You are on page 1of 58

EĞİTİM PROGRAMI

TASARIMI
• Eğitim programı tasarımı bir programının hangi ögelerden
oluşacağının ortaya çıkarılması sürecidir.

• Bir eğitim programı planlanırken öncelikle programın nasıl


olacağı yani program tasarımı belirlenmelidir.

• Program tasarımı, öğretimin düzenlenmesini anlamlı bir


bütünlük içinde ele almayı amaçlar.
• Program tasarımları, bir eğitim programını oluşturan temel
ögelerden oluşmaktadır.

• Bir programın temel ögeleri ise; hedef, içerik (konu alanı),


öğrenme yaşantıları ve değerlendirmedir.

• Bu ögeler arasındaki farklı ilişkiler sonucunda farklı


tasarımlar ortaya çıkmaktadır.
• Program tasarımı yapılırken program geliştirme grubu ve
görevli uzmanların felsefi görüşleri ile toplumun başat
felsefi görüşleri hedeflerin seçiminde etkili olmaktadır.

• Bu felsefi görüş aynı zamanda içerik seçiminde, öğrenme


öğretme süreçlerinin düzenlenmesinde ve geliştirilen
programın başarısının nasıl değerlendirileceği konusundaki
yargılara da rehberlik etmede de etkili olmaktadır.
Eğitim programı tasarımı çalışmasında şu dört soruya yanıt
aranmaktadır:

• Ne yapılmalıdır?
• Konu alanı neleri içermektedir?
• Hangi öğrenme stratejileri, kaynak ve etkinlikleri
kullanılmalıdır?
• Sonuçları değerlendirmek için hangi ölçme teknikleri ve
araçlar kullanılmalıdır?
• Program tasarımlarının tümünün bu dört ögeyi de içermesi
gerekli görülmektedir.

• Bu dört öge birbiriyle sürekli ilişki içindedir, bir öge


hakkında verilen karar diğerlerini de etkilemektedir.
Program Tasarımı Yaklaşımları

• Eğitim programı tasarımlarını geliştirmede genelde üç


temel yaklaşım izlenmektedir:

1. Konu Merkezli Program Tasarımları


2. Öğrenen Merkezli Program Tasarımları
3. Sorun Merkezli Program Tasarımları
Program Tasarımı Yaklaşımları
Konu Merkezli Program Tasarımları
• Eğitim uygulamalarında en yaygın kullanılan bir tasarım
şeklidir. Programın her bir ögesi bir bütün olarak
algılanmaktadır.

• Okullarda uygulanan eğitim programlarının büyük bir


çoğunluğu bu tasarım yaklaşımıyla düzenlenmiştir.

• Bu yaklaşım dört ana şekilde görülür:


1. Konu Tasarımı

• Hem en eski yaklaşım, hem de tüm eğitimciler tarafından


en iyi bilinen yaklaşımdır. Bunun nedeni, eğiticilerin de bu
yaklaşımla hazırlanan tasarımlarla yetişmeleridir.

• Bu yaklaşımın dayanağı aklın, insanı farklı kılan bir unsur


olduğuna ve bilginin aranması ve elde edilmesinde buna
gerek olduğuna inanılmasıdır.

• Programdaki konular düzenlenir ve her konu kendi


içerisinde ayrıca düzenlenir. Örnek: Coğrafya dersinin
konu tasarlanması.
2. Disiplin Tasarımı

• İkinci Dünya Savaşı sonunda çıkmış ve 70’li yıllardaki


öğrenci protestolarına kadar gelişmiştir.

• Bu yaklaşımın konu tasarımından farkı; eğitim


programının akademik disiplinler üzerinde
yoğunlaştırılmasıdır.

• Öğretilecek dersler merkeze alınır. Konuların ne şekilde


verildiği ve bilgilerin nasıl kullanıldığı önemlidir. Örnek:
Coğrafya dersinin bir bütün halinde tasarlanması.
3. Geniş Alanlı Tasarım

• Bu yaklaşım da konu merkezli tasarımın neden olduğu


parçalanma ve bölümlerdeki ayrılma sorununa çözüm
getirme amacı ile oluşturulmuştur.

• Amacı, konuları mantığa uygun bir şekilde bir araya


getirmektir.

• Örneğin; farklı dersler olan coğrafya, ekonomi, politika,


antropoloji, sosyoloji ve tarih bir araya getirilerek sosyal
bilgiler;
• fizik, kimya ve biyoloji dersleri bir araya getirilerek fen
bilimleri adı altında birleştirilmiştir.
4. Süreç Tasarımı
• Her konu için ayrı ayrı öğrenme yollarını düzenleme
yerine, tüm konular için ortak bir öğrenme yolunu ön plana
çıkaran bir tasarım yaklaşımıdır.

• “Eleştirici düşünce” bu yaklaşımın en önemli ürünlerinden


biridir.

• Burada amaç, öğrencinin en iyi şekilde nasıl


öğreneceğidir.
Öğrenen Merkezli Tasarımlar
• Tüm program tasarımcıları öğreneni ön planda tutar. Bu
nedenle 20. yüzyılın başında öğrencinin programın
merkezi olduğu ve her konunun ona göre düzenlenmesi
gerektiği görüşü ortaya çıkmıştır.

• Bu yaklaşım özellikle ilkokul düzeyinde kalmış, buna


karşın üst sınıflarda tüm ders kitaplarının konu merkezli
olması nedeniyle yavaş yavaş konu merkezli programlara
dönüşüm olmuştur.

• Bu yaklaşım dört farklı şekilde görülür:


1. Çocuk Merkezli Tasarımlar
• Bu tasarımın savunucuları, öğrencinin en iyi şekilde
öğrenebilmesi için etkin duruma geçirilmesi gerektiğini
öne sürmüşlerdir.

• Onlara göre öğrenme, öğrencinin yaşantısından


ayrılmamalıdır. Öğrencinin ilgisi ve ihtiyaçları ön
plandadır.

• Taba’nın “kişi yaşadığını öğrenir.” görüşü, bu yaklaşımın


ana düşüncesidir.
2. Yaşantı Merkezli Tasarımlar
• Bu yaklaşım da çocuk merkezli yaklaşım gibidir. Fakat
burada çocukların ihtiyaçları ve ilgilerinin önceden
tasarlanamayacağı fikri ön plandadır.

• Eğitim programı çerçevesinin tüm çocuklara göre


planlanamayacağı ileri sürülür. Bu nedenle eğitim
programı tüm ihtiyaçları önceden belirtemez, bizzat
öğretmen her öğrenciye uygun olanı, uygulama alanında
vermelidir.

• Bu durum yaşantı merkezli tasarımın uygulamada sorunlar


çıkmasına neden olmaktadır.
3. Romantik (Radikal) Tasarımlar
• Savunucuları, okulun işlev ve işgörüsünün tamamen
gözden geçirilip değiştirilmesinin gerektiğini ileri
sürmüşlerdir.

• Kimi savunucuları daha da ileri giderek, velilere


çocuklarını okula hiç göndermemelerini çünkü bizzat
okulların öğrencinin gelişmesini engelleyici olduğunu ileri
sürmüşlerdir.

• Bu nedenle romantik program tasarımları her öğrencinin


kendi doğasında ele alınmasının uygun olacağını öne
dürmektedir.
4. Hümanistik Tasarımlar
• Bu tasarımcılar, hümanistik psikolojiyi ön planda
tutmuşlardır.

• 50’li yılların davranışsal psikolojisi ve eğitim programı


tasarımlarına tepki olarak ortaya çıkmıştır.

• Bu psikolojik yaklaşımda insan davranışının bir etki-tepki


ilişkisinden çok daha karmaşık olduğu ileri sürülmüştür.
Sorun Merkezli Tasarımlar

• Bu tasarımlar kültürel ve geleneksel değerlerin


güçlenmesini sağlamak, ayrıca toplumun halen
karşılanmamış ihtiyaçlarına işaret etmesi amacıyla
düzenlenmiştir.

• Sorun merkezli tasarımlar öğrencilerin toplumsal


sorunları, ihtiyaçları, ilgi ve yetenekleri üzerinde durur.

• Bu tasarımcılar hayatın gerçek problemlerini ön planda


tuttukları için kişinin durumunu da göz önünde
bulundururlar. Bu yaklaşımda konu kadar öğrencinin
gelişmesi de ön planda tutulur.
1. Yaşam Şartları Tasarımı

• Bu tasarımla eğitimciler öğrencilerin kavrayışlarını


geliştirmekte ve “gerçek” dünya ile ilgili sorunlar
konusunda genelleme becerisi kazanmalarında yardımcı
olmaktadırlar.

• Bu tasarımın en önemli özelliği, öğrencileri öğrenmeye ve


sorun çözme süreçlerini kullanmaya özendirmesidir.

• Bu tasarım üç ana varsayım üzerine kurulmuştur:


1. Toplumun değişen yaşam ortamına uyum sağlaması ve
bu amaca ulaşabilmek için eğitimde yapılması
gerekenlerin ortaya konması,

2. Konular, toplumun yaşamına göre düzenlenecekse


öğrencinin içinde bulunduğu çevresi ile programdaki
konuların birbiriyle bağdaştırılması,

3. Öğrenciler, yaşamı bizzat öğrenir ve uygularsa sadece


toplumu ne şekilde geliştireceklerini öğrenmek ile
kalmazlar; toplumun ilerlemesinde de katkıda
bulunurlar.
2. Çekirdek (CORE) Tasarımı
• Bu tasarım da konu merkezlidir ve genel eğitim üzerinde
odaklaşmıştır. Öğrenen merkezli program tasarımına pek
yakınlığı yoktur. Tasarımlar öğrenci sisteme girmeden
önce yapılır.

• Öğrencinin toplumun sorunlarını görmesini ve bu konulara


eğilmesini amaç edinir.

• Bu tasarım yaklaşımı derslerin birleştirilmesi ile


gelişmiştir.

• Bu program tasarımı, okullarda ayrı ayrı ders konularının


öğretilmesine ve toplumsal gelişmenin işlevsel olmayışına
bir tepki olarak ortaya çıkmıştır.
3. Toplumsal Sorunlar ve Yeniden Kurmacılık
Tasarımı
• Bu tasarımcılar toplumun sosyal, politik, ekonomik
gelişmelerinin program tasarımı ile bağlantısı konusu
üzerinde ilgilenirler. Program tasarımı ile eğitimcilerin,
toplumun iyileştirilmesine katkıda bulunabileceklerine
inanırlar.

• Bu yaklaşımda zamanın sürekli olarak toplumu


değiştirmeye zorladığı savı ön plandadır. Bu değişimin en
iyi şekilde okul ile gerçekleştirilebileceği ya da
düzenlenebileceği ileri sürülür.
• Program tasarımı düzenlemek, program ögelerini bir araya
getirmenin ötesinde bir çalışmadır. Tasarım öğrenciye
istenilen davranış, beceri ve tutumları kazandırmada
başarılı olacak bir yapıya sahip olmalıdır.
Felsefi Temeller-Eğitim Felsefesi

Konu alanını merkeze alan tasarımlar:

• felsefi temeller:idealizm ve klasik realizm


• eğitim felsefesi:daimicilik ve esasicilik

• Konu alanı deseninde öğrencinin sadece bilgiyi kazanmış


olması, öğrenmesi için yeterli görülmektedir.
Felsefi Temeller-Eğitim Felsefesi

Öğrenen merkezli tasarımlar:

• Felsefi temeller: pragmatizm


• eğitim felsefesi: ilerlemecilik

• Öğrencinin kendi gözlemleri ve yaşantısıyla öğrenme


çabasına girmesi temel olmaktadır. Öğrenci sürece
girdikten sonra ilgi ve ihtiyaçlarına göre öğrenme
etkinlikleri belirlenir.
Felsefi Temeller-Eğitim Felsefesi
• Sorun merkezli program tasarımının kesin bir felsefi temelinden
söz etmek oldukça güçtür; ancak yeniden kurmacılık eğitim
felsefesine dayandığı söylenebilir.
• Bu tasarım konu alanı ve öğrenci merkezli tasarımın
yetersizliklerini ortadan kaldırmak amacıyla ortaya çıkmıştır. Bu
nedenle konular arasında bağ kurulmasını, yaparak yaşayarak
öğrenmenin sağlanmasını merkeze alan görüşlerle ortaya
çıkmıştır.
• Sorun merkezli tasarımlarda daha çok sorun çözme yöntemi temel
alındığından toplumun ve bireyin sorunlarını çözmek amacıyla
eğitim programlarının desenlenmesi ve geliştirilmesi istenir.
• Ancak kimi eğitimciler daima karşılaşılan sorunların, kimileri
güncel sorunların, kimileri de toplumun yeniden yapılanmasına
ilişkin sorunların ele alınmasını vurgulamaktadır.
EĞİTİMDE PROGRAM
GELİŞTİRME MODELLERİ
• Program geliştirme ve eğitim felsefesi yaklaşımlarına
dayanarak uygulanan ya da düzenlenen programların
geliştirilmesine yönelik alınan önlemler ve esas alınan
modellere “program geliştirme modelleri” denir.

• Eğitim felsefeleri ve program geliştirme yaklaşımlarını temel


alarak birçok program modeli önerilmiştir. Program
modelleri genellikle modeli öneren kişi ya da kişilerin adıyla
anılmaktadır.

• Tyler, Taba, Saylor ve Alexander, Goodland, Hunkins,


Miller ve Seller, Olivia, Davis, Wulf ve Schave, Popham-
Schrang ve Blochus, Kerr, Butler, Tanner ve Tanner
modelleri bunlardan bazılarıdır (Posner, 1995; Demirel,
1996; Olivia, 1988; Ornstein, 1988; Urevbu, 1991; White,
1988; Erişen, 1998).
Program modellerinin ortak özelliği:

• planlılık
• aşamalılık ve
• davranış değiştirmeyi hedefleyen bir örgütleme deseni ile
hedef, eğitim durumu ve değerlendirme ögelerini
içermesidir.
ABD’de Yaygın Olan Program Modelleri

• Taba Modeli

• Tyler Modeli

• Taba-Tyler Modeli

• Sistem Yaklaşımı
Taba Program Geliştirme Modeli
• Taba modelinde tümevarım yaklaşımı benimsenmektedir
ve Taba modelinde içerik ögesine daha çok ağırlık
verilmektedir.

• Bu model sekiz aşamada program geliştirme çalışmalarının


yapılması önermektedir (Oliva, 1988: 165):
Şekil 1: Program Geliştirmede Taba Modeli (Oliva, 1988: 165)
Tyler Program Geliştirme Modeli
• Tyler modeli (Doğrusal Programlama Modeli), rasyonel
model olarak da bilinmekte ve program geliştirme
çalışmalarını daha kapsamlı olarak ele almaktadır.

• Tyler Modelinde tümdengelim yaklaşımı izlenmektedir ve


Tyler Modeli birbiri ile ardışık sıralı, yakın ilişkili ve
zorunlu ya da önkoşul öğrenmelerin ağırlıklı olduğu
konuların düzenlenmesinde kullanılır.

• Bu modele göre konular bilinenden bilinmeyene, kolaydan


zora, somuttan soyuta, genelden özele ve basitten
karmaşığa göre düzenlenir.
Şekil 2: Program Geliştirmede Tyler Modeli (Oliva, 1988: 171)
• Tyler modelinde içerik ögesine yer verilmemiştir. Tyler
Modeli sürece (öğrenme yaşantıları) ve ürüne ağırlık veren
bir program geliştirme modelidir ve bu modele göre eğitim
öğrencilerde davranış değişikliği oluşturma sürecidir.

• Taba’da kaynak her alanda olabilirken, Tyler’ da kaynak


birey, toplum ve konu alanında olabilir, bu kaynaklara
göre dikkat edilecek hususlar;
Birey; öğrencilerin ihtiyaçları iyi belirlenmeli
Toplum; toplumun ihtiyaçları iyi belirlenmeli
Konu Alanı; öğretilecek bilgi ve becerilerin doğası ve
yapısı belirlenmelidir.
Taba-Tyler Program Geliştirme Modeli
• Bu model Taba-Tyler modellerinin ortak yönlerini ele
alarak geliştirilmiştir. Rasyonel Planlama Modeli
(Teknokratik Model) olarak da adlandırılır.
Şekil 3: Taba-Tyler Program Geliştirme Modeli (White, 1988: 26)
• ABD eğitim sisteminde 1950’li yıllardan günümüze kadar
program geliştirme alanında yaygın görüş olarak belirlenen
Taba-Tyler yaklaşımından farklı program geliştirme
modelleri de görülmektedir.

• Wulf ve Schave tarafından “sistem yaklaşımına göre


oluşturulan program geliştirme modeli” bunlardan
birisidir.
Sistem Yaklaşımına Göre Program
Geliştirme Modeli
• Sistem yaklaşımına göre program geliştirme modeli üç
aşamada ele alınmaktadır.

• Birinci aşamada problemin tanımlaması yapılmakta,


seçilen komisyon üyelerinin belirlediği ihtiyaçlar ile
program içeriği arasındaki ilişki önemli görülmekte ve
ihtiyaçların ne olduğu açık bir şekilde ortaya konulmamış
olmasına karşın ihtiyaç değerlendirmesi yapılmaktadır.
• Modelin ikinci aşaması olan gelişme bölümünde program
içeriği belirlenir.
• İçerik belirlendikten sonra öğrenciye dönük amaçların
saptanmasına geçilir. Amaçların belirlenmesinde Bloom ve
arkadaşları tarafından önerilen aşamalı sınıflamadaki
sistematik yaklaşım izlenmektedir.

• Amaçlar davranış cinsinden ifade edilmekte ve daha sonra


bu davranışları kazandırıcı öğretim materyalleri
hazırlanmakta,

• Son olarak da uygun öğrenme ortamlarının nasıl


oluşturulacağı ortaya konmaktadır.
• Modelin son aşamasında değerlendirme ve dönüt sistemi
üzerinde durulmaktadır.

• Değerlendirme, öğrenme durumlarına göre farklı şekillerde


yapılmakta, dönüt sistemine program geliştirme sürecinin
her aşamasında yer verilmekte, ancak ağırlık daha çok
değerlendirme boyutunda olmaktadır.
Şekil 4: Sistem Yaklaşımına Göre Program Geliştirme Modeli
(Wulf ve Schave, 1984:3-4)
Avrupa’da Yaygın Olan Program Geliştirme
Modelleri
• White (1988) daha çok İngiliz eğitim sisteminde ağırlıklı
olan üç farklı program modelinden söz etmektedir:

• Rasyonel Planlama Modeli: White tarafından 1988 yılında


Taba-Tyler modelinin ortak yanları ele alınarak
geliştirilmiştir. Teknokratik model de denilmektedir, daha
çok yeniden kurmacılık felsefi görüşünün etkisi altındadır.

• Genel amaçlar, amaçlar, öğrenme durumları ve


değerlendirme ögelerinden oluşmaktadır.
• Yenilikçi Durumsal Model: Skillbeck tarafından 1984
yılında geliştirilmiştir.

• Okul merkezli program geliştirme anlayışına ağırlık veren


Yenilikçi Model ya da Durumsal Model olarak bilinir.

• Klasik hümanizm felsefi görüşünün etkisi altındadır.

• Durum çözümlenmesi, amaçlar, öğrenme öğretme ve


değerlendirme öğelerinden oluşmaktadır.
• Süreç Yaklaşımı Modeli: 1975 yılında Stenhouse
tarafından geliştirilmiştir.

• Daha çok öğretmenlerin ders planı yapmalarındaki


yaklaşımlardan esinlenerek geliştirilmiştir.

• İlerlemecilik felsefi görüşünün etkisi altındadır.

• İçerik-bağlam, öğrenme durumları, genel amaçlar ve


değerlendirme öğelerinden oluşmaktadır.
Şekil 5: Program Geliştirme Modellerinin Karşılaştırılması
• Her üç modelde de başlangıç noktalarının farklı olduğu,
• rasyonel modelle durumsal modelde önemli farkların
olmadığı,
• süreç yaklaşımı modelinin diğerlerinden çok farklı olduğu ve
• son aşamanın ise her program modelinde değerlendirme
boyutu ile noktalandırıldığı görülmektedir.

• Süreç yaklaşımı modeli sınıf öğretmenine mesleki özerklik


sağladığı için öğretmenlerin çok iyi yetişmiş olmasını gerekli
kılmakta;
• Durumsal model ise okulu merkeze aldığından okul ve yakın
çevresindeki durumun değerlendirilmesini önemli
görmektedir.
Türkiye’de Yaygın Olan Program Modelleri
Türkiye’de bulunan program geliştirme uzmanlarının
görüşlerini belirlemek amacıyla yapılan bir araştırmada
uzmanların tamamına yakını bir programın temel
ögelerinin;
• amaçlar (hedefler)
• İçerik (muhteva)
• Öğretme-öğrenme süreçleri (eğitim durumları)
• Değerlendirme
olduğu görüşünde birleşmiştir.
• Uzmanlar modelin ilk boyutunun amaçlar olmasını önermişler
ve amaçların davranışa dönüştürülmesini ve hedeflerin içerik
ile ilişkisini gerekli görmüşlerdir.
• İçerik boyutunun anlam olarak konular listesinden öğretim
işlemlerine kadar ve hatta davranış boyutuna kadar farklı
şekillerde algılandığı gözlenmiştir.
• Programın öğrenme-öğretme süreci boyutunun merkezinde
öğrencinin bulunması gerektiği konusunda uzmanların tamamı
ortak bir görüşte birleşmiştir. Öğrenme-öğretme süreçlerinde
öne sürülen değişkenlerin ise; pekiştireç, ipucu, dönüt-
düzeltme, öğrenci katılımı, motivasyon, hazırbulunuşluk,
öğretme yöntem ve teknikleri ile araç-gereç ve zamanlama
olduğu belirtilmiştir.
• Programın son boyutu olan değerlendirmenin programa girişte,
süreçte ve çıkışta yapılmasının uygun olacağı belirtilmiştir.
• Bu sonuçlara göre Türkiye’deki program geliştirme
alanındaki uzmanların Taba-Tyler modelinin etkisi altında
kaldıkları söylenebilir.
Şekil 6: MEB Program Geliştirme Modeli
• Milli Eğitim Bakanlığı Program Geliştirme Modeli 3797
sayılı kanunla eğitim-öğretim programlarını geliştirme
görevi verilen birimler tarafından, program geliştirilirken
gözönünde bulundurulacak esasları ve izlenecek yolu
ayrıntılı bir şekilde açıklamak amacıyla hazırlanmıştır.
• Bu modele ek olarak 2004 yılında MEB Program
Geliştirme Modeli hazırlanmıştır:
Şekil 7: MEB Yeni Program Geliştirme Modeli
• Bu modellerin yanı sıra Demirel (1995:91) tarafından
geliştirilen modelin, Türkiye’de benimsenen Taba-Tyler
modeline uygun düştüğü ve daha çok öğretmen eğitimi
programlarının hazırlanmasından esinlenerek ortaya çıktığı
görülmektedir:
Şekil 8: Program Geliştirmede “Demirel” Modeli

You might also like