You are on page 1of 5

Gregori Palamas ve Osmanlılar

Tuğrul ve Çağrı Beyler ile Anadolu’ya başlayan Türkmen akınları viyana kapılarına kadar dayanmış ve
arada geçen sürede nazar-ı dikkati celbeden bir çok olay husule gelmiştir. Anadolu’da Selçukluları
iktidarı sırasında merkezi otoritenin bozulması, iradesiz yöneticiler ve Moğol kasırgası özellikle Batı
Anadolu’da bir takım yarı bağımlı – bağımsız beyliklerin meydana gelmesinde etkili olmuştur.
Bunlardan en mühimi tabi ki Osmanlılardır. Bu makalemizde Osmanlıların kuruluşu devrinde yaşamış
ve bir süreliğine Osmanlı ili’nde esir olarak kalmış bir hristiyan Piskopos’un Osmanlılar hakkındaki
görüşlerini ele alacağız.

(resim: Josef Brandt)

Osmanlılar kurulduğu ilk dönemden itibaren Bizans siyaseti ile uzaktan yakından alakadar olmuş ve
İstanbul’un fethine kadar ki döneme kadar bu siyaset etkisini göstermeyi başarmıştır. Orhan Gazi
iktidarı ele aldıktan sonra babasından aldığı mücadeleci ruh ile fetihlere devam etmiştir. Bursa ve
İznik ablukalarının kaldırılıp bu şehirlerin fethi ve ardından Rumeli’ye geçiş Osmanlıları Anadolu’da
dikkatin bu yana çevrilmesine sebep olmuştur.

(Bitinya ve Trakya- Rumeli)


Bizans’ta imparator tacını elinde tutan III. Andronikos hayata veda ettikten sonra gerisinde küçük
yaşta 3 tane varis bırakmış bunlardan en büyüğü V. Ioannes fiilen tahta çıkmış ve Annesi Savoyalı
Anna ise naip olarak devlet idaresine koyuldu. Andronikos devrinde ordu kumandanlığı yapan
Kantakuzenos tahtı ele geçirmek için Silivri’den harekete geçti. Büyük çatışmalardan sonra yapılan
anlaşma ile Yaldızlı kapı Kantakuzenos için açıldı ve Ortak İmparator unvanını almayı başardı.

(VI. Ioannes Cantacusenos)

Tahta geçen Kantakuzenos için iki büyük sınav başlıyordu. İlk olarak Batı’dan gelen Sırp tehlikesi
Kantakuzenos için hayati önem arz ediyordu. Nitekim Sırp Krallığı Stefan Duşan devrinde en güçlü
döneminde iken Bizans ise büyük bir çıkmaz içine girmişti. Kantakuzenos ilk olarak Ege denizinde Gaza
ile meşhur olmuş Aydınoğlu Umur Bey ile ittifak kurdu. Umur Bey’in Haçlılar ile mücadelesi esnasında
İzmir’i kaybetmesi onu Kantakuzenos’a yardım edemeyecek hale getirmişti. Geriye tek seçenek
kalıyordu Osman oğlu Orhan.

(Paolo Verenose- Orhan Beg)


Kantakuzenos kızını Orhan Gazi ile evlendirerek bir akrabalık bağı tesis etmiş ve Sırp Kralına karşı
mühim bir ittifak bulmuştu. Orhan Gazi oğlu Süleyman Paşa komutasında gönderdiği ordu
Kantakuzenos ile birçok mücadeleye katılmış ve konaklamak için İmparator’dan Çimpe kalesi’ni
almışlardı. Süleyman Paşa burda Bizans ile Mücadele etmeye başlayarak birçok kale ve Müstahkem
bölge fethetmeyi başardı. Bizans imparatoru Kantakuzenos bu şehirleri geri almak için ne kadar
girişimde bulunsada bunu başaramamıştır. Nitekim o yıllarda yaşanan bir deprem Osmanlıların orda
kalıcı olmasına yardımcı olmuştur.

(Aziz Gregory Palamas ve Soylu ailesi)

Asıl konumuz’da işte bu tarihlerde gerçekleşiyor. 1296 yılında İstanbul’da Doğan Gregori Palamas’ın
ailesi Bizans imparatorluğu sarayında bulunan soylu kimselerdendi. Bizans imparatorluğunda
hesykhiast akımının öncüsü olarak tanınan Gregori Palamas küçük yaşta babasının ölümüyle
İmparator himayesinde eğitimini tamamlamış ve ‘’Great Lavra’’ adında bir topluma katıldı. Selanikte
Papazlığa terfi eder. Uzun süren bir öğrenim hayatının ardından Bizans’ta çıkan iç savaş
(Kantakuzenos’un baş kaldırması) Palamas’ın bir süreliğine hapishaneye atılmasına sebep oldu. 1347
yılında Selanik Metropoliti seçildi. 1354-55 yıllarında İstanbul’a giderken Kantakuzenos Palamas’ın
esir düşmesi ve Süleyman Paşa’nın Rumelideki akınlarının sorumlusu olarak suçlanması dolayısıyla
Kantakuzenos Tahttan elini çekip keşiş olmaya karar verdi. Tahttan çekildikten sonra ise kendi tarih
kitabını yazdı. Nitekim Türkler (Osmanlılar) ile sıkı münasebeti olduğu için kendisi bizim için mühim
bir kaynak teşkil etmektedir. G. Palamas ise fidyesi ödendikten sonra ülkesine geri dönebilmiştir.
Öldükten sonra ise Palamistler kendisinin cenazesini sokaklarda sürüklemekten çekinmemişlerdir.
(Yunanistan / Selanik’te bulunan Gregory Palamas kilisesi

Palamas Osmanlıların elinde esir olduğu süre içerisinde hoşgörü ile karşılanmış ve Orhan Gazi’nin
emri ile Dini bir münazara bile yapılmıştır.Orhan Gazi devrine ait dikkat çeken noktalara değinen
palamas ve müslüman alimler arasında geçen bu münazaraya değinelim. Müslüman tarafı Balaban
isimli bir kimsenin başkanlığında bir grup çekiyordu karşı tarafta ise Palamas ve yanındaki birkaç kişi.
Sırayla sorular sorulmaya karşılıklı cevaplar verilmeye başlanmıştı. İlk soru Balaban tarafından
sorulmuştu ‘’biz bütün peygamberlere iman ederken siz neden Hz. İsa’ya gösterdiğiniz imanı bizim
peygamberimize karşı göstermiyorsunuz ?‘’ buna cevap ise Hristiyanlığın ne kadar acizane bir din
olduğunu gözler önüne seriyordu. Cevabı ise ‘’ Hz. Musa ve Hz. İsa’nın mucizeler göstermiş ancak Hz.
Muhammed bize böyle bir şey göstermemiştir’’ oldu.

Hz. Meryem’in bakireliği ve daha birçok konu tartışıldı. Müslüman alimler tarafından Hz. İsa insan
olarak doğduğuna göre nasıl ilah olduğuna inandıklarını sormuş daha da ilerleyen zamanlarda
münazara kızışmaya başlayınca Balaban konuşmaya son verdi. Daha sonra yukarda değindiğimiz gibi
fidyesi ödenip ülkesine geri döndü. Osmanlıların ne kadar hoşgörülü ve misafirperver olduğunun bir
kanıtı ve Gaziliğin ön planda tutulduğunun açık bir göstergesiydi Palamas’ın izlenimleri.

KAYNAKLAR

Şerif BAŞTAV – Bizans İmparatorluğu tarihi Son devir

Hüsnü DEMİRCAN – Orhan Gazi ve Gregory Palamas (Yüksek Lisans Tezi)

Halil İNALCIK - Osmanlı Sultanı Orhan, (1324-1362) Avrupa’da Yerleşme / Belleten sayı 266

G. Georgıades ARNAKIS - Gregory Palamas among the Turks and Documents of His Captivity as
Historical Sources / Speculum Vol. 26, No. 1 (Jan., 1951), pp. 104-118

Hakan YILMAZ – Gregory Palamas'ın Orhan Gazi ve Osmanlı Türkmenleri İle


İlgili Gözlemleri 1 Haz. 2011

Wikipedia – ‘’Γρηγόριος ο Παλαμάς’’ maddesi

You might also like