Professional Documents
Culture Documents
Semavi EYİCE
Tarihimizde, bilhassa 16. ve 17. yüzyıl velce de ufak bazı okımuş veya trans
larda o kadar çok Sinan Paşa vardır kripsiyon yanhşları ile yayınlanan bu
ki, bunlar bazen biribirine kanştırıl- kitabeyi şu şekilde yazmak kabildir :
makta ve haklarındaki tarihî bilgiler, 1 — Sinan Paşa bilûp dünya
yaptırdıkları vakıflar hatalı yakıştır fenâsm
malara kadar varmaktadır*. Bu pek Diledi kim yapa ukbâ binâsm
çok sayıdaki Sinan Paşa'lar arasında 2 — İmaret başladı ve câmi etti
Sincanlı manzumesini kuran şahıs he [aslında: idi]
men hemen hiç tamnmayan bir kimse Ki verdi ehl-i dîne can safâsm
olarak ortaya çıkmaktadır. Tarihî hü 3 — Kılındı cum'a evkat-ı hamse
viyetini ve eserinin yapılış gaye ve ta Okundu her seher evrâd ü
rihini bildiren çeşitli kaynaklann ba Yâsîn
şında camiin kitabeleri kurucusunun 4 — Kamu mü'min olanlar bu
mezartaşı ve nihayet eserin kuruluş
sebebden
vakfiyesi gelmektedir.
Ederler ruhuna rahmet
/. Kitabeler : duâsm
5 — Yazanlar bu safâ dânna tarih
Sinan Paşa imaretinin çeşitli yer
Kodular ad-i «gayn» a hadd-i
lerinde bugün birkaç kitabe görülmek
«tâ-sin»
tedir'. Bunlardan birincisi ve en önem
6 — Temmet bi- avni'llâhi
lisi esas inşa kitabesi olup, camiin
ve hüsn-i tevfikıhi
cümle kapısı kemeri üstünde, ikincisi
boya ile yazılmış bir kitabe olup onun Kitabenin bu tarihini yazan orta
altında, aynı kapının kemer taşlarının derecede bir şairdir. Belki sondaki
dış yüzünde, üçüncüsü ise, camiin kıb Safa kelimesi onun adı ve mahlası ola
le duvarının dış yüzünde ve saçak hi bilir. Fakat bu da Divan edebiyatında
zasında bulunmaktadır. Bunlardan ay hiç tanınmamış bir addır. Beşinci be
nca imaretin tarihçesini aydınlatmağa yitte açık surette işaret edildiği gibi
yarayan bir kitabe de, kurucusunun bu tarih tamiyelidir. Ebced hesabına
türbesindeki mezar taşlandır. Nihayet göre gayin, bin olarak hesaplandığın
bu türbenin bir cephesindeki kemerin da ta ve sin in toplamı olan 69 bundan
üstünde de çok geç bir tamire ait bir çıkanlmca 931 kalmaktadır ki, bu da
taş kitabe daha bulunmaktadır. imaretin yapıhş tarihi olan H . 931
( = 1524/25) i vermektedir. Böylece ki-
A. Camiin cümle kapısı
üzerindeki kitabe :
4) Bu yazımızı hazırlarken Osmanlı
Cümle kapısının tacı çok zarif devri Türk tarihinin 16. yüzyıldaki başlıca
Sinan paga'larmm lâkapları, ölüm tarihleri,
konsollara binen bir «Bursa kemeri» mezarlaıı ve kurdukları ba§hca hayrat eser.
biçimindedir. Bu kemer, esas girişin leri hakkında deneme mahiyetinde bir de l i s
te meydana p^etirdlk. Hiçbir iddiası olmayaa
ya5rvan bir yay biçimindeki kemerinin bu liste ileride yapılacak araştırmaların ı ş ı -
üstündeki büyük kitabeyi adeta çerçe g:ında düzeltilebilir ve tamamlanabilir. B k
E k I.
veleyen bir unsurdur. Güzel ve olduk 5) İsmail Hakkı Uzunçarşıh, Kitabeler
ça girift bir hatla işlenmiş olan bu ki n . istanbul 1929, de Afyon Karahisan k i t a
belerini toplamış ise de. Sincanh'ya u ğ r a m a
tabe üç satır halinde ve altı kartuş mıştır. Bu kitapta sadece Afyon (s. 4 - 41),
içine istiflenmiştir. Kitabenin en üst Sandıkh (s. 41 - 45) ve Bolvadin ^s. 4 6 - 5 3 )
kitabeleri işlenmiştir.
satırını teşkil eden iki kartuş içindeki 6) Kitabenin bazı okuma yanhşları llç
yazılann siyah boya ile daha belirli bir kopyası. Edip Ali Baki'nin a5ag:ıda not 8'
de gösterilen küçük monoftrafyasmda bulun
bir hale getirilmiş olmasına karşılık, maktadır, ksl. s. 6. A y n c a aşag:ıda not 30'da
kitabenin devamı olduğu gibi bırakıl gösterilen kitapda. s. 147 de bazı okuma ve
transkrİDSIyon yanlışları ile bu kitabenin b a ş
dığından, okumak oldukça zorduı*. Ev k a bir kon'-ası da verilmiştir.
SINCANLı'DA SINAN PAŞA IMARETI
305
tabe, imaretin kurucusunun Sinan Pa
herhalde yerinde olur. Dil ve mana ba
şa olduğunu ve eserin Kanunî Sultan
kımından olduğu kadar, yazılış (imlâ)
Süleyman (1520- 1566) saltanatının ilk
bakımından da bu kitabe oldukça ga
yıllannda 1524/25 de yapıldığını orta
riptir. Meselâ ikinci mısradaki sanca
ya koymaktadır.
ğını kelimesi (sin) le, dördüncüdeki ise
B. Kapı kemeri yüzündeki yazı : (sad) la yazılmıştır. Üçüncü mısradaki
dağını kelimesi dağlamak ile aynı kök
Esas kitabenin altında, kapının ya tendir. Beşincideki irdürür ise yürü
tık yay biçiminde pembe ve beyaz rün eski şeklidir.
mermerlerden geçmeli olarak yapılan
kemer taşlarının yüzüne siyah boya C. Kıble duvarı saçağındaki
(veya mürekkep) ile altı satır halinde kitabe :
bir yazı yazılmıştır. B u yazının trans
Kıble duvarının saçak korniji,
kripsiyonu şu surette yapılabilir :
mihrabın taın üstüne isabet eden yu
1 — Güft bân-i câmi-i şerîf-i Lala varlak bir pencerenin hizasında sivri
Sinan ve üçgen şeklinde bir alınlık biçimin
2 — Çok zamandır takınah ben dedir. B u alınlığın içerisine bir mer
bu aşk sancağını mer levha üzerine işlenmiş üç satırlık
2 — îşte sînem ger vurursan bana bir kitabe yerleştirilmiştir. Bu kitabe
hançer dağını yi ne okumak, ne de herhangi bir su
4 — Derd-i mend Lala Sinânî rette, fotoğrafını çekebilmek mümkün
açdı gam sancağını dür. Kıble duvarının pek az ilerisini:
5 — Mâlik isen gitme kervan bir sıra halinde dikilmiş ve dallan ki
irdürür bundan berü tabe hizasına uzamış olan ağaçlar, ki
6— Sene (?) 932 (?) tabeyi tamamen örtmektedir. Bu taşın
bulunduğu yüksekliğe ise normal biı
Niçin yazıldığı pek anlaşılamayan merdivenle erişilemiyeceği aşikârdır.
bu yazıda Sinan Paşa, Lala olarak gös Bu durum karşısında bu kitabede ne
terildikten başka, bu garip ifadeli man yazılı olduğunu öğrenmek aşağıdan ba
zumede esrarlı bir takım manalar se kıldığında mümkün olmamaktadır. Fe
zilmektedir. E n sondaki satır yazının kat bu yazının çok yakın tarihlere ait
diğer kısımlarına nazaran daha çok ve imaretin geçirdiği büyük, önemli
silindiğinden pek iyi seçilememekle be bir tamiri bildiren bir kitabe oldu
raber sene yazısı farkolunmakta vf. ğunun okumadan da kesinlikle iddia
rakkamlardan ilki olan 9 gayet iyi gö etmek mümkündür. Eserin bu cep
rülmektedir. Bunu takip eden iki rak- hesi, yapı tekniğinden açıkça görül
kamm dikey bacakları açıkça belli ol düğü gibi yeni baştan yapılmış ve
makla beraber, çengelleri siliktir. Fakat bu arada, çok garip aynı zamanda
bunlardan ikincisi muhakkak surette Türk sanatına tamamen yabancı bir
3 dür. En sondaki rakkam ise 1,2 veya 3 takım üçgen ahnhklı pencereler ile be
olabilir. Üstteki esas kitabenin 931 ol zenmiştir. Ayrıca mihrabın tam üstüne
duğunu göz önünde tutarak biz bunu isabet eden yere tam ortaya da profil
932 olarak kabul ediyoruz. Kapının li bir çerçevesi olan yuvarlak bir de
üst kemeri içinde gayet mükemmel ve pencere açılmıştır. Böylece b ı duvarın
gösterişli bir kitabe varken, kemer yakın bir tarihde, geçen yüzyılın son
taşlan yüzüne boya ile bu yazının ni larında yeniden yapıldığı hiçbir şüphe
çin yazıldığını anlamak pek kolay de ye meydan vermiyecek surette belli ol
ğildir. Bunu yazan şahsın bir şeyler maktadır. Kitabenin de aşağıdaki pen
söylemek istediğine ve bunu imalı ola cereler ile aynı biçimde Türk sanatına
rak açığa vurduğuna ihtimal vermek çok aykırı bir üçgen alınlık içine yer
SEMAVİ EYİCE
306
künden çıkmasını uygvm görmemiş ve içinde büyük bir kısmı, bugün artık
vakıfdan vaz geçip emlâki yemden tesbiti imkânı kalmamış olan dükkân
mülküne katmak istemiştir. Burada lardır. Fakat Tire'deki hanları, Simav'
vakıf hukuku bakımından ilgi çekici m Funduçak köyündeki hamamı, Si-
bir çatışma konusu ortaya çıkmış ve vas'daki iki Bedesteni, yine buradaki
mütevelli direnerek, vakf m geri alınma Taşhan ile Kapanham ve Çifte hama
sına karşı gelmiştir. Durum, vakfı ev mı, nihayet Sonisa'daki hamamı araş
velce tasdik etmiş olan Kadı önüne gö tırmak mümkün görünüyor. Simav'ın
türülmüş, yapılan mahkeme sonunda, Funducak köyü hakkında hiçbir fikri
Kadı, mütevellinin görüşünü haklı bu miz yoktur. Sivas'da bugün ne Büyük
larak, vakıf sahibine, vakfın lüzumu ne de Küçük Bedesten adında bir bina
na ve yürürlükte olduğımu dair hü vardır. Bugün Taşhan olarak adlandı
küm ve fetva vermiştir. Böylece vakıf,
rılan han ise, mimarisinden de açıkça
zarurî ve müseccel bir vakıf olmuştur.
görüleceği üzere geçen yüzyılm ikinci
Bunun üzerine vakıf sahibi : «Bw vd-
yarısı içlerinde yapılmış çok yeni bir
kıfları hayatımda ve ölümümden son
yapıdır. Daha eski bir Hanın yerinde
ra ebedî vakfettim, onu devamlı ola
yapılıp yapılmadığını tesbit ise ayrı
rak muhtaçlara vakfettim» demiştir.
araştırma konusu olabilir. Sinan Pa
Böylece vakıf kesinleşmiştir. B u suret
şa'nm Sivas'daki çifte hamamı hakkın
te kurulan vakfın hiçbir şeyi değiştiri
da da bir fikrimiz yoktur. Behram Pa
lemez, hiçbir müminin, bu bir Emir,
şa hanı yakmmda Kurşunlu hamam
Vezir ve Hükümdar dahi olsa bile, vak
adıyla bilinen bir hamam varsa da bu
fı değiştirmesi veya iptal etmesi câiz
nun 1576 tarihli olduğu ileri sürülmek
değildir. Kim değiştirirse günahkâr
tedir*". Ancak Sivas'da bugün Subaşı
olur ve cezasını ahirette çeker denil
miştir. Sinan Paşa, müteveUiden vazi Hanı denilen ve üst katı otel olarak
feyi geri almış, böylece vakıf eski şek kullanılan bir hanm Sinem Paşa vak
line dönerek bu vakfiye akâmma göre fından olduğu tesbit edilmiştir. Onal-
kullanılışa geçmiştir. Adil kimselerin tmcı yüzyıla ait klâsik uslubda bir ha
şahidliği ile imzalanan vakfiye H . 1 Re- nın temelleri ve kalıntıları üzerine bu
biülev\'el 93.1 ( = 27 Aralık 1524) tarih gün görülen han geçen yüzyılda kısmen
lidir. Görülüyor ki, Sinan Paşa imareti kâgir, kısmen ahşap olarak inşa olun
nin vakfiyesi, metninin sonundaki açık muştur. Hanm etrafında pek çok dük
lamadan anlaşıldığına göre Vakıf huku kân olduğu da görülmektedir. Aynca
ku bakımından son derecede değişik ve bu hana bitişik olarak, ve mahzen de
ilgi çekici bir mahiyet göstermektedir. nilen bir yapı vardır ki, güney-doğu
Bu da hukuk ile uğraşanlarm ayrıca Anadolu'daki Bedesten tipine benzerli
üzerinde durmaları gereken bir konu ği açık surette dikkati çeker. Kayşan-
dur. Vakfın idaresini, vakıf sahibi ye denilen bu tip bedestenlerin en bü-
oğullarına ve onlarm oğullarına bırak- j^klerinden biri Mardin'de bulunmak
rmş, onlardan sonra da azadlılannm tadır. Subaşı hanı bitişiğindeki mah
ve bunlarm en «sâlih» oğullarının tev zen denilen bu Kaysariye tipi bedesten.
liyetine geçmesini şart koşmuştur. An Sinan Paşa vakfiyesindeki iki Bedes-
kara'da Vakıflar arşivindeki defterde ten'den biri olmalıdır. Sivas'daki bu
bulunan bu vakfiye suretinin sonunda Sinan Paşa hanını bizzat göremediği
ki bir nottan ise Rumî 1332 ( = 1917) mizden, bu yapı hakkında Yük. Müh.
de bu vakfiyenin bir suretinin çıkarıl Mim. Yılmaz ö n g e tarafından yazılan
mış olduğu öğrenilmektedir.
20) Kadri Erdll. Siva« rehberi. Sivaa
Sinan Paşa'nm Sincanlı'daki man 1953, s 19, aynı yerde Taghan'ın da yem bir
zumesine evkaf olarak bağışladığı mülk bina oldu&u belirtilmektedir.
SEMAVI EYtCE
312
dır. Ve imaretinde nimet-i subhu şam rin tamiri için Afyon evkafınca araş
müsafirînc ve mücavirîne mebzuldür. tırmalar yapılmış ve neticede Sivas ev
Sinan Paşa bu binaları inşa iderken kaf dairesi emrinde 40 bin liranın bi
bu diyarın etrakinden muğber hatır rikmiş olduğu anlaşılmıştır. Bu para
olub bu Sıcanlıdan ne hasıl ola kim yi- ile harap Sinan Paşa müesseselerinin
yeler deyu buyurmuşlar. Andan San tamirine başlanacaktır. Yukarıda res
dıklı belin aştıb beşinci saatde menzi- mi görülen Sinan Paşa türbesi de Si
li-i kasaba-i Sandıklı...» vas Evkaf dairesinde biriken para ile
Evliya Çelebi, imaretin kurucusu onarılacaktır»". Fakat bu gazete hava
nu Gazi Sinan Paşa adı ile yazmakta disinde yapılacağı bildirilen tamirin
imaretin esas kitabesinin sadece ilk v r yerine getirilmediğini sanıyoruz. 1968
son beytini doğru olarak tekrarlamak de türbe hâlâ çok harap bir durumda
ta, imareti teşkil eden yapıların kub duruyordu. Camiin yanındaki tabhane
belerinin kurşun kaplı olduklarına da odalarından bir tanesi ise son derece
işaret etmektedir. Çelebi, nedense bu bakımsız ve kötü bir halde idi. İçeri
ranın halkından da pek hoşnut olma sinde ölçü almak için çalışmak bile
mıştır. Onu da bilhassa belirtir. Belki zordu. Vakıflar Genel Müdürlüğü, man
bu husus, daha aşağıda açıklanacağı zumenin avlunun iki duvarı dibinde
gibi, Sinan Paşa'mn vakfiye şartlarını bulunan iki ayrı yapısını 1967 den iti
değiştirmek isteyişine yol açan olayla baren ele alarak tamire başlamıştı
ra bağlanabilir. Buradan 1837 de ge Elimize geçen fotoğraflardan anladığı
çen İngiliz seyyahı W.J. Hamilton, Sin mıza göre, aşhane - imaret ve anbar bi
canlı (Sitzhanli şeklinde yazar) ovasın nası ile, tek kubbeli sıbyan mektebinin
da bu adda bir şehir veya kasaba bu tam.irleri bugün bitmiş durumdadır.
lunmadığına işaret eder. Sadece bu Fakat esas cami kısmı ile hiç meşgul
ovada oldukça büyükçe köyler vardır.
Bunların hepsine de Sincanlı (Silzhan
lı) denilmektedir. Burada yalnız bir 25) W . J . H a m i l t o n . Beisen in K l e i n a s i .
»n, Pontus und Arnienien (aim. ç e v i r e n . O.
menzil ham vardır^. S c h o m b u r p k ) L e i p z i g 1843. U . s. 107. Kütah
y a ' d a n p ü n e y e I s o a r t a ' y a d o ğ r u inen s e v v a h -
l a r bazen A f y o n K a r a h i s a n ' n a uğramadan
Afyon Karahisarı hakkındaki çe S i n c a n l ı ü z e r i n d e n g e ç e n b i r yolu k u l l a n m » ? -
şitli yayın ve turistik broşürlerde hak l a r d ı r k l , bu d a . S i n a n P a ş a l ı n a ı e t i n i n bir
u.ŞTak y e r i olduŞ^unu. bir m e n z i l m a n z u m e s i
kında kısa bilgiler verilen Sinan Paşa karakterinde bulundugxinu çüsteıii'. Albay
manzumesi, başhbaşına küçük bir mo- Leake-. g ü î i e v d e n ^ralerek Sandık'.^ d a n 28
M a r t 1800 de b u r a y a erelmig ve A l t ı n t a ş İ s t i
nografyaya konu olmuştur. Edip Âli k â m e t i n d e kuzeye doğru çıkmıştır. Seyahat,
Bakı, 1947 de ondört sahife metin ve n a m e s i n d e ka.sabadan ve i m a r e t t e n h i ç b a h
s e t m e z sadece SItchanM d a r a l t adlandırdığı
bir levhada üç resimden ibaret küçük o v a n ı n ç o k v e r i m l i oldug:unu v e b u r a d a b i r
çok köy görüldüğünü b i l d i r i r , bk. Leake.
bir broşür hazırlamıştır^. Bu kitap- Journey throug:h some pro\'inces of Asla
çıkda, Sinan Paşa'mn diğerlerden ay minor in the year 1800, şu eserde : R . W a l -
pole, Travels in various countries of the
rı olduğu üzerinde durulmakta, vakfi E a s t . L o n d o n 1820, s. 261; 1838 y ı l ı n ı n 28 -
yasinin bir özeli ile, cami ve mezartaşı 29 M a r t gecesini S i n c a n l ı (8u3ini S i c h a n l 6 e
şeklinde yazar) da geçiren ingiliz seyyahı
kitabesi kopyası verilmekte ve Sinan Fellows Kütalıya'dan Altıntaş üzerinden Sin.
Paşa ile ilgili bir hikâye anlatılmakta canh'va geldiğini buradan da Sandıklı. K e ç i
borlu ü z e r i n d e n I s p s ı r t a ' v a yoluna devam et
dır. t i ğ i n i bildirir, k ş l . C h . F e l l o w s . Travels and
researches İn A s l a Minor more particularly
Bir İstanbul gazetesinde 1951 yılı in the Pro\'lnce of L y c i a L o n d o n 1852. s.. 116.
laşan ve Cem'in ölümü üzerine İstan 41) Anonim, Slnaıı Pa.şa ( H a d ı m ) mad
bul'a gelerek I I . Beyazıd'ın hizmetine desi, islâm Ansiklopedisi. X , s. 661 - 666
giren Sinan Bey (sonra Paşa?)^, aslen
42) Hasan Kalesi, Velikl vezir Kodza
bir Güıcü Beyi iken, islâmiyete gire Sinan - paşa njegove zaduzibine injegova v a -
rek Karaman beylerbeyliğine tayin olu kufnama - Th« Great Vizier K o d z a S i n a n .
nan ve Konya'da Mevlâna dergâhı bah Pasha, his foundations and lü» VVaqfiyyah.
çesindeki türbesinde yatan diğer bir «Gjurmime Albanologjike - AHıanoIoslıa \st.
raıivanja 2». PrisUna 1965. s. 1 0 5 - 144; K e .
mal özergin - Hasan Kaleşi - İ s m a i l E r e n ,
sindeki bu yanı gerçekten Cafaloglu ailesine
Prizren kitabeleri, «Vakıflar Dergisi» VI]
âit ise. muhakkak Sinan Paşa'nm eseri olma
sı da o-erekmez. Bilindiği gibi Cicala-Cıfala (1968) s. 8 2 - 8 3 , B i r rivayete g ö r e 1608/09
Oflu ( = Cağ-aloğ:lu> Sinan Paşa Osmanlı dev da Şam'da, ba.ska bir rivayete Eröre 1615 de
rinde bir sülâlenin başı olmuş, o M ve torun Tekirdagı'nda ölerek Gelibolu'da g ö m ü l m ü ş ,
ları yetişmiştir Tekirdagı'nda bugün kitabe tür. Bu İkinci rivayetin, orada türbesi olac
si kazınmış 17. yüzyıl sonlarına ait bir mey
dan şadırvanında bir Cağaloglu İbrahim Be Güveyi Sinan P a ş a ile kanstırılma-sından
yin adı okunuyordu. doğduğu t8.hmin edilebilir.
Sinan Paşa (öl. 1573)** akla gelmekte lih Pisil. Hacı H a m z a kasabasmın tarihi
h a k k ı n d a bir a r a ş t ı r m a ( b a s ı l m a m ı ş lisans
dir. Çorum kuzeyinde Hacı Hamza'da t e z i . no. 1 2 6 7 ) , 1968. B u r a d a t a m t ü a n 2 0 E y .
H. 912 ( = 1506/07) tarihli büyük bir lül 1721 tarihli bir h ü k ü m d e , eserin sahibinin
d a h a o devirde bile y s ı n l ı ş o l a r a k Y e m e n F a
cami ve imareti olan Sinan Paşa'nın tihi K o c a Sinan P a § a ş e k U n d e g ö s t e r i l m e s i ,
ise hüviyeti anlaşılamamaktadır*'. Yi bu addaki vezirlerin ne k a d a r b ü y ü k h a t a l a
r a y o l a ç t ı ğ ı n ı n a ç ı k b i r delilidir. Halbuki
ne Afyon yakınında Bolvadin'deki ca 1596 da ölen K o c a Sinan Paşa'nın 1506/07
mie Lala Sinan Paşa cami denilmekte y ı l ı n d a bir imaret y a p t ı r a m a y a c a ğ ı aşikâr
dır. H a c ı H a m z a k a s a b a s ı n d a k i imareti y a p
ise de, bu tamamen yanlıştır. Çünki bu tırabilecek birkaç Sinan F a ş a arasında, yu.
eser Kanunî Sultan Süleyman devri k a n d a not 4 3 de a d ı g e ç e n S u l t a n Cem'in
k a p u c u b a ş ı s ı S i n a n B e y . P a ş a d a a k l a gel
nin, pek şöhretli Rüstem Paşa (ölümü; mektedir.
1560) smm bir hayr eseridir**. Garip
46) B u camie İ m a r e t camii denilmekte
bir maceranm kahramanı olan Yular- dir. SadrsLzam l i ü s t e m P a ş a ' n ı n b u r a d a a y
kasdı veya Yularkıstı Sinan Paşa ise r ı c a h a m a m ı ve k e r v a n s a r a y ı d a o l d u ğ u bili.
nir. K e r v a n s a r a y b u g ü n t a m a m e n ortadan
Şehzade Ahmed'in Lalası ve veziri ol k a l k m ı ş t ı r . C a m i ise t e k k u b b e l i b ü y ü k bir
muş onunla beraber Anadolu'da ora b i n a d ı r ve M i m a r S i n a n t a r a f ı n d a n y a p ı l m ı ş
t ı r . B u eseri de 1 9 6 8 de g ö r m ü ş ve i n c e l e m i ş
dan buraya sürüklenmiştir*'. Onaltmcı tik. İ s t a n b u l Ü n i v e r s i t e s i E d e b i y a t F a k ü l t e
yüzyılın tesbit edebildiğimiz başlıca Si sinin T a r i h b ö l ü m ü n d e y a p ı l a n bir lisans ç a l ı ş
m a s ı n d a bu h u s u s d a v e r i l e n b i l g i l e r k a n a a t i ,
nan Paşa'Ian, bu yazımızm sonundaki m i z c e h a t a l ı ve y a n ı l t ı c ı d ı r , k ş l . F e v z i G ü m ü ş
ayrı bir listede, ilerideki araştırmalar ( 3 6 7 4 ) , Bolvadin tarihi h a k k ı n d a bir a r a ş t ı r
m a - O s m a n l ı d e v r i , 1969, s. 16 v e 1 7 a y r ı c a
da düzeltilmesi ve tameımlanması te bk. s. 20. F . G ü m ü ş . S i n a n P a ş a c a m i i de de
nilen İ m a r e t camiinin. Hoca Sinan P a ş a
mennisi kaydıyla, sıralanmıştır. (1440 - 1486) t a r a f ı n d a n y a p t ı r ı l m ı ş o l d u ğ u ,
nu ileri s ü r m e k t e . R ü s t e m Paşa'nın Mimai
Babasının adı Mehmed (vakfiyede S i n a n eliyle k u r d u r d u ğ u menzil m a n z û m e s i -
n i n ise b u g ü n k ü Ç a r ş ı c a m i i y e r i n d e o l d u . ğ u -
kendisine şehîd de denilir) olduğvma nu iddia etmektedir. F a k a t Çarşı camii y a
göre, aslının devşirme değil fakat Türk k ı n tarihlerde y ı k t ı r ı l a r a k yerine yeni bir ca.
mi y a p t ı r ı l m ı ş t ı r ' denilmektedir. B u görüşe
olduğunu kabul edebileceğimiz Lala iki b a k ı m d a n k a r ş ı ç ı k ı l a b i l i r : birincisi, İ m a
Sinan Paşa, bilhassa Sivas'da evkafa r e t c a m i i y a p ı s a n a t ı b a k ı m ı n d a n 16. y ü z y ı l ı
ve Miitiar Sinan ü s l û b u n u göstermektedir,
sahip bulunduğuna göre burası ile il i k i n c i s i ise F . G ü m ü ş ' ü n de t e z i n i n s. 2 0 de
gili olmuştur. Amasya yakınındaki So i ş a r e t e t t i ğ i gibi. Ç a r ş ı c a m i i n d e k a p ı y a n ı n
daki H . 920 ( = 1320) tarihli kitabeden anla
ş ı l d ı ğ ı gibi. bu e s e r i n e s a s ı EşrefoğuUarı'n.
dan Mübarizüddin Mehmed Bey tarafından
44) İ b r a h i m H a k k ı K o n y a l ı . K o n y a ta- k u r d u r u l m u ş t u r , bu hususda a y r ı c a bk. 1
riW, K o n y a 1934. s. 7 3 6 - 7 3 8 ; M e h m e d ö n H a k k ı Uzunçarşılı, Anadolu Beylikleri, A n k a
der. Blevlftna ç B h r i K o n y a . A n k a r a 1971 ( 2 . r a 1 9 6 9 . 2. b a s k ı . s. 6 0 . k ş l . R ı f k ı M e l û l M e
b a s k ı ) , s. 3 7 8 - 3 8 0 . K i l i s e d e n ç e y i r d l g i , F l s a n . riç. M i m a r S i n a n , h a v a t ı . eseri I — M i m a r
don, ş i m d i k i a d ı ile D e r e k ö . v ü c a m i i h a k k ı n SİHan'm h a y a t ı n a 6ser'*rine d a i r m e t i n l e r ,
d a bk. S e m a v i E y i c e . K a r a d a ğ : ( B i n b i r i ı i U s e ) A n k a r a 1965. s. 8 2 no. 6 3 ( R i s a l e - i T e z l d r e -
ve Karamam ç e v r e s i n d e a r k e o l o j i k a r a - ş t ı r m a - tü'l-ebniye'den).
1ar. İ s t a n b u l 1 9 7 1 . s. 8 4 - 8 9 . rea. 2 1 9 - 230
47) ö n c e K a y s e r i s a n c a k B e y i o l a n bu
O s m a n l ı t a r i h i n i n bu p e k t a n ı n m a y a n S i n a n
S i n a n P a ş a ' m n k e n d i s i n d e n ve i k i o ğ l u İ s k e n ,
P a ş a s m m tarihî hüviyeti ayrıca araştırılma
der ( M a l a t y a s a n c a k b e y i ) ile M u s t a f a ( A d i l -
y a defer. K o n y a ' d a Mevlevihane avlusundaki
cevaz sancak beyi). P e ç e v î Tarlh'inde bahse
klâsik Osmanlı devri m i m a r î uslûbundaki tür
d i l m e k t e d i r . B u , b a z a n B o l a y r S i n a n P a . ş a ile
besinin k i t a b e s i a ç ı k s u r e t t e bu S i n a n P a ş a
karışmaktadır. Z a t e n S ü r e y y a , S i c i l i . I H . s.
n ı n a d ı m ve ö l ü m t a r i h i n i v e r i r . P a § a H . 9 8 1
1 0 4 de y a n l ı z B o l a v r S i n a n P a ş a ' y ı anarak
de ö l m ü g . t ü r b e s i ise H . 9 8 2 de t a m a m l a n m ı ş onun IJem'in v a k ı n l a r ı n d a n olduğunu söyle
tır. d i k t e n s o n r a Ş e h z a d e A h m e d ' i n L a l a s ı oldu
45) B u c a m U 19G4 de R Ö r m ü g t ü k . H a k . ğ u n u y a z m a k s u r e t i y l e Y u l a r k ı s t ı ile b i r l e ş
kında ksl. Metin Sözen, H a c ı Hamza'dald tirmiştir. Sultan Cem'in y a n ı n d a inanılıı»az
T ü r k ©serleri, « A n a d o l n S a n a t ı Ara-ştırmala- f e l â k p t ve m a c e r a l a r a k a t ı l a n b i r İ n s a n ı n b i ı
n» n ( 1 9 7 0 ) s. 1 1 3 vd. Ç o r u m y a k ı n ı n d a k i s ü r e s o n r a , neticesi ş ü n h e l i y e n i bir m a c e r a -
H a c ı H a m z a k a s a b a s ı n d a bu camiin hangi v a a t ı l a c a ğ ı n a ihtimal vermek zordur. Y u
Sinan P a ş a tarafmdan yaptırıldığı bilinme l a r k ı s t ı S i n a n P a s a i ç i n bk. C a ğ a t a v U l u c a y .
mektedir. İ s t a n b u l Ü n i v e r s i t e s i E d e b i y a t F a y a ^ n z S e l i m n a s ı l P a d i ş a h oldu. « T a r i h D e r
k ü l t e s i n i n T a r i h b ö l ü m ü n d e y a p ı l a n bir lisans g i s i » 9 ( 1 9 5 4 ) s. 68. s a v ı 10 ( 1 9 5 4 ) s. 118,
m e z u n i y e t tezinde ise bu c a m i i n k i t a b e s i n i n 119, 120. 122. 1 ? 0 . 134. 136. 137. O ğ u l l a r ı için
kopyası verilerek fazla derin bir a r a g t ı r m a bk. D a m ş m e n d . K r o n o l o i i 11. s. 1 2 3 ( İ s k e n ,
yapılmaksızın, eserin K ü ç ü k Sinan Paşa'nın der B e y ' i n B a b a Z ü n n u n ' a yenilmesi . 152G);
hayratı (kşl. y u k a r ı d a not 3 6 ) olabileceği n . s. 2 6 5 ( M u s t a f a B e y ' i n S a h T a h m â s b İIP
b i r İ h t i m a l o l a r a k Ueri s ü ı ü l m ü g t ü r . bk. S a savaşı - 1551).
SEMAVİ EYİCE
318
nu, Ali Çelebi adındaki kimseye aittir*,
nisa'yı 30 Temmuz 1970 günü ziyareti
ikinci satırdaki kelime,
mizde, buradaki mezarhkda bir Sinan
birinci ve
Paşa kızmm mezan bulunduğunu öğ
üçüncü satırlar arasına fazla sıkıştırıl
rendik. Kasabanın dışındaki eski me
zarhkda. bozulmuş ve bakımsız mezar- dığından pek kolay okunamamakta,
taşlan arasında yarılanndan fazla top fakat bunun bin (yâni oğlu) değil, bin
rağa gömülü iki mezartaşı ile karşı ti olması da bazılarınca iddia edilmek
laştık. Bunlar biçim itibariyle 16. yüz tedir. Böylece Ali Çelebi'nin, Sinan Pa
yıl mezartaşı üslûbuna tamamen uy şa'mn, adı yazılmayan bir kızının o ğ
gundu. Taşların ölçüleri, bunun pek lu olabileceği ihtimali belirmektedii
küçük bir yaşda ölen bir kıza ait ol Ancak şu var ki, burada binti kelimesi
duğunu belli ediyordu. Sonisa'nm ev pek inandırıcı görünmüyor. Kız t a r a
velce Sivas vilâyetinin bir kasabası ol
fından bir torunu ifade için b u t e r i m i n
duğu bilinir. Diğer taraftan vakfiyesi
kullanılmasının ne derecede y e r i n d e
de Sincanlı'daki hayratın kurucusu Si
olabileceği halli gereken bir m e s e l e d i r .
nan Paşa'mn bu kasabada bir hamamı
olduğunu açıkça ifade etmektedir. Bu Taşı tekrar yerinde kontrolü i m k â n ı r u
durumda, Sincanlı'daki eserin sahibi elde edemediğimizden, tek d a y a n a ğ ı
Sinan Paşa'mn Sivas valiliği sırasında mız olan fotoğrafı da fazla net sayıla
Sonisa'da bir kızını kaybettiğine \c mayacağından bu husus ihtiyat k a y d ]
onun mezarını burada yaptırttığına ile böylece tanıtmağı doğru b u l u y o r u . :
inanmak mümkündür. Ancak gerek Taşın üzerindeki yazı şundan ibarettir ;
fotoğrafını gerek estampajını aldığımız Ali Çelebi
bu mezartaşlannm bir Sinan Paşa kızı bin? (veya binti?)
ile ilgisi yoktur. Esseyit İbrahim adın Sinan
da bir şahsm Nefise adındaki kızının Paşa
taşlarıdır. Sinan Paşa h z ı rivayetinin fi
nereden çıktığını araştırmağa imkânı Şaban
mız olmadı. Belki bu çok harap ve taş 952
larının çoğu toprağa gömülü olan me
zarhkda gerçekten bir Sinan Paşa kızı Eğer bu çok mütevazi mezartaşı
na ait taşlar vardı, fakat bize yanhş gerçekten Sincanlı'daki Sinan Paşa'nırî
taşlan göstermiş olabilirler. Sinan Pa bir yakınına ait ise, bu vezirin ş e c e r e
şa'mn kızınm mezartaşlarmın ise tah-
rib edilmiş veya toprak içine gömüle
rek kaybolmuş olmalanna ihtimal ve 48) B u mezartaşı haJtkında k ı s a o l r n o t
için bk. S. E r k e n . T ü r k i y e ' d e v a k ı f a b i f l e l e r ,
rilebilir. s. 167, b u r a d a tagdaki a d A l & e d d i n v e t a r i h
H . 953 o l a r a k g ö s t e r i l m i ş t i r . F e v z i Gümüş,
y u k a r ı d a not 46 da g ö s t e r i l e n l i s a n s ç a l ı ş m a
Lala Sinan Paşa'mn çocuklanmn s ı n d a , s 17 de b u m e z a r t a ş ı n d a n b a h s e t m e k
tedir. M e z a r t a ş ı n ı n , c a m i i n g ü n e y t a r a f ı n d a k i
tesbi tinde yukarıda bahsi geçmiş olan
mezarhkda oldugiınu ve S ü l e y m a n HHırd
Bolvadin'deki îmaret veya Rüstem Pa Bey tarafından burada bulunarak A f y o n m ü
zesine g ö t ü r ü l d ü ğ r ü n ü ve b u t a g m b ü y ü k i h t l .
şa camiinin bir dış cephesinde, duvar m a l ile H o c a S i n a n P a ş a fbu ş a h ı s h a k . bk.
taşlan araşma gömülü bir Türk mn- H a s i b e Maziogflu, Sinan Pa<;a - H o c a m a d -
tsl&m Ansiklopedisi. X , s. 666 - 670) n m b i r
zartaşmdan da bahsetmek yerinde ola og:luna a l t o l a b i l e c e ğ i n i b i l d i r m e k t e d i r . H a l b u
caktır. 1968 yıh Eylül'ünde gördüğü k i S i n a n P a ş a ' m n i k i og-lu M e h m e d v e A h
med Ç e l e b i a d l a r ı n d a d ı r . B i z B o l v a d i n ' e 1968
müz bu küçük ve itinasız işlenmiş me yıh sonbaharında gittiğimizde, bu m e z a r t a ş ı -
zartaşı, H. 952 Şaban'î ( = 1545) tarih nı imaret camiinin d u v a r ı n a y a p ı ş t ı r ı l m ı ş oia.
rak görmüştük. B u makalemizle y a y ı n l a d ı ğ ı ,
li olup, üzerindeki bozuk hatlı çok kı nfız f o t o ğ r a f ı da B a y a n M e h l i k a A r e l t a r a
f ı n d a n ç e k i l m i ş ve b i r k o p y a s ı Y . ö n g e e l i y
sa yazıdan anlaşıldığma göre bir Sinan
le t e m i n e d i l m i ş t i r . T a ^ d u v a r a g ö m ü i ü g ö s
Paşa'mn oğlu veya bir ihtimalle toru termektedir.
SİNCANLI'DA SINAN PASA İMARETİ 319
sinin düzenlenmesinde faydalı olabilir*^ tülü ve basit mimarili bir ek bina yer
Fakat garip olan husus, bu camie İma alır. Bunun kikr - mahzen ve aşhane
ret camii denilmekle beraber halk ta- - imaret olduğunu tahmin etmekteyiz.
rafmdan yaptıranın Rüstem Paşa de Bunun önünd». hiçbir mimari hüviyeti
ğil, Sinan Paşa olarak gösterilmesidir. olmayan ahşap bir şadırvan yapılmış
Mezartaşınm cami duvsınna ne vakit tır. Camie uzanan yolun sol tarafında
yapıştwıldığını bilmiyoruz. Mimar Si ise, mermerden tuhaf biçimde bir me
nan tarafından yapılan camiin kesin zar görülmektedir.
tarihi bilinmemekle beraber, onımJa
hemen hemen aynı vakit inşa olunan, 1. Tabhaneli cami :
sonraları da yıktırılan bir çeşmenin ki
İmaretin esas binasını teşkil eden
tabesinden Rüstem Paşa'nın buradaki
cami iki yanında birer tabhane odası
hayratın kurucusu olduğu anlaşılıyor
na sahip bir zaviyeli veya tabhaneli ca
du». Çeşme H. 960 ( = 1552/53) tarihli
midir. 28 m 25 ölçüsünde bir cepheye
olduğuna göre, cami de bu tarih etra
sahip olan caminin bütün eni genişli
fında ve Rüstem Paşa'nın ölüm tarihi
ğinde beş bölümlü bir soncemaatyeri
olan 1560 dan önce yapılmış olmalıdır.
uzanır. Bu son cemaatyeri iki yanı düz
1545 de ölen bir kimsenin mezartaşınm
birer duvarla kapatılmıştır. Cephesi
birkaç yıl sonra yapılan bir camii du-
ise, fazla açık yuvarlak kemerleri ile,
vanna yapıştınlacağma pek ihtimal
1876 tamirinde değiştirilmiş tesirini bi
verilemiyeceğine göre, bu iş nisbeten
rakmaktadır. Bu kemerleri taşıyan
geç bir devirde yapılmış olmalıdır.
dört mermer sütunun, yine mermer
Bu bölgede, çok yakın tarihlere ge den işlenmiş başlıkları ve kaideleri eş-
linceye kadar Sinan Paşa soyundan dir. Bu başlık ve kaidelerin köşeleri
inenlerin yaşadığı anlaşılmaktadır. Ni üçgen dilimler halinde kesilmiştir.
tekim 1876 tamirini yaptıranlar da ta- Soncemaatyerinin kemerler ile aynlan
rih'lerden anlaşıldığına göre aynı soy beş bölümünün üstlerini sekizgen kas-
dan kimselerdir. Belki bugün de Sinan nakh birer kubbe Örtmektedir. Tam or
Paşa sülâlesi hâlâ yaşamaktadır. Bu tada eksen üzerindeki kubbe diğerlerin
konu, yerinde yapılacak araştırma ve den daha yüksek olup, bunun sekizgen
soruşturmalarla aydınlığa çıkarılabilir. kasnağı dört köşeli bir kaide üzerine
Bu surette de belki Sinan Paşa'nın hü oturtulmuştur. Bu kubbe içeride de di
viyeti hakkında bazı vesika veya sözlü ğerlerinden biraz farklıdır. Kubbe ete
bilgileri de elde etmek mümkün ola ğinde yarım yuvarlak dilimler halinde
caktır. bir sıra kabartma friz dolaşmaktadır.
Bugün bu beş kubbenin üstleri alafran
// ga kiremit ile örtülüdür. Gayet tabii ola
İMARETt TEŞKtL EDEN
YAPILARIN MİMARİLERİ
49) Vaktivle İstanbul'da Sahhaflar çar
Sincanlı'daki imaret, etrafı alçak cısında satm aidıfeımız 1947 baskılı bir kita.
bm içinde 1954 tarihi ile birlikte kurgun k a
duvar ile çevrili geniş ve kısmen ağaç lemle vazılmıs : «Annemin baba tarafından
lar i L kaplı bir avlunun içindedir. Av Gazi Sinan P a ş a ' y a inen şeceresi tesbit edil
m i ş ve muhafaza edilmiştir» şeklinde bir
lu k£.pısmdan girildiğinde tam karşıda k a y ı t ile karşılaşmıştık. Kitabın eski sahibi
bulunan camie doğru uzanan yolun sağ ni ö&jrenmek m ü m k ü n olmadıkından, hangi
Sinan" Paşa'nın sülâlesinden oldufiM da anla
tarafında türbe bulunmakta, bunun ya şılamamaktadır.
nında sıbyan mektebi olduğu anlaşılan 50) Bu tahrib edilen çeşmenin kitabeat
tek kubbeli bir bina yükselmektedir. için bk. Süleyman Gönçer. Mimar Koca Sİ.
Avlunım sağ tarafında dikdörtgen biçi nan'ın Bolvadin'deki eserleri, «Taşpınar Af
yon Halkevi Dergisi» r V . sayı 38 (1935) s.
minde ince, uzun, üstü beşik tonoz ör 89 - 90.
SINCANLI'DA SİNAN PAŞA ÎMARETl
320
dukça yüksek kemerli bir açıklık ile ay
rak bu, eski eserin dış tesirini çok boz
rıldıklarından bu payeleri duvariaruı
maktadır. Evvelce kubbelerin dışları
uçları olarak da kabul etmek m ü m k ü n
nın alaturka kiremid ile kaplı oldukla
dür. Yani böyle görüldüğü takdirde,
rım orada söylediler. Fakat Evliya Çe-
iki paralel mekân, ortada uçları p â y e
lebi'nin kısa notundan aslında bütün
şeklinde biçimlendirilmiş ve yanlardan
imaretin kubbelerinin kurşun kaplı
ortaya taşan birer duvarla ayrılmış ol
oldukları öğrenilmektedir. Hiç şüphe
maktadır. Her iki mekân da ortada ka
siz, eserin gerçek mimari hüviyetini
re, yanlarda dikdörtgen b i ç i m i n d e ol
ancak kubbeleri kurşun kaplı oldu
mak üzere üçer bölüme ayrılmıştır
ğunda anlamak mümkün olacaktır.
Cümle kapısından girildikte ilk g e ç i k ü
Soncemaatyeri döşemesi, cümle kapı
bölümde bina mimari özelliklerini da
sına giden yol dışında iki taraflı birer
ha iyi koı-umuş görünmektedir. Orta
seki halinde yükseltilmiştir. Fakat b'i
daki kare bölüm, pandantif li geçiş un
sekiler yanlardaki duvarlara kadar da
surlan ile penceresiz kasnaklı bir kub
yanmamakta, tabhane odalarma geçişi
be ile örtülmüştür. Yanlardaki dar bö
sağlayan kapıların önlerinde kesilmek
lümleri ise birer yarım kubbe örter.
tedir. Böylece yanlardaki tabhane oda
Bunlar ortadakine nisbetle daha alçak
larında kalan misafirlerin, kapıların
tır. Yanlardaki dar bölümlerin köşele
önlerine kadar pabuçları ile gelmeleri
rinde, yarım kubbeye geçişi sağlamak
imkânı sağlanmıştır. Bu durum da bir
üzere ustalıklı şekilde üç kademesi
defa daha, bu yan odaların misafirha
mukarnash birer tromp yerleştirilmiş
ne mahiyetinde olduklarını ve esas
tir. Birincinin aynen benzeri olan ikin
ibadet mekânı ile hiçbir bağlantılaıı
ci kısımda ortadaki kare b ö l ü m ü yixw
bulunmadığmı açık surette göstermek
pandantifli bir kubbe örter. Yanlarda
tedir. Soncemaatyeri'ne açılan iki pen
ki yarım kubbeli dar bölümlerin geçiş
cere cami mekânına ışık vermektedir.
unsurları ise, 1876 tamirinde tahrip
Ayrıca sol tarafda bir de mihrab nişi
edilerek, yerlerine basit pandantifler
oyulmuştur. Halbuki sağ tarafda bu
yapılmıştır. Bu yan bölümlerin duvar
nun karşılığı görülmüyor.
lannda açılan pencereler de dı.ş çerce
Esas ibadet mekânına geçid veren velerinden açıkça görüldüğü gibi 1876
cümle kapısı muntazam işlenmiş taş tamirinde şimdiki şekillerini a l m ı ş t a .
lardan inşa olunmuştur. Çok sade mi
marisinde bir «Bursa kemeri» hâkim Camiin iç duvar satıhları beyaz ba
dir. Kapının kanadlan belirli bir şe dana ile kaplanmıştır. Üzerlerisde pan
kilde 1876 tarihli tamire işaret etmek dantiflerdeki yazılardan başka, hiçbir
tedir. Burada ashnda geçmeli klâsik tezyinat, hiçbir nakış veya yazı yok
uslubda kapı kanadlannm olması ge tur. Sadece duvar yüzlerinde 1876 ta
rekirdi. Girişi taçlandıran «Bursa ke mirinde yapıldığı tahmin edilen ince
meri» nin göze en hoş gelen detayı ik; çubuklar halinde çerçeveler görülür,
yandaki taşıyıcı konsollarıdır. Bunlar Mihrab, 16. yüzyılın ilk y a n s ı n d a ya
zarif birer motif halinde kemeri taşı- pılmış bir eserin mimarisine ç o k aykı
makda ve onu yan duvarlara bağlamak rı düşen bir görünüştedir. Aynca bu
tadır. Esas ibadet kısmı biribirini eş nu süsleyen çok renkli ve garip motif
surette takip eden enine iki büyük me li tezyinat gözleri rahatsız etmektedir,
kân halindedir. Bunlar biribirinden Bu mihrap gibi, basit ve zevksiz bir
yan duvarlardan ileri taşan kısa duvar tahta işçiliği gösteren minber ile cüm
lar, birer dörtköşe pâye ve bunlann le kapısı üstündeki mahfil de 1876 ta
üzerine atılmış bir kemerle ayrılmış mirinin hatıralarıdır ve bir sanat de
tır. Payeler iki yandan, zeminden ol ğerine hâiz değillerdir. Minberin kapı-
SİNCANLI-DA SİNAN PAŞA İMARETİ
321
smdaki örtü ise üzerine işlenmiş H. le tarafı, binanın eski ve esas temelleıı
1361 ( = 1942) tarihi ile çok yenidii. üzerine oturan yeni duvarlardan mey
îbadet mekânının muhtelif yerlerinde dana gelmiş ve bu duvarlarda yapının
sarkan vc hatta duvarlara tesbit edil devri ve üslûbu ile hiç uyuşmayan, siv
miş olan her türlü tiplerdeki elektriK ri alınlıklı pencereler açılmıştır. Oriji
glob ve avizeleri ile çıplak ampuller, nal duvarlardan yalnız sol tabhanenin
aplikler itiraf etmek lâzımdır ki, son dışında bazı parçalar taş ve tuğla tek
derecede zevksiz ve çirkin şeylerdir. niği bakımından ilgi çekici özellikler
1876 tamirinin hangi zaruret ile yapıl göstermektedir. Burada moloz taşların
dığını biImİ3'oruz. Fakat hiçbir oriji aralarında tuğlalar kullanılmıştır. Hat
nal ağaç aksamın görülmemesinin se ta bir yerde, yatık vaziyette grekçe bir
bebi belki bir yangına atfedilebilir". kitabe parçası da farkedilir. Aynı ta-
rafda tuğladan bir boşaltma (tahfif)
Namaz mekânının iki yanındaki
kemeri içinde yekpare taşdan bir dol
misafirlere mahsus tabhane odaları iç-
gu da dikkati çeker.
de herbir kenarı 4 m 50 kadar ölçüsün
de dörtköşe plânlı küçük mekânlardıı. Sağ tarafda bitişik olan minarenin
Bunların üstleri beşik tonozlar ile ör kapısı soncamaatyeri'nin sağdaki duva
tülmüştür- Odaların yan duvarlannd.?. rının içinden, bu tarafdaki tabhane ka
birer büyük pencereleri olmasına kar pısı yanında açılmıştır. Bir sekizgen bi
şılık, kıble tarafındaki duvarlarında çiminde olan kürsü, aralarında tuğla di
dışarıya mazgal biçiminde dar bir aru- zileri olan muntazam taşlardan örül
lık halinde açılan, fakat içeride geniş, müştür. Pabuç kısmında ise, dökülen
bir çift menfezleri vardır. Tabhane sıvanın altında yuvarlak gövdeye geçi
odalarının ocakları bozularak dolap şin, tuğladan üçgenler yardımıyle sağ
nişi haline getirilmiştir. 1968 de bu landığı anlaşılıyor. Bunun üstünde bir
odalardan sağdakinin kullanılır halde bilezikle başlayan gövde yuvarlaktır.
olmasına karşılık, soldaki çok hara;) Gövde tamamen sıvalı olduğundan ya
ve içinde çalışılamıyacak derecede ba pıldığı malzeme anlaşılmamaktadır.
kımsız bir durumda idi. Fakat orijinal olmadığına ihtimal veri
lebilir. Şerefe çıkması tuğladan konsol
Ortadaki iki büyük kubbe oniki
lar halindedir. Bunların aralannd?.
genli birer basık kasnağa sahiptir.
1876 tamirinde yapılan pencere alınlık
Bunlann da üstleri alafranga kiremi.1
lan gibi, üçgen süslerin bulunması, mi
ile kaplanmıştır. Aynı şekilde, tabhane-
narenin gövdesi ile şerefesinin aynı ta
lerin tonozları ile yanlardaki yarım
mirde yenilendiğine işaret olsa gerek
kubbelerin dışları bu çeşit kiremid ile
tir. Zaten şerefenin demir parmaklıkla
örtülmüştür. Camiin yan duvarları mo
rı da 19. yüzyıl işidir.
loz taşlardan yapılmıştır. 1876 tamirin
de kıble tarafındaki duvarlarda yapı
51) S i n c a n l ı , İ s t i k l â l s a v a ğ ı n d a garpiq-
lan tamirat daha muntazam işlenmiş m a l a n n o l d u ğ u ö n e m l i b i r yerde, T ı n a s s t e p e ,
kesme taşlardan meydana getirilmiş Kocatepe, D u m l u p ı n a r ' m y a k ı n ı n d a bulun
m a k t a d ı r . B u tarihi eserin Y u n a n ilerleyişi
tir". Mihrab tarafındaki kısmın ilk ba- s ı r a s ı n d a ne ö l ç ü d e z a r a r KÖrdüftünU tesbit
kışda, bu tamirde genişletilmiş olması edemedik.
Sincanlı . Sinan P a ş a kalabasının. Türk
ihtimali hatıra gelebilirse de, böyle bir Y u n a n c e p h e s i n d e k i d u r u m u i ç i n bk. M . Şev
ihtimal doğru olamaz, çünki, bu geç ki (Yazman) Büyük t a a m ı z nasıl oH'.uî
i s t a n b u l 1933. b a s t a k i h a r i t a (25 A.S;ustos a k
devir duvarlannın, daha eski duvarla ş a m ı d u r u m ) . S i n a n Pafja kasaba.s! Y u n a n
ra aynı hizada eklendiği, soldaki tab hatları içindedir.
52) B u r a d a t a s l a r ı n a r a s ı n d a bir de d a
hane odası ile olan dış köşede görüle h a e s k i devre ait. dev.sirme m a l z e m e olarak
bilmektedir. Binanın ana kitlesinden k u l l a n ı l m ı ş b i r ta.-î e ö r ü l m e k t e d i r . Ü z e r i .errek
çe yazılı b a ş k a b i r t a ^ ise dogu ccphedf
9 m 75 ölçüsünde dışarı taşan bu kıb mevcuttur.
SEMAVİ EYİCE
322
hul mezar üzerindeki süslemesi ile duvarına bitişik çok yeni bir çeşme
Türk sanatınm klâsik devrine işaret görülür.
etmekte ve alışılmamış tipi ile Türk
mezar mimarisinde değişik bir örnek Sinan Paşa hamamı, Osmanlı dev
olarak muhakkak ki özel bir yere sa ri Türk hamamlarının tiplerine dair
hip bulunmaktadır. vaktiyle yaptığımız denemede*, tesbit
ettiğimiz başlıca ana tiplerden ilkine
7. Hamam :
bağlanabilir. Bu tipde genellikle bir
Sinan Paşa imaretinin son ek bina orta kısım etrafında dört eyvan uzan
sı olan ve Vakfiye'de de bahsi geçen makta bunların aralarında da birer
hamamı ise 1968 de Sincanh'jn ziyart halvet höcresi yer almaktadır. E n eski
timizde görememiştik. B u çalışmamızı
Türk mimari düzeni olan ortası avlu
hazırlarken hamamı da yazımızın çer
lu dört eyvanlı yapıların bir hatırası
çevesi içine alabilmek için bu ihmal
edilmiş eseri görüp bize bir krokisini olarak ev ve hamam mimarisinde uzun
temin etmesini eski öğrencilerimzden süre yaşayan bu tip, bazen bazı un
ve Vakıflar Genel Müdürlüğünde gö surların eksik yapılması ile ufaltılmış-
revli Sabih Erken'den rica ettik". S. tır. Sinan Paşa hamamında da dunmı
Erken, Sincanlı'ya kadar giderek ge- böyledir. Halvet kısmında dördüncü
rekU bilgileri bize temin etti. Hamam, eyvan kolu olmadığından dolayisiyle
gördüğü vazife itibariyle imaretin sı- iki yan halvet höcresi de teşekkül ede
mrlan dışında ve hayli uzağında yapıl
memiştir. Çok hallerde köşe pahların
mıştır. Mimari bakımdan hiçbir özel-
da açılan höcre kapılan burada yan
Ugi ve iddiası olmayan basit ve ufak
bir «tek» hzunamdır. Açıkta görülebi duvarlardadır. Nihayet burada açık bir
len cephelerinden anlaşıldığı kadan ile nisbetsizlik vardır. Sıcaklık kısmının,
iri kesme taşlardan yapılmıştır ki bun- ortasında göbektaşı bulunan merkez
lann devşirme malzeme olmasına ihti kısmının daha büyük bir ölçüde olma
mal verilebilir. Hamam bugün topra sı gerekirdi. Bütün bu detay değişik
ğa çok gömülmüş ve etrafını saran bi liklerine rağmen, Sincanlı'daki Sinan
nalar ile yeni yapılan soyunmayeri yü- Paşa imaretinin hamamı, Türk hamam
zünden gerçek hüviyetini göstermez ol
mimarisinin en yaygın şekli olan dörî
muştur. Bilhassa son yıllardaki deği-
eyvanlı ve köşe halvet höcreli tipinin
şikhkler sonunda, soyunmayeri esas
biçimini tamamen kaybetmiştir. Sade az değişik çeşitlemesi (variation'u) ola
ce soğukluk - ılıklık ile halvet kısmı ve rak karşımıza çıkmaktadır. B u bakım
arkadaki külhan esas yapıdandır. B u dan ona, Türk hamamlarında bizim
orijinal kısımlar pek küçük ölçüde bir (a) tipi olarak adlandırdığımız grubun
sahayı kaplamaktadır. Hamamların içinde yer verilmesi ve bu tipin az de
hemen hepsinde kendisine mahsus bir ğişik bir ara şekli olarak kabul edil
mimarisi olan ılıklık - soğukluk kısmı, mesi gerekir.
dar uzun bir koridor halindedir. Esas
sıcak kısım (halvet) ise bir orta me
kâna açılan üç eyvan halindedir. Bun 55) H a m a m ı n İmarete 300 metre kadar
lardan en diptekinin iki tarafında kub bir uzaklıkda bulundug:u. Türkiye vakjf eser
leri. I . s. 147 de bildirilmekte, fakat tipi ve
beli birer halvet höcresi bulunmakta mimarisi hakkmda hiçbir bilgi verilmemek
dır. Hamamın arka tarafmda ise bütün tedir.
lanın, başka bir terimle fonksiyonla- rak, sonra da sadece mekânları ile bir
nm ortaya koyamamaktadır. Halbuki cami olarak değerlendirmek gerekecek
evvelce de İsrarla işaret ettiğimiz gibi, tir.
bir yapı çeşidini adlandırabilmek için
1. Tabhaneli camiler içindeki
evvelâ onun ne işe yaradığım tayin et
yeri :
mek gereklidir. Nitekim bir hamama
da bir hamam diyoruz; yoksa «önün Kronoloji bakımmdan Sinan Paşa
de kubbeli büyük bir mekânı, arada üç imareti, bu tip yapılzırm hemen hemen
bölümlü ikinci mekânı ve en dipte en sonunda bulunmaktadır. Osmanlı
de göbek taşı etrafında açılan mekân devri Türk mimarisi bu tipi 14. yüzyıl
ları olan» bina diye bir tarif yapmıyo da işlemiş, esas önömeklerden (proto
ruz. Sanat tarihi ait olduğu medeniye tiplerden) yeni biçimler vererek uzak-
tin bir parçası, maddî bir varlığı oldu laştımıış, 15. yüzyılda en mükemmel
ğuna göre, o medeniyet içinde bu çeşit şekilleri ile geliştirmiştir. 15. yüzyılın
yapılarm da gördükleri iş, kendilerin başlarma doğru I I . Bayezid (1481 -
den beklenen hizmete göre adlandırıl 1512) devrinde son parlak çağmı yaşa
maları gereklidir ve kanaatimizce şart yan bu tip, I . Selim (1512 -1520) dev
tır da. Bir yabancı ve Türk medeniye rinde geç örneklerini verdikten sonra
tinin dışında olan sanat tarihçisi için Kanunî Süleyman (1520 -1566) devrin
bir dereceye kadar göz yımıulabilir de bir kaç en son örnekle sönmüş ve
olan böyle adlandırmalar, bir Türk sa unutulmuştur, tşte Sinan Paşa tabha
nat tarihçisi için biraz garip olur. Şu neli camii bu en son safhamın misal
halde yanlarındaki odalar «âyende ve lerinden biridir. Tarih bakımından ona
revendeyi» misafir etmek gayesiyle ya en yakm olan misaller, Diyarbakur'da
pılan, orta mekânları ise bazen sadece Bıyıklı Mehmed Paşa tarafından H . 928
cami bazen de üstü kubbe ile kapatıl ( = 1521/22) de yaptırılan Fatih Paşa
mış avlu olan bu tip yapılar esasları imaı-eti«, İstanbul'da H . 929 ( = 1522/
zâviyelerden geldiğine göre zâviyeli ca 23) de tamamlanan Sultan Selim man
mi, veya yan odaları tabhane oldukla zumesi^, Rodos'un 1523 de fethinin ar
rına göre tabhaneli cami şeklinde ad kasından inşa olunan Süleymaniye ca
landırmak tek ve yegâne ilmî olan ad mii* ve Silivri'de H . 937 ( = 1530/31)
landırma usulüdür. Bunun dışında ka de yapılan Piri Paşa imareti", Saray-
lan bütün adlandırmalar ilim dışı ol Bosna'da H. 937 ( = 1530/31) de inş»
maktan ileri gidemez. Nasıl duvarları edilen Gazi Husrev Bey imareti", ni-
san badanalı, veya kesme taş camiler
diye bir tasnif olamaz ise, fonksiyonu
58) A , Gabriel, Voyages archSologique*
yok farzeden bir tasnif de olamaz. Bu dans l a Xurquie Orientale, Paris 1940, I , s.
na karşılık, bu tip dinî yapıların esas 199; Baari Konyar. Diyarbakır y i l l i ^ , Is
tanbul 1936, m , s. 199 - 200. res. 127 - 181;
namaz mekânlan, genel cami mimarisi Bedri Günkut, Diyarbakır tarihi, Dlyarbakn
içinde bir yer almaktadır, böylece bn ta. s. 119. B u iİRi çekici eserin plânı ve re.
simleri için bk. Metin Sözen. Diyarbakır'da
mekânlar Türk camiinin genel gelişme Türk mimarisi. İstanbul 1971. s. 260. rea. 85
akımı içinde beliren tiplere göre sınıf- ve metin dışı resimler, res. 15 - 15 h.
59) Burası hakkında bibi. için bk. Se
landırabilir hatta yalnız bu kısımlar ge mavi eyice, İstanbul, istanbul 1953, s, 62;
rekiyor ise adlandırabilir de. not 28 deki yazımız, s. 47. res. 52; a y n c a kgl.
S. Eyice. istanbul - tarihî eserler, maddesi,
t s l â m Ansiklopedisi. V . 2. s. 1214/57.
Sinan Paşa imareti de işte bu ana 60) H . Balducci, Bodos'da Türk mima-
risi, (Çev. Celâleddin Rodoslu). Ankara 1943.
esaslar içinde bir tabhaneli cami ola s. 118; yukarıda not 28 deki yazımız, s. 47,
rak karşımıza çıkmaktadır. Onu Os res. 54.
61) Yukarıda not 28 deki yasımız, M
manlı devri Türk sanatı içinde önce 47. ren. RR.
62) Yukarıda not 28 deki yazımız, s. İ8.
bütünü ile, yani bir tabhaneli cami ola res. 56.
SEMAVİ EYİCE
328
hayet Halep'de H. 952 e doğru biten Sinan Paşa imaretinin cami va
Husreviye imareti" arasmda yer al zifesi gören esas namaz mekânlarının
maktadır. Malatya'nın yakınında Fet enine açılan biçimleri ile, tabhaneli ca
hiye köyünde Kanunî Süleyman devrin miler arasında, şimdiye kadar tesbit
de yapılan imaret de bu gruba aUnma- edebildiğimiz misaller arasında başka
iıdu-". Bunların hepsi de Sinan Faşa bir benzeri yoktur. Afyon Karahisan'n-
imaretinde de olduğu gibi, yapmm ku da büyük bir tabhaneli cami olan Ge
zey cepheyi boydan boya, bütün bina dik Ahmet Paşa imaretinde, mihrab
nın genişligince uzanan kubbeli bir tarafındaki kubbeli bölüm, k ı s m e n yan
soncemaatyerine sahiptir. Yanlarda sa lara doğru açılmak suretiyle bir dere
dece dörtköşe plânlı birer taphane oda ceye kadar Sinan Paşa imaretini an-
sı bulunmaktadır*'. Daha erken misal dırmaktadıı-^. Fakat burada mekân
lerde mevcut olan üzeri kubbe ile ör bütün genişÜğince d ı ş a n taşmadığm
tülü bir avlu hatırası olan ortası şa- dan, benzerlik az ve yetersiz kalmakta
dırvanlı, namaz mekânına göre döşe dır. Diğer taraftan yine Afyon'un çok
mesi daha alçak olan, kubbesi aydınhk yakınında eski menzil yolu üzerinde
fenerli avlu bölümü artık tamamen olan ve mahiyet itibariyle yine bir men
ortadan kalkmıştır. Buna karşılık, ca zil misafirhanesi, yani eski bir hanikah
mi olarak kullanılan esas namaz mekâ olan Boyalıköy hanikahı da ana çizgile
nında kâh basit, dörtköşe ve kubbe ile ri ile aynı şemayı aksettirmekte" vc^
örtülü bir mekân (İstanbul'da Sultan bu bölgede biribirinden farklı olarak
Selim. Fethiye, Rodos, Halep) tatbik tatbik edilen bu kıble bölümü yanlar
edilmiş, kâh bu kısımda genel cami da dışarı taşkın plânın ö n c ü s ü olmak-
mimarisinin gelişmesine uygun olarak
yeni şekiller denenmiştir (Silivri, Sa-
63) Yukarıda not 28 deki y a z ı m ı z , s. <8
ray-Bosna, Diyarbakır). Sincanlı'da Ga res. 57.
zi-Lala Sinan Paşa imareti işte bu 64) Bu eserin iyi okunamayan b i r k i î n
besi vardır. Bunda eserin bir A.bdü; r e z a k ve.
ikinci gruba girmektedir. Ortadaki na ya Abdilsselâm P a ş a ( ? ) t a r a f ı n d a n S u l t a r
maz mekânları değişik ve genel cami Süleyman devrinde yaptırıldığı bildirilmek
tedir. Biz not 28 deki makalemizde. «. 14
mimarisinin akımına ayak uyduran yanlış olaralı bu camii U z u n K a s r . n ' a izafe
biçimdedir. Silivri'de Pirî Paşa ile Sa- etmiştik, halbuki eser 16. .yüzyıla aitti'-, kçl
Semavi Eylce. Trakya'da tneplk'de bir tabha
ray-Bosna'da Gazi Husrev Bey imaretle neli oamii. «Tarih E n s t i t ü s ü Itererlsl» I (1970 ^
ri mihrap kısmında yanm kubbeli bir s. 192. ivi bir plânı için bk. M. S ö z e n , D i y a r -
baktr. s. 259 de res. 84.
bölümün daha katılması suretiyle da 65) Bu tipin son temsilcileri olarak D i
ha değişik bir şekil almış, Diyarbakır' yarbakır'da 1551 tarihli iskender Pa,'3a c a m i i
da Fatih Paşa imareti ise İstanbul'un (kşl. M. Sözen, Diyarbakır, s. 258, re.";. 83)
ile Halep'de Osman P a ş a caiıtılini de a n m a k
Selâtin camilerinde tatbik edilen dört kabildir (ksl. M. Sözen. D i y a r b a k ı r , s. 252
pâyeli, dört yarım kubbeli şeklin bir res. 75). Yalnız şuna işaret edelim k i . b u .so
nuncuda yanlardaki tabhane odaları, k a p a i ı
benzeri olarak meydana getirilmiştir. mekânlar halinde olmayıp, önleri a v l u y a a c j k
Halbuki Sinan Paşa imaretinde daha eyvanlar olarak inşa olunmuşlardır. Tolcat'-
da Ali P a ş a camiinin de aslında b ö y l e t a b h a
değişik bir şekil kullanılmış ve birbiri neli bir cami olarak i n ş a s ı n a baslandılrını,
ni takip eden enine gelişen iki mekân fakat yaptıranın İdamı üzerine yan o d a ı a n ı i
tamamlanmadan bırakıldıklarına ihtimal ver-
inşası suretiyle bu namaz bölümü mey mekteviz. Son cemaat yerinin l ü z u m s u z o l a
dana getirilmiştir. Ortadaki kare bö rak iki yana uzamasını ve duvar kalm]ıö-\
irindeki küçük hücrelerin l ü z u m u n u a k s i t a k
lümler kubbeler ile örtülmüş, yanlar dirde çözümlenebilmesi imkânsızdır.
da kalan dar bölümler daha alçak ya 66) Ekrem Hakkı Ayverdi. F a t i h lie^Tl
nm kubbeler ile kapatılmıştır. Böylece .miıuaT-isi, İstanbul 1953. s. 262 - 258, plân:
Sinan Paşa imaretinin cami kısmı, tab^ res, 215.
haneli camiler arasında çok değişik bir 67) Serhavi Eyice. Anadolu'da O r t a A s
y a Sanat geleneklerinin temsilcisi olan bir
şekil ile karşımıza çıkmaktadır. eser : Boyalıltöy Hanikahı, « T ü r i d y a t M e c m u -
iBİSi» X V I (İ971). s. 39 - 56. I .— X V I I .
SİNCANLI-DA SİNAN PAŞA İMARETİ
329
tadır. Yalnız Afyon Karahisar'mda ta denemelere göre aynı eksen üzerinde
rihleri 14 -16. yüzyıllar arasında sıra sıralanan eş kubbeli iki büyük mekân
lansın üç ayn eserde, kıble mekânını ile bunların yanlanndaki daha dar ve
yanlara doğru açmak düşüncesinin hâ tonozlarla örtülü bölümlerden meyda
kim oluşu dikkate değer bir noktadır. na gelmiş olmalıdır denilmektedir^'.
Burada mimarlarm kendilerinden ön Eğer Şehadet camii ilk şekli ile ger
ceki örneklerden faydalandıklanna bii çekten bu plâna sahip ise, Filibe Ulu-
delil olsa gerektir. Fakat yukarıda da camii" ile Bergama Ulucaminin bir bö
işaret ettiğimiz gibi, Sinan Paşa imare lüm eksik tatbik edilmiş bir çeşitleme
tinde ibadet mekâmnm iki bölümü de si (variation) olarak kabul edilmesi lâ
enine uzanan mekânlar halinde olduk zım gelmektedir.
larına göre, bu yapı kendi tipi içinde
tek misal olîirak kalmaktadır. Sinan Paşa imaretinin cami kıs
mı, Bursa'daki Şehadet camiinin resti
2. Cami mimarisi içindeki tüsyon plânına benzemekle beraber,
yeri : ondan önemli bir noktada da ayrıl
maktadır : Şehadet camii ve benzeri
Sincanlı'daki Sinan Paşa imareti
olan Ulucamilerde, pâyeler ile yan du
nin esas namciz mekânları müstakil
varlar arasındaki açıklıkların tonoz hi
bir cami olarak kabul edildiklerinde,
zasına kadar yükselmesine ve geçitle
onun benzerlerini normal camilerde
rin döşeme ile aynı seviyede olmasına
aramak mümkündür. Buradaki biribi-
karşılık, Sinan Paşa'da, bu dar bölüm
rini takip eden iki e ş kubbeli ve yan
1er âdeta biribirlerinden tecrit edilmiş,
lan yanm kubbeler ile örtülü bölümlü
ve mihrabın görülebilmesi için burala
mimari tertibi, haklı olarak, Bursa'da
ra sadece birer kemerli açıklık yapıl
ki I . Murad'm eseri olan Şehadet ca
mıştır. Yan duvarlardan ortaya doğ
miinde görümektedir". I - Murad Hü-
ru uzanan bölme şeklindeki duvarlar
devandigâr (1360 - 1389) tarafından,
Ulucami tipindeki yapılardan yalnii
şehid olduğu Kosova seferine çıkarken
Küre'deki Hoca Şemseddin camiinde
yaptırılan Şehadet camii. Bursa'nm
karşımıza çıkmaktadır. Sinan Paşa'da
bütün eserlerinde derin izler bırakan
bu bölmelerin aralannda geçit yoktur.
1855 depreminden büyük zarar gör
İçinde sadece birer kemerli küçük pen
müş, birçok kısımları yıkılmış, uzun
cere şeklinde açıklık olan, bu ortaya
süre y a n yıkık durduktan sonra, sağ
lamca kalabilmiş kısımlan tamir edi
lip, kalan kısımlan ortadan kaldınl- 68) A. Kuran. Ottoman Architecture,
mak suretiyle ibadete açılmıştır. Bu s. 161 - 164.
gün Şehadet camii böylece görülmek 69) A. Gabriel, Une capitate tnrque,
Broasse, Paris 1958, s. 45 . 46, res, 14.
tedir. B u haliyle ajmı eksen üzerinde
70) R. AnhegTper. B e l t m e ^ znr F r ü h o s -
sıralanan kubbeli iki mekândan ibaret manİBchen BaugMcblchte, gıı eserde : Zeki
tir*. Yıkık halde iken çekilen bazı fo VeHdI Armağanı. İstanbul 1953. s. 4 vd. (ay
rı basrnun), res. 3 - 5 ;
toğraflar ve çizilen desenlerin yardı-
Anhegger'in denemesi, Curtis'in çtzdlfir<
mıyle, önce R. Anhegger, bu yapının ve ta^basması bir album halinde yayınladığı
ilk şeklini tahmine çalışarak, onu çok desenler İle 2 fotoğrafa dayanmaktadır.
kubbeli camiler (Ulucami Tipi) grubu 71) Sedat Eldem, Bursa'da Şahadet ea-
mil konusunda bir araştırma, «Türk sanatı
na sokmuştur™. Erken Osmanh devri tarthi - A r a t t ı r m a ve İncelemeler» I (1963)
nin bu en büyük ve en değişik mimari- s. 313 - 326. Daha İyi ve bütün eldeki malze
meye dsvanan bir plânı İle restitüsyon de
11 eserinin daha dikkatli araştırmalar nemesi İçin kşl. E . Hakkı Ayverdl. Osmanlı
ile restitüsyon denemeleri yapılarak, mimarisinin İlk devri, Istanbul 1966. 1, s
267 - 274.
eski fotograflannm yardımıyle eski
72) E . H a k k ı Ayverdl. Osmanlı mima
şekli bulunmağa çalışılmıştır. Yapılsın risinin İlk devri, I . s. 296 - 303.
SEMAVİ EYİCE
330
EK : I
ONALTINCI
YÜZYILIN BAŞLICA SÎNAN PAŞA'LARI
ve
VAKF ETTİKLERİ HAYR ESERLERİ HAKKINDA BİR DENEME
Bulunduğu ölüm
Adı ve lâkabı Mezan Vakf ettiği eserler
görevler toritai
I I . Bayazıd'ın
damadı Gelibolu'da
H. 909 türbesi Edirne'de cami ve kervansaray
Sinan Paşa Gelibolu
1503/04 var. Gelibolu'da zaviye
GÜVEnrt sancak beyi
Kaptanıderya
İtalyan
Cicala ailesinden
Silâhdar
Miriâlem
Yeniçeri ağası Diyarbakırı
8 da 61dü.
Sinan Paşa Diyarbakı Orada türbe Konya Bregll'sindeki Bedesten
C t G A I A O G L U Erzurum H. 1014
ve mezarı denilen y a p m ı n onunla İlgisi
CAĞAIiOĞLU Halep 1605 olup açık olaralc bUlnmlyor.
vâllsi
Budln olmadığı
Van bilinmiyor.
Bağdat '
Kaptamderya
(2 defa)
Sadrazam
Sekbanbaşı
Mirahur
i Budln Şam'da
I Erzurum Bey ölmüştür.
Sinan Paşa H. 1017
; Eğri ler Mezarı Prizren'de cami
SOFU 1608
I Anadolu beyi hakkında
Bosna bilgi yoktu
Sadaret
kaymakamı
StNCANLTDA SİNAN PAŞA İMARETİ
333
Bnlnndağa ölttm
Adı • « İftkabı görevler tarUd Mezarı Vakf ettifi eserler
6 Sultan Cem'in
Sinan Paga kapucubaşısı
BOLAYR (?) 1495'dea
Belki no. 11 ile aymdır?
veya sonra
BOLAR n . Bayazıd
hizmetinde
Bosna Bey Kahire'de
ler H . 922
Sinan P a ş a Anadolu Şeyh
beyi 151T Timurtaş kgl. aşağıda no. 8
HADIM Rumeli
Şehld zaviyesinde
Sadrâzam
GeUbolu
8 mirliv&sı H . 912 de llbasan'da darüttalim ve zaviye
Sinan P a ş a Kaptanıderya henüz no. 1 İle aynı değil,
DERVİŞ Hersek hayatta no. 7 İle aym olablUr
mirlivâsı
Bulunduğu Olttm
Mezan Vakf etUğl eserler
Adı ve l&kabtl görevler tarihi
12 Kaptamderya
Sinan Pa^a Rumeli No. 11 İle a y m olablUr.
KÜÇÜK beylerbeyi
ıs Kayseri
Sinan Pa^a sancak beyi
H. 917 = No. 6 İle aynı olduğu s ö y l e n i r
YUIARKASDIİ Şahzade Ahmed ise de bu y a n l ı ş olmalı.
veya lalası ve 1612 ( ? )
Y U L A R K t S n veziri
Kanuni şehzade
İken defterdan <-
sonra lalası.
H. 12Sa ( = 1818/17) de
14 Selftnlk'te No. 5'ln h a y r a t ı n d a n
1520 den sonra Sel&nlk'de
Sinan Paşa H. »57 = başka diğer bir Sinan P a g a ' n ı n
vaslr öldü.
KOCA 1660 ( ? ) «amil vardır k l , bunun
Azlinden
OlablUr.
sonra
Selânik sancağı
verildi
Defterdar
Mısır
deiterdan H. 1005
ıs
Maraş 1596/97
Sinan Paga Konya
Sivas v&llal
Diyarbakır
16 Kapucubaşı
H. 932
Sipahiler No. 10 İle belki aynı
Sinan Paga 1625
ağası
şehlâ
Alâiye beyi
SokoUu'nun
17 H. 1007
kapucubaşısı
Sinan Paşa 1598/99
Basra |
vftUsl şehld
Maraş
1« n . Bayazıd'ın
lalası
Sinan Paga
Gümüşhanede
RAKKAS
Turul kalesini
aldı
Not:
B u yazımızın son provalan görüldüğü s ı
rada Yugoslavya'da Mostar'da da bir Sinan
P a ş a camU olduğunu öğrendik, bkz. H . H a -
sandedln Sbıan-paşina dzanüja u Mostara,
«PrUozl za Orijentainn filo.» 12 - 13 (Sara
jevo 1962/63) s. 259-264. B u yazınm asimi
göremediğimizden, Mostar'daki Sinan Paşa
camlinin hangi Sinan Paşa'mn hayır eseri
olduğunu tesbit edemedik.
335
. ...'.'/fiıv :
..•",'.**» «1-'-.
»i
MM-
Resim : 6 — Camiin yan cephesi.
-3
Ö T -•1
ti
t
un mm
fUslm : 32 — A ş h a n e tamirden önce
u m
o
r
Resim : 31 — Aşhanenin plftm.
i 3a
•a»
t»
I
Resim : 41 — Mektebin aynı cephesi tamirden sonra.
«1
3S
NVs
S
/t
II
I "
II
! U
//
yy
1 '
11
R e s i m : 47 — A y n ı kitabe y a k ı n d a n .
Resim ; 63 — Baq ^ahldeai.
U7
1
su ^.5
— ^ . ,>
3&
m
Resim : 5 2 — A y a k şahidesi.
V
15^ •Sil
"
,7
^'4
5».
j:—.-:::ru
Reaim : 59 — Hamamın planı.
m. i
\ i i m m .
IV
V )
ii
ii \
i i
/ii
! \ /i
• ı
I m
^ - ','-1
rv .1
t
Resim : 63 — Sivas'da Sinan Paşa vakfından Şubaşı hanı ile bedesteni
(Çizen : Yılmaz ö n g e ) .
EYICE
i/ i r
' i V
i
i î f
Realm: 70 — GHlınll« Haeı kOyOnde
t f f f
XJhi cami.
t—1. r»»«f«»»
Reatoı: î l — Bergama d» Realm : 72 — Flübe'de
Ulu cami. H û d a v e n d l f ^ CamU.
R e a l m : « 5 — BoyaUcSy hanUuhi.
M: *
Resim : «7 — Kırşehir'de Resim : 68 — B u r s a ' d a
LalA camii. Ş a h a d e t camii.
t—^
/İMİ'*
ft
R e s i m : î * — S a r a y Bosna'da
Realm : 73 - SlUvrI'de Oazi HuBrev B e y C a m i i .
Piri camii.
: V
Re8im:î6 — Halep'de
Huareviye C a m i i .
(FBtUı) C a n ü .
(Çlzeo : Y ü k . Mim. J . W a r r M i ) .
ij.>,y>vi">?;^i.«^'5$^i>y,.]^, - i j " -Vf' ^-r-^* ->V' -t»-» •
^•'-»'^i'-;tV'^';t*, -r>-^'i«i>'fci*''>H>/^''VVV-V.
^•-S'^k'.-'. • V. ' "-ç \ . \ . ' . ^ .
4^