Professional Documents
Culture Documents
Şiir
Şiir
Şiir ve Zihniyet: Şiirin yazıldığı dönemin hâkim zihniyeti belirlenir ve bu zihniyetin şiiri nasıl etkilediği ortaya konulur.
Şiirde Yapı: Şiirin yapısal özellikleri (nazım şekli vb.) üzerinde durulur.
Şiirde Tema: Şiirin yapısal özelliklerine bakıldıktan sonra şiirin teması ve konusu belirlenir.
Şiir Dili: Şiirde kullanılan dilin ayrıldığı noktalar belirlenir. Bağdaştırma, sapma, mazmun, imge vb. Unsurlar belirlenir.
Şiirde Ahenk: Şiirin ses bakımından uyumlu olmasını sağlayan ahenk unsurları (tonlama, vurgu, ritim, ölçü, kafiye) belirlenir.
Şiirde Gerçeklik ve Anlam: Şiire özgü gerçekliğin nasıl oluşturulduğu ve anlamı nasıl etkilediği üzerine durulur.
Şiir ve Gelenek: Şiirin gelenekten ne şekilde yararlandığı, sonraki metinleri ne ölçüde etkilediği belirlenir.
Yorum: Yapılan belirleme ve çözümlemeler ışığında şiirin yarattığı etki ve çağrışımlardan yola çıkarak yeni bağlantılar
kurduğunuz kısım.
Şiir ve Zihniyet
Türk Edebiyat
Dönemleri
Şiirdeki her bir satırdır. Dize, en küçük nazım birimidir. Bir şiirin parçası olabileceği gibi kendi içinde
bağımsız bir bütün de olabilir:
İki dizeden oluşan ve anlam bütünlüğü taşıyan bölümlerdir. Divan edebiyatında yaygın olarak
kullanılan nazım birimidir:
Dört dizeden oluşan ve anlam bütünlüğü taşıyan bölümlerdir. Halk şiirinde yaygın olarak
Şiirde üç veya daha fazla dizeden oluşan ve anlam bütünlüğü taşıyan bölümlerdir:
Kardaş, senin dediklerin yok, Çamı bitmiş, kavağı azalmış, Yersin, içersin sofrasından, üç yüz
senedir,
Halay çekilen toprak bu toprak Gamla örtülü bayırlar, çıplak değil.
Kuvvetlisin ama kuvvet hak değil.
değil.
Yedi ay kıştan sonra,
Bakımsızlıklarla göçüp gitmiş bir
Çık hele Anadoluya,
Yeşeren senin yaşamandır, cihan,
Kamyonlarla gel, kağnılarla gel
Yaprak değil. Mevsimler soğumuş, sular azalmış,
gayrı,
Buğday, Selçuklulardan kalan başak
O kadar uzak değil. değil.
Ahenk Unsurları
Ölçü
Hece Ölçüsü: Dizelerde hece sayılarının eşitliği ile sağlanan ölçüye hece ölçüsü denir. Bu ölçüyle
oluşturulan bir şiirin bütün dizelerinde aynı sayıda hece vardır. En sık Halk Edebiyatı ve Cumhuriyet
Dönemi sonrasında kullanılmıştır.
Aruz Ölçüsü: Hecelerin açıklık kapalılığına dayanarak ahenk oluşturulan bir ölçüdür. Divan Edebiyatı
süresince en sık kullanılan ölçüdür.
Serbest Ölçü: Bir ölçüye veya kalıba bağlı kalınmadan, ölçüsüz yazılan şiirlere verilen addır.
Kafiye ve Redif
Görev ve anlam bakımından birbiriyle aynı olmayan ses unsurlarının dizenin belli yerlerinde tekrar etmesine ve
bu sebeple ortaya çıkan ses uyumuna kafiye denir.
Ses tekrarı sağlayan bu unsurlar görev ve anlam bakımından benzerlik gösteriyorsa bu ses uyumuna redif denir.
Aynı anlamdaki kelimelerin veya kelime gruplarının dize sonlarında aynı anlamı verecek şekilde tekrar
etmesi de redif olarak adlandırılır.
Bu dizelerde kullanılan “razı değil” ibaresi aynı anlamda ve aynı görevde kullanıldığı için redif
görevindedir.
Kafiye
Yarım Kafiye:
Verilen beyitte “söyle” ibareleri aynı anlam ve görevde olduğundan redif görevindedir. Rediften sonra
incelenecek kısımdaki ses benzerliğinin (-z) olduğunu görürüz. Bu durumda yarım kafiye vardır.
Tam Kafiye
Verilen dizelerde redif yoktur. Dize sonundaki (-ak) iki sesli bir benzeşme olduğu için kafiye tam
kafiyedir.
Zengin Kafiye
Verilen dizlerde tekrar eden ses sayısı üç olduğu için (-tık) bu dizelerdeki kafiye zengin kafiyedir. Zengin kafiyeyi
oluşturan unsurlardan biri kelime olarak başka bir kelimenin içinde yer alıyorsa bu kafiyeye tunç kafiye denir.
Aynı şekilde yazılıp, farklı anlamlara gelen yani sesteş olan unsurların şiirde kullanılması ile oluşan kafiyeye cinaslı kafiye denir.
1)
2)
Şiiri oluşturan bölümlerin (üçlük, dörtlük vb.) her birinin sonunda aynen tekrarlanan dizelerdir.
Kelime ve Kelime Gruplarının Tekrarı:
Şiirde ahengi sağlayan unsurlardan biri de bazı kelimelerin ve kelime gruplarının tekrarlanmasıdır.
Şiir okunurken seslerin içeriği yansıtacak şekilde vurgu ve tonlama yapılarak çıkarılmasıdır.
Nazım Biçimi
Divan Edebiyatı Nazım Biçimleri: Gazel, Kaside, Müstezat, Rubai, Tuyuğ, Murabba, Şarkı,
Muhammes, Tahmis,Terkibibent, Terciibent
Batı Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı Biçimleri: Çapraz Kafiye, Sarmal Kafiye, Düze Kafiye
Halk Edebiyatı Nazım Biçimleri
Koşma: Genellikle üç tekrar eden dize ve diğer dörtlüklerde tekrar eden bir son dize şeklinde oluşturulur. (aaab cccb… / abab cccb…) 11’li gece ölçüsü ile yazılır.
Eğer aynı kafiye düzeninde 8’li hece ölçüsü ile yazılıyorsa, bunlara Semai denir.
Türkü: Koşmaya benzerlik gösterir. 7, 8 ve 11’li ölçülerle yazılabilir. Bazı durumlarda dörtlüğün sonuna tekrar
eden bir beşinci dize (nakarat) eklenebilir.
Mani:Genellikle 7’li hece ölçüsüyle oluşan dörtlüklerdir. Farklı mani türleri vardır ama temelinde aaba şeklinde
kafiyelenir.
Gazel: 5-15 beyit olarak yazılır. Aruz ölçüsü kullanılmıştır. aa ba ca… şeklinde kafiyelenir.
Fuzuli
Kaside: Gazelden farklı olarak 31-99 beyit arasında yazılır. Gazelin kafiye düzenini takip eder. Gazelde ana konu aşk çerçevesinde iken
kasideler genellikle övgü odaklı yazılır.
Divan Edebiyatı Nazım Biçimleri
Şarkı: Dört mısralık bentlerden oluşur. Aruz ölçüsüyle yazılır. aaaa bbba ccca kafiye düzenini takip
eder.
Çapraz Kafiye: Kafiye düzeni abab şeklinde ilerleyen, yani birinci ve üçüncü, ikinci ve dördüncü dizelerin ses benzerliği gösterdiği kafiye düzenidir.
… kızıllığın
… belirsiz
… yığın
… deniz
Sarmal Kafiye: Kafiye düzeni abba şeklinde ilerleyen, yani birinci ve dördüncü, ikinci ve üçüncü dizelerin ses benzerliği gösterdiği kafiye düzenidir.
… bardak
… arasından
… zaman
… yaprak
Edebî Sanatlar (Söz Sanatları)
Edebiyatta anlatımı zenginleştirmek, renklendirmek ve daha çarpıcı bir duruma getirmek için temelde
benzetme esasına dayalı, söz ve anlama bağlı bir anlatım inceliği ve özelliği.
Teşbih (Benzetme)
Aralarında benzerlik ilgisi kurulan varlık veya kavramlardan nitelikçe zayıf olanın, kuvvetli olana
benzetilerek anlatılmasıdır.
Teşbihin dört ögesi vardır:
Benzeyen ve kendisine benzetilenle yapılan benzetmedir. Bu benzetme türüne güzel benzetme de denir:
Benzetmenin asıl unsurları olan benzeyen ya da kendisine benzetilenin yalnız birinin kullanılmasıyla yapılan edebî sanattır.
Bu dizelerde ağaran saçlar “kar”a benzetilmiş fakat benzeyen (ağaran saç) söylenmemiştir. Sadece
Bu dizede “dağlar” dalgalanma yönüyle deniz dalgalarına benzetilmiş ancak benzeyen (dağlar)
Bir sözün, benzetme amacı güdülmeden başka bir sözün yerine kullanılmasıdır. Mecazımürselde parça-
bütün, neden-sonuç, özel-genel, eser-sanatçı, iç-dış, yer-insan, soyut-somut, yön-uygarlık, araç-
kullanıcı gibi anlam ilgileri bulunur:
İnsan dışındaki varlık ve kavramlara insana ait duyuş ve davranış özellikleri yükleme sanatıdır.
Kişileştirmenin bulunduğu her yerde istiare de vardır.
Attilâ İlhan
Birbirine karşıt duygu, düşünce, hayal ve durumları ifade eden kavramları bir arada kullanma sanatıdır.
Birbirine karşıt kavramlar olan “dost” ve “düşman” kelimeleri kullanılarak tezat yapılmıştır.
Telmih (Hatırlatma)
Hemen herkesçe bilinen bir olaya veya kişiye gönderme yaparak o olayı veya kişiyi hatırlatma sanatıdır.
Dizelerinde hemen herkesçe bilinen Leyla ile Mecnun aşkına gönderme yapılarak bu tarihî kişilikler
hatırlatılmıştır.
Hüsnütalil (Güzel Nedene Bağlama)
Bir olayı gerçek nedeninin dışında daha güzel bir nedene bağlama sanatıdır.
Dizelerinde çayın ağır akışı, gerçek nedeninin dışında bir nedene (yorgun oluşuna) bağlanmıştır.
Tecahüliarif (Bilmezden Gelme)
Şair, şakaklarındaki akların kar olmadığını; yaşlanmış, çizgili yüzün kendisine ait olduğunu bildiği
hâlde bilmezlikten gelmektedir.
Kinaye (Değinmece)
Gerçek anlamı da düşünülebilecek bir sözü gerçek anlamının dışında (mecaz anlamıyla) kullanma
sanatıdır. Birçok deyim ve atasözünde kinayeye başvurulmuştur.
Behçet Necatigil
Dizelerde gerçek anlamıyla da düşünülebilecek olan “parmağı ağzında kalmak” sözü mecaz anlamı
kastedilerek kullanılmıştır.
Tariz (İğneleme)
Bir kişiyi, durumu, olayı veya olguyu eleştirmek amacıyla bir sözü, söylenenin
Huzûrî
Sözün gücünü ve etkisini artırmak amacıyla bir durum, olay ya da varlığın olduğundan büyük veya
küçük, çok ya da az gösterilerek anlatılması sanatıdır.
Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz;
Adını Eski Yunan’da şairlerin şiirlerini söylerken kullandıkları “lir” adı verilen müzik aletinden almıştır.
Türk edebiyatında koşma, semai, varsağı, ağıt, mersiye, ilahi, münacat gibi nazım şekilleri ve türleri lirik şiire
örnektir.
Lirik Şiir
Değirmen misali döner başım
Yâr yâr
Savaş ve kahramanlık konularını coşkulu bir anlatımla işleyen şiirlerdir. Destanlar epik şiir türündedir.
Halk edebiyatında koçaklama, destan, varsağı gibi nazım biçimleri ve türleri epik özellikler
göstermektedir.
Epik Şiir
Kişilerin ve toplumun aksayan yönlerini eleştirel şekilde ele alan şiirlerdir. Kişi, olay ya da durumlar;
iğneleyici sözlerle, alaylı ifadelerle eleştirilir.
Satirik şiir; halk edebiyatında taşlama,divan edebiyatınd a hicviye (hiciv), Batı etkisindeki Türk
edebiyatında ise yergi adını almıştır.
Satirik Şiir
Bir düşünceyi aktarmak veya belli bir konuda öğüt, bilgi, ders vermek amacıyla öğretici nitelikte
yazılan şiir türüdür.
Feyzi Halıcı
Pastoral Şiir
Pastoral kelimesi Latince “çobanlara ilişkin” anlamına gelen “pastoralis” kelimesine dayanmaktadır.
Abdurrahim Karakoç
İmge
Bir varlığı, kavramı, durumu daha canlı ve daha duygulu anlatmak için onu başka varlık, kavram veya
durumların çizgileri ve şekilleri içinde tasarlayıştır.
Sanatçı, imge oluştururken izlenimlerinden hareketle gerçeği kendi algısına göre yeniden biçimlendirir.
Duygu ve düşüncelerini ifade etmek için kendine özgü bir dil oluşturur.
Yeni bir anlatım için hayal gücü ve sanatçı duyarlılığı sayesinde alışılmamış sözler bulur.