Professional Documents
Culture Documents
YÖNTEMLERİ
Tanımı
Alfabelemeli müzik öğretim yöntemi,
müziksel işitme, okuma, yazma, söyleme
ve çalmada sesleri (notaları) doğrudan
doğruya alfabe harflerinden yedisinin
adlarıyla adlandırarak salt yükseklikleriyle
öğretme yoludur.
Bu yöntem, sesler alfabe harflerinin
yedisiyle adlandırma sistemine dayandığı
için alfabe yöntemi, alfabetik yöntem veya
alfabetik müzik yöntemi olarak da
adlandırılır. Öbür yandan yöntemin
Almanya’da veya İngiltere’de ortaya
konulan biçiminin yaygın ve etkin
kullanımına dayanılarak Alman Alfabetik
Yöntemi veya İngiliz Alfabetik Yöntemi
olarak da adlandırıldığı görülür.
Özellikleri
Alfabelemeli yöntem, esas olarak La’dan
başlayarak dizilen yedi müzik sesini
alfabenin A’dan başlayarak dizilen ilk yedi
harfiyle adlandırma ve bu adlarla
öğrenme-öğretme temeline dayanır.
A B C D E F G
… … … … … … …
la si do re mi fa sol
Bu yöntemde müzik sesleri harflerle
adlandırıldıktan sonra sesli çalışmalarda
onlarla hecelenir.
Bu yöntemde alfabe harfleri ve harflerin
sonlarına getirilen ekler aracılığıyla seslerin
salt/kesin (mutlak) yükseklikleri ifade
edilir. Bu yöntemde do majör dizisinin
(gamının) doğal sesleri şöyle yazılır:
C D E F G A B
… … … … … … …
do re mi fa sol la si
Bu yazılımda “si” sesi için belirlenen B’yi Almanlar
sib (sibemol) sesi için kullanırlar, “si” için ise “H”
harfini kullanmayı yeğlerler.
Bu yöntemde diziyi oluşturan doğal sesler (notalar)
harflenerek gösterilir ve yazılır, fakat hecelenerek
okunur ve söylenir. Söz konusu harflerin önüne “is”
eklenmesiyle tek diyezli notalar, “es” eklenmesiyle
ise tek bemollü notalar ifade edilir. Çift diyezliler
için “isis”, çift bemollüler için ise “eses” eklenir.
Doğal, tek diyezli ve çift diyezli, tek bemollü ve çift
bemollü toplam 35 nota (ses) alfabetik yöntemle
yazılır ve okunur.
Kullanımı
Alfabelemeli müzik öğretim yöntemi, çok
uzun bir süredir kullanılan eski ve köklü bir
yöntemdir. Avrupa’da özellikle Almanya’da
ve İngiltere’de yapılan müzik öğretiminde
epey eskilerden bu yana kullanılır. Ayrıca
Orta Avrupa ülkeleri ile öbür belli
kıtalardaki belirli ülkelerde yapılan müzik
öğretiminde de ulusların kendi
solmilemelerinin yanı sıra kullanıldığı
görülür.
Müzik öğretiminde bağıl yöntemlerin
kullanıldığı bağıl aşamalardan sonra
mutlak yöntemin kullanıldığı mutlak
aşamalara geçilir. Bağıl aşamadan mutlak
aşamaya geçişte alfabetik yöntem etkin ve
belirleyici rol oynar. Bu geçiş genellikle
bağıl adlar ve yüksekliklerden alfabetik
nota adlarına ve mutlak yüksekliklere geçiş
biçiminde gerçekleşir.
Grafiklemeli Müzik Öğretim
Yöntemi (Grafikleme Yöntemi)
Tanımı
Grafiklemeli müzik öğretim yöntemi;
müziksel işitme, okuma, yazma ve
söylemeyi, sesleri (notaları) dizek üzerinde
grafikleyerek öğretme yoludur. Bu
yönteme kısaca, grafikleme yöntemi veya
grafiklemeli yöntem denir.
Bu yöntem, sesleri dizek üzerinde grafikle
gösterme veya grafksel yzma sistemine
dayandığı için grafik yöntem veya grafik
müzik yöntemi olarak da adlandırılabilir.
Öbür yandan yöntem, oluşturucusu ve
geliştiricisi Max Battke (1863-1916)’nin
adıyla adlandırılarak Max Battke Yöntemi
(Max Battke Methode) diye de bilinir,
anılır, adlandırılır.
Özellikleri
Grafiklemeli müzik öğretim yönteminde
dizek üzerinde ölçü içinde vuruşlar dikey
noktalı çizgilerle ayrılır. Bunlar ara-sına
nota(lar) yerine kalınca yatay çizgiler
çizilir. Suslarda çizgi araları boş bırakılır.
Esas tonun toniği veya oktavı için parçanın
başında dizeğin çizgi ve aralıkları eğri
küçük çizgilerle gösterilir.
Birer vuruşluk değerler dikey noktalı çizgler
arasında alınır, iki vuruşluk değer ölçünün sonraki
kısmına uzatılarak ifade edilir. Sekizlikler ise iki
kısa yatay çizgi halinde gösterilir. Dörtlük önünde
noktayı ifade etmek üzere, yatay çizgi ölçünün
sonraki kısmına yarım çizgi halinde uzatılır.
Grafiklemeli yöntem veya grafik müzik yöntemi,
esas olarak bağıldır. Ancak, bazı yönlerden
salt/kein (mutlak) kullanıma da elverişlidir.
Grafiklemeli yöntemin önceliği ve ayrıcalığı
açıklık ve somutluktur. Bu yöntemde işitsel
açıklık görsel açıklıkla birleşir. Bağıl
yöntemde tonik yeri parçanın başında
renkli olarak çizilir ve böylece daha da
somutlaşır.
Yöntem somut araçlara önem ve öncelik
verir.
Kullanımı
Tanımı
Sessözcüklemeli müzik öğretim yöntemi,
müziksel işitme, okuma, yazma ve
söylemeyi, sesleri belirli sessözcüklerle
göstererek ve adlandırarak öğretme
yoludur. Bu yönteme, kısaca
sessözcükleme yöntemi denir.
Bu yöntem sessözcük yöntemi (Tonwort
Methode) olarak anıldığı gibi, oluşturucusu
ünlü müzik eğitimcisi Carl Andreas Eitz
(1848-1924)’ın soyadıyla birlikte Eitz
Sessözcük Yöntemi (Eitz Tonwort
Methode) veya kısaca Eitz Yöntemi (Eitz
Methode) diye de anılır, adlandırılır.
Özellikleri
Bu yöntem, esas olarak, her sesin doğal, diyezli
ve bemollü olmak üzere üç-beş durumu olduğu
ve her durumun farklı biçimde adlandırılması
gerektiği görüş veya düşüncesinden yola çıkar.
Her sesin (notanın) doğal, bir diyezli ve bir
bemollü üç durumuna göre veya bunlarla
birlikte iki diyezli ve iki bemollü beş durumuna
göre herbirine ayrı bir ad bulma-verme
temeline dayanır. Buna göre bir majör diziyi
oluşturan yedi sesin doğal, bir diyezli ve bir
bemollü üç durumuna göre 3X7=21 ses/nota
adı belirlenir.
Bu görüş, düşünce ve yaklaşımdan yola
çıkan Alman müzik eğitimcisi Carl Eitz
ilköğretim okullarında yürütülen müzik
öğretiminde yapmak istediği yenilikler
bağlamında sesleri sözcükleme, yani
sessözcükleme yöntemini oluşturmuştur.
İlkokul müzik öğretiminde oluşturduğu
sessözcükleme yöntemine göre okul müzik
öğretimine ilişkin ilk eserini 1911’de
yayınlamıştır.
Eitz oluşturduğu yöntemde do majör
dizisinin yedi sesi (doğal durumlarıyla)
şöyle adlandırılır:
Bi To Gu SuLa FeNi
do re mifa sol la si
Bu yedi sesin bir diyezli durumları şöyle
adlandırılır:
Ro Mu SaPaDe Ki Bo
Bu yedi sesin bir bemollü durumları ise
şöyle adlandırılır:
Tu Ga PeLeFi No Ru
Sessözcükleme yöntemi kendine özgü
sistemlidir ve salttır (mutlaktır). Bu
yöntemde kullanılan dizek (Eitz dizeği)
nota biçimleri ve değerleri, sesdeğiştireçler
(sesdeğiştirici işaretler) genel
notalamadakilerle aynıdır.
Sessözcükleme yönteminde seslerin
adlandırılışında kendi içinde tutarlı belirli
ilke ve kurallar vardır. Eitz’in bu yöntemle
oluşturduğu sessözcüksel sistem, bir bütün
model olarak ve ayrıca doğal, tek diyezli
ve tek bemollü, çift diyezli ve çift bemollü
beş sessözcük dizi veya beş sessözcüklü
dizi, dizekteki nota karşılıklarıyla gösterilir.
Kullanımı
Sessözcüklemeli müzik öğretim yöntemi
erken, temel ve ilköğretim okullarındaki
müzik eğitiminde etkili biçimde kullanılır.
Bağıl olmayan, salt olan bu yöntem genel
notalamaya geçmeden önce ve genel
notalama ile birlikte kullanılabilir,
uygulanabilir. Ayrıca, gerektikçe yeni ve
değişik durumlara uyarlanabilir.
Alacalamalı Müzik Öğretim
Yöntemi (Alacalama Yöntemi)
Tanımı
Alacalamalı müzik öğretim yöntemi, müziksel
işitme, okuma, yazma ve söylemeyi, bir sekizli
(oktav) içindeki kromatik sesleri belirli andırışlı
ses hecelerle adlandırarak öğretme yoludur. Bu
yönteme, kısaca alacalama yöntemi veya
alacalamalı yöntem denir.
Bu yöntemde alacalama kromatikleme ile
eşanlamlıdır. Bu nedenle yönteme kromatikleme
yöntemi veya kromatiklemeli yöntem de denilir.
Özellikleri
Bu yöntem, esas olarak, bir sekizli içinde
kapsanan oniki yarım perdenin her birinin
andırışlı birer ses heceyle adlandırılması
gerektiği düşüncesinden yola çıkar. Bir sekizli
içindeki her kromatik sesin (notanın)
durumuna göre herbirine ayrı bir andırışlı ad
bulma temeline dayanır.
Bir kromatik diziyi oluşturan oniki perdeye
(sese) karşılık oniki ad bulma konusunda
çeşitli öneriler yapılmaktadır. Bu bağlamda
yapılan üç değişik öneri şöyledir:
Öneri 1:
do di re ri mi fa fi sol sil la li si
Öneri 2:
do sa ro pa mo fa co sa vo la bo ga
Öneri 3:
la se si do dou re ro mi fa fe sol nou
Kullanımı
Alacalamalı müzik öğretim yöntemi; müziksel
işitme, okuma, yazma ve söyleme eğitiminde
duyarlığı, doğruluğu ve temizliği arttırmak için
etkili bir alıştırma yöntemi olarak kullanılır.
Alıştırmalarda genellikle küçük-dar alancılardan
giderek daha büyük-geniş alanlara doğru bir
sıra izlenir. Alıştırmalar önce belirli ana sesler
çevresinde düzenlenir, sonra iki ve daha çok
ana ses çevreli düzenlemelere geçilir.
Bu yöntem özellikle kromatik ses öbeklerine
sıkça yer verilen belirli dönemlere ilişkin belirli
tür müziklerin veya parçaların öğretiminde
kolaylık sağlar, etkili ve yararlı olur.
Merdivenlemeli Müzik Öğretim
Yöntemi (Merdivenleme Yöntemi)
Tanımı
Merdivenlemeli müzik öğretim yöntemi,
müziksel işitme, okuma, yazma ve
söylemeyi, do majör sekizli içindeki
hecesel adları ve iri noktalar halinde
merdiven basamakları başında göstererek
öğretme yoludur. Bu yönteme kısaca,
merdivenleme yöntemi denir.
Bu yöntem, biri çıkıcı basamaklı eğri
merdiven ile diğeri onu karşılayan inici
basamaklı eğri merdiven olmak üzere
birbiriyle birleşik iki merdiveni kapsar. İki
taraflı oluşundan dolayı karşılıklı merdivenli
müzik öğretim yöntemi veya biraz
kısaltılarak karşılıklı müzik öğretim yöntemi
olarak da adlandırılır. Ayrıca, yöntem,
oluşturucusu ünlü müzik eğitimcisi
Guillaume-Louis Wilhem (1781-1842)’in
soyadıyla Wilhem Yöntemi ve ona,
oluşturulup geliştirildiği yer olan Fransa’nın
adının da eklenmesiyle Wilhem-Fransız
Yöntemi diye de bilinir, anılır, adlandırılır.
Özellikleri
Merdivenlemeli müzik öğretim yöntemi, do-
majör sekizli içinde kapsanan sekiz
perdenin, ikili aralıkların büyük ve küçük
oluşları da göz önüne alınarak sekiz
basamaklı merdiven üzerinde öğretilmesi-
öğrenilmesi görüş ve düşüncesinden yola
çıkar. Yöntem, bir majör sekizli içindeki her
doğal sesi (notayı), komşu sese (notaya)
olan uzaklığıyla bir basamak üzerinde
gösterip somutlaştırma temeline dayanır.
Bu yöntem, biri heceli-basamaklı eğri, diğeri
rakamlı-basamaklı dikey olmak üzere iki çeşit
ses merdiveni ile nota (ses) yerleri dikey çizgi
üzerinde iri noktalarla belirtilmiş bir aracı
(levhayı) kapsar.
Heceli-basamaklı eğri ses merdiveninde
domajör dizi sesleri basamak başlarında hece
adları ve iri noktalar biçiminde gösterilir. Bu
merdivenin yanında bir de tek dikey çizgi
üzerinde sadece sesyerlerinin gösterildiği
levha bulunur. Rakamlı dikey ses
merdiveninde ise domajör dizinin birinci,
dördüncü ve beşinci dereceleri Romen
rakamlarıyla, diğer dereceleri ise Arap
rakamlarıyla gösterilir.
Rakamlı dikey ses merdiveninde
derecelerin rakamları merdiven kenarına
yazılır, yerleri ise merdiven çizgisi
ortasında belirtilir. Bu merdivende sesleri
adlandıran heceler (ses adları) bulunmaz.
Merdivenleme yöntemi bu özelliğiyle hem
bağıl, hem de kesin/salt (mutlak) özellik
taşır.
Kullanımı
Merdivenlemeli müzik öğretim yönteminde
alıştırmalar merdivenler üzerinde veya
dikey çizgi üzerinde yapılır. Öğretmen
elindeki değnekle hangi merdiveni ve
basamağı gösterirse öğrenciler o merdiven
basamağında (ki) adı yazılı veya yeri
gösterili sesi kendi sesleriyle okur, söyler
veya ağızlarlar (vokalizler). Yahut da daha
önceden belirlenmiş veya verilmiş sözleri
uygularlar.
Merdivenleme yönteminde sesler ve seslerarası
ilişkiler merdiven basamaklarıyla somutlaştırılır.
Seslerin süre değerleri ile belirli ritimler ve
ritimler arası ilişkiler ise sözcüklerle
somutlaştırılır.
Aralık alıştırmalarında el dizeği veya dilsiz dizek
kullanılır. Dizek üzerindeki aralıksal alıştırmalar,
örneğin “do-sol” ve “bir-beş” gibi, hem ses
(nota) adlarıyla hem de rakamlarla yapılır.
Merdivenleme yöntemi, geniş ve yaygın bir
kullanım alanına sahiptir. Başka ve yeni
yöntemler oluşturma ve geliştirmeye
kaynaklık eder.
Merdivenlemeli müzik öğretim yöntemi tek
başına kullanılabildiği gibi, başka yöntem
ve araçlarla da birlikte ve iç içe
kullanılabilir (kullanılır).
Tüneklemeli Müzik Öğretim
Yöntemi (Tünekleme Yöntemi)
Tanımı
Tüneklemeli müzik öğretim yöntemi; bir
dizinin farklı yükseklikteki seslerini
(notalarını) farklı yükseklikteki dal, sırık
veya sütunlara kondurarak veya onları
andırır çizimler üstünde göstererek
öğretme yoludur. Yönteme, kısaca,
tünekleme yöntemi de denilir.
Özellikleri
Tüneklemeli müzik öğretim yöntemi, esas
olarak dizeğin, doğrudan veya dolaylı
olarak tüneğe, dizekteki notaların
(seslerin) da bu tüneğe tüneyen kuşlara
veya onlara benzer varlıklara (hayvanlara)
benzetilmesinden ve bu benzetme yoluyla
ilk temel öğretimin daha somut, daha
yalın, daha kolay ve daha çabuk anlaşılır
kılınmasından kaynaklanan bir yöntemdir.
Kullanımı
Tüneklemeli müzik öğretim yöntemi,
tünekler”dir.
Tünemek: 1. “Uyumak için bir dala veya
sırığa konmak”tır.
2. “Tabure, yüksekçe bir iskemle
veya sütun üzerine oturmak”tır.
Tünekle(t)me yöntemi belirli müziksel olgular
ile doğal olgular arasında somut ilişkiler
kurulmak istenildiğinde, bu tür ilişkileri
kavratmaya-kavramaya dönük öğretme-
öğrenme durumlarında etkin ve etkili biçimde
uygulanma olanağı bulur.
Özellikle ilköğretimin I. Devresinde hayat
bilgisi veya II. Devresinde tabiat bilgisi
dersinin belirli ünitelerinin veya konularının
işlenişinde müzikle bağlantı kurmada işe yarar.
Ayrıca, özellikle kümes hayvancılığının yoğun
olarak yapıldığı yörelerde-bölgelerde bu
kültürün içinde yaşayan çocukların müzik
eğitiminde-öğretiminde daha da kullanışlıdır.
Mimiklemeli Müzik Öğretim
Yöntemi (Mimikleme Yöntemi)
Tanımı
Müziksel zeka geliştirme yoluyla müzik
öğretim yöntemi, müziksel gelişmeye ilişkin
bilişsel, duyuşsal, devinişsel ve sezişsel
davranışları, müziksel zekayı geliştirerek
öğretme yoludur. Bu yönteme, daha kısa bir
anlatımla müziksel zekayı geliştirme yöntemi
denir.
Özellikleri
Müziksel zeka geliştirme yoluyla müzik
öğretim yöntemi, esas olarak Çoklu Zeka
Kuramı’na dayanır ve ondan kaynaklanır.
Bu kurama göre Çoklu Zeka, birbirlerinden
farklı yedi-sekiz tür veya tip zekanın bir
araya gelimi, birleşimi ve bileşimidir. Bu
kuramda “çoklu”, farklı tür veya tipte yedi-
sekiz Zeka’dan oluşan “set” demektir veya
böyle bir “set” anlamına gelir. Müziksel
Zeka, Çoklu Zeka Kuramı’nda kapsanan
yedi-sekiz zeka türünden (tipinden) biridir.
Çoklu Zeka Kuramı’nda kapsanan sekiz tür
zeka şunlardır:
Sözel-Dilsel Zeka,
Mantıksal-Matematiksel Zeka,
Müziksel Zeka,
Uzamsal-Uzaysal (Mekansal) Zeka,
Bedensel-Devinduyumsal (Devinimsel) Zeka,
Kişisel-İçsel/Özsel Zeka,
Kişilerarası İlişkisel Zeka,
Doğasal Zeka.
Çoklu Zeka Kuramı’nda kapsanıp listelenen sekiz
zeka türü içinde Müziksel Zeka üçüncü sırada yer
almaktadır.
Çoklu Zeka Kuramı’nı oluşturup geliştiren Howard
Gardner, normal bir çocuğun doğarken çoklu
zekayı oluşturan sekiz tür zeka ile donanık
olduğu, bunların her birinin çoklu yapı içinde
(önemli ölçüde) özerk ve diğerlerinden önemli
derecede bağımsız olduğu görüşünden yola çıkar.
Her normal çocuk bu sekiz zeka türünün tümüne
sahiptir, tümünü harekete geçirme gücündedir,
ancak tümünü birden eşit olarak geliştiremez.
Bunlar her çocukta farklı güçte ve ağırlıkta
belirir, ortaya çıkar. Her çocuğun çoklu zeka
yapısı farklı biçimlenir, farklı gelişir. Her çocuk
kendi zeka birleşimine ve bileşimine göre yardım
alır, desteklenir, yönlendirilir, geliştirilir.
Zeka araştırmaları tarihinde müziksel alan ilk kez
bu Çoklu Zeka Kuramı’nda açık ve belirgin bir
zeka türü olarak yer alır.
Gardner’ın genel zeka tanımından yola çıkılarak
denilebilir ki müziksel zeka; gerçek müziksel
sorunları ya da zorlukları (güçlükleri)
çözebilmeyi, müziksel sorunları bulma-keşfetme
ya da yaratma yoluyla yeni müziksel bilgi(ler)
için bir temel oluşturabilmeyi (ortaya
koyabilmeyi) mümkün kılan yeteneklerin
kendine özgü bir bütünüdür, bütünlüğüdür.
Diğerleri gibi Müziksel Zeka’nın da alt zekaları
vardır.
Gardner’ın “Çoklu Zeka Kuramı” ışığında
müziksel yetenekler ve davranışlar artık bir
‘özel yetenek’ olarak görülmez, düşünülmez.
Çünkü bu kurama göre müziksel yetenek ve
davranış her insanın temel donanımı içinde yer
alır. İnsan zekasının çoklu yapısı içinde bir
boyut, alan ve birim olan “müziksel zeka” ile
birlikte müzik eğitimi kendiliğinden (otomatik
olarak) yeni bir durum ve daha önemli bir
konum kazanır.
Müziksel zeka; müziksel yetenek, davranış ve
yeterliklerin temellerini kapsayan bir temel-
tümel kavram niteliği taşır. Müzik eğitiminin
bu temel-tümel kavram ekseninde
gerçekleştirilmesi (gerektiği) görüşü ve
düşüncesi giderek artan bir hızla
benimsenmektedir. Müzik eğitiminde bu görüş
ve düşünceden yola çıkılarak müziksel zeka
geliştirme yoluyla müzik öğretim yöntemi
adıyla yeni-yepyeni bir yöntem oluşturulup
geliştirilmekte ve adım adım müzik öğretimi
uygulamalarında yer almaya başlamaktadır.
Müziksel zekayı geliştirme yoluyla müzik
öğretim yöntemi, Müziksel Zeka’nın Çoklu
Zeka’yı oluşturan diğer zeka türleriyle birlikte,
onlarla ilişki içinde veya onlardan bağımsız
olarak tek başına temel alındığı yeni bir müzik
öğretim yöntemidir.
Kullanımı
Müziksel zeka geliştirme yoluyla müzik öğretim
yöntemine temel olan Çoklu Zeka Kuramı Howard
Gardner tarafından oluşturulup 1983 yılında
yayınlanmış, yürütülen çalışmalar ve 1996 yılında
yapılan eklemeyle daha da geliştirilmiştir. Kuram,
oluşturulması ve geliştirilmesiyle birlikte eğitim
çevrelerinde hemen hızla tanınma, benimsenme
ve çeşitli eğitim-öğretim alanlarında yetişek
(program) ve yöntem geliştirme çalışmalarında
kullanılma ve yararlanılma olanağı bulmuştur.
Görülüyor ki, 1980’li yılların başlarında ortaya
konulan, kısa sürede tanınan ve benimsenen,
çeşitli bilimsel geçerleme çalışmaları yapılan ve
1990’larda daha da geliştirilen Çoklu Zeka
Kuramı henüz yeni bir kuram sayılır. Ancak,
böyle olmasına karşın ortaya konulmasıyla
birlikte hemen hızla eğitim bilimleri alanının
yepyeni başlıca konularından biri olmaya,
değişik eğitim öğretim alanlarında yeni
tasarlama ve uygulamalara yansımaya, yeni
tasarlama ve uygulamaları etkilemeye, yeni
program (yetişek) modelleri ve öğretim
yöntemleri oluşturma düşünce ve çabalarını
belirlemeye, yeni bir yaklaşım dayanağı ve
yöntem kaynağı olarak yer almaya ve kök
salmaya başlamıştır. Bütün bunların söz konusu
olduğu alanlardan biri de müzik eğitimi ve
öğretimi alanıdır.
Müziksel zeka geliştirme yoluyla müzik
öğretim yöntemi, diğer öğretim basamak ve
kurumlarının yanısıra, ilköğretim okullarındaki
müzik eğitiminde ve öğretiminde etkin ve
etkili biçimde kullanılır.
İlköğretimde müzik öğretiminde çoklu zekaya
dayalı ve müziksel zeka ağırlıklı çeşitli
öğrenme-öğretme modelleri kullanılabilir. Her
birinde müziksel zeka kapsanan ve kullanılan,
kapsadığı ve kullanıldığı zeka türü (alanı)
sayısı iki ile sekiz arasında değişebilen çeşitli
öğretme-öğrenme modelleri oluşturulup
geliştirilebilir ve müzik öğretimi
etkinliklerinde uygulanabilir.
İlköğretim okullarında ve sınıflarında çoklu zeka
ve müziksel zeka merkezleri oluşturulabilir ve
buralarda çeşitli müziksel zeka geliştirme
etkinlikleri (çalışmaları) yapılabilir.
Bütün bu konularda bazı gelişmiş ülkelerde
yapılmış ve yapılmakta olan deneysel çalışma ve
araştırmalardan, bunlarla elde edilen
bulgulardan, varılan sonuçlardan ve geliştrilen
önerilerden etkin ve etkili biçimde yararlanılabilir.
Müziksel Dil Geliştirme Yoluyla
Müzik Öğretim Yöntemi
(Müziksel Dil Geliştirme Yöntemi)
Tanımı
Müziksel dil geliştirme yoluyla müzik
öğretim yöntemi, müziksel gelişmeye
ilişkin bilişsel, duyuşsal, devinişsel ve
sezişsel davranışları, müziksel dili
(müzikçeyi) geliştirerek öğretme yoludur.
Bu yönteme, daha kısa bir anlatımla
müziksel dili geliştirme yöntemi denir.
Özellikleri
Müziksel dil geliştirme yoluyla müzik öğretim
yöntemi, aslında, açıkça adının konulması ve
tanımlanması yeni, fakat müzik eğitimi ve
öğretimi uygulamalarındaki örtülü varlığı epey
eski bir yöntemdir.
Öteden beri, müziğin kendine özgü bir dili
olduğu, hatta müziğin kendisinin bir dil olduğu
görüşü geniş çevrelerce benimsenmekte, yaygın
kabul görmektedir.
İlköğretim okulları programlarında müzik
dersi herşeyden önce bir “ifade dersi” veya
bir “anlatım dersi” olarak
nitelendirilmektedir. Bu nitelendirme,
aslında, müziğin bir dili olduğu veya müziğin
kendisinin bir tür dil olduğu görüşünden ve
gerçeğinden kaynaklanmaktadır.
Öteden beri ilköğretim okullarında Müzik
Dersi’nin bir anlatım (ifade) dersi olduğu
ısrarla belirtilegelmesine karşın, bu derste
müziğin dil yönüne veya müzik diline
yeterince önem ve öncelik verilmediği de
bilinen ve kabul edilen bir gerçektir.
Müzik dili, son dönemlerde ortaya konulan
bir öneriyle müzikçe olarak da
adlandırılmaktadır. Bu adlandırma ilgili
çevrelerde yadırganmamakta, hemen
kabul görmekte, benimsenmektedir.
Müzikçenin insan yaşamında, bu bağlamda
çocuğun yaşamında sözel dilden çok önce,
doğuşla birlikte ve hatta altyapı veya temel
oluşturucu belli ögeleriyle doğum
öncesinde oluşmaya başladığı bugün artık
bilinen ve kabul edilen bir gerçektir.
Çocuğun, doğuşuyla birlikte çıkarmaya
başladığı ve ortalama frekans değerinin
yaklaşık 440 dolayında olduğu gözlenen-
bilinen “ınga” sesinden veya kısaca “a”
sesinden, ilkin ‘sesel dili’ni ve onunla
birlikte ‘ezgisel dili’ni (‘müziksel dili’ni)
oluşturup geliştirmeye başladığı, kendisiyle
ve annesiyle iletişiminde ve etkileşiminde
“devinimsel dili”yle birlikte bu dilleri
kullandığı, daha sonra ise bunların yanısıra
“sözel dili”ni oluşturup geliştirmeye
yöneldiği gözlenmektedir.
Çocuğun yaşamında doğuşundan itibaren
oluşmaya ve yer almaya başladığı bilinin
müziksel dil’in çocuğun gelişmesinde çok
önemli bir yeri vardır. Böylesine önceliği
olan müziksel dilin ilköğretim okullarındaki
müzik eğitiminde daha da gelişmesi
geliştirilmesi beklenir. Bu beklentinin
gerçekleşmesi ise buna önem ve öncelik
veren bir eğitim öğretim yaklaşımıyla veya
yöntemiyle olanaklıdır.
Bu gerçeklerden ve olanaklardan yola
çıkılarak ilköğretimde müzik eğitiminin
öğretiminin ana odağının veya ana
özeğinin müzikçe olması, başlangıcından
itibaren müzik eğitiminin bir müzikçe
eğitimi olarak tasarlanıp gerçekleştirilmesi,
artık daha da kaçınılmaz bir gereklilik
olarak görülmektedir.
Bütün bu belirtilenler, kendiliğinden açık
ve seçik olarak ilköğretimde müziksel dil
geliştirmeli müzik öğretim yöntemini
gündeme getirmektedir.
Kullanımı
Müziksel dil geliştirme yoluyla müzik öğretim
yöntemi, açık ve belirgin biçimde yeni
tanımlanmış bir yöntem olmakla birlikte,
müzik öğretiminde öteden beri az çok örtülü
olarak kullanılagelmektedir.
Bu yöntemin, geleceğin en etkili müzik
öğretim yöntemlerinden biri olmaya aday bir
yöntem olduğu veya olacağı yolunda-
yönünde güçlü bir beklenti içine girilmektedir.
Sanal Müzik Yapmayı Geliştirme Yoluyla
Müzik Öğretim Yöntemi (Sanal Müzik
Yapmayı Geliştirme Yöntemi)
Tanımı
Sanal müzik yapmayı geliştirme yoluyla
müzik öğretim yöntemi; müziksel
gelişmeye ilişkin bilişsel, duyuşsal,
devinişsel ve sezişsel davranışları, sanal
müzik yapmayı geliştirerek öğretme
yoludur. Bu yönteme daha kısa bir
anlatımla, sanal müzik yapmayı geliştirme
yöntemi denir.
Özellikleri
Sanal, “gerçekte yeri olmayıp, zihinde
tasarlanan” demektir. Sanal, “gerçeğe
benzeyen” ve “gerçek sanılan” duruma gelince
sanal gerçeklik olur.
Çağdaş insanlık, günümüzde endüstri
toplumundan veya yoğun/seri üretim
toplumundan bilgi toplumuna geçiş süreci
içindedir. Bu süreçte, onu yaşayan insanlar
açısından yepyeni gerçeklikler, yepyeni ortamlar
ve yepyeni yaşantılar oluşmaktadır. Bunlar,
günümüzdeki deyişle sanal dünya, sanal
gerçeklik, sanal ortamlar ve sanal yaşantılardır.
Bilgiyi arayıp bulmada, bilgiye erişmede, bilgiyi
kullanmada, bilgiyle birlikte ve iç içe yaşamada
sanal gerçeklik ve sanal ortamlar insanlara
yepyeni iletişim ve etkileşim, yepyeni öğrenme
ve öğretme olanakları sunmaktadır. Bunda
kitlesel iletişim araçlarının yanı sıra, bilgisayar
odaklı iletişim araçlarının ve özellikle internet
kanallarının payı büyüktür. Bu tür araç ve
kanallarla sağlanan bilgi ağları insanlara sanal
bir dünya kurmaktadır.
Sanal dünyada toplumu oluşturan bireyler
ve bireysel kimlikler giderek daha çok ön
plana çıkmaktadır. İçinde yaşanılan çoklu
ortam sanal gerçeklik, sanal ortamlar ve
sanal yaşantılarla birlikte yeni boyutlar ve
yeni işlevler kazandırmaktadır. Dünya
ölçüsünde hızla artan, yaygınlaşan ve
yoğunlaşan birey odaklı girişimler,
çalışmalar, etkinlikler ve başarılar yeni
“bireysel küreselleşme” denilen bir olguyu
gündeme getirmektedir.
Sanal ortam, sanal bilim yönünün yanı
sıra, sanal sanat ve sanal müzik yönüyle
de giderek daha anlamlı olmaktadır. Bu
bağlamda sanal müzik ortamının insan
yaşamında giderek daha çok yer alması ve
daha çok zaman kaplaması müzik
eğitiminde yeni bir öğrenme-öğretme yolu
olarak sanal müzik öğretim yöntemini
gündeme getirmektedir.
Kullanımı
Sanal müzik öğretim yöntemi; ülkemiz müzik
eğitiminde henüz çok yeni bir kavramdır, yeni
oluşmaktadır. Müzik öğretiminde bilgisayarın
ve internet ağının belirli işlevler görmeye ve
kazanmaya başlamasıyla birlikte bu kavram
giderek belirginleşmektedir. Ancak bu konuda
daha esnek, daha çabuk, daha ilgili ve daha
duyarlı davranmak gerekmektedir. Bu
bakımdan bu yeni kavram üzerinde dikkatle
ve özenle durmakta büyük yarar
görülmektedir. Çünkü sanal müzik öğretim
yöntemi, daha şimdiden, 21. yüzyılın ve
2000’li yılların müzik eğitiminin en gözde
öğretim yöntemlerinden biri olma yolundadır.