You are on page 1of 63

PSİKOLOJİNİN TANIMI Psikoloji;

İnsan davranışının ve zihinsel süreçlerinin bilimsel


olarak araştırılmasıdır. Burada anahtar kelime
“bilim”dir. Dolayısıyla psikolojinin malzemesi
gözlenebilen davranışlar ve gözlenemeyen kavramların
standart düzenlemeler üzerindeki gözlenebilen
etkileridir.
PSİKOLOJİNİN GEÇMİŞİ
• Psikoloji insanlık tarihi kadar eski bir disiplin alanı olduğu halde insan
ile ilgili çalışmalarda bilimsel metodolojiyi geliştirebilme süreci uzun
zaman aldığı için aynı zamanda en yeni disiplinlerden biridir.
• Bir paradoks olarak nitelendirilebilecek bu durum, 19.yüzyıl deneysel
psikologlarından Hermann Ebbinghaus tarafından “Psikoloji uzun bir
geçmişe fakat kısa bir tarihe sahiptir.” (1858-1909) şeklinde ifade
edilmiştir (Schultz&Schultz, 2007, s.25).
• Dolayısıyla psikoloji biliminin bu süreci nasıl yaşadığını anlayabilmek
aynı zamanda insanın tarihsel süreç içerisindeki gelişimini ve
farklılaşmasını da anlayabilmektir.
Eros ve psişe

• Psikoloji tarihi, antik dönemde insan ruhu hakkında düşünceler üreten


filozoflarla başlar. 1879'da Wundt ile insan zihnini bilimsel yöntemler
kullarak araştıran bir bilime dönüşür ve psikoloji ekolleri oluşmaya
başlar.

Antik çağ
antik çağda felsefe içinde yer almıştır. Psikoloji, Yunan mitolojisindeki
tanrıça Psişe'ye (Psyche) ithafen "ruh" olarak adlandırılmıştır.
Psikolojinin geçmişi – Antik Yunan öncesi

Davranış tanrılar/doğa tarafından etkilenir.


Düşünceler, rüyalar, delilik
Aklın merkezi, kalp veya diğer iç organlardır.
• Yunan bilge Thales’in yaklaşık MÖ 600 yılında  Latince ifade ettiği
“Mens sana in corpore sano.” yani “Sağlıklı bedende sağlıklı zihin.”,
Eski Yunanlar ve Romalılar; psikoloji, tıp ve felsefeyi daha bütünleşik
bir yapıda görmüşlerdir.
• Ruh ve bedenin birlikteliği, içsel ve dışsal yaşam deneyimimizin iki
parçasını da birbirine bağlayan bir prensiptir.
• Ruhu iyileştirmeyle ilgili bakılacak yerlerden bir tanesi de tahminen
Asklepion geleneğidir.
• Şifa merkezlerinde sadece bedenin değil ruhun da dikkate alındığı bu
gelenekte, özellikle Epidauros’ta olduğu gibi, hastalar özel bir odada
uyuduktan sonra gördükleri rüyaları rahip-doktorlara anlatırlardı.
PSİKOLOJİNİN GEÇMİŞİ-Antik Yunan

• Platon – (427-347)
• Platon ahlak felsefesi ile ilgilenmiş ve doğa felsefesini aşağı ve değersiz
bir bilgi olarak görmüş.
• Ruhumuzda tam bilgi ile doğduğumuza inanmış.
• Öğrenme- içimizdeki bilgiyi keşfetmek için kendi içimizde düşünme
süreci.
PSİKOLOJİNİN GEÇMİŞİ-Antik Yunan

• Demokritos (M.Ö. 460-370)


Dünyadaki tüm değişimleri, atomların hareketi veya biraraya gelme
tarzları ile açıklamış.
Bu görüşle, matematiğe temel bir fiziksel rol verilmiĢ oluyor, çünkü
Demokritos’un öne sürdüğü yapı niceliksel ve matematik yasalarına bağlı.
• «Doğa bir makine gibi çalışır sadece daha karmaşık bir mekanizması
vardır.»
PSİKOLOJİNİN GEÇMİŞİ-Antik Yunan
• Aristoteles (M.Ö. 384-322)
• Bilgi deneyim yoluyla edinilir.
Aristoteles (M.Ö 384-322), Parmenides ve Herakleitos’tan beri
devam eden “oluş ve varlık” problemini, “töz (cevher)” kavramı
çerçevesinde (dolayısıyla kategorilerle) çözmeye çalışmıştır (Ural, 2011).
Bu problemin temelinde “fiziksel nesneye biçim kazandıran şeyin ne
olduğu?” arayışı vardır. Diğer bir ifadeyle “nesne, nasıl oluyor da farklı
formlarda olabiliyor?”. Bu soru doğrultusunda Aristoteles’in madde-
form ilişkisi şeklinde ele aldığı problem, zamanla ruh-beden problemine
doğru evrilmiştir. Aristoteles felsefesinde, “ruh” form, “gövde” ise,
madde olarak kabul edilmektedir
 Aristoteles;
 Psikolojinin temellerini atan kişi olarak kabul edilebilir.
Yunan filozoflar, insan kişiliği ve karakterinin ifade buluş şeklinin;
tümdengelimli, akılcı bir sürecin mi yoksa bozuk ve mantıksız bir sürecin
mi bir parçası olduğu üzerine çalışmışlardır.
Aristoteles’in psikolojiyi, zihin felsefesi ile birleştirmesi ve böylelikle
onun deneysel yaklaşımı, modern psikoloji yaklaşımın habercisi olarak
kabul edilir.
PSİKOLOJİNİN GEÇMİŞİ-Antik Yunan

• Hipokrat (M.Ö. 460-370)


• Tıbbın babası
• Davranış sorunlarının kökeninin beyin olduğunu öne sürmüştür.
• Düşünceler ve hisler davranışın nedenidir.
Psikolojinin geçmişi -Antik Yunan

• Genel olarak, Antik Yunan’da ele alınan sorular:


• «Ruh/akıl», bellek, duyum, hareket v.b. nasıl ortaya çıkarır?
• «Ruh/akıl» nerede yerleşmiştir?
Psikolojinin geçmişi
Descartes (1596-1650)
• Zihin-beden ikiciliği
• Fiziksel madde, düşünme, duyum v.b.ni nasıl ortaya çıkarır?
• Refleksler (mekanist bakış)
• Davranış akıl ya da irade tarafından kontrol edilir.
• Pineal bez ruh ve beden arasındaki arayüzdür.
• İnsan davranışı hakkındaki ikici kavrayış, davranışın en azından bazı
bileşenlerinin bilimsel olarak incelenebileceğini öne sürer.
Frenoloji: Franz Gall (1758-1828)
kişinin kafasının şeklinden onun karakterini, kişiliğini ve suça yatkınlığını belirleme iddiasında olan bir teoridir.
PSİKOLOJİNİN TARİHİ
• Psikolojinin soruları yeni değil.
• insanın kendine özgü nitelikleri doğuştan mı, yoksa öğrenilmiş mi?
• Doğacılara karşı emprisistler
• Doğacılar
• İnsan aklı/bilgisi doğuştan vardır.
• 17. yy.da Descartes: Tanrı, benlik, geometri, gelişme ve sonsuzluk doğuştan.
• “Emprisistler”
• Bilgi deneyimin sonucudur.
• J. Locke ---”Tabula Rasa”
• Çağrışımcılık --- duyu +benzerlik, zıtlık, bütünlük gibi ilkelerle çağrışım yapan
düşünceler.
• Doğacılık X Emprisizm
BİLİM NEDİR?
• Doğa olaylarını üç temel yaklaşımla açıklamak mümkündür:
• •Teolojik Açıklamalar:
• •Felsefi Açıklamalar:
• •Bilimsel Açıklamalar
• •Evreni açıklamak için birey teolojik, felsefi ya da bilimsel açıklama
yöntemlerinden birini seçer.
• İlk iki yöntem tümdengelimci mantık üzerine kurulmuştur. Aradığınız
cevaplar felsefi sistemin ya da inanç sisteminin içinde hali hazırda vardır.
• Yapmanız gereken var olan kabullenmeler çerçevesinde karşılaştığınız
olayları açıklamaktır.
• Bilimsel yaklaşımda ise hazır öneriler yoktur. Gözlemlediğiniz doğa
olaylarından hareketle bir bütüne ya da kurala ulaşmaya çalışırsınız.
Bütün pozitif bilimlerin temelinde üç ana
felsefi yaklaşım vardır:

• DOĞA FELSEFESİ YAKLAŞIMI


• MANTIKSAL POZİTİVİZM YAKLAŞIMI
• İŞEVURUKÇULUK YAKLAŞIMI
Doğa Felsefesi Yaklaşımı

• 16 yy'da Descartes tarafından ortaya atılmıştır.


• Descartes'e göre doğa olayları, felsefi ve teolojik doğma ve sayıltılar
ile bunların doğal bir sonucu olan tümdengelimci mantık yerine,
görgül yaklaşım ve tümevarımcı mantık kullanılarak incelenmelidir.
• Doğa olayları somut ve maddeseldir. Doğada bir nedensellik ilişkisi
vardır. Bilim insanının görevi bu nedenleri keşfetmektir.
Mantıksal Pozitivizm Yaklaşımı
• Bilim, tutarlı ve iç çelişkilerden uzak
• bir dizi ifade olup, bu ifadeler gözlenerek elde edilen görgül olgu ve bilgilere dayanır.
• Bilimsel bilgi, görgül olaylara uygulanan mantıksal analizlerin bir sonucudur.
• Bilim ise iç çelişkilerden uzak, mantıklı ifadelerden oluşan bir bütündür.
• Mantıksal analizler ise en iyi şekilde matematiksel sembol ve işlemlerle
betimlenebilmektedirler.
• Böylece matematik pozitif bilimlere girmiş olur.
• Buna göre doğada her şey sayılarla ifade edilebilir. Metafizik ve doğaötesi
açıklamaları reddeder.
İşevurukçuluk Yaklaşımı
• Bütün gelişmiş kuramlar mantıksal ve matematiksel sembol ve
işlemlerle ifade edilen soyut iddialara dayanır.
• Bu soyut iddiaların doğada gözlenen somut olaylarla eşleştirilmesine
işevurukçuluk yada operasyonalizm denir.
• Başka bir değişle işevurukçuluk, bir kavramı onu elde etmek için
kullanılan işlemler ile ifade etmektir.
• Böylece bilimsel ifadeler sadece gözlenebilen olaylar hakkında
söylenebileceklere kısıtlanmıştır.
Psikolojide Zihin ve Beden Problemi

• Thomas Auqinas, Platon gibi filozoflar tarafından bedensele karşı


ruhsal, fiziksele karşı metafiziksel, belirleyiciliğe karşı özgür,
ölümlüye karşı ölümsüz yönüyle ön plana getirilen zihin deneysel
(bilimsel) yöntemle incelenebilir mi? Bu soruya yanıt öneren üç
temel felsefi yaklaşımdan bahsedilebilir.
• •Fizyolojik mekanizmalar yaklaşımı
• •Zihinsel mekanizmalar yaklaşımı
• •Psikofizik paralelcilik yaklaşımı
Fizyolojik Mekanizmalar Yaklaşımı

• Descartes'e göre beden, somut ve maddeseldir. Bu özelliği ile bir


doğa olayıdır. Doğa olayları için geçerli bütün ilkeler (Newton fiziği,
eylemsizlik ilkesi, yer çekimi gibi) insan bedeni içinde geçerlidir.
• •Doğa olaylarını açıklamada kullanılan mekanik ve fiziksel kanunlar
bedensel olayları da açıklayabilirler. Bedene ait olayları bilmede de
görgülcü yaklaşım kullanılabilir, matematik ve deneyden
yararlanılabilir. Fizyolojinin fiziği olarak da bilinen bu mekanikçi
görüş sayesinde beden doğa bilimlerinin konusu olmuştur.
Zihinsel Mekanizmalar Yaklaşımı

• De La Mettrie ve Cobanis gibi Fransız hekimler zihnin maddesel


yönüne dikkat çekmiş ve “zihinsel olaylar bedensel olayların bir
ürünüdür” iddiasını ortaya atmışlardır.
• •Daha sonra Grall, Spurtzheim, Flourens, Brocas ve Hitzig gibi filozof
ve hekimler bu görüşü daha da özelleştirerek “zihinsel olaylar beynin
bir ürünüdür” iddiasında bulunmuşlardır.
• Zihinsel olaylar beynin bir ürünü ise ve beyin de somut ve maddesel
olma özelliğiyle bir doğa olayıise zihinsel olaylar da bir doğa olayıdır.
• Öyleyse doğa olaylarını anlamada ve açıklamada kullanılan ilke ve
yöntemler zihinsel olayları açıklamada da kullanılabilir. Böylece
zihinsel olaylara fizyolojik mekanizmalar ve doğa felsefesi açısından
yaklaşılmaya başlandı ve bu durum beden-zihin ilişkisini monistik bir
görüş içine soktu.
• İkinci guruptaki araştırmacıların birinci guruptakilerden en önemli farkı
bu görüşlerini işevuruk olarak tanımlamış olmalarıdır
• •Broca savaşlar, iş kazaları ve benzeri durumlarda kafa travması geçirip
konuşma becerisini kaybeden 1200 vakayı ömürleri boyunca izlemiş ve
öldükten sonra otopsilerini yapmıştır. Her vakada aynı beyin bölgesinde
çıplak gözle de fark edilebilecek açık bir hasar olduğunu belirlemiştir.
Temporal alanın içinde bugün Broca alanı olarak bilinen bölgede küçük
bir hasar.
• •Bazı tarihçiler Broca'nın özellikle akıl hastaları üzerinde deneysel olarak
çalıştığını Broca alanına ufak hasarlar vererek konuşma kayıplarını canlı
denekler üzerinde de gözlemlediğine inanmaktadırlar.
Psikofizik Paralelcilik ve Etkileşimcilik Yaklaşımları

• Bu yaklaşım ilk kez Locke,Berkeley, Hume ve Mill & Mill gibi İngiliz görgülcü ve
çağrışımcıları tarafından ortaya atılmıştır. Bunlara göre beden ve zihin iki
ayrıancak birbiriyle paralel işleyen oluşumlardır. Aynı paralel gerçeğin iki ayrı
yönüdürler. Hem bedenin hemde zihnin varlığını sağlayan temel gerçek ise
harekettir.
• Zihin birbiriyle bağlantılı noktalardan oluşur. Bir nokta harekete katıldığında
kendisiyle ilişkili bir başka noktayı harekete geçirir. Hareket böylece sürekliliğini
korur. Aynı şey beden için de geçerlidir. Beden de birbiriyle ilişkili hareketlilikler
aracılığıyla varlığını sürdürür.
• Daha sonra Fechner bu görüşü işevuruk olarak destekleyici bir iddia
ortaya atmıştır. Buna göre, beden ve zihin aynı gerçeğin iki ayrı
yönüdür.
• Bu gerçeğe içten bakıldığında zihin, dıştan bakıldığında beden
görülür. Zihinsel bir olay olan duyumlarla, dış dünyanın özelliği olan
uyaranlar arasında sayılarla ifade edilebilen niceliksel bir ilişki vardır.
Fechner yaptığı deneylerle zihne ölçülebilir olma statüsünü
kazandırmıştır
BİLİMİN ÖLÇÜTLERİ

• Gözlenebilirlik
• •Ölçülebilirlik
• •İletilebilirlik
• •Tekrarlanabilirlik
• •Sağdanabilirlik
Gözlenebilirlik

• Bilim kapsamında ele alınan tüm öğe ve süreçler gözlenebilir


nitelikte olmalıdır. Bilimsel ifadeler gözlem yoluyla ulaşılan olgulara
dayanmalıdır. Gözlenebilir nitelikte olmayan bir unsur pozitif bilim
kapsamında ele alınamaz.
Ölçülebilirlik
• Bilim kapsamında ele alınan öğe ve süreçler ölçülebilmeli, sayısal
ifadelerle betimlenip özetlenebilmelidir. Görgül olay ve ilişkilere
sayıların karşılık gelmesi, gözlemlerdeki farklılıkların nicel ifadelerle
temsil edilebileceğinin belirlenmesi, matematik ve istatistiğin
ölçümlere uygulanmasını mümkün olmuştur.
İletilebilirlik

Bilimsel çalışma ve bilgiler ilgili kişi tarafından bilim adamlarına aktarılabilir

nitelikte olmalıdır. Bilimde iletilebilirlik, aktarılmak istenenin tam olarak

anlaşılmasını,ifade edilmek istenenden başkasının anlaşılmamasını içerir.


Tekrarlanabilirlik

• Yapılan gözlemler ve alınan ölçümler, benzeri bir eğitimden geçmiş,


aynı araç, gereç ve teknik imkanları kullanan diğer bilim adamlarınca
da tekrar edilebilmelidir. Bilimsel çalışmalar, gözlem ve ölçümler
başkalarınca da tekrarlanabildiğinde, kişiye bağımlı ve öznel olma
durumundan uzaklaşır.
Sağdanabilirlik

• Bilim kapsamında öne sürülen


hipotezlerin, olaylar arasında
varolduğu iddia edilen ilişkilerin
doğruluğu araştırılabilmeli, bunlar test
edilebilir nitelikte olmalıdır. Sonuçların
hipotezi veya iddia edilen ilişkileri
destekleyip desteklemediği
gösterilebilmelidir. Kesin olmayan,
mümkün olabilecek tüm sonuçları
içeren ifadelerin sağdanabilmesi söz
konusu olamaz.
BİLİMİN AMAÇLARI

• Betimleme
• •Açıklama
• •Yordama
• •Kontrol etme
Betimleme
• Bilimin amaçlarından ilki, doğada tutarlı olarak meydana gelen,
güvenilir olayları keşfetmek, bu olayları adlandırmak, tarif etmek,
belirli özelliklerine göre sınıflandırmak ve olaylar arasındaki ilişkileri
ortaya koymaktır.
•Açıklama

• Bilim, mümkün olduğunca fazla sayıdaki değişik olguyu, en az


sayıdaki ilke altında toplanmaya çalışır. Yani mevcut görgül verileri
birbiriyle çelişmeyecek şekilde kapsayan kuramlar oluşturmayı
amaçlar. Görgül olaylar arasındaki nedensel ilişkileri ortaya
çıkarmaya çalışır.
•Yordama

• Bilim adamı bir olayı betimledikten sonra, bulgularına ve belirlediği


ilişkilere dayanarak yeni olaylarla ilgili tahminlerde bulunur.
•Kontrol

• Belirleyici ön koşullar üzerinde değişimleme yapma yoluyla, sonuç


olayla ilgili istenen bir sonuca ulaşmayı içerir.
Psikolojik Araştırma Nasıl Yapılır

• •Psikolojik araştırma yürütmek,


• •Hipotez geliştirmeyi ve
• •Bu hipotezin bilimsel bir yöntemle test edilmesini gerektirmektedir
• Hipotez:Bir araştırma projesinde ilk adımdır. Hipotez nedene ve etkiye ilişkin test
edilebilir bir önermedir. Bilimsel hipotezler için en önemli kaynak genellikle bir
kuram (teori) dır.
• •Kuram: Belli bir olgu hakkında, birbiriyle ilişki içerisinde olan bir öneri gurubudur.
Örneğin cinsel motivasyon ile ilgili bir kuram heteroseksüellik ve homoseksüelliğe
yönelik genetik bir yatkınlığı öne sürmektedir. (hipotezimiz;‘özdeş genlere sahip
olan tek yumurta ikizlerinin genlerinin yalnızca yarısını paylaşan çift yumurta
ikizlerine kıyasla aynı cinsel yönelime sahip olma olasılıkları daha fazladır’ şeklinde
olabilir.
• •Başka bir kuram bir kişinin çocukluğunda yaşadığı olayların bir bireyin cinsel
yöneliminin kaynağı olduğunu vurgular.
• Bilimsellik: verilerin toplanmasında kullanılan araştırma yöntemlerinin
yansız ve güvenilir olduğu anlamına gelir
PSİKOLOJİDE ARAŞTIRMA
YÖNTEMLERİ

• Doğal Gözlem
• •Vaka Çalışmaları
• •Anket Çalışmaları
• •Korelasyonel Yöntem
• •Deneysel Yöntem
• •Çok Yöntemli Araştırmalar
Doğrudan Gözlem/Doğal gözlem
• İnsan ve hayvan davranışlarını laboratuvarda belirlenen koşullar
• altında izlemek yerine, doğal ortamlarında izleyerek bilgi toplamaktır.
• •Avantajı: Davranışları günlük yaşamda oldukları halleriyle gözleme; daha çeşitli
davranış gözleme imkanı sunması. Yeni araştırmalar için yeni fikirler verir.
• •Dezavantajları: Gözlemci yanlılığı, tekrar tekrar ölçüm alma olanaksızlığı, sonuçların
belli bir zaman, yere ve gruba özgü olması.

• Dr. Jane Goodall şempanzeleri yaklaşık


• 30 yıl doğal ortamlarında gözlemiştir
Vaka Çalışması
• Bir yada birkaç kişinin davranışlarını
• gözleyerek bilgi toplama tekniğidir.
• •Avantajları: Ayrıntılı ve boylamsal çalışma imkanı sunar, zengin fikirler ve
sezgiler sağlar.
• •Dezavantajları:Gözlemci yanlılığı,vakanın biricikliği ve tek bir kişinin
davranışlarını evrene genelleme sorunu.

• H.M. vakası üzerinde yıllar süren


• gözlemler bellek hakkında şu anki
• bilgilerimizin temelini atmıştır.

Anket Çalışması
• Önceden belirlenmiş sorular,
• dikkatlice seçilmiş bir grup insana
• yüz yüze görüşmelerle yada yazılı olarak sunulur.
• •Avantajları: Ekonomiktir, geniş bir örnekleme ulaşılabilir, çok geniş
bilgi çok kısa sürede toplanabilir.
• •Dezavantajları: Katılımcıların dürüstçe yanıtladıklarından emin
olunamaz, soruların açık ve net olmaması durumunda farklı
anlaşılabilmesi mümkündür, soruların sormadığı ama konuyla ilgili
açıklamaları kaçırır, özgün fikirleri kaçırır.
Korelasyonel Yöntem
• Doğada kendiliğinden varolan,
araştırmacı olarak bizim
denetleyemediğimiz iki olgunun
birlikte varolma ve birlikte değişme
açısından ilişkili olup
olmadıklarını araştırır.
•Avantajları: Birlikte varolma ve değişme ilişkisini gösterebilir, betimlemenin yanı sıra
olayları yordama ve kısmen kontrol olanağı verir.
•Dezavantajları: Olaylar arasındaki ilişkileri göstermesine rağmen bunların neden-sonuç
ilişkisi olup olmadığını gösteremez, olayları açıklayamaz, başka etkilerin gözlenen ilişkiye
bulaşıp bulaşmadığını kontrol edemez, İçgeçerliği düşük dışgeçerliği yüksektir.
Deneysel Yöntem
• Tipik bilimsel yöntem deneysel yöntemdir.
• Deneysel yöntem etkisi incelenecek olan
• olgunun (bağımsız değişken) ve bu ilişkinin
• yer aldığı deneysel ortamın deneyci tara-
• fından oluşturulup kontrol edildiği yöntem-
• dir.
• •Avantajları: İki değişken arasında neden-sonuç ilişkisi gösterir, iki değişken arasındaki
ilişkiyi etkileyebilecek diğer etkiler bertaraf edilir, bilimin dört amacını da gerçekleştirir.
• •Dezavantajları: İndirgemeci deney koşulları çok faktörlü etkilerde bütünü görmeye
engel olabilir, sonuçların genellenmesi güçleşebilir, içgeçerliği yüksek dışgeçerliği
düşüktür.
Deneysel Düzen
• Değişken
• •Bağımsız değişken: Hangi değerleri alacağı deneycinin kontrolünde olan
ve incelenen ilişki içinde diğer değişkenden bağımsızolarak farklı değerler
alabilen, etkisi incelenmek istenen değişkendir.
• •Bağımlı değişken: İncelenen ilişki içinde bağımsız değişkenin etkisine
bağımlıolarak değişen ve etkilenip etkilenmediği incelenmek istenen
değişkendir.
• •Deney grubu: Bağımsız değişkenin uygulandığı ve bağımlı değişken
ölçümleri alınan gruptur.
• •Kontrol grubu: Bağımsız değişkenin uygulanmadığı, ama bağımlı
değişken ölçümü alınan gruptur.
ÖRNEKLER
• Bir öğrencinin ne kadar süre uyumasının test puanlarını etkileyip etkilemediğini belirlemek için yapılan bir
çalışmada, bağımsız değişken uyku süresinin uzunluğudur ve bağımlı değişken test puanıdır.
• En çok sıvı tutanları görmek için kağıt havlu markalarını karşılaştırmak istiyorsunuz. Denemenizdeki
bağımsız değişken, kağıt havlu markası olacaktır. Bağımlı değişken, bir kağıt havlu tarafından emilen sıvı
miktarı olacaktır.
• İnsanların spektrumun kızıl ötesi kısmına ne kadar uzak görebildiğini belirlemek için yapılan bir
denemede, ışığın dalga boyu bağımsız değişkendir ve ışığın gözlenip gözlemlenmediği (tepki) bağımlı
değişkendir.
• Kafeinin iştahınızı etkileyip etkilemediğini bilmek istiyorsanız, kafein miktarının varlığı / yokluğu bağımsız
değişken olabilir. Bağımlı değişken ne kadar aç olursun.
• Sıçan beslenmesi için bir kimyasalın gerekli olup olmadığını belirlemek istersiniz, böylece bir deney
tasarlarsınız. Kimyasal maddenin varlığı / yokluğu bağımsız değişkendir. Sıçanın sağlığı (yaşadığı ve
çoğaldığı) bağımlı değişkendir. Maddenin doğru beslenme için gerekli olduğunu belirlerseniz, kimyasalın
ne kadarının gerekli olduğunu belirlemek için bir takip deneyi yapılacaktır. Burada, kimyasalın miktarı
bağımsız değişken ve sıçan sağlığı bağımlı değişken olacaktır.
• Deneysel Kontrol
• •Bağımlı değişken üzerinde etkisi olabilecek, bağımsız değişken
haricindeki başka değişkenlerin etkisini dışarda tutmaktır.
• Literatür taraması: Belli bir konuda daha önce yapılmış olan
araştırmaların bilimsel özetidir. Öyküsel tarama ve meta-analiz olmak
üzere iki şekilde gerçekleşir.
PSİKOLOJİK ARAŞTIRMANIN ETİĞİ

• İNSANLARLA ARAŞTIRMA
• •1-En az risk; araştırmada beklenen riskler günlük yaşamda ortaya
çıkabilecek risklerden daha fazla olmamalıdır.
• •2-Bilgilendirilmiş rıza; katılımcılar çalışmaya ait her türlü durum
hakkında bilgilendirilmeli ve bu anlaşmadan sonra gönüllü olarak
katılmalıdır. İstedikleri zaman çalışmadan ayrılma hakları korunmalıdır.
Araştırmada geçerli sonuçlar elde edilmesini engelleyebilecek
durumlarda araştırma sonunda geriye dönük bilgilendirme yapılabilir.
• •3-Mahremiyete saygı; katılımcılardan alınan bilgi saklı tutulmalıdır.
HAYVANLARLA ARAŞTIRMA

• Hayvan davranışının kendisi ilgi çekici ve çalışmaya değerdir.


• •Hayvan sistemleri insan sistemleri için model oluşturabilir
• •İnsanlarla çalışmanın imkansız yada etik dışı olduğu durumlarda
hayvanlarla yapılan araştırmalardan bilgi alınabilir.
• •Deney hayvanlarının nasıl ortamlarda yaşatılacağı ve korunacağı özel
kurallarla belirlenmiştir. Hayvan üzerinde uygulanacak acı yada zarar
verici prosedürlerin kazandıracağı bilginin ciddi biçimde savunulması
gerekmektedir (APA yönergesi).
PSİKOLOJİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ

Yapısalcılık
1879
(W. Wundt,
E.B. Titchener)
İşlevselcilik
1880’ler
(W. James) Psikodinamik
Psikoloji
1900-1920
(S. Freud)
Davranışçılık
1920’ler
(J.B. Watson)
Gestalt
Psikolojisi
1920’ler Varoluşçu-
(M.Wertheimer, Hümanistik Psikoloji
W. Köhler, K. 1940-
Kofka (R. May, R.D Laing)

Yeni Davranışçılık
1940-1980
(B.F. Skinner)
Bilişsel Psikoloji
1980-2000
• Yapısalcılık: Zihinsel yapıların incelenmesini ifade eder.
• İşlevselcilik: Bir organizmanın çevresine adapte olabilmesi ve bu çevre
içerisinde işlev gösterebilmesi için zihnin nasıl çalıştığını anlamak
anlamına gelmektedir.
• Davranışcılık: Bütün davranışların koşullanma sonucu oluştuğunu ve
çevrenin, belli başlı alışkanlıkları pekiştirerek davranışı şekillendirdiğini
ileri sürer
• GestaltPsikolojisi: Algısal deneyimlerin uyaran tarafından oluşturulan
yapıya ve deneyimin organizasyonuna dayandığını ifade eder.
• •Psikanaliz: Farkında olmadığımız duygu, tutum, dürtü, istek ve
motivasyonları tanımlayan bilinçdışı kavramı kuramın merkezinde yer
alır. Serbest çağrışım ve rüya analizi gibi yöntemleri kullanır
MODERN PSİKOLOJİK
PERSPEKTİFLER

• Psikolojik perpektif psikolojinin bir konularına yaklaşım tarzıdır.


• •Biyolojik Perspektif: Davranışın ve zihinsel süreçlerin altında yatan
nörobiyolojik süreçleri anlamaya yönelik bir yaklaşımdır.
• •Davranışçı perspektif: Gözlemlenebilen davranışı koşullanma ve
pekiştirme prensipleriyle açıklamaya yönelik bir yaklaşımdır.
• •Bilişsel perspektif:Algılama, hatırlam, mantık yürütme, karar verme
ve problem çözme gibi zihinsel süreçleri ve bu süreçlerin davranışla
olan ilişkisini anlamaya yönelik yaklaşımdır.
MODERN PSİKOLOJİK PERSPEKTİFLER

• Psikanalitik Perpektif:Davranışı cinsel ve saldırgan dürtülerden


oluşan bilinçdışı motivler çerçevesinde anlamaya çalışan yaklaşımdır.
• •Öznelci Perspektif:Davranışı ve zihinsel süreçleri insanların aktif
olarak ürettikleri öznel gerçeklikler çerçevesinde anlamaya çalışan
yaklaşımdır.
• •NOT:Psikoloji konularının çoğunun anlaşılabilmesi için eklektik bir
yaklaşıma sahip olmak ve pekçok perspektifi bir arada
irdeleyebilmek gerekmektedir.
21. YÜZYILDA PSİKOLOJİ

• Bilişsel Nörobilim: Zihinsel aktivitelerin beyinde nasıl meydana


geldiğini ortaya koymayı amaçlar.
• •Evrimsel Psikoloji: Psikolojik mekanizmaların genetik bir temeli
olduğunu ve geçmişte atalarımızın hayatta kalma ve üreme
şanslarını arttırdığını savunur.
21. YÜZYILDA PSİKOLOJİ

• Kültürel psikoloji: Bir bireyin yaşadığı kültürün, gelenekleri, dili ve


öne sürdüğü dünya görüşüyle birlikte, bireyin zihinsel temsillerini ve
psikolojik süreçlerini nasıl etkilediği ile ilgilenir.
• •Pozitif Psikoloji: Alanın ruhsal rahatsızlıklara olan sofistike düzeyde
bilimsel anlayışını, insanın gelişmesine yönelik eş değer bir sofistike
düzey bilimsel anlayışla dengelenmesi ihtiyacı üzerine doğmuştur.
PSİKOLOJİNİN TEMEL ALT
ALANLARI
• Klinik Psk.
• Endüstri Psk.
• Sosyal Psk.
• Gelişim Psk
• Deneysel Psk.
• Fizyolojik Psk.
• Bilişsel Psk.
• Biyolojik Psk.
• Mühendislik Psk.
• Okul ve Eğitim Psk.
Psikolojiyle Karıştırılan Alanlar

• PSİKOLOGFen-Edebiyat Fakültesi
• •KLİNİK PSİKOLOGFen-Edebiyat Fakültesi + Doktora
• •PSİKİYATRİSTTıp Fakültesi + Uzmanlık
• •PSİKANALİSTPsikanaliz Enstitüsü
• •PSİKOTERAPİSTPsikolog,Psikiyatrist,Psikanalist
• •PSİKOLOJİK DANIŞMANEğitim Fakültesi

You might also like