You are on page 1of 70

BÖLÜM 5

BEBELİKTE BİLİŞSEL GELİŞİM


BEBELİKTE BİLİŞSEL GELİŞİM
Piaget’nin bebek betimlemeleri bilişsel gelişimi
incelememizin yalnızca başlangıç noktasıdır. Bebek biliş
çalışmasına duyulan heyecan ve istek, yenidoğanların ve
bebeklerin ne bildiklerine ilişkin ilgi, bebeklerin bilişsel
gelişimindeki doğuştan ve sonradan öğrenilen etkenlere
ilişkin süregelen büyülenme, bebeklerin bilgilerini
yapılandırdıkları mı (Piaget’nin görüşü) yoksa dünyalarını
daha doğrudan bildiklerine mi ilişkin anlaşmazlıklarla
körüklendi. Bu bölümde, yalnızca Piaget’nin bebek gelişim
kuramını değil; aynı zamanda öğrenme, hatırlama ve
bebeklerin kavramlaştırmaları; bireysel farklılıklar ve dil
gelişimini de inceleyeceğiz.
A) Piaget’nin Bebek Gelişim Kuramı

Şair Nora Perry, “Kim bir çocuğun düşüncelerini


bilir?” diye sorar. Herkes kadar Piaget de
biliyordu. Kendi üç çocuğuyla (Laurent, Lucienne
ve Jacqueline) yaptığı dikkatli gözlemler ve başka
çocuklarla yaptığı gözlem ve görüşmelerle,
çocukların düşünme yollarına ilişkin var olan
algıları değiştirmiştir.
a) Bilişsel Süreçler

Çocuklar dünyaya ilişkin bilgilerini


yapılandırırken hangi süreçleri kullanmaktadır?
Piaget bu soruyu cevaplamak için birkaç kavram
geliştirmiştir; özellikle önemli olanlar; şemalar,
özümleme, uyma, örgütleme, dengelenim ve
denge kurmadır.
Şemalar: Piaget’nin kuramında örgütlenmiş
davranış ya da düşünce örüntüsüdür.

Özümseme: Piaget’nin, yeni bilgi veya


deneyimlerle baş etmek için var olan şemaların
kullanıldığını öne süren kavramı.

Uyma: Yeni bilgi ve yaşantılara şemaları


uyarlama anlamına gelen Piagetci kavram.
Piaget’nin görüşüne
göre şema nedir? Bu
küçük bebek
hangi şemaları
sergiliyor olabilir?
Özümleme ve uymanın bebeklerin
emmesiyle nasıl bir ilişkisi vardır?
b) Duyu - Hareket Evresi

Duyu-hareket evresi, doğumdan yaklaşık 2 yaşa


kadar sürmektedir.

Alt evreler: Piaget, duyu-hareket evresini altı alt


evreye ayırmıştır: (1) Basit refleksler, (2) ilk
alışkanlıklar ve birincil döngüsel tepkiler, (3)
ikincil döngüsel tepkiler, (4) ikincil döngüsel
tepkilerin eşgüdümlenmesi,(5) üçüncül döngüsel
tepkiler ve (6) şemaların içselleştirilmesi
Dengelenim: Çocukların düşüncenin bir
basamağından bir sonrakine nasıl geçiş yaptığını
açıklamak için Piaget’nin önerdiği bir
mekanizma
Duyu-hareket Evresi: Piaget’in evrelerinin
ilkidir; doğumdan yaklaşık 2 yaşa kadar sürer.
Bebekler algısal yaşantılarını motor eylemleriyle
eş güdümleyerek dünyayı anlama yollarını
yapılandırmaktadırlar.
Basit Refleksler: Doğumdan sonraki birinci aya
denk gelen Piaget’nin ilk duyu-hareket alt
evresidir. Bu alt evrede, algı ve eylem refleksif
davranışlarla esasen eş güdümlenmektedir.
Bu 17 aylık bebek,
Piaget’nin üçüncül
döngüsel tepkiler
evresindedir. Bu evrede
olduğunu akla getirecek
ne yapabilmektedir?
Şemaların İçselleştirilmesi: 18.-24. aylar
arasında gelişen, Piaget’nin altıncı ve son
duyuhareket alt evresi. Bu alt evrede, bebekler
basit sembolleri kullanma becerisi
geliştirmektedirler.
Nesne Sürekliliği: Nesnelerin ve olayların
doğrudan görülmedikleri, duyulmadıkları ya da
dokunulmadıkları zaman bile var olmaya devam
ettikleri anlayışı için kullanılan Piagetci terim.
ŞEKİL 5.2
NESNE SÜREKLİLİĞİ: Bebek oyuncak maymuna
bakmaktadır (solda), ancak görüşü engellendiğinde
(sağda) onu aramamaktadır. Birkaç ay sonra, saklanmış
maymunu arayacaktır. Bu nesne sürekliliğinin varlığını
gösteren bir eylemdir.
c) Piaget’nin Duyu-hareket Evresinin
Değerlendirilmesi

A değil B hatası: Bebeklerin Piaget’nin


duyuhareket evresinde 4. alt evreye geçerken,
yeni saklama yerini (B) seçmek yerine bildikleri
saklama yerini (A) seçme hatasını yapmalarıyla
ortaya çıkan yanlış.
B) Öğrenme, Hatırlama Ve Kavramlaşma

Koşullama

Kavram
Oluşturma ve Dikkat
Sınıflandırma

Taklit Bellek
a) Koşullama

Edimsel koşullama teknikleri özellikle bebeklerin


algı ve algısal motor eylemlerine ilişkin bilginin
akılda tutulmasını gösteren araştırmalarda
faydalı olmuştur.
b) Dikkat

Dikkat, zihinsel güçlerin belirli bir bilgi üzerinde


odaklanması anlamındadır ve pek çok görevde
bilişsel işlemeyi geliştirmektedir.

Dikkat: Zihinsel kaynakların belirli bilgi üzerine


odaklanmasıdır.
Ortak Dikkat: Bireylerin aynı nesneye
odaklanması sürecidir ve bir başkasının
davranışını izleme yeteneği, bir bireyin başka
birinin dikkatini çekmesi ve karşılıklı etkileşim
olmasıdır.
c) Bellek

Bellek zamanla bilginin tutulmasını içermektedir.


Kodlama adı verilen sürecin bir parçası olarak
dikkat, bellekte önemli bir rol oynamaktadır.
Bebekler ne hatırlayabilmektedirler ve ne zaman?
ŞEKİL 5.7
BELLEĞİN ORTAYA
ÇIKTIĞI ZAMANIN
UZUNLUĞUNA
İLİŞKİN YAŞA-BAĞLI
DEĞİŞİMLER
Bellek: Bilişsel gelişimin merkezi özelliğidir.
Bireyin bilgiyi zaman içinde koruduğu tüm
durumlara aittir.

Örtük Bellek: Bilinçli hatırlamanın olmadığı


bellektir; becerilerin ve otomatik olarak
sergilenen rutin süreçlerin hatırlanmasını içerir.

Açık Bellek: Bireylerin bilinçli olarak bildikleri ve


ifade ettikleri gerçekleri ve yaşantıları içeren
bellek.
d) Taklit
Bebekler başka birinin duygusal ifadelerini taklit
edebilmekte midir? Bir yetişkin gülümserse,
bebek de bir gülümsemeyle onu izlemekte
midir? Bir yetişkin alt dudağını sarkıtırsa, alnını
kırıştırırsa ve kaşlarını çatarsa, bebek de üzgün
bir yüz ifadesi sergiler mi?
Ertelenmiş Taklit: Saatler ya da günlerce
gecikmeyle ortaya çıkan taklit.
e) Kavram Oluşturma Ve Sınıflandırma

Kavram oluşturmanın ne zaman başladığını tam


olarak bilmesek de, Mandler bebeklerin 7-9 aylık
oluncaya kadar kavramsal sınıflandırmalar
oluşturamadıklarını öne sürmüştür. Bebeklerin
ilk algıları geniştir. Yaşamın ilk iki yılında bu geniş
kavramlar, gittikçe farklılaşmaktadır.
C) Bireysel Farklılıklar ve Değerlendirme

Şimdiye kadar, bebeklerin bilişsel gelişiminin


çoğunlukla nasıl ilerlediğini ele aldık. Çok sayıda
bebeğin ayırıcı özelliklerinin neler olduğunu ya
da ortalama bebeği vurguladık ancak çoğu
bebek için elde edilen sonuçlar, bütün bebeklere
uymamaktadır.
a) Bebek Gelişimi Ölçümleri

Bebek bilişsel gelişiminde bireysel farklılıklar


öncelikle gelişimsel ölçek ya da bebek zekâ
testleriyle incelenmiştir. Örneğin, 3. bölümde
yeni doğanları değerlendirmek için kullanılan,
Brazelton Yenidoğan Davranış Değerlendirme
Ölçeği (NBAS) ve Yenidoğan Yoğun Bakım Ağı
Nörodavranışsal Ölçeğini (NNNS) ele almıştık.
Gelişimsel Katsayı (GK): Gesell bebek ölçeğinde
motor, dil, uyumsal ve kişisel-sosyal alanlardaki
alt puanları birleştiren toplam puan.
Bayley Bebek Gelişim Ölçekleri: Nancy Bayley
tarafından geliştirilen ve bebek gelişimi
ölçümlerinde geniş çapta kullanılan ölçekler. Şu
andaki versiyonun üç bileşeni vardır: Zihinsel
ölçek, motor ölçek ve bebek davranış profili.
Bayley-III Bebek Gelişim
Ölçeklerindeki maddeler
b) Zekâyı Yordama

Bebekleri test etme hareketi, zekâ bölümünü


(ZB) test etme geleneğinden doğmuştur. Ancak,
büyük çocukların ZB testleri sözel beceriye daha
fazla önem vermektedir. Bebek testleri algısal-
motor gelişime ilişkin daha çok madde
içermekte ve sosyal etkileşimin ölçülerini de
içine almaktadır.
D) Dil Gelişimi

a) Dili Tanımlama

Dil, iletişimin bir türüdür – sözlü, yazılı ya da


imzalı ne tür olursa olsun- semboller sistemine
dayalıdır. Dil bir toplumun kullandığı kelimeleri
ve onları birleştirecek ve değiştirecek kuralları
içerir.
Dil bize başkalarıyla iletişim kurma olanağı
sağlar. Dilin önemli bazı özellikleri nelerdir?
Dil: Sembol sistemleri temelinde, sözel, yazılı ya
da işaretli olabilen iletişim formu. Dil, bir toplum
tarafından kullanılan sözcükler ve onları
çeşitlendirecek ve birleştirecek kurallardan
oluşur.
b) Dil Kural Sistemleri

19. yüzyıl Amerika’lı yazar Ralph Waldo Emerson


“Dünya bir düzen içinde kurulmuştur ve atomlar
ahenkle geçit töreni yaparlar” dediğinde
kafasından geçen dil olmalıydı. Dil, yüksek
ölçüde düzenlidir ve örgütlüdür (Berko Gleason,
2009; Bohannon & Bonvillian, 2009). Örgüt, beş
kurallar sistemi içerir.
1) Fonetik (Sesbilim)
2) Morfoloji (Biçimbilim)
3) Söz Dizimi (Sentaks)
4) Anlam Bilim (Semantik)
5) Kullanım Bilgisi (Pragmatik)
Sonsuz Yaratıcılık: Sınırlı sayıdaki sözcük ve
kurallardan sınırsız sayıda anlamlı cümle
üretebilme yeteneği.

Sesbilim: Dilin, kullanılan sesleri ve bunların


nasıl birleştirilebilineceğini içeren ses sistemi.

Morfoloji: Kelimedeki yapı bilgisi.


Sözdizimi: Sözcüklerin geçerli sözcük öbekleri ve
cümleler oluşturmak için birleştirildiği yol.

Anlambilim: Sözcüklerin ve cümlelerin anlamı.

Edim Bilgisi: Dilin farklı bağlamlarda uygun bir


biçimde kullanılması.
c) Dil Nasıl Gelişmektedir?

Hangi dili öğrenirse öğrensin dünyanın her


yerindeki bebekler dil gelişiminde benzer yolları
izlemektedir. Bu gelişimde bazı anahtar
yapıtaşları nelerdir?
Dil Seslerini Tanıma ?

Babıldama ve Diğer Seslendirmeler ?

Jestler ?

İlk Sözcükler ?

İki Sözcüklü İfadeler ?


Çocuklar ilk sözcüklerini söylemeden çok
önce bir dizi sesler ve jestler üretirler.
Ortalama olarak bebekler hangi yaşta farklı
türden sesler ve jestler üretmeye başlarlar?
Dünyanın her yerinde çoğu küçük çocuk ortalama olarak
18-24 aylık arasında iki sözcüklü ifadeleri kullanmayı
öğrenirler. Bu iki sözcüklü ifadelerin örnekleri nelerdir?
Telgrafik Konuşma: Artikeller, yardımcı fiiller ve
diğer bağlaçlar gibi dilbilgisel işaretler olmadan
kısa ve öz sözcüklerin kullanılması.
Şempanzeler doğada, birbirlerini çağırarak, el
hareketleriyle, yüz ifadeleriyle iletişim kurarlar, evrimsel
psikologlar bunun gerçek dilin kökenleri olabileceğine
inanırlar. Biyolojinin dildeki rolü ne kadar güçlüdür?
Broca Alanı: Konuşma üretmeyle ilgili beynin sol
frontal lobunda bulunan alan.

Wernicke Alanı: Beynin sol yarıküresinde


bulunan dili kavramayla ilgili alan.

Afazi: Beyin hasarıyla oluşan konuşma engeli ya


da kaybı.
Dil Edinim Aracı (DEA): Chomsky’nin fonoloji,
söz dizimi ve anlam bilimi içeren, çocuğun bir
dilin kural ve özelliklerini algılamasını sağlayan
biyolojik bir yeteneği tanımlar.
ŞEKİL 5.16
BROCA ALANI VE WERNICKE
ALANI: Broca alanı beynin sol
yarıküresindeki frontal lobda
yer almaktadır ve konuşmanın
merkezidir. Wernicke alanı sol
yarıkürenin temporal lobunun
bir parçasıdır ve dili anlamayla
ilgilidir. Beyindeki bu alanların
rolü 4. bölümde anlatılan
lateralizasyonla nasıl
ilişkilidir?
Çocuk-yönelimli Konuşma: Basit kelimeler ve
cümlelerle normalden daha yüksek tonda
konuşulan dil.
d) Etkileşimci Görüş

Dil edinimi yalnızca biyolojiye bağlı olsaydı,


Aveyronlu vahşi çocuk ve Genie (bu bölümde
daha önce ele alınmıştı) zorluk çekmeden
konuşmalıydı. Çocuğun deneyimleri dil edinimini
etkilemektedir.

You might also like