You are on page 1of 27

1

 DENİZ SUYU GİRİŞİMİ

 Kıyı akiferleri normal koşullarda suyunu denize boşaltırlar. Yerleşim


ve endüstri bölgelerinde suya olan ihtiyaç nedeni ile kuyulardan
pompa ile aşırı su çekilmesi denize doğru olan su tablasının eğimini
azaltır veya su seviyesi deniz seviyesinden aşağıya düşer.

 Bu durumda deniz suyunun tatlı su akiferlerine doğru sokulduğu


görülür. Tuzlu suyun kıyılardaki tatlı su akiferlerine doğru ilerlemesi
olayına "deniz suyu girişimi" veya "intrüzyonu" denir.

2
 Tatlı su tablalarında, kurak devrelerde veya fazla pompaj nedeni ile
beslenmede bir açık görülürse deniz suyu karalar içine doğru bir dil
şeklinde ilerler.

 Beslenmenin fazla olduğu dönemlerde tatlı yeraltı suları, ilerleyen bu


dil şeklindeki deniz suyunu denize doğru iter.

 Deniz suyunun tatlı su akiferine doğru ilerlemesi ile bu akiferlerin


suları tuzlanır ve yararlanılmaz hale gelir. Tuzlanan akiferin tekrar
tatlı su akiferine dönüşmesi uzun yıllar gerektirir.

3
 
 Deniz suyunun girişimi olayı üç tarafı denizlerle çevrili ve geniş alan kaplayan
tuzlu göllerin bulunduğu Türkiye içinde çok önemlidir.

 Yapılan araştırmalarda İstanbul'da Bakırköy-Çekmece ile İzmit-Bostancı


arasında ayrıca Marmara, Ege ve Akdeniz sahillerimizdeki kıyı akiferlerinde
açılan kuyularda aşırı su çekimi sonucu bir çok kuyuda tuzlanma gözlenmiştir.

 Bu durum içme ve kullanma suyunun büyük bir kısmını yeraltı sularından


sağlayan sahildeki yerleşme merkezlerinde büyük sorunlar yaratmaktadır.

4
 Petrol-tuzlu su gibi deniz ve tatlı suları da birbirleri ile karışmayan iki
sıvı şeklinde düşünülürse, kama görünümlü bir ara yüzeyle
ayrıldıkları varsayılabilir.

 Gerçekte tatlı ve tuzlu sular belirli oranlarda karışarak, bir düzlem


değil, bir ara geçiş bölgesi ile ayrılırlar. Tatlı-tuzlu suların geçiş
bölgelerinin incelenmesi, deniz suyu ilerlemesi hakkında ilginç
bilgiler verebilir.

5
1-GHYBEN-HERZBERG BAĞINTISI

Kıyı akiferlerinde yeraltı sularının denizlere doğru hareketi ve tuzlu sularla ilgisini ilk olarak
1889'da Badon Ghyben Hollanda sahillerinde, sonra 1901'de B. Herzberg'de Baltık
denizindeki adalarda açılan kuyularda incelemiştir.

Ghyben, kuyularda tuzlu suyun deniz seviyesinden başlamadığını, üstteki tatlı su ile
birbirlerinden ayrıldıklarını ileri sürmüştür.

Ghyben-Herzberg bağıntısı, hidrostatik denge koşulları ile birbirine karışmaz iki sıvının ara bir
yüzeyle ayrılmasına, yani tatlı yeraltı suyu ile tuzlu su arasındaki girişim yüzeyi boyunca,
yoğunluk farkından ileri gelen statik bir dengenin varlığı esasına dayanır. Serbest bir kıyı
akiferinde tatlı su-tuzlu su ilişkisi şematik olarak çizilirse girişim yüzeyinin denizden karaya
doğru meyilli olduğu görülür (Şekil 1). Bu yüzeyin konumu sabit olmayıp tatlı suyun aşırı
işletilmesi veya akiferin aşırı beslenmesi ile bozulur.

6
H
Deniz yüzeyi

Hh ρs
Hh

D B

Şekil 1. Ghyben-Herzberg Bağıntısı ρ: tatlı su yoğunluğu - gr/cm 3


ρs: tuzlu su yoğunluğu - gr/cm3
h: D noktasının deniz seviyesinde itibaren derinliği - m
H: tatlı suyun deniz seviyesinden itibaren yüksekliği - m
g: yer çekimi ivmesi - m/s2 göstermek üzere
D noktasındaki hidrostatik basınç: PD = ρs.h.g dir
B noktasındaki hidrostatik basınç ise su tablasından itibaren aşağıdaki gibi olur. :

PB = ρ.h.g+ ρ.H.g
7
Tatlı ve tuzlu suda hiçbir akım olmadığı varsayımına göre BD düzlemi üzerinde her
noktadaki hidrostatik basınç her yerde aynı olacaktır. O halde D ve B noktalarındaki
basınçlar eşitlenirse:
PD = PB
ρs.h.g = ρ.h.g + ρ.H.g elde edilir.
Kısaltmalar yapılarak:
ρ s.h- ρ.h = ρ.H veya h. (ρ s- ρ) = ρ.H olur.
Buradan;
(1) bulunur.

H
Deniz yüzeyi

Hh Hh
ρs

D B

8
ρ: tatlı su yoğunluğu = 1 g/cm3
ρs: deniz suyunun ortalama yoğunluğu = 1,025 g/cm3 alınırsa,

H buradan; h = 40 H ile belirlenen 'Ghyben-Herzberg' bağıntısı


elde edilir.


Su t abl a
H
Deniz yüzeyi

Hh Hh

ρs

D B
9
 Buna göre, bir kıyı akiferinde herhangi bir noktada su tablasının deniz seviyesine

kadar olan H derinliği bilinirse o noktada deniz seviyesinden girişim yüzeyine olan

yaklaşık h derinliği hesaplanabilir.

 Deniz seviyesinden başlayarak 40 misli derinliğinde tuzlu suya rastlanacak demektir.

 Örneğin herhangi bir noktada H = 5 m ise o noktada tatlı ve tuzlu suyun girişim yüzeyi,

(2) bağıntısı ile deniz seviyesinden yaklaşık olarak 200 m derinde bulunacaktır.

 Basınçlı akiferler için de aynı bağıntı kullanılabilir. O zaman su tablası yerine basınç

yüzeyi alınır.

10
 Örnek Soru: Topoğrafik yükseltisi 15 m ve su tablası derinliği 10
m olan bir kıyı akiferinde açılan sondajda tuzlu su kamasının
derinliğini hesaplayınız.

11
TATLI-TUZLU SULARIN KARIŞIMLARININ İNCELENMESİ

Gerek hidrostatik analiz gerekse dengeli rejim analizi bir kıyı akiferinde tatlı ve tuzlu
suyu ayıran ara yüzeyi keskin bir sınır olarak kabul eder.

Gerçek arazi şartlarında ise ara yüzey etrafında bir difüzyon zonunda tatlı su ve tuzlu
su karışma eğilimindedir. Bu kuşağın boyutu jeolojik katmanların yayma karakteristikleri
tarafından kontrol edilir.

Bu kuşağın dar olduğu yerde keskin ara yüzey şeklindeki çözüm yöntemi yeterli olabilir.
Fakat difüzyon zonunun geniş olması ara yüzeyin pozisyonunu değiştirebilir ve bu
yüzden hesaba katılmak zorundadır. Difüzyon zonu yani geçiş kuşağı; pompaj, yeraltı
suyu beslenmesi ortamın geçirimliliği, gel-git olayı vb. etkenlere bağlı olarak daralıp,
genişleyebilir.

12
 Geçiş kuşağı, sahillerdeki kuyularda yapılan sistematik klorür analizleri jeofizik
rezistivite incelemeleri vb. yöntemlerle saptanabilir. Tatlı suyun klorür değeri
genellikle 15-50 mg/l arasındayken, deniz suyunda bu miktar 22000 mg/l' ye
ulaşmaktadır (Şekil 3 )

 Şekil 3.Kıyı akiferinde eş klorür eğrileri

13
 AKİFER İÇİNE SOKULAN TUZLU SU KAMASININ UZUNLUĞU
 Kıyı akiferlerinde tuzlu su girişimi sivri ucu karaya doğru bir kama
şeklindedir (Şekil 4).

 Şekil 4. Basınçlı akiferde tuzlu su kaması

14
 Basınçlı bir akiferde bu kamanın L uzunluğunu hesaplamak için Darcy
kanunundan yararlanılarak şu formül bulunmuştur:,

 Burada: Q: Tatlı suyun birim debisi -m /s


 e: Akiferin tabakanın kalınlığı -m
 K: Akiferin geçirgenlik katsayısı -m/s
 ρ: tatlı su yoğunluğu gr/cm3
 ρs: deniz suyu yoğunluğu gr/cm3
 Formülde tuzlu su kamasının L uzunluğunun, tatlı suyun birim debisi ile ters
orantılı olduğu görülmektedir. Debi arttığı sürece tuzlu su kamasının L boyu
kısalacaktır.

15
ÖRNEK SORU
 40 m kalınlığında basınçlı bir akiferde,

 T=6x10-3 m2/s ,

 Kuyu debisi (Q=1,42*10-4 m3/sn) ise

 Oluşacak tuzlu su kamasının

uzunluğu nedir?

16
ADALARDA TATLI SU -TUZLU SU İLGİSİ

 Her tarafı denizle çevrili adalarda yeraltı suyu yalnız yağışla beslenir. Yerin
içine süzülen sularla adada bir tatlı su merceği oluşur (Şekil 5 ).

 Şekil 5. Adalarda tatlı yeraltı suyu merceği

17
18
 Tatlı su merceğinden pompalama ile çok miktarda su alınır.
Yağıştan beslenme sıfıra yaklaşırsa, bu mercek giderek
küçülür ve sonuçta ortadan da kalkabilir.

 Pompaj sırasında tatlı su merceğinin altında bir tuzlu su


girişim konisi oluşur.

19
,
,
,
,

Örnek:

h = 1164 m

20
 POMPAJDA SUYUN TUZLANMA SÜRESİNİN SAPTANMASI

 Kıyıdaki serbest bir akiferde açılan kuyudan çekilen suyun ne kadar


zamanda tuzlanacağını Hantush (1970) şu formülle vermiştir:

 t : Kuyudan çekilen suyun tuzlanacağı zaman-sn


 h : Akiferin kalınlığı-m
 Q : Kuyudan çekilen suyun debisi-m3/s
 ne: Etkili gözeneklik - %
 l: Su tablası altında sondajın derinliği (veya filtre boyu)
 Böylece, kuyularda pompajdan dolayı tuzlu suyun dikey hareketi ile tatlı suyun ne
kadar zamanda tuzlanacağı hesaplanır.

21
 Örnek:
 96 m kalınlığındaki bir akiferdeki kuyudan çekilen suyun debisi Q=3,4 lt/sn,
kuyunun su tablası altında kalan kısmı L=60 m ve akiferdeki etkin
gözeneklilik ne=0,16 ise tatlı su ne kadar zamanda tuzlanır?

22
 KIYI AKİFERLERİNE DENİZ SUYU GİRMESİNİN ÖNLENMESİ

 1-Kıyı akiferlerinde açılan kuyularda pompajın azaltılması:

 Bu tür kuyulardan su miktarı akiferin çekilecek kuyuyu besleyeceği


kadar olmalı, kuyuda aşın pompaj yapılmamalıdır.

 Böylece su tablasında yükselme sağlanacak ve denize doğru olan


eğimi artacaktır.

23
 2-Pompaj kuyularının kıyıdan uzakta açılması: Kıyıdan
uzaklaştıkça tuzlu su girişimi olasılığı da o kadar azalacaktır. Bu
durum şekilde görülmektedir (Şekil 6 ).
  

 Şekil 6. Pompaj kuyusunun kıyıdan uzakta açılması

24
 3-Yapay besleme: Tuzlu su kaması büyüdüğünde serbest
akiferler yayma biçiminde yüzeyden, basınçlı akiferlerde kuyulara
su basılarak yeraltından beslenir (Şekil 7).

◦ Şekil 7. Yapay besleme

25
4-Kıyıya paralel düşüm çizgisi oluşturulması: Kıyıya paralel açılacak kuyulardan devamlı tuzlu
su çekilerek, tuzlu su kamasının akifere doğru yayılması önlenir. Bu yöntemle kuyular, pompaj
sırasında birbirlerini etkileyecek mesafede açılmalıdır. Böylece sahile paralel uzanan kuyuların
müşterek bir düşüm konisi oluşur (Şekil 8).

Şekil 8. Kıyıya paralel düşüm çizgisi oluşturulması


Tuzlu su çekimi sürerken kuyu ile deniz arasında kalan akifer parçası tamamen tuzlanır. Bu
yöntem çoğunlukla tuzlanmış akiferlerin temizlenmesinde kısa süreler için uygulanır. Tuzlu su çekilen
kuyunun kara yönünde ve kıyıdan uzakta, tatlı su almak için başka kuyular yapılır.

26
5-Yapay perdelerin yapımı:

 Tuzlu suyun tatlı su akiferine girişini engellemek için akifere


çimento, asfalt, kil vb enjekte edilerek geçirimsiz bir kuşak
oluşturulur.
 
Bu yöntem özellikle denizle ilişkisi dar boğazlarla olan alüvyon
akiferlerini ve kalınlığı fazla olmayan kıyı akiferlerini tuzlu sudan
korumada kullanılır.

27

You might also like