You are on page 1of 22

Osman lı 16.

yüzıl santı içinde musiki tarih i,


k aynklrı ve sorun l arı*

Zeynep Tarım*

Bugün musiki tarihiyle ilgili akademik çalışmrn temeli 19. yüzıl sonunda ve 3 63
20. yüzılda belirnmşt. 15. yüzıldaki nazariyat kitaplrın ele alarak başlyn
pek çok arştım, bir yüzıl atlayarak 17. yüzıl ile devam etmektedir. 16. yüzıl
Osmanlı dönemi musikisi için genel eğilm; bu döneme ait bilginin olduğ, az do-
layıs beklenen gelişmy yapmdığ yönündedir. Henüz yeterli çalışmr yapıl­
madan belirlenen görüşle göre bütün bir 16. yüzıl müzikte az gelişmk etike-
tiyle rafa kaldırmşt . Halbuki bilhassa 16. yüzılda musikiyle ilgili yeteri kadar
arştım yapılmdğ için böyle bir hüküm vermek erken olmaıdr.
Osmanlı musikisi ve tarihiyle ilgili sorunlar, bu alandaki çalışmrn na-
sıl bir bilimsel zemine oturdğyla da ilgilidir. Bugünün arştımcs musiki
tarihi çalış ı rken verileri nereden ve nasıl toplamkd ı r? Ne bulmayı ümit et-
mektedir? Ba t ı notası bilen birinin kaydettiklerini mi? Ali Ufki ve Kantemir'den
intikal eden malzemenin aynıs mı? Güfte mecuası mı? Veya edvardan da-
ha zengin eserler mi? Musikiciler için yazılmş tezkireler mi? Beklentiler hangi
yöndedir? Bu çalışm, bu sorular ışğnda 16. yüzıln sorunlaı anlamaya

* Bu makale, netaART Güzel Sanatlar tarfınd İstanbul ' da düzenlenen l. Ulusal Türk
Müziğ Sempozyumu kapsmınd 3 Ma y ıs 2019 tarihinde bildiri olarak sunlmştr.
** İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü.zeyneptarim@yahoo.com

Osmanlı-Türk Müziğne Bakışlr: Tarih, Teori ve İcra.


Ed. Fikret Karakaya (İstanbul: ArkeoPera Yayınlr , 2021).
2

o"
<(
_J
z
:::,

"'
oV)
w
> f
o'
<(
_J

"'
<(
z
>-
<(

"'
:r:
°'f-
<(

"'
V)
:::,
::;,
w
o
z
·""e=
<(
z
<(
V)
_J

>-
N
D
>-
_,;
_J
z
<(
::;,
V)
o

364

2. MC
3. Kı r

1. Bahçede müzikli mec lis. Katibı, Külliyat. 1460 civarı. TSMK R. 989, y. 93a.

çalışmktdr dönemi musikisi üzerine yaınlmş


. Osmanlı pek çok değrli
arştımy karşılhala pek çok eksik kısm olduğ bilinmekte, problem ola-
rak beklemektedir. Tarihsel süreç içinde çeşitl alanlardaki eksiklikten çok daha
fazlsın musiki tarihi çalışmrnd olması, belki de yeni sorular sormaız
veya bakış açımz değiştrmz gerktiğn söylemektedir.1

Musiki tarihi çerçevesinde bu sorun ve sorular üzerine düşn e rek y a zıl m ış çok d e ğerli
çalışmr v ardı, fakat bu alanda çalışnr tarfınd za ten bilinen bu kitap ve
makalelere atıf y ap ı 1maycktır.
2 3

365
~
o:
<t
2. Müzisyenler. Katibi, Külliyat. 1460 civarı. TSMK, R. 989, y. 229b f-
0.
w
3. Kırda müzikli meclis. Şehnam-i Melik-i Ümı: 1495 civarı. TSMK, H. 1123, y. 14a. z
>-
w
N

Musikinin tarihteki yerini doğru anlamak için diğer santlrı hangi ku-
rumlar içinde nasıl geliştkry, toplumun zevk anlyış öncelikli olarak ele
almak bakış açısn genişltbr. Osmanlı musikisi de bu bağlmd büyük resmin
bir parçsı olarak değrlnimzs hep aynı bilgiler etrafınd dönülmesi kaçı­
nılmazdr. Büyük resmin içinde, dönemin bütün santlrı, devletin ve toplumun
sanatlara yaklşım, santçı nereden beslndiğ ve içinde bulndğ çevre mu-
hatbı ile birlikte yer almıdr. Her bir sanat alnı, Osmanlı dönemi medeniyet ve
di kültür ürünlerini kapsayan bir çerçevenin içinde ayn bir kısm olarak incelenmeyi
a-
hak etmektedir. Böylece Osmanlı dönemi güzel sanatlar ve santçılr ilgili resmi
kayıtlrn anltıkrd çok daha zengin bir ortamın olduğ keşfdilbr. Mu-
1a
sikiyle ilgili kayıtlrn zor bulnması, o dönemde az eser olduğn göstermez, do-
.Zl
layıs hazır yazılmş risaleler beklemek çalışmr bir sonuca götürmeyecektir.
Bu fikri daha iyi anlamak için diğer sanat alnrı tanımly ve kaynlı eden
eserleri göz önüne alarak değrlnim yapmak daha sağlık olacktır.
·li
4 :1:~~~ ~7

ı:-
~
-:-
~
:J.·
is Gcı
. ,,, ,
o: ;:.,.
<(
_j
z
:::,
o:
o
V)

w
> / ~ ;.,,
e,.
o:
<(
ı, ~; '-

.
_j

"'z
<( ·_\ :A"-,
',
>-
<( r- . ~ ,.' .

"'
' .:,7. -

~ .
;..;;
~
:i ..l;. ~ ;.·
· ,,

,
- .

'( \
(J_ '

f-
<(
z
<(
V)
_j

>-
N
,:::,
>-
"'
_j
z
<(
2
V)
o
366
4. Müz isyenler. ŞahıDivn. 1528. TSMK, B. 140, y. 36a. 5.S

16. yüzılda sanat ortamı ve musiki

16. yüzıln sanat ortamın kısac göz atmak, müzik tarihi ile ilgili bir kısm soru-
ların cevaplrın bulmaya yardımc olabilir. Osmanlı santı güzel örneklerinin
verildğ yüzıl bu açıdn bazı arştımcl tarfınd altın çağ olarak gösteril-
mektedir.2 Bu tanım, yüzde yüz doğru olmasa bile bu dönemde çok sayıd değrli
eser üretilmş, buna karşıl pek çok sanat eserinin santkrı bilinmemektedir,
dolayıs hiçbiriyle ilgili bilgiye ince bir işçlk ve sabır olmadan kolayı ula şı la­
maz. Bu dönemin santkrı -hattatlar ve şairle hariç- eserlerine imza atmyış,
yaptığ iş tanımly belgeyi doğruan kendisinin yazmış , meseleyi bugünün
arştımcs için bir probleme dönüştrmeki . Bu bağ l amd büyük resim ola-
rak Osmanlı dönemi sanat koların kısac göz gezdirlğn musiki çalışm­
rında beklenenler anlşıbir .3

2 16. y ü zy ı 1ı
n sanat ortamın kısac , fakat bütün yönleriyle özetleyen bir ça lı ş ma için
bkz. Atıl 1998, 451-467.
3 Her bir sahnı gerek kaynlrı, gerekse bu sa hada yapıln arştıml ço k geniş
atıf alnı açcğınd, mümkün olduğn ca bundan ka çın ılm ştır.
367
5. Sultan 1. Selim'in müzik meclis i. Şükri -i Bitlisi, Selimname. 1530. TSMK, H. 1597-98, y. 64b. ~
"'
<ı:
f-
(L
w
z
>-
w
N
Hat santı Osmanlır tarfınd yazıln özgün ilk örneklerinin Fatih
(ö. 1481) zamnı ait olduğ kabul edilir. 4 Nitekim divanda kaleme alın yazı­
u-
ların Acem üslubundan ayrılms da bu tarihlere denk gelmektedir. 15. yüzıln
in
sonunda II. Bayezid'in Şeyh Hamdullah'tan (ö. 1520) Osmanlı zevkine uygun bir
il-
tarz beklemesi, hatın bunun için çalışms, nihayetinde Yakut (ö. 1299) üslubun-
rli
daki yazı elden geçirerek Osmanlı zevkine göre yazmsı dikkat edilmesi gereken
ir.
bir hadisedir. Hat santı tarihi uzmanlrı Osmanlı hatın kendine has tarzın
a-
Şeyh Hamdulh'ın sanatkarane gayret ve dehasıyl oluştğ konusunda mütte-
ş ı,
fiktirler.5 Onun tarzın beğnilp takipçilerinin oluşması bu hadiseden sonra tam
ın

a-
a- 4 Muhittin Serin, Osmanlır tarfınd geliştrn
nestalik hatın İstanbul'd
yazı imasın Fatih zamnıd belirtmektedir. Ayrıca
olduğn aynı makalede
Amasylı hatlrın Osmanlı hat santı kendine özgü ekolünün oluşmasın
katılrnd bahsetmektedir. Serin 1999, 11 / 28.
5 Ali Alparslan, " İslam dünyası mahdud güzellikteki Yakut üslubuna karşıl,
İstanbul ve Anadolu'nu n Şeyh Hamdullah ekolüyle daha ileri bir estetik seviyeye
geçtiğn " yazmktdır. Alparslan 2004, 828. Ali Alparslan, Uğur Derman, Muhittin
Serin çeşitl yaınlrd bu görüşte oldukarın ifade ederler.
da 16. yüzıln başındr. Şeyh Hamdullah ve takipçilerinin eserleri sadece kağıt
üzerinde değil, Bayezid Camii gibi mimari anıtlr kitabelerinde de görülür. Kara-
hisari'nin (ö. 1556) yüksek bir santkrlı ve zevk ürünü olan Kuran'ıdki hatı,
C<
<t
_J talebesi Hasan Çelebiyle birlikte tamldığ Süleymaniye Camisi'nin kitabelerine
z
Q'.
o
::::,
kadar devam eden eserleri etkileyici güzellikteki yazılr da kendisine özgüdür. Fa-

w
>
kat hat santı tarihçileri, İslam dünyası çok sevilen Yakut ekolünü takip etiğ
Q'.
<t
_J
için onun tarzın devam etmdiğn söylemektedirler. Buna mukabil Şeyh Ham-
z
"'<t dullah ekolünün tercih edilmesi, santı yerlişms ve Osmanlı zevkinin tekamü-
>-
<t
lünü göstermektedir. Bu estetik tercih, Osmanlır hat santıd daha 16. yüzı­
"'I
C< lın başınd kendi yolunu buldğn gösterir.
<t
>-
Ayrıca bütün 16. yüzılda başk hattat yetişms bile kendilerinin üslubu-
"'

::::,
2
nu devam ettiren Mustafa Dede ve Hasan Çelebi gibi santçılr birlikte bilhas-
w
o
z
sa Şeyh Hamdullah ve Karahisari birkaç yüzıl sürükleyecek güzellikte eserler
l.r
vermişld. Hat böyle bir atılm yaparak kendi yolunu bulurken, musikide hiç-
e=
<t
z
<t
bir gelişm olmadığ görüş düşnrc. Üstelik musiki hat santı göre

_J
dünyevi olmaya daha müsait olduğna icra alnı daha geniş bir zemine
>-
N
,::::,
>-
yaılmş olması gerekir. İnce bir rüzgar gibi her yere sızabilen musiki, muhatbı­
0
:::;
nı çok farklı sınflar ve ortamlardan oluşmasıy diğer sanatlara göre kamusal
z
<t
2
alanda daha güçlüdür. Buna karşıl Osmanlı toplumunda rivayet bile olsa her

o bir harfini bir melğin bekldiğn inaıl hat santı vardı. Böyle olduğ halde
368 hat için kaç tane kaynak eser yazılmştr? 16. asırd hattatlar ve nakşlrı an-
latan Gelibolulu Mustafa Ali'nin (ö. 1600) yazdığ Menakıb- Hünerveran (1587)
isimli eseri bütün sanatlar için değrli bir kayntır, fakat neredeyse tek müstakil
eserdir. O kadar sevilen hat ile ilgili birkaç eser ise ancak sonraki yüzılard yazıl­
mıştr.6 Hat santı icra alnı göz önüne alındğ bu kadar az eser yazılmş
olması hat santı gelişmdğn göstermez. Ayrıca hattat ile musikşna ara-
sındaki ilşkn, Safiyüddin Urmevi'den (ö. 1294) hat meşk eden Yakut-ı Musta-
sımi'den (ö. 1299) Kazasker Mustafa İzet Efendi'ye (ö. 1876) kadar yüzılar için-
de pek çok örneği vardı. İki santı yoların kesişm çeşitl açılrdn dikkati
çeker. Bu bağlmd "büyük resim'' üzerinden bakmak yeniden önem kaznır ve
musikiye farklı bir kaynak sahın işaret eder.
Tezyinatta Osmanlı üslubu 15. yüzıln birinci yansıd Bursa'daki Yeşil
Cami ile Timurludan Osmanlıy bağln zevk tercihleri, 16. yüzılda Sultan
Selim Camii'nin çinilerinde ve taş işçlğnde kendisini bulmştr . İznik çini atöl-
yelerinin en iyi örneklerini bu yüzılda verdiğ bilinmektedir. Nitekim gerek Top-
kapı Saryı, gerekse Süleymaniye, Mihrimah, Rüstem Paş, Sokollu Camileri gibi
pek çok abidede kulanı çiniler, mavi beyazlar, içlerinde mercan kırmzsn

6 Nefeszade İbrahim (ö. 1650), Gülzıir- Savab; Suyolcuzade Mehmed Necib (ö. 1757),
Devhatii'l-küttab; Müstakimzade Süleyman Efendi (ö. 1788), Tuhfe-i Hatın ; Habib
Efendi (ö. 1894), Hat ve Hattatan.
t da olduğ en temiz renklerle özgün kompzisynları başrıyl uyglandığ
L- eserlerdir. 1557 yılnda tamamlanan Süleymaniye Camii'nin mihrabınd sıralt
l, tekniğyl uygulanan mercan kırmzsn hangi karışmdn elde edilğ çok
e yakın bir tarihe kadar çini ustalrı arsınd merak konusuydu. Bazı renklerin
L- formüllerinden başk, desenlerin kim tarfınd yapıldğ ve nasıl uyglandığ
anlatan bir eser yazılmş değilr, üstelik bu desen ve kompozisyonlar 16. yüz-
L- yılda bilhassa İstanbul ve Bursa'daki tezgahlarda üretilen kumaş ve benzeri do-
L- kumalar üzerinde de yer almktdır. Bu kadar yagın kulanımş desenlerin bir
ı-
kısmn ehl-i hiref teşkilaın bağlı nakşhed üretildğ bilinse de, çizilen
kompzisynları hangi santçılr tarfınd yapıldğn dair bir eser olmadığ
L- gibi konuyla ilgili muhtelif kayıtlr da yok denecek kadar azdır.
Bu örnekleri Matrkçı Nasuh, Şah Kulu, Kara Memi gibi pek çok sanat-
r çı ve eserleriyle çoğaltmk mümkündür. Bilhassa farklı bir resim diline sahip
olan Matrkçı Nasuh'un Horasan, Maveraünnehir ve İran coğrafysındkile­
e den farklı, özgün çalışmr daha yüzıln birinci yarısnd Osmanlıy özgü bir
e resim anlyış göstermektedir. Bütün bu santkrlı ve onları eserlerinin
1- olduğ bir dönemde müziğn gelişm olduğ varsyımn yöneltilecek, "ne-
t! den gelişmdğ" sorusunun çok sağlm bir cevaba ihtyacı vardı.
Çok güzel örneklerin verildğ tezhip ve cilt santı usulleri, üsluparı ve
e santçılr anlatan kendi döneminde yazılmş müstakil bir eser olmadığ bilin-
1- mektedir. Bu durumda 16. yüzılda sadece bu konularda yazılmş eserlere tesa- 369
7) düf edilmğ için bu alnrı gelişmdğn söylemek mümkün müdür? Böy- ~
Ct'.
il le pek çok örnek vardı. Aynı problem ebruda, geleneksel sanatlarla ilgili bütün
<lC
f-
Q_
w
1- alanlarda vardı. Ebrunun yerli bir sanat olduğ konuşlsa da hala bu coğrafyd z
>-
w
N
LŞ Ebrunun 15. ve 16. yüzılarn inceleyen bilimsel bir eser yazılmştr. 16. yüz-
1- yıln güzel örneklerinden hem Guy-ı çevgan'daki, hem de Mir Ali'nin eserindeki
1- ebrular üstad işdr. Bu örneklerin basit ve başlngıç eserleri olmadığ bu santı
1- takip edenler tarfınd takdir edilebilir. Diğer sanatlar gibi Agra'dan İstanbul'
ti kadar geniş bir coğrafyd çeşitl kaynaklar bulunabilir, halbuki bugünkü çalış­
malar Uğur Derman tarfınd neşrdil 17. yüzıl başınd yazıln Tertib-i
Risale-i Ebri'ye kadar gidebilmektedir. 7 Tezhib ve cild ile ilgili çok sayıd eser bu-
il güne intikal etmişr, bu bakımdn musikiden daha şanslıdr. Buna rağmen hala
n az sayıd çalışmy 8 konu olması benzer sorunlardan kaynlmtdır. Ebru,
,1- tezhib, cild ile ilgili çalışmrd 19. yüzıldan geriye giderken önce konuları,
'.)-
sonra santçılr belirszştğ görülür. Bilhassa erken dönem ebru tarihiyle il-
Ji gili arştıml musiki tarihi gibi çok sınrld.
n
7 Tertib-i Risale-i Ebri'nin metni için bkz. Derman 1999. Ayrıca ebru santı için Derman
2015.
8 Zeren Tanıd' yaınlr sahyı ilerlemeye açmıştr. Bir örnek için bkz. Tanıd­
Raby 1993. Yapıln birkaç tez ise bu güne kalan malzeme göz önüne alındğ hiç de
çok değilr.
6

er'
<{
...J
z
::,
ı,:
o
V)
w
>
ı,:
<{
...J

""z
<{

>-
<{

""

'er'
<{
f-

""
V)
::,
::;c
w
D
z
'--"
e=
<{
z
<{
V)
...J
>-
N
,::,
>-

'z°
:::;
<{
::;c
V)
o

370

6. Sultan Süleyman'ı Edirne Saryı'nd müzikli meclis.


Süleymanname. 1558. TSMK, H. 1517, y. 71a.

1
1

Osmanlı coğrafysınd özellikle İstanbul'd 16. yüzıl, en güzel mimari


eserlerin verildğ dönemdir. II. Bayezid Külliyesi'nden Atik Valide'ye kadar bü-
yük külliyelerin yanıd, Haseki hamı, Gazanfer Ağa medresesi gibi onlarca
müstakil medrese, hamam ve çeşm vardı. Yalnızc Mimar Sina'ı eserleri bi-
le 16. yüzıl mimarisinin harika örneklerini oluştrmakdı. Süleymaniye da-
hil bunları taş işçlker, çinileri, hatlrı ve bütün süslemeleriyle beraber seç-
kin bir zevkin ürünüdür. Bütün bu miarlık eserleri bugün ayakta olmasydı
ve biz onları sadece yazıl kaynaklarla tespit etmeye çalışsydk çok az şey bula-
caktı. Bu kadar gelişm bir mimariyle ilgili muhtelif kayıtlr dışna 16. yüz-
yıln son çeyrğind sadece mimariyi anlatan Sai Çelebi'nin Mimar Sinan için
kaleme aldığ Tezkiretü'l-bünyan ile 17. yüzıl başınd Cafer Efendi'nin kaleme
aldığ Risale-i Mimariye vardı. 9 Bu tarihlerde doğruan miarlığn macera-
sında bahseden sadece iki eser olması musikideki problemin sebeplerine ışk
tutabilir. Halbuki miarlık, hat ve şir gibi alkyı üstünde toplayan alanlardan
birisiydi, fakat mimarinin kuralım, ölçülerini veya miarlın haytın an-
latan müstakil eserlerin bu kadar az olması o sahnı boş olduğn göstermez.
En azınd bu yoğun ilgiye karşıl onlarca eserin yazılmş olması beklenirdi.
Şir, çok güzel örneklerinin yazıldğ bir yüzıl içinde olup, Baki'ye ka-
dar kendisinden sonraki şairle uzun süre etkilemeye devam etmişr. Necati
Bey Divanı üzerinde çalışn Ali Nihat Tarlan ve Mehmet Çavuşoğl, 16. yüzıl
başınd şairn İranlı gelenekten ayrıldğn ve ayrı bir tarz oluştrdğna dik- 371
kat çekerler. 10 Bütün sanatlar içinde neyse ki sadece şair biyografilerini içeren ~
o:
<l'.
"şuar tezkireleri" zengin bir alan oluştr. Şair biyografilerindeki devamlık c-
[L
w
ve malzemenin intikali hangi yollarla olmuştr? "Neden şirn kaynlrı var z
>-
w
N
da hatın, minyatürün veya müziğn kaynlrı eksiktir" sorusunun cevabın,
birkaç yüzıl geriye gidip, toplumun hangi sanatlara olan ilgisinin birikimlerini
neden ve nasıl topladığ üzerinden gitmek verebilir.

Biyografi çalışmr

Santçı biyografisi, icra etiğ santı tarihini ne kadar aydınltr? Biyogra-


filer özellikle bilginin az olduğ alanlarda santı tarihinin daha doğru yazıl­
masın sağlr mı? Çalışmr eser üzerinden mi biyografi üzerinden mi devam
etmelidir? Bugün 21. yüzıln çalışmrndki ana görüş, biyografi çalışm­
ların belli sınrlad kalcğı ve bizatihi santı üzerinde durlması gerekli-
liğdr. Türkçe'de şimdlk bilinen en erken tarihli biyografi kitabı (1491) de Ali
Şir Nevai tarfınd yazıln Mecalisü'n-nefais ve sonradan Farsça tercümesine

9 Mimarlık tarihi için yazıln risaleler için bkz. Necipoğlu 2005, türlü yerler.
10 Tarlan 1963; Çavuşoğl 1971, "Girş, 1-4.
yapıln eklerdeki biyografi kayıtlrd. 1 Taşköprizde Ahmed Efendi'nin ulema
biyografilerini muhtevi eseri (1558) ve zeyilleri önemli olmakla birlikte daha çok
şair tezkireleri musiki tarihinin asıl kaynlrı olmaıdr . Sehi Bey Tezkiresi'nden
o:
<ı:

z
_, (1538) itibaren şirn kaynlrı olan tezkireler musikinin kaynlrı besleye-
::,

o
o: bilir. 16. yüzıln başınd Avrupa'daki ilk sanat tarihçisi kabul edilen Vasari'nin
V,
w
>
(ö. 1524) biyografilerin üzerinden santı tarihini yazdığ Santçılr Hayat
o:
<ı:
_, Hikayeleri isimli eseri yüzılarc 12 okundu ve okutuldu. 19. y üz yıla gelindğ
"'z
<ı: bilime dair değişn bakış açılry Vasari'nin eseri tenkit edilmeye başlndı ve
>-
<ı:

"' bir akım olarak Türk santıd da aynı görüş tekrar etti. Halbuki bu durum Türk
.ii:
I
santı açısnd farklı gösterir. Avrupa santıd bir eser üretildikten sonra o
<ı:
f-
·c;: eseri üreten santçı biyografisi genellikle eserden kısa bir zaman sonra yazıl­
tarihinde ise santçılr biyografileri çoğunlka hiç
V,

::;:
::, maktydı. Osmanlı santı
w
o
z
yazılmştr veya aradan uzun zaman geçtikten sonra kısac kaleme alınmştr.
l>

f-
Osmanlı santı tarihinde; musikinin tarihinde, tezhibin tarihinde, minyatür
<ı:
z
<ı:
ile nakış tarihinde hepsinde eksik olan; bilgi kaynlrı bir kısmn oluş­
V,
_, turan yeterli biyografinin yazılmş olmasıdr. Buna karşıl pek çok biyografi
s:N
,::,
>- "kaynğı vardı. İlerymn çalışmr ancak biyografilerle devam edebilir.
'_,° Turak Çelebi, 13 Derviş Ömer, Seyyid Nuh ile ilgili çok çeşitl çalışmr yapılmş
z
<ı:
::;:
olsaydı dönemin müziğn ne durumda olduğna dair daha sağlm bir zemin
V,
o oluşr ve bir önceki yüzıln ortamı ve müziğne dair fikir vererek, yeni çalış­
372 malara kapı açabilirdi. Mesela Nakş Kemaleddin Behzad, 16. yüzıl başınd
eserlerindeki deha herkes tarfınd kabul edilen bir santçıdr, hakınd pek
çok kaynak olmakla birlikte onun biyografisi bile yakın zamanda çeşitlnmr.
Ayrıca, bu çalışmr Halil İnalcık tarfınd söz konusu edilen "İrani gelenek"
meselesini de yeniden düşnmeyi zorunlu kılar.
Biyografiler, Osmanlı musikisinin bilinmeyen kısmlarn hangi kollardan
ulaşıcğn gösterebilir, bunun için 16. yüzıl gibi bilginin az olduğ dönem-
lerde çalışmr öncelikle bestekarlar ve icraıl üzerinden başlrs musikinin
kendisiyle ilgili daha çok veriye ulaşmk mümkün olacktır. Daha geç dönemin
biyografik tanımlr genellikle 18. yüzıl başınd Kantemiroğlu, biraz daha
geriye giderseniz Ali Ufki 14 ve nihayetinde Evliya Çelebi ile bitiyor. 15 Daha geriye,

11 Mecalisü'n-nefais ve diğer şair biyografi kaynlrı için pek çok yaın yapılmştr.
12 Vasari 2013.
13 Turak Çelebi ile ilgili bir biyografi mesela kardeşi Kaya Bey gib i diğer mu siki
üstadlrın da işaret eder. YusfKüçkdağ-B il al Dedeyev, "Azerbaycan Kökenli
Osmanlı Devlet ve Kültür Adamı Turak Çelebi", V. Ulusarı Türk Santı, Tarihi ve
Folkloru Kongresi, Moldova 2016, s. 141 -147.
14 Cem Behar'ın Ali Ufki biyografisi özellikle Avrupa kaynlrı tarndığ iyi bir
çalışmdr. Behar 2005.
15 17. için yapıln
yüzıl da oldukça sınr
ça!tşmlr lı olmasın karşıl Evliya Çelebi'nin
varlığepey nefes aldırn bir pencere açmıştr. Son zamanlarda Ersu Pekin'in Evliya
üzerinde yazdıklr böyle bir ince okuma neticesinde keşftilrd: Pekin 2012.
a yani 16. yüzıla kadar gidememek biyografi eksilğ ve yöntemle ilgili sorunlar-
k dan kaynlmtdır. Nitekim aynı durum 17. yüzıl ve kısmen sonraı için
n de geçerlidir. Müzik mi müzisyen mi sorusunun cevabı daima müziğn kendisini
tercih etse de ona giden en kestirme yol da müzisyenin kendisidir. Bu bağlm­
n da biyografiler, musikinin kendisini gösteren pusula olarak tarih veya edebiyat
disiplini bir yana, doğruan musiki tarihi çalışmr içinde, fakat bu iki alnı
e kaynlrı ihmal etmeden çalışrs daha net bir harita çıkactr.
e
k
o Kaynaklar ve sorunlaı
1-
ç Görsel malzeme: Minyatürler
r. 16. yüzıl, Osmanlı minyatür santı kendine özgü en özel örneklerinin hazırln­
lr dığ Matrkçı Nasuh, Nigari, Mehmed bin Sinan, Nakş Osman ve ekibinden Nak-
ş­ kaş Hasan'a kadar pek çok santçı yetişğ, kitap santı dikkat çekici güzel
fi örneklerinin verildğ bir devirdir. Bu eserler müzik tarihi için de özellikle çalgı­
16

r. larla ilgili pek çok bilgi içermektedir. Minyatür yazıl metne göre daha problemli bir
lŞ sahdır. Bir minyatüre bakıp kaç sazende olduğn belirlemek veya tasvir edilmş
n bir çalgın tanım yapmak yanlış sonuçlar verebilir. Minyatürü varsa öncelikle
ş- metniyle birlikte okumak, kendi dönemindeki diğer minyatürlerle karşıltm
a gerekir. Ayrıca her bir minyatürün geriye dönük bir çalışm olup olmadığ bu bağ­ 373
k lamda yazıl metinden daha çok önem kaznmtdır. Mesela Kanuni dönemini ~
et:
r. anlatan sazlı bir meclis şayet III. Murad döneminde yapılds burada tespit edilen <(
f-
(l_
w
bir çalgın Kanuni dönemine ait olmaybiecğn göz önünde bulundurmak ge- z
>-
w
rekecektir.17 Dolayıs sazendeler ile ilgili yapıln tespitler de doğru olmayabilir. N

n Genellikle nakş geçmiş dönemleri bile anlatsa kendi çağın resimlerini yap-
1- maktdır. Bunun yanı sıra kanaatimce minyatürdeki semboller tıpk divan edebi-
n yatınd olduğ gibi farklı çağrışml için tasvir edilmşr. Böylece her bir eser
n için tasrlnıp çiz lmiş minyatürlerin kendi içinde bütnlğ ve farklı bir resim
dili vardı. Her resimdeki figür sayı birebir aynı sayı işaret etmez. Dolayıs
e, bir minyatür incelenirken içinde yer aldığ eserin metniyle beraber okunmadığ
takdirde hata yapılms ihtimali daima çok yüksektir. Mesela Şükri- Bitlisi'nin Se-
limnamesi'ndeki orduyla ilgili minyatürlerde bir figür metinde üç yüz kiş olarak
tanımlyor, dolayıs üç yüz kişy tasvirde ancak bir kiş olarak görmek müm-
kün. Fakat bir başk eserde, çok figürlü kompozisyonlarda beş bin kiş iki kiş ola-
rak tasvir edilmş olabilir. Resim dilini keşftin sonra içerisindeki çalgır ya da

16 Kitap santlrıdki gelişmy tezhip ve hatı da içine alarak değrlni bir ç alışm
n için bkz. Tanıd 2012.
17 Herhangi bir ya nılg y a meydan vermemek için sadece dönemin kaynlrı kullanan
bir deneme için bkz. Tarım 2017.
.J:~ l, · ,'. . . 7

.. 1,Df·f"l / ' : ' ,

··-~J
re
<ı:
...J
z

"'o
Vl
w
>

~l)
I
·cc

. _,-ı -: , :\~
r,•~ -,-
<ı:
f-

-~
Vl

::,

. ·. .- <
~ :~·-~
w
o ..•·{
-~ J -" ·•, . ···,
";'
.o! :
>'<ı: =
z
<ı:
_
. . . \ ., ' < . . ' ., ,,_~ :
Vl
...J
>-
N
,:ı

>-

"'z :J 8. Mı
<ı:

~ 9. Mi
o
374

.-'\
7

8. Müzisyenler. Şerif Mehemmed Efendi, Tercüme -i Miftah -, Cifru'/ - camı: 1597-98. TSMK, B. 373, y. 243b.
9. Müzisyenler. Şerif Mehemmed Efendi, Tercüme-i Miftah-ı Cifru'/-camı: 1597-98. TSMK, B. 373, y. 319b.

375
sazendelerle ilgili bilgiler daha sağlık kulanıbir. l 6. yüzıln başınd sonuna
~
kadar minyatürler gözden geçirldğn sazendelerin iki veya üç kiş gibi görünen Q'.
<(
f-
'1.
tasvirlerinin dönemin kayıtlr karşıltdğn çıkan esas sayılr, minyatür w
z
>-
w
okumanı metni çözümlemeden anlşımycğ göstermektedir. N

Yazıl kaynaklar
Bugün pek çok tarih kitabı ve bazı arşiv kayıtlr Latin alfabesine aktrılmş .
Sadece bu kaynaklar bile dikkatle inceldğ zaman yeterli olmasa da çeşitl
verilere ulaşmk mümkündür. Bu eserlerde dönemi anlatan ifadeleri okurken
müellifin bakış açısn kendi çağı içinde değrlnimk gerekir. Tarih yazarla-
rın "artık ahlkın bozuldğ, insalrı kuralı dikkate almdığ, iyi eserler
verilmdğ" gibi ifadeleri her devirde yazıln kitaplar içinde yer almktdır.
Bu durum ne musiki için, ne de diğer sanat ortamlı için çıkş noktası olama-
yacak kadar subjektiftir. Selaniki'nin kendi devrinden şikayetn, aynı yüzıln
başındki Kemalpşzd metninde veya daha öncesinde Aşık Paşzde'ni
metninde de 18 görmek mümkündür. Hiç kimse kendi döneminde her şeyin çok

18 Aşık Paş za d e (ö. l-+8-1 civa rı ), Tari/ı ' i nele Yıldrm Bayezid dönemi nele insalrı zevki ne
pek düşkn olduğn. düzen in bozuldğn yazmktdır. Aşık Paşzde 2003, 133. Bu
örneklere Neşri, Hadidi gibi çeş itl müelliflerin yazdıklr arsınd da tesadüf edilir.
iyi olduğn yazmcktır. Nitekim benzer şikayetlr 1 7. yüzılda Koçi Bey
ve Katip Çelebi'nin eserlerinde de görmek mümkündür. Bunun içindir ki; yazıl t
kaynlrı diline hem paleogrfık hem retorik olarak aşin olmayı ihmal ede- t
o:
«_J rek yazılnr yarın bir katısn olacğı kuşldr. ç
z
:::,
o:
n
o
V, ];
w
> Arşiv çalışmr
o: ı:
«
_J
Arşiv vesikalrı oldukça zengin ve yeni bir kaynak hazinesidir, fakat doğru veri-
"'« s
z lere ulaşbimek ancak devlet teşkilaın, bürokrasideki işley, hangi konuları
>- o
«
"'I hangi kayıtlrd ne şekild yer albiecğn bilmekle mümkün olabilir. Katalog-
n
'o':
«
lardan kelime arayarak yapılck çalışmr, doğal olarak hiç kimseyi musikiyle
f- k
"' ilgili sağlm verilere ulaştırmyck. Araştımc, bir müzisyenin adın ne
V, ı=
:::,
::, tür belgeler arsınd çıkabilecğn tahmin ederek devam edebilirse, uzun çalış­
w V
o
z malrın sonucunda şaırtc keşiflr yapmsı mümkün olabilecektir. Yazma eser
u, d
i= kütüphanelerinde çalışmk da aynı ihtmaı gerektirmektedir. Kataloglarda
« v
z
« isimleri farklı kaydeilmş olma ihtimaline binaen eserlerin içerğn taramadan
V,
y
hüküm vermenin çalışmr bir sonraki adım Nitekim
_J

>- taşıycğ şüphelidr.


N
,:::,
>- Harun Korkmaz yüksek lisans tezini hazırlken İÜ yazma eser koleksiyonun-
~ L
_J daki muhtemel eserlerin içerğn tarmsıyl yeni tespitlerde bulnaimşt. 19
z
« r
::, Keza Osmanlı günlük haytıl ilgili pek az verinin olduğ bilinirken Madeline
V,
o C
C. Zilfı'n bir medrese talebesi Sıdki Mustafa Efendi'nin günlğ fark etmesi
376 veya Cemal Kafdr'ın çok daha özel bir bilgiye ulaşıp Asiye Hatun'un rüya deftc-
r
rini20 keşftmsi gibi ümit edilenden fazla zenginlikte kayıtlrn olduğ sonuçlar-
g
la karşılbi. 1 2 Bu eserler ya farklı konularda mecmualar içinde veya beklen-
k
meyen çeşitl isimler altınd bulundu.22 Kimi zaman isim ve eserler, ana veya ara
1
başlıkrd yer almayabilir, bu durumda konuyla alkı malutın olmadığn
f
düşnmek çalışmrn ilerlemesini sağlmz ve önünü açmaz.
k
Enderundaki sazendelerin kaç kiş olduğn, hangi birimlerde yetiş­
C
ğin belirlemeyi hedefleyen bir çalışm için yüzıln başınd sonuna kadar
z
yaptığm taramalar sonucunda pek çok kayıt ortaya çıkt. Mesela Osmanlı arşi­
y
vindeki 1526, 1528, 1536, 1543 tarihlerine ait kayıtln içeren dört defter temel
s
alınp bir inceleme yapıldğn çeşitl verilere ulaşmk mümkün oldu. Fakat
C
aynı malumat bayramlarda verilen ihsanlar, yazlık kışl elbise ve bedelinin ve-
rilmesiyle ilgili kayıtlr gibi çok çeşitl defterlerin içinden de çıkabilr. E

l
19 Korkmaz 2015, 65 ve 281.
1::
20 Kafadar 2007, 123-191.
21
)
Zilfi 1977. Makalenin çev irisi 2002'de Selim Karhsnoğlu tarf ında yap ıld.
Günlğ tam metni için bkz. Aslan 2018 . Kafadar 2007. l:
22 Gerçekten uzun y ılar malumat kıtlğnda s ıknt çekilen "günlük hayat" için Topkaı
Saryı Kütüphanesi'nde muhafaza edilen 1660 tarihli Sohbetname veya İÜ Yazma eser
kütüphane sinde "Yevmiye" adıyl kaydedilen "S ıdk Mustafa Efendi'nin günlğ" gibi
ka y ıtlar uzun ça lışmarn sonucunda arştımcln eline geçebildi .

1
1

Osmanlı döneminde tutulan kayıtlrn ne için, hangi zamanlarda tu-


tuldğ, hangi defterlerden devletin hangi şubelrin ulaşıcğ göz önünde
tutularak, dolayıs öncelikle bürokratik yapın nasıl şekilndğ bilerek
çalışmk gerekir. Doğrudan "cemaat-i mutriban", "sazende", "hanende" gibi ara-
malar maalesef her zaman verimli olmaktdır. "Cemaat-i mutriban" başlığy­
la ulaşın metinlerden bir tanesi Uzunçarşıl' neşrtiğ defter olup, daha
pek çok arştımd kulanımştr. Bir kısm ehl-i hiref defterlerinden, hangi
santçı nereden geldiğ, ne zaman sisteme dahil olduğ ve ne kadar geliri
1
olduğ belirlenebilir. Mesela Yavuz Sultan Selim'le Trabzon'dan, Sultan Süley-
man'la Manisa'dan gelenler vardı. 1528 tarihinden bahsedersek bunları bir
e
kısm Şehzad Ahmed'in Amasya'daki maiyeti içinde yetişm sazendelerdir.
e
Bunları yanı sıra, Sazende kayıtlr içerisinde "içerden çıkma" diye bir ifade
vardı, burada kastedilen doğruan doğruya Osmanlı saryı içinde, enderun-
r
da yetişm olan sazendelerdir. Ayrıca Trabzon'dan, Amasya'dan, Manisa'dan
a
ve Kütahya'dan gelen müzisyenlerin hepsi içerden yani şehzad sarylınd
n
yetişmdr.
n
Sultan Selim'in Tebriz'den getirdğ santçılr en çok dikkati çekmiş olan-
l-
19 lardı, fakat bu bilgi bir yanılg yol açıyor. Osmanlı sanat tarihinden bahseden
neredeyse bütün çalışmrd, Sultan Selim'in Çaldırn savşı (1514) sonraı­
e
da sazende, hanende, nakş, şair ve müzehhib gibi farklı sanat alnrıd ye-
si
tişm üç bin santçı getirdğ gibi bir ifade kulanıyor. Halbuki Çaldırn gani- 377
met defterinde bile böyle bir sayı ulaşımz. Üç bin muhayyel bir sayı olup, ~
r- °'
<[
getirilen santkrlı tamı çok daha azdır. Ayrıca santkrlı büyük bir 1-
(l_
w
kısm Timurlu Saryı'nd yetişm ve Şah İsmail (ö. 1524) tarfınd oradan z
>-
w
Tebriz'e nakledimş olanrdı. Dolayıs Tebriz'den getirilen santçılr Sa- N

11
feviler zamnıd yetişm olmayıp, hatta bir kısm da Akkoyunlu Saryı ' nda
kalnrdı. Musiki tarihi söz konusu olduğna da bu bölgenin tarihsel akış,
: ı­
devletler ve maiyetlerindeki farklı milletlerin sanata dair birikimleri önem ka-
ır
zanır. Enderundaki gençlerin esaret ve devşirm yoluyla alındğ, dolayıs
yetişmk olan bir kısm santçı Avrupalı kökleri ile Batı Asya'dan gelen
el
sanat anlyış Osmanlı coğrafysınd, bilhassa İstanbul'd renkli bir sanat
at
oluştrdğ ortamı göz önüne alınrs musiki çevreleriyle ilgili çok daha zen-
e-
gin bir muhiti beklemek yanlış değilr .

Yalnızc Sultan Selim döneminde değil , Fatih ve Bayezid dönemlerinde de


Herat, Semarkant ve Tebriz gibi merkezlerden gelen santçı lar vardı. 16. yüzıl
başınd İstanbul, Bursa, Edirne, Amasya gibi kültür merkezleri Osmanlı coğraf­
yasın doğusnaki Semerkand, Herat, Tebriz, Bağd' kadar uzanan bölgeden
beslenmekte yüzıln başınd en çok da Timurlunun kültürel birikimden istifade
p ı etmekte, yüzıln ikinci çeyr ğinde sonra ise Safevi sanat ortamlın yakınd
r takip etmekteydi. Hind stan ' ın kuzeyinden, Rumeli'ye kadar yaıln coğrafy­
ıi
da kuvvetli bir kültürel etkilş im ve değişm ve dönüşm vardı. Bu bahsi geçen
meseleye ait örnekler bulunabilir. Mesela Akkoyunlu, Timurlu, Şeybani
çeşitl s
sarylınd birinde yetişn bir santçıy, daha sonra Osmanlı veya Safevi sa- y
rayınd çalışrken görmek mümkündür. Bütün Batı Asya kültür şehirln içine [;
o: l;
<ı:
_j alan bir dolaşım ortamı vardı. Safevi saryındki nakış, şir, musiki gibi sanat or-
z
Q'.
:o
tamlrı Akkoyunlu ve Timurlu saryınd nakledilen santçılr kurlmşt . s
o
Vl
w Safevi saryındki kitap hanenin başınd bulunan Kemaleddin Behzad, Hüseyin s
>
Q'.
<ı: Baykara saryınd yetişm olup, Tebriz'e naklediğ üstad idi. Bu çerçeve- lı
_j

"'z
<ı: de İrani gelenekten söz edilecekse evvela birtakım ön yargı ve bilgi tekralın t ı
>-
<ı:
bir yana bıraklp, 15. yüzıln sonu ve 16. yüzıln başı Batı Asya kentleri arsın­ e
"'
I
daki gidş gelişrn yeniden incelenmesi gerekir. n
Q'.
<ı:
f- s
Vl "' z
:o
::,
w
o Müziğn icra mekanlrı ve müzisyenin yetişğ kurumlar b
z
u,
a
f-
<ı:
z Enderun s
<ı:
Vl
_j Osmanlı tarihinde pek çok saha benzer problemlerle karşı karşıyd. Mesela b
>-
,:o
N
Enderun teşkilaın daha 15. yüzılda kurmsalştığ ve pek çok devlet ada- lı
>-

"'z
~
mın buradan yetişğ bilinmesine rağmen bu kurumu tefruaıyl anlatan
<ı:
bir eser mevcut değilr. Bu konuyla ilgili derine inmekten çekinen pek çok
::,
Vl
o arştımc hala Ali Ufki'nin eksik mernini ve 19. yüzılda yazıln Ata Bey'in
378 Enderun tarihini kulanmtdır. Musikiyle meşgul olanlar Enderun'un han- n
gi odalrın bulnmaktydır ve neden özellikle bu odalarda görev yapı­ C
yorladı sorulaın cevabı için öncelikle Enderun teşkilaın çözümlenmesi C
gereklidir. Enderun teşkilaıy ilgili çalışmr bugün için çok sınrld. Mu- V
siki tarihi çalışnrd gelen veriler de bu kurumun anlşıms yardım r
edecektir. lı
Enderun mensupları aldıkr inam ve ihsan kayıtlr üzerinde yaptığm n
çalışmr, sazendelerin 16. ve 17. yüzılard daha çok "büyük oda" ve "hazine a
odası"n istihdam edilmş oldukarın göstermektedir. "Seferli odası"n istih- n
dam edilmeleri beklenen sazendelerin, bazen "hazine odası " nda görev yaptıklr­ i
nı belirlemek şaırtc değilr. 20. ve 21 . yüzıl içindeki çalışmr göre Enderun z
koğuşlarınd "Seferli odası " nı 17. yüzılda ihdas edilmş olduğ yagın bilgisi V
bu yanılgr beslmiş olmaıdr . Müzisyenlerin "hazine odası"n alınmş olmarı
b
terfi ettiklerini mi yoksa zaten baştn beri bu odada bulndkarı mı göstermek- z
tedir? Santçılr toplandığ "seferli odası"n mensupları daha önce hangi kısm­ a
lardyı? "Kilar odası"n sazende olduğna dair daha az kayıt olmasın karşıl ,
musikideki kabiliyeti bilinen Evliya Çelebi'nin bu odaya alınmş olması nasıl bir V
yapılnm işaret etmektedir? a
Enderun'un hangi kısmnda kimlerin olduğ bürokraside yazıln, gidip-ge- lı
len kayıtlr kesinlştrb . Tespit edilmesi gerekenler öncelikle Enderun'da
g
sazendelerin nerelerde istihdam edildikleri, nasıl bir musiki eğitm aldıkr ve
1

sayılrn kaç olduğr. Bir örnekleme için gözden geçirdğm kaynaklar, 16.
yüzıl başınd Enderun'daki sazendelerin bir sazendbşı ile on dört kişl bir
fasıl heyeti oluştrdğn göstermiş. Belki on yılk aralarla yapılck çalışm­
lar farklı sayılr verecektir. Saryın Enderun kısmnda musikiyle meşgul olan iç
sazendelerden başk, görevlendirilip, maşlrı verilen dış sazendeler de vardı. İç
sazendeler Enderun'da yetişnlr, dış sazendeler dışarn istihdam edilip, gün-
lük olarak gelip gidenlerdir. Bunları bir kısm da bazı ehl-i hiref defterlerinden
tespit edilebilir. Ehl-i hirefteki santkrlı diğer hangi şartld nasıl istihdam
edildikleri göz önüne alınrk sazende ve hanendelerin nasıl çalıştğn belirle-
mek mümkün oldu. Mesela zergerler (altın işleycr) ehl-i hirefın içinde büyük
santçı grubu oluştrmakdı. Ehl-i hirefe bağlı otuz kır bölükten birisi olan
zergerler bölüğne bazen çarşı esnafıd, dönemin üstadlrın birisi belli
bir süre için dahil edilebiliyordu. Her bir ehl-i hiref cemaati içine büyük bir iş
aldıkr zaman dışarn üstad dahil edilmştr. Sazendeler de bunun gibi bazen
sadece içeriden yetişnlr icra yaparken, bazen dışarn/ehi üstadlar da
:l bu takım içinde yer albiyordı. Dış sazendeler, ders vermek için gelen musiki
hocalrınd ayrı olup, özel günlerdeki icralar için gelirlerdi.
1.

k Mehterhane
[l
Mehterhane, savşlrd, göçlerde, binşlerd, şenlikrd, kutlamalarda şehrin
L-
meydanlrı, Demirkapı, Galata Kulesi gibi şehir halkın her şekild duya- 379
\
1- ::;
cağı yerde mehter vuran vurmalı ve üflemeli sazlardan oluşan bir teşkilaır. O'.

Osmanlı devlet kurmlaı içinde Mehterhane-i Amire'ye bağlı iki büyük kısm "'
f-
0.
u.J
l- z
vardı. Bunlardan birisi hayme mehterleri olup, müzikle ilgileri yoktur. Çadırl­ >-
u.J
N
n rın kurulup kaldırms ve mefruşat işlery uğraşıl. İkincs çalıc mehter-
ler olup, müzik icra eden takımdr. Araştıml sırand zaman zaman hay-
n me mehterleri de yalnızc mehter adıyl kaydedildikleri için çalıc mehterler
.e arsın karışbilmet ve yanlış değrlnim sebep olabilmektedir. Çalıc
1-
mehterler bayram gibi kutlamalarda saryın dış avlusunda ve günlük olarak
İstanbul' muhtelif yerlerinde çalrdı. Bun l arın dışna Enderun'daki sa-
n zendelerle yakınd ilgisi olan iç mehter adıyl tanıml farklı bir grup daha
si vardı. Enderun ile ilgili çalışmr ilerledikçe belki farklı sazlrın da katıldğ

bir mehter takımn belirlemek mümkün olacktır. Mehterler Enderun'daki sa-
k- zendelerin haricinde oldukça geniş bir teşkila sahip olup, konu çok zengin
n- arşiv malzemesine sahiptir.
k, Enderun ve mehterhaneden başk tekkeler ile ilgili kayıp defterler, kah-
ir vehaneler, meyhaneler ile ilgili muhtelif evrak, musikinin şehir içindeki icra
alnrı ve türleri açısnd önem kaznır. Kahvehaneler üzerine yapıln ça-
:e- lışmar zaman zaman burada çalınp söylenen müziğe de temas etmişr. Ayin
la gibi büyük formdaki eserler veya tekkede okunan ilahi ve türevlerine mukabil,
tekkede günlük haytın ritüelleri karışn arsın küçük musiki eserleri tasav- iı

vuf muhitlerinden gelen "adab kitaplrı"y beslenebilir. Sarayda ve şehirdk d


musiki meclislerinden başk özel hanelerde verilen musiki dersleri, meşkhan­ n
Q'.
_,
<{
ler, meyhaneler çalışmy bekleyen alnrdı. b
z

Q'. t
o

V)
w
>
Q'.
Nihayetinde iı
<{
_,
"z
<{ ğ
>-
<{ Bu karşıltm, bu perspektiften bakılp derinlemesine inceldğ Os- ş
"'
'e<{r:
I manlı musikisinin 16. yüzılda bir gelişm yapmdığn, en azınd icra alnı
)-
sınrl olduğn kabul etmek çok zordur. Behemehal 16. yüzıl ile ilgili farklı bir
V)

" çalışm yapılmsn ihtiyaç vardı. Her şeydn önce 16. yüzıln kaynlrı kendi
2
w
o dünya görüşyle ve kodlarıy değrlnik ilerlemek gerekiyor. Dönemin siya-
z
G sal ve gündelik ilşkern, yaklşımrn, eğilmrn, dönemin ayıp ve makbul p
e=
<{
z anlyış göz önünde bulundurarak yapılck bir çalışm daha sağlık bir yol aça- ı:
<{
V)
_, caktır. Mesela II. Selim en çok müzik meclisi toplayan padişhlr~n biridir. Fakat f
,:ı
>-
N
o bile kendisinin bir saz meclisinde değil, ok atarken tasvir edilmesini istemşr. c
>-
~ Bu bağlmd dönemin yaklşım ve önceliklerinin yazıl ve görsel malzemeyi nasıl v
_,
z
<{ şekilndrğ göz ardı edilemeyecek kadar önem kaznır. s
2
V)
o Osmanlı Devleti'nde tarih kaydı tuanlrı zaferlere, başrıl odaklan- r
380 mış, resmi tarih söylemi bugün bile kimi tarih kitaplrı üzerinden devam edi- r
yor. Musikinin gelişmdğ varsyım da siyasi tarih dışnaki konuları bilgi r
azlığn göz önüne alan görüşn devamı olmaıdr. Musiki ve diğer güzel sanat- ç
ların tarihinden bahseden bazı metinlerin satır arlın okunmasıyl doğabi­ l<
lecek farklı bakış açılr, yeni keşiflr olanak sağlyck ve bu genel söylemin ç
dışna alana yeni bir ufuk açcktır. r
Musiki tarihi ile ilgili yapıln çalışmrd çok daha ince ve sabır isteyen r
bir zantkrlığ ihtiyaç vardı. Bir bakım arştımcln, belki doktora aday- l
ların paleogrfık, filolojik birikimleriyle ve sabırl yazma eser kütüphanelerin- 8

de, arşivdek kayıtlr üzerinde farklı açılrdn incelemeler yapmsı gerekiyor.


Bugün Osmanlı Devleti'nin siyasi ve idari tarihi çalışmrndki ilerleme uzun 2

bir zantkrlı döneminin sonucudur. Şayet okunması güç yazılr kaleme alı­ c
nan tahrir defterleri, mühimmeler, kadı sicilleri, hat-ı hümayunlar, nameler, ruus s
defterleri incelenmeseydi, Tursun Bey'in, Kemal Paşzde'ni, Lokman'ı gayet l
santlı bir dille yazılmş metinleri doğru okunmasydı Osmanlı tarihi çalışmr
artık çeşitl yorumlarla değrlnim yapmak noktası gelmiş olacktı.
Bütün çalışmr kilitleyen iki ana problemden birincisi kaynak kul-
lanımy ilgili sorunlar, ikincisi bakış açılrndki ön yargı ve ezberlerin de-
vam etmesidir.
16. yüzıl başlrınd sanat alnıd Osmanlı kendi tarz ve üslubunu
oluştrdğna göre, müzik sahınd bir tarzın oluşmasın izah edebilmek
1

v- için çok güçlü kanıtlr gerekir. Söz konusu coğrafyd santlrı çağlr için-
ki deki değişmn göz önüne alarak önce şir sonra sırayl mimari, nakış, hat,
e- musiki olsa bile, bir başk deyişl en son musiki gelişs bile 17. yüzıla kadar
beklmiş olması oldukça kuşl bir durumdur. Şirn gelişmsn nihaye-
tinde musikiyi beklemek yanlış değilr. Ayrıca Kanuni dönemi müzik meclis-
leri bir yana, II. Selim ve III. Murad dönemlerinde özellikle müziğn gelişms
için çok elvriş bir muhit vardı. Bu ortamı görmezden gelmek mümkün de-
ğildr. Bu boşluğn olması büyük ölçüde yapıln çalışmrn yeterli olmayı­
ıs­ şında kaynlmıştr.
m
ir
:ii Musiki tarihi çalışmrn bir not
a-
ul Ayrı bir çalışmn konusu olması gereken diğer bir mesele yakın zamanda ya-
a- pılan arştımld. Musikiyle ilgili her konu çalışmy hak etmektedir ve
at farklı konuları seçilmş olmasınd da problem yoktur, fakat bilhassa 19. yüzıl
ır . öncesi musiki tarihi ile ilgili yapıln tezlerin bir kısm çok genel olup, yeterli
nl ve gerekli kaynlrı kullanmayan çalışmrd. Bu genel konular daha küçük
sınrla içine çekilerek, kendi içinde bütnlğ olan çok kısa bir zaman dilimi,
n- musikiyle ilgisi olan bir kurum veya mekan, bir tek saz, bir tek icraı, bir tek
li- makam şeklind ele alınp hiçbir kaynğı atlamadan derinlemesine incelenirse 381
gi musikiye dair yeni bilgiler ve kaynaklar keşfdbilctr. Yapılck bu ayrıntl ~

tt- çalışmr küçük küçük zincirler halinde birbirine geçirilerek bir büyük hal- °'<!
f-
Q_
w
)1- ka oluştrmadığ takdirde Türk musikisinin meselelerini doğru bir şekild z
>-
w
in çözümlemek mümkün görünmüyor. Ayrıca bütün bu kaynlrı kulanıbi­ N

mesi için arştımcn yukarıd bahsi geçtiğ gibi paleogrfık ve filolojik do-
naım zaten en başt edinmş olduğ varsyılmktd. Musiki tarihi ile ilgili
y- bugünden geriye doğru gitğmz zaman çalışmrd hem epistemolojik, hem
n- anakronik başk problemler de olduğ görülecektir. Nihayetinde dünya ölçe-
ır. ğinde ve tarih çalışmr içinde 16. yüzıl, pek çok verinin olduğ yakın bir
tn zamndır, milattan yüzlerce yıl önceki bir tarihten bahsetmiyoruz (ki bu alanda
lı ­ aydınlğ kavuşm pek çok konu vardı). Söz konusu asır pek çok yazıl, gör-
lS sel ve nesnel kaynğı olduğ bir dönemdir, dolay ıs y la daha iyisini beklemek

et haksızl olmasa gerekir.


ıl­

e-

lU
Kaynakça

Alparslan 2004
Ali Alparslan. "Hat Santıd Osmanlır." Osmanlı Uygarlığ. haz. Halil İnalcık ve
°'_,
<(

z
:::,
Günsel Renda. c. 2 (İstanbul: TC Kültür Baknlığ, 2004): 825-839.
°'o
V, Aslan 2018
w
> Ali Aslan. "18. yüzıl Osmanlı ilim haytınd bir kesit: Sıdk Mustafa Efendi'nin
°'_,
<(
günlğ ve mülazetyır."YL Tezi. İstanbul Üniversitesi, 2018.
"'z
<(

>-
<(
Aşık Paşzde 2003
"'I Aşık Paşzde. Osmanoğulrı Tarihi. Çeviri ve günümüz diline aktrım: Kemal p
'ii:
<(
Yavuz ve M. A. Yekta Saraç (İstanbul: K Ktaplığ, 2003). E
f-

"'
V, Atıl 1998 }
:::,
2 Esin Atıl. "Osmanlı Santı ve Mimarisi." Osmanlı Devleti ve Medeniyeti Tarihi, ed. 2
w
a
z Ekmeleddin İhsanoğl u (İstanbul: IRCTCA, 1998): 451-467. s
lY

.= Behar2005 l\,
<(
z 1:
<(
Cem Behar. "Wojciech Bobowski (Ali Ufki): Haytı ve eserleri (16107-1675)." Musıkiden
_,
V,

>-
N
Müziğe (İstanbul: YKY, 2005): 17-55. s
,:::,
>-
Çavuşoğl 1971 s
;,i
_, Mehmet Çavuşoğl. Necati Bey Divanı' Tahlili (İstanbul: MEB, 1971). G
z
<(
2 T
V,
o
Derman 1999
M. Uğur Derman. "Gecikmş bir vaad." Prof Dr. NihadM. Çetin'e Armağn (İstanbul : İÜ
z
3 82 A
Edebiyat fakültesi, 1999): 371-405.
T
Derman 2015
- - - ~ "İstanbul'd ebru santı", Antik Çağ'dn XXI. Yüzyıla Büyük İstanbul z
Tarihi: Edebiyat, Kültür ve Sanat. Ed. Coşkun Yılmaz. C. 7 (İstanbul: İB Kültür ı\Ş ve K
İSAM ortak yaın): 350-357.
s.
T
Habib 1306
Habib. Hat ve Hattatan. (Kostantaniyye: Matbaa-i Ebüzziye, 1306). z
1v
Kafadar 2007
T,
Cemal Kafadar. Kim Var İmiş Biz Burada oğY İken. Dört Osmanlı: Yeniçeri, Tüccar,
A
Derviş ve Hatun. (İstanbul: Metis Yayınlr, 2007).
V.
Korkmaz 2015
Harun Korkmaz. "İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi'ndeki Musiki G
Yazmlrın Katalogu."YL Tezi. İstanbul Üniversitesi, 2014.Yayın için: The G
Catalog of M usic Manuscripts in Istanbul University Library (İstanbul Üniversitesi z
Kiitiiphanesi'ndeki Musiki Yazmlrın Katloğu) (Harvard Üniversitesi Yakın doğu l\,'
Dilleri ve Medeniyetleri Bölümü, 2015). ](

Küçkdağ-Deyv 2016
Yusuf Küçkdağ ve Bilal Dedeyev. "Azerbaycan Kökenli Osmanlı Devlet ve Kültür
Adamı Turak Çelebi:' V. Ulusarı Tiirk Santı , Tarihi ve Folkloru Kongresi (Komrat/
Moldova: 2016): 141-147.
1

Mustakimzade
Mustakimzade Süleyman Saadeddin Efendi. Tuhfe-i Hatın (İstanbul: Devlet
Matbsı, 1928).

Necipoğlu 2011
Gülru Necipoğlu, The Age of Sinan: Architectural Culture in the Ottoman Empire
(Landon: Reaktion Books, 2011 ).

Nefeszade İbrahim
Nefeszade İbrahim. Gülzar-ı Savab. Haz. Kilisli Muallim Rifat (İstanbul: Güzel Sanatlar
Akademisi, 1939).

Pekin 2012
Ersu Pekin. "Evliya Çelebi'nin müzik kaynlrı." Evliya Çelebi Seyahatnamesinin
Yazıl Kaynklrı, haz. Hakan Karateke ve Hatice Aynur (Ankara: Türk Tarih Kurumu,
2012): 286-340.

Serin 1999
Muhittin Serin. "Hat Santı", Osmanlı, Kültür ve Sanat (Ankara: Yeni Türkiye Yayınlr
1999): 26-34

Suyolcuzade 1942
Suyolcuzade Mehmed Necib. Devhatü'l-küttab Haz. Kilisli Muallim Rifat (İstanbul:
Güzel Sanatlar Akademisi, 1942).

Tanıd 1993
Ü
Zeren Tanıd ve Julian Raby. Turkish Bookbinding of the Fifteenth Century (Landon :
Azimuth Editions, 1993). 383
:,,c
Tanıd 2012 o:
<t
f-
Zeren Tanıd. "Türk santıd kitap." Sakıp Sabncı Müzesi Kitap Santlrı ve Hat 0..
w
z
Koleksiyonu, haz. Zeren Tanıd-Ayşe Aldemir Kilercik (İstanbul: Sabncı Üniversitesi >-
w
N
Sakıp Sabncı Müzesi, 2012): 9-27.

Tarım 2017
Zeynep Tarım . "Minyatürde Sultan Süleyman'ı musiki meclisleri." Darülelhan
Mecmuası 8 (Bahar 2017): 2-12.

Tarlan 1963
Ali Nihat Tarlan. Necati Bey Divanı (İstanbul: MEB, 1963).

Vasari 2013
Giorgio Vasari. Santçılr Hayat Hikayeleri. Sunş: Uşun Tükel, çeviren: Elif
Gökteke (İstanbul: Sel Yayınclk, 20 13).

1977
Zilfı
Madeline C. Zilfi. "The diary ofa müderris: A new source for Ottoman biography",
Journal ofTurkish Studies, [ (1977): 157-174.

ti

You might also like