You are on page 1of 1

9+ 9 7 20

Bu millete karşı M. Kemal'den... - Da…

Daru'l Hilafeti'l Aliyye Medresesi


6 Std. ·

Bu millete karşı M. Kemal'den Ekrem Müdafa'ya kadar


ihanet bağı!
Bunlardan birisi tarihin kara sayfasına karışan. Diğeri
de bu kara sayfanın kopyasını ortaya yeniden koymaya
çalışan ve atası gibi kimliğini değiştiren şahsiyetler!
İkisi de bir arayış içerisinde ve kimliklerinden memnun
görünmüyorlar ve isimlerini değiştiriyorlar. Birisi
Mustafa Kemal'den – Kemal Atatürk'e, diğeri ise Ekrem
Müdafa'dan – Ekrem İmamoğlu'na.
İkisinin de özellikle İngiliz sefirleri ile itinalı ilişkileri ve
bağları var. Kendi insanını bu sefirlerin vaatleri uğruna
feda edebilecek konumdalar. Bir taraftan insanımızın
yanında yer alarak batılı güçlere karşı savaş etmek
varken.. Diğer taraftan bu emperyal güçlerin yanında
yer alarak, dinlerini, kültürlerini ve insanını feda etmek
var...
Bu maneviyattan uzak olan satılık çevrenin çıkarları
nereye doğru odaklanıyorsa, oraya doğru meyilli
olduklarına tarih şahitlik etmiştir.
Bir yerlere ve mertebelere gelene kadar dua ederler ve
Müslüman gibi görünürler. O makama gelince de İslam
dinine karşı ve Kuran'a karşı acımasız bir savaşa
girişirler. Bunlar iki taraflı ajan, ikiyüzlü ve nice kişiliksiz
sıfatlara sahip birer figüranlardır. Zamanımızdaki Ekrem
´in acemiliğine binaen, yaptıkları ettikleri hemen su
yüzüne çıkıyor. M.Kemal'e gelince, 100 seneyi aşkın bir
zaman geçti ve bu kimliği askıda olan insanın yaptıkları
halen gizlenmekte ve kanunlarla da korunmaktadır.
M. Kemal'in İngiliz elçileriyle birlikte 'Osmanlıya ihaneti'
ve kendini pazarlaması!
Tarih sayfalarını açalım ve M. Kemal'in Osmanlıya karşı
ihanetini, kaynaklarıyla birlikte okuyalım. Bunları
okudukça Ekremleri daha iyi tanıyacağız.
“Bundan başka, İngilizlerin İstanbul’da hafiye teşkilatını
yapan, “İngiliz Muhibler Cemiyeti” ni kuran, hülasa
Şark’ta İngilizlerin siyasi emellerini temine çalışan
Rahip Frew, daha evvel M. Kemal ile temasa geçmişti.
Hatta M. Kemal, Pera Palas Oteli’nin müdürü, Fransız,
fakat İngiliz ajanı Mösyö Martin vasıtasıyla müteaddid
defalar vaki olan mülakatlarında Rahip Frew’yu,
“insaniyete hadim adalete hizmetkâr bir zât-ı faziletkâr
telakki etmiş olduğunu” bizzat ifade etmektedir.”[1]
“M. Kemal’i her fırsatta göklere çıkaran yaveri Cevat
Abbas da hatıralarında şunları yazmaktadır: “Atatürk,
İstanbul’da bulunduğu ayların sonlarına doğru İtalya
mümessili Kont Sforzia ve Papaz Mister Frew ile de ayrı
ayrı ve fasılalı tarihlerde görüşmüştü.”[2]
Cephede İngilizlere 75 bin Mehmetçiği teslim eden
M.Kemal: M. Kemal, Filistin Cephesi’nde İngiliz Ordusu
Kumandanı General Allenby’e karşı savaşmak yerine
kaçmayı tercih etmiş ve o cephede 75 bin Mehmetçik
esir bırakılmıştı. Birinci Cihan Harbi’nde esir düşenlerin
sayısı 202 bin kadardır. Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci,
en çok esiri, 75 bin kişiyle M. Kemal Paşa’nın kumanda
ettiği Filistin cephesinde verdiğimizi yazmaktadır. [2.1]
“M. Kemal’in henüz İstanbul’dan ayrılmadan, İngiliz
istihbaratına mensup bazı kimselerle gizlice
görüştüğünü Von Mikusch da doğrulamaktadır.”[3]
Stanford Shaw’un Türk Tarih Kurumu tarafından
İngilizce basılan 6 ciltlik eserinin birinci cildinde: M.
Kemal’in, Osmanlı Savaş Bakanlığı’nda İngiliz Kontrol
Subayı olarak görev yapan ve aynı zamanda İngiliz
İstihbaratının (M.İ.6) İstanbul’daki başı olan J. G.
Bennett’e, -sıkı durun- şu çarpıcı planı önerdiği
yazmaktadır: “İngiliz kontrolü altında bir Türk ordusu
kurmak.”[4]
Evet, yanlış okumadınız… M. Kemal Atatürk, “İngiliz
kontrolü altında bir Türk ordusu kurmak” istiyor.
M. Kemal Atatürk 14 Kasım 1918 günü, İngilizlerin Daily
Mail Gazetesi’nin muhabiri G. Ward Price’ı aracı
yaparak General Harington’la da görüşmek istemişti.
Price, M. Kemal’le Pera Palas’ta yaptığı görüşmeyi
hatıralarında şöyle aktarıyor:
“M. Kemal, yapmak istediği bir teklif için Britanya resmi
makamlarıyla nasıl temas edeceğini” bildirmemi rica
etti.
“Bu harpte yanlış cephede savaştık, dedi, eski
dostumuz Britanyalılarla asla kavga etmek istemezdik…
Biliyoruz, partiyi kaybettik… Anadolu’nun Müttefik
Devletler tarafından işgal edileceğini tamamen
biliyordum… Bu topraklar üzerindeki bir Britanya
idaresinden o kadar hoşnutsuzluk gösterilmemesi
gerektir.”
Anadolu’da İngiliz idaresinden o kadar da rahatsızlık
duyulmaması gerektiğini söyledikten sonra M. Kemal,
bu topraklar üzerindeki İngiliz idaresinde bir vali olarak
çalışmaya hazır olduğunu gazeteci aracılığıyla işgalci
yetkililere şöyle iletecektir:
“Eğer İngilizler Anadolu için sorumluluk kabul edecek
olurlarsa, Britanya idaresinde bulunan tecrübeli Türk
valileri ile işbirliği halinde çalışmak ihtiyacını
duyacaklardır. Böyle bir selahiyet dâhilinde
hizmetlerimi arzedebileceğim münasip bir yerin mevcut
olup olmayacağını bilmek isterim…”[5]
Velhasıl..
M. Kemal'in İngilizler adına bir muhbir olarak çalıştığını
ve onlara vatanı nasıl peşkeş çektiğine tarih şahitlik
yapmıştır. İngilizler, Osmanlıya karşı asıl cepheyi
içerimizde yerleştirdikleri askeriye ve siyasetteki
ajanları sayesinde açmışlardır.
Kendi milletine ve devletine hainlik yapabilen M.
Kemaller ve Ekremler olduğu sürece, düşmanlarımız da
bunları kullanmasını bileceklerdir. Her devirde de var
olacaklardır ve yenileri de eklenecektir.
Devleti ve milletiyle birlikte (batılılara) kendi şeref ve
şahsiyetlerini satacak kadar, Pazar değeri sıfırlanmış
insanlar, her zaman diliminde varlığını koruyacaktır.
M. Kemaller ve Müdafalar gibi satılık insanların kuruş
değeri ortaya çıktıkça, insanımız da onları satıldıkları
İngilizlerin ve Yunanların cephesine kadar kovalamasını
bilecektir.
_______________________________________________
___________________________________________
[1] M. Kemal Atatürk, Nutuk, Türk Devrim Tarihi
Enstitüsü, 9. Baskı, Milli Eğitim Basımevi, Istanbul
1969, cild 1, sayfa 302.
[2] Atatürk’ün Yaveri Cevat Abbas Gürer, Cepheden
Meclise Büyük Önder ile 24 Yıl, (Derleyen Turgut
Gürer), Gürer Yayınları, 6. Baskı, Istanbul 2008, sayfa
214.
[2.1] Ekrem Buğra Ekinci, Osmanlı’nın Çöküşü, Timaş
Yayınları, Istanbul 2014, sayfa 76.
[3] Dagobert Von Mikusch, Ghazi Mustapha Kemal (la
Résurrection d’un peuple), Gallimard, Paris 1931, sayfa
164.
[4] Stanford Shaw, From Empire to Republic, The
Turkish War of National Liberation, cild 1, Türk Tarih
Kurumu, Ankara 2000, sayfa 358, 359.
[5] Price’ın Extra-Special Correspondent (Çok Özel
Yazışmalar) adlı kitabından (1957, sayfa 104) aktaran
Gotthard Jaeschke, Kurtuluş Savaşı ile Ilgili Ingiliz
Belgeleri, Çeviren: Cemal Köprülü, Türk Tarih Kurumu
Yayınları, Ankara 1991, sayfa 98.

Gefällt mir Kommentar Teilen

Du und 3 weitere Personen

2 Mal geteilt

Kommentieren ... Posten

You might also like