başına hareketsiz olan nokta, yan yana geldiğinde bir dinamizm ile birlikte bir biçimi de ortaya koyar.
Nokta temel bir parça olduğundan, noktaların yan yana gelmesi ile çizgi oluştuğu gibi farklı şekillerde, farklı durumlarda bir araya gelerek
yüzey üzerinde değişik görsel algılar da yaratabilir. Noktaların yüzey üzerinde sıklaşıp seyrekleşmesi ışık-gölge etkisi uyandırır. Bir
merkezden kenarlara doğru yayı-lan noktalar 'dağılma etkisi' uyandırırken, merkezde toplanmaları 'toplama etkisi' uyandırırlar.
Nokta çalışma örnekleri

Noktaların sayıca artışı ve noktalar arasındaki sık-seyrek ilişkisi ile düz bir alan üzerindeki anlamları, imge ve kavram-laşmaya dönüşür. Bu düz
alan artık düz olmaktan çıkmıştır. Bu alan üzerindeki şekil algısı, ışık-gölge, derinlik ve doku olarak hissedilir. Çünkü noktalar arttığında ve
noktalardan bir biçim oluşmaya başladığında yüzeyde bir hareketlenme, bir dinamizm ortaya çıkar ve göz sadece tek bir noktaya
odaklanmak-tan çıkıp biçime odaklanmaya başlar.
Çizgi, noktaların birleşiminden oluşan bir tasarım elemanıdır. Çizgi hareket eden bir nokta olup birbirine yakın olan
iki ya da daha fazla noktanın birleşimidir. Aynı zamanda uzunlu-ğu ve genişliği olan bir formdur. Görsel anlatımda
kalın-ince, düz-eğri, kırık-kavisli, kesikli gibi çeşitli çizgiler kullanılmakta-dır. Görsel açıdan çizgi, yatay, dikey ya da
diyagonal olarak kullanılmaktadır. Çizgi düz ya da kıvrımlı, kalın ya da ince, sürekli ya da kesik, grenli yada keskin
özelliklere sahip olabilir.
Genişliği ve uzunluğu ne olursa olsun eğer bir şey çizgi etkisi yapıyor, çizgisel bir özellik gösterebiliyorsa o şey, o
tasarım içinde bir çizgi rolü oynuyor demektir. Çizgilerin gösterdikleri biçim farkları dolayısıyla etkileri birbirinden
farklıdır. Çizgi, gergin veya yumuşak, kesin veya kararsız, zarif veya pürüzlü olsun, onun uzunluk ve genişlik
oranı, çizimi ve süreklilik derecesini algılamamıza göre saptanır.
Çizgi tek başına veya diğer çizgilerle ya da yüzeylerle kombinasyonlar oluşturarak; organize olabilir. Dokulaşabilir. Göze
rehberlik eder. Hareketi görselleştirir. Anlatım, konu, tema oluşturabilir. Çizgiler farklı keyfiyette olabilir; kıvrımlı – düz,
ince-kalın, hafif-keskin, dağınık-kontrollü. Çizgilerin farklı nitelikleri farklı anlamlar veya duyguları yansıtabilir: kıvrımlı bir
çizginin doğal ve canlılık imgesi vereceği gibi dümdüz ve kırık çizgiler insan yapımı ve mekanik bir duygu verebilir.
Düz çizgilerin statik etkisine karşılık eğri
çizgileri arttıkça dinamizm ve hareket
duygusu uyandırırlar. Dikey ve yatay
çizgilerin durgunluk, eğri çizgiler
dinamizm, hareket duygusu uyandırır.
Bir çizgi ne kadar eğilip bükülürse, tıpkı
deniz dalgaları gibi o nispette canlılık,
kıpırdanma duygusu uyandırır. Çizgi
kendi etrafından bükülerek bir takım
dalgalı yüzeyler yaratabilir. Bütün bu
hareketler gözü oyalar. Bu gidiş ritmik
bir karakter aldğından çoğu kez göze
hoş gelen bir oluşum elde edilir. Cizgi
yön değiştirmelerde heyecan, hayret ve
tereddüt uyandırır, kararsızlık yaratır.
Şekil - Zemin ilişkileri
Şekil bir yüzey üzerine yaratılan iki boyutlu biçime denir. Farklı şekiller bir araya gelerek anlamlı bir bütün oluşturabilmektedirler. Şekiller
kimi zaman herhangi bir cismin sadece kenar çizgileriyle görüntülenmesinde kullanılırlar. Bunu siluet olarak ifade etmek de mümkündür.
Şekiller, siluet gibi detaylı olmayan kavramların ifade edilmesinde kullanılabildiği gibi mimari çizimlerde görülen karmaşık yapıları da
meydana getirebilmektedirler. Şekiller kimi zaman herhangi bir cismin sadece kenar çizgileri ile görüntülenmesinde kullanılırlar. Bunu
siluet olarak ifade etmek de mümkündür.
Şekil kapalı bir çizgisel öğenin çevrelediği alan, farklı renk, değer veya doku ile oluşturulmuş bir alan, şekiller tarafından
çevrelenmiş bir alan olarak ifade edilir. Şekil yükseklik ve genişliği olan ancak derinliği olmayan iki boyutlu bir nesnedir.
Geometrik şekiller mekana veya tasarıma pasif ve dekoratif bir etki kazandırırken, organik şekiller daha statiktir. Şekillerin
tasarımda tekrarlarla kullanımı bir hareketlilik oluştururken, dekoratif etkisiyi de arttırır. Bu süreçte, şekillerin soyutlanması
yeni ve farklı şekiller elde etmenize olanak sağlar. Bu sayede oluşan şekiller mekana rahatça adapte olur.
Boşluk (Alan). Boşluklar sistemi, gözün tasarımın çeşitli elemanları arasında dolaşmasına yardımcı olmaktadır. Boşluk, şekli
dışında tanımlanamaz bir elemandır. Herhangi bir tasarım elemanın eklenmesiyle boşluk değişmektedir: . Şekilleri pozitif
mekanlar olarak düşünürsek etrafta kalan boş alanlar negatif mekanlardır. Tasarladığınız bir yapıda, bir iç mekanda, çevresel bir
düzenleme projenizde hatta yağlı boya çalışmalarınızda bile bu kriter dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta olacaktır. Doluluk
ve boşluk olarak tanımlayacağımız bu negatif ve pozitif alanların denge uyumu; şekillerin alana adaptasyonu, aidiyeti ve kararlı
duruşu açısından önemlidir. Algılama, okunurluk, gibi özelliklere hizmet eder. Bir tasarımda biçimler bir zeminin ya da bir arka
planın içindeki şekillerdir. Biçimler genellikle, pozitif alanı oluşturmaktadır. Boşluklar ise negatif alanı ifade eder. Tasarımda
parçaların uyumlu bir denge içerisinde olabilmesi için, tasarımın içindeki biçimler ile biçimler etrafındaki alanın düzenlenişi
arasında hassas bir ilişki kurmak gereklidir. Tasarımcı, şekillerin biçimine ve etraflarındaki zeminin biçimine eşit önem vermesi
gerekir. En temel tabiriyle alan, negatif alan diğer unsurlarca etkin hale getirilen bir alandır.
Ölçüde yakınlık ve uzaklık

Ölçü (Boyut). Genel olarak var olanın biçimlendirilmesidir. Doğadaki nesneler titiz bir boyut
ilişkisi içindedir. Her tasarım ögesinin boyutu işlevsel açıdan, malzeme açısından, çevreyle
olan ilişkisi açısından belirlenir. Tasarım boyutlamasında insan boyutu şarttır. Yaşamda her
şey insan boyutuna göre ayarlanmıştır. Bir tasarım ürünü, daima değişik ve belirli ölçülere
sahip görsel unsurların bir araya gelmesiyle oluşur. Tasarımcılar, hiyerarşiyi hesaplayarak
yani bir kompozisyondaki en önemli unsuru belirleyerek işe başlar. Tasarımcının en ön
planda vurgulamak istediğinden en arka plana kadar kademeli şekilde sıralanan bir sistem
olarak da yorumlayabiliriz. Bir görsel unsurun tasarım içindeki diğer unsurlarla kurduğu
oran-tısal ilişkiler, algı ve iletişimi doğrudan etkiler.
Yön çalışma örnekleri

Yön. Bir tasarım üzerinde çizgiler ve noktalar, yazılar değişik noktalara yönelerek bir hareket oluştururlar. Tasarımcı, vereceği
mesaj doğrultusunda bu hareketi yönlendirmekle yükümlüdür. Kompozisyon hazırlarken yönleri değiştirmek farklı ve güzel
görüntüler oluştururken aynı zamanda kompozisyona dinamizm ve hareket de kazandırır.
Biçim (Form) çizgi, renk ve diğer yüzey elemanlarının birbirleriyle ilişkileri sonucu olan, hacmi ve kütleyi tanımlayarak objeleri
üç boyutlu incelememizi sağlayan ve şekilleri birbirlerine göre yerleşimleri ile ele alan bir terimdir. Biçim simetrik veya
asimetrik, organik, inorganik, doğal, yapay, dinamik veya durgun bir görsel algı oluşturur. Bu görsel algılamanın fiziksel
boyutunun ortaya çıkabilmesi için çizgi, renk ve ışık biçime canlılık kazandırır. Biçimlendirmede tasarım elemanlarına doğada
olduğu gibi bütünü oluşturma potansiyeli ile yaklaşılmalıdır.
Form-biçim çalışma örnekleri

Temel tasarımda form, üç boyutu ile var olan ve görselliği ile veriye dönüşen bir varoluştur. Bulunduğu çevrede yüzeyleri ile
sınır oluşturmaktadır. Tasarım öğelerinden ilki ve en önemlisi ve her şeyin dışsal görüntüsü olan formdur. Form, içinde
barındırdığı anlamlarla birlikte bir gerekliliğin, gereksinimin karşılığı olmaktadır. Form, belirli bir işlev için uzayı yüzeyleriyle
sınırlayan ve bu uzay içinde bir hacim kaplayan varoluştur. Biçim ise, bu varoluşun bir anlık pozu veya almış olduğu
pozisyonudur. Birçok çizginin veya objenin bir arada bulunuşu, tek bir çizgi üzerindeki dönüş ve kıvrımlar ile değişik tonların
oluşturduğu yüzeyler, bir tasarımda biçimi oluşturan unsurlardır.
İşık. Görme olayı ışıkla başlar. Işık görsel nesnelerin bize yansımasını, dolayısıyla görmemizi sağlar. Çizimi istenen biçimin bir yüzeyde
gerçekleşmesi, yansıtmış olduğu ışık değerlerinin doğru görülmesi ve doğru yerleştirilmesiyle olasıdır. Resmetme olayında ışık beyazla, ışığın
yok olması da beyazın giderek siyaha dönüştürülmesiyle anlatılır. Işık etüdü için doğa güzel bir öğretmendir. Doğal nesnelerin ışık değerleriyle
etüt edilmesinde amaç; objeyi kağıtta yinelemek değil biçimini, şeklini, dokunsal yapısını, parlaklığını, matlığını ve planlarını yansıtan ışık
değerlerinin nasıl bir düzenle yerlerini aldıklarını görmek ve kişisel yorumlarla bütünleştirmektir. Böyle bir çalışmadan hareketle
izlenimlerimize dayalı bir yorum, bir düzenleme de yapılabilir.
Değer işığın bir özelliğidir. Parlaklık veya ton olarak da adlandırılır. Görece parlaklık veya karanlık şeklinde de ifade edilir. Değer
kontrastı ışık ve karanlık arasındaki varyasyon derecesine referans vermektedir. En yüksek değer karşıtlığı sadece siyah ve beyaz
kullanılarak elde edilir. Değerlerin aralığı daraldıkça karşıtlık değeri düşer. Aralık parlak değerlerle sınırlıysa bu yüksek anahtar
olarak isimlendirilir; koyu değerlerin sınırlı bir aralığı düşük anahtar olarak isimlendirilir. Değer bir şekle hacim eklemek için sıkça
kullanılır; bir dairede kademeli tonlandırma onu bir küre gibi gösterebilir. Değer alan illüzyonu yaratmak için de kullanılır
(atmosferik derinlik). Değer vurgu ekleyebilir; yüksek kontrast alanları düşük kontrast alanlarında belirginleşir. Değer duyguları
uyarabilir. Düşük değer karşıtlığı sessiz ve sakin hissettiren ince ve ölçülü bir etki yaratır. Yüksek değer karşıtlığı heyecan
duygusunu uyandırır. Hafif değerleri mutluluk ve hafiflik duygularını taşırlar, orta ölçekli değerler üzüntü ve depresyonu
uyandırırlar.
Doğal ve yapay doku Desen örnegi
Renk: Renkler, ışıkla birlikte varolurlar ve izleyen üzerinde değişik etkiler uyandırırlar. Örneğin,
sıcak renklerin uyarıcı, soğuk renklerin ise gevşetici. dinlendirici olması renklerin genelenebilir
etkileri olarak değerlendirilir. Renk. bir tasarımı meydana getiren yapıtaşlanndan biridir.
Doku, üç-boyutlu yapıya sahip, objenin hem dış yapısı hem de içyapısı hakkında bilgi veren,
sonsuz çeşitliliğe sahip, yüzeyde gölge ve ışık oyunları ve malzeme özelliği ile birlikte kendini
gösteren özel bir niteliktir. Bir yüzey üzerindeki tekrarlara dayalı biçimsel bir düzen
bulunuyorsa, orada bir dokunun varlığından sözedilebilir. Tasarımcı, yaşayan doğadaki dokusal
oluşumlardan yararlanarak yeni yaratım olanakları elde edebilir. Bir cismin yüzeyi
dokunulduğunda sert ya da yumuşak pürüzler içerir. Bu pürüzler, o cismin dokusudur. Yüzeyde
objelerin iç yapıları ( strüktür ) da bir dereceye kadar kendini belli eder, böyle bir yüz plastik
bakımından daha ilginç bir görünüme sahiptir.
Desen kişinin forma yaklaşma biçimidir. Basit desen dediğimiz iki boyutlu desende ışık ve
gölge ,çizgi ve kontur ile gösterilir, gelişmiş üç boyutlu desende ise form hacim kazanır ve bu
şekilde tasarımlanır. Tasarım temelinde bu kavramın konseptin kendisi desen ile birlikte
üretilebilir veya yardımcı eleman olarak kullanılabilir. Desen tutarlı ve düzenli bir şekilde
Aynı çalışmanın farklı renk örnekleri yüzeyleri ve yapıları organize eden bir yapıdır. Doğa elementleri incelenerek yapılan soyutlama
çalışmaları kompozisyonun yani bütünlüğün parçalarını düzenleyen iskelet konumunu alabilir.
KAYNAKLAR

Artut, Kazım (2004), Sanat Eğitimi Kuramları ve Yöntemleri, 3. Baskı, Ankara, Anı Yayıncılık.

Atalayer, Faruk (1994), Temel Sanat Öğeleri, Eskişehir, Anadolu Üniver-sitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Yayınları.

Beyoğlu, Aylin (2015), “Sanat Eğitiminde Algı, Görsel Algı ve Yanıl-Op-Art (Optik Sanat) Akımının Görsel Algı ve Grafik Tasarım
Kavramları Açısından Tanımlanması Iğdır Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Sayı: 17, Ocak 2019

Divanlıoğlu, Demir (1997), Temel Tasarımın Öğe ve İlkeleri, İstanbul, Birsen Yayınevi.

Genç, Adem & Sipahioğlu, Ahmet (1990), Görsel Algılama, Sanatta Yaratıcı Süreç, İzmir, Sergi Yayınları.Güngör, İ. Hulusi (1983),
Temel Tasarım, İstanbul, Afa Matbaacılık.

Gürer, Latife (1970), Temel Dizaynda Görsel Algı, İstanbul, İTÜ Teknik Okulu Yayınları

You might also like