III.İskender’in iktidar yılları ve M.Ö. 30. yılı kapsamaktadır. Bu dönemde son Helen krallığı olan Mısır, Roma idaresi altına düşmüştür. Helen Çağı, Büyük İskender’in ölümünden sonra onun topraklarında kurulan devletlerin tarihini kapsamaktadır. Büyük İskender Devletinin Parçalanması İskender’in ölümünden sonra onun tahtına oturmak ve idareyi ele alma kavgaları başlamış. Bu kavgalar İskender’in büyük devletinin parçalanmasına yol açan baş nedenlerdendir. İskender’in vefatından sonra diyados (varisler) olarak adlandırılan en yakın işbirlikçileri arasında 40 yıldan uzun süren bir iktidar kavgası başlamış. Diyadoslar arasında en tanıdık olanlar: Perdika, Tekgözlü Antigon, Antipatar, Lisimah, Ptolomey ve diğerleriymiş. Diyadoslar aralarında mücadele ediyorlarmış. Onlar ittifaklar kurar, topraklara el koyar, rakiplerini komplo ile öldürürlermiş. Bu kavgalarda İskender’in annesi ve küçük oğlu da hayatını kaybetmişler. M.Ö. III. yy’ın ilk yarısında Büyük İskender’in devleti üç büyük devlete parçalanmış: Avrupa’daki Makedonya, Afrika ve Mısır’daki Avrupa ve Asyadaki Selefkitler devleti. Bu devletlerin başında Makedon asıllı hükümdarlar bulunmaktaymış. Makedonya’da Antigonitler adındaki hanedanlar iktidara gelmişler. Onlar Roma İmparatorluğunun altına girmesine kadar tahtta kalmışlar. Selefkitler devleti, M.Ö. I. yy ortalarına kadar mevcutmuş ve bu zamanda Romalılar tarafından ele geçirilmiştir. Ptolemai hanedanlarının idaresi altında kalan Mısır uzun zaman ayakta kalmayı başarmıştır. Ama en sonunda o da Roma idaresi altına düşmüştür. Mısır’ın en son hükümdarı kraliçe Kleopatra’ymış. Büyük İskender devletinin dağılmasından sonra, Makedonya Balkanlar’da en güçlü devlet olarak varolmaya devam etmiş. Makedonya M.Ö. 168 yılında Roma idaresi altına düşmesine kadar ayakta durmuştur. Yirmi yıl sonra Makedonya Roma’nın bir ili olmuş. Helen Kültürü Büyük İskender’in fetihleri ardından Makedon Helen kültürü arasında temas kurulunca doğu ulusların kültürleriyle bir kaynaşma olmuş. Bu şekilde yeni, Helen Kültürü meydana gelmiştir. Helen döneminde Mısır’daki İskenderiye en büyük kültür merkeziymiş. İskenderiye güzel binaları, geniş caddeleri, su tesisatı, tiyatro, hamamlar, parklar ve iki limanı olan büyük bir şehirmiş. Muhteşem kral sarayının bulunduğu semtin ayrı güzelliği varmış. Büyük İskender’in naaşı İskenderiye şehrinde toprağa verilmiştir, ancak onun mezarı günümüze kadar bulunamamıştır. İskenderiye kentinde Eski Çağ’ın en büyük kütüphanesi ve Museyon adındaki bilim ve sanatlar merkezi de bulunuyormuş. İskenderiye girişindeki limanda boyu 130 metreyi aşan muazzam bir deniz feneri varmış. Bu yapı Eski Çağ’ın yedi dünya harikasından biri sayılmaktaymış. Küçük Asya’daki Bergama kenti ve Rodos adasındaki aynı adlı kent diğer kültür merkezleriymiş. Helenist Çağı’ndaki bilimler çok gelişmiş. Özellikle matematik, fizik, tıp ve felsefe gelişmiş. En tanınmış matematikçi ve fizikçi Arşimet, en tanınmış feylozof ise Diogen’miş. Sanat eserlerinde Laokon ve Oğulları adlı heykel en tanıdıkmış. Bu heykeli Rodos’tan üç heykeltıraş yapmış.