You are on page 1of 217

fLORUS

Kzsa
Roma Tarihi

Çeviren:
Levent Keskin

DOGUBATI
Lucius Annaeus Florus

K.isa Roma Tarihi


Lucius Annaeus Florus

Klsa Roma Tarihi

Titus Livius'un Eseri Temelinde


Yedi Yüz Ytlhk Tüm Sava§lann
iki Kitap Halinde Bir Ôzeti

Çeviren: Levent Keskin

DOGLJBATI
© T ü m haklan Dogu Bati Yaymlan 'na aittir.

Latince Õzgün Metin


Epitomae de Tito Livio bellorum omnium annorum DCC libri li

Latinceden Çeviren
Levent Keskin

Yayma HBZ1rlayanlar
Ta!Jkm Tala§
UfukCo§kun

Kapak Tasanm1
HarunAk

Baskt
Tarcan Matbaac1hk
Eylül2022

J>oiu Bati Yaymlan


Kültür Mah. Becerikli Sok.
No: 20/5 Kmlay/Ankara
Tel: O 312 425 68 64 - 425 68 65

www.dogubati.com

ISBN: 978-625-8123-18-0 / Sertifika No: 48847

Dogu Bati Yaymlan-363 Tarih-48

Kapak Resmi: Gaius Julius Caesar, Nicolas Coustou, 1696.


Lucius Annaeus Florus
Latin edebiyatmm Gümü§ Çag1 yazarlarmdan olup hakkmda çok az §ey
bilinmektedir. MS 2. yüzyilda ya§am1§tlf. Roma Tarihi'nin Romulus'tan
imparator Augustus'a kadar olan dõnemini anlatan Epitomae adh bir eser
yazm1§tlf. Retorik bir yazar olmasma kar§m tarafs1z kalmaya belli bir õzen
gõsterir. Kuzey Afrika kõkenli oldugu, imparator Domitianus dõneminde
Roma'ya geldigi ve Capitolium'daki kültür yan§malanna (Ludi Capitolini)
katdd1gi, daha sonra Tarraco'ya (bugünkü Tarragona, ispanya) yerle§ip
edebiyatla ugrqt1g1, Traianus dõneminde ise tekrar Roma'ya dõndügü ve
Hadrianus dõnemi de dâhil Roma'da ya§ad1gi biliniyor. Seneca, Lucanus
ve Pomponius Mela ile akrabahgi oldugu iddia edilir. Yine bir diger iddi­
aya gõre, Pervigilium Veneris isimli §iirin ve Vergilius orator an poeta isimli
diyalogun da yazand1r.

Levent Keskin
1987 yihnda ODTÜ, idari Bilimler Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yõ­
netimi Bõlümü'nden mezun oldu. Ôzel sektõrde çah§ti. 2003-2007 yillan
arasmda istanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Eskiçag Dilleri ve Kül­
türleri, Latin Dili ve Edebiyat1 Bõlümü'nde lisans program1m bitirdi. Aym
üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde "Sürgün Sonras1 Eserlerinde
Ovidius'un Ruh Hali ve imparator Augustus ile Çat1§mas1" tezi ile 2010 yi­
hnda yüksek lisans, "Urbanitas'1 Anlamada Petronius'un Satyricon'u Üze­
rine Bir Karakter Çõzümlemesi" tezi ile de 2015 yihnda doktora program1m
tamamlad1. Latinceden Genç Plinius'un Mektuplan (J-W) (2018) ve Anika
Geceleri (Seçmeler) (2021) çevirileri Dogu Bati tarafmdan yay1mland1.
ÍÇÍNDEKiLER

Ônsõz .................................................................................................. 9
Giri� .................................................................................................. 13

Kisa Roma Tarihi (Epitomae)

1 . Kitap (Liber 1) ................................................................................ 23


2. Kitap (Liber Jl) ......... .................................................................... 141

Lügatçe ............................................................................................ 211


Kaynakça ....... . ... . ............................................................................. 216
ÔNSÔZ

Florus'un tam ad1yla Epitomae De Tito Livio Bellorum Omni­


um Annorum DCC Libri II, k.tsaca ise Epitomae adh bu eseri,
Roma'nm geleneksel kurucusu saytlan Romulus'tan Principa­
tus dõneminin ba�langicma kadar geçen yakla�1k yedi yüz ytl­
hk sürenin bir õzetidir. T itus Livius'un Ab Urbe Condita isimli
yüz kirk iki kitaphk tarih eseri temelinde Roma i mparatorlu­
gu'nun ilk yedi yüz ytlhk tarihindeki iç ve di� tüm sava�larm ve
ba�hca siyasi olaylarm k.tsa ve õzlü anlatimlarm1 içermektedir.
Eser iki bõlümden (liber) olu�maktadir.
Florus, Livius'u esas almakla birlikte, tarihteki olaylar hak­
k.tnda onunla ayn�an sonuçlara vard1gi da olur. Nitekim ba�ka
kaynaklardan da faydalanm1�tir. S allustius ve Caesar'm aç1k,
Vergilius ve Lucanus'un da dolayh etkileri gõrülür. Keza Ya�h
Senecàrun -günümüze ula�mayan- Historiae eserinin, onun
bir diger ba� kaynagi oldugunu dü�ünmek için sebepler
vardir; Roma tarihinin bir insan hayatma benzetilerek dõrt ev­
reye aynlmas1, huna bir õrnektir. 1

1 Nitekim Lactantius'a gore bu te�bih ilk kez Ya�h Seneca tarafmdan

yaptlm1�t1r.
10 Kisa Roma Tarihi

Roma'ya bir õvgü amac1 ta�1makla birlikte, Florus'un siyasi


õnyargtlardan uzak bir baki� açlSl oldugu da gõrülür. Kusur,
cürüm ve ahlâks1zhklar1 alayc1 ama sivri bir dille lanar, duygu­
sal ve hattâ gücenik nidalar sarf eder. Eserinde ba�artlarm1, ka­
rakterini ve yõnetim tarzm1 en çok takdir ettigi siyasi ki�iligin
Augustus oldugu gõze çarpmaktadir.
Eser, kentin kurulu�tan Augustus Bar1�1'nm ba�langicma
kadar geçen dõnem haklonda genel olarak bir fikir vermekte­
dir. Bu eser, retorik yõnünün (Gümü� Çag1 Latin edebiyatmm
õnde gelen õzelligidir) güçlü olmas1 dolaylSlyla 17. yüzytlm
sonlarma degin bir ders kitab1 olarak okutulmu�tur. The El­
zevir Press'in tek ba�ma 1638-1674 yillar1 arasmda alt1 baslo
yaptig1 biliniyor.
Florus'un hayat1 ve diger eserleri haklonda elimizde fazia
bir bilgi mevcut degildir. Epitomae'da kendisi haklonda yakala­
dig1m1z tek bilgi bu eserin yakla�1k yazih� tarihidir. "i mparator
Augustus'tan bugüne degin geçen ve iki yüz ytldan çok da az
olmayan dõnem ise . . "1 diye ba�lad1gi ifadede, esere smir çek­
.

tigi tarih olan MÔ 27'den itibaren yakla�1k iki yüz ytl sonrasm1
kastetmektedir. Bu da kitabm yaz1h� tarihinin kabaca MS 173
oldugunu gõsterir ve Marcus Aurelius dõnemine denk gelir.
Ancak bu konuda bir diger ve daha çok destek bulan gõrü�; ya­
zarm, Augustus'u ba�lang1ç kabul ederken onun dogum tarihi­
ni yani MÔ 63 yihru kastettigidir. Bu tez kabul edilirse kitabm
yazih� tarihi kabaca MS 137 olmakta ve Hadrianus dõnemine
girmektedir. Bu ayru zamanda, Hadrianus ile yazm zevklerinin
uyu�tugu yõnündeki bir diger tezi de dogrulayan bir tarihtir.
Çeviri yõntemine dair, dipnotlarda aç1klanan Latince cins
isimler italik yaz1 stiliyle ve (Lat. ) losaltmas1yla verildi. Me­
tinde geçen cografi bõlge, kavim ve õzel isimler ag;trhkh ola­
rak Latince, yerine gõre Eski Yunanca formuna uygun biçim­
de, kimi zaman da Turkçeye yerle�mi� kullarum1yla (Sicilya,

1 I.l. (Giri�). 8.
Ônsõz 11

Sardinya, Atina, Siraküza gibi) tercih edilmi�tir. italya yerine


ltalia yaztlmas1 sõzcügün modem bir devleti degil bir cogra­
fi. kavram olarak Apenin yar1madasm1 temsil etmesindendir.
Aym �ekilde, Asya yerine Asia yaztlmas1 sõzcügün günümüz­
deki gibi büyük bir kitay1 degil bir Roma eyaleti olarak Ana­
dolu'nun Firat irmagmm batismda kalan tarafim tammlama­
smdandir. Keza Africa dedigimizde de dev Afrika kitasm1 de­
gil, bir diger Roma eyaleti olarak Kuzey Afrika'yi, hattâ onun
da sadece belli bir kismm1 (bugünkü Kuzey Afrika'nm Fas ve
Moritanya'dan itibaren Libya'ya kadar olan bõlümünü) kastet­
mekteyiz. Benzer durumlar Macedonia, Cappadocia, Thracia,
Graecia, Pergamon, Cilicia, Syria, Hispania gibi bõlgeler için
de geçerlidir ve bu sebeple de burada Antikçag isimlerini kul­
lanmay1 tercih ediyoruz.
Çeviride kisa çizgiler ya da normal parantezlerle ayr1lan ifa­
deler yazarm õzgün metindeki kendi tasarruftar1dir. N adiren
ba�vurulan kõ�eli ayiraçlar ise çevirmenin tercihi olup, ifade
bakimmdan tamamlay1c1, gramer bakimmdan da yumu�atlCl
i�lev gõrmektedir; cümleyi ve baglam1 destekler mahiyettedir.
Dipnotlar yine çevirmene ait olup; kaçmtlmaz olarak aç1m­
lanmas1 gereken, kisa veya uzun ek bilgi aç1smdan faydah gõ­
rülen ya da kitabm ba�ka bõlümleriyle kar�tla�tirma yaptlmas1
gereken hallerde kullantlm1�tlr. Dipnotlarda aç1klanan Latince
kavramlardan baztlan kitabm Lugatçe bõlümünde tekrar ve­
rilmi�tir.
Eserin õzgün metnindeki numaralandirmada Roma ra­
kamlarmm bize tamd1k olmayan kullammlarma rasthyoruz;
IV yerine 1111 ya da IX yerine VIllI yaztlmas1 gibi. Biz burada
bildigimiz genel kullamm1 esas ald1k.
" "
Latincede çift-sesli harfierden olan ae , Türkçede hecelen­
digi zaman "ay" gibi okunur. Bundan dolay1, sõzgelimi Baiae
sõzcügünün çekimli halinde, yazlli� "Baiae'deki" ya da "Bai­
ae'nin'' �eklinde degil, "Baiae'daki" ya da "Baiae'm" gibi olur.
12 Kisa Roma Tarihi

Ôzgün haliyle "büyük 1" harfiyle ha§layan bazi õzel isimleri


"
"J harfiyle yazmayi yegledik; õrnegin Julius, Jugurtha, Juppi­
ter, Janus, Janiculum.
Bu çeviride Latince kaynak metin olarak "Florus, Epitome
of Roman History", çev. Edward Seymour Forster, ed. Jeffrey
Henderson, (1984) Harvard University Press, Loeb Classical
Library (LCL 231) künyeli çah�ma temei ahnm1�tir. Loeb'ün
ingilizce çevirisinde esas ahnm1� olan metin ise Codex Bam­
bergensis E III 22 (B) ve Otto Jahn'm 1852 yih Teubner edis­
yonudur.
Verdigi akademik destekten õ türü hocam Prof. Dr. Bedia
Demiri�'e, zor zamanlarda yardim1ru esirgemeyen Dogu Ban
Yayinlan Genel Yayin Yónetmeni Ta�km Taki�'a ve bana sab­
reden aileme te�ekkürü bir borç biliyorum.

Levent Keskin
Ankara, 2022
GiRi�

O quamfacile era! orbis imperium occupare,


aut mihi Romanis militibus datis, aut me
rege Romanis. 1
( Florus, LXIIl.18)

Klasik Roma tarihçiligi Sallustius ile ba�lar. Bunun õncesinde


yaztlanlar ise ya ytlhk ya da am türünde yaztlm1� eserlerdir.
Onun çagda�1 olan Nepos daha ziyade bir biyografi yazar1-
dir. Cicero dõneminden Augustus dõnemine geçi�te bir diger
Romah yazar Varro tarih ansiklopedisi niteliginde bir eser ver­
mi�tir. Augustus dõnemine gelene kadar iç sava�lardan ve siya­
si çeki�melerden neredeyse tükenmi� toplumda Romahltk bi­
lincinin yeniden harekete geçirilebilmesi, erdemlerin yüceltil­
mesi ve ahlâki çõk:üntünün õnüne geçilmesi için, k:ültüre deger
veren bir imparator olan Augustus, kapsamlt ve hevesli iyile�­
tirme çabalan ba�latm1�ttr. Daha sonra Florus'un kitabma da
ilham verecek olan, dõnemin en büyük tarihçisi Livius'un ve
onun Ab Urbe Condita yani "Kentin Kurulu�undan Ba�layarak"
isimli eserinin ortaya ç1lo�1 bu sosyal ko�ullann bir sonucu­
dur. Gene aym dõnemde, dogrudan dogruya süslü, sõylencesel
ve ders verici üsluptan kaçman ve tarih yaz1ctltgm1 bilimsel,

1 "Dünyarun egemeni olmak ne kadar kolay olurdu, �ayet �u Romah

askerler bana verilmi� olsaydt ya da ben Romahlann krah olsayd1m."


14 Kua Roma Tarihi

teknik ve dikkatli bir ugra�1ya dõnü�türmek isteyen Pompeius


Trogus gibi yazarlar da ç1krm�t1r. Augustus sonrasmda geri ge­
len ho�gõrüsüz ve ku�kucu ortam, bu edebi türde dalkavukluk
ve retorigi õn plana ç1karm1�, bõyle bir yola girmek istemeyen
tarihçiler ise çareyi Roma di�mdaki ülkeler üzerine yazmakta,
etnografya ve cografyaya yõnelmekte bulmu�tur. Bu sm1rlayic1
siyasi düzen genel olarak Romàdaki edebi etkinlikleri azaltm1�
ve degerlerinden de kaybettirmi�tir. Bu olumsuzluklara kar­
�m; annales, biyografi ve tarih ara�tirmacthg1 eserleriyle ortaya
ç1kan Tacitus insanc1hg1, sezgisi, tarafs1zhg1 ve üstün Latince­
siyle ün kazanm1�tir. Latin edebiyatmda Gümü� Çagi'nm son
õnemli tarihçisi olan Suetonius ise imparatorluk ar�ivlerinde­
ki degerli belge ve mektuplardan yararlanarak imparatorlarm
ve õnemli edebiyatçilarm biyografüerini, tarihi anlay1�tan bir
nebze yoksun olarak, derine inmeden ilginç ve eglendirici yõn­
leriyle kaleme alm1�tir. Tarih õzeti yaz1m1 ise bir alt tür olarak,
imparatorlarm uzun uzad1ya okuma ah�kanhklarmdan vaz­
geçmelerinden dolayi, kisa ve haz1r bilgi ihtiyaçlarm1 gidermek
üzere ortaya ç1km1�tir. Epitomae ya da periochae olarak adland1-
rilan bu hülasa ya da õnsõz biçimindeki tarih eserlerinin bizim
için bir büyük faydas1, kayip kitaplardan günümüze ta�1d1klar1
ufak parçalar yardim1yla onlar hakkinda bilgi edinmemizi sag­
lamalar1d1r.
Florus'un eseri iki ana bõlümden olu�maktadir. Birinci ki­
tap diye de tabir edilen ilk ana bõlüm efsanevi kurulu� yih M Ô
753'ten itibaren Romulus ve Yedi Krallar Devri ile ba�lar ve
Parthlarla yapilan ilk sava�lara kadar uzamr, can ahc1 bir genel
tekrarla sona erer. Íkinci kitap yani ikinci ana bõlüm ise Grac­
chus Karde�ler ve plebs ayaklanmalarmdan itibaren ba�lar ve
Octavianus'a Augustus unvam verilen ve bõylece Principatus
dõnemine girilen MÔ 27 tarihine kadar sürer. Florus'un Epi­
tomae'1, Livius'un izledigi sistematige uyarak bu noktada son
bulmaktadir; dolayis1yla bu eser, iki bõlüm halinde, tam olarak
yedi yüz yirmi alt1 yilhk bir tarih arahgm1 i�lemektedir.
Giri/ 15

Tarihi olaylarm basitle�tirilerek hattâ bazen indirgenerek


yeniden yaztlmas1 ya da kisa ve õzlü biçimde anlattlmas1, be­
raberinde kimi belirsizliklere ve anlam eksikliklerine de kap1
arahyor. Nitekim eserde adi geçen Romah ünlü ki�iliklerin ve
komutanlann belli ve sayih soylardan geliyor olmalar1 kimi za­
man isimlerin ve dolay151yla da olaylarm birbirine kar1�tmlma­
s1 ihtimalini doguruyor. Nitekim kitapta birden çok Tarquini­
us, Caesar, Scipio, Brutus, Marius, Licinius, Pompeius, Cato
ve Valerius soyisimli ki�ilikler bulunmaktadir. Bunun yams1ra,
okurun baz1 tarihi olaylar1 õnceden bildigi varsaytlarak metnin
yaztlm1� olmas1 kimi bõlümlerin dogru anla�tlmasm1 zorla�n­
rabilmektedir. Bunun belirgin bir õrnegi Florus'un, sonradan
i mparator Augustus unvam alan Octavianus'tan düzensiz ola­
rak farkli isimlerle yani Octavius, Caesar, Augustus Caesar ya
da sadece Augustus diye (hepsi dogrudur) bahsetmesi ve bir
õlçü tutturmamas1dir. Bu gibi s1kinttlarm õnüne geçebilmek
için belli yerlerde dipnotlara ba�vurduk ya da insiyatif kullamp
zamir yerine dogrudan õzel isim kulland1k. Belli yerlerde diyo­
ruz, zira s1k yapt1gim1z takdirde bu kez okumanm akt�1 sekteye
ugrayabilir, aç1klama yüklü dipnotlar metne alternatif bir hale
gelebilirdi. Neticede bu bir ders kitab1 degil bir çeviridir ve
yazarm õnüne geçmemek gerekir.
Eserin kapsad1g1 tarihi olaylar içinde bilhassa Kartaca sa­
va�lar1, Anadolu'ya yaptlan askeri seferler, i ç sava�lar ve Tri­
umvirlik dõnemleri, yazarm tuttugu 1�1k ve heyecanh üslubuyla
ilgi çekicidir. Siyasi dogruculuga kaçmaks1zm, yer yer aklma
ilk gelen dü�ünceyi oldugu gibi aktaran ve duygusal ç1ki�lara
ba�an Florus'un bu yõnü kimi okuyucuyu yadirgatabilse de
uyandird1g1 etkiyle amacma ula�ir. Bahsi geçen Latince ünlem
cümleciklerine õrnek olarak "o nefas!", "pro nefas!", "pro de­
decus!", "o pudor!", "turpe dictu!", "fata rerum!", "fidem numi­
num!", "simile prodigio!", "horribile dictu!" ve benzeri deyi�ler
verilebilir.
16 Kua Roma Tarihi

ifadeyi güçlendirmek üzere uygulachgi diger bir teknik, aym


cümle içinde e� ya da yakm anlamh iki sõzcügü yan yana getir­
mesidir: "Aequo bonoque",
"subegit at domuit",
"imaginario et
.
scaemco", "pax et qwes p am ac pro1esse
. ", "al .t:. , aggere et vallo" ,
""
"inbelli ac perfida", "coire et consentire", "favore et admiratio­
ne" , "turbida et foeda", "turpes et inpias" gibi. K aq1t anlamh iki
sõzcükle bunu yapngi da olur:"hominum deorumque","ab­
sens praesensque","aut caenum aut caelum", "domi ac foris",
"pace belloque" ve "terra marique" gibi.
Retorik sorular onun bir ba�ka peki�tirme ve dü�ündürme
yõntemidir. Bunun en çarp1c1 õrneklerine dair �unlar1 verebi­
liriz:

Marius'un Sulla taraftarlarma yapt1gi vah�etten sonra, Sul­


la'nm Marius'tan intikamm1 alabilmesi için ne kadar kan
dõkmesi gerekiyordu?

Servius tarafindan yaptlan nüfus sayim1, Romaltlarm kendi


õzelliklerini tarumalarma faydah olmam1� m1d1r?

Bu zaferin en çok takdir edilmesi gereken yam nedir?


Çabuklugu mu? Zira tüm bunlar [sadece] kuk gün için­
de meydana geldi. Güzel talihi mi? Zira tek bir gemi bile
kaybetmediler. Yoksa ba�ar1s1 m1? Zira oradan bir daha hiç
korsan ç1kmadt.

Süvari sm1fim hukuk.i baldar konusunda Senatus'la anla�­


mazhga dü�üren �ey, htrs ve bencillik degil de neydi?

Tam en kizi�m1� a�amada ik.i ordu da aniden duralad1 ve


sessizle�ti. Sank.i herkes bir an kendi kendine aym �eyi dü­
�ündü; 'Nereye varacak bunun sonu?'

Eserle ilgili bir gõzlem olarak; Florus'un, halk kesiminin hak


arayi�mda ileri gittigini dü�ündügünü gõsterir yorumlar1m ya­
kaltyoruz:
Giri/ 17

Meseleyesük.Unetle hir yol hulahilirdi,eger plebslerin lider­


leri seçkin olmakla hirlikte hahis insanlarolmasalarch yada
en azmdan kõtü liderlik gõstermeselerdi .
Gracchuslarm hukuki düzenlemeleri Roma'da toplumu
hõlmü� ve devletin birligini iki h�h hale getirmi�ti .
Ancaksoylu srmftan geldigi halde devlete komplo kuran
Ca­
tilina'yi ve bu tertipte onunla i�birligiyapan diger mühim ki�i­
leri de agir �ekilde ele�tirmekten imtina etmez:
Catilina'yi ülkesinin aleyhine çah�maya savuran da gene
hudur . Maddi zenginliklere daha çok ula�mak ch�mda han­
gi sebep insanlan makam ve iktidar hevesine itiyordu?
Catilina bir patriciustu, ama sadece o mu? Suç ortaklarma
gelince,�urada isimlerini yazmak bile tiksinti verici .
Caesar suikastiru degerlendirirken Julius Caesar'm diktatõr­
lük yolunda kuraltan1maz tarz1yla Cumhuriyet'i ilga edi�ini ve
sebep oldugu iç çati�malarla ülkeyi büyük bir varolu� krizinin
e�igine getirmesini ve iç sava�larm �iddetini ltalia ch�ma da
ta�1m1� olmas1ru hatirlatmaktan çekinmez:
Kendi vatanda�larmm karum dünyanm her yerinde dõk­
mü� bu adamm kam �imdi Senatus'ta aktyordu .
Ôzellikle uzak cografyalardaki dü�man klan ya da topluluklan,
s1kltkla, uygarhga yabanc1 barbarlar olarak niteler:
Romaltlar antla�ma geregi müttefik kent olarak huna mü­
dahale ettiler ve teamül geregi de elçiler gõnderdiler . Lakin
bu vah�i yabanctlar hak adalet tamr m1? Daha da õfkelene­
rek sava� açttlar .
Moesialtlar yabantl,kaba ve diger yabanc1 kavimler içinde
en barbar mizaçh olamchr; bu hallerini anlatmak da çok
tats1zchr .
18 Ktsa Roma Tarihi

Efendi ahlâkive sava� hukukuyla hareketeden Roma ordusu­


nun zulümlerini genellikle olagan kar�tlar:
Kana susam1� bu kavimleri, kendi bildikleri usullerle terbi­
ye etmekten ba�ka bir seçenek yoktu . Nitekim sava� esirle­
rine ate� ve kthçla eziyet edildi .
Buna ragmenkimi zaman,ordununsava�ta sergiledigi a�mhk­
lar1 açtkça tenkit ettigi de gõrülür:
. . . kentin ku�attlmasm1 emretti ve dü�man cesetlerini üst
üste yig1p bir set olu�turdu . Sava� kargtlan ve m1zraklarla
da bu yigm1 birbirine raptetti; marazi bir �eydi bu,barbar­
lara kar�1 yaptlm1� dahi olsa .
Asia Sava�1'nm geri kalan ktsmm1 konsül Aquilius tamam­
lad1. Utanç verici bir �ekilde, su kaynaklarma zehir kar1�­
t1rarak kimi kentleri dize getirdi . Bu yõntem askeri ba�a­
nyi hizlandtrsa da zaferimizi itibars1zla�tird1. Dinen caiz
olmayan, õrf ve âdetlerimize de ayktn bu habis ilaçlara
ba�rarak �imdiye dek kulland1gtm1z Romah silahlarm
kutsalhgm1 ihlal ettik .
Yazarm as kerlik, siyaset, cografya ve etno grafyayi ilgilendiren
ve okura bir anafikir verebilecek olan saptamalarma kitabm
birçok yerinde rasthyoruz . Ôrnegin, Roma ordusunda "emre
itaatin zaferin kendisinden daha õnemli oldugunu" sõylüyor,
sava� kazand1ran unsurlar olarak "Roma halktnm cesaretini,
Senatus'un yõnetim zekâsm1, komutanlarmm da mertligini"
sayiyor, "bir komutan ancak elindeki ordu kadar iyidir" der­
ken sava�taki en õnemli rolü generallere degil as kerlere veriyor .
Buna kar�m Talih ya da Kader Tannças1 diye tabir ettigimiz
Fortuna'nm belirleyiciligini ve Roma'ya verdigi destegi hiçbir
zaman yads1m1yor, hattâ biraz da naifbiçimde bunu "Roma
ulusunun talihi, ba�1 beladayken hep daha iyi gider" diyere k
destekliyor . "Romaltlar için resmi antla�malarm kutsal nite­
li k ta�1d1gma"dikkat çekiyor; "bir eyaleti elde tutab ilme k, onu
Giri/ 19

almaktan daha zordur; çünkü bilek gücü ile kazamhr ama ada­
letle ya�atilir" derken, fethedilen yerlerde adaletli bir yõneti­
min kurulmasmm õnemini vurguluyor; "cesur biri kendi gibi
cesurlarla kolay anla�1r" diyerek, dost ya da dü�man, cesareti
her zaman diger meziyetlerin õnünde tuttuklarm1 ima ediyor.
"Caesar; yeri geldiginde bir er, yeri geldiginde de bir imparator
gibi gõrev yapn", "Caesar sert yaranh�h bir adamd1 ve ba�la­
d1gi i�i tamamlamak arzusu ta�1rd1", "An geldiginde taarruz
edip tepelerine dü�tü ve i�ini bitirmi� olarak aynld1" gibi sõz­
lerle Caesar'm yabanc1 ülkelerle yaptlan sava�lardaki ba�arlSl­
nm hakkm1 verirken, "Dünyadaki tüm krallarm ve milletlerin
kaderini belirleyen Romaltlar kendini yõnetebilmekten aciz
durumdayd1" diyerek gene aym devlet adammm Roma içinde
uygulad1g1 demir yumruk siyasetini ve yaratt1g1 bunahmlar1 da
apaç1k ele�tiriyor. Kartacahlardan "güneyin ve güne�in insan­
lar1" olarak sõz ederken, Hannibal'm II. Kartaca Sava�1'ndaki
yenilgisi hakkinda tarihte sõylenegelen taktik hatayi yeniden
hat1rlat1yor: "Hannibal sava� meydanmda galip gelmeyi bildigi
kadar, sava�tan sonra bu zaferden istifade etmeyi de bilseydi
[kazanacakt1]". Aym �ekilde Epeiros Krah Pyrrhos'un Roma
ordusunun gücüne dair bilinen bir sõzü bu eserde tekrarlam­
yor: "Dünyanm egemeni olmak ne kadar kolay olurdu, �ayet �u
Romah askerler bana verilmi� olsayd1 ya da ben Romaltlarm
krah olsaydmi'. Roma ulusunun bozulmam1� çiftçi karakteri­
nin, onun en õnemli erdemlerinden biri oldugunu savunurken
yurtta�larm1 "kõylü ve toprakla ha�1r ne�ir bir halk" olarak ta­
mmhyor. Ülke topraklarmm verimli ve elveri�li õzelliklerin­
den bahsederken, õrnegin, "Campania yõresi sadece ltalia'nm
degil, tüm yeryüzünün en güzel yeridir" diyor; Alp daglarm1
"Italia'nm dogal seti" olarak tarif ediyor. Kitabm sonuna dogru
Uzak Asya diyarlarma deginirken buranm insanlarm1 "güne�in
tam altmda ya�ayan milletler"ve " [ten] renkleri bile bamba�ka
bir âlemden geldiklerinin kamnyd1" sõzleriyle tasvir ediyor.
20 Kua Roma Tarihi

Eserde buldugumuz belki de en büyük õzele�tiri; kontrol­


süz güç, güç degildir �ianru da destekler mahiyette, imparator­
lugun gereksiz yaytlma ve i�gal politikas1 üzerinedir. Ortaya at­
tlgt sadece �u tartt�ma bile Florus'u en azmdan tarafs1z olmaya
çah�an bir tarihçi yapmaya yeter kantsmdayiz: "Smrrlanm1zm
çap1ru geni�leterek sonunda kendi gücümüzle kendimizi bitap
dü�ürmektense, sadece Sicilya ve Africa ile mi yetinilseydi ya
da hiç buralan dahi almaks1zm sadece ltalia'ya m1 hükmedil­
seydi, bunu bilmiyorum gerçekten."
LUCIUS ANNAEUS FLORUS

TITUS LIVIUS'UN ESERi T EMELiNDE


YEDiYÜZYILLIKTÜMSAVA�LARIN
iKi KiTAP HALiNDE BiR ÕZETi
(EPITOMAE DE TITO LIVIO BELLORUM
OMNIUM ANNORUM DCC LIBRI II)
yada
KISA ROMA TARiHi
(EPITOMAE)
1. Kitap
(Liher J)
BiRiNCi KiTABIN BA�LIKLARI
(Capita Libri I)

1. Romulus'tan Ítibaren Yedi Krallar Devri


II. Yedi Krallar Devrinin Ô zeti
III. Yônetim Sistemindeki Degi�iklik Üzerine
IV. Kral Porsenna ile Etrüsk Sava�1
V. Latin Sava�1
VI. Etrüsk, Falisci, Veii ve Fidenae Sava�lar1
VII. Gallia Sava�1
VIII. Diger Gallia Sava�lar1
IX. Latin Sava�1
X. Sabinlerle Sava�
XI. Samnitlerle Sava�
XII. Etrüsk, Samnit ve Gallia Sava�lar1
XIII. Tarentum Sava�1
XIV. Picenum Sava�1
XV. Salentini Sava�1
XVI. Volsinii Sava�1
XVII. Ayaklanmalar Hakkmda
XVIII. Birinci Kartaca Sava�1
XIX. Liguria Sava�1
XX. Gallia Sava�1
XXI. Illyria Sava�1
XXII. Íkinci Kartaca Sava�1
XXIII. Birinci Macedonia Sava�1
XXIV. Kral Antiokhos ile Syria Sava�1
XXV. Aitolia Sava,1
XXVI. Histria Sava,1
XXVII. Gallo-Graecia Sava,1
XXVIII. ikinci Macedonia Sava,1
XXIX. ikinci Illyria Sava,1
XXX. Üçüncü Macedonia Sava,1
XXXI. Üçüncü Kartaca Sava,1
XXXII. Akhaia Sava,1
XXXIII. Hispaniàdaki Askeri B�anlar
XXXIV. Numantia Sava,1
XXXV. Asia Sava,1
XXXVI . Jugurtha Sa�1
XXXVII. Allobroges Sava,1
XXXVIII. Cimbri, Teutoni ve T igurini Sava,Ian
XXXIX. 1hracia Sava,1
XL. Mithridates Sava,1
XLI. Deniz Korsanlar1yla Sava,
XLII. Girit Sava,1
XLIII. Balear Sa�1
XLIV. Kibns Seferi
XLV. Gallia Sa�1
XLVI. Parth Devleti ile Sa�
XLVII. Genel Tekrar
1. ROMULUS'TAN iTi BAREN
YED i KRALLAR DEVRi

I.I. (GiRi�)
Roma Devleti, Kral Romulus'tan itibaren i mparator Augus- 1
tus' a kadar geçen yedi yüz ytl içinde bar1� ve sava� adma õyle çok
i� ba�arm1�t1r ki; bilmeyen birisi, imparatorlugun bu büyüklüge
daha uzun bir zaman süresi içinde ula�t1gm1 dü�ünürdü.
Silahh gücünü dünya üzerinde õylesine geni� bir alana yay- 2
di ki, Roma tarihini okuyan bir insan sadece bir ulusun degil,
tüm insanhgm yapt1g1 �eyleri õgrenecektir. Say1Slz zorluk ve
tehlikeyle yüz yüze kalm1� olan imparatorlugun kurulu�unda
Kahramanhk ve Talih'in1 birbiriyle âdeta yar1�t1g1 gõrülür.
Bu konu, õgrenilmeye deger olu�u yanmda; kapsammm 3
geni�ligi ba�h ba�ma bir engel te�kil ettigi ve çe�itliligiyle de
dikkat dagitt1g1 için, ben de yeryüzündeki ülkeleri renklere bo­
yayanlar gibi yapacagim. Âdeta küçük bir çerçeve içinde olay­
larm resmini çizecegim. Bõylece umuyorum ki, tarihin õnde
gelen ki�ilerine de ilgiyi çekerek onlarm evrensel õnemini bi­
rarada ve bir kerede gõsterecegim.
Ve gene eger birisi Roma ulusunu tek bir birey gibi dü�ü- 4
nüp, onun da bir õmrü oldugunu varsaym1� olsa; dogdugu, bü­
yüdügü, olgunluga eri�tigi ve en sonunda ya�land1g1 dõrt evreli
bir geli�imi fark edecektir.

1 Virtus ve Fortuna. Tannça isimleri.


28 Ktsa Roma Tarihi

5 Krallann idaresi altmda geçen birinci evre yakla�1k dõrt yüz


ytl sürmü�tür. Çocukluk dõnemi olan bu evre, kenti1 ku�atan
kom�u devletlerle olan çeki�me ve kavgalarla geçmi�tir.
6 ikinci evre; Brutus ve Collatinus'un konsüllügüyle, Appi-
us Claudius ve Qyintus Fulvius'un konsüllügü arasmda geçen
yüz elli ytli2 kapsar. ltalia'nm3 tüm hâkimiyetinin sagland1gi bu
evre cesaretin ve silahlarm en pervas1zca konu�tugu dõnemdir
ve bu yõnüyle delikanhhk çagina benzer.
7 Arkasmdan yüz elli ytl süren ve imparator Augustus'un
Roma bar1�1 ile tüm dünyayi zapturapt altma ald1g1 üçüncü
evre gelir. imparatorlugun yigitlik ve sarstlmaz olgunluk dõ­
nemidir.
8 i mparator Augus�s'tan bugüne degin4 geçen ve iki yüz ytl-
dan çok da az olmayan dõrdüncü evre ise imparatorlarm edil­
genligi sebebiyle âdeta bir güçten dü�me ve tükenme dõnemi­
dir. Bunun tek istisnas1, Traianus'un hükümdarhg1 s1rasmdaki
fetih hareketleri ve umulanm aksine bu ya�h devletin yeniden
güçlenerek geri kazandigi sava�kanhktir.

1 Roma kenti.
2 Metinde "centum quinquaginta annis" olarak geçen ifade her ne kadar
"yüz elli ytlhk bir zaman arahgm1" i�aret etse de, Brutus ve Collatinus'un
konsüllügü MÔ 5 09, Claudius ve Fulvius'un konsüllügü de MÔ 2 12
ytllarmda ba�ladtgi için bu bilgi dogru gõrünmemektedir; zira aradan
geçen süre yakla�1k iki yüz elli yt1 olmahdrr. Dolay1S1yla yazar, ikinci
evre için belirledigi biti� tarihinin konsüllerini yanh� hatirlamaktadrr.

(Bununla ilgili bir not olarak eserin bir Almanca çevirisindeki "Florus,
Rõmische Geschichte, von Günter Laser, Darmstadt: WBG, 2017" dip­
notta, bu zaman arahgtmn elyazmalarmda da 1 50 ile 260 yt1 arasmda
degi�iklik gõsterdigi yaziyor.)
3 ltalia ismi, bu metinde sadece cografi bir kavram ve Apenin yar1madas1

olarak anl�tlmahdtr.
4 Yani yazarm bu eseri kaleme ald1gi zamana degin.
Romulus'tan itibaren Yedi Krallar Dewi 29

1.1. (1)
Romulus, hem Roma kentinin hem de imparatorlugun kuru- 1
cusudur.
Tann Mars ile Rhea Silvia'dan dogmadrr. Mars'tan hamile 2
kalchgi, [annesi olan] rahibenin kendi itirafichr. .Art1k ku�ku­
ya dü�medigimiz diger rivayet de, Kral Amulius'un buyrugu
üzerine Romulus'un, erkek karde�i Remus ile birlikte nehre
attlchgi ama õlmekten kurtulmu� olduklar1chr.
Nitekim Tiber nehrinin swar1 çekildi ve çocuklarm ag- 3
lamalarma dikkat kesilip harekete geçen bir di�i kurt kendi
yavrularm1 b1rakarak onlar1 emzirdi ve annelik yaptl. Kralm
koyunlarmm çobanligm1 yapan F austulus, çocuklari õylece
agaçlarm arasmda buldu; onlar1 evine gõtürdü ve egitti.
Julus1 tarafindan kurulmu� olan Alba,2 o siralar Latium'un 4
ba�hca kenti idi.Julus, habas1 Aeneas'm kenti olan Lavinium'u
benimseyememi�ti. Amulius, onlardan itibaren yedinci ku�ak
olarak iktidar sürüyordu. Karde�i Numitor'u kentten kovdu.
Numitor'un kizi Romulus'un annesi olur. Bundan dolayi, 5
Romulus da, gençligin ilk ate�iyle, Amulius'u kent sm1rlarmm
ch�ma sürdü. Büyükbabasma eski gõrevini iade etti. içinde bü­
yüdügü ve hayati õgrendigi daglar1 ve nehirleri çok seven biri
olarak yeni bir kent kurmak üzere müstahkem bir yer belirledi.
Karde�i Remus ile ikizdiler. içlerinden hangisinin kentin 6
kurulu�una ba�langiç yapacagm1 ve yõnetimi yüklenecegini
tannlara sormaya karar verdiler. Remus, Aventinus tepesinde;
Romulus ise Palatinus tepesinde yerini ald1. ilk olarak Remus
gõrdü i�aretleri, alti tane akbaba. Romulus daha geç gõrdüyse
de, onun gõrdügü on iki taneydi.
Kehaneti daha kuwetli olup kazanan Romulus, ileride sa- 7
va�ç1 bir ülke olma umuduyla dolu olarak kenti in�a etti. Gõr­
dügü yirttc1 ku�lar geleneksel olarak kan ve av vadediyordu.

1 Aeneas'm oglu. Ascanius olarak da bilinir.

2 Alba Longa.
30 Kisa Roma Tarihi

8 Burayi korumak için kaztl<lardan yaptlnu� bir çitin yeterli


olacagt sant.hyordu. Remus bu setin alçak olu�una itiraz ederek
çitin üstünden atlayinca õldürüldü; õlüm emrini Romulus'un
mu verdigi anla�tlamad1. Kesin olan �uki Remus bu yeni ken­
tin verdigi ilk kurban oldu ve kent sm1rlan onun kamyla kut­
sand1. Buras1 hâlihazirda hayalet bir kent gibiydi, çünkü yerle­
�imcilerden yoksundu.
9 Kentin yakmlarmda bir koru vard1. Buras1 çok geçmeden
garip bir �ekilde çok sayida erkegin s1gmak yeri haline geldi.
Latium ve Etruria'dan çobanlar, hattâ Aeneas ile beraber de­
niz yoluyla Frigyàdan gelmi� insanlar, Euandros õnderliginde
gelmi� Arcadiahlar; bunlarm hepsi buraya akm ettiler. Õyle ki
farkh birçok unsur âdeta bir bütün olarak biraraya topland1.
Romulus da onlarm kral1 oldu ve Roma ulusunu vücuda ge­
tirdi.
10 Yalmzca erkeklerden olu�an bir toplumun õmrü sadece bir
ku�akti. Bu sebeple yakm yõrelerden evlilige aday kad1nlar
aradtlar. Rica ile olmayinca kaba güçle elde ettiler. Nitekim
düzmece bir at yar1�1 tertip edildi ve bunu izlemek için gelmi�
olan genç kizlar derdest edilip kaçirtld1. Fakat bu olay derhal
bir sava�a yol açt1. Veii halki yenildi ve yerlerinden sürüldü.
11 Caenina kenti ele geçirilerek talan edildi. Romulus aynca,
Kral Agron'dan1 ganimet olarak ele geçen silahlanJuppiter Fe­
retrius'a2 kendi elleriyle õdül olarak sundu.
12 Bakire Tarpeia3 tarafindan kentin kaptlar1 gizlice Sabin or-
dusuna açtldi. Bu ihanetin kar�t.hg1 olarak Tarpeia kurnazca
Sabinlerden sol yanlarmda ta�1d1klar1 silahlar1 talep etti; altm
kalkanlar1 m1 yoksa kolçaklar14 m1, oras1 belli degil. Sabinler ise

1 Caenina kentinin krah.

2 "Ytldmm gibi çarpan" anlammda Juppiter'e atfedilen bir lakap. Ferire


(vurmak, çarpmak, kurban etmek) fiilinden geliyor.
3 Babas1 Spurius Tarpeius kent surlarm1 korumakla gõrevli komutand1.

4 Z1rhm kola geçirilen parças1.


Romulus'tan Ítiharen Yedi Krallar De'Vri 31

sõzlerini tutar gibi yapttlar, sonra da cezalandirmak için Tar­


peia'yi kalkanlarla ezerek õldürdüler.
Dü�manlarm kent kap1smdan girmesiyle, Forum'un bu- 13
lundugu yerde �iddetli bir çarp1�ma oldu. Artik bir noktada
Romulus, Juppiter'e, adamlarmm utanç verici biçimde geri çe­
kilmelerini durdurmas1 için yalvardi. Bunun an1sma oraya bir
tapmak dikildi ve Stator Juppiter diye adlandinld1.1
Ama sonra, gasp edilmi� bu kadinlar saçlar1 kesilmi� halde 14
õfkeli sava�çtlarm arasma kar1�arak müdahale ettiler. Bõylece
Tatius2 ile bar1� sagland1 ve bir de antla�ma yaptld1. Bunun er­
tesinde, anlatmas1 hayret verici bir �ey oldu ve kendi yurtlarm1
terk eden bu has1m kavim, Romulus'un yeni kentine gõç etti.
Atadan kalma tüm varhklar1m kendi kizlarmm çeyizi olarak
Romaltlarla payla�ttlar.
Kisa sürede güçlerini büyüttüler. Çok zeki bir adam olan 15
kral, devleti yeniden organize etti. Genç erkekleri3 tribuslara4
ayirdi ve silahh süvariler olarak ani saldrrtlara kar�1 teyakkuza
aldi. Devletin karar verme yetkisi ise ya�Warm elinde olacakti.
itibar ve yol gõstericilikleriyle pater,5 ya�lar1 itibar1yla da sena­
tul' diye adlandrrtldtlar.
Bu düzenlemeleri yapt1ktan hemen sonra Romulus, kent 16
yakinlarmdaki Capra denilen bataklik bir gõl kiymnda halkla
toplantm s1rasmda gõzden kayboluverdi.
Kimilerine gõre Senatus tarafindan ha�in karakterinden 17
dolayi lanetlendi. Õte yandan o s1rada patlak veren bir firtma ve
ya�anan güne� tutulmas1 onun Tanr1 katina ç1kt1gma yoruldu.

1 Juppiter' in bir diger lakab1. "Destekleyen, yanmda duran; kaç1�a mâni

olan" anlammda.
2 Sabinlerin krah.
3 20-40 ya� aras1, askerlige elveri�li erkekler.

4 Trihus (Lat.): Roma'da klan, kabile ya da �iret. Roma halkmm -nüfus

ve toprak bakimmdan- te�kilâtmm esas1.


s Pater sõzcügü "baba, cet, ata" anlammda.

6 Sen atus sõzcügü, "ya�h kimse" anlamma gelen senexten türemedir.


32 Kua Roma Tarihi

18 Sonrasmda, Romulus'un eski.sinden de heybetli bir sureti-


nin kendisine gõründügüne Julius Proculus'un yemin etmesi,
bu iddiayi dogruladi. Bundan bõyle kendisine tannsal bir güç
tevdi edilmesi kabul edildi. Gõksel varhklar arasmdan Quiri­
nus ismi verildi. Tannlar, Roma soyunun dünyaya hükmetme­
sini uygun buldular.

I.I. (2)
1Romulus'un ardmdan, Sabinlerin curia1 azalarmdan biri olan
Numa Pompilius gõreve geldi. Tannlara baghhgi ile dikkat
çeken bir adam olarak. bizzat Romahlar tarafmdan bu gõreve
çagnld1.
2 Tum õlümsüz tannlara tapmma biçimlerini, kutsal tõrenle-
ri ve âyinleri ulusa õgretti. Pontifexleri,2 augurl.ari,3 Salii rahip­
lerini4 ve diger ruhban ki�ileri atad1. Bir yih on iki aya tak.sim
etti; resmi tatil günleriyle çah�ma günlerini birbirinden aymh.
3 Onlara kutsal kalkanlan,5 Pallas'm6 heykelini, kralhgm hu-
susi yadigârlanru, sava� ve ban�m simgesi olan çift yüzlü Ja-

1 Curia (Lat.): Roma hallo.run Romulus tarafind.an saptarum' otuz bõ­

lümünden biri. Birlik; büyük aile birligi.


2 Pontifex (Lat.): Devlet dininin bütün gcreklerini kurallannca yerine

gctirmekle yükümlü �i; rahip. Ayru zamanda ilk Roma hukukçulan


sayilirlar.
3 Augur (Lat.): Hayvanlann, õzellikle de kartal ve akbabalarm uçu,una,

tawklann yem yeme biçimlerine bakarak kehanette bulunan ki,i; lru§bi­


lici. Juppiter'in isteklerini kehanetler a.raahgtyla ortaya çtlcarula.rcli.
4 Sa/ii (Lat.): Mars ve Q!úrlnus'a hizmet etmekle yükümlü din adamlan.

"S1çrayan ya da dans eden rahipler" olarak bilinirler.


5 Andle (Lat.): Roma Krah Numa Pompilius dõneminde gõkten dü,tü­

güne inanilan oval biçimde kalkan. (Sõzcügü.n çogul hali; ancilia).


6 Tannça Athena'run diger adi. Roma mitolojisinde �tltgi Minerva.

Bilgcligin ve el sanatlarmm koruyucusu. Metinde adi gcçen heykelin


Truva Sava�1'nda kurtanlrru' oldugu rivayet edilir.
Romulus'tan itibaren Yedi Krallar Devri 33

nus'u1 armagan etti. En õnemlisi, Vesta2 rahibelerine ocak ate­


�ini gõzetme vazifesini verdi; bõylece devletin me�alesi âdeta
gõkteki ytldtzlar gibi 1�tldayacak ve sõnmeyecekti. Tum bunlar1
Tannça Egeria'nm3 tembihleri olarak aktard1, zira uygarhga
yabanc14 bir ulusun bu inanc1 daha kolay kabullenecegini dü­
�ündü.
K.tsaca, gelinen noktada, kaba bir güç ve zorbahkla bir yõ- 4
netim kurmu� olan bir halka vicdan ve adalet yolu ile kilavuz­
luk edecekti.

1.1. (3)
Numa Pompilius'u Tullus Hostilius takip etti; kralhk maka- 1
m1 ona erdemlerinden dolay1 ve gene devletin kendi takdiriyle
verildi. [Roma'da] tüm askerlik kurallanm ve sava� sanatmm
gereklerini yerle�tiren o oldu.
Asker aday1 gençleri fevkalâde egitip yeti�tiren ve Alba 2
kentine kar�1 saldmya cesaretlendiren gene oydu. Halkma
uzun bir süre ve büyük bir ciddiyetle liderlik etti.
Güç baktmmdan e�it olan iki taraf sürekli muharebelerle 3
giderek zayiflaymca sava�1 sonuçlandirmak adma, kaderleri­
ni, bir tarafta Horatius'lar diger tarafta da Curatius'lar olmak
üzere, iki tane üçüz karde�e b1rakttlar.
Zor ve temiz bir çarp1�ma oldu, ve sonuç �a�1rttc1yd1. Bir 4
yanda üç yarah, õbür yanda ise iki õlü ve bir sapasaglam adam
kald1. Horatius becerileriyle kurnazhgm1 birle�tirerek rakipleri-

1 Janus {Lat.): Roma'nm õzgün kamu tannlarmdan olup, "ev kaptlarmm


ve e�iklerin koruyucusu" olarak bilinir. Genellikle iki degi�ik çehreyle
birden resmedilir; biri saga, digeri sola {ya da õne ve arkaya) bakan iki
yüzü vardir. Aym zamanda "b�langiçlarm" tanrmd1r. Takvim ytlmm ba­
�mdaki Januarius (Ocak ayi), adm1 buradan almaktad1r.
2 Vesta {Lat.): Ocak Tannças1; aile ocagmm temsilcisi.
3 Metinde s1fat1 tannça (dea) olarak geçen Egeria, esasen Numa Pompi­

lius'a aktl veren, büyüler õgreten bir su perisidir (nympha).


4 Metinde barbarus olarak geçiyor.
34 Ktsa Roma Tarihi

nin gücünü dagitmak için kaç1yormu� gibi yaptl. Kendisini ko­


valamaya kalkt1klannda ise s1rayla hepsinin hakkmdan geldi.
5 Bõylece ender rastlanan bir olay gerçekle�mi� oldu; tek
ki�ilik bir kuvvet olarak bir zafer kazaruld1. Fakat bu �õhret
çok geçmeden bir cinayetle lekelendi. Dü�manlarmm birin­
den alm1� oldugu ganimeti üstüne takt1g1 suada kiz karde�inin
gõzya�1 dõktügünü fark etti. Ôldürdügü adamm kizm ni�anlis1
oldugu anla�tlmca, bu yanh� a�kin hmcm1 kiz1 kihçla õldürerek
ald1.
6 Yasalar harekete geçti ve bu õlümü caiz bulmad1. Buna rag-
men, [eski] kahramanhg1, onu karde� katlinden muaf kild1 ve
bu cürüm, kazand1rd1g1 zafere gõre daha õnemsiz sayild1. Di­
ger yandan Alba kenti, yap1lan akde uzun süre sad1k kalmad1.
Antla�ma geregi Fidenae Sava�1'na gõnderdikleri yard1m bir­
likleri çat1�maya girmeyerek iki taraf arasmdaki sava�m sonu­
cunu bekledi.
7 Fakat deneyimli kral, müttefik askerlerinin hareketlenip
dü�man tarafa dogru meylettiklerini sezince, ordusunun mo­
ralini yükseltmek için, güya kendisi müttefiklere hücum emri
vermi� gibi tüm gücüyle bagird1. Bõylece bizim tarafta umut,
kar�1 tarafta korku artt1 ve ihanete yeltenenlerin te�ebbüsü
bo�a ç1kt1.
8 Dü�man yenilgiye ugrattld1ktan sonra, antla�may1 bozmu�
olan komutan Mettus Fufetius'un bedeni iki sava� aracmm
arasma bagland1 ve atlarm z1t yõnlere ko�turulmas1yla parça­
land1.
9 Bunu müteakip, akraba kent olmasma kar�m onlara mey-
dan okuyan Alba tahrip edildi. Tullus, bunun õncesinde, ken­
tin tüm servetini ve halkim Roma kentine ta�1yarak, hem�ehri
bir toplumu dogrudan yok etmemi� ama kendi bünyelerinde
tekrar birle�tirmi� gibi gõsterdi.
Romulus'tan jtibaren Yedi Krallar Devri 35

I.I. (4)
Bundan sonra Pompilius'un torunu olan ve mizaç olarak da 1
dedesine benzeyen Ancus Marcius ba�a geçti.
Gerçekten de hem kentin etrafim surla çevirdi hem de ken- 2
tin içinden geçen Tiber nehrinin iki yakasm1 bir kõprüyle bir­
birine baglad1. Ostiàda denizle irmagm kesi�tigi bõlgede bir
koloni kurdu. Belli ki daha o günden ileriyi gõrerek, burasmm,
hem ülkenin ba�hca limam olarak hem de tüm dünyanm nakil
ve levaz1m üssü olarak kabulünü planladi.

1.1. (5)
Arkadan Tarquinius Priscus geldi. Kõken itibanyla deniza�m 1
bir yerden gelmekle birlikte kendi arzusuyla kralhga talip oldu
ve, çah�kanhg1 ve zarafeti ile tasvip edildi.
Korinthos'ta dogmu� biri olarak Grek zihin yap1s1yla lta- 2
lia kavimlerine õzgü pratikligi sentezlemi�ti. Hem Senatus'un
kadrosunu geni�letti hem de üç centuria'nm1 süvari saymm
arttird1;2 say1ca bu degi�ikligi, augurlukta yetkin biri olan Atti­
us Naevius'un yasagma ragmen yapt1.
Kral, bu adam1 smamak üzere, o sirada dü�ündügü bir �eyi 3
uygulamanm mümkün olup olmad1gm1 sordu.
O da bilicilik ritüellerini yerine getirdikten sonra, bunun 4
mümkün oldugu yamtm1 verdi. Kral, "Peki, ama ben bilegi ta­
�m1 elimdeki �u ustura ile kesip kesemeyecegimi merak edi­
yordum," dedi.
Bilici, "Sõyledigim gibi, bunu yapabilirsiniz" dedi ve kral 5
gerçekten de yapt1. O günden sonra kehanet alâmetlerine bak­
mak Romahlar için kutsal11k kazand1. Tarquinius bar1�a da

1 Centuria (Lat.): Roma legiosunda yüz ki�ilik bõlük; süvari birligi.

2 Tarquinius Priscus'un niyeti, ilave üç centuria daha olu�turmak iken


augurun muhalefeti dolaymyla her bir centuriadaki asker saymm iki ka­
tma ç1kararak bir çõzüm buluyor.
36 Kua Roma Tarihi

sava§ kadar yakmch. Etruriàdaki on iki kavmi sürekli hücum­


larla egemenligi altma ald1.
6 Tum semboller ve devletin �eref pâyeleri olarak gõze çarpan
tüm rütbe ve ni�anlar bu kavimlerden almch. [Bahsi geçen] güç
sembolleri �unlarch;/ascis, 1 trabea,2 sei/a curulis,3 anulus,4 phale­
rae,5 paludamentum, 6 praetexta,7 dõrt tane beygirle çekilen altm
yald1zh ath arabayi zafer alaylarmda sürme teamülü, toga picta8
ve tunica palmata. 9

LI. (6)
1 Kentin yõnetimini daha sonra Servius Tullius yüklendi. Kõle
bir anneden ne�et etmi� olmas1 bir muglâkhga sebep olmad1.
Nitekim Tarquinius'un karm Tanaquil, Servius'un istisnai do­
gal yeteneklerini õzgür bilimler vas1tas1yla çok iyi geli�tirmi�ti.
[Dogdugunda] ba�mm etrafmda gõrülmü� olan bir hale, 10 par­
lak bir gelecegin habercisiydi.

1 Fascis (Lat.) : Konsül ve benzeri en üst düzey devlet memurlarmm

õnünden giden ve adma lictor denilen makam gõrevlilerinin s1rtlarmda


t�1d1g1, deste halindeki asalar. Konsüller askeri bir gaye ile kentten ayn­
hyorlarsa bu asalara sar1h bir de balta olurdu. (Sõzcügün çogul hali:fasces)
2 Trabea (Lat.) : Roma'da daha ziyade ath sm1f mensuplarmm giydigi, bir
tür tõren giysisi.
3 Sei/a curulis (Lat.): Yüksek devlet memurlarmm resmi i�ler sirasmda

oturduklar1 fildi�inden makam koltuklar1.


4 Anulus (Lat.): Mühür yüzügü.
5 Phalerae (Lat.) : Takt olarak madalyalar ya da süslü ko�u taktmlar1.

6 Paludamentum (Lat.): Bilhassa kumandanlarm giydigi askeri pelerin.

7 Praetexta (Lat.): Yüksek devlet memurlarmm giydigi, beyaz kum�tan

mor �eritli Roma harmanisi (toga).


8 Toga picta (Lat.) : Muzaffer imparatorlarm giydigi altm sirmah tõren

giysisi.
9 Tunica palmata (Lat.): Hurma dallar1yla-zafer simgesi olarak- n�e­

dilmi� askeri ceket.


10 Metinde jlamma olarak geçiyor. Sõzcügün "alev, ate�, me�ale; 1�1k sa­

çan" anlamlan var.


Romulus'tan hibaren Yedi Krallar Devri 37

Tarquinius õlüm dõ�egindeyken karlSl Kraliçe Tanaquil, 2


onun yerine -güya geçici olarak- oglunun gelmesi için te�eb­
büste bulundu. Hükümdarhgt hile ile elde edip, ama hakkiyla
edinilmi� gibi davranarak, õzenle ona yol gõsterdi.
Servius sayesinde, Roma halk.t nüfus sayim1 ile tam�t1; de- 3
curia ve collegia diye [toplumsal] bõlümlere ve [mesleki] te�ek­
küllere aynldi. Yeni krahn marifetiyle devlet yeniden tanzim
edildi; miras, unvan, ya�, meslek ve gõrevlere dair tüm ayinm­
lar kayitlara i�lendi.

I.I. (7)
Tüm krallarm sonuncusu, tavir ve kaprisleri yüzünden "Mag- 1
rur" lakab1yla amlan Tarquinius Superbus idi.
Dededen gelen ve o s1rada Servius'un elinde bulundurdugu 2
iktidan beklemeye yana�may1p dogrudan gasp etmeyi tercih
etti. Onu õldürmek üzere adamlar gõnderdi ve günah i�leyerek
iktidan ald1. Bunun, Servius'un iktidara geli�inden daha dogru
bir yõntem oldugu sõylenemezdi.
Kans1 Tullia'nm karakteri de onunki kadar nefret uyand1- 3
nc1yd1. E�inin kral olu�unu kutlamak üzere bindigi ath ara­
basmda, ürkmü� haldeki atlar1 babasmm üzerine sürüp kanlar
içinde birakti.
Senatus'un üstüne cinayetlerle, plebslerin1 üstüne dayaklar- 4
la, iyi insanlarm üstüne agir bir zulümle, herkesin üstüne de
zorbahkla yürüdü. Kendi ülkesinde uygulad1g1 �iddetten yoru­
lunca bu kez yüzünü di�ar1daki has1mlanna çevirdi.
Bunun neticesinde Latium'un güçlü kentleri zaptedildi; 5
Ardea, Ocriculum,2 Gabii, Suessa, Pometia gibi.

1 Plebs (Lat.): Romàda smirh haklara sahip yurtta�. Yurtta�hk hak ve

hukuklar1 sm1rlandmlm1� ama õzgür say1lan sosyal sm1fa mensup ki�i.


Kralhk devrinde askerlik yükümlülükleri yoktu; patriciuslarla evlene­
mezlerdi. (Sõzcügün çogul hali plebes'tir.)
2 Ocricolum olarak da geçer.
3 8 Ktsa Roma Tarihi

6 Dahas1, kendi ailesine kar�1 da ac1mas1zch. Oglunu ktrbaç-


latmada hiç tereddüt etmedi. Ama bunu yapmaktaki niyeti,
ona firari süsü vererek, dü�manlarmm güvenini kazanmasm1
saglamakt1.
7 Tam da istedigi üzere, oglu, Gabii kentinde iyi kar�tland1 ve
babasma haberciler gõndererek ne yaptlmas1 gerektigini sordu.
Superbus, habercilerin õnünde, gururundan konu�am1yormu�
gibi yaparak, boyu daha uzun olan gelinciklerin [çiçekli] ba�la­
nm elindeki degnekle vurarak koparttt. Bu cevaptan kendince
maksad1, Gabii'deki õnemli insanlarm õldürülmesini istedi­
giydi. Zaptettigi kentlerden toplad1g1 ganimetlerin satt�mdan
elde edilen parayla bir tapmak yapttrd1.
8 Tapmagm resmi aç1h�mda, diger tannlarm huna raz1 ol-
malanna kar�m, Juventas1 ile Terminus'un2 beklenmedik bir
�ekilde kar�1 ç1kt1g1 rivayet edilir.
9 Numenlerin3 bu inatç1hg1, kâhinleri4 memnun etti, çünkü
hepsi bu yapmm ebediyyen ayakta kalacagm1 vaat etmi�ti. An­
cak korku verici bir �ey olmu�tu, binanm temeli kazmd1g1 sua­
da bir insan kafatas1 bulunmu�tu. Ama herkes, bunun çok ha­
y1rh bir alâmet oldugunu dü�ündü; burasmm imparatorlugun
ana noktas1 ve dünyanm merkezi olacagma yoruldu.
10 Roma ulusu kralm küstahhgma uzun bir süre tahammül
etti, ta ki ahlâks1zhkla yoldan ç1kana degin. Kralm ogullarmm
namussuzluklarm1 sineye çekemediler.
11 Ogullarmdan biri, ülkedeki e n zarif ve iyi yeti�mi� evli bir
kadm olan Lucretia'yi iffetsizlige sürükleyince, kadm bu ay1p­
tan kendini kthçla õldürerek kurtuldu: Ve kralhk yõnetimi ilga
edildi.

1 Gençlik Tannçasi.

2 S1mrlarm koruyucusu tann. Tarlamn sm1r ta91.


3 Numen (Lat.): Roma'nm geleneksel tannlarma verilen genel isim; ko­

ruyucu ruh. Tannsal güç ya da istenç.


4 Metinde vates olarak geçen sõzcügün "ermi9, ozan, gaipten haber veren
ki9i, peygamber" gibi muhtelif anlamlar1 vard1r.
Yedi Krallar Devrinin Õzeti 39

II. YED i KRALLAR DEVRi N iN Õ ZETi

I.II. (8)
Roma ulusunun tarihinde birinci dõnem, yani bir anlamda 1
emekleme dõnemi, Yedi Krallar devridir. Bu krallar, talihin de
destegiyle, aktl ve i�bitiriciliklerine devletin ihtiyac1 oldugun­
da, çah�kanhk ve türlü yetenekler sergilediler.
Nitekim Romulus'tan daha tutkulu ve �evk dolu biri olabi- 2
lir mi? Yónetim sorumlulugunu almas1 dev bir gõrevdi.
Numa'dan daha inançh ve dine saygih biri var miyd1? Siya- 3
si olaylar cüretkâr bir ulusun Tann korkusuyla yat1�t1rihp yola
getirilmesini gerektirdi.
Ba�ka ne mi oldu? Sava�ç1 bir millet için zaruri olan askeri 4
deha Tullus'ta vard1. O da, kendinde hazir bu cesareti, taktik
aktl ile daha da biledi. Daha ba�ka? in�a edici zekâs1yla Ancus,
Roma kentini bir koloniyle1 [denize dogru] geni�letti; bir kõp­
rü ile iki yakay12 birle�tirdi; bir sur ile kenti güvence altma ald1.
Ôte yandan Tarquinius'un, kendisiyle Roma'ya ta�1d1g1 5
sembol ve ni�anlar bu seçkin ulusa ne kadar çok itibar katt1!
Servius tarafindan yaptlan nüfus sayim1, Romaltlarm kendi 6
õzelliklerini tammalarma faydah olmam1� midir?
Sonuncu kral olan Superbus'un hoyrat istibdat yõnetimi 7
bile belli õlçüde, hattâ belli õlçüden de fazia, fayda saglam1�t1r.
Ama yaptig1 haks1zhklar, halkm õzgürlük arzusuyla õfkelenip
ba�kaldirmasma neden oldu.

1 Ostia.
2 Tiber nehri.
40 Ktsa Roma Tarihi

III. YÕ NET iM S i STEM iNDEKi


DE Gi � i KLi K ÜZERi NE

l.III. (9)
1 Ôlen hammefendinin1 kendisine yap1lanlar için intikam gõre­
vi tevdi ettigi Brutus ve Collatinus'un konsüllügü2 ve õnder­
liginde bõylece, Roma ulusu namus ve õzgürlügün erdemine
sahip ç1kmak için, tannlann da bir tür itici gücü ile krah kisa
sürede devirdiler; ki�isel servetini talan ettiler; arazilerini, Tan -
n Mars' a ithaf ettiler; iktidan, halkinm õzgürlügünü savunan
bu iki devlet adamma devrettiler. Bõylece hem yetkiler hem de
rejimin ismi degi�ti.
2 Nitekim [gõrev süresi] artik õmür boyu degil, bir yil oldu;
ve siyasi erk tek ki�i elinde kalarak ya da fas1laya ugrayarak
yozla�masm diye bir yerine iki ki�i seçilmesi kararla�tmld1.
Krallarm yerine gelen, konsüP adm1 verdikleri bu yüksek me­
murlar art1k kendi vatanda�lanna dam�mak4 zorunda oldukla­
nm akillarmdan ç1karmayacaklardi.
3 Kavu�tuklan yeni õzgürlükler õyle büyük bir co�ku yarat-
m1�tl ki degi�en sisteme de fazla güvenemediler. Konsüllerden

1 Lucretia.

2 Cumhuriyet devrinin ilk konsülleri. (MÔ 509)


3 Konsül (Consu/): Son kral Tarquinius Superbus'un kovulmasmdan

sonra Roma'da iki yüksek devlet memurunun yõnettigi Cumhuriyet


idaresi kuruldu. Bir yil için seçilen ve adma ilkin praetor denen bu yük­
sek memurlar, sonradan konsül (consul) adm1 ald1. i ki konsül de e�it
olarak emretme ve hükmetme yetkisine sahipti, birbirlerinin kararlanm
veto edebilirlerdi; aynca idari ve yasal alanlarda Senatus'a dam�1p ora­
dan ç1kan karara gõre hareket ederlerdi.
4 Consul sõzcügü, Latincede "dam�mak, fikrini sormak, tetkik etmek,
ilgilenmek, müzakere etmek, gõrü�mek" anlamma gelen consulere fiilin­
den geliyor.
Yõnetim Sistemindeki Degijiklik Üzerine 41

biri olan Lucretia'nm kocasm1, 1 ta�1chgi aile adi ve soyu yüzün­


den devlet gõrevinden aldtlar ve kentten kovdular.
Sonrasmda onun yerini alan Horatius Publicola, õzgür va- 4
tanda�larm saygmhgim artt1rmak için büyük bir gayretle ug­
ra�t1. Nitekim, halka aç1k toplanttlarda sembol asalarm1 [lic­
torun s1rtmdan] indirtti; konsül kararlarma kar�1 itiraz hakki
verdi; tepeden baktyormu�çasma halkt gücendirmesin diye
kendi konutunu kentle aym hizaya ta�1d1.
Brutus da diger yandan, kendi ailesinin zarar1 ve ya�am1 5
pahasma, yurtta�larmm destegini kazanmaya çah�tt. Nitekim
kendi ogullarmm, krallar1 geri çagirmaya heves ettigini õgre­
nince onlar1 kent meydanma sürükledi, halktn ortasmda deg­
nekle dõvdü ve balta ile katletti. Bununla, õz çocuklar1 yerine
kendi vatanda�larm1 evlathga kabul etmi� gibi gõrüldü ve ale­
nen ulusun babas1 oldu.
Romaltlar bundan bõyle art1k hür bir ulus olarak, õnce õz- 6
gürlüklerini, sonra hudutlarm1, daha sonra da müttefiklerini
korumak için, d1� dü�manlanna kar�1 silaha sartldtlar. Etrafim
çevreleyen kom�ular1 tarafindan sürekli biçimde kt�ktrt1lmala­
rma ragmen, zaferle onlar1 buyruklar1 altma aldtlar.
Ata yadigân topragm hemen õtesinde, kent s1mrlarmm ya- 7
mba�mda dü�man alanlar1 ba�hyordu. Latium ile Etruriànm
arasmda ve âdeta iki yolun kesi�tigi bir kav�akta kalm1� olarak,
kentin tüm kaptlar1 dü�manlarla smirda�t1.
Ate�li bir salgmm yayilmas1 gibi, tek tek bu ülkelerin üstü- 8
ne yürüdüler ve hep bir sonrakini ele geçirmek suretiyle tüm
ltalia'yi kendi boyunduruklar1 altmda topladtlar.

1 Collatinus.
42 Ktsa Roma Tarihi

IV. KRAL PORSENNA i LE ETRÜ SK SAVA�I

l.IV. {10)
1 Krallarm kovulu�undan sonra silahlara ilk kez ba�rmalar1
bag1ms1zhk gayesiyleydi. Tarquinii kentini1 askeri güç yoluyla
tekrar ihya etmek isteyen Etrüsk krah Porsenna büyük bir or­
duyla smira dayand1.
2 Gerek silah kullanarak gerekse aç b1rakarak kenti baskt
altma ald1g1 ve Janiculum tepesini zaptederek kentin tam da
giri�ini tuttugu halde Romahlar ayakta kald1 ve onu geri püs­
kürttü . Bunun üzerine büyük bir �a�ktnhga ugrayarak, say1ca
üstünlügüne ragmen, kendi istegi dâhilinde, neredeyse yenik
dü�mü� olan bu kent ile antla�maya vard1.
3 Annales'te2 adi geçmeyen ama günümüzde anlat1mlara
konu olan, Romalt �u üç dâhi ve mucizevi ismin ortaya ç1kt�1
da tam bu sirada olmu�tur; bu kahramanlar Horatius, Mucius
ve Cloelia'dir.
4 Nitekim Horatius Cocles, [arkasmdaki] kõprünün yiktl-
mas1yla tek ba�ma çepeçevre tehdit altmda kahr ve dü�man
kalabaltgm1 yaramaz. Ancak üstünde silahlar1 oldugu halde3
Tiber nehrini yüzerek geçer.
5 Mucius Scaevola, krala, kt�lasmda iken bir basktn düzen-
ler. Fakat ktyafete aldanarak yanh�hkla kraltn maiyetindeki bir
gõrevliyi vurur.
6 Yakaland1g1 yerde, elini kurnazhkla ocagm ate�ine sokarak
ve bõylece iki kat gõzdagi vererek krala �unu der: "Elinden

1 Etrüsklerin kendi egemenlik bõlgeleri olan Etruria'da kurduklan 12

kent-devletinden biri. Bu kentler içinde, kitapta bahsi geçen Veii ve


Volsinii de varchr.
2 Annales (Lat.): Dini, tarihi ve olaganüstü doga olaylarm1 belgeleyen,
tarihi s1rayla yaztlm1�, listeler halinde resmi ytlhklar.
3 Silah1m 'lava� alanmda b1rakmak onursuzluk say1hr.
Latin SavQ/t 43

kurtuldugun bu aclama iyi bak! Bunun gibi üç yüz tanesi daha


aym yemini etti."
Bu s1rada, sõylemesi bile garip, Mucius'ta korkudan eser yok 7
iken kral ürkmü�tür; yanan sanki kendi elidir. Yigit erkeklerin
hikâyesi i�te bõyleyken, kadmlarmki de õvgüden a�ag1 kalmaz.
i �te size kadm cesareti: Kralm elinde tutsak olan rehinelerden
Cloelia, muhafizlardan kaçmayi ba�arm1� ve memleketini bir
ucundan digerine nehir üstünde ada geçmi�tir.
Porsenna, bu büyük ve olaganüstü cesaret õrneklerinden te- 8
dirgin olarak kentten vazgeçti ve kentin õzgür kalmasma karar
verdi. Ô te yandan Tarquinii kenti ile mücadele uzun müddet
devam etti; ta ki Brutus kendi elleriyle kralm oglu olan AI­
runs'u õldürünceye ve ald1g1 yarayla da Airuns'un cesedi üze­
rinde son nefesini verinceye kadar. Zina yapan o soyu1 õbür
dünyada bile takip edecekmi� gibiydi.

V. LAT i N SAVA�I

l.V. (11)
Latin kavimleri de [Roma'ya kar�1] rekabet ve haset duygu- 1
lar1yla, Tarquinii ailesine sahip ç1ktyorlard1. D1�anda hüküm
sürmeye ba�layan Romaltlar1 içeride hapsetmek niyetindeydi­
ler. O yüzden Latium'daki tüm topluluklar, kralm intikamm1
almak gerekçesiyle Tusculumlu Mamilius'un komutas1 altmda
cesaretlerini toplad1lar.
Sava�, Regillus gõlü yaktnlarmda, uzun süre yeni�emeyen 2
güçlerin çarp1�mas1 �eklinde geçti. Sonunda yeniden saldmya
geçen dictator Postumius, bizzat kendi icad1 olan yeni ve etkili
bir firlatma arac1 kulland1.

1 Lucretia hadisesi.
2 Dictator (Lat.) : Cumhuriyet devrinin olaganüstü siyasi ve askeri dõ­
nemlerinde (konsüllerin yerine) devlet i�lerini ve orduyu idare etmek
44 Ktsa Roma Tarihi

3 Ath birliklerin komutam olan Cossus tüm süvari askerleri-


ne dizginlerini bo�altmalan emrini verdi. Bu da yeni bir tak­
tikti ve amaç daha sert ve etkili bir akm yapmakti.
4 Çarp1�mamn �iddeti sonunda õyle bir noktaya vard1 ki ge-
leneklere uyarak, karan tannlarm hakemligine birakttlar. Be­
yaz atlar üzerinde iki tane genç adam gõkten inen ytldizlar gibi
sava� alammn üstünden uçtu. Bunlarm Castor ve Pollux oldu­
gundan �üphe duyan olmad1. Romah komutan onlara yalvara­
rak bir anla�maya vard1; sava�1 kazand1g1 takdirde bir tapmak
yaptiracagm1 taahhüt etti ve bunu yerine getirdi, âdeta onunla
silah arkada�hgi yapan tannlara diyetini õdermi� gibi.
5 Bu a�amaya degin õzgürlükleri için çarp1�m1�lard1; bundan
sonra ise sm1rlarm1 korumak için ve gene Latinlerle, sürekli ve
b1ktmc1 sava�lara girdiler.
6 Cora -inamlmas1 zor- ve Alsium kentleri çetin dü�manlar-
d1. Satricum ve Corniculum hakeza.
7 Aym �ekilde, Verulae ve Bovillae -utanç verici �ey-. Ama
zaferleri kazanan bizdik. �imdilerde Roma yakmlannda bir
ta�ra yeri olan Tibur' a ve gõzde bir sayfiye kasabas1 olan Prae­
neste'ye Capitolium'da and içip saldmld1.
8 Faesulae kenti ile Carrhae, Aricia ormam ile Hercynia, Fre-
gellae kenti ile Gesoriacum, Tiber nehri ile Firat, 1 ya�anan �ey­
ler bakimmdan bizim için aymdir. 2
9 Corioli kentinin zaptedilmesi -ne yaz1k- õyle bir heyecan
yaratm1�tl ki kenti alan Gnaeus Marcius'a, �eref olarak Cori­
olanus lakab1 takild1; sanki Numantia ya da Africa eyaletinin
adi veriliyordu.
10 Antium'da dü�man donanmasmdan ele geçirilmi� olan ga-
nimetler hâlâ duruyor; Maenius tarafmdan Forum'da yüksekçe

üzere altt ayhgma geçici olarak gõrevlendirilen yüksek memur. Günü­


müzdeki anlammdan farkhdir.
1 Euphrates. (Lat.)
2 Tarihin eski olaylar1 sonrakilerle kiyaslanarak, zihinlerde somutla�tt­
nhyor.
Latin Savfl!t 45

bir yere sabitlenmi� olarak. Gerçi aln tane gagaburunlu ge­


miden olu�an bir filoya donanma demek ne derece dogrudur.
Gene de bu sayida gemiyle bir deniz sava�1 ba�latmak o zaman
mümkündü.
Gelgelelim, Latium'daki topluluklar içinde en inatçtlar1 11
Aequi ve Volsci kavimleriydi.
Tâbiri caiz ise bunlar Roma'nm olagan dü�manlar1ydtlar. 12
Bunlar1 yola getiren en õnde isim Titus Qyinctius oldu. Tar­
lasm1 sürdügü sirada dictator olmas1 için gõreve çagnlan bu
adam; ku�at1hp neredeyse esir dü�mek üzere olan konsül Ma­
nilius'u ve ki�lasmdakileri, e�siz bir zafer sonucu kurtarmas1yla
bilinir.
Tesadüf, topraga tam tohum ekilecek mevsimde geçen bu 13
olayda1 lector,2 esasen bir soylu yurtta� olan Titus Qyinctius'u,
ba�1 õnde saban sürerken buldu. O da buradan ordu saflarma
kattlmak üzere ayrtld1. Çiftlik i�lerine õykünmeyi sava� ala­
nmda da sürdürerek hüsrana ugratt1g1 dü�man askerlerini çifte
ko�ulmu� õküzler gibi boyunduruga geçirerek gezdirdi.
Ordu, seferini tamamlad1ktan sonra, zafer kazanm1� bir 14
çiftçi kimligiyle Qyinctius, vakit geçirmeksizin tekrar sürüsü­
nün ba�ma dõndü; tannlara sadakat bunu gerektiriyordu.
Bu sava�m ba�layip bitmesi on be� gün sürdü. Õ yle anla- 15
�iliyordu ki dictator, geride yar1m birakt1g1 tarla i�lerine bir an
õnce geri dõnebilmek için sava�1 bu kadar çabuk sonuçlandir­
m1�t1.

1 Quinctius'un sava�a çagnlmas1.


2 Lictor (Lat.): Konsüllerin ve diger bazi õnemli devlet memurlarmm
õnünde giden ve omuzlarmda fascis denen asalardan bir demet ta�1yan
makam gõrevlisi. Konsüller eger askeri bir gayeyle kentten aynhyorlasa
bu demetin içine bir de balta yerle�tirilirdi, konsüllerin emirlerine ita­
atsizligin cezalandmlacagma i�aret olarak. Lictonar aym zamanda idam
cezalanm infaz ederlerdi.
46 Ktsa Roma Tarihi

VI. ETRÜ SK, FALISCI, VEII VE


FIDENAE SAVASLARI

LVI. (12)
1 Etruria bõlgesindeki Veii kentinin her sene hücum etmesi bir
al1�kanhk halini alm1�t1. Ô yle ki, Fabius soyu tek ba�ma, on­
lara kar�1 õzel bir birlik kurmay1 taahhüt etti ve sava�a girdi.
Ya�ad1klar1 yenilgi, daha dogrusu büyük hezimet, herkesçe iyi
bilinir.
2 Üç yüz ki�ilik bu aristokrat ordusu Cremera õnlerinde dar-
madagm oldu. Sava�a gitmek üzere yola ç1km1� olduklan kent
kaplSl, bu olaym vahametine uygun biçimde ugursuz kap1 ola­
rak isimlendirildi.
3 Fakat ba�ka komutanlarla ve ba�ka vesilelerle gelen dev za-
ferler, bu agir hüsram telafl etti; en dirençli kentler bile ele
geçirildi.
4 Falisci halkt õrnegin, kendiliginden teslim olmak zorunda
kald1.
5 Fidenae halkt keza, kendi kentlerini ate� verdi. Veii kenti
ba�tan a�ag1 talan eeildi ve tanmmayacak hale geldi. Falisci
ku�at1ld1g1 sirada Romah komutanm sergiledigi dürüstlük
hakh bir hayranhk uyand1rd1. Kent aleyhine i�birligi yapmaya
gelen bir okul müdürüne, yanmda getirdigi talebeleriyle birlik­
te zincir taktp geri yollam1�t1.
6 Ak.tlh ve erdem sahibi bir adam olarak gerçek bir zafere,
temiz bir sadakat ve saglam bir itibarla ula�tlacagm1 biliyordu.
7 Fidenae kenti ise bilek ve silah gücü olarak Romahlara
denk olmamasma ragmen, cenaze tõrenlerinde yaktlan me�a­
leleri silah gibi kullanarak korku saldtlar. Gene cenazelerde tõ­
re geregi takt1klan renkli kurdelelerle, ytlankavi biçimde yürü­
yü�e geçtiler. Fakat gõrünü�teki bu gazap ve çtld1rma hali, bir
y1ktma delâletti.
Gal/ia Savfljt 4 7

Veii kentinin Roma ku�atmasma on ytl dayanabilmesi ise 8


bu halkm büyük gücüne i�aret ediyordu. Roma ordusu k.i� ay­
larm1 ilk kez çad1rda geçirdi. Ki� hizmeti için askerlere fazla­
dan ücret õdendi; onlar da bu kenti ele geçirmeden Roma'ya
geri dõnmeyeceklerine dair ant içtiler.
Veii Krah Lars Tolumnius'tan ahnan ganimetler Feretrius' a1 9
utkuyla adanarak Roma'ya ta�md1. Kentin dü�ü�ü ise ne surla-
ra merdiven dayayarak ne de sürpriz bask.inlarla oldu. Yeraltm­
dan açtlan çukur ve dar yollarm içinden geçilerek gerçekle�ti.
Neticede ele geçen ganimet o kadar fazlayd1 ki bunun onda 10
biri Delphi'deki tann Apollon' a yolland1. Dahas1, tüm Roma
halk.i, yagmaya i�tirak etmeleri için Veii'ye çagnld1.
Veii'nin ba�ma gelenler buydu. Bu olanlar1 hat1rlayabilecek 11
kimse var mi? Geriye kalan bir �ey var mi ya da bir iz? An­
n ales'te yazilanlara inanc1m1z zorlamyor, acaba gerçekten Veii
diye bir yer var m1yd1?

VII. GALLIA SAVA�I

l.VII . (13)
Bu noktada belki tanrtlarm hasedi veya belki de yazg1 geregi, 1
imparatorlugun çok h1zli ilerleyen seyri Galliah bir kavim olan
Senones'in akinlar1yla sekteye ugrad1.
Bu olay1, ugrad1klar1 bozgun ve zayiattan dolayi olumsuz 2
mu yoksa cesaretin sm1rlarm1 tecrübe ettikleri için olumlu mu
diye nitelemeli bilmiyorum.
Ama bunun agir bir yenilgi oldugu kesindi. Ôyle ki tannsal 3
güçlerin bu deneyimi ya�att1klarma inand1g1m oluyor. Çünkü
õlümsüz tanrilar Roma'nm, yigitligiyle dünya imparatorlugu­
nu hak edip etmedigini bilmek istediler.

1 Tann Juppiter.
48 Ktsa Roma Tarihi

4 Galliah Senones kavmi dõvü�ken bir soydan gelmekte olup


karakter olarak ac1mas1zd1. Dahas1, beden yaptlarmm heybetli
olu�u ve huna uygun biçimde kollarmm uzunlugu her aç1dan
ürküntü vericiydi. Zannederdiniz ki bunlar, insan õldürmek ve
�ehirleri yikmak üzere yarattlm1�tilar.
5 Sürü gibi kalabahk bir orduyla, yeryüzünün bir ucundan,
Okyanus kiy1smdan, kiliçlarm1 ku�anm1� olarak harekete geç­
tiler. Yollan üstündeki her yeri viran ettiler ve Alp daglar1 ile
Po ovasmm arasmdaki bir alana yerle�tiler. Bu bõlgeden mem­
nun kalmam1� olmahlar ki, daha sonra Italia'nm içlerine yürü­
meye ba�ladtlar.
6 Ve sonunda Clusium kentini ku�atttlar. Romahlar antla�ma
geregi müttefik kent olarak huna müdahale ettiler ve teamül
geregi de elçiler gõnderdiler. Lakin bu vah�i yabanc1lar hak
adalet tamr mi? Daha da õfkelenerek sava� açttlar.
7 Clusium'dan yõn degi�tirerek Roma'ya dogru ilerlediler.
Alia nehrine dogru Fabius'un ordusuyla kar�ila�t1lar. Oradaki
utanç verici yenilgi bir tesadüf degildi ve Roma takvimlerine
kara gün olarak geçti.
8 Roma ordusunun bozguna ugramas1yla dü�man bu kez Ro-
ma'nm kent surlarma yakla�t1. Hiçbir õn karakol yoktu. i �te o
zaman, õrnegi daha õnce hiç gõrülmemi� Roma cesareti ortaya
ç1kt1.
9 ilk olarak, en yüksek makamlarda gõrev yapm1� olan ya�h-
lar Forum'da biraraya geldiler. Pontifex e�ligindeki ritüelle ken­
dilerini Ôlüler Diyar1'ndaki1 ruhlara adadtlar.
10 Hemen arkasmdan, her biri evlerine çekildi. Tóren giysileri
ve tüm takilar1 üzerlerinde oldugu halde resmi makam kol­
tuklanna yerle�tiler. Dü�man geldigi takdirde tüm vakarlanyla
õlmeye hazrrdtlar.

1 Di Manes (Lat.) : Ôlen atalann ruhlan. Bu güçler, ev halkmm huzuru­

nun ve güvenliginin sürekliligini saglar, günlük sunu ve dualarla yatt�t1-


rwrdi.
Gal/ia Savaft 49

Pontifexler ve .ftamenler1 tapmaklardaki en kutsal �eylerin 11


bir ktsmmt topragi kaztp gizlice gõmdüler, bir ktsmmt da yük
arabalarma doldurup yanlarmda Veii kentine gõtürdüler.
Vesta rahibeleri, ayaklart ç1plak halde, bu kutsal e�alarm 12
kaçmh�ma beraber e�lik ettiler. Bununla birlikte, ismi Albinius
olan bir plebsin, rahibelerin kaç1�ma arka ç1km1� oldugu ve bu
ugurda e�ini ve çocuklarm1 arabadan indirerek rahibelere yer
açt1g1 rivayet edilir. Dini yükümlülükler, hem de en uç düzey-
de, ki�isel duygu ve baghhklarmm üstünde geliyordu.
Manlius komutasmda, yakla�tk bin ki�iden olu�tugu tah- 13
min edilen bir grup yurtta�, Capitolium'un iç kalesine konu�­
land1. Tapmagi savunmak için biraraya gelmi�çesine, bizzat
Juppiter'in huzurunda, tannsal iradesiyle onlar1 gõzetmesi için
yalvard1lar.
Bu arada Galliahlar kente yana�ttlar ve kent kaptsmdan içe- 14
ri girdiler. Bunun arkasmda bir tuzak olabilecegi dü�üncesiyle
ilkin çekingen davrand1lar. Sonra, etrafta kimseler olmad1gm1
anlad1klarmda yüksek sesle ve ars1zhkla istilaya ba�ladtlar. Hiç-
bir engelle kar�tla�madan binalara girdiler. Tanrtlar ve koruyu-
cu ruhlar gibi orada, üstlerinde resmi ktyafetleri oldugu halde,
makam koltuklarma oturmu� olan ya�War1 gõrüp saygth bir
sessizlige büründüler. Çok geçmeden bunlarm õlümlü insanlar
olduklar1 belli olunca ve dahas1 sorularma cevap vermeye te­
nezzül de edilmeyince onlart cezalandtrdtlar. Aym �uursuzluk-
la evleri me�alelerle ate�e verdiler; tüm kenti alevlerle, kthçla,
cebirle yerle bir ettiler.
Bu barbar kavim tepeyi altt ay boyunca -inamhr gibi degil- 15
ku�atma altmda tuttu. Sadece gündüz degil, geceleri de her
türlü çabayi gõsterdiler. Manlius geceleyin yukar1 ttrmanan bir
kazm gürültüsüyle uyand1 ve onu kayahgm tepesinden a�ag1ya
itti. Dü�manlar1 ümitlendirmemesi için, her ne kadar burada
1 Flamen (Lat.) : Her bir õzel tannnm kültlerinden sorumlu rahip. Ôr­
negin Flamen Dia/is Tann Juppiter'e, Flamen Martialis ise Tann Mars'a
hizmet ederdi.
50 Kisa Roma Tarihi

büyük bir açhk çekiyorlarsa da, bir õzgüven i�areti olarak tepe­
den a�agiya ekmek dilimleri att1.1
16 Qyirinalis tepesinde geleneksel bir kurban tõrenini gerçek-
le�tirmeleri için, ilgili gün bulunduklar1 yerden Pontifex Fabi­
us'u dü�man muhafizlar1 arasma yollad1. Pontifex, kutsalligmm
da zirh1yla dü�man silahlarma ragmen sag salim geri dõndü ve
tannlarm anlayi�h ve esirgeyen olduklarm1 duyurdu.
17 Nihayetinde bu ku�atmadan dolayi kendi de bitkin dü�en
dü�man taraf, geri çekilme kar�ihgmda bin külçe2 altm istedi.
Fakat uygunsuzca davrandilar. Altm için bozuk tartilar kul­
landilar ve dahas1 ellerinde kihçlarla küstahça "Yenilenin vay
haline!" diye �amata yapt1lar. Fakat beklemedikleri anda, arka
cepheden Camillus'un saldmsma ugradilar ve darmadagm ol­
dular. Kentte yangmdan kalan tüm kalmtilar sei gibi akan Gal­
liahlarm kamyla temizlendi.
18 Bu yikimm, belli õlçülerde kalm1� olmas1 dolaylSlyla, õlüm-
süz tanrilara �ükretmek icap eder. Bu ate�, çoban kulübelerini
yakt1 ve alevler Romulus'un bu mütevaz1 kentinin üstünü õrt­
tü. Büyük yangm, insanlarm ve tannlarm yurdu olarak kade­
ri belirlenmi� olan bu kente bundan ba�ka ne yapabilirdi ki?
Roma, ne yeryüzünden silindi ne de yok oldu; tam tersi bu
musibetten kefaretini õdeyip armm1� olarak ç1kt1.
19 Nitekim, Manlius tarafindan savunulup kurtarild1ktan ve
Camillus tarafmdan yeniden in�a edildikten sonra, daha istekli
ve enerjik biçimde kom�u devletler arasmda yükseldi.

1 Bu kazm, onlan smamak. için dü�manlar tarafmdan gõnderildigini his­

sediyor. Kaz1 yakalarlarsa kampta açhk y�adtklar1 dü�ünülecekti.


2 Metinde pondus olarak geçen yakla�1k yanm kiloluk agirhk birimi.
Diger Gal/ia SavtJilan 5 1

VIII. D iG ER GALLIA SAVA�LARI

LVIII. (13)
Galliah bu kavmi1 kent surlannm di�ma sürmü� olmak Ca­
millus'u rahatlatmam1�t1, çünkü barbarlarm yaratt1klar1 enkaz
tüm ltaliàya uzamyordu. Bu sebeple Camillus'un komutasmda
pe�lerine dü�üldü ve Senones kavminden geriye bir iz birak­
mad1lar.
Bir keresinde Anio nehri yakmlarmda dü�mam kihçtan 20
geçirdiler. Bu sava�ta, Manlius'un bir dü�man askeriyle bire-
bir çat1�arak yagmalad1g1 ganimetin içinde altmdan bir zin-
cir vard1. Bundan dolay1dir ki Torquatus soyismini ald1.2 Keza
Pomptinus batakhklarmdaki benzer bir ikili çarp1�ma sirasm-
da Valerius, migferi üstüne konan kutsal bir ku�un yard1m1yla
bir ganimet ele geçirdi ve bu yüzden onun soyismi de Corvinus
oldu.3
Nihayet aradan birkaç ytl geçmi�ti ki Senones ordusundan 2 1
geriye ne kald1ysa, onlarm da hepsi Etruria'daki Vadimo gõlü
kiyilarmda Dolabella tarafindan yok edildi. Amaç, bu kavmi
ya�atmamak ve Roma yangm1yla õvünecekleri kimse birakma­
makt1.

IX. LAT i N SAVA�I

I.IX. (14)
Manlius Torquatus ve Decius Mus'un konsüllüklerinde4 Ro- 1
mahlarm dikkati Galliahlardan Latinlere dõndü. Zira Romah-
1 Senones kavmi.

2 Boyuna taktlan zincir, gerdanhk, madalyon anlamma gelen forques sõz­


cügünden geliyor.
3 Corvus (karga, kuzgun) sõzcügünden geliyor.

4 MÔ 340.
52 Kisa Roma Tarihi

lara ktskançhklar1 dolaymyla güvenilmez bulunan bu topluluk,


kentin yanmasmdan sonra onlar1 iyice küçümsemeye, vatan­
da�hk hakkt ve devlet yõnetiminde pay talep etmeye ba�lam1�­
t1. Bunun neticesinde Roma, Capua dolaylarmda Latinlerle
sava�a girmeyi gõze ald1.
2 O sava� ko�ullarmda dü�manm Roma'ya boyun egmi� ol-
masma kim �a�uabilirdi? Dü�ünün ki konsüllerden biri, emir­
lerine kar�1 ç1km1� olan õz oglu için -muharebeyi kazanm1�
olmasma ragmen- õlüm karan verebilecek ve bu �ekilde emre
itaatin zaferden daha õnemli oldugunu gõsterecekti.
3 Diger konsül ise, gõksel bir çagn alm1�çasma, yüzünü bir
õrtüyle saklayarak ordusunun en õn safl.armda kendini iyi
Ruhlar'a1 emanet edecek ve dü�man silahlarmm en yogun ol­
dugu yerden kendi kam ve camyla zafere giden yeni bir yol
açacakti.

X. SABiNLERLE SAVA�

I.X. (15)
1 Latin kavimlerinden sonra Sabinlere sava� açtld1. Titus Tati­
us'un kralhgi suasmda kurulan kom�uluk ili�kilerini unutan
Sabinler, iyi niyete ayktn olarak, Romaltlara kar�1 Latinlere
sava�ta destek vermi�lerdi.
2 Mamafih, Curius Dentatus'un konsüllügünde;2 Nar,3 Anio4
ve Velinus5 gibi akarsulardan itibaren Adriyatik denizine kadar
olan bõlgede izlerini takip edip, ate� gücü ve ktltçla Sabinleri
harap ettiler.

1 Di Manes (Lat.) : Ôlen atalarm kutsanm1� ruhlar1.

2 MÔ 290.
3 Günümüzde Nera nehri, italya.

4 Günümüzde Aniene nehri, italya.


5 Günümüzde Velino gõlü, i talya. (Aym zamanda nehir ismi) .
Samnitlerle Savfl! 53

Bu zaferle, büyük bir nüfus toplulugu ve geni� bir araziyi 3


denetimlerine geçirdiler. Bu iki kazammdan hangisinin daha
loymetli oldugu, galip tarafm kendisinin bile õlçemedigi bir
zaferdir.

XI. SAMNiTLERLE SAVA�

LXI. (16)
Daha sonra Campania hallonm ricalar1yla seferber olan Ro- 1
mahlar bunu [ba�ta] kendileri için degil, aralarmdaki mütte­
fiklik ruhu geregi, õvgüye deger bir sebeple yapttlar.
i ki halk arasmda hâlihazirda imzalanm1� bir siyasi anda�- 2
ma vard1 ve Campanial1lar sahip olduklan her �eyi Romah­
larm hizmetine vererek bu birligi daha kutsal ve kahc1 hale
getirdiler. Bu suretle Romahlarm Samnitlere açt1gi sava� kendi
davalar1 haline geldi.
Campania yõresi sadece ltalia'nm degil tüm yeryüzünün en 3
güzel yeridir. Bõyle yumu�ak bir hava hiçbir yerde yoktur. Ba­
harda iki kez çiçek açar.
Toprak, hiçbir yerde bu kadar verimli degildir. Liber ile Ce- 4
res1 arasmdaki çeki�menin sebebinin de buras1 oldugu sõylenir.
Deniz hiçbir yerde bu kadar ihmh degildir. Caieta ve Misenum
gibi kusursuz limanlar, Baiae'daki gibi s1cak suyu kaynaklar1,
Lucrinus ve Avernus gibi sayfiye gõlleri bulunur.
Üzüm baglar1yla kaph Gaurus, Falernus, Massicus2 ve hep- 5
sinden güzeli, Etna'nm ate�iyle a�1k atan Vesuvius gene bu
bõlgededir.
K.iyidaki kentleri; Formiae, Cumae, Puteoli, Neapolis, Her- 6
culaneum, Pompeii ve de en õnemlisi Capuàdir; Capua bir za­
manlar dünyamn en büyük üç kentinden biri sayihrd1.

1 Bereket ve Tanm tannlan.


2 Hepsi dag isimleridir.
54 Ktsa Roma Tarihi

7 Romahlar õzellikle bu kent ve adi geçen bõlgelerin esen-


ligi için Samnitlerin üzerine yürüdü. Samnit kavminin ne
derece varhkli oldugunu altm ve gümü�ten yaptlma silah ve
donammlarmdan; giydikleri alacah ve bütünüyle gõsteri�li ki­
yafetlerinden anlayabilirdiniz. Aldatic1 yõntemleriyle, daglarm
geçitlerinde pusu kurup saldud1lar. Ô fke ve fanatiklikleri yü­
zünden, Romànm yiktlmas1 için, kutsal yasalarma istinaden
insan kurban ettiler. Dikkafah cesaretleriyle alt1 kez antla�ma
bozup hezimete ugrad1lar.
8 Fabius ve Papirius ailesi iki nesil boyunca ve elli y11hk bir
zaman süresince Samnitlere boyun egdirdiler ve egemen ol­
dular. Kentlerini õyle bir harabeye çevirdiler ki bugün Samni­
um'da bile Samnitlerin izlerini aramak gerekir. Zira sava�larla
yirmi dõrt kez maglup edilmi� bir kavimden geriye bir �ey bul­
mak kolay degildir.
9 Ama huna kar�m, Romahlarm da, iyi bilinen ve bariz bir
felaketi bu kavmin elinden, Caudium yakmlarmdaki bir dag
geçidinde ya�ad1g1 kabul edilir. Bu vukuat Veturius ve Postu­
mius'un konsüllükleri1 dõnemine denk gelir.
10 Sõz konusu geçitte pusuya dü�ürülerek kistmlan Roma or-
dusu buradan kaçmay1 ba�aramadi. Dü�man tarafin komutam
Pontius ise yakalad1gi bu büyük firsat kar�1smda afallam1� bir
�ekilde babas1 Herennius'a fikir dam�t1. Nitekim babas1 tecrü­
beli ve zeki bir adam olarak, ya dü�manm gitmesine izin ver­
mesini ya da onlar1 topyekun yok etmesi õgüdünü verdi.
11 Ancak Pontius, Romahlarm silahlanm ellerinden a11p bo-
yunlarma da tasma takmayi tercih etti. Bu utanç verici mua­
mele -halbuki tersi mümkün oldugu halde-, Romahlarm dü�­
manhgim daha da arttird1. Akabinde konsüller derhal, gõnül­
lü olarak ve azametle teslim oldular, ve antla�manm utancm1
sildiler. Papirius'un komutasmda Roma'dan gelen ordu, 1srarh
bir intikam istegiyle, kihçlan çekili halde, yol boyu hiddetle

1 MÔ 321 .
Etrüsk, Samnit ve Gal/ia Sava1lar1 55

muharebeye yürüdü; anlatmas1 bile korkutucu. Yaptlan çarp1�­


mada hepsinin gõzlerinin õfkeyle parlam1� oldugunu yabanc1
kaynaklar da sõyler. Dü�manlarm1, komutanlar1yla birlikte ya­
kalayip boyunlarmdan zincirleyene ve yaptlanlarm kar�thgm1
bõylece õdetene kadar sava�1 sona erdirmediler.

XII. ETRÜSK, SAMNiT VE GALLIA SAVA�LARI

LXII. (17)
Bu noktaya gelinceye kadar Roma ulusu rakip kavimlerle birer 1
birer mücadele etmi�ti; o vakitten sonra ise dü�manlar gruplar
halinde gelmeye ba�lad1. Buna ragmen hepsini gõgüsleyebildi.
Etrüsk soyundan on iki halk, o devirlerde henüz sava� yüzü
gõrmemi� bir kavim olan Umbrialtlar ve son sava�tan gene de
sag ç1kabilmi� olan Samnitler Roma'nm varhgma son vermek
üzere derhal ittifak kurdular.
Bu kadar kalabahk bir toplulugun e�güdümlü biçimde bira- 2
raya geli�i büyük bir korku yaratt1. Etruria bõlgesine yay1larak
ilerleyen dõrt has1m ordunun flamalar1 havada dalgalamyordu.
Buna kar�m, yolun yar1smda bir yerde, Caledonia ya da 3
Hercynia ormam gibi õnceleri a�tlmaz olan, Ciminius ormam1
vardi. Buras1 õyle deh�et vericiydi ki Senatus, bu kadar belirsiz
bir yerde yürüyü�e geçilmemesi yolunda konsülü uyard1.
Fakat bu uyanlann hiçbiri komutam cayd1rmadt ve karde- 4
�ine geçide gidip ke�ifte bulunma izni verdi. O da gece vakti
bir çoban gibi giyinerek tebdili ktyafet her yeri gõzlemledikten
sonra onlara güvenli olan patikay1 gõsterdi.
Bõylece Fabius Maximus son derece tehlikeli olabilecek 5
bir çat1�may1 gailesizce yoluna koydu. Zira yoldan sapm1� ve
nizams1z biçimde dola�makta olan dü�man birliklerine ge­
cikmeksizin hücum etti ve bu arada dagm yüksek tepeleri de

1 Ciminus olarak da bilinir. S1k ormanlarla kaph bir dag.


56 Ktsa Roma Tarihi

zaptedildi. Sonra a�agidaki dü�mana dogru, aklma estigi gibi


sava� naralan att1.
6 Bu da sava�a has bir �eydi; gõkteki bulutlarm arasmdan
�im�ek ve ytldmmlarla yeryüzü devlerini rahats1z etmeye ben­
ziyordu.
7 Gene de zafer, kan dõkülmeden gelmedi. Diger konsül De-
cius, vadinin içinde bir yerde kapana klSlhnca, aile gelenegine
uygun olarak dinsel bir inanç ve vakarla ruhunu tannlara tes­
lim etti. Zaferin bedeli bõyle õdendi.

XIII. TARENTUM SAVA�I

I.XIII. (18)
1 Bunu Tarentum Sava�1 izledi. i sim ve ün olarak tek bir sa­
va� olarak amlmakla birlikte zaferin sonuçlar1 çok katmanhdir.
Campanialtlar, Apulialtlar, Lucanial1lar ve bu sava�m õznesi
olan Tarentumlular, kisacas1 bütün ltalia, ve tüm bunlarla bir­
likte Grek krallar içinde en tamnm1�1 olan Pyrrhos, hepsi sanki
aym yenilginin bir parças1 oldular. Roma, bu sava�la ltalia'yi
tümüyle egemenligi altma ald1; bu aym zamanda deniza�m za­
ferlerinin ba�lang1c1 oldu.
2 Lakedaimonialtlar tarafindan kurulmu� olan Tarentum;1
bir dõnem Calabria, Apulia ve tüm Lucania'nm en õnemli
kentiydi; geni�ligi, surlan ve mükemmel limamyla oldugu ka­
dar muhte�em cografi konumuyla.
3 Adriyatik denizinin ç1ki�mda bulunmas1 dolayis1yla bura-
dan her yere, Histria'ya, Illyriàya, Epeiros'a, Akhaia'ya, Afri­
ca'ya ve Sicilya'ya gemiler giderdi. Limanm hemen biti�iginde
yer alan ve denize bakan manzaras1yla aç1k hava tiyatrosu, za­
valli kentin ba�ma gelen tüm felaketin sebebi oldu.

1 �iir diliyle Tarentus olarak da geçer. Metinde de õyle yazilm1�.


Tarentum Sava1i 57

�enlik ve gõsterilerin sürdügü s1ralarda seyirciler tarafin - 4


dan sahile dogru yakla�an Roma filosu fark edildi. Dü�man
olduguna hükmettikleri tekneleri gõrmek üzere solugu sahilde
ald1lar. Onlan alabildigine a�agtladtlar.
Bu Romaltlar da kimdi? Nereden geliyorlardi? Bu da yet- 5
medi. Romah bir legatus1 derhal gelip �ikâyette bulununca, -
burada sõylemesi bile yüz kizart1c1 olan- çirkin ve incitici bir
dille kar�1hk vererek hukuku da çignediler.
Bõylece sava� kaçm1lmaz oldu. Sava� hazirhklar1 ise korku- 6
tucuydu. Tarentumlularm tarafmda birçok ülke biraraya geldi
ve ba�kaldirdtlar. Krallar içinde en hiddetlisi Pyrrhos'tu. La­
kedaimoniah kurucularmdan õtürü yan Grek saytlan bu ken-
ti himaye etmek üzere Epeiros, Thessalia ve Macedonia'd an2
toplad1g1 tüm kuvvetlerle ve o zamana kadar burada hiç bilin­
meyen sava�ç1 fillerle geliyor; silahlann, süvarilerin3 ve askerle­
rin yanma bu dev hayvanlar1 da katm1� olarak tehdit ediyordu.
Campania'da Heraclea yakinlanndaki Liris nehri dolayla- 7
rmda, Laevinus'un konsüllügünde4 ilk muharebe gerçekle�-
ti. Çat1�ma õyle sert oldu ki süvari birliginin komutam olan
Obsidius, at1m krahn üstüne sürüp karga�a ç1kartt1 ve bõylece
onu, elindeki flamalar1 da birakarak sava� alanmm di�ma ç1k­
maya zorladi.
Sava�1 âdeta bir tema�aya dõnü�türecek olan filler ortaya 8
ç1kmasayd1 çat1�ma bu �ekilde bitmi� olacakti. iri oldugu ka­
dar biçimsiz de olan bünyeleriyle, yayd1klar1 garip kokuyla ve
tuhaf ç1ghklanyla bu yabani hayvanlar, olduklanndan da tehli-

1 Legatus (Lat.): Sõzlük anlam1yla "yetkili temsilci, sefir, elçi" Siyasi


baglamda ise; imparator vekili, õzel devlet gõrevlisi ya da legio komuta­
ru. Sonralar1 imparatorluk eyaletlerinde dogrudan imparatora bagh vali.

2 Macedonia (Lat.): Antikçag'da Thracia, Epeiros ve Graecia ile çevrili


olan ülke.
3 Equites (Lat.) : Roma'da patriciuslardan sonra gelen õnemli bir toplum­

sal sm1f. Süvariler ya da atl1 s1mf ya da �õvalyeler olarak isimlendirilirler.


4 MÔ 280.
58 Ktsa Roma Tarihi

keli gõrünerek, atlan ürkütüp kaçmhlar ve ortahg1 toz duman


ettiler.
9 Bundan sonraki muharebe Apuliàda Asculum dolaylarmda
Curius ve Fabricius'un konsüllüklerinde1 oldu ve daha ba�arili
geçti. Zira bu kez fillerin yaratt1g1 deh�et daha az hissedildi.
Nitekim dõrdüncü legionun2 õn safmda mizrak ta�1yan bir sa­
va�ç1 olan Gaius Numicius fillerden birinin hortumunu yirta­
rak bu canavarm da õlümlü oldugunu gõsterdi.
10 Bõylece tüm mizrak at1�lan fillerin üzerine yõneltildi. Bir
diger yandan da üstlerinde ta�1d1klar1 tahta kulelere me�ale­
ler firlattlarak tüm yürüyü� kollar1m alevler içinde b1raktilar
ve dü�manm gücünü zay1fl.att1lar. Hava karar1p muharebe ke­
silene kadar birbirlerini kirmaya devam ettiler. Muharebeyi en
son terk eden Pyrrhos, omuzundan yaral1 olarak yard1mctlar1
tarafindan üstündeki z1rhlarla ta�md1.
11 En son muharebe, aym komutanlarm yõnetiminde, Luca-
nia'da Arusini ovas1 adm1 verdikleri yerde oldu. Sonuç, kesin
bir zaferdi. Yigitlik ile de gelebilecek olan zafer, bu kez talih
eseri geldi.
12 ileri attlm1� olan õn hattaki fillerden bir tanesi henüz yav-
ruydu. Ba�mm üstüne ald1g1 agir bir mizrak darbesiyle yõnü­
nü degi�tirdi; ac1 içinde ses ç1kararak geriye meyletti ve diger
fillerin arasma dalarak karga�aya sebep oldu. Bunun farkina
varan anne ftl onu korumak üzere bulundugu yerden firlad1 ve
yavrusu dü�manlarla çevrilmi�çesine tüm gücüyle etrafi birbi­
rine katt1.
13 Romahlarm ilk muharebede yenilmelerine, ikincisinde ye-
ni�ememelerine sebep olan bu hayvanlar, üçüncüsünde tart1�­
mas1z bir zaferi onlara teslim etti.
14 Pyrrhos ile mücadele sadece sava� alanmda ordularla degil,
aym zamanda karargâhlarda müzakere yoluyla da devam etti.

1 MÔ 279.
2 Roma lejyonu; 4.500-6.000 ki�i arasmda degi�en askeri alay.
Tarentum Sava11 59

Kurnaz bir asker olan Pyrrhos, ilk zaferinin arkasmdan Ro­


mahlarm cesaretinin farkma varm1�; bu i�i silah yoluyla hizla
çõzebileceginden ümidi kesmi� ve taktik olu�turmaya kendini
vermi�ti.
Nitekim sava�ta õlen dü�man askerlerinin cesetlerini yakt1, 1 15
esirlere müsamahakâr davrand1 ve onlan kar�iliks1z iade etti,
Roma'ya elçiler yollad1 ve bir antla�ma yaparak dostluklarm1
geri kazanmak için her türlü çabayi gõsterdi.
�u var ki, Roma erdemleri, gerek sava� ve bar1�ta gerekse 16
de ülkesi içinde ve di�mda, hâlihazirda kendini gõstermi� du­
rumdayd1. Ve daha da õnemlisi Tarentum'daki zafer Roma hal­
kmm cesaretini, Senatus'un yõnetim ze�sm1, komutanlarmm
da mertligini ispat etti.
ilk muharebede filler tarafmdan ezildiklerini i�ittigimiz �u 17
askerler nas1l insanlard1? Hepsinin yaras1 gõgsündendi. Kimi­
sinin õlümü dü�manlar1yla birlikte oldu, ama hiçbiri ellerinden
kihçlanm birakmam1�t1. Yüzlerinden okunan tehditkâr ifadey-
le õlüyken bile õfkelerini ya�1yorlard1.
Tum bunlara çok �a�1ran Pyrrhos �unlan sõylüyordu: "Dün- 18
yanm egemeni olmak ne kadar kolay olurdu, �ayet �u Roma-
h askerler bana verilmi� olsayd1 ya da ben Romahlarm krah
olsayd1m." Gerçekten de bu kay1plan telafi etmek onlar için
uzun sürmeyecekti.
"Kafalar1 kopmu� dü�manlarm, Lernah Hydra gibi, kendi 19
kanlarmdan yeniden canland1klanm gõrünce Hercules soyun­
dan gelmi� oldugumu daha iyi anlad1m."
Peki, �u Senatus da neyin nesiydi? Appius Caecus'un [Se- 20
natus'ta] yapt1g1 bir konu�ma ile, krahn elçilerinin ellerindeki
hediyelerle birlikte Romàdan geri gõnderilmesine karar veril-
di. Elçiler ülkelerine dõndüklerinde Pyrrhos, onlara, dü�manm
ikametgâh1 olan kent hakkmda neler dü�ündüklerini sordu.
Onlar da bu kentin kendilerine kutsal bir yer gibi gõründügü-

1 Sava� tõrelerine uygun bir davram�.


60 Ktsa Roma Tarihi

nü, Senatus'un da õnemli insanlarm biraraya geldigi yer oldu­


gunu aç1kladtlar.
21 Peki ya konsüllere ne demeli? Sava� sirasmda Romahlarm
lo.�lasma gelip, rü�et kar�ihg1 Kral Pyrrhos'u õldürmeyi teklif
eden o hekimin konsül Curius tarafindan kovulmas1? Ya da
bizzat kralm kendi iktidarm1 payla�ma teklifini, Fabricius'un
geri çevirmesi?
22 Bar1� dõneminde Curius, toprak kaplarm1, Samnitlere has
altm e�yalara tercih etti. Fabricius ise, censorlugu1 sirasmda on
külçe gümü� edinmi� olan [eski] konsül Rufinus'u müsrifügin­
den õtürü agir biçimde lo.nad1.
23 Bõylesi saglam bir ahlâka ve sava�ç1 gelenege sahip Roma-
Wann muzaffer olu�larma ve Tarentum'daki muharebelerin bi­
rini kazanarak dõrt y1l içinde ltalia'nm büyük bir bõlümünü,
en güçlü kavimleri, en varhkh kentleri ve en verimli topraklar1
zaptetmi� olmalarma kim hayret edebilirdi õyleyse?
24 Sava�m ba�lang1c1 ile sonu lo.yaslandigmda bõyle bir inanc1
ne yenebilirdi? Zira ilk muharebenin galibi olan Pyrrhos tüm
Campania'y1 titretip Liris'i ve Fregella kentini de talan ederek,
ele geçirmeye çok yakla�t1g1 Roma'y1 Praeneste kentinin sur­
larmdan seçebiliyordu. Roma'ya yirmi mil mesafe kald1gmda
art1k duman ve tozdan gõz gõzü gõrmüyordu.
25 Fakat aym kral, [sonraki] iki muharebede lo.�lasm1 terk et-
mi�, iki kez yaralanm1� ve sonunda kara ve deniz yoluyla ülke­
sine firar etmi� oldugu halde bar1� ve sükuneti geri saglam1�
ve dahas1 [Italia'mn] en zengin kentlerinden õyle ganimetler
kapm1�tl ki Romalilar zaferlerinin tadm1 ç1karamam1�t1.

1 Censor (Lat.): Romàda yurtta�lann ve sahip olduklan maddi servetin

sayimm1 yapan (census civium), tescil eden ve kayda geçiren devlet me­
murlanna verilen isim. Be� yilhgma seçilirlerdi ve orduya emretme yet­
kileri (imperium) bulunmuyordu. Roma'da ahlâk ve egitim konularmdan
da sorumluydular ( cura morum) . Devlet gayrimenkullerini ve bina, yol
yap1m1 gibi resmi faaliyetleri de yürütüyorlard1.
Picenum Savtljt 61

Nitekim Roma'ya dõndüklerinde yaptlan zafer alayi güzel 26


ve gõrkemli olmaktan uzak kalch.
Roma ordusunun sava�m bitimine dek gõrebildigi yegâne 27
�eyler; Volsci halkmdan kalan s1g1rlar, Sabinlerden küçükba�
sürüleri, Galliahlarm iki tekerlekli yük arabalar1 ve Samnitlerin
kmk dõkük baz1 silahlar1yd1. Esirlere gelince; bunlar Molossia,
Thessalia, Macedonia, Brutti, Apulia ve Lucania topluluklarm­
dan insanlard1. Resmi tõren yürüyü�ünde sergilenen �eyler ise
altmdan yaptlm1� baz1 süs e�yalar1, erguvan ktyafetler, dü�man
sancaklar1 ve Tarentum zevkini yans1tan tablo ve resimlerdi.
Hepsi bir yana, Roma halktnm izlemekten en çok ho�nut 28
kald1g1 �ey onlan ba�ta çok korkutmu� olan �u dev fillerdi, üst­
lerinde tahtirevan kuleleriyle birlikte. Bu hayvanlar, tõrende,
onlar1 yenilgiye ugratan süvari atlarmm pe�inde ve esir edilmi�
olduklarmm da sanki bilincinde, boyunlar1 egik olarak yürü­
düler.

XIV. PICENUM SAVA�I

L XIV. (19)
K.tsa zaman içinde tüm ltalia bar1�a kavu�tu. Zaten Taren- 1
tum'd an sonra Roma'ya kar�1 sava�a kim cesaret edebilirdi?
Romahlar ise õte yandan dü�manla birlik olmu� kentlerin pe­
�ini birakmamay1 uygun gõrdüler.
Bunun sonucu Picenumlular, ba�kentleri olan Asculum'd a, 2
Sempronius komutasmdaki Roma ordusunca ku�attlch. Çar­
p1�marun ortasmda, bulunduklar1 ovada bir yer sarsmtts1 mey­
dana gelince komutan, bir tapmak dikme sõzüyle Toprak tan­
nças1ru 1 teskin etti.

1 Dea Tellus (Lat.): Toprak tannças1; her �eyin üretken anas1.


62 Ktsa Roma Tarihi

XV. SALENTINI SAVA�I

l. XV. (20)
1 Picenum'un ba�ma gelenlerin ayms1, Salentini1 halkma da
oldu. Ünlü limam ile bilinen ba�kentleri Brundisium, Mar­
cus Atilius komutasmda fethedildi. Sava�m zor bir safhasmda
Çoban tannças1 Pales, zafer kar�1hgmda kendisine bir tapmak
in�a edilmesini buyurdu.

XVI. VOLSINII SAVA�I

l. XVI. (21)
1 ltalia'da Roma'nm himayesine en son giren kent Volsinii oldu.
Buras1 Etrüsk halklan içinde refahm en yüksek oldugu yerdi.
Ayaklanan kõlelere kar�1 Romàdan kendileri yard1m istediler.
Efendileri tarafmdan kendilerine tanmm1� olan õzgürlükleri
sonradan onlara kar�1 kullanan k.õleler, yõnetimi ellerine geçi­
rip kente hâkim olmu�tular. Ama Fabius Gurges komutasm­
daki Roma ordusu tarafmdan cezalan verildi.

XVII. AYAKLANMALAR HAKKINDA

1. XVII. (22)
1 Buradan itibaren Roma ulusu tarihinin ikinci evresi ba�lar ve
insan ya�ammm delikanl1hk çagma benzer. En enerjik dõne­
midir ve gençlik ate�iyle yanar tutu�ur. Nitekim eski çoban
hayat1 gelenegini hat1rlatan belli bir yabamlhk hâlâ içlerinde
vard1 ve bu ta�km ruhu hâlâ soluyorlardi.

1 Sallentini olarak da geçer. Apulia bõlgesinde ya�ayan bir halk.


Ayaklanmalar Hakktnda 63

Bundan dolayid1r ki, ganimet sõzü vermi� oldugu halde 2


sonradan bunu yads1yan komutan Postumius'a kar�1 askerler
ki�lada isyan etti ve onu ta�a tuttu. Bir diger olayda, Appius
Claudius, dü�mamm yenebilecegi halde bunu yapmaktan vaz­
geçti. Gene bir ba�ka olayda, Volero'nun eleba�iligmda Roma
ordusunun birçok askeri, konsüle hizmet etmeyi reddedip
onun sembolik asalanm kirdtlar.
Kendi iradelerine kar�1 durduklar1 için en õnemli komu- 3
tanlarma bile sürgün cezas1 kestiler. Coriolanus, mesela, asker­
lerine tarlalarm sürülmesini emrettiginde ba�ma bu geldi. O
olayda askerlerin üzerine silahla yürürken eger annesi Veturia
gõzya�lanyla araya girip oglunun elinden silahlar1 almam1�
olsa yaptig1 haks1zhgm sonuçlan daha agir olacakti.
Camillus keza, Veii kentinde ele geçirilen ganimeti asker- 4
ler ile siviller arasmda adilce pay etmedigi gõrüldügünde aym
akibete ugrad1. 1 Fakat o daha �ansh olarak, õmrünün kalamm
bizzat zaptetmi� oldugu Veii kentinin halkiyla geçirdi. Hattâ
sonralan, dü�man Galliahlara kar�1 kendisinden yard1m dile­
yen bu insanlar1 himaye etti.
Ordunun Senatus ile çat1�tig1 da gõrüldü. Bu vukuatlar 5
düzeyli ve �ik olmaktan uzak, �iddet içermekteydi. Õyle ki,
Roma'y1 terk edip gittikten sonra kendi vatanlarm1 belayla ve
yikimla tehdit edenler oldu.

I. XVII. (23)
ilk õnemli ihtilaf tefeci kesimin ifratmdan kaynakland1. Bu 1
adamlar hiddetlerini ba�kalarmdan da ç1karmaya ba�layinca
plebsler silahlanarak Kutsal Tepe'ye2 çekildiler. Talepleri tribu­
nuslara3 ula�tmlmadan da yat1�madtlar. Belâgat sahibi ve akil

1 Sürgün cezas1.
2 Mons Sacer (Lat.)
3 T rib u n us (Lat.) : Halk. Meclisi tarafmdan seçilen,p/ebsler adma denetim

ve himaye gõrevi gõren ve onlarm ç1karlarm1 koruyan devlet memuru.


64 Ktsa Roma Tarihi

bir adam olan Menenius Agrippa'nm teminat1 ile kente geri


çagnldtlar.
2 Agrippa'nm, olay1 tathya baglayan etkili konu�masmda
at1fta bulundugu eski bir hikâye hâlâ hattrlamr. Bu hikâyede
insan vücudunu olu�turan tüm uzuvlar mideye isyan etmek­
tedir. Onlara gõre, hepsi bir gõrev yerine getirirken sadece
midenin bir yükümlülügü yoktur. Fakat mideyi kendilerinden
ayirdtklarmda da õlmenin e�igine gelirler. Durumu anlayarak
birbirleriyle ban�1rlar; midenin i�levi, kendisine gelen besinleri
ufaltarak kana kan�masm1 kolayla�t1rmaktir.

I. XVII. (24)
1 Íkinci anla�mazhk kentin tam da merkezinde ve decemvirlerin 1
a�m hevesleri yüzünden patlak verdi. Roma halkmm onay1yla
seçilen on tane yetkili yüksek memur, Greklerden naklettikleri
yasalan resmi olarak yaz1ya geçtiler ve On Íki Levha Yasas1 ile
tüm adalet sistemini düzenlediler. Buna ragmen, bir tür kralhk
õzlemiyle fascis ta�1ma gelenegini hâlâ sürdürüyorlard1.
2 Her �ey bir yana, Appius büyük bir küstahhkla kendini kay-
bederek, õzgür ve saygm kizlardan birini iffetsizlige zorlad1;
Lucretia rezaletini, krallar soyunu ve bizzat kendi eliyle kaleme
ald1g1 tüm o yasalan unutarak.
3 Zorla ahkonan kizmm hukuksuzca kõlelige sürüklendigini
gõren babas1 Virginius daha fazla vakit geçirmeden Forum'un
ortasmda kendi elleriyle kizm ya�amma son verdi. Sonra da
silah arkada�larm1 seferber ederek tüm baskic1lan ku�att1 ve
silah zoruyla Aventinus tepesinden al1p zincirlere vurulu halde
hapse att1.

1 Decemvir (Lat.): On ki�ilik mahkeme (ya da hâkimler) komisyonunun


üyelerinden biri.
Ayaklanmalar Hakktnda 65

I. XVII. (25)
Üçüncü rahats1zhk evlilik hakki meselesinden ç1kti, çünkü 1
plebsler patriciuslarla1evlenebilme hakki istediler. Ve halk tri­
bunusu2 Canuleius õnderliginde Janiculum tepesinde bir ba�­
kald1rma oldu.

I. XVII. (26)
Dõrdüncü olayda sebep, devlet gõrevleriydi. Plebsler de yüksek 1
memurlukluklara3 seçilme hakki talep ettiler.
Fabius Ambustus iki kizmdan birini, patricius soyundan 2
olan Sulpicius' a vermi�ti. Diger kiz1 ise bir plebs olan Stolo'yu
kendine e� seçti.
Bir zaman sonra lictor asalarmdan ç1kan garip sesler evde 3
yankilamp Stolo'nun e�ini ürkütünce, kizkarde�inin4 küstahça
alaylarma maruz kald1. Stolo da bu �imankhga dayanamad1.
Nitekim Stolo tribunusluk gõrevine geldikten sonra Sena- 4
tus'un nzas1 olmadan yüksek devlet memurluklarmdan baz1
payda�hklan zor yoluyla aldi.
Esasen bõylesi buna11mlarda dahi bu giri�ken ulusa hakh 5
sebeplerle sayg1 duyabilirsiniz. Kâh õzgürlükleri kâh namus­
lan ugruna; bazen dogu�tan gelen vakarla bazen de vazifenin

1 Patricius {Lat.): Roma'nm kurucu ailelerine (gens) mensup ki�i. Toprak


sahibi soylu. Tam hukuklu yurtta�. Kralhk dõneminde siyasal haklara
sahip ve askerlik yapmakla yükümlü tek sosyal sm1fo.
2 Tribunus plebis (Lat.): Halk tribunusu. Plebslerin meclisince seçilen bu
tribunuslar esas itibanyla Roma Devleti'nin resmi devlet gõrevlileri de­
gildi; plebsleri temsil eden memurlard1. Gõrevleri Plebs meclisine ( Con­
cilium plebis) ba�kanhk etmek ve yasa tasanlan sunmakt1. Plebslerin hak­
lanm patriciuslara kar�1 koruyorlard1; yasalar1 veto etme haklan vard1.
3 Magistratus {Lat.): Roma'da yüksek devlet memurlarma verilen isim.

Cumhuriyet devrinde dictator, consul, praetor, censor, quaestor, aedilis cu­


rulis gibi icra organlan.
4 Dõnemin konsülü (MÔ 361) Servius Sulpicius ile evli, ve dolaylSlyla
daha itibarh olan kiz karde�.
66 Ktsa Roma Tarihi

bah�ettigi �an ve yetkiyle yasal istemlerde bulundular. Bunlarm


içinden hiçbirisi õzgürlüklerin müdafaasmdan daha õnemli
degildi.
6 Hiçbir maddi õdül ya da cõmert teklif onlarm karakterini
bozamad1; halihazirda büyümü� ve giderek daha da büyümek­
te olan kent nüfusu içinde, zaman zaman ziyankâr yurtta�lar
ortaya ç1ksa bile.
7 Kralhk yõnetimine egilimlerinden dolay1 ku�ku çeken Spu-
rius ve Cassius, hiç vakit geçirmeden õlümle cezalandmld1.
ilki rü�vetten, digeri de ç1kard1g1 bir toprak yasasmdan dolay1
hüküm giydiler. Spurius'un cezas1m bizzat babas1 infaz etti.
Cassius ise dictator Qyinctius'un buyrugu ile Forum'un orta­
smda süvari birliklerinin komutam Servilius Ahala tarafmdan
kihçla õldürüldü.
8 Capitolium'un kurtanclSl olan Manlius keza, bizzat kendisi
tarafindan kurtanlm1� olan bu tepenin kayahklarmdan a�ag1ya
at1ld1. Onun suçu, bir sürü borçlu �ahs1 bag1�lam1� olmak ve bir
yurtta�a yaki�mayacak biçimde kendini yüceltmekti.
9 i çeride ve d1�anda, sava�ta ve ban�ta, Roma ulusunun gel-
digi nokta buydu. Bir bakima gençlik çagmm zorluklarmdan
geçiyordu. imparatorlugun bu ikinci evresinde Alp Daglan ile
Bogaz1 arasmdaki tüm ltalia boyunduruk altma ahnm1� du­
rumdaydi.

XVIII. BiRiNCi KA RTACA SAVA�I

I. XV'III. (II,1)
1 [Kurulu�unun] yakla�1k be� yüzüncü y1lmda ltalia'y1 fethedip
egemenligi altma alm1� olan Roma ulusu büyük bir inançla
olgunluk çagma eri�ti. Eger kuvvet ve yigitlik diye bir �ey varsa,
bunun tüm dünyadaki timsali olmaya ba�lad1.
1 Metinde fretum (dar deniz) olarak geçen yer Messina bogaz1d1r.
Birinci Kartaca Savaft 6 7

Sõylemesi hayret ve heyecan vericidir ki ilk be� yüz ytl sü- 2


resince kendi [dogal] sm1rlan içinde mücadele vermi� bu ulus
-zira Italia topraklarmm denetimi büyük bir çabayi istiyordu-,
sonraki iki yüz ytl içinde Africa, 1 Avrupa ve Asia'daki2 ülkelere
yay1ld1, sava� ve zaferlerle nihayetinde tüm dünyaya nüfuz etti.

l. )(\TIII. (II,2)
Messina bogazma kadar ilerleyerek Italia'nm egemeni olan 1
Romal1lar, tüm ormam alevleriyle yaktp kül ettikten sonra
õnüne engel ç1karan bir nehir yüzünden ate�i sõnen bir yangm
misali, burada bir süreligine yava�lad1lar.
Fakat çok geçmemi�ti ki, yamba�lannda bir biçimde ken- 2
di ülkelerinden kopanhp ahnm1� gibi durmakta olan bu çok
bereketli toprak parçasm1 gõrüp durdukça hirsland1lar. Ancak
buras1 bir mendirek ya da kõprüyle baglanamayacagmdan õtü­
rü, bunu askeri güç ve silahlarla yapmak ve sava�la ana karaya
kazandirmak gerektigi gõrülüyordu.
Derken, bizzat tannlarm inayetiyle açtlan bir yoldan, bir 3
firsat dogdu. Sicilya'da bir kent ve aym zamanda da Roma'nm
güçsüz bir müttefiki olan Messina3 kenti, Kartacahlann tutu­
mundan �ikâyetçiydi. Nitekim Kartaca devleti de, t1pkt Roma
gibi, Sicilya'y1 hedefbellemi�ti. O dõnemde [bu iki devlet] bir­
biriyle e�it güçler olarak, gerek kararhhk gerekse de cesaretle­
riyle dünya imparatorluguna yõneliyorlard1.
Bu yüzden, müttefigine yard1m gerekçesiyle ama aslmda 4
kendi ç1karlar1 için harekete geçen, bir yandan da bu yeni ge­
li�meden tedirginlik duyan, ancak en büyük varhg1 da kahra-

1 Bugünkü Kuzey Afrika'nm Fas ve Moritanya'dan itibaren Libya'ya ka­

dar olan bõlümü anla�1lmahd1r.


2 Roma dõneminde Asia denince, her ne kadar "Küçük Asya'', "Anadolu"
ya da "Bati Anadolu" diye kar�1hk bulsa da, daha çok Anadolu'nun Firat
1rmagmm batmnda kalan tarafi anla�1lmahd1r.
3 Messana. ( Lat. )
68 Ktsa Roma Tarihi

manhk olan bu kõylü ve toprakla ha�1r ne�ir yaman irk, yigit


insanlar için at üstünde ya da gemiyle, karada ya da denizde
harp etmenin hiç fark etmedigini gõsterdi.
5 Appius Claudius'un konsüllügünde1 ilk kez Messina boga-
zma [gemilerleJ indiler. Kuvvetli akmttlar1 ve efsanevi deniz
canavarlanyla adi kõtüye ç1km1� olan bu bogaz, korktuklan
gibi degildi. Yutan dip akmttlarmm �iddetini bu askeri vazife­
nin geregi olarak benimsediler.
6 Karada hemen harekete geçerek kisa süre içinde Sirakü-
zah Hiero'yu hezimete ugratttlar. Bu oyle hizh gerçekle�ti ki
dü�man komutan dahi kõtü sonucu daha onlan gorür gormez
anlad1gm1 itiraf edecekti.
7 Duillius ve Cornelius'un konsüllüklerinde2 dü�manla de-
nizde de çat1�may1 goze ald1lar. Gemileri hazir etmede gõs­
terdikleri çabukluk bir zaferin müjdecisiydi. Zira tomruklarm
kesilmeye ba�lamasmdan altm1� gün içinde yüz altm1� gemi­
yi suya indirdiler; gemiler sanki el ustahg1yla yaptlmam1� da
agaçlar goksel bir gücün marifetiyle kendiliginden biçim de­
gi�tirip gemilere donü�mü� gibi.
8 Sava�m di�ardan gõrünümü hakikaten ilginçti, çünkü dü�-
man tarafinm süratli ve ku� gibi hafif gemileriyle Roma do­
nanmasmm yava� ve agir gemileri kaq1 kar�1yaydi.
9 [Kartacaltlann] klasik gemicilik taktikleri -dü�man kad1r-
galannm küreklerine sürtünerek dengelerini bozma ya da pru­
vanm yonünü âniden ve h1zla degi�tirerek dü�mam �a�irtma
gibi- i�e yaramadi. Zira Romal1lar, gemilerine monte etmi�
olduklan -ve çat1�ma ba�lamadan õnce dü�man tarafmda hay­
li alay konusu olan- demirden borda kancalan ve güçlü ma­
kineleriyle onlarm üstlerine çulland1 ve onlan âdeta denizde
degil de sert bir zeminde sava�maya zorlad1. Nitekim, Lipa-

1 Appius Claudius Sabinus (MÓ 264) . Daha sonra tarihte yer alacak

Appius Claudius Pulcher (MÓ 212) ile kan�tmlmamah.


2 MÔ 260.
Birinci Kartaca Savfl!t 69

ra1 aç1klarmda dü�man gemilerinin batJ.rtlmas1 ya da kaçmaya


zorlanmas1yla ilk deniz zaferi kazamldt.
Donanmanm b�1 olan Duillius'un sevinci õyle büyüktü ki 10
zafer co�kusunu tek günle s1mrh tutmayip õmür boyu sürdür-
dü. Zira ne zaman bir �am ziyafetinden dõnse, evinin õnün-
de me�alelerin yaktlmasm1 ve �arktlar çalmrnas1m buyurdu, her
gün kutlanan bir milli bayram gibi.
Onun bu büyük zaferinin õncesinde diger konsül Cornelius 11
Asina' nm tuzaga dü�ürülerek õldürülmesi hafif bir olay gibi
kaltr. Konsülü düzmece bir müzakereye çagmp sonra da gafil
avlayan Kartacal1lar burada bir alçakhk õrnegi sergilediler.
Calatinus dictator iken, Kartaca ordusunun Agrigentum, 12
Drepanum, Panormus, Eryx ve Lilybaeum kentlerindeki he­
men tüm garnizonlan bo�alt1ldi.
Bir keresinde Camerina korusu dolaylannda büyük bir teh- 13
like atlattilar. Askeri tribunus2 olan Calpurnius Flamma'nm
olaganüstü kahramanhg1 ile bu bertaraf edildi. Küçük bir te­
pede s1ki�tmlm1� bir halde, üç yüz seçkin askerle buray1 elinde
tuttu ve tüm ordusuna oradan uzakla�ma imkâm verecek bir
süre boyunca dü�man birliklerini oyalad1.
Ve bu büyük ba�arlSlyla Leonidas'm Thermopylai mevkiin- 14
de kazand1g1 ünü tekrarlad1. Gene de bizimkinin ba�ar1s1 daha
parlaktir, zira bu askeri seferden sag dõndügü için kamyla bir
�ey yazmasma gerek kalmam1�t1r.
Lucius Cornelius Scipio'nun konsüllügünde,3 Sicilya'nm 15
henüz uzak eyalet say1ld1gi zamanlarda, sava� giderek geni�le­
yerek Sardinya'ya ve yanmdaki diger ada olan Korsika'ya geçti.

1 Günümüzde Lipari adas1, i talya.


2 Tribunus militum (Lat.) : Askeri tribunus. i stisnai bir devlet gõrevi. Plehs
ya da patriciuslardan seçilen bu yüksek memurlar konsül gücünde yetki­
lere sahiptiler. Say1lar1 õnce üç iken alt1ya, sonra da sekize ç1kt1. i lerleyen
dõnemlerde sadece bir onur payesi haline geldi, �õvalye say1ld1lar.
3 MÔ 259.
70 Kzsa Roma Tarihi

16 Sardinyàda Olbia, Korsika'da Aleria kentlerini harap ede-


rek ada sakinlerine korku sald1lar ve Kartacal1lan karada ve
denizde tüm karakollardan püskürttüler. Bõylece geriye fethe­
dilmeyi bekleyen sadece Africa kaldi.
17 Marcus Atilius Regulus'un komutasmda sava�1 bundan
bõyle Africa'ya ta�1yorlard1. Gene de Kartaca denizinin adi
ve sam hâlâ sürmekteydi ve [aram1zda] bundan ürkenler yok
degildi. Tüm bunlara bir de askeri tribunus olan Nautius'un
büyüttügü korku ekleniyordu. Emirlerine itaat etmeyen olursa
baltasma ba�vuracagm1 sõyleyen komutan Regulus, õlüm kor­
kusu ya�ayanlara yolculuk için bõylece cesaret a�1lad1.
18 Ve tüm yelkenler ve kürekler hizla haz1r edildi. Yakla�makta
olu�umuz halkta õyle bir panik yaratm1�t1 ki kent kap1lannm
neredeyse aç1k b1raktlmas1yla karaya rahatça ç1ktldi.
19 Sava�ta ilk temas Clipea kentinde oldu. Buras1, Kartaca sa-
hilinden denizi gõzetleyen bir iç kale i�levi gõrüyordu. Bu ve
bunun gibi üç yüze yaktn hisar tahrip edildi.
20 Sadece insanlarla degil aym zamanda baz1 dev yaratiklar-
la da ugra�mak gerekiyordu. Olagand1�1 irilikte bir sürüngen,
sanki Africa ondan sorulurmu�çasma, Bagradas'taki ordu kt�­
lasmda s1ktnt1ya ve zarara sebep oldu.
21 Fakat her çarp1�madan galip aynlmasm1 bilen Regulus'un
ismi ve yaratt1g1 korku her yana yay1ldi. Dü�man kuvvetlerin­
den çok say1da asker ve hattâ onlann komutanlan ya zincire
vuruldu ya da õldürüldü. Regulus, yüklü bir serveti ve zafer
alay1 için õnemli bir ganimeti ta�1yan bir gemiyi õnden Ro­
ma'ya gõnderdi. Bu esnada kendisi, ülkenin [aym isimli] ba�­
kenti olan Kartaca'y1 ku�atm1�, �ehrin kap1lanm zorluyordu.
22 Bu noktada bir nebze kõtü talih devreye girse de, bu sadece
Romaltlann cesaretlerini daha fazla õne ç1karmalanna yaradi.
Cesaretlerinin büyüklügü bir musibetle tekrar kamtlandi.
23 D1� ülkelerden gelecek yard1ma yüzünü dõnmü� olan Kar-
taca'ya liderlik etmesi için Lakedaimonial1lar komutan Xant­
hippos'u gõnderdiler ve i�inin son derece ehli olan bu generale
Birinci Kartaca Savfljt 71

yenildik. Romahlarm ah�1k olmad1g1 bir hüsrandi bu. Ve da­


has1, gõzüpek komutamm1z dü�manm eline canh geçti. Gene
de, bu büyük afet kar�1smda, kendine yara�ir biçimde hareket
etti. Ne Kartaca zindanlarmda iradesi sarstld1 ne de [zoraki]
elçilige boyun egdi.
Dü�manlarm ona tevdi ettigi gõrevin tersine, [Romàya 24
geldiginde] ne ban� telkin etti ne de esir degi�-toku�una kefil
oldu.
Kendi arzusuyla tekrar Kartaca'ya dõndügünde, orada zin- 25
cirlere ya da çarm1ha gerili olarak gõrdügü sonsuz i�kenceler,
onun azametine gõlge dü�üremedi. Tersine, tüm bunlarla onu
daha çok takdir ediyoruz. Onun kendi zaferi, galip tarafin za­
ferinden daha üstündür. Çünkü Kartacahlara degil, kaderine
boyun egmi�tir.
Romahlar, �imdi, bir zafer kazanmaktan daha çok Regu- 26
lus'un intikamm1 almaya niyetlenmi� ve bilenmi� haldeydiler.
Buna mukabil Metellus'un konsüllügü sirasmda,1 Kartaca- 27
hlar bu kez, daha hevesli biçimde Sicilya õnlerine geldiler. Pa­
normus2 yakmlarmda õyle bir yenilgiye ugradtlar ki Sicilya'ya
sald1rmak bir daha akillarma gelmedi.
Romànm kazand1g1 zaferin büyüklügünün bir kamti da ele 28
geçirdikleri yüz taneye yakin fildi; her ne kadar bu muazzam
ganimet sava� esnasmda degil de kovalamacayla yakalanm1�sa
da.
Appius Claudius'un konsüllügünde3 dü�manlara degil ama 29
tannlara yenik dü�tüler. Çünkü konsül, tannlarm kehanetleri-
ni daha en ba�tan dikkate almam1�ti. Bu yüzden de augurlann
kehanet için kulland1klar1 kutsal civcivlerin güverteden denize
atilmasm1 emrettigi yerde gemileri suya gõmüldü. Nitekim bi­
liciler o esnada bir sava�tan kaçm1lmasm1 tembih ediyorlard1.
1 MÔ 250.
2 Günümüzde Palermo, i talya.
3 MÔ 249. Bir diger Appius Claudius. Kimi kaynaklarda adi Publius

Claudius olarak geçer.


72 Ktsa Roma Tarihi

30 Marcus Fabius Buteo'nun konsüllügünde1 bir dü�man fi-


losunu Africa sularmdaki Aegimurus açiklarmda ve ltalia'ya
dogru yol ahrken yendiler.
31 Fakat bõylesine güzel bir zafer, bast1ran firtma yüzünden
sekteye ugradi. Ters yõnden esen sert rüzgârlar içi boi gani­
metle yüklü gemileri alabora edince batan teknelerin tüm mal­
lan denize dõkülerek Africa ve Syrtis2 sahillerini ve bu iki yer
arasmdaki tüm ada kiyilanm kaplad1.
32 Ne büyük karma�a! Fakat bu olay bile, bu soylu ulusun iti-
banm dü�ürmedi. Onun zaferine sadece doga mâni olabiliyor,
gemilerine ancak firtma zarar verebiliyordu. Nitekim tüm ci­
var adalara ve denize uzanan burunlara vuran Kartaca enkaz1,
her �eye kar�m Roma zaferinin eseriydi.
33 Nihayet Lutatius Catulus'un konsüllügünde3 Aegatae4 ismi
verilen adalann aç1klannda sava�a son nokta kondu. Bundan
daha büyük bir deniz muharebesi olmam1�t1r.
34 Kartaca ge�ileri agzma kadar erzak, asker, sava� kuleleri ve
agir silahlarla dolu olarak sava�a hazir geldiler. Samrdm1z ki
tüm Kartaca orada toplanm1�ti. Felaketlerine de bu sebep oldu.
35 Roma donanmas1 kullam�h, çevik gemileri ve hafif silah-
lanyla, bir kara sava�1 yapan süvariler misali, kadirga kürek­
lerini ko�um takimlan gibi kulland1lar. Gõrdükleri her yerde
dü�man gemilerine pruvadan vurduklan seri darbeler canh bir
varhgm gõrüntüsünü andmyordu.
36 Õyle bir an geldi ki, dü�man filosunun enkaz1 paramparça
biçimde Sicilya ve Sardinya arasmdaki aç1k denize yayild1.
37 Uzun lafm kisas1, zafer õyle büyüktü ki dü�man surlanm
y1kip devirme ihtiyac1 bile duyulmad1. Kartaca hâlihazirda de­
nizde mahvolmu�ken, kent hisarlarma ve siperlerine õfke kus­
manm anlam1 kalmam1�t1.
1 MÕ 245 .
2 Sitre Kõrfezi, Libya.
3 MÔ 242.
4 Aegates olarak da geçer. Günümüzde Egadi adalar1, i talya.
Liguria SavfJit 73

XIX. LIGURIA SAVASI

I. XIX. (11,3)
[I.] Kartaca Sava�1'nm biti�ini lo.sa süren bir dinlenme ve ye- 1
niden soluklanma dõnemi takip etti. Silahlara paydos etmenin
ve bar1�m samimi bir gõstergesi olarak, Numa iktidarmdan bu
yana ilk kez Janus tapmagmm kaptlar1 kapattld1.1 Mamafih
çok geçmeden bu kap1 yeniden açtlacakt1.
Alp daglarmm eteklerinde ve dolay1S1yla ltalia'nm giri� nok- 2
tasmda yerle�ik olan Liguriahlar, Galliah bir kavim olan ln­
subriahlar ve hattâ Illyriahlar, baz1 tannlarm sürekli lo.�lo.rtma­
s1yla Roma'ya meydan okuyorlard1. Bu tannlar hiç ku�ku yok
ki Roma silahlarmm pas tutup tozlanmasm1 istemiyorlardi.
Art niyetli bu kavimler her gün, âdeta burnumuzun dibin- 3
de, bizim ordunun acemi birliklerine idman yaptmyorlard1,2
Fakat kalki�ttklar1 bu �ey, Romahlarm sava� lo.hcm1 bilemek­
ten farkl1 degildi.
Varus ve Magra3 nehirlerinin arasmda Alp daglarmm en 4
a�ag1 yamaçlarmda ya�amakta olan Liguriahlar s1k agaçlarla
õrülü, -b1ralo.n zaptetmeyi, bulmas1 bile büyük i� olan- yerler­
deydiler. Korunmah ve kaçi�1 kolay mevkilerde varhk gõsteren
bu sert ve ayagma çabuk insanlar, aç1k aç1k sava�maktan ziyade
firsat kollayip yol kesmeyi seviyordu.
Bu kavime bagh Saluvii, Deciates, Oxubii, Euburiates ve 5
lngauni gibi klanlar s1k s1k ve de fazlaca rahats1zhk vermeye
ba�laymca Fulvius bunlarm s1gmd1klar1 inziva yerlerini dõrt
bir yandan ate�e verdi. Baebius onlar1 düzlük alanlara sürükle­
di, Postumius da tüm silahlarm1 ellerinden aldi. Õyle ki topra-
g1 sürecek demir pullugu bile zor bulabilirlerdi arttk.
1 Forum Romanorum'un (Antik Roma'nm en õnemli kent alam) ku­
zeyinde Tann Janus' a adanm1� kemerli kapmm kapali olmas1 Roma'da
ban�m hâkim oldugunu gõsterirdi.
2 Romali smir muhafizlanm taciz ediyorlar.
3 Macra olarak da geçer.
74 Ktsa Roma Tarihi

XX. GALLIA SAVASI

I. XX. (11,4)
1 Alp daglanna yakm noktalarda ikamet eden yirt1c1 mizaçh
Insubria Galliahlar1, cüsseleriyle normalden iri insanlard1. i lk
saldmlar1 insanüstü bir �iddette olan bu kavmin, bir sonraki
giri�imi ise bu kez olmas1 gerekenden hafif oldu.
2 Dolaymyla tecrübeyle anla�1ld1 ki, Alpler bõlgesi gibi bir
yerde, çok soguk ve nemli bir iklimde ya�amaya al1�m1� bir mil­
letin bünyesi, kar yag1�mm õzelliklerini gõsteriyor. Bir çarp1�­
ma esnasmda kiz1�t1klarmda üstlerinden hemen ter bo�amyor;
hafif bir zorlanma ise onlan güne�te eriyen kar gibi çõzüyor.
3 Daha evvel diger kavimlerin yapt1g1 gibi bu kez de bunlar
Capitolium'u ele geçirmeden ku�and1klan kihc1 ç1karmayacak­
larma dair Brittomarus õnderliginde yemin ettiler. Eyleme de
geçtiler; ancak Aemilius, Capitolium'a geldiklerinde onlar1
hüsrana ugratarak ku�and1klan takimlar1 çõzdü.
4 Daha sonra Ariovistus ba�larma geçti; bizim askerlerden
alacaklar1 ganimetlerle bir gerdanhk yap1p, bunu kendi sava�
tannlarma hediye edeceklerine sõz verdiler. Juppiter bu dilek­
lerine engel oldu. Ve kar�1hgmda Flaminius, onlarm madal­
yonlarmdan Juppiter'e altm bir zafer hatiras1 dikti.
5 Viridomarus õnderliginde ise Romaltlann silah ve zirhlan-
m Vulcanus'a aclama sõzü verdiler. Fakat bu yeminleri de ters
dõndü; krallar1 da telef oldu. Marcellus, atalar1 Romulus'la bir­
likte bir dü�manm silahlarm11 Juppiter Feretrius'a asan üçüncü
komutan oldu.

1 Spolia opima (Lat.): Bir Romah komutan tarafmdan õldürülen dü�man

komutanmm ganimet olarak ele geçen silah ve malla n.


Illyria Savajt 75

XXI. ILLYRIA SAVA�I

I. XXI. (II,5)
Illyriahlar, diger ismiyle Liburni kavmi, Alp daglarmm etekle- 1
rinde, Arsia ve Titius nehirleri arasmda, Adriyatik denizi kiy1-
larma boydan boya yay1lm1� olarak ya�am sürüyorlard1.
Kraliçeleri Teutana'nm yõnetimi altmda dü�manlanm yag- 2
malamakla yetinmediler; yasa tammazhklarma bir de cinayet­
ler eklemeye ba�lad1lar.
Yapt1klan zulümlere kar�1 ç1kmak üzere yollad1g1m1z el- 3
çilerimizi de õldürdüler. Bu katliam1 kihçla degil, sanki tan­
nlara kurban adarm1�çasma baltayla yapt1lar. Elçileri ta�1yan
geminin subaylanm da yakarak õldürdüler. Tüm bu kõtülükleri
daha da katlamlmaz kilan, bu emirleri bir kadm hükümdarm
vermi� olmas1yd1.
Bunun hesabm1 Gnaeus Fulvius Centimalus'un komuta- 4
smda enine boyuna õdediler. ileri gelenlerinin kafalan keskin
baltalarla uçuruldu ve [bõylece] elçilerimizin ruhlan teskin
edildi.

XXII. iKiNCi KARTACA SAVA�I

I. XXII. (II,6)
Birinci sava�tan sonra Kartacahlarla bar1� yakla�1k dõrt ytl de- 1
vam etti ve derken yeni bir sava� patlak verdi. Bu sava� belki
müddet olarak daha kisayd1, zira on sekiz y1ldan az sürdü; fakat
yaratt1g1 hasar bakimmdan çok daha korkunçtu. Õyle ki, iki
ulusun zayiatlar1 kar�1la�tmld1gmda, galip gelmi� tarafin ugra­
d1g1 hasar, yenilen tarafmkine yakind1r.
76 Ktsa Roma Tarihi

2 Seçkin bir ulusun denizlerden kovulmu� olmas1, sahip ol-


duklan adanm 1 ellerinden almm1� olmas1, ba�kalanndan vergi
toplamaya ah�1k iken �imdi vergi õdüyor olmalan onlan çok
incitiyordu. O zamanlar henüz çok genç olan Hannibal, baba­
smm sunagmda intikam yemini etmi�ti. Buna kalla. � makta da
gecikmeyecekti.
3 Saguntum halkt, sava�m gerekçesi oldu. Hispania'nm ka-
dim ve varhkl1 bir kenti olan Saguntum, Roma'ya sadakatin
õnemli ve ac1kl1 bir õrnegi oldu.
4 Bu kent Roma'd an, õzel bir antla�mayla bag1ms1z bir statü
alm1�sa da, Hannibal, aram1zda yeni sorunlar yaratmanm pe­
�ine dü�tü. K.tsmen kendi elleriyle, ktsmen de Saguntum hal­
ki sayesinde bu ili�kiyi tahrip etti. ittifaki bozmaktaki amac1,
kendine ltalia'ya giden bir yol açmakti.
5 Romahlar için resmi antla�malar kutsal nitelik ta�1rdi. Bu
sebeple, dost bir kentin ku�attld1g1 haberini duyduklarmda,
Kartacal1larla hâlihaz1rda imzalam1� olduklan antla�may1 ha­
ttrlayarak hemen silahlara ba�vurmadtlar. Õncelikle yasal yol­
lar aramay1 tercih ettiler.
6 Sonrasmda, dokuz ay boyunca kithktan ve agir silahlann
baskismdan bunalan Saguntum halktnm sabn õfkeye dõnü�tü.
Kent merkezinin gõbeginde dev bir cenaze ate�i yakmak üze­
re odun y1gd1lar. Bu y1gmm üstüne aileleri ve tüm effalar1yla
birlikte ç1kip tutu�turduklar1 ate�le ve kihçla kendilerini imha
ettiler.
7 Bu büyük kaosun sorumlusu olan Hannibal'm Roma'ya
gelmesi 1srarla istendi. Kartaca11larm kaçamak11 davramp ya­
mt vermemeleri üzerine, eyalet valisi Senatus'ta "Niye bu sus­
kunluk hâlâ? Giydigim bu toganm2 içinde hem bar1�1 hem de

1 Sicilya.
2 Toga (Lat.): Romah õzgür yurtta� giysisi. Resmi tõrenlerde giydikleri,
yünden beyaz bir nevi harmani; kolsuz üst giysi. Cumhuriyet devrinde
devlet adamlarmm giydikleri, toga praetexta ve toga picta gibi isimler ahr­
d1. Togamn mecazi olarak "bar1�" anlam1 da vardir.
Ül.inci Kartaca Savfljt 77

sava�1 ta�1yorum, hangisini istiyorsunuz?" diye konu�unca, "Sa­


va�!" sesleri yükseldi. "Sava� õyleyse. K.abul edilmi�tir," dedi ve
meclisin orta yerinde togasmm yakasm1 silkerek, âdeta kendi
bagrmda firtmalar kopuyormu�ç asma, korkusuzca duygulanm
aç1ga vurdu.
Sava�m gidi�at1 da ba�langicr gibi [ugursuz] oldu. Zira, Sa- 8
guntum halkmm ortahk yerde kendilerini yakip kurban etme­
siyle bedenlerini terk eden kizgm ruhlan, ancak, sava�m so­
nunda Italia'nm viran olmas1yla, Africa'nm esaretiyle ve sava�1
ba�latan kral ve komutanlann õlümüyle yat1�abildi.
II. Kartaca Sava�1'nm ciddi ve kayg1 verici �iddeti ve tesir- 9
leri ilk olarak kendini Hispania'da belli etmi� ve uzun zaman­
dir Romal1lar üzerinde dola�an kara bulutlardan ilk y1ldmm
ate�i Saguntum'a dü�mü�tü. Arkasmdan, bu kõtü talih, hizh
bir akinla Alpler'i ortadan yararak ilerledi ve bu daglann yal­
çm yüksekliklerinden yagan bir ç1g gibi Italia'nm semalarma
çõktü.
Ílk taarruzun yaratt1g1 anafor, Po nehri1 ile Ticinus2 arasm- 10
da büyük gürültü kopartt1. Bunun etkisiyle Scipio'nun komu­
tasmdaki Roma ordusu bozguna ugrad1. Bizzat komutan, dü�­
manm eline yaral1 olarak dü�mek üzereydi ki -henüz re�it ol­
mayan- oglu, babasm1 kurtararak õlümün e�iginden çekip ald1.
Bu genç Scipio, büyüdügünde Africa'nm fatihi olacak ve 11
ya�ad1g1 zor tecrübelerden dolayi d a bu bõlgenin ad1yla am­
lacaktir.
Ticinus'taki çarp1�mayi Sempronius'un konsüllügünde,3 12
Trebia'd aki4 çarp1�ma takip etti. Kartaca Sava�1'nm ikinci dal­
gasmm5 hirsm1 ald1g1 yer buras1 oldu. Gayet hünerli hareket

1 Padus (Lat.)

2 Po nehrinin kollarmdan birisi.


3 Mô 2 1 8 .

4 Po nehrinin bir diger kolu.


5 II. Kartaca Sava�1'nda Hannibal'm yapt1gi ikinci akm, yani bu sava�ta­

ki ikinci muharebe kastediliyor.


78 Ktsa Roma Tarihi

eden dü�man ordusu, dondurucu soguk ve karh bir günde, ate�


gücü ve hazirhk.lanyla sava�a ismm1� olarak geldi. Sõylemesi
izdirap vericidir ki güneyin ve güne�in bu insanlar1, bizi, hem
de bizim ki�1m1zda maglup ettiler.
13 Hannibal'm üçüncü akim Thrasumenus Gõlü taraflarmda,
Flaminius'un ordusuna kar�1 oldu. Kartacahlar burada yeni bir
taktik uygulad1lar. Gõlün yogun sisinden de faydalanarak ba­
takhk arazinin sazhklarma sak.landtlar ve süvarileriyle aniden
bizim ordunun arka saflarma baskin yapttlar.
14 Bundan dolay1 tannlardan yakinamay1z. Bir küme armm1
sancak.lann üzerinden ayrtlmay1�lan, kartallarm gõzükmek is­
temeyi�i, 2 çarp1�manm ba�lamasm1 izleyen büyük yer sarsmtlSl
-eger o korkunç sarsmt1 atlann ko�u�turmalannm ve silahlarm
amans1z çaki�masmm sonucu degilse- kisaca tüm bu alâmet­
ler, bizim aceleci komutana facianm çok yakin oldugunu õn­
den haber vermi�ti.
15 Roma, dõrdüncü ve neredeyse õlümcül darbeyi, Apulia'da
kimsenin bilmedigi bir kõy olan Cannae'da ald1. Buras1 ne ya­
z1k ki hezimetin büyük.lügü ve altm1� bin askerin õlümü ile
sonradan adm1 herkese duyurdu. Komutan,3 arazi, hava, iklim
ve mevsim, õzetle kar�1larmda birlik olan tüm dogal ko�ullar
bu talihsiz ordunun y1kimma yol açt1.
16 Firari gõrünümünde bir birligi dü�manm arkasma yollaya-
rak onlara ilk hasar1 veren Hannibal bununla yetinmedi. Yõ­
renin õzellik.lerini dogru gõzlemlemi� olan bu akilh komutan,
güne�in yakic1hgm1, topraktan kalkan yogun tozu, ve sanki
oraya çakihym1� gibi sürekli esen Dogu rüzgânm hesaba ka­
tarak ordusunu sava� alanina dizdi. Ô yle bir dizili�ti ki tüm

1 Metinde examen yani "ogul an" olarak geçiyor. Ogul an, bir ana anyla
birlikte kovandan aynlan yeni yeti�mi� an topluluguna verilen isimdir.
2 Kartalla temsil edilen legio sancaklannm saph olduklan zeminden bir
türlü ç1kanlamamalan kastediliyor.
3 Bir õnceki paragrafta Romah generalin dikkatsizligine istisnadan "ace­

leci" dedigi hat1rlanmali.


jkinci Kartaca Savajt 79

olumsuz ko�ullar Romàya çevrilirken, kendisi rü zgân, topra­


gm tozunu ve güne�i yanma alarak sava�t1.
Bõylece iki dev ordu birbirini kird1 geçirdi; ta ki Hanni- 1 7
bal, kendi ba�arlSlndan memnun kalip askerlerine, kiliçlanm
kinlarma koymalarm1 emredene degin. Bizim komutanlardan
birisi kaçt1, digeri ise õldürüldü. Kim daha cesurdu dersiniz?
Paulus [hayatta kalarak] büyük bir utanç ya�ad1, Varro ise [õle-
ne dek] vazgeçmedi.
Aufidus nehrinin günlerce kipkirmlZl renkte akmas1, Ver- 1 8
gellus çay1 üzerine Hannibal'm emriyle cesetlerin bir kõprü
gibi dizilmesi, ve hakeza toplam iki modiusu 1 bulan �õvalye
yüzüklerinin2 Kartaca'ya gõnderilip süvari sm1finm gõsterdi-
gi üstün hizmetin bununla õlçülmesi; tüm bunlar, katliamm
delilleridir.
Bu olanlara bakild1gmda Roma'nm son günlerini ya�amak- 1 9
ta oldugu ve Hannibal'm be� güne kalmadan Capitolium'da
nihai zaferini kutlayabilecegi kesin gõrülebilirdi, �ayet "Han­
nibal sava� meydanmda galip gelmeyi bildigi kadar, sava�tan
sonra bu zaferden istifade etmeyi de bilseydi." Bu son ifade
Bomilcar'm3 oglu Maharbal'a atfedilir.
Nitekim genel kanaate gõre, o s1rada Hannibal'1 �a�1rtlp asil 20
hedefinden uzakla�tlran sebepler; Roma'nm bir dünya impa­
ratorlugu olacag1 yolundaki yazgi, zaferin pe�isira Hannibal'm
ald1g1 yan11� kararlar ve Kartaca'ya yüz çevirmi� olan tannlard1r.
Hannibal, tam da zaferin meyvelerini toplayacag1 yerde, 2 1
zaferin co�kusuna kapilmayi yegledi. Roma kentine girmek
yerine Campania ve Tarentum'a dogru yürüyü�ünü sürdürdü.
Ve bu a�amadan itibaren gerek kendisinin gerekse de ordusu­
nun hirs1 ve enerjisi dü�meye ba�lad1. Õyle ki, yapilan yerinde

1 K.ile gibi tah1l õlçmeye yarar kap ya da hacim birimi.


2 Romah süvarilerden ele geçirilen ganimet olarak.
3 Hannibal' m generallerinden biri.
80 Ktsa Roma Tarihi

bir benzetmeyle, Capua kenti âdeta Hannibal'm Cannae'ma


dõnü�tü.1
22 Alplerin durduramad1gt ve ordularm yenemedigi bu ada-
mm, Campaniànm güne�i ve Baiae'm 2 s1cak buhar1yla dize
gelebilecegine kim inamrd1?
23 Romalilar ise bu arada dirilerek õbür dünyadan geri gehni�-
çesine yeniden soluklanma firsat1 buldular. Silahlan tükenmi�­
ti; tapmaklanndakileri3 ald1lar. Askere yazilacak genç kalma­
m1�t1; baghhk yemini ettirerek kõleleri õzgür kildilar.
24 Hazine tam takird1. Senatus üyeleri, kamu yararma olmak
üzere ve kendi istekleriyle, tüm servetlerini ortaya koydular.
Altmdan yapilm1� olan her �eyden vazgeçtiler, muska4 ve mü­
hür yüzükleri hariç. Bunu süvari sm1finm mensuplar1 izledi;
süvarileri de ülkedeki tribus1ar5 õrnek ald1.
25 Arkasmdan, Laevinus ve Marcellus'un konsüllüklerinde6
privatus1arm7 varhklan devlet hazinesine kaydedildi; buradaki
kaynak õyle büyüktü ki hesap defterleri ve kâtip kadrosu bu i�e
zor yeti�ti.
26 Gelgelelim konsül seçimlerinde gençler büyüklerine fikir
dam�t1gtnda, centurialar8 art1k nasil bir devlet adam1 hayal edi­
yorlard1? Kazanmayi iyi bilen ve bir o kadar da zeki bir dü�ma-

1 Cannae'da Romahlara ugratt1g1 agir yenilginin bir benzerini bu kez


Hannibal, Capua'da Romaltlardan alacakt1.
2 Campania bõlgesinde kaphcalanyla ünlü bir kent.
3 Adak olarak sergiledikleri, talanla ülkelerine getirdikleri silahlar.

4 Bulia (Lat.): Soylu çocuklarmm boyunlarma takt1gi bir tür tils1mh kol­
ye, altm nazarhk.
5 Tribus (Lat.): Roma'da klan, kabile ya da a�iret. Roma halkmm -nüfus

ve t�prak bakimmdan- te�kilâtmm esas1.


6 M0 210.
7 Sivil yurtta�. Resmi bir memuriyeti ya da s1fat1 bulunmayan, halktan

ki�i. Ôzel yurtta� olarak da tabir edilir.


8 Centuria (Lat.): Askeri bir bõlümlenme anlammdan farkh olarak,

burada Roma'daki bir sosyal grubu ifade eder. Cumhuriyet devrinde


faaliyete geçmi�, hem soylu hem de halktan temsilci içeren vatanda�
ildnci Kartaca Savtlji 8 1

na kar�1 sadece kahramanhk yetmez, aym zamanda hesaph da


hareket etmek gerekir.
Ümitlerin geri gelmesi, ba�ka bir deyi�le yeniden uyanma- 27
s1 ilk olarak Fabius ile gerçekle�ti. Hannibal ile dogrudan bir
sava�a girmeksizin yeni bir plan geli�tirdi. Ülkesini kurtaran
bu taktik, ona bir de onur s1fat1 kazand1racakt1: Cunctator.1 Bu
zaferi dolaylSlyla halk arasmda "imparatorlugun kalkam" ola­
rak da çagnlacakti.
Gerçekten de tüm Samnium'da Falernus ve Gaurus daglar1 28
ve ormanlar1 boyunca, Hannibal'1 yorarak onun tâkatini kesti.
Onunla gõgüs gõgüse harbetmeye gücü yetmeyecegi için onu
yava� yava� güçten dü�ürdü.
Daha sonra, Claudius Marcellus'un komutasmda Hanni- 29
bal'a saldmyi gõze almaya karar verdiler. Ordusunun yakm­
larma kadar gelip çok sevdigi yer olan Campaniàda �iddetli
bir saldmyla onu bozguna ugratttlar ve Nola kenti etrafmdaki
ku�atmasma da son verdiler.
Sempronius Gracchus komutasmdaki ordu ile de Hanni- 30
bal'1 Lucania'ya dogru kovalamaya ve geri çekilen artç1 birlik­
lerini2 s1ki�tirmaya giri�tiler; her ne kadar bunu kõlelerden dev­
�irdikleri sava�çtlarla yapm1� olsalar da. Ne yaz1k ki bu bõyleP
Ya�anan büyük talihsizlikler bizi bu seviyeye indirmi�ti. Ama
õzgürlükleri bagi�lanm1� olan bu insanlar gõsterdikleri üstün
cesaretle kõlelikten ç1kip kendilerini gerçek Romah yapttlar.
Bunca belânm ortasmda ne müthi� bir õzgüvendir bu! Ro- 3 1
mahya õzgü n e büyük bir irade ve ruhtur! Askerlik hünerleri

meclisleridir (tam ad1yla comitia centuriata). Vatanda�larm askeri ve mali


gücüne gõre düzenlenir.
1 "Dü�mam oyalayarak galip gelen komutan" ya da sade biçimiyle "dur­
duran, çelmeleyen, engelleyen, frenleyen, oyunbozan". Cunctari fiilinden
geliyor.
2 Yürüyü� halindeki bir orduda güvenligi saglamak üzere arkada b1raki­
lan k.it'a. Dilimizde "dümdar" olarak da tabir edilir.
3 Florus, kõlelerin asker yaptlmasma hâlâ teessüf ediyor.
82 Kzsa Roma Tarihi

ve refahlan sarstlm1� olsa da, vatanlar1 Italiàdan bir süre feragat


gõstermek zorunda kalnu� da olsalar, gene de gõzlerini diger
ülkelere çevirmekten vazgeçmediler.
32 Dü�manlar1 girtlaklarma çõkmü� olarak Campania ve
Apulia boyunca oradan oraya yayihrken ve Italiànm gõbegin­
de yeni bir Africa yarattrken, bu ulus hem onlan kontrol altm­
da tutuyor hem de Sicilya, Sardinya ve Hispania gibi yabanc1
diyarlara ayn ayn ordu gõnderiyordu.
33 Sicilya için Marcellus gõrevlendirildi. Halkm direnci uzun
sürmedi, nitekim tüm ada tek bir kentin dü�mesiyle teslim
oldu. O zamana dek yenilmez olan gõrkemli Siraküza 1, Archi­
medes'in dehas1yla geli�tirilen tüm õnlemlere ragmen sonunda
teslim oldu.
34 Yapt1g1 üç s1ral1 hendek ve kent surlan, mermerden liman
ve s1gmaklar ve ünlü Arethusa çe�mesi; hiçbiri fayda etmedi.
Bunlar sadece, zaptedilen kentin güzelliginin sürmesini sag­
lad1.
35 Gracchus ise Sardinya'y1 ald1. Yerli halkm vah�i mizac1 ve
adadaki cüsseli daglar -Deli Daglar diye adlandmyorlard1-,
hepsi beyhudeydi. En õnemli kentleri Caralis2 dâhil tüm kent­
lere sert saldmlar yap1ld1; yabani ve õlüme ah�1k bu insanlar
ancak baba yadigân topraklarmdan men edilerek yola getiri­
lebildi.
36 Hispania'ya gõnderilen Gnaeus ve Publius Scipio'lar ise
hemen hemen tüm bõlgede Kartacal1larm güçlerini kird1lar.
Fakat Kartacahlarm sinsice yõntemleri Roma11lar1 bir kez
daha gafil avlad1. Ô nemli muharebelerde Kartaca kuvvetleri­
ni maglup etmelerine kar�m kesin zaferi ellerinden kaçirdilar.
Kartacahlar, adi geçen komutanlardan birine karargâh yerini
belirledigi s1rada kihçla saldird1lar; digerinde ise güç bela kaç­
t1g1 kulenin etrafim ku�at1p yakhlar.

1 Syracusae. (Lat.)
2 Günümüzde Cagliari.
ikinci Kartaca Sava1i 83

Bunun sonucunda, babasmm ve amcasmm intikamm1 ai- 37


mak üzere ordusuyla birlikte üçüncü bir Scipio gõnderildi.
Daha sonra Africàda, yazg1smdaki parlak bir lakabm da 38
sahibi olacak bu general, Hispania'y1, bu sava�ç1 ruhlu ve as­
kerleri ve silahlar1yla bu seçkin halkt; dü�man ordusu için bir
tatbikat alam, toy saytlabilecek Hannibal için bir ders olan bu
topraklan; Pirene daglarmdan Cebelitar1k'a ve Atlas okyanu­
suna kadar uzanan tüm bu ülkeyi, inamlmas1 zor ama geri ald1.
H1z1yla mi yoksa �ans1yla mi bunu elde etti, tart1�llir. H1zm1 39
kamtlayan �ey, bu i�i dõrt y1lda bitirebilmesiydi. �ansm1 ise,
bir kenti ele geçiri�indeki rahathk kamthyordu; zira ku�atma-
yt ba�latt1g1 gün kenti almay1 ba�ard1. Hispania'daki bu kent
Nova Carthago1 idi ve buray1 zaptedi�indeki kolayhk ilerideki
Africa zaferinin de habercisiydi.
Hispania'y1 al1�mda bu komutanm kutsal dürüstlügünün de 40
õnemli bir rol oynad1g1 kesindir. Õrnek vermek gerekirse, esir
ahnan saghk11 kadm ve erkekler basit hayatlarma geri dõndü.
Scipio, sirf �õyle bir bakmak için dahi bu insanlarm huzuruna
getirilmelerini, masumiyetlerini lekeler diye istemedi.
Yabanc1 ülkelerdeki bu olumlu geli�melere kar�m, ltaliànm 41
ktlcal damarlarma yap1�m1� olan Hannibal'1 kendi ülkelerin­
den atabilmi� degildiler. Birçok yer dü�mana terk edilmi�ti ve
bu yorulmak bilmez komutan, Roma'ya kar�1 hâlâ ltalia'daki
õbür kavimlerin gücünden istifade ediyordu.
Buna ragmen Hannibal'1 birçok kent ve bõlgede sarsmayi 42
ba�ard1k. Tarentum bizden tarafa dõnmü�tü; Hannibal'm ka­
rargâh1, evi ve ikinci vatam haline gelen Capua da art1k bizim
elimizdeydi. Bu kenti kaybetmi� olmanm Kartacah komutana
verdigi üzüntü õyle büyüktü ki tüm askerlerini buradan Ro­
màya yõneltti.
Roma ulusu bir dünya imparatorlugu olmaya ve hem in- 43
sanlarm hem de tannlarm lütuf ve begenisine õyle lay1kt1 ki!

1 Yeni Kartaca kenti. Günümüzde Cartagena, i spanya.


84 Ktsa Roma Tarihi

Korkularm en büyügünü ya�am1� bu ulus, en ba�mdan beri


vazgeçmedi. �imdi de Roma kenti için tela�lamyor da olsalar,
Capuàyi kaderine birakmadtlar. Nitekim ordunun bir bõlümü
konsül Appius'un komutasmda Capua'da kalirken, diger bõ­
lümü Roma kentine kadar [diger konsül] Flaccus'u takip etti.
Aym anda hem ülke içinde hem de ülke di�mda sava�1yor gi­
biydiler.
44 Õyleyse Hannibal'm, Roma'ya üç milta�11 mesafede çad1-
nm toplayip taarruza haz1rland1g1 sirada tannlann gene kar�1
koymu� olmalarma niye �a�iral1m? Evet bizzat tannlar! Onla­
rm yard1mm1 itiraf etmekte bir sakmca gõrmüyorum.
45 Çünkü ordusunun her manevrasmda õyle bir saganak bo�a-
myor ve õyle �iddetli bir rüzgâr kopuyordu ki ilâhi güçler sanki
gõklerden degil de kent surlannm õnünden ve Capitolium'dan
dü�mamm1za müdahale ediyordu.
46 Hannibal maglup oldu ve kaçt1. ltalia'nm en uç bõlgesine
çekildi; neredeyse hayranhk õlçüsünde sevdigi Roma'yi arka­
smda b1rakarak.
47 Belki küçük bir bilgi ama Rom ahlarm yüce gõnüllülügünün
yeterince aç1k bir kamt1 olmas1 baktmmdan, anlattlmas1 gere­
kir. Roma'nm ku�attld1gi o gü nlerde Hannibal'm askeri kt�la­
sm1 kurmu� oldugu arazi Roma'da satt�a ç1ktt ve müzayedeyle
a11c1 buldu.
48 Bundan cesaret al1p tekrar benzer bir giri�imde bulunmak
isteyen Hannibal, kentteki sarrafl.arm dükkânlanm aç1k arttir­
maya soktu; ama hiç teklif gelmedi. Çünkü insanlar, kaderin
õnden haberini verdigi �eylerin farktndayd1.
49 Gõsterilen tüm bu kahramanhga ve tannlarm teveccühüne
ragmen Kartaca ile bir anla�maya vartlmad1; zira Hannibal' m
karde�i Hasdrubal yeni bir orduyla, yeni bir heyecanla ve yeni
sava� araçlar1yla Hispania'dan gelmekteydi.
1 Lapis (Lat.): Milta§l. Roma'da her bin ad1mda bir (bin ad1m arahkla)
yollara dikilmi§, mesafe belirtmeye yarar ta§. Bin ad1m yani bir Roma
mili, yakla§tk bir buçuk kilometreye kar�thk gelir.
ikinci Kartaca SavQ/t 85

iki karde� güçlerini birle�tirebilselerdi, hiç ku�ku yok ki sa- 50


va�1 bitirebilirlerdi. Fakat Hasdrubal Alpler'den inip tam da
Metaurus nehri dolaylarmda askeri kampm1 kurdugu mada
Claudius Nero ve Livius Salinator tarafindan bozguna ugra­
ttld1.
Claudius Nero [õncesinde] Hanniba1'1 Italiànm en uzak 5 1
kõ�esine1 dogru sürmü�, Livius da yõnünü ülkenin diger ucu-
na2 yani Italia topraklarmm ba�lad1g1 smira yõneltmi�ti.
Bu iki nokta arasmda uzanan Italia topraklan õyle geni�ti 52
ki nas1l bir plan ve nas1l bir h1zla bu iki konsülün güçlerini
birle�tirebildikleri ve sava� aç1p dü�mam afallatt1klan, aym �e­
kilde bu olanlan Hannibal'm nas1l olup da sezemedigi, izah1
zor �eyler.
Hannibal, bulundugu ki�laya karde�inin kellesinin birakil- 53
digm1 gõrünce durumun farkina vard1 ve ''Anhyorum ki Kar­
taca'nm kara yazg151 dogruymu�," dedi.
Bu itiraf bile Hannibal'm yenilmesinin art1k mümkün ol- 54
dugunu gõsteriyordu. Nitekim Romahlar elde ettikleri iyi
sonuçlarm verdigi tam güvenle en di�li dü�manlanm bu kez
onlarm topraklannda, Africa'da vurmay1 degerlendiriyorlard1.
B õylece Scipio'nun liderliginde, Africa'ya dogru, tüm askeri 55
güçlerini y1gmaya ba�lad1lar; t1pki Hannibal'm yaptigma õy­
künerek ve onun Italia'ya verdigi zarann intikam1m almak için.
Tannlar a�kina, bu adam3 Hasdrubal'm askerlerini ve Nu- 56
midia Kra11 Syphax'm ath birliklerini nas1l da dag1tt1! Yakt1g1
me�alelerle bir gecede iki komutamn birden karargâhlarm1 na-
s1l da imha etti!
Ve nihayet üç milta�mdan da yakina gelmi�ken Scipio, Kar- 57
tacànm kaptlarm1 sars1yordu. Italiàya yap1�m1� ve hâlâ buray1
pençesinde tutan Hannibal'm baskis1 da bu suretle gev�etildi.

1 Çizmenin güneyine.
2 Alplerle sm1rlanan Kuzey italya'ya.
3 Scipio kastediliyor.
86 Kisa Roma Tarihi

58 Roma Ímparatorlugu tarihinde, ne bu olaydan õnce ve ne


de bundan sonra daha büyügü gelmeyecek olan iki komutan,
ki birisi Italia digeri ise Hispania fatihidir, ordulanm gõgüs
gõgüse bir çarp1�ma için yerle�tirdiler. Ama õnce ban� ko�ul­
lanm tart1�mak üzere bir müzakere yapt1lar ve uzun süre heye­
can içinde hareketsiz beklediler.
59 Ban� üzerinde uzla�ma saglanamaymca sava� i�areti verildi.
60 Ashnda her iki taraf da, rakip ordudan daha haz1rhkl1 ve
daha sava�çi bir dü�manm olamayacagm1 kabul ediyorlard1.
Scipio'nun Hannibal hakkmdaki, Hannibal'm da Scipio'nun
kuvveti hakkmdaki dü�üncesi bõyleydi.
61 Her �eye ragmen Hannibal kaybetti; Scipio'nun zaferinin
õdülü ise Africa eyaleti oldu. Ve çok geçmeden Africa'y1, dün­
yanm diger bõlgeleri takip etti.

XXIII. BiRiNCi MACEDONIA SAVA�I

1. )()(111. (11,7)
1 Kartaca'nm yenilmesinden sonra, hiçbir millet Roma'ya yenil­
mekten dolay1 utanç duymad1. Talihin yaver gitmesiyle hattâ
bir anlamda co�mas1yla birlikte Africa'nm fethini Macedonia,
Graecia, Syria ve tüm diger ülkeler izledi.
2 Bunlar içinde ilki, bir zamanlar bir imparatorluk kurma-
ya õzenmi� olan Macedonia idi. Bu namlarmdan dolay1dir ki,
kralhgm ba�mda artik Philippos da olsa, Romaltlar kendilerini
hâlâ Kral Aleksandros1 ile mücadele eder gõrüyorlard1.
3 Bu sava�m hangi sebeple yaptld1gmdan çok kiminle yap1l-
d1g1 õnem ta�1yordu.
4 Sava�1 ba�latan sebep, Hannibal'm Italia'ya uzun süre hük-
mettigi suada Kral Philippos ile imzalad1g1 ve iki ülkeyi müt­
tefik yapan resmi antla�mayd1. Fakat daha sonra Philippos
1 Kral Büyük i skender.
Birinci Macedonia Sav{l/t 87

Atina'ya zorbahk yapmca ve sava� yasalanm hiçe sayarak tapi­


naklara, sunaklara ve hattâ mezarlara zarar verince, Atinahlar
yardim istedi ve [Roma'ya] bir gerekçe dogdu.
Senatus, bõylesi õnemli bir ülkeye yardim saglamayi uygun 5
gõrdü. Esasen hâlihazirda birçok ülkenin kral, komutan ya da
halki Roma'dan himaye ister hâle gelmi�ti.
Bõylece Laevinus'un konsüllügü1 dõneminde fonia denizi- 6
ne ilk kez açildilar ve donanmalanyla Graecia'nm tüm sahille­
rini bir zafer havasi içinde dola�tilar.
Sicilya, Sardinya, Hispania ve Africa'dan topladiklan ga- 7
nimetleri gemilerinin pruvalannda te�hir ediyorlardi. Sancak
gemisinde filiz veren defne de aç1k bir zaferi vaat ediyordu.
Pergamon Krali Attalos gõnüllü olarak yardimimiza geldi. 8
Denizci bir millet olan ve gemileri vasitasiyla -tipkt bir ge­
neralin piyade ve athlanyla yaptigi gibi- tüm denizlere korku
saçan Rodoslular da yardima hazirdilar.
Kral [Philippos] iki kere yenildi, iki kere kaçti, askeri kt�la- 9
smi iki kere sõktü. Fakat Macedonialilan en çok korkutan �ey
mizrak, ok ya da Grek silahlari degil, agir kargilarla ve onlar
kadar uzun kthçlarla açilan geni� ve õlümcül yaralar oldu.
Nitekim Flamininus'un komutasmda, bir zamanlar geçit 10
vermez olan ve Khaones kavminin ya�adigi daglari, dik vadi­
lerin arasmdan akan Aous nehrini a�ip Macedonia'nm kapila­
rmdan içeri nüfuz ettik.
Bu hattan itibaren zafere de yakla�mi� olduk. Zira krallan 11
yüz yüze çarpi�maya hiç cesaret edemedi; sadece Kynoskep­
halai adi verdikleri tepelerde me�ru sava� denmeyecek tek bir
çarpi�mada ele geçirildi.
Flamininus, krala sulh bah�etti ve kralligim geri verdi. Daha 12
sonra da ba�ka dü�man unsur kalmamasi için Thebai kentini,
Euboiàyi ve tiran Nabis yõnetiminde karga�a çikaran Lakeda­
imonia'yi kontrol altma aldi.

1 MÔ 2 10.
88 Kisa Roma Tarihi

13 Graeciàya eski statüsü iade edildi.


14 Bõylelikle kendi anayasalanm uygulayabilecek ve eskisi gibi
õzgürlüklerini sürdüreceklerdi. Buna çok memnun oldular.
Nemea'daki aç1k hava tiyatrosunda be� ytlda bir düzenlenen
oyunlar1 s1rasmda bir gõrevli2 tarafindan ilân edilen bu karar­
lar sevinç ç1ghklanyla kar�tland1. Büyük alki�lar ald1. Romah
konsülü çiçeklere bogdular.
15 Akhaiahlarm õzgürlügünü beyan eden bu bildiri tekrar
tekrar okundu. Konsülün resmi ifadeleri, kulaklara âdeta flüt
ve kitara ile çalman ho� ezgiler gibi geldi.

XXIV. KRAL ANTIOKHOS iLE SYRIA SAVA�I

1. XXIV. (II,8)
1 Çok geçmeden Macedonia'nm yerini Asia, Kral Philippos'un
yerini de Antiokhos ald1. Africa'y1 fethedip Avrupa'ya geri
dõndükleri gibi, rastlant1 eseri, talihin büyük cilvesiyle hastl
olan sebepler onlar1 bu kez bir ba�ka tarafa, Asia'ya yõneltti;
ve bu ilerleyi�lerinde güzergâhlar1 üzerinde bulunan ülkelerde
s1rayla zaferlerini ilân ettiler.
2 Sõylentiler burada bir sava�m çok korkutucu olacagm1 gõs-
teriyordu. Nitekim Persleri, Dogu memleketlerini, Kserkses'i
ve Darius'u dü�ündüklerinde Romahlarm akhna a�1lmaz dag­
lar ve gemilerle dolu denizler geliyordu.
3 Dahas1 gõksel varhklar da verdikleri i�aretlerle uyar1yor-
lard1. Ô rnegin, Cumae kentindeki Apollon heykeli sürekli ter
dõküyordu. Esasen kendi tannsmm, çok sevdigi Asia için duy­
dugu korkuydu bu.
4 Gerek insan gücü, gerekse de silah ve diger kaynaklar baki-
mmdan Syria'dan daha zengin bir yer yoktu. Ama buras1 õyle

1 Eski Yunan dünyasmdaki (Panhellenik) belli ba�lt festivallerden birisi.


2 Metinde geçen sõzcügün (praeco) tam kar�tltgi münadi ya da tellâldir.
Kral Antiokhos ile Syria Sav(l/t 89

ihmalci ve uyu�uk bir kralm eline dü�mü�tü ki onlar için en iyi


çõzüm Romahlarm bura}'l almas1ydt.
Krah bu sava�a te�vik edenlerin ilk.i Aitolia hükümdar1 5
Thoas oldu. Kral, Macedonia ordusuna kar�1 Romahlara ver­
digi destegin kar�tl.tgm1 hakktyla alamamaktan yakm1yordu.
Diger kt�ktrt1c1 ise Africa'Y1 kaybeden Hannibal'dt. �u haliyle
firari olan ve içi içini yiyen bu komutan tüm dünyada Romah­
lara dü�man birinin ara}'l�l içindeydi.
�ayet Kral Antiokhos, Hannibal'm tavsiyelerine uysa yani 6
Asia'mn ordulan bu sefil komutanm emrine verilse tehlike na­
stl da büyük olacakti! Ancak kral kendi kuvveti ve ülkesinin
ismiyle, sava�1 tek ba�ma sürdürebilecegini dü�ünüyordu.
�üphe yok ki, Avrupa içinde olacak bir sava� Romaltlan 7
dogrudan ilgilendiriyordu. Antiokhos ise Thracia 1 kt}'llarmda
atalan tarafindan kurulmu� olan ve kendisine geçmi�ten gelen
bir hak olarak gõrdügü Lysimakheia'y12 geri istiyordu.
Y ild1zlarm hareketi de Asia'da bir sava� kopacagma i�aret 8
ediyordu. Krallann kral1 olarak, gücünden emin bir �ekilde sa­
va� ilân edip büyük bir tantana ve gürültüyle Asia'dan yola ç1k-
t1. Kisa sürede baz1 adalan da i�gal ederek Graecia kty1larmda
ordugâhm1 kurdu ve konfor içinde âdeta muzaffer bir komutan
gibi oyalanmaya ba�lad1.
Euboia adas13 Yunan anakarasma çok yaktndir; alçal1p yük- 9
selen dip aktnt1larma sahip Euripos bogaz1 ile buradan aynhr.
Antiokhos i�te burada kurdurdugu altm ve ipek çad1rlarla; õn­
lerinden akan bogaz sularmm ho� sesi ve huna e�lik eden kendi
çalg1c1larmm terennümleriyle; mevsim kt� olmasma kar�m her
yerde boy vermi� gülleri toplayarak, sanki genç ktz ve erkekler­
den asker dev�iren bir komutan gibiydi.

1 Thracia (Lat.) : Antikçag'd a kuzeyinde Scythia, güneyinde Ege deni­

zi, bat1smda Macedonia, dogusunda Karadeniz ve Marmara denizi ile


çevrili ülke.
2 Bolayir, Gelibolu-Çanakkale.

3 Egriboz adas1.
90 Ktsa Roma Tarihi

10 Hâlihazirda bõylesi bir ifratm içinde bogulmu� olan krala


Roma ordusu Acilius Glabrio'nun konsüllügünde1 bu adaday­
ken saldird1. Saldm haberini duyar duymaz kral adayi terk et­
mek zorunda kald1.
11 Krah, pe�is1ra Thermopylai geçidine kadar kovaladtlar.
Geçmi�te üç yüz Spartah askerin ya�amm1 yitirdigi bu tarihi
mevkiin2 hatiras1 bile krala direnme cesareti veremeyince hem
karada hem de denizde sava�1 kaybetmi� oldu.
12 Antiokhos bu kez vakit kaybetmeden ve iz birakmadan Sy-
ria'ya dogru yola dõküldü. Kralhgmm donanmasm1 Polyxeni­
das ve Hannibal'm emrine verdi; zira kral artik bizzat sava�a
girmeyi gõze alam1yordu. Bu filo, Rodos gemilerinin de deste­
giyle, Aemilius Regillus tarafmdan peri�an edildi.
13 Atinahlar çok sevinmesin,3 Antiokhos'un suretinde Kserk-
ses'i yendik biz. Aemilius ise Alkibiades'in dengi bir i� ba�ard1.
Ephesos'u da Salamis yerine koyuyoruz.
14 Kartaca fatihi olan komutan Scipio Africanus'un, kendi
istegiyle, bir legatio4 olarak, agabeyi Konsül Scipio'nun komu­
tasma girmesiyle Antiokhos'un kaderi belli oldu. Denizi ta­
mamen katederek kendini Asia'ya att1ysa da, biz de denizde
durmayip õtesine geçtik.
15 Maeandros nehri5 ile Sipylos Dag16 arasma ki�lam1z1 kur-
duk. Kral ise gerek muharip gerekse yard1mc1 kuwetlerden
olu�an dev ordusuyla mevzilendi.
16 Üç yüz bin piyade askeri, bir o kadar da süvari ve õn tara-
fi kesici b1çaklarla teçhiz edilmi� sava� arabalar1;7 aynca koca
1 MÔ 1 9 1 .
2 Spartah komutan Leonidas'm Pers Krah Kserkses'e a z say1da askerle
kahramanca direndigi geçit. (MÔ 480) .
3 Florus, Atinahlarm gurur duydugu tarihi ba�anlara nispet ediyor.

4 Legatio (Lat.): (Metindeki anlam1yla) komutan yard1mc1s1.


5 Büyük Menderes nehri.

6 Spil Dag1, Manisa.

7 Falcatus (Lat.): Tirpan, orak biçimli kesici silahlar ta�1yan (sava� ara­

balar1).
Aitolia Savflit 91

cüsseli filler, üstlerinde altm, mor, gümü� ve fildi�i renklerle


parlayarak ordusunun her iki kanadm1 takviye ediyordu.
Ama ne var ki, ordunun bu a�m büyüklügü onlara ayak bag1 1 7
oldu. Dahas1, inamlmaz bir talih eseri aniden indiriveren sa­
ganak yag1�, Pers okçularmm ni�an ati�lanm bozdu. Ônce bir
�a�kmhk, sonra kopu� ve sonunda da bir bozgun ya�adtlar.
Maglup olan ve af dileyen krahn cam ve kralhgmm bir kis- 1 8
m 1 bag1�land1; zorluk ç1karmadan teslim oldugu için b u iyiligi
isteyerek yapt1k.

XXV. AITOLIA SAVA�I

I. XXV. (II,9)
Olmas1 gerektigi üzere, Syria Sava�1'm Aitolia Sava�1 izledi. 1
Antiokhos'u yendikten sonra Romahlar, Asia'daki sava�m ki�­
kirt1c1Sl olan kavimlerin pe�ine dü�tüler; bu cezaland1rma gõ­
revi Fulvius Nobilior'a verildi.
O da dogrudan dogruya Pyrrhos'un saraymm bulundugu ve 2
ülkenin de ba�kenti olan Ambrakia'y1 her türlü silahla vurdu.
Akabinde kent teslim oldu.
Aitoliahlann yard1m taleplerine Attikal1lann ve Rodoslula- 3
rm cevap vermi� olmalanna ragmen, bize [ônceki] hizmetleri-
ni unutmad1g1m1z için onlan affetmeyi uygun gõrdük.
Buna kar�m sava�, civar yerlere h1zla yay1ld1; tüm Kephal- 4
lenia1 ve Zakynthos,2 aynca Ceraunia daglar1 ile Malea Burnu
arasmdaki denizde mev.cut tüm adalar bu sava�a dâhil oldular.

1 Kefalonya adas1.

2 Zanta (ya da Zante) adas1.


92 Ktsa Roma Tarihi

XXVI. HISTRIA SAVA�I

I. XXVI. (Il,10)
1 Aitolialtlardan sonra gene on1ar gibi dü�man1a i�birligi yapm1�
olan Histri1 kavmine sira geldi.
2 Bu sava� ilk ba�ta Histri ordusunun lehine geli�iyordu; fa-
kat bu duruma kanmalan onlarm sonunu haz1rlad1. �õyle ki,
Gnaeus Manlius'un kt�lasm1 ele ge çirdiklerin d e, orada bir de
zengin ganim et buldular. Onlar yiyip eglenirken ve iç kiyle
ken dilerin den ge çmi�ke n App ius Pulcher'in b asktnm a ugra ­
d1lar.
3 Bõylece dõkülen kanlan ve le� gibi kokan nefesleriyle, ta-
lan ettikleri �eylerin bir ktsmm1 tekrar di�an att1lar. Krallan
Aepulo bizzat atmm üstünde sarho� ve sendeleyerek kaçarken
yakalandi. Tutsak edildigini ancak ak11 ba�ma geld igin de an­
layabildi.

XXVII. GALLO-GRAECIA SAVA�I

I. XXVII. (II, 1 1)
1 Syria Sava�1'nm y1ktm1 Gallo-Graecia bõlgesini de2 içine aldi.
2 Kral Antiokhos'a vermi� olduklar1 destekten dolayi m1yd1
yoksa bir zafer arzusu pe� inde ko �an Manlius Vulso'nun3 fir­
s atç 1 davram�1 m1ydi, sebep tart1�1hr.
3 Ama �uras1 kesin ki, bu sava�ta galip gelmi� de olsa sava�
sebebi onaylanmad1gi için bu komutan zafer tõreni yapamad1.
Gallo-Graecia toplumu, isminden de anla�1lacag1 üzere melez
1 Istri olarak da geçer.
2 Sava� için zamanmda Graecia (Yunanistan) ve Asia'ya (Bati Anadolu)
gelmi� Gallia kõkenli topluluklarm sonradan yerle�tikleri yerlere verilen
isim.
3 Volso olarak da geçer.
j}linci Macedonia SavtJit 93

ve soyu bozulmu� bir halkt1. Brennus'un komutasmda Grae­


ciàyi istila etmi�, sonra daha da doguya ilerlemi� ve Asia'nm
içlerine yerle�mi� olan Galliahlarm devam1ydtlar.
Bir baklagil tohumunun õzellikleri farklt bir toprakta nastl 4
ki degi�iklige ugrarsa, buraya gelen Galliahlarm da kendilerine
has kavgactltklar1 Asia'nm rehavet ortammda a�md1.
Yaptlan iki muharebede ordular1 dagtltp kaçt1. Romahlarm 5
yakla�mas1yla halk, evlerini terk edip daglann yüksek yerlerine
çekildi . Tolostobogi boyu Olymp o s 'ta, Te cto s agi boyu ise Ma­
gaba dagmda 1 ikamet ediyordu. O k ve mancm1klarla yerlerin­
den edilen bu topluluklar daimi bir bar1� �artiyla teslim oldular.
Bununla birlikte esirlerden baztlan, elleri kollar1 bagh ol- 6
duklar1 halde ag1z ve di�leriyle ip ve zincirlerini kopard1lar ve
hayret uyandmc1 biçimde, boyunlanm uzatarak birbirlerini
bogdular. Diger bir olayda ise, krallan Orgiacon'un kans1 bir
centurio'nun2 eziyetine ugrad1. O da elinde bir hatira ile muha­
fizlardan kurtulmay1 ba�ararak ahlâks1z dü�manmm kellesini
beraberinde kocasma getirdi.

XXVIII. iKiNCi MACEDONIA SAVA�I

l. XXVIII. (11,12)
Syria Sava�1'nm sebep oldugu y1kim birbiri ardma diger ülke- 1
leri de etkilerken, Macedonia ba�kaldirdi.
Eskinin �anh hat1ras1 ve hafizas1, bu metanetli halki tekrar 2
harekete geçirdi. Philippos'un yerini, oglu Perses3 alm1�t1. lr­
kinm vakanyla, bir kez yenilmi� olan Macedonia'nm ilelebet
maglup kalacagma inanm1yordu.

1 Elmadag, Ankara.
2 Süvari birliginin komutam.
3 Makedonyah Perseus olarak da geçer.
94 Ktsa Roma Tarihi

3 Onun liderliginde, babasmm dõneminden daha fazla �evk-


le güçlerini geri kazandtlar. Nitekim Thraciatopluluklarm1 da
kendi davalarma katttlar. Macedoniahlarm azmiyle Thracial1-
larm kaba gücü ve keza Thracialtlann sert karakteriyle Mace­
donialtlarm disiplini biraraya geldi.
4 Krallarm planlar1 da birbiriyle uyumluydu. Macedonia11
kral, Haimos dagmm zirvesinden bõlgeyi gõzlemek üzere ka­
rargâhm1 dik yamaçlara kurdu. Kralhgm1 silahlarla ve her türlü
sava� araç-gereçleriyle tahkim etti. Sm1r boyu hiçbir gedik b1-
rakmad1; õyle ki dü�man buraya sadece gõkten inebilirdi.
5 Mamafih Romahlar, Marcius Philippus'un konsüllügünde1
bu bõlgeye girmeyi ba�ard1lar. Yakla�ma noktalanm dikkatle
inceledikten sonra Ascuris gõlü ve Perrhaebia daglarmm ara­
smdaki, ku�lar için bile eri�ilmesi zor bir yerden, kendilerine
yol açtilar. Kendini emniyette sayip hiçbir saldm endi�esi duy­
madan bekleyen kra11 ani bir akmla �a�kma çevirdiler.
6 Ya�ad1g1 tela� õyle büyüktü ki, güya ziyan olmasm diye tüm
parasmm denize at1lmasm1 ve ba�kas1 tarafmdan yakilmasm
diye de gemilerinin ate�e verilmesini emretti.
7 Paulus'un konsüllügünde2 daha geni� ve daha çok say1da
karakollar in�a edildi. Gõsterdigi askeri beceri ve çabalarla,
Macedonia'yi rahats1z edecek ba�ka yollar da ke�fetti; bir nok­
tada tehdit olu�turuyor diger noktada ise gerçekten hücum
ediyordu.
8 Bu yõntemler kra11 õylesine endi�elendirdi ki bizzat çati�-
malara dâhil olmaya cesaret edemedi ve bu vazifeyi oldugu gibi
generallerin sorumluluguna birakt1.
9 Kendisinin cismen yer almad1g1 sava�1 kaybetmesiyle, deni-
ze yõnelerek ülkeden uzakla�t1 ve Samothrake3 adasma kaçt1.
Kutsiyeti ile bilinen bu yerden medet umarak kendi ülkesinde

1 MÔ 1 86.
2 MÔ 182.
3 Semadirek adas1.
jkinci Macedonia Savtljt 95

daglarm ve silahlarm saglayamad1gi korunmayi burada tapmak


ve sunaklardan bekledi.
Krallarm hiçbiri kaybettigi mertebenin hatirasma bu kadar 10
uzun süre bagh kalmam1�tir. S1gmd1g1 kutsal mekândan, yal­
vanr halde Romah komutana yazarken, mektubunun sonunda
isminin yanma kral s1fatm1 eklemeyi unutmam1�tir. Gene her
�eye ragmen, kimse, ele geçirdigi bir hükümdara Paulus kadar
merhametli davranmam1�tir.
Paulus, huzuruna getirildigi vakit kral1 kendi kürsüsünde 11
kar�1lad1; yemege buyur etti ve [bu arada] kendi çocuklarma
Fortuna'ya1 itibar etmelerini tembih etti, çünkü birçok �ey
Fortuna'nm iznine tâbidir.
Romahlarm düzenledigi ve kutlad1g1 Macedonia zaferi, 12
�imdiye kadar ya�ananlann en renklilerinden biriydi; zafer ala-
y1 tam üç gün sürdü.
ilk gün resim ve heykeller, ikinci gün silahlar ve kiymetli 13
e�yalar, üçüncü gün ise esirler gezdirilerek te�hir edildi ve bun-
lar àrasmda olaylarm �a�kinhgm1 hâlâ üzerinden atamam1�
olan dü�man kral da vard1.
Aslmda Roma halki sevinç haberlerini, zaferin resmen du- 14
yurulmasmdan çok daha õnce õgrenmi�ti. Nitekim Perses'in
Macedonia'da yenilgiye ugrat1ld1g1 gün Roma'da bir �ey fark
edildi.
Beyaz atlanyla birlikte iki genç erkek, Juturna Pman ke- 15
narmda üstlerindeki toz toprag1 ve kan lekelerini temizlerken
gõrüldü. Bir müjde getirmi�tiler. Halk bu iki genci Castor ve
Pollux'a yordu, çünkü ikizdiler. Sava� ya�am1�tilar, çünkü kanla
smls1klam olmu�tular. Macedonia'dan yeni gelmi�tiler, çünkü
hâlâ nefes nefeseydiler.

1 Talih (Kader) Tannças1.


96 Kisa Roma Tarihi

XXIX. iKi NC i ILLYRIA SAVA�I

1. XXIX. (II, 13)


1 Macedonia Sava�1'mn neticeleri Illyria'yi da etk.iledi. Nitekim
Roma ordusunun artç1 birliklerini dag1tmak amac1yla Illyria­
hlar, Kral Perses tarafmdan para kar�ihg1 asker olarak kullaml­
m1�t1.
2 Illyria, praetor1 Anicius tarafindan kisa sürede ele geçirildi.
Bõlgenin ba�kenti Scodra'y12 yakip yikmas1 teslim olmalarma
yetti. Harekâtm ba�lad1g1 haberi daha Roma'ya ula�madan sa­
va� sona ermi�ti.

XXX . ÜÇÜNCÜ MACEDONIA SAVA�I

LXXX. (II, 14)


1 Kader hem Kartaca'y1 hem de Macedonia'y1 üçüncü kez yenil­
gide birle�tirmi�çesine [Roma'ya kar�i] ikisi de aym zamanlar­
da silahlara ba�vurdu.
2 Roma'ya boyun egmekten ilk olarak Macedonial1lar vaz-
geçti. Hakir gõrüldükleri için eskisinden daha sert ç1ktilar.
3 Sava� sebebi bir parça yüz kizartlCldir. Andriskos'un bü-
yük bir �ans eseri yõnetimi ele almas1yla sava� açmas1 bir oldu.
Kendisi bir kõle miydi yoksa õzgür bir vatanda� m1, bunu
bilmiyoruz; ama ücretli i�lerde çal1�m1� oldugu kesindi. Halk
arasmda, Perses'in oglu Philippos' a benzerliginden õtürü, gene

1 Praetor (Lat.): Cumhuriyet Devri'nin erken dõnemlerinde konsüllere,


ordunun õnünden giden komutanlar olmalan dolaymyla verilen isim.
(Praeire fiilinden türetilmi�) . Aynca hukuki meselelerde konsüllerin
yarg1 yükünü hafifl.etmek ve yabanc1larla Roma vatanda�lan arasmdaki
hukuki ihtilafl.an çõzmek için ihdas edilmi� olan yüksek devlet memur­
lugu. Eyaletlerde imperium (orduya emretme) gücü vard1.
2 Günümüzde i�kodra, Arnavutluk.
Üçüncü Kartaca SavtJit 97

onun ad1yla [Philippos olarak] çagnlan bu adam kralhgm bi­


çimsel yõnlerini, namm1 ve ruhunu kendi ki�iliginde toplad1.
Romahlar ise bu geli�meyi õnemsemedikleri için, o sira 4
praetor olan Juventius'la yetinip, biraz da aceleyle Andriskos'un
kar�1sma onu ç1kardtlar; halbuki Andriskos sadece Macedo­
nia'dan degil Thracia'dan da yiginla yard1mc1 kuwet alm1� ve
ordusunu saglamla�tirm1�t1. Hakiki krallara kar�1 bilegi hiç bü­
külmemi� olan Roma bu uydurma ve itibari kralm üstesinden
gele medi.
Ancak konsül Metellus, 1 ordusuyla birlikte yitirdigimiz 5
praetorun intikamm1 misliyle ald1. Hem Macedonia askerle­
rini kõlelikle cezaland1rd1 hem de sava�1 ba�latan hükümda-
n o suada s1gmm1� oldugu Thraciah bir prensten geri alarak
Roma'ya zincirler içinde getirdi. Talihin gõz yummas1yla, ma­
cerasm1 buralara kadar ta�1yan Andriskos, bõylece gerçek bir
kralm1�çasma Romahlar tarafindan ala�ag1 edildi.

XXXI . ÜÇÜNCÜ KARTACA SAVA�I

1. XXXI . (II,15)
III. Kartaca Sava�1 hem daha kisa sürdü -zira dõrt y1lda üste- 1
sinden gelindi-, hem de õncekilere gõre daha az bir ugra�1yla
ama daha kesin ve õnemli neticeler almarak tamamland1 -çün­
kü ordulardan ziyade, bir kentle sava�ild1-. Nitekim bu sava�
aym zamanda Kartaca'nm sonu oldu.
Eger bu üç Kartaca Sava�1'm a�amalar halinde dü�ünür- 2
sek; ilkinde dü�manla kap1�t1k, ikincisinde hezimete ugratt1k,
üçüncüsünde de yok ettik.
Bu son sava�m sebebi, Kartacahlarm antla�ma maddelerine 3
aykin olarak bir donanma ve ordu haz1rlamaya giri�mi� olma-

1 MÔ 168.
98 Ktsa Roma Tarihi

lanyd1; bu giri�im [Romahlara degil] , Numidiahlara kaq1 ya­


p1lm1� olsa bile.
4 Massinissa' nm 1 Kartacahlarm sm1rlarma s1k s1k korku sal-
d1g1 bir gerçekti, fakat biz bu krah iyi bir müttefikimiz olarak
destekliyorduk. Mediste sava�a dair karar verilirken sava�m
nihai hedef ve sm1rlan da tart1�tld1. Cato, Kartaca'ya olan son­
suz nefretiyle kentin yeryüzünden silinmesini gerektigini ilân
ediyordu, hattâ ba�ka meseleleri isti�are ederken dahi bunu
sõylüyordu. �..;: .

5 Scipio Nasica ise Kartaca'nm ya�atilmas1 gerektigini savu-


nuyor ve rakibi olan Numidia'nm, istekleri giderildigi takdirde
bunun rahathg1yla �imaracag1m sõylüyordu. Senatus orta yolu
seçerek sadece Kartaca kentinin yerini degi�tirmeye2 karar verdi.
6 Hiçbir çõzüm, cismen var olan ama kendisinden korkulma-
yan bir Kartaca'dan daha iyi olamazd1.
7 Bõylece Manilius ve Censorinus'un konsüllüklerinde3 Ro-
mal1lar, Kartaca'ya kar�1 harekete geçtiler. Ban� ümidinin art­
mas1yla Kartacal1lar donanmalanm kendi arzulanyla Romal1-
lara teslim ettiler ve onlar da bu filoyu kent limanmm aç1kla­
rmda yakt1lar.
8 Daha sonra da kentin õnde gelenlerini çag1rarak, eger can-
larm1 kurtarmak istiyorlarsa halkm kent sm1rlarm1 terk et­
mesini buyurdular. Kartacahlar durumun vahameti kar�1smda
õyle hiddetlendiler ki her türlü a�mhg1 gõze ald1lar.
9 Derhal ülkeleri adma birlikte ag1tlar yakarak, tek ses halin-
de "haydi silahlara!" diye haykird1lar. Ve her ne �ekilde olursa
olsun isyan etmeleri gerektigine kesin karar verdiler. Umutlan
canh degildi. Ama ülkelerinin ba�ma kõtü bir �ey gelecekse de
kendi elleriyle degil, dü�man tarafindan gelmesini tercih ettiler.
10 Ísyan eden bu insanlann õfkesinin büyüklügü �u õrnekler-
den anla�1labilir. Yeniden gemiler yapmak için evlerinin çatila-
1 Numidia krah.
2 Kenti ba�ka yere ta�1maya.
3 MÔ 149.
Üçüncü Kartaca Sava11 99

nm sõktüler; 1 silah atõlyelerinde ellerindeki altm ve gümü�leri


eritip bronz ve demirin yerine kullandilar; bocurgatlann ip ve
dügümü için ev kadmlan kendi saçlanm toplay1p y1gd1. Bõyle
olunca, bu kez Mancinus kara ve denizden kenti abluka altma
al1p zorlamaya ba�ladi.
Limanlar kapatild1. Kentin birinci ve ikinci, daha sonra da 11
üçüncü savunma duvan tek tek sõküldü. Buna kaqm, halkm
Byrsa olarak adlandird1g1 iç hisar, yedek bir kent olarak hâlâ
saglam ayaktaydi.
Kentin hurdaha� edilmi� olmasma ragmen Kartaca'nm 12
tamamen dü�mesi için Scipio ailesinden bir Africanus gerek­
tigi gõrülüyordu. Bõylece medis, bir diger Scipio'ya ba�vu­
rarak2 ondan sava�1 sona erdirmesini bir kez daha talep etti.
Paulus Macedonicus'un soyundan gelen sõz konusu komutan,
�u büyük Africanus'un oglu tarafmdan, hayirseverliginin ni�a­
nesi olarak evlat edinilmi� biriydi. Dedesinin �iddetle sarst1g1
bu kentin, �imdi torunu tarafmdan y1kilacag1 belli ki kaderde
vard1.
Ne var ki, can çeki�en yirt1c1 bir hayvanm son darbesi ge- 13
nellikle nas1l õlümcül ise; Kartaca da, devrilmeye yüz tutmu�
bu haliyle saglam halinden daha fazla güçlük ç1kardi.
Kartacal1lan tek bir müstahkem mevkiye s1ki�tirmay1 ba- 14
�ard1ktan sonra onlann limanla baglant1sm1 denizden de kes-
tik. Buna mukabil Kartacal1lar kendilerine kentin bir diger
tarafinda ba�ka bir liman in�a ettiler. Ama bunu kentten ka­
çabilmek için yapmad1lar. Onlann buradan ç1kabileceklerini
kimsenm aklmdan geçirmedigi bir macia, yeni bir donanma
ortaya ç1kanverdiler.
Ve dahas1, bazen gündüzleri bazen de geceleri yeni toplar, 15
yeni sava� araçlan, canmdan vazgeçmi� genç insanlar âdeta kor
alevden s1çrayan kiv1lcimlar gibi ate� saç1yorlardi.

1 Tahta ve benzeri malzemeler için.


2 Scipio Africanus Minor.
100 Ktsa Roma Tarihi

16 Sonunda tüm çabalannm tükenmesiyle, Hasdrubal'm ko-


muta ettigi otuz alt1 bin adam teslim oldu; evet inamlmaz bir
mevcut.
17 Sonra, bir kadm vard1 ki hepsinden daha cesurdu, Hasdru-
bal'm karmyd1 bu. i ki çocugu da elinde, evinin dammdan ken­
disini alevlerin ortasma birakt1 ve Kartaca'nm kurucusu olan
kraliçenin1 yolundan gitti.
18 Kentin ne büyük bir y1kima ugrad1g1, diger õrnekler bir
yana, sirf yangmm ne kadar uzun sürdügüne bakilarak anla�1-
labilir. Gerçekten de, on yedi gün süren ve durmaks1zm devam
eden yangm, zor bela sõndürülebildi. Zira bizzat Kartacaltlar
kendi evlerini ve tapmaklanm ate�e verip yangm1 da oluruna
birakt1lar. Mademki kent Romaltlarm pençesinden kurtula­
mayacak, õyleyse zafer alaymda gururlanacaklan �eyleri de kül
edelim.

XXXI I. AKHAIA SAVA�I

1. XXXII . (II,16)
1 i çinde bulunulan yüzytl âdeta kentlerin tek tek y1ktlmas1 ile
geçti ve Kartaca' nm çõkü�ünden kisa bir süre sonra da Korint­
hos'un s1ras1 geldi. Akhaialtlann ba�kenti ve Graecia'nm gõz­
bebegi olan bu kent, lonia ve Ege denizlerinin ortasmda, seyir
bakimmdan muazzam bir yerdeydi. Bu kent ile aram1z, henüz
kat'i dü�manlar1m1z arasmda saytlmaya ba�lamadan õnce, ya­
ki�1ks1z bir olay yüzünden bozulmu�tu.
2 Sava�a sebep olan ki�i, bizim tarafim1zdan kendisine bag1�-
lanm1� serbestligi bize kar�1 kullanan Kritolaos'tu.
3 Bu adam, Romah elçileri her zaman sõzle -ve muhteme-
len zorbaca davram�larla- hakir gõrüyordu. Macedonialtlarla
antla�may1 saglad1ktan sonra Metellus, bu kez Kritolaos'a kar-
1 Kraliçe Dido.
Hispania'daki Askeri BQ/artlar 101

�ihgiru vermek üzere gõrevlendirildi. Bu da Akhaia Sava�1'nm


b�langta oldu. Õncelikle Konsül Metellus, 1 Elis ovas1 boyun­
ca Alpheios nehri ktytlarmda Kritolaos'u yenilgiye ugratt1.
Tek muharebe ile sava�1 tamamladt ve bir ku�atma ile de 4
kentlerini tehdit etti. Metellus õnemli bir sav� vermi� olma­
sma kar�m hasbelkader zaferi garantileyen konsül Mummius
oldu.
Mummius, diger Akhaiah komutan Diaios'un ordusunu 5
lsthmos2 boyunca bozguna ugratt1. Kar�ihkh iki limam da ka­
na boyad1. Halktn terk etmesiyle birlikte kent ilkin talan edildi,
sonra da verilen i�aretle yerle bir edildi.
Y1gmla biblo ve heykel, õrtü ve giysi, resim ve tablo ele ge- 6
çirildi, yaktld1 ya da ortahga dõküldü. Dünyamn her yerinde
begenilen �u Korinthos i�i e�yalarm tümünün ashnda bu yan­
gmdan kurtartlanlar oldugunu õgreniyoruz. Ne kadar servetin
gasp edildigini ya da yamp kül oldugunu buradan anlayabilir­
siniz.
Nitekim bu yiktm, bu çok varhkh kente mahsus olan bronz 7
eserle ri n ktymetini daha da artttrd1; çünkü bronzdan yaptlm1�
olan sayis1z heykel ve tasvir, bu yangmda, altm ve gümü� nes­
nelerle âdeta aym potada ortakla�a erimi�ti.

XXXI II. HISPANINDAKi ASKERi BA�ARILAR

1. XXXII I. (11,17)
Kartacàdan sonra Korinthos'un ba�ma gelenler, Korinthos'tan 1
sonra bu kez Numantiànm ba�ma geldi. Ve bu noktadan itiba­
ren de dünyada silahlarm ula�mad1g1 hiçbir yer kalmad1.

1 MÔ 146.
2 Korinthos Kistagi.
102 Ktsa Roma Tarihi

2 iki çok õnemli kentin1 gõrdügü yangmlardan sonra, belli


bir sua gõzetmeksizin ama birbirine benzer biçimde ve sanki
tek bir büyük sava�m1�çasma çat1�malar patlak verdi. Benzet­
mek gerekirse, bu iki kentten yaytlan ate�in s1cak rüzgârlan
tüm dünyay1 kaplad1.
3 Hispania genel olarak bize kar�1 kalki�maya hiçbir zaman
niyetlenmedi; bir imparatorluk kurma ya da hep birlikte ba­
g1ms1zhgm1 müdafaa etme gibi sebeplerle de hiçbir zaman
kavga etmeye heves duymad1. Üstelik denizlerle, ve karadan
da Pirene daglar1yla õyle saglam korunuyordu ki bu cografi
konumuyla istilas1 mümkün degildi.
4 Ancak, Romahlar tarafmdan s1ki�tmlana degin bu dogal
üstünlüklerinin farkinda degildiler ve yenildikten sonra güçlü
yanlanm ke�feden ilk eyalet oldular.
5 Bu bõlgede yakla�1k iki yüz y1l harp edildi, Scipio'larla ba�-
lamp imparator Augustus'a kadar. Bu sava�lar kesintisiz degil­
di, birbirlerinin devam1 olmad1lar, konjonktürel olarak geli�ti­
ler zira. Nitekim en ba�ta Hispania halkinm kendisine degil,
Hispania'daki [i�galci] Kartacahlara kar�1 yap1ld1 ve sava�lara
sebep olan s1kinti da buradan yayildi.
6 Pirene doruklarmm õtesine Roma sancagm1 ilk ta�1yanlar
Publius ve Gnaeus Scipio'lar oldu. Ônemli muharebeler ne­
ticesinde Hannibal'm karde�leri olan Hanno2 ve Hasdrubal'1
yenilgiye ugratttlar. Ashnda Roma hücumlanyla Hispania h1z­
h bir �ekilde ele geçirilebilirdi; eger bu cesur komutanlar tam
zafere ula�acak ve denizde ve karada galip gelecek iken Karta­
cahlarm hileli taktiklerine yenik dü�üp kaybetmemi� olsalard1.
7 Bundan dolay1dir ki, babas1 ve amcasmm intikamm1 almak
üzere, -sonradan Africanus lakab1yla amlacak olan- bir diger
Scipio, bu topraklara yepyeni ve el degmemi� bir yer imi�çesine
girdi. Buradaki Nova Carthago'yu ve diger kentleri kisa sürede
1 Kartaca ve Korinthos.
2 Anno olarak da geçer. Benzer �ekilde Hannibal bu metinde alternatif
formu olan Annibal biçiminde yaz1hyor.
Hispania'daki Askeri BQfarilar 103

zaptetti. Buradan Kartacahlan kovmakla da yetinmedi; bura­


}'lRom&: Devleti' ne vergi vermekle yükümlü bir eyalet haline
getirdi ve Hiberus nehrinin1 iki yakasmdaki tüm topluluklan
egemenligi altma ald1. Kendisi aynca Gades2 kentine ve Atlas
Okyanusu kiytlarma ula� an ilk Romah komutan oldu. Ama �u
da var ki bir eyaleti elinizde tutabilmek, orayi eyalet ilân etme­
nizden daha fazlasm1 gerektirir.
Bu itibarla, Hispania'nm farkli yerlerine õnde gelen komu- 8
tanlar yolland1. Bunlar, buralarda ya�ayan ha�in mizaçh ve o
güne degin hür kalabilmi�, ve dolaylSlyla kolayca dize gelme­
yen kavimlere kaba güç ve kanla, boyun egmeyi õgrettiler.
Ünlü censor, Cato, muhtelif çat1�malarla Hispania'nm 9
omurgas13 olan Celtiberi kavmininin4 direncini kird1. Gracc­
hus Karde�lerin babas1 olan Gracchus,5 keza aym halkt yüz elli
yerle�im merkezini y1karak cezaland1rd1.
Macedonia'daki ba�ar1lanndan õtürü halihaz1rda Macedo- 10
nicus lakabm1 alm1� olan Metellus'a aynca bir de Celtibericus
lakab1 lay1k gõrüldü. Contrebia'y16ele geçiri�i ve Nertobriga'yi7
da �amm arttiracak �ekilde esirgeyi�i ba�artlarma õnemli õr­
neklerdir.
Lucullus'un konsüllügünde Turduli ve Vaccaei kavimleri 11
yenilgiye ugrat1ld1. Sõz konusu Hispania kavimlerinin o za­
manki krah, bizim �u evlathk olan Scipio'ya meydan okumu�

1 Iberus olarak da geçer. Günümüzde Ebro nehri, i spanya.


2 Günümüzde Cadiz kenti, i spanya.

3 Metinde robur olarak geçiyor; bõlgenin en saglam, en seçkin halkm1


tammlamak için kullamlan tabir. Sõzlükte "me�e agac1" kar�1hg1 da var.
4 Kuzey-Orta i spanya'da ( i ber yar1madasmda) ya�am1� olan Kelt soylu
kavim.
5 Sempronius Gracchus.

6 Günümüzde La Rioj a ( i spanya) sm1rlar1 içinde bir Antikçag yerle�im

yeri.
7 Günümüzde Zaragoza ( i spanya) yakmlarmda bir Antikçag yerle�im

yeri.
104 Kisa Roma Tarihi

ve yaptlan tek bir muharebede hayatm1 kaybedip silahlanm da


Scipio'ya ganimet olarak kaptirm1�t1.
12 Decimus [Junius] Brutus ise daha geni� bir alanda1 ilerle-
yerek, Kelt astllt ve Lusitaniah kavimlere ilaveten tüm Calla­
eci2 kavmini ve ordularm korkulu rüyas1 bir yer olan Oblivio
nehrini3 denetimi altma ald1. Muzaffer bir komutan edas1yla
Atlas Okyanusu kiyilar1 boyunca seferini sürdürdü. izledigi
güzergâhtan sapmad1, ta ki güne�in okyanusta bat1mm1 ve gün
1�1gmm sulara gõmülü�ünü izledigi bir gün dogaüstü bir korku
ve hayret duygusuna kap1lmcaya kadar. 4
13 Hispania'daki tüm askeri mücadelenin en büyük ag1rhgm1
Lusitania ve Numantia halki çekti. Bu bir tesadüf degildi elbet.
Zira yerel kavimler içinde gerçek anlamda õnderleri olanlar
sadece bunlard1. Diger yandan Celtiberi kavmi de bize büyük
sorunlar ç1karabilirdi; �ayet hüner ve attlganhg1yla õnde gelen
bir asker olan liderleri Olyndicus, daha sava�m ba�lannda saf
d1�1 kalmay1p devam ediyor olsaydi.
14 Gümü�ten yap1lm1� sava� karg1sm1 sanki gõksel güçlerin
arzulanm yerine getiriyormu�çasma kullamp hedeflerini sar­
sabilen bu adam, herkesin gõnlünü ayn1 õlçüde çelmeyi ba�ar­
m1�t1. Ama gene aym tedbirsiz gõzüpekligiyle bir gece yarm
Romal1 konsülün askeri ki�lasma s1zd1g1 Slfada, komutan çad1-
rmm yamba�mdaki muhafizm m1zragma takild1.
15 Bunun yanmra Viriatus isimli gayet kurnaz ve cesur bir
adam da Lusitanialtlan ayaklandird1. Bir avc1 iken çeteba�ma,
oradan da h1zla bir komutana ve lidere dõnü�en bu ki�i, �ans1
yaver gitseydi, Hispania'nm Romulus'u bile olabilirdi. Ulusu­
nun bag1ms1zhgm1 müdafaa ile yetinmedi, on dõrt yil süresince

1 i ber yanmadasmm, bugünkü Portekiz de dâhil, bati kesimi fethediliyor.


2 Gallaeci olarak da geçer. Galiçya bõlgesinde ya§ayan topluluklar.
3 Limaea ya da Limia nehri olarak da geçer.

4 Kutsal bir �eye sayglSlzhk etmi§ ya da gõrmemesi gereken bir §eye


tamk olmu§ gibi garip bir inancm etkisine giriyor.
Numantia Sava/t 105

Hiberus ve Tagus1 nehirlerinin iki yakasmdaki her yere ate� ve


lohçla deh�et saçt1.
Aynca gerek generallerin çadirlarma ve gerekse ordu ka- 1 6
filesine hücumlar tertipledi; Claudius Unimanus'u neredeyse
tüm ordusunu imha ederek maglup etti. Bizden ele geçirmi�
oldugu �eref payelerini -tõren giysilerini ve sembol baltalar1 da
dâhil- kendi daglarma zafer ni�anlar1 olarak dikti.
Nihayetinde bu adamm hakkmdan konsül Fabius Maxi- 1 7
mus geldi.Mamafih onun halefi olan konsül Popilius bu zafere
gõlge dü�ürdü. Zira askeri harekâta tamamen bir son vermek
h1rs1yla dolu olan Popilius, halihazirda iyice zayif dü�mü� ve
teslim olmayi iyiden iyiye kafasma koymu� Viriatus'u entrika,
tuzak ve bõlgesel haydutlarla alt etmeyi tercih etti. Bu seçimiy-
le hasmma [lüzumsuz yere] bir õvünç pay1 saglad1 ve herkes bu
adamm bilegini adil bir yolla bükmek mümkün degilmi� gibi
dü�ündü.

XXXIV. NUMANTIA SAVA�I

1. XXXIV. (Il,18)
Numantia, zenginlik bakimmdan Kartaca, Capua ve Korint- 1
hos'tan daha a�ag1 seviyede olmakla birlikte cesaret bakimm­
dan nam1 ve �amyla hepsine denkti; ve eger dogru degerlendi­
rirseniz, Hispania'nm en büyük gururuydu.
Gerçekten de yüksek surlar1 ve kuleleri olmaks1zm nehir ki- 2
y1smda ve hafifçe yüksek bir tepede mukim bu yerde, Celtiberi
kavminden dõrt bin ki�i, on bir y1l boyunca, kirk bin ki�ilik bir
orduya tek ba�ma kar�1 koydu. Sadece kar�1 koymakla kalmad1,
zaman zaman �iddetle kar�1hk da verdi; ve dahas1, rakiplerini
kendilerini küçük dü�üren ate�keslere mecbur etti. Sonunda,

1 Günümüzde Tajo nehri.


106 Kisa Roma Tarihi

kentin hâlâ yenilmez oldugu â�ikar hale geldiginde, Kartacàyi


yikan komutana [yeniden] ihtiyaç duyuldu.
3 Hiçbir sava� sebebi bundan daha haks1z olamazd1; isteme-
sek de bunu itiraf etmemiz icap ediyor. Romaltlarm elinden
kurtulmu� olan müttefikleri ve aym zamanda da soyda�lan Se­
gidahlara, Numantiahlar arka ç1km1�tilar.
4 Romahlara onlar adma yapt1klan bag1�lanma teklifi etki-
li olmad1. Sava�tan tümüyle geri çekilmeyi teklif ettiklerinde
ise, Romahlar bir antla�manm normal geregi olarak silahla­
nm resmen teslim etmelerini istediler. Bu talep, basit dü�ü­
nen kar�1m1zdaki adamlar tarafmdan, ellerinin kollarmm kesip
kopanlmas1 gibi algiland1. Bu yüzden, derhal Megaravicus'un
güçlü liderliginde silahlanm birle�tirdiler. Pompeius' a saldm
düzenlediler, ancak sava�1 koparabilecekleri halde bir antla�­
ma yapmayi yeglediler. Buradan sonra Hostilius Mancinus'a
sald1rd1lar.
5 Sürekli ugrad1klan kay1pla bu komutan da õylesine a�ag1-
land1 ki kimsenin Numantia11larla ne gõz goze gelebilecek ne
de onlarm bir sõzüne dayanabilecek hali kalm1�t1.
6 Ancak Mancinus ile de antla�may1 tercih ettiler, ac1mas1zca
yok edebilecek iken.
7 Caudium'da ya�ad1klan faciadan daha a�ag1 olmayan bu ye-
nilginin utanç ve rezaletiyle õfk.elenen Roma Devleti, kendi
komutanlar1 Mancinus'u dü�mana teslim edip üzerindeki kara
lekeyi temizledi.
8 Onun yerine, Kartaca'yi yakarak bir kentin nastl dü�ürü-
lecegini tecrübeyle gõstermi� olan Scipio gõreve getirildi ve
intikam ate�i tutu�turuldu.
9 Fakat ba�lang1çta sava� meydanmdan çok ki�lada; ve Nu-
mantiahlardan çok kendi askerlerine kar�1 mücadele vermek
zorunda kald1.
10 Nitekim sürekli teyakkuz halinde, çogunlugu hammaliye
olan ve adaletli dag1tilmam1� i�lere bogulmu�tular. Silah kul­
lanmay1 [iyi] bilmediklerinden, tahkimat yapmakta kullamlan
Numantia Savajt 107

agir smklan ta�1malan; kan dõkmeye yana�mad1klan için de


çamura batmalan emredildi. Aynca hayat kadmlan, askerlere
ait olan kõleler ve i�e yaramayan tüm y1gm ve bohçalar kamp­
tan attld1.
Geçmi� deneyimlerle sabittir ki; bir komutan ancak elinde- 11
ki ordu kadar iyidir. Askerler bõylece disiplin altma almd1ktan
sonra tekrar gõgüs gõgüse çarp1�malara girildi ve kimsenin
hiç olmasm1 beklemedigi �ey oldu; Numantialtlarm kaçt1gm1
gõrdük.
Onurlu insanlarm kaldirabilecegi ko�ullar altmda teslim 12
olmak istiyordular ama Scipio kat'i ve istisnas1z bir zafer pe­
�indeydi. Bõyle olunca õlümün kaçmilmazhgma karar veren
Numantial1lar sava�a ko�turmadan õnce tõrensel bir cenaze
yemegi gibi yan-pi�mi� et ve caelia adm1 verdikleri mmrdan
yap1lan yerel bir içkiyle kannlanm tika basa doyurdular.
Ancak niyetleri Scipio tarafindan anla�1lmca, õlümüne hü- 13
cum etmeye haz1rlanan bu insanlara o firsat verilmedi. Hen­
dek ve siperlerle, ve dõrt sira karakolla çevrelenen kentte açhk
bast1rd1. Ôleceklerse cesurca õlmek için Roma11 komutandan
nizami bir sava� yap1lmasm1 istediler. Bu teklifleri kabul gõr­
meyince kar�1 saldmya geçmek1 en dogru yol gõründü.
Nitekim gõgüs gõgüse �iddetli çarp1�malar sonucu asker- 14
lerin ekseriyeti õldü; baz1s1 aç bitap halde cesetlerle bir süre
daha ya�ad1. Geriye kalanlar süratle kaçmakta karar kilm1�ken,
kadmlar atlarm kolanlanm kopararak onlan bundan mahrum
ettiler; a�k ugruna büyük bir kõtülük i�lediler.
Kurtulu�tan artik ümitlerini yitirerek, büyük bir hiddetle ve 15
gõzleri dõnmü� olarak Rhoecogenes'in ba�m1 çektigi bir ka­
rarla; kendilerini, ailelerini ve kentlerini ktl1çla, zehirle ve her
bir tarafta yakt1klan ate�le imha ettiler.

1 Eruptio {Lat.) : Askeri terminolojide "yarma harekât1" olarak geçer.


Ku�at1lan tarafm kendinden güçlü dü�mana kar�1 beklenmedik biçimde
taarruza kalki�mas1; huruç etmek.
108 Kua Roma Tarihi

16 Ugurlar olsun bu korkusuz k.ente ve en talihsiz anlarmda


bile bence mutlu kalabilmi� bu insanlara! Çünkü büyük bir
sadakatle dostlarmm õzgürlüklerine sahip ç1kttlar; az ve zayif
kuvvetlerine ragmen bir dünya gücü olmu� orduya kar�1 uzun
yillar boyu ayakta kaldtlar. Gelinen son noktada, Roma'nm en
azametli komutanma yenik dü�tükten sonra arkalarmda dü�­
mamn keyfini sürecegi hiçbir �ey b1rakmadtlar.
17 Zira kentte Numantiah tek bir insan bile kalmam1�t1 ki sa-
va� kõlesi olarak zincirleyip gezdirebilsinler. Yoksulluk içinde­
ki bu insanlarda ganimet adma da bir �ey yoktu. Silahlanm ise
bizzat kendileri yakip yok etmi�tiler. Geriye kutlanabilecek bir
tek �ey, kentin nâm1 idi.

I. XXXI V. (II,19)
1Bu noktaya varana kadar Roma zarif, yetkin, vicdanh, ciddi ve
gõrkemli bir devletti. Bu dõnemin geri kalanmda ise, her ne
kadar aym õlçüde üstün ve güçlü de olsalar, hem daha çalkan­
t1h hem de daha naho� hadiseler ya�adtlar; ve imparatorlugun
topraklar1 geni�ledikçe, kusurlan da büyüdü.
2 Ola ki bir edebiyatç1, deniz õtesi sava�larla geçen ve iki yüz
ytl süren Roma'nm bu [anlatacag1m1z] üçüncü evresini kendi
içinde ikiye ayirm1� olsa; Africa, Macedonia, Sicilya ve Hispa­
nia'nm egemenligimiz altma girdigi ilk yüz yih -hakh ve yerin­
de bir �ekilde- �airlerin deyimiyle "altm çag" olarak kabul ede­
cektir. Takip eden diger yüz yih ise besbelli ki "demir çag1" veya
"kanh çag"ya da bundan da korkutucu bir s1fatla niteleyecektir.
3 Bu evrede olanlara, Kral Jugurtha, Cimbri kavmi,1 Kral
Mithridates,2 Parth Devleti, korsanlar, Gallia ve Germania
kavimleriyle yaptlan sava�larla birlikte -ki bununla yükseli­
�imiz neredeyse gõklere var1yordu-, Gracchus Karde�ler3 ve

1 Kuzey Almanya ve Jutland bõlgelerinde ya�am1� olan topluluk.


2 Mithradates olarak da geçer.
3 Tiberius Gracchus ve Gaius Gracchus.
Asia SavQ/t 109

Drusus'un katledilmesini ve kõle sava�lanm da katmak gere­


kir. Aynca tabii ki, gladyatõr isyamm1 da kõtülük bakimmdan
bunlardan daha a�ag1da saymamah.
Akabinde, Marius ve Sulla dõnemlerinde dikkati iç kavga- 4
lara çevrilen Roma, en sonunda Pompeius ile Caesar'm ma­
rifetiyle ve bir tür çtlgmhk ve ta�kmhk içinde -bu büyük bir
ayipttr- kendi kendini harap etti.
Túm bu olaylar birbiriyle baglantth ve iç içe geçmi� olmakla 5
birlikte, gene de daha iyi anla�tlmalar1 ve yapt1g1m1z yanh�larm
erdemlerimizin õnüne geçmemesi için, burada ayn ayn anlat1-
lacakttr. Bundan dolay1 ilk olarak, ba�lang1çta da s1ralad1gtm1z
üzere, yabanct kavimlerle yapt1g1m1z hakh ve yurtsever sava�­
lar1 nakledecegiz, ve bu �ekilde imparatorlugun günden güne
büyüyüp yükseli�i gõzler õnüne serilecek. Bir sonraki ad1mda
ise yurtta�lar1m1zm i�ledigi o çirkin suçlara ve ahlâks1z kavga­
lara bakacag1z.

XXXV. ASIA SAVA�I

I. XXXV. (II,20)
Bati'da Hispania zaptedildigi stralarda Dogu'da Romaltlar için 1
bar1� hüküm sürüyordu. Fakat sadece ban�m degil ah�1k olun­
mad1k garip bir talihin de sayesinde, kraliyet miras1 olan zen­
ginlikler ve zaman içinde de tüm iktidar elimize geçti.
Kral Eumenes'in karde�i olan ve aym zamanda dostumuz 2
ve bir dõnem müttefikimiz Pergamon Krah Attalos arkasmda
b1rakt1g1 vasiyette �õyle diyordu: "Roma ulusu benim toprakla­
nmm mirasçm olsun. Kraliyet mülküm içinde �unlar vard1r. . . "
Bõyle bir mirasa konmu� olmakla Roma Devleti, bir eyaleti 3
sava� bile yapmadan, silah bile kullanmadan, sulhla ve yasal
biçimde, vasiyetnamenin tamd1g1 hakla elde etti.

1 Spartacus Ísyam.
1 10 Kisa Roma Tarihi

4 Burayi kayhetmek mi yoksa geri almak m1 daha çahuk oldu,


sõylemesi zor. Soylu hir aileden gelen ve asi hir genç olan Aris­
tonikos, haz1 kent devletlerine kolayhkla hoyun egdirdi, nite­
kim hunlar helli õlçüde huna ah�1kt1lar. Kar�1 koyan hir kaçm1
da, Mundos, 1 Samos2 ve Kolophon3 gihi, güç kullanarak i�gal
etti. Arkasmdan, praetor Crassus'u da yenilgiye ugratt1 ve hir­
ligini esir ald1.
5 Romah �erefini ve aile tõresini hat1rlayan Crassus, ha�mda
duran dü�man muhafizm gõzünü hir sopayla kõr etti. Bir an
ewel õlmek isteyen Romah komutamn amac1 adam1 huna ki�­
kirtmakt1.
6 Aristonikos daha sonra, konsül Perperna4 tarafindan mag-
lup edilip esir almd1 ve zincirlere vurulu olarak aman diledi.
7 Asia Sava�1'nm geri kalan kismm1 konsül Aquilius5 tamam-
lad1. Utanç verici hir �ekilde, su kaynaklarma zehir kan�tirarak
kimi kentleri dize getirdi. Bu yõntem askeri ha�ar1y1 hizlan­
dirsa da zaferimizi itihars1zla�tird1. Dinen caiz olmayan, õrf ve
âdetlerimize de aykm hu hahis ilaçlara ha�vurarak �imdiye dek
kulland1g1m1z Romal1 silahlarm kutsall1gm1 ihlal ettik.

XXXVI. JUGURTHA SAVA�I

I. XXXVI . (IIl,1)
1 Dogu'daki sava�lara dair �imdilik hu kadar. Diger yandan gü­
ney cephesi aym sakinlikte degildi. Kartaca'nm dü�ü�ünden
sonra Africa'da yeni hir sava�1 kim tahmin edehilirdi?

1 Gümü�lük, Mugla.
2 Sisam adas1.
3 Degirmendere (Cumaovas1, izmir) .
4 MÔ 130.
5 MÔ 129.
Jugurtha Savajt 1 1 1

Mamafih epey �iddetle sarstl.tp gücünü yitirmi� olan Nu- 2


midia'da, Hannibal sonras1, Jugurtha'nm kendince korkmas1
gereken baz1 �eyler vard1. Nitekim bu kurnaz kral, silahlar1yla
yenilmez olan Romaltlara kar�1, ülkesinin zengin servetini si­
lah olarak kulland1. Fakat Kader Tannças1 tüm ümitlerini bo�a
ç1kard1 ve düzenbaz bir kralm hakkmdan gene hileyle gelindi.
Massinissa'nm torunu ve Micipsa'nm evlatl1k oglu olati 3
Kral Jugurtha, iktidan ele geçirme arzusuna kap1hp erkek kar­
de�lerini õldürmeye karar verdi. Kralhk o s1ralar Roma Devle-
ti' nin güvence ve himayesi altmda oldugu için, karde�lerinden
duydugu korku Romahlardan duydugundan daha azd1. Der­
ken, entrika yoluyla ilk cürümünü i�ledi.
Hiempsal'in kellesini uçurmay1 müteakip, dikkatini, Ro- 4
ma'ya firar etmi� olan Adherbal'e yõneltti. Temsilciler gõnde­
rerek parayla Senatus' a kendi fikirlerini benimsetti.
Ve bu, bize kar�1 elde ettigi ilk zaferdi. Bundan sonrasmda, 5
onunla Adherbal arasmda ülkeyi payla�tirmak üzere gõnderdi­
gimiz heyeti gene benzer bir yõntemle hedef ald1. Scaurus va­
s1tas1yla, 1 yanm biraktig1 günahkâr cüretini tamamlamak üzere
erdemlerimize kafa tuttu.
Fakat bu ahlâks1zhk uzun süre gizli kalmad1. Elçilerimizin 6
yapt1gi yolsuzluk ortaya ç1kt1 ve karde� katili olan bu adam1
sava�la hizaya getirme karan verildi.
ilkin, Calpurnius Bestia konsül olarak Numidia'ya gõnde- 7
rildi.2 Fakat kral, Romal1lara kar�1 altmm silahlardan daha et­
kili oldugunu tecrübesiyle bildigi için, ban�1 parayla satm ald1.
Bu adi ve habis kral Senatus tarafindan devlet korumas1 8
sõzü verilerek gõrü�meye çagnld1gmda aym küstahlikla hem
Roma'ya geldi hem de iktidar mücadelesinde rakibi olan Mas­
siva için suikastç1 tuttu ve adam1 infaz ettirdi.

1 Kral Jugurtha tarafindan rü�vete baglanan Aemilius Scaurus.


2 MÓ 1 1 1 .
1 12 Ktsa Roma Tarihi

9 Krala açtlacak sava� için bir diger sebep bu oldu. Akabinde


cezayi kesme i�i Albinus' a tevdi edildi. Ama ne yaz1k ki onun
karde�i1 orduyu õyle harap etti ki bizimkilerin ihtiyari biçim­
de geri çekilmeleri yüzünden Numidia kuvvetleri üstün geldi
ve ordugâh1m1z1 zaptettiler. Bunun üstüne bir de utanç verici
bir antla�mayla, kendi kurtulu�u için, kendi olu�turmu� oldugu
orduyu terhis etti.
10 Sonuçta Metellus, ülkenin otoritesini korumaktan çok ya-
�amlan utancm intikamm1 almak üzere harekete geçti; kâh
tehditlerle kâh ricalarla, kimi zaman gõstermelik kimi zaman
da sahici manevralarla dü�mamm me�gul etti. Kendi hünerle­
rini de son derece aktlhca kullanarak mücadele etti.
11 Tarlalarm ve kõylerin tahrip edilmesiyle yetinmeyerek Nu-
midia'nm ba�hca kentlerine hücum etti. Zama'ya yapt1g1 akm,
her nastlsa, sonuçsuz kald1; diger yandan kralhgm õnemli silah
deposu ve hazinesi saytlan Thala'yi i�gal etmeyi ba�ard1.
12 Bõylece krah kentlerden uzak tuttu. Kral, kendi ülkesinin
sm1rlan içinde, Mauretania'dan Gaetulia'ya kadar,2 âdeta bir
kaçak durumuna dü�tü.
13 Daha sonrasmda Marius'un komutasmda çok daha takviye-
li bir kuvvet ile gelindi. Romaltlar, her ne kadar bozguna ugra­
m1� ve yarah bir orduya saldird1ysalar da, gücü tam ve eksiksiz
bir dü�manla çarp1�1yormu� kadar zorlandtlar. Çünkü Marius,
soyu belirsiz bir insandan beklenecegi üzere, kendi gibi alt ta­
bakadan insanlar1 askere alm1�t1. 3

1 Africa'da propraetor (eyalet valisi) olan Aulus Albinus.

2 Berberi kavimlerin ya�adtgi [bugünkü] Fas, Moritanya ve Sahra'nm


kuzeyini kapsayan topraklar.
3 Marius'un karar1yla, ordunun mevcudunu büyütmek için, belli bir

varhg1 olmayan fakir kõylülere ya da zanaatkârlara (proletarii) -kanun


geregi askere ahnamad1gmdan- ücret õdenerek askerlik yaptmldt. Sava�
bittiginde gõrevleri sona eriyor ve geçimlerini saglamalan için de toprak
veriliyordu.
Allobroges Savajt 1 13

Hercules'in Africànm ortasma kurdugu -kurakhkla, ytlan- 14


larla ve çõl kumullar1yla kaph- bir kent olan Capsàyi1 kade-
rin bir mucizesiyle almakla kalmadi, aym zamanda Liguriah
bir asker sayesinde kayahk bir dag tepesinde kurulu Molucha
kentine, yolculugu ve eri�imi çok zahmetli oldugu halde ula�t1.
Hemen sonra sadece Jugurthàyi degil, aym zamanda - 15
aralarmdaki akrabahk bagmdan dolayi Numidialtlar1 himaye
eden- Mauretania2 ülkesinin krah Bocchus'u da Cirta kenti3
dolaylarmda agir bir yenilgiye ugratt1.
Kendi ç1karlarmdan endi�eye dü�en Bocchus, bir ba�ka y1- 16
kimm gelmesinden korkarak bir dostluk antla�mas1 kar�iligm-
da Jugurthày1 teklif etti.
Ve bõylece krallarm en düzenbaz1 olan J ugurtha, kendi ka- 17
yinpederi tarafmdan tuzaga dü�ürülerek aldattld1 ve Sulla'nm
ellerine teslim edildi. Nihayetinde, Roma kenti onun, zincirle-
re vurulu biçimde zafer alaymda esir olarak gezdirili�ine tamk
oldu.
Ve o da yenik ve zincirli bir halde de olsa Roma'yi gõrebildi 18
sonunda. B u kente dair, sat1hga ç1ktigi takdirde bir ahcmmn
olacag;tna ve mahvolacagina dair bo� bir kehanette bulunmu�-
tu. Nitekim eger sat1�a ç1km1� olsayd1 ahcm belliydi, ve bu
adam1 yolundan ahkoyarak kentin de yok olu�unu õnledigimiz
kesindi.

XXXVII. ALLOBROGES SAVA�I

l. )()()(Vll. (lll,2)
Roma'nm güneyinde durum buydu. Kuzeyden ise çok daha 1
zorlu ve çok daha kalabahk bir tehlike gelmekteydi.

1 Günümüzde Kafsa (ya da Gafsa), Tunus.

2 Mauritania olarak da geçer.


3 Günümüzde Konstantin, Cezayir.
1 14 Ktsa Roma Tarihi

2 Kuzeyden daha tekinsiz bir bõlge yoktu. iklimi sert ve in-


sanlan da aym �ekilde ha�indi. Kuzeyin sol, sag ve orta olmak
üzere tüm cephelerinden �iddetle üzerimize geldiler.
3 Bizim için güvenilir ve yakm dost olan Massilia kentinin
�ikâyetleriyle, Alplerin õtesinde ilkin Saluvii kavmi silahlan­
m1zm gücünü hissetti.
4 Arkadan Allobroges ve Arverni1 kavimleriyle çati�tld1, çün-
kü [müttefik] Haedui2 kavmi bunlar hakkmda benzer �ikâyet­
lerde bulunup bizden yard1m ve destek talep ediyordu. Her iki
kavime kar�1 kazand1g1m1z zaferlere Isara ve Vindelicus nehir­
leri ile, akarsularm en ta�km1 olan Rhone tamkt1rlar.
5 Kar�1m1zdaki kavimlerin vah�iligine e�deger olan fillerimiz
onlar üzerinde büyük bir korku yaratt1. Zafer alay1m1zda sergi­
ledigimiz hiçbir �ey, bizzat dü�man kral Bituitus'tan daha dik­
kat çekici degildi; bu komutan rengârenk silahlar1 ve gümü�i
sava� arabas1yla tipkt sava�m içinden ftrlam1� gibiydi.
6 Gerçekten de bu iki zaferin yaratt1g1 sevincin büyüklügü
�uradan anla�tlabilir: Hem Domitius Ahenobarbus hem de
Fabius Maximus, sava�m yaptld1g1 mevkilere ta�tan kuleler
diktiler ve bunlann üzerinde dü�man silahlar1yla donatt1kla­
n zafer andaçlarm1 sallandirdtlar. Bizde ah�tld1k olmayan bir
davram�tl bu. Zira Romahlar hiçbir zaman zaferlerini, boyun
egdirdikleri dü�manlarmm ba�ma kakmazlar.

XXXVIII. CIMBRI, TEUTONI VE


TIGURINI SAVA�LARI

l. )()(){Vlll. (III,3)
1 Cimbri, Teutoni ve Tigurini kavimleri, okyanus sebebiyle ya­
�ad1klan topraklarm sel altmda kalmas1 yüzünden, Gallia'nm

1 Metinde Arveni ve Averni gibi farkh �ekillerde yaz1lm1�.


2 Aedui olarak da geçer.
Cimbri, Teutoni ve Tigurini Sava1lar1 1 15

en 1rak yerlerinden gõç edip k.itada yerle�ecek yeni ülkeler an­


yorlard1.
Gallia ve Hispania'da kabul gõrmediklerinden, yollarm1 2
ltalia'ya çevirdiler ve komutan Silanus'un ordugahma temsilci
yolladtlar; oradan da Senatus' a haber gõndererek Mars' m to­
runlar1 olan bu halkin kendilerine bir miktar arazi bag1�lamas1-
m -verecekleri hizmet kar�1hg1- rica ettiler; eger isterlerse kol
gücüyle ya da silah altmda kendilerinden istifa edebilirlerdi.
Fakat halihazirda yeni toprak yasas1yla zaten birbirine gir- 3
mek üzere olan Roma halki onlara nas1l toprak verebilirdi?
Haliyle teklifleri reddedilince, ricayla elde edemediklerini si­
lahlarma ba�vurarak almaya karar verdiler.
Bu ilkel yabanc1larm akinlarmm ilkinde Silanus, ikinci- 4
sinde Manilius, üçüncüsünde de Caepio onlar1 durdurmaya
muvaffak olamad1. Bizimkilerin hepsini kaçmp ki�lalanndan
kovalad1lar.
Bu dõnemde eger Marius gibi biri kontrolü ele almam1� ol- 5
sayd1 ülkenin sonu gelmi�ti. O bile dü�manla hemen çat1�maya
girmeyi gõze alamad1. Askerlerini ki�lada bekletti, ta ki dü�­
manlarm içindeki cesaret, yerini õfk.e ve strese b1rakip onlan
güçten dü�ürene kadar.
Bunun sonucunda, bagm� çagm�larla sava� pozisyonunu 6
terk ettiler. Roma'y1 alacaklarmdan o kadar emindiler ki bizim
askerlere, varsa e�lerine iletecekleri bir �eyleri olup olmad1gm1
[istihzalarla] sorarak aynld1lar. Giderken tehditler savurmak­
tan da geri kalmayarak üç yürüyü� kolu halinde, ltalia'mn do­
gal seti denebilecek olan Alpler'i geçmeye koyuldular.
Marius derhal ve �a�kinhk verici bir çabuklukla, kestirme 7
patikalar1 kullanarak dü�manm õnüne geçti. Alpler'in alt ya­
maçlarmdaki Aquae Sextiae adi verilen mevkide yaptlan bir
muharebeyle -tannlara �ükür- ilkin Teutoni kavmi yenilgiye
ugrat1ld1.
Fakat onlar vadiyi ve vadinin ortasmdan geçen nehri hâlâ 8
tutmakta olduklan için elimizdeki su azald1. Komutanm bile-
1 1 6 Ktsa Roma Tarihi

rek mi bunu tasarlachgi yoksa bir belirsizligi avantaja mi çevir­


digi belli degildir. Fakat belli olan bir �ey var ki, bu zorunluluk
kar�mnda harekete geçen kahramanhgi ile Roma ordusu bir
zafer kazanch.
9 Nitekim askerleri 1srarla susuzluktan yakmmaya b�lachk-
larmda o da �unu dedi: "Yigit adamlarsamz, arad1gimz �ey i�te
orada, gidin alm!" Akabinde büyük bir hirsla çarp1�maya gir­
diler ve dü�mana büyük kay1p verdirdiler. Ôyle ki, muzaffer
Romahlarm suyunu içtigi ktpktrm1z1 olmu� bu nehirden bir o
kadar da kan aktyordu.
10 Bir defada dõrt hattâ alt1 tane atm üstünden s1çramaya ah-
�1k oldugu sõylenen dü�man kral Teutobodus, bu kez kaçarken
binebilecegi güç bela bir tane at bulabildi ancak. Civardaki
ormanhk bir alanda ele geçirilen hükümdann bizzat kendi­
si zafer alaymda sergiledigimiz �eyler içinde en gõze çarpan
parçayd1. Zira müstesna derecede yüksek boyuyla diger sava�
ganimetlerinin de üstünde ay1rt edilebiliyordu.
11 Teutoni ordusu tamamen silindikten sonra dikkatler Cimb-
ri kavmine çevrildi. Ínanmas1 zor ama bu topluluk zaten bütün
kt� boyu -ki bu mevsimde Alplerin yüksekligi [karla] daha da
artar- Tridentum geçidinden ltalia'ya dogru âdeta ç1g gibi ak­
m1� durumdayd1.
12 Atesis Nehri'ni ilkin bir kõprüyle ya da tekneyle degil de
yüzerek geçmeye çah�malan, bir baktma ilkel bir kavim olma­
larmdand1. Nitekim nehrin aktnt1sma kendi kuvvetleri ve kal­
kanlanyla kar�1 koymaya bo� yere çabalad1ktan sonra agaçlar1
ktnp üst üste yigarak suyu a�ttlar.
13 Eger derhal ve kararh biçimde Roma'ya yürümü� olsalar-
d1, tehlike ya�amsal olacakti. Fakat onlar Venetia'ya yõneldiler,
Italia'da iklimin en ilimh oldugu bõlgeye. Güzel havanm ve
güne�in verdigi sükunetle inatlar1 yumu�ad1. Bunun yanmda
ekmegin, ktzarm1� etin ve lezzetli �arabm keyfiyle de rahatla­
malar1, Marius'a [onlara dogru] yakla�ma firsat1 verdi.
Cimbri, Teutoni ve Tigurini Sava/fan 117

Am a korku nedir bilmeyen b u adamlar kencliliklerinden 14


yakm1m1za geldiler ve bizim komutandan sava� için bir gün
belirlemesini istediler. O da ertesi günü õnerdi. Raudius adi
verilen düz geni� bir arazide kar�1 �iya geldiler. Onlardan
altm1� be� bin ki�i õlürken bizdeki kayip üç yüz askerden az
oldu. 1 Bu vah�ilerin katledilmesi gün boyu sürdü.
Marius tüm bu cesaretinin yanmda kurnazhk da sergiledi, 15
Hannibal'm ve onun Cannae'daki taktiklerinin izinden gitti.
Ôrnegin her �eyden õnce, sava� gününü tayin ederken, sabahm
sisli olacagm1 dikkate ald1 ve bu yolla dü�mam gerçekten gaftl
avladi. Aynca rüzgân da hesaba katt1 ve bu �ekilde dü�mamn
yüzü-gõzü kum esintilerine maruz kald1. Ve bir de birlikleri-
ni, doguya sirtlanm verecek �ekilde yerle�tirdi. Sava� sonras1
dü�man esirlerinin sõylediginden de anla�ild1g1 üzere, arkadan
gelen güne� 1�1gmm gümü� migferlerimizde yans1mas1yla kar�1
tarafm gõzleri ate�le kama�b âdeta.
Dü�man askerlerinin kadmlar1 da sava�çilikta onlardan 16
a�ag1 degildi. Gerek yük gerekse sava� arabalarmm üstünde ve
her iki yanmda, hem kargtlar firlatarak hem de baltalanm kul­
lanarak mücadele ediyorlard1.
Kad1nlarm sonu da yigitlikleri kadar gõsteri�li oldu. Mari- 17
us'a içlerinden temsilci gõndererek õzgürlüklerinin bagi�lan­
mas1 ve Vesta rahibesi yaptlmalar1 için ricada bulundular. Bu
dinen caiz olmad1gi için kabul edilmedi. Bunun üzerine, ço­
cuklarm1 ardi sira bogarak õldürdüler. Kendileri de, ya birbir­
lerini yaralayarak ya da saçlarmdan urgan yap1p bununla ken­
dilerini agaçlara asarak veya at arabalarmm boyunduruklarma
baglayarak hayatlarma son verdiler.
Ôn saflarda sava�an ve yorulmak bilmez biri olan kralla- 18
n Boiorix ise õldürülerek cezas1z biraktlmad1. Buraya akm
edenlerin üçüncüsü olan Tigurini kavmi ise Alpler bõlgesinde
1 Rakamlar son derece orantlSlZ gõrünmekle birlikte õzgün metinde
bõyle belirtilmektedir. ( "Inde mi/ia sexaginta quinque cecidere, hinc tre­
centis minus. )
"
1 1 8 Ktsa Roma Tarihi

Noricum adi verilen tepelere yedek güç olarak yerle�mi�tiler.


Bunlar farkh yõnlere kaçarak dagtld1lar ve [bu arada] yol kesip
haydutluk yaptiktan sonra da tamamen kayiplara kan�t1lar.
19 ltalia'nm dü�manlardan kurtartld1g1 ve õzgürlügünü geri
ald1g1, büyük bir sevinç ve bir o kadar da mutlulukla Roma
halkma ilân edildi. Fakat bu, ah�ild1k olundugu üzere, impa­
ratorun ulaklanyla yaptlmad1 bu kez. Bunun yerini -inanmas1
size kalm1�- tannlar ald1.
20 Nitekim sava�m kazamld1g1 gün, Pollux ve Castor'un tap1-
nag1 õnünde, ba�larma defne yapraklanndan taç giymi� olan
gençlerin praetora yaz1h bir haber ilettikleri gõrüldü. Aç1k hava
tiyatrosundaki seyirciler arasmda yay1lan bu duyum, Cimbri
kavminin yenildigine yoruldu ( . . . )1
21 "Ya�asm" diye sesler yükseldi. Bundan daha harika ve daha
mühim ne olabilirdi? Sanki Roma'mn tepelerine toplanm1�
olan halk yukanlardan bu sava�1 seyrediyor ve -t1pki bir glad­
yatõr gõsterisindeki gibi- dü�manlar diz çõkerken bu olanlan
alki�hyordu samrdm1z.

XXXIX. THRACIA SAVA�I

l. XXXIX . (111,4)
1 Macedonia sava�larmdan sonra bu kez, -tanrtlar bag1�lasm-,
bir zamanlar Macedonia'ya vergi õdemekle mükellef olan
Thracia kavimleri ayakland1. Sadece kom�u Thessalia ve Dal­
matia'nm topraklanm i�gal etmekle kalmay1p, Adriyatik De­
nizi'ne2 kadar ilerlediler. Burada yeryüzü ko�ullan araya girdi
ve dogal sm1rlarm õtesine geçemediler; bunun üzerine de el­
lerinde ne kadar m1zrak ve karg1 varsa hirsla denize firlatttlar.

1 Eserin burasmda çok ktsa bir bo�luk var.


2 Mare Adriaticum. (Lat.)
7hracia Savf1!t 1 1 9

Bu askeri sefer boyunca esirlere yapttklan kõtü muameleyle 2


vah�etin sergilenmedik türünü b1rakmachlar. Tannlara insan
kam sundular; insan kafataslanm bardak yap1p buradan içki
içtiler. Yakarak ve tütsüleyerek yapt1klar1 i�kencelerle õlümü
igrençle�tirdiler; gebe kadmlarm karmlanndaki bebekleri, ta­
mir aletleriyle sõküp ç1karchlar.
Tüm Thraciah topluluklar içinde en hirçmlan Scordisci 3
kavmiydi. Bunlann kaba gücüne �eytanca hileler de i�tirak edi­
yordu.
Orman ve daglardaki ya�ay1� tarzlar1 dogal karakterleriyle 4
uyu�uyordu. DolaylSlyla onlar tarafindan püskürtülüp kaçmak
zorunda kalabileceginiz gibi, Cato'nun komutasmdaki ordu­
nun ba�ma geldigi üzere tümüyle yolunuz kesilip ellerine de
dü�ebilirdiniz; bu da garip bir hadisedir.
Didius, bunlar1 dagm1k vaziyette ve keyfi biçimde yapt1klan 5
bir yagma s1rasmda bas1p, ait olduklan Thraciàya geri sürdü ve
Tuna nehrini geçmelerine mani oldu. Minucius, Meriç nehri1
havzasm1 tamamen talan etti. Ancak buz tutmu� bu nehri teh­
likeli biçimde at üstünde geçmeye kalkmca adamlarmm çogu­
nu kaybetti.
Volso, Rodop daglarma uzand1 ve Kafkasya'ya gõzünü çe- 6
virdi. Curio ise Dacia'ya degin ilerledi, ama buradaki geni�
ormanlann tekinsizliginden ürktü. Appius, Sarmatia halkmm
ya�ad1g1 topraklara eri�irken; Lucullus, oranm smm say1lan
Tanais nehri ve Maeotis gõlüne kadar gitti.
Kana susam1� bu kavimleri kendi bildikleri usullerle terbi- 7
ye etmekten ba�ka bir seçenek yoktu. Nitekim sava� esirlerine
ate� ve kihçla eziyet edildi. Bu vah�ilerin en çok korktugu ceza
ise, ellerinin kesilip o halleriyle birakilarak ya�amaya mecbur
edilmeleri oldu.

1 Hebrus. (Lat.)
120 Ktsa Roma Tarihi

XL. MITHRIDATES SAVA�I

1. XL. (111,5)
1 Pontus Denizi'nden1 dolayi bu isimle adlandmlm1� olan Pon­
tuslar, dogu yõnünde kuzeye yaytlm1� topluluklardir. Bu halkm
ve bõlgenin en eski krah Aeetes'ti. Daha sonra, Yedi Pers'in
soyundan Artabazes, 2 ondan sonra da tüm krallan içinde en
büyügü olan Mithridates geldi.
2 Nitekim [Romahlann] Pyrrhos'u devirmeleri sadece dõrt,
Hannibal'1 yenmeleri de on üç yil alm1�ken, Mithridates kirk
y1l boyunca yerinde saglam kald1. Ancak üç büyük sava�tan
sonra, birinde Sulla'nm iyi niyetine, digerinde Lucullus'un er­
demlerine, üçüncüsünde de Pompeius'un ihti�amma maglup
olarak gücünü tüketti.
3 Mithridates'in, legatus Cassius'un huzurunda sava� sebebi
olarak ortaya att1gi iddia, sm1rlarmm Bithynia Krah Nikome­
des tarafmdan ihlal edilmesiydi. Ama aslma bakihrsa bütün
Asia topraklar1 üzerinde emelleri olan ve hattâ gücü yettigi
takdirde Avrupa'ya da uzanma hevesiyle yamp tutu�an bir hü­
kümdard1.
4 Bizim yanh� i�lerimiz ona ümit ve güven vermekte, iç sa-
va�lardan dolay1 dikkatimiz me�gul iken ona imkân dogmak­
tayd1. Marius, Sulla ve Sertorius, uzak ülkelere imparatorlugun
zaafiyetini gõsteriyordu.
5 Tüm bu kan�1khgm ortasmda devlet, etki ve hücuma aç1k
hale gelmi�ken; bekledigi firsat1 yakalam1� gõrünen kral, yor­
gun ve zihnen dag1mk Romahlara kar�1 kuzeyin ücra kõ�esin­
den ani bir saldm ba�latt1.
6 Bu ilk akinla Bithynia hemen zaptedildi. Bunun üzerine,
Asia'da bize bagh kent ve halklar tela� ve heyecan içinde, hiç
vakit geçirmeksizin krala ba�kaldtrd1.

1 Karadeniz.
2 Artabazus olarak da geçer.
Mithridates Savfllt 121

Mithridates oralara da geldi, insanlar1 tehdit ve tedirgin etti, 7


ve bir meziyetmi�çesine �iddet uygulad1. Yayimlad1gi menfur
bir resmi bildiriyle Asia'da Roma vatanda�1 olan herkesin õl­
dürülmesini emretti. Yamsira evleri, kutsal mabetleri, amtlar1,
dünyevi ve ruhani tüm hak ve hukuku zedeledi.
Ôte yandan Asiàda yarattlgt bu panik, krala Avrupa'nm yo- 8
lunu da aç1yordu. Arkhelaos ve Neoptolemos komutasmda or­
dular gõndererek Kiklad adalarm1, Delos'u, Euboiày1 ve Gra­
ecia'nm onuru olan Atina'y1 denetim altma ald1; korkusuzca
bizim yamm1zda duran Rodos bunlara istisnayd1.
Kralm sebep oldugu korku bu arada Roma ve Italiàya dog- 9
ru yay1lmaya ba�lad1. Ülkenin en iyi komutam Sulla harekete
geçti ve denk bir sertlikle yigitçe çarp1�arak hasmm1 durdurdu.
Ílkin Atina kentini ku�att1 ve -inamhr gibi degil- tahilm 10
anavatam olan bu yerde halki aç birakarak insan eti yemek zo­
runda birakti. Sonrasmda, etrafi alt1 ya da daha fazia savunma
duvanyla çevrili olan Piraeus limamm y1kt1. 1 Dünyanm bu en
nankõr insanlarm1 dize getirdigi halde, kendi deyimiyle, õlü­
lerinin kutsiyetine ve kentlerinin �anma hürmet icab1 onlar1
bag1�lad1.
Bunun arkasmdan, kralm Euboia ve Boiotia'daki garnizon- 11
lanm sõküp dag1tti. Onun tüm birliklerini, biri Khaironeia'da
digeri de Orkhomenos'ta gerçekle�en iki muharebeyle bozgu-
na ugratt1; ve hiç zaman yitirmeden Asia'ya geçip bizzat kral1
da yendi. Eger Sulla, hizh bir zafer yerine tam bir zafer elde
etmeyi tercih etmi� olsayd1 sava� burada sona erecekti.
O ise baz1 ko�ullar ortaya sürerek ban� yapt1 ve neticede 12
Pontus Devleti ile antla�ma imzaland1. Nikomedes, kraldan
Bithynia'y1; Ariobarzanes Cappadocia'yi;2 biz de Asiàyi geri
ald1k. Her �ey ba�lang1çtaki gibi gõrünse de Mithridates yal-

1 Günümüzde Pire �ehri, Yunanistan.


2 Cappadocia (Lat.) : Antikçag'da dogusunda Armenia, bat1smda Gala­
tia ve Lykaonia, kuzeyinde Pontus ve güneyinde Cilicia ile çevrili ülke.
122 Kisa Roma Tarihi

mzca defedilmi�ti.1 Bu geli�meler Pontus Devleti'ni vazgeçir­


medi, bilakis daha da tahrik etti.
13 Nitekim Asia ve Avrupa hayalleriyle gõzü dõnmü� olan
kral bu topraklarda hak iddia edip, -ba�kasmdan gasp etme­
mi� de, kendine ait bir �eyi kaybetmi� gibi- sava�la geri almak
istiyordu.
14 Bõylece, tümden sõnmemi� bir ate�in inatla ve daha büyük
alevlerle canlanmas1 gibi, o da yeniden daha büyük bir orduyla,
daha dogrusu kralhgm elindeki tüm kuvvetle de�izden, kara­
dan ve nehirler üzerinden Asia'yi bir kez daha çignedi.
15 Kalesi, surlan, limam ve mermerden kuleleriyle seçkin bir
yer olan Kyzikos,2 Asia bõlgesinin ktyilanm süslüyordu. Kral
bu kente Roma'ya saldmr gibi topyekun saldird1.
16 Ama halktn direncini yüksek tutmak ve Lucullus'un gel-
mekte oldugunu haber vermek üzere bir ulak gõnderildi. Bu
gõrevli, uzaktan bir testere bal1gm1 and1ran �i�irilmi� bir deriy­
le suda yüzerek ve ayaklar1yla yõn vererek, dü�man gemilerinin
arasmdan geçmeyi ba�ard1 -sõylemesi bile heyecan verici.
17 Sonras1 kral için bir hezimet oldu. Bizim ku�atmam1z uza-
d1kça ktthk ortaya ç1kt1; ktthkla birlikte salgm hasta11k ba�
gõsterdi. Geri çekilen krahn pe�ine dü�en Lucullus, dü�man
orduya õyle büyük bir darbe vurdu ki Granikos3 ve Aisepos'un4
sular1 ktztla boyand1.
18 Bu kez kurnazhga ba�vuran Mithridates, Roma11lann aç-
gõzlülügünü iyi bilen biriydi. Kaçarken bir yandan da yollara
altm ve para saç1lmasm1 emretti, kovalayanlarm h1z1m kesmek
için. Denize ula�ttlarsa da buradaki �anslar1 karadaki kadar
yaver gitmedi. Zira tam donammh yüzden fazla say1da sava�
gemisiyle Karadeniz'de feci bir fir tmaya yakalandtlar ve filolan
büyük hasar gõ rdü.

1 Tehlike geçmemi�ti, anlammda .

2 �imdiki Erdek, Bahkesir.


3 Biga çayi.
4 Gõnen çay1.
Mithridates Sava11 123

Bu büyük bir kazayd1 ve sanki bir deniz sava�mdan ç1km1� 19


gibi oldular. Ancak õyle bir sonuç dogurdu ki herkes, Lucul­
lus'un deniz tanns1yla bir akit yaparak kralm mahvolmas1 için
onu dalgalara ve rüzgârlara havale ettigini dü�ündü.1
Kralm bütün kuvvetleri tamamen peri�an olduysa da bu he- 20
zimetler onun moralini bozmad1.
Gõzünü kom�u halklara çeviren kral, bunun sonucunda 21
dogusundaki ve kuzeyindeki hemen tüm ülkeleri kendi çõkü­
�üne dâhil etti. Hiberus,2 Caspius3 ve Albanus4 kavimleri ile
Armenia Kralhg1 bu dogrultuda ki�kirt1ld1. Ama tüm bunlar
kar�1smda Kader Tannças1, Pompeius için onur, �an ve parlak
unvan arayi�mdayd1.
Yeni hareketlenmelerle Asia' nm alevlendigini ve diger 22
krallann da birbiri ardma ortaya ç1kt1gm1 fark eden Pompeius
daha fazia beklememesi gerektigine karar vererek, bu ülkelerin
kendi aralarmda güçlerini birle�tirmelerine firsat tammadan,
derhal bir duba kõprüyle herkesten õnce Firat nehrini bir kiy1-
smdan digerine geçti. Kaçan kral1 Armeniànm içlerine dogru
takip ederek tek bir muharebeyle -baht1 aç1k adam- derdest
etti.
Bu çarp1�ma gece oldu ve Ay dogmu�tu. Sanki bizimle bir- 23
likte sava�an Ay Tannças15dü�man ordusunun arkasmdan, yü­
zünü Romahlara çevirerek kendini gõsterdi. Kralm askerleri,
normalden daha uzun dü�en kendi gõlgelerine aldamp bunlan
canh insan zannederek hücum ediyorlard1. 6

1 Lucullus'un hakh zaferi ba�kalanmn gõzünde tannlara yoruldu.

2 �imdiki Gürcistan tarafl.armda ya�am1� olan bir halk. Buras1 Kafkas


Íberyas1 olarak bilinir. Íber yar1madas1 (Íspanya) ile kari�tmlmamal1.
3 Hazar denizi bõlgesinde ya�am1� olan bir halk.
4 �imdiki Dag1stan tarafl.armda ya�am1� olan bir halk. Buras1 Kafkasya
Albanias1 olarak bilinir. Illyria (ya da Arnavutluk) ile kan�tirmamali.
5 Luna (Lat.)

" Gõlgeleriyle sava�1yorlard1.


124 Kisa Roma Tarihi

24 O gece Mithridates nihai yenilgisini aldt. Gücünü bir daha


toplayamadt. Buna ragmen, kafas1 ezilmi� bir ytlanm kuyrugu­
nun hâlâ oynamas1 gibi, sonuna degin tehditlerini sürdürdü.
25 Nitekim Kolkhis'e1 kaçttgi srralar bir plan dü�ündü. Buna
gõre Bosporus'un2 iki yakasm1 birle�tirecek ve buradan kar�1ya
geçip Thracia'ya, Macedonia'ya ve Graecia'ya ula�acak; daha
sonra da ltalia'yi i�gal edecekti. Sadece hayal etmekle kald1.
26 Ama halkt tarafindan terk edilmesi ve oglu Pharnakes'in
ihaneti yüzünden õnce zehirle hayatma son vermeye kalkt�t1;
olmayinca ktllClyla intihar etti.
27 Bu arada Gnaeus Pompeius Magnus, Asia'daki diger is-
yanc1lan da hedef alarak birçok farkh ülke ve millet arasmda
ko�turuyordu. Doguya dogru Armenia'ya yapt1g1 bir akmda
ba�kentleri olan Artaksata'yi3 zaptetti. Af dilegi kabul edilen
Tigranes'in kralhgi devam etti.
28 T1pki ytldtzlara gõre yõn tayin eden denizciler gibi, o da
ytld1zlara4 bakarak Scythia'ya dogru seferini sürdürdü. Orada
Kolkhisleri yendi, Hiberuslar1 [yendi ve] bagi�lad1, Albanusla­
ra dokunmadt. Ordugâhm1 Kafkaslarm eteklerine kurduktan
sonra Albanus krah Otodes'in düzlüklere inmesini, Hiberusla­
n yõneten Arthokes'in ise çocuklanm rehine olarak vermesini
buyurdu. Kendisine bir altm yatak ve gõnlünden kopan ba�ka
diger hediyeler gõnderen Orodes'i mükâfatlandirdt.
29 Daha sonra ordusuyla güneye yõnelip Syria topraklarmda-
ki Libanus'a ula�t1 ve Damascus'u da a�arak Roma sancagim
mis kokulu korular ve buhur ve reçine kokulu agaçlar boyunca
ta�1d1.

1 Kafkasya Bõlgesi.
2 Bosporus (Lat.): istanbul Bogazi. Kimi Latince kaynaklarda Bospho­
rus ve nadiren Bosforus olarak yazild1g1 da gõrülür. Florus, Bosporus
olarak kullamyor.
3 Arta�at, Ermenistan.
4 Metinde Septentrio olarak geçen Büyük Ayi ve Küçük Ayi ytld1z kü­
mesi.
Deniz Korsanlanyla Savllj 125

�tla�ngi Arap topluluklarm, onun emrettigi her �eyi 30


yapmaya haz1r olduklanm gõrdü. Hierosolyma'ya1 geldiginde
Judaea hallo burayi savunmaya çah�t1. Bu dindar toplumun �u
gõrkemli ve saklt yerinin gõzlerinin õnüne serildigine tamk
oldu ve buraya girdi: yeryüzü cennetinin altinda altJ.n gibi par­
layan bir asma bahçesi. Kralhk kavgas1 yapan iki erkek karde�
arasmda hakem tayin edildiginde, Hyrcanus lehine karar verdi.
Íktidarm1 yeniden kurmaya ugra�tigi için Aristobolus'u2 hapse
atti.
Bõylece Pompeius'un õnderliginde Romaltlar tüm Asia 3 1
bõlgesine geni� biçimde yaytld1. Ímparatorlugun e n uzagmda-
ki bu topraklar ülkenin ortas1 saythrd1 art1k. Bizimle bir ant­
la�maya varan Parthlar ve bizi henüz hiç tammayan Indus'lar
istisna tutuldugu takdirde; Pompeius'un ordusuyla boyun eg­
dirip sayg1 uyand1rd1g1, Ktztldeniz3 ile Hazar Denizi arasmda-
ki tüm Asia'ya ve [b anda] Atlas okyanusuna kadar uzanan her
yere hükmediyorduk art1k.

XLI. DENiZ KORSANLARIYLA SAVA�

I. XLI. (111,6)
Romaltlar dünyanm degi�ik ülkeleriyle me�gul iken Cilicialtlar 1
denizlere inip ticareti engellemeye, be�eri antla�malar1 tehdit
etmeye ba�lam1�lard1. Denizdeki kas1rgalara benzeyen bu dü�­
manca hareketlerle hayat alabora oluyordu.
Mithridates'in sebep oldugu sava�larla düzeni bozulmu� 2
olan Asia'daki rahats1z ortam, bir kenarda bekleyen gõzükara
haydutlara cesaret veriyordu. Ba�kalarmm yapt1g1 bir sava�m

1 Hierusalem (Lat.) olarak da geçer. Günümüzde Kudüs kenti.

2 Aristobulus olarak da geçer.


3 Rubrum Mare. (Lat.)
126 Kisa Roma Tarihi

yaratt1gi çalkant1yi ve yabanc1 bir krala duyduklan hasedi firsat


bilip korsanhk yap1yorlardi.
3 Ilk olarak lsidoros'un1 eleba�iliginda yakm mesafedeki Gi-
rit ile, Kyrene ve Akhaia arasm1, ve Malea burnu taraflanm,
denizdeki sm1rlan olarak belirlediler; yagmalad1klan mallar
içinde çok olmas1 dolayis1yla burayi "altm deniz" diye adlan­
dird1lar.
4 Onlarm kar�1sma Publius Servilius gõnderildi. Agir muha-
rip gemileriyle, hafif ve çevik korsan kad1rgalanm2 dag1tmayi
ba�ard1; gene de zafer kan dõkmeden kazamlmad1.
5 Onlan denizlerden sürüp uzakla�tirm1� olmayi yeterli gõr-
meyen Publius Servilius, õnemli kentlerini de ala�ag1 etti. Za­
man içinde zengin ganimetlerini istif etmi� olduklan Phaselis, 3
Olympos, ve -Cilicia'nm saglam kalesi olarak bilinen- Isauria
bu yerler arasmdayd1. Bu büyük çabasmm kendi de farkmda
olarak Isauricus s1fatiyla amlmaktan memnuniyet duydu.
6 Ugrad1klan tüm bu yenilgilere kar�m korsanlar karaya
mahkum olmaya niyetli degildiler. Nitekim dogalan itibany­
la hem suda hem de karada ya�ayabilen kimi hayvanlar gibi,
dü�man buradan çekilir çekilmez karada kalmaya daha fazia
sabredemeden, çok sevdikleri denizlerine geri dõndüler. Eski­
sinden biraz daha geni� bir alana yay1larak Sicilya sahillerine
ve bizim Campania'ya ani akmlarla korku salmak istediler.
7 Pompeius, Cilicia'nm fethedilmeye deger bir bõlge oldugu
kanaatine vard1 ve Mithridates'e bagh olan bu eyalete saldm
düzenledi. Tüm denizlere yay1lan korsanhk musibetini tama­
men yok etmeyi hedefleyerek neredeyse insanüstü haz1rhklarla
ataga kalkt1.
8 Kendi donanmasm1, müttefik Rodos'un filosuyla büyüterek
ve çok sayida komutan ve komutan yard1mcmyla takviye ede-

1 Isodoros olarak da geçer.


2 Myoparo (Lat.) : Yelkenli korsan gemisi; gulet.
3 Tekirova, Antalya.
Deniz Korsanlanyla Sava1 127

rek Karadeniz ile Atlas Okyanusu'nun bogaz giri�leri arasma


bir ag õrdü.
Etruria kiyilan için Gellius; Sicilya kiyilar1 için Plotius va- 9
zifelendirildi. Liguria kõrfezini Atilius; Gallia kõrfezini1 de
Pomponius ku�att1. Torquatus, i ber denizini; Tiberius Nero ise
Akdeniz'e2 girilen ilk kap1 olan Gades kõrfezini tuttu.
Lentulus Marcellinus, Libya ve Aegyptus3 sahillerini; Pom- 10
peius'un ogullan Adriyatik denizini; Terentius Varro, Ege4 ve
lonia5 denizlerini; Metellus, Pamphylia denizini; Caepio ise
Asia denizini6 denetimlerine ahrken; Porcius Cato, Marmara
denizini7 -giri�lerine gemiler y1garak- kap1 gibi kilitledi.
Bõylece her bir liman, kõrfez, s1gmak, koy, burun, kistak 11
ve yanmada boyunca korsanvari her bir faaliyetin izi sürülerek
õnü kesildi.
Pompeius'un kendisi de bu sava�m kaynag1 olan Cilicia'ya 12
gitti. Buradaki dü�manlan ise sava�tan kaçmmad1.
Onlarm hli cesareti õzgüvenden ziyade ba�ka çareleri kal- 13
mad1gmdand1 bir ihtimal. Ve nitekim ilk at1�lar1 gõgüslemenin
d1�mda bir �ey yapamadtlar. Çok geçmeden her yõnden ge­
milerle çevrildiklerini anlad1klarmda kargtlanm ve küreklerini
b1rakip hep birlikte e1 ç1rpmaya ba�ladtlar. Sava�1 birakt1klar1-
nm i�aretiydi ve ya�amak istiyorlard1.
�imdiye dek kan dõkmeden kazand1g1m1z bõyle bir zafer 14
olmam1�t1 hiç. Sonrasmda bõyle boyun egen bir halk da kar�1-
m1za ç1kmad1 hiç. Ah�ilmad1k bir baki� açlSlyla Pompeius, bu
sahil halkim bulunduklan yerden ahp denizden içeri bõlgelere

1 Günümüzde Lyon Kõrfezi.


2 Florus burada Akdeniz'den mare nostrum (bizim deniz) diye bahsedi­
yor.
3 Günümüzde M1S1r [Devleti] .

4 Mare Aegaeum. (Lat.)


5 Adalar denizi olarak da geçer.

6 Mare Asiaticum. (Lat.)

7 Propontis. (Lat.)
128 Kisa Roma Tarihi

yerle�tirdi. Bõylece içerdeki topraklarm [tar1mla] i�lenmesi­


ni bir halo.ma zorunlu kild1. Topraklar1 oranm kendi halkina
emanet ederken, aym zamanda denizin ticarete tekrar açtlma­
sm1 saglad1.
15 Bu zaferin en çok takdir edilmesi gereken yam nedir? Ça-
buklugu mu? Zira tüm bunlar [ sadece] kirk gün içinde meyda­
na geldi. Güzel talihi mi? Zira tek bir gemi bile kaybetmediler.
Yoksa ba�ans1 mi? Zira oradan bir daha hiç korsan ç1kmad1.

XLII. GiRiT SAVASI

I. XLII. (III,7)
1 Girit Sava�1, i�in aslma bakarsak sirf bu seçkin adanm fethe­
dilmesi arzusuyla yap1ld1; Mithridates'in yanmda yer alm1� ol­
malan da i�in bahanesi oldu.
2 Adaya ilk olarak büyük bir ümitle ve kendinden emin bi-
çimde Marcus Antonius1 saldirdi. Hattâ õyle ki gemilerinde
silahtan çok zincir ve prangalar ta�1yordu.
3 Ama bu �uursuzlugunun cezasm1 çekmek zorunda kald1.
Çünkü gemilerinin çogunun õnü kesildi. Dü�man ordusu, ya­
kalad1g1 Romal1 esirleri yelken direklerine baglay1p sonra da
palamarlarla sallandird1. Ve bu �ekilde Giritliler bir zafer hava­
s1yla pupa yelken evlerine kürek çekerek dõndüler.
4 Buraya daha sonra Metellus geldi. Ate�le ve kihçla, kent-
leri ve tahkimatlan yakt1 y1kti. Bu kentler arasmda Knossos,
Eleutherna ve -Greklerin tabiriyle- kentlerin anas1 say1lan
Kydonia vard1.
5 Metellus'un esir alirken ba�vurdugu yollar õyle sertti ki bu
insanlarm ekseriyeti kendini zehirle õldürmeyi yegledi; kalan­
lar ise giyaben Pompeius' a teslim olmak istediklerini bildirdiler.

1 II Triumvirl.igin bir parças1 olan ünlü Marcus Antonius ile kan�tml­


mamah.
Balear SavQ/t 129

6.0 sirada Asia seferiyle me�gul olan Pompeius, yetlci alam


d1�mdaki Girit'e praefectus olarak Antonius'u gõnderdiyse de
bu hükümsüz bir giri�im olarak kaldi. Metellus bõylece zaferin
kendisine tamd1g1 haklar1 dü�manlar1 aleyhine daha sald1rgan
biçimde uygulad1. Kydoniah komutanlar olan Lasthenes ve
Panares'i yenip muzaffer olarak ülkesine dõndü. Adi kõtüye
ç1km1� olan bu zaferden geriye kendisine sadece Creticus1 la­
kab1 kald1.

XLIII. BALEAR SAVA�I

I. JCLIII. (III,8)
Metellus Macedonicus'un sülalesinin, yapt1klan muharebeler- 1
le baz1 s1fatlar almaya a11�1k olduklarm1 biliyoruz; ogullarmdan
birinin ald1g1 Creticus unvamm takiben kisa bir zaman sonra
bu kez bir digeri Balearicus olarak amlmaya ba�landi.
Balear adalarmda ya�ayan halk, o dõnem korsanhk ah�kan- 2-3
hklar1yla etraftaki denizlerde rahats1zhk yarat1yorlard1. Bu or­
man adamlarmm sarp kayahklardan denize bakmaya cesaret
etmeleri bile insam �a�1rtacakken bunlar derme-çatma tekne­
leriyle denize inip kiy1ya yakm seyreden gemileri beklenmedik
akinlarla tehdit ediyorlard1.
Adaya dogru yakla�an bir Roma filosunu yukandan gõzet- 4
ledikleri bir gün, bunun kendilerine uygun bir av oldugunu
sanarak saldirma cüretinde bulundular. ilk mertebede Roma
gemilerini ta� ve kaya yagmuruna tuttular.
Üç tane mancm1kla ati� yap1yorlard1. Bunun ellerindeki tek 5
tür silah oldugunu ve daha küçük ya�lardan itibaren tek eg­
lencelerinin bu oldugunu dü�ündügümüzde at1�larm isabetine
hayret etmemek laz1m gelir. Bir çocuk, annesinden yiyecek en

1 Giritli.
130 Ktsa Roma Tarihi

ufak bir �ey alamazcL. eger onun gõsterdigi bir hedefi vura­
mazsa.
6 Fakat bu ta� saganagmm Romahlarda yaratt1gi panik lusa
sürdü. i � gõgüs gõgüse çarp1�maya geldiginde ve pruvalardan
at1lan kargtlan deneyimlediklerinde hayvan sürüsü gibi bag1-
rarak sindiler ve sahile dogru kaç1�ttlar. Civar tepelere dagtltp
çõzüldüler ve bizim bu i�i bitirmemiz için av sürmemiz gerekti.

XLIV. KIBRIS SEFERi

I. XLIV. (III,9)
1 [Akdeniz'deki] adalar teker teker aym kaderi payla�1yordu. Ni­
tekim K.ibns da sava�tlmadan almd1.
2 Büyük bir tarihi zenginligi olan ada bu õzelligiyle Tannça
Venus'a adanm1�tl ve Kral Ptolemaios tarafmdan yõnetilmek­
teydi.
3 Zenginliklerinin ünü -bu bo� yere sõylenmemi�tir- õyle
yay1lm1�tl ki tüm milletlerin fatihi olan ve kralhklar hediye et­
meye ah�an Roma Devleti, halk tribunusu Publius Clodius'un
õnerisiyle, müttefikimiz ve halen ya�ayan bu kralm mülkünün
müsadere edilmesini buyurdu.
4 Bu kararm duyumlarm1 her nas1lsa alm1� olan Ptolemaios
kurtulu�unu kendini zehirleyerek õldürmekte buldu.
5 Sonrasmda Porcius Cato, h1zh kadirgalar vas1tas1yla K.ib-
ns'm servetini Tiber nehrinin agzmdaki limana ta�1d1. Bu ser­
vet ve paralar, Roma Devleti' nin hazinesini, �imdiye dek yap1l­
m1� herhangi bir fetihten daha fazia doldurdu.
Gal/ia Savajt 131

XLV. GALLIA SAVA�I

1. XLV. (III,10)
Pompeius, kuvvetleriyle Asiàyi kontrol altma aldtktan sonra, 1
Avrupa'da yatan zenginlikler için talih bu kez Caesar' a dõndü.
Ama Avrupàda onu bekleyenler, insan 1rkmm en azmam 2
olan G alliah ve Germaniah kavimlerle, bizden neredeyse bir
dünya uzakhkta olan -ama fethetmeye istekli oldugumuz­
Britannuslard1. Gallia'daki rahats1zhklar1 ilk olarak Helvetia­
War ba�latt1. Rhone1 ile Ren2 nehirleri arasmda yerle�ik bu ka­
vim, ya�ad1klan topraklarm yeterli olmad1gm1 sõyleyerek yeni
yerler istedi, ve geri dõnmeyeceklerinin bir yemini olarak da
kentlerini ate�e verdi.
Caesar bunu degerlendirmek üzere onlardan zaman istedi, 3
fakat bu arada aynlmalanm õnlemek için Rhone'daki kõprüyü
y1kti. Ve derhal, t1pki bir çobanm sürüsünü agila çektigi gibi,
bu kavgac1 ulusu tekrar meskenlerine geri sürdü.
Bunu, Belgae kavmiyle yaptlan ve gayesi bag1ms1zhk oldu- 4
gu için çok daha kanh geçen sava� izledi. Roma kuvvetlerinin
buradaki birçok ba�ar1 õyküsünün yanmda; bizzat generalin,
ordusu tam sendeledigi s1rada, firar eden bir dü�man askerinin
kalkamm kap1p çarp1�mamn õn safl.arma süzülerek gelmesi ve
bu gayretiyle birliklerini tekrar düzene sokmas1 anlatihr.
Bunun arkasmdan da Veneti kavmiyle yaptlan deniz sava- 5
�i geldi. Gerçi bu, dü�man donanmas1yla yap1lan bir sava�tan
ziyade denizin kendisiyle yap1lan bir mücadeleydi. Hakikaten
de Veneti gemileri biçimsiz ve hantald1, gemilerimizin pruva­
lar1yla temas etmelerinden sonra enkaz haline geldiler. Ama
diger yandan denizin s1gla�mas1 çabamlZl sürekli zorla�tird1;
okyanusun gelgitleri yüzünden deniz âdeta sava�a müdahil
oluyordu.

1 Rhodanus. (Lat.)
2 Rhenus. (Lat.)
132 Ktsa Roma Tarihi

6 Ülkelerin ve yerli halklarm õzelliklerine gõre sava�lar da


farkhhk gõsteriyordu. Kurnaz insanlar olan Aquitani hallo
magaralara kapandtlar. Orada ahkonmalar1 emredildi. Morini
kavmi ormanhk alanlara sakland1. Agaçlann yaktlmas1 emre­
dildi. Galliahlann sadece ilkel insanlar oldugunu sõylemeyin
sakm; aktllan �eytanhga da eriyor.
7 Indutiomarus, Treveri kavmini ki�kirtt1; Ambiorix ise
Eburones kavmini. Caesar'm yoklugunda bu iki kral aralarmda
anla�ti ve buradaki Romah legatuslara saldirdtlar.
8 Indutiomarus, Dolabella tarafindan güçlü biçimde savu�-
turuldu ve bu ç1ki�1m kellesiyle õdedi. Digeri, yani Ambiorix
ise bir vadide kurdugu pusuyla cesaretimizi sarsti; daha sonra
da ordugâh1m1z tahrip edildi. Orada legatuslanmiz olan Au­
runculeius Cotta ve Titurius Sabinus'u yitirdik. Ren nehri bo­
yunca arkasma bakmadan kaçan kraldan õç almak için acele
edilmedi.
9 Tüm bu olanlardan sonra Ren bõlgesi sava�m di�mda kala-
mazd1. Dü�mamm1z1 kabul ve himaye eden bir ülkeyi cezas1z
birakmak uygun degildi.
10 Germania kavimleriyle ilk çarp1�ma son derece hakl1 se-
beplerle oldu, çünkü Haedui kavmi onlarm sm1r baskinlarm­
dan �ikâyetçiydi.
11 Kral Ariovistus ne kadar da kibirli bir adamd1! Elçilerimiz
ona, "gidip Caesar'1 gõrmesini" sõylediginde "Caesar da kim­
mi�? Çok istiyorsa o gelsin," cevabm1 vermi�ti ve devam etmi�­
ti, "Germania'da ne yapt1g1m1zdan ona ne? Ben de Romahlarm
i�lerine mi kan�ay1m?"
12 Bu ilginç millete kar�1 duyulan tedirginlik bizim ki�lalar-
da õyle büyüdü ki baz1 komutanlar vasiyetlerini bile yazmaya
ba�ladtlar. Ama �u da var ki; bu adamlarm cüsseleri ne kadar
geni�se, o kadar çok kiliç ve diger silahlara maruz kald1lar.
13 Askerlerimizin cenk h1rsm1 tasvir edebilmek için �unu sõy-
leyeyim; barbarlar ba�lannm üstüne kalkanlanm õrterek kap-
Gal/ia Savlljt 133

lumbaga düzenine1 geçtilderinde Romahlar bu kalkandan per­


denin üstüne ziphyor ve kihçlar1yla dü�manlarmm ümüklerine
çõküyorlard1.
Germania halkma dair bir diger yakmma bu kez Tencteri 14
kavminden geldi. Bunun üzerine Caesar dubalardan bir kõp­
rüyle Mosella nehrini a�t1 ve oradan da Ren'e ula�t1. Hercy-
nia ormanmda has1mlarm1 aramaya giri�ti. Ancak bu halk s1k
agaçlar, dar dereler ve batakhklar arasmda izlerini kaybettirdi-
ler. Ne zaman ki Romahlar nehir kiytlarmda belirdi, o tarafta
da korku ba�lad1.
Ren Nehri bir degil, bir kaç kez geçildi. Nehir üstüne kuru- 15
lan kõprüyü gõrenlerin �a�kinhg1 daha da büyüdü. Aslmda bu
kõprüyle, biricik nehirlerinin âdeta boyunduruga vuruldugunu
hissettiler. Bu durumda çareyi yeniden ormanhk ve batak11k
arazilere kaçmakta buldular. Ortada sava�acak bir dü�manm
kalmay1�1 Caesar'm epey camm s1kti.
Denizde ve karada her yere nüfuz ettikten sonra gõzünü bu 1 6
kez okyanusa dikti. Bu kita Romahlara kâfi gelmiyormu� gibi
yenisini dü�ündü etti. Bu gaye ile bir donanma haz1r ederek
�a�1lacak bir h1zla Britannia'ya geçti. Nitekim Morini halkinm
ya�ad1g1 limandan üçüncü vigiliada2 denize açtld1lar ve õgle­
den õnce Adaya ayak bastilar.
indikleri kiyida büyük bir karga�a koptu. Gõzlerinin õnün- 1 7
de çift tekerlekli sava� arabalan oradan oraya ko�tururken ilk
kez gõrdükleri bu tuhaf �eyler kar�1smda ürperdiler. Onlarm bu
korkusu zafere bedeldi. Halkin paniginden faydalanarak hem
esir hem de silahlar ele geçiren Caesar daha da ileri gidebilirdi,
eger Okyanus3 bu cüretkâr filoyu batirarak cezaland1rmasayd1.

1 Testudo (Lat.) : Ku�atma yapan askerlerin saldmya geçerken kalkan vb

gibi silahlarla ba�lannm üstünde yapt1klan koruma.


2 Romaltlarm geceyi dõrde bõlmek suretiyle kulland1klan bir zaman õl­

çüsü.
·1 Burada Man� denizi kastediliyor.
134 Kisa Roma Tarihi

18 Bu yüzden Gallia'ya geri dõnen Caesar daha fazla gemi ve


askeri malzemeyle, tekrar okyanusa ve gene Britannia hedefiy­
le ç1ktt. Caledonia ormanma kadar Britannicus'lar1 kovalayan
Caesar, ismi Casuellanus olan bir krah da yakalayip esir etti.
19 Bu ba�artlar1 yeterli bulan Caesar -zira bu askeri yolculu-
gu imparatorluga yeni bir eyalet kazandirma degil kendi ünü
için yapm1�t1- ilkinden daha zengin bir ganimetle geri dõndü.
Okyanus sularmm bu kez daha sakin ve elveri�li olmas1, onun
Caesar'a sõz geçiremeyeceginin kabulü gibiydi.
20 [Roma kar�1t1] Gallia11 ittifaklarm sonuncusu ve en güçlü-
sü, Arverni ile Bituriges ve aym �ekilde Carnuntes1 ile Sequani
kavimleri arasmdakine benzer �ekilde kuruldu.
21 Bunlan yüreklendiren ki�i Vercingetorix idi. Dev bedeni,
silahlara hâkimiyeti ve mizac1yla ve hattâ ismiyle dahi korku
çagn�t1ran bu lider; festivallerde, kutsal koruluklarda ya da
halkm topland1g1 diger kalabahk yerlerde, geçmi�ten gelen ba­
g1ms1zhk haklanm õfkeli bir retorikle dile getiriyordu.
22 O siralarda Caesar, Ravennàda orduya asker toplamak-
la me�guldü ve Alp Daglan karla õrtülüyordu. Buna bakarak
[Gallialtlar] , geçi� güzergâhmm kapand1gm1 dü�ünüyorlard1.
Fakat Caesar olaylarm haberini ald1gmda, talihini zorlamakla
iyi de ederek, �imdiye dek hiç denenmemi� tepeleri, ad1m attl­
mam1� patikalar1 ve çignenmemi� karlan a�arak, hafif silahh
birliklerini Galliàya ta�1d1. Uzak karakollarda konu�lanm1�
ki� birliklerini de yanma toplad1 ve etrafi ürkütmeksizin Gal­
liànm ortalanna vard1.
23 Roma ordusu dü�manm õnemli kentlerine sald1rd1. Dü�-
man, Avaricum'u kirk bin, Alesia'y1 iki yüz elli bin askerle sa­
vunmasma kar�m, Caesar buralan yakarak yerle bir etti.
24 Çarp1�malar Arverni kavminin ba�kenti olan Gergovia
etrafinda yogunla�t1. Esasen buras1, içinde seksen bin asker

1 Carnutes olarak da geçer.


Parth Devleti ile SavfZf 135

bulunan, bir kent duvan ve kalesi olan, dik nehir yataklanyla


korunan güçlü bir kentti.
Caesar, kentin çevresine çit ve kaz1klarla birlikte bir de ka- 25
nal kazdird1; bununla nehirden su çekmeyi planhyordu. Aynca
on sekiz tane yüksek kule ve kum torbalar1yla bir büyük istih­
kam siperi haz1rlatt1. Kenti õnce açhkla yola getirmeye çal1�t1.
Bunun üstüne kentten ani bir kar�1 saldmyla ç1kmaya çah�an
Galliahlar1 çit ve kaz1klarla yapm1� oldugu savunma duvanyla
etkisizle�tirdi ve en sonunda teslim olmaya mecbur etti.
Dü�man kral, bizzat Caesar'm ordugâhma kadar gelerek 26
onu bu büyük zaferinden õtürü tebrik etti ve aman diledi. Hem
atm1 ve süslü ko�um taktmlarm1 hem de silahlarm1 õnünde diz
çekerek Caesar'a uzatt1. ''AI bunlar senindir art1k! Komutanla-
rm en yigidi bir diger yigidi yendi," dedi.

XLVI. PARTH DEVLETi iLE SAVA�

I. XLVI. (III,11)
Romahlar kuzeyde Caesar vas1tas1yla Galliahlarla sava� tutar- 1
ken, o arada doguda Parth Devleti' nden agir bir darbe aldtlar.
�anss1zhktan yaktnmam1z mümkün degil, çünkü bu yenilginin
hiçbir avuntusu olamaz.
Konsül Crassus'un açgõzlülügü hem insanlan hem de tan- 2
rtlan bize dü�man etti. Parth ülkesinin altmlarma g1pta eden
konsülün bu al1khg1 on bir Roma legiosunun ktnm1yla birlikte
kendi kellesine mâl oldu.
O dõnem halk tribunusu olan Metellus, ordunun ba�mda 3
Roma'dan aynlan Crassus'a bu ugursuz dü�manhgmdan do­
layi çok ktzm1�tl. Zeugma'yi geçtikten sonra, Firat nehrindeki
ani anaforlar yüzünden ordunun sava� sancaklar1 ve diger tüm
sembolleri nehire gõmüldü. 1
1 Kõtü emareler.
136 Ktsa Roma Tarihi

4 Nicephorium taraflannda ordugâhm1 kurdugu sirada Kral


Orodes'ten elçiler haber getirdi. Pompeius ve Sulla ile daha
õnce imzalanm1� olan antla�malar1 Crassus'a hat1rlatttlar.
5 Krahn hazinesindeki altmlara imrenen Crassus, hakh ola-
bilecegi tek bir �ey bile sõylemeksizin, "bunlarm cevabm1 Se­
leukeiàda verecegim," dedi.
6 Antla�malara uymayanlar1 cezaland1ran tannlar ise dü�ma-
nm tuzaklarma ve cesaretine ses ç1karmad1lar. ilkin, Firat ki­
ytlarmdaki kamp yerini Mazaras isimli ve kendine kaçak süsü
vermi� bir Syriahnm aklma uyarak degi�tiren Crassus, bõylece
yiyecek ve levaz1matm1 ta�1yabildigi ve üstelik arkasm1 da sag­
lama alabildigi yegâne mevkiyi kaybetmi� oldu.
7 Daha sonra gene aym adamm kilavuzlugu ile ordu kafile-
sini uçsuz bucaks1z bir ovanm ortasma kat ettirdi ve her bir
yõnden saldmya aç1k hale geldik.
8 Crassus güç bela Carrhae'a1 varm1�t1 ki kralm generalleri
olan Silaces ve Surenas, altm iplikten yap1lm1� bayraklanm ve
ipekten fl.amalanm dalgalandirarak ortaya ç1kiverdiler. Dü�­
man süvarileri vakit geçirmeksizin etrafi tamamen ku�att1 ve
âdeta bir yagmur ya da dolu yagarm1�çasma karg1 ve oklarm1
bizimkilerin üstüne boca etti. Bõylece Roma ordusu sefil bi­
çimde imha oldu.
9 Ban� gõrü�meleri için ikna edilen Crassus verilecek bir i�a-
retle dü�manm eline canl1 dü�ecekti. Fakat komutan yard1mc1-
lan konsülün bu toplant1ya gitmesine kar�1 ç1kt1lar; ve Crassus
kaçmaya karar verdi. Ancak barbarlarm kihçlan onu engelledi.
[Kesilen] kafasmm getirili�i dü�mana bir eglence vesilesi oldu.
10 Konsülün oglu o arada babasmm gõzü õnünde m1zraklarla
delik de�ik oldu. Bahts1z ordunun geri kalam, kaç1�larmm on­
lar1 gõtürdügü yerlere kadar gitti; kimisi Armenia'ya, kimi Ci­
licia'ya, kimi de Syria'ya dag1ld1 ve felaketin haberi [Roma'ya]
güç bela yeti�tirildi. Crassus'un kesik ba�1 ve sag eli, güle oy-

1 Harran Ovas1, Urfa.


Gene/ Tekrar 13 7

naya krala takdim edildi. Buna müstahak olmad1gm1 sõyleye­


meyiz. Agzmdan içeriye s1vi halde altm dõktüler. Bõylece ruhu
altm ate�iyle yamp tutu�an bir adamm õlü ve kat1la�m1� bedeni
de altmla daglanm1� oldu.

XLVII. GENEL TEKRAR

1. XLVII. (III,12)
Roma Devleti'nin üçüncü evresinde, deniza�m ülkelerde ge- 1
çen olaylar bunlardir. Italia'dan cesurca d1�an aç1ld1ktan sonra
ordulanyla tüm dünyay1 çevrelediler.
Bu üçüncü evre, ilk yüzy1h itibanyla daha vakur ve dine say- 2
glliyd1 ve daha õnce de belirttigimiz üzere, bu bir altm çagd1; 1
utanç verici ya da iffetsizce yap1lan hiçbir �ey yoktu. K.ir ve
çoban hayatmm saf ve masum karakteri buraya degin bozul­
madan gelmi�ti.
Gene bu zaman zarfinda, dü�mamm1z Kartacahlara duy­
dugumuz korku, geleneksel disiplinimizi korumamlZl sagladi.
Bunu takip eden diger yüz ytlhk süre ise; Kartaca, Korint- 3
hos ve Numantia'nm y1klli�lanyla ve Kral Attalos'un Asia eya­
letini bize miras b1rakmas1yla ba�layan ve Caesar'a, Pompei­
us' a ve adma Augustus Çag1 dedigimiz dõneme kadar uzanan
bõlümdür. Sava�lardaki olaganüstü ba�ar1m1z bizi yüceltirken,
iç kavgalanm1zm peri�anhg1 da bir o kadar yüzümüzü kizart­
mal1dir.
Ba�ka bir deyi�le, bereketli ve zengin bõlgeler olan Gallia, 4
Thracia, Cilicia ve Cappadocia'nm ve bunlarla birlikte -ashn­
da bizim için zaruri olmayan- Armenia ve Britannia'nm fethi,
imparatorlugun güzel ve gõrkemli imgesine daha büyük un­
vanlar ekledi.

1 Bkz. I. XXXI V. (II,19), 2


138 Ktsa Roma Tarihi

5 Ama õte yandan kendi yurdunda kendi yurtta§lanyla, dost


ve müttefiklerle, kõlelerle ve gladyatõrlerle çeki§mek, Sena­
tus'un kendi içinde ayn§tigi bir ortamda, çirkin ve acmas1 bir
§eydi.
6 S1rurlanm1zm çapm1 geni§leterek sonunda kendi gücü-
müzle kendimizi bitap dü§Ürmektense, sadece Sicilya ve Afri­
ca ile mi yetinilseydi ya da hiç buralar1 dahi almaks1zm sadece
ltalia'ya mi hükmedilseydi, bunu bilmiyorum gerçekten.
7 Gõnenç halinin a§ms1, siyasi iç kavgadan ba§ka ne dogurdu
nitekim? Syria'nm zaptedilmesiydi bizi ilk çürüten §ey. Bunu
hemen sonra Pergamon Krah'nm Asia eyaletini bize vasiyet
etmesi izledi.
8 Bu kazammlar ve ele geçen büyük servet, mevcut neslin
tõre ve ahlâkm1 sarst1 ve kendi kabahat ve noksanhklanyla
bogu§an devleti de bataga saplad1. Roma halki, tribunuslardan
toprak ve erzak talep etti, ortada bir kithk ya da açhk olmama­
sma ragmen; bu mf ifrat ve sefahatten dolayi degil de neden?
Bunun neticesinde, i1k ikisi Gracchus Karde§ler, sonucusu da
Apuleius õncülügünde olmak üzere üç kez isyan ç1kt1.
9 Süvari sm1fim hukuki haklar konusunda Senatus'la anla§-
mazliga dü§üren §ey, h1rs ve bencillik degil de neydi? Devletin
ve mahkemelerin gelir ve kazançlarmdan faydalanmak degil
miydi sebep? Derken Drusus'un Latium'daki kavimlere vatan­
da§hk sõzü vermesiyle müttefiklerle sava§a tutu§uldu.
10 Daha ba§ka? Kõle sava§lar1 mesela, hane halkinm kala-
bahkhgmdan dogmad1 m1?1 �u gladyatõr topluluklar1 kendi
efendilerine nastl ba§kaldirabilirdi, eger desteklerini kazanmak
için plebsler bõyle gõsterilerle onlar1 §lmartarak hesaps1z har­
camalara giri§memi§ olsalard1? Bu hüner ve ustahk sonradan
bir anlamda kendi hasmm1 õldürmeye vard1.

1 Rahat1 icab1 evde ya da çiftlikte gereginden fazla kõle bulundurmanm


yanh§hgi sõyleniyor.
Gene/ Tekrar 139

Kusur ve kabahatlerle sadece gõstermelik olarak mücadele 11


etmemizin nedeni mevki arzusu ile beraber servetten pay kap­
mayd1, var m1 itiraz1 olan?
�üphesiz Marius ve Sulla dõneminde ya�anan karga�a ve 12
kar1�1khklar da bundand1r. O ziyafetlerin tantanah ihti�am1
ve cõmertçe savurganhg1 çok geçmeden eldeki servetten daha
fazlasma gereksinim yaratmad1 m1?
Catilina'y1 ülkesinin aleyhine çah�maya savuran da gene 13
budur. Maddi zenginliklere daha çok ula�mak di�mda hangi
sebep insanlan makam ve iktidar hevesine itebilirdi? Caesar ve
Pompeius'u, sonu cumhuriyetin yikimma gidecek õlçüde sila-
ha davrandiran delilik bundan kaynaklanm1yor mu?
DolaylSlyla, Roma'daki tüm bu iç çalkant1lan, yabanc1 ül- 14
kelerdeki kuralh ve hak11 sava�lanm1zdan ayirarak, siras1yla ele
alacag1z.
I I . Kitap
( L iber II)
iKiNCi KiTABIN BA�LIKLARI
( Cap ita L ibri II)

1. Gracchus Yasalan Üzerine


li. Tiberius Gracchus Ayaklanmas1
III. Gaius Gracchus Ayaklanmas1
IV. Apuleius Ayaklanmas1
V. Drusus Ayaklanmas1
VI. Müttefikler Sava�1
VII. Kõle Sava�lan
VIII. Spartacus Sava�1
IX. Marius ile iç Sava�
X. Sertorius ile iç Sava�
XI. Lepidus ile iç Sava�
XII. Catilina ile Sava� (Catilina Tertibi)
XIII. Caesar ile Pompeius Arasmdaki iç Sava�
XIV. imparator Augustus Yónetiminde Devlet
XV. Mutina Sava�1
XVI. Perusia Sava�1 ve Triumvirlik Dõnemi
XVII. Cassius ve Brutus ile Sava�
XVIII. Sextus Pompeius ile Sava�
XIX. Ventidius Komutasmda Parthlarla Sava�
XX. Antonius Komutasmda Parthlarla Sava�
XXI. Antonius ve Kleopatra ile Sava�
XXII. Noricum Sava�1
XXIII. Illyria Sava�1
XXIV. Pannonia Sava�1
XXV. Dalmatia Sava�1
XXVI. Moesia Sava�1
XXVII. Thracia Sava�1
XXVIII. Dada Sava�1
XXIX. Sarmatia Sava�1
XXX . Germania Sava�1
XXXI . Gaetulia Sava�1
XXXII . Armenia Sava�1
XXXI I I. Cantabri ve Astures Kavimleriyle Sava�lar
XXXI V. Parth Devleti ile Bar1� ve Augustus'un
Tannsalla�tmlmas1
1. GRACCHUS YASALARI ÜZERÍNE

II. I. (III,13)
Tribunusiuk gücünü1 elinde tutma kavgas1, Roma'daki tüm 1
ayaklanmalarm sebebidir. Gõrünü�te plebsieri korumay1 he­
defleyen ve o zümreye yard1m temin etmek için õrgütlenen
bu siyasi kurum õte yandan õzel menfaatleri hâkim ktlmak ve
toprak reformu ve tahtl payla�1m1yla ilgili yasalar ve adli yeni­
liklerle halkm ilgi ve yakmhgm1 kazanmak pe�ine dü�tü. Ílk
bakt�ta bunlarm hepsi e�itlik temelindeydi.
Bütün milletleri dize getirmi� ve dünyanm sahibi olmu� 2
bu cumhuriyette, plebslerin Senatus'tan kendilerine ait ve ken-
di haklan olan �eyleri istemelerinden daha adil ne olabilirdi?
Kendi ülkelerinde ev ve ocaklarmdan mahrum bir sürgün ha­
yat1 m1 ya�ayacaklardi?
Muhtaç ve mülksüz bir toplumun kendi devletinin hazine- 3
sinden faydalanmasmdan daha dogru ne olabilirdi?
Hak ve õzgürlüklerde e�itligi bundan daha etkin biçimde 4
saglamanm yolu var m1yd1? Eyaletler Senatus'un tasarrufu n ­
dayken, en azmdan yarg1 yetkisi süvari sm1fma tâbi olamaz
m1yd1?2

1 Tribunicia Potes/as (Lat.): Tribunusluk gücü. Genel olarak halk zümresi


diye tabir edilen plebs smúinm haklarm1 korumakla yükümlü ve on tane
magistratustan (yüksek memur) olu�an trihunus pleh isi n sahip oldugu

siyasi yetkiler. Yasa teklifinde bulunma, veto ve dokunulmazhk hakla.


2 Bu retorik sorular kinaye içermektedir.
146 Kisa Roma Tarihi

5 Fakat tüm bu düzenlemeler sistemi mahvediyordu ve pe-


ri�an biçimde çürüyen devletin içinde rü�et, bir geçim yolu
olmu�tu.
6 Nitekim mahkemelerin ve adli i�lerin Senatus'tan süvari s1-
mfina devredilmesiyle devlet irad11 daha dogrusu imparatorluk
miras12 eriyordu.
7 Tahtl ve ekinlerin çok miktarda, rü�etle ve ucuza kapa-
ttlmalar1 devletin kiri�i diyebilecegimiz hazineyi tüketiyordu.
Plehslere nastl olur da topraklan iade edilebilirdi, kullamm
hakkm1 elinde bulunduranlar ala�agi edilmeden? Bizzat ken­
dileri de soylu olmayan kesimden gelen bu toprak sahipleri,
dedelerinden kalm1� arazileri zilyetlik hakkiyla ellerinde tutu­
yorlardt.

II. TIBERIUS GRACCHUS AYAKLANMASI

II. II. (IIl,14)


1 Çat1�may1 ilk alevlendiren Tiberius Gracchus oldu. Geldigi
aile, çehresi ve belâgat yetenegi onu kisa zamanda bir lider ha­
line getirdi.
2 Ya Mancinus'un Numantialtlara teslim olu�unun3 kendi-
siyle ili�kilendirilmesinden korktugu için -zira Numantia ile
yapilan antla�maya kendisi de garantõr olmu�tu- halkin hu­
yuna suyuna gitti.

1 Vectigal (Lat.) : Devlete õdenen her türlü ücret. Vergi, gelir, kazanç.
(Çogul bali: vectigalia)
2 Patrimonium (Lat.) : Para ile degerlendirilebilen, alacaklar ve ayni hak­
lar dâhil, tüm haklar1 ifade eder. Cumhuriyet devrinde bir aile reisine ait
olan ve ailenin mal varhgm1 olu�turan mallarm yekUnu. imparatorluk
devrinden itibaren aile üyeleri nisbi de olsa bir õzerklik elde etmi� ol­
duklar1 için õzgür bir Roma vatanda�ma ait olan mallarm toplam1.
3 Bkz. I. XXXI V. (II,18), 4-5-6-7.
Gaius Gracchus Ayak.lanmast 14 7

Ya da hak ve adalet ilkelerini sahiden õnemsedigi ve top- 3


raklarmdan men edilmi� olan plebslere üzüntü duydugu için,
belli bir niyet ve anlayi�la, bõyle müstesna bir i�e kalki�t1.
Yasa õnerisini teklif edecegi gün geldiginde õnergeyi sun- 4
mak üzere kürsüye ç1karken beraberinde tika basa bir kalabahk
vard1. Soylu sm1fi ise teklife kar�1 ç1kmak üzere orada mevcut­
tu, kimi tribunuslar da keza õyle.
Fakat yasa teklifinin Gaius Octavius1 tarafindan engellene- 5
cegini gõren Gracchus, teamüllere aykm biçimde ve haks1zca,
elleriyle iteleyerek onu kürsüden a�ag1ya indirdi; ve bu arada
õlümle tehdit ederek õyle büyük bir gõzdag1 verdi ki adam gõ­
revinden istifa etmek zorunda kald1.
Reformlar1 yapacak olan üç ki�ilik komisyona bõylece se- 6
çilen Gracchus, halk meclisi toplantmnda ba�lad1g1 i�i devam
ettirebilmesi için yetkisinin devamm1 talep etti. Patriciuslar,
topraklarmdan edilen yurtta�lar1 da yanlarma alarak huna kar-
�1 ç1kt1lar.
Forum'da iken izdiham meydana geldi. Daha sonra Capito- 7
lium'a s1gman Gracchus, p/ebsleri yard1ma gelmeleri için üste­
ledi. Elini ba�ma dokunarak yapt1gi hareket, kralhk tacm1 tas­
vir ediyormu� gibi anla�tldi. Bunun üzerine kralhg1 arzu ettigi
kamsma kaptlarak õfkelenen ahali, Scipio Nasica õnderliginde
silahlarma sartld1 ve kendilerince hakh olarak Gracchus'un ha­
yatma son verdiler.

III. GAIUS GRACCHUS AYAKLANMASI

II. III. (111,15)


Karde�inin ugra� verdigi yasalarm en az onun kadar ate�li sa- 1
vunucusu olan Gaius Gracchus, bu õlüm üzerine eyleme geçti.

1 Kimi metinlerde Marcus Octavius olarak geçiyor.


148 Ktsa Roma Tarihi

2 Gene onun gibi karga�a ve tedhi� yoluyla plebsleri ata ya-


digân topraklan için ki�kirtt1. Aynca Kral Attalos'un Roma
i mparatorlugu'na [kaht olarak] b1rakt1g1 topraklardan halki
faydalandrracagma sõz verdi.
3 Halk tribunusu olarak tekrar seçilmek için a�m bir iddia ve
inatla plebslerin arasmda faaliyet gõsterdi.
4 Ancak bir diger tribunus, Minucius, onun tasartlarm1 yeni
yasalarla hükümsüz ktlmaya çah�mca; Gracchus, kendine sa­
d1k buldugu dava arkada�lar1yla, aile hatrralarmda hiç de iyi
yeri olmayan Capitolium'u güç kullanarak i�gal etti.
5 Taraftarlarmm õldürülmesiyle buradan kaçmak zorunda
kahp Aventinus tepesine s1gmd1. Bir grup Senatus üyesi bura­
da kar�1sma ç1kt1 ve konsül Opimius1 tarafindan õlüme mah­
kum edildi.
6 Ô ldürüldükten sonra cesedine sayg1S1zhk yap1ld1. Saghgm-
da âdeta dokunulmaz olan bir halk tribunusunun ba�1 için ka­
tillerine bunun ag1rhg1 kadar altm õdendi.

IV. APULEIUS AYAKLANMASI

II. IV. (III,16)


1 Túm bu olanlara ragmen bu kez de Apuleius Saturninus,
Gracchus yasalarma sahip ç1kmaktan vazgeçmedi. Ona bu ko­
nuda en büyük cesareti, kendisi de soylulardan ho�lanmayan
konsül Marius veriyordu; o bunu yaparken statüsüne dayam­
yordu. En õnemli rakibi olan Aulus Ninnius2 tribunusluk se­
çimlerinde alenen õldürülünce, Saturninus, onun yerine Gaius
Gracchus'u3 õnermeye haz1rland1. Sõz konusu Gracchus, as-

1 MÔ 121.
2 Aulus Nunnius olarak da geçer.
3 Bir õnceki bõlümde sõzü edilen ve Tiberius Gracchus'un karde�i olan

Gaius Sempronius Gracchus ile kar1�tmlmamah.


Apuleius Ayaklanmas1 149

hnda, hangi klandan geldigi belli olmayan, ona kefil olacak bir
tamchgi bulunmayan, herhangi bir unvam da olmayan, düzme­
ce bir isimle kendini bu aileye evlathk olarak kabul ettirmi�ti.
Boyle tuhaf hilelerle, cezadan da bagi�1k olacagina inana- 2
rak, serbestçe hareket etmeye ah�an Apuleius kendini, Gracc­
hus'larm õnerilerini yasala�tirmaya adad1. Fakat bunu õyle bir
ihtirasla yap1yordu ki, õrnegin bu õnerileri geri çevirmeyecek­
lerine dair Senatus'a sõzlü yemin ettirdi ve aksi halde onlar1
sürsün etmekle tehdit etti.
lçlerinden bir tanesi ortaya ç1ktp huna raz1 gelmeyerek, 3
sürgünü tercih etti. Metellus'un bu gõnüllü sürgünü, soylular
arasmda bir hüsrana sebep oldu. Arttk bu makamda üçüncü
dõnemine girmi� olan Apuleius'un hükmü devam ediyordu.
Konsül seçimlerinde1 yeni cinayetlerle ortahg1 bulandiracak
kadar gõzü dõndü.
Nitekim, izledigi bu õfkeli çizgide ona suç ortakltg1 yapan 4
Glauciày1 konsül seçtirmek için onun siyasi hasm1 olan Gaius
Memmius'un õldürülmesini emretti. Bu olaym yaratt1g1 kar­
ga�a sirasmda taraftarlar1mn ona kral diye seslenmesini mem­
nuniyetle kar�tladi.
Bunun sonrasmda ise Senatus kendi içinde gõrü� birligine 5
varmay1 ba�ard1; ve halen konsül olan Marius bunun üzerine
arttk Apuleius'u kollamanm mümkün olmad1gm1 hissedince
onun aleyhine dõndü. Bõylece iki siyasi kutup Forum'da dog­
rudan dogruya kar�1 kar�1ya geldi. Buradaki [silahh ] çat1�mada
muvaffak olamayan Apuleius kaçarak Capitolium'a çekildi.
Buraya uzanan su hatlarmm kesilmesi ve tepenin ablukaya 6
ahnmas1 üzerine Apuleius elçi gõndererek Senatus'a pi�manltk
bildirdi. Ve s1gmd1gi tepeden a�agiya inerek kendi yanda�lar1y-
la Senatus'a yõneldigi suada halk tarafi.ndan õnü kesildi, sopa
ve ta�larla õldüresiye dõvüldü, õlü bedeni de ezilip parçaland1.

' MÔ 100.
150 Kisa Roma Tarihi

V. DRUSUS AYAKLANMASI

II. V. (III,17)
1 En son, Livius Drusus aym yasalarm ç1kmas1 için ugra�t1.
Drusus sadece trihunus olmasmm verdigi prestijle degil aym
zamanda Senatus üzerindeki nüfuzu ve ltalia'da gõrdügü genel
destekle huna kalki�t1.
2 Tum hizipleri tek tek elde etmeye çah�t1. Ama bunu yapar-
ken ate�e kõrükle gidince ortaya ç1kan ilk kalki�malarm õnünü
o da alamad1. Beklenmedik bir õlüm onu ahp gõtürünce, mü­
cadeleyi yürütme gõrevi onun ardillarma kald1.
3 Gracchuslann hukuki düzenlemeleri Roma'da toplumu
bõlmü� ve devletin birligini iki ba�h hale getirmi�ti. Geni� si­
yasi yetkileri haiz Romah süvari sm1fi, ülkenin õnde gelen �ah­
siyetlerinin kaderini ve istikbalini eline geçirmi� durumdayd1.
Devlet gelirlerini kendi haklan olarak zimmetlerine geçiriyor­
lardi. Metellus'un sürgünü ve Rutilius'un mahkumiyetiyle felce
ugrayan Senatus, haysiyetine yara�1r olan her �eyi yitiriyordu.
4 Mesele bõyleyken, Servilius Caepio ve Livius Drusus'un
ikisi de hem servetleriyle hem de cesaret ve kararhhklar1yla
birbirine denk siyasetçilerdi -ve bu durum Drusus tarafinda
bir kiskançhga da sebep oluyordu-. Caepio, süvari sm1fim;
Drusus ise Senatus'u sahipleniyordu.
5 Evet bu sava�1mda legio sancaklar1, kartallar, bayraklar orta-
ya ç1kmad1 belki; ama tek bir kent âdeta iki ayn kampa ayrtld1.
Senatus'un üstüne giden Caepio, soylu sm1fmm õnde gelen­
lerinden iki ki�iyi -Scaurus ve Philippus'u- hedef seçerek oy
toplama ve rü�vetçilikle suçlad1.
6 Bu hamlelere kar�ilik olarak Drusus,p/ehsleri Gracchus ya-
salar1 etrafinda birle�tirdi ve müttefik kentlerin halklan için de
vatanda�hk ümidini tekrar canland1rd1. Ona ithaf edilen �õyle
bir veciz sõz vard1r: "K.imseye art1k vaad edecegi bir �ey birak-
Müttefikler Savtlji 151

mad1m; eger birisi kalkip da gõkkubeyi ve yerin çamurunu da


payla�tirmaya niyetlenirse, onu bilemem."
Yasalarm resmen yayimlanmas1 gereken gün gelip çattigm- 7
da, her bir yandan büyük bir insan toplulugu beliriverdi; õyle
ki kent bir dü�man saldmsma ugram1� gibiydi.
Bu gõzdagma ragmen konsül Philippus1 yasalar1 hüküm- 8
süz ktlmaya te�ebbüs etti. Fakat tribunusun hizmetindeki bir
gõrevli konsülün girtlagma sar1larak agzmdan ve gõzlerinden
kan gelene kadar onu birakmad1.
Bõylece, sõz konusu yasalar zor yoluyla oylanm1� ve onay- 9
lanm1� oldu. Ve hemen akabinde müttefik kentler yasalara ver­
dikleri destegin kar�ihgim talep ettiler. Bu istege yeti�emeyen
ve politik baskidan usanan Drusus büyük bir tehlike içine dü�-
tü ve õlüm bu ko�ullar altmda onu erkenden gõtürdü. Fakat
bu bile, müttefik kentleri taleplerinden ahkoymad1; Drusus'un
verdigi sõzlerin hesabm1 Romàdan, silaba sartlarak sordular.

VI. MÜTTEFiKLER SAVA�P

II. VI. (III,18)


Her ne kadar olayin vahametini hafifletmek için huna müt- 1
tefiklerle yaptlan sava� deniyorsa da, i�in dogrusu bu dogru­
dan bir karde� kavgas1ydi. Roma ulusu Etrüskler, Latinler ve
Sabinleri kendi içinde birle�tirmi�ti ve diger benzer soydan
gelenleri de koruyup gõzetmekteydi. Muhtelif parçalardan bir
bütündüler; ve bu bütün, hepsinden õzellikler ta�1yordu.
Bu sebeple, ltalia içinde yer alan kavimlerin isyam, Roma 2
kentinde ya�ayan vatanda�larm kendi devletine isyam kadar
büyük bir kabahatti.

1 MÔ 9 1 .
2 Sosyal Sava� olarak d a bilinir.
152 Ktsa Roma Tarihi

3 Müttefik kentler, Drusus'un siyasi nüfuzunu arttirmak için


kullanchgi ve onlan ümitlendirmeye yarayan sõz konusu Roma
vatanda�hgi hakkm1 talep etmede çok hakhydtlar.
4 Drusus'un içeride ihanete ugrayip bir cinayete kurban git-
mesinden sonra onu yakan aym ate� bu kez müttefiklerin sila­
ba sartlmas1yla tüm Roma'ya s1çrad1.
5 Bundan daha üzücü bir �ey olabilir mi? Ya da bundan daha
fazla zarar verebilecek? Tüm Latium, Picenum, Etruria ve
Campania ve de en sonunda tüm Italia, anavatana ve kurucu
kente ba�kald1rdtlar.
6 En güçlü ve en sachk müttefiklerimizin en seçkin birlikleri,
her biri degi�ik sancaklar altmda, ülkelerinin en has general­
lerinin komutasmdayd1. Marsi ve Paeligni1 kavimlerine Pop­
paedius; Latinlere Afranius; Umbriahlara Plotius; Etrüsklere
Egnatius; Samnitlere ve Lucaniahlara da Telesinus komuta
ediyordu.
7 Dünyadaki tüm krallarm ve milletlerin kaderini belirleyen
Romaltlar kendini yõnetebilmekten aciz durumdayd1. Nite­
kim, Asiànm ve Avrupa'nm fatihi olan Roma'ya [ilk] saldm
Corfinium'dan geldi.
8 ilk hedefleri, konsül Sextus Julius Caesar2 ve Marcius Phi-
lippus'u Albanus dagtnda bir Latin bayram1 sirasmda, kurban­
larla sunaklar arasmda bir yerde katletmekti.
9 Birinin ele vermesiyle bu kõtülük defedildikten sonra Ascu-
lum'da3 büyük bir õfk.e patlak verdi. Bu festival için toplanan­
larm arasmda, o s1rada Roma'dan gelmi� temsilciler de vard1.
10 Bu olay hayirs1z bir sava� için bir tür baghhk yemini oldu.
Dõrt bir yana ko�turan Poppaedius'un liderligi ve ki�kirt1cilig1
sayesinde Italia'nm her bõlgesi, kenti ve halki orada burada sa­
va� konu�maya ba�lad1.

1 Peligni olarak da geçer.


2 Gaius Julius Caesar ile kan�tmlmamah.
3 Picenum bõlgesinin en büyük kenti. Bu sava�m merkezi olacakt1r.
Kõle Savfl/lart 153

Bu sava�m yaratttgi tahribat ne Hannibal'mkine ne de Py- 11


rrhos'unkine benziyordu. Ocriculum, Grumentum, Faesulae,
Carseoli, Aesernia, Nuceria ve Picenum büsbütün yaktld1 ve
y1ktld1. Rutilius ve Caepio'nun kuvvetleri bozguna ugrad1.
Ordusu dagilan Sextus Julius Caesar kanlar içinde Roma'ya 12
getirildi ve [naa�1] kentin ortasmdan hüzünlü bir cenaze tõre­
niyle ta�md1.
Neyse ki, Roma ulusunun talihi -ki ba�1m1z beladayken 13
daha da iyi gider- tüm gücüyle geri dõndü. Bize sava� açan
kentlere ayn ayn hücum edildi. Cato, Etrüskleri; Gabinius,
Marsi kavmini; Carbo, Lucanial1lan; Sulla ise Samnitleri ezdi.
Pompeius Strabo geçtigi her yeri ate�e bogdu ve ktl1çtan 14
geçirdi. Asculum'u yerle bir edip, õlen Roma11 askerlerin ve
konsüllerin ruhunu ve y1kilan kentlerin tannlanm bir õlçüde
teskin edene kadar bu katliama son vermedi.

VII. KÕLE SAVA�LARI

II. VII. (III,19)


Müttefiklere kar�1 olan sava�1m1zda -hiç de dogru bir �ey ol- 1
mamasma kar�m- gene de dogma büyüme õzgür insanlarla
çarp1�m1�t1k. Peki ya, hükmeden bir toplum ile kõleler arasm­
daki bir sava�1 kim kabul edebilir?
Roma'da ilk kõle kalki�malar1 kentin kurulu� y1llannda, 2
Herdonius isimli bir Sabin õnderliginde olmu�tu. O dõnemde
tribunuslarm muhalefeti dolaymyla rahats1zhk ya�ayan kentte
Capitolium zaptedilmi�, fakat bir konsül tarafindan geri alm­
m1�t1. O vakit ya�anan, bir sava� hali olmaktan ziyade bir kav­
ga-gürültüydü. Fakat bundan çok zaman sonra, Roma ordusu
dünyanm degi�ik yerlerinde üstünlügünü ilân ederken, Sicil­
ya'nm kõle ayaklanmalan sonucunda Kartaca Sava�lan'ndan
154 Kisa Roma Tarihi

daha fazla zarar gõrecegi ve daha fazla kanm akacagi kimin


aklma gelirdi?
3 Sicilya tahtldan yana çok verimliydi ve Romah vatanda�la-
rm büyük çiftlikleriyle dolu bir ta�ra eyaleti gibiydi. Tar1mda
kullantlan kõlelerin tutuldugu çok sayida hapishane1 ve pran­
gah çah�an çiftçiler, bu sava�m kaynagm1 olu�turdu.
4 Adi Eunus olan bir Syriah -ya�ad1g1m1z hezimetin büyük-
lügünden dolayi adm1 hiç unutmuyoruz- uzun yeleli saçlarm1
sallayarak ve, esrik ve õfkeli bir hal takmarak, tanrtlardan bir
emir gelmi� gibi kõleleri õzgürlükleri için silahlanmaya te�vik
etti.
5 Bunun ilâhi bir esin oldugunu dogru gibi gõstermek mak-
sad1yla, içinde kõsegi ve sülfür bulunan bir kapsülü agzma giz­
ledi ve konu�urken hafifçe nefes ald1g1 anlarda agzmdan bu­
nunla alev püskürttü.
6 Bu mucize gõsterisi ile, ilk hamlede, onu izleyen iki bin ki�i-
yi kendine çekti. Çok geçmeden, sava� hakkt olarak, hapishane
kap1lannm aç1lmas1yla serbest kalan altm1� binden fazla adam1
kendi saflarmda toplad1. Kafasmda kõtülük eksik olmad1g1 için
kralhgm sembol ve sancaklanm ku�anarak barmaklar1, kasaba
ve kõyleri alçakça yagmalayarak tahrip etti.
7 Praetorlarm karargâhlan basild1 - ki bir sava�ta olabilecek
en utantlas1 �eydir. Ísim vermekte bir heis gõrmüyorum; Man­
lius'un, Lentulus'un, Piso'nun ve Hypsaeus'un karargâhlar1yd1
bunlar. Aslmda, gõrüldükleri yerde durdurulup çevrilmeleri
gereken firari kõleler, sava�tan kaçan praetorlar1 kovalad1 bu­
rada. En nihayet Perperna'nm konsüllügünde hak ettikleri ce­
zalar1 gõrdüler.
8 Yenilgiye ugrat1lan kõle ordusu sonunda Henna2 yaktnla-
rmda ktskaca almd1. Açhk, âdeta bir hastal1k gibi onlan kemir­
di. Çapulculardan hayatta kalanlar pranga, zincir ve çarm1h-

1 Ergastulum (Lat.) : lslahevi benzeri kõle hapishanesi.

2 Enna olarak da geçer. Sicilya'da bir õren yeri.


Spartacus Savaj1 155

larla cezalandmld1. Mevzubahis kõleler oldugu için, gerçek bir


utkunun �anma gõlge dü�ürmemek aç1smdan, küçük bir zafer
kutlamas1yla 1 yetinildi.
Servilius'un praetorlugunda Sicilya yeni yeni nefes ahyordu 9
ki o Syriahnm2 b1rakt1g1 yere bu kez bir Ciliciah geçti. Athenio
admdaki bu çoban, efendisini õldürüp kõleleri hapisten sah­
verdikten sonra hepsini bir sancak altmda õrgütledi.
Kendi de mor bir harmani içinde, elinde gümü� bir asa ile, 10
ba�ma da bir çelenk takip kral havas1yla, bir õnceki fanatigin
toparlad1gi kadar geni�, fakat ondan çok daha �edit bir kuvvet
olu�turdu. Onun õcünü alma bahanesiyle kõy, kasaba ve bar1-
naklar1 yagmalad1. Sanki her an ihanet edeceklermi� gibi de
kõlelere efendilerinden daha agir muamele ediyordu.
Bu adam da õbürü gibi Romah muhafiz kuvvetlerine sal- 11
dird1; Servilius ve Lucullus'un karargâhlarm1 i�gal etti. Fakat
Perpernànm taktigini izleyen Titus Aquilius3 dü�manm ikmal
hatlanm tamamen kesti; birliklerin direni�ini zayiflat1p silah-
h bir saldmyla, zorlanmadan onlan imha etti. Ashnda teslim
de olabilirlerdi ama cezalandmlma korkusuyla, gõnüllü olarak
õlümü tercih ettiler.
Eleba�larma gelince; sag ele geçirilmi� de olsa mahkemeye 12
ç1kartmak mümkün olmad1. Zira büyük bir kalabahk onu der­
dest etmek için kiyas1ya yar1�1rken, bu hengamede linç edildi.

VIII. SPARTACUS SAVASl4

II. VIII. (III,20)


Yeri geldiginde, silahlanm1� kõlelerin sebep oldugu fenahga 1
dahi katlanabilirsiniz. Nitekim bunlar yazgtlan geregi her �eye

1 Ovatio adi verilen ikincil degerde bir tõren.


2 Eunus.
3 Manius Aquilius olarak da geçer.
4 Bu olay Gladyatõr i syam olarak da isimlendirilir.
156 Kisa Roma Tarihi

boyun egerler; a�agi zümreden de olsa bir sosyal s1ruf te�kil


ederler ve bizim faydaland1g1m1z õzgürlügün nimetlerini onlar
da kullanabilirler.1 Hal bõyleyken, Spartacus'un liderliginde
ki�kirttlan bu çatl�maya ne ad verecegimi bilmiyorum.
2 Kõlelerin sava�ç1 erlere, gladyatõrleri n de onlarm komutan-
larma dõnü�mesiyle ki bunlarm ilki insanlann alt sm1fi, digeri
-

de en kiymetsizleri diye telakki edilir- Romaltlarm ya�ad1g1


felaket, alay konusu olacak duruma ula�tl.
3 Spartacus, Crixus ve Oenomaus ile birlikte Lentulus'un
gladyatõr okulunu kinp dõktü ve yanlannda ayru yolun yol­
cusu otuz ya da daha çok adam alarak Capuàdan kaçt1lar. Çok
geçmeden bir bayrak altmda on binden fazla kõleyi biraraya
getirdiler. Sadece kaç1p camm kurtarm1� olmaktan mutlu olan
bu yeni kat1hmcilar art1k intikam da ister olmu�tular.
4 Bu serke� canavarlann kendilerine uygun bulduklan ilk yer
Vesuvius dag1yd1. Clodius Glabrus tarafindan ku�anld1klarm­
da, dagdaki oyuklardan, asma kütüklerinden bozma agaç dal­
lanm kullanarak, a�ag1ya en diplere kadar indiler ve komutanm
hayal bile edemeyecegi ani bir akmla ki�lasm1 i�gal ettiler.
5 Sonra, diger hedeflere saldird1lar; siras1yla Varenius ve Tho-
ranus'un ki�lalarma. Tüm Campania bõlgesine yaytldtlar. Bu­
radaki kõy ve kentlere zarar vermek yetmedi; Nola, Nuceria,
Thurii ve Metapontum'u da korkunç bir �ekilde istila ettiler.
6 Her gün yeni kat1hmlarla kalabahkla�an bu grup art1k dü-
zenli bir orduya dõnü�üyordu. Hasirdan ve hayvan postundan
basit kalkanlar yapt1lar; hapishanelerden bulduklan demirleri
eritip yeniden dõküp-dõverek kendileri için kihç ve diger kesi­
ci silahlara dõnü�türdüler.
7 Gerçek bir orduda olmas1 gere ke n her � eyi tamam e tme k
üzere bir süvari birligi bile haz1rlad1lar. Bunun için, kar�ilarma
ç1kan sürülerden toplad1klar1 atlar1 terbiye ettiler. Praetorlar-
1 Manumissio yani bir malikin kõlesini azat etmesi yolu kastediliyor. Bu

suretle kõle, azatl1 (libertus) olur, Roma vatanda�1 haline gelir ve azat
eden de hukuken onun eski efendisine (patronus) dõnü�ürdü.
Spartacus SavQ/t 157

dan kaç1rd1klan sava� sancaklanm ve asalan õnderlerine gõ­


türdüler.
O da bu armaganlan geri çevirmedi. Bir zamanlar parali 8
asker olan bu Thraciali, 1 sonra hakiki bir asker olmu�tu; daha
sonra ordudan firar edip e�kiyaliga geçmi�, oradan sonra da fi­
ziksel saglamhg1 ve mukavemeti sayesinde gladyatõr olmu�tu.
Çarp1�malarda õlen adamlarmm naa�lar1 için cenaze tõ- 9
renleri düzenlemeye ba�lad1, ttpki Romal1 bir komutan gibi.
Esirlere de cenaze ate�inin etrafmda dõvü�melerini emretti;
bununla, õnceki ya�ammdaki tüm lekelerin kefaretini õdemek
ister gibiydi ve Romàda halka aç1k tertiplenen resmi mahiyet­
teki gladyatõr gõsterilerine õykünüyordu.
Bunu takiben konsüllere sald1rd1. Apenin daglannda Len- 10
tulus'un birliklerini yendi. Mutina'da Publius Cassius'un2 or­
dugâhm1 imha etti.
Bu ba�anlarla õzgüveni artan Spartacus bu kez Roma ken- 11
tini i�gal etmeye niyetlendi; bunu aklma getirebilmesi bile bi­
zim için içler ac1s1 bir �eydir.
Nitekim en sonunda imparatorluk, bu dõvü�çüye kar�1 tüm 12
gücüyle ve imkânlanyla ayaga kalkt1, ve Roma'nm onurunu
kurtaran Licinius Crassus oldu. Spartacus'un ordusu hezimete
ugrayarak dag1ld1 ve dü�manlar -onlar için bu ifadeyi kullan­
mak bile bir zul- 1 talia' nm güney ucuna kaçt1lar.
Bruttium bõlgesinde s1ki�tmld1lar. Sicilyàya geçmeyi plan- 13
lad1lar ama bir gemi tedarik edemediler. ince asma dallar1yla
raptettikleri geni� �arap fiç1larmdan ve tahta direklerden yap­
t1klan basit sallan kullanarak bogazm hizh akan sulanm geç­
meye çabaladtlar, olmad1.
Neticede, erkeklere yara�ir biçimde canlan pahasma ablu- 14
kayi yarmayi denediler ve õlesiye sava�t1lar; bir gladyatõrün
komutasmda olmalanndan dolay1 da bõylesi icap ederdi. Spar­
tacus en õn safra yigitçe sava�arak bir general gibi õldü.

1 Spartacus.
2 Kimi metinlerde Gaius Cassius olarak geçmektedir.
158 Ktsa Roma Tarihi

IX. MARIUS iLE iÇ SAVA�

II.IX. (III,21)
1 Roma ulusunun ya�amad1g1 tek talihsizlik Roma'da birbirle­
rine k.Wç çekerek karde� kavgas1 yapmak ve Forum'da kentin
ortasmda kar�1 kar�1ya gelip arenadaki gladyatõrler gibi kendi
hem�erilerini bogazlamakt1. 1
2 Meseleye sükunetle bir yol bulabilirdi, eger plebslerin lider-
leri seçkin olmakla birlikte habis insanlar olmasalard1 ya da
en azmdan kõtü liderlik gõstermeselerdi. �u kahramanlar, �u
büyük askerler, çagm en me�hur ve en parlak komutanlan olan
Marius ve Sulla, -suç i�lemek adma- kendi makamlarm1 en
yanh� i�lere alet ettiler.
3 K.imi zaman Marius' a kimi zaman ise Sulla'ya atfedilen bu
iç sava�, �õyle tasvir edeyim, üç mevsim sürdü. ilk a�amas1 bir
sava�tan ziyade, hafif ve orta karar bir hareketlenme idi. iki
komutanm taraftarlannm �iddetiyle smirhyd1.
4 Akabinde daha gaddar ve kanh geli�en bu kavga Senatus'un
içine ilerledi.
5 En sonunda sadece yurtta�larm birbirine besledigi husu-
meti de a�1p hezeyana ula�t1. Silahh õfke ltalia'daki tüm zinde
kuvvetlerin kat1hm1yla tirmand1; her yõnden yükselen nefret
ortahkta sag bir tek insan kalmaymcaya kadar devam etti.
6 Bu kavganm ba�lang1c1 ve asli sebebi, Marius'un izah1
mümkün olmayan makam ve itibar hirs1yd1. Ashnda Sulla'ya
verilmi� olan eyaleti Sulpicius'un ç1kard1g1 yeni yasaya dayana­
rak kendine yonttu.2 Bu ihlallere daha fazia tahammül edeme­
yen Sulla, Mithridates'e kar�1 yapacag1 askeri seferi erteleyerek,

1 Lafm sonunda sõylenmek istenen �ey, "ama sonunda o da oldu"


2 Seoatus, Mithridates'e kar�1 yürütülecek harekâtm komutanhg1m Sul­
la'ya verdigi halde, Sulpicius Rufus, bir yasayla bu gõrevi Marius'a dev­
retmek istedi.
Marius ile iç Sav(J/ 159

/egiolanm yolundan çevirdi ve yürüyü� halindeki bu birlikleri


Esquilinus ve Collis kaptlarmdan Romàya soktu.
Dõnemin konsülleri olan Sulpicius ve Albinovanus, kenti 7
savunmak üzere kendi adamlarm1 ortaya sürdüklerinde surlar­
dan ta� ve silahlar yagmaya ba�lad1. Sulla da tutu�turdugu me­
�alelerle bizzat kendine yol açt1 ve Capitolium'un iç kalesine,
tutsak edilmi� bir kente giren muzaffer komutan gibi yerle�ti.
Bu kent ki, Kartacaltlara ve Galliah Senones kavmine bile tes­
lim olmam1� bir yerdi.
Senatus karanyla muhalifler1 siyasi dü�man olarak ilân 8
edildikten sonra, mevcut tribunus ve diger hiziplerin mensup­
lar1 aleyhine, yasa geregi sert tedbirler ahnd1. Marius kaçak bir
kõle gibi ortadan kayboldu ya da diger bir deyi�le kader ona bir
kez daha sava�ma firsat1 verdi.
Cornelius Cinna ve Gnaeus Octavius'un konsüllüklerinde2 9
tam çare bulunamayan gerilim, bu kez konsüllerin arasmdaki
gõrü� aynhgmdan dolay1 yeniden yükseldi. Senatus'un Marius
aleyhine hükmetmi� oldugu dü�man kararmm geçersiz kihn­
mas1 için konu plebslerin õnüne ta�md1.
Bu oturum silahlarm gõlgesi altmda gerçekle�se de bar1� 10
ve huzur isteyenler üstün gelince Cinnàya ülkesini terk edip
diger dostlarmm yanma s1gmmak dü�tü. Marius'un Africa'dan
dõnü�ü daha büyük bir y1kim yaratt1. Prangah mahkumiyeti ve
sürgüne gidi�i sonras1, daha korkulu bir figür oldu . .
Bõyle õnemli bir adamm ünü kendisine her yerde kat1hm 11
saglad1. N e yaz1k ki , kõleler ve mahpushanedekiler silahlan­
dmhp ki�kirttld1. Eski komutan, bõylece, kendine kolayca bir
ordu olu�turdu.
Zor yoluyla kovulmu� olan ülkesini gene güç yoluyla geri 12
isteyen Marius eger bu davas1m zalimce yozla�t1rmasayd1 hakh
hareket ettigi dü�ünülebilirdi. Fakat o, tannlara ve insanlara

1 Marius taraftarlar1.
2 MÔ 87.
1 60 Ktsa Roma Tarihi

kar�1, tehlikeli bir sald1rganhga ba�rdu. ilk hücumunu, Ro­


ma' nm müttefiki ve kolonisi olan Ostia kentine yaparak burayi
insafs1zca tahrip etti.
13 Hemen sonra, dõrt ayn kol halinde Roma'ya girdiler. Bu
birliklerin ba�mda Cinna, Marius, Carbo ve Sertorius bulunu­
yordu. Gnaeus Octavius'un kuvvetlerini J aniculum'dan tümüy­
le sürdükten sonra, vakit geçirmeksizin, verilen i�aretle, ken­
tin seçkinlerine ve kidemli Senatus üyelerine kiy1m yaptilar.
Bu katliam belki de Kartaca kentinde yap1landan daha büyük
oldu.
14 Konsül Octavius'un ba�1 rostrada1 te�hir edildi. Eski konsül
Antonius'unki ise bizzat Marius'un masasma kondu. Caesar ve
Fimbria, kendi evlerinde, ev tannlarma tapm1lan ocak odasm­
da kurban edildiler. Crassus ve oglu sirayla birbirlerinin gõzü
õnünde õldürüldü. Baebius ve Numitorius, Forum'un orta ye­
rinde et kancalar1yla yerlerde sürüklendi.
15 Catulus ise bu i�kencelerden kaçmmanm yolunu, ate�in du-
mamm soluyarak2 kendini õldürmekte buldu.
16 Juppiter'in ba�rahibi olan Merula'nm damarlanndan fi�ki-
ran kan Capitolium'daki tapmagm3 her yerine s1çrad1. Mari­
us'la kaq1la�an Ancharius ise uzatt1g1 ele kar�1hk alamaymca
ba�ma gelecekleri anlayarak kendini b1çaklad1.
17 Marius'un õldürdügü tüm senatõrler onun Ocak aymm bi-
rinci ve on üçüncü günleri arasmdaki4 yedinci konsüllügünde5
gõrevde olanlard1. Tüm y1h tamamlam1� olsayd1, daha neler
olacakt1 kim bilir?

1 Forum'da hatiplerin konu�ma yapt1klan kürsü.


2 Ignis haustus (Lat.): Ate9in dumamm içine çekme, yutma yoluyla in­
tihar etme.
3 Juppiter TapmagL

4 Marius yeni gõrev süresinin ba�mda õlüyor.


5 MÓ 86.
Marius ile jç Sav(J/ 161

Scipio ve Norbanus'un konsüllüklerinde1 olanca hiddetiy- 1 8


le, bu aktld1�1 iç çatt�malarm üçüncüsü ya�and1. Bir yanda se-
kiz legio, be� yüz cohors2 silahh olarak beklerken, diger yanda
Sulla zafer kazanm1� ordusuyla Asiàdan dõnmekte acele edi­
yordu. Marius'un Sulla taraftarlarma yapt1g1 vah�etten sonra,
Sullànm Marius'tan intikamm1 alabilmesi için ne kadar kan
dõkmesi gerekiyordu? Ílk olarak Capua'daki Vulturnus nehri
dolaylarmda ordular kar�1 kar�1ya geldi ve Norbanus'un tüm
birlikleri kisa sürede darmadagm oldu. Beliren ban� ümidi yi-
tip gidince, bu kez Scipio'nun güçleri bertaraf oldu. Roma'da-
ki konsüller, genç Marius ve Carbo, 3 bir zaferden umutlarm1
kesmi�çesine ama intikam almadan bu dünyadan gitmemek
ister gibi, atalannm ruhlan için Senatus mensuplanm kurban
ederek kan dõktüler. Nitekim Senatus binasm1 ku�att1lar ve
senatõrler sanki cezaevinden infaz için ç1kanhyorlarm1� gibi
d1�anya almd1lar. Aynca Forum'da, Circus Maximus'ta, tap1-
naklann gizli odalannda çok sayida insan õldürüldü. Ocak
Tannças1 Vesta'nm ba�rahibi olan Mucius Scaevola sunaga
tutunmu� halde neredeyse alevlere gõmülüyordu.
Lamponius ve Telesinus, Samniumlu iki komutan, Cam- 224
pania'y1 ve Etruria'y1, Pyrrhos ve Hannibal'dan bile daha in­
safs1zca yakt1 y1kt1. Yard1m ediyor gõrünürken aslmda kendi
intikamlanm al1yorlardi.
Genç Marius, Sacriportus'ta; Telesinus ise Collis kap1smda 23
olmak üzere Marius yanhs1 tüm kuwetler durduruldu. Ancak
sava�m biti�i õlümlerin sonunu getirmedi. Ban� ilâmyla bir­
likte kendi istegiyle teslim olanlar dahi cezalandmld1, klliçtan
geçirildi. Sacriportus'ta ve Collis kap1smda Sulla tarafindan

1 MÔ 83.
2 Bir legionun parças1 olan yard1mc1 birlik. 500 ile 1 .000 arasmda (kaba­
ca 600 kabul edilir) asker ihtiva eder.
3 MÔ 82.
4 Ôzgün metinde madde 1 8'den 22'ye atltyor. Metin içeriginde kesinti
yok, numaralandirmada bata var.
162 Kisa Roma Tarihi

õldürülen yetmi� binden fazia adam bile kendisine az geldi.


Tamam bu bir s ava�t1 . Ama o, teslim olmu� silahs1z ve savun­
mas1z dõrt bin vatanda�m da Villa Publica'da katlini buyurdu.
251 Ban�ta kaybedilen insan saym, -kaç tane olursa olsun-, her
zaman sava�takinden fazia saytlmaz m1?2 Ô te yandan kentte
birisinin isteyerek ve rastgele õldürdügü insanlarm çetelesini
kim tutabilir? Fufidius, devlet i�lerinin yürüyebilmesi için sag
kalmas1 gerekenler de oldugunu hattrlatana degin, uzun bir
õlüm listesi haz1rlanm1�t1; ve huna gõre içinde süvari sm1fmdan
gençlerin ve Senatus mensuplarmm oldugu iki bin ki�inin ida­
m1 isteniyordu. Bõylesi bir tebligi daha evvel hiç gõrmemi�tik.
26 Bundan sonra bir de Carbo'nun, Soranus'un, Plaetorius'un
ve Venuleius'un ba�larma gelen kõtü ve tuhaf sonlardan bah­
setmek biraz can s1ktc1 olacak. Keza Baebius'un kthç yerine
vah�ilerin yapt1g1 gibi yumruklarla paramparça edilmesini,
Marius'un genç karde�inin Catulus'un3 mezar1 õnünde gõz­
lerinin oyulmasm1, sonra da el ve bacaklarmm ktnlarak yere
b1raktlmasm1 ve bir süre sonra organlarmm birer birer iflas
edi�iyle õlüme terk edilmesini.
27 insanlann bireysel olarak cezalandmlmasma gõz yumabi-
lirsiniz belki, fakat Sulla; Spoletium, Interamnium, Praeneste
ve Florentia gibi Italia'nm en nitelikli municipiumlarm14 aç1k
arttirmaya ç1kard1.5

1 Burada da rakam athyor.


2 Teslim olan dõrt bin ki�inin õlümünü sava�ta õlen yetmi� bin ki�iden
daha agir buluyor.
3 Lutatius Catulus, eski konsül. Marius'un i�kencesinden korktugu için
intihar etmi�ti. (Bkz. aym ba�hk, madde 15). Sulla burada onun intika­
mm1 ahyor.
4 Municipium (Lat.): Roma kenti ve yurtta�hg1 statüsü verilmi�, Roma
Devleti' nin himayesinde ama içi�lerinde serbest olan [ve ltalia'da yer
alan] kent-devletine verilen isim.
5 Roma'da, misilleme yapmak amac1yla municipiumlarm aç1k artt1rma ile

sat1lmas1 sõz konusu olabiliyordu.


Sertorius ile jf Sava; 163

Eskiden beri müttefikimiz ve dostumuz olan Sulmo'ya ise 28


sava� hukukuna uygun biçimde hücum etmek ya da orayi ku­
�atmak yerine; idama mahkum insanlarm õlüme gõnderilme­
sini emreder gibi, [tüm kente] hüküm giydirdi ve yok edilme­
sini resmi olarak buyurdu.

X. SERTORIUS iLE iÇ SAVA�

II.X. (III,22)
Sertorius ile yap1lan sava�, Sulla'nm haz1rlad1g1 õlüm listesinin 1
yaratt1g1 sonuçlardan sadece biridir. Buna bir iç sava� mi, yoksa
di� dü�manla bir sava� mi demeliyim, bilmiyorum. Zira Ro­
mah bir generalin komutasmda, Lusitaniahlardan ve Celtiberi
kavminden olu�an bir orduya kar�1 sava�tld1.
Ôlüm listesinde adi yer alan, kaçak ve sürgün ya�ayan Ser- 2
torius, õnemli bir askerdi. Ancak iktidar mücadelesi felakete
ugram1� bu adam gittigi her yeri kan�tirdl. Ônce Africa'da ve
Balear adalannda talihini denedi. Sonra tasanlarm1 okyanusa
kiy1 bõlgelere ve Fortunata adalarma1 yayd1. En sonunda da
Hispania'y1 sava�a ki�kirttl.
Cesur biri, kendi gibi cesurlarla kolay anla�ir. Hispania11 as- 3
kerlerin sava� azmi ve enerjisi �imdiye dek kimseye Sertorius' a
ettigi kadar hizmet etmedi.
Fakat Sertorius'a bu da kâfi gelmedi. Mithridates'e ve Pon- 4
tus'a yõneldi ve krala gemileriyle yard1mc1 oldu.
Roma Devleti'nin tek bir konsülle ba�a ç1kamad1g1 bu siya- 5
si hasm1, yapt1klanyla yetinmedi.
Bunun üzerine Metellus'a takviye olarak Gnaeus Pompeius 6
da gõnderildi. Bu ikisinin ordusu biraraya gelince, Sertorius'un
etkisi azald1 ve tüm Hispania'da pe�ine dü�üldü. Fakat çar­
p1�malar uzun sürdü ve kesin sonuç bir türlü elde edilemedi.

1 Günümüzde Kanarya adalan, ispanya.


1 64 Kisa Roma Tarihi

Buna ragmen gene de zafer kazamld1ysa bunun sebebi askeri


olmaktan ziyade kendi adamlarmm ihaneti ve sinsiligidir. ilk
çarp1�malar legatuslar arasmda oldu; Roma birliklerinin ba�m­
da Domitius ve Thorius, diger yanda ise Hirtulei vard1.
7 Biri Segovia dolaylarmda digeri de Anas nehri kiytlarmda
yenilgiye ugrayan konsüller bu kez gõgüs gõgüse muharebe­
lerle ve dõnü�ümlü olarak güçlerini denediler; ancak Lauro ve
Sucro kentleri yakmlarmda aym õlçüde ba�ans1zhga ugrad1lar.
Daha sonra ordulardan birisi kirsah, digeri de kentleri yakip
y1kmaya koyuldu.
8 Romah komutanlarm arasmdaki uyumsuzlugun cezasm1
zavalli Hispania õdüyordu.
9 Bu bõyle sürdü, ta ki kendi tarafmda meydana gelen ay-
n�malar yüzünden Sertorius zor duruma dü�ene kadar. Per­
perna'nm 1 yenilip sava�tan çekilmesinden sonra Osca, Termes,
Ulia, Valentia, Auxuma ve açhgm tüm s1kinttlanna maruz ka­
lan Calagurris kentleri Roma'ya baghhk yemini ettiler. Bõylece
bar1� Hispania'da yeniden tesis edildi. Konsüller, bu utkunun
dâhili bir ba�ar1 yerine harici bir zafer olarak gõrülmesini ve
bir tõren alay1 ile kutlanmasm1 istediler.

XI. LEPIDUS iLE ÍÇ SAVA�

II.XI. (III,23)
1 Marcus Lepidus ve Qyintus Catulus'un konsüllüklerinde2 yeni
bir iç sava�m ba�lamas1yla bastirtlmas1 hemen hemen bir oldu.
Bu hareketin ate�ini, her ne kadar güçlü olmasa da tutu�turan
Sulla devrinin edimleriydi.
2 Birtakim yenilikler yapmaya hevesli olan Lepidus, bütün
deneyimsizligiyle, Sulla gibi büyük bir ismin yapm1� oldugu

1 Sertorius'un komutanlarmdan birisi.


2 MÔ 78.
Lepidus ile jf Sav"I 165

i�leri tersine çevirmeye haz1rlamyordu. Buna kalki�makta hak­


s1z olmayacakt1, eger ciddi anayasal yanh�lara dü�meden yapa­
bilseydi.
Dictatorlugu dõneminde Sulla, sava� hukukuna dayanarak 3
siyasi has1mlarm1 kara listeye alm1�t1. Bunlar arasmdan hayatta
kalanlar1 Lepidus'un tekrar gõreve çagtrmasmm, geçmi�e bir
meydan okumadan farki yoktu. Aynca mahkum edilmi� kent­
lerde Sullànm müsadere edip ba�kalarma dag1tt1g1 mülkler,
her ne kadar haks1zca ele geçirilmi� de olsa, art1k yasa koru­
mas1 altmdayd1. Bunlarm yeniden iadesi �üphesiz ki devletin
normale dõnen düzenini sarsmaktayd1.
Dolaymyla o sirada yap1lmas1 en uygun ve a�ikâr olan �ey, 4
yaral1 ve hasta gõrünen cumhuriyeti belli bir süre ve belli bir
�ekilde kendi haline birakmak; yaralan iyile�tirmek adma tek­
rar de�mekten kaçmmakti.
Nitekim devlet, Lepidus'un bu kafa kan�tmc1 ve bulamk 5
sõylevlerinden bir sava� borazam duymu�çasma irkilince o da
Etruria'ya dogru hareket etti ve oradan da silahlarm1 ve ordu­
sunu Roma kentine yõneltti.
Ancak Sulla iktidarmm komutanlan ve bayraktarlar1 olan 6
Qyintus L. Catulus ve Gnaeus Pompeius, Mulvius Kõprüsü ve
Janiculum tepesini kendi birlikleriyle tutmu�tular.
Kisa süre içinde, daha ilk hücumda bu komutanlar tara- 7
findan püskürtülen Lepidus, Senatus tarafmdan dü�man ilân
edilince kan dõkmeden Etruria'ya kaçt1, oradan da Sardinya'ya
s1gmd1; hastahk ve pi�manhklar içinde orada õldü.
Bu çarp1�manm galibi olan taraflar, iç bunahmlardan sonra 8
güç bela yakalanan bar1� halini memnuniyetle kar�tladtlar.
166 Kisa Roma Tarihi

XII. CATILINA iLE SAVA�1

II.XII . (IV,1)
1 Catilina'nm, yõnetimi devirmek gibi menfur bir fikre kap1hp
kendi ülkesine kar�1 güç kullanmasma yol açan ilk sebep, müs­
rif bir ya�am sürmesi ve bunun kõrükledigi geçim derdiydi.
Aym zamanda dünyanm diger ucunda yap1lan sava�lar dolay1-
s1yla tüm Roma ordulannm kentten gitmi� olu�u da bir firsat
yaratt1.
2 Senatus'un varhgma kastetildi, konsüller kihçtan geçirildi,
kentte yangmlar ç1kanlarak halk tedirgin edildi, devlet hazine­
si yagmaland1; kisaca cumhuriyeti temelinden ortadan kald1r­
maya dõnük, Hannibal'm bile arzu etmemi� oldugunu gõrdü­
gümüz, saldirgan füller i�lendi. Suç ortaklanna gelince, �urada
isimlerini yazmak bile tiksinti verici.
3 Catilina bir patriciustu, ama sadece o mu? Curius, Porcius,
Sulla, Cethegus, Autronius, Vargunteius ve Longinus gibi
õnemli ailelerden ve yüksek yõnetici sm1ftan gelenler de vardi.
Ve bir de Lentulus tabii, en üst düzey bir praetordu kendileri.
Bu adamlar, sõz konusu dev ve pis tertipteki i�birlikçilerdi.
4 insan kam üzerine yemin ederek birbirlerine bagland1lar ve
aralarmda çanaklar dola�tlrarak içindeki kam içtiler. Bõylesi
günah, bõyle bir ritüelle yap1lmam1� olsa dahi, son derece kõ­
tücüldü.
5 Eger bu entrika, dõnemin konsülleri olan Cícero ve Anto-
nius' a çatmasayd1, güzelim imparatorlugun sonu gelecekti. Cí­
cero õzenli çabas1 ve etkinligiyle meseleyi ortaya koyup aydm­
latt1, Antonius da askeri gücüyle komployu ezdi.
6 Bu büyük fesatm i�aretleri, hafifme�rep bir kadm olan Ful-
via vas1tas1yla su yüzüne ç1ktl. Dü�ük biri olmasma kar�m bu
i�e bula�m1� soylulardan daha masumdu.

1 Bu olay Catilina Tertibi olarak da isimlendirilir.


Catilina ile SavtZj 167

Konsül, 1 Senatus'u toplant1ya çagtrarak, zanhnm da otu- 7


rumda oldugu bir konu�ma yapt1. Bu konu�ma, Catilina'nm
kentten kaçmas1 di�mda bir sonuç vermedi. Üstelik kaçarken,
bir ytktmla bu harareti sõndürecegini sõyleyerek ayan beyan
herkesi tehdit etti.
Manlius'un te�kilâtlandird1gi bir ordu için Etruria'ya gitti 8
ve Romàya sava� açmaya haz1rland1. Lentulus ise Roma kral­
hgimn kendi soyuna vaat edildigine ve bunun Sibylla kitap­
lannda yer ald1gma inamr olmu�tu. Bu saçma fikre istinaden,
kentin i�gal gününde kullamlmak üzere Catilina'nm ayarlad1g1
tüm mühimmata, silahlara ve adamlara sahip ç1kt1.
Kentteki komplocularla da yetinmedi; o s1ra tesadüfen Ro- 9
ma'da olan, Allobroges'ten gelmi� elçileri de kt�ktrtarak bu ha­
zirhga dâhil etti. Bu ittifak Alplerin õtesine de geçebilirdi, eger
Lentulus'un bir mektubu bu kez de Volturcius'un ihaneti sa­
yesinde ele geçirilmeseydi. Cicero'nun emriyle bu kõtü niyetli
adamlar tutukland1. Lentulus ku�kuya yer birakmadan Senatus
tarafindan suçlu bulundu.
Verilecek ceza tart1�masmda Caesar, suçlularm statülerinin 10
gõz õnüne almmasm1 istedi; Cato ise i�ledikleri suç ne gerek­
tiriyorsa o cezanm verilmesinden yana gõrü� bildirdi.
Cato'nun gõrü�ü herkes tarafindan uygun bulundu ve ha- 11
inler zindanda astlarak idam edildiler. Entrika ktsmen bast1-
nlm1� da olsa Catilina en ba�mdan bu yana vazgeçmi� degildi.
Etruria'dan orduyla tehlikeli biçimde ülkesine dogru hareket­
lenince kar�1smda Antonius'un birliklerini buldu ve yenildi.
Sava� bittiginde çat1�manm �iddeti de gõzler õnüne serildi. 12
Tek bir canh dü�man askeri kalmam1�tl. Sava� sirasmda tutun­
duklar1 mevzilerde son nefeslerini vermi� ve buralan cesetle­
riyle doldurmu�lard1. Catilina ise kendi adamlarmdan uzakta
bizim askerlerin õlüleri arasmda bulundu. Eger kendi vatam
için camm feda etmi� olsa õlümü muhte�em oldu diyebilirdik.

1 Cicero.
168 Kisa Roma Tarihi

XIII. CAESAR iLE POMPEIUS


ARASINDAKi iÇ SAVA�

II.XIII. (IV,2)
1 Art1k neredeyse bütün dünya Roma egemenligi altma girmi�ti
ve bu egemenlige kar�1 koyabilecek hiçbir di� güç yoktu. An­
cak tüm milletlerin hâkimi bu imparatorluga haset eden bu
kez Kader tannças1 oldu ve kendi y1kim1 için sava�a ki�kirtt1.
2 Aslmda õncesinde, Marius ve Cinna'nm Roma'ya dõnük
hirçmhklan kentin ba�ma geleceklerin ilk habercisi ve ilk de­
nemeleriydi. Daha sonra Sulla'nm yaratt1g1 firtma daha geni�
bir alanda etkisini gõstermesine kar�m gene de Italia sm1rlan
içinde kald1.
3 Caesar ve Pompeius'un hi�m1 ise õnce Roma kentini ve lta-
lia'daki diger kom�u kavim ve kentleri, sonra da tüm impara­
torlugu sararak bir sei ve yangm felaketi gibi zarar verdi.
4 Dolay1s1yla bu olaya sadece iç sava� denmesi dogru degildir,
hakeza müttefik sava�1 da. Yabanc1 bir ülkeyle sava� da diye­
miyoruz. Hepsiyle ortak õzellikler gõsteren bu silahh husumet,
sava�tan da büyük bir �eydi hattâ.
5 Nitekim sõzü geçen bu iki komutam incelediginizde, Sena-
tus'un bir kism1 ilkinden, 1 diger kism1 ise õbüründen yana saf
tutmu�tu. Ordularma baktigm1zda; ilkinin kontrolünde on bir
legio, digerinde ise on sekiz legio vard1, ve bu askerlerin hepsi
güçlü, zinde ve ltalicus soyundandi. Dost devletlerden gelen
destege gore ise; ilki Gallial1 ve Germanial1 kavimlerin seçimi
iken, digerinin arkasmda Deiotarus, Ariobarzanes, Tarcondi­
motus, Cotys ve Rhascypolis gibi liderlerle, Thracia, Cappa­
docia, Macedonia, Cilicia, Graecia ve tüm Dogu ülkeleri du­
ruyordu.
6 Sava� dõrt y1l zarfinda bitmi� de olsa, yaratt1g1 yikim bu
süre içinde olmas1 beklenenden daha fazlayd1. Sava�m cereyan

1 i lki derken Julius Caesar, digeri ile de Gnaeus Pompeius kastediliyor.


Caesar ile Pompeius Arastndaki jç Savaj 169

ettigi mevkiler ve yaytltm ise �õyleydi: Sava�a ilk tutu�ulan yer


Italia oldu, buradan Gallia ve Hispania'ya geçildi; sonra ise Ba­
t1'dan tüm gücüyle Dogu'ya dogru Epeiros ve Thessaliàya s1ç­
rad1. Oradan ani bir �ekilde Aegyptus'a indi ve derken Asia'ya
geri yõneldi. Asiàdan ç1kip Africa'ya çõktü. En sonunda tekrar
Hispania'ya uzanarak orada yava� yava� sõndü.
Ancak sava�m sona ermesiyle taraflar arasmdaki nefret bit- 7
medi. Kentin ve Senatus'un orta yerinde, bu sava�m galibinin
cam almana dek, 1 yenik tarafin ona olan garezi yat1�mad1.
Bu korkunç belalarm sebebi õbürleriyle aymyd1; smirs1z ba- 8
�ar1 ve gõnenç arzusu. Oliintus Metellus ve Lucius Afranius'un
konsüllüklerinde2 Romànm hükmü tüm dünyada kudretini
gõsterirken, Pontus ve Armenia'daki son zaferlerin sevinci sü­
rerken, sahnelerde Pompeius'un ba�arilan sergilenirken, onun
bu üstün nüfuzu Roma'da rahatma dü�kün baz1 yurtta�larm
-ah�1k olundugu üzere- keyfini kaçirmaya ba�lad1.
Metellus, Girit zaferinin yanki bulmamasmdan; Cato, ik- 9
tidarda olanlara dõnük her zamanki �üpheciliginden; Pompe­
ius'un edimlerini küçümsediler ve ele�tiriye ba�ladilar. Bunun
yol açt1g1 dargmhk tepki olu�turdu ve Pompeius makamm1
korumak için destek aramaya giri�ti.
Tesadüf o siralar soylu kõkeni, maddi varhg1 ve yüksek iti- 10
bar1 dolaylSlyla Crassus'un da ünü yayilmaktayd1; ama o serve­
tini daha da büyütmek istiyordu. i�e bakin ki Caesar'm da aym
�ekilde konsüllügü sirasmda3 güçlü hitabeti ve cesaretiyle y1l­
d1z1 yükseliyordu. Buna ragmen Pompeius digerlerinden daha
fazla õne ç1kt1.
Ve bõylece: Caesar siyasi güç edinme, Crassus gücünü art- 11
tirma, Pompeius ise mevcut gücünü elinde tutabilme saikiyle,
ama ashnda üçü de aym iktidar hevesiyle, gõrev payla�1mmda
kolayhkla uzla�tilar.
1 Caesar suikast1 kastediliyor.
2 MÔ 60.
3 MÔ 59.
1 70 Ktsa Roma Tarihi

12 �õhretlerini daha da parlatmak üzere güçlerini birle�tirdi-


ler. Caesar Galliày1; Crassus Asia'y1; Pompeius ise Hispania'y1
sorumluluguna ald1. Üç dev ordu ve üç komutan, tüm dünya­
nm egemenligini ortakla�a ellerine geçirdiler.
13 Bu hâkimiyet onlan dizginleyen mü�terek korku sayesinde
sadakatle on y1l devam etti. Ancak Crassus Parthlarla yap1lan
sava�ta hayatm1 kaybetti. Dahas1, Caesar'm klZl ve aym zaman­
da Pompeius'un e�i Juliànm [erken] õlümü ile aralarmdaki re­
kabet tekrar ba�lad1. Çünkü bu evlilik bag1 damat-kaympeder
uyumunu ayakta tutuyordu.
14 Caesar'm ula�tig1 askeri güç Pompeius'u, Pompeius'un po-
pülerligi ise Caesar'1 rahats1z ediyordu. Pompeius, onu kendine
denk olarak kabul etmezken; Caesar da Pompeius'u kendin­
den üstün gõrmüyordu. Ne yaki�1ks1z hareketler! Bu gõrkemli
imparatorlugun zenginlikleri iki ki�iye yetmeyecekmi� gibi, en
üst makam1 ele geçirmenin derdine dü�tüler.
15 Bunun sonunda Lentulus ve Marcellus'un konsüllüklerin-
de1 ittifak yemini ilk kez bozuldu. Caesar'm halefinin belirlen­
mesi için Senatus -yani Pompeius'un iradesi- harekete geçin­
ce Caesar bu fikre kar�1 ç1kmad1; ama kar�1hgmda bir sonraki
seçimde, listelerde kendi ismine de yer verilmesini istedi.
16 Halk tribunuslarmm Pompeius'un da onay1yla daha õnce
karara baglam1� oldugu "g1yabmda konsül seçilebilmesine"
�imdi aym heyet ikiyüzlülükle itiraz ediyordu.
17 Teamül geregi bizzat gelip adayhgm1 resmile�tirmesi gerek-
tigi ona sõylendiginde, Caesar ilk verilen kararda 1srar edilme­
sini istedi. Bu sagland1g1 takdirde ancak, ordusunun ba�mda
gõrevine devam edecegini iletti. Bunun üzerine Senatus karan
ile dü�man ilân edildi. Buna son derece õfkelenen Caesar, sa­
va�larla elde ettigi kazammlar1 gene sava�arak korumaya karar
verdi.

1 MÔ 49.
Caesar ile Pompeius Arastndaki jç Savai 171

iç sava�m ilk çarp1�malan Italia topraklannda oldu. Pom- 18


peius buradaki kale ve mevzilere halihaz1rda hafif silahh bir­
likler yerle�tirmi�ti. Caesar bunlarm tümünü ele geçirdi.
ilk büyük muharebe ise Ariminum'da1 oldu. Bõylece Libo 19
Etruria'd an, Thermus Umbria'dan; Domitius Corfinium'd an
ç1kanp atild1. Ashnda bu sava� daha fazia kan dõkülmeden
sona erebilirdi, eger Pompeius haz1r Brundisium'dayken bir
baskmla yakalanabilseydi.
Çünkü bõylece, abluka altmdaki limandan geceleyin kaç- 20
mas1 õnlenmi� olacakt1. Anlatmas1 utanç verici bir �eydir bu.
Senatus'un ba�1, sava� ve bar1�m karar vereni ve gõzeteni olan
bu adam, 2 kendi zaferlerine tamk olmu� bu denizde, kmk dõ­
kük ve hemen hemen silahs1z bir gemiyle vatamm birakiyordu.
Pompeius'un Italia'dan kaç1�1 Senatus'un Roma'dan kaç1�1 21
demekti; o derece çirkin bir olaydi. Caesar ise Roma'ya gir­
diginde, kendisine duyulan korkudan õtürü, kenti neredeyse
terk edilmi� olarak buldu ve kendini konsül seçtirdi. Doku­
nulmaz bir statüsü olan devlet hazinesini tribunuslara bir türlü
açtiramaymca kinlmasm1 emretti. Õnce Roma ulusunun ortak
serveti, mülkü ve miras1 olan hazineyi gaspetti, sonra da en
yüksek askeri ve sivil emretme yetkisini.
Pompeius'un ülkeden kaç1p uzakla�mas1yla Caesar, onun 22
pe�ine dü�meden evvel eyaletleri düzene sokmaya karar verdi.
Bir tahil amban olan Sicilya ve Sardinya'ya legatuslar yollaya-
rak denetimine aldi.
Bizzat kendisinin bar1� getirmi� oldugu Gallia'da bir dü�- 23
manhkla kar�1la�mad1. Fakat Pompeius'un Hispania'daki or­
dulannm üzerine yürümek üzere bu eyalete geçi�i sirasmda,
Massilialilar3 kent giri�ini ona kapatma cüretini gõsterdi. Za­
vall1 bar1�sever kent, sava�tan kaçmay1m derken kendini sava-
�m ortasmda buldu. Tüm kent surlarla muhafazah oldugu için
1 Günümüzde Rimini, i talya.
2 Pompeius.

3 Günümüzde Marsilya, Fransa.


1 72 Ktsa Roma Tarihi

Caesar [burada vakit kaybetmeyip] yoklugunda bunlara hasar


verilmesini emretti.
24 Grek kõkenli bu kentin insanlar1 kavgayi sevmemelerine
kar�m dü�manm kurdugu kuleleri ve tahkimat1 dagttlp ate�e
vermeyi ve denizde gemileriyle kap1�mayi gõze ald1.
25 Buras1 için gõrevlendirilen Brutus, birlikleriyle hem karada
hem de denizde üstün gelerek onlar1 durdurdu. Akabinde tes­
lim olan kent halkt, sahip oldugu her �eyden mahrum buaktl­
d1; en çok deger verdikleri õzgürlükleri hariç.
26 Hispania'ya gelince; Gnaeus Pompeius'un legatuslan olan
Petreius ve Afranius'a kar�1, seyri sürekli degi�en ve sonuçsuz,
ama dõkülen kanm da nisbeten az oldugu bir sava� veriliyordu.
Caesar, Ilerda'daki Sicoris Nehri ktyilarmda askeri kt�lalanm
kurarak kenti çevirmeye ve d1�ar1yla olan baglantmm kesme­
ye yeltenmi�ti ki, o mevsim nehrin kabarmas1yla su ta�ktnlan
olunca kendi ikmal yo llan kapand1.
27 Üslendikleri bu yerde açhk tehdidi ba� gõsterdi. Kenti ku-
�atmak isterlerken, nehir onlan ku�att1 bir baktma.
28 Nehrin akt�1 tekrar normale dõnünce düzlük zemin hem
istilaya hem de sava�maya elveri�li hale geldi. �iddet de geri
geldi. Celtiberia'ya dogru çekilen dü�man birliklerinin pe�ine
taktldtlar. Toprak setler ve hendeklerle suyu keserek onlan tes­
lime zorladtlar.
29 Yaktn Hispania kurtanhrken, Uzak Hispania'nm da geri
kazamlmas1 uzun sürmedi. Be� tane legiayu devirmi� olan Ca­
esar'm bu ordusuna, geriye kalan tek bir legio nastl kafa tutabi­
lirdi? Nitekim Varro'nun kendiliginden teslim olmas1yla Ga­
des kenti, Bogaz1 ve Okyanus,2 oldugu gibi Caesar'm yanmda
yer tuttular.
30 Caesar'm bizzat bulunmad1g1 sava�larda -Illyria ve Africa
õrnegindeki gibi- talih Romahlarm yüzüne gülmemekle bir-

1 Cebelitank bogaz1 kastediliyor.


2 Atlas okyanusunun iber yanmadasma bakan tarafl.an.
Caesar ile Pompeius Arastndaki iç Savfll 173

likte, bõylesi bir durum onun zaferlerini daha da parlatmaya


yarach.
Dolabella ve Antonius'a Adriyatik denizinin giri�ini tut- 31
m a gõrevi verilince; biri ordugâhm1 Illyria ktytlarma, digeri
ise Curictàya kurdu. O stralar Pompeius denizlerde büyük bir
hüküm sürüyordu ve onun /egatuslarmdan biri olan Octavius
Libo, filosunun en kuvvetli unsurlar1yla iki komutam birden
ku�att1.
Açhk, Antonius'u teslimiyete zoruyordu. Basilus'tan yard1m 32
için küçük tekneler gõnderildiyse de gemilerin yoklugunda ih­
tiyac1 ne kadar kar�1layabilirlerdi, takdire kalm1�. Daha sonra
bu tekneler de denizin altma ag gibi dõ�enmi� olan engellere
taktld1; Pompeius'un adamlannm Ciliciahlardan1 õgrendigi bir
tuzakt1 bu.
Nihayet denizin yükselmesiyle kendilerini aç1klara att1lar. 33
Buna ragmen bir tanesi, yani içinde Opitergium'dan askerlerin
oldugu gemi, bu kez bir s1ghkta dibe oturdu ve sonraki nesil­
lere aktartlacak bir olay meydana geldi: En fazla bin ki�iden
kurulu bu birlik dõrt bir yandan kendisini çeviren bir ordunun
silahlarma tüm gün direndi. Ancak bu kahramanhk onlara hâlâ
kaç1� saglamaymca, askeri tribunus olan Vulteius'un da yürek­
lendirmesiyle, birbirlerini ktran ktrana dõvü�erek õldürdüler.
Africàda keza, Curio hem yigitlik gõsterdi hem de e�it de- 34
recede bir felaket ya�ad1. Bu eyaleti Caesar'a kazand1rmak için
gõnderilmi�ti. Varus'u yenip oradan uzakla�t1rarak bir gurur
ya�ad1. Ama, Kral Juba'nm sürpriz basktmm ve yerel halktn ath
hücumunu durduramad1. Yenilince õnce kaçmayi dü�ünse de
sonra haysiyeti basktn geldi ve tedbirsizligi yüzünden yitirdigi
ordusu gibi o da õlüme gitti.
Sava�m 1srarla istenmesiyle kaderin art1k kaçmilmaz ktld1- 35
gi çarp1�ma için Pompeius, Epeiros bõlgesini seçti. Caesar da
yola koyulmak için fazla beklemedi.

1 Korsanlanyla ünlüydü.
1 74 Ktsa Roma Tarihi

36 Arkasmda her �eyi düzene sokmu� olarak, lo.� lo.yamet, kõtü


hava engeline ragmen sava� yerine yelken açt1.
37 Oricum1 yalo.nlarmda ordugâhm1 kurdu. Gemilerinin azh-
gmdan dolayi ordusunun bir bõlümünü Antonius'un sorum­
lulugunda Brundisium'da b1rakmas1 askeri harekât1 geciktirdi.
Sabirs1zlanan Caesar, onlan Oricum'a sevk etmek üzere hirsla
tek ba�ma gecenin ortasmda bir gõzcü teknesiyle denize aç1l­
maya kallo.�t1. Tehlikenin büyüklügü kar�1smda huzursuzlanan
kaptana verdigi cevap hâlâ hat1rlardadir: "Geminde Caesar
varken neden korkuyorsun?"
38 Her bir yandan gelen kuvvetleri tek bir güç halinde topla-
yan ve sava� çad1rlarm1 da birbirlerine yalo.n hizalayan bu iki
komutanm planlan fark11yd1 ancak Caesar, sert yaratih�h bir
adamd1 ve ba�lad1g1 i�i tamamlamak arzusu ta�1rd1.
39 Bu sebeple sava� düzenini aç1ga ç1kard1, dü�mam lo.�lo.rtt1
ve meydan okudu. On alt1 mil uzunlugunda bir duvarla et­
rafim çevirerek dü�man ordugâh1m ku�atmaya ba�ladi. Ancak
engelsiz biçimde her ihtiyac1m denizden bolca kar�1layabilen
bir orduya ku�atmayla nas1l zarar verilebilir?
40 Ba�ka bir keresinde Dyrrachium'a2 etkisiz bir saldm ger-
çekle�tirdi ve neden sonra burasmm zaptedilmesi imkâns1z
bir yer oldugu anla�1ld1. Aynca dü�manm yarma harekâtlar1yla
sürekli yüz yüze geldi. Bir centurio olan Scaevola'nm bõyle za­
manlarda gõsterdigi müstesna kahramanhk dikkat çekiciydi;
kalkamyla yüz yirmi tane oku gõgüsledi.
41 Caesar bundan ba�ka, Pompeius ile müttefik olan kentleri
rahats1z etti; Oricum' a Gomphi'ye ve Thessalia'daki diger gar­
nizonlara zarar verdi.
42 Bu manevralara kar�1hk Pompeius, dü�mam geciktirmeyi
ve kaçak davranmay1 tercih etti. Nitekim, her yõnden yolunu

1 Oricus olarak da geçer.


2 Dyrrhacium olarak da geçer. Günümüzde Durres kenti, Arnavutluk.
Caesar ile Pompeius Arastndaki Íç Sava1 175

ttkamaya, gücünü ve erzaklarm1 tüketmeye ve bu son derece


tutkulu komutanm hevesini kirmaya ugra�t1.
Fakat Pompeius'un bu kurtulu� plam daha fazla tutmad1. 43
Emrindeki askerler hareketsizlikten, müttefik ülkeler sava�m
gecikmesinden, õnde gelen devlet adamlar1 da Pompeius'un
isteksizliginden yakinmaya ba�lad1lar. Kader tannçasmm i�leri
h1zlandirmas1yla sava� meydam olarak Thessalia'daki Philip-
pi ovas1 kabul edildi; Roma kentinin, imparatorlugun ve tüm
milletlerin akibeti art1k buraya baghydi.
Kader bu kadar çok Romah askeri ve rütbeliyi hiçbir zaman 44
biraraya getirmemi�ti. Toplam üç yüz binden fazla sava�ç1, ay­
nca yard1mc1 birlikler, krallar ve Senatus mensuplar1.
Ugursuz alâmetler yakla�an y1kim1 gõstermekteydi; adak 45
için aynlan hayvanlarm kaçmalan, sava� sancaklarma ü�ü�en
an sürüleri ve gündüzün havanm aniden kararmas1 gibi. Pom­
peius bir de garip bir rüya gõrür; tiyatroda kendisini alki�lar
gibi gõrünen kalaba11k aslmda yumruklanyla elem içinde dõ­
vünmektedir. Sabah kamp karargâhmda -hayra i�aret olma­
yan- karalar giymi� birisi gõrüldü.
Caesar'm ordusu hiç olmad1g1 kadar tetikte ve saldmya 46
geçmeye hazird1. Nitekim sava� borusu ilk o yanda çahnd1 ve
ilk silahlar oradan atild1. Crastinus da karglSlyla sava�a ilk gi-
ren ki�i olarak kayitlara geçti. Ôlüsü ise çok geçmeden cesetler
arasmda ve agzma kihç sürülmü� olarak bulundu. Ald1g1 bu
darbenin korkunç gõrüntüsü, sava�an askerlerin arzu ve õfke­
sinin büyüklügünü de haber veriyordu.
Bu meydan sava�1mn biti�i de aym �ekilde tuhaf oldu. Zira 47
süvari birliklerinin üstün gücü dolaylSlyla Pompeius'un Cae­
sar' i kolayhkla ablukaya alacag1 zannedilirken kendisi çevre­
leniverdi.
Nitekim uzun süre yeni�emeden süren sava�m bir a�ama- 48
smda Pompeius, süvarilerine yan cepheden ani saldm emri
verdi; hemen bunun üzerine verilen bir i�aretle Germanial1
1 76 Kisa Roma Tarihi

cohorslar1 üstlerine gelen bu birlige �iddetle kar�1 koyarak onla­


n at s1rtmdan devirmeye ba�ladtlar. Hücum eden �õvalyelerle,
saldmya ugrayan piyadeler âdeta yer degi�tirdi.
49 Pompeius'un kaçan süvarileri alt edildikten sonra sua ha-
fif silahh birliginin yok edilmesine geldi. Ondan sonra da bir
korku yaytld1, birliklerin tela�1 birbirine geçti ve geriye kalan
kuvvetler neredeyse tek bir hamleyle maglup edildi. Ordunun
büyüklügü y1kimm en büyük sebebi oldu.
50 Sava�m birçok bõlümünde mevcut bulunan Caesar; yeri
geldiginde bir er, yeri geldiginde de bir imparator gibi gõrev
yapt1. At üstünde yakinma gelen birinin duydugu baz1 sõz­
ler vard1r: Bunlardan bir tanesi, zalimce ama zekice ve zafer
üzerinde etkili olan ''Asker, yüzlerine vur!" emridir. Digeri de,
her ne türden kõtü durumda olursa olsun mutlu Pompeius'un
izinden giderken sõyledigi ve õvünç için kastedilmi� olan " Va­
tanda�lara kiymaym!" emridir.
51 Onun ordusunu sürüklemi� olan aym yazg1 Caesar'm ken-
disini de sürüklüyordu. Hayatta kalmayi ba�arm1� da olsa pa­
yeleri tükenmi� olan Pompeius, �imdi daha büyük bir utanç
içinde Thessalia'daki Tempe vadisinden dolu dizgin kaç1yordu.
Oradan hareketle küçük bir gemiyle Midilli'ye yana�t1. Daha
sonra Cilicia'ya uzamp Syedra'da 1ss1z bir kayahkta Parth dev­
letine, Africa'ya veya Aegyptus' a s1gmmay1 aklmdan geçirdi.
52 En sonunda Pelusium sahillerinde terslikler gene yakasma
yap1�t1. Krall arm en vicdans1z1, had1mlarmdan birinin aklma
uydu. Verilen emirle Pompeius, e�i ve çocuklarmm gõzleri
õnünde ve firari bir asker olan Septimius'un kihc1yla biçilerek
õldürüldü.
53 Pompeius'un õlümüyle herkes olaym kapand1gma inam-
yordu muhtemelen. Ne var ki, Thessalia'daki yangmm külleri
tekrar alevlendi; üstelik daha harh ve �iddetli olarak.

1 Caesar'm Germania ve Galliah birliklerden destek ald1gt daha õnce

belirtilmi�ti.
Caesar ile Pompeius Arasindaki jf Sava1 1 77

Aegyptus'ta Caesar'a kar�1 açtlan [yeni] sava�m esasen Ro- 54


màdaki hiziple�meyle bir ilgisi yoktu.
iki komutanm arasmdaki sava�ta büyük bir kõtülügün par- 55
ças1 olan Alexandria1 Krah Ptolemaios, Pompeius'un õlümü-
nü firsat bilerek Caesar'la bir dostluk antla�mas1 imzalam1�t1.
Bõylesi õnemli bir kurbanm2 ruhu için teselli isteyen Kader
Tannças1 arad1g1 firsat1 buldu.
Krahn kiz karde�i olan Kleopatra, Caesar'm dizlerine ka- 56
panarak kralhktan kendisine bir pay istedi. Güzelligi, kadmm
çabalanna yard1mc1 oldu. Bir haks1zhga maruz kalm1� gibi gõ­
rünmesi de Kleopatra'nm cazibesini arttmyordu. Aynca bir de
Caesar'm krala halen duydugu bir nefret vard1.
Bu kral diger tarafin lehine olarak Pompeius'un katline gõz 57
yummu�tu ama bunu Caesar'1 dü�ündügü için yapmam1�t1.
�üphesiz ki olanak dogmu� olsa aym kõtülügü Caesar'a da
yapmaya kalki�abilirdi.
Caesar, Kleopatrànm tahta geçirilmesini buyurdugunda, 58
Pompeius'u õldüren aym adamlar kralhk saraymda etrafim
sard1. Caesar, elinde küçük bir grup asker oldugu halde sald1r­
gan kalabahg1 olaganüstü bir kavga vererek durdurdu.
ilk olarak yakinmdaki binalar1 ve limam ate�e vererek dü�- 59
man silahlarm1 uzak tuttu. Hemen sonra çabuk bir hareketle
Pharos yar1madasma ç1kt1. Fakat oradan denize püskürtülünce,
büyük bir talih eseri yakimnda demir atm1� filosuna yüzerek
ula�ti. Ü stündeki askeri pelerini belki tesadüf belki de bilinçli
bir �ekilde dalgalara birakt1; dü�man bu nesneyi ok ve ta�larla
hedef alarak oyaland1.
Kendi denizcileri tarafindan güverteye ahmp kurtar1ld1ktan 60
sonra, dü�man gemilerine dõrt bir yandan yakla�t1. Bu korkak
ve kalle� insanlara hak ettigi cezay1 vererek damadmm ruhu-
nu huzura kavu�turdu. Buradaki sava�m beyni ve ki�kirtic1s1

1 Günümüzde iskenderiye kenti, Mmr.


2 Pompeius.
1 78 Ktsa Roma Tarihi

Theodotus, erkeklikten nasibini almam1� ucubeler Pothinus ve


Ganymedes, denizde ya da karada kaçi�1rlarken õlümleriyle
bulu�tular. Kralm cesedi çamurlarm içinde bulundu ve üstün­
deki altm z1rhtan te�his edildi.
61 Asia'da Pontus Devleti tarafmdan yeni isyanlar ba�latild1.
Kader, Mithridates Kralhg1'nm sonunu getirmek için pusuda
bekliyor gibiydi. Õnceki kral nasil ki Pompeius tarafmdan ye­
nilgiye ugrat1lm1�sa, �imdi aymsm1 Caesar onun ogluna yapa­
bilirdi.
62 Kral Pharnakes, gõzüpekliginden ziyade bizim kendi ara-
m1zdaki güven bunal1mmdan istifade edip dü�manca niyetle
ordusunu Cappadocia'ya sürdü.
63 Caesar tek bir akmla, ba�ka bir deyi�le yanm bir muharebe
ile onu devirdi; tipki bir y1ldmm çarpmas1 gibi, an geldiginde
taarruz edip tepelerine dü�tü ve i�ini bitirmi� olarak aynldi.
Caesar õvüncünde haks1z degildi; gerçekten de dü�manm ora­
da belirmesiyle yenilmesi bir olmu�tu.
64 Asia'daki ülkelerde durum buydu. Africa'da ise Caesar' m
kendi vatanda�lanyla yapt1g1 sava� Pharsalos'takinden de kan­
hyd1. Batan gemilerin kalmt1lar1 denizdeki gelgit yüzünden
kiy1ya vurdugunda bunlara sadece enkaz demek zordu; aym
zamanda yeni bir sava�m da malzemesiydi.
65 Bir taraf, yenilmekten õte, etrafa saçilm1� gibiydi. Pompe-
ius'un õlümü taraftarlan arasmdaki yemini saglamla�ttrm1�t1
ve komutamn ba�anlarma leke sürdürmeyeceklerdi. Cato ve
Scipio'nun isimleri daha fazia ses getiriyordu. Mauretania'nm
kral1 olan Juba da kendi kuvvetlerini onlarla birle�tirdi; çünkü
Caesar'm fetihlerinin daha geni� bir alana yay1lacagm1 hisset­
mekteydi.
66 Pharsalos ile Thapsus kentleri arasmda bir fark yoktu; ikin-
cisinin sava�mak için daha geni� bir yer olmas1 di�mda. Cae­
sar' m saldms1 ilkine gõre daha �iddetliydi ve Pompeius'un
õlümüyle çat1�manm büyümesinden infial duyuyorlardi. Daha
Caesar ile Pompeius Arastndaki jf Sava; 179

õnce hiç olmam1� bir �ey ya�and1 bir de. Sava� borulanm -ko­
mutan daha emir vermeden- borazanctlar kendiliginden çald1.
Terslikler ilkin Juba'nm ordusunda ba�lad1. Sava� için egi- 67
tilmemi� ve vah�i ortamlarmdan henüz yeni getirilmi� olan ftl-
ler borularm ani sesiyle ürktüler ve geri dõnüp kendi saflarma
dogru ko�turmaya ba�ladilar. Daha sonra ise ordu çekilmeye
ba�lad1gmda komutanlarm da kaçmayacak kadar cesur ki�iler
olmad1g1 ortaya ç1kt1. Bununla birlikte, hepsinin õlümü gõrül­
meye degerdi.
Scipio1 bir gemiyle kaçmaya çal1�1yordu ki dü�manm eline 68
geçmeye yakm, kihcm1 vücuduna saplad1. Adamlanndan biri
onu sordugu vakit bunu duydu ve "Generalinizi merak etme­
yin, saghg1 iyi" dedi.
Juba sarayma çekildi. Ertesi gün, kendisiyle birlikte bir di- 69
ger kaçak olan Petreius'un da bulundugu bir ziyafet tertipledi.2
Sofranm üstü yemek ve kâselerle donatild1gmda, Juba, õlü­
münün onun elinden olmas1 gerektigini sõyledi. Petreius hem
kendisinin hem de Juba'nm canma kiyabilecek kadar sinirleri
saglam biriydi. Ziyafetin ortasma gelindiginde, henüz yemek-
ler bitmemi�ken, ritüelin yapild1g1 masa õnce kralm sonra da
Romah yolda�mm kamyla mtls1klam oldu.
Cato3 o sirada muharebede degildi. Bagradas4 nehri yakin- 70
larmda ordugâhm1 kurup, Africa'da ikinci savunma hatt1 gõre-
vi gõren Utica'y15 koruyordu.
Fakat kendi dostlannm õlümünü õgrenince, hiç tereddüt- 71
süz ve akil bir aclama yaki�ir biçimde, iyimserlikle õlümü çagir-
d1. Buna uygun olarak da oglu ve dava arkada�lar1yla vedala�t1;

1 Cornelius Scipio Nasica.


2 Tõrensel cenaze yemegi.
3 Marcus Porcius Cato. Kartaca Sava�larmdaki censor Cato ile kan�t1-
nlmamah.
4 Bagrada olarak da geçer.

5 Antikçag'da Kartaca'nm bir sahil kenti.


1 80 Kisa Roma Tarihi

tüm gece kandil 1�1gmda, Platon'un ruhun õlümsüzlügünü


konu alan kitabm11 okudu. K.isa bir süre istirahat etti.
72 Sabahm ilk saatlerinde kilicm1 çekti ve ç1plak gõgsüne art
arda saplad1. Bunun üzerine hekimler gelip pansuman yap­
maya kalki�mca adamm kutsalhgm1 ihlal ettiler. Onlar gidene
degin tahammül etti, sonra yaralarm1 tekrar yirtti açt1 ve bun­
lardan kan fi�krrd1. Ôlümcül ellerini, de�tigi yerlerin üzerinde
b1rakarak kendini ikinci kez õldürmü� oldu.
73 Africa'daki sava� bitmi� gibi gõrünse de silahlar ve ayr1�-
malar tekrar ba� gõsterdi ve Hispania'daki gerilim Africa'da
ya�ananlar1 a�t1; tipki Africa'daki �iddetin Thessalia'da olanlar1
a�t1g1 gibi.
74 Hispania'da ekseriyetle Pompeius yanhlan benimseniyordu.
Hem ordunun ba�mdakilerin karde� olmalan, hem de bir ye­
rine iki güçlü karakterin destegini alm1� olmalan õnemliydi.
75 Çarp1�malar hiçbir yerde, buradaki gibi kiran kirana ve aç1k
uçlu olmad1. ilk temas okyanusun tam giri�inde, legatuslar Va­
rus ve Didius arasmda oldu.2 Fakat denizin kendisiyle veri­
len sava�, gemilerin birbiriyle yapt1g1 sava�tan daha zor geçti.
Yurtta�lar arasmdaki bu iç sava�1 cezalandmrm1�çasma Okya­
nus, iki tarafm donanmasm1 da batird1.
76 Müthi� bir manzarayd1; aym anda dev dalgalar, kasirga, sa-
va�ç1lar, gemiler, hepsi birbirine girmi� bir haldeydi. Sava�m
meydana geldigi yerin çetin ko�ullar1 da i�in cabas1. Bir yam
Hispania sahilleri kaplarken, diger yanda yakinla�an Maure­
tania sahilleri; bir iç ve bir di� deniz; hemen diplerinde biten
Hercules Kayahklar13 ve bu arada hem firtma hem de kavga
kiyamet.
77 Bu muharebeden hemen sonra iki taraf da kent ku�atma-
s1 için h1zla farkli yõnlere ayrtld1lar. Hispania kentleri bu iki

1 Phaidon.
2 Varus, Pompeius yanlmyd1; Didius ise Caesar.
3 Cebelitank Bogaz1'nm iki yanmda yükselen dik kayahklara verilen ad.
Caesar ile Pompeius Arastndaki iç SavtJi 181

hizip arasmda kalm1� olmaktan mutsuz bir halde, Roma'yla


bagla�1k bir devlet olmanm acmm çekiyorlard1.
Son büyük muharebe Munda'da oldu. Digerlerine gõre 78
daha �anss1z, uzun ve muglâk geli�en bu üzücü sava�m akibeti
üzerinde belli ki Kader tannças1 hâlâ kararm1 vermemi�ti.
Bu eyaletteki çarp1�malarm beklenmedik õlçüde büyüme- 79
si yüzünden, [son] muharebe õncesinde Caesar, ya insani bir
duygusalhkla geriye bakarak ya da parlak giden talihinden
�üpheye kap1larak yeniden dü�ünmü�; ama askeri seferin deva­
mma karar vermi�ti. Belki de mücadeleye birlikte ba�lad1klar1
Pompeius'un ba�ma gelenlerin aymsmm kendisine de olaca­
gmdan korkmu�tu. Bu sava�ta da daha õnce kimsenin ya�ama­
d1g1 bir olay oldu.
Uzun bir süre e�it giden çarp1�ma, iki tarafm da art1k õlüm- 80
lerle birbirini deviremeyecegi bir noktaya geldi. Tam en kiz1�­
m1� a�amada iki ordu da aniden duralad1 ve sessizle�ti. Sanki
herkes bir an kendi kendine aym �eyi dü�ündü; "Nereye vara­
cak bunun sonu?"
Caesar'm gõzleri õnünde hiç ah�1lmad1k ve garip bir �ekil- 81
de, on dõrt ytldir onunla hizmet gõren emektar askerler sa­
va� meydanmdan geri ad1m att1lar. Her ne kadar, firar edecek
kadar i�i ileri gõtürmeseler de bu �ekilde hareketsiz kalmalan
mertlige yaki�mayan utanç verici bir davram� olarak gõründü.
Atm1 ç1lgm gibi sürerek ordunun õn saflarma gelen Cae- 82
sar, bocalayan bu grubun çekilmesini õnleyerek gõnüllerini
kazanmaya çal1�t1; sancak ta�1y1ctlara sõzle kuwet a�tlad1; rica,
minnet, azarlama, hepsini denedi; birliklerinin arasma attld1,
askerlere bagmp çagird1, heyecanla yüzlerine seslendi.
Bu karga�a içinde Caesar'm a�mya kaçarak kendine zarar 83
vermeyi aklmdan geçirmi� oldugu ve yüzündeki ifadeden ken-
di elleriyle hayatma son vermek istedigi sõylenir. Tam o sirada
dü�man saflarmdaki be� tane cohors sava� düzeninden saparak
çekilme belirtileri gõsterdi. Bu kuwetler, durumu tehlikede
1 82 Ktsa Roma Tarihi

olan ordugâh1 korumakla gõrevli olarak, [Pompeius yanhs1]


Labienus tarafindan gõnderilmi�ti.
84 Caesar, ya bunun gerçekten bõyle olduguna inand1gmdan
ya da bu hareketlenmeden kurnazhkla faydalanmak istedigin­
den, dü�manm yenilip sava� alanmdan kaçt1gm1 adamlarma
kabul ettirerek cesaretlerini toplamalarm1 saglad1; dü�manlar1
ise �a�irtt1. Nitekim tekrar kazanmaya ba�lad1klarm1 dü�üne­
rek Caesar'1 daha büyük bir azimle takip ettiler. Kar�1 taraf ise
kendi saflarmdaki çõzülmeyi gerçek zannederek sahiden kaç­
maya ba�ladi.
85 Dag1lan dü�mana olan hirs ve õfkelerinin ne kadar birikti-
gini �uradan anlayabilirsiniz: Dü�man, sava�1 terk edip Mun­
da'ya s1gmd1gmda, Caesar derhal kentin ku�at1lmasm1 emretti.
Dü�man cesetlerini üst üste y1g1p bir set olu�turdu. Sava� kar­
g1lan ve m1zraklarla da bu y1gm1 birbirine raptetti; marazi bir
�eydi bu, barbarlara kar�1 yap1lm1� dahi olsa.
86 Pompeius'un ogullan giderek zafer ümitlerini yitiriyorlard1.
Gnaeus Po m peius muharebeyi terk ettikten sonra bacagmdan
yaral1 olarak gõzden irak ve 1ss1z bir yer ararken, Lauro kenti
yakmlarmda Caesonius tarafindan bulundu; ciddi bir mücade­
le vermi� de olsa, sonunda õldürüldü.
87 Karde�i Sextus Pompeius ise �ans1yla, geçici bir süre Celti-
beria'da gizlendi; Caesar dõneminin biti�ine kadar da yeni bir
çarp1�madan kendini korudu.
88 Caesar vatanma muzaffer bir komutan olarak dõndü. il-
kin Gallia için zafer alay1 düzenlendi; bu tõrende, zaptedilmi�
olan Ren ve Rhone nehirleri ve Okyanus, altmdan maketlerle
canlandmld1. ikinci zafer kutlamas1 Aegyptus için yap1ld1; Nil
Nehri ve Arsinoe1 tahta arabalarla, Pharos ise me�alelerin ay­
dmlatt1g1 bir maketle sergilendi.
89 Üçüncü tõren Pharnakes ve Pontus zaferi amsma yap1ld1.
Dõrdüncüsü, Kral Juba ile Mauretania zaferinin onuruna ve

1 Kleopatra'nm kizkarde�i.
Caesar ile Pompeius Arasmdaki Íç Sav"i 183

Hispania'yi iki kez dize getirmi� olmanm �erefine yaptld1.


Pharsalos, Thapsus ve Munda için resmi bir geçit yaptlmad1.
Ugruna zafer alayi düzenlenmeyen bu muharebeler ne kadar
da büyüktü halbuki!
Sonunda silahlar sustu, bar1� dõneminde kan dõkülmedi 90
ve sava�m yerini merhamet ald1. K.imse için õlüm cezas1 emri
verilmediyse de bunun istisnalan oldu: Afranius (zaten daha
õnce bir kez affedilmi�ti), Faustus Sulla (Pompeius deneyimi
Caesar'a damatlardan korkmayi õgretmi�ti), Pompeius'un klZl
ve onun Sulla'dan olan küçük çocuklan (neslin devam etme­
mesi için).
Romal1 yurtta�lan ona minnettarhk gõsterdi; her türden ve 91
y1gmla õdül, takdir ve payeyi ona armagan etti. Tapmaklara
heykelleri kondu; giydigi taç, aç1k hava tiyatrolannda 1�1l 1�1l
parlad1; Senatus'un toplant1 salonunda onun için yüksek bir
platform yap1ld1; evinin üstüne üçgen bir cephe süsü1 eklendi;
takvime onun ismiyle amlan bir ay ilave edildi. Bunun yanmra,
"vatanm babas1 ve ebedi ba�komutan"2 unvam verildi. En son
bir de, kendi arzusuyla mi oldugu bilinmez, konsül Antonius
tarafindan ona rostra õnünde krall1k ni�anlan takdim edildi.
Fakat toplanan tüm bu rütbe ve madalyalar õlüme yazg1h 92
bir adam içindi. Caesar' a duyulan haset, ho�gõrünün õnüne
geçti. Siyasi ve askeri emretme gücünün artm1� olmas1 õzgür
yurtta�lara agir geldi.
Bu yõnetim sürdürülebilir degildi. Brutus, Cassius ve di- 93
ger senatõrler imparatorun katlinde anla�t1lar. Eceli hiçbir güç
durduramaz.
Suikast iddialan yay1hyordu. O me�um gün, kendisine bir 94
ihbar notu geldi; bunun üstüne yüz adet kurban kestirdi ve
kehanetler ugurlu ç1kmad1.

1 Fastigium (Lat.) : Mimaride "almhk" denir.


2 "Pater patriae perpetuusque dictator"
184 Ktsa Roma Tarihi

95 Gene de, Parthlara kar�1 bir askeri sefer için gõrü� almaya,
Senatus binasma geldi. Orada makam koltugunda otururken
Senatus mensuplarmm1 saldmsma ugrad1. Yirmi üç b1çak ya­
ras1 ile yere y1ktldi. Kendi vatanda�larmm kamm dünyamn her
yerinde dõkmü� bu adamm kam �imdi Senatus'ta akiyordu.

XIV. iMPARATOR AUGUSTUS


YÕNETiMiNDE DEVLET

II.XIV. (IV,3)
1 Caesar ve Pompeius'un cinayetlere kurban gitmelerinin ardm­
dan, eski õzgür cumhuriyete dõnüldügü dü�ünülüyordu.
2 Durum bõyle olabilirdi; eger Pompeius, gerisinde çocuk-
lanm Caesar da bir varisini birakm1� olmasayd1. Bir de, bu iki
husustan daha da vahim olan Antonius vard1. Bir dõnem Ca­
esar'la birlikte triumvirlik2 yapan ve sonra da iktidar için rakip
olan Antonius, Caesar suikastmdan sonraki ate� ve çalkant1-
dan sag salim ç1kabilmi�ti.
3 Sextus [Pompeius] babasma ait olan �eyleri geri istiyordu
ve tüm denizlerde tela� tekrar ba�lad1. Octavianus3 bir diger
yandan, Caesar'm intikamm1 alma pe�ine dü�ünce Thessa­
lia'nm huzuru gene bozuldu.

1 Failler aristokrat (optimates} ve ath sm1ftand1 (equites).

2 Triumviri {Lat.): Roma'da devlet yõnetimini üstlenen ve üç magist­


ratustan olu�an heyet; üçlü komisyon. Sõzcügün tekil hali triumvirdir.
3 Caesar'm yegeni ve evlathgt olan Caesar Octavius, sonradan Caesar
tarafmdan Julius soyuna kabul edildi. "Octavius soyundan gelme" an­
lammda "Octavianus" olarak bilinir. MÔ 27 ytlmda Senatus tarafindan
kendisine Augustus unvam verilecektir. Florus metinde ondan yer yer
Octavius, Caesar, Octavius Caesar ya da Augustus Caesar olarak bah­
sediyor. Biz ise bir kan�1khga mahal vermemek için bu çeviride tarihte
daha iyi bilinen ad1yla Octavianus'u ve zaman zaman da Augustus'u
kulland1k.
Mutina Sava/t 1 85

Antonius kaypak karakteriyle, bir yandan Octavianus'un 4


yasal mirasç1 olu�unu kmarken, diger yandan Kleopatra'ya olan
a�kiyla bir kral gibi davramyordu ( . . . )1 Kurtulu�u da bir kõle
gibi boyun egmekte buluyordu.
Bu büyük belirsizlikte gene de �ükredilmelidir ki devlet 5
idaresi büyük õlçüde Octavianus'un elinde topland1. Basireti
ve zekâs1yla, imparatorlugun sars1lm1� ve kan�m1� halde olan
siyasi i�lerini düzene soktu.
Bir õnderin iradesi ve akil ile ruhun kilavuzlugu olmasa hiç 6
�üphesiz gõrü� birligi ve uyum gerçekle�emezdi.
Marcus Antonius ile Publius Dolabella'nm konsüllügünde 7-8
ve kaderin Roma siyasi erkini Octavianus'a devretmekte oldu-
gu s1rada2 türlü ve çok yõnlü olaylar devleti felce ugratm1�t1.
Gõkcisimlerinin y1llik devinimleri ve burçlarm degi�mesi so­
nucu havada firtmalann kopmas1 ve mevsimlerin etkilenmesi
gibi, tüm milletlerin tâbi oldugu Roma'daki hükümdar degi�i-
mi de imparatorlugun temelini derinden sarst1; ve her türden
tehlikelerle, içeride ve d1�anda, karada ve denizde, sava�larla,
kõle isyanlanyla gücü smand1.

XV. MUTINA SAVA�I

II.XV. (IV,4)
Devletteki anla�mazhgm ilk sebebi Caesar'm birakttg1 vasiyet 1
oldu. iktidar için ikinci varis olan Antonius, kendisi yerine ter­
cih edilen Octavianus'a iflah olmaz bir õfke duyuyordu. Bu
hevesli gencin evlathga kabulüne kar�1 bir mücadele üstlendi.
Henüz on sekiz ya�ma gelmi� ve kinlgan çagmda olan bu 2
delikanhy1 çekingen ve haks1zhk edilmeye de müsait bulan

1 Orijinal elyazmanm burasmda yakla�1k sekiz kelimelik bir bo�luk ol­


dugu not dü�ülmü�.
2 MÕ 44.
186 Kisa Roma Tarihi

Antonius; Caesar ile olan eski silah arkada�hgmm verdigi güç­


le, baz1 dolaplar çevirerek ve iftiralar atarak vasiyeti degersiz­
le�tirmeye çah�tl. Kara çalarak genç adamm onuruyla oynad1
ve Julius sülalesine kabulünün durdurulmas1 için tüm çareleri
denedi.
3 En sonunda, aç1kça silahlara ba�vurarak onu dizginlemek
amac1yla bir ordu haz1rlad1; Cisalpina Gallia'da bulunan ve
kendisinin planlarma kar�1 ç1kan Decimus Brutus'un üzerine
yürüdü.
4 Octavianus ise bem gençligiyle hem de ugrad1g1 haks1z-
hk sebebiyle halkm gõnlünü kazamp, üstüne geçirdigi ismin
büyüklügünden de faydalanarak, Caesar'm emektar askerleri­
ni silah ba�ma çagird1. Ve inanmas1 güç, bir privatus s1fanyla
konsüle sava� açtl.
5 Mutina'da ku�atma altmda olan Brutus'u kurtard1, Antoni-
us'u da ordugâhmdan kaçird1. Bu yigitligi ile hayranhk yaratt1.
Nitekim yaralanyla kanlar içindeyken bir legio sancagm1, õl­
mekte olan sancaktarm elinden al1p omzunda askeri ki�lasma
kadar ta�1d1.

XVI. PERUSIA SAVA�I

II.XVI. (IV,5)
1 Devletteki bir diger anla�mazhk arazi payla�1mmdan ç1kti.
2 Octavianus, babasmm silah arkada�1 olan eski muhariple-
re, kendisine yapnklar1 hizmetlerden õtürü õdül olarak toprak
vermi�ti. Akli her zaman kõtülüge çah�an Antonius'u bu kez
e�i Fulvia kihç ku�anmaya ve sava�a ki�kirtt1. Bõylece, daha
õnce topraklarmdan tardedilmi� olan kõylüleri tahrik ederek
silahlar1 tekrar harekete geçirdi.
3 Bunun üzerine ise sadece vatanda�lar tarafmdan degil aym
zamanda Senatus'un da oyu ile Antonius devlet dü�mam ilân
Triumvirlik Dõnemi 1 87

edildi. Octavianus saldmya geçerek onu Perusia1 surlarma ka­


dar sürdü. Çirkin bir yõntem olan, kenti açhga mahkum etmek
de dâhil, denenmedik hiçbir yol birakmayarak onu teslime
zorlad1.

XVI. TRIUMYIRLiK DÕNEMi2

II.XVI. (IV,6)
Antonius ban�a ve cumhuriyete ba�h ba�ma bir tehdit iken 1
huna Lepidus da eklendi; âdeta ate�e kõrükle gidilmesi gibi.
iki konsül ve iki orduya birden kim, ne yapabilirdi? O da zalim
bir ortakl1gm bir parças1 olmaya mecbur kaldi. Hepsinin de
niyeti, karakterleri gibi farkl1yd1.
Lepidus mal-mülk sevdalm bir adamd1 ve bu karga�adan 2
kendine menfaat saglama ümidindeydi. Antonius, kendisini
dü�man ilân edenleri cezalandirma istegindeydi. Octavianus' a
gõre ise, Caesar'm ruhunu Cassius ile Brutus'un varhg1 ve ka­
nmm yerde kalm1� olmas1 rahats1z ediyordu.
Bu üç komutan arasmda ticari sõzle�me benzeri bir ban� 3
yap1ld1. Perusia ve Bononia arasmdaki Confluentes'te el s1ki�1l-
d1 ve ordular birbirini selamladi. ikinci triumvirlik kõtü õrnek­
lerle i�e ba�lad1. Silah zoruyla anayasa çignendikten sonra Sul­
la'nm zamanmda uygulanan kara listeler tekrar geri geldi. Kirk
kadar senatõrün õldürülmesi bu fenahklarm en bariz olamyd1.
Ac1mas1z, alçakça ve sefil õlümler dünyanm her yerinde 4
firarileri buldu. Antonius kendi amcas1 olan Lucius Caesar' i,
Lepidus ise kendi karde�i Lucius Paulus'u õlüm listelerine
ald1. Bõylesi hor gõrülmeye ne kadar yas tutulsa bo�.

1 Günümüzde Perugia, Ítalya.


2 Esasen burada anlat1lan ikinci triumvirlik donemidir. ilk triumvirlik
Gaius Julius Caesar, Gnaeus Pompeius Magnus ve Licinius Crassus
arasmda olandtr.
188 Ktsa Roma Tarihi

5 Romàda kafas1 kesilenlerin ba�1 rostraya konup te�hir edi-


lirdi, âdettendi bu. Buna ragmen, hayatm1 orada konu�maya
adam1� Cicero'nun kesik kafasm1 rostrada gõrdüklerinde halk
gõzya�lanm tutamadt. Eskiden onu dinlemeye giderken gõs­
terdikleri aceleciligi bu kez onun bu halini gõrmek için gõs­
terdiler.
6 Bu cinayetler Antonius ve Lepidus'un hanelerine yazild1.
Octavianus ise sadece Caesar'm suikastç1lanm mimlemekle
yetindi; eger cezas1z kal1rlarsa kendi õlümü me�ru olarak dü­
�ünülmesin diye.

XVII. CASSIUS VE BRUTUS iLE SAVA�

II.XVII. (IV,7)
1 Gõrünü�te, Brutus ve Cassius'un Caesar' 1 õldürmeleri, Kral
Tarquinius'un tahttan ala�ag1 edilmesi gibiydi. Fakat yeniden
in�a etmeye çah�t1klar1 siyasi õzgürlügü bu hain cinayetle yok
etmi�tiler.
2 Bu iki adam, suikasttan sonra Caesar'm emektar askerlerini
hesaba katarak durumdan ürkmü� ve derhal Senatus binasm1
terk edip Capitolium'a s1gmm1�lard1. Pi�man degillerdi ama
hareketin ba�mda bir lider yoktu henüz.
3 Cumhuriyetin kar�1 kar�1ya oldugu bunahm besbelliydi.
Yeni bir intikam istenmiyordu, bu cinayet uygun bulunmuyor
olsa da.
4 Cicero tarafmdan kendileri için õnerilen af teklifl kabul
edilmi� de olsa toplumun yash ve dargm gõzlerinden sakm­
mak için, bizzat õldürmü� olduklar1 Caesar tarafmdan sagh­
gmda kendilerine verilmi� olan eyaletlere, yani Syria ve Ma­
cedonia'ya çekildiler. Bõylece Caesar'm intikam1 ertelenmekle
birlikte bundan vazgeçilmedi.
Cassius ve Brutus ile Sava1 189

Triumvirler içinde resmi gõrevlerin dagthm1, yaptlmas1 ge- 5


reken biçimde degil elden gelebildigi kadar yaptld1. Kentin1
muhafizhgi Lepidus'a brraktld1. Octavianus ve Antonius ise
Cassius ve Brutus' a kar�1 silahlandtlar.
Cassius ve Brutus birlikte büyük bir kuvvet hazrr ettiler ve 6
Gnaeus Pompeius için õlümcül olmu� olan topraklara konu�­
landtlar. Ancak kaçmtlmaz õlümün yakm i�aretleri gõrülmüyor
degildi.
Nitekim an sürüleri sancaklara tünedi; insan cesetlerini 7
yemeye te�ne olan ku�lar2 kampm etrafmda uçmaya ba�lad1.
Sava� düzeninde ilerleyen ordunun kar�1smda bir Aethiopia­
hnm3 belirmesi de fazlas1yla anla�1hr ve s1kmtth bir emareydi.
Aynca Brutus bir gece, her zaman yapt1g1 gibi, kandil yakip 8
derin dü�üncelere dalm1�ken iç karart1c1 bir hayalet kendini
gõsterir. "Kimsin, nesin?" diye sordugunda "senin kõtü cininirn''
der ve Brutus �a�kinhk içindeyken gõzlerinin õnünden kay­
bolur.
Octavianus'un kampmda ise ku�lar ve adaklar, kehanetle- 9
riyle daha olumlu ve gene bir o kadar umut vericidir. Ama en
çok ipucu veren �u olur: Octavianus'un hekimi rüyasmda ona
gõrünür ve kamp1 tahliye etmesi için uyanr, çünkü buranm
dü�mesi an meselesidir. Ertesi gün aynen bu gerçekle�ir.
Tarafl.ar sava�a ba�larlar ve ayn1 hararetle uzun süre dõvü- 10
�ürler. Fakat bir tarafm iki komutam4 yerli yerindeyken, diger
tarafin iki komutam da eksiktir; bunlardan biri5 hastahgmdan
dolayi sava� d1�1 kalm1�trr, digeri ise6 õdleklik ve aylakltgm­
dan. Ama gene de bilegi bükülmez olan Kader Tannças1 hem

1 Roma.
2 Akbaba.
3 Habe�.
4 Cassius ve Brutus.
5 Octavianus.

6 Antonius.
190 Kisa Roma Tarihi

intikamc1yi hem de intikamcmm hedefini kolluyordu; sava�m


gidi�at1 bunu anlattyordu.
11 En ba�ta durum õyle müphemdi ki iki taraf da tehlike saç1-
yordu; nitekim bir taraf Octavianus'un ordugâhm1 ele geçirir­
ken diger taraf da Cassius'unkini zaptetti. Ama askerlerin kah­
ramanhgi tannlarm takdirini degi�tirmeye yetmez. Brutus'un
son nefesinde, erdemin bilfül degil sadece sõzde oldugunu
sõylemesi bo�una degildir.
12 Bu sava�m neticesini bir hata tayin etti. Octavianus'un or-
dugâhm1 ele geçirdikten sonra h1zh bir manevrayla geri dõ­
nen süvarilere kanattaki birliklerin yol verdigini gõren Cassius,
bunlarm kaçmakta oldugu kamsma kap1ld1 ve tepeye dogru
çekildi.
13 Ortahk gürültü-patirt1 ve toz-toprak içindeyken, ve hava
da kararmakta iken, bulundugu yerden ne olup bittigini anla­
mas1 mümkün olmad1. Gõzcü olarak gõnderdigi bir asker de
kendisine haber yeti�tirmekte geç kald1. Ordunun s1ki�ttg1 ve
i�lerinin bittigi sonucuna vard1, ve yanmdaki sava�ç1lardan bi­
rine ba�m1 uçurmasm1 i�aret etti.
14 Cassius'ta ruh ikizini bulmu� olan Brutus ise, Cassius'un
õldügünü duyunca, yapm1� olduklan yemini bozmamak için,
-aralarmdaki akde gõre bu sava�ta biri õlürse digeri de sag kal­
mayacaktt- yolda�lannm birinden, bõgrüne kihç saplamasm1
istedi.
15 Bõylesi inançh ve cüretkâr adamlann intiharlarmm ba�ka-
lannm elinden olu�una kim �a�irmaz? Belki de sebep, felsefi
inançlarma baghhktan ba�ka bir �ey degildi. Kendi ellerini kir­
letmemek adma, kendi kararlar1 da olsa, bu eylem için ba�ka­
lanm kullandilar.
Sextus Pompeius ile Savfli 191

XVIII. SEXTUS POMPEIUS i LE SAVA�

II.XVIII. (IV,8)
Caesar'm suikastç1larmm hakkmdan gelinmi� olsa bile Pom- 1
peius'un ocag1 hâlâ tütmekteydi. Ogullarmdan birisi Hispa­
nia'da õlmü�; digeri ise kaçmayi ba�arm1� ve kõtü giden sava�­
tan geriye kalan askerleri yamna toplay1p mahkumlar1 da si­
lahlandirm1�t1. Bunlarla Sicilya ile Sardinya'yi mesken tutmu�,
filosuyla Akdeniz'in orta bõlümlerini kontrol ediyordu.
Babasmdan ne kadar da farkh biriydi! O komutan Ciliciah 2
korsanlarm kõkünü kaz1m1�ken, oglu kendini ancak korsanhk
yaparak savunuyordu. Puteoli, Formiae, Vulturnus ve dolay1-
s1yla tüm Campania sahillerini, Pontiae ve Aenaria adalanm, 1
hattâ Tiber nehrinin agzm1 yagmalad1. Sonrasmda Octavia­
nus'un gemileriyle çat1�mca onlan ate�e verdi ve batird1. Sa­
dece kendi ba�ma degil, filosuna komutan yapt1g1 Menas ve
Menekrates isimli alçak kõlelerle birlikte, tüm kiy1lan bir a�ag1
bir yukan dola�arak talan etti.
Elde ettigi zenginlikler sonucu, boynuzlar1 altm yald1zh yüz 3
tane bogay1 Pelorus'ta kurban olarak sundu. N eptunus' a bir adak
olarak, canh bir at1 gene alt1nla bezeli biçimde Messina boga­
zma firlatt1; bõylece denizlerin koruyucusu olan tann, kendi
sularmda egemen olmasma izin versin istedi. Tehlike sonunda
õyle bir noktaya geldi ki dü�manla -Pompeius'un ogluna dü�­
man demek ne kadar dogruysa- bar1� için anla�maya vanld1.
Sevinç büyüktü, kisa sürecek de olsa. Baiae limanmda yap1- 4
lan mutabakatla, geri dõnü�üne ve mülklerinin iade edilmesine
izin verildi. Onun davetiyle gemisinde bir ziyafet düzenlendi
ve orada kaderinden yakind1. Nükteli biçimde "Benim kari­
nam ise i�te buras1" 2 diyerek, [ saghgmda] babasmm ya�am1�

1 Günümüzde Ponza ve Ischia adalan, i talya.


2 Carina (Lat.): Karina; denizcilikte gemi omurgas1 ya da teknenin su
içinde kalan bõlümü anlamma gelen terim.
1 92 Kisa Roma Tarihi

oldugu Roma'nm en havah semti olan Carinae'a gõndermede


bulundu; zira kendi evi ve evin koruyucu tannlan bir gemiyle
sm1rhyd1.
5 Fakat Antonius'un hoyrathgi yüzünden Pompeius'un çar-
çur edilmi� servetinin -ki bunlan haraç mezaç satan da An­
tonius'tu-, Sextus'u geçindirmesi mümkün degildi. Bundan
dolay1 anla�mamn ko�ullar1 ktymetini yitirmeye ba�lad1. Gi­
di�at yeniden silahlara sar1lma oldu. Genç bir aclama kar�1 im­
paratorluk tüm gücüyle bir filo in�a etti; bunun için sarfedilen
gayret olaganüstüydü.
6 Herculaneum Yolu, sm1r yollan kesilerek bõlündü. Lucri-
nus gõlünün sahil �eridi tamamen kaz1hp bir limana dõnü�tü­
rüldü. 1 Bu gõl ile Avernus Gõlü arasma ortadan bir kanal aç1ld1
ve iki gõl birbirine kavu�tu. Bõylece bu sakin ve sakh sularda
filoya bir deniz sava�1 için tatbikat yapma olanag1 sagland1.
7 Bu büyük çaph [ve hazuhkh] donanmanm saldms1 sonucu
Sextus, Messina bogazmda maglup edildi. Eger kavgasm1 daha
uzaga ta�1mam1� olsayd1, bir õnder olarak iyi ününü kendisiyle
birlikte mezara gõmebilirdi. Ancak büyük yetenekleri olan in­
sanlarm daima umut etmek gibi bir õzelligi vard1r.
8 Dava kaybedilince Asiàya dogru dümen ktrarak uzakla�t1.
Niyeti orada dü�manm eline dü�üp zincire vurulmak, yigit bir
adamm ya�ayabilecegi en zor ko�ullarda dü�manm keyfekeder
hükümlerine maruz kalmak ve celladma boyun egerek õlmekti.
9 Kserkses'ten bu yana bõyle elim bir kaç1� gõrülmedi. Ger-
çekten de daha düne kadar üç yüz elli gemiye komuta eden
Sextus, �imdi geriye kalan altt ya da yedi tanesiyle ve kaptan
gemisinin 1�1klar1 sõnmü� halde denizde seyrediyordu. Par­
maklarmdaki �õvalye yüzüklerini de denize atarak, endi�eyle
gõzü arkada ama õlümden de korkmadan gitti; belki tek kor­
kusu õlmeden dõnmekti.

1 Lucrinus gõlünün Tiren denizine olan yakmhgmdan faydalanarak gõl

ile deniz birle�tiriliyor.


Ventidius Komutastnda Parthlarla Sava1 193

XIX. VENTIDIUS KOMUTASINDA


PARTHLARLA SAVAS

II. XIX. (IV,9)


Cassius ve Brutus cephesi ortadan kaldmld1ktan sonra Pom- 1
peius taraftarlarmm izleri tümüyle silinmekte birlikte, Octavi­
anus devlette istikrarh bir bar1�1 henüz saglayamam1�ti. Çünkü
Antonius, cumhuriyetin güvenligi için bir uçurum, bir ayakba-
g1 ve bir mâni olmaya devam ediyordu.
Ama kendi sonunu getirecek zaaflar1 her zaman vard1. Se- 2
fahatine ve harisligine hizmet edecek her �eyi denedi. Õnce
has1mlanm, sonra yurtta�lanm, en sonunda da ya�ad1g1 çag1,
kendi yaratm1� oldugu korkudan kurtard1.
Crassus'un õlümü Parthlarm moralini yükseltmi�ti; Roma 3
Devleti'nin ya�ad1gi iç kan�1khk haberlerini büyük bir mutlu­
lukla dinliyorlardi. Bu yüzden, bir firsat parlad1gmda ileri attl­
mak için tereddüt etmediler.
Aynca, Cassius ve Brutus tarafindan [õnceden] oraya yol- 4
lanm1� olan Labienus'un ki�kirtmas1 da sõz konusuydu. Ve
neticede Parthlar -art1k nastl bir kin ise bu- Romà nm tüm
dü�manlanm yard1ma çagirdtlar. Toplanan kuwetler, genç bir
kral olan Pacorus'un liderliginde Antonius'a ait tüm karakol­
lan dag1tt1. Antonius'un adam1 olan legatus Saxa, ancak kihc1
sayesinde onlarm eline geçmekten kurtuldu.1
Syria'dan sõkülüp at1lmam1zla tehlike daha da yaytlmaya 5
ba�lad1. Destek verir gõrünümdeki dü�man unsurlar aslmda
kendi fetihlerini yap1yorlard1. Antonius'un bir diger legatusu
olan Ventidius, talihin de gülmesiyle, Labienus'un kuwetle­
rini, Pacorus'un bizzat kendisini ve Parth ordusunun tüm sü­
varilerini Orontes2 ile Firat nehirleri arasmdaki geni� havzada
kesin bir yenilgiye ugratt1.

1 Kthc1yla kendini õldürdü.

2 Asi Nehri.
1 94 K1sa Roma Tarihi

6 Dü�manm kayb1 yirmi bin askerden fazlayd1. Komutanm


piam da bu ba�anda rol oynad1. Kar�1 tarafa sanki panik ya�1-
yorlarm1� gibi i�aretler gõnderen Ventidius, dü�manm ki�lalara
kadar yakla�masma müsaade etti; bununla, at1� menzilini iyice
kisaltarak, Parthlarm etkili gücü olan okçularm1 devreden ç1-
karmay1 dü�ündü.
7 Parth krah büyük yürekliligine ragmen sava�ta õldü. Krahn
ba�1, isyan edip dü�man tarafa geçmi� olan kentlerde dola�t1-
nld1. Syria, bir sava� olmadan, tekrar geri ahndi. Bõylece Cras­
sus'un hezimetini Pacorus'u õldürerek telafi etmi� olduk. 1

XX. ANTONIUS KOMUTASINDA


PARTHLARLA SAVA�

II. XX. (IV,10)


1 Parthlar ile Romahlar kar�tl1klt olarak güçlerini denemeye kal­
ki�1p, Crassus ile Pacorus'un õlümleriyle de bunu birbirlerine
karutlad1ktan sonra e�it olarak dostluk ve saygiy1 yeniden can­
landirmak istediler; bunun neticesinde de bizzat Antonius ile
kral arasmda bir antla�ma imzaland1.
2 Ancak Antonius'un kaprisleri ve kendini begenmi�ligi õyle
baskind1 ki kendine yeni unvanlar kazandirma arzusuyla ve
õzellikle Araxes2 ve Firat nehirlerinin adm1 heykellerinin ve
portrelerinin altma yazd1rma istegiyle haks1z, hukuksuz, dur­
duk yere temelsiz, hattâ gõstermelik bir sava� nedeni bildir­
meye bile zahmet etmeden, sanki bir komutanm gõrevleri ara­
smda gizliden gizliye ve sebepsiz �a�1rtmaca yapmak da varm1�
gibi, ans1zm Syria'dan hareket edip Parthlara saldird1.
3 Silahlara hâkimiyetleri kadar kurnazhklanyla da tarunan bir
kavim olan Parthlar, korkmu� gibi gõrünerek ordular1yla düz

1 Crassus'un õlümü için bkz. I. XLVI. (111,1 1), 8-9.


2 Aras nehri.
Antonius Komutastnda Parthlarla Savtlj 1 95

ovalara kaç1�ttlar. Bu �ekliyle kendini zafer kazanm1� zanneden


Antonius onlar1 takip etmeye giri�ti. Beklenmedik bir anda
çark eden büyük denmeyecek ama seri bir dü�man kuvveti, yol
boyu yorgun dü�mü� Roma kafilesinin üzerine hava kararmaya
yakm saganak gibi yagdi. i ki alay asker, dõrt bir yandan gelen
oklarm altmda kald1.
Eger ertesi gün tanrtlar ac1yip da müdahale etmemi� ol- 4
salar, bununla k.tyaslanamayacak bir k.tyim daha ya�anacakti.
Crassus'un burada ya�ad1g1 hezimetten kurtulmu� bir adam, 1
bir Parth gibi giyinmi� olarak ordugâha at1yla yakla�tl. Kamp­
takileri Latince selamlay1p dilimizi konu�mas1yla da güven ve­
rerek, yakla�an bir tehlikeden sõz etti.
Kralm tüm gücünü seferber ederek çok yak.tnda buralara 5
gelecegini haber verdi; geri dõnüp daglarm yolunu tutmam1z1
salik verdi. Bunu yapt1g1m1zda dahi dü�manla kar�tla�mayaca­
g1m1zm garantisi olmad1gm1 ekledi. Büyük bir tehdit yaratma­
yacak bir kuvvetle de olsa, pe�imize dü�tüler gerçekten.
Antonius'un elindeki son kuvvetler de yok edilebilirdi; eger 6
yagmur gibi dü�en ok ve kargtlar kar�1smda iyice s1k.t�an asker­
ler, kazand1klar1 tecrübeyle dizleri üzerine yat1p kalkanlanm
ba�larmm üzerine kapatarak õlü numaras1 yapmam1� olsalard1.
Bõyle olunca Parthlar yaylarma daha fazia ba�vurmad1lar. 7
Daha sonra Romali askerler tekrar ba�larm1 kaldird1klarmda,
mucizevi bir �eymi� gibi, baz1 Parthlarm "Gidin ve saghcakla
kalm Romalilar! Size bo� yere tüm milletlerin fatihi dememi�­
ler. Parthlarm oklarm1 dahi savu�turabildiniz!" dedigi i�itildi.
Dõnü� yolculugunda ya�ad1klan zayiat sava�takinden az 8
olmad1. Bu bõlgenin kuraklig1 çetindi. Mevcut suyun ac1 ve
nabo� olu�u bir sorundu, ve zayif dü�üp susuzluktan k.trtld1kla-
n zamanlarda çektikleri kuyu suyu temiz gibi gõrünse de sag­
hga iyi gelmiyordu.

1 Sava�ta sag kalm1� ama ülkesine dõnmemi� bir Romah asker olabilir.
196 Ktsa Roma Tarihi

9 Aym �ekilde Armenia'nm agir s1caklan ve hemen akabinde


Cappadocia'nm karh havas1 ve sürekli degi�en iklim �artlan
hastahklan kolayla�tmyordu.
10 On alo legiodan geriye ancak üçte biri kalm1� olarak ve
gümü�ten süs effalar1 sava� baltalar1yla rastgele parçalanm1�
halde geri çekilen bu me�hur komutan, an geldi, ona e�lik
eden kihç ustasmdan kendisini õldürmesini bile istedi. Ama
sonunda kendini Syria'ya atmayi ba�ard1. Orada emsalsiz bir
aktl kaymas1 ya�ayarak ve sanki sirra kadem basmakla bir zafer
kazanm1� gibi, daha da cüretlendi.

XXI. ANTONIUS VE KLEOPATRA iLE SAVA�

II. XXI. (IV, 11)


1Gõsteri� ve kurum satarak hiddetini gideremeyen Antonius,
bunu �ehvet ve uçanhkla sõndürmeye çah�t1. Parth seferinden
sonra sava�tan ve resmi i�lerden uzakla�an komutan, Kleo­
patra'ya gõnlünü kapt1rm1�t1. Askeri ba�artlar kazanm1�çasma
kraliçenin koynunda güç topluyordu.
2 Aegyptuslu bu kadm, esrik komutandan, giderdigi arzula-
n kar�1hgmda imparatorlugu talep etti. Parthlar1 devirememi�
olan Antonius, sanki Roma daha kolay bir hedefmi� gibi bu
i�e sõz verdi.
3 Kendine biçmedigi bir iktidarm hazirhklarma giri�ti ve
bunu gizli sakli da yapmad1. Vatamm, kimligini, devletini, üni­
forma ve sembollerini bir ç1rp1da unutan Romah komutan,
âdeta tamnmaz birine dõnü�tü. Zihnen oldugu kadar kihk-ki­
yafetiyle de ashndan koptu. Elinde altmdan bir kraliyet asas1,
belinde bir pala, iri degerli ta�lar nalqedilmi� eflatun entari
içinde, bir tek tac1 eksikti; o da olsa, kraliçeyle keyif çatan bir
kraldan farki kalmayacakt1.
Antonius ve Kleopatra ile Sava; 197

i lk olarak Octavianus'un Brundisium'dan aynlchgi ve kar- 4


�mna ç1kmak üzere geldigi sõylentileri yayild1. Sonra, onun
Epeiros'ta askeri kamp1ru kurdugu, tüm Actium sahilini, Leu­
ca adasm1, ayru adadaki kayahk burnu ve Ambrakia koylanru
zorlu bir donanma ile çevirdigi duyuldu.
Octavianus'un filosunda dõrt yüzden fazla gemi bulunur- 5
ken dü�manm gemi sayis1 iki yüzden azd1, fakat gemilerinin
büyüklügü bu aç1g1 kapatiyordu. Nitekim onlarm gemilerinde
kürekçi sayis1 alt1 ile dokuz sua arasmda degi�irken, güverte­
den yükselen kule ve tahta platformlarla bunlar âdeta [yüzen]
kalelere ya da kentlere benziyorlarch. Hattâ denizin kükreyi�i
ve rüzgârm etkisiyle daha da yükseliyorlard1; ancak onlarm so­
nunu haz1rlayan da gemilerinin bu cesameti oldu.
Bizim gemiler ise en az iki, en fazia alti sua kürekçiden 6
olu�uyordu, daha fazia degil. Gerekli tüm manevralan yapabi­
len, idaresi kolay bu gemilerle saldm, geri çekilme ve yõn de­
gi�tirme mümkündü. Agir ve hareket kabiliyeti smirh dü�man
filosunun bir gemisine bazen birçok gemiyle birden yakla�arak
firlatma silahlanyla ve pruvadan hücum ettiler, aynca rastgele
me�aleler ve yamc1 maddeler savurdular.
Dü�man kuvvetlerinin kullanchgi makine ve araçlarm çok- 7
lugu ve çe�itliligi, çarp1�madan sonra daha net gõrüldü. Zira
muharebenin bitimiyle enkaz haline gelen donanma tüm de­
nize yaytlm1�, su üstünde yüzüyordu. Arabistan'dan, Saba kral­
hgindan ve bin farkh Dogulu milletten insanm, altm sarm ve
erguvan renkli alh-pullu-yald1zh e�yalarmdan kalanlar, dalga­
larla durmadan aç1ga ç1kiyordu.
Sava�m ilk terk edeni kraliçe oldu. Yelkenleri mor, altuni 8
gemisini aç1klara sürdü. Çok geçmeden Antonius da kaç1p pe­
�ine takilch.
Ancak Octavianus, Antonius'un izini yakindan sürmeye 9
devam ediyordu. Kleopatra'nm ne okyanusa kaçmak üzere
198 Kisa Roma Tarihi

yapt1gi haz1rhklar1 ne de Aegyptus'un iki [cografi] burnuna2


in�a ettirdigi savunma amaçh karak.ollar, hiçbiri fayda etme­
di. Buralar Octavianus'un eline geçmek üzereydi. Kilicma ilk
davranan Antonius oldu. 3 Kraliçe ise Octavianus'un ayaklarma
kapanarak. aklm1 çelmeye çah�ti; her nastlsa ba�aramach. Gü­
zelligi, Romah komutanm izzetinefsini a�amad1.
10 Kraliçenin esas çabas1, ona geri bag1�lanan hayat1 degildi;
ülkesinden pay almakt1. Octavianus'tan umudunu kesince ve
zafer alaymda seyir için kullantlacagm1 fark edince, muhaf1zm
da tedbirsizliginden faydalanarak mozolenin içine -kraliyet
mezarhklarma orada õyle diyorlar- kendini kapatt1.
11 Üzerine çok õzel -ama ah�1k oldugu- bir kiyafet geçirerek
sevgilisi Antonius'un yatt1g1 ho� kokulu lahite, onun yanma
yerle�ti. Ytlanlarm, zehirli di�lerini damarlarma geçirmesiyle
birlikte õlüm uykusuna kendini b1rakt1.

II. XXI . (IV,12)


1 Íç sava�larm sonu bu �ekilde bitti. Diger sava�lar ise yabanc1
milletlere kar�1 verildi. Dünyanm farkh ülkelerinde gõz ka­
ma�tiran imparatorluk, kendi ülkesinde zihni kar1�1k bir halde
kendi dertleriyle ugra� verdi.
2 Dolaymyla dünya bar1�1, yeni bir durumdu. Ama Romàya
tâbi olmanm getirdigi s1ki ko�ullara henüz ah�amam1� olan
burnu büyük ve gururu �i�kin baz1 uluslar onlara dayat1lan s1-
mrlamalara bir süre sonra isyan ettiler.
3 En güçlü tepkiler çogunlukla, kuzeye dogru yerle�ik olan
halklardan geldi: Bunlar Noricuslar,4 Illyrialtlar, Pannonialtlar,
1 Kleopatrànm filoyu Süvey� �eridinden K1Z1ldeniz'e [karadan] indirme
ve sonrasmda Uzak Asya'da yeni bir hükümdarhk kurma dü�üncesinden
bahsedilir.
2 Paraetonium ve Pelusium.
3 Bõylece intihar eder. Kimi kaynaklarda ise õldürüldügü yazmaktad1r.
4 "Noricum" ya�amlan bõlgenin ad1dir. "Noricus" ise burada ya�ayan, bu­

raya ait insan anlammdad1r.


Noricum SavQ/t 1 99

Dalmatiahlar, 1 Moesiahlar, Thraciahlar, Daciahlar, Sarmatiah­


lar ve Germaniahlard1.

XXII. NORICUM SAVA�I

II. XXII. (IV,12)


Alp daglan, Noricuslara sahte bir güven veriyordu zira yalçm 4
kayalara ve karh daglara tirmamlamayacagm1 dü�ünüyorlard1.
Octavianus, onlar1 ve bu mihverdeki tüm kavimleri -Breuni,
Ucenni ve Vindelici gibi- üvey oglu Claudius Drusus vas1ta­
s1yla bastird1.
Alpler bõlgesinde ya�ayan topluluklann ne kadar yirt1c1 ol- 5
duklan bu yõrenin kadmlarma baktlarak kolayca anla�tlabilir.
Silahlar1 tükenince, çocuklarm1 yere çarp1p onlarm parçalarm1
dü�man askerlerinin yüzüne firlatt1klar1 gõrüldü.

XXIII. ILLYRIA SAVA�I

II. XXIII. (IV,12)


Illyriahlar da Alplerin eteklerinde ve vadilerin derinliklerin- 6
de, çaglayanlarla dik biçimde yartlarak olu�mu� dogal setlerin
koruyuculugunda ya�1yorlard1. Buraya yap1lacak askeri seferi
Octavianus üzerine ald1 ve kõprüler in�a edilmesini istedi.
Octavianus, tlrmam� sirasmda sularm yankili sesinden ve 7
dü�manm tacizlerinden duraksayan askerlerden birinin kal­
kamm elinden kaparak geçide dogru yürüyü�e õncülük etti.
Yürüyü� kolu onu takip ettigi sirada kõprü bu agirhga dayana­
mayip çõktü. El ve bacaklarmdan yaralanan Octavianus kanlar

1 Bõlgenin adi Dalmatia olarak da geçer. Dilimizde Dalmaçya.


200 Kisa Roma Tarihi

içindeki haliyle daha cazibeli, attlganhgiyla da daha saygideger


gõrünerek dü�manm arka saflarma Y1ktc1 darbeyi indirdi.

XXIV. PANNONIA SAVA�I

II. XXIV. (IV,12)


8 Dravus ve Savus isimli iki ta�ktn nehir Pannoniahlara dogal
bir koruma duvan saghyordu. Civar mevkilere yapt1klar1 aktn­
lardan sonra bõlgedeki dar ve derin koyaklara çekiliyorlard1.
Bu yagmacthgi durdurmak üzere Octavianus'un oraya gõnder­
digi Vinnius, her iki nehirde birden onlar1 yenilgiye ugratt1.
9 Maglup dü�marun, yaktlmas1 gelenek olan silahlan bu kez
paramparça edilip nehirlerin aktnt1sma buaktld1; bõylece Oc­
tavianus'un nam1, ona z1t giden diger kavimlere de ula�sm diye.

XXV. DALMATIA SAVA�I

ILX XV. (IV,12)


10 Dalmatia kavmi büyük çogunlukla ormanhk alanlarda ya�1yor
ve serbestçe yol kesip soygunlarla geçiniyordu.
11 Geçmi�te konsül Marcius1 buranm ba�kenti olan Delmini-
um'u ate�e vererek canlarm1 fena yakm1�tl. Gene bir keresinde
Asinius Pollio, -Romah hatipler içinde ikinci büyük olan-2
onlar1 silahlarmdan, canh hayvanlarmdan ve tarladaki ürünle­
rinden ederek cezalandum1�t1.

1 Marcius Figulus, MÔ 156.


2 Bu lo.yas, yani Asinius Pollio'nun Cicero'dan sonra en büyük ikinci Ro­
mah hatip olarak degerlendirilmesi, esasen Qµintilianus'a aittir. Florus
da bu lo.yas1 burada kullanmayi uygun gõrmü�.
Moesia SaVQ/t 201

Octavianus ise burayi tamamen tahakküm altma almak için 12


Vibius'u gõrevlendirdi. O da bu yabani insanlara, topragi ka-
z1p altm yataklarm1 gün yüzüne ç1karma gõrevi yükledi. Son
derece ilkel olan bu topluluk õyle bir gayret ve hamarathkla
çah�1yordu ki, ba�ka �artlarda, bu i�i kendi menfaatleri için ya­
p1yorlar samrdm1z.

XXVI. MOESIA SAVA�I

II. XXVI. (IV,12)


Moesialtlar yabaml, kaba ve diger yabanc1 kavirnler içinde en 13
barbar mizaçh olamdir; bu hallerini anlatmak da çok tats1zdir.
�eflerinden birisi bizim ordunun kar�1sma geçip õnce dur- 14
malarm1 talep eder, sonra da "Siz kimsiniz?" diye sorar.
"Biz dünyanm sahibi olan Romaltlar1z," diye yamtlamr. O 15
da huna cevaben "Bizi yendiginizde olabilirsiniz ancak," der.
Marcus Crassus bunu bir alâmet olarak kabul eder. Moesialtlar
da sava� ba�lamadan derhal bir at kurban eder ve bir yemin ri­
tüeli yaparlar. Buna gõre, õldürdükleri dü�man komutanlarmm
iç organlarm1 hem tannlara sunu, hem de kendilerine besin
yapacaklardir.
Tannlarm bunu duyduguna eminim, ama sava� borazanla- 16
nm1z1 durduramadtlar. Kit aktlh bir centurio olan Cornidius'un
denedigi bir gõsteri, dü�manm gõzünü çok fazia korkutma­
makla birlikte, gene de bu kahn kafah adamlarm bundan et­
kilenmediklerini sõyleyemeyiz: Migferinin üzerine takt1g1 bir
mangah1 vücut hareketleriyle sallayarak harlayan komutan, tu­
tu�mu� gibi gõrünen kafas1yla etrafa alevler saç1yordu.

1 Florus sava§lardan baz1 anekdotlar anlat1yor. Metinde faculus olarak


geçen sõzcük basit olarak "soba, fino" anlam1 ta§tmakla birlikte burada
bahsedilen §Cy, yemek 1s1tmakta kullamlan tava, tabak ya da kefe §Cklin­
de bir tür kõmürlü mangai ya da 1zgarad1r.
202 Ktsa Roma Tarihi

XXVII. THRACIA SAVA�I

II. XXVII. (IV,12)


17 Thraciahlar daha õnce de s1k s1k ayaklanm1�larsa da, en büyük
isyanlan Rhoemetalcis zamanmda oldu. Bu kral kendi halkm1
askeri sancaklar ve askeri disiplinle ve hattâ Romah silahlanyla
egitti. Fakat Piso tarafindan tamamen bastmlan bu topluluk,
tutsak11klan sirasmda da büyük saldirganhk sergiledi. Õyle ki,
zincirlerini di�leyerek koparmaya çah�1p õfkelerini bo�altiyor­
lard1.

XXVIII. DACIA SAVA�I

II. XXVIII. (IV,12)


18 Daciahlar daglann e�igini yurt edinmi�lerdi. Krallar1 Coti­
so'nun yõnetimi altmda, Tuna Nehri dondugu zamanlar bir
kiy1dan õbürüne geçer, civar yerlere dogru ilerler ve talancilik
yaparlard1.
19 Octavianus, eri�imi çok zor bir bõlge olmakla birlikte, onla-
n tekrar irmagm gerisine atmayi gerekli gõrdü. Bu amaçla
Lentulus'u Tuna'nm en uzak kiytlarma gõnderdi; daha yakin
kesimlerine de askeri karakollar kurdu. Neticede, Dada i�gal
edilmedi ama yerel topluluklarm daha fazla yakla�mas1 õnlendi.

XXIX. SARMATIA SAVA�I

II. XXIX. (IV,12)


20 Sarmatiahlar geni� düzlüklerde at üstünde ya�am sürüyorlard1.
Lentulus'a bu kavmi de Tuna'dan olabildigi kadar uzak tut­
ma gõrevi verildi. Kar, kiragi ve orman di�mda bir �ey yoktu
Germania Savtljt 203

burada. Uygarhga o derece yabanc1ydtlar ki bar1§m ne oldu­


gundan haberleri yoktu.

XXX . GERMANIA SAVA�I

II.:XXX . (IV,12)
Octavianus da [Caesar gibi] Germania'yi fethetmeyi bu kadar 21
hayal etmeseydi ke§ke. �anh bir seferden ziyade soou kõtü bi­
ten bir macerayd1.
Ama §U da var ki, babas1 Julius Caesar'm iki kez Ren neh- 22
rini kõprülerle a§lp sava§ firsat1 aram1§ oldugunu bildigi için,
burayi bir Roma eyaleti yapmanm kazandiracag1 onuru çok
arzulad1. Bu gerçekle§ebilirdi ashnda; eger bu kavim baz1 ku­
surlar1m1za ve buyruklar1m1za gõz yumabilmi§ olsayd1.
Bõlgeye gõnderilen Drusus ilk olarak Usipetes, sonra da 23
Tencteri ve Catthi klanlarm1 denetimi altma alarak h1zla ilerle-
di. Marcomanni klanmdan toplad1g1 silahlar ve diger sava§ ya­
digârlar1yla, yüksek bir hõyük §eklinde, bir tür zafer a01t1 dikti.
Akabinde Cherusci, Suebi ve Sicambri gibi yõrenin en kuv- 24
vetli klanlarma e§ zamanh olarak sald1rd1. Zira bu gruplar yir-
mi tane centurioyu, âdeta kutsal bir yeminle sõzle§mi§ler gibi
çarm1ha germi§ ve bize meydan okumu§lard1. Kesin bir zafer
beklentisiyle ve aralarmda ganimeti payla§mak üzere õnceden
anla§ffil§lard1.
Cherusci klam atlar1, Suebi altm ve gümü§leri, Sicambri 25
ise tutsaklar1 alacakt1. Ancak tüm bu õn hazirhklar ters tepti.
Zira Drusus galip geldi ve onlarm atlarm1, besi hayvanlarm1,
altmdan süs ve takilanm ve kõlelerini ganimet olarak dag1tt1
ve sattl.
Dahas1, bõlgenin güvenligi için; Mosa, Albis ve Visurgis 26
nehirleri1 boyunca ileri karakollar ve gõzetleme kuleleri kurdu.
1 Günümüzde (s1ras1yla) Meuse, Elbe ve Weser nehirleri.
204 Kisa Roma Tarihi

Ren nehri loytlarma elliden fazla hisar dikti. Borma ve Geso­


riacum kentlerine limanlar yaparak donanmayi saglama ald1.
27 Daha õnce hiç ula�tlamam1� ve içlerine ad1m attlamam1�
olan Hercynia ormanmda ke�if yapt1. Tüm bunlar neticesinde
Germaniàya bir sükunet geldi. Bir yandan insanlan, bir diger
yandan da ülke topraklar1 degi�ir gibi oldu. Havalarm ah�tla­
gelenden daha yumu�ak ve iliman geçtigi gõrüldü.
28 Ama sonra Drusus, bu genç ve yigit general, burada õldü.
Senatus, Slff unvan olsun diye degil ama gerçekten hak ettigi
için onu bu eyaletin ad1yla ilk kez onurlandmh.
29 Mamafih bir eyaleti elde tutabilmek, onu almaktan daha
zordur; çünkü bilek gücü ile kazanilir ama adaletle ya�atihr.
30 Bu sebeple buradaki ne�emiz uzun sürmedi. Nitekim Ger-
mania topluluklar1 sava�la maglup edilmi� olsa bile, boyundu­
ruk aluna ahnabilmi� degildi. Drusus'un yõnetiminde iken bu
kavim, silahlar1m1za degil ama gelenek ve gõreneklerimize nza
gõstermi�ti.
31 Ancak Drusus'un õlümünden sonra eyaletin ba�ma gelen
Varus Qyintillius'un en az zalimligi kadar ahlâki zaaflar1 ve
magrur mizac1 da nefret toplamaya ba�lad1. Bir toplant1 tertip
etti ve biraz ileri giderek Catthi klanmm aleyhine resmi bir
duyuru yayimlad1. Bu yabantl topluluklarm tehlikeli õzellik­
lerini, makam asalar1 ve resmi tebliglerle kontrol edebilecegini
zannetti.
32 Ve Germanialtlar geni� agtzh kiliçlarmm bekleyerek pas-
lanmasmdan ve atlarmm hantalla �masmdan canlar1 s1ktlm1�
olarak, Romaltlann togalarm1 ve kiliçtan daha keskin olan
kanunlarm1 gõrür gõrmez Armenius'un liderliginde silahlara
sartldtlar.
33 O arada Varus bar1�m devammdan o kadar emindi ki klan
liderlerinden biri olan Segestes'in gizlice ihbar ettigi bir komp­
lo bile akhm ba�ma getirmedi.
34 Bõylesi õngõrüsüz ve vurdumduymaz komutan, onlara
mahkeme çagns1 yapmaya gittigi gün -a�m güven!- her bir
Gaetulia Sava;t 205

taraftan ani saldmya ugrach. Ordugâh1 ele geçirildi, etraftaki


üç legio imha edildi.
Ortalik peri�an halde Varus, tipki Paulus'un Cannae'da 35
sergiledigi cesareti gõstermesine ragmen, ba�ma gelen facia
onunki ile aym oldu.
B atakhk ve s1k ormanhk alanda emsaline rastlanmayacak 36
kanh bir kiy1ma ugrad1lar. Yabanc1 halklarm hiçbiri bize bun­
dan daha büyük bir a�agtlama ya�atmad1. En kõtü muamele
õzellikle dava vekillerine yaptld1.
Kiminin gõzlerini oydular, kiminin de el ve ayaklarm1 kes- 37
tiler. Hattâ bir tanesinin agzm1 dikerek kapatttlar; ama õnce­
sinde dilini kopardtlar. Halktan biri, avucunda tuttugu bu et
parças1yla "Zehirli yilan seni, art1k tislayamayacaksm!" diye
bagmyordu.
Askerlerinin dini bir hürmetle topraga gõmdügü konsülün 38
õlü bedenini topraktan tekrar ç1kardtlar. Legiolarm sava� san­
caklanndan iki tanesini ellerine geçirdiler ve hâlâ onlardadu.
Üçüncüsünü ise sancaktar, dü�manm eline geçmeden gõnder­
den sõküp ald1; belindeki kemerin içine sokarak yanmda ta�1-
d1, kendisi de kan revan içinde batakhk arazide gizli bir yerde
saklanch.
Okyanus kiytlarmda durdurulamam1� olan bizler, bu büyük 39
hüsrandan sonra Ren nehri kiytlarmda dizginlendik.

XXXI . GAETULIA SAVA�I

II. XXXI . (IV,12)


Kuzeyde durum bõyleydi. Güneyde ise sava�tan ziyade kalki�- 40
malar vard1. Syrtis yakinlarmda yerle�ik Musulami ve Gaetuli
gibi kabileler Cossus'un komutasmda denetim altma almdi.
Bundan dolayi Gaetulicus s1fat1 ile onurlandutldi. Esasen bu
unvan, kazand1g1 zaferden fazlasm1 gõsteriyordu.
206 Ktsa Roma Tarihi

41 Marmaridae ve Garamentes kabilelerinin bastirtlmas1 gõ-


revi ise Qpirinius' a verildi. O da buradan Marmaricus unvamy­
la dõnme imkâmna sahipti, ama mütevaz1 davranarak bu zaferi
çok da büyütmedi.

XXXI I. ARMENIA SAVA�I

II. XXXI I . (IV,12)


42 Doguya dogru, Armenia'da durum daha s1kmtlliyd1. Octavia­
nus bu bõlgeye komutan olarak torunlarmdan birini gõnderdi.
Esasen iki torunun da hayatlan kisa sürdü. Ísmi hiç duyulma­
yan Lucius, Massilia'da hastahktan zayif dü�üp õldü. Gaius ise,
Parthlarm egemenligine kaymakta olan Armenia'y1 geri almak
üzere gittigi sava�ta ald1g1 yara ile Syria'da õldü.
43 Daha õnce Pompeius, Kral Tigranes'i yenerek kazand1g1
zafer sonras1, ald1gi bir tür taahhütle Armenia'y1 imparator­
luga ili�tirmi�ti; huna gõre, bizim yollayacag1m1z valileri kabul
edeceklerdi. Sahip oldugumuz ama sekteye ugram1� olan bu
yetki bõylece tekrar i�ler hale geldi; büyük bir sava� ya�anma­
makla birlikte kay1ps1z da dõnülmedi.
44 Nitekim, kralm bir Parth kenti olan Artagerae'a 1 vali olarak
atad1gi Dones, güya bize gizlice bilgi verecekmi� gibi Gaius'un
huzuruna geldi ve getirdigi evraka uzanan Gaius'a aniden hü­
cum edip kihcm1 geçirdi. Bu evrak, devlet hazinesinde yer alan
varhklarm dõkümünü ihtiva ediyordu. O meyanda saldmdan
yarah kurtulan Gaius ( . . . )2
45 Etrafi õfk.eli askerler tarafmdan sartlan Dones, o sira halen
sag olan Gaius'a yapt1g1 �eyi telafi etmek ister gibi kendini ki­
hcmm üstüne att1; sonra da cenaze ate�inde yaktld1.

1 Artageira olarak da geçer.

2 Eserin burasmda bir bo�luk var.


Cantabri ve Astures Kavimleriyle Savllj 207

XXXI II. CANTABRI VE ASTURES


KAViMLERiYLE SAVAS

II. XXXI I I. (IV,12)


Banda ise hemen hemen tüm Hispania'da ban� saglanm1�tl. 46
Bunun istisnas1 Pirene daglarmm bitimindeki kayahklarm bi­
ti�iginde ve õbür yamyla da okyanusa kiyi olan bõlgeydi. Bu­
rada Roma'dan bag1ms1z, iki tane güçlü kavim bulunuyordu;
Cantabri ve Astures.
i çlerinde ilk ve güçlü ayaklanmayi Cantabri kavmi yap- 47
t1. Bunlar karakter olarak daha mücadeleci bir soydu. Sadece
kendi õzgürlüklerini korumakla yetinmez, etrafl.armdakileri
yõnetmek için de çaba gõsterirlerdi; Vaccaei, Turmogi1 ve Aut­
rigonae2 kavimleri s1k s1k bunlann baskinlanna ugrardi.
Bu aktif hareketlerden haberdar edilen Octavianus, bu kez 48
i�i ba�kasma tevdi etmek yerine bizzat kendisi yüklendi. Se­
gisama3 kentine gelerek ordugâhm1 kurdu, orduyu üç bõlüme
ayird1 ve Cantabria'yi çepeçevre sard1. Kabma s1gmayan bu
halki, vah�i bir hayvam avlar gibi s1ki�nrd1.
Okyanusa bakan tarafta da onlara gõz açtirmad1; gemileriy- 49
le rahats1z ettigi dü�mam arka cepheden de rahats1z etti. Ber­
gida4 surlarmm õnünde onlarla ilk muharebe yaptld1. Buradan
Vindius dagmm5 yüksek zirvesine kaçttlar; Roma ordusunun
buraya kadar ç1kabilme ihtimalini Okyanus sulanndan bile az
gõrdüler.
Bir sonraki ciddi çarp1�manm yap1ld1g1 yer Aracelium kenti 50
. oldu; gene de zaptedildi. En son, Medullus dag1 ku�at1ld1. Bu­
raya on sekiz mil uzunlugunda kesintisiz bir hendek kaztld1.

1 Turmogidi olarak da geçer.


2 Autrigones olarak da geçer.
3 Segisamo olarak da geçer.

4 Bergidum olarak da geçer.

5 Vinnius olarak da geçer.


208 Ktsa Roma Tarihi

Romahlarm giderek yakla�mas1yla ümitlerini kesen yerel halk


son yemeklerinin ortasmda, õlümlerini h1zland1rmak için ate�
ve kiliçla dõvü�e b�ladilar ve yabani porsukagacmdan elde et­
tikleri bir zehri içtiler. Bõylece �imdiye dek hiç i�gal ya�amam1�
bu insanlarm büyük bir kism1 õlümden daha fena gõrdükleri
esaretten kendilerini kurtarm1� oldu.
51 Octavianus'un legatuslar1 olan Antistius ve Furnius ile
Agrippa, gerçekle�tirdikleri harekân, o sira Tarraco kiyi bõlge­
sinde1 ki�1 geçirmekte olan imparatora haber verdiler.
52 Vakit geçirmeden oraya intikal eden Octavianus, dagda ku-
�atma alnnda olanlar1 inmeye zorlad1, içlerinden baztlarm1 re­
hin ald1, baztlarm1 da sava� hakkina istinaden kõle olarak aç1k
arttirmayla satt1.
53 Bu ba�ar1, Senatus tarafmdan bir defne tac1 ve zafer alayiyla
õdüllendirilmeye lay1k gõrüldü. Fakat ba�1 art1k ar�a degmi�
olan Octavianus bah�edilen bu õdüllere fazla itibar etmedi.
54 Astures halki bu arada karh daglardan büyük gruplar halin-
de inmi�tiler. Kalki�acaklan saldm için rastgele dü�ünülmü�
bir �eydi diyemeyiz. Astura N ehri kiytlarmda konu�land1ktan
sonra, npki Romahlarm yapt1gi gibi kuvvetlerini üçe ay1rdtlar
ve onlarm kamplarma üç ayn koldan sald1rmaya haz1rlandtlar.
55 Bõyle iyi, saglam ve h1zh bir planla gelen dü�manm yapa-
cagi taarruz çok tehlikeli ve kanh olacakt1; ve tahminimce ka­
yiplar da e�it olacakt1.
56 Ama Brigaecini kavmi [Astures'e] ihanet edip plam ele ver-
di ve bu uyar1yi dinleyen Romali komutan Carisius, ordusuy­
la hemen bitiverdi. Dü�manm tasarmm bo�a ç1karm1� olmak
ba�h ba�ma bir zaferdi, akabindeki çarp1�ma �iddetli de olsa.
57 Yenilen Astures ordusundan geriye kalan askerlere güçlü
savunmas1yla Lancea kenti kucak açt1. Burada bir mücadele
daha verildi. Kent, sonunda zaptedildikten sonra askerler yan-

1 Günümüzde Tarragona, ispanya.


Parth Devleti ile Bani ve Augustus'un Tanrtsal/Qjttrtlmast 209

gm ç1kartmak üzere me�aleler istediklerinde, komutan ho�gõ­


rü gõsterilmesi için büyük bir çaba sarf etti.
Burarun yaktlmasmdan ziyade bõyle kalmas1yla Roma za- 58
ferinin daha iyi bir hattra b1rakacagma onlan ikna etti.
Bõylece Octavianus'un Hispania'da verdigi sava�lar ve keza 59
buradaki yerel isyanlar sona erdi. Bu eyaletin sadakati ve ba­
n�m devam1, bõlge halkmm iyilige ve zanaata yatkmhgt ve
Octavianus'un dogru kararlar1yla mümkün oldu. Sarp dagla-
nn saglad1gi emniyete güvenerek halkm gene yukar1 bõlgelere
çekilmesinden çekinen Octavianus, ordugâhmm bulundugu
düzlük araziye insanlarm iskân edilmesini ve burada tar1m ya­
ptlmasm1 buyurdu.
Halk meclislerinin gene bu mevkide toplamp, burayi ba�- 60
kent olarak kabul etmelerini istedi. Yórenin uygun tabiat1 bunu
kolayla�t1rd1. Üstelik civarda boi miktarda altm, chrysocolla, 1
zincifre2 ve diger maden ve dogal pigment yataklan vard1.
Bunlarm topraktan ç1karilip i�lenmesini emretti. Bõylece As­
tures kavmi degerli yeralt1 kaynaklanm, bir yandan ba�kalan
için kazarken bir yandan da kendi zenginliklerini tammaya
ba�hyordu.

XXXIV. PARTH DEVLETi ÍLE BARI� VE


AUGUSTUS'UN TANRISALLA�TIRILMASI

II. XXXI V. (IV,12)


Bati ve güneyde tüm ülkeler egemenligimize geçmi�ti. Ku- 61
zeyde de keza, en azmdan Ren ile Tuna nehirleri arasmdaki
kavimler; doguda ise Kura ile Ftrat nehirleri arasmda kalan

1 Balor çinko ala�1m1; rengi ye�ile çalan altm gibi parlak, taklidi mücev­
her yap1mmda kullamlan bir metal.
2 Sülügen de denilen ktrmlZl renkli dogal c1va sülfür; ktrmlZl kur�un
oksit.
210 Ktsa Roma Tarihi

topluluklar. Bunlarm haricindekiler imparatorlugun idaresin­


de degildiler belki ama Roma ulusunun dirayetini hissediyor­
lar ve zaferlerine korkuyla birlikte saygiyla bakiyorlard1.
62 Scythiahlar ve Sarmatiahlar dostluk arayi�1 içinde elçiler
gõnderdiler. Çin ve Hint diyarlannda, güne�in tam altmda ya­
�ayan milletler hediye olarak yanlarmda pahah ta� ve inciler
yanmda filler de ta�1dtlar; ve dõrt ytl alan bu uzun yolculugun
sadece kendisi dahi her �eyden kiymetliydi. Bu insanlarm [ten]
renkleri bile bamba�ka bir âlemden geldiklerinin kamt1yd1.
63 Parthlar aym �ekilde, sanki bizi maglup etmi� olmaktan
pi�manhk duyarcasma, Crassus'un hezimeti sirasmda ele ge­
çirdikleri sava� sancaklar1m1z1 gõnüllü olarak geri verdiler.
64 Bõylece dünyanm her kõ�esiyle kat'i ve daimi bir sulh ya
da antla�ma yap1ld1. Octavianus nihayet Roma'nm kurulu�un­
dan itibaren yedi yüzüncü y1lda Janus Tapmag1'nm çift yüzlü
kapilarm1 kapatmay1 ba�ardi. Bu, �imdiye kadar, ilki Kral Nu­
ma'nm iktidarmda digeri de I. Kartaca zaferinde olmak üzere
sadece iki kez gerçekle�mi�ti.
65 Bu noktadan itibaren [tamamen] bar1�a yõneldi ve esasen
her türlü kõtülüge ve müsrifüge meyilli bu devirde s1ki ve sert
birçok yasal düzenlemeyle imparatorlugun denetimini saglad1.
Bu çok õnemli edimleri dolaymyla ona "vatamn babas1 ve ebe­
di imparator" dediler.
66 Senatus aynca, ona Roma'nm kurucusu Romulus'un ad1yla
hitap edip etmemeyi de tart1�t1. Ancak Augustus unvamnm
bunlarm hepsinden daha kutsal ve sayg1deger oldugunda karar
ktlmd1. Her ne kadar o anda hayatta ve dünyada ise de, onu
tannsalla�t1racak bir. ad ve unvan bag1�lanabilmesi uygun gõ­
rüldü.1

1 Nitekim tam adi bundan bõyle Imperator Caesar Divi Filius Augustus
oldu.
LÜGATÇE

A
Annales: Roma'da ytllara gõre tutulmu� resmi kay1tlan içeren ki­
taplar. Dini, tarihi ve olaganüstü doga olaylarm1 belgeleyen,
tarihi s1rayla yaz1lm1�, listeler halinde resmi ytlhklar. Tarih y1l­
hklar1, ytlhk kayitlar, resmi kütükler, almanak, vakayiname.

Augur: Hayvanlarm, õzellikle de kartal ve akbabalarm uçu�una,


tavuklarm yem yeme biçimlerine bakarak kehanette bulunan
ki�i; ku�bilici. Juppiter'in isteklerini kehanetler arac1hg1yla or­
taya ç1kar1rlard1.

Censor: Roma'da yurtta�larm [ nüfus say1mm1] ve sahip olduklar1


maddi servetin sayimm1 yapan (census civium), tescil eden ve
kayda geçiren devlet memurlarma verilen isim. Be� ytll1gma
seçilirlerdi ve orduya emretme yetkileri (imperium) bulunmu­
yordu. Roma'da ahlâk ve egitim konularmdan da sorumluydu­
lar (cura morum). Devlet gayrimenkullerini, bina ve yol yap1m1
gibi resmi faaliyetleri de yürütüyorlard1.

Centuria: Askeri bir sm1f olarak Roma legiosunda yüz ki�ilik bõ­
lük; süvari birligi. Bunun yams1ra bir sosyal grubu da ifade
212 Kisa Roma Tarihi

eder; Cumhuriyet Devri'nde faaliyete geçmi�, hem soylu hem


de halktan temsilci içeren vatanda� meclisleridir (comitia cen­
turiata) ve yurtta�larm askeri ve mali gücüne gõre düzenlenir.
Consul: Konsül. Son kral Tarquinius Superbus'un kovulmasm­
dan sonra Romàda iki yüksek devlet memurunun yõnettigi
Cumhuriyet idaresi kuruldu. Bir ytl için seçilen ve adma ilkin
J!raetor denen bu yüksek memurlar sonradan konsül adm1 aldi.
Iki konsül de e�it olarak emretme ve hükmetme yetkisine sa­
hipti; birbirlerinin kararlanm veto edebilirlerdi; idari ve yasal
alanlarda Senatus'a dam�1p oradan ç1kan karara gõre hareket
ederlerdi.

Curia: Roma halkmm Romulus tarafmdan saptanm1� otuz bõlü­


münden biri. Kisaca birlik ya da büyük aile birligi.

Dictator. Cumhuriyet Devri'nin olaganüstü siyasi ve askeri dõ­


nemlerinde (konsüllerin yerine) devlet i�lerini ve orduyu idare
etmek üzere alt1 ayhgma (ya da kriz sona erene kadar) geçici
olarak gõrevlendirilen yüksek memur.

E
Equites: Roma'da patriciuslardan sonra gelen õnemli bir toplum­
sal sm1f. Süvariler ya da ath sm1f veya �õvalyeler olarak isim­
lendirilirler.

Eruptio: Askeri terminoloj ide "yarma harekât1" olarak geçer. Ku­


�at1lan tarafin kendinden güçlü dü�mana kar�1 beklenmedik
biçimde taarruza kalki§mas1; huruç etmek.

F
Fascis: Konsül ve benzeri en üst düzey devlet memurlarm õnün­
den giden ve adma lictor denilen makam gõrevlilerinin s1rtla­
nnda ta�1d1gi, deste halindeki asalar. Konsüller askeri bir gaye
Lügatçe 213

ile kentten aynhyorlarsa b u asalara sarili b ir d e balta olurdu


(Sõzcügün çogul hali:fasces) .

Forum: Aç1k alan, kamuya õzgü alan, pazaryeri. Aym zamanda


Romànm siyasi ve yarg1sal faaliyetlerinin õnemli bõlümünün
cereyan ettigi, birçok amt ve abidelerle süslenmi� büyük kent
meydam. Bunun di�mda, ihtilafu bir meselenin gõtürüldügü
yetkili mercii de ifade eder.

J
Janus: Roma'nm õzgün kamu tannlarmdan olup, "ev kaptlarmm
ve e�iklerin koruyucusu" olarak bilinir. Genellikle iki degi�ik
çehreyle birden resmedilir; biri saga, digeri sola (ya da õne ve
arkaya) bakan iki yüzü vardir. Aym zamanda "ba�lang1çlarm"
tanns1dir. Takvim ytlmm ba�mdaki Januarius (Ocak ayi) adm1
buradan almaktad1r.

L
Legatus: Sõzlük anlam1yla "yetkili temsilci, sefir, elçi. " Siyasi bag­
lamda ise imparator vekili, õzel devlet gõrevlisi ya da legio ko­
mutam. Sonralan imparatorluk eyaletlerinde dogrudan impa­
ratora bagh valiler de bu unvam aldtlar.

Lictor. Konsüllerin ve diger baz1 õnemli devlet memurlarmm


õnünde giden ve omuzlarmda /aseis denen asalardan bir de­
met ta�1yan makam gõrevlisi. Konsüller eger askeri bir gayeyle
kentten ayrtl1yorlasa bu demetin içine bir de balta yerle�tirilir­
di ve bu balta konsüllerin emirlerine itaatsizligin cezalandm­
lacagm1 i�aret ederdi. Lictonar aym zamanda idam cezalanm
infaz ederlerdi.

M
Magistratus: Roma'da yüksek devlet memurlarma verilen genel
ad. Roma'mn çe�itli devirlerinde devletin ba�mda bulunan
büyük memurlara verilen isim. Dõnemlere gõre bu icra organ-
214 Ktsa Roma Tarihi

lan; rex, dictator, consul, praetor, censor, quaestor, aedilis curulis,


tribunus plebis, aedilis plebis, princeps olarak kendini gõsterir.

N
Numen: Roma'nm geleneksel tannlarma verilen genel isim; koru­
yucu ruh. Tannsal güç ya da istenç.

Patricius: Roma'nm kurucu ailelerine (.gens) mensup ki�i. Toprak


sahibi soylu. Tam hukuklu yurtta�. Kralhk Dõnemi'nde siyasal
haklara sahip ve askerlik yapmakla yükümlü tek sosyal sm1fü.

Patrimonium: Para ile degerlendirilebilen, alacaklar ve ayni hak­


lar dâhil, tüm haklan ifade eder. Cumhuriyet Devri'nde bir
aile reisine ait olan ve ailenin mal varhgm1 olu�turan mallarm
yekunu. i mparatorluk Devri'nden itibaren aile üyeleri nisbi de
olsa bir õzerklik elde etmi� olduklar1 için õzgür bir Roma va­
tanda�ma ait olan mallarm toplam1.

Plebs: Roma'da smirh hukuklu yurtta�. Yurtta�hk hak ve hukukla­


n sm1rlandmlm1� ama õzgür sayilan sosyal sm1fa mensup ki�i.
Kralhk devrinde askerlik yükümlülükleri yoktu; patriciuslarla
evlenemezlerdi. ( Sõzcügün çogul hali plebes tir. ) '

Pontifex: Devlet dininin bütün gereklerini kurallarmca yerine ge­


tirmekle yükümlü ki�i; rahip. Aym zamanda i1k Roma hukuk­
çulan say1hrlar.

Praetor. Cumhuriyet Devri'nin erken dõnemlerinde konsüllere,


ordunun õnünden giden komutanlar olmalan dolaylSlyla veri­
len isim. Aynca hukuki meselelerde konsüllerin yarg1 yükünü
hafifl.etmek ve yabanctlarla Roma vatanda�lar1 arasmdaki hu­
kuki ihtilafl.ar1 çõzmek için ihdas edilmi� olan yüksek devlet
memurlugu. Eyaletlerde imperium (orduya emretme) gücü
vard1.
Lügatçe 215

Sei/a curulis: Yüksek devlet memurlarmm resmi i�ler s1rasmda


oturduklar1 fildi�inden makam koltuklar1.

Spolia opima: B ir Romah komutan tarafindan õldürülen dü�man


komutanmm ganimet olarak ele geçen silah ve mallar1.

T
Tribunicia Potestas: Tribunusluk gücü. Genel olarak halk zümresi
diye tabir edilen plebs sm1fmm haklarm1 korumakla yüküm­
lü ve on tane magistratustan (yüksek memur) olu�an tribunus
plebisin sahip oldugu siyasi yetkileri ifade eder. Bunlar yasa
teklifinde bulunma, veto ve dokunulmazhk hakkid1r.

Tribunus plebis: Halk tribunusu. Plebs meclisince bu tribunuslar


esas itibanyla Roma Devleti'nin resmi devlet gõrevlileri degil­
di; plebsler adma denetim ve himaye gõrevi gõren ve onlarm
ç1karlarm1 patricius'lara kar�1 koruyan devlet memuruydular.
Gõrevleri plebs meclisine ( Concilium plebis) ba�kanl1k etmek
ve yasa tasartlar1 sunmakt1. Senatus ve yarg1ç kararlarm1 veto
edebilir ve emirlerin icrasm1 durdurabilirlerdi {intercessio).
Tribus: Romàda klan, kabile ya da a�iret. Roma halkmm -nüfus
ve toprak bakimmdan- te�kilâtmm esas1.

Triumviri: Roma'da devlet yõnetimini üstlenen ve üç magistra­


tustan olu�an heyet; üçlü komisyon. Sõzcügün tekil hali tri­
umvirdir.

V
Vectigal: Devlete õdenen her türlü ücret. Vergi, gelir, kazanç.
KAYNAKÇA

Latin Edebiyati'ndan Çeviriler


Florus, Epitome of Roman History, çev. Edward Seymour Forster, ed.
Jeffrey Henderson, Harvard University Press, lhe Loeb Classical
Library ( 1984) .

Latin ve Eski Yunan Edebiyati ile ilgili Eserler


Demiri�, Bedia, Annales'te Beliren Tarihçiligi ve Hümanizmi ile Tacitus,
Arkeoloji ve Sanat Yaymlar1, istanbul, 2002.
Demiri�, Bedia, Roma'ntn Yurtsever Tarihçisi Titus Livius, Arkeoloji ve
Sanat Yaymlar1, istanbul, 1998.
Dürü�ken, Çigdem, Roma'mn Gizem Dinleri: Antik Çag'da Ya1amtn ve
Ôlümün Bilinmezine Yolculuk, Arkeoloji ve Sanat Yaymlan, istanbul,
2000 .
Erim, Müzehher, Latin Edebiyatt, Remzi K.itabevi, istanbul, 1 987.
iplikçioglu, Bülent, Hellen ve Roma Tarihinin Anahatlan, Arkeoloji ve
Sanat Yaymlar1, istanbul, 2007.
Tekin, Oguz, Eski Yunan ve Roma Tarihine Giri1, ileti�im Yaymlar1, is­
tanbul, 2010.
Umur, Ziya, Roma Hukuku Lugatt, istanbul Üniversitesi Hukuk Fakül­
tesi Yaymlar1, 1983.
Florus'un bu eseri Romulus'tan lmparator Augus­
tus'a kadar olan Roma Tarihi 'nin bir õzeti (epítomae)
olup, Titus Livius'un Ab Urbe Condita adh kitab1
temelinde Roma !mparatorlugu' nun kabaca ilk yedi
yüz y1lmdaki tüm savai;;lann ve iç çat19malann kisa
anlat1mlanm içermektedir. Edebi yõnü aglf basan bu
eser õzellikle Ortaçag ve Yeniçag'da õnemli bir bai;;­
vuru kaynag1 olmui;;t ur. MS 2 . yüzyilda yaz1lm19tlf.

Eser iki ana bõlümden olu9maktad1r. Birinci kitap


diye de tabir edilen ilk ana bõlüm efsanevi kurului;;
y1h MÓ 753' ten, Romulus ve Yedi Krallar Devri ile
bai;;lar ve Parthlarla yapilan ilk savai;;lara kadar uza­
mr; can ahc1 bir gene! tekrarla sona erer. lkinci kitap
yani ikinci ana bõlüm ise Gracchus Kardei;;ler ve
plebs ayaklanmalanndan itibaren bai;;lar ve Octavia­
nus'a " Augustus " unvam verilen ve bõylece Princi­
patus dõnemine girilen MÓ 27 tarihine kadar sürer.
Eserin kapsad1g1 tarihi olaylar içinde bilhassa Karta­
ca savai;;l an, Anadolu'ya yapilan askeri seferler, !ç
savai;;lar ve Tríumvírlík yõnetiminde yai;;anan ciddi
i;;ahsi kavgalar yazann tuttugu 191k ve heyecanh üslu­
buyla ilgi çekicidir.

Son derece yerinde ve zihin aç10 bilgiler içeren sap­


tamalanyla bu eser, sadece bir kisa Roma tarihi de­
gil, aym zamanda askerlik, siyaset, cografya ve et­
nografyayla ilgili õzlü, ana fikir niteliginde degerlen­
dirmeleriyle klasik bir eser õzelligini ta;nmaktad1r.

You might also like