You are on page 1of 68

-------------

•KAYNAK YAYINLARI
-
Nuruosmanıye Cad . 19/3 Cagaıoglu-lstanbul Tel: 513 83 52- 53

Anayasa ve
Partiler Rejimi DOGU PERiNÇEK
ANAYASA VE PARJİLER REJİMİ
Gündemin Kitabı
Siyasi partilerin gelişimi ve anayasalarda düzenlenmesi. Parti içi
dem�krasi. Mali bağımsızlık ve devlet yardımı. Türkiye'de siyasi
1
partilerin yasaklanması rejimi. Kapatılan partiler ve kapatma kararları.
Doğu Perinçek, 20 yıllık siyaset ve yargı pratiğini, Türkiye'nin
ekonomik, sosyolojik ve ideolojik gelişimi içinde inceliyor. Yeni
yasalara doğru giderken mutlaka okunması gereken bir kitap.
25.000 TL

KÜRT UYGARUGINDA
ALEViliK
CEMŞİD BENDER
KÜRT UYGARLIGINDA ALEVİLİK
Kürt inançlarının Alevilikteki yeri. Alevilikte yer alan Kürt inançları.
Bektaşilik ve Alevilikte Nevruz törenleri. Kürt uygarlığında Alevilik
patlaması: Babai isyanları. Hilafet'e karşı dergah ve tekkeler. Hocanın,
müezzinin yerine; erenler, pirler, dedeler. Bektaşilik'te törenler.
Alevilerde semah. Alevi müziği ve hukuku.

40.000 TL

TANRIYA. İSMET ZEKi EYUBOGLU


KAFA TUTANLAR
TÜRK ŞİİRİNDE
TANRIYA KAFA TUTANLAR
Fuzuli, Baki, Nabi, Mevlana, Yunus Emre, Hasan Dede, Aşık Dertli, Pir
Sultan, Kazak Abdal, Kaygusuz, Kul Hasan, Tevfik Fikret ... Tanrıya
"Ben de varım!" diyen şairler. Tanrı karşısında insanın direnişi. Tanrıyı
kınama. Tanrıya kafa tutmanın anlamı. insanın kendini Tanrı sayışı.
ilk gençliğini Nakşibendi tekkesinde geçirmiş, olayların içinde yaşamış,
acısını çekmiş bir edebiyatçımızın, ismet Zeki Eyuboğlu'nun bilimsel
incelemesi.
13.000 TL

ÖDEMELi GÖNDERiLMEZ.
Yurtdışı isteme adresi:
Ali Mercan Mainzerland str. 1 47 6000 Frankfurt 1 ALMANYA
işçilerin arasını açmaya ça-
W///////.U///.MJCii.&KU_M
lışıyorlar." 30
• GMIS'in düzenlediOi 2. Zon­
guldak Kurultayı. Denizer, 'asa-
lak işçiler' lafına yanıt vermedi. 34
• Erken emeklilikte işverenin de-
diOi oldu. işçiler imza topluyor. 36
•Vardiya 37
16ŞUBAT1992 • Rüzg�rgülü 38
YIL: 6 / SAYI: 7 / 8000 TL
Giine1 Ya1ıncıı• Tic. ve S.n. A.Ş. Adına W/////////////////////A DOJtTAV.M
Süilıl: Melunet Sabwıcu
GaMI Ya11n Yönetmeni: Ferit llsever • Komünist gösteri 70 bin,
Yıwilleri Yönetmeni: Seman Bolluk
Yeltslncl gösteri 5 bin. Halk ko·
Sonıml• Mıiicliir: Hale SoysU
AnkaraTeımilcisi: Hikmet Çiçek
münistlere dönüyor. Yeltsin'i
Haber Miidiirii: Adnan Akfıraı desteklemek amacıyla yapılan
ltçi-Sendika: Ruhsar Şcnoııu gösteri, beklenmedik biçimde
Tapl•m ve Kiilliir.Suuıtı Şule Perinçelı: Yeltsln eleştirilerine sahne oldu. 40
Arfi.·Antfırnı•ı Ortıan Ost
Teknik Sekreter: Rıu Edin
• Sosyalist Parti-BAAS bu­
BÜROLAR luşmasında başta Kürt sorunu
lttanb•I: Alunet Allaya. Derya Çallar, Kenan olmak üzere bölge sorunlan ko-
Mcndekli. Ayla Önder. Fethi Ozalp. Fahir Özel.
Ma-iç Özella-, Otuz Sakallı, Dilek Uluz
nuşuldu. 42
Ankara: Soner Yalçın (Şd), Nail Bulut, • Venezüela'da askerin isyanı.
K. Deniz ÖIUt. Necdet Pekmezci Küçük rütbeli subaylar yoksullann
Diyarbakır: Halit GUngen, Ahmet SUmbUI
desteQlnl almıştı. 44
YURTDIŞI
Al-ny•ı Fn.nlcfw1 Bürosu: Ali Mercan
Tel: 069(7391292 Fax:7306823
• 1flzbullah" Çevik Kuvverte V.//////AV//.//Ü.AToPL1111v4
Hambwi: lfık Soner 810927 eQltlllyor. GüneydoOu'daki eylem
Fra ...: Ali Rıza TAfdelcn 50340683 bilançosu. Hizbullahçılar eski içiş­
Fax: 50340849 • Sürgün Süryani kadınları. ·ıs­
leri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun
Hollandaı Ali Develiollu (Rotterdarn) tanbul'da ölmek için bile 3 milyon
bölgeye yer1eştirdi0i lslamcı po­

01041�87
lazım.· 'Köyümde öz ürdüm. is­
lıveç: Erol Sever (0753) 72729 lisler sayesinde Batman, Kızıltepe
Y•naııislan: Andonis Zilw (Atina) 3251143
tediOim zaman isted m yere gi-
(Adrea: P.O.B. 3738/10210)
ve Diyarbakır'da örgütleniyorlar. diyordum. Burası ise hapis gibi.· 46
Duı�ka: Şe9ki Narı (Kopenhag) 869402 Bir bekçi: 'Geceyarısından sonra • Alternatif bir öQrenci. "Küçük
lngiltcre;.Murat Metin (Londnı) 2S44815 dincilere has şalvarlı ve sakallı ki- dahi" ya da "Büyümüş de kü­
Norveç: Özaın Buze (Oslo) 904671 şiler Müdür1üOe geliyorlar.· 8 çülmüş deQil.' Okuyor, sor-
la&uıbal ilanı Alev Üst (1),139677
Ankara ilan: Döndü Karakul (4J 2298380 guluyor, yazıyor. 50
U/////////////////..N. PoLl'riKA u/.A
Teknik H1-tlen StsTEM OFSET
Tel: 520662 7 Fax: Si 13432
laııldıiı Yer: Serler Matbaacılık A.Ş. tsTANBUL
Q///////////h. KbJITöiJl.AJr.&TY//.
• SP ve HEP "giiçblruarnı tar­
Dajılım: Birleşik Basın Dalıtım AŞ.
ADRESveTELEFONLAR
tşıyor. Perinçek'in çaQnsı, •Sanatlarını da paylaştılar. Sos­
Yönetim Yeri: Nuruosman iye Cıd. 19/2 Yazar'ın yanıtı. HEP yöneticileri ne yalist Parti enternasyonal şenliOi
Caia loll u ıtSTANBUL diy�(?"Dostça teşekkür ediyoruz.' 13 sona. erdi. Davrimcl ve anti·
Tel: O) 5138352-5138353 Fax: 5139676 • ·ozelleştirmeye karşı istiklal sa­ emoeryalist güçlere moral. 52
Ankara: Nccatibey Cad 94/IS Kızılay/ANKARA
Tel: (4) 2294280 Fax: 2298380
vaşı.' Demir-Çelik işletmeleri Ge· • Ozel deQil 1'icarl TV'. Uzmanlar
Diyarbakır: Ekinciler Cad. Kıtl• Sk. Çalıfkanlar nel Müdürü Dr. Sencer lmer. TV patlamasını deQerlendirdl.
2 Ap. Daire:9 Ofı.s/DIYARBAKIR 'Zonguldak'ın kömürü olma- TRT'nin kanallan halkın ör·
Tel:(831J .ı5715 Fax: 45715
saydı. . .' 18 gütlerine açılsın. 54
Fnnklırtı ı Mainm ı...ı.ıtıtr 147. 6000 FRANXRJRT 1
• Destekıerı ·uzaı. üösterı yapan • Sinema. Balıkçı Kral. Yaşamla
T el : (069) 7391292 Fu: 7306823
polisler Aksu·nun ekibi. 22 yeniden tanışma. 56
2(XX)'t Dllfnı Bsın Mealek llkelcıine uymayı ıaıHıil eckr.
• TRT "seçimlerde yansız dav- • Her Telden 58
ABONE KOSULLARI • Spor. Basketbolda deQişiklikler.
ran mamaktan" mahkemelik. 24
vıntTtÇt: Salonlarda seyirci azalıyor. 60
e Trakya kan kaybediyor. TOBB
6Ayhlt 160.000TI. IY�hldOO.OOOTI.
eTV 62
Aboııo bodcllmııin Mcbmeı !!abuncu, Türkiye it gezisi. 'Yeni hükümet bu ban­ 66
BaııUaı Cajaloglu Şubtsi 346 497 noJu 1><.. ı. •Bulmaca
yııırılınuı rica oluraır. kacılara, soygunculara bizi sr11-
\"UllTDIŞI:
Avnıpovc Orıadolu 6 Aylık: 110 DM duracak mı?' 26 V////////.y.AUB 'O Qıgın.n �/4
t Yulık: :?00 DM
Amrrib w Avusttalya 6Aylık: 80 S
•Radar 28

İicıi:S•llDİKA�..N. • Semih BalcıoOlu: Karikatür 6


1Yulılt:150S
Am<rib �ile 6A)iık: 110 S
W////////./////M
Avııaıralyı uçak ile
1 Yulılt: ?00 S
6 A)iık: 130 S
• Ferit llsever: Washington ge-
1 Ydlılc ��S
YUtTdışı abctt bedtllerinin Dilber TUtüııciihqı. • "92 sözleşme eylemlerlnl zisinin diyeti: Habur. 7
Pcıaıgirokonto SS-ı7�(ı()9 Pootgiroad: Frankfurı
engelleme hazırııaı.11 işçiler, • ildeniz Kurtulan: lran'ın Az.er­
anı Main Buıltloiızabl: �00 100 60
ı.. ..bıııa ıramfmcrioi rica cdniz. bombalama ve polis öldürme beycan üzerinde bir hakkı var mı? 21
Almanya S DM, bviçıe S F. lng�ıc.. � (. bvcç � Kr.
DanimoıU Zil Kr. Norwç Zil Kr. Hollai>da 6 A, olaylarını deOerlendirdi. "Halkla e can Yücel: Pat Diye 23
Avusıuryı40Ş. Bclçilaı IOOF, fl'lllla :?OF.
lVl•rl'u»LAB
"iç Hizmet
Kanunu'nu
değiştirelim"
Biz muvazzaf görev
yapan askerler olarak. bı­
rakın boğazunızı, artık
boyumuzu kat kat aşan,
kişiliğimizi yok eden, in­
sanlığımızı ayaklar albna
alan sorunları dile getir­
mek istiyoruz. Ülkemizin
özel konumundan dolayı,
sorunun boyutlarının her­
kesi ilgilendirdiğini düşü­
nüyoruz.
Askerlik bir yaşam tar­
zı değil, bir meslektir.
Her meslek grubunun
kendisine özgü iç hizmet
tüzükleri olduğu gibi, bi­
zim de bir iç hizmet tüzü­
BORA GÖZEN, KERiM 0zr0RK, CAFER TOPCU,
ğümüz ve yanında eşanti­
ALI KiRAZ, GOROL ILBAN, tOKRO OKTO, AHMET OZDEMIR, YOca Ozaac.
TllKP ilytll ıllrlz Tlrtlytll ıltvrlmCI, 21 '81111 1173'11, Flllltln'dıkl Nıhr-ıl Bırtd
yondan bir ceza kanunu­ kampllldı larall 11lılırganları tlrlfmdan ııhH ıdlNll1r.
muz var. Fotolnft�,-Bora Giz111 (11ldıkl) Dırby lffllırfylı.
Ülkemizde yaşayan
her vatandaşın uyması ge­ değişiyor ve gelişiyor.
rekli kurallar Anaya­
"Abhizlar katliam tehllkeslyle
Hukuk değişip gelişiyor.
sa'mızda belirtilmiştir. Biz muvazzaf askerler, karşı karııya"
Anayasa haricinde kişi 1934'lerde yapılan Askeri Kaflwya'da yaşayan Abhazlar, uğradıkları büyük
özgürlüğünü kısıtlayıcı felaket ve göçlere rağmen dillerini; kültürlerini ve ana­
tç Hizmet Kanunu ve. As­
herhangi bir kanun olabi­ nelerini bugüne kadar koruyagelmişlerdir. Stalin döne­
keri Ceza Kanunu'yla yö­
lir mi? minde Gürcistan hudutları içinde bırakılan özerk Aba­
netiliyoruz. Gelin, hep be­
Yasama.yürütme, yar­ za Cumhuriyeti'nde yaşayan 200 bine yakın Abhaz,
raber tç Hizmet ve Askeri
gı organlan haricinde ül­ bugün Gürcistan'daki iç savaş ve karışıklık yüzünden,
ke içerisinde başka bir ya­ Ceza Kanunları'nı tartışa­
katledilmekle burun buruna bulunmaktadır.
sama. yürütme, yargı bü­
lım, değiştirelim.·
BOLU DEMIRDÖKÜM VE AROEM FABRIKALARINOA CALISAN
tünü olabilir mi? BiR GRUP ASKER I ISTANBUL ABHAZLAR AOINA AYHAN ERSOY. ORHAN ŞEN, ŞINAS1 ARGUN
Herhangi bir suç işlen­
diğinde, iki anayasa tara­
fından yargılanıp hüküm
Malatya Hacı Bektaş Derneği'nin açıklaması
giyilebilir mi?
Anayasa tarafından Derginizin 26 Ocak hinde düzenlediği "Hacı lenmiş, özellikle Alevi­
suç olarak görülmeyen tarihli 4. sayısındaki, Bektaş Veli-Dostluk ve Sünni kardCşliği, her. iki
herhangi bir davranıştan Malatya'daki Alevi kar­ Kardeşlik Konferansı"na, toplum tarafında büyük
ötürü, başka kunimlarca deşlerimizle ve derneği­ üç binden fazla coşkulu bir memnunluk yaratmış­
ö-LgürlüğU kısıtlayıcı ce­ mizle ilgili hususlar bir kalabalık katılmıştır. br. Hacı Bektaş Veli'nin
zalar verilebilir mi? üzülerek dikkatimizi Başta Sayın Valimiz, Em­ felsefesine yakışır olan
işlerini çekmiştir. niyet Müdürü, 1l Jandar­ da gerçekten bu olmalı­
. yargılama
Ünlü Türk düşünürü ma Alay Komutanı, İnönü dır. Ç(lnkü Hacı Bektaş
kimler yerine getirir?
"Hünkar Hacı Bektaş Üniversitesi bilimadamla­ Veli ayırımcı değil, bir­
Güçler Birliği sistemi,
Veli" anısına, Malal­ n, bütün siyasi partileri­ leştiricidir.
Cumhuriyet'in ilk zaman­
ya'mızda 1991 Temmuz mizin sayın il başkanları, Derginizde belirtmiş
larında TBMM'de uygu­
ayında kmmuş olduğu­ daire müdürleri ve basını­ olduğunuz, Aleviler'in te­
lanmışbr. Daha sonra ye­
muz derneğimizin, ili­ mlZlll değerli mensupları lefonla tehdit .edildiği ve
rine, daha karışık yönetim
miz Kapalı Spor Salo­ olmak üzere, konferansı­ özellikle Malatya Valisi
ve sömürü şekilleri gel­
nu'nda 23.11.1991 tari- mız büyük bir ilgi ile iz- Sayın Oğuz Kağan Kök-
miştir.
Yıl 1992. Toplumlar
4e1KlBlN1EJ)OCRU • 16ŞUBAT1992

Mehmetçik'e
Henüz bilmeden ban- ayak yalın gezebilirdin. IKiBiNOIN •
şı. savaşı anlattılar. He-
nüz tatmadan dostluğu,
Ensende Amerikan yapı­
mı namlular. ölümün ser Sencer lmır'lı görevden
çatışmayı öğrettiler. Peki
kimsin sen? Tatil sabah-
ğuk nefesini hissedebilir­
din. ahn111adan önce yapllan
tarı. bahçesinde okulun. Peki, sorarım sana:
son goruşme
•• ••

6
nefes nefese, omuz omu- Kendi dışkını yedin mi
za söylediğimiz marş ki- hiç? Babanı öldürdüler mi kuruiuş yıldônümürlliz ü Kübalı sanatçı Aafael de la Tor-
min? hiç senin, ya da kara sev- • Heı,ıkel
re Guerrero'nun Ankara Devlet Resim ve Müıe- ·

Sen Anadolu'mun saf dalı sevdiceğini? Katırın si'nde verdiDI bir gitar resitaliyle 8 Şubat gecesi kutladık.
Başbakan Süleyman Denirel, SHP Genel Başkanı ve Baş­
·

insanı değil misin... Peki . üzerinde giderken komşu


bakan Yardımcısı Erdal lnönü, ANAP Genel Başkanı Mesut Yıl­
senin öldürdüğün kim... köye, G-3 mennisi yedin maz telgrafla 6. yılıfTIZI kutladılar. 4.5 yıl Genel Yayın Yönet­
Siyahsa yüzü, soğuk mi hiç? menllOinlzl yapan SP Genel Başkanı D<>Ou Perinçek ger.enize
ayazdan. Yolu yok, katır- Ateş değil, pamuk ota­ katılanlar arasındaydı. Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta
la gidiyorsa komşu köye, cak ellerini soktuğun yer. Güngör ÔZden ve Devlet Bakanı Akın Gönen telef onla yıldönü­
kalem yerine değnek tut- Çukurova'nın hallaç hal­
mümüzü kuUadılar. Devlet Bakanı lbratıim Tez. Devlet Bakanı
Güler ileri, Devlet Bakanı M. Ali Yılmaz, Devlet Bakanı Ömer
muşsa körpe eli. henüz on laç pamuğu, bereket kcr Barutçu, lçi§leri Bakanı ismet Sezgin, Milll Savunma Bakanı
üçünde harç yapıp tuğla kan Anadolu toprağı. Gül Nevzat Ayaz, Milll EQltlm Bakanı Köksal Toptan, SaOlık Bakanı
çekmişse efendisinin katı- · verecek, sümbül verecek. Vıldınm Aktuna, Enerj ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ersin Faralya­
na, gurbeti bilmişse körpe Beylerin sofrasın<bW kar­ h, Tanm ve Omwı Bakanı Vefa Tanır, Kültür Bakanı Akri SaD­
yaşında, fabrİk3$ı yoksa puzu, kavunu, domatesi, lar, Turizm Bakanı Abdülkadir A!eş, eski Eımiyet Genel Müdü­
rü OlaQanüstii Hal bölge Valisi Unal Ert<an ve eski !>?.kanlardan
şehrinde, senin şehrine salatası, üzümü, şarabı,
Hasan Celal GOzlll yıldOnOmümiizO telgrafla kutladılar.
misafır gelmişse kazma onlara Anadolu'dan gel­ 6. ku�uş yıldönümü resitainize, Şii Büyiıkelçisl Julia Bar­
sallamaya, beylerin efen- miyor mu? Peki, gübre ro.s. Küba �iiıan Vldor Guerra Turin, Venezüela. Mek­
dilerin sofrasına alın teri- yerine, su yerine, bomba sb, lrcrı, lspırıya büy�elçllildelİlden mmsilciler, DVP ve SHP
ni, el emeğini, göz nurunu niye Mehmetçiğim ... nilietvekilleri, öQretlm �ri. bele<lyelerden, sendikalardan ve
demokratik kitle örgütlerinden çok sayıda dostumuz katıldılar.
göndermişse, öldürmek Sendeki vicdan. sende-
Dergimizin kuruculanndan, yaıanmız, sanat yönetmeni­
mi lazım Mehmetçiğim... ki hak, sendeki insanlık miz ve redaktörümüz sevgili Cemal Süreya'yı, Türidye'nin dü­
Peki sen kimsin? Ate- bu mu? Korkma, at o sila­ şünce ve kültür hayatım etkileyen olaQanüstü çıkışı simgeleyen
şe sokulan maşa. yoksa hı, kaldır başını. Papatya sevgili yazanınız Turan Dursun·-u saygıyla andık.
yetmediği için kendi gü- ile gel, gül ile döneceksin. Yıldönümümüzü resltalimize gelerek, telgraf ve telefonla
cü, ağacın ucuna geçirdiği Çünkü bereketlidir Ana­ kutlayan bütün şahsiyetlere bu sütunlardan teşekkür ediyoruz.
* * *
balyoz musun? .Kimin ba- dolu. Bir alırsa beş verir.
Politika sayfalanmızda özeleştirme konusundaki baQımsız-
şına iniyorsun Mehmetçi- Beton değil. taş değil, çe­ lıkçı açıldamalan11 okuyacal)ım br. Senr.er lmer, bu görüşme
gim... tik değil, saftır o; güleçtir, yapıldıktan 24 sat sonra görevinden akndı. lmer'in yerine Prof.
Sen de doğabilirdin yiğittir. Hakkını verir. Dr. Atila Sezgin getirildi. 20<XJ'e DoDnı okurian görüşleriri oku­
orada. Seninle de alay Dan ekip üzüm bekleme. yunc.a Dr. lrrer'in rıedm görevden akndıl)ı11 daha iyi anlayacak­
edilebilinirdi. Gecenin ka- Ne ekersen onu biçersin lardır.
* * *
ranlığında eksi 40 derece- Mehmetçiğim! Aktüel dergisilin son sayısında Devlet Bakanı Orhan Kilerci-
de, karlar üstünde üryan. MUHARREM YERLi / /STANBUL oQlu'nun bir açıldaması yw: aldı. Aktüelin S-11 Aralık tartıli sayı­
Sllda çıkaı bir haber Ozerine yapılan açıklamada şu satıı1ar yer
akyor. "Tüm iddia ve lsnatlan112, asl11da haıgi çıkar çevrelerinin
emellerinin aleti oldt*lan, twıgl kötü maksatlara yönelik davra­
sal'ın Aleviler ürecinde dan atanırsa atansın, bu­ nışlar içerisilde b�unduklan karn.ıoyulllJZca bilinen ve yetkili
yoğun faaliyette bulundu­ nu bir polemik konusu yargı nl!rdleri karaı1an ile de kalltlaıan Aydmlık gaıeteslnde
ğu ve Aleviler'e şirin gö­ yapmak yanlıştır. Eylül 1978 taritinde ve Yiizyi dergisilde de Kasım I Aralık 1990
Televizyon ve video tarihlerinde yer alan yayı!Unn, sader.e tekramdaı ibarettir.·
rünmek için çaba harc adı­ Türkiye karrııoyu, Aydmlık gazetesini Kontrgerilla yayınla­
ğı şeklindeki yazılarınıza ise, İstanbul Pera Palas nyla, bu karanlık örgüte vurduQu darbeleı1e tanır. Aydmlık,
gerçekten çok üzüldük. Oteli sahibi olan ve Ma­ Tür1dye'deki birçok provokasyonun, cinayetin sorumulannı bir
Bu yazılanlar tamamen latyalı hemşerimiz Ha­ bir gün ışıDına çıkanp teşhir etmişti. 12 Eylül cuntasınca da ka­
gerçekdışıdır. Konferansı­ san Süzer adınwva bir patıimıştı. Hakkında KilercioQlu'nun iddia ettiDI türden tek bir
hayırsever işadamı tara­ mahkeme karan yoktur.
mıza bir şehrin en büyük Orhan KilercioQlu'nu dergimizin yayınının durdurulduDu
mülki amiri olarak Sayın fından derneğimize ar­
bir dönemde 2000'e DoDrılnun yerine çıkan Y üzyıl dergisi için
Vali'nin teşrif etmesi, der­ mağan edilmiştir. ileri sürdüQü iddialan da kanıUamaya çaQınyoruz.
neğimizi ve Malatya'daki HAC/ BEKTAŞ VELi * * *
bütün Alevi kardeşlerimi­ KÜLTÜRÜNÜ TANITMA Geçen sayımızdaki "Alkol ve uyuşturucu baQı�ılan· habe-
DERNEaiBAŞKANIHASAN rimizde AMATEM doktorianndan Sarper Eren'e ait olan sözler
zi son derecede memnun MEŞELi, BAŞKAN yanlışlıkla Dr. Sarper Serdar<>Olu'nun açıklamalan olarak ya­
etmiştir. Takdir edersiniz YAROIMC/51 HIDIR yımlandı. Düzeltir, okur1anmızdan ve Dr. Eren ile SerdaroO­
ki. hangi iktidar tarafın- KOLUAÇIK /MALATYA lu'ndan özür dileriz.
SERHAN BOLLUK

16 ŞUBAT 1 992 • 1K1B1N'E DOGRU • 5


su«İB B.ALCioClLU

1
FERİT İLSEVER B.ASYAZI
Washington gezisinin diyeti: Habur
eçen hafta lrak'taydık. Amerika'nın başını çektiği na dağılıyormuş. Bütün bu tabloya bakınca rahatlıkla söyle­

G
BM ambargosunun yıkıcı etkilerini somut olarak yebiliyoruz: Türkiye kendisine ambargo uyguluyor.
gözlemledik. Bilindiği gibi, lrak'a ambargo uygula- Yerel yetkililer, kamyonların yasaklanması kararını, Shell,
yan ülkelerden biri de Türkiye. BP gibi büyük tekellerin hükümet üzerindeki baskısına bağlı-
Dönüşte Kuzey lrak'tan geçtik. Orada da lrak'ın Kürtler'e yor. Doğrudur, ama bununla açıklamak yeterli değildir. Daha
uyguladığı ambargoya tanık olduk. önemlisi, bu karar, Demirel'in Washington gezisiyle ilgilidir.
Habur Kapısı'ndan girdikten sonra, Türkiye'nin Güneydo- Amerika'nın lrak'a uygulanan ambargo konusundaki duyarlı­
ğu'sunda uygulanan ambargoyla. karşılaştık. Habur Kapısı, lığı biliniyor. Bush, Saddam'ı devirmek için mengeneyi sıkış­
lrak'tan Türkiye'ye benzin-rnaiot taşıyan kamyonlara kapatıl- tırıyor. Washington'da bu konuda yapılan planlarda ambar­
mıştı. Bağdat-Zaho-Ankara hattında gördük ki, gücü gücüne go ve Çekiç Güç önemli bir yer tutuyor. Demirel de bu karar­
yetene ambargo uyguluyor. la, Amerika'ya bir jest yapmış oluyor. Yani Washington gezi·
Son aylarda Türkiye'den lrak'a giden kamyonlar, kasala- sinin diyeti, ekmeğini ipek Yolu'nda çıkarmaya çalışan yurt­
rının altına monte ettikleri depolarla lrak'tan Türkiye'ye ucuz taştır. Başbakan, Silopili, Rizeli, Trakyalı vatandaşı Bush'u_n
mazot taşıyorlardı. Hükümet geçenlerde bu depoların sökül- önüne attı. Bush'un yeniden seçilme hesapları, ipek Ye-
mesi kararını aldı. lu'nun üzerine bomba gibi düştü.
Körfez Savaşı'ndan sonra lrak'a.uygulanan ambargo, "Piyasa ekonomisi" şampiyonlarına şaşmamak elde değil.
lrak'tan sonra en çok Türkiye'yi etkiledi. Türkiye'nin lrak'tan Cizre'de, Nusaybin'de "serbest ticaret" boğuluyor, piyasacıla­
alacağı 2 milyar dolar fiilen silindi, Türkiye ambargodan bu- rımızdan ·çıt" çıkmıyor. Hesap, meydanda. Her tarafın icarlı
güne kadar 15 milyar dolar za- çıktıOı ·serbest• bir ticari faali·
rar gördü. Ambargonun, bir de yet yaşanıyordu. Fiyatlar tam da
Koalisyon hükümetinin, "Kürt Adnan Kahveci'nin söylediği gi·
halkın günlük yaşamındaki he·
sabı tutulmayan sonuçları var. realitesini kabul ettik" sözleri, 'bi piyasada ·ser.�estçe· belirle-
Bunu en somut ipek Yolu üze- · · · · niyordu. Turgut Ozal'ın belirttiği
rinde görmek mümkün. Savaş·
H abUr 'da npıyasa 8kOnOmlSlnln
11

gibi, hiç 'devlet müdahalesi'


tan önce kamyon ve TIR trafi· duvarlarma çarptı. Büyük yoktu. Karsa icar, vergiyse ver-
ğinden geçilmeyen ipek Yolu, gi, özel teşebbüsse özel teşeb-
ambargodan sonra söndü. Son perl�anlıg
y "'a ı"tllen kitleler, aynı büs. Her şey tam da Fried·
aylardaki kamyon trafiği, halkın zamanda büyük tepki içinde. Bugün man'ın tarif ettiği gibiydi. Fakat
yüzünü biraz güldürmüştü. Hak- devlet müdahale etti, yasakladı.
kari'aen, Gaziantep'e kadar, ti- e.n meşru Ve kitlesel kepenk Yatıp kalkıp KiTierin özelleşti·
cari faaliyet bir ölçüde canlan- rilmesinden bahsedenler, ipek
mıştı. Esnaf hareketlenmişti.
kapatma eylemi bu temelde Yolu'ndaki serbest ticareti 'dev-
Çocuklar bile ayakkabı boyacılı- yapılabilir. Zonguldak-Batan ıetleştirdiler'. Yani batırdılar.
ğıyla, ekmek, yumurta vs. sata- Çünkü burada oluşan piya-
rak evlerine katkıda bulunmaya eksenind 8 O ldugu RI
... gı"bl ' BOtan- ZB, sa, küçüklerin piy�sasıydı. Pet·
başlamıştı. Botan-Trakya' Batan-Çukurova rol zengini Korkut Ozal'ların

Daha önemlisi, lrak'tan alı- Shell'lerin, BP'lerin yanında on-


nan ucuz benzin, hem kamyon- eksenlerinin Oluşması da bU ların ne hükmü olur? Tekellerin
culara kazandırıyordu, hem de borusunun öttüğü dünyamızda,
mücadele Y�ızglslnden geçiyor • 'Piyasa ekonomisi" onların sis·
onu ucuza alan tüketiciye. Ma·
zot karşılığında lrak'a götürülen Cudi'ye atılan bombalardan biri teminin adıdır. Devlet ise, onla-
malların ambargodan kırılan rın çıkarlarını düzenlemek üzere
Irak ekonomisine katkısı ve ma-
İpek Yolu •na dünü. Y� oluşmuş bir kurum.
zotun taşınması sırasında Kuzey Koalisyon hükümetinin,
lrak'taki Kürt makamlarına ödenen verginin Kürt halkına kat- 'Kürt realitesini kabul-ettik' sözleri, bir kez daha "Piyasa eko­
kısı da cabası. Düşünün, lrak'ta bir depo benzin 2.5 dinar, nomisinin' duvarlarına çarptı. Daha doğrusu, Güneydo­
yani 1.250 TL Sudan ucuz. Buradan bu fiyatlarla yola çıkan ğu'daki "Kürt realitesine', son zamanlarda ekonomik bakım­
benzin veya mazot, Türkiye'de normal piyasa fiyatının nere· dan bir parça nefes almış yüz binlerce yurttaşımızın yeniden
deyse üçte biri oranında, litresi yaklaşık 1300 TL'ye satılıyor· işsizliğin ve sefaletin kucağına itilmesi de eklendi.
du. Türk de, Kürt de, Arap da kazanıyordu. ipek Yolu üzerinde yaşanan dram, uygulamalı bir kapi-
Şimdi ise halk, bu geliri kaybettiği gibi, kamyon, araba talizm-emperyalizm dersidir. Ufkunu sadece ·uıusal so­
vs. satın almak için· verdiği bonoların baskısı altında ezili_. run'la sınırlayanların bu olayın önemini görmesine olanak
yor. Binlerce insan elinde avucunda olanı satmış, ayrıca yok. Oysa, büyük perişanlığa itilen kitleler, aynı zamanda
borçlanmış. Şimdi işsizlik ve yoksulluğa bir de borçlanma büyük tepki içinde. Bugün en meşru ve kitlesel kepenk ka·
ekle.�miş. patma eylemi bu temelde yapılabilir. Zonguldak-Botan ek-
Once bir laf dolaşmış, 'Benzin, mazot gelir!eri PKK'ye gi- seninde olduğu gibi, Botan-Rize, Botan-Trakya, Botan­
diyor· diye. Bizzat Gümrük'teki yetkililer yalanladı. Hayır, ka- Çukurova eksenlerinin oluşması da bu mücadele çizgisin­
zanan, Trakya'daki, Rize'deki, Çukuro\!a'daki halk oluyordu. den geçiyor.
lrak'tan mazot taşıyan kamyonlar, Türkiye'nin dört bir yanı- Cudi'ye atılan bombalardan biri ipek Yolu'na düştü.
GÜNEYDOGU'DAKİ EYLEM BİLANÇOSU

"Hizbullah"
Çevik Kuvvet'te eğitiliyor
Diya��akır'da Kontrgerilla üssü olarak bilinen Çevik Kuwet'te gece eğitimleri.
Onderler katılıyor. Çevik Kuwet Müdür ü Koç: ·ooğru değil'. Emniyet
Müdürlüğü'nden bir bekçi: ·Geceyarısından sonra dincilere has, şalvarlı ve sakallı
kişiler Müdürlüğe geliyorlar: Hizbullahçılar, eski içişleri Bakanı Abdulkadir
Aksu'nun bölgeye yerleştirdiği lslamcı polisler sayesinde Batman,
Kızıltepe ye Diyarbakır'da örgütleniyorlar. Kızıltepe'de eğitim gören Hizbullahçılar'ı
Ozel Tim koruyor. Bölgedeki Hizbullah'ın lideri Hüseyin Velioğlu.
izbullah'tan kısa bir süre Derslere katılanların çoğu Özel

H
ÇEViK KUVVET MÜDÜRÜ:
önce kopan genç. Diyar- Tim gibi bıyık bırakıyonnuş. Bu "ORT ALIÔI KARIŞTIRMAK
bakır'da bir kahvede an- ders toplantılarından birine Diyar­ iSTiYORLAR"
latıyor: "Siz bilmiyorsu- bakır Çevik Kııvvet Müdürü de ka­
Diyarbakır Çevik Kuvvet Şube
nuz. Hizbullah Çevik Kuvvet'te tılmış. :ıma konuşmamış. Çevik
Müdürü Mehmet Koç, Hizbullah­
ders görüyor. Sizlere açıklarsam. Kuvvet Müdürü eğitimlerden ha­
berli. Hizbullahçılar'ın eğitim gör­ çılar'ın Çevik Kuvvet Merkezi'nde
benden çıktığım bilirler ve beni öl-
dükleri yer. Çevik Kuvvet'in eğitil­ eğitim görmesi konusunda şunları
dürürler. Ben konuşmam ama araş-
tmrsaruz başka şeyler bulabilirsi- diği salon. söyledi: "Ben bir buçuk yıldır bu-
niz". rada görevliyim. Hizbullahçı­
Adını venneyen lslamcı GlneydoOl'dı lllımcı po11111rın 111•ol1f111 n
U1 1 lar'm burada ders gördükleri
: 110 lıyın eski lflflerl BıbN Abdllaclr Abl. doğru değil. Değil Habul-
genç anlatımını sürdürüyor
Hizbullahçılar haftanın belirli lah'ın, başka birinin ders gör­
günlerinde gece saat 22.00'den mesi için bile bizim salonu­
sonra Diyarbakır'daki Çevik muz yok. Burada polis okulu­
Kuvvet Merkezi'ne gidip ders muz, hastanemiz ve polisler
görüyor. Tabii. her Hizbullah­ için oyun salonumuz var. Çe­
çı derslere alınmıyor. Eğitime. vik Kuvvet'e giren çıkan
daha çok lider konumundaki­ kontrolden geçer. Bizim gizli
ler katılıyor. saklı bir şeyimiz yot. Bu id­
2000'e Dogrn'ya bilgi ve­ dialan onaya atanlar kendile­
ren genç de üç ay önce dersle- , rini bilmeyen kişiler. Bu iddi­
re iki kez katılmış. Katıldığı alan onaya atarak ortalığı ka­
derslerin birinde PKK adı geç­ nştınnak istiyorlar. Buyrun
memiş. Ama devletin elden gelin görün, bizim kapımız
gittiği. Müslümanlar'ın yozlaş­ herkese açıktır."
tığı, her gün Müslüman asker­ Diyarbakır Çevik Kuvvet
lerin kalledildiği. yabancı dev­ Merkezi, yörede Kontrgerilla
letlerin Türkiye'nin toprağına üssü1olarak biliniyor. 12 Ey­
göz koyduğu. Türkiye'nin çok lül döneminde ve şimdi, "ör­
zengin petrol yataklarına sa­ güt üst düz.ey yöneticisi" diye
hip olduğu halde. yabancı düş­ bilinen kişilerin sorgulan bu­
manların petrolün çıkarılıp de­ rada yapılıyor. Özel Tim'in
ğerlendirilmesine engel oldu­ Diyarbakır'daki karargahı
ğu gibi şeyler anlatılmış. olarak kııllanıhyor. Mehmet
Derslere katılanların. konu­ Koç. "Çevik Kuvvet'te işken­
şanların birçoğunu tanımıyor. ce olduğu. yakalanan kişilere

8 • İKİBİN'E DOGRU • 16 ŞUBAT 1 992


GÜNEYDO�U'DAKI HiZBULLAH' iN EYLEM BiLANÇOSU

Son 7 ayda 12 ölü, 18 yaralama, 25 kundaklama


2 çosunuDoğru,
OOO'e Güneydoğu'daki Hizbullah'ın eylem bilan­ man'a ait lokanta ve Zülküf Bine'y�.ait bakkal dükkanı.
�ıkardı. Bölgedeki kaynaklar gerçek listenin da­ 12 Ocak'ta Diyarbakır'da Dicle Universitesi öğrencisi Ab­
ha uzun oldugunu vurguluyorlar. Dergimizin saptayabildiği dülsımll Çetin Hizbullahçılar'ın saldırısı sonucu yaşamını
eylemler tarih sırasıyla şunlar: _ yitirdi.
Batman'da 1991Temmuzu'nda Nur Camii imamı Resul 19 Ocak 1992 günü Mardin'in Mazıdağ ilçesinde yüzleri
lbak, ardından Amediye Camii imamı Abdumhman 'Akyüz, maskeli kişilerin saldırısına uğrayan Hacı Hamarat ve Mika­
3 gün sonra ise eski bir imam olan Ahmet Baytar evlerine il Dalık adlı şahıslar ağır yaralandılar.
giderken üç kişinin saldırısına uğrayarak yaralandılar. Bu ey­ 24 Ocak 1992 tarihinde Batman il merkezinde Beşiri ilçe­
lemler Hizbullah'ın saldırılarını yoğunlaştırdığının ilk işaretle­ sinin Fekiran köyü muhtarı Yezidi Kürt Hüseyin Pamukçu,
riydi. 19-20 yaşlarındaki bir kişinin silahlı saldırısı sonucu hayatını
24 Ağustos 1991 gecesi Batman Rahmet Camii imamı kaybetti.
Tılal Turhan, Qrtesi gün de Abdurrahman Çelik adlı kişi dö­ 24 Ocak 1992 tarihinde Mardin'in Mazıdağ ilçesinde Ni­
vülerek komalık edildiler. zam Klfln adlı şahıs, maskeli ve ellerinde sopa bulunan 4 ki­
3 Ekim 1991 günü Batman'da Sıddık öztekin üç kişinin şinin saldınsına uğradı. Diyarbakır Devlet Hastauesi'ne kal­
saldırısına uğrayarak beyin sarsıntısı geçirdi. dırılan Nizam Kııın yaşamını yitirdi.
15 Ekim 1991 günü Batman'da Raılt Bıpr evine gittiği 24 Ocak 1992 tarihinde Bingöl il merkezinde maskeli ve
sırada üç kişinin saldırısına uğrayarak yaralandı. susturucu takılmış silahla saldırıya uğrayan Ahmet Bayram
Batman'da Ekim 1991'de eski Refah Partisi Yönetim Ku­ öldü, Ahmll Buznıl ise ağır yaralandı.
rulu üyesi Ekrem Dilekçi kimliği belirsiz kişilerin coplu, so­ 25 Ocak 1992 tarihinde Batman'da idris Çelik, maskeli
palı ve zincirli saldırısına uğradı. Çeşitli yerlerinden ağır bir ve susturucu takılmış silahla üç kişinin saldırısı sonucu öl­
şekilde yaralanan Dilık9i'nin kafasına 12 dikiş atıldı. dürüldü.
20 ·Kasım 1991 günü Batman'da kahveden çıkıp evine 4 Şubat 1992 tarihinde saat 21.00-22.00 sıralarında Bat­
gitmekte olan Ferman La9in adlı lngilizce öğretmeni üç kişi­ man'da il Sağlık Müdürlüğü'nde çalışan Seyithan Demir,
nin saldırısına uğrayarak ağır şekilde yaralandı. evinde biri maskeli iki kişinin saldırısına uğradı. Susturucu
Seçimler sırasında Batman'da eski Refah Partisi il Yöne­ takılmış silahla ateş eden iki kişi Seylthan Demir i 8 yerin­
tim Kurulu üyesi Ekrem Q,ilıkçl nin Hizbullah saldırısı sonu-
'

' den yaraladılar.


cu yaralanması. 11 Şubat 1992 tarihinde saat 21.30 sıralarında Bat­
· ·

ldil'de, 3 Aralık 1991 tarihinde Mikail Bayro adlı bir şa­ man'da bakkallık yapan ve Meydan mahallesinde ikamet
hıs, Hizbullahçılar'ın saldırısı sonucu hayatını kaybetti. eden 3 çocuk babası Metin Elikçi, Sağlık mahallesinde kim­
13 Aralık 1991'de Batman Lisesi öğrencisi 17 yaşındaki liği belirsiz kişilerin saldırısına uğradı. Kafasından ve göğ­
Tayman Demir eve giderken, ellerinde cop, zincir ve sopa sünden yaralana'n Elikçi. Diyarbakır Tıp Fakültesi Hastane­
bulunan 4 kişinin saldırısına uğradı. Saldırı sonucu ağır şe­ si'ne kaldırılmak istenirken yolda öldü. Aynı saatlerde Bat­
kilde yaralanan Demir hastanede tedavi altına alındı. Bu ola­ man'daki Gök Taksi durağı civarında lise öğrencisi M. Nuri
yın ardından Vedat Şahin ve Osman Şahin adlı iki göçer, Ekinci aynı şekilde saldırıya uğradı. Çeşitli yerlerinden yara­
Garp mahallesinde saldırıya uğradılar. lanan Ekinci, Batman Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak yoğun
18 Aralık 1991 günü Nusaybin'de Hayrett in Çilin, Hiz­ bakıma alındı. Bu sırada Batman Tekel Caddesi'nde park et­
bullahçıların silahlı saldırısı sonucu yaşamını yitirdi. miş bir halde bulunan Ekrem Aslan'a ait otomobil, molotof
Hizbullah'ın başvurduğu diğer bir saldırı yöntemi de, iş­ kokteyli atılmak suretiyle kundaklandı.
yeri kundaklaması. 22-30 Aralık 1991 tarihleri arasında kun­ Nusaybin'de Seyfettin Oktan, Mazıdağ'da Niza mının
daklanan işyeri sayısı 1S'in üzerinde. Kundaklanan işyerle­ Kifin, Beşiri'de Hüseyin Pamukçu adlı kişiler "Hizbullahçı·
rinden bazıları; Çömçe Lokantası, Salon 84 Kıraathanesi, oldukları belirtilen kişilerin saldırısı sonucu hayatlarını kay­
Güneş Çayevi, Dergah Kitabevi, lslam Kitabevi, Huzur Tica­ bettiler. Mazıdağ ilçesinde saldırıya uğrayan Hacı Hamarat
ret, Tuncerler Coca Cola Bayii, Şirvan Giyim Mağazası ve da yaralandı.
Son Çarem Büfesi. SHP Nusaybin ilçe Sekreteri Oktay Türkmen, idil Lise­
, � Silvan'da,da 21-23 Aralık 1991 tarihleri arasında toplam si'nde okuyan Kımıl Demiral adlı bir genç tarafından öldü­
1O işyeri, bomba ve molotof kokteylleri atılmak surettyle rüldü. Türkmen, HUmeyni rejiminden kaçıp Nusaybin'e yer­
kundaklandı. Hürriyet Haber Ajansı muhabiri Hamza On­ leşmişti. Çevresinde çok sevilip sayılan, yurtsever bir insan
cü'ye ait mobilya dükkanı, Ihsan Dinfl!r'e ait terzi dükkanla­ olarak biliniyordu. Demirel, bölgenin yabancısı. Mahkemede
rı, Giirgün Pifkin'e ait eczane, Ihsan Ongül'e ait giyim ma­ verdiği ifadesinde; "2.5 milyon alacağım vardı. istedim ver­
ğazası, Ramazan Kaya'ya ait bakkal dükkanı, Milin Kat- medi. Ben de öldürdüm" demiş.

hakaret edildiği hep söyleniyor. bu kez Emniyet'te görevli bir bek­ dürlüğü'nde toplanıyorlar. Emniyet
�unlar doğru değil. Bizim burada çiye uzanıyor: Diyarbakır Emniyet bekçisi şöyle devam ediyor: "Haf­
herhangi bir yetkimiz yok. Bir tu­ Müdürlüğü'nün arka kapısından tanın belirli günlerinde özellikle
tanağı tanzim etmeye bile yetkimiz onlarca sakallı ve kendilerine has sakallı ve dincilere has şalvar gi­
yok" diyor. şalvarlarıyla bazı kişiler saat yen kişiler, Emniyet Müdürlü­
23 .00-0 l .00 arasında ikişerli grup­ ğp'nün alt katlarında toplanıyorlar.
EMNİYET MÜDÜRLÜÔÜ'NE
lar halinde girip çıkıyor. Geç saat­ Bunların geç saatleri seçmelerinin
GECE GİREN SAKALLILAR
lerde ve aralarında 5 metre mesafe sebebi, 'Belki bizi kimse görmez'
2000'e Dogru'nun mikrofonu bırakarak bu kişiler Emniyet Mü- diye düşünüyorlar. Saatlerce orada

1 6 ŞUBAT 1992• 1K.1B1N'E DOGRl" • 9


kalıyorlar. Bazen sayılan onları şahıs ders veriyor. Kuran kursun­ yorlar. Özel Tim ve polis de bunla­
aşıyor. O saatlerde içerde ne yapı­ daki öğrencilerin de hemen hepsi rı büyük bir memnunlukla izliyor.
yorlar bilmiyorum." Elazığ'dan getirilmiş. Kızıltepe'den Özel Tim ve polis kepenk eylemi
Hizbullahçılar. eski içişleri Ba­ kursa katılan üç ortaokul öğrencisi boyunca açık dükkanların önünde
kanı Abdulkadir Aksu 'nun bölge­ de orada yabp kalkıyor. nöbet tutuyor. Giyimleriyle. sakal­
ye yerleştirdiği İslamcı polisler sa- . Kızıltepe'deki Hizbullahçılar'ın larıyla rahatça izlenebildikleri hal­
yesinde Batman. Kızıltepe ve Di­ eğitim gördükleri evlere girip çı­ de. tedbire gerek görmeden ilçenin
yarbakır'da örgütleniyorlar. Şu an kanların çoğu dışardan. Hemen belli yerlerinde toplantılar yapıyor
bölgedeki polislerin çoğu dinci. hepsinin altında Mercedes veya ve örgütleniyorlar."
Diyarbakır Emniyet Müdürü Ra­ BMW arabalar var. Araçların pla­ Kızıltepe'deki Hizbullahçılar.
mazan Er'e Çevik Kuvvet'te Hiz­ kaları Yozgat. Zonguldak, Trab­ seçtikleri belirli yerlerde kırtasiye
bullahçılar'ın eğitim görmesi ve . zon. Şanlıurfa, İzmir. Aydın gibi veya kitapçı dükkanı açıyorlar. Bu
Emniyet Müdürlüğü'ne gece giren illere ait. Her hafta altlarında son yerler genellikle okulların gü­
sakallı kişiler hakkındaki soruları­ model arabalarla gelen yabancılar, zergahı veya cami yakınlan oluyor.
mızı yönelttik. Er'in yanıtı şöyle: her gece ayrı ayn evlerde toplanıp Hizbullahçılar'ın Kızıltepe'deki bu­
"Hizbullahçılar'ın Çevik Kuvvet'te eğitim görüyorlar. Eğitimlere her luşma yerlerinden biri de Servet
ders gördükleri doğru değil. Bunla­ yaştan kişilerin katıldığı belirtili­ Pasajı'ndaki "Yıldız" kınasiye dük­
rı konuşmaya bile değmez. Buyrun yor. Hizbullahçılar. faaliyet yürüt­ kanı. Buradaki Hizbullahçılar'ın
birlikte gicfip gezelim orayı. Hiz­ tükleri her yerde olduğu gibi Kızıl­ başında Kızıltepe İlköğretim Şube
bullahçılar da kim? .Yanıltmak için tepe'de de kırtasiye ve kitapçı dük­ Müdürü Abdülrezzak Ylldız anılı­
değişik iddialar ortaya atıyorlar." kanlarını paravan olarak kullanı­ yor. Hizbullahçı olarak en çok ad­
yorlar. Kızıltepe'de asıl hedefledik­ lan anılan diğer kişiler, TUtıhemke
ÖZEL Ti M KORUMASINDA
lerini. ilkokul. ortaokul ve lise köyü imamı ile Ziya camii imamı.
"HiZBULLAH" EÔ1TIM1
öğrencileri oluşturuyor. Hizbullahçılar, Kızıltepe'de yurtse­
Geçen Sonbahar'da Kızıltepe'de Hizbullahçılar. Kızıltepe'de ver kişileri yalnız bulduklarında 3-
bir grup yurtsever. Hizbullahçı­ açıkça çalışıp örgütleniyor. Yöre 4 kişilik gruplar halinde saldırarak
lar'ın eğitim gördükleri yeri öğren­ halkı Hizbullah'ı, lran'dan çok öldüresiye dövüyorlar. Genellikle
mek için onları takip ediyor. Yeni­ Türk devletinin ve Özel Tim'in cop. demir çubuk ve zincir kullanı­
mahalle'deki mezarlığın bitişiğinde desteklediğine inanıyor. Bunun ne­ yorlar. E�lem sırasında saldırgan­
kendilerine hibe edilen vakıfta eği­ denini de Kızıltepe'de meydana ge­ ları silahlı gözcüler koruyor.
tim gördüklerini tespit ediyorlar. len bazı olaylara bağlıyorlar. "Ke­
. KZILTEPE EMNiYET
Resmi kayıtlarda mülk olarak ge­ penk kapatma eylemlerinde binler­
MÜDÜRÜ: "BİZİM DE
çen vakıf halılarla döşenmiş ve sü­ ce esnaf kepenklerini kapatırken,
KULAÔI MIZA GELiYOR"
rekli korunuyor. Vakfın yanına Hizbullahçılar kepenklerini kapat­
yaklaştıklarında. damda mevzilen­ mıyorlar. Üstelik kepenk kapatma 2000 'e Dogru. Kızıltepe Emni­
miş Özel Timleri görüyorlar. Özel eylemi sırasında pr.opaganda içe.. - yet Müdürü Cevdet Demirbilek'e.
Tim. içerde ders görenlere bir sal­ rikli kasetleri son sesine kadar açı- "Hizbullahçılar'ın faaliyetlerini yo-
dırı olmaması ıçın
Oktay TOrlımın'ln cenaze tlrenl.
damda mevzilenmiş.
onları koruyor. Daha
sonraki toplantılarına
Özel Tim koruyucu
olarak gelmemeye
başlamış. Çünkü Hiz­
bullahçılar artık kendi.
korumalarını kendileri
yapıyormuş.

EÔİTİM
GÖRENLERiN
ÇOOU K IZI LTEPE
DIŞINDAN

.
Kızıltepe'de Hiz-
bullahçılar'ın ders ve
eğitim gördükleri yer-
lerden biri de. Bilali
(Cumhuriyet) mahalle- (

L
sindeki İstiklal llkoku- . ·

lu'nun hemen bitişiğin-


deki Kuran kursu bina-
sı. Burada Elazığlı bir -------=---..--9"-- --!:ii�-----ı

10 • fKfBfN'E DOGRU • 16 ŞUBAT 1 992


ğunlaştınnası üzerine ne gibi ön­ sinde oturuyordu. Bir süre önce 1980 öncesi Milli Türk Talebe Bir­
lemler aldıklarını ve Özel Tim 'in. alelacele oradan ayrılmış. Hüseyin liği içinde yer alan aşın dinci grup­
Hizbullahçılar'ın eğitim gördükleri Velioğlu'nu bu adresten telefonla lara dayanıyor. Bu kesim 1 2 Ey­
evin üzerinde nöbet tutmaları"nı aradık. Telefonun öbür ucundaki lül'den sonra dinci gençlik içindeki
sordu. Emniyet Müdürü. Hizbul� şahsa Hüseyin Velioğlu'nu sordu­ yerini sağlamlaştırdı. Çalışmalarını
lahçılar'ın eylemlerini yoğunlaştır­ ğumuzda. kendisinin burada olma­ daha çok camilerde, Kuran kursla­
ması konusunda: "Bizimde kulağı­ dığını . nereye giUiğini de bilmedi­ rında, imam Hatip liselerinde ve
mıza böyle şeyler geliyor" yanıtını ğini söyledi. benzeri okullarda sürdürdüler. Mi­
verdi. ·"özel Tim'in nöbet tutması" Hüseyin Velioğlu'nun Tevhid, litanlarını lran'daki kamplara gön­
konusunda ise. "Biz herhangi bir YeıJii:ü ve Objektif dergilerinde dererek eğittiler.
yasadışı eyleme izin vermeyiz" de­ yazılan yayımlanmış. Bu dergiler Diyarbakır'daki Hizbullahçı-
di. Humeyni'nin İslami çizgisine ya­ lar'ın lideri Bingöllü Şevket Börü
Kı zıltepe 'de 13 Şubat 1992 sa­ kınlar. Hizbullah saldırılarının (VelioAlu). Börü, eskiden Diyarba­
bahı bazı ev ve dükkanların kapıla­ yaygınlaşması üzerine bu dergile­ kır'da ciğercilik yapıyormuş. Çev­
rının alımdan "Yekiliya Oldaren rin yöneticileri Hüseyin VelioA· resinde lümpen biri olarak tanını­
Welatparezen Kurdistan" (Kürdis­ lu'nun eylemlerini benimsemedik­ yor. Şe·rket Börü daha sonra soya­
tan Yunsever Dindarlar Birliği) lerini dile getiriyorlar. Diğer İs­ dım Velioğlu olarak değiştirmiş.
imzalı bildiriler dağıtıldı. Bildiri lamcı çevreler Velioğlu için "ma­ Şevket Velioğlu ile birlikte hare­
de. "Yunsever imamlar. PKK'ye lum kişi" diyorlar. Velioğlu'nun İs­ ket edenlerden biri de Hacı Beyan­
karşı direnişe katılın. Korkmayın. lami çevrelerin gbıiişme isteğini çak. Beyançık, 1984 seçimlerinde
Camilerde. vaazlannızda Apo'nun reddettiği belirtiliyor. Diyarbakır bağımsız belediye baş­
bağımsızlık ve özgürlük yalanını Hüseyin Velioğlu. çevresinde­ kan adayı oldu. Hacı Beyançak,
anlatın" deniyor. Emniyet Amiri kilere Abdullah Öcalan ile Siyasal Diyarbakırlı işadamı, Abdulkadir
Yardımcısı'na bu konudaki düşün­ Bilgiler Fakültesi'nde aynı sınıfta Aksu'ya çok yakın ve �sı papat·
celerini sorduğumuzda: "Bildiri­ olduklarını ve iki kez Bekaa'ya gi­ yalardan olan Mehmet İçkale'nin
den haberim yok. Vatandaş bildiri derek ÖCalan ile görüştüğünü anla­ yanında çalışıyordu. Beyançık. da­
bulduğunda emniyete getirmiyor. tıyormuş. 2000'e Dogru bu bilgiyi ha sonra Konya'ya gitti. Diyarba­
Kendisi flhp okuyor" dedi. doğrulatmak: için Berxl'ı·eda11'a sor­ kır'a döndükten sonra önce kırtasi­
du . Ber.rweda11 yetkilileri, H üseyin ye dükkanı açtı. Şimdi ise bir kon­
HÜSEYİN VELİOÔLU KİMDİR?
Velioğlu ile Abdullah Öcalan ' ın feksiyon dükkanı işletiyor.
Bölgedeki Hizbullah'ın lideri. aynı sınıfta okumadıklarını ve bu Diyarbakır'da, özellikle Bağlar
Batman'ın Gercüş ilçesinden Hü­ ki ş inin Bekaa'ya gidip ÖCalan ile ·
semtinde Hizbullahçılar'ın düzenli
seyin Velioğlu.Uzun süreden beri görüşmediğini söyledi. şekilde toplandıkları birçok ev var.
Diyarbakır'ın Kaynan epe mahal le- Hizbullah'ın kökeni Batman'da Geceleri bazı camilerde akşam na-

Hlzbullıhfıler
· taraflndan
lldlrllın
SHPNıaybln
llf� Stbıtırl
Oktay TUrkmen'ln
tfl cenaze
llrenlnılt.

16 ŞUBAT 1992 • IKIBIN'E DOGRU e 11


mazından sonra toplanıp eğitim deki bu mücadeleyi yikmak içiö
görüyorlar. Bunları eğitenler. çev­ her türlü yöntemi kullanıyor. PKK
rede esnaflık yapan hacı-hoca ola­ kılığında inananları, Hizbullah kı­
rak bilinen kişiler. Camilerdeki lığında PKK sempatizanlarını öl-
eğitimlere çocuklar da katılıyor. . dürüyor. Bunu herkesin bilmesi la­
Derslere katılan çocuklardan zım. PKK ile Hizbullah arasında
biri, "Bazı geceler camide toplanıp bir çatışma yok" diyor. Ancak söz­
ders görüyoruz. Genellikle abileri­ lerinin sonuna da şu değerlendir­
mizin getirdiği kitapları okuyoruz. meyi ekliyor: "Birtakım olaylar ol­
Ol"Uduktan sonra kitapları tekrar muş olabilir. idil ve Midyat çevre­
geri götürüyorlar. Derslerde genel­ sinde PKK Hizbullah'ın barınması­
likle kafirlerin Müslümanlar'a nasıl na engel oldu. En başta Hizbullah­
eziyet ettikleri, Müslümanlar'ı na­ çı bir baba ve oğulu öldürdüler.
sıl öldürdükleri anlatılıyor" diyor. Eğer olaylar olmuşsa karşılıklı ol­
PKK hakkında bir şey anlatılıp an­ m·uştur. "
latılmadığını sorduğumuzc! 1; "Ha­ Hizbullah'ın lran'a nasıl baktığı
yır pek bir şey anlatmıyorlar. Sa­ sorusuna ise Hizbullahçı'nın yıvııtı
dece PKK'nin bazı Müslümanlar'ı DIJlrbllar'dl b11nlık glfltr t111h ndln şöyle: "lran'a her iaman bağlıyız.
öldürdüğünü söylüyorlar" yanıtını ıı•r111n Alldll1111111 Çiti n. tık İslam devrimini rahmetli İmam
veriyor. Humeyni yaptı. Bizler Kuran'ı te­
Hizbullahçılar'ın Diyarba- mel alıyoruz. Mezhep farklılıkları
kır'daki görüşme ve toplanma yer­ önemli değildir. Allah'ın hakimiye­
lerinden biri de "ilim" kitabevleri. tini istiyor ve Kuran'ı anayasa ola­
Bu adla D!yarbakır'ın Melikahmet rak kabul ediyorsak, mezhep fark­
ve Balık.çılarbaşı semtlerinde üç ta­ larının hiçbir önemi yok. "
ne kitabevi var. Bölgede. özellikle Hizbullahçılar yayınlan olup ol­
Siirt ve Batman'da "ilim Kitabevi" madığı sorusuna, "Bizler gazeteci­
adında onlarca dükkan bulunuyor. likle dergicilikle değerfendirilen
zamanın boş olduğuna inanıyoruz.
"KONTRGERiLLA
Yeryüzü, Tevhid, Objektif dergileri
PKK iLE İNANANLARI
vardı. Dergi ile inananların kafası­
KARŞI KARŞ IYA GETİRMEK
nı meşgul etmemeyi düşünüyoruz.
iSTİYOR"
Bunları aştık. Artık mücadele za­
Hizbullah saldırıları seçimlerin manıdır" diyorlar.
hemen sonrasında başladı. Aralık
"HEPINlZIN
ayı içinde, özellikle Boran bö!ge­ ,
KATLI VAClPTIR"
sinde yaygınlaştı. Koruculuğun l dll'dt lldlrlltn Mlbll llyrl.
bitme noktasına geldiği, açık "Bu rejim, kendi güdümünde Nusaybin'de Hizbullahçı olarak
Kontr gerilla cinayetlerine karşı İslami grup ve partiler istiyor. Bu­ bilinen Salih Kavak, evinin önün­
kitlesel gösterilerin yapıldığı bir nun için de onlara her türlü yardı­ de silahlı iki kişinin saldırısı sonu­
dönemde Hizbullah. birden ortaya mı yapıyor. Bazı olaylar Hizbul­ cu hayatını kaybetti. Salih Kavak.
çıktı. lah'a mal edilmek isteniyor. Devlet evinin önünde saldırıya uğradığı sı­
2000'e Dogru. Diyarbakır'da şu an PKK'nin bölgede bir numara­ rada, Hizbullahçılar içerde toplantı
bir Hizbullahçı ile son aylarda böl­ lı güç olduğunu biliyor. Başta �o­ yapıyormuş. Kendisi de dışard3 nö­
gede işlenen cinayetler. PKK ile ruculan çıkardılar. Muhtarları sa­ bet tutuyormuş. Salih Kavak öldü­
aralarında herhangi bir sorun olup tın aldılar. bölgeye milyarlarca lira rüldüğünde polisler evine gelip t>aş
olmadığı, PKK'ye nasıl baktıkları para döktüler, ama PKK'nin gücü­ sağlığında bulunmuş ve kendWn�
konusunda görüştü: "PKK kendi nü kıramadılar. Aksine PKK daha den şehit diye söz eunişler.
halkının bağımsızlığı için mücade­ da güçlendi, gtlişti. En son olarak Asıl hedefin Salih Kavak ol­
le eden bir örgüttür. Her ne kadar dini kullanıyorlar. Din konusu çok madığı, Dicle Üniversitesi1nde oku­
Marksist olsalar bile. onlarla her­ hassas bir konu. Bölgemizin he­ yan oğlu Bedrettin Kavak olduğu
hangi bir sorunumuz yoktur. PKK, men hemen tümü Müslüman. söyleniyor. BedreUin Kavak. Di­
şu an Doğu ve Güneydoğu'da halle Kontrgerilla, Hizbullah adını kul­ yarbakır'da �bdülsamet Çetin'in
desteğine sahip en büyük güçtür. lanarak PKK ile inananları karşı öldürülmesinden sorumlu tutulu­
Diğer Müslüman geçinen örgüt ve · karşıya getirmek istiyor. Hizbullah yor. Çetin, öldürülmeden bir hafta
grupların· hepsi devletin denetimin­ ile PKK'nin kampları Bekaa'da yan önce Eğitim Fakültesi'nde Nusay­
dedirler. Güçlerini devletten. re­ yana. Neden orada değil de gerilla binli bir gençle tartışmış. ·Bu genç.
jimden alıyorlar. En gerçekçi. en savaşının yaşandığı bir yerde bu "Hepinizin katli vaciptir. Artık si­
Müslüman, Hizbullah'tır. Biz gü­ olaylar meydapa geliyor? Herkesin lahlar konuşacak" demiş. Çetin'in
cümüzü Allah'tan ve onun kutsal bunu iyi düşünmesi ve yorumla­ tartıştığı bu gencin Bedrettin Ka­
. kitabından alıyoruz. ması lazım. özel Tim, bölgemiz- vak olduğu söyleniyor. •

1 2 • İKİBİN'E l>OGRU • 1 6 ŞUBAT 1992


OLl'l'IKA �

PER I NÇEK' I N ÇAGRISI , YAZAR '. I N YAN ITI

SP ve HEP
"gü,birliği"ni tartışıyor
S P Genel Başkanı Doğu Per inçek'in HEP Genel Başkanı Ferid un Yazar 'a
·sirlik görüşmesi" çağr ısı .. . Yazar 'ın yanıtı. HEP yöneticileri ne diyor? H E P
lstanbul il Sekreter i Or han Kaya: "SP'nin güçbirliği önerisini samimi buluyoruz.
Dostça teşekkür ediyoruz. Halklarımızı imha ve ezme politikalarına karşı
dost güçlerin bir araya gelip çeşitli çareler araması sevindiricidir.·
osyalist Parti Genel Baş- rulu'nda 1 2 Ocak'ta karar altına bağımsızlık v e sosyalizm davası

S
kanı Dolu Perinçek, alınan "Birlik için görüşme öneri- için mücadele açısından belirleyici
Ocak ayı sonunda Halkın si"ni içeren iki mektup gönderdi. bir değer" taşıdığını belirtiyor.
Emek Partisi Genel Baş- Perinçek'in mektubu , "Emper- "Milli düşmanlıkların kışkırtılması
kanı Feridun Yaı.ar ile Sosyalist yalizmin dayatmalarına karşı mü- ve milliyetçiliğin yükselişini" em-
Birlik Partisi Genel Başkanı cadelenin, dünyamızda ve bölge- peryalizmin atağının belirtilerin-
Sadun Aren'e , SP Başkanlık Ku- mizde özgürlük, barış, den biri olarak sayıyor.

SOSYALiST PARTi GENEL BAŞKANI DO�U PERiNÇEK


"Devrim de kardeşliği �ağırıyor"
H
EP'e yaptJğımi "Birlik çağrtst". Bunun ne kadar önemli olduğu ortaya birlikte lleştirel bir taVtra girdiğini, bunun

dtlvletin baharda yapacağı söy­ çıktı. işten atmalar başladı ve devlet terö­ nedeninin de HEP'in SP'nin ittifak öneri­
lfnBn saldmya yönelik, konjonktürden rüyle uygulanıyor. Baharda da devlet bic sini reddedip SHP ile seçime girmesi ol­
kaynaklanan bir �n mtydı? sindirme ve yıldtrma harekatına hazırla­ duğunu bllirtiyo�r.
-Bizimki esas olarak stratejik, Tür­ nıyor. O nedenle bu önerimiz seçimler­ -HEP'e tavrımız f>aşından bu güne
kiye emekçisinin öncü müfreze ihtiya­ deki önerimizin devamıdır, o anlayıştan kadar aynı. Hatırlanacaktır, Kürt devrimci
cından kaynaklan�or. Bahar taarruzu kaY.naktanıyor. Mümkünse gelin bir öncü örgütü HEP'i önce hain ilan ediyordu. Biz
ile doQrudan ilişkilı deOil. Ama devletin müfrezede, sosyalist, enternasyonalist o zaman, 'Hayır, bu bir yurtsever örgüt­
bahar için hazırladıQı kitlelere kınm bir öncü müfrezede birleşelim. DeQilse tür" dedik. Hatta doQuya yaptıktan gezi­
planı bu çaQrıyı daha acilleştiriyor. Ha­ ittifak yapalım, güçbirliği ittifakı. Seçim­ lerde karşılama törenleri yaptık, 9içek
tır1nacaktır; SP seçimlerden önce lerdeki dört maddelik program, ittifakın verdik, gezilerini destekledik. HEP'ı her
seçim taktiQini şöyle açıklamıştı: Bir programı olabllir. zaman demokratik, yurtsever bir güç ola­
barikat kurmamız lazım, bir devlet te­ -Sizin güçbirliği öneriniz ile . HEP'in rak dei)erlendirdik. Ama burjuvazi ve
r6rü gel iyor. 150 bin insan işten atıla­ Demokratik Cephe önerisi birbiriyle çakı­ kü9,ük burjuvaziye ait olduOunu tespit
cak. Bu n u sopayla uygulamak zorun­ şan ö111ri/er mi? attık. Enternasyonalist ve if9i sınıfına ait
dalar. Kürt sorununda da kırları ve ·Farkıı değil, birbiriyle bir noktada bu­ bir parti de0il, bir Kürt partıai olduOunu
şehir1eri kaybeden devletin kitlelere kı­ luşlly'or. ileride tartıtmalarla ortaya çıka­ tespit rıttik. Bunlarla beraber yerini, kong­
nmdan bafka bir çözümü kalmadı. cak bir fark olabilir: Biz güçbirliOini yalnız re kararımızda da var, MK raporlarımızda
bahardaki devlet terörüne karşı deQil, yal­ da var, halkın safında belirledik. Ama hal­
"DEVLET TERÖRÜNE
nız Kürt ulusal kurtuluşuna bir arka cephe­ kın safında olan her örqüte bizim eleştirel
BARiKAT KURALIM'
den destek deQil; genel olarak Türkiye' deki yaklatımımız var. Eleştıriler HEP'in halkın
O nedenle "HEP, SP ve diOer sol bütün demokratik mücadele için, işçi hare­ mücadelesine zarar veren politikalar be­
güçlene bir1ik olarak seçimlere gire­ keti, demolaatik insan hakları hareketi ve n im sed iOi dönemlerde yoOunlaştı.
lim, devlet terörünün karşısına kuwet­ yeniden yükselecek olan köylü mücadele­ HEP'in SHP ile birlikte seçimlere gir­
li bir barikat çekelim. Seçimden parla· sinin talepleri için �il, bütün alanlarda mes,i üzerinden atlanacak basit bir olay
mentoya girerek kuwetli bir şekilde bir güçbirliOi olarak düşünüyoruz. Onlar deQil. Mesele parlamentarist perspektif
çıkalım. Parlamentoda da mücadele da sanıyorum, bunu benimserler. deQii. Zaten parlamentarist perspektifi­
eden bir ayaOı olsun. Parlamenteya miz olsaydı, Abdullıh Ocııı lın'ın dört
'HEP, SHP'YE BAHAR TAARRUZUNA
yüzde 10'u atıp giremezsek bile çok milletvekili teklifini kabul ederdik. Ocılın
güçlü bir parti veya ittifak olarak devlet
KARŞI ÇA�RI YAPIYOR MU1'
bunu açıkladı. Bize de o kapı açık tutuldu, ...3ıııı..
terorünün karşısına çıkalım" demiştik. -HEP'liler SP'nin özellikle seçimlerle gelin SHP listesinden hep beraber gire- ,,,,,...

16 ŞUBAT 1992 • IKİBİN'E DOGRU e 1 3


Çağrı şöyle devam ediyor: olacaktır. partilerimiz arasındaki ilişkide
"Dışta bu olumsuz etkenin geliş- ister güçbirliği düzeyinde emperyalizme. gericiliğe ve şove-
mesine karşılık iç koşullar devri- olsun, isterse tek bir sosyalist par- nizme karşı mücadelede. hatta
min yararına gelişiyor. Hakim sis- tide birleşme düzeyinde olsun, eğer mümkünse kapitalizme karşı
temin �
zi d�rinl�iy�r
SP GENEL BAŞKANI DOCU PERiNÇEK: •oıvıet buradaki TDrt'Dn mücadelede yeni bir sayfa
ve devnm dınamıklen, llDmlndın korur mıl Bınıda bin Tlrt'I klrp111 dine veya açma umuduyla görüşme-
özellikle işçi ve Kürt bomba koyup bir yerde, salonda imha ılaı, devlet glbılı atar. lerde bulunmayı öneriyo-
halk hareketleri Cumhu- Aman Tlr lılır 61dD dlyı lzllmız. Hatta bın1 llllhbar tbl ruz."
riyet tarihinde görülme-
lnlımız bllı. Devletin 11111rındl mı blrıdılıl lll mıl, emekfl.o l
. . . Dıvletı sanki Tlrlder'ln koflYHlll, Tlrlı'I uven ve on1 lıoruyan "MEKTUBUNUZU
mış bır
. yu..k se1 ış
. ıçıne gibi girmek fok yınlıf. Tersine devlet, 'Ah ne iri Jlpıyor, benim
OLUMLU BlR ADIM
girmiştir. Köylü hareketi terlrlm lfln bmuoyına blzırlamımı yardımcı olıyor' dlyor9
OLARAK
ise istim almak üzere­
DEÖERLENDlRlYORUZ"
dir. Partilerimiz arasın­
daki dostluk ilişkisi, HEP Genel Başkanı Fe­
sosyalizm amacı ve en­ ridun Yazar. SP Genel
ternasyonalizm temelin­ Başkanı'nın gönderdiği
de tek bir partide birleş- mektubu , "Yetkili kurullar­
mek düzeyine de da değerlendirdikten" sonra
yükseltilebilir. HEP yanıtladığını belirtiyor.
önümüzdeki kongresin­ HE}>'in yaptığı Demokratik
de sosyalizm amaçlı bir Cephe çağrısının kamuo­
program yapmayı ve yıinda yeteri kadar tartış�l­
bütün milliyetlerden madığını belirten Yazar,
emekçilerin öncü partisi "Bu açıdan sizin mektubu­
olmayı benimsediği tak­ mizu olumlu bir adım ola­
tirde. bu zeminde tek bir rak değerlendiriyoruz"
partide birleşme şansı diyor. Yaı.ar, 5 Şubat ta-

lim. Biz o kapıdan girmedik, kararlı, baharda saldıracak. Ama


HEP'in girmesini de eleştir­ bizim önerilerimiz sırf baharla il­
dik. Şimdi eleştirilerimizin gili değil, bahar olayı acilleştiri-
değeri ortaya çıkacak. Bahar 1 yor. Yoksa baharda böyle bir olay
taarruzu geliyor, HEP, SP'ye olmasa da, hem öncü müfrezede
"Gel bu taarruzu göğüsleye­ · birl�me önerimiz hem de ittifak
lim" çağrısı yapıyor. SHP'ye önerımiz devrimin ihtiyaçlarından
yapıyor mu? Altını çizerek kaynaklanıyor.
söylüyorum, SHP'ye yapıyor
"MiLLiYETÇiLiK
mu? Sayın Feridun Yazar, DEVRiMiN ÖNÜNOE KÖSTEK'
Genel Sekreter ve yardımcılarıyla birlikte "CEPHE PARTISl'NIN
5 arkada� gelip bizi ziyaret ettiler. YAŞAMA ŞANSI YOK" -SP'nin kardeşlik politikasmı gönüllü,
SHP'ye böyle bir teklif yapmamışlar. BŞitliğe dayalı bir kardeşlik olarak değil
Ama onların listelerinden parlamentoya -l'fEP'in Demokratik Cephe önensı de bir zorunluluk olarak dayattJğı görüşü­
girdiler, HEP'li diye anılan 20 kadar mil­ üzerine tartlşmalar yaplfl}'or. HEP'in, ne ne diyorsunuz?
letvekili var. Demek ki, seçimlerde yanlış böyle bir cephe oluşturma yeteneği üze­ -Kardeşlik olmadan devrim yapama­
bir ortak seçmişler. Bu apaçık ortaya çı­ rine ne diyorsunuz1 yız.. Bunları bi' devrimin ihtiyaçlarından
kıyor. Başı sıkıştığı zaman, kitlelere yö­ -Ona HEP'liler karar verecek. Sanıyo­ çıkartıyoruz. Kürt halkı da, TürkiY,e emek­
nelik devlet terörü ufukta göründüğü rum, bazı tereddütler var. Acaba bir blok, çileri de tek başına kurtulamaz. O"nümüz­
zaman SHP'ye bir çağrısı yok. Olamaz, cephe partisine mi dönelim, böyle mi ka­ de şöyle bir tablo var: Amerika yeni düze­
çünkü terörü yapacak olan SHP. Biz de­ la�m diye. Onların ne karar vereceğini bi­ nini kuruyor. Emperyalizm var.
medik mi, SHP verdiğin her oy sana lemem, ama bir ceplıe partisi, blok parti­ emperyalizme karşı mücadele edeceğiz.
mermi, işten atılma kağıdı olarak döne­ sinin yaşama şansı yok. Parti, adı Sosyalist blok denilen şey çoktan dağıldı.
cektir diye! işte dönüyor. HEP'in yanılgı­ üstünde toplumun bir sınıfını temsil Amerikan etnperyalizmi karşısında onu
sı sırf HEP'e zarar vermiyor ki. .. Bize de eder. Partiler arasında ittifaklar olabilir. marke eden, bloke eden Sovyetler Birliği
zarar veriyor, herkese zarar veriyor, Birkaç sınıfı partiye doldurursanız başarı­ kalmadı. Emperyalist de olsa, ki emper­
halka zarar veriyor. Kendi elimizle bizi lı sonuçlar alamazsınız. Başka dönemler­ yalistti. bloke ediyordu. Ortadoğu'da ise
vuracak, kıracak olan bir iktidara omuz de belki olabilir, ama bu derece taktik bizim devrimimizin dinamikleri görülme­
vermiş olduk. Oylar SHP'ye gitti, HEP kıvraklık gerektiren dönemde bu sınıflar dik şekilde güçlendi. Kürt halkının dörde
adaylarına da değil. SHP listesinden birbirlerinin eline ayağına dolaşır. Net, bölündüğü gerçeği, bu dört parçadaki
giren o milletvekillerini devlet elimizden kararlı, esnek, kıvrak manevra yapabilen Kürtlerin birbirlerini nötralize etme çaba­
kaptı. Fakat biz artık geçmişe bakmıyo­ bir çizgi izlemek mümkün olamaz. ları da bir gerçek. Bu tabloda, matematik­
ruz. olan oldu. Bundan sonrasına baka­ -Partisel birlik veya cephe gerçekleş­ sel olarak baktığınız zaman ne Kürt mille­
cağız ama sorunuz üzerine söylüyorum, mezse, bu durumda SP'nin tavn ne ola ­ tinin ne de Türkiye emek9i halkının tek
böyle bir hatanın tabii ki eleştirisi yapıla­ cak? başına kurtulamayacağı görülüyor. ikisi­
cak. -Ok yaydan çıkmış durumda. Devlet nin ittifakı bir zaruret. ittifak dışında dev-

14 • 1K1B1N'E DOGRU • 1 6 ŞUBAT 1 992


rihli mektubunda,
şöyle devam ediyor:
"Ülkemizin ihtiyacı
kitleselliği hedefleyen
demokratik oluşumlar­
dır. Bu nedenle şu ya
da bu siyasal parti ya
da çevre ile ortak pay­
dası sosyalizm olan
bir birliktelik acil ihti­
yaç olarak düşünülme­
mektedir. Biz bir de­
mokratik kitle
partisiyiz. Önerinizin
ber düzlemde ve her
alanda omuz omuza
mücadele' anlayışını
memnuniyetle karşılı-
yoruz. MUSTAFA OLCAYTO (HEP llllnbll il Ylnlllm BESRA EKSEN (HEP llbınbul il Ylnatlm Kurula
Önümüzdeki sü- Kınlı iyesi): "HEP bir sılllf P1rUll dtlll l, 11111 lytll ): ·oıztn, Tlrk-KUrt hılklınnı kartı karfıya
p1rtlli olmı gttlrlyor. Kırtllıflın birbirlerine yıklndln
reçte emekçi halk ha- devri mci , dımotratlk bir hılk
yalındı pbllın var. Glfblrllll dt bı ftrÇtvtdt ballı iki ı.ıtın kardefllll taktik bir ıorun
reket ı. ve Kilrt halkın a
. baskı ve ası- .
Tlrk ıolını yıpılmıf bir f•ln • dtllldlr-
yönehk
milasyon politikasının giderek hklarının belirtilerinin şimdiden gumuzun bize yüklediği görev bu
katliamlara dönüşme. bunun de­ görüldüğü bir dönem olacağa tehlikeli gelişmenin önüne bu­
mokrasi ve halk düşmanı güçler benzemektedir. Devrimci­ günden birlikte set çekebilmekte-
tarafından uygulanabilme hazır- demokrat, yurtsever sorumlulu- d.ır. "

rim yok aritmetik olarak. O zaman ittifak değil, müttefik kazanmaya ihtiyacı var. Şovenizmin kuyruğunda değil. SP
hangi temelde olacak? Kardeşlik temelin­ Kürdün elini Türkiye emekçisine, halkı­ kalktı seçimde az rJf almak pahasına
de. Yoksa kardeşlik bir lüks, güzel bir na atmaya onu tutup zorla yanına çek­ devrimci görev olduğu için Kürt me­
şey, vicdanın bir çağrısı değil. Devrim de meye ihtiyacı var. Halbuki şu anki hale­ selesini gündeme koydu. Türkiye hal­
kardeşliği çağırıyor. O bakımdan milliyet­ tiruhiye, bu bence, özellikle önder1ikten kının, emekçilerinin tepkisi olumlu.
çilik devrimin önünde köstek oluyor. kaynaklanıyor, sürekli Kürt kendisini Bunu anlıyor. Son 12 şenlikte de onu
tekrar ediyor, kendisini öne sürüyor. gördüm. Kürt meselesine karşı bir an­
'KÜRDÜN iÇiNE KAPANMASI YANLIŞ'
Mesela dese ki, Türkiye faşizme mezar �ış ve �evqi qeliJi�or. Ama bunu
-SP'nin düzenlediği lstanbu/'daki En­ olacak, Türkiye-Kürdistan hepsi faşizme Kurt devrımcılerı gorup, yakalayamı­
ternasyonal Şenlik 92'de Küba, Afrika mezar olacak, Ege köylüsü de kendisin­ yorlar. Türkiye halkına yönelmek yeri­
slogan/an attflrken, Kürdistan, Kürdis­ deki mezar kazıcı rolünü, misyonunu ne kendi i�lerine yöneliyorlar ve iten
tan 'a özgürlük slogan/an atllmca nere­ hatırlatacak. Halbuki Kürt halkı hiç öyle bir tavıra gıriyorlar.
deyse bunu basttrmak için 'Kardeşlik" bir şeyi hatırlatmıyor, tersine onları pa­ Abdullah arkadaş dedi ki, 'Siz bu­
sloganmm atıldtğmdan şikayet ediliyor. sifizme iten bir politik söylemi devamlı rayı bombalarsanız, biz de orada Kapa­
-Bu parti politikası değil, orada yapı­ tekrarlıyor. 'Kürdistan faşizme mezar lıçarşı'yı bombalarlz.' Veya, bana söy­
lan bir şey. Burada çok büyük bir yanlış­ olacak". Ankara'da faşizm çökmedikçe, lediği şey, "Dinamitleri doldurup
lık var. Bütün bu 12 şenlik Kürt halkı Kürdistan faşizme mezar olmaz. Uçağı kamyonlara Türk kitlelerin üzerine sü­
içindi. Bu şenliklerde, 1 2 yerde yaptığım ile gelir, orayı bombalar Ankara. Anka­ rerim'. Korkunç bir milliyetçilik! Milli­
konuşmada başlıca işlediğim tema, dev­ ra'da yıkılacak ki, Kürdistan faşizme yetçiliğin aşırısı, bağnaz bir §ey.
letin önüne barikat kurmak. Gazetelere mezar olsun. Burada bir ortak kader Olmaz. Bunlar çok olumsuz izler. Oyle
de yansıdı: Bir Kürdün kılına dokunul­ var. ikincisi, sen Kürdistan'da faşizmi bir mesaj oluyor ki, caydırıcı da değil.
masına Türk'ün vicdanı isyan etmelidir. gömmek istiyorsan Türkiye emekçileri­ Onlar devleti caydıracağız diye söyler,
Bu temayı işledik. SP'nin, 2000'e nin buna omuz vermesine ihtiyacın var. devlet buradaki Türk'ün ölümünden
Ooğru'nun yıllardır yaptıkları var. Bir Türkiye emekçisi nasıl omuz verecek? korkar mı! Burada bin Türk'ü kurşuna
slogan sürtüşmesine bakarak bunlara iki üç yıl önce, hatta bir yıl önceye dizse veya bomba koyup bir yerde, sa­
karar vermek yanlış. Şunu söyleyeyim, kadar; Kürtler Türkiye' deki en enternas­ londa imha etse, devlet göbek atar.
bu şenliklerde de yaptığım bir tespit, yonalist halktı. Dünyaya en çok açık Aman Türkler öldü diye üzülmez. Hatta
genel olarak Kürt organlarında da oku­ olan, dünyanın her tarafıyla ilgili olan, bunu istihbar etse önlemez bile. Devle­
yorum: Cok büyük bir . hata içindeler. Eritre'sinden tut da, Latin Amerika'sına tin umurunda mı buradaki hamal,
Hep kendilerini vurguluyorlar, Kurt, Kür­ kadar. Mesela, Türkiye halkına göre emekçi..! Devleti sanki Türkler' in koru­
distan 'a özgürlük, Kürdistan fa f izme dünyaya daha açık ve daha ilgiliydi. Son yucusu, Türk'ü seven ve onu koruyan
mezar olacak vs. gibi. Bir kabuğuna, zamanlarda bir egosantrizm, benmer­ gibi görmek çok yanlış. Tersine devlet,
içine dönme ve bencilleşme olayı var. kezcilik oluttu. Bu da halk yüzünden "Ah ne iyi yapıyor, benim terörüm için
Bu devletin bahardaki terörüne çok iyi değil, çeşitlı Kürt örgütlerinin etkisiyle kamuoyunu hazırlamama yardımcı
imkan hazırlıyor. Neden? Çünkü bugün oldu. Türkiye halkı Kürt meselesinde oluyor' diyor.
Kürdün kendini sürekli öne sürmeye çok anlayışlı ve bence iyi sınav verdi. AHMET AKKAYA / SEYFi GENÇOGLU

16 ŞUBAT 1 992 • lKtBlN'E DOGRU e 1 5


HEP GENEL BAŞKAN! FERiDUN YAl.AR

"HEP kökenli milletvekillerinin


kesin bir tavır koyma zamanı geliyor"

Hyankı buldu? çağnsı
a/dıntz?
EP'in cephe nasıl bir
Kimlerden yamt
dayız, fakat şimdi aciliyet o değil. Sayın
Sadun Ar en e de söyledim bunu. Mark·
'

sist kavramlara karşı değilim, fakat


olacak?
·Bir komisyon hazırlıklannı yapıyor,
değişiklikler henüz belirlenmedi. Dünya-
• "Cephe" kelimesi geç mişte yanlış bizim yapımız bu. ilerde neler olur, şu daki ve Türkiye'deki yeni gelişmelere
çağrışımlar yaptığı için bunu kullan· anda tahmin etmek mümkün değil, ama göre düzenlemeler yapacağız. Bizim
mak istemiyorum , demokratik güçbir- dileğimiz birlikte olmak. programı hazırladığımız zaman dünyada
liği demeyi daha doğru buluyorum. ·Baharda düşündüğünüz tüzük, sol bir blok ayaktaydı. Şimdi yok. Avru-
SP Genel Başkanı ile bizzat görüştüm. program değişikliğinin ana hat/an ne pa değişti, yeni durumlar ortaya çıktı.
Kendisi bu konuda her ..-------· -Ça#rmtza SP dışmda
zaman birlikte hareket yamt veren oldu mu?
etırıek istediklerini belirtt i . -Sosyalist Birlik Partisi de
Hatta tamamen birleşmeyi verdi. Onun da yanıtı olumluy-
hedefleyen bir m ektup gön· du. Şimdilik bu iki partiden
derdi. olum Ju ve net cevaplar aldık.
Tabii gönül arzu ediyor Demokratik kitle örgütlerinden
ki, aynı ilkelerde, aynı prog· bir ses seda çıkmadı.
ramda birleşme olanağı da -Bastn sürekli bir bahar
olabilsin. Fal<at Sayın Perin· operasyonundan söz ediyor.
flk'in mektubunda, birleş- Bunu nasıl d•rlendiriyorsu-
me için sosyalist bir prog- nuz?
ram öneriliyor. Bize göre -GeliJ meleri biz yönlendi·
ise, Türkiye'nin ş u anda remediğımiz için ne olacağını
içinde bulunduğu koşullar- söylemek çok zor. Devleti de
dan dolayı, sosyalist bir biz yönlen dirmiyoruz. Ö bür ta·
programda birleşmeden zi- rafı da. Ne olacağını onlar be·
yade, Türkiye'nin demokra· lirleyecek. Bir hareket baf ladı
tikleşme ç�basının önde ol· mı nasıl biteceğini şimdıden
ması gerel<ir. . tahmin etmek çok zor.
-Sosyalizmi savunma-
DEVLETE BAHANE
yan bir demokrasi programı
VERi LMEMELi
olabilir mi?
. -HEP' in programı sos- -Devletin seçtiği ve açıkla·
yalist değil, fakat demokra· dığı bir hesaplaşma amnm
tildeJ me mücadelesi sosya- halka yararlı olmaSJ mümkün
lizmın bir hedefi deOil mü?
midir? Biz zaten topluma ·Bunlar çok hesap kitap iı·
sosyalizm in değerlerini ta, ı- teyen politikalar. Ben devletin
yoruz. Sosyalizmin ilkelerıni halkın üzerine çok sert biçim·
ınkir eden, reddeden bir ya- de gitme nedenlerinin yaratıl-
pıda değiliz. Bunu kabulle- mamasından yanayım. Çok
nen, saygı duyan bir yapı· dikkatli olunması gerekir. Dev·

HEP aynca 17 hatta zorunlu olarak gö­


Şubat'ta yapılacak bir gö­ rüyorum. Düzen, Türk­
rtışme çagnsında bulun· Kürt halklarını karşı kar­
du. SP'nin de katılacağı HEP G ENEL BAŞKANI FERiDUN YAZAR: "8orın, hıl klln n şıya getiriyor. Kurtuluş­
bu toplantı HEP Genel klnltfllllndt. Klrtltr, Tlnltr ntdın birbirinden ıynl•n7 Hın; ları birbirlerine yakından
Merkezi'nde yapılacak. blflm btnlmıenlrst bınlm•naln, gGrlflltrtk, lıon111ıınlı bağlı iki halkın kardeşli­
blrllktı yıpm1nın flrtlerl ınnmılı. Hll l ldınn klrdlfllll temel ği taktik bir sorun değil­
HEP YÖNETtclLERt ılınmılı. Hıltl yılnızcı Tlnlyı•nın dtlll. Ortldoll ppındl
hılldınn blrllllnln yollın ınınmııı• dir. Hele sosyalist olma,
NE DiYOR?
entemasyonalist olma id­
Besra Eksen (HEP lstanbul il mücadelenin öncülüğüne uzan- diası olanlar bunu taktiksel olarak
Yönetim Kurulu üyesi): Bugün mak gibi bir hedefi yok. Kürt ele almamalıdır.
demokrasi güçlerinin bit noktada halkı bugün kendi öz iradesine M ustafa Olcayto (HEP ls­
birleşme. mücadele etme zorun- mücadelesi içinde sahip. Bu da tanbul il fönetim Kurulu
lulugu var. HEP'in de temel he- HEP'i de, SP'yi de aşmış bir üyesi): Düzen sınırları içinde fa.
defi demokrasi mücadelesi. Pro- olaydır. Fakat demokrasi müca- aliyette bulunan HEP'in, düzen­
letaryanın veya ulusal delesinde birlik sürecini yararlı, dışı ve yıkıcı dinamikleri var.

18 • IKlBIN'E I)o(;RU • 16 ŞUBAT 1 992


letin kullanacağı gerekçeler yaratılma­ /ar, bu hükümetin denetimi altmda sü­ yorum.
malıdır. rüyor. TBMM'de olsaydmız, bu hükü­ -HEP. emperyalizme, özellikle
-Galleria, Kapaltçarşı, FenerbahÇ6_ mete güvenoyu verir miydiniz? ABD'ye karşı tavtrda tutukluk içinde?
gibi eylemler, devlete sizin karşı ç ıkttğı­ -Hükümetin kuruldyğu sıradaki tav­ -Karşıyız. Baharda bu olaylar tır­
mz gerekçeleri haztrltyor? Kamuoyunu rına göre verirdim. Uzerinde 'Güller mandırılırsa, Kuzey lrak'ta olduğu
devletin yanma çekme nedeni oluyor? açan' bir memleket vaat ediyo,rlardı. gibi büyük gö9ler yaşanırsa, o zaman
-Bu eylemlerin kimin tarafından ya­ Demirel bir cennet vaat ediyordu, halk emperyalistlerın müdahalesi söz ko­
pıldığı belli değil. Dünkü Hü"iyet ordu­ da bu bu krediyi vermişti onlara. Fakat nusu olabilir. Devlet bunu düşünmeli.
evine konan bombayı subay çocukları­ şimdi çok kötü bir noktadayız. Cennet, Emperyalistlerin, başka devletlerin
nın koyabileceğini yazıyordu. Ama bu cehenneme döndü. Şimdi olsam, güve­ olaya parmaklarını sokmalarını engel­
kez bu tür eylemler birisine maloldu noyu vermezdim. lemelidir. Bu yüzden Kürt meselesini
mu, başkası da yapsa ona mal ediliyor. kendimiz �özelim diyoruz. Emperya­
MiLLETVEKiLLERi
Devlet de bunu çok iyi biliyor. Devlet listlerin mudahalesini istemiyoruz.
KESiN TAVIR KOYMALILAR
de, PKK de çok akıllı olmak zorundadır Biz zaten emperyalizmin bu hale
diyoruz. -HEP kökenli milletvekilleri halktan getirdiği bir halkız. Bütün Türkiye için
Geçen gün Mevhibe Hanım'ın cena­ eleştiri almaya başladılar. Bu milletve­ söylüyorum, yalnızca Kürtler değil.
ze töreninde Sayın lnönO de bize sordu, kilferi ne olacak? Kürtler'in demokratik haklarını iste­
'Nasıl görüyorsunuz bu olayları' diye. -Bana kalırsa bu arkadaşlar da çok meleri emperyalizme bir karşı çıkış
'iyi değil' dedim. Hizbullah'ı sordu. Biz müşkül duruma girdiler. Damlrıl'in, değil midir? HEP'in bu hakları savun­
de daha önce var diye düşünmüştük, lnönü 'nün cennet vaatine evet dediler, ması, emperyalizmin ta kendisine
ama sonra gördük ki, Kontrgerilla'nın biz de evet deyin demiştik. Fakat '-u karşı bir çıkıştır.
isim değiştirmiş hali. Bunu belirtt ik, çok anda çok büyük sıkıntıdalar. Bir hükü­ Eğer devlet baharda kitlesel bir kı­
ilginç olduğunu söyledi. met bunalımı doğarsa, askeri bir rejim rıma girişirse, işte o zaman Ameri­
gelebilir mi endişesi içindeler. Çok öz­ ka 'ya, Avrupa'ya bir fırsat yaratmış
KiTLESEL PROVOKASYON
veride bulunuyorlar. Kişiliklerini �ile olurlar. Yeni Düzeni, Ortadoğu'ya işte
DÜŞÜNENLER VARDIR eleştiri konusu haline getiriyorlar. Bu o zaman tamamen getirirler, tahak­
-Bu tür eylemlerin kimin yaptığm­ endişe olmasa, demokrasinin kesintiye küm altına alırlar. Türkiye devleti bu
dan çok, kime yaradığma bakmak ge­ uğraması endişesi olmasa arkadaşları­ fırsatı vermemeli diyoruz. Biz Ortado­
rekmez mi? Halka zarar veren eylemleri m ız sanırım orada kalamazlar. ğu'daki düzeni kendimi� kurmalıyız.
eleştirmek gerekmez mi? Önümüzdeki günlerde daha büyük Kürt sorununu demokratik bir bi­
-Şöyle söylenebilir: PKK'nin kendisi­ sıkıntılar çıkacak. Bu günlerde arkadaş- çimde çözmüş bir Türkiye; hatta Irak,
ne gore bir stratejisi var, bir yol çizmiş. 1.ıır tavırlarını koyacaklar sanıyorum. lran'daki Kürt sorununun çözümüne
Bizim onu denetleyecek durumumuz · orneğin, Mart ayında olağanüstü halin yardımcı olmuş bir Türkiye; Kürdüyle,
yoktur. Kendi yolunu kendisi belirler. uzatılması gündeme gelecek. HEP kö· Türküyle, Çerkeziyle büyük bir siyasal
Ama belirlerken de kitleleri çok iyi dü­ kenli arkadaşlar buna oy veremezler. güce sahip olur. Bu da Kürt sorunu­
şünmesi gerekir. Düşündüğüne de ina­ Bu da lıangi sonuçları doğurur bilemi­ nun �özümüne bağlı. Ortadoğu çapın­
nıyorum. yorum, ama kes.in tavır koymaları gere· da bır barış konferansının önderliğini
Ben baharda ayaklanma olacağı kecek. de Türkiye yapmalıdır. Fakat devlet
inancında değilim. PKK tarafından ya­ içinde bunu gören insan yok.
FiRE BEKLEMiYORUM
pılacaaına da inanmıyorum . Dağıtılan Sorun, halkların kardeşliğinde.
bildirileri de kimin dağıttığını bilmiyo­ -Bugün 'HEP'e dönün' çağnsı yap­ Kürtler, Türkler neden birbirinden ay­
ruz, başka kaynaklı da olabilir. Kas.ıtlı samz, 22 milletveki/inden kaÇinm gele­ rılsın? Hangi bi�im benimsenirse be­
gerekçeler hazırlanabilir, bir kitlesel ceğini düşünüyorsunuz? nimsensin, görüşülerek, konuşularak
provokasyonu düşünenler olabilir. -Arkadaşlar arasında bir ayrım yap­ birlikte yaşamanın çareleri aranmalı.
Çünkü Kontrgerilla'nın varoluş neden­ mıyoruz. Gönlümden geçen hepsinin Halkların kardeş liği temel alınmalı.
lerinden birisi de budur. Bir yörede gelmesidir, gerisini kendileri bilir. 'SHP Hatta yalnızca Tı'.ırkiye'nin deOil, Orta·
kitle kırımı yapar. Diğer yörelere göz­ içinde daha iyi mücadele verilebilir' gibi doğu çapında halkların birliğinin yol­
dağı verir. ' bir anlayış olabilir. Vardır demiyorum, ları aranmalı.
-Şu anda Güneydoğu 'da operasyon- bilemiyorum. Çok fire olacağını sanmı- HiKMET ÇiÇEK

HEP bir sınıf partisi değil, ol­ durumu hazmedemeyen TC, legal maya çalıştığı "Yeni Dünya Dü­
mayacak da,_ ama devrimci, de­ alanda Kürt halkının kendini ifade zeni"nin, gerekse de TC'nin Kürt
mokratik bir halk partisi olma etme9İni 1fir marjinal Kürt partisi­ halkı ve Türkiye işçi sınıfı üze­
yolunda çabaları var. Güçbirliği ne çevinne politikasıyla bastırma­ rinde uygulamaya çalıştığı baskı,
de bu çerçevede Türk soluna ya­ yı hedefledi. Devletin yaratmaya soykırım politikalarının gündeme
pılmış bir çağrı. Güçbirliği alanı çalıştığı Kürt-Türk düşmanlığı da iyice yerleştirildiAini görüyoruz.
içinde SP de, diğer devrimci­ güçbirliği Çağrısına anlam kazan­ Bütün demokrasi dinamikleriyle
yim , demokratım diyen güçler dırıyor. işbirliği içinde bu politikalara
de var. Devletin baharda yapa­ SP'nin güçbirliği önerisini sa­ karşı tepkilerimizi bir mitingle
cağı söylenen saldırı da güçbir­ mimi buluyoruz. Dostça teşekkür göstereceğiz. 1 Mart'ta 1stan­
liğinl zorluyor. ediyoruz. Halklarımızı imha . ve bul'da yapılacak olan " Bütün
Orhan Kaya (HEP lstanbul it ezme politikalarına karşı, dost halklar kardeştir. katliamlara son"
Sekreteri): Kürdistan'daki müca­ güçlerin bir araya gelip çeşitli ça­ mitingfue aralarında SP'nin de ol­
delenin hızlı gelişimi Kürt halkı· reler araması sevindiricidir. duğu tüm sosyalist güçler, de­
nın legal anlamda tepkilerini ifade B iz gerek ABD emperyaliz­ mokratik kitle örgütleri ve halkla­
etmesinin zeminini hazırladı. Bu minin Ortadoğu halklarına dayat- rımız davetlidir. •

1 6 ŞUBAT 1 992 • İKİBİN'E DOGRU e 17


D E M İ R-ÇE L İ K İ Ş LETM ELER İ G E N E L M Ü D Ü RÜ D R . SENCER I M E R
••

"OıeHeşt i rmeye karşı i st i klal savaşı"


"Zonguldak' ın köm ü rü olmasaydı çok öğündüğümüz Çanakkale Savaş ı ' nda
emperyalist kuvvetlere karşı savunma yapan gemi nasıl gidecekti?
Mustafa Kemal ' i 1 9 Mayıs 'ta Samsun 'a çıkartan gemi o köm ü rle çalışıyord u .
Cum h u riyet' i n i l k yıllarında kuru lan dem iryolları hangi köm ürle çalışıyordu?
Asker taşıd ı, malzeme taşıdı, insanları üşümekten ku rtard ı .
O rmanları ku rtard ı Zonguldak'ın köm ü rü . O zaman iyiydi de şimdi birdenbire
kapatmak da nereden çıkıyor?·
etalurji yüksek m ühendisi Sencer İmer, Aralık 1 988'den beri genel ülkelere değil. zor ülkelere yapıl­

M
m üdürlüQünü yaptıQı Tü rkiye Dem i r-Çelik lşletmeleri ' ni "kurtuluş sa­ mışur. Yarısı Uzakdoğu'ya gitmiş­
vaşı" verircesine savunuyor. Dünya Bankası 'nın dayattıQı özelleştir­ tir. Tayvan, Kore, Singapur müşte­
me modasına direnen ende r bürokratlardan biri . insana yapılan yatı- rilerimiz arasındadır. Kuzey Afrika
nm ı, "en önemli yatı n m " olarak görüyor. Ulusal çıkarlan savunuyor. "Satın git­ ülkelerine, lran'a satuk. Bulgaris­
sin" yaygarasına karşı refe randum öneriyor, "Halka soralım" Jiyor. "Daha bir tan'ın ürettiği tüm demir-çelik ürün­
hafta önce bu düşüncelerimi Zonguldak Kurultayı ' nda dile getirdim . Fakat ba­ lerini üretiyoruz. lran'm ürettiğinin
sın bir cüm le olsun yazmadı . Bu da ilginç deQil mi" diye soruyor. . iki kaunı üretiyoruz. Bu arada fab­
-Saym lmer, Türkiye Demir- 10 civarındaydı. rikalanmızi yenileme ve moderni­
Çelik lşletmeleri'11i11 şu andaki du- Grevden önce 50 milyon dolar zasyon çalışmalarına devam ediyo­
runıwıu özetler misini=? civarında olan ihracat şu anda 200 ruz. lSDEMlR'in üretimfoi iki mil­
-TDÇt. Türkiye'nin 199 1 yılın- milyon dolar seviyesine çıku. Bu- yon tondan 3.5 milyon tona, Kara­
daki toplam çelik üretimi içerisin- nun için hiçbir insanı mızı değiştir-. bük'ün üretimini 700 bin tondan 1
de yüzde 25 paya sahip. 10 milyon medik. Aynı üretim personeliyle. milyon 200 bin tona çıkannayı he­
ton sıvı çelik üretiminin 2.5 milyon Bu çalışanların çok büyük bir başa- defliyoruz. Üretimi 4 milyon tona
tonunu TDÇI üretti. Bu. TDÇl'nin nsıdır. çıkarmayı düşünüyoruz. Bunu yap­
tarihinde yaptığı en büyük üretim- -Bu tabloda DÇI, son yıllarda mak demek, Yugoslavya'nın, Avus­
dir. Geçen yılki ihracatımız 2 10 moda olan deyimle hiç de bir "KIT turya'nın tüm demir-çelik üretimi
milyon dolar civarında. Yani top- kamburu" olarak görülmüyor. kadar. üretmek demektir. Bu kadar
lam ciromuzun beşte birini ihraç -DÇI, gerçekten önemli bir üre- önemli hedeflerimiz var. Bunlar kü­
etmişiz. Önceki yıllarda bu yüzde tim seviyesine ulaşu. İhracat kolay çümsenecek değerler değil.

DA. SENCER IMER 2DDO'E DOdRllDAH HiKMET ÇIÇEK'LE. "Erelll'yl 1065'tı Amtrllıllılır kurdu, "MüCADELE EDEN
ımı hangi upasıteylı? TUrldyı'nln lhtlyıc1111 hl,blr zıman yetmeyecek, 450 bin ton lılpaıltıylı. iNSANA IH11YAÇ
Banu 2 mllyon tona çıkardık bugOn, hlll yetmiyor" Fotoırıflu: NAiL BULUT VAR"

-Demir-çeliklerde
işten çıkarmalar. işten
atmalar ·da düşünülü­
yor mu?
-Hayır. Bunu bir ça­
re olarak gönnüyorum .
İşçi sayısının çok oluşu
bugün olan bir olay de­
ğildir. Bu sayıyı sosyal
problem yaratarak
azaltmaktan yana deği­
lim. işin merkezini in­
san teşkil ettiğine göre.
her şey insanlar için ya­
pıldığına göre işten at­
ma bir çare değildir. in­
sani de değildir.
Ancak emekliliği
gelmiş işçilerimiz ken­
di istekleriyle ayrılıyor-
18 • tKtBtN'E DOGRU • 16 ŞUBAT 1 992
lar. Sendika ile bu konuda şimdi birden bire kapatmak
tam bir uyum içersindeyiz. da nereden çıkıyor?
Zaten onlar çalışıp ürettikle­ Zonguldak'ı stratejik bir
rine göre karar mekanizması yer olarak ayakta tutmak la­
içinde belli oranlarda olma­ zım. çalışan yerlerini moder­
ları gerekir diye düşünüyo­ nize etmek lazım. Bütün
rum. dünyada böyle yapılıyor.
· Robotlarla bir yere var­ Zonguldak şimdiye kadar
mak mümkün değildir. Dü­ yalnızca kömüre bağlı ola­
şünen, karar veren. hakkını rak yaşamış. ne getirilip ko­
arayan, mücadele eden. yeni nulmuş başka? Hangi alter­
şeyler ortaya koyan insanla­ natif sanayiyi kurmuşsun.
ra ihtiyacımız var bizim. Hiçbir şey yok. Bunu yap­
Yoksa demokrasi diye bir madan bu insanları kendi
şey olmaz. Orwell'in başlarına işsizliğe terk ede­
1984'ündeki gibi "Büyük Bi­ bilir misin? Yaşlanmış insa­
rader"in baktığı bir toplum nı kapının önüne koymaya
haline gelmememiz lazım. benzer bu. insanlığa sığar
"TAM BAÔIMSIZIZ mı? Oradan alırken iyi. ve­
DİYEMİYORUM" rirken kötü. Olmaz böyle
şey.
-Bir yanda özelleştirme işin ilginci, Avrupa Top­
humması, öte yanda sizin luluğu nasıl kuruldu? insan­
ugraşınız. Sizin amacmız ne­ lar bunu unutuyor. AT, ken­
dir? di Karabük'lerini. kendi
-Şu yaptığımız mücade­
Zonguldak'larıru kurtarmak
leyi ben. Atatürk'ün İstiklal
için kuruldu. Savaştan sonra
Savaşı sırasında yaptığı mü­
Fransa. Almanya ve Belçika
cadeleden farklı görmüyo­
gibi ülkelerin demir-çelik
rum. Onun için bu mücade­ "RoboUarla bir yere vannak mlmkln dtGlldlr. Dlflnın,
birliği olarak kuruldu AT.
lenin içindeyim. Çünkü poli­ lcarar veren, haktını arayan, mllcadele eden, yeni flyltr
ortaya koyan insanlara ihtiyacımız var bizim. Yoksa Kömüre ya da çeliğe bağlı
tik bağımsızlık için verilmiş demokrasi diye bir flY olmaz. Orwell'ln 1984'Dndekl gibi
olan eskimiş sanayi bölgele­
istiklal savaşı neyse. ekono­ "BDyDk Biradır-in baldıQı bir toplum haline gelmımımlz
rini modernize . etmek. bu
mik bağımsızlık için verilen lazım•
bölgeleri kurtarmak. rekabet
savaş da aynısıdır. ·Biz bu
gücüne ulaşmak için kömür ve çe­
savaşı kazandığımız zaman. ger­ Sovyet teknolojisiyle kuruldu, geri­
lik birliğini kurdular. Politik ittifak
çekten bağımsız olacağımıza inanı­ dir bilmem ne deniliyor. Batı kur­
bundan doğdu. Bizim de kendi
yorum. Şu anda tam bağımsızız di­ madığı için Sovyetler'le anlaşıldı.
Zonguidak'ımız var. Karabük'ümüz
yemiyorum. Bu da milli bir projedir.
var.
Düşünün. Atatürk 1 925'te mec­
ZONGULDAK'IN KÖMÜRÜ
liste karar alıyor. Karabük kurulsun ÖZELLEŞTiRMEYE KARŞI
VE 19 MAYIS
diye. 1 3 yıl sonra gerçekleşebili­ REFERANDUM
yor, 1938'de kuruluyor. Çünkü dı­ -Şimdi demir-çelikleri saralım, -1980'/i yıllarda Dünya Banka­
şardakiler kurdunnuyorlar. Türki­ kömür ocakları111 kapatalım öneri­ sı, bizim gibi ülkelere özelleştirme
ye'nin demir-çelik sanayisini kur­ leri yapılıyor. projelerini zorla dayattı. Esaspı şu
masını istemiyorlar. Karabük. mal­ :Zonguldak. 1 40 yıl Türkiye'ye anda Türkiye'de esen özelleş>irme
zemeler katır sırtlarında taşınarak kömür vermiş. 1850'den beri veri­ rüzgarı da ekonomik olmaktan çok
kurulmuş bir tesistir. Uzun zaman yor. Osmanlı'ya vermiş, Cumhuri­ politik, ideolojik bir rüzgar degil
bunun yanına hiçbir tesis konma­ yet'e vermiş. Eğer Zonguldak'ın midir?
mış. kömürü olmasaydı çok öğündüğü­ -Size Batı'dan örnekler vereyim.
Ereğli'yi 1 965'te Amerikalılar m üz Çanakkale Savaşı'nda emper­ bunlar çok çarpıcıdır. ttalya'da IL­
kurdu. ama hangi kapasiteyle? Tür­ yalist kuvvetlere karşı savunma ya­ V A. yılda 12 milyon ton çelik üre­
kiye'nin ihtiyacına hiçbir ı.aman pan gemi nasıl gidecekti? Mustafa tir. Yüzde 1 00 devlet sermayesiyle
yetmeyecek, 450 bin ton kapasitey­ Kemal'i 19 Mayıs'ta Samsun'a çı­ çalışır ve İtalya Marksist bir ülke
le. Bunu 2 milyon tona çıkardık bu­ kartan gemi o kömürle çalışıyordu. değildir. Fransa'nın yılda 22 milyon
gün, tıaıa yetmiyor. Cumhuriyet'in ilk yıllarında kuru­ ton çelik üreten, yani Türkiye'nin
Sonra Batılılar çağrılmış. "Gelin lan demiryollan hangi kömürle ça­ üretiminin iki katından fazla üretim
Türkiye'de çelik fabrikası kurun" lışıyordu? Asker taşıdı. malzeme yapan tesisi yüzde 100 devlet ser­
diye. Hiçbirisi gelmemiş. Biliyor­ taşıdı. insanları tişümekten kurtar­ mayesindedir. A vusturya'da VOS­
sunuz. İskenderun Sovyetler tara­ dı. Ormanları kurtardı Zongul­ TE. 4-5 milyon ton demir-çelik üre­
fından kuruldu. Şimdi İskenderun dak'ın kömürü. O zaman iyiydi de tir. Gene devletindir. Bu örnekler
1 6 ŞUBAT 1 992 • tKtBfN'E DOCRU e 1 9
•IJÇI atmayı bir çare
olarak görmüyorum.
işçi sayısının çok oluşu
bugün olan bir olay
deQlldlr.
Bu sayıyı sosyal
problem yaratarak
azalbnaldan yana
deQlllm.
lfln merkezini insan
tefldl ettlQlne göre,
her şey insanlar için
yapıldıQına göre
işten atma bir çare
deOlldlr, insani de
·deQlldlr"

çoğaltılabilir. B u. neden Türki­ ÖZELLEŞTİRME büyük ihraç kalemi çelik diye öğü­
ye'de olamıyor? Yani meseleye ŞAMPiYONLARI nüyoruz. Oysa Pakdemirli, çelik
ideolojik olarak yaklaşmak; bir şe­ KOMPRADORLAR ihracaunda teşvikleri kaldırdı, sıfıra
yin içinde devlet sennayesi varsa indirdi. Şu anda hiçbir teşvik yok,
-Demir-çelik grevi sırasında de­
başarısız olur diye yaklaşmak çok bunun mutlaka değişmesi gerek.
mirde gümrük koruması kaldırıldı.
yanlışur. Bir zamanlar Sovyet­ Kütük makinesi, Karabük için
Ve daha çok Ege çevresinin tüccar­
ler'deki her şey merkezi sistemde son derece önemli olan, maliyetleri
ları muazzam kiır yaptılar. Şu an­
olmalıdır demek nasıl yanlışsa. bu düşüren, ilave çelik üretimi sağla­
da, TDÇ/'nin baglt oldugu Bakan yan, aynca haddecilere vererek on­
da öyledir.
Kime ne şekilde açılacak. nasıl
Faralyah. Ege'nin iş çevrelerinden ların da maliyetinin düşmesini sağ­
saulacak bunlaF? Bence önce çalı­
gelmiş bir kişi. Ve şimdi sizin yeri­ layacak bir girişim. Bir buçuk yılda
şanlara, sonra halka sonnak gere­
ııize, DYP'den milletvekili adayı gerçekleştirebiliriz. · Bilemiyorum
kir. Hatta ben bu konuda referan­
olan Prof. Atilla Sergin 'in atana­ nasıl bir karar çıkacak?
duma başvurulması gerekir diye
cagı söyleniyor! Biitiin bunlar bir 1984'ten beri düktil boru fabri­
düşünüyorum. Hepsinde halkın pa­ rastlantı mı? kası kuracağım diye uğraşıyorum.
rası var bunların. Birçok ülkede -Bu konuda bir şey söylemek is­ Maalesef bir sürü engellerle karşı­
stratejik yerlerin blok olarak satıl­ temiyorum. Şu anda fiilen görevi­ laştık. Bunun arkasında esasen bu­
masına karşı çıkılmıştır. me devam etmekteyim. Düşündü­ nu satanlar gizli. Çünkü o kadar ca­
-"Malt ucuza kapatmak" iste­ ğüm ve savunduğum şeylerin doğ­ zip ve karlı bir şey ki, satmayı ter­
yen/er de vardır. ru olduğuna inanıyorum . cih ediyorlar. Kurdunnamayı isti­
-Olabilir. Buraları kapatıp, kendi -Demir-çeliklerin büyümesini yorlar. Bunu kunnak zorundayız.
stratejik düşüncelerine göre etkisiz komprador nitelikli kesimler balta- Türkiye'nin tüm belediyelerinin bu­
hale getinnek isteyenler de olabilir. 1ıyor. Örnek, Karabük DÇl'de kü­ na ihtiyacı var. halkın buna ihtiyacı
Çünkü dünyada politik savaşın yanı tük makinesi koyma girişiminiz ol­ var. Türkiye'nin altını bunlarla dö­
sıra ekonomik savaş da sürüyor. du. Çukurova Holding haddehane şeyeceğiz. Bir top boruya.800 dolar
Türkiye 1980'de 2.5 milyon ton üre­ sahiplerini tehdit etti. Tüm beledi­ veriyoruz. 300 dolara malederiz.
tim yapıyordu ve dünyada 33. s ıra­ yelerin altyapıda kullandıkları dük­ Karabük'ün kurulmasını nasıl 1 3 yıl
daydı. Şimdi 10 milyon ton üretim til boruyu Türkiye'(ie üretmeyi dü-· engelledilerse. nasıl Ereğli'nin ka­
yapıyor ve 1 8. sırada. Biraz daha şündü11üz, ama gerçekleştiremedi­ pasitelerini düşük tuttularsa. bunlar
çalışsak ilk l O'a gireceğiz. "Türki­ niz. Çünkü bunun ithalatçısı da da aynı şeyler.
ye'nin dünyadaki çelik payı artıyor. ENKA. Bıuıları nasıl degerlendiri­ -Saym lmer, çok teşekkür ede-
ne yapabiliriz. nasıl kontrol edebili­ yorsımu:? n:. •
riz" diye düşünen ülkeler vardır. -Türkiye'nin tekstilden sonra en
.
Hİ KMET Çİ ÇEK
20 • 1K1B1N'E DOGRU • 16 ŞU BAT 1 992
İLDENİZ KURTULAN 110BUM

lran'ın Azerbaycan üzerinde

1

bir hakkı var mı?
ran siyasal kamuoyuna göre:
'1 -Azerbaycan adı, en eski yazılı ta­
rihsel kaynaklara göre, coorafi lran
Media'nın Hemedarı.'ı içeren bölü­
münden (Büyük Media) ayırt edilmek
üzere buraya Küçük Media, Media Atro­
bölgesinin kuzeybatısında, Aras Ça­ patan ya da yalnız Atropatane denmiştir.
yı'nın güneyinde b ulunan, Tebriz, Erdebil 3. yüzyıldan sonra Arap, Bizans ve
gibi önemli tarihsel anıtlarla dolu kentle­ Ermeni yazılarında Atropatane biçim de­
rin bulunduOu geniş bölgenin adıdır ve Qiştirerek Azurbazagan şeklini almış, Kafkasya' nın üçüncü ülkesine U lusal Şu­
tarih boyunca başka hiçbir bölge bu adla sonra da bugünkü haline geçmiştir. rası'nın Başkanı M. Emin Resulzade tarih­
adlandırılmış deQildir. Azerbaycan 'ın coQrafi konumuna ge­ sel kaynaklara dayanarak Azerbaycan adı-
2-Aras Çayı'nın kuzeyinde, Güney lince, Enzyklopaedie des lslam, sayfa nı uygun gördü. .
Kafkasya bölgesinde bulunan . ve · bugün 141 'de yazılanlar şöyle: 2-Azerbaycan, l ran 'ın bir parçası de­
yanlış olarak' Azerbaycan Cumhuriyeti ·ısıam döneminde gerçek anlamıyla, Qildir; lran tarih kitaplarında bile .bu böl-.
olarak adlandırılan bölge, Albanya, Aran Mugan'ın ve Aras Çayı'nın güneyinde, geden l ran·ın söm ürgesi olarak söz edilir.
ve Şirvan gibi adlarla bilinir. güneybatısında Cibal ve doQusunda Dey­ 1 9. yüzyılın başında Çarlık Rusya­
Bu bölgeler lran Şehin�hlık Devleti lem ve Gilan vilay2tJeri, kuzeyinde Arran sı'nın sıcak denizlere ulaşma politikası
topraklarındayken; 1 803- 1 8 1 3 yılları ara­ ve Ermeniye, batısında Rum (Anadolu) gereOi Kafkasya'ya indiler. Bu dönemde
sında cereyan eden on yıllık l ran-Rus sa­ vilayetleriyle sınırdaş, geniş bölgeye itlak Azerbaycan'da dokuz feodal hanlık mev­
vaşları sonunda imzalanan Gülistan Ant- · olunmuştur' denilmişse de, araştırmalar cuttu. Hanlıklar kimi zaman Osmanlı­
laşması, ardından 1 826-1 828 yıllarında · Azerbaycan adının Aras Çayı'nın kuzeyi- lar'ın, kimi zaman lran'ın işgali ya da nü­
yinelenen ikinci l ran-Rus savaşından ne de yayıldıQını gösterir. Bu konuda bi­ fuzu altındaydılar. Arada bir başlarına
sonra imzalanan Türkmençay Antlaşma­ limsel araştırmalarıyla ünlü Prof. A. Zeki buyruk olmaları, hatta birleşerek öne mli
sı'yla el deQiştirmiş, yani lran'dan alına­ Velidi Togan'ın, Azerbaycan Tarihi CoO­ güç haline gelmeleri söz konusu olmuştu.
rak Çarlık R usyası·na verilmiştir. rafyası adll yazısından (Azerbaycan Yurt Çar ordusu en büyük direnişi, DaQıs­
Bugün Çarlık R usyası·nın varisi, Sov­ Bilgisi dergisi. lst. sayı 1 , 1 932) birkaç tan'dan sonra Gence'de, Gence Hanı Ce­
yet R usya'nın çökmesi ve bu topraklar­ satır aktaralım: vat Han karşısında gördü. AOır top ateşine
dan çekilmesine göre. bu topraklar asıl -lbn el Fakih'e göre Azerbaycan. Ser­ üç gün dayanan kent. sonunda Cevat Han
sahibi olan. Şehinşahlık mirasçısı. lran de ile Zencan arasındaki ülkedir. (Serde, öldürülünce düştü. Burada hanlık ordusu
ls1ami Cumhuriyeti'ne devredilme hakkı­ Aras Çayı'nın kuzeyindedir) ve halktan başka kimse yoktu, hele lran
nı doOurmuştur. · -Mirza Kazım Beg'in 'Derbendname' ordusu hiç yoktu. olamazdı. Yalnız l ran
l ran siyasal kamuoyu, lran Devleti'ni, adlı yapıtında, 'Evaili lslamda Azerbaycan ordusunu yenilemek ve modern silahlarla
uluslararası d üzeyde hakkını aramaya Hemedan, Ebher ve Zencan. Derbendi donatmak için Fransa'dan Tahran'a gön­
zorlar.' Hazaran·a kadar i mtidat eden ü lkedir' derilen Fransız kurmay subaylan. Rusya
Yukarıdaki metin resmi d eQilse d e denmekte. (Derbend, OaQıstan'ın Hazer seferini düşünen Napoleon'un isteOi üzeri­
h e r lranlı şovenin gönlünde yatan 'Pan Denizi kıyısında bulunuyor) ne, lran ordusunu Çar ordusunun önüne
lranizm" deviniminin önemli bir adımıdır. -lsıam tarihçisi Tabari. Araplar·ın çıkardılar. Ama bir süre sonra Napole­
Yanıtlıyorum: Hazer ülkesine kadar uzanan ilk istila ha­ on 'un Ruslarla anlaşması yüzünden gü­
1 -Azerbaycan adının kaynaQı ve coo­ reketlerinden bahsederken, Azerbaycan vencesiz kalan l ran ordusu kendi sınırları
rafi konumu: ve Bab (Derbend) fethinden söz eder. arkasına çekilerek 1 81 3 'te Gülistan Ant­
ilk bakışta Azerbaycan sözcüQünün, -Ayrıca bilindiQi gibi Atropatane 'nin laşması'nı imzaladı. Bu antlaşmaya göre
"Azer' ve 'baycan·ın birleşmesinden orta­ kuzey sınırı, Sasaniler döneminde Der­ KarabaO ve Erivan dışında Aras Çayı'nın
ya çıktıOı sanılır. Bu varsayımla, "Azer· bend'e dek uzanır. kuzeyindeki topraklar Çarlık Rusyası · nın
Pehlevi (eski lran) dilinde 'Ateş' anlamın­ -Arap gezginlerinden Abu Dülef (X. egemenliOine girdi. Bunlar, Talış bölgesi,
dadır. "Baycan' ise baygan·ın muarre bi. yüzyıl) Gilan'dan Muga·a ve Şirvan· ın ·BakO civan, Şeki, Şirvan ve Gence'den
(Muarreb= Aslında Arapça deQilken 'Bakuye' kentine gelişinden, 'Azerbay­ oluşur. lran·ın Gürcistan ve DaQıstan ·ıa
Arapçalaştırılmış) Arap abecesinde g ün­ can'a geldim' diye söz eder. olan ilişkisi de bu durumda kesilmiş olu­
süzü bulunmaz. yerine c konur. Ve bay­ -Evliya Çelebi' nin de KarabaO hakkın­ yordu. 1 4 yıl sonra. antlaşmanın Ruslar
gan, m_uhafaza eden, saklayan anlamın­ da, 'Küçük Azerbaycan şehirlerindendir' tarafından ihlali yüzünden yeniden karşı
dadır. Oyleyse Azerbaycan 'a 'Ateş barın ­ demesi bir rastlantı olmasa gerek. karşıya gelen orduların çarpışmasının so­
dıran· gibi sempatik bir anlam yüklenmiş 1 91 Tde çar yönetiminin çökmesiye. nunda çar ordusu l ran Azerbaycanı'nın iç­
oluyor ki, doQasıyla da uyumludur. Ateşe Güney Kafkasya'da başına buyruk kalan lerine kadar ilerledi ve Tebriz'i işgal etti.
tapanların, yani Zerdüşt dininin çıkış deQişik etnik kökenli üç ülke durumları Bu kez Tü rkmençay 'da 1 828'de barış
noktası Azerbaycan·ın halen kimi yerle­ gereQi, önce 'Güney Kafkasya Cumhuri­ masasına oturulu nca. lran Kafkasya'dan
rinde işlerliQini koruyan ve doQal petrol yetleri Federasyonu'nu kurdularsa da tümüyle uzaklaştırıldı ve çok yüklü savaş
gazıyla beslenen Ateşgedeler bulunur. sonradan sürtüşmeli olayların akışıyla, tazminatı ödemeyi kabul etmeye mecbur
Oysa tarihsel araştırmalara göre. bu üç ülke üç ulusal cumhuriyet olarak kaldı.
lsa'dan ö nce 328 yılında Büyük lsken­ ortaya çıktı. Ermenistan, G ürcistan ve Bu durum karşısında, l ran' ın Azerbay­
der'e katılan ve onun adına Media'nın ba­ çar yönetiminde kendilerine Kafkasya can üzerindeki iddiaları yersiz olduQu gi­
zı vilayetlerini yöneten Akameniş generali Müslümanları ya da Tatarlar denen Türk bi, hala Azerbaycan Cunıhuriyeti'ni tanı­
Atropat'ın adından türemiştir, Azerbay­ kökenli insanların yaşadıQı bölge. 28 Ma­ mamakta direnmesi de anlamsız gibi gö­
can adı. yıs 1 91 8'de baQımsızlıQını ilan eden b u rülüyor.

16 ŞUBAT 1 992 • İKİBİN'E DOGRU • 21


GÖSTER İ YAPAN POLi SLER AKSU ' N U N EKİ B İ

Destekleri Özal
"Dış desteğini yitiren Özal devlet içindeki gJicünü kullanmaya çalışıyor.H
"Türk polisiN i mzalı bildiri , atılan sloganlar ve Ozal 'ın konuşması ayn ı içe rikte.
Adana'da S H P ve. HEP binaları ön ünden geçerken silah gösterildi.
wnhurbaşkanı Özal, 8 Şu­ İslamcı Cunta' başlıklı haberleriniz­ ettiler-.

C
bat günü İstanbul DGM de bu ekibi ortaya çıkann ıştınız. Sloganlar polis telsizinden attı­
B aşsavcısı Yaşar Gü­ Özal, hükümeti yıpratmak için bun­ rıldı. "Kana kan intikam"la başla­
naydın'ın cenazeş_inin ları kullanıyor. Bu aslında ne kadar yan sloganlar, yürii yüş güzerga­
kalktığı Fatih camisine geldi. Oı.al zayıf olduğunu ortaya çıkarıyor." hında bulunan "hedefler"e göre de­
törende bir de konuşma yaptı. Ko­ İstanbul'daki polis gösterilerinin ğiştirildi. DYP önünde "Demirel is­
nuşmanın içeriği, polislerin gösteri­ bir benzeri Adana'da yaşandı. Polis tifa". "Hükümet istifa", SHP önün­
lerde attığı sloganlar ve Türk polisi Memuru Özer Özkaya'nın cenaze de "Kahrolsun komünistler", HEP
imzasıyla dağıtılan bildiriyle aynı töreni bir grup polis tarafından yü­ önünde ise "Vur viır inlesin, Leyla
içerikteydi: "intikam ". "Polisin rüyüşe dönüştürüldü. Gösterici po­ Zana dinlesin" sloganları atıldı.
düşmanı insan hakları", "Mecliste lisler'cenazeyi, cuma günleri şeriat­ Atilla Altıkat köprii süne gelindiğin­
PKK fstemiyoruz". "Eskişehir Ce­ çıların gövde gösterisi yaptığı Çifte de, yüriiyüşü göriintülemeye çalışan
zaevi açılsın". Minare camisine götürmekte ısrar muhabirler hedef gösterilerek, 'Te­
4 Şubat günü E-5 yolu kapatıla­ rörist basın", "İnsan hakları, polis
rak yapılan polis gösterisi öncesinde düşmanı" sloganları bağrıldı. 30-40
de Ozal'ın mesajı okwımuştu. 8 Şu­ kişilik bir polis grubu. Cumhuri·
bat' günü lstanbul'daki gösteride Te­ yet'ten Arap Filiz, AA 'dan Mehmet
rörle Mücadele Şubesi'nden polisler Aslan ve f. Güney Haber'den Ta­
çoğunluktaydı. DYP İstanbul 11 Baş­ nk Akcan'ı dövdüler. Muhabirleri
kanı Muhsin Divan gösteriye katı­ başka bir polis grubu kurtardı.
lan polislerin ANAP döneminde Yüriiyüşten hemen sonra şehir­
yaratılan kadrolaşmanın sonucu ol­ de, Adana Belediye Başkanı Sela·
duğunu belirtti. İstanbul eski Emni­ battin Çol ak'ın makamında vurul­
yet Müdür Yardımcısı ise polis duğu. karakol basıldığı, Gazeteciler
okullarındaki kadronun yüzde Çemiyeti'nin bombalandığı haberle­
97'sinin tarikatçı olduğunu belirti­ ri yayıldı. Nokta operasyonları dü­
yor. Son polis gösterileri, Ak.su za­ zenlendi. Sokak ve caddeleri. elinde
manında emniyete hakim olan kad­ silah arama yapan polisler, sürekli
roların bir huruç hareketi. Destekle­ siren çalan polis arabaları doldurdu.
ri ise Özal. Üst düzey bir devlet gö­ Son olarak, çoğunlukla Kürt­
revlisinin bu konudaki yorumu şöy­ ler'in yaşadığı Dağlıoğlu mahallesi­
le: "Dış desteğini yitiren Özal ne, "PKK'nin silah yığdığı" söylen­
devlet içindeki gücünü kullanmaya tisi kulaktan kul ağa yayıldı.
ADANA'DA POLiSiN SALDIRISINA
çalışıyor. 2000'e Dogrıida 'Gizli UCRAYAN AA MUHABiRi MEHMET HEP Adana n Başkanı Mehmet
Kırıkkale Toplantısı' ve 'Emniyet'te ASLAN. Çelikten, 2000 'e Dogru'ya,
"Slogan atıp halka saldıranlar
polis içinde bir kesim, tarikatçı
kanat. Abdülkadir Aksu d�
nemime örgütlaureye �ıoo.ı­
la:r. ipleri Öi..al'ın elinde " dedi.
Çukurova Gaı.eteciler Ce­
miyeti Başkanı Çetin Yeğe­
noğlu ise, 2000 'e Dogru'ya,
'Tekbir sesleriyle yürüyüp
slogan atan polisler. legal bir
terör örgütü göıiintüsü vermiş­
lerdir. Cınnhuri:ıcet Savcısı'nın.
olayla ilgili olarak, Adana po­
lisi hakkında adli soruşturma
açması gerek.1iği kanaatinde­
ı... yiz" dedi. •
ADANA'DA GÖSTERi YAPAN POLiSLER. AHMET TURAN DEMİ R

22 • 1K1BİN'E DoGRU • 16 ŞU B.ArT 1 992


CAN Y Ü CEL

Türk ıocukları, Türk ,ocukları


başlar aşağı, tabanlar yukarı!
rdallı Süleyman hükümeti, yeni bir şefkatiye olarak.

E
Çocu k Mah kemelerinin kapsamını on beşten onsekiz
yaşına çıkarmış. Yakında oy-verme hakkının yirmi ya­
şından onse kizine indirilmesi bekleniyor. Böylece oy-
verme ile su9-işleme çağı denkleştirilmiş olacak ve milletçe
hangi yaşta ruşte erdiğim izi açık-seçik bileceğiz.
Yalnız. Trabzon Çocuk Mahkemesi Başkanı Kaya Kozlu, ço­
cuk m ahkemelerinde sistemin bozuk olduğunu ileri sürüyor,
• Karşısmda cüppeli kişileri gören çocuk, korkuya kapılarak
mahkemelerde ifade vermiyor diyor. Bu fazla duyarlı yarkıçı­
mız bağışlasın bizi, kendisine katılamayacağız. Evde annelerin­
den, babalarından, okulda öğretmenlerden arabalarla sopa ye­
miş, mahkemeye sevkedilmeden önce de karakolda falakadan
geçirilmiş çocukların 'Karşısmda cüppeli kişileri' görünce, ,. ı

dehşete kapı lıp sus-pus kesileceklerine akıl erdiremedik. Ço­ - --�


.Jı"
cuklar, olsa olsa, onca vur-abalıdan sonra, kendilerine birden­ i. :' ;

bire böyle insanca m uamele edilmesini yadırgamışlardır, bu­


nun altında bir çapanoğlu yattığını düşünerek, susa durm uş­
lardır. ..
'Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan, Antakya yakmlarmda
bulunan ve yakm geçmişe kadar fuhuş yuvası olarak bilinen
Soğukoluk mevkiindeki evlerin, zihinsel özürlü çocuklar için
okul haline getirileceğini açıkladı.. .' Bakan 'ın belirttiği üzre, sa­
yıları üç m i lyondan fazla olup, sadece 24 binine hizmet götüre­
bildiğimiz bu çocu klar için ne yapsak azdır tabii. Ne var ki, bu
muazzam özürlü sorunu için çare olarak, bula bula Soğuko­
luk'y bulmak kabahatinden büyük bir özür olsa gerektir. \\-· -
Ote yandan, ·evlerinden kaçan ya da sokağa terk edilen 7- -=--- -- ·· ·

18 yaş grubundaki çocuklara sahip çıkmak. bakım ve rehabili­ •EJtNtJWJ)


tasy<>nlarım sağlamak amacıyla açılan Ye/değirmeni Ço'cuk mi­
safirhanesi, çocuklarm çoğunun uyuşturucu bağımltsı o/malan
nedeniyle Çocuk Esirgeme Kurumu 'ndan almarak, Emniyet
Müdürlüğü 'ne devredildi. · Dayağın cennetten-çıkma olduğuna
hala inanan akl-ı ewel kamuoyu muz, bu muzır çocukların Ço­
cuk Esirgeme M isafirhanesinde değil, bir-öğün yemek, üç­
öğün sopa rejimiyle Emniyet 'te misafir edi lmelerini ola ki alkış­
layacaktır. ğ u doğarmış ! .. Ne şefkat, nemene yüce-gönüllülük! Ama ben
Şefkat h ü kümeti , bütün vaatlerine karşın, Türkiye'nin Ço­ bu hükümette n umudumu toptan kesmiş değilim. Er geç kura­
cu k Hakları Sözleşmesi 'ne koyduğu çekinceleri kaldırmıyor. caklar vaatettikleri 'Kü rt Enstitüsü"nü, güzellik enstitüsü ola­
Adalet Komisyonu, daha önce onaylanmış sözleşmeyi, rak. . .
ANAP 'ın izinden giderek, üç çekinceyle TBMM'ye sevkini karar 'ABD insan Haklan izleme Komitesi Helsinki Watch tarafm­
altına aldı . Çekince konanlar, 1 7, 29, 30 'uncu maddeler. dan açıklanan, (OlaDan Bir şey Türkiye'de Çocuklara işkence)
30'uncu madde şu: 'Soya, dine ya da dile dayalt azmlıklann ya başltklt yeni rapora göre, Turkiye'de 12 ile 1 7 yaşlar arası. hat­
da yerli halklarm varolduğu devletlerde, böyle bir azmltğa men­ ta daha küçükler polis tarafmdan gözaltma almdıklarında iş­
sup olan ya da yerli halktan olan çocuk, ait olduğu azmltk top­ kence görüyorlar.'Komite Başkam Jaber, 7ürkiye'de değil İf­
luluğunun diğer üyeleriyle birlikte kendi kültüründen yararlan­ kence yapıldığınm, nerde yapıldığmm dahi herkesçe bilindiğmi
ma, kendi. dinine inanma ve uygulama ve kendi dilini kullanma ve lstanbul Gayrettepe'de hangi kattaki, hangi odada yapıldığı­
hakkmdan yoksun btrakılamaz. . .' Hükümetin ve komisyonun m bile söyleyeceklerinf beli rtt i ... Aynı hatun, Ankara'ya g idip
bu maddeye çekince koyması nın gerekçesi, maddenin mevcut böyüklerimizle de konuştu, elindeki bilgileri onlara da sunmuş­
mevzuatla çelişmesi. Lozan Antlaşması'nda Türkiye'de azınlık tur elbet... Hayırlısı! .. Ama galiba, elbet bir bildikleri vardır de­
olarak sadece gayri- müslimler gösterilmiş, Kürtlerle Araplar yip, o liderlerimizi örnek alarak, yu rdumuzda hiç çocuk yapma­
azınlıktan sayılamazlarmış! Oysa, bu maddeyi imzalamakla, mak en iyisi. . !
maddenin içerdiği hakları Kürt �ocuklarına da tanıma zorunlu- Vara, vara demek kolay d a N EREYE?

16 ŞUBAT 1 992 • İKİBİN'E DOGRU e 23


AÇ I KOTU R U M LARDA SADECE PER İ NÇ E K YOK

TRT "ya nsız davra nmamakta n "


m a h kemelik
TRT Genel Müdürü Kerim Aydın Erdem ve dönemin Haber Dairesi Başkanı Savaş
Kıratlı haklarında altı aydan bir yıla kadar hapis cezası isteniyo r.
Suç: "Yansızlığı ' korumamak. Bir siyasi partinin lehinde veya aleyhinde bulunmak."
Yetkililerin ayn ı suçu aynı kasıtla birden fazla işledikleri iddia ediliyor. Erdem ve
Kı ratlı ilk iki d u ruşmaya gelmediler. Kurum yetkilileri hakkında takipsizlik kararı
vermesi istenen, ama iddiasında ısrar eden savcıları n yeri değiştirildi.
TRT, partiler arasında ayrım gözeten tutumuna devam ediyor.
iyasi partiler hala TRTden da bulunmaları yasaktır' kuralına Keskin'in başvuruları üzerine iddi­

S
eşit olarak yararlanamaz­ aykırı olarak 19. dönem milletve­ anameyi
.
düzenleyen -
Cumhuriyet
ken, kurumun yöneticileri kili genel seçimleri seçim takvimi Savcıları Mehmet Ozten ve Erol
hakkında seçim dönemine içinde kalan suç tarihleri arasında Özgenç üzerinde. TRT yetkilileri
ilişkin tutumları nedeniyle dava TRT televizyonu, ana haber bül­ hakkında takipsizlik karan verme­
açıldı. Ankara Basın Savcılığı, ma­ tenlerinde, ANAP ile ilgili haberle­ leri yönünde baskılar olduğu ifade
kamlarına yapılan çeşitli başvurula­ re 482 dakika 55 saniye, SHP ile ediliyor. Fakat, iddianame belirti­
n değerlendirerek, TRT Genel Mü· ilgili haberlere 1 17 dakika 35 sani­ len şekliyle ve Mehmet Özten im­
düıii Kerim Aydın Erdem ve dö­ ye, DYP ile ilgili haberlere 148 da­ zasıyla mahkemeye verildi. Dava
nemin Haber Dairesi Başkanı Sa­ kika 20 saniye ayırıp: 298 sayılı açılmış oldu. Bu arada savcılar öz.
vaş Kırath hakkında, seçim döne­ yasanın 63 . maddesine aykırı dav­ ten ve Özgenç, Basın Savcılığı gö­
minde televizyon ekranlarından randıkları, suç tarihleri arasında revinden alınarak başka birime ve­
partilere e,it olmayan süreler ayrıl­ belirtilen suçu aynı kasıt alunda rildiler.
dığı için dava açtı. birden çok işledikleri savı. sanıkla­ Dava açan savcıyı görevinden
rın kaçamaklı savunmaları, ilgili ed�ek kadar etkin olabildiği söyle­
;'TARAFSIZ
yayın bantları ve soruşturma kağıt­ nen Kerim Aydm Erdem ve Haber
DAVRANMADILAR"
laiından anlaşılmıştır." Dairesi Başkanı Savaş Kırath iki
Savcılığın iddianamesinde şöy­ Savcılık, TRT Genel Müdüıii ve defadır duruşmalara da gelmiyorlar.
le deniyor: "TRT Genel Müdürü Haber Dairesi Başkanı haklarında Bir sonraki duruşma 25 Şubat tari­
ve Haber Dairesi Başkanı olan sa­ "Tarafsızlıklarını muhafaza etme­ hinde.
nıkların. ,298 sayı,lı yasanın (Se­ dikleri", "Siyasi bir partinin lehinde Savcılığın, seçimler sırasında
çimlerin temel Hükümleri ve Seç­ veya aleyhinde veya vatandaşın partizan tutum iddiası yargı organı­
men Kütükleri Hakkında Yasa) oyuna tesir etinek maksadıyla" ha­ nın önündeyken, TRTnin siyasi
63 . maddesi birinci fıkrasının ka­ reket ettikleri için altı aydan bir yıla ·partilere karşı eşit olmayan uygula­
mu kurum ve kuruluşlarının ... se­ kadar hapis ve aynca ağır para ce­ maları devam ediyor. örneğin, Sos­
çimlerde yansızlıklarını korumak zası verilmesini istiyor. yalist Parti seçimlerden sonra iki
zorundadırlar', üçüncü fıkrasının kez yapılan parti liderleri açıkoturu­
SA vcı OÖREV1NDEN ALINDI
'... siyasi bir partinin lehinde \ıe muna çağnlmadı. TRT, açıkoturum­
aleyhinde veya seçmenin oyuna et­ Sosyaldemokrat Halkçı Parti ve lara, "Parlamentoda temsilcisi bulu­
ki etmek amacıyla her türlü yayın- Denizli eski milletvekili Adnan nan siyasi partilerin katılaca�ı" sek-

S evgili arkadaşımız DURSUN KARADAG'IN ANNESi


• •• v

EMi R U NALAN'ı AYŞE KARADAG


ölümünün 1 . yılında
VEFAT ETMiŞTi R.
sayg ıyla an ıyoruz.
ARKADAŞIMIZA VE AiLESiNE
BAŞ SAGUGı DiLERiZ.
Bayrampafa'dan
sosnıin PUTI
sosyalist dostları GENEL MERKEZi

24 • İKİBİN'E DoGKU • 16 ŞUBAT 1 992


linde bir kural geliştirmiş. Sos­ Gazeteci yazar Teoman
yalist Partililer bu kuralın ta­ Erel. "TRT 1 2 Eylül alışkan­
mamen keyfi olarak yaratıldı­ lıklarını sürdürüyor. Anti­
ğını ve amacın SP'yi dışlamak demokratik ve hantal tutumunu
olduğunu Söylüyorlar. sürdürüyor" diyor. Erel.
2000 'e Dogru'ya şunları söyle­
TAKD1R HAKKI
di: "Seçim öncesi yapılan açı­
KÖTÜYE KULLANil.IYOR
koturuma çağrılan ve görüşleri­
TRTnin parlamento dışın­ ni açıklayan Doğu Perinçek'in
da kalan partilere karşı adalet­ bu açıkoturumlara da katılması
siz tutumu geçmişten beri eleş­ lazımdı. Görüş çeşitliliğinden
tiri konusu oluyor. TRTnin bu . korkanlar demokratik gelişme­
eyleminin yürürlükteki Anaya­ yi frenlemeye çalışıyorlar. "
sa'ya ve TRT Kanunu'na da Sabah gazetesi köşe yazar­
aykın olduğu biliniyor. Anaya­ larından Bekir Coşkun da,
sa'ya göre, " Kişiler ve siyasi "TRT yöneticileri seçimler sı­
partiler, kamu tüzel kişilerinin rasında kimin iktidara gelece­
elindeki basın dışı kitle haber­ ğini kestiremedikleri için her­
leşme araçlarından yararlanma kesi çağırmak zorunda kaldı­
tıakkına sahiptir". Anayasa'nın lar" diyor. Coşkun'a göre
partilere televizyon · ve radyo­ TRTnin başındaki kişiler de­
dan yararlanma hakkı veren bu mokrat kafalı kişiler değil. Be­
· hükmü SP için, "parlamentoda kir Coşkun şunları söylüyor:
temsil edilmediği" gerekçesiy­ "Bunlar kabiliyetsiz bürokrat­
le uygulanmıyor. Halbuki TRT lar. Son zamanlarda daha de­
Kanunu, " Halkın bu araçlarla mokratik davranmaları gere­
haber almasını, düşünce ve ka- KERiM AYDIN ERDEM. Şimdi de Soayıllat Parti lflk kirken aksine anti-demokratik
naatlere ulaşmasını ve kamuo- otırumlırı dahll edllmlyor. uygulamalara yöneliyorlar.
yunun serbestçe oluşmasını en­ Böyle kafalara sahip kişiler­
gelleyici kayıtlar konulamayaca­ milyonlarca yurttaşın sevgi ve sem­ den. SP'yi açıkoturuma çıkarmaları
ğı"nı hükme bağlıyor. Yani patisini kazandığı belirtiliyor. Açık­ beklenemez."
TRTnin, SP'yi parlamentoda temsil lamada, "Sosyalist Parti'nin katıl­ SP Ankara 11 Başkanı'nın geçti­
edilmediği için açıkoturum lardan madığı bir açıkoturumun hiçbir ğimiz ay TRTnin önünde yapbğı
uı.ak tutma gibi bir takdir hakkı
. canlılık taşımayacağı, fikir zenginli­ basın toplanbsı şu sözlerle sona er­
yok. ği içermeyeceği g9rülmüştür" deni­ mişti: "TRT, emekçi değerlerine,
TRT yöneticilerinin bu uygula­ yor. emekçi eylemlerine ve emekçilerin
� yine TRT Kanunu'nda yer Başbakan Yardımcısı Erdal siyasal örgütü olan Sosyalist Par­
alan, "Kamuoyunun serbestçe ve İ nönü de 6 Şubat günü kendisini ti'ye ekranlarını ne zamana kadar
sağlıklı bir şekilde oluşmasına yar­ ziyaret eden SP Genel Başkanı Do­ kapalı tutabilir? Ankara'ya yüıüyen
dımcı olma" hükmüne de aykırı bu­ gu Perinçek'e, " Sosyalist Parti'nin İzmir belediye işçileri haber bile
lunuyor. TRTye çıkarılması, bazı açıkotu­ olamadılar. lzmir Belediyesi işçile­
Sosyalist Parti'den yapılan açık­ rumlarda temsilcilerinin bulunması rinin dediği gibi 'işçi yürüsün de­
lamada. 1 1 Ekim 1 99 1 günü yapı­ son derece doğaldır. tıgili bakan ar­ mokrasi büyüsün'. Gerçek demokra­
lan "Liderler Açıkoturum u"nda SP kadaşımla bu konuyu görüşeceğiz" si işçi eylemleriyle gelmektedir." •
Genel Başkanı Doğu Perinçek'in dedi. K. DENİZ OOÜT

MARKSiST - LENiNiST TEORiK SiYASi DERGi

C I K IYOR

1 6 ŞUBAT 1992 • İKİBİN'E �RU e25


TO B B G EZİ S İ

Trakya kan kaybediyor


Çorlu Ticaret Odası üyesi Ali Rıza Yavuz: 'Enflasyon , faiz, verg i sorunları
çözül mezse, bir dahaki gelişinizde bu kadar müteşebbis bulamazsınız." Sanayici

. Tahsin Diker: "Yen i hükümet bu bankacılara, soygunculara bizi soydu racak mı?N
ürkiye Odalar ve Borsa­ yoğun bir gizli işsizliğin olduğunu Babaeskili bir işletmeci ise. iz­

T
lar Birliği (TOBB )'nin gösteriyor. lenen enflasyonist politikalar nede­
Trakya'daki üç il. dokuz niyle bölgelerinde çalışan · bir iki
ENFLASYON ÖZ SERMA YEYl
ilçeyi kapsayan gezisin­ fabrika kaldığını, diğer fabrikaların
ERlTlYOR
de. üreticiler ve sanayiciler. yük­ kapanmasının Babaeski'de 700-
sek enflasyon. faiz. vergi. bölgeye TOBB Başkanı Rona Yırcah. 1 000 kişinin işsiz kalmasına yol
yapılan yatırım ve teşviklerin azlı­ gezi boyunca yatırımın her şeyin açtığını belirtiyor. Nüfusu 20 bin
ğı. ithalat ve ihracata ilişkin sorun­ başı olduğunu. e nfla,syonun ise ya­ olan Babaeski'de üç-dört bin kişi­
lar ve sınır ticareti üzerinde durdu­ tırımı engellediğini ve istihdamı nin etkilenmesi anlamına geliyor
lar. azalttığını belirtti. Üretici ve işlet­ bu.
Trakya'nın Türk�yc Gayri Safi meciler de bu konunun üzerinde
"MAKİNELİSİ OLANIN
Yurtiçi Hasılası içindeki payı yüz­ duruyorlar. Edirne Ticaret ve Sa­
KARŞISINA S OPAYLA
de 2.7. Üç ilde bulunan toplam nayi Odası Mec lis Başkanı Nuret­
ÇIKARSAN ...
3.4 14 işletmenin 3.239'unu 1 -9 iş­ tin Uzer, sanayide kullanılan girdi
"

çi çalıştıran küçük imalat sanayi fiyatlarındaki artışların dünya fi­ Çorlu Sanayi ve Ticaret Odası
işletmeleri oluşturuyor. 1 983- 1 988 yatlarının üzerinde olduğunu ve Başkanı Mürvet Çelik. büyük ya­
yıllan arasında 25'ten fazla işçi ça­ bunun maliyetlere yansıdığını vur­ tırımcıların. yatının maliyetini
lıştıran işletme sayısı Kırklareli'de guluyor. lpsala Ticaret Borsası Yö­ zamlarla karşılama yoluna giderek
28'den 25'e düşerken. Edime'de 28 netim Kurulu Üyesi Mehmet öz. enflasyonu teşvik ettiklerini belirti­
işletmede sabit kalmış. Sadece Te­ soy. girdilerdeki anış yüzde l OO'ün yor ve ekliyor: "Büyük firma sa­
kirdağ'da işletme sayısı 55'ten 68'e üzerinde olmasına rağmen. taban hipleri bir araya geliyor. bir fiyat
yükselmiş. Bölgede bulunan un ve fiyatındaki artışın yüzde 30'da kal­ belirliyorlar. Fırsat eşitliği yok.
yağ fabrikalarının çoğunun çalış­ masını eleştiriyor. Ürünlerinin kar­ Onların silahları çok güçlü. Maki­
madığı ya da atıl kapasite ile çalış­ şılığını zamanında alaı:!lamaktan nalısı olanın karşısına sopayla çı­
tığı belirtiliyor. B una. bölge eko­ şikayetçi olan Mehmet Ozsoy ya­ karsan seni hemen öldürür. "
nomisine katkısı yüzde 20'lere ge­ şadığı bir olayı :tnlatıyor: "Toprak Kırklarelili tüccar . Fehmi Karay.
rileyen ve tarımda istihdam edilen Mahsulleri Ofısi'nden ürün karşılı­ "Devlet Bankası'nda aylık yüzde
nüfusun Edirnc'de yüzde 6 1 . Kırk­ ğı 1 1 8 milyon lira alacağımı altı ay 1 5 kredi faizi uygulanıyor. Aldı­
lareli'de yüzde 57 ve Tekirdağ'da sonra alabildim. Enflasyon birazını ğım 500 bin lira kredi için peşin 73
yüzde 54 olduğunu da eklemek ge­ yedi. Bankaya faize verseydim 40 bin 500 lira faiz kestiler. pul kesin­
rekiyor. Bu durum artan nüfus dik­ milyon lira faiz alırdım. Yani l 1 8 tisi hariç . Tefeci yüzde 10 kesiyor.
kate alındığında tarım kesiminde milyon 50 milyona indi." Biz buna tahammül edemiyoruz"
diyor. Ödeyemediği faiz
TOBB BAŞKANI RONA YIRCALI BiR SÜPÜRGE ÜRETiCiSiYLE. borcu nedeniyle fabrika ve
. mallarına el konmuş olan
f:. ' /
,

Tahsin Diker ise. "Ban­
kalar krizine girdik. Yüz­
de 140 faiz alıyorlar. Fab­
rikalarım ızı. malımızı ipo­
tek ettiler. Tam fabrikaya
mal koyup üretim yapaca­
ğız. gelip haciz koy uyor­
lar. Faizin faiziyle bizim
kanımızı emdiler. Yeni
hükümet bizi bu bankacı­
lara . soygunculara soydu­
racak mı?" diye soruyor.
"TEKELLEŞME
ALIR BAŞINI GlDER"
Çorlu Sanayi ve Tica­
ret Odası ·üyesi A l i Rıza

26 e IKI H l :\' E IHX.; R L • 16 ŞU BAT 1 992


Yavuz. ulusal-uluslararası bazda dece iki üç tanesinin çalıştığını. bu­
çalışan şirketlerin vergi muafiyet­ nun nedeninin ise plansız. hesapsız
leri. iade ve indirimlerinden fazla­ yapılan ithalat olduğunu belirterek,
sıyla yararlandıklarını. ancak yerel üç beş kişiye ithalattan para kazan­
bazda çalışanların yüzde 46 ku­ dırılmasının karşısında olduklarını
rumlar vergisini ödediklerine dik­ söylüyor.
kati çekiyor. Yavuz'un önerisi şu: Sonuçta pirinç ihraç eden değil.
"Kurumlar vergisi yerine artan ithal eden ülke konumuna gelindi­
oranlı ve kademeli vergilendirme �ini söyleyen Uzunköprü Sanayi
uygulanmalıdır. Sermaye birikimi­ ve Ticaret Odası Başkanı Sakıp
nin sağlanması ve tekrar yatırıma Şar, mutlaka ithal gerekli ise. çel­
dönüşmesi ancak bu konudaki teş­ tik ithalinin özendirilmesi, böyle­
viklerle mümkün. Yoksa tekelleş­ likle durma noktasına gelmiş olan
me alır başını gider ve bir dahaki çeltik fabrikalarının çalışmasının
gelişinizde bu kadar müteşebbis sağlanması gerektiğini belirtiyor.
bulamazsınız."
"SC'RVNLARIMIZI DİLE
TEMlZ FlYAT GETİREMEDİK"
Kırklareli Borsası Başkanı Or­ Bölgedeki çiftçiler, ekonomik
han Çetintaş. süpürgenin otunda yapıdan ve işleyişten kaynaklı so­
yüzde dört stopaj vergisi olduğu­ runlarının yanı sıra. Sovyetler Bir­
nu, mamul süpürgeye ise yüzde l 2 SANAYiCi TAHSiN DiKER. •faizin falzlyle liği'nin dağılması sonrasında böl­
KDV uygulandığını belirterek. kanımızı emdiler"
geye yapılan buğday ihracının dur­
yüksek verginin, faturasız mal alı­ ETLER SUCUK OLDUKTAN m'ası. Arap pazarının kapanması.
mıyla haksız rekabete ve vergilerin SONRA ANALİZ GELlYOR Ergene nehrinin kirliliği yüzünden
toplanamamasına yol açtığını vur­ kullanılamaması ve Meriç nehrinin
guluyor. Edime Ticaret Borsaları Bölgede ihracat ve ithalat ya­
panlar da oldukça sıkıntılı. Kontro­ gittikçe kuruması nedeniyle de bü­
Başkanı Namık Kemal Haseki,
le tabi ihraç mallarının kontrolü. yük sıkıntı içinde bulunuyorlar.
KDV'nin yüksekliğinden alımların
bölgede bir İhracat Müdürlüğü ol­ TOBB'un Trakya gezisi. sıkıntı­
geceyarıları kaçak olarak yapıldı­
maması nedeniyle ancak lstan­ ların dile getirileceği ortamları ya­
ğını anlatıyor. Pazarlık usulü. üre­
bul'dan bir eksper getirtmekle ratmak açısından yeterli olamadı.
ticiden belge tanzim edilmeksizin
yapılan bu alımlara bölgede. "Te­ mümkün oluyor. Firma yetkilileri. 2000'e Dogru muhabirinin yörede­
bunun büyük zaman kaybına, bo­ ki tüccar ve küçük işletmecilerle
miz fiyattan ürün alımı" adı verili­
zulma. çürüme gibi sorunlara ve yaptığı görüşmelerde. toplantının
yor.
masrafların büyümesine yol açtığı­ yapılacağının daha önce kendileri­
İşletmecilerin çözülmesini iste­
dikleri bir diğer konu. beyaz pey­ nı belirtiyorlar. İthalatçılar, canlı ne haber verilmediği. görüşlerinin
nire yüzde altı KDV uygulanırken. hayvan ithalatında hormon. analiz alınmadığı ortaya çıktı . Toplantıla­
ve radyasyon araştırmalarının. it­ ra katılan sınırlı sayıdaki kesim ise.
kaşara yüzde 1 2 KDV uygulanıyor
olması. Uzunköprü Ticaret Borsası hal kapısı. hatta İstanbul Halkalı'da genellikle, sorunlarını yet�rince di­
Başkanı Sırrı Yalçankaya. bölge­ değil de Ankara'da yapılmasını an­ le getiremediklerinden. somut çö­
lerinde kaşar peynirinin lüks beyaz laşılmaz buluyorlar. Bir ithalatçı zümler önerilmemesinden yakındı­
peynirden daha düşük bir fiyatla bu konudaki şikayetini şöyle dile lar.
tüketiciye sauldığına. fatura edilir­ getiriyor: "Et kapıda beklemez. TOBB Başkanı Rona Yırcah
ken beyaz peynir faturası tanzim Kapıya geldikten 15 gün sonra ise. yaptığı konuşmalaröa. sürekli
edildiğine. bunun vergi kaybına analizi geliyor. yani etler sucuk.ol­ olarak. bahsedilen konuları not et­
neden olduğuna dikkat çekerek. dukıan sonra. Üstelik kamyonlar tiklerini ve hükümete ileteceklerini
süt mamullerine uygulanan KDV beklediği için kapıda nakliye de belirterek. "Biz TOBB olarak. hü­
oranlarının eşit olarak yüzde sekiz ödüyoruz." kümetin 18 Ocak'ta açıklamı� oldu­
oranında uygulanmasını öneriyor. Toprak Mahsulleri Ofisi'nin ğu 'Ekonomide Dengeleme . Uretim
Malkara Ticaret ve Sanayi Odası buğday ihraç edeceğine. bunun un ve Atılım Programı'nın ana hattan
Yönetim Kurulu üyesi Rıza Nur fabrikalarında işlendikten sonra ih­ ile mutabıkız. Yalnız işleyişini gör­
ise. süt ürünlerinin içine loru da racı yoluna gitmesini öneren işlet­ memiz lazım" dedi.
katarak. "Lor fakir yiyeceğidir. meciler. un fabrikalarının çalışma­ Buna karşılık izlenen pol itikala­
Onu Fransız peyniri mi sandılar masından dolayı yem sanayiinde rın. TÜSİAD'da toplanmış hulunan
nedir. ytizde 12 KDV uygulanıyor" hammadde sıkıntısı yaşandığını. sanayi ve banka sermayesinin lehi­
diyor ve süt ürünlerinde taban fiya­ buğday silolarının dolup taşmasına ne olduğunu. kendilerinin ise ıicari
tı uygulanmasını istiyor. rağmen yem ithal edildiğini anlatı­ sermayeyi temsil ettiklerini ifade
Trakyalı sanayici. tüccar. içinde yorlar. eden bir TOBB YK üyesi açıkla­
bulundukları ekonomik sorunlar­ Pirinç ithali nedeniyle de son nan hükümet programının. kısa va­
dan kurtulmada sınır ticaretine bü­ dönemde bölgede pirinç ekiminin dede ge:zi süresince dile geı irilen
yük umut bağlamış durumda. Vize gitti.kçe azaldığı aktarılıyor. Trak­ sorunlara çözüm geı irmeyeceğini
ve konut fonu uygulamaları ise en yalı sanayici Halil Yağcı. bölgede belirtiyor. •
büyük dertleri. bulunan 19 çeltik fabrikasından sa- METE ELÇ İ
16 ŞUBAT 1 99 2 • lKIUl:\'t: DO(; R l e 27
KADAB
Mü lkiyıliler'de
"Büyük Kürt
toplantısı"
Uü rt Konferansı 23 Şubat'ta ls­
..nı..ıanbul'da Mülkiyeliler B irli­
ği'nde toplanacak. Toplantıyı orga­
nize edenlerden biri. " Büyük Kürt
Toplantısı adı altında toplanıyo­
ruz. Aslında Kün Konferansı adı
altında toplanacaktık. Fakat 2000 'e
Dogru 'n un bu olayı kapak yapması
bu olanağı kaldırdı" dedi. 2000 'e
Dogru, 22 Aralık 1 99 1 tarihli sayı­
sında Ocak ayında İstanbul'da
Kün Konferansı toplanacağını

"Habur.' daki yasa ğ ı


yazmıştı.

Cumlluriyerin
BP ve SHELL koydurttu"
yüzde 1 5'i
M aliye ve G ümrük Bakanlığı.
2 1 Ocak 1 992 tarihinde. ek
yor: "Bu işten devlet de dahil her­
kes yararlanıyordu Bu gümrük ka­ Milliye re
akaryakıt deposu bulunan kam­ pısı Türkiye'de yaşayan herkes
yonların geçişini yasaklayan bir
karar aldı. Yerel halk tarafından
için 'bir ekmek kapısıydı. Yörenin
de tek fabrikası durumundaydı."
satıhyor mu?
C
tepkiyle karşılanan kararın alını-. Alınan yeni karar, kamyon sü­
umhuriyeı'in satışının 40 binin
şında İngiliz Hükümeti'nin etkisi altına düşmesi üzerine mali sı­
rücülerinin 800 litreye kadar ma­
olduğu bildiriliyor. kıntı daha da büyüdü. Gazete yöne­
zot getirme haklarını da onadan
Habur Gümrük Muhafaza Baş­ kaldırıyor. Kamyon şoförleri ek ticileri çalışanlara bir sermayedarın
müdürlüğü'nden üst düzey bir yet­ depo olmaksızın sınırdan geçmele­ gazetenin bir kısmını alacağını ve
kili. Irak'tan gelen mazotun böylece rahatlayacaklarını söyledi­
rinin zarar etmeleri anlamına gel­
PKK'ye gitmediğini vurgulayarak. ler. Babıali'de yüzde 1 5 hissenin
diğini belirterek. "Neyimiz varsa
"Gelen akaryakıt . BP ve SHELL Milliyet i n sahibi Aydın Doğan ta­
satıp kamyona yatırdık. Böyle gi­ '

gibi petrol şirketlerini vuruyor. rafından satın alındığı konuşulu­


derse yürüyüş yaparız" diyorlar.
'Zarar görüyorum' diyemeyen bu yor. 2 1 Ş ubat'taki hissedarlar top­
Cizre'de oto tamirciliği yapan
şirketler. başka yollara başvuru­
Faruk Ekinci alınan karara kız­ lantısında konunun açıklığa kavu­
yorlar" <l;iyor ve ekliyor: "BP ve
gınlığını. "Bu uygulamadan sonra şacağı belirtiliyor. Cumhuriyet yet­
SHELL gibi petrol şirketleri. İngi­
sadece esnaf değil, herkes iflas et­ kilileri hisselerin bir kısmının Ay­
liz Hükümeti'ni devreye sokarak.
bu uygulamayı hükümetimize ka­ miş durumda" şeklinde ifade edi­ dın Doğan'a satıldığını doğrulamı­
bul ettirdi." yor. yorlar.
Cizre Belediye Başkanı Haşim
Haşimi. yetkililerce "Gelen mazot
PKK'ye gidiyor" gibi çok yanlış
Virüsler konusunda ilgin� buluş
açıklamalar yapıldığına. böyle bir
şeyin kesinlikle söz konusu olma­
IIJI\1 Zürich Ara ştırma La- yaratılan Tara m a Kanallı Mik­
bora t uvarı'nda bilima­ roskop'un geliştirilmiş hali.
dığına değinerek. "Bu işten Trak­
dam ları yaşa yan bir hücreden Araştırmacılar. besleyici bir sı­
yalı'sından tutun . Antalyalı'sına.
kaçmayı başaran vi rüsü sapta­ vının iç indeki hücreye bir dizi çi­
Karadenizli'sine kadar herkes ya­
rarlanıyor. İngilizler'in çıkarı için. d ı lar. B u göz l e m . m i l imetre n in çek hastalığı virüsü aşıladılar. Se­
emperyalist çıkarlar için kendi 1 O mil yonda biri n i t arayab ile­ kiz saatlik bir kuluçka devresinin
halkını aç bırakan bir hükümetten cek g ü ç teki bir m ikroskop sa­ sonunda beklenmeyen bir oluşuma
ne be kle rs i niz! İng i li z lere uşaklık yesinde gerç e k l e ş t i . Bu m i kros­ tanık olundu. Hücrelerdeki virüsle­
ettiler" diyor. kop . 1 9 86 Nobel Fizik Ödü ­ rin büyümeye başlayarak hücre yü­
Silopi Kaymakam ı Osman Ak­ lü'nün sahipleri Gerd Binnig zeyinin ucunda kayboldukları gö­
baş ise düşüncelerini şöyle açıklı- ve Henrich Roh rer tarafından rüldü .

28 e IK1BIN'E DoGR U • 16 ŞUBAT 1 99�


Trakya İstanbul'a Tunceli'de keyfi
göre ayarlanacak tutuklamalar
B aşbakanlık Başdanışmanı ve
SHP Milletvekili Güneş Gür­
4Şubat'tan bu yana Tunceli'de
çok sayıda vatandaş evlerinden
seler. TOBB'un Trakya gezisinin gözaltına almıyor. Gözetim altında
son durağı olan Tekirdağ'da düzen­ bulunanların sayısı ve sağlık du­
lenen toplantıda. "lstanbul'un bir rumları hakkında bilgi alınamıyor.
metropol olarak yeniden yapılandı­ Bir bayan. tutuklu kocasıyla bir
rılmasının çalışmalarını yürütüyo­ hafta uğraştıktan sonra görüşebil­
ruz. Fakat Trakya'yı lstanbul'suz. di. "Eşimi boynundan tutup getir­
lstanbul'u da Trakya'sız düşünmek diler. Alnında darp izleri vardı. Pe­
mümkün değil. Artık Trakya'nm rişan bir vaziyetteydi. işkence ya­
ana fonksiyonları lstanbul'a göre pılıyor" dedi. 10 Şubat'ta 60'a ya­
ayarlanmak zorunda" dedi. kın tutuklu yakını. keyfi gözaltıları
Trakya'da. lstanbul'un yakının­ bul'un sanayi yükünü. kültür yükü­ protesto etmek için İHD'de toplan­
da bir merkez oluşturulmasının söz nü. liman yükünü alabilecek şekilde dı. SHP 11 Başkanı Nazik Dizda·
konusu olduğunu ve bölgenin po­ bir yapılanmayı gerektiriyor. Teşvik roğlu ve DYP ll Başkanı Veli Ye­
tansiyelini harekete geçirecek ted­ mevzu�u bölge için yeniden düzen­ şil'i arayarak kendilerine destek ol­
birleri alacaklarını belirten Güne· lenecek. Çalışmalarımız devam et­ malarını istediler. SHP 11 Başkanı
ler. "Oluşturulacak• merkez. İstan- mektedir" şeklinde konuştu. Dizdaroğlu, "Güvenlik güçlerimiz
suçluyu bulmak istiyor. Suçlular
MIT'te Demirel dönemi bulunduktan sonra diğerleri serbest

O cak ayının ortalarında Başbakan


Demirel'e M1Tte brifing verildi.
rel toplannda bu tür olayları örnekle­ bırakılacaktır. Bu aşamada bize
riyle eleştirirerek M1Tin kendi göre­ beklemek düşer. İşkence yoktur"
dedi. DYP 11 Başkanı da. "Emniyet
Brifingin konusu M1Tin çalışmala­ vini yapmasını istedi" diyor.
rıydı. Polis çevreleri. bölgelerdeki Aynı yetkili. MlT Müsteşarı Müdürü ile görüştüm. jandarmanın
yetkililerin de katıldığı toplantıda Korgeneral Teoman Koman'ın isteği üzerine alınmışlar. Olayda
Demirel'in MlTi kıyasıya eleştirdi­ Ağustos'ta MlTteki süresinin dola­ Kontrgerilla yoktur" dedi. Tunce­
ğini dile getiriyorlar. Toplantıda bu­ cağını belirtiyor. Yetkili, son dö­ li'deki bütün siyasi parti başkanla­
lunan bir kaynak ise. Demirel'in nemdeki başkanların içerisinde en ·nyla İHD'nin içişleri Bakanlığı ve
M1Tten asli görevlerine dönmesini başarılısının Teoman Koman ol­ İnsan Haklan Bakanhğı'na çekmek
istediğini aktarıyor. MlTin sivilleş­ duğunu belirterek, "Teoman Ko­ için hazırladıkları faks metnine.
mesinin gündemde olmadığım. an­ man ' ın emekli olup. yine MlTte SHP 11 Başkanı Nazik Dizdaroğlu
cak 1 2 Eylül'le birlikte oluşan sis­ kalması ihtimal dışı değil. Ordu da "olaylar abartılıyor" gerekçesiyle
temdeki aksaklığın giderilmek isten­ bunu istiyor" diyor. imza atmadı.
diğini söylüyor. Başbakanlık ödene­
ğiııin yarısının M1Te verildiğini. bu IaSA ıasA. . . KISA KISA. . . IaSA ıasA. . .
yolla teşkilatın ödeneğinin ikiye kat­
lanmış olduğunu. Demirel'in teşkila­ • Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti'nin 9 Şubat'taki genel ku rulunda Ra.­
ta ilişkin yaklaşımına örnek olarak mazan Pamuk tekrar başkanlığa seçildi. Naci Sıpan'ın oluşturd u ğ u mu halif
gösteriyor. Yetkili. " MlT. Başbakan­ listeden iki kişi de yönetime girdi.
lığa bağlıdır. Verdiği bilginin bir • BILAR'ın Kürt Tarihi ve Etnografisi Seminerleri dizisinin dörd üncüsün­
de, 'Kü rt Edebiyatında H i kaye ve Roman' tartışılacak. Konferansı verecek olan
kopyası otomatik olarak Milli Gü­
Mehmet Uzun. uzun yıllardan beri lsveç'te. yaşıyor. Bu g ü ne dek yayımlanmış
venlik Kurulu'na gider. Cumhurbaş­
. dört romanı var: Konferans, 22 Şubat Cumartesi g ü nü saat 1 5.00'de lstanbul
kanı'na bilgi · vermek zorunda değil­ Bilar'da yapılacak.
dir. Evren. Köşk'te bir istihbarat ör­ • SHP lstanbul insan Hakları Komisyonu 1 Mayıs'a konan yasağın kalkma­
gütü kurup başına damadını getirdi. sı için imza kampanyası başlattı.
kızı ise MlTıeydi. Bunlar MlTe ra­ • Diyarbakır' ın önde gelen kültür kurumlarından Di lan Kitabevi 6 Şu bat 'ta
kip bir teşkilat gibi çalışm�ya başla­ polis tarafından basıldı. 1 50 adet kitaba el kondu. Kitabevi sahibi Hasan DaO­
dılar. MİT nötralize edildi. Ozal. Ev· tekin 'in kardeşi Yücel, yasak kitap bulundurduğu gerekçesiyle tutuklandı.
ren'le ortak olarak Köşk istihbaratını • Elazığ'da MHP' liler, 28 Ocak'ta lslam Şehitlerini Anma programı adıyla
kullanmak istedi. Zaın_;ın zaman ça­ 1 2 Eylül'de idam edilen Cevdet Karakaf ve Cengiz Baklimur'u mevlitle andılar.
tışsalar da ortaktılar. Ozal. MlTten • Victoria Kürdistanlılar Derneği'nin girişimi üzerine Avustralya'da ilk Kürt­
çe okul açıldı. Avu stralya Eğitim Bakanlığı tarafından M el bourne'da açılan ve
özel hizmet istedi. Kabul edilmedi.
giderleri devletçe �rşılanan okulda Kürtçe dil dersleri yanı sıra, Kürt tarihi ve
Evren'le anlaşarak Hiram Abas'ı
kültürü de okutu lacak.
M1T Müsteşar Yardımcısı yaptı. he­ • Japonya Başkonsolosluğu ve Tü rk-Japon iş Konseyi, ·2 1 . yüzyıla doğru
defi MlTin başına geçirmekti. MİT. Türk-Japon dostluğu' konulu bir kompozisyon yarışması düzen ledi.
dışlandı. horlandı. Süleyman Demi-

16 ŞUBAT 1 992 • fKfBfN'E DOGRU • 29


• BNDIKA�

iŞÇ i LE R , BOM BALAMA VE POLiS Ö LDÜ RME O LAYLAR I N I DEGERLEND I R D I

"92 sözleşme eylemlerini


engelleme ha11rllğ111
"Bireysel terörden en büyük zararı emekçi görü r" . . . "İşçi sınıfı hiçbir zaman
provokasyona yol açacak eylem yapmaz" . . . "Kontrgerilla kendisine i htiyaç
olduğun u , işe yaradığını göstermek, meşrulaşmak için provokasyon yapıyor" . . .
"Halkla işçilerin arasını açmaya çalışıyorlar. "
on yıllarda kitleselleşen,

S
topluma ve kamuoyuna
mücadelelerinin haklılığı­
nı kabul ettiren işçiler
devlet -zoruna karşı hangi mücade­
le biçimlerini onaylıyor? Hangile­
rini, neden onaylamıyor? Sınıf mü­
cadelesinde sonuç alıcı mücadele
biçimi olarak ne öneriyor? 2000 'e
Dogru, belediye, petrol, metalurji,
tekstil, basın, haberleşme, enerji,
ilaç, havayolu, ulaşım ve taşıma iş­
kollanndan temsilci ve işçi önder­
leriyle görüştü. Her gün polisle
göğüs -göğüse mücadele eden Yur­
tiçi Kargo işçileri ve Karayollan l .
Bölge Müdürlüğü işçileri. grup ha­
linde tartışu. 2000'e Dogru'nun so­
rusu şuydu: "Bombalama ve polis
öldilnne olaylarını emekçi halkın
çıkarları açısından değerlendirir KARAYOLU I Şçl LERI E-5'TE YÜ R Ü D Ü (29 Mayıı 1991). "Yılanda llzlqmelar
misiniz?" Söz işçinin: bıflıyıcık. Hıkfınmın ıımık l�ln ytrlyOfler yıpıcaaız. Bunlırı engellemek l�ln
hıznlık yapıyorlır-
"SINIF ADINA
-Bu tür eylemler, belirleyici.. ol­ MİT1e birlikte gerçekleştirildi.
MüCADELE EDENLER
masa bile yol almamızı engelliyor. Böylece, "Ben size demedim
S INIFTAN ÔÖRENSIN"
Başarıyı geciktiriyor. mi?"nin yolu açılmaya çalışıldı.
Levent Aktarma Merkezi'nden -Her şey yerinde, zamanında ve -İşçi sınıfı hiçbir zaman provo­
bir grup Yurtiçi Kargo işçisi: bütün hesaplar yapılarak eylem ya­ kasyona yol açacak eylem yapmaz.
-Gerçekleştirilen eylemler, işçi pılmalıdır. Sınıf adına mücadele kendisi için yararlı ve faydalı olan
sınıfı mücadelesi ile ilgili değil. edenlerin öncelikle sınıfın içine eylemleri yapar.
Polisle sürekli karşı karşıya oldu­ girip, sınıfın ne durumda olduğunu -Devrimcilik ve sosyalizm. te­
ğumuz için olumsuz etkilerini ya­ öğrenmesi gerekir. röristlikle eşitlenemez. Hangi örgüt
şadık. Bu olaylardan sonra polisin -Bunlar birer tezgah ve işçilerin yaparsa yapsın doğru değil. Galle­
tavırları daha sertleşti ve pervasız­ aleyhine oluyor. işçiler suçlanıyor. ria'ya aulan molotofla işçiler, ço­
laşb. Polisler, morallerinin bozuk Örneğin. Yurtiçi Kargo şubelerinin cuklar da ölüyor.
olduğu gerekçesi ile saldınnaya bombalanması Kargo işçilerinin
"SÖZI..EŞMELER 1ÇlN
başladılar. Her gün yaptığımız ey­ üzerine atılıyor. İşverenler, bu dav­
YAPACA(HMIZ EYLEMLERi
lemleri yaparken, Altunizade'de ranışlar sonucu kendilerine haklı­
ENGELLEME HAZIRLIÔI"
Çevik Kuvvet arkadaşlarımızdan lık payı çıkarmaya çalışıyorlar.
birini copladı. Biz müdahale ettik. -işveren. direnişi kırmak için Karayolları 1. Bölge Müdür­
Diğer polisler de müdahale etti. işçileri terörist ilan etti. Bunun ar­ lüğü 'nden bir grup işçi: Sermaye­
"Arkadaşımızın morali bozuk, si­ kasından haklı çıkabilmek için bu nin oyunları var. Polisleri vuruyor­
nirlendi" gibi gerekçelerle saldırıyı tür provokasyon eylemlerine baş­ lar. Bu. jşçi sınıfının mücadelesine
açıklamaya çalıştılar. vuruldu. Belki de bu eylem ler indirilecek bir darbedir.

30 • tldBİN'E DoGRU • 16 ŞUBAT 1 992


görür. Terör. terörle önlene­
mez. Hem polis öldürülmesL
hem de bombalama olayları

yanlış. işçiler genelde yanlış
buluyor. insanlarda yılgınlık
ve bezginlik yaratıyor. Terör
gelişir, yayılırsa işçilerde de
yılgınlık yaratır.

YURTI ÇI KARGO i ŞÇi LER i CAÖALOÖ LU'NDA i ŞTEN ATMALAR! PROTESTO ED iYOR
(3 Şubat) . •eu olaylardan sonra pollıln tavrı daha sertl•ftl ve pırvısızlafb. •

-işçi sınıfına daha çok baskı ya- "HALKA HER YÖNDEN


pacaklar. Sermaye hazırlık yapı- ZARAR"
yor. Halkla işçilerin arasını aça­
Ahmet Altıntaş (Eminönü
caklar. İşçiyi suçlu gösterecekler.
Park Bahçeler Müdürlügü lşyeri
- 12 Eylül'ün faturası işçiye çı­
Temsilcisi): Yanlış bir şey. Halkın
kartıldı. Şimdi de ona hazırlık var.
çıkarına olamaz. Halka her yönden
- Yakında sözleşmeler başlaya­
zarar veriyor. Bunu yapanlar
cak. Haklarımızı almak için yürü­
emekçi değil. Bunu herkes biliyor.
yüşler yapacağız. -Bunları engelle­
Ama yarın halk bir eyleme çıktığı "YAPANLARIN
mek için hazırlık yapıyorlar.
zaman onları bombalayan, eylem lŞÇl OLMADIÔI B1L1N1YOR"
yapan insanlar gibi gösteriyorlar.
Dursun Çelik (Kartal Arabalı
Vapur iskelesi işçisi): Bombalama
olayları halkı hedef almamalı. Bu
olayları yapanların işçiler olmadı­
ğı biliniyor. Bu nedenle işçi hare­
ketlerinin zarar göreceğini sanmı­
yorum. Ama bunları bahane
ederek işçiler üzerinde baskı kur­
maya çalışabilirler. İşçiler, sosyal
durumlarının iyileşmesi için yürü­
yüş yapmak istifor. Sendikal mü­
cadele için eylemlere başvuruyor­
lar, yürüyorlar. Bu eylemlerde
· polis, bu tür olaylan bahane edip
işçiyi engelleyecektir. Polis öldü­
rülmesi için ne diyeyim? Gazete­
lerdeki, televizyonlardaki gibi,
"Masum polisi öldürenler yakalan­
"ADIMIZA LEKE SÜRÜYOR" malı, suçlular cezalarını çekmeli"
mi diyeyim? Polis yaptığı kötü
İsmail Akbulut (lzmir Beledi­
davranışların cezasını görüyor.
ye işçisi , Ankara yürüyüşçüsü):
Kesinlikle tasvip etmiyorum. Baş­ "İŞVERENE BAHANE"
kasının bizim adımıza böyle şeyler "EN BÜYÜK ZARARI Ömer Çetin (General Elektrik
yapmasını onaylamıyorum . işçi sı­ tşçl GÖRÜR"
Baştemsilcisi): Önümüzdeki dö-
nıfı olarak böyle eylemlere karşı­ Cumbur Altay(Birleşik nem bahar eylemleri başlayacak.
yız. Bizim adımıza ve mücadele­ Alman ilaç Fabrikası Temsilcisi): İşçi sınıfı mücadelesi bu dönem­
mize leke sürüyor. Terörden en büyük zararı emekçi terde yükseliyor. Bunlar bahane
16 ŞU BAT 1 992 • IKIBIN'E DOGRU • 31
edilerek önümüz tıkanacak. B iz
zarar göreceğiz. Nasıl Köıfez Sa­
vaşı bahanesiyle yüzlerce işçiyi at­
tılar?

"BiZ EYLEMiMiZLE
Y ANITI.JYORUZ"

Satı Ekmekçi (Kartal Teneke


Baştemsilcisi): Yanlış. Bombala­
nan yerlerde bizim çocuklarımız
da olabilirdi. Bu demokrasiye ya­
kışmaz. Bu tür eylemler mücadele­
ye zarar verir. B ize karşı saldırıla­
ra biz eylemlerimizle yanıt
veriyoruz. Bu olaylar yüzünden
işçi bir araya toplanmaktan. eylem
yapmaktan çekinir.

!'SINIF MÜCADELESiNDE
Ş İDDET OLUR. AMA
B İREYSEL TERÖRE HAYIR"
olayların arkasına sığınıp eylemle­
İsmet Evyapan (Makine Kalıp rin önüne geçiyor. Biz, ancak ör­
işçisi): Türkiye bir demokratikleş­ yaratıyor. PKK yaptı diyorlar. Ta­ gütlü gücümüzle bir şeyler kazana­
me süreci yaşarken bu olayların ol­ banda sempatisi olan insanlar bile biliriz.
ması, arkasında bazı güçlerin oldu­ tepki duyuyor. Türkiye'de tekrar
"KONTRGERİLLA
ğunu ortaya koyuyor. B unlar MlT, bir 1 2 Eylül yaratma amacı taşıyor
FENERBAHÇE'DE"
CIA ve Kontrgerilla'dır. Hiçbir olabilirler.
devrimci örgüt. bireysel terörü be­ Osman Takmaz (Makine Ka­
"DEVLET DE BU ORTAMI
nimsemez. Sınıf m ücadelesinde lıp Baştemsi/cisi): Türkiye'de de­
BEKLİYOR"
şiddet olur. Ancak bu dönemde ke­ mokratikleşme hareketleri başladı­
sinlikle kabul ve tasvip etmiyoruz. Burhanettin Özkaynak (/stan­ ğı zaman bu olaylar başlıyor ve
bu/ PTT Fabrikası işçisi): Sonucu "faili meçhul" deniyor. Hertıangi
"İŞÇİDE NEFRET"
iyi görmüyorum . İşçi sınıfı müca­ bir olayda yakaladıklarının üstüne
Temel Haliloğlu (Sümerbank delesini engelleyecek. En basitin­ yıkıyorlar'. Bazen, birtakım örgütle­
Tekstil Fabrikası Temsilcisi): den, yarın bir demokratik mücade­ rin üstlendiğini basından okuyo­
Bence . zararı çok büyük. Böyle leye girdiğimde polis daha ruz . . . Ben bu filmi 1 2 Eylül önce­
terör olaylan ile hiçbir yere varıla­ saldırgan olacak. Genel olarak, bu sinde seyrettim. O zaman da CIA,
maz. Bu olaylar karşısında işçide tip eylemler işçi sınıfı mücadelesi­ MlT, Kontrgerilla'nın yapuğı bel­
nefret uyanıyor. ne zarar veriyor. Bunlar bahane liydi. Fenerbahçe Orduevi'ne subay
edilerek mücadeleye ket furmak
"İŞÇİYE MAL EDİLiYOR"
istenebilir. Askeri önlemler düşü­
Kenan Kanbay (Darphane iş­ nülebilir. Zaten çıkmazda olan
çisi): Bu tür eylemler işçi sınıfı devlet de böyle bir ortam �kliyor.
açısından iyi bir şey değil . Geç­
"REFORMİST SENDlKACIY A
mişte bu olaylar nasıl işçi sınıfına
S İPER"
mal edildiyse yine aynı şey olabi­
lir. O zaman işçinin karşısına nasıl Osman Par (Derby Jilet Fabri­
bir 1 2 Eylül çıkardılarsa, yine aynı kası Baştemsilcisi): Birileri çıkıp
bahanelerle aynı yola başvurabilir­ bu olayları yapıyor. Ondan sonra
ler. polis, "kana kan, intikam " diyor,
infazlar yapıyor. Biz bu senaryo­
"SEMPATİZANLARI
lardan bıktık anık. Emekçi halkın
KARŞ I S AFA İTİYOR"
çıkarı açısından elbette olumsuz.
Hüseyin Kıhç (Makine Kalıp İşçiler adına kimse birşey yapma­
Temsilcisi): Emekçi halkın , ekono­ malı. Terör olayları ile işçi hareke­
mik-demokratik haklan için müca­ tine bir şey kazandırılacağını dü­
deleye başladığı bir sırada bu gibi şünm üyoruz. Direnişe başladığı­
hareketler Kontrgerilla'nın eylem­ mız zaman bu tip olaylar işçileri
leri olabilir. Emekçi halkın müca­ geri çekiyor. B unlar. sermaye ve
delesinin önünü kesmeye çalışıyor­ onun güdümündeki güçlere yarı­
lar. İşçi sınıfı içinde tepki yor. Reformist sendikacılar da bu

32 • İKİBİN'E DOGRU • 1 6ŞUBAT 1 992


kimliğiyle giriyor. 1 0 gün kalıyor. olduğunu. işe yaradığını göster­ sermayenin hazırladığı bir plandır.
kimsenin ruhu duymuyor. Bu in­ mek. meşrulaşmak için provokas­ Ôzal'ın planıdır. İşçilerin hak �a­
sanlar Kontrgerilla değil de. kim? yon yapıyor. Sonuçta bir sürü faili yışına etkisi olacak. örneğin, 1
12 Eylül öncesinde devrimciler de meçhul olay kalıyor. Burada emek­ Mayıs yaklaşıyor. Bu olayları ba­
yaptı. Ancak zamanlama yanlıştı. çi sınıfa yansıyan şu: Huzursuzluk, hane ederek engelleyecekler. Dev­
Bu hata yüzünden 1 2 Eylül geldi. tedirginlik, yılgınlık. işçi eylem let Güneydoğu'daki terörü buraya
Bombalama. öldürme olaylan yapmaktan. mücadele etmekten çekmeye çalışıyor. Çünkü burada
olurken. kitleyi mücadele içine çe­ kaçıyor. Örgütsel çalışmadan kaçı­ işçi var. Bunun PKK'yle ilgisi yok.
kemezsiniz. iş güvenliği yok. can yor.
güvenliği de olmazsa. insanları
"HAKLI EYLEMİ
başka şeylere motive edemezsiniz.
ENGELLiYOR"
"iŞÇiLERiN KAZANÇLARI
Feriha Ülker (DEVA ilaç Fab­
ARITIKÇA. SERMAYE
rikası Temsilcisi): işçilerin yararı­
KA YBEITIKLERINI ALMAK
na değil. Bu olaylar işçilerin dışın­
lÇIN BU YOLA
da kalan olaylar. Ama işverenler.
BAŞVURUYOR"
işçilerin haklarını kısmak için bun­
İ lhan Taşdemir (Ankesörlü ları kullanıyor. Haklı bir eylemde
Telefon Müdür/ügü Baştemsilcisi): bizi terörist ilan ediyorlar. Terörü
Benim kanıma göre bu. sırf bahane ederek 1 Mayıs'ı kutlama­
hükümetin açıkladığı politikaları mızı engelliyorlar.
baltalamak ıçın Kontrgerilla
"GENÇLERE TEPKi
tarafından gerçekleştiriliyor. Şu
YARATIYOR"
kaçınılmaz. işçilerin kazançları
arttıkça, eylemler artacak. Nuray Şeker (Gameda Baş­
Sermaye, kaybettiklerini geri temsilcisi): insan olarak bakıldı­
almak için bu yollara başvuracak. ğında korkunç, rezil bir olay. Hiç
işçiler basında çıkanları olduğu kimse infazı hak etmez. işçilerin
gibi görüp, sosyalizme, içinde antipati yaratıyor. Öğrenci­
sosyalistlere tepki duyuyorlar. Bu lere. gençlere tepki oluşuyor. Mü­
tür eylemler mücadeleyi baltalıyor. cadelenin içinde olmayan insanları
"DÖNMEK ISTED1Ö1M1Z
daha da uzağa itiyor. Önemli olan
İŞYERİMİZİ BOMBALIYORUZ !
insanları mücadeleye çekmek.
HANI MANTIK"
"KONTROLSÜZ TERÖR"
Yusuf Yüksel (Yurtiçi Kargo
Ender Supçin (THY Bilgiişlem Topkapı Aktarma Merkezi'nden
Temsilcisi): Yanlış yapılıyor. Bi­ Direnişçi işçi): Yurtiçi Kargo'nun
reysel terör bir silahtır, kontrol bazı şubelerini bombalayıp işçile­
edemezsiniz. işçileri, halkı sindi­ rin üstüne attılar. Kim yaparsa
rir. Halk, polis öldürülünce. "iş­ yapsın, "işçi sınıfı yararına yapıyo­
kence yapmıştır, cezasını bulmuş" rum" dese bile bu tür olaylara kar­
diye bakıyor, ama bombalamalar­ şıyım. Bizim işimizi zorlaştırıyor.
da masum insanların ölmesine çok Biz işimize dönmek istiyoruz, iş­
tepki var. yerimizi bombalıyoruz! Bu, mantı­
ğa sığar mı? Bunu yapan ya da
"SIRADAN iŞÇiYi
yaptıranlar, işçi düşmanlığını kö­
ÖRGOTLEMEMIZ
rüklüyor.
ZORLAŞIYOR"
"CEZAYI
Bilal Yıldız (/mper Temsilcisi):
ÖRGÜTLÜ HALK VERiR"
İşçiler yönünden ileriye dönük za­
rarları olur. Zaten yapılan miting­ Emekli işçi (Topkapı Ambar­
lere işçiler korkup gelmiyor. İşçile­ lar): Bu olaylarda sınıfın mücade­
"ÖRGOTLENMEYl
rin örgütlenmesini olumsuz "yönde lesine hizmet eden hiçbir şey yok.
BALTALIYOR"
etkiliyor. Sıradan işçileri örgütle­ Devlet yanlış yapıyorsa, yanlışa
Süleyman Ü lger (Te_K Beyazıt memiz zorlaşıyor. yanlışla cevap verilmez. Eğer ce­
işçisi): Bir polis öldürüldüğünde. zalandınlması gerekenler varsa,
"DEVLET
polisler cenazenin başında toplanıp onu da örgütlü halk ceı.alandınr.
GÜNEYDOÖU'DAKl TERÖRÜ
intikam yemini ediyor. Kime Sermaye sınıfı bu tür olaylan işçi
BURAYA ÇEKMEYE
karşı? Halka. m ücadele eden işçiye sınıfına mal ediyor. Bunların işçi
ÇALIŞIYOR"
karşı. intikam amacıyla işçinin. sınıfı ile uzaktan . yakından ilgisi
emekçi halkın üzerine saldırıyor. Davut Yalçın (Karayolları 1 . yok. Bu insanlar, kim olursa olsun
Kontrgerilla ise kendisine ihtiyaç Bölge Müdürlügü Temsilcisi): Bu. işçi sınıfından kopuk insanlardır.•

16 ŞUBAT 1 992 • İKİBİN'E DOGRU • 33


G M İ S ' İ N D Ü ZEN LED İ G İ 2. ZON G U LDAK KU R U LTAY!

Denizer, "asalak iş,iler"


lafına yanıt vermed i
Denizer, "KIT'leri n özelleştiril mesini olumlu buluyo ruz" dedi. Çün.� ü Denizer,
"DYP-SH P o rtaklığına inanıyor"du . Ortaklık ne yapacağını bilird i ! "Ozelleştirme"
sözcüğünü Zonguldak için kul lanmaktan özenle kaçındı.
Zonguldak madenleri "iyileşti riliyor"d u .
dı "Zonguldak Kurul­ la suçlandı . Böylece denge sağ­ Sosyalist Parti h B aşkanı Ni­

A
tayı." 8 Şubat'ta yapıl­ landı . Ama asıl mesaj şuydu : yazi Işık, Kurultay'da madencile­
dı. Madencilerin sen­ Madenler satılacak-kapatılacaktı. re söz hakkı verilmemesini pro­
dikası GMİS'in salo­ Bunun tartışması yapılmıyordu testo ederek salonu terk etti. Işık,
nunda, GM1S tarafından düzen- zaten. Madenler, Zonguldak'ın " Burada Zonguldak'ın sorunları
lenen topiantıyı , Devlet Bakanı "kaderi " olmaktan çıkarılıyordu. tartışılıyor, ama Zonguldak'tan
Ömer Barutçu yönetti. Maden­ Zonguldak'ın "kalkınması" için kimse yok. Ne madenciler, ne di­
ciler konuşturulmadı. çareler aranacaktı elbette. İşçinin ğerleri. Sadece bakanlar ve mil­
Sanayi ve Ticaret B akanı Ta­ ise hiçbir söz hakkı yoktu. letvekilleri konuşuyor. Bu kurul­
hir Köse, Enerji ve Tabii Kay­
"KURULTAYIN tayın gerçek sahibi madencidir,
naklar B akanı Ersin Faralyalı
GERÇEK SAHİBİ madenci bilinçli olarak bu tartış­
ve Milli Eğitim Bakanı Köksal
NEREDE?" manın dışında tutulmuştur. Bu
Toptan, işadamı İshak Alaton
Kurultay, Zonguldak'ın sorunları­
söz birliği e�tmişti. Verimsiz GMİS Başkanı Şemsi Deni­
na çözüm üretemez ! " dedi. Niya­
ocaklar bir an önce e lden çıkarı­ zer in söz hakkı vardı. O da Hü­
'

zi Işık, salondan büyük bir alkış


lacaktı, çaresi yoktu. Bütün kümet yetkilileri gibi düşünüyor­
ve destek topladı.
ocaklar verimsizdi asiında. Ve­ du . Denizer, "KİTierin özelleşti­
Maden Mühendisleri Odası
rimsizliğin sorumlusu "asalak" rilmesini olumlu buluyoruz" de­
di. Çünkü Denizer, "DYP-SHP B aşkanı Fikret Özbilgin de top­
işçiler ve maden mühendisleriy­
di . 4-5 bin yerüstü işçisi çalışma­ ortak.lığına inanıyor"du. Ortaklık lantıyı terk etti. Özbilgin, "Zon­
dan, havadan para alıyor, maden ne yapacağını bilirdi ! Barut­ guldak'a ne yatırım yapmışlar da
mühendisleri ocaklar� inmeyi çu'nun "asalak işçiler" lafına bir üretim artışından bahsedilmekte­
reddediyordu. diyeceği de yoktu. Denizer, dir? Sorumlu olarak maden mü­
"özelleştirme" sözcüğünü Zon­ hendislerini göstermek doğru de­
ZONGULDAK'A İŞVEREN
guldak için kullanmaktan özenle ğildir. Bizim ocaklara inmediği­
"ÇÖZÜM" Ü
kaçındı. Zonguldak madenleri m.İl de doğru değildir. Bu tutumu
TTK yöneticileri de israfçılık- "iyileştiriliyor"du. protesto ediyorum " dedi. •

lllZll-IYll
g,{
SUWARİ ÇÔÇİKAN
Sarçalarin Süvarisi

ÇIKIYOR ! _

I KIBIN MÜZiK YAYINLARI


Mainzer Land str. ı 47 6000 Frankfurt 1 . Tel : 069 739 1 2 92 Fax: 069 730 68 23
• •

34 • İKİBİN'E DoGRU • 1 6 ŞUBAT 1 992


K ozlu sondaj işçileri Hüseyin Tafkıran , lamel Köksa l , Metin Ojuz, Musta­
fa Tan ve 1 8 yıllık koruyucu bakım işçisi lbrahim Gümüf kurultayı değer­
lendirdi:
iNCiR HARMANI KARTIYE 5'TE ÇALIŞAN -Bakan yerüstü işçilerine asalak demiş. Bir tek arkadaşımızın atılmasına göz
KAZMACI iŞÇiLER. (�oldan sata) yummayız.
RECEP GEREDELi, SELAHATTIN TAŞÇI, -Yerüstü-yeraltı işçisi ayrımı. birlik berabe rliğimizi bozmaya yönelik yapay
ŞÜKRÜ ERGiN, FiKRET PORSUK, bir ayrım.
MUSTAFA KAYA . -Ocağa inenle inmeyeni bir tutmak da doğru değil. Risk farklılığı var.
·Şimdi ocalılan çıkbk, terllylz. Ama -Yerüstü çalışan larının fazlalığı siyasi iktidarların partizan tutum undan kay-
banyo kapalı. 1 ·2 saat bekleyecegız. naklanıyor. Bunun faturası işçiye çıkartılamaz.
KuruHayda konupn bakanlar bunu -Kurultayın amacı ocakları kapatmakm ış. Kendim işte olduğ u m için katıla­
blllyorlar mı?
-lyllefll r me adı altında özelleştınne madım. Ama katılan arkadaşlardan W! basından ed indiğim bilgi bu . Bakanlar ve
kurultayı yapıyorlar. işadamları yatırımdan değil de, kapatmaktan dem vuruyorlar. Buna güçleri yet­
-Biz asalakmıpz. 1 0·15 kazmacının mez. Kömür ocaktan çıkana kadar zarar etmiyor. Dağıtım ve d eğerlendirmede
yapacaoı ışt 3·4 kazmacı yapıyor. zarar ediyor.

• HEP - SHP ittifakının sundukları ve


koalisyonun "KOrt realitesi"

• BiŞAR NORŞIN: TOrk ve KOrt karde9llQI üzerine

ŞEREF LAŞER: Körfez Sava91 süreci ve


sonrasında G. KOrdistan

• GÜNAY ASLAN:
Geçml9le gelecek arasında kaybolmuş bir ülke
G. KOrdlstan izlenimleri

• S. ÇIYA: Etyopya'da devrim ve sonuçları üzerine

• ALI BiÇER: Yeni dünya dOzeni

• SALIM MIRZADE: l9yerl komiteleri ve


Olkemlzde lfçl sınıfı

• B. H ELİN : KültOr ve kOHOre yakla§ım sorunu

• M. REŞAT: AOrı isyanı


• DR. ALI KILIÇ: ZONE MA
SIDO'Y� QARLTOVA: GELl YE ZlLAN
• BEŞ� YEKIM: Ml TOLOJl SALIM BEGa 0
NASIR BEG�

16 ŞUBAT 1 992 • tKtBİN'E DOGRU e 35


E R KE N EMEKLİ L İ KTE iŞVE RE N LER i N D ED İ G I O LD U

İş� i ler i mıa topluyor


Türk-iş Genel Eğitim Sekreteri Mustafa Başoğlu : ·vasalar da m ı Çankaya'dan
dönecek? Bu bizi şüpheye d üşürdü . · Petrol-iş Genel Başkanı Münir Ceylan:
"Bir..kere daha sermayenin dediği oldu. Hükümet açısından iyi bir sınav olmad ı .
Ozal-Demi rel anlaştı : Deri-iş Genel Başkanı Yener Kaya: ·şok tesi ri yaptı .
Tabii hesap sorulacak . ·
rken emeklilik yasa tasla- cı. "Genel grev gibi bir şey ilan et- tidanndan 8- 10 yılda zor kurtul­

E
ğı, işverenlerin ve Özal'ın me düşüncesinde olmadıklarını" duk. Yeni Hükürnetle hemen işin
isteği . doğrultusunda, belirtti. Bamyacı, derhal protesto- başında harp ilan etmek istemiyo­
Meclis Komisyonu'ndan ya girişen işçiler konusunda şunu ruz" diyor. Mustafa BaşoAlu da,
geçti. Erken emeklilik hakkından söylüyor: "Daha komisyondan ge- "Hükümetle iyi ilişkilerimiz var,
l Mart 1 995'e kadar 20 yılını dol- çen taslağın ne olduğunu bile bil- tek bir olaydan . ötürü bozamayız.
duran kadınlarla 25 yılını dolduran miyorlar ki, neyi protesto ediyor- Ama hükümet işçinin bu tepkisini
erkekler yararlanabilecek. Bu ta- lar?" Türk-iş Genel Eğitim Sekre- dikkate alınalı" düşüncesinde.
rihten sonra emekli olanlar ise teri Mustafa Başoğlu ise, işçilerin
TAVIR DEÔlŞ"MESE DE
haktan yararlanamayacak. Çalışma beklenti içinde olduklarını belirti-
GÜVEN SARSILDI
Bakanlığı'ndan aldığımız bilgiye yor ve "Haklı bir tepki" diyor.
göre bu durumda, erken emeklilik Mehmet Bamyacı. "ANAP ik- Sendikacılar, hükümetten des­
hakkından yalnızca birkaç . �---.-- teklerini çekmiyorlar, ama
100 kadın yararlanabilecek. güvenlerinin sarsıldığını da
Ertesi gün durumu gaze­ vurguluyorlar. BaşoAlu şöy­
telerden öğrenen işçilerin le söylüyor: " Hükümet Çan­
ilk işi, sendikalarını aramak kaya karşısında geri adım
oldu. Türk-İş Genel Teşki­ attı. Bana göre hükümet
latlanma Sekreteri Mehmet kendi görüşünde ısrar etme­
Bamyacı ve Hak-lş Genel liydi. Yarın topluvizite ,
Sekreteri Hüseyin Tanrı­ grev ve lokavt kanunları de­
verdi. üyelerden devamlı ğiştirilirken, o da mı Çanka­
tepki telefonları aldıklarını ya'dan dönecek? Bu bizi
belirttiler. işçiler daha o şüpheye düşürdü. "
gün, kendi inisiyatifleriyle "Bir kere daha sermaye­
binlerce imza topladılar. nin dediği oldu. Hükümet
Demiryol-lş İzmir Şube- • açısından iyi bir sınav olına­
TURK-I Ş GENEL TÜ RK- i Ş GENEL E{;ITI M
sı· •n uye ışçı· 1er. B aşb a- dı." Bu sözler Münir Cey­
� ·· i i SEKRETERi MUSTAFA
·

kan a. Çalışma Bakanlığı _ ,na TEŞK LATLANMA SEKRETER lan'a ait. Petrol-İş Genel
MEHMET BAMYACI BAŞO{; LU
ve Meclis'e protesto ..-------"""'. Başkanı, sözlerine
telgrafları çektiler. şöyle devam edi­
Milli Eğitim Basımevi yor: "Bu durum
işçileri. üyesi oldukla­ hem hükümet için­
rı Basın-İş İstanbul de, hem de diğer
Şubesi'ne toplu telgraf • çevreler arasında
eylemi düzenlemesi yeni çelişmeler do­
isteğiyle başvuruda ğurucak. Aruk hü­
bulundular. kürnetle görüşerek
Petrol-iş Genel bu işin çözüme ka­
Başkanı Münir Cey­ vuşacağına inanını-
lan'a göre, "Erken . yorum. Özal-
emeklilik yasasının Demirel anlaştı. iş­
böyle olmasına tek tek çiler aktif olarak
tepki göstermek yeri­ tepki göstermeli.
ne, Türk-İş olarak tep- E����----_J Bundan eylemliliği
ki gösterilmeli." An- DER i -i Ş GENEL BAŞKANI �OL-iŞ GENEL BAŞKANI kastediyorum ."
cak Mehmet Bamya· YENER KAYA MUN IR CEYLAN Ceylan, iş güven-

36 • IKJBIN'E DoGRU • 16 ŞUBAT 1 992


cesi yasasında da aynı tehlike ol­
duğunu vurguluyor. "Tavır deği­ VABDİYA
şikliği olacak. Hükümetle olan gü­
ven bağlan sarsılma noktasına ge­ • DISK'in 25. kuruluş yıldönümü nedeniyle '2000'1i yıllarda Çalışma yaşamı ve
lir. Mesajı burada net vermeliyiz." sendikal anlayışlarda yeni açılımlar' konulu bir panel d üzenlendi. Panele, Türk-iş
Genel Sekreteri. Orhan Balta, Hak-iş Genel Sekreteri Sa l im Uılu, DiSK Yönetim Ku­
Deri-iş Genel Başkanı Yener
rulu üyesi Kemal Daysal, TISK Genel Sekreteri Kubilay Ataaayar, ILO Türkiye Tem­
Kaya da. "Öı.al'ın dediği oluyor"
silcisi Rüçhan lfık, ASK sözcüsü Wim Bergers, lü işletme Fakühesi ' nden Do�. Dr.
diye kaygılı. Ama hükümete cep­ Hacer Ansal ve gazeteci Şükran Ketenci katıldı. Konuşmacılar en çok 'sosyal diya­
heden karşı çıkmaya gönlü razı de­ log ve toplumsal uzlaşma· konularına değindiler. Kubilay A111a yar 'ın 'Şimdiye ka­
ğil. "Bizim de kamuoyu yaratma­ dar yanlış yapmışız. Hep kavga etti k. Gelin bir olalım. El ele vermek görevimit söz­
mız gerekirdi, yapmadık. Hükümet leri büyük alkış topladı.
seçim zamanında böyle dememişti. • Adana Toros Gübre işçileri direnişlerinin 53. g ü nü nde, 1 Şubat'ta ölüm orucu­
Diğer sendikalarla birlikte bir du ­ na başladılar. Sendikalaştıkları için işten atılan 300 işçi, bugü ne kadar fabrika önün­
rum değerlendirmesi yapı lacak . de çeşitli eylemler yapm ışlar, Ankara'ya g itm işler ve SHP Ceyhan ilçe binasını bas­
Şubelerde tepki var. Herkes ümit m ışlardı.
bağlamıştı. Şok tesiri yaptı. Tabii • Aliağa Yü k Taşıyıcıları Kooperatifi üyesi 200 kamyoncu 12 Şubat günü direni­
hesap sorulacak. " şe başladı. 1 99 1 Aralık ayında sözleşmeleri biten işçiler. yeni sözleşme için bir ton
Bu haber yayına hazırlandığı sı­ hurdadan 9 bin lira istediler. Aliağa Habaş Hurda Fabrikası yetkilileri ise 7 bin lira
rada, taslak henüz yasalaşmamıştı. verdiler. Bunun üzerine kamyoncular 8 bin liraya anlaşabileceklerini belirtt i ler. An­
Sendikacılarda hata bir parça ümit cak, işveren dışarıdan m üteahhitlerle 8 bin liraya anlaşma yoluna g itti.
vardı. • lzmir'de kurulu BMC fabrikasında Şubat 1 991 'de imzalanan sözleşmeden bu
yana 900 işçinin işine son verildi. Fabrikada şu anda 3 bin dolayında işçi çalışıyor.
"ERKEN EMEKL1Lll{" DEÔ1L,
i şveren, bir yandan verimsizlik dolayısıyla işçi çıkartırken, bir yandan da rekor dü­
GASP EDİLEN HAKKIN iADESi zeyde imalat yaptıkları gerekçesi ile işçileri i ki dilim baklava ile ödü llendiriyor! lşye­
işçinin emeklilikle ilgili talebi, rinde örgütlü bulunan Türk Metal Sendikası'nın sorun larıyla ilgilenmediğini belirten
işçiler, 1 990 yılındaki grev sırasında sendika tarafından kendilerine ödenmesi g ere­
24 Aralık 1 985 te kabul edilen
ken 1 O milyara yakın paranın nereye gittioini soruyorlar.
'

3246 sayılı yasanın kaldırılmasıy­


dı. Söz konusu yasayla emeklilik • ÇalıŞma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından imren Aykut' un bakanlıOı dö­
zorlaştırılmış. kademeli bir yaş neminde oluşturulan SSK Sağlık Tesislerini Güçlendirme Vakfı (SISATEV) hakkında
soruşturma başlatıldı. 30 Haziran 1 991 tarihli 2000'e Doğrılda, "Aykut 'un Vakfı
tahditi getirilmişti. 3246 sa�ılı ya­
Şüphe yaratıyor' haberiyle konu kamuoyunun g ü ndemine getirilmişti. Vakfa yapıla­
saya göre. 1 0 Ocak 1 986 tarihin­
cak ödemelerin Avrupa Para Birimi (ECU) üzerinden hesaplanmasına ve otopark iş­
den 15 yıl önce sigortalı olanlar, letmeciliğine dikkat çekilmişti. Aynı haberde, Ankara Tabip Odası 'nın, Vakfı 'SSK
eski yasaya tabi tutulacak, 10 ile Hastalık Sigortası gelirlerinin özel amaçlar için talan edilmesinin en fütursuz örneği'
1 5 yıl arasında sigortalılık süresi olarak değerlendirdiği belirtilmişti.
bulunanlardan kadın olanlar 4 1 , er­
• DPT tarafından 1 992 yılı için hazırlanan programda kam u çalışanların ı n sendi­
kek olanlar 46 yaşında, 5 ile 1 0 yıl kalaşmasına ilişkin ILO hükümleri yer almadı. Koalisyon protokolünde yer alan me­
arasında sigortalılıkları bulunanlar mura sendikalaşma hakkı vaati ile çelişen bu tutum , tartışmalara yol açtı. Çalışma
kadın ise 43, erkek ise 48 yaşında •. ve Sosyal G üvenlik Bakanlığı yetkilileri hükümetin bu konuda sözü olduğunu ve DPT
5 yıldan az si gortası olanlar kadın istemiyor diye bu sözden dönemeyeceklerini belirtt i ler.
ise 45, erkek ise 50 yaşında emekli
olabilecekler.
1986'dan önce prim ve sigorta­
lılık süresi koşulunu yerine getiren
sigortalı, emekli olabiliyordu.
Aslında söz konusu olan "erken
emeklilik" değil, 1 986'da özaı hü­
kümetinin gasp ettiği bir hakkın
geri verilmesiydi .
işveren cephesi. bir bütün ola­
rak bu isteğe büyük tepki gösterdi.
"Erken emekliliğin ekonomiye bü­
yük yük getireceği. SSK ve Emek­
li Sandığı'nı batıracağı" öne sürül­
dü. Türkiye'de ortalama yaşam sü­
resinin yükseldiği söylendi. işve­
renlerin işçileri "genç yaşta" emek­
li edip "beslemeye" niyeti yoktu! BAYTUR İ ŞÇİLERi . Bıytu'dı fılıpn 62 lifinin lflnt ıendllılyı Uya olduklırı
SSK 1984 yılı istatistiklerine ger61nı Ilı ıon vtrlldl. 17 Ocık'tan itibaren lffller 5'er lılflllk gr1plar hlllndı
göre, emeklilerin yarısı, 25 yıl d6n0f0mll olırak • ılık grevine blflıdılar. Sındlklıl hıklınnı kullanmak ve
prim ödedikleri SSK'dan 9 yıl ma­ Grgltlenmek ııın mDcıdele ettlklerlnl bellrten IMller, ltlertne dininceye adar
aş almadan ölüyor. • mOcadılıyı devım ıdıceklırlnl bıllrttlltr. (fototraf: EYLEM SÜRER KAYA)

16 SUBAT 1 992 • İKİBİN'E DOGRU e 37


BtüzalıGÜLÜ
M i l l etveki l i n i n isya nı
yp
D
lçel milletvekili Ali S u . loj manlarının aylık ma­
liyetinin 10 milyon olduğunu söyleyerek. 2000'e
Dogru muhabirine yakınıyor. "Tam bir disiplinin hakim
olması gerekirken lojmanlarda gayriciddi bir hava ha­
kim. Örneğin. sabahları gazete okuyamıyoruz. Çünkü
saat 1 l .OO'de ancak geliyor ve toplu halde de gelmiyor
gazeteler. ayrı ayrı geliyor. 1 0 milyon masraf edileceği­
ne. 2 milyona şehir içinde oturalım. hiç olmazsa sabah
gazetemizi okuyalım . "

Bush h a m a mda nası l bayı l l r !


J
aponlar ayı yerine maymun oynatıyorlar. Maymun­
lann son zamanlardaki numarası ise şöyle: " Bush
San" diye seslenince: maymun pat diye yere düşüyor.

O l u r böyle şeyl e r !
A
nkara 3 . idare Mahkeme­
si'nce 4 Ş ubat l 992 tari hin­
SAKIP SABANCI. Nam-ı dlQer Napolyonl
Hayvanlara deOll insanlara önem de Sosyalist Parti Genel Merke­
veriyor! Kuldan utanıyor. . ! zi'ne bir karar tebliği edildi. Ka­
rarın özeti şöyle: " Davacı Sos­
yalist Parti l l . 9 . l 988- l 7 .9. l 988
Ya ğcı l l ğ ı n böylesi tarihleri arasında yapılacak ka­
palı yer toplantılarına izin veril­
görü l m e d i memesine ilişkin işlemin iptali­

K
ılınç Ekonomik Basın AJan· ni istemektedir. . . Referandum
( KEBA)'nın 402 sayılı hab ; 23.9. l 988 tarihinde yapıldığın­
bülteninde. ekonomi ile ilgili birk1ç dan ve yapılacak olan kapalı yer
kişinin portreleri çı.kanlmış. Bu şa­ toplantılarının bu referanduma
hısları tanıtma amacıyla yazılan port­ yönelik olduğu anlaşıldığından
relerden kısa kısa alıntılar yapıyoruz. hakkında karar verilmesine ya­
"Saygıdeğer. Mehmet Nafiz Gü­ raı: olmadığından, yargılama gi­
nal. ( M.N.G. Holding) büyük ve derinin davacı üzerinde bırakıl­
doğru dürüst işadamı, Türk müteah­ masına oybirliğiyle karar veril­
hididir." di .. . ''-
"Sakıp Sabancı. işadam ı. sanayi CEMi L Ç iÇEK. Parlayan yıldız, sönmeyen llahi adalet! l 5 gün içinde
sektörünün büyük imparatoru Napol­ gUnetl Sonsuza kadar tbıdlyyenl karar vermen gerekir.. . Sen üç
yon. yüksek hidroelektrik santralının yıl sonra yapıver. Üstelik "za­
tabii enerjisine sahip büyük enerji suza kadar ebediyen taşıyacaktır." manı geçti" diyerek de yargıla­
kaynağı. hayvanlara değil insanlara "Sayın_ Şemsettin Şemset, Kay­ ma masrafını davacıya yükleyi­
önem veren . fakir ve fukaraya ekmek seri ilimizin en muhterem iyi insa­ ver...
veren. lslarn dinine bağlı Allahtan nı. Türkiye'de delikanlıların hasosu.
korkan . kuldan utanan . . . " müzik dünyasını değil leydi'leri se­ Geç ka l a n m esaj
T
" Hüsnü Poyraz, eski Türkiye Ta­ ver. aptes alıp namaz kılmayı çok ürk-lş. yürüyüşçü lzmir Be­
rım ve Kredi Kooperatifler Merkez sever. . . " lediyesi işçilerini destekle­
Birliği Gene l Müdürü. bugünkü gö­ "Saygıdeğer Rüştü Saraçoğlu . mek için Ankara girişinde nasıl
revi Tarım Bakanlığı Müsteşarı ve TC'nin elektronik sistem modülü. karşılanacaklarını ve ne tür ey­
Müsteşarlar Kralı . Büyük Patron­ bankacılık sektöründe podyumda lemler yapacaklarını anlatan bir
Tarım sempozyumlarında mekanik derece alan. şov yaparak alkışlar mektup hazırladı. Mektup posta
ve elektronik beynimiz. aziz ve muh­ toplayan bir finalist..." ile sendikalara gönderildi. Pa­
terem devlet adamı. .. " Bir aile şirketi görünümünde zartesi öğleden sonra mektubu
"Cemil Ç içek . Anavatan iktidarı­ olan ajansın sahibi Mehmet Kılınç. eline alan sendikacılar şaşırdı.
nın parlayan yıldızı. sönmeyen güne­ Aynı soyadı taşıyan beş kişi daha Çünkü aynı gün, sabaha karşı
şi. Yozgat efendisi. protokol un ulu var. Mehmet Kılınç imzalı portre­ saat Ö4.00'te işçiler jandarma ta­
hakan ı . otoritenin nükleer çekirdeği. lerdeki yağcılık da boşa gitmemiş. rafından yaka paça otobüslere
Diplomatik şöhretini atide Türk mi­ 402 sayılı bültenin ilan geliri 56 bindirilmiş ve geri gönderilmiş­
toloji tarihinin alt ın sayfalarında son- milyon lira. üstelik de haftalık. ti.

38 • İKIBIVE DO(; R C • 9 ŞUBAT 1 992


Rüm.i.BGÜLÜ
Döndük i şte !

I
ran İslam Cumhuriyeti Büyükel­
ç il iği. "İslam devrimi" yıldönü­
münde bir resepsiyon verdi. Resep­
siyonda bir ara yan yana gelen Sos­
yalist Parti Genel Sekreteri Hasan
Yalçın ve Rusya-BDT B üyükelçi­
lik Müsteşarı Walter Sonis sohbet
ediyorlar. Sonis. Yalçm'a takılıyor:
" l 950'lerden beri Sovyetler Birliği
kapitalizme geri döndü diye diye .
sonunda bizi döndürdünüz işte ... "

'!
A
nkara . eni mahalle Milli istih­ yor. Bu arada bir MİT ajanı adayı.
barat Orgütü kapısı önünde sa­ "Arkadaş siz üniversite mezunusu­
bahın erken saatinde bir grup bek­ nuz. ben lise terk. Siz dil biliyorsu­
liyor. Kısa bir süre sonra otobüs nuz. ama ben bilmiyorum. Ş imdi
kapı önünde bekleyenleri alıp içeri bunlar bana neler yaptırır neler"
Kova ile DOiak evlenmemelllerl EOer
götürüyor. İstikamet MIT'in ye­ diyerek sınava girmekten son anda evlenirlerse, •Ne hali ettim ben• diye
mekhanesi. S ınav yapılacak. vazgeçiyor. hayıflanma malılar!
MIT'e son yıllarda. "Teşkilatı­ Kendisini Özel Tim elemanı
nızda çalışmak istiyorum" diye olarak tanıtan bir MİT adayının dil B i l i msel evl e n i n
başvuran üniversite mezunu sayı­ sınavındaki branşı Kürtçe. Anlaşı­

S
ivas Hakikat gazetesinin 8 Şu­
sında artış var. Ankara'da daha lan 'Kürtçe sınavı, devletin bir tek
bat 1 992 tarihli nüshasındaki
çok Dil Tarih ve Coğrafya Fakül­ bu bölümünde yapılıyor.
başyazıyı özüne dokunmadan özet­
tesi mezunları rağbet ediyor. Dil sınavından sonra görevliler
leyerek aktarıyoruz: " B i limsel ola­
Başvuranlardan birisi anlahyor: adaylara. "Biz sizlere sonucu bildi­
rak astrologlar. yıldızların ve onla­
"Mezun olduktan sonra çalmadık receğiz" diyor. Sonuç, kazananlara
ra bağlı olarak burçların insan ka­
kapı bıraldnadım. İş bulamadım bildiriliyor. ikinci bölümde genel
rakterini belirlediği noktasında bir­
bir türlü." Fakültenin filoloji bö­ kültür sınavı var. Türkçe. matema­
leşmişlerdir. Bu bilimsel verilere
lümlerinden birini bitir<m bu kişi­ tik. coğrafya. inkılap tarihi sorula­
göre. Kova ve Oğlak burc u evlilik­
ye bir yakını, " MlT'e başvur. senin rı ... tlginçtir. sınavda görevli kişi­
lerinin genelde uzun ömürlü olma­
bitirdiğin filoloji bölümü mezunla­ ler ısrarla aynı sözleri tekrarlıyor­
dığı. en çok boşanmaların bu burç­
rını havada kapıyorlar" diyor. O lar: "Biz MİT'çi değiliz. Burada
da dilekçe yazıyor: "Teşkilatınızda olanları kimseye anlatmayın. Yok­ larda görüldüğü tespit edilmiş. Bo­
çalışmak istiyorum ." B ir süre son· sa başınız belaya girer." Teşkilat şanmaların çoğunun birbirine ters
ra yanıt geliyor: " Buyrun görüşe- çalışanları ancak son bölümde, burçlardaki insanların birbiriyle ev­
1.ım. " M1Tin elemanları olduklarını söy­ lenmesinden meydana geldiği açık­
"Yenimahalle'deki birimlerine lüyorlar. "Bu sınav sonrasında ka­ lanmıştır."
çağırdılar. Gittim. Bir de ne göre­ zananlar. teşkilat mensubu olacak. Ahmet Turan Gürel imzalı ya­
yim . okuldaki arkadaşların çoğu Aynı bizim gibi" diyorlar. Son ola­ zıda. "Kim kiminle evlenmeli" so­
burada. Onlar da benim gibi fakül­ rak da ekliyorlar: "Bizim maaşım ız rusuna da burçlara göre yanıt veri­
tenin çeşitli filoloji bölümlerinden yüksektir." liyor. örneğin. İkizler burcuna
mezunlar. Sanki herkes birbirin­ Bu arada teşkilata başvuranlar­ mensup kadın ve erkek için şunlar
den utanıyor gibiydi. Herkesin bir­ dan anne. baba. kardeşler. sevgili yazılmış: "Sizi sakinleştiren ve ra­
birine söylediği. 'Vallahi iş bula­ veya eşin fotoğrafları. adresleri is­ hatlatan ideal eşiniz Başak'tır. As­
madım. mecbur kaldım. Ne yap­ teniyor. Yani sıkı sıkı araştırılıyor­ lan ve Oğlak da uygun olabilir. Bo­
saydım yani. aç mı kalsaydım?' sunuz. Teşkilatın bu kolaylığı var! ğa ile de uyuşabilirsiniz. Terazi ve
Herkes aynı şeyi söylüyor. günah S iz. uğraşa didine savcılıktan te­ Balık'tan çok uzak durun."
çıkarıyor." miz kağıdı almıyorsunuz. Bunu si­ Gürel yazısını şöyle bitiriyor:
Bekleşenleri sınav için yemek­ zin adınıza teşkilat yapıyor. "işte size bilimsel bir evlilik reçe­
haneye götürüyorlar. Burada dil sı­ Tüm bölümleri iyi derece ala­ tesi. ister kullanın, ister kaldırıp bir
navı yapılacak. Otobüste sınav rak geçerseniz. bir süre özel kurs kenara atın. Yanlış karar verip sa­
adayları merak içinde birbirlerine göreceksiniz. Sonra arş yiğitler va­ kın sonra ne halt ettim diye hayıf­
"Acaba ne yapacaklar" diye soru- tan aşkına! lanmayın ."

16 ŞU BAT 1 992 • lKlBlN'E DOGRU • 39


HALK KOM Ü N İ STLERE DÖN ÜYOR

Komünist gösteri 70 bin


Yelts i nci gösteri 5 bin
Komü nist g österiyi birçok örg ütü bünyesi nde barı ndıran "Trudovaya Rossiya"
hareketinin d üzen lediği bildiriliyor: "Trudovaya Rossiya" Rusça 'da "Çalışan Rusya " ,
"Emekçi Rusya" anlamlarına geliyo r. Yü rüyüş sıraşında b i r kamyonetten
Leningrad kuşatmasından kalan "Ayağa Kalk·, Onurl u Ulke" şarkısı duyuluyo rd u .
Yeltsin ' i desteklemek amacıyla yapılan gösteri ise beklenmedik bi r biçimde
Yeltsin eleşti rilerine sahne old u .
eçtiğimiz pazar günü bin olarak verdiler. Moskova Kent si boyunca geçerek Kremlin'in ya­

G
Moskova'da komünist­ Sovyeıi gösterilerin yapıldığı gün nındaki Menege Meydanı'na gelen
lerin düzenlediği ve 10 bini aşkın milis görevlendirdi . göstericiler eski Sovyet c umhuri­
Ağustos darbesinden Gösteriyi birçok örgütü bünyesin­ yetlerinin bayraklarını da taşıdılar.
beri yapılanların en büyüğü olduğu de barındıran "Trudovaya Rossi­ Göstericilerin büyük bir . bölümü­
belirtilen gösteri Yeltsin yönetim i­ ya" hareketinin düzenlediği bildiri- nün yakalarında Stalin resim leri
ni olduğu kadar Batı'yı da endişe­ liyor. "Trudovaya Rossiya" taşıdıkları görüldü. Taşınan pan­
lendirdi. Rusça'da "Çalışan Rusya · " kartlardan birinde " S talin Haklıy­
Gösterinin yapıldığı günden "Emekçi Rusya" anlamlarına geli­ dı" yazısı okunuyordu. Yürüyüş sı­
önce Moskova'da kom ünistlerin yor. rasında kortejin ön sıralarında yer
pazar günü toplanarak Rusya par­ Komünistlerin parlamento üze­ alan bir kamyonete yerleştirilen
lamentosuna yürüyecekleri ve ikti­ rine yürüyerek iktidarı almaya ça­ hoparlörlerden sürekli olarak
darı ele geçirmeye çalışacakları lışacakları yolundaki söylentiler "Ayağa 1'a}k. Onurlu Ülke" şarkısı
söylentileri yayılmıştı. Komünist­ gösteri öncesinde Batı basınında duyuluyordu. Bu şarkı İkinci
lerin iktidarı alma denemesinde da yer aldı. Devamlı haber yayını Dünya Savaşı'nın en güç günlerin­
bulunacaklarının yalnızca bir söy­ yapan televizyon kanalları gösteri de. özellikle Hitler ordularının Le­
lenti olmasına rağmen Moskova süresince neredeyse saat başı Mos­ ningrad kuşatması sırasında çok
Kent Sovyeti . komünistlerin göste­ kova'da neler olup bittiğini yansıt­ popülerdi.
rilerini yasakladığını duyurdu. ıılar. Sanki olağan bir gösterinin Gösterilerde yapılan konuşma­
Buna karşılık Beyaz Saray olarak dışında bir şeyler bekleniyordu. larda Yeltsin'in politikaları ağır bir
da bilinen Rusya parlamentosunu Gerçekten de Moskova'da bir dille eleştirildi . Gösteride söz alan
savunacakları söylenen Yeltsin ta­ süredir darbe söylentileri yoğun­ Svetlena Bondereva adlı konuş­
rnftarı kişilere toplanma ve gösteri laşmış durumda. Son olarak eski macı amaçlarının, halkı Yeltsin yö­
izni verildi. Dışişleri Bakanı Ed\·ard Şevard­ neümitıe karşı cesaretlendirmek ol­
nadze yeni bir darbenin olacağını duğunu söyledi. Konuşmalarda
10 B lN MlLlS
ve öu seferki darbenin Ağustos Moskova'nın ve Rusya'nın geri ka­
Yasağa rağmen onbinlerce kişi darbesinden daha iyi hazırlan mış lanının yabancılara satıldığı hatırla­
orak-çekiçli kızıl bayraklar ve olacağını söyledi.Şevardnadze tılarak buna bir son verilmesi ge­
Lenin ile Stalin'in resimleriyle açıklamasında darbeyi halkın des­ rektiği vurgulandı . Halkın da
toplanarak yürüyüşe geçtiler. Mos­ teklemesinden korktuğunu bildirdi. "Ülkemizi satmayın" şeklinde ba­
kova'da temas kurduğumuz kay­ ğırdığı gözlendi. Taşınan pankart­
"ÇAR BORlS lSTlFA"
naklar 2000'e Dogru'ya göstericile­ lardan birindeki karikatürde Mos- .
rin sayısı hakkı nda değişik bilgiler Moskova'da geçen pazar günü kova Belediye Başkanı Gavril
verdiler. Verilen sayılar 5 0 ile 100 yapılan gösterilerde en çok kulla­ Popov. "Sam Amca" tarafından te­
bin arasında değişiyor. Görüştüğü­ nılan slogan "Halk Düşmanı Yelt­ cavüze uğrar şekilde gösteriliyor­
müz kaynaklardan biri 70 bin raka­ sin" oldu . Boris Y el tsin i Hz.
' du. Popov. Marks-Engels Müze­
mının gerçekçi olduğunu söyledi. Jsa'ya ihanet eden Yudas'a benze­ si'nin bulunduğu binanın R us
Yeltsin taraftarları için verilen en ten kimi konuşm acılar. "Çar Boris Asiller Birliği'ne verilmesi kararı­
yüksek sayı 10 binin altındaydı. isti fa! " şeklinde slogan lar attılar. na öncülük etmesi nedeniyle daha
Bazı kaynaklar bu sayıyı üç dört Gorki parkından Kropotkin cadde- önce komünistlerin ağır eleşt irileri-

40 • İKİBi'.li'E DoGRt: e 16 ŞUBAT 1 992


ne uğram ışıı. PopO\·'un dıklarını söylediler.
Lenin mozolesinin kapa­
l 9 l 7 KORKUSU
tılmasını istediği de bili­
niyor. Öte yandan Yeltsin'i
desteklemek amacıyla
BATI BAS INI
yapılan bu gösteri bek-
GÖSTERiNiN
. lenmedik bir biçimde
SiYASAL
Yeltsin eleştirilerine
AMAÇLARINI
sahne oldu. Konuşma
GiZLiYOR
yapanlar arasında Rusya
Rus ve Batı basının­ Devlet Başkan Yardım­
da göstericilerin sayısı cısı Aleksandr Rutskoy
az gösterildi. Amaçları­ da bulunuyordu. Ruts­
nın yalnızca fiyat artışla­ koy. konuşmasında hil­
rını kınamakla sınırlı kümeti ekonomik araç­
yaşlı kişiler olduğu iddia larla katliam
edildi. Oysa gazetelerde gerçekleştirme politikası
basılan fotoğraflar ve fo­ izlemekle suçladı. Ruts­
toğrafaltı yazılan ve koy. bu politikaya bir al­
haber metinleri iki ayrı ternatif olarak ekonomik
gerçeği yansıtıyordu. sıkıyönetim uygulaması­
Fotoğraflarda. ellerinde na gidilmesini önerdi.
"Yeltsin istifa". " Yaşa­ Rutskoy'a göre. bu ya­
sın komünizm" gibi slo­ pılmadığı takdirde yeni
ganlar yazan pankartlar bir devrim kaçınılmaz
ve kızıl bayraklar bulu• olacak. Rutskoy daha
nan 25-30 yaşlarındaki ·önce· de. "Bir toplumsal
kişilerden oluşan kalaba­ patlama meydana gelir­
lıklar görülürken. bu fo­ se. Tanrı korusun
toğrafların altında yal­ l 9 l 7'de iktidara gelenler
nızca fiyat artışlarını aynı şeyi tekrar yapabi­
protesto eden birkaç lirler" şeldinde korkusu­
emekliden ve yaşlı ko- MOSKOVA'DA BiR KOMÜNiST GÖSTERi. 1 Şubat Pazar glnU AQ ıstos nu açığa vurmuştu.
münistten söz ediliyor- da rbesinden bu yana yapılan tDm kHlı gilsttrllırlnln en blylQI Boris Yeltsin de
du. ger,ıldıftlrlldl. Yeltsln tarattartarının dUzenledllll karfı gilsttrl ise Batı'ya yaptığı son ziya­
·
. Te 1evızyon haber1 e- tam bir fiyaskoyla sonuıtandı. Yıtslnclltrln gilstertılne ltım fOk az retinde. serbest piyasa
insan katıldı hım de Yıltsln karfıb konufllla lar yapıldı.
nnde de kızıl bayrakla- dönüşümleri desteklen­
rın dalgalandığı. genç insanların si­ liim" yazılıydı. Rusya'daki özerk mediği ve yardım programı başarı­
yasal sloganlar haykırdıkları cumhuriyetlerden ve diğer cumhu­ sızlığa uğradığı takdirde ülkesinin
görülür ve duyulurken, spikerler riyetlerden gelen göstericiler de yeniden "Sovyet türü totaliter dü­
sanki başka bir gösterinin haberini kortejde milli kıy�etleriylc yürü­ zene geçme tehlikesi içinde" oldu­
okuyordu. Rewer · ve DPA ajansla­ düler. ğunu söylemişti. Geçen pazar günü
rının gazetelere geçtiği metinlerde Rusya parlamentosu civarında yapılan gösteride konuşan Viktor
potestocuların sayısının düşük. toplanan Yeltsin taraftarları da Sergeyev adlı bir ekonomi uzmanı
Yeltsin taraftarlarının sayısının ise antr-komünist içerikli konuşmalar toplumsal patlamayı kaçınılmaz
olduğundan kat kat daha kalabalık yaparak komünizm tehlikesinden gördüğünü söyledi.
gösterildiği dikkat çekti. sözettiler. Göstericilerden biri Ko­ Öte yandan Çekoslovakya'da
TÜRK 1ŞÇ1LER1:
münist Manifesıo'daki ünlü cümle­ başlatılan anti-komünist histeri dal­
ye kinaye yaparak. "Ülkemizde gasının bir benzerinin Rusya'da da
"KAHROLSUN KAP1TAL1ZM"
komünizm heyülası kol geziyor" harekete geçirilme çabalarının ba­
Moskova'da yapılan gösteriler­ dedi. Çeşitli konuşmacılar eski ko­ şarılı olmadığı bildiriliyor. Was­
den başka Rusya'nın diğer kentle­ münistlerle milliyetçilerin ittifak hington Post gazetesinden Michael
rinde de gösteriler yapıldığı bildi­ yaptıklarını iddia ederek kızıl­ Dobbs'un yayımladığı bir yazıda.
rildi. Novosibirsk ve Andarsk gibi kahverengi ittifakın. yakında darbe Rusya halkının KGB ajanı ya da
Sibirya kentlerinde bile gösteriler yapacağını ileri sürdü. Kimi ko­ komünist olduğu söylenenlere
düzenlendiği haber veriliyor. Mos­ nuşmacıların ise komünizm zinci­ karşı tepki duymadığı. anlatılıyor.
kova'daki gösterilere Enka inşaat­ rine vurulmaktansa yalnızca Dobbs bu durumu halkın ekono­
larında çalışan Türk işçilerinin de ekmtk ve su ile yaşamayı tercih et­ mik sorunlara boğulduğu için anti­
Türk bayrağı ve Rusça-Türkçe likleri şeklinde ilkel anti-komünist komünist faaliyetlere ayıracak za­
pankartlarla katıldığı bildirildi. retoriklere başvurdukları görüldü. manı olmamasıyla açıklamaya çalı­
Türk işçilerinin taşıdığı pankartlar­ Söz alan birkaç kişi de Yeltsin re-· şıyor. •
dan birinde "Kahrolsun kapita- formlarını yeterince radikal bulma- ÖZCAN BUZE

16 ŞU BAT 1992 • 1K1B1N'E DOGRU • 41


GÖRÜŞME BAQ DAT TELEVllYONU'NDA. Ferit llıner ve M. Bedrt GUltekln'ln BAAS Partisi yltklllll AbdUI Gani Abdll Gılflr
bışklnlıQındakl bir heyetle görfifmellnl, Bıldıt Televizyonu anı haber billenlndt yayınladt . .GörlfRMYt Abdll Gıffur'un
yardımcısı Dr. lsa Erravl de katılda.
G Ö R Ü Ş M E BAG DAT TELEVİZYO N U ' N DA B İ R İ N C İ HABER

SP·BAAS buluşmasında
bölge sorunlar1 konuşuldu
Genel Yayı n Yönetm enimiz Fe rit l lseve r ve S P Genel Başkan Yardımcısı M. Bed ri Gülteki n ,
I rak BAAS Partis i m eclis kom itesi üyesi ve dış i lişkiler so rumlusu Abd ül Gan i Abd ül Gaffur
baş kanlığındaki bir h eyetle, başta Kürt sorunu olmak üze re bö lge sorun larını kon uştular.
I rakl ı yetki liler, "Ame ri ka'ya boyu n eğmeyeceğ iz" diyo rlar. I rak, SP' nin bölge ü l kelerinin ve
Kü rt ö rg ütle ri n i n , Batıl ı devletl eri dışlayarak Kürt soru n u n u çözmek üzere b i r araya
gelm eleri önerisini destekliyo r. BAAS heyeti , Barzan i 'Yle an laşmaya vard ı kları n ı ,
Barzan i ' n i n Kürdistan i Cephe'nin onayını almak i ç i n m e h i l isted iğini söyledi.
rgimizin Genel Yayın da yer aldı. Şimdi bütün Türk dost­ daki gelişmeler Amerika'yı korkut­

D
Yönetmeni Ferit l lsever larımızla ve özellikle SP ile iyi iliş­ tu.
e Sosyalist Parti Genel kiler geliştinnek istiyoruz" diye "Ülkeyi yeniden inşa ediyoruz.
Başkan Yaıdımcısı M. başlayan Gaffur. Amerika'nın Y ıkılaniarı yapıyoruz. Ülkenin ye­
Bedri Gültekin . Irak hükümetinin lrak'a sald.ırısını değerlendirdi: niden imarı için dışardan en ufak
davetlisi olarak geçen hafta "Savaş. 2 Ağustos'ta başlamadı. bir destek almadık. Irak halkı birlik
Irak'taydılar. BAAS Partisi'nin 1 7 Irak'a saldın planı. eski bir pl:ındı. halindedir ve Saddam Hüseyin'i
kişilik Meclis Komitesi üyesi ve B ir örnek vereyim: Amerika ile ta· destekli yor."
Dış ilişkiler Sorumlusu Abdül Ga­ hıl ithal etmek üzere anlaşmıştık. Göıiişmede Ferit llsever.
ni Abdül Gaffur'un başında bulun­ Parasını ödemiştik. Savaştan 3 ay "Halklarımız arasındaki büyük ya­
duğu bir heyet. İ lsever ve Gülte­ önceydi. Tahıl göndermediler. O kınlığa rağmen Türkiye hükürneti­
kin'i kabul ettiler. lki heyetin gö­ zaman da sanayi ve gıda maddeleri­ nin savaş sırasındaki politikası bizi
rüşmesi, Bağdat Televizyonu'nun ni kapsayan . çok sıkı bir ambargo üzdü" dedi. İlsever şöyle devam et­
ana haber bülteninde birinci haber vardı. Sayın Saddam Hüseyin, ye­ ti: "Ancak halkımız Irak'ı ABD'ye
oldu. ni bir insan tipi ve yeni bir Irak ya­ karşı destekledi. Çünkü bu saldırı
ratmak istedi. Savaşta. sanayimizi, aynı zamanda bize karşı bir saldı­
"SAV AŞ AÔUSTOSTAN
ekonomizi çökertmek istediler. rıydı. Bugün Libya ve Küba da si­
ÖNCE BAŞLADI"
zin konumunuzdadır."
"ÜLKEYİ KENDİ GÜCÜMÜZLE
Sözlerine. "Savaş sırasında Tür­ YENİDEN İNŞA EDİYORUZ" "AMBARGOYA HA YIR ! "
kiye'de bir üs. Irak'ın vW11lmasında
kullanıldı. B iz iki Müslüman ülke­ "Bizim savunduğumuz bazı Ferit l lsever, savaş sonrası ge­
yiz. Türk halkının savaş dönemin­ esaslar vardı. Birincisi: Filistin'in lişmeyle ilgili olarak da şöyle dedi:
de bize nasıl destek olduğunu bi li­ kurtarılması. ikincisi: bütün zengin­ "Bugün savaş ambargo şeklinde sü­
yoruz. SP. Kuveyt sorununun baha­ l iklerin Araplara ait olması, üçün­ rüyor. Ambargo. Irak halkına acı
ne olarak kullanıldığını açıklamıştı. cüsü: Arap ülkelerindeki yabancı veriyor. Bu haksız ve gayri insani
Bu açıklamanız bizim basınımızda üslerin kapatılmasıydı. Bu konular- bir d W1lffidur. İnsanlığın bu dW1lffi a

42 • İKİBİN'E DoGRll • 16 ŞUBAT 1 992


boyun eğmesi mümkün değildir.
IRAK ENFORMASYON BAKANI VE HÜKÜ MET SÖZCÜSÜ
Irak'ın yeniden imarında en sevin­ HAM iT YU SUF HAM MAD I
dirici nokta. bunun lrak'ın kendi ça­
balarıyla gerçekleşmiş olmasıdır. "İncirlik, 6. ·Filo'dan farklı dejil,
Çünk--0 bütün dünyada Amerikan
yardımı ve serbest piyasa olmadan bombal.amayı hi� düşünmedık"
gelişme olmaz fikri yayılmaya çalı­

G saver.
enel Yayın Yönetmenimiz Ferit 11- sından girdi. Onun adı Nıron ve Hüla­
şılıyor. Irak. emperyalizm in bu pro­
l rak'ta bulunduğu sırada gu ile birlikte anılacak.
pagandasına güzel bir yanıt veri­ I rak Enformasyon Bakanı ve hükümet lncirlik'ten ve diğer üslerden top­
yor." sözcüsü Hamit Yusuf Ha mma d i ile de lam 1 1 4 bin sorti yapıldı. lncirlik'i bir
Gaffur. ambargodan Türki­ görüştü. Hammadi. savaş sonrası am­ Amerikan uçak gemisinden farklı gör­
ye'nin de zarar gördüğünü belirtti. bargo sonucu l rak'ın karşılaştığı sıkın­ müyoruz. Ayrıca Türk halkının bunu
Irak hükümetinin Türkiye ile ilişki­ tıları şöyle anlattı: onaylamadığını da biliyoruz. Bunu bil­
lerini yeniden geliştirmek istediğini Maddi zararımız çok büyüktür. 1 0 diğimiz için lncirlik'i vurmayı Scud fü­
söyledi. Türkiye'nin. lran'ın savaş milyar dolardan fazla olduğunu söyle­ zesi atmayı hiç düşünmedik. incirlik
sırasında kendisine emanet edilen yebiliriz. Özellikle gıda maddeleri ve önemli bir üstür. Oradan Amerikan ve ·

iJaç konularında ambargo etkili oldu. lngiliz uçakları kalktı. Bağdat ' ın kuzeyi­
Irak uçaklarını ve onbinlerce savaş
Ozellikle çocuklar bakımından. 1 70 bin ne düşen bölgeler, bu üslerden kalkan
esirini serbest bırakması için yar­
kadar çocuk etkilendi. Bu rakam. geçen uçaklar tarafından bombalandı. Kerkük,
dımcı olmasını istedi. Gaffur. daha Musul, Erbil, Süleymaniye, Duhok gibi
yılın sonuna kadarki süre için söz ko­
sonra Kafkasya ve Orta Asya'daki nusudur. Ayrıca 200 bin kadar yaşlı in­ yerler lncirlik'ten kalkan uçaklarca
gelişmeler konusunda SP'nin değer­ san ölmüştür. Ekonomik bakımdan sa­ bombalandı. Toplam 1 00 bin ton patla­
lendirmesini sordu ve bilgi aldı . nayimizin yüzde 80'i tahrip oldu. Kendi yıcı atıldı.
çabamızla, yıkılan bu sanayi tesisleri­ CIA Başkanı Gatas. lsrail, S u udi
KÜRT SORUNUNA
mizin yüzde 90' ını bugüne kadar yap­ Arabistan ve M ısır'a geziye çıktı. Sad·
ORTAK ÇÖZÜM mış b ulunmaktay ız. Dokuz ay içinde. dam Hüsıyin i düşürmenin bir yolunu
'

"Bu cumhuriyetler arasında an­ Dışarıdan hiçbir şey getirmedik, hiçbir bulmak için dolaşıyor. 1 00 bin ton
yardım almadık. Tahrip olan maddeleri bomba yetmedi. ambargo yetmedi, ku­
ti-emperyalist dayarıışmarıın güç­
aldık ve yeniden aynı maddeyi kullana­ zeyde ve güneyde karışıklıklar çıkardı­
lendirilmesini i stiyoruz" diyen Fe­
rak yaptık. Batılılar bu yeniden imar sü­ lar olmadı. Bush gelecek yıl seçime gi­
rit İ lsever. Irak heyetine SP'nin resinin en az beş yıl süreceğini düşü­ recek. Saddam duruyor yerinde. 1 00
Kürt sorunu konusıındaki bölge ül­ · nüyorlardı ve zannediyorlardı ki, bunu bin ton bombaya dayandık. daha fazla­
keleri ile ilgili önerisini arılattı. da ancak onların şirketlerJ yapacak. sına da dayanabiliriz. Biliyorsunuz.
İlsever. "Türkiye: Irak. lrarı. Su­ 800 küsur hedef vurdular bombalama­ Bush Japonya'ya gitmişti. Araba sat­
riye ve Kürt örgütleriyle birlikte. da. Tarık Aziz, Baker ile görüşt[lOünde mak için. Onu da beceremedi. Kalifor­
Batılı büyük devletleri dışlayarak Bakır şöyle demişti: "Savaş sonrasın­ niya'da basit bir firması b u n u başarabi­
oturup bu sorunun çözüm ilkelerini da sizi Sarıayi öncesi çağa geri döndü­ lir.
aralarında konuşabilirler ve çözüm receğiz.' Bu zaten o nların amacı değil Türkiye, gıda maddeleri ve ilaç ihra­
yolunu açabilirler" dedi. midir? B iz onlara savaş suçluları diyo­ catı yapsın l rak'a. Bu, BM kararlarına
ruz. Bush, şimdi tarihin açık bir kapı- karşı değil.
"Kürt sorununa yabancı müda­
halesi istemediklerini" oelirten
Gaffur. "Dört ülke birbirlerinin !ar ve bizlerin iradesini temsil etmi­ Gaffur, Mesut Barzani ile ya­
içişlerine karıştığı sürece Kürt soru­ yorlar. Sorun çözülmediği sürece pılan görüşmelerde anlaşmaya var­
nu çözülmez. Yabarıcı kuvvetler ül­ bunu bir kart olarak ellerinde tutu­ dıklarını. Barzani'nin bu anlaşma
kelerimize yakın bir yerde duruyor- .yorlar" dedi. konusunda Kürdistani Cephe'nin
onayını almak için mehil istediğini
S P G EN EL BAŞK;f\NI DO�U PERI NÇEK' I N söyledi. Abdül Gaffur, yeni anaya­
sa hazırlıklarının tamamlandığını.
SADDAM HUSEYI N ' E MEKTU BU bu anayasanın Kuzey Irak'taki be­

"Körfeı Savaşı ambargoyla sürüyor" lirsizlik ortadan kalktıktan sonra


yürürlüğe gireceğini de söyledi.

S
osyalist Parti Genel Başkanı Doğu Perinçek. lrak'a uygulanan ekonomik am­ SADDAM HÜSEYtN:
bargoya karşı Irak halkıyla dayanışma içerisinde olduklarını belirten bir mektu­
"ELB1RL1Ö1YLE ÇÖZELİM! "
bu Irak Devrim Komuta Konseyi Başkanı Saddam Hüsayin'e gönderdi. Perinçek
mektubunda. "ABD çevresindeki emperyalist kampın l rak'a karşı uyguladıkları eko· Öte yandan gazeteci Lütfü Ak­
nomik ambargonun, Körfez Savaşı 'nın devam ettiğini gösterd iğini' söyledi. 'Sosya­ doğan'a açıklamalarda bulunan
list Parti, ülkemizde l rak'a konan ambargo kalksın talebini öne sürmekte ve bunun Saddam Hüseyin de Kürt sorunu
için mücadele yürütmektedir. B u mücadele yalnız kardeş Irak halkına borçlu oldı..ı ­
üzerine şunları söyledi: "Biz Kürt
ğumuz dayanışmanın gereği değil, aynı zamanda Türkiye 'nin geniş emekçi yığınları­
meselesini halledeceğiz. Ancak bi ­
nın ve ulusal sermaye kesim inin ekonomik çıkarları ve manevi değerleri içindir ve
dünyadaki mazlum halklarla aynı geleceği paylaşan 60 milyon nüfuslu bir halk var­
zim hallettiğimiz noktada sizin
dır' diyerek dayanışma duygularını ifade etti. problemleriniz başlayacak. Onun
SP Genel Başkanı Doğu Perinçek, Kürt sorunu konusunda da çözüm önerilerini için gelin üçlü. dörtlü toplantılar
şöyle belirtti: 'Bu sorunu, Ortadoğu halkları olarak özellikle Türkiye, Irak, lran ve yapalım ve konuyu müşterek olarak
Suriye halkları olarak paylaşıyoruz. Kanımızca, Türkiye, Irak, lran, Suriye ve Kürt sonuçlarıdıralım. Türkiye. İrl\fl ve
halkını temsil eden örgütlerin emperyalistleri dışlayan v� kendi sorunlarını kendi Suriye için de bir Kürt sorunu var.
aralarında kardeşçe çözmelerini amaçlayan bir platform oluşturmaları, bölge halkla­ gelin elbirliği ile bu sorunu çöze­
rının özlemlerine ve geleceklerine uygun olur. Emperyalizmin istemediği de budur.· lim." •

1 6 ŞUBAT 1 992 • İKİBİN'E DOGRU e 43


VEN EZÜ ELA ' DA ASKERLER İ N İSYAN I

Kü,ük rütbel i subaylar


yoksullar1n desteğ i ni almıştı
Hükümete sadık birlikler ve polis kuwetleriyle yapılan çatışmalarda isyancı
askerle rJe birlikte birçok öğ renci öldü. isyancılar, gecekondu mahallelerinde yoksul
halka silah dağıttılar. isyancıların iki lideri, Nikarag ua'da kontraların terhis edilmesi
işini gözetim altında bulunduran BM gücünde görev almışlard ı .
• •
nceki hafta Venezüela'da ğer birliklerle de ilişkileri vardı. ğundan beri silahlı kuvvetlerin üst

O
meydana gelen askeri Ülkenin en önemli garnizonu da is­ yönetimine karşı olduğu ve Ortiz
başkaldırı bir günden az yancılara katılmıştı. İsyan sırasın­ Contreras ile birlikte Bolivarcı
bir zaman sürdü. Ama da 1 O kentte çatışmalar olduğu bil­ Devrimci Hareket'in (MRB: Movi­
bu kısa süre içinde bile uluslararası diriliyor. miento Revoluciaonario Bolivaris­
planda hiçbir darbeye nasip olma­ Valencia kentinde isyancı as­ ta) önde gelen kişilerinden olduğu
yacak kadar lanetlenmeye hedef kerler radikal öğrenciler tarafından belirtiliyor. MRB, adını Latin
oldu. Uluslararası kitle iletişim te­ aktif bir şekilde desteklendiler. Amerika'nın büyük kurtuluş kahra­
kellerinde girişim, istikrarlı bir de­ Hükümete sadık birlikler ve polis manı Simon B olivar dan alan dev­
'

mokrasiye karşı kalkışılan klasik kuvvetleriyle yapılan çatışmalarda rimci bir ulusal-sol hareket.
bir Latin Amerika darbesi olarak isyancı askerlerle birlikte birçok
"Btzt POLİS KUVVETİ
yansıtıldı. Ancak olayların gelişi­ öğrenci öldü. Çok sayıda öğrenci­
OLARAK KULLANIYORLAR"
mi bunun doğru olmadığını ortaya nin de yaralı olduğu haber verili­
koyuyordu. yor. Economica Hoy dergisinin bil­ isyanın amacı, başkaldırı sıra­
Venezüela'da önceki hafta salı dirdiğine göre, isyancı subaylar ile sında yapılan radyo yayınlarında
günü bindet\ fazla küçük rütbeli öğrenciler arasında aylar ·süren gö­ açıklandı. Arias Cardenas adında
subay ile astsubay ve er tutuklandı. rüşmeler ve hazırlıklar yaptldı. bir başka isyancı liderin radyodan
Askeri başkaldırı 24 saat içinde he­ okuduğu bildiride, isyanın, "Vaat­
HALK ÇATIŞMAYA
men hemen tümüyle bastırılmış ve lerden bıkmış olan ve aslında kendi
DEVAM ETTİ
askerlerin Başkan Carlos Andres kendine demokrasi adını veren bir
Perez'in açlık politikasına isyanı Başkent Caracas'ta en uzun sü­ sistemin kurbanları olan çoğunlu­
ezilmişti. reli direnişin 23 Ocak mahallesin­ ğun yaran için, Venezüela halkı
de yapıldığı bildiriliyor. Bir gece­ için" yapıldığı açıklanıyordu.
1SY ANCILAR KOMUTA
kondu mahallesi olan 23 Ocak, Radyo yayınları sırasında Arias
KADEMESİNİ KARŞILARINA
Devlet Başkanı Carlos Andres Cardenas, askeri kamplarda sade­
ALMIŞLARDI
Perez'in ekonomi politikalarından ce halk hareketlerini bastırma eğ.iti­
Başkaldıran güçlerin hiç de alı­ en çok etkilenen bölgelerin başın­ mi yapıldığını açıklayarak şöyle
şılan türden klasik Latin Amerika da geliyor. isyancı askerler, bu ma­ konuştu: "Bizi iç savaş için hazır
darbecileri olmadığı anlaşılıyor. İs­ hallede ve diğer gecekondu mahal­ tutuyorlar. Silahlı kuwvetleri, ülke
yancı subaylar, silahlı kuvvetlerin lelerinde yoksul halka silah dağıttı­ içindeki halkı kontrol altında tut­
en üst kademesini karşılarına al­ lar. Yoksul hallc, çanşmalara as­ mak için polis kuvveti olarak kulla­
mışlardı. Desteklerini yoksul işçi­ kerlerin isyanı bastırıldıktan bir sü­ nıyorlar."
lerden, gecekondu ahalisinden ve re sonrasına kadar devam etti. Latin Amerika'yı ve Venezüe­
radikal öğrencilerden alıyorlardı. İsyancıların liderleri arasında la'yı yakından tanıyan gözlemciler,
Olağan Latin Amerika darbelerin­ iki subay dikkati çekiyordu. Bun­ bu iddiaları, yalnızca bir propagan­
de, darbecilerin katliamına maruz lar. Hugo Chavez Frias ile Jesus da olduğunu söyleyerek reddetme­
kalan bu güçler, çatışmalarda da Ortiz Contreras. Her ikisi de yar­ nin mümkün olmadığını söylüyor­
başkaldıran küçük rütbeli subay ve bay rütbesinde. İspanyol El Pais lar. Devlet Başkanı Carlos Andres
astsubayları fiilen desteklediler. gazetesinin bildirdiğine göre ikisi Perez üç yıl önce yeni dönem için
isyancıların çekirdeğini, ka­ de Nikaragua'da kontraların terhis görevine başlarken meydana gelen
rargatıı başkent Caracas'ın l 00 ki­ edilmesi işini gözetim altında bu­ şiddetli potesto gösterilerini bastır­
lometre güneyindeki Maracay'da lunduran BM gücünde görev al-
·
mak için askeri kuvvetler kullanıl­
bulunan Jose Leonardo Chrinos mışlar. mış ve bin civarında insan öldürül­
adlı paraşütçü taburu oluşturuyor­ 38 yaşında olan Chavez Fri­ müştü. Bütün bu olaylar dünya ba­
du. Sayısı az olan isyancıların di- as 'ın harp okulundan mezun oldu- sını tarafından sözü edilmeye de-

44 e lKIBİN'E DOGRU • 1 6 ŞUBAT 1 992


ğer bulunmamıştı. DEVRiMCi ÖNCÜ YOKTU ile siyasi ve ekonomik elit birbirine
o kadar sıkı sarılmış ki, aç askerler
YÜZDE 40 "KRlTlK Devlet Başkanı'nın bizzat ken­
ve kızgın öğrenciler ciddi bir tehdit
YOKSULLUK" SINIRINDA disine karşı da devlet malını sauş­
oluşturmuyordu. Çünkü hareket,
tan komisyon aldığı iddiaları ile
Yeni hükümetin işbaşına gel­ devrimci öncünün önderliğinde ör­
soruşturma açılmış. ancak kendi
mesinden bu yana uygulanan eko­ gütlenmiş işçi sınıfından gelmiyor­
partisinin çoğunlukta olduğu Sena­
nom i politikası halkın üçte ikisini du. Yoksul mahalle halkının çauş­
to'da yapılan soruştunn a sonucun­
çok olumsuz bir şekilde etkiledi. da suçsuz bulunmuştu. Ama bu malara katılması örgütsüz ve ken­
Bu nedenle hükümet, halk hareket­ halkın gözünde, Devlet Başka­ diliğinden bir karakter taşıyordu.
lerinin ve protestoların olmasını nı'nın suçsuzluğunu kanıtlamaktan "BU IŞ BURADA BİTMEDİ"
bekliyordu. Bazı ekonomi uzman­ çok. bütün siyasi sistemin ne kadar
ları halkın yüzde 40'ının "kritik yozlaştığını gözler önüne serilme­ Yarbay Hugo Chavez hareketin
yoksulluk" sınınnda olduğunu söy­ sine yaradı. başarıya ulaşmayacağı belli olunca
lüyorlar. Yıkıntı haline teslim oluıXen, "Şimdilik
gelmiş olan köylerden hedeflerimize ulaşamıyo­
kentlere akın eden yoksul ruz. Ama bu iş burada kal­
köylülere ve çok zor şart­ mayacak" dedi. Gerçekten
lar altında bulunan işçilere de, örgütlü olmasa bile
ek olarak, orta sınıfın bü­ halkın gösterdiği destek bu
yük bir bölümü de yıkıma ; işin burada bitmediğini
uğradı. · gösteriyor. Hareket bastı­
Hükümet. liberal piya­ rıldıktan sonra bile, halkın
sa ekonomisi modelini iz­ radyo mülakatlarına verdi­
liyor. Ödemeler dengesi ği cevaplardan, isyancıla­
halkın yıkıma uğraması rın yolsuzluklara ve baskı­
pahasına bir miktar düzel­ lara son verme programla­
tilmiş. Enflasyon düşüş rının gönüllerde yer ettiği
gösteriyor. Döviz rezervle­ anlaşılı yor.
Venezüela Merkez
ri artıyor. Ancak et fiyatla­
Üniversitesi'nde görevli
rı aynı dönemde 20 kat
olan ve Devlet Başkanı'nı
artmış. Asgari ücret ayda
şahsen tanıyan bir siyasi
6 bin bolivares. Ama eko­
gözlemci, Perez'in en ya­
nomi uzmanlarının hesap,
kın danışmanlarından bile
lamalarına göre, yalnızca
tecrit olduğunu söylüyor.
bir kişinin asgari gıda ihti­
Siyasal gözlemci, "Perez
yacını karşılamak için bile
ve siyasal yapı, ulusun
ayda 9 bin bolivares gere­
toplumsal yapısının geri
kiyor.
kalanından tamamen ayn
Bu arada insan hakları­ DEVLET BAŞKANI CARLOS ANDRES PEREZ. •oevtet Bapanı'mnın
düştü. Yurtdışına bir sürü
na yönelik ihlaller de sü­ bizzat kendisine kaJJı da devlet malını satıftan komisyon aldıQı
seyahat yaph. Ama bizi
rekli olarak artıyor. Siste­ iddialan ile sorufturma lfılmıf, ancık kendi parUılnln
fOQunıuııta olduQu Senato'da yapılan soruşturma sonucunda umursamıyor" şeklinde
me eleştiri yöneltenlerin sıı fsuz bulunmuştu•
konuşuyor. Daha önce de
polisin baskısına giderek
1979 yılından 1984 yılına
daha çok maruz kaldıkları bildirili­
Venezüela'da generallerin isyan kadar başkanlık yapmış olan Perez
yor. ABD Dışişleri Bakanlığı bile etmek için hiçbir nedeni bulunmu­ l 988 yılında yeni bir beş yıllık dö­
geçen yıl yayınladığı raporda, Ve­ yor. Silahlı kuvvetlerin üst yöneti­ nem için seçilmişti. Perez. isyan­
nezüela'da insan hakları ihlallerini mi yoksulluk denizinde bir refah dan hemen önce yine lsviçre'deydi.
eleştirdi. adasında oturuyor ve Carlos And­ Ülkenin önde gelen muhafa­
Halkın büyük bir çoğunluğu­ res Perez'in ülkenin elit kesimi zakar tarihçilerinden Carlos Capri­
nun hoşnutsuzluğunu artıran en için yarattığı ekonomi mucizelerin­ Ies, orta ve düşük rütbeli subayla­
önemli etken, toplumun üst tabaka­ den kendi paylarını düşeni alıyor. rın Devlet Başkanı Perez'e karşı
sının içine bamğı rüşvet ve yolsuz­ Bu nedenle isyan hiç işlerine gel­ duyduktan hoşnutsuzluğu açıklar­
luk. Mali prensler, üst düzey yöne­ miyor. isyanın liderleri genç yar­ ken, başkanın ve akrabaları ile
ticileri, siyasi parti bürokratları. baylar ve Devlet Başkanının eko­ metresinin hayat tarzlarından söz
hepsinden önce de Devlet Başkanı nomi politikalarının yıkıma uğrat­ ediyor. Bir emekli yarbay ise şöyle
Carlos Andres Perez in Demokra­
'
tığı kesimlerden gelen genç asker­ konuşuyor: "Yüksek komuta kade­
tik Hareket Partisi (Accion De­ ler. meleri ve generaller iyi para alıyor.
mocratica) ekonominin kaymağını Kiini gözlemciler bu isyanın Ama düşük rütbeli subaylar artık
yiyerek her geçen gün daha da daha başından yenilmeye mahkum bıkUlar." •
zenginleşiyor. olduğunu söylüyorlar. Generaller ÖZCAN BUZE

1 6 SUBAT 1 992 • İKİBİN'E DOGRU e 45


S Ü RG Ü N S Ü RYAN i KAD I N LARI

"İstanbul'da ölmek İ f İ n bile


3 milyon lazım"
Tü rkçe bilmiyorlar. Parayı renginden , biçiminden tanıyorlar. Günleri dört d uvar
arasında geçiyor. Sadece alışveriş için d ışarıya çıkıyorlar. Yaşamla ilişkilerini
televizyon ku ruyor. "Köyümde özgürdüm, istediğim zaman istediğim yere

1990 gidiyordum. Bu rası ise aynı hapis g ibi.'


yılının Ekim ayında Ola­
ğanüstü Hal Bölge Valili­
ğunu Süryaniler'in oluşturduğu di­
ğer bir bölümü İstanbul'a yerleşti.
en önemli sorun kadınların cephe­
sinde yaşanıyor. Bu kadınların ts­
ği'nin kararıyla Kürt köylüler. Bir kısmı da geçim derdiyle Fran­ tanbul'daki durumlarını en iyi özet­
çoluk çocuklarıyla ve yanla­ sa'daki akrabalarının yanına ikinci leyen sözcük. "hapis" olsa gerek.
rında hiçbir eşyaları olmaksızın defa göç etmek zorunda kaldılar. Ömürleri boyunca köyleriAden baş­
memleketlerinden sürgün edildiler. içinde bulundukları kötü yaşam ka yer görmeyen, ama günün birin­
Bir kısmı Adana, lzmir, Antalya koşulları, köyde akıllarına bile ge- . de kendilerini dilini. adetini bilme­
ve Mersin gibi illere gitti; çoğunlu- tinnedikleri geçim derdi bir yana. dikleri yedi milyon nüfuslu bir
metropolün ortasında buluveren bu
.Köydeyken gDnlOk glysllerlymlf.
insanlar yaşamdan kendilerini so­
yutluyor. dört duvar arasına hapso­
luyorlar.

PARAYI İLK KEZ


KULLANMIŞLAR

Belediye otobüsüne "şanslı" bir


azınlık binmiş. Telefonun ne oldu­
ğunu tarif edince biliyorlar. Vapu­
run denizin üstünde onca insanla
nasıl gittiğine akıl erdiremiyorlar.
Gazete yok, kitap yok, komşu
yok.. . Kapılarının, pencerelerinin
önünde akıp giden yaşamı, dilini
anlayamadıkları televizyondan öğ­
reniyorlar.
Kışın azgın soğuklan dışındaki
günlerini açık havada dağ .taş dola­
şarak geçiren, istedikleri her yere
giden, yemeklerini bir subaşında
yeşilliklerin içinde yiyen bu kadın­
lar, bir avuç toprağı bile olmayan
beton yığınlarının içinde yaşamaya
zorlanıyorlar. Evlerinde saksıda bi­
le çiçekleri yok.
Okuma yazma bilmiyorlar. Bir­
çoğu parayı ilk kez lstanbul'da kul­
lanmış. Parayı biçiminden, rengin­
den tanıyorlar. Bazılarına da ilko­
kula giden çocukları yardımcı olu­
yor.

PAZARA. BlR DE KİLİSEYE

Serro Diril. Karaköy'deki bir

46 • IKtBIN'E DoGRU • 16 ŞUBAT 1 992


16 ay boyunca sadece pazarları klllseye giden Serro Tarlabap'nda oturan Mlryem 1 .5 yıldır yaf8dıQı lstanbul'da tek batına
bunun dıpnda hiç sokaQa çıkmamış. ancak Karaköy'e gldeblllnnlş.

Ermeni kilisesinde yaşıyor. 16 ay kurulan pazara gidiyor. Çoğunluk­ otobüse birlikte bineceğiz."
boyunca sadece pazar günferi İs­ la yanında kocası bulunuyormuş. Şimuni'nin davranışları diğerle­
tiklal Caddesi'ndeki Saint Antuan İlk zamanlar kocası, "Bu elma, bu rinden biraz daha farklı. Çünkü ko­
Rum Ortodoks Kilisesi'ne gitmek portakal, bu mandalina. Fiyatları cası köydeyken muhtarmış. Köye
için evden çıkmış. 1stanbul'u hiç da şu" diyerek� pazara "ayak uy­ gelen yabancılar onun evinde ko­
bilmiyor. Buralara alışamamış. durmasına" yardım etmiş. mık oluyormuş. Köydeki astsuba­
"Köyümde özgürdüm , istediğim yın ailesiyle de görüşüyorlarmış.
KULLANILAMAYAN
zaman istediğim yere gidiyordum. Türkçe'yi çok az konuşuyor. Ter­
TELEFON
Burası ise aynı hapis gibi" diyor. cüman gerekli. Sadece onların
Dertleşeceği bir komşusu yok. Semira kocasının kazandığı pa­ evinde telefon var, ama numarasını
Semira iki çocuk annesi. O da ra geçinmelerine yetmediğinden, bilmiyor. Çaldığında karşılık veri­
Karaköy'deki kilisede yaşıyor. haftada iki gün temizliğe gidecek­ yormuş. Onun dışında hiç kullan­
Türkçe'si çok az. Anlaşabilmemiz miş . "Nereye" diye sordlığumuzda mamış.
için kocası bize tercümanlık edi­ kocasına bakıyor, çünkü gideceği
" KOMŞU KOMŞUYU
yor. Evin temel ihtiyaçlarını kocası semti bilmiyor. Kocası onun yeri­
BİLMİYOR"
karşılıyormuş. Bakkaldan alışveriş ne yanıt veriyor: Taksim ve Emir­
yapabiliyor, bunun için Türkçe'ye gan'daki iki eve gidecekmiş. Peki, Miryem dokuz çocuk annesi.
ihtiyacı yok. Çünkü bakkal da nasıl gidecek? Yine kocası konu­ En büyüğü 16, en küçüğü bir ya­
Kürt. Haftada bir Kasımpaşa'da şuyor: "Alışana kadar birkaç sefer şında. Tarlabaşı'nda dört katlı bir


SUWARE ÇÔÇİKAN
Sarçalarin Süvarisi

ÇIKIYOR !
İ KİBIN MÜZiK YAYINLARI
Mainzer Land str. 1 47 6000 Frankfurt 1 . Tel : 069 - 739 1 2 92 Fax: 069 · 730 68 23

1 6 ŞUBAT 1 992 • İKİBİN'E DoGR U • 47


evin üst katında yaşıyor. fistanı giyip, "Şelim" dedik­
Buraya gelişi ilk değil. Da­ leri ve kendilerinin işlediği
ha önce de bir yıl kadar İs­ kemert takıyorlarmış. Pazar
tanbul'da kalmış. B ir kez dışındaki diğer günlerde de
vapura binmiş. Ama beledi­ "Gres"in üzerine. "Sermıl"
ye otobüsüne binmemiş. dedikleri renkli fistanları gi­
"lstanbul'da tek başınıza ne­ yiyorlarmış, beyaz çabuk
reye kadar gidebilirsiniz" kirleniyor diye. lstanbul'da
diye soruyoruz. Tarlaba­ da ilk zamanlar bunları giy­
şı'ndan Karaköy'e, denize mişler ama, çevrelerindeki
kadar gidebilirmiş. insanlar yadırgayınca vaz­
Peki, komşularla ilişkile­ geçmişler. Basma bir etek
ri nasıl? " Buradaki insanlar ve üzerine bir kazak yetiyor
yabancı geliyor. Bu sokakta şimdi.
20 yıl da kalsam , konuşacak Peki, lstanbul'a gelmek
kimse yok" yanıtını veriyor günlük yaşantılarında neleri
Miryem. Çevrede oturanlar değiştinniş? Şimuni, köy­
"Hoşgeldin"e bile gelme­ deyken aile üyelerinin birbi­
mişler. Şimuni, "Komşu rini çok az gördüğünü · söy­
komşuyu bilmez, herkes lüyor. "Köyde çevre genişti.
kendi işine bakıyor. Tanıdık Herkes sabahtan bir yerlere
olmayınca yüzüne bile bak­ dağılırdı. Çocukları akşam­
mıyorlar" diyor. dan akşama görüyorduk."
Kitro ile anlaşabilmek Şimdi hepsi iç içeymiş.
için Kürtçe bilmek de yet- "Köydeyken öğün de yoktu"
miyor. 32 yaşında olan ve _ diyor Şimuni: "Acıkan ge­
Türkçe'yi hiç bilmeyen Kit- MARIYA. lstanbul'a gelmeyi dDşOnmımlf bllı. Evlırı lir, yemeğini yerdi. " Bey-
ro'nun anadili S üryanice. tımlzllOı gidiyor. . bun ise artık sökağa çıktık­
Ne okuma yazması var; ne larında kocasıyla yan yana
de hesap yapabiliyor. Pazara, ya adım atmayanlardan. Bütün günü yürüdüğünü söylüyor.
oğluyla ya da kocasıyla gidiyor­ penceresi ara sokağa bakan tek göz­ Köyde arada bir sadece başağrı­
muş. Onun . da evi Tarlabaşı'nda. lü bir odada geçiyor. "Sokağa çıkn­ sı çektiklerini, burada ise bir sürü
Beyoğlu'na çok . yakın oturdukla­ ğımda araba kokusundan midem hastalıkla tanıştıklarını belirten bu
rından, sinemadan, tiyatrodan söz bulanıyor, hastalanıyorum" diyor. insanlar için İstanbul bir anlam ta­
ediyoruz. Hiç sinema görmemiş, Peki, evde erkeğin bulunmadığı bir şunıyor. Pis havasıyla, hala alışa­
ama iyi olmadığını biliyormuş. Ti­ anda çocuklardan biri hastalansa; madıkları suyu, tadı tuzu olmayan
yatro? "Milletin dediğine göre ora­ örneğin, düşse, başı yanlsa ne yapa­ sebzeleriyle İstanbul onlar için bir
da oyun oynanıyor, eğlenili­ cak? Yanıt hazır: "Erkek gelene ka­ cehennem. "lstanbul'un insanlarına
yor"muş. Yaz aylarının favorisi dar düştüğü yerde bırakırız." bile güven olmaz" diyen Hatun
dondurmayı ise oğlu tarif edince Dilleri, ananeleri 've yaşam ekliyor: "Burada ölüm bile parayla.
hatırlıyor. Çocuklara alınca tadına tarzları gibi giyimleri de kent insa­ Ölmek için bile üç milyon istiyor­
bakmış. "Soğuk" diyor. nından çok farklı . Mariya, köyle­ lar. İstanbul, lstanbullular'a hoş, bi­
rinde iken folklorik 'giysilerinin ze hoş değil." •
VAZGEÇİLEN GİYS İLER
günlük kıyafetleri olduğunu söylü­ SEYFİ GENÇOG LU I
Hatun Sak da evden dışarıya yor. "Gres" adını verdikleri beyaz FUNDA ÖZ

RAB E COTKAR /M İ L İTANO


ÇIKTI. PLAKÇILARDA
SES PLAK: IMÇ. 6. Blok No: 64 1 0 Unkapanı / IST. Tel: 527 52 6 1 Fax : 5 1 3 50 87

48 • İKİBİN'E DoGRU • 16 ŞUBAT 1 992



BELGE YAYINLARI
15. Yıl
ZE Ki
KUTAN
Dl$ARDAKİLER Ey can güfl6şim
Helmut Oberdiek Eşlik eden biziz bu ufuklarda sana
Biziz renginde ateş yüreklerde akan
'"Türkiye'de insan işitildiğinde zafer şarkı/an
· hakları ihlalleti Halaymda ilk ışıltılanm karşılayan biz
konusundaki Çiçekleri gök mavisine savuran biz olacanız
çalışmalarıyla Zeki KUTAN
kamuoyunun tanıdığı
Helmut Oberdiek,
12 Eylül sonrası süreci
hapiste olmayanların ·
S ı n ı fsız toplu m için
gözüyle anlatıyor.
Oberdiek'in dayanışma hareketinden sjyasal
mücadelenin gösterişsiz,
davalara, heyetlerden Uluslararası Af Orgütü 'ne sade ama m i l itan neferi
u:zanan deneyimleri aktaran kitabı, aynı :zamanda
traji - komik özellikler taşıyan bir dönemi Zeki Kutan yoldaşı
başarıyla yansıtıyor."
u n utmayacak ve yaşatacağ ız . . !
BELGE ULUSLARARASI YAYINCIUK
Başmusahip Sok. Talas Han 1 61302 CaQaloQlu ılstanbul
Tel: 51 1 63 20 HOCA ...

I IF�T ILGAll
E M EÖ İ N BA YRAÖ I
• lşçi hareketi k rşısında hükümet ve · i
polis

1 SiiRLERl
• Hükümet ABD emperyalizmiyle
kolkola
• Ankara yürüyüşü : Eylemin güncesi,
fotoğraflar ve dersler
• Yurtiçi Kargo: Sınıf bilinci, mücadele
içinde kazamhr ·

• 8 Mart 'ta kadınlar, her cephede eşitlik


· f/ENIOEN !Jl1SllOll.
Yarenlik - 1

ve özgürlük mücadelesine s,mr - 2

• " Demokratikleşme" adımlan ve Yaşadıkça - 3


Devam 4
kontr-gerillanın yasallıştırılması -

Üsküdar'da Sabah Oldu S


• Çığ ve özel savaş
-

Soluk Solu�a/Karakılçık/Uzak De�il - 6/7 /8


• Emeğin Bayrağı 'na polis baskını : Güvercinim Uyur mu - 9
Susturamazlar! Kula�ımız Kirişte - 10
• Felsefe: Madde ve Nedensellik Ocak Katın Alagöz - 11
• İ.Kutlu: Taranta Babu artık özgür

AR YAYI�
• Salvador: Farabundo Marti 'nin
kurtuluşu nerede?

59. SAYI ÇI KTI


YENİ ADRESİM İZ : B aşmu sa hip Sokak Nuruosmaniye Cad. Kardeşler Han No: 3/1 Kat: 4
3/3 Cağaloğlu/lstanbul Cağaloğlu - İst. Tel: 512 23 59 -513 45 95 Fax: 512 23 59
"KÜ Ç Ü K DAH İ " YA DA "BÜYÜ M ÜŞ DE KÜÇÜLM Ü Ş D EG I L"

Alternat i f b i r öğrenc i
Atilla Ü lkü orta bir öğrencisi. Tamamlanmış bir romanı ve öyküleri var. Okuyor,
sorguluyor, yazıyor. Bir gün bile fazla. kalmak istemediği il. kokul. ilk aşk, ilk cinsel
deneyim . Pal Sokağı Çocuk/an ve G ramsci.
ürkiye; "Meçhul Öğrenci "Aslında o öğretmenin gözünde

T
Anıtı" adlı şiirinde, "Bu­ zengin çocuklar da değerli değil.
raya bakın, burada. bu ka­ Özel ders verdiğinden dolayı, para
ra mermerin altında / kaynağı olarak bakıyordu onlara
Bir teneffüs daha yaşasaydı / da" diyor.
Tabiattan tahtaya kalkacak
"ÖZEL KURSA
bir çocuk gömülüdür / Dev-
GİTSEYDiM, ÇOK
let dersinde öldürülmüştür
TEMBEL OLURDUM"
/ Devletin ve tabiatın or-
tak ve yanlış sorusu Şuy- Sınıfın yarısından faz­
du: / -Maveraünnehir ne- lası özel ders alırken,
reye dökülür? / En arka Atilla dersleri dinlemek­
sırada bir parmağın tek le yetinmiş. Bu konuda
ve doğru karşılığı: / -Sol­ söyledikleri oldukça il­
gun bir halk çocukları ginç: "İstanbul'dan önce-
ayaklanmasının kalbine! ki okulumda bir kere sınıf
dir" diyen Ece Ayban'ı, birincisi seçilmiştim, ama
"Ah ki oğlumun emeğini o da hakkını değildi. Gali­
eline verdiler" diyen gece ba öğretmen tanıdık olduğu
çamaşırcısı anayı, "Aldırma için beni seçti. B irinci olmak
1 28 ! Bütün sınıf sana çocuk ya da iftihara geçmek çok
bayramlarında zarfsız kuşlar gön­ ATILLA ÜLKÜ. "lstanbıl o kidir blylk önemli değil. İlkokulda çocukla­
�lr ,.111 , lıl herkes kendi dırdlndı.
derecek" diyen ufaklıkları. döne ra o kadar çok ders veriliyor ki, ço­
OOntmen dı lylı. Klrflllndald
döne doğrulayan bir ''Eğitim cen­ IOrenclyı dllJgHıl olarak da cuk dersten bıkıyor. Hele bir de
neti "diri yılılıfmlll genk, una 'Benim kurslara gidiyorlarsa ... Eğer ben de
yıtırlncı sorunum var' dlyor- kursa gitseydim o kadar sıkılırdım
"ÇOCUKLAR PARA KA YNAÔI"
ki, herhalde çok tembel bir öğrenci
2000'e Dogru, sömestr tatilinin llkokul serüveninin ilk yılları bi­ olurdum. Dersleri dinlemek yetiyor.
bittiği, okulların "yarım yamalak" raz karışık. İlk iki yıl belli bir okula Zengin çocuklar ise sokağa çıkmaz­
açıldığı. "yorgunluğun" başladığı kök salamamış! Anne ve babasının lar, top oynamazlar, üstlerini kirlet­
şu günlerde, "farklı" bir öğrenci ti­ da işlei i ı:ıedeniyle Silifke'den sonra mezler. "
pi tanıtıyor. B ir "Küçük dahi " ya da Adana'da tamamlamış birinci sınıfı. Öğretmenlerin, ç ocukların ders
"Büyümüş de küçülmüş"lük örneği Sonra Ankara. üç. dört ve beşinci dışı yetenekleri konusunda da du­
değil... Bir anlamda genel anlayışın sınıfı ise İstanbul Nişantaşı'ndaki yarsız olduklarını vurguluyor Atil·
ve kabulün dışında, belki de "Al­ bir ilkokulda okumuş. · la. "Fark etmiyorlar bile" diyor. Ya
ternatif' bir öğrenci. Sorgulayan. Bu okulla ve öğretmeniyle ilgili fark ederlerse? "Öğretmenim, ço­
eleştiren, çok soru soran, kuşku du­ pek hoş şeyler anuısarnıyor. Mezu­ cukların yaramazlığını anlatan bir
yan ... niyet törenine de gitmemiş. "Bir komedi öyküsü yazdığımı duyunca
Atilla Ülkü. . . Orta bir öğrenci­ gün bile fazladan kalmak istemem beni çok azarlamıştı" diyor.
si . 1 980 doğumlu. Adana'da devam bu okulda" demiş.
Sınıfta, çok zengin aile çocukla­ lŞ KONUŞMASI
ediyor öğrenimine. Anneannesiyle
yaşıyor. Tatil için İstanbul'a, anne­ rı da varmış. kapıcı çocukları da. Atilla'nın dokuz yaşındayken bi­
sinin yanına gelmiş. "Öğretmen. fakirler-zenginler ayın­ tirdiği romanının adı Küçük Afacan­
Atilla'run "Asıl işi" olan öğren­ ını yapıyordu. Ben tam ortadaydım. lar. B ir macera-bilimkurgu örneği .
cilik kadar benimsediği diğer işi ise Öğretmen beni de dışlıyordu" di­ Denizde bulunan şişeden çıkan ha­
yazarlık. Tamamlanmış bir romanı yor. Fakir çocuklara daha yakın his­ rita... ! laritadaki mağara. Her şeyi
ve iki uzun öyküsü var. Bir roman sediyormuş kendisini. Atilla'nın büyüten bir kalem... Mağaradaki
bitmek üzere. İki tanesinin de ön "Zengin tür" dedi_ği kesimden, ol­ küçük uzay gemisi ... Kalem tarafın­
taslaklarını hazırlamış. "Dunnadan dukça iyi anlaştığ! Baran adında dan büyütülen uzay gemisiyle ma­
okuyorum ve yazıyorum" diyor. bir arkadaşı varmış. Atilla-Baran ceraya atılma ... Üstelik bir yayıne­
Biraz gerilere giderek anlatmaya dostluğu, öğretmenin Baran'ın an­ viyle de anl aşmış genç yazar. Anne­
başlıyor. nesini uyarmasıyla son bulmuş. sinin arkadaşı karikatürist Kemal

50 • 1K1B1N'E DoGRU • 1 6 ŞUBAT 1 992


Gökban resimleyecekmiş tıyorlar. "
Atilla'nın romanını. Bir gün Karnesindeki tek kırık
randevulaşıp "iş konuşmuş­ not İngilizce. Nedenini. orta­
lar", el sıkışmışlar. Ama okuldan önce, kendi kendine
sonra yayıncının işleri biraz Oxford kitaplarından İngi l iz­
kötüleyince, romanın yayım­ ce çalışmasına bağlıyor.
lanması biraz ertelenmiş. "Epey şe y öğrendi m ama
Neler okuduğunu soru­ şimdi onları okumuyoruz.
yoruz. 'lferkes gibi 'eski Kafam karıştı" diyor.
usul', Teksas, Tomrniks de Arkadaş seçme huyunun
okudum" diyor. Ciddiye al­ olmadığını söylüyor. "Belk.i
dığı ilk kitap Tonı Sawyer. biraz utangacım ama çabuk
Sonra Pal Sokagı Çocuk/an. kaynaşırım." Arkadaşlıkta
Çok etkilenmiş bu roman­ anlayış, çekicilik, sempati
dan. Kitaptakine benzer bir arıyor. Ya kızlar: kızlarla
"çete" bile kurmuş. Kema­ arası nasıl Atilla'nın? Kız ar­
lettin TuAcu'nun kitap l arı ­ kadaşlarının adını yazmama­
nın da tamamına yakınını mız koşuluyla anlatıyor. il ­
okumuş. Vascencelos'un Şe­ kokulda aşık olmuş bir kız
ker Portakalı ve Güneşi arkadaşına. Birkaç kez bir­
Uyandıralım adlı yapıtl arını likte kütüphaneye gitmişler.
da . unutamıyor. Geçenlerde Ama sevgili olamamışlar.
E:xu pery'nin lnsa11ların Kıza söyleyememiş. Burada
Dü11yası'nı okumuş. "Fazla· Atilla'nın hipnoz merakı da
bir şey anlamadım ama sı ­ ortaya çıkıyor. "Birisini uyu­
kılmadım da. Bu kitabı tup her şeyini öğrenmek is­
okurken. daldığımı. başka terdim" diye anlatıyor. "Ör­
şeyler düşündüğümü fark et­ neğin aşık olduğwn o kızı . .. "
tim. Birkaç yıl sonra tekrar Bir sonraki deneyimi biraz
okuyacağım" diyor. Atilla'yı daha farklı; karşılıklı bir sev­
en çok üzen kitap ise da. Cinselliği yaşamış ! "Se­
Gramsci'nin Çocuk/anma Mektup­ "KIZ ARKADAŞIMLA viştik ama fazla ileri gitmedik" di­
lar'ı olmuŞ . Çünkü ilk 20 sayfada SEV iŞTiM" yor.
hiçbir şey anlamamış ve devam Kızlar, erkeklerden daha zeki
edememiş. Ağlamak istemiş. iyi bir satranç oyuncusu. Ama Atilla'ya göre. Ama çabuk boyun
Son yıllarda biraz azaltmakla "Satranç ustası" olmak gibi bir ni­ eğdiklerini de ekliyor. Bu nedenle
birlikte iyi bir televizyon izleyicisi yeti yok. Aktör olmak istiyor. Mar· okulda tanıdığı kızların durumu, er­
sayıyor kendini . Genellikle macera lon Brando ve Robert De Niro en keklerden daha iyiymiş.
filmleriyle, aile dizilerini kaçırmı­ sevdiği oyııncular. "Oynadıkları za- .
manki duyguları gerçek. Öyle iyi ŞiDDET VE DUYGU
yormuş. Aile dizilerinde ne buldu­
oynuyorlar ki, rollerine göre nefret SÖMÜRÜSÜ YOK
ğunu soruyoruz. "Belki de ilham
alıyorum" diyor. bile edi yorsunuz. O duyguları yaşa· Atilla'nın anne ve babası bir sü­
,

re önce boşanmışlar. Bu durumdan


"Dırı dlfl f11llyıtterlı de llgllınmım nıdınlylı beni yıdırgıyın IQrıtmınler, _
biraz etkilenmiş. Ama şimdi · pek
ıorencııerın de pdırgım111111 lstlyor11rc1ı• Fotolnıflar: FETHi OZALP dert etmiyor gibi: " Kötü birer eş
oluyorlardı . Böyle araları daha iyi,
bir araya geldiklerinde daha iyi ko­
nuşuyorlar." Anne ve babasından
kendi adına istekleri ise kısaca şöy­
le: "Şiddet, duygu sömürüsü ve ıs­
rar yok ! "
Türkiye'nin kötü bir ülke olma­
dığını söylüyor. Ama yine de pek
hoşnut değil. Ya çok gelişmiş ya da
çok fakir bir ülkede yaşamak isti­
yor. "Ya kovboy çağında ya da 4
bin yılında dünyaya gelseydim keş­
ke" diyor.
Ama Atilla Ü lkü, kendisine dur­
madan "Büyüyünce ne olacaksın?"
diye sorulmasından bıktığı Türki­
ye'de yaşıyor. l 992'de bir ortaokul
öğrencisi olarak. •
TUNCA ARSLAN

16 ŞUBAT 1 992 • IKIBIN'E DOGRU e 51


ANAT �

SOSYALİ ST PARTİ 1 N İ N
ENTERNASYONAL ŞEN Lİ G İ
SONA ER D İ

Sanatlarını da
paylaştllar
Anadolu kentlerindeki yerel basının büyük
ilgisi. Perinçek: 118ahar ayaklanması
. p rovokasyonuyla Kürde kal kan eli,
Ankara ' da, lstanbul ' da, Denizl i ' de tutacağız."
Devrimci ve anti-emperyalist güçlere moral.
osyalist Parti'nin "Enter­ dikkat çeken Perinçek. 10,;:.. ,

S
nasyonal Ş enlik-92" zinci­ "Kürde kalkan eli Anka- ·

ri Anadolu'yu dolaştı. ra'dan. İzmir'den. İstan- '


B ursa. İstanbul. Denizli. bul'dan. Denizli'den.
İzmir. Antalya. Adana. Mersin. Antalya'dan tutacağız.
Hatay-Samandağ. Malatya. Kayse­ Kürde vurmalarına izin
ri ve Kırşehir; Küba'nın. Sene­ vermeyeceğiz" dedi .
gal'in. Türk ve Kürt halklarının se­
YEREL BASININ
sini. dansını. sevincini. coşkusunu
DEMOKRA T1KL1ôt
paylaştı. Kübalı gitarist Rafael de
la Torre Guerrero. Senegalli Sosyalist Parti dışın- MODOU SECK. SP'nln Enternasyonal Şınllll'nl
Modou Seck ve arkadaşları. Beşir da.ki sol grupları n da yo-
Ana dol ı 1da a labalık halk toplulukları izledi.
Ana dolı kentıırt 10 yıldır bı tlrdın
.Bilicier-Fırat Başkale, Tonguç­ ğun katılımıyla geçen bir toplantıyı t1nık olmamıfb.
·

Erkin, Alaattin Us ve Fevzi Kur­ şenlikler. siyasi atmos-


tuluş, her gittikleri kentteki yerel ferin ağırlaşuğı bir dönemde . '(ür- çileriyle kucaklaştı. Hemen topla-
sanatçıların da katılımıyla. yalda­ kiyeli devrimci ve anti-emperyalist nan paralarla grevci işçilere l mil-
şık 20 bin kişiye seslendiler. Sos­ güçlere moral kazandırdı . Çeşitli yon 100 bin lira yardım yapıldı.
yalist Parti Genel Başkanı Doğu devrimci güçler, destek mesajları Yerel basının da büyük ilgisini
Perinçek de yaptığı konuşmafarda yağdırdılar. Mücadele okurları, çekti şenlik ekibi. Manşetler.
tekrar tekrar " Kardeşlik ve birlik" Kurtuluş sempatizanları... Sosya- "Coşkulu Şenlik" dedi. Adana'daki
temasını işledi. Devletin "Bahar list Parti'nin şenlik konvoyu Ada- yerel gazeteler. çok uzun yıllardır
ayaklanması provokasyonu "na na'daki direnişçi Yurtiçi Kargo iş- ilk kez yağan karla birlikte verdi-

RABE COTKAR /M İ L İTANO


ÇIKTI. PLAKÇILARDA
SES PLAK: I MÇ. 6. Blok No: 641 0 Unkapanı I IST. Tel: 527 52 61 Fax : 513 50 87

52 • İKİBİN'E DoGRU • 16 ŞUBAT 1 992


RAFAEL DE LA TORRE GUERRERO
Müzikte saygınlık
K
übalı m üzikçi Rafael d e l a Torre Guerrero nun ülke­
'

mizdeki resitaller dizisinden, özellikle sol kamuoyu ola­


rak alınacak dersler var. Şöyle de denilebilir: 1 951 doğumlu
Rıf11I da l ı Torrı, bizim sol gençlik kesimine müziğin han­
gi stil ve sahne tavrıyla sunulması gerektiği üzerine bir dizi
dersler verdi.
Kübalı sanatçı, gerçekten ciddiye aldığı m üzikçi kişiliğini,
besteci, gitarcı ve şarkıcı olarak sergiliyor. Programındaki
çoğu yapıt, kendi imzasını taşıyor; ancak başka besteciler­
den aldığı parçalar, stil bütünlüğü açısından bu programı
pekiştiriyor; denebilir ki, Rıfael de la Toırı 20 parçadan
oluşan resitalinde, iyi müzik yapmayı amaçlayan titiz bir gi­
tarcı ve �arkıcı olarak, sanatçı kişiliğini ortaya derli toplu ve
saygın bır biçimde koyuyor. B u özenli tutumu ve "resital" te­
rimini b ütünüyle hak eden yorum anlayışıyla, Türkiye'de "öz­
g ün m üzik" denen, ama temel özelliği açısından ·sol ara­
besk' olduğunu altı yıldır ileri sürd üğüm yaveye karşı alter­
natif örnek gösteriyor.
Daha başlangıçta sahne tavrıyla yaptığı işin saygınlığını
d uyumsatıyor sanatçı. Yüreğini bütünüyle açan içtenlikli bir
kon u şma yaparak, hemen kimsenin anlayamadığı bu l span­
yolca sözlerle, m üziğin ne olduğunu ve ne olması gerektiği­
ni, müziğin hangi köklerle daha sağlam olabileceğini, popü­
larite kaza:ımanın ucuzluğa yönelmekle elde edilemeyeceği­ natçı. Başlıca teması da evrensel geçerliliği olan 'aşk'. Bu tu­
ni, 'saygın' olmakla "m ütevazı· olmak arasında derin bir bağ tumuyla, bizde sıkça gözlediğimiz devrimci sekter lafazanlı­
bulunduğunu, 'geleneksel"i sürdürmenin hangi koşullarda ğın kuru yaygarasına düşmüy.or. Rafael'in yorumladığı par­
gerçekleşebileceğini ılık bir sesle güzel g üzel anlatıyor. Elin­ çalardan birkaçının adını kaydetmeyi yararlı bu luyorum : 'Se­
de gitarıyla sahnede tek başına otururken yaptığı bu konuş­ nin i çin', 'Gitar·, 'Görüntü', "Yaşamak i çin', 'Rüzgargülü",
ma, izleyicide Rıf11l'in Türkçe konuştuğu sanısını uyandırı­ 'Sana Bir Şarkı Gönderiyorum·, ' Kalbimi Hala Tanımıyorum·,
yor. Bu kon uşma bölümü tamamlandıktan sonra, izleyici is­ 'Seni Nasıl da i stiyorum·.
ter istemez şu duygularla doluyor: 'Bu ciddi, ama aynı za­ Aşk kavramını sığ bir yorumla kadın i le erkek arasındaki
manda alçakgönüllü, içtenlikli sanatçının m üziği acaba nasıl ilişki olarak sınırlayan sekter kafalara burada birkaç noktayı
olacak?' hatırlatalım : Aşk öncelikle inançtır, inanca olan bağlılıktır.
Nasıl olmasını beklersin iz? Tabii ki aynı biçimde içtenlik­ Bağlandığim ız fenomen ne olursa olsun, kad ın, erkek, ideo­
li, ağırbaşlı, alçakgönüllü ve yumuşak! Böylelikle 'müzikal' loji, doğa, doğanın parçaları olan insan, orman, çiçek, dağ­
olmanın da çerçevesi ni getirmiş oluyoruz; temel müzikal lar, kırlar, balık ve bunlar gibi çok şey, derin bir sevgiyle
öge, işte bu nitelikleri içerir. Bizim 'özgün müzikçi'lerin yap­ bağlandığımız taktirde evrensel ·aşk" kavram ına ulaşır. Ve
tığı gi b i, melodik düzeyi beş notayla sınırlı, armoni bilimine müzik de bir aşktır. Ve onun için aş k m üzikte d ile gelir.
teğet bile geçmeyen, algılama açısından çorba, sahne tavrı RıfHI dı la Torre, vokal m üzikte -insan sesiyle yapılan
bakımından yalak, sanatı en ucuz biçimde ticarileştirerek bu­ müzikte-, tipik Latin Amerikan becerisiyle ses genişliği çok
nun söm ürüsüne y :.i nelik tavırla . bağdaşmaz 'müzikal ol­ fazla olan melodikbir çizgiyi başarıyla seslendiriyor. Gitarcı­
mak". lığına gelince, özellikle 'Gitar· adlı kendi parçasında çalgıyı
Kübalı sanatçının birkaç dakikalık küçük par9alardan olu­ bir orkestra gibi konu9,turdu diyebilirim. Ama iyi gitarcı ve
şan repertuarının temel özelliği şöyle sıralanabılir: Gelenek­ iyi bir şarkıcı olmanın öteki temel koşullarını da özenle yeri­
sel m üzikten, yani halk şarkılarından büyük ölçüde yararlan· ne getiriyor: Nüanslara çok egemen. Bir anda çok yum uşak,
ma eğilimi, şiirsel değeri besbelli olan güfte ağırlıklı yapıtlar­ çok hafif seslere inebi liyor. Gereğinde yüksek volümlü (kuv­
la mesaj iletmek ve bütün bunlarla birlikte m üziğin hakkını vetli) sesleri bulabildiği gibi . . .
vermek. Genelde yaşamın içinden gelen temaları işliyor sa- AHMET SAY

ler Sosyalist Parti'nin şenlik habe­ çırpıldı . slogan atıldı. yemin edildi. nın pek de şaşırmadan altını çizdi­
rini. Gerçeğin gücü. sanatın sıcaklığıyla ği bir nokta vardı. Malatyalı bir es­
1 O yılı aşkın süredir bu türden birleşti. naf. "Bu insanlar her şeylerini pay­

20
bir toplantıya tanık olmamıştı Ana­ laşıyor. Sanatlarını bile" diyordu.
"HER ŞEYLERiNi
dolu kentlerinin çoğunluğu. Nüfu­ Gerçekten de Rafael de la Torre
PAYLAŞIYORLAR''
su bin civarında olan Saman­ iki parça söyledikten sonra. üçün­
dağ'da. 1 500 kişi katıldı geceye. Sanatçılar ve konvoydaki diğer cüsüne Senegal ekibiyle birlikte
Mersin'de. kentin beş kilometre dı­ görevliler. gidilen her kentte halk­ devam ediyordu. Senegalliler'in
şındaki üstü açık bir salonda yapı­ tan insanların evlerinde kaldılar. dansı. Rafael'in ritim tutmasıyla
lan toplantıda. dondurucu soğuğa Beraber yenildi. içildi. yatıldı. kal­ başlıyordu. Alaattin Us, Rafael'e
karşın 2 bin kişi coştukça coştu. kıldı. katılıyor. kısa bir süre sonra Küba­
Denizli toplantısı. yoksul köylüle­ Konvoyu daha kente girişinden lı sanatçı Us'a karşılığını veri yor­
rin siyasi platformuna dönüştü. El başlayarak izleyen Anadolu insanı- du. •

16 ŞUBAT 1992 • fKlBlN 'E DO(;RU • 53


UZMAN LAR TV PATLAMAS I N I DEG E R LEN D İ R D İ

Öıel değil "Ticari TV"


TV ku rmak için belli bir sermaye büyü�Jüğünün şart koşulması büyük sermayenin
reklam pazarındaki paylarını artı racak . Oze rk bir TRT'nin tek g üvencesi çalışanların
örgütlenmesi. Tekelleşmenin yolu açık. TRT'nin kanalları halkın örgütlerine açılsın.
ünyanın her yerinde TV TRT NEDEN gereksiz yatırımlara zorlandı. Tica­

D
ve radyo yayıncılığı özel­ ALTi KANAL KURDU? ri TV'nin yayın alanı dikkate alın­
leşmeden önce kurallara dığında TRT'nin bu konuda rakip­
Kendilerini Özel TV olarak ni­
bağlanmış. Türkiye'de ise siz olduğu açık. Devletin bu yatı­
teleyen bu kurumların altyapı yaıı­
bir kaos yaşanıyor. Erken kalkan rımlara ileride özel sekıöre kanal
nmları yok. Gözleri TRTnin ola­
yayına başlıyor. Nasıl denetlene­ aktannak için sokulduğu açık ola­
naklarında. TRT'nin Türkiye'nin
cekler. yayın koşullan ve ilkeleri rak görülüyor."
dört bir yanına yayın yapan tam al­
ne olacak. belirsiz. İktidarından tı kanalı var. Bu kadar kanal gerek­ Prof. Korkmaz Alemdar ya­
muhalefetine, uzmanlardan TV gi­ li miydi? TRT'nin tesislerini birile­ vıncılığı riski yüksek' bir yatının
rişimcilerine kadar herkes bir şey­ ri mi kullanacak? alanı olarak görüyor. Özel kuruluş­
ler söylüyor. TRT de dahil olmak M. Tali Öngören. TRTnin bu ların geniş alanlara yayın yapmak
üzere yapılacağı söylenen yasal kadar çok kanaldan yayın yapma­ için teknik yatırımlara girmesinin
düzenlemede etkili olmak için ha­ sını lüks olarak niteliyor. Bu işin mümkün olmadığını beliniyor:
zırlanan taslak sayısı sekize ulaştı. üç kanaldan da iyi bir biçimde ya­ "Yatırımcı için bilinmeyen bir ala­
Bu sayı daha da artacak. pılacağını belirtiyor. Özellikle na yatırım yapmaktansa o alana ya­
Yayın nereden yapılıyor? Kim Koç'un TV-3'ü kiralamaya hazır­ tırım yapmış kurumların olanakla­
yapıyor? Kamuoyunun bildiği ad­ lanmasını anlamlı buluyor: "Devlet rını kullanmak daha karlıdır. Yatı­
ların arkalarında kimler var? Bu rımcıların gözü bu yüzden
konuda bir açıklık yok. Tartışılan. M. TALI ÖNGÖREN. "Demokratik kttle örgotlerlne devletin olanaklarına kayıyor.
en başta da sendikalara ve yerel yöneUmlere Yoksa bunun altından kalkıl-
varsa yoksa özel TV. Oysa dünya­
yayın yapma hakkının tanınması, yayın
nın hiçbir yerinde "Özel TV" adıy­ özgorıooanon göstergesidir- maz."
la yayın yapan bir kuruluş görün­ Doç. Kaya da özel
müyor. Türkiye'de neden böyle? . TV'lerin doğru dürüst yatırım
Bir şeylerin üzeri mi örtülüyor? yapmamalarının düşündürücü
B u soruların yanıtını Dünya olduğunu söylüyor: "Yatırım
Kitle lletişill\i Araştınna Vakfı pahalı. Özel TV olarak nitele­
Başkanı M ahmut Tali Ö ngören nen kurum, Ankara'da gece
veriyor: " Kasıtlı olarak bu adı kul­ olan bir olayı sabah bile ekra­
lanıyorlar. Bunun literaıürdeki adı na getiremiyor. Ayrıca kul­
Ticari TV'dir. Amaçlan açık. Hol­ landığı teknik malzeme
dingler böyle bir yatının yapsın. PlT'nin. Yani devletin. "
teklam gelirlerini paylaşsınlar. TEKELLEŞME GELİYOR
·Dünyada reklam geliri olmadan
yayın yapan TV'ler var." Magic Box ikinci kanalını
Gazi Üniversitesi Basın Yayın yayına soktu. Hürriyet ve Sa­
Yüksek Okulu Gazetecilik Bölü­ bah gazeteleri Show TV'ye
mü Başkanı Prof. Korkmaz ortak oldu. Bu keşmekeş için­
Alemdar da gelinen noktada dev­ de tekelleşmenin de ilk örnek­
let yayıncılığının karşıtının ö:ıel
·
lerini yaşıyoruz. Ticari TV
yayıncılık olarak tanımlanmasını yayını yapılan ülkelerde bir
eleştiriyor. "Bu kurumlar kamu ya­ gazetesi olanın TV kurması
yıncılığı yapmıyor. Yapııkları ıica­ yasalarla belirleniyor. Aynca
rettir. Kimse kaybetmek için bu bir TV'si olanın. ikinci kanalı
alana para yatınnaz." devreye sokmasına izin veril­
ODTÜ öğretim üyelerinden miyor. Yabancı uyruklu bir
Doç. Raşit Kaya'nın da görüşleri kişinin Türkiye'de yayın yap­
aynı: " Bu kuruluşların Özel TV ması nasıl engellenecek? Ya­
olarak adlandırılmasının tek nede­ salar yabancı sennayeyi teş­
ni. yapacakları ıicari faaliyetlerin vik ediyor. Bu yoldan önce
üzerini örtmektir." Amerikan fil m şirketleri yerli

54 • lKJBlN'E DoGRU • 16 SUBAT 1 992


piyasaya girdi . Türk sineması lanmalıdır."
çöküyor. Bu çöküş TV filmci­
ÔRGÜTI..ENMEK
lerine de yansıyacak. M. Tali
AYAKTA TIITAR
Öngören bu sakıncaları gide­
recek yasal düzenlemenin bir Yasayla devlet tekeli kınlı­
an önce yapılması gerektiğini yor. Hükümet TRTnin özerk
söylüyor: "Yeni yasada bunu bir k urum olacağını açıkladı.
göremedim. Amerikan filmleri özerkliğin işlemesinin yolu
yerli sinemayı çökertti. Batılı çalışanların örgütlenmesinden
ülkeler bile sinemalarını koru­ geçiyor. Bu kural Ticari TV
maya aldılar." için de geçerli. Yeni tasarıda
Prof. Alemdar ise bu ko­ ise böyle bir kural görülmü­
nuya iyimser yaklaşıyor. Dün­ yor.
·
yanın hiçbir yerinde yabancı­ M. Tali Öngören, TRTde
lara ülke içinde yay.mcılık yap- i demek kurarak örgütlenmenin
ma hakkı n ın tanınmadığını be­ sağlanamayacağını söylüyor.
lirtiyor . Yasal düzenleme yapı­ Bu kurumun bağımsızlaşması­
lırlcen de bu ilkenin göz önüne nın itici gücünü, çalışanların
alınacağına inanıyor: "Ama grevli bir sendikal örgütlenme
yayında olan ikinci bir kanala hakkın ı kazanmalarıyla sağla­
··dahal kl · ..
PROF. KORKMAZ ALEMDAR. "Y1Yınlar1 bir merttzl orpn yabileceklerine dikkat çeki­
da m e edece en nı d
��
·

.. �
şunmuyorum. Yayıncılıkta fuli
. dınetlımıll. lletlflm serbestllllnln yolı flltpnlınn
yor: "Personelin grev hakkına
Grg Dtlınmeslrıden gı�lyor-
durumlar önlenemez. bu suç sahip olmaması bu kurumu
değil. Ortada bir yasal boşluk var" serbestçe yapılması ilkesinin önün- sözde özerk bir duruma getirir.
diyor. deki en büyük engel olarak görüyor. Özerklik süs olarak kalır. Yeni yasa
TRTnin bugünkü yapısıyla da ya­ buna olanak tanımıyor. Tartışmalar­
TV'LER
yınlarını sürdünnesinin mümkün ol­ da da hiç gündeme gelmedi."
ÖZERK OLMALI
madığını söylüyor. Yasanın, kısıtla­ Pror. Korkmaz Alemdar ise
Radyo Televizyon Yüksek Ku­ malardan çok yayıncılığı serbest ha­ olayın bir başka boyutuna dikkat çe­
rulu geçen yıl Ticari TV kurmanın le getirerek, kamusal yönü a�ır ba­ kiyor. Yayıncılığın merkezi bir or­
koşullarını açıkladı. Kurulu san örgütlere yaymasını savunuyor: gan tarafından denetlenmesinin ge­
TV'lerin Türkiye'nin yansına yayın "1RT idari ve mali açıdan bağımsız rekli olduğunu belirtiyor. Merkezi
yapmalarını ve· belli bir sermaye olmalı. Diğer girişimcilerin kuracak­ denetim organının da _şeffaf olması
büyüklüğüne sahip olmalarını ye­ ları kanallar da sermaye ve yönetici­ gerektiğine inanıyor. özerkliğin en
terli gördü. Bugün yasal düzenleme lerden bağımsız olmalı. Aksi halde büyük güvencesinin kurumlarda ça­
konusunda iki görüş çarpışıyor. bir serbestlikten söz edilemez." lışanların statülerinin belirlenmesin­
Sermaye sınırsız bir serbestlik M. Tali Öngören bu tür kısıtla­ den geçtiğini vurguluyor: "Bunları
istiyor. Bürokrat anlayış ise tekel­ maların getirilmesinin nedeninin devlet memwu olarak görüp örgüt­
den vazgeçmiş görünmüyor. Halkın sennayeye yol açmak olduğunu sa­ süz bırakmamalıyız. Her şeyden ön­
örgütlerinin yayın yapma hakkın­ vunuyor. Aynca devletin yalnızca ce bağımsız düşünen kişilikli bir in­
dan ise kimse söz etmiyor. TRT ka­ reklam gelirleriyle beslenen TV'lere san tipi yaratmalıyız. O zaman sis­
nalları neden öncelikle bu örgütlen­ zemin hazırladığını belirtiyor: "Ti­ tem ayakta kalır. Böyle olmazsa
melere açılmıyor? cari TV'nin dışında demokratik kit­ TV'lerde sermayenin egemenliği or­
Prof. Korkmaz Alemdar. böyle le örgütlerinin de kendi ölçülerine taya çıkar." •
bir anlayışın olmayışını iletişimin göre serbestçe yayın yapmaları sağ- NECDET PEKMEZC İ


SUWARİ ÇÔÇİKAI
Serçelerin Süvarisi

ÇIKIYOR !
IKIBIN MÜZi K YAYINLARI
Mai nzer Land str. 1 47 6000 Frankf u rt 1 . Tel : 069 - 739 1 2 92 Fax : 069 - 730 68 23

1 6 $UBAT 1992 • tKtBfN'E DOGRU e 55


Yaşamla yeniden tanışma
Bahkçı Kral. (The Fisher King) I Yönetmen: Terry Gilliam I Senaryo: Richard
LaG ravenese I Görüntü: Roger Pratt I Müzik: George Fenton / Oyuncular: Robin
Williams, Jeff Bridges, Amanda Plum mer, Mercedes Ruehl, Tom Waits .

ngiliz "Monty Python" gül- ven"e girişirler...
na geliriz. Sevgilisi, evi, tüm yaşa-

I
dürü ekolünün yaratıcıların- mı değişmiş bir Jack Lucas'la kar- Gilliam'ın filmi insanın "ger­
dan Terry Gilliam'ın bir ön- şılaşınz. Bir gece intiharın eşiğin-
çek" değeri üzerine yaşamsal bir
ceki filmi Baronun Macera- deyken "evsiz barksız" Parry ve yapıtın özelliklerini taşıyor. Ric·
/arı küçük ekrana gelirken, son arkadaşlarının yardımıyla ölüm- bani LaGravenese'nin ayrıntılar­
çalışması ve belki de şu ana değin den "yırtar". Parry , eskiden üni-
la güçlendirilmiş senaryosunun
en önemli yapım Balıkçı Kral si- versitede öğretim görevlisiyken üzerinde benzersiz bir içtenlik inşa
nemalarımızı onurlandırıyor. geçirdiği "korkunç olay"la ruhsaleden Gilliam, filme tartışma gö­
Film, Oliver S tone 'un Sırdaş dengesini yitirmiş ve sokaklara türmeyen bir felsefi boyut da "kur­
Radyo ve televizyon dizisi Gece- düşmüş bir "looser"dır. "Kutsal gulamış". tik dakikalarında biraz
11i11 Sesi ni anımsatan görüntülerle
' kase"nin peşinde günlerini geçiren
sarkan Balıkçı Kral, daha sonralan
açılıyor. Büyük bir radyo istasyo- Parry, kabuslarında yaşattığı biraçılarak yetkin bir görünüme ka·
nunda her gece dinleyicilerle ko- şövalye ile de amansız bir savaşta-
vuşuyor. Sevgiyle suçlulugun sırt
nuşan, onları dinleyen, çoğunluk- dır. "Kutsal kase"yi ele geçirmeksırta verdigi filmde varoluşun ne­
la dinlemeyip akıl veren bir DJ'dir için tanrıdan görev aldığını söyle-
denleri de sorgulanıyor ve sonuçta
Jack Lucas. Ancak bir gün verdiği yen kahramanımız, bu işi gerçek- deliliğin sınırlarında bir nokta, iki
akılla bir lokantaya girip yedi kişi- leştirebilmek için Jack'ten yardım
kişilik -belki de dört ya da daha
yi ve ardından kendisini öldüren ister. "İnorganik" bir bağlan da fazla- bir nokta bulun �yor, alınlar­
dinleyicisi yüzünden işinden olur, daki terler silinerek. Ozgürlük de
olan bu ikili, yaşam, sevi, çılgın-
dayanılmaz bir "vicdan acısı "nı lık, "katatoni", yoksulluk, imge-filmin temel taşlarından birini
yaşamaya başlar... Üç yıl sonrası- oluşturuyor. Filmin oldukça geve­
lem ve efsaneler üzerine bir "serii -
ze, gider-gelir bir iç
BALIKÇI KRAL ln11nın "gtl'ftk" dıDtrt 8ztrtnt bir yapıt.
dinamigi olmasına
karşın, hiçbir anında
Jerry Zucker'ın · Ha­
yalet'inin düştüğü "ka­
labalıklık"tan gelen
iticiliğe düşmüyor.
Sanırım bunun en bü­
ytlk nedeni Gilliam
ve Zucker arasındaki
kültürel boyut farklılı­
ğı. Filmde, Parry'nin
yeniden sevme çaba­
sında Lydia ile "çıktı­
ğı" ilk gecenin sine­
masal değeri ise Ba-
1ıkçı Krarın kozların­
dan bir diğerini bizle­
re sunuyor. 1ki
"güzel" insanın bu
denli "yaşamla yeni
tanışmışlılclan" olabi­
leceği düşünülmez­
ken, içtenlikleri bu
düşüncesizliğimizi çü­
rüterek inandırıcılık
boyutuna ulaşıyor.
Jabberwocky ile
başlayan yönetmenlik
-tı.------i yaşamını Time Ban-

58 • lKtBlN'E J)O(;RU • 16 ŞUBAT 1992


-', . ...
\
/
\

KEDİ GÖZÜ
Uzun yıllar� ır Almanya'da ya­
şayan genç yonetmen ismet El­
çl' nin Düğün adlı f ilmi 42. Ulusla­
Bir·iki... Freddy gitti!
rarası Berlin Fi lm Festivali'nin Pa­
Freddy'nin Ölü mü-Son Ka bus ( Freddy's Dead-The
norama bölümünde gösteriliyor .
Halil Ergün, OQuz Tunç va Gülsen Final Nightmare) I Yönetmen: Rachel Talalay ı
Tuncır'i_� rol aldığı filmin yapımcı­
Senaryo: M ichael De Luca I G örüntü: Declan Quinn ı
ları ise Omer Kavur ve Sadık De­
veci. Almanya'da yetişen bir Türk Müzik: Brian May I Oyuncular: Robert Eng l u n d , Lisa
gencin in. Muş 'tan aldığı bir telg raf
Zane, Shon G reenblat, Leslie Deane, Ricky Dean

es
sonucu, Türkiye'ye dönmesi ve ev­
lendirilmek istenmesi üzerine baş­ Logan, B reckin Meyer, Yaphet Kotto .
layan "kültür çatışması·nı işleyen
Craven'ın yarattı­

W
film, Almanya içişleri Bakanlığı ve
ZDF tarafından destekleniyor. ğı "komik" korku
kahramanı Freddy
* * *
artık ölüyor, ardında
Uluslararası 4. lzmir Film Festi-
gözü yaşlı "manyaklar" bırakarak.
vali, 8- 1 5 Nisan tarihleri arasında
yapılacak. Dokuz Eylül Üniversitesi Daha önce beş bölümünün çe­
G üzel Sanatlar Fakültesi tarafından kildiği dizi-sinemanın bu son bö­
d üzenlenen festivale bu yıl, Kaza­ lümünde Springwood gençliğin­
kistan , Kırgızistan, ÖZbekistan, Ta­ den kalan tek kişi yeniden Elm
cikistan, Türkmenistan ve Azerbay­ Sokağı'na döner. Amacı Freddy'yi
can da �.tılacak. Programda, 'Altın
yok etmek ve insanların düşlerini
Artemis Od ülü"nün yanında, ·usta­
ondan kurtarmaktır. Ancak her
lara Saygı· ve "Dünya Sinemaların­
dan· başlıklı bölüm ler de yer ala­ şey beklediği gibi gitmez. Bu ara­
cak. da Freddy'nin bir de kızı olduğunu
* * -:;< öğreniriz. Son sahnelerde ise
Freddy ile kızı arasındaki ölümcül
Amerikan Gizli Haber Alma
Merkezi (CIA) televizyon yayınları­ savaşa tanık oluruz ...
na başlıyor. Kablolu yayın yapacak Korku-gerilim sinemasının ye­
olan kanalın gizl i raporlarla i lg ili tenekli yönetmenlerinden Wes
bilgiler vereceği duyuruldu. Craven ilk Elm Sokağı Kabusu'nu
çektiğinde filmin alttan alta bir
felsefi boyutu da vardı. "insanla­ FREDDY. Nlhayet lllyor. . .
dits, Bra:il ve Baronun Macera/a­ rın düşlerinde yaratbğı 'şeyler'
n ile sürdüren " Monty Python" "sırtladığı" yapımda Roseanne
kontrol edilmediğinde yaraucılan­ rın
elemanı Terry Gilliam . Balıkçı Barr, Johnny Depp, Alice Coo­
nı yok etmeye yönelik birer cana­
Kral'daki başarısını büyük oranda per (Freddy'nin babası) gibi ünlü­
vara dönüşür" diyor ve yaşamla
oyuncularına borçlu. Robin Willi·
ölüm arasında bir çizgi olduğunu, leri de kısa rollerde karşımızda
ams'la Jeff' Bridges'in yanında
bu çizgide de yaşanabileceğini sa­ bulmak güzel sürprizler oldu bi­
özellikle kadın oyuncular Merce­
vunuyordu Craven. Kişilerin kor­ zim için.
des Ruehl ve Amanda Plummer
kularını. kabuslarını sınırlandır­ Freddy'nin Ölümü-Son Kabus,
kusursuz. yaşar kılınmış oyunlar
madan yaşam çabaları. onları genç . kadın yönetmen Rachel Ta­
veriyorlar. Belki de tiyatrodan gel­
menin verdiği bir avantaj bu.
Freddy gibi "gerçeküstü gerçek" '
lalay in belli bir çizgi tutturma ça­
iblislerle karşı karşıya bırakacak­ bası ve dizinin son bölümü olma­
Balikçı Kral. sezonun üzerinde
tır. Craven'ın bu düşünceleri ve sından kayr.ıaJclanan merakla izle­
durulup konuşulması. derinlemesi­
geniş imgeleminden süzülen kah­ nebiliyor. Filmin son jeneriği ge­
ne incelenmesi ve doğallıkla tüm
ramanın yalnızca görüntüsü, seri­ çerken altı bölümden vurucu gö­
bunlardan önce dikkatle izlenmesi
gereken filmlerinin başında gelen nin diğer filmlerinde aynı başarıyı rüntüleri de perdede görebilirsiniz.
"uçm:ı" isteği uyandıran bir Gilli· yakaladı. Craven "felsefesi" ise Unutmadan ! .. Freddy'nin öldürül­
am başyapıtı. bir kenara atıldı. me aşamasına gelindiği �on 15 da­
Parry . film boyunca sık sık Freddy'nin Ölümü de diğerleri kikada. size salona g irerken veri­
söylediği şarkıda, "Haziran'da gibi Craven yaklaşımını yakala­ len gözlükleri takmayı unutmayın,
New York'u severim ... Peki ya yamıy >r. Robert Englu nd'ın eğer üç boyutlu Freddy izlemek is­
sen?" diyor. Yanıt vermek için ille "Freddy"de yine aynı çizgiyi tut­ tiyorsanız ... Son olarak; Freddy öl­
de New York'a gitmek de gerek­ turduğu filmde, Freddy'nin geçmi­ dü , ama bundan sonra seri
·

miyor! Filmi görün yeter. .. • şiyle ilgili bazı ipuçlarını da ele "Freddy'nin Kızı" adıyla sürebilir,
M URAT ÖZER geçiriyoruz. Yine genç oyuncula- biline ! •

16 ŞUBAT 1992 • tKJBİN'E DOGRU • 57


Yakup Kadri'ye "Saygı" gecesi!
İstanbul'clan kısa kısa ...
T ürkiye Yazarlar Sendika­
sı'nın ·ustalara Saygı·
geceleri çerçevesinde 1 O Şu­
O 4 Şubat'ta Galeri Lebriz'da açılan Blhrlt Mavttan 'ın
resim-heykel sergisi 29 Şubat'a kadar izlenebilir.
a Nef'e Kopl 'ın Gorbon Sanat Galerisi'ndeki resim
bat gecesi Karaca Tiyatro­
sergisi 29 Şubat'ta son buluyor.
su 'nda yapılan programda,
sendikanın 2. Başkanı Dı­ a Turgut Tu ncıy ' ın T. Vakıflar Bankası Feneryolu Sa­
mlrtıı Ceyhun, gece için, ad nat Galerisi'ndeki resim sergisi 25 Şubat'a kadar görü­
vererek çok sayıda kişi ile te­ lebilir.
mas kurduklarını, ancak so­ O Galeri Salacak'ta 21 Şubat- 1 2 Mart arasında iki ser­
nuç alamadıklarını uzun uzun gi... Olkil Acar'ırı "Ve Nazım Hikmet Ya�maya Devam
anlattı. Salonda 1 5 kişi vardı. Ediyor' konulu "Şiir Panoları· sergisi ve Umran Demir·
Bu 1 5 kişinin beşi, (Dımlr­ hın·ın "Yaiılar, Eski Evler' konulu
tq Ceyhun, Feridun Andıç, rölyef sergisi.
Sıllm Rın Kııtpınar, Erol
O lstanbul Büyükşehir Belediye­
Günaydın, Mıtı Tunçay) ko­
nuşmacıydı. si Kadın E&erleri Kütüphanesi ve
saydı daha önceki Kiralık Ko­ Bilgi Merkezi'nde 1 4 Şubat'ta
Matı Tunçıy · ın konuş­ naKın esamisi mi okunurdu! açılan'Kadın Fotoğrafçılar· sergi­
masına kadar, program "gü­ Silim Rızı Kırlıpınar'a, si, Şubat ayı sonuna kadar süre­
zel güzel" giderken, Tun­ bu tür toplantılarda hep ya­ cek.
çıy 'ın, "Zeki adam pek sanat­ pıldığı gibi, şiir okuma ola­
çı olmaz! Yıkup Kadrl ' nin nağı vermekle, Yılıup Kıd­
zeki bir adam oluşu sanatçılı­ ri'nin en az değinilmesi ge­ 'en iyi köy romanı· sayılabili­ "Kadro· içinde yer alıyorlar;
ğına engel teşkil etmiştir" reken mensur şiirleri birden yordu. Bir dönemin Mitli Eği­ hem Yakup Kadri "zeki bir in­
yollu konuşması, birden Yı ­ öne çıkıverdi. tim Bakanı Hnan AH Yücel, sar. !'; hem Yakup Kadri oyu­
kup Kı dri 'nin "ne kadar ye­ Feridun Andaç, Erol GO­ dönemin edebiyat karakteris­ na gelmiyor, düşüncesini ko­
tersiz olduğu"na vurgu yapıl­ naydın, Salim Rıza Kırtpı­ tiği olarak, Yaltup Kıdrl'yi ruyor; hem "Kadro' homojen;
masına; Erol Günıydın'ın nar -ve sanırım salondaki di­ monografi konusu yapıyor­ hem Yıkup Kadri 'zoraki
toplantıda okuduğu öykü ğer 1 O kişi de- "kontrpiye"ye du. diplomat• değil; hem kötü
hakkında Oımlrtlf Cıy­ düşüverdi. ·ustalara Saygı" Toplantıdaki konuşmala­ edebiyatçı ... Hem de bu 'Ya­
hun 'un, ·o öyküyu şimdi gecelerinde, yöntem olarak ra göre, hem "Kadro"yu oluş­ kup Kadri'ye Saigı Gecesi"!
hangi edebiyat dergisi ya­ dinleyiciniıı söz hakkı olma­ turan (Yılıup Ka dri dışındal Hem de Darnlrtaı Ceyhun
yımlar" demesine yol açtı. dığı için, bu konuşmalara ya­ komünistler -genel kanının çağrılıların katılmadığından
Zoraki Diplomatı yazan Yı­ nıt verme olanağı da yoktu. tersine- daha önce sahip ol- . yakınıyor!
kup Kıdrl'nin "hiç de zoraki Yoktu da, insanın aklı ta­ duklan görüşü koruyarak KADiR YERCI
diplomat olmadığı", diplo­ kılmadan edemiyor: Toplum­
matlığını emekli olduğu
1 955'e kadar sürdürdüğü
bilimci Barin Talın. bir ki­
tabında Ankara romanının -o
AFSAD'da ayın fotoğrafı
söylendi. Edebiyatçı olmadı­ nkara Fotoğraf Sanatçıları Derneği (AFSAD) tarafından
ğını söyleyen Matı Tunçay,
tarihlerde adı bile olmayan­
göstergebilim, daha doğrusu A her ay üyeleri arasında düzenlenen "Ayın Fotoğrafı" yarış­
Ankara romanını edebi bir kentsel göstergebilim açısın­ ması sonuçlandı. Seçiciliğini Hasip Plktaf 'ın yaptığı "Grafik"
değerlendirmeye tabi tuttu. dan taşıdığı öneme dikkat konulu yarışmada 1 5 fotoğrafçının renkli ve siyah-beyaz baskı
Yık up Kadri, Yaban·ı yazma- dalında toplam 35 yapıtı değerlendirildi. DeOerlendirme sonu­
çekmişti. Yine Yaban, halen
nunda, siyah-beyaz baskı dalında N'idı Ç ulfı 'nın yapıtı "Ayın
Fotoğrafı", Sevinç El en 'in yapıtı ·ozendirme· ödülüne layık
görüldü. Ayrıca Gökhın D arn lrw 'in iki, R11ul Baıtu t ' un bir
· Ankara'clan kısa losa". yapıtı da sergileme aldı.
Renkli baskı dalında ise Gökhan D em irer 'in yapıtı 'Ayın
o Prof. Dr. Alpaslan lfıklı; Mülkiyeliler Birliği° Genel Fotoğrafı' G6khın Bulut, Cabbar Yıldız ve Okan Somer'in
Ba şkanlığı'na yeniden seçildi. 9 Şubat tarihinde yapılan �apıtları �zendirme· ödülü aldı. Değerlendirmede Hamdi Can
_ genel kurulda seÇilen yeni yönetim kurulunun gö­
olağan Unsal, GDlnlZ Çolak, Cabbar Yıldız ve Avni Kl rıdolan ' ın bi­
rev bölümü sonunda Erhın Bener ikinci Başkan, YılmlZ rer yapıtı, Sunay Sunar'ın iki yapıtı da sergilemeye değer bu­
Tan ise Genel Sekreter seçildi. lundu.
o Mehmet Aslan 'ın resimleri 25 Şubat'a kadar Farabi Yarışmada dereceye giren yapıtlar 1 5-29 Şubat tarihleri
Akbank �nat Galerisi'nde görülebilir. arasında AFSAD sergi salonunda izlemeye açık olacak.
o irfan Önü rmen 'in Urart Sanat Galerisi'ndeki resimleri Çocuklar �in kompozisyon yar1ş•sı
25 Subat 'a kadar izlenebilir. 1 958'de Bursa'da doğan ir­
bir kompozisyon yarışması
K Dairesi Başkanlığı tara­
fan 'Onünnın, Mimar Sinan Üniversitesi GSF'den mezun ültür Bakanlığı Eğitim
düzenlendi. Yalnızca ilkokul
oldu. Halen aynı fakültede ·sanatta Yeterlilik" yapmakta­
fından, Ti.ırkiye'de kurulmuş 5. sınrt öğrencilerinin katılabi­
dır. leceği yarışmada birinciye 2,
uygarlıklar hakkında çocukla­
o Alman Kültür Merkezi'nde 1 8 Şubat 14.00-1 8.00 ara­ rı araştırmaya yöneltmek ve ikinciye 1 .5 ve üçüncüye 1
sı, Türkiye Tabiatını Koruma Derneği'nin işbirliğiyle ha­ ülkemizin tanıtımına katkıda milyon TL ödül verilecek. Ay­
zırlanan 'Sulak Alanlar· konulu panel izlenebilir. bulunrr,ıak amacıyla 'Uygar­ rıca üç mansiyon sahibi de
lıklar Ulkesi Türkiye' konulu 750 bin TL alacak.

58 • 1K1B1N'E DOORU • 1 6 ŞUBAT 1 992


verecek. Aynı gün ve saatte
Sevda·Cenap And Müzik Vakfı etkinlikleri CSO'nun Konser Salonu' nda

Emesivrensel çoksesli müziğin


tanınması ve benimsen­
amacıyla 1 973 yılında
kurulan Sevda-Cenap And
Müzik Vakfı, Ankara'daki et­
kinliklerini sürdürüyor. Şu­
Konser Salonu'nda 'Kontr­
bas Resitali' izlenebilir.
1 9 Şubat Çarşamba I
Şef Tolgı Kaahif yönetimin­
de Bılı Bartok'un 2. Piyano
Konçertosu ve J. Slbıll ­
bat ayının sonuna kadarki Opera Sahnesi'nde 20.00'de us ' un 5. Senfonisi izlenebilir.
program şöyle: 'Aşk ve Banf operası. 22 Şubat Cumartesi I
1 7 Şubat Pazartesi ı 20 Şubat Perşembe I 1 0.30'da Opera Sahnesi'nde
1 9.30'da Türk-Amerikan Yine Opera Sahnesi'nde Uyuyan Güzel adlı çocuk
Demeği' nin sinema salonun­ Concerto Barocca ve Carmi­ müzikali, saat 1 5.00'de yine
da Gazi Oda Orkestrası·nın na Burana izlenebilir. Aynı Opera Sahnesi'nde 'Öylesine
Corelli, Vivıldl ve Mozırt'ın gün Alman Kültür Merke­ Bir D inleti', saat 1 6.00'da
yapıtlanndan oluşan konse­ zi' nde viyola resitali var. Fransız Kültür Derneği'nde
riyle, saat 20.00'de Opera 21 Şubat Cuma ı Devlet "M ichel Sadanowski Paris
Sahnesi'nde Damdaki Ke­ Resim Heykel Müzesi'nde G itar Üçlüsü'nün programı
mancı müzikali. saat 20.00'de Sef Gar Altın �e saat 20.00'de Hacettepe
18 Şubat SalıfTürk- yönetiminde, 'Kültür Bakanlı­ Universitesi'nin 'M' salonun­
lngiliz Kultür Demeği'nde ğı Ankara Devlet Klasik Türk da 'Linton Kwesi Johnson
saat 19.00'da "Opera dünya­ Müziği Korosu' bir konser Reggae Konseri' dinlenebilir.
sından ünlü sopranolar'
(Mozad, RDlllnl, Donlzaltl,
Verdi, Bini, Dıllbllt, Puc­ Hasan Hüseyin'i anma toplantısı
• Sineması
(� �
clnl, M ıhlır) programı ve
KÜLTOR BAKANI RKRI
aynı gün saat 20.00'de CSO Idüzenlediği
stanbul Barosu Lokali (lstanbul Cad. No: 83, Kat 2, Karya
üstü�Bakırköy) 'nin Varlıkdergisinin katkılarıyla
etkinlikler sürüyor. 22 Şubat saat 1 6.00'da Mıh-
SACLAR. "Gtrldı
blraldJOımız lıaranlık vı ıcı __,,_
Çetin, NIYZll Çıllk ve Envır Ercan ın katılacaklan '8.
1]111 '

dlnımln izlerini lllmıyı -- Olüm Yıldönümünde Hasan Hüseyin' toplantısı yapılacak.


dlvım ııllceOIZ"
- r

Ayd.ı n Cezaevi
m üze oluyor \ .
�· --:__�
K lar, halen faaliyette bulu­ (�� �-, '

ültür Bakanı Fikri Sal­

nan Aydın Cezaevi'ni en kısa


ı/�' }.:' Otopoıtrt

�(ı�\y
-

zamanda Kültür Merkezi'ne ' \� YI Çoban


dönüştürmek üzere çalışma­ Raam'ın
.ı , bir tablon.
lara başlandığını, Kültür Mer­
kezi'nin bir bölümünün de
I :-L
l ,\? .. ,ı. ,

'insan Hakları ve Demokrasi


.. - � �' �
Müzesi' olarak değerlendiri­
leceğini açıkladı. SaQlar'ın Çoban Ressam:
konuyla ilgıli açıklaması şöy­
le: '1 2 Eylül sonrasında ülke­ "Bazen isyan
mizi yönetenler, toplumun
fabrikalar, işyerleri, kültür ve ediyorum"
sanat merkezleriyle değil, ce­ ••

U Rıaım'la Ankara'daki Yüzüncü Vıl Sa­


lkemizin tanınmış ressamlarından Çoban-
zaevleriyle çağdaşlaşabilece­ olarak görüyorum.
ği gibi utanç verici bir yakla­ 'Sivrihisar'dan çıkmış, Anadolu'da yetiş­
nat Galerisi'nde konuşuyoruz. Çoban Rıaım
şımı benimseyerek pek çok miş bir ressamım. Hiçbir zaman gidip de
olarak tanıdığımız Sülıymın Şıhl n , bu yıl
cezaevi yapmışlardır. Bunun Çankaya'da ya da bilmem nerede sergi aç­
38. 'sini açtığı ve 20 Şubat'a kadar izlenebile­
temelinde topluma duyulan mak istemedim. Çünkü, dar ortamlardan ra­
cek "Köy Köy Anadolu' adlı sergisiyle ilgili
güvensizlik ve halkı potansi­ hatsız oluyorum. Oysa buraya her gün halk­
söyleyeceklerinden önce, devlete ve belediye­
yel suçlu olarak görme eğili­ ye 'sitem' ediyor. Ankara'da asılması için da­ tan insanlar geliyor, ilgilerini dile getiriyorlar.
mi yatmaktadır. Çağdaş de­ Sanata, sanatçıya sahip çıkması gereken be ­
ğıttığı afişler, belediye tarafından toplatılmış.
mokratikleşme sürecinin so­ lediyeler ise sanata saygı duymuyorlar. Dev­
Devletin yıllardır sanatçılara karşı gösterdiği
mut göstergesi olarak de­ let de aynı biçimde sanatçıya üvey evlat mua­
tutum yüzünden artık dayanamayacak hale
ğerlendirebileceğimiz çağdışı melesi yapıyor. Kıymet bilinmiyor. Güleryüzlü
geldiğini söyleyerek sözlerini şöyle sürdürü­
Eskişehir Cezaevi'nin kapatıl­ bir yaklaşım yok. 30 yıldır resim yapıyorum.
yor: "Biz sanatçılar doğanın temsilcileriyiz.
,nasından sonra, bu kez de Güzellikleri ve yaşadıklarımızı gelecek çağlara Resmi, hiçbir zaman ek iş olarak görmedim.
Aydın Cezaevi 'ni kültür mer­ Sürekli çalışıyorum. Gelecek yıl, "Çobanlar ve
ileten insanlarız. Uzun yıllar Paris'te çalıştım.
kezine dönüştürerek, geride Göçerler' konulu bir sergi açmayı düşünüyo­
Ama her zaman Anadolu'yu ve bizim insanla­
bıraktığımız karanlık ve acı rum. Bazen isyan ediyorum, ama resim yap­
rımızı resmetmeyi tercih ettim. Dünya, Ana­
dönemin izlerini silmeye de­ maktan koparamazlar beni.·
dolu'yu tanımaya çalışıyor. Ben de Anado­
vam edeceğiz." AYLIN ÖZOEMIR
lu 'yu çiziyorum. Kendimi iyi bir empresyonist

16 ŞUBAT 1 992 • IK.lBIN'E DOCRU • 59


BASKETBO LDA D EG İ Ş İ KLİ KLER

Salonlarda seyirci aıallyor


Basketbol Federasyon u ' n u n gelecek yıl için yapmayı düşündüğü d üzenlemeler
arasında, yalnızca bir yabancı oyuncuya izin veren 9+ 1 kuralının değiştirilmesi yok.
Eczacıbaşı dışındaki bütün kulüpler 8+2' den yana.

OSMAN SOLAKOCLU. Gene kulOplırtı


ııa,.ı lıa'fıyl.

B
asketbol Federasyonu geçti­
ğimiz hafta içinde kulüpler­
le bir danışma toplanusı
yaptı. Toplanuda federasyo­
nun yönetmeliklerde yapmayı düşün­
düğü değişiklikler taruşılacaktı. Fa­
kat kulüplerin önerilerinin dinlenme­
si ile yetinildi.
Toplantıda Osman Solakoğ­
lu ndan sonra söz alan Hüsamettin
'

Topuzoğlu, federasyonun bir deği­


şiklik taslağı hazırladığını ve taslağın
elinde olduğunu söyledi. Kulüp yöne­
ticilerinin bütün ısrarlarına rağmen
Topuzoğlu taslağı okumadı. Ancak,
"Üniversite yoluyla transfer kaldırıl­
sın" şeklinde öneri geldiğinde. "Bu
zaten taslağımızda var" yanıtı verildi.

9+ l 'C1LER
8+2'C1LERE KARŞI

Federasyon yetkilileri önerileri


dinleyeceklerini ve bu görüşler ışı­
ğında tasarıda değişikler yapılacağını
belirttilerse de, 8+2 kuralının getirilmesi yönünde an­ baş ı.
laşma sağlanamadı. Erdal Poyrazoğlu ve Necati Gü­ Kulüpler. takımlardaki yabancı oyuncu sayısının
ler de dahil olmak üzere bütün federasyon üyeleri 9+ 1 l 'le sınırlanmasının yerli oyuncuların fiyatını pompa­
kuralının devam etmesi yönünde "tek vücut"lar. Ku­ ladığı görüşünde. Solakoğlu ise bu görüşü. "Parayı
lüpler arasında ise 8+2'ye karşı çıkan tek kulüp Eczacı- veren sizsiniz" diye yanıtlıyor. Hatta. " B ir Amerikalı

60 • 1K1B1S'E DOGRL' • 16 ŞU BAT 1 992


SPOR PAZARLAMASI
Şirketler, Asya'da
sporu kullanıyor
Sbaşında
poru reklam için kullanmak, büyük şirketlerin pro­
mosyon yöntemlerinin başında geliyor. 1 960'1arın
Amerika'da doğan spor pazarlamacılığı sqn yıl­
larda Asya'ya da yayıldı. Seiko Super Tenis Turnuva­
sı'nın yanı sıra, Pasifik Tenis Turnuvası da büyük şirket­
lerin sponsorluğu ile yapıldı. Hong Kong Rugby Turnuva­
oyuncunun parasını bile doğru dürüst ödeyemiyorsu­ sı ise Cathay Pasifik Havayollan ile Şanghay-Hong Kong
nuz" diyor. Bankacılık Kuruluşu tarafından düzenlendi. Bu listeyi
uzatmak mümkün. Spor pazarlamacılığının Amerika'daki
Bir takımın kadrosunda en az 10 oyuncu bulundu­
kurucusu IMG (lnternational Management Group/
racağını göz önüne alırsak, bu sezon küme düşme ol­
Uluslararası Yöneticilik Grubu) Tokyo'dan sonra 1 980 yı­
madığından, gelecek sezon 16 takuna çıkacak 1 . Lig'e lında Hong Kong'da da şube açtı.
160 oyuncu gerekecek. Her takım, kadrosunda bir ya­ Asya'da badminton, tenis, golf, voleybol, cimnastik,
bancı oyuncu bulundurduğunda 144 tane de yerli masa tenisi ve atletizm başta olmak üzere hemen hemen
oyuncuya ihtiyaç duyulacak. Ancak, bugün Türkiye'de bütün spor dallan şirketlerin ilgi alanı içinde. Şirketlerin
1 . Lig seviyesinde bu sayının yarısı kadar bile oyuncu bu büyük ilgisinin nedenleri arasında sporu bulmak pek
bulunmuyor. Neredeyse sol turnike atabilen herkes kolay deOil. Asya'da sigaradan arabaya kadar bütün mal­
basketbol liglerinde kendine yer bulacak. ların tüketici pazarı hızla büyüyor. Yerel şirketler ürünle­
rinin satıfında spor reklamcılığının yararını "keşfettiler·.
KESENİN AÖZI ÇOK AÇil..DI Asya dışındaki şirketler de Asya pazarındaki satışlarında
aynı yararı gördüler. ihracat yapan Asya şirketleri, özel­
9+ 1 kuralı genç oyuncuların yetişmesine, yerli likle de Japon firmalar Batılı meslekdaşları ile aynı taktiği
oyuncuların oyun içinde daha çok sorumluluk alması­ izliyorlar.
na olanak sağlamak için getirilmişti. Ancak geçen süre Asya'daki spor pazarlamacılığı henüz büyüme döne­
içinde beklenenler istenilen oranda gerçekleşmedi. Ka­ minde. Amerikalı ve Asyalı uzmanlar bu bölgede spor
litesi vasatın üzerine çıkan, . boyu biraz uzun olan reklamcılıOının geliştirilmesi için y<>Oun mesailer harcı­
oyuncuların transferi için 100 milyonları gözden ç ıkar­ yorlar.
mak gerekiyor. Bütün sezon yedek oturan sıradan bir ÇiFTE STANDART
oyuncu bile transfer pazarlığında kapıyı 100 milyon­
Spor reklamcılığı için Singapur, Japonya, Hong
dan açıyor. örneğin, Fenerbahçe gelecek sezon kadro­ Kong, Güney Kore ve Tayvan'da "cömertçe· harcamalar
sunu nasıl koruyabileceğini kara kara düşünüyor. Le­ yapan şirketlerin eli bazen "sıkılaşıyor". Tabii, bu tercih
vent ve Hüsnü'nün milyarı bulan ücretler karşılığında ülkelerin rejimlerine göre değişiyor. Serbdst piyasaya gö­
Çukurova'ya transfer olacakları "söylentisi" var. Ayn­ mülm�miş ülkelerde harcanacak paralar "riskli" görülebi­
ca. 190 bin dolarının ancak 30 bin dolarını alabilen liyor. OrneOin, 1 990 yılında Pekin'de düzenlenen 1 1 . As­
Larry Ricbard'ı da kadroda tutmak kolay olmayacak. ya Oyunları için önceden anlaşma yapan bazı şirketler Ti­
Hepsinden vahimi basketbol seyircisi salonları terk ananmen olaylarını bahane ederek sözleşmeleri iptal etti­
ler. Bazılan da fiyat kırma yöntemi izledi.
etti. Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş'ın maçlarına
Şirketlerin, sporun sevilmesi, yeni sporcular yetişme­
futbol seyircisi geliyor. Diğer takımlar arasında oyna­
si gibi tasaları yok. Başarının ölçütü ise satış grafiklerin­
nan karşılaşmalar önemli olsalar bile parmakla sayıla­ deki tırmanma oluyor.
bilecek kadar az seyirci topluyor. •

16 ŞUBAT 1 992 • IKIBIN'E DO(';RU • 61


MURAT ÖZER

Gece Vard iyası


NIGHT SHIFT.
Oyuncular: Henry
Winkler. Michael Kea­
ton. Shelley Long, Gina
Hecht... Yönetmen:
Ron Howard, 1982 ABD
yapımı. 106 dakika.
B ir parça sessizlik
için morgun gece bekçi­
liğine sıvanan finansına\}
uzmanı, kendini gangs­
terler ve pezevenkler
ç ıkan marjinal insanın dü­ arasında bulur. . . Sevim­
"G ü nü nü yaşa !" zene karşı koyuşu ve üto­ li, canlı bir güldürü . . .
pik bir düzen yaratma ça­ Winkler ve Keaton
ÖL Ü OZANLAR man, Thoreau gibi. Kea­
basının ezildiği. hiç edil­ oyunlarıyla öne çıkıyor­
DERNEGİ (DEAD PO­ ting, okul yönetimiyle
lar...
ETS SOCIETY). Yönet­ ilişkilerinde ise oldukça diği bir dünyada yaşıyo­
20 Şubat Perşembe,
men: Peter Weir, 1989 zor anlar yaşar. Çünkü ruz. Film, bu açıdan da
alegorik özellikler de taşı­
TeleOn, 24.00
ABD-Avustralya ortak onun yetkeyle uzlaşmaz,
yapımı, 1 30 dakika. kuraldışı, sınır tanımaz yor diyebiliriz. Her şey­
Yetkeye karşı özgür tutumu öğrencilere de den önemlisi, Ölü Ozan­
düşüncenin savunulduğu yansımış ve yönetimin lar Dernegi, özgür düşün­
Peter Weir'ın Ölü Ozan­ "hoşnutsuzluğu" günde­ cenin erdemini Tom
lar Derneg.i , İstanbul me gelmiştir. Öğretmen­ Schulman'ın Oscar ödüllü
Film Festivali ve ticari si­ lerinin "Gününü yaşa! " senaryosuyla tüm insanlı­
nemalardan sonra televiz­ felsefesini benimseyen ğa gösteren görkemli bir
yon ekranlarına geliyor. gençler, bir zamanlar Ke­ yapıt. Yetkeye prim veren
1 959 yılının sonbaha­ ating'in de üyesi olduğu finali de olmasaydı ...
rında geleneklere bağlı ,
·
"illegal" kurum "Ölü Yönetmen Peter Weir,
oldukça tutucu v e yalnız­ Ozanlar Demeği"ni can­ Avustralyalı ve o ülkenin
ca erkek öğrencilerin öğ­ landırır ve orada gizli giz­ yetiştirdiği en önemli yö­
renim gördüğü Welton . Ji düşünce evrenlerini ge­ netmenlerden biri, belki
Akademisi'nin o dönemi­ nişletirler. Değişik alan­ de birincisi. 1975'te yaptı­
nin açılışıyla. karşılaşırız larda yetenekleri olan bu ğı Picnic at Hanging
önce. Ve yeni bir öğret­ gençler ne yazık ki, aile Rock adlı fılmiyle adını
menle tani_şırız; okulun ve okul baskısıyla kuşaul­ duyuran ve daha sonralan
eski öğrencilerinden, İn­ mışlardır. Soluk almaya Amerikan yapımlarına
gilizce öğretimi veren çalıştıkları her an birileri­ imza atan Weir, bir türlü
John Keating. Keating, nin tabanlarını başlarının sinemalarımızda gösteri­
üzerinde bulurlar. Ve bek­ lemeyen Witness le Os­ ANGELICA HUSTON.
okulun geleneklerle yoğ­ '

rulmuş ortamını kokuş­ lenmeyen, belki de en çok car'a da aday olmuştu.


beklenmesi gereken, bizi Geçtiğimiz yıl gösterime
Prizzi ler'in Onuru
muş ve yetersiz bulur.
Öğrencilerle kısa süre hazırlıksız yakalayan son , giren Yeşil Kart1a da tanı­ PRIZZI'S HONOR.
öğrenciler ve öğretmen dığımız yönetmen, Ölü Oyuncular: Jack Nic­
içinde "uyumlu" bir ileti­
üzerindeki baskıyı. yetke­ holson, Kathleen Turner,
şim kuran öğretmen, on­ Ozanlar Dernegi'nde Ro­
Angelica Huston, Robert
lara yaşamın anlamı, he­ nin gücünün sınırlarını bin Williams gibi son ker­
Loggia. John Randolph,
yecanı ve özgür düşünüş belirler. te yetenekli bir oyuncu­
William Hickey, Lee
üzerine "onlar için yeni" Ölü O;anlar Dernegi, nun yanında bir dizi genç
Richardson... Yönet­
düşünceler aktarır. Bu tüm dünyada, belki de oyuncuyla sonuca ulaş­
men: John Huston, 1985
arada gençlerle iletişimi tüm okullarda yaşanan mış. John Seale'ın görün­ ABD yapımı, 1 29 daki­
Sağlamlaştınnak ve dü­ yönetimle öğrenciler ara­ tüleri ve Maurice Jarre'ın ka.
şüncelerini kalıcı kılabil­ sındaki çekişmenin su yü­ müziğiyle de değerlenen Coppola'run Ba-
mek amacıyla Amerikan züne çıkarıldığı yoğun bir filmin bu gqsterimini ka­ ba'smda olduğu gibi bir
edebiyatının ünlü ozanla­ film. Sıradanlaşmay� çırmayın. düğünle açılır film ...
rından da yardım alır, doğru hızlı adımlarla iler­ 18 Şubat Sah, Prizzi ailesinin işlerini
Teıiyson, Herrick. Whit- leyen toplumlarda ar<! :;iıu TV 2, 22.40 gören katil Charley ile

62 • 1K1BİN'E DOCRU e 1 6 ŞUBAT 1 992


•ı•VSBQMJJI.EB
yine bir mafya katili olan
New York'taki
.

lrene arasındaki ilişkiyi TV HABERLERi


ve Prizziler'in onur uğru­ Moskova YAKIŞTIR: 1 6 Şubat Pazar 22.45'te TVl 'de. Meh­
na ödedikleri bedeli anla­ MOSCOW ON THE met Ali Erbil'in sunduğu yarışma programında bu hafta
ur... Huston'ın yaşlılık dö­ HUDSON. Oyuncular: da uç yetenekli amatör "teatral" yeteneklerini gösterme
neminde bile son derece Robin Williams, Maria savaşımına girişecekler.
hızlı bir film çekebilece­ Conchita Alonso, Clea­ SİNEFLAŞ: 1 6 Şubat Pazar 1 9.40'ta TV2'de. Vi­
ğinin kanıtı... Anjelica vant Derricks. Alejandro deo Mtizik Türkiye'nin sinema ile ilgili bölümünü kaçı­
Huston'a en iyi yardımcı �ar � .
Rey... Yönetmen: Paul
kadın oyuncu Oscar'ı ... ULUSLARARASI YAŞAR DOGU SERBEST
Mazursky, 1 984 ABD ya­
GÜREŞ TURNUVASI: 16 Şubat Pazar 1 6.00'da
Daha önce izleyememiş pımı, l 1 5 dakika.
TV3'te. Sporun "rock'n roll"una ilgi duyanlara.
olanlara ve belleklerini New York'a gelen bir ÇİZGİ ÖTESİ: 1 7 Şubat Pazartesi 2 1 .00'de
yenilemek isteyenlere . . . Rus sirkinde saksofoncu TVl 'de. Korhan Abay'ın sunduğu yarışma-eğlence
21 Şubat Cuma, olan Vladimir Ivanoffun programı.
TVI, Ol.IS "komik" iltica öyküsü ... KIŞ OLİMPİYAT OYUNLARI: Hafta boyunca
Baron' u n Yurt özlemi çeken, Ame- geceyansından sonra TVl 'den canlı yayında kar ve buz
rika'dan beklediklerini içinde koşuştunnaca sürüyor.
Macera lan göremeyen Vladimir'in STÜDYO A: 1 7 Şubat Pazartesi 22.0S'te TV I 'de.
Kuşak programın bu haftaki bölümü "DUnya'ya B a
THE ADVENTU- ikilemler içinde bocala­ '
-

OF BARON kış"a aynlmış. .


RES ması . . . Ve bir Amerikan .. .

İNANILMAZ OYKULER: 20 Şubat Perşembe


MUNCHAUSEN. Oyun­ filminde n · beklenebilecek
24.00'da TV I 'de. Yaramaz çocuk Jonathan'ın sorunları­
cular: John Neville, Eric bir son ... Fazla ciddiye al­ nı izleyeceğiz.
Idle, Sarah Polley, Oliver mamak kaydıyla izlenebi­ ALFRED HITCHCOCK SUNAR: 22 Şubat Cu­
Reed, Charles McKeown. lecek bir komedi ... Willi­ martesi Ol .40'ta TVl 'de. Senaryo görtlşmesi yapmak
Winston Dennis, V alenti­ ams'ın performansına dik­ için Kanada'ya gelen Michael Roberts, beklenmedik
na Conese, Robin Willi­ kat..! olaylarla karşı karşıya gelir.
ams, Sting . . . Yönetmen: 18 Şubat Salı, 25. KARE: Pazartesi-çarşamba-cwna 1 9.20'de
Terry Gilliam, 1 989 AB D TeleOn, 21.00 TV2'de. Kültür-sanat olaylarının ele alındığı kuşak
yapımı, 1 26 dakika. program.
Gerçek adı Kari Fried- Parad ine Davası TELE MÜZİK: 19 .Şubat Çarşamba 1 9 .50'de
TV2'de. 34. Grammy mtizik ödülüne en iyi albüm da­
rich Hieronymus olan ve THE PARADINE lında aday olan 5 albümden seçme parçalar: "Unforget­
1720- 1797 yılları arasın- CASE. Oyuncular: Gre­ cable"-Natalie ve Nat King Cole, "Every Heartbeat" ve
da yaşamış Baron Munc- gory Peck, Alida V alli, "That's· What Love is for"-Amy Grant, "I Can't Make
hausen'in "uçuk" serüven- Ann Todq, Louis Jour­ You Love Me"-BolÜlie Raitt, "Shiny Happy People"-R.
leri ... İngiliz güldürü eko- dan, Charles Laughton, E. M . , "Obvious Child" ve "Proof'-Paul Simon.
lü Monty Python'ın "has" Charles Cobum. Ethel ALF: 19 Şubat Çarşamba 20.20'de TV2'de. Alfte
elemanlarından Gilliam'a Barrymore, Leo G. Car­ bu hafta bir define öyküsü izleyeceksiniz.
göre film, Time Bandiıs roll... Yönetmen: Alfred YARIM ELMA: 2 1 Şubat Cuma 23. l S 'te TV2'de.
ile başlayan ve Brazil ile Cwnhur Atalay'ın hazırlayıp Engin Alkan'ın sunduğu
Hitchcock, 1 947 ABD ya­

ı:;
süren üçlemesinin son programın bu haftaki konuğu genç sanatçı Aşkın Nur
pımı, 1 1 5 dakika.
Ye
halkasını oluşturuyor. . . Kocasını öldürmekle
Mutlaka izlenmeli . . !
R AŞK ÖYKÜSÜ: 22 Şubat Cumartesi l l .45'te
suçlanan kadınla "evli" TV2'de. Orijinal adı La Sonate Pathetique olan 1 0 bö­
16 Şubat Pa7.ar, avukatı arasında tutkuyla lümlük Fransız dizisinin ilk bölümü.
Starı, 10.00 şekillenen ilişki . . . Robert GARLAR: 22 Şubat Cumartesi 1 9 . l S'te TV2'de.
İzmir televizyonundan Nilgün Maktav'ın yapımcı­
BARON'UN MACERALARIHDAN BiR SAHNE. yönetınen olarak hazırladığı 5 bölümlük "tren" belgese­
li. İlk bölümün adı Ba1ka Bir GüneJ.
VİDEO MÜZİK TÜRKİYE: 22 Şubat Cumartesi
23.40'ta TV3'te. Countdown, Sineflaş, Mtizik Haberle­
ri, Dance Party ve VMT Jazz bölümleriyle yine gençle­
re yönelik bir içerik. Countdown: "Bom of Frustrati­
on"-James, "For Your Babies"-Simply Red, "Tears in
Heaven"-Eric Clapton, "Faith"-Rozalla, " Live and Let
Die"-Guns'n Roses, ''I'm Stili Standing"-Elton John,
"Give Me Just a Little Bit More"-Kylie Minogue.
ULUSLARARASI YETENEK YARIŞMASI: 1 7
Şubat Pazartesi 23.CXrte TV4'te. Merakla bekliyoruz!
KAYIP FORMÜL: 20 Şubat Perşembe 2 1 .30'da
Star! 'de. Orijinal adı The Missing Formula olan Carlo Liz­
zani'nin yönetmenliğini yaptığı mini dizinin ilk bölUmU.

16 ŞUBAT 1 992 • IKIBIN'E DOGRU • 83


•ı:v8llÇllJILBll

Si d ney Lu m et ( 1 924 - ... )


A içindeki
merikan toplum d üzen i
çarpıklıkların
nemaya çok başarılı bir giriş
yapan Lumet, sanat yaşamın­
lum ve birey . \
uzerıne derin
·

yönetmeni... Sinemanın da Tennessee Williams, An­ gözlemlerini


tG�� olanaklarını k:.; ! lanar:ık ten Çehov, John Le Carre, yansıttığı film­
filr.� ! � , ini bi rer mJnifestoya Eugene O'Neill, Peter Schaf­ lerini izleyicile­

.
dönüştüren benzersiz sine­
macı . . Yitik insan manza­
fer, Agatha Christie, Arthur
Miller gibi yazarlann yapıtları­
rine, tutkunla­
rına sunmaya
· '

-;-, :�
. ...

/ � ;� - . .-
- ,
devam ediyor. \. -
ralarını perdeye en iyi bi­ nı uyarladıktan başka, siyasa­
çimde yansıtan kişi. . . Kendi kurgu, b il i m kurgu müzikal, Paul New­ KÖPEILEAIN GÜNÜ. Sldney L1mlfnl11
kuşağı içinde "tartışmasız· savaş ve özellikle polisiye man'ın Sidney 197fi'tı Ylllbl• ltlr fllm.
en başarılı Amerikalı sine­ filmler çekerek adını sinema Lumet için park etmiş bir arabanın he­
ma adamı. .. tarihi ne yazdırdı. söyledikleri belki onu sizlere m en yanına park edebilecek


Sidney Lumet. çocuk Yaptığı f ilmlerdeki yürekli daha iyi tanıtır: "Bir genelevin tek kişi odur. O, bu h ıza sa­
oyunculukla gird iği si nema yaklaşımla yla dikkat çeken önündeki kaldınma paralel hiptir.'
ve TV yaşamını, televizyon­ yönetmen, sinemada yönet­
da yapımcılıkla sürd ü rdü. menlik denen olgunun en ba­ •••••• • • • • • •• • • • • • • ••
Sayısız yapıma adını yaz­ şarılı örneklerinden birini ser­
g iliyor. 1 957'de başladığı si­
dırd ıktan sonra 1 957'de ilk
sinema filmi olan 12 Öfkeli nema yaşamını aralıksız sür­
SIDNEY LUMET FILMOGRAFISI
Adam·a imzasını koyd u . Si- düren Lumet, yaşam ve top- Twelve Angry Men ('57), Stage Struck ('58), That
Kind of Woman ('59), The Fugitive Kind ( '60), A View
from the Bridge ('61 ), Long Oay's Journey into Night
('62), Fail Safe ('64), The Pawnbroker ('65), The Hill
Hichens'ın romanından ('65), The Group ('65), The Dead/y Affair ( '66), Byı Byı
bir Hitchcock başyapıtı­
S essiz Kin
Braverman ('68), The Seagull ('68), The Appointment
na. . . Ethel Barrymore'a SILENT RAGE. ('69), Blood Kin ('69), The Anderson Tapes ( '71 ), The Of­
bir yardımcı kadın oyun­ Oyuncular: Chuck Nor­ fence ('72), Child's Play ( '72), lovin ' Mol/y ( '73), Serpico
cu Oscar adaylığı. .. Oriji­ ris, Ron Silver. Steven ('74), Murder on the Orient Express ('74), Oog Oay After­

am .
Keats. Toni Kalem, Willi­ noon ('75), Network ('76), Equus ('77), The Wiz ('78),
nali 1 32 dakika olan film Just Tel/ Me What You Want ('80), Prince of thı City
daha sonra 1 1 5 dakikaya Fi n ley Brian Libby.
Stephen Furst. . . Yönet· ('81 ), Oeathtrap ('82), The Verdict ( '82), Daniel ('83),
indirilmiş .. . Garba Talks ('84), Power ( '85), The Morning After ('86),
men: Michael Miller, ·

ı7 Şubat Pamrtesi, Running on Empty ('88), Fami/y Business ( '89).


1 982 ABD yapımı, 1 05
Starı, o ı.so
dakika. •••••••••• ••••••• • • • •
Küçük bir kasaba şeri­
fiyle "hasta ruhlu" bir ca­
ninin amansız savaşımı­
Janice Pendarvis, Trudie New York'ta Terör
Styler. Miles Copeland ..
nın öyküsü ... "Beklenme­ WOLFEN. Oyuncu­
Yönetmen: Michael Ap­ lar: Albert Finney, Diane
dik" biçimd_ başarılı bir
ted, 1985 İngiltere yapı­ Venora, Edward James
r
gerilim kurdelesi... Türün
mı, 97 dakika. Olmos, Gregory Hines,
tüm trüklerinı ye li yerin­
Sting'in Police grubu Tom Noonan... Yönet­
de kullanırken bir iki
"Norris saçmalığı" da
göstenniyor değil... Deva­
dağıldıktan sonra kurduğu
rock-caz topluluğuyla ,
men: Michael Wadleigh,
198 1 ABD yapımı 1 1 5
dakika.
mının çekilebilmesine verdiği konser ve sahne
arkasının yansıtıldığı mü­ New '!.; :,�'ta bir dizi
olan:ık sağlayan bir finali
zikal bir belgesel... Daha kanlı cinayet. .. Bir dedek­
var. tifın bu cinayetleri çözme
2ı Ş u bat Cuma, çok Sting'in ilk solo albü­
çabasında yeni ipuçlarıyla
TeleOn, 24.00 mü The ıJream of ıhe
karşı karşıya kalarak bir
Blue Turtles'dan parçala­ insanlık sorunuyla örtüş­
Sti n g ' i n Dünyası rın yer aldığı yapım, bir
mesi... Mesaj taşıma iddi­
BRING ON THE konser filmi olınanın öte­ asında olan bir gerilim fil­
NIGHT. Oyuncu la r: sinde özellikler taşıyor. mi... Boşa harcanmış 7.3-
Sting. Omar Hakim, Aynı adlı "double" albü­ man ve paradan başka bir
Darry l Jones. Kenny mü de basılmıştı. şey değil...
Kirkland. Branford Mar­ ı6 Şubat Pazar, 2 1 Şubat Cuma,
STING'/N DUNYASfHDAH. salis. Dolette McDonald. Starı, 17.50 Starı, o ı.ıo

64 • UdBl.\'E DoGRl' • 16 ŞU BAT 1 992


•rvsBÇMBLllll
.
Cezayir Hırsızı
.

DIKIZ AYNASI
ALGIERS. Oyuncu­
lar: Charles Boyer, Hedy SABAH PROGRAMLAR! ÜZER i N E

"Bir öpücüğe
Lamaar. Sigrid Gurie, Ge­
ne Lockhart, Joseph Cal­

bir bulaşık"
leia, Alan Hale, Johnny
Downs... Yönetmen:
John Cromwell, 1 938
ABD yapımı, 95 dakika.
Cezayirli hırsız Pepe T elefona bir ev kadını çıkıyor ve "Esas spiker· soruyor:
'Bugünkü konuğumuz kimdi?' Kadın yanıt veriyor. Bu
arada ilginç bir de sohbet faslı var. Telefondaki kadın, "Ev
le Moko'nun Casbah'ı zi­
yarete gelen alımlı bir ka­ CHARLES BOYER. işi, karşılığı olmayan bir iştir" diyor. Spiker berrak: "Karşı­
lığını alıyorsunuz ya, çocuklarınız , eşiniz sizi seviyor."
dına aşık olarak kendini Oscar adaylığı olan film, Sabahları TV izlemek sabır, dayanıklılık ister. Yeni bir
tehlikeye atması. .. Pepe le dönemin moda yapımla· güne başlayan insan için düşünülmemiştir. Kadının ev içi
Moko adlı Fransız filmi­ nndan ... emeğinin ne anlama geldiği üzerine ucuz tahliller de içe­
nin yeniden çevrimi olan 16 Şubat Paı.ar, rince çekilmez oluyor.
yapımın 1 948'de Casbah TeleOn, 12.00 Bu programda önceleri gazete haberleri de aktarılıyor­
adlı bir de müzikal versi­ du. Şimdi günlük yemek listesi veriyorlar. Sabahları eliniz,
yonu yapıldı. Üç dalda alışkanlıkla düOmeyi çeviriyorsa hiç heveslenmeyin. Yeni
Kırk Metrekare bir güne başlarken ihtiyaç hissede�ileceğiniı. canlılık ve
dinamizmi, neşeyi ahp götürebilir. Oyle bir söz sağanağı
Almanya ki ... izcilikten, müzeciliğe, Devlet Malzeme Ofisi'nin çalış­
40 METREKARE malarından aklınıza gelmeyecek her konuya dek... Bir de
DEUfSCHLAND. izleyicilerle kurulan telefon bağlantıları var. Yukarıda sö­
Oyuncular: Özay zünü ettiğimiz türden konuşmaların yapıldığı programın .
Fecht, Yaman Okay, başında verilen telefon numarasını arayıp adınızı yazdırı­
Demir Gökgöl... Yö­ yorsunuz. Program sonuna doğru da bu adlardan biri ku­
netmen: Tevfik Başer, rayla belirlenip aranıyor ve o gün programda yer alan bir
1 986 F. Almanya yapı­ konu ya da konuk soruluyor. Kısacası, "Bizi izlediniz mi?"
mı, 80 dakika
kontrolu yapılıyor. işte bu arada öğreniyorsunuz ki ev işi,
'sevgi' karşılığı yapılırmış ! Bu emeğe el koymanın ne an­
Kocası, Tuma'nın
�ma geldiğini kavramak kuşkusuz kolay değil. Spikerden
Alman toplumu yla ile­ bunu beklemek biraz lüks. Ama yaptığı işin karşılığında
tişim kurmasın ı yasak­ 'maaş' yerine 'sevgi' alsa, o işe ne kadar dayanabilir, doğ­
lamıştır . "Çaresiz" ka­
..
rusu düşünmeye değer. Aslında birazcık sunuculuğun ne
dın 40 metrekarelik anlama geldiğini düşünseler yeterli.
apartman dairesinde Sunucu - &:orunu yalnızca bu programlara has değil.
günlerini geçirir.. Ko­
. Yaptığı işi benimseyen, üzerinde düşünen, akıcı bir Türk­
casının anlayışsız, ilkel çe'yle kendi yorumlarını değil, karşısındakini konu'-turan
HÜLYA AVŞAR tutumuyla sorunları spiker ne kadar az bulunuyor. Aranan koşullar, 'Güzellik
katlanan Turna, trajik ve ün" olunca bize de her türlü yoruma katlanmak düşü­
sona doğru ilerler... yor. Ya da televizyonu kapatmak. Yoksa ev işinin ·sevgi"
Fazilet llk filmiyle küçük karşılığında yapılmasından, operanın 'ince' ve duyarlı ol­
Oyuncular: Hülya bir başyapıt yaratan Ba­ duğu için toplumumuzda değer bulmadığına dek, her tür�
Avşar, Yaman Okay, İh­ şer ve sinemasını tanı­ lü yorumu dinlemek zorunda kalırsınız. Bu opera ·yo­
rum'u da çizgi ötesinde Korhan Abay'ın incisi. .. Ne deme-
san Yüce, Merih . Akalın, - mak isteyenlere ... ''ı?.
Engin inal... Yönetmen: 21 Şubat Cuma, ASUMAN BAYRAK
İrfan Tözüm, 1 989 yapı­ Starı, 20�0
,

mı, 86 dakika.
Sınıf atlama düşleri Gınt ylnetmın
kuran bir hizmetçi kadı­ Tıvflk Bıfer,
ikinci itimi
nın öyküsü ... Kadının iç
Kırt M•trıkırı
dünyasındaki karmaşanın Almınyl'da,
doruklara taşınması... So­ ıtı kapanan"
runların altında ezilen bi­ lffllerlmlzln
reyin çıkmazlara saplanıp tr1Jlk bir sona
ilerleyen
çıkış yollarının tıkanma- yapmlınndan
sı... Tözüm'ün eiı iyi fil-
·

bir kesit
mi.. . sunuyor.
19 Şubat Çarşamba,
TVl, ll.40

16 ŞUBAT 1992 • 1K1BIN'E DOGRU • 85


LEVENT ULUÇER BULM.ACA.
7 8 g 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 başansız sosyalist ayaklanmadan sonra,
Once Çekoslovakya'ya, ardından Fransa'ya
1 sürgüne gönderilen, Avusturya­
2 Macaristan lmparatorluOu'ndaki milliyet­
ler sorununun ulus devletlerin kurulmasıy­
3 la çözülmesini öneren, Birinci Dünya Sa­
4 vaşı sonrasında Avusturya'yla blrteşmenln
başlıca savunucularından olmuş, sao alt
5 köşede fotoQrafı görülen Avusturya Sos­
6 yal Demokrat Partisl'nin kuramcısı ve dev­
let adamı. 2)Tantalın simgesi. ı Yemek.
7 3)Başına geldiOi sözcüD�. �endi ke�dtne'
1---+--+--t-- anlamını veren önek. ı Alı, yuce. 4)Yuzune
8
bakılamayacak derecede sevimsiz ve çir­
9 kin. &)BaOışlama. I Yunan abecesinde .bir
10
harf. &)(1 886) Toplumsallaştmna N�dir7,
ı--t--- Marksizm w Felsefe, MateryaNst Tarih An­
11 layışı, Kapital'de Diyalektik Yöntem önemli
ı--t-- yapıtlarından bazıları olan, Kasın:ı Devrimi
12
ı--t-- sonrasında, işçi sınıfının kendillOınden �a­
13 reketiyle geUşen işçi konseylerine, . P.ratıOe
yönelik bir program kazandırmak ıçın ça­
14 ba harcamış az sayıda teorisyenlerden bi­
ri belki de en önemlisi olan Alman kuram­
cı' ve devrimci. ı Çok yiyen. ·7)Nagisa Oşi­
ma'nın bir filmi. I Hile. I Osmanlı abecesi­
bir eşkenar dörtgen biçiminde olan, mü­ nin on ikinci harfi. I Erken. I Su. l)Oruç
SOLDAN SAGA zikte bir nota işareti. 9)Açıktohumlularda, aY.ı. ı Bir yaOış şekil. ı S. Pearl Buck'ın . �ir
yumurtacıoın ön bölümünde, kapıcıQın al­ kitabı . 9)lnsanları selamete erdirmek ıçın
1)(1 854- 1 938) Marksist düşün d.ergi�i
tında bulunan bölüm. I Sakırga, kırışak. I tanrının onlara yapmış olduOu. tabiatüstü
Neue Zeirı 1 883 'ten 1 91 7 yılına deOın Zu­
Park ve bahçelerde oturmaya yarayan sıra . baOış veya yalllı m. / Olsprosyumun sim­
rich, Londra ve Berlin'de yayı.ml�ya�. Ta­
1 O)Argoda esrar. I DoQuştan veya sonra­ gesi. 10)Kınakına kabuklarından çıkanlan
nm Sorunu adlı kltabıyla, kapltalızmın ya­
dan ortaya çıkmış bir çeşit şehevi duyg�­ ve sıtmanın ilacı olan beyaz alkalold. I
salarının tanm alanında da geçerli oldu­
lardan yoksunluk hali. ı Aı:unda veya du­ Marmara sahillerinde çalışan hafif bir tek­
ounu savunarak günümüze deOın sür�cek
şüncede yer alan. 1 1)Yaşlı Rum meyhane­ ne çeşidi. 1 1)Bilgln. ı Bir nota. I EsklçaOda
bir tartışmayı başlatan, Proletarya Dikta­
ci. ı YiOit. ı Shakespeare'in şanssız kralı. herhangi bir konu üstüne heksometron ve
törlüOü adlı kitabında, 1 91 7 Oevr!�l'ni�
12)Bir ajans. ı Bir işte har�nıla� . em.ek.. I pantametron karışımıyla yazılan şiir, aort.
gerçekleşmesinden sonra Rusya gıbı gerı
Bir renk. I Güç. 13)Yılmaz Guney ın bır fıl­ 12)Bir1eşik Krallık'ın simgesi. ı Gökyüzü,
kalmış bır ülkede silaha başvurarak sos­
mi. ı (Eski) Renk, boya. I iskambilde birli. sema. ı De�erli kumaşlarla yapılmış bir
yalizmi kurma qirişimlerinde_ b_ulu_!lmanın
sonunda d iktatorıuoe ve çokuntuye yol 14)Afrika'da bir ülke. ı Deride yaO bezle­ çeşit halı, kllım. 13)Tanrıdan hareketle ya­
açacaQını ileri süren ve bu kitabı Lenin ta· rinde veya kıl diplerinde iltihapla �aşlayan, pılan ve fetişizmi, çoktanrıcılıQı, tektanncı­
rafından yanıtlanaıı, Marx)n lktisad_i Teo: daha çok yüzde olan ufak apsecıkler. 15� lıOı kapsayan bir açıklama şekil olan, Au­
rileri Thomas More ve Utopyası onemlı
(1 881-1 964) Osmanlı ordusunda edlndlDı gust Comte'a göre, bireyin ve insanlıOın
yaprtlarından olan, sol üst köşede Ma� Ll­ birçok başarıdan sonra 1 91 9'da Ata· tarihinde insan aklının evrenini belirleyen
ebermann 'ın bir taşbaskısında görulen türk'ün ardından Anadolu'ya geçen, Sivas üç dönemden birincisi. I �ir metrenin _kısa
Marksist kuramcı ve Almanya Soşy�I D�­ mllletveklll olarak TBMM'ye katılan, _mec­ yazılışı. 14)Sllisyumun sımgesl. I Guzeı.
mokrat Partisl'nln kurucusu. I Kuçuk bır liste Mustafa Kemal'e karşı muhalefeti hoş. 1&)Krıptonun slmQesi. ı (Eski) �af,
limon çeşidi. 2)Baston. I Prensip. / Nazıl'!l oluşturan ikinci Grup içinde yer al�ıO�n�an temiz. ı Gelecekte, Bırleşlk Avrupa nın
Hikmet'in soyadı. I Baryumun slmgesı. ve ismet Paşa ile anlaşmazlıOa duş)uD�n: başkenti olacaQı düşOnülen kent.
3)1talya'da bir kent. ı Cezayir Messall Hac den dolayı ADustos 1 924'te sOrdurıfüQu 16)Boyunca biçme. 1 7)Sodyumun simge­
Partisi içinde olabildiOince en kısa_zam�n­ başbakanlık görevinden istifa ederek le­ si. ı Ana rahmınde döllenmiş yumurtanı�
da silaha sarılmayı erekleyen "Ozel Or­ rakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nı kuran, daha olgunlaşmamış durumu. 18)lpeklı
güt"ün simgesi. ı Gözlem. 4)Kutsal sayı­ Şeyh Salt ayaklanmasının kışkırtıcıları ara­ bir kumaş türu. 1 9)Barındırma. I Boru se­
lan hayvanlara din bakımından saygı duy� sında gösterilen. ve p��ıs� kapatılan, si. 20)Tiyatro . ve sine� gi�i �yunlarda
ma, tapınma. ı Anado.lu'da kurulmuş �skı 1 926'da lzmir suikastı gırışımınden tutuk­ gündüz gösterıml. / Molıbdenın sımgesl.
bir uygarlık. &)Tatanstan , ın başkentı. I lanarak 1 O yıl hapis cezasına çarptırılan,
somali'nln plaka işareti. ı Eski Federal Al· uzun yıllar yurtdışında kaldıktan son�
Kastamonu milletvekili olarak tekrar meclı­ G E C E N HAFTANIN ÇÖZ Ü M U
manya'nın kuzeybatısında, Ku�ey Ren­
se giren, daha sonra. l�l'!let l�önü,'nün yeni
iJ
Vestfalya eyaletinde kent. &)Hadıse. ı An­ 1 1 J 4 1 1 1 1 1 11 11 11 ti M 11 11 11 11 ti 8

ton Çehov'un bir kitabı. 7)0tobüslerin bu­ bir parti kurma önerısını gen çevıren, Kur­ lu ı G, ,-., 1 I{ A '-' \)l�.IL IL u
L 1

IAhlL tı k.- • A i) İ A - ı'IC ı.J


tuluş Savaşı'nda yer almış, başbakanlık
lunduOu terminal. ! (?:1�04)_ Sadece ya­ !...J- � ı , ıs - • M E c_ i<.IA• 11.. A
şadıQı yüzyılın deOıl, butun Turk yazınının yapmış, asker ve siyaset adamı. ı Savsa­ A � . P •ın ı<.lul�

da en usta şairlerinden olan, hay�tı e�sa­ ma.


1\. IAlı " ı:ı E • 1
-�
t�·�, A • ,· • A i L E - - A
• i 111.1 1ıı-ı.. A• A M
"'

" i(
neleşen özellikle Alevi, Bektaşı şaırl�r
arasında 'Şah-ı Şehid' adıyla anılagelmış Y U KARIDAN ASAGIYA /C c •I;; IA ı A y IA · A�"
1 \. iv� 1 .. . A '1 $ ,,, ,o-�,\IAI' S ı -.; A LI •
''-·• A L " -
olan, şeriata aykırı ina��la� propag�n�a o le> Lô İL\it • iTb � ı< A M LIİ lk' K (
yaptıOı için Halep'te derısı yuzuler�k oldu­ 1 )(1881�1938) 2 Mart 1 91 9'da Alman­ •
\
..., . 0 •: .... 1 • � L e
A
R • ;(. T lJ • A s A
: A
,· ( A L o s

ya'yla, daha sonra hilaf Devletleri'nc� red­


-.ı:ı L
rülen divan şairi. I Yardım. &)Eskiden ka­ ı G i :� o "• lv A ı2 LA. T '

ragöz oynatılan kahvelere verilen ad. I dedilen gizli Anschluss anlaşmasını. ı�a­ 1 ( l,l; ı<. A P�P
.. ıç _,::ı •LIA IA A ı.! \ A k
L
L A iv A •ıt::

Stronsiyumun simgesi. I Uzaklık anlatır. I layan ve bu dönemi Avusturya D�vnm! ad� , _;: ' >'. •'-Jı i'S�I'-' /0\ c12. --•
Motorlara elektrik saQlayan kutu. ı Saplı lı yapıtında inceleyen, 1 934 de Vıyana dakı

66 e fKİBİN'E DOG R U • 1 6 ŞUBAT 1 992

You might also like