You are on page 1of 192

YT

ÇAĞRIŞIMLI

SORU
BANKASI

TYT
2. FASİKÜL
ÇAĞRIŞIMLI

TÜRKÇE

ÇES
www.cagrisimyayinlari.com.tr

Yazar
Komisyon

Kapak Tasarım
Enes Çınar

Dizgi
Çağrışım Dizgi Tasarım

Baskı
Bizim Matbaa Baskı Hizmetleri
San. Tic. Aş.
Yeşilce Mah. Aytekin Sok. No:38
Kağıthane / İstanbul
Tel: 0212 280 2850
Fax: 0212 280 38 60
www.bizimmatbaa.com.tr
Sertifika No: 44722

Bu kitabın tamamının ya da bir


kısmının elektronik, mekanik,
fotokopi ya da herhangi bir
kayıt sistemiyle çoğaltılması,
yayımlanması ve depolanması
yasaktır. Bu kitabın tüm yayın
hakları Bizim Matbaa Baskı
Hizmetleri San. Tic. Aş.'ye aittir.
ÖN SÖZ

Sevgili Öğrenciler,
Bu yıl, ömür boyunca yapacağınız mesleğinizi seçim aşamasındasınız. Bu doğrultuda en iyi üniversiteleri ve bölümleri
kazanmak hepinizin amacı. Bu amaca ulaşmak için yoğun bir çaba içinde olacaksınız.
Adayların milyonla ifade edildiği sınavlara hazırlanırken gösterdiğiniz çaba ile birlikte, çalışacağınız kaynakları belirler-
ken seçici davranmalısınız.
ÇAĞRIŞIM YAYINLARI olarak müfredat ve sınav sistemindeki değişiklikleri yakından izliyor ve kaynaklarımızı buna gö-
re hazırlıyoruz. Yayınlarımız, sizler için alanında uzman öğretmenlerimiz tarafından uzun ve yoğun çalışmalar sonucu
üretilmiştir.
Çağrışımlı Soru Bankası kitaplarımız, öğrenmeyi kolaylaştırmak için, Çağrışımlı Eğitim Sistemi (ÇES) ile hazırlanmıştır.
Bu sistemde konular; kısa ve öz anlatım, çözümlü sorular ve testlerle pekiştirilmiştir.

Çağrışımlı Eğitim Sistemi ile hazırlanan kitaplarımızın içeriği şöyledir:


Konu Anlatımı: Kısa ve öz anlatımlardan oluşmaktadır. Üniteler, anlamayı kolaylaştırmak için kısa bölümlere ayrılmıştır.
Çağrışımlı Bölüm Testleri: Konuyu kavratmak amacı ile çözümlü sorulardan oluşmuştur. Ayrıntılı soru çözümleriyle konu-
nun kolayca pekiştirilmesi amaçlanmıştır.
Bölüm Testleri: Ünitenin bölümlere ayrılmasıyla oluşan konu özetlerinden sonra, konunun iyice kavratılması için hazırla-
nan sorulardan oluşmuştur.
Pekiştirme Testleri: Bu testin amacı birkaç konunun bir arada pekiştirilmesidir. Özellikle YKS deki karma soruların çözü-
lebilmesi için güzel bir ön hazırlık çalışması olacaktır.
Sınavlara Hazırlık Testleri: Üniversite sınavlarında çıkabilecek nitelikteki sorulardan oluşur. Bu soruları özümseyerek çö-
zen adaylarımız sınavlarda zorluk çekmeyecektir.
Ünite Değerlendirme Testleri: Ünitenin sonunda, o üniteyi kapsayan ve bilgileri kontrol etmeyi amaçlayan testlerdir.
Çıkmış Sorular: Ünitelerin sonunda, ÖSYM'nin yaptığı sınavlarda çıkmış sorulardan oluşan testlerdir.
Fasikül Değerlendirme Testleri: Fasikül içeriğindeki tüm üniteleri kapsayan testlerdir.
Karekod uygulamasıyla çözümlere istediğiniz zaman ulaşabilir, optik okuma ile de testlerdeki doğru ve yanlışlarınızı
değerlendirebilirsiniz.
Bizler, Çağrışımlı Eğitim Sistemi (ÇES) ile sizleri bu zorlu sınava en iyi şekilde hazırlamak için yola çıktık. Bütün çaba-
mız, hazırladığımız yeni ve nitelikli eserlerle gerçek sınavlarda çıkan soruları çağrışım yöntemiyle kolayca çözmenizi sağ-
lamaktır.

Başarınız, sizi ve yakınlarınızı olduğu kadar bizleri de mutlu edecektir.


Sizlere ömür boyu sağlık, mutluluk ve başarı diliyoruz.
Çağrışım Yayınları
İÇİNDEKİLER

3. ÜNİTE Paragraf ............................................................................................. 05


Paragrafta Anlam ................................................................................... 06
Paragraf Tamamlama ............................................................................ 26
Paragrafta Düşünce Akışını Bozan Cümle ................................ 42
Parçayı İkiye Bölme ............................................................................. 48
Paragrafa Cümle Yerleştirme .............................................................. 52
Paragrafta Cümle Sıralama ................................................................. 56
Parçada Soruya Karşılık Bulma ....................................................... 62
Paragrafta Konu ve Ana Düşünce ............................................... 70
Paragrafta Yardımcı Düşünce ........................................................... 90
Paragrafta Çoklu Sorular .................................................................. 124
3. Ünite Paragraf
• Paragrafta Anlam • Paragrafta Cümle Sıralama
• Paragraf Tamamlama • Parçada Soruya Karşılık Bulma
• Paragrafta Düşünce Akışını • Paragrafta Konu ve Ana Dü-
Bozan Cümle şünce
• Parçayı İkiye Bölme • Paragrafta Yardımcı Düşünce
• Paragrafa Cümle Yerleştirme • Paragrafta Çoklu Sorular

Öğretmenin Yorumu
.
Paragraf, YKS’de en çok soru gelen konudur.
. Paragraf konusuyla ilgili olarak YKS’de 20 ila 25 soru
gelmektedir.
. Bu konuyla ilgili çok fazla soru çözülmeli, yanlış yapılan
sorulardan sonra ilgili konu tekrar edilmelidir.
1. Bölüm
Ünite 3
Paragrafta Anlam
Paragraf

PARAGRAFTA ANLAM
L Uyarı: Bir anlatıda başlıca üç öge bulun-
maktadır: bunlar kişi, mekân ve olaydır. Öy-
Önceki konularımızda sözcüğün ve cümlenin anlam özel- küleme tekniğinde olay, betimleme tekni-
likleri üzerinde durmuştuk. Cümleler nasıl ki sözcükler- ğinde ise kişi ve mekân öne çıkarılır. Öykü-
den meydana geliyorsa paragraflar da cümlelerden oluş- lemede olaylar, geçmiş zaman kipiyle (-miş,
maktadır. Bu durumda bir yazar, yazısının içeriğine gö- -di) verilirken betimlemede kişi ve mekân,
re kuracağı cümleleri belli bir teknik içerisinde okuyucu- sıfatlarla süslenerek sunulur.
ya sunmak zorundadır.

PARAGRAFTA ANLATIM TEKNİKLERİ


DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLARI
Bu anlatım teknikleri dört ana başlık altında toplanır.
Her yazar, yazısına uygun anlatım tekniğini belirledik-
ten sonra yazısında vermek istediği duygu ve düşünce-
yi etkili kılmak için bir dizi yola başvurur. Bunlara düşün-
1. Açıklama Tekniği ceyi geliştirme yolları denmektedir. Bu soru tipinde iki
Bu anlatım tekniğinde izlenen amaç, nesnel ve yalın bir tür soru öbeği karşımıza çıkar.
dil kullanarak okuyucuyu bigilendirmek ya da bilgisini ar-
tırmaktır.

“Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisi yok-


tur?”
“Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
2. Tartışma Tekniği hangisi söylenemez?”

Bu anlatım tekniğinde amaç, bir düşünce ortaya koya- “Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisine baş-
rak onun başka düşüncelerden daha iyi, güzel ve doğ- vurulmamıştır?”
ru olduğunu kanıtlamaya çalışmaktır.
Bu soruları kısa sürede ve doğru cevaplamak için seçe-
neklerde karşımıza çıkan kavramları ve ifadeleri bilme-
miz gerekmektedir. Son yıllardaki tüm soruları taradığı-
mızda karşımıza şu kavram ve ifadeler çıkmaktadır:
3. Öyküleme Tekniği

Bir olayı belli bir düzen içinde anlatmaya öyküleme de-


Yineleme / Sessel Yineleme
nir. Bu anlatım tekniğinde olaylar oluş sırasına göre ve-
rilmeye çalışılır ve deyim yerindeyse okurun gözü önün- Bir sözcüğün tekrar edilmesine yineleme, son eki aynı
de yaşamdan kısa bir kesit canlandırılır. olan sözcüklerin arka arkaya tekrar edilmesine sessel
yineleme denir.
Kış mevsimi yavaş yavaş yaklaşıyor. (İkileme)
Evini, arabasını, arsasını sattı. (Sessel yineleme)

4. Betimleme Tekniği

Bir varlık ya da mekânı (yeri), fizikî veya ruhsal yönleri


ile anlatmaya betimleme denmektedir. Bu teknikte, be- L Uyarı: Bütün ikilemeler, farklı sözcüklerden
timlenecek varlık veya yerin ayırt edici nitelikleri ön pla- oluşsa da yineleme sayılmaktadır. Örneğin
na çıkarılır. Kelimelerle okurun zihninde bir tablonun be- uzun uzun ikilemesi nasıl bir yineleme sa-
lirmesi amaçlanır. yılıyorsa doğru dürüst, saçma sapan ikile-
meleri de yineleme kabul edilmektedir.

6
Ünite 3 Paragraf

Devrik Cümle / Eksiltili Cümle / Sözde Soru Cümlesi Nitelendirme

Bir cümlede yüklem sonda değilse o cümleye devrik Herhangi bir şeyin rengi, durumu veya şekli hakkında
cümle, cümlede yüklem yoksa ona eksiltili cümle, eğer bilgi vermeye denir.
cümle soru biçiminde olmasına rağmen soru anlamı ta- Şu gördüğün yeşil ovadaki tuğlalı, şirin ev bizim.
şımıyorsa ona da sözde soru cümlesi denir.
renk şekil durum
Yeşil pencerenden bir gül at bana. (Devrik)
Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü… (Eksiltili)
Sen kendini ne zannediyorsun. (Sözde soru)

Örnekleme / Örnek Verme / Örnek Sıralama

Bir düşünce veya duygunun somut olarak algılanabil-


L Uyarı: Seçeneklerde karşımıza çıkan bir mesi için ortak özelliği olan şeyleri ardı ardına sıralama-
kavram da “değişik cümle türü” ifadesidir. ya denir.
Cümleler tür bakımından temelde ikiye ay-
En sevdiğim yazınsal türler roman, öykü, şiir ve dene-
rılır: İsim ve fiil cümlesi. Bu durumu, yükle-
medir.
min isim mi fiil mi olduğunu tespit ederek
kolayca saptayabiliriz. Deneme türünde birçok yazar yetişmiştir: Ahmet Haşim,
Nurullah Ataç, Sabahattin Eyuboğlu bunlardan sadece
birkaçıdır.

Tanıklıklardan Yararlanma / Tanık Gösterme

Yazarın düşüncelerini etkili ve inandırıcı kılmak için ala-


nında yetkin olan birisinin sözünü alıntılamasıdır.
Bana sürekli sanatçılarımızın neden yurt dışına gittiği
soruluyor, ben de onlara Balzac’ın şu sözünü hatırlatı- I. Kişili ve III. Kişili Anlatım Kullanma
yorum: “Bilim ve sanat, takdir edilmediği yerden göç Bilindiği gibi ben ve biz I. kişi; o ve onlar III. kişi zamir-
eder.” leridir. Cümlenin yüklemi bu kişi zamirlerine göre çekim-
lenirse I. ve III. kişili anlatım ortaya çıkmış olur.
Ders çalıştı-m / Ders çalıştı-k (I. kişili anlatım)
Alıntı / Alıntılama
Ders çalıştı / Ders çalıştı-lar (III. kişili anlatım)
Bir kişiye, özellikle de sanatçı ve düşünürlere ait sözle-
ri parça içinde aktarmaya denir.
Şu edebî görüş Ahmet Haşim’e aittir: “Sanat şahsî ve
muhteremdir.” Birden Fazla Duyguya Seslenme

Parçada farklı duyu organlarıyla algılanabilen ayrıntıla-


ra yer vermektir.
L Uyarı: Alıntı ile tanık göstermenin ikisinde “Kuşların sesi evin içine dolunca herkesin yüzünde te-
de başkasına ait bir söz aktarılmaktadır. bessümler belirdi.” cümlesini kuran bir kişi, kuşların se-
Aralarındaki temel fark, alıntılamada söz ak- sini duymuş, yüzlerin güldüğünü görmüş demektir.
tarılırken bir amaç güdülmezken tanık gös-
termede bu söz kendi görüşünü destekle-
mek için aktarılır.

Sayıp Dökme

Bir konu, durum, olay, mekân veya kişi hakkında ayrın-


tılı bilgi vermeye denir.

7
ÇAĞRIŞIMLI BÖLÜM TESTİ

1. Sabahattin Kudret Aksal, şairliği ve oyun yazarlığı 2. Yusuf Atılgan, roman ve öykülerinde unutulmaz
yanında çağdaş öykücülüğümüzün önemli bir ye- karakterler ve edebi bir tarz yarattı. Türk romancı-
rinde duruyor. Her yazdığında belli bir dil ve üslup lığında modern anlatımın en iyi örneklerini verdi.
kalitesini titizlikle korumayı bilmiş alçakgönüllü bir Hayata hep "karşı" kıyıdan baktı. Yapıtlarında psi-
öykü ustası o. Ustalığı, öykülerini topladığı iki ki- kolojik yabancılaşma ve yalnızlık temalarını usta-
tabının önemli ödüller almasıyla da belgelenmiş lıkla işledi ve kendisine, fanatik bir okur kitlesi oluş-
durumda. Örneğin, "Gazoz Ağacı" 1955 Sait Fa- turdu. 9 Ekim 1989'da, üzerinde çalıştığı “Canis-
ik Hikâye Armağanı'nı, "Yaralı Hayvan" ise 1957 tan” adlı romanını bitiremeden geçirdiği bir kalp kri-
Türk Dil Kurumu Sanat Armağanı'nı kazanmıştır. zi sonunda Moda'daki evinde öldü. Oldukça başa-
Gazoz Ağacı adlı yapıtında, 1940'ta Küllük dergi- rılı bir edebî yaşam süren Yusuf Atılgan, 1955'te
sinde çıkan ilk öyküsünden son yazdığına kadar, Tercüman gazetesinin öykü yarışmasında "Evde-
öykü alanındaki bütün verimleri bulunmaktadır. ki" öyküsüyle birinci, "Kümesin Ötesi" adlı öykü-
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdaki- süyle dokuzuncu oldu. İlk romanı “Aylak Adam”
lerden hangisi söylenemez? 1957-1958 Yunus Nadi Armağanı'nda ikincilik ödü-
lünü aldı ve kitap 1959 yılında Varlık Yayınları ara-
sından çıkarak -deyim yerindeyse- yazarını çok se-
A) Tanımlama yapılmıştır.
vindirdi.
B) Açıklamaya başvurulmuştur.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han-
C) Örneklemeden yararlanılmıştır.
gisi yoktur?
D) Anlatıma yorumlar katılmıştır.
E) Saptamaya yer verilmiştir. A) Öznel anlatım
B) Benzetme
C) Kişileştirme
D) Karşılaştırma
Çözüm:
Parçada geçen “Gazoz Ağacı adlı yapıtında, E) Öyküleme
1940'ta Küllük dergisinde çıkan ilk öyküsünden
son yazdığına kadar, öykü alanındaki bütün ve-
rimleri bulunmaktadır.” cümlesinden B seçene- Çözüm:
ğine varılabilirken “Örneğin, ‘Gazoz Ağacı’ 1955 Parçada geçen “unutulmaz karakterler ve ede-
Sait Faik Hikâye Armağanı'nı, ‘Yaralı Hayvan’ bi bir tarz yarattı.” ustalıkla işledi” gibi ifadeler-
ise 1957 Türk Dil Kurumu sanat armağanı'nı ka- den A seçeneğine, “kitap 1959 yılında Varlık Ya-
zanmıştır.” cümlesinden de C seçeneğine varıla- yınları arasından çıkarak -deyim yerindeyse-
bilmektedir. Yine parçada geçen “önemli bir ye- yazarını çok sevindirdi.” İfadesinden C seçene-
rinde duruyor”, “alçakgönüllü bir öykü ustası” ğine, “Türk romancılığında modern anlatımın
ifadelerinden D seçeneğine; “Sabahattin Kudret en iyi örneklerini verdi.” yargısından D seçene-
Aksal, şairliği ve oyun yazarlığı yanında, çağ- ğine ve “geçirdiği bir kalp krizi sonunda Mo-
daş öykücülüğümüzün önemli bir yerinde du- da'daki evinde öldü”, “ikincilik ödülünü aldı”
ruyor.” yargısından da E seçeneğine varmak müm- ifadelerinden de E seçeneğine varılmaktadır. An-
kündür. Ancak parçanın hiçbir yerinde “tanım” ya- cak parçanın hiçbir yerinde benzetme yapılmadı-
pılmadığı için “tanımlama”dan söz edilemez. Bu ğı için cevap seçeneği B’dir.
nedenle cevap seçeneği A’dır. Cevap B
Cevap A

8
Ünite 3 Paragraf

3. Serüven romanları; günlük hayatta gerçekleşmesi 4. Sonbahar sabahının bu kapanık ve serin günün-
zor olan, şaşırtıcı, gizemli olayları sürükleyici bir de bahçenin bütün ağaçları durgun ve karanlık...
dille anlatan romanlardır. Bu romanlarda geçen Havuzların suları bulutlu gökyüzünün yansımala-
olaylar, hemen her şey demektir. Kahramanlar olay rıyla kirli bir katran renginde... Neşesiz fıskiyeler
ekseninde sürekli hareket halindedir. Yazar, oku- havada tutunamıyor. Derinden derine, perişan kuş
yucunun merakını hep zirvede tutar. Bunun için feryatları, bir tempoda hayvan bağırmaları duyulu-
olaylar, keşfedilmemiş ülkelerde geçer veya ha- yor. İnsan daha kapıdan girerken bir gurbet ve ıs-
yali, olağan dışı unsurlar taşır. Bu tür romanlarda tırap bahçesinin eşiğine ayak bastığını anlatıyor.
beklenmedik çatışmalar içinde okuyucunun dikka- Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden han-
ti uyanık tutulmaya çalışılır. gisi söylenemez?
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden han-
gisi söylenemez? A) Betimlemeden yararlanılmıştır.
B) Eksiltili cümleler kullanılmıştır.
A) Açıklayıcı bir anlatım yolu izlenmiştir. C) Niteleyici sözcükler bulunmaktadır.
B) Düşünce örnekleme yoluyla somutlaştırılmış- D) Kişileştirmelere yer verilmiştir.
tır.
E) Devrik cümleler kullanılmıştır.
C) Tanımlamaya başvurulmuştur.
D) Dil, göndergesel işlevde kullanılmıştır.
E) Bir yargının nedeni belirtilmiştir.
Çözüm:

Yazar, bu parçada gördüklerini kelimelerle resmet-


tiği için betimlemeden yararlanmıştır. Üç noktayla
Çözüm: belirtilen yerler eksiltili cümledir. Varlıkların özel-
Bu paragraf öğretici metinden alınmıştır. Serüven liklerini anlattığı için niteleyici sözcükler de vardır.
romanlarıyla ilgili tanım ve açıklama yapılmıştır. Fıskiyelerin neşesizliği kişileştirme sanatını verir.
Bilgilendirme paragrafı olduğu için dil göndergesel Fakat paragrafta yüklemi sonda olmayan (devrik)
işlevde kullanılmıştır. “Bunun için” ile başlayan cüm- cümle yoktur.
le de neden belirten cümledir. Fakat B seçeneğin- Cevap E
deki verilen “düşünceyi örneklerle somutlaştırma”
durumu söz konusu değildir.
Cevap B

9
BÖLÜM TESTİ - 1

1. Şehir hayatında insanların birbirlerine karşı tavır- 4. “Tarihçi görüş ve bazı sanatçılar, dünyayı yeni baş-
ları ya da bir olay karşısındaki tavırları son dere- tan kurmak istiyorlar ama sanatçı yaratılışı gereği
ce farklıdır. Ölen bir kişinin cenazesi çoğu zaman sınırlarını bilir, öteki bilmez. Onun için de tarihçi
bizden değilse göremeyiz. Yani bir yangını sön- görüşün sonu zorbalık, sanatçının tutkusu ise öz-
dürmek yerine seyirci kalmayı tercih ederiz. Has- gürlüktür. Bugün özgürlük için savaşanların hepsi
tanede yatan ya da muayene olan bir yakınımız eninde sonunda güzellik için savaşıyorlar.”
değilse hiç önemsemeyiz bile. Bu paragrafta düşünceyi geliştirme yollarından
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi ağır bas- hangisine başvurulmuştur?
maktadır?
A) Örnekleme B) Soyutlama C) Karşılaştırma
A) Öyküleme B) Tartışma C) Açıklama
D) Tanımlama E) Açıklama
D) Örnekleme E) Betimleme

2. Aşağıdaki merdiveni henüz ateş sarmamıştı. Sa-


de bir duman kokusu boğuyor, insanlar haykırarak 5. Ben o zamanlar lise bir öğrencisiydim. Saçlarım
merdivenin üst başına doğru koşuyordu. Selamlık kirpi gibi dik duruyor, ne yana ne geriye taranıyor-
tarafındaki koridor ateş içindeydi. Ta uzaktan vü- du. Babam “İnatsın, inat; inatçı adamın saçı yat-
cudumuzu yakıyordu. Süreyya’nın odası köşede maz. Dedene çekmişsin besbelli keşke annene
duman içinde kaybolmuştu. Arka odadan bir inilti çekseydin.” derdi. Annemin lepiska gibi yumuşa-
işitildi. Fakat ses korkunç bir çatırtı ile boğuldu. cık saçları vardı. En çok o mavi gözlerini özlüyo-
Bu parçada aşağıdaki duyulardan hangisi yok- rum.
tur? Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han-
gisi ağır basmaktadır?
A) Tatma B) İşitme C) Koklama
A) Öyküleme B) Kanıtlama C) Açıklama
D) Görme E) Dokunma
D) Örnekleme E) Betimleme

3. Ben, o şehirde taşların dilini öğrendim. O dilin ya-


nında gökyüzünün yakınlığını, uçsuzluğunu, erken
söken şafağı, donukları, yalnızlıkları… Dışarıda
uyurduk kısa ve sıcak yaz gecelerinde. Uykuya da- 6. Bütün gün, yıl boyu sarı ve yeşilin binbir tonuyla
larken parmaklarımız yıldızlarda kalırdı. Bir daha yüzümüze gülümseyen ağacın altında, küçük kar-
o parlaklıkta yıldız görmedim. O yıldızların bize gü- deşimi bekledim. Okuldan çıkar çıkmaz, sanırım
lümseyişini, iyi uykular deyişini bir daha hiç yaşa- okula yeni başlamış olmanın verdiği heyecandan
madım. Belleğimin bir odasında benzersiz anılar olacak, bana doğru hızla koşarak boynuma sarıl-
olarak kaldı orada yaşadıklarım. dı ve defterini açarak “Bak abi babamı çizdim, her
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdaki- ne kadar onu hiç görmesem de çizdim.” dedi. O
lerden hangisi söylenemez? an gözüm yaşlarla doldu.
Bu parça ile ilgili olarak aşağıdakilerden han-
A) Sözcükler arası sessel yinelemeler kurulmuş- gisi söylenemez?
tur.
B) Farklı duyularla algılanabilen ayrıntılara yer ve- A) Öyküleyici anlatıma başvurulmuştur.
rilmiştir. B) Yer yer betimlemelere yer verilmiştir.
C) Öyküleme tekniğinden yararlanılmıştır. C) Doğrudan anlatıma yer verilmiştir.
D) İnsana özgü nitelikler doğaya aktarılmıştır. D) Olay bir devinim içerisinde anlatılmıştır.
E) Tanık göstermeye başvurulmuştur. E) Olay üçüncü kişinin ağzından anlatılmıştır.

10
Ünite 3 Paragraf

1644
7. Nicelik yönünden çok şiir yazıldı, yazılıyor ama 10. Osmanlı-Almanya Savaşı 1593’ten beri devam edi-
bunların niteliklerine gelince, aksayan bir şey ol- yordu. Müstakbel imparator Arşidük Ferdinand, bir
duğu apaçık. Çoğunlukla, kısa süre sonra unutu- sürpriz kış taarruzuyla Kanije Kalesi’ni almak üze-
lacak olan şiirler yayımlanıyor bugün. Ama ilk ace- re 100 bin asker ve 47 ağır topla harekete geçti.
milik döneminin izlerini, yanlışlarını taşımayan, bel- Ordusunda Almanlardan başka İtalyan, İspanyol,
li bir teknik sınavı hiç kuşkusuz geçebilecek şiirler Maltız ve Fransız birlikleriyle papalık birlikleri de
de yok değil. Biçimsel yönden işlenmiş; her dize- vardı. Bu kuvvetlere karşı Kanije Beylerbeyi Tiryâ-
si, her sözcüğü üzerinde titizlikle durulmuş bu şi- ki Hasan Paşa, 9 bin asker ve 100 küçük kale to-
irlerin sayısının bir an önce artmasını arzu ediyo- puyla karşı koyacaktı.
ruz. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdaki-
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak için aşağı- lerden hangisinin söylenmesi doğru olmaz?
dakilerden hangisi söylenemez?
A) Sayısal verilerden yararlanılmıştır.
A) Tartışma tekniği ağır basmaktadır. B) Karşılaştırma yapılmıştır.
B) İkilemelere başvurulmuştur. C) Anlatıma duygular katılmamıştır.
C) Anlatıma duygular katılmıştır. D) Öyküleyici anlatım yeğlenmiştir.
D) Farklı cümle türleri vardır. E) Eksiltili cümleye yer verilmiştir.
E) Niteleyici sözcüklere yer verilmiştir.

11. On yıl önce bir bahar akşamıydı. Bir başkadır bizim


oraların bahar akşamları. Yaz akşamları böyle değil-
8. Gözünde maskesi, elinde feneri, sırtında çuvalı ka- dir, yapış yapış bir sıcak bırakmaz yakanı. Bunalır,
lın bir kitabın kapısını kurcalayıp duruyordu. So- eriyip toprağa karışacağını sanırsın. Pamuk işçileri
nunda maymuncuk kapının dilini çözdü ve maske- serin olsun diye geceleri inerler tarlalara. Yine de sı-
li adam, dili çözülen biçare izin vermeden, parmak- cak, kanlarını çeker, kurumuş bir dala çevirir onları.
larının ucuna basa basa yürümeye başladı sayfa- Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangi-
ların arasında. Üzerinde ayak izlerini bıraktığı söz- si ağır basmaktadır?
cüklerden birine takılıp düşerim korkusuyla feneri
ileri geri hareket ettiriyordu. A) Açıklama B) Tartışma C) Öyküleme
Bu parçanın anlatımında özellikle aşağıdakiler-
D) Karşılaştırma E) Tanık gösterme
den hangisine başvurulmuştur?

A) Öyküleme B) Tartışma C) Açıklama 12. Eskiden çok daha az kaynak vardı ve insanlar bir-
birleriyle dayanışarak ihtiyaçlarını karşılarlardı. Ma-
D) Karşılaştırma E) Betimleme
hallede tek bir televizyon vardı, akşamları o evde
toplanılırdı. Dikiş makinası olan ya eşin dostun pa-
çasını yapardı ya da o makina komşu komşu gezer-
di. Bahçede yetişen üzümü mahalleliye dağıtmak
9. Balıkçılıkla ilgili konuştuğum birçok insan, “Şu ba-
onlardan da köyden gelen undan almak çok normal
lıkçılar da kolay yoldan para kazanmayı iyi biliyor.”
şeylerdi. Çok daha az para ve kaynakla insanlar hem
gibi şeyler söyledi bana. Gecenin bir yarısı ağları
mutlu mesut yaşıyor hem de sosyalleşiyorlardı.
denize sermek, hiç uyumadan sabaha karşı bu ağ-
ları toplayıp balıkları kasalara yerleştirerek balık Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?
pazarına götürüp satmak herkesin yapabileceği bir
iş değildir. Hatırlatırım bu arkadaşlara! A) Örneklerden yararlanma

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han- B) Düşüncenin genelden-özele doğru geliştirilme-


gisi ağır basmaktadır? si
C) Saptamaya yer verme
A) Tanık gösterme B) Açıklama C) Örnekleme D) Sözcükleri genellikle birinci anlamında kullanma
D) Tartışma E) Betimleme E) Birinci kişili anlatıma yer verme

11
BÖLÜM TESTİ - 2

1. Mektup türü bizim edebiyatımızda esas olarak Tan- 3. Sararmış yapraklı çiçekler, sonbaharın geldiğinin
zimat’tan sonraki yıllarda, Batı etkisi altında yeni habercisiydi. Tahta köprünün etrafındaki çam ağaç-
bir edebiyatın oluşmaya başladığı 1860’lardan son- ları bu sararmış yapraklara için için gülerek bakı-
ra önemli bir gelişme göstermeye başlar. Bunda yordu. Koyun ve inek sesleri arasındaki uzun boy-
da şüphesiz en büyük pay, hayatı boyunca yaz- lu pala bıyıklı çoban bu köyün temsilcisiydi sanı-
mış olduğu 3000’e yakın mektupla bu türün bizim rım.
edebiyatımızdaki öncüsü kabul edilen Namık Ke- Bu parçada aşağıdaki anlatım biçimlerinden
mal ile onu izleyen Abdülhak Hamit’e aittir. hangisi ağır basmaktadır?
Bu parçada aşağıdaki anlatım biçimlerinden
hangisine başvurulmamıştır? A) Öyküleme – Tartışma
B) Öyküleme – Açıklama
A) Tanık göstermeye B) Açıklamalı anlatıma
C) Öyküleme – Betimleme
C) Karşılaştırmaya D) Örneklemeye
D) Açıklama – Betimleme
E) Sayısal verilere
E) Betimleme – Örnekleme

4. Mizah, gerçeğin başka bir açıdan görünümüdür.


2. Dışarıda mavi bir aydınlık vardı. Karada gezinen
Mizah, bize övdüğümüz olayları yeni bir pencere-
ay ışığının gölgesi vuruyordu penceremize. Işıkla-
den gösterir. Alıştığımız durumların akla aykırı yan-
rı söndürmüş, birbirimize sarılmıştık. O bana Rit-
larını bize mizah hatırlatır. Biz, çoğu zaman ciddi
sos’tan, ben ona Nazım’dan, birbirimize şiirler oku-
görünen durumları, ancak onlara gülünce gülünç
yorduk. Başını göğsüme yaslamıştı. Saçlarından
bulmaya başlarız.
yayılan fulya kokusu bambaşka dünyalara çağırı-
yordu beni. Işıklar, balonlar bayraklarla süslenmiş Bu parçada aşağıdaki anlatım tekniklerinden
tatlı bir gençlik treniydi zaman, rengârenk açıyor- hangisi kullanılmıştır?
du.
A) Tanımlama – Örnekleme
Bu parçada aşağıdaki duyulardan hangisine
rastlanmaz? B) Örnekleme – Benzetme
C) Tanımlama – Açıklama
A) Görme B) Dokunma C) İşitme D) Betimleme – Tartışma
D) Koklama E) Tatma E) Açıklama – Betimleme

12
Ünite 3 Paragraf

1645
5. Fizyolojik ve psikolojik yapısındaki karmaşıklığa 8. “Nefes nefese istasyona indi. Üç otuz beş trenini
rağmen, insanın her türlü tavır, davranış ve hare- sorup bir çeyrek daha bekledi. Üst üste üç sigara
ketlerinin temelde dört ana gayeye yönelik, dola- içti; üçüncüsünü yarılamadan attı. Haydarpaşa’ya
yısıyla onun fizyolojik ve psikolojik yapısı itibariy- bir bilet istedi. Adamın kaşları çatılıyordu. Bileti al-
le dört ana temel üzerine oturmuş olduğunu söy- dı ve arkasına döndü. Kız trene binmişti.”
leyebiliriz. Bunlar; menfaat, gerçek, iyilik ve güzel- Bu parçanın anlatımında aşağıdaki anlatım bi-
liktir. Menfaat, tamamıyla fizyolojik heyecanımızı çimlerinden hangisi kullanılmıştır?
ilgilendirirken geri kalan üçü, psikolojik hayatımızı
oluşturur.
A) Açıklama B) Betimleme
Bu parçada anlatım biçimlerinden hangisi kul-
C) Tanımlama D) Öyküleme
lanılmıştır?
E) Tartışma

A) Açıklama B) Tartışma
C) Karşılaştırma D) Tanımlama
E) Betimleme

9. Daha gün doğmadan kasabanın yolunu tuttu. Bir


süre, alanın orta yerindeki ulu çınarın altındaki pı-
6. Mutluluk aslında cebinizde taşıdığınız bir kalem- narın başında bekledi. Atını suladı. Kendi de cam
dir. İsteyen herkes anında cebinden çıkarıp kulla- oluktan su içtikten sonra, babasının dostu Davut
nabilir. Sokrates “Bir kitap, bir çiçek, bir kuş… ne Ağa’nın evine atının başını çekerek yollandı.
büyük saadet!” sözünü söylerken sanırım bunu an-
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han-
latıyor. Şunu unutmamak gerekir ki mutluluğa se-
gisi ağır basmaktadır?
lamı ilk verecek olan biz olmalıyız.
Bu paragrafta aşağıdakilerden hangisine baş- A) Betimleme B) Öyküleme
vurulmuştur?
C) Açıklama D) Örnekleme

A) Örnekleme B) Betimleme E) Tanımlama

C) Öyküleme D) Tanık gösterme

E) Tartışma

7. Halk için sanatın eğlence olmaktan başka anlamı 10. Eskicide saç sakal dağınık, göğüs bağır açık, pan-
yoktur. Her sanatçının değilse bile her sanat ese- tolonu dizlerinden yamalı, dişleri eksik ve suratı
rinin ister istemez yaptığı şey, halkı eğlendirmek- sapsarıydı; gözlerinin aklarına kadar sarıydı. Türk-
tir. Sanatı eğlence olarak görmeyen yalnızca sa- çe bildiği ve İstanbul tarafından geldiği için Hasan,
natçılardır. Don Kişot, halka ve çocuklara seslen- şimdi onun sade işine değil yüzüne de dikkatle
diği kadar aydınlara da seslenen bir romandır. bakmıştı. Göğsünün ortasında, tıpkı çenesindeki
Bu parça, düşünceyi geliştirme yollarından han- sakalı andıran kırçıl seyrek bir tutam kıl vardı.
gisine başvurularak oluşturulmuştur? Bu parçada ağır basan anlatım yöntemi aşağı-
dakilerden hangisidir?
A) Tanımlama B) Örnekleme
C) Benzetme D) Kanıtlama A) Açıklama B) Öyküleme C) Betimleme
E) Karşılaştırma D) Tartışma E) Karşılaştırma

13
BÖLÜM TESTİ - 3

1. Yaşamım boyunca pek çok ev görmüşümdür. Ağaç- 3. Güzel bir bahar sabahı, evinde konuk olarak kal-
tan, taştan yapılmış, büyüğü küçüğü, eskisiyle ye- dığım, süvari üsteğmenliğinden emekli, toprak ağa-
nisiyle birçok ev. Bunların arasında özellikle birisi sı Dokukin ile ikimiz onun ninesinden kalma iki kol-
bende derin bir iz bıraktı. Ev büyük değil, tam ter- tuğana kurulmuş; tembel tembel dışarıyı seyredi-
sine; minnacık bir şeydi. Tek katlıydı, yalnızca üç yorduk. Sıkıntıdan ikimizin de canı burnundaydı.
penceresi vardı; ilk bakışta ufak tefek, kamburu Dokukin: “Can sıkıntısından ne yapacağımı bilmi-
çıkmış, başı örtülü, ihtiyar bir kadına benzetilebi- yorum. Allah kahretsin!” diye homurdandı.
lirdi. Çatısı kiremitle kaplı, duvarları beyaz sıvalıy-
Bense yeniden yatıp uyumayı düşünüyordum.
dı; bacası yıkılmaya yüz tutmuştu. Ev, şimdiki sa-
hiplerinin dedelerinin dedelerince dikilmiş akasya, Bu parçada aşağıdakilerden hangisi kullanıl-
dut, kavak ağaçları arasında yeşilliğe gömülmüş mıştır?
gibiydi. Her şeye karşın gür yeşillik bu küçük evin
bir kent evi havasını taşımasına engel değildi. Ge- A) Açıklama
niş avlusu komşu evlerin avlularıyla birleşerek Mos- B) Tanık gösterme
kovaskaya Sokağı’nı oluşturuyordu. C) Tartışma
Bu parçada aşağıdaki anlatım tekniklerinden D) Öyküleme
hanisi kullanılmıştır?
E) Betimleme

A) Açıklama
B) Tanımlama
C) Tartışma
D) Öyküleme
E) Betimleme

2. Benimle konuşurken bir yandan da yerdeki kumaş 4. Yeni evlenmiş bir çift, yazlıktaki tren istasyonunun
kırpıntılarının toplandığı odaya sıkıntılı bakışlarla platformunda bir aşağı bir yukarı dolanıyorlardı.
bakıyordu. Odanın kapısı sık sık birazcık aralanı- Erkek kadının beline sarılmış, kadın erkeğe sokul-
yor, sonra hemen kapanıyordu. Çikamasova kapı- muştu; ikisi de çok mutluydular. Gökteki bulut par-
ya doğru seslendi: çaları arasından ay onlara bakıp bakıp somurtu-
yordu. Kimsenin işine yaramayan, can sıkıcı genç
“Ne var? Ne istiyorsun?”
kız çok üzülüyor; yeni evli çifti kıskanıyor olmalıy-
Kapının diğer yanından bir kadın sesi: dı. Kımıltısız hava leylak, kuşkirazı kokularıyla do-
“Babamın Kursk’tan gönderdiği kravatım nerede?” luydu. Tren yolunun ötesinden bir yelve kuşunun
diye sordu. çığlıkları duyuluyordu.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han- Bu parçanın anlatımında aşağıdaki anlatım tek-
gisi ağır basmaktadır? niklerinden hangilerine başvurulmuştur?

A) Açıklama A) Açıklama-tartışma
B) Tartışma B) Tartışma-öyküleme
C) Öyküleme C) Öyküleme-betimleme
D) Betimleme D) Betimleme-açıklama
E) Diyaloglardan faydalanma E) Tartışma-betimleme

14
Ünite 3 Paragraf

1646
5. Yeni yapılmakta olan ırmak yunağının (hamamı- 7. Trene binmeden önce garda yemek yiyip biraz ka-
nın) yanında, söğüt ağacının yeşil dalları altında fayı bulan birinci mevki yolcusu vagonda kadife di-
uzun boylu, saçı sakalına karışmış, kızıl, kıvırcık van üzerine uzandı, uyumaya çalıştı. Aradan beş
saçlı sıska bir köylü olan dülger Gerasim suyun dakika geçti geçmedi, karşısında oturan yolcuya
içinde uğraşıp duruyor, oflayıp puflayıp, gözlerini duygulu gözlerle baktı, alaylı alaylı gülümsedi.
sık sık açıp kapayarak söğüt ağacının kökleri ara- “Ruhu şad olsun, babam yemekten sonra sırtını
sından bir şey çıkarmaya çalışıyor. Yüzü ter içinde kaşıtmasını severdi. Ben de ona çekmişim, şu fark-
kalmış. Gerasim’in iki adım ilerisinde göğsüne dek la ki, yemekten sonra tabanlarımı değil, dilimi, bey-
suya dalan dülger Liubim ayakta dikiliyor. Liubim nimi kaşımak hoşuma gider. Tok karınla çene çal-
üçgen yüzlü, Çinliler gibi çekik gözlü, kambur, genç mak en büyük zevkimdir. İzin verirseniz, biraz ge-
bir köylüdür. Suya ikisi de pantolonlarını, gömlek- vezelik edebilir miyiz?”
lerini çıkarmadan girmişler. Bir saatten fazladır su-
Karşısındaki razı oldu:
da kaldıkları için soğuktan ikisi de mosmor.
“Eh, neden olmasın?”
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han-
gilerine yer verilmiştir? Bu parçada aşağıdaki anlatım tekniklerinden
hangisine başvurulmuştur?

A) Açıklama-tartışma
A) Betimleme
B) Tartışma-öyküleme
B) Öyküleme
C) Öyküleme-betimleme
C) Açıklama
D) Betimleme-açıklama
D) Tartışma
E) Tartışma-betimleme
E) Örnekleme

6. Sorgu yargıcının karşısında sıska mı sıska bir köy- 8. Zamanında susmayı, kalkıp gitmeyi herkes bece-
lü duruyordu. Köylünün sırtında evde dokunmuş remez. Toplumumuz içinde iyi eğitim görmüş, si-
bezden alacalı bulacalı bir gömlek ile yamalı bir yasete atılmış insanlar bile ziyaretlerini uzatmala-
pantolon vardı. Uzun sakalının kapladığı çopur yü- rının yorgun ya da işi başından aşkın ev sahibi
zü, sarkık gür kaşlarının altından zorlukla seçilen üzerinde nefrete benzer bir duygu uyandırdığını;
gözleri, çoktandır tarak yüzü görmemiş karmaka- ama bunu gösterilmeyip yalanla örtüldüğünü çoğu
rışık saçlarının bir şapka gibi örttüğü başı adama kez fark etmezler.
iri, öfkeli bir örümcek görünüşü veriyordu. Köylü- Bu parçanın anlatımında aşağıdaki anlatım tek-
nün ayakları çıplaktı. niklerinden hangisi ağır basmaktadır?
Bu parçada aşağıdaki anlatım tekniklerinden
hangisine başvurulmuştur? A) Betimleme
B) Öyküleme
A) Betimleme
C) Açıklama
B) Öyküleme
D) Tartışma
C) Açıklama
E) Tanımlama
D) Tartışma
E) Tanımlama

15
BÖLÜM TESTİ - 4

1. Kuşburnu, oldukça şifalı bir bitkidir. Genellikle çay 3. Ben nereden bileyim? Bu bir yetenek işidir. Sıra-
olarak hazırlanarak tüketilir. Bitkinin içinde tüylü dan kişilerde bulunmayan deha işidir, diyebilirsi-
çok sayıda tohum bulunur. Meyveleri sonbaharda niz. O da değil, beyefendiciğim! Benimle karşılaş-
olgunlaşır. Özellikle içerdiği C vitamini çoğu mey- tırınca boş, değersiz, hatta ciğeri beş para etmez
veyle kıyaslandığında oldukça fazladır. Kuşburnu diyeceğiniz kişilerle birlikte mesleğe girdik. Ben-
meyveleri taze ya da kurutulmuş olarak tüketilebi- den bin kez daha az çalıştıkları, hiçbir varlık gös-
lir. Arzu edilirse çayı demlenir, marmelat yapılabi- teremedikleri, bir yetenekleri, başarıları olmadığı
lir. İçeriğinde bulunan zengin C vitamini dışında, halde bakın onların durumuna! Gazetelerde, ko-
A, B1, B2, E ve K vitaminleri, demir, magnezyum, nuşmalarda adlarını duyarsınız sık sık... Eğer sizi
kalsiyum, mangan, sodyum, bakır ve çinko gibi de- bıktırmadıysam örnek verebilirim.
ğerli mineraller bulunur. Oldukça yararlı etkileri olan Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han-
kuşburnu, yaban gülü, it burnu, gül elması gibi isim- gisi ağır basmaktadır?
lerle de anılır.
Bu parçada anlatımında aşağıdakilerden han- A) Betimleme
gisine başvurulmuştur?
B) Öyküleme
C) Açıklama
A) Betimleme
D) Tanımlama
B) Öyküleme
E) Tartışma
C) Açıklama
D) Tartışma
E) Sayısal verilerden faydalanma

2. Asıl adı Zeki Önal olup 1944 İstanbul doğumludur. 4. 1403 yılında Amasya'da dünyaya geldi. Kendisine
Tahsil hayatını sırasıyla Mihrimah Sultan İlkokulu, Koca Murat, Murat Gazi ve İkinci Murat denildi. Ba-
Karagümrük Ortaokulu, İstanbul Erkek Lisesi ve bası Çelebi Sultan Mehmet, annesi Dulkadiroğlu
İktisat Fakültesi'nde tamamladı. Lise öğrencisi iken Süli Bey'in kızı Emine Hatun'du. Babası Çelebi
kaleme aldığı Tanzimat’ı konu alan makalesi dö- Mehmet Edirne'de ölünce Amasya'dan Bursa'ya
nemin Yeni İstanbul gazetesinde yayımlanmıştır. gelerek 1421 tarihinde, on sekiz yaşında Osman-
Daha sonra değişik aralıklarda Yeni İstanbul, Son lı tahtına altıncı padişah olarak oturdu.
Havadis, Haber, Hakikat, Dünya, Bizim Anadolu, Bu parçanın anlatımında hangi anlatım yönte-
Sabah gibi gazetelerde yazıları neşredilmiştir. mine başvurulmuştur?
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han-
gisine başvurulmuştur? A) Betimleme
B) Öyküleme
A) Betimleme
C) Açıklama
B) Öyküleme
D) Tartışma
C) Açıklama
E) Sayısal verilerden yararlanma
D) Tartışma
E) Tanımlama

16
Ünite 3 Paragraf

1647
5. Öyle sanıyorum ki, şöhretin nasıl bir şey olduğu- 7. Epiharmus: “İnsan düşünce ile görür ve duyar her
nu anlasak onu elde ediş yöntemlerini de öğrenir- şeyden yararlanan her şeyi düzene sokan, başa
dik. Her şeyden önce şunu belirteyim, beyefendi, geçip yöneten düşüncedir geri kalan her şey kör,
benim gençliğimde üne kavuşmak için yapmadı- sağır ve cansızdır!” der. Bir çocuğa kendi başına
ğım şey kalmadı. Tanınmak benim için çılgınlık de- bir şey yapma özgürlüğünü vermemekle, onu kor-
recesine varan bir tutkuydu. Öğrenimimi o uğurda kak bir köle durumuna sokuyoruz.
yaptım, çok çalıştım, geceleri uyumadım, yeme- Bu parçanın yazarı düşüncesini desteklemek
dim içmedim, gitgide sağlığımı yitirdim. Tarafsız için aşağıdakilerin hangisinden faydalanmış-
olarak hüküm verecek olursak üne kavuşmak için tır?
yeterli bir sürü nedenim vardı.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han- A) Tanımlama B) Benzetme
gisine başvurulmuştur?
C) Örnek gösterme D) Tanık gösterme

A) Örneklendirme E) Karşılaştırma

B) Betimleme
C) Öyküleme
D) Açıklama
E) Tartışma

6. Cemil Meriç, edebiyata şiirle başlamıştır. Şiir yaz- 8. Ulusal duygunun oluşmasında, kavranmasında ti-
maya başlayınca şairleri de incelemeye almış ve yatronun önemi büyüktür. Tiyatroyu bir dil ve dav-
Yahya Kemal gibi büyük bir üstadı karşısında bu- ranış okulu olarak adlandırmak kişiyi yanılgıya dü-
lunca “Ben Yahya Kemal’den daha iyi şiir yaza- şürmez. Dil, davranış ve tiyatro arasında kopmaz
mam.” diyerek deneme yazmaya karar vermiş ve ilişkiler vardır. Bu ilişkiler tiyatronun düşünsel ya-
edebiyat tarihimizin en iyi denemecisi olmuştur. pısını da gösterir. Düşünsel temelden gelen bu öğ-
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han- reticilik, bağlı olduğumuz toplumun kafa yapısıyla
gisine başvurulmuştur? düşünmemizi sağlar. Ulusal düşüncede, bir toplu-
mun acısını, sevincini, beğenisini tanıma da amaç-
A) Örneklendirme B) Öyküleme lanır.
Bu parçada aşağıdaki anlatım biçimlerinden
C) Açıklama D) Tartışma
hangisi ağır basmaktadır?
E) Tanık gösterme
A) Tartışma B) Açıklama
C) Karşılaştırma D) Betimleme
E) İzlenim kazandırma

17
BÖLÜM TESTİ - 5

1. Pamuk cümlesini şöyle sürdürüyor: “... Bu bilginin 3. Ömrümde Sükût’un ilk şiirlerinden birindedir şu
keşfi ve onun geliştirilip paylaşılması okura çok ta- mısra: “Kimsecikler duymadan bir kapı açıp git-
nıdığı bir dünyada hayret ederek gezinmenin zevk- sem!” Sık sık bir dua gibi tekrarladığım, en sıkın-
lerini verir. Bu zevkleri, bildiğimiz şeylerin bütün tılı zamanlarımda Hızır gibi imdadıma yetişen bu
gerçekliğiyle yazıya dökülmesindeki hünerden de kurtarıcı mısradaki dilek, işte şimdi iki yoldan ger-
alırız elbette. Bir odaya kapanıp yıllarca hünerini çekleşti: Önce başkalarının ancak sonradan duya-
geliştiren, bir âlem kurmaya çalışan yazar işe ken- cakları, görecekleri, yürüyecekleri bir kapı açtı; ha-
di gizli yaralarından başlarken bilerek ya da bilme- yata giden yolları, yaşamanın güzelliğini gösterdi,
den insanoğluna derin bir güven de göstermiş olur. peşindekileri o yana çağırdı, Otuz Beş Yaş şiirin-
Başkalarının da bu yaraların bir benzerini taşıdığı- deki acı, kötümser ama geçici havanın rağmına
na, bu yüzden anlaşılacağına, insanların birbirle- her doğan günün bir dert değil, hayır, ne olursa ol-
rine benzediğine duyulan bu güveni hep taşıdım. sun bir nimet olduğuna işaret etti. Sonra yâd elde
Bütün gerçek edebiyat, insanların birbirine benze- kimsecikler duymadan bu sefer, tekneyi sarmış
diğine ilişkin çocuksu ve iyimser bir güvene daya- dalgalar arasında, çok eskiden bir ara ümitlerini
nır.” bağladığı ölümün kapısına yöneldi, bu kapıyı açıp
Bu parçada düşünceyi geliştirme yollarından gitti.
hangisine başvurulmuştur? Bu parçada düşünceyi geliştirme yollarından
hangisine başvurulmuştur?
A) Tanımlama
B) Tanık gösterme A) Tanık gösterme

C) Örneklendirme B) Örneklendirme

D) Benzetme C) Karşılaştırma

E) Karşılaştırma D) Tartışma
E) Tanımlama

2. Memleket isterim 4. Amcam Almanya’ya 1973’te 30 yaşındayken gitti.


Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun; Orada 20 yıl çalıştıktan sonra hasretliğe dayana-
mayıp Türkiye’ye döndü. Bankada o zaman için
Olursa bir şikâyet ölümden olsun.
200 bin markı vardı. Bunun yüz bin markı ile bir
Bu şiirde düşünceyi geliştirme yollarından han- otobüs satın aldı ve 1993’ten beri şehirlerarası yol-
gisine başvurulmuştur? cu taşımacılığı yapıyor.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han-
A) Örneklendirme
gisi kullanılmıştır?
B) Tanımlama
C) Benzetme A) Karşılaştırma
D) Karşılaştırma B) Sayısal verilerden yararlanma
E) Tanık gösterme C) Tanık gösterme
D) Örneklendirme
E) Benzetme

18
Ünite 3 Paragraf

1648
5. İstanbul, tarihi çok eski medeniyetlere dayanan 7. Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder.
mistik bir şehir. İnsan ruhu bu tarihin içinde yeni Dante gibi ortasındayız ömrün.
bir kimlik kazanıyor. Burayı gezmeye kalktığınız-
Delikanlı çağımızdaki cevher,
da zamanınızın bol olması gerekir. Burada her yer
tarih. Özellikle de Osmanlı dönemine ait eserler Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
adım başında karşımıza çıkıyor. Bunların en meş- Gözünün yaşına bakmadan gider.
hur ve görkemlileri ise Topkapı Sarayı, Sultanah- Bu şiirde düşünceyi geliştirme yollarından han-
met Cami, Süleymaniye Cami ve Dolmabahçe Sa- gisi vardır?
rayı olarak başı çekiyor.
Bu parçanın anlatımında düşünceyi geliştirme A) Karşılaştırma
yollarından hangisi vardır? B) Sayısal verilerden yararlanma
C) Benzetme
A) Karşılaştırma
D) Örneklendirme
B) Örneklendirme
E) Tanık gösterme
C) Tanık gösterme
D) Benzetme
E) Sayısal verilerden yararlanma

6. Esas itibarıyla sözlü anonim halk edebiyatı ürünü 8. Tüketici fiyat endeksinde (TÜFE) 2016 yılı Tem-
olan masal, kahramanları arasında olağanüstü şa- muz ayında bir önceki aya göre yüzde 1,16, bir ön-
hıs veya yaratıkların bulunabildiği, anlatılan olay- ceki yılın Aralık ayına göre yüzde 4,84, bir önceki
ların tamamen gerçek dışı olabildiği, yer ve zaman yılın aynı ayına göre yüzde 8,79 ve on iki aylık or-
ögesinin ise daima belirsiz olduğu bir anlatı türü- talamalara göre yüzde 7,91 artış gerçekleşti. Ay-
dür. Masalı, hikâye ve destan gibi türlerden ayıran lık en yüksek artış yüzde 7,05 ile alkollü içecekler
temel özellik gerçek dışı ögeler içermesi ve anla- ve tütün grubunda oldu. Ana harcama grupları iti-
tılanları gerçeğe benzetme çabası içinde olmama- bariyle 2016 yılı Temmuz ayında endekste yer alan
sıdır. Masallarda olaylar bilinmeyen bir geçmiş za- gruplardan gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde
manda geçer. Türkçede, bilinmeyen geçmiş zama- 3,15, haberleşmede yüzde 1,38, çeşitli mal ve hiz-
na en uygun kip öğrenilen geçmiş zaman olduğun- metlerde yüzde 1,31 ve lokanta ve otellerde yüz-
dan, tüm masallar genellikle bu kiple anlatılır, gö- de 1,22 artış gerçekleşti. Aylık düşüş gösteren tek
rülen geçmiş zaman kipi ise hiç kullanılmaz, fakat grup yüzde 4,14 ile giyim ve ayakkabı oldu.
bazen şimdiki zaman veya geniş zaman kipi kul- Bu parçanın anlatımında düşünceyi geliştirme
lanılır. yollarından hangisi vardır?
Bu parçanın anlatımında düşünceyi geliştirme
yollarından hangisi vardır? A) Sayısal verilerden yararlanma
B) Karşılaştırma
A) Benzetme
C) Tanımlama
B) Karşılaştırma
D) Tanık gösterme
C) Tanımlama
E) Örneklendirme
D) Tanık gösterme
E) Sayısal verilerden yararlanma

19
BÖLÜM TESTİ - 6

1. Psikoloji dersinde öğrencilerine sıkı bir ders ver- 3. Eylül aynın sonlarıydı. İstanbul serinlemeye baş-
meyi düşünen hoca, saydam bir kova getirir. İçine lasa da yazdan kalma günler; sokakta gezmek, ak-
yumruktan biraz küçük taşları doldurur. Kovanın şamları balkonda oturmak veya deniz kıyısında
boş mu dolu mu olduğunu sorduğunda, öğrenci- oturup muhabbet etmek için birebirdi. Ne soğuk ne
ler, dolu, cevabını verirler. Bunun üzerine çakıl taş- sıcaktı. Tam gezme havasıydı. Bu havalarda İs-
larını aradaki boşluklara atar. Sorusunu tekrarla- tanbul, seyrine doyum olmayan cennet bahçesini
dığında aldığı cevap yine aynıdır. Peşinden de kum andırıyordu. Hele de Boğazı gören yamaçların sırt-
tanelerini kovanın içine boşaltır. Ve malum soruyu larında oturanlar, özellikle geceleri; yıldızlar eşli-
sorduğunda aldığı cevap yine farklı değildir. Bu se- ğinde İstanbul Boğaz'ını seyrederken mest oluyor-
fer de daha önceden hazırladığı bir miktar suyu lardı.
saydam kovanın içine döker. Daha sonra da başı- Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangi-
nı hafifçe kaldırarak ömür boyu unutamayacakla- si yoktur?
rı dersi verir:
Ne kadar çok işimiz olursa olsun, sevdiklerimize, A) Düşüncenin yönünü değiştiren ifadeler kullanıl-
akrabalarımıza, dostlarımıza ve ailemize ayıracak mıştır.
vaktimiz olmalıdır.
B) Betimlemelere yer verilmiştir.
Bu parçanın dil ve anlatımı ile ilgili aşağıdaki-
C) Öyküleme tekniği kullanılmıştır.
lerden hangisi doğru değildir?
D) Öznel ifadelere yer verilmiştir.

A) Bir yargıya varılmıştır. E) Benzetme yapılmıştır.

B) Öykülemeye başvurulmuştur.
C) Somutlamaya başvurulmuştur.
D) Deyim kullanılmıştır.
E) Karşılaştırma yapılmıştır.

2. Cemil Meriç: “Kitaplar, kadınlar, şehirler; metruk 4. Kitap kokusunu içime çektim. Bütün rafları tek tek
kervansaraylar gibi boş. Onları dolduran senin ka- inceledim. Dalıp gitmişim. Zamanın ne kadar hız-
fan, senin gönlün” der. Âşık Veysel de sözbirliği lı aktığının farkına bile varmadım. Aşkını gören ma-
etmişçesine aynı şeyi söyler: “Güzelliğin on par'et- şuklar gibi sarıldım şiirlerin lirizmine. Her şiir şairi-
mez. Bu bendeki aşk olmasa.” nin parmak izleri gibidir. Gözünün retinası gibidir.
Bu sözlerden de anlaşılacağı üzere hayatımızı şe- Her gün fotoğraf çekerken her yüzde bir hikâyey-
killendiren temel unsur bakış açımızdır. Eşya ve le karşılaşıyorum. Birbirinden farklı. Şiirlerin derin-
hadiselere yüklediğimiz anlamlardır. liğinde hem şairin hem kendi hikâyemin peşinden
Bu parçanın dil ve anlatımı ile ilgili aşağıdaki- koşuyorum. Bundandır benim şiire aşkım.
lerden hangisi söylenemez? Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangi-
si yoktur?
A) Kişisel görüşlere yer verilmiştir.
B) Görüşü desteklemek için tanık göstermeye baş- A) Öyküleyici anlatım vardır.
vurulmuştur. B) Birinci kişi ağzıyla anlatılmıştır.
C) Benzetme yapılmıştır. C) Benzetme yapılmıştır.
D) Çıkarım yapılmıştır. D) Tanımlama yapılmıştır.
E) Abartma söz konusudur. E) Mecazlı söz vardır.

20
Ünite 3 Paragraf

1649
5. İkisi de rahatlamıştı. Hırsız silahını beline koydu. 7. Sanki Yedim Camii, İstanbul'un Fatih ilçesinde yer
Üzerinden yükü indirilmiş eşek kadar rahatladı. alan, Osmanlı döneminden kalma tarihî bir ibadet-
Tam bu sırada polisler geldi. Kapı zili çalmaya baş- hanedir. Zeyrek Mahallesi, Kırbacı Sokağı'nda yer
ladı. Handan Hanım, kameradan baktığında polis- alan caminin yapılış tarihi ve kimin tarafından yap-
leri görebiliyordu. Hırsıza: tırıldığı konusunda kesin bir bilgi yoktur. Rivayete
-S
 en bir köşede saklan. Ben polisleri göndereyim, göre Keçecizade Hayreddin adında ortahâlli bir es-
dedi. naf, Osmanlı döneminde padişahların yaptırdığı
Selatin camilerini görüp imrenerek, kendisi de bir
Hırsızın eli ayağı birbirine dolandı. Epeyce korktu-
cami yaptırmayı diler ve bunun için para biriktirme-
ğu terlemesinden belli oluyordu. Kapana kısılmış
ye başlar. Canı bir şey istediğinde, almayıp sanki
fareden halliceydi. Kafasından “Ya beni polise tes-
yedim diyerek parasını ayrı bir yere koyar. Yirmi
lim ederse?” düşünceleri geçerken kalbi yerinden
yıl boyunca biriktirdiği paralarla küçük de olsa bir
çıkacak gibi küt küt atıyordu. Sanırsınız ki kalbi ku-
cami yaptırır ve caminin adı halk arasında Sanki
lağının dibinde.
Yedim Camii olarak anılmaya başlar.
Bu parçanın dil ve anlatımıyla ilgili aşağıdaki-
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangi-
lerin hangisi söylenemez?
sine yer verilmemiştir?

A) Öyküleyici anlatım vardır.


A) Öykülemeye
B) Üçüncü kişi ağzıyla anlatılmıştır.
B) Açıklamalara
C) Devrik cümleler kullanılmıştır.
C) Bilgilendirmelere
D) İlahi bakış açısı kullanılmıştır.
D) Tanık göstermeye
E) Diyaloglardan faydalanılmıştır.
E) Nesnelliğe

6. Ben ufakken ateşli bir hastalık geçirmişim. Annem 8. Sadık Efendi, babasının mesleğini yapıyordu. Onun
ve babam, daha doğrusu hiç kimse, bu hastalığın çocuklarla, gençlerle pek fazla işi olmazdı. Sokak-
ne olduğu hususunda bir fikir sahibi değillermiş. larda gezerken, alışveriş yaparken ya da bir yere
Doktora bile götürememişler ki nereden bilsinler? ziyarete gittiğinde hemen herkesin yaşını tahmin
Onlara göre benim ayağımın kısa ve zayıf olması- etmeye çalışır ve ne zaman öleceğini kestirmeye
nın sebebi çocukken geçirdiğim havale. Bu, baba- koyulurdu. Çünkü o, bir mezar taşı ustasıydı ve
mın savunduğu tez. Anneme göre ise kızamık aşı- geçimini ölülere hizmet ederek kazanıyordu.
sı sakat kalmamın tek nedeni. Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerin hangi-
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangi- si söylenemez?
sine yer verilmemiştir?
A) Neden-sonuç cümlesi vardır.
A) Olay yaşayan kişi tarafından anlatılmıştır. B) Gözlemci bakış açısıyla anlatılmıştır.
B) Karşılaştırma yapılmıştır. C) Öyküleme tekniği kullanılmıştır.
C) Aynı konuda farklı görüşlere yer verilmiştir. D) Hikaye birleşik zamanlı eylemler kullanılmıştır.
D) Bilgilendirme yapılmıştır. E) Olağanüstü ögelere yer verilmiştir.
E) Öyküleyici anlatım vardır.

21
BÖLÜM TESTİ - 7

1. Bunu kendisi de söylüyordu. Ama köylülerle ime- 3. Önce, güçlü yapısı dikkatimi çekti. Bir Kafkasya-
ceye katılmasına, kimi zaman bu insanların gücü- lı’yı andırıyordu. Onu gördüğümden beri aklımdan
ne, sevimliliğine, sağduyularına hayran olmasına hiç çıkmadı. Kendisini ağzında bastonun ucu, si-
rağmen; çok fazla beceri isteyen imece işlerinde yah badem gözleriyle bomboş bakarak limanın ça-
kaygısız oldukları; işleri yüzüstü bıraktıkları ya da murlu sularını saatlerce rıhtımın üstünde durup
içten davranmadıkları zaman, onlara çok kızıyor- seyrederken görüyordum. Önümden sık geçmeye
du. Konstantin Levin’e halkı sevip sevmediği so- başladı. “Acaba kim olabilir?” diye onu izlemeye
rulsa, o buna kesin bir yanıt veremezdi. Genellik- başladım. Sanki benim merakımı daha da arttır-
le bütün insanları sevdiği gibi köylüleri sevdiğin- mak istiyormuş gibi bir hava vardı onda. Sonunda
den emin değildi. Yaradılıştan iyi yürekli olduğu modaya uygun yapılmış ince damalı giysisi, sanat-
için; köylülere, cahil insanlara karşı nefretten çok çılarınkini andıran beyaz şapkası, aylaklığı ve hat-
sevgi besliyordu. Ama her zaman onlardan yana ta o umursamaz, o sıkıntı dolu bakışı, bana tanı-
mı yoksa onlara karşı mı olduğunu söylemek, da- dık gelmeye başladı.
ha doğrusu onlara karşı nefret ya da sevgi gibi be- Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han-
lirli bir duygu beslediğini belirtmek, yalnızca bütün gisi ağır basmaktadır?
çıkarlarıyla bağlı olduğu bu insanlarla birlikte ya-
şadığı için olanaksızdı.
A) Betimleme
Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden
B) Benzetme
hangisi söylenemez?
C) Karşılaştırma

A) Öyküleyici anlatım kullanılmıştır. D) Tanık gösterme

B) Gerekçe bildiren cümleler vardır. E) Öyküleme

C) Uzun, sıralı cümleler vardır.


D) Karşılaştırma yapılmıştır.
E) Kişi betimlemesi vardır.

2. Mehmet’le kardeşi, anne ve babalarını kaybettik- 4. Bir çay kutusu yığınının üstüne dayanmış, amaç-
lerinde henüz çok gençtiler. Çok etkili bir memur sızca çevresine bakınıyor ve sanki bir flütmüş gi-
olan amcası onlarla ilgilendi. Çok iyi bir lise ve üni- bi parmaklarını bastonun üstüde gezip duruyordu.
versite eğitiminden sonra amcasının yardımıyla Bir serseri gibi giyinmiş, sırtında bir hamalın ipleri
önünde, parlak bir mesleğin kapılarının açıldığını olan ve kömür tozu içinde bir adamın böylesine bir
gördü ve hırsla kendini, yalnızca hedeflerine ada- züppe ile konuşmaya başlaması olanaksız bir şey-
dı. Ne lisede, ne üniversitede, ne de daha sonra di. Ama gözlerini bir an olsun benden ayırmadığı-
memurluk yaşamında, kimseyle dostluk kurmamış- nı ve o gözlerde hiç de hoş olmayan, hırslı, hay-
tı, yalnızca kardeşini seviyordu ama o da dışişle- vanca bir pırıltı olduğunu şaşkınlıkla fark etmiştim.
rine girince, yurtdışına gitmiş ve Mehmet’in evlen- En sonunda kısık bir sesle ona sordum:
mesinden az sonra ölmüştü.
“Şeyyy.. Sen aç mısın?”
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han-
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han-
gisi ağır basmaktadır?
gisi yoktur?

A) Betimleme
A) Benzetme
B) Açıklama
B) Tanımlama
C) Öyküleme
C) Diyalog
D) Tartışma
D) Öyküleme
E) Karşılaştırma
E) Betimleme

22
Ünite 3 Paragraf

1650
5. (I) Arkadaşım hakkında, Kerson’a vardığımızda, 7. Asla iki yüzlülerden hoşlanmazdı. Kâğıt oyunların-
birçok şey biliyordum. (II) Vahşi, aşırı derecede ge- da da şanslıydı. Her zaman büyük oynardı. İçinde
lişmemiş bir gençti. (III) İyi beslendiği zaman ne- yaşadığı toplum karışıktı. General Yepançin elli al-
şeli, aç kaldığı zaman ise güçlü ve huysuz bir hay- tı yaşındaydı. Çok olgundu. Güzel bir ailesi vardı.
van kadar ters bir kişi oluyordu. (IV) Yolda bana Zaten yaşamda, bir babanın amaçlarından daha
Kafkasya’daki hayatını anlattı ve toprak sahiplerin- kutsal, daha önemli ne olabilir ki? Ailesi dışında,
den, onların garipliklerinden ve köylülere nasıl dav- neye bağlanır insan? Generalin ailesi, karısı ve üç
randıklarından bahsetmeye başlamıştı. (V) Çok il- büyük kızından oluşuyordu. Uzun yıllar önce, da-
ginç öykülerdi bunlar. ha teğmenken, aşağı yukarı kendisiyle aynı yaşta
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili ola- bir kızla evlenmişti.
rak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? Bu parçanın anlatımda aşağıdakilerden hangi-
si ağır basmaktadır?
A) I. cümlede anlatıcının 1. tekil kişi olduğu anla-
şılmaktadır. A) Betimleme
B) II. cümlede kişi betimlemesi yapılmıştır. B) Açıklama
C) III. cümlede, karşılaştırma yapılmıştır. C) Öyküleme
D) IV. cümlede öyküleyici bir dil vardır. D) Karşılaştırma
E) V. cümlede nesnel bir anlatım vardır. E) Tartışma

6. Arabanın ardından, başları önlerine eğik, kolları 8. Prens gerçekten de oturduğu yerde çok solgun ve
bitkince yanlarına sarkmış yaşlılar gelmekte idi. bitkin görünüyordu. İçinde büyük bir korku vardı.
Çökük, boş gözlerinde açlık pırıltıları bile kalma- Ona bakışlarını dikmiş, tanıdık bir çift kara gözün
mıştı. Anlatılamayan bir hüzünle doluydu bu göz- bulunduğu köşeye bakmaya korkuyordu! Ama yi-
ler. Talihsizlikleri yüzünden evlerinden atılan bu ne de burada bu aile içinde bulunmaktan, kendisi-
köylü kervanı, sanki varlıklarının buranın talihli sa- ne yazılan şeylerden sonra bile tanıdığı bu sesi
kinlerini rahatsız etmesinden korkuyorlarmış gibi, duymaktan büyük bir zevk alıyordu. “Tanrım, aca-
sessizce ve ağır ağır ilerliyorlardı. Birçok kez bu ba şimdi neler söyleyecek?” Petersburg’dan he-
tür kervanlarla karşılaştık ve her seferinde bana nüz dönmemiş olan İvan Fedoroviç dışında bütün
cenazenin olmadığı cenaze merasimlerini anım- aile oradaydı. Prens S. de oradaydı, çaydan önce
sattı. o da ötekiler gibi konsere gidecekti. O sırada Kol-
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han- ya taraçadan içeri girdi. “Demek ki onu hâlâ eski-
gileri kullanılmıştır? si gibi kabul ediyorlar!” diye düşündü prens.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdaki-
A) Tanımlama-öyküleme lerden hangisi yanlıştır?
B) Öyküleme-betimleme
A) Nitel anlamlı sözcükler kullanılmıştır.
C) Betimleme-karşılaştırma
B) Öyküleyici anlatım vardır.
D) Karşılaştırma-açıklama
C) Kahramanların iç dünyası yansıtılmıştır.
E) Açıklama-tanık gösterme
D) Betimleme vardır.
E) Tanık gösterme vardır.

23
BÖLÜM TESTİ - 8

1. Hayat bitmek üzereyken bize yaşamayı öğretiyor- 3. 78 milyonluk Türkiye'de 2016 yılında kişi başına
lar. Cicero, “İki insan hayatı yaşayacak olsam bi- düşen kitap adedi 8.4 oldu. Uluslararası Yayıncı-
le, lirik şairleri incelemeye vakit harcamam. Ben- lar Birliği verilerine göre, yayın sektörleri arasında
ce bu dırdırcılar daha hazin bir şekilde yararsız- Türkiye 11. sırada. Aslında TÜİK verileri basılı ki-
dır.” demiştir. Çocuğumuzun o kadar yitirecek vak- tap sayısının her geçen gün arttığını gösteriyor.
ti yoktur. Pedagogların elinde ancak hayatının ilk Örneğin, elektronik kitap dahil Türkiye'de 2008 yı-
on beş, on altı yılını geçirebilir. Geri kalan zaman lında 32 bin kitap basılmışken 2014 yılında bu sa-
hayatındır. Bu kadar kısa bir zamanı zorunlu bilgi- yı 50 bini aştı. Yani basılı kitap sayısı artıyor an-
lere verelim geri kalanı emek israfıdır. cak kitap okuma oranı yükselmiyor. TÜİK verileri,
Bu parçada aşağıdaki düşünceyi geliştirme yol- Türk insanının kitap okumaya sadece 1 dakika ayır-
larından hangisi kullanılmıştır? dığını gösteriyor. Buna karşılık TV izlemeye orta-
lama 6 saat, internete bağlanmaya 3 saat ayırıyor.
İhtiyaç listesinde kitap okumak 235. sırada yer alı-
A) Tanımlama
yor.
B) Tanık gösterme
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han-
C) Örneklendirme
gisi kullanılmıştır?
D) Benzetme
E) Karşılaştırma A) Tanık gösterme
B) Sayısal verilerden yararlanma
C) Örneklendirme
D) Tanımlama
E) Karşılaştırma

2. Bekçili ve silahlı evler yok oldu, ama benimki hâlâ 4. Denizin esintisi yüzümüzü yalarken bir vapur ya-
duruyor. Anlaşılan, diyorum, o evler bekçili, silah- naşıyor iskeleye. Martılar ona çığlıklarıyla eşlik edi-
lı oldukları için yok olup gittiler. Korunmak saldıra- yor. Günün ilk ışıklarıyla birlikte insanlar birer iki-
na hem istek veriyor, hem de hak kazandırıyor. şer dolduruyor kaldırımları. Yol kenarındaki taksi-
Her korunma savaşçı bir kılığa girer ister istemez. ler, gecenin yorgunluğunu atıyor. Galata Köprü-
Tanınacak, tanınınca da daha fazla hatırı sayıla- sü’ndeki emektar kahvede sabah çayları içiliyor,
cak diye, iyi adam olan, insanların kulağına gitme- buharlar yükseliyor bardaklardan pencereden do-
si koşuluyla iyilik ederse, kendisinden fazla yarar lan güneşle birlikte. Ah, bir de bu deniz kokusu!
sağlanabilecek bir insan değildir. Bu parçada aşağıdaki duyulardan hangisinden
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han- yararlanılmamıştır?
gisi kullanılmıştır?
A) Görme
A) Öyküleme B) Dokunma
B) Kişisel görüşler C) İşitme
C) Tanımlama D) Koklama
D) Benzetme E) Tatma
E) Betimleme

24
Ünite 3 Paragraf

1651
5. Asıl adı Michel de Montaigne olan Fransız yazar, 7. Bir bayırı çıkıp, yol kenarındaki bir hanın önünden
1533 yılında doğdu. Fransızca bilmeyen bir Alman geçtikleri sırada karşıdan bir grup atlının geldiğini
eğitmen tarafından, Latince konuşarak büyütüldü. gördüler. Grubun en önünde, koşumları güneşin
1539 yılında Fransa’nın en iyi kolejlerinden birin- altında ışıl ışıl parlayan yağız bir atın üstünde, sor-
de yedi yıl okudu. Burada Latin şiirini ve Yunanca- guçlu şapkasının altından çıkan kıvırcık saçları
yı öğrendi. 1546 yılında Bordeaux’da Edebiyat Fa- bukle bukle omuzlarına dökülen uzun boylu bir
kültesi’nde felsefe okudu. 1548 yılında ise Toulou- adam vardı. Sırtında kırmızı pelerin bulunan bu
se’da bir süre hukuk okudu. Montaigne’in babası adam da bütün Fransızlar gibi üzengiye basan
1554 yılında Bordeaux belediye başkanı oldu. Bun- ayaklarını iyice ileriye vererek oturuyordu eyerde.
dan sonra babasıyla birlikte Paris’e gidip gelmeye Üzerinde taşıdığı mücevherlerle giysilerinin altın
başladı. 1557’de kendisi de belediye meclisine gir- sırmaları parlak haziran güneşi altında ışıldayarak,
di. 1558 yılında Montaigne, La Boétie ile tanıştı ve sorgucunun tüyleri dalgalana dalgalana, dörtnala
aralarında güçlü bir dostluk gelişti. geliyordu bu atlı.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han- Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han-
gisinden yararlanılmıştır? gilerinden yararlanılmıştır?

A) Betimleme A) Betimleme-öyküleme
B) Açıklama B) Açıklama-betimleme
C) Öyküleme C) Öyküleme-açıklama
D) Tartışma D) Tartışma-betimleme
E) Tanımlama E) Tartışma-öyküleme

6. İnsanı değerlendirirken sarılmış, kundaklanmış ola- 8. Masanın başına tekrar oturdu. Bulunduğumuz oda,
rak bakıyoruz ona. Neden? O zaman hiç de ken- hem yemek odası hem salondu. Hafif döşeli, ge-
dinin olmayanı göstermiş, gerçek değerini anlama- niş bir yer… Bir sigara uzattı. Kibrit aramak için dı-
mızı sağlayacak yönlerini saklamış olur. Aradığı- şarı çıktı. Beyaz önlüklü, düşük bıyıklı, yaşı geç-
mız kılıcın değeridir, kınının değil. Kınından çıkın- kince bir uşak, kalın ellerinin sarı parmaklarını ay-
ca belki de beş para vermezsiniz kılıca. İnsanı ken- dınlatan bir kibrit çaktı. Oda biraz aydınlandı. Son-
di değeriyle ölçmeli, dış görünüşüyle değil. Eski- ra o ünlü ve usta şair, konuşmaya başladı.
lerden birinin çok hoş bir sözü var: “Bilir misiniz ni-
Bu paragraf için aşağıdakilerden hangisi söy-
çin büyük görünür o insan bize? Topukları yüksek
lenemez?
de ondan.”
Bu parçada düşünceyi geliştirme yollarından
A) Öykülemeye başvurulmuştur.
hangisinden yararlanılmıştır?
B) Öznel bir anlatım vardır.

A) Örneklendirme C) Görme duyusu ile algılanabilecek ayrıntılara


yer verilmiştir.
B) Tanımlama
D) Benzetme yapılmıştır.
C) Benzetme
E) Betimlemeden yararlanılmıştır.
D) Karşılaştırma
E) Tanık gösterme

25
Paragraf
2. Bölüm Paragraf Tamamlama
PARAGRAF TAMAMLAMA Örnek (Önceki parçanın devamı)
Doğadaki bütün canlılar yapmacıklıktan uzaktır. Bir çi-
Yapı konusuyla ilgili sorularda bir parçanın giriş, geliş-
çeğin açılışından bir kuşun şakımasına, bir nehrin ça-
me ya da sonuç bölümünde bulunan bir cümlenin yeri
ğıldamasından karın tatlı tatlı yağmasına kadar her şey
(….) boş bırakılır, bu cümle seçeneklere yerleştirilir ve
samimiyet kokar. Doğadaki bu samimiyeti yani yapma-
okuyucudan bu cümlenin bulunması istenir. Soru öbeği
cıksızlığı taklit eden tek bir yazar yoktur ki başarıyı ya-
de biri olumlu biri olumsuz olmak üzere iki şekildedir:
kalamamış olsun. İnsanların söz gelimi “Suç ve Ceza”
Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına gö- ya da “Sefiller”i onlarca yıldan sonra bile hâlâ okuyup
re aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? beğenmesinin nedenini burada aramak gerekir.

Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına gö- Fark edileceği gibi yazar giriş bölümünde belirttiği ana
re aşağıdakilerden hangisi getirilemez? düşünceyi, doğadaki kimi ögeler üzerinden anlatmaya
Bir paragraf giriş, gelişme ve sonuç bölümünden oluşur. çalışmıştır. Bunu da dünya edebiyatından örnekler ve-
Her bölümün kendine özgü özellikleri bulunmaktadır. Bu rerek, sebep-sonuç ilişkisi kurarak inandırıcı kılmaya ça-
nitelikleri bilirsek bu tür soruları kısa sürede doğru ya- balamıştır.
nıtlamamız kolaylaşacaktır.
3. Paragrafın Sonuç Bölümü

1. Paragrafın Giriş Bölümü Paragrafta anlatılanların bir sonuca bağlandığı ve özet-


lendiği bölümdür. Bu bölümde, giriş bölümündeki gibi kı-
Okuru paragrafın konusu hakkında bilgilendiren bölüm-
sa ve net ifadelere yer verilir. Kısacası, öyleyse, demek
dür. Bu bölümde kısa ve net ifadelere yer verilir. Bu bö-
ki, sonuç olarak, özetle, bundan dolayı gibi özetleyici ifa-
lüm, kendisinden önce herhangi bir cümle olmadığı için
delere sıkça başvurulur.
anlamsal bağlantı kurmak için kullanılan ama, çünkü,
halbuki, ne var ki, nitekim, elbette, şöyle ki, oysa gibi
Örnek (Yukarıdaki parçanın devamı)
sözcükler ile başla(ya)maz.
Bunun için okurların gönlüne dokunmak ve çağları aş-
Örnek: Hayatın en önemli gerçeği samimiliktir. Bu se-
mak isteyen yazarlar, doğada tanık oldukları samimiye-
beple hayattan beslenmeyen bir edebiyatın samimi ol-
ti hayatta da arayıp bulmalı ve yazılarını yaşamla bes-
duğu söylenemez.
lemelidir.
Görüleceği üzere, yazar samimiyetle edebiyat arasın-
Sonuç bölümünde dikkat edilirse girişte ortaya konulan
daki ilişkiyi ele alacağını bu giriş cümlesi ile okura belli
tez farklı sözcüklerle yinelenmiş ve bir sonuca bağlan-
etmiştir. İfadeler nettir ve paragrafın konusunu bildirme-
mıştır. Hayat ve samimiyet arasındaki ilgi, beğeni ve ka-
ye yöneliktir.
lıcılıkla da ilişkilendirerek pekiştirilmiştir.

Giriş, gelişme ve sonuç bölümlerini ayrı ayrı sunduğu-


L Uyarı: Bu bölümde yazarlar, genellikle ta-
muz parçayı bir bütün halinde okuyalım.
nımlama, saptama, açıklama ögelerine baş- Hayatın en önemli gerçeği samimiliktir. Bu sebeple ha-
vurur.. yattan beslenmeyen bir edebiyatın samimi olduğu söy-
lenemez. Doğadaki bütün canlılar yapmacıklıktan uzak-
tır. Bir çiçeğin açılışından bir kuşun şakımasına, bir neh-
2. Paragrafın Gelişme Bölümü
rin çağıldamasından karın tatlı tatlı yağmasına kadar her
Bu bölümde, girişte ortaya konan konu genişletilir. Pa- şey samimiyet kokar. Doğadaki bu samimiyeti yani yap-
ragrafın oluşturulma amacına uygun olarak karşılaştır- macıksızlığı taklit eden tek bir yazar yoktur ki başarıyı
ma, örneklendirme, tanık gösterme, eleştiri, sayıp dök- yakalamamış olsun. İnsanların söz gelimi Suç ve Ceza
me, benzetme, sebep-sonuç ilgisi kurma gibi yollara baş- ya da Sefiller’i onlarca yıldan sonra bile hâlâ okuyup
vurulur. Bu bölümdeki cümleler, hem kendisinden önce- beğenmesinin nedenini burada aramak gerekir. Bunun
ki giriş bölümüyle hem de sonuç bölümüyle anlamca iliş- için okurların gönlüne dokunmak ve çağları aşmak iste-
kilidir. yen yazarlar, doğada tanık oldukları samimiyeti hayat-
Yazarın bu bölümdeki amacı okurlarını bilgi ve yorum ta da arayıp bulmalı ve yazılarını yaşamla beslemelidir.
gücüyle etkilemek, ikna etmek ve aydınlatmaktır.

26
ÇAĞRIŞIMLI BÖLÜM TESTİ

1. Şairler arasında öteden beri süregelen açık ya da 2. Türküler, şiirler iç dünyamızın sesi olarak yazılmış
gizli bir yarış vardır. Oysa aynı gözeden su içen, olsalar da bizden çıktıkları anda topluma mal ol-
aynı güneş altında ısınan, aynı ağacın gölgesinde muştur artık. Yalnız topluma mal olmakla kalsa iyi.
oturan insanlardır onlar. Birbirlerine, sanıldığından Yerelden ulusala, ulusaldan evrensele bir değiş-
daha çok ihtiyaçları vardır. Ölmüş şairlerle onların me ve gelişme çizgisi izleyerek bütün insanlığın
anıları üzerinde yaşatılan dostluklar da dâhildir bu- ortak değeri hâline gelir. Örneğin Yunus Emre’nin
na. ----? Kıskanmalar, görmezden gelmeler, kara şiirlerinde yansıtılan duygular salt bize mi özgü-
çalmalar… Neyi paylaşamazlar? Herkesin kabı dür? Neruda, yalnızca Şili’nin acılarını yansıtmış-
kendine göredir, alacağı su miktarı bellidir oysa. tır, deyip dışlayabilir miyiz onu? Acısı acımız ol-
Paylaşmanın, el ele vererek yaratacakları eleştiri muştur, halkı da halkımız. Kısaca ----.
ortamının sağlayacağı yararlar üstünde durmak ve Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
bunu geliştirmek varken nedir bu yok edici yarış? aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akı-
şına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmeli- A) şiir, şairin şiiri düşünmeye başladığı andan oku-
dir? yucusuyla buluştuğu ana değin süren, uzun ve
sancılı bir dönemin ürünüdür
A) Oysa her şair, şiirini kendi yaşam serüvenin- B) sanatçı, ortaya koyduğu ürünlerin hangi özel-
den çıkarmaz mı likleri taşıyacağını önceden saptamalıdır
B) Bunu bilmelerine karşın nedir bu sevgisizlik şa- C) sanatçı, yapıtını yaratırken bilinçli olarak ona
irler arasında ulusal niteliklerin dışına taşan yeni boyutlar ka-
C) Şairler arasındaki bütün bu çatışmalar gerçek- zandırır
te şiirimizin tematik haritasını daraltır mı D) her birimiz, yaşadığımız bölgenin rengini, do-
D) Öyleyse neden şiirin kolaya kaçma sanatı ol- kusunu, çizgisini yansıtan türkülerden ve şiir-
duğu izlenimi yaratılıyor lerden hoşlanırız
E) Şairler, birbirlerini değerlendirirken şiirsel ölçüt- E) türküler, şiirler özünde kendi coğrafyalarının iz-
ler kullanırlar mı lerini taşısalar da sanatsal dilin içerdiği insan-
(2011 - YGS).
sal özle bütün insanlığın ortak yaratısıdır
(2011 - YGS).

Çözüm: Çözüm:
Dikkat edilirse paragrafın giriş kısmında şairler ara- Paragrafın son sözü “kısaca” olduğu için yapma-
sında “süregelen açık ya da gizli bir yarış”tan söz mız gereken paragrafın boş bırakılan yerine ka-
edilmiş ve bu yarışın anlamsızlığı üzerinde durul- darki kısmı dikkatlice okuyup parçanın ana düşün-
muştur. Şairlerin “Birbirlerine, sanıldığından daha cesini doğru belirlemektir. Kısaca denildikten son-
çok ihtiyaçları vardır.” denerek bu yarış kınanmış ra, anlaşılacağı gibi, bu ana düşüncenin özetlen-
ve eleştirilmiştir. mesi istenmektedir.
Boş bırakılan kısımdan hemen sonraki cümlede Parçanın ana düşüncesi, şiirlerin ve türkülerin or-
ise “Kıskanmalar, görmezden gelmeler, kara çal- taya çıktıktan sonra bütün insanlığa seslenir hâle
malar…” denerek sözü edilen bu anlamsız yarışın gelmesidir.
olumsuz sonuçları sıralanır. Bu sıralamadan son- Bu düşünce, paragrafın içinde de ifade edilmiştir.
ra da şairlerle ilgili iki soru yöneltilir okuyuculara: “Türküler, şiirler, yerelden ulusala, ulusaldan ev-
“Neyi paylamaşazlar, nedir bu yok edici yarış?” rensele bir değişme ve gelişme çizgisi izleyerek
Bu sorular paragraftaki anahtar sözlerdir. Çünkü bütün insanlığın ortak değeri hâline gelir.”
yazar bu sorular ile şairlerin paylaşmaları gerekir-
Dikkat edilicek olursa E seçeneğindeki cümle, bu
ken paylaşmadıklarını, birbirlerine yardımcı olma-
ana düşünceyi farklı sözcüklerle tekrarlamaktadır.
ları gerekirken yok etmeye çalıştıklarını eleştirmek-
tedir. Seçenekler bu anlamsal çerçeve içinde de- Paragrafta geçen “insanlığın ortak değeri” ifadesi-
ğerlendirilirse “Bunu bilmelerine karşın nedir bu nin E seçeneğinde “bütün insanların ortak yaratı-
sevgisizlik şairler arasında” cümlesinin cevap se- sıdır” şeklinde yinelendiği görülmektedir.
çeneği olduğu görülecektir.
Cevap E
Cevap B

27
BÖLÜM TESTİ - 9

1. Bir kimsenin dil yanlışı yapmayacak yeterlikte ol- 4. ----. Dilimizin millî sesini, millî çehresini ve dehası-
ması, yazılarını her zaman doğru yazacağının gü- nı o devirde en iyi aksettiren sanatkâr odur. O, hâl-
vencesi değildir. Tanınmış yazarlar ve sanatçılar kın dilini, en canlı, en ışıklı ve en sıcak bir şekilde
da dalgınlıkla, dikkatsizlikle zaman zaman dil yan- kullanmıştır. Türkçenin bir edebiyat ve kültür dili
lışları yapmaktadırlar. ----. Bundan dolayı yazar, olarak gelişmesinde Yunus’un hizmeti son derece
kafasındakini kâğıt üzerine döktükten sonra işini büyüktür. Bu dil, İslami Türk medeniyetinin o de-
bitmiş saymamalı, yazısını bir kez, iki kez, gere- virde taşıdığı bütün zenginliği içine alan ve akset-
kirse daha birkaç kez ve başkasının yazısını oku- tiren millî bir dildir.
yormuş gibi okumalıdır. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden
Parçada boş bırakılan yere aşağıdaki cümleler- hangisi getirilmelidir?
den hangisi getirilmelidir?
A) Yunus, Türk edebiyatına seçkin eserler vermiş-
A) Böyle bir hata okuyucuyu memnun eder tir
B) Neden ileri gelirse gelsin, okuyucu için yanlış B) Yunus, şiirlerinde halkın dilini başarıyla kullan-
yanlıştır mıştır
C) Anlatıma en iyi biçimi kazandıramazsınız C) Yunus’un elinde Türkçe, en güzel şeklini almış,
D) Bir yanlış için defalarca özür dileriz ölümsüz bir zafere ulaşmıştır

E) Yapıtımızın eleştirilmesine karşı çıkmamalıyız D) Yunus’un şiirlerinde ana tema insan sevgisidir
E) Kendi devrinde Yunus diğer şairlere örnek ol-
muştur

2. Aşağıdakilerden hangisi bir paragrafın giriş


cümlesi olamaz?

A) Sanatın aynası insan, insanın yaptığı sanattır.


B) Okumayı öğrenmek sanatların en güçlü olanı-
dır.
C) Problemin ortaya koyulma biçimi çözümün mer-
kezine olan uzaklığıdır.
5. ----. Onlara yeni bir arkadaştan söz ettiğinizde, as-
D) Konuşma, insanın aklını kullanma sanatıdır. la en önemli soruları sormazlar. Size arkadaşını-
E) Oysa dünyada iyimsere de kötümsere de ihti- zın sesinin nasıl olduğunu, kelebek koleksiyonu
yaç vardır. yapıp yapmadığını sormazlar. “Kaç yaşında? Kaç
kardeşi var? Babası kaç lira kazanıyor?” gibi şey-
ler sorarlar. Ancak bunları bildiklerinde onu tanı-
maya başladıklarını düşünürler.
Düşüncenin akışına göre bu parçanın başına
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
3. Aşağıdakilerden hangisi bir paragrafın giriş
cümlesi olabilir? A) Büyüklerimiz arkadaşlarımızın nasıl biri oldu-
ğunu merak eder
A) Bu film sayesinde biraz daha rahatladım. B) Büyükler rakamlardan hoşlanır
B) Ağaçların altında durup bu konuyu tartıştık. C) İnsanların arkadaşlarını iyi tanıması gerekir
C) Bir daha buralara uğrar mı bilmiyorum. D) İnsanların kaç yaşında oldukları değil, nasıl bir
D) İnsanı insan yapan değerler zamanla öğrenilir. kişiliğe sahip oldukları önemlidir
E) Bu olaydan sonra bütün çirkinlikleri atacağım E) Büyüklerimizin de çocuklarına güvenmesi ge-
içimden. rekir

28
Ünite 3 Paragraf

1652
6. ----. Bulanık suda balık avlandığı sanatta görülme- 8. ----. Bunlar içinde çok değerlileri vardır. Onlara her
miştir. Yarına inanmayan toplumlar nasıl gelece- zaman başvurur, onlardan yararlanırız. Ancak, yi-
ğe kalamıyorlarsa, sürekliliği düşünerek yazma- ne de yeni, daha gelişmiş sözlüklere gereksinim
yanlar, yazdıklarının yarın açısından sorumluluğu- duyarız. Çünkü dil olduğu gibi kalmaz, dili kullanan
nu taşımayanlar da tarihten silinip gideceklerdir. insanlar onu sürekli değiştirir, daha doğrusu geliş-
Bunun en büyük kanıtları ise edebiyat tarihleri ve tirir. Bunun da saptanması gerekir.
tarih kitaplarıdır. Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın giriş cüm-
Bu parçanın başına, düşüncenin akışına göre lesi olmaya en uygundur?
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Türkiye Türkçesinin pek çok sözlüğü ortaya ko-
A) Yazarlar, yaşamlarına yön verirken geleceğe nulmuştur
kalma endişesi taşımalıdır B) Dil, sürekli değişen bir kavramdır
B) Yenilik diye ortalığı bulandırmakla bir şey ka- C) Sözlükler, dil için önemli birer kaynaktır.
zanılmaz
D) Türkçemizi güzel kullanmak için gayret sarf et-
C) Kendilerinde yenilik gücü bulamayanlar, düşün- meliyiz
celerimizi köreltirler
E) Dilimizde pek çok anlama gelen birçok sözcük
D) Bilim, her zaman yeniliğin ve kalıcının peşinde vardır
olmuştur
E) Sorumluluk duygusu bizi her zaman tarihî tec-
rübelere yöneltir

7. Acıların olmadığı bir çağ sanırım hiç yaşanmadı. 9. Kendinize verebileceğiniz en güzel hediye hayatı-
Günümüzde de insanlığın büyük acılarına tanık nıza bisikleti sokmak! Bisiklete ne seviyede bindi-
oluyoruz. Biz artık her yeri gören büyük bir göz gi- ğiniz fark etmez, nerede yaşadığınız da… Artık bi-
biyiz. Dünyanın küçük bir köye dönüştüğü bu çağ- siklet grupları neredeyse her şehirde var. Bu grup-
da felaketler, kıyımlar, savaşlar yani acılar da kü- lar, düzenli olarak bisikletle gezilere çıkıyorlar. Siz
reselleşiyor. --- . hem yeni yerler görüyor hem de ----.

Bu paragraf aşağıdaki cümlelerin hangisiyle ta- I. bisiklet camiasının eşsiz dayanışmasında sım-
mamlanabilir? sıcak bir aile ediniyorsunuz
II. pedallayarak vücudunuzu dinç tutuyorsunuz
A) Küreselleşmenin ağır sonuçları vardır III. hayatınıza düşünce aşısı yapmak için çabalı-
B) Artık dünyanın herhangi bir yerinde yaşanan yorsunuz
acıları ve haksızlıkları o anda öğreniyoruz Bu parçanın sonuna yukarıdakilerden hangile-
C) Sözlerim karamsarlık olarak algılanmamalı ri getirilemez?

D) Acılara karşı elimiz kolumuz bağlı


A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
E) Acılara karşı bütün insanlar ortak hareket eder-
se acılar biter D) I ve II E) II ve III

29
BÖLÜM TESTİ - 10

1. Kimsenin aklına “Kuş neden uçuyor?” diye bir so- 3. Aşağıdakilerden hangisi bir paragrafın giriş
ru gelmez, “Balık neden yüzüyor?” ya da “Yılan cümlesi olmaya uygun değildir?
neden sürünüyor?” diye bir soru çoğu kişinin ak-
lını kurcalamaz. Aslanın geyik yavrusunu parçala- A) Eleştirmen, nesnelliğini hiçbir koşul altında el-
ması, panterin karacayı kovalaması kimseyi şaşırt- den bırakmamalıdır.
maz. ----.
B) Eleştirmen, yazarı eleştirir, kimi zaman da eseri.
Bu parça aşağıdakilerden hangisi ile tamamla-
C) Eleştirinin bir yolu yermek, diğer yolu da öv-
nırsa anlamsal bütünlük bozulur?
mektir.
D) Eleştirmenin amacı, işte bu doğruyu bulmaktır.
A) Hayvanların böyle yaşaması, doğanın değiş-
mez bir yasasıdır E) Bir yıkıcı, bir de yapıcı, verimli eleştiri vardır.

B) Bu dünyada yaşıyoruz ama birçok olayın ne-


denini araştırmıyoruz 4. Türkçede bugün büyük bir dil krizi var. Bu, gün gi-
C) Çevremizde gerçekleşen olaylara, çoğu zaman bi ortada olan bir problem. Hiçbir disiplin yok, söz-
izleyici kalmakla yetiniriz cüklerde nüans yok, aynı sözcük kırk anlam için
D) Bizim için doğal görünen olayların da mutlaka kullanılıyor. Temiz, sağlam ve düzgün bir Türkçe
bir nedeni vardır ile yazı yazanlar parmakla gösterilecek kadar az.
E) Oysa kişisel başarımız ya da yenilgimiz, zama- Dilde gözlemlenen ve hızla ilerleyen bu sorun, sa-
nımızı nasıl kullandığımıza bağlıdır natçıların ve sanatçı olma yolunda ilerlemek iste-
yen genç sanatseverlerin aleyhinedir çünkü ----.
Bu parça sözün akışına göre en uygun şekilde
aşağıdakilerin hangisiyle tamamlanabilir?

A) sanat eserleri, bu hızlı değişim yüzünden önem-


lerini çabuk kaybediyorlar
B) birçok sanatçı bu sorunla baş etmeyi başarıp
özgün eser veremiyor
C) sanatçılar bu süratli gelişmenin dışında kala-
rak etkinliklerini sürdüremiyor
D) sanat meraklıları, bu nedenle çok az sayıda ni-
telikli eser verebiliyor

2. Kültür eserleri, dilin belli bir yerde ve anda donmuş E) sanatseverler, bu yüzden birçok dil yanlışı yap-
şekilleridir. ----. Kütüphaneler ise dil abidelerini top- maktan bir türlü kurtulamıyor
layan müzelerdir. Dil bir kap olduğuna göre, onla-
ra “duygu, düşünce, hayal müzeleri” demek gere-
kir. Biz eskiden yaşamış insanların hayat tecrübe- 5. Hayatta iki türlü bakmaktan söz edilebilir. Beyin ile
lerini, inanç ve değerlerini bu eserlerden öğreniriz. bakmak ve kalple yani duygularla bakmak. Bilim,
Yukarıdaki parçada üç nokta ile gösterilen ye- beyin ile bakar. Kafa yoluyla elde edilen bilgilerin
re aşağıdaki cümlelerden hangisi getirilebilir? belli başlı yolu bilimdir. Oysa ----
Bu parça, aşağıdakilerin hangisiyle sürdürüle-
A) Bu bakımdan onların abidelerden farkları yok- bilir?
tur
B) Kültür eserleri bunun için korumaya alınmalı- A) doğrulara ancak bilimle varırız.
dır B) duygularla bakmak insanı doğruya götürmeye-
C) Biz kültürümüzü bu eserlerden öğreniriz bilir.

D) Her kültür eserinin toplandığı bir müze vardır C) dünyayı bu şekilde anlayabiliriz.

E) Abide dediğiniz her zaman taştan betondan ol- D) bilgilerin önemli olanları bu yolla elde edilir.
mak zorunda değildir E) dünyayı anlamanın tek yolu bilimdir.

30
Ünite 3 Paragraf

1653
6. Anlatım teknikleri, sadece romancıyı ilgilendiren 8. Emile Zola’nın sanatkâr kişiliğini en güçlü şekilde
bir husus değildir. Kuşkusuz okuyucunun ve özel- bulduğumuz romanlarından biri de “Bir Aşk Hikâ-
likle eleştirmenin de bu konudan haberdar olması yesi”dir. ---- . Bundan dolayıdır ki onun bu romanı
gerekir. Romancı, eserini kaleme alırken anlatım gerçekçi romanlar gibi kuruluğa, katılığa düşme-
tekniklerinden yararlanmalı, anlatı örgüsünü sağ- miştir ve okurları derinden etkileyen pek çok un-
lam temeller üzerine oturtmalıdır. Anlatım teknik- surla çok güzel bir şekilde iç içe geçerek örülmüş-
lerinin anlam ve işlevlerini bilmeden, onların sağ- tür.
ladığı imkânlardan hakkıyla yararlanmadan nasıl Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akı-
roman yazılacaktır? Unutulmamalıdır ki ---- . şına göre aşağıdakilerin hangisi getirilmelidir?
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
aşağıdakilerin hangisi getirilmelidir? A) Onun gerçekçiliğe dayanan sanatı; şiirden, duy-
gululuktan uzaklaşmamıştır
A) bir romanda estetik dokuyu meydana getiren, B) Bu eser, onun dünya çapında bir yazar sayıl-
romanı roman yapan yan, özgünlüktür ması için yeterli bir kanıttır
B) okuyucunun anlama zevkini zenginleştirmenin C) Bu romanında Emile Zola, lirik unsurlara çok
en etkili yolu budur yoğun bir şekilde yer vermiştir
C) bir yazar, ancak anlatım tekniklerini kullanarak D) Gerçek hayatı ve şiirselliği güzel bir şekilde
üslubunu sağlam temellere oturtabilir bağdaştırmayı bilmiştir
D) anlatım teknikleri özümsenmeden roman yaz- E) Bu eserinde de realizmin etkileri çok açık ve
maya kalkışmak, anlamsız bir uğraştır belirgin bir durumdadır
E) roman estetiğinin, anlatım tekniklerinin düzeni
ile sağlanacağı bir gerçektir

9. Bir mikrodalga fırında kullanılan, yani yiyeceğin


üzerine gönderilen mikrodalgalar 2.500 megahertz
frekansındaki radyo dalgaları boyutunda olup fre-
kansları FM radyo bandı frekansının yaklaşık 20
mislidir. Bu frekanstaki radyo dalgalarının ilginç bir
özelliği vardır: Su, yağ ve şeker tarafından çok ra-
7. Toplumdan etkilenerek olanı ortaya koyan ve tira- hat emilmelerine rağmen plastik, cam, seramik gi-
jı göz önünde bulunduran yazarlardan nefret ede- bi malzemelerce, nitrojen ve oksijen gibi gazlarca
rim ama ne yazık ki toplumumuz bu yazarlarla do- emilmezler ve tekrar gerisin geriye yansıtılırlar. Bu
lup taşmış durumda. Oysa asıl yazar, tiraj kaygı- nedenle ----.
sından uzak durmalı, eserlerinde kimi zaman top- I. mikrodalga fırınlardaki yiyeceklerin porselen
lumu eğitebilecek konulara da yer vermelidir. Bu- ya da cam kapları, içlerindeki yiyecekler ka-
nu yaparken de ---- . dar ısındığı için çıkarıldıkları yerlerde dikkatli
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akı- olunmalıdır
şına göre aşağıdakilerin hangisi getirilemez? II. su ve yağ molekülleri yiyeceğin her tarafına
dağılmış olmaları sebebiyle ısınma dıştan içe
A) sanat kaygısından ne olursa olsun ödün ver- değil yiyeceğin her yerinde aynı zamanda olur
memelidir III. mikrodalga radyo frekansları, oksijen ve nitro-
B) didaktizm ile sanatsal biçem arasındaki kıvamı jen tarafından emilmedikleri için fırındaki ha-
tutturmasını bilmelidir va elektrikli fırınlardaki gibi sıcak olmayıp oda
sıcaklığındadır
C) üslubuyla okurlarını kaleminin arkasından sü-
rüklemeyi bilmelidir Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
yukarıdakilerden hangileri getirilebilir?
D) kuru nasihatçi tavırlarından elinden geldiğince
kaçınmalıdır
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
E) gazeteciliğin doğasında bulunan araştırmacılı-
ğı elden bırakmamalıdır. D) I ve II E) II ve III

31
BÖLÜM TESTİ - 11

1. Kendi çıkarları uğruna insanlardan öç almak iste- 4. ----. Aramızda ilk anlaşma onunla başlar. İnsan ne
yen kişiler hakkında ne düşünürsünüz? Bu gibi ki- kadar vahşi, ne kadar kötü yaradılışlı olursa olsun
şiler kendilerini öç alma duygusuna kaptırdılar mı güzelliğin büyüsüne kapılmaktan kendini alamaz.
bu duygu onların varlıklarında ne var ne yok her Bedenin varlığımızdaki payı, değeri büyüktür. Bu
şeyi alır götürür. Çünkü ---- bakımdan onun yapısına ve düzenine verilen önem
pek yerindedir. İki temel taşımız ruh ve bedeni bir-
Bu paragraf aşağıdakilerden hangisi ile devam birinden ayırmak, koparmak isteyenler yanılıyorlar
ettirilebilir? tam tersine onları birleştirmek gerek.

A) onlar kendi çıkarlarından başka hiçbir şey dü- Bu parçanın başına aşağıdakilerden hangisi ge-
şünmezler. tirilmelidir?
B) böyle insanlarla hayatın her alanında karşılaş-
mak mümkündür. A) Kimse yapılan iyiliğe kayıtsız kalamaz

C) insanların çıkarı her şeyin önünde gelir. B) En kötü insanın içinde bile iyi bir taraf vardır

D) insan kendini koruma güdüsüyle hareket eden C) İnsanlar konuşarak birbirini tanır
bir varlıktır. D) İnsanlar arasında en önemli olan şeylerden bi-
E) insanın karakterinde mücadele ve kavga var- ri güzelliktir
dır. E) Yaşamın merkezinde insanın temel ihtiyaçları-
nı karşılama vardır

2. (I) Acıdan deliye dönmüştü, beyninde durağan ve


dayanıklı hiçbir şey hissetmiyordu. (II) Gençliğin
ve aşkın sarhoşlukları içinde geçen bu iki aydan
sonra yazgıdan hiçbir şey kabul edecek halde de-
ğildi. (III) Umutsuzluğun bütün hayalleri altında ezil-
mişti. (IV) Bir tek isteği kalmıştı. (V) Bir an önce öl-
mek.

Numaralandırılmış cümlelerin hangisinden son-


ra “Ama o da kendi elinde değildi!” cümlesi geti-
rilebilir?
5. (I) Küçük evin çevresi sanki bir yeryüzü cennetiy-
A) I B) II C) III D) IV E) V di, o güzelim ağaçlar arasında cıvıl cıvıl kuşlar öter-
di. (II) Bir de siz burada yaşayanları tanıyın baka-
lım, ne diyeceksiniz! (III) Yazın kapalı odalarda bo-
ğucu ve sıcak hava; kışın gene her taraf hamam
3. Sosyal hayatta birçok nedenlerden davranışlarımı- gibi sıcak, üstelik isli duman kokusu... (IV) Kısaca-
zı, konuşmalarımızı, duygularımızı ve düşüncele- sı can sıkıntısından patlardı insan. (V) Burada ya-
rimizi kısıtlamak zorunda kalıyoruz. Sizler de ha- şayanların başka seçeneği olmadığından bu
yallerinizi ve düşüncelerinizi kısıtlayarak kendini- evde yaşamak zorundaydılar.
ze haksızlık etmeyin. Bari ----
Numaralandırılmış cümlelerle ilgili aşağıdaki-
Bu parça aşağıdakilerden hangisi ile sürdürül- lerden hangisi yanlıştır?
melidir?
A) I. cümlede benzetme yapılmıştır.
A) okuyarak kendinizi geliştirin. B) II. cümlede okuyucuya samimi bir sesleniş var-
B) insanlara sevgiyle yaklaşın. dır.
C) sevginizi özgürce yaşayın C) III. cümlede betimleme yapılmıştır.
D) hayallerinizi sınırlamayın. D) IV. cümlede nesnel bir yargı vardır.
E) davranışlarınızı duruma göre değiştirin. E) V. cümlede sebep-sonuç ilişkisi vardır.

32
Ünite 3 Paragraf

1654
6. (I) Fransa’ya ne kadar kızsam da Paris’i sevmek- 9. Herkesi olduğu gibi kabullenmek gerektiğine ina-
ten vazgeçmem. (II) Çocukluğumdan beri yüreğim nanlardanım. İnsan da tükenmez kalemle yazılmış
ona bağlıdır. (III) Sonradan başka güzel şehirler bir yazı gibidir. İnsanın karakterini silmeye çalış-
gördükçe onun güzelliğine daha derin bir sevgiyle sanız silemezsiniz; değiştirmeye çalışsanız değiş-
bağlandım. (IV) O, benim içimde en güzel şeyler- tiremezsiniz. Değiştirmeye ve silip yenisini yazma-
le bir aradadır. (V) Paris’i yabancı süslere boğul- ya kalkmak boş bir uğraş olur sanıyorum. Ancak
muş olarak değil, kendi haliyle seviyorum; kusur- ----
lu, belalı taraflarına varıncaya kadar her şeyi ile ve
içten seviyorum. Bu parça aşağıdakilerden hangisi ile tamamla-
nabilir?
Bu parçadaki numaralandırılmış cümlelerden
hangileri yer değiştirmelidir? A) eğitimle bir kısım huylar ve özellikler kontrol
edilebilir ve terbiye altına alınabilir.
A) I ve II B) II ve III C) III ve IV
B) insan yedisinde ne ise yetmişinde de odur.
D) IV ve V E) I ve V C) kimseyi değiştiremeyeceğimiz gerçeğini bile-
lim.
D) insanın altı yaşına kadar zihinsel eğitimini ta-
mamladığını göz ardı etmeyelim.
7. Herkesin bir hikayesi vardır. Ve herkesin hayatın-
E) her şeyin bir yeri ve zamanı vardır.
dan da en az birkaç tane roman çıkarılabilir. Ya-
zarların diğer insanlardan farkı; bu hikâyelerini an-
latma fırsatı ve imkânını daha kolay bulmaları ve
değerlendirmeleridir. Yoksa yazar olmayanların
hikâyeleri daha az değerli değildir. …..

Bu metin aşağıdakilerden hangisi ile devam et-


tirilmelidir?

A) Onların acıları belki daha fazladır.


B) Onların talihsizliği yazar olmamalarıdır.
C) Önemli olan insanın değerinin bilinmesidir.
D) Bu yüzden hikâyeleri unutulup gitmektedir.
10. İster inanın ister inanmayın! Birçok kumaş türü ku-
E) Oysa herkes roman yazabilir.
ru temizleme gerektirmez. Kuru temizlemenin tek
avantajı kumaşların çekmesine ve şekillerini kay-
betmesine yol açmamasıdır. Üretici firmaların, giy-
silerin etiketlerine 'sadece kuru temizleme' şeklin-
8. Kirli bir yerde büyüyen çocuk ---- oluyor. Büyük şe- de ikaz yazmalarının sebebi ----.
hirde yaşayan insanların ufku da ---- oluyor. Şehir-
I. pamuklu kumaşların elde ya da makinede yı-
de yaşarken köye göç eden ve orada kalan insan-
kanması bir sorun oluşturmaz
lar da bir süre sonra ---- gibi düşünmeye ve yaşa-
II. garanti süresince geri almak zorunda oldukla-
maya başlıyor.
rı giysileri çekme ve deformasyon tehlikesin-
Bu paragraftaki boş yerlere aşağıdakilerden den korumaktır
hangisi gelmelidir? III. ipek ve suni ipekten yapılmış giysiler güvenli
bir şekilde elle yıkanabilir
A) kirli-geniş-köylüler Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
B) temiz-geniş-köylüler yukarıdakilerden hangileri getirilebilir?
C) kirli-yarım-onlar
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) pis-büyük-küçükler
E) tertemiz-ona göre-şehirdeki gibi D) I ve II E) II ve III

33
BÖLÜM TESTİ - 12

1. I. Ağaçtan, taştan yapılmış, büyüğü küçüğü, es- 4. (I) Kendi kendime, “Bu deve dikenini koparıp çiçek
kisiyle yenisiyle birçok ev. demetinin ortasına koyayım,” dedim. (II) Hendeğin
II. Bunların arasında özellikle birisi bende derin içine indiğimde, çiçeğin ortasına yapışmış, derin
bir iz bıraktı. ve tatlı tatlı uyuyan, üzeri hafif tüylü bir yaban arı-
sını uzaklaştırdım. (III) Çok zorlandım fakat sonun-
III. Yaşamım boyunca pek çok ev görmüşümdür.
da kopardım. (IV) Ardından da çiçeği koparmaya
IV. Ev büyük değil, tam tersine; minnacık bir şey- çalıştım. (V) Dalında daha güzel duran çiçeği ko-
di. pardığıma pişman oldum ve onu yere attım.
Yukarıdaki cümlelere anlamlı bir paragraf oluş-
turulduğunda sıralama nasıl olur? Bu parçada akış bozukluğunun giderilmesi için
numaralandırılmış cümlelerden hangileri yer
A) III - I - II - IV  B) I - III - IV - II değiştirmelidir?

C) II - I - III - IV  D) IV - I - III - II A) I ve II B) II ve III C) III ve IV


E) III - II - I -IV D) IV ve V E) I ve V

2. I. Uzun sakalının kapladığı çopur yüzü, sarkık


5. Aşağıdakilerden hangisi bir paragrafın ilk cüm-
gür kaşlarının altından zorlukla seçilen gözle-
lesi olamaz?
ri, çoktandır tarak yüzü görmemiş karmakarı-
şık saçlarının bir şapka gibi örttüğü başı ada-
A) İnsanın dostluğu çok önemlidir.
ma iri, öfkeli bir örümcek görünümü veriyordu.
B) Kapanıp yıllarca yazan biri işte böyle merkezi
II. Köylünün üstünde evde dokunmuş bezden ala-
olmayan bir dünyaya seslenmek ister.
calı bulacalı bir gömlek ile yamalı bir pantolon
vardı. C) Bir şey beğenmeyen ve gevezelik yapan insan-
ları hiç sevmem.
III. Köylünün ayakları çıplaktı.
D) Düşünmek sözcüklerle olur.
IV. Sorgu yargıcının karşısında sıska mı sıska bir
köylü duruyordu. E) Okulun ilk günü arkadaşlarımı görünce onları
özlediğimi anladım.
V. Kendisine sorulanları soğukkanlılıkla cevaplı-
yordu.
Yukarıdaki numaralandırılmış cümlelerden han-
gisi paragrafın ilk cümlesi olabilir?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinden önce başka


bir cümlenin bulunduğu kesin olarak söylene-
bilir?

A) Ev, şimdiki sahiplerinin dedelerinin dedelerin-


3. Aşağıdakilerden hangisi bir paragrafın ilk cüm- ce dikilmiş akasya, dut, kavak ağaçları arasın-
lesi olabilir? da yeşilliğe gömülmüş gibiydi.
B) Tek katlıydı, yalnızca üç penceresi vardı; ilk
A) Gerçek dostluğun ne olduğunu bilirim. bakışta ufak tefek, kamburu çıkmış, başı örtü-
B) Bunu da okuyabilirim, diyordu kütüphane gö- lü, ihtiyar bir kadına benzetilebilirdi.
revlisine. C) Çatısı kiremitle kaplı, duvarları beyaz sıvalıy-
C) Sen de herkes gibi konuşmaya başladın. dı; bacası yıkılmaya yüz tutmuştu.
D) Az önce söylediğin neydi pek duyamadım? D) Her şeye karşın gür yeşillik bu küçük evin bir
E) Bu saatten sonra senin dertlerinle başımı ağ- kent evi havasını taşımasına engel değildi.
rıtamam. E) Yaylada yaşamak insana huzur veriyordu.

34
Ünite 3 Paragraf

1655
7. I. Oysa bu iri otların başka otlara, bu büyük ka- 9. I. Taşçaynar dişi kurdun peşinden geliyordu.
yaların başka kayalara hiç benzemediğini çok Yavrular sağa sola koşuşarak bazen annele-
iyi bilirdi. rinin önüne geçmek istiyorlardı ama Akbar bu-
II. Olanca hızıyla koşuyor, çalıların üzerinden at- na izin vermiyor, hiçbirinin kendi önüne geç-
lıyor, atlayamayacağı kadar büyük olan kaya- mesini istemiyordu.
ların yanından dolanıyordu.
II. Önce kumlu bir yerden geçtiler. Güneş, Sak-
III. Ama en çok Tarık adını verdiği, heybetli, güç- savul öbeklerinin ve pelin kümelerinin üzerin-
lü kayayı severdi. den yükselip tepelerine yaklaşıyor, havanın
IV. O büyük kayaların, o iri otların yanından, bir açık ama kavurucu olacağını belli ediyordu.
saniye bile durup vakit kaybetmeden koşuyor-
du. III. Akşamüzeri bozkırın ucuna gelmişlerdi. Vak-
tinde gelmiş sayılırlardı, çünkü hava henüz ka-
V. Nihayetinde o yaz da geçti gitti, yeniden yazın
rarmamıştı. O yaz otlar çok büyümüştü ve ye-
gelmesini bekleyecekti artık.
tişkin kurtların omuz başlarına kadar çıkıyor-
Bu cümlelerden bir paragraf oluşturulduğunda lardı. Bütün gün güneş altında kaldıkları için
aşağıdakilerden hangisi son cümle olur? de, tüylü sapların ucundaki çiçekler şiddetli bir
koku yayıyordu. Çalılar arasında daha da yo-
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. ğunlaşıyordu bu korku.

Yukarıda numaralanmış parçalardan bir metin


oluşturulmak istense doğru sıralama aşağıda-
kilerden hangisidir?

A) I - II - III B) III - II - I C) II - I - III

D) I - III - II E) III - I - II

8. I. Yalnız yaşamanın bir tek amacı vardır sanıyo-


rum o da daha sorumsuz ve daha rahat yaşa-
mak.
II. Günlük hayatımızda ve insanlarla olan alış ve- 10. I. Hacı Murat da:
rişlerimizde fazla parlak ve keskin bir zeka gös-
“Allah evlatlarını bağışlasın bacı...” dedi.
termek de doğru değildir.
II. Üzerinde sarı bir gömlek ve kırmızı bir yelek,
III. Çocuk kendini korkunç derecede küçük, kor-
ayağında da lacivert bir şalvar vardı.
kunç derecede yalnız ve yitik hissetti dağlara
baktıkça. III. Hacı Murat içeri girdiğinde, köy evinin iç kapı-
sından artık pek genç olmayan zayıf bir kadın
IV. Her işin bütün koşullarını ve sonuçlarını he-
çıktı.
saplayan adam, karar vermekte güçlük çeker
orta bir kafa ise işleri görür, büyük küçük bü- IV. Ellerinde yastıkları taşıyordu.
tün girişimlere yeter. V. İki büklüm bir vaziyette odanın karşı duvarının
V. Köyün bir delikanlısı bir gece evinde hortlak dibine, misafirin oturabilmesi için yastıkları yan
sesiyle konuşmaya kalkmış, uzun sürmeye- yana dizerek Hacı Murat’a:
cek bir şaka yapmakmış bütün amacı. “Gelişinle bize mutluluk getirdin!” dedi.

Numaralanmış cümlelerden anlamlı bir bütün Numaralandırılmış cümlelerden bir paragraf


oluşturulduğunda hangisi paragrafın ilk cüm- oluşturulduğunda aşağıdakilerden hangisi son
lesi olamaz? cümle olur?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. A) I B) II C) III D) IV E) V

35
BÖLÜM TESTİ - 13

1. Klasik eserleri yazan, dünyaya mal olmuş yazar- 3. Karların ve buzların çözüldüğü bir kasım sonunda,
ları dikkatli okuyun. Orada göreceksiniz ki onlar Varşova treni, sabah saat dokuz civarında Peters-
öncelikle kendi yerel kültürlerini doğru okumuş ve burg’a yaklaşıyordu. Sisin ve nemin yoğunluğun-
bunu eserlerine yansıtmışlardır. Kendi kültürel de- dan hava kapalıydı. Vagonun pencerelerinden, hat-
ğerleri ile sağlam ve doğru bir ilişki içinde olmuş- tın yaklaşık on adım sağında ve solunda olanlar
lardır. Yerel değerleri ile global olmayı başarabi- zar zor görülüyordu. Yolcular arasında yabancı ül-
len yazarlar en güzel eserleri vermiştir. Bu neden- kelerden gelenler de vardı; fakat en kalabalık va-
le ---- gonlar üçüncü mevkilerdi. Çoğu, dar gelirli insan-
lar ve iş adamlarıydı. Hepsi yorgundu. ----
Bu parça aşağıdakilerin hangisiyle devam et-
melidir? Bu paragraf aşağıdakilerden hangisi ile tamam-
lanmalıdır?
A) yazarlar meşhur olmak yerine doğru eser yaz-
mayı denemelidir. A) Sevinç çığlıkları atıyor ve bağırıyorlardı.
B) yazarlar yerel değerlere yaslanarak evrensel B) Yüzlerinde bir canlılık, yüreklerinde büyük he-
olmayı düşünmelidir. yecanla bir an önce trenden inmeyi bekliyorlar-
C) yazarlar vatanını ve milletini sevmelidir. dı.

D) yazarlar yazılarını özenerek yazmalıdır. C) Yüzleri solgun ve sis rengindeydi, uykusuz ge-
çen bir geceden sonra, gözleri ağırlaşmıştı ve
E) yazarların amacı zamana direnen eserler ver-
soğuktan donmak üzerelerdi.
mek olmalıdır.
D) Hayat neşeleri yüzlerine vuruyordu.
E) Kimse kimseye saygı göstermiyor, herkes bir
an önce trenden inmek istiyordu.

4. Isık-Göl'ün kıyısından başlayan, taşlarla çukurlar-


la dolu bir yol, boğazın içinden ve sel yatağından
2. Ürkerek bana sırıttı. Ve kuşkuyla çevresine bakın-
geçip San-Taş'a kadar çıkardı. Böyle bir yolda ara-
dı. İkimize de dikkat eden pek yoktu. Sonra ona
ba sürmek hiç de kolay değildi. Yol, Karavul dağı-
kavunumun yarısını ve ekmeğimin bir parçasını
nın eteğine gelince dar geçitten ayrılır, dağın bir
uzattım. O da bir hamleyle yiyecekleri elimden ka-
tepesine tırmanır, onu da aşar, sonra, sarp ve çıp-
pıp gözden kayboldu. Daha sonra ortaya çıktı. Ge-
lak olan öbür yamaçtan usul usul inerek ormancı-
riye doğru itilmiş şapkası, koyu renkli ve ıslak kaş-
ların evlerine ulaşırdı. Karavul dağı çok yakınday-
larını ortaya çıkarmıştı. Yüzünde kocaman bir gü-
dı. Küçük çocuk, yaz mevsiminde hemen hemen
lümseme vardı ve ----
her gün, dürbününü kaptığı gibi gölü seyretmeye
Bu paragraf aşağıdakilerden hangisi ile devam gelirdi buralara. Tepeden bakınca ----
etmelidir?
Bu paragraf aşağıdakilerden hangisi ile tamam-
lanmalıdır?
A) yemeye ara vermeden bana göz kırpıp duru-
yordu.
A) korkudan bayılacak gibi olur ve hemen uzak-
B) bana ters ters bakıyordu. laşırdı.
C) nedensiz bir şekilde beni takip edip arkamdan B) gördüklerini her gün not ederek babasına gö-
bir şeyler mırıldanıyordu. türürdü.
D) ona verdiğim ekmeği yere attı. C) aklına eski günleri gelir ve çok üzülürdü.
E) kaşlarını çatarak bana kızdı. D) aklına resim yapmak gelirdi.
E) her şeyi görürdü. Yayaları, atları ve arabaları
çok iyi görürdü.

36
Ünite 3 Paragraf

1656
5. Edebiyat konusunda arkadaşlarımın görüşlerini öğ- 7. ----. Öğrenmek ve arzu etmek iyi ama ihtiyarladı-
rendikten sonra susup tartışmaya karışmayabilir- ğımızı da unutmamak gerek. Bir ayağımız çukur-
dim. Ama edebiyatta, gerçeğin araştırılmasıyla bi- dadır ama hâlâ içimizde yeni istekler doğar. Nefes
rinci derecede ilgili olan bir yanın daha olduğunu aldığımız sürece de her yeni günde iyice yaklaş-
unutmamalıyız. O da okurlardır. Okurların, ---- mış olan ölümü düşünmektense yapmak istedikle-
rimizin peşinden gideriz.
Bu paragraf aşağıdakilerden hangisi ile devam
etmelidir? Bu paragrafın başına aşağıdakilerden hangisi
getirilemez?
A) bütün kanıları, bütün görüşleri, yazarınki de dâ-
hil, öğrenmek istemesi doğaldır. A) Gençliğimizin kıymetini bilelim
B) edebiyatın bir parçası, alıcısı ve tüketicisi oldu- B) Her gün hayata yeniden başlıyoruz
ğunu unutmayalım ve onlara gereken saygıyı C) Güneş her gün yeniden doğar
gösterelim.
D) Ölmediğimiz sürece hayata sarılmak zorunda-
C) yazarı yetiştiren ve geliştiren unsurlardan biri yız
olduğu gerçeği göz ardı edilemez.
E) Ölüm gerçeği her gün yaklaşıyor
D) yazarın müşterisi olduğu görüşüne katılmam
mümkün değil. Yazı kapitalizm üzerine dönen
bir şey değildir.
E) tavırları, geri bildirimleri yazar için önemlidir.

8. Her cismin kendi doğal bir frekansı vardır. İnsan-


lar günlük yaşamlarında pek fark etmeseler de re-
zonans olayı, otomobilden köprü dizaynına kadar
6. Şimdi ben sana yalnız şunu söyleyebilirim: Çocuk çok tehlikeli olduğu için çok önemli konulardan bi-
kalbinin, çocuk ruhunun bağdaşamadığı her şeyi ridir. Bu nedenle ----.
reddettin. İşte beni teselli eden de budur. Bir şim- I. askerler toplu halde bir köprüden geçerken
şek gibi yaşadın sen. Bir defa çaktın ve söndün. adımlarının frekansları köprünün tabii frekan-
Şimşeği çaktıran göktür. Ve gök ebedidir. İşte bu- sı ile çakışıp köprü yıkılmasın diye uygun adım
dur beni teselli eden. Bir başka tesellim daha var: yürüyüşle geçmezler
İnsandaki çocuk vicdanı, tohumdaki öz gibidir. II. otomobilde direksiyon mekanizması ile amor-
---- tisörlerdeki titreşim aynı frekansa gelince, re-
Bu parçanın devamı aşağıdakilerden hangisi zonans sonucunda direksiyon şiddetli sarsıl-
olabilir? maya başlar
III. mühendisler araba dizaynında parçaların bi-
A) Ben bu dünyayı çocukların kurtarabileceğine çimlerini, yaylanmalarını ve ağırlıklarını, devir
inanan biriyim her zaman. Çünkü onlardaki ma- sayıları ve benzeri faktörleri göze alıp rezo-
sumiyet kimsede yok. nansı en aza indirmeye çalışırlar
B) Vicdan olmazsa insan, insan olma özelliğini Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
kaybeder. yukarıdakilerden hangileri getirilebilir?
C) Ve o öz olmadan tohum filizlenmez, gelişmez.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) Bu da bana yeter.
E) Çocuklar dünyanın geleceğidir. D) I ve II E) I, II ve III

37
BÖLÜM TESTİ - 14

1. Aşağıdakilerden hangisi bir paragrafın giriş 3. Aşağıdaki cümlelerden hangisi bir paragrafın
cümlesi olabilir? gelişme cümlesi olmaya en uygundur?

A) Ama aşırı bencil olanlar, kendilerini üstünkörü A) Hani bir ressam varmış, kötü horoz resimleri
tanıyanlar, önce işlerine bakanlardır. yapar ve uşaklarına, dükkâna hiç canlı horoz
B) Onlara göre kendisiyle baş başa kalmak, sır- sokmamalarını sıkı sıkı tembih edermiş, ben
tüstü yatıp vakit öldürmektir. de öyleyim.

C) Kendine hayran olan bir adam, geçmişe dönüp B) Ben de istediğim gibi yazabilmek için evime çe-
baksa yüzlerce devin ayakları altında kalacak- kiliyorum.
tır. C) Yazarken aradığım da bu zaten: Herkes kita-
D) Kendini böylesine samimi tanıyan adam, iste- bımda beni, bende kitabımı görsün.
diği kadar kendinden söz etsin. D) Beni etkilerler diye, yazmaya başlarken kitap-
E) O günlerde ben de kendime bir şeyler almayı ları aklımdan çıkarıyorum artık.
düşünüyordum zaten. E) Sonuç olarak diyebilirim ki bu mesele karakol-
da biter.

2. Sadrazamın sağında, deminden beri bir mezar ta-


şı gibi kımıltısız duran kırmızı tuğlu kavuk, yerin-
den oynadı. Yavaş yavaş sola döndü:
- Ben, tam bu elçiliğe uygun bir adam biliyorum,
dedi, babası benim yoldaşımdı. Ama devlet
memurluğunu kabul etmez.
- Kim?
- Muhsin Çelebi.
Sadrazam bu adamı tanımıyordu. Sordu: 4. Bedenin varlığımızdaki payı, değeri büyüktür. Bu
bakımdan onun yapısına ve düzenine verilen önem
- Burada mı oturuyor?
pek yerindedir. İki temel taşımız ruh ve bedeni bir-
- Evet. birinden ayırmak, koparmak isteyenler yanılıyor-
- ………………. lar. Tam tersine onları birleştirmek gerek. Ruhtan
- Biraz zengindir. Vaktini okumakla geçirir. Ta- istenecek şey bir köşeye çekilmek, kendi kendine
nımazsınız efendim. Hiç büyüklerle ahbaplık düşünmek, bedeni hor görüp kendi başına bırak-
etmez. Büyük mevkiler istemez. mak değil; ona bağlanmak, onu kucaklamak, sev-
- Niye? mek, ona arkadaşlık ve kılavuzluk etmek, öğüt ver-
mek, yanlış yola saptığı zaman geri çevirmek, kı-
- Bilmem ama, belki "düşüşü var" diye.
sacası onunla evlenmek, ona gerçekten bir eş ol-
- Tuhaf... maktır ----
- Ama çok yüreklidir. Doğrudan ayrılmaz. Ölüm-
den çekinmez. Birçok kez savaşmıştır. Yüzün- Bu metin aşağıdakilerden hangisi ile tamam-
de kılıç izleri vardır. lanmalıdır?

Yukarıdaki parçada boş bırakılan yere aşağıda- A) Beden ve ruhu inceleyen bilim dalları ayrıdır.
kilerden hangisi gelmelidir?
B) İkisinin hareketleri arasında farklılık ve karşıt-
lık değil, uygunluk ve benzerlik olmalıdır.
A) Ne tür işlerle meşgul oluyor?
C) Ruh genişledikçe beden küçülür.
B) Buraya çağırsak gelir mi?
D) Ruh ve beden ayrı dünyalara ait iki farklı var-
C) Onu kendimize nasıl çekeriz? lıktır.
D) Onu kim ikna edebilir? E) Evlenen de evlenmeyen de pişman olurmuş,
E) Nerede yaşamaktadır? derler.

38
Ünite 3 Paragraf

1657
5. Farklı çiçeklerden bir demet yaparak eve dönüyor- 7. ---- Dünyanın çamuru ve pisliği içinde oturduğu-
dum. Bir hendekte, muhteşem güzellikte, mor renk- nu, evrenin en kötü, en ölü, en aşağı katında, gök-
li bir deve dikeni gördüm. Bizde, “Tatar” adı veri- lerin kubbesinden en uzakta, üç cinsten yaratıkla-
len türden bir deve dikeniydi. Bunlara tarlada biri rın en kötüleriyle birlikte, dünya evinin en alt katı-
rastladı mı, büyük bir dikkatle toprağı oyarak kö- na bağlı ve çakılı olduğunu bilir. Bunu görür, ama
künden çıkarır. Otlar biçilirken de aralarında böy- yine de hayaliyle, aydan yukarılara çıkıp gökleri
le bir deve dikeni görülünce, onu hemen ot yığı- ayaklarının altına indirmek sevdasıyla yaşar. Aynı
nından kimsenin eline batmasın diye alıp bir yana hayal gücüyle kendini, Tanrı’yla bir görür, kendi-
atarlar. ---- sinde Tanrısal özellikler olduğunu düşünür, kendi-
ni öteki yaratıklar sürüsünden ayırıp arkadaşları,
Bu metin aşağıdakilerden hangisi ile tamamla- yoldaşı olan varlıklara yukarıdan bakar, her birine
namaz? uygun gördüğü ölçüde güçler ve yetenekler dağı-
tır.
A) Onu güzelce kopardım ve demetimin içine koy-
dum. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden
hangisi getirilmelidir?
B) Deve dikeninin fotoğrafını yakından çektim.
C) Etrafına küçük odun parçaları koyup yaktım.
A) Biz insanlar, öteki yaratıkların ne üstünde ne
D) O deve dikeninin tohumlarını alıp evde çayını altındayız. Bir bilge der ki, göklerin altındaki her
yaptım. şey, aynı yasanın ve aynı yazgının buyruğun-
E) Oysa deve dikeni son derece şifalı bir ottur. dadır.
B) İnsanın özünde olan kendini beğenme özelliği,
yaratılışından gelen bir hastalıktır. İnsan yara-
tıkların en zavallısı, en zayıfıdır ama yine en
mağruru da odur.
C) Bazı insanlar arasında ayrılıklar, seviye ve de-
rece farkı vardır ama her şeyde aynı doğanın
yüzü görülür.

6. Aşağıdakilerden hangisi bir paragrafın sonuç D) İnsan yaratılmışların içinde en üstünüdür.


bölümü olabilir? E) İnsan aklıyla yeryüzüne hükmedebilir.

A) Artık bana her şey vız geliyor, kızacak zama-


nım da yok. Ama o zamanlar, yine söylüyorum,
geceleri yastığımı ısırıyor, öfkeden yorganımı
yırtıyordum.
B) Bu altı ay boyunca gerçek beni öylesine kapa-
na kıstırdı, çekiciliğine öylesine sürükledi ki,
mahkûmiyetimi unutuyor, daha doğrusu onu
düşünmek istemiyor, kendimi işlerime bile ve-
remiyordum.
C) Ama ben bunlara acımıyorum. Yaşıyorlarsa,
hayatları onların emrinde. Bunu anlamıyorlar
işte. Ne halleri varsa görsünler.
D) Uzun bir süre önce, içime kapandım, kendimi
ailemden de kesinlikle soyutladım. Benim is-
teklerimi yerine getirirlerdi. Belirli saatlerde oda-
mı toplamanın ve yemek getirmenin dışında,
kimsenin odama girmesine izin vermezdim.
E) Baharın gelişini dostlarımla kutladım. Onlarsız
yaşamın bir eksiklik olduğunu düşünüyorum.

39
BÖLÜM TESTİ - 15

1. (I) Bana “İnsan nedir?” sorusunu yöneltseniz şüp- 3. Bilgi ile değişim belki en makul olanıdır. En sessiz
hesiz ki “İnsan, vicdandır.” derim. (II) Vicdanı ol- ve sakin bir ihtilâldir, diyebiliriz. Biraz zamana ya-
mayan insanın hayvandan farkı yoktur. (III) Bunun yarak değiştirir insanı bilgi. Öğrendikçe olgun ba-
muhakkak şekilde uygulaması da yapılmalıdır. (IV) şaklar gibi başını eğer insan. Bilgiden kastettiği-
Mesela öğretmenler sınav sorularını dağıtıp sınıf- miz elbette doğru yorumlanan ve insanı kemale er-
tan çıkmalı ve ders sonunda gelip kağıtları topla- diren bilgidir. Hamallığını yaptığımız bilgi bize bir
malı ama sınıftan hiç kimse kopya çekmeye yel- şey kazandırmaz. Amel edilen bilgi gerçek bilgidir.
tenmemelidir bile. (V) Bu vicdan eğitiminin ilk aşa- Eşya hadiselerin arka planını gösteren bilgidir bi-
ması olabilir. ze lazım olan. ----
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi- Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akı-
sinden sonra, " O yüzden okullarda verilmesi ge- şına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmeli-
reken en önemli derstir vicdan." cümlesi getiril- dir?
melidir?
A) Bize katkı sağlamayan her türlü bilgi hamallık-
A) I B) II C) III D) IV E) V tır.
B) Bilginin değeri onu kullandıkça artar.
C) Gerçek bilgi insana insan sevgisi aşılar.
D) Bilgili insan her toplumda kıymetlidir.
E) Gerçek bilgi insana para da itibar da kazandı-
rır.

2. (I) Sürrealistlere göre bilinçaltı; toplum, ahlak, din 4. Hasan Amca arada bir uğruyordu bana. Onu anlı-
ve yasa gibi zorunluluk öğeleri ile oluşur. (II) Bilin- yordum. Hayatına ufak bir dokunuş yapmıştım ve
çaltını oluşturan etkiler ise çeşitli durumlarda ifşa bana minnet duyuyordu. Oysa o, her geldiğinde
olur. Rüyalar sürrealistlere göre tamamen bilinçal- ben mahcup oluyor ve onun minneti altında ezili-
tından meydana gelmektedir. (III) Freudun psika- yordum. Bazen, insan hayatını değiştirmek, ne ka-
naliz fikirlerinden etkilenen gerçeküstücü sanatçı- dar ufak ve önemsiz görülen davranışlarla müm-
lar, bilinçaltını ortaya çıkarmak gibi bir amaç edin- kün olabiliyor. ---- Ufacık bir soluk, fırtınaya dönü-
mişlerdir. (IV) Sürrealistler de bu gibi rüyaların bü- şüyor ve hayat değiştirmeye yetiyordu.
yük bir gösterge olduğu psikanaliz düşüncesinde Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akı-
hipnotizma büyük bir ortaya çıkarış yöntemidir. (V) şına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmeli-
Sürrealistler de bu yöntemi belirleyerek ortaya çı- dir?
kan verileri edebiyata aktarmışlardır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi- A) Kelebek etkisi dedikleri böyle bir şeydi.
sinden sonra, " Freud, rüyaların didiklenmesi ile B) İnsanların hayatına dokunmak gerekir değiştir-
özellikle cinsel rüyaların çokluğunu toplumun bas- mek için.
tırılmış hislerine, yasaların varlığına ve dinlerin bu
C) Her insanın zayıf bir yanı vardır.
konudaki tavırlarına bağlamaktadır." cümlesi ge-
tirilmelidir? D) İnsanlar değişime karşı çaresizdirler.
E) Değişim ve gelişim hayatın olağan akışı içinde
A) I B) II C) III D) IV E) V olmalıdır.

40
Ünite 3 Paragraf

1658
5. Bu kitaptaki hiçbir bilginin doğruluğu ve yanlışlığı 7. (I) Birkaç senedir düşüncelerimin kendimden baş-
kesin değildir. İleri sürülen iddia ve görüşler tama- ka amacı yok yalnız kendimi sorguya çekiyor ve
men şahsidir, sübjektiftir, izafidir. Herkes istediği inceliyorum. (II) Bütün bilimlerde olduğu gibi, bu-
gibi anlayabilir. Kimseye bir şey öğretmek, özellik- rada da öğrendiklerimi başkalarına bildiriyorsam,
le de yazarlık gibi son derece çetrefilli ve herkese bunda hiçbir kötülük görmüyorum. (III) Ama öğren-
göre değişebilen bir mevzuda bir şey öğretmek diklerimle yetinmiyorum. (IV) İnsanın kendini an-
haddim değildir. Sadece ---- latmasından daha zor ve daha yararlı hiçbir şey
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akı- yoktur. (V) Ben durmadan kendimi düzenliyorum,
şına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmeli- çünkü durmadan kendimi anlatıyorum.
dir? Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangi-
sinden sonra “Başka şeyleri de incelediğim olu-
A) bilgi, görüş, düşünce ve tecrübelerimi paylaş- yor, ama onu da bir şekilde kendime çekiyor, da-
mak istedim. ha doğrusu kendime mal ediyorum.” cümlesi ge-
tirilebilir?
B) size ne kadar acı çektiğimi anlatacağım.
C) bilgilerimin çokluğunu size göstermek istiyo-
A) I B) II C) III D) IV E) V
rum.
D) yazarlık konusundaki yetersizliğinizi göstere-
ceğim.
E) yazarlığın ne kadar zor olduğunu anlayacaksı-
nız.

8. Kadranlı telefonlarda 9'u çevirmek için hizasında-


ki deliğe parmağınızı sokup sonuna kadar kadra-
nı çevirmeniz ve bırakmanız gerekiyordu. Kadran
da otomatik olarak geri dönerek eski konumuna
6. Yazarlık çalışmalarına işte o sıralar başladım, hem geliyor ve tek bir numara çevirme işlemi tamamla-
de kibirden, çıkarcılıktan ve gururdan. Hayatımda nıyordu. Bu işlemde 1'i çevirmek 9'u çevirmekten,
yaptığım şeyleri, yazılarımda da yaptım. Ün ve pa- 212'yi çevirmek 989'u çevirmekten çok daha kısa
ra için yazıyordum ya, bunları elde etmek için kö- bir sürede gerçekleşiyor ve santraller daha az meş-
tünün göklere çıkarılması, iyinin ezilmesi gereki- gul oluyorlardı. Şüphesiz bugünkü tuşlu telefonlar
yordu. Nitekim, ---- Yazılarımda, lakaytlık hatta ha- çok hızlı çalıştıklarından, numaraları aramak bakı-
fif bir alay perdesi altında çok defa, hayatımın an- mından bir zaman farkı yok. Bu nedenle ----.
lamı olan iyiye ulaşma çabasını gizlemeye çalış- I. 212 gibi kısa süre tutan kod numaraları ülke-
tım. Ve ne geçti elime? İnsanlar beni alkışladılar nin en büyük, en çok telefon kullanılan şehir-
ya! lerine verilmiştir
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akı- II. kodu 212 olan New York ikiye bölününce, ikin-
şına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmeli- ci kısma 718 kodu verildi
dir? III. New York ve İstanbul'un kod numaraları aynı,
yani 212 iken, Chicago ve Ankara'nın da 312'dir
A) ben de öyle yaptım. Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
B) kimseye boyun eğmedim. yukarıdakilerden hangileri getirilebilir?
C) iyilik ve doğruluktan hiç ayrılmadım.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) yaptıklarımdan çok pişmanım.
E) kimsenin arkasından konuşmadım. D) I ve II E) I ve III

41
3. Bölüm Paragrafta Düşünce Akışını Bozan Cümle
PARAGRAFTA DÜŞÜNCE AKIŞINI BOZAN (I) Bu dönem şairleri, dili bir mermer kütlesi gibi
CÜMLE görüp işleyerek istedikleri biçime sokmaya çalış-
mıştır. (II) Bunu yaparken de dilin olanaklarını, sı-
Q Bir parçada verilmek istenen duygu ve düşünceler nırlarını zorlamıştır. (Ill) Sözcüklerin anlam ve çağ-
belirli bir cümle düzeni içerisinde sunulur. Cümleler rışım gücünü geliştirmeye önem vermiştir. (V) Türk-
birbirini anlamca destekleyecek bir biçimde arka ar- çenin gücünün bu çağrışımlarda gizli olduğunu an-
kaya sıralanır. lamış ve anlatmaya çalışmıştır.
Q Paragrafta düşünce akışını bozan cümlenin bulun- Çıkmış bir sorudan aldığımız bu parçada görüleceği gi-
masına yönelik sorulan sorulara dikkat ettiğimizde bi II. cümledeki “bunu yaparken” ifadesi I. cümledeki yar-
şöyle bir durumla karşılaşırız. gıyla ilgilidir. Yine V numaralı cümlede geçen “bu çağ-
Q Paragraftaki cümleler numaralanır ve paragrafın an- rışımlarda” ifadesi de III. cümleyle alakalıdır çünkü III.
lamsal akışıyla ve içeriğiyle ilgisiz olan bir cümle dı- cümlede çağrışımlardan bahsedilmektedir.
şarıdan getirilerek paragrafın giriş, gelişme ya da so- Parçadan çıkardığımız IV numaralı cümle ise dışarıdan
nuç bölümlerinden birine yerleştirilir. getirilerek parçaya yerleştirilmiştir. Sorunun tamamını
verdiğimizde bu durum çok net anlaşılacaktır.

ÇAĞRIŞIMLI BÖLÜM TESTİ

1. (I) Bu dönem şairleri, dili bir mermer kütlesi gibi gö- Çözüm:
rüp işleyerek istedikleri biçime sokmaya çalışmış- Paragrafın ilk cümlesinde, görüldüğü gibi bazı ro-
tır. (II) Bunu yaparken de dilin olanaklarını, sınırla- manların özellikleri sayılmaya başlanır. Sayılan bu
rını zorlamıştır. (Ill) Sözcüklerin anlam ve çağrışım özellikleri, parçanın üzerinde altı çizili biçimde şöy-
gücünü geliştirmeye önem vermiştir. (IV) Her şair le gösterebiliriz:
kendine özgü bir dil oluşturma çabası içinde olmuş- (I) Romanlar vardır, daha ilk sayfasında olay örgü-
tur. (V) Türkçenin gücünün bu çağrışımlarda gizli sünün çekim alanı içine alır okurunu. (II) Kan ba-
olduğunu anlamış ve anlatmaya çalışmıştır. sıncını yükselten heyecanlar yaratır okurda. (III)
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden han- Kimi romanlar da vardır, dilsel örüntüsüyle okurun
gisi düşüncenin akışını bozmaktadır? aklına olduğu kadar yüreğine de seslenme yolunu
seçer. (IV) Romanda özgünlük, derinlik, çok yön-
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
lülük aranır. (V) Daha doğrusu, okurun, okuma ey-
Çözüm: lemine tüm varlığıyla katılımını sağlar. (VI) En yük-
Parçanın V. cümlesinde “bu çağrışımlarda” ifade- sek coşkuları, estetik tutkulara dönüştürür.
si yer almaktadır. Bu ifadeden anlaşılacağı gibi bir
önceki cümlede “çağrışımlar”dan bahsedilmiş ol-
ması gerekmektedir ancak IV. cümlede başka bir
konudan söz edilmiştir.
L Uyarı: Bu tip sorularda, soruyu çözerken
parçanın anlam akışını bozan cümlenin ilk
Cevap D
cümle olabileceği çoğu zaman aklımıza gel-
2. (I) Romanlar vardır, daha ilk sayfasında olay örgü-
mez. Ancak bu durum göz ardı edilmeme-
sünün çekim alanı içine alır okurunu. (II) Kan ba-
lidir çünkü 2012 yılında yapılan YKS’de, an-
sıncını yükselten heyecanlar yaratır okurda. (III)
lam akışı ile ilgili bir soru sorulmuş ve ceva-
Kimi romanlar da vardır, dilsel örüntüsüyle okurun
bı da belirttiğimiz gibi ilk cümle olmuştur.
aklına olduğu kadar yüreğine de seslenme yolunu
seçer. (IV) Romanda özgünlük, derinlik, çok yön-
lülük aranır. (V) Daha doğrusu, okurun, okuma ey-
lemine tüm varlığıyla katılımını sağlar. (VI) En yük- Bu özellikler sıralanırken dikkat edilecek olunursa
sek coşkuları, estetik tutkulara dönüştürür. IV numaralı cümlede “Romanda özgünlük, derin-
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden han- lik, çok yönlülük aranır.” denerek bambaşka bir ko-
gisi düşüncenin akışını bozmaktadır? nuya atlanmıştır. Bu nedenle cevap C seçeneğidir.
Cevap C
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.

42
Ünite 3 Paragraf

3. (I) Mustafa Kemal, Manastır İdadisi’nde okurken 4. (I) Yaşadığımız şehirler aslında en az tanıdığımız
Namık Kemal’in, Abdülhak Hamit’in, Ahmet Mit- yerlerdir. (II) Nasıl olsa bir gün görürüz gerekçesi
hat’ın Tarihçi Murat Bey’in yazdıklarıyla yakından bizi, o şehrin önemli yerlerini, tarihini tanımaktan
ilgilenmeye başlar. (II) Balkan Savaşı’nın acı de- uzak tutar. (III) Yurt içinde ve yurt dışında, yaşa-
neyimleri, orduda yaşanan bozgun havası, emir ko- dığımız kentin dışında tatil yaparken oranın tarihi-
mutada görülen eksiklikler onu kitap yazmaya yön- ni, görülecek yerlerini, camilerini, kütüphanelerini,
lendirir. (III) İdadi sonrasında Harp Okulu öğrenci- oturulacak yerlerini, lokantalarını öğreniriz. (IV) Bir
siyken de okuma alışkanlığı sürer. (IV) Eşitlik, öz- şehrin tarihini bilmezseniz bütün dolaşmanız, oku-
gürlük gibi kavramları anlatan yapıtları gizli gizli manız eksik kalır. (V) Oysa yaşadığımız şehri ta-
okumaya çalışır. (V) Bu birikimlerini arkadaşlarıyla nımamız genellikle mahalle ya da semt ölçeğinde-
paylaşmak ister. (VI) Yazdığı fikir yazılarını elde dir. (VI) Sitelerin çoğaldığı kentimizde bu tanınma,
çoğaltarak bir gazete çıkarmak ister ancak bu ni- merak etme, rahat yaşama tembelliğiyle daha da
yeti anlaşılınca tutuklanmaktan son anda kurtulur. kısıtlı bir yüzölçümüne indirgendi.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangi- Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangi-
si düşüncenin akışını bozmaktadır? si düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI. A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.

Çözüm: Çözüm:
Parça dikkatli okunduğunda Mustafa Kemal Pa- V. cümle “oysa” bağlacı ile başlamaktadır. Bu du-
şa’nın yaşamı boyunca süren okuma serüvenin- rumda bir önceki cümle ile arasında karşıtlık ilgi-
den bahsettiği anlaşılmaktadır. Parçadaki “Balkan sinin bulunması gerekmektedir. IV. ve V. cümlele-
Savaşı’nın acı deneyimleri, orduda yaşanan ri art arda okuduğumuzda bu ilginin kurulamadığı
bozgun havası, emir komutada görülen eksik- görülmektedir.
likler onu kitap yazmaya yönlendirir.” cümlesi (IV) Bir şehrin tarihini bilmezseniz bütün dolaş-
anlamın akışını bozmuştur çünkü bu cümlede oku- manız, okumanız eksik kalır. (V) Oysa yaşadı-
ma süreci değil kitap yazma konusundan bahset- ğımız şehri tanımamız genellikle mahalle ya da
mektedir. I. cümleden sonra III. ve IV. cümle okun- semt ölçeğindedir.
duğunda II numaralı cümlenin parçaya sonradan
Ancak III. cümleyi V. cümleyle sürdürdüğümüzde
dahil edildiği kolayca anlaşılmaktadır.
sözünü ettiğimiz karşıtlık ilgisinin doğru kurulduğu-
(I) Mustafa Kemal, Manastır İdadisi’nde okur- nu görürüz.
ken Namık Kemal’in, Abdülhak Hamit’in, Ahmet
(III) Yurt içinde ve yurt dışında, yaşadığımız ken-
Mithat’ın Tarihçi Murat Bey’in yazdıklarıyla ya-
tin dışında tatil yaparken, oranın tarihini, görü-
kından ilgilenmeye başlar. (III) İdadi sonrasın-
lecek yerlerini, camilerini, kütüphanelerini, otu-
da Harp Okulu öğrencisiyken de okuma alış-
rulacak yerlerini, lokantalarını öğreniriz. (V) Oy-
kanlığı sürer. (IV) Eşitlik, özgürlük gibi kavram-
sa yaşadığımız şehri tanımamız genellikle ma-
ları anlatan yapıtları gizli gizli okumaya çalışır.
halle ya da semt ölçeğindedir.
Cevap A Bu sebeple IV. cümlenin anlam akışını bozduğu
anlaşılmaktadır.
Cevap C

43
BÖLÜM TESTİ - 16

1. (I) Kültür her zaman hareket hâlindedir. (II) Sanat 5. (I) Sanatçının bir evliya olmasını, dünyadan elini
ve kültür toplumla birlikte değişir. (III) Ama bu ev- eteğini çekip güzellik yaratmanın mutluluğuyla ye-
rim hep yumuşak geçişlerle olur. (IV) Kültür kav- tinmesini mi istiyorsun? (II) Hayır, dünyamızın en
ramı toplumdan topluma değişir. (V) Kültür bu de- çok onun dünyası olmasını istiyorum ama sanatçı
ğişikliklerle kendini sürekli yeniler. kalması, insanlığın en temiz sesi olması şartıyla.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangi- (III) Zaten eninde sonunda hayatımıza, duyguları-
si düşüncenin akışını bozmaktadır? mıza biçim veren sanatçı olmuyor mu? (IV) Bir in-
sanın içinde para kaygısıyla sanata ulaşamayaca-
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. ğına inanıyorum. (V) Dünyayı sevmeyi, sevdiğimiz-
le konuşmayı bile o öğretmiyor mu bize?
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangi-
2. (I) Elbette halktan aldıklarımızla oluşturduğumuz si anlatım akışını bozmaktadır?
birleşimleri kafamızda saklamayacağız. (II) Onları
hayata geçirmeye, uygulamaya girişeceğiz. (III) A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Başka bir deyişle halktan aldığımızı geliştirip dü-
zenleyerek yeniden halka vereceğiz. (IV) Halk ağ-
zı, aynı lehçe içinde daha küçük ayrılıklar göste-
ren ve belli yerleşim bölgelerine özgü olan konuş-
ma dilidir. (V) Önce halkın öğrencisi, sonra öğret-
meni olacağız.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisi 6. (I) Hayat eski kovboy filmlerindeki gibidir. (II) Kö-
anlatımın akışını bozmaktadır? tü adamlar salonda içki içerlerken kavga çıkar ve
piyanist bu kör dövüşünün içinde çalmaya devam
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. eder. (III) Müziğin ruh sağlığı üzerindeki etkisi ma-
lum. (IV) İşler güçleştiğinde Batı’daki salonda pi-
yano çalan adam olduğumu hayal ediyorum ve
3. (I) Antalya’ya turizm başkenti diye boşuna denmi- başkaları kavga ederken ben müziğin keyfini çı-
yor. (II) Her yıl buraya yedi milyona yakın turist ge- karmaya çalışıyorum. (V) Komik bir şekilde bu imaj
liyor.(III) Türkiye’ye gelen her üç turisten biri hatta bana yardımcı oluyor ve beni sakin tutuyor.
ikisi Antalya’ya gelmektedir. (IV) Antalya’ya gelen Bu parçada numaralandırılmış cümlelerden han-
turistlerin ilk sırasında Almanlar yer alıyor. (V) Bun- gisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
ca turistin Antalya’ya gelmesi elbette boşuna de-
ğil. A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangi-
si anlam akışını bozmaktadır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

4. (I) 1940-1950 kuşağı şairleri arasında yer alan sa- 7. (I) Matbaanın yaygınlaşmasından sonra ezber or-
natçı, şiirlerini genellikle hece vezniyle yazmıştır. tadan kalkmıştır. (II) Artık bilgiye ihtiyaç duyuldu-
(II) Bu yazdığı şiirlerinde kafiye örgüsü tam ve sağ- ğunda ona ulaşma yolunu bilmek yeterlidir. (III) Zi-
lamdır. (III) Şiirlerinde en çok yaşama sevgisi te- hin denilen o değerli sarayı, ambar gibi kullanma-
masını işler. (IV) Sözcükler onun dünyasına anla- nın anlamı yoktur. (IV) Çağdaş eğitimler, ezbere
mından çok ses değerleriyle girer. (V) Bu yüzden şiddetle karşı çıkar. (V) Artık zihin bütün gücünü
şiirlerinde, nağmeye dönüşen bir sözcük ve mısra bilgiler ve düşünceler arasında bağlantılar kurma-
anlayışı hâkimdir. ya odaklamıştır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangi- Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangi-
si düşüncenin akışını bozmaktadır? si düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

44
Ünite 3 Paragraf

1659
8. (I) Dil, toplumsal yapıya bağlı olarak sürekli deği- 11. (I) Eleştirmen, hükmünü vermek için bir eseri baş-
şir ve gelişir. (II) Bunun doğal sonucu olarak da dil- tan aşağı okumaya hiçbir zaman mecbur değildir.
de durmadan yeni kavramlar ortaya çıkar. (III) Bu (II) Bir kısmını okumakla o kitabın havasını anlar,
kavramları karşılamak için yeni sözcükler türetilir. değerli görürse okur. (III) O zaman zaten istese de
(IV) Türk dili sondan eklemeli bir dildir. (V) Bunun elinden kitabı bırakmaz ki. (IV) Beğenmedikleri ki-
için dilin sunduğu olanaklardan yararlanmak gere- tapları bir satır kaçırmadan okuyabilenler yok mu?
kir. (V)İşte onlara sormalı: “Mademki kötü kitaplara da
Bu paragrafta anlatımını akışını bozan cümle tahammül edebiliyorsunuz, o hâlde zevkinize na-
aşağıdakilerden hangisidir? sıl güvenilir?
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangi-
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. si anlatımın akışını bozmaktadır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

9. (I) Tiple karakter birbirinden farklıdır. (II) Tip, çev- 12. (I) Toprak sevgisine, insana, dostluğa verdiği önem-
resiyle uyuşmaz ve çatışır ama kendisiyle çatış- le tanınan Âşık Veysel, kaderci bir yaklaşımla şiir-
maz ve kendisinden memnundur. (III) Onun için lerini yazmıştır. (II) Aşk, ayrılık, çekilen acılar ve
tipler az ya da çok ama kesinlikle delidirler. (IV) yalnızlık temalarını işlemiştir. (III) Bir süre köy ens-
Hiçbir deli, deli olduğunu bilmez ve kabul etmez. titülerinde saz öğretmenliği yapmıştır. (IV) Kişiliği-
(V) Karakter ise kendisiyle uyumsuzdur ve kendin- nin özgün gücüyle halk edebiyatımıza katkıda bu-
den memnun değildir. (VI) Karakter kendisiyle he- lunmuştur. (V) Şiirlerinde sevginin güzelliğine bağ-
saplaşmaktan kaçınmaz. lanmış, ona olan aşkını dile getirmeye çalışmıştır
Bu parçada anlatımın akışını bozan cümle aşa- hep.
ğıdakilerden hangisidir? Bu parçada anlatımın akışını bozan cümle aşa-
ğıdakilerden hangisidir?
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

10. (I) Eserleri, kendi görüşlerini yaymak için kullanan 13. (I) Eserde düşüncelerin yalın bir dille samimi bir
yazarlardan oldum olası hoşlanmam. (II) Bunlar, havayla anlatılması eserin bir diğer ilgi çekici bo-
eserlerinde bir tip yaratırlar ve onu kendi düşün- yutu. (II) Eser bir köy draması şeklinde düşünül-
celerini aktarmak için kullanırlar. (III) Amaçları ro- müş. (III) Samimi hava, aralara serpiştirilen betim-
man yazmak değil, fikir bezirgânlığı yapmaktır. (IV) lemelerle canlı bir hâle getirilmiş. (IV) Öyle ki okur
Çok okumayan, okuduğundan da zevk almayan metni okuduktan sonra gözünün önünde bir tablo
bir toplum istiyorlar diye düşünüyorum. (V) Böyle- beliriyor. (V) Bu canlılık her ne kadar yer yer an-
leri makale yazıp düşüncelerini açıkça anlatsalar lamsız ikilemelerle bozulsa da yazarın hakkını ye-
beni bu kadar kızdırmazlar. memek lâzım.
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerden Bu parçada numaralı cümlelerden hangisi an-
hangisi anlatımın akışını bozmaktadır? latımın akışını bozmaktadır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

45
BÖLÜM TESTİ - 17

1. (I) Hayat yalnızca güçlü çıkanın ve çoğunluğun ol- 4. (I) Gelecekte insanlar, birbirine daha fazla danış-
saydı, gecelerimiz kadar gündüzlerimiz de dilsiz ma gereksinimi duyacaklar. (II) Bu gereksinimin en
olurdu. (II) Oysa tam tersine, romanın sel gibi ka- önemli nedeni dünyadaki gelişmelere ayak uydur-
pı önlerimizi önüne katıp sokaklarımızı dağıttığı maktır. (III) Çünkü dünya hızla değişmektedir. (IV)
dünyada dingin bir akarsu gibidir öykü. (III) Taşla- Doğal olarak bu ayak uydurmalar uzmanlaşmayı
rı atlayarak akıp giderken bir şeyleri önünde sü- zorunlu kılacak. (V) Hemen her ayrıntının bir uz-
rüklemeyi aklından bile geçirmez. (IV) Öykü, ro- manı olacak ve insanlar bu uzmanlara danışarak
man gibi uzun çalışmalar sonucu oluşturulmuyor. hareket edecekler.
(V) Onun kendi dünyasında, “İşte öyle olur edebi- Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerden
yat” dedirten öz güveni belki azınlıkta kalmaya hangisi anlatımın akışını bozmaktadır?
mahkûmdur. (VI) Ama onun sesini dinlemeden
adam olmaz bu hayat. A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Bu parçada düşüncenin akışını bozan cümle
aşağıdakilerden hangisidir?

5. (I) İyi bir sanatçı hatalarının ortaya çıkarılmasına


A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
sinirlenmez. (II) Bu bakımdan eleştirmenlerin kar-
şısında değil yanında yer almalıdır. (III) Böyle bir
yargının doğruluğunun tartışılması gerekmiyor mu
sizce? (IV) Ancak sanatçı o kadar araştırma yapa-
cak, eseri yazarken doğum sancıları çekecek, eleş-
2. (I) Cahit Külebi, aydın bir saz şairi içtenliği, bir Ka-
tirmen de burası olmamış diye ahkam kesecek. (V)
racaoğlan rahatlığı ve temiz bir dil ile zaman za-
Eser gerçekten olmamışsa buna sözümüz yok ama
man kötümser, güvensiz, kendi türküsünü söyle-
her eserin de aynı yöntemle ve anlayışla ele alın-
di. (II) O, oluşmakta olan "Yeni Şiir" akımında ken-
ması sanatçıya yapılmış büyük bir hakaret olarak
dine özel bir yer edinmeyi denedi. (III) Yarım kafi-
kabul edilmelidir. (VI) Yazarın aynı durumu iki de-
yeler, iç sesler, duygu ve düşüncelerine eklediği
fa kullanması hatadır da eleştirmenlerin her defa-
zarif benzetmelerle çok güzel şiir örnekleri verdi.
sında aynı yöntemleri kullanması bir saygınlık mı-
(IV) Söyleyişindeki titizlik hemen hemen her şiirin-
dır?
de kendini gösteren bir unsurdu. (V) Şiirlerinde yurt
köşelerinin manzara ve insan gerçeklerini dile ge- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden han-
tirmiştir. gisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

Bu parçada numaralandırılmış cümlelerden han-


A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
gisi akışı bozmaktadır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.


6. (I) Şuna kesin olarak inanıyorum ki tarihe kök sal-
madan yeni bir şey yaratamayız. (II) Taklide çalış-
tığımız Avrupa medeniyeti, antik müzelerden ve
tarihî kütüphanelerden çıkmıştır. (III) Bugün bizim
3. (I) Kimi zaman bir yazar, çok uzaklardaki bir köy- en çok muhtaç olduğumuz şey de aslında aynı:
de güneş gibidir, çevresini aydınlatır. (II) Kimi za- kendi tarihimizi, kültür ve edebiyat eserlerimizi ye-
man kitaptır, kişinin kapkaranlık yaşamına güneş ni görüşlere göre yeniden yorumlamak. (IV) Bu,
gibi doğar. (III) İnsanlık, büyüklü küçüklü sayısız asla bugüne ve yarına ilgisiz kalmayı gerektirmez.
umutlarla donatılmıştır. (IV) Çağları ve ülkeleri ay- (V) Zaman üç boyutludur ve bunların hepsi birbiri-
dınlatan kişileri, akımları, felsefeleri, buluşları dü- ne bağlıdır. (VI) Öyleyse, yazarlarımızın dil ve üs-
şünün. (V) Edison’un ampulü icat ettiği gün yeni lup bakımından bu durumu dikkate alması gerek-
bir güneş keşfedilmedi mi? mektedir
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisi Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden han-
düşüncenin akışını bozmaktadır? gisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.

46
Ünite 3 Paragraf

1660
7. (I) Yaşamın sürekli bir hareket, sürekli bir akış ol- 10. (I) Anonim halk edebiyatının en çok kullanılan na-
duğu kabul edilen bir gerçektir. (II) Ama bu hare- zım türü olan maniler, halkımızın ortak duyguları-
ket insanların hareketine benzemez. (III) İyice dü- nı dile getiren kısa, özlü ürünlerdir. (II) Kültürümüz-
şünülürse yaşamın öznel ve nesnel yanlarının ol- de mani söyleme geleneği çok eskilere dayanır.
duğu görülür. (IV) Toplumdaki bütün insanların ha- (III) Çağımızdaki gibi teknolojinin getirdiği eğlence
reketlerinde de bir başlangıç ve son olduğu gözle- ve iletişim araçlarının bulunmadığı zamanlarda hal-
nebilir. (V) Fakat yaşam akışının başlangıç ve so- kın en büyük eğlence kaynağı, bu maniler olmuş-
nu saptanamaz. tur. (IV) Sadece eğlence için değil, maniler, çeşit-
Bu parçada, numaralanmış cümlelerden han- li vesilelerle davet, sohbet, oyun, karşılama, uğur-
gisi düşüncenin akışını bozmaktadır? lama, düğün vb. törenlerde de söylenirdi. (V) Ma-
ni söyleyene ise “mani yakıcı”, “mani düzücü” ve-
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. ya “manici” denirdi.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden han-
gisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

8. (I) Yayınlanmamış sayısız dilbilgisi kitabı var ama


11. (I) Nedir insanların bu kitaplara olan düşkünlüğü?
dille doğrudan ilgilenenlere seslenen kitaplar değil
(II) Kitaplar neden insanların hayatında bu kadar
bunlar. (II) Yalnızca konunun içinde olanlara yar-
büyük bir yer tutuyor? (III) Bunun için “İnsanlar ni-
dımcı olmaya çalışırken bir yandan da kafalarını
çin okur?” sorusunu cevaplamak gerekir. (IV) İn-
karıştıran bu kitapların çoğunda bir dil birliği bile
sanlar toplu yaşadıkları hâlde varlıkların en yalnı-
sağlanamamış durumda. (III) Bunlar, bir dilbilim ki-
zıdır. (V) Görünüşte ne kadar birbirine yakın ama
tabı olmadığı gibi, aslında bir ders kitabı da değil.
içten aralarında ne uzaklıklar var insanların. (VI)
(IV) Birinin “özne” dediğine öbürü “fail” demekte.
Düşünüyorum da kitap okumanın yerini doldurabi-
(V) Bu kitaplarda gördüğüm en önemli eksik ise,
lecek bir eğlence türü daha var mı?
ağaçlara bakarken ormanı görmemek.
Yukarıdaki parçada numaralandırılmış cümle-
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden han-
lerden hangisi düşüncenin akışını bozmakta-
gisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
dır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.


A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.

12. (I) Yazınsal metinlerle aramızda canlı bir etkileşim


kurulur. (II) Metin orada tek sözcüğü bile değişme-
den dururken onu zihnimizde yeniden anlamlandı-
9. (I) Roman yazmak çok zor bir iştir. (II) Kime sorar- rarak yaptığımız okumalarda bize sürekli bir şey-
sanız aynı cevabı alırsınız. (III) Ama bu zorluğu ler anlatır. (III) Bu karşılıklı söyleşimden asıl biz
kolaylaştıran biraz da ilhamdır çünkü bir yazar, yaz- yararlanırız ama bu arada metin de bizim okuma-
madan önce bir arayışa girer. (IV) Bu arayış serü- larımız sırasında kabarıp dalgalanır ve yazıldığı gi-
veninde doğal olarak yazarda biraz yılgınlık olur. bi durmaz. (IV) Her yapıt, gerçek okurunu bulmak
(V) Bu nedenle konu aramak ve bulmak çok zor- için bir arayış içerisindedir. (V) Ve her okumada
dur. (VI) Bu aşama uzadıkça ise hem zaman kay- karşısındakine farklı karşılıklar verir. (VI) Bu du-
bı ortaya çıkar hem de yazarın kendine olan gü- rum oluşmasaydı yeniden ve yeniden okunmazdı
veninde sarsıntı meydana gelebilir. hiçbir yapıt.
Yukarıdaki parçada numaralandırılmış cümle- Yukarıdaki parçada numaralandırılmış cümle-
lerden hangisi düşüncenin akışını bozmakta- lerden hangisi düşüncenin akışını bozmakta-
dır? dır?

A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI. A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.

47
4. Bölüm Parçayı İkiye Bölme
PARÇAYI İKİYE BÖLME
L Birinci Nokta: Parçada konunun değiştiği cümle-
Q Bir yazıda farklı konulara geçildiğinde paragraf başı
yi tespit etmek
yapılmalıdır. Bu durum, parçanın iki paragrafa ayrıl-
masını gerekli kılar.
Q Sınavlarda karşımıza çıkan bu tür soruları çözerken L İkinci Nokta: Yeni konuya geçilen cümle-
dikkat etmemiz gereken temelde iki nokta vardır:
nin, kendisinden sonraki cümleyle ilişkili olup
olmadığını kontrol etmek

ÇAĞRIŞIMLI BÖLÜM TESTİ

1. (I) Resim ve heykel sanatçıları insan elleri üzerin- 2. (I) Başta kuşkuculuk olmak üzere bilme arzusu,
de çok durmuşlardır. (II) Ortaçağdan bu yana, res- merak, sezgi, algılama gücü ve yaratıcılık bir bilim
samların yaptığı portrelere baktığınızda gözlerden insanı için vazgeçilmez özelliklerdir. (II) Bu özellik-
çok, ellerin öne çıktığını görürsünüz. (III) Gergef ler bazı bilim adamlarında yeterince bulunmayabi-
üzerinde dolaşan, çenesini avuçları içine alan, vü- lir. (III) Ancak, bilimde kuşkuculuğu elden bırakma-
cut boyunca sarkan eller… (IV) Mutluluğun parıl- mak hem yeni bilgilere açılımı sağlar hem de baş-
tısını, kaygıların kaynaşmasını, yaşamaktan usa- kaları tarafından yapılmış araştırmalardaki yanlış-
nışı hep bu ellerde görürsünüz. (V) Bundan on bin- lıkları, ihmalleri görmeyi sağlar. (IV) Bilim ve tek-
lerce yıl önce insan daha kafasıyla düşünemezken noloji geliştikçe bilimsel araştırmalardaki etik dışı
elleriyle düşünmüş. (VI) İnsan geometri bilmeden davranışlar da artmaktadır. (V) Bu problem Ame-
su bentleri yapmış, matematik bilmeden parmak- rika gibi gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan tüm
larıyla saymış, sanat ve güzellik üzerine hiçbir bil- ülkelere kadar yaygınlaşmış ve endişe verici bo-
gisi yokken mağara duvarlarını, bugün usta res- yutlara ulaşmış bulunmaktadır. (V) Resmi istatis-
samların bile yapamayacağı resimlerle donatmış. tiklere göre Amerika’da her yıl 450 civarında so-
(VII) Bilimsel ve sanatsal yaratılar konusunda övün- ruşturma ve dava açılmaktadır. (VI) Yine teknolo-
düğümüz ne varsa hepsini, insan elinin çağlar bo- jideki ahlâk dışı davranışlardan ötürü bu ülke her
yunca yaptığı hareketlere borçluyuz. ay iki milyar dolar zarara uğramaktadır.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci
paragraf hangi cümleyle başlar? paragraf hangi cümleyle başlar?

A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI. A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.

Çözüm:
Parça kabataslak okunduğunda sanattan bahse-
Çözüm:
dildiği görülür ancak parça dikkatle okunursa I, II
Parçanın ilk üç cümlesinde bilim insanlarının özel-
ve III numaralı cümlelerde “sanat nedir?” sorusu-
likleri üzerinde durulurken IV. cümleden itibaren
na cevap aranırken IV numaralı cümleden itibaren
etik dışı davranış probleminden söz edilmeye baş-
“sanatın amacı ve türleri” konusuna geçilmiş oldu-
lanmıştır. Bu nedenle cevap seçeneği C’dir.
ğu fark edilecektir. Bu nedenle cevap seçeneği
D’dir. Cevap C
Cevap D

48
Ünite 3 Paragraf

3. (I) “Şair Evlenmesi” Şinasi’nin hem eski evlenme 4. (I) Sanatçıyı keşfetmek, eleştirmenin işi midir? Sa-
tarzı ile alay etmesi hem de mahalle halkını kendi natçının keşfedilmesi bir değerlendirme bir eleşti-
dili ile konuşturması bakımından dikkat çekicidir. ri işi olduğu için elbette bu iş eleştirmenin işidir.
(II) Kültür ve medeniyet değişiminin en çarpıcı özel- (III) Öyleyse, sanatçıyı keşfeden kişi, eleştiri ya-
likleri eski yaşayış tarzının, örf, âdet ve dünya gö- pan bir kişidir ve eleştiri yapan insana da eleştir-
rüşünün beğenilmeyişi, eleştiri konusu olması ve men denir. (IV) Böylece şu sonuca varırız: Bir sa-
bunların yazınsal yapıtlarla yansıtılmasıdır. (III) Ye- natçı başka bir sanatçıyı keşfederken sanatçı de-
ni Türk edebiyatı, eski yaşayış tarzını, eski dünya ğil, eleştirmendir. (V) Sait Faik eleştirmen ile sa-
görüşünü eleştiren bir yığın eserle doludur. (IV) natçıyı birbirinden ayırmaya çalışıyor oysa bu iki-
Tanzimat’tan beri birçok sanatçı bu konuları ele sini ayırmak hiç de kolay değildir. (VI) Her eleştir-
alan yapıtlar vermiştir. (V) Bu yapıtlar, nitelikli olup men sanatçı olduğu gibi her sanatçı da eleştirmen-
olmadığına bakılmaksızın okuyucuya sunulmuş- dir.
tur. (VI) Bu durumun olumlu ve olumsuz sonuçla- Bu parça iki paragrafa ayrılırsa ikinci paragraf
rını değerlendirmek pek tabii ki edebiyat tarihçile- numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
rinin işidir.
Yukarıdaki parça iki paragrafa ayrılmak isten- A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
se ikinci paragraf hangi cümle ile başlar?

A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.

Çözüm: Çözüm:
Parçanın I. cümlesi olan “Şair Evlenmesi, Şina- Parçanın ilk 4 cümlesinde, eleştirmen ve sanatçı-
si’nin hem eski evlenme tarzı ile alay etmesi nın keşfedilmesi konusu üzerinde durulmaktadır.
hem de mahalle halkını kendi dili ile konuştur- Ancak V. cümleden sonra, Sait Faik üzerinden fark-
ması bakımından dikkat çekicidir.” yargısından lı bir görüş dillendirilerek konunun ekseni değişti-
sonra kültür değişimi ve edebiyat ilşkisine dair dü- rilmiştir.
şünceler dile getirilmiştir. Parça, II. cümleden IV. (V) Sait Faik eleştirmen ile sanatçıyı birbirin-
cümleye kadar bir blok hâlinde okunduğunda bir den ayırmaya çalışıyor oysa bu ikisini ayırmak
konu bütünlüğü içinde ilerlediği anlaşılacaktır. Bu- hiç de kolay değildir. (VI) Her eleştirmen sanat-
radan hareketle ikinci paragraf, II numaralı cümle çı olduğu gibi her sanatçı da eleştirmendir.
ile başlamalıdır.
Parçanın I. cümlesinden IV. cümlesine kadarki kıs-
Cevap A mı birinci paragraf, V ve VI. cümlelerinden oluşan
ikinci kısmı da ikinci paragraftır. Bunun için cevap
seçeneği D’dir.
Cevap D

49
BÖLÜM TESTİ - 18

1. (I) Şiirle ve özellikle resimle uğraşmaya küçük yaş- 4. (I) Sokakta insanların sağa sola yalpalayıp yürü-
larda başlamış. (II) Sanatçımızın ilk şiir deneme- düklerini ve yolun tümünü kapladıklarını görünce
leri, geleneğin bir nevi devamı mahiyetindedir. (III) beden eğitimi derslerinden yeterince yararlanama-
Yani sanatçımızın şiiri divan şiiri tarzındadır. (IV) dıklarını düşünüyorum. (II) Geçiş hakkı onlarındır.
Sanatçının hayal konulu şiirleriyle tabiatı konu edin- (III) Nezaket kavramının farkında değildirler. (IV)
diği şiirleri arasında bir ilişki kurmak mümkündür. Bu dünyada başkalarının da yaşadığını bilemez-
(V) Çünkü sanatçının hayal konulu şiirlerinde ge- ler. (V) En eğitilmiş beyinler de olsa sanat dersi-
nellikle içinde mutlu olacağı bir mekân veya bir ta- nin incelikleriyle tanışmadıysalar arabalarını duy-
biat manzarası çizilmektedir. gularının anlatım aracı gibi görürler. (VI) Yollarda
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci egemenlik onlarındır. (VII) İstedikleri gibi hız yapıp
paragraf hangi cümleyle başlar? kuralları ihlal edebilirler.
Bu parça iki paragrafa bölünmek istense ikin-
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. ci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiy-
le başlar?

A) III. B) IV. C) V. D) VI. E) VII.

2. (I) Yorucu bir eğitimden ve ardından çok stresli bir


sınavdan sonra üniversiteli olabilen genç, üniver-
siteli olmanın heyecanından, önceki eğitimden çok
5. Şiir, hayal gücüyle yazıldığı gibi, hayal gücünü bes-
farklı bir psikolojiye girer. (II) Bu psikoloji, hedefle-
leyen bir özelliğe de sahiptir. (I) Okuyucunun zih-
ri olan gençleri başarıya götürürken olmayanları
ninde zengin çağrışımlar yaratır. (II) İnsan hayal
hayal kırıklığına uğratır. (III) Hedefleri olan üniver-
gücüyle kendini keşfettiği gibi başka insanların var-
sitelilerin yapması gereken en önemli aktivite ise
lığını da fark eder. (III) İlgisi kendi dışındaki varlık-
kitap okumaktır. (IV) Hangi fakültede, ne bölümün-
lara da yönelir, sevmeyi öğrenir. (IV) Bu öğrenme
de okunursa okunsun fikrî alt yapı oluşturmak için
hayalle başlar. (V) Hayalin olduğu yerde insan gö-
kitaplara ihtiyaç vardır. (V) Fikrî ve kültürel alt ya-
zünü kapayıp gönlünü açar.
pı ne kadar güçlü olursa meslekte ve hayatta o ka-
dar başarılı olunacaktır. (VI) Böylelikle insan daha Bu parça ikiye bölünmek istense ikinci parag-
mutlu bir yaşam sürecektir. raf kaç numaralı cümleyle başlar?

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci


A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
paragraf hangi cümleyle başlar?

A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.

6. (I) Yazıda her sanat alanının kendine özgü bir an-


latım dili olduğu üzerinde duruluyor. (II) Alain, in-
sanların sanatla ilgilenirken sadece estetik görü-
3. Kendi kendime uzandığımda öylece düşünüyorum. nümlerden hareket etmemelerini söylüyor. (III) Sa-
Aklımdan sürekli bir şeyler geçiyor. (I) Düşle ger- nat eserinin güzelliği onun dilinde gizlidir; bu dili
çek arasında bir yerlerde oluyorum. (II) Ne zaman öğrenirsek gerçek estetik dokuyu yakalarız, diyen
böyle olsam garip ilhamlar coşuyor içimde. (III) Ka- Alain bu düşüncelerini somut örneklerle sunuyor.
lemi elime aldığımda yazamadığımın farkına varı- (IV) Alain, Descartes’in akılcı felsefesinden etki-
yorum. (IV) Yazarlığın o kadar kolay olmadığı to- lenmiştir. (V) Alain aynı zamanda hümanisttir. (VI)
kadı çarpıyor suratıma. (V) “Yazarlık yalnız düş Yazar hümanist olduğu için savaşa ve yıkıma kar-
kurmakla olmamalı” diye düşünüyorum. şıdır.
Yukarıdaki parça iki paragrafa bölünmek isten- Bu parça iki paragrafa ayrılmak istenirse ikin-
se ikinci paragraf kaçıncı cümleyle başlar? ci paragraf hangi cümleyle başlar?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.

50
Ünite 3 Paragraf

1661
7. (I) İçerik nedir? İçerik, sözcüklerin tuğla tuğla oluş- 11. (I) Yakup Kadri’nin “Sodom ve Gomore” adlı roma-
turduğu kavramdır. (II) Bu kavramı elde ederken söz- nı siyasi ve toplumsal tarihimizi yazacaklar için bel-
cükler ilk adımlarımız, kavramsa ulaştığımız yerdir. gesel roman niteliğindedir. (II) Yakup Kadri, müta-
(III) Çevirilerde öbür dile geçirildiği zaman yeni bir reke yıllarında İstanbul’da gazetecilik yapar. (III)
görünüm kazanan yer kavramdır. (IV) Çeviri yapan İşgal faciasına bizzat tanık olur.(IV) Duydukları,
kişinin kavramları iyi tanıması gerekir. (V) Tam ola- gördükleri, şahit olduğu olaylar yazarın belleğinde
rak bilinmeyen kavramlar çevirinin ömrünü çürütür. altı yıl kaldıktan sonra, bunları “Sodom ve Gomo-
Yukarıdaki parça ikiye bölünecek olsa ikinci re” ismiyle bir roman hâline getirir. (V) Romanın
paragraf kaçıncı cümleden başlar? birinci basımı 1928’de yapılmıştır. (VI) 1966’da ya-
pılan ikinci baskısına, yazar tarafından hazırlanan
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. bir ön söz eklenmiştir.
Bu parça anlamlı iki paragrafa ayrılmak istenir-
se ikinci bölüm hangi cümleyle başlar?
8. (I) 15 Şubat akşamı Hisarcık kasabasına ulaştık.
(II) Oradaki arkadaşlarımız bizi krallar gibi ağırla- A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
dı. (III) Sabahleyin kayak malzemelerimizi hazırla-
yıp araca yükledik. (IV) Erciyes’e tırmanırken yo-
ğun bir tipiyle karşı karşıya kaldık. (V) Bir yıl son-
12. (I) Birden gülümsedi ve iki elini bana doğru uzattı.
ra arkadaşlarla bir araya geldiğimizde, yaptığımız
(II) Ben onun kara, kadife gözlerine bakarken, mut-
şeyin ne kadar yanlış olduğunu anladık. (VI) O ha-
lak bir huzur ve güven duygusu ile sarmalandığı-
vada Erciyes’e çıkmak, ölüme meydan okumaktı.
mı hissettim. (III) Sanıyorum, yaşamımda gördü-
Bu parça, iki paragrafa bölünmek istenirse ikin- ğüm en sevecen yüz buydu. (IV) Başka birine bak-
ci paragraf kaçıncı cümle ile başlar? tığım zaman, bir yandan boyalı yüzlerini inceledim,
diğer yandan söylediklerini anlamaya çalıştım. (V)
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI. Sanırım yüzlerindeki boyalar ölümü temsil ediyor-
du ve insanlardan yardım beklenildiğini ortaya ko-
yuyordu.
9. (I) Yaşlanmaya karşı en iyi korunma yolu düşleri- Yukarıdaki paragraf ikiye bölünmek istense ikin-
nizdir. (II) Hiçbir şey, bir düş kadar gerçek olamaz. ci paragraf kaçıncı cümleyle başlar?
(III) Düşleriniz, “şimdiki siz” ile “olmak istediğiniz siz”
arasındaki bağlayıcı köprüdür. (IV) İnsanoğlu yüz- A) V. B) IV. C) III. D) II. E) I.
yıllardır düşlerinin peşinden gitmiştir. (V) Gerçekte
de sadece peşinden gidilen düşler başarı getirir. (VI)
Başarının ölçüsü sizde ve düşlerinizde gizlidir.
13. (I) Karanlıkta Diyalog, görme engellilerin dünya-
Yukarıdaki parça iki ayrı paragrafa ayrıldığın-
sından kısa bir zamanda geniş bir kesit sunuyor.
da ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?
(II) Ziyaretçiler için kolaylaştırılmış parkurda eliniz-
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI. de baston, yanınızda görme engelli rehberiniz, İs-
tanbul’u gözlerinizi kullanmadan deneyimliyorsu-
nuz: Vapura biniyor, manav alışverişi yapıyor, Tak-
10. (I) Konuşma, en doğal anlatım yoludur. (II) Doğal akı- sim’de geziyorsunuz. (III) Turun sonunda, rehbe-
şıyla konuşma, dilin esasıdır. (III) Çünkü insan dilek rinizle karanlık kafede çaylarınızı alıp sohbet etme
ve isteklerini onunla ortaya koyar. (IV) Konuşma fa- imkânınız da var. (IV) Görme engellilerin yaşamın-
aliyeti, aynı zamanda teknik bir özellik taşımaktadır. daki zorlukları bir nebze olsun azaltmak için uğra-
(V) Her şeyden önce konuşma, basitten bileşiğe uza- şan bir girişim var. (V) Kendilerine Bitmeyen Ge-
nan düzeylerde bir ifade etme, anlatma tarzıdır. ce Hareketi diyorlar.
Yukarıdaki parça anlamlı olarak ikiye bölünmek Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci
istense, ikinci paragraf hangi cümle ile başla- parça numaralanmış cümlelerin hangisiyle baş-
malıdır? lar?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. A) V. B) IV. C) III. D) II. E) I.

51
5. Bölüm Paragrafa Cümle Yerleştirme
PARAGRAFA CÜMLE YERLEŞTİRME Örnek / Paragrafa Cümle Yerleştirme
(I) Ahmet Hamdi Tanpınar, “Beş Şehir ve Yaşadı-
Q Her paragrafın ve parçanın kendi içinde anlamsal bir ğım Gibi” adlı eserleri ile deneme türünün eşsiz
bütünlüğü olduğunu daha önce belirtmiştik. Bir cüm- denebilecek eserlerini vermiştir. (II) Zengin bir kül-
lenin parçaya yerleştirilebilmesi için yerleştirildiği yer tür birikimiyle yazılan bu eserlerin ilkinde ünlü ro-
itibarı ile kendisinden önce ve sonraki cümlelerle an- mancımız, Erzurum, Konya, Bursa, İstanbul ve An-
lam ve yapı bakımından uyumlu olması gerekmekte- kara’yı tarihin ve güncelin ışığında bir sanatçı ba-
dir. kışıyla ele almıştır. (III) “Yaşadığım Gibi” ise onun
tarih, coğrafya ve kültürümüzün çeşitli cepheleri-
L Uyarı: Bu tür soruları kısa sürede doğru ce- ne değinen aynı orijinallikteki kısa deneme yazıla-
vaplamanın en sağlıklı yolu, seçeneklerde rından oluşur. (IV) Aynı kuşağa mensup Suut Ke-
verilen cümleleri hızlıca numaralanmış boş- mal Yetkin, Tanpınar gibi 1940’lı ve 50’li yılların
luklara yerleştirip deneme yoluna gitmektir. önde gelen deneme ve eleştiri yazarları arasında-
dır. (V) Suut Kemal’in, sağlam bir kültür ve ölçülü
bir zihin çalışmasının ürünü olan yazıları “Günle-
Q Paragrafa Cümle Yerleştirme sorularının Paragrafta rin Götürdüğü, Düşün Payı” adlı kitaplarında top-
yapı konusunuyla ilgili sorulardan tek farkı, verilen par- lu olarak yayımlanmıştır.
çanın numaralanmış olması ve yerleştirilmesi gereken Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
cümlenin soru seçeneklerinde değil de soru öbeğinde den sonra “Bu uzun denemelerinde Türk tarih ve
verilmesidir. Dolayısıyla bu iki konu ile ilgili sorularda kültürüne dair orijinal ve ufuk açıcı değerlendirme-
format değişikliği dışında bir farklılık yoktur. ler yapmıştır.” cümlesinin getirilmesi uygun olur?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.


Q Hem konu tekrarı olması hem de konuyu karşılaştır-
malı öğrenip kavramak için bu iki soru tipini örnek so- Fark edileceği gibi parça numaralanmış ve numaralan-
rular üzerinde görelim. mış yere konması istenen cümle seçeneklere değil so-
ru öbeğine yerleştirilmiştir.
Örnek / Paragrafta Yapı
Bir kimsenin dil yanlışı yapmayacak yeterlikte ol- L Uyarı: Paragrafa Cümle Yerleştirme soru-
ması, yazılarını her zaman doğru yazacağının gü-
larında özellikle soru öbeklerine dikkat edil-
vencesi değildir. Tanınmış yazarlar ve sanatçılar
mesi gerekmektedir. Soru öbeğinde geçen
da dalgınlıkla, dikkatsizlikle zaman zaman dil yan-
lışları yapmaktadırlar. ---- Bundan dolayı yazar, ka- hangisinden önce, hangisinden sonra ve
fasındakini kâğıt üzerine döktükten sonra işini bit- hangisine gibi ifadeler cevap seçeneğini de-
miş saymamalı, yazısını bir kez, iki kez, gerekirse ğiştirmektedir.
daha birkaç kez ve başkasının yazısını okuyormuş
gibi okumalıdır.
Parçada boş bırakılan yere aşağıdaki cümleler- Bu uyarı doğrultusunda yukarıda verdiğimiz soruyu çö-
den hangisinin getirilmesi uygun olur? zecek olursak şöyle bir durum karşımıza çıkacaktır.
Soru öbeğinde verilen “Bu uzun denemelerinde Türk ta-
A) Böyle bir hata okuyucuyu memnun eder. rih ve kültürüne dair orijinal ve ufuk açıcı değerlendir-
B) Neden ileri gelirse gelsin, okuyucu için yanlış meler yapmıştır.” cümlesi, parça dikkatle okunursa III
yanlıştır. numaralı yere gelmelidir.

C) Anlatıma en iyi biçimi kazandıramazsınız. Buna göre yukarıdaki sorunun cevap seçeneği B’dir çün-
kü soru öbeğinde hangisinden sonra ibaresi vardır.
D) Bir yanlış için defalarca özür dileriz.
Eğer soru öbeğinde hangisinden önce ibaresi olsaydı
E) Yapıtımızın eleştirilmesine karşı çıkmamalıyız.
cevap seçeneği C olacaktı.
Soru öbeğinde hangisine ibaresi olsaydı cevap seçe-
Görüldüğü gibi parça numaralanmamış ve ilgili yer boş
neği yine C olacaktı.
bırakılmıştır. Boşluğa getirilmesi istenen cümle ise se-
çeneğe yerleştirilmiştir.

52
ÇAĞRIŞIMLI BÖLÜM TESTİ

1. (I) Yedi Meşaleciler adıyla tanınan genç şairler gru- 2. (I) Şiirini kendi mizacının ve mistik eğilimlerinin et-
bu, bu ismi, 1928’de Meşale adıyla çıkardıkları der- rafında oluşturmuş olan Necip Fazıl Kısakürek dö-
giden ve ortaklaşa yayımladıkları “Yedi Meşale” neminin büyük şairleri arasındadır. (II) Hem şiir an-
adlı şiir kitabından alırlar. (II) Üstad kabul ettikleri layışı hem dünya görüşü bakımından sonraki ku-
Ahmet Haşim’in de etkisiyle şiir ve nesirlerini top- şaklar üzerinde etkili olmuş olan Necip Fazıl’ın şi-
ladıkları bu kitabın ön sözünde memleket şiirine iri, saf şiir anlayışına yakındır. (III) 1923’ten sonra
karşı çıkarlar. (III) Sanat yönü ağır basan şiirin ör- çeşitli edebiyat dergilerinde yayımlanan şiirleri
neklerini verme iddiasında bulunurlar. (IV) Bunlar- 1925’ten itibaren Örümcek Ağı, Kaldırımlar ve Ben
dan Sabri Esat, çeviriye yönelerek Türkçesiyle de ve Ötesi gibi kitaplarında toplanmıştır. (IV) Şairin
değer taşıyan çeviriler yapmış, Vasfi Mahir ve Cev- huzursuz ruh hali, şiirlerin fikir ve anlam örgüsünü
det Kudret edebiyat tarihi ve edebiyat araştırma- oluşturur. (V) Bunlarda kaynağı meçhul bir korku,
ları alanında değerli eserler vermiş. (V) Yaşar Na- yalnızlık, vehim, sayıklama ve hastalık motifleri çok
bi ise yayıncılıkta karar kılarak 1933’te edebiyat belirgindir.
dünyamızın çok önemli ve sürekli dergilerinden Yukarıdaki parçada, numaralanmış cümlelerin
“Varlık”ı çıkarmaya başlamıştır. hangisinden sonra “Özellikle Yunus Emre’nin şi-
Yukarıdaki numaralanmış yerlerin hangisine iriyle beslenen, hece vezniyle yazılmış bu şiirler-
“Ancak bu ortak şiir hareketini fazla devam ettire- de sıkı bir şekil endişesi dikkati çeker.” cümlesi
meyen genç sanatçılardan her biri, daha sonra ay- getirilirse parçanın anlam bütünlüğü bozulmaz?
rı bir yol takip etmişlerdir.” cümlesinin getirilme-
si uygun olur? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V..

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V..

Çözüm: Çözüm:
Soru öbeğinde verilen cümle “… daha sonra ay- Soru öbeğindeki cümlede geçen “Yunus Emre’nin
rı bir yol takip etmişlerdir.” ifadesiyle son bul- şiiriyle beslenen, hece vezniyle yazılmış bu şi-
maktadır. irlerde” ifadesinden anlaşıldığına göre, bu cümle-
Parça dikkatli okunduğunda IV numaralı cümle ile den önce Necip Fazıl’ın şiirlerinden bahsedilmesi
ayrı yol takip eden sanatçılar tek tek sayılmakta ve gerekmektedir.
tuttukları yolların neler olduğu ifade edilmiştir. Parça okunduğunda bu şiirlerden III numaralı cüm-
İlgili cümleyi IV. cümle ile arka arkaya okuduğu- lede bahsedilmiştir.
muzda bu durum çok net görünecektir. Soru öbeğindeki cümleyi III. cümleyle birlikte oku-
Ancak bu ortak şiir hareketini fazla devam ettire- duğumuzda anlam bütünlüğünün bozulmadığı gö-
meyen genç sanatçılardan her biri, daha sonra ay- rülecektir.
rı bir yol takip etmişlerdir. Bunlardan Sabri Esat, 1923’ten sonra çeşitli edebiyat dergilerinde ya-
çeviriye yönelerek Türkçesiyle de değer taşı- yımlanan şiirleri 1925’ten itibaren Örümcek Ağı,
yan çeviriler yapmış, Vasfi Mahir ve Cevdet Kaldırımlar ve Ben ve Ötesi gibi kitaplarında
Kudret edebiyat tarihi ve edebiyat araştırmala- toplanmıştır. Özellikle Yunus Emre’nin şiiriyle bes-
rı alanında değerli eserler vermiş. lenen, hece vezniyle yazılmış bu şiirlerde sıkı bir
Soru öbeği “hangisine getirilmesi uygun olur?” şekil endişesi dikkati çeker.
biçiminde olduğu için cevap seçeneği D olmakta- Soru öbeğinde “hangisinden sonra getirilirse”
dır. ibaresi olduğu için cevap seçeneği C olmaktadır.
Cevap D Cevap C

53
BÖLÜM TESTİ - 19

1. (I) Çok övülen şeylerden hiç hoşlanmam, bu övme- 4. (I) Yazar bu romanında çok geniş bir perspektif
lerin yüzde birinin, yerinde sarf edilmediğini bilirim. içinde, yaşadığı dönemin aydın kesimine uygula-
(II) Övme saf kalpleri aldatmak için çok defa değer- nan baskıları şiirsel bir dille betimliyor. (II) Roman-
siz hatta kötü ve zararlı şeyler hakkında yapılır. (III) daki tiplemeler öylesine sıcak, yalın ve samimi bir
Göklere çıkarılan bazı eserler sürüm için yağlandı- dille sergileniyor ki içimizdeki insan sevgisi yeni-
rılan ballandırılan çürük mallar, hiçbir sözcüğü zer- den güç kazanıyor. (III) Teknik açıdan da biçim
re kadar gerçeğe değinmeyen abartılı gülünç rek- açısından da başarılı düzeye ulaşan roman, yaza-
lamlar hep buna benzer. (IV) Bunlar hep kalp te- rının ne denli usta bir sanatçı olduğunu gösteriyor.
mizliğine ve güvene karşı kurulmuş tuzaklardır. (V) (IV) Aynı zamanda sanatçı; söyleyiş, ses uyumu,
Bunlar daima temiz kişilerie zarar verirler. renkler, imgeler gibi birçok öğeyi kendi yeteneği
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi- ve sanat gücü çerçevesinde kullanmıştır. (V) Do-
sinden sonra, “Çünkü, bal diye zamka tutulan si- layısıyla böylesine güçlü bir yapıt olarak edebiya-
nekler gibi bu ökselere avlanır dururlar.” cümlesi tımızda hak ettiği yeri alacaktır.
getirilmelidir? Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangi-
sine “Bir yapıtın çağdaş boyut kazanması, ancak
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. bu içtenlikli özün ortaya konulmasıyla sağlanabi-
lir.” cümlesinin getirilmesi uygun olur?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.


2. (I)İnsanlığın en eski yerleşim birimlerinden olan
Hasankeyf’in ne zaman ve kimler tarafından kurul- 5. (I) Roman ve hikâye türlerine bakarsak şiir, edebi-
duğu bilinmiyor. (II) Ancak tarihî geçmişinin milat- yatımızın en eski, en işlenmiş türüdür. (II) Roman
tan öncesine dayandığı biliniyor. (III) Milattan son- ve hikâyenin ise en çok yüz yıllık geçmişi vardır.
raki ilk asırlarda Bizanslılarla Sasaniler arasında (III) Yalnız bugün değil, hemen hemen her dönem-
el değiştirmiş. (IV) 4. asrın sonralarında buraya de şiir en canlı sanatsal anlatım yolu olmuştur biz-
sağlam bir kale yapan Bizanslıların hakimiyeti 7. de. (IV) Bu nedenle bu canlılığını bugün de sür-
asırda Halife Hz.Ömer devrinde Müslümanların bu- dürmesi doğal karşılanmalıdır. (V) “Bizde her üç
rayı fethetmesiyle sona ermiş. (V) 1230’lu yıllarda kişiden biri şairdir.” sözünü bu bağlamda değer-
Eyyübilerin hakimiyeti sırasında bölgeyi istila eden lendirmemiz gerekir.
Moğollar burayı harabeye çevirmiştir. Yukarıdaki parçada, numaralanmış cümlelerin
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi- hangisinden sonra “Buna karşılık, şiirimiz halk ve
sinden sonra, düşüncenin akışına uygun ola- divan şiiri kaynaklarından gelen en az altı yüz yıl-
rak “Ayrıca bu konuda yazılı bir kaynak da yok.” lık bir geleneğe dayanmaktadır.” cümlesi getiri-
cümlesi getirilmelidir? lirse parçanın anlam bütünlüğü bozulmaz?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

6. (I) Yapıtlarında insanı ele alan birçok şairle karşı-


3. (I) Koşullarını saptayarak topluma, eserleriyle na- laşıyoruz. (II) Bütün iyi şairler gibi Cumalı’nın da
sıl yaşamaları, nasıl çalışmaları gerektiğini söyler. temel gereci insandır. (III) Onun yapıtlarında in-
(II) Esendal, iki türlü sanatçı kabul eder: (III)Top- san, ne toplumun aracı ne de bireyselliğin odağı-
luma öncülük edenler, yol gösterenler ve bir de dır. (IV) Cumalı’nın amacı, önceden belirlenmiş
toplumun ardından gidenler. (IV) Toplumun önün- gerçekliğin okura öğretisel olarak aktarılması de-
de giden sanatçılar, o topluma yeni bir dünya gö- ğildir. (V) Şiirlerinde bu gerçekliğin üzerine başka
rüşü getirir, bir toplum düzeni kurar. (V) Toplumun öğretiler katmaktan da özellikle kaçınır. (VI) Kısa-
nasıl bir gidişi, yaşayışı olduğunu gösterir. cası Cumalı’nın yapıtlarında olayların kendi ger-
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi- çekliğine önem verildiği görülür.
sinden önce, “Toplumu arkadan izleyen sanatçı Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi-
ise olanı saptar, topluma ayna tutar.”cümlesi ge- sinden sonra, “Bunun için de olayı kendi gerçek-
tirilmelidir? liği içinde verir.” cümlesi getirilmelidir?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.

54
Ünite 3 Paragraf

1662
7. (I) Edebiyatta bazı kavramlar belli tanımlamanın 10. (I) Esasen Balzac’ı Balzac yapan şey, onun yarat-
dışına çıkamaz. (II) Örneğin, yıllar yılı lirik şiirin ko- tığı karakterlere kendisinin de katılmış olması de-
nusu aşk, ölüm ya da din gibi alanlarla sınırlandı- ğil midir? (II) Yazarken âdeta kendinden geçen ya-
rılmıştır. (III) Oysa, ne şiirsel türler için ne de düz zarın üslubu da anlattığı olaylar gibi bazen berrak
yazı türleri için böyle bir sınırlandırma yapılamaz. bazen ağdalı olur. (III) Çevirirken birçok yerinde
(IV) Yazarın, ozanın daha geniş bir deyişle yaratı- kalemi elimden bırakarak, uzun uzun düşündüm.
cının seçimine, insan ve evrene bakışına göre de- (IV) Büyük yazarın eserindeki üslubunu da yansıt-
ğişen bir olgudur bu. (V) Çünkü yaşamdan ölüme, maya çabaladım. (V)İstedim ki Türk okuyucusu be-
sevgiden kine, bireyden insanlığa, doğadan son- ni değil, Balzac’ı okusun.
suzluğa değin her şey, konusu ve teması olabilir Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi-
lirik şiirin. sinden önce, “ Öyle ki yer yer felsefi bir metin ka-
Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangi- dar derinleşmektedir.”cümlesi getirilirse parça-
sine“Bu nedenle lirik şiir konu ve tema bakımın- nın anlam bütünlüğü bozulmaz?
dan sınırlandırılamaz.” cümlesinin getirilmesi
uygun olur? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.


11. (I) Sanatta, sözcüğün tam anlamıyla yeni bir şey
yoktur. (II) Hiçbir sanatçı kendinden önce var ol-
mayan bir sanat yaratmamış, hiçbir güzelliği yok-
8. (I) Sosyal bilimlere ilişkin herhangi bir kavramın
tan var etmemiştir. (III) Doğada olduğu gibi, sanat-
mutlak tanımını yapmaya çalışmak, o kavramın iş-
ta da hiçbir şey kaybolmaz ve hiçbir şey yoktan
levlerinden herhangi birini dışarıda bırakmak de-
yaratılmaz. (IV) Sanatta buluş bir yenileştirme, bir
mektir.(II) Çünkü sürekli yaşamakta, gelişmekte,
değiştirmedir. (V) Sanatların tarihinde görüyoruz
hepsinden önemlisi değişmektedir. (III) Bu değişik-
ki her sanat bir yandan kendi geçmişine, öte yan-
liğe uygun yeni formlar kazanmaktadır. (IV) İnsa-
dan başka sanatlara bağlıdır. (VI) O halde sana-
na ve kültüre ilişkin kavramlar değişmesiz ve ge-
tın başlangıç noktası yok, hep vardı sanat.
lişmesiz olamaz. (V) Dolayısıyla bunları belli bir
an için bile olsa dondurmak imkânsızdır. Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangi-
sine düşüncenin akışına göre “Başka türlü söy-
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi-
lemek gerekirse, her sanat biri derinliğine, öteki
sinden önce, “Zira tanımlanmaya çalışılan kav-
genişliğine iki ilişki zincirinin ortasındadır.” cümle-
ram insan gibidir.” cümlesi getirilirse parçanın
si getirilmelidir?
anlam bütünlüğü bozulmaz?

A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.


A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

12. (I) Şiir ve roman birer iç yaşayıştan doğmuştur ve


9. (I) Edebiyat da popüler olunca başına ne yazık ki onları yaşayarak okumamız da bundandır. (II) Her
aynı hadise gelir. (II) Edebiyatın popüler kültürden okuyucunun aynı davranışta olduğu elbette söyle-
kaçması çok zor. (III) Edebiyat popülerleşince el- nemez. (III) Yaratılışın, yetişmenin verdiği ayrılık-
bette ki içeriği, tamamen olmasa da önemli ölçü- lar vardır. (IV) Gerçek sanat eserinin özelliklerin-
de değişim gösterir. (IV) Edebiyat bir bakıma kısıt- den biri de, bu çok yönlülük değil midir? (V) İnsan,
landırılır. (V) Popüler kitaplar yaşamı kolaylaştırır, ilerde yaşamaktan yorulup da geçmiş günlerden
edebî kitaplar ise yaşamı zorlaştırır; ancak insanı bir yığın olmaya yüz tutunca, şiir ve roman okuma-
birçok yönden geliştirir. yı da bırakır.
Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangi- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi-
sine “Popüler sıfatı herhangi bir kavramın önüne sinden sonra, “Bu bakımdan, aynı kitaptan her-
geçmeyegörsün, tanımlandığının değerini düşü- kes biraz da kendi şiirini, kendi romanını okur.”
rür.” cümlesinin getirilmesi uygun olur? cümlesi getirilmelidir?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

55
Ünite 3 Paragraf
6. Bölüm Paragrafta Cümle Sıralama
PARAGRAFTA CÜMLE SIRALAMA Paragrafın Soru Hâli:
(PARAGRAF OLUŞTURMA) I. “Ekmeğimi Kazanırken” eseri de bunlardan bi-
ri olup Gorki’nin otobiyografik üçlemesinin ikin-
Q Hatırlanacağı gibi cümle anlamı fasikülünün son bö-
ci kitabıdır.
lümünde “Cümle Sıralama” konusuna yer vermiştik.
II. Yazları gemilerde miçoluk ve kuş avcılığı ya-
Aynı konu paragraf konusu içerisinde de bulunmak-
pan kahramanımız, uzun bir süre de bir hey-
tadır.
kel atölyesinde çalışır.
Q Soru mantıkları aynı olmakla birlikte aralarında şöy-
III. Böyle iş değiştirerek yaşadığı yıllarda hem in-
le bir fark vardır.
sanları ve hayatı gözlemler hem de kitapları
Q Cümle anlamı konusunun içerisinde bulunan sırala- keşfeder.
ma sorularında, tek bir cümle farklı yerlerinden bölü- IV. Maksim Gorki, neredeyse bütün romanların-
nerek öncüllere konmaktaydı. da yoksulların sefaletinden, samimiyetinden,
Örneğin “1926-1929 arasında Atatürk’ün yakın zor şartlar altında verdikleri hayat mücadele-
ilgisi ve desteğiyle İstanbul’da basılıp Anka- sinden manzaralar çıkarır karşımıza.
ra’da dağıtılan Hayat dergisi, bu yılların fikir ve V. Eserde, on yaşındaki roman kahramanının bir
edebiyat hayatında önemli bir rol oynar.” cüm- ayakkabı mağazasında başlayan çalışma ha-
lesi şu şekilde bölünerek öncüllere konuyordu: yatı üniversiteye başladığı zamana dek aralık-
I. önemli bir rol oynar sız devam eder.

II. 1926-1929 arasında Atatürk’ün Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir


bütün oluşturacak biçimde sıralandığında han-
III. İstanbul’da basılıp Ankara’da dağıtılan
gisi sondan ikinci olur?
IV. yakın ilgisi ve desteğiyle A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
V. Hayat dergisi, bu yılların fikir ve edebiyat ha-
yatında Görüldüğü gibi paragrafın cümleleri öncüllere yerleşti-
rilmekte ve öncüller karıştırılmaktadır. Bu tür soruları çö-
Soru öbeği ise şu şekildeydi:
zerken cümleler arasındaki anlamsal bağlantılara dik-
Yukarıdaki sözler anlamlı ve kurallı bir cümle kat edilmeli ve ilk cümle doğru tespit edilmelidir.
oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baş-
tan dördüncü olur?
L Uyarı: “Paragrafta Cümle Sıralama” konu-
Q Paragraf konusu içerisindeki sıralama sorularınday- su, “Paragrafta Yapı” konusuyla yakından
sa bir cümle değil bir paragraf beş cümleye ayrılmak- ilgilidir. Bunun için bu konuyla ilgili sorular-
ta ve her bir cümle farklı bir öncüle konulmaktadır. da zorlanan öğrencilerin ilgili fasikülü tekrar
etmesi, kendileri için çok yararlı olacaktır.
Konuyu iyi kavramak için birlikte, beş cümleden oluşan
bir paragrafı sıralama sorusu hâline getirelim.

Paragraf: L Uyarı: “Paragrafta Cümle Sıralama” soru-


(I) Maksim Gorki, neredeyse bütün romanlarında larının soru öbeklerinde bulunan “sondan
yoksulların sefaletinden, samimiyetinden, zor şart- ikinci”, “baştan üçüncü” gibi ifadelere,
lar altında verdikleri hayat mücadelesinden man- özellikle de cevap seçeneğini belirleyen “ön-
zaralar çıkarır karşımıza. (II) “Ekmeğimi Kazanır- ceden” ve “sonradan” ibarelerine dikkat
ken” eseri de bunlardan biri olup Gorki’nin otobi- edilmelidir.
yografik üçlemesinin ikinci kitabıdır. (III) Eserde,
on yaşındaki roman kahramanının bir ayakkabı
mağazasında başlayan çalışma hayatı, üniversite- L Uyarı: “Paragrafta Cümle Sıralama” konu-
ye başladığı zamana dek aralıksız devam eder. suyla ilgili sorular, paragraf sorularının genel
(IV) Yazları gemilerde miçoluk ve kuş avcılığı ya- mantığını çözmeye yardımcı olmaktadır. Bu
pan kahramanımız, uzun bir süre de bir heykel atöl- sebeple bu konuyla ilgili yapılacak olan faz-
yesinde çalışır. (V) Böyle iş değiştirerek yaşadığı la soru çözümü, paragraf netlerinin artması-
yıllarda hem insanları ve hayatı gözlemler hem de na gözle görülür bir katkı sağlayacaktır.
kitapları keşfeder.

56
ÇAĞRIŞIMLI BÖLÜM TESTİ

1. I. El-Battani, modern astronomide Dünya’nın Gü- 2. I. Sabah erkenden uçak yolculuğu için havali-
neş etrafındaki eliptik hareketini keşfetmiştir. manına doğru yola koyulduk.
II. El-Battani, Batı’da Albatenius olarak bilinen II. Şehrin biraz batısında bulunan otelimize yer-
Arap astronom, astrolog ve matematikçidir. leştikten sonraysa kahvaltı etmek üzere dışa-
III. Bu keşfinden ötürü Kopernik, “Göksel Kürele- rı çıktık.
rin Devinimleri Üzerine ” adlı kitabında Batta- III. Evet kızımız Selma artık bizimle beraber se-
ni’ye olan minnetini dile getirmiş ve birçok yer- yahat ediyordu.
de ondan alıntılar yapmıştır. IV. Güneşli ama serin bir Selanik sabahında ha-
IV. Şu anda Türkiye’de bulunan Urfa ilinin bir il- valimanına indik.
çesi olan Harran’da doğmuştur. V. Bu sefer tek fark yanımızda bir küçük bıcırık
V. Modern bilim dünyası da Battani’ye bilime kat- hanımın olması idi.
kılarından dolayı saygısını göstererek Ay’da- Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin anlamlı
ki bir bölgeye “Albatenius” olarak ismini ver- bir bütün oluşturması için aşağıdakilerden han-
miştir. gilerinin birbiriyle yer değiştirmesi gerekir?
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden anlam-
lı bir parça oluşturulduğunda sıralaması aşağı- A) I. ve II. B) II. ve III. C) II. ve V.
dakilerden hangisi olur?
D) III. ve IV. E) IV. ve V.

A) I – III – II – IV – V
B) II – IV – I – III – V
C) II – IV – I – V – III
D) III – V – I – II – IV Çözüm:
E) IV – I – III – II – V Parçada, anlaşılacağı gibi, bir olay anlatımı, dola-
yısıyla öyküleme vardır. Olay anlatımı ve öyküle-
menin yapıldığı parçalarda zaman sıralamasına
Çözüm: dikkat etmemiz gerekmektedir.
Parça okuduğunda parçanın El-Battani isimli bilim
Parçadaki kronolojik akışa yani öncelik ve sonra-
adamının kısa biyografisi (yaşam öyküsü) olduğu
lık sırasına dikkat edildiğinde şu kısa hikâyeye yer
anlaşılmaktadır. Biyografi yazılarında ise klasikleş-
verildiği kolayca anlaşılmaktadır.
miş bir anlatım sırası vardır. Tanıtılacak kişinin adı,
doğum yeri ve eğitimi, çalışmaları, başarıları ve Anne-baba ve küçük bir çocuktan oluşan bir aile,
vefatı. sabah erkenden havalimanına gitmek için evden
çıkıyor, uçak yolculuğuyla Selanik’e varıyor ve ka-
Yukarıdaki parçayı da bu şeklide sıralayacak olur-
lacakları otele yerleşiyorlar.
sak karşımıza şu paragraf çıkacaktır.
Cümleleri, bu kronolojik sıra doğrultusunda sırala-
(I) El-Battani, Batı’da Albatenius olarak bilinen Arap
dığımızda karşımıza şu paragrafın çıktığı görüle-
astronom, astrolog ve matematikçidir. (II) Şu an-
cektir.
da Türkiye’de bulunan Urfa ilinin bir ilçesi olan Har-
ran’da doğmuştur. (III) El-Battani, modern astro- (I) Sabah erkenden uçak yolculuğu için havalima-
nomide Dünya’nın Güneş etrafındaki eliptik hare- nına doğru yola koyulduk. (II) Bu sefer tek fark ya-
ketini keşfetmiştir. (IV) Bu keşfinden ötürü Koper- nımızda bir küçük bıcırık hanımın olması idi. (III)
nik, “Göksel Kürelerin Devinimleri Üzerine” adlı ki- Evet kızımız Selma artık bizimle beraber seyahat
tabında Battani’ye olan minnetini dile getirmiş ve ediyordu. (IV) Güneşli ama serin bir Selanik saba-
birçok yerde ondan alıntılar yapmıştır. (V) Modern hında havalimanına indik. (V) Şehrin biraz batısın-
bilim dünyası da Battani’ye bilime katkılarından do- da bulunan otelimize yerleştikten sonraysa kahval-
layı saygısını göstererek Ay’daki bir bölgeye “Al- tı etmek üzere dışarı çıktık.
batenius” olarak ismini vermiştir. Bu nedenle cevap seçeneği C’dir.
Bu sıralama sonucunda cevap seçeneği B olmak- Cevap C
tadır.
Cevap B

57
BÖLÜM TESTİ - 20

1. I. Bursa’yı ele geçirdi, adına hutbe okutup sikke 3. I. Caddeden yürüyerek Kent Müzesi’ne gittik.
bastırdı. II. Atatürk heykelinin arkasındaki meydanda yer
II. Cem Sultan, 1459’da Edirne’de doğdu. alan bu müze harika bir müze.
III. Ağabeyinin (II. Bayezit) tahta geçtiğini öğre- III. Açıkçası içeri girerken böyle güzel bir müze
nince topladığı kuvvetlerle isyan etti. olacağını düşünmemiştim.
IV. Ancak çok kısa bir saltanattan sonra, iki tara- IV. Aklınızda “Müze gezmek sıkıcıdır.” gibi bir ön
fın kuvvetleri arasında yapılan savaşta yenil- yargı varsa bunu tamamen yıkacak güzellikte
di. bir müze.
V. Fatih Sultan Mehmet’in küçük oğlu olan Cem V. Üç katlı müzenin giriş katında Osmanlı’nın ku-
Sultan, 3 Mayıs 1481’de babasının ölümünde ruluşundan Kurtuluş Savaşı’nın bitmesine ka-
Konya’da valiydi. darki tarihsel olaylar yer alıyor.
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir
bütün oluşturacak biçimde sıralandığında, han- bütün oluşturacak biçimde sıralandığında, han-
gisinin yeri değişmez? gisi sonuncu olur?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

2. I. Cumhuriyet’ten sonra ise il oldu. 4. I. Yazar, sürgün olarak yaşadığı Çorum’dan, Ço-
II. Denizli, Karamanoğullarının kısa süreli yöne- rum’daki toplumsal yaşamdan “Sarı Bal”, “Küs
timinin ardından 1429’da kesin bir biçimde Os- Ömer” öyküleriyle söz etmiştir.
manlı topraklarına katıldı. II. Tahir, Çankırı hapishanesinde tanıdığı yöre in-
III. Kurtuluş Savaşı’nda direnişin örgütlemesinde sanlarıyla onların serüvenlerinden çok fayda-
önemli bir rol oynadı. lanmıştır.

IV. Tanzimat Dönemi'nde Aydın vilayeti Aydın san- III. Çorum, gerçekçi edebiyatımıza Kemal Tahir’in
cağına bağlı bir kaza olan Denizli, 1883’te san- romanlarıyla yansımıştır.
cak ilan edildi. IV. “Yedi Çınar Yaylası, Köyün Kanburu, Büyük
V. Yalnızca kimi ilçelerinin işgal edilmesine kar- Mal” roman üçlemesi bu faydalanışın ürünleri
şılık, savaşın kargaşası ile iç çalkantılar yü- arasındadır.
zünden güçlükler yaşandı. V. Çorum’un edebiyatımıza yansıması Refik Ha-
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir lit Karay’ın Memleket Hikâyeleri’nde görülür
bütün oluşturacak biçimde sıralandığında, han- önce.
gisi sonuncu olur? Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir
bütün oluşturacak biçimde sıralandığında, han-
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. gisi sondan ikinci olur?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

58
Ünite 3 Paragraf

1663
5. I. Çocukluğu, gençliği olmamış kişinin yaşlılığın- 8. I. Kaçımızın “Albatros” adında bir arkadaşı var
da da bir tatsızlık var, yalnız ölümü düşünü- ki?
yor. II. Gerçek hayatta süper kahramanlar olmaz.
II. Çocukluğu olmayanın gençliği de olmaz. III. Romanlar gerçek yaşamların izdüşümleridir.
III. Ben kendimde değil, başkalarında gördüm onu. IV. Sıradan otomobilleri, sıradan evleri, sıradan
IV. Bir şey söyleyeyim mi ben size? işleri ve isimleri vardır.
V. Hani güzel bir ihtiyarlık vardır, insan çocuklu- V. Kahramanlarımız sıradan insanlardır.
ğunda yaptıklarını, gençliğinde yaptıklarını ha- Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir
tırlar, anlatır da gözlerinin içi parlar. bütün oluşturacak biçimde sıralandığında, han-
VI. İhtiyarlığı da olmuyor böylesinin. gisi sonuncu olur?
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir
bütün oluşturacak biçimde sıralandığında, han- A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
gisi dışarıda kalır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 9. (I) İnsanlara yazmayı öğretebilirsiniz ama okuma-


yı öğretmeniz zordur. (II) Benim istediğim öğret-
men, konuşmayı öğrenmeye gelen öğrencilerine
kitap okumayı öğretendir. (III) Üniversite öğrenci-
lerine bir yazar, bir şair ismi sorun, birkaç isim sa-
6. I. Oğlum fazla kaygılanmış, gelip avutucu şey-
yarlar fakat onları okumamışlardır. (IV) Hayatında
ler söyledi.
bir tek öykü kitabı okumamış öğretmenler var. (V)
II. Rastlanmadık bir biçimde ve yüksek sesle ağ- Zaten eğitim sistemi okumayı öğretmeye yönelik
lamaya başladım. değildir.
III. Yalnız sanat serüvenimizi değil, hayat serüve- Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangi-
nimiz de iç içe geçmişti. leri yer değiştirirse parçanın anlam bütünlüğü
IV. TV’de, sekiz otuz haberlerinde, birden, Edip sağlanmış olur?
Cansever’in ölüm haberi verildi.
V. Bu haber inanılmaz ölçüde sarstı beni. A) I. ve II. B) II. ve III. C) II. ve V.

Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir D) III. ve V. E) IV. ve V.


bütün oluşturacak biçimde sıralandığında, han-
gisi baştan birinci olur?
10. I. Bence Türkiye’de “Başkaları ne der?” sorusu,
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. özellikle kadınların aleyhine çalışıyor.
II. Biz başkalarının ne dediğini gereğinden fazla
önemsiyoruz.
III. Çünkü o kadar moralleri bozuluyor ve etraftan
7. (I) Bilmeden yazmak, karanlıkta göz kırpmak gibi- gelen laflardan etkileniyorlar ki, hep bir tedir-
dir. (II) Araştırma olmadan kesinlikle bir yazı çıka- ginlikle yaşıyorlar.
ramazsınız ortaya. (III) Örneğin, kutuplarda geçen IV. Tam da bu yüzden Türkiye’de birçok yetenek-
bir roman yazıyorsunuz. (IV) Araştırma yapmış ol- li insanın, yeteneklerini ortaya koyamadığını
saydınız ikisinin de farklı kutuplarda yaşadıklarını düşünüyorum.
öğrenmiş olacaktınız. (V) Kutup ayılarının yanın-
V. Daha girişken, daha cesur, daha bağımsız ol-
dan penguenler geçiyor, oldu mu şimdi?
malarına en büyük engelin bu olduğunu düşü-
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangi- nüyorum.
leri yer değiştirirse parçanın anlam bütünlüğü
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir
sağlanmış olur?
bütün oluşturacak biçimde sıralandığında, han-
gisi baştan ikinci olur?
A) I. ve II. B) I. ve III. C) II. ve IV.

D) III. ve V. E) IV. ve V. A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

59
BÖLÜM TESTİ - 21

1. A 2. A
İçi kara, koyun postuyla astarlanmış bir palto giy- Son bir kez yaşama denemesine girmek istiyor-
diği için geceyi, soğuğu hissetmeden, sıcacık ge- dum. Arkadaşım Burdovski’nin hakkını savunmuş-
çirmişti. Hâlbuki görünüşte hazırlıklı olmadığı an- tum. Bu yüzden herkesin kollarını açmış beni ku-
laşılan karşısındaki adam, Rusya’nın o nemli ka- caklamasını, benden bir şeyler için özür dilemele-
sım gecelerinden birinin tadını donan sırtında his- rini beklediğim, ben de onlardan özür dilemeyi dü-
setmiş olmalıydı. şündüğüm sırada, içimde bu son inanç alevleni-
B verdi. Şifasız bir vereme yakalandığımı kesinlikle
biliyor, kendimi aldatmaya kalkışmadan, durumu-
Geniş bir pelerini vardı. İtalya için yeterli ve çok
mu açıkça görüyordum.
uygun olan bu giyim biçimi, Rusya için pek uygun
değildi. Kapüşonlu pelerinin sahibi yirmi altı, yirmi B
yedi yaşlarında, biraz uzun boylu, sarışın, gür saç- Birkaç haftalık ömrün hiçbir değeri olmadığı dü-
lı, çökük yanaklıydı; küçük sivri sakalı, beyaza ya- şüncesi, bende bir ay önce yerleşmeye başladı. O
kın renkteydi. İri mavi gözleri dalgındı. Aslında hoş zamanlar dört hafta kadar yaşayacağımı umuyor-
ince olan yüzü soğuktan morarmış görünüyordu. dum. Ama üç gün önce, Pavlosk’tan döndüğüm
C akşam bu kafama iyice yerleşti. Bu düşünce, pren-
sin taraçasında insanlar ve ağaçlar arasında kal-
Adamın biri kıvırcık saçlı, kısa boylu, yirmi yedi ya-
mak istediğimi söylediğim zaman doğdu.
şında gri gözlüydü. Gözleri adeta ateş saçıyordu.
Burnu genişçe, elmacık kemikleri çıkık, ince du- C
dakları alaycı bir tavır içindeydi. Hatta kötü bir gü- Ama bunu açıkça anlayınca da yaşamaya karşı
lümseme de denebilir. Fakat yüksek ve şekilli alın, büyük bir istek duyuyordum. Yaşama sarılıyor, ne
yüzünün alt bölümünü, asaletten mahrum bir ka- pahasına olursa olsun ömrümü uzatmak istiyor-
balıktan kurtarıyordu. Yüzündeki solgunluk dikkat dum. Ama nasıl? Kitap bile okuyamıyordum. Ölüm
çekiyordu. bu kadar yakın olunca, okuyup bir şeyler öğren-
Yukarıdaki paragraflar bir metin olarak düzen- mek anlamsız geliyor.
lendiğinde sıralama nasıl olur?
Bu paragraflar giriş gelişme ve sonuç bölüm-
leri dikkate alınarak düzenlendiğinde sıralama
A) A, C, B B) C, A, B C) C, B, A
nasıl olur?
D) B, C, A E) A, B, C
A) A, B, C B) C, B, A C) B, A, C

D) B, C, A E) A, C, B
3. I. İnsanın iliklerine kadar işleyen bir soğuk var-
dı.
II. Çukur çukur kazılmış, insanların içlerine hü-
zün veren bostanda kararmış boş kafaları dim-
dik ayakta duran, kuru ayçiçek sapları yükse-
liyordu. 4. I. Tren istasyonu değil.

III. Dışarı çıkan üniversite öğrencisi çamurlu yol II. Doğduğumuz andan ölene kadar hayatımız
boyunca tarlalara yürümeye başladı. sürekli bir yolculuktur.

IV. Yolun sağ kıyısında bir bostan vardı. III. Hayat bir trendir.

V. Tarlalarda yer yer su birikintileri ışıldıyor; sa- IV. Manzara değişir, insanlar değişir, ihtiyaçlar de-
raran otların çürük halleri, koyu renkliliği ve iç ğişir, ama tren hep ileri gider.
karatıcılığıyla güz mevsimini çağrıştırıyordu. V. Bekleme yapmaz.
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir Numaralandırılmış cümleler anlamı bir bütün
bütün oluşturacak biçimde sıralandığında han- oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baş-
gisi baştan birinci olur? tan dördüncü olur.

A) I B) II C) III D) IV E) V A) I B) II C) III D) IV E) V

60
Ünite 3 Paragraf

1664
5. I. Çağlayanlarda başka hızda koşacağını anla- 7. I. Ekvatoral bölgede 5000-6000 m’den geçen
mış, çukurlarda dinlenmeyi öğrenmiş bir nehir kalıcı kar sınırı, Türkiye’de kenar dağlar üze-
gibi seviyorum seni. rinde 3200-3500 m’de erişilir, iç kesimlerde ise
II. Seni seviyorum çünkü hepimiz aynı yerde, bi- 4000 m’den geçer.
zi hala suyuyla besleyen aynı kaynaktan doğ- II. Kutup bölgelerinde ve yüksek dağlar üzerin-
duk. de,başlıca şekillendirici dış kuvvet buzullardır.
III. O yüzden zayıf düştüğümüzde tek ilacımız bi- III. Kalıcı kar sınırı enleme bağlı olarak değişir.
raz beklemektir. IV. Yıl boyunca ortadan kalkmayan karlara kalıcı
IV. Bahar gelir, kış karları eriyip bize taptaze bir kar (toktoğan kar) adı verilir.
enerji verir. V. Bu alanlarda yağışlar genellikle kar şeklinde
V. Bahar geldiğinde kollarımız kavuşur birbirine. olur, sıcaklık 00C’nin altında olduğundan ya-
Numaralandırılmış cümlelerden hangisi bu pa- ğan karlar tamamıyla eriyemez, arta kalanlar
ragrafın ilk cümlesi olamaz? üst üste yığılır.
Yukarıda numaralanmış cümlelerden anlamlı
A) I B) II C) III D) IV E) V bir bütün oluşturulmak istense doğru sıralama
aşağıdakilerden hangisidir?

A) IV - III - I - II - V
B) III - II - I - IV - V
C) II - V - IV - III - I
D) I - II - III - IV - V
E) V - IV - III - II - I

8. I. 18-25 yıl sonra olgunluğa ulaşan kaplumba-


ğalar yumurtlamak için yine ilk tanıdıkları bu
kumsalı seçer.
II. Her üreme döneminde geceleri kumsalda aç-
tıkları çukurlara 80 - 120 adet yumurta bırakır-
6. I. Odadaki masanın üstünde, pencere kenarla- lar.
rında içleri renk renk sıvılarla dolu bir çok şi-
III. Deniz kaplumbağaları sadece ve sadece kum-
şe, bardak, ve kadeh vardı.
sallara yumurta bırakır, üreme dönemleri ma-
II. Gazeteden güçlü, hoş bir koku geliyordu. yıs ve ekim ayı arasındadır.
III. Burası keskin eter ve gliserinli sabun kokuyor- IV. Daha sonra yuvayı gizlemek ve yuvanın gü-
du. venliği için yumurtaların üzerini kumla kapatıp
IV. Volodya masanın üstünden bir gazete aldı, tekrar denize dönerler.
adını okudu: “Figaro.” V. Bu yüzden yavru olarak ayrıldıkları bu kumsa-
V. Hepsinin toplandığı o ortak oda da biraz tur- lın yıllar sonra aynı durumda olması gerek-
ladıktan sonra Avgustin Mihayloviç’in odasına mektedir ki anne kaplumbağalar yumurtlamak
girdi. için zor durumda kalmasınlar.
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir Yukarıda numaralanmış cümlelerden anlamlı
bütün oluşturacak biçimde sıralandığında han- bir bütün oluşturulmak istense baştan dördün-
gisi baştan ikinci olur? cü cümle aşağıdakilerden hangisi olur?

A) I B) II C) III D) IV E) V A) I B) II C) III D) IV E) V

61
Ünite 3 Paragraf
7. Bölüm Parçada Soruya Karşılık Bulma
PARÇADA SORUYA KARŞILIK BULMA 1. Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşı-
lık olarak söylenmiş olabilir?
Q Bu tür sorularda genellikle röportajlardan alınan par-
2. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin ce-
çalar kullanılır. Amaç parçanın dikkatli okunup okun-
vabı yoktur?
madığını ölçmektir.
Konunun iyi kavranabilmesi için bu soru türüyle ilgili ör-
Q Bu konuyla ilgili sorularda soru öbeği genellikle iki şe-
nekler üzerinde duralım.
kilde karşımıza çıkmaktadır.

ÇAĞRIŞIMLI BÖLÜM TESTİ

1. Bize kalsa ayda iki kitap yayınlamak taraftarıyız 2. Nerede okuduğumu hatırlamıyorum. Bir genç ge-
ama Türkiye’nin durumu bizim ayda iki kitabımızı lip Andre Gide’e, “Sizce yazar olmalı mıyım?” di-
kaldırmıyor maalesef. Kitap çıkarmak mesele de- ye sorar. “Olmayabiliyorsanız olmayın.” diye yanıt-
ğil ki, çıkardığımız kitapları insanlar almıyorsa, ki- lar Gide. Bence çok zekice bir yanıt. Çünkü yaz-
tap çıkartmanın bir anlamı da olmuyor. Kitapları- maktan başka çaresi olmayan kişilerdir büyük ya-
nız depoda kaldığı sürece kitap çıkartmanın da bir zarlar. Başka türlüsü mümkün değildir onlar için.
anlamı yoktur. Maddi olarak da imkansız bir şey İddialı görünebilir. Fakat iddialı olmayacaksanız si-
bu. Keşke okuyucu kitlemiz sayıca daha fazla ol- zi okumak için bir nedenimiz de olmaz. Bunun için
sa da biz ayda iki kitap çıkarabilsek. Bunun yeri- de tam bir farkındalıkla yaptığımız işle yoğrulup
ne iki ayda bir kitap çıkarıyoruz. Önemli olan nite- bütünleşmeyi öğrenmeliyiz. Bunun yolu da bana
likli olarak sağlam adımlarla yürümek. Yoksa çok kalırsa yazarı öldürebilmekten geçiyor. Yazar had-
kitap basmakla yayıncılık yapılmaz. dini bilmeli ve eseri serbest bırakmalı. Ancak ser-
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine kar- best kalan bir eser yaşayabilir çünkü.
şılık olarak söylenmiş olabilir? Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin
cevabı yoktur?
A) Yılda kaç kitap yayımlıyorsunuz? A) Büyük yazar olmayı kısaca tanımlayabilir misiniz?
B) Hangi türde yayıncılık yapıyorsunuz? B) Yazarın eseriyle bütünleşmesinin yolu nedir?
C) Yayıncılıkta karşılaştığınız zorluklar nelerdir? C) Eserlerin yarınlara kalabilmesi neye bağlıdır?
D) Türkiye’de en çok hangi türde kitaba eğilim var? D) Yazarlıkta iddialı olmanın anlamı nedir size göre?
E) Okurların beklentilerini dikkate alıyor musunuz? E) Yazarlık ile özgünlük arasındaki ilişki nasıl ol-
malıdır?
Çözüm:
Büyük yazar olmayı kısaca tanımlayabilir misiniz?
Çözüm:
“…yazmaktan başka çaresi olmayan kişilerdir bü-
Parçanın anlam bütünlüğüne bakıldığında, parça-
yük yazarlar.”
nın bir yayınevi yöneticisiyle yapılan röportajdan
Yazarın eseriyle bütünleşmesinin yolu nedir?
alındığı kolaylıkla sezilecektir. “Yılda kaç kitap ya-
yımlıyorsunuz?” sorusuna karşılık söylendiği an- “…yaptığımız işle yoğrulup bütünleşmeyi öğren-
laşılmaktadır. meliyiz. Bunun yolu da bana kalırsa yazarı öldüre-
bilmekten geçiyor.”
Cevap A
Eserlerin yarınlara kalabilmesi neye bağlıdır?
“…Yazar haddini bilmeli ve eseri serbest bırakma-
lı. Ancak serbest kalan bir eser yaşayabilir çünkü.”
Yazarlıkta iddialı olmanın anlamı nedir size göre?
“…iddialı olmayacaksanız sizi okumak için bir ne-
denimiz de olmaz.”
Ancak görüleceği gibi “Yazarlık ile özgünlük ara-
sındaki ilişki nasıl olmalıdır?” sorusunun yanıtı par-
çada bulunmamaktadır.
Cevap E

62
Ünite 3 Paragraf

3. Bizim senaryomuz kara mizahı da barındırıyor, şa- 4. Çok küçük yaşlarda, evdeki çeşitli objelere vura-
şırtmalı virajları da var. Türk sinemasının en önem- rak ritim tutarmışım. Bu durum ailemin dikkatini çe-
li yönü bence sanırım seyirciyle buluşması ve kar- kince beni Yurdaer Doğulu’nun sanat merkezine
şılığını bulması. Ancak karşılığını bulduğu tür ge- göndermişler. Müzik eğitimine ilk adım attığım yer
nelde komedi oluyor. Fransa’dan sonra kendi fil- orası. İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi
Devlet Konservatuvarı’nı kazandım ve bu bölüm-
mini izleyen önemli bir seyirci topluluğuna sahibiz.
den mezun oldum. Sonra profesyonel müzik ha-
Komedi filmlerimizin dışında yapılan filmlerin dün-
yatına atıldım. Gökhan Tepe, okuldan sınıf arka-
ya sinemasında da aldığı ödüllerle özel bir yeri ol-
daşımdı. Selçuk Başar ve Uğur Başar’ın Gelişim
duğuna inanıyorum. Gönül ister ki ödül almış film- Stüdyosu’nda demolar kaydettik. İlk albüm çalış-
ler daha çok kişi tarafından izlensin. malarını orada yaptık. Yaptığımız albüm Ulus Mü-
Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin zik’ten çıktı. ‘Dönmem’ şarkısı çok beğenildi. Söz-
cevabı yoktur? leri Gökhan Tepe, beste ve aranje benimdi.
Bir röportajdan alınan bu parçada aşağıdaki so-
A) Sinemamızın en önemli tarafı sizce hangisidir? rulardan hangisinin yanıtı yoktur?
B) Türk sinemasında komedi türü sizce hak ettiği
karşılığı buluyor mu? A) İlk albüm çalışmasını kimle ve nerede yapmış-
tınız?
C) Fransız sineması ile Türk sinemasının izlenme
B) Dinleyiciler tarafından çok beğenilen bir albü-
açısından benzer yönleri var mı?
me imza attınız mı hiç?
D) Türk filmlerinin dünya sinemasındaki yeri ko-
C) Müzisyenliğinizin temeli çocukluğunuza dek gi-
nusunda düşünceniz nedir?
diyor mu?
E) Sinema kariyeriniz boyunca dile getirmek iste- D) Sanat ve müzik dünyasında özellikle yardımı-
diğiniz bir pişmanlığınız var mı? nı gördüğünüz kimler oldu?
E) Müzik hayatınızda profesyonel bir eğitim gör-
dünüz mü?

Çözüm: Çözüm:
Seçeneklerdeki soruların cevaplarını parçadan ha- Seçeneklerdeki soruların cevaplarını parçadan alın-
reketle verelim. tılarla verelim.
İlk albüm çalışmasını kimle ve nerede yapmış-
Sinemamızın en önemli tarafı sizce hangisidir?
tınız?
“….Türk sinemasının en önemli yönü bence sanı-
“….Gökhan Tepe, okuldan sınıf arkadaşımdı. Selçuk
rım seyirciyle buluşması ve karşılığını bulması.” Başar ve Uğur Başar’ın Gelişim Stüdyosu’nda demo-
Türk sinemasında komedi türü sizce hak ettiği lar kaydettik. İlk albüm çalışmalarını orada yaptık.”
karşılığı buluyor mu? Dinleyiciler tarafından çok beğenilen bir albü-
“…. Ancak karşılığını bulduğu tür genelde komedi me imza attınız mı hiç?
oluyor.” “….Yaptığımız albüm Ulus Müzik’ten çıktı. ‘Dön-
Fransız sineması ile Türk sinemasının izlenme mem’ şarkısı çok beğenildi.”
açısından benzer yönleri var mı? Müzisyenliğinizin temeli çocukluğunuza dek gi-
diyor mu?
“….Fransa’dan sonra kendi filmini izleyen önemli
bir seyirci topluluğuna sahibiz.” “….Çok küçük yaşlarda, evdeki çeşitli objelere vura-
rak ritim tutarmışım. Bu durum ailemin dikkatini çekin-
Türk filmlerinin dünya sinemasındaki yeri ko- ce beni Yurdaer Doğulu’nun sanat merkezine gönder-
nusunda düşünceniz nedir? mişler. Müzik eğitimine ilk adım attığım yer orası.”
“….Komedi filmlerimizin dışında yapılan filmlerin Müzik hayatınızda profesyonel bir eğitim gör-
dünya sinemasında da aldığı ödüllerle özel bir ye- dünüz mü?
ri olduğuna inanıyorum.” “….İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Dev-
Parçada “Sinema kariyeriniz boyunca dile getirmek let Konservatuvarı’nı kazandım ve bu bölümden
istediğiniz bir pişmanlığınız var mı?” sorusuna ce- mezun oldum.”
vap verilmediği için cevap seçeneği E’dir. Parçada “Sanat ve müzik dünyasında özellikle yar-
dımını gördüğünüz kimler oldu?” sorusuna yanıt
Cevap E
verilmediği için cevap seçeneği D’dir.
Cevap D

63
BÖLÜM TESTİ - 22

1. Divan edebiyatını herkes karalıyordu. Dilinin süs- 3. İçimizdeki çocuğu inzivadan kurtarmak benim en
lü, ağır olduğunu, dizeler arasında bütünlüğün ol- büyük tutkum olmuştur. Tepkisini öğrenmem de
madığını söylüyorlardı. Fuzuli’nin bir gazelini oku- kolaydır. Bir iyilik hissederim kitap bitince. Okurun
yuncaya kadar bunları doğru sanırdım. İşte o ga- da bu iyiliği hissetmesini isterim. Duyarlılığın pay-
zeli okuduktan sonra bütün bildiğim bilgileri yeni- laşılması diyebiliriz buna. Beni okuyanlar hep bir
den gözden geçirdim. Şimdi hep gazel okuyorum. iyilik hissetmişlerdir. Yazmayı sevmem de bundan
Bu paragraf aşağıdakilerden hangisinin ceva- kaynaklanıyor.
bı olabilir? Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine kar-
şılık söylenmiş olabilir?
A) Divan edebiyatının en ünlü şairi kimdir?
B) Divan edebiyatını anlayabiliyor musunuz? A) Eserlerinizi kaleme almanızın sebebi nedir?

C) Divan edebiyatı nasıl bir dile sahiptir? B) Eserlerinizin konusunu nasıl belirlersiniz?

D) Divan edebiyatı hakkında fikriniz nasıl değişti? C) Eserlerinizi oluştururken başkalarının etkisinde
kalıyor musunuz?
E) Divan şiiri okumayı sever misiniz?
D) Eserlerinizi kimler için yazıyorsunuz?
E) Eserlerinizin içeriği genellikle nedir?

2. Yaşlılığın bir yüküdür hatırlamalar. Yaşlı, sanki ha- 4. Gözle ilgili, göze ilişkin, göze hoş görünene güzel
tırlamaların çokluğu ve lüzumsuzluğu yüzünden diyoruz. Çoğu diller güzellik kavramını görme du-
büsbütün çöker. Hatırlamasa daha rahat edeceği- yusuna bağlar; gözle algılanan nesnenin üstünlü-
nin farkında değildir. Hayatın her devresinde dai- ğü güzel sıfatıyla nitelenir. Bir ulusun görüş kay-
ma hata, gaf, beceriksizlik yaptığımız ve fırsatlar- nağına varmak düşüncenin özünü kavramak için
dan gereği kadar faydalanamadığımız için bu an- onun güzellik anlayışını izlemekten daha aydınla-
malar çok defa üzücüdür, pişmanlık duyguları ve- tıcı bir yol tutulamaz.
rir. Yukarıdaki paragraf aşağıdaki sorulardan han-
Aşağıdakilerden hangisi bu parçadaki görüş- gisinin yanıtı olabilir?
ler için en uygun sorudur?
A) Güzel sözcüğü nereden gelir?
A) Yaşlılar gençlere göre hatırlama konusunda B) Güzel kime denir?
daha mı duyarlı?
C) İnsan ne zaman güzeli anlamıştır?
B) Hatırlama ile yaşlılık arasında nasıl bir ilişki var-
D) Güzel nedir?
dır?
E) Güzel göreceli bir kavram mıdır?
C) Hatırlama zorluğu çeken yaşlılar, yaşadıkları
olumsuzlukları nasıl giderir?
D) Hatırlamanın insan psikolojisi üzerinde ne gibi
etkisi vardır?
E) Yaşlılar niçin hatırlama zorluğu çeker?

64
Ünite 3 Paragraf

1665
5. Son çalışmasında İpek Ongun, yine gençleri adım 7. Gazeteci:
adım hayata hazırlıyor. Bu kez amaç, hem başa- (I) ----
rılı hem mutlu olmak. Daha da önemlisi, küresel-
Uzman:
leşmenin baş döndürücü hızıyla içine çekildiğimiz
— Palaçinka aslında Macaristan’ın. Ama Boşnak
rekabet ortamında, insandan insana dokunuşlarla
"Boşnak yemeği" der, Bulgar "Bulgar yemeği" der,
gerçekleşen mutluluğu iş başarısına kurban etme-
Çek "Çek yemeği" der, Sırp "Sırp yemeği" der. Şu
mek...
ülkelerin palaçinka üzerinde iddia ettiği hakkı, Ma-
Bu paragraf aşağıdaki sorulardan hangisinin
carlar iddia etmekle uğraşmıyorlar.
yanıtı olabilir?

A) Hem başarılı hem mutlu olmak neden çok güç- Gazeteci:


tür? (II) ----
B) İnsanlar neden birbirleriyle geçinemiyor? Uzman:
C) Yazarın son çalışmasını neden bu kadar sevi- — Uzak Doğu restoranlarındaki çorbaları ayırt ede-
yorsunuz? bilene helâl olsun. Ben hâlâ hangi çorbanın ne ol-
D) İpek Ongun’un eserleri niçin çok satıyor? duğunu öğrenemedim. Vietnam’ın cao lau’su, eriş-
te yapısı olarak Japonların udon’u ile aynı. Ama
E) Yazar, son eserinde neyden bahsediyor?
şu uzak doğu çorbaları konusu, nereden tutsanız
elinizde kalır çünkü üzerine konan bir iki malzeme
değişti mi adı da değişir.
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdaki-
lerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?

A) (I) Palaçinka’nın Macar yemeği olduğunun ka-


nıtı nedir?
(II) Uzak Doğu’daki çorbalar neden birbirine
benzer?
6. Şiir, kimi yaşanmışlıkları, alışılmışı yeni bir biçim- B) (I) Palaçinka’ya Macarların sahip çıkmasının
de sunarak, başımızdan geçip de söylemeyi bece- nedeni nedir?
remediğimiz şeyleri anlatarak bilincimizi genişletir
(II) Çorbalar Uzak Doğu’da hangi soslarla tü-
ve duygularımızı inceltir.
ketilir?
Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin
C) (I) Palaçinka hangi tür Macar yemeğiyle iyi gi-
cevabını bulamayız?
der?
(II) Uzak Doğu çorbalarının birbirinden farkı ne-
A) Şiir, insanın deneyimlerini aktarabilir mi?
dir?
B) Şiir, insanın ifade edemediği şeyleri dile geti-
D) (I) Palaçinka’nın bir porsiyonu doyurucu mu-
rebilir mi?
dur?
C) Şiir, alışılmışı farklı bir şekilde anlatabilir mi?
(II) Çorbaların Uzak Doğu’da bu kadar çeşitli
D) Şiirin düşünce ve duygu dünyamıza ne gibi kat- olması neyle ilgilidir?
kıları vardır?
E) (I) Palaçinka hangi ulusa aittir?
E) Şiirin özünü, insanın duyguları mı, yoksa dü-
(II) Uzak Doğu çorbalarını nasıl ayırt ederiz?
şünceleri mi oluşturur?

65
BÖLÜM TESTİ - 23

1. Hayatta her şey hatta hayatın kendisi pamuk ipli- 3. Bu kitapta hiç yalan yok. Ben burada gerçekleri
ğine bağlıdır. Bugün ve şimdi senin olan her şey yazmaktan başka bir amaç gütmedim. Sizlere hiz-
–hayat da dâhil- yarın ve biraz sonra senin elinden met etmek ya da kendim için ün kazanmak hiç ak-
çıkabilir. Bunun için çok büyük hadiseler olmasına lımdan geçmedi. Zaten böyle bir amaç peşinde
da gerek yoktur. Çok basit nedenlerle insan elin- koşmaya gücüm yetmez.
deki her şeyi ama aklınıza gelebilecek her şeyi Bu kitabı, yakınlarımın yaşamını kolaylaştırmak
kaybedebilir. Bu yüzden hayatın içindeki şeylere için yazdım. Benim hakkımda daha ayrıntılı ve da-
gönül bağlamam ben. ha canlı bilgileri olsun istedim. Kendimi beğendir-
Bu parça aşağıdakilerden hangisinin cevabı- me gibi bir derdim olmadı olsaydı özene bezene
dır? yazardım kendimi.
Bu paragraf hangi sorunun cevabı olabilir?
A) Size göre hayat nedir?
B) Hayatta en çok değer verdiğiniz şey nedir? A) Kendinizi neden anlatma ihtiyacı duydunuz?
C) Eşyalara niçin değer vermiyorsunuz? B) Bu kitabı neden yazdınız?
D) Hayata bağlı biri misiniz? C) Ünlü olmayı istediniz mi?
E) Hayatta en çok korktuğunuz şey nedir? D) Yazdıklarınızda yalan var mı?
E) Kendini beğendirmek için mi bu kitabı yazdı-
nız?

2. İnsan kendini tanımaya çalışırken dikkatli olmalı iyi 4. Vücudum, sağlam yapılı ve iricedir. Boyum orta-
ve kötü yönlerini aynı titizlikle ortaya çıkarmalıdır. nın altında, yüzüm dolgundur. Gençliğimden beri
Eğer ben kendimi iyi ve olgun görseydim, bunu ba- sağlıklıyımdır çok seyrek hastalanmışımdır. Hüzün
ğıra bağıra söylerdim. Kendini olduğundan az gös- ile sevinç arasında bir kişilik yapım vardır. Ayrıca
termek, alçakgönüllülük değil, budalalıktır, kendi- oldukça sıcakkanlıyımdır.
ne değerinden az değer biçmek korkaklıktır. Aris-
Bu paragrafta aşağıdaki sorulardan hangisine
toteles’e göre, hiçbir iyilik sahtesiyle bir arada ol-
verilmiş bir yanıt yoktur?
maz doğru hiçbir zaman yanlışa yer vermez. Ken-
dini olduğundan fazla göstermek de, gururdan de-
A) Vücut yapınız nasıldır?
ğil budalalıktandır.
B) Boyunuz ne kadar?
Bu paragrafta aşağıdaki sorulardan hangisinin
cevabı yoktur? C) Sağlıklı biri misiniz?
D) Kişiliğiniz nasıldır?
A) Kendimizi tanırken nelere dikkat etmeliyiz? E) Kendinizi beğeniyor musunuz?
B) Kendinizi iyi biri olarak görüyor musunuz?
C) En çok hangi yönünüzü beğeniyorsunuz?
D) Kendimizi olduğumuzdan az ya da çok göster-
meyi nasıl nitelendirirsiniz?
E) Kendinizi iyi biri olarak görseydiniz ne yapardı-
nız?

66
Ünite 3 Paragraf

1666
5. Para ve güç insanı bozmaz. İçi bozuk ve münafık- 8. Gazeteci:
ların içini dışına çevirir. Elmas gibi görünen ruhla- (I) ----
rının kömür karası olduğunu dünyaya ilan eder.
Uzman:
Karakteri sağlam insan hiçbir şey karşısında bo-
zulmaz ve sarsılmaz. — İçilebilir nitelikteki herhangi bir suya karbondi-
oksit eklendiğinde soda yapmış oluruz. Yani da-
Yukarıdaki paragrafın sorusu aşağıdakilerin
macana suyuna da karbondioksit eklersek bundan
hangisidir?
da soda elde etmiş oluruz. Ama satış yapacaksa-
nız tarım bakanlığından ruhsat almalısınız?
A) Para ve güç insanı bozar mı?
B) İnsan ne zaman bozulur?
Gazeteci:
C) Sağlam karakterli insanları nasıl anlarız?
(II) ----
D) Karakter ne zaman belli olur?
Uzman:
E) İnsanı en iyi ne zaman tanıyabiliriz?
— Maden suyu yerin en derin katmanlarından çı-
kar. Çıktığı yerin jeolojik özelliklerini taşır. Magma-
dan aldığı karbondioksit gazının basıncıyla yeryü-
6. Yazarın en önemli malzemesi dildir. Dilden fayda- züne çıkar. Yeryüzüne çıkarken geçtiği yolda mi-
landığı kadar dile yeni katkılar da yapmalıdır. Bu neraller de alır yani mineralce yüksektir. Tarlanız-
da; kelimelere yeni anlamlar yüklemek ve elimiz- dan bir maden suyu kaynağı çıkıyorsa ruhsatı sağ-
deki kelimelerle yeni deyişler ve terkipler üretmek- lık bakanlığından alıp ticarete girebilirsiniz.
le mümkündür. Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdaki-
Bu paragraf hangi sorunun cevabı olabilir? lerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?

A) Yazarın en önemli malzemesi nedir? A) (I) Soda üretmek için nereden izin alınmalıdır?
B) Yazarın asıl amacı ne olmalıdır? (II) Maden suyunun önemi nereden gelmekte-
C) Yazarın dile katkısı nasıl olur? dir?

D) Yazar dili neden iyi bilmek zorundadır? B) (I) Soda ürünlerinin sağlığa en uygunu hangi
özelliktedir?
E) Yazar dil ilişkisi nasıl olmalıdır?
(II) Maden suyu üretmek için nasıl bir tesis ku-
rulmalıdır?
C) (I) Yemekten sonra soda alındığında mideye
nasıl etki eder?
7. Beni etkilerler diye, yazmaya başlarken kitapları
aklımdan çıkarırım. Gerçekten de iyi yazarlar üs- (II) Maden suyu üretirken nelere dikkat edilme-
tüme yüklenir, cesaretimi kırarlar benim. Hani bir lidir?
ressam varmış, kötü horoz resimleri yapar ve uşak- D) (I) Yemeklerden sonra içtiğimiz şişe soda na-
larına, dükkâna hiç canlı horoz sokmamalarını sı- sıl üretilir?
kı sıkı tembih edermiş, ben de öyleyim. Hatta çal- (II) Maden suyu nasıl elde edilir?
gıcı Antigenides’in bulduğu çare benim daha çok
E) (I) Şişe sodanın nasıl bir yararı vardır?
işime gelirdi. Bir şey çalacağı zaman, kendinden
(II) Maden suyuna ilave karbondioksit katılır
önce ve sonra halka bol bol kötü şarkılar dinletir-
mı?
miş.
Bu parça hangi sorunun cevabı olabilir?

A) Yazarken neye dikkat edersiniz?


B) İyi yazarlardan etkilenir misiniz?
C) Daha iyi yazmak için ne yapmalıyız?
D) Kötü yazarları sever misiniz?
E) Yazmaktaki amacınız nedir?

67
PEKİŞTİRME TESTI - 1

1. (I) Yosun, midye, yaprak kokularıyla, gölgelerle, 3. Yirmi yıl önce olsaydı genç yazarlara yazma eyle-
ışıklarla zaman eski bir vapur gibi akıyordu. (II) Be- miyle ilgili bazı önerilerde bulunmayı göze alabilir-
ni de kendi sükûnetiyle sarmalayıp yaşlı bir yolcu dim. Artık, böyle bir şeyi göze alamam. Bu türden
gibi yanı sıra götürüyordu. (III) İnsanın menziline önerilerin işe yaramadığını biliyorum. Şimdi kesin
varmış bir at gibi bütün yükünü indirdiği, geçmişi- olarak bildiğim bir tek şey var. İnsan vücudunun
ni unuttuğu, geleceğe aldırmadığı o huzurlu anlar- herhangi bir organı; şiir, öykü, roman salgılamıyor.
dan biriydi. (IV)Gözüm, sularda kıpırdayan bir ışık Yazmak öğrenilerek geliştirilen bir eylem. Yazar
yansımasına takıldı. (V) Bir anın içinde o sedef pa- âdeta bir sporcu gibi her gün çalışacak.
rıltılı öğleden sonra parçalandı, kuşkulu, sisli be- Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine yanıt
lirsiz bir hâle dönüştü. olarak söylenmiş olabilir?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi-
sinden sonra, “Nasıl oldu anlayamadım, o ışık bir A) Yazarı başarıya götüren şey, çalışmak mıdır?
an öylesine güçlü bir biçimde beni içine çekti ki
B) Genç yazarlara neler önerirsiniz?
sanki her şey gerçekliğini kaybetti.”cümlesi geti-
C) Edebiyattaki başarınız neyden kaynaklanıyor?
rilmelidir?
D) Yazmak öğrenilecek bir şey midir?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. E) Genç yazarlar ustalarının söylediklerini önem-
semeli midir?

2. Sanat, özellikle de edebiyat dergilerle nefes alıp 4. Dünya yavaş yavaş ulusal niteliklerini kaybetme-
verir. Şairler, yazarlar buradan sesini duyurur. Bu ye başlıyor. Yakın bir gelecekte dünyanın her kö-
bakımdan edebiyatın laboratuvarıdır diyebiliriz. Der- şesinde aynı marka kot giymiş insanların, aynı
giler edebiyatın güzelliğidir. Dergiler sanatçıyla iz- hamburgerleri yiyip yanında aynı kolayı içecekle-
leyici, yazarla okur arasında bir köprüdür. İşte o rini, çocukların aynı çizgi filmler ve oyuncaklarla
köprüden geçerek izleyiciye, okuyucuya ulaşmak büyüyeceklerini ve herkesin aynı konulardan şikâ-
zorunluluğudur ki dergiler arası yarış, zaman za- yetçi olacağını düşünmek bana ürperti veriyor.
man tatlı bir çatışmaya dönüşür. Bu paragraf aşağıdaki sorulardan hangisine
Bu parçadan aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir?
yanıt alınamaz?
A) Eserlerinizde dünyanın değişen özelliklerini mi
A) Derginin edebiyat dünyasına katkısı var mıdır? ele alırsınız?
B) Dergiler arasında kimi zaman bir kavgaya dö- B) Tekdüze yaşamın insanı alternatiflere yönlen-
nüşen rekabetin nedeni nedir? dirdiğini mi düşünüyorsunuz?
C) Okurseverler dergiler aracılığı sanatçıları ta- C) Sizce dünya bir şehir hâline mi geliyor?
kip edebilir mi? D) Sizce insanın değişmeyen özellikleri nelerdir?
D) Sanatçı için dergi neyi ifade eder? E) İnsanların yaşadıkları problemleri anlatabilir mi-
E) Dergi çıkarmanın güçlükleri nelerdir? siniz?

68
Ünite 3 Paragraf

1667
5. (I) Çoğumuz, Galileo Galilei'nin teleskopun muci- 8. Gerçek yaşamda olduğu gibi, masallarda da su
di olduğunu düşünürüz.(II) Çünkü fen öğretmenle- başlarını devler tutmuştur. Tıpkı ateşte olduğu gi-
rimizin bize söyledikleri ve fen kitaplarında okudu- bi suyu da devlerin elinden almaktan söz edilir,
ğumuz budur. (III) Ama gerçekte yanılıyoruz ne- özellikle de genç canlar karşılığı. Her zaman ve
deni ise Galilei bu gezegenin yetiştirdiği en iyi ast- her koşulda, can karşılığında da olsa, suyu ve ate-
ronomlardan biri olsa bile teleskopun mucidi değil- şi devlerin elinden alıp insanların yararına suna-
dir. (IV) Teleskopu kimin icat ettiği sorusuna yanıt, cak “Yiğit Prometheus’lar” olagelmiştir ve hep ola-
Hans Lipperhey'dir. (V) Teleskopun, icadıyla bir- caktır. Masallarımız ve insanlık tarihi bunların ör-
likte hayatımızdaki birçok şeyin manzarasını de- nekleriyle doludur.
ğiştirmiştir. (IV) Günümüzde teleskop; sadece yıl- Yukarıdaki parçada özellikle aşağıdaki anlatım
dızlar, gezegenler ve diğer gök cisimleri gibi dün- yöntemlerinden hangisine başvurulmuştur?
ya dışı objeleri gözlemlemede değil, aynı zaman-
da günlük hayatımızda da kullanılmaktadır. A) Öyküleme B) Betimleme C) Benzetme
Yukarıdaki parça iki paragrafa bölünmek isten-
D)Tartışma E) Açıklama
se, ikinci paragrafın kaçıncı cümleyle başlama-
sı uygun olur?

A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.


9. I. “Paydos” ayrıca plağa okunmuştur.
II. Cevat Fehmi Başkut’un oyunlarının eleştirel
6. (I) Mimar Sinan, Osmanlı şehir planlamasının önem- bir yapısı vardır.
li bir devresini tek başına temsil eden bir sanatçı-
III. 1954’te de Sami Ayanoğlu tarafından filme çe-
dır. (II) Ayrıca her araştırmacının kabul edip özen-
kilmiştir.
le üzerinde durduğu mimari bir dehaya sahiptir.
(III) Batı’nın “Türk Michelangelo” olarak nitelendir- IV. En ünlü oyunu Paydos’tur.
diği bu deha, Osmanlı Devleti'nde mimarbaşılık V. Yurt dışında profesyonel sahnelerde oynanan
yapmıştır. (IV) Dolayısıyla kendi devir ve mesle- ilk Türk piyesi olan “Paydos” Atina’da 65 kere
ğinde en üst makama ulaşmıştır. (V) Mimar Si- temsil edildi.
nan’ın hayatı ile ilgili en ayrıntılı ve geniş bilgileri Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir
en yakın arkadaşı olan Mustafa Çelebi yazmıştır. bütün oluşturacak biçimde sıralandığında, han-
(VI) Mustafa Çelebi'nin yazdığı Tezkiretü’l-Bünyan' gisi baştan ikinci olur?
da Sinan’ın kendi ağzından anlattığı hayat hikaye-
si ve yaptığı eserlerin bir listesi bulunur. A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Yukarıdaki parça iki paragrafa bölünmek isten-
se, ikinci paragrafın kaçıncı cümleyle başlama-
sı uygun olur?

A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI. 10. (I) Günlük konuşma dili, canlı ve sıcaktır. (II) Bu-
nunla beraber sözcük sayısı sınırlı, cümle yapısı
basittir.(III) Günlük dilin sınırlarını, söyleniş şeklini
yaşanılan çevre oluşturur. (IV) Karadenizlinin kul-
7. Mektuplar, bir edebiyatçının biyografisi özel ilgi
landığı sözcük dağarcığı ile Doğu Anadolu’nun kul-
alanları ile yayımlanmamış çalışmaları hakkında
landığı sözcük dağarcığı arasında fark vardır. (V)
bilgiler verebileceği gibi, o kişinin herkesçe bilin-
Konuşma dilinde ortak sözcüklerin söyleniş tarzı
meyen pek fazla tanınmayan yönlerinin aydınlatıl-
farklıdır.
masına da yardımcı olmaktadır.
Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangi-
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han-
sine “Bundan dolayı onu konuşan çevrelere ve
gisi ağır basmaktadır?
sosyal tabakalara göre değişir.” cümlesinin geti-
rilmesi uygun olur?
A) Betimleme B) Açıklama C) Karşılaştırma

D) Örnekleme E) Tanımlama A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

69
Ünite 3 Paragraf
8. Bölüm Paragrafta Konu ve Ana Düşünce
PARAGRAFTA KONU VE ANA DÜŞÜNCE “Sizin için dilediğim tek şey, her şeyin kötüye gitti-
ği düşüncesine kendinizi kaptırmamanızdır.”
Paragrafla ilgili çıkmış sorulara baktığımızda paragrafın
konusunu ve ana düşüncesini buldurmaya yönelik so- “Sözlerin ölçüsüz bir gücü vardır. Derdi artırır, ge-
ruların sayıca çok olduğu görülmektedir. Bu konu baş- nişletir, onu her şeyin üstüne manto gibi örter.”
lıklarına yakından bakalım.
Öne çıkarılan bu cümleler sonucunda, parçada “olum-
suz düşünce, söz ya da kötümserliğin dertleri büyüttü-
ğü”nden bahsedildiği sonucuna kolaylıkla varılmaktadır.
Bunun için cevap seçeneği A’dır.
Paragrafın Konusu
Q Bir paragraf veya parçanın konusunu tespit etmenin
en kısa yolu, parçaya “yazar neyden bahsediyor?” L Uyarı: Bazen parçanın direkt konusu soru-
sorusunu yöneltmektir.
lurken bazen de parçaya uygun olan başlı-
ğın bulunması istenir. Parçanın başlığıyla
konusunun aynı şeyi ifade ettiği unutulma-
Örnek malıdır..
Sizin için dilediğim tek şey, her şeyin kötüye gitti-
ği düşüncesine kendinizi kaptırmamanızdır. “Bu
para hırsı, bu zevk düşkünlüğü, bu görev tanımaz- Paragrafın Ana Düşüncesi
lık, gençliğin bu tembelliği, bu görülmemiş vurdum-
duymazlık ve kış ortasında bahar getiren şu... ” İş- Q Bir paragraf ya da parçanın ana düşüncesini bulma-
te insanların dünyası kadar eski bir tekerleme… nın en kestirme yolu parçaya “yazar ne anlatmak is-
Sözlerin ölçüsüz bir gücü vardır. Derdi artırır, ge- tiyor?” sorusunu yöneltmektir.
nişletir, onu her şeyin üstüne manto gibi örter. Böy-
Q Ana düşünce soruları karşımıza farklı soru öbekleri
lece sonuç, neden hâline gelir; kendi eliyle arslan
ile çıkabilmektedir. Başlıcaları şunlardır:
kılığına soktuğu küçük arkadaşından korkan bir ço-
cuğun durumu gibi… i Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden
Bu parçada üzerinde durulan konu aşağıdaki- hangisidir?
lerden hangisidir?
i Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakiler-
den hangisidir?
A) Olumsuz düşünce, söz ya da kötümserliğin
dertleri büyüttüğü i Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdakiler-
den hangisidir?
B) Etrafımızda bizi çepeçevre saran bir olumsuz-
luk tabakasına kimsenin müdahale etmediği i Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı
C) Etkili konuşmanın çok önemli olduğu aşağıdakilerden hangisidir?
D) Günümüzdeki sorunların insanlık tarihi kadar
i Yukarıdaki parçanın ana düşüncesi aşağıdakiler-
eski olduğu
den hangisidir?
E) Sorunlar ne olursa olsun geleceğe hep ümitle
bakılması gerektiği i Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden yakınıl-
maktadır?

Parçaya “yazar neyden bahsediyor?” sorusunu yönelt-


tiğimizde şu cümlelerle karşılık verildiğini görmekteyiz.
L Uyarı: Soru öbeklerinde her ne kadar fark-
lılık olsa da unutulmaması gereken, bu tip
sorularda hep parçanın ana düşüncesi so-
rulmaktadır.

70
ÇAĞRIŞIMLI BÖLÜM TESTİ

1. Güzel, ustaca yazmak herkesten beklenmez. Ama 2. Eleştiri, sanat ve edebiyat eseri üzerinden bilgi
doğru ve iyi yazmak, belli bir eğitim görmüş her- edinmenin, gerçeği sorgulamanın bir yolu yorda-
kesten beklenir. Kimi kişiler ve bilim adamları, ya- mı olarak biliniyordu. Hem okuyucuyu, hem de ya-
zar ya da sanatçı olmadıkları için kendilerinden zarı eğitmek gibi bir görevi olduğuna inanırdı eleş-
doğru ve iyi yazmanın beklenmeyeceğini ileri sü- tirmen, okuyucu da bunu onaylardı. Eleştirmen,
rerler. Bu, kabul edilebilecek bir “mazeret” değil- eserin yetkinliği, doğruluğu, sanatsal değeri hak-
dir. Yazı yazan herkes ana dilini iyi bilmeli, doğru kında bir yargıya varmasını sağlayacak ipuçlarını
ve iyi yazmalıdır. okuyucuya sunar ya da bu yargıyı kendisi verirdi.
Bu paragrafta asıl anlatılmak istenen düşünce Eleştirmenden beklenen buydu. Ama zamanla bir
aşağıdakilerden hangisidir? eleştirmenden geçer not almak için, kitabınızın
onun bağlı olduğu yayınevinden yayımlanması ye-
terli hâle geldi. Bu durumda eleştirinin gerekliliği-
A) Ancak eğitim görmüş kişiler doğru yazmayı be-
ne, nesnelliğine, bilimselliğine inanmak olanağı kal-
cerebilir.
madı. İşte eleştirmenlerin çöküşünü hazırlayan da
B) Edebiyatçılar ana dilini herkesten iyi bilmeli ve
bu oldu.
doğru yazmalıdır.
Yukarıdaki parçada anlatılmak istenen aşağı-
C) Yazı yazan herkes ana dilini iyi bilmeli, doğru
dakilerden hangisidir?
ve iyi yazmalıdır.
A) Eleştirmenin hem okuyucuyu hem de yazarı
D) Herkesten ustaca yazılar yazması beklenemez.
eğitmek gibi bir görevi olduğu
E) Birinin dil yanlışı yapmaması, güzel yazacağı-
B) Eleştiri yazılarının edebî eser hakkında bilgi ve-
nın güvencesi değildir.
ren bir tür olarak bilindiği
C) Eleştirmenin eserin değeri hakkında okuyucu-
yu aydınlatmak zorunda olan sanat adamı ol-
duğu
Çözüm:
D) Yayınevinin çıkarlarına hizmet eden eleştirme-
Parça dikkatli okunduğunda, "Yazı yazan herkes
nin eleştiri kurumunun yok olmasına sebep
ana dilini iyi bilmeli, doğru ve iyi yazmalıdır." cüm-
olduğu
lesinin, parçanın en özlü ve özet cümlesi olduğu
görülecektir. Yazar doğru ve iyi yazmanın zorun- E) Eleştirmenin okuyucu ile yazar arasında güçlü
luluk olduğunu anlatmak istemektedir. Bu neden- bir köprü kuran sanat adamı olduğu
le cevap seçeneği C’dir.
Cevap C Çözüm:
Parçada dikkat edilirse önce eleştiri ve eleştirme-
nin amaç ve görevleri üzerinde durulmuş, daha
sonra ise bu amaç ve görevin nasıl da aslından
uzaklaştığı vurgulanmıştır.
Parçada geçen “Eleştirmen, eserin yetkinliği,
doğruluğu, sanatsal değeri hakkında bir yargı-
ya varmasını sağlayacak ipuçlarını okuyucuya
sunar” cümlesi eleştirmenin görev ve amacını;
“Ama zamanla bir eleştirmenden geçer not almak
için, kitabınızın onun bağlı olduğu yayınevinden
yayımlanması yeterli hâle geldi.” cümlesi ise bah-
sedilen amaçtan uzaklaştığını ifade etmektedir.
Buna göre cevap seçeneği D olmaktadır.
Cevap D

71
BÖLÜM TESTİ - 24

1. Tarih, siyasi bağımsızlıklarını kaybeden milletlerin 3. Kafiye, edebiyatımızın temel taşlarından biridir. Ka-
kültürlerini kaybetmedikleri takdirde bin yıllık hat- fiyesiz şiir olmaz. Bu, Türk şairi için bir gelenektir.
ta iki bin yıllık bir esaretten sonra bile yeniden der- Şiirinde kafiye kullanmayan, şair olamaz. Şiire an-
lenip toparlandıklarını, yeniden bağımsızlıklarına lam veren en önemli kavram, kafiyedir. Son dö-
kavuştuklarını örnekleriyle gösteriyor. Ama tarih, nemlerde bazıları çıkıp kafiyesiz yazmaktan bah-
kültürlerini kaybeden milletlerin bağımsızlıklarına sediyorlar. Umarım, bu düşüncelerinden çabuk kur-
kavuştuklarına dair bir tek örnek bile vermiyor. tulurlar.
Yukarıdaki paragrafta vurgulanmak isteneni Bu parçaya göre, asıl anlatılmak istenen aşa-
aşağıdakilerden hangisi en iyi açıklar? ğıdakilerden hangisidir?

A) Bağımsızlık mücadeleyle mümkündür. A) Kafiyenin edebiyatımızdaki önemi


B) Kültür bir milletin şah damarıdır. B) Kafiyenin Türk şairi için gelenek olduğu
C) Tarih doğruyu ve yanlışı en iyi şekilde özetler. C) Kafiyenin şiire anlam veren kavram olduğu
D) Tarih unutulmadıkça yaşar. D) Kafiyesiz şiir yazılamayacağı
E) Tarihle kültür birbirinden farklıdır. E) Bazı şairlerin kafiyeyi yok sayması

2. Şiir, duyguların dile gelmesidir. Şiir yazmak her 4. Hepimizin eşit olarak sahip olduğu tek şey “za-
şeyden önce geniş bir hayal gücü gerektirir. Çok man”dır. Sorun, ne kadar zamanımızın olduğu de-
çalışarak şiir yazma tekniğini öğrenebilirsiniz fakat ğil, sahip olduğumuz zamanı nasıl kullandığımız-
şiir yazmak başka şeydir. Tabii ki biraz da Allah dır. Zamanı biriktiremeyiz, durduramayız akar gi-
vergisidir. Bu nedenle şiir yazmak ne kadar teknik- der ve harcamak zorundayız. Zamanı değerlendir-
se o kadar da ilhamdır. meyi bilmek, başarının kapısından girmek demek-
Parçanın bütününde aşağıdakilerin hangisin- tir.
den söz edilmektedir? Bu parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Şiir yazmanın zor bir iş olduğundan
B) Şiir tekniğinin gerekliliğinden A) Çoğu insan zamanı nasıl kullanacağını bilmez.

C) Şiir yazmada hangi yöntemin kullanılacağın- B) İnsanın hayatta başarılı olması için elindeki
dan zamanı iyi değerlendirmesi gerektiği.

D) Şiir yazmada ilhamın gerekliliğinden C) Zamanın durdurulamayan bir kavram olduğu.

E) Herkesin şiir yazamayacağından D) İnsanın amacına ulaşmak için bolca zamanı


olduğu.
E) Zamanı iyi değerlendirmenin başarıyı yakala-
mak için tek yol olmadığı.

72
Ünite 3 Paragraf

1668
5. Anadolu’nun sözlü ürünleri arasında halk hikâye- 7. “Dil, bir milletin yaşadığı sosyal hayata göre taba-
leri ve masalların yanı sıra atasözleri de önemli bir kalara ayrılır. Köylünün hayatı ile şehirlinin hayatı
yer tutar. Halkın yarattığı, binlerce yıldan beri be- aynı değildir. Okuma yazma bilenlerin kullandıkla-
nimseyerek öz söz hâline getirdiği atasözleri, ço- rı kelimeler mesleklerine göre değişir. Bunlar kay-
ğu kez aklın ve mantığın sesidir. Çoğu atasözü bir nağı bakımından hangi dilden gelirse gelsin, vatan
yaşam deneyimine dayanır. toprakları gibi bizim olmuşlardır. Onları feda et-
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarıla- mekle bir şey kazanamayız.”
bilir? Paragrafta vurgulanan düşünce aşağıdakiler-
den hangisidir?
A) Halk hikâyeleri ve masalları olağanüstü olay-
larla doludur. A) Milletin benimsediği sözcükler millî bir değer
B) Atasözleri, halkın tecrübelerine dayanarak oluş- kazanır.
turduğu özlü sözlerdir. B) İlim dili ile konuşma dili ayrılmalıdır.
C) Halk hikâyelerinde daha çok aşk konuları iş- C) Yabancı sözcükler dilimizden atılmalıdır.
lenmiştir. D) Kültür seviyesiyle sözcük hazinesinde paralel-
D) Masallarda genellikle görsel ögeler ön planda- lik vardır.
dır. E) Köylü ve şehirli arasında dildeki ikilik giderilme-
E) Atasözlerinin büyük bir çoğunluğu mecaz an- lidir.
lamlıdır.

8. · Nevada’daki Molassia adlı yer bir mikro dev-


let, Başkanı ise Kevin Baugh. 2019’da 42. ku-
ruluş yıl dönümünü kutlayan ‘cumhuriyet’ öbür
bazı mikro devletleri tanıyor. Kaliforniya’da ‘ko-
lonileri’ var ve 2009’da plastik alışveriş torba-
larını yasaklama kararı aldı.
6. Bir sanatçı önce kullanacağı malzemeyi seçer. · New York'lu sanatçı Zaq Landsberg, 11 yıl ön-
Sonra da bu malzemedeki estetik dışı ögeleri ayık- ce Utah’ta iki ücra araziyi satın aldı ve Zakis-
lar. Örneğin, bir yontucu, mermeri fazlalıklarından tan Cumhuriyeti'ni kurdu. ABD’den bağımsız-
arındırarak yapıtını ortaya çıkarır. Şairin malzeme- lık ilan etti. Su, başlıca ihraç kalemi, millî hay-
si de dildir. O da tasarladıklarını dil aracılığıyla kı- vanı kalamar. Boş araziyi robot nöbetçiler ko-
sa ve öz olarak anlatır. Böylece sanatçı duygula- ruyor ve insanlar ziyaret için sıraya giriyor.
rına estetik bir değer kazandırmış olur.
Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden han-
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine ulaşıla- gisi söylenebilir?
bilir?

A) Birbiriyle benzerliği olmayan iki örneğin belir-


A) Dilin bir anlatım aracı olduğuna gin özelliklerini sıralamaktadırlar.
B) Şiirin bir söz sanatı olduğuna B) Aynı ortak noktada birleşen iki yerleşim hak-
C) Anlatımın özlü olması gerektiğine kında karşılaştırmalar yapmaktadırlar.
D) Biçimin öze göre şekillenmesi gerektiğine C) İki farklı kentle ilgili benzer özellikleri sıralamak-
E) Sanatta güzelliğin ön planda tutulması gerek- tadırlar.
tiğine D) Benzerlik gösteren iki olay üzerine yorumlar
içermektedirler.
E) Aynı konudaki iki farklı örnek hakkında kısaca
bilgi vermektedirler.

73
BÖLÜM TESTİ - 25

1. (I) Sanat eserinde samimiyet doğal bir gereklilik, 3. Sait Faik’e soruyorlar: “Neden bizde büyük yazar-
zorunluluktur. (II) Dolayısıyla şair bir şiiri oluşturur- lar yetişmiyor?” Yazar soruyu şöyle yanıtlıyor: “Şu
ken sözcükler üzerinde titizlikle durur. (III) Kafası- karşıki sandalı görüyor musun? Bakın sahile yak-
na takılan noktaları güvendiği arkadaşlarıyla tartı- laşıyor. Onu yürüten şey nedir? Kürekleri değil mi?
şır. (IV) Önerileri, küçücük kağıt parçalarına not Ya şu uçuşan martılar? Kanatları yolunsa artık uça-
ederek ölçüp tartar. (V) Sonunda ortaya samimi, bilir mi? Düşünce de öyledir. Dört duvar arasına
sımsıcak bir şiir çıkar. kapatılmak istenirse, kanatsız kuş, küreksiz san-
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangi- dal oluverir ve bütün değerini yitirir.”
si parçanın ana düşüncesidir? Sait Faik, bu sözleriyle aşağıdakilerden hangi-
sini özellikle vurgulamak istemiştir?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
A) Özgün düşünceleri içeren sanat yapıtları kalı-
cı olur.
B) Gözlem gücü olmayan sanatçılar, büyük yapıt-
2. Bir sanatçının değerlendirilmesi için mutlaka ölme- lar veremez.
si mi beklenmeli? Bizde değerlendirmeler sanatçı
C) Düşünce özgürlüğü, sanatsal yaratıcılıkta en
öldüğünde arkasından alkış tutmakla başlar. Biraz
önemli etkendir.
da inançların etkisiyle ölenin ardından eksik yön-
lerini, kusurlarını söyleme cesaretini pek kimse D) Sanatçı, yeteneği oranında başarılı yapıtlar ve-
göstermez. İyilikleriyle anarız gidenleri. Bu yüzden rebilir.
değerlendirmelerde gerçeğe uygunluk pek görül- E) Doğal olmayan ortamda yazar yetişmez.
mez. Peki değerlendirme olmadan ilerleme nasıl
olacaktır?
Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden yakı-
nılmaktadır?
5. Hayat, karşılaştığımız durumlara göre kimi zaman
A) Değerlendirmelerdeki ölçüsüzlüğün sonuçların- muammadır, kimi zaman bulanık bir manzaradır.
dan Hayattan bir kesit alırsak orada akla karanın, iyiy-
le kötünün, güzelle çirkinin iç içe olduğunu görü-
B) Edebî türlerde yeniliğin olmamasından
rüz. Hayat karışım değil birleşimdir. Durup durur-
C) Eleştirinin ancak sanatçıların ölümünden son- ken bu birleşimin unsurlarını ayırmak farklı yerle-
ra yapılmasından re koymak gereği duymayız. Zıtların ayrışabilme-
D) Değerlendirmelerin sanatçıların fikrî yapısına si için yolunda gitmeyen bir şey olmalıdır. Ancak
yönelik olmasından bir meselenin karşısında onu anlamak, tanımla-
E) Eleştirinin yazınımızda gelişmemesinden mak, ayrıştırmak gereği duyarız. Ama bu yalnızca
ayrıştığını varsaymaktan ibarettir.
Bu parçada vurgulanmak istenen asıl düşünce
aşağıdakilerden hangisidir?
4. (I) Montaigne: “İnsan ne olduğunu bilmekte dikkat-
li olmalı; iyi yanını ortaya çıkarmalıdır. (II) Eğer ben A) Yaşamın içindeki karşıtlıkları ayırmaya, düzen-
kendimi iyi ve olgun görseydim, bunu bağıra çağı- li gitmeyen bir dönemde kalkışırız.
ra söylerdim. (III) Kendini değerinden az göster-
B) Yaşam karmaşanın ve güzelliklerin içinde ol-
mek, alçak gönüllülük değil, budalalıktır. (IV) Ken-
gunlaşır, anlam kazanır.
dine değerinden az paha biçmek korkaklıktır, pısı-
rıklıktır.” diyor. (V) Unutmamalı ki -ne bir eksik ne C) Yaşam bazen bizler için bir bilmece bazen de
bir fazla- insanın kendisini olduğu gibi gösterebil- gerçekleri net göremediğimiz bir resim gibidir.
mesi için geniş bir bilgiye sahip olması gerekir. D) Yaşamın içinde doğrular, yanlışlar, güzellikler
Bu parçanın ana düşüncesi numaralanmış cüm- çirkinlikler, iyi kötü iç içedir, kesinlikle ayırama-
lelerin hangisinde verilmiştir? yız.
E) Umutsuz zamanlarda yaşamın gerçeklerini gör-
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. me yeteneğimizi kaybederiz.

74
Ünite 3 Paragraf

1669
6. Kültür ve sanat, soluk soluğa yaşadığımız hayatı 8. I. Alkali beslenmek sağlıklıdır. Alkali beslenirse-
renklendirmeye, anlamlandırmaya katkı sağlar. İn- niz vücudun PH dengesini korursunuz. Diye-
san olmayı, dünyada olup biteni doğru bir şekilde lim ki keki, böreği, paketli ürünleri, ayçiçek ya-
algılamayı hep bu yolla öğreniriz. Dayanışmayı, ğını, şekeri mutfağınızdan çıkardınız. Böyle
sevmeyi, paylaşmayı, aklımızı kullanmayı kültür ve olursa daha doğal beslenirsiniz, doğru mu?
sanatın rehberliğinde öğreniriz. Bir kitabın satır ara- Evet, daha doğal beslenmeye başladınız. Pe-
larında, bir şarkının ezgilerinde, bir filmin karesin- ki, vücudunuzda neler olur?
de ne çok şey saklıdır. Önemli olan onu hisset- II. Vücut toksinlerle savaşmak zorunda kalmaz.
mektir. İşte o an sanat ve kültürle mümkündür. Bağışıklık sisteminiz güçlü olur. Obezite ol-
Bu paragrafta vurgulanmak istenen aşağıdaki- maz. Cildiniz güzelleşir. Kemikler ister istemez
lerden hangisidir? güçlenir. Daha zinde, daha enerjik, daha sağ-
lıklı olursunuz. Şikâyet ettiğiniz o eski yorgun-
A) Kültür ve sanat, hayatımıza farklılık kazandırır. luktan eser kalmaz.
B) Kültür ve sanat, toplumlar arasında dayanış- Yukarıda verilen II numaralı parçayla ilgili ola-
mayı sağlayan köprüdür. rak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
C) Kültür ve sanat, insanı mutlu eden yegâne un-
surdur. A) I. parçada varılan yargının örnekleri anlatılmak-
tadır.
D) Kültür ve sanat, gizli olanı hissettiren, duyuran
meşaledir. B) I. parçada belirtilenlerin gerekçeleri aktarılmak-
tadır.
E) Kültür ve sanat, evrenselliğin yol göstericisidir.
C) I. parçada anlatılan durumun sonuçları sıralan-
maktadır.
D) I. parçadaki durumu hazırlayan nedenler veril-
miştir.
E) I. parçada verilenler başka sözcüklerle yinelen-
miştir.

9. Ey gönül el aynasına bakmanın faydası ne?


7. Sanatçının üslubu, toplumdaki teknik, kültürel ve Sermayeden zararın var satmanın faydası ne?
politik gelişmelerle çeşitli özellikler kazanır. Bu ne-
Kendi kadrin bilmeyen ne bilir dostun kıymetin
denle, her dönemin kendine özgü üslubu vardır.
Merkebin boynuna cevahir takmanın faydası ne?
Yaşam biçimi ve dünya görüşlerine göre üsluplar
da değişir. Üslup, o dönemin insanlarının ortak Kargaya leş gerek hem yiye hem çağıra
zevk ve estetik anlayışlarıyla belirlenir. Böylece, Karganın önüne şeker dökmenin faydası ne?
barok, klasik ya da romantik üsluplar doğmuştur. Kul Nesimi’ye ait bu beyitlerde vurgulanmak is-
Yukarıdaki parçanın ana düşüncesi aşağıdaki- tenen temel düşünce aşağıdakilerden hangisi-
lerden hangisidir? dir?

A) Yazarın hayatını yaşadığı toplumun koşulları A) Kişinin kendini tanıması uzun bir süreç, belki de
belirler. bir yolculuktur.
B) Yazarların kendi üslubunu bulması kolay değil- B) Kişi tecrübe edindikçe kendini tanır, zorluklarla
dir. mücadele ettikçe gerçek benliğini öğrenir.
C) İyi bir üslup, birçok sanat akımıyla yoğrularak C) Kişi yaşanılan olayları iyi analiz edip kendi doğ-
meydana gelir. rularını, yanlışlarını fark edebilir.
D) Yazarların yapıtlarında kullandığı üslubun za- D) Kişilerin kendi özelliklerini ön plana çıkarması-
man içinde değişmesi normaldir. na yardım etmek gerekir.
E) Sanatçıların üslubunun belirlenmesinde top- E) Kendi değerlerinin farkına varan kişi herkese
lumsal ve dönemsel faktörler vardır. ve her şeye hak ettiği kadar değer verir.

75
BÖLÜM TESTİ - 26

1. Tanpınar’ın sarf ettiği bir cümleyi unutamıyorum. 3. Namık Kemal, eski edebiyata karşı samimi bir şe-
“Ben Victor Hugo’dan hoşlanmam ama ne yapa- kilde savaş ilan etmiştir. Avrupa’yı görmüş, ger-
bilirim ki o bir dev.” demişti. Bizim edebiyatımızda çekleri görüp tanımış ve bizim edebiyatımızı son
da eleştirmenlerin – tenkitçilerin demiyorum – piri derece kötü bulmuştu. Kemal Bey’in bu yenilik sa-
olan Nurullah Ataç, orada burada Abdülhak Ha- vaşı; eskiyi kötülemekten, eskiyi batırmaktan ziya-
mid’i sevmediğini, Mehmet Âkif’i şair saymadığını de, bulunduğumuz o hareketsizliği yıkmak, Avru-
söyler hatta yazardı. Ama bütün bu değer yargıla- pa’daki ilerleme ve gelişmenin bizde de meydana
rı onları edebiyat tarihine dahil etmekten alıkoya- gelmesini şiddetle istemekten ileri geliyordu. Evet,
maz. o savaşın sebebi; ilerleyip gelişmenin edebiyata,
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdaki- edebiyattan da fikirlere ve vicdanlara geçerek bu-
lerden hangisidir? ralarda yer etmesini şiddetle istemesidir. Yoksa es-
kilerin en güzel şiirlerini yine onun ağzından işit-
miştim, onları takdirle okurdu.
A) Edebiyat tarihi yazan şahısların mutlaka sev-
medikleri bir edebiyatçı vardır. Bu parçaya göre Namık Kemal’in asıl yapmak
istediği aşağıdakilerden hangisidir?
B) Nurullah Ataç gibi bir eleştirmen dahi Hamid’i
ve Âkif’i edebî açıdan eksik bulmuştur.
A) Tamamen Batı tarzında bir edebiyat oluştur-
C) Eleştirilen ünlü bir edebiyatçı da olsa olumlu
mak
yanları da olumsuz yanları da açıkça dile geti-
rilmelidir. B) Eskiyi her yönüyle reddetmek ve yeni bir Türk
edebiyatı oluşturmak
D) Victor Hugo, Hamid ve Âkif ne kadar büyük
edebiyatçı da olsa mutlaka onları da sevme- C) Her alanda yenilik sağlayarak Avrupa’yı yaka-
yenler vardır. lamak

E) Bir edebiyatçının sevilip sevilmemesi adının D) Eski edebiyatın güzel yanlarının da olduğunu
edebiyat tarihlerine geçmesine engel değildir. vurgulamak
E) Geçmişi bütünüyle reddetmeden Batı tarzın-
da yeni bir edebiyat yaratmak

2. Sanatçı geçmiş, bugün ve gelecek arasında gös- 4. İnsan kişiliğini oluşturan etkenlerden biri de, onun,
teri yapan bir ustadır. Her gösteri bir öncekinden kendi kafasıyla düşünmesidir. Oysa, genellikle bu-
hız alır, bir sonrakine de olanak hazırlar; bir önce- nun tersi olmaktadır. Kendi kafasıyla düşünmeyi
kini reddeder, bir sonraki için de kendi yıkımını ha- bir yana bırakalım, çoğu, başkasının kafasının hiz-
zırlar. Bu nedenle sanatçı bir eliyle geçmişi yaka- metçisi olmayı erdemlilik saymaktadır. İnsanı in-
layan, öteki eliyle geleceğe uzanan, yüzüyle bu- sanlığından uzaklaştıran bu tutumun erdemlilik sa-
günü selamlayan insandır. Bu durum hep bir he- yılması ise önemli çelişkilerden biridir.
saplaşmayı gerektirir. Bu parçaya göre “İnsanın insanlığından uzaklaş-
Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdakiler- masının nedeni” aşağıdakilerden hangisidir?
den hangisidir?
A) Sadece kendi görüşünün doğruluğuna inanıp
A) Her sanatçı yapıtlarıyla geleceğe kalmak is- başka görüşleri benimsememesi
ter. B) İnsana yakışır davranışlardan sıyrılıp egoist bir
B) Sanatçı geçmişi çok iyi bilmeli ve gelenekten kişiliğe bürünmesi
faydalanmalıdır. C) Düşünce üretme yerine başkalarının düşünce-
C) Sanatçı geçmişle gelecek arasında sürekli bir lerinin taşıyıcısı olması
hesaplaşma içindedir. D) Sosyal yaşamın gereklerini bir kenara itip do-
D) Sanatçı içinde bulunduğu zamana ayna tutma- ğaya yaslanması
lıdır. E) Bilimsel ve teknolojik ilerlemelere karşı çıkıp
E) Sanatçı, çelişkilerle hesaplayarak yapıtlarını batıl inançları yeğlemesi
oluşturur.

76
Ünite 3 Paragraf

1670
5. Her insan, becerebildiğince yaşar. Sokak satıcısı, 7. Artık televizyonlarda her gün, magazin programla-
şehir hatları kaptanı, holding sekreteri, hukukçu, rında baş tacı edilen ünlülere ait kitapların tanıtımı-
öğretmen, memur, işçi... Bir ülke nüfusunun birey- nı izliyoruz. Kimi imkânsız bir aşkı, kimi de magazin
leri tek tek becerebildikleri kadar yaşarken farkına programlarına iyi malzeme çıkaracak hayatını anla-
varmadan o ülkenin yaşam düzeyini oluştururlar tıyormuş. Şu meşhur “Anlatsam roman olur.” sözü
ve toplumdaki iç dinamiğin dinamosunu çalıştırır- o kadar ciddiye alındı ki, otobiyografiden nasibini al-
lar. Bu yüzden becerikli insanların sayısı ile yaşam mamış, anlamsız hayatları konu alan kitaplar bası-
düzeyi doğru orantılıdır. lıyor. Edebiyatımız sıradanlaşıyor ve ağırbaşlılığını
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdaki- kaybediyor. Bir zamanlar dünya edebiyatçıları ile ya-
lerden hangisidir? rışan edebiyatımız artık mankenlerin, şarkıcıların,
sunucuların yani edebiyat ve sanat kaygısı taşıma-
yan edebiyat uğraşçılarının tekelinde eriyip gidiyor.
A) Her toplum, yaşam düzeyini yükseltmek için
bazı önlemler almak zorundadır. Yukarıdaki paragrafta yazarın asıl yakındığı aşa-
ğıdakilerden hangisidir?
B) Becerikli insanların değerini anlamayan birçok
toplum vardır.
A) Herkesin kendi hayatını anlatmasından
C) Çalışkan insanlar, çalışmayan insanlara göre
hayata daha bağlıdırlar. B) Vasıfsız kişilerin edebiyatımızı sıradanlaştırma-
sından
D) Becerikli, çalışkan insanların çoğunlukta oldu-
ğu bir ülkede yaşam düzeyi de yükselir. C) Şarkıcıların edebiyat alanına girmelerinden

E) Bir toplumun gelişmişliği eğitimli insanların var- D) Ele alınan konuların niteliksiz olmasından
lığına bağlıdır. E) Sanat için sanat anlayışından uzaklaşılmasından

8. Belki yakın bir gelecekte çok minik robotları yutup


bu robotların vücudumuzdaki herhangi bir hedef böl-
geye gerekli ilaçları veya etken maddeleri taşıma-
larına izin vereceğiz. Selman Sakar ve Bradley Nel-
son tarafından yönetilen yeni araştırmada bakteri-
lerden ilham alınarak, akıllı ve biyouyumluluğu yük-
sek oldukça esnek mikrorobotlar üretildi. Sıvılar içe-
risinde yüzerek hareket edebilme yeteneğine sahip
6. Sanatçıların çoğu ilgisizlikten değil, anlaşılama-
olan ve şekillerini gerektiğinde modifiye edebilen bu
maktan yakınır. Anlaşılmak ise bu durumda beğe-
mikrorobotlar, dar kan damarlarının içinden geçebi-
nilmekten başka bir şey değildir. İleri gitmiş ülke-
lecek ve doku ve sistemlerin oldukça derinlerine ka-
lerdeki sanatçıların yalnız paraca değil, saygı gör-
dar kesintisiz gidebilecekler. Bu yolculuğun olduk-
me yönünden de kavuştukları üstün duruma imre-
ça hızlı bir biçimde gerçekleşebileceğini de öne sü-
nenler unutmamalıdır, halk hiçbir zaman, hiçbir yer-
ren araştırmacılar, robotların manevra yetenekleri-
de gökten anlayışla inmemiş, yetişmiş, yetiştiril-
nin hıza ve dönüşlere de olanak verdiğini belirtti.
miştir.
Bu parçadan
Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşa-
ğıdakilerden hangisidir? I. Hastalıkların tedavisinde çığır açacak bir yöntem
üzerinde çalışılmaktadır.
A) Uygar toplumlarda halk, sanatçıları anlar ve on- II. Yakın bir zamanda hastalıkların ilaç kullanmadan
lara büyük saygı gösterir. iyileşmesi mümkün olabilecektir.
B) Bir sanatçı için anlaşılmak, beğenilmek değildir. III. Mikrorobotlar sayesinde hastalıklar önceden tes-
C) Bir sanatçı için anlaşılmak güçtür. pit edilebilecektir.

D) Beğenilmek isteyen sanatçı, halkın beğenisine yargılarından hangilerine ulaşılabilir?


seslenmeyi görev saymalıdır.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
E) Halkı sanattan anlar hâle getirmek, sanatçının
görevidir. D) I ve II E) II ve III

77
BÖLÜM TESTİ - 27

1. Toplumsal anlamda düşündüğümüzde kadınların 4. İmkânı varsa insanın karısı, çocuğu, parası ve en
eğitimi çok daha önemlidir. Siz erkek çocuğuna iyi önemlisi de sağlığı olmalı ama mutluluğu yalnız
bir eğitim verirseniz sadece onu eğitmiş olursunuz. bunlara bağlamamalı. Kendimize dükkânın arka-
Ama kız çocuğuna iyi bir eğitim verirseniz; bir an- sında, yalnız bizim için bağımsız bir köşe ayırıp
neyi iyi eğitmiş olacaksınız. Bu durumda toplum orada gerçek özgürlüğümüzü, kendi sultanlığımı-
doğrudan doğruya eğitilmiş ve temelden sağlam- zı kurmalıyız. Orada, yabancı hiçbir konuğa yer
laştırılmış olacaktır. Kız çocuğu olanlarınız; lütfen vermeden kendi kendimizle her gün baş başa ka-
en iyi eğitimi onlara verin! lıp dertleşmeliyiz, yakınımız yokmuş gibi konuşup
Bu parçada vurgulanan asıl düşünce aşağıda- gülmeliyiz. Hepsini yitirme felaketine uğrayınca,
kilerden hangisidir? onlarsız yaşamak bizim için yeni bir şey olmasın.
Kendi içimize dönebilir kendi kendimize yoldaş ola-
biliriz.
A) Kız çocuklarının eğitimi önemlidir.
Bu parçadan çıkarılacak en kapsamlı düşünce
B) Kız çocuklarını eğitirseniz tüm toplumu eğitmiş
aşağıdakilerden hangisidir?
olursunuz.
C) Erkeklerin eğitimi kızlardan önce gelir.
A) İnsanın karısı, çocuğu, parası ve sağlığı varsa
D) Toplumun gelişmesi eğitime bağlıdır. mutlu olur.
E) Zenginleşmenin yolu eğitimden geçer. B) Özgürlük mutluluk getirir.
C) İnsan mutluluğu kendi içinde aramalı.
2. Bizim dostluk dediğimiz, ruhlarımızın beraber ol- D) Hayatta her şeyi yitirsek bile mutluluğumuzu
masını sağlayan bir rastlantı ya da zorunlulukla kaybetmemeliyiz.
edindiğimiz yakınlıklardır. Benim anlattığım dost- E) İnsan bazen kendine özel zamanlar ayırmalı-
lukta ruhlar o kadar derinden uyuşmuş, karışmış dır.
ve kaynaşmıştır ki, onları birleştiren dikiş silinmiş
ve artık bulunmaz olmuştur.
Bu paragraftan çıkarılacak asıl düşünce aşağı-
dakilerden hangisidir?

A) Dostluk ruhların birlikteliğidir.


B) Dostluk rastlantıdan ibarettir.
C) Dostluk zorunluluklardan doğar.
D) Gerçek dostluk derinlerdedir.
E) Dostlukların sağlamlığı kriz dönemlerinde orta- 5. Geçmişin tortularından arınmak için kendi ırmağı-
ya çıkar. mızın duru sularında yıkanma vakti geldi. Perde-
lerimizi sıkı sıkıya kapatıp da iç dünyamızın derin-
3. Yazarlık da bütün kabiliyetlerden farklı değildir. Öğ- liklerinde sessizce gezinmek, çıplak ayakla dolaş-
renilebilir, geliştirilebilir. Hiç kimse anasından hır- mak, kendi toprağımıza tohumlar saçıp çiçeklerini
sız, müzisyen, ressam, araba tamircisi, öğretmen dermek ve hep kendi heybemizi kurcalamak za-
veya doktor olarak doğmadığı gibi yazar olarak da manı şimdi.
doğmaz. Bu sözleri söyleyen yazar aşağıdakilerden han-
Bu parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden gisini yapmaktadır?
hangisidir?
A) İç dünyasında keşif yolculuğuna çıkmıştır.
A) İnsanda bütün yetenekler çekirdek olarak vardır. B) İnsanlardan ürküp onlara küsmüştür.
B) Her insanın kumaşında yazarlık yeteneği vardır. C) Kalbi çok kırıldığından hayata küsmüştür.
C) Hiç kimse anasından “bir şey” olarak doğmaz. D) Psikolojik sorunlar yaşamaktadır.
D) Yazarlık da diğer yetenekler gibi geliştirilebilir. E) Yalnızlıktan bunalmış, dertleşecek bir insan
E) İnsan varlıkların en üstünüdür. aramaktadır.

78
Ünite 3 Paragraf

1671
6. Yaygın kullanılan bir alet olduğu için cep telefo- 9. Yarın ne olacağını bilemezsin. Belki de hayatın en
nundan pay biçelim. Bu zamana kadar insanlar güzel yanlarından biri budur. Hayatta kimse için
cep telefonsuz yaşarken ve hayatlarında hiçbir ek- “yarın” garanti değildir. Elindeki hiçbir şey ebedi
siklik yokken şimdi neredeyse cep telefonuna sa- olarak o kişiye ait değildir. Her an el değiştirebilir
rılıp yatacak hale geldi. Sanki cep telefonları vü- her şey. Kimin, ne zaman, nerede, ne yapacağını
cudumuzun bir parçası haline geldi. Onsuz bir ha- da asla kestiremezsin. Yarın bugünden görüleme-
yat düşünemiyoruz. Hele gençlerimiz... yen karanlık bir dünyadır.
Yazar bu paragrafta cep telefonlarının hangi Bu paragrafın ana düşüncesi paragraftaki han-
olumsuzluğundan şikâyet etmektedir? gi cümlede verilmiştir?

A) Zararlarından A) Yarın ne olacağını bilemezsin.


B) Hayatı zorlaştırdığından B) Hayatta kimse için “yarın” garanti değildir.
C) Bağımlılık haline gelmesinden C) Elindeki hiçbir şey ebedi olarak o kişiye ait de-
D) Pahalılığından ğildir.

E) İşlerimizi engellediğinden D) Her an el değiştirebilir her şey.


E) Belki de hayatın en güzel yanlarından biri budur.

10. • Amcamın mülkiyedeki sınıf arkadaşlarından bi-


7. Para ve güç insanı bozmaz. İçi bozukların içini dı- rinin gazete çıkaracağını öğrendik. 1994 yılının
şına çevirir. Elmas gibi görünen ruhlarının kömür sonu, karlı bir İstanbul gününde gazete binası-
karası olduğunu dünyaya ilan eder. İnsanların ger- na gidip bir görüşme yaptık ve beni kabul etti-
çek yüzünü ortaya koyar. ler ama gazeteciliğe başlamam 'musahhih' ola-
rak oldu. Ben musahhihin ne demek olduğunu
Bu paragraftan çıkarılabilecek yargı aşağıdaki-
iş görüşmesinde duydum ve hatta sordum ne
lerden hangisidir?
demek diye. O zamanki yayın yönetmenim be-
ni azarladı. Git evinde öğren ve yarın sabah
A) Para büyük bir güçtür.
gel, dedi. Meğer düzeltmenlik demekmiş.
B) Zenginlik, bazı insanların kişiliğine zarar verir.
• Musahhih olarak başlamıştım ama o dönem ga-
C) Bazı insanların karakteri bozuktur. zeteciliğin ve medyanın dijitalleştiği bir dönemdi,
D) Para ve güç insanların gizledikleri yönlerini gün bilgisayar geliyordu. Montaj, pikaj, film çıkışı gi-
yüzüne çıkarır. bi şeyler tamamen yerini bilgisayarlı alt yapılara
E) Paranın değiştirmeyeceği insan yoktur. bırakmaya başlamıştı ama çok eskiden gelen ga-
zeteci kitlesinin bir uyum problemi vardı. Bu yüz-
den teknolojiden, bilgisayarlardan anlayan insan-
8. Düşmanım bile olsa herkese saygı göstermeyi öğ- lar el üstünde tutuluyordu. Dolasıyla benim de
rendim; sevmeyebilirim ama saygı duymak zorun- tutunmam, ayak uydurmam kolaylaştı.
dayım. Bir de dost düşman izafi kavramlardır. Bu- Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden han-
gün dost yarın düşman, yarın düşman ertesi gün gisi söylenebilir?
dost olabilir. Tam da bu yüzden insan sırlarını hiç-
bir dostuna vermemelidir. Bir gün silah olarak dö-
A) Gazetecilikle ilgili bağımsız iki olay ayrıntılarıy-
neceğini düşünerek…
la anlatılmaktadır.
Bu paragraftaki düşünceyi destekleyen atasö-
B) Bir kişinin başından farklı mekânlarda geçen
zü aşağıdakilerden hangisidir?
sıralı olaylar aktarılmaktadır.
C) İki insanın başından geçmiş aynı konudaki iki
A) Açma sırrını dostuna, o da söyler dostuna.
farklı olay aktarılmıştır.
B) Bir ağızdan çıkar bin ağıza yayılır.
D) Benzer konularda iki kurgu olay birbiri ardınca
C) İki kişinin bildiği sır değildir. sıralanmaktadır.
D) Almadan vermek, Allah`a mahsus (yaraşır) E) Birbirini takip eden, nitelikçe farklı olaylar birin-
E) Düşmanımın düşmanı dostumdur. ci kişi ağzından sıralanmaktadır.

79
BÖLÜM TESTİ - 28

1. Paylaşırsa dost paylaşırmış 4. Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
İnsanın derdini sevincini Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım;
Dost ümidiyle ortalığa düşmeye gör Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner aşarım;
Hangi kapıyı çalsan kimseler yok Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Hangi omuza dokunsam yabancı çıkar Bu şiirdeki ana duygu aşağıdakilerden hangi-
Bu dizelerin şairi için aşağıdakilerden hangisi sidir?
söylenemez?
A) Özgürlük B) Bağımsızlık
A) Pişman B) Yalnız C) Umutsuz C) Vatan sevgisi D) Bayrak sevgisi
D) Endişeli E) Karamsar E) Milli duygular

5. Yazı, güzü,kışı bahar zamanı

2. N'eylersin ölüm herkesin başında. Yaşadın bilirsin ki her zamanı

Uyudun uyanamadın olacak Dinle rüzgârları seher zamanı

Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında? Uzaktan sesimi duy da gel canım

Bir namazlık saltanatın olacak. Bu şiire hâkim olan duygu aşağıdakilerden han-
gisidir?
Taht misali o musalla taşında.
Bu şiire gire şairin ölüm karşısındaki tavrı ne- A) Ayrılık B) Hüzün C) Özlem
dir?
D) Sevinç E) Mutluluk
A) İsyan B) Hüzün C) Çaresizlik

D) Karamsarlık E) Kararlı

6. Ne hoş, ey Tanrım, ne hoş,


İller, göller, kıtalar aşmak.
Ne hoş deniz deniz dolaşmak
3. Yaşım ilerledikçe daha çok anlıyorum Düşünceler gibi başıboş.
Ne büyük nimet olduğunu ah ey güzel gün Versem kendimi bütün bütün
Boş yere üzülmekte mana yok anlıyorum Bir yelkenli olup engine;
Kadrini bilmek lazım artık her açan gülün Kansam bir an güzelliğine
Şükretmek türküsüne daldaki her bülbülün Kuşlar gibi serseri ömrün
Yanmak da olsa artık aşk ile yaşıyorum Bu şiiri yazan şair için aşağıdakilerden hangi-
Bu şiirde aşağıdakilerden hangisi yoktur? si söylenebilir?

A) Yaşam sevgisi A) Hayatın tadını çıkaran


B) Sahip olduklarımızın değerini bilmek B) İnsanları ve doğayı seven
C) Şükretme duygusu C) İnsanlarla iyi geçinen
D) Ölüm korkusu D) İşi gücü olmayan
E) Boş yere üzülmemek E) Hayata isyan eden

80
Ünite 3 Paragraf

1673
7. İstanbul'da, Boğaziçi'nde; 10. Biz haber etmeden haberimizi alırsın,
Bir garip Orhan Veli'yim; Yedi yıllık yoldan kuş kanadıyla gelirsin.
Veli'nin oğluyum;
Tarifsiz kederler içindeyim. Gözümüzün dilinden anlar,
Bu dizeleri yazan şairin özelliği aşağıdakiler- Elimizin sırrını bilirsin.
den hangisidir?

Namuslu bir kitap gibi güler,


A) Karamsar B) Hüzünlü C) Umutsuz
Alnımızın terini silersin.
D) Kaygılı E) Huzurlu

O gider, bu gider, şu gider,


Dostluk, sen yanı başımızda kalırsın
Bu şiirin konusu nedir?

A) Hayatın geçiciliği

8. Yıllardır ki bir kılıcım kapalı kında, B) Kitabın önemi

Kimsesizlik dört yanımda bir duvar gibi; C) Dostluğun kalıcılığı

Mustaribim bu duvarın dış tarafında, D) Çalışmanın önemi

Şefkatine inandığım biri var gibi. E) İnsan sevgisi

Sanıyorum saçlarımı okşuyor bir el,


11. Ey gönül, gidenlerden ümidini kes!
Kıpırdamak istemiyor göz kapaklarım;
Kaçan bir hayale benziyor herkes,
Yan odadan bir ince ses diyor gibi gel!
Sanki kulağıma gaipten bir ses
Ve hakikat bırakıyor hülyamı yarım.
Buluşmalar kaldı mahşere diyor.
Bu şiirin başlığı aşağıdakilerden hangisi olabi-
lir?
Enginden engine koşarken rüzgâr,
A) Kimsesizlik B) Istırap C) Şefkat Bende bir yolculuk heyecanı var...
Yattığım kayaya çarpan dalgalar
D) Hasret E) Umut
Çıkıver bir sonsuz sefere diyor.
Bu şiirde aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Kaygı B) Umutsuzluk

C) Ölüm D) Karamsarlık
9. Belki bir gün maviler giyer
E) Özlem
Deniz olurum
Belki bir gün yeşiller giyer
Ağaç olurum 12. Saç tel tel örtüler hep tül tül düşer
Hiç belli olmaz sevgilim Gözünün değdiği yere gül düşer
Belki bir gün beyazlar giyer Sonunda sana da bir gönül düşer
Senin olurum Gönlümün şimdiki duygusu gibi
Bu şiirde öne çıkan duygu nedir? Bu şiire hâkim olan duygu nedir?

A) Hasret B) Umut C) Neşe A) Özlem B) Sevgi C) Umut

D) Hayat sevinci E) Huzur D) Heyecan E) Tereddüt

81
BÖLÜM TESTİ - 29

1. Dün, kışın pençesinden kurtulmaya çalışan ilkba- 3. Müdür yardımcısı o gün sabah ilk karşılaşmamız-
har ışıklarını fırsat bilerek çok uzun zamandır ilk da saçlarımın uzun olduğunu ve kestirmem gerek-
defa bilinçli bir tercih olarak vapurun arka bölümü- tiğini, kestirmezsem icabına bakacağını söylemiş-
ne geçerek geride bıraktığı köpüklü sulara baka- ti. Bu, onun makası eline alıp koyun gibi kırkması
rak seyahat ettim. Her zaman âdetimdir; yönümü anlamına geliyordu.
vapurun gittiği istikamete çeviririm. Gelecek, geç- Parçaya göre müdür yardımcısı nasıl biridir?
mişten daha önemlidir benim için.

Yazar yönünü vapurun gittiği istikamete neden A) Öğrencileri seven


çevirmektedir? B) Kaba ve dengesiz
C) Disiplinli
A) Alışkanlığı olduğundan D) Bilgili ve sevecen
B) Baharı sevdiğinden E) Okumaya değer veren
C) Manzarayı seyretmek istediğinde
D) Gideceği yeri önemsediğinden
E) Geleceği geçmişten önemli gördüğünden

4. Türk romanın içerisinde “Araba Sevdası”nın yeri


farklıdır. Osmanlı Devleti’nin son dönemini resmet-
mesinin yanında, roman aynı zamanda bireyde or-
taya çıkan dönüşümü de özetler niteliktedir. Ro-
manın üslubu ve mekânsal özellikleri bize bir dö-
nemi yansıtır. Mekânsal özellikler yansıtıldıktan
sonra, yazar tarafından roman kahramanın hikâ-
yesi ortaya çıkmaya başlar. Bunu belirtmekteki
amaç, romanın okuyucuya dönem şartlarında ye-
2. Ben, hep acı içinde yaşayan bir adamım! Bu sıkın- ni yaşam alanlarının oluşumunu ve içerisinde ya-
tı kendimi bildim bileli var. Belki daha dört yaşın- şanan “yeni” yaşam tarzının ne şekilde değiştiğini
da yoktum. O gün bugündür, yaptığım değil, sade- göstermesidir. Bu açıdan “Araba Sevdası” bize Os-
ce düşündüğüm kötülüklerin bile vicdanımda tu- manlı’nın çözülüşünün toplumsal arka planını res-
tuşturduğu sonsuz cehennem sıkıntıları içinde kıv- metmiş olur. Bu bir bakıma Türk aydının Batılılaş-
ranıyorum. Beni üzen şeylerin hiçbirini unutmadım. ma serüveninde yaşadıklarını, sosyal çevresinde-
Anılarım sadece hüzünden ibaret. ki değişimleri de göstermesi açısından önemlidir.
Parçada sözü edilen kişi için aşağıdakilerden Bu parçada sözü edilen romanın hangi özelli-
hangisi söylenebilir? ği üzerinde durulmuştur?

A) İnsanlara iyilik yapmayı seven A) Türk romanına realist bir bakış açısı getirdiği
B) Kendine son derece güvenen B) Osmanlının çözülüş dönemini günümüze yan-
C) İnsanlarla arası bozuk sıttığı
D) Çok düşünceli ve insaflı C) Türk aydının Batılılaşma sürecinde yaşadıkla-
E) Sıkıntı ve acılarla yoğrulmuş rını ve sosyal çevresindeki değişimleri göster-
diği
D) Yazıldığı dönemin sosyal ve siyasal meselele-
rini günümüze taşıdığı
E) Dil ve içerik bakımından çok güçlü olduğu

82
Ünite 3 Paragraf

1674
5. Benim tek uğraşım kendimi incelemek. Başka işim 7. Özgürlüğe öylesine düşkünüm ki, koca Hindistan’ın
de yok zaten. Bakıyorum da öyle çürük taraflarım bir bölgesini bana yasaklasalar nerdeyse dünyanın
var ki dilim söylemeye zor varıyor. Oturaklı neyim tadı kaçar. Hiçbir yerde gizli, eli kolu bağlı yaşamak
var? Her an sendeleyip düşebilirim. Gözlerim bir da istemem, orada boş boş oturmaktansa alır başı-
şöyle görüyor, bir böyle. Aç olduğumda başka ada- mı havası, toprağı bana açık bir yere giderim. Hey
mım sanki, yemekten sonra başka. Keyfim yerin- Tanrım! Katlanılır şey midir ülkenin bir yerine çakı-
deyse, hava da güzelse kötü kişi değilim, ama bir lıp kalkmak? Niceleri, yasalarımıza uymadılar diye
şey canımı yakmasın, asık suratlı, ters, yanına yak- kentlere, meydanlara, herkesin gidip geldiği yollara
laşılmaz bir adam olurum. Aynı atın yürüyüşü bir uğrayamadan yaşayabiliyorlar. Benim hizmet ettiğim
rahat gelir bana, bir rahatsız, aynı yolu bir uzun yasalar, küçük parmağımı bile köle etmeye kalksa-
bulurum, bir kısa, aynı biçim bir hoşuma gider, bir lar, başka yasalar aramak için nereye olsa giderdim.
gitmez. Bir gün her işe yatkınım, bir başka gün hiç- Bu sözleri söyleyen bir kişi için aşağıdakiler-
bir şey gelmez elimden. Bugün sevindiğim şeye den hangisi en doğrudur?
yarın üzülebilirim. İçimde durmadan değişen, bir
yerlere sığamayan bir sürü duygu. Kara kara dü-
A) Bir yere çakılıp kalmak insan ruhunu köreltir.
şünceler, derken bir öfke ağlamaklı bir haldeyken,
B) Her türlü yasağı delmek için elinden geleni ya-
birden bire taşkın bir sevinç.
pacak kadar özgürlüğüne düşkündür.
Bu parçada vurgulanan asıl düşünce nedir?
C) Kölelik sistemine şiddetle karşıdır.

A) İnsan duruma ve şartlara göre değişen ve du- D) İnsanlar yasalara uymak uğruna hayatlarından
rağan olmayan bir yapıya sahiptir. vazgeçiyorlar.

B) İnsan kendini tanımalı ve hayatını ona göre sür- E) Ne kadar çok yasa varsa o kadar kısıtlama var-
dürmelidir. dır.

C) Her insanın iyi ve kötü yanları vardır.


D) Hayat bir fotoğraf karesinden çok akan bir film 8. • Bertolt Brecht’in fikir ve sanat dünyasında fa-
şeridine benzer. kirler aşağılık ve zenginler acımasızdır. Zen-
E) Dün ve yarın diye bir şey yoktur. ginler, fakirleri ezen acımasız insanlardır ama
bir fakir de bir olanak kazanıp zengin olursa o
da acımasız düzenin ürünü olacak ve o da fa-
kirleri ezecektir.
• Bertolt Brecht nedeni ne olursa olsun savaşa
karşı idi ama elbette böyle bir dünya düzenin-
de savaş kaçınılmazdı ve her oyununda sa-
vaş vardı. Böyle bir dünya düzeninde adalet
beklemek gereksizdi. Bu yüzden de Bertolt
Brecht her oyununa bir yargı sistemi kurdu.
Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden han-
6. (I) Hayatınız nerede biterse, orada tamamlanmış- gisi söylenebilir?
tır. (II) Hayatın değeri uzun yaşanmakta değil, iyi
yaşanmaktadır. (III) Öyle uzun yaşamışlar var ki, A) Aynı sanatçının eserlerindeki kişilerin adaletle
aslında çok az yaşamışlardır. (IV) Şunu anlamak- ve savaşla sorunlarını anlatmaktadırlar.
ta geç kalmayın, doya doya yaşamak yılların çok-
B) Sanatçının yapıtlarındaki kişiler ve karşıtlıklar
luğuna değil, sizin gücünüze bağlıdır. (V) Her gün
üzerine bilgi vermektedirler.
gittiğiniz yere hiçbir gün varmayacağınızı mı sanı-
yorsunuz? (VI) Avunabilmek için eş dost istiyorsa- C) Yazarı aynı iki eserdeki zenginler, yoksullar ile
nız, herkes de sizin gittiğiniz yere gitmiyor mu? zıtlıkları betimlemektedirler.

Bu paragrafta vurgulanan düşünce numaralan- D) Sanatçının eserlerindeki kişiler sorunsalını ay-


dırılmış cümlelerin hangisindedir? rıntılı olarak irdelemektedirler.
E) Düşünce ve sanat eserlerinde varsıl-yoksul, sa-
A) I B) II C) III D) IV E) V vaş-adalet ilişkileri incelenmektedir.

83
BÖLÜM TESTİ - 30

1. Kitap kokusunu içime çektim. Bütün rafları tek tek 3. Bu kavramı nasıl anlatabileceğim konusunu uzun
inceledim. Dalıp gitmişim. Zamanın ne kadar hız- zamandır düşünüyordum. Sanırım buldum. En kı-
lı aktığının farkına bile varmadım. Aşkını gören ma- sa tanımı şöyle: Ne o ne bu! İkisinin arası ama iki-
şuklar gibi sarıldım şiirlerin dizilerine. si de değil. Meşhur hikâyedir. Karga bir serçe gör-
Bu parçada tanıtılan kişi için hangisi söylene- müş ve onun sekerek yürümesine hayran kalmış.
bilir? Onun gibi yürümek için idman yaparken karga gi-
bi yürümeyi unutmuş ama serçe gibi yürümeyi de
öğrenememiş. İşte karganın bu durumu lümpenlik
A) Kitapçılık yapmaktadır.
olarak adlandırılabilir.
B) Şiir yazmaktadır.
Bu paragraf aşağıdaki sorulardan hangisinin
C) Kitapları çok sevmektedir.
cevabı olabilir?
D) Bilge kişidir.
E) Eleştirmendir. A) Karganın serçe olma isteği hikâyesini anlatır
mısınız?
B) Hikâye anlatmayı sever misiniz?
C) Bir konuyu hikâye üzerinden anlatmak neden
önemlidir?
D) Siz lümpen misiniz?
E) Lümpenlik nedir?

2. Mutlu veya mutsuz olmak, insanlarla iyi veya kötü


geçinmek, hayatımızın sürüp gideceği mecrayı be-
lirlemek ve ilerlemek, dost veya düşman kazan-
mak… Her şey bizim bakış açımıza, hayatı algıla-
yış şeklimize ve davranışlarımıza bağlı. Her şey
elimizde, aklımızda ve kalbimizde ve bunları doğ- 4. Arslan Bey, planlarını en yakın adamlarından bile
ru kullanmakta. En kötü durumlardan bile huzur saklardı. "Yerin kulağı var." derdi. Ağzından çıkan
devşirmek mümkün. Ama bakış açısı problemliy- bir sır mutlaka işitilecekti. Kâhya gibi bu sessiz, bu
se veya baktığımız pencere kirliyse, dünya bizim manasız beklemeden bütün askerler de sıkılıyor-
olsa da huzursuz ve mutsuz oluruz. Hayattan mem- lardı.
nun olmamız da neredeyse imkânsızdır.
Arslan Bey’in öne çıkan özelliği aşağıdakiler-
Parçaya göre huzursuz ve mutsuz olmanın se- den hangisidir?
bebi nedir?

A) Ağzında bakla ıslanmaması


A) İnsanlarla kötü geçinmek
B) Sırrını kimseye söylememesi
B) Hayat şartlarının zorluğu
C) Sesiz, sakin olması
C) Hayata bakış açımızın problemli olması
D) Çabuk sıkılan biri olması
D) İnsanlara kötü davranmamız
E) İyiliksever olması
E) İnsanların ikiyüzlü olması

84
Ünite 3 Paragraf

4507
5. Dil bir milletin kimlik kartıdır. Bir dili öğrenen o mil- 8. On yaşındaki kız çocuğu yağlı saçlarını yüzüne dö-
lete ait kültürü de öğrenir. Çünkü kültürün tüm öge- kerek, kaldırıma attığı defter ve kitaplarına yumul-
leri dilin içinde vardır. İnançlar, gelenekler, insan- muş ders çalışıyordu. Hayır abartmıyorum. Evet, ders
lar arası ilişkiler, savaşlar, müzik, sanat, edebiyat, çalışıyordu. İçimden anne ve babaların: "Ellerin ço-
ölüm, sevgi, düğün, aile; hayata dair aklınıza ge- cukları gibi oturup şöyle ders çalışmıyorsun!" sözle-
len her şey ama her şey dilin içindedir ve bu yolla rindeki "El çocuğu bu olmalı!" dedim. Hatta bu man-
aktarılır. Dil öğrenmek bu yüzden ufuk açar ve bu zarayı fotoğraflamak istediğimde gözlerimin içine ba-
yüzden dil öğrenmek çok önemlidir. karak "Niye çekiyorsun?" diyerek tepki göstermiş,
Bu paragraf hangi soruya karşılık verilmiş bir ben de çekmemiştim. Sırf bu yüzden, daha sonrala-
cevaptır? rı düşündüğüm, o kadın ve çocuklarla konuşup hika-
yelerini bir roman olarak yazma fikrinden caymıştım.
A) Dil öğrenmenin faydası nedir? Bu parçaya göre yazarın roman yazmaktan cay-
masının nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
B) Dil hakkında ne düşünüyorsunuz?
C) Dil öğrenmeyi tavsiye eder misiniz?
A) Manzarayı çok abartılı bulması
D) Kaç dil biliyorsunuz?
B) Küçük kızın fotoğraf çekmeye izin vermemesi
E) Dil hakkında ne düşünüyorsunuz?
C) Kadın ve çocukların hikayelerinin ağır olması
D) Çocukların yazara çok itici görünmesi
6. İnsanların gerçek karakterini ortaya çıkaran kriz E) İçinden gelmemesi
zamanlarıdır. Buna her türlü kriz dâhildir. Olağa-
nüstü zamanlar da diyebiliriz. Kızgınken, öfkeliy- 9. • Netflix; saatlerimizi geçirdiğimiz, tek oturuşta
ken insanın gerçek karakteri ortaya çıkar. Böyle sezonlarca içerik tükettiğimiz, 75 milyondan
zamanlarda söylediği sözler ve yaptığı davranış- fazla yıllık abonesi bulunan bir çevrimiçi plat-
lar şuuraltındakilerin dışa yansımasıdır ve en ger- form olarak hayatımızda yer edinmiş durum-
çek söz ve davranışlardır. Çünkü o anda maske da. Siz de “Black Mirror son sezonda bozdu.”,
düşmüştür. “La Casa de Papel çok acayip değil mi?”, “So-
Bu paragraf hangi sorunun cevabıdır? yut Düşünce belgesel serisini mutlaka izle” gi-
bi konuşmalara mutlaka dâhil olmuşsunuzdur.
A) İnsanları nasıl tanırız? • Netflix’ in yenilikçi iş modelinin, bu denli gün-
B) İnsanların gerçek yüzü ne zaman ortaya çıkar? demde işler yapmasının ardındaki sır; içerik
üretme, önceliklendirme ve yayına alma me-
C) Kriz zamanlarını nasıl yönetirsiniz?
todolojisinde saklı. Netflix, çıkartacağı yayın-
D) Bir insanın yalan söylediğini nasıl anlarsınız?
ları seçerken girişimlere yatırım yapıyor. Ki-
E) İnsan öfkeliyken çevresini nasıl etkiler? min, hangi problemini nasıl çözüyorsun, soru-
suna tam karşılığı var. Fikirleri izliyor, soruyor,
sorguluyor ve prodüksiyon yatırımı yapıyor.
7. İnsanın kimliğini, ruh halini, öfkesini, heyecanını, Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden han-
sevincini, umudunu, korkusunu, acısını ve en önem- gisi söylenebilir?
lisi de sevgisini ve aşkını hemen ele veren yegâ-
ne unsur sestir. İnsanın ses kalitesi şarkıyı ziyan A) Yaşamımıza giren bir video portalının izleyici
da edebilir dililtebilir de. Ses; parmak izi, göz reti- çeken filmlerinin özellikleri sıralanmaktadır.
nası gibidir. Ruhu gibidir. Kendi gibidir. Kişiye özel-
B) Gündemde olan bir film sitesinin belirgin özel-
dir. Hiçbir insanın sesi diğerine benzemez.
likleri açıklanmaktadır.
Bu parçada insanın sesi aşağıdakilerin hangi-
C) Bir girişimin yaşamımızda ne kadar yer aldığı
sine benzetilmemiştir?
ve başarısının kaynakları anlatılmaktadır.

A) Kalp atışı B) Ruhu D) Birçok kimsenin filmini seyrettiği bir sitenin ya-
zılım özellikleri aktarılmaktadır.
C) Göz retinası D) Parmak izi
E) Gündemde ilk sırada olan film sitesinin izleyici
E) Kendine çeken yapımları incelenmektedir.

85
BÖLÜM TESTİ - 31

1. Fotoğraf çekmek olanı olduğu gibi yansıtmak ve 3. Dede'yi Wagner olmadığı için, Yunus'u Verlaine,
onu kadraja almak değildir elbette. Bütün sanat- Bakî'yi Goethe ve Gide yapamadığımız için beğen-
larda olduğu gibi fotoğrafta da bakış açısı ve yo- miyoruz. Uçsuz bucaksız Asya'nın o kadar zengin-
rum katmaktır. Yani kendinden bir şeyler katarak liği içinde, dünyanın en iyi giyinmiş milleti olduğu-
yeniden inşa etmektir esas mesele. Çıplak gözle muz halde çırçıplak yaşıyoruz. Coğrafya, kültür,
baktığımız sayısız manzaraya bir anlam yüklemez- her şey bizden bir yeni terkip bekliyor; biz misyon-
ken aynı manzaranın fotoğrafına bakıp derin an- larımızın farkında değiliz. Başka milletlerin tecrü-
lamlar çıkarmamız sanatçının ona kattığı yorum besini yaşamaya çalışıyoruz. (Tanpınar/Huzur)
sayesindedir. Bu parçada yazar, aşağıdakilerden hangisini
Bu parçada vurgulanan asıl düşünce aşağıda- vurgulamaktadır?
kilerden hangisidir?
A) Kendi sanatçılarımızı dünyaya tanıtamadık.
A) Fotoğraf çekmenin inceliği B) Elimizdeki değerlerin milletçe farkında değiliz,
B) Fotoğrafa değer katan şeyin sanatçının yoru- başka milletlere özeniyoruz.
mu olduğu C) Giyinmeyi en iyi bilen milletiz.
C) Çıplak gözle bakınca manzaranın anlamsızlaş- D) Başka milletleri taklit ettiğimiz sürece ilerleye-
tığı meyiz.
D) Resimle fotoğraf arasındaki farklar E) İnsan elindeki değerlerin kıymetini bilmez.
E) Hayata bakış açımızın önemi

4. Edebiyatçı derken; edebiyat okuyanları değil, ede-


biyat yapanları kastediyorum elbette! Edebiyatçı-
2. İnsan boş kalınca her şey ama her şeyi sorgula-
ların, nereden bakarsak bakalım, sıkıntılı insanlar
maya başlıyor. Hayat çekilmez bir hal almaya baş-
olduğuna şüphe yok. Sıkıntı, sancı ve ızdırap, in-
lıyor git gide… Bir kısır döngüye girmek kaçınıl-
sanı bir şeyler üretmeye ve doğurmaya zorluyor.
maz oluyor. Normal zamanda hiçbir problem teş-
Hatta denebilir ki sıkıntı çekmekle edebi eserler
kil etmeyen her şey anında problemler sarmalına
vermek arasında doğru bir orantı vardır. Edebiyat
dönüşebiliyor.
-benim gibi- pek çok insanın da çıkış noktası ve
Beyni ve kalbi boş bırakmaya gelmez. Nereye ve içinde kaybettiği bir şeyleri arama vesilesi sayıla-
kime toslayacağı belli olmaz çünkü. O yüzden in- bilir. Hayatın anlamını kaybetmeye başladığı, her
san işsiz ve boş kaldığı dönemde de işi varmış gi- şeyin griye boyandığı, yolun sonuna geldiği düşü-
bi planlar yapmalı ve beynini ve kalbini meşgul et- nüldüğü zamanlarda pek çok insan yazmaya ve
melidir. Aksi takdirde çıkmaz bir sokağa girmesi edebiyat ipine sarılarak hayata tutunmaya çalış-
muhtemeldir. maktadır.
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden Bu parçaya göre edebiyat yazar için neden
hangisidir? önemlidir?

A) Boş durmak insanı çalışmaktan daha çok yo- A) Hayata tutunma, çıkış noktası, kaybettiği bir
rar. şeyi arama vesilesi olduğundan
B) Boş kalınca sıkıntıya düşmemek için beynimi- B) Düşüncelerini geniş kitlelere sunma imkanı ta-
zi ve kalbimizi meşgul etmeliyiz. nıdığından
C) Beyin ve kalp istemsiz olarak çalışır ve prob- C) Sıkıntı, sancı ve ızıdırap bir şeyler üretmeye
lem üretir. zorladığından
D) İnsanın kendini sorgulaması gelişimi için önem- D) Çok okuyarak kendini keşfetme imkanı sundu-
lidir. ğundan
E) Boş duran insanı kimse sevmez. E) Sıkıntılarını ve dertlerini yazarak attığından

86
Ünite 3 Paragraf

3618
5. Türk romanının içersinde Araba Sevdası'nın yeri 7. Bir yandan dünyayı değiştirirken verdiğiniz emeğin
farklıdır. Osmanlı Devleti'nin çözülüş dönemini res- on katını geri veren ve hayatınızın en unutulmaz
metmesinin yanında, roman aynı zamanda birey- deneyimlerinden birini yaşatabilecek gönüllülük prog-
de ortaya çıkan dönüşümü de özetler niteliktedir. ramları var. Hem de Türkiye’de! Size yatacak yer,
Romanın üslubu ve mekânsal özellikleri bize bir yemek, sıcak bir aile vermekle kalmıyorlar, aynı za-
dönemi yansıtır. Mekânsal özellikler yansıtıldıktan manda kendi başınıza deneyimleyemeyeceğiniz mu-
sonra, yazar tarafından roman Kahramanının hikâ- azzam tecrübeler yaşatıyorlar. Mesela yavru caret-
yesi ortaya çıkmaya başlar. Bunu belirtmekteki ta carettaları denize kavuşturmak ya da Kars dağ-
amaç, romanın okuyucuya dönem şartlarında ye- larında ayı gözlemlemek veya ekolojik tarım yapar-
ni yaşam alanlarının oluşumunu ve içersinde ya- ken şifalı bitkileri öğrenmek gibi… Unutulmaz bir ta-
şanan “yeni” yaşam tarzının ne şekilde değiştiğini til yaşarken hem kendinize hem de dünyaya çok
göstermesidir. Bu açıdan Araba Sevdası bize Os- şey kattığınızı hissedeceksiniz.
manlı’nın çözülüşünün toplumsal arka planını res- Bu parçanın genelinde aşağıdakilerin hangisin-
metmiş olur. Bu bir bakıma Türk aydının batılılaş- den söz edilmiştir?
ma serüveninde yaşadıklarını, sosyal çevresinde-
ki değişimleri de göstermesi açısından önemlidir.
A) Doğa korumacısı olarak emek harcamaktan
Bu parçaya göre “Araba Sevdası” neden önem-
B) Tatilde gönüllü olarak çalışıp tecrübe kazan-
lidir?
maktan
C) Doğal tarım uygulamalarına gönül vermekten
A) Türk romanına realist bir bakış açısı getirdiğin-
den D) Şifalı bitkiler konusunda deneyim sahibi olmaktan

B) Osmanlının çözülüş dönemini günümüze yan- E) Ücretsiz kalacak yer ve yiyecek temin etmekten
sıttığından
C) Türk aydınının Batılılaşma sürecinde yaşadık- 8. Depresyon, dünyadaki bir numaralı sağlık problemi
larını ve sosyal çevresindeki değişimleri gös- olarak bilinir. Hatta o kadar yaygındır ki psikiyatrik
terdiğinden rahatsızlıkların "nezle"si de denir. Gerçekte ise dep-
D) Yazıldığı dönemin sosyal ve siyasal meselele- resyon ile nezle arasında dağlar kadar fark vardır.
rini günümüze taşıdığından Depresyon sizi öldürebilir. Yapılan çalışmalar son yıl-
E) Üslup, dil ve içerik bakımından çok güçlü oldu- larda ergenlerde ve çocuklarda bile intihar oranının
ğundan yükseldiğini göstermektedir. Bu artış, son yıllarda kul-
lanımı yaygınlaşan bir sürü antidepresan ve sakin-
leştiriciye rağmen gerçekleşmiştir. Bu bilgiler gerçek-
ten iç karartıcı. Sizi daha kötü hissettirmeden iyi ha-
6. Talihimizin en hazin tarafı neresidir, biliyor musun
beri verelim: "Depresyon, sağlıklı hayatın bir parça-
Mümtaz? İnsanın yalnız insanla meşgul olması.
sı değil, bir rahatsızlıktır. En önemlisi de duygu du-
Bütün bina onun üzerinde kuruluyor; dışarıda ve
rumunuzu yükseltmek için bazı basit yöntemler öğ-
içeride. Farkında olsun olmasın, insan insanı mal-
renerek bunun üstesinden gelmek mümkündür."
zeme gibi kullanıyor. Kinimiz, garazımız, büyüklük
arzumuz, aşkımız, yeisimiz, ümidimiz hep onunla. Bu parçaya göre depresyon ile ilgili olarak
(A. H. Tanpınar, Huzur) I. Depresyon aslında ilaç alınarak nezle kadar
Bu parçadan çıkarılacak en temel yargı aşağı- kolay tedavi edilebilen bir hastalıktır.
dakilerden hangisidir? II. Antidepresan ve sakinleştirici ilaçların yaygın-
laşmasına rağmen depresyonun önüne geçi-
A) Hayatın merkezinde daima insan vardır. lememiştir.

B) İnsan insanın kurdudur. III. Öğrenilen bazı basit yöntemlerle depresyonun


üstesinden gelinebilir.
C) İnsandan daha vahşi bir canavar varsa başka
bir insandır. yargılarından hangilerine ulaşılabilir?

D) İnsandan korktuğum kadar hiçbir şeyden kork-


A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
mam.
E) İnsanı sev ve insana saygı duy. D) I ve II E) II ve III

87
BÖLÜM TESTİ - 32

1. Çanakkale zaferi Türk ve dünya Tarihinde önemli 3. İnsan bu dünyaya yalnız, çıplak ve ağlayarak ge-
sonuçlar doğurmuştur. Çanakkale de dünya impa- lir. Dünyadan giderken de yalnız ve çıplaktır. Ar-
ratorluğuna soyunmuş yeryüzünü tek elden yönet- kasından ağlanır. İnsan birtakım temel ihtiyaçları
mek amacıyla yola çıkmış İngiliz Krallığını büyü- nedeniyle toplu olarak yaşamak zorundadır. Elbet-
mesi durdu. Üzerinde güneş batmayan İmparator- te bunun istisnaları vardır. Ancak insanın bir toplu-
luğun bir süre sonra üzerindeki güneş batar hale lukla yaşaması onu yalnızlıktan kurtarmaya yetmez.
geldi. Türklerin dünya hâkimiyetinde hala var ol- İnsan duygu ve düşünce dünyası itibarı ile hep yal-
duğunu ve büyük bir millet olduğunu dünya bir kez nızdır. Yaşadığımız her olayı aslında zihnimizde,
daha anlamıştır. En önemlisi Avrupa’nın şark me- kalbimizde ve ruhumuzda yaşarız. Esas olan ora-
selesi projesi Çanakkale Zaferi sebebiyle yok ol- daki etkileridir. Kimse sizin iç dünyanıza giremez,
muştur. onu bilemez ve anlayamaz. Siz anlatmaya çalışsa-
Bu parçaya göre Çanakkale Zaferinin en önem- nız da anlayamaz.
li sonucu aşağıdakilerden hangisidir? Bence gerçek hayat kalpte, zihinde ve ruhta yaşa-
nır. Dolayısıyla da hayat her zaman tek kişilik bir
hikâyedir. Kimse bu hikâyenin içine giremez. Her-
A) İngiliz krallığının büyümesi durdu.
kes kendi hikâyesinin kahramanıdır. İnsan acısını,
B) Türklerin dünya hâkimiyetindeki varlığını tüm
sevincini, kederini, mutluluğunu ve huzurunu dai-
dünya anladı.
ma tek yaşar. Etrafındaki insanlarla bütün bunları
C) Avrupa’nın şark meselesi projesi durdu. kısmen paylaşsa bile gerçek anlamda ortak bir hu-
D) Osmanlının yıkılışı uzadı. zur, mutluluk ve acı yaşanması mümkün değildir.
E) Mustafa Kemal’in büyük bir asker olduğu anla- Bu parçadan çıkarılacak asıl sonuç aşağıdaki-
şıldı. lerden hangisidir?

A) Hayat tek kişilik hikayedir ve herkes kendi hi-


kayesinin kahramanıdır.
B) İnsan bu dünyaya yalnız gelir, bu dünyadan
yalnız gider.
2. İmparatorla ayakkabıcıların ruhları aynı kalıptan C) İnsanlar toplu yaşamak zorundadır.
çıkmadır. Bu yüzden benzerdirler. Kralların sorum- D) İnsan her türlü duyguyu yalnız yaşar.
luluklarının önemine ve ağırlığına bakarak, bu so- E) Kimse bir başkasının yerine hayatı yaşayamaz.
rumlulukların önemli ve ağır nedenlere dayandığı-
nı sanırız. Yanlış! Bizi işe süren ya da işten alıko-
4. Hepimizin sevdiğimiz yemekleri seçmemizi sağla-
yan nedenler, onlar için de aynıdır. Bizi bir arka-
yan bir damak tadı var. Ne tür kitapların hoşumu-
daşımızla kavgaya sürükleyen neden, hükümdar-
za gittiğini ise ancak her tür kitabı okuyarak bula-
ları savaşa sürükler hizmetçinize dayak atmanıza
biliriz. Tarihî ve biyografik kitaplar, romanlar, şiir-
neden olan şey krala bütün bir ulusu yok ettirebi-
ler, oyunlar, klasikler ve modern eserler kimi za-
lir. Onların istekleri de bizimkiler kadar basittir, ama
man aynı anda okunduğunda birbirlerinden bizi et-
kudretleri daha fazladır. Kral da, dilenci de aynı iş-
kileyenler, besleyenler, geliştirenler olarak ayrıla-
tahla acıkırlar.
caklardır.
Bu paragraftan çıkarılacak asıl düşünce aşağı- Bu parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden
dakilerden hangisidir? hangisidir?

A) Her insanın bu dünyada yapacağı özel bir iş A) Hangi kitapları beğendiğimizi çok çeşitli kitap-
vardır. ları okuyarak tespit edebiliriz.
B) Bütün insanların ruh kumaşları özünde aynıdır. B) Hepimizin damak tadı farklıdır.
C) Her insanın isteği aşağı yukarı aynıdır ama güç- C) Kitaplar; bizi etkileyenler, besleyenler ve geliş-
leri farklıdır. tirenler olarak üçe ayrılır.
D) Kral da dilenci de aynı insanî isteklerle dona- D) Aynı anda birden çok kitabı okumak faydalıdır.
tılmıştır. E) Her insanın okuyacağı kitap farklıdır, seçici dav-
E) Kralları gözümüzde fazla büyütmeyelim. ranmak gerekir.

88
Ünite 3 Paragraf

3619
5. Beni babamın bavulunun içindekilerden uzak tu- 7. Türk halılarına ya da Türk halısı gibi görünen halı-
tan birinci endişe tabii ki okuduklarımı beğenme- lara dokundukları yerlerden çok uzaklarda da de-
me korkusuydu. Babam da bunu bildiği için tedbi- ğer veriliyor, koleksiyonları yapılıyordu. Ne kadar
rini almış, bavulun içindekileri ciddiye almayan bir uzaktan gelirlerse ve ne kadar nadir olurlarsa o ka-
hava da takınmıştı. Yirmi beş yıllık bir yazarlık ha- dar değerli oluyorlardı. Yabancı koleksiyonlarda son
yatından sonra bunu görmek beni üzüyordu. Ama derece değerli nesneler olarak dikkatle saklanan ve
edebiyatı yeterince ciddiye almadığı için babama üstünde farklı biçimlerde geometrik gül madalyon-
kızmak bile istemiyordum… Asıl korkum, bilmek, ları olan birkaç belli başlı halı tipi, onları tabloların-
öğrenmek bile istemediğim asıl şey ise babamın da resmeden Holbein ve Lotta gibi Avrupalı ressam-
iyi bir yazar olması ihtimaliydi. Babamın bavulunu ların adıyla anılırlar. Oysa dokuyanların o halılara
asıl bundan korktuğum için açamıyordum. Üstelik verdikleri adlar unutulup gitmiştir.
nedeni kendime açıkça söyleyemiyordum bile. Çün- Bu parçaya göre Türk halıları ile ilgili olarak
kü babamın bavulundan gerçek, büyük bir edebi-
I. Dokuyanların halılara verdiği isimler bilinme-
yat çıkarsa babamın içinde bir bambaşka adam ol-
mektedir.
duğunu kabul etmem gerekecekti. Bu korkutucu
bir şeydi. Çünkü ben o ilerlemiş yaşımda bile ba- II. Kıymetini bilenlere satmak için çok uzak yer-
bamın yalnızca babam olmasını istiyordum; yazar lere götürülmüştür.
olmasını değil. III. Geometrik desenleri başka başka sanat kolla-
Bu parçadan çıkarılacak asıl düşünce nedir? rını etkilemiştir.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
A) Yazar; babasının yazdıklarını beğenmemekten
korkmaktadır. A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III

B) Yazar, babasının iyi bir yazar olması ihtimalin- D) I ve III E) II ve III


den korkmaktadır.
C) Yazar, babasını yazar olarak değil sadece ba-
ba olarak görmek istemektedir.
D) Yazar, babasının edebiyatı ciddiye almadığını
öğrenince ona kızmıştır.
E) Yazar korkularını kendine söyleyememektedir
8. Hava, havai bir şeydir! Takvimlerde astronomik ve-
riler ışığında belirlenen tarihlere her zaman uyma-
sı beklenmemeli. Aslında astronomik takvimlerde
belirtilen üçer aylık, eşit uzunlukta dört mevsim
6. Daha çok seçme olanağımız var, bu yüzden daha dünyanın hiçbir yerinde yok. Yaz ve kış var. Ba-
çok özgürlüğümüz var. Hayır. Böyle değil. Özgür- harlar bunların arasındaki geçiş zamanları. Elimiz-
lüğün esası, bir nesneyi, bir kişiyi, bir düşünceyi deki bilimsel gözlemler, bulgular küresel ısınmay-
ya da bir çiçeği bir diğerine tercih etmek değil. Da- la birlikte yazların genişlediği ve kışların artık da-
ha çok bir kucaklama, içine alma eylemi. "Seçme ha geç gelip erken gittiğini gösteriyor sadece.
özgürlüğü" bir kavram olarak özgürlük durumuna
aykırıdır. Özgürlük, "ya bu ya da şu" değil, "ya hep Bu parçadan mevsimler ile ilgili olarak
ya hiç" ya da bir büyüme genişleme eylemidir da- I. Yaz mevsimi takvimlerde belirtilenden daha
ha çok. uzun sürmektedir.
Bu paragraf aşağıdaki sorulardan hangisine ve- II. Önümüzdeki yıllarda bahar mevsimi daha da
rilmiş bir cevap olabilir? kısalacaktır.
III. Kışın mevsimi takvimde gösterilen tarihten er-
A) Özgürlüğün temeli nedir? ken gelmektedir.
B) Özgürlük nedir? yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
C) Bir şeyi seçmek özgürlük müdür?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) İnsan nasıl özgür olabilir?
E) Özgürlüğün insana faydası nedir? D) I ve II E) II ve III

89
Ünite 3 Paragraf
9. Bölüm Paragrafta Yardımcı Düşünce
PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE i Aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarılabi-
lecek bir yargı değildir?
Q Paragrafın ana düşüncesini desteklemek ve pekiştir-
mek için birçok yardımcı cümleye yer verilir. Bu cüm- i Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?
lelerle ilgili sorulara, “Yardımcı Düşünce” sorusu den-
mektedir. i Bu parçada kendisinden böyle söz eden bir ya-
Q Yardımcı düşünce sorularındaki seçeneklere parça- zar için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
da ifade edilen düşünceler yerleştirilmekte, bizden
i Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi, sözü
parçada yer verilmeyen düşüncenin bulunması isten-
edilen yazarın bir özelliği olamaz?
mektedir.
Q Bu sebeple soruların soru öbeklerinde değinilmemiş- i Böyle diyen bir yazardan aşağıdakilerden hangi-
tir, ulaşılamaz, söylenemez, çıkarılamaz gibi olum- sini söylemesi beklenmez?
suz ifadeler bulunmaktadır.
Q Bu tür sorularda, bir parça veya paragraf verilerek i Bu parçada, sözü edilen yazarın değindiği konu-
genellikle şu sorular sorulur: lar arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur?

i Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden söz edil-


i Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinil-
memiştir?
memiştir?

i Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine varılamaz?


i Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine
ulaşılamaz?
i Aşağıdakilerin hangisi tutumunu böyle belirten
i Bu parçada kendisinden böyle söz eden bir ya- bir yazarın düşüncelerinden biri olamaz?
zar için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

ÇAĞRIŞIMLI BÖLÜM TESTİ

1. Ben hayatımı bir anlamda da yazıya göre yaşıyo- Çözüm:


rum. Her an herhangi bir ayrıntı, benim içime do- Parça okunduğunda parçada geçen “Ben hayatı-
kunabilecek bir an, kısa bir zaman dilimi, bunların mı bir anlamda da yazıya göre yaşıyorum.” cüm-
hepsi benim için muhtemel bir hikâye konusudur. lesinden A seçeneğine, “Her an herhangi bir ay-
Yazı yazabilmek için mutlaka bir sancı, bir acı, bir rıntı, benim içime dokunabilecek bir an, kısa bir za-
mutsuzluk gerekir. Ama şunu da söylemeliyim: Mut- man dilimi, bunların hepsi benim için muhtemel bir
luluk dediğiniz çok basit bir şeydir. Öyle büyük bü- hikâye konusudur.” cümlesindense B seçeneğine
yük şeylere gerek yok mutlu olmak için. Yazmak varılacağı görülecektir.
gibi örneğin. Bir ayrıntının peşindesiniz ve onu ha- Yine parçada geçen “Öyle büyük büyük şeylere
yata geçirdiğinizde kendinizi dünyanın en mutlu in- gerek yok mutlu olmak için.” cümlesinden C seçe-
sanı hissedersiniz. Ben her kitabım bittiğinde ken- neğine varılabilirken “Yazı yazabilmek için mutla-
dimi çok mutlu hissederim. ka bir sancı, bir acı, bir mutsuzluk gerekir.” ifade-
Bu parçada kendisinden böyle söz eden bir ya- sinden de D seçeneğine varılmaktadır. Ancak par-
zar için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? çada yazarın “Mutlulukla mutsuzluğu aynı görmek-
te” olduğuna dair bir yargı bulunmamaktadır. Bu
A) Yazı yazmak için yaşamaktadır. nedenle cevap seçeneği E’dir.
B) Hikâyelerinin konularını yaşamından seçmek- Cevap E
tedir.
C) Küçük şeylerle mutlu olmayı başarmaktadır.
D) Dertli durumlarda ancak yazı yazabilmektedir.
E) Mutlulukla mutsuzluğu aynı görmektedir.

90
Ünite 3 Paragraf

2. Türk edebiyatına Tanzimat ve sonrasındaki ilk ro- 3. Yazar şu konuları anlatıyorsa öyküsü iyidir, ya da
manlarla giren Batılılaşma kavramı, toplum eleşti- şu biçimi tercih etmişse öyküsü iyidir denilemez.
risi için kullanılan bir olumsuzlamadır. Batı özenti- Ancak tüm iyi öykülerin mutlaka belli başlı özellik-
si yaşam tarzına sahip roman karakterleri tüm eğ- leri vardır. Bunların başında dil gelir. İyi öykülerin
retiliklerinin yanı sıra bir de yanlış Batılılaşmışlar- en önemli özelliği dil başarılarıdır. Dil, yazarın bi-
dır. Onların arayışlarının, arada kalmışlıklarının, çim tercihine göre şekil alır. Bu nedenle iyi öykü-
kafa karışıklıklarının bir yansımasıdır belki de bu. ler aynı zamanda dilin iyi kullanıldığı öykülerdir. Dil
Yazarlar iyi kötü arasındaki vurguyu belirginleştir- barajını aşamamış iyi bir öykü yoktur. İyi öykülerin
mek ve çatışmayı artırmak için karakterleri çapkın, aynı zamanda bir tavrı, bir duruşu, bir teklifi, sunu-
uçarı, hayatı umursamayan bir tip olarak öne çı- mu ve tercihi vardır. Değilse insani durumları sor-
karırlar. Bu karakterler yaptıklarıyla hep acılara ve gulamayan, bizi rahatsız etmeyen, bir teklifi ve su-
trajedilere sebep olmuştur. Bir başka deyişle hep numu olmayan insansız bir öykünün bir anlamı ola-
cezalandırılmışlardır. maz. Son olarak iyi öyküde olmazsa olmaz bir şart
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinil- da dil, kurgu, içerik ve üslup bütünselliğidir. Öykü-
memiştir? yü bu bütünlüğe ulaştırmanın yolu, ise öyküye gi-
ren her şeyin kendi içinde anlamlı bir bağlantı oluş-
turmasıyla mümkündür.
A) Batılılaşma ifadesinin taşıdığı olumsuz anlama
Bir öykünün iyi sayılabilmesi için,
B) Batılılaşma kavramının Türk edebiyatına ne za-
man girdiğine I. Seçkin bir dil zevkine erişmiş olma
C) Yazarların iyi kötü çatışmasını okuyucuya sun- II. Okurlarını sorgulamaya yöneltme
ma biçimlerine III. Konu ve biçem uyumuna sahip olma
D) Roman kahramanlarının yazarların özellikleri- özelliklerinden hangileri gereklidir?
ni yansıttıklarına
E) Batılılaşmanın yarattığı olumsuz sonuçlara A)) Yalnız I B) I. ve II. C) I. ve III.

D) II. ve IIII. E) I., II. ve III.

Çözüm:
Parçadaki ifadelerle seçenekleri karşılaştıralım.
“Batılılaşma kavramı, toplum eleştirisi için kullanı-
Çözüm:
lan bir olumsuzlamadır.” (A seçeneği)
Parçayı dikkatli okuduğumuzda, bir öykünün iyi sa-
“Türk edebiyatına Tanzimat ve sonrasındaki ilk ro- yılabilmesi için öncüllerdeki bütün özellikleri taşı-
manlarla giren Batılılaşma kavramı…”(B seçene- ması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Parçada geçen
ği) “Bu nedenle iyi öyküler aynı zamanda dilin iyi kul-
“Yazarlar iyi kötü arasındaki vurguyu belirginleştir- lanıldığı öykülerdir. Dil barajını aşamamış iyi bir
mek ve çatışmayı artırmak için karakterleri çapkın, öykü yoktur.” ifadelerinden I. öncüle; “…insani du-
uçarı, hayatı umursamayan bir tip olarak öne çı- rumları sorgulamayan, bizi rahatsız etmeyen, bir
karırlar.” (C seçeneği) teklifi ve sunumu olmayan insansız bir öykünün bir
“Bu karakterler yaptıklarıyla hep acılara ve trajedi- anlamı olamaz.” ifadesinden II. öncüle varılabile-
lere sebep olmuştur. Bir başka deyişle hep ceza- ceği gibi “Son olarak iyi öyküde olmazsa olmaz bir
landırılmışlardır.” (E seçeneği) şart da dil, kurgu, içerik ve üslup bütünselliğidir.”
Parçada “Roman kahramanlarının yazarların özel- yargısından da III. öncüle varılmaktadır.
liklerini yansıttıklarına” dair bir bilgi bulunmadığı Bu gerekçelerden dolayı cevap seçeneği E olmak-
için cevap seçeneği D’dir. tadır.
Cevap D Cevap E

91
BÖLÜM TESTİ - 33

1. İnsanlık edebiyatı keşfetti. İnsan; kendini, geçmi- 3. Enver Gökçe’nin şiirleri bir yanıyla halk kültürüne
şini, geleceğini görmek için edebiyata muhtaç. Çün- dayanır. Bu türün verilerini kendisi de bir halk, bir
kü edebiyat; insanı, hayatı, geçmişi belli duygular- köylü çocuğu olduğu için iyi özümsemiştir. İlerici
la anlatıyor. Düşünceyle algılanmayanları anlatı- bir görüşle onları süzgeçten geçirmiş başarılı öge-
yor. Edebiyatta duygu, bilginin önünde gider. Ben lerini bularak şiirlerine aşılamıştır. Bunu yaparken
de bilginin öne geçmesine izin vermemeye çalışı- popülizme düşmemiştir.
yorum. Yukarıdaki paragrafta şairle ilgili hangisine de-
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinil- ğinilmemiştir?
memiştir?
A) Halk kültüründen faydalanırken eleme yaptığı-
A) Edebî eserde duygunun ön planda olması ge- na
rektiğine B) Şiirlerinde folklor unsurlarına yer verdiğine
B) İnsanın, kendini tanımak için edebiyata gerek- C) Şiirlerinin tamamıyla halk kültürüne yaslandı-
sinim duyduğuna ğına
C) Edebiyatın, akıl yoluyla fark edilmeyenleri an- D) Köy yaşamına yabancı olmadığına
lattığına
E) Halk edebiyatını içselleştirdiğine
D) Bir yazarın amacının bilgi vermekten çok, duy-
guyu aktarmak olması gerektiğine
E) Yazarın, eserini yazarken kullanılmayan yön-
temleri keşfetmesi gerektiğine

2. Edebiyat birçok sözlükte; yazma ve söz sanatı ile 4. Ahmet Haşim ve Yahya Kemal’e gelinceye kadar,
ilgili kaidelere uygun eserler vermek, diye tanım- şiirimiz modernleşme çabalarının, toplumsal mo-
lanır. Bu kaideler durağan olmadıklarından her dö- dernleşmenin gerisinde kalmıştır. Türk modernleş-
nemde değişik kılıfa bürünmüştür. Bu durumun mesinin tabiatı gereği, sosyal hayata dair kavram-
olumsuz tarafı ise herkesin söz konusu kaideleri lar hayatımıza daha erken girmiş ve bunun sonu-
kendine göre yorumlama hatasına düşüp onu ki- cu olarak mesela Ziya Paşa, Namık Kemal gibi
şiselleştirmesidir. Ama kılıf değişse de kendisi her Tanzimat şairlerimiz bu kavramlara yaslanarak, şi-
zaman aynı kalmıştır: Estetik oluşturma isteği. irde modernleşmeyi temsil edemeyecek örnekler
Yukarıdaki paragrafta “edebiyat” ile ilgili aşağı- vermişlerdir.
dakilerden hangisine değinilmemiştir? Yukarıdaki parçadan aşağıdakilerden hangisi
çıkarılamaz?
A) İnsana yararı amaçladığına
B) Özünün değişmeyeceğine A) Toplumsal yaşamda ilgili kavramlar yaşamımı-
za erken girmiştir.
C) Kurallarının değişebildiğine
B) Ziya Paşa ve Namık Kemal toplumsal kavram-
D) Öznel tanımların yapıldığına
lardan yararlanmışlardır.
E) Güzelliği yakalama çabasının olduğuna
C) Tanzimat şairleri şiirlerinde modernleşmeyi tem-
sil eden başarılı şiirler ortaya koyamamışlardır.
D) Şiirimiz bir süre, modernleşme konusunda bo-
calamıştır.
E) Ahmet Haşim ve Yahya Kemal, şiirimiz üzeri-
ne birçok araştırma yapmışlardır.

92
Ünite 3 Paragraf

3620
5. Roman denemesinde gerek üslup bakımından ge- 7. Adalet Ağaoğlu’nun “Ölmeye Yatmak”ı, 1930 yıl-
rekse rol benimsetme ve karakter çiziminde olduk- larında doğan Türk aydınlarının romanı. Batıcı
ça yüzeysel kalan şair, kahramanları arkadan ite- Cumhuriyet ideolojisinin temellendirilmeye çalışıl-
rek yürütür ve onları zorla konuşturur gibidir. Oy- dığı yıllarda eğitim görmüş, bu ideolojinin dönü-
sa hikâyeleri daha sade, yalın ve akıcı bir üsluba şümleri karşısında köylü ya da küçük kasabalı ai-
sahiptir. Hikâyelerde tipler daha canlı ve daha ger- lelerin geleneksel yaşam biçimlerini değiştirme-
çekçidir. Tematik yöneliş itibariyle hikâyeleri ve şi- mekte direnmelerinden doğan çelişkileri yaşamış
irleri arasındaki paralellik özellikle dikkati çeker; bir kuşağın romanı da denebilir.
küçük ve insanın sıradan yaşantısında farkına va- Yukarıdaki paragrafta tanıtılan “Ölmeye Yatmak”
ramadığı incelikler üzerinde bakışlarını yoğunlaş- romanı için aşağıdakilerden hangisine varıla-
tıran sanatçı, bu sıradanlıkta değişmez ve evren- bilir?
sel boyutlu insani özü yakalamayı amaçlar.
Bu parçada sözü edilen yazarla ilgili aşağıda- A) Kapalı bir dille yazılan başyapıt olduğuna
kilerden hangisine ulaşılamaz?
B) Ülkemizde yaşanan sosyal değişimi başarılı
bir şekilde anlattığına
A) İçerik bakımından hikâye ve şiirlerin paralel ol-
C) Aydın ve halk çatışmasını konu edindiğine
duğuna
D) Entelektüel kesiminin, halkı küçümsediğine
B) Öykülerinin anlatımının anlaşılır olduğuna
E) Cumhuriyetin ilk dönemlerindeki entelektüel ku-
C) Şiir denemelerinde daha başarılı olduğuna
şağın romanı olduğuna
D) Sıradan insanın dünyasına girdiğine
E) Roman denemesininde yüzeysel olduğuna

8. Kış aylarında kar yağarken şimşek, yıldırım ve gök


6. Eski edebiyat geleneğini iyice inceleyip benimse- gürültüsü nadiren görülür. Bunun açık bir nedeni
yen yazarımız, ulusal koşullarımıza, en uygun sa- vardır. Kışın havanın alçak ve yüksek kısımları ara-
nat bileşimini vermeye çalışır. Ulusal sanatın top- sında ısı farkı azdır. Yazın yağışlı havalarda yer-
lumsal amacının olduğuna inanır. Türk sanatının deki hava ılıktır. Yağıştan dolayı aynı zamanda
dünya estetiği içinde bir değer olmasını ister. Ko- nemlidir. Yukarıdaki soğuk bulutlara doğru hızla
şullar ağır olsa bile mutlu bir geleceği düşler ve ay- yükselir. Bu nedenlerle şimşek, yıldırım ve sonu-
dınlık bir sanata yönelir. cunda gök gürültüsü olayı yazın daha fazla görü-
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edi- lür.
len yazarın bir özelliği değildir? Bu parçadaki altı çizili ifadeyle yazın yağışlı za-
manlarda yerdeki havanın
A) Geçmiş dönemlerin eserlerinden yararlanma I. soğuk olması
B) Ulusal yapıya uygun bir sentez amaçlama II. yavaş yükselmesi
C) Bireysel kaygıdan uzak bir sanatı düşünmeme III. nemli olması
D) Geleceğe yönelik birçok hayal ve umudu olma durumlarından hangilerine gönderme yapılma-
E) Pozitif bir kişiliğe sahip olma mıştır?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III

D) I ve II E) II ve III

93
BÖLÜM TESTİ - 34

1. Yenilgiyi daha baştan kabul eden insanlar hiçbir 3. Milli Edebiyat Dönemi’nin ünlü şairi Mehmet Emin
zaman zafere kavuşamazlar. Her yeni gün, bizle- Yurdakul’un şiirlerinde, konudan ve dilden sonra
ri birtakım güçlüklerle karşı karşıya getirir. Bunla- halklılaşmaya çalışan bir unsur da ölçüdür. Halkın
rı yenebilme, öncelikle onları yenebileceğinize inan- hayatını mırıldanmaya karar veren şair, elbette ki
maya bağlıdır. Hiçbir doktor, hastasının iyileşme- aruzun yerine hece ölçüsünü tercih etti. Ancak, dil-
yeceğini kabul etmez, hastası için elinden gelen de gördüğümüz cansızlığa ölçüde de düşmekten
her şeyi yapar. kurtulamadı. Sebebi ise kullanacağı hece ölçüsü-
Yukarıdaki paragraftan aşağıdaki yargılardan nün özelliklerini tam anlamıyla incelememiş olma-
hangisi çıkarılamaz? sıydı hiç şüphesiz.
Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine
A) Her zaman güçlüklerle karşılaşabiliriz; ancak ulaşılamaz?
bu pes etmek anlamına gelmemelidir.
B) Hiçbir ovaya, yokuşlar çıkılmadan, bataklıklar A) Şiirlerini topluma yaklaştırmayı amaçlamıştır.
aşılmadan ulaşılamaz. B) Halkın dilini kullanmıştır fakat etkili bir biçimde
C) Çile çekilmedikçe, zorluklar aşılmadıkça başa- kullanamamıştır.
rı senin olamaz. C) Yazarın şiirlerinde seçtiği konular, kendine has
D) Her zafer, bütün yenilgilerin birikimidir. özellikler barındırır.

E) Her başarının başlangıcında yılmamak, umu- D) Halkın hayatını anlayıp onlara uygun şiirler yaz-
du yitirmemek ve savaşmak vardır. maya çalışmıştır.
E) Hece ölçüsünün özelliklerini iyi araştırmadığı
için başarılı olamamıştır.

2. Cumhuriyet’ten önceki Türk edebiyatında Anado- 4. Picasso, 91 yıllık uzun ömrüyle sanata daha ço-
lu, ancak Batı’dan gelen realizm akımının tesiri al- cukken başlamış biri. Resme yeteneği de buna pa-
tında, uzaktan ve kısmen görülebilmiştir. Türk ay- ralel olarak çok önceden fark edildi. İşte bu durum,
dınlarının Anadolu’yu doğrudan doğruya tanıma- Picasso’nun kişiliğini hayat boyu doğrudan etkile-
ları ancak I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı İmpara- yen bir şey oldu. İstediği zaman istediği şeyi orta-
torluğunun yıkılmasından sonra İstiklal Savaşı es- ya koyabilecek gücü kendisinde bulmasında, er-
nasında ve bilhassa devlet merkezinin Ankara’ya kenden farkettiği yeteneğinin ve çevresinden ken-
nakledilmesi sayesinde mümkün olmuştur. disine yönelen övgü dolu tavrın etkisi özellikle
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarıla- önemlidir. Picasso, hemen her gününü sanatla,
maz? özellikle de babasının sanat eğitmenliği ve ressam-
lığı dolayısıyla, onun gözetiminde resimle geçir-
miştir. Onun için, tam anlamıyla sanat, yaşamın ta
A) Anadolu, Cumhuriyet’ten önce yazarlar tarafın-
kendisi demektir.
dan az da olsa gözlemlenmiştir.
Bu parçadan hareketle Picasso ile ilgili olarak
B) Köklü sosyal olaylar edebiyatın topluma bakış
aşağıdaki yargılardan hangisine varılamaz?
açısını etkileyebilir.
C) Ankara’nın başkent olması sanatçıların halkı
A) Picasso, sanat yaşamına erken yaşta başla-
daha iyi tanımalarını sağlamıştır.
mıştır.
D) Cumhuriyet öncesi Türk edebiyatında felsefi
B) Picasso’daki öz güvenin arkasında yeteneği-
konulara ağırlık verilmiştir.
nin farkında olması yatar.
E) Türk aydınlarının Anadolu’yu tanımaları daha
C) Picasso, her zaman sanatla iç içe bir yaşam
çok I. Dünya Savaşı’ndan sonra olmuştur.
sürmüştür.
D) Picasso, sanat yaşamına babasının etkisiyle
başlamıştır.
E) Picasso, âdeta yaşamıyla resim sanatını bü-
tünleştirmiştir.

94
Ünite 3 Paragraf

3621
5. Türk edebiyatının 1912 yılından itibaren tanımaya 7. Sanatkâr istese de istemese de mensubu olduğu
başladığı Yahya Kemal, olgun eserlerini Cumhuri- milletin kültür değerlerini eserinde ele alacak, onu
yet Dönemi’nde vermeye başlar. Yahya Kemal, bü- yorumlayacak veya en azından kültürel değerler
yük emeklerle uzun zamanda yazdığı şiirlerin pek edebî eserin dünyasına sinecektir. Bu sebeple ede-
azını dergilerde yayımlar. Buna rağmen ismi etra- bî eser veya edebiyat, bir toplumun kültürel değer-
fında büyük bir hayranlık uyandırmayı başarmış- lerinin çok daha geniş kitlelere yayılması, fertler
tır. Şiirlerini aruz ölçüsüyle kaleme alan şair, de- arası kültür sirkülasyonunun sağlanması ve dünün
neme ve fıkra türünde eserler de vermiştir. Eski kültürel değerlerinin gelecek nesillere taşınması
Şiirin Rüzgârıyla adı altında divan şiiri örneklerini hususlarında büyük görevler üstlenecektir.
sergilemiş, öz şiir anlayışıyla yazdığı şiirleri ise Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisi çı-
Kendi Gökkubbemiz adı altında toplanmıştır. karılamaz?
Paragraftan yola çıkarak Yahya Kemal için aşa-
ğıdakilerden hangisi söylenemez? A) Edebiyat insanlar arasındaki kültür farklılığını
kaldırır.
A) Yazdığı şiirler, konuları yönüyle benzerlik gös- B) Sanatçılar, eserlerinde mensup olduğu milletin
termektedir. değerlerini yansıtırlar.
B) Olgunluk dönemi Cumhuriyet’e rastlamaktadır. C) Edebî eserler, kültürel devamlılığın sağlanma-
C) Eserleri fazla yayımlanmamasına rağmen hay- sına aracılık yapar.
ranları çoktur. D) Sanatçıların yapıtlarına millî kültür değerlerinin
D) Öz şiir anlayışıyla yazdığı şiirleri bulunmakta- yansıması kaçınılmazdır.
dır. E) Sanatçı, kültür birlikteliği için büyük görevler
E) Şiirlerini yoğun emek vererek uzun sürede yaz- üstlenmelidir.
mıştır.

8. Michael Jordan bir karşılaşmayı locadan izlerken


yanındaki genç sporcuya, korku bazıları için en-
geldir ama benim için sadece bir yanılsamadır de-
6. Göktürk Devleti’ne bağlı olarak yaşayan Uygurlar, dikten sonra şu öğütleri verdi:
745 yılında Göktürk Devleti’ne son verdiler. Uygur
• Sende olması gereken ilk özellik saygıdır. Ant-
adını alan bu devlet, 840 yılında Kırgızlar tarafın-
renman zamanına, uykuna, beslenmene, ant-
dan Orhun bölgesinden atılarak Tarım ve Hoça
renöre, idareciye, yaşça büyük sporculara kar-
bölgelerine göçtü. Buraya göçen Uygurlar, önce
şı saygılı olmalısın.
Mani dinini, daha sonra da Budizm’i kabul ettiler.
Tarım bölgesindeki Uygurların bu iki dinin etkisin- • İşini sevmelisin. Sporcunun işini sevmesi başa-
de kalarak oluşturdukları edebiyat, genellikle dinî, rı yolundaki en önemli adımdır. Sporcu bir işi sev-
ahlaki nitelikteydi. Daha çok Çince, Sanskritçe, Ta- diği ölçüde sorumluluk alır ve bağlılık hisseder.
tarca, Tibetçe ve Soğdcadan yapılan çevirilere da- • Başarı için öz güveninin kararında olması gere-
yanıyordu. kir. Yetersiz ya da aşırı özgüven sana zarar verir.
Bu parçada Uygurlarla ilgili aşağıdakilerden • İyi sporcu dışarıdan motive edilmeyi beklemez,
hangisine değinilmemiştir? kendini motive eder.
• Sporcu mazeret aramaz, yaşamının, yaptıkla-
A) Başka dillerden çeviriler yaptıklarına rının ve yapamadıklarının tek sorumlusu ola-
B) Daha önce Göktürklerin egemenliklerinde ya- rak kendini görür. Sen de kimseyi suçlama.
şadıklarına Bu parçada Michael Jordan’ın verdiği öğütlere
C) Din değişikliği yaptıklarına göre, iyi bir sporcunun özellikleri arasında aşa-
ğıdakilerin hangisi yoktur?
D) Eserlerini Uygur alfabesiyle yazdıklarına
E) Edebiyatlarının, dinin etkisinde geliştiğine
A) Kendini motive etme B) Herkesi sevme
C) Kendine güvenme D) Saygılı olma
E) Mazerete sığınmama

95
BÖLÜM TESTİ - 35

1. İnsanlarla, dostlarla, akrabalarla; işyerinde mes- 3. Derinlik, incelik ve kurgu işçiliği kadar, gözlem çe-
lektaşlarla ve tüm yabancılarla geçinmek pek çok şitliliği yönünden de zengindir Haldun Taner öykü-
şeyi ifade eder. Ama belki de en fazla onları anla- sü. Dili ve biçemi klasik sayılabilir; dünyaya bakı-
maya çalışmak ve onların sorunlarına yakınlaşmak şı ve yorumları hep çağcıldır. Bu nitelikleriyle, hem
demektir. Dengeli ve mutlu insanlar genelde ko- kolay ve tad alınarak okunan, akıcı, okuru saran
laydır; ilginç ve dinamik olabilecek zor insanlarsa öyküler yazmış, hem de bunları dikkate değer sap-
bir meydan okumayı temsil ederler. Bu dünyada tama ve derinlikli çözümlemeleriyle boyutlandır-
kendimizi, evimizde hissetmek istiyorsak bu mey- mıştır. Tiplerden, durumlardan, ruh hâllerinden, ay-
dan okumayı kabul etmeliyiz. kırılıklardan, hatta durağan bir nesneden öykü çı-
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarıla- kartmanın ustasıdır Taner.
maz? Aşağıdakilerden hangisi, Haldun Taner’in özel-
liklerinden değildir?
A) Mutlu insanlarla geçinmenin, dengesiz ve di-
namik insanlarla geçinmekten daha kolay ol- A) Öykülerini büyük bir titizlikle yazar.
duğu B) Dilde ve biçemde gelenekselcidir.
B) İnsanlarla geçinmenin, aslında onların sorun- C) Öyküleri okurlar tarafından beğenilmektedir.
larına ortak olmak anlamına geldiği
D) Sınırlı konularda öyküler yazar.
C) İnsanlar rahat yaşamak istiyorlarsa dinamik in-
E) Öykülerini kurarken ayrıntılara yer verir.
sanları örnek almaları gerektiği
D) Yakınlarımızın dışındaki insanlarla da yakın-
laşmak gerektiği
E) İnsanların iletişim kurabilmesinin ve geçinebil-
mesinin çok şey ifade ettiği 4. Sanatın büyük kalabalıklar üzerinde derin etkisi el-
le tutulur gibi belli olduğu halde, “Şair; yurt, dünya
ve toplum işleriyle ilgilenmemelidir.” diye birtakım
dar kalıpların içine kapanmak, sanat çalışmalarını
yararsız tartışmalarla çorak bir kanala sürüklemek-
tir. Her şeyden önce sanatçının dünya işleriyle uğ-
raşmayan, sadece ince duyguları, gizli heyecanla-
rı dile getiren biri olduğu kanısı yıkılmalıdır. Sanat-
2. Sanat yaşamım başarılarla ve hayal kırıklıklarıyla çı halkın duygu, düşünce ve eğilimlerini söz, renk
iç içe geçti. Ne olumsuzluklar karşısında yıldım ne ve ses biçiminde yansıtarak toplumsal görevini bir
de başarılarım beni şımarttı. Beni yerden yere vu- an bile unutmadan, çalışmalarının kaynağını top-
ranların ve göğe çıkaranların söyledikleri karşısın- lumun yürüyüşünde, yaşayışında aramalıdır. Bu-
da dengemi yitirmemeye çalıştım. Birileri beğen- nu yapmaz da kendi içine çekilirse fikirleri, anlatı-
sin diye çizgisini değiştiren bir yazar olmadım. mı yalın da olsa ağır ağır söner.
Bu parçanın yazarı kendisiyle ilgili olarak aşa- Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarıla-
ğıdakilerin hangisine değinmemiştir? maz?

A) Birbiriyle çelişen değerlendirmelerden etkilen- A) Topluma kayıtsız kalan sanatçılar ölümsüzlü-


mediğine ğü yakalayamaz.
B) Kendi anlayışından ve tutumundan ödün ver- B) Üslup, yalnız başına bir sanatçının kalıcılığı ya-
mediğine kalamasına yetmez.
C) Sürekli başarıyı elde etmiş bir yazar olmadı- C) Sanatçı, toplumun duygu ve düşüncelerini dik-
ğına kate alarak yapıtını oluşturur.
D) Hayatı boyunca alçak gönüllü ve soğukkanlı D) Edebiyatın özgürlüğünün kısıtlanması gelişimi-
davrandığına ni olumsuz etkiler.
E) Sanatçıya karşı haksız eleştiri yöneltenlerin E) Sanatçı, kendi fikirlerini anlatabildiği ölçüde ba-
suçlu olduğuna şarılıdır.

96
Ünite 3 Paragraf

3622
5. Öykülerinde, romanlarında sevgililerin mutlu olma- 7. Nesnel düşünceye sahip olanlar, bilimsel düşüne-
ması, aşkların sürekli hüsranla bitmesi ve genel- bilecek bir olgunluk düzeyine erişmiş sayılabilirler.
likle erkek kahramanların acı çekmesi yazarın ken- Bunların düşüncelerine nedenler, ölçütler ve “so-
di hayatından izler taşıyan ve eserlerinde sanatçı- run çözme” süreçleri egemendir. Bunlardan yok-
ya ait şahsi nitelikleri yansıtan anekdot arasında sun olan kimseler, bulundukları konum ve aldıkla-
sayılmalıdır. Zira sanatçımız çabucak âşık olan bir rı derece ne olursa olsun, öznel yani kendine öz-
tiptir fakat teklifleri hep geri çevrilir ve kadınlar onu gü davranış şekilleri sergilemekten geri kalmazlar.
bir dost bir arkadaş gibi severler, fazla ciddi bul- Böyle bir davranış hiçbir zaman eğitimin amaçla-
mazlar. rıyla bağdaşmaz.
Bu parçada söz edilen yazarla ilgili aşağıdaki- Yukarıdaki parçadan aşağıdaki yargılardan han-
lerden hangisine değinilmemiştir? gisi çıkarılamaz?

A) Yazarın, çabucak âşık olan bir yapıya sahip ol- A) Öznel davranışlar, bilimsel düşünceyle bağdaş-
duğuna maz.
B) Eserlerine kendine ait olaylar ve kişilik özellik- B) Sorun çözebilme nesnel düşünebilmeyi gerek-
lerinin yansımaları olduğuna tirir.
C) Farklı türlerde yapıtlar verdiğine C) Kişinin konumu, nesnel düşündüğünü göster-
D) Kadınların onu yakın bir dost gibi gördüğüne mez.

E) Çevresindeki insanlar tarafından sevilmediği- D) Eğitimin amaçları arasında öznelliğin benimse-


ne tilmesi yoktur.
E) Bilimsel düşünebilmek için nesnellik gerekli de-
ğildir.

6. Şairin şiirlerinde, şiirin iki ana unsuru sayılan söz


8. Alain, Yıldırımın ilk çakışından sonraki yukarı doğ-
ve anlamdan, sözün şiirdeki önemi, ikinci plana
ru olan dönüş çakışında elektrik akımı daha güç-
düşmüştür. Şair, anlam inceliğine ve derinliğine
lüdür. Bu nedenle kulağımıza gelen ikinci ses bi-
önem vermiştir. Şiirlerinde anlamı üstün tutması,
rincisinden güçlüdür. Gök gürültüsünün sesi bize
şairi hayali ögelere sürüklemiş; bu nedenle şiirleri
ses hızı ile ulaşırken, şimşek ve yıldırımın görün-
güç anlaşılmıştır. Mübalağa, kinaye, tezat ve me-
tüsü gözümüze ışık hızıyla ulaşır. Bu nedenle yıl-
caz gibi yoğun anlatımı sağlayan sanatlar kullan-
dırımın görülmesi ile gök gürlemesinin duyulması
mıştır. İnsan ruhunun çektiği acılar, ıstıraplar şai-
arasında geçen süre saniye olarak ölçülüp üçe bö-
rin çekici bulup işlediği konulardır.
lünürse uzaklık kilometre olarak bulunabilir.
Bu parçada sözü edilen sanatçıyla ilgili aşağı-
Bu parçadaki altı çizili ifadelerle
dakilerden hangisine değinilmemiştir?
I. Ses hızının, ışık hızının üçte biri kadar olma-

A) Şairin eserlerinde söz anlamını yitirmiş, anlam
önem kazanmıştır. II. Ses hızının ışık hızından yavaş olması

B) Şair, hayali unsurları şiirlerine katmıştır. III. Yıldırımın ikinci çakışında elektrik yükünün bi-
rinciye göre fazla olması
C) Yoğun anlatımı ifade edecek sanatlara yer ver-
miştir. durumlarından hangilerine gönderme yapılma-
mıştır?
D) Anlamın önem kazanması, şiirleri anlaşılır kıl-
mıştır.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
E) İnsan ruhunun çektiği acılar şairin eserlerine
konu olmuştur. D) I ve II E) II ve III

97
BÖLÜM TESTİ - 36

1. Her yetenek insanda bir tohum olarak vardır. Eği- 3. İlham vardır ve kimse bunu inkâr edemez. Yazar-
tim, çevre ve şartların etkisiyle bazı yetenekler öne lar yazı yazarken başka bir insan olurlar. Bu dün-
çıkar. Kullanılmayan yetenekler ve tohumlar ise yadan koparlar adeta. Sanki yazıyı yazan bir baş-
bence çürüyüp gitmez. Bir hazine olarak içimizde kasıdır. Yazıdan başka bir şey görmez duymaz ve
durur. Bir gün ihtiyaç olursa veya zor durumda ka- yazıdan başka bir şey o anda onları ilgilendirmez.
lırsak o yeteneklerin geliştiğini ve onları kullandı- İşte o anlar ilhamın geldiği zaman dilimleridir.
ğımızı görürüz. Ben uzun zamandır bu fikri savu- Bu paragrafta aşağıdakilerin hangisinden söz
nuyorum ve hâlâ aynı yerdeyim: İnsanda tüm ka- edilmemiştir?
biliyetler vardır ve eğitimle bunlar geliştirilebilir.

Bu metinden aşağıdakilerden hangisi çıkarıla- A) İlhamın varlığını kimse inkâr edemez.


maz? B) Yazarlar yazarken bu dünyadan koparlar.
C) Yazarlar yazarken başka bir şeyi görmez, duy-
A) Her yetenek her insanda tohum olarak vardır. maz.
B) Yetenekler eğitim ile geliştirilebilir. D) İlham gelmeden yazı yazmak imkansızdır.
C) Şartlar ve içinde bulunduğumuz çevre yetenek- E) İlhamın geldiğini yazarın ruh halinin değişme-
lerimizi etkiler. sinden anlayabiliriz.
D) Kullanmadığımız yetenekler ihtiyaç halinde ve-
ya zor durumda kaldığımızda ortaya çıkar.
E) İnsan bir yeteneğe odaklanmalı ve onu geliş-
tirmelidir.

2. Edebiyatın insanoğlunun kendini anlamak için ya-


rattığı en değerli birikim olduğuna inanıyorum. İn- 4. Kitabım basıldığında üzüldüğüm de doğrudur. Üzül-
san toplulukları, kabileler, milletler edebiyatlarını memin çeşitli nedenleri var. Bir kere benden bir
önemsedikleri, yazarlarına kulak verdikleri ölçüde parça daha kopup gitti ve onu geri getirebilmem
zekileşir, zenginleşir ve yükselirler. Hepimizin bil- asla mümkün değil. Her kitapta azaldığım hissi ya-
diği gibi, kitap yakmalar, yazarları aşağılamalar da şamak ürkütüyor beni. Tükenmekten korkuyorum
milletler için karanlık ve akılsız zamanların haber- açıkçası. İkincisi; her kitap çıktığında bir sonraki
cisidir. kitabı çıkarıp çıkaramayacağım, bir kitap daha ya-
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinil- zamayacağım korkusu, endişesi ürkütüyor ve bu
memiştir? bazen o kadar yorucu oluyor ki…
Parçaya göre aşağıdakilerden hangisi yazarın
A) Yazarları aşağılama milletler için karanlık dö- korkuları arasında değildir?
nemin başlangıcıdır.
B) Edebiyat insanların kendini anlatmak için bul- A) Her kitapta veriminin azalacağı
duğu en değerli birikimdir. B) Bir kitap daha yazamama endişesi
C) Kitap okuyan milletler savaşlarda yenilmez. C) Her kitapta kendisinden bir parçanın kopup git-
D) Milletler yazarlarına kulak verdiği ölçüde zen- tiğini düşünmesi
ginleşir ve yükselir. D) Kitaplarının satılmayacağı endişesi
E) Milletler edebiyatlarına kulak verince zekileşir. E) Kitap yazma isteğinin sönmesi

98
Ünite 3 Paragraf

3623
5. “Herkesin bildiği ama bildiğini bilmediği şeylerden 7. İyi bir çalışma ile bir insanın yazar oldum diyebil-
söz etmektir yazarlık.” Ne demek bu? Herkes pek mesi için en az on yılı gözden çıkarması ve on yıl
çok şey biliyor. Ama onları bildiğinin farkında de- sabretmesi gerekir. Muhakkak ki iyilikte son yok-
ğil. Yazar dediğimiz kişi ise hem biliyor hem bildi- tur. Bir insan yüz yıl çalışıp da iyi yazar olduktan
ğinin farkında ve hem de bunları doğru şekilde ifa- sonra hala gideceği yol vardır. Zira iyiliğin ve gü-
de etme yeteneğine sahip. zelliğin sonu yoktur.
Bu paragraftan aşağıdakilerden hangisi çıkarı- Bu paragraf aşağıdaki sorulardan hangisine ve-
lamaz? rilmiş bir cevap olabilir?

A) Yazar bildiğini bildiğinin farkında olan kişidir. A) Yazar olmak için ne kadar süre lazımdır?
B) Herkes bildiği her şeyi bildiğinin farkında olma- B) İyiliğin sonu var mıdır?
yabilir. C) Kaç yılda yazar oldunuz?
C) Yazar bildiklerini doğru şekilde ifade yeteneği- D) Kaç yıldır yazarlık yapıyorsunuz?
ne sahiptir.
E) Yazarlık öğrenilebilir mi?
D) Yazar herkesten çok bilen kişidir.
E) Bilmek bildiğini ifade etmek için yeterli değildir.

8. ABD'de polis sorgulamalarında gerektiğinde bir sa-


nığın yalan makinesine bağlanarak, doğruyu söyle-
6. Tolstoy, hayatı “arayış”la geçen bir adam. Hep ken-
yip söylemediğinin kontrol edildiğini görmüş veya
dini ve hayatı sorgulayan bir büyük yazar. İdealle-
okumuşsunuzdur. Yalan makinesi testi başladığın-
ri ve hayalleri için her şeyden vazgeçebilecek ka-
da, sanığa önce üç dört basit soru sorulur. Bu şe-
dar çılgın. Sürekli bir arayış içinde olması, para-
kilde sanığın verdiği sinyallerin düzeni öğrenilir. Da-
dokslardan beslenmesi, romanlarının arasında de-
ha sonra gerçek sorular sorulmaya başlanır ve sin-
neme tarzı tahliller yazması, çok acı çekmesi ve
yaller kayda alınmaya devam edilir. Test süresince
belki de acıyı sevmesi, ondan beslenmesi ve ha-
ve sonrasında bir uzman grafikleri sürekli kontrol al-
yallerinin peşinde koşması yönüyle kendimi en ya-
tında tutarak, hangi sorularda sinyallerin değiştiğini
kın hissettiğim yazar. Sanat görüşleri itibariyle de
tespit eder. Burada kalp atış hızının artması önem-
çok beğendiğim ve sevdiğim güçlü bir kalem. Özel-
lidir. Tansiyonun yükselmesi değerlendirilir. Terle-
likle de sanatta en önemli şeyin “samimiyet” oldu-
meye dikkat edilir. Bunlar yalan söylemenin belirti-
ğunu söylemesi benim açımdan önemli.
leridir. İyi eğitilmiş bir uzman grafiklere bakınca ne-
Bu parçada Tolstoy ile ilgili verilen bilgilerden rede yalan söylendiğini derhal anlayabilir.
hangisi yanlıştır?
Bu parçadaki altı çizili ifadeyle
I. Birkaç tane basit sorudan alınan cevapların
A) Kendini ve hayatı sorgulayan büyük bir yazar-
yorumlanması
dır.
II. Makineye bağlı kişinin kalp atış hızının değer-
B) Hayatı boyunca yazı dışında bir şeyle ilgilen-
lendirilmesi
memiştir.
III. Gerçek sorulardan önceki hareketlerin yorum-
C) Hayalleri için her şeyden vazgeçebilecek bir in-
lanması
sandır.
verilerinden hangilerine gönderme yapılmamıştır?
D) Sanatta en önemli şeyin samimiyet olduğunu
söyleyen yazardır.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
E) Acı çeken, acıyı seven ve acıdan beslenen bir
yazardır. D) I ve II E) I ve III

99
BÖLÜM TESTİ - 37

1. Bir zamanlar öğrencilerimle bir fotokopi dergi çı- 3. İnsanın müzikle tanışması doğumuyla başlar. Bir
karmıştık “ince işler” koymuştuk adını, sonra “Bu- anne çocuğunu uyutmak için ritmik hareketler ya-
lak” dergisini çıkardık. İsmin iddiasızlığı çok önem- par. Beşikte sallamak, annenin çocuğunu kendi
li benim için. Şimdi gençlerle konuşuyoruz yine, ayakları üzerine sırt üstü yatırarak sallaması; ku-
imkan bulsam bu sefer “cızlan” diye bir dergi çı- cağına alıp okşarken yaptığı yüzüne dokunma ha-
karmak istiyorum. Türkmence “ateşböceği” demek reketleri, çocuğun kalçasına gazını çıkarması için
cızlan. Birçok dilde ışığıyla tanınmasına rağmen el ayası ile vurması, onu eğlendirmek için yaptığı
Türkmencede sesiyle tanınmış ve kısa ömürlülü- hareketlerin tümü; müzikal bir armoni içerir.
ğün sembolü olmuş. Belli olmaz bize, belki de “sel- Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi mü-
vi” koyarız derginin adını zikal bir armoni içermez?
Aşağıdakilerin hangisi bu parçada dergi adı ola-
rak kullanılan veya kullanılması düşünülen söz- A) Beşikte sallamak
cüklerden biri değildir?
B) Annenin çocuğunu kendi ayakları üzerine sırt
üstü yatırarak sallaması
A) İnce işler
C) Çocuğun kalçasına gazını çıkarması için el aya-
B) Bulak sı ile vurması
C) Cızlan D) Ninni söylemesi
D) Ateşböceği E) Çocuğu eğlendirmek için yaptığı hareketler
E) Selvi

4. Nur topu gibi acılar doğurtup sessiz çığlıklarla öl-


dürdüğü hayallerini sen vazgeçtikten sonra birden
bire yaşatır, ruhundaki enfeksiyon kapmış bütün
yaralarını unutmaya başarsın. İyileşirsin… Unut-
ma; sen eylemsiz kaldığında hayat eyleme geçer.
İşte, yaşamın bedelini acı çekerek ödettiği büyük
sırlarından birini senin adına kendi ödemiş oldu-
ğum bedellerden sonra tecrübe ettiğim onca şeyi
cümlelere döküp rahatça sunuyorum sana. Fakat
asla şunu dememelisin: ‘‘Hayat bana ne getirirse
2. Yazar adayları bilmelidir ki; yazarlık bilgiye dayalı kabulüm!’’ Çünkü o zaman kaybedersin. Asıl o za-
bir iştir. Bilgi olmadan yazarlık yapmak mümkün man hayatının yönü umutsuzluklara doğru ilerler.
değildir. Bilgiye doyup, bilgiyle dolup onları doğru Bizi biz yapan yılmadan mücadele etmemizdir. Za-
şekilde yorumlamak yazarlıktır. Bilmek yazarlık de- ten başarının asıl tanımı da budur: ‘‘Bütün engel-
ğil; bilgileri belli bir bakış açısına göre yorumlamak lere rağmen amaca giden yolda olmak!’’
yazarlıktır. Bu parçada aşağıdaki düşüncelerden hangisi-
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur? ne yer verilmemiştir?

A) Yazarlık bilgiye dayalı bir iştir. A) Başarmak istiyorsan bütün engellere rağmen
B) Yazarın görevi insanlara doğru yolu göstermek- çalışman gerektiğine.
tir. B) Asla hayatın sana getirdiği her şeyi kabul et-
C) Yazarlık bilmek değil, bilgileri yorumlamaktır. memelisin.

D) Bilgi olmadan yazarlık olmaz. C) Bizi biz yapan, yılmadan mücadele etmemiz-
dir.
E) Bilgiye doymadan yazılmaz.
D) Sen durursan hayat eyleme geçer.
E) Ne yaparsan yap hayatın akışını değiştiremez-
sin.

100
Ünite 3 Paragraf

3624
5. Doğadaki diğer varlıklarda olduğu gibi, insanlar için 7. Karısı Cevriye Hanım -kocasına inat- gürbüz, şiş-
de doğal yasalar vardır ama bizde yitip gitmişler- man, canlı kanlı, genç, dinç bir vücuttu. Yirmi beş
dir. Çünkü insan aklı, her yere elini atıp bir düzen yaşında vardı. Ama o kadar körpe görünüyordu
vermeye, yönetmeye kalkmış, dünyayı kendi bü- ki... Tanıyanlar hep; "Ancak on dördünde..." yargı-
yük emelleriyle bulandırmış, karıştırmış. Çiçero'nun sına varırlardı. Hem de şairdi. Kafiye ve milli vezin
dediği gibi, gerçekten bizim olan hiçbir şey kalma- ona, hayat büyüsü gibi etki ediyor, yeni şiirler oku-
mıştır; bizim dediğimiz, yapma bir şeydir. dukça şişiyor, bu yazın dayanılmaz sıcağında To-
İnsanlar, her şeyi farklı gözler, farklı düşüncelerle katlıyan'ın "framboazlı" dondurmasını yemiş gibi
görürler. Düşünce ayrılıklarının gerçek sebebi bu- ferahlıyor, iştahı açılıyor, günde on iki defa karnı
dur. Aynı da olsalar herhangi bir şeyin, bir millet acıkıyordu.
bir tarafına, diğer millet başka bir tarafına bakar. Bu parçaya göre, Cevriye Hanım için aşağıda-
Ve o tarafında da durur. kilerden hangisi söylenemez?
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinil-
memiştir? A) Çok inatçı
B) Yemeyi çok seven
A) İnsan aklının her yeri karıştırmaya çalıştığına C) Şiir okumayı ve yazmayı seven
B) İnsanın doğaya bir düzen vermeye çalıştığına D) Canlı-kanlı
C) Düşünce ayrılıklarının nedeninin farklı bakış E) Yaşını göstermeyen
açıları olduğuna
D) Herkesin aynı şeye bakmasına rağmen farklı
yorumladığına
E) Doğada her varlık için olduğu gibi insan için de
yasalar olduğuna

8. Antrenörler derneğinin kurucusu, ömrünün sonun-


da ders niteliğindeki şu beş maddeyi sayar:
• Antrenör kendi spor dalının kurallarına, teknik
taktik bilgisine sahip olmak zorundadır.
• Sporculara ayrım yapmadan yeterli ilgiyi gös-
termelidir.
• Sporcularını yeteneklerine göre yetiştirmeli ay-
rıntıları görebilmeli ve değerlendirmelidir.
6. “Edebiyat, sorumluluk isteyen bir iştir. Bir yazar, • Sosyal çevresinde ve dış ortamlarda örnek bir
edebi türlere geçmeden önce hikâyenin dikenli yol- kişilikte olmalıdır.
larından geçmek zorundadır. Romanın türü, büyük
• Kişisel ya da grupsal gelişim uzun bir süre ala-
bir yaşam deneyimi ister. İnsan birşey yaparken
bilir, hatta cesaret kırıcı bir yavaşlıkta da ola-
kesin olarak ya evet ya da hayır demelidir.”
bilir. Bunları bilmeli, acele beklentilerle hayal
Böyle diyen bir kişi aşağıdakilerden hangisini kırıklığına uğramaktan kaçınmalıdır.
yapmaz?
Bu parçada duayen antrenörün verdiği öğütle-
re göre, bir antrenörün başarı için sahip olma-
A) Roman yazmadan önce hikaye yazar. sı gereken özellikler arasında aşağıdakilerin
B) İşe eleman alırken tecrübeye önem verir. hangisi yoktur?
C) Büyük işler yapmadan önce küçük işler başar-
maya dikkat eder. A) Ayrıntıları görebilme B) Sabırlı olma
D) Sorumluluklarının farkındadır. C) Örnek olma D) Saygılı olma
E) Çok büyük hayaller kurar. E) Bilgili olma

101
BÖLÜM TESTİ - 38

1. En fazla kitap okuyan ülkelerin başında, yüzde 21 3. Mutlulukla ilgili Krezus’un hikâyesini çocuklar da
ile Fransa ve İngiltere var. Ardından, yüzde 14 ile bilir. Pers kralı onu esir edip ölüme mahkûm edin-
Japonya geliyor. ABD'de bu oran yüzde 12, İspan- ce sehpaya giderken, “Ah Solon, ah Solon!” diye
ya'da ise, yüzde 9. Türkiye'de ise, oran binde bir. bağırmış. Krala götürmüşler bu sözü, o da ne de-
Okuma alışkanlığında, dünyada 86. sıradayız. Ki- mek istediğini sordurunca Solon’un kendisine ver-
tap okuyanların yüzde 65'i aşk, yüzde 24'ü siyasi, diği bir öğüdün doğru çıktığını anlatmış. Solon bir
yüzde 13'ü düşünce, yüzde 7'si kişisel gelişim ki- gün demiş ki ona “Talih ne kadar güler yüz göste-
tapları okuyor. YAYFED'in bandrol izleme raporla- rirse göstersin, ömürlerinin son günü geçmeden
rına göre, 2014'te 344 milyon, 2015'te 384 milyon insanlar mutlu saymamalı kendilerini çünkü insan
bandrollü kitap satıldı. hayatı kararsız ve değişkendir, ufacık bir eylem yü-
Dünyada kişi başına kitap harcaması 1.3 dolarken, zünden bir durumdan bambaşka bir duruma geçi-
Türkiye'de ise bu rakam 25 sent. Çocuklara kitap verir.”
hediye edilmesi sıralamasında Türkiye 180 ülke İnsan son gününü beklemeli her zaman.
içerisinde 140. Mutluyum dememeli ona ölmeden.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinil- Cenazesi kaldırılmadan.
memiştir?
Ovidius
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarıla-
A) Ülkelerin kitap okuma oranlarına
maz?
B) Ülkemizin okuma alışkanlığındaki dünya sıra-
lamasına
A) Mutlu bir yaşam süren bir insanın sonradan
C) Ülkemizde okunan kitap türlerinin oranlarına mutsuz olabileceği
D) Dünyada ve ülkemizde kitaba harcanan para B) Hayatın değişken olduğu
miktarına
C) Küçük eylemlerin dahi hayatımızı değiştirebi-
E) Kitabın insan üzerindeki değiştirici ve geliştiri- leceği
ci etkisine
D) İnsan hayatının son gününü geçirmeden “mut-
lu” olduğunu söylememesi gerektiği
E) Mutluluğun tamamen bizim dışımızdaki etken-
lere bağlı olduğu

2. İnsanlık onun gözünde çok yüksek, çok büyüktü.


İnsan yeryüzünün üzerinde, Tanrı'nın bir çeşit tem-
silcisiydi. Tanrı insana kendi ahlakını vermek iste-
mişti. İnsan, her varlığın üstündeydi. Kuyruğunu
sallaya sallaya efendisinin pabuçlarını yalayan kö-
peğe yaltaklanma pek yakışırdı ama insan... Muh- 4. İşine çok bağlı ve çok çalışkan bir öğretmen olan
sin Çelebi her türlü aşağılanmayı sindirerek yük- Selma Hanım; sınava hazırladığı öğrencilerinin ba-
sek mevki tepelerine iki büklüm tırmanan maska- şarılı olması için elinden geleni canla başla yapı-
ra, tutkulu insanlardan, kendine saygı duymayan yordu. Her yıl aynı tarihlerde aşırı stresle birlikte
kölelerden, güçsüzler gibi yerlerde sürünen pis kö- öğrencilerin heyecan ve meraklarına ortak oluyor-
lelerden tiksinirdi. du.
Aşağıdakilerden hangisi Muhsin Çelebi’nin özel- Selma Hanım için aşağıdakilerden hangisi söy-
liklerinden biri değildir? lenemez?

A) Açık sözlü ve merttir. A) Umursamaz


B) İnsana değer verir. B) Çalışkan
C) Yalaka değildir. C) Yardımsever
D) Makam sevgisi vardır. D) İşine bağlı
E) Kimseye minnet etmez. E) Öğrencileri seven

102
Ünite 3 Paragraf

3625
5. Benim çocukluğum ve genç kızlığım köyde geçti. 7. Son derece karmaşık bir yapı olan günümüz ileti-
O yüzden o topraklardan ayrılamıyorum. İnsanın şim sistemi içinde çözümleyici bir yaklaşım olarak
ruhunu rahatlatan bir yanı var toprağın. Negatif “gösterge bilim” yeni bir disiplin hüviyetinde orta-
enerjiyi alıyor. Tıp fakültesini kazanana kadar tar- ya çıktı. Adamakıllı düşünürler ve bilim adamları
lalarda çalıştım hep ben. bu disiplini her yönüyle ele alarak yapıyı bir bütün-
Parçada sözü edilen kişi için aşağıdakilerden lüğe kavuşturmaya çalıştılar. Trafik ışıklarından
hangisi söylenemez? yönlendirme levhalarına, tiyatrodan sinemaya, sa-
nattan gündelik hayata dek birçok alanda, yaşa-
mımız gösterge sistemleriyle düzenlendi. Kimine
A) Çiftçilik yapmaktadır.
göre buna uç veren, kimine göre de bundan uç
B) Tıp fakültesinde okumuştur.
alan “dil bilim” sesten yazıya, bağlamdan kelime-
C) Köyde doğup büyümüştür. ye kadar uzanan bir çerçevede dil havuzunda,
D) Toprakla uğraşmayı sevmektedir. “söz”ü birer gösterge olarak ele aldı. Nitekim sa-
E) Köyünden ayrılması zor gelmiştir. cayağının üçüncüsü “anlam bilim” terimiyle oluş-
turuldu ve mantıksal çıkarımlarla neyin ne anlama
geldiği kâh matematiksel göstergeler kâh olasılık-
lar şekilde ortaya kondu.
Bütün bunlar bir sarmala dönen hayatımıza; görü-
nür anlaşılırlıklar, görünür kolaylıklar ve görünür
çözümlerle katkıda bulundu. Sanattan gündelik ha-
yata her şey bu çözümleme esaslarına göre yeni-
den şifrelendi. Bu disiplinler bir çeşit gizli okurya-
zarlıkla farklı seviyelerde okurlarını ve yazarlarını
üretti.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinil-
memiştir?

A) Gösterge bilimin iletişim sistemine çözümleyi-


ci bir yaklaşım olarak ortaya çıktığına
B) Hayatımızdaki pek çok şeyin gösterge sistem-
6. Hemen hemen bütün eserlerini insanları olgunlaş- leriyle düzenlendiğine
tırmak onlara ders vermek ve yol göstermek için
C) Gösterge bilim uygulamalarının hayatımıza; gö-
yazmıştır. Bu anlamda sanatçı nerdeyse yaşadığı
rünür anlaşılırlıklar, görünür kolaylıklar ve gö-
dönemde görülen sorunların tamamına el atarak
rünür çözümlerle katkıda bulunduğuna
bu sorunlar çerçevesinde öyküler, romanlar kurgu-
lamıştır. Ona göre yazdığı bu eserleri okumaktan D) Gösterge bilimin etkilerinin anlam bilim, mate-
beklenen amacın en önemlisi vakit geçirmek de- matik ve dil havuzunda da ortaya konduğuna
ğil, bitirdikten sonra neticeden bir hüküm çıkarmak- E) Gösterge bilimin kitap okuma oranına çok cid-
tır. Sıcak, zevkli bir dili olan sanatçı; olayları derin di katkılar sağladığına
çözümlemelere, tezli saplantılara girmeden ele alır.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarıla-
maz?

A) Toplumsal problemleri çözüme kavuşturduğu-


na
B) Toplum için sanat anlayışını benimsediği
C) Yapıtlarının didaktik bir özellik gösterdiği
D) Amacının okuyucuya ders vermek olduğu
E) Temel amacının insanları eğitmek olduğu

103
BÖLÜM TESTİ - 39

1. Sanat eserini bir araç olarak düşünseydik, bir mi- 3. Prens Mışkin:
mari proje çizer gibi çocuk kitabı yapabilirdik. An- “Eskiden daha da korkunç cinayetlerin işlenmiş ol-
cak bırakın edebiyatı, mimari projeler bile artık böy- duğunu biliyorum. Avrupa’da birçok suçlu ve tutuk-
le çizilmiyor. Öte yandan, eğitimin içinde ister is- luyla karşılaştım. Fakat orada bir şeyi fark ettim.
temez bu eserler bir araç gibi ele alınıyor. Öğret- En korkunç katiller bile ne kadar cani olduklarını
men soruları soran, çocuk da cevapları veren kişi biliyorlardı. Pişman olmasalar bile vicdanen rahat
haline dönüşüyor. Oysa bir sanat eseri, araç kav- değillerdi. Yevgeniy Pavloviç’in bahsettiği tipler ise
ramından soyutlanarak analiz edilebilir. Bunun tek bırakın yaptıklarının suç olduğunu düşünmeyi, hat-
koşulu, soruları çocuğun sormasıdır; cevapları ver- ta iyi bir davranışta bulunduklarını sanıyorlar. Ben-
mesi değil. Çünkü analitik düşüncenin temelinde, ce bütün fark burada. Dikkatinizi çekti mi bilmem,
soru sorabilme yetisi vardır. ama böyle düşünce sapıklığına gençler daha ça-
Birey soru sorabiliyorsa ve bu sorusundan başka buk kapılıyorlar.”
sorulara geçip bağlantı kurabiliyorsa, yorum yapa- Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinil-
biliyor demektir. Önemli olan da budur ve bu yo- memiştir?
rum, doğru ya da yanlış gibi değerlere kapalıdır.
Sanatın da bilim gibi kavramları vardır, ama katı
A) Katiller vicdanen rahat değildir.
kurallarla çevrili bir değer dünyası yoktur.
B) Bazı suçlular yaptıklarının suç olduğunu dü-
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi söy-
şünmediği gibi iyi bir davranışta bulundukları-
lenemez?
nı sanmaktadır.
C) İyi veya kötü olmak insanın kendi elinde değil-
A) Sanat eseri bir araç olarak düşünülmemiştir.
dir, şartların onu nereye sürükleyeceği bilin-
B) Eğitimin içinde sanat bir araç olarak ele alını- mez.
yor.
D) Konuşan kişi cinayetler hakkında bilgi sahibi-
C) Sanat eseri araçlıktan çıkarılarak analiz edile- dir.
bilir.
E) Konuşan kişinin sözlerinden Avrupa’da yaşa-
D) Analitik düşüncenin temelinde soru sormak var- dığı anlaşılmaktadır.
dır.
E) Sanatın da katı kurallarla çevrili bir dünyası var- 4. Hasan Amca, elindeki on kadar üniversite hazırlık
dır. kitabını sımsıkı tutmuş, hararetli bir şekilde kasi-
yer çocukla tartışıyordu.
2. Bu adam pek titiz, pek huysuz, oldukça çekilmez - Çok para evladım bu! Tek seferde ödeyemem.
biriydi. Hiç durmadan dır dır söylenirdi. Cimriliğin- Taksit yapın bari.
den şimdiye kadar bir hizmetçi, bir çırak tutama- - Taksit yok bizde amca.
mıştı. Koca Ali'yi eline geçirince hemen dükkânı- - Aman evladım! Ben bu kadar parayı nasıl öde-
nın köşesinde bir set yerleştirdi. Üstüne bir şilte yeceğim?
koydu. Geçti, oraya oturdu. Her şeyi ona yaptır-
- O zaman sonra al amca.
maya başladı. Ama her şeyi... Sabah namazından
beş saat önce kentten iki saat ötedeki mandırasın- - Ama çocuk bu sene sınava girecek.
dan o gün satılacak koyunları ona getirtiyor, ona Hasan amca çok çaresiz ve üzgündü. O sırada ar-
kestiriyor, ona yüzdürüyor, ona parçalatıyor, ona kadan bir ses duyuldu.
sattırıyor... Hasan Amca için aşağıdakilerden hangisi söy-
Parçada sözü edilen kişinin özelliklerinden bi- lenemez?
ri aşağıdakilerden hangisi değildir?
A) Maddi durumunun pek iyi olmadığı
A) Huysuz ve çekilmez B) Çaresiz ve üzgün olduğu
B) Acımasız C) Üniversite sınavına hazırlanan bir çocuğunun
C) Cimri olduğu
D) Yardımsever D) Çocuğunun eğitimine önem veren biri olduğu
E) Gereksiz konuşan E) Çok inatçı biri olduğu

104
Ünite 3 Paragraf

3626
5. Kitaplar, çocuğun soru sorma alışkanlığını ve ana- 7. Doğanın yapıtlarındaki evrensel düzende şaşılası
litik düşüncesini ilk geliştiren oyuncaklar, nesne- bir bağ ve uyuşma vardır. Belli ki oluruna bırakıl-
lerdir. Bu kitaplardaki hikâyeleri çocuklar başkala- mış ve değişik başların yönettiği bir düzen değil
rına aktarabilmeli, değiştirebilmelidir. Çocuğun ak- bu. Bedenlerimizin hastalıkları, nitelikleri, devlet-
tarma ve taklit etme yetisi, her zaman değiştirme lerde hükümetlerde de görülüyor. Krallıklar, cum-
şevkiyle birlikte var olur. Değiştirilemeyen katı hikâ- huriyetler bizim gibi doğuyor, gelişip parlıyor ve
yeler, çocuk tarafından benimsenmez. Çocuk, ya- yaşlanıp ölüyorlar. Bedenlerimizin gereksiz ve za-
zarın özneleştirmediği yan tipleri özneleştirme ih- rarlı artıklarla dolduğu oluyor. Bunlar iyi de olabilir
tiyacı da duyabilir. Çizgiler tüm bunlara olanak ta- aslında. Çünkü hekimler sağlığımızın fazla iyi ol-
nımalıdır. Özellikle, “picture book” denilen resimli masından korkarlar ve her şeyimiz değişken oldu-
kitaplarda, bu değişime ve dolayısıyla resmin bir ğu için derler ki sağlığımız fazla parlak, fazla kan-
dil olarak algılanmasına dikkat edilmezse, resim lı canlı oldu mu mahsus bozmalı, hızını kesmeli,
bir dil olarak değil de, yazının resimlenmesi olarak yoksa belli bir yerde duramayan yaradılışımız dü-
ortaya çıkar. Bu, resimli kitabın okunurluğunu ze- zensizce ve birdenbire geriye teper. İşte bu aşırı
deler. Dolayısıyla, resmin yazı gibi algılanmasını sağlığı önlemek için atletlere müshil verir ve kan
sağlamak, resimli kitapları okuyan 3-6 yaş grubu alırlar. Bazen kötü artıklar aşırı çoğalıyor, bu da
için oldukça önemlidir. hastalıkların genel nedeni oluyor. Buna benzer bir
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi söy- aşırı çoğalma yüzünden devletlerin hastalandığı
lenemez? görülür ve onlar için de türlü müshiller kullanmak
adet olmuştur.
A) Kitaplar çocuğun soru sorma alışkanlığını ilk Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi söy-
geliştiren oyuncaklarıdır. lenemez?
B) Resimli kitaplar aynı zamanda çocuğun resim
yeteneğini de geliştirir. A) Evrende şaşırtıcı bir düzen ve bağ vardır.

C) Çocuğun aktarma ve taklit etme yetisi, her za- B) Krallıklar da tıpkı insanlar gibi doğar, yaşar ve
man değiştirme şevkiyle birlikte var olur. ölürler.

D) Resimli kitaplarda resimler bir dil olarak ortaya C) Aşırı sağlıklı olmak da sağlık açısından pek iyi
konmalıdır. bir durum değildir.

E) Resimlerin yazı gibi algılanması 3-6 yaş grubu D) Her insanın ve devletin birinci önceliği kendini
için önemlidir. korumaktır.
E) Bedenlerimizin hastalıkları devletlerde de gö-
rülür.
6. Dar kapısından başka aydınlık girecek hiçbir yeri
olmayan dükkânında tek başına, gece gündüz kı-
vılcımlar saçarak çalışan Koca Ali, tıpkı kafese kon-
muş terbiyeli bir arslanı andırıyordu. Uzun boylu,
iri pençeli, kalın pazılı, geniş omuzlu bir pehlivan-
dı. On yıldır bu karanlık in içinde ham demirden
dövdüğü kılıç ve namluları tüm Anadolu'da, tüm
Rumeli'de sınır boylarında büyük bir ün kazanmış-
tı.
Koca Ali için aşağıdakilerden hangisi doğru de-
ğildir?

A) Geniş omuzlu
B) Pehlivan
C) Hayırsever
D) Meşhur bir kılıç ustası
E) Uzun boylu ve güçlü

105
BÖLÜM TESTİ - 40

1. I. Öyle kitaplar vardır ki, çıktıkları zaman büyük gü- 3. I. Ben Peyami'nin bu son romanını (9'uncu Harici-
rültü yaparlar, fakat bir iki sene ve bazen bir iki ay ye Koğuşu) üç defa okudum. II. Yüz defa daha
geçti mi unutuluverirler. II. Bunlar son moda pan- okuyabilirim ve okuyacağım. III. Her okuyuşta, sa-
tolon filan gibidirler. III. Bir mevsim herkes onlar- tırlar evvelce görmediğim, sezmediğim, anlamadı-
dan bahseder, sonra modaları geçer ve unutulur- ğım taraflarını bana gösterdiler. IV. En basitin en
lar. IV. Halbuki bazı kitaplar vardır ki, çıktıkları za- mürekkep (karışık) olduğunu bu kitap bir kere da-
man etraflarında gürültü patırdı yapılmaz. V. Ya- ha ebediyen ispat etti. V. Bu kitabın karşısında ben,
vaş yavaş, ağır ağır okuyucu kitlesinin etine, canı- yıldızlı göklerin sonsuzluğuna bakan ve o lâyete-
na, kalbine girer ve babadan oğula, nesilden ne- nahi (sonsuz) âlemde yeni pırıltılar, o zamana ka-
sile yalnız ruhi değil, uzvi (organik) bir veraset gi- dar hiçbir gözün görmediği acayip fakat hakiki âlem-
bi intikal ederler. ler keşfeden bir müneccimin hayranlığını duymak-
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili tayım.
olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? Bu parçada numaralandırılmış cümlelerle ilgili
aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede bazı kitapların çıktığında gürültü ko-
pardığı ama çabuk unutulduğu dile getirilmiştir. A) I. cümlede yazar bir romanı üç kere okuduğu-
B) II. cümlede benzetme yapılmıştır. nu söylemiştir.

C) III. cümlede çok gürültü çıkaran kitapların son- B) II. cümlede yazarın romanı beğendiği sonucu-
ları ele alınmıştır. na varabiliriz.

D) IV. cümlede sessizce yayınlanan kitaplardan C) III. cümlede romanın içeriğinden ve üslubun-
bahsedilmiştir. dan bahsedilmiştir.

E) V. cümlede sessizce yayınlanan kitapların ka- D) IV. cümlede kitabın karmaşık olduğu söylen-
litesinden ve içeriğinden söz edilmiştir. mektedir.
E) V. cümlede yazar okuduğu kitaba olan hayran-
lığını dile getirmiştir.
2. (I) Mehmet Rauf, ferdin iç dünyasını esas alan ko-
nuları ile Servet-i Fünun hareketinin genel karak-
terine daha uygun romantik duyguları, hayalleri ve
romantik aşkları işler. (II) Bu psikolojik içeriğe sos- 4. I. Gelen edebiyat neslinin, giden edebiyat nesline
yal hayattaki Batılılaşma hareketine ait bazı unsur- vereceği en kahredici, en kati cevap meydana eser
lar karışmış olsa da onun eserlerinde sosyal un- çıkarmasıdır. II. Bilhassa keyfiyetten (nitelik ola-
surlar sadece basit çevre tasvirleri olarak kalmış- rak) eskisinden üstün, eskisinden ileri eser... III.
tır. (III) Sanatçı, tüm gücüyle ele aldığı kahraman- Bu hususta görüyoruz ki gelenler gidenleri aratma-
ların iç dünyasına yönelir ve burada psikolojik tah- ya başlıyorlar. IV. Genç ve yeni nesil çalışıyor. V.
lillerde bulunur. (IV) Bu çalışmaları ona edebiyatı- Filhakika, bazen genç ve yeni nesil bazı cepheler-
mızdaki ilk psikolojik roman olan “Eylül”ü yazdır- de kendini daha bulamamıştır.
mıştır. (V) Eserlerinde şahıs kadrosunu dar tutmuş Bu parçada numaralandırılmış cümlelerle ilgili
ve olay örgüsünü ikinci plana atmıştır. aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
Bu parçada numaralandırılmış cümlelerle ilgili
aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlede yeni edebiyatçıların eski edebiyat-
çılara eser çıkararak cevap vermesi gerektiği
A) I. cümlede, yazarın kitaplarının içeriğinden söz ileri sürülmüştür.
edilmiştir. B) II. cümlede yeni edebiyatçıların vereceği eser-
B) II. cümlede, yazarın üslubunun yanı sıra eser- lerin özellikleri üzerinde durulmuştur.
lerinin içeriğine de değinilmiştir. C) III. cümlede yeni edebiyatçıların eskilerden da-
C) III. cümlede, yazarın yazma nedenleri dile ge- ha iyi olduğu vurgulanmıştır.
tirilmiştir. D) IV. cümlede genç ve yeni neslin çalıştığı söy-
D) IV. cümlede, yazarın romanı hakkında bilgi vardır. lenmiştir.
E) V. cümlede, yazarın eserinin şahıs kadrosu ve E) V. cümlede genç ve yeni neslin bazı konular-
olay örgüsü hakkında bilgi verilmiştir. da kendini bulamadığı söylenmiştir

106
Ünite 3 Paragraf

5. I. Hayatı olduğu gibi kabul etmeli ve ona ne bir şey 7. Özdemir Asaf’ın Lavinia şiirinde “Sana gitme de-
ilave etmeli, ne de ondan bir şey eksiltmeli... II. Ba- meyeceğim.”derken bile içten içe yalvardığını ve
zı şeyler vardır, canımızı sıkar; "Bu neden böyle? kalbinde bir sızı hissettiğini iyi bir şiir okuyucusu
Böyle şeyleri dünyadan kaldırmalı!" deriz. III. Ba- yüreğinde hisseder. Çünkü şair acı çekmektedir.
zı şeyler de mevcut değildir. IV. İçimizden, bunla- Aşk acısı çekmeden böyle bir şiir yazılamaz çün-
rın olmasını ister, hatta bu uğurda çalışırız. V. İki- kü. Bu şiirde dil son derece basit ve yalındır. Çok
si de saçma ve faydasızdır. kolay söylenen bir şiir gibi gelir ama içten söylen-
Bu parçada numaralandırılmış cümlelerle ilgili diği için insana tesir etmektedir. Şiirde sanat kay-
aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? gısından ve anlamdan daha çok kalp dünyasının
acısı öne çıkmaktadır. Zaten şiirin özünde duygu
yok mudur?
A) I. cümlede yazar okuyucuya tavsiyede bulun-
maktadır. Bu parçada aşağıdakilerin hangisine değinil-
memiştir?
B) II. cümlede canımızı sıkan şeyler için kurduğu-
muz cümlelere yer verilmiştir.
A) Şairin samimiyetine
C) III. cümlede insanın sahip olamadığı şeyler an-
latılmıştır. B) Şairin çektiği acıya

D) IV. cümlede içimizden olmayan şeylerin olma- C) Şiirin okuyucuyu etkilediğine


sını istediğimiz ifade edilmiştir. D) Şiirdeki yeniliklere
E) V. cümlede bir sonuca varılmıştır. E) Şiirin diline

8. Define avının yetişkinler için süper eğlenceli bir çe-


şidi olan macera yarışlarına mutlaka katılın! Hem
heyecan hem şamata hem hareket hem de man-
6. (I) Kalbinin derinlerinde yerleşen bir saadet hissi
tığı çalıştırma var. Bir harita ve bulmacalarla baş-
şimdi ona, mevcut fakat erişilmez bir şey gibi gö-
lıyorsunuz. Bulmacaları çözerek bir sonraki dura-
rünüyor ve onun hırsını daha çok arttırıyordu. (II)
ğınızı ya da tamamlamanız gereken görevi öğre-
Hayatta hiçbir şey ona kıymetli görünmemiş, pe-
niyorsunuz. Mesela bulmacayı çözünce bir sonra-
şinden koşmak, erişmek, sahip olmak arzusunu
ki aşamaya ilerlemek için gerekli olan anahtarın,
vermemişti. (III) Etrafına daima bir yabancı gözüy-
falanca manavdaki büyük karpuzun altında oldu-
le bakmış, hiçbir yere bağlanmak arzusu duyma-
ğunu öğreniyorsunuz. Haritadan bakarak o mana-
mış, bu yalnızlığının gururu içinde memnun olma-
vı bulup anahtarı alıp bir sonraki aşamaya geçi-
ya çalışmıştı. (IV) Şimdi ilk defa bir şey istiyor, hem
yorsunuz. Doğada yapılan versiyonlarında bulma-
de korkunç bir şiddetle istiyordu. (V) Fakat niçin
ca yok ve daha fazla teknik beceri istiyor. İşaretli
bu istek bir imkânsızlıkla beraber gelmişti?
yerleri topografik harita okuyarak bulmanız gere-
Bu parçada numaralandırılmış cümlelerle ilgili kiyor. Bu özellikleri doğa macerasını daha üst dü-
aşağıdakilerden hangisi söylenemez? zey bir oyun yapıyor.
Bu parçadaki altı çizili ifadeyle doğada yapılan
A) I. cümlede bir kişinin iç dünyasının betimleme-
macera oyunlarında
si vardır.
I. Topografik harita okumanın gerekmesi
B) II. cümlede I. cümledeki betimlemeye devam
II. Daha fazla teknik bilgiye gereksinim duyulma-
edilmiştir.

C) III. cümlede I ve II. cümledeki betimlemeye de-
III. Özellikli bir bulmaca barındırması
vam edilmiştir.
durumlarından hangilerine gönderme yapılma-
D) IV. cümlede önceki cümlelerde betimlemesi ya-
mıştır?
pılan kişinin isteği dile getirilmiştir.
E) V. cümlede parçada betimlemesi yapılan kişi- A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
nin isteğinin imkansızlığı soru cümlesiyle dile
getirilmiştir. D) I ve II E) II ve III

107
Ünite 3 Paragraf

9. Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asma- 11. Benim bu insanlara ne lüzumum vardı? Beş on ku-
dım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım. Ba- ruş ekmek parası için bana tahammül edilebilir miy-
na acımayın. Ben kötüyüm; sizlere karşı kötü duy- di? İnsanlar birbirinin maddi yardımlarına ve para-
gular besledim içimden. Beceriksizliğimden uygu- larına değil, sevgilerine ve alakalarına muhtaçtılar.
layamadım kötü düşüncelerimi. Sizleri kıskandım, Bu olmadıktan sonra, aile sahibi olmanın hakiki is-
küçük gördüm, bayağı buldum: Bana yapılmasını mi, "birtakım yabancılar beslemek"ti.
istemediğim kötülükleri sizlere yapmak istedim. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarıla-
Bu parçada sözü edilen kişi için aşağıdakiler- maz?
den hangisi söylenemez?
A) İnsanlar menfaatten başka bir şey düşünmez.
A) Korkularıyla yaşayan biridir. B) Bu sözleri söyleyen, yaşamı sorgulamaktadır.
B) Beceriksiz olduğunu düşünmektedir. C) İnsanlar birbirinin parasına değil sevgi ve ilgi-
C) İnsanlara karşı kötü duygular beslemektedir. sine muhtaçtır.
D) Kendisine acınmasını istemez. D) Sevgi ve ilgi olmayan ailede herkes birbirine
E) Korkularıyla yüzleşip onlardan kurtulmak iste- yabancıdır.
mektedir. E) Sevgi ve ilgi olmayan ailede çocuklar, bambaş-
10. Matematikte sayının ne olduğu üzerinde bu güne ka bir insan oluverirler.
değin bir açıklığa ulaşılmamış olması bir skandal-
dır. Sayının herkesin kabul ettiği bir tanımının ol-
ması hoş karşılanabilirdi, yeter ki, sorun üzerinde
genel bir anlayış olsaydı. “Oysa sayının bir nesne-
ler kümesi mi yoksa kara tahta üzerinde insan eliy-
le çizilen bir şekil mi; psikolojiden öğrenmemiz ge-
reken ruhsal bir nesne mi, yoksa mantıksal bir ya-
pıt mı; gelip geçici bir icat mı, yoksa sonsuza dek
sürecek bir varlık mı?” olduğu bile belirlenmiş de-
ğildir. Matematik kendi önermelerinin içeriğini oluş-
turan düşünceyi, daha doğrusu inceleme konusu- 12. Hayatta hiçbir şey uğrunda ölmek için istenmez.
nu bilmemekte, uğraştığı nesnelerin doğasını an- Her şey yaşamamız için olmalıdır. Hatta biraz ile-
lamaktan uzak kalmaktadır. ri gideyim, kendi yaşamamız için... Sen kafanın
Bu parçadan aşağıdaki düşüncelerden hangi- içindeki yokluğa o kadar saplanmışsın ki, derhal
si çıkarılamaz? uğrunda can feda edecek bir şey arayarak ikinci
bir yokluğa dalmak istiyorsun! Yaşamak, herkes-
ten daha iyi, herkesten daha üstün yaşamak, in-
A) Matematikte sayının ne olduğu konusunda bir
sanlara hâkim olarak, kuvvetli, belki de biraz za-
açıklık yoktur.
lim olarak yaşamak... Dünyada bundan başka is-
B) Oysa sayının bir nesneler kümesi mi yoksa ka-
tenecek ne vardır? Hayatını bu gayeye vakfet, gö-
ra tahta üzerinde insan eliyle çizilen bir şekil
rürsün, nasıl birdenbire canlanacaksın!
mi olduğu bile belirlenmiş değildir.
Bu parçadan aşağıdaki düşüncelerden hangi-
C) Matematik kendi önermelerinin içeriğini oluştu-
sine ulaşılamaz?
ran düşünceyi, daha doğrusu inceleme konu-
sunu bilmemekte, uğraştığı nesnelerin doğası-
A) Yaşamak ve yükselmek için başkalarını ezmek
nı anlamaktan uzak kalmaktadır.
gerekir.
D) Matematik tamamen soyut ve varsayımlar üze-
B) Hayatı daha iyi yaşamak için uğraşırsan birden
rine kurulu bir sistemdir.
canlanırsın.
E) Matematiğin psikolojiden öğrenmemiz gereken
C) Dünyada herkesten daha iyi yaşamayı istemek-
ruhsal bir nesne mi, yoksa mantıksal bir yapıt
ten daha iyi bir şey yoktur.
mı; gelip geçici bir icat mı, yoksa sonsuza dek
sürecek bir varlık mı?” olduğu üzerinde bir an- D) Hayatta hiçbir şey uğrunda ölmek için değildir.
laşma yoktur. E) İnsan her şeyi kendi yaşamı için yapar.

108
Ünite 3 Paragraf

3627
13. Çok yükseğe çıkamam; bende yükseklik korkusu 15. Her gün birlikte olmak gereksinimi duymaksızın,
var. Kimseyi yarı yolda bırakamam; bende alçak- insan her zaman yeni dostlar edinir. Papaz oku-
lık korkusu var. Hayatta silgim hep kalemimden lunda olduğu gibi, insan her zaman aynı insanları
önce bitti, çünkü kendi doğrularımı yazacağım yer- görürse, bunları yaşamının bir parçası saymaya
de, tuttum başkalarının yanlışlarını sildim. Bekle- başlar. İyi, ama bu kişiler de bu nedenle, yaşamı-
nen hep geç geliyor; geldiği zaman da insan baş- mızı değiştirmeye kalkışırlar. Bizi görmek istedik-
ka yerlerde oluyor. Kimseye göstermem üzüntü- leri gibi değilsek hoşnut olmazlar, canları sıkılır.
mü. Gündüz gülerim, geceleri yalnız ağlarım. Çünkü efendim, herkes bizim nasıl yaşamamız ge-
Bu parçada sözü edilen kişi için aşağıdakiler- rektiğini elifi elifine bildiğine inanır.
den hangisi söylenemez? Ne var ki, hiç kimse kendisinin kendi hayatını na-
sıl yaşaması gerektiğini kesinlikle bilmez.
A) Üzüntüsünü belli etmez, sevincini belli eder. Bu parçadan aşağıdaki düşüncelerden hangi-
B) Kimseyi yarı yolda bırakmaz. si çıkarılamaz?
C) Başkalarının yanlışlarını affeder.
A) İnsan her şeyden önce kendi hatalarını sorgu-
D) Umduğunu bulamamıştır.
lamalı ve onları düzeltmelidir.
E) Hayat sevinci ile doludur.
B) Kimse kendisinin kendi hayatını nasıl yaşama-
sı gerektiğini kesinlikle bilmez.
C) Yakın çevremiz bizim nasıl yaşamamız gerek-
tiğini en iyi kendisinin bildiğine inanır.
D) İnsan her zaman yeni dostlar edinir.
E) Dostlarımız bizim hayatımızı değiştirmeye kal-
karlar.

16. İnsan yakınına körleşiyor, bazen burnunun ucun-


daki hazineyi göremiyor. Bu durum beni son za-
manlarda epeyi düşündürüyor. Kalkıp Bursa’ya İs-
14. İnsanoğlu, kimi zaman, acıya dayanabilir, en ölüm-
kender yemeye gidiyoruz da şehrimizdeki yüz yıl-
cül acıya bile. Ama herkesin asla dayanamayaca-
lık kahvehaneyi ya da baklavacıyı es geçiyoruz.
ğı, aklından geçirmek bile istemeyeceği bir şey
Biriyle tanışmak için yurtdışı seyahatlere çıkıyoruz
mutlaka vardır. Burada cesaret ya da korkaklık söz
da yurt dışından şehrimize kendisini görmek için
konusu edilemez. Yüksek bir yerden düşerken bir
haldır haldır kafileler gelen birini bilmiyoruz. Yan-
ipe tutunmak korkaklık sayılmaz. Suyun dibinden
lış mı? Sürprizler ve enteresan hikâyeler öyle çok
yukarı çıktığında ciğerlerini havayla doldurmak da
uzaklarda değil. Mahallende, şehrinde… Şehrini
korkaklık sayılmaz. Karşı konulamayacak bir içgü-
ve insanını tanı.
düdür bu...
Bu parçadaki altı çizili ifadeyle insanın
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinil-
memiştir? I. Yakınlarında yaşayan değerli kişilikleri tanıma-
ması

A) İnsan bazen en ölümcül acıya bile dayanabilir. II. Şehrinde bulunan görülmeye değer mekânla-
rı bilmemesi
B) Herkesin dayanamayacağı bir şey mutlaka var-
dır. III. Kişisel özelliklerini bir dünya değeri haline ge-
tirmemesi
C) İnsanın birinci meselesi barınma ve beslenme-
dir. durumlarından hangilerine gönderme yapılma-
mıştır?
D) Yüksek bir yerden düşerken ipe tutunmak kor-
kaklık değildir.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
E) Bazı davranışlarımız içgüdülerimizin sonucu-
dur D) I ve II E) II ve III

109
BÖLÜM TESTİ - 41

1. Toplum ile yazar arasında karşılıklı ve sürekli bir 3. Başkalarının ne düşündüğü sakın gözünü korkut-
alış veriş vardır. Yazar ne kadar toplumun önün- masın. Sadece sıradan insanlar tehlikeden uzak-
de olursa olsun ondan kopamaz ve toplumdan bes- tır, dolayısıyla risk al, hayallerinle yüzleş.
lenir. Ondan aldıklarını yeni bir üretimle tekrar top- Bu parçada aşağıdakilerden hangisi tavsiye
luma verir. Böylelikle toplumu ileriye taşımış olur. edilmemiştir?
Toplumun gerisinde kalan yazarlar ne kadar güzel
yazarsa yazsın aydın olma özelliğini yitirmiştir. Ya-
A) Tehlikeleri göze alın.
zar aynı zamanda yaşadığı toplumun aynasıdır.
B) Başkalarının ne düşündüğünü önemseme.
Ondaki her şeyi eserlerinde kullanır. Yerel değer-
leri evrensele taşımak zorundadır. Bunu yaparken C) Hayallerinle yüzleş.
kullandığı tek araç ise dildir. O yüzden yazar dili D) Sıradan insan olma.
iyi bilmek zorundadır. E) Hayatı doyasıya yaşa.
Bu parçadan hareketle aşağıdaki yorumlardan
hangisi yapılamaz?

A) Yazarlar toplumun tek beslenme kaynağıdır.


B) Yazar toplumdan toplum da yazardan beslenir.
C) Yazarın tek aracı dildir.
D) Yazar toplumun önünde olmalıdır.
E) Yazar toplumu ileriye taşır.

4. Doğada insanlara en adil dağıtılan nimet akıldır,


derler. Çünkü hiç kimse akıl payından şikâyetçi de-
ğildir. Nasıl olur? Aklını beğenmemesi için aklın-
dan ötesini görebilmesi gerekir. Ben düşünceleri-
2. Tanrı merhametten de şefkatten de daha büyük- min doğru olduğunu sanıyorum. Öyle sanmayan
tür. O'nda hepsi vardır, O'nda hepsi birdir. Bir ol- kim var? Aklımın sakat olmadığına benim buldu-
mak demek, çok olanı bir görünümde toplamak de- ğum en iyi tanık kendime az değer verişimdir. Sa-
mektir, ama farklılıklarını silmeden, aynılaştırma- kat olsaydı kendime beslediği sevgi onu kolayca
dan, birbirine benzetmeden. Çünkü her varoluşun aldatabilirdi çünkü ben kendimi öyle seviyorum ki
bir anlamı, bir gereği vardır. Çoğu zaman mesela sevgimi bir türlü kendimden dışarıya çıkaramıyo-
Tanrı'nın ne olduğu değil, onda ne gördüğümüz- rum. Herkes sevgisini bir sürü dosta, tanıdığa da-
dür. Sevgi dolu olanlar merhameti görür, zalim olan- ğıtırken, ben kendi içimin rahatından, kendi varlı-
lar şiddeti. Zeki olanlar aklı görür, aptal olanlar kör ğımdan başka şeye bağlamıyorum. Başka şeyle-
inancı; âlimler bilimi görür, cahiller mucizeyi. re bağlanışım kendi isteğimle, bile bile değildir.
Bu parçadan hareketle aşağıdaki yorumlardan Bu parçadan hareketle aşağıdaki yorumlardan
hangisi yapılamaz? hangisi yapılamaz?

A) Tanrının nasıl olduğu değil onda ne gördüğü- A) Herkes kendi aklından memnundur.
müzdür esas olan. B) İnsanın kendi aklını beğenmemesi için aklın-
B) Sevgi dolu olanlar merhameti, zalimler şiddeti dan daha fazla aklı olması gerekir.
görür. C) Parçanın yazarı kendini sevmektedir.
C) Bir olmak demek çok olanı bir görünümde top- D) Herkes kendi düşüncesinin doğru olduğunu
lamak demektir. sanmaktadır.
D) Her varoluşun bir anlamı ve sebebi vardır. E) Bütün insanlar bir şeye bağlanma ihtiyacı his-
E) İnsanı yücelten ve ileriye götüren bilimdir. seder.

110
Ünite 3 Paragraf

5. Kallikles doğru söylüyor. Çünkü felsefenin fazlası 7. "Hayatın anlamı nedir?" sorusuna alabildiğim tek
bizim gerçek duygularımızı köreltir gereksiz bir in- yanıt şuydu; Sen "hayatım" dediğin şeysin, sen
celeme ile bizi doğanın güzelliğinden ve yolundan parçacıkların rastlantı sonucu bir araya gelmesin-
çıkarır. Düşüncede saplantı ve aşırılık en açık ah- den oluşan geçici bir şeysin. Bu parçacıkların kar-
maklık belirtisidir. Canlılar arasında eşekten daha şılıklı etkileşimleri ve değişimleri sende "hayatım"
kendinden emini, daha vurdumduymazı, daha içi- dediğin şeyi oluşturmaktadır. Parçacıklar bir süre
ne kapanık, daha ciddi, daha ağır başlı olanı var daha bir arada kalacak, sonra bunlar arasındaki
mıdır? etkileşim duracak ve senin "hayat" dediğin şeyin-
Bu parçadan hareketle aşağıdaki yorumlardan de, sorularının da bir sonu gelmiş olacak. Sen rast-
hangisi yapılamaz? lantısal olarak bir şeyin küçük bir parçasısın. O kü-
çük parça mayalanmakta. Küçük parça bu maya-
lanmaya "hayat" adını veriyor. Parça bütünden ko-
A) Felsefe ile gereğinden fazla uğraşmamak ge-
pacak, mayalanma ve de bütün sorular son bula-
rekir.
cak.
B) Felsefenin fazlası duygularımızı köreltir.
Bu parçadan aşağıdaki düşüncelerden hangi-
C) Felsefe insan aklını geliştirir ve açar.
si çıkarılamaz?
D) Saplantılı düşünceler ve aşırılık ahmaklık be-
lirtisidir. A) İnsan hayatta önem verdiği şeydir.
E) Gereksiz inceleme bizi doğanın güzelliğinden B) Hayat geçici bir şeydir.
uzaklaştırır.
C) İnsan hayatta geçicidir.
D) Hayat bitince tüm sorular da biter.
E) Hayatın değeri hayatta değer verdiğin şeyle öl-
çülür.

6. Her fert az çok iyi; az çok zeki; az çok uyuşuk; az


çok yoksa filâna iyi filâna kötü demek doğru değil-
dir. Bu zeminde insanlar ırmaklara benzer. Su her
tarafta birdir; özellikleri aktığı yere ve zamana gö- 8. İnsan, bir hayvanın can çekiştiğini görünce ürper-
re değişir. Bazen parlak, bazen bulanık olur. Ba- ti duyar. Kendisi -kendi öz varlığı- gözlerinin önün-
zen ılık, bazen soğuktur. Her insan, üzerinde in- de ölüyormuş, var olmaktan çıkıyormuş gibi gelir.
sanlara özgü bütün niteliklerin tohumlarını taşır. Ya bu can çekişen, hayvan değil de insansa hem
Bazen bu tohumlardan falanı tutar, açılır, serpilir de sevdiği, üzerine titrediği biriyse, o zaman yaşa-
ve diğer bir kısmı olduğu yerde örtülü kalır. Bir hâl- mının sona ermesinden dolayı duyulan ürpertiye
de ki, içimizden biri, bu genel doğa kanununa ge- üstelik onun üstünde, ruhu yaralanır, parçalanır.
çici bir zaman için istisna oluyormuş gibi bir hâl ile Bu yara vücuttaki bir yara gibi kimi zaman öldürür,
görünebilir. Prens bu değişikliğe uğramış ve şim- kimi zaman iyi olur, ama yinede acır, dokununca
di asıl huyunun genel hükümlerine dönmüş bulu- acıtacak şeylerden kaçınır.
nuyordu. Bu parçadan aşağıdaki düşüncelerden hangi-
Bu parçadan aşağıdaki düşüncelerden hangi- si çıkarılamaz?
si çıkarılamaz?
A) İnsan bir hayvanın ölümünden acı duyar.
A) Bir insana kötü veya iyi demek yanlıştır. B) İnsan sevdiği bir insanın ölümü durumunda çok
B) İnsanın iyiliği veya kötülüğü yere ve zamana acı çeker ve ruhu parçalanır.
göre değişir. C) İnsan bu dünyada acıyla olgunlaşan tek varlık-
C) Her insan ruhunda bütün nitelikleri barındırır. tır.
D) İnsanın ruhundaki özellikler zamana ve yere D) İnsan sevdiğini kaybetmenin acısını hiçbir za-
göre ortaya çıkar. man unutamaz.
E) Kimin galip veya mağlup olduğunu zaman gös- E) İnsan sevdiği insanın ölümünden doğan acıyı
terir. hatırlatacak şeylerden kaçınır.

111
Ünite 3 Paragraf

9. Söz, insanların düşünce ve deneyimlerini birbirle- 11. Bir insan asla değişmez, demiyorum ama bir insa-
rine aktarmaya yarar; böylece o insanları bir ara- nı asla değiştirmezsiniz, diyebilirim. Çünkü insan
ya getirmenin, birleştirmenin aracı işlevini görür; ırmak gibidir. Yatağına, mevsimlere ve yağışa gö-
sanatın işlevi de tıpkı bunun gibidir. Sanatın insan- re akış hızı, şekli ve rengi değişebilir. Buna göre
lar arasında kurduğu ilişkinin sözün kurduğu ilişki- de yıllar içinde yatağını yapar. Bir insanı asla de-
den farkı, sözün insanların birbirine düşüncelerini, ğiştirmezsiniz. Çünkü insan dış müdahalelerle de-
sanatın ise duyguları aktarmanın aracı olmasıdır. ğişmez. Tam tersine dışarıdan müdahale ettikçe
Sanat, bir başkasının yansıttığı duyguları görerek kendini müdafaa edecek ve fikirlerinde diretecek-
ya da duyarak algılayan birinin, bu duyguların ay- tir. Dolayısıyla baskı ve müdahale onu kendi iç
nısını yaşaması temeline dayanan bir etkinliktir. dünyasına kapatacak ve fikirlerini sağlamlaştıra-
Bu parçadan aşağıdaki düşüncelerden hangi- caktır. Bir insan değişir. İnsan, iç dinamiklerin te-
si çıkarılamaz? tiklemesiyle yeni bir yola girer, yeni bir yol açar ve
hayatında ciddi ve önemli kararlar alır. Bir insan
değişmişse, değişmeye niyet etmişse ya çok acı
A) Söz düşüncelerimizi ve tecrübelerimizi birbiri-
çekmiştir ya da çok sevmiştir. Bunlar da aslında
mize aktarmaya yarar.
tecrübe hanesine yazılır.
B) Söz; düşüncelerimizi ve tecrübelerimizi birbiri-
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisi-
mize aktararak insanları birleştirme fonksiyonu
ne ulaşılamaz?
görür.
C) Sanatın işlevsel olarak sözden farkı; sözün dü-
A) İnsan içinde bulunduğu şartlara göre şekil alır.
şünceleri sanatın ise duyguları birbirimize ak-
tarmaya yaramasıdır. B) İnsanın karakteri yıllar içinde oturur.

D) Sanat, bir insanın kendi hissettiklerini aynısını C) İnsanı eğitim ve çevre değiştirir.
yaşaması için başkasına aktarmasına dayanan D) İnsanın değişimi iç dinamikleri sayesinde olur.
bir etkinliktir. E) Baskı ve müdahaleler insanı değiştirmeye yet-
E) İnsanlara söyleyecek sözü olan biri kendini sa- mez.
nata adar.

12. Steve Jobs hemen hepimizin hayatına doğrudan


veya dolaylı olarak giren biri aslında. Eğer bir bil-
gisayar veya akıllı telefon kullanıyorsanız bunların
10. Hayatın esas kanunu, dostluk ve acıma üzerine gelişmesine en fazla katkı sağlayan kişilerden bi-
kuruludur. İnsan zoraki çalışır, fakat zorla kendini rinin Jobs olduğunu bilmelisiniz. O hem iş hayatın-
sevdiremez; bu insanlar hakkındaki sevgi duygu- da hem de özel hayatında sıradan biri değil. Üni-
sunun yokluğunu göstermez; özellikle onlardan bir versiteyi sıkıcı ve aşırı disiplinli bulduğu için bir dö-
şey istenirken... Şayet insanlığa sevgi duymuyor- nem gidip bıraktı. Arabasını hep engelliler için ay-
san, evinde otur. Kendinle meşgul ol. Cansız mad- rılan yere park ediyordu. Arabasında plaka kullan-
delerle meşgul ol. Fakat insanlarla, asla! mıyordu. Gündüz mesaisinden sıkıldığı için gece
Bu parçadan aşağıdaki düşüncelerden hangi- çalışıyordu. Balık dışında hiçbir et yemiyordu. Çok
si çıkarılamaz? az insan onun babasının Suriyeli bir Müslüman ol-
duğunu bilir.
A) Hayat dostluk ve acıma üzerine kuruludur. Bu parçada Steve Jobs ile ilgili olarak aşağıda-
kilerden hangisine değinilmemiştir?
B) İnsan zorla çalışır ama zorla kendini sevdire-
mez.
A) Babasının Suriyeli bir Müslüman olduğuna
C) Sevgi her problemi çözen sırlı bir anahtardır.
B) Üniversite bitirmediğine
D) İnsan kendini sevdirememesi ondaki sevgi ek-
sikliğini göstermez. C) Sıra dışı bir insan olduğuna

E) İnsanı sevmiyorsan cansız maddelerle meşgul D) Okumayı çok sevdiğine


ol. E) Gece çalışmayı sevdiğine

112
Ünite 3 Paragraf

3628
13. Milan Kundera’yı ben yazarlık atölyesindeki hoca- 15. Titikaka Gölü'nden sonra dünyanın ikinci en büyük
mın tavsiyesiyle tanıdım. Roman Sanatı isimli ki- dağ gölüdür. Yaklaşık 118 ırmak ve akıntı gölü bes-
tabını okumamız gerektiğini söylemişti. İyi bir kitap ler. Soğuk ve sıcak kaynak suları ve kar suları da
insanı başka bir kitaba götürür, derler ya! Roman gölü besleyen diğer kaynaklardır. Gölün suyu biraz
Sanatı beni yazarın diğer kitaplarına götürdü. İs- tuzludur ve su düzeyi her yıl yaklaşık 5 cm düşmek-
minden İtalyan olduğunu sandığım Kundera, Çek tedir. Dünyanın en büyük krater gölü, Isık-Göl'dür.
asıllıymış. Rusların ülkesini işgalinden sonra Fran- Eski eserlerde Isık Göl'ün isimleri Türk Gölü, Idık(I-
sa’ya yerleşmiş ve eserlerini orada yazmaya de- yık-mukaddes) Göl olarak geçer. Divân-ı Lüga-
vam etmiş. En bilinen eseri Var Olmanın Dayanıl- ti't-Türk'te İsîğköl: Barsgan'da bir göl. Uzunluğu 30
maz Hafifliği. Prag Sahne Sanatları Akademisi’n- fersah, eni 10 fersahtır, diye geçer. Bir asır öncesin-
de film ve senaryo yazarlığı bölümünde okumuş. de gölün mukaddes olduğuna inanıldığı için göle pek
Senaristlik ve oyunculuk da yapmış. girilmezmiş fakat günümüzde turizm sahası olması
Bu parçada Milan Kundera ile ilgili aşağıdaki- dolayısı ile başta Kırgız Türkleri, Kazak Türkleri, Si-
lerden hangisine değinilmemiştir? birya Türkleri ve Ruslar göle en çok giren turistlerdir.
Bu parçada Isık-Göl ile ilgili aşağıdakilerden
A) Yazar onu hocasının tavsiyesi ile tanımıştır. hangisine değinilmemiştir?
B) Ruslar, onun ülkesini işgal etmiştir.
A) Bir zamanlar mukaddes sayıldığı
C) Fransa’yı çok sevdiğinden oraya yerleşmiştir.
B) Hem sıcak hem soğuk su kaynaklarınca bes-
D) Parçada iki kitabının adı verilmiştir.
lendiği
E) En meşhur eseri Var Olmanın Dayanılmaz Ha-
C) Dünyanın en büyük krater gölü olduğu
fifliği’dir
D) Göl sularının her yıl yükseldiği
E) Günümüzde turizm sahası olduğu
14. Ne var ki yazılan her kitap okuyucuyla buluşamaz.
Bunun; zaman, mekân, kişilerle alakası olduğu gi-
bi kitabın ve yazarın talihi-talihsizliği ile de bağlan- 16. Turizm, Konaklama, Yiyecek-İçecek Hizmetleri Sek-
tılı olduğu söylenebilir. Bazı kitaplar gerçekten ede- tör Komitesi tarafından hazırlanan, bir kebapçının
bi açıdan zayıf olduğundan okuyucuya kadar ulaş- kebabı nasıl hazırlayacağını bildiren şartnamede
mayabilir. Bunu gayet fıtrî görebiliriz. Ne var ki ede- şunlar yazılıdır:
bi değeri yüksek, estetik açıdan değerli ve insan- • Ocağın genişliğine göre, kebap etini şişe sap-
lara fayda sağlayacak nitelikteki bazı kitaplar da larken şişin başından ve sonundan gerekli boş-
okuyucuya ulaşamaz. Bunlar anne karnında sağ- luğu bırakır.
lıklı olduğu halde; doktor, hastane ve doğum yeri • Kebap etinin yapışmaması için elini yağ/su ile
bakımından kötü şartlarda dünyaya gelen çocuk- ıslatır.
lar gibidir. Yazarı iyi olduğu halde doğru yayınevi,
• Şişlere takılan kebabın eşit uzunlukta olması-
editör ve dağıtımcıya ulaşamayan kitaplar, kitap
na dikkat eder.
çöplüğündeki talihsiz yerlerini almaktadırlar. Bun-
lar ölü doğan kitaplardır. • Kebap etini kebap çeşidine göre şekillendire-
rek şişe saplar.
Bu parçada aşağıdakilerin hangisine değinil-
memiştir? • Kebabın düzgün pişmesi için eti şişe sıkıştıra-
rak yerleştirir.
A) Yazılan her kitap okuyucuya ulaşmaz. Bu parçaya göre, kebapçının yapması gereken-
ler arasında aşağıdakilerin hangisi yoktur?
B) Kitapların okuyucuya ulaşmamasının çeşitli ne-
denleri vardır.
A) Şişlerdeki kebabın eşit olmasını sağlamak
C) Bazı iyi ve kaliteli kitaplar da okuyucuya ulaş-
mayabilir. B) Kebabı uygun ateşte pişirmek

D) Okuyucuya ulaşmayan kitap ölü doğmuştur. C) Eti şişe yerleştirirken sıkıştırmak

E) Okuyucuya ulaşmayan kitaplar yazar ve kitap D) Şişte gerekli boşluğu bırakmak


çöplüğü meydana getirir. E) Kebap hazırlarken elini ıslatmak

113
BÖLÜM TESTİ - 42

1. - Neden hırsızlık yapıyorsun? Paraya mı ihtiyacın 2. Kendim için, kendime yazıyorum en başta. Kendi-
var? Çok mu zor durumdasın? Yoksa zevk ve ma- mi ve hayatı anlamak ve keşfetmek ve anlatmak
cera için mi yapıyorsun? için yazıyorum. Kendime ayna tutmak için yazıyo-
- Nereden biliyorsun bunları? rum.

- Neyi? İnsanlara söyleyecek sözlerim var. Onları söyle-


mezsem içimde kalacak. İçimdeki cerahati akıtmak
- Zevk ve macera için hırsızlık yapıldığını.
için yazıyorum.
- Psikiyatrım, dedim ya. Bazılarında hastalıktır hır-
İnsanları değiştirmek ve insanlara nasihat etmek
sızlık. Kleptomani.
için yazmıyorum. İnsanlarla bir şeyler paylaşmak
- Ne mani? için yazıyorum.
- Klep-to-ma-ni? İnsanlara duyduğum öfke yüzünden yazıyorum. İn-
- Ne demek o? sanları sevdiğim için yazıyorum.
- İhtiyacı olmadığı halde sırf kendini tatmin etmek, Yazmaktan zevk aldığım için yazıyorum. Kitabımın
zevk almak veya macera için yapılan hırsızlık. Ço- yayınlanması beni mutlu ettiği için yazıyorum.
ğu zaman elinde olmadan yaparlar bunu hastalar. Para ve ün kazanmak için yazmıyorum.
Çalma manyaklığı, çalma deliliği de diyebiliriz.
İçimde birikenler beni yazmaya zorladığı için ve
- Neden yaparlar peki? yazmak zorunda olduğum için yazıyorum. İçimden
- Çocukluklarında yaşadıkları travma sonucu ya- geldiği için yazıyorum.
parlar genellikle. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi sözü
- Nasıl yani? edilen yazarın yazma nedenleri arasında gös-
- Çocukken yaşadığı çok büyük acılar, kırılmalar terilemez?
ve başına gelen olaylar onun hayatında ruhsal ze-
delenmelere yol açar. A) Kendini ve hayatı anlamak, keşfetmek ve an-
Hırsız silahı indirmişti. Kendisinin bir hasta oldu- latmak
ğunu anlamıştı. Derin bir pişmanlık duygusu yaşa- B) İnsanlara söyleyecek sözleri olduğundan
maya başlamıştı. Koltuğa oturdu. Handan Hanım’a C) İnsanlara duyduğu öfke ve sevgi
sorular sormaya devam ediyordu.
D) İnsanları değiştirmek ve onlara öğüt vermek
Aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarıla-
E) İçinde birikenler onu yazmaya zorladığından
bilecek bir yargı değildir?

A) İhtiyacı olmadığı halde zevk ve heyecan için


yapılan hırsızlığa kleptomani denir. 3. 1947 yılında Bregenz, Avusturya`da bir göçmen
kampında Kırım Tatarı bir ailenin çoçuğu olarak
B) Kleptomaninin nedeni çocukluk döneminde ya-
dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini İstanbul ve
şanan travmalardır.
Ankara'da tamamladı. 1965'te Ankara Atatürk Li-
C) Hırsızın evine girdiği kişi ruh sağlığı doktoru- sesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Siya-
dur. sal Bilgiler Fakültesi (1968) ile Ankara Üniversite-
D) Hırsız ilk defa kendisinin hasta olduğunun far- si Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tarih bölümünü
kına varmıştır. bitirdi. Viyana Üniversitesi'nde Slavistik ve Orien-
E) Çocukken yaşanan acılar insanları hırsız ya- talistik okudu. İlber Ortaylı, Türkçe, Osmanlıca, Kı-
par. rım Tatarca, Arapça, Farsça, Almanca, Fransızca,
İtalyanca, Latince, Yunanca, Rusça, Slovakça, Ro-
mence, Sırpça, Hırvatça ve Boşnakça bilmektedir.
Bu parçadan “İlber Ortaylı” ile ilgili hangi bilgi-
lere ulaşılamaz?

A) Aile hayatına B) Bildiği dillere


C) Doğduğu yere D) Milliyetine
E) Eğitim hayatına

114
Ünite 3 Paragraf

4. Kendini keşfetmek kolay değildir, bazen yıllar alır. 5. Halil İnalcık 1916'da yahut 1917'de, 1. Dünya Har-
Çoğu insan kendini keşfedemeden ölür gider. Ken- bi sırasında İstanbul’da domatesler ve patlıcanlar
dini bir tarafa itip başkalarının beklentilerine göre yetişen bir bostanın içinde, dedesi bahriye binba-
yaşamak çoğu kimseye kolay gelir. Ne var ki, ken- şısı Seyit Mehmet’in konağında doğdu. O sırada
disiyle ilişkisi kopuk yaşayan insan eninde sonun- babası Urfa taraflarında sürgünde idi. çocukluğu
da bir iç yalnızlığa gömülür. bu geniş bostanda beş-altı yaşına kadar sürdü.
Bedenen büyüdüğü halde, duygu ve heyecanları Sonra babası ile Mustafa Kemal'in ve Türkiye’nin
bakımından gelişip olgunlaşamayan insanlara psi- yeni merkezi Ankara’ya intikal ettiler. Babasını
kologlar yetişkin çocuk adını verirler. Yetişkin ço- 1934'te kaybetti. İnalcık'ın duygusal yanı belki an-
cuğun içinde, kendinin de bilmediği, doldurulama- nesinden geliyor. Yetim kalan İnalcık her şeyi ile
yacak bir boşluk vardır. Bu boşluk kişinin davra- annesine sarıldı. O, çocuğu için her şeyi feda ede-
nışlarında kendini belirtir. Kişi mutsuzdur ve mut- bilen annelerdendi. İnalcık'ı okuttu. Bir yıl Sivas’ta,
suzluğunun kaynağını dışarıda bir “nesne”, “olay”, iki yıl Ankara’da, üç yıl da Balıkesir’de muallim
ya da “kişi” de bulur. Örneğin, mutsuz olan kişi “bir mekteplerinde okudu. Çok yalnızlık çekti. Balıke-
arabam olsa (nesne), “Avrupa gezisine çıkabilsem” sir’de Abdulbaki Gölpınarlı'nın öğrencisi oldu ve
(olay), “Patron beni takdir etse ”(kişi)“, ne kadar ondan divan şiirini öğrendi. O çok duygusal yıllar-
mutlu olurum” diyebilir. Fakat olanaklar ve koşul- da bir roman yazmayı da denedi.
lar el verip arabayı alınca, Avrupa’ya geziye gidin- Bu parçadan “İnalcık” ile ilgili aşağıdakilerden
ce, ya da patron kendini takdir edince mutluluğu hangisi çıkarılamaz?
uzun sürmez. Bu defa mutsuzluğunun nedeni ola-
rak daha başka nesneler, olaylar ve kişiler bulur. A) Duygusal bir insandır.
Bu parçada aşağıdaki düşüncelerden hangisi- B) Annesi çok fedakârdır.
ne değinilmemiştir?
C) Babası sürgüne gönderilmiştir.
D) Birden fazla şehirde öğretmenlik okullarında
A) Bazı insanlar bedenen büyüdüğü halde duygu
okumuştur.
ve heyecan bakımından gelişip olgunlaşamaz,
bunlara yetişkin çocuk denir. E) Babası Mustafa Kemal’in arkadaşıdır

B) Yetişkin çocukların içinde daima bir boşluk var-


dır.
C) Yetişkin çocukların içindeki boşluk mutsuzluk 6. 20.yüzyılın başlarında İtalya’da ortaya çıkmış bir
kaynağıdır. sanat akımıdır. İtalya’da ortaya çıkan bu akım, da-
D) Yetişkin çocuklar geçici olarak mutlu olabilirler. ha sonra tüm Avrupa’ya yayılmıştır. Fütürizm, mo-
E) Yetişkin çocukların problemli davranışlarının dern yaşantının verdiği heyecanlardan doğan bir
temel nedeni sevgisiz büyümeleridir. edebiyat akımıdır, yenileşmenin tüm olanaklarına
açılan bir yönelmedir. Sanatta sürekliliği, değişken-
liği, hareketliliği savunan bir akım olarak da bilinir.
Bu akımın öncüsü İtalyan şair, romancı, oyun ya-
zarı ve yayın yönetmeni Filippo Tommaso Mari-
netti’dir. Marinetti’nin 1909 da Paris’te “Le Figaro”
gazetesinde yayımladığı “manifesto futurisita” (Fü-
türizm Bildirisi), fütürizmin bildirişidir.
Bu parçadan “fütürizm” ile ilgili aşağıdakilerden
hangisi ulaşılamaz?

A) Ne zaman ve nerede ortaya çıktığına


B) Ortaya çıkış sebebine
C) Neyi savunduğuna
D) Akımın öncüsünün kim olduğuna
E) Akımın gördüğü tepkilere

115
Ünite 3 Paragraf

7. Dil felsefesi: Dilin köklerini, dilin işlevsel ve bilişsel 9. Sanat insanlara tabiat sevgisi, evren sevgisi, bir-
niteliklerini, dil ile gerçeklik arasındaki ilişkiyi ve an- birini sevme sevgisi aşılayan sanat yaratma, yü-
lamın doğasını sorgulayan felsefe etkinliğidir. Di- celme, yüceltme duygusu da verir. Kişinin, kişiler-
lin yapısına odaklanan sentaks, sözcüklerin an- den meydana gelmiş toplumun rastgele bir sürü
lamlarını inceleyen alan semantik ve dilin kullanı- olmadığını, kişinin beden yapısı dışında, belki o
mıyla ilgili sorular soran pragmatik dil felsefesine beden yapısından çok defa daha önemli ruhi bir
yardımcı dilbilimsel disiplinlerdir. Dilbilim ve felse- varlığı bulunduğunu en iyi gösteren şey sanattır.
fe bugün iç içedir. Bunun başlıca nedeni, düşün- Sanat insanın ruhunu, iç dünyasını kötülüklerden
cenin hammaddesi olan dili tanıyabilmektir. Dili da- uzak tutan, acılarını, üzüntülerini az çok unuttura-
ha iyi tanırsak düşünceyi(bir açıdan kendi kendi- bilen, görüş ufuklarını alabildiğine genişleten bir
ne konuşmayı) ve felsefeyi( kendini sorgulamayı) varlıktır. İnsan gözünü güzel bir resim, bir heykel,
tanıyabiliriz. İnsanı doğada ayırt edici en büyük bir mimarlık yapısı kadar, çeken pek az şey var-
özellik olan dilin betimlemesini yaparsak insanı da dır. Bu güzellikleri seyrederken farkında olmadan
anlayabiliriz. Farklı dilleri anlamak için dilleri öğ- engin, iyimser duygulara dalar, gücümüzün çoğal-
rendiğimiz gibi, insanı anlamak için de dil aracını dığını duyarız, hayata, hayat olaylarına karşı da-
öğrenebiliriz. ha iyimser oluruz. Müzik ruhumuza engin, renkli
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinil- dünyaların kapısını açar; şiir, roman, tiyatro ise,
memiştir? bütün yukarıda sayılanlardan başka, öğretici, bes-
leyici, evrimleştirici özellikleri ile, insan olarak ya-
A) Dil felsefesinin ne olduğuna ratılmış olma kıvancımızı artırır.
B) Dil felsefesini öğrenmenin önemine Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi sa-
natın etkilerinden biri değildir?
C) Dil felsefesine yardımcı disiplinlere
D) Dilbilim ve felsefenin neden iç içe olduğuna
A) Birbirini sevme sevgisi aşılar.
E) İnsanın doğadaki en ayırt edici özelliğine
B) Bedenden ibaret olmadığımızı ruh dünyamızın
olduğunu gösterir.
C) İç dünyamızı kötülüklerden uzak tutup ufkumu-
zu genişletir.

8. Pamuk Türkiye’nin ekonomisi için oldukça önemli D) İyimser olmamızı sağlar.


tarım bitkilerinden biridir. Sadece tekstil sanayisi E) Başka insanları kolayca anlamamızı sağlar.
için değil, tohumlarının yaklaşık %17-24 yağ içer-
mesi sebebiyle yağ sanayisinde de oldukça geniş
yer tutmaktadır. Çok yıllık tropik bir bitki olan pa- 10. Bir insanı, hele hele bir çocuğu iyi yola sokmak is-
muk bitkisi 80-120 cm boyunda, dik gövdeli, odun tiyorsan itip kakmayacaksın onu... Çocuklara bir
ve meyve dalları ayrıdır ve oldukça uzun bir köke kat daha özenle davranmak gerekir. Ah siz ilerici
sahiptir. Pamuk yaprakları geniş ayalıdan, ince kafasızlar, dünyadan haberiniz yok! İnsana saygı-
uzuna ve derin oymalıya kadar değişiklik göstere- nız yok.
bilir. Yetiştirilmesi için uzun bir süre gereken ve Bunları söyleyen bir yazar aşağıdakilerden han-
uzun bir çiçeklenme, hasat dönemi gerektiren pa- gisini yapmaz?
muk bitkisi sahip olduğu özellikleri sebebiyle stra-
tejik bir üründür.
A) Çocuklarına eğitici oyuncaklar alır.
Bu parçada “pamuk” ile ilgili aşağıdakilerden
B) Çocuklarıyla parka giderek eğlenir.
hangisine değinilmemiştir?
C) Bardağı kırdıktan sonra ağlamaya başlayan ço-
cuğunu susturmak için çaba sarf eder.
A) Nerelerde yetiştirildiğine
D) Oyun oynarken evi dağıtan çocuğu karşısına
B) Türkiye için önemine
alarak “Bir daha dağıtma, yoksa seni fena ya-
C) Bitkinin görünüşüne ve özelliklerine parım ha!” der.
D) Yapraklarının şekline E) Bir iş verdiği çocuğu o işi yapamadığında ona
E) Stratejik bir ürün olduğuna yol gösterir.

116
Ünite 3 Paragraf

3629
11. Sanatın eğitici yanına gelince; bu kendiniz için ol- 13. Radyoda Batı müziğinden güzel, klâsik bir parça
duğu kadar, hattâ ondan daha çok, çocuklarınız dinliyorsunuz. Bu, nağmelerindeki güzellikle sizin
için gözeteceğiniz en önemli kültür konularından ruhunuzda, kendiliğinden, bir etki yaratır. Ancak,
biridir. Sanat zevki aşılanmaktan uzak kalmış bir biraz da müzik kültürünüz varsa, onun zevkine da-
kimsede, ince duyguların, yüce düşünüşlerin, de- ha iyi varır, ne demek istediğini daha iyi anlarsı-
rin sezişlerin, bütün bütün değilse bile, az çok ek- nız. Bir kitapta, bir dergide karşınıza çıkan sanat
sik kalacağı bir gerçektir. Vücudun gelişmesi, sağ- eseri bir resim, odanızı süslemek için duvara astı-
lık içinde yaşayabilmesi, sağlam kalabilmesi için ğınız tablo da, böyledir; dinlediğiniz opera, seyret-
nasıl çeşitli besinler gerekiyorsa, ruhun, manevi tiğiniz tiyatro, gördüğünüz yüce bir yapı, güzel bir
erdemlerin, kutsal duyguların gelişmesi için de sa- heykel, bir anıt da size bu sanat kollarındaki bilgi-
nat sevgisi, sanat anlayışı, sanat ilgisi gerekir. Yav- niz ölçüsünde bir şeyler söyler.
rularınızı vücut bakımından sağlam birer insan ola- Bu parçada aşağıdaki düşüncelerden hangisi-
rak yetiştirmek isterken, onların ruh, heyecan, duy- ne yer verilmemiştir?
gu bakımından da yücelmelerini göz önünde tut-
mak her ana-babanın aynı derecede önemli ödev-
A) Müzik dinlerken, nağmeler sizin ruhunuzu et-
leridir. İşte, bunu sağlayacak olan da sanattır.
kiler.
Bu parçada aşağıdaki düşüncelerden hangisi-
B) Müzik bilginiz varsa dinlediğiniz müzikten da-
ne yer verilmemiştir?
ha çok zevk alırsınız.
C) Sanat size ilgili sanat hakkındaki bilginiz kadar
A) Sanat zevki aşılanmayan insanda sezgi, duy-
bir şeyler söyler.
gu ve düşünce bakımından eksiklik olur.
D) Müzik nağmelerindeki güzellikle sizde kendili-
B) Sanat, ruhu, manevi duyguları, erdemleri ge-
ğinden bir etki bırakır.
liştirir.
E) Her türlü sanat kolu insan ruhunu terbiye eder.
C) Sanat, insanı duygu bakımından yüzeltir.
D) Çocukları vücut bakımından beslemek ne ka-
dar önemliyse sanat bakımından yetiştirmek
de önemli ve anne-babaların görevidir.
14. Erciyes Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinde ça-
E) Sanat ruhu yüceltmenin yanında bir meslek ve lışacak temizlik görevlilerinden istenen görevler
para kazanma aracıdır. şunlardır:
• Klinikte yer alan lavaboların günlük temizliği-
12. Yeri gelmişken, benim anladığım gerçek mutlulu- ni yapar.
ğun da bir rastlantı sonucu olmadığını, yaz yağ- • Kendisine teslim edilen araç ve gereçleri ko-
muru gibi birden bire başımıza düşmediğini söyle- rur ve bunların israfına engel olur.
meliyim. Gerçek mutluluk, yavaş yavaş, azar azar
• Ünitelerde muayene veya tedavi amaçlı kulla-
gelir ve bu bizim hayata bakış açımızla, çevremiz-
nılan tıbbi araç ve gereçlerin toplanması ve
le, çevremizdekilere karşı davranışımızla doğru-
sterilizasyon odasına teslimini sağlar.
dan doğruya ilgili ve orantılıdır. Mutluluk, birbirini
tamamlayan ufak tefek şeylerin birikmesinden do- • Klinik lavabolarında kullanılan sabun ve hav-
ğuyor. lu gibi malzemeler bittiğinde teminini sağlar.

Bu parçadan aşağıdaki düşüncelerden hangi- • Görev alanını, mesai bitimi öncesinde paspas
si çıkarılamaz? yapılmış ve çöpleri boşaltılmış olarak bırakır.
Bu listeye göre, temizlik görevlilerinden iste-
A) Mutluluk birbirini tamamlayan ufak tefek şeyle- nenler arasında aşağıdakilerin hangisi yoktur?
rin birikmesinden doğar.
B) Çevremizdekiler davranışlarımızın aynasıdır. A) Lavaboları her gün temizlemek

C) Mutluluk bir rastlantı sonucu olmaz. B) Sorumlu olduğu malzemeleri korumak

D) Gerçek mutluluk hayata bakış açımızla ilgilidir. C) Tıbbi araç gereci sterilize etmek

E) Gerçek mutluluk çevremizle doğrudan ilgili ve D) Lavabo sarf malzemelerini takviye etmek
orantılıdır. E) Mesai sonunda paspas yapmak

117
BÖLÜM TESTİ - 43

1. Sanat, bir disiplinin sonucudur. Disiplin de, insan- 3. Sanat dalları toplum yapısı içinde birbirinden ba-
daki potansiyel enerjiyi, yine insanın faydasına kul- ğımsız düşünülemez. Buna en güzel örnek sanat
lanabilmektir. kavramının kendisidir. Resim sanatı, müzik sana-
İnsandaki meyiller sanatla denetim altına alınır ve tı, heykel sanatı dediğimiz gibi, salt sanat diyerek
böylece belli bir istikamette kullanılır. de tümel bir ifade ile bütünü kapsayan tanımlama-
lara göndermelerde bulunuruz.
Her insan bir şekilde bir sanat dalına maharete mü-
sait olarak yaratılmıştır. Yani normal şartlarda sa- Sanat sosyolojisinin sınırlarının tam olarak çizilme-
nata tamamen kapalı insan yoktur denilebilir. Bel- miş ve tanımlanmamış olmasına rağmen, bu ala-
ki sanat yatkınlığı keşfedilmemiş, yatkınlığı belir- na giren bazı dallar kendini göstermeye başlamış-
lenmemiş insan vardır. tır. Müzikoloji disiplini yaklaşık olarak yüz yıldır bi-
limsel yöntemlerle müziği incelemekte ve araştır-
Sanat, insanın kendisini, kabiliyetini keşif aracıdır.
maktadır. Bu tür çalışmalar aynı zamanda sanat
Onun için bu keşfi yapıp, kullanan insan yapma-
sosyolojisini meşrulaştırmayı da beraberinde ge-
yandan daha mutlu ve daha hayat doludur. Hiç de-
tirmektedir.
ğilse, kendindeki sanatı keşfetmek ve gerçekleş-
tirmek noktasında bir işe yarıyor olmanın hazzını Müzikoloji; din, töre, mitoloji, gelenek vb. toplum-
yaşıyordur. Sanatın dokunduğu bir insan ile sanat sal kurumlarla müzik arasındaki etkileşimi inceler.
damarları yoksun bir insan arasında oldukça be- Bunu Stael’in edebiyat alanındaki çalışmalarına
lirgin farklar vardır. benzetebiliriz. Edebiyat ile toplum arasındaki etki-
leşimi inceleyen Stael, özelde edebiyat, genelde
Bu parçada aşağıdaki düşüncelerden hangisi-
ise sanat sosyolojisi yapmıştır.
ne yer verilmemiştir?
Bu parçadan aşağıdaki düşüncelerden hangi-
si çıkarılamaz?
A) Sanat bir insanı diğerlerinden üstün kılar.
B) Disiplin insandaki enerjiyi faydalı işlerde kullan-
A) Sanat dallarının toplum yapısı içinde birbiriyle
maktır.
ilişkisi vardır.
C) Her insanda bir sanat dalı tohum olarak vardır.
B) Sanat sosyolojisinin tanımı ve sınırları henüz
D) Sanata yeteneği olmayan insan yoktur, yete- netleşmemiştir.
neği keşfedilmemiş insan vardır.
C) Müzikoloji yaklaşık yüz yıldır müziği incelemek-
E) İnsan sanatla kendini keşfeder. te ve araştırmaktadır.
2. Dünyanın değişebilmesi için önce insanların de- D) Müzikoloji araştırmaları sanat sosyolojisini meş-
ğişmesi gerekir. Herkes birbirinin gerçek kardeşi rulaştırmaktadır.
olmadığı sürece insanların kardeşliğinden söz edi- E) Müzikolojinin amacı toplumu bir arada tutan de-
lemez. Kişioğlunun yaratılışı, hakkına razı olmaya ğerleri incelemek ve kullanmaktır.
bırakmaz onu hiçbir zaman. Bu yüzden herkes ken-
dine verileni az bulup homurdanacaktır her zaman.
Başkalarını çekemeyecek, onları yok etmeye ça- 4. Her hakiki aşk, umulmadık dönüşümlere yol açar.
lışacaktır. Bunun ne zaman gerçekleşeceğini so- Aşk bir milâd demektir. Şayet "aşktan önce" ve "aş-
ruyorsunuz. Gerçekleşecek ama önce kişioğlunun ktan sonra" aynı insan olarak kalmışsak, yeterin-
yalnızlaşma çağının sona ermesi gerekmektedir. ce sevmemişiz demektir. Birini seviyorsan onun
Bu parçada aşağıdaki düşüncelerden hangisi- için yapabileceğin en anlamlı şey değişmektir!
ne değinilmemiştir? Bu parçadan aşağıdaki düşüncelerden hangi-
sine ulaşılamaz?
A) Dünyanın değişmesi insanın değişmesinin bir
sonucu olacaktır. A) Aşk umulmadık değişimlere neden olur.
B) İnsanın içinde iyilik ve kötülük ikiz kardeştir. B) Seven sevdiği uğruna değişir.
C) Tüm insanlar kardeş olmadan insan kardeşliği C) Âşık olunca değişmemişsek yeterince sevme-
gerçekleşmez. mişiz demektir.
D) İnsan doyumsuzdur ve elindekine razı olmaz. D) Aşk değişimin başladığı başlangıç tarihi demektir.
E) İnsanlar bir yalnızlık çağındadır. E) Her aşkın kimyası farklıdır.

118
Ünite 3 Paragraf

5. Müzikten söz etmenin en kolay yolu, onun anlamı- 7. Konfüçyüs, (İ.Ö.551-478). Chou’lar devrinde yaşa-
na yönelik göndermelerdir. Her dinleyici müziğin mış ve Çin’e iki bin yıldır hâkim olan felsefenin ku-
kendisi için ne anlattığı hakkında bir düşünceye ruculuğunu yapmış bir filozoftur. O, duyuların dı-
sahiptir. Bilimsel açıdan müziğin ne anlattığı, ona şa vurumunu ses ile tanımlar. Müziğe ontolojik ta-
yüklenilen anlamın ne olduğundan çok, nasıl yük- nımlama getirir ve müziğin yer ile gök arasındaki
lendiği, içselleştirildiği sorunsalını irdelemek ile uyum olduğunu söyler. “Bütün sesler dimağdan çı-
açıklanmaya çalışılır. Müzik toplum içinde üretildi- kar. Müzik de onların farkları ve uygunlukları ara-
ğine göre kökleri toplum içindedir. Kültür ile sıkı sında bir geçittir. Sesi bilip de ahengi bilmeyenler
ilişkiler vardır. “Çünkü müzik, sadece dinlemesi gü- kuşlar ve hayvanlardır. Tonu bilip de müzikten an-
zel olan bir şey değildir. Tam tersine kültürün içi- lamayanlar insanlardır. Müziği yalnız büyük insan-
ne gömülmüştür.” lar bilirler... Müzik birlik vücuda getirir, merasimler
Bu parçadan aşağıdaki düşüncelerden hangi- ise ayrılığı doğurur. Birlikten karşılıklı bir dostluk,
si çıkarılamaz? ayrılıklardan da karşılıklı bir saygı meydana gelir.
Müziğin hâkim olduğu yerde bir yakınlık vardır...
Müzik içten, merasim dıştan gelir. Müzik içten gel-
A) Herkesin müziğe dair bir düşüncesi vardır.
mekle sükuneti sağlar. Merasimler dıştan gelmek-
B) Bilimsel açıdan müziğin ne anlattığı değil, din-
le kültürü vücuda getirir. Yüksek bir müzik daha
leyicinin onu nasıl içselleştirildiği açıklanmaya
kolaydır. Büyük merasimler mutlaka basittir.”
çalışılır.
Bu paragraftan aşağıdaki düşüncelerden han-
C) Müzik sadece eğlence aracı değildir, aynı za- gisine ulaşılamaz?
manda insanı eğitir.
D) Müziğin kökü toplumun içindedir. A) Çine iki bin yıldır hakim olan felsefenin kurul-
E) Müzik ile kültür arasında ciddi bir ilişki vardır. cuğunu yapan Konfüçyüs, duyuların dışa vu-
rumunu ses ile tanımlar.
6. Dostoyevski, "Ezilenler" adlı eseri ile haksızlığın ve B) Konfüçyüs, müziğin yer ile gök arasında bir
yoksulluğun dramını büyük kent fonu üzerine büyük uyum olduğunu söyler.
bir ustalıkla çizer. İnsan ruhunun derinliklerine iner, C) Müziği büyük insanlar bilirler.
bireysel iç çatışmasını kolayca yansıtır. Olağandışı D) Müzik akılla duyguyu harmanlayarak bir sen-
zihinsel durumlarla ilgilenirken çağdaş ruhbilimin tez oluşturur.
bulgularını, varoluşçu düşünürlerin görüşlerini san-
E) Müzik birlik ve dostluk meydana getirir
ki o zamandan sezinlemiş gibidir. Karamsar ve tu-
tucu yönlerine karşın Dostoyevski, "Ezilenler"de
8. Yirmi Yedinci Kural: Şu dünya bir dağ gibidir, ona
halktan çeşitli tipleri, acı çekenleri, suçlu insanları
nasıl seslenirsen o da sana sesleri öyle aksettirir.
anlatmada eşsiz bir yetenek gösterir.
Ağzında hayırlı bir laf çıkarsa, hayırlı laf yankıla-
"Ezilenler"i okurken, bir yandan gözleriniz yaşara- nır. Şer çıkarsa, sana gerisin geri şer yankılanır.
cak, diğer yandan hayatın acı gerçekleriyle yüzle- Öyleyse kim ki senin hakkında kötü konuşur, sen
şeceksiniz. "Ezilenler", her insanın ayrı bir dünya o insan hakkında kırk gün kırk gece sadece güzel
olduğunu gözler önüne seren bir şaheser, sayfa- sözler et. Kırk günün sonunda göreceksin her şey
ları heyecanla çevireceğiniz bir Dostoyevski baş- değişmiş olacak. Senin gönlün değişirse, dünya
yapıtı. değişir.
Bu parçada “Ezilenler” ile ilgili aşağıdakilerden Bu parçadan aşağıdaki düşüncelerden hangi-
hangisine değinilmemiştir? sine ulaşılamaz?

A) Kitabın anlatımında bilimsel bir yöntem izlen- A) Hayat senin bakış açına göre şekillenir.
miştir. B) Dünyaya ne verirsen dünyadan onu alırsın.
B) Haksızlığı ve yoksulluğu büyük kentler üzerin- C) İyilik yaparsan iyilik, kötülük yaparsan kötülük
den anlatır. görürsün.
C) İnsanın iç çatışmalarını yansıtır. D) Senin hakkında kötü düşünenler hakkında iyi
D) Halkın içinden tipleri ustalıkla anlatır. şeyler söyle.
E) İnsan ruhunun derinliklerine iner. E) İnsanın kalbi değişirse dünya değişir

119
Ünite 3 Paragraf

9. Kendimdeki değişimi seyrediyorum. Âşık olmanın 11. Eğer oğullarım olsaydı, benim gibi büyümelerini is-
bir mucizeye inanmaya benzediğini düşünmeye terdim. Babam için her fırsatta Tanrı’ya şükrediyo-
bağladım. Aşk da beklentiler ve inançlarla ilgili. İn- rum. Beni daha beşikteyken bir köylünün evine yol-
san kendisi için hâlâ kurtuluş ümidi olduğuna ve lamış, orada süt emmişim uzun süre yoksul, basit
günün birinde özel bir insanın bunu mümkün kıla- bir hayat içinde yaşamışım. Yemeklerini çocukla-
cağına inanıyor. Bir mucize özlemi değil mi bu? Bu rına kendiniz yedirmeyin, hele annesine asla ye-
dünyadan fazla bir şey beklememen gerektiğini bil- dirtmeyin. Bırakın, çocuklarınız toplumun ve doğa-
sen de içindeki bir şey diretiyor işte… Umut etme- nın yasaları içinde büyüsün. Aç kalmasını, güçlük-
yi sürdürüyor… Sevdiğin kişinin bir gün seni seve- lerle mücadele etmesini öğrensinler. Büyüdükçe
ceğini umut etmeyi. hayat şartları onlar için giderek artmasın, azalsın.
Bu parçadan aşağıdaki düşüncelerden hangi- Babamın beni böyle büyütmekte bir başka amacı
sine ulaşılamaz? daha vardı; beni halka bağlamak, bizden yardım
bekleyen insanların haline ortak etmek istiyordu.
Gözlerimin, bana sırtını çevirenlerden değil, kolla-
A) Seven sevdiğinin bir gün seveceğini umut eder.
rını açanlardan yana bakmasını daha doğru bulu-
B) Âşık olanlar mucizelere inanmaya başlar.
yordu. Bu düşünce ile beni düşkün insanlara bağ-
C) Umut etmek sevmekten daha çok acı verir. lamak, borçlu bırakmak istedi. İstediği de oldu. Za-
D) İnsan bu dünyadan bir şey beklememek gerek- yıf, zavallı insanlara kolayca bağlanabiliyorum. Bu-
tiğini bilse de bekler. nu hem onurlu bir iş sayıyorum, hem de içimden
E) Âşık olmak beklenti içine girmek demektir. öyle geliyor.
Bu parçada aşağıdaki düşüncelerden hangisi
dile getirilmemiştir?
10. Akla uygun hiçbir şey yoktur ki tam tersi de akla
uygun olmasın, der filozofların en akıllıları. Yakın- A) Eğitim hayatın içinde doğal şartlarda olmalıdır.
larda gevelediğim bu güzel sözü Seneca, yaşama- B) Çocuklar doğada güçlüklerle mücadeleyi öğre-
yı küçümseme yolunda kullanmış. Ona göre, yal- nirler, buna imkan tanıyın.
nız yitirmeye hazırlandığımız bir şey bize zevk ve-
C) İnsanlara sırtını dönmek büyük bir hatadır ve
rebilir.
insanlar seni arkadan bıçaklar.
Yitirme acısıyla yitirme korkusu aynı kapıya çıkar.
D) Parçanın yazarı babasının verdiği eğitim saye-
Yaşamayı yitirme korkusunda takılı kalırsak, yaşa-
sinde zayıf insanlara bağlanabilmektedir.
manın tadını çıkaramayız, demek ister Seneca bu-
rada. Tabi bunun tam tersi de söylenebilir. Yaşa- E) Zorluklarla mücadele ederek büyüyenler için
maya bu kadar sıkı sarılıp, böylesine bir sevgiyle hayat şartları giderek daha kolaylaşır.
bağlanmamız, onun temeli olmadığını gördüğü-
müz, elimizden çıkmasından korktuğumuz içindir.
Çünkü gerçek ortada. Ateş nasıl soğuktan hız alı-
yorsa bizim istememiz de kendi karşıtıyla keskin-
leşiyor.
Bu parçada aşağıdaki düşüncelerden hangisi
dile getirilmemiştir?

A) Korku bize hayatı korumamız için verilmiş bir


nimettir.
B) Akla uygun her düşüncenin tersi de akla uy-
gundur.
C) Kaybetme korkusu bize zevk verir.
D) Yaşamayı kaybetme korkusu yaşamın tadını
kaçırır.
E) Yaşama fazla sarılmanın nedeni onu kaybet-
me korkusudur.

120
Ünite 3 Paragraf

3630
12. Kendi yaradılışıma uyarak, üstelik aşırılığa bile kaça- 14. Gaziantep Şehitkâmil Belediyesi, Zabıta Müdürlü-
rak, bütün insanları hemşerim sayıyorum. Ama Sok- ğü Görev Yetki ve Sorumlulukları Yönetmeliği’ne
rates söyledi diye değil. Bir Polonyalıyı tıpkı bir Fran- göre zabıtaların görevleri şunlardır:
sız gibi kucaklıyorum, dünya ile akrabalığımı kendi • Her türlü gıda imalatı yapan iş yerlerini belirli
ulusumla akrabalığımın üstünde tutuyorum. Doğdu- zamanlarda periyodik olarak denetimini yap-
ğum yerin o kadar düşkünü değilim. Kendi düşüncem- mak
le vardığım yeni bilgiler, bana yalnız esintilerle edin-
• Pazarlarla ilgili denetimi yapmak, düzeni sağ-
diğim hazır ve gelişigüzel bilgilerden daha değerli ge-
lamak
lir. Kendi kazandığımız temiz dostluklar nerde, iklim
ve kan dolayısı ile bağlı olduğumuz dostluklar nerde? • Dilencilik faaliyetlerine engel olmak
Doğa bizi özgür ve bağımsız yaratmış, bizse tutup • Yangın, sel gibi felaketlerde görevlilerin almış
kendimizi olmadık çemberler içine hapsediyoruz. oldukları tedbirlere yardımcı olmak
Bu parçada aşağıdaki düşüncelerden hangisi • Yol, meydan ve yaya kaldırımına bırakılan mo-
dile getirilmemiştir? lozları, inşaat artıklarını ilgililerine kaldırtmak
Bu listedeki maddelere göre zabıtaların görev-
A) Yazar insan olmayı bir millete mensup olmak- leri arasında aşağıdakilerin hangisi yoktur?
tan üstün tutmaktadır.
B) Yazar, kendi kazandığı dostlukları kan bağı ile A) Pazar esnafının yer ücretlerini tahsil etmek
gelen akrabalıklardan üstün tutmaktadır. B) Dilencilerin dilenmesine engel olmak
C) Yazar kendi kazanımların daha çok önem ver- C) Kaldırımlardaki atıkların kaldırılmasını sağla-
mektedir. mak
D) İnsan doğası özgürdür ama insan kendi özgür- D) Gıda üretimi yapılan yerleri belirli aralıklarla de-
lüğünü kısıtlamaktadır. netlemek
E) İnsanları sevmek ve onlara saygı göstermek E) Felaketlerde görevlilere destek hizmeti vermek
insan olmanın temel gereklerindendir.

13. Bana büyük işler çevirmek olanağını verselerdi,


neler yapmaya gücüm olduğunu gösterirdim, de-
riz. Önce siz kendi hayatınızı düşünmeyi, çevirme- 15. Yargılanmayan çocuk kendi problemlerini, duygu
yi bildiniz mi? Bildinizse bütün işlerin en büyüğü- ve düşüncelerini ortaya koyarak kendini tamamen
nü görmek için büyük fırsatlara ihtiyaç yoktur han- ifade edebilmektedir. Çocuklar oyun oynamayı se-
gi mevkide olursa olsun, perde arkasında da, per- verler. Oyun terapisi, çocukların duygularını ve so-
de önünde de insan kendini gösterir. Bizim işimiz runlarını dışa vurma fırsatı verir. Çocukların oyna-
kitap doldurmak değil, ahlakımızı yapmaktır; sa- dıkları oyunlar onların gelişimlerine katkıda bulu-
vaşmak ülke kazanmak değil, yaşayışımıza dirlik nur. Çocuklar duygularını sözel olarak değil, oyun
düzenlik getirmektir; En büyük en onurlu eserimiz yoluyla aktarırlar. Oyun terapisti çocuğun sorunla-
doğru dürüst yaşamaktır. rının ortaya çıkmasını sağlar ve çözüm yolları bu-
Bu parçadan aşağıdaki düşüncelerden hangi- larak onlarla baş etmesine fırsat tanır.
sine ulaşılamaz? Bu parçada aşağıdakilerin hangisine değinil-
memiştir?
A) Büyük işler yapmak için büyük makamlara, fır-
satlara ihtiyacımız yoktur. A) Çocuğun hatalarını kendinin görmesi sağlan-
B) Başkalarını değiştirmek yerine önce kendimizi dığına
inşa edelim. B) Terapistin sorunları oyunla ortaya çıkardığına
C) En büyük en onurlu eserimiz doğru dürüst ya- C) Çocukların duygularını oyun yoluyla aktardığı-
şamak olmalıdır. na
D) Herkes önce kendi hayatını düşünmelidir. D) Oyunun, çocuğun gelişimini desteklediğine
E) Başkalarını düşünmekten kendimize zaman E) Yargılanmayan çocuğun kendini ifade edebil-
ayıramıyoruz. diğine

121
BÖLÜM TESTİ - 44

1. Ruhu engin insanlar ise kendiliğinden destek ve- 2. İşte harcadığımız zaman bizim zamanımız değil-
rir etraflarındakilere. Sadece yakınlarını ya da ken- dir, hayatımızın sadece hemen bitmesini istediği-
di dostlarını, akrabalarını değil, birilerini kayırmak miz bir parçasıdır. İşe karşı kinimiz politik fikirleri-
anlamında değil, bizatihi yaratıcılığı teşvik ederler; mizden gelmez. Ücretli işçiler olarak sömürüldü-
her nerede görürlerse görsünler. O yüzden kimler- ğümüz gerçeğinden gelir. Bizim çıkarlarımız şirke-
le arkadaşlık ettiğimiz, vakit geçirdiğimiz ve kimle- tin çıkarlarının tam tersidir. İş gücümüzden başka
rin lafını/eleştirisini ciddiye aldığımız hususunda satacak bir şeyimiz olmadığı için bir alıcı bulmak
seçici olmak en iyisi, şayet akıl ve ruh sağlığımızı zorundayız. Fakat iş gücümüzü sattığımızda bunu
muhafaza edebilmek istiyorsak. Mark Twain bizim kendimizden ayıramayız. Maalesef artık zaman bi-
memlekette yaşasaydı çok daha keskin bir üslup- ze ait olmasa da bizim de orada olmamız gerekir.
la zikrederdi herhalde tüm bunları. Hâlbuki bizler İşteki faaliyetimiz hayatımızın bir ifadesi değil, on-
ekseriya unutuveriyoruz bu kadim kuralı. “Başka- dan ayrı bir şeydir. Kendimize ait olan zamanda
ları ne der, aman elâlem laf eder.” kaygısı camdan var olabilmek için, başka birisi için çalışarak zama-
bir duvar gibi dikiliyor önümüzde. Çöküyor olanca nımızı harcamak zorundayız. Hem işe ihtiyacımız
ağırlığıyla üzerimize. Küçümsenme, beğenilmeme, var, hem de ondan nefret ediyoruz.
en nihayetinde anlaşılmama korkusu o kadar ağır Bu parçadan aşağıdaki düşüncelerden hangi-
basıyor ki ayaklarımız geri geri gidiyor her işte. Ha- sine ulaşılamaz?
yallerimizi, uçuk kaçık emellerimizi naftalinleyip kal-
dırıyoruz zihnimizin dolaplarına. Orada çürüyorlar
A) Beden gücüne dayanan işlerde çalışanlar be-
usulca. Gün ışığı görmeden sene be sene.
yin gücüne dayanan işlerde çalışanlardan da-
Bu parçada aşağıdaki düşüncelerden hangisi- ha çok yorulur.
ne yer verilmemiştir?
B) Zorunlu olarak çalıştığımız zaman dilimi haya-
tımızı ifade etme şeklimiz değildir.
A) Beğenilmeme korkusuyla adımlarımızı geri ge-
C) İşi sevmemiz politik değil, sömürüldüğümüz
ri atıyoruz.
içindir.
B) Ruhu engin insanlar herkese iyilik yapar, des-
D) İşi gücünden başka satacak bir şeyi olmayan-
tek verir.
lar bir alıcı bulmak zorundadır.
C) Akıl ve ruh sağılığımız açısından kimlerin eleş-
E) İşteyken zamanımız bize ait değildir ama ora-
tirisini ciddiye aldığımız önemlidir.
da olmak zorundayız.
D) Neye ve kime önem verdiğimiz hayat kalitemi-
zi ortaya koyar.
E) “Başkaları ne der, aman elâlem laf eder.” kay-
gısı ile yaşıyoruz hayatı. 3. Sanat, bize sonluluk, gelip geçicilik hissini yaşatır.
Her şey sonludur. Kendi türümüz bile: Yani insan-
lık. Kendi gezegenimiz bile: Yani Dünya. Bu ölüm-
lülük gerçeği, insana haddini bildiren en hakikatli
gerçekliklerden biridir. Bir diğeri de zamanın düz
bir çizgi izlermiş gibi bilinmeyen bir geleceğe iler-
lemediğini, ama aslında döngüsel bir süreç oldu-
ğunu bilin.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinil-
memiştir?

A) Sanat ve zaman el ele vermiş insanın üstüne


geliyor.
B) Sanatın gelip geçicilik hissi yaşattığı
C) Zamanın ilerlemediği döngüsel süreç olduğu
D) Zamanın insana haddini bildiren en hakikatli
gerçek olduğu
E) Her şeyin sonlu olduğu

122
Ünite 3 Paragraf

3631
4. Dile değer kazandıran, düşünce ve sanat adamla- 5. Bir kadını sevmekle başlar her şey ama bir kadını
rının söz ve yazılarıdır. Bu değer kazandırmayı da tanımakla varılır hayatın sırrına. Bir kadını tanıma-
dile yenilik getirmekten çok, onu bükmek, imkân- ya soyunmak zor ama keyifli bir yolculuğa çıkmak-
larını çoğaltmak, gücünü arttırmak yoluyla yapar- tır. Dört mevsimi bir yürekte buluşturur, bu yüzden
lar. Yeni kelimeler getirmezler. Sadece kelimeleri de sürekli şaşırtırlar. Sürprizlerin ardı arkası kesil-
zenginleştirirler, anlamlarını ve kullanımlarını sağ- mez. Zordur anlamak onları. Benzemek gerekir an-
lamlaştırır, derinleştirirler. Onlara alışılmamış bir layabilmek için belki de! Kendi zekasını hatırlatan-
görecelik verirler, ama bunu da her açıdan düşü- ları sever, sevgisini göstermekten ürkmeyenleri,
nerek, ustalıkla yaparlar. Bu işin herkesin yapabi- sürprizlere hazırlıklı olanları bir de. Muson yağmur-
leceği bir şey olmadığı zamanımızın yazarlarına ları gibi yağarken, Sahra’da çöl fırtınası koparıp ar-
bakınca anlaşılıyor. Herkes gibi konuşmayı kü- dından güneş olup ısıtabilirler. Dedim ya bir dün-
çümseyerek büyük işlere girişiyorlar. Ama yete- yadır kadınlar, yürekleriyle konuşan, gözleriyle gü-
neksizlik ve zevksizlik yüzünden yarı yolda kalıyor- len… Bir kadını sevmekle başlar her şey ama bir
lar. Ortaya bir sürü zoraki tuhaflıklar soğuk, anlam- kadını tanımakla anlaşılır hayatın sırrına ancak
sız yapmacık işler çıkarıyorlar. Bunlar anlatılmak aşkla varılacağı. Sevgi arsızıdır kadın. Verdiğin-
istenen şeyi yükseltecek yerde alçaltıyor. Yenilik den daha fazlasını isteme bencilliğini gösterecek
oldu mu bayılıyorlar. İşe yarayıp yaramadığı umur- kadar sevgi arsızı… Bu yanını doyurunca şımara-
larında değil. Yeni bir kelime kullanmak isteğiyle cağından korkanlar, birlikte çoğalacaklarını bilme-
eskisini atıyorlar, çok defa da attıkları kelime yeni- yenlerdir.
sinden daha kuvvetli, daha diri duruyor. İnsanları Bu parçada kadınlarla ilgili aşağıdaki düşünce-
da aldatan bu oluyor zaten. Fark ettikleri zaman lerden hangisine yer verilmemiştir?
ise olan olmuş, zenginlik kaybedilmiş oluyor.
Bu parçadan aşağıdaki düşüncelerden hangi- A) Bir kadını tanımaya çalışmak zor ama keyifli-
sine ulaşılamaz? dir.
B) Kadınlar verdiğinden fazlasını isteyecek kadar
A) Düşünce ve sanat adamlarının söz ve yazıları sevgi arsızıdır.
dile diğer katar.
C) Canı yanmış bir kadın dünyanın en vahşi ya-
B) Yazarlar ve sanat adamları sözcüklerin anlam- ratığına dönüşebilir.
larını genişletirler.
D) Kadınlar zeki olduklarını hissettirenleri sever.
C) Yazarlar ve sanat adamları yeniliklere bayılır-
E) Kadınlar yürekleriyle konuşur, gözleriyle güler
lar ama bunu pek beceremezler.
D) Yazarlar ve sanat adamları yeni bir sözcük üret-
6. Yarın bu zamanda burada olacağımızın bir garan-
me kaygısıyla eskisini atıyorlar ama yeni keli-
tisi yoktur. Gene de tamamen bu temel umut ne-
menin işe yarayıp yaramadığı umurlarında de-
deniyle çalışmaya devam ederiz. Bu nedenle za-
ğil.
manı en iyi şekilde kullanmalıyız. Bence zamanın
E) Her dilin kendine ait bir yapısı ve mantığı var- doğru kullanılması şudur; eğer yapabiliyorsanız di-
dır. ğer insanlara, diğer canlılara yardım edin, eğer bu-
nu yapamıyorsanız en azından onlara zarar ver-
mekten kaçının.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinil-
memiştir?

A) Zamanı doğru kullanmanın yolu diğer canlıla-


ra yardım etmektir.
B) Yarına garantimiz yoktur.
C) Yarın ne olacağını bilemeyiz ama bir umut ne-
deniyle çalışırız.
D) Zamanı en iyi şekilde kullanmak gerekir.
E) Dün ve yarın yoktur, bugün vardır.

123
10. Bölüm Paragrafta Çoklu Sorular
PARAGRAFTA ÇOKLU SORULAR 2. Bu parçada söz konusu şairle ile ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Q Paragrafta çoklu sorular, bir parçaya bağlı birkaç so-
rudan oluşan soru tipidir.
A) Sözcüklerin ses değerlerinden yararlandığı
Q Bu tip sorular, paragraf konularının tümüyle kavranıp
B) Kimi zaman çağdaşlarından ayrı düştüğü
kavranmadığını ölçmeye yöneliktir. Bu nedenle ÖS-
YM bünyesinde yapılan bütün sınavlarda bu tip so- C) İşlediği temaların benzerlik gösterdiği
rulara yer verilmektedir. D) Dilin geniş anlamsal olanaklarından yararlandığı
E) Şiirlerini estetik değer taşıyan resimlere dönüş-
L Uyarı: Önceleri ALES’te (Akademik Perso- türdüğü
nel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı) soru-
Çözüm:
lan bu tür sorular, son yıllarda TYT ve YKS’de
Görüleceği üzere 1. soru “Paragrafta Anlatım Tek-
de sorulmaktadır. Bu durumda sınavlara ha-
nikleri”, 2. soru ise “Paragrafta Yardımcı Düşünce”
zırlanan öğrencilerin ÖSYM’nin sitesinden
konusuyla ilgilidir. 1 numaralı sorunun çözümü için
geçmiş ALES sınavlarını indirerek ilgili soru-
seçeneklerde verilenleri tek tek incelediğimizde par-
ları çözmelerinde büyük yarar vardır..
ça-seçenek eşleştirmesi şöyle olmaktadır:
“Attila İlhan, hece ölçüsünün öne çıktığı bir ortam-
Şimdi örnek çıkmış sorular üzerinden bu konuyu kavra- da yazılmakta olan serbest şiire belli bir mesafe-
maya çalışalım. den ama ilgili bir mesafeden baktı.” (Açıklama - A
seçeneği) “Yazılmaktan çok, söylenen bir şiirde
müzikaliteyi gözeterek toplum hayatından âdeta
ÇAĞRIŞIMLI BÖLÜM TESTİ şairane tablolar çıkardı.” (Öznel değerlendirme -
B seçeneği) “Bu yanı kırklı yılların, memleketçi şa-
irlere yakınlığı da ellili yılların şairlerinden ayırdı
1. - 2. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayı- onu.” (Karşılaştırma - C seçeneği) “Attila İlhan’ın
nız. şiiri, Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın evrenle ve onun dü-
zeniyle ilgili olmayan ve hikâye etme yolunu seç-
Attila İlhan, hece ölçüsünün öne çıktığı bir ortamda tiği eserlerine yakın bir yerde durmaktadır.” (Çıka-
yazılmakta olan serbest şiire belli bir mesafeden rım - E seçeneği). Parçada örnekleme yapılma-
ama ilgili bir mesafeden baktı. Yazılmaktan çok, söy- dığı için cevap seçeneği D’dir.
lenen bir şiirde müzikaliteyi gözeterek toplum haya- 2 numaralı sorunun çözümü için seçeneklerde ve-
tından âdeta şairane tablolar çıkardı. Destan hava- rilenleri tek tek incelediğimizde ise parça-seçenek
sı taşıyan şiirlerinde de bireysel konulardaki kısa şi- eşleştirmesi şöyle olmaktadır:
irlerinde de Türk müziğinin ritmini korumaktan ve ko-
“...şiirde müzikaliteyi gözeterek...” (A seçeneği)
nuşma dilindeki zengin çağrışımlı, eski sözcükleri
kullanmaktan çekinmedi. Bu yanı kırklı yılların, mem- “…ellili yılların şairlerinden ayırdı onu.” (B seçeneği)
leketçi şairlere yakınlığı da ellili yılların şairlerinden “…konuşma dilindeki zengin çağrışımlı, eski söz-
ayırdı onu. Bir bütün olarak bakıldığında Attila İl- cükleri kullanmaktan çekinmedi.” (D seçeneği)
han’ın şiiri, Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın evrenle ve “…toplum hayatından âdeta şairane tablolar çıkar-
onun düzeniyle ilgili olmayan ve hikâye etme yolu- dı.”(E seçeneği)
nu seçtiği eserlerine yakın bir yerde durmaktadır.
Parçada Attila İlhan’ın “İşlediği temaların benzer-
1. Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden han- lik gösterdiği”nden bahsedilmemiştir. Bu nedenle
gisi söylenemez? cevap seçeneği C’dir.
Cevap C

A) Açıklamaya başvurulmuştur. L Uyarı: Paragrafta Çoklu Sorular konusuyla


B) Öznel değerlendirmeler vardır. ilgili soruları çözerken takıldığınız yerlerde,
C) Karşılaştırmaya başvurulmuştur. ilgili paragraf konularını tekrar etmeniz, net-
lerinizin artışında kalıcı ve gözle görülür fay-
D) Örneklemeden yararlanılmıştır.
dalar sağlayacaktır.
E) Çıkarımda bulunulmuştur.

124
3632
BÖLÜM TESTİ - 45

1. - 2. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 3. - 4. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

Ahmet Rasim’le Sait Faik arasında adını koymadı- (I) Dil ve hayat ayrılmaz kavramlardandır. (II) Dili sa-
ğım bir benzerlik buluyorum. Hâlbuki eserleri ve sa- dece kelime ve söz biçimiyle araştırmak dilin içine
natları arasında bir tesirden, bir ilgiden söz edile- geçemeyip yüzeyinde kalmak demektir. (III) Bu, dil
mez. Sait Faik, Rasim’den çok uzak ve çok ayrı sa- hakkında dilin canlı kısmını bırakıp, dili sanat eser-
nat şartları içinde çıkmıştır. Bu andırışı ilkin onların lerinden ayırıp sadece sözlüklerdeki karşılığına gö-
kişiliğinde bulmaya çalışıyorum. İkisi de olgun adam- re hüküm vermek anlamına gelir. (IV) Dil ölü bir eser
lar. Hayatı bizim tanımadığımız yeni bir yerden sey- değil, yaşayan bir süreçtir. (V) Durmadan yaratılan
rediyor, hırssız, garazsız sanat tülleri altından görü- bir şeydir. (VI) Her fert ve her nesil ona bir şeyler
yorlar. Bu iyimser bakışın altında bütün katılıklar yu- katar.
muşayıp, çehreler güzelleşip kavgalar duruluyor. On-
lar kâinata ve hayata mistik bir pencereden bakıyor-
lar. Dünyayı fazla ciddiye aldıkları yok.

1. Bu parçadaki sözleri söyleyen yazarın, iki sa- 3. Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı
natçı arasında bulduğu benzerlik aşağıdakiler- aşağıdakilerden hangisidir?
den hangisidir?
A) Her fert ve neslin bir şeyler kattığı canlı bir var-
A) Hayata ve insanlara aynı gözle bakmaları lık olan dili, sözlüklerle değerlendiremeyeceği-
B) Sanata ve sanatçıya çok değer vermeleri miz gibi hayattan da ayrı tutamayız.

C) Aynı sanat anlayışını benimsemeleri B) Dili, sadece kelime ve söz biçimleriyle değer-
lendirmeye kalkışmak dilin özüne inememek
D) Yaşadıkları toplumsal koşulların aynı olması
olur.
E) Aynı edebî etkiler altında kalmaları
C) Dili derinlemesine araştırmayanlar sanat eser-
lerinden ayırdıkları dil hakkında sadece sözlük-
lerle hüküm veriyorlar.
D) Her neslin ve her ferdin kendinden bir şeyler
kattığı dil, bu yönüyle de canlı olduğunu gös-
teriyor.
E) Dili, sadece kelime ve söz biçimleriyle incele-
mek, sözlüklere bakarak dil hakkında karar ver-
mek yeterli bir ölçü değildir.

2. Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerin hangi- 4. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci
si söylenemez? paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle
başlar?
A) Sessel yinelemeler vardır.
B) Öznellik ağır basmaktadır. A) V. B) IV. C) III. D) II. E) I.

C) Betimlemeden yararlanılmıştır.
D) Farklı cümle türleri vardır.
E) Karşılaştırmaya başvurulmuştur.

125
3633
BÖLÜM TESTİ - 46

1. - 3. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 4. - 6. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

Roman, kısa kısa toplam otuz iki bölümden oluşu- (I) Ağrı kent merkezine 100 kilometre uzaklıkta bu-
yor. Deyim yerindeyse ‘hiçbir şey olmayan’ roman- lunan, Lale Devri’nde inşa edilmiş en etkileyici mi-
da okuru tamamen metinle baş başa tutmak için mari örneklerinden biri olan kartal yuvası görünüm-
doğru bir yöntem bu. Üstelik, romanın özelliği ge- lü İshak Paşa Sarayı, her mevsim ayrı bir güzel-
reği okur makas değiştirmelerin farkına varıyor. likle ziyaretçilerini ağırlıyor. (II) Bahar aylarında
Romanın zikzaklı kurgusu, bir sinema filmi izledi- renk renk çiçekleriyle, kışın da karlar altındaki gö-
ğimiz hissi uyandırıyor. Bir kahramanı tanıyorsu- rünümüyle ziyaretçilerini hayran bırakan İshak Pa-
nuz, “Budur, böyledir” derken birden onun başka şa Sarayı’nı, 2016 Ocak-Kasım döneminde 57 bin
yanları, çoğunlukla da defoları beliriveriyor. Roman 541 yerli ve yabancı turist ziyaret etti. (III) Bu ziya-
kişileri artı yanlarıyla değil daha çok eksi yanlarıy- retçi sayısı hiç de yabana atılır bir sayı değildir.
la sayfaya geldiğinden daha inandırıcılık kazanı- (IV) Kar yağışı ile sarayda tarihî yapının zarar gör-
yor. memesi ve ziyaretlerin aksamadan sürmesi için
avluda biriken karların, kar püskürtme makinesi ve
görevlilerce küreklerle temizlenmesi de ziyaretçi-
ler tarafından izleniyor. (V) Kısacası, İshak Paşa
1. Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden han- Sarayı’nı görmeden Ağrı’yı gördüğünüzü kesinlik-
gisi söylenemez? le hiçbir yerde söylemeyin.

A) Niteleyici sözcüklere yer verilmiştir.


B) Öznellik ağır basmaktadır.
4. Bu parçadan İshak Paşa Sarayı ile ilgili kesin
C) Değerlendirme yapılmıştır. olarak çıkarılamayacak yargı aşağıdakilerden
D) Saptamada bulunulmuştur. hangisidir?
E) Örneklemeden yararlanılmıştır.
A) Lale Devri’nde yapımı tamamlanmıştır.
B) Bütün mevsimlerde ziyarete açıktır.
C) Kar yağısı nedeniyle kimi günler kapalıdır.

2. Bu parçada söz konusu yapıtla ilgili olarak aşa- D) Önemli sayıda turist tarafından ziyaret edilmek-
ğıdakilerden hangisi söylenemez? tedir.
E) Ağrı il merkezi civarlarında yer almaktadır.
A) Değişken bir kurgusunun olduğu
B) Kahramanların inandırıcı olduğu
C) Konuya uygun üslup kullanıldığı 5. Bu parçadaki numaralanmış cümleler için aşa-
D) Okurların dikkatini canlı tuttuğu ğıdakilerden hangisi söylenemez?
E) Kişilerin olumsuz yanlarıyla verildiği
A) I.de benzetme yapılmıştır.
B) II.de sayısal verilere yer verilmiştir.
C) III.de karşılaştırma yapılmıştır.

3. Bu parçada aşağıdakilerin hangisi ağır basmak- D) IV.de gözlem ortaya konmuştur.


tadır? E) V.de bir beğeni dile getirilmiştir.

A) Açıklayıcı anlatım
B) Öyküleyici anlatım
6. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi-
C) Betimleyici anlatım
sinde kişisel görüşe yer verilmemiştir?
D) Tartışmacı anlatım
E) Kanıtlayıcı anlatım A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

126
3634
BÖLÜM TESTİ - 47

1. - 2. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 3. - 5. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

Bir yazarın çeşitli türlerde ürün vermesi, zor bir ma- (I) Sayfalar dolusu bir yazının etkisi, bir fotoğraf
ratondur. Edebî nefesinizi sürekli denetleyeceksi- karesinin yanında zayıf kalır. (II) Günümüzde foto
niz. Hem o türün kurallarını uygulayacaksınız hem muhabirleri olmasaydı, savaşlar, işgaller, ölümler
de aynı yüksek düzeyi koruyacaksınız. Murathan ve terör konularında bu etkiyi yaşayamazdık. (III)
Mungan bu zor denklemi başarmış biri. Bir başka Gazetelerde, dergilerdeki fotoğrafların izi kalıyor,
yönüne değinmeliyim. O, bir bölgenin yerel kültü- biz o olayı, o kişiyi bu fotoğraf karesinden öğreni-
rünü evrensel kata taşıma ustalığını göstermiştir. yoruz. (IV) Foto muhabirlerinin birçok kareyi ha-
Onu değerlendirirken, yararlandığı geleneksel kül- yatları pahasına çektiğini hepimiz biliyoruz. (V) Sa-
türü unutmamak gerekir. Bazı yazarların metinleri vaş muhabirlerinden birçok fotoğrafçı kurşunlar al-
üzerine yazılırken, yaşadıkları travmayı mutlaka tında can veriyor. (VI) Bir bakıma foto muhabirle-
yazının başvuru malzemeleri arasına dahil ede- ri, mülteci olmanın fecaatini, ölümcül hallerini ay-
ceksiniz. Yoksa asıl kaynağını kurutursunuz. Or- nı onlar gibi mülteci bir hayatı göze alarak başar-
taya konulan savlar, sonuçlar yanlış bir yöntemin maktalar.
kurbanı olurlar. Yaşamı ihmal etmek, bir Murathan
Mungan inceleyicisi olarak eksik, özünden uzak bir
yöntemdir.

3. Bu parçadaki numaralanmış cümleler için aşa-


ğıdakilerden hangisi söylenemez?
1. Bu parçada geçen “Edebî nefesi sürekli denetle-
mek” sözüyle vurgulanmak istenen aşağıdaki- A) I.de karşılaştırma yapılmıştır.
lerden hangisidir? B) II.de koşul ileri sürülmüştür.
C) III.de örnekleme yapılmıştır.
A) Üslub yanlışlıklarını düzeltmek
D) IV.de saptamada bulunulmuştur.
B) Kalıcı eserler vermeye çalışmak,
E) VI.de bir özveri dile getirilmiştir.
C) Doğallıktan ödün vermemek
D) Yazınsal konumunu kontrol etmek
E) Edebî eleştirilere açık olmak

4. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci


paragraf hangi cümleyle başlar?

A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.

2. Bu parçada Murathan Mungan ile ilgili aşağı-


dakilerin hangisine değinilmemiştir?

A) Edebî bir seviyeye sahip olduğuna


5. Bu parçadan foto muhabirliğiyle ilgili aşağıda-
B) Yerel ögeleri başarıyla kullandığına
kilerden hangisine ulaşılamaz?
C) Evrensellik başarısını gösterdiğine
D) Farklı türlerde başarılı eser verdiğine A) Önemli olayları görünür kıldıklarına
E) Birçok travmatik olay yaşadığına B) Hayatî tehlikelere göğüs gerdiklerine
C) Kimi durumlarda yaşamlarını yitirdiklerine
D) Trajik olayları kamuoyuyla paylaştıklarına
E) Teknolojik yetersizliklerle boğuştuklarına

127
BÖLÜM TESTİ - 48

1. Sıra insanları değerlendirmeye gelince, ne tuhaf- 3. İnsanın boyunu ayakkabılarını çıkarıp ölçmeli. Pa-
tır, varlıklar içinde kendi değerleriyle ölçülmeyen rasını pulunu, şanını şerefini bir yana bırakıp bir
yalnız bizler varız. Bir atı güçlü ve çevik olduğu için gömlekle çıksın karşımıza. Bakalım bedeni işine
överiz, kuşamıyla değil. Bir tazı koşmasıyla övü- uygun mu, sağlam, zinde mi? Kafaca nasıl? Hoş
lür, tasmasıyla değil, bir kuş kanadıyla övülür, çın- mu, yetenekli mi, gerekli her tahtası yerinde mi?
gıraklarıyla değil. Niçin bir insanı da kendinin olan- Düşünce dağarcığı kendinden mi, başkalarından
la değerlendirmiyoruz? Bir sürü adamı varmış, gü- mı? Varlığında şansının payı var mı? Canın nere-
zel bir köşkü varmış, şu kadar itibarı, bu kadar ge- den, ağzından mı, gırtlağından mı çıkacağına al-
liri varmış. Oysa tüm bunlar çevresindedir onun, dırmıyor mu? Kendinden emin, haksever, tokgöz-
kendisinde değil. Bir at satın alacaksınız, üstünde- lü mü? Bakılması gereken bunlardır, aramızdaki
ki pılıyı attırır, çıplak, yalın bakarsınız. adaletsizlik, ayrılık bunlardan anlaşılır.
Bu parçadan çıkarılacak asıl düşünce aşağıda- Bu parçadan çıkarılacak en kapsamlı yargı aşa-
kilerden hangisidir? ğıdakilerden hangisidir?

A) İnsanı insan olarak değerlendirmek gerekir. A) İnsanlar arasındaki adaletsizliği gidermenin yo-
B) İnsan diğer varlıklardan üstündür. lu çalıştığı kadar vermektir.

C) İnsan bu dünyaya çıplak gelir ve bu dünyadan B) Bir insanı değerlendirirken insanî özellikleri ile
çıplak gider. ele almak gerekir.

D) İnsan yaşadığı çevreyle birlikte değerlendiril- C) İnsanı insan olduğu için sevmeliyiz.
melidir. D) Varlık veya yokluk insan karakterini etkiler.
E) Olaylara bakış açımız doğrularımızı değiştirir. E) Yeryüzündeki en değerli varlık insandır.

2. Bir çiftçi için her hangi bir tohumu ekmeden önce


ve ekerken yapacağı işler belli ve kolay, ama eki-
len yaşamaya başlayınca onu iyi yetiştirmenin bir
sürü yolu ve zorluğu vardır. Önceki aşamaya gö-
re daha fazla dikkat, özen ve ustalık gerektirir. Ya-
pılması gerekenler zamanında yapılmalı, her aşa- 4. Dünya üzerinde gördüklerimizin, doğru ve yanlış-
ma izlenmelidir. İnsanları ekmede de fazla bir us- lığını anlamak için doğruyu gösteren bir araç ol-
talık yoktur, ama doğduktan sonra onları büyütür- ması gerekir. Bu aracın doğruluğunu anlamak için
ken ve beslerken kaygı, korku ve telaş dolu deği- bir deneme gerek! Denemenin doğruluğunu anla-
şik bir sürü bakım yoluna başvurulur. Suyu her gün mak için de bir araç. Gel de çık bu işin içinden!...
ektiğimiz bitkiye solmaması için onun ihtiyacı olan Madem duyularımız, kendileri kesin olmadıkları için
miktarda nasıl vermemiz gerekiyorsa, yetiştirdiği- sorunumuzu kesin olarak çözemez, öyleyse akla
miz insanın da ihtiyaçlarını günbegün takip etme- başvurmalı diyeceksiniz ama hiçbir akıl da başka
li, gerekli ahlak ve erdemleri ona öğretmeliyiz. bir akıl olmadan ortaya çıkamaz. Döndük mü yine
Bu paragrafta yazar düşüncesini anlatmak için başa?
nasıl bir yöntem izlemiştir? Bu parçadan aşağıdaki düşüncelerden hangi-
si çıkarılamaz?
A) Betimlemelere yer vermiştir.
B) Benzetmelerden yararlanmıştır. A) Bir şeyin doğruluğu veya yanlışlığı ispatlana-
C) Bir durumu anlatarak başka bir duruma geçiş maz.
yapmış ve sonuca ulaşmıştır. B) Gördüklerimizin doğru veya yanlış olduğunu
D) Bilimsel gerçeklerden yararlanarak düşüncesi- anlamak için bir araç gerekir.
ni ifadeye çalışmıştır. C) İnsan yeryüzünde bir kısır döngünün içindedir.
E) Yer yer tartışmalara yer vermiştir. D) Kesin doğru diye bir şey yoktur.
E) Duyularımızla doğruya ulaşamayız.

128
Ünite 3 Paragraf

3635
5. Her insan kendisi için yaşar, kişisel amaçlarına 8. Arabası konağa giden ağaçlıklı yolda ilerlemeye baş-
ulaşmak için özgürlüğünden yararlanır ve şu ya da layınca, üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi duran bir şa-
bu eylemi yapıp yapmamakta her an özgür bulun- toya geldiği duygusuna kapıldı. Aynı heybet, aynı te-
duğuna tüm benliğiyle inanır. Ne var ki o eylem, mizlik, aynı titizlik, aynı sükûnet; evin içinde de yine ay-
yapıldığı ve belli bir zaman kesiti içinde gerçekleş- nı mobilyalar, aynı duvarlar, aynı sesler, aynı kokular
tiği anda insanın iradesinden çıkıp tarihin malı olur; ve biraz yaşlanmış olmakla birlikte yine aynı yüzler...
tarih içinde ise o eyleme artık özgür irade ürünü Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden han-
diye değil, yazgı ürünü diye bir anlam giydirilir. gisi söylenemez?
Bunları söyleyen bir yazar için aşağıdakilerden
hangisi doğru değildir? A) Anlatımı güçlendirmek için yinelemelerden ya-
rarlanılmıştır.
A) Kadere inanan biridir. B) Betimleme yapılmıştır.
B) Özgür olduğuna inanır. C) Karşılaştırma yapılmıştır.
C) En önce kendi için yaşar. D) Nitel anlamlı sözcükler kullanılmıştır.
D) Kişisel amaçları vardır. E) Benzetmeden yararlanılmıştır.
E) Yardımsever biridir.
9. Şu namus borcu olmasa, beni eve dönmekten hiç-
bir şey alıkoyamazdı. Ama şimdi, tam savaş arife-
6. Tartışmalar uzadıkça uzadı, uzamaları oranında
sinde kişisel mutluluğumu görevimin ve vatan sev-
sertleşti, iş gitgide atışmalara, bağrışmalara, kişi-
gimin önüne geçirirsem yalnız silah arkadaşları-
liklere saldırmaya karar vardı. Bütün bu konuşma-
mın gözünde değil, kendi gözümde de onurum iki
lardan genel bir sonuca varabilme olasılığı gittik-
paralık olur. Ama bu bizim son ayrılığımız olacak.
çe azaldı.
Şundan emin ol ki, savaşın sonunda eğer sağ ka-
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden han- lırsam ve sen beni hâlâ seviyor olursan, seni ku-
gisi söylenemez? caklayıp aşkınla yanan sineme basmak için her
şeyi bir yana bırakarak sana koşacağım.
A) Aşamalı anlatım söz konusudur. Bu paragraf için aşağıdakilerden hangisi söy-
B) Sıralı cümleler vardır. lenemez?
C) Yan cümleciklere yer verilmiştir.
D) Eş görevli sözcükler kullanılmıştır. A) I. kişi ağzıyla anlatılmıştır.

E) Abartma sanatından yararlanılmıştır. B) Betimlemeden yararlanılmıştır.


C) Öyküleyici anlatım kullanılmıştır.
D) Bir olayın gerçekleşmesi başka bir olaya bağ-
7. Sözün akışını bozup güzel cümleler aramaktansa, lanmıştır.
güzel cümleleri bozup sözümün akışına uydurma- E) Kişisel duygu ve düşünceler vardır.
yı daha doğru bulurum. Bir sözün ardından koş-
mamalıyız, söz bizim ardımızdan koşmalı, işimize
10. Karikatürist Jim Davis tarafından çizilen Garfield
yaramalı.
aşırı kilolu, yemek yemekten ve uyumaktan zevk
Bu cümlede vurgulanan düşünce nedir? alan bir karakterdir. Zeki ama tembel turuncu bir
kedidir. Sahibi Jon’u tembelliğiyle çıldırtan ve evin
A) Konuşurken güzel cümleler kurmalıyız. köpeği Odie’ye acı çektirmeden hoşlanan dertsiz
B) Sözler düşüncelerimizi anlatmak için birer araç- Garfield lazanyayı da çok sevmektedir.
tır. Bu parçada sözü edilen çizgi film karakteri ke-
C) Ne anlattığımız değil nasıl anlattığımız önem- dinin nitelikleri arasında aşağıdakilerden han-
lidir. gisi yoktur?

D) Sözler beynimizin anahtarıdır.


A) Zeki B) Uykucu C) Şişman
E) Kendimizi doğru ifade etmek için güzel cümle-
lerin değeri büyüktür. D) Gamsız E) Tembel

129
PEKİŞTİRME TESTİ - 2

1. Fabrikanın ısıtma sisteminde bir arıza meydana 3. Tayna, gizli kapaklı işler için yaratılmış bir kahra-
gelmişti. Hemen bir tesisatçı çağırıp tamir etmesi- mandı. Öyle olmasa şimdiye kadar hayatta kalma-
ni istediler. Çünkü hava soğuktu ve işler yetişme- sı neredeyse imkânsızdı. Zaten bir tohum olarak
liydi. Tesisatçı gelir gelmez ısıtma sistemini elinde yaratılışında var olan ekip kurma, gizli iş çevirme,
bir çekiç ve bazı aletlerle kontrol etmeye başladı. başını beladan kurtarma yetenekleri yetimhanede
Tesisatın birkaç yerinde küçük tamiratlar yaptı. Ba- gelişmiştir. Orada dayak yemeden, aç kalmadan
zı yerleri çekiçle dövdü. Sonra da ısıtma sistemini kalmanın sırrı bir ekibe dâhil olmak, hızlı organize
çalıştırdı. İş ödeme almaya gelmişti. Patronun oda- olmak ve sır tutmaktı.
sına geçtiler. Bu paragraf aşağıdakilerden hangisi ile tamam-
lanmalıdır?
– Ne kadar borcumuz?
– Bin lira.
A) Her şeye rağmen sırrını kimseye söylememek,
– Biraz çok değil mi? Hem malzeme kullanma- dostlarını yolda bırakmamaktı.
dınız hem de az zaman harcadınız.
B) Herkes kendi başının çaresine bakmak zorun-
– Değil efendim. daydı.
– Olur mu? Hepsi on dakikanı aldı. Üç vida sı- C) Ekipte kimse birbirine güvenmezdi.
kıştırdın. Beş çekiç vurdun.
D) Herkesin kendine göre bir stratejisi vardı.
– ----
E) Şüphe üzerine kurulu bir sistem vardı.
Boş bırakılan yer hangi cümle ile tamamlanır-
sa tecrübenin önemine vurgu yapılmış olur?

A) Biz aç mı kalalım?
B) Vida ve çekiç sıkıştırmak bedava. Sistemi boz-
madan tamir etmek bin lira.
C) On dakika değil, yirmi yıl artı on dakika.
D) O zaman kendiniz yapsaydınız.
E) Vaktim az benim, paramı verin, gideceğim.

4. Tecrübe insanın beş duyu organı ve kalp (sezgi-


leri) ve kafasıyla (düşünceleri) elde ettiği kesin bil-
gilerdir, diyebiliriz ancak burada kastedilen kesin-
lik bir sonraki tecrübeye kadardır. Yine de en ke-
sin ve en değerli bilgi hem pozitif bilimlerde hem
2. (I) Sadrazam yavaşça dişlerini sıktı. (II) Gözlerini de hayatta tecrübe (deney) ile elde edilen bilgiler-
süzdü. (III) Tuttuğu kâğıdı buruşturdu. (IV) Ama öf- dir. ----
kelendiği zamanlarda olduğu gibi, yanaklarına bir Bu paragraf aşağıdakilerden hangisi ile tamam-
titreme geldi. (V) Öfkelenemiyordu. (VI) Vezirken lanabilir?
değil, hatta daha beylerbeyiyken bile karşısında
akranlarından kimse ona böyle açıkça söz söyle-
A) Çünkü hem unutulmaz hem de insan bu bilgi-
yememişti.
yi kendisi keşfettiğinden doğruluğuna daha çok
Metindeki hangi cümleler yer değiştirirse an- inanır.
lam bütünlüğü sağlanır?
B) Ne var ki uzun süren acılarla öğrenilir.

A) I - II B) III - IV C) IV - V C) Bir başka insana aktarılması mümkün değildir.


D) Bu bilgiler gelecek nesillerin kurtulması için de-
D) III - V E) II - IV
ğerlidir.
E) Tecrübe büyüklerden mirastır bize.

130
Ünite 3 Paragraf

3636
5. I. Bugün müzik; yemek yemek, su içmek, nefes 8. Tipi durmamıştı. İlk adımlarını canlı, çevik bir du-
alıp vermek kadar doğal bir ihtiyaç olarak ka- rumda attı, sonra birden sendeler gibi oldu. Gü-
bul edilmektedir. lümsedi: “Bedensel bir şey bu...” diye düşündü. İçi
II. Yeni doğan bebekler anne sesi ile rahatlamak- sevinç doluydu sanki, sonsuz bir kesinlik duygusu
ta, ninni ile uykuya geçmektedir. ruhunu sarmıştı. Son zamanlarda onu hırpalayan
kuşkular yitmişti. Kararını vermişti. O anda ayağı
III. Müzik, ortaya çıkışından bu yana sürekli ge-
sürçtü, az kalsın kapaklanıyordu. Durunca ayakla-
lişmeler kaydederek günümüze kadar gelmiş-
rının dibinde gelirken itelediği köylüyü ayırt etti; hep
tir.
öyle, aynı yerde baygın, kımıltısız yatıyordu. Kar,
IV. Anne karnında yedi aylık bir bebek bile sese, yüzünü iyice örtmüştü. İvan adamı kavradığı gibi
müziğe tepki vermektedir. sırtladı, yüküyle birlikte yürümeye devam etti. Sağ-
V. Bebeklikten itibaren işitsel algı eğitimi ile baş- da, küçük bir evde ışık görerek pencerenin tahta
layan müzik eğitimi, çocukların konuşmasın- perdesine vurdu…
da birçok kavram ve konuyu öğrenmesinde, Bu parçanın dil ve anlatımı için aşağıdakiler-
vücudunu koordineli bir şekilde kullanmasın- den hangisi söylenemez?
da etkili olmaktadır.
Bu cümlelerle bir metin oluşturulduğunda sı- A) İlahi bakış açısı ile yazılmıştır.
ralama nasıl olur?
B) Öznel bir anlatım vardır.

A) I - III - IV - II - V B) III - I - IV - II - V C) Öyküleme tekniği kullanılmıştır.


D) Betimlemelerden yararlanılmıştır.
C) IV - II - V - I - III D) II - IV - I - V - III
E) Hayal unsuru ögelere yer verilmiştir.
E) III - IV - I - II - V

6. Aşağıdakilerden hangisi bir paragrafın giriş


cümlesi olamaz?

A) Cuma akşamının dinginliği vardı herkeste. 9. I. Dergiye tabletle resim çizerken resmi renklen-
B) Araba sürmek onun için büyük bir zevkti. dirmeyin. Baskı saman kâğıda olacağından
renkler sizin gördüğünüzden daha koyu çıka-
C) Zihninde ayrı bir dünya kurmuştu ve bütün ha-
cak bu da çok kötü olacaktır. Onlar renklendi-
yatını yeniden yazmaya karar vermişti.
rir.
D) Mademki bu bir fedakârlıktır, ücretle olmaz.
II. Asla klavye ile yazı yazmayın. Balonları tab-
E) Pazartesi yine işe gideceğim. letin kalemiyle yazın. Kötü olsa dahi onlar si-
ler, kendi tarzlarıyla tekrar yazarlar.
Yukarıda verilen II numaralı parçayla ilgili ola-
rak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
7. Aşağıdakilerden hangisi bir paragrafın sonuç
cümlesi olabilir? A) I. parçadaki uyarıya aynı konuda bir ayrıntı ek-
lenmektedir.
A) Benim bütün çabam kimseye muhtaç olmadan B) I. parçada belirtilen uyarının nedeni açıklan-
yaşamak. maktadır.
B) Doğanın yapıtlarındaki evrensel düzende şa- C) I. parçada üzerinde durulan noktanın gerekçe-
şılası bir bağ ve uyuşma vardır. si anlatılmaktadır.
C) Çünkü bilmediğini bilmek için anlayış olmalı in- D) I. parçada anlatılanlar yapılmadığında olacak-
sanda. lar sıralanmaktadır.
D) Herhangi bir konuda en çok kendimi dinlerim. E) I. parçada yapılan uyarıya başka bir konuda
E) Sabah kalkar kalkmaz spora giderim. ekleme yapılmaktadır.

131
PEKİŞTİRME TESTİ - 3

1. Bana sorarsanız ruhlarımız yirmi yaşında ne ola- 3. Karşılaştığım onca tehlike, ölümün ta kendisi bile
bileceklerini belli eder, kendilerini gösterirler. Bu aklımı başımdan alıp beni allak bullak etmemiştir.
yaşa kadar kudretini açıkça belli etmemiş bir ru- Korku bazen akılsızlıktan gelir, yüreksizlikten de
hun ondan sonra belli ettiği görülmemiştir. Yaradı- gelebildiği gibi. Karşılaştığım bütün tehlikelerde
lışınızdaki değerler en geniş ve en güzel durumla- gözlerim açık, kafam sapasağlam kalmıştır.
rıyla ancak o zaman ortaya çıkarılabilirler. Bu metne göre yazarın karakteri hakkında aşa-
Bu metinden çıkarılabilecek sonuç nedir? ğıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) Bir insanın eğitimi yirmi yaşına kadar tamam- A) Korkak B) Cesur C) Umutlu
lanmalıdır. D) Sakar E) Bilgili
B) Bir insanın yaratılışındaki değerler yirmi yaşı-
na kadar ortaya çıkar.
C) İnsan ruhu yirmi yaşında en olgun döneminde-
dir.
D) Yirmili yaşlar insanın en güzel çağlarıdır.
4. Bir adam çobanının yeni doğduğunda sevmesi için
E) Hayatın en anlamlı dönemi yirmili yaşlardır.
yanına getirdiği danayı, sonraki günlerde de kuca-
ğına alarak sevmeye devam etmiş. Buna öylesine
alışmış ki dana büyüyüp öküz olduğunda bile her
gün onu kucağına almış ve sevip taşıyabilmiş.
Bu hikâyeden aşağıdaki sonuçlardan hangisi
çıkarılabilir?

A) Alışkanlıklar yavaş yavaş ve sinsice girer içi-


mize.
B) Eğitim küçük yaşlarda başlarsa kalıcı olur.
C) Hayvanları da eğitmek mümkündür.
D) Eğitimle vücudumuzun sınırlarını aşabiliriz.
E) Her canlının küçüğü sevimli olur.

2. Yine kendime dönüyorum. Kendimde değer verdi- 5. Çocuğa, kendini tanımasını, daha akıllı olup aklı-
ğim tek şey, hiç kimsenin kendinde eksik görme- nı kullanabilmesini, daha iyi ve cesur olmasına ya-
diği bir veridir. Aklımı beğenerek her insanın, her rayacak şeyleri öğrettikten sonra mantığın, fiziğin,
gün yaptığı şeyi yapmış oluyorum. Kim kendini akıl- geometrinin, güzel konuşmanın ne olduğunu an-
sız sayar ki? Böyle bir şey mantık açısından da latırız. Böylece kafası işlemeye başladıktan sonra
mümkün değildir. tercih edeceği bilimin kolayca hakkından gelebilir.
Aşağıdakilerden hangisi bu paragraftaki düşün- Bu metne göre aşağıdakilerden hangisi çocuk-
ceyi destekler? lara öncelikle öğretilecek şeylerden biri değil-
dir?
A) Akılları pazara sunmuşlar, herkes kendi aklını
almış. A) Kişiliğini tanıması
B) Akıl akıldan üstündür. B) Zekayı kullanması
C) Akıl yaşta değil baştadır. C) Güzel konuşma
D) Akılsız başın cezasını ayaklar çeker. D) Daha cesur olması
E) Akıl, zekayı kullanma becerisidir. E) Etkili iletişim yolları

132
Ünite 3 Paragraf

3637
6. I. Sadece aynı cinsten olanlar değil ayrı cinsten 9. Bilincin yükseldikçe neler olur biliyor musun? Bak
olanlar da birbirleriyle anlaşabiliyorlar. anlatayım:
II. Kedi, köpeğin kızgın olduğunu farklı havlama- • Sana söylenen şeyleri olduğu gibi doğru ka-
sından anlar, başka türlü havlaması ise hiç ür- bul etmek yerine sorgulamaya başlarsın.
kütmez onu. • Tek başına kalmaktan keyif almaya başlarsın.
III. Hayvanlar arasında iyiden iyiye bir haberleş- • Hayatta gerçekten yaşamak istediğin gibi ya-
me olduğunu açıkça görüyoruz. şayıp yaşamadığını sorgulamaya başlarsın.
IV. Aralarındaki iş ortaklığından anlıyoruz ki sesi • Artık korkmamaya başlarsın.
olmayan hayvanlar da hareketleriyle konuşup
• Kötü giden şeylere dertlenmek yerine çözüm
anlaşıyorlar.
bulmaya odaklı olursun.
Bu cümlelerle bir paragraf oluşturulduğunda
Bu listedeki maddelere göre bilinç yükselince
sıralama nasıl olur?
aşağıdakilerden hangisi görülmez?

A) III - I - II - IV  B) II - IV - III -I


A) Sinirlenmemek
C) IV - III - I - II  D) I - II - IV - III
B) Çözüm odaklı olmak
E) III - II - I - IV C) Yalnızlıktan hoşnutluk
D) Sorgulamak
E) Korkmamak

7. (I) Kitabımın uzun ömürlü olabilmesi için daha sağ-


lam bir dille yazılması gerekirdi. (II) Ama ben kita-
10. Rafting gezimizde bizi peşimizden yağmur bulut-
bımı az insanlar ve az yıllar için yazıyorum. (III) Di-
ları kovalıyor. Bizi yakalaması an meselesi. Hava
limizin bugüne kadar ki sürekli değişimine bakın-
tahmini, yağmur kaçınılmaz diyor. Bir alo dedik raf-
ca, elli yıl sonra şimdiki halinde kalacağına kim ina-
ting firmasına; “Abi, meteoroloji oraları sular seller
nabilir? (IV) Her gün elimizden kayıp gidiyor, be-
götürecek diyor. Ne yapacağız?” Telefondaki kişi
nim yaşadığım yıllar içinde yarı yarıya değişti. (V)
“Oo! Yağmurda daha güzel olur! Sıkıntı yok!” di-
Her çağın kendi dili için dediği gibi şimdi artık ol-
yerek içimize su serpiyor. Ama Karadenizlilerin ne
gunlaştı diyoruz.
kadar gözü kara olduğunu Formulaz’da gördüğü-
Bu metindeki anlam akışı hangi cümleden son-
müzden içimize bir şüphe düşmedi değil. Araçta
ra değişmiştir?
çocuklara çaktırmadan konuyu masaya yatırma-
mız mümkün değil. Neyse ki eşimle konuşmadan
A) I B) II C) III D) IV E) V
anlaşacak kadar tanıyoruz birbirimizi. Bilge’nin dü-
şünceli düşünceli bakan gözü “Adamla konuştum,
sıkıntı yok dedi ama…” diyor, ardından tededdüt-
lü kafa sallaması “Gidip görüp orada karar veririz.”
diyor. Dışarı bakışımdan “Belli olmaz, hava bu. Bel-
8. (I) Çocuklarla babalar arasında duygu düşünce ki hafifler?” dediğimi anlıyor. Meseleyi sessizce
alışverişine dayanan dostluk düzeyinde bir ilişki aramızda çözümlüyoruz.
kurulmaz. (II) Çocukların babalarına karşı duyduk- Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarıla-
ları daha çok saygıdır. (III) Çünkü dünyaları çok maz?
ayrıdır. (IV) Ben çocuklarımla çok samimi dostluk
kurdum ve faydasını da çok gördüm. (V) Üstelik A) Gereken önlemlerin alınarak yola çıkıldığı
bu dostluk doğal ödevleri de azaltır. (VI) Babalar
B) Firma görevlilerinin güven vermek istediği
her düşüncesini çocuklarına açamaz, aradaki say-
gıyı azaltacak bir sırdaşlık yaratmamak için. C) Tehlike olasılığının çocuklara duyurulmak isten-
mediği
Bu paragrafta anlamın akışını bozan cümle han-
gisidir? D) Davranış, jest ve mimiklerden çıkarımda bulu-
nulduğu
A) VI B) V C) IV D) III E) II E) Yağmur ihtimalinin endişeye sevk ettiği

133
PEKİŞTİRME TESTİ - 4

1. Aşağıdakilerden hangisi bir paragrafın sonuç 3. Yalnız yaşamanın bir tek amacı vardır sanıyorum
cümlesi olabilir? o da daha rahat yaşamak. Fakat her zaman, bu-
na hangi yoldan varacağımızı pek bilmiyoruz. Ço-
A) Bu çantayı ona dedesi bir gezgin satıcıdan al- ğu zaman insan dünya işlerini bıraktığını sanır oy-
mıştı. saki bu işlerin yolunu değiştirmekten başka bir şey
yapmamıştır, yani biraz ötelemiştir o kadar.
B) Üç ailenin tek oğlan çocuğu olduğu için satıcı-
nın geldiğini ilk gören her zaman o olurdu. Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisinin ce-
vabıdır?
C) Olanca hızıyla koşuyor, çalıların üzerinden at-
lıyor, atlayamayacağı kadar büyük olan kaya-
ların yanından dolanıyordu. A) Yalnızlık iyi midir?

D) Onunla ilk karşılaştığımız yeri ömrüm boyunca B) Yalnızlığı sever misiniz?


unutmayacağım. C) Hayatın amacı nedir?
E) Bütün bu anlatılanlardan sonra yazarın neden D) Yalnızlık zor mudur?
insanlarla görüşmek istemediğini anladım. E) Sizce yalnız kalmanın amacı nedir?

4. Eğitimin bilgi olarak alınması yetmez insanı daha


iyiye doğru değiştirmesi de gerekir.
Bu cümleye göre eğitimden beklenen aşağıda-
kilerden hangisidir?

A) Bilgilendirmesi
B) İnsanı olgunlaştırması
C) İnsanı daha iyi yapması
D) İnsanı iyiye doğru değiştirmesi
2. I. Tencereye yağınızı koyarak üzerine haşlamış E) Zekâmızı geliştirmesi
olduğunuz tavuk suyunuzu koyunuz ve içine
dittiğiniz tavuklarınızı katınız.
II. Haşladığınız tavuğunuzu ufak ufak didiniz.
III. İçine kara biberi ve tuzu ekleyiniz.
5. Gerçek dostluğun ne olduğunu bilirim bildiğim için
IV. Su miktarını kendiniz ayarlayabilirsiniz. de dostumu kendime çekmekten çok, kendimi ona
V. İlk olarak tavuğunuzu bol suda haşlayınız ve veririm. Ona iyilik etmeyi onun bana iyilik etmesin-
suyunu dökmeyiniz. den daha çok istemekle kalmam kendine her ede-
VI. Biraz daha kaynamaya bırakarak altını kapa- ceği iyiliğin bana da iyilik olmasını isterim. Bana
tınız. en büyük iyiliği, kendisi iyi olduğu zaman yapmış
Yukarıdaki tavuk suyu çorbasının tarifinin doğ- olur.
ru sıralaması nasıl olmalıdır? Parçaya göre dostların en büyük iyiliği aşağı-
dakilerden hangisidir?
A) I - II - V - III - IV - VI
A) Bize iyilik yapması
B) V - I - II - III - IV - VI
B) Kendini bize vermesi
C) IV - V - I - II - III - VI
C) Dostlarımızın kendini iyi hissetmesi
D) V - VI - IV - I - II - IIII D) Bizim ona iyilik yapmamız.
E) V - II - I - III - IV - VI E) Yalnızlığımızı gidermesi

134
Ünite 3 Paragraf

3638
6. Seattle’da Dünya Down Sendromlu Çocuklar Olim- 8. Bir tamirci olabilirsiniz ya da işiniz sadece bir vida
piyatı yapılmaktadır. Yüz metre koşusu için çocuk- sıkmak olabilir. Mesele o vidayı dünyada en iyi sı-
lar yerini alır. Düdük çalar ve koşmaya başlarlar. kan olmaktır. Başarı budur. Başarı patron ya da
Koşu sırasında çocuklardan birinin ayağı takılır ve üst düzey yönetici olmak değil; yaptığın her ney-
yere kapaklanır. Bağırarak ağlamaya başlar. Bü- se onu dünyada en iyi yapan insan olma ümidi ta-
tün çocuklar durur ve düşen çocuğa bakarlar. Hep- şımaktır.
si de onun yanına giderler. Kaldırırlar. İçlerinden Bu parçaya göre başarının anlamı aşağıdaki-
bir kız, çocuğun yaralanan dizini öper ve “Bu seni lerden hangisidir?
iyileştirecek!” der. Çocuk susar. Diğer dokuz ço-
cuk onun kollarına girer ve yarışı hep birlikte biti-
A) Zengin olmak
rirler. Herkes yarışı kazanır.
B) İnsanları mutlu etmek
Bu parçadan çıkarılacak sonuç aşağıdakiler-
C) Umutlu olmak
den hangisidir?
D) İşini en iyi şekilde yapmak
A) Sevgi yaralarımızı sarar. E) Patron olmak
B) Gerçek başarı herkesin aynı anda kazanması-
dır.
C) Eğitilemeyecek insan yoktur.
D) İnsanın potansiyeli sınırsızdır.
E) Çocuklardan öğreneceğimiz çok şey vardır.

9. • Bu yıl görev alacak olan ön jüri, ana jüri ve


Uluslararası seçici kurul üyeleri festival sonun-
daki basın toplantısında açıklanacaktır. Jüri
üyelerinin yarışma sonuna dek gizli tutulması
yarışmanın güvenilirliği için gözetilen bir kural.
• Geçen yıl düzenlediğimiz festivalimize gelen
yoğun talepleri göz önüne alan yönetimimiz,
bu yıl filmlerin süresini uzattı. Başvuru yapan
tüm kategoriler jenerik dahil 30 dakikaya çıka-
7. Ben köyde doğdum ama küçük yaşta oradan ay- rıldı. Böylelikle bazı filmlerin yarışma dışı kal-
rıldım. Okul ve iş derken hayatım hep İstanbul’da ması önlenmiş oldu.
geçti. Köye gittiğimde oradakilerle aramda derin Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden han-
düşünce farklılıkları olduğunu görüyorum. Yaşa- gisi söylenebilir?
nan mekânın büyüklüğü ve özellikleri insan düşün-
cesini etkiliyor. Yaşanan mekân büyüdükçe insan-
A) Festivale katılacak filmlerin genel özellikleriyle
ların da ufku açılıyor ve büyük düşünüyorlar.
ilgili açıklamalar sıralanmaktadır.
Bu parçanın konusu aşağıdakilerden hangisi-
B) Değerlendirme kuruluyla ve filmlerin süreleriy-
dir?
le ilgili ölçütler anlatılmaktadır.
C) Seçici kurul üyelerinin yeni çalışma prensiple-
A) Köy ve şehir karşılaştırması
ri sıralanmaktadır.
B) Köy hayatı
D) Film festivalinin devam eden bazı nitelikleri
C) İnsan-zaman ilişkisi açıklanmaktadır.
D) Düşüncenin değişimi E) Bu yıl değişen bazı şartlar gerekçeleri belirtile-
E) Mekân ve düşünce ilişkisi rek sıralanmaktadır.

135
PEKİŞTİRME TESTİ - 5

1. Zekâ açıcı yemek ve ilaçlardan bahsediyorlar. Yi- 3. Ve böylece bu ömür, bu ömür her dakika,
yerek insan hantallaşır ama zeki olur mu bilemem. Bir buz parçası gibi kendinden eriyecek.
Benim başka önerilerim var. Tecrübe edilmiş ve
Semada yıldızlardan, yerde kurtlardan başka,
sonuç elde edilmiş bir takım öneriler. Mesela sev-
gi zekâyı kesinlikle geliştirir. Mutluluk başarıyı ar- Yaşayıp öldüğümü kimseler bilmeyecek!
tırır. Sevgiyle yetiştirilmiş mutlu insanlar zeki ve Bu şiirde düşünceyi geliştirme yollarından han-
başarılı oluyor. Deneyin. Hayatınızın sihirli bir şe- gisine başvurulmamıştır?
kilde değiştiğine şahit olacaksınız.
Bu metinde aşağıdakilerin hangisine değinil- A) Örneklere yer verilmiştir.
memiştir? B) Benzetmeden yararlanılmıştır.
C) Yinelemelerden yararlanılmıştır.
A) Zekâ açıcı yemek ve ilaçların varlığına D) Karşıt kavramlar kullanılmıştır.
B) Sevginin zekâyı açtığına E) Kişileştirme yapılmıştır.
C) Mutluluğun başarıyı artırdığına
D) Sevgi sihirli bir sonuç ortaya koyduğuna
E) Çalışmanın önemine

2. Aç bir insanın önceliği karnını doyurmaktır. Ekmek


parası kazanmaktır. Kendisinin ve çoluk çocuğu-
4. Sanatla ilgilenenler için daha doğrusu sanatında
nun yeme, içme, barınma ve eğitim ihtiyaçlarını
başarılı olanlar için anahtar kelime “tutku” ve
karşılamaktır. Bu insana demokrasi, hukuk, insan
“aşk”tır. O kadar ki yazarlığı tutku haline getiren-
hakları gibi son derece soyut ve maddi getirisi ve
ler aileleri karşı çıktığı için onları terk etmişler, okul-
dönüşü olmayan kavramlardan bahsetmek pek
ları sanatlarına engel olduğu için bırakmışlar. Mes-
akıllıca değildir. Bu insan zaten sizi dinlemeyecek,
leklerini bırakıp sanatlarını meslek haline getirmiş-
dinlese de anlamayacak, anlasa da herhangi bir
ler. Sanat erbabından sanatıyla ilgili çarpıcı ve sa-
girişimi olmayacaktır. Çünkü enerjisini karnını do-
natıyla özdeşleşen sözü Sait Faik söylemiştir: “Yaz-
yurmaya ayıracaktır. Aç insan düşünemez. Düşün-
masam ölürdüm.”
se de sadece karnını doyurmayı düşünür.
Bu metnin anlatımında düşünceyi geliştirme
Bu cümlelerin yazarı aşağıdakilerden hangisi-
yollarından hangisi vardır?
ni söylemez?

A) Benzetme
A) İlk önce insanların temel ihtiyaçları karşılanma-
lıdır. B) Örneklendirme

B) İnsanın birinci önceliği hayatını devam ettirmek- C) Karşılaştırma


tir. D) Tanımlama
C) Demokrasinin yerleşmesi için eğitim şarttır. E) Tanık gösterme
D) Yoksul toplumlarda demokrasi birinci öncelik
değildir.
E) İnsanın birinci meselesi açlığını gidermektir.

136
Ünite 3 Paragraf

3639
5. Yıl 2112. Takvimler de 19 Aralık’ı gösteriyordu. Ba- 7. Sunucu:
zılarına göre 21 Aralık 2112’de kıyamet kopacak- (I) ----
tı. O nedenle başka gezegenlere göç başlamıştı.
Doktor:
Sözde dünya bozulacaktı. Fizikçiler ve astrologlar
televizyon ekranlarında kıyametin henüz kopma- — Bu, kıl folikülleri ve bunların özellikleriyle ilgili-
yacağını söyleseler de Afrika kabilelerinden Mas- dir. Folikül, kılın kökünü oluşturan yapıdır. Bir foli-
sai “laibon”larının açıklamaları insanların kafasını kül anajen fazındaysa uzayabilir. Anajenden kata-
karıştırmıştı. Laibonlar şamanistik tedavi, fal bak- jene geçilirken folikül iyice küçülür, kandan uzak-
ma ve kehanet dışında savaşlarda başarı ve bol laşır, dış deriye doğru yaklaşır. Böylece yeterince
yağış sağlama gibi görevler yapıyorlardı. 21.12.2112 hormon alamaz. Telojende ise uzaması durur ve
tarihindeki rakamların sadece 1 ve 2’den meyda- dökülür.
na gelmesi ve sayıların arka arkaya kendini tekrar
etmesi onların bu kehanette bulunmalarının temel Sunucu:
nedenlerinden biriydi. (II) ----
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangi- Doktor:
sine yer verilmemiştir?
— Tabii ki. Kaş ve kirpikte durmayı sağlayan şey
hormonlardır. Uzunluk oranlarını androjen hormon-
A) Gerekçe bildiren cümleye
ları belirler. Bu hormon kalıtsal olarak bazı insan-
B) Gerçeklikten uzak düşüncelere larda çok salgılanabilir. Bu da o kişilerde mesela
C) Hayatın normal akışına uymayan düşüncelere kaşların sürekli uzamasına yol açabiliyor.
D) Tanık göstermeye Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdaki-
E) Mecazlı anlatıma lerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?

A) (I) Saçın yaşla birlikte dökülüp sakalın dökül-


memesi neye bağlıdır?
(II) Peki kirpiklerin beyazlamamasına ne diye-
ceksiniz?
B) (I) Saç, sakal sınırsız uzarken kirpik ve kaş ne-
den sınırlı uzuyor?
(II) Neden büyümenin durduğunun tam cevabı
6. İstanbul'un Topkapı Semti'nde, surların dışında es- olmadı, biraz daha açıklayabilir misiniz?
ki Topkapı garajına yakın meydan sokakta Araki-
C) (I) Kirpik ve kaşların çok dökülmesi ne ile ilgilidir?
yeci (Takyeci) İbrahim Çavuş Camii namıyla bili-
nen Mimar Sinan tarafından inşa edilen bir cami (II) Kaşların uzamasının nedeni ne olabilir?
vardır. Çevre yolunda (E-5) seyahat edenler Top- D) (I) Saç, sakal ve kaşların ağarması ama kirpik-
kapı mezarlıkları hizasından geçerken ahşap ey- lerde bu durumun görülmemesinin nedeni nedir?
vanlarını ve zarif minaresini görebilirler. Geomet- (II) Sakallarda büyüme neden durmuyor?
rik mükemmelliğinin yanında duvarlarındaki çini-
E) (I) Saçların dökülmesindeki nedenler sakallar-
lerde ilk defa üzüm motifleri kullanılan XVI. yüzyıl
da neden geçerli değil?
Türk mimarisinin pırlanta bir örneği camiin yapılı-
(II) Saçlardaki büyüme sakallarda da aynı sü-
şıyla ilgili bir hikâye anlatılır.
rede mi gerçekleşiyor?
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangi-
sine yer verilmiştir?

A) Okuyucu bilgilendirilmiştir.
B) Bilgiler tanık gösterilerek desteklenmiştir.
C) Benzetme yapılmıştır.
D) Birinci kişi ağzından anlatılmıştır.
E) Karşılaştırma yapılmıştır.

137
YKS HAZIRLIK TESTİ - 1

1. Büyük kubbeli divan, bugün daha sakin, daha göl- 3. Nasıl oldu da ayrımına varamadım, anlamıyorum.
geliydi. Pencerelerinden süzülen mavi, mor bahar Dal gibi incecik bir kızdı. Nakışlı beresinden taşan
aşkları, çinilerinin yeşil derinliklerinde birikiyor, ko- sarı saçları omuzlarına düşer, kumral kumral kir-
yulaşıyordu. Yüksek ipek şiltelere diz çökmüş yor- piklerinin gölgelediği iri gözlerinden hüzünlü bir çe-
gun vezirler, önlerindeki halının renkli nakışlarına kicilik yayılırdı yüzüne. Onu ilk kez okulumuzun
bakıyorlar; uzun, beyaz sakalını zayıf eliyle tutan ışıklı koridorlarından birinde görmüş ve ondan he-
ihtiyar sadrazamın sönük gözleri, gayet uzak, ga- men etkilenmiştim. Güzel olmasına çok güzeldi;
yet karanlık şeyler düşünüyor gibi mevcut olma- ama beni ona çeken yalnızca güzelliği değildi. On-
yan noktalara dalıyordu. da, yıllarca aradığım ve arayacağım bir şey gizliy-
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangi- di. Önceden ayrımına varamamıştım işte. Ta ki
lerinden yararlanılmıştır? metro istasyonunun üstündeki o kafede, o dingin
ırmağa bakan kırık dökük masada karşılaşıncaya,
gözlerindeki o tuhaf maviyi görünceye kadar.
A) Öyküleme – tartışma
Yukarıdaki parçanın anlatımında aşağıdakiler-
B) Betimleme – karşılaştırma
den hangisi ağır basmaktadır?
C) Öyküleme – betimleme
D) Açıklama – öyküleme A) Öyküleme – Betimleme
E) Tanımlama – betimleme B) Tartışma – Açıklama
C) Tanık gösterme – Örnekleme
D) Betimleme – Tanımlama
E) Karşılaştırma – Açıklama

2. Her zaman savunduğum iyi bir hatip olmanın yolu 4. Şiirle ilgili her konu çok tartışma götürür. Ve yine
kuvvetli bir arzudan geçer. Bunu çok istemelisiniz. anlaşılmalıdır ki iyi şiir her zaman mevcuttur. Kimi
İsteyince çalışır, çalışınca başarırsınız. Çalışma- kötü şiirleri işaret ederek “Yetişin, şiir ölüyor, işte
ya başladığınızda geri dönüşün bütün yollarını ka- bakın ne kadar kötü bir şiir.” yaygarasıyla ortalığı
patmalısınız. Geri dönmeme kararı, her işte başa- karıştırmanın hiçbir mantığı yok. Bunu yaparak an-
rı için şarttır. Tarık Bin Ziyad, ordularını İspanya’ya cak yol tıkamış oluruz. Şiir kendisiyle vardır. Bizim
çıkardığında gemilerini yakmıştı. Aynı şeyi ordula- müdahalemizi gereksizleştirecek kadar hem de.
rını bugünkü İngiltere’ye çıkaran Sezar da yapmış- Farkında olalım ya da olmayalım o, hayatımızın bir
tı. Onlar bu yolla başarılı olmuşlardı. Başarmanız kıyısında bir ırmak olarak akmaktadır.
gereken her mesele için siz de niçin aynı yolu de- Verilen parçada anlatım yöntemlerinin hangi-
nemiyorsunuz? sinden yararlanılmıştır?
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden han-
gisi söylenemez? A) Tartışma
B) Açıklama
A) Örneklemeden yararlanılmıştır.
C) Betimleme
B) İkilemelere başvurulmuştur.
D) Örnekleme
C) Öğüt verici bir anlatım yeğlenmiştir.
E) Karşılaştırma
D) Farklı fiilimsiler kullanılmıştır.
E) Gerekçeli yargılara yer verilmiştir.

138
Ünite 3 Paragraf

3640
5. Yazarak ölümsüzleşmek gibi sözleri vardır kimi ya- 7. Nesnel sanat olmadığı gibi, nesnel eleştiri de yok-
zarların. Okuyarak ölümsüzleşmek daha doğru ge- tur. Öyleyse, eserlerine kendilerinden bir şey kat-
liyor bana. Bütün olarak edebiyatın ne işe yaradı- mamakla övünen bütün insanlar aldatıcı bir haya-
ğını sorduğumuzda, belki herkesi ilgilendiren bir le kanmışlardır. Gerçek şudur ki, insan kendi ben-
sorundan söz açıyoruz. Ama okumanın anlamı yal- liğinin dışına çıkamaz. Bu, bizim en büyük zaval-
nızca bizi ilgilendiriyor. ‘Niçin yazıyorsunuz?’ so- lılıklarımızdan biridir. Toprağı ve göğü, bir an için
rusuna, “Arkadaşlarım beni sevsin diye” yanıtını sineğin petek gözü ile görmek ya da bir oranguta-
veriyor Márquez. Oysa kitap okuduğumuz için se- nın kaba ve basit aklıyla anlamak için neler ver-
vilmeyi beklemek yersiz olur. Kendi kendimize ve mezdik. Fakat bu bizim için imkânsızdır.
kendimiz için okuyoruz. Bu parçanın anlatımında aşağıdaki yöntemler-
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdaki- den hangisi kullanılmıştır?
lerden hangisi söylenemez?
A) Öyküleme B) Açıklama
A) Alıntıya yer verilmiştir. C) Tartışma D) Betimleme
B) Tartışmacı anlatımdan yararlanılmıştır. E) Tanık gösterme
C) Betimleyici ögelere yer verilmiştir.
D) Karşılaştırma yapılmıştır.
E) Tahminde bulunulmuştur.

6. Katar’ın başkenti Doha, son yirmi yıl içinde âdeta 8. Anadolu’nun Kafkasya’ya açılan kapısı olan Kars,
yeniden baştan aşağı yenilendi. Kendi halinde bir farklı medeniyetlerin izlerini taşıyan bir coğrafya-
geleneksel çarşı olan şehrin en eski tarihi yerlerin- da kurulu. Köklü tarihi geçmişe sahip olan ülkemi-
den Souq Wakif de bu yenilenmeden payına dü- zin doğuya açılan serhat şehri, kültürel ve etnik
şeni aldı. Souq kelimesi, Arapça pazar yeri anla- farklılıklar hoşgörü anlayışıyla bütünleşmiş durum-
mına geliyor. Burada yüz yıllardır bir çarşı hali ha- da. Son yıllarda yaşadığı değişim ve birbiri ardına
zırda vardı ve bedeviler koyunlarını, keçilerini ve atılan adımlarla turizmde Doğu Anadolu Bölgesi’nin
yünlerini getirip ihtiyaçları karşılığında takas yapı- parlayan yıldızı haline dönüşen Kars, büyük bir po-
yorlardı. 2003’te çıkan yangınla birlikte çarşının tansiyel taşıyor. Şehir merkezi ve çevre ilçelerde
büyük bir kısmı yok oldu. Dev bir geri dönüş pro- gezilecek, görülecek, ziyaret edilecek çok sayıda
jesi başladı. Günümüzde ise tüm çarşı yeniden ya- tarihi eser ve doğal güzellik bulunuyor. İlk defa kış
pılarak tam bir 19. yüzyıl çarşısı görünümüne so- mevsiminde ziyaret ettiğim bu büyülü şehri beğen-
kuldu. Doha’nın kalbi Waqif çarşısı şehrin görül- diğimi söyleyebilirim.
mesi gereken en önemli yeri bana göre. Atmosfe-
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han-
ri, dokusu, geleneksel sanatları sunan dükkânları,
gisi yoktur?
kafe ve restoranları ve pasajlarıyla nefis bir çarşı
ortaya çıktı.
A) Adlandırmaya başvurma
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdaki-
B) Sessel yinelemelere yer verme
lerden hangisi söylenemez?
C) Açıklayıcı anlatıma başvurma

A) Betimleyici ögelere yer verilmiştir. D) Öznel bir söyleme dayanma

B) Görsel ve işitsel ögelerden yararlanılmıştır. E) Devrik cümlelere yer verme

C) Niteleyici sözcükler kullanılmıştır.


D) Karşılaştırma yapılmıştır.
E) Sayıp dökmeden yararlanılmıştır.

139
YKS HAZIRLIK TESTİ - 2

1. Kütüphanelerine bakarak kişileri tanıyabilmek müm- 3. ---- Onlar çelimsiz düşüncelerine yaldızlı ejder ka-
kün müdür? Hayır, herkesin karakterini bu şekilde natları takmışlardır, bayağı başarısızlıkların çok
çözemezsiniz. Ama bu benim için bir tür alışkan- yukarlarından uçarlar. En eften püften sözleri bile
lık. Bir eve gittiğimde, kütüphaneye bakarak bir fal şişire şişire uzatırlar. Gösterişli, etkili, anlaşılmaz,
çıkartırım. O zaman, tanıdığım, hatta çok iyi tanı- gürültülü, beylik sözlerden yapılmış bir seçmedir
dığım biri hakkında şaşırtıcı şeylerle karşılaşırım. yaptıkları. Köşede bucakta kalmış eski püskü cüm-
Bu yüzden hep düşünmüştüm: “Gizli kapaklı bir lelerden başka bir şey göremezler. Kısır kuşaklar
şey mi var? Yoksa kütüphane, sahibini kendisin- eliyle sürdürülmüş ve artık bir yana bırakılmış şa-
den daha mı iyi yansıtıyor?” Çünkü insanlar ken- irane saçmalıklardan başka bir şey bulamazlar.
dilerini saklar. Oysa ---- Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden
hangisinin getirilmesi en uygundur?
Paragraf, anlam bakımından aşağıdakilerden
hangisiyle sürdürülebilir? A) Edebiyatımızda gösterişli üslubuyla başarıyı
yakalayan sanatçılarımız vardır.
A) Kütüphanede kendilerini mecburen ele verirler. B) Sadece söz oyunları ile yetinen yazarların elin-
B) Özenle oluşturulmuş bir kütüphane, onlar için de sözcüklerden başka bir şey kalmaz.
bir kültür simgesidir. C) Bir sanat eserinde biçim ve anlamı dengede
C) Daha iyi bir kütüphane oluşturamazlar mıydı? tutmalı sanatçı dediğin.

D) Kütüphane, onların kültür düzeyinin bir yansı- D) Kalıplaşmış ifadelerle bir konuyu eksiksiz an-
masıdır. latan sanatçılarımız yetişiyor.

E) Bir kütüphane oluşturmak, onlara gurur verme- E) Sanatçılar, hiçbir anlam taşımayan sözcükleri
lidir. bir araya getirerek özgün olabilir.

2. ---- Bunlar arasında Kutadgu Bilig gibi felsefî, Di-


vanü Lügati’t-Türk gibi ansiklopedik sözlük, Dede
Korkut Hikâyeleri gibi güçlü bir anlatıma sahip olan 4. ---- Kendimize bakarak kendimize göre, kendimi-
eserler önemlidir. Dilimizin gerek duyduğu kimi kav- ze nasıl bakarsak; başkalarına da öyle bakar, baş-
ramları karşılamak için bu eserlerden sözleri Tür- kalarını da öyle yorumlarız. Başka bir deyişle baş-
kiye Türkçesine aktarabiliriz. Bu sayede hem dili- kalarını kendimiz olarak görürüz. Onun için sanat-
miz daha da zenginleşmiş olacak hem de tarihî ta ister istemez “ben” vardır. Buradaki “ben” bilin-
metinlerle gençlerimizin daha fazla tanışma imkân- meyen bir “ben” değildir. İnsanın en çok bildiği ta-
ları sağlanmış olacaktır. nıdığı kendisi olan “ben”dir. Yazarlık içe bakarak
Yukarıdaki boşluğa aşağıdaki cümlelerden han- dışarıyı görmek, kendine bakarken başkalarını gör-
gisinin getirilmesi, dil ve düşünce yönüyle doğ- mek, tanımaktır.
rudur? Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre
aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi en uy-
A) Halk ağzındaki sözlerin birçoğu Türk lehçeleri gundur?
ile ortaklık ve benzerlik taşımaktadır.
B) Eski Türk eserlerinin birçoğu günümüze ulaşa- A) Yazarlık daha çok öznel deneyim yöntemine
mamıştır. dayanır.

C) Türk diline gönül verenler, zengin bir dille en B) Her sanatçı, eserinde aslında kendini anlatır.
yetkin eserleri ortaya koymuşlardır. C) Çevremiz iyi diyorsa biz iyiyizdir, kötü diyorsa
D) Anadolu ağızlarında farklılıkların olması dili zen- biz kötüyüzdür.
ginleştirir. D) Yazar kendinden yola çıkarak farklı insanları
E) Bugün kullandığımız terimlerin birçoğunu bu anlatabilir.
eserlere borçluyuz. E) Her sanatçı bir parça bencil olmayı bilmelidir.

140
Ünite 3 Paragraf

3641
5. ---- Çok yavaş veya süratli konuşmak, çok bağır- 7. Eskiden pek genişti edebiyatın sınırları. Yalnızca
mak veya sesi pek duyulmamak, konuşmayı hep sanatsal uğraşıları içine almakla kalmazdı, birta-
aynı ses tonunda sürdürmek başarıyı değil, başa- kım bilim kollarını da kucaklardı. Örneğin tarih, coğ-
rısızlığı gösterir. Konferansçı ne bir bilgisayar ve- rafya gibi bilimler edebiyata girerdi. Dolayısıyla bu
ya ses aygıtıdır ne de tiyatrocudur. Şaklabanlık da, tür eserlere birer “edebiyat eseri” gözüyle bakılır-
bağırıp çağırmak da, ağızdan köpükler saçarak dı. Edebiyat yönü bilimsel yönünden ağır basardı
dinleyicilere saldıracakmış gibi konuşmak da hoş bu eserlerin. Okurlar da bilimsel gerçekleri öğren-
karşılanmaz. mekten çok estetik bir tat almak için okurlardı on-
Bu parçanın başına aşağıdakilerden hangisinin ları. ----
getirilmesi en uygundur? Bu parça aşağıdakilerden hangisiyle tamamla-
namaz?
A) Konferansta seyircilere saygı ve iltifat ifade
eden sözler yer almalıdır. A) Gelgelelim, sözü edilen türler sonradan koptu-
B) Seyircinin sorduğu sorular cevaplanırken üslu- lar edebiyattan.
ba dikkat edilmelidir. B) Edebiyatın kanatları altında bağımsızlığa doğ-
C) Konferansta konuyu fazla dağıtmak, sesi ayar- ru gitti bu türler.
layamamak dikkati dağıtır. C) Eleştiri de aşağı yukarı yüzyıldır aynı serüveni
D) Konferansta ses tonundaki iniş ve çıkışlarla din- yaşıyor.
leyicinin dikkati uyanık tutulmalıdır. D) Bu nedenle bilim edebiyatın gölgesinde kalmış-
E) Konferans bir konuşma olduğu için ses tonu tır.
çok önemlidir. E) Böylelikle edebiyat zevki alırken bir şeyler de
öğrenirlerdi.

6. Benim çocukluğumda sokaklar panayır yerini an-


dırırdı. Her çocuk kendini rahatça ifade edebilirdi
bu sokaklarda. Dostluğu, düşmanlığı, ilk aşkı, ilk
ihaneti, ilk üzüntüyü, ilk başarıyı, ilk ümitsizliği vel- 8. Kış mevsimi yaklaştıkça, hava soğur, günler kısa-
hasıl hayatın gerçeklerini bu sokakta tattı. Tüm lır, yapraklar renk değiştirir ve yere düşer, kar top-
bunları yaşarken yalnız değildi. Şimdi yıllar sonra rağın üzerini kaplar. İnsanlar sıcak alışveriş mer-
oturduğumuz sokağa bakıyorum da sokakta çocuk kezlerinde ihtiyaçlarını alıp sıcak arabalarında, sı-
yok. ---- cak evlerine gelirler. Üzerlerine kazaklar, hırkalar
giyerler. İyi de tabiatta doğal ortamda yaşayan hay-
Bu paragrafın sonuna aşağıdaki cümlelerden
vanlar kışı nasıl geçirir, hiç düşündünüz mü? Bir
hangisi getirilebilir?
kısmı ----.
I. daha ılıman yerlere göçerler ki bu konuda kuş-
A) Çünkü yazın gelmesiyle birlikte herkes tatile gi-
lar ve balıklar avantajlıdır
diyor.
II. kendilerini kışa adapte ederler, daha kalın ye-
B) Rüyacı amcanın neler getireceğini merak ede-
ni tüyler çıkarırlar
rek temiz yorganın altında uyku balonuyla yol-
culuk var artık. III. mayısta kendilerini doğaya salarlar, hepsinde
bir yaşama sevinci belirir
C) Bizi biz yapan görkemli medeniyetin sesi du-
yulmuyor bu yüzden. Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
yukarıdakilerden hangileri getirilebilir?
D) Can sıkıntısı ve ilişki kurma zorluğu olmadan
kendince arkadaş edinirdi.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
E) Her çocuk evde, bilgisayar karşısında yapayal-
nız tüketiyor çocukluğunu. D) I ve II E) II ve III

141
YKS HAZIRLIK TESTİ - 3

1. (I) Güzel bir film her şeyden önce sinema sanatı- 4. (I) Sanatçıların, yazarların yaşam öykülerine, çok
nın imkânlarına göre ayağını uzatan filmdir. (II) Ya- sınırlı bir biçimde birtakım ansiklopedilerde ya da
ni güzel bir film tiyatro değildir, konser değildir. (III) antolojilerde rastlanılır. (II) Antoloji yazmanın zor-
Güzel film, zaman zaman bunlardan istifade eden, luğunu her yazar az çok bilir. (III) Bu yapıtlarda bu-
bunları tamamıyla hazmederek kendine benzeyen lunan bilgi, bütün yazarları, sanatçıları aynı kalıba
yepyeni bir sanat koludur. (IV) Sinema gerçekleri sokar. (IV) Yazarın doğum yeri, öğrenimi, yapıtla-
estetik bir şekilde anlatır.(V)Sinemanın elinde hiç- rı gibi bilgileri doğrular bu bölümler. (V) Hemen her
bir ressam gözünün, hiçbir şair gücünün, hiçbir ba- yazar için söz konusu olan bilgilerdir bunlar. (VI)
le sanatçısının erişmeyeceği bir sürat, bir kudret Bunlara dayanarak, yazarın düşünsel ortamı, ye-
vardır. tişme koşulları, bakış açısı, dünyaya sunmak iste-
Numaralandırılmış cümlelerin hangisi anlatımın diği “bildiri” hakkında bilgi sahibi olamayız.
akışını bozmaktadır? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden han-
gisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) V. B) IV. C) III. D) II. E) I.
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.

2. (I) Bir zamanlar, “Eylül”ün yazarında sanat deha- 5. (I) Baba olduğum zaman, çocuk yetiştirme konu-
sı bulan ve ona hayranlığını ifade eden yalnız Ha- sunda geleneksel düşüncelere sahiptim. (II) Ge-
lit Ziya değildir. (II) Başta Edebiyat-ı Cedide’nin ku- rek farkında olduğum gerekse beynimin derinlikle-
rucularından ve önderi Tevfik Fikret de onu aynı rine işlenmiş olan fikir ve davranışlarla yaklaşıyor-
derecede beğenip övmüştür. (III) Fakat Tevfik Fik- dum çocuğuma. (III) Büyüklerimin yanında bebe-
ret’in hayata ve topluma bakışı Mehmet Rauf’tan ğimi kucağıma alamıyordum, istesem de ona sev-
farklıdır. (IV) Sonradan ne olmuş bilmiyorum; za- gi gösterisinde bulunamıyordum.(IV) Şimdi bunla-
vallı Mehmet Rauf’un yıldızı birdenbire sönmüştür. rı düşününce ne kadar yanlış yaptığımı anlıyorum.
(V) Bunun sebebini Mehmet Rauf’un hayatında (V) Babalık görevi kutsal bir görevdir. (VI) Keşke
arayıp bulmak mümkündür sanırım. bizi yönlendiren, hatalarımızı düzelten birileri ol-
Numaralandırılmış cümlelerin hangisi düşün- saydı.
cenin akışını bozmaktadır? Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangi-
si düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.

3. (I) Saadet veren bilgi anlamına gelen “Kutadgu Bi- 6. (I) Acılarımızı, sevinçlerimizi, duygularımızı ve ta-
lig” düşünce yönü ağır basan, öğretici bir eserdir. salarımızı sözcükler aracılığı ile dışa vururuz. (II)
(II) Bu değerli mesnevi, yazıldığı dönemin insanı- Denilebilir ki sözcükler yön verir yaşamımıza. (III)
na ve devlet adamlarına doğru yolu göstermek, yö- Sözcüklere dökemediğimiz duygular, düşünceler,
neticilikle ilgili bilgiler vermek amacıyla yazılmıştır. gerçekte aydınlığa çıkmamıştır içimizden. (IV) Söz-
(III) Eser, insana hem bu dünyada hem de ahiret- cüklere gerçek anlamlarını vermek alışkanlığını
te mutlu olma yollarını göstermektedir. (IV) Eser- edinirsek büyük adamların yapıtlarını da anlaya-
den Karahanlıların gelişmiş bir devlet teşkilatına cak duruma geliriz. (V) Kimi kez bir şeyler duya-
sahip olduğunu anlıyoruz. (V) Eser, içerisindeki bir- rız, bir esinti yoklar içimizi. (VI) Bunu anlatmak is-
çok görüşün günümüzde de geçerli olduğu önem- teriz, gelgelelim bu duygumuzu dışa vuracak söz-
li bir öğüt kitabıdır. cükleri bulamayız.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangi- Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangi-
si düşüncenin akışını bozmaktadır? si anlatımın akışını bozmaktadır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.

142
Ünite 3 Paragraf

3642
7. (I) Bir yazının bir yerinde kullanmak istediğim bir 10. (I) Tarih, kölelik de olabilir özgürlük de; İki tarafı
bilgiyi teyit ettirmek için raflara yöneldiğimde bir de keskin bir kılıçtır. (II) İsterseniz tarih yoluyla bir top-
ne göreyim; o kitabın yerinde yeller esiyor. (II) Kü- lumu köle beyinli yetiştirebilir veya tam tersine, ta-
tüphanede bulunan ödünç kitap ne kadar tanıdığı- rihi özgürleşmenin ateşleyicisi olarak okutabilirsi-
nız ne kadar sevdiğiniz olursa olsun, yabancı mi- niz. (III) Tarihi olmayan bir toplum, zamanın ezelî
safir gibidir. (III) Neden sonra akıl defterimin yar- ve ebedî akışından çekip çıkartılamaz.(IV) Bu, ta-
dımıyla anlıyorum ki filan tarihte o kitabı birine mamen sizin elinizdedir,hatırlamasını bilmediğiniz
ödünç vermiştim. (IV) Kaldı mı güzelim yazı baş- müddetçe bizi rahat bırakmaz. (V) Adeta kişinin
ka bahara. (V) İşin yoksa kitabın aynısından bir yediği gıdanın kaslarına, kemiklerine dağılıp kişiy-
daha al; o da bulabilirsen! le beraber yürümesi gibidir.
Yukarıdaki paragrafta numaralanmış cümleler- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden han-
den hangisi anlatımın akışını bozmuştur? gisi düşüncenin akışını bozar?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

8. (I) Attila İlhan, daha ilkokuldayken Faruk Nafiz, 11. (I) Çeviri, sözcüklerin ardında yatan ruh yakalan-
Necip Fazıl ve Mehmet Akif’ten birer şiir okumuş dığında anlam bulabilir bana göre. (II) İşte o za-
ve çok etkilenmiştir. (II) O yıllarda ilk şiir deneme- man da iş, çeviriden çıkar ve yeni bir yaratım sü-
lerini yapmaktadır ve henüz Nazım’la karşılaşma- reci başlar. (III) Çeviri bu yüzden çok uğraş gerek-
mıştır. (III) Attila İlhan’ın şiir yazmaya başladığı tiren, çok zaman alan zor bir iştir. (IV) Bir şiir bir
kırklı yıllarda daha çok Garip şiirinin gölgesine gi- başka dilde yeniden söylendiğinde o güne dek ya-
rer Türk şiiri. (IV) Nazım Hikmet’le tanışması ise zılmamış bir şiir çıkar ortaya; çünkü sözcükler ken-
1936’da Balıkesir’de yatılı okulda okurken gerçek- di aralarındaki ilişkileriyle o dilde ilk kez o biçimde
leşmiştir. (V) Burada gece gelen telgrafı okumuş bir araya gelirler. (V) Bu nedenle ortaya çıkan bu
ve çok beğenmiştir. yeni eserin sahibi biraz da, belki de çokça çevir-
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangi- mendir.
si düşüncenin akışını bozmaktadır? Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangi-
si düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

9. Türklerin karikatür ile 17.-18. yüzyıllarda tanıştık- 12. (I) Sanatsal yaratılar, ancak başkalarının olduğun-
ları iddiası yanlıştır.(I) Bu sanat dalı Türklerin ha- da, toplumsal hayatın bir parçası durumuna geldi-
yatına birçok Batı ülkesinden daha önce girmiştir. ğinde bir değer kazanır.(II)Sanatsal yapıtların top-
(II) Türkler, bu sanata yönelik yoğun bir kullanım lum düzeyinde ilk yararlı etkilerinden biri, dil düze-
alanı oluşturmuştur.(III) Şunu da eklemek gerekir yinde gerçekleşir. (III) Bir sanat yapıtı, insanlar ta-
ki günlük yaşamımızın belli bir kesitine girmesine rafından okunup paylaşıldığı, toplumsal hayata ya-
rağmen karikatürler popülariteden uzaktır.(IV) Türk şantıya dönüştüğü zaman bir anlam ifade eder.
karikatürünün temelinin çok eski çağlara uzandığı (IV) Sanatçı, okuma noktasında toplumu yönlen-
düşünülürse bu sanat dalı hak ettiği konuma geti- diren önemli bir etkendir. (V) Okumayan, sanata
rilmelidir. (V) Bu zengin mirasa Türk toplumunun uzak duran bir insanın, dili yüzünden korkunç ile-
dikkati çekilmelidir. tişim sorunları yaşayan biri olduğu tartışılmayacak
Yukarıdaki paragrafta numaralandırılmış cüm- bir gerçektir.
lelerin hangisinden sonra cümlenin akışı bo- Yukarıdaki numaralandırılmış cümlelerin han-
zulmuştur? gisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

143
YKS HAZIRLIK TESTİ - 4

1. (I) Eğitim, insanı daha iyiye, daha doğruya ve da- 4. (I) Adnan Binyazar, yaşamının örsünde sınadığı
ha güzele götürmek için onu eğitmek demektir.(II) dil duyarlığından yeni bir dil çıkarmayı biliyor. (II)
Fakat bu eğitme işi, çocuk denilen varlığa dışarı- Bu dil görülmeyeni, sezilmeyeni anlatmaya yara-
dan bakmak, onu kendi duygu ve düşüncelerimiz dığı için, anıyı da denemeyi de aşarak öyküye ye-
açısından değerlendirmek değildir.(III) Eğitim ço- ni bir anlayış kazandırıyor. (III) Gönül bağının gev-
cuğu kendi psikolojik yapısı bakımından inceleyip şediği edebiyat ortamında ozan Cahit Külebi de
değerlendirmek yoluyla gerçekleşebilir. (IV) Çocuk unutulabilir. (IV) Belki başka ozanlarla karşılaştırı-
denen orijinal varlık önünde saygıyla eğilmeliyiz. lırsa ondan yarınlara kalacak dizeler daha çoktur.
(V) Çocuğun bize çoğu kez yabancı gelen duygu (V) Gene de Adnan Binyazar’ın öyküsü “Şairin Ke-
ve düşüncelerini anlamaya çalışmalıyız. disi”nde Cahit Külebi yeniden anımsanacak; özel
Yukarıdaki parça iki paragrafa bölünmek isten- bir kişiliği olan “Sarman” da edebiyatta kendine yer
se ikinci paragraf kaçıncı cümleyle başlar? edinecek. Kısa sürede okuruna tekrar dönecek.
Yukarıdaki paragraf ikiye bölünmek istense ikin-
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. ci paragraf aşağıdakilerden hangisiyle başlar?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.


2. (I) Edebiyat bilincinin yerleşmesi ve yayılmasında
televizyonun üzerine düşen görev daha büyüktür.
(II) Çünkü televizyonun, her türlü olanağı kullana-
rak daha büyük kitlelere hitap etme şansı vardır.
(III) Aynı zamanda yapısından gelen aksiyoner du-
rumu ile de etkileme gücü daha fazladır. (IV) Bu
güç edebiyat bilincinin yerleşmesinde kullanılırsa
edebiyat büyük kitlelere yayılır. (V) Bazı Türk ede-
biyatçılarının ve eserlerinin ekrana getirilmeleri hiç-
bir zaman küçümsenmemelidir. (VI) Ama bu gibi
programları bütün edebiyatçılarımızı, fikir adamla-
rını kapsamalıdır.
Yukarıdaki parça iki paragrafa bölünmek isten-
se, ikinci paragrafın kaçıncı cümleyle başlama-
5. (I) Modern İran edebiyatının esas kurucularından
sı uygun olur?
kabul edilen Sâdık Hidayet’in başyapıtı “Kör Bay-
kuş” üzerine çok yazılıp çizildi. (II) En azından bu-
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
güne kadar söylenenlerden farklı şeyler dile geti-
rebilmek için, romanın derinlikli incelemelere tabi
3. (I) Orhan Kemal’in romanı için bugüne dek verilen tutulup değişik kaynaklar üzerinden tekrar tekrar
en yaygın kanı nedir deseler, sanırım hepimiz bir- okunması gerektiğini söyleyebilirim. (III) Bu roma-
den “sadelik” deriz. (II) Onun romanı öylesine sa- nında bireyin açmazlarını rahatsız edici bir soğuk-
de gelir ki okuruna ... (III) Gerçekten Orhan Ke- kanlılığı da içine alan tavır ve kendine has imge
mal’in, romanı sade midir? (IV) Hani, öyle ki, ka- dünyasıyla anlatan Hidayet, diğer yandan bu aç-
lemi eline aldı mı insan, bir benzerini hemen yazı- mazlara ışık da tutuyor ayrıca. (IV) Işık tuttuğu nok-
verecek gibi midir? (V) Bilirsiniz “sade” sözcüğü- ta, kendi karanlığı üzerinden ezbere bildiği ruhsal
nü biz, genellikle “yalın – katıksız” anlamında kul- çıkmazların hangi noktalarda düğüm olduğu. (V)
lanırız. (VI) Şimdi düşünüyorum da bir öykücü, bir Ancak bir yanıt beklemek doğru olmaz Hidayet’ten.
romancı öykü yazmaya, roman yazmaya yalın – (VI) Aksine, roman boyunca düşündürdükleriyle
katıksız iş desin. (VII) Bu, yazın dünyasında kabul daha derin bir sorgulamanın kapılarını aralıyor.
edilebilir bir durum değildir. Yukarıdaki parça iki paragrafa bölünmek isten-
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci se, ikinci paragrafın kaçıncı cümleyle başlama-
paragrafın kaçıncı cümleyle başlaması uygun sı uygun olur?
olur?
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.

144
Ünite 3 Paragraf

3643
6. (I) Edebiyatın zengin kaynakları arasında toplum- 8. (I) Şiir bir iletidir, şair insanın derinine ulaşır. (II)
sal kırılmalar, çalkantılar ve yaralar şüphesiz ge- Şiir, ruhun en ince teline dokunabilen sözlü sanat-
niş bir yer kaplar. (II) Bugün yaşananların da ede- tır. (III) Dili canlandırır, çoğaltır. (IV) Şairin, yaza-
biyata yansıması bu bağlamda kaçınılmaz. (III) An- rın düşünen her insanın bir dünya görüşü vardır.
cak önemli olan bunun nasıl, ne zaman ve hangi (V) Dünyaya, insanlara, ilişkilere, doğaya o gözle
koşullarda gerçekleşeceği. (IV) Çünkü; “nasıl”, “ne bakar. (VI) Şiir ideolojinin açık bir taşıyıcısı göre-
zaman” ve “hangi koşullarda” sorularının yanıtları, vini yüklendiğinde estetik yön zarar görür.
bize bir anlamda ortaya çıkacak emeğin de değe- Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci
ri üzerine konuşmaya fırsat verir. (V) Erendiz Ata- paragraf hangi cümleyle başlar?
sü’nün yeni romanı “Baharat Ülkesi’nin Hazin Ta-
rihi”ni de işte bu soruların akla düşürdürdükleriyle A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
değerlendirmek gerektiği kanısındayım. (VI) Çün-
kü kitap; hem yaşadığımız toprakların hem de dün-
ya genelinde önde gelen, akla ilk düşen diğer mo-
dernleşme, medenileşme çabalarının başından ne- 9. (I) Ayva, birçok hastalığın tedavisinde kullanılır.
ler geçtiğinin hikâyesini anlatıyor. Aynı zamanda sağlığın korunmasında faydaları
vardır. (II) Bundan dolayı meyvesi, çiçeği, kabuğu,
Yukarıdaki parça iki paragrafa bölünmek isten-
çekirdekleri alternatif tıpta çok sık başvurulan şifa
se, ikinci paragrafın kaçıncı cümleyle başlama-
kaynağıdır. (III) Bu nedenle İyileştirici veya önleyi-
sı uygun olur?
ci birçok özelliği vardır. (IV) Böylesine şifa dostu
olan ayva ağacı, soğuğa dayanıklı olup 7 dere-
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
ce sıcaklık ayva ağacı için idealdir. (V) Ancak sert
kış ve soğuk iklimlerden olumsuz etkilenir. (VI) Ki-
reçli ve ağır toprakları, nemi ve rüzgârı sevmez.
Yukarıdaki parça iki paragrafa bölünmek isten-
se, ikinci paragrafın kaçıncı cümleyle başlama-
sı uygun olur?

A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.

7. 16.yy.da Divan edebiyatı olarak İslam kültürü içe- 10. (I) Garip akımı sembolizm ya da sürrealizm gibi bir
risinde eserler verilmiştir. (I) Türk şairleri, millî un- akım değil harekettir aslında ama literatüre akım
surlarla islami malzemeyi yoğurmuşlar ve İran şi- olarak geçmiştir. (II) Akım ile hareketin farkı ise şu-
irinden ayrı bir Türk şiiri yaratmışlardır. (II) Yani şa- dur: Hareket, sadece ülkenin belli bir alanında yay-
irler, eserlerinde kendi düşüncelerini, gelenekleri, gınlık gösterir ve zaman olarak akımdan daha dar
toplumun yaşayışını, atasözü ve deyimleri kullan- bir alana sahiptir. (III) Akım ise dünya üzerinde
mışlardır. (III) İslam kültürüyle yetişen divan şair- yaygınlık kazanır ve uzun bir zamana yayılır.(IV)
leri şiir dilinde Arapça ve Farsça sözcüklere yer Garip hareketi yazarları şiirde her türlü kurala ve
vermişlerdir. (IV) Bu dillerde yazmayı hüner say- önceden belirlenmiş kalıplara karşı çıkıp kuralsız-
mışlardır. (V) Bu nedenle bir önceki yüzyılda baş- lığı kural edindiler. (V) Şiirlerde toplumsal yergile-
layan Arapça ve Farsçanın Türk dili üzerindeki et- re yer verip şiirin ölçü, uyak ve dörtlükle ilgisiz ol-
kisi bu yüzyılda daha da artmıştır. (VI) Bu durum, duğunu, özgür yazılması gerektiğini savundular ve
bazı eserlerde dili anlaşılmaz hâle getirmiştir. şiirin konularını genişlettiler. (VI)O güne kadar “seç-
kin” bir tür sayılan şiirin her konuda yazılabilece-
Yukarıdaki parça iki paragrafa bölünmek isten-
ğini savundular.
se, ikinci paragrafın kaçıncı cümleyle başlama-
sı uygun olur? Yukarıdaki parça iki paragrafa bölünmek isten-
se, ikinci paragrafın kaçıncı cümleyle başlama-
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI. sı uygun olur?

A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.

145
YKS HAZIRLIK TESTİ - 5

1. (I) Bir şey yaratmaya yönelim, içinde bulunduğu du- 3. Toplum hızlı bir değişim süreci yaşıyor, değerler
rumla yetinmeyen insanlar için geçerlidir. (II) İçin- bu alt üst oluştan payını alıyor. (I) Kimi insanlar
de bulunduğu durum bir insana yetmiyorsa o insan hangi yükselen değerlere sarılacağını belirlemek-
kendini duygusal yönden doyuracak olan sanatla te zorlanıyor. (II) İnsanlarımız iyi yaşamak istiyor-
ilgilenme, yeni bir şeyler oluşturma yoluna gider. lar. (III) Ancak iyi yaşamanın sevgi, üretkenlik, pay-
(III) İçindekileri topluma taşımak için yeni bir yol, laşma ve hoşgörü ile mümkün olabileceğini göre-
yeni bir yöntem bulacak veya yaratacaktır. (IV) Böy- miyorlar. (IV) İyi yaşam ve mutluluğu yalnız bazı
lece içinizde bulundurduğumuz şeyleri, topluma maddi değerlerde, nesnelerde bulabileceklerine
aktarmanın yolunu kendiniz yarattığınız zaman sa- inanıyorlar. (V)
nat eseri ortaya koymuş oluyorsunuz. (V) Bir insa- Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangi-
nı sanata götüren şeyin de bu olduğuna inanıyo- sine,“Bu, gençlerde marka tutkunluğu, yetişkinler-
rum. de alışveriş çılgınlığıyla somutlaşıyor.” cümlesi-
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi- nin getirilmesi uygun olur?
sinden sonra, “Bu; şiir, roman, tiyatro ya da ken-
dini bir şekilde avutacak başka bir sanat dalı da A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
olabilir.” cümlesi getirilmelidir?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

2. (I) “Gölgesizler”, bildiğim hiç bir taşra romanına 4. (I) Günümüzde en büyük sorunlardan bir tanesi
benzemiyordu. (II) Bilinen klişelerin hiç birine düş- öğrencilerin kitap okumamasıdır.(II) Öğrenci, oku-
meden taşralı bir hikaye anlatabiliyor olması bir ya- ma ödevi olarak verilen edebi yapıtlara, yarışma-
na, akıldan çıkmayan karakterleri, karmaşık kur- cı sistemden kaynaklanan nedenlerden dolayı ye-
gusu ve şiirli diliyle beni yakalayıvermişti. (III) Ama terince zaman ayıramamaktadır. (III) Çoğunlukla
bunlardan da önemlisi kitabın varoluşa dair bir me- internetten bu yapıtların özetlerini indirip bu özet-
selesi vardı ve bunu hiç sesi titremeden anlatma- leri bile yeterince okumadan, ödev olarak öğret-
yı başarıyordu. (IV) Toptaş’ın yazdığı her cümle menine vermektedir.(IV) Okul ya da üniversite gi-
parlıyor, hiç bir şey cansız, sahte ya da soluk dur- riş sınavında alacağı puanı yükseltme derdinde
muyordu. (V) Başkalarının eline yapışıp kalıvere- olan, başkalarını geçmek, sürekli koşmak duru-
cek imgeler, onun elinde canlanıyor unutulmaz de- munda kalan gençler, bu hızlı koşudayken içinde-
taylara dönüşüyordu. ki olaylarda zamanın ağır bir tempoda aktığı, insa-
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi- ni değerlerin yüceltildiği yapıtları okumaya zaman
sinden sonra, “Üstelik bütün bunlar, sanki çok do- ve zemin bulamamaktadır ne yazık ki. (V) Bundan
ğalmış gibi yapılıyordu.” cümlesi getirilmelidir? sonra yaşamının hangi döneminde bu kıymetli ede-
bi yapıtları okuma fırsatı bulacağı da şüphelidir.
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangi-
sine “Dolayısıyla eğitim sisteminin sonucu olan
hız, yarış, stres ve koşu, gencin yeterince kitap
okumamasına neden olmaktadır.” cümlesinin ge-
tirilmesi uygun olur?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

146
Ünite 3 Paragraf

3644
5. (I) Bacon, “Edebiyatta en eski yapıtları, bilimde ise 7. (I) Vüs’at O. Bener’den önce bütün büyük yapıtla-
en yeni yapıtları okumak gerekir.” der. (II) Aktar- rını yazmış ve yayımlamıştı Sabahattin Ali.
dığım sözün işaret ettiği gerçek; edebiyatta klasik- (II) Vüs’at O. Bener, Sabahattin Ali daha başka bir
lerin vazgeçilmez yapıtlar olduğu ve yazınsal oku- yol izledi. (III) Türkçeyi en iyi biçimde kullanmaya,
malarda klasik yapıtların öncelenmesinin gerekli- öyküye daha çağdaş biçimsel özellikler kazandır-
liğidir.(III) Klasikler, akıp giden zaman içinde kalı- maya çalıştı. (IV) Toplumsal sorunların odağına
cı izler bırakabilmiş, tüm insanlığa seslenen ve in- bireyleri yerleştirmeye, öykünün küçük dünyası
sanlığın temel değerlerini işleyen, geleceğe kalma içinde bireyleri olabildiğince zenginleştirmeye ça-
olasılığı yüksek yapıtlardır.(IV) Klasisizmin temel lıştı. (V) Ayrıca düzyazının niteliğini değiştirerek
ögeleri; kendi içinde soyluluk, akılcılık, uyum, açık- yaratıcılığıyla kendisinden sonra gelen yazarlara
lık, sınırlılık, evrensellik, idealizm, denge, güzellik örnek oldu.
ve görkemliliktir. (V) Bir eserin klasik sayılabilme- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi-
si için bu özellikleri barındırması gerekmektedir. sinden sonra, “Bütün bunlar, sanatçının o gün-
Klasik bir eser, bir üslubun en yetkin ve en uyum- den bugüne dönemin iki büyük öykücüsünden bi-
lu ifadesini bulduğu eserdir. ri olarak anılmasını sağladı.”cümlesi getirilmeli-
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi- dir?
sinden önce, “Edebiyatta bu yapıtların kaynağı
Klasisizm akımıdır.” cümlesi getirilmelidir? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.

6. (I) Dilimiz, konuşma dilimizden çok yazı dilimiz, 8. (I) Gabriel Garcia Marquez, bir röportajında, son-
yüzyılı aşkın bir zamandan beri durmadan değişi- radan “büyülü gerçekçilik” diye adlandırılan tarzı-
yor. (II) Değişmesini bir dileyen, buyuran oldu di- nı Kafka’ya borçlu olduğunu söyler. (II) “Dönüşüm”ü
ye değil, değişmesi gerektiği için; değiştirmek zo- okuduğunda on dokuz yaşındadır ve o zamana ka-
runda olduğumuzu ta içimizden duyduğumuz için dar hiç böyle bir şeyle karşılaşmamıştır. (III) Ro-
değişiyor. (III) Bu değişme bir bakıyorsunuz hızla- manın etkisinden uzun süre kurtulamaz. (IV) Çün-
nıyor, çok kimseleri şaşırtacak, başlarını döndüre- kü o zamana kadar roman denen şeyin gelenek-
cek kadar hızlanıyor; bir bakıyorsunuz ağırlaşıyor, sel bir olay örgüsünü takip eden düz bir anlatı ol-
artık duracak sanıyorsunuz. (IV) Ama durmuyor. ması gerektiğini düşünmüştür. (V) Oysa, Kafka’nın
Durdurmak kimsenin elinde değil, durdurabilsek “ses”inde büyükannesinin masal anlatırkenki sesi-
çoktan durduracaktık. (V) Yazarlarımızın çoğu ta ne benzer bir şeyler vardır.
başlangıçtan beri bu değişmeye sinirleniyor, bu de- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi-
ğişmeyi istemiyor. sinden sonra, “Böyle yazmaya izin verildiğini bil-
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangi- seydim, ben de yazardım' der kendi kendine.” cüm-
sinden sonra “Elimizdeki dille dünden kalan dil is- lesi getirilmelidir?
tediğimizi söyleyemediğimiz için değişiyor.” cüm-
lesi getirilirse parçanın anlam bütünlüğü bo- A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
zulmaz?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

147
YKS HAZIRLIK TESTİ - 6

1. I. Masallardaki gibi kasabaya uzun boylu bir 3. I. Köyü gezip farklı yoldan tekrar meydana gel-
adam geldi. diğimizde otobüsün kalkmak üzere olduğunu
II. Kimsenin aklından geçmeyen bir şey yaptı, ka- görünce aceleyle iki ekmek alıp kendimizi oto-
sabanın pazarında tezgâh açtı. büse attık.

III. Binbir Gece Masalları’nın tamamını okuma- II. Parke taşlı daracık yollarda iki-üç katlı sarı,
dım. beyaz, mavi, mor boyalı cumbalı evleri izleye-
rek köyün tepelerine doğru çıktık.
IV. Denizli’nin meşhur Zafer gazozu, poğaçalar,
simitler ve şehirden getirdiği kitapları koydu. III. Bazılarıysa oldukça kötü durumda.

V. Boş bulundum, oradan ‘Konuşan Katır’ adlı bir IV. Girişteki yerler dışında köyün üstlerinde de
kitap aldım. bahçeli yerler var hepsi de tıklım tıklım dolu.

VI. Muhtemelen ‘Binbir Gece Masalları’nda Şeh- V. Evlerin bazıları restorasyon görmüş ve kurta-
razat’ın anlattığı bir masaldı. rılmış.

Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir
bütün oluşturacak biçimde sıralandığında, han- bütün oluşturacak biçimde sıralandığında, sı-
gisi dışarıda kalır? ralama nasıl olur?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. A) I. – II. – III. – IV. – V.


B) I. – II. – V. – IV. – III.
C) II. – IV. – V. – III. – I.
D) II. – III. – I. – IV. – V.
E) III. – II. – I. – IV. – V.

2. I. Uzun zamandır görmek istediğimiz Bursa’ya 4. I. Otizmli çocuklar, diğer kardeşlerine oranla iki
gitmek için bir Pazar sabahı İstanbul’dan kat daha fazla zararlı mutasyon içeriyordu.
07.00’deki otobüse bindik. II. Mitokondri bozukluğu ve otizm arasındaki ge-
II. Üç saatlik bir yolculukla Bursa terminaline var- netik ilişkiyi görmek isteyen araştırmacılar,
dık. otizmli 900 çocuğun mitokondriyal DNA dizi-
III. Terminal çıkışında belediye otobüsleri kalkı- limlerini inceledi.
yor şehir merkezine. III. Araştırmacılar eşsiz bir mutasyon şablonu keş-
IV. Otobüs terminali, aynı zamanda pek çok mar- fettiler.
kanın ve renk renk tabelaların olduğu kesta- IV. Son yapılan araştırmalarda mitokondrilerdeki
ne şekeri satış yeri diyebileceğimiz bir yer. bozukluğun otizme neden olduğu belirtilse de
V. Hedefimiz öncelikle Uludağ eteklerine kurulan bu ilişkinin biyolojik tabanı halen belli değil.
Cumalıkızık’a gidip kahvaltı yapmak ve köyü V. Araştırmacılar bu mutasyonların anneden ırsi
gezmek. olarak geçebileceğini veya gelişim esnasında
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangi- kendiliğinden gerçekleşebileceğini belirtiyor.
leri yer değiştirirse parçanın anlam bütünlüğü Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir
sağlanmış olur? bütün oluşturacak biçimde sıralandığında, han-
gisi baştan dördüncü olur?
A) I. ve III. B) II. ve III. C) III. ve IV.
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
D) III. ve V. E) IV. ve V.

148
Ünite 3 Paragraf

3645
5. I. Ama strese girmeden kanyonun tadını çıkar- 7. I. Yarım saatlik bir kanal yolculuğundan sonra
mak istiyorsanız, hemen girişte, yaklaşık 150 dünyaca ünlü Caretta caretta kaplumbağala-
metre uzunluğunda ve kayalara monte edilmiş rının yumurtalarını bırakmak için geldiği İztu-
köprülerden yürüyerek köprünün sonunda buz zu Plajına varıyoruz.
gibi sular ile kucaklaşabilirsiniz. II. Rotamız bu kez sazlıklarla çevrili Dalyan Ka-
II. Saklıkent’in suyu, yaz aylarının sıcak dönem- nalı'ndan geçerek İztuzu Plajı.
lerinde bile ayaklarınızı donduracak soğukluk- III. İztuzu plajının bir diğer özelliği de dünyada do-
ta. ğallığını koruyan ikinci plaj olması.
III. Saklıkent kanyonu yüzyıllar boyu akan bu kar IV. Plajın bir tarafının tatlı su, diğer tarafının da
sularının açtığı ve yaklaşık 100 metre yüksek- Akdeniz olması ayrı bir güzellik katıyor.
liğinde, 18 km uzunluğunda bir kanyondur.
V. Aracımıza binip Dalyan’a vardıktan sonra öğ-
IV. Adrenalin sevenler bu kanyonda zorlu bir tır- le yemeğimizi burada yiyor ve bizi bekleyen
manış ve yürüyüş ile ilerleyebilirler. teknemize biniyoruz.
V. Biz de araçtan iner inmez, suya kim girer, kim Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir
girmez bahislerini açmıştık zaten. bütün oluşturacak biçimde sıralandığında, han-
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir gisi baştan üçüncü olur?
bütün oluşturacak biçimde sıralandığında, han-
gisi baştan ikinci olur? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

6. I. Aracımıza bindik ve Ölüdeniz sahiline doğru 8. (I) Kaya Köyü’nün günümüzdeki popülaritesi, an-
yola koyulduk. tik dönem kalıntılarından öte, Türk Kurtuluş Sava-
II. Sahilde bizi bekleyen teknemize binerek Ke- şı’ndan sonra mübadele sonucu terk edilen bir Rum
lebekler Vadisi'ne doğru vur patlasın çal oy- köyü olmasından kaynaklanıyor. (II) Bu duruma bi-
nasın bir deniz yolculuğuna başladık. raz üzülerek bazı Rum evleri, şapeller ve kiliseyi
de gezdikten sonra yolumuza devam ediyoruz. (III)
III. Yaklaşık yarım saatlik bir deniz yolculuğu ile
Türkler tarım ve hayvancılıkla geçimlerini sürdü-
Belcekız Körfezinin doğu koylarından biri olan
rürken Rumlar ise zanaat ve ticaretle uğraşarak
Kelebekler Vadisine ulaştık.
yamaçlarda kurulu evlerde yaşamlarını sürdürmüş-
IV. Ayrıca vadinin üstünde bulunan Faralya kö- ler. (IV) Gezerken evlerin kapı ve pencerelerinin
yünden de buraya inmek mümkün ama, bu- söküldüğünü, tavanların çöktüğünü görüyoruz. (V)
nun için zorlu ve tehlikeli bir iniş söz konusu. Burada yüzyıllar boyu Rumlar ve Türkler birlikte
V. Vadiye ulaşmak için en etkin yol deniz yolu. yaşamışlardır.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangi- Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangi-
leri yer değiştirirse parçanın anlam bütünlüğü leri yer değiştirirse parçanın anlam bütünlüğü
sağlanmış olur? sağlanmış olur?

A) I. ve II. B) I. ve III. C) III. ve IV. A) I. ve II. B) II. ve III. C) II. ve V.


D) III. ve V. E) IV. ve V. D) III. ve V. E) IV. ve V.

149
YKS HAZIRLIK TESTİ - 7

1. İlk roman kendi yolunu çizen, zaman zaman yaza- 3. Türk şiiri hakkında nesnel olarak konuşmak zor.
ra rağmen ilerleyen bir metindi. Ama diğerlerinde Böyle bir değerlendirmeyi ana dili Türkçe olmayan
ne yazacağımı, nasıl yazacağımı en başından hep uzmanlardan ya da Türk şiirini başarılı çevirilerden
bildim. Karakterlerin dilini, romanın sesini, yazma- tanıyan yabancı okurlardan bekleyelim. Çünkü bi-
ya başlamadan evvel kurdum. Detaylı haritalar çi- zim öznel bakışımızla elbette saygın bir yeri var şi-
zip, hatta bazen karakterlere özel sözlükler oluş- irimizin diyebiliriz. Şiirimiz evrensel insan değerle-
turup öyle oturdum masaya. Buna rağmen yazar- rini, dünyanın yaşadığı gerçekleri onları en etkili
ken çok şey değişti. Yazmanın bir matematiği ol- bir yoğunlukla dile getirmeyi başardığı ölçüde baş-
sa da, yazma eyleminin tümden matematik işi ol- ka ülkelerde de ses getirecektir.
duğunu düşünmüyorum. Metin bazen kendi sesi- Yukarıdaki parça aşağıdaki sorulardan hangi-
ni arar. Bunu her şeyi ince ince planlamış bir ya- sine cevap verilmek için yazılmıştır?
zara rağmen yapıyorsa, bir bildiği vardır diye dü-
şünmek gerekir.
A) Türk şiiri başka ülkelerde de ses getiriyor mu?
Yukarıdaki paragraf aşağıdaki sorulardan han-
B) Türk şiiri saygınlığını nereden almaktadır?
gisinin karşılığı olabilir?
C) Sizce edebiyat dünyasında Türk şiirinin yeri
nedir?
A) Yazdığınız romanlar hakkında öz eleştiride bu-
lunur musunuz? D) Türk şiirini yabancı sanatçılar nasıl ele alıyor-
lar?
B) Öykülerinizi kurguladıktan sonra herhangi bir
değişiklik oldu mu? E) Türkçe şiirlerin çevirisi hakkında ne denilebilir?

C) İlk romandan bu yana, yazma sürecinde her-


hangi yöntem oluştu mu, yoksa her roman ken- 4. Herkes adına konuşamam, bazı yazarlar için ger-
dini farklı şekilde mi yazdırıyor? çekten yazmak büyük bir disiplin meselesi olabilir.
Ama benim için değil. Hayatımın hiçbir alanında
D) Bütün yapıtlarınızın anlatımına önem verir mi-
olmayan disiplin doğal olarak yazarlığımda da yok.
siniz?
Tam tersine kafası, hayatı, masası… her şeyi da-
E) Romanlarınızı kaleme alırken okurları göz önün- ğınık bir insanım ve bu dağınıklığın içinde esrik bir
de bulundurur musunuz? şekilde hoplaya zıplaya dolanırken arada yazı da
yazıyorum. Aksi beni verimli değil kısır yapardı.
2. Pek çok yazarın dergilerden yetiştiğini, o dergi- Düzenli ve ağır bir çalışma zorunluluğu yaratıcılı-
lerin geniş bir coğrafya üzerinde dağılmış Anado- ğımı besleyen değil körelten bir dert haline gelirdi.
lu damarını derleyip toparladığını, merkezle birleş- Kutsallık kelimesiyle tanımlayamam ama sanat,
tirdiğini görebiliriz. Bu bakımdan Anadolu'daki ede- gösteri ve spor alanlarında başkalarının yapama-
biyat dergilerini önemsiyorum. Tabii verdiğim bu dığı şeyleri yapabilenlerin çok şanslı insanlar ol-
olumlu cevap edebiyat dergisi olma yetisine sahip duğunu düşünüyorum. Ben yazabiliyorum, bu be-
dergiler için geçer akçe gibi duruyor. nim şans eseri edindiğim bir yetenek ve harika bir
Yukarıdaki paragraf aşağıdaki sorulardan han- şey. Ama o kadar. İşin özü, yazamazsa çıldıracak-
gisinin karşılığı olabilir? lardan, varoluşun anlamını tümüyle yazmaya yük-
leyenlerden değilim.
A) Edebiyat dergilerinde yetişen yazarların kalite- Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin
si hakkında bilgi verebilir misiniz? cevabını bulamayız?
B) Anadolu’daki edebiyat dergileri ile ilgili neler
söyleyebilirsiniz? A) Düzenli bir çalışma ile daha verimli olabilir miy-
diniz?
C) Anadolu’da çıkan edebiyat dergilerinin parasal
yönden desteklenmesi gerekir mi? B) Yaşamınızı tümüyle yazı yazmaya mı kurgu-
ladınız?
D) Anadolu’da çıkan edebiyat dergileri ile İstan-
bul’da çıkan edebiyat dergileri karşılaştırılabi- C) Bütün yazarlar için yazmak bir disiplin işi mi-
lir mi? dir?

E) Bir sanatçı olarak sanata katkılarınızdan söz D) Yapıtlarınızı nasıl kaleme alıyorsınuz?
eder misiniz? E) Disiplinli bir yazı yazmak için neler yapılabilir?

150
Ünite 3 Paragraf

3646
5. Kitlesel tarım uygulamalarında, yaklaşık 40 çeşit 7. Stajyer tasarımcı:
kimyasal ilaç kullanılır. Bu kimyasallar zehirlenme- (I) ----
ye hatta ölüme yol açabilir. Örneğin Dünya Sağlık
Grafik uzmanı:
Örgütü verilerine göre, her yıl ortalama 500 bin ki-
şi tarım ilaçlarıyla zehirleniyor ve bunlardan beş — Şirket logosu, marka sloganı, web adresi, sos-
bini yaşamını yitiriyor. Yani soframızda risk istemi- yal medya hesapları, küçük bir kroki veya adres
yorsak organiği seçmeliyiz. Organik üretimin her tarifi yer almalıdır. İsteğe ve kartvizitteki alana gö-
aşamasının kayıt altında tutulması bir başka artı- re site adresi karekod olarak da eklenebilir.
sıdır. Böylece ürünlerden memnun kalmazsanız ilk
üreticisine bile ulaşabilirsiniz. Ürünlerin çevre dos- Stajyer tasarımcı:
tu olması da sadece kendini değil, gelecek nesil- (II) ----
leri düşünenleri organiğe yöneltir. Örneğin organik
Grafik uzmanı:
tarımda üretici, tek tip kültür tarımı yerine her yıl
başka üretim yapar. Böylece toprağın besin değe- — Müşteri birbiriyle ilgisi olmayan iş kimliklerine
ri de artar. sahipse tek bir kartviziti iki farklı iş için kullanmak
mantıklı olmayacaktır. Çünkü farklı işlerin farklı he-
Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin
def kitleleri vardır. Kartvizitte ikisinin bir arada ol-
cevabı yoktur?
ması kafa karıştırır.
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdaki-
A) Ekolojik tarımda hep aynı tarzda üretim mi ya-
lerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?
pılır?
B) Organik beslenen bir insan asıl üreten kişiye
A) (I) Kartvizit tasarlarken önce hangi bilgiyi yer-
ulaşabilir mi?
leştirmeliyim.
C) Ekolojik beslenmenin insanlar için yararları ne-
(II) Bir kartviziti birden çok tasarımcı çalışıyor-
lerdir?
sa ne sorun doğurabilir?
D) Genel tarım yapılırken daha çok hangi ilaçlar
B) (I) Kartvizit tasarımında hangi bilgi önde tutul-
kullanılır?
malıdır?
E) Organik tarımın toprağa katkısı var mıdır?
(II) Müşteri tasarımı baskı öncesi isterse nasıl
davranmalıyız?
C) (I) Bir kartvizitte hangi bilgiler olmalıdır?
6. Natüralizm 1860’lı yıllarda yani 19. yy'nın ikinci ya-
rısında ortaya çıkmıştır. Akımın roman alanında (II) Birden çok işi olanların kartvizitinde neye
en önemli temsilcisi Emile Zola’dır. Emile Zola’nın dikkat edilmelidir?
sanat dünyasının ilhamını oluşturan Goncourt Kar- D) (I) Kartvizite ilk bakanlar hangi bilgiler odaklan-
deşler, natüralist akımın bir diğer önemli yazarıdır. malıdır?
Akım, Fransa’dan başlayarak tüm dünyaya yayıl- (II) Bir kartviziti iki işte kullanılacak şekilde ta-
mıştır. Natüralistler, kahramanın iç özeliklerini ve- sarlamak mümkün mü?
ren realistleri sahte olmakla suçlarlar. Doğalcılık
E) (I) Kartvizit tasarımı bittiğinde hangi bölümü
akımına bağlı olan romanlarda yazar, kahramanı-
renklendirerek öne çıkarmalıyım?
nın sadece gözlemlenebilen özelliklerini verir. Eğer
(II) Kartvizitte müşterinin iki işine de yer verme-
yazar kahramanın iç dünyasını da verirse bu onun
li miyiz?
bilim insanı kimliğine ters düşer.
Bu parçada “naturalizm” ilgili olarak aşağıdaki
sorulardan hangisinin karşılığı yoktur?

A) Nerede ortaya çıkmıştır?


B) Kahramanın ruhsal durumu niçin verilmez?
C) İnsanların her türlü özelliğine yer verilir mi?
D) Öyküdeki en önemli temsilcisi kimdir?
E) Realistleri niçin suçlamışlardır?

151
YKS HAZIRLIK TESTİ - 8

1. Süleyman Nazif yaşasaydı elinden dilinden çek- 3. Şiiri şiir, resmi resim, müziği müzik olarak kabul et-
mediğimiz kalmayacaktı. Yoksa aklını oynatıp bi- meli. Sanatın kendine ait özellikleri, kendine ait ifa-
zi dövmeye kalkışacaktı. Hayır, belki de Türkçeyi de araçları vardır. Meramı bu araçların sınırları içe-
yeni öğrenmeye başlamış bir yabancıyı taklit etti- risinde kalarak anlatıp bu özelliklerin içinde kapa-
ğimizi sanarak kahkahalarla gülecekti. Ya da bize lı kalmak, hem sanatın gerçek değerlerine saygılı
şöyle sataşacaktı: “Mademki ‘Konuştu.’ yerine ‘Ko- olmak hem de bu yolda ortaya konulan gayret ve
nuşma yaptı.’ diyorsunuz; neden ‘Geldi.’ yerine emeğe değer vermek anlamına gelir. Şiirde müzik,
‘Gelme yaptı.’, ‘Gitti’ yerine ‘Gitme yaptı.’ demiyor- müzikte resim, resimde edebiyat bu güçlüğü ye-
sunuz?” nemeyen insanların başvurdukları birer oyundan
Bu paragraftan çıkarılacak en kapsamlı yargı başka bir şey değildir.
aşağıdakilerden hangisidir? Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Dilimiz konusunda duyarlı olmalıyız ve onu doğ-
ru kullanmalıyız. A) Sanat dallarının iç içe geçirilmesi, hem yetkin-
B) Anlatım bozuklukları dil konusunda hassas olan liğe hem sanata terstir.
insanları sinirlendirir. B) Sanat dalları bir bütünün parçaları gibidir.
C) Dilimizin özleşmesine katkıda bulunmalıyız. C) Sanatların birbirinden faydalanmaması iyi de-
D) “Yapmak” yardımcı eylemi yanlış kullanılmak- ğildir.
tadır. D) Sanatlar kültürü oluşturan ögelerden oluşur.
E) Konuşurken, yabancılara öykünmemeliyiz. E) Her şiirde biraz müzik biraz resim bulunmalı-
dır.

2. Sanatın sınırsız bir özgürlük içinde kendi kendini 4. Yetişkinler için hazırlanan sanat eserleri yetişkin-
arayıp bulmasını istiyorsanız sanat adamını rahat lerce tartışılır. Onların düşünceleri alınır. Eleştiri-
bırakmalısınız ki o da sanatını ve kendini istediği lerden geçirilir. Çocuklara gelince, bu aklımızın kı-
gibi arasın. Bir şey anlatarak, “soyut güzel”in dı- yısından, ucundan bile geçmez. Çocuklar için ti-
şında bir şeyi arayarak sanat adamına, “Sen şunu yatro yapmayı çocukları da aramıza almakla ger-
yapmalısın, bunu yapamazsın.” dediniz mi onun çekleştirmenin en iyi yol olacağı düşünülemez.
hürriyetini daraltmış olduğunuz gibi gerçek sana- Bence çocuklar için tiyatronun en iyisine varmak,
ta ulaşmasının önüne de bir yığın engel koymuş oyunu çocuklara yazdırmakla, sahneyi, dekoru, ço-
olursunuz. cukların düşünce süzgecinden geçirerek ele al-
Yukarıdaki parçanın ana düşüncesi aşağıdaki- makla olanak kazanacaktır.
lerden hangisidir? Bu parçada aşağıdakilerin hangisi üzerinde du-
rulmaktadır?
A) Bilgili bazı insanlar, sanatçıların eksik oldukla-
rı konularda onlara yol göstermelidir. A) Yetişkinler için üretilen eserlerin kalitesi
B) Sanatçı yaptığı iş gereği özgür olmazsa sanat B) Edebî beğeninin kişiye göre değişebilirliği
ortaya koyamaz. C) Çocuk tiyatrosunun zaman içerisinde gelişebi-
C) Sanatçıya yapılan müdahale onu her zaman leceği
doğru yola götürmeyebilir. D) Çocukların düşünce ve duygularının göz ardı
D) Sanatta mutlak doğrular vardır ve sanatçı onun edildiği
peşinden koşar. E) Tiyatro ile ilgili farklı görüşlerin bu türün geliş-
E) Sanatçılar gerçeklikten uzak bir sevgilinin uğ- mesini engellediği
runa zaman zaman şiir yazma gereksinimi du-
yar.

152
Ünite 3 Paragraf

3647
5. Toplumun değerlerini ve estetik anlayışını dikkate 7. Sanatçı, eserini oluşturabilmek için türlü zorlukla-
almak zorunda olan sanatçının içinden çıktığı top- ra katlanır, yüzyılların bilgi ve birikimine ulaşır, ye-
luma karşı birtakım sorumlulukları vardır. Evren- teneğiyle araştırmalarını birleştirerek sanat deni-
sel değerlere ulaşabilmek için, sanatçının kendi len dünyada yaşamaya başlar. Gecesini gündüzü-
toplumunun çağdaş problemleri ile hesaplaşması ne katarak yarattığı evladını, insanların anlayabil-
gerekir. Sanatçı, istese de istemese de kendi top- mesi için de hafif bir çaba göstermesini ister. Bu-
lumundan başlayarak insanlığa yönelmiş bir me- nu duyan okuyucu, küplere biner, yargısız infazla-
sajın sahibidir. ra başlar, tavır takınır… Sanatçı bencillikle de suç-
Yukarıdaki parçada anlatılmak istenen, aşağı- lanır. Oysa okuyucu “Sadece sanatçıların okuyu-
dakilerin hangisidir? cuya ihtiyacı yoktur; okuyucuların da sanatçılara
ihtiyacı vardır.” sözünü haklı olabilmek için unut-
muştur artık.
A) Sanat ve sanatçılık, evrensel kavramlardır.
Bu paragrafın ana fikri aşağıdakilerden hangi-
B) Sanatçının kendi toplumuna karşı sorumluluk-
sidir?
ları vardır.
C) Sanatın hedefi milletler arasındaki diyalogu güç-
A) Eserin anlaşılmamasının okuyucu ve yazarın
lendirmektir.
tutumundan kaynaklandığı
D) Sanatçı, toplumun değerlerini ve güzellik anla-
B) Eseri anlayabilmek için okuyucunun da çaba
yışını dikkate alır.
harcaması gerektiği
E) Sanatçının görevi, kendi toplumundan ilham
C) Yazarların beğenilmeye ihtiyaçlarının olmadı-
alarak insanlığa faydalı olmaktır.
ğı
D) Yazarlarla okuyucuların daima sürtüşme için-
de olduğu
E) Sanatçıların eserlerini oluştururken çok yorul-
dukları

6. Günümüz ozanları, gerçek insanların duygularını 8. Bir yazı eğer nesirse satırları şurasından burasın-
dile getiriyorlar artık. Daha önceki şiirlerdeyse ken- dan kırınca şiir olmaz. Orhan Veli ve arkadaşları
dimizden kopuk birtakım soyut güzellikler görmek- gerçi, ölçü, uyak, hatta ahenk ve mecaz ögelerini
teyiz. Ozan, kafasında yarattığı güzelliği söz uyum- şiirden attılar ama hepsinin yerine “eda” ögesine
larıyla süslediği oranda başarılı sayılıyordu. Hal- ağırlık verdiler. Onların şiirlerinin albenisi oradan
buki şimdi söz oyunlarından uzak yalın anlatımlı, geliyordu. Şiirden “eda”yı da atınca, geriye bir şey
insanı konu edinen şiirler gözde. kalmaz gibi geliyor bana. Diyorum ki; şiir, mayın
Yukarıdaki parçanın ana düşüncesi aşağıdaki- döşenmiş bir tarla gibi olmalıdır. Yürürken hiç um-
lerden hangisidir? madığınız bir yerde bir mayın patlayıvermeli.
Bu sözleri söyleyen kişinin anlatmak istediği
A) Günümüzde şairler insan sorunlarıyla daha çok aşağıdakilerden hangisidir?
ilgileniyorlar.
B) İnsanı konu alan, söz oyunlarından uzak şiir- A) Şiirin yıllara ve akımlara meydan okuduğu
ler günümüzde ilgi görüyor. B) Şiirin öneminin zamanla anlaşılacağı
C) Ozan, kafasında yarattığı güzelliği söz oyunla- C) Düz yazı ile şiirin farklı olduğu, şiirin insanı et-
rıyla süslerse başarılı olur. kilemesi gerektiği
D) Günümüz şiirleri insanların edebî eğilimlerin- D) Şiir ve diğer türler arasında benzerliklerin oldu-
den kopuk değildir. ğu ve bunun görülmesi gerektiği
E) Günümüz ozanlarını başarılı kılan eskinin ka- E) İyi bir şiirde hiçbir özelliğin yok olmadığı ve iyi
lıplaşmış güzellik anlayışından sıyrılmış olma- şiirin kendini koruduğu
larıdır.

153
YKS HAZIRLIK TESTİ - 9

1. Gazetelerimize gezi ve coğrafya yazılarını benim- 3. İster aile ilişkileri ister iş ilişkileri çerçevesinde olsun,
seten kişidir. Bugün ruhu genç nice kent soyluyu, uzun süre birlikte olan iki kişinin arasında sürtüşme ve
Anadolu’nun gizemli doğası ve zaman tünelinde çatışmaların çıkması doğaldır. Doğal olmayan, bu çatış-
unutulmuş noktalarına gitmesi için kışkırtan odur. maların ilişkiyi bozması ve yıpratmasıdır. Yıkıcı tartış-
Yalın ve dost bir dili vardır. Ev ödevini yaparak ke- ma, küçüklükten beri çevrede görerek öğrenegeldiğimiz
şif alanına gider; ancak sadece kişisel bulgularını ve çoğu kimsede köklü bir alışkanlık hâlinde yerleşmiş
yansıtmayı yeğler. Rotasında ıskalanmış tarih ve bir davranış biçimidir. Aralarında çıkan sorunları, birey-
doğa güzergâhlarının önceliği vardır. Yazılarını ler bu tür bir yaklaşımla ele aldıklarında, elde edilen so-
okurken konuk olduğu yörenin ana sorunlarına de- nuç genellikle olumsuzdur. Yapıcı tartışma ve iyi niyet
ğineceğini ve önemli gördüğü değerlerini sahiple- karşılıklı güven ve eşit söz hakkı ortamında gerçekleşe-
neceğini bilirim. bilir. Böyle bir ortam uzlaşmaya varabilmek için zorun-
Bu parçada, yazarla ilgili olarak aşağıdakiler- ludur fakat yeterli değildir. Yapıcı tartışma tutumunu uy-
den hangisine değinilmemiştir? gulayabilmesi için bireyin kendini bilinçli olarak eğitme-
si gerekir.
A) Gezi yapılacak yöreye araştırmalar yaparak git- Bu parçada aşağıdakilerden hangisine ulaşıla-
tiğine maz?
B) Herkesin dikkatini çekmeyen doğa ve tarihî gü-
zellikleri öne çıkardığına A) Tartışmaların kurallarına uygun olarak yapıl-
masının gerekli olduğuna
C) Gezi yazılarının gazetelerde yer almasında et-
kili olduğuna B) Yıkıcı tartışmaların kökeninde küçüklükten be-
ri çevrede gördüklerimizin olduğuna
D) Değerlendirmelerinde sadece kişisel yargılara
yer verdiğine C) Karşılıklı güven ve söz hakkının eşit olduğu or-
tamların uzlaşma için gerekli olduğuna
E) Gezdiği yerleri her yönüyle benimsediğine
D) Tartışmaların insan ilişkilerinde yıkıcı olduğuna
E) Aile ilişkilerinde, insanlar arasında çıkan sür-
2. Oldum olası, akıl öğreten, büyük hakikatleri dikte tüşmelerin doğal olduğuna
eden, yüksek kürsülerden konuşan yazarları se-
vemedim ben. Hep okurunu yanına alıp yürüyen, 4. Kütüphane, eskisi gibi seçkin bir şey değil. Daha-
onunla kol kola gezmekte sakınca görmeyen ya- sı masum, sıradan bir mekân da değil. Çünkü ki-
zarlarla yarenlik ettim. Refik Halid böyle biriydi iş- taplarla ilişkileri standart boyutları aşanlar var. On-
te. Hani mahallede, hayatın olumlu ve olumsuz lara okur diyoruz. Yani okuma eylemini hayatının
yönlerini öğrenmiş, tabir yerindeyse feleğin çem- içine belli ölçekte koyan kişi, okurdur. Bunun da
berinden geçmiş tecrübeli abiler vardır ve yeni yet- dereceleri vardır. Örneğin, bir noktadan sonra has-
me delikanlılara gönüllü kılavuzluk yaparlar ya, ba- talık derecesine varabilir. Kişi, kitap ve kütüphane-
na göre Refik Halid de hoş sohbeti, şakacı kişiliği, yi olmazsa olmaz olarak algılamaya başlamışsa
muzip tavırları, ‘hayat adamı’ tipiyle tam da bun- ve hayatının tüm aktivitelerini buna göre ayarlıyor-
lardan biridir. sa bu hastalık başlamıştır.
Yazar, bu parçada aşağıdakilerden hangisine Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden söz edil-
değinmemiştir? memiştir?

A) Okurunun yanında olan yazarları sevmesine A) Okumayı, yaşamının bir parçası olarak görme-
B) Refik Halid’in, yazarın aradığı niteliklere sahip yenleri “okur” kabul edemeyiz.
olmasına B) Kitapsız ve kütüphanesiz bir yaşamı düşünmek
C) Bazı yazarların insanlarla yakınlık kurmaması- hastalıktır.
na ve sürekli bilgi vermesine C) Kütüphane oluşturmak, sadece seçkin insan-
D) Refik Halid’in şakacı, hoş sohbet bir özellik ta- lara özgü değildir.
şımasına D) Bazıları için, kitapsız ve kütüphanesiz yaşamak
E) Yüksek kürsülerden konuşan yazarların kalıcı zordur.
olamayacağına E) Okumak, kimileri için bir tutkudur.

154
Ünite 3 Paragraf

3648
5. Şiirime, beni “ben” eden eşyalardan, evlerden, in- 7. Yazar, yazısının dışında kimdir? Yazıya geçirme-
sanlardan silinmez gölgeler düşsün; ortak yaşam- yi düşündüklerine, geçirdiklerine ne olarak bakar?
lardan yerli bir hava girsin isterdim. Yazdıklarım Ben her yazar için bu soruları sormadan edemem.
kendi değerlerimizden, yüzyıllardan bu yana sürüp Yazıya geçmiş, artık kendinin olmayan “şey”i bir
gelen sözcüklerden, söz ve edebiyat sanatların- başkası olarak okuduğunda kendinden dünyaya
dan beslensin isterdim. Batı eseri bir yerde bana bir uzantı mı görür, kendinden kopmuş, başkalaş-
“ben”i vermiyor. Onun bir de bizim koşullarımızda mış bir şeyi mi görür? Bir yazar, eserine baktığın-
değişmeler geçirip yeni biçimlere girmesi gerek. da kendinin uzantısı olan şeyi görüyorsa eseri adı-
Bir eserdeki yaşantıları paylaşabilmemiz, düşün- na kaygıyla dolar. İftihar nesnesi olarak eser, ma-
ce ve sözcüklerin aydınlığı kadar, belki daha ön- vi bir çift göz ya da güzel bir villa gibi sahibine do-
ce, benzeri bir yaşanmışlığı şart koşuyor. laylı dolaysız haz veren bir şeyden ibarettir.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine varıla- Yukarıdaki paragrafta aşağıdakilerden hangisi-
maz? ne değinilmemiştir?

A) Şiirinde yaşamından izler bulunmasına A) Düşüncenin, kaleme alındıktan sonra özel ol-
B) Kendi toplumunun değer yargılarının ele alın- maktan çıktığına
masına B) Sanatçının eseri kendi parçası olarak görme-
C) Batı eserlerinin kendisini yansıtmadığına sinin tehlikeli bir durum olduğuna

D) Dışarıdan alınan yazı türlerinin bizim sanat an- C) Eserin, sahibine şu veya bu şekilde zevk ver-
layışımıza göre yeniden düzenlenmesine diğine

E) Şiirde asıl olanın sözcüklere anlam çeşitliliği D) Yazarın eserinin başkalaşmasına endişeyle
kazandırmak olduğuna baktığına

6. Tanzimat Dönemi'nin hemen bütün romanlarında, E) Yazarın kendi eserine nasıl yaklaştığının önem-
Meşrutiyet Dönemi'nin roman ve hikâyelerinde, ar- li olduğuna
dından gelen Cumhuriyet Devri'nin aynı türdeki
eserlerinde, birer örnek kahraman; toplum ve sis-
tem özelliği taşıyanlarını bulmak hiç de zor değil-
dir. Bu gibi kurmaca eserlerin hayatı yansıtması- 8. Ben “ne çok roman yazılıyor” yargısına karşıyım.
nın yanı sıra daha çok hayata bir yol çizmeye ça- Çok roman yazılmıyor. Yeni yeni roman yazılma-
lıştığı bir gerçektir. Bilhassa sosyal değişim ve ge- ya başlandı. Elbette tüm romanların şaheser olma-
çiş dönemlerinde bu eserlerin bir etkisi olduğu inkâr sı beklenemez. Çok roman yazılması bir olumsuz-
edilemez, ancak söz konusu bizim edebiyat oldu- luk değildir. İngiltere’ye bakarsanız orada da yılda
ğunda ortaya şöyle bir gerçek de çıkmaktadır: Her dört bin roman yazılıyor. Nüfusumuz da aşağı yu-
yeni dönemi müjdeleyen ve örnekleyen eserlerde karı aynı. Ayrıca tüm bu kitaplar her seferinde ye-
öncekileri ya da kendisinden farklı olan çağdaşını ni bir alan açıp yeni bir okur kitlesi kazandırıyor.
yalanlayan ve yanlışlayan bir tavır göze çarpar. Ben popüler edebiyatın iyi edebiyata zarar verme-
Bu parçada aşağıdakilerin hangisine değinil- diğini tam tersine zemin hazırladığına inanıyorum.
memiştir? Bu parçadan, aşağıdaki yargılardan hangisi çı-
karılamaz?
A) Bu tür yapıtların yol gösterip yaşama ayna tut-
tuğuna A) Her romanın mükemmel olmasını beklemek
B) Romanların toplumsal değişime katkıda bulun- yanlıştır.
duğuna B) Roman, edebiyatımıza çok geç giren bir yazı
C) Dönemler arası geçişlerdeki yapıtların kurgu- türüdür.
sunun pürüzsüz olduğuna C) Ülkemizde, sanılanın aksine aslında çok fazla
D) Cumhuriyet ve Tanzimat Dönemi eserleri ara- roman yazılmıyor.
sında büyük farklılıklar olmadığına D) Her kitap okura yeni bir bakış açısı kazandırır.
E) Bizim edebiyatımızda bu durumun kişisel çe- E) Popüler edebiyatın yazın dünyamıza olumlu et-
kişmeleri doğurduğuna kileri de vardır.

155
ÇIKMIŞ SORULAR - 1

1. Bir noktadan sonra, hayal ettiğim bu dünya benim 3. Alışkanlıklar, basmakalıp sözler en derin gerçekle-
elimden çıkar ve kafamın içinde yaşadığım şehir- rin anlamını, en güzel duyguların ürpertisini unut-
den daha gerçek olur. O zaman bütün insanlar ve turabilir. Bunları yeniden canlandırmak, yeniden ya-
sokaklar, eşyalar ve binalar sanki hep birlikte ara- şatmak için sanatçı olmak gerekir. Ancak şairler,
larında konuşmaya, benim önceden hissedeme- milyonlarca yıllık güneşin ışığını, bize yeni açmış
diğim ilişkiler kurmaya; sanki benim hayalimde ve binbir renkli bir çiçeğin parıltısı gibi gösterebilirler.
kitaplarımda değil kendi kendilerine yaşamaya Yunus’un söyleyişiyle, her gün yeniden doğan şa-
başlarlar. İğneyle kuyu kazar gibi sabırla hayal irler olmasaydı insanlık; öğrenilmiş, ezberlenmiş
ederek kurduğum bu âlem, bana o zaman her şey- gerçeklerin kabuğu içinde sıkışıp kalacaktı.
den daha gerçekmiş gibi gelir. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han-
Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden gisi yoktur?
hangisi söylenemez?
A) Abartmaya başvurma
A) Kişileştirmeye yer verilmiştir. B) Yinelemelere yer verme
B) Birinci kişili anlatım kullanılmıştır. C) Koşul öne sürme
C) Karşılaştırmadan yararlanılmıştır. D) Yansız bir söyleme dayanma
D) Benzetme yapılmıştır. E) Tanık göstermeden yararlanma
2012 - YGS
E) Örneklemeye başvurulmuştur.
2019 - TYT

2. Yazmaya yeni başlayanların ilk ürünlerini, kuşla-


rın kanat alıştırmasına benzetirim. İlk uçuşlarla, ka-
nat alıştırmalarıyla ilgili ne güzel belgeseller yapıl-
mıştır. Bu belgesellerde yavru kuşlar uçma aşa-
masına gelince ilkin başlarını yuvalarından dışarı
çıkarır, şöyle bir bakarlar mavi boşluğa; uçma gü- 4. Dünyanın yedi harikası olur da üç kıtada yüzyıllar-
düleri uyanmıştır, cıvıldayıp dururlar. Ama göze ca hüküm sürmüş, altı yüzyılı aşan varlığından ge-
alamazlar uçmayı. Sonra annelerinin kılavuzluğu riye olağanüstü bir kültür hazinesi bırakmış Os-
başlar; birlikte birkaç metreyi geçmeyen kısa uçuş- manlının yedi harikası olmaz mı? Gerçi tarihçiler,
lar yapar, yuvaya dönerler. Bu belgesellerde ilk sanat tarihçileri ve mimarlar varken en önemli ye-
uçuşlardan duyulan heyecandan, sevinçten de söz di Osmanlı eserinin hangileri olduğuna ben karar
edilir. Cıvıldaşmalar, cıvıldaşmaların tınısındaki de- verecek değilim. Ancak okuduklarımdan ve gör-
ğişmeler örnek gösterilir buna. Yazar, şair adayla- düklerimden hareketle tamamen kişisel bir beğeni
rı için de gerçekten böyledir bu. İlk ürününü bası- listesi oluşturmamın önünde bir engel yok sanırım.
lı görmekten duyulan sevince sınır çizilemez. Sı- İşte benden Osmanlının yedi harikası: Süleymani-
radan bir benzetme olacak ama tay tay duran, ar- ye Külliyesi, Selimiye Camisi, Mostar Köprüsü,
dından ilk adımını atan çocukların duydukları bir Mağlova Kemeri, Kavalalı Mehmet Ali Paşa Cami-
sevinç vardır ya tıpkı ona benzer. si, Kubbetü’s-Sahra, Hamidiye Çarşısı.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han- Bu parçada aşağıdakilerden hangisi ağır bas-
gisi yoktur? maktadır?

A) Olayları oluş sırasına göre verme A) Öyküleyici anlatım


B) Örnekten hareketle asıl düşünceye ulaşma B) Tartışmacı anlatım
C) Görsel ve işitsel ögelerden yararlanma C) Betimleyici anlatım
D) Nitelendirmelere başvurma D) Tanımlamadan yararlanma
E) Karşıtlıklardan yararlanma E) Kanıtlayıcı veriler kullanma
2012 - YGS 2013 - YGS

156
Ünite 3 Paragraf

3649
5. Buzdolabının icadı, kuşkusuz dondurma yapımını 7. Bolu’nun bence en güzel ilçesi Göynük, İstanbul’la
da etkiledi. Buzdolabı ülkemizde kullanılmaya baş- Ankara’nın tam ortasındadır. Görünüşü ilk bakış-
lamadan önce bir alaturka bir de alafranga don- ta bile etkiler insanı: vadinin tabanında akan ince-
durma vardı. Alafranga dondurmaya “kalıp dondur- cik dere, kıyı ve yamaçlarında eski Türk evleri, te-
ma” da denirdi. Bu dondurma gerçekten de buz pede yenilenmiş saat kulesi, ağaçlar, çiçekler...
kalıbı gibi kaskatı olurdu. Önce içine kar doldurul- Usta ressamın elinden çıkmış resim gibidir Göy-
muş bir fıçıya silindire benzer bir kalıp yerleştirilir, nük. Bu tablodaki her şey çok dengeli. Abartılı renk,
bu kalıbın içine de dondurma malzemesi konurdu. güzelliği bozan çirkinlik yok. Friglerden Osmanlı-
Kar eridikçe yenisi ilave edilerek malzemenin bu ya birçok uygarlık bu topraklardan geçmiş, hepsi
kalıpta donması sağlanırdı. Çikolatalı, çilekli ve kre- de iz bırakmıştır.
malısı yapılırdı. Alaturka dondurma ise buz katılı- Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdaki-
ğında değil, kar yumuşaklığında olurdu. Kenarları lerden hangisi söylenemez?
oluk oluk, yaldızlı veya çiçekli, iç içe geçmiş küçük
kayık tabaklarda yenirdi. En çok kaymaklı ve viş-
A) Karşıt anlamlı sözcükler kullanılmıştır.
neli türleri tercih edilirdi.
B) Betimlemelerden yararlanılmıştır.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdaki-
C) Benzetme yapılmıştır.
lerden hangisi söylenemez?
D) Sayısal verilere yer verilmiştir.
A) Karşılaştırma yapılmıştır. E) Öznellik söz konusudur.
2016 - YGS
B) İkileme kullanılmıştır.
C) Benzetmeden yararlanılmıştır.
D) Tahminde bulunulmuştur.
E) Açıklama yapılmıştır.
2014 - YGS

6. Orhan Veli Kanık kendisiyle yapılan ve öykülerinin


toplandığı Hoşgör Köftecisi’nde yer alan söyleşide 8. Dün akşam genç bir şairin evinde toplandık. Misa-
sanatla edebiyatı birbirinden ayırdığını söyler. Şi- firlerden biri elindeki kitabı karıştırıyor, bir başka-
iri sanata sokar, öyküyü ise roman ve tiyatroyla bir- sı da odanın köşesindeki gösterişli piyanonun tuş-
likte edebiyata. Orhan Veli, “Fikir sanatta yer ala- larına dokunuyordu. Bu sırada ev sahibi, bana tas-
mıyor ama edebiyat fikre dayanıyor.” diye açıklar lak hâlindeki şiirini okudu ve ne düşündüğümü sor-
edebiyatla sanatın farkını. Ve şöyle de devam eder: du. Ben, şiir bitmeden bir şey dememe imkân ol-
“Bu itibarla edebiyatın halk kitlelerine bir şeyler söy- madığını söyledim. Arkadaşım da şiiri değil de için-
lemesi lazım. Okur ve yazarları halka doğru götü- deki düşünceleri nasıl bulduğumu sordu. Ben de
ren bir edebiyat isterim. Yani edebiyatın çoğunlu- şiir, sözcüklerle resim yapma sanatıdır, dedim ve
ğa hitap etmesini istiyorum. Çoğunluk okuyup an- Mallarme’nin Degas’ya verdiği “Şiir düşüncelerle
lamalıdır.” değil, sözcüklerle yazılır.” yanıtını hatırlattım.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdaki- Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdaki-
lerden hangisi söylenemez? lerden hangisi söylenemez?

A) Alıntıya yer verilmiştir. A) Tanımlama yapılmıştır.


B) Tanık gösterilmiştir. B) Örneklemeden yararlanılmıştır.
C) Nesnel anlatımdan yararlanılmıştır. C) Öykülemeye başvurulmuştur.
D) Karşılaştırma yapılmıştır. D) Betimlemeye yer verilmiştir.
E) Tahminde bulunulmuştur. E) Tanık gösterme vardır.
2016 - YGS (2017 - YGS)

157
ÇIKMIŞ SORULAR - 2

1. (I) Max Weber, meşhur Protestan Ahlakı ve Kapi- 3. (I) Bir oyun ya da senaryo, bir hamlede yaratılmaz;
talizmin Ruhu adlı eserinde Protestan ahlak anla- yazarının zihninde, birdenbire ve bütünüyle belir-
yışının kapitalizmin doğuşunda oynadığı rolü orta- mez. (II) Yazarın ilk çabalarıyla ortaya çıkan, en
ya koymaya çalışmıştır. (II) Weber’in iktisadi zih- fazla, ilkel bir taslaktır. (III) Yazar, göstermeye da-
niyetle dinî inançlar arasında kurduğu bu ilişki hâlâ yalı eserini adım adım geliştirerek ona son biçimi-
ilgiyle takip edilmektedir. (Ill) Siyaset alanında We- ni verir. (IV) En ilkel kurgu bile bir birikimin ürünü-
ber, çağdaş siyaset biliminin temel konularından dür. (V) Bu sürecin uzunluğu, yazarın hazırlığına
olan iktidar, egemenlik, otorite ve meşruiyet gibi ve çalışma tarzına bağlıdır.
olgularla ilgilenmiş, bürokrasi ve siyaset arasında- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden han-
ki ilişkilere dikkat çekmiştir. (IV) Siyasal iktidarın gisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
meşruluğunun temellerini bir model çerçevesinde
açıklamaya çalışmıştır. (V) Ona göre siyaset kişi- A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
nin diğer kişiler üzerinde egemenlik kurmasıdır. 2017 - YGS
(VI) Söz konusu egemenlik farklı olabilmekte ve
meşrulaştırılırken farklı argümanlara dayanabil-
mektedir.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci 4. (I) Dinlemeyle ilgili bütün incelemeler, dinleyicinin,
paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle mesajın içeriğine odaklanmasının önemine işaret
başlar? eder. (II) Çoğu zaman konuşmacıyı dinlemez yal-
nızca dinlemiş gibi görünürler. (III) Buna karşılık
A) II B) III C) IV D) V E) VI iyi dinleyiciler söylenen her şeyde ilginç ve fayda-
2019 - TYT lanılacak bir şey bulmaya çalışırlar. (IV) Burada
benim ihtiyacım olan hangi bilgiler var? (V) Söyle-
diklerinde yeni bir şey var mı? (VI) Bu tür sorular
bizim ana yoldan ayrılmamamızı sağlar.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi-
sinden sonra, “Fakat kimi dinleyiciler bir konuş-
macının mesajını aktarmasına nadiren fırsat verir-
ler.” cümlesi getirilmelidir?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.


2017 - YGS

2. (I) Geçmişten bugüne uçaklara yıldırımlar kadar 5. (I) Bir süredir takip ettiğim eleştirmen, eser değer-
türbülanslar da ciddi hasarlar verir. (II) Uçaklar ge- lendirmelerinde genellikle nesnel ölçütler kullan-
nellikle tırmanır veya alçalırken yıldırım çarpması- mıyor. (II) Bir eser hakkında ulaştığı yargılar ha-
na maruz kalırlar. (Ill) Yıldırım ilk olarak uçağın bu- vada kalıyor. (III) Bir gün beğendim dediğine baş-
run veya kanat ucu gibi sivri bir kısmına temas ka bir gün beğenmedim demesine, bu yüzden şa-
eder. (IV) Temasın gerçekleştiği noktada havada- şırmıyorum. (IV) Okur, bunları örnekleriyle görmek
ki moleküllerin iyonlaşması nedeniyle oluşan bir ister. (V) Ne var ki son zamanlarda dergiler, eleş-
parlama görülür. (V) Ardından elektrik yüklü par- tiri dünyasına hiçbir katkısı olmayan yazılarla do-
çacıklar iletken dış yüzey boyunca ilerler ve uça- lu.
ğın bütünlüğüne zarar vermeden kuyruk gibi bir Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi-
başka sivri kısmından gökyüzüne dağılır. sinden sonra "Oysa gerçek eleştirmen eserle il-
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden han- gili yargılarını gerekçelere dayandırır." cümlesi ge-
gisi düşüncenin akışını bozmaktadır? tirilmelidir?

A) I B) II C) III D) IV E) V A) I B) II C) III D) IV E) V
2019 - TYT 2017-YGS

158
Ünite 3 Paragraf

6. Sevgili arkadaşlarım, öykülerinizde güzel bir cüm- 8. En basitinden en karmaşığına kadar birçok buluş,
le bulup sonra onun sürüklediği yere gitmek gibi hayata geçmeden önce uzak bir hayalden ibaret-
bir illet tespit ettim. Öncelikle şunu söylemek zo- tir. Bu noktada yapılamaz, gidilemez gibi sınırla-
rundayım: Cümlelerinize âşık olmamalısınız! Söz- malar insanları bir anlamda tahrik eder. ----. Çün-
lerimi tuhaf bulmayın. Her yazar, bulduğu bir söz- kü olanaksıza boyun eğmeme, meydan okuma iç-
cüğe hatta kurduğu bir cümleye âşık olmaz mı? güdüsel bir davranıştır. Kuşkusuz cesaret, bilimde
Olur. Bazen hoştur bu ama iyi yazar, silkinip ken- olmazsa olmazlardan biri ve bilim insanlarında iti-
dine gelendir. Haydi diyelim ki kendinize geleme- ci güç oluşturan bir unsur. Popper, olanaksızı de-
diniz, o hâlde kaybolacağınızı bilin. Kaybolmayın! neyen bilim insanlarını “cesur tahminler yapan ve
Ha, kaybolmak da bir tercih dediniz. O zaman da kendi tahminlerini çürütme yolunda ciddi çabalar
keşiflerle dönün. ----. gösteren kişiler” olarak tanımlar.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akı- Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akı-
şına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmeli- şına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmeli-
dir? dir?

A) Genç kalemlerin bu yaygın hastalığa tutulma- A) Olmaz deneni gerçekleştirme isteği, insan do-
sı olağan bir durumdur ğasındaki temel unsurlardandır
B) Zaten edebiyat, daha önce duyulmamış, özgün B) En uzak ihtimaller bile yoğun bir çabayla gü-
parçaların bileşimidir nün birinde gerçeğe dönüşür
C) Ulaşmayı hedeflediğiniz eseri sevmek zorun- C) Çok bilinen bir atasözü, talihin cesur insanlar-
da olduğunuzu da aklınızdan çıkarmayın dan yana olduğunu söyler
D) Uyandırmak istediğiniz imgeye hizmet edecek D) Bilimdeki her buluş ve yenilik, doğanın engel-
şekilde sunun ayrıntıları lerine bir meydan okumadır
E) Dilin size verdiği gücün büyüsüne kapılıp git- E) Bilimsel başarının temelinde öğrenme isteği ve
memeye de gayret edin kişisel gayret vardır
2017 - YGS 2017 - YGS

9. I. Kehribar, bir ağacın milyonlarca yılda oluşan


7. I. Evet, İzmit ve Bursa gibi büyük sanayi şehir- reçinesidir.
lerini ve körfezdeki dev fabrikaları hatırlatan
II. Sadece iki ülkede olduğunu bildiğimiz ve ile-
bir görüntü bu.
riki yıllarda artık kalmayacağını düşündüğü-
II. Sabaha karşı şehre girerken yolun solunda müz bu malzemenin yurt dışına çıkarılması ya-
sis, duman ve alevler içindeki Karabük Demir sak.
Çelik Fabrikası’nın silo şeklindeki dev bacala-
III. Bu pahalı reçinenin; sarılık, guatr ve stres baş-
rı hafızalarımızı yokluyor.
ta olmak üzere çoğu hastalığa ciddi faydası
III. Gece yollara düşüyoruz, sabahın erken saat- vardır.
lerinde Safranbolu’dayız.
IV. Bu nedenle doktorların guatr hastalarına keh-
IV. Yolda birkaç dakika seyrettiğimiz bu devasa ribar kolyesi tavsiye ettiği bilinir.
fabrikayı geçtikten sonra Karabük şehir mer-
V. Bu kadar uzun sürede oluştuğu için fiyatı ol-
kezine giriyoruz.
dukça yüksektir.
V. Yalnız Safranbolu’dan önce Karabük’ten kısa-
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin anlamlı
ca bahsetmek istiyorum.
bir bütün oluşturması için aşağıdakilerden han-
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir gilerinin birbiriyle yer değiştirmesi gerekir?
bütün oluşturacak biçimde sıralandığında han-
gisi baştan üçüncü olur? A) I. ile III. B) II. ile III. C) II. ile IV.

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. D) II. ile V. E) III. ile IV.


2016 - YGS 2016 - YGS

159
Ünite 3 Paragraf

10. Bir sabah işinize giderken kırmızı ışıkta durdunuz 12. Büyük İskender’in, yastığı altından hiç eksik etme-
ve aracınızı tekrar çalıştıramadınız. Her insanın diği iki silah varmış derler: kılıcı, bir de İlyada. Bil-
başına gelebilecek bu sıradan olay için iki ayrı ola- ge Aristoteles’in bu ünlü öğrencisi, o kılıçla çok
sılığı düşünelim. Birinci olasılıkta arkadaki araçla- kesmiş biçmiş ama o kitabı kılıca kırdırmamış hiç-
rın şoförleri kızgınlıkla kornaya basıyor, siz de bir bir zaman. Günümüzdeyse “Neler okursunuz?” tü-
kazaya yol açmamak için kan ter içinde bu durum- ründen bir soruyu, adı okumaza çıkmasın diye ya-
dan kurtulmaya çalışıyorsunuz. İkinci olasılıkta, ar- nıtlayan birçok kimse arasında, Pekos Bill, Red Kit
kanızdaki araçtan inen bir taksi şoförü, bekleyen benzeri şeyler okumaya bayıldığını söyleyenler bi-
araçlara işaret ederek onların yan şeritten devam le var. İlyada nere, Red Kit nere diyeceksiniz ama
etmelerini sağlıyor. Araçlar sakince geçtikten son- gene de aradaki yüzyıllar boşa geçmiş sayılmaz.
ra yanınıza geliyor, birkaç yayayla birlikte aracını- Kitapları üstünkörü suçlayan, okuyana için için öf-
zın yol kenarına çekilmesine yardımcı oluyor. Ne ke duyanların bile, “Ben okumam.” demeyi kendi-
siz ne de bir başkası gergin ve telaşlı. İşte bu ör- lerine yedirememeleri ilginçtir. ----.
nekte olduğu gibi bir toplumun gelişmişlik düzeyi- Bu parçanın sonuna, düşüncenin akışına göre,
ni belirleyen asıl şey, ----. aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Dolayısıyla günümüzün gerçek anlamda çağ-
daş ve düşünen insanı, az da olsa okuyan in-
A) sorunlara pratik çözümler bulmaktır
sandır
B) başka insanları zor duruma düşürmemektir
B) Okumanın tükenmez kaynağından, herkes ken-
C) yaptığımız hatanın sonucunu üstlenebilmektir di istediği kadar pay alır
D) insanlar arasındaki iletişim biçimidir C) Çağlar boyunca insanoğlu hep kitaplarla
E) kurallara uyarak sorunları ortadan kaldırmaktır düşünegelmiş, kitaplar aracılığıyla ortaya koy-
2013 - YGS
muştur düşüncesini
11. İnsanın sanatsal çalışmalarının tümüne, bir arama
D) Okumaya dair bütün bu olumlu düşüncelere
ve bulma çabası olarak bakılabilir. Ya da bunlar,
rağmen ülkemizde okuma oranının düşük ol-
hayatı ve bu hayatın içinde insanın kendi yerini an-
ması da bir başka çelişkidir
lama ve anlamlandırma uğraşı olarak görülebilir.
Bu çaba, ilk insandan bugüne değin farklı amaç- E) Arka kapıdan da olsa okumaya bir yerden bu-
lar ardında, farklı açılımlar, biçimler ve yöntemler- laşmış olmanın onuru, böylelerine yeter de ar-
le serpilip gelişmiştir. Yüzlerce yıllık serüveni bo- tar bile
2014 - YGS
yunca, hem tarihsel dönemler, toplumsal ve siya- 13. Bir sanatçının doğal çevresi, elbette içinde yaşa-
sal koşullarca biçimlendirilmiş hem de onları biçim- dığı ülkedir. Onun bu çevreyle içten bağlantılı ol-
lendirmiştir. Buradan bakıldığında ----. maması düşünülemez kuşkusuz. Ancak konu, tek
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre başına estetik bir değer taşımadığından, nereden
aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? alınırsa alınsın sanatçının yaratıcı kişiliğiyle kay-
naşarak sanat eserine dönüşür. ----.
A) sanatın, insanı doğa ve toplumla olan çatışma-
Bu parçanın sonuna, düşüncenin akışına göre,
larıyla yansıtma işlevini yerine getirmesinin ge-
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
rekliliği ortaya çıkar
B) sanat yapıtlarında işlenen toplumsal özlemle-
A) Dolayısıyla yabancı bir konuyla yerli bir eser
rin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği de açıklık
vermek her zaman mümkündür
kazanır
B) Yani estetik yaratımı besleyen güç, sanatçının
C) sanatla toplumsal fayda arasında bir seçim yap-
bağlı olduğu gelenektir
manın zorluğu daha iyi anlaşılabilir
C) Başka bir deyişle, eserin belirleyeni yazarın ya-
D) sanatın, insanın kişilik özelliklerini boyutlandı-
şadığı çevredir
rıp geliştirdiği söylenebilir
D) Kaliteyi elde etmek ancak bu yolla mümkündür
E) bir toplumun sanatıyla o toplumun yaşamının
birbiriyle etkileşim içinde olduğu yargısına ula- E) Bu bakımdan sanatçının başarılı olması işledi-
şılabilir ği konuya bağlıdır
2012 - YGS 2015 - YGS

160
Ünite 3 Paragraf

3650
14. “Edebiyat dergilerinde sevmediğin, sıkılarak oku- 16. (I) İngiliz şairi Browing; sayfa sayfa, her kelimesi-
duğun yazılar hangisidir?” diye sorsalar hiç düşün- ni ayrı ayrı inceleyerek sözlük okurmuş. (II) Söz-
meden, “Belli bir şiir kitabı üzerine yazılmış tanı- lükte öğütler, eğlendirici şeyler de bulurmuş. (III)
tım yazılarıdır.” derim. Sorun belki de bendedir ama Hatta bu çalışmaya romantik bir yön de katar, ay
bu tür yazıların neye göre yazıldığını anlayamıyo- ışığında oturup bir bir çevirirmiş sözlüğün sayfala-
rum. Tanıtımı yapan iyi niyetli yazar, genellikle il- rını. (IV) Bizde sözlükler, kütüphanelerin en kuytu
gili şairin söz konusu kitabındaki dizelerden esin- köşelerinde uyuklayarak ömür tüketir. (V) Günler
le bir şeyleri duyumsatmaya, şairin şiir dünyasına ve geceler boyu “Bilinmeyen bir kelime çıksın da
kendisi ile birlikte katılmaya çağırır bizi. Kendince hatırlanalım.” diye dua ederler âdeta. (VI) Sözcük-
eklemeler de yapar o şiirlerde oluşturulmaya ça- lerin bu uzun ve sessiz bekleyişleri iki kapak ara-
balanan etkileyici havaya. Ama söz konusu kitap, sında geçer.
okurca önceden okunmadığı, belki de tanıtıcı üze- Bu parça iki paragrafa ayrılmak istenirse ikin-
rine aldığı işi gerektiği gibi yapmadığı için kitaba ci paragraf hangi cümleyle başlar?
yönelik ilgi oluşturulamaz çoğu zaman. ----.
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre A) II. B) III. C) IV D) V E) VI
aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? 2013 - YGS

A) Bu yazılarda şairi, şiir yazmaya yönlendiren et-


kenler üzerinde de durulmalıdır
B) Bu nedenle okuyucunun şiir bilgisini zenginleş-
tirecek açıklamalara yer verilmelidir
C) Oysa tanıtma yazıları şiire dönük olmayan so-
runlarla şişirildiği için ilginçliğini yitirir
D) Edebiyat dergilerinde tanıtım yazılarına az yer
verilmesi kitaplara duyulan ilgiyi azaltmaktadır
E) Böylece okuyana eziyet eden, onu yoran, an-
lamsız ve sıkıcı bir metin ortaya çıkar 17. ----. Bütün yapıtlar kendilerinden önceki yapıtlarla
2013 - YGS
yapılmış bir konuşmanın izlerini taşır. Dostoyevs-
15. (I) Yetişme döneminde sevilmiş, kişiliğine saygı ki İnsancıklar’da Gogol'la tartışır. Kafka, Dönü-
gösterilmiş, kendisiyle barışık bir insan değilseniz şüm’de Dostoyevski'nin elli yıl önce sorduğu soru-
yaşamda karşılaşacağınız kimi güçlüklerin üste- yu, "İnsan mıyım, yoksa böcek mi?" sorusuyla ce-
sinden gelemezsiniz. (II) Yaşamda çirkin-güzel iki- vaplar.
lemi, insanı kendisine sürekli çekidüzen vermeye
Oğuz Atay romanlarını yaralı Don Kişotların, ye-
zorlayan bir yargılama ölçütü. (III) Çalışkanlığınız,
raltında yaşayanların, hamam böcekleri ve meta-
yaratıcılığınız, iletişim beceriniz, sorumluluk bilin-
morfozların yankılandığı bir vadide yazar.
ciniz, dürüstlüğünüz, içtenliğiniz, adalet duygunuz
Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre
ikinci planda bırakılarak yalnızca bu çerçevede de-
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
ğerlendirilmeye tabi tutuluyorsunuz. (IV) Bu durum-
la karşılaşan bir insanın böylesi bir ölçütü yadsı-
ması ve kendini bedensel görünüşü dışındaki özel- A) Hiçbir yapıt boşluğa doğmaz; akan nehre son-
liklerle de var etmeye çalışması, yadırganacak bir radan eklenir
davranış sayılmamalı. (V) Bunları yaşayan birinin, B) Hemen her anlatı çoktan kabul edilmiş doğru-
bazı insanların sırf doğuştan gelen özelliklerle öne ların üzerinde yükselir
çıkarılmasına tepkisi, gerçekte kıskançlık değil, C) Her yazar kendinden önce düğümlenmiş me-
eşitlik isteğidir. tinlerin ilmeğini çözer
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden han- D) Her yapıt, olay örgüsü açısından biricik olma
gisi düşüncenin akışını bozmaktadır? idealiyle yola çıkar
E) Edebî yapıtlar, yazarının iç hesaplaşmalarının
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
yansıdığı bir aynadır
2012 - YGS 2019 - TYT

161
ÇIKMIŞ SORULAR - 3

1. Yaşı ilerledikçe insan çocukluğunun bahçelerini 3. Küresel ısınma, çağımızın sorunu. Bu sorun yü-
nerede arar? Belleğimiz bizi ninnilere, saklambaç zünden yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan
oyunlarına, uçurtmaların iplerine nasıl götürür? Na- canlı türlerini ve ekosistemleri korumak oldukça
sıl canlanır çocukluktaki eski çarşılar, panayır yer- pahalı bir iş. Zira bu, o arazinin başka amaçlar için
leri, bayram sabahları? Bizi bir yerlerde bekler mi kullanımının önlenmesi, koruma için insan kayna-
buğday başakları arasına yuvasını yapan tarla ku- ğı ve altyapı oluşturulması, korunan alanın bilim-
şu? Yoksa büyüdüğümüz için ödediğimiz bedel sel olarak izlenmesi gibi pek çok alanda çalışma-
kaybetmek midir doğduğumuz evi, sokağı, köyü? yı gerektiriyor. Habitatların küresel ısınmadan na-
Yitirdiysek eğer, nasıl yaşatmalı onları anılardan sıl etkileneceğine, bunun canlılar açısından ne gi-
çıkarıp? bi sorunlar oluşturacağına dair araştırmalar sürü-
Bu parçada; yor. Varılan bazı sonuçlar, türlerin iklim değişimin-
den etkilenmemesi için koruma alanlarının geniş-
I. sitem,
letilmesi gerektiğini ve koruma maliyetlerinin ikiye
II. hüzün, katlanacağını gösteriyor.
III. özlem Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabi-
duygularından hangileri belirgindir? lir?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II A) Türlerin devamını sağlamak için yapılacak tek


iş insanları bilinçlendirmektir.
D) I ve III E) II ve III
2017 - YGS B) Canlı türlerini ve ekosistemleri korumak, gele-
cekte de insanlığın uğraşı alanlarından biri ola-
caktır.
C) Türlerin korunmasıyla ilgili araştırmaların üni-
versiteler tarafından desteklenmesi gerekmek-
tedir.
D) İnsanlara alternatif yaşam alanları oluşturmak,
canlı türlerinin korunmasına katkı sağlayacak-
2. Gençken, yazdıklarına daha bir güvenir, onları tır.
önemser şair, ayıklamak değil çoğaltmak ister di-
E) Araştırmalar daha çok, yetersiz olan kaynakla-
zelerini: “Biraz daha yazmalıyım… Daha, daha…”
rın korunması üzerine yoğunlaşmıştır.
diye düşünür. Sanır ki ne kadar çok yazarsa o ka-
dar ağırlıkla kanıtlayacaktır kendisini. Şiirini önem- 2014 - YGS
serken kendini önemsemektedir aslında: Bütün gü-
zel dizeleri o yazmıştır! Oysa yaşlandıkça yazdık-
larını daha fazla irdeleyip onlar üzerinde daha çok
düşünür.
4. Dünyada arasanız da benden daha küreselini bu-
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdaki- lamazsınız. Hangi memlekete gitsem yalnız orada
lerden hangisidir? oturduğumu sanıyorlar. Küreselim ve bütün insan-
ların dostluk, kardeşlik, barış içinde sevgi ve say-
A) Şair olgunlaştıkça daha titiz ve seçici bir kimli- gıyla yaşamasını, yardımlaşmasını istiyorum.
ğe bürünür.
Bu parçada yazar, aşağıdakilerden hangisini
B) Şairler kendi şiirleriyle ilgili gerçekçi değerlen- vurgulamaktadır?
dirmeler yapamazlar.
C) Şairi şiir yazmaya iten asıl neden kendini be- A) Farklı ülkeleri gezmeyi çok sevdiğini
nimsetme düşüncesidir. B) Her memlekette bir evi olduğunu
D) Gençlik döneminde yazılan şiirlerin kalıcılık ora- C) Farklılıklara saygı duyulması gerektiğini
nı yüksektir.
D) Bütün dünyayı kendi evi gibi hissettiğini
E) Şairlerin okur kitleleri dönemsel olarak değiş-
E) Her insanın bir bütünün parçası olduğunu
mektedir.
2015 - YGS 2016 - YGS

162
Ünite 3 Paragraf

5. Ödüller, genç bir şairin adının altı fosforlu bir ka- 7. Hayatın birçok alanında yapay zekâ uygulamala-
lemle çizilerek şiirlerinin tanınmasına olanak sağ- rından faydalanılsa da ABD’deki bir üniversitede
lıyorsa az şey mi bu? Ya da usta bir şairin, şiire yapılan araştırma acı gerçeği ortaya çıkardı: Ne
verdiği emeğin ödülle taçlandırılmasının ne sakın- kadar gelişmiş olursa olsun, mevcut yapay zekâ,
cası olabilir ki? Üstelik şiir kitaplarının hemen he- ancak dört yaşındaki bir çocuğun zekâsıyla kıyas-
men hiç satılmadığı, dolayısıyla kitapçıların, bu ki- lanabilecek düzeyde. Yapay zekâ uygulamaları,
tapları raflarına koymaya yanaşmadığı ve dağıtım- benzerlikleri ayırma konusundaki güçlü yetenekle-
cıların, “şiir” sözcüğünü duyduğunda yüzlerini bu- ri ve eşsiz kelime hazinelerine rağmen testte en
ruşturduğu günümüzde… Şiirin bu konumuna gön- basit “Neden?” sorusuna bile yanıt verememiş.
lü razı olmayan şairlerin verdiği emekleri, bütün şi- Araştırmacılara göre bunun nedeni, yaşam tecrü-
irseverlerin takdirle karşılaması gerektiği kanısın- besi eksikliği.
dayım. I. Gerçekleştirilenlerin beklentileri karşılamadı-
Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden ğına
yakınmaktadır? II. ABD’deki üniversitelerin daha fazla çalışma
yaptığına
A) Ödüllere karşı çıkılmasından III. Çalışmaların her ülkede desteklendiğine
B) Ödüllerin gelişigüzel dağıtılmasından Bu parçada yapay zekâ uygulamalarına ilişkin
C) Günümüzde değer yargılarının değişmesinden olarak yukarıdakilerden hangilerine değinilmiş-
D) Genç şairlerin ödül alınca ustalaştıklarına inan- tir?
malarından
A) Yalnız I B) Yalnız III C) I ve II
E) Sanatçıların, yaratılarını oluştururken gerekli
özeni göstermeyişlerinden D) I ve III E) II ve III
2011 - YGS
2014 - YGS

8. Yazar, kitaptaki resimler ve ilginç bilgilerle okuyu-


cuyu, Eski Yunan ve Roma Uygarlıklarına uzanan
bir zaman yolculuğuna çıkarıyor. Rengârenk, par-
6. İnsanlar, toplu hâlde yaşama gereksinimi duyar- lak sayfalar arasında gidip geldikçe ve biraz da ha-
lar. Bunun için herkesin üzerinde anlaştığı, gittik- yal gücünüzü kullandığınızda kendinizi Eski Mı-
çe yaygınlaşan ortak bir değerler sistemi gerekir. sır’da “papirüs” terliklerle gezerken ya da Roma’da
İşte ahlak, bu türden bir değerler sistemidir. Top- “toga” giymiş olarak bulmanız mümkün. Toga na-
lumda çekişen ve çatışan tarafların hiçbir ortak ya- sıl giyiliyor diye endişeleniyorsanız merak etmeyin
nı kalmadığı durumlarda bile birleştirici bir güç du- kitapta o da yazıyor. Kitabı okuduğunuzda Antik
rumundadır. Örneğin, dürüstlüğü değil de yalancı- Çağ ile şimdiki yaşantınız arasında öyle bir köprü
lığı ya da sahtekârlığı kimse öneremiyor. Sadakat kuracaksınız ki hem kendi yaşantınızdaki ögeleri
yerine ihanet, adalet yerine haksızlık değerli gös- Antik Çağlarda hem de Antik Çağlardaki yaşantı-
terilemiyor. Çünkü ahlak, bir insan topluluğunun, larda kendinizi bulacaksınız.
üzerinde birleştiği ortak paydayı oluşturuyor.
Bu parçada sözü edilen kitabın asıl özelliği aşa-
Bu parçadan ahlakla ilgili olarak aşağıdakilerin ğıdakilerden hangisidir?
hangisi çıkarılabilir?
A) Görsellik yönünden etkileyici bir nitelik taşıma
A) Kişileri değerlendirmede ayırıcı bir ölçüt oldu-
B) Tarihsel bilgileri, ortaya çıktığı dönem içinde
ğu
yargılama
B) Davranışları ve ilişkileri düzenleyen ana kural-
C) Okuyucuda, anlatılanları yaşıyormuş duygusu
lar olduğu
uyandırma
C) İlkelerinin kişiden kişiye değişen, göreceli bir
D) Çok eski yaşam biçimlerini karşılaştırarak an-
nitelik taşıdığı
latma
D) Toplumdan topluma farklı özellikler taşıdığı
E) Okuyanların belirli bir düşüncede yoğunlaşma-
E) Yasaların öngördüğü yaptırımları içerdiği sını sağlama
2011 - YGS 2012 - YGS

163
Ünite 3 Paragraf

9. 1861 yılında bir eleştirmen şöyle demiş: “Bugüne 11. 10 ciltlik Seyahatname, Evliya Çelebi’nin 40 yıllık
kadar fotoğraf, kural olarak ‘gerçeği yansıtmayı’ seyahatlerinde aldığı notlardan oluşuyor. Doğudan
amaçladı. Peki ama güzelliği belirgin kılma gibi bir batıya, kuzeyden güneye 17. yy. Osmanlı ülkesi-
amacı da üstlenemez mi?” Burada, o zamana de- ni anlatıyor. Yazarın son derece renkli ve sıra dı-
ğin yalnızca belgeleme yöntemi sayılmış bir ileti- şı kişiliği nedeniyle yapıt, hem tarih hem filoloji dal-
şim aracının alanına estetik ölçülerin de dâhil edil- ları hem de edebiyat açısından taşıdığı önem do-
diği görülüyor. Bu da, fotoğrafçının, gördüğünü yo- layısıyla bir dünya klasiği sayılıyor. Ne var ki yine
rumlayarak yansıtma bilincine varmasının bir so- aynı nedenle yapıtın “yazma”dan basıma geçiş ev-
nucudur. Sanatsal yorumun ortaya çıkışı, sanatsal resi de zorluklar içeriyor. Çünkü günümüzde onu
ölçütlerin uygulanmasına kendiliğinden yol açacak- “doğru okumak” da doğru anlamak da başlı başı-
tır. na bir uzmanlık işi. Evliya Çelebi gerek gördüğü
Bu parçaya göre fotoğrafçılığın bir sanat ola- fakat dilde bulunmayan, okuyanın kolayca kavra-
rak kabul edilmesi aşağıdakilerden hangisiyle yamayacağı sözcükleri yaratan, tanık olduklarını
ilişkilidir? kendi algılayışına göre değiştirip büyüterek yansı-
tan bir kişi. Bu yüzden önce onun dilinin şifrelerini
çözmek, kişilik özellikleriyle tanışmak ve düşünce
A) Değişmez ve belirli kurallar içermesiyle
yapısını öğrenmek gerekiyor.
B) İlgi duyanların sayısının her geçen gün artma-
Evliya Çelebi’yi anlayabilmek için onun
sıyla
I. yeni sözcükler oluşturması,
C) Yaratıcılık yönünden başka sanat dallarıyla da
ilişkili olmasıyla II. yapıtının dünyada kabul görmesi,
D) Çekenin bakış açısına göre anlamsal zengin- III. gördüklerini düş gücüyle abartarak yansıtma-
likler kazanmasıyla sı,
E) Belirli bir eğitimden geçmeyi gerektirmesiyle IV. karşılaştığı olayları anlatması
2012 - YGS özelliklerinden hangileri nedeniyle özel bir do-
nanım gereklidir?

A) I. ve II. B) I. ve III. C) I. ve IV.


10. Yirminci yüzyılın ikinci yarısından bu yana nostal-
ji, başka bir deyişle eskiye duyulan özlem gittikçe D) II. ve IV. E) III. ve IV.
yaygınlaşıyor. Bu, bir bakıma insanların yaşamla- 2012 - YGS
rından giderek daha fazla yakındıklarının bir gös-
tergesi. Artık her kuşak yaşamın daha az meka-
nik, doğallığın daha yaygın olduğu bir dönemi öz-
lüyor. Bu özlem hiç bitmeyecek gibi görünüyor.
12. Genelde mistik Doğu’nun, özelde Türk edebiyatı-
Çünkü teknolojik gelişmeler yaşamı kolaylaştırdı-
nın en büyük mutasavvıflarından biridir Mevlana.
ğı ölçüde daraltıyor da. Bu yüzden günümüz insa-
Halk ve Hak âşığı olan Mevlana, kişisel gelişim se-
nı gözlerini geçmişe çeviriyor. Söz gelimi eski tren-
rüvenini “Hamdım, piştim, yandım.” ifadesiyle özet-
ler böyle miydi, diye başlıyor, insanların atlı araba-
ler.
larla yolculuk ettikleri günlere kadar gidiyor.
Mevlana bu sözleriyle aşağıdakilerden hangi-
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabi-
sini anlatmak istemiştir?
lir?

A) Bu dünyanın geçici olduğunu


A) İçinde bulunduğumuz koşulların geçmişi güzel-
leştiren çağrışımlar yarattığı B) Her insanın kendine özgü bir serüveninin oldu-
ğunu
B) İnsanlar arasındaki içtenlikli ilişkilerin yitip git-
tiği C) Olgunluğun aşamalar sonucu gerçekleştiğini

C) Mutluluk anlayışının insandan insana değiştiği D) İnsan ruhunun mükemmelleşmek zorunda ol-
duğunu
D) İnsanların gelecek kaygısı çekmediği
E) Hiçbir gelişmenin sebepsiz olmayacağını
E) Günümüzde, yaşama sevincinin azaldığı
2011 - YGS 2016 - YGS

164
Ünite 3 Paragraf

3651
13. Sanatçı, yaşama ilişkin bilgi edinme yükümlülüğü 15. Günümüzde, hizmet sektöründen iş dünyasına, ço-
altındadır. Bu demektir ki yaşadığı zaman dilimin- cuk yetiştirmeden sanat üretimine kadar her alan-
de olup bitenlere kaç numaralı camlar gerekiyor- da tatmine, sorunsuz biçimde varabilme yollarının
sa o camların takılı olduğu gözlüklerle bakmalıdır. arayışı içindeyiz. Everest’e tırmananlar, maraton
Bu zorunluluğun bilincine varamayan bir sanatçı, koşanlar, yoğun ve disiplinli bir çalışmanın sonun-
da alanlarında ustalaşanlar ise yolun sonunda his-
gerçek dünyayı ya bulanık görecek ya da hiç gö-
settikleri mutluluk kadar, yol boyunca yaşadıkları
remeyecektir.
belirsizliklerden ve aştıkları engellerden de coş-
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada belirtilen- kuyla söz ederler. Belki de ilk bakışta çelişkili gibi
leri destekler niteliktedir? görünen bu durum, çoğu zaman gayet iyi giden bir
işte veya ilişkide, farkında olmadan pürüzler yarat-
A) Avrupa tiyatrosunda natüralizm öncesi dönem- mamızı açıklayabilir.
de, yeni biçim ve üslupların denenmesine kar- Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdaki-
şın artık çok değişen dünya, eski ölçütlere gö- lerden hangisidir?
re algılandığı için bir büyük bunalımın içine dü-
şülmüştü. A) Sonucu değerli kılan, süreç içindeki öngörüle-
meyen güçlüklerin üstesinden gelmektir.
B) James Joyce’un Ulysses örneğinde olduğu gi-
bi pek çok yazar okunmak için değil, ünlü ol- B) İsteklere kolayca ve fazla emek harcamadan
mak ve incelenmek için yazıyor. ulaşmak, mutluluğun ön koşuludur.
C) Bilinç dışı dürtülerle, ortada sebep yokken so-
C) Sanatın tarihi, geleneksel biçimlere ve üslup-
run çıkarmak, başarıyı tetikler.
lara neredeyse bütünüyle bağlı kalarak yeni
olabilmiş sanatçıların öyküleriyle doludur. D) Sonuç kadar sürece odaklanarak engelleri aş-
mak da doyuma ulaşmada önemlidir.
D) Franz Kafka’nın yüz yıl sonra da ününü koru-
E) Çeşitli düzeylerde güçlüklerle mücadele etmek,
yup geleceğe kalacağını öngörmek için onun
sorun çözme gücünü artırır.
yaşadığı zamanın şartlarını göz önünde bulun-
2019 - TYT
durmaya gerek yoktur.
E) Bir yazar, anlatacaklarını değiştirmeden oldu- 16. Stephen Fears'ın 2006 yapımı etkileyici filmi Krali-
ğu gibi dile getirirse yazar değil, gazeteci ya da çe, Prens Charles’tan boşandıktan sonra tüm İngi-
politikacı olur. liz aristokrasisine sırtını dönen Prenses Diana’nın
ölümünü anlatıyor. Filmin esas odağı, Prenses Di-
2012 - YGS
ana’nın şaibeli bir trafik kazasında hayatını kaybet-
14. Çok defa bir romancı, romanına girerken hatta bir mesinden hemen sonra kraliyet ailesinde yaşanan-
şair, şiirine başlarken kelimeler onu takar peşine lar. Pek çok yazılı ve görsel malzemeyle destekle-
ve götürür götüreceği yere. Ne konu kalır ne plan. nen bir belgesel gibi çekilmesine rağmen film, se-
naryosu fazlasıyla içeriden yazıldığı gerekçesiyle
Yazarlar ve şairler her zaman konularına tam hâ-
eleştirilmiştir. Bununla birlikte film, tipik İngiliz miza-
kim olamaz. Ben bir saniye sonra kullanacağım
hı ile bu mizahla atbaşı giden hüzün duygusunu her
cümlenin bir kelimesini şimdiden size söyleyebilir
karesinde birleştirmeyi başarmıştır.
miyim?
Bu parçada söz edilen filmin senaryosunun
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdaki-
eleştirilme nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
lerden hangisidir?

A) Prenses Diana’nın özel hayatıyla ilgili sırlara


A) Kelimeler, sanatçının varacağı noktayı belirle-
yer vermesi
yen esas unsurlardır.
B) Üzücü bir olayı sinemaya aktarırken mizahi
B) Yazıda plan yapmak, yazarın düş dünyasını sı-
öğeler kullanması
nırlandırır.
C) Olayları daha çok kraliyet ailesinin bakış açı-
C) Üslup kaygısı edebî metnin temel dinamiğidir. sıyla sunması
D) Plan, kurgunun sağlamlığı açısından yazarın D) Hayatını belgeselleştirerek Prenses Diana’yı
vazgeçilmez rehberidir. idolleştirmesi
E) Sanatçı temel yapıyı kurduktan sonra yazma E) İçeriğinin kazanın hemen ertesinde olanlarla
işi kolaylaşır. sınırlı kalması
2016 - YGS
2019 - TYT

165
ÇIKMIŞ SORULAR - 4

1. Pek çok kavramı toparlarken dağıtıyoruz ister is- 3. Andy Weir aslında bir bilgisayar programcısı ama
temez. Ama aşk konusunda bu tür tanımlara kal- hayat hikâyesinin bizi daha çok ilgilendiren yanı,
kışınca işler daha bir sarpa sarıyor. Öyle ki "günü- çocukluğundan beri bilim kurgu edebiyatına tutkun
müzde aşk" deyince gülmek geliyor içimizden. Ne- olması. Yazıp çizmeye de genç yaşlarda başlıyor.
den? Galiba yıllar yılı "tek tip" bir aşk düşündüğü- Tamamladığı ilk roman taslağı yayınevinden ret
müzden. Aşkın mekânını, zamanını, onu yaşayan- cevabı alınca bu kitabı kendi sitesinde yayımlıyor.
ların sınıfsal özelliklerini hesaba katmadan "aşk"ı Sonrası tam bir başarı hikâyesi. Büyük ilgiyle kar-
yücelttiğimizden. Eski Yunan'da aşk, Orta Çağ'da şılanan kitaba yayınevlerinden teklifler yağıyor.
aşk, Haliç Kıyısı'nda aşk, Boğaz mehtabında aşk, Okurlar tarafından 2014'ün en iyi bilim kurgu ro-
kotrada aşk, grevde aşk... Bu ilişkiler aynı aşkta manı seçilen kitap, bol övgü ve birçok ödül alıyor.
birleştirilebilir mi? İlişkiyi yaşayanların beklentileri En nihayetinde, romanın yayın hakları da satın alı-
de aşkı biçimlendirmez mi? nıyor ve sinemaya uyarlanıp dünyanın birçok ül-
Bu parçanın yazarının aşağıdakilerden hangi- kesinde gösterime giriyor.
sini söylemesi beklenemez? Bu parçada Andy Weir ile ilgili olarak aşağıda-
kilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Aşk, bireysel ve toplumsal yaşanmışlıklardan
A) Esas mesleği dışında başka bir işle meşgul ol-
soyutlanamaz bir olgudur.
duğuna
B) Modern insan aşka yönelik tek tip bir bakış açı- B) İlk yazma denemelerine erken yaşlarda başla-
sına sahiptir. dığına
C) Her dönem ve mekân kendine özgü, bağımsız C) Karşılaştığı sorunu aşmak için bir çözüm geliş-
bir aşk algısı yaratır. tirdiğine
D) Aşkı sürdürülebilir kılmanın yolu, onu idealize D) Okumaktan hoşlandığı türde başarılı bir yazar
etmekten geçer. olduğuna
E) Aşk, tek bir değişkene indirgenerek tanımlana- E) Eserini sinema izleyicisini düşünerek kaleme
bilecek bir kavram değildir. aldığına
2017 - YGS
2019 - TYT
4. Her dize veya her satır, yazıldığı andan başlaya-
rak insanlara gönderilmiş bir ileti niteliği taşır. Üre-
ten kişinin, onun nasıl okunacağını denetleme, na-
sıl anlaşılması gerektiğini dayatma gibi bir hakkı
yoktur. Yazar bu hakkı, daha eserini yayımladığı
anda yitirmiştir veya kendi isteğiyle başkalarına bı-
2. Erteleme, zor veya istenmeyen işlerden kaçınma, rakmıştır. Okuma; okuyanın kişiliğine, bilgisine, an-
hepimizin zaman zaman içine düştüğü bir durum. lama ve yorumlama yeteneğine, beğenisine göre
Belirli işleri "sonra" yapmaya karar veririz. "Sonra" değişiklik gösterir; yazılırken amaçlananların geri-
geldiğinde ise bir sonraki "sonra"ya geçeriz. Bu du- sinde de kalabilir, ötesine de geçebilir. Bu son du-
rum, her erteleme kararının verdiği anlık ferahla- rumda, yeniden üretme söz konusudur artık. El-
mayla bir süre böyle devam eder. Ancak öyle bir bette, ortaya çıkan ve eleştiriler içeren metnin bir
an gelir ki erteleyecek "sonra"mız kalmaz. İşte o edebî değer taşıması koşuluyla.
zaman bir sıkıntı kendini gösteriverir ve panik için- Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?
de çalışmaya koyuluruz.
Bu parçadan hareketle "erteleme"yle ilgili ola- A) Yazarlar, okurları yönlendirmemelidir.
rak aşağıdakilerin hangisi söylenemez? B) Farklı okuyucular yazarın anlatmak istediğini
kendilerince yorumlayabilirler.
A) Yaygın görülen bir davranış biçimi olduğu C) Her metin, çözümü yazarında olan birtakım giz-
ler içerir.
B) Kısa süreli bir rahatlık sağladığı
D) Okurun bir eser karşısındaki tutumu, birikimiy-
C) Önüne geçilemeyen bir rahatsızlık olduğu le ilgilidir.
D) Kişiler üzerinde benzer etkiler yarattığı E) Bir metnin, okur tarafından değerlendirilebilme-
E) Belli bir sürecin ardından son bulduğu si için sanatsal nitelikler barındırması gerekir.
2017 - YGS 2013 - YGS

166
Ünite 3 Paragraf

5. Indiana Üniversitesinden bir grup araştırmacının 7. Günümüzde kara parçalarının sekizde biri gibi
gerçekleştirdiği çalışmaya göre uzun süre oturma önemli bir kısmı koruma altına alınmış durumda-
durumunda kalanların saatte bir beş dakika yürü- dır. Dünyada yüz binin üzerinde koruma alanı bu-
mesi, bacak atardamarlarının zarar görmesini ön- lunmaktadır. Bunların kapladığı alan, Çin ve Hin-
lüyor. Oturma pozisyonundayken kalbe kan pom- distan'ın toplam büyüklüğüne eşittir. Bu alanların
palayan gevşek kaslar yeterince kasılmıyor. Kan, tarihte hiç görülmediği kadar büyük olması, yaşa-
bacaklarda birikebiliyor ve bu durum artan kan akı- ma alanlarını korumanın bir zorunluluk olduğu an-
şından dolayı damarların genişleme özelliğini olum- layışının geliştiğine işaret ediyor. Dahası bu geniş-
suz etkileyebiliyor. Araştırmaya göre uzun süreli leme, endüstriyel gelişmeye de bir engel teşkil et-
oturmanın, damarların artan kan akışına karşı ge- miyor. Doğayı ve Doğal Kaynakları Koruma Birli-
nişleme özelliğini bozduğu, bunun da kalp ve da- ği, bir raporunda yaşam alanlarını koruma altına
mar hastalıklarının işaretçisi olduğu belirtiliyor. almayı, doğanın korunmasına yönelik yapılmış en
Bu parçada aşağıdakilerin hangisine değinil- önemli yatırım olarak gösteriyor.
memiştir? Bu parçada koruma alanlarıyla ilgili olarak aşa-
ğıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Duruş pozisyonunun insan sağlığına olan etki-
sine A) Dünyanın dikkate değer bir bölümünü içine al-
B) Kalp ve damar hastaklıklarını tetikleyen bazı dığına
nedenlere B) Doğayı korumada uygun bir yol olarak görül-
C) Bacaklarda meydana gelen kan birikiminin se- düğüne
beplerine C) Sanayi üzerinde olumsuz bir etkisi bulunmadı-
D) Yürüyüşün damar sağlığı açısından önemine ğına

E) Bacaklarda meydana gelen kas erimesinin ne- D) Toplumların geçmişte bu konuya önem verme-
denlerine diğine
2016 - YGS
E) Dünyayı koruma gerekliliğinin bir sonucu oldu-
6. Edebiyat eleştirileri, edebiyat tarihlerine öncülük ğuna
2017 - YGS
etmek gibi ciddi ve önem gerektiren bir işlevi yeri-
ne getirir. Bunun bilincine varmamış birçok uzman 8. Hiç kimse yalancı veya sahtekâr olmak istemez.
eleştirmenimizin de amatörce eleştiri yazanlar gi- Fakat başkalarıyla iletişimimizde, içimizden geçen-
bi ideolojik bir tavır sergilemeleri gözden kaçma- leri olduğu gibi açıkça söylersek iç dünyamızın red-
yan bir gerçektir. Bunun acı sonucu; eleştirmenle- dedilme tehlikesini de göze almışız demektir. Her-
rin yazarları ve eserleri kamplara bölüp etiketleye- kes, her yerde ve her zaman bu riski göze alamaz.
rek kendi ideolojileri doğrultusunda olmayanları yok Onun için çoğu kez maskelerimizin arkasına sığı-
saymaları ve bu etiketlemenin sağlıklı olup olma- nıp bir korunma davranışı içine gireriz. Bunu öyle-
dığını dahi araştırma zahmetine girmeyişleridir. sine sık yaparız ki bu göstermelik davranışımız bi-
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarıla- zim artık ikinci doğamız olur.
maz? Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşıla-
maz?
A) Edebiyat eleştirmenleri okurları yönlendirirken
büyük bir sorumluluk üstlenmiş olurlar. A) Bizim dışımızdaki insanların gerçek düşünce-
B) Usta eleştirmenlerin de sıradan eleştirmenler- lerimizi bilmesini istemeyiz.
le aynı hatalara düştükleri yadsınamaz bir ger- B) İç dünyamızı, farklı davranışlarla başkaların-
çektir. dan saklamaya çalışırız.
C) Kimi eleştirmenlerin zaman zaman eleştirilerin- C) Başkalarına baskı uygulayarak eleştirilmekten
de tarafsız olmadıkları gözlemlenmektedir. kurtulacağımızı sanırız.
D) Eleştirmenlerin, bir eseri kendi dünya görüşle- D) Eksik ve noksanlarımızın başkaları tarafından
rine göre değerlendirmeleri yanlış bir tutumdur. bilinmesinden hoşlanmayız.
E) Yaptığı işin ciddiyetini kavrayan eleştirmenle- E) Dışlanmaktan korktuğumuz için olduğumuzdan
rin sayısı her geçen gün artmaktadır. farklı görünmeye çalışırız.
2016 - YGS 2016 - YGS

167
Ünite 3 Paragraf

9. Erkek diliyle yazan kadınlara rastladığım da olu- 11. Bayan Jean Brodie’nin Baharı adlı romanın kah-
yor, eserlerini okuduğumda kadın olduklarına ye- ramanı Bayan Brodie, İskoçya’nın ıslak, puslu, es-
min edebileceğim erkekler de tanıyorum. Cinsiye- ki ve soylu şehri Edinburg’ta bir kız okulunda öğ-
tin yazıdaki yansımaları özellikle dikkatimi çekiyor. retmendir. En güzel ve en verimli yıllarını, seçtiği
Erkeklerin erkeklikleriyle, kadınların kadınlıklarıy- bir grup kız öğrenciye adayarak onları hem döne-
la nasıl hesaplaştığını izlemek, cinsel kodların na- min hem de okuldaki diğer öğretmenlerin anlayı-
sıl da kolayca sızıp yazıda kendine yer açtığını şından farklı bir pedagojik anlayışla eğitmeye ça-
görmek hem can sıkıcı hem öğretici. Bunun farkın- lışmaktadır. Sınıfını sık sık bir ağacın altına götü-
da olabilmek ve ötesine geçerek yazabilmek be- ren, burada ders işlediklerinin düşünülmesini sağ-
nim için çok önemli. layacak şekilde kızların kitaplarını ellerinde tutma-
Aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarıla- larını isteyen, tarih anlatması gerekirken önceki
bilecek bir yargı değildir? yaz yaptığı Mısır gezisini anlatan, bazen nişanlı-
sından bahseden, bazen de kentin yoksul semtle-
rini tanıtan, sanatsal etkinlikleri izlemelerini sağla-
A) Yazarın cinsel kimliğiyle dilsel seçimleri arasın-
yan geziler düzenleyen genç bir öğretmendir Ba-
daki ilişkiyi çözümlemek, okur için ilginç olabi-
yan Brodie.
lir.
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi, sö-
B) Bir metinde, cinsiyete ait kodlar bilinçli ya da
zü edilen öğretmenin bir özelliği olamaz?
bilinçsiz bir şekilde kendine yer bulabilmekte-
dir.
A) Eğitimde kendine özgü yöntemler kullanan
C) Yazarlar dil ve söylemleriyle kendi cinsel kim-
liklerini eserlerine yansıttıklarını fark etmeyebi- B) Yaşamdaki kimi olguların anlatılarak değil gö-
lirler. rülüp yaşanarak öğrenileceğini düşünen

D) Eserlerinde karşı cinsin hassasiyetlerini dikka- C) Yaşam gerçeklerinin farkında olan


te alan bir yazar, ustalığa ulaşmış sayılmalıdır. D) Kendi yaşadığı olumsuzluklardan öğrencilerin
E) Yazarın eserini yaratırken kendi cinsel kimliği- ders çıkarmasını bekleyen
nin dışına çıkabilmeyi başarması, pek kolay de- E) Öğretimin farklı ortamlarda sürdürülmesi ge-
ğildir. rektiğini düşünen
2016 - YGS 2013 - YGS

12. Kendisini yazdıracak olan şeyi bulduktan sonra iç


10. Ülkemizde; alanında uzman, yetişmiş birçok çevir- içe geçen iki sorun yaşıyorum. Birincisi öykünün
men var. Ancak bu, çeviri alanındaki yetersizliği- ilk cümlesi, diğeri bu öyküyü kim anlatacak? Ya-
mizi gidermez. Giderilmesi; okulların yetiştirmesi- zar mı, tanık olan mı, yaşayan mı? Genellikle bi-
ne, editörlerin sabredebilmesine, yayıncıların da, rinci tekil kişi ağzından anlatmayı tercih ediyorum.
çevirmenin emeklerinin karşılığını vermesine bağ- Yazdıklarıma asla acımıyorum. Bu yüzden bir öy-
lıdır. Bununla birlikte bir başka yönü daha var bu kü için yüzlerce sayfa yazsam da geriye pek az
konunun. Günümüzde herkes yorulmadan para ka- sayfa kalıyor. Benim için öykünün başlangıcını yaz-
zanma derdinde. Yalnızca iyi bir çeviri yapmış ol- mak bir işkence, sonunu yazmak ise gerçek bir
manın hazzı peşinde koşanların sayısı sanırım çok haz. Galiba sondaki hazzı yaşamak için baştaki iş-
değil. Sözcüklerin kokusunu, derdini, derinliğini bil- kenceye katlanıyorum.
meyenler için nedir ki çeviri! Bu parçada kendisinden böyle söz eden bir ya-
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi bir çevir- zar için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
menden beklenenler arasında sayılmamıştır?
A) Üslup konusunda hassas davranmaktadır.
A) İyi bir eğitimden geçmiş olma B) Yazdıklarına karşı eleştirel bakabilmektedir.
B) İstenilen nitelikte eserler seçme C) Bireysel konulara ağırlık vermektedir.
C) Çeviriyi zevk alarak yapma D) Anlatıcı kimliğini önemsemektedir.
D) Hak ettiği ücreti alabilme E) Amacına ulaşma yolunda sıkıntılara katlanmak-
E) Çalışmalarını titizlikle sürdürme tadır.
2013 - YGS 2015 - YGS

168
Ünite 3 Paragraf

3652
13. Okumayı; televizyon izlemek, futbol oynamak gibi
15. - 16. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
boş zamanları dolduran eğlendirici bir iş olarak de-
ğerlendirenlere söyleyecek sözüm yok. Onlarınki (I) XV. yüzyılın ikinci yarısında Erzgebirge ve Alp
okuma değil, oyalanmadır. Modaya uymak için raf- Dağları ile Schneeberg’de gümüş yatakları bulun-
larına çok satan kitapları dizenlerin yaptığı da ay- du. (II) Böylece gümüş miktarında muhteşem bir
nı şeydir. Oysa her kitap bir okyanustur. Ben ok- artış oldu ve dönemin pek çok darphanesi bu ma-
yanusun kıyısında gezinti yapmak yerine küçük denle dolup taştı. (III) Gümüş bolluğu Avrupa’da
teknesiyle dalgalar arasında boğuşan gerçek oku- para basımının çehresini değiştiren bir reforma da
yucunun peşindeyim. öncülük etti. (IV) 1472 yılında Venedik’te başlayan
Böyle diyen bir yazardan aşağıdakilerden han- bu reformla birlikte ilk kez ince, yassı Orta Çağ sik-
gisini söylemesi beklenmez? kelerinden daha kalın ve sağlam sikkeler basıldı.
(V) Orta Çağ boyunca Avrupa’daki sikkelerin tümü
A) Romanın, öykünün, denemenin labirentlerinde altın veya gümüş üzerine basılıyordu. (VI) Hatta
dolaşmayan okuyucu, sanatçının dünyasını ta- bu sikkeler öylesine inceydi ki bir elin parmakları
nıyamaz. arasında kolayca kırılabiliyordu. (VII) Oysa Vene-
dik’teki yeni sikkeler kesinlikle kıvrılıp büküleme-
B) Yazar, eseriyle okuyucusunu düşüncenin de-
yecek kalınlığa sahipti.
rinliklerine taşımaya çalışır.
C) Okurken yorulmayı göze alan okuyucu olmak
gerekir.
D) Birikimli okur, yazarın söylediklerinden, söyle-
mediklerini çıkarmaya çalışmalıdır.
15. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin anlatı-
E) Her edebiyat eseri, açık ve anlaşılır olmalı ki
mıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söy-
okuyucu, yönünü bulabilsin.
2013 - YGS lenemez?

A) I. cümlede nesnel bir anlatım vardır.


14. Beyaz Geceler Dostoyevski’nin en saf, en lirik ki- B) II. cümlede öznellik söz konusudur.
tabıdır. Saflık kelimesiyle “karmaşık olmayan”ı kas-
C) III. cümlede genelleme yapılmıştır.
tediyorum. Kitap sözü de okuyucuyu yanıltmasın:
Dostoyevski Beyaz Geceler’i bir gazetede yayım- D) IV. cümlede karşılaştırma yapılmıştır.
lanacak basit ve coşkulu bir hikâye olarak tasarla- E) VI. cümlede neden–sonuç ilişkisi vardır.
mıştı. Hikâye saflık ve yalınlığını, kahramanları- 2017 - YGS
nın hep aynı kumaştan ve renkten yapılmasından
alır. Onların sözlerine hemen inanırız. Önce inan-
dıklarının, sonra tam tersine inanan tipik Dosto-
yevski kahramanları yok bu kitapta. Bu bakımdan
16. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinil-
Beyaz Geceler Dostoyevski’nin en özel, en ayrık-
memiştir?
sı kitabı. Burada bizi etkileyen şey, kitabın ve kah-
ramanlarının bu saflığından gelen bir çeşit çocuk-
A) Farklı bölgelerde bulunan gümüş kaynaklarına
su dürüstlük ve bizi yormayan tavırlarından yansı-
yan bir mutluluk duygusu. B) Gümüş madeninin para basımındaki rolüne

Bu parçada Beyaz Geceler’le ilgili olarak aşa- C) Venedik’te basılan paraların niteliklerine
ğıdakilerin hangisinden söz edilmemiştir? D) Darphanelerin teknik açıdan özelliklerine
E) Avrupa’da basılan paralardaki değişikliklere
A) Adının veriliş öyküsünden 2017 - YGS
B) Kahramanlarının özelliklerinden
C) Diğer kitaplarından ayrılan yönlerinden
D) Oluşturuluş aşamasından
E) Okuyanda bıraktığı etkiden
2013 - YGS

169
ÇIKMIŞ SORULAR - 5

1. - 2. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 3. - 4. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

(I) Dünyada bilinen en eski halı, Orta Asya’da Pa- Tanzimat Dönemi’nde eleştiri yapanların amaçla-
zırık Kurganı'nda bulunan halıdır. (II) Bugün Rus- rı estetik değerlendirmeler ve metin çözümlemesi
ya’daki Hermitage Müzesi’nde korunan bu halı, yapmak değildi kuşkusuz. Bu dönem yazarları ro-
Türklerin göçebe alışkanlıklarını açıkça gözler önü- man, tiyatro ve anı gibi türlerin ilk örneklerini verir-
ne seriyor. (III) Yaklaşık 2600 yıl önce dokunan bu ken nasıl “bakir” bir alanda ilerliyor idiyseler eleş-
halıdan günümüze kadar binlerce çeşit halı dokun- tiri alanında da önlerinde örnek olabilecek çalış-
du. (IV) Bu halılar sadece ihtiyaçlarımızı karşıla- malardan yoksun olarak işe başladılar. Fransız
makla kalmadı, aynı zamanda her bir ilmeğinde in- edebiyatının çoğu zaman gelişigüzel olarak seç-
sana ait tüm duyguları desenlerle, renklerle veya tikleri ürünlerini model aldılar. Ancak bir yanlarıy-
sembollerle ortaya koydu. (V) Bugün hâlâ duygu- la da eskiye bağlı olan ilk Tanzimat kuşağının Fran-
ların tercümanı olmaya devam eden Türk el doku- sız eleştirisinden gerektiği gibi yararlanmadığını,
ma halıları ilk kez 1843 yılında Sultan Abdülmecit kendilerine özgü birer eleştiri anlayışı geliştirdikle-
tarafından Hereke'de kurulan fabrika ile adını tüm rini de belirtmek gerekir. Çünkü onlar için sanat ya-
dünyaya duyurdu. pıtı “kendi için” incelenecek, çözümlenecek bir ya-
ratı değil; toplumsal düşüncelerini yaymak için bir
“araç”tı.

1. Bu parçadan kesin olarak çıkarılabilecek yargı


aşağıdakilerden hangisidir?
3. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi, Tan-
A) Sultan Abdülmecit Türk halısını dünyaya tanıt- zimat Dönemi yazarlarının özelliklerinden biri
mada öncü rol oynamıştır. değildir?

B) Pazırık'ta bulunan halı, dünyada dokunmuş ilk


Türk halısıdır. A) Çok yönlü bir eleştiri kültürüne sahip olmaları

C) Türk halıları, XIX. yüzyıla kadar Rusya haricin- B) Pek çok edebî türün ilk örneklerini vermeleri
deki ülkelerde bilinmiyordu. C) Edebiyat anlayışlarında geçmişin izlerinin de
D) Türk halı dokumacılığında işlevsellikten çok es- olması
tetik ön plandadır. D) Genellikle Fransız edebiyatından esinlenmele-
E) Halı dokumacılığının, Türk göçebe kültüründe ri
vazgeçilmez bir yeri vardır. E) Mesaja odaklı bir sanat anlayışı geliştirmeleri
2017 - YGS
2016 - YGS

4. Bu parçaya göre, Tanzimat Dönemi sanatçıla-


rını Fransız sanatçılardan ayıran en önemli özel-
2. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi- lik aşağıdakilerden hangisidir?
lerinde kişisel görüşe yer verilmemiştir?
A) Fransız edebiyatında görülmeyen türleri üret-
A) I ve II B) I ve III C) II ve III
meleri
D) II ve IV E) III ve V B) Eserlerinde işledikleri konuları farklı alanlardan
2017 - YGS seçmeleri
C) Sanattan toplumsal fayda beklemeleri
D) Her edebî türü aynı yaklaşımla incelemeleri
E) Eski sanat anlayışına bağlı kalmaları
2016 - YGS

170
Ünite 3 Paragraf

3653
7. Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden yakınıl-
5. - 6. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
maktadır?
(I) Barnum Müzesi’ndeki öykülerin zengin bir ha-
A) Nitelikli sanat eseri sayısında belirgin bir düşüş
yal gücü, dünyaya epey farklı bakan bir göz ve kes-
olmasından
kin bir zekâyla yazıldıkları aşikâr. (II) Ancak öykü-
lerin esas ayırıcı özelliği; hayal, düş ve gerçeklik B) Bilinçli eleştirmen ve düzeyli eleştiri ürünlerinin
arasındaki o kalın ve tozlu perdeleri kaldırıp yeri- yokluğundan
ne ince birer tül çekmelerinde. (III) Bu bakımdan C) Edebî eserlerin güncel olaylara kayıtsız kalma-
Barnum Müzesi’ni kütüphanelerinizdeki Borges ve sından
Poe külliyatının yanına yerleştirmek yerinde ola- D) Sanatçıların eserlerini piyasa kaygısı ile kale-
caktır. (IV) Hem Poe Eureka’nın başında, “Bu ki- me almalarından
tabı düşlerin tek gerçeklik olduğuna inananlara adı-
E) Edebî eserlerin, birtakım yollarla olduğundan
yorum.” demiyor muydu? (V) Sahiden soruyorum
farklı gösterilmesinden
o zaman, nedir bu gerçek?
2016 - YGS

5. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi-


sinden sonra, düşüncenin akışına göre, “Nite-
kim bu yazarlar rüya ile gerçek arasındaki sınırda
gezinir dururlar.” cümlesi getirilebilir?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) v. 8. Bu parçada geçen “eylemle düşü kardeş saymak”


2016 - YGS sözüyle vurgulanmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
6. Bu parçada geçen “kalın ve tozlu perdeleri kaldı-
rıp yerine ince birer tül çekmek” sözüyle anlatıl- A) Sanatın barış için en güçlü araç olması
mak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
B) Sanat eserlerinin hayale dayanması
C) Sanatçının gerçeklerden uzak durması
A) Benzerlikleri ortaya koymak
D) Edebî eserin kendi kurallarına göre şekillenmesi
B) Birbirine yaklaştırmak
E) Çıkar amaçlı sanat faaliyetlerinden arınılması
C) Anlamları somutlaştırmak
2016 - YGS
D) Kapsamı belirginleştirmek
E) Farklılığa dikkat çekmek
2016 - YGS

7. - 9. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

Çıkarcı yani reklamcı bir çağda yaşıyoruz. Buzdo-


lapları ve çamaşır makineleri gibi edebiyat ürünle-
rinin de sürüm yöntemleri var. Bunların en sahte- 9. Bu parçada aşağıdakilerin hangisine değinil-
leri bile gerek televizyon aracılığıyla gerekse okun- memiştir?
madan yazılan tanıtımlarla yaldızlanırsa hele ki bil-
mem kaçıncı baskıyı yaptığı abartıyla anlatılırsa A) Edebî eserlerin esin kaynağına
satış rekoru kırmaları işten bile değildir. Gerçekler
B) Modern hayatın edebî eseri sunuş biçimine
ne kadar çalkantılı ne kadar bulanık ne kadar çı-
karcı olursa olsun, insanoğlu gene de düşten vaz- C) Eserin baskı adedinin satış taktiği olarak kulla-
geçmiyor. Bakınız, ne güzel ne doğru söylemiş Ba- nılmasına
udelaire: D) İnsanlığın her ortamda hayale ihtiyaç duyma-
“Bana gelince, elbet çıkacağım sevinçle Eylemle sına
düşü kardeş saymayan bu dünyadan.” Gerçekten E) Sanat eserlerinin gerçeklik ve düş çatışmasın-
de edebiyatın dorukları düşlerden doğmamış mı- dan doğmasına
dır? 2016 - YGS

171
ÇIKMIŞ SORULAR - 6

1. Cümledeki sözcüklerin arasına yerli yersiz, sıfat 3. Körlük, Nobel ödüllü yazar Jose Saramago’nun
yerleştirmenin edebiyat metninin bir özelliği oldu- 1995 yılında yayımlanmış romanıdır. Okuyucu, bu
ğunu sanan “yazar adayları” var. Bence yazmay- kitapta kahramanları; adıyla değil, onları tanıtan
la ilgili en temel yanlışlardan biridir bu. Yakın an- ifadelerle görür. Yazar her birini “doktor, doktorun
lamlı sıfatların işlevsiz olarak kullanıldığı cümleler, karısı, hırsız, koyu renk gözlüklü genç kız” gibi çe-
dikiş izlerini belli eden bir elbiseye benziyor. Böy- şitli sıfatlarla adlandırır. Kahramanların diyalogla-
le olunca okur, bir bütün olarak kumaşı değil dikiş rını da anlatıcının sesine yedirerek metni uzun bir
izlerini görüyor. monoloğa dönüştürür. Okur bu durum karşısında
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada eleştirilen romanı takip etmekte güçlük çeker ve kendini âde-
bakış açısıyla yazılmıştır? ta bir labirentin içinde bulur. Ayrıca Saramago, ro-
man boyunca nokta ve virgül dışında noktalama
işareti kullanmaz. Bu da metnin bütüncüllüğüne
A) Günler, kuvvetli bir rüzgârın sürüklediği beyaz
katkıda bulunan bir başka yöntemdir.
bulut kümecikleri gibi birbiri ardına geçip gidi-
yordu ve biz bunların sonunda muhakkak bir Bu parçadaki altı çizili ifadeyle
fırtına kopacağını seziyorduk. I. Eserde kişilerin, özellikleriyle anımsatılması
B) Sonbahar; yemişleri, bulutları, güneşi, maviliği II. Birden fazla teknikten yararlanılmış olması
ve yeşili ile insana şiir, edebiyat, musiki ve me- III. Olayların karmaşık bir şekilde aktarılması
sut insanlarla dolu bir dünya düşündürüyor.
durumlarından hangilerine gönderme yapıl-
C) Yağışlı, donuk ve karlı bir kış akşamının karan- mamıştır?
lığında başlayan o derin yalnızlığım giderek ar-
tıyor; bu koyu kimsesizliğim beni, aydınlık ve A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
ışıklı bir sabaha uzanmaktan men ediyor.
D) I ve II E) II ve III
D) O haftayı ve ondan sonra geleni, sadece onu
(2018 - TYT)
düşünerek geçirdim; belki rastlarım ümidiyle
birkaç defa Boğaziçi’ne gittim, Emirgân’da, Kan-
dilli’de ve şurada burada dolaştım.
E) Çardaklardaki yapraklar, kırmızının en son hâ-
line doğru ağır ağır, kızara kızara kırmızının
renk oyunları içinde düşmeden evvel sallanıp
durdular.
(2018 - TYT)

2. Bakmayın sahilinin dolguyla denizden yükseltilmiş 4. (I) Eski çağlardan beri ticareti yapılan inci, bugün
olmasına; denizin içinden çıkıp içeri doğru yılan de yaygın bir şekilde alınıp satılmaktadır. (II) İnci-
misali kıvrılan yokuşun ta Galata Kulesi’nin gölge- yi oluşturabilen en tipik deniz hayvanının istiridye
sine kadar uzandığı bir semt Tophane. Ana sokak- olduğu bilinmektedir. (III) Bu su canlısı, içine girip
ları bayır, ara sokakları çıkmaz. Bu nedenledir ki yerleşen kum tanecikleri veya larvalara karşı ken-
adımlar hafif hafif, ağır ağır atılır burada. Sanki dini korumak için sedef adı verilen sıvı bir madde
semti derinlemesine hissettirmek ve geçmişi tenef- salgılamaktadır. (IV) Sedef bir yandan salgılanıp
füs ettirmek için yukarı doğru uzadıkça uzar yol. çoğalırken diğer yandan istiridyenin içine yerleşen
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han- maddeyi kaplayarak incinin oluşmasını sağlamak-
gisi yoktur? tadır. (V) İncinin büyüklüğü, şekli, parlaklığı ve ren-
gi de bu süreçte oluşmaktadır.
A) Karşılaştırma B) Benzetme Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangi-
si düşüncenin akışını bozmaktadır?
C) İkileme D) Niteleme

E) Mecazlı söyleyiş A) I B) II C) III D) IV E) V


(2018 - TYT) (2018 - TYT)

172
Ünite 3 Paragraf

7953
5. (I) Çoğumuz düşünmeyen bir dünyada yaşıyor ol- 7. Soyut matematik problemleri Heisenberg’i büyüle-
maktan yakınıyoruz. (II) İnsanların büyük bir bölü- mekteydi. Kanıtlamaya çalışıp da başarılı olama-
mü en az düşünceyle bütün bir yaşamı omuzla- dığı Fermat’ın son teoremi de bunlar arasındaydı.
mak gibi bir kolaycılığı benimsiyor. (III) Hatta kimi- O sıralarda bir arkadaşı ona Einstein’ın görelilik
leri düşünceyle alay ederken kimileri gerçekten dü- kuramı üzerine yazılmış bir kitap verdi. Heisen-
şündüklerini sanıyorlar. (IV) Büyük çoğunluğunu berg, kitap üzerinde çalışarak kuramda kullanılan
düşünmeyenlerin oluşturduğu ve düşünmenin lüks ve “Lorentz dönüşümleri” adı verilen özel matema-
sayıldığı bir dünyada her şeye karşın düşünen in- tiksel araçları anlamak için epey çaba sarf etti. Yi-
sanı “gerçek insan” diye tanımlamak gerekir. (V) ne de fiziği o sırada meslek olarak düşünmüyor-
Düşünmek; insana, insan yaşamına bütünsel bir du. Onu büyüleyen fiziğin arkasındaki matematik-
bakışla bakmaktır. (VI) Düşünce alanımızı daralt- ti. Bu ilgisi ileride onun bir fizikçi olarak düşünüşü-
tığımız zaman dünyaya yeterince yerleştiğimizi söy- nü de etkileyecek ve ona olanaksız görünen prob-
leyemeyiz. (VII) Düşünmek, dünyaya bir veya bir- lemleri çözmede Einstein gibi ileri düzeyde mate-
kaç açıdan değil bütün açılardan bakmayı bilmek- matik kullanma ayrıcalığı tanıyacaktı.
le olur. Bu parçadan Heisenberg ile ilgili olarak aşağı-
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci daki yargıların hangisine ulaşılabilir?
paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle
başlar? A) Einstein’ın görelilik kuramını geliştirmesine ça-
lışmalarıyla katkıda bulunmuştur.
A) Iı B) III C) IV D) V E) VI
B) Fizik alanında başarılı olmak amacıyla ileri ma-
(2018 - TYT) tematik çalışmaları yapmıştır.
C) Fizik alanında çalışmış olmasına rağmen da-
ha çok soyut matematikle ilgilenmiştir.
6. Bir anaokulundaki çocukların ebeveynleri, bazen D) Adını duyurmasında Fermat’ın teoremi üzeri-
işleri nedeniyle çocuklarını okulun kapanma saa- ne yaptığı eleştirilerin payı olmuştur.
tinden sonra almaya gider. Böyle zamanlarda okul E) Einstein’ın görelilik kuramı üzerinde çalışması,
personelinden bazıları çocuklarla birlikte beklemek saygın bir fizikçi olmasını sağlamıştır.
zorunda kalır. Bu durum birtakım sorunlara yol (2018 - TYT)
açar. Yöneticiler de çözüm olarak geciken ebevey-
nlere bir yaptırım uygulamaya karar verir. Ancak
bir süre sonra ailelerin daha çok gecikmeye baş-
8. Bu eser, insanın içine taş gibi oturan öykülerle do-
ladığı görülür. Çünkü aileler artık cezalarını çek-
lu olmasıyla ayrı bir yere sahip. Çoğunda olaylar
tikleri için kendilerini rahat hisseder.
doğrudan anlatılmıyor; en çok da bu hâliyle öykü-
Diğer bir deyişle ----. ler, didaktik olmanın tuzağına düşmekten kurtulu-
I. daha önce yaşadıkları mahcubiyet duygusun- yor. Yazarın öykülerindeki bazı noktaları kendince
dan uzaklaşarak kendilerini haklı gördükleri bir birleştiren okur, metne dâhil olarak yine kendince
konuma gelirler anlamlar üretiyor. Anlatılan öyküler içimizden biri-
II. okulda bekleyen çocukların aileleri davranış- lerinin hikâyesi olduğundan okur, günün sonunda
larıyla cezalardan hoşnut olmadıklarını göste- iç açıcı bir resimle karşılaşmıyor. Çünkü her öykü,
rirler toplumun bireye sık sık yaşattığı haksızlığa uğra-
III. yöneticiler uyguladıkları yöntemle asıl cezayı mışlık duygusunu okuruna hissettiriyor.
ailelere değil, okul personeline verdiklerini fark Aşağıdakilerden hangisi bu parçada söz edilen
ederler öykülerin bir özelliği değildir?
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
yukarıdakilerden hangileri getirilebilir? A) Etkileyicilik B) Yoru-
ma açıklık

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III C) Yaşanmışlık D) Farklılık

D) I ve II E) II ve III E) Yol göstericilik


(2018 - TYT) (2018 - TYT)

173
ÇIKMIŞ SORULAR - 7

1. Edebiyat ürünlerini kültür tarihinin deposu sayan 3. Başından beri biliyordum ki şu veya bu çevreden,
anlayış üzerine düşünürken tarih ve edebiyat araş- şu veya bu sayıda insanın iyi ve sevimli bulduğu
tırmacılarının durumunu tartışmak gerekir. Aslın- şiirler yazmak mümkündü. Böyle bir yolu seçtikten
da her iki yaratıcı çabanın da kazı alanı ortaktır ve sonra, geçerli ortalamayı fark etmek ve o normla-
edebî metnin sunduğu geçmişe ait bulgular üze- ra uygun olanı üretmeyi sürdürmek de gerekiyor-
rinde edebiyatçı da tarihçi de farklı yöntemlerle ça- du. Ama böylesi bir yol, toplumun beğenilerinin sü-
lışarak ortak bir noktada buluşabilir. Ancak arala- rekli değişmesi yüzünden beni kendime yabancı-
rında temel bir fark vardır. Edebiyatçının kazı ça- laşma batağına götürürdü.
lışmaları, yönünü geleceğe de çevirebilirken tarih- Aşağıdakilerden hangisi bu sözleri söyleyen
çinin bakışı geçmişle çerçevelenmiştir. bir şairin düşüncesi olabilir?
Bu parçaya göre edebiyat ve tarih araştırmacı-
ları ile ilgili olarak A) Toplumdaki eğilimleri izlemek şairlerin üretken-
I. Kaynakları ortak olsa da yaklaşım ve yöntem- liğini yitirmesine neden olur.
leri arasında belirgin farklılıklar vardır. B) Bir şair beğenilmek için ortalamanın üstünde
II. İnsan ve toplumun bugünü ve geleceğine da- ürünler ortaya koymalıdır.
ir genel çıkarımlarda bulunurlar. C) Geniş okur kitlelerinin bir şairi takdir etmesi
III. Üzerinde çalıştıkları kültür malzemesini değiş- onun sanatı adına kötüye işarettir.
tirmeyi amaçlarlar. D) Şiirin kurallarına sıkı sıkıya uymamak şairin po-
yargılarından hangilerine ulaşılabilir? pülaritesini olumsuz etkiler.
E) Bir şairi özgün ve özel kılan, popüler olanı ter-
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III cih etmiyor olmasıdır.
(2018 - TYT)
D) I ve II E) II ve III
(2018 - TYT)

4. İsviçre’de son dönemlerde uyku üzerine yapılan


2. Son yıllarda yapılan araştırmalar, bugüne kadar bir araştırmada uyku sorunu olmayan 12 sağlıklı
koleksiyonculuk veya hobi olarak tanımlanan dav- erkek, iki hafta arayla karanlık bir odada öğleden
ranışın istifleme bağımlılığı olarak adlandırılan bir sonra 45 dakikalık uykuya yatırılmıştır. İlk seferde
tür hastalık olabileceğini gösteriyor. Yıllardır birik- sabit, ikincisinde ise hafifçe sallanan bir yatakta
tirilen bir yığın eşyanın içinden hangilerinin kalıp uyumaları sağlanarak, çalışmaya katılan kişilerin
hangilerinin gideceğine karar verme anında kişi- beyinlerinin elektriksel etkinliği EEG yöntemi ile öl-
ler, büyük ihtimalle hastalıklarıyla ilk kez yüzleşi- çülmüştür. Araştırma sonucunda ise sallanarak
yorlar. Küçücük ve işine hiç yaramayan/yarama- uyuyanların hafif uyku (N1) ve derin uyku (N2) aşa-
yacak bir şeyi bile gözden çıkarmak, istifçilerde de- malarına daha çabuk geçtikleri, derin uykuda da-
rin travmatik üzüntüler yaratabiliyor. ha uzun süre kaldıkları saptanmıştır.
Bu parçada istifleme bağımlılığıyla ilgili olarak Bu parçada sözü edilen araştırmanın amacı aşa-
aşağıdakilerden hangisine değinilmiştir? ğıdakilerden hangisidir?

A) Yakın bir geçmişte yapılan araştırmalarla teda- A) Gündüz uykusunun sağlık üzerindeki etkilerini
visi bulunmuş bir hastalık olduğuna gözlemlemek
B) Kişinin, yakın çevresinin uyarılarını dikkate ala- B) Uyku düzeni konusunda erkekler arasındaki
rak bu bağımlılıktan kurtulabileceğine farklılıkları belirlemek
C) Hastaların, eşyalara duydukları bağlılığı psiko- C) Uyku rahatsızlıklarının uyku süresi ile ilişkisini
lojik bir rahatsızlık olarak kabul ettiklerine ortaya koymak
D) Tedavi sürecinde, depresyona neden olabile- D) Cinsiyet faktörünün uyku süresi üzerindeki et-
cek müdahalelerden kaçınmak gerektiğine kisini tespit etmek
E) Eşyalarından ayrılma durumuyla karşı karşıya E) Uykuya dalmak ile sallanmak arasındaki ilişki-
kaldıklarında bağımlı kişilerin verdiği tepkiye yi incelemek
(2018 - TYT) (2018 - TYT)

174
Ünite 3 Paragraf

7954
7. Osmanlı coğrafyasına yolu düşen seyyahların ta-
5. - 6. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
mamı; devletin büyüklüğünü, halkın medeni hayat
şartlarını, şehirlerin güzelliğini, kurum ve kuruluş-
Gelenek ve inançlarımızda servi ağacı, insanın do-
ların intizamını öve öve bitiremezler. Kusursuz iş-
ğumdan ölüme kadar var olma çabasının bir sem-
leyen bu sistem; toplamı 15 milyon kilometrekare
bolü olarak görülmüştür. Mevsimlerin zorlu şartla-
tutan bir devleti yaşatıyor, içinde 12 eyalet barın-
rına rağmen yeşilliğini hiç kaybetmemesi ve daya-
dırıyordu.
nıklı olması ile serviler, hayatı tasvir etmektedir.
Gövdesi semaya dik bir şekilde uzandığı için de Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdaki-
servinin doğruluğu temsil ettiğine inanılmaktadır. lerden hangisi söylenemez?
Onunla ilgili başka bir inanış da insana iyi şans ge-
tirdiği ve onu koruduğudur. Ayrıca serviler, eski A) İkilemelere yer verilmiştir.
Türk kültüründe bolluk ve bereketi simgeleyen “ha- B) Açıklama yapılmıştır.
yat ağacı” olarak da nitelendirilmiştir. Ağacın mev- C) Nicel verilerden yararlanılmıştır.
sim şartlarına rağmen hep yeşil kalması ise ölüm-
D) Öznel ifadeler kullanılmıştır.
süzlüğü simgeler. Aynı zamanda minareyi andıran
servi, Osmanlı kültüründe de hayat ağacına ben- E) Örneklerden yararlanılmıştır.
(2018 - AYT)
zetilmiş ve dallarına konmuş kuşların, hayatın için-
deki canlıları temsil ettiği düşünülmüştür.

5. Bu parçaya göre servi ağacıyla ilgili inanışla-


rın ortaya çıkmasının temel nedeni aşağıdaki-
lerden hangisidir?

A) Diğer ağaçlara göre daha geniş bir alana yayıl-


ması
B) İnsan topluluklarının yaşamına fayda sağlama-

C) İnsanın fiziksel özellikleriyle benzerlik göster-
mesi
D) Kimi özelliklerinden dolayı ona sembolik bir de-
ğer atfedilmesi
E) Ömrünün uzunluk bakımından insan ömrüne
denk olması
(2018 - TYT)

8. Hemingway gibi bir yazarın söyledikleri kadar söy-


6. Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargıların han- lemedikleri de önem taşır. Yazılarındaki yoğunlu-
gisine ulaşılabilir? ğu hem kelimeleriyle hem de sessizliğiyle sağlar.
Hemingway’in kendi deyimiyle buz dağına benzet-
tiği yazıları, ilk bakışta kendisini kolayca ele ver-
A) Toplumun farklı katmanları tarafından benim-
mez.
senen değerler kolayca yaygınlaşır.
Bu parçaya göre Hemingway’in yazılarındaki
B) Hayatı anlamlandırırken doğadaki varlıklardan
en belirgin özellik aşağıdakilerden hangisidir?
ve onların özelliklerinden faydalanılır.
C) Hayatın zorluklarına karşı çıkabilmek için bazı
A) Özgün bir bakış açısı taşıması
kültürel ve toplumsal değerler üretilir.
B) Hayal ögelerinden yararlanması
D) Doğa olaylarını doğru yorumlayabilen toplum-
lar, yaşamı ve ölümü daha iyi anlayabilir. C) Anlam derinliğine sahip olması

E) Doğadaki nesnelere anlam yüklenirken geç- D) Üretimi için uzun zaman gerektirmesi
mişten gelen tecrübelerden yararlanılır. E) Okuyucunun ilgi alanına girmesi
(2018 - TYT) (2018 - AYT)

175
FASİKÜL DEĞERLENDİRME TESTİ - 1

1. Başlamamla bitirmem bir oldu kitabı. Güzel Türk- 4. Birkaç gün önce çıkmış olan bir öykü kitabını alır
çe, dikkatli ve sakin anlatım, abartmadan verilen almaz okumaya başladım. Daha önce okudukları-
ayrıntı ve en önemlisi de bir sürgünün hüzün veri- ma, sınıfta bize öğretilenlere hiç benzemeyen şey-
ci ruhsal durumu ile karşılaşmak beni daha oku- lerdi bunlar. Hepsi, kişinin içine işleyen, yepyeni,
maya başlarken kitaba bağlamıştı. değişik, daha önce bir benzerini görmediğim, oku-
Aşağıdakilerden hangisi bu kitaba ait bir özel- madığım şeylerdi. Belki alışılan anlamda öyküler
lik değildir? bile değildi bunlar.
Parçada sözü edilen öyküler, aşağıdakilerin
A) Etkileyicilik hangisiyle nitelendirilebilir?
B) Çekicilik
A) Yalın
C) Akıcılık
B) Açık
D) Sürükleyicilik
C) Sürükleyici
E) Gerçekçilik
D) Özgün
E) Eğitici
2. İstanbul, yapış yapış sıcak bir günden, ılık bir ge-
ceye giriyordu. Küçük kızımla pazar gezisinden
evimize dönüyorduk. Bindiğimiz vapur tıklım tıklım
doluydu. Oturacak yer bulamayınca ayakta yolcu-
luğumuza razı olarak vapurun dış kenarı boyunca 5. Yüksekçe bir tepenin üstünden etrafımı seyrediyo-
uzanan ve yolcuların tesbih taneleri gibi yan yana rum. Biraz aşağıdan akan derenin melodisi ruhu-
dizildiği tahta sıraların bittiği yerde beklemeye ko- mu okşuyor. Çamların kokusu paha biçilmez bir
yulduk. Çıplak kollarımızla deniz rüzgârını hisset- parfüm. Tatlı ve serin esmeye başlayan rüzgâr gü-
tiğimizde, vapurumuz peşi sıra köpükler çıkara- zel rüyama son veriyor.
rak siyah bir kadifeyi andıran suların üzerinden Bu parçada hangi duyu organıyla algılanan bir
kaymaya başlamıştı bile. ögeden söz edilmemiştir?
Yukarıdaki parçada aşağıdakilerden hangisi da-
ha ağır basmaktadır? A) Koku alma
B) Görme
A) Öyküleme – Açıklama
C) Dokunma
B) Betimleme – Tanımlama
D) Tat alma
C) Tanık gösterme – Örnekleme
E) İşitme
D) Betimleme – Tartışma
E) Öyküleme – Betimleme

3. Deneme dediğimiz şey ayaküstü sohbet eder gibi 6. Az sözcükle çok şey anlatmaya çalışmıştır. Kendi
yazılan yazılardan değildir. Öncelikle bol zaman çizgisinin başkalarından farklı olmasına özen gös-
ve çaba gerektirir. Bu zaman içinde de düşünce- termiştir. Anlatımı anlaşılır ve pürüzsüzdür. Anlam
lerimizi olduğu gibi eksiksiz verebilmek… Çok za- tek ve nettir, anlamda kapalılık yoktur. Eserleriyle
man harcamış olsam da, okuyucu geniş boyutla- tüm okuyucuları aydınlatmaya ve yönlendirmeye
ra ulaşabiliyorsa başarı kaçınılmaz demektir. çabalamıştır.
Yukarıdaki paragrafa göre yazar hangi anlatım Aşağıdakilerden hangisi bu paragrafta sözü edi-
özelliğini vurgulayarak başarı sağlayacağını sa- len kişiye ait bir özellik değildir?
vunmaktadır?
A) Etkileyicilik B) Özlülük C) Özgünlük
A) Doğallık B) Yoğunluk C) Açıklık
D) Akıcılık E) Açıklık
D) Yalınlık E) Özgünlük

176
Ünite 3 Paragraf

3654
7. Yapının kerestelerini tutan çiviler ve vidalar gibidir 10. ---- Dolayısıyla hem duygusal olarak algılanabilmeli
sözcükler, yoksa ıvır zıvır süsler değil. Hak ettiğin- hem de akıl ile kavranabilmelidir. Müzik dinlemekten
den daha büyük yer kaplayan her şeyden tiksini- hoşlanan; ama müziğin dilinden anlamayan bir mü-
rim ben. Yolda bir yığın mukavva kutu görünce na- ziksever, tatilini geçirmek için gittiği bir ülkenin doğal
sıl sinirlenirsem, içlerinde bir şey olmayan sözcük- güzelliklerini gören o ülke halkının davranışlarına ta-
ler görünce de öyle sinirlenirim. Düşüncelerini ka- nık olan, konuşmalarını dinleyen; ama söylenenlerin
ba kumaşlar ve yırtık pırtık giysiler içinde, gelişi- tek bir sözcüğünü bile anlamayan bir turiste benzer.
güzel söylemeye kalkan kişi günlük konuşmanın Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre
belki yirmi çeşit örneğini ortaya koyar; ama onlar- hangisi getirilebilir?
dan ancak biri onun anlatmak istediğine tam uy-
gundur.
A) Müzik bir akıl yumağıdır.
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden han-
B) Müzik hem sanattır hem de bilim.
gisi söylenemez?
C) Müzik ruhun gıdasıdır.

A) Öznel bir anlatım kullanılmıştır. D) Müzik duygusal değerler bütünüdür.

B) Benzetme yapılmıştır. E) Müzik bir dil bütünlüğüdür.

C) İkilemeye yer verilmiştir.


11. İnsan doğa koşullarını aşmakla varlığını sürdürmüş-
D) Niteleyici sözcüklere yer verilmiştir..
tür. Aklını ve ellerini kullanarak alet yapmış, ayakta
E) III. kişili anlatım kullanılmıştır.
kalmayı başarmıştır. Hayvan tek başına bir varlık
olarak kaldığı halde insan toplumsallaşmıştır. Onu
toplumsal bir varlık olmaya iten neden, başka can-
8. Yaz geçince, İstanbul birden kesin renklere, par- lılarda görülmeyen bir bilince sahip olmasıdır.
lak alacalara bürünür. Denizin mavisi daha laciver- Bu parça için en uygun başlık aşağıdakilerden
de çalar, gökyüzünde top top bulutlar bembeyaz- hangisidir?
dır. Karşı yakada camlara vurmuş güneş daha kı-
zıl. Sonbaharın ilk demleri ve renkleri böyledir. A) İnsanın Üstünlüğü B) İnsan ve Doğa
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han- C) İnsan ve Akıl D) Toplumsal Varlık
gisine başvurulmuştur?
E) İnsan ve Varlık

A) Öyküleme B) Betimleme C) Açıklama

D) Tanımlama E) Tarışma 12. Hayatın rutin kurallarının dışına çıkıp ölmeden ön-
ce yapılacak şeyler listenizdeki deneyimler, bir gün
geriye dönüp baktığınızda hayatınızı anlamlandıran
mihenk taşları olacaklar. Geçen günlerin tek kalıp-
9. (I) Çocuk, edebiyatımızın en ihmal edilmiş konu- tan çıkmış örnekler gibi birbirine benzemesine en-
larından biridir. (II) Eski edebiyatımızda çocukla- gel olun. Ve siz ileride dönüp koleksiyonunuza bak-
rın ilgisini çekecek konular yoktur. (III) Bu kadar- tığınızda, gönlümce bir hayat yaşadım diyebilecek-
cık bir aramanın bile bize üzüntü verecek bir so- siniz. Benim size en büyük önerim şu: ----.
nuca ulaşacağına eminim. (IV) Divan edebiyatın- I. var olmakla yetinmeyin dolu dolu yaşayın
da ve o çağın öyküsü demek olan mesnevilerde
II. yaşamı gezip tozmakla harcamayın, iş hedef-
çocuk sözcüğü kaç defa geçer? (V) Bırakın ilgi çek-
lerinize uygun hale getirin
meyi, çocuklarla ilgili bir konu bile bulunduğunu
sanmıyorum. III. kariyer hedefinizin doruklarına çıkmak için ge-
cenizi gündüzünüze katın
Anlam bütünlüğünün sağlanması için, bu par-
çada numaralanmış cümlelerden hangileri yer Bu parçanın sonuna yukarıdakilerden hangile-
değiştirilmelidir? ri getirilemez?

A) II. – IV. B) III. – V. C) I. – IV. A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III

D) II. – V. E) I. – II. D) I ve II E) II ve III

177
FASİKÜL DEĞERLENDİRME TESTİ - 2

1. (I) İş turizminde yoğunlun arttığı dönem, daha çok


3. - 4. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
sonbahar ve kış aylarıdır. (II) Bu dururm ;fuar, kong-
re ve ticari amaçlı seyahatlerde bulunan katılımcı-
(I) Fazıl Hüsnü Dağlarca, etkileyici söyleyişi ile
ların yaz turizminin kalabalığından uzak kalmala-
Cumhuriyet Dönemi Türk şiirini tek başına temsil
rını sağlıyor. (III) Aynı zamanda bir yandan iş gö-
gücüne sahiptir. (II) Hiçbir modaya katılmadan ta-
rüşmelerini yürütürken bir yandan da katılımcıla-
mamen içten gelen bir var oluşla özgün dille şiir-
rın seyahat ettikleri şehri gezmelerine imkan tanı-
ler yazmıştır. (III) Cumhuriyet Dönemi insanının
yor. (IV) Bununla birlikte iş turizmi temelde bir şir-
ferdi ve toplumsal duyuşlarını, sezişlerini, görünüş-
ketin yönetici ve yetkilileri için düzenlenen seya-
lerini yapaylıktan uzak, çarpıcı bir şekilde dile ge-
hatleri ifade eder. (V) Ayrıca iş turizmi, yaz döne-
tirir. (IV) İçten bir anlatımı olan Dağlarca’nın özel-
mi dışında da istihdam yaratılmasını sağlamakta-
likle dil ve tarih bilinci açısından bakıldığında bi-
dır. (VI) Yine bu kapsamda düzenlenen faaliyetler-
reysel bir tavrın şairi olduğu görülür. (V) Sanatçı-
le seyahat acenteleri, sergi düzenleyen kuruluşlar
nın Anadolu’ya yönelişi, mekânı insan ile birlikte
milyonlarca kişiye hizmet sunmaktadır.
tanıma arzusunun sonucudur.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden han-
gisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.

3. I. Başarılı şiirler kaleme almıştır.


II. Doğal bir anlatımı tercih etmektedir.
III. Şiirin topluma yol gösterici olduğuna inanmak-
tadır.
IV. Kendi şiirini kurmuştur.
Bu parçada Fazıl Hüsnü Dağlarca ile ilgili ola-
rak yukarıda verilen yargılardan hangilerine de-
2. Orhan Kemal, yapıtlarında yoksul insanların ya- ğinilmemiştir?
şamlarını unutulmaz roman kahramanları ile an-
latmıştır. Bir çırpıda okunan romanlarının çoğunu A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
bu karakterlerin hikayeleri üzerine kurar. Onun kah- D) I. ve III. E) II. ve IV.
ramanları aynı zamanda romanın temel sorunsa-
lını simgeleyen kişilerdir. Bunları anlatırken süs-
süz bir dil kullanır. Yazması zor, okuması kolay bir
dil. Diyebiliriz ki sanatçı, bütün bu özellikleri ile ken-
di roman evrenini oluşturmakla kalmamış, aynı
zamanda birçok yazarı esinlemiştir. Batı’yla kıyas- 4. Yukarıdaki parçada numaralanmış cümleler için
ladığımızda en az Batı’da yazanlar kadar kaliteli aşağıda verilen bilgilerin hangisi yanlıştır?
eserler üretmiştir.
Bu parçadan hareketle Orhan Kemal ile ilgili A) I. cümlede, edebiyatımız için önemli bir şair ol-
olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? duğu belirtilmektedir.
B) II. cümlede, herhangi bir akımdan etkilenmedi-
A) Yetkin yapıtlar ürettip yazınımıza katkıda bu- ğine değinilmiştir.
lunduğu C) III. cümlede, şiirlerini etkili dile söylediği ifade
B) Yapıtlarını yalın, akıcı bir dil ile kaleme aldığı- edilmiştir.
na D) IV. cümlede, sanatçının şiir anlayışı ifade edil-
C) Romanlarında ölümsüz kişiler yarattığına miştir.
D) Sanatçının yazarlarımıza ilham kaynağı oldu- E) V. cümlede, bütün şiirlerinde Anadolu’yu anlat-
ğuna tığı söylenmiştir.
E) Hayal kırıklığı yaşayanları dile getirdiğine

178
Ünite 3 Paragraf

3655
7. Sunucu:
5. - 6. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
(I) ----
Divan şiiri, herkesin malı olan ve neredeyse bütün Gastronom:
imkânlarını daha önceki şairlerin kullandığı sınırlı — Çikolatanın içerisindeki yağ veya şeker ayrılır
bir malzemeyle baş başadır. Bu durum bizi, divan da onun için. Buzdolabına koyulan çikolatanın et-
şiirinin hem zaaf, hem üstünlüğü olmak bakımın- rafında oluşan beyaz kristaller şekerin ayrışması-
dan paradoksal bir yapıyla karşı karşıya bırakmak- nın işaretidir. Buzdolabı içerisindeki nem (su) çi-
tadır. Zaafı, şairin elini kolunu bağlayıp ilhamını kolata yüzeyindeki şekerle reaksiyona girerek şe-
zincire vurması. Üstünlüğü ise, iyi şairin aradan ker topakları oluşturur. Bunları kazıyıp yalarsanız
kolayca sıyrılmasını sağlayan, dolayısıyla iyi şiirle çok tatlı olduğunu görürsünüz.
sahte şiirin birbirinden çok net bir biçimde ayıredil-
mesine imkân veren bir yapı olmasıdır.
Sunucu:
(II) ----
Gastronom:
— O biraz daha karışık ve ilginç bir süreçtir. Yağ
(kakao yağı), çikolatanın yapı taşıdır ve çikolata
içerisinde 6 farklı şekilde yapılanabilir. Birinci tip
yapı 17 derecede erirken, Altıncı tip yapı 36 dere-
5. Bu parçaya göre divan şiiri ile ilgili anlatılmak
cede erir. İdeal yapı, 34 derecede eriyen tip 5’tir.
istenen aşağıdakilerden hangisidir?
Bir kez tip 5 yapısı tutturulan çikolatanın yapısını
kaybederek kalitesinin düşmesine yağ ayrışması
A) Taklitçiliğin hemen göze çarpması denir. Buna neden olan etmen hızlı ısı değişiklik-
B) Sanatçılar tarafından en çok işlenen konunun leridir.
aşk olması Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdaki-
C) Sınırlı materyel olduğu için iyi şiirin yazılama- lerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?
ması
D) Sanatçıların halkla bütünleşmediği için saray A) (I) Beyaz çikolata nasıl oluşur?
edebiyatı olarak kalması (II) Çikolataya yağ nasıl eklenir?
E) Çelişkili bir yapısı olmasına rağmen kaliteli sa- B) (I) Çikolata neden beyazlar?
natçının fark edilmesi
(II) Peki yağ ayrışması nasıl oluyor?
C) (I) Çikolata özelliğini neden kaybeder?
(II) Isı değişimi çikolatanın tadında ne değişti-
rir?
D) (I) Nem, çikolataya nasıl etki eder?
(II) Çikolata nasıl yapılır?
6. Bu parçada geçen, “şairin elini kolunu bağlayıp E) (I) Çikolata su içine atılırsa ne olur?
ilhamını zincire vurması” sözüyle anlatılmak is-
(II) Yağ şekerden nasıl ayrışır?
tenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Denenmemiş anlatım biçemleri oluşturamamak


B) Düşüncelerini istediği biçimde anlatmak
C) Yerleşik kalıpların ve kullanımların dışına çıka-
mamak
D) Sözcüklerin üzerinde fazla durmadan yapıt oluş-
turmak
E) Toplumun duygularını kişisel ve özgün bir biçi-
me dönüştürememek

179
Not Alıyorum

180
Paragraf
CEVAP ANAHTARI

3. Ünite Paragraf

Bölüm Testi - 1 1-D 2-A 3-E 4-C 5-A 6-E 7-B 8-A 9-D 10-E 11-C 12-E
Bölüm Testi - 2 1-A 2-E 3-C 4-C 5-A 6-D 7-B 8-D 9-B 10-C
Bölüm Testi - 3 1-E 2-C 3-D 4-C 5-C 6-A 7-B 8-D
Bölüm Testi - 4 1-C 2-C 3-E 4-C 5-E 6-C 7-D 8-B
Bölüm Testi - 5 1-B 2-C 3-B 4-B 5-B 6-C 7-C 8-A
Bölüm Testi - 6 1-E 2-E 3-A 4-D 5-C 6-B 7-D 8-E
Bölüm Testi - 7 1-D 2-C 3-A 4-B 5-E 6-B 7-B 8-E
Bölüm Testi - 8 1-B 2-B 3-B 4-E 5-B 6-E 7-A 8-D
Bölüm Testi - 9 1-B 2-E 3-D 4-C 5-B 6-B 7-B 8-C 9-C
Bölüm Testi - 10 1-E 2-A 3-D 4-B 5-B 6-D 7-E 8-C 9-E
Bölüm Testi - 11 1-A 2-E 3-D 4-D 5-D 6-C 7-B 8-A 9-A 10-B
Bölüm Testi - 12 1-A 2-D 3-A 4-C 5-B 6-D 7-E 8-B 9-A 10-A
Bölüm Testi - 13 1-B 2-A 3-C 4-E 5-A 6-C 7-A 8-E
Bölüm Testi - 14 1-C 2-A 3-A 4-B 5-C 6-C 7-B
Bölüm Testi - 15 1-B 2-C 3-A 4-A 5-A 6-A 7-A 8-E
Bölüm Testi - 16 1-D 2-D 3-D 4-C 5-D 6-C 7-D 8-D 9-C 10-D 11-C 12-C 13-B
Bölüm Testi - 17 1-C 2-B 3-C 4-C 5-B 6-E 7-C 8-C 9-D 10-B 11-E 12-C
Bölüm Testi - 18 1-D 2-D 3-C 4-C 5-B 6-C 7-C 8-D 9-C 10-D 11-D 12-B 13-D
Bölüm Testi - 19 1-E 2-A 3-E 4-C 5-B 6-D 7-E 8-B 9-B 10-C 11-E 12-C
Bölüm Testi - 20 1-C 2-A 3-E 4-B 5-C 6-D 7-E 8-B 9-C 10-D
Bölüm Testi - 21 1-B 2-C 3-C 4-D 5-C 6-A 7-C 8-A
Bölüm Testi - 22 1-D 2-B 3-A 4-D 5-E 6-E 7-E
Bölüm Testi - 23 1-C 2-C 3-B 4-E 5-A 6-E 7-A 8-D
Pekiştirme Testi - 1 1-D 2-E 3-B 4-C 5-D 6-D 7-B 8-C 9-D 10-D
Bölüm Testi - 24 1-B 2-A 3-D 4-B 5-B 6-C 7-A 8-E
Bölüm Testi - 25 1-A 2-E 3-C 4-E 5-D 6-C 7-E 8-C 9-E
Bölüm Testi - 26 1-E 2-C 3-E 4-C 5-D 6-E 7-B 8-A
Bölüm Testi - 27 1-B 2-A 3-D 4-C 5-A 6-C 7-D 8-A 9-A 10-E
Bölüm Testi - 28 1-A 2-C 3-D 4-A 5-C 6-A 7-B 8-A 9-B 10-C 11-E 12-B
Bölüm Testi - 29 1-E 2-E 3-B 4-C 5-A 6-B 7-B 8-B
Bölüm Testi - 30 1-C 2-C 3-E 4-B 5-A 6-B 7-A 8-B 9-C
Bölüm Testi - 31 1-B 2-B 3-B 4-A 5-C 6-A 7-B 8-E
Bölüm Testi - 32 1-C 2-B 3-A 4-A 5-C 6-B 7-D 8-A
Bölüm Testi - 33 1-E 2-A 3-C 4-E 5-C 6-C 7-E 8-D
Bölüm Testi - 34 1-D 2-D 3-C 4-D 5-A 6-D 7-A 8-B
Bölüm Testi - 35 1-C 2-E 3-D 4-E 5-E 6-D 7-E 8-A
Bölüm Testi - 36 1-E 2-C 3-D 4-D 5-D 6-B 7-A 8-E
Bölüm Testi - 37 1-D 2-B 3-D 4-E 5-B 6-E 7-A 8-D
Bölüm Testi - 38 1-E 2-D 3-E 4-A 5-A 6-A 7-E
Bölüm Testi - 39 1-E 2-D 3-C 4-E 5-B 6-C 7-D
Bölüm Testi - 40 1-E 2-C 3-C 4-C 5-C 6-D 7-D 8-C 9-E 10-D 11-A 12-A 13-E 14-C 15-A 16-C

181
CEVAP ANAHTARI

Bölüm Testi - 41 1-A 2-E 3-E 4-E 5-C 6-E 7-E 8-C 9-E 10-C 11-C 12-D 13-C 14-E 15-D 16-B
Bölüm Testi - 42 1-E 2-D 3-A 4-E 5-E 6-E 7-B 8-A 9-E 10-D 11-E 12-B 13-E 14-C
Bölüm Testi - 43 1-A 2-B 3-E 4-E 5-C 6-A 7-D 8-A 9-C 10-A 11-C 12-E 13-E 14-A 15-A
Bölüm Testi - 44 1-D 2-A 3-A 4-E 5-C 6-E
Bölüm Testi - 45 1-A 2-C 3-A 4-B
Bölüm Testi - 46 1-E 2-C 3-A 4-C 5-C 6-D
Bölüm Testi - 47 1-D 2-E 3-C 4-C 5-E
Bölüm Testi - 48 1-A 2-C 3-B 4-C 5-E 6-E 7-B 8-C 9-B 10-A
Pekiştirme Testi - 2 1-C 2-C 3-A 4-A 5-B 6-D 7-C 8-E 9-E
Pekiştirme Testi - 3 1-B 2-A 3-B 4-A 5-E 6-A 7-B 8-C 9-A 10-A
Pekiştirme Testi - 4 1-E 2-E 3-E 4-D 5-C 6-B 7-E 8-D 9-B
Pekiştirme Testi - 5 1-E 2-C 3-A 4-E 5-D 6-A 7-B
YKS Hazırlık Testi -1 1-C 2-B 3-A 4-A 5-C 6-B 7-C 8-E
YKS Hazırlık Testi - 2 1-A 2-C 3-B 4-A 5-E 6-E 7-D 8-D
YKS Hazırlık Testi - 3 1-B 2-C 3-D 4-A 5-D 6-C 7-B 8-C 9-B 10-C 11-C 12-D
YKS Hazırlık Testi - 4 1-D 2-D 3-D 4-C 5-B 6-D 7-B 8-C 9-C 10-C
YKS Hazırlık Testi - 5 1-C 2-E 3-E 4-E 5-C 6-B 7-E 8-C
YKS Hazırlık Testi - 6 1-C 2-C 3-C 4-A 5-D 6-E 7-A 8-C
YKS Hazırlık Testi - 7 1-C 2-B 3-A 4-E 5-D 6-D 7-C
YKS Hazırlık Testi - 8 1-A 2-B 3-A 4-D 5-E 6-E 7-B 8-C
YKS Hazırlık Testi - 9 1-E 2-E 3-D 4-C 5-E 6-C 7-D 8-B
Çıkmış Sorular - 1 1-E 2-E 3-D 4-B 5-D 6-E 7-D 8-B
Çıkmış Sorular - 2 1-B 2-A 3-D 4-A 5-C 6-B 7-B 8-A 9-D 10-D 11-E 12-E 13-A 14-E 15-A 16-C
17-A
Çıkmış Sorular - 3 1-E 2-A 3-B 4-E 5-A 6-B 7-A 8-C 9-D 10-A 11-B 12-C 13-A 14-A 15-D 16-C
Çıkmış Sorular - 4 1-D 2-C 3-E 4-C 5-E 6-E 7-D 8-C 9-D 10-B 11-D 12-C 13-E 14-A 15-C 16-D
Çıkmış Sorular - 5 1-A 2-B 3-A 4-C 5-C 6-B 7-E 8-B 9-E
Çıkmış Sorular - 6 1-C 2-A 3-E 4-A 5-D 6-A 7-C 8-E
Çıkmış Sorular - 7 1-A 2-E 3-E 4-E 5-D 6-B 7-E 8-C
Fasikül Değerlendirme Testi - 1 1-D 2-E 3-B 4-D 5-D 6-A 7-E 8-B 9-A 10-B 11-C 12-E
Fasikül Değerlendirme Testi - 2 1-C 2-E 3-A 4-E 5-E 6-C 7-B

182
• Çözdüğünüz testteki karekodun sağında yer alan sayıyı, optik forma örnekte gösterildiği gibi yukarıdan
aşağıya her satıra bir rakam gelecek şekilde işaretleyiniz. er
Ali Çöz 9 0
• Çözdüğünüz sorunun doğru cevabını yuvarlak alanı dışarıya taşırmadan, tam olarak ve belirgin bi şekilde 1 2
3 4
5 6
7 8

işaretleyiniz. 1
0
1

1016
• App Store veya Google Play Store üzerinden indirdiğiniz, “Çağrışım Optik Okuma” programını açarak optik 6 D E
A B C
D E

A B C
formu okutunuz. 1
11
12
13
2
• Bir soru için birden çok seçenek işaretlenmiş ise o cevap yanlış sayılacaktır. 3
4
14
15
5 16
6 17

1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0

A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E
1 11 1 11 1 11
2 12 2 12 2 12
3 13 3 13 3 13
4 14 4 14 4 14
5 15 5 15 5 15
6 16 6 16 6 16
7 17 7 17 7 17
8 18 8 18 8 18
9 19 9 19 9 19
10 20 10 20 10 20

1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0

A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E
1 11 1 11 1 11
2 12 2 12 2 12
3 13 3 13 3 13
4 14 4 14 4 14
5 15 5 15 5 15
6 16 6 16 6 16
7 17 7 17 7 17
8 18 8 18 8 18
9 19 9 19 9 19
10 20 10 20 10 20

1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0

A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E
1 11 1 11 1 11
2 12 2 12 2 12
3 13 3 13 3 13
4 14 4 14 4 14
5 15 5 15 5 15
6 16 6 16 6 16
7 17 7 17 7 17
8 18 8 18 8 18
9 19 9 19 9 19
10 20 10 20 10 20
• Çözdüğünüz testteki karekodun sağında yer alan sayıyı, optik forma örnekte gösterildiği gibi yukarıdan
aşağıya her satıra bir rakam gelecek şekilde işaretleyiniz. er
Ali Çöz 9 0
• Çözdüğünüz sorunun doğru cevabını yuvarlak alanı dışarıya taşırmadan, tam olarak ve belirgin bi şekilde 1 2
3 4
5 6
7 8

işaretleyiniz. 1
0
1

1016
• App Store veya Google Play Store üzerinden indirdiğiniz, “Çağrışım Optik Okuma” programını açarak optik 6 D E
A B C
D E

A B C
formu okutunuz. 1
11
12
13
2
• Bir soru için birden çok seçenek işaretlenmiş ise o cevap yanlış sayılacaktır. 3
4
14
15
5 16
6 17

1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0

A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E
1 11 1 11 1 11
2 12 2 12 2 12
3 13 3 13 3 13
4 14 4 14 4 14
5 15 5 15 5 15
6 16 6 16 6 16
7 17 7 17 7 17
8 18 8 18 8 18
9 19 9 19 9 19
10 20 10 20 10 20

1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0

A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E
1 11 1 11 1 11
2 12 2 12 2 12
3 13 3 13 3 13
4 14 4 14 4 14
5 15 5 15 5 15
6 16 6 16 6 16
7 17 7 17 7 17
8 18 8 18 8 18
9 19 9 19 9 19
10 20 10 20 10 20

1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0

A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E
1 11 1 11 1 11
2 12 2 12 2 12
3 13 3 13 3 13
4 14 4 14 4 14
5 15 5 15 5 15
6 16 6 16 6 16
7 17 7 17 7 17
8 18 8 18 8 18
9 19 9 19 9 19
10 20 10 20 10 20
• Çözdüğünüz testteki karekodun sağında yer alan sayıyı, optik forma örnekte gösterildiği gibi yukarıdan
aşağıya her satıra bir rakam gelecek şekilde işaretleyiniz. er
Ali Çöz 9 0
• Çözdüğünüz sorunun doğru cevabını yuvarlak alanı dışarıya taşırmadan, tam olarak ve belirgin bi şekilde 1 2
3 4
5 6
7 8

işaretleyiniz. 1
0
1

1016
• App Store veya Google Play Store üzerinden indirdiğiniz, “Çağrışım Optik Okuma” programını açarak optik 6 D E
A B C
D E

A B C
formu okutunuz. 1
11
12
13
2
• Bir soru için birden çok seçenek işaretlenmiş ise o cevap yanlış sayılacaktır. 3
4
14
15
5 16
6 17

1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0

A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E
1 11 1 11 1 11
2 12 2 12 2 12
3 13 3 13 3 13
4 14 4 14 4 14
5 15 5 15 5 15
6 16 6 16 6 16
7 17 7 17 7 17
8 18 8 18 8 18
9 19 9 19 9 19
10 20 10 20 10 20

1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0

A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E
1 11 1 11 1 11
2 12 2 12 2 12
3 13 3 13 3 13
4 14 4 14 4 14
5 15 5 15 5 15
6 16 6 16 6 16
7 17 7 17 7 17
8 18 8 18 8 18
9 19 9 19 9 19
10 20 10 20 10 20

1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0

A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E
1 11 1 11 1 11
2 12 2 12 2 12
3 13 3 13 3 13
4 14 4 14 4 14
5 15 5 15 5 15
6 16 6 16 6 16
7 17 7 17 7 17
8 18 8 18 8 18
9 19 9 19 9 19
10 20 10 20 10 20
• Çözdüğünüz testteki karekodun sağında yer alan sayıyı, optik forma örnekte gösterildiği gibi yukarıdan
aşağıya her satıra bir rakam gelecek şekilde işaretleyiniz. er
Ali Çöz 9 0
• Çözdüğünüz sorunun doğru cevabını yuvarlak alanı dışarıya taşırmadan, tam olarak ve belirgin bi şekilde 1 2
3 4
5 6
7 8

işaretleyiniz. 1
0
1

1016
• App Store veya Google Play Store üzerinden indirdiğiniz, “Çağrışım Optik Okuma” programını açarak optik 6 D E
A B C
D E

A B C
formu okutunuz. 1
11
12
13
2
• Bir soru için birden çok seçenek işaretlenmiş ise o cevap yanlış sayılacaktır. 3
4
14
15
5 16
6 17

1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0

A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E
1 11 1 11 1 11
2 12 2 12 2 12
3 13 3 13 3 13
4 14 4 14 4 14
5 15 5 15 5 15
6 16 6 16 6 16
7 17 7 17 7 17
8 18 8 18 8 18
9 19 9 19 9 19
10 20 10 20 10 20

1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0

A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E
1 11 1 11 1 11
2 12 2 12 2 12
3 13 3 13 3 13
4 14 4 14 4 14
5 15 5 15 5 15
6 16 6 16 6 16
7 17 7 17 7 17
8 18 8 18 8 18
9 19 9 19 9 19
10 20 10 20 10 20

1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0

A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E
1 11 1 11 1 11
2 12 2 12 2 12
3 13 3 13 3 13
4 14 4 14 4 14
5 15 5 15 5 15
6 16 6 16 6 16
7 17 7 17 7 17
8 18 8 18 8 18
9 19 9 19 9 19
10 20 10 20 10 20
• Çözdüğünüz testteki karekodun sağında yer alan sayıyı, optik forma örnekte gösterildiği gibi yukarıdan
aşağıya her satıra bir rakam gelecek şekilde işaretleyiniz. er
Ali Çöz 9 0
• Çözdüğünüz sorunun doğru cevabını yuvarlak alanı dışarıya taşırmadan, tam olarak ve belirgin bi şekilde 1 2
3 4
5 6
7 8

işaretleyiniz. 1
0
1

1016
• App Store veya Google Play Store üzerinden indirdiğiniz, “Çağrışım Optik Okuma” programını açarak optik 6 D E
A B C
D E

A B C
formu okutunuz. 1
11
12
13
2
• Bir soru için birden çok seçenek işaretlenmiş ise o cevap yanlış sayılacaktır. 3
4
14
15
5 16
6 17

1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0

A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E
1 11 1 11 1 11
2 12 2 12 2 12
3 13 3 13 3 13
4 14 4 14 4 14
5 15 5 15 5 15
6 16 6 16 6 16
7 17 7 17 7 17
8 18 8 18 8 18
9 19 9 19 9 19
10 20 10 20 10 20

1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0

A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E
1 11 1 11 1 11
2 12 2 12 2 12
3 13 3 13 3 13
4 14 4 14 4 14
5 15 5 15 5 15
6 16 6 16 6 16
7 17 7 17 7 17
8 18 8 18 8 18
9 19 9 19 9 19
10 20 10 20 10 20

1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0

A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E
1 11 1 11 1 11
2 12 2 12 2 12
3 13 3 13 3 13
4 14 4 14 4 14
5 15 5 15 5 15
6 16 6 16 6 16
7 17 7 17 7 17
8 18 8 18 8 18
9 19 9 19 9 19
10 20 10 20 10 20
• Çözdüğünüz testteki karekodun sağında yer alan sayıyı, optik forma örnekte gösterildiği gibi yukarıdan
aşağıya her satıra bir rakam gelecek şekilde işaretleyiniz. er
Ali Çöz 9 0
• Çözdüğünüz sorunun doğru cevabını yuvarlak alanı dışarıya taşırmadan, tam olarak ve belirgin bi şekilde 1 2
3 4
5 6
7 8

işaretleyiniz. 1
0
1

1016
• App Store veya Google Play Store üzerinden indirdiğiniz, “Çağrışım Optik Okuma” programını açarak optik 6 D E
A B C
D E

A B C
formu okutunuz. 1
11
12
13
2
• Bir soru için birden çok seçenek işaretlenmiş ise o cevap yanlış sayılacaktır. 3
4
14
15
5 16
6 17

1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0

A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E
1 11 1 11 1 11
2 12 2 12 2 12
3 13 3 13 3 13
4 14 4 14 4 14
5 15 5 15 5 15
6 16 6 16 6 16
7 17 7 17 7 17
8 18 8 18 8 18
9 19 9 19 9 19
10 20 10 20 10 20

1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0

A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E
1 11 1 11 1 11
2 12 2 12 2 12
3 13 3 13 3 13
4 14 4 14 4 14
5 15 5 15 5 15
6 16 6 16 6 16
7 17 7 17 7 17
8 18 8 18 8 18
9 19 9 19 9 19
10 20 10 20 10 20

1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0

A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E
1 11 1 11 1 11
2 12 2 12 2 12
3 13 3 13 3 13
4 14 4 14 4 14
5 15 5 15 5 15
6 16 6 16 6 16
7 17 7 17 7 17
8 18 8 18 8 18
9 19 9 19 9 19
10 20 10 20 10 20
• Çözdüğünüz testteki karekodun sağında yer alan sayıyı, optik forma örnekte gösterildiği gibi yukarıdan
aşağıya her satıra bir rakam gelecek şekilde işaretleyiniz. er
Ali Çöz 9 0
• Çözdüğünüz sorunun doğru cevabını yuvarlak alanı dışarıya taşırmadan, tam olarak ve belirgin bi şekilde 1 2
3 4
5 6
7 8

işaretleyiniz. 1
0
1

1016
• App Store veya Google Play Store üzerinden indirdiğiniz, “Çağrışım Optik Okuma” programını açarak optik 6 D E
A B C
D E

A B C
formu okutunuz. 1
11
12
13
2
• Bir soru için birden çok seçenek işaretlenmiş ise o cevap yanlış sayılacaktır. 3
4
14
15
5 16
6 17

1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0

A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E
1 11 1 11 1 11
2 12 2 12 2 12
3 13 3 13 3 13
4 14 4 14 4 14
5 15 5 15 5 15
6 16 6 16 6 16
7 17 7 17 7 17
8 18 8 18 8 18
9 19 9 19 9 19
10 20 10 20 10 20

1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0

A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E
1 11 1 11 1 11
2 12 2 12 2 12
3 13 3 13 3 13
4 14 4 14 4 14
5 15 5 15 5 15
6 16 6 16 6 16
7 17 7 17 7 17
8 18 8 18 8 18
9 19 9 19 9 19
10 20 10 20 10 20

1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0

A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E
1 11 1 11 1 11
2 12 2 12 2 12
3 13 3 13 3 13
4 14 4 14 4 14
5 15 5 15 5 15
6 16 6 16 6 16
7 17 7 17 7 17
8 18 8 18 8 18
9 19 9 19 9 19
10 20 10 20 10 20
• Çözdüğünüz testteki karekodun sağında yer alan sayıyı, optik forma örnekte gösterildiği gibi yukarıdan
aşağıya her satıra bir rakam gelecek şekilde işaretleyiniz. er
Ali Çöz 9 0
• Çözdüğünüz sorunun doğru cevabını yuvarlak alanı dışarıya taşırmadan, tam olarak ve belirgin bi şekilde 1 2
3 4
5 6
7 8

işaretleyiniz. 1
0
1

1016
• App Store veya Google Play Store üzerinden indirdiğiniz, “Çağrışım Optik Okuma” programını açarak optik 6 D E
A B C
D E

A B C
formu okutunuz. 1
11
12
13
2
• Bir soru için birden çok seçenek işaretlenmiş ise o cevap yanlış sayılacaktır. 3
4
14
15
5 16
6 17

1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0

A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E
1 11 1 11 1 11
2 12 2 12 2 12
3 13 3 13 3 13
4 14 4 14 4 14
5 15 5 15 5 15
6 16 6 16 6 16
7 17 7 17 7 17
8 18 8 18 8 18
9 19 9 19 9 19
10 20 10 20 10 20

1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0

A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E
1 11 1 11 1 11
2 12 2 12 2 12
3 13 3 13 3 13
4 14 4 14 4 14
5 15 5 15 5 15
6 16 6 16 6 16
7 17 7 17 7 17
8 18 8 18 8 18
9 19 9 19 9 19
10 20 10 20 10 20

1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0

A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E
1 11 1 11 1 11
2 12 2 12 2 12
3 13 3 13 3 13
4 14 4 14 4 14
5 15 5 15 5 15
6 16 6 16 6 16
7 17 7 17 7 17
8 18 8 18 8 18
9 19 9 19 9 19
10 20 10 20 10 20
• Çözdüğünüz testteki karekodun sağında yer alan sayıyı, optik forma örnekte gösterildiği gibi yukarıdan
aşağıya her satıra bir rakam gelecek şekilde işaretleyiniz. er
Ali Çöz 9 0
• Çözdüğünüz sorunun doğru cevabını yuvarlak alanı dışarıya taşırmadan, tam olarak ve belirgin bi şekilde 1 2
3 4
5 6
7 8

işaretleyiniz. 1
0
1

1016
• App Store veya Google Play Store üzerinden indirdiğiniz, “Çağrışım Optik Okuma” programını açarak optik 6 D E
A B C
D E

A B C
formu okutunuz. 1
11
12
13
2
• Bir soru için birden çok seçenek işaretlenmiş ise o cevap yanlış sayılacaktır. 3
4
14
15
5 16
6 17

1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0

A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E
1 11 1 11 1 11
2 12 2 12 2 12
3 13 3 13 3 13
4 14 4 14 4 14
5 15 5 15 5 15
6 16 6 16 6 16
7 17 7 17 7 17
8 18 8 18 8 18
9 19 9 19 9 19
10 20 10 20 10 20

1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0

A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E
1 11 1 11 1 11
2 12 2 12 2 12
3 13 3 13 3 13
4 14 4 14 4 14
5 15 5 15 5 15
6 16 6 16 6 16
7 17 7 17 7 17
8 18 8 18 8 18
9 19 9 19 9 19
10 20 10 20 10 20

1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 0

A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E A B C D E
1 11 1 11 1 11
2 12 2 12 2 12
3 13 3 13 3 13
4 14 4 14 4 14
5 15 5 15 5 15
6 16 6 16 6 16
7 17 7 17 7 17
8 18 8 18 8 18
9 19 9 19 9 19
10 20 10 20 10 20
Not Alıyorum

192

You might also like