You are on page 1of 25

Travmatik ve Dissosiyatif

Bozukluklar
Posttravmatik bozukluklar

Travma bireyin ruhsal ve bedensel varlığını çok


değişik biçimlerde sarsan, inciten, yaralayan her türlü
olay için kullanılmaktadır.
İlk çocukluk yıllarında anne yitimi çocuk için ağır bir
travmadır. Doğal afetler, işkence, vb. sayılabilir.
Psikanalitik açıdan; travmatize edici olay benliğin
(ego) üstesinden gelemeyeceği, kaldıramayacağı
uyaranlar kümesi ile karşı karşıya kalmasıdır.
Bir bireyin akut ağır travmadan etkilenmesi olayın şiddeti
ile yakından ilgilidir. Travma karşısında ki dayanma gücü
kişinin kalıtımsal yapısına, gelişimsel özelliklerine,
öğrenmelerle geliştirdiği benlik (ego) gücüne, böyle bir olaya
karşı hazırlıklı olup olmadığına ve daha birçok etkene
bağlıdır.
Örselenmenin zorlanma (stres) olma etkisi bireyden bireye
değişir. Bir kişi için ağır bir zorlanma (stres) olabilecek
örselenme olayı bir başkası için zorlanma yaratmayabilir.
Akut zorlanma (stres)bozukluğu

Ağır bir fiziksel ya da ruhsal örselenmeye karşı


gelişen geçici bir bozukluktur. Bir iki günden 3-4
haftaya dek sürebilir. Çoğunlukla 3-4 gün içinde
düzelir.
Belirti ve Bulgular:

Başlangıçta hasta şaşkın sersem, çevresindekileri


tanımıyor gibidir. Hasta ya çok sessiz, durgun ya da
sakin, bazen de saldırgan bir hareketlilik (ajitasyon)
içinde olabilir. Bağırıp çağırma, çılgınca hareketler
olabileceği gibi ,donakalma biçiminde belirtiler de
görülebilir.
Hastayla iletişim kurmak güç olabilir. Dissosiyatif
belirtiler ortaya çıkabilir. Toplumdan çekilme görülebilir.
Hastada ağır bunaltı ve panik durumu egemendir.
Ağır öfke tepkileri görülebilir. Öfkeli durumdan kısa süre
sonra duygusal tepkilerde donukluk, duygu yitimi, kendini
dışardan gözlüyormuş gibi algılama olabilir. Dikkat
dağınıklığı, uyaranları algılamada zorluk, zaman ,yer ve
kişilere karşı yönelim bozukluğu dikkati çeker. Olayın
çevresinde olup bitenlere karşı tam ya da kısmi bellek yitimi
(dissosiyatif amnezi) olabilir.
Derealizasyon, depersonalizasyon görülebilir. Düşünce
akımı çok yavaşlamış ya da hızlanmış olabilir. Düşünce
içeriğinde genellikle şaşkınlığa ,çaresizliğe, korku ve
dehşete ilişkin sözler bulunabilir. Depresif bir görünüm
olabilir.
Taşikardi, terleme, kızarma, üşüme, titreme, sık
soluma, kan basıncında yükselme gibi belirtiler sık sık
irkilme ve ağır uyku bozukluğu görülebilir.
Tedavi.

Kendiliğinden 2-3 gün içinde geçer.Bunaltı ve uyku


bozukluklarına karşı bunaltı gidericiler (benzodiazepinler)
kullanılır.Çok hareketli ve saldrgan durumlarda
antipsikotikler verilir.Bozukluk 3-4 haftadan fazla sürerse
travma sonrası stres bozukluğu veya depresyon gibi
düşünmek gerekir.
Posttravmatik stres bozukluğu
Herkes için stres sayılabilecek ,olağandışı fiziksel ya da
ruhsal travmayla karşılaştıktan sonra ,olayın tekrar tekrar
yaşanması, tepkilerde yavaşlama, dış dünyaya ilginin
azalması, fiziksel,duygusal ve bilişsel semptomların değişik
derecelerde bulunması ile belirli ruhsal bozukluktur.Bunlar
genellikle örseleyici olaydan 3-4 hafta ,birkaç ay
sonra ortaya çıkar.
Belirti ve bulgular

Hasta aşırı telaş ve korku içindedir. Aldırış edilmeyecek


uyaranlara karşı aşırı derecede duyarlıdır, irkilme tepkileri
gösterir. Yerinde duramayacak kadar huzursuzluk belirtileri
olabilir. Ellerde iri titremeler görülebilir.
İletişimde belirgin bozukluk yoktur. Duygu azalması
ilgisizlik iletişime yansıyabilir, olaylardan bahsetmek
istemeyebilir. Duygulanımda bunaltı egemendir.
Hatırladıkça düşlerinde sık sık yaşadıkça hastanın
sıkıntısı artar. Çok huzursuz ve tedirgin olur.Bunaltı uzun
sürerse depresyon gelişebilir. Örseleyici olayla ilgili anılar için
bellek güçlenmiş, diğer olaylara karşı dikkat ve ilgi azalmıştır.
Unutkanlıktan yakınabilir. Olay sık sık hatırlanır ve her
hatırlandığında yeni baştan yaşanıyor gibi algılanır
(flashbacks). Algılama artmış, hafif uyaranlar şiddetli biçimde
algılanmaya başlamıştır.
Dikkati yoğunlaştırmak zor olabilir. Yönelim bozukluk
yoktur. Çok ağır durumlarda zihin karışıklığı , yönelim ve
bellek bozuklukları olabilir. Amnezi, derealizasyon,
depersonalizasyon türünden dissosiyatif belirtiler görülebilir.
Düşünce akımında belirgin bir bozulma olmaz. Düşünce
içeriğinde olayın yineleyici olarak yaşanması hastayı tedirgin
eder, kendini suçlama, hipokondriyak uğraşlar, çevreyi
suçlama, gelecek kaygıları olabilir, uyku bozulur.
Nedenleri:

Belli bir yapı ve kişilik yatkınlığı nedenler arasında


sayılabilir. Freud yineleme zorlantısı ile açıklamaya
çalışmıştır. Çocuklarda acı, korku veren duruma tekrar
tekrar yaklaşma böylelikle üstesinden gelme eğilimi sık
görülür. Bu davranış o olaya karşı duyarsızlaşma böylece
stresle başetme gücü geliştirmektedir. Yetişkinin
başedilemeyecek kadar ağır bir stresle karşılaşınca
düşlerinde bu olayı tekrar tekrar yaşaması yineleme
zorlantısına benzer bir durumdur. Bu da stresle başetme
doğal çabasının benzeridir.
Örselenme sonrası zorlanma bozukluğunda olayın ortak
özellikleri:

1-Acı veren darbenin çok ağır oluşu,


2-Stresin daha önce kestirilemeyen, beklenmedik nitelikte oluşu,
3-Bireyin olay karşısında denetim gücünün olmayışı ya da
kalmayışı
4-Çevre desteklerinin yetersizliği.
Tedavi:

-Hastanın güven duymasını sağlayacak ilişki kurulmalı.


-Kısa süreli bunaltı gidericiler kullanılabilir.
-Antidepresanlar ve ajitasyonu varsa antipsikotikler
kullanılabilir.
-Organik bir sorun yoksa işine dönmesi önerilebilir.
-Hastayı rahatlatacak, gevşetecek, korku ve endişelerini
azaltacak psikoterapötik yaklaşım gerekir. Bilişsel
davranışçı teknikler yararlıdır. Kronikleşme eğiliminde
psikoanalitik yönelimli psikoterapiden yararlanılabilir.
Hemşirelik yaklaşımı

Tanılar:
 Şiddetli ve panik düzeyde anksiyete,

 Korku,

 Bireysel başetme yetersizliği,

 Kendine bakım yetersizliği,

 Düşük benlik saygısı.


Dissosiyatif
Bozukluklar
Disosiyatif bozukluk
Bilinç bellek ve algılamada bozukluklar görülür.

Dissosiyatif bayılmalar, yalancı konvülsiyonlar ve


stupor:
Hasta genellikle zedeleyici, aşırı etkileyici bir olaydan
sonra kendisini incitmeyecek bir biçimde koltuğa, yatağa
ya da yere düşerek bayılır. Bu sırada epilepsiye benzer
kasılmalar, gerilmeler, epilepsiyi taklit edebilen tonik-klonik
kasılmalar olabilir. Kasılmalar sırasında ya da sonrasında
sağa sola çarpabilir.
Bilinç kapalı izlenimi verebilir. Çoğu kez dışardan gelen
sesleri işittiğini, yanıt veremediğini söyler. Bazen bilinç açık
olabilir. Nöbetin ardından genellikle sıkıntı ile ağlayarak
uyanma, uyanırken şaşkınlık belirtileri görülebilir. Nöbet
sırasında DTR normaldir, patolojik refleks alınmaz.
Epileptik nöbet en çok 1-2 dk. sürer; disosiyatif
bayılmalar 10-15 dk bazen saatler sürebilir. Böyle bir
bayılmanın ardından çevreden gelen uyaranlara tepki
vermeden saatlerce, hatta günlerce süren bir stupor içinde
kalabilir.
Disosiyatif kaçışlar (fügler):

Nadir görülür. Hasta birden beklenmedik biçimde evinden,


doğal ortamından uzaklaşarak başka bir semte ya da kente
gider. Yeni yerde saatlerce, günlerce, haftalarca, aylarca
kalabilir. Yıllarca sürekli gezide olabilir. Daha önce yaşadığı
yere ve kimliğine karşı tam bir unutma (amnezi) olur.
Eski kimliğini unutabilir. Yeni kimliği hakkında kesin bir
bilgisi olmayabilir. Ya da yeni bir kimlik edinmiş olabilir. Kaçış
öncesi kimliğine dönüldüğünde kaçış sırasındaki yerler ve
kimlik de unutulur. Bu durumun herhangi bir ilaç ya da
nörolojik hastalığa bağlı olmaması gerekir.
Disosiyatif unutma

Kişinin yaşamının bir bölümünü anımsayamaması ve


bunun normal bir unutkanlık ya da dalgınlıkla
açıklanamaması söz konusudur. Unutulan yaşam dönemleri
genellikle kişi için ağır örseleyici zorlanma stres içeren
dönemlerdir. Kişinin bu dönemi bilincinden tümden silinmiş,
sanki hiç yaşanmamış gibidir. Bunlar psikanalize göre
genellikle seçici unutmalar yani bilinç dışına bastırmalardır.
Disosiyatif kimlik bozukluğu

Bir kişide yineleyici biçimde başka bir ya da birden fazla


kişiliğin belirmesi çoğul kişilik bozukluğu (multipl personality)
Bu kişiliklerin o insanın yaşamına kısa ya da uzun süre
egemen olması, bu kişilik ya da kimliklerin birbirini
tanımaması, birbirinden habersiz olması ve birbirinin yaptığı
eylemleri tümden unutması asıl belirtilerdir.
Bir kişilikten diğerine kaymalar genellikle birden kısa
sürede olur. Bu durumun ilaçlara ya da temporal epilepsilere
bağlı olmaması gerekir. Bu kişilerin telkine ve hipnoza
yatkınlıklarının yüksek olduğu kabul edilir. Kişide beliren
diğer kimliğe alter kimlik ya da kişilik denir.
Bireydeki kimlik sayısı genelde 2-10 arasındadır. Bunlar
genelde kişinin alışkın olduğu yaşam biçiminin dışında kişilik
özellikleri gösterirler. Kadınlarda erkeklere oranla daha
fazladır.
Hemşirelik Bakımı:

Tanılar:
 Anksiyete
 Bireysel başetme yetersizliği,
 Kendine bakım yetersizliği,
 İntihar riski,
 Yaralanma Riski

You might also like