Professional Documents
Culture Documents
Temel Kavramlar
EĞİTİM
Bireyin davranışında
kendi yaşantısı
yoluyla ve kasıtlı
olarak istendik
değişme meydana
getirme sürecidir.
2
BİREY
Biolojik
Kültürel
Sosyal
3
Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi
YAŞANTI
Bireyin diğer
bireylerle ve
çevresiyle
etkileşiminin
bireyde bıraktığı
izlenimdir.
5
DAVRANIŞ
Psikologlara göre;
organizmanın etkiye
karşı gösterdiği tepki
veya tepkiye karşı
gösterdiği etkidir.
Eğitimcilere göre;
organizmanın
gözlenebilir, ölçülebilir ve
istendik olan
hareketleridir.
6
İSTENDİK
Söz konusu değişmenin
önceden tasarlanmış
olduğunu belirtir.
7
KASIT
Tasarlanmış bir değişikliği
sadece bir tesadüf eseri
yaratan ve belki farkında
bile olunmayan durumları
dışarıda tutmak yani
istenilen değişimlere bizi
ulaştıracak planlamaları
yapmak gereğini
vurgulamak için
kullanılmıştır.
8
SÜREÇ
Belli bir sonuca ulaşmak veya bir oluşumu gerçekleştirmek
için birbirini izleyen olayların yada durumların akışıdır.
9
Eğitim
İnformal Eğitim
Formal Eğitim
(Günlük yaşam
Planlı, programlı
deneyimleri)
Örgün Eğitim
Yaygın Eğitim
Belli yaş grupları, aşamalı
ve kademeli okullarda İlgi ve gereksinimlere
yapılır kademeli değildir.
Belirli bir öğrenci grubu ve belirli bir içerik için belirli bir
ortamda öğrenmenin gerçekleşmesine rehberlik eden ve
planlı olarak gerçekleştirilen etkinliklerden oluşan bir
süreçtir. (Fer, 2009)
Eğitim ve Öğretim
Eğitim Öğretim
Kişilerarası beceriler
Empati kurma becerisi
Gelişim
Hayatın başlangıcından ölüme dek süregelen nitel ve
nicel değişimler
Sıralı ve uyumlu değişimler
Büyüme, olgunlaşma ve öğrenme
Gelişim Alanları
Bedensel,
Zihinsel,
Duygusal
Cinsel
Dil
Sosyal gelişim
Gelişim Alanları
Fiziksel gelişim
Vücuttaki fiziksel değişimler
Sosyal gelişim:
Bireylerin sosyal davranışları (toplumdaki diğer kişilere bağlı
olarak gösterdikleri davranışlar)
Psikolojik gelişim
Bireyin duyguları ve kişiliği
Ahlaki gelişim
Bireylerin kültür, din ve evrensel ilkeler tarafından etkilenen ahlaki
davranışları ve doğru/ yanlışa ilişkin değerleri
Psikoseksüel gelişim
Bireylerin seksüel davranışlarındaki değişimler
Bilişsel gelişim
Düşünme becerisindeki değişimler
Gelişim Psikolojisi
İnsanın oluşumundan ölümüne kadar geçen zaman içindeki
gelişim dönemlerini, her dönemin temel özelliklerini
ortaya çıkaracak araştırmalar yoluyla davranış örüntülerini
ortaya çıkarmaya çalışır.
Kişilik Gelişimi
Bedensel büyüme ve gelişmenin bireyin kişiliği üstünde çok
büyük bir etkisi vardır.
Bedensel büyüme ve gelişme bireyin tüm olarak gelişmesini
de etkiler.
Kişilikte bu etkileşim sonucu oluşur.
Devinsel Gelişmede Etkili Olan
Yeterlilikler
Eşgüdüm (koordinasyon) Dikkat
Beden organları arasındaki uyum; Psiko-fizik enerjinin bir noktada
olgunlaşma ve alıştırmaya bağlıdır. toplanması, yoğunlaştırılmasıdır.
Güç Bireyin yaptığı işlerde dikkatin önemli
bir yeri vardır.
Kasların ve kemiklerin büyümesine ve
bedenin olgunlaşmasına bağlıdır. İnce ve hızlı yapılan işlerde bu önem
daha da artar.
Her psiko-motor etkinlik belli bir gücü
gerektirir.Bebeğin gücünün artması Denge
kemiklerin,kasların büyümesine ve
bedenin olgunlaşmasına bağlıdır. Devinsel etkinliklerde bedeninin
dengede durması gerekir.
Tepki ve hız Örneğin;bisiklet kullanmada olduğu gibi
Tepki,uyarıcıya verilen yanıttır. Esneklik
Bir kimsenin bir uyarıcıya karşılık yaş ilerledikçe esneklik azalır.
vermesine kadar geçen zamana tepki hız
denir.
Doğum Öncesi Fiziksel Gelişim
Bu dönemdeki gelişim hızı hayatın hiçbir döneminde olmadığı kadar yüksektir.
3 döneme ayrılır.
1. Zigot (dölüt) Dönemi: Döllenme gerçekleştikten sonraki 15 günü
kapsamaktadır. Bu süre içerisinde dölüt bölünerek hızla büyümeye başlar.
Dönemin sonunda rahim duvarına yapışan dölüt tüm oksijen ve besin
ihtiyacını anneden karşılar.
2. Embriyo dönemi: 3.-9. hafta. Bu dönemim sonunda organizma insan adını
alabilir çünkü kalp atışı başlamış, organlar belirginleşmiş ve iç organlar
biçimlenmiştir.
3. Fetus Dönemi: 3.ay – doğum. Anne karnında ki organizmaya fetus adı
verilir. Zigot ya da embriyo dönemindeki kadar büyüme hızına rastlanmasa
da doğum sonrasında ki büyüme hızına karşın daha hızlıdır.
Yenidoğanda görülen bazı refleksler
Okulöncesi dönemde
Çocukların vücutları doğal olarak çok esnek ve etkinlik düzeyleri çok
yüksektir.
Çok ilgi çekici bir etkinlikle uğraşmadıkları takdirde uzun süre bir yerde
oturmaları mümkün değildir.
Özellikle erkeklerin büyük kas gelişimi küçük kas gelişiminden daha
ilerdedir.
Büyük kas etkinliklerinden daha çok zevk alırlar.
Görsel algılamalarındaki yetersizlikler birçok becerideki yetersizliğin
nedenidir.
Fiziksel Gelişimin Eğitim Açısından
Doğurguları
İlköğretim döneminde
Görsel algılama normal seviyeye gelir.
Küçük kas becerileri OÖD göre daha gelişir.
İlk yıllarda küçük ve büyük kaslar birçok etkinliği yapabilmek için gerekli olgunluğa ulaşmıştır.
Büyük ve küçük kas gelişimi için öğrenmeye ihtiyaç vardır.
Ergenlik dönemi
Fiziksel gelişim çok hızlıdır.
Vücut görüntüsündeki ve fizyolojisindeki hızlı değişmelere ayak uydurmak, onlarla baş etmek
durumundadır.
Birden bire hızlı büyümenin etkisiyle ergende vücut koordinasyonunda yetersizlikler, psiko-
motor becerilerde acemilik gözlenebilir.
Becerisizlikle suçlanmamalı, kendini algılayışı üstünde olumsuz bir etki yaratılmamalıdır.
Olumlu atlatabilmesi için enerjisini olumlu şekilde kanalize edebileceği etkinliklere
yönlendirilmelidir. Zihin-kas koordinasyonu gerektiren öğrenme-öğretme ortamları
sağlanmalıdır.
Bilişsel Gelişim ve Dil Gelişimi -I
II. Yıl 18.ayın sonuna kadar bir düzine sözcüğü tek tek söyleyebilir. Aç, Yap, O, Top
Tek sözcük Duyusal-motor düzeyde kazandığı bilgiyi yansıtan iki sözcükle Mama ye, kapı aç,
İki sözcük konuşma Top vur
III. Yıl Dilbilgisi kurallarını kullanma, “büyüme hataları” kuralların Manavcı amca
Anlamlı konuşma yanlış genellemeleri
2,5 yaş – 400 kelime. Sözcükleri bir/iki kere duymada öğrenir.
IV.Yıl Dilbilgisi kuralları bilinir ve kullanılır. Edilgen koşullu cümleler Babam gidecek mi?
Doğru fakat kullanamaz, gelecek zaman kullanmaya başlar.
karmaşık olmayan 3 yaşına kadar cümleyi olumsuz hale getiren ekleri kullanır. 4 Ayşe niçin ağlıyor?
bir dil yaşında soru cümlesini yetişkin gibi kullanabilir.
V.Yıl İki ya da daha fazla fikri, düzgün olarak bir birleşik cümlede Ne yaptığını gördüm.
Hızlı bir şekilde ifade edebilir. Sen onu benim
yetişkin modellere yaptığımı sanıyorsun ,
benzeyen bir dil fakat yapmadım.
Bilişsel Gelişim
Ve Dil Gelişimi - II
Piaget’nin Bilişsel Gelişim Dönemleri
Bilişsel gelişimi 4 temel evreye ayırmıştır.
Duyusal-motor Dönemi Önemli Olayları
Refleksif davranışlardan amaçlı davranışlara geçiş
1 aylık bebeğin uyanıkken ya da yarı uyanıkken gülümsemesi
4 aylık bebeğin gülümsemesi
Sosyal gülümseme/amaçlı davranış
Ses bulaşması
Ağlama sesi duyduğunda kendisi de ağlamaya başlar.
Taklit
Gördüğü bir davranışı model alır ve aynısını yapar.
Alkışlama
Ertelenmiş taklit
Başlangıçta gördüğü modeli taklit eden bebek sonraları model yokken de
modele ait davranışı gösterebilir.
Bellek gelişimine ilişkin önemli bir göstergedir.
Piaget’nin Bilişsel Gelişim Dönemleri
Duyusal-motor Dönemi Önemli Olayları
Nesne sürekliliği
8. ay
Önünde ilgi gösterdiği oyuncakla kendisi arasına oyuncağı kapatacak bir
kâğıt parçası konduğunda, oyuncağa olan ilgisi kaybolur.
Bu da bebeğin oyuncağın hala kâğıdın arkasında gizli olduğunu
“bilmediğini” gösterir.
Piaget’nin Bilişsel Gelişim Dönemleri
İşlem Öncesi Dönemi Önemli Olayları (2-7 yaş)
Somutluk
Sembolleri olaylara katarak kullanma (analiz ve sentez yapamama)
Geriye Dönüşebilirlik
İşlemler tersine döndürüldüğünde başa gelineceğinin bilinmesi -
Kazanılamamıştır.
Piaget: Ali hiç kardeşin var mı?
Ali: Evet. Bir tane. Adı Ezgi.
Piaget: Ali, Ezginin hiç kardeşi var mı?
Ali: Hayır.
Merkezileşme/Odaklanma/Tek boyutlu düşünme
Nesne/olayların tek boyutunu merkeze alma ve ona göre karar verme
Odaktan uzaklaşma
Olay, durum/nesneyle ilgili çok sayıda değişkeni hesaba katarak düşüme karar
verme - Kazanılamamıştır.
Özelden özele akıl yürütme
Olaylar/durumlar hakkında tek yönlü düşünerek özel bir durumdan bir başka özel
durumu çıkarabilme
Notebook nedir? - Defter
-Book nedir? - Ter
Piaget’nin Bilişsel Gelişim Dönemleri
İşlem Öncesi Dönemi Önemli Olayları (2-7 yaş)
Genelden özele - Özelden genele akıl yürütme
Tümdengelim ve Tümevarımsal düşünme Gelişmemiştir.
Benmerkezcilik (Kendine odaklanma)
Başkalarına göre düşünme yeteneği Gelişmemiştir. (kendisi çikolatayı seviyorsa,
herkesin çikolatayı sevdiğini düşünür. )
Telefonda işteki annesiyle konuşan bir çocuk kendisine “anne bak, kırmızı elbisemi
giydim” diyebilir ve kendisinin gördüğü şeyi annesinin de görebileceğini zanneder.
Paralel oyun
Bir arada oyun oynarlar, fakat herkes kendi oyununu kurar ve oynar.
Animizm
Gerçekte canlı olmayan bir varlığı canlıymış gibi sembolik olarak kullanır. Canlı ve
cansız ayrımını yapamazlar. Canlı cansız ayrımını harekete göre yüklerler.
Yapaycılık (Artifikalizm)
Çeşitli doğa olaylarını, birisinin yaptığına inanmasıdır. (Rüzgarı birisinin boruya
üfleyerek oluşturduğunu düşünmesi)
İşaretsel işlev
Sembollerin anlamını fark etmesi ve doğru olarak kullanması (“Kamyon çiz”
dendiğinde kamyonu görmeden resmedebilir)
Piaget’nin Bilişsel Gelişim Dönemleri
Somut İşlemler Dönemi Önemli Olayları (7-11 yaş)
Genelden özele - Özelden genele akıl yürütme
Tümdengelim ve Tümevarımsal düşünme - Somut problemler
Dağılma
Benmerkezicilikten kurtulma
Tersine çevirebilme
Korunum (Miktar – Ağırlık – Hacim)
Çocuklar öncelikle miktarların (sayılar, uzunluk, alan) korunumu, sonra ağrılık,
sonra da hacim korunumu edinirler.
Piaget buna gelişimde ardışıklık adını vermiştir.
Odaktan uzaklaşma
Nesne ve olayları birden fazla özelliğine göre sınıflama (Taşıtlar, kara, hava, su)
Somut düşünebilme
Piaget’nin Bilişsel Gelişim Dönemleri
Soyut İşlemler Dönemi Önemli Olayları (12 yaş +)
Hipotetik Düşünme (Varsayımsal akıl yürütme)
Günlük yaşamda karşılaştıkları bir soruna çözüm bulmak amacıyla olası çözüm yolları üretmesi
ve bunları bir düzene koyacak şekilde düşünmesi
Düşünce biçiminde sorunun ötesine geçilerek çözüme yönelik yolların bulunması
Ergen benmerkezciliği
Yaşantı, duygu ve düşüncelerinin sadece kendine özgü, eşsiz olduğuna inanma durumu.
Yetişkinlerden daha iyi ve özgün düşündükler,ini ve daha orijinal fikirler ürettiklerini
düşünürler.
Hayali seyirciler
Hayali seyircilerin kendisini izlediğini zannederek dış görünüşüyle aşırı olarak ilgilenirler.
Kişisel efsane
Her şeyin en iyisini kendileri yaparlar. Kötü olaylar başkalarının başına gelir. Başkalarının duygu
ve yaşantıları asla kendi yaşantılarına benzemez.
Omnipotent düşünce
Kendilerinin her şeyi yapabilecek güçte görme
Yetişkinlerin uyarılarını gereksiz abartılar olarak değerlendirme
Aşırı İdealizm
Kendisinde ya da başkalarında olmasını istediği ideal özellikleri düşünür.
Kendisi ve İdealinde olan özellikler
Piaget’nin Kuramına Yönelik Eleştiriler
ve Son Dönemde Yapılan Araştırmalar
Piaget farklı kültürlerden çocuklarla çalışmamasına rağmen gelişim
kuramının evrensel olduğunu savundu.
Bilişsel gelişimde kültürün etkisi de önemsenmelidir.
Değişik kültürlerle yapılan çalışmalar her bir dönem için belirtilen zaman
aralıklarında kimi farklar olsa da gelişimsel sıranın farklı kültürlerde de
Piaget’nin belirttiği sırayı takip ettiğini göstermiştir.
Her bir gelişimsel dönem katı çizgiler halinde açıklanmıştır.
Gelişimsel değişim süreci genel çizgileriyle Piaget’nin ifade ettiği sıra içinde
gerçekleşmesine rağmen katı sınırlarla çizmek doğru değildir.
İki dönem arasındaki geçişin daha esnek, daha az bir keskinlikle ve bu geçiş
zamanlarının her iki döneme ait özellikler taşıdığı bulunmuştur.
Sadece duyusal-motor dönemde Piaget’nin vurguladığı karakteristikler
üzerinde evrensel bir fikir birliği vardır.
Piaget Sonrası Yapılan Araştırmalar
Wimmer ve Perner’in Maxi’nin Çikolata Testi (1983)
“Maxi adında bir çocuk mutfak tezgâhının üzerine çikolatasını koyar ve
koşarak dışarı oynamaya gider. Maxi dışarıda oynarken, annesi mutfaktaki
işlerinden dolayı Maxi’nin çikolatasını kaldırır mutfak masasına koyar. Maxi
oyundan geri döndüğünde çikolatasını ister.
Wimmer ve Perner deneylerine katılan değişik yaş gruplarından çocuklara
“Maxi mutfağa döndüğünde çikolatasını nerede arar?” diye sorar.
Üç yaşındaki çocukların çoğu
Maxi’nin çikolatayı mutfak masasında arayacağını söyler.
4 yaşındaki çocukların çoğu ve 5 yaşındaki çocukların neredeyse hepsi
“Maxi’nin çikolatayı mutfak tezgâhının üzerinde arayacağını çünkü
annesinin çikolatanın yerini değiştirdiğini bilmez” diye yanıt verirler .
Bu bulgular Piaget’nin
6-8 yaş çocuklarda oluşan aklın teorisi fikrinin daha önce de oluştuğuna
işarettirler.
Dolayısıyla 5 yaşında çocukların başka bir insanın yerine kendilerini
koyabileceklerine de işaret etmektedirler.
Piaget Sonrası Yapılan Araştırmalar
Korunum daha erken yaşlarda kazanılabilir.
Lise son sınıf öğrencilerinin ancak %30-35’nin soyut
işlemsel döneminin özelliklerini taşıdıklarını bulmuştur
(Kuhn, Langer, Kohlberg & Haan, 1977).
Piaget çocukların 11 yaşından sonra çoğunluğunun soyut
işlemsel geçmelerini öngörmüştü.
Dil Gelişimi-II
Dil
Sembollerden oluşan bir dizge
Çocukların sembollerle düşünmeye başlamasına
paralel olarak dilin edinilmesi meydana gelir.
Yazılı ve konuşma dili olara ikiye ayrılır.
Yazılı dil daha özenle yapılandırılmış kurallarla işlerken
Konuşma dilinin temel amacı kolaylık ve kullanışlılık olduğundan,
daha düzensizdir.
Yazı dilinde daha çok sözcük varken,
Konuşma dili tekrarlar, vurgular ve sözel olmayan dilin
zenginliklerini de taşır.
Dil Gelişimi
Fiziksel ve bilişsel gelişime paralel olarak ortaya çıkar.
Yaşla paralel bir gelişim izler.
Benzer yaştaki çocuklar dil gelişimi açısında benzerlikler
gösterirler.
Bireysel ve kültürel kimi farklar da taşırlar.
Çocukların içine doğdukları ortamda konuşulan ve ilk
öğrendikleri dil ana dilleridir.
Dil Gelişimi
Dil gelişiminde 3 temel yaklaşım vardır
Davranışçı yaklaşım
Çocukların yetişkinleri konuşmalarını tekrar etmek suretiyle ve
konuşmaları ne derece yetişkin konuşmasına benziyorsa buna denk
derecede pekiştirildiklerini ve böylelikle dili öğrendiklerini savunurlar.
YAPILAN ELEŞTİRİLER: Aynı ailenin çocuklarının aynı anda
konuşmaya başlamadıklarını ve dünyanın farklı yerlerindeki bebeklerin ilk
çıkardıkları seslerin benzer olmasını kanıt olarak göstererek davranışçı
kuramın önerilerinin eksikliğine işaret ederler.
Sosyal öğrenme kuramı
Gözlem ve model alma ve taklit yoluyla öğrenildiğini savunurlar.
YAPILAN ELEŞTİRİLER: Neden aynı çevrede yaşamış bireyler
arasında kimilerinin ortalama düzeyde dili bildikleri ve kullandıkları halde
kimileri uluslararası başarılar kazandıracak derecede üstün dil becerileri
sergileyen yazarlar olduklarını izah edemez.
Dil Gelişimi
Psikolinguistik yaklaşım
Kuramcısı Chomsky’dir.
İnsanın dil öğrenmeye yatkın bir mekanizma ile doğduğunu ve dili ne zaman nasıl
öğreneceklerinin bu mekanizma dâhilinde olduğunu savunur.
Çocukların dilsel öğeleri seçebilmeleri ve dil ediniminin gerçekleşmesi bu
mekanizma sayesinde gerçekleşir.
Dil edinme mekanizması, biri temel biri de yüzeysel olmak üzere iki yapıdan
ibarettirler:
Temel yapı kavramların düşünsel düzeyi ile ilgiliyken,
Yüzeysel yapı da sözcüklerle ilgilidir.
Dil gelişiminde bu iki süreç hem beraber hem de ayrı ayrı işler.
Temel yapı genellikle yüzeysel yapıdan önce oluşur.
Çocuklar önce seslerin ilgili oldukları anlamları kavradıktan sonra ilgili yüzeysel
yapıyı oluştururlar.
Chomsky’nin kuramı hakkında hatırlanması gereken en önemli noktalardan biri de,
dil edinme mekanizması kısmen dilsel çevreden bağımsız işliyor olsa da
(Goldin-Meadow, 1977) ancak dilin konuşulduğu sosyal bir ortamda etkili bir
şekilde işlerlik kazanır.
Dil Gelişimi
Psikolinguistik yaklaşım
Bu yaklaşımı destekleyen iki temel bulgu vardır.
Birincisi, çocukların dil gelişimi seyri ve bu seyirde olup biten temel
değişimlerin bütün dil ve kültürlerde paralellik göstermesi.
İkincisi, çocuklar yapılandırılmış bir dile yeteri kadar maruz kalmadıklarında
dahi belli bir düzeyde dil edindikleridir.
İşiten anne-babaların doğuştan duymayan bebekleriyle yapılan
çalışmalarda görülmüştür. Bu ebeveynlerden bir kısmı, çocuklar konuşma dilini
öğrenebilsinler umuduyla- bilerek çocuklara işaret dili öğretmezler.
Goldin-Meadow (1977) bu bebeklerle yaptığı çalışmada bu çocukların
ebeveynlerinden gözlemlediklerinin dışında işaretlerle kendilerini ifade etmeye
çalıştıklarını gözlemlemiştir.
Chomsky dili öğrenmek ile yürümeyi öğrenmenin benzer olduğunu
ve her ikisinin de temelde olgunlaşma sürecince belirlenen bir seyre göre
değişim gösterdiğini savunur.
Kişilik Gelişimi
Kişilik nedir?
Mizaç
Karakter
(Huy)
Kişiliğin bireyi diğerlerinden
ayıran doğuştan getirilen Yaşantı/çevre yoluyla oluşur.
(kalıtsal) özellikleri KİŞİLİK
Biyolojik alt yapıya göre Kişiliğin ahlaki yönü
şekillenir.
Değiştirilemez
Kişilik Gelişimi
1856-1939
Topografik Kişilik Kuramı
İD
EGO
SÜPER EGO
Yapısal Kişilik Kuramı
• Kalıtımla getirilen özellikler ve içgüdüsel dürtüler ve arzular
• Bilinçdışı ve kuralsızlık (örn. açlık, cinsellik, saldırganlık, mantıksız dürtüler)
İD • Zevk (haz) ilkesine göre işler.
• Doğumdan bebekliğe: tatmin edici/ zevkli olan ne varsa onu ister ve hemen ister.
(Alt Benlik)
Savunma Mekanizmaları
Psikolojik yönden sağlıklı bireyler güçlü bir ego (ben)
geliştirerek stres yaratan durumlarla gerçekçi yollarla baş
ederler.
Ancak bazen ego (id ve süper ego arasındaki savaşta
bir uzlaşma sağlamak amacıyla) savunma
mekanizmalarından yararlanabilir.
Yapısal Kişilik Kuramı
Savunma Mekanizmaları
Bastırma
Hoş olmayan ya da kabul edilmesi zor bir anıyı, düşünceyi ya da dürtüyü
bilinçdışına itme. Bu şekilde, artık aktif biçimde bizi rahatsız etmekten
çıkar.
Çok utandığınız ya da kırıldığınız bir durumu tamamen unutmak
Gerileme
Daha erken bir gelişimsel düzeydeymiş gibi davranmak.
Yeni kardeşi olan ilkokul çocuğunun bebekleşmesi
Yön değiştirme
İstenmeyen duygu ya ad davranışları asıl hedef olan daha güçlü kişiden
daha güçsüz ve tehdit edici olmayan birine yönlendirme.
İşyerinde patronunuza sinirlenip evde çocuklarınıza bağırmanız
Yapısal Kişilik Kuramı
Savunma Mekanizmaları
Mantığa Bürünme/Bahane Bulma
Gerçeği çarpıtma ve mantıklı sebep bulmaya çalışma
Kişi aslında çok istediği bir ödülü kaçırdığında “zaten istemiyordum ki” demesi
İnkar
Kaygı yaratan bilgiyi kabul etmeyi reddetme.
Dersten kaldığınızı öğrendiğinizde “hayır bu olamaz” diyerek inanmakta güçlük
çekmeniz. Sınavların hesaplanmasında bir yanlışlık yapıldığının düşünülmesi
Yansıtma
Kendindeki istenmedik dürtü ve duyguları başkasına yükleme.
Çocuklarını döven bir annenin “onlar bunu istiyor, o zaman uslanıyorlar” demesi.
Yüceltme
Kabul edilemez ve istenmedik dürtüleri toplumsal açıdan kabul edilebilir düşünce,
duygu ve davranışlara dönüştürme.
Şiddeti ve kanı seven birinin kasap olması
Psiko-seksüel Gelişim Evreleri
148
2. Bağımlı kimlik
Birey anne-babasının veya çevresinden bir otorite figürünün
inançlarını, değerlerini veya seçimlerini sorgulamaksızın
kabullenir ve özümser.
149
3. Kimlik arayışı ya da kimliğin
ertelenmesi
Bireyin farklı seçenekleri araştırdığı ve bu seçenekler
hakkında gerekli bilgileri topladığı bir aşamadır
Bu aşamada birey kendini daha iyi tanımaya çalışır ve
çevresini ayrıntılı bir şekilde inceler
Bu süreçte gençler kimlik geliştirme süreci içinde
kendi gerçek kimliklerini bulana kadar model aldıkları
değişik kimlikleri denerler.
Örneğin, genç bir gruba katılarak grubun ortak
kimliğini benimser.
150
4. Kimliğin kazanılması
Birey bir arayış döneminin ardından inançları, değerleri,
yaşam biçimi veya mesleği hakkında bir karara varır
Böylece, birey kendine has bir kimlik geliştirmiş olur.
151
Öğretmenler neler yapabilir?
• Özellikle kimlik bocalaması yaşayan ergenlere
dikkatle yaklaşılmalı, anlayışlı ve sabırlı olunmalı
• Okul-aile işbirliği
Yakınlığa Karşı Yalıtılmışlık (genç yetişkinlik, 20-40’lu
yaşlar):
Freud
“biyolojik/ fizyolojik” etkenlere ağırlık vermiştir (dürtüler, istekler,
saldırganlık güdüleri)
Erik Erikson
“sosyal” etkileşim, kültür, toplum vb. ön planda
Erik Erikson’un Psiko-sosyal Gelişim Kuramı
2. Bağımlı kimlik
Birey anne-babasının veya çevresinden bir otorite figürünün
inançlarını, değerlerini veya seçimlerini sorgulamaksızın kabullenir
ve özümser.
Dolayısıyla bu aşamada ergen herhangi bir kriz ve arayış
yaşamaksızın kesin bir karara varmış olur.
Bu durum herhangi bir alandaki kimlik gelişiminde ortaya çıkabilir.
Genç, mesleki kimlik alanında tamamen babasını model alarak, kendi ilgi ve
yeteneklerine uygun olmasa bile, aynı mesleği sürdürebilir.
Kimlik Gelişimi
4. Kimliğin kazanılması
Birey bir arayış döneminin ardından inançları, değerleri, yaşam
biçimi veya mesleği hakkında bir karara varır
Böylece, birey kendine has bir kimlik geliştirmiş olur.
Kimlik Gelişimi
Örnek Durum 1:
Avrupa’da bir kadın, hasta ve ölmek üzeredir. Hayatını
kurtarabilecek bir ilaç, aynı kasabada oturan bir eczacı
tarafından bulunmuştur. Eczacı, ilaç için 2000 dolar
istemektedir. Bu fiyat, ilacın maliyetinin 10 katıdır. Hasta kadının
kocası Hans borç para alabileceği her yere gider. Fakat
topladığı paralar, ilaç fiyatının yarısı kadardır. Hans, eczacıya
karısının ölmek üzere olduğunu söyleyerek ya ilacı biraz ucuza
satmasını ya da daha sonra ödemesine izin vermesini ister.
Ancak eczacı bunu kabul etmez. Hans çaresiz bir durumdadır.
Eczanenin camını kırarak karısı için ilacı çalar. Bu durumda
hasta kadının kocası ne yapmalıydı? Niçin?
Ahlaki Kişilik: bireyler, kendi benliğini, öz’ünü, bazı ahlaki taahhütler ve ahlaki
özelliklerle tanımlarlar.Yaşamları açısından bu taahhütleri merkezi bir yere
koymakta ve onları aşmaları durumunda benlik bütünlükleri tehlikeye
girmektedir.
Ahlak Nedir?
Toplumun çoğunluğunun vicdanında kabul gören kurallardır.
Kuşaktan kurağa aktarılan değerlerdir.
Yazılı olmayan toplum kurallarıdır.
Bireyin doğru ile yanlışı birbirinden ayırt etmesine yarayan
ilkeler ve kurallar bütünüdür.
Kişinin doğruyu ve yanlışı ayırmasındaki içsel sesidir.
Ahlak, bireyin uyup uymaması kendi tercihine bırakıldığı
kurallardır.
Kişinin kendisinin oluşturduğu, toplum tarafından da kabul
gören, kişinin yaşam biçimi ve davranışlarında gözlenen idealler
ve ilkelerdir.
Ahlaki Gelişim Kuramları
• Özerk Ahlak Evresi: (Ahlaki Görecelilik) (12 yaş ve üstü): Çocuk kuralların
değiştirilemez olmadığını, istenirse anlaşılarak değiştirilebileceğini, kuralların
çiğnenmesi durumunda sonuçlara göre değil niyete ve koşullara göre karar
verilmesi gerektiğini düşünmektedir. Kuralları her oyunda değiştirme, birlikte
belirleme
Lawrence Kohlberg (1927-1987)
1927 Yılında New York’da, varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş ve
Massachusetts’deki başarılı öğrencilerin gidebileceği Andover Akademi adlı özel bir lisede
ortaöğretimini tamamlamıştır.
İkinci dünya savaşına denk gelen yıllarda üniversite eğitimine devam etmek yerine, İsrail
davasına hizmet etmek amacıyla eğitimine ara vermiş ve İngiliz Ablukası altındaki İsrail’e
Avrupa’dan mülteci taşıyan bir yük gemisinde çalışmıştır.
1948 yılından sonra üniversite eğitimine dönmüş ve. Chicago Üniversitesindeki psikoloji
eğitiminin devamında ahlaki gelişim alanına yönelmiştir1. Aynı üniversitede, 1958 yılında
doktora derecesini almıştır.
Kolhberg ve diğer bazı meslektaşları tarafından Amerika, Meksika, Tayvan, Türkiye, İsrail,
Kenya, Bahama ve Hindistan gibi ülkelerde kuramın evrenselliğini sınayan çalışmalar
yapılmıştır.
Kohlberg’e Göre Ahlak Gelişimi
• Kohlberg (1969) Piaget’in kuramını geliştirmiştir. Kohlberg de
Piaget gibi, kültürel sınırları aşan, doğal olan ve bilişsel temele
dayanan ahlak gelişimi evreleri üzerinde durmuştur.
Bu devrede iyi davranış, yakın çevreyi memnun eden, onlara yardımcı olan ya
da onlar tarafından takdir edilen davranıştır.
Bireyin kendinden bekleneni yapması en doğru hareket biçimidir. Davranış
niyete göre değerlendirilir. ‘İyi niyetli olmak’ önem kazanır.
Güven, sadakat, saygı, karşılıklı ilişkilerin devamlılığı ve minnettarlık önemlidir.
Yakın çevrenin düşüncelerine önem verilir.
İyi olmak, başkalarının duygularıyla ilgilenmek, sadık ve güvenilir olmak,
beklentiler ve kurallar doğrultusunda davranmak önemlidir.
Dışlanmak ve ayıplanmak temel korkudur.
(Hans suçludur. Toplumdaki insanlar onu ayıplarlar.)
2. Düzey-4. Basamak: Kanun(Yasa) ve Düzen
Avrupa’nın bir köyünde, Valjean adlı fakir bir adam, ne kız kardeş,
ne de erkek kardeşi iş bulamıyorlarmış. Valjean, parasızlıktan
gerekli ilaç ve yiyeceği çalıyormuş. Yakalanmış ve 6 yıl hüküm
giymiş. Birkaç yıl sonra hapisten kaçarak yeni bir ad altında
ülkenin başka bir yöresinde yaşamaya başlamış. Para biriktirmiş
ve yavaş yavaş büyük bir fabrika kurmuş.
Çalışanlarına en yüksek maaşları vermiş ve kazancının çoğu ile
tıbbi yardıma muhtaç kişiler için bir hastane yaptırmıştır. Bir
terzi, bu fabrikatörün, yöresindeki polis tarafından aranan,
hapishaneden kaçmış, eski suçlu Valjean olduğunu fark ettiğinde
20 yıl geçmiştir. Terzi, Valjean’ı polise bildirmeli midir? Neden?
Deneklere Heinz’in doğru mu yanlış mı yaptığı nedenleri ile sorulur.
Doğru ya da yanlış yargılardan çok bu yargıların dayandığı ahlaki düşünce tarzı
üzerinde durulur.
Yukarıdaki hikâye için çeşitli devrelerdeki ahlaki düşünce tarzları için Kolberg’den
alınan örnekleri incelersek:
Evet- <İlacı çalmalı. İyi bir kocanın yapması doğal olan bir şeyi yaptı. Karısını sevdiği
için yaptığı bir şeyden dolayı onu suçlayamazsınız. Eğer karısını kurtaracak kadar
sevmeseydi o zaman suçlanırdı.>
Bu çalışmalarda, ahlaki ikilem içeren öyküler yerine, gerçek yaşam durumları içeren kriz
durumlarını incelemiştir. Her iki cinsiyetin gerçek yaşama dair konularla test edilmesi
adına, kadın deneklerden kürtaj konusunu, genç erkeklerden ise,Vietnam Savaşı için
askere alınmayı yorumlamalarını istemiştir.
Feminizm Akımının güçlü olduğu 1970’li yıllarda çalışmalarına başlayan Gilligan, kendisi
de koyu bir feminist olarak yol almıştır.
Erkek karşıtı bu tutumun, hem genç kızların, hem genç erkeklerin örselenmesine neden
olduğuna inanılmaktadır.
Ülkemizdeki Durum;
Ülkemiz, tarihsel olarak kökü çok eskilere dayanan, güçlü bir ahlaki eğitim geleneğinden
gelmektedir.
Mevlana, Ahmet Yesevi,Yunus Emre, Hacı Bektaşi veli, Pir Sultan abdal bu kültürün orta
kuşak değerler eğitimcilerinden bazılarıdır.
Gerek İslam kültürü, gerek islam öncesi Türk kültürünün ahlaki olarak oldukça sağlam
dayanakları yüzyıllardan beri süzülerek, yeni kuşaklara aktarılmaya devam etmektedir.
1- Güncel ahlaki eğitim çabası olan değerler eğitimi/karakter eğitimi 1990’lı yıllar ve
2000’li yılların başından itibaren bu konudaki çalışmaların yoğunlaştığı görülmektedir.
1979 Yılında, Bekir Onur tarafından doçentlik tezi olarak hazırlanan Ahlaki Eğitim
konusundaki çalışma, ülkemizdeki güncel ahlaki eğitim çalışmalarının başlangıç
çalışmalarından birisidir.
Değerler Eğitimi Merkezi Dergisi (8. Sayı)
(http://edam.com.tr/danismanlik/karakter-
okulu-danismanligi)
Bağlanma, psikolojide bireyin başka bir kişiden yakınlık bekleme
eğilimi ve bu kişi yanında olduğunda bireyin kendisini güvende
hissetmesidir.
Bağlanma, genelde çocuk ile yetişkin bir birey -çoğu zaman anne-
arasındaki olumlu bağı ifade etmek için kullanılan bir terimdir.
Bebeğin, ana-babasıyla iletişiminde kullandığı ve hayatının ilk
dokuz ayında geliştirdiği davranışlarına bağlanma davranışları
denir.
Emme, sokulma/uzanma, bakış, gülümseme, ağlama bebeğin
başlıca bağlanma davranışlarıdır.
Sokulma/uzanma:Bütün memeli türlerinde yavruların anneyle yüz yüze gelmeye ve ona dokunmaya yönelik refleksleri vardır.
Örneğin maymunlar, doğar doğmaz annelerinin üzerine tırmanırlar. İnsan yavruları doğduklarında kendi kendilerine ayakta
duramaz ve yetişkinlerin ellerinde taşınmak zorundadırlar. Ancak onlar da kaskatı durmak yerine vücutlarını kendilerini
taşımakta olan yetişkine kolaylık sağlayacak bir biçimde gevşek ve şekillendirebilir bir biçimde tutarlar. Bazı kalıtımsal beyin
hasarları nedeniyle bu özelliği gösteremeyen bebekler, kendilerini ellerinde tutan yetişkinler tarafından pek sevecen olmayan
bebekler olarak tanımlanmışlardır.
Bakış: Çok küçük bebekler bile anne ile göz kontağı ararlar ve bu arayışa anneden bir karşılık gelmezse ağlayıp huysuzlanarak
tepki gösterirler.
Gülümseme: Doğumlarından itibaren ilk 1 ay içinde bebekler yüksek seslere gülümseyerek karşılı verirler. Bebekler yüzlere,
özellikle de hareket halindeki yüzlere gülümserler. Hareket eden bir maske bile bebekte gülümseme davranışını doğurur. 3
aylıktan itibaren bebekler aralarında özel bir bağ kurdukları anne, baba gibi kişiler kendilerine yaklaşırken gülümsemeye
başlarlar ve bunun bağlanma açısından önemi çok büyüktür.
Ağlama: Çocuklar acıktıklarında, üşüdüklerinde, acı duyduklarında ağlarlar ve bu ağlama sesi yetişkinleri çok rahatsız eder. Ağlama,
bebeklerin yetişkin ilgisine ve yardımına ihtiyaç duyduklarında kullandıkları bir sinyaldir.
A.Bağlanma Davranışları
Güvenli bağlanma: Bu bağlanma tarzına sahip bireyler, hem kendilerin hem de başkalarını
olumlu görme eğilimindedirler.Yakın ilişkilere değer verirler, bu tür ilişkileri başlatmakta ve
sürdürmekte başarılıdırlar. Ancak bu ilişkiler sırasında kişisel özerkliklerini yitirmemeyi de
başarırlar.
Kayıtsız bağlanma: Bu bağlanma tarzına sahip bireyler, kendilerini olumlu, başkalarını olumsuz
görme eğilimindedirler. Bağımsızlıklarına düşkündürler, kimse ile kolay kolay yakın ilişki
geliştirmezler. Başkalarına duydukları gereksinimi ve yakın ilişkilerin önemini reddederler.
Saplantılı bağlanma: Çocukluktaki ikircikli bağlanmaya karşılık gelir. Bu bağlanma tarzına sahip
bireyler kendileri hakkında olumsuz, başkaları hakkında olumlu düşünme ve hissetme
eğilimindedirler. Başkalarının onayını kazanmak bu kişiler için çok önemlidir. Başkalarını
zihinlerinde idealize ederler.Yakın ilişkilerinde karşı tarafa çok bağımlıdırlar ve duygularını
abartılı bir biçimde ifade ederler.
Korkulu/kaygılı bağlanma:Bu bağlanma tarzına sahip olanlar, hem benlik hem de başkaları
modeli olumsuz olan bireylerdir. Kendilerine de başkalarına da güvenmezler.
B. Yetişkinlerde Bağlanma:
Rogers, kişilik gelişimini benlik gelişimiyle açıklamıştır. Ona
göre her birey kendisinin merkezinde yer aldığı dinamik
bir yaşantı dünyasında yaşar. Bireyin merkezinde yer aldığı
bu dünyaya fenomenal alan adını vermiştir.
Fenomenal alan kişiye özgü olduğuna göre, bireyin bu
dünyada karşılaştığı uyarıcılara verdiği tepkiler de kendine
özgüdür.